Bu dergi kahvesiz okunmaz!
Transkript
Bu dergi kahvesiz okunmaz!
- EDİTÖR’DEN - 10 - 16 Temmuz 2015 /S/03 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Bu dergi kahvesiz okunmaz! K Daha iyi ve başarılı işlere imza atmak için sizlerin samimi eleştirilerine ihtiyacımız var. [email protected] ültür Sanat Dergisi’ne başladığımız günden beri Vatan ve Sabah Gazetesi’nde çalıştığım zamanlar geliyor aklıma. Gündüz ile gece kavramını yitirdiğimiz günler... Çok güzel yıllardı. O zamanlar Ergun Babahan, Şule Talu, Fatih Altaylı, Ömer Bahar, Mehmet Barlas, Değer Özergün, Şengül Balıksırtı, Sinan Özedincik, Elçin Yahşi gibi birbirinden başarılı gazatecilerle çalışma fırsatı bulmuştum. Niye mi bu isimleri yazıyorum? Çünkü bu derginin asıl sahipleri bu isimler... Hepsinden çok şey öğrendim. Şimdi neredeyse hepimiz, başka yerlere dağılsak da bir yorgunluk kahvesi yudumlarken o zamanlara kadar gidebiliyor insan... HHH Her hafta olduğu gibi bu hafta da kültür ve sanatla dolu, özel bir dergi hazırlığına giriştik. HHH - Cinemaximum salonlarında vizyona giren birbirinden güzel 8 film, HHH - “Senaryoyu okuyunca kayıtsız kalamadım,” diyen Nicole Kidman, HHH - “Ruh eşi olgusuna inanıyorum,” diyen ve dünyaca okunan isim Serdar Özkan, HHH - “Oyunculuk diye bir şey olmasa toprak ve hayvancılıkla uğraşırdım, çünkü nankör olmayan iki kadim dost,” yorumunu yapan başarılı oyuncu İsmail Hacıoğlu, HHH - Ezber bozan albümüyle “Müzisyen olmak için doğmuşum,” diyen güçlü ses: Emin Karadayı, HHH - Bozcaada’nın altını üstüne getiren ve özel bir aşkı anlatan Etkinmen, HHH ...gibi, 3 özel röportaj ve çok özel haberlerle bu hafta da karşınızdayız. Güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle, Dostlarla birlikte, Sevgiyle kalın, SEZGİN IRMAK Genel Yayın Yönetmeni *LOKASYONA GÖRE İÇECEKLER FARKLILIK GÖSTEREBİLİR S/06/ 10 - 16 Temmuz 2015 İÇİNDEKİLER w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r KIDMAN, FIRTINANIN ORTASINDA! Serdar Özkan ilk kez konuştu 18 KİTAP 14 Tadı Kalmadı albümü sevildi SİNEMA 34 ETKİNLİK EFSANE GERİ DÖNDÜ 8’DE / DÜĞÜN DERNEK 2 GELİYOR 16’DA / RAFTAKİLER 22’DE / NE VAR NE YOK 32’DE / HAFTANIN OTELLERİ 44’TE / DÜNYAYI SARAN TAVUK RESTORANI 46’DA / ÇİFT KİŞİLİK SİNEMA BİLETİ KAZANMAK İSTEYEN VAR MI? 48’DE “Bir gelen bir daha gelir diyorum” 42 GEZİ Sizin için alışverişe çıktık! 40 ALIŞVERİŞ İÇİNDEKİLER 10 - 16 Temmuz 2015 /S/07 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r İSMAİL HACIOĞLU: KARAKTERLERİMLE BEN OLDUM 24 www.kultursanat.com.tr [email protected] / kultursanatim - ÜCRETSİZ SAYI: 04 TARİH: 10 - 16 TEMMUZ 2015 HAFTALIK SÜRELİ YAYIN HAFTALIK SİNEMA / TV / KİTAP / ETKİNLİK / EĞİTİM / ALIŞVERİŞ / GEZİ / MEKAN DERGİSİ Yayın Yönetmeni SEZGİN IRMAK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü NESİBE DAMAR IRMAK Yazı İşleri HARUN DORUK [email protected] [email protected] Reklam ve Projeler UMUT DURAN [email protected] Dergimizde siz de haber yayınlamak istiyorsanız bize yazın: [email protected] Haftalık olarak Türkiye geneli tüm Cinemaximum salonları, IOS ve Google Play Uygulamaları. BURCU ÖZKAYA [email protected] İmtiyaz Sahibi BEKA SANAT ADINA SEZGİN IRMAK Köşe Yazarları ve Konuk Yazarların görüşlerinin sorumlulukları kendilerine aittir. Kültür Sanat Dergisi’nde yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Kültür Sanat Dergisi basın ve yayın ilkelerine uymayı taahhüt eder. / SİZ DE YERİNİZİ ALIN! NERELERDEYİZ? [email protected] w w w.kultursanat.com.tr / kultursanatim YASİR DAMAR [email protected] NESLİHAN YILDIZ [email protected] Grafik / Tasarım BEKA SANAT REKLAM AJANSI [email protected] w w w.viralreklam.com.tr / BEKA SANAT Yayınıdır REKLAMCILIK / YAYINCILIK / YAPIMCILIK YÖNETİM: Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Akbey Sok. No: 8 Daire: 1 KAVACIK / BEYKOZ / İSTANBUL T: +90 216 693 23 33 F: +90 216 693 23 03 w w w.bekasanatyayinlari.com / w w w.bekasanat.com Baskı: Umur Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Adres: Esenkent Mahallesi Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 2. Cadde No: 5 P.K. 34776 Ümraniye İstanbul - TÜRKİYE Tel: +90 216 645 62 00 S/08/ 10 - 16 Temmuz 2015 ’DA BU HAFTA w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Efsane geri döndü: 2012 yılında sevimli ama küfürbaz bir ayıcık, dünyada fırtınalar estirmişti. Ayı Teddy ile John’un dostluğu yine tam gaz devam ediyor. A yı Teddy ile tüm dünyada yaklaşık 550 milyon dolar bilet satışıyla izleyiciler, küfürbaz ayı ve en iyi dostu John’la birlikte gülmek için akın etmişti. Bir devam filmi Ayı Teddy 2 ile tekrar vizyonda kahkaya doymaya hazır mısınız? Sonsuza kadar fırtına arkadaşlar, bilinmeyen bir bölgeye girerken, filmde John Bennett rolüyle yine Mark Wahlberg (Transformers: Age of Extinction, The Other Guys) rol alıyor. Artık Ted’i meşrulaştırma zamanı geldi de geçiyor. John ve Ted’i son gördüğümüzden bu yana ikisi de hala Boston’da hayatlarını sürdürmektedir. John artık bekar olsa da Ted, rüyalarının değersiz kadını Tami-Lynn ile düzenli bir hayat kurmuştur. Evlilik sorunları yeni evlileri etkilemeye başlarken Ted ve Tami-Lynn, evliliklerini kurtarmak için bir bebek yapmaya karar verirler. Massachusetts Eyaleti Ted’in bir insan değil de bir mal oluğunu, bundan dolayı da evlat edinmeye uygun olmadığını beyan ettiğinde umutları yıkılır. Süpermarketteki işinden kovulur ve özetle evliliğinin geçersiz olduğu bildirilir. Kederli olan Ted, öfkesini kanalize eder ve en iyi arkadaşından hükümete dava açması ve haklarını kazanması için kendisine yardım etmesini ister. Samantha L. Jackson (Amanda Seyfried - Mamma ’DA BU HAFTA 10 - 16 Temmuz 2015 /S/09 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Mia!, Les Misérables) adındaki genç, tıbbi marihuana hayranı bir avukat tutup mahkemeye giderler. Ama Ted davayı kaybedince, efsanevi insan hakları avukatı Patrick Meighan’ı davayı kabul etmesi için ikna etmek üzere karayoluyla New York’a gitmeleri gerekmektedir. Kazanırlarsa Ted’in sadece bir bira-kolik, ot içen, doldurulmuş ‘Ayıcık olduğu için paçayı kurtarıyor’ Komedinin yapımını MacFarlane, Jason Clark ve John Jacobs ile birlikte üstlenen Bluegrass Films’den Scott Stuber, kahramanımızın neden bu kadar çekici geldiğini şu şekilde dile getiriyor: “Ted’in dehası normal bir insanın söyleyemeyeceği şeyleri söyleyebilmesinde ve muhtemelen suratına yumruk yiyecek olmasında saklı. Ama oyuncak ayı olduğu için paçasını bir ayıcık değil de aslında herhangi bir diğer bira-kolik, ot içen Amerikalıyla aynı özgürlükleri hak ettiğini kanıtlayacaklardır. Filmin yönetmeni MacFarlane, senaryoyu sık sık birlikte çalıştığı ve Ayı Teddy 2’nin sorumlu yapımcıları Alec Sulkin & Wellesley Wild ile birlikte yazmış. kurtarabiliyor.” Yapımcı Jacobs ise yazarların hikâyede bu yolu izlemelerinden memnum kalmış. “Ted ve John’un büyülü bir etkileşimleri var. Orijinal filmin devamı için doğal tema buydu. Bir adamla ayıcık arasındaki hikaye mümkün olduğunca işlendi. Ayı Teddy 2 bizi, kimin vatandaşlık verilmeye veya kimin cansız nesne olarak adlandırılmamaya layık olduğuna götürüyor.” Seth MacFarlane, Ayı Teddy 2 filminin yazarı, yönetmeni ve başrol karakteri Ted’e sesini veren kişi olarak dönüyor. AYI TEDDY 2 OYUNCULAR: Liam Neeson, Mark Wahlberg, Seth MacFarlane TÜR: Komedi, Animasyon YÖNETMEN: Seth MacFarlane FİLMİN FORMATI: 2D SÜRE: 115 dk. S/10/ 10 - 16 Temmuz 2015 ’DA BU HAFTA w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Ölümsüzlüğün yan etkileri ne olabilir? M