İnsan Ticareti Reşit Olmayan Mağdurlarla İlgili

Transkript

İnsan Ticareti Reşit Olmayan Mağdurlarla İlgili
Corina HATZINIKOLAOU,
Angelika GYFTOPOULOU,
Vaso PAPPA, Elina ROINIOTI,
Georgios NIKOLAIDIS, Çocuk
Sağlığı Enstitüsü'ndeki Ruh
Sağlığı ve Sosyal Yardım Şube
Müdürlüğü'ne bağlı Çocuk
İstismari ve İhmali Araştırma ve
Önleme Merkezi
ÇOCUK SAĞLIĞI ENSTİTÜSÜ
Ruh Sağlığı ve Sosyal Yardım Şube Müdürlüğü
Çocuk İstismari ve İhmali Araştırma ve Önleme Merkezi
Fokidos cad. No. 7 | 11526 | Atina | Yunanistan
T (+30) 210.77.15.791 | T/F (+30) 210.77.93.648
E [email protected]
Bu yayın AB İçişleri Genel Müdürlüğü'nün
mali desteğiyle hazırlanmıştır. İçeriğinden tek
sorumlu yazarları olup hiçbir şekilde AB İçişleri
Genel Müdürlüğü'nün kanaatı olduğu kabul
edilmemektedir.
AB Suç Önleme ve Suçla Savaşım Programı'nın katkısıyla finanse edilmiştir
SESN UYGULAMASI EL KİTABI
www.ich-mhsw.gr
İnsan Ticareti Reşit Olmayan Mağdurlarla İlgili Tespit Rehberi
Redaksiyon ekibi:
İnsan Ticareti Reşit
Olmayan Mağdurlarla
İlgili Tespit Rehberi
SESN UYGULAMASI EL KİTABI
“Southeast Safe Net: Preventing
child trafficking and protecting
unaccompanied minors in
Greek-Turkish borders – SESN” *
(HOME/2012/ISEC/AG/400000
4394) adlı müdahale programı
AB İçişleri Genel Müdürlüğü
tarafından finanse edilip Atina
merkezli Çocuk Sağlığı
Enstitüsü'ndeki Ruh Sağlığı ve
Sosyal Yardım Şube
Müdürlüğü'nün eşgüdümü
altında yürütülmektedir.
ÇOCUK SAĞLIĞI ENSTİTÜSÜ
Ruh Sağlığı ve Sosyal Yardım Şube Müdürlüğü
Çocuk İstismari ve İhmali Araştırma ve Önleme Merkezi
ATİNA 2016
* Güneydoğu Korunma Ağı: Yunan ve Türk
Sınırlarında Çocuk Kaçakçılığının Önlenmesi ve
Refakatsız Çocukların Korunması
TEMEL TANIMLAR [ 1 ]
[ 2 ] SESN Uygulaması El KİTABI
İnsan Ticareti Reşit
Olmayan Mağdurlarla İlgili
Tespit Rehberi
SESN Uygulaması El KİTABI
Çocuk Sağlığı ENSTİTÜSÜ
Ruh Sağlığı ve Sosyal Yardım Şube Müdürlüğü
Çocuk İstismarı ve İhmali Araştırma ve Önleme Merkezi
AB Suç Önleme Ve Suçla Savaşım Programı’nın katkısıyla finanse edilmiştir
ATİNA 2016
[ 4 ] SESN Uygulaması El KİTABI
Yunanca’dan Çeviren: Kentro Anatolikon Glosson Kai
Politismou
Önerilen bibliyografik referans: Ινστιτούτο Υγείας του
Παιδιού (2015), Οδηγός για την ανίχνευση ανηλίκων θυμάτων
εμπορίας ανθρώπων. Εγχειρίδιο χρήσης του εργαλείου SESN,
Αθήνα: ΙΥΠ-ΔΨΥΚΠ.
“Southeast Safenet: Preventing child trafficking and
protecting unaccompanied minors in Greek-Turkish borders
– SESN” Programını Gerçekleştirmeyi Üstlenen Kurum:
Çocuk Sağlığı Enstitüsü, Ruh Sağlığı ve Sosyal Yardım
Şube Müdürlüğü, Çocuk İstismari ve İhmali Araştırma
ve Önleme Merkezi, Atina
İşbirlikçi Kurum: Adalet, Şeffaflık ve İnsan Hakları
Bakanlığı, Atina
Dış Bilirkişi:
Dr. Zeynep SOFUOĞLU PhD, Acil Ambulans Hekimleri
Derneği Proje ve Eğitim Koordinatörü, İzmir
Dr. İsmail Ümit BAL, İzmir İl Ambulans Servisi 112
Komuta Kontrol Merkezi Sorumlu Hekimi, MD
Dış Değerlendirici: Prof. Dr. Kevin BROWNE,
Nottingham Üniversitesi Adli Psikoloji ve Çocuk
Sağlığı Enstitüsü Müdürü ve Başkanı, Adli Psikoloji
Profesyonel Doktora Tezi Programı Müdürü, Adli ve
Aile Psikolojisi Araştırma Merkezi Müdürü.
İÇİNDEKİLER
9
11
12
SESN Programı
Giriş
Temel tanımlar
Birinci bölüm
Çocuk ve Ergen Gelişimi
13
14
15
16
17
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
Gelişimin tanımı
Zihinsel ve Dilsel gelişim
Özel gelişsel konular: Çocuğun algılama ve bellek becerisi
Telkine açıklık
Genel hatlarıyla çocuğun bilişsel gelişimi
İkinci bölüm
İnsan ticareti
mağduru çocuklar
18
19
20
21
22
24
26
27
2.1 Reşit olmayan ticaretisorunu
2.2 Mağdurun tedarik ve kontrolü
2.3 İnsan ticaretinin çocukların sağlığı
ve mutluluğu üzerindeki etkisi
2.3.1 İnsan ticareti ve ruhsal travma
2.3.2 Travma Sonrası Stres Bozukluğu (PTSD)
2.3.3 Bebeklerde stres, korku ve travma belirtileri
2.3.4 Ergenlikte travma belirtileri
2.4 Çocuk ihmali veya istismarıyla ilgili aile geçmişi
ve insan ticareti
Üçüncü bölüm
İnsan ticareti mağduru
çocuklarla ilgili tespit süreci
28
29
44
55
66
72
3.1
3.2
Verimli tespit uygulamalarına ihtiyaç
Reşit olmayan mağdurların tespiti ve tanımlanmasına
uygun el kitabı ve uygulama listesi
3.3 Muhtemel insan ticareti mağduruyla ilk karşılaşma:
Durumun araştırılmasında ilk aşama
3.3.1 Reşit olmayan mağduru tespit etmeye yardımcı belirtiler
3.3.2 İlk araştırma soruları
3.3.3 İlk araştırma mülakatı
Dördüncü bölüm
İnsan ticareti reşit olmayan
MAĞDURLAR SESN tespit
uygulaması
99
100
112
4.1
4.2
Uygulamanın tarifi
Uygulamanın kullanımıyla ilgili talimat
EKLER
SESN PROGRAMI
24
aylık bir süre için devam eden SESN programıyla,
bir taraftan çocuk ticaretinin önlenmesi ve ilgili
sorunların çözümlenmesi odaklı bir kurum ağının
oluşturulması, diğer taraftan çocuk ticareti konusu hakkında
tüm kamu görevlilerinin farkındalığının arttırılması, eğitim verilmesi, işbirliği ve eşgüdümünün sağlanması amaçlanmaktadır.
Bu doğrultuda programın temel amaçlarından biri Yunan ve
Türk sınırlarında refakatsiz çocuk göçmenlerin korunmasıdır.
Onsekiz yaş altındaki göçmenler insan ticareti konusunda yüksek risk grubu olarak kabul edilmektedir. Program aracılığıyla
amaçlanan sonuçların iki temel hedefi vardır: İlk olarak; ulusal,
yerel ve AB daireleri arasında insan ticaretine ilişkin uyum ve
anlayış, işbirliği ve eşgüdümün geliştirilmesi; ikinci olarak, Türk
ve Yunan sınırlarından geçen yasadışı göçmenlerden olan refakatsiz çocuklar veya insan ticareti çocuk mağdurlarının korunmasına ilişkin en iyi uygulamaların yürütülmesidir.
Programın hedef kitlelerine gelince: İlk Aşama Kabul Merkezleri, İdari Gözetim Merkezleri veya Geçici Konaklama Merkezlerinde bulunanlar dahil olmak üzere insan ticareti mağduru olma
riski altında bulunan veya insan ticareti mağduru olan refakatsiz
çocuk göçmenler, çocuk ticaretiyle mücadeleye katılan kamu ve
özel kurumlarının personeli, refakatsız çocuk göçmenlere konaklama hizmeti veren geçici konaklama merkezlerinin personeli, kamuoyu.
[ 8 ] SESN Uygulaması El KİTABI
GİRİŞ
Ç
ocukluk ifadesi çocukların hayatında geçerli olan
koşul ve statü anlamına gelmektedir. Başka bir deyişle olgunluk çağına kadar geçirilen dönemden fazlası nı ifade etmektedir. Aslında bu dönemin kalitesi kastedilmektedir.
Gelişmiş ülkelerde büyüyen çocuğun yaşam kalitesi, gelişen ülkelerde büyüyen çocuklardan büyük ölçüde farklı olabilmektedir. Tıpkı farklı kültür, din, mahalle ya da aynı mahallenin farklı evlerinde yaşayan çocukların yaşam kalitesinin farklı olması
gibi. Ayrıca olgunluk çağına yakın çocuğun yaşadığı ülkenin çok
kültürlü yapısı, o yaştaki çocuğun ödevleri ve imkanları konusunda farklı anlayışlar ortaya çıkarmaktadır.
On sekiz yaşının altındakiler çocuk olarak sayılsa da, 5 yaş
çocuk grubuyla 14 yaş ergin grubu arasında az sayıda ortak
özellik bulunabilmektedir. Yaşadığı ortamı algılama, düşünme,
etkileşme tarzları farklı olduğu gibi duygusal, biyolojik, gelişsel
gereksinimleri de farklılık göstermektedir. Bununla birlikte, çocukluk tanımlanmasına ilişkin epistemolojik anlaşmazlıkların
yanı sıra çocuktan beklenilen veya çocuğa verilmesi gereken
konusunda kültürel farklılıklar olmakla birlikte çocukluğun
her zaman büyük ölçüde çocukların oynayabileceği, yetilerini
geliştirebileceği, güvenli bir şekilde büyüyebileceği bir zaman,
ergin hayatından farklı olarak sınırlı bir alan olduğuna dair ortak bir anlayış vardır.
Buna bakıldığında temiz su, yeterli besin, eğitimin olmadığı aşırı yoksulluk koşulları altında büyüyen çocuklar gibi ailesi veya
TEMEL TANIMLAR [ 9 ]
memleketinden uzak, zor koşullar altında çalışma veya cinsel
köleliğe zorlanan çocuklar çocukluğundan yoksundur.
Her iki gruptaki çocuklar haklarının ciddi ihlaline maruz kalmaktadır. Kısaca söylemek gerekirse, ruhsal, ahlaki, manevi,
bedensel açıdan gelişmesinde gereken korunma ve bakımdan
yoksundur. Dolayısıyla çok savunmasız; özel bir yardım ve korunmaya muhtaçtırlar.
Savunmasız deyince akla ne gelmektedir?
Çocukları savunmasız hale getiren etkenler arasında gelişsel olgunlaşmaması ile savaş, doğal afet ve insan ticaretiyle ilgili olarak tekrarlanan travmatik deneyim dışında, profesyonellerin
mağdur çocuğun kendine öz gerçeğini anlama ve inşa etmeye
uygun ve farklı yöntem ve araçlarını anlamakta çektiği zorluk
da vardır. Çocuğun ihtiyaçlarıyla yüz yüze gelinmediğinde çocuğun insan ticareti olası veya gerçekten mağduru olduğuna işaret edebilen bilgilerin yanlış şekilde anlaşılmasına karşı savunmasız haline gelen biz olmaktayız.
Bu el kitabının amacı, insan ticareti muhtemel çocuk mağdurlarıyla karşılaşan profesyonellerin, gelişsel düzeyine göre çocuğun
farklı yeti ve ihtiyaçları, ruhsal travma ile çocuk üzerindeki etkilerinin tanımlanması ve insan ticareti emarelerinin tespiti konularında farkındalığının arttırılması ile eğitim verilmesidir.
Giriş bölümünde insan ticareti olgusunun anlaşılmasına katkıda
bulunan temel tanımlar verilmiştir.
Birinci bölümde gelişsel düzeye göre çocuğun bilişsel, dilsel, belleksel ve algılama gelişimi anlatılmıştır.
[ 10 ] SESN Uygulaması El KİTABI
İkinci bölümde insan ticaretinin çocuk gelişimi üzerindeki travmatik etkileri ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun çocukluk
ve ergenlikteki şekillerine yer verilmiştir.
Üçüncü bölümde muhtemel insan ticareti çocuk mağdurları
tespit süreci sunulmuştur. Tespit süreci profesyonelin muhtemel
insan ticareti çocuk mağduruyla ilk karşılaştığı an ile bu durumda sorulması gereken ilk sorular ve insan ticaretini belirlemeye
yardımcı emarelere ilişkindir. Dolayısıyla ilk mülakat sırasında
reşit olmayana karşı uygun tavır ve insan ticareti muhtemel
mağduruyla ilgili olarak bilinmesi gereken husus hakkında temel
talimat verilmiştir. Soruşturma sürecinin yerini tutmayan bu ilk
tespit görüşmesi,bir durumun örneğin Yunan Polisi’nin Kaçakçılıkla Mücadele Ekibi veya savcılık makamı gibi yetkili dairelere
gönderilme gereğinin değerlendirilmesi için yapılmaktadır.
Son olarak dördüncü bölümde insan ticareti potansiyel çocuk
mağduruyla ilgili emarelerintespitiuygulamasıaçıklanmıştır. Söz
konusu olan uygulama ikisi yaş açısından da uyarlanmış altı ek
dahil olmak üzere Atina merkezli Çocuk Sağlığı Enstitüsü’nün
Ruh Sağlığı ve Sosyal Yardım Şube Müdürlüğü tarafından yayınlanmış Risk assessment matrix for children who may have been
trafficked (London Safeguarding Trafficked Children Toolkit,
2011) Toolkit’ten uyarlanmıştır.
TEMEL TANIMLAR [ 11 ]
TEMEL TANIMLAR
Reşit olmama
1992 tarihli 2101 sayılı yasayla Yunan Meclisi’nin onayladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 1. maddesine göre,
çocuğa uygulanabilecek milli hukukta farklı bir tanım olma durumu hariç on sekiz yaşına kadar her insan çocuk kabul edilmektedir.
Yunan hukukunda reşit olmama durumunun kesin bir tanımlanması bulunmazken Yunan Medeni Kanunu’nun 127. maddesinden henüz on sekiz yaşını doldurmamış olan kişinin ergin olduğu
anlaşılmaktadır. İnsan ticareti söz konusu olduğunda Palermo
Protokolü ve Çocuk İşçiliğine Dair ILO Sözleşmesinde belirtildiği
gibi on sekiz yaş altındaki her kişi çocuk kabul edilmelidir.
Mağdurun reşit olup olmadığı üzerine tereddüt olup da sağlıklı
bir şekilde on sekiz yaşının altında olduğu kabul edilebildiği bu
durumda, reşit olmayan olarak kabul edilip gerçek yaşının kanıtlanmasına kadar mağdura özel korunma önlemleri verilmektedir (Bk. 2010 tarihli 3875 sayılı Yunan Yasası, ayrıca 2011/36/EU
sayılı direktif’in 13-2 maddesi).
İnsan ticareti
İnsan ticareti 2010 tarihli 3875 sayılı yasayla Yunan Meclisi’nın
onayladığı Birleşmiş Milletler Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Sözleşmesi (Palermo Sözleşmesi)’ni tamamlayan Birleşmiş
Milletler İnsan Ticaretinin, özellikle kadın ve çocuk ticaretinin
önlenmesine,durdurulmasına ve cezalandırılmasına ilişkin protokolünün 3. maddesi uyarınca, üç temel unsurdan oluşan bir
işlemdir1: Eylem, Araç, Amaç (Tablo 1).
1 United Nations, Office on Drugs and Crime, Vienna (2008). Toolkit to CombatTrafficking in Persons, Global Programme against Trafficking in Human Beings. New York: United Nations.
[ 12 ] SESN Uygulaması El KİTABI
Şekil 1: İnsan ticaretini tanımlayan temel unsurlar
Eylem
Araç
Amaç
• Mağdur tedarik
etmek
• Bir yerden bir
yere taşımak
• Devretmek
• Barındırmak
• Teslim almak
• Şiddet kullanmak,
tehdit veya zorlama, baskı şekilleri
• Aldatma, hile
• Yanıltma
• Kaçırma
• Kişiyi kontrol edenin rızasını elde etmek için ücret veya
ayrıcalık vermeyi
kabul etmek
• Kişinin çaresizliğinden yararlanma
ya da nüfuzu kötüye kullanma
• Cinsel sömürü
(Çoğunlukla zorla
fuhuş yaptırma)
• Emek sömürüsü
/ Zorla çalıştırma,
hizmet ettirme (Ev,
tarla, fabrika, küçük
sanayi, sanayide)
• Zorla dilencilik
ettirme
• Uyuşturucu trafiği
gibi yasadışı eylemlere karıştırma
• Kölelik ve benzeri
uygulamalar
• Organların alınması
(Aracılığıyla
eylemler gerçekleştirildi)
(Sömürüye dahil
olan)
Palermo protokolünün 3. maddesine göre insan ticareti aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır:
a) Sömürü maksadıyla şiddet, tehdit veya başka zorlama şekilleri kullanmak, kaçırmak, yanıltmak, aldatmak,
kişinin çaresizliğinden yararlanmakveya nüfuzu kötüye
kullanmak, kişi üzerindeki denetim yapanın rızasını
elde etmek üzere ücret veya ayrıcalık verme suretiyle
(Araçlar) mağdur tedarik etmek, bir yerden başka bir
yere götürmek, sevk etmek, barındırmak, teslim almak
(Eylemler)
TEMEL TANIMLAR [ 13 ]
b) Mağdurun rızası birinci fıkrada belirtilen maksat ile
araçlar kullanıldığı takdirde geçersizdir.
c) Reşit olmayanların sömürü maksadıyla tedarik edilmeleri, bir yerden başka bir yere götürülmeleri, sevk
edilmeleri, barındırılmaları, teslim alınmaları birinci
fıkrada belirtilen araçlardan hiçbirine başvurulmuş
olmasa da insan ticareti kabul edilmektedir2.
Palermo protokolü, reşit olmayanları insan ticareti
mağdurları konusunda özel bir kategori olarak tanımaktadır. Zira zorlayıcı veya yanıltıcı bir araca başvurulmuş olmasa da çocuğun sömürüsüne rızası iradi,
gönüllü veya bilinçli bir rıza olarak kabul edilmemektedir. Reşit olmayanın rızası göz önünde tutulamaz, yani,
reşit olmayanın insan ticareti mağduru olarak tanınmasına ilgisizdir. Reşit olmayanın mağduriyet durumunu anlayıp bilse de, ebeveyn veya kendisine refakat
edenin dileği olarak algıladığı bir duruma razı olabildiğini her zaman akılda tutmak önemlidir.
Göç ve Sosyal Entegrasyona dair 2014 tarihli 4521 sayılı Yunan
Kanununun 1. maddesine göre;hem Yunan Ceza Kanununun
323, 323A, 323B (1. ve 4. fıkra), 342 (1. ve 2. fıkra), 348A, 348B,
349, 351 ve 351A maddelerinde belirtilen (Kişisel özgürlük veya
2 Çocuk Kaçakçılığı: Çocuk ticareti suçunun kapsamlı ve kabul gören en yaygın tanımı Palermo
Protokolü 3’üncü maddesinde yer almaktadır. Buna göre: ‘Kuvvet kullanarak veya kuvvet kullanma
tehdidi ile veya diğer bir biçimde zorlama, kaçırma, hile, aldatma, nüfûzu kötüye kullanma, kişinin
çaresizliğinden yararlanma veya başkası üzerinde denetim yetkisi olan kişilerin rızasını kazanmak
için o kişiye veya başkalarına kazanç veya çıkar sağlama yoluyla kişilerin istismar amaçlı temini,
bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması anlamına gelir.’
şeklinde tarif edilmiştir.
[ 14 ] SESN Uygulaması El KİTABI
cinsel özgürlüğe aykırı veya cinsel sömürü amaçlı) suçların mağduru olarak kabul edilmiş gerçek kişi, hem de yasa dışı veya yasa
uyarınca ülkeye girdiğine bakmadan yukarıda belirtilen ve kovuşturma aşamasında bulunan suçlardan birinin mağduru insan
ticareti mağduru olarak kabul edilmektedir. Reşit olmadığı takdirde tecavüz mağduru da insan ticareti mağdurudur.
Yine de Göç ve Sosyal Entegrasyona dair 2014 tarihli 4521 sayılı
Yunan Kanununun 1. maddesine göre yukarıda belirtilen suçlardan birinin kovuşturulmasından sonra savcının kararı
veya bu kovuşturmadan önce psikiyatrist, psikolog veya sosyal danışman uzmanlığı olan iki bilim adamı raporu üzerine
sözü edilen suça uğramış olan kişi insan ticareti mağduru
olarak nitelendirilmektedir. Kişinin kişisel özgürlük, cinsel
özgürlük veya vücut bütünlüğünün zedelenmesine uğradığı, bu
değerlerin veya kişinin hayatı ciddi bir tehlike altında bulunduğu, aile üyelerinin tehdit altında bulunduğu veya kişi korunmazsa aile üyelerinin tehdit altında bulunması nedeniyle kişinin
makamlarla işbirliğinde bulunmaması üzerine savcınınhüküm
verdiği bu durumlarda, yetkili makamlarla işbirliğinde bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kişi mağdur olarak nitelendirilmektedir.
