pdf - WINGS

Transkript

pdf - WINGS
Sidney
Sidney sanki bu dünyadan ve bu zamandan bir şehir değil gibi. Düşünsenize,
Türkiye’den uçağa biniyorsunuz ve indiğinizde bazen üç gün geçmiş oluyor.
Halbuki sizin yolda geçirdiğiniz süre bir günden az. Sidney’e gitmek
gerçekten de geleceğe gitmek gibi. Ama öyle distopik bilim kurgu
gelecekleri gibi değil. Daha güneşli, daha keyifli ve daha tropik bir geleceğe
gitmek gibi. Bir kere opera binasıyla, kumsallarıyla ve organik tarım
çiftlikleriyle meşhur olan bir şehirde sevilmeyecek ne olabilir? Kabul etmek
gerekir ki, sağlıklı bir ten rengi ve sağlıklı yiyecekler bir süre sonra sıkıcı
olabiliyor. Büyük şehirlerin kaotik hızı bile özleniyor bazen. Ama zaten
Sidney biraz da böyle bir şehir. Trafiğiyle, zengin kültür-sanat ajandasıyla ve
urban tasarımlarıyla metropol özlemimizi de gideriyor. Öyleyse sizin bugün
canınız hangi Sidney’den istiyorsa ona odaklanın ve yanınıza kitabınızı ve
müzik dinleyebileceğiniz şarjı dayanaklı bir alet almayı unutmayın.
>>NEREDE KALMALI?
En İyiler
 Park Hyatt Sydney: Çok sık seyahat eden biriyseniz, bir süre sonra
bütün lüks oteller birbirine benzemeye başlar. Park Hyatt’ın tasarımı
da tanıdık gelebilir. Beyaz ve bejden kahverengiye doğru giden bir
renk skalasında modern minimalizmin en son ve en şık hali kusursuz
bir biçimde uygulanmış. Farklı olduğu nokta ise, önünde uzanan
masmavi deniz ve hemen karşısındaki opera binası. Odaların
pencereleri neredeyse bir duvarı boydan boya kaplıyor ve böylece sizi
bu görkemli görüntüye daha da yakınlaştırıyor. Teknolojik donanımı
1
Sidney
hem çok kullanışlı, hem de çok göze batmayacak şekilde
yerleştirilerek, odaların zen atmosferi korunmuş. Günün her öğününde
hizmet veren The Dining Room da yine bu manzaraya karşı
Avustralya mutfağından tatlar sunuyor. Gün içinde bir şeyler
atıştırmak ve akşamüstü çay keyfi yapmak içinse The Living Room’u
tercih edebilirsiniz. Otelin spa’sı, spor salonu ve havuzu da,
konaklamanız boyunca formunuzu korumanıza yardımcı oluyor.
 The Darling: Darling sanki bir tek amaçla kurulmuş, o da burada
kalmaya karar veren herkesi mutlu etmek, şımartmak ve iyi
hissettirmek. Geniş ve aydınlık odaları insana ferahlık ve mutluluk
aşılıyor. Oda servisi menüsü akla gelebilecek her türlü yemeği 24 saat
sunuyor ama zaten odadaki mini bar, kendi Mad Men partinizi
verebileceğiniz kadar zengin. Spa’sındaki özel odalar, tecrübeli masaj
ekibi ve hamam mutluluğu katlayan cinsten. Otelin restoranlarından
Sokyo, modern Japon mutfağı; Balla, Milan mutfağı; The Century,
Asya mutfağı; Momofuku Seiobo, Avustralya mutfağı ve Bistro 80 de
samimi bir bistro menüsü sunuyor. Otelin gece kulübü Marquee,
lounge’u Cherry ve canlı rock performanslarının gerçekleştiği barı
Rock Lily de eğlenceli bir gece geçirmenizi sağlamak için ince ince
işlenmiş. Elbette otelin en özel eğlencesinin kumarhanesinde
yaşandığını da unutmamalı.
