Tények kossuth TÜRKIS

Transkript

Tények kossuth TÜRKIS
DIÞÝÞLERÝ BAKANLIÐI, BUDAPEÞTE
2001 3. sayý
Lajos Kossuth
(1802-1894)
Lajos Kossuth 19 Eylül 1802’de Zemplén ilinin Monok
beldesinde doðdu. Kossuth ailesi, Felvidék bölgesinin zengin
geçmiþe sahip eski orta-soylular ailelerinden biriydi. Adlarý
belgelerde ilk kez 1263’te geçiyor. Lajos Kossuth’un babasý
László 1763’te Turóc ilinde dünyaya geldi. XVIII. yüzyýlýn
seksenli yýllarýnda Zemplén’e yerleþti ve burada önce ilin
deftercisi, sonra da Monok’ta
Andrássy ailesinin yanýnda büyük
çiftlik hukukçusu oldu. 1800
dolaylarýnda
nispeten
yaþý
ilerlemiþken, Olaszliszka’daki
Lüteryen
protestan
postacý
Tyrling’li András Weber’in kýzý
Karolina ile evlendi.
Lajos Kossuth Sátoraljaújhely,
Eperjes ve Sárospatak’ta okula
gitti ve okullarý üstün dereceyle
bitirdi. Sonra Eperjes ve Peþte’de
stajyer avukat olarak çalýþtý. Ýlk
politik deneyimlerini de Peþte’de
kazandý. Tahsili sýrasýnda Latince,
Almanca ve Fransýzca dillerini
öðrendi ve Ýngilizce’ye de baþladý.
Avukatlýk
belgesini
1823
eylülünde aldý. Ondan sonra
Zemplén’e döndü ve orada
avukatlýk yaptý. 1828-29 yýllarýnda
Zemplén ili vergi mükelleflerinin
sayýmýnda görev aldý. 1830-31’de
artýk ilin reformcu muhalefetinin
üyesi olarak il toplantýlarýnda
konuþmalar yaptý ve 1831 yýlýnda veba isyanýnýn giderilmesinde
ciddi rolü oldu. Ýsyan eden köylülerin Sátoraljaújhely kentini altüst
etmeleri, onun kararlý davranýþý sayesinde önlenmiþ oldu. Muhalif
davranýþlarý nedeniyle daha o zaman mahallin muhafazakârlarýnýn
dikkatini çekmiþti. 1831-32 yýlý dönümünde bir miras
muamelesindeki ihmali yüzünden burada sivrilme olanaðý
kalmadý. 1832-36 yýllarýnda Zemplén aristokratlarýnýn temsilcisi
olarak Pozsony (Bratislava) parlamentosuna girdi. Namevcutlarýn
elçisi (ablegatus absentium) olarak o zamanýn avam kamarasýnda
yer aldý ve orada birçok kere konuþma da yaptý. Önce kendisini
temsilci olarak gönderenlere, sonra da ülkenin politikayla uðraþan
kamuoyuna bilgi vermek amacýyla Parlamento Haberleri adýyla el
yazmasý bir gazete çýkartmaya
baþladý. Mektuplaþma yoluyla
daðýtýlan el yazmasý bu gazete,
parlamentonun faaliyeti hakkýnda
sansüre uðramadan ayrýntýlý bilgi
veren ilk gazete oldu. Kossuth
daha bu adýmýyla o zamanýn
iktidar sahiplerinin hiddetini
uyandýrmýþ oldu. Gene bu
giriþimiyle ülke ölçüsünde tanýndý
ve muhalefetin en önemli
yöneticileriyle, Ferenc Kölcsey
(1790-1838), Miklós Wesselényi
(1796-1850) ile de irtibat kurdu.
En itibarlý muhalif politikacý
István Széchenyi (1791-1860) ise
baþlangýçtan beri ona sýcak
bakmadý.
Parlamentonun kapatýlmasýndan sonra Mahallî Ýdare Haberleri
adýyla el yazmasý bir gazete
çýkartmaya baþladý. Bu gazetede
abonelerine, il genel meclislerindeki olaylar hakkýnda bilgi
veriyordu. 1832-36 yýllarýnda
parlamentonun muhalif üyelerine dava açýlmasýna karþý
muhalefetin protestolarýný bu gazeteyle duyurdu. Ülke yönetimi
artýk buna göz yumamazdý. Kossuth’a önce bu faaliyetine son
vermesi çaðrýsýnda bulundular, sonra da hükümdara hakaret
suçlamasýyla dava açmayý kararlaþtýrdýlar. Kossuth’u 5 Mayýs
Kossuth ve ilk Macar banknotlar
1837’de tutukladýlar ve sonra da uzun yýllar
sürecek hapis cezasýna mahkûm ettiler.
Kossuth’un tutuklanmasý genel olarak
þaþkýnlýk yarattý. Ülke yönetiminin aþýrý
güçle harekete geçmesi, kendisine karþý bir
sýra protesto eylemlerine yol açtý. Kossuth
hapishanede vaktini yalnýz savunmasýný
hazýrlamakla
geçirmedi.
Daha
tutuklandýktan az sonra annesinden
kitaplar istedi ve dýþ dünya ile baðlantýsýný
korumaya çalýþtý. Bu arada Ýngilizcesini
mükemmelleþtirdi.
Arada
Samuel
Wilderspin’in Almanca yayýmlanmýþ olan
ve çocuk yuvasýnda bakýmla ilgili kitabýný
Macarca’ya çevirip uyarladý, ayrýca
Shakespeare’in Macbeth’inin de çevirisine
baþladý. Yarým düzine kadar çeþitli Macar
ve Alman dergisinden bilgileniyordu.
Hapishaneden ailesine yazdýðý mektuplar
edebî çalýþmalarýnýn seçkin parçalarýný
oluþturuyor. Bunlardan bazýlarý bütün bir
bilimsel incelemeyi içeriyor.
Kýsacasý, hapishane yýllarý Kossuth’un
direncini kýrmadý ve politik deðiþiklikler
sayesinde, ceza kesilen dört yýlý da hapiste
doldurmasý gerekli olmadý. Kossuth’un
mahkûm edilmesinden üç ay sonra, 2
Haziran 1839’da yeni parlamento toplandý
ve hükümetin hatalý bir kararý sayesinde,
avam
kamarasý
sunduðu
yazýlý
önergesinde Wesselényi, Kossuth ve
László Lovassy (1815-1892) aleyhindeki
iþlemlerin
durdurulmasýný
ve
hapsedilenlerin serbest býrakýlmasýný
istedi. Saray tâviz vermek zorunda kaldý
ve 10 Mayýs 1840’ta Kossuth serbest
býrakýldý. 9 Haziran 1840’ta Peºte il
meclisi toplantýsýnda yaptýðý konuþmada
Kossuth, þaþmadan ve etkili biçimde
davasýndan yana çýkan il ahalisine
teþekkür etti.
