Sayı 1 - Tümevarım Temel Lisesi
Transkript
Sayı 1 - Tümevarım Temel Lisesi
TÜM’den Haberler 02 03 04 07 içindekiler 08 10 11 12 14 16 20 25 26 27 31 34 Temel Lise Nedir ? Öğrencilerimizin Okulumuz Hakkındaki Görüşleri Huzur Evine Ziyaret Sokak Hayvanları İçin Yapılabilecek Altı Mükemmel Hareket Vizyon Filmleri İlklerin Adamı: İbrahim Şinasi Dilemek Hasan Tan BEKTAŞ Teknoloji Haberleri Bunları Biliyor musunuz ? Sosyal Etkinliklerimiz How can we Learn English ? The World Is Too Much With Us William Wordsworth Annabel Lee Egdar Allan Poe Nostalgia; The Pursuit of Happyness & The Color Purple Travel Guide Okulumuz Sporcuları TÜM’DEN HABERLER Sekiz sene önce eğitimi ve okulu bir ticarethane olarak değil; aile, öğrenci, öğretmen üçlüsünün ortak hedeflerini gerçekleştirebilecekleri bir başarı ve mutluluk ortamı olarak düşünerek Tümevarım Dershanesini kurduk. Tüm öğrencilerimizin, Türkiye birincisi olacakları gibi gerçekçi olmayan söylemler yerine her öğrencimizin mutlaka ve mutlaka kendi yetenek ve sınırlarının en üst noktasına ulaşabileceklerine güçlü bir şekilde inandığımız bu yola 2015/2016 eğitim ve öğretim yılında Özel Tümevarım Temel Lisesi olarak adımımızı attık. Hedefini yüksek tutan ve başarı beklentisi büyük olan öğrenciler tarafından tercih edileceği bilinciyle okul /dershane konseptini oluşturduk. Tüm’den Haberler, temelleri sevgi üzerine atılmış olan bir dergi ve amacımız iyiyi, güzeli , doğruyu yararlı olanı daha da önemlisi sevgiyi paylaşmak. Elinizdeki dergi Tüm’den Haberler’in ilk sayısı ama inanıyoruz ki dergimiz sizin de katkılarınızla kulaktan kulağa, kalpten kalbe yayılan süreli bir yayın haline gelecektir. Dergimizde, sınıflarımız ile birlikte gerçekleştirdiğimiz sosyal etkinlikleri, sosyal sorumluluk projelerini, güncel edebiyat, sinema, tiyatro haberlerini, öğrencilerimizin ilgilendikleri spor dallarını, öğretmenlerimizle yapılan röportajlarda öğretmenlerimizi daha yakından tanıma fırsatını bulacaksınız. Dergimizi özveri ile mesai harcayarak bu hale getiren, öncelikle sevgili meslektaşlarım Aslı Akın ve Deniz Aysu Akyıldız’a ve sevgili öğrencilerim Arda Nurioğlu, Sena Nur Cavsak, Nadire İkra Eroğlu, Devrim Kartal, Türkay Oğuz Ocak, Baran Çakır, Fatih Avcı, Didem Büşra Kara’ya sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum hepinizi saygıyla selamlıyorum. Aydın Tolga TAVUKCU Kurum Müdürü 1 3 TÜM’DEN HABERLER Temel Lise Nedir ? Temel Lise, dershaneden dönüşen hem üniversiteye hazırlık hem Milli Nadire İkra EROĞLU Eğitim müfredatını sunan liselerdir. Temel Liseler öğrencilere okullarında akademik anlamda kendilerine katkısı olmayan, üniversite hazırlıkta da ihtiyaç duymayacakları dersleri uzaktan eğitimle alma şansı sağlayacak ve zaman kaybına yol açan gereksiz ders yoğunluğunun sıkıntılarını yaşatmayacaktır. Temel liseyi, devlet lisesinden ayıran olumlu yönleri fazlayken olumsuz özellikler de mevcuttur. Bu olumlu veya olumsuz yönler kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Benim bulunduğum Tümevarım Temel Lisesi’nin bana göre olumlu bazı yönlerinden bahsetmek istiyorum. Temelde var olan eksikliklerimi gidermeme yardımcı oluyorlar. Bunun dışında okulumda öğrenci sayısının az olması sayesinde butik tarzda eğitim verilmesi, ders bitiminden sonra anlamadığımız konularla ilgili, öğretmen ile birebir etütlerin olması, yetenek ve becerilerimiz doğrultusunda rehberlik hizmeti verilmesi, sınav öncesi ve sonrası en verimli şekilde hedefe ulaşılmasını sağlıyor. Bunların yanı sıra üniversiteye hazırlık deneme sınavlarıyla ilerlememiz takip edilebiliyor. Öğretmenlere birebir ulaşma imkanı bulmamız, sorunlarımızı birlikte çözebilmemiz bizi diğer okullardan ayıran bir diğer özellik. Olumsuz özelliklere gelirsek, okulumuzun bir bahçesi yok. Yani tenefüste voleybol, basketbol gibi sportif faaliyetler yapamıyoruz ama bu deşarj ortamımız olmadığı anlamına gelmiyor. Aksine sürekli deşarj ortamları yaratılıyor. Bunun dışında konferans salonumuz yok. Tiyatro, konferans gibi aktiviteler gerçekleştirilirse Sarıyer Belediyesi’nin konferans salonunu kullanacağız. Onun yanında motivasyonu arttırmak için düzenlenen üniversite gezilerinde hedefimiz olan üniversiteyi ve tercihlerimizde düşündüğümüz üniversiteyi yakından tanıma şansı elde edip yetkililerle görüşerek daha çok bilgi sahibi oluyoruz.10 Kasım’da Sarıyer Meydan’da düzenlenen törende bulunduk. 9.sınıflar ödevleri için Arkeoloji Müzesi’ne gittiler. Bunun dışında hepimizin toplumsal sorumluluğu olan Huzur Evi ziyaretimizde yaşlılarla sohbet ettik. Türkiye’nin ilk kadın mimarıyla tanışma fırsatı bulduk. 2 Hem sosyal hem psikolojik hem de zihinsel gelişimine katkıda bulunan Temel Liselerde eğitim görmek isteyen arkadaşlarıma tercihleri noktasında bilgi vermek istedim. Umarım kafanızdaki Temel Lise kavramına biraz da olsa açıklık getirebilmişimdir. TÜM’DEN HABERLER Öğrencilerimizin Okulumuz Hakkındaki Görüşleri Okula gelmeden önce sınava hazırlık sürecimde ve okulda bana yük olacak vaktimi çalacak derslerden, ödevlerden kurtulma imkanı bulacağımı düşündüm. Mevcudun düşük olması ve öğretmenlerimin bana bolca vakit ayırabilmesinden dolayı, ekstra takviyelerle sınava daha geniş ve güçlü imkanlarla hazırlanabileceğim için memnundum. Okul ortamına gelince, öğretmenlerimizin yaklaşımları, bizler için gösterdikleri çaba ve öğrenciyle birlikte, öğrenciye yönelik bir çok opsiyon sunarak en doğru yolun bulunmasında verdikleri emek ve rehberlik yapmalarını, her öğrenci için muhteşem bir şans olarak görüyorum. Sadece sınava hazırlanılan ortamdan öte öğrenciyi birey olarak ele alan ve daha komplike yaklaşan bir ortamın oluşu öğrenciye azim veren bir durum. Okula geldikten sonra düşündüğüm şeylerin gerçekleşmesi beni elbette mutlu etti ancak samimi bir ortamla disiplinli bir ortam arasında ince bir çizgi olduğunu düşündüğüm için fikrimce daha disiplinli bir ortam tasvir etmiştim. Yaratılan samimi ortamın bazı zamanlarda suistimal edilmesi dışında gayet memnunum. Hasan Tan Bektaş İki seneden beri bu dershanede . iyi bir eğitim gördüğüm için Temel Lise’ ye dönüştüğünde hiç düşünmeden burayı tercih ettim. Yaptığım tercihten hiç pişman değilim ve çok memnunum. Ege Yılmaz Zaten temel lise olmadan önce bu dershanede eğitim görmüştüm. Dershanede eğitim görürken, öğretmenlerin ilgisinin, kurumda çalışan herkesin samimiyetini ve içtenliğini gözlemledim. Üniversite sınavlarında başarı ve sosyalleşmek bir arada bu da okula gelmeden önce düşündüğüm beklentilerimi karşıladı diyebilirim. Herkes iç içe ve gerektiğince samimi. Tam olarak bir aile ortamı var. Yeterince sosyal etkinlik var. Her şey olması gerektiği gibi.Gerek eğitim, gerek öğretim. Kısacası hocalarımız ile abla/abi kardeş gibiyiz tabi ki bu ilişki çok fazla cıvıtarak olmuyor. Yeri geldiğinde resmi ve ciddi olabiliyoruz. Devrim Kartal Temel Lise öğrencilerin daha verimli, öğretmenlerle daha iç içe ve daha üniversite odaklı bir eğitim alabilecekleri yegane yerdir. Yıllardır öğrencilere sunulmamış bu olanaklara sahip olan ilk nesil olarak Temel Lise ’ye gelmeden büyük bir kuşku içerisindeydim ancak Tümevarım Temel Lisesi’nin samimi ortamında kendimi rahat hissettiğimi ve derslerin devlet okullarına göre çok daha verimli geçtiğini gördüğümde yaptığım tercihten gayet memnun oldum. Gaye Çetin 3 TÜM’DEN HABERLER Nadire İkra EROĞLU Huzur Evine Ziyaret Tümevarım Temel Lisesi 11.sınıf öğrencileri olarak 28.12.2015’te bize eşlik eden Türkçe öğretmenimiz Aslı Akın ve İngilizce öğretmenimiz Deniz Aysu Akyıldız ile beraber İzzet Baysal Huzur Evine ziyarette bulunduk. İçeri girdiğimizde bizi karşılayan hemşire, yaşlılarımızın yaşadıkları binayı bize tanıttı. İçeride yemekhane, kütüphane, dinlenme odaları, kuaför ve üst katta yatakhaneler olduğunu gördük. Bizi bilgilendiren görevli toplamda 110 yaşlının yaşadığını söyledi. Ziyarette bulunduğumuz gün kimi yaşlımız hastanede kimisi de aileleri ile beraber huzur evi dışında bulunduğundan ziyaretimizi ve sohbetimizi çok fazla kişiyle gerçekleştiremedik.Ellerimizde çiçeklerle içeri girdiğimizi gören Gülizar Teyze bizi şarkı söyleyerek karşıladı. Hepsinin elini teker teker öptükten sonra 4 dinlenme odalarına geçerek onlarla sohbet ettik. Bize hayatlarından hikayeler anlattılar ve en çok etkilendiğimiz hikayeler şunlar oldu. Gülizar Teyze (82) ‘’ Rize/ Çamlıhemşinliyim. Eşimi altı sene önce kaybettim. Onu çok seviyorum. Yaşadığı süre boyunca Sarıyer Bebek’te oturuyorduk ve kendisi taksi şoförüydü. İlk yıllarda maddi durumumuz çok iyiyken sonradan bazı mal varlıklarımızı kaybettik. Eşim bu kötü gidişattan çok etkilendi ve bir gece geçirdiği kalp krizinden dolayı hayatını kaybetti. Bizim hiç çocuğumuz olmadı o yüzden eşim öldükten sonra İzzet Baysal Huzur Evine yerleştim. Ailem zamanın muhafazakar sayılan ailelerindendi. Babama konservatuar okumak istediğimi söylediğimde “ Onlar şeytan işi, önce ilahi okumayı öğren.” diyerek benim konservatuar hayalimi suya düşürdü. Belki eğitim alamadım ama hem baba evinde hem de eşimle olan hayatım boyunca evimde sürekli kendi kendime şarkı söylemeye devam ettim. Gençliğimde Beyoğlu’nda bir eczanede çalışırken bir çok defa Müzeyyen Senar ve Zeki Müren’le karşılaştım ve sesimin güzel olduğunu onlara göstermek için sürekli yanlarında şarkı söyledim. Müzeyyen Senar sesimin güzel olduğunu ve şarkı söylemeyi bırakmamam gerektiğini nasihat etti.” TÜM’DEN HABERLER Makbule Teyze (102) Makbule Teyzemiz Türkiye’nin ilk kadın mimarı. 