ilyarder sanayici Damian Hale artık kendi evreninin hâkimi olan, merkezi New York’ta bulunan şirketinden yürüttüğü güç oyunlarının ustasıdır. Fakat kendisine vahim bir kanser teşhisi koyulan Damian, Deri Değiştirme adında, onun için zamanı geriye döndürecek, radikal bir tıbbi müdahaleyi yaptırmaya kararlıdır. Bilinci, kendisinden yaşça epey genç, sağlıklı bir adamın bedenine nakledilmektedir. Operasyon başarılı geçer. Fakat ölümsüzlüğün bazı yan etkileri vardır. Damian, kendi hayatı ve etkilediği hayatlar için mücadele eder. Komada dram dolu yolculuk Karaoke ile yine vizyonda! Aile içinde oynanan küçük kıskançlık oyunları büyük bir trajediye dönüşür ve aile reisi Ertan, intihara teşebbüs eder. Komada hastaneye yetiştirilmeye çalışılırken, yolda hayal meyal gördüğü kişiler ve duyduğu sesler, onu bilinçaltında bir yolculuğa çıkarır. Bu yolculuk esnasında Ertan hem pişmanlıklarıyla hem de kibir yüzünden kaybettiği aile bireyleriyle karşılaşır. Ancak, onları tanıyabilmek ve yaptıklarını anlayabilmek için pek çok bilmeceyi çözmek, ruhu huzura kavuşmadan önce kendiyle yüzleşmek zorundadır. ANTİKACI OYUNCULAR: Ertan Güleç, Didem Baylan TÜR: Dram YÖNETMEN: Aclan Büyüktürkoğlu FİLMİN FORMATI: 2D SÜRE: 100 dk. SELF/LESS Korkusuz ve iyimser Anna’nın, Arendelle Krallığı’nı buzlu güçleri ile sonsuz kış içinde bırakan kız kardeşi Elsa’yı bulmak üzere, dayanıklı dağ adamı Kristoff, onun sadık ren geyiği Sven ve sevimli kardan adam Olaf ile birlikte çıktığı efsanevi macerayı anlatan Karlar Ülkesi, izleyenlerin şarkılarına sinemada eşlik edebileceği Karlar Ülkesi Sen de Söyle karaoke versiyonu ile yeniden vizyona giriyor. Karlar Ülkesİ Sen de Söyle OYUNCULAR: Kristen Bell, Josh Gad TÜR: Animasyon YÖNETMEN: Chris Buck, Jennifer Lee FİLMİN FORMATI: 2D SÜRE: 102 dk. OYUNCULAR: Ben Kingsley , Ryan Reynolds , Matthew Goode TÜR: Bilim Kurgu YÖNETMEN: Tarsem Singh FİLMİN FORMATI: 2D SÜRE: 116 dk. 41 dikiş büyüsü çözülecek mi? Hicran ile Adnan mutlu bir evlilik sürdürürken 2 yaşındaki oğullarını bir kaza sonucunda kaybedince hayatları altüst olur. Aynı evde yaşamaya devam etseler de artık iki yabancıdırlar. Hicran bunun üstüne bir de açıklanması mümkün olmayan olaylar yaşamaya başlayınca psikolojisi daha da bozulur. Sonunda bir hocaya gider ve ikinci kanından bir kadının ona “41 dikiş” adında bir büyü yaptırdığını öğrenir. Hicran’ın büyüyü çözebilmesi için yapan kişiyi bulması ve 41 niyetten hangisine niyet ettiğini öğrenmesi şarttır. Bu arayış onu hayal bile edemeyeceği gerçeklerle yüz yüze getirir. SİCCİN 2 OYUNCULAR: Şeyda Terzioğlu, Bulut Akkale TÜR: Korku YÖNETMEN: Alper Mestçi FİLMİN FORMATI: 2D SÜRE: 94 dk. S/12/ 10 - 16 Temmuz 2015 ’DA BU HAFTA w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r New York’ta bir hikaye... Yeni bir yüzle başlangıç! 2 . Dünya Savaşı sonrasında toplama kampından yüzünde onu tanınmayacak hale getiren yaralarla kurtulan Nelly, bir dizi ameliyat geçirerek yeni YÜZÜNDEKİ SIR OYUNCULAR: Nina Hoss, Ronald Zehrfeld, Nina Kunzendorf TÜR: Dram YÖNETMEN: Christian Petzold FORMAT: 2D SÜRE: 98 dk. bir yüze kavuşur. Bu süreçte ona yardım eden arkadaşı Lene’nin ısrarlarına rağmen yeni bir hayata başlamayı reddeder ve Berlin’de kalarak hakkında duyduklarına inanmak istemediği eşi Johnny’i aramaya karar verir. Karşılaştıklarında Johnny Nelly’yi tanımayacak ve ondan hayatını altüst edecek bir istekte bulunacaktır. Alman sinemasının son dönemdeki en önemli yönetmenlerinden olan Christian Petzold’un Barbara’nın rüya ekibi Nina Hoss ile Ronald Zehrfeld ’i tekrar bir araya getirdiği Yüzündeki Sır, sonu ve muhteşem performanslar sayesinde övülen güçlü bir dram. Çölde Tehlikeli Oyun başlıyor Çölde avlanmak isteyenlere rehberlik hizmeti veren Ben, bir gün başarılı bir iş adamı olan Madec tarafından küçük bir av gezisine rehberlik yapması için tutulur. Fakat Madec yanlışlıkla çölde gezen birini öldürünce, Ben bu cinayetin açığa çıkmasını istemeyen Madec’ten kaçmak zorunda kalır. Artık çölde kedi fare oyunu başlamıştır. 1981 yılının kışında, New York’ta geçen gerilim dolu hikayede göçmen bir ailenin yaşamına odaklanılıyor. New York’a yerleşen Anna ve Abel Morales çifti karşılarına çıkan fırsatları değerlendirip bir yandan işlerini büyütürken, diğer yandan da şehrin yolsuzluk, şiddet ve suç sarmalında ayakta kalmaya çalışmaktadır. Petrol sektöründe çalışan Abel, piyasanın şartlarının ve rakiplerinin acımasızlığını keşfeder. Mücadele edebilmek için tek yolun onlar kadar vahşi olmaktan geçtiğini fark eder. Abel yasal yolları bırakıp ailesi için kurduğu tüm düzeni yok edecek olan bu tehditlere karşı savaşmak zorunda kalacaktır. A MOST VIOLENT YEAR OYUNCULAR: Oscar Isaac, Jessica Chastain TÜR: Aksiyon, YÖNETMEN: J.C. Chandor FORMAT: 2D SÜRE: 125 dk. TEHLİKELİ OYUN OYUNCULAR: Michael Douglas, Jeremy Irvine TÜR: Gerilim YÖNETMEN: Jean-Baptiste Léonetti FİLMİN FORMATI: 2D SÜRE: 91 dk. S/14/ 10 - 16 Temmuz 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r ‘Fırtınanın Ortasında’ filmiyle yeniden kamera karşısına geçen Oscar ödüllü Nicole Kidman, çekim yerlerinin ana vatanı Avustralya’da olmasından ve senaryoyu çok beğendiğinden dolayı filmi kabul ettiğini söylüyor A vustralya’nın önemli belgesel ve televizyon yapımlarının yönetmenliğini yapan Kim Farrant’ın yönettiği ve başrollerini Nicole Kidman, Joseph Fiennes’in paylaştığı beklenen film Fırtınanın Ortasında, 17 Temmuz’da vizyona giriyor. Başarılı oyuncu Kidman, senaryoyu okur okumaz beğendiğini ve kabul ettiğini söyleyerek, “Aslında araziye bakarsanız bu film Teksas’ta bile çekilebilirdi diyebilirsiniz. Çünkü Avustralya ilk bakışta gerçekten Teksas’a benzer ama bu topraklarda Aborjinlerden gelen bir maneviyat vardır. 10 - 16 Temmuz 2015 /S/15 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Filmin en önemli karakterlerinden biri de çiftin kızları... Hem çekici hem de masum görünen bir genç kız, yönetmenin ilk hedefiymiş. Kim Farrant, Lily rolünü kapan Maddison Brown (üstte) hakkında şunları söylüyor: “Rol için ilk olarak deneme çekimine Maddison girdi. Daha sonra yüzün üzerinde kızla görüşmüşümdür ama Maddison aklımdan hiç çıkmadı.” Eğer burada çekilmeseydi büyük ihtimalle bu filmde rol almazdım,” diyor. Arazinin önemine vurgu yapan yapımcı Naomi Wenck, “Film sırasında izleyiciye sordurmak istediğimiz sorulardan biri de Bu çocukları toprak mı götürdü? olacaktır,” diyerek adeta filmin başrol oyuncularından biri haline gelen araziyi bulmak için epey uğraştıklarını dile getiriyor. Çekimlerin Avustralya’da olmasına aldırış etmeyen Nicole Kidman’a boşrolde eşlik eden oyunculardan Joseph Fiennes, “Eğer bir senaryo iyiyse hiçbir yer uzak değildir,” diyor ve ekliyor: “Senaryo yazarıyla iyi anlaşınca, Kim gibi çok katmanlı hikayeler ortaya çıkarabilen yönetmenler harika işler yapıyorlar. Buna rağmen hikayede bir aktörün kendisini göstermesine izin veren birçok yer var. Beni asıl çeken şey de bu oldu.” Prodüktör Macdara Kelleher ise senaryoyu okur okumaz projeye dahil olmak istemiş: “Artık çekilmeyen, 1970’ler tarzı Amerikan filmlerini hatırlattı. Güçlü görseller ve sağlam bir hikaye...” Çöl fırtınasında kaybolan umutlar! FIRTINANIN ORTASINDA VİZYON TARİHİ: 17 Temmuz 2015 YÖNETMEN: Kim Farrant OYUNCULAR: Nicole Kidman, Joseph Fiennes, Hugo Weaving, TÜR: Gerilim, Dram SÜRE: 112 dk. İTHALAT: Calinos Films Catherine (Nicole Kidman) ve Matthew Parker (Joseph Fiennes) çifti çocukları ile birlikte bilinmeyen bir nedenle çöl kıyısındaki küçük bir kasabaya taşınmak durumunda