Kossuth hapisteyken, 13 Haziran
1839’da babasý László Kossuth öldü ve
Kossuth ailesinin geçimini saðlama
yükümlülüðü tek baþýna ona düþtü. Öte
yandan Kossuth’un özel hayatýnda da
önemli bir deðiþiklik oldu. 1840 yýlý
yazýnda, Tuna-ötesi bölgesinin soylu
katolik ailelerinden birinin kýzý olan
Terézia Meszlényi ile tanýþtý. Tanýþýklýk
kýsa sürede evliliðe dönüþtü ve Kossuth 9
Ocak 1841’de niþanlýsýyla evlendi.
Kossuth hapisten çýktýktan sonra da
politik hayattan uzaklaþmadý. Onun için
Viyana’da, onu gözden kaçýrmamanýn
daha iyi olacaðý düþünülüyordu. Bu
nedenle, matbaa sahibi Lajos Landerer’e
(1800-1854), Pesti Hírlap gazetesinin
editörlüðünü
üstlenmesi
önerisiyle
Kossuth’a baþvurmasý için izin verildi.
Kossuth böylece 2 Ocak 1841’den 1844
ilkbaharýna kadar Pesti Hírlap gazetesinin
editörlüðünü yaptý. Pek çok makalede
reform düþüncesini halka yaydý ve mevcut
olan
feodal
koþullarýn
devam
ettirilemeyeceðine ýþýk tuttu. Editörlük
çalýþmalarýnda muhalefet üyelerinden de
yararlandý. Gazetesinin bir yeniliði, Macar
basýnýnda ilk defa kendisinin baþmakale
yazmasýydý. (Baþmakale sözcüðünün
Macarcasýný kendisi buldu.) Gazetenin
tirajý baþlangýçta altmýþ iken sonra 5000’e
yükseldi.
O
zamanlar
Habsburg
monarþisinde tirajý en büyük gazete
buydu. Gazetedeki editörlüðü Kossuth’un
maddî durumunu da dengeledi.
Kossuth’un Pesti Hírlap’taki yazýlarý
yüzünden,
reformcu
muhalefetin
izleyeceði taktik konusunda István
Széchenyi ile aralarýnda büyük bir tartýþma
oluþmaya baþladý. Kossuth’un fazlasýyla
kesin ve kritik üslubunu Széchenyi
kýnýyordu ve Avusturya ile iliþkilerin
gerginleþtirilmesine karþý çýkýyordu. Önce
„Doðu’nun halký“ adlý kitabýnda, sonra da
bir düzine yazýsýnda Kossuth’a hücum etti.
Fakat Kossuth bu tartýþmada üstün çýktý ve
Széchenyi’nin iddialarýnýn çoðunun yersiz
olduðunu
kanýtladý.
Tartýþmada
Lajos Kossuth ülke nöbetinde (karikatür)
muhalefetin büyük kýsmý Kossuth’tan
yana tutum aldý.
1843 yýlý sonlarýnda Viyana’dakiler
Kossuth’un gazetedeki faaliyetine, artýk
yetti dediler ve Landerer’e editörü ile
iliþkiyi kesmesi için talimat verdiler.
Landerer bir maddî tartýþma çýkardý,
Kossuth da bunun üzerine editörlükten
istifa etti. Kendisi gazete çýkarmak
amacýyla izin saðlamaya çalýþtýysa da, ülke
yönetimi bu izni vermeye yanaþmadý. Bu
yüzden Kossuth yeni bir meþguliyet
aramaya yöneldi. Reform davasýný yazýlý
olarak
halk
arasýnda
yaymaktan
vazgeçmek zorunda kaldý. Bu nedenle
çeþitli ekonomik giriþimlerde bulundu.
Bunlar arasýnda en büyük etki uyandýran,
1844’te kurulan Ülkesel Korunma Derneði
oldu. Bu dernek, koruyucu gümrük
politikasý yardýmýyla yerli sanayinin ve
ticaretin geliþmesine yardým etmeyi
amaçlýyordu.
Çünkü
Kossuth,
Avusturya’nýn Alman Gümrük Birliði’ne
(Zollverein) girmesi durumunda Macar
sanayi ve ticaretinin daha kaliteli Alman
mallarýnýn
rekabeti
karþýsýnda
dayanamayacaðýndan endiþe ediyordu. Bu
nedenle koruyucu gümrük politikasýný
önerdi.
Kossuth’un
ekonomik
giriþimlerinin çoðu iflasla sonuçlandý, ya
da ancak ölçülü bir baþarý saðlayabildi.
Fakat bunlarýn kurulmasý, her vaziyette
muhalefetin örgütlenmiþliðini pekiþtirdi.
Macaristan’da kentsoylu dönüþümün
baþarýsýnýn, ancak serfliðin tamamen
kaldýrýlmasýyla
güvence
altýna
alýnabileceði görüþü, Kossuth için bir
kanaat hâline gelmiþti. Kanýsýna göre,
soylularýn ve ülkenin varlýðýný tehdit eden
iç
savaþtan
ancak
bu
sayede
sakýnýlabilirdi. Kendisinin de hazýrladýðý
çýkarlarý
birleþtirme
programý,
Macaristan’da kentsoylu dönüþümün,
soylularýn
yönetiminde,
ülkenin
özerkliðinin korunmasýyla gerçekleþmesi
amacýný
güdüyordu.
Macar
muhafazakârlarý kendi partilerini kurunca,
Kossuth birleþik muhalefet partisinin
örgütlenmesi ve bir muhalefet programý
hazýrlanmasý için giriþimde bulundu. Bu
programýn kaleme alýnmasýnda, Ferenc
Deák (1803-1876) ile kendisi en önemli
rolü oynadý. Kurulmakta olan muhalefet
partisinin baþkanlýðýna kont Lajos
Batthyány’yi
(1806-1849)
seçtiler.
Kossuth,
1847-1848
parlamento
toplantýsýna Peþte ili temsilcisi olarak
katýldý. Ülke yönetimi Kossuth’un
seçilmesini engellemek için elinden geleni
yaptý, fakat baþarýlý olamadý. Avam
kamarasýnda muhalefet çoðunluktaydý,
fakat aristokratlar kamarasýnýn direniþi
Batthyány’nin yönetiminde reformlarý
kabul ettirmek için mücadelesini sürdürdü.
1848 yýlý ocak-þubat aylarýnda muhalefetin
bir kýsmý Viyana ile özel pazarlýða
yanaþmýþtý;
fakat
Kossuth’un
Kossuth 1848 son baharýnda askere çaðrý konuþmasý yaparken
yüzünden bu çoðunluktan yararlanmak
olanaksýzdý. Parlamentodaki muhalefet
avam
kamarasýnda
Kossuth’un
yönetiminde, aristokratlar kamarasýnda da
müdahalesinin etkisiyle kýsa sürede
muhalefetin birliði yeniden saðlandý.