 Establishment Hotel: Establishment, 31 odasıyla butik, tasarımı ve
sunduğu hizmetlerle lüks kategorisine giren otellerden biri. 31
odasının her biri stüdyo loft daireler şeklinde düzenlenmiş. Otellerde
içinde hazır playlist’lerin bulunduğu iPod’lar oldukça yaygın ancak
Establishment, aynı servisi iPad2’lerle yapmayı tercih etmiş. Bulgari
2
Sidney
kişisel
bakım ürünlerini kullanarak konuklarını
şımartmaktan
çekinmemişler. Otelin restoran seçenekleri de oldukça etkileyici. Gin
Garden, güne iyi bir kahvaltıyla başlamak için iyi bir seçenek. Est.’de
ise Şef Peter Doyle, Fransa ve Asya mutfaklarından esinlenmiş bir
Avustralya mutfağı deneyimi sunuyor. Sushi E ise, zen dekoru ve
lezzetli sushi’leriyle reddetmesi zor bir alternatif. Otelin barı
Establishment Bar’ın önünde çoğu zaman kuyruklar oluşuyor ancak
otel misafirleri doğrudan giriş yapabiliyorlar.
Bunlara Da Bakmaya Değer
 Blue
Sydney:
Sydney’i
çok
iyi
tanımayanlar
için
otel
Woolloomooloo’da bulunduğunu ve evet gerçekten böyle bir yer
olduğunu söyleyerek başlayalım. Pek çok alışveriş ve gezi noktasına
da yakın bir konuma sahip. Marina yakınındaki Blue, hip, urban ve
modern otellerin en iyi örneklerinden biri. Eski iskele binalarından
birini restore ederek kullanan otel şehrin en çarpıcı oteli. 11 farklı
tipte toplam 100 odası ve süitin her biri loft daireler olarak
düşünülmüş. Blue ödüllü restoranlarıyla da şaşırtmaya ve şımartmaya
devam ediyor. Hint mutfağı için Akis, Asya mutfağı için China Doll,
çağdaş Avustralya mutfağı için Manta, İtalyan mutfağı için Otto, steak
ve deniz ürünü çeşitleri için de Kingsleys Steak and Crabhouse tercih
edilebilir. Otelin barı da lokallerin çokça tercih ettiği bir yer.
 Diamant: Otel, şehrin gece hayatının en canlı olduğu noktada yani
Kings Cross’ta. Sidney’e genel olarak hafif bir Los Angeles havası
3
Sidney
hâkim olsa da, Diamant ‘New York’umsu’ stiliyle dikkat çekiyor.
Geniş pencereleri sayesinde şehirle, ultra modern, teknolojik ve şık
odaları iç içe geçiriyor. Penthouse Suite’i ise Manhattan’dan fırlamış
bir çatı dairesini andırıyor. Giriş katında bulunan Time to Vino Wine
Bar, şarap tadımı ve ufak atıştırmalıklar sunuyor.
 Medusa: Şehrin en popüler bölgesi Darlinghurst’te bulunan otel, 18.
yüzyıl Viktoryen bir evde bulunuyor. Şeker pembesi binaya
yaklaştığınızda masalsı atmosferi kendisini hissettirmeye başlıyor.
Yalnızca 18 odası bulunan otel, misafirlerine samimi bir konaklama
sunuyor. Renkli olmasına rağmen sade, şehrin merkezinde olmasına
rağmen dingin bir atmosfer sunmayı başaran otelin oldukça geniş bir
hayran kitlesi var. Buraya bir kere gelen herkes daha sonraki
ziyaretlerinde de Medusa’yı tercih ediyor. Restoranı, barı veya spa’sı
bulunmayan otel, şehrin en iyi restoranlarına ve barlarına yakın
olmasının avantajını yaşatıyor.
>>NEREDE YEMELİ?
Öğle Yemeği İçin En İyi Adresler
 The Grounds: The Grounds, kendi bahçesi ve kümesi olan bir çiftlik
restoranı. Taze ve yerel malzeme kullanma meselesini epey ciddiye
aldıkları belli oluyor. Rustik ve endüstriyel tasarımı çok zarif ve sade.
Mekân hem güzel olduğundan hem de iyi fotoğraf verdiğinden,
buradan çekilmiş fotoğraflar sosyal medyada sık sık paylaşılıyor.