1914 yılında doğmuş. Fatih’in ilk hanımefendilerinden.Makbule Teyze hep doktor olmak istemiş ama kız kardeşinin ısrarıyla mimarlık okumaya karar vermiş. Makbule Teyze hayatını bize şöyle özetledi:“Onlarca erkek öğrenci arasında tek başımaydım. Öğretmenlerim hep rahat edip etmediğimi sorarlardı. Her zaman çok bakımlı bir kadındım boyum da kısa olduğundan her zaman topuklu ayakkabıyla gezerdim. Hanımlık kadınlıktı o günlerde. İstanbul’daki pek çok camiyi ben restore ettim. Sultantepe’de bir camiyi kendim çizdim ve kendim yaptım. Hayatta hiç rüşvet almadım. Aldığım tek rüşvet bu caminin imamından teşekkür mahiyetinde aldığım bir sepet erikti. Ben hiç hazır elbise almadım. Elbiselerimi ve tayyörlerimi hep kendim diktim. ”Makbule Teyze’nin bizi karşıladığı gün giydiği kıyafetler kendi el emeğiydi. 5 TÜM’DEN HABERLER Ali Amca (85) Ali Amca Rumeli Kavağının eski çiftçilerinden. Kendi bahçesinde her türlü organik meyve ve sebze yetiştiren Ali Amca geçimini de bundan sağlıyormuş ve tüm esnafa kendi ürünlerinden satıyormuş. Yaşı ilerledikçe ailesine yük olmamak için İzzet baysal Huzur Evi’ni tercih etmiş. Ahmet Amca Biz huzur evinden ayrılmak üzereyken Ahmet Amca kesti yolumuzu. Dedi ki :“Eski hukukçulardanım ben. Söyleyin bakalım nerden geliyor bu pi sayısı? Öyle abartıldığı kadar karışık değil aslında pi sadece bir harftir Kiril Alfabesinde. Şimdiki hocalar bu kadar basit anlatmıyor, çocukların kafası karışıyor.” daha sonra da bizlere birkaç soru yöneltti ve konuşmasını devam ettirdi. Mediha Teyze (96) “Beş yıl öncesine kadar tüm hayatımı Amerika Teksas’ta geçirdim. Kızımın isteğiyle Türkiye’ye dönüş yaptık fakat Türkiye’de aradığımız düzeni ve mutluluğu bulamadık. Gençlik yıllarımı çok özlüyorum.” Devrim Kartal’ın düzenlediği bu gezide bizler kah eğlendik kah hüzünlendik. Onlar ziyaretçileri çok seviyorlar. Lütfen siz de ziyaretinizi ve sevginizi onlardan esirgemeyin. 6 TÜM’DEN HABERLER Sokak Hayvanları İçin Yapılabilecek Altı Mükemmel Hareket Aslı AKIN 1 Sokağa Su Kabı Koyun 2 Sokağa Mama Kabı Koyun Sokak hayvanları da bizler gibi yiyip içen canlılar. Onlar da günlük olarak suya ihtiyaç duyuyor. Onların bu durumlarına seyirci kalmayıp sen de bir şeyler yapmak istiyorsan bir kap suyu kapının ya da dükkanının önüne koyabilirsin! Su kabı koymak yetmiyor. Karınlarını doyurabilmeleri için sokaklara mama kabı da koymalıyız. Tabi koyduğunuz Mama kabına günlük olarak mama ya da yemek artığı koymayı da unutmamalısınız! 3 4 Bilinçlenin - Bilinçlendirin Sokak canları konusunda kendinizi yetersiz görüyorsanız siz de belediye veterinerlerinden bilgi alarak bilinçlenebilir ve etrafınızdaki insanları bu konuda bilinçlendirebilirsiniz! Unutmayın onlar da canlı ve her canlı gibi onlar da sevgiye ve anlayışa muhtaç! 5 Otomatik Su ve Mama Kabı Aldırın Evet aldırın diyorum çünkü bu sizin değil belediyenin yasalarla yapmak zorunda olduğu bir hareket. Her belediye sınırları içerisindeki sokak canlarının bakımında sorumludur. Bu hareketi bugüne kadar gerçekleştiren 70’ten fazla belediye oldu. Neden sıradaki sizin belediyeniz olmasın(?) Barınaktan Bir Can Sahiplenin Petshoplar bugün mantar gibi her yerde türemekte ve sözde hayvan sever milletimiz oradan kedi köpek alıp evinde beslemekte. Bunun yerine belediye barınaklarına gidip aşıları tam olarak yapılmış bir can sahiplenmek sizce de en güzeli değil mi? - Tabi barınakta bir şivava ya da golden bulmak zor, eh barınaktan alınan cinsi karışık köpekle sokakta da gezilmez(!) İşte bizim hayvan severler böyle mantıklı ve bu mantıkla da petshopa koşuyor lar… 6 Kulübe Yapın Sokak hayvanları için kulübe yapmak yüksek maliyetli ya da çok zaman alan bir şey değil! Sadece istek gerektiriyor! 7 TÜM’DEN HABERLER Vizyon Filmleri Sena Nur CAVSAK Delibal Delibal filmi bildiğiniz üzere 25 Aralık’ta vizyona girdi. Ben, Çağatay Ulusoy fanı olarak ilk gün, ilk seansta gittim. Aylardır beklediğim bu filmi izlememe sadece dakikalar kalmıştı. Gerçekten çok heyecanlıydım. Sadece ben heyecanlı değilmişim. Bu filme giden herkes çok heyecanlıydı çünkü herkes merakla bu filmi bekliyordu. Çok iyi reklam yapmışlardı. Fragman, dergilerdeki tanıtımlar, metroda veya otobüs duraklarındaki reklam afişi… Filme giden herkes, filmden önce ve sonra bana mesaj attılar. Film hakkında düşüncelerini belirttiler. Bana mesaj atmaları gerçekten çok hoşuma gitmişti. Evet, biraz filmden bahsedelim. İlk görüşte aşk… Barış, Füsun’u ilk gördüğü andan itibaren ona aşık olur. Onunla tanışmak için elinden gelen her şeyi yapar ve onunla tanışır, hatta sevgili bile olur. Aradan belirli bir vakit geçer ve evlenirler. Barış düğünlerinde kendi bestelediği “Mutlu Sonsuz” şarkısını söyler. Şarkı gerçekten çok güzel. Kesinlikle dinlemelisiniz. Zaten söz ve müziği Sezen Aksu’ya ait. Söyleyen de Çağatay Ulusoy olunca ortaya harika bir şey çıkıyor. Filmin sonunda herkesin ağladığına eminim. Filmin sonu kötü bitti maalesef ama iyi bitseydi, klasik Türk filmi gibi bitti derlerdi. Bu film gerçekten sıradan bir film değil,aynı anda bir sürü duyguyu yaşayabiliyorsunuz. Bu yüzden bu filme kesinlikle gidilmeli. Filmin adı neden ‘Delibal’ ? Karadeniz’e ait bir bitki aslında. Bu bitki hastalığa çok iyi geliyor ama fazla da yersen seni ölüme kadar götürüyor. Buradaki bitkiyi aşka benzetiyoruz. Aşkın fazlası zehir… 8 TÜM’DEN HABERLER 013’te seyirciyle buluşan ve tam bir Sivas güzellemesi olan Düğün Dernek’in devam filmi olan yapımın Düğün Dernek 2 yönetmenliği yine Selçuk Aydemir’e ait. Herkesin beklediği Düğün Dernek’in devamı olan Düğün Dernek:2 Sünnet, 4 Aralık 2015 de vizyona girmiş bulunmaktadır. Filmin başrollerini ilk filmde de olduğu gibi Murat Cemcir ve Ahmet Kural paylaşırken kadroda kendilerine 2 eşlik eden diğer isimlerse Rasim Öztekin, İnan Ulaş Torun, Devrim Yakut, Barış Yıldız ve Şinasi Yurtsever’dir. İlk filmde oğlunun düğününü yapan İsmail bu kez torununun sünnet düğünü için kolları sıvarken ekip tekrar bir araya gelir ve işler iyice karışır! Eski takım bir araya geliyor, başını olmadık belalara sokuyor, sünnet düğünü şehir çapında bir hadise halini alıyor. İşler karışacak, acele düğüne aşk bile karışacak ve o sünnet illa ki yapılacak! Geçen hafta İkra ve Devrim arkadaşlarımla bu filme gittik. Her ne kadar gitmek istemesem de gitmek zorunda kaldım. Komedi filmlerini çok sevmediğim için gitmek istemedim. Ama Cem Yılmaz’ın ‘CM101MMXI FUNDAMENTALS’ filminden sonra en çok sevdiğim komedi filmlerin arasına girdi. Dört dörtlük bir film değildi tabiî ki de ama güzeldi…Film de çok kaliteli espriler, sözler bulunmakta bir o kadar da (maalesef) çok küfür içermekte. Biz Türkler maalesef küfürsüz komedi filmi yapamıyoruz aslında biz ağlanacak halimize gülüyoruz. 9 TÜM’DEN HABERLER İlklerin Adamı: İbrahim Şinasi İbrahim Şinasi 5 Ağustos 1826’da İstanbul'da doğdu, 13 Eylül 1871’de aynı kentte öldü. Topçu yüzbaşısı olan babası Mehmed Ağa 1829’da Osmanlı Rus savaşı sırasında vurularak ölünce, annesi onu yakınlarının desteği ile büyüttü. Şinasi ilk öğretimini Mahalle Sübyan Mektebi’nde ve Fevziye Okulunda tamamladıktan sonra Tophane Müşiriyeti Mektubi Kalemi’ne katip adayı olarak girdi. Burada görevli memurlardan İbrahim Efendi’den Arapça, Farsça ve Osmanlıca’nın yazı kuralarını öğrendi, yine aynı kalemde görevli eski adı Chateaneuf olan Reşat Bey’den Fransızca dersi aldı. Bu görevindeki çalışkanlığı ve başarısı nedeniyle önce, memurluk sonra hulefalık derecesine yükseltildi. 1849’da bilgisinin artması için devlet tarafından Paris’e gönderildi. Burada matematik, tarih, doğabilim ve toplumsal bilimlerle ilgilendi. Edebiyat ve dil konularında 10 çalışmalarını sürdürdü. Doğabilimci De Sacy ailesiyle dostluk kurdu Ernest Renan’la tanıştı. Lamartine’nin toplantılarına izledi.Doğubilimci Pavet de Courteille’e bilimsel çalışmalarında yardım etti. Dilbilimci Littré ile tanıştı. 1851’de Société Asiatique’e üye seçildi. 1854 Paris dönüşünde bir süre Tophane Kalemi’nde çalıştı. Daha sonra Meclis-i Maarif üyeliğine atandı. Encümen-i Daniş’te (ilimler akademisi) görev yaptı. Koruyucusu Mustafa Reşit Paşanın görevinden ayrılması üzerine, eğitim ve öğretim kurultayına sakalını keserek geldiği için üyelikten çıkarıldı. Raşit Paşa 1857’de Baran ÇAKIR Baran ÇAKIR yeniden sadrazam olunca, Şinasi de eski görevine döndü. 1860’da Ağah Efendi ile Tercüman-ı Ahvâl gazetesini çıkardı… Eleştirileri ve Sultan Abdülaziz’e karşı girişilen eylemin düzenleyicilerinin yanında yer alması nedeniyle 1863’teki Meclis-i Maarif’teki görevine son verildi. Gazeteyi Namık Kemal’e bırakarak 1865’te Fransa’ya gitti. Orada sözcük çalışmalarına yöneldi. Société Asiatique üyeliğinden ayrıldı. 