California/ABD`ndeki ABD Hava Kuvvetleri [USAF]

Transkript

California/ABD`ndeki ABD Hava Kuvvetleri [USAF]
10
California/ABD’ndeki ABD Hava Kuvvetleri [USAF]
Edwards Hava Üssü’nde konuşlu bir F-35A Lightning II
MTU/JSF Uçağı, kanat altı ve gövde içindeki harici yük
istasyonlarında taşıyabildiği F-35 Sistem Geliştirme ve
Gösterim Silah Süiti ile birlikte görülüyor [Fotoğraf:
Matt SHORT/Lockheed Martin].
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
11
İbrahim SÜNNETCİ
Türk Hava Kuvvetleri
Yarınlarını
Şekillendiriyor!
Günümüzdeki risk ve tehdit ortamı içinde ülkemizin güvenliğini sağlayabilmek için
çevremizde olup bitenleri eşzamanlı ve 24 saat esasına dayalı olarak gözleyebilmeli,
teknolojinin en son imkanlarını kullanarak her zaman karşımızdakinden bir adım
önde olmalı, gelebilecek tehditlere karşı anında önlem alabilmeli, gerektiği durumda
ise saldırgan unsurları, en ücra noktalara saklansalar bile bulmalı ve istenmeyen hiç
bir etki oluşturmadan tesirsiz hale getirebilmeliyiz. Bu kabiliyetleri sağlayabilecek en
önemli güç ise Hava Kuvvetleri olarak ortaya çıkıyor.
fl
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
12
D
ÜNYANIN en eski askeri havacılık
teşkilatlarından birisi olan ve 2o14’te
1o3’üncü kuruluş yıldönümünü kutlayan Türk
Hava Kuvvetleri, Türk Ulusu’nun hiç esirgemediği desteği ile kurulduğu tarihten günümüze kadar geçen süre zarfında baş
döndürücü bir hızla gelişen havacılık teknolojisini başarı ile takip edebilmek ve modern
ve güçlü bir yapıya sahip olabilmek için modernizasyon faaliyetlerini kesintisiz olarak
devam ettirmiş ve bugün gerek sahip olduğu
hava platformu, silah ve sistemler, gerekse
eğitimli ve tecrübeli personeli sayesinde
dünya hava kuvvetleri arasında seçkin bir konuma yükselmiştir. Bölgesinde askeri caydırıcılığı ve barış ortamının devamını sağlayacak
modern ve güçlü bir kuvvet yapısına sahip
olan Türk Hava Kuvvetleri, kendisine tevdi
edilen görevleri yaklaşık 4oo muharebe uçağı,
14o destek uçağı/helikopteri ve 16o eğitim
uçağı ile icra etmektedir.
Türk Hava Kuvvetlerinin harekat gücünü
genel olarak Öncel Proje-III [PO-III] altında
modernizasyonları devam eden F-16C/D Blok
30/40M/50M, Öncel Proje-IV [PO-IV] Projesi
kapsamında tedarik edilen 3o F-16C/D Blok
HvK Komutanı Hava Orgeneral Akın ÖZTÜRK,
geçtiğimiz Mayıs’ta gerçekleştirmiş olduğu Türk
Yıldızları uçuşunun ardından, Aralık ayında da Türk
Hava Kuvvetleri’nin dışa açılan diğer yüzü SoloTürk’e
ait gösteri koreografisini de bizzat uçarak
denetlemiştir [üstte]. Yanda ise Türk Hava
Kuvvetlerinin en kıdemli iki uçucusu olan HvK
Komutanı Hv. Org. ÖZTÜRK ile yeni yapılandırılan
Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma
Komutanı Hava Orgeneral Abidin ÜNAL, 11 Kasım
2o14 tarihinde iki ayrı F-16D Blok 50+ Uçağı ile
kolda uçarak 6ncı Ana Jet Üs Komutanlığı
[Bandırma] ve 9ncu Ana Jet Üs Komutanlığı
[Balıkesir]’na incelemelerde bulunmak üzere ziyaret
gerçekleştirmiştir [Fotoğraflar: HvKK].
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
50+ ve modernize edilmiş F-4E 2020 muharip
jet uçakları; destek gücünü ise EW-7T
HİK/AEW&C Komuta Kontrol, KC-135R Tanker, CN235-100M ELINT/SIGINT, C-160D
İGK/ISR Uçağı, A400M Atlas, CN235, C130B/E ve C-160D Ulaştırma Uçakları ile RF4E/TM Keşif Uçakları ve Heron/Gözcü-I
İnsansız Hava Araçları [İHA] oluşturmaktadır.
Yakın gelecekte envantere girecek Anka-S
MALE İHA, Stratejik İHA, Taarruzi İHA, F-35
Lightning-II MTU/JSF, Milli Muharip Uçak TFX, özgün tasarım ve yerli üretim IR ve RF Güdümlü Havadan Havaya Füzeler ve Uzun
Menzilli Hava Savunma Füze ve Radar Sistemleri ile mevcut kabiliyetler daha da artırılacak-
tır. Bunlara ilave olarak, GökTürk-II ElektroOptik [EO] Keşif ve Gözetleme Uydusu Projesi
ile keşif ve gözetleme alanında önemli bir
adım atan Türk Hava Kuvvetleri, GökTürk-I
EO, GökTürk-III SAR ve GökTürk Yenileme
Uyduları gibi Keşif ve Gözetleme maksatlı
Uydu Sistemlerinin de devreye girmesiyle
uzay alanında da dünyanın sayılı Hava Kuvvetlerinden biri haline gelecektir.
Teşkilat Yapısı
G
ENELKURMAY Başkanlığına bağlı
Hava
Kuvvetleri
Komutanlığı
[HvKK]’nın Karargahı Ankara’da konuşlanmış-
14
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
Türkiye’nin en büyük tümleşik komuta, kontrol, bilgi
[C2I] sistemi olarak bilinen ve ağ destekli harekat
kabiliyetine sahip olan HvBS sayesinde, komutakontrol ve karar verme süreçlerinin etkinliği, karar
makamlarına doğru ve zamanında bilgi sağlanması ve
yürütülen faaliyetlerin birbiriyle bütünleşmiş bir
şekilde yürütülebilmesi garanti altına almıştır. Üstte
HvKK Hv. Org. ÖZTÜRK, makam odasında yer alan
ekranlar [yanda] üzerinden Türk Hava Sahası’nı ve
Türkiye genelindeki hava meydanlarındaki son
durumu anlık olarak takip edebilmektedir
[Fotoğraflar: U. ÇARDAKLI/S&H].
tır. HvKK Karargahında, HvKK’nın emir ve komutayı yerine getirmesinde, Komutan’ın görevlerini yapmasına yardımcı olan Hava
Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı bulunmaktadır.
Faaliyetler Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’na bağlı olan; Personel, İstihbarat, Harekat,
Lojistik, Plan Prensipler ile Muharebe Elektronik ve Bilgi Sistemler olmak üzere altı Karargah Başkanlığı tarafından yürütülmektedir.
İlaveten doğrudan Hava Kuvvetleri Komutanına bağlı ve onun adına tüm hava birlik ve
kurumlarını denetleyen; Değerlendirme ve
Denetleme Başkanlığı bulunmaktadır.
HvKK’nın ayrıca Ana Ast Komutanlıklarından bağımsız ve doğrudan HvKK karargahı tarafından merkezi planlama ile sevk ve idare
edilen iki Hava Ulaştırma Birliği mevcuttur.
Bunlar; Etimesgut/Ankara’da konuşlu 11’inci
Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı ile Erkilet/Kayseri’de konuşlu 12’nci Hava Ulaştırma
Ana Üs Komutanlığıdır. Her iki birlik de doğrudan Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’na
bağlıdır.
Teknolojinin sağladığı imkanları en üst
düzeyde kullanarak daha etkin komuta kontrol imkanlarına kavuşarak, caydırıcılığı pekiştirme hedefi ile 2o14 içinde HvKK teşkilat
yapısında operatif seviyede değişime gidilmiş
ve iki Hava Kuvveti yapısından tekli yapıya
geçilerek 5 Ağustos 2o14’te ‘Muharip Hava
Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı’
Eskişehir’de teşkil edilmiştir. Böylelikle, Türk
Hava Kuvvetlerinin Kolordu seviyesindeki ana
muharip unsurları olan 1’inci ve 2’nci Hava
Kuvveti Komutanlıkları, Ordu seviyesindeki
tek bir komutanlık çatısı altında toplanmıştır.
Bu Komutanlığın ana bağlıları olarak;
l Hava harekatını tek bir merkezden yöS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
netmek üzere ‘Komutan Yardımcılığı ve Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezleri Komutanlığı’ Diyarbakır’da,
l Bünyesindeki kara ve deniz koordinasyon üniteleri ile hava ve füze savunmasını bir
merkezden yönetecek ve angajman yetkisini
kullanacak olan ‘Hava Savunma Komutanlığı’
ise Eskişehir’de
oluşturulmuştur.
Böylece; Hava Kuvvetleri bünyesinde
müşterek, tam bütünleşmiş ve birlikte çalışabilir bir yapının hayata geçirilmesi sağlanarak,
Türk Silahlı Kuvvetleri [TSK]’nin uzayı da kapsayacak şekilde bütün hava ve füze savunma
unsurları tek merkezden sevk ve idare edilebilir hale getirilmiştir.
HvKK teşkilat yapısında gerçekleştirilen
bir diğer değişiklik ise Komutanlığın uzay alanındaki vizyonunun bir yansıması olarak Uzay
Grup Komutanlığının teşkilidir. TSK’nin ‘Uzay
Yol Haritası’ doğrultusunda planlanan uzay
faaliyetleri HvKK tarafından yürütüldüğünden, bir yandan uydu sistemlerine yönelik
projeler hayata geçirilirken, diğer yandan da
TSK’nin envanterine girecek uydu sistemlerinin operasyonlarını gerçekleştirmek üzere
Uzay Grup Komutanlığı HvKK bünyesinde
oluşturulmaktadır. Uzay Grup Komutanlığı,
farklı faaliyet alanlarında sahip olunacak farklı
uydu sistemleri için teşkil edilen/edilecek
Keşif ve Gözetleme, İhbar-İkaz, Elektronik
Destek, Konumlama Seyrüsefer Uydu Komutanlıkları ile Uydu Fırlatma Merkezi Komutanlığı’ndan oluşacaktır. Uzay Grup Komutanlığı
bağlısı olan Uydu Komutanlıkları, ilgili uydu
sisteminin envantere girişine bağlı olarak kademeli bir şekilde teşkil edilmektedir. Bu kapsamda ilk olarak Keşif Uydu Komutanlığı
kurulmuş ve bu Komutanlık, 18 Aralık 2o12’te
yörüngeye yerleştirilen, TSK’nin ilk keşif ve
gözetleme uydusu olan GökTürk-II Uydusu’nun operasyonlarını gerçekleştirmeye başlamıştır. Önümüzdeki yıllarda ise Uzay Grup
Komutanlığı bünyesinde sırasıyla; Elektronik
Destek Uydu Komutanlığı, Uydu Fırlatma Merkezi Komutanlığı, Bölgesel Konumlama ve
Zamanlama Sistemi Komutanlığı, İhbar ve
İkaz Uydu Komutanlığının aktivasyonlarının
gerçekleştirilmesi ve 2o23’e kadar nihai teşkilat yapısına ulaşılması hedeflenmiştir.
Türk Hava Kuvvetlerinin yeni komuta ve
teşkilat yapısıyla teknolojinin sağladığı imkanlar ile daha etkin bir komuta ve kontrolün gerçekleştirilmesi, böylelikle TSK’nin harekat
etkinliği ve caydırıcılığının daha da artırılması
hedeflenmiştir.
HvKK Modernizasyon
Projeleri
S
ÜREKLİ gelişen ve genişleyen harekat
ortamında Türk Hava Kuvvetleri, kendisine kanunlarla verilen görevleri yerine getirebilmek için sürekli değişen şartlara uyum
sağlamak ve muhtemel bir tehdit karşısında ön
alabilmek için hayata geçirdiği modernizasyon
projeleri ile mevcut imkanlarını geleceğin ihtiyaçlarına uyumlu hale getirmektedir. Önemli
bir bölümü milli imkanlarla yürütülen modernizasyon projeleri ile günümüz güvenlik ve
kriz ortamı koşullarına uyumlu modern platform ve silah sistemleri envantere alınarak,
HvKK’nın ana görev ve fonksiyonu olan, ‘tespit edilen hedeflerin taarruz unsurlarıyla saf
dışı bırakılması’ imkan ve kabiliyeti sürekli ve
hassas olarak sağlanabilmektedir.
HvBS-PO-ENT
Havelsan mühendisleri tarafından milli
olarak 9 yılda geliştirilen Hava Kuvvetleri Bilgi
Sistemi [HvBS], stratejik seviyede karar-destek
kabiliyeti ile Türk Hava Kuvvetlerinin harbe
hazırlık seviyesinin en üst düzeye çıkarılmasında hayati önem taşımaktadır. Bu teknoloji
sayesinde hava harekatları çok hızlı bir şekilde
gerçekleştirilebilmektedir.
Türk Hava Kuvvetleri tarafından 25 Aralık
2oo7 tarihinden bu yana kullanılan Hava Kuvvetleri Bilgi Sistemi [HvBS], Türkiye’nin en
büyük tümleşik komuta, kontrol, bilgi [C2I]
sistemi olarak bilinmektedir. Sistem, tüm Hava
Kuvvetleri birliklerini içine alacak bir ağ oluşturarak birçok işlemin bilgisayar ortamında
gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Komutanlığın; barış, gerginlik ve harp işlemleri tüm seviyelerde [Karargah, Harekat Merkezleri, Üs ve
Radar Birlikleri gibi] destekleyen ve Türk
Hava Kuvvetlerinin her türlü veri ve işletim gereksinimlerini karşılayabilecek kabiliyette bir
C2I sistemi olan HvBS yazılımı yine Havelsan'ın geliştirdiği ‘milli kripto’ ile siber saldırı-
15
İbrahim SÜNNETCİ
GökTürk-II EO/IR Keşif ve Gözetleme Uydu Programı
kapsamında Yer İstasyonu yazılımlarında tüm
güncelleme ve iyileştirme çalışmaları tamamlanmış ve
yazılımların son sürümleri Ahlatlıbel Yer İstasyonu’na
kurulmuş ve yazılımlar ile birlikte 2 iş istasyonu da
teslim edilmiştir [Fotoğraf: S&H Arşivi].
lara karşı korunuyor. HvBS sayesinde ağ destekli harekat kabiliyetine sahip olan Türk
Hava Kuvvetleri, bu sayede komuta-kontrol
ve karar verme süreçlerinin etkinliğini, karar
makamlarına doğru ve zamanında bilgi sağlanmasını, yürütülen faaliyetlerin birbiriyle bütünleşmiş bir şekilde yürütülebilmesini garanti
altına almıştır.
HvKK envanterindeki tüm uçaklar, silahlar, mühimmatlar, yedek parçalar da yine
HvBS ile yönetilmektedir. HvKK envanterine
yeni giren ana silah sistemlerinin HvBS ile bütünleştirilmesi maksadıyla başlatılan HvBSPO-ENT Projesinde Ocak 2o1o tarihli SSİK
kararı çerçevesinde 24 Şubat 2o1o tarihinde
Havelsan ile SSM arasında bir sözleşme imzalanmıştır. HvBS-PO-ENT Projesi; PO-III ve POIV projeleri kapsamında modernize edilen ve
yeni alınan F-16C/D Blok 40M/50M ve Blok
50+ Uçakları için geliştirilen Filo Seviyesi
Görev Planlama [FSGP] yazılımlarının geliştirilerek HvBS ile bütünleştirilmesini içermekte-
dir. Geliştirilen FSGP yazılımı ile, başta PO-III
ve PO-IV uçaklarında kullanılacak hassas güdümlü akıllı silah sistemlerinin görev planlamasının yapılabilmesi olmak üzere HvBS’ne
ilave yetenek ve özellikler kazandırılmıştır.
Projenin kabulü 24 Eylül 2o13 tarihinde ta-
mamlanmış ve 6 aylık garanti süreci başlamıştır. Havelsan ayrıca HvBS Bakım İdame ve İşletme Projesi altında Muharebe Yönetim
Sistemi için yeni bir ana sürüm [Versiyon 2.8]
hazırlamış ve Mayıs 2o13 tarihinde kullanıma
vermiştir. Şirket bu kapsamda şimdiye kadar
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
16
46 ara sürümü HvKK kullanımına vermiştir.
NATO CWIX 2o13 Tatbikatı’nda müşterek
hava senaryosu, HvBS Muharebe Yönetim Sistemi [HvBS-MY] üzerinden yönetilmiştir. Tatbikat kapsamında 11 NATO ülkesinden 16
adet kontrol sistemi ile 28 çeşit NATO standardındaki mesajlar üzerinden birlikte çalışabilirlik testleri gerçekleştirilmiş ve sistem bütün
testlerden başarıyla geçmiştir.
Diğer yandan, SOM-B1 ve B2 mühimmatının sahip olduğu Otomatik Hedef Algılama
ve Teşhis Sistemi [ATA, 64ox512 çözünürlükte
IIR arayıcı başlık] kabiliyetini desteklemek
amacıyla farklı keşif ve istihbarat yöntemleriyle temin edilmiş, hedefin uygun özellikte
çekilmiş görüntülerinden ‘3-Boyutlu Sayısal
Tel Kafes Modeli’nin oluşturulması ve HvBS
ile bütünleşik çalışabilecek kabiliyetin tesis
edilmesi maksadıyla Havelsan Ana Yükleniciliğinde ATA Projesi başlatılmıştır. 24 aylık bir
takvime sahip olan proje altında HvBS ile bütünleşik çalışabilecek yazılımlar Havelsan ve
TüBiTAK SAGE ortak çalışması ile geliştirilmiş
ve HvKK’na teslim edilmiştir.
Link-16 ile Birlikte
Çalışabilirlik
Link-16 Birlikte Çalışabilirlik Projesi, çoğunluğu HvKK envanterinde mevcut ya da
yakın bir gelecekte hizmete girecek Link-16
kabiliyetine haiz 17 değişik platform ve sistemin birlikte çalışabilirliğinin sağlanması maksadıyla Şubat 2oo6 tarihli SSİK kararı ile
SSM’nın idari sorumluluğunda başlatılmış ve
Ana Yüklenici firma olarak seçilen STM ile 2o
Şubat 2oo9’da ABD$19.95 Milyon değerinde
bir sözleşme imzalanmıştır.
Proje kapsamında Link-16 Birlikte Çalışabilirlik kabiliyetinin kazandırılacağı platform
ve sistemler şunlardır:
l F-16 [PO-III ve PO-IV].
l F-4E 2020.
l EW-7T HİK.
l KC-135R.
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
Link-16 kabiliyetine kavuşturulan F-16C/D Blok 40M
ve Blok 50+ uçakları Turaz Kartalı 2o14 Tatbikatı
kapsamında gittikleri Azerbaycan’ın Başkenti
Bakü’deki bir hava üssünde bir arada görülüyorlar
[Fotoğraf: S&H Arşivi].
C-130.
AS-532 CSAR.
l A400M.
l F-35A MTU/JSF
l Taşınabilir Taktik Komuta Kontrol
MEBS Sistemi.
l Hava SOJ.
l Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze
Savunma Sistemi [T-LoRADMiS].
l Anka-S TİHA.
l NATO Hava Komuta ve Kontrol
Sistemi [ACCS].
l Çoklu Taktik Veri İletişim Sistemi
[ÇOTVİS].
l Çok Amaçlı Taktik Veri Link İşleme
[ÇAVLİS, DzKK].
l HvBS Muharebe Yönetim Modülü.
l MASE Harekat Yazılımı Link-16
Modülü-SCI [CDC Sistem Arayüzü].
Söz konusu sistemlerde kullanılan veya
kullanılacak MIDS terminalleri yurt dışından
hazır olarak gelmelerine karşın, terminallerin
üzerinde koşan yazılımlar milli olarak geliştirilmektedir.
Proje kapsamında halihazırda Ulusal Seviye Birlikte Çalışabilirlik Dokümanı ve her bir
platform için Teknik Şartnamelere esas olan
Link-16 Dokümanı üretilerek, platform Link16 yazılımları geliştirilmiş olup, entegrasyon
faaliyetleri sürdürülmektedir. Ayrıca yine bu
süre içerisinde oldukça yoğun eğitim programları icra edilmiş ve iki Sentetik Yer Birlikte
Çalışabilirlik Test Ortamı ve Analiz Laboratuvarı kurularak faaliyete alınmıştır. Bu çerçevede Ahlatlıbel Hava Radar Meydan
Komutanlığı’nda kurulan Link-16 Sentetik Yer
Birlikte Çalışabilirlik Test Ortamı Laboratuvarı
1o Şubat 2o11’de açılmıştır. Diğer Test Ortamı
Laboratuvarı ise STM’nin Bilkent Cyberl
l
park’taki Proje Ofisinde kurulmuştur. Kesin
Kabul Testleri 4 Mayıs-16 Haziran 2o11 arasında gerçekleştirilen Laboratuvarlar vasıtasıyla bir kısım platformun sistem ön testleri ve
kabul test faaliyetlerine destek sağlanmıştır.
Diğer yandan 5 Aralık 2oo7 tarihli SSİK kararı ile Link-16 Veri Haberleşmesi Terminal Tedariki için ViaSat, Ana Yüklenici olarak
seçilmiştir. Bu çerçevede ViaSat firmasından
ABD$41.57 Milyon bedel ile FMS kanalıyla
toplamda 96 [35+61] Link-16 Terminali tedarik
edilmektedir. Proje kapsamında, Link-16 Terminali tedarik faaliyetinin yanı sıra bu terminallerin uçaklara entegrasyonu için gerekli
olan ekipmanın satın alınması, terminallerin
kurulumu ve entegrasyonu için gerekli teknik
desteğin sağlanması da gerçekleştiriliyor.
Terminallerden 14’ünün DzKK’na [13’ü
Meltem II/III Uçakları ve biri Uzun Ufuk Füzyon Merkezi için], geri kalanların ise A400M
ve C-130 Uçakları için HvKK’na teslim edilmesi planlanmıştır. ViaSat, Temmuz ve Ağustos 2oo6’da imzalanan iki ayrı anlaşma altında
ise HvKK’na PO-III Projesi altında modernize
edilecek F-16C/D Uçaklarında kullanılmak
üzere toplam 2o3 Link-16 Çok Fonksiyonlu
Bilgi Dağıtım Sistemi [MIDS] Terminali sağlamaktadır. F-16C/D Blok 50+ Uçaklarında kullanılan MIDS-LVT Terminalleri [36 adet] ise
PO-IV kapsamında tedarik edilmiştir. Gerek
PO-III, gerekse PO-IV kapsamında teslim edilen F-16C/D Uçakları Link-16 kabiliyetli olarak
uçuşlarına başlamış durumdadırlar.
Bu arada TSK’nin günümüzün ve geleceğin karmaşık harekat ortamında ortaya çıkabilecek ihtiyaçlarına en uygun milli veri linki
[data link] sisteminin geliştirilmesi ile ilgili bir
fizibilite çalışması da yapılmıştır. Söz konusu
çalışma ile geleceğin harekat ortamındaki bilgi
değişim ihtiyaçları belirlenmiş ve bu ihtiyaçlardan yola çıkılarak milli veri linki sisteminin
sahip olması gereken özellikler tanımlanmıştır. TSK’nin mevcut kabiliyetleri ve gelecekte
sahip olması planlanan yeni kabiliyetleri de
değerlendirilerek Milli Taktik Veri Linki
[MTDL] Sistemi’nin kullanım konsepti ortaya
konulmuştur.
Uzay Projeleri
T
EKNOLOJİK alanda meydana gelen
hızlı gelişmelerle birlikte ülke sınırları
ile ifade edilen güvenlik algısı uzaya taşınmış
ve uzay artık bir harekat ortamı olarak kabul
edilmeye başlanmıştır. HvKK, askeri maksatlı
uzay faaliyetleri konusunda ülke genelinde
koordinatör makam olarak görev yapmakta ve
bu konuda önemli projeler yürütmektedir.
Keşif ve Gözetleme Uydu Sistemi
[GökTürk-I] ve USETMerkezi: Euro261.5
Milyon değerindeki proje sözleşmesi İtalya’nın
Telespazio SPA firması ile SSM arasında 16
18
Temmuz 2oo9’da imzalanmış ve sözleşme 19
Temmuz 2o1o’da yürürlüğe girmiştir. Proje;
bir Elektro-Optik [EO] kameraya sahip Uydu,
bir Ana Yer İstasyonu ve bir Mobil Yedek Yer
İstasyonu ile TAI arazisinde teşkil edilmek
üzere Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test
[USET] Merkezi’nin kurulumunu kapsamaktadır. 0.5m çözünürlükte Panchromatic [PAN,
siyah beyaz, ancak tüm renklere duyarlı] 2m
çözünürlükte 4-bant Multispectral [MS, renkli]
görüntü çekebilecek kabiliyetteki GökTürk-I
Uydusunun bugüne kadar bir ülkenin başka
bir ülkeye satışını gerçekleştirdiği en yüksek
çözünürlüklü uydu sistemi olduğu belirtiliyor.
GökTürk-I Uydusunun üretim, montaj ve entegrasyon faaliyetleri, uydunun geliştirilmesinden sorumlu Alt Yüklenici [Thales Alenia
Space/Fransa] tarafından Cannes/Fransa tesislerinde gerçekleştirilmektedir.