1848 yýlýndaki Avrupa devrimleri
büyük fýrsat yarattý. Muhalefetin daha
Kossuth 8 Ekim 1848’de Parlamento’da Ozora’da gaspedilen bayraklarý sunarken
!
radikal fikirleri benimseyen önderleri
Kossuth ve Batthyány’nin görüþüne göre,
reformcu
muhalefetin
programýný
gerçekleþtirmek için imparatorluðun
sarsýlan
dýþpolitik
durumundan
yararlanmak gerekliydi. Daha þubatýn
sonunda hükümetin barýþý saðlamasýný,
bunu ancak halklarýna anayasa verirse
saðlayabileceðini hükümdara ifade ederek,
kendisinden „temiz Macar kanýný Ýtalyan
özgürlüðünü bastýrmak için feda
etmemesi“
talebinde
bulunmayý
düþündüler. Bu talep, muhalefetin hem
dýþpolitikadaki geniþ görüþlülüðünü, hem
de
saðduyusunu
ayný
zamanda
yansýtýyordu. Batthyány ile Kossuth
biliyorlardý ki, Macaristan’ýn özgürlüðü,
ancak hükümdarýn vilayetlerinde de
anayasal idare olduðu takdirde saðlam
temellere
oturtulabilirdi;
çünkü
imparatorluðun iki kesiminin farklý
çýkarlarý ancak ayný politik düzen
çerçevesinde
baðdaþtýrýlabilirdi.
Kossuth’un önerisini o zaman muhalefetin
çoðunluðu dahi desteklememiþti. Fakat
önsezisinin doðru olduðunu birkaç gün
sonra, Paris’teki devrim haberinin 1
"
27 þubat 1849 Kápolna muhaberesi
Martta Pozsony’a ulaþmasý kanýtlamýþtý. 3
Martta Kossuth, tarihsel önem taþýyan
önerisini avam kamarasýnýn semt
toplantýsýnda sunarken, parlamentoya
„politikamýzý
koþullarýn
düzeyine
yükseltelim“ çaðrýsýnda bulundu. Henüz
kapalý bir þekilde de olsa, Macaristan’da
genel vergi yükümlülüðü, politik hak
eþitliði, halk temsilciliði ve baðýmsýz millî
hükümetin gerçekleþtirilmesini talep etti.
Fakat bunlarla da yetinmedi ve bu
istemlerin duyurulmasýna da dýþpolitik
durumdaki deðiþikliklerin imkân vermiþ
olduðunun
bilinciyle,
Habsburg
Ýmparatorluðu’nun hükümdar vilayetleri
için de anayasa yapýlmasýný talep etti.
Paris devrimi haberi iktidar sahiplerini
ürkütmüþtü ve imparatorluðun malî
durumu da - ne ilk, ne de son kez bunalým içindeydi; fakat bundan sonra da
Rus çarý I. Nikola’nýn (1796-1855) silahlý
yardýmýna güveniyorlardý. Ne var ki
Kossuth’un, hükümdar vilayetleri için de
anayasa yapýlmasýný talep ettiði ve
Almanca’ya
çevrilerek
bastýrýlan
konuþmasý, Viyana’da buna kaba kuvvetle
cevap verilmesini imkânsýzlaþtýran bir
kaynaþmaya yol açtý. 13 Martta Viyana’da
devrim patlak verdi, her þeye kadir
þansölye Klemens Metternich (1773-1859)
istifa edip kaçmaya; hükümdar ise
Avusturya halklarýna anayasa vadetmeye
mecbur kaldýlar.
Viyana devrimi Macar liberal muhalefeti
için çok iyi zamanlanmýþtý. Zira Kossuth’un
konuþmasý temelinde formüle edilen önerge
senatoda yatýyordu ve imparatorluða sadýk
aristokratlar
kendi
kamaralarýnýn
toplanmasýný imkânsýzlaþtýrmak için yýðýnla
Viyana’ya gidiyordu. Kossuth’un acýmasýz
rakibi sayýlan István Széchenyi, hatta kralýn
tam yetkili komiserliðini üstlemeyi ve
askerî kuvvetle reformcu muhalefete karþý
harekete geçmeyi önerdi. Ne var ki Viyana
devrimi durumu deðiþtirdi. 14 Martta
soylular Kossuth’un önerge teklifini kabul
ettiler ve bunu ertesi gün parlamento heyeti
Viyana’ya götürdü. Hükümdar ve çevresi
önce direnmeyi denediler, fakat 17 Martta
V. Ferdinand (1793-1855), Lajos
Batthyány’nin baþbakan tayin edilmesini
kabul etti. Bu tayinin onaylanmasýný ve
Macar taleplerinin yerine getirilmesini, 15
Martta Peþte’de de patlak veren devrim de
etkiledi.
Heyetin Pozsony’a dönmesinden sonra
birkaç hafta içinde parlamento, ülkede
kentsoylu dönüþümü formüle eden
yasalarý çýkardý. Bunlarýn bir an önce ve
þaþmadan kabul edilmesine, örneðin Peþte
devriminin önderi Sándor Petõfi’nin
(1823-1849) Rákos çayýrýnda 40 000
týrpanlý köylünün baþýnda beklediði türden
asýlsýz haberler de yardým etti. Kanun
maddelerinin onaylanmasý ise ciddi
engellerle karþýlaþtý. Viyana’da Devlet
Konferansý üyeleri Macar bakanlýðýnýn
yetki çevresini elden geldiði kadar
daraltmaya
çalýþýyorlardý.
Macar
parlamento heyeti, kýsmen görüþmelere
çok iyi hazýrlanmýþ olmasý, kýsmen de
talepleri en uygun zamanda destekleyen
yýðýn hareketleri sayesinde, esas
noktalarýn en çoðunda karþý tarafý
geriletmeyi baþardý.
Nisan yasalarýnýn hazýrlanmasýnda
Kossuth’un önemli rolü oldu. Bu yasalar
sayesinde Macaristan feodal bir devlet
iken, burjuva türü bir devlet oldu.
10 Nisanda Kral V. Ferdinand, kont
Lajos Batthyány’nin yönetimindeki Macar
hükümetini görevlendirdi ve 11 Nisanda,
Pozsony parlamentosunun çýkardýðý kanun
maddelerini onayladý. Bunlar, baðýmsýz ve
sorumlu hükümetin kurulmasýný, serfliðin
kaldýrýlmasýný, genel vergi yükümlülüðünü,
kanun önünde hak eþitliðini ve halk
temsilciliðini esas alan parlamentonun
kurulmasýný öngörüyorlardý.
Baðýmsýz maliyenin gerçekleþtirilmesi,
maliye bakaný Lajos Kossuth’un adýyla
yakýndan baðlýdýr. Kossuth neredeyse
tamamen boþ bir devlet hazinesi devraldý,
fakat kýsa sürede duruma hâkim oldu. Önce
faizli hazine bonolarý çýkartarak ülkenin
malî durumunu istikrara kavuþturmaya
çalýþtý, sonra da baðýmsýz banknot ihracý
yoluna baþvurdu. Ticaret Bankasý ilk iki
forintlik banknotu 5 Aðustos 1848’de
piyasaya sürdü. Bu banknota, 1848
eylülünden sonra çýkarýlan diðer kaðýt
paralarla birlikte „Kossuth bankosu“ adý
verildi. Hükümet, astronomik boyutlara
ulaþan Avusturya devlet borçlarýndan pay
almayý üstlenmedi, borçlarý ülkeden
sormadan kendilerinin yaptýklarýný ve
bunlarý ülkeye de harcamadýklarýný
vurguladý. Bu davranýþýn bir izahý,
parasýzlýktan kaynaklanmasýydý.