Menüsü, şehirdeki diğer kafelerden çok farklı değil. Ama lezzet ve
4
Sidney
sunumu çok farklı. Dünyanın farklı yerlerinde yetişen kahve
çekirdeklerinden ince eleyip sık dokuyarak hazırladıkları seçki takdiri
hak ediyor.
 Kitchen by Mike: Kitchen by Mike, Koselska isimli, tasarım
mobilyalar ve aksesuarları satan bir mağazanın içinde yer alıyor.
Yüksek tavanlı bir depodan dönüştürülen mekânda, nefis salatalar ve
kahveler bulabilirsiniz. Kahvaltı ve öğle yemeği servislerinin ardından
akşamüstüne kadar kahve ve tatlı seçenekleri devam ediyor.
 Vini: Ne kadar yeni masa ekleseler de bir türlü talebe yetişemeyen
İtalyan restoranı Vini, Sidney’in sevilen mekânlarından biri.
Malzemelerini günlük olarak temin eden Vini’nin menüsü de günlük
belirleniyor. Malzemeler her gün değişse de taze deniz ürünleri ve
lezzetli makarna soslarıyla ortaya çıkarılan sonuç hep aynı özeni ve
lezzeti taşıyor. Hem öğlen, hem akşam gelebileceğiniz Vinti’nin
tamamı İtalyan şaraplarından oluşan menüsüne de göz atmanızı
tavsiye ederiz.
 Sopra: Şehirdeki varlığını birkaç şubeyle sağlamlaştırmış olan Sopra,
samimi bir İtalyan restoranı. Bir duvarını boydan boya kaplayan
büyük bir kara tahtada yazıyor bütün menü. Üstelik hiç de kısa değil.
Menüye bakarak karar vermek pek mümkün olmadığından servis
elemanlarına danışarak karar verebilirsiniz. Makarnalarıyla ünlü olan
Sopa’da seçeneklerin çoğu vejetaryen. Cate Blanchett’in birkaç defa
burada yemiş olması, Sopra’yı merak eden ve denemek isteyenlerin
sayısını artırmış durumda. Özellikle öğlen saatlerinde ve tiyatro opera öncesi saatlerde kalabalık oluyor.
5
Sidney
 Bread and Circus: Kocaman pencereleri, içeri giren bol güneş ışığı ve
her yere yayılmış olan bitkileriyle çiçek seralarını andıran Bread and
Circus’ın sağlıklı atıştırmalıkları oldukça lezzetli. 18 farklı çay
seçeneği sunmasına rağmen hiç kahve servis etmiyorlar. Taze meyve
suları ve smoothie’ler de tercih edilebilir. Sabah kahvaltılık
seçenekleri, öğlen de çorba ve sandviçleri keyifle yeniyor.
Akşam Yemeği
 Quay: Şef Peter Gilmore’un mutfağında harikalar yarattığı restoran
Quay, Dünyanın En İyi 50 Restoranı listesinde 29. sıraya yerleşerek
Avustralya’nın en iyi restoranı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Taze
ve doğal malzeme kullanmaya önem veren Gilmore, ‘test bahçesi’
adını verdiği bahçesinde ender rastlanan sebzeler yetiştirerek tat
deneyleri yapıyor ve tariflerini sürekli yeniliyor. Akşam yemeklerinde
iki seçenek sunuyor. Birincisi, beşer seçenek arasından seçerek
oluşturacağınız dört yemekli menü, ikincisi de sekiz tabak ve uygun
şaraptan oluşan tadım menüsü.
 The Apollo: Apollo, boyası yer yer dökülmekte olan yüksek duvarları,
büyük pencereleri, ayna duvarı ve beyaz sandalyeleriyle rustik ve zarif
bir tarz yakalıyor. Şef Jonathan Barthelmess’in Yunan ve Avustralya
mutfağını sade geçişlerle bir araya getirdiği menü oldukça etkileyici.
Böyle yetenekli bir şef bulmuşken tadım menüsünü denemenizi
tavsiye ederiz. Restoran bir de şefin doğrudan sunum yaptığı 12 kişilik
6
Sidney
özel bir masa sunuyor. Özel olarak rezerve edilen masada 1200$’lık
harcama limiti bulunuyor.