TAI tarafından Sermaye Piyasası Kurulu
[SPK] için 2o14 sonlarında hazırlanan Taslak
Raporda GökTürk-I Uydusu üzerindeki çalışmalara 2o1o’da başlandığı, tasarım geliştirme
faaliyetleri ile Kritik Tasarım Gözden Geçirmesi [CDR] aşamasının tamamlandığı, entegrasyon faaliyetlerine ise devam edildiği
bilgisine yer verilmiştir. GökTürk-I Uydusunun Ağustos 2o14 içerisinde TAI arazisinde
tesis edilen USET Merkezi’nde fırlatma yüklerine ve uzay ortamına olan dayanıklılığın test
edilmesi maksadıyla bir dizi testlere tabi tutulması planlanmışsa da, Projede yaşanan gecikmeler üzerine bu tarih daha sonra 2o15 ilk
çeyreği olarak güncellenmiştir. Daha önce
GökTürk-I Uydusunun 2o13 sonunda yörüngede olması ve yörüngede kabul testlerinin
2o14 başlarında icra edilmesi ve uydunun
2o14’ün ilk çeyreğinde Tam Harekat Kabiliyeti
[FOC]’ne kavuşması planlanmışsa da, bu tarihS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
ler son olarak Kasım 2o15’te fırlatma ve yörüngesine yerleştirme, Ocak 2o16’da yörüngede
kabul ve Mayıs 2o16’da sistem nihai kabulü
şeklinde revize edilmiştir. Paris Air Show Fuarı
sırasında TeleSpazio ile Arianespace arasında
18 Haziran 2o13’te imzalanan anlaşma altında
Vega Uydu Fırlatma Sistemi [SLV] ile Fransız
Guayanası’ndan uzaya fırlatılacak GökTürk-I
Uydusu, 681km yükseklikteki güneş uyumlu
yörüngeye yerleştirilecektir. Üzerinde ITAR kısıtlamalarına tabi donanım yer aldığından
Üstte, Kasım 2o15’de
uzaya fırlatılması
planlanan GökTürk-I
EO Yer Gözlem
Uydusu’na ait bir
bilgisayar tasarımı,
yanda ise GökTürk-II
Uydusu tarafından 15
Temmuz 2o13 tarihinde
çekilmiş Çin’deki Jiugan
Uydu Fırlatma Üssü’ne
ait 2.5m çözünürlükte
Pansharp görüntü
[Fotoğraflar:
TeleSpazio ve Keşif
Uydu Tabur
Komutanlığı].
uydunun GökTürk-II Uydusu gibi Çin’den
veya Rusya’dan fırlatılması mümkün olmamıştır. Yılda 60.ooo’den fazla görüntü çekebilecek kabiliyete sahip olacağı belirtilen
GökTürk-I Uydusunun görev süresi yedi yıl
olarak öngörülmüştür. 6oo-68okm irtifada
Güneş Eş Zamanlı bir yörüngeye oturtulacak
ve dünya etrafında 98 dakikada bir tur olmak
üzere günde 14 kez dolaşacak GökTürk-I Uydusunun kuru ağırlığı 7ookg, yakıt yüklü ağırlığı ise yaklaşık 1.1ookg olarak verilmektedir.
GökTürk-I Uydusunun nihai testlerinde
kullanılacak USET Merkezi’nin inşa ve kurulum çalışmaları 2o14 içinde tamamlanmış
olup, tesisin 2o15’te tümüyle işlevsel olması
hedeflenmiştir. SSM ve TÜRKSAT tarafından
finanse edilen ve TAI tesislerinde kurulan
USET Merkezi, Euro1oo Milyon’un üzerinde
bir değere sahip olup, dünyadaki sayılı uydu
montaj, entegrasyon ve test merkezlerinden
birisidir. USET Merkezi’nde, azami 5 tonluk
birden fazla uydunun aynı zamanda montaj,
entegrasyon ve test işlemleri gerçekleştirilebilecektir. Bir uydunun fırlatma sırasında, fırlatmadan sonra yörüngesine ulaşıncaya ve
uzayda görev ömrünü tamamlayıncaya kadar
maruz kalacağı şartlara, etkilere ve yüklere dayanımını doğrulamak amacıyla gereken tüm
testler [Titreşim, Isıl Vakum, Kütle Özellikleri,
Akustik, EMI/EMC, Kompakt Anten, Güneş
Paneli Açılım], USET Merkezi’nde yapılabilecektir. USET Merkezi’nin, TAI tesisleri bünyesinde havaalanı apronuna doğrudan bağlantısı
olması, uydunun kara yolu taşımasını ortadan
19
İbrahim SÜNNETCİ
kaldıracağından, stratejik açıdan çok büyük
bir avantaj sağlamaktadır.
GökTürk-II EO/IR Keşif ve Gözetleme
Uydusu: Mühendislik açısından %8o ve
parça/donanım açısından %4o yerli katkı ile
hayata geçirilen GökTürk-II Projesi ile; keşifgözetleme uydularına yönelik teknolojik alt
yapıyı oluşturmak, uydu tasarım, entegrasyon,
montaj, test ve üretim yeteneğini geliştirmek,
alt sistemler bazında yetenek kazanmak hedeflenmektedir. Çalışmalar TüBiTAK tarafından yürütülmüş ve uydu Aralık 2o12’de Çin
Halk Cumhuriyeti’nden başarıyla fırlatılmıştır.
2.5m çözünürlüklü uydu görüntüsü ihtiyacını
karşılamak maksadıyla geliştirilen GökTürk-II
Uydusu ile operasyonel ve teknolojik alanda
büyük kazanımlar elde edilmiştir. TAI-TüBiTAK Uzay İş Ortaklığı tarafından milli olarak
tasarlanan GökTürk-II EO/IR Yer Gözlem Uydusunda Güney Koreli Satrec Initiative [SI] firması tarafından geliştirilen 2.5m çözünürlükte
Panchromatic [PAN,
siyah beyaz, ancak
tüm renklere duyarlı]
ve 5m çözünürlükte
4-bant Multispectral
[MS, renkli] Yeryüzü
Örnekleme Uzaklığı
[GSD] kabiliyetli görüntü çekebilen bir
gündüz görüş kamerası ile TüBiTAK
Uzay tarafından geliştirilen Kuzgun isimli
Yakın Kızılötesi Uydu
Kamerası yer almaktadır. TüBiTAK Uzay
tarafından hazırlanan
broşüre göre 2om
SWIR çözünürlüğe ve
4m Panchromatic [siyah beyaz dedektör takıldığında] çözünürlüğe sahip olan Kuzgun Kızılötesi [IR] Kamerası, 8oonm-1.7oonm [SWIR]
tayf aralığına, 85omm odak uzaklığına ve
128MB dahili hafıza kapasitesine sahiptir.
GökTürk-II Uydusu üzerine yerleştirilen Kuzgun Yakın Kızılötesi Uydu Kamerası üzerinde
siyah beyaz [Pankromatik] dedektör değil kızılötesi dedektör bulunmaktadır. Ahlatlıbel’deki Uydu Yer İstasyonu’ndan kontrol
edilen GökTürk-II EO/IR Keşif ve Gözetleme
Uydusu Nisan 2o13’ten itibaren tam operasyonel olarak TSK’ne hizmet vermeye başlamış
olup, halen Keşif Uydu Komutanlığı GökTürkII Uydusu vasıtasıyla dünyanın istenilen herhangi bir bölgesine ilişkin görüntüler elde
edebilmektedir. GökTürk-II Uydusu ile kazanılan yetişmiş insan gücü ve uydu kontrol yeteneği, HvKK vizyonunda yer alan; ‘Kıtasında
etkin, bölgesinde lider bir hava, uzay ve bilgi
gücü olma’ hedefine önemli katkılar sağlamaktadır.
Yörüngesindeki 2’nci yılını 18 Aralık
2o14’te başarıyla tamamlayan GökTürk-II Uydusu ile bu süre zarfında dünyanın çeşitli bölgelerinden görüntüleme yapılarak yaklaşık 2
Milyon km²’si Türkiye’de olmak üzere 11 Milyon km² genişliğinde bir alan kapsanmıştır.
Ayrıca bu süreç içerisinde TSK’nden, kamu
kurum ve kuruluşları ile üniversitelerden
gelen talepler çerçevesinde yaklaşık
500.oookm² genişliğindeki görüntü ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmıştır. Geçen süre zarfında
GökTürk-II Uydusu dünya etrafında 10.ooo’in
üzerinde tur atarak 5.ooo dolayında görüntü
çekmiştir. 1.9m x 1.9m x 1.9m ölçülerindeki
GökTürk-II Uydusu yer yüzeyinden yaklaşık
685km yükseklikteki Güneş Eş Zamanlı Yörüngeye yerleştirilmiş olup, dünya etrafındaki
bir turunu [uydu Türkiye’nin en güneyinden
en kuzeyine 8o saniyede gidebilmektedir]
yaklaşık 98 dakikada tamamlamaktadır. Yaklaşık 64okm’lik bir şeridin görüntüsünü tek
geçişte indirebilecek kadar yüksek hızlı bir
veri haberleşmesine sahip olan GökTürk-II
Uydusunun kuru ağırlığı yaklaşık 4o9kg, yakıt
yüklü ağırlığı ise 45okg olup, uydu yerleştirildiği yörünge nedeniyle sadece güneşin dik
geldiği saatlerde çekim yapabilmektedir.
Günde 14/15 kez dünya etrafında kutuplardan tur atan ve gündüz ve gece olmak üzere
her gün 4o dakika süreyle Yer İstasyonu ile
temas kuran GökTürk-II Uydusu, aynı noktadan her 2.5 günde bir geçmektedir [revisit
time]. Toplamda 4oGB [8GB+32GB] büyüklüğünde görüntü [sıkıştırılmış] depolama kapasitesine sahip olan GökTürk-II Uydusu
çektiği görüntüleri şifreleyebilmektedir. GökTürk-II Uydusunun görev süresi beş yıl olarak
öngörülmüştür.
GökTürk-III Sentetik Açıklıklı Radar
[SAR] Uydu Sistemi: Uzay tabanlı görüntüleme kabiliyetinin SAR sensörü vasıtasıyla
gece ve gündüz her hava şartına geliştirilmesinin amaçlandığı GökTürk-III Projesi; yüksek
çözünürlüklü bir SAR Keşif ve Gözlem Uydusu ile mobil ve sabit Yer İstasyonlarının yurt
içinden tedarikini kapsamaktadır. GökTürk-III
Projesi, Ana Yüklenici TAI ile SSM arasında 8
Mayıs 2o13’te imzalanan Ön Tasarım Aşaması’na ilişkin sözleşme doğrultusunda başlatılmıştır. Söz konusu Sözleşme kapsamında,
GökTürk-III Sistemi’nin aşamalı bir yaklaşım
ile gerçekleştirilmesi öngörülmüş, bu maksatla
Projenin ilk fazında Ön Tasarım Gözden Geçirme [Preliminary Design Review-PDR] Fazına kadar olan faaliyetler planlanmıştır.
GökTürk-III SAR Uydusu ile Yer İstasyonu Ön
Tasarımı [PDR] çalışmalarının yürütüleceği
Faz-1 Sözleşmesi kapsamında çalışmaların 26
Kasım 2o13 - 26 Mayıs 2o16 arasında gerçekleştirilmesi planlanmıştır. TAI Ana Yükleniciliğinde, TüBiTAK Uzay Araştırmaları Enstitüsü
ile Aselsan AŞ’nin de Alt Yüklenici olarak
görev alacağı projenin Faz-1 çalışmaları kapsamında sırasıyla; Görev Tanımı, Sistem İsterleri Gözden Geçirme, Sistem Tasarımı ve Ön
Tasarım Gözden Geçirme [PDR] Aşamalarına ait faaliyetlerin
yürütülmesi planlanmıştır. Halihazırda
Sistem İsterleri Gözden Geçirme Aşaması’na yaklaşılmış olup
2o15 yılı sonuna
kadar Ön Tasarım çalışmalarının tamaml a n m a s ı
hedeflenmiştir.
Projede uydu,
uydu kontrolüne ait
tüm yazılımlar dahil
alt sistemler ile
Sabit/Mobil Yer İstasyonu’nun TAI; SAR
Görev Yükü, Haberleşme Alt Sistemleri,
Sabit/Mobil Yer İstasyonu Haberleşme, Görüntü İşleme/Kıymetlendirme ve Kullanıcı alt
sistemlerinin Aselsan; Uydu Veri Kotarma,
Güç ve Haberleşme alt sistemleri donanımlarının da TüBiTAK Uzay tarafından geliştirilmesi öngörülmektedir.
Proje kapsamında; sistem konfigürasyonu
tanımlanması, görev yükü tipinin seçilmesine
yönelik getiri-götürü analizleri, görev yükü alternatifleri için uydu konfigürasyon tanımlama
çalışmaları ve görev tanımlama çalışmaları
devam etmektedir.
GökTürk-III Projesi’nin ayrı bir sözleşme
altında ele alınacak ikinci aşamasında ise
‘Detay Tasarım, Üretim, Montaj, Entegrasyon
ve Test’ faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. Faz dizinli antene sahip olacak
GökTürk-III SAR Uydusunun 2o19’da uzaya
gönderilmesi ve Güneş Eş Zamanlı bir yörüngeye yerleştirilmesi hedeflenmiştir. Üzerinde
ihracat kısıtlamasına tabi herhangi bir donaS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
20
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
nım/sistem yer almayacak [ITAR-Free] GökTürk-III Uydusu bu sayede Rusya veya Çin
üretimi SLV’ler ile de uzaya fırlatılabilecektir.
GökTürk Yenileme Uyduları: 6 Mayıs
2o14’te düzenlenen SSİK Toplantısında başlangıç kararı alınan GökTürk Yenileme Uyduları Projesi kapsamında SSM, Ön Tasarım
Aşaması’na yönelik olarak TAI ile sözleşme
görüşmelerine başlamak için yetkilendirilmiştir. Edindiğimiz bilgiye göre Proje; GökTürk4/5/6... şeklinde devam edecek keşif ve
gözetleme maksatlı uyduların üretimini kapsamaktadır. Bu çerçevede ilk olarak EO görüş
kabiliyetli GökTürk-I Uydusunun yerini alacak
özgün tasarım bir uydunun TAI tesislerindeki
USET Merkezi’nde üretimi gerçekleştirilecek.
GökTürk-I Uydusu ile benzer kabileyetlere
sahip olacağı belirtilen ve tümüyle yurt içinde
özgün olarak geliştirilecek EO Keşif ve Gözetleme Uydusu [GökTürk-4] yerli tasarım ve üretim bir EO kamera [1m ve altı çözünürlüğe
sahip olması bekleniyor] ile donatılacaktır.
GökTürk Yenileme Uydularının belirli periyodlar ile 2o31’e [GökTürk-VI] kadar yörüngelerine yerleştirilmeleri planlanmıştır.
Diğer yandan Bölgesel Konumlama ve
Zamanlama Uydu Sistemi [Bölgesel Konumlandırma ve Zamanlama Uydusu] üzerindeki
çalışmalara da devam edilmekte olup, 2oo12o31 dönemini kapsayan Uydu Yol Haritası’na
göre ilk uydunun 2o23’ten sonra uzaya fırlatılması ve 2o27’de beşinci ve altıncı uyduların
yörüngelerine yerleştirilmeleri öngörülmüştür.
İMECE Alt Sistemleri Projesi ve İMECE
Uydu Sistemi: Yüksek Çözünürlüklü Yer
Gözlem Uydularına yönelik alt sistemlerin ülkemizde geliştirilmesinin ve bunun için gereken ArGe, entegrasyon ve test alt yapılarının
oluşturulmasının hedeflendiği İMECE Alt Sistemleri Projesi, Milli Savunma Bakanlığı [MSB]
ArGe ve Teknoloji Dairesi Başkanlığının koordinasyonunda yürütülmekte olup, imzalanan sözleşmenin süresi 27 Aralık 2o13-Ocak
2o19 olarak açıklanmıştır. TAI Ana Yükleniciliğinde yürütülen proje altında; Uydu Veri Kotarma Sistemi [UVKS], Uydu Güç Alt Sistemi,
Moment Kontrol Jiroskobu [Dönence, deneysel yük olarak kullanılması bekleniyor], Isıl
Kontrol Alt Sistemi ve Yönelim, Yörünge Belirleme ve Kontrol Alt Sisteminin geliştirilmesi,
ayrıca Hiperspektral Uydu Kamerası Alt Yapısı, 1 metre/metre-altı Çözünürlüklü EO
Uydu Kamerası Alt Yapısı, Haberleşme Sistemi
Alt Yapısı, Yıldızizler Alt Yapısı, Güneş Algılayıcısı Alt Yapısı, Tepki Tekeri Alt Yapısı ve
Yeni Nesil Uçuş Bilgisayarı Alt Yapısı kullanılarak ilgili alt sistemlerin geliştirilmesi, doğrulanması ve uzay kalifikasyonundan geçerek
İMECE Uydusu’nda veya ülkemizde geliştirilecek diğer metre/metre-altı çözünürlüklü görüntüleme uydularında faydalı yük olarak
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
2o15 yılı ilk çeyreği içinde tümüyle işlevsel olması
beklenen Uydu Sistemleri Entegrasyon ve Test
[USET] Merkezi’nde kurulan Kompakt Anten Test
Odası [üstte] ve Termal Vakum Odası [TVC] [yanda]
görülüyor. Thales Alenia Space/Fransa tarafından
Cannes/Fransa tesislerinde gerçekleştirilecek ilk
fonksiyonel testlerin ardından GökTürk-I Uydusu’nun
tüm titreşim, ısıl vakum, akustik ve RF gibi testleri
USET Merkezi’nde yapılacaktır [Fotoğraflar: TAI].
tarihçe kazandırılması faaliyetleri gerçekleştirilecektir. 15 Ocak 2o14’te başlangıç toplantısı
yapılan İMECE Alt Sistemleri Projesinde halen
alt sistem geliştirme çalışmalarına devam edilmektedir.
2o19’da uzaya gönderilmesi hedeflenen
İMECE Uydusunun metre-altı çözünürlüğe
[9ocm] sahip bir EO kamera ile Hiper-Spektral
[HS] tipi [3om çözünürlüğe sahip] ikinci bir kamera taşıması ve 2.oookg’ın üzerinde bir ağırlığa sahip olması öngörülmektedir. Üzerinde
ihracat kısıtlamasına tabi herhangi bir donanım/sistem yer almayacak olan [ITAR-Free]
İMECE Uydusu bu sayede Rusya veya Çin üretimi SLV’ler ile uzaya fırlatılabilecektir. ITAR
kapsamına giren uydular sadece Amerika Birleşik Devletleri [ABD] onaylı SLV’ler ile yörüngesine yerleştirilebildiğinden, bu durum
fırlatma/yörüngeye yerleştirme ihalelerinde
rekabeti daraltarak maliyetleri yükseltmektedir. 67okm-72okm irtifada Güneş Eş Zamanlı
yörüngeye yerleştirilmesi beklenen İMECE
Uydusunun 9ocm çözünürlükte siyah beyaz
ve 3.6m çözünürlükte renkli görüntüler çekebilmesi ve yaklaşık 1.oookm’lik bir şeridin görüntüsünü tek geçişte indirebilecek kadar
yüksek hızlı bir veri haberleşmesine sahip olması hedeflenmektedir. TAI verilerine göre
görev ömrü yedi yıl olacak İMECE Uydusu +/45° açılarda manevra kabiliyetine sahip olacak, 128GB’lık görüntü depolama kabiliyeti ile
yaklaşık 24o EO+HS nokta görüntüyü depolayabilecek ve 32oMbps X-Bant veri indirme
hızı ile dakikada yaklaşık beş EO/HS nokta
görüntüyü Yer İstasyonuna indirebilecek.
İMECE Uydusunun kameralarından Yer İstasyonuna, tepki tekerinden, algılayıcılarına, S ve
X Bant haberleşme sistemlerinden, yeni nesil
uçuş bilgisayarına kadar tüm önemli sistem ve
alt sistemleri milli olarak geliştirilip üretilecektir. İMECE Programı kapsamında geliştirilecek
uydu sistem ve alt sistemleri GökTürk-III ve
GökTürk Yenileme Uyduları Projelerinde de
kullanılacaktır. İMECE Uydusundan dünyanın
herhangi bir bölgesinden hiç bir kısıtlama olmaksızın elde edilecek görüntüler ile Türkiye’nin hem askeri ve istihbarat, hem de
tarım, afet, maden arama gibi alanlardaki uydu
görüntüsü ihtiyacı karşılanacaktır.
Askeri Haberleşme Uydusu ve TürkSat
6A: Keşif ve gözetleme uydularının yanı sıra
TSK, TürkSat serisi çift kullanımlı haberleşme
uydularından da yararlanmaktadır. 1o Ocak
22
2oo1’de uzaya gönderilen TürkSat
2A ve 14 Şubat 2o14’te uzaya gönderilen TürkSat 4A Uydularının
her birinin üzerinde TSK’ne tahsis
edilmiş ve kriptolu askeri haberleşmeye imkan tanıyan ikişer XBant Transponder [uydu üzeri
alıcı-verici] bulunmaktadır. Türksat 2A Haberleşme Uydusunun
ömrü 2o16 başında tamamlanacağından, söz konusu uydu üzerindeki yayınlar Türksat 4A
Haberleşme Uydusuna aktarılmaktadır. Üzerinde UHF ve EFH
transponderlarının yer alması beklenen Milli Askeri Haberleşme Uydusu’nun geliştirilmesi konusunda
ise TAI ile Genelkurmay Başkanlığı arasındaki çalışmalara devam
edilmektedir.
Üzerinde dördü yedek olmak
üzere toplam 2o transponder bulunacağı ve taşıyacağı iki X-Bant
transponder sayesinde hem ticari,
hem de askeri görevler üstlenebileceği belirtilen Türkiye’nin ilk yerli haberleşme uydusu TürkSat 6A’nın geliştirilmesi ve
üretimine yönelik sözleşme ise 15 Aralık
2o14’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın da katıldığı bir törenle imzalanmıştır.
Montaj, entegrasyon ve test faaliyetleri TAI tesislerinde kurulan USET Merkezi’nde gerçekleştirilecek TürkSat 6A Uydusunun hizmet
ömrü 15 yıl olarak öngörülmüştür. 2o2o’de
uzaya fırlatılması hedeflenen TürkSat 6A Haberleşme Uydusu; TüBiTAK Uzay Araştırmaları Enstitüsü, TAI, Aselsan ve CTECH
firmalarının birbirlerini destekleyen ve tamamlayan yetkinlikleri doğrultusunda oluşturulacak iş paylaşımı ile geliştirilecek. TüBiTAK
Başkanlığı koordinatörlüğünde başlatılan
TürkSat 6A Yerli Haberleşme Uydusu Geliştirilmesi ve Üretimi Projesi’nin tamamlanmasıyla Türkiye, dünyada kendi haberleşme
uydusunu yapabilen 1o ülke arasına girecek.
Uydunun Yapısal, Isıl ve Kimyasal İtki Alt Sistemleri ile Mekanik Yer Destek Ekipmanının
Geliştirilmesi, Kablaj Tasarım ve Üretimi TAI
sorumluluğunda gerçekleştirilecek. Ayrıca
TAI, TüBiTAK Uzay ile birlikte Uydu Veri Kotarma ve Komuta Kontrol Yazılımları ile Uydu
Montaj, Entegrasyon ve Test Faaliyetlerinde
görev alacak. Yakıt dahil yaklaşık 4.5 ton ağırlığa sahip olacak TürkSat 6A’nın üretimine
2o15 içinde başlanılması ve uydunun 2o2o’de
42° Doğu boylamında bir yörüngeye yerleştirilmesi planlanmıştır. Mali boyutu TL548 Milyon olarak açıklanan Projenin finansmanı,
TüBiTAK Kamu Araştırmaları Destek Grubu
[KAMAG] 1007 mevzuatı kapsamında, Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı
[TL398 Milyonluk bölümü], TÜRKSAT AŞ ve
TüBiTAK Başkanlığı tarafından karşılanıyor.
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
Yüklenici] arasında Aralık 1999 ve
Nisan 2oo4’te imzalanan yaklaşık
ABD$15o Milyon değerindeki iki
ayrı sözleşme altında bir Ana Yer
Kontrol Merkezi, bir Yedek Yer
Kontrol Merkezi, bir Sabit Terminal, 16 [7+9] Gemi Terminali, 19
Araç Terminali ve 39 Sırt Terminali ortak üretim modeli altında
yurt içinde üretilerek TSK’ne teslim edilmişti.
Hava Savunma ve
Erken İhbar
Sistemleri
T
TürkSat 6A Haberleşme Uydusu, yakıtıyla birlikte
yaklaşık 4 ton ağırlığında olacak ve yerden yaklaşık
36.oookm yükseklikte 42° Doğu boylamındaki ‘yer
sabit’ yörüngesine yerleştirilecektir. Hizmet ömrü 15
yıl olarak planlanan TürkSat 6A üzerinde 4 yedek,
toplam 2o transponder yer alacaktır [Fotoğraf:
TÜRKSAT].
TSK envanterinde halihazırda uydu haberleşmesine yönelik olarak sabit, araç/platform
üstü ve taşınabilir tipte X-Bant ve Ku-Bant
uydu yer terminalleri yer almaktadır. Başlangıç Toplantısı 28 Kasım 2o14’te düzenlenen ve
halen Sistem Gereksinimleri Gözden Geçirme
Safhası devam eden TSK Ku-Bant Uydu Muhabere Sistemi Projesi, Ku-Bant Uydu Haberleşme kanalları üzerinden açık ve kriptolu ses,
faks, veri ve görüntü aktarımı yapabilmek
maksadıyla uydu yer terminallerinin ve söz
konusu terminallerin karasal hatlarla bağlantısını ve birbirleri arasındaki haberleşmesini
sağlayacak Yer Kontrol İstasyonlarının antenleri ile birlikte temin ve tesis edilmesini kapsamaktadır. Hazır Alım proje modelinin
uygulanacağı TSK Ku-Bant Uydu Muhabere
Sistemi Projesi altında 3oo Taşınabilir Ku-Bant
Uydu Yer Terminali tedarik edilecek ve Ana
ve Yedek Sistem Uydu Haberleşme Kontrol
Merkezlerinin kurulumu gerçekleştirilecektir.