1848 temmuzunda toplanan halk
temsilcileri meclisi oturumunda hükümet
adýna önde gelen konuþmacý Kossuth idi.
Hitabette en önemli baþarýlarýnýn birini de
burada kazandý. 11 Temmuzda yaptýðý
konuþmanýn etkisi üzerine öyle oldu ki,
göre, gericiliðin saldýrýsýna milletin
hazýrlanmasý gerekiyordu.
11 Eylül 1848’de Batthyány hükümeti
istifa edince, Kossuth gene bakanlýðýnýn
baþýnda kaldý ve ertesi gün yeniden
baþbakan seçilen Lajos Batthyány’yi
destekledi. Eylülün 15’i ile 21’i arasýnda
da parlamento kuruluna seçildi. Daha
sonra Millî Savuma Komitesi olan bu
kurulun görevi, baþbakandan faaliyetleri
hakkýnda
rapor
almaktý.
Buraya
seçilmesinden sonra 24 Eylülde asker
Avusturya Ýmparatoru ile Rusya Çarý ‘devrim polipi’ni yok ediyor
parlamento, ülkenin savunmasý için iki yüz
bin asker ve kýrk milyon forint ödenek
teklifinde bulundu. Kossuth’un kanýsýna
toplamak amacýyla Alföld’e gitti. Burada
iki yerde muazzam kalabalýk önünde
konuþmalar yaptý. Kossuth türküsü
muhtemelen o sýralarda doðdu ve o
#
zamandan beri Kossuth’a tapýlmasýndan,
Kossuth kültünden söz edebiliyoruz. 27
Eylül 1848’de onun giriþimi üzerine
parlamento, Ferenc Lamberg’in (17911848) baþkomutan tayin edilmesini yasa
dýþý ve geçersiz ilân etti.
Lamberg’in öldürülmesi ve baþbakan
Batthyány’nin istifa etmesinden sonra
parlamento Kossuth’u Millî Savunma
Kurulu baþkaný seçti. 1848 ekiminden
itibaren yürütme erkini bu kurul temsil
ediyordu ve Kossuth ülkenin politik
yöneticisiydi. 1848 ekiminin ikinci
yarýsýnda Tuna ötesinde gene asker
toplama iþine giriþti ve Macar ordusunu
Lajta nehrini aþmaya o ikna etti.
Schwechat yenilgisinden sonra general
Artúr Görgei’yi (1818-1916) Macar
ordusu baþkomutanlýðýna o tayin etti. 1848
sonbaharý
ve
kýþýnda
ordunun
örgütlenmesinde Kossuth önemli rol
oynadý. Ýmparatorluk-krallýk ordusunun
saldýrýsý üzerine, parlamentonun ve
hükümetin Debrecen’e nakledilmesini
gene o önerdi. 1849 kýþýnda Macar
direniþinin daðýlmamasýnda, hatta baharda
Macar ordusunun muzaffer seferleri
baþlatmasýnda Kossuth’un örgütleme
faaliyetlerinin de ciddî payý oldu.
I. Franz Jozef’in (1830-1916) 4 Mart
1849’da çýkarttýðý, diretilmiþ anayasa
denilen Olmütz anayasasýnda Macaristan’ý
parça parça böldüðü haberi gelince
Kossuth, ülkenin baðýmsýzlýðýný ve
Habsburg
hanedanýnýn
tahttan
uzaklaþtýrýlmasýný
ilân
etmeyi
kararlaþtýrdý.
(Hükümdar,
merkezî
nitelikteki ve Almanlaþtýrma ruhundaki
Olmütz anayasasýný en baþta Macarlara
zorla kabul ettirmek istiyordu. Kral bu
anayasa ile imparatorluðu yenilemek ve
sonra da onun yönetimi altýnda Alman
birliði çerçevesinde Avusturya’ya kesin
bir yönetici rol saðlamak amacýný
güdüyordu.) Kossuth’un bu kararýna
ilkbahar seferinin zaferleri olanak
yaratmýþtý. 14 Nisan 1849’da Kossuth’un
önerisi üzerine parlamento bu kararý ilân
etti. Kossuth yürütme görevini de yerine
getiren baþkan seçildi ve 11 Aðustosta
istifa edinceye kadar devlet baþkanlýðý
görevini de yürüttü. (Politik güçlerin
önemli
kýsmý
cumhuriyetin
ilân
edilmesinden yana olduðu halde
Macaristan’ýn devlet þekli gene krallýk
olarak kaldý. Kossuth bunu Avrupa
$
Kossuth 1849 aðustosunda Macaristan’la vedalaþýrken
politikasý bakýmýndan doðru görmemiþti.)
Kossuth, yeni hükümetin üyelerinin
çoðunluðuna kendisi bakan olmalarý
çaðrýsýnda bulundu ve 1 Mayýs 1849’da,
daha önce Batthyány hükümetinde de yer
almýþ olan bakan arkadaþý Bertalan
Szemere’yi (1812-1869) baþbakanlýkla
görevlendirdi.
Kossuth,
Avrupa’daki
büyük
devletlerin
baðýmsýz
Macaristan’ý
tanýyacaklarýný umuyordu. Beklediði
olmadý. Ýmparatorluk-krallýk ordusunun
yeni saldýrýsý 1849 yazý ortalarýnda
baþladý. Bu yeni seferinde Avusturya’yý
200 000 askerle Rusya da destekledi. Bu
durum karþýsýnda Kossuth telaþa düþtü,
durmadan yeni savaþ planlarý hazýrladý.
Hemen de her bir önemli Macar generaline
baþkomutanlýk teklif etti. Fakat 9 Aðustos
1849’da
imparatorluk
ve
krallýk
birliklerine karþý Temesvár’da verilen
kesin savaþtan sonra artýk mücadeleyi
Kossuth’un ªumnu’ya varýþý
sürdürme ümidi kalmadýðýný gördü, bu
nedenle de Görgei’nin çaðrýsý üzerine 11
Aðustos’ta baþkanlýk görevinden istifa
etti, sonra da ülke sýnýrýna doðru yola
koyuldu.
Kossuth’un istifa etmesi, ayný zamanda
Macar özgürlük savaþýnýn son bulduðu
anlamýna da geliyordu. Kossuth ile Macar
politikacýlarýnýn önemli kýsmý Türk
topraklarýna göçtü. Önce Bulgaristan’da
Vidin ve Þumnu’da kaldýlar. Rusya ile
Avusturya Macar mültecilerinin iadesini
istiyordu. Osmanlý sarayý buna yanaþmadý
ve talebin reddedilmesini Ýngiltere ile
Fransa da destekleyince, anlaþmazlýk artýk
kýta boyutlarýnda savaþ tehdidi yarattý.