kalır. Evin çocukları Lily ve Tommy öldürücü çöl fırtınasının hemen öncesinde gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Kasabanın polisi David Rae’nin (Hugo Weaving) yürüttüğü geniş çaplı arama operasyonuna kasaba halkı da destek olur. Fakat operasyon devam ederken Parkerlar ile ilgili ilginç gerçekler ortaya çıkmaya başlar. Zaman ilerledikçe şüphelerin tırmanması ve dedikoduların yayılması ile kasaba halkı acımasızca Parkerlar’a karşı sırt çevirir. Çöl karanlığında yaşam şansı hızla azalmakta, Catherine ve Matthew için geçen her saniye çocuklarını ölüme daha da yaklaştırmaktadır. Temposu bir an olsun düşmeyen film, 17 Temmuz’da sinemalarda! S/16/ 10 - 16 Temmuz 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Kamera Arkası - ‘Kocan Kadar Konuş: Diriliş’ kadrosuna usta isim katıldı Anderson ve Downey farkıyla Pinokyo geliyor! BKM yapımın üstlendiği, başrollerinde Ezgi Mola ve Murat Yıldırım’ın yer aldığı Kocan Kadar Konuş filminin devamı olan Kocan Kadar Konuş: Diriliş için hazırlıklar başladı. Yönetmenliğini Kıvanç Baruönü’nün yaptığı filme, en son usta ses sanatçısı ve oyuncu Hümeyra da katıldı. Film ekibi, geçtiğimiz günlerde okuma provası için bir araya gelirken, 2. filmin de yine eğlenceli bir hikaye olacağının sinyallerini verdi. Sevilen masal Pinokyo’yu bu sefer ünlü yönetmen Paul Thomas Anderson filme uyarlayacak. Film için çalışmalara başlayan Anderson, yakın arkadaşı Robert Downey Jr. ile çalışacak. Robert Downey Jr.’ı Geppetto Usta olarak görüp, Anderson yönetmenliğinde izleyeceğimiz bir Pinokyo uyarlaması, ilginç bir projeye imza atılacağı kanısının yanı sıra sinamaseverler tarafından da merakla beklenmekte. Düğün Dernek 2 aralıkta vizyona girecek Sultan, yeni filmi için çocuk oyuncusunu seçti Yapımcılığını Necati Akpınar’ın üstlendiği, senaryosu ve yönetmenliği de Selçuk Aydemir’e ait olan Düğün Dernek 2’nin vizyon tarihi netleşti. İlk filmin büyük başarı yakalayarak yaklaşık 7 milyon seyirciye ulaşmasıyla uzun süredir merakla beklenen film, 4 Aralık 2015’te sinemalarda olacak. Ahmet Kural ile Murat Cemcir ikilisinin başrolünü paylaştığı Düğün Dernek, yine çok güldüreceğe benziyor. Türkan Şoray, kamera arkasına geçeceği yeni filmi için çocuk oyuncusunu buldu. Yağmur Ünal’ın yapımcısı olduğu film için aylardır büyük bir titizlikle ve gizlilikle çocuk oyuncu arayan Türkan Şoray, nihayet aradığı ve aklındaki role uygun çocuk oyuncusunu seçti. Emirhan Oktay 550 çocuk arasından seçildi. 9 yaşındaki çocuk oyuncu Emirhan Oktay, geçtiğimiz günlerde yapılan okuma provasına da katıldı. S/18/ 10 - 16 Temmuz 2015 - KİTAP - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Fotoğraflar: Cengiz Dikbaş Kayıp Gül’ün yazarı Serdar Özkan: ‘Ruh Eşi’ne tüm kalbimle inanıyorum Kitapları 44 dile çevrilen, 100’ü aşkın ülkede okunan ve ciddi bir okur kitlesine ulaşan Serdar Özkan ile yeni çıkan kitabı ‘Sen Ancak Sevdiğinsin’ ile çok özel konulara değindik - Sizce okur kitaplarınızı neden tercih ediyor? Sanırım bu kitaplarımdaki hikâyelerden kaynaklanıyor. İçime düşen, anlamlı bulduğum bir hikayeyi yalın bir dille anlatıyorum. Romanlarımın ortak özelliği yalın bir dil, mistik bir geri plan ve sembolizm... Dolayısıyla cümlelerde her okurun algısına göre farklı anlam katmanları olması oluyor. Belki bu yüzden ilk kitabım Kayıp Gül, uluslararası basında sık sık Paulo Coelho’nun Simyacısı, St. Exupery’nin Küçük Prensi ve Richard Bach’ın Martı’sına benzetildi. Bu adı geçen - KİTAP - 10 - 16 Temmuz 2015 /S/19 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r İKİ KALBİN SIRA DIŞI ÖYKÜSÜ Serdar Özkan’ın 155 sayfadan oluşan son romanı ‘Sen Ancak Sevdiğinsin’in arka kapak yazısı şöyle: Fransız Rivierası’nda ruh eşiyle karşılaşan genç bir yazar… Eline Nice garında ruhuna dokunan bir kitap tutuşturulan genç bir kadın… Birlikte geçirilen 41 saniye... Birbirini görmeden, tanımadan seven iki kalbin sıra dışı öyküsü… yazarların kitaplarında da yalın bir dille anlatılan mistik ve metaforik hikayeler var. Ve bu kitapların ortak noktası çok dile çevrilmiş olmaları, farklı kültürlerden geniş bir okur kitlesine ulaşmış olmaları. Kalbin coğrafyası yoktur, sanırım okur kalbe hitap eden öyküleri benimseyip seviyor. - Yeni kitabınız ‘Sen Ancak Sevdiğinsin’de ana tema nedir? Sen Ancak Sevdiğinsin, sevginin, aşkın, zaman ve mekan ötesi oluşuna, bedenler arasında değil ruhlar arasında bir mesele olduğu gerçeğine odaklanan bir roman... - Neden böyle bir kitap ismi seçtiniz? ‘Sen Ancak Sevdiğinsin’ kitap adı nasıl ortaya çıktı? Mevlana’nın bir sözü bu. “Sen ancak sevdiğinsin,” diyor Mevlana. Hazreti Mevlana hakkında üç romanım var. Kitaptaki genç adam gibi ben de bir gün, kalkmak üzere olan bir trenden atlayıp hayatımın kitabını hiç tanımadığım bir kadına hediye edebilirim. Onun gözlerinde kitabımın öyküsünü görmüşsem eğer, bir an bile tereddüt etmem. Rumi’nin Bildiği Aşk, Mevlana Çağırınca ve Rumi’nin Kitabı. Bu kitapları yazarken karşılaştım onun bu sözüyle ve beni derinden etkiledi. Hakikaten de öyle, sevdiğimiz, kalbimizi verdiğimiz şey bizim kim olduğumuzu belirliyor. Çünkü insan sevgiden, sevgi için yaratılmıştır ve bunun için neyi seviyorsa, odur bir anlamda. Sevdiği, kişiyi tanımlar, anlamlandırır. Ve son romanım için de, Hazreti Mevlana’nın bu hikmeti üzerine bir tefekkür, o hikmetin anlamına dair bir yolculuk diyebilirsiniz. - Genç bir yazarın ruh eşiyle karşılaşmasını ve birbirini tanımadan seven iki kalbin öyküsünü anlatıyorsunuz? Biraz hikayenizden bahsedebilir misiniz? Okurlar hep merak ediyorlar. Kitaplarımdaki otobiyografik öğeler dikkatlerini çekiyor ve yazarı roman kahramanlarıyla özdeşleştirip bana kitaplarımda yaşananların gerçek olup olmadığını soruyorlar. Bütün romanlarım kurgudur. Bir roman yazarı genellikle yaşadığını değil, hayal ettiğini yazar. Ben de hayal ettiklerimi yazıyorum. Ancak her yazar gibi, benim yazdığım karakterler de benden parçalar barındırıyorlar ama hiçbiri ben değilim. Şunu söyleyebilirim ki, kitaptaki genç adam gibi, ben de bir gün, kalkmak üzere olan bir trenden atlayıp hayatımın kitabını hiç tanımadığım bir kadına hediye edebilirim. Onun gözlerinde kitabımın öyküsünü görmüşsem eğer, bir an bile tereddüt etmem. “Her şey ilahi bir plan çerçevesinde işleniyor” - Ruh eşi olgusuna inanır mısınız? Kitap gerçeği ne derece yansıtıyor? Ruh eşi olgusuna tüm kalbimle inanıyorum. Her şeyin ilahi bir plan çerçevesinde işlediğine, ruhunu herkesten daha iyi anlayacak birinin yaratılmış olduğuna inanıyorum. Ama o kişiyle bu dünyadaki yaşamımızda karşılaşıp karşılaşmamak ayrı bir konu. Kitap bu meseleye bir cevap arayışı olarak da değerlendirilebilir. S/20/ 10 - 16 Temmuz 2015 - KİTAP - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Kitapta geçen 41 saniyelik karşılaşmanın özel bir nedeni var mı? Sürenin çok kısa olduğunu, bir dakikadan bile az olduğunu belirtmek için kullanılan bir zaman dilimi... Ama şu anda fark ettim. “41 kere maşallah”a bir atıf olarak da algılanabilir sanırım. Tabii buna ancak okur karar verebilir. Aynı kitap, aynı öykü her okurun içine farklı düşüyor sonuçta. - Okur ‘Sen Ancak Sevdiğinsin’i neden tercih etmeli? Görünenin ötesine, kalbe, ruha, aşka, içsel arayışa ve hayatın sunduğu sürprizlere odaklanan kitapları seven okurlar, sanırım Sen Ancak Sevdiğinsin’i keyifle okuyacaklardır. Yazarlar, okumaktan hoşlandıkları türdeki kitapları yazarlar. Ben bu tarz kitaplardan hoşlanıyorum ve dolayısıyla bu tarz kitaplar yazmayı arzuluyorum. Sen Ancak Sevdiğinsin, diğer