Yukarıda belirtilen hususlara göre;
Şiddet, tehdit veya başka zorlama şekilleri, kaçırma,
yanıltma, aldatma veya başka istismar şekli olmasa
da sömürü maksadıyla tedarik edilen, bir yerden başka bir yere götürülen, sevk edilen, barındırılan, teslim
alınan on sekiz yaş altındaki her kişi insan ticareti çocuk mağduru olarak kabul edilmektedir.
TEMEL TANIMLAR [ 15 ]
Çocuk göçmen
Hubertus Adam ve Jelly Van Essen’ in çalışmasına3 göre çocuk
göçmen ifadesi, gönüllü hareket ile zorunlu kaçış arasında değişen ve kişinin bulunduğu gelişim düzeyine göre farklı şekil
alabilen, uzun süreli bir sürecin damgasını vurduğu, hayat öyküsü olan reşit olmayan anlamına gelmektedir. Savaş, iç çatışmalar, “organize şiddet”4 koşulları nedeniyle memleketini terk
etmeye zorlanmış reşit olmayana ebeveyni hayatta olsa bile reşit olmayan mülteci adı verilmektedir.
Hareket halinde bulunan çocuklar (Children on the move) söz
konusu edildiğinde kastedilen farklı durumlar aşağıdaki şekilde
sınıflandırılabilmektedir5:
• Aile içinde bulunan, memleketinden kaçış sırasında
veya kaçıştan önce doğmuş olan çocuk göçmenler
• Aile içinde bulunan, memleketinden kaçıştan sonra
doğmuş olan çocuk göçmenler
• Ailesiyle beraber kaçmak zorunda kalmış olan ergen
göçmenler
• Aile içinde bulunan, sürgün esnasında doğmuş ve büyümüş olan ergen göçmenler
• Memleketinden gidilecek ülkeye seyahat esnasında
farklı ülkelerde oturmuş olan çocuk göçmenler
3 Hubertus Adam and Jelly Van Essen (2004). In-Between: Adolescent Refugees in Exile, chapter
19. In John P. Wilson, Ph.D., Boris Drozdek, M.D., M.A. (Eds.), Broken Spirits. The Treatment of
Traumatized Asylum Seekers, Refugees, War and Torture Victims. New York: Brunner-Routledge
4 Geuns, H. (1987). The concept of organized violence. In Ministry of Welfare, Health and Cultural Affairs (Eds.), Health hazards of organized violence. The Hague, Netherlands: Ministry of
Welfare, Health and Cutural Affairs.
5 Adam, H., Lucas, T., Möller, B., & Riedesser, P. (2002). Recommendations for the treatment of
child-refugees and–migrants. Theoretical and practical aspects. In B. Brandt-Wilhelmy, D. Irmler,
H. Adam, T. Lucas, B. Möller & P. Riedesser (Eds.), Refugee children in Europe. Goodpractice guidelines: Psychosocial context, assessment and interventions for traumatized childrenand adolescents.
London: European Council on Refugees and Exile.
[ 16 ] SESN Uygulaması El KİTABI
• Suç işlemiş reşit olmayanlar
• Refakatsiz reşit olmayanlar
REFAKATLİ çocuk göçmenler
Reşit olmayanlar ailesiyle beraber ekonomik güçlük, eğitim,
aile yeniden birleştirme, savaş koşulları altındaki ülkeden kaçış
gibi farklı nedenlerden dolayı AB ülkelerine gelmektedir. Bazısı ebeveyni, velisi veya bakıcısıyla birlikte seyahat etmektedir.
Ancak bazısına refakat eden yetişkinlerin reşit olmayanla akrabalık, örfi veya hukuki ilişkisi yoktur, ya da çocuğun korunması konusunda tereddüt uyandıracak özellikleri vardır. Örneğin,
reşit olmayan ile refakat eden yetişkin arasında önceden ilişki
olduğuna dair iddianın lehine çok az sayıda emare bulunabilmektedir. Reşit olmayan, gidilecek ülkede kendisini kabul etmişveya beklenen bakımı üstlenmiş yetişkini tanımayabilmektedir. Reşit olmayanın ebeveyninin ilgili rızasından sonra iddia
edilen bakıcısıyla seyahat ettiği veya refakat edildiği konusunda da delil olmayabilmektedir.
Bu tür aykırılıklar reşit olmayan göçmenin muhtemel insan ticareti mağduru olduğunun tek ipuçlarını oluşturabilmektedir.
REFAKATSİZ çocuk göçmenler6
Refakatsiz çocuk göçmen ifadesi; adet veya yasa uyarınca kendisinden sorumlu olan bir yetişkinin refakatı olmaksızın AB
ülkelerinden birine girmiş olan ve yukarıda belirtilen bir ye6 Refakatsiz Çocuk: Türkiye topraklarına hukuken ya da teamülen kendisinden sorumlu bir
yetişkinin refakati bulunmaksızın gelen ve bu tür bir kişinin bakımına etkin olarak alınmadığı
sürece refakatsiz küçük olarak adlandırılan on sekiz yaşın altındaki iltica/sığınma başvurusunda
bulunan yabancı uyruklu bir kişi ya da belli bir uyruğu olmayan vatansız bir kişi. Sorumlu bir
kişinin etkin bakımına alınmadığı sürece, kanunen ya da örf ve adet gereği kendisinden sorumlu
bir yetişkinin refakati bulunmaksızın Türkiye’ye gelen veya Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra refakatsiz kalan çocuğu ifade eder.
TEMEL TANIMLAR [ 17 ]
tişkin tarafından bakımı üstlenilmediği sürece on sekiz yaş altındaki, yabancı uyruklu veya vatansız (Haymatlos) ile beraber
AB ülkelerinden birine girdikten sonra refakatsiz kalmış on
sekiz yaşının altındaki kişi anlamına gelmektedir7. Refakatsiz
çocuk göçmenlerin sayısını arttıran nedenler çeşitli etkenler
ışığı altında açıklanabilmektedir:
• Dünyanın birçok bölgesinde yer alan savaşlar nedeniyle mültecilerin sayısının artması
• Çatışmalar çerçevesinde ailelerin bölünmesi, ebeveyn
veya başka üyelerinin kaybolmasına yol açan haksız
saldırı ve zorbalığın artması
• Gelişen ülkelerde daha iyi bir gelecek sağlamak için
AB ülkelerine çocuklarını göndermeleri, reşit olmayanları ebeveyn veya ailelerinden ayrılmasına neden olan
aşırı yoksulluk, ekonomik güçlükler ve eş zamanlı toplumsal sorunların artması8.
Refakatsiz çocuk göçmen konusunda takibi yapan ilgili savcı9:
• Reşit olmayanın kimliği ve uyruğunu belirtme ve
refakatsiz olduğunun ispatlanması işlemlere başvurmakta
• İmkan dahilinde ailesinin yerini hızlı saptamak için
gereken çabayı sarf etmekte
• Hukuki temsilcisinin sağlanmasına yönelik önlemleri
almaktadır.
7 2001/55/EC sayılı direktifin 2. maddesinde fıkra F.
8 Hubertus Adam and Jelly Van Essen (2004). In-Between: Adolescent Refugees in Exile, chapter
19. In John P. Wilson, Ph.D., Boris Drozdek, M.D., M.A. (Eds.), Broken Spirits.The Treatment of
Traumatized Asylum Seekers, Refugees, War and Torture Victims. New York: Brunner-Routledge
9 Göç ve Sosyal Entegrasyona Dair2014/ 4251 sayılı yunan yasasının 50. maddesinde 2. fıkra.
[ 18 ] SESN Uygulaması El KİTABI
Ailesinin bulunmadığı veya ülkesine geri dönmesinin çocuğun
çıkarına uygun olmadığı bu durumlarda yetkili savcı, vasinin tayin edilmesi için otuz gün içerisinde başvurulacak mahkemenin
karar verilmesine kadar çocuğun korunmasına uygun her hangi
bir önlem isteyebilmektedir10.
Atina merkezli Sosyal Dayanışma Ulusal Merkezi (EKKA)’nın
2013 yılına ait verilerine göre erkek çocuğu % 95,65 ve kız çocuğu % 4,35 olmak üzere refakatsiz çocuk göçmenler tarafından
konaklama merkezine yapılan ilgili başvurunun toplam sayısı
1.150’ydi. Başvuranların yaşı ortalama olarak erkek çocuğunda
16,5, kız çocuğunda da 14 idi. Bu çocukların % 55,65’i Afganistan, % 12,17’si Pakistan, % 9,39’u Suriye ve % 6,52’si Bangladeş’ten
gelmekteydi11.
2013 yılında konaklama başvurusunda bulunmuş olan refakatsiz çocuk göçmenin yarısı (% 50) konaklama merkezine gelmeden önce başvurusunu iptal etmekte veya konaklama merkezine
yerleştikten sonra konaklama yerini terk etmekteydi12. Ancak
konaklama başvurusunda bulunmuş olanların % 25’i konaklama
tesislerinde 30 günden fazla oturmaktaydı.
Konaklama tesislerinden kaçma ile konaklama başvurusunun
iptal edilmesi, büyük oranda söz konusu olan nüfusu savunmasız hale getirmektedir. Ülkeye girdiği anda veya kabul edildiğinde insan ticareti suçunun emareleri olmasa da yollarda oturma,
evsiz ve aç kalma, bir yerden başka bir yere hareket etme gibi
maruz kaldıkları koşullar mağdur olmalarının tehlikesini art10 Yunan Medeni Kanununun1532, 1534 ile 1592 maddesi.
11 Yukarıdaki bilgi 2013 yılına ait olduğunu hatırlamalıyız. Dünyanın birçok bölgesinde devam
eden savaşları gözönüne alındığında aktarılan bilgiler arada muhtemelen değişmiştir.
12 Detaya bakıldığında % 20,31 ilk 24 saat, % 30,54 ilk 10 gün, % 10,54 ilk 30 gün içerisinde konaklama merkezini terk etti.
TEMEL TANIMLAR [ 19 ]
tırmaktadır.Kimi durumlarda ise ülkeye girmeden önce tacirle temasa geçme olasılığı, insan ticareti suçunun işaretlerinin
aranmasında zorluk çıkarmaktadır. Bu durum refakatsiz çocuk
göçmeni ilk kabul işlemlerine katkıda bulunan profesyonel tarafından göz önüne alınmalıdır.
Hakkında insan ticareti muhtemel mağduru emareleri olan reşit
olmayan veya refakatsiz çocukların yönetimine katılan görevliler
ve yetkili daireler, insan ticaretindeki cinsel boyutu göz önünde
bulundurmalıdırlar. Arap dünyası başta olmak üzere kimi ülkelerden gelen kız çocuklarının gördükleri muamele konusunda
örfi hukuk ve kültürel pratikler büyük bir önem taşımaktadır.
Cinsiyet nedeniyle farklı muamele görmek, cinsel veya bedensel şiddete uğramak, devletlerin yasaklanmış pratiklere tolerans
göstermesi, uluslararası sözleşmeye aykırı olan ve ağır cezaları
içeren yasaların kabulü ve uygulanması13 gibi nedenler memleketini terk edip iltica başvurusunda bulunmaya yol açan sebeplerden bazılarıdır. Kültürel pratiklerle ilgili bilginin toplanması
ve örneğin, kadın görevlinin yapacağı ilk mülakat gibi özel işlemler söz konusu çocukların haklarının savunulmasına gerekli
adım olarak kabul edilmektedir.
İnsan ticareti (Human Trafficking)
ile Kaçakçılığın (Smuggling)
farklılaştırılması
İnsan ticareti göçmen kaçakçılığından ayrı olarak düşünülmektedir. Birleşmiş Milletler Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı
Sözleşmesine ek olarak Göçmenlerin Kara, Deniz ve Hava Yollarıyla Kaçırılmalarına Karşı Protokolün 3. maddesi uyarınca
13 UNHCR (2011), Κατευθυντήριες Οδηγίες για την προστασία των γυναικών και τωνκοριτσιών
κατά την πρώτη υποδοχή στην Ελλάδα και τη διαδικασία ασύλου, Αθήνα.
[ 20 ] SESN Uygulaması El KİTABI
ekonomik veya maddi bir fayda elde etmek amacıyla, vatandaşı
veya oturum izni olmadığı bir ülkeye girene yasa uyarınca gerekli giriş koşullarına uymadan yardım etmek göçmen kaçakçılığı olarak kabul edilmektedir. Bu durumda göçmen, vatandaşı
veya mukimi olmadığı ülkeye yasa dışı girişi kolaylaştıracak
veya organize edecek kişiye (Yasa dışı göçmen nakliyecisine)
ödemeye razı olmaktadır. Sınırın aşıldığı andan itibaren yasa
dışı göçmen nakliyecisi göçmenlerin başlarına geleceklerle ilgilenmemektedir.
Daha özellikle nakliyecinin amacı gidilecek yere geldikten sonra göçmenin sömürülmesi değil, ekonomik bir faydanın sağlanmasıdır14. Göçmen kaçakçılığı ilk önce kabul eden ülkeye
yönelik bir suç niteliğindedir. Ancak adli ve idari süreçlerde
göçmen kaçakçılığı ile insan ticareti suçlarının arasında
fark o kadar açık olmayabilmektedir. Örneğin yukarıda belirtilen, rızası olsa da göz önüne alınmayan çocuk göçmenlerin durumu gibi.
14 Hellenic Aid, Ministry of Foreign Affairs of Greece (2013). Κατευθυντήριες οδηγίες για την ταυτοποίηση πρώτου επιπέδου των θυμάτων παράνομης διακίνησης και εμπορίας στην Ευρώπη, στο
πλαίσιο του έργου: «Ανάπτυξη Κοινών Κατευθυντήριων Οδηγιών και Διαδικασιών σχετικά με την
Ταυτοποίηση Θυμάτων Παράνομης Διακίνησης και Εμπορίας» Euro TrafGuID.
TEMEL TANIMLAR [ 21 ]
1.
BÖLÜM
ÇOCUK
VE ERGEN
GELİŞİMİ
[ 22 ] SESN Uygulaması El KİTABI
1.1 Gelişimin tanımı
Gelişim; bedensel, bilişsel, dilsel, sosyal-duygusal ve hareketsel
yetilerine baktığımızda çocuğun kazandığı olgunluk seviyesini
kastetmektedir. Kazandığı olgunluk seviyesi ile bulunduğu gelişim düzeyine göre çocuk her seferinde farklı biçimde algılamak, konuşmak, düşünmek ve hatırlamaktadır.
1.2 Zihinsel ve Dilsel gelişim
Bebeklik dönemi (Doğumla 3 yaş arası): Bebeğin daha ilk
günlerinden beri oldukça düzenli bir yaratık olduğu,artık kuşku konusu değildir.Uyaranlar arayıp organize eder, doğumundan hemen sonra annesinin sesleri, jestleri ve yüz ifadelerini
taklit edip onu ikinci haftadan sonra somut bir nesne olarak tanıyabilir ve onunla ilişkisiyle enerjik bir şekilde ilgilenmektedir.
Araştırmalara göre annesine hızlı hızlı ve hassasiyetle karşılık
veren bebek duygu ve güdü ifade eder, annesi ise bebeğin ifade
ettiklerini yansıtmaktadır. Öte yandan bu ilkel iletişimde göz
teması ve karşılıklı seyretmenin önemi üzerinde durulmuştur.
Bu şekilde anne – bebek arasında gelişen diyalog bebek tarafından ilk sohbet olarak kabul edilip anne tarafından sezgisel
konuşma olarak adlandırılmaktadır. Bebeklerin ifade ettikleri
duygu ve ilk sohbet hakkında yapılan deneylerin sonuçları,
korku, öfke, acı gibi durumlardan mutlu, neşeli, oynak durumlara kadar düzenli olduğunu, bebeğin çevresiyle temas kurması
ve ilişkilerinin düzenlenmesinde önemini göstermektedir15.
Görüldüğü gibi anne – bebek arasındaki şefkatli değiş tokuşlar bebeğin zihinsel gelişimiyle psiko-somatik (Ruh ile bedene
ait) gelişiminin düzenlemesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Bu değiş tokuşlar dil öncesi iletişimden söze geçişine yardımcı
15 Jean Piaget (2001), Η γλώσσα και η σκέψη του παιδιού. Μελέτες για τη λογική του παιδιού. Αθήνα:
Εκδόσεις Καστανιώτη.
TEMEL TANIMLAR [ 23 ]
olmaktadır. İlk iki ay boyunca bebek, esasen vücudunun durumuna bağlı, anlaşılmaz sözler ile şiddetli sesler çıkarmaktadır.
Bu aşamada sesli davranmasının esas şekli ağlamadır. Üçüncü
aydan itibaren bebek, ses bilimi açısından insanoğlu konuşmasına yakın ses çıkarmaya başlamaktadır. Bu seslerin sıklığı onuncu
ayda artmaktadır. Bir yaşının sonunda bebek sistematik bir şekilde somut bir eyleme kast etmek üzere ayrı ayrı kelime kullanmaya başlamaktadır.Bir tek sözcük ile tam bir cümle kurmaktadır
(Örneğin, mama “yemek istiyorum” anlamına gelebilmektedir).
İki yaşının ikinci yarısında çocuk iki veya üç kelimeden oluşan
cümle kurmaya başlamaktadır. Bu aşamada çocuklar, konuşma
aracılığıyla başkalarının davranmasını ayarlamak, ilgisini çekmek, sosyal temasa girmek, yorumlamak, bir öğrenme sürecine
katılan kişi, nesne veya olayı hatırlamak veya öngörmek istemektedir. Aynı zamanda konuşmacıyı takip etmek ve büyüklerden
isteklerini tarif etmek kabiliyetinde bulunmaktadırlar16.
Bebeğin sosyal davranmasında gözlenen etkileyici düzene rağmen
bebeğin bilişsel gücü yalnız ve yalnız onun duyusal algıları ile kendi
vücudu, başkalarının vücudu veya etrafındaki objelere yapabildiği
eyleme dayanmaktadır. Bu eylem zekâsı, bebek küçük çocuk yaşına girerken tedricen sembolik düşünceye yerini bırakmaktadır.
Oyun dönemi (3 – 6 yaş arası): Bu dönemde sembolik işlev
ortaya çıkarken çocuğun bilişsel dünyasında köklü bir değişim
yer almaktadır. Çocuk, algılanması mümkün olmayan nesne ve
olayları bile temsil edecek ruhsal imge veya simge üretmek kabiliyetindedir.Zekâ, algılayıcı olmaktan çok anlatımsal olmaya
başlamaktadır.Bu bilişsel değişim hafızadan geri çağırma, sembolik oyun ve dilin ortaya çıkmasıyla belli olmaktadır17.
16 a.g.e.
17 a.g.e.
[ 24 ] SESN Uygulaması El KİTABI
Bütün bunlara rağmen 3 – 6 yaştaki çocuğun düşüncesi eksiklikler sunar. 3 – 6 yaştaki çocuk düşüncesinin esas özellikleri:
a) Somut, tek taraflı algılayıcı düzenlemeler ile keyfi
genelleştirmelere dayanarak 3 – 6 yaş çocuğu bir tür
ön-kavram oluştururken kullandığı kelimeye saf anlam vermektedir.
b) 3 – 6 yaş çocuğunun muhakemeleri analojik, yani
yeteri kadar mantıksal bağlantısı olmayan, keyfi hükümlerdir.Nedenselliğin yorumu görüngüsel olup
olup bitenler arasında nedensel ilişkinin var olduğu
da kabul edilmektedir.
c) 3 – 6 yaş çocuğunun düşünmesi hep bir tek noktada
toplanmaktadır.
d) Düşüncesi benmerkezlidir, yani çocuk nesnel fenomenleri yalnız ve yalnız kendi açısından algılayıp
yorumlayarak kendisinin görebildiklerini başkalarının görmediklerini anlamakta zorluk çekmektedir. 3
– 6 yaş çocuğu hemen hemen hiç bir zaman anlaşılır
mıyım diye kendine sormamaktadır. Çocuğa göre anlaşılmış olduğu apaçıktır.Konuştuğunda söylediklerinin başkaları tarafından anlaşılıp anlaşılmadıklarını
düşünmemektedir. Aynı zamanda bu düzeydeki çocuklar sık sık kategoriyi altkategorileriyle, gerçeği hayaliyle karıştırmakta, nedenle nedensellik arasındaki
ilişkiyi önemsememektedir18.
Dilsel gelişime bakıldığında üç yaşına kadar çocuklar gramer
ile sözdizime sahip olmaya gereken temelleri benimsemiş, beş
18 a.g.e.
BİRİNCİ bölüm [ 25 ]
yaşına kadar da yan cümle kurmayı öğrenmektedir.Lakin edilgen çatı ya da birleşik cümleyi anlamak 4 – 5 yaş çocuğuna zor
gelmektedir19. Dil kabiliyetindeki gelişim için en önemli adımlar altı yaşından sonra atılmaktadır.