1867’de İstanbul’a dönünce bir basımevi açtı, yapıtlarının basımıyla uğraşmaya başladı. Kısa bir süre sonra beyin tümöründen öldü. TÜM’DEN HABERLER Dilemek Evler, arabalar, insanlar Uğramasaydı keşke hiç Geçmeseydi kapımdan bile Bizi ürküten bu karanlık, Yüzümüzü ıslatan riyakarlık Bir oyun kadar masum ve neşeli Kalabilseydi keşke aşk Yapılan kavgalar oyundan çıksaydı keşke sadece… Sonra hemen Sarıl barış… Keşke hiç girmeseydiniz Girmeseydim dünyana/dünyama Hissetmeseydim hiç Ne ben ayıplı olurdum. Ne siz ne de dünya. O zaman kararmazdı dünya Her gün yeniden ölmezdim Sessiz çığlıklar atmazdım… Keşke, Kendimden bir kez daha Vazgeçtiğim o akşamda Çıkmasaydın karşıma, Görmeseydim seni… Kapılmasaydı yüreğim sana, İyileştiğimi hissetmeseydim. Zincirlerin kırılıp Parmaklıkların yok olduğunu Özgür olduğumu hissetmeseydim. Keşke bir melek gibi, Sonsuzluğun tatlılığı gibi Çıkmasaydın karşıma. Hasan Tan BEKTAŞ O zaman seni dilemek zorunda kalmazdım Bir akşam bile görmediğimde Boşluklara dalıp kalmazdım. Sadece adını biliyorum, Bir de yüzünü ve üstündekileri, Zaten nasıl unutabilirim ki Karanlıktaki aydınlığı. Çocukça kalmadığı için dünya Hep bir şeyler diliyorum çocukça. Tükenmiş nefesim, Kaçıvermiş hevesim. Ben de diliyorum işte. Pis gecenin ayazlı kuytularında Keşke bir şey olsa da Bağlasan beni yaşama. Keşke duysan boğuk haykırışlarımı, Karanlıktan kaçışımı, Arınmak için yakarışımı. Dokunsan sihirli elinle bana, Güçlendirsen iyileştirsen beni. Güneş gibi gülsen bana, Aydınlatsan dünyamı, Boğsan karanlığı, Isıtsan titreyen yüreğimi. Başını omzuma koysan. Kanatlansam senin gibi. Sarılsan bana… Uçsak ayıpsız beyaz bulutlara Uğramasak bir daha buraya Unutsak her şeyi. 11 TÜM’DEN HABERLER Teknoloji Haberleri Türkay Oğuz OCAK Çi li İ ter et Şirketi, Ülke i İlk Sürücüsüz Aracı ı Üretti Çin’in en büyük internet şirketlerinden biri, ülkenin ilk sürücüsüz aracını üretti. Araç, sürücüye ihtiyaç duymadan yön değiştirme ve araç sollama kabiliyetlerine sahip. Çin’in en büyük internet şirketlerinden Baidu’nun, ülkenin ilk sürücüsüz aracını ürettiği bildirildi. Baidu’nin BMW ile ortak ürettiği sürücüsüz aracın, sürücüye ihtiyaç duymadan yön değiştirme, araç sollama, düşük ve yüksek hızda ilerleyebilme yeteneklerine sahip olduğu belirtildi. • Sürücüye İhtiyaç Duymadan Yön Değiştirebiliyor Baudi’nin BMW ile ortak ürettiği aracın, sürücüye ihtiyaç duymadan yön değiştirme, araç sollama, düşük ve yüksek hızda ilerleyebilme kabiliyetlerine sahip olduğu belirtildi. Aracın, Baidu firmasının “autobrain” adlı yazılımıyla donatıldığı, bu sayede nesne tanıma, çevre, yol şeritleri ve diğer araçları algılama gibi fonksiyonları yerine getirebildiği ifade edildi. • Aracı Çin’in Google’ı Baudi Üretti China Daily gazetesinin haberinde, Çin’in Google’ı olarak da adlandırılan Baidu tarafından geliştirilen ülkenin ilk ve tam otonom aracının, karmaşık yol şartlarında yapılan testlerde başarılı sonuçlar verdiği kaydedildi. • Sürücüye İhtiyaç Duymadan Yön Değiştirebiliyor 12 Baudi’nin BMW ile ortak ürettiği aracın, sürücüye ihtiyaç duymadan yön değiştirme, araç sollama, düşük ve yüksek hızda ilerleyebilme kabiliyetlerine sahip olduğu belirtildi. Aracın, Baidu firmasının “autobrain” adlı yazılımıyla donatıldığı, bu sayede nesne tanıma, çevre, yol şeritleri ve diğer araçları algılama gibi fonksiyonları yerine getirebildiği ifade edildi. TÜM’DEN HABERLER Beyin Gibi Çlalışa Çip Çinli bilim adamları, insan beyni gibi çalışan bilgisayar çipi geliştirdi. Şinhua ajansının haberine göre, Hangcou Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Cıciang Üniversitesi araştırmacılarının bir yıllık çalışmayla geliştirdiği çipe “ Darwin” adı verildi. Küçük madeni para büyüklüğünde ve siyah renkli Darwin, 4 milyondan fazla sinaps bağlantı noktası ve 2 bin 48 nöronla donatıldı. Hangcou Bilim ve Teknoloji Üniversitesinden Dr. Ma Dı, “Darwin, nöronların sinaps bağlantı noktalarını kullandığı beyindeki sinir ağını taklit ederek akıllı bilgisayar görevlerini yerine getiriyor” dedi.Darwin’in robotik çalışmalarda, akıllı donanım sistemlerinde ve beyin-bilgisayar Ara yüzlerinde kullanılmasının beklendiğini söyleyen Ma, çipin gelişiminin daha başlangıç safhasında olduğunu vurguladı. Cıciang Üniversitesinden bilim adamı Şın Jünçıng da yeni çiple çalışan bilgisayarların daha az elektrik harcadığını kaydetti. Darwin’in bilinen diğer bilgisayar çiplerinin çözemediği zor işlemleri yapabildiğini aktaran Şın, çipin farklı insanlar tarafından yazılan rakamları tanımlamak, farklı görüntüleri ayırt edebilmek ve kullanıcının beyin dalgalarına göre ekrandaki nesneleri hareket ettirmek gibi karmaşık bilgileri işleyebildiğine dikkati çekti. Çin’de beyinden esinlenilerek yapılan bilgisayar çalışmalarında dönüm noktası olarak nitelenen araştırma, “Science China” dergisinde yayımlandı. Dü ya ı E Küçük Ka era Do a ı lı Dronu Çok küçük ve FAA’ya kayıt zorunluluğu olmayan dünyanın en küçük kamera donanımlı insansız hava aracı. Sadece 1.5 inç kare ve ağırlığı ise 249 gr. The Axis Vidius sadece avuç içi kadar bir drone onu diğerlerinden farklı kılan ise 420p canlı video kaydı yapabilen kamerası. Federal Havacılık ile uğraşmak istemeyenler için ideal gibi. 20 dk. USB Şarjı ile 7 dk. uçuşlar mümkün ve WiFi üzerinden canlı video yayınını aktarabilirsiniz.Vidius 2.4 Ghz bir uzaktan kumanda ile birlikte geliyor. Ancak kullanıcıların akıllı telefonları ve tabletleri de uçuşu kontrol etmek için kullanılabilir. 7 Ocak tarihine kadar 75$’dan satışa sunuluyor. Daha sonra 95$ olacak. 29 Ocak’ta siparişler sahiplerine gönderilmeye başlanacak. Bu küçücük Axis Vidius Drone eğlenmek için iyi bir yol olabilir. Gerçek Uça Kaykay Üretildi Hoverboard teknolojisi tekerleklerden sonunda kurtuldu. Oldukça uzun bir zamandır bilim kurgu senaryolarına konu olan uçan kaykaylar sonunda gerçek oluyor. ARCA Uzay şirketi elektrik ile çalışan ve gerçekten uçan kaykay üretmeyi başardı. Arca Board isimli uçan kaykay 272 beygir ve 203.000 watt gücü ile en güçlü insan taşıyan araç olma özelliğine de sahip. Ürün hala prototip aşamasında . Arca Board 19.900 dolarlık fiyatı ile nisan ayında siparişleri kabul etmeye başlayacak. 13 TÜM’DEN HABERLER ¾ Beğenilmek isteyen bir yazar: Cahit Sıtkı Tarancı Bazı insanlar sürekli bir beğenilme, onaylanma telaşı içindedir. Beğenilmediğini düşünüp hep bir eksiklik duygusuyla yaşar. İşte Cahit Sıtkı Tarancı da -tıpkı Ahmet Haşim ve Reşat Nuri gibi- çirkin olduğunu düşünerek içine kapanmış yazarlarımızdandı. Şiirlerinin yalnızlık, karamsarlık ve ölüm kokması bundandı oysa çirkin bir adam değildi Tarancı. Her daim bakımlı ve şıktı. “Yaş otuz beş yolun yarısı eder, Dante gibi ortasındayız ömrün” diye yazan biri ne kadar çirkin olabilir ya da çirkin olsa ne yazar! ¾ Örgü ören, reçel yapan bir romancı ,İflah olmaz bir kedi sever: Hüseyin Rahmi Gürpınar 80 yaşında son nefesini verirken “Kedilerimi iyi doyurunuz” dedi, son sözü bu oldu. Kedilerinin adları: Sarı, Hüsnü, Nazlı... Hiç evlenmedi. Yüz tane eldiveni vardı. Sokakta eldivensiz görülmedi. 'Aşırı şıklık' merakından değildi eldiven düşkünlüğü... Mikrop korkusundandı. Sokakta hiçbir yeri katiyen çıplak elle tutmazdı. Çıplak elle dolaşanlara çok şaşırır, bu durum için “Manasız bir cesaret” yorumunu yapardı. Örgü örmesini bilirdi. Hem de şişle örmez, çok daha eski usulde, tığla. Nakış modelinden şekiller çıkarır ve bütün örgülerden anlardı. Hangisi saç örgüdür, hangisi haraşo örgüdür, hepsini bilirdi.50 yaşından sonra Türkiye’nin en hararetli bisiklet tiryakilerinden biri oldu. Kadıköy’den Bostancı’ya kadar bisikletle giderdi. ¾ Hayvanseverleri kızdıracak yazar: Anton Çehov Dickens hayvanlara düşkündü ama Anton Çehov için aynı şeyi söyleyemeyeceğiz. Ünlü Rus yazarın “Slovoç” adını verdiği bir kuyruksüreni -böyle bir hayvan olduğunu biz de bilmiyorduk, açtık Google’ı öğrendik- vardı. Çehov bir mektubunda, “sıçan ve timsah, kaplan ve maymun karışımı” olarak tarif ettiği Slovoç’unu yaklaşık bir yıl neredeyse hiç yanından ayırmadı. Ancak sonra onu seyahate çıkacağı gerekçesiyle, daha önce kötü koşulları nedeniyle “hayvan mezarlığı” diyerek şiddetle eleştirdiği Moskova Hayvanat Bahçesi’ne bağışladı. Normal ömrü ortalama 20 yıl olan kuyruksüren, burada ancak iki yıl yaşayabildi. Ne diyelim, ayıp etmişsin be Çehov Abi! ¾ Pablo Picasso Kübizm akımının temelini atan ve başlatan İspanyol ressam Pablo Picasso, ünlü olmadığı ve maddi sıkıntı içinde olduğu gençlik yıllarında yaptığı resimleri yakarak ısınırdı. 