dergiyi okumak için tıklayınız
Transkript
dergiyi okumak için tıklayınız
Balıkesir Tabip Odası yayınıdır BALIKESİR HEKİM Dergisi Ağustos-Ekim 2010 1 Sayfa 2 BALIKESİR HEKİM DERGİSİ 2 BALIKESİR HEKİM Yayın Kurulu’ndan DERGİSİ Dr. Necdet Uçan Ağustos-Ekim 2010 MERHABA 5947 Sayılı Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün ÇalıĢmasına ve Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun„ un bir DERGİSİ kısmı hemen, bir kısmı 30 Haziran‟da yürürlüSahibi ğe girdi, bir kısmı da 30 Ocak 2011 de yürürBalıkesir Tabip Odası Adına lüğe girecek. Sonuçlarını ve tüm olumsuzluklaUzm.Dr.Aydın ġAVKLI rını öncelikle biz hekimler daha sonra da vaSorumlu Yazı ĠĢleri Müdürü tandaĢlarımız yaĢayacak. Dr.Tamer HANCILAR Bakanlıkça yapılan tüm açıklamalara rağmen hekimlerin özlük haklarında bir iyileĢme sağGenel Yayın Yönetmeni lanmamıĢtır. Hekimlere eğitim ve araĢtırma Dr. Necdet UÇAN etkinliklerini bir yana bırakıp sadece muayene Yayın Kurulu ve tedavi yapması istenen, normal mesai sonraYrd.Doç.Dr. Muhammet CAN sı 5–6 saat daha çalıĢılması istenen öğretim Uzm.Dr.ġahin CILIZ üyelerine verileceği söylenen ücretler, toplumUzm.Dr.Özcan YILMAZ da hekimlere karĢı olumsuz önyargıların güçDr. Hülya BALKANLI lenmesine yol açmaktadır. Hekimlere saldırı ve Dr. Ahmet DAMAR Ģiddetin her geçen gün arttığı bir dönemde bu Dr. Hüseyin GÜNDOĞDU tür söylemlerin ne kadar anlamsız ve kıĢkırtıcı Dr. Birgi TUNA olduğu açıktır. Gerçi yasanın bir kısmı AnayaDr. Dilek YILDIRIM sa Mahkemesi tarafından hekimler lehine iptal Dr. Uygur SARGIN edilmiĢtir.Ayni konuda DanıĢtay kararları da Dr. Murat ERGÖZ olmasına rağmen yasalar göz ardı edilerek heDr. Zeki ġENGÖR kimler üzerinde baskı oluĢturulmakta ve muaDr. Turgay BAġARIR yenehaneler kapatılmaya zorlanmaktadır. Bir taraftan muayenehaneler kapatılırken diğer İletişim Anafartalar Caddesi 1.Özel Ġdare ĠĢhanı taraftan kırk katır mı? kırk satır mı? anlayıĢı ile Kat:3, No:74; P.K:10100, Balıkesir “muayenehanecilik” anlamı taĢıyan sözleĢmeli Tel:0266.2412983; Fax:0266.2458784 statüde hiçbir güvencesi olmayan Aile HekimGSM:0532.7074624 liği getiriliyor, bir taraftan da zorunlu mesleki E-mail: [email protected] sigorta getirilmektedir. Bakanımızın ilk açıklaWeb: www.balıkesirtabip.org.tr malarında Sevk zinciri zorunlu olacak deniliyordu. Ama yıllardır sevk zinciri kapsamında Baskı: Taner Ofset olan (yeĢil kartlılar, devlet memurları, Balıkesir Hekim Dergisi , Balıkesir Tabip OdaSSK‟lılar) hastalar istedikleri kuruma (üçüncü sı’nın ücretsiz yayın organıdır. Üç ayda bir yayınlanır. Dergideki yazılar aksi belirtilmedikçe basamak sağlık kuruluĢu dahi olsa) baĢvurabiBalıkesir Tabip Odası’nın resmi görüĢü değilliyor. Gerçi son açıklamalarda sevk zinciri dir. Kaynak belirtilerek alıntı yapılabilir. olmayacağı beyan edilmektedir ki “Aile Hekimliğinin hastanın önce Aile Hekimine gitmesi gerektiği” ilkesi yerle bir edilmiĢtir. Yayın Kurulu’ndan__ ___ 03 Yönetim Kurulu’ndan__ _ 04 Haberler__ __ __ ___ __ 5-11 Ġlimizde Aile Hekimliği uygulamasına geçilmiĢtir. GeçiĢ için altyapı yeterli olarak hazırTÖK__ ___ ___ ___ ___ 12 lanmadığından gerek AH sistemine girenler, GörüĢ__ ___ ___ ___ ___ 13 gerekse girmeyenlerde olumsuz etkiler yaratMedikal___ ___ ___ ___ 14-15 mıĢtır. Değerlendirmesini bir sonraki sayımızTıp Tarihi___ ___ ___ __ 16-17 da yayınlayacağımız AH uygulamaları ve geçiĢ Güncel___ ___ ___ ____ 18 sürecinde personel, bina ve malzeme sorunları SöyleĢi___ ___ ___ ___ 19-20 oldukça sık yaĢanmıĢtır. Buna bir de kullanılaAraĢtırma___ ___ ___ __ 21-22 cak bilgisayar programları ile ilgili kafa karıĢıklıkları eklendiğinde daha çekilmez bir duParamedik___ ___ ___ __ 23 rum oluĢmuĢtur. Üyelik ĠĢleri___ ___ ___ _ 24 Ülkemizde Sağlık harcamaları 2002 yılına göre Kitap___ ___ ___ ___ __ 25 5–6 katına çıkmıĢtır. Sağlık hizmetleri ayni Nüktedan___ ___ ___ __ 26 oranda iyileĢmiĢ, ulaĢılabilir ve kaliteli hale Gezi___ ___ ___ ___ ___ 27 gelmiĢ midir? Kültür Sanat___ ___ ___ 28 Kısacası birbirini tamamlamayan, parça parça Deontoloji___ ___ ___ _ 29 ancak bizlerin lehine olmadığı çok açık olan Çalabileceğiniz bir kapı__ 30 İÇİNDEKİLER BALIKESİR HEKİM 3 süreçte düzenlemeler peĢ peĢe ve baĢ döndürücü hızla geliyor. Geçen sayımızda; “ülkemizde yabancı hekimlerin çalıĢması ve Hastane Birlikleri Pilot Uygulaması Hakkındaki Kanun TBMM gündemine getirilip, hastaneler birer iĢletmeye dönüĢecek, ucuz hekim iĢ gücü ile Aile hekimlerinden sonra uzman hekimler de sözleĢmeli olup iĢ güvenceleri kalmayacaktır” demiĢtik, Maalesef Hastane Birlikleri Pilot Uygulaması Hakkındaki yasa tasarısı komisyonlardan geçmiĢ ve TBMM gündemine getirilmiĢtir. Böylece kamu hastanelerinin özelleĢtirilmesi, özel hastaneler gibi kategorize edilerek puanlandırılması, hastayı “müĢteri” olarak görme dönemi baĢlayacaktır. ÇalıĢma Bakanlığınca ĠĢyeri hekimliği hizmetlerinin ve eğitimlerinin taĢeron sağlık Ģirketleri eliyle yürütülmesi düzenlemelerini DanıĢtay, yürütmesini durdurmuĢtur. ĠĢyeri koĢullarının giderek kötüleĢmesi sonucunda tersane, yeraltı madenlerindeki ve değiĢik iĢ kollarındaki iĢçi ölümlerinde artıĢlar yaĢanmakta, olumsuzluklar artma eğilimi taĢımaktadır. Tam Gün Yasası (TGY) ile iĢyeri hekimleri ve kurum hekimleri sahipsiz bırakılmıĢtır. Ayrıca TGY‟nın ön uygulaması olarak Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü‟nün 28.01.2010 tarihli genelgesi ile Sağlık Bakanlığı‟na bağlı yataklı tedavi kurumlarında “mesai dıĢı poliklinik uygulamasına” geçilmesi ile acil servislere mesai saatleri haricinde ve genel ve resmi tatil günlerinde, acil müdahale gerektirmeyen ve ayakta tedavisi sağlanabilecek durumdaki hastalara, mesai saatleri dıĢında (tatil, hafta sonu, bayram, gece-gündüz demeden) çalıĢtırmayı öngörülmektedir. Hekimin fiziksel kapasitesini zorlayıp sağlığını ve güvenliğini tehlikeye düĢürebilecek ve karar verme yetisini olumsuz etkileyebilecek bu genelge TTB tarafından yargıya taĢınmıĢtır. Ġlimizde Tıp Fakültesi açılmıĢtır. Buna paralel olarak odamız bünyesinde BTO Tıp Öğrencileri Komisyon (TÖK) kurulmuĢtur. Bu sayımızda öğrenci komisyonu tarafından hazırlanan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selim ERENTÜRK ile söyleĢi ve öğrencilerin sorunları ile ilgili yazı yer almaktadır. Sizden gelen yorumlara da yer verdik. Resim, karikatür, Ģiir, yazı her türlü iletinizi değerlendirilip bundan sonraki sayılarımızda da yer vermeye devam edeceğiz. Ġletinizi daha çeĢitlendirmeniz bültenimizin zenginliği olacaktır. Bilgi paylaĢıldıkça çoğalır ve değer kazanır. Sevgi ile sağlıkla ve dostlukla kalın… Yönetim Kurulu‟ndan Ağustos-Ekim 2010 YENĠ DÖNEM VE YENĠ ĠHTĠYAÇLAR Balıkesir Hekim Dergisi, Bülten‟den dergiye geçiĢin ilk sayısıdır. Bundan sonra Balıkesir Tabip Odası çalıĢmalarını siz meslektaĢlarımıza 3 ayda bir düzenli çıkarmayı düĢündüğümüz dergiyle ulaĢtırmayı hedeflemekteyiz. Mayıs 2010 seçiminde iĢ baĢına gelen yeni yönetim kurulu baĢta ülkemizde ve özelde de ilimizde pek çok sorunla karĢı karĢıya kalmıĢtır. Türkiye genelinde, esas patenti IMF ve Dünya Bankası olan AKP iktidarı eliyle hızla yürürlüğe konulan ve 2003 yılından bu güne önüne kattığı ne varsa yıkarak gelen bir “Sağlıkta Dönüşüm Programı” yürütülmektedir. Esas itibarıyla halkın “sağlık hakkı” sağlığın piyasaya açılmasıyla paralılaĢtırılırken, geniĢ halk kitlelerine her defasında “makyaj” malzemesi Ģeklinde sunulmaktadır. En son Aile Hekimliği uygulamasında 1934 yılındaki bir görüntüden oluĢturulan ilkokul öğrenci fotoğraflarında, bir öğrencinin elindeki dövizde “aile doktoru istiyoruz” yazısı vardır. Bakanlık bu yazıyla propaganda yapar hale gelmiĢtir. Kıssadan hisse, yürürlüğe koymak istenilen uygulamayı, “yenilir-yutulur hale getirerek pazarlamak ön Ģarttır” tezi AKP‟nin sağlık politikasının de temelini oluĢturmaktadır. Tıp ve sağlık hizmetleri kısa vadede yürütülen sağlık politikalarıyla oluĢacak bir memnuniyet ve beklenti ile yürütülemez. Değerli hocamız Dr.Nusret FiĢek‟in isim babası olduğu “Sağlık Ocağı” kavramı ve uygulamalarını ortadan kaldırmak bu kadar kolay gerçekleĢmemeliydi. YaklaĢık 50 yıllık sağlık planlaması ve uygulaması “aile doktoru” gibi propagandif bir slogana kurban edilmemeliydi. Esas üzüntümüz bu konuda, medya ve basın yayın organlarında bu “aile hekimliği” modelinin alt yapısını, finansmanını ve kaynaklarının ne olacağını tartıĢılmıyor olmasıdır. Gerçekte “birinci basamak sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesi” anlamına gelen bu uygulamanın anlatımı ve tanıtımı konusunda Sağlık Bakanlığı ve Ġl Sağlık Müdürlükleri tek kale çalıĢma yürütmüĢlerdir. Ne TTB, ne tabip odaları, nede örgütlü emekçi sendikaları bu konuda yeterli uyarı ve çalıĢma yürütememiĢlerdir. Yinede, halkın sağlık hakkıyla ilgili yaĢanan ve yaĢanacak olumsuzlukları TTB ve Balıkesir Tabip Odası olarak aktarmak ve anlatmak asli görevlerimiz arasındadır. “Aile doktoru” sloganına kurban edilen temel sağlık hizmetlerinin ticarileĢtirilmesi uygulamasında esas ses çıkarması gereken hekimlerde “anestezi” etkisinden henüz çıkamamıĢlardır. Ekim 2010 itibarıyla, Balıkesir‟de yaĢanan “Aile Hekimi” yerleĢtirme göçü yeni yeni kendini göstermeye baĢlamıĢtır. Sebeplerine bakacak olursak: Birincisi, yeri değiĢmeyen hekim kalmadı. Ġkincisi, merkez ve ilçe yerleĢtirmeleri, yıl ve yaĢ kriteri ile uzaklıkyakınlık ekseninde “puan”a göre ayar landı. Üçüncüsü, sonuçta yüksek maaĢ beklentisi olan pratisyen hekim arkadaĢlar daha sürecin baĢında olmamıza rağmen “soğuk duş” etkisine girdi. Dördüncüsü, bu durumun basitçe bir “model değişikliği” olmadığını, bir “sistem” ve “yapısal bir değişim” yada baĢka bir değiĢle bir “yıkım” değiĢikliği olduğunu meslektaĢlarımıza anlatamadık. PerĢembenin geliĢi çarĢambadan belliydi, yada kimse bu kadar radikal bir değiĢikliğin, yine bu kadar kolay Ģekilde gerçekleĢeceğine inanmadı. Sonuç olarak, önümüzdeki süreç “anestezi” etkisinden çıkarak hekimlik mesleğinin radikal değiĢime uğrayan “yeni yüzü”yle yüzleĢmemizi ve “gerçeklerle-hayal satan pazarcıları” ayırmak dönemi olacaktır. Sağlıkta dönüĢüm programının mimarları, hekimleri “fakirlikte eşitlik” prensibine göre çalıĢtırmaya hazırlanırken, yeni mücadele yöntemleri ve yeni bir TTB ve tabip odası anlayıĢına ihtiyacımız olduğunu düĢünüyoruz. Bu anlayıĢı da bir araya gelmeyi baĢaran sağlık çalıĢanları ve hekimler yapacaklardır. Çünkü, bir zamanların “don kişot”ları artık aramızda değiller. Sağlık Ocakları tasfiye oldu; ardında bu görüntüler kaldı. 4 Haberler BALIKESİR HEKİ DERGİSİ Ağustos-Ekim 2010 bip Odası Yönetim Kurulu Üyeleri 29 Eylül 2010 tarihinde atanması nedeniyle Balıkesir Ġl Sağlık Müdürlüğü‟ne Dr.Hasan Yılmaz‟ı Ġl Sağlık Müdürlü1986‟dan beri aralıklarla bu görevi yürü- ğü‟nde ziyaret etti. Ziyarette ten ve görevden alınan Halk Sağlığı Uz- “farklılıklarımızı tolore etmemiz gerekir” manı Dr.Mehmet ÇalıĢkan‟ın yerine daha diyen Ġl Sağlık Müdürüne yönetim kurulu önce NevĢehir Ġl Sağlık Müdürü olan üyeleri de ilin sağlık ve hekim sorunlarıyDr.Hasan Yılmaz getirildi. Balıkesir Ta- la ilgili görüĢ bildirdiler. Dr. Mehmet ÇalıĢkan Dr.Hasan Yılmaz ĠL SAĞLIK MÜDÜRÜ DEĞĠġTĠ AH YERLEġTĠRMELERĠNDE MERKEZDE SADECE 5 HEKĠM KENDĠ SAĞLIK OCAĞINDA KALDI Ġlimizde 11.10.2010 tarihinde baĢlayacak olan Aile Hekimliği uygulaması için 04.09.2010 tarihinde Aile Hekimliği yerleĢtirmeleri yapıĢmıĢtır.313 Aile Hekimliği pozisyonunun hepsine yerleĢtirme yapılmıĢtır. 