 Porteno: Porteno’nun şefleri Ben Milgate ve Elvis Abrahanowicz,
Arjantin mutfağının o çok lezzetli klasik yemeklerini Sidney’e
taşıyarak şehre müthiş tatlar kazandırıyorlar. Arjantin mutfağına özgü
ızgara tekniklerinin olan parilla ve asado konusunda oldukça
başarılılar. Haliyle et yemekleri ön planda ancak vejetaryen
konuklarını da unutmamışlar. Rezervasyon yaptırabilmek için en az
beş kişilik bir grup olmak gerekiyor. Daha az sayıdaki grupları
rezervasyonsuz alıyorlar, tabii yer varsa. Pazar ve Pazartesi günleri
kapalı olan restoran 18.00 itibariyle açılıyor.
 Bar H: Uzun masif barı, barın arkasındaki mütevazı mutfak alanı ve
şarap raflarıyla içi dışı bir, samimi bir atmosfere sahip. Genç,
yetenekli ve ödüllü Şef Hamish, taze malzemeler kullanmayı tercih
ediyor. Yemek yapmaktan, sunmaktan oldukça keyif alan şefin ekibi
de yaptıkları işten oldukça keyif alıyor. Misafirlerle yemek ve şarap
hakkında konuşurken hissettikleri coşku size de geçiyor. Samimi
atmosfer, güzel şaraplar ve nefis yemekler için uğramanızı tavsiye
eder, Pazar ve Pazartesi günleri kapalı olduğunu hatırlatırız.
 Four in Hand: Foun in Hand ufak ve sevimli bir yer. Etrafında
oturulabilecek 3 kenarlı uzun bir barı bulunuyor. Barın yakınındaki
masaların da yüksek olması tercih edilmiş. Bu bar kısmı önemli rugby
ve kriket maçlarının olduğu günler çok kalabalık oluyor. Restoran
masalarının beyaz örtüleri, koyu renk ahşap sandalyeleriyle hoş bir
uyum yakalıyorlar. Sade ve zarif bir dekora sahip olan restoranın
oldukça genç bir şefi var. A la carte menüsünün yanı sıra tadım
7
Sidney
menüsü ve şefin menüsü olmak üzere iki ayrı seçenek daha sunuyor.
Samimi ve oldukça rahat bir atmosferde fine dining keyfi yaşatıyor.
 Mrs. Sippy: Double Bay’de bulunan bu iki katlı sevimli bar restoran,
güneşin tepeden inmesiyle kalabalıklaşmaya başlıyor. Esas trend
burada bir akşamüstü kokteyli içerek başlamak akşama. Ancak lezzetli
kokteyllerinden vazgeçebilmek kolay olmadığından, bu ziyareti uzatıp
yemeğe kalanlar da oldukça fazla. Geniş bir alana sahip olan Mrs.
Sippy’nin iç mekânı da dış mekânı da oldukça keyifli. Pizza çeşitleri,
balığı ve şinitzeli oldukça başarılı.
Atıştırmalıklar
Ufak Lokmalar
 Eat Art Truck: İnanılmaz kalorili ve sağlıksız oluşundan ne kadar
lezzetli olduğunu tahmin edersiniz. Bu seyyar kalori bombası nefis
kamyonu yakalayabilmek için İnternet sitesine danışmanızda fayda
var. Zira nerede, ne zaman sağlıklı ve aç insanları baştan çıkaracağı
belli olmuyor.
 Veggie Patch Van: Bu seyyar lezzetlerin de ille organiğini ve
sağlıklısını isteyenleri Veggie Patch koruma altına alıyor. Organik,
yerel ve vejetaryen lezzetlerin peşinde olanlar bu kamyonu
kaçırmasın.
8
Sidney
Tatlı mı Tatlı
 Bourke Street Bakery: İştah açıcı bir tablo gibi vitrinine biraz bakıp,
nefsinizi körleyebileceğinizi sanmayın. Buraya ya hiç bakmadan geçip
gidin ya da kalori hesabı yapmadan oturup keyif yapın. Minik turtaları
tam bir damak festivali. Gün içinde atıştırmak için kruvasan ve ekmek
çeşitlerine de göz atabilirsiniz. Akşam 6’dan sonra, pastane fırını
kapanıyor ve Şef Sam Bennett’ın tapas’ımsı atıştırmalıkları başlıyor.