14 TÜM’DEN HABERLER ¾ AZİZ NESİN Bir asker olduğunu biliyor muydunuz? Ordudan Komutan rütbeli olduğu zamanda atılmıştır. Ayrıca yazarımız bir süre bakkallık yapmıştır. Mezarını adını taşıyan okulun bahçesinde belirsiz bir yere kazılmasını vasiyet etmiş öyle de yapılmıştır. ¾ Az kalsın Titanic’te Batacaktı : Besim Ömer Paşa O bir doktor... Türkiye’de modern tıbbın kurulmasında emeği büyük...Evlenmemeyi çocukluğundan beri takıntı yapmış biri... Ama hiç evlenmedi. Rivayete göre onun pek çok hastasını göre göre insandan iğrendiği için evlenmediği söylenir. Amerika Boston’da düzenlenen uluslararası bir tıp kongresine katılmak üzere yola çıktı. Marsilya Paris Cherboug New York yoluyla Yeni Dünya’ya gidiyordu. Vapurla Marsilya yoluyla Paris’e ulaştı. Paris’te konakladı. Ertesi gün Cherboug’a gidecek. Ancak uyanamadığı için treni kaçırdı. Sinirlendi, üzüldü. Çünkü Amerika vapuruna yetişememişti. Ertesi gün gazetelerin yıldırım baskılarından biri dikkatini çekti. Manşette şu haber vardı: “Titanik vapuru battı”. Besim Ömer Paşa’nın bilet aldığı ve kendine kamara ayırttığı vapur! Besim Ömer, devrinde en çok çocuk doğurtan hekimdi. Hatta bir kere 48 saat içinde dokuz doğum vakasında bulunmuş. Bundan söz ederken, “Dokuz doğurmadım ama dokuz doğurttum” diye şaka yapardı. Onun doğurttukları arasında aynı aileden üç nesle rastlamak mümkündür.Her şeyde olduğu gibi haberleşmede de son derece Avrupai idi. Mesela mektuplara daima mektupla, kartlara kartla, telgraflara telgrafla cevap verirdi. ¾ İyi ama Zor Yazan Bir Yazar: Recaizade Ekrem Devir kamışla yazı yazılan devir.Ekrem Bey,kağıdı dizlerine dayar, kamış kalemle yazardı. Gayet zor bir şekilde yazardı. En ufak bir mektup için bile müsveddeler yapardı. Yazar, çizer, düzeltir; bir başka cümle kurar, kelimeyi beğenmez, değiştirir, saatlerce 'işitilmemiş bir kelime' arardı.İnce idi, pek zarifti, şairdi ve genç yaşta çok meşhur olmuştu. Tanzimat döneminde Çamlıca, bir gençlik rüyası kadar güzel ve şiirliydi. O da Çamlıca’nın müdavimi... 'Araba Sevdası' adlı kitabını Çamlıca’da kiraladığı köşkte yazdı. Romanın bütün kahramanları, Çamlıca’da yaşayanlardı. ¾ Tolstoy’a özenip kıyafet tasarladı: Tevfik Fikret Şikâyet etmeyi severdi. Her şeyden şikâyet ederdi. Büyük bir şairdi. Fakat nesir yazamazdı. Sakın “Dans etmeyi bilen yürümesini bilmez mi?” demeyin. Acı gerçek buydu: Tevfik Fikret nesir yazamazdı. Buzlu kompostoya bayılırdı. Bilhassa taze kayısı ve şeftaliden yapılana... Fikret, evinde şeklini kendi tasarladığı dik yakalı, omuzdan düğmeli, yakası işlemesiz gömlekler giyerdi. Bu gömleklerin ilhamını Tolstoy’dan almıştı.Bir kadın çarşafı icat etti. Pek küçük bir pelerin, arkadan uzun bir iğneyle tutturuluyor. Bu iğne çıkınca çarşaf, bir an içinde gayet şık bir kostüm tayyör oluyor. İlk defa Tevfik Fikret’in eşi Nazime Hanım’ın giydiği bu çarşaf modeli, o dönem İstanbul’un kibar muhitlerinde derhal moda oldu ve alıp yürüdü. Eskiden bizde bir şair laubaliliği, derbederliği vardı. Şairler kıyafetlerine özen göstermezlerdi. Tevfik Fikret, şık giyimiyle 'perişan şair kıyafetini maziye karıştıranların başında gelir. 15 TÜM’DEN HABERLER Sena Nur CAVSAK 10 Kasım Atatürk’ün ölümünün 77. yılında tüm Türkiye’de olduğu gibi lisemizin bulunduğu Sarıyer ilçesinde de saat 09.05’te hayat durdu. 10 Kasım günü milletçe tutulan yasa rağmen Atatürk’ün fikirlerini ve düşüncelerini daha iyi anlamak adına Sarıyer/ Atatürk Meydanı’nda kısa bir merasim düzenlendi. Törende Gazi Mustafa Kemal adına sirenler eşliğinde iki dakikalık saygı duruşu ve hemen ardından İstiklal Marşı okundu. Sarıyer İlçe Belediye Başkanlığı, Gaziler Odası ve bazı siyasi parti çelenkleri Atatürk Büst’üne bırakıldı. Lisemizin ilk yılında bizler de öğrencilerimiz ve öğretmenlerimizle orada 16 bulunduk.Sarıyer/ Atatürk Medanı’nda yapılan törenden sonra okul müdürümüz Aydın Tolga Tavukcu, Sarıyer Halk Eğitim Merkezi’nde düzenlenen merasime katıldı. Arkeoloji Müzesi Gezisi Geçmiş dönemlere ait kalıntıların bulunduğu ve tarihin anlaşılmasını kolaylaştıran arkeolojik eserlerin bir kısmı İstanbul Topkapı Sarayı’ndaki arkeoloji müzesinde sergilenmektedir. 9. sınıflarımız hem eğelenmek için hem de ödevlerine yardımcı olması için müzeye gittiler. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı TBMM’nin 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet rejimini ilan etmesi anısına her yıl 29 Ekim günü Türkiye’de ve KKTC’de kutlanan bir bayramdır.” Cumhuriyetimizin 92. yılında Tümevarım Temel Lisesi’nde 9. sınıf öğrencilerimizin yardımıyla Atatürk Köşesi hazırlandı. Köşemiz hem İngilizce hem Türkçe sunumlardan oluştu. Hazırlanan sunumlarda Atatürk’ün kişisel özellikleri, inkılapları, yapılan devrimler; hem Cumhuriyet hem de eğitim - öğretime verdiği değerleri ve önemi vurgulayan sözleri yer aldı. Hazırlanan pano haricinde okulumuz Türk Bayraklarıyla ve Atatürk resimleriyle süslendi. TÜM’DEN HABERLER Üniversite Fuarı İstanbul da her sene Aralık ayının son haftasında Harbiye/Lütfü Kırdar Kongre Merkezinde düzenlenen üniversite tanıtım fuarına Tümevarım Temel Lisesi 11 ve 12.sınıf öğrencileri olarak katılım gösterdik. Bu fuar lise öğrencilerinin tercih edeceği üniversiteyi yakından tanıma ve diğer üniversiteler hakkında bilgi edinmek için yapılan bir etkinliktir. Her ne kadar devlet üniversitesini tercih etsek de özel üniversiteler de artık tercihlerimizin arasında. Mesela İstanbul Ticaret Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, Haliç Üniversitesi, Beykent Üniversitesi,İstanbul Ticaret Üniversitesi’ndeki Prof. Dr. Özgür Çengel okulumuza ayrı bir sunum yaptı. Yaptığı konuşma beni çok etkiledi. Özgür Bey başarılı olmak için çok çalışmanın önemini vurgularken üniversite seçimi konusunda dikkatli olmamız ve fark yaratmamız gerektiğini dile getirdi. Konuşmasına bir örnek vererek başladı. Sabancı, Koç, Doğuş… Hiçbiri mastırı tamamlamış veya yurtdışında eğitim görmüş insanlar değil. Onlardan bazıları iş hayatına atılmadan önce belki de üniversite eğitimlerini bile tamamlayamamışlardı ama şimdi Türkiye'nin hatırı sayılır iş adamlarından. Elindeki her fırsatı değerlendiren, hayata farklı bir bakış açısıyla bakan, hiçbir zaman pes etmeyen , gecesini gündüzüne katan kişiler. İşte bu yüzden çok başarılılar. Mümin Sekman’ın da dediği gibi ‘”Baş+arı: “Baş” olmak için “arı” gibi çalışmak gerekir.” 17 TÜM’DEN HABERLER Öğretmenler Günü Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır”. Çok şanslıyız çünkü Türkiye’deki en iyi öğretmenler bizim okulumuzda toplanmışlar. Komik, ciddi, sevecen, yardımsever… Hepsi birbirini tamamlıyor. Okulumuzdaki öğrenciler, öğretmenler gününde öğretmenlere hitap edecek eğlenceli karton hazırladılar ve evde yaptıkları yemekleri okula getirdiler. Öğretmenler gününde, kurumumuzu temsilen Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenimiz Aslı Akın ve okul müdürümüz A.Tolga Tavukcu törene katıldılar. Önce Sarıyer Meydanında Atatürk Anıtı önünde düzenlenen çelenk sunma töreni daha sonra saygı duruşu ve hemen 18 ardından İstiklal Marşı okundu. Sonra salon törenine geçildi. Sarıyer Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde Demirciköy Ali Akkanat Anadolu Lisesinin sunduğu program Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’yla başlayan tören çeşitli etkinliklerle devam etti. Törene açılış konuşması ile başlandı sonra en genç ve en yaşlı öğretmenler konuşmalarını yaptılar .Emekli öğretmenlere şeref belgesi verildi. Daha sonra resim, şiir ve kompozisyon alanlarında dereceye giren öğrencilere ödüller verildi. Ödül verildikten sonra Sarıyer Halk Eğitim Merkezi korosu Şef Mustafa Şahin yönetiminde katılımcılara unutulmayacak bir müzik ziyafeti yaşattı. Programın sonunda da Aday öğretmenlik süreleri dolan aday öğretmenler, düzenlenen programda yemin ettiler. Yemin töreninin ardından program son buldu. TÜM’DEN HABERLER As opposed to common belief, learning a new language is neither difficult nor complicated. Both learners and teachers have to take some responsibilities during language training. Learners should be curious and willing because learning a Deniz Aysu AKYILDIZ new language wants interest and regular practice. Furthermore, a teacher has to supply all materials for his/her learners. Moreover, a teacher has to be energetic and equipped because he/she must cover all demands. I mean that, if a foreign language teacher be aware of all teaching methods and materials, he/she can create an appropriate atmosphere which is suitable to learn a language. In our high school, both my students and I make an effort to enhance our English level. While our 9th grade students focusing on grammar and gaining new words, 11th grade students start to apply, what they learn, in real life. Although they still revise some grammatical subjects, they also try to make presentations, film reviews, writing poems and essays about different topics, and even they translate. In this school magazine, they want to prove that whether they can learn English or not They made interviews with their teachers and they tried to introduce a field of profession by interviewing with a pilot, they introduced some street performers and their instruments, they toured around the Istanbul and they chose Ortaköy to present our readers. They began to recognize foreign poets and novelists and they learnt to get enjoy from their works. In addition, they watched movies and dramas in English. All these activities helped them in their development process. I hope you will read our magazine with huge pleasure because we got enjoy while preparing it. Thanks a lot already now. 19 TÜM’DEN HABERLER How Can We Learn English ? Nadire İkra EROĞLU People, who wants to learn foreign language, believes that learning new language is difficult. There are some tips that makes learning easier than people think. If you try to follow these tips, you can achieve to learn any foreign language whatever you want. Of course, you have to make an effort to learn new languages. If you believe yourself , YOU CAN! LISTEN TO ENGLISH EVERY DAY Listen to English radio. Watch English TV. Watch English movies. Use online lessons. READ ENGLISH STORIES Start with children’s storybooks. Try ESL readers. Read advertisements, signs and labels. MAKE AN ENGLISH/ESL FRIEND Make up conversations. Practise dialogues. Use beginner textbooks. VISIT AN ENGLISH SPOKEN COUNTRY Learn English more quickly. Stay with an English family. Hear native speakers talk. Have a fun experience. WRITE DOWN NEW WORDS Start a vocabulary (new word) notebook. Write words in alphabetical order (A...B...C...). Make example sentences. Always use an English-English dictionary first. 