Bu dergi kahvesiz okunmaz!

Transkript

Bu dergi kahvesiz okunmaz!
- EDİTÖR’DEN -
10 - 16 Temmuz 2015
/S/03
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Bu dergi
kahvesiz okunmaz!
K
Daha iyi ve başarılı işlere
imza atmak için sizlerin
samimi eleştirilerine
ihtiyacımız var.
[email protected]
ültür Sanat Dergisi’ne
başladığımız günden
beri Vatan ve Sabah
Gazetesi’nde çalıştığım zamanlar
geliyor aklıma. Gündüz ile gece
kavramını yitirdiğimiz günler...
Çok güzel yıllardı.
O zamanlar Ergun Babahan,
Şule Talu, Fatih Altaylı, Ömer
Bahar, Mehmet Barlas, Değer
Özergün, Şengül Balıksırtı,
Sinan Özedincik, Elçin
Yahşi gibi birbirinden
başarılı gazatecilerle
çalışma fırsatı
bulmuştum. Niye mi
bu isimleri yazıyorum?
Çünkü bu derginin
asıl sahipleri bu isimler...
Hepsinden çok şey öğrendim.
Şimdi neredeyse hepimiz,
başka yerlere dağılsak da bir
yorgunluk kahvesi yudumlarken
o zamanlara kadar gidebiliyor
insan...
HHH
Her hafta olduğu gibi bu
hafta da kültür ve sanatla dolu,
özel bir dergi hazırlığına giriştik.
HHH
- Cinemaximum
salonlarında vizyona giren
birbirinden güzel 8 film,
HHH
- “Senaryoyu okuyunca
kayıtsız kalamadım,” diyen
Nicole Kidman,
HHH
- “Ruh eşi olgusuna
inanıyorum,” diyen ve dünyaca
okunan isim Serdar Özkan,
HHH
- “Oyunculuk diye bir şey
olmasa toprak ve hayvancılıkla
uğraşırdım, çünkü nankör
olmayan iki kadim dost,”
yorumunu yapan başarılı oyuncu
İsmail Hacıoğlu,
HHH
- Ezber bozan albümüyle
“Müzisyen olmak için
doğmuşum,” diyen güçlü ses:
Emin Karadayı,
HHH
- Bozcaada’nın altını üstüne
getiren ve özel bir aşkı anlatan
Etkinmen,
HHH
...gibi, 3 özel röportaj ve
çok özel haberlerle bu hafta da
karşınızdayız.
Güzel bir hafta geçirmeniz
dileğiyle,
Dostlarla birlikte,
Sevgiyle kalın,
SEZGİN IRMAK
Genel Yayın Yönetmeni
*LOKASYONA GÖRE İÇECEKLER
FARKLILIK GÖSTEREBİLİR
S/06/
10 - 16 Temmuz 2015
İÇİNDEKİLER
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
KIDMAN, FIRTINANIN ORTASINDA!
Serdar Özkan ilk kez konuştu
18
KİTAP
14
Tadı Kalmadı albümü sevildi
SİNEMA
34
ETKİNLİK
EFSANE GERİ DÖNDÜ 8’DE / DÜĞÜN DERNEK 2 GELİYOR 16’DA / RAFTAKİLER 22’DE
/ NE VAR NE YOK 32’DE / HAFTANIN OTELLERİ 44’TE / DÜNYAYI SARAN TAVUK
RESTORANI 46’DA / ÇİFT KİŞİLİK SİNEMA BİLETİ KAZANMAK İSTEYEN VAR MI? 48’DE
“Bir gelen bir daha gelir diyorum”
42
GEZİ
Sizin için alışverişe çıktık!
40
ALIŞVERİŞ
İÇİNDEKİLER
10 - 16 Temmuz 2015
/S/07
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
İSMAİL HACIOĞLU:
KARAKTERLERİMLE
BEN
OLDUM
24
www.kultursanat.com.tr
[email protected]
/ kultursanatim
- ÜCRETSİZ SAYI: 04 TARİH: 10 - 16 TEMMUZ 2015
HAFTALIK SÜRELİ YAYIN
HAFTALIK SİNEMA / TV / KİTAP / ETKİNLİK / EĞİTİM / ALIŞVERİŞ / GEZİ / MEKAN DERGİSİ
Yayın Yönetmeni
SEZGİN IRMAK
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
NESİBE DAMAR IRMAK
Yazı İşleri
HARUN DORUK
[email protected]
[email protected]
Reklam ve Projeler
UMUT DURAN
[email protected]
Dergimizde siz de haber
yayınlamak istiyorsanız bize yazın:
[email protected]
Haftalık olarak Türkiye geneli
tüm Cinemaximum salonları, IOS
ve Google Play Uygulamaları.
BURCU ÖZKAYA
[email protected]
İmtiyaz Sahibi
BEKA SANAT ADINA SEZGİN IRMAK
Köşe Yazarları ve Konuk Yazarların görüşlerinin
sorumlulukları kendilerine aittir. Kültür Sanat
Dergisi’nde yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan
sahiplerine aittir. Kültür Sanat Dergisi basın ve yayın
ilkelerine uymayı taahhüt eder.
/
SİZ DE YERİNİZİ ALIN!
NERELERDEYİZ?
[email protected]
w w w.kultursanat.com.tr
/ kultursanatim
YASİR DAMAR
[email protected]
NESLİHAN YILDIZ
[email protected]
Grafik / Tasarım
BEKA SANAT REKLAM AJANSI
[email protected]
w w w.viralreklam.com.tr
/
BEKA SANAT Yayınıdır
REKLAMCILIK / YAYINCILIK / YAPIMCILIK
YÖNETİM: Kavacık Mah. Fatih Sultan
Mehmet Cad. Akbey Sok. No: 8 Daire: 1
KAVACIK / BEYKOZ / İSTANBUL
T: +90 216 693 23 33 F: +90 216 693 23 03
w w w.bekasanatyayinlari.com
/ w w w.bekasanat.com
Baskı: Umur Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Adres: Esenkent Mahallesi Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 2. Cadde No: 5 P.K. 34776 Ümraniye İstanbul - TÜRKİYE
Tel: +90 216 645 62 00
S/08/ 10 - 16 Temmuz 2015
’DA BU HAFTA
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Efsane geri döndü:
2012 yılında
sevimli ama
küfürbaz bir
ayıcık,
dünyada
fırtınalar
estirmişti.
Ayı Teddy ile
John’un
dostluğu yine
tam gaz
devam ediyor.
A
yı Teddy ile
tüm dünyada
yaklaşık 550
milyon dolar bilet
satışıyla izleyiciler,
küfürbaz ayı ve en
iyi dostu John’la
birlikte gülmek
için akın etmişti.
Bir devam filmi
Ayı Teddy 2 ile
tekrar vizyonda
kahkaya doymaya
hazır mısınız?
Sonsuza kadar
fırtına arkadaşlar,
bilinmeyen bir
bölgeye girerken,
filmde John
Bennett rolüyle
yine Mark Wahlberg
(Transformers: Age
of Extinction, The
Other Guys) rol
alıyor.
Artık Ted’i meşrulaştırma
zamanı geldi de geçiyor.
John ve Ted’i son
gördüğümüzden bu yana
ikisi de hala Boston’da
hayatlarını sürdürmektedir.
John artık bekar olsa da
Ted, rüyalarının değersiz
kadını Tami-Lynn ile düzenli
bir hayat kurmuştur. Evlilik
sorunları yeni evlileri
etkilemeye başlarken Ted
ve Tami-Lynn, evliliklerini
kurtarmak için bir bebek
yapmaya karar verirler.
Massachusetts Eyaleti
Ted’in bir insan değil de
bir mal oluğunu, bundan
dolayı da evlat edinmeye
uygun olmadığını beyan
ettiğinde umutları yıkılır.
Süpermarketteki işinden
kovulur ve özetle evliliğinin
geçersiz olduğu
bildirilir.
Kederli olan
Ted, öfkesini
kanalize
eder ve en iyi
arkadaşından
hükümete
dava açması
ve haklarını
kazanması
için kendisine
yardım etmesini
ister. Samantha
L. Jackson
(Amanda
Seyfried
- Mamma
’DA BU HAFTA
10 - 16 Temmuz 2015
/S/09
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Mia!, Les Misérables) adındaki
genç, tıbbi marihuana hayranı
bir avukat tutup mahkemeye
giderler. Ama Ted davayı
kaybedince, efsanevi insan
hakları avukatı Patrick Meighan’ı
davayı kabul etmesi için ikna
etmek üzere karayoluyla New
York’a gitmeleri gerekmektedir.
Kazanırlarsa Ted’in sadece bir
bira-kolik, ot içen, doldurulmuş
‘Ayıcık olduğu
için paçayı
kurtarıyor’
Komedinin
yapımını MacFarlane, Jason
Clark ve John Jacobs ile birlikte
üstlenen Bluegrass Films’den
Scott Stuber, kahramanımızın
neden bu kadar çekici geldiğini
şu şekilde dile getiriyor:
“Ted’in dehası normal bir
insanın söyleyemeyeceği
şeyleri söyleyebilmesinde ve
muhtemelen suratına yumruk
yiyecek olmasında saklı. Ama
oyuncak ayı olduğu için paçasını
bir ayıcık değil de aslında
herhangi bir diğer bira-kolik,
ot içen Amerikalıyla aynı
özgürlükleri hak ettiğini
kanıtlayacaklardır.
Filmin yönetmeni
MacFarlane, senaryoyu sık sık
birlikte çalıştığı ve Ayı Teddy
2’nin sorumlu yapımcıları Alec
Sulkin & Wellesley Wild ile
birlikte yazmış.
kurtarabiliyor.”
Yapımcı Jacobs ise yazarların
hikâyede bu yolu izlemelerinden
memnum kalmış. “Ted ve
John’un büyülü bir etkileşimleri
var. Orijinal filmin devamı için
doğal tema buydu. Bir adamla
ayıcık arasındaki hikaye mümkün
olduğunca işlendi. Ayı Teddy 2
bizi, kimin vatandaşlık verilmeye
veya kimin cansız nesne olarak
adlandırılmamaya layık olduğuna
götürüyor.”
Seth MacFarlane, Ayı Teddy 2
filminin yazarı, yönetmeni ve
başrol karakteri Ted’e sesini veren
kişi olarak dönüyor.
AYI TEDDY 2
OYUNCULAR: Liam Neeson, Mark
Wahlberg, Seth MacFarlane
TÜR: Komedi, Animasyon
YÖNETMEN: Seth MacFarlane
FİLMİN FORMATI: 2D
SÜRE: 115 dk.