Avusturya ve Rusya sonunda geriledi,
gerekliydi. Kiþisel haklarýn anayasada tek
tek sýralanmasý gerekiyordu ve bunlarý
parlamento ne deðiþtirebilmeli, ne de
silebilmeliydi.
Milliyetlerin
(Macaristan’ýn sýnýr bölgelerinin büyük
kýsmýnda görüldüðü gibi) karýþýk olduðu
bölgelerde yaþayan milliyetler birleþme
hakkýný kullanarak „ortak millî topluluk“ta
bir arada toplanmýþ olurlardý ve bu
topluluðun toprak hakký olmaz, sadece
kurumsal haklarý olurdu. Böylece
milliyetlerin çýkar temsilciliði, bölgesel
otonomi ilkesi uygulanmadan da
oluþturulabilirdi. Her bir ilçe, idare
iþlerinde kullanýlacak dili kendisi tayin
edecekti, fakat azýnlýk kendi iþlerini kendi
dilinde
yürütebilecekti.
Ýlçe
Baþbakan Lajos Batthyány’nin 6 Ekim 1849’da idam edilmesi
fakat Türkler de önde gelen Macar ve Leh
mültecilerini Kütahya’da enterne ettiler.
Kossuth, Macaristan’ýn özerklik temelinde
demokratik olarak yeniden örgütlenmesine
iliþkin anayasa tasarýsýný 1851 nisan’ýnda
orada hazýrladý. Bu tasarý, Macaristan’ýn
toprak bütünlüðünü tehlikeye sokmadan,
milliyetler arasýnda hak eþitliðini
gerçekleþtirmeyi amaçlýyordu.
Kossuth’un düþüncesine göre, halkýn
iradesini yalnýz parlamento temsil ettiði ve
hükümete de aþýrý iktidar tanýndýðý
takdirde, genel seçim hakký henüz kiþisel
ve kurumsal özgürlük haklarýný güvence
altýna alamazdý. Bu nedenle halk iradesi
ilkesiyle özerklik ilkesini birleþtirmek
temsilcilerinden oluþan il meclislerinde de
ayný ilke geçerli olacaktý. Yasama gücü,
ülke halkýnýn tümü tarafýndan seçim
bölgelerine göre seçilen halk temsilcileri
ile il meclisleri tarafýndan ayrý ayrý illere
göre tayin edilecek senatörlerden oluþan
senatodan ibaret olacaktý. Yürütme gücü,
il görevlilerine doðrudan talimat
veremeyecek, ancak kararnameleri il
meclislerine iletebilecek ve onlarýn
kararnamelere itiraz hakký da olacaktý.
Kossuth bu garantilerin, Macaristan’ýn
dâhilen federalleþtirilmesini gereksiz
kýlmak için yeterli olacaðýný düþünüyordu.
Fakat ayný zamanda, icabýnda Hýrvatistan
ile Slavonya’nýn ayrýlmasýný kabule hazýr
olacaðýný da tekrar ifade etti. Erdel sorunu
konusunda, Erdel milliyeti diye bir
milliyet olmadýðýndan, Erdel birliðinin
yeniden gözden geçirilmesinin hiçbir
gereði olmadýðý görüþündeydi. Buna
karþýlýk – Erdelli Almanlarýn endiþelerini
gidermek amacýyla – Erdelli Almanlarýn
yüksek dairelerine (ve Sekellerin yüksek
dairelerine de) il makamý yetkisi vermeyi
düþünüyordu. Sýrplar tarafýndan güney
Macaristan bölgesinde talep edilen
voyvodalýklar kurulmasý sorunuyla ilgili
olarak, adý geçen bölgede Sýrplarýn hatta
nisbî aðýrlýkta bile olmadýklarýný ve
tarihsel geleneklerin de özerk bir
voyvodalýðýn
kurulmasýný
gerektirmediðini belirtti. (Anayasanýn
1859’da yeniden iþlenen taslaðýnda
Kossuth, Erdel halkýnýn, birliðin devam
etmesi ya da reddedilmesi hakkýnda halk
oylamasýyla karar vermesini de kabule
yanaþýyor, fakat Erdel özerkliðe kavuþtuðu
takdirde, Macaristan’la personal-birlik
iliþkisinde olmasýný önemli sayýyordu.
Gene bu taslakta Sýrplarý içine alacak bir
voyvodalýk kurulmasýný da onaylamaya
hazýrdý). Bu tasarý, 1862’de kamuya
açýklanan
Tuna
Konfederasyonu
tasarýsýnýn fikrî öncelerinden bir tanesi idi.
Kossuth
ile
arkadaþlarý
1851
sonbaharýnda Kütahya’dan ayrýldýlar.
Kossuth sonra Ýngiltere ve Amerika’ya
gitti, böylelikle Macaristan’a sempati
yaratmaya çalýþtý. Ýngilizce verdiði
demeçlerle her tarafta beðeni kazandý.
Ýngiliz ve Amerikan hükümetlerini
„müdahale edilmemesi için müdahale“
ilkesinin kabulü için ikna etmeye çalýþýyor,
kýsacasý yeni bir Macar özgürlük savaþý
hâlinde yabancý devletlerin, örneðin
Rusya’nýn müdahalesini önlemelerini
istiyordu. Amerika’da yaptýðý konuþmalar
Abraham Lincoln gibi þahsiyetleri de
etkilemiþtir. Bir demecinde geçen
demokrasi yorumuyla, daha sonra
Lincoln’un
1863
Gettysburg
konuþmasýnda karþýlaþýyoruz: “Çaðýmýzýn
zihniyeti demokrasidir. Her þey halk için
ve her þey halk ile. Halk hakkýnda, halk
olmadan, hiçbir þey olamaz. Demokrasi
budur ve çaðýn zihniyetinin yönü budur.“
Kossuth’un bir amacý, emigrasyonun
yönetimini kendi elinde toplamaktý. Fakat
bu kibirli davranýþýyla mültecilerin önemli
bir kýsmýný kendinden uzaklaþtýrdý.
Emigrasyonun ilk yýllarýnda Kossuth zaten
fazla hayallere kapýlmýþtý. Bir sýra gizli
%
Kossuth’un Ekim 1851’de Southampton limanýna varýþý
Kossuth’un Amerika yolculuðunu konu alan kartpostal
&
örgütleme giriþiminde bulundu, bunlarýn
her biri iflasla sonuçlandý. Bu
baþarýsýzlýklarýn etkisiyle Kossuth da
gördü ki, Macaristan’da Avusturya
egemenliðine
suikastlarla
son
verdirilemez. Daha 1853-55 Kýrým savaþý
sýrasýnda, Avusturya’nýn bu anlaþmazlýða
müdahale edeceðini umuyordu. Bu
takdirde büyük devletlerin Macar
emigrasyonunun katkýsýndan yararlanarak
Macaristan’ýn baðýmsýzlýðýný saðlamaya
yardým edecekleri umudu vardý. Fakat
Avusturya savaþa katýlmadý.