20 KEEP AN ENGLISH DIARY Start with one sentence. How do you feel? How is the weather? What did you do today? Write another sentence tomorrow. TÜM’DEN HABERLER How Do We Learn English in Our School ? When Arda Nurioğlu makes a presentation about Star Trek. While we were watching English movies. Conversation club helps foreign language learners about speaking fluently, forming a sentences, defending a subject, understanding the subject in different ways. On the other hand, a person gains self confidence, a person learns thinking more efficiently. Our discussion topic was “Which one is important; spending money or saving money.” We all shared our ideas and we tried to persuade opposing team. 21 TÜM’DEN HABERLER Interview With Capt. Barbaros H. EMSEN Sena Can you give some information about yourself ? Barbaros Sure, I was born in Erzurum in 1987 and I have graduated from Erzurum Lisesi in 2004. My department was physics. Sena After your graduation, what did you do for your career ? Barbaros. Flying was one of the magnificent idea for me and I wanted to improve myself about this proficiency but I hat to graduate from any university to reach my dreams. After that I started to Anadolu University in 2004 and I finished it in 2008 then I have joined AYJET in 2009 to get an airline pilot licance to work in an airline company. Sena Do you mean that you are a pilot, aren’t you ? Barbaros. I think so Sena Can you share your flight experiences which you are gained in your flight academy ? Barbaros. First of all,we learnt flying with single engine aircraft which one has unique propeller is placed in front of it and let you think you are alone in a powerfull training aircraft you can feel the real freedom in that machine that is you can set your heading where you want. IT IS A MAGIC Sena How did you feel yourself when you took your first flight ? Barbaros. It is a big memory for myself which I can’t forget it during my life. Until that moment, I was looking those pretty clouds from the ground and I had a chance to touch them an I had a luck to move myself, east to west and north to south. I felt like that. 22 Sena In which airline company do you work? Barbaros. It’s a cargo company which has a lot of hubs around the Europe and Middle East. Sena How long did your the longest flight take and where was it ? Barbaros. Actually, we had three long haul flights to middle east which takes at around 4 to 5 hours. There are Doha (Qatar), Abu Dhabi (UAE) and Manama (Bahrain) Sena Have ever felt and fear ? Barbaros. When I was a student pilot in flight school, I had a flight to Edremit which I had to cross Marmara Sea from north to south and suddenly sky was covered with storm clouds. Aircraft was shaking itself and hard to control it. Especially this problem was occured on my flight route I had to make a decision. I’d be faced with a fuel problem then I calculated my remained fuel for cruising and I followed a different route to escape storm. TÜM’DEN HABERLER Interview With Capt. Barbaros H. EMSEN Sena What type aircraft of yours ? Barbaros It’s an Airbus which is the bigest aircraft to carry something. That model is called as A300-600R and it’s really heavy and huge it’s lenght is 54 meters and it’s wing span is 45 meters. it’s take off weight is 170 tones. Actually, I have a special name for my aircraft, I mean it’s kind of a nickname «Loudy and Angry» Because, it’s too noisy when you use thrust for take-off and I like to hear it. Sena Do you have any sugestions for our students ? Because we know that they are really get in trouble with their career plans Sena Do you think that you learnt and useful lessons in your high school ? Barbaros Yes, physics and maths siginifcant points in aviation, such as and aircraft can land if it follows a triangle or we calculate our routes with a range of circle. Furthermore, there are four forces placed around aircraft to fly, These are F (Force), D (Drag), L (Lift) and W (Weight). I learnt them in high school. Barbaros In this era, having a career is the most important problem for a teenagers and I think that an university diploma is not enough to find a good job. However, I suggest that you can improve your skills after university, that is, you have to know a foregein language if you want to catch the job opportunities in the internetional areas. 23 TÜM’DEN HABERLER Interview with Ali Ay Sena How was your lessons when you were in High School? Ali Ay My math and physics lessons were better than the others such as Turkish but my Geography was good. Sena What did you want to be when you were young? Ali Ay I wanted to be a scientist about biology who have proved himself in his department. Sena Which university and which faculty did you attend? Ali Ay Istanbul University /Science Faculty, Biology Department Sena What kind of activities have you experienced after graduation? Ali Ay I took master degree for 1.5 years. After that I started to give lessons with my teacher friend “Yusuf Karaaslan”. After a year we founded “Tümevarım Dershanesi” This private institution lasted 2015. In 2015 this instruction change its name and education habit as a Tümevarım High School. Sena How did you meet “Yusuf Karaaslan”? Ali Ay I met him in İstanbul University, especially in the term of master degree. Sena You are also interested in other branches, how do you achieve that? Ali Ay I am only bad at English. Both my knowledge which comes from high school and my afford to learn new things made me successful. Sena Are you married? Ali Ay Yes, I have married for six years. Sena Have you got any child? Ali Ay Yes, I have two daughters, their names are Berfin and Beril. 24 Sena Have you ever cheated when you were in high school? Ali Ay Yes, I have cheated a few times but unfortunately my teachers saw me they were physics, English and religion lessons. Sena Where do you live? Ali Ay Bahçelievler. Sena Is it a problem to arrive Sarıyer? Ali Ay Of course it is. Because Sarıyer is far away from Bahçelievler. Traffic jam is a big problem in Istanbul, I use all kinds of public transportations, but I learnt that how can I get an enjoy from this problem. Sena How did you achieve to get enjoy from this traffic jam? Ali Ay Struggles of people to get on metrobüs and their discussion make me please. Sena How is your classes’ atmosphere? Ali Ay It is sometimes boring and sometimes enjoyable. Sena What was your favorite class in high school? Ali Ay Maths. Sena Have you ever played an instrument? Ali Ay I tried but I couldn’t. I tried to play guitar but it didn’t last too long. Sena Is there anything that you wanted to do but you couldn’t? Ali Ay I wanted to tour around the world but it was just a dream which never comes true. Sena Why did you choose biology? Ali Ay I wonder about living beings. Especially my teacher supported me. TÜM’DEN HABERLER Interview with Street Performers We went to University Fair with 11th and 12th classes with our school. Devrim KARTAL There were some university students who play musical instrument and sing songs. I wanted to make an interview with them and they approved that. I asked something about music and music’s effects on their education. They answered for me. I did interview with Istanbul Aydın University’s Music Clop Employed. I got informations about university and music. Here is my questions and their answers: Question 1: music? 1. 2. 3. 4. 5. How did you decide to make I was teenager and I felt moddy myself. Day by day I fell that the music can change my life style. I understood that I can be a musician. I don’t know but it comes from completely boredom. My cousin was playing the guitar so she started to teach me. I was interested in sport when my father was interested in music then I hurt my arm so I couldn’t spend time with sport and I started to take music courses from my father. I didn’t remember how I started. Question 2: If you have a chance to play another instrument which one would you prefer? 