S/10/ 10 - 16 Temmuz 2015
’DA BU HAFTA
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Ölümsüzlüğün yan etkileri ne olabilir?
M
ilyarder sanayici Damian
Hale artık kendi evreninin
hâkimi olan, merkezi
New York’ta bulunan şirketinden
yürüttüğü güç oyunlarının
ustasıdır. Fakat kendisine vahim
bir kanser teşhisi koyulan Damian,
Deri Değiştirme adında, onun
için zamanı geriye döndürecek,
radikal bir tıbbi müdahaleyi
yaptırmaya kararlıdır. Bilinci,
kendisinden yaşça epey genç,
sağlıklı bir adamın bedenine
nakledilmektedir. Operasyon
başarılı geçer. Fakat ölümsüzlüğün
bazı yan etkileri vardır. Damian,
kendi hayatı ve etkilediği hayatlar
için mücadele eder.
Komada dram
dolu yolculuk
Karaoke ile
yine vizyonda!
Aile içinde oynanan
küçük kıskançlık oyunları
büyük bir trajediye
dönüşür ve aile reisi
Ertan, intihara teşebbüs
eder. Komada hastaneye
yetiştirilmeye çalışılırken,
yolda hayal meyal gördüğü
kişiler ve duyduğu sesler, onu
bilinçaltında bir yolculuğa
çıkarır. Bu yolculuk
esnasında Ertan hem
pişmanlıklarıyla hem de
kibir yüzünden kaybettiği
aile bireyleriyle karşılaşır.
Ancak, onları tanıyabilmek ve
yaptıklarını anlayabilmek için
pek çok bilmeceyi çözmek,
ruhu huzura kavuşmadan önce
kendiyle yüzleşmek zorundadır.
ANTİKACI
OYUNCULAR: Ertan Güleç,
Didem Baylan
TÜR: Dram
YÖNETMEN: Aclan Büyüktürkoğlu
FİLMİN FORMATI: 2D
SÜRE: 100 dk.
SELF/LESS
Korkusuz ve iyimser Anna’nın, Arendelle Krallığı’nı
buzlu güçleri ile sonsuz kış
içinde bırakan kız kardeşi Elsa’yı bulmak üzere, dayanıklı dağ
adamı Kristoff, onun sadık ren
geyiği Sven ve sevimli kardan
adam Olaf ile birlikte çıktığı
efsanevi macerayı anlatan
Karlar Ülkesi, izleyenlerin
şarkılarına sinemada eşlik edebileceği Karlar Ülkesi Sen de Söyle
karaoke versiyonu ile yeniden
vizyona giriyor.
Karlar Ülkesİ
Sen de Söyle
OYUNCULAR: Kristen Bell, Josh Gad
TÜR: Animasyon
YÖNETMEN: Chris Buck,
Jennifer Lee
FİLMİN FORMATI: 2D
SÜRE: 102 dk.
OYUNCULAR: Ben Kingsley ,
Ryan Reynolds , Matthew Goode
TÜR: Bilim Kurgu
YÖNETMEN: Tarsem Singh
FİLMİN FORMATI: 2D
SÜRE: 116 dk.
41 dikiş büyüsü
çözülecek mi?
Hicran ile Adnan mutlu
bir evlilik sürdürürken 2
yaşındaki oğullarını bir kaza
sonucunda kaybedince
hayatları altüst olur. Aynı evde
yaşamaya devam etseler de
artık iki yabancıdırlar. Hicran
bunun üstüne bir de açıklanması mümkün olmayan olaylar
yaşamaya başlayınca psikolojisi
daha da bozulur. Sonunda bir
hocaya gider ve ikinci kanından
bir kadının ona “41 dikiş” adında
bir büyü yaptırdığını öğrenir.
Hicran’ın büyüyü çözebilmesi
için yapan kişiyi bulması ve 41
niyetten hangisine niyet ettiğini
öğrenmesi şarttır. Bu arayış
onu hayal bile edemeyeceği
gerçeklerle yüz yüze getirir.
SİCCİN 2
OYUNCULAR: Şeyda Terzioğlu,
Bulut Akkale
TÜR: Korku
YÖNETMEN: Alper Mestçi
FİLMİN FORMATI: 2D
SÜRE: 94 dk.
S/12/ 10 - 16 Temmuz 2015
’DA BU HAFTA
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
New York’ta
bir hikaye...
Yeni bir yüzle başlangıç!
2
. Dünya Savaşı sonrasında
toplama kampından yüzünde
onu tanınmayacak hale
getiren yaralarla kurtulan Nelly,
bir dizi ameliyat geçirerek yeni
YÜZÜNDEKİ
SIR
OYUNCULAR: Nina Hoss, Ronald
Zehrfeld, Nina Kunzendorf
TÜR: Dram
YÖNETMEN: Christian Petzold
FORMAT: 2D
SÜRE: 98 dk.
bir yüze kavuşur. Bu süreçte
ona yardım eden arkadaşı
Lene’nin ısrarlarına rağmen
yeni bir hayata başlamayı
reddeder ve Berlin’de kalarak
hakkında duyduklarına inanmak
istemediği eşi Johnny’i aramaya
karar verir. Karşılaştıklarında
Johnny Nelly’yi tanımayacak ve
ondan hayatını altüst edecek
bir istekte bulunacaktır. Alman
sinemasının son dönemdeki en
önemli yönetmenlerinden olan
Christian Petzold’un Barbara’nın
rüya ekibi Nina Hoss ile Ronald
Zehrfeld ’i tekrar bir araya getirdiği
Yüzündeki Sır, sonu ve muhteşem
performanslar sayesinde övülen
güçlü bir dram.
Çölde Tehlikeli Oyun başlıyor
Çölde avlanmak isteyenlere
rehberlik hizmeti veren Ben,
bir gün başarılı bir iş adamı
olan Madec tarafından
küçük bir av gezisine rehberlik
yapması için tutulur. Fakat Madec
yanlışlıkla çölde gezen birini
öldürünce, Ben bu cinayetin açığa
çıkmasını istemeyen Madec’ten
kaçmak zorunda kalır. Artık çölde
kedi fare oyunu başlamıştır.
1981 yılının kışında, New
York’ta geçen gerilim
dolu hikayede göçmen
bir ailenin yaşamına
odaklanılıyor. New York’a
yerleşen Anna ve Abel Morales
çifti karşılarına çıkan fırsatları
değerlendirip bir yandan
işlerini büyütürken, diğer
yandan da şehrin yolsuzluk,
şiddet ve suç sarmalında
ayakta kalmaya çalışmaktadır.
Petrol sektöründe çalışan
Abel, piyasanın şartlarının
ve rakiplerinin acımasızlığını
keşfeder. Mücadele edebilmek
için tek yolun onlar kadar vahşi
olmaktan geçtiğini fark eder.
Abel yasal yolları bırakıp ailesi
için kurduğu tüm düzeni yok
edecek olan bu tehditlere karşı
savaşmak zorunda kalacaktır.
A MOST
VIOLENT YEAR
OYUNCULAR: Oscar Isaac,
Jessica Chastain
TÜR: Aksiyon,
YÖNETMEN: J.C. Chandor
FORMAT: 2D
SÜRE: 125 dk.
TEHLİKELİ
OYUN
OYUNCULAR: Michael Douglas,
Jeremy Irvine
TÜR: Gerilim
YÖNETMEN: Jean-Baptiste Léonetti
FİLMİN FORMATI: 2D
SÜRE: 91 dk.
S/14/ 10 - 16 Temmuz 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
‘Fırtınanın Ortasında’ filmiyle
yeniden kamera karşısına geçen
Oscar ödüllü Nicole Kidman,
çekim yerlerinin ana vatanı
Avustralya’da olmasından ve
senaryoyu çok beğendiğinden
dolayı filmi kabul ettiğini söylüyor
A
vustralya’nın
önemli belgesel ve
televizyon yapımlarının
yönetmenliğini yapan Kim
Farrant’ın yönettiği ve
başrollerini Nicole Kidman,
Joseph Fiennes’in paylaştığı
beklenen film Fırtınanın
Ortasında, 17 Temmuz’da
vizyona giriyor.
Başarılı oyuncu Kidman,
senaryoyu okur okumaz
beğendiğini ve kabul ettiğini
söyleyerek, “Aslında araziye
bakarsanız bu film Teksas’ta
bile çekilebilirdi diyebilirsiniz.
Çünkü Avustralya ilk bakışta
gerçekten Teksas’a benzer ama
bu topraklarda Aborjinlerden
gelen bir maneviyat vardır.
10 - 16 Temmuz 2015
/S/15
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Filmin en önemli
karakterlerinden biri de çiftin
kızları... Hem çekici hem de
masum görünen bir genç kız,
yönetmenin ilk hedefiymiş.
Kim Farrant, Lily rolünü kapan
Maddison Brown (üstte)
hakkında şunları söylüyor:
“Rol için ilk olarak deneme
çekimine Maddison girdi. Daha
sonra yüzün üzerinde kızla
görüşmüşümdür ama Maddison
aklımdan hiç çıkmadı.”
Eğer burada çekilmeseydi
büyük ihtimalle bu filmde rol
almazdım,” diyor.
Arazinin önemine vurgu
yapan yapımcı Naomi Wenck,
“Film sırasında izleyiciye
sordurmak istediğimiz
sorulardan biri de Bu
çocukları toprak mı
götürdü? olacaktır,”
diyerek adeta filmin
başrol oyuncularından
biri haline gelen
araziyi bulmak için epey
uğraştıklarını dile getiriyor.
Çekimlerin Avustralya’da
olmasına aldırış etmeyen Nicole
Kidman’a boşrolde eşlik eden
oyunculardan Joseph Fiennes,
“Eğer bir senaryo iyiyse hiçbir yer
uzak değildir,” diyor ve ekliyor:
“Senaryo yazarıyla iyi anlaşınca,
Kim gibi çok katmanlı hikayeler
ortaya çıkarabilen yönetmenler
harika işler yapıyorlar. Buna
rağmen hikayede bir aktörün
kendisini göstermesine izin
veren birçok yer var. Beni asıl
çeken şey de bu oldu.”
Prodüktör Macdara
Kelleher ise senaryoyu
okur okumaz projeye
dahil olmak istemiş:
“Artık çekilmeyen,
1970’ler tarzı Amerikan
filmlerini hatırlattı.
Güçlü görseller ve sağlam
bir hikaye...”