Deniz ve şarküteri ürünleri, pate ve salata çeşitleri ve mini burgerlerle
keyifli bir yemek yiyebiliyorsunuz.
 Fernside Coffee Shoppe: Ahşap masalar ve taburelerin olduğu, sakin
ve ferah bir atmosferi var. Kahve ve tatlı eşliğinde bir öğleden sonra
soluklanması yapabilirsiniz. Kahvaltısını da tavsiye ederiz.
 Gnome: Kahvaltı ve sandviçleriyle öne çıkan Gnome’un lezzetli ve
çeşitli şarküteri ürünleri çok başarılı. Kahve seçenekleri de pek çok
kafeye nazaran geniş. Tek kusuru az masası ve çok seveni olan bir yer
olması. İki lokma için kapıda bekleyen insanları görünce oturanlar da
uzun uzun keyif yapamıyor. Zamanınız zaten kısıtlıysa buyurun
derdik ama o zaman da sıra beklemek istemezdiniz. En iyisi çok sıra
yoksa buyurun.
 Deux Peres: Burada da sandviçler, hamurlar, olağan kafe ve pastane
seçenekleri mevcut ama iyi mi kötü mü pek farkına varamadık. Deux
Peres, esas makaronlarıyla meşhur. Balzamik sirkeli ve wasabili
makaron bile var. Makaron-severler bu değişik tatları keşfederken,
onların makaron sevmeyen arkadaşları da mutlaka pastaları denemeli.
9
Sidney
>>GECE KUŞLARINA
 Shady Pines: Shady Pines’ın kapısı Texas’ın eski salonlarından birine
açılıyor. Hem de kovboyların birbirini düelloya davet ederek buradaki
eğlenceyi bozması söz konusu değil. Yuvarlak ahşap masaları
etrafında herkesin koyu sohbetlere daldığı Shady Pines’da konsepti
tamamlamak için viski, bira ve tekilalı kokteyller tercih ediliyor.
 Gazebo Wine Garden: Yemekleri ve kokteylleriyle de beğenilen bir
yer olmasına rağmen, ilk kez gelenlerin şarap tadımı seçeneklerini
değerlendirmelerini öneririz. İki katlı bir binaya ve geniş bir
verandaya yayılmış olan Gazebo, akşamı şık bir yerde sohbet ederek
ve sokağı seyrederek geçirmek isteyenler için ideal bir seçim.
 Lotus Bar: Lotus’ta barmenlerinden Alexx Swainston’ın müthiş
buluşu Celestial isimli kokteyl, Sidney’de oldukça meşhur ve Lotus
Bar’ın menüsünde hâlâ yer alıyor. Celestial’ı yerinde keşfetmek, nefis
Lotus
burgerlerinden
yemek
Sidney’in
‘olmazsa
olmaz’
deneyimlerinden biri.
 Ivy: Ivy’e kayıtsız kalmak mümkün değil. Ünü şehrin sınırlarını
çoktan aşmış olan bu gece kulübü, dünya jet sosyetesini ağırlayan bir
mekân. Şehirdeki mekânların neredeyse yarısının yaratıcısı Merivale
grubunun da en gözde mekânı.
 Basement: Restoran ve gece kulübünün bir arada olduğu mekânlardan
Basement, tematik geceleriyle, şehrin eğlence hayatında önemli bir
yere sahip. Burlesk ve Marilyn Monroe gecelerinin yapıldığı
mekânda, bazı günler de canlı performanslar gerçekleşiyor. Caz, funk,
10
Sidney
soul ve blues müzik yapan pek çok grubu burada izlemek mümkün.
Program ve biletler için sitesine göz atabilirsiniz.
 The Flying Squirrel: Dünya mutfaklarının atıştırmalıklarından
çeşitleri bir araya getiren Flying Squirrel İspanyol tapaslarından ve
Japon lokmalıklarından lezzetli bir seçki sunuyor. Sekiz ülkeden
sunduğu değişik şaraplarını tadarken yanında bu atıştırmalıklardan
tercih edebilirsiniz. Arkadaşlarıyla sakin bir akşam geçirmek
isteyenlerin buradan bir masa kapmasını öneririz.