Sözleşmesi Aselsan ile SSM arasında 2o Aralık
2o13’te imzalanan TSK X-Bant Uydu Muharebe Sistemi Projesi altında ise iki X-Bant Uydu
Aktarıcısı ile 118 X-Bant Uydu Yer Terminali
temin edilmekte ve Ana ve Yedek Sistemi
Uydu Paberleşme Kontrol Merkezleri kurulmaktadır. Hatırlanacağı üzere X-bant Uydu
Haberleşme Sistemi Projesi kapsamında SSM
ile Ana Yüklenici Aselsan [EADS Astrium Alt
ÜRK Hava Sahası’nın
hava savunma maksatlı
olarak takip ve korunması sorumluluğu, 5593 Sayılı kanunun
3’üncü Maddesi ile Genelkurmay
Başkanlığı’na verilmiş, Genelkurmay Başkanlığı da bir direktif ile
bu sorumluluğu HvKK’na devretmiştir. Türk Hava Sahasının gerçek zamanlı [real time] kontrolü halen
Eskişehir’de konuşlu Muharip Hava Kuvveti
ve Hava Füze Savunma Komutanlığı ile hava
harekatının tek bir merkezden yönetilmesi
maksadıyla Diyarbakır’da teşkil edilen Komutan Yardımcılığı ve Birleştirilmiş Hava Harekat
Merkezleri Komutanlığı bağlısı sabit ve mobil
Hava Radar Mevzi Komutanlıkları ile NATO
fonlarıyla tedarik edilen ve desteklenen hava
gözetleme ve erken ikaz radarlarınca sağlanmaktadır. Milli kaynaklarla tedarik edilen ve
1994-2ooo arasında HvKK’na teslim edilen
Türk Mobil Radar Kompleksleri [TMRK] halen
Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki milli
kaynaklarla tedarik edilmiş en modern radar
sistemidir. Toplam 14 3-Boyutlu [3D] S-Bant
[E/F Bant] TRS-22XX Radarı ile 18 C3 Sisteminden oluşan TMRK ile hava savunma şemsiyesi
iyice genişletilmiş ve derinliğine bir hava örtüsü sağlanmıştır. Anten ağırlığı 15.4 ton,
dönüş hızı ise dakikada 6 tur olan TRS-22XX
radarı, 3okm [100.oooft] irtifa ve 47okm
[256nm] menzilde etkin olarak kullanılabilmektedir. 3o Haziran 2oo6 tarihli SSİK kararıyla dokuz TRS-22XX Radarı ile dokuz C3
Sisteminin modernize edilmesine yönelik olarak SSM’nca Radar Sistemi Modifikasyon ve
Radar Komuta Kontrol Modernizasyon Projeleri başlatılmış, ancak HvKK’nın kaynak kodlarıyla bütün haklarını alabileceğini
değerlendirdiği NATO ACCS Projesini bekleme yönündeki kararı neticesinde geçen süre
zarfında her iki Projede de önemli bir ilerleme
kaydedilememiştir.
Türk Hava Savunma Sistemi, 1972’de
NATO Hava Savunma Yer Ortamı [NADGE]’na
entegre olmuş ve 199o’lı yıllardan itibaren NATO’nun gelecekteki komuta kontrol yapısını
23
İbrahim SÜNNETCİ
oluşturacak ACCS Projesi kapsamında NATO
fonları kullanılarak Türkiye’nin değişik bölgelerindeki eski radar mevzileri yeni nesil hava
gözetleme ve erken ikaz radarları ile değiştirilmeye başlanmıştır. NATO NADGE Hava Savunma Ağı kapsamında tedarik edilen son
radarlar 1995’te imzalanan anlaşma altında
1998-2oo7 arasında hizmete giren Selex Sistemi Integrati [eski AMS] ürünü bir S-Bant
RAT-31SL/T ve yedi L-Bant RAT-31DL 3-Boyutlu Hava Savunma Radarları olmuştur. Bir
Finmeccanica iştiraki olan Selex ES, Haziran
2o14’te kamuoyuna duyurduğu Euro12 Milyon değerindeki kontrat altında RAT-31DL Radarlarından üçünü modernize edecektir.
Gerçekleştirilecek modernizasyon çalışması
ile RAT-31DL Radarları en son NATO standartları ile uyumlu hale getirilecek, işletim maliyetleri daha da optimize edilecek ve
Radarların hem işlem, hem de bakım sürelerinde önemli iyileştirmeler sağlanacaktır. RAT31DL Radar Sistemlerinin hizmet ömürlerinde
ciddi bir uzatmayı garanti altına alacağı belirtilen söz konusu modernizasyon çalışması ile
ayrıca Radarların NATO Hava Savunma Ağı
içindeki görevlerine devam etmeleri ve sistemlerin toplam göreve hazırlık oranlarında
iyileştirme sağlanacak.
Diğer yandan HvKK’nca kullanım ömrü
dolmak üzere olan envanterdeki eski nesil radarların yenilenmesi ve hava resmi oluşturma
imkanının geliştirilmesi için ihtiyaç duyulan etkili gözetleme yeteneğinin kazanılması amacıyla Mobil ve Sabit Erken İhbar Radarları
Projesi tanımlanmıştır. 2o11’de başlatılan Projede yurt içi imkanlar kullanılarak Mobil ve
Sabit Erken İhbar Radarlarının geliştirilmesine
ilişkin ihale çalışmaları devam etmektedir. Bu
kapsamda Aselsan Aktif Faz Dizin teknolojisinin kullanıldığı döner antene ve sabit antene
[9o° bakış açısı] sahip uzun menzilli iki farklı
hava gözetleme ve erken ihbar radarı üzerinde
çalıştığı belirtiliyor. SSM’nın Radar Yol Haritası’nda Mobil ve Sabit Erken İhbar Radarlarının 2o19’da tamamlanması öngörülmüştür.
NATO hava komuta kontrol alt yapısının
karşılıklı çalışabilirlik kabiliyetinin tesisi açı-
sından bir kuantum sıçraması olarak değerlendirilen ve 4o değişik radar tipi ile yaklaşık 3oo
sensörün birbiri ile irtibatlandırılmasını kapsayan NATO Hava Komuta Kontrol Sistemi
[ACCS] Projesi sayesinde taktik veri linkleri
de dahil olmak üzere, tüm kontrol ihbar unEn üstte 3 Boyutlu S-Bandı [E/F Band] TRS-22XX ve
üstte L-Bandı RAT-31DL Hava Savunma Radarları,
altta ise Suriye’den kaynaklanabilecek olası hava ve
kısa menzilli balistik füze [SRBM] tehditlerine karşı
Gaziantep’te General Hüseyin ATAMAN Kışlası’nda
konuşlandırılan ABD Kara Kuvvetleri’ne ait Patriot
PAC-3 Hava Savunma Sistemi lançerleri görülüyor.
Diğer yandan birisi Adana’da İncirlik Hava Üssü’ne,
diğeri ise Seyhan’daki Recai Engin Kışlası içerisine
konuşlandırılmış olan Hollanda Kara Kuvvetleri’ne ait
iki PAC-3 bataryası iki yıllık görev süresi dolduğu için
geri dönmüş, yerine Ocak 2o15 içinde İspanya’dan
gönderilen iki Patriot PAC-2 GEM+ bataryası
yerleştirilmiştir [Fotoğraflar: Internet ve NATO].
surlarından gelen
hedef bilgileri ARS
denilen merkezlerde
toplanarak korelasyona tabi tutulmak
suretiyle müşterek
harekat resmi oluşturulacak, planlama ve
görevlendirme ile harekatın icrası aynı sistem
tarafından
yapılarak karar süreci
kısaltılmış olacaktır.
NATO’da tek ve entegre bir Hava Komuta
Kontrol Sistemi kurulması amacıyla tasarım çalışmaları 199o’lı yıllarda başlatılan ve ana sözleşmesi 1999’da imzalanan ACCS Projesinin
birinci yetenek seviyesine 2o14 içerisinde ulaşılmış ve Belçika, Almanya, Fransa ve İtalya’daki mevzilerde operasyonel kullanımına
başlanmıştır. ACCS, yalnızca radarların entegrasyonundan ibaret olmayıp, hava resminin
oluşturulmasına katkıda bulunacak tüm bilgilerin belirli merkezlerde toplanarak işlenmesi,
bilgilere dayalı olarak harekatın planlanması
ve müteakiben de uygulanması safhalarında
kullanılacak komple bir komuta kontrol sistemidir. ACCS, 2o16’dan itibaren NATO Füze Savunması Sistemi ile bütünleştiğinde önemi
daha da artacaktır. Türkiye’de yer alacak ACCS
mevzilerinden ARS [9o’larda kullanılan Kontrol ve Raporlama Merkezlerinin eşdeğeri olan
ARS’ler, Hava Kontrol Merkezi (ACC), Tanımlanmış Hava Resmi Üretim Merkezi (RPC) ve
Sensör Füzyon Noktası (SFP)’nın tek bir çatı
altında toplanması ile teşkil edilmektedir] Eskişehir’in donanım kurulumu büyük oranda
tamamlanmıştır. Entegrasyon, test ve eğitim
faaliyetlerinin tamamlanmasını müteakip ARS
Eskişehir’in 2o16 yılına kadar hizmete girmesi,
ARS Diyarbakır’a yönelik tedarik sürecinin
2o15’te başlatılması ve tesisin 2o16 veya 2o17
yılı içinde faaliyete geçmesi bekleniyor. Daha
önce NATO kaynakları ile finanse edilecek
ARS Eskişehir’in 2o13 sonunda, milli kaynaklarla finanse edilecek ARS Diyarbakır’ın ise
2o14’te faaliyete geçmesi planlanmıştı. Ayesaş,
ACCS Projesi altında Ana Yüklenici Thales
Raytheon Systems [TRS] tarafından Türkiye’deki ACCS Replication [Uygulama] çalışmalarını gerçekleştirmek üzere seçilmiştir.
Uluslararası rekabet sonucunda ipi göğüsleyen Ayesaş ile TRS’nin ACCS Projesi firması Allied Command Systems International [ACSI]
arasında Aralık 2oo9’da imzalanan sözleşme
Nisan 2o1o itibarıyla efektif olmuştur. Ayesaş
kontrat kapsamındaki saha planlamaları, kurulum, test, entegrasyon ve garanti faaliyetlerine yönelik çalışmalarına devam etmektedir.
Ülkemizin çoğrafi yapısından kaynaklanan
alçak irtifa radar kaplaması zafiyetini gidermek
ve HvKK’nın erken ihbar ve komuta kontrol
kabiliyetlerini artırmak suretiyle Türkiye’nin
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
24
hava savunmasını güçlendirmek amacıyla hayata geçirilen Havadan Erken İhbar ve
Kontrol [HİK] Uçağı Tedarik Projesi [Barış
Kartalı] altında 23 Ocak 2o15 itibarıyla ‘Kuzey’,
‘Güney’ ve ‘Doğu’ çağrı adları verilen toplam
üç EW-7T HİK/AEW&C Uçağı tedarik edilerek
HvKK hizmetine girmiştir. ‘Batı’ çağrı adı verilen 4’üncü ve son EW-7T HİK Uçağının 2o15
içinde teslim edilmesi bekleniyor. Görev yaptıkları yüksek irtifa sayesinde yerde konuşlu
ihbar kontrol sistemlerine göre çok büyük bir
avantaja sahip olan ve bu avantaj sayesinde
yeryüzü şekillerinin yarattığı radar kaplamasındaki boşlukların kapatılmasına ve ayrıca Ağ
Destekli Harekatı destekleyen tüm unsurlar ile
görüş hattı [Line of Sight/LOS] sağlanarak kesintisiz bir komuta kontrol ağının oluşturulmasına imkan tanıyan HİK Uçakları, göreve
başladıkları günden itibaren Türkiye’nin hava
savunmasında bir ‘kuvvet çarpanı’ olarak yer
almış stratejik değere haiz bir kabiliyettir.
TSK’nin mevcut C4ISTAR kabiliyetlerini daha
da geliştiren Barış Kartalı HİK Uçakları,
Konya’daki 3’üncü Ana Jet Üssü [AJÜ]’ne bağlı
HİK Grup Komutanlığı [131’inci Filo] bünyesinde görev yapmaktadırlar. ABD$1.468 Milyar
değerindeki Barış Kartalı Programı, Ana Yüklenici Boeing Aircraft’dan dört EW-7T
HİK/AEW&C Uçağı ile mürettebat eğitimi,
görev desteği ve sistem bakım desteği için gerekli olan bir Yer Destek Sistemi’nin tedarikini
kapsamaktadır. Stratejik değere haiz EW-7T
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
Üstte, Türk Hava Kuvvetleri’nin EW-7T HİK Uçağı, altta ise rutin bir görev
uçuşu sırasında uçak içi görev bölümünden çekilmiş kareler görülüyor
[Fotoğraflar: S&H Arşivi ve HvKK].
HİK/AEW&C Uçaklarında görev yapacak ekibin eğitimi, görev desteği ve sistem bakım desteğini sağlamak amacıyla bu uçaklara ev
sahipliği yapan 3’üncü AJÜ Komutanlığında bir
Barış Kartalı Yer Destek Merkezi kurulmuştur.
Yerdeki bir radarın 25-3okm’lik bir mesafeyi
görebilmesine karşılık EW-7T üzerindeki
MESA radarı 10.ooom irtifada 45o-5ookm’lik
bir gözetleme menziline sahip olup aynı anda
3.ooo’in üzerinde hava ve satıh hedefini takip
edebilmektedir. Yerel Alan Ağı [LAN] üzerinden birbiriyle irtibatlandırılmış, programlanabilir ve her biri 21 inçlik düz panele sahip
toplam 1o operatör konsolunun üzerinde çalışan bir Görev Sistemi ile donatılan EW-7T
HİK/AEW&C Uçağı havada yakıt ikmali yap-
madan 1o saat, yakıt ikmali ile 2o saat havada
kalabilmekte ve 10.ooom irtifada görev icra
ederken aynı anda 400.oookm² genişliğinde
bir alanı, 1o saatlik bir görev uçuşunda ise 4
milyon km² genişliğinde bir alanı gözetleyebilmektedir, EW-7T HİK/AEW&C Uçakları,
TSK’nin havadaki gören gözü olarak ve ülkemiz hava sahasına olabilecek her türlü tehdide
karşı erken ikaz görevini yerine getirmektedir.
Görüşme fırsatı bulduğumuz bir yetkili,
Proje kontratında yer alan tüm isterlerin karşılandığını ve basına yansıyan tüm sorunların giderildiğini vurgulamıştır. Projede yaşanan yedi
yıllık gecikme nedeniyle Görev Sisteminde
kullanılan bilgisayarların artık eski teknoloji
olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği
ile ilgili bir sorumuza cevaben de, bilgisayar
teknolojisinin nereye geldiğinden ziyade mevcut sistemin ihtiyacı karşılayıp karşılamadığı
hususunun önem arz ettiğini ve mevcut sistemin sahip olduğu radar teknolojisi ve elde edilen verileri işleme kabiliyeti açısından HvKK
tarafından tanımlanan ihtiyaç için yeterli seviyede, hatta üç katı seviyede olduğunu kaydetti. HvKK’nın Projede yer alan iki adetlik
opsiyon için nihai kararı ne zaman verebileceğine ilişkin bir sorumuza cevaben de yetkili,
halen değerlendirme sürecinin devam ettiğini
dört uçağın Türkiye’ye yetip yetmeyeceğine
dair harekatsal değerlendirmelerinin ve simülasyonların yapıldığını ve bu değerlendirmeler
sonucunda elde edilecek veriler ışığında dört
uçağın yeterli olup olmayacağı konusunda net
bir bilgiye ulaşılabileceğini ifade etti. İki adetlik opsiyonun uçak olarak mı kullanılacağı,
yoksa modernizasyon projelerinde mi değerlendirileceği konusunda nihai kararın 2o15
içinde alınması bekleniyor. Tehdit değerlendirmesine [kaç yönden ve kaç uçak ile] göre
dört uçağın tek bir rotada 24 saat esasına göre
kullanılabileceği gibi, ikişerli paketler halinde
iki ayrı rotada da kullanılabileceğine dikkat
çeken yetkili; tek yönlü tehditlerde tek bir rotada dört uçakla uçuşun yeterli olacağını,
ancak bu karardaki en önemli faktörün Kuvvetin kaç bölgede birden harekat yapacağına
dair planlamasının olacağını söyledi.
26
HvK ihbar ve komuta kontrol sistemi envanterinde bulunan telsiz sistemlerinin ‘noktadan noktaya’ şeklinde olan mevcut
entegrasyon yapısının ağ temelli bir konfigürasyona dönüştürülmesi maksadıyla başlatılan
Hava Savunma Telsiz Ağı Projesi kapsamında 21 Mart 2o14’te Onur AŞ firması ile SSM
arasında ABD$9.562 Milyon değerinde bir sözleşme imzalanmıştır. Proje kapsamında, hizmetteki telsizlerin ve telsiz sistemlerinin
konuşlu olduğu birliklerdeki haberleşme alt
yapısının internet protokolü [IP] tabanlı formata çevrilmesi ve Kontrol ve İhbar Merkezlerinde Yazılım Tabanlı Muharebe Sistemi’nin
kurulması ile hava-yer ve yer-yer muhabere
iletişiminin ağ tabanlı bir yapıda gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Fabrika Kabul Testlerinin tamamlanmasını müteakip ilgili
mevzilerde entegrasyon testlerine başlanılacağı belirtilen Proje ile; hava-yer telsiz ve yeryer telefon ses iletişimi bütünleşik olarak ağ
destekli [TSK-Net] bir yapıda IP kullanılarak
gerçekleştirilebilecek, kurulacak sistemin
NATO entegre haberleşme sistemi ile birlikte
çalışabilmesi sağlanacak, tüm telsiz mevzilerindeki telsizlerin yetkilendirme esasları ile
merkezlere tahsis edilebilmesi sağlanacak ve
Hava Quick telsizlerinin frekans atlama modunda çalışabilmesi için önem arz eden
zaman bilgisinin ağ üzerinden dağıtımı ve senkronizasyonu yapılabilecektir.
Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi [UMBHFSS/T-LoRaMiDS
Projesi]: Türk topraklarının hava soluklu hedefler ve kısa menzilli balistik füze tehdidine
karşı korunmasında ihtiyaç duyulan Uzun
Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistem-
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
lerinin [T-LoRAMiDS] belirli oranda yerli katkı
ile yurt dışından hazır alım modeli altında karşılanması maksadıyla başlatılan T-LoRAMiDS
Projesi’nde uzun bir değerlendirme sürecinin
ardından gülen taraf Çin Halk Cumhuriyeti’nde yerleşik CPMIEC firması olmuş ve 26
Eylül 2o13 tarihli SSİK kararı uyarınca en iyi
teklifi sunan CPMIEC kuruluşu ile sözleşme
görüşmelerine başlanılmıştı. CPMIEC ihalede
ABD’nden Raytheon ve Lockheed Martin firmaları [Patriot PAC-3 Konfigürasyon III Sistemi ve PAC-2 GEM-T/PAC-3 Füzeleri,
ABD$4.6 Milyar], Rusya Federasyonu’ndan
RosoboronExport [Antey 2500, ABD$8.4 Milyar] ve EuroSAM Konsorsiyumu [Aster 30
Blok 1 SAMP/T, ABD$4.4 Milyar] ile yarışmıştı. Hazırlanan kısa listede ilk üç sırayı
CPMIEC, EuroSAM ve LM/Raytheon alırken,
RosoboronExport ise yüksek teklifi nedeniyle
elenerek liste dışı kalmıştır.
İhalede ABD$3.44 Milyar değerinde bir
teklif sunan CPMIEC ile FD-2000 Hava ve Füze
Savunma Sistemlerinin ortak üretimine yönelik sözleşme görüşmeleri Çin’in fiyat avantajı
karşısında yurt içi katkı seviyelerinde oldukça
katı davranması ve bazı hassas ve önemli teknolojik alanlarda pek açık bir tavır sergilememesi nedeniyle öngörülenden daha uzun
sürmüştür. SSİK Toplantısı sonrasında yapılan
Altta solda iki kademeli Aster 30 Blok I Füzesi ve
SAMP/T Lançer Modülü, altta sağda ise üzerinde 4
adet FD-2000 füzesi taşıyan TAS-580 Lançeri
görülüyor. T-LoRAMiDS Programı kapsamında
CPMIEC kuruluşu ile sürdürülen görüşmeler
toplamda 12 Batarya FD-2000 Sistemi ile 72 Lançer
ve 288 [+ yedekler] Füze’nin tedarikini
kapsamaktadır [Fotoğraflar: İ. SÜNNETCİ/S&H ve
Internet].
açıklamalarda SSM yetkililerince sözleşme görüşmelerinin altı ay içinde tamamlanması ve
sözleşmenin 2o14 ilk yarısı içinde imzalanması
hedefi ortaya konulmuştu. Görüşmelerin uzaması üzerine SSM verilen tekliflerin geçerlilik
süresinin uzatılması için birkaç kez her üç firmaya da mektup yazmış ve Ağustos 2o14’te
yayımlanan basın açıklaması ile tekliflerin geçerlilik süresinin 31 Aralık 2o14’e kadar uzatılmış olduğu kamuoyuna duyurulmuştu. 7
Ocak 2o15’te düzenlenen SSİK Toplantısında
T-LoRAMiDS Projesi de gündeme gelmiş ve
Toplantıda CPMIEC ile yürütülen görüşmelere
devam edilmesi yönünde bir karar alınmıştır.
Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU, Toplantı sonunda yaptığı basın açıklamasında konuyla ilgili olarak;
“Tabii bu, kamuoyumuzun da dünyanın
da yakından takip ettiği füze savunma sistemiyle ilgili gelişmelerdir. Daha önce Amerikan, Fransız, İtalyan ve Çin şirketlerinin
getirdiği teklifler söz konusuydu, bildiğiniz
gibi. Özellikle teknoloji aktarımı ve milli üretim konularında Türkiye’nin önem verdiği hususlar vardı. Son gelen teklifleri bir kez daha
ele aldık ve bu görüşmelerin devamı konusunda da mutabakata vardık. Bu görüşmeler
şimdiye kadar olduğu gibi Türkiye’nin önceliklerini esas alarak, yani yerli üretim payının
artırılması, teknoloji aktarımı, maliyet ve teslim
süresi gibi temel öncelikleri göz önüne alarak,
SSM’mızı, bu görüşmelere devam etme konusunda yetkilendirdik” dedi. Başbakan DAVUTOĞLU bir soru üzerine süre uzatımının altı
ay civarında süreceğini, ancak görüşmeler
erken biterse konuyu yeniden gündeme alacaklarını söyledi.
26 Eylül 2o13 tarihli SSİK Toplantası son-
27
İbrahim SÜNNETCİ
rasında SSM yetkilileri en iyi teklifi sunan
CPMIEC kuruluşu ile sözleşme görüşmelerine
başlanılacağı ve Projenin finansmanının
CPMIEC tarafından sağlanacak kredi ile karşılanacağı bilgisini kamuoyu ile paylaşmışlardı.
CPMIEC ile yürütülen görüşmeler her biri birer
Tabur [Filo] kuruluşu bünyesinde görev yapacak dört ayrı FD-2000 Sisteminin ortak üretim
proje modeli altında tedarik edilerek sözleşmenin imzalanmasını müteakip dört yıl içinde
HvKK’na teslim edilmesini öngörmektedir.
İGK/ISR Sistemleri
H
ATIRLANACAĞI üzere Aselsan,
1’inci Hava İkmal Bakım Merkezi
Komutanlığı [HİBMK] işbirliğiyle gerçekleştirilen Işık Projesi ile, Türk Hava Kuvvetlerinin
harekat ihtiyaçları doğrultusunda, envanterde
bulunan ABD’nden satın alınan yedi RF-4E
Phantom II [USAF] ile Alman Hava Kuvvetleri’nden transfer edilen RF-4E [GAF] Phantom
II Keşif Uçakları arasından seçilen 11’i modernize edilerek; gündüz ve gece, her türlü hava
şartında, elektronik harp koruması altında hassas seyrüsefer yapabilecek ve modern keşif
teçhizatını taşımaya hazır alt yapıları ile 2o2o’li
yıllara kadar keşif görevlerini başarı ile icra
edebilecek imkan ve kabiliyetlere kavuşturulmuştu. Modernizasyon sonrasında RF-4E/TM
olarak tanımlanan uçaklar 1’inci AJÜ Komutanlığı [Eskişehir]’na bağlı 113’üncü [Çağrı Adı
Işık] ve 7’nci AJÜ Komutanlığı [Malatya]’na
bağlı 173’üncü [Çağrı Adı Şafak] Filo Komutanlıkları bünyesinde görevlendirilmiş, ancak
113’üncü Filo Komutanlığının 21 Nisan
2o14’te söndürülmesi ile Filo envanterindeki
RF-4E/TM Keşif Uçakları 173’üncü Filo Komutanlığı’na transfer edilmişti. Böylece HvKK hizmetindeki keşif filosu sayısı yeniden bire
inmişti. F-16C Blok 30 Uçaklarında kullanılmak üzere TARP Projesi altında UTC Aerospace Systems firmasından temin edilen
DB-110 EO/IR Sayısal Taktik Keşif Sistemlerinin teslimatları tamamlana kadar 173’üncü Filo
Komutanlığı, bir süre daha keşif ve gözetleme
görevlerini RF-4E/TM Uçakları ve ıslak film
teknolojisine sahip KS-146B LoROP [Uzun
7nci AJÜ Komutanlığı [Malatya]’na bağlı 173ncü
[Çağrı Adı Şafak] Filo Komutanlığına ait bir RF4E/TM Keşif Uçağı gövde altında taşıdığı ıslak film
teknolojisine sahip KS-146B LoROP [Uzun Menzilli
Yansal Fotoğraf] kamerasından oluşan CA-880 Taktik
ve Stratejik Keşif Sistemi ile birlikte görülüyor
[Fotoğraf: Cem DOĞUT].