Ýlk ciddi olasýlýk 1859’da kendini
gösterdi. Fransa imparatoru III. Napolyon
(1808-1873) Ýtalyan Piemonte krallýðý ile
ittifak kurdu. Avusturya aleyhindeki
görüþmelere Kossuth’u da dahil ettiler.
Kossuth, László Teleki (1811-1861) ve
György Klapka (1820-1892) bunun
üzerine Macar Millî Direktörlüðü’nü
kurdular. III. Napolyon’un Avusturya’yý
yenmekle
yetinmeyeceðini,
ayrýca
Macaristan’ýn baðýmsýzlýðýný da yeniden
saðlayacaðýný umdular. Bu nedenle
Kossuth, ancak Fransýz askerlerinin
Macaristan’a gelmesinden sonra yeni bir
özgürlük savaþý ilân etmeyi düþünüyordu.
Müttefik Fransýz-Piemonte kuvvetleri
Solferino muharebesinde imparatorlukkrallýk ordusunu yenilgiye uðrattý, fakat
III. Napolyon kýsa sürede Avusturya ile
barýþ anlaþmasý baðladý. Savaþ sýrasýnda
Ýtalyan tarafýnda Macar lejyon birlikleri
kurulmuþtu, fakat hemen barýþ anlaþmasý
yapýldýðýndan bu birlikleri cepheye
sürmediler.
Ne var ki Kossuth ümidini yitirmemiþti.
Önce Ýtalyan, sonra Alman birlik
hareketlerinin
müttefiki
olarak
Macaristan’ý Habsburg hakimiyetinden
kurtarmaya çalýþtý. Klapka ile Kossuth
1862’de, Tuna boyu halklarýnýn ittifaký,
yani Tuna Konfederasyonu tasarýsýný
kaleme aldýlar. Bu devlet, Macaristan,
Erdel,
Hýrvatistan,
Romanya
ve
Sýrbistan’ýn eþit düzeyde birliði olacaktý.
Her bir üye devletin tam iç baðýmsýzlýðýný,
dýþ saldýrýlara karþý güçlü bir büyük devlet
gibi herbirini koruyarak güvence altýna
alacaktý.
Bu tasavvurlarýn düþünsel öncesi 18.
yüzyýl sonlarýna kadar uzanýyordu ve iki
unsurla baðlantýlýydý. Bir yandan,
Habsburg Imparatorluðu’nun iç dengesinin
- kentsoylu millete dönüþüm nedeniyle bozulmuþ olmasýyla iliþkiliydi. Öte
yandan, Habsburg Ýmparatorluðu ve
Osmanlý Ýmparatorluðu’nun Avrupa’daki
dengede oynadýklarý rolü, Habsburg
Ýmparatorluðu’nun daðýlmasý ya da
dönüþümü ve Osmanlý Ýmparatorluðu’nun
sona ermesi hâlinde ancak Orta ve Doðu
Avrupa milletlerinin bir devletler
birliðinde
biraraya
gelmeleriyle
saðlayabilecekleri ve Rusya’nýn büyük
devlet
çabalarýnýn
bu
yolla
dengelenebileceði görüþüyle baðlantýlýydý.
Konfederasyon fikirleri iki grupta
toplanabilir. Birinci grupta, Habsburg
Ýmparatorluðu’nun federatif olarak dâhilen
düzenlemesini ilân edenler bulunuyor;
ikinci grupta ise, Habsburg Ýmparatorluðu
dýþýndaki bölgelerin bir kýsmýnýn devletler
ittifakýna alýnmasýný da amaca uygun
bulanlar yer alýyordu. Bu tür ilk
düþünceleri 1794’te Macar jakobenleri
açýklamýþlar, sonra da „Macar ve Slav
milliyetleri konusunda çaðrý“ adýný taþýyan
incelemesinde Miklós Wesselényi 1843’te
ifade etmiþti. Ýkinci grupta yer alan
görüþler arasýnda Kossuth’unki yer
alýyordu. Kossuth 1848 þubatýnda artýk,
Macaristan’ýn geleceðinin ancak Güney
Slavlarý halklarýyla iþbirliði içinde
düþünülebileceðini belirtmiþti. Batthyány
hükümetinin 1848 yýlýnda açýkladýðý ve
„büyük Macar konsepsiyonu“ denilen
görüþler, Habsburg Ýmparatorluðu’nun
Alman anadilindeki vilayetlerinin Alman
birliðine
baðlanmasý
durumunda
imparatorluðun
diðer
bölgelerinin
Macaristan merkez olarak birleþtirilmesi,
baðýmsýz
Lehistan’ýn
yeniden
canlandýrýlmasý ve imparatorluðun çýkar
alanýnýn Güney Slav ve Romen bölgelerine
yaydýrýlmasý amacýný güdüyordu.
László Teleki 1849’da Paris’te artýk Leh,
Romen
ve
Çek
politikacýlarýyla
Macaristan’ýn
dahilî
federasyona
dönüþtürülmesi konusunu görüþüyordu.
Teleki, Macaristan’ýn Orta ve Doðu
Avrupa’daki küçük devletlerle, Eflak ve
Moldova ile, Sýrbistan, Bulgaristan, Çek
ülkesi ve Moravya ile konfederasyon
kurmasý düþüncesini de ortaya attý. Romen
emigrasyonu üyeleri hatta daha da ileri
gittiler ve Macaristan’da milliyetler
sorununun, milliyetlerin yaþadýðý Macaristan
bölgelerini komþu olan anadil ülkelerine
baðlayarak çözülebileceðini öne sürdüler.
Kossuth’un görüþüne göre, milliyetler
sorunu ancak Macaristan’ýn komþu
devletler ve milletlerle konfederasyon
kurmasý yoluyla çözülebilirdi. 1850’de
kaleme aldýðý tasarýsý, Macar, Leh, Çek,
Hýrvat, Slavon, Sýrp, Dalmaç ve Romen
bölgelerinin konfederasyonunu genel
hatlarýyla
belirliyordu.
Kurulacak
konfederasyon, katýlan devletlerin tam
dahilî egemenliðinin yaný sýra, ortak
savunma yükümlülüðüne, ortak gümrük
temeline ve diplomasiye dayandýrýlacaktý.
Konfederasyonun merkezi Macaristan’da
olacaktý. Üye devletlerin nüfus ve toprak
büyüklüðü oranýnda temsilini federasyon
konseyi
saðlayacaktý.