Çöl fırtınasında kaybolan umutlar!
FIRTINANIN
ORTASINDA
VİZYON TARİHİ: 17 Temmuz 2015
YÖNETMEN: Kim Farrant
OYUNCULAR: Nicole Kidman,
Joseph Fiennes, Hugo Weaving,
TÜR: Gerilim, Dram
SÜRE: 112 dk.
İTHALAT: Calinos Films
Catherine (Nicole Kidman)
ve Matthew Parker (Joseph
Fiennes) çifti çocukları ile birlikte
bilinmeyen bir nedenle çöl
kıyısındaki küçük bir kasabaya
taşınmak durumunda kalır.
Evin çocukları Lily ve Tommy
öldürücü çöl fırtınasının hemen
öncesinde gizemli bir şekilde
ortadan kaybolur. Kasabanın
polisi David Rae’nin (Hugo
Weaving) yürüttüğü geniş çaplı
arama operasyonuna kasaba halkı
da destek olur. Fakat operasyon
devam ederken Parkerlar ile
ilgili ilginç gerçekler ortaya
çıkmaya başlar. Zaman ilerledikçe
şüphelerin tırmanması ve
dedikoduların yayılması ile kasaba
halkı acımasızca Parkerlar’a
karşı sırt çevirir. Çöl karanlığında
yaşam şansı hızla azalmakta,
Catherine ve Matthew için geçen
her saniye çocuklarını ölüme
daha da yaklaştırmaktadır.
Temposu bir an olsun
düşmeyen film, 17 Temmuz’da
sinemalarda!
S/16/ 10 - 16 Temmuz 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Kamera Arkası -
‘Kocan Kadar Konuş: Diriliş’
kadrosuna usta isim katıldı
Anderson ve Downey
farkıyla Pinokyo geliyor!
BKM yapımın üstlendiği, başrollerinde Ezgi
Mola ve Murat Yıldırım’ın yer aldığı Kocan
Kadar Konuş filminin devamı olan Kocan
Kadar Konuş: Diriliş için hazırlıklar başladı.
Yönetmenliğini Kıvanç Baruönü’nün yaptığı filme,
en son usta ses sanatçısı ve oyuncu Hümeyra da
katıldı. Film ekibi, geçtiğimiz günlerde okuma
provası için bir araya gelirken, 2. filmin de yine
eğlenceli bir hikaye olacağının sinyallerini verdi.
Sevilen masal Pinokyo’yu bu sefer ünlü
yönetmen Paul Thomas Anderson filme
uyarlayacak. Film için çalışmalara başlayan
Anderson, yakın arkadaşı Robert Downey Jr. ile
çalışacak. Robert Downey Jr.’ı Geppetto Usta olarak
görüp, Anderson yönetmenliğinde izleyeceğimiz
bir Pinokyo uyarlaması, ilginç bir projeye imza
atılacağı kanısının yanı sıra sinamaseverler
tarafından da merakla beklenmekte.
Düğün Dernek 2
aralıkta vizyona girecek
Sultan, yeni filmi için
çocuk oyuncusunu seçti
Yapımcılığını Necati Akpınar’ın üstlendiği,
senaryosu ve yönetmenliği de Selçuk
Aydemir’e ait olan Düğün Dernek 2’nin
vizyon tarihi netleşti. İlk filmin büyük başarı
yakalayarak yaklaşık 7 milyon seyirciye ulaşmasıyla
uzun süredir merakla beklenen film, 4 Aralık
2015’te sinemalarda olacak. Ahmet Kural ile
Murat Cemcir ikilisinin başrolünü paylaştığı Düğün
Dernek, yine çok güldüreceğe benziyor.
Türkan Şoray, kamera arkasına geçeceği yeni
filmi için çocuk oyuncusunu buldu. Yağmur
Ünal’ın yapımcısı olduğu film için aylardır
büyük bir titizlikle ve gizlilikle çocuk oyuncu
arayan Türkan Şoray, nihayet aradığı ve aklındaki
role uygun çocuk oyuncusunu seçti. Emirhan
Oktay 550 çocuk arasından seçildi. 9 yaşındaki
çocuk oyuncu Emirhan Oktay, geçtiğimiz
günlerde yapılan okuma provasına da katıldı.
S/18/ 10 - 16 Temmuz 2015
- KİTAP -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Fotoğraflar: Cengiz Dikbaş
Kayıp Gül’ün yazarı Serdar Özkan:
‘Ruh Eşi’ne
tüm kalbimle inanıyorum
Kitapları 44 dile
çevrilen, 100’ü aşkın
ülkede okunan ve
ciddi bir okur kitlesine
ulaşan Serdar Özkan ile
yeni çıkan kitabı
‘Sen Ancak
Sevdiğinsin’ ile çok özel
konulara değindik
- Sizce okur kitaplarınızı
neden tercih ediyor?
Sanırım bu kitaplarımdaki
hikâyelerden kaynaklanıyor.
İçime düşen, anlamlı bulduğum
bir hikayeyi yalın bir dille
anlatıyorum. Romanlarımın ortak
özelliği yalın bir dil, mistik bir geri
plan ve sembolizm... Dolayısıyla
cümlelerde her okurun algısına
göre farklı anlam katmanları
olması oluyor.
Belki bu yüzden ilk kitabım
Kayıp Gül, uluslararası basında sık
sık Paulo Coelho’nun Simyacısı,
St. Exupery’nin Küçük Prensi
ve Richard Bach’ın Martı’sına
benzetildi. Bu adı geçen
- KİTAP -
10 - 16 Temmuz 2015
/S/19
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
İKİ KALBİN
SIRA DIŞI ÖYKÜSÜ
Serdar Özkan’ın 155
sayfadan oluşan son
romanı ‘Sen Ancak
Sevdiğinsin’in arka kapak
yazısı şöyle:
Fransız Rivierası’nda ruh
eşiyle karşılaşan genç bir
yazar… Eline Nice garında
ruhuna dokunan bir kitap
tutuşturulan genç bir
kadın… Birlikte geçirilen 41
saniye... Birbirini görmeden,
tanımadan seven iki kalbin
sıra dışı öyküsü…
yazarların kitaplarında da yalın bir
dille anlatılan mistik ve metaforik
hikayeler var.
Ve bu kitapların ortak noktası
çok dile çevrilmiş olmaları,
farklı kültürlerden geniş bir
okur kitlesine ulaşmış olmaları.
Kalbin coğrafyası yoktur, sanırım
okur kalbe hitap eden öyküleri
benimseyip seviyor.
- Yeni kitabınız ‘Sen Ancak
Sevdiğinsin’de ana tema nedir?
Sen Ancak Sevdiğinsin,
sevginin, aşkın, zaman ve mekan
ötesi oluşuna, bedenler arasında
değil ruhlar arasında bir mesele
olduğu gerçeğine odaklanan bir
roman...
- Neden böyle bir kitap ismi
seçtiniz? ‘Sen Ancak Sevdiğinsin’
kitap adı nasıl ortaya çıktı?
Mevlana’nın bir sözü bu.
“Sen ancak sevdiğinsin,” diyor
Mevlana. Hazreti Mevlana
hakkında üç romanım var.
Kitaptaki genç
adam gibi ben de
bir gün, kalkmak
üzere olan bir
trenden atlayıp
hayatımın kitabını
hiç tanımadığım bir
kadına hediye edebilirim.
Onun gözlerinde
kitabımın öyküsünü
görmüşsem
eğer, bir an bile
tereddüt etmem.
Rumi’nin Bildiği Aşk, Mevlana
Çağırınca ve Rumi’nin Kitabı. Bu
kitapları yazarken karşılaştım
onun bu sözüyle ve beni derinden
etkiledi. Hakikaten de öyle,
sevdiğimiz, kalbimizi verdiğimiz
şey bizim kim olduğumuzu
belirliyor. Çünkü insan sevgiden,
sevgi için yaratılmıştır ve bunun
için neyi seviyorsa, odur bir
anlamda. Sevdiği, kişiyi tanımlar,
anlamlandırır. Ve son romanım
için de, Hazreti Mevlana’nın bu
hikmeti üzerine bir tefekkür,
o hikmetin anlamına dair bir
yolculuk diyebilirsiniz.
- Genç bir yazarın ruh eşiyle
karşılaşmasını ve birbirini
tanımadan seven iki kalbin
öyküsünü anlatıyorsunuz?
Biraz hikayenizden bahsedebilir
misiniz?
Okurlar hep merak ediyorlar.
Kitaplarımdaki otobiyografik
öğeler dikkatlerini çekiyor ve
yazarı roman kahramanlarıyla
özdeşleştirip bana kitaplarımda
yaşananların gerçek olup
olmadığını soruyorlar. Bütün
romanlarım kurgudur. Bir roman
yazarı genellikle yaşadığını değil,
hayal ettiğini yazar. Ben de hayal
ettiklerimi yazıyorum. Ancak
her yazar gibi, benim yazdığım
karakterler de benden parçalar
barındırıyorlar ama hiçbiri ben
değilim. Şunu söyleyebilirim ki,
kitaptaki genç adam gibi, ben de
bir gün, kalkmak üzere olan bir
trenden atlayıp hayatımın kitabını
hiç tanımadığım bir kadına hediye
edebilirim. Onun gözlerinde
kitabımın öyküsünü görmüşsem
eğer, bir an bile tereddüt etmem.
“Her şey ilahi bir plan çerçevesinde işleniyor”
- Ruh eşi olgusuna inanır
mısınız? Kitap gerçeği ne
derece yansıtıyor?
Ruh eşi olgusuna tüm
kalbimle inanıyorum. Her şeyin
ilahi bir plan çerçevesinde işlediğine, ruhunu herkesten daha
iyi anlayacak birinin yaratılmış
olduğuna inanıyorum. Ama o
kişiyle bu dünyadaki yaşamımızda karşılaşıp karşılaşmamak ayrı
bir konu. Kitap bu meseleye bir
cevap arayışı olarak da değerlendirilebilir.
S/20/ 10 - 16 Temmuz 2015
- KİTAP -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Kitapta geçen 41 saniyelik
karşılaşmanın özel bir nedeni
var mı?
Sürenin çok kısa olduğunu,
bir dakikadan bile az olduğunu
belirtmek için kullanılan bir
zaman dilimi... Ama şu anda fark
ettim. “41 kere maşallah”a bir atıf
olarak da algılanabilir sanırım.
Tabii buna ancak okur karar
verebilir. Aynı kitap, aynı öykü
her okurun içine farklı düşüyor
sonuçta.