İlkokul dönemi (6 – 11 yaş arası): Çocuklar bazı mantıklı
eylemler yapabilmektedir. Zengin bir kelime hazinesi, daha
büyük kelimelerle birleşik cümlelere başvurmaktadır. Ayrıca
soyut düşünce yapma, mecazi konuşmayı anlama, deneme
veya hile aracılığıyla problem çözme, zihinsel modelleri kurmaya yönelik olarak yetiyi geliştirmektedir. Orta çocukluk döneminde çocuklar, sözdizimi zor olan cümle anlama ile anlam
tamamlama, yani söylenenlerden fazlasını anlamaya yarayan
dilsel sonuç çıkarma yeteneğini sahiplenmektedir. Çocuk büyüdükçe dünyanın göründüğü gibi olmadığını kavramaktadır.
Buna mukabil espri, ironi yapma, alay etme gibi dilin daha özel
iletişim kullanımları iyileşmektedir. Bununla birlikte soyut
hüküm ve daha özellikle gerçeğe aykırı olan hükümleri kavramakta zorluk çekmektedir20.
Ön ergenlik ve ergenlik dönemi (11 veya 12 yaş sonrası): Ön
ergenlik ve ergenlik boyunca bilişsel gelişimde yapılan büyük
ilerleme, iletişim yetilerinin iyileştirilmesine yardımcı olmaktadır. Onbir yaşından sonra çocuklar, yaratıcılık, okuma, soyut
kavramlara başvurup ele alma yeteneğini geliştirmektedir. Söz
konusu olan gelişim düzeyinde ergenler soyut kavramlar aracılığıyla daha sistematik olarak düşünmeye başlarken soyutlama
vasıtasıyla problem çözebilmektedir21.
19 Moscati, F. (2011). Capacità di testimoniare del minore e attendibilità delle suedichiarazioni. Il
ruolo dello psicologo nella perizia penale, Intervento per il 23.03.11. Istituto di Psicologia Forense.
20 Piaget, a.g.e.
21 Θεμελή, Ό. (2014). Τα παιδία καταθέτει. Η δικανική εξέταση ανήλικων μαρτύρων, θυμάτων σεξουαλικής κακοποίησης, Αθήνα: Εκδόσεις Τόπος.
[ 26 ] SESN Uygulaması El KİTABI
1.3 Özel gelişim konuları:
ÇOCUĞUN ALGILAMA VE BELLEK becerisi
Algılamanın gelişimi: Çocuk ile yetişkinlerde görme, koklama, işitme, tat alma ve dokunma duyularının işlevi farklı değildir. Öyleyse algılamanın işlevine yarayan taban vardır. Üç veya
dört yaşından beri çocuklar, olayları kavradığı gibi betimlemek
kabiliyetindedir. Ancak olayları yorumlayamamak ve ortaya çıkan sonuçları bağlayamamaktadır22.
Küçük çocuklar karışık olayları anlamakta zorluk çekmektedir.
Bir olay gözlemlerken alakasız veya önemsiz detaylar dikkatini
çekebilmektedir, yani onlara olayın esas ve en önemli yüzlerine dikkat etmek zor gelmektedir.Tabii bu küçük çocuklara özel
değildir. Zira daha büyük çocuklarda olduğu kadar yetişkinlerin
dikkati de büyük ölçüde dağıtılabilmektedir. Fakat yetişkinlere kadar büyük çocuklar birkaç bilgi arasından az önemlisi ile
önemlisini anlamakta küçük çocuklardan daha yeteneklidir. Bunun aksine bilgiyi gözden geçirmekte yetenekli olmayan küçük
çocuklar öyle bir farkına varmakta zorluk çekmektedir. Başka
bir deyişle, bir şeye sistematik bir biçimde bakmamaktadır23.
Hemen hemen her çocuk bir imgeye bakarken nazarını, örneğin üst kısmından alt kısmına doğru yürüterek bir imgeyi
inceleyebilmektedir. Dört yaşına kadar çocuklar ise imgenin merkezine odaklanırken bu noktanın etrafındaki bilgileri
önemsememektedir. Bunun yanında bilgilerin tümünü toplamadan incelemeyi bırakma eğilimindedirler. Ama 4-7 yaş çocuğu az karışık, kendine veya tanıdıklarına ilişkin bir olayın
22 International Organization for Migration (IOM), Austrian Federal Ministry of the Interior (2006).
Resource Book for Law Enforcement Officers on Good Practices in Combating Child Trafficking,
prepared within the Framework of the AGIS 2005 Project “Comprehensive Training for Law
Enforcement Authorities Responsible for Trafficking in Children/Minors”, Vienna: IOM & Austrian
Federal Ministry of the Interior (F.M.I.).
23 a.g.e.
BİRİNCİ bölüm [ 27 ]
detayına bakabilmektedir. Ancak 5 yaşına kadar çocuklar tanıdıklarının yüzlerindeki özelliklerini başkasının, örneğin kaçakçının yüzündeki özellikleriyle karşılaştıramamaktadır24.
Çocuklar somut kavramları on yaşından sonra anlamaya başlamaktadır25. O yaşa kadar yalnız işittikleri, kokladıkları, tattıklarını betimleyebilmektedir. Öyleyse zaman kavramı veya saat,
tarih, yaş, süre, sıklık, olayların silsilesi gibi zamanla ilgili
olanları anlamakta zorluk çekmektedir26. Yükseklik, uzunluk,
hacim gibi büyüklük ve ebatlarından söz etmek istenildiğinde
de problem çıkarmaktadır27. Dolayısıyla profesyoneller, çocukların hala anlayamadıkları saat, yaş, uzunluk, ağırlık, boy gibi
ölçü birimi içeren soru sormaktan vazgeçmelidirler.
Küçük yaş çocuklarının sayı sayabilmeleri, sık sık yetişkinlerisayıyla ilgili soru sorabildiklerine inandırmaktadır. Ancak yetişkinler sayma yetisi ve sayısal muhakemesi reşit olmayanın
gelişim düzeyine göre farklı olduklarını unutmaktadır. Çocuklar alfabe, ay veya günün isimleri gibi şeyleri kolayca ezberlemektedir.Fakat ölçü birimiyle ilgili sorulara cevap vermek gereken bilişsel işlevler çocuklarda gelişmiş değildir28.
Bu zorluk, olayı zaman içerisine yerleştirmek veya süresini tanımlamak istenildiğinde ortaya çıkmaktadır. Genelde yedi yaş
çocuğunun saati okuyabilmesi ile söyleyebilmesi beklenilmektedir. Bu yeti ise çocuğun bir olayın saati veya süresini söyleme kabiliyetinde olması anlamına gelmemektedir. “Ne zaman
24 a.g.e.
25 Seifert, K.L. & Hoffnung, R.J. (1997). Child and Adolescence Development (4th ed.). Boston:
Houghton, Mifflin Company.
26 Θεμελή, a.g.e.
27 Wilson, C. & Powell, M. (2001), A Guide to Interviewing Children: Essential skills for counsellors,
police, lawyers and social workers, London: Routledge
28 Θεμελή, a.g.e.
[ 28 ] SESN Uygulaması El KİTABI
oldu?”, “Kaç zaman önce?” veya “Kaç sürdü?” gibi sorular büyük
ölçüde zorluk çıkarmaktadır. Çoğu zaman 4-5 yaş çocukları bir
olayın sabah, öğle ya da akşamda yer aldığını sezebilmekte, 6-8
yaş arasında olanlar ise zamanın daha geniş bir kavramına erişip yıl, mevsim, ay ya da günü bile söyleyebilmektedir29.
Bu durumda “Sen uyumadan önce annen sana iyi geceler dedi
mi?” gibi sorular saatin belirlenmesine yardımcı olabilmektedir. Çocuklar normal, gündelik hayatına ilişkin olayları geri
çağırabilmektedir. Bu tür referans noktaları bulunmazsa, çocuklar için zaman açısından bir olay belirlemek zor olmaktadır. Fakat bu, çocuğun söylediklerinin gerçek olmadığına işaret
edememektedir.
Okul öncesi çocuklar için zamanın öznel boyutu vardır. Çocuklar çoğu kez bir olayın süresinden söz ettiğinde gerçekte
olay boyunca yaşadıkları gerilimi dile getirmektedir30.
Son olarak yaş, bir soyut kavram olarak okul öncesi çocuklar
tarafından zorla anlaşılmaktadır. Küçük çocuklara göre “Büyük” ile “Uzun” boylu arasında açıkça söylenmeyen bir ilişki
varken yaş boya bağlıdır. Dolayısıyla çocukların birinin yaşından söz ettiklerinde yaptıkları değerlemeye onları nelerin yönlendirdiğini kendilerine sormak iyidir31.
Çocuğun bellek yetisi: Çocukta bellek bir tür “Toplumsal eylem”
olarak tanımlanmıştır.Bellek yetisi geri çağırma çabası esnasında
çocuğun yetişkinle etkileşimi, iletişiminin tarzı ve kalitesi veya
herhangi bir uzmanın sorularına büyük ölçüde bağlıdır32. Çocuk29 Wilson, a.g.e.
30 Walker, A.G. (1999). Handbook on Questioning Children: A linguistic perspective. Washington:
ABA Center on Children and the Law.
31 a.g.e.
32 Moscati, a.g.e.
BİRİNCİ bölüm [ 29 ]
ların bellek yetisini etkileyen etkenler arasında en önemli olan yaş,
bireysel farklılıklar, çok süren travmatik olayların tekrarlanmasından gelen etki, olayın türü ve reşit olmayan üzerindeki sonuçları,
çocuğun zahmetli hukuki işlemlere katılımı, olayın işlenmesinden
sonra reşit olmayan ile görüşmenin yapılmasına kadar geçen zaman, en son olarak da çocuğun yakın akraba çevresiyle ilişkisidir33. O etkenlere daha detaylı bakıldığında:
A) Yaş. Yaş, belleğin bilişsel işlevi üzerinde en önemli etki faktörlerinden biridir. Gelişim psikologları yaş geçtikçe bilgi depolaması ve geri çağırma yetisinin büyük ilerlemesi üzerinde
durmaktadır.Zamanla beraber bellek alanı sürekli büyüdüğü
gibi depolanan bilgi sayısı durmadan artmaktadır34.
Yaşı büyük çocuklar daha genç olanlara nispeten hem daha az
şey unutmakta, hem daha fazla bilgi aklında tutmakta, hem de
daha bilgili bellek stratejileri geliştirmektedir. Yaşı daha küçük
çocuklar ise daha az detay hatırlayabilmelerine rağmen hafızalarından geri çağırdıkları kusursuzdur. Dolayısıyla geri çağırdıkları, olayın incelenmesi için büyük önem taşımaktadr. Şöyle
ki üç yaş çocuğu bir olay anlatmaya çağrıldığında bazı detaylarını unutabilmekte fakat şahsi deneyimin esas ve temel noktalarını doğru ve güvenilir bir şekilde aklına getirebilmektedir35.
Gordon, Baker-Ward ve Ornstein, uygun şekilde sorulduğunda üç yaşından daha küçüklerin bile detaylı bilgi aktarıp kendi geçmişinden gelen tecrübeleri hatırlayabildiklerini kanıtladılar36. Konuyla ilgili yaygın bir görüşün aksine aradan çok
zaman geçse bile okul öncesi dönemde çocuklar geçmişe ait
olayları hatırlamak kabiliyetindedir.
33 Θεμελή, a.g.e.
34 a.g.e.
35 a.g.e.
36 Baker-Ward, Λ. & Ornstein, P.A. (2001). Children’s testimony: a review of research on memory for
past experiences. Clinical Child and Family Psychology Review, 4(2), 157-181.
[ 30 ] SESN Uygulaması El KİTABI
Bir başka araştırma yetişkinlerin ihmal yanlışlıkları yaptığı gibi
küçük yaş çocuklarının da bir olay etrafındaki detayları geri çağırmalarında zorluk çektiğini gösterdi37. Fakat olayın merkezi
noktalarını geri çağırma konusunda küçük yaştaki çocukların
performansı çok yüksektir. Anlatmaları esnasında yapılan çevresel detayların ihmalleri hakkında en uygun açıklama, oluşma
sürecinde bulunan belleğin (Kodlama, düzenleme, v.s. gibi) bilişsel işlemlerindeki zorluklardır38.
6 yaştan sonra bilişsel işlevler hızlı ve etkileyici bir şekilde gelişmektedir. Aynı dönemde hem dilsel hem zihinsel yetileri
gelişirken çocukların önemsiz şeyi bırakarak sorulan bilgiyi tanımaya yeteneği iyileşmektedir39. On iki yaşta serbest geri çağırmadan elde edilen bilgi hacmi yetişkinler kadar büyüktür40.
Sonuç olarak küçük çocukların ifadeleri daha büyük çocukların ifadelerine göre yalnız miktar açısından farklı, kalitesi açısından geri çağrılan bilgi hiç farklı değildir41. Lakin küçük yaş
çocukların verebildiği bilgilerin kalitesi büyük ölçüde soruların
sorulma tarzına bağlıdır.
B) Bireysel farklılıklar. Önemli bireysel farklılıklar da
belleğin bilişsel işlevini etkilemektedir. Araştırmalara göre
sözlü zekâsı yüksek olan çocukların ifadeleri en zengindir42.
Aynı zamanda kendilerini meçhul işlemlere alışma ve uymaya
büyük yeteneği olan çocukların diğerlere göre daha fazla bil37 Steward, M.S., Bussey, K., Goodman, G.S. & Saywitz, K.J. (1993). Implications of developmental
research for interviewing children. Child Abuse & Neglect, 17, 25-37.
38 Sugimura, T. (2011). Difficulty among young children in remembering bystanders:young children’s
omission errors in eyewitness memory for real life event. Psychology, Crime and Law, 17(4), 293-303.
39 Battin, D.B., Cesi, S.J. & Lust, C. (2012). Do children really mean what they say? The forensic
implications of preschoolers’ linguistic referencing. Journal of Applied Developmental Psychology,
33, 167-174.
40 Clifford, B.R (1993). Witnessing: a comparison of adults and children. Issues in Criminological and
Legal Psychology, 20, 15-21.
41 Θεμελή, a.g.e.
42 Chae, Y. & Ceci, S. J. (2005), Individual differences in children’s recall and suggestibility: The effect
of intelligence, temperament and self-perceptions, Applied Cognitive Psychology, 19, 383-407.
BİRİNCİ bölüm [ 31 ]
gi hatırladıkları gösterildi. Aynı biçimde dışa dönük çocuklar
içe kapanık ve utangaç olanlara göre daha büyük bir hafıza
öğeleri hacmi geri çağırmaktadır. Kişiliğin özelliklerinden biri
olarak kendiliğindenlik de birinin anlattıklarındaki geçerliliğe ilişkindir. Enkendiliğinden (Doğal davranan) olan çocuklar
tepkilerini daha az kontrol ettiklerinden dolayı başkalarından
etkilenme olanağı daha yüksek görülür43. Buna karşılık yüksek
özsaygı, etkilenme ve yalan bilgi yerleştirmeye karşı direnme
niteliğinde bir korunma etkenidir44.
C) Tekrarlanan olaylar. Uzun bir süre için tekrar edilen olayların uzun vadeli bellekte depolanması, zamanın geçmesine karşı dirençliliği ile geçerli bir biçimde geri çağrılması
çok olanaklıdır45. Tekrarlanan olay hakkında büyük çocukların
ifadeleri, yaşadıklarını hatırlayan ama tam olarak ne olduğunu
veya zamanı hakkında detayla betimlemekte zorluk çeken 7 yaş
çocuklarının ifadelerinden daha muntazam ve daha incedir46.
D) Travmatik ve baskıcı olaylarla bellek. Bibliyografya
incelenmesinden sonra travmatik ve baskıcı olayların belleğin işlevi üzerinde etkisi hakkında güvenilir sonuçlara varılamamaktadır47. Lakin birçok araştırmalara göre büyük strese maruz kalmak,
beleğin bilişsel işlevlerine katastrofik olabildiği için geçmişe ait
travmatik deneyimler hakkında bilgiler ile duygu yüklü olay detaylarının kodlanması ve depolanması mümkün olamamaktadır48. Bu
43 a.g.e.
44 Goodman, G.S. & Melinder, A. (2007). Child witness research and forensic interviews of young
children: A review. Legal and Criminological Psychology, 12, 1-19.
45 Bidrose, S. & Goodman, G. (2000). Testimony and Evidence: A scientific Case Study of Memory
for Child Sexual Abuse. Cognitive Psychology, 14, 197-213.
46 Roberts, K.P. & Powell, M.B. (2001). Describing individual incidents of sexual abuse: A review
on the effects of multiple sources of information on children’s reports. Child Abuse and Neglect,
25, 1643-1659.
47 Olafson, E. (2007). Children’s memory and suggestibility. In K. Faller (Ed.), Interviewing children
about sexual abuse. Controversies and best practice (pp.10-34). Oxford University.
48 Bremner, J.D. & Narayan, M. (1998). The effects of stress on memory and the hip-pocampus
throughout the life cycle: Implications for childhood development and aging. Development and
Psychopathology, 10, 871-886.
[ 32 ] SESN Uygulaması El KİTABI
yetersizliğin sonucu olarak bilgilerin zayıf depolanması, eksik
ve sırasız anlatma ve çocukların anlatımları sırasında yapılan
bellek yanlışlıklarının artmasıdır49. De Bellis et al. araştırmalarına50 göre çocuk istismarının esas sonucu olan travma sonrası stres
bozukluğu beyin işlevleriyle bellek işlevlerini etkileyerek zayıflamasına sebep olmaktadır. Travma sonrası bozukluğu hastalarının
geriye dönük hafızasındaki eksiklikler, travmatik olaydan birçok yıl
sonra da ortaya çıkabilmektedir51.
Araştırmaların buluntularına göre ilk yıllarda yer alan istismar
olayları, belleği kontrol eden ve hipokampus denilen beyin bölgesinin azalmasına ilişkindir. Bunun en inandırıcı delili, aşırı
istismara uğramış olan yetişkinlerde hipokampusun azalmasını gösteren manyetik rezonans görüntülemelerdir52.
Sonuç olarak cinsel istismar, vücut işkencesi, savaş
çatışmaları gibi aşırı travmatik olayların deneyimi,
belleğin güçlendirilmesi değil, zayıflamasına yol açmaktadır.
Başka araştırmalara göre bu tür travmatik olaylara uğramış bireylerde kısmi bellek kaybı, tam bellek kaybı ya da aşırı bellem
görülebilir. Bu durumlarda yapılan anlatmaların ana özelliği
tutarsızlıktır. En sonunda, ağır ruhsal sağlık zararını görmüş
çocukların deneyimini anlatmaya çağrıldığında gerçek dışı ve
alışılmadık öğe eklenmesi mümkündür.
49 Olafson, a.g.m.
50 De Bellis, M.D., Matcheri, S., Keshavan, M.S., Clark, D.B., Casey, B.J., Giedd, J. N., Boring,
A.M., Frustaci, K. & Ryan, N.D. (1999). Developmental Traumatology Part II: Brain Development.
Biological Psychiatry, 45, 1271-1284.
51 Kopelman, M.D. (2008). Oxford Σύγχρονη Ψυχιατρική, Τόμος Ι (σελ. 607-618). Αθήνα: Εκδόσεις
Π.Χ. Πασχαλίδης.
52 Bremner, J.D. & Narayan, M. (1998). The effects of stress on memory and the hippocampus
throughout the life cycle: Implications for childhood development and aging. Development and
Psychopathology, 10, 871-886.
BİRİNCİ bölüm [ 33 ]
E) Olayın yer almasıyla olayın açığa çıkması arasındaki zaman aralığı büyük bir önem taşır. Bellek izleri
“sönerken” çoğu kez büyük zaman aralığı, bilgilerin özenle geri
çağrılmasına zarar vermektedir53. Çocuklar her ne kadar olayın
esas noktalarını betimlemek kabiliyetindeyse de olaya katılan
kişiler, somut nesneler veya başka yönleri gibi olayın detaylarını hatırlamakta zorluk çekmektedir54.
F) Hem yakın akraba çevresi, hem de geniş sosyal çevreyle reşit olmayanın ilişkisi, olumlu veya olumsuz
şekilde bellek yetisini etkileyebilmektedir55. Çocuklarıyla yakın ilişkiler yaratan ve geçmiş olay hakkında detaylı
sohbet yapan ebeveynler, olayları hatırlamaya çağrılan çocukların daha iyi geri çağırmalarına katkıda bulunmaktadır56.
G) Çocukluk anılarının oluşturulmasına yaşıtların
etkisi de olabilmektedir. Örneğin, bazı araştırmaların
gösterdiği gibi yaşıtları eşliğinde hikayeyi hatırlayan çocuklar
daha fazla yanlışlıklar yapmaktadır; tek başına sorulduğunda
ise cevapları daha geçerli olmaktadır57. Görüldüğü gibi reşit
olmayan, ister alenen tartışmaktan utandığı için, ister kendi
fikrini savunmakta kendisini yeterince yetenekli hissetmediği
için geri çekilmeye karar vererek ikinci bir tanığın iddialarına
uyma eğiliminde bulunmaktadır58.
53 Θεμελή, a.g.e.
54 Peterson, C. (2011). Children’s memory reports over time: Getting both better and worse.
Journal of Experimental Child Psychology, 109, 275-293.
55 Θεμελή, a.g.e.
56 Peterson, C. (2012). Children’s autobiographical memories across the years: Forensic implications of
childhood amnesia and eyewitness memory for stressful events. Developmental Review, 32, 287-306.
57 Θεμελή, a.g.e.
58 Bright-Paul, A., Jarrold, C., Wright D.B. & Guillaume, S. (2012). Children’s memory distortions
following social contact with a co-witness: disentangling social and cognitive mechanisms,
Memory, 20 (6), 580-95.