 Grasshopper: Bu ufacık, bol ödüllü bar, loş ışıkları ve vintage
tasarımıyla ilk bakışta gönüllere taht kuruyor. Çok zevkli bir şarap ve
şampanya
menüsü
sunuyor.
61’den
70’e
kadar
numaralarla
adlandırılmış 10 nefis özel kokteylinin her biri insanı kararsızlıklara
sürüklüyor.
>>YA BAŞKA?
Alışveriş
 Carl Kapp: Güney Afrika doğumlu Carl Kapp, Donna Karan ve
Kenzo gibi markalarla çalıştıktan sonra, kendi markasını oluşturmuş.
Lüks ve ender kumaşlara ilgi duyan Kapp’ın kıyafetlerinin dokusu
oldukça davetkâr. İlk mağazasını Sidney’de açan Kapp bugüne kadar
Cate Blanchett, Nicole Kidman, Miranda Otto ve daha pek çok ünlü
için tasarım yapmış.
 The Standard Store: Standard Store, tasarım kadın elbiselerden şık
erkek ayakkabılarına, butik kişisel bakım ürünlerinden şemsiyelere,
11
Sidney
şapkalara kadar pek çok şeyi bir arada bulabileceğiniz konsept bir
mağaza. Mağazanın iki zevkli sahibi, görüp beğendikleri tasarımları
burada toplamayı seviyorlar.
 Dolly Up: Dolly Up, vintage görünümlü değil, gerçekten vintage
arayanların
adresi.
Gerçekten
giyilmiş
ve
eski
kıyafetler
bulabileceğiniz butikte 70$’lık günlük elbiseler de bulunuyor,
1000$‘lık balo kıyafeti de.
 Rozelle Markets: Vintage ve ikinci el severler için, bu kez kıyafetlerin
yanı sıra eski eşyaların da bulunduğu bir adres. Antikalar, müzik
enstrümanları, pikaplar, çantalar, şapkalar ve daha neler neler bu
ikinci el pazarındaki standlarda bir araya geliyor. Her Cumartesi ve
Pazar 9:00-16:00 arası kuruluyor.
 Graham & Graham Design: Çağdaş mobilya, ev eşyası, seramik ve
aydınlatma tasarımları yapan Graham & Graham, Sidney merkezli bir
tasarım firması. Yaklaşık 40 Danimarkalı çağdaş tasarımcının
koleksiyonlarına da yer veriyorlar. Renkli, kullanışlı ve modern
tasarımları bir araya getiriyorlar.
 Pure & General: Bu bitpazarını andıran rustik mağazada, mutfak
eşyalarından havluya, aydınlatma seçeneklerinden kilimlere eviniz
için pek çok modern tasarım bulabilirsiniz.
 Jason Mowen: Sidney’de yaşayan heykeltıraş Jason Mowen, zaman
zaman mekân tasarımlarıyla da gündeme gelen bir isim. Sanatsal
heykellerinin yanı sıra, abajur tasarımları da yapıyor. Showroom’unda
daha farklı kullanım alanlarına sahip objeler de bulabilirsiniz.
12
Sidney
 Table Tonic: Table Tunic, çoğu oryantal desenlere sahip, kilimler,
puflar, yastık ve havlular bulabileceğiniz bir mağaza. Tasarımlarda
Tunus, Japonya ve Hindistan’dan ilham alınmış.
 Paper2: Buradaki kâğıt, kalem çeşitlerini ve aksesuarlarını gördükten
sonra bilgisayarınızın klavyesini parçalamak isteyebilirsiniz. Farklı
dokularda, renklerde ve ebatlarda kâğıtlar, defterler insana yazma
ilhamı aşılıyor. Kalemler, mürekkep renkleri, dolma ve tüy kalemler,
damga ve mühürler de yazmanın zevkini hatırlatıyor.
Müzeler
 Museum of Sydney: 18. yüzyıldan kalma bir devlet binasında bulunan
müzeye ait, kolonyal dönemden bugüne tarihi objeler, resimler ve
dijital sanat eserleri bulunuyor.
 Museum of Contemporary Arts: Deniz Kuvvetleri’nin eski binasında
yer alan müze, çoğunluğu Avustralya’dan olmak üzere, çağdaş
sanatçıların eserlerine yer veriyor. Anish Kapoor, Simryn Gill, Robert
Owen burada eserlerini görebileceğiniz sanatçılardan birkaçı.
