bitki-ilaç etkileşimleri herb-drug ınteractıons

Transkript

bitki-ilaç etkileşimleri herb-drug ınteractıons
ISSN: 2148‐0273 Cilt 3, Sayı 1, 2015 Vol. 3, Issue 1, 2015
BİTKİ-İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ
Ali ÜNVERDİ1, Başar ALTINTERİM2
ÖZET
Son yıllarda bitkilerin kullanımının artmasıyla beraber rastgele bitki kullanımı da artmıştır.
Bitkilerin çoğu yan etkisizdir. Ancak bitkilerin kullanılması dikkat gerektirmektedir. Kullanım dozları ve
sürelerine uyulması ve uzman kişiler tarafından tavsiye edilmelidir. Bitkiler her ne kadar düşük
miktarlarda etken maddeler ihtiva etse de bazı maddeler kullanılan kimyasal ilaç ile etkileşime girebilecek
kadar kuvvetli olabilmektedir. Bitkisel ürünler günümüz ilaçları ile kullanıldığında bitki-ilaç etkileşimi
oluşmaktadır. Bu etkileşim ilaçların etkisini artırabildiği gibi ilacın etkisini yok edebilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Bitki, İlaç, Etkileşim.
HERB-DRUG INTERACTIONS
ABSTRACT
In recent years the increasing use of plant also increased with the use of random herbs. Most of
the plants have not side-effect. However, the uses of plants require care. Doses and duration of use to
comply with and be advised by experts. Although plants contain lower amounts of active ingredients used
in the chemical drug substances, although some may be strong enough to go to interact with. Potential
exists for herb-drug interaction to occur when the herbal product is consumed with the modern day
medicine. This interaction can increase the effect of drugs such as the effect of a drug can not.
Key words:Herb, Drug, Interaction.
1.Giriş
Bitkilerin kullanımı insanlık var olduğu sürece var olmuş ve var olmaya devam
edecek bir olgudur. Bitkiler, içerdiği maddelerden ötürü kuvvetli etkiye sahiptir. Bu
etken maddeler; merkezi sinir sistemini [atropin], bağışıklık sistemini [stimulanlar],
1
Lisansüstü Öğrencisi, Tunceli Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi.
Yrd. Doç. Dr., Sorumlu Yazar, İnönü Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi.
e-mail: [email protected]
2*
Ali ÜNVERDİ, Başar ALTINTERİM| 41
dolaşım sistemini [dijitalinler] uyarabilen ve uyarmakla kalmayıp, morfolojik ve
fizyolojik değişiklikler yapabilen maddelerdir. Bitkiler, ilaçlar ile birlikte alındığında
ilaç ile etkileşimleri olabilir. Bu nedenle kimyasal ilaçlarla beraber, bitki veya bitkisel
ürünlerin kullanımına dikkat edilmelidir.
Dünya sağlık örgütü [WHO], incelediği bitkisel mamullerin kullanımını tavsiye
etmektedir. Bitkiler; eser elementler, fitositeroller, hidrokarbürler, terpenler, stimulanlar
vs. bir çok madde içeren süper komplekslerdir. Bitkileri kullanırken bir bütün olarak
düşünmek gerekir. İçerisinde yüksek yoğunlukta veya yüksek etkiye sahip düşük
yoğunluktak imaddeleri göz önünde bulundurmak gerekmektedir (Ramakrishna ve ark.,
2003). Dünya nüfusunun çoğunluğu, hastalıkların tedavisi için bitkisel ürünlere
başvurmaktadır. Ancak bitkilerin kullanımı cinsiyete, yaşa, hastalığın ilerleme
seviyesine, birkaç hastalığın birarada bulunma durumuna göre, hormonal ve enzim
aktivitelerine göre değişmektedir. Bunlara ilaveten hasta için uygun görülen bitkise
ltedavi verlirken, kullandığı ilaçlar ve bunların etki mekanizmalarının da bilinmesi
gerekmektedir (Barrett, 2004; Baytop ve Başer, 1995).