9 Aralık 2004 tarihli ve 25665 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun’ un “Amaç ve kapsam” baĢlıklı 1. maddesinde” Bu Kanunun amacı; Sağlık Bakanlığının pilot olarak belirleyeceği illerde, birinci basamak sağlık hizmetlerinin geliĢtirilmesi, birey ihtiyaçları doğrultusunda koruyucu sağlık hizmetlerine ağırlık veril mesi, kiĢisel sağlık kayıtlarının tutulması ve bu hizmetlere eĢit eriĢimin sağlanması “ 25 Mayıs 2010 ve 27591 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği‟ nin 1. maddesinde “Bu Yönetmeliğin amacı; birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirmek ve verilen sağlık hizmetinin kalitesini artırmak için aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının çalıĢma usul ve esaslarını, çalıĢılan yer, kurum ve statülerine göre öncelik sıralamasını, aile hekimliği uygulamasına geçiĢe ve nakillere iliĢkin puanlama sistemini ve sayılarını, aile sağlığı merkezi olarak kullanılacak yerlerde aranacak fiziki ve teknik Ģartları, meslek ilkelerini, iĢ tanımlarını, performans ve hizmet kalite standartlarını, hasta sevk evrakı, reçete, rapor ve diğer kullanılacak belgelerin Ģeklini ve içeriğini, diğer kurum ve kuruluĢlarla iĢbirliğini, kayıtların tutulmasını, çalıĢma ve denetime iliĢkin sair usul ve esasları belirlemektir” 4. maddesi (c) bendinde “Kendisine kayıtlı kiĢilerin ilk değerlendirmesini yapmak için altı ay içinde ev ziyaretinde bulunur veya kiĢiler ile iletiĢime geçer” (ç) bendinde KiĢiye yönelik ko- 5 ruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak tanı, tedavi, rehabilitasyon ve danıĢmanlık hizmetlerini verir” denilmektedir. Gerek Pilot Kanunda gerekse Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinde Aile Hekiminin Koruyucu sağlık hizmetinin ağırlıklı olarak vermesi, bu hizmetlere eĢit eriĢimin sağlanması, 1. basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi, verilen sağlık hizmet kalitesinin arttırılması, 6 ay içerisinde ev ziyaretinde bulunarak bölge nüfusu ile iletiĢime geçmesi ve kiĢiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak tanı, tedavi, rehabilitasyon ve danıĢmanlık hizmetlerini vermesi kısacası bölgesini ve bölge özelliklerini çok iyi tanıması amaç olarak belirtilmiĢtir. Oysa Aile Hekimliği yerleĢtirmelerinde Ġlimiz merkezinde bölgesini tanıyan, bölge nüfusu ile birebir iletiĢimde olan sadece 5 Hekim kendi Sağlık Ocağında kalabilmiĢtir.Diğer 83 hekimin yeri değiĢmiĢ olup, yeri değiĢen hekimlerin bölgelerine uyum sağlamaları için ve bölge nüfusu ile iletiĢimleri için zamana gereksinim duyulacaktır. BALIKESİR HEKİM Haberler DERGİSİ Ağustos-Ekim 2010 1-Prof.Dr. Mahir Alkan 2-Prof.Dr. Bedriye Tunçsiper 3-Prof.Dr. ġerif Saylan BAÜ’DE REKTÖRLÜK SEÇĠMĠ YAPILDI Balıkesir Üniversitesi‟nde 21 Ekim 2010 tarihinde rektörlük seçimi yapıldı. Toplam 418 öğretim üyelerinin 398‟i oy kullandı. Ġki oyun boĢ oy olarak çıktığı seçim sandığından 396 geçerli oyların dağılımı aĢağıdaki gibi olmuĢtur: Prof.Dr. Mahir Alkan 130 Prof.Dr.ġerif Saylan 70 Prof.Dr. Bedriye Tunçsiper 69 Prof.Dr. Kerim Özdemir 48 Prof.Dr.Ali Duymaz 34 Prof.Dr. Edip Örücü 27 Prof.Dr.Selim Erentürk 6 Prof.Dr.Ġrfan Ay 4 Geçen 4 yıllık dönemde icraatları nedeniyle çok eleĢtirilen (özellikle Tıp Fakültesi Hastanesinin geliĢimini engellediği iddiaları nedeniyle) Prof.Dr. ġerif Saylan‟ın birinci sırada seçilen Prof.Dr. Mahir Alkan‟ın neredeyse yarısı kadar oy alması sürpriz sonuçlardan sayılabilir. BĠLĠMSEL ETKĠNLĠKLER Ulusal HemĢirelik Kongresi Antalya, 29 Ekim-2 Kasım 2000. Bahçecik N.: Çocukta Cinsel Ġstismarlar ve Önlemede Cinsel Eğitimin Yeri ve Önemi www.halic.edu.tr/akademik-kadro/nefisebahcecik Ulusal Geriatri Kongresi 28 Ekim-01 Kasım 2009 tarihleri arasında Lykia World ÖLÜDENĠZ - FETHĠYE' de yapılacaktır. www.tugev.net/forum/index.php?topic=386.0 Seçim sonuçları üzerinden Balıkesirliyi en çok ilgilendiren konu Tıp Fakültesinin Balıkesir‟i Bursa ve Ġzmi‟e mahkum eden durumdan çıkarması açısından daha fazla ilgilendirmektedir. 2006‟da kurulan Tıp Fakültesi‟nin Ģu anda 37 öğretim üyesi ve 3 uzmanı ile 1 uzmanlık öğrencisi bulunmaktadır. Anabilim Dallarının yarısı boĢ olmakla birlikte, acil ve yoğun bakım üniteleri de henüz açık değildir. 21. Ulusal Üroloji Kongresi. 30 Ekim-3 Kasım 2010, 11 - 14 Kasım 2010, Compex 2010 … www.sv-hotel.com/turkce/kongreler-veorganizasyonlar.asp 6. Uludağ Nöroloji Günleri 10-13 mart 2011 Karinna Otel Uludağ http://www.uludagnoroloji.org/ 7.Uludağ Pediatri KıĢ Kongresi 6-9 mart 2011 Grand Yazıcı otel Uludağ http://www.uludagpediatri.org/ Rektörlük seçimlerine dönersek, aynı anda Türkiye genelinde 21 Ekim 2010 tarihinde 16 Üniversite seçim yapmıĢtı ve 12‟sinin rektörü en yüksek oyu almıĢtı. Kocaeli Üniversitesi rektörünün tüm oyların %70‟sini almasına rağmen CumhurbaĢkanlığına 2.sıradan sunulması, üniversitelerin bilimsellikten uzaklaĢmasının veya her dönem iktidara göre politize kurumlar olmasının iĢareti de sayılabilir. 10.Uludağ Jinekoloji Obstetri KıĢ Kongresi 2-6 mart 2011 karina otel, Uludağ http://www.uludagkadindogum.org/ Psikanalitik bakıĢlar 4 4-5 aralık 2010 Boğaziçi Ü. Kültür merkezi Ġstanbul. http://www.psikanalitikbakislar.org/psikanalitik-bakislar 8. Ulusal Cinsellik ve Cinsel Tedaviler Kongresi 3-5 Aralık 2010 Point Barbaros Otel Bilindiği gibi, seçilen adayları, önce YÖK üç isim halinde Çankaya‟ya sunmakta, ardından da CumhurbaĢkanı atamaktadır. http://www.cetadkongre2010.org/fileadmin/templates/ bilimselcetad.html 11. Ulusal uyku tıbbı Kongresi 6-10 Kasım 2010 Maritim pine Beach, Antalya. Seçim sonuçları üzerinden ilk 6 aday YÖK tarafından değerlendirildi ve 4 Kasım 2010 itibarıyla CumhurbaĢkanlığına sunulan 3 isim Ģunlardır. http://www.uykukongresi.org/ 6 BALIKESİR HEKİM Haberler DERGİSİ Ağustos-Ekim 2010 Merkez Ġlçede faaliyet gösteren Gintem Katı Atık Yönetimi AĢ‟nin odamızdan istemiĢ olduğu iĢyeri hekimi talebi üzerine 8 Haziran 2010 tarihinde Merkez Ġlçe ĠĢyeri hekimliği listesine istinaden Dr. Zeki ġengör görevlendirilmiĢ ve ÇalıĢma Ġzni verilmiĢtir. Ayvalık ilçesinde faaliyet gösteren Yudum Gıda San ve Tic AĢ‟nin odamızdan talep ettiği iĢyeri hekimi talebi üzerine 12 Temmuz 2010 tarihinde Ayvalık ilçesi iĢyeri hekimliği listesine istinaden Dr. Levent Aras görevlendirilmiĢ ve ÇalıĢma Ġzni verilmiĢtir. Bandırma ilçesinde faaliyet gösteren Çelebi Bandırma Liman ĠĢletme Müdürlüğünün odamızdan istemiĢ olduğu iĢyeri hekimi talebi üzerine 20 TemĠġYERĠ HEKĠMLĠĞĠ AĠLE HEKĠMLĠĞĠ muz 2010 tarihinde firmanın iĢçi sayıKOMĠSYON ÇALIġMALARI sının ellinin altında olması nedeniyle Ġlimizde 4 Eylül 2010 tarihinde Aile Merkez Ġlçede faaliyet gösteren Tarım Dr. Mesut Durmaz‟ın yapmıĢ olduğu Hekimliği yerleĢtirmeleri yapılmıĢ,11 Kredi Kooperatifinin odamızdan iste- hizmet sözleĢmesi onaylanmıĢ ve ÇaEkim 2010 tarihinde de apar topar miĢ olduğu iĢyeri hekimi talebi üzeri- lıĢma Ġzni verilmiĢtir. Aile Hekimliği uygulamasına geçil- ne 3 Mart 2010 tarihinde Merkez Ġlçe Merkez Ġlçede faaliyet gösteren Bim miĢtir. Sağlık Personeli ne olduğunu ĠĢyeri Hekimliği sıralamasına istinaBirleĢik Mağazalar AĢ‟nin odamızdan anlayamadan tercih zorunda bırakıl- den Dr. Ertürk Gençoğlu görevlendi- istemiĢ olduğu iĢyeri hekimi talebi mıĢ, kimi hastanelere kimi 112 lere rilmiĢ ve çalıĢma Ġzni verilmiĢtir. üzerine 9 Ağustos 2010 tarihinde kimi de Toplum Sağlığı Merkezlerine Bandırma‟da faaliyet gösteren Bandır- Merkez Ġlçe iĢyeri hekimliği listesine tercih etmek/ettirilmek durumunda ma Mermer Sanayi ve Ticaret AĢ‟nin istinaden Dr.Ayla Sargın görevlendikalmıĢlardır. odamızdan istemiĢ olduğu iĢyeri heki- rilmiĢ ve ÇalıĢma Ġzni verilmiĢtir. mi talebi üzerine 28 Nisan 2010 tari7 Ekim 2010 günü hastanelere giden hinde Bandırma Ġlçe ĠĢyeri Hekimliği personel “ocak” larından duygu yüklü sıralamasına istinaden Dr. Kemalettin sahnelerle ayrılmıĢtır. Yıllardır inan- Sönmez görevlendirilmiĢ ve ÇalıĢma dıkları, inanarak hizmet verdikleri Ġzni verilmiĢtir. 1.basamak koruyucu sağlık hizmetle- Merkez Ġlçede faaliyet gösteren Esse rinden gebelerinden, bebeklerinden, Madencilik ve Baykan Mobilya Aġ ile lohusalarından, arkadaĢlarından kopa- iĢyeri hekimliği hizmet sözleĢmesi rılıyorlardı. TSM lerde kalanlar yarı- imzalayan Dr. Muzaffer Sunar‟a firnın ne olacağı karmaĢası ve kargaĢası manın iĢçi sayılarının ellinin altında içerisinde yazgılarına razı oluyorlardı. olması nedeniyle onay verilmiĢtir. Edremit ilçesinde faaliyet gösteren Sonuçta sessiz sedasız içinde bir Tesco Kipa Kitle Pazarlama Aġ‟nın “deprem” yaĢıyordu sağlık persone- odamızdan istemiĢ olduğu iĢyeri hekili…Kalanlar da,gidenler de,Aile Heki- mi talebi üzerine 25 Mayıs 2010 tarimi olanlar da “acaba” duyguları içeri- hinde Edremit ilçesi iĢyeri hekimliği sinde bilinmezliklere,yeni görev yerle- sıralamasına istinaden Dr.Levent Özrine ve görevlerine yelken açıyorlardı. demir görvlendirilmiĢ olup çalıĢma izni verilmiĢtir 7 Haberler Ağustos-Ekim 2010 BĠRĠNCĠ BASAMAKTA “UCRETTE ADALET” ĠÇĠN DAVA AÇILDI Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi‟nin hukuksal destek verdiği bir sağlık ocağı hekimi tarafından, birinci basamakta sağlık ocağı hekimi aleyhine oluĢturulmuĢ olan maaĢ farkının ortadan kaldırılması aile hekimlerine ödenen ücretten daha az ücret ödenmesi nedeniyle doğan ücret farkının ödenmesi istemiyle DanıĢtay‟da dava açıldı. Açılan davada; aynı nitelikte görev ve sorumluluklara sahip olan ve kamusal bir görevi yerine getiren hekimlerin aynı ücretten yararlandırılmasına iliĢkin düzenleme yapılmamasının, Anayasa‟da ve ülkemizin tarafı olduğu uluslararası sözleĢmelerde öngörülen “eĢitlik” ilkesi ile Anayasa‟da belirtilen “ücrette adaletin sağlanması” ilkesine aykırı olduğu dile getirilerek dayanağı olan düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi‟ne baĢvurulması talep edildi. AH UYGULAMASI YARGIDA Ankara Tabip Odası tarafından 28.05.2010 günü açılan ve Ankara 8. Ġdare Mahkemesi'nde 2010/822 Esas nosu ile görülecek olan iptal davasında, Sağlık Bakanlığı ve Ankara Valiliği Ġl Sağlık Müdürlüğü tarafından belirlenerek ilan edilen "yerleĢtirmeye esas son liste"nin iptali ve öncelikle yürütmenin durdurulması talep edildi. Bilindiği üzere Ankara'da aile hekimliği görevlendirmelerine esas alınacak son liste, 26 Mayıs 2010 tarihinde Ankara Valiliği Ġl Sağlık Müdürlüğü resmi web sitesinde internet ortamında ilan olunmuĢtu. Ancak çok TAġERON ġĠRKETLER ĠġYERĠ sayıda hekimimiz, listedeki puanları HEKĠMLĠĞĠ EĞĠTĠMĠ ve sıraları nezdinde maddi duruma ve VEREMEYECEK hakkaniyete aykırı bir durumun doğduğu yolunda yakınmalarda bulun- Türk Tabipleri Birliği, ÇalıĢma BamuĢtu. kanlığı'nın özel hukuk tüzel kiĢilerine iĢyeri hekimliği eğitimi verme konuAnkara Tabip Odası tarafından açılan sunda yetki vermesi üzerine bu iĢlem davada, idari makam ve kurumların ve iĢlemin dayanağı olan Yönetmelik iĢleyiĢinde aranan "Ģeffaflık", hükmünün iptali için DanıĢtay‟da da"saydamlık", "hesap verilebilirlik" va açtı. gibi ilke ve yaklaĢımların, Ankara'da DanıĢtay 10. Daire tarafından yaĢama geçirilen aile hekimliği uygu- 15.3.2010 tarihinde yapılan değerlenlaması sürecinde baĢtan itibaren yer dirme sonucunda, bu durumun açıkça bulmadığı; bu nedenle ilgililer ve ka- hukuka aykırı olduğu ve uygulanmamuoyu açısından aynı zamanda "hak sıyla telafisi mümkün olmayan zarararama özgürlüğü"nün ve genel olarak lar doğurabileceği tespit edilen dava "idarenin hukuki denetimi"nin de ola- konusu iĢlemler ile dayanak Yönetmenaksız kılındığı dile getirildi. lik hükmünün yürütmesinin durdurulmasına karar verildi. Öznel ola ra k d a va ya kon u Bu kararla, Ģirketler, vakıflar ve "yerleĢtirmeye esas son liste"de