dokuz kitabım gibi, böyle bir arzunun ürünü... - Kitaplarınızı nerede yazarsınız? Özel bir alanınız var mı? Arada bir denize bakabiliyorsam her yerde yazabilirim. Ev, ofis ya da bir kafe, fark etmez. Yeter ki denize yakın olsun ve çalışma sırasında ara verip, sahilde yürüyebileyim. Bir roman yazmak zihni ve kalbi hayli yoran bir süreç ve sadece denize bakmak bile, zihnimi boşaltıp kalbimi doldurmama yardımcı oluyor. - Ön çalışmalarınızda danışabileceğiniz, size yol gösteren kişiler / yazarlar veya kaynaklar var mı? İlk kitabımı yazarken danıştığım kişiler ve kaynaklar oldu elbette. Çünkü sadece bir roman yazmıyordum, roman yazmayı öğreniyordum. Bu bir meslek ve her meslekte olduğu gibi öğrenmeniz gereken şeyler var. Ancak gerekli olan donanımı edindikten sonra, bir yazar olarak özgür ve bağımsız olmanız gerektiğine inanıyorum. Özgün olmalısınız. Öyküleriniz dışarıdan değil, içeriden gelmeli. Bu yüzden, bilgisayarım ve ben baş başayız artık. - Kitaplarınızın konularını seçerken daha çok beslendiğiniz yerler neler? Konu ve karakter bakımından nasıl bir yol izliyorsunuz? Bu sorunun cevabı her kitabım için farklı. Ama tasavvuf ve diğer mistik akımlardan beslendiğimi söyleyebilirim. Daha doğrusu, Mevlana’nın, Şems’in ve Yunus Emre’nin beslendiği yer ne ise, ben de oradan beslenmeyi ümit ediyorum. Ancak onların üstünde akıl ve kalp yorduğu meseleleri, o günün dili ve şartları ile değil, günümüzün dili ve hali ile ifade etmeye çalışan öykü ve karakterler seçmeye çalışıyorum. İçimizdeki ışık, ateş, aşk, her - KİTAP - 10 - 16 Temmuz 2015 /S/21 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r devirde farklı yanar. Dolayısıyla onu anlatan hikayeler ve karakterler de farklı olmalıdır. Böyle hikayeleri ve karakterleri kovalıyorum. Örneğin yedinci romanım Mevlana Çağırınca’da, Hazreti Mevlana günümüz İstanbul’una geliyor. Günümüz kıyafetleri içinde, günümüzün dilini konuşarak, günümüz Nişantaşı’nda Allah’a nazar ediyor. - Yazarken teknik olarak nasıl bir yol belirlersiniz? İlk kitaplarımda yoğun bir şekilde not tutuyordum. Ama sonraki kitaplarımda hikayeyi içimden geldiği gibi anlatmaya başladım. Yabancı bir yazar, “Kontrol yaratıcılığın katilidir,” diyor ve ben de bu görüşü benimsiyorum. Not tutmadığım, zihinsel değerlendirmeleri ve planlamayı azalttığım zaman, yazdıklarımın daha doğal ve gerçek olduğunu fark ettim. Ve dolayısıyla böyle bir yol benimsiyorum artık. - Yazarlığınız dışında başka alanlara merak sardınız mı? Örneğin senaryo yazmak gibi... Hayır. Sadece roman yazarlığı... Çünkü anlatmak istediğim hikayeler oldukça içsel ve yoğun bir sembolizm barındırıyor. Televizyon ve sinemanın bu hikayeleri aktarmak için uygun bir mecra olduğuna inanmıyorum. - Kitaplarınızı filme uyarlamak isteseler nasıl karşılarsınız? Sizce en çok dizi/ sinemaya uyarlanabilecek kitabınız hangisi? Dediğim gibi, bu konuda çok ciddi çekincelerim var. Asya film festivalini kazanan Hintli bir yönetmen, Kayıp Gül ’ün Hindistan baskısını okumuş ve kitaptan çok etkilendiğini belirten bir e-mail atmıştı bana. Onunla bu konuda fikir alışverişinde bulunma şansım olmuştu. Bir yönetmen ve yapımcı olarak o dahi Kayıp Gül sinemaya aktarıldığı takdirde, hikayenin anlamının büyük ölçüde kaybolacağını söylemişti. İçimizdeki ışık, ateş, aşk, her devirde farklı yanar. Dolayısıyla onu anlatan hikayeler ve karakterler de farklı olmalıdır. Arada bir denize bakabiliyorsam her yerde yazabilirim. Ev, ofis ya da bir kafe, fark etmez. Yeter ki denize yakın olsun ve çalışma sırasında ara verip, sahilde yürüyebileyim. Ancak yine de, çok geniş bir okur kitlesine ulaştığı için, sinema izleyicisine en cazip gelecek kitabım Kayıp Gül’dür herhalde. - Sizce bir yazarın başarısı nasıl ölçülür? Anlatmak istediği hikayeyi anlatmak istediği şekilde anlatmış olmasıyla. Başka hiçbir şeyle değil! Ama bunun üstüne, hikayesi başka insanlara, başka kalplere ulaşmış ve bir paylaşım yaşanmışsa, bu da çok güzel bir şey tabii. - Türk Edebiyatı hakkında düşünceleriniz neler? Çok fazla kitap çıkıyor. Sizce iyi bir yol kat edebiliyor muyuz? Türk Edebiyatı’nın özellikle daha iyi tanınması adına, birçok açıdan olumlu gelişmeler olduğu bir gerçek. Kitaplar hususunda, nicelik ve nitelik ayrı bir konu tabii... Ancak ben şahsen çok kitap çıkmasına karşı değilim. Herkes içinden gelen hikayeyi anlatmaya çalışsın, nitelikli olanlar hak ettikleri değeri er ya da geç bulacaklardır. Edebiyat ve sanat tarihinde hep böyle olmuştur. - Yeni bir kitap hazırlığına başladınız mı? Bizi nasıl hikayeler bekliyor? Evet, var. Şu anda bir sonraki kitabımı yazıyorum. Ama konusu sürpriz olsun. - KİTAP - S/22/ 10 - 16 Temmuz 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Düşlerin Terzisi - Raftakiler - Henüz küçük bir çocukken koparıldığın ve bir daha geri dönmediğin yer hâlâ evin midir? Rosalie Ham’in kaleme aldığı ve 288 sayfadan oluşan Düşlerin Terzisi, Kate Winslet ve Liam Hemsworth’un başrolleriyle beyazperdeye de aktarılıyor. O Piti Piti Çevrimiçi Kız Kurbanlar kaçırılmakta ve korkunç bir seçim yapmaya zorlanmaktadır. Siz hangisinden vazgeçerdiniz: Hayatınızdan mı aklınızdan mı? Biri ölecek biri yaşayacak. Başka yol yok! 376 sayfalık kitabın yazarı M. J. Arlidge’den başarılı bir polisiye... Sosyal medya fenomeni ve Zoella blogunun yaratıcısı Zoe Sugg’ın 360 sayfalık ilk romanı olan kitabın hikayesi, ‘Çevrimiçi Kız’ rumuzuyla arkadaşlık, erkekler, çılgın ailesi ve hayatını ele geçirmeye başlayan panik ataklarla ilgili hislerini blogunda paylaşmasıyla başlar. Temmuz Çocukları Aşklar, tereddütler, küçümsemeler, kardeşler, çocuklar, anneler, memleketten gelenler, dönenler… 283 sayfalık bu kitapla Menekşe Toprak, evleri konuşturan, vicdanı çağıran bir dille, göçmenleri, sürüklenenleri anlatıyor. Aşık da mı Olmayalım? Bazen çok sevdiğin bir şey imtihanın olur. Bin bir ümitle çıktığın yolda hüsran dolar avuçlarına. “Ben nerede yanlış yaptım?” “Âşık da mı olmayalım?” sorularına cevabı bulduracak satırlara davet eden kitap, Osman Sungur Yeken’e ait ve 160 sayfadan oluşuyor. Baht Dönüşü Fatih Balkış, kaleme aldığı sanatçı öykülerini sürdürüyor. 104 sayfalık Baht Dönüşü, kendi başyapıtı olacak operayı bestelemekten başka bir amacı kalmamış müzisyenin öyküsünü ele alıyor. Okur hem müzisyenin, hem de piyanonun büyüsüne kapılacak. S/24/ 10 - 16 Temmuz 2015 - TV - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r İsmail Hacıoğlu: OYUNCULUK OLMASA TOPRAK ve HAYVANCILIKLA UĞRAŞIRDIM İsmail Hacıoğlu’nu yoğun çekim temposunda yakalayıp başrolde yer aldığı ‘Kafes’ filmi, Zeyrek ile Çeyrek dizisi ve oyunculuğu üzerine sohbet ettik - Sizi ‘Bir İstanbul Masalı’ ile tanıdık. Bu zamana kadar da başarılı oyunculuğunuzu takip ettik. Peki bu süreçte ‘kendimi buldum’ dediğiniz bir karakter oldu mu? Hepsi birer arayış... Herbirini oynarken öğrendiklerim başka... Hepsinin yolculuğu ve bana kattıkları farklı. O yüzden şu rolde buldum kendimi diyemem ama şöyle söyleyebilirim ki, aslında onlarla ben oldum... -Usta oyuncu Şener Şen’le aynı filmde yer aldınız. Bu deneyim size en çok neyi öğretti? Şener Şen ile sabretmeyi, samimiyeti ve çok çalışmak - TV - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r 10 - 16 Temmuz 2015 /S/25 S/26/ 10 - 16 Temmuz 2015 - TV - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r gerektiğini öğrendim. Bu topraklar üstünde bu işin nasıl yapılabileceğini de... - Gönlünüzden geçen ve aynı filmde bulunmak istediğiniz başka önemli bir isim var mı? Çok değerli ustalarımız