- Okur ‘Sen Ancak
Sevdiğinsin’i neden tercih
etmeli?
Görünenin ötesine, kalbe,
ruha, aşka, içsel arayışa ve hayatın
sunduğu sürprizlere odaklanan
kitapları seven okurlar, sanırım
Sen Ancak Sevdiğinsin’i keyifle
okuyacaklardır.
Yazarlar, okumaktan
hoşlandıkları türdeki kitapları
yazarlar. Ben bu tarz kitaplardan
hoşlanıyorum ve dolayısıyla
bu tarz kitaplar yazmayı
arzuluyorum. Sen Ancak
Sevdiğinsin, diğer dokuz kitabım
gibi, böyle bir
arzunun ürünü...
- Kitaplarınızı
nerede
yazarsınız? Özel
bir alanınız var
mı?
Arada
bir denize
bakabiliyorsam her
yerde yazabilirim.
Ev, ofis ya da bir
kafe, fark etmez. Yeter
ki denize yakın olsun ve çalışma
sırasında ara verip, sahilde
yürüyebileyim. Bir roman yazmak
zihni ve kalbi hayli yoran bir
süreç ve sadece denize bakmak
bile, zihnimi boşaltıp kalbimi
doldurmama yardımcı oluyor.
- Ön çalışmalarınızda
danışabileceğiniz, size yol
gösteren kişiler / yazarlar veya
kaynaklar var mı?
İlk kitabımı yazarken
danıştığım kişiler ve kaynaklar
oldu elbette. Çünkü sadece bir
roman yazmıyordum, roman
yazmayı öğreniyordum. Bu bir
meslek ve her meslekte olduğu
gibi öğrenmeniz gereken şeyler
var. Ancak gerekli olan donanımı
edindikten sonra, bir yazar
olarak özgür ve bağımsız olmanız
gerektiğine inanıyorum. Özgün
olmalısınız. Öyküleriniz dışarıdan
değil, içeriden gelmeli. Bu
yüzden, bilgisayarım ve ben baş
başayız artık.
- Kitaplarınızın konularını
seçerken daha çok beslendiğiniz
yerler neler? Konu ve karakter
bakımından nasıl bir yol
izliyorsunuz?
Bu sorunun cevabı her
kitabım için farklı. Ama tasavvuf
ve diğer mistik akımlardan
beslendiğimi söyleyebilirim. Daha
doğrusu, Mevlana’nın, Şems’in ve
Yunus Emre’nin beslendiği yer ne
ise, ben de oradan beslenmeyi
ümit ediyorum. Ancak onların
üstünde akıl ve kalp yorduğu
meseleleri, o günün dili ve şartları
ile değil, günümüzün dili ve hali
ile ifade etmeye çalışan öykü ve
karakterler seçmeye çalışıyorum.
İçimizdeki ışık, ateş, aşk, her
- KİTAP -
10 - 16 Temmuz 2015
/S/21
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
devirde farklı yanar. Dolayısıyla
onu anlatan hikayeler ve
karakterler de farklı olmalıdır.
Böyle hikayeleri ve karakterleri
kovalıyorum. Örneğin yedinci
romanım Mevlana Çağırınca’da,
Hazreti Mevlana günümüz
İstanbul’una geliyor. Günümüz
kıyafetleri içinde, günümüzün
dilini konuşarak, günümüz
Nişantaşı’nda Allah’a nazar ediyor.
- Yazarken teknik olarak
nasıl bir yol belirlersiniz?
İlk kitaplarımda yoğun bir
şekilde not tutuyordum. Ama
sonraki kitaplarımda hikayeyi
içimden geldiği gibi anlatmaya
başladım. Yabancı bir yazar,
“Kontrol yaratıcılığın katilidir,”
diyor ve ben de bu
görüşü benimsiyorum.
Not tutmadığım, zihinsel
değerlendirmeleri ve
planlamayı azalttığım
zaman, yazdıklarımın daha
doğal ve gerçek olduğunu
fark ettim. Ve dolayısıyla
böyle bir yol benimsiyorum artık.
- Yazarlığınız dışında başka
alanlara merak sardınız mı?
Örneğin senaryo yazmak gibi...
Hayır. Sadece roman
yazarlığı... Çünkü anlatmak istediğim hikayeler oldukça içsel ve
yoğun bir sembolizm barındırıyor.
Televizyon ve sinemanın bu
hikayeleri aktarmak için uygun bir
mecra olduğuna inanmıyorum.
- Kitaplarınızı filme
uyarlamak isteseler nasıl
karşılarsınız? Sizce en çok dizi/
sinemaya uyarlanabilecek
kitabınız hangisi?
Dediğim gibi, bu konuda çok
ciddi çekincelerim var. Asya film
festivalini kazanan Hintli bir yönetmen, Kayıp Gül ’ün Hindistan
baskısını okumuş ve kitaptan çok
etkilendiğini belirten bir e-mail
atmıştı bana. Onunla bu konuda fikir alışverişinde bulunma
şansım olmuştu. Bir yönetmen
ve yapımcı olarak o dahi Kayıp
Gül sinemaya aktarıldığı takdirde,
hikayenin anlamının büyük ölçüde
kaybolacağını söylemişti.
İçimizdeki ışık,
ateş, aşk, her
devirde farklı
yanar. Dolayısıyla
onu anlatan
hikayeler ve
karakterler de
farklı
olmalıdır.
Arada bir
denize
bakabiliyorsam
her yerde
yazabilirim.
Ev, ofis ya da bir kafe,
fark etmez.
Yeter ki denize yakın
olsun ve çalışma
sırasında ara
verip, sahilde
yürüyebileyim.
Ancak yine de, çok geniş bir
okur kitlesine ulaştığı için, sinema
izleyicisine en cazip gelecek
kitabım Kayıp Gül’dür herhalde.
- Sizce bir yazarın başarısı
nasıl ölçülür?
Anlatmak istediği hikayeyi
anlatmak istediği şekilde
anlatmış olmasıyla. Başka hiçbir
şeyle değil! Ama bunun üstüne,
hikayesi başka insanlara, başka
kalplere ulaşmış ve bir paylaşım
yaşanmışsa, bu da çok güzel bir
şey tabii.
- Türk Edebiyatı hakkında
düşünceleriniz neler? Çok fazla
kitap çıkıyor. Sizce iyi bir yol kat
edebiliyor muyuz?
Türk Edebiyatı’nın özellikle
daha iyi tanınması adına, birçok
açıdan olumlu gelişmeler olduğu
bir gerçek. Kitaplar hususunda,
nicelik ve nitelik ayrı bir konu
tabii... Ancak ben şahsen çok
kitap çıkmasına karşı değilim.
Herkes içinden gelen hikayeyi
anlatmaya çalışsın, nitelikli olanlar
hak ettikleri değeri er ya da geç
bulacaklardır. Edebiyat ve sanat
tarihinde hep böyle olmuştur.
- Yeni bir kitap hazırlığına
başladınız mı? Bizi nasıl
hikayeler bekliyor?
Evet, var. Şu anda bir sonraki
kitabımı yazıyorum. Ama konusu
sürpriz olsun.
- KİTAP -
S/22/ 10 - 16 Temmuz 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Düşlerin Terzisi
- Raftakiler -
Henüz küçük
bir çocukken
koparıldığın ve
bir daha geri
dönmediğin yer hâlâ
evin midir? Rosalie
Ham’in kaleme aldığı
ve 288 sayfadan
oluşan Düşlerin Terzisi, Kate Winslet ve
Liam Hemsworth’un
başrolleriyle beyazperdeye de
aktarılıyor.
O Piti Piti
Çevrimiçi Kız
Kurbanlar
kaçırılmakta
ve korkunç bir
seçim yapmaya
zorlanmaktadır.
Siz hangisinden
vazgeçerdiniz:
Hayatınızdan mı
aklınızdan mı? Biri
ölecek biri yaşayacak.
Başka yol yok! 376
sayfalık kitabın yazarı
M. J. Arlidge’den
başarılı bir polisiye...
Sosyal medya
fenomeni ve
Zoella blogunun
yaratıcısı Zoe
Sugg’ın 360 sayfalık
ilk romanı olan kitabın
hikayesi, ‘Çevrimiçi Kız’
rumuzuyla arkadaşlık,
erkekler, çılgın
ailesi ve hayatını ele
geçirmeye başlayan
panik ataklarla ilgili
hislerini blogunda
paylaşmasıyla başlar.
Temmuz Çocukları
Aşklar,
tereddütler,
küçümsemeler,
kardeşler,
çocuklar, anneler,
memleketten gelenler,
dönenler… 283
sayfalık bu kitapla
Menekşe Toprak,
evleri konuşturan,
vicdanı çağıran bir
dille, göçmenleri,
sürüklenenleri
anlatıyor.
Aşık da mı Olmayalım?
Bazen çok
sevdiğin bir şey
imtihanın olur.
Bin bir ümitle
çıktığın yolda hüsran
dolar avuçlarına.
“Ben nerede yanlış
yaptım?” “Âşık da mı
olmayalım?” sorularına
cevabı bulduracak
satırlara davet eden
kitap, Osman Sungur
Yeken’e ait ve 160
sayfadan oluşuyor.
Baht Dönüşü
Fatih Balkış,
kaleme aldığı
sanatçı öykülerini
sürdürüyor. 104
sayfalık Baht Dönüşü,
kendi başyapıtı
olacak operayı
bestelemekten başka
bir amacı kalmamış
müzisyenin öyküsünü
ele alıyor. Okur hem
müzisyenin, hem de
piyanonun büyüsüne
kapılacak.
S/24/ 10 - 16 Temmuz 2015
- TV -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
İsmail Hacıoğlu:
OYUNCULUK OLMASA
TOPRAK
ve HAYVANCILIKLA
UĞRAŞIRDIM
İsmail Hacıoğlu’nu
yoğun çekim
temposunda yakalayıp
başrolde yer aldığı
‘Kafes’ filmi, Zeyrek
ile Çeyrek dizisi ve
oyunculuğu
üzerine sohbet ettik
- Sizi ‘Bir İstanbul Masalı’
ile tanıdık. Bu zamana kadar
da başarılı oyunculuğunuzu
takip ettik. Peki bu süreçte
‘kendimi buldum’ dediğiniz bir
karakter oldu mu?
Hepsi birer arayış... Herbirini
oynarken öğrendiklerim başka...
Hepsinin yolculuğu ve bana
kattıkları farklı. O yüzden şu
rolde buldum kendimi diyemem
ama şöyle söyleyebilirim ki,
aslında onlarla ben oldum...