ilan benzeri kuruluĢların ÇalıĢma Bakanlıedilen puan ve sıralamalara dair; idare ğı'ndan yetki alarak iĢyeri hekimliği tarafından tek yanlı biçimde yapılan eğitimi vermesi durduruldu. belirlemelerin somut/maddi dayanakları konusunda, ilgililer açısından cidTORBA YASASI di bir bilgisizliğin yaratıldığı vurgulandı. Ankara Tabip Odası'na iletilen 1 Ağustos 2010 tarih ve 27659 Sayıçok sayıda yakınmadan da anlaĢılaca- lı Resmi Gazete‟de yayınlanan 6009 ğı üzere, listede ciddi maddi hataların sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı ya da keyfi, haksız tasarrufların yapıl- Kanun ve Kanun Hükmünde Kadığı yolunda haklı tespit ve kaygıların rarnamelerde DeğiĢiklik Yapılmasımevcut olduğu ifade edildi. na Dair Kanun (Torba Yasa) çıkarılarak iĢyeri hekimlerinin eğitimleri, Açılan davada ayrıca; davalı idareler ortak sağlık ve güvenlik birimleri gibi tarafından süreçle ilgili belirlenen tak- iĢyeri hekimliği alanının önemli bilevim gereği, "yerleĢtirmeye esas son Ģenleri ile ilgili yeni düzenlemeler liste"nin, 26 Mayıs 2010 tarihinde yapılmıĢtır.. Bugüne kadar DanıĢtay sabah saatlerinde internet ortamında kararları ile yürütmesi durdurulan uyyayımlanarak ilan olunduğu; ancak bu gulamaların kanun ile yasalaĢtırılmıĢ listenin hazırlanmasına dair temel nor- olup, bundan sonra çıkacak Yönetmematif hükümleri içeren "Aile Hekimli- liklerin de bu doğrultuda hazırlanacağı ği Uygulama Yönetmeliği" ise, bir aĢikardır. Kanunun Anayasa Mahkegün önce yani 25 Mayıs 2010 tarihin- mesi‟ne taĢınması konusunda TTB de 27591 sayılı Resmi Gazete'de ya- tarafından hazırlık yapılmaktadır. yımlanarak yürürlük kazandığına dikkat çekilerek; "yerleĢtirmeye esas son liste"nin kapsamı ve bu listenin hazırlanması için gerekli ön çalıĢma süresi de dikkate alındığında, henüz konuyla ilgili güncel normatif yapı tesis edilmeden, söz konusu iĢlem ve tasarrufun gerçekleĢtirildiğinin açıkça görüldüğü ifade edildi. 8 Haberler Ağustos-Ekim 2010 TSM YÖNERGESĠ DAVA EDĠLDĠ Aile hekimliğinin pilot uygulandığı illerde “Toplum Sağlığı Merkezleri Kurulması ve ÇalıĢtırılmasına Dair Yönerge" Sağlık Bakanlığı tarafından 27.1.2010 tarihinde yayımlandı. Yönerge ile aile hekimliğine geçilen illerde sağlık ocaklarının yerine geçirilen toplum sağlığı merkezlerinin çalıĢmasına iliĢkin usul ve esaslar belirlenmektedir. Bu konuda önceki düzenleme 2005 yılında çıkartılan yönerge idi. Yönergeden farklı olarak dava konusu Yönerge ile toplum sağlığı merkezlerinin görev tanımları çok geniĢletilmiĢ; verem savaĢ, sıtma savaĢ, ana çocuk sağlığı merkezleri gibi diğer birinci basamak sağlık kuruluĢları da toplum sağlığı merkezlerine bağlanmıĢtır. Ayrıca, dikkat çekici bir düzenleme de, henüz yasal altyapısı olmamasına karĢın toplum sağlığı merkezlerinin kurumsal olarak iĢyeri hekimliği verebileceği ya da bu hizmeti verebilmek için hizmet satın alabileceğine yönelik düzenlemedir. Yönergenin yayımlandığı tarihten üç gün sonra bu hükmü çağrıĢtıran, “…Döner sermayeli sağlık kuruluĢları ise kurumsal olarak iĢyeri hekimliği hizmeti verebilir…” hükmü 5947 sayılı Yasa‟nın 7. maddesiyle yayımlanmıĢ; yönergeye uygun yasa çıkmıĢtır! TTB, toplum sağlığı merkezlerinin hizmet alanını geniĢletip personel standardını değiĢtirmeyen düzenlemenin yanı sıra; toplum sağlığı merkezlerinde çalıĢanların görev tanımları içinde yer almayan bir konuda görevlendirilmeleri ya da hizmet satın alıp iĢyeri hekimliği hizmeti satılmasına yol açacak bu düzenlemenin iptalini talep etti. Ayrıca, söz konusu düzenlemeden sonra yayımlanmıĢ ve halen yürürlüğe girmemiĢ olsa da Yönerge hükmüne dayanak oluĢturabilecek olan ilgili Yasa hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesi'ne baĢvurulması da talep edilmiĢtir. BAĞIMSIZ ÇALIġMAYI ORTADAN KALDIRAN YÖNETMELĠK YARGIDA Ağustos 2010 da yürürlüğe konulan Ayakta TeĢhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık KuruluĢları Hakkında Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair TJOD’DEN KAMUOYUNA Yönetmeliğin iptali için dava açılmıĢ- Prof. Dr. İsmail Mete İtil tır. TJOD BaĢkanı Hatırlanacağı üzere bu yönetmelik, hekimleri ucuz iĢ gücü haline getirme- TJOD, Sağlık Bakanlığı‟nın“Ayakta TeĢhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık yi amaçlayan “Tam Gün” Yasasının bazı hükümlerinin Anayasa Mahkeme- KuruluĢları Hakkında Yönetmelik‟te si tarafından iptal edilmesi, DanıĢtay- DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönet‟ın Sağlık Bakanlığının haksız iĢlemle- melik” ile ilgili olarak yürütmeyi durrinin yürütmesini durdurması sonrası durma istemiyle dava açmıĢtır.. Yönetmelik tüm branĢlarda muayeçıkarıldı. nehane açmayı zorlaĢtırmakta ve özelSağlık Bakanı, muayenehaneleri likle kadın-doğum muayenehaneleri kapatmakta kararlı olduklarını ve bu- ile ilgili yapılan düzenlemeler daha da nun için Tam Gün Yasasının dıĢında ağır koĢullar içermektedir. Bunun nebaĢka enstrümanlarının olduğunu söy- deni, serbest çalıĢma hakkını en yayleyerek, yönetmeliğin çıkarılıĢ amacı- gın olarak kullanan hekim grubu olan nı ortaya koydu. kadın-doğum uzmanlarını muayenehaYönetmelikle yataklı sağlık hizmet- nelerini kapatmaya zorlamaktır... Bu yönetmelikle yapılan düzenleleri verilen özel hastanelerden bile istenmeyen fiziki koĢullar muayeneha- melerin, gerek kamuda gerekse serbest nelerden istenmiĢ, aksi halde mevcut- çalıĢan hekimlerin muayenehane açların bir yıl içinde kapatılacağına iliĢ- malarını önlemek , olanların da kapankin hüküm getirilmiĢtir. Hem muaye- masını sağlamak amacıyla yapıldığı nehanelerde verilen hizmet için gerek- açıktır. Sağlık Bakanlığı da bunu açık siz hem de yerine getirilmesi olanaksız olarak dile getirmektedir. Sayın BakoĢullar nedeniyle 3 Ağustos tarihin- kan, yaptığı açıklamalarda muayeneden buyana ister serbest çalıĢsın, ister- haneleri kapatmakta kararlı olduklarını, bunun için Tam Gün Yasası‟nın se kamu da, hekimler muayenehane ruhsatı alamaz olmuĢtur. Böylece Sağ- dıĢında baĢka enstrümanları da olduğunu söylemiĢ, bu enstrümanlara ilk lık Bakanlığı hiçbir sektör için getirmediği ağır koĢulları hekimlere getire- örnek olarak muayenehanelerle ilgili rek, hekimlerin kendi baĢlarına bağım- getirilen kısıtlamaları göstermiĢtir. Hekimlerin elinde hukukun üstünlüsız mesleki faaliyet yürütmesini ve ğünden baĢka enstruman bulunmaemeğinin karĢılığını almasını önleme maktadır. Türkiye‟deki her meslek kastını ortaya koymuĢtur. grubuna tanınmıĢ olan serbest çalıĢma Türk Tabipleri Birliği, halkın sağlık hakkını, yalnızca kamuda çalıĢan hehakkını gözetmeyen, emeği ile geçikimlere kısıtlama getiriliyormuĢ gibi nen hekimleri, mesleki bağımsızlığı göstererek tümden ortadan kaldırmayı hedef alan, bütünlüklü bir programın amaçlayan bu düzenlemelere bundan parçası olan uygulamalara son verilönce olduğu gibi bundan sonra da karmesi için çaba göstermektedir. Bu neĢı olduğumuzu bildiririz. denle de yönetmelik hükümlerini yarBu açılan davayla birlikte, TTB‟nin gıya taĢırken, haksız ve hukuka aykırı uygulamalara son verilmesi için çağrı- yargısal adımlarını desteklediğimizi ve hukuksal sürece olan inancımızı kada bulunmaktadır. muoyuna saygıyla duyururuz. 9 Haberler Ağustos-Ekim 2010 yici olacak. VatandaĢın cebinden çıkacak para artaÖzel Sağlık KuruluĢları Hakkındaki Yönet- kadın hastalıkları ve doğum ile çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlarının hizmet verdiği poliklinik- cak. Obama'nın seçim meydanlarında 'annemin melikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair lerde, içinde lavabosu bulunan asgari 5 metrekarelik sağlık harcamalarını yaparken sigorta Ģirketleriyle 3 Ağustos 2010 tarihli Yönetmelik bebek emzirme ve bakım odası bulundurulacak. Hasta kullanımına ait tüm kapılar sed ye ve tekerlekli sandalye geçiĢine uygun olacak haneler, muayenehanelerin taĢıması gereken asgari tesis, hizmet ve personel standartlarına iliĢkin Ģartla- Ģekilde, en az 110 santimetre geniĢliğinde olacak. Ayrıca, yönetmeliğe, muayenehanelerin taĢımara bir yıl içerisinde uygunluklarını sağlayarak, Ġl sı gereken asgari tesis, hizmet ve personel standartSağlık Müdürlüğü'ne baĢvuracaklar. larına iliĢkin Ģartları içeren madde eklendi. Buna Muayenehane açma baĢvurusunda istenecek göre, muayenehanede 8 metrekare hekim çalıĢma belgelerde de değiĢiklik yapılan yönetmeliğe göre, muayenehane açabilmek için Ģu belgeler istenecek: alanı ve 8 metrekare hasta muayene alanı olmak üzere enaz 16 metrekare kullanım alanına sahip, "Muayenehanenin açılıĢına iliĢkin baĢvuru yeterli Ģekilde aydınlatılan ve havalandırılan hasta dilekçesi ve muayenehanenin faaliyet göstereceği adresi olacak. Muayenehanenin oda esasında bütün muayene odası ayrılacak. Hasta muayene odalarında uzmanlık dalına uygun araç, gereç ve donanım ile mekanlarının ne amaçla kullanılacağını gösterir en hasta muayene masası, soyunma bölümü ve lavabo az 1/100 ölçekli ve Müdürlük tarafından yerinde bizzat görülerek doğruluğu onaylanmıĢ plan örneği bulunacak. Kadın hastalıkları ve doğum ile üroloji bulunacak. Muayenehane açacak olan tabibin diplo- muayene odalarında ayrıca, içerisinde sıvı sabuntuvalet kağıdı ve kağıt havlu gibi hijyen araçları masının ve varsa uzmanlık belgesinin Müdürlükçe bulunan tuvaletin bulunması gerekecek. Bu bölümtasdikli sureti ile iki adet vesikalık fotoğrafı yer alacak. Muayenehanede kullanılacak ve bulundurul- de, hasta mahremiyetini ihlal etmeyecek ve uygun Ģartlarda muayeneyi temin edecek Ģekilde ses, göması mecburi asgari tıbbi malzeme ve donanım ile ilaç listeleri dikkate alınarak hazırlanmıĢ, Müdürlük rüntü ve gürültü açısından gerekli düzenlemeler tarafından yerinde bizzat görülerek doğruluğu onay- yapılacak. lanmıĢ asgari araç-gereç ve ilaç listesi olacak. BinaHasta bekleme salonunun kullanım alanı en az nın yapı kullanma izin belgesinin aslı ya da müdür20 metrekare olacak. Bekleme salonu sekreter hizlükçe onaylı sureti bulunacak. Binanın, ilgili mevmet alanı olarak da kullanılabilir. zuata göre alınmıĢ depreme dayanıklılık raporu Sağlık kayıtlarının tutulacağı, dosyalama, verialınacak. Binada, ilgili mevzuata uygun Ģekilde lerin toplanması ve istatistiki değerlendirmeler ile yangın için gerekli tedbirlerin alındığını, tesisatın resmi kurum ve sigorta kurumlarına yapılacak bildikurulduğunu ve binanın bu açıdan uygunluğunu rimlerin hazırlanması gibi çalıĢmaların güvenli bir ayrıntılı olarak gösteren ve yetkili merciden alınan Ģekilde yapılabileceği bir büro veya bölüm bulundubelge olacak. ÇalıĢan personelin iĢ sözleĢmesi ve rulacak. Sosyal Güvenlik Kurumu kaydı yapılacak. Tıbbi GiriĢ katta olmayan muayenehanelerin bulunAtıkların Kontrolü Yönetmeliği'ne göre düzenlenmiĢ tıbbi atık raporu ve tıbbi atıkların bertarafı için duğu binada, hastanın tekerlekli sandalye ile girebilmesini sağlamak amacıyla, giriĢi en az 80 santimetilgili kurumla yapılmıĢ sözleĢme olacak." re geniĢliğinde asansör olması gerekecek ve merdivenler belirtilen Ģartlara uygun olacak. Ayrıca, 3 Ağustos 2010 tarihine kadar açılmıĢ Hasta kullanımına ait tüm kapılar, en az 110 olan muayenehaneler, muayenehanelerin taĢıması gereken asgari tesis, hizmet ve personel standartları- santimetre geniĢliğinde yapılacak. Bütün alanlar, kullanım saatleri boyunca 22-24 na iliĢkin Ģartlara bir yıl içerisinde uygunluklarını derece aralığında olacak. sağlayarak, müdürlüğe baĢvuracaklar. Muayenehanede en az bir sağlık personeli Müdürlükçe yerinde incelenen ve bu yönetmelikteki Ģartları taĢıdığı tespit edilen muayenehanele- istihdam edilecek. Bakanlıkça istenecek