1. I am playing bağlama, saxophone, zither and drums but I want to play tambour. 2. Definitely cello. 3. Clarinet. 4. Drum. 5. Piano. Question 4: How old were you when you started to music? 1. 14 2. 15 3. 13 4. 10 5. 11 Question 5: How did you learn playing your instruments. 1. I learned by myself but then I took a course. 2. In course. 3. I didn’t take any course. 4. I take only 6 month course. 5. I learned by myself. I want to introduce you an instrument which I didn’t know until I met this group. I’s called Cajon.“Cajon is used in flamencos music. Cajon is one of the precision instrument. Cajon is a percussion instrument and the artist sits on it, uses his/her hands and foods to make to music. There are cords inside the box.” Question 3: Do you earn money from music? No, we don’t because making music is too expensive but we play generally in summer also in Ramadan. 25 TÜM’DEN HABERLER THE WORLD IS TOO MUCH WITH US The world is too much with us; late and soon, Getting and spending, we lay waste our powers; Little we see in Nature that is ours; We have given our hearts away, a sordid boon! This Sea that bares her bosom to the moon, The winds that will be howling at all hours, And are up-gathered now like sleeping flowers, For this, for everything, we are out of tune; It moves us not. --Great God! I'd rather be A Pagan suckled in a creed outworn; So might I, standing on this pleasant lea, Have glimpses that would make me less forlorn; Have sight of Proteus rising from the sea; Or hear old Triton blow his wreathèd horn. Devrim KARTAL William Wordsworth DÜNYA ÇOK YORUYOR BİZİ Dünya çok yoruyor bizi; er ya da geç, Kazanarak ve harcayarak, tüketiriz güçlerimizi: Ne kaldı ki doğada bize ait olan; Kaybettik yüreklerimizi, yok yere! Çıplak bağrını aya açan bu deniz; Tüm saatlerde uğulduyor olacak rüzgârlar, Ve şimdi yukarda bir araya gelmiş uyuyan çiçekler gibi; Bunun için, her şey için, ahengimiz bozuldu bizim; O bize hamle yapmaz.—Yüce Tanrı! Tercih ederdim Modası geçmiş bir inançla beslenen bir pagan olmayı Böylece durabilirdim bu hoş çayırın üzerinde Beni sahipsiz kılacak olan anlık bakışlarla; Görerek Proteus’u yükselirken denizden; Ya da duyarak üfleyişini kıvrımlı borusundan yaşlı Triton’un. 26 William Wordsworth TÜM’DEN HABERLER ANNABEL LEE ANNABEL LEE It was many and many a year ago, In a kingdom by the sea, That a maiden there lived whom you may know By the name of Annabel Lee; and this maiden she lived with no other thought Than to love and be loved by me. Uzun, çok uzun seneler önceydi, Deniz kıyısında ki bir krallıkta Didem Büşra KARA Bir kız yaşardı, bilirsiniz belki İsmi Annabel Lee;; Ve hiçbir düşüncesi yoktu yaşarken Sevmek ve benim tarafımdan sevilmekten başka. I was a child and she was a child, In this kingdom by the sea; But we loved with a love that was more than loveI and my Annabel Lee; With a love that the winged seraphs of heaven Coveted her and me. O çocuk ve ben de çocuktum Bu deniz kıyısında ki krallıkta; Ama aşkın ötesinde bir sevdayla sevdik biz Ben ve benim Annabel Lee;; Cennetin perileri bile imrenirdi Bizim aşkımıza. And this was the reason that, long ago, In this kingdom by the sea, A wind blew out of a cloud, chilling My beautiful Annabel Lee; So that her highborn kinsman came And bore her away from me, To shut her up in a sepulchre In this kingdom by the sea. Ve işte bu yüzden, uzun yıllar önce, Bu deniz kıyısında ki krallıkta, Bir rüzgâr esti bulutların arasından, üşüterek Benim güzel Annabel Lee;’mi. Bu yüzden geldi onun soylu akrabaları Ve alıp götürdüler onu benden çok uzaktaki Bir mezara kapatmaya Bu deniz kıyısında ki krallıkta. The angels, not half so happy in heaven, Went envying her and meYes!- that was the reason (as all men know, In this kingdom by the sea) That the wind came out of the cloud by night, Chilling and killing my Annabel Lee. Cennette ki melekler bile bizim kadar mutlu olamadıklarından Gittiler kıskanarak onu ve beniEvet!- işte buydu sebep (herkesin bildiği gibi, bu deniz kıyısında ki krallıkta) Bulutların arasından gece gelen bu rüzgâr Üşüterek ve öldürerek benim Annabel Lee’mi. But our love it was stronger by far than the love Of those who were older than weOf many far wiser than weAnd neither the angels in heaven above, Nor the demons down under the sea, Can ever dissever my soul from the soul Of the beautiful Annabel Lee. For the moon never beams without bringing me dreams Of the beautiful Annabel Lee; And the stars never rise but I feel the bright eyes Of the beautiful Annabel Lee; And so, all the night-tide, I lie down by the side Of my darling- my darling- my life and my bride, In the sepulchre there by the sea, In her tomb by the sounding sea. Edgar Allan Poe Ama bizim sevdamız çok güçlü ve çok öteydi aşklarından Bizden daha tecrübeli Ve daha bilge olanlardan Ne gökteki cennetin melekleri Ne de şeytanları altında ki denizin Ayıramaz asla ruhumu ruhundan Benim güzel Annabel Lee;’min. Çünkü ay asla parlamaz, getirmedikçe hayallerini Güzel Annabel Lee;’nin. Ve yıldızlar asla yükselmez, ama ben hissederim parıldayan göz Güzel Annabel Lee;’nin; Ve bu yüzden, uzanırım yanına tüm gece boyunca Sevgilimin- sevgilim- hayatım ve gelinim, Deniz kenarında ki bu mezarda Azgın denizin kıyısında ki mezarında. TÜM’DEN HABERLER Nostalgia; Fatih AVCI When the movie end, it is possible to think about the theme. Actually the theme is so simple because the plot based upon difficulties in real life. ‘’ The Pursuit of Happyness’’ tries to teach how wrong to give up when get into the difficulties. A person, who thinks give up, should watch it, because I am sure that you will be thank god for your life and your opportunities. The movie approximately takes two hours but you will never understand when the movie starts and ends. 28 Chris Gardner; he is a good husband and father but unfortunately he is exposed to a troubles. First, he is left by his wife, and he tries to adapt to a new life with his son. After that, he sells some electronical machines to tahe hospitals but he never spend his earned money. His bank accounts are seized because of his parking debts. He is kicked out his house because of his renting debt. He stays at public toilets or asylums. He is ashamed of his son and he thinks that he must provide a better life to his son. Moreover, he never loses his confidence about everything will be okay one day. TÜM’DEN HABERLER In the movie, always in a hurry. Although this rush scenes a bit eyestraining, there is a hidden message in these scenes ‘’ If you live life in the fast lane, you can overcome all miserablenesses. There are not lots of celebrities in this movie even the movie is lowpriced. However, Will Smith (Chris Gardner) acts a part with his real son Jaden Smith (Christopher Gardner). When audience realize that, they stop thinking about any other celebrities and price of movie. This family environment contributes to movie in a good way. The relationship between father and son so sincere and openhearted. However, some critics insist that it is not true to act a part in a movie with first degree relatives, Will and Jaden Smith destroy this perception. I wish you watch this movie in the soonest time. 29 TÜM’DEN HABERLER The Color Purple Deniz Aysu AKYILDIZ Alice Walker, who is the creator of ‘The Color Purple’, is an African-American author and poet. She put signature to many work that mostly about gender and race. She comes from the world as eighth children of her poor family and he loses her right eye, so she becomes blind. Even though all these difficulties, she never gives up and she joins too many activities such as Civil Rights Movements with Martin Luther King Jr. Because of she is a feminist, she always defends women, and she endeavors to equality of both women and men. Her one of the works is titled ‘The Color Purple’ that is about low position of female black women in American society. Considering Walker’s feminist side, she concludes this novel with the triumph of women. The Color Purple includes seven main characters who are Celie, Nettie, Mr.