Menzilli Elektro-Optik Yansal Fotoğraf] kamerasından oluşan CA-880 Taktik ve Stratejik
Keşif Sistemi [KS-146B LoROP kamerası 66 inç
(167.6cm) odak uzunluğuna ve f/5.6 lense
sahip olup 1ookm etkili menzilden siyah
beyaz çekim yapabilmektedir] ile icra edecek.
Ardından Türk Hava Kuvvetlerinde keşif bir
filo rolü olmaktan çıkıp bir görev tipi olacaktır.
Keşif görevleri bu süreçte DB-110 Sayısal Taktik Keşif Sistemi ile donatılmış 4’üncü AJÜ Komutanlığı, Ankara’da konuşlu F-16C Blok 30
Uçaklarınca icra edilecektir. Keşif görevi istendiğinde; DB-110 Podu ile donatılmış F-16C
Blok 30 Uçağı ilgili yere giderek keşif görevini
icra edip yeniden 4’üncü AJÜ Komutanlığı’na
geri dönecektir. Blok 30 Uçaklarında kullanılan görev bilgisayarının kaynak kodları milli
olduğu için, keşif podu entegrasyonu herhangi bir sınırlama olmaksızın milli olarak gerçekleştirilebilmiştir.
Aselsan Ana Yükleniciliğinde yürütülen
ABD$109.6 Milyon değerindeki TARP Projesi, orta ve yüksek irtifalarda hem uzak keşif
[stand-off], hem de taktik keşif yapabilme kabiliyetine sahip dört DB-110 [Çift-Bant
(EO/IR) 110 inç Odak Uzunluğu] Keşif Podu’nun HvKK envanterindeki F-16C Blok 30
Uçaklarına entegrasyonu ile bu Podlarca alınacak keşif görüntülerinin yerde işlenmesi,
kıymetlendirilmesi ve keşif görevine ilişkin istihbarat raporlarının oluşturulmasında kullanılacak biri sabit, ikisi taşınabilir
konfigürasyonda toplam üç Yer Görüntü Kıymetlendirme İstasyonu ve keşif görüntülerinin
Görüntü Kıymetlendirme İstasyonlarına aktarılmasını sağlayacak üç Yer Veri Link Terminali’nin
tedarik
ve
kurulumunu
kapsamaktadır. Kontrat uyarınca DB-110 Keşif
Podları ile Yer Veri Link Terminalleri ve Yer
Görüntü Kıymetlendirme İstasyonlarının teslimatlarının ve Eskişehir’de verilen personel
eğitimlerinin Aralık 2o14 sonuna kadar tamamlanması planlanmıştır. Dünyada ilk kez
denenen F-16C Blok 30 Uçağına DB-110 Keşif
Podu entegrasyonu F-16C Blok 30 için yeni bir
Harekat Uçuş Yazılımı [OFP]’nın hazırlanması
zorunluluğunu da beraberinde getirmiş ve bu
iş için seçilen BAE Systems’in izin süreçleri nedeniyle çalışmaya planlanan takvimde başlayamaması üzerine HvKK OFP hazırlık
çalışmalarını kendi imkanlarıyla gerçekleştirmiştir. F-16C Blok 30 Uçağına DB-110 Keşif
Podu entegrasyonu MIL-STD 1553 askeri sayısal veri yolu haberleşmesi üzerinden yapılmakta ve uçağın kokpitinde bir takım
modifikasyon çalışması gerçekleştirilmektedir.
F-16C Blok 30 Uçağı DB-110 Keşif Podu ile
donatılmış olarak ilk uçuşunu Ekim 2o14
içinde icra etmiştir. Azami 16okm [86nm] menzile kadar yansal çekim yapabildiği belirtilen
DB-110, kullanıcıya 2.oooft [61om] ile 50.oooft
[15.2oom] irtifalardaki keşif görevlerine yönelik olarak üç farklı görüş açısı [FoV] sağlamaktadır. Bunlar; Dar [yüksek irtifa stand-off
görevleri], Geniş [orta irtifa hedef üzeri
(NADIR) veya yansal çekim] ve Süper Geniş
[alçak irtifa NADIR çekim] Görüş Açısı’dır.
Süper Geniş Görüş Açısı’na sahip yeni optik
sayesinde DB-110 Podu ile çok alçak irtifalarda hedef üzerinden yüksek süratle geçiş sırasında çekim yapılabilmekte. DB-110’un
çektiği keşif görüntüleri; veri linki [pod üzerinde 36o° derece kapsama ve olası görüş hattı
kaybını önlemek için biri önde, diğeri arkada
olmak üzere iki ayrı veri link anteni yer almakta] üzerinden gerçek zamanlı olarak doğrudan yerdeki Görüntü Kıymetlendirme
İstasyonlarına aktarılabildiği gibi, sonradan
kıymetlendirilmek üzere dahili sayısal veri
kaydedicisine de kaydedilebilmektedir. Yine
bir UTC Aerospace Systems [eski Goodrich ISR
Systems] ürünü olan Görüntü Kıymetlendirme
Yer İstasyonu, yere indirilen görüntüleri yakın
gerçek zamanlı olarak işleyebildiği gibi görüntü kıymetlendirme çalışmalarını müteakip
elde edilen görüntülerin diğer dost unsurlara
dağıtılmasını da sağlamaktadır.
İnsansız Uçak Sistemleri [İUS], hava muharebesinin doğasını önemli şekilde değiştirmişS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
28
tir. Irak, Afganistan ve Libya Harekatında İstihbarat Gözetleme Keşif [İGK/ISR] ve yakın hava
desteğinde sağlanan önemli başarılar, 2o3o’lu
yıllarda hava-yer taarruz görevleri, düşman
hava savunma baskısı ve belki hava-hava görevlerinde, İUS’nin etkin görev yapmasının
sürpriz olmayacağını göstermiştir. Türk Hava
Kuvvetleri halihazırda, İUS’ni İGK/ISR görevleri kapsamında kullanmaktadır. Ancak, yakın
zamanda bu sistemlerin fonksiyon alanlarının
genişletilmesiyle birlikte, İUS kinetik etkiler yaratacak şekilde de kullanılacaktır. Gelecekte,
İUS’nin fonksiyon alanlarındaki farklılıkların
yanında güvenilir, uyarlanabilir ve esnek otonomiye sahip olmalarının önemli olduğunu
değerlendirilmektedir. Bu bağlamda geleceğin
olası savaşlarında düşmanlara karşı asimetrik
etkiler oluşturabilmek maksadıyla İUS’nde
doğru ve özgün konseptler geliştirme çalışmaları sürdürülmektedir.
TSK keşif ve gözetleme ihtiyaçlarının karşılanması maksadıyla, 23 Mart 2o1o’da HvKK
envanterine girmiş olan Orta İrtifa Uzun Havada Kalış [MALE] tipi Gözcü-I/Heron İHA
Sistemi, yoğun olarak Teröristle Mücadele
Harekatı görevlerinde kullanılmaktadır. Batman’da konuşlu 14’üncü İUS Üs Komutanlığı’nda Çağrı Adı GÖLGE olan 2’nci İnsansız
Hava Aracı [İHA] Filosu bünyesinde görev
yapan ve HvKK pilotlarınca uçurulan 1o
Gözcü-I İHA ile Aralık 2o13 itibarıyla 22.ooo
saatin üzerinde uçuş görevi icra edilmiştir.
Gözcü-I İHA Sistemi ilk kullanıcı eğitimi kapsamında 13 Hava Kuvvetleri personeli İsrail’de
İHA pilot ve sensör operatörü eğitimi almış,
daha sonra tamamen HvKK tarafından oluşturulmuş eğitim sistemi devreye girmiştir. HvKK
Gözcü Uçuş Eğitimi; uçak teknik eğitimi, yer
dersleri, simülatör eğitimi, intibak ve taktik
eğitim safhalarından oluşmakta ve Batman’da
verilmektedir. Gözcü-I İHA, kalkış-iniş dahil
uçuşun bütün safhalarında, yukarıda ifade edilen eğitim programı kapsamında yetiştirilmiş
HvKK uçucuları tarafından kullanılmaktadır.
Türk Hava Kuvvetleri bu Proje sayesinde, İHA
kullanarak, lazer işaretlemesi yapabilen sayılı
Hava Kuvvetlerinden birisi haline gelmiştir.
Artık Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki
muharip uçaklar, İHA tarafından lazer ile işaS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
Üstte DB-110 EO/IR Sayısal Keşif Podu ile donatılmış
Polonya Hava Kuvvetleri’ne ait bir F-16C Blok 52+
Uçağı, altta ise 30.oooft irtifada görev yapabilmesi
için taşıdığı Rotax 914UL Motorunun gücü 13obg’ne
çıkarılan Gözcü-I/Heron MALE İHA görülüyor
[Fotoğraflar: S&H Arşivi].
retlenen hedefe, yüksek vuruş hassasiyetine
sahip lazer güdümlü mühimmat atma imkanına sahiptir. Türk Hava Kuvvetleri pilotları
aynı zamanda İHA’ndan gönderilen ışık hüzmesi ile işaretlenen hedefe, Gece Görüş Gözlüğü [GGG] ile görerek taarruz etme imkanına
da kavuşmuşlardır. Harekat ortamının resmini
karar vericilere gerçek zamanlı olarak aktarabilen Gözcü-I/Heron İHA Sistemleri Aselsan
ürünü 1.440 x 576 çözünürlüğe sahip 2’nci
Nesil AselFLIR-300T Termal Görüntüleme Sistemi ve EL/M-2055 SAR/GMTI radar faydalı
yükü ile donatılmıştır. 2o.4 inç [51.8cm] çapında gimbala sahip AselFLIR-300T Termal Nişangah Sistemi; taret birimi [95kg], elektronik
birim [23kg] ve kablaj ağırlığı ile birlikte toplamda 14okg gelmektedir. Gözcü-I/Heron
MALE İHA normal uçuşta deniz seviyesinde
1oobg, acil durumda ise kısa bir süre için
115bg güç üretebilen [5.8oorpm’de 15dk süreyle] 1.211cm3 hacmindeki, dört silindirli
turbo şarjlı bir Rotax 914UL Motoru ile güçlendirilmekte ve 10.oooft’in üzerindeki irtifalarda
motor performansı düşmektedir. Kerosin yerine normal benzin ile çalışan ve hem su [si-
lindir başlıkları için], hem de hava [silindirler
için] soğutmalı olan pistonlu Rotax 914UL Motorunun 6oo saatte bir Depo Seviyesi Bakımı
[DSB]’ndan geçirilmesi gerekmektedir. Hizmet
ömrü 1.8oo saat olan Rotax 914UL Motoru bu
süre zarfından üç kez kapsamlı ana bakımdan
geçmekte, 1.8oo saatin sonunda ise hizmet
dışı bırakılmaktadır. Proje kapsamında yedekleriyle birlikte toplam 13 motor tedarik edilmiş
olup bu motorların Depo Seviyesi Bakımı
[DSB] hem İsrail’de, hem de TAI Ana Yükleniciliğinde TEI’de gerçekleştirilebilmektedir.
Gözcü-I İHA’lar geçtiğimiz yıllarda İç Güvenlik Harekat Bölgesi’nde icra edilen operasyonlarda çok yoğun kullanıldıkları günlerde 6oo
saat bakımı yapılan bir motor yaklaşık beş ay
sonra yeniden DSB için TEI veya IAI tesislerine gönderilebilmekteydi. IAI, Rotax 914UL
Motoru üzerinde Heron İHA’nın uçuş karakteristiklerine özgü bir dizi modifikasyon gerçekleştirmiş olduğundan, motor ihtiyacı yurt
dışından Rotax 914UL Motoru tedariki ile giderilemediği için kazanılan DSB kabiliyetinin
önemi daha da artmaktadır. Yurt içinde kazanılan ve başarıyla yürütülen DSB kabiliyeti sayesinde aynı anda yedi Gözcü-I/Heron
İHA’nın görevde tutulması sağlanabilmiştir.
Diğer yandan Gözcü-I/Heron DSB ve lojistik
destek faaliyetlerinde elde edilen başarı,
İHA’larının kullanıldığı Teröristle Mücadele
Harekatı görevlerinde yaşanan azalma ile birleşince yerli tasarım ve üretim Anka MALE İHA
Sistemi’ne olan acil ihtiyacı ortadan kaldırmış
böylece Anka İHA’nın hizmete giriş sürecinin
yavaşlamasına yol açmıştır.
Gözcü İHA Sisteminin envantere alınmasına paralel olarak Özgün İHA geliştirilmesi
çalışmalarına 24 Aralık 2oo4’te imzalanan
ABD$96.5 Milyon değerindeki Türk İnsansız
Hava Aracı [TİHA] Projesi ile başlanmıştır.
Proje; üç hava aracı, bir Yer Kontrol İstasyonu
[YKİ] ve iki Yer Veri Terminali prototipinin geliştirilmesi ve bu prototiplere üç AselFLIR300T
Gündüz/Gece
Kamerası,
bir
SAR/MTI-ISAR Radar ve bir Otomatik İniş/Kalkış Sistemi’nin entegrasyonundan oluşan bir
30
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
Üstte ILA 2o14 Fuarı
sırasında sergilenen
Anka Blok-B MALE İHA
mock-up’ı, yanda ise
Anka Blok-A/B MALE
İHA platformlarında
kullanılan 2 litre
hacminde ve 155bg
kapasiteli turboşarjlı
Thielert Centurion 2.0S
motoru görülüyor
[Fotoğraflar: İ.
SÜNNETCİ/S&H].
Anka MALE İHA Sistemi’nin yurt içinden tedarikini kapsamaktadır. TAI ilk aşamada
AselFLIR-300T Kameralarını entegre ettiği üç
hava aracının üretimini tamamlamıştır. Bu üç
uçak Anka Blok-A olarak tanımlanmıştır. Aynı
geliştirme kontratının bir parçası olarak TAI
Anka İHA’nın hem AselFLIR-300T, hem de
1ookg ağırlığında SAR/MTI-ISAR Radar faydalı
yükü ile donatılacak ve 24 saat havada kalıp,
30.oooft irtifaya tırmanabilecek Blok-B versiyonunu da geliştirmiştir. Proje kapsamında
üretilen Blok-A prototiplerinin resmi kabul
testlerine SSM ve HvKK tarafından Eylül
2o12’de başlanmış ve Blok-A 1 Şubat 2o13’te
kalifiye olmuştur. Üretilen prototiplerin test
amaçlı kullanılması planlanmış ve bu doğrultuda Temmuz 2o13’te 14’üncü İUS Üs Komutanlığı/Batman’a
saha
testlerini
gerçekleştirmek üzere intikal ettirilen 12-005
kuyruk numaralı Anka İHA ile Aralık 2o13 itibarıyla 67 uçuşta, 1o saat 2 dakikası Batman’da olmak üzere, toplam 179 saat 22
dakika test uçuşu icra edilmiştir. Bu İHA, 6
Aralık 2o13 günü icra ettiği bir test uçuşu sırasında kırım geçirerek hizmet dışı kalmıştır.
Halen iki Anka Blok-A İHA’nın uçar durumda
olduğu ve Sivrihisar Hava Meydan Komutanlığı’nda uçuşa hazır olarak beklediği belirtiliyor. TAI ilk Anka Blok-B İHA prototipinin
üretimini Ağustos 2o14’te tamamlamış ve 3
Eylül 2o14’te uçağa ilk enerji verilmiştir. Sivrihisar Hava Meydan Komutanlığı’na götürülen
ilk Anka Blok-B prototipi ile ilk uçuş testine
yönelik yer testlerine devam edilmektedir.
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
Azami kalkış ağırlığı 1.75okg olan Anka BlokA ve Blok-B İHA’lar halen 2lt hacminde ve
155bg gücünde turboşarjlı Thielert Centurion
2.0S Motoru ile güçlendirilmektedir. 134kg
ağırlığındaki Motorun hizmet ömrü ise 1.2oo
saattir. Faydalı yük kapasitesi 2ookg olan
Anka Blok-A İHA, 3ookg dahili yakıt ile 18
saat havada kalabilmektir.
TEI bir yandan yürüttüğü Motor Modifikasyon Projesi altında Anka İHA üzerinde
kullanılan Thielert Centurion 2.0S Dizel Motoru üzerinde performans artırımına yönelik
dişli kutusunun yeniden tasarlanması ve alternatör sayısının artırılması [iki kat] gibi
HvKK’nın isterlerine cevap verebilmek üzere
bir dizi modifikasyon gerçekleştirirken, diğer
yandan da sözleşmesi 27 Aralık 2o12’de imzalanan Operatif İHA Motoru Geliştirme Projesi altında Anka İHA’nın ihtiyaçlarına uygun
pistonlu, JP-8 jet yakıtı ve dizel yakıt ile çalışabilen turbodizel tipi bir yerli motor geliştirmektedir. Azami gücü 17obg olarak
gerçekleşecek ve bu gücü 20.oooft irtifaya
kadar eksiltmeden koruyabilecek yerli turbodizel motorun kalifikasyon ve sertifikasyon çalışmaları nedeni ile Anka-S Projesi takvimine
yetişemeyebileceği, ancak motor ömür döngüsü [1.2oo saat] içerisinde TEI’nin kısa zamanda motor için birincil kaynak haline
gelebileceği belirtiliyor. Projede halen Ön Tasarım Fazı’nın sonuna gelinmiş olup, TEI yetkililerine göre Proje sonunda ortaya çıkacak
olan motor mevcut Anka Motoruna göre birçok artı değere sahip olacaktır. Projede daha
fazla güç, daha yüksek kritik irtifa, daha düşük
yakıt tüketimi değerleri hedefleniyor. Ayrıca
Motor tamamen TAI ile koordineli olarak Anka’nın ihtiyaçları doğrultusunda geliştirildiği
için birçok detayda uçak ile daha uyumlu bir
motor olacaktır. İleride 21ohp güç üreten bir
versiyonunun da yapılabilmesi için motorun
temel komponentlerinin tasarımı bunu destekleyecek şekilde gerçekleştirilmektedir.
Kazanılan milli İHA geliştirme yeteneği;
icra edilen test uçuşları, gelişen yeni teknolojiler ve harekat ihtiyaçları doğrultusunda bir
adım daha ilerletilerek emsallerinden daha
üstün özelliklere sahip olacak Anka-S İHA
Sistemi’nin envantere alınması hedeflenmiş
ve 25 Ekim 2o13’te SSM ile TAI arasında
ABD$29o Milyon [ABD$22o.6 Milyon+TL137
Milyon] değerinde bir sözleşme imzalanmıştır.
Projede sistem ihtiyaçları gözden geçirme toplantısı 11 Şubat 2o14’te gerçekleştirilmiştir.
HvKK tarafından tanımlanan isterler doğrultusunda 23.oooft irtifada 18 saat kesintisiz görev
yapabilecek [görev bölgesinde 15 saat havada
kalış + üç saat gidiş ve dönüş] Anka-S İHA Sistemi, üzerinde taşıyacağı Aselsan üretimi
CATS [Ortak Diyafram Açıklıklı Hedefleme
Sistemi] FLIR Sistemi [yaklaşık 5okg ağırlığında], milli üretim uçuş kontrol bilgisayarı ve
uydu kontrol kabiliyeti gibi üstün özellikleri
ile HvKK’nın ‘kıtasında etkin - bölgesinde
lider’ bir hava, uzay ve bilgi gücü olma vizyonuna katkı sağlayacaktır. 3-5 mikron bandında
çalışan ve ilk olarak Anka Blok-S İHA Platformlarında kullanılacak çoklu algılayıcıya
sahip CATS üzerinde; 1.92ox1.o8o çözünürlüğe sahip renkli gündüz kamerası, 64ox512
piksel dedektöre sahip yüksek çözünürlüklü
3’üncü nesil IR kamera ve 65ox48o piksel çözünürlüğe sahip çok dar bakış açılı düşük ışık
kamerası için tek bir optik sensör yer almaktadır. CATS üzerinde ayrıca Dahili Ataletsel
Ölçüm Birimi [IMU], lazer mesafe bulucu ve
hedef işaretleyici, lazer aydınlatma birimi ve
lazer noktalama birimi de bulunuyor. Sözleşme kapsamında 1o Anka-S İHA ile 12 YKİ
tedarik edilecektir. Teslimatlara 2o16’da başlanılması, ilk Anka-S İHA Sistemi’nin Ağustos
2o16’da HvKK hizmetine girmesi ve teslimatların 2o18’de tamamlanması planlanmıştır.
31
İbrahim SÜNNETCİ
Ancak, TAI tarafından SPK için hazarlanan
Taslak Raporda, Projede Sistem İsterleri İncelemesi ve Ön Tasarım İncelemesi aşamalarının
tamamlandığı, halen Detay Tasarım çalışmalarına devam edildiği ve sözleşme kapsamında
ilk teslimatın 2o17’de, son teslimatın ise
2o18’de gerçekleştirilmesinin planlandığı bilgilerine yer verilmiştir. Rapora göre TAI’nin
Projedeki yükümlülükleri 2o2o’de sona erecektir.
Anka-S Sözleşmesi ile tanımlanan sistem
mevcut Blok-B konfigürasyonunu temel almakla birlikte 3oo’e yakın yeni gereksinim
içermektedir. Bunlardan başlıcaları; uydu üzerinden kontrol [SatCom], uzak komuta ve havada devir kabiliyeti, yedek meydana iniş
kabiliyeti, telsiz muhabere rölesi kabiliyeti,
muhabere arama kurtarma görev kabiliyeti ve
yeni nesil EO/IR faydalı yükü [CATS] olarak sıralanabilir. Bununla beraber özel kripto ve
bilgi güvenliği isterleri de bulunuyor. TSK’nin
veri ağı TAFICS ile tam entegre olacak Sistemin tüm bileşenleri birbirleri ile TAFICS üzerinden haberleşebilecek, istihbarat görüntüleri
anlık olarak TSK’nin tüm birimleri ile paylaşılabilir olacak. Anka-S İHA’ları kalkışlarını takiben konumlandırıldıkları üsten veya
Ankara’da kurulacak Operasyon Merkezi’nden yine milli uydular ile yönetilecek ve
elde edilen FLIR görüntüleri uçak üzerinden
kara birliklerinin elinde bulunan mobil ekran-
Üstte Anka-S MALE
İHA’na ait bir maket,
yanda Aselsan
standında sergilenen
AselFLIR-300T, CATS
ve AselFLIR-135 FLIR
Sistemleri ve altta aynı
zamanda Anka İHA’ları
uçuracak pilot ve
sensör operatörlerinin
eğitimlerinde de
kullanılabilen Anka
MALE İHA Yer Kontrol
İstasyonu konsolları
görülüyor [Fotoğraflar:
S&H Arşivi, Aselsan ve
TAI].
lara aktarılabilecek. YKİ’larından bir kısmı Ankara’da kurulacak ve aynı zamanda Anka-S Simülasyon Merkezi [binada yer alacak iki YKİ
ile Anka-S İHA’ları uçuracak pilot ve sensör
operatörlerinin eğitimleri icra edilecektir] olarak da görev yapabilecek Operasyon Merkezi
binasına yerleştirilecek. Batman veya başka
bir üsten kaldırılacak Anka-S İHA’lar bu Merkez’den uydu kanalı ile yönetilebilecek. Geriye kalan YKİ’larının ise iki farklı hava üssüne
yerleştirilmesi planlanmıştır. Böylelikle ihtiyaç
durumunda aynı anda 1o Anka-S İHA da havada tutulabilecek. Anka-S İHA SatCom [çanak
tipi ve TürkSat 4B üzerinden Ku-Bant ile haberleşecek, tahmini ağırlığı 15kg] birçok yeniliği de beraberinde getirmektedir. Bu
kapsamda örneğin sözleşmede hava araçlarının acil durumlarda kalktığı meydandan farklı
[YKİ ve pilotu bulunmayan] meydanlara inişine imkan sağlayacak bir alt yapı istenmekte.
Buna imkan tanımak için hazırlanacak iki ilave
üs de dahil olmak yedekleriyle birlikte tüm üslerde yeteri miktarda Otomatik İniş ve Kalkış
Sistemi [OİKS-Meteksan Savunma tarafından
geliştirilmekte] talep edilmektedir.
Anka İHA aviyonik mimarisinin kullanılması beklenilen Stratejik İHA Projesi;
SSİK’nin 17 Temmuz 2o12’de, Anka’nın daha
uzun menzil ve daha fazla yük taşıma kapasitesine sahip turboprop motorlu bir versiyonunun Ön Tasarım faaliyetleri için TAI ile
sözleşme görüşmelerine başlamak üzere
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
Harpy-I Taarruzi İHA
[Fotoğraf: İ.
SÜNNETCİ/S&H].
SSM’nı yetkilendirmesi ile yeni bir boyuta taşınmıştır. SSM tarafından bu konuda henüz bir
Teklife Çağrı Dosyası [TÇD] yayınlanmamış olmasına karşın TAI, bünyesinde oluşturduğu çekirdek bir grupla çalışmalarına başlamıştır. Bu
çerçevede Anka’dan kazanılan tecrübeler ve
İHA Yol Haritası’nda belirtilen ihtiyaçlardan
yola çıkılarak temel keşif/gözetleme, yakın
hava desteği ve havadan tecrit operasyonlarına
cevap verebilecek alternatif konfigürasyonların
getiri götürü analizleri yapılmış ve motor, iniş
sistemleri, hareketlendiriciler gibi takvim kritikliği taşıyabilecek alt sistemler için aday firmalar
ile bir araya gelinmiştir. Belirlenen aday kanat
profili modelleri ise Ankara Rüzgar Tüneli
[ART]’nde testlere tabi tutulmuştur. Her ne
kadar Anka İHA’na iki adet iki hücreli Akıllı
Cirit Podu entegre edilerek testler icra edilmiş
olsa da HvKK hizmetine girecek gerçek silahlı
İHA Stratejik İHA olacaktır. Yaklaşık 5 ton ağırlığında olması beklenen ve MQ-9 Reaper Silahlı
İHA ayarında bir sistem olması hedeflenen Stratejik İHA’nın yaklaşık 1.5 ton ağırlığında silah
ve sensör yükü taşıyabilmesi öngörülüyor.