Bu sayede bitkinin veya bitkisel karışımın, ilacın etkisini artıracağı veya
azaltacağı tespit edilir. Buna uygun olarak yapılan tedavi sonrası, vücut hızlı bir
iyileşme gösterebilir. Aksi takdirde yapılan kimyasal ilaç tedavisi faydalı olmayabilir
(Kuhn ve Winston, 2001). Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de bitkisel ürünlere
olan talep olukça artmaktadır. Mevcut pazardan pay alma uğruna insanların sağlığı
gözardı edilebilmektedir. Parasallaşan bu ekonomi bilimsellikten uzaklaştıkça değer
kaybetmektedir. Dış görünüşe ve reklamların aldatıcı yüzüne, inanarak kullanılan bu
tarz bitkisel mamullerin etkisi sorgulanmalıdır (Cragg ve Kenneth, 2003).
2. Etkileşim
Kimyasal ilaçların yan etkilere sahip oldukları bilinmektedir (Nakipoğlu ve Otan,
1992). Hem bitkilerin, hem de kimyasal ilaçların letal ve toksik dozları tespit edilmiştir.
Bitki-ilaç etkileşimi bu toksik etkiyi artırabilir. Hiperglisemide kullanılan insülin ile
birlikte tarçın veya benzeri [glikoz seviyesini azaltıcı olarak] bir bitkinin kullanımı hasta
şeker düzeyinin aşırı düşmesine ve olgunun hipoglisemi şokuna girmesine neden
42 | Bitki-İlaç Etkileşimleri olabilir. Bu amaçla, bitki ve insülinin birarada kullanılması engel teşkiletmiş
gibigörünebilir. Hâlbuki burada birlikte kullanım şekli hatasıvardır. İnsülin bazı
organlardaki [göz, böbrek, sinir, kalp ve damar,] hücrelere aşırı glikoz girişini
sağlamaktadır. Bu hücrelerde sorbitol dehidrogenaz üretimi yeterli düzeyde
olmamaktadır. Bu durumda ise sorbitol fruktoza dönüşemediği için mevcut sorbitol,
kristal halinde su alıp şişerek damar çatlamalarına neden olmaktadır. Sonuç olarak ise
nefropati, retinopati gibi tedavisi güç veya tekrarlayan hastalıklara yol açmaktadır.
Hâlbuki, yüksek şekere etki edebilecek fitoinsülinleri ihtiva eden ve sorbitolü fruktoza
dönüşümünü sağlayan maddeler, tarçın ve benzeri bitkilerde mevcuttur (Newman ve
ark., 2000).
Yapılacak doğru uygulama ise bitki-ilacın birlikte kullanılması sırasında insülin
ünitelerini kontrollü bir şekilde azaltmak ve kullanılan bitkiye geçişi sağlamaktır.
Unutulmamalıdır ki, seçilen bitki veya bitki mamulüne, günlük doz dahilinde devam
edilmesi esastır. Bitkisel ilaca geçiş ilaç üreticilerini üzse de insansağlığı birinci
öncelikte olmalıdır.
Bitkilerin içerisinde yüzlerce madde bulunmaktadır. Alman ekolünde bitki etken
maddeleri tek tek ele alıp ona göre etkileri tespit edilmektedir. Bu şekilde etken madde
ile bitkiyi aynı kefeye koymak mümkün değildir. Bitkide bulunan etken maddeiçeriği
ile aynı bitkiden, ekstraksiyon ile çıkarılan tek etken maddenin etkisi aynı
olmamaktadır. Örneğin: tarçın kabuğundan ekstraksiyon ile elde edilen sinnamaldehid
ile tarçının etkileri farklıdır. Ekstrakte ürününün etki miktarı daha az olmasına rağmen,
emilim oranları farklılık gösterebilmektedir. Bunun yanısıra etken maddenin bulunduğu
bitkinin kullanım miktarı daha çok ama yanetkisi olmamakta veya letal doz aralığı daha
geniş bir spektrum sergilemektedir (Özer ve ark, 2001).