tıbbi kayıtre, uygunluk belgesi düzenlenecek. Bu süre içerisin- lar, belirlenen formata uygun Ģekilde ve belirli de yeni uygunluk belgesi almayan muayenehanele- aralıklarla gönderilecek. rin valilikçe faaliyeti durdurulacak. Özel hastaneler yabancı ortak arıyor. Mevcut Aynı yönetmeliğe eklenen geçici maddeye göre de Bakanlık, tıbbi kayıtların bildirimine iliĢkin bilgi hastaneleri satarak Türk halkının hastalanması iĢletim sistemini 3 Ağustos 2010 tarihinden itibaren üzerinden para kazanmanın yolların arıyorlar. Ayrıca özel hastanecilik katma değeri en yüksek sektör bir ay içerisinde kuracak ve sağlık kuruluĢları bu sistemin kurulmasından sonra bildirime baĢlayacak. oldu. Bir binayı otel yapsanız yatağı 40 liraya satarken özel hastane tabelesi asarsanız, yatakların birini 500 liraya satabilir hale geldiniz. Bu yüzden özel Yönetmeliğin, hizmet birimlerinin bina içerihastane açmak en cazip iĢlerden biri oldu. Her grup ğiyle ilgili maddesinde de değiĢiklik ve ekleme özel hastane açmayı hedefliyor. yapıldı. Meclis'teki Kamu Hastane Birlikleri Yasa TasaBuna göre, hasta bekleme salonu kullanım alanı rısı'nın da hastanelerin özelleĢtirilmesi olduğunu en az 20 metrekare, ikiden fazla her bir muayene odası için 5 metrekare ilave bekleme alanı oluĢturu- ileri süren birçok sağlık meslek birliği ve sendika var. Hükümet ise bunu özerkleĢme olarak tanımlılacak. Orta koridorun bekleme amaçlı kullanılması yor. Sizce hangisi gerçekçi görünüyor? halinde, koridorun geniĢliği asgari 3 metre olacak. Bu durumda bekleme için tahsis edilmiĢ 1 metrelik ġimdi hükümetin sağlıktaki gündemi kamu bekleme alanı, toplam bekleme alanı hesabından düĢülerek, diğer bekleme alanlarının değerlendirme- hastanelerinin özelleĢtirilmesi. Kamu Hastane Birlikleri Yasası çıkacak. Sonra da hastaneleri önce si yapılacak. özerkleĢtirecek, sonra da özelleĢtirecekler. Çünkü Özürlülerin de kullanımına uygun Ģekilde düTürkiye'nin her yıl en az 3 en fazla 5 milyar lira zenlenmiĢ bay ve bayan tuvaleti bulundurulacak. Tuvaletler, bekleme salonuna koridorla bağlantılı ve özelleĢtirme gelirine ihtiyaç var. Sata sata bir Ģey kalmadı. Köprüler ve oto yollardan sonra barajlara içerisinde acil çağrı sistemi bulunacak. Tuvalet içerisinde el yıkama bölümü ve gerekli hijyen Ģart- sıra geliyor. Ardından enerji gelecek. 2011-2012 yılında da kamu hastaneleri satılacak. 2012'de kalarını sağlayacak malzemeler bulundurulacak. Bemuda hastane kalmayacak. Kamunun rolü denetlebek emzirme ve bakım odası ile ilgili olarak da, 3 Ağustos 2010 tarihine kadar açılmıĢ olan muayene- 10 nasıl cebelleĢtiğini biliyorum' dediği düzene geçeceğiz. Onlar da Ģimdi bizim sistemimize geçmeye çalıĢıyorlar. Bu durumda vatandaĢ hastalıktan çok, özel hastane ve sigorta Ģirketleriyle mücadele etmek zorunda kalacak. Sağlık hizmetinin elde edilmesi güç olacak. Paranız kadar sağlık hizmeti alacaksınız. ÇalıĢan SGK'lı Ģu an sağlık harcamalarına yüzde 20 katılım payı ödüyor. Bu yüzde 50'ye kadar çıkacak. Açıktan alınan paralar resmileĢecek. Sağlık çalıĢanı etkinliği olmayan kaderi hastane yönetiminin iki dudağı arasında olan kiĢiler haline gelecekler. Piyon olacaklar. Karar alma süreçlerinde etkileri olmayacak. Hükümet ilaçtan sonra kamu sağlık harcamalarında da global bütçe uygulamasına gitti. Bu uygulama vatandaĢa ve doktora nasıl yansıyacak? SGK Sağlık Bakanlığı ile protokol yaparak 11.7 milyar lira üzerinden anlaĢtı. Tüm kamu hastaneleri ne kadar hizmet verirlerse versinler 11.7 milyar lira alacaklar. 2009 yılında Türkiye'de kamudaki 60 bin doktor çalıĢmıĢ 12.3 milyar liralık bir hizmet oluĢturmuĢ. Bakanlık 'hekim ne kadar çok çalıĢırsa o kadar çok kazanır ' diyordu. Artık böyle bir Ģansları yok. Ne kadar çok çalıĢırsa çalıĢsın alacakları para 11.7 milyar lira. Hekimler ancak birbirlerinin gelirinden çalabilirler. Biri yüzde 50, biri yüzde 100 çalıĢıyorsa yüzde 50 çalıĢandan alıp yüzde 100 çalıĢana verecekler. Bütün hekimler aynı performansı gösterseler bile 1 yıl öncesine göre yüzde 5 daha az performans alacaklar. Tam Gün Yasası ile hekimlerin en az 10 bin lira maaĢ alacaklarını ileri sürülüyor. Hatta 17 bin lira alacak profesörlerin bile olacağı iddia edildi. Bu rakamların gerçekleĢmesi mümkün mü? Bir doktorun 17 bin lira alması için günde 150 hasta bakması lazım, 20 de operasyon yapması gerekiyor. Buna ihtimal yok. Performans uygulamasıyla döner sermayeden daha çok para almak için hekimleri ahlaksızlığa itiyorlar. Ameliyat gerekmeyen hastaların ameliyat edilmesine neden oluyorlar. Hekimi gereksiz tahlil yazmaya yönlendiriyorlar. Sağlıkta dönüĢümün sonuna gelindi. Hekimlerin performansları yla çok kazanma dönemleri artık bitti. Hekimlerin Tam Gün Yasası'ndan sonra alacağı emeklilik maaĢlarının da artacağı duyuruldu. Hekimlerin emekli maaĢı sizce ne kadar yükselecek? Bundan sonra döner sermaye gelirlerinden alınan paralar da emekli keseneğine dahil edilecek.Üstelik bunu devlet vermeyecek. Bir çalıĢandan alınan prim oranı yüzde 36'dır. Bunun yüzde 16'sı memurdan kesilir. Yüzde 20'sini devlet verir. Döner sermayeden gelecek paranın yüzde 36 sı da memurun cebinden çıkacak. 2 bin lira döner sermaye geliri olan hekim yüzde 36 primi ödeyecek. Bu da ayda 700 lira yapar. Yani hekimin cebinden 700 lira kesenek çıkacak. 1 yılda ayda 700 liradan 8 bin 400 lira prim ödeyecek fazladan. Bütün bunların sonunda da maaĢına yılda 30 lira yansıyacak. Yani aylık yüzde 36 prim kesintisinin yılda maaĢa yansıması yüzde 1 civarında olacak. Bütün primlerin çalıĢan tarafından ödendiği bir sistem dünyada ve Türkiye'de ilk kez oldu. Kaynak: Sağlıkta Gündem Haberler Ağustos-Ekim 2010 Ali Tezel Sosyal Güvenlik Uzmanı 2012’DE KAMU KALMAYACAK PTT gibi ayrı hastaneler vardı. Onlar da bakanlığa devredildi. O güne kadar SSK iĢçisinin sağlık harcaması 180 lira iken piyasalaĢtırma ile emekli sandığı üyesi kiĢilerin oranına 700 liraya kadar çıktı. Ancak bu kaliteyi artırmadı. Sağlığın piyasalaĢması sağlanırken vatandaĢın sağlık hizmetlerine ulaĢımı da sağlandı. Bakkala gider gibi hastaHASTANESĠ neye gitmenin de yolu açıldı. Sosyal Güvenlik MüĢavirleri Derneği BaĢkanı Ali Tezel'e göre Türkiye'de her yıl 3-5 milyar liralık özelleĢtirme gelirine ihtiyaç var. Bu nedenle de kamu hastaneleri de satılacak. Türkiye'de sosyal güvenlik konusunu halkın anlayabileceğ i bir dile taĢıyan ve sistemde fark ettiği boĢlukları gündeme taĢıdığı için sık sık siyasetçi ve bürokratlarla karĢı karĢıya gelen Sosyal Güvenlik MüĢavirleri Derneği BaĢkanı Ali Tezel'le sağlık gündemini konuĢtuk. Türkiye'deki sağlıkta dönüĢüm programının sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye bu konuda sizce önemli yol aldı mı? AKP hükümeti sağlıkta dönüĢüm politikasıyla sağlığa piyasa koĢullarını getirdi. Bu insanların hastalanmasına yönelik bir politikaydı. 1961 yılında kabul edilmiĢ halen Küba'da uygulanmaya devam edilen 224 sayılı Sosyalizasyon Kanunu vardı. Bu kanun hastalıklardan korunmak, hastalanmayı engelleyerek iĢ gücü kayıplarını önlemek üzerine kuruluydu. AKP hükümetinin sağlıkta dönüĢüm politikası insanları özel hastaneciliğe yönlendiren sağlığın piyasalaĢtırılması na dönük bir politika baĢlattı. Türkiye'de özel sağlık yatırımları bu süre içinde ne kadar büyüdü? Sizce olumlu adımlar atıldı mı? Türkiye'de eczanelerden artık rahat ilaç alınabiliyor. Ancak vatandaĢın ilaca rahat ulaĢması ilaç harcamalarını da artırdı. Hükümet Ģimdi ilaç harcamalarını kısıtlama yolunu arıyor? Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz ? SSK ilaçta 25 Ģubat 2005 tarihinde 35 milyon insana bakıyordu. 35 milyon kesimin ilaçların toptan alıyordu. Bomonti'de kapatılmıĢ olan SSK ilaç fabrikasında ilaç üretiliyordu. Ġlaç çok ucuza mal ediliyordu. Örnek vermek gerekiyorsa fiyatı 10 lira olan bir Ģurubu yüzde 10'a düĢürüp 1 liraya mal ediyordu. 1 liralık ilaca da çalıĢanlarından yüzde 20, emeklilerden yüzde 10'unu alarak Ģurubu vermiĢ oluyordu. 2 lira para alıp kara geçiyordu. VatandaĢ ilacını alıyor SSK'dan da ilaca bir kuruĢ para çıkmıyordu. SSK 1 lira kar edip alıyordu ama 29 ġubat 2005'den sonra SSK'nın fabrikası kapatıldı. Tüm eczanelerden ilaç alınabilir hale geldi. Aynı ilacı Ģimdi SGK 10 liraya satın alıyor. Ġlaç harcaması 15 milyar liraya çıktı önümüzdeki yıl ise 17 milyar lira olması bekleniyor. Bu harcama 2002 yılında 2.5 milyar liraydı. Koruyucu sağlık bir kenara bırakılarak vatandaĢın hastalanmasını bekleyerek milyonlarca lira harcanarak hastalık üzerinden para kazanılan bir sistem geliĢtirildi. Bu yıl SGK'dan sağlığa 26 milyar lira çıktı. 2002'de bu 3 milyar lira civarındaydı. Özel hastanelere ödenen para 500 milyon liradan 6 milyar liraya çıktı. Ġlaç harcaması 3 milyar liraydı. ġu an 15 milyar lira önümüzdeki yıl 17 milyar lira olacak. Özel sağlık sektörü AKP hükümeti döneminde tam 12 kat büyüdü. 2002 yılında özel hastanelere verilen para 500 milyon lira iken Ģimdi 6 milyar lirayı buldu. Kamu hastanelerinin Türkiye'nin sağlıkta dönüĢüm SSK'nın Sağlık Bakanlığı hastanele- programını yapması kaçınılmaz mıyriyle birleĢtirilmesinin ardından ilaç dı? IMF'nin bu konudaki zorlayıcı rolü firmalarına da para akmaya baĢladı. neydi? Bizi IMF politikaları bu hale 11 getirdi. IMF dayatmasıyla GSS Kanunu çıktı. Her stand by anlaĢması gözden geçirmelerinde bize 'GSS'yi çıkardınız mı' diye sordular. 'Hayır çıkarmadık' deyince da parayı vermediler. Bu nedenle 2008'de 7 ay bekletilen stand- by anlaĢmasıyla bize 3.5 milyar lirayı verdiler. Ġlaç ve özel sağlıkla ilgili harcamalarla ise 14 milyar lirayı götürdüler. Bunların hepsi 1 yıl içinde oldu. Hükümet vatandaĢın cepten harcamalarının sağlıkta dönüĢüm programıyla en aza indirildiğini sıklıkla vurguluyor. Özel hastanelerde vatandaĢın ödediği fark ücretinde tavan yüzde 70'e kadar çıkarıldı. Özel hastaneler de, vatandaĢ da memnun değil. Sizce vatandaĢın cepten sağlık harcamaları azalıyor mu? GSS baĢladığında özel hastanenin vatandaĢtan yüzde 30 ilave ücret alma hakkı vardı. 