Milli Taarruzi İHA Geliştirme Projesi
ile HvKK için 2oo2’de iki bataryada toplam
1o8 adet tedarik edilen ve artık hizmet ömürlerinin sonuna yaklaşmakta olan Harpy-I Taarruzi İHA Sistemlerinin yerini alacak ancak
kritik bileşenleri milli olan bir sistemin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Sistemin temelde
Harpy-I ile benzer teknik özelliklere sahip olması istenmekle birlikte, kullanım esnekliği ve
harekat etkinliğini artırıcı birtakım ilave özellikleri de içermesi öngörülmektedir. Proje modeli olarak önce prototip sistemin
geliştirilmesi, dokümanıyla birlikte kabulünün
ardından seri üretim sözleşmesinin imzalanması planlanmıştır. Azami menzili 1.oookm,
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
havada kalış süresi 5.5 saat ve LoS kontrol
menzili 15okm [röle ile artırılabilir] olan
Harpy-I Taarruzi İHA Sistemi, hava savunma
baskısı [SEAD] görevlerinde kullanılmaktadır.
2-18GHz frekansları arasında RF enerji yayan
hedeflere karşı [SAM radarları, erken ihbar radarları ve gemi radarları gibi] kullanılabilen
Harpy-I, PX-139 tipi patlayıcı ve harp başlığında bulunan 7.ooo çelik bilyenin parça tesiri
etkisiyle hedefini tahrip etmektedir. Harpy-I
Taarruzi İHA’nın kanat açıklığı 2.1om, uzunluğu ise 2.75m’dir.
İUS’ne ilave olarak HvKK envanterinde
halen üç CN235-100M ELINT/SIGINT Uçağı
ile İnsanlı Keşif Uçağı Geliştirme Projesi
[Gören-I] Projesi altında TAI tarafından
İGK/ISR konfigürasyonuna dönüştürülen üç
C-160D İGK/ISR Uçağı yer almaktadır.
211’inci Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Gezgin]
tarafından uçurulan ve Elektronik ve Sinyal İstihbaratı [RF haberleşmesini dinleme ve kestirme] görevlerinde kullanılan CN235-100M
C-160D İGK/ISR Uçağı [Fotoğraf: S&H Arşivi].
ELINT/SIGINT Uçakları diğer sensörlere ilave
olarak kanat altında taşınabilen Aselsan ürünü
iki MILSIS-2U ELINT/SIGINT Podu ile donatılmışlardır. Sözleşmesi SSM ile TAI arasında imyaklaşık
ABD$18.5
Milyon
zalanan
değerindeki Gören-I kapsamında İGK/ISR
Uçağı konfigürasyonuna dönüştürülen C160D İGK/ISR Uçaklarına, Aselsan ürünü
AselFLIR-300T [uçaklardan biri üzerinde FLIR
Systems ürünü Star Safire 380HD FLIR Sistemi
de denenmiş ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir] ve elde edilen görüntülerin Yer İstasyonuna indirilmesini sağlayacak Hava Veri
Terminali ve Anteni entegre edilmiştir. Uçak
kabinine ise renkli ekranlara sahip iki Operatör Konsolu yerleştirilmiştir. TAI tarafından
SPK için hazarlanan Taslak Raporda TAI ile
SSM arasında Eylül 2o13’te üç C-160 Uçağının
hava veri platformuna dönüştürülmesi ve bu
uçakların istihbarat gözetleme ve keşif
[İGK/ISR] konfigürasyonunda modernizasyonuna ilişkin bir sözleşme imzalandığı ve bu
Uçaklara yönelik olarak ayrıca lojistik hizmetlerin de sağlanacağı bilgisine yer verilmiştir.
Rapora göre söz konusu programın 2o15 son
çeyreğinde tamamlanması planlanmıştır. Projenin SSİK kararı ile başlatılan ikinci aşaması
ise Erciyes Projesi altında modernize edilecek
iki C-130T Uçağının GunShip [Silahlı Uçak]
konfigürasyonuna dönüştürülmesini kapsıyor.
Bu kapsamda uçaklara bir veya iki FLIR Sistemine ilave olarak 3omm çapındaki çift beslemeli GAU-23 Bushmaster Otomatik Topu ile
halen KC-130J Harwest Hawk ve AC-130W
Stinger II [eski adı MC-130W Dragon Spear]
Uçaklarında da kullanılan nokta vuruş hassasiyetine sahip güdümlü [lazer, INS/GPS veya
IIR] füzelerin takılması bekleniyor.
Hedefleme Podları: HvKK’nın gece,
gündüz ve her türlü hava şartında hassas taarruz imkan ve kabiliyetlerini artırmak amacıyla
başlatılan Hedefleme Podu Projesi iki aşamada gerçekleştirilmektedir. İlk aşama, F-16
ve F-4E 2020 Phantom II Uçaklarında kullanıl-
33
İbrahim SÜNNETCİ
mak üzere toplam 2o AselPod Hedefleme
Podunun Aselsan tarafından tamamen
özgün, milli ve güncel teknolojiler kullanılarak
yurt içinde geliştirilmesini ve Uçaklara entegre
edilmesini kapsamaktadır. Haziran 2oo6’da
imzalanan ve mali boyutu ABD$54.5 Milyon
olan ilk AselPod Sözleşmesi; geliştirme, prototip imalat [4 adet] ve entegrasyon maliyetlerini kapsamaktadır. Prototiplerin başarılı
olması durumunda ilave en az 16 podun seri
üretim için sipariş edilmesi bekleniyor. Eskişehir’de 1’inci HİBMK tesislerinde bulunan F4E 2020 ve F-16C/D Blok 40 Sistem
Entegrasyon Laboratuvarları [SEL/SIL]’nda icra
edilen çalışmaların ardından uçak entegrasyon
testlerine başlanmış olup, bu çerçevede üre-
Üstte Aselsan tesislerinde nihai montajı yapılan bir
AselPOD Hedefleme Podu, yanda ise solda AN/AAQ33 Sniper XR Geliştirilmiş Hedefleme Podu [ATP] ve
sağda AN/AAQ-13 LANTIRN ER Seyrüsefer Podu
görülüyor [Fotoğraflar: Aselsan ve S&H Arşivi].
timi tamamlanan AselPod prototipleri ile 1’inci
HİBMK tesislerinde F-4E 2020 ve F-16C/D
Blok 40 Uçakları üzerindeki Harici Yük Sertifikasyon ve uçuş emniyeti testleri başarıyla tamamlanmıştır. AselPOD ile F-4E 2020 ve
F-16C/D Blok 40 Uçakları üzerindeki uçuş
testlerine Test Uçuş Emniyet Kurulu [TUEK]
onayından sonra başlanmıştır. Halen F-4E
2020 ve F-16C/D Blok 40 Uçaklarına yönelik
entegrasyon faaliyetlerine SEL’de devam edilmektedir. AselPod’un PO-III ve PO-IV Uçakları [F-16C/D Blok 40M/50M ve Blok 50+]
üzerindeki entegrasyon ve sertifikasyon çalışmaları kapsamında ise bir pod, SEL testleri için
ABD’ndeki Lockheed Martin tesislerine gönderilmiştir. AselPod’un F-16 Uçaklarına entegrasyonu konusunda Aselsan, Lockheed Martin
ile işbirliği yapmaktadır. İlk aşama faaliyetlerinin 2o15 içinde tamamlanması ve akabinde
ayrı bir sözleşme altında yürütülecek Seri Üretim Fazı’na geçilmesi bekleniyor.
AselPod, yer/satıh ve hava hedeflerinin
tespit, teşhis ve tanıma, kameralar ile pilota
gündüz ve gece görüş, orta ve yüksek irtifada
seyrüsefer, hedefleri otomatik olarak izleyebilme [sekiz hedef] ve hedef konum bilgilerini
ekranda sergileme, LGB mühimmatını yönlendirmek için milli kod kabiliyetli lazer aydın-
latma, işaretleme ve data link [çift yönlü
(up/down link), Seri Üretim Fazı’nda bu kabiliyetin kazanılması hedefleniyor] kabiliyetine
sahip olacaktır. Çift yönlü sayısal [videolar şifrelenerek yere indirilebilecek ve gerektiğinde
yer istasyonundan ya da diğer dost unsurlardan görüntü alınabilecek] data link kabiliyeti
sayesinde İleri Hava Kontrolörleri de uçaklara
uçuş esnasında yön tarifi ve hedef görüntüsü
iletimi yapabilecektir. Envanterdeki AN/AAQ33 Sniper XR Geliştirilmiş Hedefleme Podu
[ATP] halen sadece video indirimi [down link]
için analog [videolar şifrelenmeden yere indirilmekte] yapıdaki ‘video down link’ kabiliyetine sahiptir. Başlangıçta 2’nci nesil bir
dedektör ile donatılması planlanan AselPod,
yüksek irtifa, uzun menzil ihtiyacı nedeniyle
3’üncü nesil 3-5 Mikron Orta Dalga [MWIR]
bandında çalışan 64ox512 pixel çözünürlüklü
soğutmalı tipte Odak Düzlemli Dizin [Focal
Plane Array-FPA] tipi dedektöre sahip yerli tasarım bir termal kamera [FLIR] ve 768x576 piksel siyah beyaz gündüz görüş kamerası
[CCD-TV] ile donatılmıştır. Temel görevi hedefleme podu olan AselPod, termal kameranın Süper Geniş Görüş Açısı [SFoV] modunda
pilota sunduğu 28x21°’lik görüş açısı sayesinde gece şartlarında seyrüsefer sırasında da
kullanılabilecek. AselPod, 235cm uzunluğunda, 43cm genişliğinde ve 235kg ağırlığındadır. Buhar Döngülü Soğutma Sistemi’ne
sahip bir Çevresel İklimlendirme Sistemi ile
donatılan AselPod, aynı anda sekiz hedefi birden takip edebilecek kabiliyettedir. Podun
sensörlerin yerleştirildiği gimbal kısmı geriye
doğru -15o° ve yukarıya doğru +45° hareket
edebilmekte. 40.ooo+ft irtifada görev yapabileceği belirtilen AselPod’un 25km menzilden
lazerle hedef işaretlemesi yapabileceği ve
45km menzilden bir F-16 Uçağını, 15km menzilden ise bir ana muharebe tankını tespit edebileceği iddia ediliyor.
Hedefleme Podu Projesi’nin ikinci aşamasında ise F-16C/D Blok 50+ Uçaklarında kullanılmak üzere FMS kanalından 3o’ar
AN/AAQ-13 LANTIRN ER Seyrüsefer ve
AN/AAQ-33 Sniper XR ATP tedarik edilmiştir. Bu çerçevede Lockheed Martin ile ABD
Hükümeti arasında 11 Aralık 2oo9’da
ABD$118.3 Milyon değerinde bir sözleşme imzalanmıştır. LANTIRN ER Podları yeni üretim
olmayıp, ABD Hava Kuvvetleri envanterindeki
podların modernize edilmesi ile elde edilmiştir. Türk Hava Kuvvetleri personeline podlara
ilişkin gerekli eğitim de verilmiştir. Bu sistemler, Türk Hava Kuvvetlerinin daha önce Öncel
Proje-I [PO-I] F-16C/D Blok 40 Uçakları için
‘Peace Moon’ Programı altında tedarik edilen
toplam 4o AN/AAQ-14 Hedefleme ve 4o
AN/AAQ-13 Seyrüsefer podunu desteklemektedir. 3-5 mikron dalga boyunda orta-bantda
çalışan 512x64o pixel çözünürlükte Staring
Focal Plane Array dedektöre sahip olan 3’üncü
nesil Sniper XR ATP, bu sayede LANTIRN gibi
2’nci nesil podlara kıyasla hem daha yüksek
çözünürlükte görüntü, hem de 2-3 kat daha
uzun bir tespit menzili kabiliyeti sunmaktadır.
Sabit ve hareketli kara ve hava hedeflerine
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
34
azami 86nm menzile kadar kullanılabildiği belirtilen Sniper XR ATP ile 22nm menzilden bir
kamyon veya 27nm menzilden bir B737 Yolcu
Uçağına kilit atılabildiği iddia edilmektedir.
Elektronik Harp [EH]
Sistemleri
Hava Konuşlu Uzaktan ED/ET Sistemleri [Stand-Off Jammer/Hava SOJ]: Tehdit
ülkelere karşı gerçekleştirilecek taarruzi hava
harekatında, düşmanın her türlü radar ve haberleşme imkanının, tehdit bölgesine girmeden dinlenmesi, karıştırılması ve/veya
aldatılmasına imkan tanıyacak hava platformuna entegre edilmiş modern bir uzaktan
elektronik dinleme/elektronik taarruz sisteminin Hazır Alım proje modeli altında tedarikinin
hedeflendiği Hava Platformunda Uzaktan
Elektronik Destek [ED]/Elektronik Taarruz
[ET] Sistemi [Hava SOJ] Programı kapsamında
acil ihtiyaca yönelik olarak SSM tarafından
yerli ve yabancı yüklenici adayı firmalara 16
Ocak 2o15 tarihinde yeni bir Teklife Çağrı
Dosyası [TÇD] yayımlamıştır. SSM tarafından
yayımlanan duyuruda Gölge ismi verilen Hava
Platformunda Uzaktan ED/ET Sistemi Acil Harekat İhtiyacı Programı’na yönelik olarak hazırlanan TÇD dokümanının 23 Ocak 2o15
tarihine kadar SSM EH ve Radar Sistemleri
Daire Başkanlığından temin edilebileceği belirtilmiş ve tekliflerin en geç 23 Şubat 2o15
günü saat 16:00’a kadar teslim edilmesi istenmiştir. TÇD’de Gölge Programı’nın kapsamı;
Sistemlerin üretimi, teslimatı ve kabulü, görev
ekipmanının sistemlere entegrasyonu ve enstalasyonu, Gerekli baraka ve binaların inşası,
Sistemlerin test ve değerlendirmesi, bakım
konsepti ve teknik destek ihtiyaçları, ELD/ILS
malzemeleri, işletim ve idameye yönelik eğitimler, Teknik Destek ve garanti süresi olarak
tanımlanmıştır. Gölge Programı altında iş jeti
üzerine yerleştirilecek 2 adet ED/ET Sisteminin [uçak+EH Görev Sistemi bir bütün olarak]
tedarik edilmesi bekleniyor. Ancak, böylesine
kapsamlı bir ihtiyaç için yüklenici adayı firmalara tekliflerini hazırlamaları maksadıyla sadece 1 aylık bir sürenin verilmiş olması dikkat
çekicidir.
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
SatCom, ComInt ve ElInt sensörlerini içeren Elta
ürünü ELI-3001 AISIS Hava Konuşlu Entegre SigInt
Sistemi ile donatılmış solda Hindistan Dış İstihbarat
Servisi RAW’a ait Bombardier Global 5000 ve sağda
IAF’nin Nevatim Hava Üssü’nde konuşlu 122nci
Taktik Hava SigInt Filosu tarafından kullanılan
Gulfstream G550 iş jeti görülüyor. Her iki uçak aynı
zamanda Gölge Programı için de hava platformu
adayıdır [Fotoğraflar: Meir FEDER ve Internet].
İlk SSİK kararı 2ooo yılında alınan ve çalışmaları o tarihten bugüne süren Hava SOJ
Programında daha önce Ana Yüklenici olarak
Aselsan seçilmiş ve firmadan 2o13 yılı içinde
bir teklif alınmıştı Program; 1 [prototip] + 3
[opsiyon] adet jet uçağından oluşacak hava
platformlarının yurtdışından hazır alınmasını,
milli imkanlar ile geliştirilecek Uzaktan ED/ET
Sistemlerinin geliştirme, test ve uçaklara entegrasyon çalışmalarının ise Aselsan sorumluluğunda ve azami yerel katılım ile yurtiçinde
gerçekleştirilmesini kapsamaktaydı. Program
kapsamında geliştirilerek bir hava platformuna entegre edilecek EH Görev Sisteminin
Türkiye’deki EH kabiliyetlerinin bugüne kadar
geliştirdiği en kapsamlı ürün olması hedeflenmişti. Projedeki en zorlu konulardan birisi de
yüksek çıkış güce sahip bir EH sisteminin ve
ilgili görev teçhizatının uçuş güvenliğine ve
uçak üzerindeki elektronik ekipmanlara herhangi bir olumsuz etkiye yol açmadan taşıyıcı
platforma entegrasyonu olarak gösterilmişti.
Proje kapsamında, hava platformunun yapısal
modifikasyonu ve bu modifikasyona ilişkin
görev sistemsiz sertifikasyon çalışmalarının
uçak üreticisi firma tarafından uçağın üretildiği
ülkenin sertifikasyon otoritesi ile birlikte, EH
Görev Sisteminin uçağa entegre edilmesini
müteakip gerekli sertifikasyon çalışmasının
ana yüklenici Aselsan tarafından milli sertifikasyon otoritesi ile birlikte gerçekleştirilmesi
planlanmıştı. Projeye yoğun siparişleri ve faaliyetleri nedeniyle ticari uçak üreticilerinin
beklendiği ilgiyi göstermediği, buna karşın iş
jeti üreticisi firmaların hava platformlarını sağlamak üzere proje ile ilgilendikleri belirtilmişti.
Projede bir ara hava platformlarının kiralanması [ikinci el] seçeneği de gündeme gelmiş
ancak daha sonra bu seçenekten vaz geçilerek
uçakların yeni üretim olarak satın alınmaları
kararlaştırılmıştı. Diğer yandan Aselsan, uçaklarda kullanılmak üzere üreteceği Elektronik
Harp, Elektronik İstihbarat ve Radar Sistemlerinin [Hava SOJ Sistemi gibi] platformlara entegrasyonu konusunda işbirliği yapmak üzere
uçak bakım ve onarım merkezi olan THY Teknik ile Ocak 2o14’de bir işbirliği anlaşması imzalamıştı. Bu anlaşma ile Hava SOJ Sisteminin
seçilecek hava platformuna entegrasyonu aşamasında Aselsan’ın THY Teknik’in mühendislik gücü ile sahip olduğu teknik altyapıyı
kullanabilmesinin önü açılmıştı. Aselsan Ana
Yükleniciliğinde yürütülen çalışmaların geleceğine ilişkin nihai kararın ihtiyaç makamının
tasarrufunda olduğu belirtiliyor.
Aselsan aynı zamanda HvKK’nın ihtiyaçları doğrultusunda, elektromanyetik spektrumun etkin kullanımını engelleyecek ve hedef
radarları karıştırabilecek kabiliyette MAN taktik tekerlekli aracı üzerine şekillendirilmiş kara
konuşlu 1 adet Elektronik Taarruz [ET] ve 1
adet Elektronik Destek [ED] Sistemi prototipini
teslim etmek üzere HvKK ile 3o Temmuz 2oo9
tarihinde bir sözleşme imzalamıştır. TL82 Milyon + ABD$15 Milyon değerindeki proje altında geliştirilen ve Kara SOJ olarak
tanımlanan sistemin ön kabullerine 2o14 yılı
içinde başlanmıştır. Kara konuşlu Hava SOJ
sisteminde daha önce KKK’na teslim edilenlerden farklı olarak faz dizinli anten mimarisi
kullanılmıştır.
SPEWS II ve III: HvKK envanterindeki 53
adet F-16C Blok 50 Uçağına kendini koruyucu
EH kabiliyetinin kazandırılması maksadıyla
başlatılan SPEWS II Projesi kapsamında Radar
İkaz Alıcısı [RWR] ve Radar Karıştırıcısı [RF
Jammer]’ndan oluşan, 7 seti pilot birim olmak
üzere, toplam 6o set AN/ALQ-178[V]5+ EH sistemi, yedekleri ve destek teçhizatı tedarik edilmektedir.
Sistemlerin
uçaklara
entegrasyonuna PO-III kapsamında başlanmış
ve modernize edilen ve AN/ALQ-178[V]5+ dahili EH Öz Savunma Sistemi’ne ait Hatta Değiştirilebilir Birimler [LRU] ile donatılan Blok
50M tipi tek kişilik F-16C Uçaklarından biri ilk
entegrasyon testleri için Lockheed Martin’in
Fort Worth’deki tesislerine gönderilmiştir. Söz
konusu F-16C Blok 50M Uçağı daha sonra bir
35
İbrahim SÜNNETCİ
dizi yer ve uçuş testinden geçirilmiştir. Testlerin başarıyla tamamlanmasını müteakip elde
edilen veriler TAI’ye gönderilmiş ve burada F16 MSM Programı altında modernizasyonları
devam eden diğer F-16C Blok 50M Uçaklarında AN/ALQ-178[V]5+ entegrasyon çalışmaları kapsamında kullanılmıştır. Sözleşmesi 15
Ocak 2oo3 tarihinde imzalanan ve Ortak Geliştirme-Üretim proje modeli ile Aselsan/Mikes
ve BAE Systems işbirliği ile yürütülen projede,
sistemi oluşturan tüm birimlerin üretimi tamamlanmış ve söz konusu birimlerin önemli
bir bölümüne ilgili testler uygulanarak teslimatları yapılmıştır. Devam eden seri üretim
birim teslimatları ile Sistem Seviyesi Uygunluk
ve Performans Testleri’nin de tamamlanması
ile sistemlerin 2o15 yılı içinde kullanılır hale
gelmesi bekleniyor.
SPEWS III Projesi kapsamında ise PO-IV
altında tedarik edilen F-16C/D Blok 50+ Uçaklarında kullanılmak üzere Şubat 2oo9’da imzalanan ABD$99.8 Milyon değerindeki kontrat
ile Exelis firmasından 3o set AN/ALQ-211[V]4
Savunma Maksatlı Geliştirilmiş Entegre EH Sistemi [AIDEWS] tedarik edilmiştir. Projede teslimatlara 2o1o’da başlanmış ve TAI’deki nihai
montaj hattından çıkan F-16C/D Blok 50+
Uçakları AN/ALQ-211[V]4 AIDEWS ve
AN/ALE-47 CMDS takılı olarak HvKK’na teslim
edilmiştir. AIDEWS, hem ABD Hükümeti tarafından tanımlanan görev veri dosyası [MD-X],
hem de kullanıcı ülke Hava Kuvveti tarafından
tanımlanan görev veri dosyası [MD-Y] ile çalışma kabiliyetine sahip bir entegre EH Sistemi
olduğundan MD-Y görev veri dosyasının
programlanması tamamıyla Türk Hava Kuvvetlerinin kontrolü altındadır. Bu sayede Türkiye kendi tehdit veri bankasını sisteme
girebilmektedir.
AN/ALQ-211[V]9 AIDEWS Podu ve
EHSİM KTSS: Türk Hava Kuvvetleri envanterinde bulunan 19 F-16D Blok 50M Savaşan
Şahin Uçağında kullanılmak üzere Yabancı
Askeri Satışlar [FMS] kanalı ile Exelis şirketinden 21 AN/ALQ-211[V]9 EH Öz Savunma
Podu tedarik edilmektedir. ABD Savunma Bakanlığı internet sayfasında 14 Mart 2o14’te yer
verilen duyuruda ABD Hava Kuvvetleri Robins Hava Üssü’nde konuşlu Warner Robins
Hava Lojistik Merkezi ile Exelis şirketi arasında
tavan bedeli ABD$75.281 Milyon olan sabit fiyatlı bir kontrat imzalandığı ve kontrat altında
F-16D Blok 50M Uçakları için Mayıs 2o17’ye
kadar 21 AN/ALQ-211[V]9 AIDEWS Podu ile
birlikte ilgili destek hizmetleri, destek ekipmanı ve yedek parça teslimatının gerçekleştirileceği bilgisine yer verilmiştir. Kontrat,
AN/ALQ-211[V]9 AIDEWS Podlarının halen
uçak üzerinde yer alan Karşı Tedbir Salma Sistemi [CMDS] ile entegrasyon çalışmalarını da
kapsamakta.
HvKK envanterindeki F-4E 2020 ve F-16
Blok 30/40/50 Uçaklarında milli imkanlarla
Havelsan EHSİM tarafından tasarlanıp üretilen
ve hem RF güdümlü, hem de ısıya karşı hassas
füzelere karşı koruma sağlamak üzere Chaff,
Flare ve diğer mühimmatı atan EHSİM Karşı
Tedbir Salma Sistemi [KTSS] kullanılmaktadır. EHSİM KTSS, zorlu tehdit ortamlarında
platform bekasını artırmak için Radar İkaz Alıcısı [RWR], Füze İkaz Sistemi [MWS] ve Radar
Karıştırıcı [RF Jammer] ile entegre çalışarak
tehdit ortamına ve platformun durumuna
uygun aralık ve miktarda Chaff, Flare ve diğer
mühimmatı atarak koruma sağlamaktadır.
Halen F-16D Blok 50M Uçaklarında herhangi
bir RWR veya MWS kullanılmadığı için üzerinde dahili sayısal RWR yer alan AN/ALQ211[V]9 AIDEWS Podu, kontrat altında sadece
EHSİM KTSS ile entegre edilecektir. Havelsan
EHSİM, Kasım 2o14 içinde yayınladığı bir bülten ile F-16D Blok 50 Uçakları için EHSİM
KTSS’nin AN/ALQ-211[V]9 AIDEWS Podu ile
entegrasyon çalışmalarına başladığını duyurmuştur. AN/ALQ-211[V]9 AIDEWS Podu’nun
üreticisi Exelis şirketince 2o Mart 2o14’te yayımlanan basın bülteninde ise, imzalanan
kontrat bedelinin ABD$36 Milyon’u aştığı ve
tamamen detaylandırıldığında [tüm seçenek
ve opsiyonların kesin siparişe dönüştürülmesi
durumunda] kontrat bedelinin ABD$8o Milyon’a ulaşabileceğine dikkat çekilmiştir. Bültende ayrıca Exelis’in Clifton, New Jersey’deki
tesislerinde üretilecek podların teslimatına
2o16 ortasında başlanılmasının beklendiği
ifade edilmiştir.