Kossuth,
konfederasyonun kurulmasýnda – Sýrp ve
Romen beyliklerinin Osmanlý otoritesi
altýnda olmasý nedeniyle – Osmanlý
Ýmparatorluðu’nun rýzasýnýn saðlanmasýný
da gerekli sayýyordu. Kossuth’a göre
'
milliyetler sorunlarý, Macaristan’da il
sýnýrlarý elden geldiði kadar milliyetlerin
daðýlýmýna göre düzenlendiði takdirde
çözülebilirdi. Bu da gene, ülke
topraklarýnýn bütünlüðü bozulmadan
Macaristan’da
dahilî
federasyona
gidilmesi yönünü gösterirdi. 1851
federasyonu görüþünü belirledi ve Kossuth
bu planla ilgili yorumlarda bulundu. Bu
yorumlar sonra kamu oyuna açýklandý ve
Tuna Konfederasyonuyla ilgili olarak
bugüne kadar en tanýnmýþ konsepsiyonu
temsil ediyor. Kossuth’un imzasýný
koyduðu bu tasarýnýn özü þuydu: Adý geçen
federasyon,
Macaristan’dan,
Erdel,
Kütahya anayasa tasarýsý bu planýn
ayrýntýlarýný içeriyordu.
György Klapka 1855’te bir MacarRomen-Sýrp devletler federasyonu planýný
ana hatlarýyla belirledi ve Hýrvatistan ile
Erdel’in tam baðýmsýzlýðýný da kabule
yanaþtý. 1862’de gene o, bir Tuna devletler
Romanya, Hýrvatistan’dan ve Osmanlý
Ýmparatorluðu’nun daðýlmasý hâlinde
Sýrbistan ile diðer Güney Slavlarý
ülkelerinden
oluþacaktý.
Ýttifak
topraklarýnýn savunulmasý, dýþpolitika, dýþ
temsilcilik, ticaret sistemi, gümrük, baþlýca
ulaþtýrma hatlar, para, aðýrlýk ölçüsü ve
diðer ölçüler ortak olacaktý. Ayný þekilde
kara ve deniz kuvvetleriyle kaleler ve
harbiye limanlarýna iliþkin sorunlarý bir
ittifak makamý düzenleyecekti. Üye
devletler yabancý devletlere kendi
temsilcilerini gönderemeyecekti. Meclis bir
ya da iki kamaradan oluþabilirdi. Ýki
kamaralý olmasý hâlinde temsilciler meclisi,
üye devletlerin nüfusu oranýnda seçilen
temsilcilerle oluþacak, senatoda ise
devletlerin her biri eþit sayýda senatörle
temsil edilecekti. Yürütme gücüne,
parlamentonun seçeceði bir federal konsey
sahip olacaktý. Federasyonun resmî dilini
parlamento belirleyecek, fakat ayrý ayrý
devletler kendi dillerini kendileri
kararlaþtýracaklardý. Federal hükümetin
merkezi,
sýrayla
üye
devletlerin
baþkentlerinde bulunacaktý. Hükümet
merkezi olan devletin önderi, ayný zamanda
federe devlet baþkanlýðý görevini de yerine
getirecekti. Ayrý ayrý devletler il
idarelerinde tam özerkliðe sahip olacaklar,
fakat anayasalarý federasyonun onayladýðý
ilkelere ters düþmeyecekti. Ayrý ayrý
devletlerin asker kontenjaný federal
sözleþmede belirlenecek, fakat üye
devletler bundan fazla da silahlý kuvvet
bulundurabilecekti. Barýþ döneminde üye
devletlerden hiçbirinin silahlý kuvvetleri
diðer bir üye devletin topraklarýnda
bulunamayacak ve federal hükümet de
oradan
kendine
silahlý
kuvvet
çekemeyecekti. Müttefik müstahkem
mevkiler kapsamýna hangilerinin gireceðini
federal hükümet tespit edecekti; fakat baþka
bir üye devletin askerleri ancak savaþ
hâlinde buralarda bulunabilecekti. Federal
yasama meclisi üyelerini her devletin
parlamentosu seçecekti. Federal yürütme
erkinin kararlarýný her bir devletin hükümeti
uygulayacaktý. Federal devletin resmî dili
olarak Kossuth Fransýzca’yý önermiþti.
Ne Macar, ne de ilgili devletlerde
kamuoyu Kossuth’un tasarýsýndan yana
çýkýyordu.
Macar
politikacýlarýn
çoðunluðuna göre bu tasarý fazla ödün
veriyor, Sýrp ve Romen politikacýlarýna
göre ise aþýrý ölçüde az ödüne yanaþýyordu.
Macaristan’da kamuoyu daha çok
Avusturya ile uzlaþmaya meylediyordu.
Politik iflaslarý, özel hayatýn trajedileri
de aðýrlaþtýrýyordu. 22 Nisan 1862’de
Nervi’de Kossuth’un, uzun yýllar akciðer
hastalýðýyla mücadele eden kýzý Vilma
öldü. Naaþý Cenova’daki San Benignon
mezarlýðýnda topraða verildi. 1 Eylül
1865’te Kossuth’un eþi Terézia Meszlényi
Torino’da hayata gözlerini yumdu.
Cenova’da, iki buçuk yýl önce ölen kýzý
Vilma ile ayný mezarda topraða verildi.
Eþinin ölümünden sonra Kossuth,
mektuplarýný ölünceye kadar hep kenarý
siyah yas kuþaðý taþýyan kaðýda
yazýyordu.
Kossuth’un Orta Avrupa halklarýnýn
elbirliðini amaçlayan ve AvusturyaMacaristan uzlaþmasýný suya düþürmeye
yönelik çabalarý, Avrupa’daki büyük
devletlerin çoðunluðunun Habsburg
monarþisinin
korunmasýndan
yana
çýkmalarý sonucunda baþarý kazanamadý.
Bu arada Macaristan’da da durum
deðiþmiþti. Ferenc Deák’ýn temsil ettiði
uzlaþma düþüncesi gittikçe daha çok
yandaþ buldu. Avusturya’nýn savaþta gene
yenilmesi, uzlaþma görüþmelerini önemli
ölçüde hýzlandýrdý. 1866 yazýnda Prusya
ve Ýtalya, Avusturya ile savaþa giriþtiler.
Avusturya
ordusu
Königgrätz’te
Prusyalýlar karþýsýnda aðýr yenilgiye
uðradý.
Deák ile yandaþlarý bu yenilgiden sonra
da öncekilerden daha fazla bir þey
istemiyorlardý. Kossuth, hazýrlanan
uzlaþmaya
karþý
basýnda
boþuna
savaþýyordu; Macaristan’ýn bu adýmýyla
kaderini, yýkýlmaya mahkûm bir
imparatorluða
baðladýðýný
boþuna
anlatýyordu. Ülke Deák’ýn peþinden
gidiyordu. Mülteciler de çoðunluk bu
uzlaþmadan memnundu. Böylece Kossuth
giderek yalnýz kaldý.