2010 Ocak ayında hastaneler sınıflandırıldı. Fark ücreti de yüzde 30-70 arasında alınabilir hale geldi. GSS baĢladığında vatandaĢa 'özel hastaneler yüzde 30'dan fazla ücret alırlarsa gelin bize Ģikayet edin. Ceza verelim' diyorlardı. Bu da 2010 yılında bitti. Artık özel hastaneler vatandaĢı istediği gibi soyabilir. Kimse müdahale etmeyecek. Önceden vatandaĢtan yüzde 30'dan fazla fark ücreti alan hastaneye 50-100 bin lira ceza veriliyordu. ġimdi cezalar 5-10 bin liraya düĢürüldü. Artık 'vatandaĢı soyabilirsiniz ' dönemine geçildi. Buna rağmen özel hastaneler zarar ettiğini duyurarak acıma duygusu yaratmaya çalıĢılıyor. Özel hastaneler sık sık zarar ettiklerini ve SUT fiyatlarının maliyeti karĢılamadığını ileri sürüyor? > Özel hastaneler madem zarar ediyorlar. ABD, Avrupa sermayesi neden Türkiye'deki özel hastanelere yüzde 70 oranında ortak oluyor. Bu soruyu yanıtlamakta zorlanıyorlar. Tıp Öğrencileri Komisyonu Ağustos-Ekim 2010 BAÜ’DE 2009-2010 EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILINDA TIP FAKÜLTESĠ AÇILDI Fakültemiz; Balıkesir'in ÇağıĢ yerleĢkesinde daha önce üniversite Mediko-Sosyal Merkezi olarak inĢaatına baĢlanan binanın projesinde gerekli düzenlemeler yapılarak, Tıp Fakültesi ve Üniversite AraĢtırma Ve Uygulama Hastanesi için uygun hale getirilmiĢtir. Bizler de bu fakültenin ilk öğrencileri olarak 2009 ÖSS ile Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girmeye hak kazandık ve 5 Ekim 2009 tarihinde eğitim-öğretim hayatına baĢladık. Her ne kadar eğitim-öğretime daha önceden Bursa' da baĢlanmıĢ olduğuna dair havadisler olsa da, üniversitemizin ilk tıp öğrencileri biziz ve ilk kez bizlerle eğitim-öğretime baĢladı. Tıp Bayramına denk getirilen önlük giyme törenimizde, andımızı içerek bu mesleğe kalpten bağlı olacağımızı duyurduk. Bizim için hekimliğe ilk adım sayılan bu günde, sevincimizi arkadaĢlarımızla, hocalarımızla ve velilerimizle paylaĢtık. Beyaz önlüğün renginden olsa gerek, hasta-doktor iliĢkisinin ne kadar katıksız ve masumiyet dolu olduğunu derinden hissettik o gün. Bizler, yeni açılan bu fakültenin taze öğrencileri olarak, konumumuzu avantaja çeviriyor; hocalarımızın tecrübelerini ve önerilerini kendimize amaç ediniyoruz. Diğer fakültelere oranla öğrenci sayısının az olması, bizim bir diğer avantajımız. Böylece dersleri yakından takip edebiliyor, kafamızda soru iĢaretleri kalmadan dersi iĢleyebiliyoruz. Hocalarımızla yeri gelince öğrenci-hoca iliĢkisi içinde, yeri gelince abi-kardeĢ gibi içten ve samimi bir ortamın içinde kendimizi bulmak bizi buraya alıĢtırıyor ve amacımıza motive ediyor. Hocalarımızdan tutun dekanımıza kadar herkesle ileti- Ģim içinde olabilmek, herhalde sadece Balıkesir tıplılara nasip olmuĢtur. Diğer fakültelerdeki tıp okuyan arkadaĢlarımızdan aynı sözleri duyamıyoruz, böylece bunun bizim için büyük bir fırsat olduğunu kavramamız da zor olmuyor... Baü Tıp olarak bilim ve tıp dünyasında çalıĢmayı, baĢarmayı öğrenirken; yeni dostluklar ve arkadaĢlıklar kurmanın da mutluluğunu yaĢıyoruz Bu kadar avantajın yanında, yeni açılan bir üniversitede olan eksikleri ve yaĢanan sıkıntıların boyutunu tahmin etmek de çok zor olmaz herhalde. Bu üniversitenin bizlere kazandırması gereken o kadar çok Ģey var ki, hepsi de birbirinden önemli bu kazanımların. Çünkü biz insanla uğraĢacağız, hayatları emanet alacağız bu iĢte. HerĢeyi eksiksiz, tam öğrenmenin önemi de zaten buradan geliyor. Aynı zamanda herĢeyi zamanında öğrenmenin önemi de... 1. sınıf içinde öğrenilmesi ve tamamlanması gereken bazı derslerimizi alamıyoruz, eğer temel bilimler ilk olarak alınıyorsa; biz temeli yapmadan binaya geçmek istemiyoruz. Öğretim üyesi eksikliğinden dolayı yaĢanan bu sıkıntıyı bizler gördük, seneye gelecek olan yeni arkadaĢlarımızın da aynı sorunlarla karĢılaĢmasını istemiyoruz. Laboratuvarlar; bilgiyi tatbik edebilmemiz için kuruluyor ve faaliyet gösteriyorsa, laboratuvarlarımız tam donanımlı olmadığı sürece bizim bilgilerimiz sadece aklımızın bir köĢesinde ezberlenmiĢ olarak kalacak. Biz onları tatbik edip günlük yaĢama geçiremeyeceğiz. Peki olması gereken bu mudur? Bir marangoz tahtaları bir araya toplasa, çivileri çakmadan bir dolap oluĢturabilir mi ? Bu konularda BAÜ Tıp öğrencileri olarak endiĢeliyiz. Ayrıca birçok öğrenci kampüse gelmek bile istemiyor, çünkü kampüs öğrenciye ilham vermelidir, çimlerinde öğrenciler gitar çalıp Ģarkı söylemeli, derslerini açık havada çalıĢabilmeli, dostunu gördüğünde bir çift muhabbet etmek için oturacak bir yer barındırmalıdır; ki bizim bu eksiklikliklere gelene kadar fakültede bir kantinimizin bile olmaması biraz trajikomik geliyor artık… Not: TÖK bu yazıyı Tıp Fakültesi’nin 2009-2010 eğitim öğretim yılında hazırlamıştır. 12 TIP ÖĞRENCĠSĠ OLMAK Kısa bir süre önce tıp eğitimi almaya baĢladık ve tıp öğrencisi olmanın anlamını ve çerçevesini yeni yeni idrak etmeye baĢlıyoruz.Tercih etmiĢ olduğumuz mesleğin bize yüklediği sorumluluğu ve gerektirdiği bilinci anlayabilmek sanırım mesleki öğrenimimizden daha uzun ve daha önemli bir süreç olacaktır.Ġnsan kavramıyla ve sosyal dinamiklerle iç içe geçecek zorlu bir sürece hazırlanıyoruz.Kendimizi yetiĢtirmek ve değiĢtirmek zorunda kalacağız.Ġnsana baktığımızda onu bir bütün olarak algılayabilmemiz için,önce kendimizi tanımamız esastır.Sadece öğrenim basamağında değil, sosyal duyarlılığımızda da geliĢim zorunludur.Henüz yolun çok baĢındayız ve buradan baktığımızda bazı Ģeyleri ancak sezebiliyoruz.Hepimiz farklı umutlarla bu yola çıktık.Ġçimizde insan sevgisini ve umudu yaĢatıyoruz.Değerlerimiz ve ilkelerimiz bu temele dayanmaktadır.Tıp öğrencisi olmak yalnızca var olan bilgiyi hafızaya almak değildir,bu da bir aĢamadır kuĢkusuz ama yeterli değildir. Hekim ve hasta iliĢkisi özel bir bağdır,bu iliĢki de bilmek bir araçtır amaç değil.Bir insanı sağlıklı kılabilmek sağlığın çok yönlü bir olgu olduğunu bilmekten geçer.Ġçimizdeki insanı ve toplumu iyi kılma isteği hastalığı bütüncül olarak algılamamıza eĢlik edecektir. Tıp eğitimimizin ilk iki ayını geride bıraktık,ideallerimizi gerçekleĢtiriyor olmanın heyecanını yaĢıyoruz.Nelerle karĢılaĢacağımızı merak ediyor ve gelecek günlere kendimiz hazırlamaya çalıĢıyoruz.Öğrenim hayatımız anlam ve faaliyet açısından zengin olması için çabalayacağız.Hayatımızın bu en güzel döneminde tıbbı anlayabilmek, insanı ve kendimizi tanıyabilmek temennimiz. Tıp Fakültesi 1.Sınıf Öğrencisi (2010-11 dönemi) G.Açelya Altınar GörüĢ Ağustos-Ekim 2010 İNSPEKSİYON [email protected] Gyn.Op.Dr.Özcan Yılmaz YOL YAKINKEN DÖN DEMEK DOĞRU BĠR ÖNERĠ MĠ? Geçenlerde tıbbi bir dergide çıkan bir yazıda kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bir hekim , kadın hastalıkları ve doğum uzmanlığı eğitiminde olan asistanlara bir ağbi önerisinde bulunuyor ve yol yakın iken eğitimi bırakıp daha az mesleki uygulama riski olan ve daha çok performans puanı kazanılabilecek bir uzmanlık dalına ya da aile hekimliğine yönelmelerini öneriyordu.Bütün bir meslek yaĢamının yüksek bir risk ile geçirilmesinin hatta maddi tazminat tehlikesi altında çalıĢmanın, insanı obsesyon ve paranoyalara boğmaktan baĢka bir iĢe yaramayacağını yazıyordu. Aslında meslektaĢımızın bu haykırıĢı haksız da değildi.Daha da ileri giderek tıp fakültesi öğrencilerine bile ‟‟ yol yakın iken dönün!‟‟ denilebilecek durumdayız. Ama unutmamalıyız ki birilerinin de bu mesleği yapması gerekiyor.Ve her koĢulda bu mesleğin ve özellikle bazı branĢların uygulayıcıları, bahsedilen haksızlıklarla hep karĢılaĢacaktır.ġunu da bilmemiz gerekir,Ģu anda tıp mesleğine dayatılan ve bazı branĢlara daha da ağır olagelen uygulamalar sonsuza dek sürmeyecektir.Sağlıkta dönüĢüm programını uygulayanlar uygulamadaki bozuklukları ya giderecekler ya da bizim uyarımız ve direniĢimiz onların bu tip yanlıĢ uygulamalardan vazgeçmelerini sağlayacaktır. Bence doğru olan ve yol haritamızda yapmamız gerekenler Ģunlardır. Birincisi;Ġyi ya da kötü bir uygulama vardır ve bunun adil olması için yoğun bir Ģekilde çalıĢmalıyız. Ġkincisi;Biz bu sisteme temelden karĢıyız ve değiĢtirilmesi için uzun süreli mücadelemizi yılgınlığa kapılmadan yapmalıyız. ĠĢte bu iki durumu birbiri ile karıĢtırmadan ve umutsuzluğa kapılmadan kamuoyunu ve sağlık sisteminin uygulayıcılarını, medya ve özel iliĢki kanallarımızla bilgilendirip gücümüzü ve etkimizi doğru yönlendirmemiz gereklidir diye düĢünüyorum.Bu eylemleri meslek odamız,sendikalarımız ve diğer sivil toplum kuruluĢlarının içinde yer alarak ve onların politikalarının oluĢmasında etkin rol oynayarak sağlamalıyız.Bu Ģekilde birlikte yapacağımız mücadele hekimliği etkin ve saygın bir noktaya getireceği gibi,bizleri de umutsuzluğa kaptırmaz. Her meslek grubunun kötü günleri ve yılları vardır.Bizler Ģimdiye dek yaptığımız gibi, bireysel kurtuluĢumuzu aramayıp ‟‟birlikte kurtuluĢu‟‟ amaç olarak görürsek temel sorunumuz olan birlikte hareket etmemekten sıyrılıp doğruya yöneliriz sanıyorum. Saygı ve sevgilerimi sunarım. ĠYĠ ġEYLER -Hekimlerin 4/C'nin ne olduğunu merak etmeye baĢlaması! -Emekli Sandığına bağlı memurların ve bakmakla yükümlü oldukları kiĢilerinde, sadece kimlik numaraları ile sağlık kuruluĢlarına baĢvurabilmelerinin ve ilaçlarını ülkenin her yerinden alabilmelerinin sağlanması! -Tıp Fakültesinin B.T.O. çalıĢmalarına yavaĢ yavaĢ destek vermeye baĢlaması. -Hekimler üzerindeki ''Tam Gün Yasası'' baskısının sona ermesi! 13 KÖTÜ ġEYLER -Artık neredeyse tüm hekimlerin (%91) bordro mahkumu olup ve geçim sıkıntısını tehlikesini enselerinde hissetmeye baĢlamaları! -Bazı özel sağlık kuruluşlarının ekonomik sıkıntılar nedeni ile el değiĢtirmesi ve buna bağlı olarak bazı meslektaĢlarımızın iĢlerini kaybetmeleri! -Ġlimizde geçici görevlendirmelerin bütün hızıyla devam etmesi! -KarĢımıza Ģimdi de „‟Kamu Hastaneleri Birlikleri‟‟ yasasının çıkması! -„‟Kamu Hastaneleri Birlikleri‟‟ yasasının bize sağlık sistemindeki geleceğimizin ne olacağı konusundaki acı gerçeği hissettirmesi! -Daha önce kamudan emekli olan hekimlerin,Tam Gün Yasası gereği geri dönüĢlerinin pek de kolay olmaması! ġAġIRDIĞIM ġEYLER -Muayenehane yönetmeliğinin içeriğinin aile hekimi ve hastanelerdeki muayene odalarında aranmaması! -Ġlimizdeki hastanelere de çeĢitli nedenlerden dolayı istem dıĢı personel yığılmasının sürmesi, döner sermaye pastasının büyümemesine rağmen paylaĢanların artması! -Ġlimizde ve ülkemizde son aylarda katkı payları nedeni ile hasta sayılarının azalmasıyla hekimlerin, döner sermaye gelirinin aslında ne kadar kaygan bir zeminde olduğunu yeni yeni fark etmeye baĢlamaları! -Sevgililer gününün bile özel sağlık kuruluĢlarınca reklamda kullanılması! -Devletin sağlık harcamalarının 1997 yılına göre 10 kat artmasına rağmen sağlıkta değiĢim programının sürdürülmeye çalıĢılması! Medikal Ağustos-Ekim 2010 Yrd.Doç.Dr. Sadık DURAN rınızda darlık olup olamadığı gösteri- lir. Bununla birlikte, uygun darlık veya tıkanıklıkları açmak için aynı seansta darlık bölgesi bir ĢiĢirilerek açılabilir (balon anjiyoplasti) ve açılan bölgenin tekrar daralmaması için buraya stent (çelik kafes) uygulanabilir. Darlık yapısı balonlu kateterlerle açılmaya müKORONER ANJĠOGRAFĠ sait olmayan hastalara ilaç tedavisi ya da koroner bypas ameliyatı önerilebiKoroner arter hastalığı; kalp adale- lir. sini besleyen ve koroner arterler olarak adlandırılan atardamarların daralma Kalp damarlarında tıkanıklıkta veya tıkanması ile kan akımının kısmi görülen Ģikayetler nelerdir? ya da tam kesilmesine bağlı olarak Kalp damar tıkanıklığı olan hastaortaya çıkan hastalıklara denir ve gü- ların Ģikayetlerinin baĢında göğüs ağrınümüzdeki ensık ölüm nedenlerinin sı gelmektedir. Özellikle efor esnasınbaĢında gelmektedir. Koroner arter da hasta tüm göğsünde hissettiği, her hastalığı tanısında EKG, kan testleri, iki koluna, sırtına, boynuna ve hatta alt efor testi, ekokardiyografi, nükleer çenesine yayılan ağrıdan yakınır. Bu kardiyolojik incelemeler, manyetik ağrı baskı, sıkıĢma, ezilme, yanma gibi rezonans, çok kesitli tomografi gibi hissedilebilir. Genellikle hasta eforunu çeĢitli testler kullanılır. Koroner dasonlandırıp dinlendiğinde, 3-5dk içerimarların yapısını en iyi gösteren tanı sinde ağrısı geçmektedir. Bunun yaaracı koroner anjiografidir. Anjiografi, nında hasta nefes darlığı, çarpıntı, bagenel anlamda vücuttaki damar sistem- yılma gibi Ģikayetlerden de yakınabilir. lerinin görüntülenmesi anlamında kul- Bu Ģikayetlerin gittikçe artıĢ göstermelanılmaktadır. Koroner Anjiografi de- si ya da göğüs ağrısının geçmemesi nilince kalbi besleyen koroner damar- kalp krizinin habercisi olabilir. Bu tip ların, Serebral Anjiografi denince be- Ģikayetleri olan tüm hastalar bir kalp yin damarlarının görüntülenmesini uzmanına baĢvurmalıdır. Yapılacak ifade eder. DaralmıĢ ya da tıkanmıĢ muayenelerden sonra hekim hastaya damarların kateter adı verilen ince koroner anjiografi yapılmasına gerek uzun bir borucuk yardımı ile içerisin- olup olmadığına karar verir. den boyalı bir madde enjekte edilerek gösterilmesidir. Kimlere uygulanmalıdır? Hasta bayıltılmaz. Lokal anestezi Koroner Anjiografi genel