__, Harpo, Alphonso, Shug, and Sofia. Celie, is the both protagonist and narrator in the novel. She is uneducated, ugly, black, and 30 fourteen years old in the beginning of the novel. During thirty years, she serves a man and she is exposed to be abused by men. At the end of the novel, her life changes thanks to a woman, Shug. Celie has a sister, Nettie, Nettie is prettier than Celie, and she is the one who has an opportunity of education. Their father is Alphonso, and he forces Celie to pregnancy two times before sells Celie to Mr._. Mr._ is a grass widower with three children, and sees Celie as an object, not like human. He cheats Celie and brings home a woman Shug, but Shug leaves from him and helps Celie about shape her femininity. Mr._’s son, Harpo is not like a man, his feminine side is overbalance, and his wife, Sofia, belittles him always. Sofia is older than Harpo; therefore, she is dominant and she is sturdy. If it is need to mention briefly about the plot, it takes place mostly in rural Georgia, and it focuses on female black women lives and their low positions in American culture. Celie is the protagonist and narrator, and her father rapes her when she is fourteen, and she gives two children to him. Her father, Alphonso steals children and advises Celie “better not ever tell nobody but God”. With this advice, Celie starts to write letters to God. One day, Mr._ sees and likes Nettie and wants to marry with her, but Alphonso does not. Alphonso’s aim is to rape Nettie, because he sells Celie to Mr._ and says, “She is not a virgin, and you can do whatever you want to her”. Celie serves this man and his children unwillingly and unhappily, but when Nettie runs away from Alphonso and comes near to Celie, Celie reaches happy for a short time. It is short time because, when Mr._ tries to rape Nettie, she refuses him; therefore, Mr._ kicks out her from home. While Nettie is leaving from the home, she gives promise to Celie that is “Only death can leave us”. Remembering this promise, Nettie writes lots of letter during thirty years, but unfortunately, Mr. never gives these letters to Celie. TÜM’DEN HABERLER Dominant character of Shug, protects and defends Celie; therefore, both of these women find letters. All these disrespectful events, helps Celie about to increase her hatred toward her husband, and she learns her father’s death. Celie inherits a house and come together with both Nettie and her two children leaving Mr. All themes, motifs and symbols that novel’s include, refer to this novel’s power. Novel gives the power of narrative and voice showing Celie’s independency. Celie, starts to share her feelings without shy, also she challenges her husband. Moreover, it is possible to see strong female characters in this novel such as Shug and Sofia. As I mentioned, Sofia beats her husband Harpo, and Shug saves Celie’s life carrying her away. Therefore, Celie understands the meaning of femininity and freedom. Even though, there racism, and sexism in this novel, it again breaks traditional concepts. Celie no more stay with her husband who says to her “you are ugly, you are black, you are women, and you are nothing”. Different from these themes, there are motifs and symbols such as letters, colors, sewing and quilts, and God. In this novel, letters emphasizes the power of communication. Also, letters that come from Nettie, give hope to Celie about she will be reunited with her sister again. In addition, Alice Walker uses the colors according to feelings of charactersi for instance, when Celie and Nettie are together they enjoy among purple flowers and also when Nettie comes together with Cellie after thirty years, she waves a flag or something like flag in the color of pink and purple. On the other hand, when they are separate, the atmosphere of the house is seen very dark and boring. As a sign of Celie’s economic independency and reunion of several different people from several different races, Alice Walker uses scene of sewing and quilt. Quilts consist of several different patterns similar with people from different cultures and races, and Celie opens a dress shop to show her economic independency. I think, the most important symbol is God. Celie sees God as her friend, because she can only communicate with God. She can only share her feelings with him, and she says she resembles God to white man. Shug teaches Celie that God is unknown and he has no race and gender. Therefore, Shug helps Celie about to shape her faith. As last, two quotations attract attention by readers. First one is “Us sleep like sisters, me and Shug”, and it states that even though Shug and Celie havesexual affair, Shug behaves like both mother and sister. With these feelings, Shug forgets the sexual side and they sleep friendly. The second one is, Shug act more manly than most men . . . he say. You know Shug will fight, he say. Just like Sofia. She bound to live her life and be herself no matter what. Mr. ______ think all this is stuff men do. But Harpo not like this, I tell him. You not like this. What Shug got is womanly it seem like to me. Specially since she and Sofia the ones got it.This quotation depends on Mr’s speech about Shug. He compares Shug with his son and states that his son is like a women and Shug is lake a man. Also Sofia struggles to survive and shows more resistance against hard life conditions. But Harpo is not like that. He gets a beating from Sofia he always submits to her. Therefore Mr. thinks that Harpo becomes feminized. To sum up, BEING POOR IS BAD, BEING BOTH POOR AND FEMALE ARE WORSE, BEING POOR, FEMALE, AND BLACK ARE MUCH WORSE, THE WORST THING IN THE WORLD BEING POOR, FEMALE, and BLACK AND CHILD. PURPLE IS THE COLOR OF THE WORST. Alice Walker achieves to save purple from being the color of pain, and all women get victory. 31 TÜM’DEN HABERLER Travel Guide Ortaköy Ortaköy is one of the most famous neighborhoods of Istanbul and it takes places in near the Bosphorus. This Bosphorus makes Ortaköy attractive so especially in summer time Ortaköy becomes the most preferential place by tourists. Also, Ortaköy is a suitable place for not only adults but also children or old people. Because this place both favourable for have a peace of mind and entertainment at the same time. In the length of time, Ortaköy Mosque had became the symbol of Ortaköy. Moreover, Ortaköy achieved to center of culture with its nerdy bazaars, baked potatoes shops and restaurants. Ortaköy is one of such neighborhoods, which still carry on with its history and explicitly shows Istanbul’s identity as a place to spend good times benefiting from its ownfeatures such as sitting places to relax, eating places or entertainment places. 32 One of the important thing which cause to people about coming into the Ortaköy is harmony of Ortaköy Mosque with Bosphorus. Ortaköy Mosque is a beautifully ornate structure, right on the jetty of Ortaköy, bordering the waters of the Bosphorus and thus highly visible from the passing boats. “Nigoğos Balyan built this NeoBaroque style Ortaköy Mosque in period of Sultan Abdülmecit in 1853”. http://www.ibb.gov.tr). This mosque is a place that is suitable for Muslim’s worship. Actually, not only Muslims but also people from other religions visit this historical structure. They do not worship as Muslims undoubtedly, but Muslims take pride from this visit. Along with the Ortaköy Mosque, the other reason about why people visit here, is the nerdy bazaars. With the energy that comes from the Bosphorus, sellers feel happy and relax during the day they become demon and warm Arda NURİOĞLU hearted. These behaviors of these sellers reflects to buyers and they feel themselves peaceful and relax when they are hopping. When we tour around Ortaköy, we have a chance to make an interview with an artisan, Erol Kayaoğlu and he said; “Ortaköy consists of different kinds of people from different origins so lots of artisan prefer to show and sell their products in Ortaköy. I make my art on stones which are broken or worn out, and especially I use special stones which are existed only in Muğla and called flagstone. TÜM’DEN HABERLER flagstone. I do not benefit from any kinds of technology, they are exactly hand made products. My purpose is to give them meaning of broken or boulder from any historical place or a church”. What is more, as we observe that sellers firstly serve to themselves. In other words, they works approximately 13-14 hours in a day especially in summer times. If we think that Ortaköy as a place, where appear the sun both morning and evening with its the best shape, these sellers can watch cock crow and sundown in Ortaköy thus, they feed their souls. It is possible to forget concept of time in here. While are selling their products in the streets of Ortaköy, they do not waste of time, for instance, they read a book and when they sell their art the can develop their general culture at the same time. Different from the nerdy bazaars, the famous cousin of Ortaköy coast generally formed from baked potatoes, waffles and pancakes which are another important side of Ortaköy. These foods can be found both in restaurants which located in Ortaköy or in the stands of the coast. These can be understood that they target to young and adults who come here with their families. Generally young people prefer to buy these foods from the stands because it is cheap and they want to eat these foods sitting in the coast, and enjoying the view. On the other hand families prefer to sit in these restaurants or cafes because of their children, but again from these restaurants they