[ 34 ] SESN Uygulaması El KİTABI
1.4 Telkine açıklık
Telkine açıklık, yani bilgi kodlaması, depolanması, geri çağrılması ile aktarılması üzerinde çeşitli sosyal ve psikolojik faktörlerin etki derecesi59, yaşı ne olursa olsun tanıkların tümünün yanlış veya yalan ifade vermelerinde en önemli etkendir60.
Telkin etmenin ana özelliği hile, bizi ilgilendiren konuda kasten bir bilgi sokma veya çarpıtmadır. İncelenen olaydaki çok
önemli noktayı yeniden kurmaya yönelik çaba, çeşitli teknikler
aracılığıyla farkedilebilmektedir. Çoğu kez yalan bilgiyi ustaca
aşılamak veya incelenen olay sonrası öğe eklemek tercih edilmektedir. Bunda var olan risk, bilgiyi belleğe özümseme ve sonuç itibariyle belleğin kirlenmesi ile bozulmasıdır61.
Çocuklara dair iki önemli fark unutulmamalıdır: a) Yetişkinlere göre çocuklar telkine açıklık konusunda daha alıngandır ve
b) “Bilgi kaynağının kontrolünde” daha sık yanlışlık yapmaktadır. Başka bir deyişle, bilgiyi elde ettikleri yer ile tarzı karıştırıp
yanlış cevap vermektedir62.
Mülakatçıların çocuk tetkik ettiği sırada kullandığı basınç teknikleri, deontolojinin esas prensipleri ihlali olmasından başka bellek
çarpıtmasına kolayca yol açmaktadır. Sözü edilen teknikler arasında kasti sorular, yani çocuğun söz etmediği konudan bahsetmek,
mülakatçının çocuğa yönelik olumsuz geribildirim vermesi, verilen cevap için övgü şeklinde mükâfatlandırma bulunmaktadır63.
Olumsuz geri bildirim durumunda profesyoneli tatmin etmek
üzere çocuğun somut cevaplarının artma olasılığı vardır64.
59 Θεμελή, a.g.e.
60 Ceci, S.J. & Bruch, M. (1993). Suggestibility and the child witness: a historical review and
synthesis. Psychological Bulletin, 113, 403-439.
61 a.g.e.
62 a.g.e.
63 a.g.e.
64 Rosenthal, R. (2002). Suggestibility, reliability, and the legal process. Developmental Review, 22
(3), 334-369.
BİRİNCİ bölüm [ 35 ]
1.5 Genel hatlarıyla
çocuğun bilişsel gelişimi65
Aşağıdaki çizelgede yaşa göre çocuğun düşüncesinde gözlemlenen özellikler kısaca gösterilir.
Çizelge 1: Yaşa göre çocuğun bilişsel gelişim özellikleri
Yaş
Genel özellikler
2–7 yaş arası:
• Dünyayı sezgisel bir biçimde algılayıp ona yaklaşmaktadır
• Fenomenleri gözlemleyerek onların farkında
olup da aralarında neden – nedensellik gibi ilişki
kurma kabiliyetinde olmazken onları anlayamamaktadır
• Bir süreci gözlemlediğinde algıladığı şey bir halin
başka birine geçişi değil, hallerin silsilesidir. Bu
da bir ölçüye kadar ağır çekimde sunulan filmin
görüntülerine bakmaya benzetilebilir
Daha detaylı,
2½-3 yaş
arası:
• Yetişkinin yardımıyla kişisel deneyimlerini daha
kolay anlatabilmektedir
• Otobiyografik bellek ortaya çıkmaktadır
• Yetişkinin verdiği desteğe tamamen bağlıdır
3–6 yaş arası:
• Oyuncak veya resim malzemesi kullanılması, bilgiyi daha kolay geri çağırıp olayı betimlemelerine
yardımcı olmaktadır
• Telkine açıklık, yani dış kaynaklardan aldıkları
yanıltıcı bilgiyi kişisel anılara özümleme eğiliminden dolayı bu yaş çocuklar anılarını büyük ölçüde
çarpıtmaktadır
• Sembolik oyun ve problem çözme stratejilerini
uygulamaya yeteneklidir
• Her seferinde tek bir şey üzerinde düşünüp en
büyük, en eski anlamına gelmek tipi bağlantılar-
65 International Organization for Migration (IOM), Austrian Federal Ministry of the Interior, a.g.e.
[ 36 ] SESN Uygulaması El KİTABI
dan sonuçlara varmaktadır
• 6 yaş çocuğunun 15.000 kelimeden oluşan bir
kelime hazinesine sahip olması beklenir
7–12 yaş arası:
• Fenomenlerin tutarlığını gitgide daha iyi algılamaya başlamaktadır
• Birbirinden farklı fenomenleri fark edip onları
bağlamaktadır. Böyle bir zihinsel gelişme, “Bunu
ya da şunu yapsam ne olur” gibi soru sormalarına yol açmaktadır
• Sınıflandırmaya yetenekli ve daha büyük, daha
küçük, daha iyi, daha kötü gibi kavramların farkında olabilmektedir
• Çocuk hakları gibi kavramları anlayabilmektedir
• Otobiyografik bellek gelişip yetişkinin desteğinden bağımsız olmaya başlamaktadır. Lakin anıları
geri çağrılmazsa, “Prova edilmezse”, sönme, gözden kaybolma eğilimi göstermektedir
12 yaş sonrası:
• Bir çocuk elde edilmiş tecrübe ile yaşadığı durumlara göre yaşıtlarından ya daha fazla ya da
daha az olgun olabilmektedir. Bunun yanında bu
yaş ergeninden beklenen davranışlar konusunda
kültürel farklılıklar vardır*
*
Bu bakımdan ergenin mülakat esnasında gösterdiği davranış yanlış anlaşılabilir. Aklında tutması gereken şey, çocuğun geldiği anlayış düzeyiyle dış davranışı arasında bir
uyumsuzluk olabilir. Örneğin, iltica/sığınma talebinde bulunan
refakatsiz çocuk göçmeni, yaşına yakışır izlenime göre daha
olgun bir izlenim bırakmaya çalışabilir. Böyle bir davranma,
kendisine ailesinin yüklediği ağır bir sorumluluktan kaynaklanabilir. Ailesinden ayrılma sebeplerini tamamen anlamamakla beraber bulunduğu duruma ilişkin büyük bir güvensizlik yaşasa da söz konusu olan onsekiz yaşın altındaki genç
kendisine ailece verilen görevi yerine getirmek durumunda
olduğunu hissedip kendisini yürekli göstermeye çalışabilir.
BİRİNCİ bölüm [ 37 ]
2.
BÖLÜM
İNSAN
TİCARETİ
MAĞDURU
ÇOCUKLAR
[ 38 ] SESN Uygulaması El KİTABI
2.1 Reşit olmayan ticareti sorunu
Reşit olmayanların insan ticareti ve sömürü mağduru olmalarına sebepler çeşitlidir. Daha özellikle, sömürü:
• Seks ticaretine yönelik olarak reşit olmayanların yasadışı trafiği ile pazarlanması, reşit olmayanların fuhuşluğundan kazanç, reşit olmayanların pornografik
yayınlar üretimi, tanıtımı ve dağıtımı için kullanılması, zorunlu evliliği içeren cinsel sömürü
• Ev, tarla, fabrika, küçük endüstri, sanayi, yemek işletmeleri gibi yerlerde zorla çalıştırma, uyuşturucu
madde trafiği, küçük hırsızlık gibi yasa dışı eylemlere karıştırma, zorla dilendirme gibi durumlarda zorla
hizmet ettirme
• Kölelik ve kölelik benzeri uygulamalar
• Bebek ticareti
• Vücut organlarının ticareti
eylemlerini içermektedir.
Yukarıdaki liste insan ticareti durumlarının tümünü kapsamazken
çoğu kez, örneğin cinsel sömürü ile zorunlu evlilik veya zorla çalıştırma gibi sömürünün çeşitli şekilleri bir arada olabilmektedir.
2.2 Mağdurun tedarik ve kontrolü
Mağdurunu temin etmek üzere insan tacirleri birçok yöntemlere başvurmaktadır. Reşit olmayanların bazısı adam kaçırmanın mağduru olurken çoğunluğunu sömürü tuzağına düşüren
araçlar dolaylı ve yanıltıcıdır, örneğin66:
• Ev veya lokantalarda çalışmak gibi “uygun” bir iş
veya eğitim fırsatı vaad edilmektedir
66 London safeguarding children board (2011). London Safeguarding Trafficked Children Guidance.
London
TEMEL TANIMLAR [ 39 ]
• Çocuklarının bir başka yerde daha iyi bir yaşam olasılığı olacağına ikna olan ebeveynler onları kaçakçıya
devretmektedirler.
Ülkeye giren reşit olmayanın birçoğunun geçerli kimlik belgeleri yoktur. Geçerli belgeleri varsa da o belgelere erişimi olamamaktadır; söz konusu belgelere el koyan tacirler bu şekilde
mağdurlarını kaçmaya çalışırsa sınır dışı edilmekle tehdit etmektedirler. Sahte kimliğin yapılması da, ebeveyni veya velisi
olduğu gibi şeyleri savunan tacire reşit olmayanın hayatı üzerinde her yönden sınırsız bir kontrol kazandırmaktadır67.
Birçok durumda reşit olmayana yönelik sömürü ve kötü muamele gidilecek ülkeye yolculuktan evvel başlamaktadır. Bu
şekilde tacirler İlk Aşama Kabul Merkezi gibi yerlerde reşit
olmayanların korunma altında bulunduğu dönemlerde de söz
konusu olan çocukları kontrol etmeyi sağlamaktadır. Tacirlerin kullandığı araç arasında:
• Reşit olmayanlara ait kimlik belgelerinin alınması68
• Reşit olmayanları makamlara devredip sınır dışı
edilme ile tehditler69
• Uysallıkla davranmamaları durumunda reşit olmayanlar veya sevdiği kişilere yönelik hasar verme tehditleri veya şiddet kullanımı70
• Reşit olmayanları toplumdan izole bir şekilde ya da
bir yerde kilitlenmiş tutmakla hareket serbestisine
kısıtlama71
• Tacire, örneğin yolculuk masrafı gibi para borcunu
67 a.g.e.
68 a.g.e.
69 a.g.e.
70 a.g.e.
71 a.g.e.
[ 40 ] SESN Uygulaması El KİTABI
ödemek üzere reşit olmayanların çalışmak mecburiyetini tanımlayan borç ilişkisi72
• Ekonomik açıdan tacire bağlı kalmaları üzere reşit
olmayanları yanına aldıkları para veya emeğiyle kazandıkları paradan yoksun kılma73
• Tacir veya kendi haliyle ilgili bir şey ortaya çıkarmak
durumunda kendi veya akrabalarının hayatının tehdit
altında bulunduğunu düşündürtmek için reşit olmayanları korkutan vudu veya büyü tehditleri74
• Mağdurunu karıştırarak onun dünya algısına göre plan
yapma yeteneğine darbe vurmak üzere beklenmedik ve
kontrolsüz durumları yaratma ya da koruma75
• Hayatta kalmanın tacirin kendilerinden ne kadar tatmin olacağına bağlı olduğu izlenimi yaratmak üzere reşit olmayanların karar verme yeteneğini yok etme76
• Ticaretteki sömürücü eyleme katılımından kazanılacak avantajları idealleştirerek mağdurun tacirle önceden sıkı, romantik bir ilişkiye girdiği durumlarda
bağımlılığa ve sevgiye ihtiyacını yöneterek reşit olmayanlarla duygusal yakınlığı koruma ve kontrol etme,
yani, duygusal manipülasyon77. Bu tip insan ticareti
gözlemlenen yeni eğilimlerden iki türü içermektedir:
Happy trafficking olarak adlandırılan durumda reşit
olmayanın ekonomik veya başka türlü avantajlara erişimi olabilmekte, durumdan faydalandığını hissedebilmektedir; lover boys adlı durumda tacir mağdurla
duygusal ilişkisine dayanarak onu en güzel duyguları
üzerine ikna edip beraber göç etmeye ittikten son72 a.g.e.
73 a.g.e.
74 a.g.e.
75 International Organization for Migration (2007). The IOM Handbook on Direct Assistance for
Victims of Trafficking. Geneva: IOM.
76 a.g.e.
77 a.g.e.
İKİNCİ bölüm [ 41 ]
ra mal haline dönüştürmekte veya kendisi doğrudan
doğruya sömürmektedir.
• Bazı durumlarda reşit olmayanları cezbetmekte
kullanılan uyuşturucu madde, sonra da bağımlılık sayesinde onları kontrol etmek üzere söz konusu olan
maddelere alıştırma gibi vasıtalar vardır.
2.3 İnsan ticaretinin
çocukların sağlığı
ve mutluluğu üzerindeki etkisi
İnsan ticareti, mutlu ve normal bir çocukluktan sonra çocukların uygun, verimli ve karşılık veren yaşama hakkının ciddi
bir ihlalini oluşturmaktadır. İnsan ticaretinin sağlık üzerindeki
etkileri,genç adamların gelişimi sırasında dramatik olabilmektedir. İstismar ve kronik stres çocukları fiziksel olarak etkilemekte, bilişsel işlevlerinin gelişmesine zarar vermekte,
gelişim sürecini yavaşlatmakta, ruhsal sağlığını etkilemektedir. İnsan ticareti mağduru olan çocuk ruhsal sıkıntı veya
hasar belirtilerini belki de derhal göstermemektedir (Çocuk
mağdurun tanımlanmasından bir süre sonra sıkıntı izleri kendilerini gösterebilir). Fakat çocuk mağduru bazı istismar şekillerinden kolay incinmekte ve istismarın sonuçlarını yaşamaya
gelecekte devam edebilmektedir. İnsan ticareti çocuk mağdurunun yaşadığı olumsuz deneyimler arasında:
1. Eğitim fırsatından mahrumiyet
2. Normal gelişim için çok önemli olan oyun deneyimlerinden mahrumiyet
3. Uysallıkla davranmamaları durumunda sevdiği kişilere yönelik hasar verme tehditlerinden dolayı yoğun
stres ve korku
4. Hareket serbestisine kısıtlama
[ 42 ] SESN Uygulaması El KİTABI
5. Gidilecek yeri tanımadan sevk olma
6. Huzurunda yer alan aşırı şiddet veya seks içeren
olaylar
7. Çocuğun fiziksel istismarı olarak tanımlanan bedensel şiddet kullanımının sonucunda çocuğun sağlığı, hayatı, gelişimi veya benlik saygısına zarar ya da
zarar verilme olasılığı çok yüksektir. Bedensel şiddet
uygulamaları arasında vurma, tekme, sarsılma,
ısırma, boğma, yakma, zehirleme, nefesi kesme
yanında uyuşturucu maddelere alıştırma da sayılmaktadır78
8. Çocuğun tamamen anlamadığı, razı olmadığı, gelişim açısından olgun olmadığı veya yasaya aykırı seks
eylemine katılımı cinsel istismar olarak tanımlanmaktadır79. Cinsel sömürüye uğrayan reşit olmayanlar HIV
gibi cinsel temas yoluyla bulaşan hastalıklardan birine
yakalanma riskine maruz kalmaktadır. Kız çocuklarda
istenmeyen gebelik dışında cinsel ve üreme sağlığına
hasar riski vardır80.
9. İhmal ifadesi ebeveyn veya iddia edilen bakımcı
tarafından çocuk gelişimi ve mutluluğu alanlarından
olan sağlık, eğitim, duygusal gelişim, beslenme, ev ve
güvenli yaşam koşullarından biri veya daha fazlasına
bakmama, münferit vakaları veya sürekli başarısızlık
modelini kapsamaktadır. Ebeveyn veya bakımcının
çocuğu var olan kaynak ve olanaklardan yoksun kılma
davranışı anlamına gelen ihmal, kaynak eksikliğiyle
karıştırılmamalı81. İnsan ticareti mağduru çocuklar
ihmale uğramaktadır. Sağlık ve mutluluğuna ebe78 Ινστιτούτο Υγείας του Παιδιού (2015). Πρωτόκολλο Διερεύνησης, Διάγνωσης και Διαχείρισης Κακοποίησης και Παραμέλησης Παιδιών. Αθήνα: ΙΥΠ-ΔΨΥΚΠ.
79 a.g.e.
80 London safeguarding children board, a.g.e.
81 Ινστιτούτο Υγείας του Παιδιού, a.g.e.
İKİNCİ bölüm [ 43 ]
veyn veya tacirin ilgi eksikliği ile durumu gizlemek
gereği, besin, uyku ve duyudan yoksun bırakılan
çocuk mağdurun gerekli tıbbi bakım ve müdahale
görmemesini doğuran ana nedenlerdir82.
10. Ruhsal ve duygusal istismar, ebeveyn veya iddia edilen
bakımcı tarafından çocuk gelişimine uygun ve destekleyici bir çevre vermeme münferit vakalarını veya sürekli
başarısızlık modelini kapsamaktadır. Buna bağlı olarak
çocuğun duygusal sağlık ve gelişimine olumsuz etkileri olan aşağılama, suçlamalar, tehditler ve korkutma kullanımı, onun aleyhine ayırım yapma, alaya
alma ve beden dışı düşmani veya dışlayıcı tutumlar
gibi uygulamalara başvurulmaktadır83. Çoğu kez ruhsal ve duygusal istismar, insan ticareti dahil olmak
üzere bütün istismar şekillerine eşlik etmektedir.
2.3.1 İnsan ticareti
ve ruhsal travma
Yukarıda arz edilenlerden belli olduğu gibi insan ticareti çocuk
mağduru sürekli tehditkâr ve tehlikeli bir çevreye maruz kalıp
travma tehlikesine girmektedir. Bu koşul altındaki çocuklar,
öncesinde tanıdık çevre ne kadar fakir ve işlevsiz ise de ondan uzaklaştıktan sonra kendini şaşırmış, yolunu kaybetmiş
hissedebilmektedir. Çoğu kez ismini değiştirip sahte bir kimlik benimsemeye zorlanmaktadır. Bu yüzden dezoryantasyon
hissi artmaktadır. Gidilen ülkenin dilini bilmemiş olabildiği
gibi eğitim sistemi veya başka türlü sosyal etkinlikler gruplarına girmeye yeteneği yokken yerel topluluktan dışlanmış ve
izole bir şekilde kendilerini hissetmektedir. Kendilerini kontrol
eden yetişkinlerin karşısında veya yakalanıp sınırdışı edilmeleri olanağından korku duyabildiği gibi makamlara güvenini kay82 London safeguarding children board, a.g.e.
83 Ινστιτούτο Υγείας του Παιδιού, a.g.e.
[ 44 ] SESN Uygulaması El KİTABI
betmiş olabilmektedir. Aynı zamanda aileleri ve cemaatlerinin
kendi başına ne geldiğini öğrenmelerinden endişelenmekte ve
memleketine dönmekten korkmakta ya da utanmaktadır.
Kronik istismar ve stres şekilleriyle karşı karşıya gelen çocuklar
ve ergenler güvenilmez insanlara da bir güven duygusu; tehlikeli ortamda bir güvenlik hissi; çaresizlik içinde bir güç hissi korumaya yönelik yol bulmak zorundadır. Kendilerine tek
başına bakmaktan acizken korunma ve bakım konusunda yetişkinlerin başarısızlıklarına karşı bir tek vasıta vardır: Gelişim
açısından henüz olmamış ruhsal savunma mekanizması84.
Dolayısıyla hayatta kalmaya yarayan bir kişiliği geliştirdiğinden
normal, tehditkâr olmayan durumlara uyamayan bir kişilik ortaya çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre85:
• İstismara uğramış olan çocuklar güvenilmez bakımcılara güven verme ve onlarla örneğin Stockholm
Sendromunda olduğu gibi ilişki oluşturma içgüdüsünü duymaktadır
• Güven duygusunun ihlali olan çocuklar, yakınlığı
ifade etmeyle özerk olmakta zorluk çekebilmektedir
• Kendileri için en iyisini bilen yetişkinleri özen gösteren kişiler olarak tanıyarak çocukların başına gelenlerden veya kötülüklerden kendilerini sorumlu hissetmeye yönlendirilmektedir.
• İstismarın çocuk gelişimindeki etkileri düşük özsaygı, güvenilir ilişki geliştirmekte yetersizlik, fakir veya
hiç olmayan toplumsal ilişkilerinde kendilerini göstermektedir.
84 International Organization for Migration, a.g.e.
85 WHO (1997). “Child abuse and neglect”. Fact sheet N150 [On-line fact sheet]. URL: http://www.
who.int/inf-fs/en/fact150.html
İKİNCİ bölüm [ 45 ]
• İnsan ticareti çocuk mağdurunun yoğun bir stresi yönetim aracı olarak çok provokatif bir davranış,
provokatif elbise veya benzeri bir kelime hazinesine
başvurarak seksileştirilmiş, cinselleştirilmiş veya saldırgan bir davranış benimsemesi, alkol gibi madde
suistimal etmesi, kendini yaralaması, kendi kendine
zarar veren eylem ve benzeri işlevsiz davranma benimsemesi olasılığı çok yüksektir.
Ciddi travmatik deneyimin olağan etkileri aşağidakilerdir:
• Kısıtlanmış – odaklanmış dikkat: Kişi, örneğin
silah veya yumruk gibi travmatik deneyimin en temel
unsuruna odaklanmaktadır. Bu tür dikkat verileri küçük ölçüde çarpıtıp kaybederek temel detayı geri çağırma yeteneğini iyileştirmekle birlikte periferik detayın kodlanması mümkün olamamaktadır86.