-Usta oyuncu Şener Şen’le
aynı filmde yer aldınız. Bu
deneyim size en çok neyi
öğretti?
Şener Şen ile sabretmeyi,
samimiyeti ve çok çalışmak
- TV -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
10 - 16 Temmuz 2015
/S/25
S/26/ 10 - 16 Temmuz 2015
- TV -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
gerektiğini öğrendim. Bu
topraklar üstünde bu işin
nasıl yapılabileceğini de...
- Gönlünüzden geçen
ve aynı filmde bulunmak
istediğiniz başka önemli
bir isim var mı?
Çok değerli ustalarımız
var... Mesela Settar ağabey
(Tanrıöğen) ve Ercan Kesalla
denk gelmeyi çok isterim... Daha
birçok nice isim var tabii...
- Ramazanda sizi ‘Zeyrek
ile Çeyrek’ dizisinde ‘Meftun’
olarak izliyoruz. Meftun’un
hem sempatik hem de
dolandırıcı, zıt bir karakter
olması bakımından sizi zorladı
mı?
Meftun karakteri sempatik
olmak zorunda... İnsanlar
bu kadar dolandırıcı bir
heriften kolaylıkla nefret
edebilirlerdi ama
masumluğunu ve iyi
niyetini gördüklerinde
düşünceleri değişti.
İnce bir çizgiydi benim için...
Umarım iyi çıkmıştır.
-Filinta dizisinden
tanıdığımız ve oradan başrole
taşınan Kemal Zeydan (Zeyrek)
İnsanlar
bu kadar
dolandırıcı
bir heriften
kolaylıkla
nefret edebilirlerdi
ama masumluğunu
ve iyi niyetini
gördüklerinde
düşünceleri
değişti.
ve Serhan Ernak (Çeyrek) ile
nasıl bir uyum sağladınız?
Serhan eski
arkadaşım zaten. Bir
İstanbul Masalı’nda
birlikte çalışmıştık.
Birbirimizi evvelden
tanıyorduk ama Kemal
ile burada tanışma fırsatı
bulduk. İyi bir uyum içinde
olduğumuzu düşünüyorum.
Birbirinden zıt karakterli üç
kardeş... Aynı biz gibi:) Keyifli
Zeyrek ile Çeyrek
dizisinden kareler...
- TV -
10 - 16 Temmuz 2015
/S/27
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
oldu sanki...
- En son ‘Kafes’ isimli
sinema filminde başrol olarak
yer alıyorsunuz. Filmden
ve oradaki rolünüzden
bahsedebilir misiniz?
1972 - 1982 arasında geçen
ve o dönemin siyasi karışıklığını,
dönemin gerçek kahramanları
tarafından ve ilk defa sağ
görüşün gözünden anlatan
bir film oldu Kafes... İsimler
başka olsa da hikayesi gerçek
olaylardan alınmış bu filmin en
önemli özelliklerinden
biri de Ankara’da
gerçek mekanlarda
çekilmiş olması.
Senaryosu, temposu
ve oyunculuklarıyla
ses getireceğini
düşünüyorum.
Yönetmenliğini Mahmut
Kaptan’ın, görüntü
yönetmenliğini Yusuf Akkuş’un
yaptığı filmde, yapımcılığını Joy
PR şirketinden Yasemin Nak
ve Bülent Aydoğan üstlendi.
Şimdiye kadar kurgu ve
montajda görenler tarafından
tepkiler oldukça güzel. Umarım
seyirciyle karşılaştığımızda her
şey daha da güzel olur...
- Peki film vizyona ne
zaman giriyor?
Kasım ayında vizyonda
olmamız planlanıyor.
- Kafes’e başlama süreciniz
nasıl oldu? Siyasi bir senaryo
olması karar verirken sizi
etkiledi mi?
Kafes, asla yanlı bir film
olmadı. Ne sağ ne sol! Kamera
o kadar doğru bir yerden baktı
ki, bu baktığı yerde sadece insan
Kafes, asla
yanlı bir film
olmadı.
Ne sağ ne
sol! Kamera
o kadar doğru bir
yerden baktı ki,
bu baktığı
yerde sadece
insan var!
Başrollerini İsmail Hacıoğlu,
Nilay Duru, Şefik Onatoğlu ve
Fırat Şahin’in paylaştığı
‘Kafes’ sinema filmi, kasımda
vizyona giriyor.
S/28/ 10 - 16 Temmuz 2015
- TV -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
var! Aslında hep olması gerektiği
gibi değil mi?
- Sette genel itibarıyla
yapımcıdan özel bir talebiniz
oluyor mu?
Hayır, öyle özel bir isteğim
olmuyor.
- Yeni projelerinizden biraz
bahsedebilir misiniz?
Adını koymadığımız işler
var elbet. Burda söylemem pek
doğru olmayabilir. Ama ilerisi
için gözüken bir sinema filmi ve
yeni sezon için de bir dizi olacak
kısmetse.
-Senaryoya ve yönetmene
önem verdiğinizi biliyoruz.
Sizin için kriter ‘iyi senaryo’
mu? Yoksa senaryosu ilginizi
çekmese de karaktere aşık
olduğunuz oluyor mu?
Senaryo iyiyse karakter de
iyidir zaten... Karakterin iyi olup
senaryon kötüyse o karakteri
izletemezsinki... Bu işin en
başında senaryo var!
- Sizi en çok ne tür
bir senaryo ve karakter
heyecanlandırır?
Gerçek hikayeler, yaşayan
karakterler... Film ne kadar içine
çekiyorsa sizi, o kadar iyidir işte.
Kısacası bir senaryo ve karakter
ne kadar doğalsa o kadar etkili
bence...
- Bir anda kameralar ve
ışıklar kapansa İsmail Hacıoğlu
ne işe atılır? Neden?
Kesin toprak ve hayvanla
uğraşırdım. Bu hayatta
harcadığınız emeğinizin
karşılığında size nankörlük
etmeyecek iki şey... iki dost...
Toprak ve hayvan! Evet kesinlikle
tercihim bu yönde olurdu.
- Sosyal medyada sizin
adınıza paylaşımlarda
bulunuluyor!
İnternetteki bütün İsmail
Hacıoğlu adıyla açılmış hesaplar
gerçek değildir. Sosyal medyada
hiçbir hesabım yoktur. Kimse
itimad etmesin lütfen!
- TV -
S/30/ 10 - 16 Temmuz 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Kamera Arkası -
Usta oyuncu Fatma Girik
ekranlara geri dönüyor
Yaz dizilerinde ilk kurban
‘Fabrika Kızı’ oldu
Son olarak Babalar ve Evlatlar dizisinde
izlediğimiz usta oyuncu Fatma Girik, yeni bir
proje için Med Yapım ’la anlaşma imzaladı.
Amerika’da yayınlanan ve çok sevilen Jane the
Virgin isimli dizinin Türkiye uyarlamasında oynamaya hazırlanan Girik, anneanneyi canlandıracak.
Çekimleri ağustos ayında başlayacak dizi için Girik,
üç gün İstanbul’da kalıp geri kalan zamanını da
Bodrum’da eşi Memduh Ün ile geçirmeyi planlıyor.
Geçtiğimiz hafta konu aldığımız ‘Yaz
Dizilerinde Yarış Başladı ’ haberimiz üzerine
ilk kurban Fabrika Kızı oldu. Başrollerini Fulya
Zenginer ve İsmail Demirci’nin paylaştığı
bilindik bir hikayeyle büyük risk alan yapım şirketi
Organize Filmler ve Show TV, beklenen sonuçları
alamadığı için 4. bölümde final yapma kararı
aldı. Oyuncular sosyal medya hesaplarından 16
Temmuz’da ekranlara veda edeceklerini duyurdu.
Apaçi gençlik hikayesi:
‘Son Çıkış’ TRT 1’de
‘Öldüren Cazibe’ filmi
televizyona uyarlanıyor!
Yapımcılığını Estet Film ’in üstlendiği ve TRT1
ekranlarında yayınlanacak olan Son Çıkış
dizisi, sorunlu gençlerin olduğu bir mahallede
uyuşturucu, tütün ve alkol bağımlılığıyla mücadeleyi konu alıyor. 22 Temmuz’da yayınlanacak
dizide, Furkan Palalı, Deniz Barut, Dolunay Soysert
ve Tolga Güleç başrollerde. Yeşilay Cemiyeti’nin
manevi desteğiyle hazırlanan proje, Ömer Miraç
Yaman’ın ‘Apaçi Gençlik’ kitabından uyarlandı.
1987 yılında unutulmayanlar listesine
giren efsane sinema filmi Öldüren Cazibe,
televizyon ekranlarına dizi olarak taşınıyor.
Başrollerinde Michael Douglas ve Glenn
Close ’un bulunduğu ve orijinal adıyla Fatal
Attraction, Fox ve Paramount’un işbirliği
ile televizyona uyarlanıyor. Yapımcılığını ve
senarisliğini Maria ve Andre Jacquemetton ’ın
üstlendiği mini dizi merakla bekleniyor.
- ETKİNLİK -
S/32/ 10 - 16 Temmuz 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Ne Var Ne Yok -
Cazın hakiki
yıldızları festival
sahnesinde bir
araya geliyor.
Birbirinden ünlü
ve başarılı isimler;
Chris Potter, Dave
Holland, Lionel
Loueke ve Eric
Harland, 13 Temmuz
saat 21.00’da CRR
Konser Salonu’nda
caz müzikseverlerle
buluşuyor.
İSTANBUL
Sezen Aksu
unutulmaz
bestelerinin
hikayelerini
canlandırırken
kimi zaman sizi
hüzünlendirecek kimi
zaman da yerinize
oturtmayacak.
14 Temmuz saat
21.15’de Harbiye
Cemil Topuzlu Açık
Hava Sahne’sinde bu
şovu izleyebilirsiniz.
Cazın yıldızları sahnede
İSTANBUL
‘Sezen’li Yıllar’ ile nostalji
En lezzetli hamburgerleri hep beraber pişiriyoruz. Siz de evinizde birbirinden lezzetli
burgerler hazırlamak istiyorsanız öncelikle
USLA mutfağında 14 Temmuz saat 19.00’da
gerçekleşecek bu workshop etkinliğine katılmalısınız.
İtalyan Mutfağı tutkusu olanlar, bu mutfağın
detaylarına inmek ve geleneksel lezzetlerini
hikayeleri ile birlikte hazırlayıp sunmak için
12 Temmuz saat 13.00’da Chef’s Table Mutfak Akademisi ’nde bu kursa katılabilirsiniz.
Asilzade sonradan olunur mu?