var... Mesela Settar ağabey (Tanrıöğen) ve Ercan Kesalla denk gelmeyi çok isterim... Daha birçok nice isim var tabii... - Ramazanda sizi ‘Zeyrek ile Çeyrek’ dizisinde ‘Meftun’ olarak izliyoruz. Meftun’un hem sempatik hem de dolandırıcı, zıt bir karakter olması bakımından sizi zorladı mı? Meftun karakteri sempatik olmak zorunda... İnsanlar bu kadar dolandırıcı bir heriften kolaylıkla nefret edebilirlerdi ama masumluğunu ve iyi niyetini gördüklerinde düşünceleri değişti. İnce bir çizgiydi benim için... Umarım iyi çıkmıştır. -Filinta dizisinden tanıdığımız ve oradan başrole taşınan Kemal Zeydan (Zeyrek) İnsanlar bu kadar dolandırıcı bir heriften kolaylıkla nefret edebilirlerdi ama masumluğunu ve iyi niyetini gördüklerinde düşünceleri değişti. ve Serhan Ernak (Çeyrek) ile nasıl bir uyum sağladınız? Serhan eski arkadaşım zaten. Bir İstanbul Masalı’nda birlikte çalışmıştık. Birbirimizi evvelden tanıyorduk ama Kemal ile burada tanışma fırsatı bulduk. İyi bir uyum içinde olduğumuzu düşünüyorum. Birbirinden zıt karakterli üç kardeş... Aynı biz gibi:) Keyifli Zeyrek ile Çeyrek dizisinden kareler... - TV - 10 - 16 Temmuz 2015 /S/27 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r oldu sanki... - En son ‘Kafes’ isimli sinema filminde başrol olarak yer alıyorsunuz. Filmden ve oradaki rolünüzden bahsedebilir misiniz? 1972 - 1982 arasında geçen ve o dönemin siyasi karışıklığını, dönemin gerçek kahramanları tarafından ve ilk defa sağ görüşün gözünden anlatan bir film oldu Kafes... İsimler başka olsa da hikayesi gerçek olaylardan alınmış bu filmin en önemli özelliklerinden biri de Ankara’da gerçek mekanlarda çekilmiş olması. Senaryosu, temposu ve oyunculuklarıyla ses getireceğini düşünüyorum. Yönetmenliğini Mahmut Kaptan’ın, görüntü yönetmenliğini Yusuf Akkuş’un yaptığı filmde, yapımcılığını Joy PR şirketinden Yasemin Nak ve Bülent Aydoğan üstlendi. Şimdiye kadar kurgu ve montajda görenler tarafından tepkiler oldukça güzel. Umarım seyirciyle karşılaştığımızda her şey daha da güzel olur... - Peki film vizyona ne zaman giriyor? Kasım ayında vizyonda olmamız planlanıyor. - Kafes’e başlama süreciniz nasıl oldu? Siyasi bir senaryo olması karar verirken sizi etkiledi mi? Kafes, asla yanlı bir film olmadı. Ne sağ ne sol! Kamera o kadar doğru bir yerden baktı ki, bu baktığı yerde sadece insan Kafes, asla yanlı bir film olmadı. Ne sağ ne sol! Kamera o kadar doğru bir yerden baktı ki, bu baktığı yerde sadece insan var! Başrollerini İsmail Hacıoğlu, Nilay Duru, Şefik Onatoğlu ve Fırat Şahin’in paylaştığı ‘Kafes’ sinema filmi, kasımda vizyona giriyor. S/28/ 10 - 16 Temmuz 2015 - TV - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r var! Aslında hep olması gerektiği gibi değil mi? - Sette genel itibarıyla yapımcıdan özel bir talebiniz oluyor mu? Hayır, öyle özel bir isteğim olmuyor. - Yeni projelerinizden biraz bahsedebilir misiniz? Adını koymadığımız işler var elbet. Burda söylemem pek doğru olmayabilir. Ama ilerisi için gözüken bir sinema filmi ve yeni sezon için de bir dizi olacak kısmetse. -Senaryoya ve yönetmene önem verdiğinizi biliyoruz. Sizin için kriter ‘iyi senaryo’ mu? Yoksa senaryosu ilginizi çekmese de karaktere aşık olduğunuz oluyor mu? Senaryo iyiyse karakter de iyidir zaten... Karakterin iyi olup senaryon kötüyse o karakteri izletemezsinki... Bu işin en başında senaryo var! - Sizi en çok ne tür bir senaryo ve karakter heyecanlandırır? Gerçek hikayeler, yaşayan karakterler... Film ne kadar içine çekiyorsa sizi, o kadar iyidir işte. Kısacası bir senaryo ve karakter ne kadar doğalsa o kadar etkili bence... - Bir anda kameralar ve ışıklar kapansa İsmail Hacıoğlu ne işe atılır? Neden? Kesin toprak ve hayvanla uğraşırdım. Bu hayatta harcadığınız emeğinizin karşılığında size nankörlük etmeyecek iki şey... iki dost... Toprak ve hayvan! Evet kesinlikle tercihim bu yönde olurdu. - Sosyal medyada sizin adınıza paylaşımlarda bulunuluyor! İnternetteki bütün İsmail Hacıoğlu adıyla açılmış hesaplar gerçek değildir. Sosyal medyada hiçbir hesabım yoktur. Kimse itimad etmesin lütfen! - TV - S/30/ 10 - 16 Temmuz 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Kamera Arkası - Usta oyuncu Fatma Girik ekranlara geri dönüyor Yaz dizilerinde ilk kurban ‘Fabrika Kızı’ oldu Son olarak Babalar ve Evlatlar dizisinde izlediğimiz usta oyuncu Fatma Girik, yeni bir proje için Med Yapım ’la anlaşma imzaladı. Amerika’da yayınlanan ve çok sevilen Jane the Virgin isimli dizinin Türkiye uyarlamasında oynamaya hazırlanan Girik, anneanneyi canlandıracak. Çekimleri ağustos ayında başlayacak dizi için Girik, üç gün İstanbul’da kalıp geri kalan zamanını da Bodrum’da eşi Memduh Ün ile geçirmeyi planlıyor. Geçtiğimiz hafta konu aldığımız ‘Yaz Dizilerinde Yarış Başladı ’ haberimiz üzerine ilk kurban Fabrika Kızı oldu. Başrollerini Fulya Zenginer ve İsmail Demirci’nin paylaştığı bilindik bir hikayeyle büyük risk alan yapım şirketi Organize Filmler ve Show TV, beklenen sonuçları alamadığı için 4. bölümde final yapma kararı aldı. Oyuncular sosyal medya hesaplarından 16 Temmuz’da ekranlara veda edeceklerini duyurdu. Apaçi gençlik hikayesi: ‘Son Çıkış’ TRT 1’de ‘Öldüren Cazibe’ filmi televizyona uyarlanıyor! Yapımcılığını Estet Film ’in üstlendiği ve TRT1 ekranlarında yayınlanacak olan Son Çıkış dizisi, sorunlu gençlerin olduğu bir mahallede uyuşturucu, tütün ve alkol bağımlılığıyla mücadeleyi konu alıyor. 22 Temmuz’da yayınlanacak dizide, Furkan Palalı, Deniz Barut, Dolunay Soysert ve Tolga Güleç başrollerde. Yeşilay Cemiyeti’nin manevi desteğiyle hazırlanan proje, Ömer Miraç Yaman’ın ‘Apaçi Gençlik’ kitabından uyarlandı. 1987 yılında unutulmayanlar listesine giren efsane sinema filmi Öldüren Cazibe, televizyon ekranlarına dizi olarak taşınıyor. Başrollerinde Michael Douglas ve Glenn Close ’un bulunduğu ve orijinal adıyla Fatal Attraction, Fox ve Paramount’un işbirliği ile televizyona uyarlanıyor. Yapımcılığını ve senarisliğini Maria ve Andre Jacquemetton ’ın üstlendiği mini dizi merakla bekleniyor. - ETKİNLİK - S/32/ 10 - 16 Temmuz 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Ne Var Ne Yok - Cazın hakiki yıldızları festival sahnesinde bir araya geliyor. Birbirinden ünlü ve başarılı isimler; Chris Potter, Dave Holland, Lionel Loueke ve Eric Harland, 13 Temmuz saat 21.00’da CRR Konser Salonu’nda caz müzikseverlerle buluşuyor. İSTANBUL Sezen Aksu unutulmaz bestelerinin hikayelerini canlandırırken kimi zaman sizi hüzünlendirecek kimi zaman da yerinize oturtmayacak. 14 Temmuz saat 21.15’de Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahne’sinde bu şovu izleyebilirsiniz. Cazın yıldızları sahnede İSTANBUL ‘Sezen’li Yıllar’ ile nostalji En lezzetli hamburgerleri hep beraber pişiriyoruz. Siz de evinizde birbirinden lezzetli burgerler hazırlamak istiyorsanız öncelikle USLA mutfağında 14 Temmuz saat 19.00’da gerçekleşecek bu workshop etkinliğine katılmalısınız. İtalyan Mutfağı tutkusu olanlar, bu mutfağın detaylarına inmek ve geleneksel lezzetlerini hikayeleri ile birlikte hazırlayıp sunmak için 12 Temmuz saat 13.00’da Chef’s Table Mutfak Akademisi ’nde bu kursa katılabilirsiniz. Asilzade sonradan olunur mu? Kronos Quartet Muğla’da Kurulduğu 1973’ten bu yana kendine özgü müzik vizyonunu, cesur deneysel tarafıyla harmanlayan grup, 12. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali kapsamında 14 Temmuz saat 21.00’da Antik Taş Ocağı ’nda. MUĞLA İZMİR Başrolünü tiyatronun usta ismi Haldun Dormen’in oynadığı Moliere’in ölümsüz eseri “Kibarlık Budalası”, “Aliağa’da Ramazan 2015” etkinlikleri kapsamında 14 Temmuz saat 22.00’da Aliağa Açıkhava Tiyatrosu ’nda. İSTANBUL Damak zevkinize göre tarifler İSTANBUL Ev yapımı gibisi yok - ETKİNLİK - 10 - 16 Temmuz 2015 /S/33 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Ne Var Ne Yok - Önümüzdeki sene 50. sanat yılını kutlayacak olan ve zamana meydan okuyan Selami Şahin, unutulmaz şarkıları ve keyifli sahne şovuyla sevenlerine doyumsuz bir eğlence yaşatacak. Selami Şahin, 11 Temmuz’da Armada AVM ’de. İZMİR İzel - Çelik Ercan üçlüsü ile büyük çıkış yakalayan ve sonrasında 1992 yılında solo müzik kariyerine başlayan Türk Pop Müziği’nin önemli seslerinden biri olan Çelik Erişçi, orkestrası ile 15 Temmuz Çarşamba akşamı Çeşme Hayal Kahvesi ’nde. Şahin yıllara meydan okuyor ANKARA ‘Türk Pop’unun efsanesi Ses ve saz sanatçılarının katılımıyla gerçekleşecek olan Sema Töreni ’nde Hüseyin Fahreddin Dede Efendi ’nin bestesi olan Acemaşiran Ayin-i Şerifi icra edilecek. 12 Temmuz 17.00’da Galata Mevlihanesi Müzesi ’nde... Kur’an-ı Kerim’in indirildiği, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nde Antonina ’nın düzenlediği Şehr-i İstanbul gecesine davetlisiniz. 13 Temmuz 14.30’da Taksim The Marmara Otel önünden başlayan gezi gece 01.00’da bitiyor. 3 hostes ile karışık bir komedi Yerinizde duramayacaksınız İlk çıkışını 2012 senesinde Martin Garrix ile beraber yaptıkları Registration Code parçasıyla öne çıkan dj, prodüktör ve baterist Jay Hardway, 15 Temmuz’da Odyssea Music Festival kapsamında Summer Garden Alanya sahnesinde seyircisiyle buluşuyor. ANTALYA İZMİR Marc Comeletti ’nın yazdığı, Bora Severcan’ın yönettiği Abim Geldi adlı komik tiyatro oyunu, Aliağa’da Ramazan 2015 etkinlikleri kapsamında 10 Temmuz’da Aliağa Açıkhava Tiyatrosu ’nda izleyebilirsiniz. İSTANBUL Hayırlı geceler sizlerin olsun İSTANBUL Ruhunuz huzurla dolsun S/34/ 10 - 16 Temmuz 2015 - ETKİNLİK w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r : ‘Tadı Kalmadı’ albümüyle müzik dünyasına adını yazdıran Emin Karadayı ile albümünü ve müzik piyasasını konuştuk FOTOĞRAFLAR SERHAT HAYRİ İR? KİMD İlk albümünü müzikseverlerin beğenisine sunan Emin Karadayı, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi bölümünden mezun oldu. Bir dönem TRT istanbul Radyosu Gençlik Korosu’nda solist ve korist olarak da halk müziği icrası da yaptı. Memleketi olan Muğla Fethiye’den konservatuvar eğitimi için İstanbul’a gelen sanatçı, kariyerine çıkardığı albümle devam ediyor. - ETKİNLİK - 10 - 16 Temmuz 2015 /S/35 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r MÜZİSYEN OLMAK İÇİN DOĞMUŞUM YASİR DAMAR / KÜLTÜR SANAT - Sanata olan yönelişiniz ne zaman başladı? Sanırım dünyaya geldiğim andan beri müzikle iç içeyim. Üstelik ailemde ve yakın çevremde müzikle uğraşan kimse olmamasına rağmen... Duyduğum şarkıları hemen ezberler, kendi kendime söylerdim. Müzik varsa ben hipnotize olurdum. Annem bulaşıkları yıkasın diye beklerdim. Çünkü bitince elime aldığım tahta kaşıkla tencere tabak çalardım. 7 yaşında okul müsameresinde bağlama eşlikli türkü söyledim ve bu benim aldığım ilk sahne oldu. Kısacası ben sanırım müzisyen olmak için doğmuşum. - İlk albümünüz ‘Tadı Kalmadı’da birbirinden güzel eserlere yer verdiniz. Albümünüzün çıkış hikayesinden biraz bahseder misiniz? Hep hayalimdi bir albüm çıkarmak. Filmleri aratmayan bir durum oldu aslında. Konservatuvar son sınıftayken gelen bir telefonla sahne almaya gittim. Orada biri yanıma geldi ve “Kardeşim ben seni ve sesini çok sevdim, seni dinleyebileceğim bir albümün, bir çalışman var mı?” diye sorunca gayri ihtiyari “Yok ama çıkarma düşüncem var,” dedim. Bana kartını uzattı ve “Haftaya görüşelim sana destek olmak istiyorum,” dedi. Daha sonra işler bu raddeye geldi. Benim o dönemde böyle Müzik varsa ben hipnotize olurdum. Annem bulaşıkları yıkasın diye beklerdim. Bitince tahta kaşıkla tencere tabak çalardım. Kısacası müzisyen olarak doğmuşum. bir planım yoktu, çünkü okulu bitirme derdindeydim. - 10 eser içinden çıkış parçanızı nasıl belirlediniz? Aslında bu kararı vermek çok kolay olmadı. Kıymetli aranjörüm Erol Temizel ile bu konuda bir süre fikir alışverişinde bulunduk. Önce Tadı Kalmadı konusunda karar kıldık ama daha sonra müzik piyasasından birçok insanla yaptığımız görüşmeler sonucunda Eller Kıyar olması gerektiğine karar verdik. Çıkış parçası gerçekten çok önemli. Siz bir şarkıyı çok sevip onunla çıkıyorsunuz ama albümün belkide en sönük bulduğunuz şarkısı insanlar tarafından sevilebiliyor. O yüzden bu kararı vermemiz ciddi bir kamuoyu yoklamasından sonra oldu. - ‘Eller Kıyar’ parçanızın klibi için kamera karşısına geçtiniz. Çekimler nasıldı? S/36/ 10 - 16 Temmuz 2015 - ETKİNLİK w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r İkinci klibinizi hangi şarkıya çekmeyi düşünüyorsunuz? Çekimler yoğun bir tempoyla yaklaşık 20 kişilik ekiple 15 saate yakın bir zamanda çekildi. Cihangir’de İstanbul’u 360 derece gören bir daire ve terasında çektik. Cihangir sokaklarında ve terasta dış çekimlerimiz oldu. O gün şansımıza 4 mevsimi yaşadık. Bundan dolayı çok güzel kareler elde ettik. Klipte de şarkıyla doğru orantılı bir hikaye ve kurgu oluşturuldu. İkinci klip için benim içimden geçen bir şarkı var ama şimdilik süpriz olsun tam netleşmeden bir şey söylemek istemiyorum. Umuyorum ki herkesin severek izleyip dinlediği bir çalışma olur. - Hepimiz biliyoruzki iyi bir albüm iyi bir ekipten geçiyor. Siz kimlerle çalıştınız? Kesinlikle öyle. İyi bir ekip aynı zamanda kaliteli iş demek. Klibi İmre Haydaroğlu yönetmenliğinde çektik. Albümün ve şarkıların bu seviyeye gelmesinde en büyük katkıyı Erol Temizel sağlamıştır. Hatta düzenlemelerin hepsi ona ait. 2 şarkının söz ve müziği ise bana ait. Fotoğraf çekimlerimizde ise Serhat Hayri ile çalıştık ve bir de stil danışmanımız Sinem Ertekin’i unutmamak lazım... İsmini yazamadığım ama işinde usta birçok isimle çalıştık. Umuyorum ki dinleyiciden geçer not alırız. Sonuçta son söz onlarındır. - Peki siz ne gibi enstrümanlar çalıyorsunuz? Beste yaparken ne gibi avantajı oluyor? İlkokula başladığımda okul müdürümüz bağlama çalardı. Ben, ondan merak edip saz kursuna yazıldığımda 9 yaşlarındaydım. Uzun süre bağlama eğitimi aldıktan sonra lise döneminde kendi çabalarımla gitar öğrendim. Bir enstrümanı kendinize eşlik edebilicek kadar çalabilmek bile beste yaparken çok şeyi değiştiriyor. Sizi duyguya sokuyor. Sesleri duymanız daha güzel müzik cümleleri kurmanız adına oldukça önemli... Daha sonra İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nı kazandıktan sonra biraz piyano ile de haşır neşir oldum. Bir enstrümanı kendinize eşlik edebilicek kadar çalabilmek bile beste yaparken çok şeyi değiştiriyor. Sizi duyguya sokuyor. Sesleri duymanız daha güzel müzik cümleleri kurmanız adına oldukça önemli. - Bazı usta müzisyenler ilk albünüzle sizi çok iyi değerlendiriyor? Siz ne Emin Karadayı, dizi ve sinema sektörünü yakından takip ettiğini belirterek “Bilhassa Toygar Işıklı’yı çok başarılı buluyorum. Aklımdan dizi sektöründe olmak geçmedi ama belki bir gün neden olmasın deyip açık kapı bırakıyorum,” dedi. - ETKİNLİK - 10 - 16 Temmuz 2015 /S/37 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Yapılan albümler sanatsal kaygı değil, ticari kaygıyla yapıldığı için kalitede doğal olarak düştü. Ama ben geleceğe yönelik ümitliyim ve zamanla bu duraklamanın biteceğini düşünüyorum. düşünüyorsunuz? İlk albüm, ilk heyecan… Usta müzisyenlerin iyi yorumları beni