• Çözülme (Disosiasyon): Bilgiyle bombalanan çocuk hiçbirini algı veya zihin yoluyla değerlendirememektedir. Çözülme; kişinin duyguları, fikirleri, kavrama
işlevlerini bir araya toplayıp oluşturamama yeteneksizliğidir. Yaşananların tek kalıntısı olayın sürekli çarpıtmalara uğrayan duyusal hatırasıdır. Travmatik özgeçmişi olan büyük çocuklar ve yetişkinlerin otobiyografik
belleğinde yalnız travmatik olayla ilgili değil, travmatik
olmayan olaylarla ilgili olarak da boşluk ve aralıklar vardır. Aynı zamanda travmatik özgeçmişi olan kişiler telkine açıklık konusunda da daha alıngandır87.
• Travma sonrası stres bozukluğu: Travmanın
iki türü var. Tekil bir olay I. tip travma olarak değerlendirilirken farklı ve kronik travmatik olaylar II. tip
86 International Organization for Migration (IOM), Austrian Federal Ministry of the Interior, a.g.e.
87 a.g.e.
[ 46 ] SESN Uygulaması El KİTABI
travma olarak kabul edilmektedir. Bu iki tür travma
birbirini dışlamaz. Bir çocuk sürekli stres koşulları altında yaşarken bir veya daha fazla travmatik deneyime uğramış olabilmektedir. Genel anlamda travmatik
deneyimler kişinin dünya nasıl olmalıyla ilgili temel
inancını sarsmaktadır. Daha kesin olarak kişiler arası
şiddet, kazalar, doğal afetler, silahlı çatışmalar gibi bir
olay veya olaydan sonra hayatta kalan çocuk mağdurun bu tür olayın aşırı olmasının özünü anlayamadığında veya kendi başına geldiğini kabul etmediğinde
stres bozukluğu yerleşmektedir.
2.3.2 Travma Sonrası
Stres Bozukluğu (TSSB)
Diagnostic and statistical manual of mental disorders (DSM)
başlıklı el kitabına göre TSSB’nun tanısı aşağıda belirtilen beş
farklı ölçütün tespitine dayanmalıdır88:
A. Kişi aşağıdaki her iki durumu da içeren bir
travmatik olaya maruz kalmıştır:
(1) Kişi gerçek ölüm veya ölüm tehdidi veya ciddi yaralanma veya kendi veya başkalarının beden bütünlüğünü tehdit eden tehlikeli bir olay veya olaylar yaşamış, şahit olmuş veya karşılaşmıştır,
(2) Kişinin cevabı yoğun korku, çaresizlik veya dehşet
duygusunu içermektedir. Çocuklarda düzensiz veya
uyarılma dolu davranış görülebilmektedir.
B. Travmatik olay bir veya daha çok yolla sürekli
yeniden yaşanmaktadır
(1) Olayın düşünceler, şekiller, algılamalar ile tekrar88 American Psychiatric Association (2000). Diagnostic and Statistical Manual of Mental
Disorders, Fourth Edition: DSM-IV-TR®. American Psychiatric Pub.
İKİNCİ bölüm [ 47 ]
lanan anımsamalarının olması özneye rahatsızlık ve
kargaşalık vermektedir. Küçük çocuklarda travmanın
yönlerine veya temalarına ilişkin tekrarlanan oyunlar
olabilmektedir (Travma sonrası oyun),
(2) Olayı tekrarlanan rüyada görme, özneye rahatsızlık ve kargaşalık vermektedir. Çocuklarda içeriği tanımlanamayan travmatik rüyalar olabilmektedir,
(3) Kişi travmatik olay tekrarlanıyormuş gibi davranmakta veya hissetmektedir (Deneyimi yeniden yaşama
duygusu, illüzyonlar, halusinasyonlar, uyanırken veya
toksikasyon etkisi altındayken flashback niteliğinde
bölücü olaylar dahil). Küçük çocuklarda travmayla ilgili yeniden yaşanmalar olabilmektedir,
(4) Travmatik olayı temsil eden veya benzeyen iç veya
dış uyaranlara maruz kaldığında yoğun psikolojik sıkıntı ve kargaşa,
(5) Travmatik olayı temsil eden veya benzeyen iç veya
dış uyaranlara maruz kaldığında fizyolojik tepki (Otonom sinir sisteminin hareketi).
C. Aşağıdakilerden en az üçüyle tanımlanan,
tavmayla ilişkili uyaranlardan sürekli kaçınma ve
(Travmadan önce olmayan) bir genel yanıtsızlık,
hissizlik durumu:
(1) Travmayla ilgili düşünce, duygu veya konuşmalardan kaçınma çabaları,
(2) Travmayı hatırlatan etkinlikler, yerler veya insanlardan kaçınma çabaları,
(3) Travmanın önemli bir yönünü hatırlamaya yetersizlik,
(4) Önemli etkinliklere katılım veya ilginin azalması. Çocuklarda azalmış ilgi oyun, toplumsal etkileşim,
gündelik yaşama da yöneliktir,
[ 48 ] SESN Uygulaması El KİTABI
(5) Diğer insanlardan uzaklaşma veya yabancılaşma
duygusu,
(6) Duygusal kısıtlılık (Örneğin sevgi duygularının
hissedilmemesi),
(7) Geleceğinin kısıtlandığı duygusu (Örneğin kariyeri, evliliği, çocukları veya normal bir hayat süresinin
beklenilmemesi).
D. (Travmadan önce olmayan) sürekli aşırı uyarılma
durumundan iki veya daha fazlasının bulunması:
(1) Uyumakta veya uykuyu sürdürmekte güçlük. Bu
güçlük çocuklarda yatağa gidildiğinde yoğun tepki, uykuya dalmakta güçlük, kâbusla ilgisi olmayan, tekrarlanan uyurgezerlik olaylarıyla kendini göstermektedir
(night walking),
(2) Sinirlilik veya öfke patlamaları. Çocuklara gelince
belki kolay kızar, çok mızmız, temper tantrum’ları olabilmektedir,
(3) Konsantrasyon güçlüğü,
(4) Tetikte olma. Çocuklara gelince kolaylıkla şaşırabilmekte ve korkabilmektedir,
(5) Abartılı irkilme yanıtı (exaggerated startle response)
E. Bozukluğun süresinin 1 aydan daha fazla olması.
Yukarıda sözü edilen ipuçları dışında okul çağı çocuğu ve ergenlerde aşağıdakiler de görülebilmektedir:
• Büzgen kas kontrolü, konuşma, diğerlere karşı tavır
gösterme gibi, kazanılmış gelişim başarmalarını kaybetme olasılığı
• Hayvanlar, akranlar veya erişkinlere karşı saldırganlık gösterme olasılığı
İKİNCİ bölüm [ 49 ]
• Travmatik olaydan önce olmayan korku (Karanlık
korkusu, tek başına tuvalete gitme korkusu, ayrılma
stresi)
• Yaşına uymayan cinsel veya saldırgan davranış
• Travma sırasında yaşanmış olabilen ağrı, bedensel
belirtiler, cilt lekeleri ve sivilceler gibi sözel olmayan
tepkiler
• Travma sonrası stres bozukluğu hipokampus denilen beyin bölgesini önemli ölçüde ve geri döndürülemez azaltması, dolayısıyla belleksel işlevsizlikler, daha
özellikle kısa vadeli bellek işlevsizlikleri ve öğrenme
güçlüklerine yol açabilmektedir
• Travmatik olaydan önce “uyarıcı” işaretlerin varlığına dair bir kanaatın geliştirilmesi. Bu kanaatı geliştiren çocuklar kontrolü yeniden sağlamaya çalışır gibi
“yakın bir tehlikenin” işaretlerini aramak ve tanımaya
sürekli hazırdır
• Belli bir organik nedeni olmayan başağrısı, karın ağrısı gibi bedensel belirtiler
2.3.3 Bebeklerde stres, korku
ve travma belirtileri
Temel bakıcıdan yoksun olma, özellikle bebekler için travmatik bir olaydır. Bebek bir yetişkinin kucağında güven hissettiğinde çoğu kez onun kucağına “bırakılmış” ve rahat görünürken etrafında olup bitenleri yoğun veya daha ilgisiz bir bakışla
gözlemlemektedir. Bu durumda yetişkine yönelip gözledikleri
hakkında referans aramakta – başka bir deyişle etrafında olup
bitenlerin beklenen veya tehdit oluşturup oluşturmadığı hakkında bilgiyi yetişkinin davranış ve ifadelerinde aramaktadır.Ayrıca
güven ve güvenlik hisseden bebek er ya da geç yetişkine yönelip
arasındaki iletişim ve duygusal başlantının onayını arayacaktır.
[ 50 ] SESN Uygulaması El KİTABI
Bebeğin güven ve güvenlik hissetmediği takdirde ise yetişkinin
kucağındaki vücudu rahat görünmemektedir. Bebek rahatlık
ve güven hakkını yeniden sağlayacak yetişkini beklermiş gibi
vücudu daha gergin görünmektedir. Bakışı da kucağında bulunan yetişkine yönelse bile daha endişeli ve araştırıcı görünmektedir. Tetikte olsa da dış uyaranlara karşı ya daha duygusuz, ya da daha duyarlı ve kolay sinirlenir olması olağandır. Bu
takdirde yetişkinin kucağında bulunmasına rağmen gözlemcinin gözüyle bebek yalnız görünmektedir. Belki de bebekte
daha yoğun bir korku görülebilmektedir. Dış uyaran veya bir
durumdan olumsuz şekilde etkilenip ağlamaya başladığı takdirde kendisiyle beraber olan yetişkin tarafından avutulmaz
gibi görünmektedir. Söz konusu olan yetişkin bebeğe göre güvenilir bir referans tabanı değildir. Bebek epeyce tanımadığı ve
dolayısıyla güven ilişkisini geliştiremediği yetişkinlerin eşliğindeyken göz teması veya ses aracılığıyla bu yetişkinlerle iletişim
veya olumlu etkileşimi nadiren aramaktadır.
Refakat eden yetişkinle daha önce sistematik olarak olumsuz bir
deneyimin işareti olarak bebek ve küçük çocuk davranışları
Bebek olumsuz şekilde şaşırdığında ellerini, bacaklarını gerip
şaşırma ve korku ileten apaçık bir bakış ile bu (Startle response) duruşunda birkaç saniye durmaktadır. Yoğun bir şaşırma
veya korku hissedildiğinde bebeğin korku dolu ve apaçık bakışı
tipiktir. Hemen bunu takiben aniden başlayan hüngür hüngür
ağlamadan kendine zorlukla gelmektedir.
Yetişkinle göz temasından sistematik ve aktif bir şekilde kaçma, bu yetişkinle daha önce olumsuz bir deneyimin işareti olabilmektedir. Bebek ayağa kalkıp koşarak kaçabilecek durumda
değildir. Kendini kötü hissetiren, korkutan veya acı verene karşı tek silahı görüş alanından zorlayıcı öğeyi bloke etmektir.
İKİNCİ bölüm [ 51 ]
Yetişkinle daha önce olumsuz bir deneyimi gösteren başka türlü davranış ise duyarsızlık ve çekilmedir. Tüm dış uyaranı bloke
etmiş gibi dalgın, bırakılmış, terkedilmiş görünmektedir. Yetişkin bebeği iletişime doğru itmeye çalışırsa da söz konusu olan
davranış sürmektedir.
2.3.4 Ergenlikte travma belirtileri
Refakatsiz ergen göçmenleriyle refakatli ergen göçmenlerinin
ortak bir özelliği varsa, çok hassas ve ihtiyaçlı bir gelişim düzeyindeyken aileleri, akranları, sosyal ve kültürel ortamından
ayrılmasıdır. Bulunduğu yaşta ergenler kişisel kimliğini ortaya koymak, karmaşık bir dünyanın anlayışını geliştirip dünya
içinde kendi yerini belirtmek ve aynı zamanda ondan özerkleşmeyi başarmak zorundadır. Memleketlerinden gönüllü
göç veya zorunlu kaçış şeklinde yer alan şiddetli hareket,
ergenleri gelişsel kazanımları sağlama konusunda tehlikeye
atmaktadır.
Gelişsel kazanımlar hem somut bir kültür hem de somut bir
yaş düzeyinin ihtiyaç ve beklentileriyle bağlanmaktadır89. Bu
kazanımların elde edilmesi ergenler ve genç yetişkinlerin
sağlıklı gelişiminin temel koşuludur. Aksi takdirde organize
şiddet şekillerine maruz kalma gelişsel kazanımlarının elde
edilmesini engelleyebilmekte ve ciddi, kronik bir psikopatolojinin gelişmesine yol açabilmektedir. Memleketlerinden
kaçmaya zorlanan refakatli veya refakatsiz ergenlerde aşağıda
belirtilen gelişsel kazanımlar görülebilir90:
• Ebeveyn veya ailesinden ayrılma, özerkleşme ve ba89 van der Veer. G. (1998). Counseling and therapy with refugees. Psychological problems ofvictims
of war, torture and repression. New York: John Wiley & Sons.
90 Hubertus Adam and Jelly Van Essen (2004). In-Between: Adolescent Refugees in Exile, chapter
19. In John P. Wilson, Ph.D., Boris Drozdek, M.D., M.A. (Eds.), Broken Spirits.The Treatment of
Traumatized Asylum Seekers, Refugees, War and Torture Victims. New York:Brunner-Routledge.
[ 52 ] SESN Uygulaması El KİTABI
ğımsızlaşmak için mücadele ederken, ergen tek başına kalmayı öğrenmektedir
• Farklı kültürel yapıların etkisi altında öz imgesi ve
kişisel kimliğinin gelişimi
• Ergenler belirsizlik, tereddüt, kararsızlık duygularıyla yüz yüze gelmektedir
• Duygusal farklılaşma (Ergenler seçtikleri eylem tarzından kaynaklanan mutluluk, üzüntü, acı veya hoşgörülülüğün anlamını öğrenmektedir)
• Bilişsel gelişim, dünyanın çalışma tarzıyla hayattaki
değişimleri anlamaktadır
• Toplumsal ve cinsel gelişim, gündelik hayat çerçevesinde saldırgan ve cinsel içtepilerin tamamlanması
• Yeni bir kültürel sisteme yönelme
• İlişki ve arkadaşlık ilişkilerinin yeniden şekillendirilmesi, ilişkiyi şekillendirmek ve sevmeyi öğrenmektedir
• Gün geçtikçe ev işleri, para idare etme gibi yaşamla
ilgili yetileri elde etmektedir
• Geleceği planlama ve belli bir yöne göre harekete
geçme: Eğitim, meslek seçimi, istikamet seçimi
Akhtar’a göre91 gönüllü veya zorunlu göç, ilk önce oyun dönemi, sonra da erginlik döneminde yer alan ruhsal hareket (Kişide özerkleşmeye doğru ayrılma – bireyselleştirme süreci)’nin
yeniden yaşanması gibi gözlemlenebilmektedir. Bu süreç muhtemelen yoğun bir ruhsal sarsıntıyla eşzamanlı kayıpları ortaya çıkarabilmektedir. Ergenlerin gözüyle memleketleri ve arkadaşlarından şiddetli uzaklaştırılması ebeveyn memleketi ve
kültürüyle kendi özerkleşme çabasının kaybına denk düşmektedir. Bu tür süreçler birbirine geçip ailevi ve kültürel çifte ka91 Akhtar, S. (1995). A third individuation: Immigration, identity and the psychoanalytic process.
Journal of the American Psychoanalytical Association, 43, 1051-1084.
İKİNCİ bölüm [ 53 ]
yıp ve matemleri içerdiğinden ergenleri daha yoğun bir şekilde
etkilemektedirler92. Bunun dışında refakatsiz ergen göçmenler,
ebeveyninin kaybıyla yüzleşmek zorundadır. Bu da kendilerini
savunmasız hale getirmektedir.
Ebeveyn desteği ve bakımının yokluğu ergenlerin kişisel
kimlik gelişimini etkileyebilmektedir. Ebeveynin gözetimi ve
bakımından mahrum kalan ergenler gitgide durumundan sorumlu olmaya çalışmaktadır. Ancak ergenlik döneminde güvenilir ve örnek olarak alınacak kişinin yokluğu, ergenlerin
yetileri konusunda kendine güvensizlik hissetmesine sebep
olabilmektedir. Ebeveyn bakım sisteminden erken ayrıldığında, özerkleşme süreci ergenlere şiddetle kendini kabul ettirmektedir. Ebeveynin ölmesi, kayıp veya memlekette kalmasına bakmadan kayıpların sonucu olarak gelen ayrılma, matem
sürecini karıştırmaktadır93.
Ergen göçmenlerin gidilecek ülkeye gelmelerinden sonra dil
farklılığı duyguların ifadesi ve yönetimini engelleyip daha çok
eyleme geçiş (Dramatizasyonlar), öz saygı ve kendine güven
azalmasına yol açabildiği gibi ergenlerin kimlik inşasını olumsuz şekilde etkileyebilmektedir94.
Özetle ergen göçmenin durumu: çatışmalar, aile üyeleri ve
arkadaşlar, memleket kaybı ve göç gibi travmatik deneyim
dışında ailevi bakımı ile ebeveynin müsait olmamasıyla yüzleşmektedir. Aynı zamanda yeni bir kültürel ortam ve değer
92 van Essen, J. (1999). The capacity to live alone: Unaccompanied refugee minors in the
Netherlands. Mind and Human Interaction, 10 (1), 26-35.
93 Hubertus Adam and Jelly Van Essen, a.g.m
94 Kouratovsky, V. (1996). Migratie- en etnisch/cultuur-specifieke aspecten bij de diagnostiek en
therapie van kinderen en jeugdigen [Migration and ethnic/cultural specificaspects in diagnosis
and treatment of children and youngsters]. In J.Joop & M.vd Berg (Eds.), Transculturele psychiatrie
en psychotherapie (pp. 185-203). Lisse: Swets en Zeitlinger.
[ 54 ] SESN Uygulaması El KİTABI
sistemine ayak uydurmak, yeni bir hayata başlamak, yeni arkadaş edinmek zorundadır. Ancak büyürken diğer akranları
gibi ergenlik dönemine ait gelişsel kazanımları da sağlamak
zorundadır.
2.4 Çocuk ihmali veya istismarıyla
ilgili aile geçmişi ve insan ticareti
İnsan ticareti mağdurları olan çocuklar çoğu kez vücut bütünlüğü ve ruhsal sağlığını tehlikeye atan şiddet dolu ve dengesiz bir aile ortamından gelmektedir. Destekleme programları
ve konaklama hizmetleri sayesinde varolan ampirik bilgiler bu
çocukların istismar yapıcı aile, tek ebeveynli aile, kurumlar,
göçmen kampı gibi işlevsiz bir aile ortamından geldiği veya evden ayrılıp yollarda yaşadıklarını göstermektedir. Kimi durumlarda çocuklar ebeveyni veya aile ortamı tarafından bir sömürü
nesnesi kılınmaktadır95.
İstismarcı bir sömürü deneyimi kendisi ve dünya hakkında
önceden yerleşmiş olumsuz bir anlayışı teyit edip kuvvetlendirir96.
Sonuç olarak
Travmanın çocuk davranışı ve duygusal durumu üzerindeki
etkisinin tanınması ve anlaşılması çok önemlidir. İnsan ticareti çocuk mağdurların yönetiminde çalışan profesyonellerle
yapılan görüşmeler sırasında işbirliği niyetini göstermemek,
açıkça saldırganlık ifade etmek, travmatik bir olayın detaylarını geri çağırmakta güçlük, çocuklarda ruhsal bir yaralanmanın ifadeleridir.
95 International Organization for Migration, a.g.e.
96 a.g.e.
İKİNCİ bölüm [ 55 ]
3.
BÖLÜM
İNSAN
TİCARETİ
MAĞDURU
ÇOCUKLARLA
İLGİLİ
TESPİT
SÜRECİ
[ 56 ] SESN Uygulaması El KİTABI
3.1 Verimli tespit
uygulamalarına ihtiyaç
İnsan ticaretiyle mücadele, mağdurlara destek ve haklarının
sağlanmasına yönelik işlemlerde karşılaşılan en ciddi sorunlardan biri,reşit olmayan mağdurların uygun ve verimli bir
şekilde tanımlanmasıdır. Birçok durumda çocukların durumu yeterince değerlendirilemeyip muhtemel veya gerçek
insan ticareti mağdurları olarak tanımlanamamaktadır. Yaşanan sömürü esnasında yasadışı eylemlere katılırsa çoğu kez
yakalanıp mahkum olur veya yabancı uyruklu olarak sınırdışı
edilmektedir. Bu işlemler çocuk sömürüsü sürerken çocuk
haklarının ciddi ihlalleridir. Sınırdışı edildiği takdirde çocuk
yeniden tacirlerin elline düşünce bu kez makamlarca yeni bir
mağduriyet yaşatılmaktadır. Aynı zamanda insan ticareti çocuk mağdurunun verimli ve zamanında tespit edilme güçlüğü, suçun kovuşturulup tacirlerin mahkum olma olasılığını
azaltmaktadır.