Bu sebeplerden ötürü bitkiyi veya bitkisel karışımı, ilaç ile birlikte kullanırken
içerisindeki etken maddeyi gözönünde bulundurmak gerekmektedir. Fakat sadece bu
maddenin etkisinin değil, bir arada bulunduğu diğer maddelerinde etkili olduğunu
unutmamak gerekir. Bu şekilde bitki ile ilacın birarada kullanım doz ve şekilleri tespite
dilebilir (Horn ve ark., 2007).
Ali ÜNVERDİ, Başar ALTINTERİM| 43
3. Bitki-İlaçEtkileşimleri
İlaç etkileşim mekanizmaları, iki genel kategoriye ayrılır bunlar: farmakokinetiği
[bir ilaç emilimi, dağılımı, metabolizması ve atılımı] ve farmakodinamik etkileşimlerdir
[bir ilacın kombine farmakolojik etkileri] (Simon ve Kerry, 2000). Son zamanlarda
yapılan çalışmalar özellikle sitokrom P-450 enzim aktivitesine bağlı olarak ilaç-bitki
etkileşimleri araştırmakta ve yapılan tespitler sonucu hangi bitkilerin kullanılmaması
gerektiği bulunmaktadır.
Tatlandırıcı
amaçla
kullanılan
meyan
kökünün
kortikosteroidlerin
metabolizmasını azalttığı ve toksik etkilere yolaçan kortikosteroid birikmesine yolaçtığı
tespit edilmiştir (Müller ve ark., 2004). Bir diğer çalışmada ise araştırmacılar,
kantaronotununsitokrom P-450 sistemindeki hepatik mikrozomal enzimleri uyararak
digoksin gibi ilaçların metabolizmasını arttırdığını tespit etmişlerdir (Rosenblatt ve
Mindel, 1997). Ginkgo biloba yaprağı ile yapılan başka bir çalışmada ise warfarin,
aspirin ile birlikte verildiği takdirde kanın aşırı sulandırılmasından dolayı antiplatlet
aktivitesi göstererek kanama eğilimi oluşturduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle bu ilaçlar
ile bitkilerin birarada kullanımında dikkatli olunmalıdır (Tyburczy ve ark., 2009).
4.Tartışma
Kısıtlı bir etkiye sahip olan kimyasal ilaçlar, bitkilerle kullanıldığı zaman etkisi
yok olabilir, yan etki gösterebilir veya etkisi güçlenebilir. Her ne kadar yapılan
çalışmaların çoğu ilaçların etkilerini azaltıcı veya etkisini yok edici ajanların tespiti
yönünde olmuştur. Hâlbuki asıl araştırmaların bitki-ilaç birlikteliğinde birbirinin etkisini
artırıcı yönde tespitleri gün ışığına çıkarmak yönünde olmalıdır. Bu ise teknolojik
gelişmeler, yöntemlerin ilerlemesi ve denemelerin artırılması ile olacaktır.
Kısıtlı terapötik etkiye sahip ve yanetkisi yüksek olan kimyasal ilaçların her
hastalıkta kullanımının, sınırlandırılması gerekmektedir. Bununla birlikte bitkisel
tedavinin, etki mekanizması ve süresi gözönüne alınarak tavsiye edilmesi insan ve
hayvan sağlığı için vazgeçilmez bir halalmaktadır. Kimyasal tedavinin gerektiği
hastalıklarda kimyasal ilaçların kullanımı şarttır. Yalnız bu kimyasalların yanetkisinin
44 | Bitki-İlaç Etkileşimleri azaltılabileceği ve de iyileştirme etkisinin artırabileceği bitkisel mamullerle birlikte
kullanımı araştırılmalıdır.