olarak ile iĢlem yapılacak olan bölge uyuĢtu- kalp damar hastalığının tedavisi için rulur , kasık veya koldaki bir damar daha fazla giriĢim yapılması düĢünülen yolu ile vücuda girilir ve katater deni- hastalara uygulanması gereken bir tanı len ince borular yardımı ile kalp dayöntemidir. Bir baĢka değiĢle koroner marlarının içerisine kontrast madde damar darlığı ve tıkanıklığı düĢündüverilerek koroner damarların filmleri ren bir göğüs ağrısı, yeni baĢlayan veçekilir. Koroner anjiyografi tanısal ya eskiden beri olan göğüs ağrısı, gideiĢleme verilen isimdir, damarınızın rek Ģiddetlenen, ilaçlara yanıt vermeaçılması söz konusu değildir, damarla- yen, kalp krizi geçirme riski yüksek olan hastalara uygulanmalıdır. Hastanın Koroner Anjiografi sonucuna göre bir by-pass ameliyatı ya da balon-stent iĢlemi olabileceğini bilmesi ve kabullenmesi Ģarttır. Eğer hasta Koroner Anjio sonucuna göre gereğinde bir bypass operasyonu ya da balon iĢlemi olmayı baĢtan kabul etmiyor ise Koroner anjiografi iĢleminin hiç bir anlamı 14 ve yararı yoktur. ĠĢlem sırasında geliĢebilecek komplikasyonlar düĢünüldüğünde sırf merak gidermek amacıyla Koroner Anjiyografi yapılmamalıdır. Komplikasyonları nelerdir? Koroner Anjiyografi, tamamen masum bir iĢlem değildir. Çok düĢük de olsa Koroner Anjiografi iĢlemi sırasında ciddi komplikasyonlar olabilir. Hayati olabilecek komplikasyonlar, tecrübeli ellerde binde bir ya da iki hastada görülebilir. ĠĢlem sırasında kalp ritminde bozukluk, damarlarda yırtılma, pıhtı oluĢması ve atması, boyalı maddeye karĢı alerji gibi durumlar olabileceği gibi giriĢ deliğinde kanama, ĢiĢme ve enfeksiyon gibi daha tehlikesiz komplikasyonlar görülebilir. Ayrıca, boyalı maddenin böbrek fonksiyonlarında bozulma eğilimi olan hastalarda kalıcı böbrek yetersizliği yapabileceği de bilinmelidir. Anjiyografi iĢlemi nasıl yapılır? Genellikle hastaların rahatlamasını sağlayan sakinleĢtirici bir ilaç kateter laboratuarına girmeden önce verilir. Çoğu kiĢi iĢlem sırasında ağrı hissetmez. Aynı diĢ çekiminde olduğu gibi iĢlemin uygulanacağı bölge, lokal bir anestezik (his kaybı sağlayan) madde ile uyuĢturulacaktır. Bu sırada bir iğne batması hissedilir. Daha sonra atardamarınıza kateter veya “sheath” adı verilen ince tüpler vasıtasıyla yerleĢilir. Kalp damarlarınız radyo-opak madde adı verilen röntgen ıĢığı altında fark edilen boyalı maddeyle görüntülenir. Genellikle sol koroner damar önce, sağ koroner damarsa takiben filme alınır. Gerekli görülen hallerde, bypasslı hastalar gibi, bacaktan veya göğüsten alınan damarlar opak maddeyle yıkanarak ayrı ayrı filme çekilebilir. ĠĢlem esnasında boyalı maddenin enjeksiyonu ağrı hissi vermeyecektir. Bu madde verilirken, sıcak basması ve kızarma hissedebilirsiniz. Bu his yaklaĢık 20-30 saniye sürebilir. ĠĢlemin sonunda, gerekli görülen durumlarda kalbinizin içini görüntülemek için, daha büyük miktarda boyalı madde verilebilir ve bu sırada daha fazla sıcaklık hissedilebilir. Medikal Ağustos-Ekim 2010 Bazı kiĢilerde boyalı maddeye karĢı allerji buna bağlı kaĢıntı ve kızarıklıklar geliĢmekte bu iĢlem sırasında verilen ilaçlarla tedavi edilebilmektedir. Daha önce allerji veya astım öykünüz var ise veya daha önce örneğin böbrek filmi veya diğer damarlarınızın filmi çekilirken allerjik reaksiyon geliĢti ise iĢlemden önce bunu doktorunuza söylemelisiniz. ĠĢlem sırasında kısa süreli göğüs ağrınız olabilir. Olduğu takdirde doktorunuza haber vermelisiniz. Koroner anjiografi için hastanede yatmak gerekli mi? Evet. Koroner anjiyografi için hastaneye yatıĢ iĢlemlerinizin yapılması gerekmektedir. Neticede iĢlem atardamarınızdan yapılan ve kalp damarlarınızı ilgilendiren bir durumdur. ĠĢlemden önce herhangi bir test yaptırmak gerekiyor mu? Doktorunuz yatıĢ öncesi gerekli testleri yaptıracaktır. En önemli hususlardan birisi ise iĢlem için geldiğiniz gün daha önce yapılan tüm tetkikleri yanınızda getirmenizdir. (Kan testleri, akciğer röntgeni, elektrokardiyogram var ise önceki anjiyografi veya ameliyat raporlarınız, epikriz adı verilen hasta taburcu kağıtlarınız vs.) Aslında kalp hastalarının kendilerine yapılan iĢlemleri Ģahsi bir dosya halinde, mümkünse yanında taĢımalarında, fayda vardır. Öncesinde yemek yenir mi? Sürekli kullanılan ilaçlar var ise bunların anjiyografi sabahı alınıp alınmayacağı doktora sorulmalıdır. Genellikle iĢlemin uygulanacağı gün, sabah kahvaltı etmeden gelmeniz ge- reklidir. ġeker hastası iseniz, sabah kan Ģekerini düĢürücü ilaçlar veya insülin kullanıyorsanız, ilacınızı almadan aç olarak geliniz ve gelir gelmez durumunuzu hemĢirenize bildiriniz. Anjiografiye nasıl hazırlanmalı? Anjiyografi için hangi alanın kullanılacağına bağlı olarak kol veya bacak, kasık tıraĢı olmanız ve o bölgeyi temizlememiz gerekmektedir. Bu alan iĢlem sırasında tamamen steril (mikropsuz) bir örtü ile kapatılacaktır. Laboratuar personeli de tamamen mikroptan arındırılmıĢ giysi ve eldivenler giymiĢ olacaklardır. ĠĢlemde uyanık mı olunur? Test sırasında doktorunuzun sorduğu soruları cevaplamak için uyanık olacaksınız. ĠĢlemden 1 saat önce gevĢemenizi sağlayacak sakinleĢtirici bir ilaç verilecektir. Ancak bu sizi uyutmayacaktır. Filmler çekilirken derin nefes alıp, nefesinizi tutmanız istenecektir. Derin nefes alıp tuttuğunuz zaman bu çekilen filminizin görüntü kalitesini arttıracak ve gereksiz zaman kaybını önleyecektir. Bundan sonra nefes almanız veya öksürmeniz istenebilir. Anjiyografi ne kadar sürer? Genellikle özel durum arz etmeyen vakalarda kateter masasında geçen süre yaklaĢık 15-20 dakikadır. Ancak kateter laboratuarında geçirdiğiniz toplam süre, anjiyografi öncesi sizden önce iĢlem uygulanacak hastaları bekleyeceğiniz süre ve sonrasında kasık damarınızın kanamasının durmasına da bağlıdır. Sonra ağrı olabilir mi? ĠĢlem sonrası genellikle kasık bölgesindeki kateter hemen çekilir. Özel durumlarda kasıktaki kateterin çekilmesi geciktirilebilir. Kateter çekilmesi sonrası giriĢim yapılan atardamarınızdan kanama olmaması için kasık bölgesine sıkı biçimde basılması gerekmektedir. Bu esnada bir miktar acı duyabilirsiniz. Aktif kanama durduktan sonra kasık bölgesine tekrar kanama olmaması için kum torbaları kona15 cak ve belirli bir süre sırt üstü pozisyonunuzu değiĢtirmeden yatmanız istenecektir. Kateterin uygulandığı bölgede hassasiyet ve rahatsızlık hissi duyabilirsiniz. Bu sizi çok rahatsız ediyor ise doktorunuza veya hemĢirenize haber veriniz. Sizi rahatlatacak bir ağrı kesici verecektir. Uygulama alanında morluk ve hafif ĢiĢlik hissedebilirsiniz. Bu renk değiĢikliği geniĢlerse veya baĢka bir rahatsızlık hissederseniz bunu hemĢirenize haber vermekten çekinmeyin. Sonuçları ve ilave iĢlemler? Koroner anjiyografi sonuçları hastanemiz Kardiyoloji kliniğinde anında dijital kayda alındığından hemen değerlendirilir. Dolayısıyla iĢlemden çıkarken hastalığınız olup olmadığı konusunda ana hatlarıyla bilgi alabilirsiniz. Ancak kesin sonuçlar genellikle bir gün sonra, sabah yapılan KardiyolojiKalp Damar Cerrahisi ortak konsey toplantısı sonrası netleĢmektedir. Yapılan tetkikler sonucunda, eğer kalpte damar tıkanıklığını gösteren bulgular varsa koroner anjiyografi ile kalp damarlarının görüntülenmesinden sonra, aynı iĢlem sırasında veya ikinci bir seansta daralmıĢ veya tıkanık damarları balon (PTCA) veya tel kafes (stent) yöntemi ile açmak mümkün olmaktadır. Balon yönteminde hastanın kasığından girilerek darlık bölgesine kadar çok ince bir kılavuz tel sonra da bu telin üzerinden ince bir balon sönük halde ilerletilir, tam darlığın üzerinde bu balon ĢiĢirilerek o bölge geniĢletilir, eğer tel kafes takılacaksa üzerinde tel kafes olan özel balonlar ilerletilerek darlık bölgesinde ĢiĢirilir ve damar geniĢletilir. Tel kafes damarda bırakılır. Eğer damarlar bu yöntemlerle yani ameliyatsız olarak açılamayacaksa, koroner by-pass ameliyatı ile darlıkların ilerisine ek damarlar bağlanabilir. Tıp Tarihi Dr. Necdet Uçan Ağustos-Ekim 2010 Bu okulun 17 ġubat 1839‟da açılıĢı Sultan II. Mahmut tarafından yapılmıĢ ve eğitiminde yeni düzenlemeler getirilmiĢtir. Eğitim dili Fransızca‟dır. 14 MART ULUSAL KURTULUġ SAVAġI Ve CUMHURĠYET DÖNEMĠ TIBBIYELĠLER* Ġtalyanca ve Fransızca bilen az sayıda hekim geliĢmeleri takip etmiĢ ve bunlardan ġanizade Mehmet Ataullah (1771-1826), Mustafa Behçet Efendi (1774-1834) gibi hekimler yeni tıbbın tıp eğitimine girmesini savunmuĢlardır. O dönemin hekimbaĢısı 21 yaĢında ilk hekimbaĢlığını yapan Mustafa Behçet Efendi bu dönemde de yeni tıp eğitimi veren bir Tıphane kurulması için çaba sarfetmiĢ, ama 53 yaĢına kadar bu amacına ulaĢamamıĢtır. Sultan II. Mahmut‟un yenilikçi hareketleri sonucu, hekimbaĢı Mustafa Behçet Efendi‟nin de katkılarıyla batılı anlamda ilk tıp mektebi olan, Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire 14 Mart 1827 ÇarĢamba günü ġehzadebaĢı‟ndaki TulumbacıbaĢı Konağı‟nda kurulmuĢ olup böylece 14 Mart tıp tarihimizde yerini almıĢtır. Tıphane-i Amire 1827‟den 1836‟ya kadar ġehzadebaĢı‟ndaki TulumbacıbaĢı Konağında gündüz eğitimi yaptı. 1836 yılında Sarayburnu‟ndaki Askeri KıĢla‟ya (Otlukçu KıĢlası‟na) taĢındı. Ayrı binada eğitim gören Cerrahhane de burada tıp eğitimi ile birleĢip, eğitim yatılı hale getirildi. Bu binanın yetersiz hale gelmesi ile Galatasaray‟daki Enderun ağaları okulu tekrar elden geçirilip düzenlenmiĢ ve Tıbbiye 1839‟da Galatasaray‟a taĢınmıĢtır. Bu okula Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i ġahane adı verilmiĢtir. 1867 yılında Türkçe tıp eğitimi yapan Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye (Sivil Tıp Mektebi) açılmıĢ, 1870 yılında da askeri tıp okulunda dersler TürkçeleĢmiĢtir. Mektep 1878 yılında Ģimdiki Sirkeci Tren Ġstasyonu yanındaki Demirkapı Askeri KıĢlası‟na taĢındı. 1894 yılında Sultan II. Abdülhamit‟in emriyle HaydarpaĢa‟daki Tıbbiye Binası inĢa edilmeye baĢlandı. Bu görkemli binaya 6 Kasım 1903‟te taĢınıldı. Önce Askeri Tıbbiye sonra, Sivil Tıbbiye taĢındı ve 1909 yılında iki mektep birleĢtirerek Darülfünun Tıp Fakültesi oldu. ĠĢte bu sıralarda tıbbiyelilerin “Tıp öğretisinin” özgür düĢünceye dayanmasından kaynaklanan bir önemli özellikleri daha tarihe yön vermeye baĢlar. Örgütlenme ve düĢüncenin özgürlüğünü engellemeye uğraĢanlara gösterdikleri direniĢ… Yüksek öğretimde siyasal boyutlu ilk öğrenci örgütlenmesi 3 Haziran 1889 tarihinde Askeri Tıp Okulu‟nda gizli olarak gerçekleĢtirilmiĢtir. Okulun Nazırı yani Dekanı Histoloji Öğretim Üyesi Saip PaĢa‟dır. Derneğin adı “Osmanlı Birliği” olup amacı istibdata karĢı savaĢmaktı. BaĢlarında Ġshak Sükuti ve Ġbrahim Temo‟nun bulunduğu Tıbbiyeliler, üç yıl süreyle, okullarının odunluğunda gizlice çalıĢtıktan sonra, kuruluĢlarını Ġttihat ve Terakki Cemiyeti‟ne dönüĢtürerek padiĢaha karĢı eyleme giriĢmiĢlerdir. Bunun üzerine 29 tıbbiyeli II.Abdülhamit tarafından Trablusgarp‟a sürgüne gönderilmiĢtir. ArkadaĢları sürgüne gönderilmesine rağmen padiĢahtan korkmayan Tıbbiyelil ler 1908 de II.MeĢrutiyet‟in ilanını sağlamıĢlardır. 22 Aralık 1908 de sürgünden dönen Tıbbiyeliler, HaydarpaĢa‟daki saat kulesine “Esir ol16 maz bu Tıbbiye” pankartını asarak direniĢlerini sürdürmüĢ ve bu suretle ne kadar ilkeli ve cesaret sahibi olduklarını kanıtlamıĢlardır. 