3.2 Reşit olmayan mağdurların
tespiti ve tanımlanmasına uygun
el kitabı ve uygulama listesi
Yukarıda belirtilen ihtiyacın duyulduğu son yıllarda büyük sayıda hazırlanan ilgili el kitabı, rehber ve uygulamalar; insan ticareti mağdurlarını tanımlayıp destek verilmesi ile reşit ve reşit
olmayan mağdurları arasında ayırma ve farklılaştırma gereği
üzerinde durmaktadır. Çocukların öz ihtiyaçlarını göz önünde
bulundurarak hazırlanan emare, soru ve mülakat yöntemlerinin listeleri B. M. (1989) Çocuk Hakları Sözleşmesinden esinlenmektedir. Genel ilkeleri şu şekilde sıralanabilir:
- Hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm çocuklar haklarından istifade etmelidir (İkinci madde)
TEMEL TANIMLAR [ 57 ]
- Çocuğu ilgilendiren karar verildiğinde çocuğun yararı temel düşüncedir (Üçüncü madde)
- Çocuğun hayat, sağlıklı bedensel ve ruhsal gelişime
hakkı (Altıncı madde)
- Çocuğu ilgilendiren herhangi bir konuda çocuk
görüşünü ifade etmeli ve görüşü gözönüne alınmalı
(Onikinci madde)
İnsan ticareti mağdurları tespit etme uygulamaları (Örnekler)
– “London Safeguarding Trafficked Children Toolkit”. London
safeguarding children board. London 2011
– “Toolkit to combat trafficking in persons. Global Programme
against Trafficking in Human Beings”. United Nations Office
on Drugs and Crime,2008
– “Resource Book for Law Enforcement Officers on Good
Practices in Combating Child Trafficking”. IOM, March
2006
– “Development of a child-rights methodology to identify and
support child victims of traffic”. Italy, Bulgaria, Germany, Romania, AGIS Programme2005-2007
– “Building Child Welfare Response to Child Trafficking”. Center
for the Human Rights for Children, Loyola University Chicago,
International Organization for Adolescents (IOFA), 2011
– “Screening for human trafficking, guidelines for administering
the Trafficking Victim Identification tool (TVIT)”. VERA, Institute of Justice,New York 2014
– “Reference guide on protecting the rights of child victims of
trafficking in Europe”. UNICEF 2006
– “Protocol for Identification and Assistance to Trafficked Persons and Training Kit”. Anti-Slavery International 2005
– “Guidelines for the identification of victims of trafficking in
human being, Especially for Consular Services and Border Gu-
[ 58 ] SESN Uygulaması El KİTABI
ards”. European Commission DG Home Affairs Luxembourg:
Publications Office of the European Union 2013
– “Identification and protection schemes for victims of trafficking in persons in Europe tools and best practices”. IOM 2005
– “Guidance to States and Services on Addressing Human Trafficking of Children and Youth in the United States”. U.S. Department of Health and Human Services Administration for
Children, Youth and Families (ACYF), 2013
– “Victims of human trafficking: guidance for frontline staff ”.
Home Office,UK 2013
– “The IOM Handbook on Direct Assistance for Victims of Trafficking”, 2007
– “Combating the trafficking in children for sexual purposes
Questions and Answers”. ECPAT 2006
– AGIRE. Austria, Greece, Italy and Romania. “Acting for
stronger private - public partnerships in the field of identification and support of children victims and at risk of trafficking in
Europe” (December 2007 –December 2010)
– “Handbook for diplomatic and consular personnel on how to
assist and protect victims of human trafficking”. Council of the
Baltic Sea States Secretariat, Stockholm 2011
– “Anti-trafficking Training for Border Guards – Trainer’s Manual”. Frontex2011
– “Guide to identification of possible victims of trafficking”.
KOM, 2008
– “Κατευθυντήριες οδηγίες για την ταυτοποίηση πρώτου
επιπέδου των θυμάτων παράνομης διακίνησης και εμπορίας
στην Ευρώπη, στο πλαίσιο του έργου: Ανάπτυξη Κοινών
Κατευθυντήριων Οδηγιών και Διαδικασιών σχετικά με την
Ταυτοποίηση Θυμάτων Παράνομης Διακίνησης και Εμπορίας”.
Euro TrafGuID, Hellenic Aid, Ministry of Foreign Affairs of
Greece, 2013
Üçüncü bölüm [ 59 ]
3.3 Muhtemel insan ticareti
mağduruyla ilk karşılaşma:
Durumun araştırılmasında ilk aşama
Yukarıda sunulan el kitaplarının çoğu muhtemel insan ticareti mağduruyla ilk karşılaşmada mağduru tanımlamak ve tespit etmek için profesyonellerin eğitim ve destek vermelerine
odaklanmaktadır. Değerlendirmenin ilk aşamasını ilgilendiren
öğeler çoğu kez aşağıdakilerdir:
• Reşit olmayanla mülakatın öncesinde değerlendirilebilecek emare çeşitliliği. Genelde bu emareler reşit
olmayanın muhtemel sömürüsüyle ilgili yeni emarelere yol açabilecek sorular eşliğinde sunulmaktadır.
• Reşit olmayanın, örneğin Yunan Polisi’nin Kaçakçılıkla Mücadele Ekibi veya savcılık makamı gibi yetkili
dairelere gönderilme gereğiyle söz konusu olan, kişinin bedensel ve ruhsal ihtiyaçalarının değerlendirilmesine odaklanan ilk mülakat.
3.3.1 Reşit olmayan mağduru tespit
etmeye yardımcı emareler
Emareler bir durumun “belirtilerini” oluşturmaktadır. Reşit olmayan ile ilgili emare grupları uyarı niteliğinde olup durumun
daha sistematik bir şekilde değerlendirilmesine ihtiyacı belirtmektedir. İnsan ticareti çocuk mağdurlarına ilişkin uluslararası
bibliyografyada kaydedilen emarenin sayısı çoktur:
• Cinsel sömürü (Sex trafficking), emek sömürüsü
(Labour trafficking) gibi sömürü tipine göre sınıflandırılan insan ticareti emareleri
• İnsan ticaretiyle ilgili psikolojik ipuçları
• Potansiyel insan ticareti mağdurunun tespitine yö-
[ 60 ] SESN Uygulaması El KİTABI
nelik bedensel suistimal emareleri
• Gidilecek ülke veya yurt içi kaçakçılık durumlarında
araştırılacak, olası çocuk mağduru tespit etme emareleri
• Devlet sınırlarını aşma sırasında insan ticareti mağdurunu tespit etme emareleri
• Tacirlerin reşit olmayan üzerindeki kontrolü açısından olası çocuk mağduru tespit etme emareleri
• Uğradığı sömürü nedeniyle yaşanan yalnızlaşma ve
sosyal dışlanma itibariyle olası çocuk mağduru tespit
etme emareleri
• Reşit olmayanın kovuşturulması durumunda olası
çocuk mağduru tespit etme emareleri
Hudut kapısında araştırılacak insan ticareti emareleri
Olası insan ticareti mağduru olarak reşit olmayanın tanınmasına zorluk çıkaran olgular arasında, hudut kapısında bulunan
çocuğun varolan veya olacak sömürüye ilişkin sıkıntısının belli
“işaretlerini”taşımaması veya maruz kaldığı tehlikenin farkında olmamasıdır. Ülkeye girildiğinde olası çocuk ticareti emareleri aşağıdakilerdir:
Reşit olmayan97
• Yunanistan’a yasadışı yollarla gelmiş veya Yunanistan’ dan yasa dışı yollarla ayrılmaya çalışması
• Sahte kimlik belgeleri veya geçerli fakat bozulmuş
kimlik belgesi veya yasa dışı yollarla edinilmiş kimlik
belgesinin sahibi olması ya da kimlik belgesindeki kişisel bilgilerin yanlış olduğunu iddia etmesi
• Pasaport veya başka bir yasal kimlik belgesi sahibi
olmayışı
97 London safeguarding children board, a.g.e.
Üçüncü bölüm [ 61 ]
• Mantıklı bir açıklanması olmayan para, pahalı elbise,
cep telefonları veya başka malın sahibi olması
• Temel bakım, az beslenme, temel tıbbi bakım ihmal
edilmesi işaretlerini taşıması
• Ülkeye geldiğinde karşılayacak kişinin ismi ve adresini teyit edebilecek durumda olmaması
• Seyahati veya seyahat belgeleri reşit olmayan veya
ailesi dışında üçüncü bir kişi tarafından planlanması
veya hazırlanması
• Yasal velisi olmayan ve kendisiyle birlikte kalmakta
sürekli ısrar eden bir yetişkin refakatında bulunması
• Geri çekilip makamlara konuşmayı reddetmesi/ konuşmaktan korkması
• Anlattığı öyküde gerçek olmadığı ve bu konuda başka birisince yönlendirildiğine işaret edebilecek, başka
kişilerin anlattıklarıyla birçok ortak nokta olması
• Yaşına uymayan yüksek bir özsaygı, güvenlik hissi,
olgun ve ağırbaşlı bir tutum göstermesi
• Parası olmadığı gibi görünürken cep telefonunun olması
• İkametgâhı hakkında bilgi paylaşmaktan çekinmesi/
paylaşabilecek durumda olmaması
Refakat eden yetişkin 98
• Eskiden başka çocukların kısa dönem ikamet izni başvuru formlarında kefil olarak beyan edilmiş olması veya başka çocukların adına kısa dönem ikamet izni başvurusunda
bulunmuş olması
• Kısa dönem ikamet izni sürelerinin sona ermesinden sonra
ülkelerine geri dönmemiş ziyaretçilerin kısa dönem ikamet
izni başvuru formlarında kefil olarak beyan edilmiş olması
98 London safeguarding children board, a.g.e.
[ 62 ] SESN Uygulaması El KİTABI
3.3.2 İlk araştırma soruları
Çocuğa ilk sorulacak sorulardır.İnsan ticareti ile ilgili fazla
emarelere yol açabilmektedir:
• Ebeveyn, veli veya yasal temsilci burada mı, çocukla
beraber midir?
• Yoksa nerede?
• Ebeveynini en son ne zaman gördü? Çocuğun pasaport, kimlik kartı gibi yasal kimlik belgeleri var mıdır?
• Gideceği yer neresidir?
• Seyahati planlayan kim?
• Seyahat masrafını ödeyen kim?
• Bulunduğu yere kadar nasıl seyahat etti? (Araçlar,
geçtiği ülkeler, seyahat süresi)99
3.3.3 İlk araştırma mülakatı
Reşit olmayanla mülakat yapıldığında dikkat edilmesi gereken
hususlar
d Mülakat öncesinde yemek, giysi, öz bakım veya acil
tıbbi müdahale gibi çocuğun ihtiyacları değerlendirilip karşılanmalı
d Mülakatı yapacak profesyonelin çocuk konularında eğitimi ve uzmanlığı olması gerekmektedir.
Bu da mümkün olmadığı takdirde mülakat psikolog
yardımıyla gerçekleştirilmelidir.
d Mülakat öncesinde sorulacak çocuk hakkında varolan bilgi toplanmalıdır.
d Çocuğa mülakatı yapacak görevlinin ismi, görevi,
rolü hakkında bilgi verilmelidir. Örneğin, “Merhaba...
ben psikoloğum, benim işim çocukların sıkıntılarını din99 International Organization for Migration (IOM), Austrian Federal Ministry of the Interior, a.g.e.
Üçüncü bölüm [ 63 ]
lemek” veya “Merhaba... ben polisim, seninle konuşmak
isterim, bir buçuk saat gibi beraber olacağız”. Mülakata
başlanmadan çocuğa işlem hakkında bilgi verilmeli, sohbetin “kuralları” konmalı. Örneğin, “Başlamadan önce
bir şeyler bilmelisin. Soracağım bir soruyu anlayamazsan lütfen bana anlamadığını söyler misin? Daha iyi bir
şekilde soruyu soracağım. Bir de, sana bir şey sorarsam,
sen de cevabını bilmezsen, “bilmiyorum” de, o yeter. Gerçeği söylemen lazım, tahmin etmen değil. Ne hatırlarsan,
iyi, önemli. Bir şey hatırlamazsan, fark etmez. Sana kızmam. Mola vermek istiyorsan, bir şey içmek istiyorsan,
her hangi bir şeye ihtiyacın varsa, söyle. Kendini daha
rahat hissetmen için bir şey istersen, lütfen söyle”100.
d Çocuğun rahat davranmasına öncelik verilmeli,
rahatlığı mülakatın gelişmesinde büyük bir önem taşımaktadır101. Mülakat sırasında çocuğa endişe veya
stres vermeyecek profesyonelden başka rahat bir
ortam olması, iletişimi kolaylaştıracaktır. Çocuğun
gözünde makamı temsil eden bir kişinin huzurunda
mahçup ve sıkıntılı olunduğunda fazla bilgi paylaşmaktan çekinilmektedir102.
Mülakatın ilk aşamasında konuya rahat, en az zahmet
veren bir giriş sağlamak üzere çocukları rahatlatan ve
daha samimi bir tutuma getirecek oyun veya resim
yapmak gibi etkinliklere başvurulmaktadır103. Çocuğun düşüncelerine yaklaşılıp daha iyi anlaşılması için
başvurulan etkinlik az tesirli olup çocukların kendile100 Θεμελή, a.g.e.
101 Rauch, Julia, B. (1993). Assessment: A Sourcebook for Social Work Practice. Milwaukee, WI:
Families International Inc
102 Gubrium, Jaber F., and James A. Holstein. Handbook of Interview Research: Contextand
Method. 1st ed. Thousand Oaks CA, London UK, New Delhi India: SAGE, 2002. 183. eBook.
103 Gubrium, Jaber F., and James A. Holstein. Handbook of Interview Research: Context and
Method. 1st ed. Thousand Oaks CA, London UK, New Delhi India: SAGE, 2002. 184. eBook.
[ 64 ] SESN Uygulaması El KİTABI
rini serbest anlatmalarına güzel bir fırsat sağlayarak
çocuk ile mülakatı yapacak profesyonel arasında iyi
bir ilişkinin oluşturulmasına yardımcı olmaktadır. İyi
bir ilişki sağlamak verimli bir ilk mülakatın vazgeçilmez koşuludur.
Mülakatı yapacak profesyonelin tavrı,yapacağı jestler
çocuğun daha rahat davranmasına katkıda bulunmaktadır. Çocuğun karşısı yerine yanına oturmak, çocuğun bedeninin tutumuna göre profesyonel bedeninin
tutumunu ayarlamak, çocukların anlattıklarını dikkat
ve ilgiyle dinlemek, çocuğa yetişkinin tehditkar bir
şahsiyet olmadığının mesajını vermektedir.
Mülakat esnasında çocuğa verilecek küçük bir top,
bir topaç, bir zar gibi oyuncağın bulundurulması da
önemlidir. Konuşurken bir nesne tutmak çocukların stresini kontrol etmeleri ve konsantre olmalarına
yardımcı olmaktadır. Çocuğun stresini azaltabilecek
başka bir adım, mülakat yerine gidilirken mülakatı
yapacak profesyonelin çocukla konuşmaya başlamasıdır. Mülakatı yapacak profesyonel ile çocuğun aynı
yükseklikte oturmaları da önemlidir. Çocuk kendini çaresiz ve iktidarsız bir mevkide daha az güvende
hissederken mülakatı yapacak profesyonelin yakın bir
kişi olmasının farkında olacaktır104.
d Çocukla konuşmaya yeterince vakit ayrılmalı.
Acele edilmemeli. Gerekli olduğu her durumda fazla
karşılaşma gerçekleştirilmeli.
d Mülakat basit ve rahat olmalı.
d Çocuğun mülakata katılımından dolayı potansiyel misilleme endişesi ve korkusu yatıştırılmalı.
104 Sandoval, Vincent A., and Susan H. Adams. “Subtle Skills for Building Rapport: UsingNeuroLinguistic Programming in the Interview Room.” FBI Law Enforcement Bulletin (2001):n. pag.
Web. 27 Jul 2011.
Üçüncü bölüm [ 65 ]
d Kültürel özellikler ve farklılıklar gözönünde bulundurulmalı. Kültürel ve toplumsal farklılıklar konusundaki eleştiri çoğu kez istenmeden yapılıp bir
soru içeriğinde saklanmaktadır. Dolayısıyla mülakatı
yapacak profesyonel kendi ön yargısını tanıyıp sorularından uzaklaştırarak kültürel açıdan çocuğa kendini
uygunsuz veya eleştirel tanıtmaktan kaçınmalı105.
d Çocuk dostu, uygun bir dile başvurulmalı. Birçok
araştırma çocuğa uygunsuz dilden gelen güçlüklerinsayısını ortaya koymaktadır106. Okul öncesi çocukları
en büyük savunmasızlık hissini gösterse de yeterli iletişim yetisi ve gelişmiş dili olan daha büyük yaş çocuklar da tanımadık koşul ve stres baskısı altında soru
yanıtlayacak durumda olamamaktadır107. Çocukların
gözünde Polis Şubesi veya İdari Gözetim Merkezi gibi
bir yerde kendilerine soru soranların o kadar büyük
bir iktidar etkisi vardır ki sorulanların anlaşılmamasını itiraf etmek akıl almaz bir iş gibi görünmektedir.
Dolayısıyla çocuklar gergin olabilmektedir.
Olumsuz sonuçlardan kaçınmak, mülakatı yapanı tatmin
etmek, sınavdan bir an önce kurtulmak için anlamadan
soruya cevap vermeleri az rastlanan bir durum değildir108.
Çocuklar yasal terimleri anlamakta zorluk çekmektedir. Büyük, karışık cümleler de çocuğun cevap verme
yeteneğini engellemektedir. Bilgi değerlendirme yeteneği yeterince gelişmemişken küçük yaş çocukları için
105 Reitman, K. A. (2011). Attorneys For Children Guide to Interviewing Clients: Integrating Trauma
Informed Care and Solution Focused Strategies. (Eds) Honorable Judith S. Claire,Chautauqua
County Family Court Judge, Aimee L. Neri, LMSW New York State Child Welfare Court
Improvement Project.
106 Brennan, M. & Brennan, R. (1998). Strange language: Child victim witnesses undercross
examination. Wagga Wagga: CSU Literacy Studies Network.
107 Saywitz, K.J. & Goodman, G. & Lyon, T. (2002). Interviewing children in and out of court. In J.
Myers, L. Berliner, J. Briere, C. Hendrix, C. Jenny & T. Reid (Eds.), The APSAC handbook on child
maltreatment (2nded., pp. 349-377). Thousand Oaks, CA: Sage Publications.
108 Θεμελή, a.g.e.
[ 66 ] SESN Uygulaması El KİTABI
büyük cümlenin tam anlamı hiç belli olamamaktadır.
Basit, kısa ve açık sorular çocukların soruları anlamaları ve büyük bir samimiyetle cevap vermelerine
yardımcı olmaktadır. “Neden” yerine “ne”, “hissediyorsun” yerinde “düşünüyorsun”, “fakat” yerine “ve”
kullanılmalı. “Bu”, “şu”, “o” gibi adıl (zamir) yerine isim
kullanılmalı. Çocuğun anlama yeteneği düzeyinden
endişe olursa çocuğun akıl karışıklığında bulunup
bulunmadığının anlaşılmasına uygun sonraki sorular
sorulmalı. Örneğin, “Sana demin söylediklerimden
anladıklarını söyler misin?” veya “Bu sence ne anlama
gelir”109 gibi sorulara başvurulmalıdır.
Mülakat koşulu altındaki çocukların muhtemelen
stres yaşadıkları akılda tutulmalı. Bir ara vermek için
bir alete başvurulmalı; çocuğun tutabileceği küçük bir
top uygundur. Konuyla ilgili artık konuşmak istemediğini gösteren bir sinyal çocukla konuşulup seçilmeli. Çocuklar iktidar temsilcisi olarak algıladığı kişilere
karşı çıkmadığından dolayı bu kişinin huzurunda kendini rahat hissedememektedir. Sinyal olarak bir aleti
kullanan çocuk söze başlamadan sıkıntı, mahcubiyet
veya duygu baskısı altında olduğunu ifade etmektedir. Örneğin, “Soruya ilişkin konuşmak istemediğini
söylemek istersen şu topu masa üzerinde vurabilirsin”
demek uygundur. Mülakat esnasında çatışma getirmeyen ve sözel olmayan böyle bir tekniğe başvurularak suskunluk, duygusal çöküntü veya öfke patlamaları gibi dramatizasyonlar önlenmektedir110.
Profesyonel, olaylardan haberi yok diye çocuktan hatırladıklarını anlatmasını istemeli. Çocuğa, mülakat yapa109 Reitman, a.g.e.
110 a.g.e.
Üçüncü bölüm [ 67 ]
nın anlattıklarını doğrulama imkanı verilmeli. Bilerek
bir yanlışlık yapıp çocuğun doğrulama istekliliği ve yeteneği kontrol edilmeli. Soru tekrarlandığında,çocuğun
yanlışlık yaptığı veya ikna edici bir cevabı olmadığı,
anlamı olmadığı çocuğa anlatılmalı. Soru tekrarlanmasının sebebi mülakatı yapanın yanlış anladığı veya
bir şeyi daha iyi anlamak için olduğu açıklanmalı. Çocukların anlattıkları dikkatle dinlenmeli. Genelde çocuklar kendini anlatıp anlatamadığı, kendilerine inanılıp inanılmadığı gibi sorunlardan endişe duymaktadır.
Karşısındakinin dikkatle işitip işitmediğinin farkında
olmaktadır. Aktif dinleme hem çocukları sohbete katılmaya teşvik etme, hem de demek istediklerinin anlaşılıp takip edilmesine katkıda bulunmaktadır. Mülakatı
yapanın çocuğun söylediklerini tasdik ettiği, soru sorup çocuğun anlattıklarının anlaşılmış olduğunu tasdik
ettiğinde, gerekli açıklamalarla çocuğun yardımını istediğinde reşit olmayan söylediklerine ilgi duyulduğunu
anlamaktadır.