Bitkilerin içindeki maddelerin basit kopyaları olarak üretebildiğimiz maddelerin
izomer oluşumu her zaman yan etki ve hücre emilimi konusunda sorunlar
oluşturacaktır. Hâlbuki doğal maddelerin emilimi yüzde yüz gerçekleşmektedir. Önemli
olan bitki ürünlerinin daha hızlı etki edebileceği hidrosol ve aromaterapi ürünleri gibi
sunumlara kavuşması konusunda araştırma yapmaktır. Daha hızlı etki edebilecek bitki
ürünleri elde edilmeli ve kimyasal tedavi destekleyici olarak tavsiye edilmelidir.
Unutulmamalıdırki kimyasal ilaçlar etki dozları tespit edilmiş zehirlerdir.
4. Kaynaklar
Ramakrishna R.R. Platel K. and Srinivasan K. In vitro influence of species and spice–
active principles on digestive enzymes of rat pancreas and small intestine.
Molecular Nutrition & Food Research. 47 (6), 408–412 pp. 2003.
Barrett M. The Handbook of Clinically Tested Herbal Remedies Volume 1 New York •
London • Oxford The Haworth Herbal Press®, Pharmaceutical Products Press®,
and The Haworth Medical Press®, imprints of The Haworth Press, Inc., 10 Alice
Street, Binghamton, NY 13904-1580. 2004.
Baytop T. veBaşer K.H.C. On Essential Oils and Aromatic Waters Used as Medicine in
İstanbul Between 17 th. and 19 th. Centuries-Başer, K.H.C., [ed.]: Flavours
Fragrances and Essential Oils-Proceedings of the 13 th. İnternational Congres of
Flavours, Fragrances and Essential Oils, İstanbul. 1995.
Kuhn M., Winston D. Herbal Therapy and Supplements: A Scientific and Traditional
Approach. Philadelphia, Pa: JB Lippincott. 2001.
Cragg M.S. and Kenneth M.S. Natural Products as Sources of New Drugs over the
Period 1981−2002. J. Nat. Prod. 66 (7), 1022–1037. 2003.
Nakipoğlu M., Otan H. TıbbiBitkilerinFlavonidleri, Anadolu, J. Of AARI, 4 (1): 70-93,
MARA, İzmir. 1992.
Ali ÜNVERDİ, Başar ALTINTERİM| 45
Newman D.J., Anderson G.M. and Schmidt, W.F. Cinnamon Extracts Boosts Insulin
Sensitivity, Agricultural Research Magazine. 2000.
Özer Z., Tursun N., Önen H. YabancıOtlarlaSağlıklıYaşam [Gıda veTedavi]. Ankara. 4
RenkYayınları. 133. 2001.
Horn J.R., Philip D. Chan H. and Chan L. Proposal for a New Tool to Evaluate Drug
Interaction Cases, Ann Pharmacother. 41: 674-680. 2007.
Simon M. and Kerry B. Principles and Practice of Phytotherapy. Philadelphia, Churchill
Livingstone. 2000.
Müller S.C., Uehleke B., Wöhling H., Petzsch M., Majcher-Peszynska J., Hehl E.M., et
al. Effect of St John's wort dose and preparations on the pharmacokinetics of
digoxin. ClinPharmacolTher. 75 (6): 546-557. 2004.
Rosenblatt M., Mindel J.N. Spontaneous hyphema associated with ingestion of Ginkgo
biloba extract. Engl J Med. 336 (15): 1108. 1997.
Tyburczy C., Major C., Lock A.L., Destaillats F., Lawrence P., Brenna J.T., Salter
A.M., Bauman D.E. Individual trans octadecenoic acids and partially
hydrogenated vegetable oil differentially affect hepatic lipid and lipoprotein
metabolism in golden Syrian hamsters. J Nutr. 139 (2): 257-63. 2009.

Benzer belgeler