1911-1912 Osmanlı-Ġtalyan ve Balkan SavaĢları‟na katılan Tıbbiyeliler, bu savaĢlarda büyük yararlıklar göstermiĢler, savaĢarak Ģehit olmuĢlar ve bu arada aralarında tifüs salgını nedeniyle yaĢamını yitirenler de olmuĢtur. Tıbbiyeliler‟in ulusal özgürlük mücadelesi Çanakkale SavaĢları sırasında doruk noktasına eriĢmiĢtir. Tıp Okulu 1.sınıf öğrencilerinin tümü gönüllü olarak askere alınmıĢ ve 18 Mayıs 1915 günü giriĢtikleri çarpıĢmada hepsi birden Ģehit olmuĢlardır. Bu nedenle Tıbbiye 1921 yılında hiç mezun vermemiĢtir. Prof.Dr.Mazhar Osman‟ın 1917 de Mektebi Tıbbiye‟de yaptığı konuĢma; “Aziz meslektaĢlarım ve muhterem efendiler! Bugün mevsim münasebetiyle müsamerelerimize ara veriyoruz. BeĢeriyetin baĢına gelen felaketlerin en büyüğü olan bu harp esnasında tıp vazifesini yaparken birçok kahraman arkadaĢımız helak oldu. Onların büyük namlarını müsameremiz tarihinde derin bir teessürle anılmasını hepimiz kalpten istiyoruz. Her yerde ve her vesile ile yaĢamağa layık olan o fedakâr isimlerin; onlara en fazla acıyan, hatıraları ile en fazla yaĢayan siz meslektaĢlarının huzurunda tekrarı farzdır. Harbiye Nezareti Sıhhiye Dairesi Ġstatistik ġubesi‟nin gönderdiği listeyi derin bir üzüntüyle tekrar okuyorum. ġehitlerin aziz hatıraları için ayağa kalkmanızı rica ederim: BinbaĢı Abdurrahman Efendi, Mükellef YüzbaĢı Abürrezak Efendi, Tabip Aaron Efendi, YüzbaĢı Avram Efendi, Mükellef YüzbaĢı Anastas Efendi…” Bu listede 140 müslüman 75 gayrimüslim ġEHĠT var… Tıp Tarihi Ağustos-Ekim 2010 Ve 1. Dünya savaĢı sonu Ġstanbul iĢgal altında, Emperyalizme karĢı baĢkaldırının ateĢini yakanlar yine hekimler…. Ġlk tıp bayramı 1. Dünya savaĢı sonunda, 14 Mart 1919‟da, iĢgal altındaki Ġstanbul‟da yabancı iĢgal kuvvetlerine karĢı tıp öğrencilerinin bir tepkisi olarak kutlandı. Tepkilerini bu Ģekilde dile getirmeye çalıĢan öğrencilerin bu törenine Dr.Fevzi PaĢa, Dr.Besim Ömer PaĢa, Dr.Akil Muhtar (Özden) gibi dönemin ünlü hocaları da katılmıĢtır. Ģında yanında olan iki hekimden biridir de.Aynı zamanda sosyal ve ekonomik ve hatta siyasi bir kazanımdır. Nusret FĠġEK hocanın adıyla vurulma" pahasına kendini siper eden özdeĢleĢen "toplumcu sağlık" ilkesi Tıbbiyelilerin sayısını bilebilir miyiz? ile sosyalizasyonu ülkeye kazandıran Yine, ulusal kurtuluĢ savaĢı sürecinde baĢarısı! Tıbbiyeliler adına Sivas Kongresi'ne katılan üçüncü sınıf öğrencisi Hikmet Sonuç olarak Tıbbiyeli olarak övüneBORAN'ın düĢman savuĢturulduktan ceğimiz bir geçmiĢe sahibiz. sonra, arkadaĢı Dr. Yusuf BALKAN Vatanımızın düĢmanlardan kurtarıl'la birlikte hekimlik alanındaki çaba ması, ulusal egemenliğimizin korunve özverilerine ne demeli? ması ve modern Türkiye Cumhuriyeti‟nin kurulabilmesi için üzerimize Dr. Hikmet ve Dr. Yusuf, Dr. Adnan düĢen görevleri eksiksiz yerine getirADIVAR'ı n BaĢhekim olduğu Cebe- miĢ bulunuyoruz.Bağnazlık ve boĢ ci hastanesinde, Dr. Ġbrahim Tali ÖN- inançlarla savaĢım, düĢünce özgürlüGÖREN yönetiminde tifüs aĢısı üret- ğü, yurtseverlik, devrimcilik gibi sameye giriĢecek kadar da mangal yü- yısız hasletleriyle topluma önderlik rekli hekimlerdi. Hatta, bu aĢının gö- eden, topluma yön veren bir meslek nüllü denekleriydiler de... grubunun temsilcileriyiz. GeçmiĢle Mustafa Kemal Atatürk'ün hekimliği- olduğu kadar geleceğimizle de övüni de yaptığı için adı iyi bilinen Dr. nebilmemiz için kaybettiğimiz Akil Muhtar ÖZDEN daha Tıbbiye “Tıbbiyeli Ruhu” nu yeniden kazansıralarındaki siyasi etkinlikleri ile de mamız gerekiyor. ün yapmıĢ bir kiĢiliktir. Bundan sonraki sayılarda da Cumhuriyet Dönemi Hekimlerinden söz edeDr. Besim Ömer'in Ġzmir'in iĢgalinin ceğiz. hemen sonrasında, 17 Mayıs 1919'da baĢkaldırı mitingi düzenlediğini kaçı- *Doç. Dr. Ercüment TARCAN‟dan alıntı yapılmıĢtır. mız biliriz? Bu mitingden sonra pek çok Tıbbiyeli savaĢmak için Anadolu‟ya geçmiĢlerdir. Mustafa Kemal PaĢa bununla ilgili Ģunları söylemiĢtir: “Mekteb-i Tıbbiye talebeleri, hocalarıyla birlikte Ġstanbul‟dan buraya firar ediyorlar. Bayağı bir müfreze halinde Kandıra‟ya vasıl olmuĢlar.” Bu sözlerden de anlaĢılacağı üzere Tıbbiyeliler sadece düĢünce düzeyinde değil, eylem bazında da, hiç korkmadan büyük bir cesaretle cepheye koĢup savaĢarak KurtuluĢ SavaĢımıza fiilen katılmıĢlardır. Osmanlı'nın yok oluĢ sürecinde Trablusgarp'tan, Arap çöllerine, Balkanlardan Çanakkale'ye sayısız cephede "arkadan Tıbbiyeliler, Ġstanbul‟un iĢgalinden KurtuluĢ SavaĢı‟na kadar geçen süreçte, düĢmanları yurdumuzdan kovabilmek için, yılmadan ve korkmadan cansiperane çalıĢmıĢlar; mitingler düzenleyerek halkı ayaklandırmıĢlar, silah depolarına baskınlar yaparak düĢmanlara ait silahları ele geçirmiĢler ve savaĢa fiilen katılarak çarpıĢmıĢlardır. Askeri Tıbbiye 3.sınıf öğrencisi Hikmet Boran‟ın, Tıbbiyeliler‟in temsilcisi olarak katıldığı Sivas Kongresi‟ndeki konuĢması bizler için büyük bir onur kaynağıdır. Boran‟ın Atatürk‟e karĢı mandacılıkla ilgili olarak yaptığı; “PaĢam, murahhası bulunduğum Tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamızı baĢarma yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler, mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa , bunlar her kim olurlarsa olsunlar Ģiddetle red ve takbih ederiz. Farz-ı mahal manda fikrini siz kabul ederseniz, sizi de reddeder, Mustafa Kemal‟i vatan kurtarıcısı değil vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel‟in ederiz” sözleri üzerine duyduğu coĢku ve Cumhuriyet'in kuruluĢunu izleyerek heyecanla Mustafa Kemal Atatürk, de, Dr. ReĢit Galip Milli Eğitim Batarihi “Ya istiklâl ya ölüm” sözünü kanı, Dr. Tevfik RüĢtü DıĢiĢleri BasöylemiĢtir. kanı ve Dr. Ġbrahim Refik (Saydam) Sağlık Bakanı olarak Atatürk'ün yanı Yurtseverliği nedeniyle Ġngilizlerce Malta'ya sürülen ve orada da dik du- baĢında yer alan Tıbbiyelilerdendir. ruĢunu sürdüren Dr. Esat IġIK unutu- Refik Saydam, Ġbrahim Tali Öngören ile birlikte Atatürk'ün Samsun'a çıkılur mu? 17 Not: Metin Özata‟nın Atatürk ve Tıbbiyeliler kitabı da değerli kaynak kitap niteliğindedir. Güncel Ağustos-Ekim 2010 sından kurtulmuĢ olur doktorlar. Daha az patron baskısına maruz kalırlar. Cezalar kendilerini de ilgilendirecek hale gelirse daha yaptırımcı olabilir. Kuruma ayrı ceza, doktora ayrı ceza verilebilecek. SGK, doktorun yeni patronu haline gelecek. Doğrusu da bu. Çünkü doktora özel kurum patronluğu yapmak zor. Çünkü hekimler serbest meslek icra ederler, maaĢlı eleman değillerdir. Hastanelerle hekim arasında kar değil SGK hekimlerle doğrudan de kazanç paylaĢımı var, kar etmeyen sözleĢme imzalayacak hastaneler de hekime para ödüyor çünkü.” SGK, yıl sonuna kadar hayata geçire- Bahat, uygulamanın sadece özel sekceği düzenlemeyle özel sektörde çalı- tör çalıĢanları için hayata geçirileceğiĢan hekimlerle sözleĢme imzalayacak; nin düĢünüldüğünü söyledi. buna karĢın bazı konular için kurumla Kaynak http://www.medimagazin.com.tr/mm-sgk-hekimlerle-dogrudan-sozlesmeda sözleĢme yapılacak. SözleĢme Ģart- imzalayacak-h-68288.htm larının ağırlaĢtırılacağı ifade ediliyor. Soğuğu sevmek Sağlık kurumuna kesilen cezalardan hekimler de sorumlu tutulacak SGK, önümüzdeki dönemde hekimlerle sözleĢme yapmayı planlıyor. Geçtiğimiz günlerde Ġstanbul‟da düzenlenen bir toplantıda SGK temsilcileri ile özel sektör bir araya gelerek, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT), sözleĢmeler, denetim ve ceza, faturalama gibi konuları tartıĢtı. Toplantıya katılan Özel Hastaneler ve Sağlık kuruluĢları Derneği (OHSAD) BaĢkanı Dr. ReĢat Bahat, SGK‟nın yeni bir sözleĢme taslağı üzerinde çalıĢtığını bildirdi. “Soğuğa dayanmanın en kolay yolu, soğuğu sevmektir” derler. Soğuğun insanı bıçak gibi kestiği kıĢ aylarında, kartopu oynarken gömleğini çıkaranlara rastlarsınız. Bunlar, yaptıkları hareketin nedenini „Soğuğu sevmek‟ olarak açıklar çoğu kez. ĠĢte yaĢama, yaĢamın zorluklarına dayanmanın en etkili yolu da yaĢamı sevmektir. SözleĢme Ģartlarının değiĢtirileceğini belirten Bahat, “Taslak halinde olduğu için ifade etmem belki çok doğru olmaz fakat sözleĢmede, mevcut durumdan daha olumsuz Ģartların olabileceği anlatıldı. SözleĢme Ģartları biraz daha ağırlaĢtırılacak muhtemelen. Asıl yenilik, doktorlarla sözleĢme yapılacak olması. Bu çok önemli bir değiĢiklik olacak, yeni dönem için doktorlarla sözleĢme yapılacak ama bazı konularda da kurumlarla sözleĢme yapılacak. Bu tabi sürekli ifade edilen yolsuzlukların azalması konusunda da olumlu olur. Çünkü bir Ģekilde patron baskı 18 Ġyi hekimlik Pek çok değerli meslektaĢımızın bir araya gelerek oluĢturduğu bir web sitesi var. Dr.Mustafa SütlaĢ, Dr.Mehmet Uhri ve Dr.Osman Öztürk vb. gibi hekim arkadaĢlarımızın güncel sağlık politikaları konusunda yazılar yazdıkları güzel bir site oluĢturulmuĢ. Ġyi hekimlik için oluĢturulan bu web sitesine eğeği geçenlerin eline sağlık. http://www.iyihekimlik.org/ SöyleĢi Ağustos-Ekim 2010 BAÜ TIP FAKÜLTESĠ DEKANI PROF.DR. SELĠM ERENTÜRK ĠLE SÖYLEġĠ Hocam kendinizi biraz tanıtır mısınız? Prof.Dr.Selim Erentürk: 1960‟ta Ġzmir ÖdemiĢ‟de doğdum. Ġlkokulu ÖdemiĢ, ortaokulu ve liseyi Isparta‟da okudum. 1977-78 CerrahpaĢa Tıp Fakültesi‟ne giriĢ yaptım. 1984‟de mezun oldum. 1984-86 yılları arasında ElazığKarakoçan‟da mecburi hizmet yaptım. 1986‟da Ġstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü‟nde kalp-damar cerrahisi ihtisasına baĢladım. Anabilim dalı baĢkanı Prof. Dr. Aydın Aytaç‟tı. 1992‟de uzman, 1997‟de doçent oldum. Tüm bu süreler zarfında aynı kardiyoloji enstitüsündeydim. 2003 yılından itibaren 3 yıl için Ġstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi‟nde görev aldım. Yine Ġstanbul Üniversitesi Kalp -Damar Cerrahisi bölümünde profesör oldum. Daha sonra Kardiyoloji Enstitüsü‟ndeki kadroma döndüm. Bu dönemde 1990 yılında 3 aylığına Heidelberg Üniversitesi Tıp Fakültesi‟nde, 1992 yılında Ġngiltere‟de Saint Thomas Hastanesi- Londra, Great Ormont Hastanesi-Londra, Harefield Hastanesi-Londra, 1996-97 yıllarında Belçika OLV Hastanesi kalp merkezinde, 2001 yılında 6 aylığına Dresden Üniversitesi Kalp MerkeziAlmanya‟da, 2003 yılında 6 aylığına Leuven Üniversitesi Kalp Merkezi ve CEHA (kardiyovasküler araĢtırma merkezi)‟da öğretim üyesi ve doktor olarak çalıĢtım. 22.11.2007 tarihinde Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi (kurucu) Dekanlığı‟na atandım. Kadrom halen Ġstanbul Üniversitesi Kardiyologi Enstitüsü‟n dedir. Akademik hayatım boyunca kalp damar cerrahisinin her alanında çalıĢtım. Minimal-invazif kalp cerrahisi, hart-port ve robotik kalp cerrahisi de dahil, kalp-akciğer makinası kullanmaksızın yapılan kalp cerrahisi, kalp kapak tamirleri, koroner arter hastalıklarında tam arteriyel revaskülerizasyon, end-stage(son dönem, savaĢ cerrahisi olarak da bilinir) kalp hastalıkları ve konjenital(yeni doğan) kalp cerrahisi meslekte özel ilgi alanlarımdır. Öğrencilik hayatımda tiyatroyla aktif Ģekilde ilgilendim. Felsefeyle, edebiyatla ilgilendim. Bir deneme kitabı yazdım. Adı “Kızıma Mektup”tur. Hocam BAÜ Tıp Fakültesi’nin kuruluĢ sürecini anlatır mısınız? S.E: BAÜ Tıp Fakültesi 17 Mart 2006‟da kuruldu ve ben 2007 yılı sonunda atandım, 2008 yılında göreve baĢladım. BaĢta sıkıntılı bir süreç yaĢadık. Ne fiziki ne de bilimsel, akademik ve idari altyapı yeterliydi. Bu süre zarfında ben de sıkıntılı günler yaĢadım. Fakat üniversite üyelerinin desteği, Balıkesir halkının iyi bir tıp fakültesine olan açlığı çalıĢmalarımızı hızlandırdı. 2008 Nisan ayında Balıkesir Güçlendirme Vakfı‟nın baĢlattığı kampanya kapsamında bir gecede 2 milyon TL‟lik malzeme bağıĢı sözleri ve bununla ilgili çalıĢmalar, diğer hızlandırıcı etkiler oldu. BaĢlangıçta fiziksel kapasitenin artırılması için 5500 metrekarelik medikososyal binası olarak düĢünülen binanın arkasındaki 4000 metrekarelik ek binanın yapımı ilerletildi. Varolan ön binada birtakım değiĢiklikler gerçekleĢtirildi. 