AN/ALQ-211[V]4 ve [V]9 AIDEWS Sistemleri; Sayısal RWR, Geniş Bant Sayısal RF Bellek
[DRFM], ALQ-213 Karşı Tedbir Seti [CMS], göreve uygun olarak uçuş hattında yeniden
programlanabilme özelliği, Cihaz İçi Test [CİT]
ve hem alçak [B, C, D], hem de yüksek bant-
larda [J ve K] RF karıştırma yapabilme kabiliyetleri ile dikkat çekiyor. AN/ALQ-211[V]4 AIDEWS dahili EH Öz Savunma Sistemi’nin
gövde altında taşınan harici bir pod içerisine
yerleştirilmiş versiyonu olan AN/ALQ-211[V]9
AIDEWS Podu, dahili AN/ALQ-211[V]4 ile aynı
donanımı [Hatta Değiştirilebilir Birim/LRU]
kullanmaktadır. Bu yaklaşım, hem dahili, hem
de Pod tabanlı AIDEWS Sistemini kullanan
uçaklara sahip Hava Kuvvetlerine önemli düzeyde maliyet ve lojistik avantaj sağlamaktadır. Montaj konfigürasyonuna bağlı olarak
AN/ALQ-211[V]9 Podu daha yüksek bir hassasiyete ve çıkış gücüne sahip olsa da, LRU’ler
özdeş olduğundan, AIDEWS’in harici pod
konfigürasyonunun genel performansı esas
olarak dahili konfigürasyonunkiyle aynıdır.
Milli EH Öz Savunma Podu ve Füze
İkaz Sistemi: Teknik çerçevesi MSB ve HvKK
işbirliğiyle oluşturulan ve TüBiTAK koordinasyounda milli imkanlarla yürütülen F-16 EH
Kendini Koruma Podu Projesi [EH Podu]
altında ilk aşamada bir adet EH Podu prototipinin geliştirilmesi planlanmaktadır. Milli EH
Podu’nun uçak başına maliyetinin yaklaşık
ABD$2 Milyon, Projenin geliştirme ve prototip
üretim maliyetinin ise TL135 Milyon olarak
gerçekleşmesi öngörülmüştür. Aselsan EHPodu Geliştirilmesi ve Atılabilir Sahte Hedef
Aldatıcı/Karıştırıcı Geliştirilmesi için TüBiTAK
SAVTAG [Savunma ve Güvenlik Teknolojileri
Araştırma Destek Grubu] tarafından açılan
çağrılara özgün çözümleri ile yanıt vermiştir.
Milli EH Podunun halen üzerlerinde herhangi
bir dahili aktif EH Öz Savunma Sistemi [RF Karıştırıcı] yer almayan F-16D Blok 40 Uçaklarında kullanılması bekleniyor. Daha önce
Temmuz 2oo5 tarihli SSİK kararı çerçevesinde
Mikes Ana Yükleniciliğinde Refakatta Karıştırma Sistemi Projesi başlatılmış ve 16+4 olmak
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
36
üzere toplam 2o adet olarak tedarik edilecek
podların envanterdeki F-16D Uçaklarında kullanılması planlanmıştı. Hatta, EADS-SSM Çalıştayında alınan karar uyarınca Alman ve Türk
Hava Kuvvetlerinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek modern bir Refakatta Karıştırma [Escort Jammer] Sisteminin Mikes-EADS işbirliği
ile geliştirilmesi hedeflenmiş ise de bu Proje
daha sonra 5 Aralık 2oo7’de düzenlenen SSİK
Toplantısında alınan karar ile iptal edilmiş ve
ihtiyacın Uzaktan Elektronik Destek/Elektronik Taarruz Sistemi [Stand-Off Jammer] üzerinden karşılanması kararlaştırılmıştı.
Aselsan ayrıca Milli Muharip Uçak [TF-X]
Kavramsal Tasarım Projesi kapsamında TAI ile
birlikte Milli Muharip Uçak EH Kendini
Koruma Sistemi’ne yönelik kavramsal tasarım çalışması gerçekleştirmiştir. Bu arada Aselsan, 7 Ocak 2o15’te yaptığı özel durum
açıklamasıyla sermayesinin %1oo’üne sahip
olduğu Mikes ile devralma yoluyla kolaylaştırılmış usulde birleştiğini duyurmuştur. Tüm
radar, EH ve istihbarat sistemlerine ilişkin faaliyetlerini 2o14 içerisinde tamamlanan Gölbaşı
yerleşkesinde toplayan Aselsan, Mikes’in mevcut faaliyet alanlarının da ağırlıklı olarak radar,
EH ve istihbarat faaliyet alanları ile benzer ve
tamamlayıcı olması nedeniyle Mikes ile devralma şeklinde birleşme yönünde bir karar almıştı.
Diğer yandan, HvKK envanterindeki sabit
kanatlı hava platformları için Füze İkaz Sistemi [MWS] tedarikine yönelik olarak SSM tarafından Ağustos 2o13’te bir Bilgi İstek
Dokümanı [BİD] yayımlanmış ve 3o Ekim
2o13’te cevaplar alınmıştır. Proje kapsamında
hazırlanan
Teklife
Çağrı
Dosyası
[TÇD/RFP]’nın önümüzdeki günlerde SSM tarafından Ana Yüklenici olarak belirlenen Aselsan’a yayımlanması beklenmektedir. Projede
HEWS Füze İkaz Sistemi [MWS-TU] Projesi altında elde edilen kazanımların kullanılması
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
Üstte Exelis ürünü AN/ALQ-211[V]9 AIDEWS Podu,
altta ise F-16 muharebe uçakları için Airbus Defence
& Space [eski Cassidian]-Exelis işbirliği ile teklif
edilen AN/AAR-60[V]2 MWS füze ikaz sistemi, kanat
altında taşınabilen pylon veya podlara [azami 6
sensör] monte edilmiş olarak kullanılabilmekte
[Fotoğraflar: Exelis].
hedeflenmektedir. Hatırlanacağı üzere 17
Nisan 2oo2’de SSM ile Ana Yüklenici Aselsan
arasında imzalanan Euro196.13 Milyon değerindeki sözleşme altında EADS lisansı ile UltraViyole [UV] teknolojisine dayalı 3o9
AN/AAR-60 MILDS Tabanlı Füze İkaz Sistemi
[MWS] ve ilgili destek teçhizatı Aselsan tarafından [sistemlerden 48’i EADS tarafından teslim
edilmiştir] yurt içinde üretilerek üç Kuvvet Komutanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı
[JGnK] ve Özel Kuvvetler Komutanlığı [ÖzKK]
envanterindeki helikopterlere ve CN235 Uçaklarına entegre edilmişti. Proje kapsamında; EO
sistemlerin üretimi, yüksek hassasiyette optik
malzemelerin üretimi [optik mercek ve ince
film kaplama], test ve ölçüm alt yapısı, sistem
yazılımı geliştirme kabiliyeti ve sistemlerin
hava platformlarına entegrasyonu/enstalasyonu gibi kritik teknoloji alanlarında mevcut
imkanların geliştirilmesi ve yeni kabiliyetlerin
kazanılması sağlanmıştır. Ayrıca Proje kapsamında EADS firmasından MILDS Füze İkaz
Sensörünün yazılım modifikasyonuna olanak
sağlayacak Füze İkaz Sistemi Destek Merkezi
[Missile Warning System Support CenterMWSSC] de tedarik edilmiştir.
Bu arada 1007 Programı kapsamında TüBiTAK SAVTAG [Savunma ve Güvenlik Teknolojileri Araştırma Destek Grubu] tarafından
iki aşamada gerçekleştirilecek ‘Uçak Savunma
Sistemi Geliştirilmesi Projesi’ne ilişkin bir çağrı
hazırlanmış ve 5 Aralık 2o14 tarihinde yayınlanan çağrıya tekliflerin 13 Şubat 2o15 saat
17:00’a kadar gönderilmesi istenmiştir. Proje
başvurusu yapacak kuruluşların ‘1’inci Aşama
Proje Öneri Formu’nu doldurarak projelerini
TüBiTAK’a elden teslim etmeleri gerekiyor.
Hizmete Özel gizlilik derecesinde yürütüleceği belirtilen proje kızılötesi [IR] tabanlı bir
MWS’nin geliştirilmesini ve uçağa entegrasyonunu kapsamaktadır. Projenin aşamaları; IR
dedektörün geliştirilmesi, prototipinin üretilmesi ve uçağa entegrasyonu olarak belirlenmiştir.
Muharip Uçak Projeleri
F-35 Müşterek Taarruz Uçağı [Joint
Strike Fighter/JSF]: ABD JSF Program Ofisi
[JPO] tarafından yürütülmekte olan MTU/JSF
Programı, F-35 Lightning II Uçaklarının uluslararası katılım ile tasarımı, geliştirilmesi, üretimi ve lojistik desteğini kapsamaktadır.
Program; ABD’nin, program ortaklarının [İngiltere, İtalya, Hollanda, Kanada, Avustralya,
Danimarka, Norveç ve Türkiye] ve diğer FMS
ülkelerinin yeni nesil savaş uçağı [F-35A/B/C]
ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yürütülmektedir. Türkiye, 1999’da Projenin Konsept
Gösterim fazına iştirak etmiş, 2oo2 ve 2oo7’de
ise sırasıyla Sistem Geliştirme ve Gösterim
[SDD] ve Üretim, Destek ve Sürekli İyileştirme
[PSFD] fazlarına katılmıştır. Halihazırda F-35’in
bazı gövde ve motor parçaları ‘en iyi değer’
yaklaşımı ile seçilen Türk Savunma Sanayi firmaları tarafından üretilmektedir.
Türk Hava Kuvvetlerinin 2o2o vizyonu
açısından en önemli ve mali boyutu en büyük
projesi şüphesiz F-35A Müşterek Taarruz
Uçağı Projesidir. Yerli sanayinin ABD$7.4 Milyar mertebesinde iş payı aldığı Projede tedarik
edilecek uçak sayısı 1oo olarak belirlenmiş ve
6 Mayıs 2o14’te düzenlenen SSİK Toplantısında alınan karar çerçevesinde 1o’uncu
Düşük Yoğunluklu Başlangıç Üretim Dönemi
[Low Rate Initial Production/LRIP-1o] kapsamında 2o18’de teslim edilecek Blok-3F konfigürasyonundaki ilk iki uçağın kesin siparişi
2o14 içinde verilmiştir. Öğretmen Pilot Eğitimi
kapsamında bir süre ABD Hava Kuvvetleri
38
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
Program Ofisi’nin 11 Aralık 2o14 tarihli kararıyla 1’inci HİBMK’nın seçilmesi münasebetiyle 13 Ocak 2o15’te 1’inci HİBMK’nda başta
Hava Kuvvetleri Komutanı Hava Orgeneral
Akın ÖZTÜRK ve Muharip Hava Kuvveti ve
Hava Füze Savunma Komutanı Hava Orgeneral Abidin ÜNAL olmak üzere sivil ve askeri
erkanın katılımıyla ‘MTU/JSF Uçak Motorları
Bölgesel Bakım Faaliyeti Töreni’ düzenlenmiştir. Tören sırasında Hava Kuvvetleri Komutanı
Hv. Org. ÖZTÜRK, sorumluluğun 1’inci
HİBMK’na verildiğini gösteren belgeyi, 1’inci
HİBM Komutanı Hava Pilot Tümgeneral Mehmet ÖZLÜ’ye vermiştir. 1’inci HİBMK bünyesinde kurulacak tesis ile hem F135 Motorlarına
ait DSB kabiliyeti kazanılacak, hem de HvKK
envanterine girecek F-35A Uçaklarında kullanılan motorların montaj ve testleri de en az
maliyetle Türkiye’de gerçekleştirilmiş olacaktır. Türkiye 2o3o’a kadar partiler halinde top-
Üstte, Türk Hava Kuvvetleri için LRIP-1o altında
sipariş edilen Blok-3F konfigürasyonundaki ilk iki F35A Lightining II Uçağının 2o18 yılında teslim
edilmesi planlanmıştır. Yanda ise Maryland’da
konuşlu F-35 Patuxent River Entegre Test Birliği
bağlısı bir F-35B STOVL Uçağı, ABD Hava
Kuvvetleri’ne bağlı 96’ncı Test Kanadı bünyesinde yer
alan Eglin Hava Üssü’nde konuşlu McKinley İklimsel
Test Laboratuvarı’nda gerçekleştirilen zorlu iklimsel
testlerinden biri sırasında görülüyor. F-35 Filosunun
dünyanın herhangi bir yerinde kullanılabileceğini
sertifiye etmek için icra edilen 6 aylık takvime sahip
olan söz konusu testlere geçtiğimiz yıl Eylül ayı içinde
başlanmıştır. Testler sırasında F-35B Uçağı +49
derece ile -4o derece sıcaklıklarda değişik iklim
şartlarına maruz bırakılmaktadır [Fotoğraflar:
Lockheed Martin].
[USAF]’ne bağlı Eglin Hava Üssü’nde [2o15
ikinci çeyreğinden itibaren uluslararası F-35
kullanıcısı ülkelerin pilotları Luke Hava Üssü’nde, bakım personeli ise Eglin Hava Üssü’nde eğitilecektir] konuşlandırılacak olan
uçakların 2o19 içinde Türkiye’ye getirilmeleri
bekleniyor. 7 Ocak 2o15’te düzenlenen SSİK
Toplantısında ise, daha önce verilen iki adetlik
siparişe ilave olarak dört F-35A Lightning II
Uçağının daha tedarik edilmesi yönünde bir
karar alınmıştır.
6 Mayıs 2o14’te düzenlenen SSİK Toplantısında SSM, F135 Motoruna ilişkin Türkiye’de
yerli sanayi ve HvKK bünyesinde Motor Nihai
Montaj Hattı ve Depo Seviyesi Bakım tesisinin
kurulumuna yönelik çalışmaları yapmak üzere
de yetkilendirilmişti. Bu çerçevede yürütülen
çalışmalar neticesinde F-35 Lightning II Uçaklarında yer alacak F135 Motorlarının nihai
montajları ile bakım ve onarımlarının Türkiye’de yapılabilmesi için SSM ile üretici firma
Pratt & Whitney [P&W] arasında ILA 2o14
Fuarı sırasında 2o Mayıs 2o14’te F135 Nihai
Montaj ve Test [FACO] ile Bakım-Onarım
[MRO&U] Tesislerinin Türkiye’de kurulmasına
yönelik bir LoI [Niyet Mektubu] imzalanmış ve
buna yönelik gerekli izinler ABD Hükümeti’nden Eylül 2o14 içinde alınmıştır. ABD SaS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
vunma Bakanlığı ve JPO, F-35 Uçağının küresel olarak idame edilmesi kapsamında yürüttükleri Avrupa bölgesi gövde ve motor ağır
bakım, onarım merkezlerinin seçimine yönelik kararını 11 Aralık 2o14’te açıklamıştır. Buna
göre Program ortağı ülkelerden ve sanayilerinden alınan veriler doğrultusunda yapılan
analiz sonuçları uyarınca Türkiye, Avrupa bölgesindeki tüm kullanıcılara ait F-35 MTU/JSF
Uçaklarının motorlarına ağır bakım, onarım
hizmeti vermek üzere 2o18’de kurulacak ilk
merkez olma hakkını elde etmiştir. Motor üretim ve bakım merkezi Eskişehir’de HvKK bağlısı 1’inci HİBM tesislerinde oluşturulacak ve
bu kabiliyetin Türkiye’de tesis edilmesinden
yaklaşık üç yıl sonra Norveç ve Hollanda’daki
tesisler de devreye girecektir. ABD Savunma
Bakanlığı her beş yılda bir merkezlerin yeniden değerlendirilmesini planlamaktadır.
MTU/JSF Programı kapsamında tedarik
edilecek F-35A Lightning II Uçaklarının Avrupa Bölgesi Motor Depo Seviyesi Bakım tesis
yeri olarak ABD Savunma Bakanlığı ve JSF
lam 1oo F-35 Lingtning II Uçağı tedarik etmeyi
planlamaktadır. F-35 MTU/JSF Programı kapsamında üretim sürecinin en azından 2o34’e
kadar devam etmesi, sadece dokuz ortak ülke
için üretilecek toplam uçak sayısının 3.173’e
ulaşması ve 2o13’te üretilen 32 uçağa kıyasla
2o18’de yıllık üretim adedinin 82 uçağa ulaşması beklenmektedir.
SSM tarafından Türkiye’nin F-35 MTU/JSF
Uçaklarının Avrupa bölgesi motor ağır bakım
ve onarım merkezi olarak seçilmesi ile ilgili
olarak 12 Aralık 2o14’te yayımlanan basın bildirisinde şu ifadelere yer verilmiştir:
“SSM ve HvKK tarafından MTU/JSF Projesi
kapsamında 2oo7’de imzalanan PSFD MoU
[Production Sustainment and Follow on Development] kapsamında hedeflenen Motor Üretim ve Bakım Kabiliyetinin Türkiye’de
kazanılması için müzakereler yürütülmüş,
2o11’de ABD Hükümeti ve P&W firması ile
birlikte bir analiz çalışması başlatılmış ve bu
çabaların neticesi olarak 2o13’te alınan ‘National Disclosure Policy’ ile ABD Hükümeti tara-
39
İbrahim SÜNNETCİ
fından Türkiye’nin F135 Motoru DSB Merkezi
olarak çalışmalar yürütmesine izin verilmiştir.
Müteakiben JSF Program Ofisi ve ABD Savunma Bakanlığı Tedarik, Teknoloji ve Lojistik
Müsteşarlığı tarafından yürütülen tüm kritik
program toplantılarına katılım sağlanarak her
düzeyde Türkiye’nin bu konudaki kararlılığı
muhataplarımıza iletilmiştir. Eskişehir’de mevcut motor üretim ve bakım tesislerine ABD
Hükümeti ve üretici firma P&W ile birlikte teknik ziyaretler gerçekleştirilerek süreçte eşgüdüm sağlanmıştır.
ABD Hükümeti tarafından kapsamlı bir
değerlendirmeye tabi tutulan süreç neticesinde, Türkiye’nin tecrübesi ve uzmanlığı,
diğer alternatiflere nazaran maliyet etkinliği ve
uluslararası arenada bölgesel liderliği tescil
edilmiştir. Türkiye’nin F-35 MTU/JSF Projesi
kapsamındaki en önemli hedeflerinden olan
F135 Motorunun üretim ve bakım kabiliyetleri
kazanılacak olup, alınan bu son karar ile Türkiye, 2o18’den itibaren en az üç yıl tek başına
hizmet vermek üzere, Norveç ve Hollanda’nın
önünde ‘Program Tesisi’ olarak F135 DSB hizmeti vermek üzere birinci sırada seçilmiştir.
Avrupa bölgesine kurulacak ilk tesisin sadece
Türkiye’de olması ile ‘öğrenme eğrisi’ ve başlangıç dönemi dezavantajlarının tamamı rekabet altında olmadan tek kaynak olarak
geçilecektir. Bu sayede rekabetin başlaması
beklenen dönemde Türkiye en avantajlı konumda olacak ve 2o24’ten itibaren yılda en az
1oo motora DSB hizmeti sağlamak için avantaj
sağlayacaktır.”
Türk Hava Kuvvetlerinin ilk F-35 üssü Malatya’da konuşlu 7’nci AJÜ Komutanlığı olacak
ve ABD’nden tedarik edilecek ilk F-35A Uçakları halen söndürülmüş durumda olan 172’nci
Filo Komutanlığı’nda görevlendirilecek. Onu
halen F-4E 2020 Uçaklarıyla uçan 171’inci Filo
Komutanlığı takip edecek. İlk parti F-35A
Uçaklarını uçuracak pilotlar en tecrübeli F-16
ve F-4E 2020 pilotları arasından seçilecek.
7’nci AJÜ Komutanlığı’nda F-35 Uçaklarına yönelik alt yapı hazırlık ve planlama çalışmalarına devam edilmektedir. 171’inci Filo’nun
F-35 Uçakları ile modernizasyonu öncesinde
kadrodaki F-4E 2020 Uçaklarının Eskişehir’e
transfer edilmesi bekleniyor. HvKK’nın bir
sonraki F-35 üssü ise halen F-4E 2020 Uçaklarıyla uçan Eskişehir’deki 1’inci AJÜ Komutanlığı olacak. Diğer yandan, Malatya’da konuşlu
7’nci AJÜ Komutanlığı’nın F-35A MTU/JSF
Uçaklarında görev yapacak pilot ve bakım
personelinin eğitimlerinin yapılacağı Entegre
Eğitim Merkezi’ne de ev sahipliği yapması
bekleniyor.
PO-III ve F-16 Modernizasyonu Seri
Montaj [MSM] Fazı: Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki 173 Blok 40 ve Blok 50 F-16C/D
Uçağına aviyonik ve silah modernizasyonu
kararı almasına istinaden, 2oo5’te ABD Hükü-
Üstte, HvK Komutanı Hv. Org. ÖZTÜRK, F-35A
Lightning II Uçaklarının Avrupa Bölgesi Motor DSB
sorumluluğunun 1nci HİBMK’na verildiğini gösteren
belgeyi, 1nci HİBM Komutanı Hv. Pilot Tümg.
ÖZLÜ’ye verirken, altta ise F-16C Blok 40M uçağının
kokpiti görülüyor. Üstteteki fotoğrafta, törene
katılan 401nci Filo Komutanlığı’na ait F-16C Blok 40
Uçağının kanat altında ilk kez sergilenen SOM-B2
Füzesi; iki kademeli tandem tipi beton delici harp
başlığı, OHA/ATR Sistemi ve IIR arayıcı başlığa
sahiptir [Fotoğraflar: HvKK ve İ. SÜNNETCİ/S&H].
meti/Lockheed Martin ile Öncel Proje-III [POIII] Programı Modernizasyon sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşme; uygulanacak
aviyonik modernizasyonun mühendislik çalışmaları ve doğrulama testleri, 175 uçak için
modernizasyon kitlerinin tedariki ve prototip
fazındaki iki Blok 30, dört Blok 40 ve dört
Blok 50 olmak üzere toplam 1o F-16C/D Uçağının modernizasyonunu kapsamaktadır. POIII Programı kapsamında TAI, Lockheed
Martin firmasının alt sözleşmecisi olarak prototip LTF [Lead-The-Fleet] Fazı’ndaki 1o F-16
Uçağının modernizasyon uygulamasını ve teslimatını gerçekleştirmiştir.
PO-III Programı kapsamındaki modernizasyon kitlerinin kalan 165 F-16C/D Blok 40
ve Blok 50 Uçağına seri modernizasyon uygulaması ise SSM ile TAI arasında 1o Ağustos
2oo9 tarihinde imzalanan F-16 Modernizasyonu Seri Montaj [MSM] Projesi sözleşmesi al-
tında yürütülmektedir. Programda 149 uçak
Ana Yüklenici TAI tarafından kendi tesislerinde, 16 uçak ise TAI sorumluluğunda 1’inci
Hava İkmal ve Bakım Merkezi Komutanlığı
[HİBMK] tesislerinde modernize edilmektedir.
MSM Projesi kapsamında modernizasyonu tamamlanan ilk F-16 uçağını [152’nci Filo Komutanlığı’na ait F-16C Blok 50] TAI, 2 Kasım 2o11
tarihinde HvKK’na teslim etmiştir. 1’inci
HİBMK’nda 16 uçak üzerinde gerçekleştirilen
modernizasyon çalışmaları ise Nisan 2o13 itibarıyla tamamlanmıştır. Ocak 2o15 itibarıyla
toplam 156 F-16C/D Blok 40/50 Uçağı modernize edilerek HvKK’na teslim edilmiştir. Teslimatların TAI’ye sağlanacak modernizasyon
kitlerine uygun olarak 2o15 yılı içinde tamamlanması planlanmaktadır.
Milli F-16 Blok 30 Modernizasyonu
[Özgür Programı]: HvKK’nın ihtiyacı ve talebi çerçevesinde 15 Aralık 2o1o tarihli SSİK
kararı ile başlatılan Özgür Programı, PO-III altında aviyonik modernizasyondan geçirilmeyen bir adet F-16C Blok 30 Uçağının milli
Harekat Uçuş Yazılımı [OFP]’na sahip özgün
bir görev bilgisayarı ve milli bir aviyonik süit
çözümü ile donatılarak sertifiye edilmesini hedeflemektedir. SSM ile TAI arasında 6 Mart
2o12 tarihinde imzalanan sözleşme 24 Mayıs
2o12’de yürürlüğe girmiştir. Aselsan’ın Ana Alt
Yüklenici
olarak
görev aldığı Özgür
Programı
kapsamında modernize
edilecek prototip F16C Blok 30 Uçağı ile
ilk kabul test uçuşu
Haziran
2o12’de,
Araştırma Referans
Uçuş Testleri ise
Eylül 2o12’de TAI
tesislerinde gerçekleştirilmiştir. TF-X
Programı için bir sıçS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
40
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
rama tahtası ve önemli bir kabiliyet/tecrübe
kazanımı olacak projede, Kritik Tasarım Süreci
başarı ile tamamlanmıştır. Modernizasyon sonrasında F-16C Blok 30 Uçağı ile uçuşların
2o16’da başlaması ve tüm testlerin 2o17 yılında tamamlanması hedeflenmektedir.