Kossuth, 1867 yýlýnda AvusturyaMacaristan uzlaþmasýndan sonra da
Macaristan’a dönmedi. Hayatýnýn geri
kalan yýllarýnda uzlaþma düzenini sürekli
olarak eleþtiriyordu. Uzun mektuplarý,
Macaristan’daki
politik
olaylarý
memleketindeki çaðdaþlarýna kýyasla
Torino’daki evinden daha iyi gördüðünü
kanýtlýyor. Son mektuplarýndan birinde,
sivil nüfus kütüðü kaydý iþlemini ve devlet
ile kilisenin birbirinden ayrýlmasýný
amaçlayan kilise politikasý hakkýndaki
yasa tasarýlarýný oylamalarý için yurttaki
muhalefet yöneticilerine çaðrýda bulundu.
Giderek kötüleþen maddî durumu
yüzünden gene aydýnlara özgü iþlerle
ekmek parasý kazanmaya yöneldi.
Emigrasyonla ilgili yazýlarýnýn ilk üç
cildini 1880’li yýllarda yayýmladý.
Sonralarý
para
saðlamak
için
kütüphanesini satmak zorunda kaldý.
1894’te hayata gözlerini yumana kadar
sürekli çalýþtý. Cenaze töreni, muhalefetin
düalist düzene karþý sessiz gösterisi
boyutlarýna ulaþtý, politik bir olay oldu.
Kossuth hakkýnda daha hayattayken
türlü mit ve efsaneler yayýldý. Reform
aþamasýnda, özgürlük savaþý, istibdat ve
düalizm dönemlerinde onun hakkýnda ve
ona yönelik yüzlerce þiir yazýldý. Þairler
arasýnda yalnýz Macarlar deðil, Almanlar,
Fransýzlar, Ýngilizler ve Amerikalýlar da
vardý. 1848-49 faaliyetleri, pek çok halk
türkülerine ve halk söylencesine konu
oldu. Macar halkýnýn böylesine kiþisel
iliþki beslediði baþka bir politikacý yoktur.
Bu baðlýlýk nedeniyle, her þahsî eþyasý da,
Kossuth’un topraða verilmesi
týpký imzasýný taþýyan Kossuth banknotu
gibi, birer kutsal emanet sayýlmýþtýr. Sakal
çeþidine, ya da þapkaya Kossuth sakalý ya
da þapkasý dendiði gibi, hatta
Macaristan’ýn taçsýz küçük armasýna da
Kossuth armasý adý verildi.
1848 baharýný bu kültün baþlangýcý
olarak gösterebiliriz. O zaman serflerin
özgürlüðe kavuþturulmasý nedeniyle
Kossuth ansýzýn bütün ülkede tanýndý ve
halk arasýnda sevilen bir kiþi oldu. Asker
toplamak için yaptýðý üç yolculukta on
binlerce kiþinin Kossuth’un eþsiz hitabet
yeteneðini tanýdýðý 1848 eylülü ve ekimi,
gene bir dönüm noktasý oldu. Sonra,
düþman kendisi de beyannamelerinde
Macaristan’daki bütün deðiþmeyi Kossuth
ile arkadaþlarýna mal etmekle bu kültü
daha da güçlendirdi. 1849’dan sonra
Macar toplumunun önemli kesimi ülke
sorunlarýnýn çözümünü Kossuth’un yurda
dönmesinden beklemiþti. 1867’den sonra
bu kültü I. Franz Jozef’e sadakatle
baðdaþtýrmayý da denediler. 1894’ten,
Kossuth’un ölümünden sonra bu kült
gittikçe özünü kaybederek boþaldý. 1950
yýllarýndaki diktatörlük, Kossuth’u resmî
azizleri arasýna oturttuðu zaman, Kossuth
kültüne neredeyse kesin bir darbe indirmiþ
olacaktý.
Geçen yüzyýlýn ikinci yarýsýnda dikilen
Kossuth heykelleri, bu kültün kalýcý
görünümleri arasýnda yer alýyor. Macar
beldelerinden yüzlercesi, anacaddelerine
onun adýni verdiler. Bilimsel ve popüler
biyografiler, üstünkörü kaleme alýnmýþ
yayýmlar ve romanlarýn yüzlercesi,
„Macaristan’ýn Musa’sý“nýn anýlarýný
saklýyor.
Kossuth’u haklý olarak modern
Macaristan’ýn
kurucularýndan
biri
sayabiliriz. Önemli son yazýsýnda XIX.
yüzyýlda Macar tarihindeki yerini müthiþ
bir titizlikle belirlemiþti: „Saatin akrebi
zamanýn akýþýný düzenlemez, fakat onu
gösterir; benim adým saatin akrebi;
gelecek olan vakti gösteriyor; Macar
milleti için eðer bir gelecek vadediyorsa
alýnyazýsý, o geleceðin adý özgür
Macaristan yurttaþlarýnýn özgür yurdu, o
geleceðin adý devletin baðýmsýzlýðý ise,
gelmesi gereken vakti gösteriyor.“
Kossuth’un hayat yolundan ve hayat
eserinden çýkarýlacak dersler sayýlýr gibi
deðil. Kamu yaþamýnýn gerçek bir
polihistoru idi; ister ekonomi, ister
diplomasi, öðretim, eðitim, ya da savunma
1848-1849 Macar özgürlük ve kurtuluþ savaþý anýsýna yapýlmýþ bir allegorik tablo.
Aþaðýda Sándor Petõfi, Lajos Kossuth, István Széchenyi, Lajos Batthyány, Ferenc Deák,
János Jeszenák ve Zsigmond Perényi görülüyor.
söz konusu olsun, politikayla baðlantýlý
olan her þeyle ilgileniyordu. Fakat
hayatýndan ve hayat eserinden alýnacak
öyle bir ders var ki, bunu ender
anýmsýyoruz. Kossuth, kendi çaðýnda belki
de ilk profesyonel politikacý idi. Kamu
sorunlarýyla meþgul olmak sadece
hayatýnýn bir unsuru deðil, ayný zamanda
bir misyon, bir hayat göreviydi de. Büyük
savaþ arkadaþlarýnýn ve rakiplerinin her
biri, Széchenyi, Wesselényi, Batthyány
büyük toprak sahipleri olarak; Kölcsey,
Deák orta düzeyde toprak sahipleri olarak,
zamanýn Macar toplumunda politikasýz da
yerlerini bulabilmiþti. Kossuth için politika
bir heveskârlýk deðil, fakat bir yaþam
kaynaðýydý da. Fakat – þurasý çok önemli –
Kossuth fikirleri nedeniyle politikaya
angaje olmuþtu, yoksa politika yüzünden
fikirlere deðil. Fakat sýrf güzel fikirlerin
adamý da deðildi, gerçek politikacý olarak
onlarý gerçekleþtirmesini de biliyordu.
Gerçekleþtirilemeyeceði anlaþýlan ülküler
üzerinde direnmiyordu, fakat öyle idealleri
vardý ki, bunlarý pratik olayým diye asla
feda etmedi: Özerk idare, kendi geleceðini
saptama hakký ve yasa önünde eþitlik. Öyle
idealler ki, bunlar baðýmsýz ve demokratik
Macaristan anlamýna geliyordu ve þimdi de
bu anlamý taþýyor.
Róbert Hermann
(Çeviren: Yýlmaz Gülen)

Benzer belgeler