Kronos Quartet Muğla’da
Kurulduğu
1973’ten bu
yana kendine
özgü müzik
vizyonunu, cesur
deneysel tarafıyla
harmanlayan grup,
12. Uluslararası
Gümüşlük Klasik
Müzik Festivali
kapsamında 14
Temmuz saat
21.00’da Antik Taş
Ocağı ’nda.
MUĞLA
İZMİR
Başrolünü
tiyatronun usta
ismi Haldun
Dormen’in
oynadığı Moliere’in
ölümsüz eseri
“Kibarlık Budalası”,
“Aliağa’da Ramazan
2015” etkinlikleri
kapsamında
14 Temmuz
saat 22.00’da
Aliağa Açıkhava
Tiyatrosu ’nda.
İSTANBUL
Damak zevkinize göre tarifler
İSTANBUL
Ev yapımı gibisi yok
- ETKİNLİK -
10 - 16 Temmuz 2015
/S/33
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Ne Var Ne Yok -
Önümüzdeki
sene 50. sanat
yılını kutlayacak
olan ve zamana
meydan okuyan
Selami Şahin,
unutulmaz şarkıları
ve keyifli sahne
şovuyla sevenlerine
doyumsuz bir
eğlence yaşatacak.
Selami Şahin, 11
Temmuz’da Armada
AVM ’de.
İZMİR
İzel - Çelik Ercan üçlüsü
ile büyük çıkış
yakalayan ve
sonrasında 1992
yılında solo müzik
kariyerine başlayan
Türk Pop Müziği’nin
önemli seslerinden
biri olan Çelik Erişçi,
orkestrası ile 15
Temmuz Çarşamba
akşamı Çeşme Hayal
Kahvesi ’nde.
Şahin yıllara meydan okuyor
ANKARA
‘Türk Pop’unun efsanesi
Ses ve saz sanatçılarının katılımıyla
gerçekleşecek olan Sema Töreni ’nde Hüseyin
Fahreddin Dede Efendi ’nin bestesi olan Acemaşiran Ayin-i Şerifi icra edilecek. 12 Temmuz
17.00’da Galata Mevlihanesi Müzesi ’nde...
Kur’an-ı Kerim’in indirildiği, bin aydan daha
hayırlı olan Kadir Gecesi’nde Antonina ’nın
düzenlediği Şehr-i İstanbul gecesine davetlisiniz. 13 Temmuz 14.30’da Taksim The Marmara
Otel önünden başlayan gezi gece 01.00’da bitiyor.
3 hostes ile karışık bir komedi
Yerinizde duramayacaksınız
İlk çıkışını 2012
senesinde
Martin Garrix
ile beraber
yaptıkları Registration
Code parçasıyla öne
çıkan dj, prodüktör ve
baterist Jay Hardway,
15 Temmuz’da
Odyssea Music
Festival kapsamında
Summer Garden
Alanya sahnesinde
seyircisiyle buluşuyor.
ANTALYA
İZMİR
Marc
Comeletti ’nın
yazdığı, Bora
Severcan’ın
yönettiği Abim
Geldi adlı komik
tiyatro oyunu,
Aliağa’da Ramazan
2015 etkinlikleri
kapsamında
10 Temmuz’da
Aliağa Açıkhava
Tiyatrosu ’nda
izleyebilirsiniz.
İSTANBUL
Hayırlı geceler sizlerin olsun
İSTANBUL
Ruhunuz huzurla dolsun
S/34/ 10 - 16 Temmuz 2015
- ETKİNLİK w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
:
‘Tadı Kalmadı’
albümüyle müzik
dünyasına adını
yazdıran Emin
Karadayı ile
albümünü ve
müzik piyasasını
konuştuk
FOTOĞRAFLAR SERHAT HAYRİ
İR?
KİMD
İlk albümünü müzikseverlerin
beğenisine sunan Emin Karadayı, İstanbul
Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet
Konservatuarı Ses Eğitimi bölümünden
mezun oldu. Bir dönem TRT istanbul Radyosu
Gençlik Korosu’nda solist ve korist olarak da
halk müziği icrası da yaptı. Memleketi olan
Muğla Fethiye’den konservatuvar eğitimi için
İstanbul’a gelen sanatçı, kariyerine çıkardığı
albümle devam ediyor.
- ETKİNLİK -
10 - 16 Temmuz 2015
/S/35
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
MÜZİSYEN OLMAK
İÇİN DOĞMUŞUM
YASİR DAMAR / KÜLTÜR SANAT
- Sanata olan yönelişiniz
ne zaman başladı?
Sanırım dünyaya geldiğim
andan beri müzikle iç
içeyim. Üstelik ailemde ve
yakın çevremde müzikle
uğraşan kimse olmamasına
rağmen... Duyduğum şarkıları
hemen ezberler, kendi
kendime söylerdim. Müzik
varsa ben hipnotize olurdum.
Annem bulaşıkları yıkasın diye
beklerdim. Çünkü bitince elime
aldığım tahta kaşıkla tencere
tabak çalardım. 7 yaşında okul
müsameresinde bağlama eşlikli
türkü söyledim ve bu benim
aldığım ilk sahne oldu. Kısacası
ben sanırım müzisyen olmak için
doğmuşum.
- İlk albümünüz ‘Tadı
Kalmadı’da birbirinden
güzel eserlere yer verdiniz.
Albümünüzün çıkış
hikayesinden biraz bahseder
misiniz?
Hep hayalimdi bir albüm
çıkarmak. Filmleri aratmayan
bir durum oldu aslında.
Konservatuvar son sınıftayken
gelen bir telefonla sahne almaya
gittim. Orada biri yanıma geldi ve
“Kardeşim ben seni ve sesini çok
sevdim, seni dinleyebileceğim
bir albümün, bir çalışman var
mı?” diye sorunca gayri ihtiyari
“Yok ama çıkarma düşüncem
var,” dedim. Bana kartını uzattı
ve “Haftaya görüşelim sana
destek olmak istiyorum,” dedi.
Daha sonra işler bu raddeye
geldi. Benim o dönemde böyle
Müzik varsa
ben hipnotize
olurdum.
Annem
bulaşıkları
yıkasın diye beklerdim.
Bitince tahta kaşıkla
tencere tabak çalardım.
Kısacası
müzisyen olarak
doğmuşum.
bir planım yoktu, çünkü okulu
bitirme derdindeydim.
- 10 eser içinden çıkış
parçanızı nasıl belirlediniz?
Aslında bu kararı vermek
çok kolay olmadı. Kıymetli
aranjörüm Erol Temizel ile bu
konuda bir süre fikir alışverişinde
bulunduk. Önce Tadı Kalmadı
konusunda karar kıldık ama daha
sonra müzik piyasasından birçok
insanla yaptığımız görüşmeler
sonucunda Eller Kıyar olması
gerektiğine karar verdik. Çıkış
parçası gerçekten çok önemli.
Siz bir şarkıyı çok sevip onunla
çıkıyorsunuz ama albümün
belkide en sönük bulduğunuz
şarkısı insanlar tarafından
sevilebiliyor. O yüzden bu kararı
vermemiz ciddi bir kamuoyu
yoklamasından sonra oldu.
- ‘Eller Kıyar’ parçanızın
klibi için kamera karşısına
geçtiniz. Çekimler nasıldı?
S/36/ 10 - 16 Temmuz 2015
- ETKİNLİK w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
İkinci klibinizi hangi şarkıya
çekmeyi düşünüyorsunuz?
Çekimler yoğun bir tempoyla
yaklaşık 20 kişilik ekiple 15
saate yakın bir zamanda
çekildi. Cihangir’de İstanbul’u
360 derece gören bir daire
ve terasında çektik. Cihangir
sokaklarında ve terasta dış
çekimlerimiz oldu. O gün
şansımıza 4 mevsimi yaşadık.
Bundan dolayı çok güzel kareler
elde ettik. Klipte de şarkıyla
doğru orantılı bir hikaye ve
kurgu oluşturuldu. İkinci klip için
benim içimden geçen bir şarkı
var ama şimdilik süpriz olsun tam
netleşmeden bir şey söylemek
istemiyorum. Umuyorum ki
herkesin severek izleyip dinlediği
bir çalışma olur.
- Hepimiz biliyoruzki iyi bir
albüm iyi bir ekipten geçiyor.
Siz kimlerle çalıştınız?
Kesinlikle öyle. İyi bir
ekip aynı zamanda kaliteli iş
demek. Klibi İmre Haydaroğlu
yönetmenliğinde çektik.
Albümün ve şarkıların
bu seviyeye gelmesinde
en büyük katkıyı Erol
Temizel sağlamıştır. Hatta
düzenlemelerin hepsi ona ait. 2
şarkının söz ve müziği ise bana
ait. Fotoğraf çekimlerimizde ise
Serhat Hayri ile çalıştık ve bir de
stil danışmanımız Sinem Ertekin’i
unutmamak lazım... İsmini
yazamadığım ama işinde usta
birçok isimle çalıştık. Umuyorum
ki dinleyiciden geçer not alırız.
Sonuçta son söz onlarındır.
- Peki siz ne gibi
enstrümanlar çalıyorsunuz?
Beste yaparken ne gibi avantajı
oluyor?
İlkokula başladığımda
okul müdürümüz bağlama
çalardı. Ben, ondan merak
edip saz kursuna yazıldığımda
9 yaşlarındaydım. Uzun süre
bağlama eğitimi aldıktan
sonra lise döneminde kendi
çabalarımla gitar öğrendim.
Bir enstrümanı
kendinize eşlik
edebilicek kadar
çalabilmek bile
beste yaparken
çok şeyi değiştiriyor. Sizi
duyguya sokuyor. Sesleri
duymanız daha güzel
müzik cümleleri
kurmanız adına
oldukça önemli...
Daha sonra İTÜ Türk Musikisi
Devlet Konservatuarı’nı
kazandıktan sonra biraz piyano
ile de haşır neşir oldum. Bir
enstrümanı kendinize eşlik
edebilicek kadar çalabilmek
bile beste yaparken çok şeyi
değiştiriyor. Sizi duyguya
sokuyor. Sesleri duymanız daha
güzel müzik cümleleri kurmanız
adına oldukça önemli.