daha iyi işler yapmam adına cesaretlendiriyor. Çünkü bildiğiniz üzere ilk adım sizin gelecekte yapacaklarınız için önemli bir sıçrama tahtasıdır. Ben bu albümle iyi bir başlangıç yaptığımı ve zaman içerisinde daha iyi şeyler ortaya koyacağımı düşünüyorum. - Sesinizin temiz ve kuvvetli olması aldığınız eğitimle mi alakalı? Ses rengi ve sesi kullanabilme yetisi doğuştan gelen bir lütuftur. Allah vergisi derler ya işte öyle bir şey... Yalnız ses eğitimi bu yeteneği geliştirmenize daha üst seviyelere taşımanızı sağlar. Konservatuvarda şan hocamla birebir yaptığımız çalışmaların beni eser icrasında daha iyi seviyeye taşıdığını söyleyebilirim. Hiç şüphesiz değerli şan hocam Şahin Saruhan’dan aldığım ses eğitimi, sesimin kuvvetini ve rengini daha iyi göstermemde büyük fayda sağladı. - Geçtiğimiz sezon yoğun bir konser takviminiz vardı. Önümüzdeki günlerde sizi yeniden sahnede görebilecek miyiz? Yoğun olmasının yanında çok keyifli de geçti. Yeni klip çekimi için gün sayıyoruz. Kısa zaman sonra konserlerimiz yine kaldığı yerden devam edecek tabii. Önümüzdeki günlerde çok daha güzel bir çalışmayla sizlerle olacağız inşallah. Takipte kalın diyorum. :) - İlham aldığınız müzisyenler var mı? Sezen Aksu ve Neşet Ertaş dinlemek gerçekten benim için büyük bir ilham kaynağı oluyor. Ben genelde ilhamı yaşadığım ve hayalimde kurduğum aşklardan alıyorum. Platonik olarak sevip açılmadığım sevdiğim kızlar oldu lise dönemlerimde. İşte bazı şarkılar bu duygularınızı depreştiriyor ve size ilham oluyor. İşte Sezen Aksu bunlardan biri. - Günümüzün Türk Pop müziğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bence müzik piyasası şuan duraklama döneminde... Üretim sıkıntısı var. İnsanlar artık sözleri ve müziği akılda kalıcı basit diyebileceğimiz şeyleri dinliyor ve seviyor. Daha doğrusu dinlettirildi ve sevdirildi. Bu konuda çok iyi algı çalışmalarının yapılması da bunu sağladı. Yapılan albümler sanatsal kaygı değil, ticari kaygıyla yapıldığı için kalite de doğal olarak düştü. Ama ben geleceğe yönelik ümitliyim ve zamanla bu duraklamanın biteceğini düşünüyorum. ALBÜMÜ DİNLEMEK İÇİN! Google Play ya da Apple Store’dan KÜLTÜR SANAT isimli uygulamamızı indirerek QR TARA bölümünden tarayabilirsiniz. S/38/ 10 - 16 Temmuz 2015 - EĞİTİM - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Türk öğrencileri ABD’den birincilik ve üçünçülükle döndü A BD’nin New York kentinde her yıl gerçekleşen Genius Olympiads Proje Yarışması’nın Sanat-Poster dalında Okyanus Koleji öğrencisinin hazırladığı Bilgi isimli proje, 1171 proje arasından birinciliğe layık bulunurken, Bahçeşehir Güzel Sanatlar Lisesi’ nden iki proje de üçüncülük ödülünü alarak Türkiye’yi gururlandırdı. Öğrencilerin 69 ülkeden katıldığı yarışmada, Okyanus Koleji öğrencisi Çağla Başkan, Bilgi adını verdiği posteri ile SanatPoster dalında birinciliğe layık görüldü. Çağla Başkan, dünya birincisi olduğu posteri tasarlarken, “Doğanın bize verdiklerini ve içinde barındırdıklarını düşündüm. Biz doğanın cömertliği karşısında ona borçluyuz.” diye konuştu. Bahçeşehir Güzel Sanatlar Lisesi Resim Bölümü Öğrencisi Zelal Kelekçi, Sanat-Poster alanında 3.’lüğü aynı okuldan Sevcan Kaya ile paylaştı. Kelekçi, hazırladığı posterde, son yıllarda tüm dünyada çok tartışılan Selfie konusunu çevre duyarlılığı ile ilişkilendirerek farkındalık yaratmaya çalıştığını anlattı. İTÜ’ye gelenler Chicago 1871’e gidecek LYS sonuçlarına göre ilk bin kişiden İstanbul Teknik Üniversitesi’ni tercih edecek öğrenciler, üniversite hayatına Amerika deneyimi ile başlama şansı yakalayacak. Bu yıl ilk kez verilecek İTÜ ARI Teknokent Bursu ’nu, ilk binden İTÜ’ye gelecek tüm öğrenciler kazanacak. Burs kapsamında öğrenciler, dünyanın en başarılı girişimcilik merkezleri arasında yer alan Chicago 1871’e götürülecek. ARI Teknokent’in başarılı girişimcilerinin de eşlik edeceği gezi, öğrencilere hem staj deneyimi hem de dünyanın teknoloji ve girişimcilik merkezinde 1 ay sürecek bir deneyim yaşama fırsatı verecek. S/40/ 10 - 16 Temmuz 2015 - ALIŞVERİŞ w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Bahçenizde 298 TL rahatlığı Evinizde ya da bahçenizde şık bir görünüm oluşturabileceğiniz mini burger puf, konforuyla sizi rahat ettirecek. Eko baskı tekniği ile hazırlanan ve kanvas kumaş kullanılan bu pratik ürün, su geçirmez yapısıyla da kalitesini arttırıyor. Ebat: 60x60x35 cm Sevimli kediler masanızı süslesin! Deniz feneri ile dekoratif şıklık 23 TL 19 TL Yükseklik: 23 cm Ölçü: 9 x 11 cm Cats by Luyano, kediseverler için sunduğu mutfak ürünlerinin yanına bir de aksesuar serisini ekledi. Cats by Luyano’nun aksesuar serisi, sevimli kedileri hayatının merkezinde tutanlar için birbirinden şık seçenekleriyle çeşitli biblolar sunuyor. Büyük bir titizlikle polirezinden üretilen bu tatlı kediler, sizin için özel bir yere sahip olabilir. Evino’dan şık deniz feneri motifli kandiller, deniz tutkunlarına özel tasarlanmış gibi… İç ve dış mekanlarda kullanılabilen ürün, ahşap boyama ve üstteki metal askısıyla şık bir görünüm oluşturuyor. - ALIŞVERİŞ - 10 - 16 Temmuz 2015 /S/41 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r 109 T Neşeli desenlerle siz de yaza ayak uydurun! “Rahatlık benim için her şeyin önünde” diyorsanız, Dogo ’nun hazırladığı eğlenceli plutolar tam sizin için… Kanserojen hiçbir madde içermeyen bu eğlenceli modeller, yaz aylarınızın vazgeçilmez bir parçası olacak. 184 TL L Neptün’ün Rüyası kopseptli çanta çok havalı Yaz aylarında dışarıda ya da plajda kullanmak için ideal olan çanta, mercan ve balıklarla süslenmiş deseniyle size ayrı bir hava katacak. İpek Haznedaroğlu’nun tasarladığı mavi portfoy çantayı çok seveceksiniz. Dağları delmeye hazır mıyız? 580 TL Ölçü: Net derinlik: 70 cm, Net yükseklik: 73 cm, Oturum genişliği: 60 cm, Oturum derinliği: 50 cm, Oturum yüksekliği: 40 cm, Sırt yüksekliği: 36 cm Berjerinizi hangi renk alırdınız? 7 adet renk seçeneğiyle rengarenk döşeme kumaşlarından tercih edilebilen PARLAKev Kupon Berjer, evinize farklılık katacak. Tek tek el yapımı, kapitone işlemeli ve %100 Türk Malı olan bu şık berjerde, kuş tüyü sünger kullanılması da rahat etmenizi sağlıyor. TL 0 14 Doğa yürüyüşü yapanlar ve hafif sırt çantası arayanlar için tasarlanan cepleriyle işlevli bu pratik Forclaz 50 Sırt Çantası, 10 yıl garantisiyle kamp severler için ideal bir seçim… - GEZİ - S/42/ 10 - 16 Temmuz 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r “Bozcaada’ya giden bir kez daha gider” derler... İnsan gidip görmeden önce bu sözü biraz abartılı bulabilir ama giden bilir dostlar! Sanki bir parçanız orada kalmış gibi hissedersiniz dönüş yolunda. Sevgiliye son bir bakıştır arabalı vapura binmek. O an kendinize “yine geleceğim” diye söz verirsiniz. Ve macera başlar... E Her damağa uygun tatları bulabileceğiniz bir çok alternatif mekan sizleri bekliyor. ski adı Tenedos olan bu ada, Türkiye’nin üçüncü büyük adası. Adaya ayak basar basmaz başka bir alemde hissediyorsunuz kendinizi. Merkezde bir kalabalık var ama rahatsız eden bir kalabalık değil bu. Aksine yüzünüzü gülümsetecek insanlar... Herkes o kadar sıcak kanlı ki kendinizi ansızın adanın bir sakini gibi hissediyorsunuz. Hemen adanın girişinde sizi asırlık çınar ağacı karşılıyor. Onun gölgesinde içeceğiniz damla sakızlı Türk kahvesinin tadı ömrünüz boyunca ne damağınızdan ne zihninizden silinmeyecek. Sabahları gazetenizi alıp çınarın altında ister çayınızı yudumlayın, ister mis gibi havada organik bir ada kahvaltısının keyfini çıkarın. Konaklamak