TF-X ve T-X Programları: Türk Hava
Kuvvetlerinin 2o2o’li yıllardan sonra jet eğitim
ve muharip uçak ihtiyacını milli imkanlar ile
karşılamak amacıyla, 15 Aralık 2o1o tarihli
SSİK Toplantısında alınan 545 Sayılı Karar ile
başlatılan Milli Muharip Uçak [MMU/TF-X] ve
Milli Jet Eğitim Uçağı [MJEU] Projesinde Ana
Yüklenici firma olarak TAI seçilmiş ve SSM ile
TAI arasında iki yıllık Kavramsal Tasarım Geliştirme Projesi Sözleşmesi 23 Ağustos 2o11’de
imzalanmıştır. Programın ilk safhası, 2o25’ten
başlayarak halihazırda Türk Hava Kuvvetleri
tarafından kullanılmakta olan F-16C/D Muharebe Uçaklarının yerini alacak olan TF-X prototipinin ‘Kavramsal Tasarımını’ içermekteydi.
29 Eylül 2o11’de yürürlüğe giren Sözleşmeye
göre, tasarım faaliyetlerinin 24 ay içinde tamamlanması gerekiyordu. TAI, SAAB Aircraft
şirketini ‘Konsept Geliştirme ve Ön Tasarım
Safhası’ için Teknik Destek ve Yardım Sağlayıcı [TSAP] olarak seçmiş ve 2o12 başlarında
TAI ile SAAB Aircraft arasında bir teknik destek sözleşmesi imzalanmıştır. TAI ve SAAB
Aircraft arasında imzalanan Teknik Destek ve
Yardım Sözleşmesi Mayıs 2o12 ile Eylül 2o13
dönemini kapsamaktaydı.
Proje kapsamında, ihtiyaç makamı olan
HvKK, tedarik makamı SSM ve Ana Yüklenici
TAI çalışanları ilk defa Entegre Proje Yönetim
Ofisi adı verilen bir yapı altında bir araya
gerek konsept geliştirme ve kavramsal tasarım
çalışmalarını sürdürmüştür. Bu safhada HvKK,
uçağın görev yapacağı 2o3o’lu yıllar ve ötesinin harekat ortamını düşünerek yapılabilir bir
uçağın harekat isterlerini net olarak ortaya
koymuştur. Çalışmanın ilk 13 ayı söz konusu
Harekat İsterleri Dokümanı’nın hazırlanması
ile geçmiştir. Projenin Konsept Geliştirme ve
Ön Tasarım Safhası, Eylül 2o13 itibarıyla tamamlanmıştır. Milli Muharebe Uçağı TF-X’in
Eylül 2o13 itibarıyla tamamlanan ‘Konsept Geliştirme ve Ön Tasarım Safhası’ olarak adlan-
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
Üstte PO-III kapsamında modernize edilen F-16C
Blok 40 uçağı Turaz kartalı Tatbikatı sırasında
Azerbaycan Hava Kuvvetleri’ne ait Su-25M Uçakları
ile kol uçuşunda, altta ise Özgür Programı
kapsamında prototip uçak olarak kullanılan 87-oo19
kuyruk numaralı F-16C Blok 30 Uçağı ile 1o sortilik
ilk Araştırma Referans Uçuş Testleri Eylül 2o12’de
yapılmış ve Araştırma Referans Uçuş Testleri 2o12 yılı
içinde tamamlanmıştır. Bu kapsamda 6 sorti Kabul
Uçuşu ile 4’ü top atışlı, 2’si harici yüklü olmak üzere
toplam 17 sorti Araştırma Referans Uçuş Testi
gerçekleştirilmiştir [Fotoğraflar: S&H Arşivi ve TAI].
dırılan ilk aşamasında, Ana Yüklenici olan
TAI, SAAB Aircraft’dan aldığı teknik destek ile
üç ayrı kavramsal tasarım hazırladı: FX-1 [F-18,
Eurofighter, Rafale veya Mig-29 gibi çift motorlu arkadan kuyruklu ve konvansiyonel
kanat tasarımlı konfigürasyon], FX-5 [tek motorlu arkadan kuyruklu ve konvansiyonel
kanat tasarımlı konfigürasyon] ve FX-6 [tek
motorlu, geniş delta kanatlı ve önde kanardları
bulunan konfigürasyon]. Tek motorlu savaş
uçaklarının [FX-5 ve FX-6], 50.ooolb ila
60.ooolb arası bir azami kalkış ağırlığına
[MToW], çift motorlu konseptin [FX-1] ise ise
60.ooolb ila 70.ooolb arası bir azami kalkış
ağırlığına sahip olması öngörülmüştür. Her üç
tasarımında performans analizleri yapılmış ve
HvKK isterlerini %1oo’e yakın bir oranda karşıladıkları görülmüştür.
TAI, Türk Hava Kuvvetleri tarafından ha-
zırlanan Harekat İsterleri Dokümanı’na uygun
olarak yaptığı bu üç tasarıma ait raporunu ve
iki yıldan beri yürütülen çalışmaların ve yapılabilirlik etüdünün sonuçlarını 2o14’te gerçekleştirilecek ilk SSİK Toplantısında komite
üyelerine sunulmak üzere 3o Eylül 2o13’te
SSM’na teslim etmiştir. 6 Mayıs 2o14’te gerçekleştirilen SSİK Toplantısında Projenin müteakip safhası olan Sistem Geliştirme ve Gösterim
Safhası [SDD]’na geçiş kararının alınması beklenmiş, ancak Proje ancak 7 Ocak 2o15’te düzenlenen SSİK Toplantısında gündeme
alınmıştır. Toplantıda Milli Muharip Uçak Geliştirilmesi Projesi kapsamında Mühendislik
Geliştirme Ön Tasarım Fazı’na geçilmesi yönünde bir karar alınmıştır. Toplantı sonrasında
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet
ÖZEL, Milli Savunma Bakanı [MSB] Dr. İsmet
YILMAZ ve Müsteşar Prof. Dr. İsmail DEMİR
ile birlikte bir basın açıklaması yapan Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU, Proje ile ilgili olarak şu ifadeleri kullanmıştır;
“Milli Muharip Uçak Geliştirilmesi Projesi,
Türkiye’nin kendi milli muharip uçağını
yapma projesidir. Daha önce bu konuda prensip kararına varılmıştı, şimdi Ön Tasarım Aşaması [Mühendislik Geliştirme Ön Tasarım
Fazı]’na geçilmesine karar verildi. Böylece, inşallah en geç dört yıl içinde Ön Tasarım Aşaması da tamamlanacak...” Başbakan
DAVUTOĞLU, Ön Tasarım Aşaması’nda Kavramsal Tasarımı yapılan üç konfigürasyondan
hangisinin üzerinde yoğunlaşılacağına dair bir
sorumuza cevaben Milli Muharip Uçak Geliştirme Projesi’ndeki uçak modelinin tamamıyla
özgün bir Türk modeli olacağına işaret ederek, “Daha önceki uçaklardan imitasyon ya da
o uçaklardan etkilenme değil. Özgün, bizim
tercihlerimizin gereklerinden çıkmış bir uçak
olacak. En güçlü seçenek üzerinde duruyoruz,
çift motor esas olmak üzere” dedi.
MSB Dr. İsmet YILMAZ, 2o14 başlarında
gerçekleştirdiğimiz bir söyleşide programın bir
sonraki aşamasında Milli Muharip Uçak TF-
41
İbrahim SÜNNETCİ
Yanda, Milli Muharip Uçak [MMU] Geliştirilmesi
Projesi kapsamında TAI tarafından kavramsal tasarım
çalışması tamamlanan üç konfigürasyondan biri olan
çift motorlu FX-1’e ait bir bilgisayar tasarımı altta ise
MMU prototiplerinde kullanılmak üzere teklif edilen
[yukarıdan aşağıya] General Electric F414-GE-400,
EuroJet Turbo GmbH EJ200 ve Snecma M88-4E
turbofan motorları görülüyor. EJ200 ve F414-GE-400
motorları halen RoKAF’nin KF-X Programı altında da
yarışmaktadır [Fotoğraflar: TAI, GE, İ.
SÜNNETCİ/S&H ve Julian HERZOG].
X’in motor seçiminin yapılacağını ve üç uçak
konfigürasyonu arasından en uygun olanının
seçileceğini vurgulamış ve şöyle demişti: “Her
iki seçimi de eş zamanlı olarak bu yıl içinde
yapmayı planlıyoruz. Belirlediğimiz seçim kriterlerine göre en iyi motor ve uçak konfigürasyonu eşleşmesini belirleyeceğiz. Diğer
yandan hem zaman, hem de insan gücü kısıtlarını dikkate aldığımızda TF-X ve T-X’in eş zamanlı olarak geliştirilmesi güç görünüyor. Biz
çalışmalarımızda daha çok TF-X’in geliştirilmesi üzerine yoğunlaşıyoruz. Ancak Hava
Kuvvetlerimizin T-X ihtiyacını da göz ardı edemeyiz. Bu ihtiyacın paralelde geliştirilebilmesi
için tüm alternatifleri araştırıyoruz.”
Milli Muharip Uçak prototiplerinde kullanılacak turbofan motorun belirlenmesi ve tedarikine yönelik
olarak başlatılan çalışmalar kapsamında ise prototip dönemi için tanımlanan 7 uçaklık bir set için
Ocak 2o14 içinde SSM ve HvKK
tarafından seçilen beş motor üreticisi şirkete TAI üzerinden bir
Teklife Çağrı Dosyası [TÇD] yayımlanmıştır. Firmalardan Haziran
2o14’te alınan tekliflerin değerlendirme çalışmalarına 23 Ocak
2o15 itibarıyla devam edilmektedir. TÇD’ye GE [F414-GE-400],
EuroJet [EJ200] ve Snecma [M88]
firmaları sunmuştur. TÇD kapsamında firmalardan ihtiyaca uygun
ellerindeki hazır motorlar, entegrasyon çalışmalarına olası katkıları ve sanayi katılımına
yaklaşımları gibi konularda bilgi
istenmiştir. Milli Muharip Uçak
Programında gelinen son durum
ve Turbofan Motor Tedarik Çalışmaları ile ilgili detaylı haberimizi
bir sonraki sayımızda bulabilirsiniz.
Diğer yandan, Milli Jet Eğitim
Uçağı [MJEU/T-X] için HvKK tarafından Eğitim İsterleri Dokümanı
hazırlanmıştır.
MJEU/T-X,
MMU/TF-X ile karşılaştırıldığında
yapılabilirliği daha kolay olan bir
proje olarak değerlendirilmektedir. HvKK’nın
MJEU ve MMU Uçaklarına yönelik isterlerinin
aynı platform ile karşılanması mümkün görülmemektedir. MJEU çalışmaları, MMU’nun geliştirme planı içerisinde öncelik MMU
Projesinde olacak şekilde yürütülmektedir.
Ulaştırma Uçakları
A400M Projesi: HvKK tarafından ESEN
Projesi olarak tanımlanan A400M Programı altında Türk Hava Kuvvetleri için üretilecek 1o
uçaktan ilki olan MSN009 [Üretici Seri Numarası 009] seri ve 13-0009 kuyruk numaralı
A400M Atlas Stratejik Ulaştırma Uçağı, birlik
kontrollerinin tamamlanmasının ardından, 12
Mayıs 2o14’te 12’nci Hava Ulaştırma Ana Üs
Komutanlığı’nda icra edilen bir törenle hizmete girmiştir. MSN009’un resmi kabul süreci
A400M Nihai Montaj Hattı’na da ev sahipliği
yapan Airbus Defence & Space [eski Airbus
Military]’in Sevilla, İspanya’daki San Pablo tesislerinde 16 Eylül 2o13’te başlatılmış ve ilk
uçuş 24 Ekim 2o13’te gerçekleştirilmişti.
MSN009, kapsamlı testlerin ardından 4 Nisan
2o14’te ‘Uçak Kabul Belgesi’ imzalanarak teslim alınmış ve 16 Nisan günü Sevilla, İspanya’dan Erkilet, Kayseri’deki 12’nci Hava
Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı’na Türk mürettebat tarafından getirilmişti. 14-0013 kuyruk ve
MSN0013 seri numaralı ikinci A400M Atlas
Stratejik Ulaştırma Uçağı ise 22 Aralık 2o14 itibarıyla teslim alınmış ve kabul faaliyetlerinin
gerçekleştirdiği
Sevilla’daki Airbus Defence &
Space tesislerinden 23 Aralık
2o14’te ayrılan uçak 12’nci Hava
Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı’na
intikal etmiştir. MSN0013 ile ilk
uçuş testi 3o Temmuz 2o14’de
gerçekleştirilmişti.
A400M Uçağının envantere girişi ile birlikte HvKK artık tek seferde daha ağır veya daha hacimli
malzemeleri taşıyabildiği gibi
daha önce hava yolu ile taşınamayan silah sistemleri ve araçlar da
bir yerden başka bir yere intikal
ettirilebilmektedir. Hava Kuvvetleri, A400M ile harekat yarıçapını
havadan yakıt ikmali olmaksızın
3.ooonm’ye, havada yakıt ikmali
yapılarak da 5.ooonm’ye çıkarmıştır. A400M Uçağı, sahip olduğu 37
tonluk taşıma kapasitesi ve 422
knot seyir sürati ile Türk Hava
Kuvvetlerinin güç projeksiyon kabiliyetini ve reaksiyon hızını
önemli ölçüde artırmıştır. Türk
Hava Kuvvetleri envanterindeki
mevcut ulaştırma uçakları ile gerçekleştiremediği, helikopter ve
ZPT gibi Afganistan görevlerinde
ihtiyaç duyulan askeri araçları taşıma imkanına yine A400M Atlas
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
42
Uçağı ile kavuşmuş oldu. A400M Atlas Stratejik
Ulaştırma Uçakları, Türk Hava Kuvvetlerinin
sürat, menzil ve ağırlık olarak taşıma kapasitesini iki katına çıkarmış ve havadan yakıt ikmali ile TSK’nin hemen hemen dünyanın her
yerinde harekat yapabilme kabiliyetine sahip
olmasını sağlamıştır.
Bu çerçevede 13-0009 kuyruk numaralı
A400M Atlas Stratejik Ulaştırma Uçağı, 28
Ağustos 2o14’te gerçekleştirilen bir uçuş sırasında 7’nci AJÜ Komutanlığı’ndan 3’üncü AJÜ
komutanlığı’na iki UH-1H Helikopterini başarıyla taşımış, ayrıca 18 Ekim 2o14’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın
Afganistan gezisi sırasında kullanılmak üzere
üç VIP Mercedes aracını Başkent Kabil’e taşımıştır. 16 Aralık 2o14’te ise 13-0009 kuyruk
numaralı A400M Uçağı ile ilk defa okyanus
aşırı uçuş gerçekleştirilmiş ve içerisinde 26 ton
malzeme bulunan uçak ABD’ne emniyetli bir
şekilde inmiştir. 24 Aralık 2o14’te 221’inci
Hava Ulaştırma Filo Komutanlığını ziyaret
eden Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Akın
ÖZTÜRK, 13-0009 kuyruk numaralı A400M
Atlas Stratejik Ulaştırma Uçağı ile bir saatlik
uçuş gerçekleştirmiş ve uçuş sonrasında
221’inci Hava Ulaştırma Filo Komutanlığı Şeref
Defterine şu cümleleri kaydetmiştir:
“Sevgili ESEN’ler;
Geldim, uçtum, gördüm ve tespit ettim.
A400M Uçağı son jenerasyon ulaştırma uçağı
olarak şaheser. Sizlerin bu uçakla birlikte geldiğiniz eğitim ve harekata hazırlık durumunuz
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
Üstte solda A400M Programı altında Türk Hava
Kuvvetleri’ne teslimatı tamamlanan 130009/MSN009 ve 14-0013/MSN013 kuyruk numaralı
A400M Atlas Stratejik Ulaştırma Uçakları bir arada
görülüyor. Üstte sağda HvKK Hv. Org. ÖZTÜRK, 130009 kuyruk numaralı A400M Atlas Stratejik
Ulaştırma Uçağını bir saatlik uçuş sonunda iniş
yapmak üzere piste doğru yaklaştırırken, altta ise
Erciyes Projesi kapsamında modernizasyonu
tamamlanan ilk uçak olan 63-3188 kuyruk numaralı
C-130E Uçağı görülüyor [Fotoğraflar: HvKK ve İ.
SÜNNETCİ/S&H].
fevkalade. Hava Kuvvetlerimizin 3o’uncu Komutanı olarak gelecek için umutlarım hem
arttı hem de gurur duydum. 1o3’üncü yaş günümüzde gerçekten çağımızla yarışıyoruz. Yüreğinize, bileğinize, belleğinize sağlık. Bu
yazıyı A400M Uçağının içinde yazmak ayrıca
bir şans ve lütuf benim için. Teşekkür ederim.”
C-130 Aviyonik Modernizasyonu [Erciyes Projesi]: SSM’nın koordinasyonunda
TAI Ana Yükleniciliğinde yürütülen Erciyes [C130E/B Uçaklarının Aviyonik Modernizasyonu] Projesi kapsamında modernizasyonu
tamamlanan ilk uçak [188 kuyruk numaralı C130E] ile, harekat planlamasının kolay ve etkin
bir biçimde yapılabilmesine imkan tanıyan
Yer Görev Planlama Birimi, 8 Ağustos 2o14’te
TAI tesislerinde düzenlenen bir törenle
HvKK’na resmi olarak teslim edilmiştir. Sözleşme kapsamında aviyonik modernizasyonu
TAI tesislerinde gerçekleştirilen ikinci prototip
[634 kuyruk numaralı C-130B] uçağın, Kay-
seri’deki 2’nci Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı [HİBMK] tesislerinde gerçekleştirilen
Fabrika Seviyesi Bakım ve Tadilat [FaSBaT] işlemleri sonrasında kabul süreci devam etmektedir. 6 Ağustos 2o13’te yapılan değişiklik ile
6 adet B, 7 adet E tipi C-130’u kapsayan sözleşmeye, SSM tarafından Suudi Arabistan Kraliyet Hava Kuvvetleri [RSAF] stoklarından satın
alınan 6 adet C-130E Ulaştırma Uçağı da ilave
edilmiştir. 27 Aralık 2o13’te imzalanan sözleşme değişikliği ile de ilave yedek parça siparişi verilmiştir.
Mart 2o14’te başlanılan Seri Üretim Fazı
kapsamında modernizasyonuna TAI tesislerinde devam edilen ilk Seri Üretim Uçağının
[736 kuyruk numaralı C-130B] 2o15’in ilk çeyreği içerisinde HvKK’na teslim edilmesi öngörülmüştür. Bu kapsamlı modernizasyon
sırasında prototip uçaklar için 10.19o teknik
resim hazırlanmış, her bir uçağa 17.5km yeni
kablo döşenmiş, yine her bir uçağa 1.25o
parça ve 168 kablo demeti monte edilmiş,
1.315 operasyon, 6.762 adım aviyonik laboratuvar testi, 2.007 adım uçak üzeri yer testi ve
toplam 3oo saat test uçuşu gerçekleştirilmiştir.
TAI verilerine göre Proje için bugüne kadar
1.35 milyon saati tasarım işçiliği olmak üzere
toplamda 1.81 milyon saat işçilik harcanmıştır.
Eğitim Uçağı Projeleri
H
VKK’nın jet pilot eğitimi halen 2’nci
AJÜ Komutanlığında verilen Başlangıç, Temel, Tekamül ve Harbe Hazırlığa Geçiş
uçuş eğitimlerinden oluşmakta ve bu eğitimlerde sırasıyla SF-260D, KT-1T ve T-38A/M
Uçakları kullanılmaktadır. F-16 Harbe Hazırlık
Eğitimi ise modernize edilen PO-III Blok 50
Uçakları ve F-16 TGS ile verilmektedir.
KT-1T Temel Eğitim Uçağı: Temel Eğitim Uçağı olarak kullanılan ve kullanım ömürleri dolan T-37C Uçaklarının yerine Güney
Kore’den KT-1T Uçakları tedarik edilmiştir. Bu
kapsamda HvKK ihtiyacını maliyet-etkin olarak en uygun şekilde karşılayan KAI firması ile
4o KT-1T Uçağının tadarikine yönelik olarak
3 Ağustos 2oo7’de ABD$356.5 Milyon değe-
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
43
İbrahim SÜNNETCİ
rinde bir Sözleşme imzalanmış ve 2o12 itibarıyla KT-1T Uçakları envantere girmiştir. Uçaklardan ilk 5’i KAI tesislerinde, kalan 35 uçağın
üretim, montaj ve teslimatı ise, TAI tesislerinde
gerçekleştirilmiştir. Ancak hizmetteki KT-1T
Uçakları her ne kadar modern aviyoniklere
sahip olsalar da düşük uçuşa hazır olma oranları nedeniyle eleştirilmektedirler. Bu durumun arkasında yatan başlıca fatörler ise,
üretici firmanın sağladığı destek hizmetinin zayıflığı ve yedek parça ömürlerinin kısa oluşu
olarak gösterilmektedir. HvKK’nın ilave 15
uçak ihtiyacına yönelik olarak KAI firmasından bir teklif alınmış, ardından bir En İyi ve En
Son Teklif [BAFO] gönderilmiştir. SSM tarafından hazırlanan 2o13 Faaliyet Raporu’na göre
SSM tarafından incelenen BAFO’ya ilişkin değerlendirmeler 26 Eylül 2o13’te SSİK’ne arz
edilmiş ve SSİK Toplantısında ilave 15 uçak
alımı onaylanmıştır. Mali boyutunun ABD$15o
Milyon’u aşacağı değerlendirilen projede sözleşmenin geçtiğimiz
Aralık ayı başlarında
imzalanması beklense de yazılı ve
görsel basında alımdan
vazgeçilerek
Projenin rafa kaldırılmış olduğu yönünde
haberler yer almıştır.
HürKuş-B Yeni
Nesil Temel Eğitim
Uçağı: 26 Eylül 2o13
tarihli SSİK Kararı ile
Üstte, TC-VCH tescilli 1 numaralı HürKuş-A prototipi
test uçuşu sırasında, altta 2 numaralı prototip ile icra
edilen Tam Boy Uçak Statik Test sürecinin son
adımını oluşturan Azami Yük Uygulama Adımı 13
Ocak 2o15 tarihinde başarıyla tamamlanmıştır. En
altta ise HürKuş’un Hafif Silahlı Keşif Uçağı modeli
olan HürKuş-C’ye ait bir görsel vurgulanıyor
[Fotoğraflar: TAI].
HvKK’nın Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı ihtiyacının karşılanması amacıyla TAI ile HürKuşB için sözleşme görüşmelerine başlanılması
kararı verilmiştir. Seri Üretim Sözleşmesi 26
Aralık 2o13’te TAI tesislerinde imzalanan
Proje kapsamında, TAI tarafından 15 HürKuşB Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı [+40 opsiyon]
üretilecek olup, HürKuş-A’dan farklı olarak
uçakların tamamında Aselsan tarafından sağlanacak modern aviyonik ekipmanları içeren
sayısal bir kokpit yer alacaktır. Projede ilk
uçak teslimatının 2o18 yılında yapılması planlanmıştır. Sözleşme kapsamında ayrıca Hür-
Kuş’un Hafif Silahlı Keşif Uçağı modelinin
[Hürkuş-C] Kavramsal Tasarım çalışmaları da
gerçekleştirilecektir.
Türk mühendisleri tarafından geliştirilen
HürKuş, Ocak 2o15 içinde yapısal testlerin sonuncusu olan Azami Yük Uygulama Adımını
da başarıyla tamamlamıştır. Sertifikasyon sürecinde uçağa binecek azami yükün özel
yapım test düzeneğinde %5o fazlasıyla uygulandığı test, 13 Ocak 2o15 tarihinde TAI tesislerinde yapılmıştır. Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü gözetiminde gerçekleştirilen testler esnasında sertifikasyon gereksinimi olan
yük, statik test uçağına başarı ile uygulanmış,
uçakta herhangi bir deformasyon oluşmamıştır. Bir buçuk yıldan bu yana gerçekleştirilen
testlerde, tüm test koşulları başarı ile tamamlanarak ilgili sertifikasyon gereksinimleri yerine getirilmiştir. Türkiye’de ilk kez hidrolik
sistemlerle yüklenerek gerçekleştirilen Tam
Boy Uçak Statik Test’i ile TAI başta olmak
üzere ülkemiz havacılık endüstrisi önemli bir
deneyim ve kabiliyet de kazanılmıştır.
Başlangıç Eğitim Uçağı: Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki T-41D ve SF-260D
Uçaklarının yerini almak üzere Başlangıç Uçuş
Eğitimlerinde kullanılabilecek 52 modern eğitim uçağının tedarik edilmesine yönelik olarak
SSM’nca bir proje başlatılmış ve Bilgi İstek Dokümanı [BİD] 6 Haziran 2o11’de yayımlanmıştır. Ancak, BİD satın alan 15 firmadan sadece
sekizi cevap sunmuştur. Başlangıç Eğitim
Uçağı [BEU] Projesi kapsamında SSM tarafından 25 Ekim 2o13’te yayımlanan Teklife Çağrı
Dosyası [TÇD] ise yerli ve yabancı dokuz firma
tarafından satın alınmış, ancak 15 Nisan 2o14
olarak belirlenen son başvuru tarihi itibarıyla;
Diamond Aircraft Industries GmbH [Avusturya], Issoire Aviation [Fransa], Grob Aircraft
AG [Almanya], Discovery Aviation [ABD], Pakistan Aeronautical Complex [Pakistan] ve
ZLIN Aircraft [Çek Cumhuriyeti] olmak üzere
altı yabancı firma teklif sunmuştur.