can enjoy and relax seeing the view.Ortaköy has an another important advantage to people, if there are any people who are bored from crowded or heavy traffic of İstanbul, it is perfect time to voyage in Ortaköy. Nearly in every hour a small ship takes through people over Bosphorus. This voyage takes only one hour but it is enough to decrease stresses of people. Every people can try this voyage with these small ships, it is very cheap but it is so wonderful. Watching to nature and scene is unaccountable. People who delight with taking photo can capture magnificent exposures during these voyage. Ortaköy coast and this is another reason that makes people to flock in this coast especially at the summer time. For example, Reina, Sortie are the most famous bars of this 33 TÜM’DEN HABERLER coast. These bars welcomed young and adults groups to come in this neighborhood. Being in the coast, having in your hands a beer and seeing the sunset with a little music, it is another pleasure to the both groups of people. Also people can have this pleasure listening to the famous singer that songs in Arena which is again located in Ortaköy coast This cost Does not suitable only for young or adult, but also for children. Near to the sea, we can see a little playing parks for children to enjoy, when their families drink their tea, looking to the sea. When we come to the end, it is possible to see Ortaköy with its own features. Especially feature of Bosphorus makes Ortaköy more interesting and attractive one. Thus, Ortaköy becomes most preferential area by especially tourists. Even though, there are lots of public places in Istanbul, the places which are placed in seaside comes into favour. If it is essential to make a decision among to these seaside places, there is no doubt about championship of Ortaköy. 34 TÜM’DEN HABERLER Okulumuz Sporcuları Ömer Faruk KAYMAKÇIOĞLU Aikido Okulumuz öğrencilerinden Ömer Faruk Kaymakçıoğlu profesyonel olarak yaptığı aikido hakkındaki yazısı Aikido Japonca üç heceden oluşur. Ai-harmoni (uyumlu hareket etme), ki-ruh (düşünce), do-yol. O halde aikido evrensel enerji ile uyumun yoludur. Başka bir bakış açısı ile aikido, saldırganın sizi sarsmasına ya da vuruşuna başlamasına imkan vermeden uygulanan savunma sanatıdır. Aikido, O'Sensei Marihei Ueshibo (1883-1969) tarafından Japonya'da 20. yy'ın ilk yarısında doğmuş ve geliştirilmiş bir Japon savaş sanatıdır. Ueshibo, yaklaşık 900 yıllık Daito Ryu Aikigutsu teknikleri, kendi aydınlanma yolunda kazandığı anlayışla yoğurarak farklı bir savaş sanatı olan günümüz aikido formunu ortaya koymuştur. Aikido; kendini savunmanını ve taktik bilimi olmanın ötesinde bireyin entegre bir insan olarak ortaya çıkabilmesi için ruhu mükemmelleştirmenin, vücudu ve aklı güçlendirmenin, bireyin fiziksel ve zihinsel gücünü birleştirmenin yoludur. Aikido, bükme-fırlatma tekniklerinin kullanılması ve saldırganın yer alır. Ueshibo'nun da anlattığı gibi dövüş ve savaş bizi kesinlikle mahvedebilir, bizim ihtiyacımız olan çekişme değil, uyum ve tekniklerdir. İstenilen savaş sanatı değil barış sanatıdır. Aikido'nun asıl hedefi kişisel değişim ve gelişimdir. Aikido her alanda insanın içinde buluna potansiyelini dışarıya çıkarmasına yardım eden içsel olgudur. Aikido'da belli bir yaş, cinsiyet ya da fiziksel güç sınırı gereksinimi yoktur. Her yaşta kadın, erkek ve çocuklar yapabilir. gücünü, hamlelerini ona karşı kullanmayı amaçlaması bakımından bir çok savaş sanatından ayrılır. Ayrıca rakibin sizi tutmasına, sarsmasına, itmesine, vurmasına izin vermeden onu ekarte edebilecek şekilde savunmayı ve tekrarlanan ataklara cevap verebilmeyi amaçlar ve uygulamaya sokar. Bu sistemde ayrıca yaşamsal sinir 35 TÜM’DEN HABERLER Gizem BALTACI Voleybol Okulumuz öğrencilerinden Ömer Faruk Kaymakçıoğlu profesyonel olarak yaptığı aikido hakkındaki yazısı VOLEYBOL NEDİR? NASIL OYNANIR? OYUN KURALLARI NEDİR? Voleybol, file ile ikiye bölünmüş bir oyun alanı üzerinde iki takım tarafından topla oynanan bir spordur. Oyunun amacı, topu filenin üzerinden göndererek rakip takımın oyun alanına değmesini sağlamak ve rakip takımın bu amaca ulaşmasını önlemektir. Takımların topu rakip alana gönderirken topla üç kez vurma hakkı vardır. (blok teması dışında) Top oyuna servis ile sokulur servisi atan oyuncu topu filenin üzerinden rakip alana gönderir. Rally, topun oyun alanına değmesi harice gitmesi veya bir takımın hata yapmasına kadar devam eder. Voleybolda bir rally kazanan takım bir sayı alır. Servisi karşılayan takım rally'i kazandığında bir sayı ve servis kullanma hakkı kazanır. Oyuncular saat yönünde bir pozisyona dönerler. Voleybol 36 spor salonlarında, plajda veya çimde oynanabilir. OYUNCULAR VE YERLERİ: Pasör: Smaçörlere top dağıtan oyuncudur. Oyunu asıl yönlendiren oyuncudur yani aslında takımın beynidir. Pasör Çaprazı: Pasör servise geçtiğinde öne gelen ve genellikle uzun pasla hücum eden oyuncudur. Smaçör: Dört numarada oynayan ve genellikle uzun pasla hücum eden oyunculara denir. Sahada bu görevde oynayan iki oyuncu bulunur. Biri servise geçtiğinde diğeri (yani çaprazı) öne geçer, bu nedenle dört numaradan sürekli olarak hücum yapabilir. Orta Oyuncu: Üç numaradan oynayan ve kısa, kurşun paslarla hücum eden oyunculara denir. Bu görevde iki oyuncu sahada yer alır. Biri servise geçtiğinde diğeri öne geçer bu nedenle üç numaralı bölgede sürekli hücum bölgesidir. Libero: Genellikle takım formasının tam zıt renginde bir forma giyer ve diğer oyunculardan farklı olarak oyuncu listesinde adının yanında bir "L" ibaresi bulunur. Bu ibare oyuncunun o maç sırasında başka bir görevde kullanılmayacağını gösterir. Takımın savunma TÜM’DEN HABERLER oyuncusudur. Oyun sırasında servis atılmadan önce, takımın o sırada savunmada olan oyuncularından biriyle yer değiştirebilir. Bu yer değiştirme sahanın arka alanından gerçekleştirilir. Arka alanda parmak pas ve manşet olabilirken, topu üç metre içinde parmak pasla alamaz. Yerine geçtiği oyuncu dört numaraya geldiğinde ya da başka bir oyuncuyla değişmesi gerekiyorsa oyundan çıkar. Her iki durumda da oyuna tekrar girebilmesi için bir sayı beklemelidir. Servis atamaz ve üç metre içinden hücum yapamaz. Arka alandan hücum yapabilir ancak zıplayamaz. MEVKİİLER: Oyunda olmayan oyuncular oyun esnasında, ısınma sahasında, molalarda ve teknik molalarda kendi oyun alanlarının arkasındaki serbest bölgede topsuz olarak, set aralarında serbest bölge içinde top kullanarak ısınabilirler. yakalama amacı taşır. PAS ÇEŞİTLERİ: Uzun Pas: Genellikle dört ve iki numara oyuncularına atılan uzun pastır. Kurşun Pas: Dört ve iki numara oyuncularının hücumlarını hızlandırmak amacıyla atılan, file köşelerine doğru ve fileye paralel olarak atılan pastır. Kısa Pas: Üç numara oyuncularına atılan pastır, hızlı hücumu sağlar ve karşı takımı savunması yerine yerleşmeden GİZEM BALTACI VOLEYBOLA NASI BAŞLADI? 2008 yılında voleybola başladım, ve o sene lisansım çıktı. Voleybol benim tüm yaşantıma yansıdı. Beni sorumluluk sahibi yaptı, hayatımı bir düzene soktu. İlkokulun son senesinde hem okul hem de kulüp olarak Türkiye Şampiyonası'na gittim. Okul takımında İstanbul 4.'sü ve Afyon'da olan grup elemelerinde grup 1.'si, yarı final Isparta'da yarı final 1.'si daha sonra da finallerde Türkiye 6.'sı olduk. Kulüp olarak İstanbul ikinciliği, finallerde ise Türkiye beşincisi olmaya hak kazandık. Bunlar bana çok büyük tecrübe oldu. En önemlisi çok iyi arkadaşlıklar edindim. Voleybola hala devam ediyorum. Şu an Anka Spor Kulübü'nde oynuyorum. Şimdilik 3. ligdeyiz fakat benim hedefim 1. lige çıkmak çünkü voleybol benim hayatım. Sakatlanmadığım sürece voleybolu bırakmam neredeyse imkansız. Ailemin ve antrenörlerim sayesinde buralara kadar gelebildim . Hedeflerime ulaşmak için her zaman elinden gelenin en fazlasını yapıyorum ve yapacağım. 37 TÜM’DEN HABERLER Doktorunuz size 3 hap verir ve bunları yarımsar saat arayla almanızı tavsiye ederse, ilaçların tamamını bitirmeniz ne kadar sürer? >>1sSaat Bazı aylar 30, bazıları 31 çeker; kaç ayda 28 gün vardır? >>Tüm aylarda 28 gü vardır Bir çiftçinin 17 koyunu vardı. Sürüde salgın hastalık oldu, dokuzu agır hastalandı, digerleri öldü. Çiftçinin kaç koyunu var? >>9 koyun kaldı Sadece bir tek kibritiniz var, içinde bir gaz lambası, bir gaz sobası, ve bir de mum bulunan karanlık ve soguk bir odaya girdiniz… Önce hangisini yakarsınız? >>Önce kibriti yakmanız gerekir Hz.Musa gemisine her hayvandan kaçar adet aldı? >>sıfır adet çünkü gemisine hayvan alan Nuh Peygamber’di 38 TÜM’DEN HABERLER OKULUMUZDA N KA RE LE R 36 39 Genel Yayın Yönetmeni: Türkçe Sayfa Editörü: İngilizce Sayfa Editörü: Dizgi ve Grafik: İçerik: Aydın Tolga TAVUKCU Aslı AKIN Deniz Aysu AKYILDIZ Nuri Arda NURİOĞLU Nadire İkra EROĞLU Sena Nur CAVSAK Devrim KARTAL Didem Büşra KARA Türkay Oğuz OCAK Baran ÇAKIR Fatih AVCI Tümevarım Temel Lisesi İletişim Bilgileri Merkez Mahallesi Sarıyer Deresi Sokak No:12A Kat: 2, 3, 4 34450 Sarıyer/ İstanbul 0212 242 44 13 www.tumevarimlisesi.k12.tr