- Bazı usta müzisyenler
ilk albünüzle sizi çok iyi
değerlendiriyor? Siz ne
Emin Karadayı, dizi ve sinema
sektörünü yakından takip
ettiğini belirterek “Bilhassa
Toygar Işıklı’yı çok başarılı
buluyorum. Aklımdan dizi
sektöründe olmak geçmedi
ama belki bir gün neden
olmasın deyip açık kapı
bırakıyorum,” dedi.
- ETKİNLİK -
10 - 16 Temmuz 2015
/S/37
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Yapılan albümler
sanatsal kaygı
değil, ticari
kaygıyla
yapıldığı için kalitede
doğal olarak düştü. Ama
ben geleceğe yönelik
ümitliyim ve zamanla
bu duraklamanın
biteceğini
düşünüyorum.
düşünüyorsunuz?
İlk albüm, ilk heyecan…
Usta müzisyenlerin iyi yorumları
beni daha iyi işler yapmam
adına cesaretlendiriyor. Çünkü
bildiğiniz üzere ilk adım sizin
gelecekte yapacaklarınız için
önemli bir sıçrama tahtasıdır.
Ben bu albümle iyi bir başlangıç
yaptığımı ve zaman içerisinde
daha iyi şeyler ortaya koyacağımı
düşünüyorum.
- Sesinizin temiz ve kuvvetli
olması aldığınız eğitimle mi
alakalı?
Ses rengi ve sesi kullanabilme
yetisi doğuştan gelen bir
lütuftur. Allah vergisi derler
ya işte öyle bir şey... Yalnız
ses eğitimi bu yeteneği
geliştirmenize daha üst
seviyelere taşımanızı sağlar.
Konservatuvarda şan hocamla
birebir yaptığımız çalışmaların
beni eser icrasında daha iyi
seviyeye taşıdığını söyleyebilirim.
Hiç şüphesiz değerli şan hocam
Şahin Saruhan’dan aldığım ses
eğitimi, sesimin kuvvetini ve
rengini daha iyi göstermemde
büyük fayda sağladı.
- Geçtiğimiz sezon yoğun
bir konser takviminiz vardı.
Önümüzdeki günlerde sizi
yeniden sahnede görebilecek
miyiz?
Yoğun olmasının yanında
çok keyifli de geçti. Yeni klip
çekimi için gün sayıyoruz. Kısa
zaman sonra konserlerimiz yine
kaldığı yerden devam edecek
tabii. Önümüzdeki günlerde çok
daha güzel bir çalışmayla sizlerle
olacağız inşallah. Takipte kalın
diyorum. :)
- İlham aldığınız
müzisyenler var mı?
Sezen Aksu ve Neşet Ertaş
dinlemek gerçekten benim için
büyük bir ilham kaynağı oluyor.
Ben genelde ilhamı yaşadığım ve
hayalimde kurduğum aşklardan
alıyorum. Platonik olarak sevip
açılmadığım sevdiğim kızlar
oldu lise dönemlerimde. İşte
bazı şarkılar bu duygularınızı
depreştiriyor ve size ilham
oluyor. İşte Sezen Aksu
bunlardan biri.
- Günümüzün Türk
Pop müziğini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Bence müzik piyasası şuan
duraklama döneminde... Üretim
sıkıntısı var. İnsanlar artık sözleri
ve müziği akılda kalıcı basit diyebileceğimiz şeyleri dinliyor ve
seviyor. Daha doğrusu dinlettirildi ve sevdirildi. Bu konuda çok iyi
algı çalışmalarının yapılması da
bunu sağladı. Yapılan albümler
sanatsal kaygı değil, ticari kaygıyla yapıldığı için kalite de doğal
olarak düştü. Ama ben geleceğe
yönelik ümitliyim ve zamanla
bu duraklamanın biteceğini
düşünüyorum.
ALBÜMÜ
DİNLEMEK İÇİN!
Google Play ya da Apple Store’dan
KÜLTÜR SANAT isimli uygulamamızı indirerek
QR TARA bölümünden tarayabilirsiniz.
S/38/ 10 - 16 Temmuz 2015
- EĞİTİM -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Türk öğrencileri ABD’den
birincilik ve üçünçülükle döndü
A
BD’nin New York kentinde
her yıl gerçekleşen
Genius Olympiads Proje
Yarışması’nın Sanat-Poster dalında
Okyanus Koleji öğrencisinin
hazırladığı Bilgi isimli proje, 1171
proje arasından birinciliğe layık
bulunurken, Bahçeşehir Güzel
Sanatlar Lisesi’ nden iki proje
de üçüncülük ödülünü alarak
Türkiye’yi gururlandırdı.
Öğrencilerin 69 ülkeden
katıldığı yarışmada, Okyanus
Koleji öğrencisi Çağla Başkan, Bilgi
adını verdiği posteri ile SanatPoster dalında birinciliğe layık
görüldü. Çağla Başkan, dünya
birincisi olduğu posteri tasarlarken,
“Doğanın bize verdiklerini ve içinde
barındırdıklarını düşündüm. Biz
doğanın cömertliği karşısında ona
borçluyuz.” diye konuştu.
Bahçeşehir Güzel Sanatlar
Lisesi Resim Bölümü Öğrencisi
Zelal Kelekçi, Sanat-Poster
alanında 3.’lüğü aynı okuldan
Sevcan Kaya ile paylaştı. Kelekçi,
hazırladığı posterde, son yıllarda
tüm dünyada çok tartışılan
Selfie konusunu çevre duyarlılığı
ile ilişkilendirerek farkındalık
yaratmaya çalıştığını anlattı.
İTÜ’ye gelenler Chicago 1871’e gidecek
LYS sonuçlarına göre ilk
bin kişiden İstanbul Teknik
Üniversitesi’ni tercih edecek
öğrenciler, üniversite hayatına
Amerika deneyimi ile başlama
şansı yakalayacak. Bu yıl ilk kez
verilecek İTÜ ARI Teknokent
Bursu ’nu, ilk binden İTÜ’ye
gelecek tüm öğrenciler
kazanacak. Burs kapsamında
öğrenciler, dünyanın en başarılı
girişimcilik merkezleri arasında
yer alan Chicago 1871’e
götürülecek. ARI Teknokent’in
başarılı girişimcilerinin de
eşlik edeceği gezi, öğrencilere
hem staj deneyimi hem de
dünyanın teknoloji ve girişimcilik
merkezinde 1 ay sürecek bir
deneyim yaşama fırsatı verecek.
S/40/ 10 - 16 Temmuz 2015
- ALIŞVERİŞ w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Bahçenizde
298
TL
rahatlığı
Evinizde ya da bahçenizde şık bir
görünüm oluşturabileceğiniz mini
burger puf, konforuyla sizi rahat
ettirecek. Eko baskı tekniği ile hazırlanan ve
kanvas kumaş kullanılan bu pratik ürün, su
geçirmez yapısıyla da kalitesini arttırıyor.
Ebat:
60x60x35 cm
Sevimli kediler
masanızı süslesin!
Deniz feneri ile
dekoratif şıklık
23 TL
19 TL
Yükseklik:
23 cm
Ölçü:
9 x 11 cm
Cats by Luyano,
kediseverler için sunduğu
mutfak ürünlerinin yanına
bir de aksesuar serisini ekledi.
Cats by Luyano’nun aksesuar
serisi, sevimli kedileri hayatının
merkezinde tutanlar için
birbirinden şık seçenekleriyle
çeşitli biblolar sunuyor. Büyük
bir titizlikle polirezinden
üretilen bu tatlı kediler, sizin
için özel bir yere sahip olabilir.
Evino’dan şık deniz
feneri motifli kandiller,
deniz tutkunlarına özel
tasarlanmış gibi… İç ve dış
mekanlarda kullanılabilen
ürün, ahşap boyama ve üstteki
metal askısıyla şık bir görünüm
oluşturuyor.
- ALIŞVERİŞ -
10 - 16 Temmuz 2015
/S/41
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
109 T
Neşeli desenlerle siz de
yaza ayak uydurun!
“Rahatlık benim için her şeyin
önünde” diyorsanız, Dogo ’nun
hazırladığı eğlenceli plutolar tam
sizin için… Kanserojen hiçbir madde
içermeyen bu eğlenceli modeller, yaz
aylarınızın vazgeçilmez bir parçası olacak.
184 TL
L
Neptün’ün Rüyası
kopseptli çanta çok havalı
Yaz aylarında dışarıda ya da
plajda kullanmak için ideal olan
çanta, mercan ve balıklarla
süslenmiş deseniyle size ayrı bir hava
katacak. İpek Haznedaroğlu’nun
tasarladığı mavi portfoy çantayı çok seveceksiniz.
Dağları delmeye
hazır mıyız?
580 TL
Ölçü: Net derinlik: 70 cm, Net yükseklik: 73 cm, Oturum genişliği: 60 cm,
Oturum derinliği: 50 cm, Oturum yüksekliği: 40 cm, Sırt yüksekliği: 36 cm
Berjerinizi hangi
renk alırdınız?
7 adet renk seçeneğiyle
rengarenk döşeme
kumaşlarından tercih
edilebilen PARLAKev Kupon
Berjer, evinize farklılık katacak.
Tek tek el yapımı, kapitone
işlemeli ve %100 Türk Malı
olan bu şık berjerde, kuş tüyü
sünger kullanılması da rahat
etmenizi sağlıyor.
TL
0
14
Doğa yürüyüşü yapanlar ve
hafif sırt çantası arayanlar
için tasarlanan cepleriyle
işlevli bu pratik Forclaz 50 Sırt
Çantası, 10 yıl garantisiyle kamp
severler için ideal bir seçim…
- GEZİ -
S/42/ 10 - 16 Temmuz 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
“Bozcaada’ya giden bir
kez daha gider” derler... İnsan
gidip görmeden önce bu sözü biraz abartılı
bulabilir ama giden bilir dostlar! Sanki bir parçanız
orada kalmış gibi hissedersiniz dönüş yolunda. Sevgiliye
son bir bakıştır arabalı vapura binmek. O an kendinize
“yine geleceğim” diye söz verirsiniz. Ve macera başlar...
E
Her damağa uygun tatları
bulabileceğiniz bir çok alternatif
mekan sizleri bekliyor.
ski adı Tenedos olan bu
ada, Türkiye’nin üçüncü
büyük adası. Adaya ayak
basar basmaz başka bir alemde
hissediyorsunuz kendinizi.
Merkezde bir kalabalık var
ama rahatsız eden bir kalabalık
değil bu. Aksine yüzünüzü
gülümsetecek insanlar... Herkes
o kadar sıcak kanlı ki kendinizi
ansızın adanın bir sakini gibi
hissediyorsunuz.