 MOP: MOP, birkaç sanatçının bir araya gelerek, 2003 yılında
kurdukları bir sergi alanı. Kendilerine sunulan portfolyolar arasında
seçim yaparak, her yıl 35 sergiye ev sahipliği yapıyorlar. Çarpıcı ve
iddialı sanatçıları bir araya getiren galeri ilgiyi hak ediyor.
 4A Center for Contemporary Asian Art: Chinatown’da yer alan ve
kâr amacı gütmeyen organizasyon, Avustralya ve Asya kökenli
13
Sidney
sanatçıların eserlerine yer veriyor. Eserlerin çoğu enstalasyon ve video
çalışmaları oluyor.
Kaçamaklar
 Kumsallar: Sidney’in ünlü plajları çok kalabalık olabiliyor. Ve eğer
kalabalıktan hoşlanmıyorsanız, kendi gizli kumsalınızı bulmakta hiç
zorlanmayacağınızı hatırlatalım. Denizde kum, Sidney’de plaj! Gene
de ‘ben bilinen adreslerden şaşmam’ diyenler için birkaç adres
derledik.
 Milk Beach: Vaucluse’de bulunan bu küçük kumsal şehre oldukça
yakın ve çok kalabalık olmuyor. Milk Beach gibi hoş bir manzaraya
sahip olan Lady Martins Beach ve Resolute Beach de görülmeye
değer.
 Shelly Beach: Manly’de bulunan kumsal, tırmanmak ve dalış yapmak
için oldukça uygun.
 Store Beach: Buraya yalnızca deniz yoluyla ulaşılabiliyor. Manly’den
kiralayabileceğiniz deniz araçlarını kullanarak kolayca bulabilirsiniz.
Romantik bir piknik yapabilir, hatta şanslı gününüzdeyseniz bir
penguen kolonisi bile görebilirsiniz.
 Jibbon Beach: Royal National Park’ta bulunan Jibbon, dalış için çok
uygun. Çok basit gözlüklerle kısa bir mesafe dalmış olsanız bile
denizatlarını ve balıkları seyredebiliyorsunuz.
14
Sidney
Gitmeden Göz Atılacaklar
 ‘Finding Nemo’: Pixar’ın en sevilen animasyonlarından biri olan
Finding Nemo’da evine dönmeye çalışan Nemo ve onu arayan
babasının eğlenceli ve duygulu hikâyesi anlatılıyor.
 Puberty Blues: 1970’lerde Sidney’de yaşayan iki genç kızın büyüme
hikâyelerini anlatan roman 1981’de sinema filmi, 2002’de televizyon
dizisi olarak uyarlanmış.
Aman Aman!
Pek çok işletme ve dükkân kredi kartıyla yapılan ödemelere ufak bir ek
yapıyor. Özellikle alışverişe çıkacağınız günler nakit taşımanızda fayda var.
Avustralya İngilizcesi alıştırması yapmanızda fayda var.
Sıkıcı Bilgiler
Sidney Havaalanı’ndan şehir merkezine taksiyle gitmek yaklaşık 30 dakika
sürüyor ve 40 Avustralya Doları tutuyor.
Şehrin yokuşlu topografisi nedeniyle bisiklet çok fazla kullanılmıyor.
Taksilerin yanı sıra raylı sistemler ve deniz taşıtları çok kullanılıyor.
15

Benzer belgeler

NEREDE KALMALI? En İyiler

NEREDE KALMALI? En İyiler Çoğu yerli yetenekler olan DJ’lerin performansları, elektronik ve nudisko ağırlıklı oluyor. Gece çok geç saatlerde anca kalabalıklaşmaya başlıyor. Esas eğlence 3:00-7:00 arasında gerçekleşiyor.  L...

Detaylı

pdf

pdf attığınız andan itibaren her bir köşesi ince ince düşünülerek restore edilmiş bir tasarım harikasıyla karşılaşıyorsunuz. Minimalizmin doruklarında, urban bir şıklığa sahip. Toplam 19 odası bulunan ...

Detaylı