için - GEZİ - 10 - 16 Temmuz 2015 /S/43 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r tahmininizden daha çok seçeneğiniz olacak. Şirin ufak pansiyonlardan tutun, şık bağ otellerine ve hatta “Doğanın keyfini çıkaracağım,” derseniz çadır kampları da sizleri bekliyor. Nacizane tavsiyem Bozcaada kalesi manzaralı pansiyonları seçmeniz... Hem sabah kahvaltınız hem akşam sohbetleriniz bu güzel manzara eşliğinde daha da güzelleşecek. El yapımı ada reçellerinin tadına doyamayacaksınız. Bu yüzden çınar altının hemen ilerisinde kurulan yerel pazarı dolaşarak biraz stok yapabilirisiniz. Dönüşte sevdiklerinizi unutmayın! Birbirinden güzel hediyelik eşyalarlarla bu şirin pazar sizleri bekliyor. deniz altındaki bitki örtüsünü ve birbirinden farklı balıkların güzelliğini seyredin. Akşam olduğunda ise mutlaka rüzgar güllerini ziyaret edin. Gökyüzünü daha önce böyle gördüğünüzü zannetmiyorum. Bir günü böylece tükettik. Bozcada’da her gününüz böyle geçse bile hiç şikayet etmiyorsunuz. Her gün zevkle aynı şeyleri tekrarlayabiliyor insan burada. Sizlere bahsetmediğim gezebileceğiniz bir çok tarihi eser, eski kilise ve camiler var. Sayfalarca yazsam da yine bu adanın güzelliklerini tam olarak ifade etmek mümkün değil. En iyisi mi siz unutulmayacak huzur dolu bir tatil için Bozacada’yı ziyaret edin derim. MİS GİBİ ÇİÇEKLER Konaklama faslından sonra kendinizi sokaklara vurun! Adanın sokakları sizi adeta içine çekecek. Birçoğu restore edilmiş bile olsa eski dokusunu kaybetmeyen taş evler, bahçelerine ve kapılarının önüne dikilmiş rengarenk çiçekler, harika bir manzara oluşturuyor. Bu anıları ölümsüzleştirmek için fotoğraf makinenizi elinizden düşürmeyeceksiniz. Gezdik, dolaştık, yorulduk ama biter mi hiç adanın güzellikleri? Havlunuzu, güneş kreminizi kapıp denize koşun! Adada plaja ve koylara ulaşım kolayca minibüs ile sağlanıyor. Ayrıca bisiklet, araba ve motorlu araç kiralama imkanınızda var. Harika bir plaja sahip olan Bozcaada’da eğer kalabalık bir ana denk gelirseniz, benim size önerim birbirinden güzel koyları keşfetmeniz olacaktır. Çarşaf berraklığındaki koylarda denize girip güneşlenin! Bu eşsiz anların keyfini doyasıya yaşayın. Deniz yaz aylarında genel olarak biraz soğuk ama şnorkel ile ufak dalışlar yaparak Akşam oluyor yavaş yavaş... İstikamet adanın batı ucunda yer alan rüzgar gülleri... Varır varmaz sizleri terkedilmiş bir deniz feneri ve yabani kekik kokusu karşılayacak. Biraz ilerleyin ve yolun sonundaki kayalıklarda durun, bırakın ada rüzgarı yüzünü okşasın. Güneşin ve bulutların kızıl rengini almasını seyredin. Öğlen yemekleri için adanın ufak yemek evlerini öneririm. Gerçekten hesaplı ve lezzetli yemekler yiyebilirsiniz. Özellikle öğlen yemeklerinizde zeytinyağlı yemekleri tercih edin. Akşam seçeneği ise gerçekten çok fazla. Ev yemeklerinden deniz ürünlerine kadar geniş bir yelpaze sizleri bekliyor. S/44/ 10 - 16 Temmuz 2015 - GEZİ - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Haftanın İzmir Otelleri - Tatilde kolay ulaşım isteyenler için ideal Birinci sınıf hizmet ile Mövenpick Hotel İzmir Sıcak renklere sahip Mom Hotel, zevkli bir şekilde dekore edilmiş. Yakın çevrede farklı restoranları da bulabileceğiniz otelin lobisindeki kafede, her sabah açık büfe geleneksel Türk kahvaltısının tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. İzmir Havalimanı’na 15 km mesafede olan Mom Hotel İzmir şehir merkezine ise sadece 7 km uzaklıkta. Mövenpick, İzmir’in merkezi Cumhuriyet Meydanı’nın hemen yanında, Ege Denizi manzaralı, çağdaş konaklama birimlerine ev sahipliği yapıyor. Dinlenme olanakları arasında sauna, çeşitli masajlar ve bir de güzellik uzmanı yer alıyor. Otopark hizmeti de sunan otel, Konak gece hayatı, şehir turu ve tarih ile ilgilenen gezginler için harika bir seçenek. Manzarasına aşık olacağınız Kordon Otel Kendinizi şımartmak için Renaissance İzmir Kordon Otel, Konak İskelesi’ne ve Kemeraltı Çarşısı’na yürüme mesafesinde, başlıca işyerlerinin olduğu bir caddede, kordondan birkaç dakika uzaklıkta bulunuyor. Odanızdan ve Kordon Otel’in restoranından körfezin muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Merkezi otelleri sevenler için doğru bir tercih olacaktır. İzmir’in kalbinde, popüler Kordon sahiline sadece birkaç adım mesafede merkezi bir konuma sahip olan Renaissance, kapalı yüzme havuzu, Türk hamamı ve sauna hizmeti sunuyor. Çatı terasından İzmir Körfezi’nin manzarasının keyfini çıkarırken alakart seçeneğiyle de Akdeniz mutfağından özel yemekleri tadabilirsiniz. - GEZİ - 10 - 16 Temmuz 2015 /S/45 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Haftanın Kuşadası Otelleri - Ege Denizi’nin panorama haline tanık olun Cennetten bir köşe Atlantique Holiday Club Ege Denizi manzarası sunan Panorama Hill, Kuşadası’nın kıyısında yer alıyor. Açık büfe kahvaltı için restoran ya da kapalı teras tercih edilebilirken, öğle ve akşam yemekleri ile oda servisi yapılıyor. Oteldeki spa olanakları arasında, geleneksel Türk hamamı, sauna ve masajlar ile siz de tatilinizin doyasıya tadını çıkarabilirsiniz. Denizin yakınındaki Atlantique Holiday Club, açık yüzme havuzu, ücretsiz Wi-Fi ve özel plaj alanı mevcutken her gün açık büfe kahvaltı servis edilen otelin büfe restoranında geleneksel lezzetler ve uluslararası yemekler sunuluyor. Kuşadası şehir merkezine sadece 9 km uzaklıktaki otel, antik Yunan kenti Efes’e arabayla 30 dakikalık mesafede. Tatiliniz unutulmaz anılara dönüşsün! Richmond Ephesus ile farklı bir tatil deneyimi Kuşadası’nın Çamlimanı Koyu’nda 421.000 m² genişliğindeki bir alanda yer alan Pine Bay Holiday Resort, geçtiğimiz yıl tamamen yenilenmiş. Özel plaja ve yat limanına sahip olan tesis, ana büfe restoranın kapalı ve açık kısımlarında yöresel lezzetlerden ve dünya mutfaklarından her damağa uygun farklı tatlar sunuyor. Çam ağaçları ile çevrili Richmond Ephesus Resort, Pamucak bölgesinde yer alıyor. Efes Restaurant, tüm yemekleri açık büfe tarzında sunarken Alakart Artemis Restaurant’ta da deniz ürünleri servis ediliyor. Kuşadası’nın merkezi ve Efes Antik Kenti 15 dakikalık sürüş mesafesindeyken, İzmir Adnan Menderes Havalimanı ise 70 km uzaklıkta bulunuyor. S/46/ 10 - 16 Temmuz 2015 - MEKAN - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Altın yumurtlayan: Tavuk Dünyası Menüsü ve lezzetiyle çokça konuşulan Tavuk Dünyası franchising sistemiyle şubeleşmeye hızla devam ediyor. Firma 100’e yakın şubesiyle Türkiye’nin hızla büyüyen restoran zincirlerinden biri haline geldi T D Gıda Hizmetleri tarafından geliştirilen ve yeme içme sektöründe 2003 yılından bu yana faaliyet gösteren Tavuk Dünyası, franchising sistemiyle büyümeye devam ediyor. 5 ülkede, 100’e yakın noktada restoran-cafe hizmeti vererek Türkiye’nin hızla büyüyen restoran zincirlerinden biri haline gelmeyi başardı. Türk insanının damak tadına uygun, sadece tavuk ürünleri satışı yapılan bir restoran zinciri açığını tespit eden firma, 2 yıl süren AR-GE ve markalaşma süreci sonunda altyapı çalışmalarını tamamlayarak kısa süre içinde İstanbul’dan başlayarak Türkiye’ye ve sonrasında dünyaya yayılma hedefini ortaya koydu. Firma Almanya, Hollanda ve Çin ülkelerinde de faaliyet gösterirken, menüsüne tavuk dışında kırmızı et de katarak hedef kitlesini genişletmeyi başardı. Mekan tüm ürün çeşitlerinde taze sebze ve baharatlar kullanarak konserve ve şoklanmış ürünlere yer vermiyor. “En çok beğenilen ve tercih edilen marka” gibi birçok ödül alan Tavuk Dünyası’nın sadece Türkiye’de 80’e yakın şubesi bulunmakta.