Hemen adanın girişinde
sizi asırlık çınar ağacı karşılıyor.
Onun gölgesinde içeceğiniz
damla sakızlı Türk kahvesinin
tadı ömrünüz boyunca ne
damağınızdan ne zihninizden
silinmeyecek. Sabahları
gazetenizi alıp çınarın altında
ister çayınızı yudumlayın, ister
mis gibi havada organik bir ada
kahvaltısının keyfini çıkarın.
Konaklamak için
- GEZİ -
10 - 16 Temmuz 2015
/S/43
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
tahmininizden daha çok
seçeneğiniz olacak. Şirin ufak
pansiyonlardan tutun, şık bağ
otellerine ve hatta “Doğanın
keyfini çıkaracağım,” derseniz
çadır kampları da sizleri
bekliyor. Nacizane tavsiyem
Bozcaada kalesi manzaralı
pansiyonları seçmeniz... Hem
sabah kahvaltınız hem akşam
sohbetleriniz bu güzel manzara
eşliğinde daha da güzelleşecek.
El yapımı ada reçellerinin tadına
doyamayacaksınız. Bu yüzden
çınar altının hemen ilerisinde
kurulan yerel pazarı dolaşarak
biraz stok yapabilirisiniz.
Dönüşte sevdiklerinizi
unutmayın! Birbirinden güzel
hediyelik eşyalarlarla bu şirin
pazar sizleri bekliyor.
deniz altındaki bitki örtüsünü
ve birbirinden farklı balıkların
güzelliğini seyredin. Akşam
olduğunda ise mutlaka rüzgar
güllerini ziyaret edin. Gökyüzünü
daha önce böyle gördüğünüzü
zannetmiyorum.
Bir günü böylece tükettik.
Bozcada’da her gününüz
böyle geçse bile hiç şikayet
etmiyorsunuz. Her gün zevkle
aynı şeyleri tekrarlayabiliyor
insan burada. Sizlere
bahsetmediğim gezebileceğiniz
bir çok tarihi eser, eski kilise ve
camiler var.
Sayfalarca yazsam da yine bu
adanın güzelliklerini tam olarak
ifade etmek mümkün değil. En
iyisi mi siz unutulmayacak huzur
dolu bir tatil için Bozacada’yı
ziyaret edin derim.
MİS GİBİ ÇİÇEKLER
Konaklama faslından sonra
kendinizi sokaklara vurun!
Adanın sokakları sizi adeta
içine çekecek. Birçoğu restore
edilmiş bile olsa eski dokusunu
kaybetmeyen taş evler,
bahçelerine ve kapılarının önüne
dikilmiş rengarenk çiçekler,
harika bir manzara oluşturuyor.
Bu anıları ölümsüzleştirmek için
fotoğraf makinenizi elinizden
düşürmeyeceksiniz.
Gezdik, dolaştık, yorulduk
ama biter mi hiç adanın
güzellikleri? Havlunuzu, güneş
kreminizi kapıp denize koşun!
Adada plaja ve koylara ulaşım
kolayca minibüs ile sağlanıyor.
Ayrıca bisiklet, araba ve motorlu
araç kiralama imkanınızda
var. Harika bir plaja sahip olan
Bozcaada’da eğer kalabalık
bir ana denk gelirseniz, benim
size önerim birbirinden güzel
koyları keşfetmeniz olacaktır.
Çarşaf berraklığındaki koylarda
denize girip güneşlenin! Bu
eşsiz anların keyfini doyasıya
yaşayın. Deniz yaz aylarında
genel olarak biraz soğuk ama
şnorkel ile ufak dalışlar yaparak
Akşam oluyor yavaş yavaş... İstikamet adanın batı ucunda yer
alan rüzgar gülleri... Varır varmaz sizleri terkedilmiş bir deniz
feneri ve yabani kekik kokusu karşılayacak. Biraz ilerleyin ve yolun
sonundaki kayalıklarda durun, bırakın ada rüzgarı yüzünü okşasın.
Güneşin ve bulutların kızıl rengini almasını seyredin.
Öğlen yemekleri için adanın ufak yemek evlerini öneririm.
Gerçekten hesaplı ve lezzetli yemekler yiyebilirsiniz. Özellikle
öğlen yemeklerinizde zeytinyağlı yemekleri tercih edin. Akşam
seçeneği ise gerçekten çok fazla. Ev yemeklerinden deniz
ürünlerine kadar geniş bir yelpaze sizleri bekliyor.
S/44/ 10 - 16 Temmuz 2015
- GEZİ -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Haftanın İzmir Otelleri -
Tatilde kolay ulaşım
isteyenler için ideal
Birinci sınıf hizmet ile
Mövenpick Hotel İzmir
Sıcak renklere sahip Mom Hotel, zevkli
bir şekilde dekore edilmiş. Yakın çevrede
farklı restoranları da bulabileceğiniz otelin
lobisindeki kafede, her sabah açık büfe
geleneksel Türk kahvaltısının tadını
doyasıya çıkarabilirsiniz. İzmir
Havalimanı’na 15 km mesafede olan
Mom Hotel İzmir şehir merkezine ise
sadece 7 km uzaklıkta.
Mövenpick, İzmir’in merkezi Cumhuriyet
Meydanı’nın hemen yanında, Ege Denizi
manzaralı, çağdaş konaklama birimlerine ev
sahipliği yapıyor. Dinlenme olanakları arasında
sauna, çeşitli masajlar ve bir de
güzellik uzmanı yer alıyor. Otopark
hizmeti de sunan otel, Konak gece
hayatı, şehir turu ve tarih ile ilgilenen
gezginler için harika bir seçenek.
Manzarasına aşık
olacağınız Kordon Otel
Kendinizi şımartmak için
Renaissance İzmir
Kordon Otel, Konak İskelesi’ne ve Kemeraltı
Çarşısı’na yürüme mesafesinde, başlıca
işyerlerinin olduğu bir caddede, kordondan
birkaç dakika uzaklıkta bulunuyor.
Odanızdan ve Kordon Otel’in
restoranından körfezin muhteşem
manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
Merkezi otelleri sevenler için doğru
bir tercih olacaktır.
İzmir’in kalbinde, popüler Kordon sahiline
sadece birkaç adım mesafede merkezi bir
konuma sahip olan Renaissance, kapalı
yüzme havuzu, Türk hamamı ve sauna hizmeti
sunuyor. Çatı terasından İzmir
Körfezi’nin manzarasının keyfini
çıkarırken alakart seçeneğiyle de
Akdeniz mutfağından özel yemekleri
tadabilirsiniz.
- GEZİ -
10 - 16 Temmuz 2015
/S/45
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Haftanın Kuşadası Otelleri -
Ege Denizi’nin panorama
haline tanık olun
Cennetten bir köşe
Atlantique Holiday Club
Ege Denizi manzarası sunan Panorama Hill,
Kuşadası’nın kıyısında yer alıyor. Açık büfe
kahvaltı için restoran ya da kapalı teras tercih
edilebilirken, öğle ve akşam yemekleri ile
oda servisi yapılıyor. Oteldeki spa
olanakları arasında, geleneksel
Türk hamamı, sauna ve masajlar
ile siz de tatilinizin doyasıya tadını
çıkarabilirsiniz.
Denizin yakınındaki Atlantique Holiday
Club, açık yüzme havuzu, ücretsiz Wi-Fi ve
özel plaj alanı mevcutken her gün açık büfe
kahvaltı servis edilen otelin büfe restoranında
geleneksel lezzetler ve uluslararası
yemekler sunuluyor. Kuşadası şehir
merkezine sadece 9 km uzaklıktaki
otel, antik Yunan kenti Efes’e
arabayla 30 dakikalık mesafede.
Tatiliniz unutulmaz
anılara dönüşsün!
Richmond Ephesus ile
farklı bir tatil deneyimi
Kuşadası’nın Çamlimanı Koyu’nda 421.000
m² genişliğindeki bir alanda yer alan Pine
Bay Holiday Resort, geçtiğimiz yıl tamamen
yenilenmiş. Özel plaja ve yat limanına sahip
olan tesis, ana büfe restoranın
kapalı ve açık kısımlarında
yöresel lezzetlerden ve dünya
mutfaklarından her damağa uygun
farklı tatlar sunuyor.
Çam ağaçları ile çevrili Richmond Ephesus
Resort, Pamucak bölgesinde yer alıyor. Efes
Restaurant, tüm yemekleri açık büfe tarzında
sunarken Alakart Artemis Restaurant’ta da
deniz ürünleri servis ediliyor. Kuşadası’nın merkezi ve Efes Antik Kenti
15 dakikalık sürüş mesafesindeyken,
İzmir Adnan Menderes Havalimanı
ise 70 km uzaklıkta bulunuyor.
S/46/ 10 - 16 Temmuz 2015
- MEKAN -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Altın yumurtlayan:
Tavuk Dünyası
Menüsü ve lezzetiyle çokça konuşulan Tavuk Dünyası franchising
sistemiyle şubeleşmeye hızla devam ediyor. Firma 100’e yakın şubesiyle
Türkiye’nin hızla büyüyen restoran zincirlerinden biri haline geldi
T
D Gıda Hizmetleri
tarafından geliştirilen ve
yeme içme sektöründe
2003 yılından bu yana faaliyet
gösteren Tavuk Dünyası,
franchising sistemiyle büyümeye
devam ediyor. 5 ülkede, 100’e
yakın noktada restoran-cafe
hizmeti vererek Türkiye’nin hızla
büyüyen restoran zincirlerinden
biri haline gelmeyi başardı.
Türk insanının damak tadına
uygun, sadece tavuk ürünleri
satışı yapılan bir restoran zinciri
açığını tespit eden firma, 2 yıl
süren AR-GE ve markalaşma
süreci sonunda altyapı
çalışmalarını tamamlayarak
kısa süre içinde İstanbul’dan
başlayarak Türkiye’ye
ve sonrasında dünyaya
yayılma hedefini ortaya
koydu.
Firma Almanya,
Hollanda ve Çin ülkelerinde
de faaliyet gösterirken,
menüsüne tavuk dışında kırmızı
et de katarak hedef kitlesini
genişletmeyi başardı.
Mekan tüm ürün
çeşitlerinde taze sebze
ve baharatlar kullanarak
konserve ve şoklanmış
ürünlere yer vermiyor.
“En çok beğenilen ve tercih edilen
marka” gibi birçok ödül alan Tavuk
Dünyası’nın sadece Türkiye’de 80’e
yakın şubesi bulunmakta.