Çocuğun jestleri de önemlidir. Çocuğun davranışı
gözlemlenmeli. Çocuğun muhtemel duygusu çocuğa iletilmeli, örneğin, “üzgün, kızgın, şaşırmış gibi
görünüyorsun”111 söylenmeli.
d Açık uçlu sorulara başvurulmalı. Özgür yanıtlı da
denilen sorular sorucunun görüşü veya açısıyla kısıtlanmamış bir zemin sunarak çocuğa bir konu üzerine
düşüncelerini ifade ettirmektedir. Genelde çocuklar
yetişkine katıldığında onu tatmin etmek, ona katılmadığında olumsuz sonuç olasılığının eğitimini görmektedir. Dolayısıyla bir çocuk çoğu kez yetişkinin
onayını almak için “Evet” der. Ancak açık uçlu sorular
111 a.g.e.
[ 68 ] SESN Uygulaması El KİTABI
çocukların alışkanlık veya korkudan dolayı yetişkine
katılmasına sebep olamamaktadır. Örneğin, “Parka
mı gittin?” sorusu yerine “Nereye gittin?” diye sormak
çocuğun soruya istemeden katılacağı yerde kendi görüşünü ifade ettirmektedir112.
d Çocuk soru bombardımanı altında bulunmamalı. Çocuğun bildiklerinin hepsini söylemiş olduğuna
dair işaret varsa fazla bilgi ortaya çıkarmak için baskı
veya ısrar edilmemeli.
d Uygun soru sorulmazsa çocuklar bazı bilgiyi atlamaktadır.
d İstismar veya sömürü mağduru olan çocuk başına gelenden kendini sorumlu tutabilirken “Neden” içerikli sorulardan kaçınılmalı. Çocuklar için
başkalarının gözüyle bir şeye bakmak zor olduğu gibi
başkalarının niyetleri, düşünceleri, duyguları hakkında sonuca varmak zordur. Dolayısıyla “Kapı kapanınca neden koşup ayrılmadın?” gibi bir soru üçüncü bir
şahsın niyetinden sonuç çıkarmak istenirken çocuğun
akıl karışıklığına yol açabilmektedir113.
d Mülakat bitmeden önce “Bugün bana önemli şeyler söyledin, benimle konuştuğun için sana çok teşekkür ederim” demek tavsiye edilmektedir. Alakasız
konulardan söz ederek çocuğu rahatlatmaya çalışmak
da önemlidir114.
d Çocuklarla mülakatlarda çocukların bulundukları gelişsel düzey ile sözel olarak kendini ifade etme
veya iletişim yetileri, ciddi bir şekilde göz önünde
bulundurulması gereken bir husustur. Çocukların bulundukları yaş ve gelişim düzeyine göre farklı
112 a.g.e.
113 Θεμελή, a.g.e.
114 a.g.e.
Üçüncü bölüm [ 69 ]
algılama, konuşma ve iletişim kurma yöntemlerine
bakıldığında mülakatı yapacak profesyonel tarafından
farklı iletişim tekniklerinin kullanılmasının gerekli olduğu anlaşılmaktadır.
Yaşa göre daha fazla araştırılması gereken davranışlar
Bebek (Doğumla 3 yaş arası): Daha fazla araştırılması gereken bebeğin davranışları aşağıdadır:
• Özellikle uzun bir uyku süresinden sonra yoğun
uyuşukluk (Letarji). Çok küçük bebeklerden beklenen
davranış her iki veya üç saatte bir dinlenmektir. Altı
aylık bebeğin dinlenmesi için de dört veya beş saat gerekmektedir.
• Elbisesini sürekli çekerek sıkıp bırakmak. Bu davranış stres işareti olarak kabul edilmektedir. Stresini
kontrol eden veya bakıcısına bir şey ifade etme çabasında bulunan bebek bu davranışa başvurmaktadır.
• Seslenmenin tamamen yokluğu. Güven ve güvenlik
hisseden bebekler çoğu kez mutluluk ile rahatlamasını tanıdık veya tanımadık kişilere az sesle olsa da ifade
etmektedir.
Oyun dönemi çocuğu (3 – 6 yaş arası): Bu yaş çocuğunun somut düşünceye eğilimi gözden kaçırılmamalı. Genellikle özerkliğini göstermek üzere isteğini kullanan bu yaş
çocuğu ile organize mülakat yapmak zor olmaktadır. Yoğun
olmayan, birçok mola içeren bir etkinlik sayesinde çocuğa
istenilen sorular sorulmaktadır. Soruları anlamayan, akıl karışıklığında bulunan veya bildiklerini söylemeyi istemeyen
çocuklar yanlış bilgi verebilmektedir. Bu yaş çocuğunun zaman algılaması henüz geliştirilmemiştir. Refakatsiz çocuk
[ 70 ] SESN Uygulaması El KİTABI
durumunda bu yaş çocuğunun ebeveyninin sağlığı, ailesiyle
yeniden birleşme, ebeveynini görmesine kadar geçecek zaman konularında endişe ve anlama yeteneksizliği gözönünde
bulundurulmalı. Bu tür sorulara “Ben de bilmiyorum” cevap
vermek kabul edilmektedir115.
Küçük çocuk (6 – 9 yaş arası): Bu yaş çocuğunun başına
kötü gelenden kendini sorumlu tutması olağandır. Kendisiyle
aynı cinsten olan kişinin yanında daha iyi hissetmektedir. Mülakat esnasında yapacaklarını bir ölçüye kadar kontrol etme
ihtiyacını duymaktadır116.
Ön ergen (9 – 12 yaş arası): Bu yaş çocuğunun da başına
kötü gelenden kendini sorumlu tutması olağandır. Ancak bu
yaş çocuğu durumu konusunda daha fazla anlayabilip bulunduğu ve bulunacağı süreçlerin detaylı bir tanımından daha fazla faydalanmaktadır117.
Ergen (12 - 17 yaş arası): Ergenlerin eleştiri konusunda hassasiyeti ve uysallığa karşı tepkisi gözönüne alınmalı.
Bu yaş çocuğun durumunu anlamaya gereken bilişsel yetisi
vardır. Ancak anlayamadığı bir soru üzerine açıklama istemek veya bir şeyi anlamadığını kabul etmekten çekinmektedir118.
İnsan ticareti çocuk mağduru ya da refakatsiz çocuk göçmen
ile yapılacak mülakat esnasında dikkat alınması gereken diğer konular
115 Reitman, a.g.e.
116 a.g.e.
117 a.g.e.
118 a.g.e.
Üçüncü bölüm [ 71 ]
Bir çocuğun durumu değerlendirildiğinde çocukların insan
ticareti mağduru olduğunu açığa çıkarmada birçok güçlükle
karşılaşılır. Şu nedenler göz önünde bulundurulmalı:
• Çoğu çocuk insan ticaretinin ne olduğunu bilmemekte veya daha iyi bir yaşam için Avrupa’ya gelindiğine inanmaktadır.
• Ruhsal travma, korku, ayıp, damgalanma gibi sorunları tecrübe edip de yaşadıklarının açıklanmasına
gerekli dilsel yetileri olamamaktadır. Ruhsal travmaya
uğramış çocuğa karşı mülakat yapacak profesyonel
çok dikkatlı olup çocuğun olumsuz yoğun duyguları,
stresi, başkalarına güvenme güçlüğünü göz önüne almalıdır. Ruhsal travma ve istismara (Olaylara dayanan açık bir öyküye göre) uğramış çocuğun ihtiyacına uyan bir dil konuşmak, moralini yükseltmek
ve olumlu özelliklerini ortaya çıkarmak, eleştiriden kaçınmak belirleyici bir önem taşımaktadır119.
• Yaşadıklarını hatırlamayıp her seferinde farklı versiyonda anlatabilmektedir.
• Çocuğun istismar deneyiminin ortaya çıkarılması
zaman ile güven ve güvenlik veren bir ilişkinin kurulmasına bağlanmaktadır.
• Tacirin kontrölü altında bulunan, tacire kendini
borçlu hissettiren, özellikle cinsel sömürü mağduru
olan çocuklarda istismar deneyiminin ortaya çıkarılma imkanı çok düşüktür.
• Dolayısıyla değerlendirmesadece çocuğun tanıklığına dayanmadan ilgili emarelerin araştırılmasından
sonra olası insan ticareti reşit olmayan mağduruna
ilişkin olmalıdır.
119 a.g.e.
[ 72 ] SESN Uygulaması El KİTABI
Mülakat yeri
• Mülakat yeri çocuğun istekliliği ve tepkiselliğini büyük ölçüde etkilemektedir.
• Ev istismar yeri olabilir diye mülakat yeri olarak tercih edilmemektedir; evde yapılabilen bu tür deneyimden söz etmek çocuğa zor gelebilmektedir.
• Polis Şubesi veya İdari Gözetim Merkezi içinde sakin
bir yer ile çocuklara uygun, resim çizme kağıdı ve kalemleri, küçük bir top, araba veya kukla gibi oyuncak
sağlamanın mümkün olmadığı durumda mülakatın
çekleştirilmesine uygun bir yer sağlayabilecek durumda olan, çocuk korunması ve bakımıyla ilgilenen ilçe,
belediye veya sivil toplum örgütüne başvurulmalıdır.
Çocuğun insan ticareti mağduru
olduğu ortaya çıktığında:
~ Çocuğa inanmalı
~ Bunun yalnız başına değil başka çocukların da başına geldiği söylenmeli
~ Yerine getirilmeyecek vaatler çocuğa verilmemeli
~ Onun huzurunda fail ve suç yargılanmamalı
~ Olay çocuk savcısı, Yunan Polis’in Kaçakçılıkla Mücadele Ekibi gibi yetkili makamlara
bildirilmeli
~ Takip edilecek işlem için çocuk hazırlanmalı
~ Çocuğun iddialarının araştırılmasına çalışılmalı
Üçüncü bölüm [ 73 ]
4.
BÖLÜM
İNSAN
TİCARETİ
REŞİT
OLMAYAN
MAĞDURU
İLE İLGİLİ
SESN
TESPİT
UYGULAMASI
[ 74 ] SESN Uygulaması El KİTABI
4.1 Uygulamanın tarifi 120
İnsan ticareti reşit olmayan mağdurlarının tespit edilmesinde
SESN uygulaması London Safeguarding Trafficked Children
Toolkit (2011) ile ilgili çalışmaların kapsamında London Safeguarding Children Board tarafından hazırlanmış “Göç mağduru
çocuklar için risk değerlendirme rehberi’’ başlıklı uygulamanın
Yunanca uyarlamasıdır. Uyarlama AB “Güneydoğu Korunma
Ağı: Yunan ve Türk Sınırlarında Çocuk Ticaretinin Önlenmesi ve
Refakatsız Çocukların Korunması – SESN” programı kapsamında Atina merkezli Çocuk Sağlığı Enstitüsü’ndeki Ruh Sağlığı ve
Sosyal Yardım Şube Müdürlüğü’nce uygulamaya iki yaş açısından da uyarlanmış altı ek dahil olmak üzere gerçekleştirilmiştir.
Uygulamanın muhatabı yasa dışı göçmen, refakatsiz çocuk,
yollarda yaşayan çocuk, yasa dışı eylemlerden dolayı yakalanan
çocuk gibi insan ticareti mağduriyet riski yüksek olan çocukların durumlarının yönetimini üstlenmiş profesyonellerdir.
Uygulamanın amacı eskiden veya şimdilik reşit olmayan bir kişinin insan ticareti mağduru olup olmadığının belirlenmesine
ilişkin bilgi toplanması ve değerlendirilmesine uygun bir çalışma çerçevesini oluşturmaktır. Profesyonellerin ellerinde reşit
olmayan bir kişinin insan ticareti mağduru olduğunu gösteren
az veya çok bilgi bulunabilmektedir. Uygulamaya başvurarak
varolan bilgileri en iyi tanımlayan emareleri işaretleyebilmektedir. Bu da daha fazla emare bulmaya yol açabilmektedir.
London Safeguarding Trafficked Children Toolkit 2009 Ocak
ayından 2010 Mayıs ayına kadar 14 aylık bir dönemde söz konusu olan el kitabının talimatları ve uygulamalarının muhtemel insan ticareti çocuk mağdurunun tanımlanmasına etkisini
değerlendirmek için deneysel uygulamada bulundu121.
120 Risk assessment matrix for children who may have been trafficked (London Safeguarding
Trafficked Children Toolkit, 2011)’nın Yunanca uyarlamasıdır.
121 London safeguarding children board (2011). Final monitoring report. Local authority pilots of
TEMEL TANIMLAR [ 75 ]
Toolkit’in deneysel uygulanmasına katılmış olan yerel makamlar Birleşik Krallığı’ndaki 12 bölgenin makamları (Camden,
Croydon, Glascow, Harrow, Hillingdon, Hounslow, İslington,
Kent, Manchester, Slough, Sollihul ve Southwark). El kitabının deneysel uygulamasını takip eden London Safeguarding
Children Board aşağıdaki kurumlardan oluşmuştur: London
Safeguarding Children Board Trafficking Sub-Group (Chair),
Representatives from the local authorities, Child Exploitation
and Online Protection Centre (CEOP), United Kingdom Human Trafficking Centre (UKHTC), Metropolitan Police Service,
UK Border Agency (UKBA), UK Home Office Victims Unit, ECPAT UK (End Child Prostitution, Child Pornography and the
Trafficking of Children for Sexual Purposes), NSPCC-CTAIL
(National Child Trafficking Advice and Information Line),
NRUC (National Register for Unaccompanied Children), Antitrafficking monitoring group122.
Deneysel uygulama kapsamında “Göç mağduru çocuklar için
risk değerlendirme rehberi’’en iyi uygulama olarak değerlendirildi. Uygulamanın avantajları arasında, doldurulmasının az
zaman istemesi ve çeşitli ortamlarda uygulama kolaylığı sayılabilir. Diğer taraftan insan ticareti 10 yaşın altındaki olası
mağdurunu tanımak konusunda verimsiz görülen uygulama,
gelişim açısından “duyarlı” değildir123.
Bu nedenle de Yunanca uyarlamasına iki yaş açısından da uyarlanmış altı ek eklendi. Ek 1 (Fiziksel ve cinsel istismar ipuçları), Ek
2 (İhmal ipuçları) ve Ek 3 (Duygusal ve ruhsal istismar ipuçları);
2015’te Atina merkezli Çocuk Sağlığı Enstitüsü’ndeki Ruh Sağlığı
ve Sosyal Yardım Şube Müdürlüğü’nün geliştirdiği Çocukta İstisthe London Safeguarding Trafficked Children guidance and toolkit. London.
122 a.g.e.
123 a.g.e.
[ 76 ] SESN Uygulaması El KİTABI
mar ve İhmal Arama, Tanı ve Yönetim Protokolü’nde belirtilen
farklı istismar şekillerinin ipuçlarından oluşmaktadır.Ek 4 (Travma sonrası stres bozukluğu ipuçları), Ek 5 (Davranım bozuklukları veya güçlüklerinin ipuçları) ve Ek 6 (Duygusal bozuluklar
veya güçlüklerinin ipuçları), bir yandan American Psychiatric
Association’un 2000 Diagnostic and statistical manual of mental
disorders (DSM-IV-TR®) 4. baskısında belirtilen travma sonrası
stres bozukluğu, stres ve duygusal bozuluklar ölçütleri, öte yandan, Bebek ve oyun dönemindeki ruhsal sağlık ve gelişim bozulukları tanısal sınıflandırma sistemi DC: 0-3R’e dayanmaktadır 124.
4.2 Uygulamanın kullanımıyla
ilgili talimat
Uygulama insan ticareti reşit olmayan mağdurunu belirlemeye 62 yardımcı ipucu içermektedir. İpuçları 3 alan veya etkene
göre düzenlenmektedir: çocuk veya ergen gelişimi, ebeveyn öz
yeterliği ve çocuğun yaşadığı aile ve ortam (şekil 2).
Şekil 2: Tespit Uygulamasındaki 3 Alan
124 Zero to Three (2014). Σύστημα Διαγνωστικής Ταξινόμησης Ψυχικής Υγείας και Ανα-πτυξιακών Διαταραχών της Βρεφικής και Νηπιακής Ηλικίας – DC:0-3R. Επιμ.: Χατζηνικολάου, Κ. &
Καρβέλη, Β. Αθήνα: Εκδόσεις GEMA.
Dördüncü bölüm [ 77 ]
Her alan üç kısımdan oluşmaktadır:
• Sömürü
• Yunanistan’a, Yunanistan’dan ve Yunanistan içinde gidiş geliş
• Diğer risk etkenleri
“Sömürü” ve “Yunanistan’a, Yunanistan’dan ve Yunanistan
içinde gidiş geliş” başlıklı 1. ve 2. kısım B. M. Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin verdiği insan ticareti tanımındaki temel
unsurlara dayanmaktadır. “Diğer risk etkenleri” olarak adlandırılan 3. kısım ise reşit olmayanların maruz kaldığı tehlikenin
değerlendirilmesinde ek ipucu içermektedir. Gri zemin rengi
ile ipuçları mağdur üzerinde muhtemelen yapılan Denetim’e
ilişkindir.
Yetkili profesyonellerin topladığı bilgilerin uygulamadaki “Sömürü” ve “Yunanistan’a, Yunanistan’dan ve Yunanistan içinde
gidiş geliş” başlıklı ilk iki kısmında sunulan ipuçları, yani insan ticareti tanımındaki temel unsurlarına uyup varolmasının
sonucuna varırsa, bu durumda bir reşit olmayanın muhtemel
insan ticareti mağduru olup olmadığı konusunda kuvvetli bir
şüphe vardır. İpuçları bir tek alan, örneğin, çocuk gelişimi veya
iki ya da üç farklı alana ilişkin olabilmektedir. V harfi söz konusu olan ipucunun Var olması anlamına, O harfi ise Olabilir
anlamına gelip söz konusu olan ipucunun daha fazla araştırılması gerekmektedir.
[ 78 ] SESN Uygulaması El KİTABI
TEMEL TANIMLAR [ 79 ]
.