Yurt dışından hazır olarak tedarik edilecek
uçaklarla birlikte HvKK’nın Başlangıç Uçuş
Eğitimi’nde tek tip uçak kullanılması amaçlanmıştır. ABD Hava Kuvvetleri [USAF] benzer bir
ihtiyaç için açtığı ihalede Temmuz 2o11’de
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
44
Cirrus Aircraft ürünü SR20 Uçağını seçmiş ve
ABD$6.1 Milyon değerindeki kontrat altında
sipariş edilen 25 SR20 Uçağı T-53A ismi altında
hizmete girmeye başlamıştır.
T-38A Uçakları Aviyonik Modernizasyonu: Tekamül Uçuş Eğitimi’nde kullanılmakta olan T-38A Uçaklarının yapısal
yenileme faaliyeti 2oo2-2oo8 arasında yapılmıştır. 55 adet T-38A Uçağının yeni nesil aviyonik ünitelerle donatılmasını ve kablo
donanım sistemlerinin iyileştirilmesini kapsayan T-38A Uçakları Aviyonik Modernizasyonu
[ARI] Projesi sözleşmesi ise SSM ile TAI arasında 17 Temmuz 2oo7 tarihinde imzalanmış
ve 2o Eylül 2oo7’de yürürlüğe girmiştir. İlk 5
T-38A Uçağının modernizasyon işlemleri TAI
tesislerinde gerçekleştirilmiş, diğer 5o uçağın
modernizasyon işlemleri ise TAI gözetimi altında ve TAI tarafından temin edilen veri paketi ve kitler kullanılarak 1’inci HİBMK
tesislerinde gerçekleştirilmektedir. TAI ilk uçağını Nisan 2o12’de, beşinci uçağını ise Aralık
2o12’de teslim etmiştir. 7 Kasım 2o13’te yapılan bir sözleşme değişikliği ile ilave 13 adet
uçağın daha TAI tarafından temin edilen veri
paketi ve kitler kullanılarak 1’inci HİBMK tesislerinde gerçekleştirilmesi kapsama dahil
edilmiştir. Eskişehir’deki seri üretim faaliyetlerinin 2o15 yılı içinde tamamlanması planlanmaktadır.
Modernizasyon
sonrasında
kazanılan yeni kabiliyetler ile Konya’da F-5
2000 Uçakları ile verilen Harbe Hazırlığa Geçiş
Eğitimi, T-38M olarak isimlendirilen uçaklar ile
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’nda verilmeye
başlanmıştır. T-38M Uçaklarında eğitimlerini
tamamlayan genç pilotların, uçak değiştirmeden ve fark eğitimlerine girmeden Harbe Hazırlığa Geçiş Eğitimi’ni almaları neticesinde
önemli zaman ve bütçe tasarrufu sağlanmaktadır.
Simülatör Projeleri
Ü
LKEMİZİN simülatör mükemmeliyet
merkezi olan Havelsan, yeni bir açılım yaparak anahtar teslimi simülasyon ve eğitim merkezleri kurmaktadır. Bu merkezlerde
verilen Pilotaj, Harbe Hazırlık [H/H], Harbe
Hazırlığın Devamı ve Harekata Yönelik Eğitimlerin ilk olarak sanal ortama gerçekleştirilmesi, eğitim maliyetlerinin düşürülmesi
açısından oldukça önem arz etmektedir. Yapılan tasarruf ile birkaç yıl içerisinde tüm kurulum maliyetini karşılamak mümkün hale
gelmektedir. Çok farklı platformları kullanan
Türk Hava Kuvvetlerinin, Uçuş Eğitim Sistemi
içerisine Simülatör Eğitim Merkezleri etkinlikle
entegre edilmiştir. Bu çerçevede TESim Projesi
kapsamında KT-1T Uçağı Simülatör ve Eğitim
Üstte, T-38A uçaklarının aviyonik modernizasyon
çalışmalarına TAI gözetimi altında ve TAI tarafından
temin edilen veri paketi ve kitler kullanılarak 1nci
HİBMK tesislerinde devam edilmektedir. Altta solda
KT-1T OFT, sağda ise HvKK Hv. Org. ÖZTÜRK, F-16
TGS hakkında bilgi alıyor [Fotoğraflar: TAI, HvKK ve
S&H Arşivi].
Merkezi, ARISim Projesi kapsamında T-38M
Simülatör ve Eğitim Merkezi ve F-16Sim Projesi kapsamında F-16 Tam Görev Simülatörü
ve Eğitim Merkezleri envantere girmiş olup etkinlikle kullanılmaktadırlar.
TESim Projesi kapsamında kurulan Simülatör ve Eğitim Merkezinde;
l İki KT-1T Uçağı Operasyonel Uçuş
Eğitim Simülatörü [OFT],
l İki KT-1T Uçağı Aletli Uçuş Eğitim Simülatörü [IFT],
l İki KT-1 Uçağı Uçak Eğitim Cihazı
[ATD] ve
l Bir Uçağı Terk Etme Eğiticisi
olmak üzere toplam yedi simülatör ve
Simülatör Eğitim Merkezi Binası,
ARISim Projesi kapsamında kurulan Simülatör ve Eğitim Merkezinde ise;
l
İki T-38M Uçağı Operasyonel Uçuş
Eğitim Simülatörü [OFT] ve
l İki T-38M Uçağı Aletli Uçuş Eğitim Simülatörü [IFT]
olmak üzere toplam dört simülatör, Havelsan
tarafından HvKK’na teslim edilmiştir.
F-16Sim Projesi kapsamında F-16C/D
Blok 40M/50M/50+ Uçakları için dünyanın en
gelişmiş simülatör ve eğitim merkezleri Akıncı,
Merzifon, Bandırma ve Balıkesir’deki Hava
Üslerinde kurulmuş ve 2o13 yılı sonu itibarı ile
hizmete girmiştir. Diğer yandan, Konya ve Diyarbakır’daki F-16 Simülatör Eğitim Merkezi
Binaları tamamlanmış olup, bu merkezlerde
Simülatör ve Eğitim Yardımcılarının kurulum
ve test çalışmalarına devam edilmektedir.
Proje kapsamındaki faaliyetlerin 2o16 yılı sonuna kadar tamamlanması beklenmektedir.
Her Merkezde bir adet Tam Görev Simülatörü
[TGS] ve üç adet Silah Taktik Eğiticisi [STE] bulunmaktadır. Ayrıca, 3’üncü AJÜ’nde kurulan
F-16 Simülatör Eğitim Merkezi’nde bir adet
Taktik İzleme Merkezi ile bir adet İleri Hava
Kontrolü Eğitim Merkezi yer alacaktır.
Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde halen
KT-1T, T-38M, F-4E 2020 ve F-16 Tam Görev
Simülatörleri [TGS] etkin olarak kullanılmaya
başlanmış olup deneme süreci sonucunda
elde edilecek verilere göre Türk Hava Kuvvetleri Uçuş Eğitim Sistemi’nin şekillendirilmesi
planlanmaktadır. Bu yetkinliklerle Türk Hava
45
İbrahim SÜNNETCİ
Kuvvetleri bölgesindeki en gelişmiş ve modern eğitim altyapısına sahip kuvvet haline
gelmiştir.
Milli Mühimmat ve Füze
Projeleri
Hassas Güdümlü Satha Atılan Orta
Menzilli Mühimmat [SOM]: Türkiye’nin ilk
milli Havadan Atılan Seyir Füzesi [ALCM] çalışması olan Hassas Güdümlü Satha Atılan
Orta Menzilli Mühimmat [SOM] Projesi’nde
Seri Üretim Safhası altında gerçekleştirilen
Düşük Hızlı Başlangıç Üretimi [LRIP] kapsamında üretimi tamamlanan ilk parti füzelerin
[SOM-A] Türk Hava Kuvvetleri’ne teslimatlarına 2o14 yılının ikinci yarısında başlanıldı.
Teslimatı gerçekleştirilen Füzeler HvKK envanterindeki F-16C/D Blok 40 ve F-4E 2020
Muharebe Uçaklarında kullanılacaklar. Füzelerin seri üretimine MSB ile Roketsan arasında
2o13’te imzalanan anlaşma kapsamında Temmuz 2o13’te başlanılmıştı. SOM Füze Sistemi,
otonom görev icra edebilen, uzun menzilli,
düşük görünürlüğe sahip, her türlü hava şartı
kabiliyetli ve yüksek hassasiyetli bir Havadan
Satha Seyir Füzesi Ailesi olarak tanımlanmaktadır. SOM, karadan havaya füze [SAM] mev-
zileri, açıktaki uçaklar, stratejik tesisler ve komuta kontrol [C2] merkezleri gibi yoğun bir biçimde savunulan, girişe yasaklanmış ve
yüksek değere haiz sabit hedefler ile hareket
halindeki su üstü hedeflere [ASuW] karşı kullanılmak üzere tasarlanmıştır.
Füzenin modüler tasarımı, harekat esnekliğini destekleyen dört ayrı konfigürasyondan
[SOM-A, SOM-B1, SOM-B2 ve SOM-J] oluşan
bir Füze Ailesinin geliştirilebilmesine imkan
tanımıştır.
Füzenin ilk iki versiyonu olan SOM-A ve
SOM-B1’in geliştirme çalışmaları sırasıyla 2o11
ve 2o12’de tamamlanmıştır. Ataletsel Navigasyon Sistemi [ANS/INS] ve Küresel Konumlandırma Sistemi [KKS/GPS] ile donatılan SOM-A
ve bunlara ilave olarak Görüntüleyici Kızılötesi [IIR, 64ox512 çözünürlükte ve soğutmalı
tip] Arayıcı Başlığa sahip olan SOM-B1 toplamda 61okg [1.3oolb] ağırlığa sahip olup, her
iki Füzede de 23okg ağırlığında tahrip [HE] tipi
İnfilak [birincil etki] ve Parça Tesirli [ikinci etki]
bir harp başlığı yer almaktadır. SOM-B2 ise
Üstte HGK mühimmatı ile donatılmış bir F-16C Blok
40 Uçağı, altta ise solda KGK ve sağda NEB
Mühimmatları görülüyor [Fotoğraflar: Aselsan ve
TüBiTAK-SAGE].
önceki iki versiyondan farklı bir harp başlığına
sahiptir. Bu Füzede tek parça tahrip tipi İnfilak/Parça Tesirli harp başlığı, iki kademeli tandem [ardışık] tipi beton delici bir harp başlığı
ile değiştirilmiş ve toplam ağırlık 66okg
[1.4oolb]’a ulaşmıştır. Bu versiyonun geliştirme çalışmaları 2o14 ortasında tamamlanmıştır. SOM-B1 ile B2 versiyonları arasındaki
temel farklılık olan harp başlığının değişimi
Füzenin modüler tasarımı sayesinde sadece
yakıt tankı tasarımında yapılan bir tadilat ile
gerçekleştirilebilmiştir.
A ve B versiyonlarına ilave olarak öncelikli
olarak sabit ve hareket halindeki su üstü hedeflere karşı [ASuW] kullanılmak üzere tasarlanan SOM-J versiyonunun geliştirme
çalışmalarına 18 Şubat 2o14’te SSM ile Roketsan arasında imzalanan F-35 MTU/JSF Uyumlu
Hassas Güdümlü Akıllı Füze Tasarım Geliştirme ve Prototip Üretim Projesi Sözleşmesi altında başlanılmıştır. Proje kapsamında
Roketsan ile Lockheed Martin Missiles & Fire
Control [MFC] arasında 22 Ekim 2o14’te bir İşbirliği Anlaşması imzalanmıştır. Anlaşmaya
göre, F-35 MTU/JSF Platformu için entegrasyon çalışmaları SOM-J Geliştirme Programı ile
paralel sürdürülecektir. Entegrasyon çalışmaları üç fazdan oluşacak olup, Faz-1 Yapılabi-
S AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
46
Türk Hava Kuvvetleri Yarınlarını Şekillendiriyor!
jeti hedef üzerinde delik açar ve hedefi zayıflatır.
l Ana Delici, Ön Delicinin açtığı delik boyunca ilerler.
l Ana Delici patlar ve hedefi imha eder.
Nüfuz Edici Bomba’nın temel
özellikleri aşağıda sıralanmıştır:
Boy
: 2.6oomm
En Büyük Çap : 457.2mm
Ağırlık
: 87okg
Azami menzili 25okm’nin üzerinde olan SOM, 3.85m
uzunluğunda ve 61okg ağırlığında [B2 versiyonu
66okg] olup, kanat açıklığı uçuş esnasında 2.7m’ye
ulaşmaktadır. SOM, üzerinde yer alan TR40 Turbojet
Motoru sayesinde 0.9+ Mach sürate erişebilmektedir
[Fotoğraf: S&H Arşivi].
lirlik Çalışması tamamlanmıştır. Entegrasyon
Safhasını oluşturan Faz-2A kapsamında halen
Risk İndirgeme Çalışmaları, Lockheed Martin
ve TüBiTAK SAGE’nin katkıları ile sürdürülmektedir. Faz-2A çalışmaları kapsamında rüzgar tüneli testleri [Bedford, İngiltere’deki ARA
TWT (Transonik Rüzgar Tüneli)’nde] başarılı
bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Faz-2A çalışmalarının 2o14 sonunda, SOM-J Programının ise
2o18 sonunda tamamlanması planlanmıştır.
Üzerinde Otomatik Hedef Algılama
[OHA/ATR] Sistemi ile IIR arayıcı başlık bulunacak olan SOM-J Füzesi, SOM-A/B1 ve B2
Füzelerinden farklı olarak uçaktan bırakıldıktan bir süre sonra ayrılan ve üzerinde dört
sabit denge kanatçığı yer alan bir fırlatma motoru [booster], katlanabilir özellikte ve uçaktan
ayrıldıktan sonra açılan dört hareketli denge
kanatçığına ve farklı tasarımı olan yine uçaktan ayrıldıktan bir süre sonra [booster atıldıktan sonra] açılan kontrol kanadına sahip
olacaktır.
Nüfuz Edici Bomba [NEB]: MSB ile
MKEK ve TüBiTAK SAGE arasında 7 Kasım
2oo8’de imzalanan TL1o Milyon değerindeki
sözleşme ile çalışmalarına başlanılan Nüfuz
Edici Bomba [NEB] Projesi altında yer üstü ve
yer altındaki hedeflere nüfuz ederek, istenilen
gecikme değerinde infilak eden, Ardaşık Delici Harp Başlığı teknolojisine sahip, Hassas
Güdüm Kiti [HGK] ve GBU-10E/B lazer kiti ile
kullanıma uyumlu, Türkiye’nin ilk milli nüfuz
edici bomba sistemi, MKE Ana Yükleniciliği ve
TüBiTAK SAGE Alt Yükleniciliğinde ArGe yoluyla yurt içinde geliştirilmiştir.
Testleri tamamlanan ve hem F-4E 2020,
hem de F-16 Uçaklarına sertifikasyonu yapılarak seri üretimine başlanılan NEB’in dış geoS AVUNMA VE H AVACILIK N O: 165
metrisi, güdüm kiti ara yüzleri, kütle, kütle
merkezi ve eylemsizlik özellikleri 2.ooolb
ağırlığındaki Mk-84 Genel Maksat Bombası
[GMB] ile aynıdır. Bu özelliği sayesinde NEB,
Mk-84 GMB taşıyabilen tüm uçaklardan atılabilme ve Mk-84 GMB ile uyumlu tüm güdüm
kitleri ile kullanılabilme potansiyeline sahiptir.
NEB, HGK ile kullanıldığında yüksek irtifadan
bırakıldığında 27km, alçak irtifadan ise 11km
menzile ulaşabilmektedir.
26-3o Kasım 2o14’te CNR Fuar Merkezi’nde düzenlenen High Tech Port by MüSİaD
Fuarı kapsamında düzenlenen CEO Forum etkinliğinde 27 Kasım günü konuşan MKEK
Genel Müdürü İzzet ARTUNÇ, NEB’nın düşük
çarpma hızlarında ve açılarında dahi yüksek
delme etkinliğine [2.5m] sahip olduğunu,
Proje kapsamında Delme Etkinliği Testlerinin
Türkiye’de bu tip bir kabiliyet mevcut olmaması nedeniyle İngiltere’deki bir uluslararası
araştırma kurumunda gerçekleştirildiğini ve
NEB’nın kendi sınıfının [2.ooolb] en iyisi olduğunu vurguladı. Türkiye’nin en büyük çukur
imlalı harp başlığına sahip Ön Delici tasarımında kullanılan önceden şekillendirilmiş
parçacıklar ile ikincil hedeflere karşı yüksek
bir etkinlik sağlanmakta olduğunu belirten
ARTUNÇ, NEB’nın programlanabilir ateşleme
zamanları sayesinde farklı harekat ihtiyaçları
ve farklı hedef tiplerine karşı kullanılabileceğine dikkat çekti. ARTUNÇ bir sorumuza cevaben HvKK’na ilk yedi parti NEB teslimatını
2o13’te tamamladıklarını ve halen HvKK’na
ilave 2oo NEB için seri üretim faaliyetlerine
devam ettiklerini söyledi.
Çok Amaçlı Taktik Kullanım özelliklerine
sahip olan NEB, yumuşak hedeflere karşı kullanıldığında Ön Delici ve Ana Delici hedefe
çarpar çarpmaz ateşlenmektedir. Sert hedeflere karşı kullanıldığında ise;
l Çarpma duyargası bomba hedefe çarptığında Ön Delici tapasına ateşlenme sinyali
gönderir.
l Ön Delici [PBX-110] ateşlenir ve Ana
Delici [PBX-109] tapası gecikme süresi başlar.
l Ön Delici’nin oluşturduğu çukur imla
Patlayıcı Tipi
Ön Delici
Ana Delici
: PBX-110
: PBX-109
Tapa
Ön Delici
Ana Delici
: ONUR-1 MOD4
: FMU-152 A/B
En az 2.1m kalınlıkta 35 MPa güçlendirilmiş betonu delebildiği belirtilen NEB için öngörülen hedef tipleri ise; Gömülü Sert
Hedefler [yer altı depoları, sığınaklar, uçak
hangarları ve komuta kontrol merkezleri], Yer
Üstü Hedefler [uçak pistleri, barajlar, köprüler
ve kritik binalar] ve Alan Hedeflerinden [radar
antenleri, sabit füze bataryaları, endüstriyel tesisler ve park halindeki uçaklar] oluşmaktadır.
NEB ve benzeri özgün mühimmatın Delme Etkinliği Testleri dahil değişik testlerinin Türkiye’de yapılabilmesi maksadıyla SSM
koordinasyonunda bir çalışma başlatılmıştır.
En son teknoloji ürünü test sistemlerinin yer
alması beklenen yeni kurulacak test merkezi
ile birlikte özgün mühimmatın testler için yurt
dışına gönderilmesi ihtiyacı da ortadan kalkacaktır.
HGK, LGK ve KGK Güdüm Kitleri: TüBiTAK SAGE tarafından milli olarak geliştirilen, sanayileştirilmesi ve seri üretimi ise
Aselsan sorumluluğunda olan Hassas
Güdüm Kiti [HGK], 1’inci HİBMK tarafından
2o12 içinde ilk olarak F-4E 2020 ardından da
F-16 Uçaklarında denenerek sertifiye edilmiştir. HGK, yüksek irtifadan bırakıldığında 27km
menzile ulaşabilen, 2.ooolb ağırlığındaki serbest düşüşlü Mk-84 GMB’nı elektronik karıştırmaya dayanıklı dahili ve GPS/INS güdüm
sistemi ile 6m’nin altında [sadece INS ile
1om’nin altında CEP değeri] vuruş hassasiyetine sahip ölümcül bir akıllı bombaya dönüştüren modern bir mühimmat kitidir. HGK,
F-4E 2020 ve F-16 Uçaklarından; SAM sistemleri, uçak sığınakları, cephanelikler, sanayi tesisleri ve mühimmat depolarına karşı
atılabilmektedir. 1o°-9o° aralığındaki vuruş
açısı ve +/-15°’lik ‘set off’ açıları ile HGK, çeşitli hedeflere öldürücü hassasiyetle vuruş sağlayabilmekte. MIL-STD-170 Standardı ile tam
uyumlu HGK, aynı zamanda Blok 4 Silah Entegrasyon ve Sertifikasyon Listesi’nin bir par-
47
İbrahim SÜNNETCİ
çası olarak F-35 MTU/JSF hava-yer mühimmat
envanterine de dahil edilmiştir.
5oolb ve 2.ooolb ağırlığındaki Mk-82 ve
Mk-84 GMB’larında kullanılabilen Lazer
Güdüm Kiti [LGK] de yine Aselsan-TüBiTAK
SAGE işbirliğinin ürünü. Yarı aktif lazer arayıcı
başlık, güdüm bölümü, termal batarya, kanatçık kontrol sistemi ve arka kuyruk bölümü
olmak üzere beş temel parçadan oluşan LGK,
kalifikasyon çalışmaları kapsamında NEB üzerinde de denenmiştir. Menzili 12nm [22km]
olarak verilen LGK, azami 40.oooft [12km] irtifadan ve 1.2 Mach süratte bırakılabilmekte ve
hedefine 3oft [9m] hassasiyetle vuruş yapabilmektedir.
Aselsan, 2o Aralık 2o13’te TüBiTAK ile imzalanan ‘Güdüm Kitleri Geliştirilmesi ve Üretimi Sözleşmesi’ altında sanayileştirme ve
üretim sorumluluğunu üstlenmiş olduğu HGK
ve LGK güdüm kitlerinin HvKK’na teslimatına
yönelik olarak Aralık 2o13 sonlarında MSB ile
HGK tedariki için TL57.891 Milyon ve LGK tedariki için de TL31 Milyon olmak üzere yaklaşık TL89 Milyon değerinde iki ayrı Sözleşme
imzalamıştır. Söz konusu sözleşmelere ilişkin
açıklama şirket tarafından 6 Ocak 2o14’te
Kamu Aydınlatma Platformu [KAP]’na gönderilmiştir.
Serbest düşüşlü Mk-82, Mk-83 ve Mk-20
Klasik Mühimmatını Uzun Menzilli Akıllı Mühimmata dönüştüren Kanatlı Güdüm Kiti
[KGK]’nin ArGe yoluyla geliştirilmesine yöne-
13 Ocak 2o15 tarihinde 1nci HİBMK’nda düzenlenen
‘MTU/JSF Uçak Motorları Bölgesel Bakım Faaliyeti
Töreni’nde yer alan 401nci Filo Komutanlığına ait iki
F-16C Blok 40 Uçağı, SOM-B2 ve KGK mühimmatları
ile birlikte sergilenmiştir [Fotoğraf: HvKK].
tarafından milli olarak geliştirilen, sanayileştirilmesi ve seri üretimi ise Aselsan sorumluluğunda olan KGK, F-16C Blok 40 ve F-4E 2020
Uçaklarında denenerek sertifiye edilmiştir.
lik kontrat MSB ile TüBiTAK SAGE arasında 14
Mayıs 2oo9’da imzalanmıştır. 30.oooft irtifadan bırakıldığında 6onm [112km], düşük irtifadan bırakıldığında 2onm [37km] menzile
ulaşabilen KGK, 1.ooolb [6ookg] ağırlığındaki
Mk-83 ve 5oolb [3ookg] ağırlığındaki Mk-82
GMB’larını uzun menzilli akıllı at-unut tipi
bombalara dönüştürüyor. Üzerinde yer alan
tümleşik [entegre] INS/GPS güdüm sistemi sayesinde KGK ile donatılan klasik genel maksat
bombaları, gece ve gündüz şartlarında her
türlü hava koşulunda, 1ookm’nin üzerinde bir
mesafeden atıldığında bile, 1om’nin altında bir
sapma değeri [CEP] ile hedefe yüksek hassasiyetle vuruş yeteneği kazanıyor. Bu da uçakların tehlikeli bölgeye yaklaşmadan, güvenli
bir şekilde görevlerini tamamlamalarına imkan
tanıyor. Aynı KGK hiçbir değişiklik yapılmadan hem Mk-83, hem de Mk-82 Mühimmatında kullanılabiliyor. KGK, seçilebilir vuruş
açısı, fırsat hedeflerine taarruz ve yol noktası
takip edebilme kabiliyetlerine sahiptir. MILSTD-1760 uyumlu olan KGK’ne ilerleyen süreçte terminal safhasında [son güdüm]
kullanılmak üzere lazer arayıcı başlık yerleştirilmesi de planlanmaktadır. TüBiTAK SAGE
Özgün Mühimmatın Uçuş ve Atış Testleri ve 401’inci Test Filosu Komutanlığı:
Gerek yurt dışından hazır alınan, gerekse yurt
içinde milli imkanlarla geliştirilen yeni havahava [AM-9X Blok-I/II ve AIM-120C-7 AMRAAM] ve hava-yer [JSOW, HGK, Demet,
SOM-A, SOM-B1, NEB ve KGK gibi] silah sistemlerinin uçuşlu test gerektiren entegrasyon
faaliyetlerinde ve atış testlerinde görev alan
132’nci Silah ve Taktikler Filo Komutanlığı’nın
rolünün değişmesi üzerine bu görev için
401’inci Geliştirme Test Kıt’a Komutanlığı kurulmuştur. Eskişehir’de 1’inci AJÜ Komutanlığı
bünyesinde teşkil edilen 401’inci Filo, daha
önce 132’nci Filo Komutanlığında olduğu gibi
uçuşlarını F-16C/D Blok 30/40 ve F-4E 2020
olmak üzere çift muharip uçak ile icra etmektedir. Türk Hava Kuvvetleri, F-16C/D Blok
30/40 Uçaklarında yer alan görev bilgisayarının kaynak kodlarına sahip olduğundan, milli
hava-hava ve hava-yer silah sistemleri bu
Uçaklara yurt dışından herhangi bir izne tabi
olmadan entegre edilebilmektedir. Milli imkanlarla geliştirilen mühimmatın F-16 ve F-4E
2020 Uçakları üzerindeki sertifikasyon çalışmalarında 401’inci Filo, 1’inci HİBMK ile işbirliği yapmaktadır S&H

Benzer belgeler