EKLER
[ 80 ] SESN Uygulaması El KİTABI
EK 1: ÇOCUĞUN FİZİKSEL İSTİSMARINI
BELİRLEMEYE YARDIMCI OLAN İPUÇLARI
V
O
Hareket becerisini henüz kazanmamış bebeklerde
özellikle kafatası ve yüzünde kafatası kırıkları gibi yaralanmalar
Öyküsü sürekli değiştirilen, açıklanması yaralara uymayan veya açıklanması hiç olmayan çürük, yüzeysel
yara, burkulma, çıkık, ısırma, çimdikleme gibi çoklu ve
çok biçimli yaralanmalar
Şekli belirgin olan veya el, sopa, vb. nesneyle yapılmış
gibi görünen yaralanmalar
Sigaradan kaynaklanan yakılma veya diğer yanıklar
Farklı tarihli yaralanmalar (Tekrarlanan şiddet olayları)
Bebeklerde retina kanaması gibi sarsmadan kaynaklanan yaralar
Kulak, boyun, kalça gibi vücudun yaralanma olasılığı
düşük olan bölgelerinde çürükler
Çocuğun fiziksel istismarını belirlemeye yardımcı olan diğer
emareler
Tantrum gibi yoğun öfke patlamaları veya daha dolaylı, manipülatif, pasif-aktif davranışlar yoluyla gösterilen saldırganlık
Aşırı tetikte olma, alınganlık, «donuk bakış». Çevresinde olup bitenleri gözlemleyerek tetikte olmuş gibi görünürken tepki, cevap vermeme
Normal fiziksel dokunmalardan kaçınma, korku (Normal fiziksel dokunmalar ile bedensel temas, olumlu
duygular uyandırmak yerine tehdit olarak algılanır)
İhtiyatlılık, verilen komutlara hemen itaat etme
Uyku düzeninde bozulmalar (Kâbuslar)
Gece altını ıslatma, dışkı kaçırma gibi bebeksi gerileme
tutumları
Başka çocukların ağlamasından endişelenme (Aşırı ölçüde hassasiyet)
Eve geri dönme korkusu, çekinme
TEMEL TANIMLAR [ 81 ]
Davranışında ani şekilde değişimler
Yetişkinlerle ilişki için yaptırım yaptırmakta güçlük
Bakıcı olan kişilerden korku
Meçhul kişilere bağlılık
Gecikmiş veya bozuk konuşma
Çocuğun cinsel istismarını belirlemeye yardımcı olan ipuçları
Cinsel temas yoluyla bulaşan hastalık veya ağız enfeksiyonu dahil iltihap
Özellikle babanın kimliğinin ortaya çıkarılamadığı durumlarda genç kızlarda hamilelik
Genital veya anal iritasyon
Genital veya anal kaşıntı
Vajinal veya penis salgıları
Yırtılmış, kirlenmiş veya kanlanmış iç giyim
Yürüme veya oturmada güçlük
Para karşılığında cinsel temasın kabul edilmesi
Yetişkinlere yönelik uygunsuz cinsel tavırlar
Oyun oynarken seksüel aktiviteyi ifade etme (Özellikle
kuklayla sembolik oyunda)
Ağrılı idrar yapma veya tekrarlanan üriner enfeksiyonlar
Uyuşturucu madde veya alkol kullanımı, çalma, kundakçılık
Tıbbi veya dişçi muayenelere rıza göstermeme, aşırı korku
Kızlık zarı bozulması
Genital veya anal alanlarda yaralar, çürükler veya kanama
Yaşına nazaran cinsel konular hakkında geniş bilgisi
olması
Cinsel temasa katılmak amacıyla daha küçük veya zayıf
çocuklara yönelik şiddet, tehdit veya rüşvet kullanımı
Özellikle bedenin açıkta bırakılmasını içeren durumlarda
belirli bir kişiden veya bir yerden korkma veya kaçınma
[ 82 ] SESN Uygulaması El KİTABI
Aşırı mastürbasyon, erken cinsel oyun, cinsel konular
hakkında aşırı merak
Okul performansında beklenmedik düşüş
Gece alt ıslatma, dışkı kaçırma gibi bebeksi gerileme
tutumları
Yaşıtlarla çok az arkadaşlık ilişkisi veya onlardan yalnızlaşma
Kaynağı meçhul olan hediye, yeni elbise veya para sahibi olma
Depresif ruh hali
Bileğini kesme gibi kendine zarar verici davranışlar ve
özkıyım girişimleri
Uyku ve yeme bozuklukları
V
EK 2: ÇOCUĞUN DOĞRU BESLENME, TEMEL TIBBİ
BAKIM, TEMEL BAKIM İHMALİNİ BELİRLEMEYE
YARDIMCI OLAN İPUÇLARI
O
Gözetim bulunmaması nedeniyle yaralanmalar
Tedavisi geç veya hiç yapılmamış yaralanmalar
Hava koşullarına uygun olmayan kıyafet
Besleyici öğe açısından uygunsuz veya yetersiz beslenme
Kişisel bakımda ihmal
Çoğu kez uyku eksikliği nedeniyle yorgun çocuklarda
konsantrasyon güçlüğü
Çocuğun ihmalini belirlemeye yardımcı olan diğer emareler
Uyuşturucu madde veya alkol kullanımı, çalma gibi
yasa dışı davranışlara katılım
Üzgün veya düz duygulanım gösteren çocuklar
.EKLER [ 83 ]
EK 3: ÇOCUĞUN DUYGUSAL/RUHSAL İSTİSMARINI
BELİRLEMEYE YARDIMCI OLAN İPUÇLARI
V
O
Başağrısı, burun çekme, karın ağrısı, sık geçirilen ishal
gibi bedensel ve ruhsal sorunlar
Bileğini kesme gibi kendine zarar verme
Sallanma gibi, stereotipik ve yineleyici şekillerde edilen
hareket
Isırmalar, başın hızlı hareketleri
Stres
Depresyon
Toplumsal yalnızlaşma işaretleri
Gece alt ıslatma, emmeme gibi bebeksi gerileme tutumları
Sözlü ya da fiili şiddet
İlgi eksikliği
EK 4: ÇOCUĞUN RUHSAL TRAVMASINI BELİRLEMEYE YARDIMCI
OLAN İPUÇLARI
Tanısı, bir yandan beş farklı ölçüt belirten Diagnostic and statistical manual of mental disorders (DSM) (Mental Hastalıkların
Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) başlıklı el kitabı125, öte yandan,
Bebek ve oyun dönemindeki ruhsal sağlık ve gelişim bozulukları
tanısal sınıflandırma sistemi DC: 0-3R 126’e dayanmaktadır:
A. Kişi aşağıdaki her iki durumu da içeren bir travmatik olaya maruz kalmıştır:
(1) Kişi gerçek ölüm veya ölüm tehdidi veya ciddi ya125 American PsychiatricAssociation (2000). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fourth Edition: DSM-IV-TR®. American Psychiatric Pub
126 Zero to Three (2014). Σύστημα Διαγνωστικής Ταξινόμησης Ψυχικής Υγείας και Αναπτυξιακών
Διαταραχών της Βρεφικής και Νηπιακής Ηλικίας – DC:0-3R. Επιμ.: Χατζηνικολάου, Κ. & Καρβέλη,
Β. Αθήνα: Εκδόσεις GEMA
[ 84 ] SESN Uygulaması El KİTABI
ralanma ya da kendi veya başkalarının beden bütünlüğünü tehdit eden tehlikeli bir olay veya olaylar yaşamış,
şahit olmuş veya karşılaşmıştır,
(2) Kişinin cevabı yoğun korku, çaresizlik veya dehşet
duygusunu içerir. Çocuklarda düzensiz veya uyarılma
dolu davranış görülebilir.
B. Travmatik olay bir (Ya da daha çok) yolla sürekli yeniden
yaşanır:
(1) Olayın düşünceler, şekiller, algılamalar ile tekrarlanan anımsamalar özneye rahatsızlık ve kargaşalık
verir. Küçük çocuklarda travmanın yönlerine veya temalarına ilişkin tekrarlanan oyunlar olabilir. Travma sonrası oyun zorunlu olup stresten rahatlatmayı
başaramaz. Normal oyuna göre travma sonrası oyun
daha somut, daha basit, hayalden mahrumdur. Oyun
alanının dışında travmatik olayın çocuk üzerinde etki
ettiğini gösteren işaret küçük çocukların olay hakkında
tekrarlanan bazı soru veya bildiri cümleleri olabilir.
Ruhsal sıkıntısı her zaman belli olmaz,
(2) Olayı tekrarlanan rüyada görme özneye rahatsızlık
ve kargaşalık verir. Çocuklarda içeriği tanımlanamayan
travmatik rüyalar olabilir,
(3) Kişi travmatik olay tekrarlanıyormuş gibi davranır
veya hisseder (Deneyimi yeniden yaşama duygusu, illüzyonlar, halusinasyonlar, uyanırken veya toksikasyon
etkisi altındayken çözülme, flashback olayları dahil).
Kaynağının farkında olmadan küçük çocuklarda travmayla ilgili yeniden yaşanmalar olabilir. Davranışı her
hangi bir niyet veya gayeden çözülme halindedir. Söz konusu olan belirti, sürekli boşluğa bakma veya hareketsizlikle kendisini gösterebilir,
(4) Travmatik olayın yönlerinden birini temsil eden
veya benzeyen iç veya dış uyaranlara maruz kaldığında
.EKLER [ 85 ]
yoğun psikolojik sıkıntı ve kargaşa,
(5) Travmatik olayın yönlerinden birini temsil eden
veya benzeyen iç veya dış uyaranlara maruz kaldığında fizyolojik tepki gösterme (Otonom sinir sisteminin
uyarılması).
C. Aşağıdakilerden en az üçüyle tanımlanan, travmayla ilişkili uyaranlardan sürekli kaçınma ve (Travmadan önce olmayan) bir genel yanıtsızlık, hissizlik durumu:
(1) Travmayla ilgili düşünce, duygu veya konuşmalardan kaçınma çabaları,
(2) Travmayı hatırlatan etkinlikler, yerler veya insanlardan kaçınma çabaları,
(3) Travmanın önemli bir yönünü hatırlamada yetersizlik,
(4) Önemli etkinliklere katılım veya ilginin azalması.
Çocuklarda azalmış ilgi; oyun, toplumsal etkileşim ve
gündelik yaşama da yöneliktir,
(5) Diğer insanlardan uzaklaşma veya yabancılaşma
duygusu,
(6) Duygusal kısıtlılık (Örneğin sevgi duygularının hissedilmemesi),
(7) Geleceğinin kısıtlandığı duygusu (Örneğin kariyeri,
evliliği, çocukları veya normal bir hayat süresinin beklenilmemesi).
D. (Travmadan önce olmayan) Sürekli aşırı uyarılma durumundan iki veya daha fazlasının bulunması:
(1) Uyumada veya uykuyu sürdürmede güçlük. Bu güçlük çocuklarda yatağa gidildiğinde yoğun tepki, uykuya
dalmakta güçlük, kâbusla ilgisi olmayan, tekrarlanan
uyurgezerlik olaylarıyla kendini gösterir (night walking),
(2) Sinirlilik veya öfke patlamaları. Çocuklara gelince ko-
[ 86 ] SESN Uygulaması El KİTABI
lay kızan, çok mızmız, temper tantrum’ları (Huysuzluk
nöbetleri) olabilir,
(3) Konsantrasyon güçlüğü,
(4) Tetikte olma. Çocuklara gelince kolaylıkla şaşırır ve
korkabilir,
(5) Abartılı irkilme yanıtı (Exaggerated startle response).
E. Bozukluğun süresinin 1 aydan fazla olması
Yukarıda sözü edilen ipuçlar dışında okul çağı çocuğu ve ergenlerde aşağıdakiler de görülebilir:
• Büzgen kas kontrolü, konuşma, başkalarına karşı tavır
gösterme gibi, kazanılmış gelişim başarılarını kaybetme
olasılığı
• Hayvanlar, akranlar veya yetişkinlere karşı saldırganlık
gösterme olasılığı
• Travmatik olaydan önce olmayan korku (Karanlık
korkusu, tuvalete tek başına gitme korkusu, ayrılma
stresi)
• Çocuğun yaşına uymayan cinsel veya saldırgan davranış
• Travma sırasında yaşanmış olabilen ağrı, bedensel belirtiler, cilt lekeleri ve sivilceler gibi sözel olmayan tepkiler
• Travma sonrası stres bozukluğu hipokampus denilen
beyin bölgesinin önemli ölçüde ve geri döndürülemez
azalması, dolayısıyla belleksel işlevsizlikler, özellikle kısa
vadeli bellek işlevsizlikleri ve öğrenme güçlüklerine yol
açabilir
• “Uyarıcı” işaretlerin travmatik olaydan önce var olduğu kanaatı geliştirme. Bu kanaatı geliştiren çocuklar
kontrolu yeniden sağlamaya çalışır gibi “Yakın bir tehlikenin” işaretlerini aramak ve tanımaya sürekli hazırdır
• Belli bir organik nedeni olmayan başağrısı, karın ağrısı
gibi bedensel belirtiler.
.EKLER [ 87 ]
EK 6: DUYGUSAL GÜÇLÜKLER İLE BOZUKLUKLARI
BELİRLEMEYE YARDIMCI İPUÇLARI
Doğumla 3 yaş arası
Kucaklandığında rahatlamamış, huzursuz gibi görünme
Başkalarıyla etkileştiğinde hoşnutsuz gibi görünme
0-9 aylık bebek bakıcısından ayrıldığında stres olmaz
gibi görünme
Bakıcısından ayrıldığında veya onunla yeniden karşılaştığında aşırı stres, gelişim düzeyine uymayan stres olur
Duygusal kısıtlılık
Pozitif duygu sınırlı, aşırı korku veya üzülme
3 - 6 yaş arası
Kendisini sakinleştirme, rahatlatma çabalarını reddetme
Genelde veya belli bir duruma ilişkin olarak yoğun stres
Hayvanlar, akranlar veya yetişkinlere karşı saldırganlık
ve yoğun öfke tepkileri
Bakıcısı, ebeveyni veya başka aile üyelerinin güvenliği
üzerine sürekli düşünme, yoğun kaygı
Bakıcısından ayrıldığında veya onunla yeniden karşılaştığında aşırı stres, gelişim düzeyine uymayan stres olması
Normal fiziksel dokunmalar, bedensel olarak şefkat
göstermelerden kaçınma (Bedensel olarak şefkat
göstermeleri olumlu duygular uyandırmak yerine tehdit olarak algılamak)
Duygusal kısıtlılık
Depresif ruh hali
6 - 12 yaş arası
Belli uyaranlar, durumlara ilişkin veya genelde yoğun
bir stres
Hayvanlar, akranlar veya yetişkinlere karşı saldırganlık
ve yoğun öfke tepkileri
Sürekli çaresizlik ve üzgünlük duyguları
[ 88 ] SESN Uygulaması El KİTABI
V
O
Suçluluk duygusu
Ölümle ilgili düşünce
Azalmış özsaygı
Bakıcısı, ebeveyninin güvenliği üzerine sürekli düşünme, yoğun kaygı
Bakıcısından ayrıldığında veya onunla yeniden karşılaştığında aşırı stres, gelişim düzeyine uymayan stres olması
Düz duygulanım
Normal fiziksel dokunmalar, bedensel olarak şefkat
göstermelerinden kaçınma (Bedensel olarak şefkat
göstermeleri olumlu duygular uyandırmak yerine tehdit olarak algılamak)
Meçhul kişilerle bağlılık
Depresif ruh hali
12 - 17 yaş arası
Sürekli üzgünlük duygusu
Başkaları veya kendisinden hayal kırıklığı
Hayvanlar, akranlar veya yetişkinlere karşı saldırganlık
ve yoğun öfke tepkileri
Belli uyaranlar, durumlara ilişkin veya genelde yoğun
bir stres
Azalmış özsaygı
Suçluluk duygusu, geçmişe ait başarısızlıklarla yoğun
uğraşma, çok fazla özeleştiri
Düz duygulanım
Gündellik etkinliklere azalmış ilgi, azalmış motivasyon
Geleceği sürekli olumsuz algılama
Ölümle ilgili sık gelen düşünce, özkıyım düşüncesi
Meçhul kişilerle bağlılık
.EKLER [ 89 ]
EK 7: MEVZUAT
ULUSLARARASI MEVZUAT
• Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme
(1992 tarihli 2101 sayılı Yunan yasası)
• Çocuk Satışı, Fuhuşu ve Pornografisine ilişkin ikinci
ihtiyari Protokol (2007 tarihli 3625 sayılı Yunan yasası)
• Sınıraşan örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler
Sözleşmesi
• İnsan ticaretinin, özellikle kadın ve çocuk ticaretinin
önlenmesine, durdurulmasına ve cezalandırılmasına
ilişkin protokol
• Göçmenlerin Kara, Deniz ve Hava Yollarıyla Kaçırılmalarına Karşı Protokol
• İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur
Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler
Sözleşmesi
• En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğine Dair ILO 182
Sayılı Sözleşmesi
• Her Türlü Irk Ayrımcılığının Tasfiye Edilmesine Dair
Uluslararası Sözleşme
• Kişisel ve Siyasal Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme
• Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Uluslararası Sözleşme
AVRUPA BİRLİĞİ MEVZUATI
• İnsan Ticaretine Karşı Eyleme İlişkin Avrupa Konseyi
Sözleşmesi
• Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı
Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi
• İnsan Kaçakçılığının Engellenmesi ve Durdurulması
ve Mağdurlarının Korunmasına İlişkin 2011/36/EU sayılı direktif
[ 90 ] SESN Uygulaması El KİTABI
• Çocukların Cinsel Suistimali ve Cinsel İstismarı, Çocuk Pornografisinin Durdurulmasına İlişkin 2011/92/
EU sayılı direktif
YUNAN MEVZUATI
• Anayasa
• Ceza Kanunu
• Çocukların Cinsel Suistimali ve Cinsel İstismarı, Çocuk Pornografisinin Durdurulmasına dair 2014 tarihli
4267 sayılı yasa
• Göç ve Sosyal Entegrasyona Dair 2014 tarihli 4251 sayılı yasa
• İnsan Kaçakçılığının Engellenmesi ve Durdurulması
ve Mağdurlarının Korunmasına Dair 2013 tarihli 4198
sayılı yasa (2011/36/EU sayılı direktif )
• Palermo Sözleşmesi Ve Üç Protokolün Onaylanması
Hakkında 2010 tarihli 3875 sayılı yasa
• Suç Mağdurlarının Korunması ve Yardım Edilmesine
Dair 2003 tarihli 233 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, Ceza Kanununun 323., 323A., 323B., 348A., 349.,
351A. maddeleri ile 2005 tarihli 3386 sayılı yasanın 87.
maddesinin 5-6 fıkrası, 88. maddesi
• İnsan Ticareti, Cinsel Özgürlüğe Karşı Suçlar, Reşit
Olmayan Pornografisi ve Daha Genellikle Cinsel Hayatın Ekonomik İstismarının Durdurulması ile Bu Eylemlerin Mağdurlarına Yardım Etmesine Dair 2002 tarihli
3064 sayılı yasa
BU KONULARLA İLGİLİ TÜRK
YASALARININ ADI VE SAYI/TARİHİ
• 04/04/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun (66 ncı ve 91 inci maddesi),
• 24/05/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu,
.EKLER [ 91 ]
• 15/07/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu
• 29/03/2015 tarihli ve 29310 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çocuk Destek Merkezleri Yönetmeliği
• 20/10/2015 tarihli, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Refakatsiz Çocuklar Yönergesi
• 13.10.2014 tarihli ve 6883 sayılı Geçici Koruma Yönetmeliği
• İçişleri Bakanlığı’nın 26.02.2004 tarih ve 46114
(2004/47) sayılı Genelgesi
• 2 Eylül 1990 tarihli Çocuk Hakları Sözleşmesi (27 Ocak
1995 Resmi Gazete),
• 4 Kasım 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
• 30.01.2003 tarih ve 4804 sayılı Sınır aşan örgütlü suçlara karşı BM Sözleşmesine ek insan ticaretinin, özellikle
kadın ve çocuk ticaretinin önlenmesine, durdurulmasına ve cezalandırılmasına ilişkin protokolün onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun
• 09.05.2002 tarih ve 4755 sayılı Çocuk Haklarına Dair
Sözleşme’ye Ek Çocuk Satışı, Çocuk Fahişeliği ve Çocuk
Pornografisi ile İlgili İhtiyari Protokol
• 24 Mart 2009 tarihli İnsan Ticaretine Karşı Avrupa
Sözleşmesi
• 1982 Anayasası 17-18-19-20-50 ve 90. Maddeler
• 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 80
AİLENİN YENİDEN BİRLEŞTİRİLMESİ
VE İLTİCA SORUNLARI
• 2010 tarihli 114 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
(2005/85/EC sayılı direktif )
• 2011 tarihli 3907 sayılı yasa (İltica Dairesi ile Başvuru
Makamı’nın kuruluşu)
• 2013 tarihli 113 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
[ 92 ] SESN Uygulaması El KİTABI
(2005/85/EC sayılı direktif )
• 2013 tarihli 141 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
(2011/95/EU sayılı direktif )
• 114 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ni değiştiren, 2014 tarihli 167 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
• AB Dublin 3 Yönetmenliği
• Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Cenevre
Sözleşmesi’nin, New York Protokolü İle Değiştirilmiş
biçiminde (Onaylanması Hakkında 1959 tarihli 3989
sayılı Bakanlar Kurulu kararnamesi ve 1968 tarihli 389
sayılı zorunlu kanun)
.EKLER [ 93 ]
Çocuk Sağlığı ENSTİTÜSÜ
Ruh Sağlığı ve Sosyal Yardım Şube Müdürlüğü
Çocuk İstismarı ve İhmali Araştırma ve Önleme Merkezi
Adres: Fokidos cad. No. 7, 11526 Atina, Yunanistan
Telefon: (+30) 210.77.15.791, Telefon/Faks: (+30) 210.77.93.648
e-posta: [email protected]
web sitesi: www.ich-mhsw.gr
AB Suç Önleme Ve Suçla Savaşım Programı’nın katkısıyla finanse edilmiştir
ATİNA 2016
TEMEL TANIMLAR [ 95 ]
[ 96 ] SESN Uygulaması El KİTABI
Güneydoğu Korunma Ağı
Yunan ve Türk Sınırlarında Çocuk Ticaretinin
Önlenmesi ve Refakatsız Çocukların Korunması – SESN
İnsan Ticareti Çocuk
Mağduru Tespit Uygulaması
SESN
Güneydoğu Korunma Ağı
Yunan ve Türk Sınırlarında Çocuk Ticaretinin
Önlenmesi ve Refakatsız Çocukların Korunması – SESN
B
Co-funded by the Prevention of and Fight against
Crime Programme of the European Union
Institute of Child Health
Department of Mental Health and Social Welfare,
Center for the Study and Prevention of Child Abuse and Neglect
7 Fokidos Str. | 115 26 | Athens | Greece
T +302107715791 | F +302107793648 | E [email protected]
www.ich-mhsw.gr
u uygulama insan ticareti çocuk mağduru belirlemede 62
yardımcı ipucu içermektedir.
İpuçları 3 alan veya etkene göre düzenlenmektedir: Çocuk veya ergen gelişimi, ebeveyn öz yeterliği ve çocuğun
yaşadığı aile veya daha geniş ortam.
Her alan üç kısımdan oluşmaktadır:
• Sömürü
• Yunanistan’a, Yunanistan’dan ve
Yunanistan içinde gidiş geliş
• Diğer risk etkenleri
“Sömürü” ve “Yunanistan’a, Yunanistan’dan ve Yunanistan içinde gidiş geliş” başlıklı 1. ve 2. kısım B. M. Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin verdiği insan
ticareti tanımındaki temel unsurlarına
dayanmaktadır. “Diğer risk etkenleri”
adlandırılan 3. kısım ise reşit olmayan-
ların maruz kaldığı tehlikenin değerlendirilmesinde ek ipucu içermektedir.
Gri zemin rengi ile işaretlenmiş ipuçları
muhtemelen mağdurun üzerinde yapılan denetime ilişkindir.
Yetkili profesyonellerin topladığı bilgilerin uygulamadaki “Sömürü” ve
“Yunanistan’a, Yunanistan’dan ve Yunanistan içinde gidiş geliş” başlıklı ilk
iki kısmında sunulan ipuçları, yani insan ticareti tanımındaki temel unsurlarına uyup varolmasının sonucuna
varırsa, bu durumda bir reşit olmayanın muhtemel insan ticareti mağduru
olup olmadığı konusunda kuvvetli bir
şüphe muhtemelen vardır. Bulunacak
ipuçları bir tek alan, örneğin, çocuk
gelişimi, iki veya üç farklı alana ilişkindir; dolayısıyla daha fazla araştırılması gerekir.
ñ16$17ñ&$5(7ñˆ2&8.0$ß'8587(63ñ78<*8/$0$6,Ʀ6(61

Benzer belgeler