9 ameliyathane, 30 kadar yoğun bakım yataklı bir merkez haline geldi. Bu dönemde ana bilim dalları oluĢturulması için YÖK‟ten onay alındı. 44 ana bilim dalımız var fakat bazı ana bilim dalları halen aktif olarak çalıĢmıyor. 19 Hocam, neden kurucu dekan oldunuz, kurucu dekanlığın zorlukları nelerdir? S.E: Sağlık alanı gibi doğrudan insan yaĢamı ile ilgili bir konuda en üst düzey ve kalitede bir kurumun kuruluĢunda yer almak, böyle bir kuruma tuğla olmak son derece önemli ve değerlidir ve benim ve benden sonra gelenlerin onur, mutluluk ve gurur duyacakları bir durumdur. Zorluklarımıza gelince: Bu konuda deneyimli kiĢiler olmaması ve kampüste tıp alıĢkanlığının olmaması, tıpa olan yaklaĢımlardaki bazı sorunlar, bir tıp fakültesi araĢtırma uygulama merkezinin fiziki, bilimsel, eğitim öğretim yapısında, diğer bölümlere nazaran büyük farklılıklar olması ve bunları anlatabilme sıkıntıları, klasik olduğu üzere maddi sorunlar, döner sermaye olmaması ve gelecek belirsizliği yüzünden kadro tamamlanması ve yardımcı personel teminindeki güçlükler, baĢlıca sorunlarımız oldu. Yeni açılan fakültemizde bilimsel çalıĢmalarımız oldu. Benim kendi alanımdaki konfrenslarım dıĢında 16 mart 2009‟da “Tıp Bilimi ve Gelecek: Klinik Uygulamalarda Yeni YaklaĢımlar, Yeni GeliĢmeler” baĢlıklı konferans düzenlendi. Bunun arkasından her hafta ÇarĢamba günleri NEF konferans salonunda Tıp Fakültesi öğretim üyeleri tarafından kendi alanlarında konferanslar verildi. En son 10 Haziran 2009 tarihinde 2000 kiĢi katılımlı “Her Yönüyle Sporcu Sağlığı” baĢlıklı konferans gerçekleĢtirdik. YÖK sağlık kurulundan gelen 6 kiĢinin yaptığı denetimler sonucu 41 kiĢinin tıp fakültesine alınmasına karar verildi. Puan aralığı 365,865 ve 350,199‟dur. Eğitim yöntemini aktif, öğrenci merkezli eğitim sistemi olarak belirledik. SöyleĢi Ağustos-Ekim 2010 dostluk, paylaĢım, etkinlik içinde olmalarını bekliyorum. Sağlık alanında en ufak bir hata, insan hayatına malolabilir. Bu, taammüden cinayete eĢdeğer gibidir. Fakat bu durumda, hasta doktora güvendiği halde öldürülmüĢ sayılacağı için durum cinayetten korkunçtur. Öğrenciler bunu hiçbir zaman unutmamalıdır. Öğrenciler, hastaları kardeĢleri, anne babaları olarak görmeli, bu felsefeyi hiç unutmamalıdırlar. Hocam tıp eğitimi ve öğrencilerle Eğitim sistemi olarak aktif eğitim sisilgili düĢünceleriniz nelerdir? temini benimsemiĢ durumdayız ve S.E: Öğrencilerin sıkıntı yaĢadıklarını uyguluyoruz. Bu eğitim sisteminde; biliyoruz. Özellikle yeni kurulan bir Öğrenci merkezli ve bütüncül bir yakfakültede sorunlar olacaktır. Ancak laĢımın benimsendiği, topluma dayalı, önemli olan iyi bir baĢlangıç yapmak- sistematik ve derinlemesine bilgi edintır. Bizim uğraĢtığımız asıl alan insan meyi amaçlayan, öğrenciye seçmeli hayatı olacaktır. Hedefimiz en iyiye öğrenme fırsatı veren bir programla ulaĢmaktır. Aksaklıkları gidermek mümkündür. Biz bu konuda, değiĢik ĢekillenmiĢ olan müfredat, öğrencilefikirler ve yeni uygulamalar açısından rin iyi bir iletiĢim becerisine sahip esneğiz. Edinburg Konferansında Tıp olmalarını, mesleksel değerler ve etik Fakültesi eğitimi üzerine; “Tıp eğitikavramları yaĢamlarına taĢımayı, min temel amacı insanların sağlık dü- mesleksel becerileri yeterliliğe dayalı zeyini yükseltecek, yetenekli, hasta ve eğitim ilkeleriyle pekiĢtirici özelliktetoplum için kaliteli koruyucu ve tedavi dir ve biyo-psiko-sosyal bakıĢ açısıyla edici hizmet vermeyi sağlayan, bilgi, ĢekillendirilmiĢtir. beceri, değerler ve davranıĢ biçimleri Bu programda, merkezinde PDÖ otukonusunda “yetenekli ve yeterli” olan rumlarının yer aldığı, çeĢitli aktif öğhekimler yetiĢtirmektir” denmektedir. renme yöntemleri kullanılmaktadır. “Bir baĢka ifadeyle tıp eğitimi öğren- Bunlar arasında entegre uygulamalar, me sorumluluğunu kavramıĢ, bilgiye alan çalıĢmaları, kliniğe giriĢ uygula ulaĢma yollarını bilen, sentez ve analiz yeteneği geliĢmiĢ, uygulama becerisine sahip hekimler yetiĢtirmeyi amaçlar.” Üniversitenin kökeni olan Üniversitat; “ bağımsız tüzel kiĢiliğe sahip ve müĢterek çıkarları olan kiĢiler topluluğu” demektir ve Bilim, Temel Bilgiler, Özgün Fikirler, Aykırı düĢünceler, TartıĢma, Sorgulama, Onay-Ret, Doğrulama-Çürütme, ĠletiĢim Çağı, Bilgiye ulaĢmada kolaylık özelliklerini içerir. Ancak bizim çalıĢmamız hangi alanda ise öğrencilerin özellikle o alana yoğunlaĢmaları, o konuda fikir üretmeleri gerekmektedir. Ben de öğrencilerden ilgili konuya yoğunlaĢmaları ve bu ortak uzlaĢı alanı çerçevesinde 20 maları, sunumlar yer almaktadır. Programın yaklaĢık % 30‟unu kapsayan bağımsız öğrenme saatlerinde öğrencilerimiz, baĢta kütüphane ve internet ortamı olmak üzere, çeĢitli öğrenme ve bilgi kaynaklarından yararlanarak, edindiği bilgi ve becerileri içselleĢtirmekte, özel çalıĢma modülleri ile derinlemesine bilgi edinmektedirler. Hocam son olarak eklemek istediğiniz herhangi bir Ģey veya bir mesajınız var mı? S.E: Tarih penceresinden baktığımızda kesin olarak görülen sağlıktan, bilimsellikten ve kaliteden hiçbir Ģekilde ödün verilmemesi gerekliliğidir. Yeterli, bilgili, eğitimli bilim elemanlarını yetiĢtirip görevlendirmezseniz, hastalık olasılığını azaltmaya çalıĢmazsanız, hastalığa doğru teĢhis koymazsanız, tedaviyi tam ve zamanında yapmazsanız hastayı, hastaları ve toplumu kaybedersiniz. SöyleĢiyi yapan: Tıp Fakültesi 1.sınıf öğrencisi Ezgi Akan AraĢtırma Ağustos-Ekim 2010 Diabtes Mellitus Tedavisi: Tıbbi beslenme tedavisi Medikal tedavi Akut ve kronik komplikasyonların tedavisi Ģeklindedir. Kısa etkili insulinler: Human reguler insulin(HR) Orta etkili insulinler: Nötral Protamin Hagedorn(NPH) Uzun etkili insulinler: Ġnsulin glargin Tıbbi beslenme tedavisi(Medical ve insulin detemir nutrition therapy-MNT) diyabetin ön- Premixed insulinler: Bunlar A ve B lenmesinde, var olan diyabetin tedavi- gurubundaki insulinlerin C gurubunDĠYABET TEDAVĠSĠNDE sinde ve diyabet komplikasyonlarının daki insulin ile değiĢik oranlarda önYENĠ GELĠġMELER önlenmesi veya en azından kompliceden karıĢtırılıp kullanıma sunulmuĢ kasyon geliĢimini geciktirme açısıninsulinlerdir. Diyabet, insülin eksikliği ya da insülin dan önemlidir. Bu nedenle diyabetin etkisindeki defektler nedeniyle organizmanın karbonhidrat, yağ ve prote- her aĢamasında önemli bir yeri vardır. Ġnsulinlerin özellikleri aĢağıda tabKilo verdirici tıbbi tedaviler tip2 diya- loda görülmektedir(2). inlerden yeterince yararlanamadığı, sürekli tıbbi bakım gerektiren, kronik betik fazla kilolu veya obes kiĢilerde bir metabolizma hastalığıdır. Kontrol- uygulanabilir ve yaĢam tarzı düzenlen- Amerika‟ da son 10 yıl içinde farmamesi ile beraber %5-10‟a kadar kilo kolojik ilaçlarla tedavi olan diabetik süz diyabetten kaynaklanan hiperglisemi akut komplikasyonlar ile vermeye yardımcı olur. Tip2 diyabet hastaların oranı %73‟ den %80‟ e çıkgeliĢimi için yüksek risk taĢıyanlar mıĢtır(7),(8),(9). ölüme yol açabilir, uzun dönemde ortalama %7 gibi bir kilo kaybı ve geliĢen kronik komplikasyonları ile de haftalık 150 dakikalık düzenli fizik Buradaki artıĢın büyük çoğunluğu, yaĢam kalitesini bozar ( 1 ). aktivite içeren yaĢam tarzı değiĢikliği nisbeten stabil kalan (%27) insulin Diabetes mellitusun etiyolojik sınıf- ile beraber azaltılmıĢ kalori ve azaltıl- kullananlardan çok oral antidiabetik mıĢ yağ içerikli diyet programları ile ilaçların kullanımındaki artıĢtan ollaması: diyabet geliĢim riskini azaltabilirler muĢtur(%48→%64). Tip2 (3). diabetiklerde oral antidiabetiklerin I. Tip 1 diyabet (Genellikle mutfak kullanımının artmasına karĢılık insülin noksanlığına sebep olan βDiabetes mellitusun medikal tedavisiglisemik kontrolda baĢarı sağlanamahücre yıkımı vardır.) ni insulin ve insulin dıĢı ilaçlar diye mıĢtır ve ortalama HbA1c 7.7‟ den A. immün aracılıklı ikiye ayırabiliriz. 7.9‟ a yükselmiĢtir(10). B. idiopatik Ġnsulin 1921‟ de Toronto‟ da bulunII. Tip 2 diyabet (insülin direnci zemimuĢtur(4) ve ilk kez Banting ve Best Bu nedenle diyabet tedavisinde yeni ninde ilerleyici insülin sekresyon tarafından 11 Ocak 1922‟ de tedavi arayıĢlara gereksinim duyulmuĢ ve defekti ile amacıyla kullanılmıĢtır(5),(6). insulin dıĢı tedavilerde son zamanlarkarakterizedir.) da çok hızlı geliĢmeler olmuĢtur. III.Diğer spesifik diyabet tipleri Halen kullanmakta olduğumuz Uzun zamandan beri kullanılmakta IV.Gestasyonel diabetes mellitus insulinler 5 gurup altında incelenir; olan insulin dıĢı antidiyabetik ajanlar (GDM) (Gebelik sırasında ortaya çıHızlı ve çok kısa etkili insulinler: olan sulfanilüreler, meglitinid kan ve genellikle doğumla birlikte Ġnsulin aspart,lispro ve glulisin anologları,metformin, düzelen diyabet.) (1), (2) thiazolidinedionlar ve α-glikozidaz inhibitörleri yanında yeni ajanlar da Ġ n s u l i n Etki baĢ- Pik etki Etkili olduğu süre tedavi seçenekleri arasında yerini alpreperatları langıcı mıĢtır. Aspar t ,li spr o, 5-15 daki- 1-1.5 saat 3-4 saat glulisin ka Human reguler 30-60 da2 saat 6-8 saat insulin kika NPH 2-4 saat 6-7 saat 10-20 saat Uzm.Dr.Hadi Selimoğlu Ġnsulin glargin 1.5 saat Yok ~24 saat Ġnsulin detemir 1 saat Yok 17 saat 21 AraĢtırma Ağustos-Ekim 2010 Anti-diabetik ajanların primer etki yerleri Metformin Kas Thiazolidinedionlar DPP-4 inhibitorleri Adipose doku Karaciğer Sodium glucose transporter-2 inhibitorleri Pankreas DPP-4 Insulin Böbrek Glucose GLP-1 Barsaklar GLP-1 agonistleri 1 vaad etmektedir RxR reseptorlerini aktive eden Retinoidler den biri olan LG 100268 diyabet tedavisinde gelecek vad etmektedir. Ġnsulin sensitivitesi arttırıcı etkisi yanında PPR agonistlerinden farklı olarak kilo kaybına da neden olmaktadır(18). Sulfanilüreler ve meglitinidler -glucosidase inhibitorleri Adapted from Krentz A and Bailey C. Drugs 2005;65:358–411. 2Ahren B. Expert Opin Emerg Drugs 2008;3:593–607. 3 Todd JF, et al. Diabet Med 2007;24:223–232. 4Nattrass M, et al. Baillieres Best Pract Res Clin Endocrinol Metab 1999;13:309–329. 5Jabbour S and Goldstein B. Int J Clin Pract 2008;62:1279–1284. Pankreasın endokrin salgılarını regüle eden gastrointestinal faktörler barsaktan salgılanan peptid yapıda hormonlardır ve oral glukoz alımını takiben intravenöz glukoza göre 3 - 4 kat daha fazla insülin sekresyonuna yol açarlar(11). Bu etkiye inkretin etki denir ve glukoz etkisiyle oluĢan insülin cevabının %50-70'inden sorumludur(12), (13). Barsaklardan salgılanan bu hormonların baĢlıcaları glucagon-like peptide-1 (GLP-1) ve gastric inhibitory polypeptide (GIP) „ dir ve karbonhidrat metabolizması üzerine etkilerini direkt veya indirekt yollarla gösterirler (14). Glukoz dependent insulin sekresyonu yanında GLP-1 „in glukagon ve pankreatik polipeptid gibi peptidleri inhibe ederek ve gastrik boĢalmayı geciktirerek glukoz homeostazisinin regulasyononda etkileri vardır.bunlar aynı zamanda kas hücrelerinde glukozla uyarılmıĢ glukoz kullanımını da arttırırlar(14). Bu mekanizmalardan yola çıkarak GLP-1 anologları ve GLP-1‟ in yıkımında rol oynayan enzim olan dipeptidil peptidaz -IV (DPP -4) inhibitorleri kullanıma sunulmuştur. Yeni anti-diabetik ajanlar olarak DPP4 inhibitorleri; Sitagliptin, Vildagliptin ve ayrıca GLP-1 anologları olarak da Exenatide ve Liraglutide kulanımda olan yeni ilaçlardır. Bu gurup ilaçların dıĢında gastrointestinal insulin absorbsiyonu inhibitorü gurubundan Amylin anoloğu pramlintide sayılabilir. Pramlintide insandaki amiline benzer sentetik bir hormondur, insulin kullanan tüm diyabet hastalarının tedavisinde yeni bir ek tedavidir. Öğünler öncesi diyabet tipine göre15-60 µg dozunda baĢlayıp titre edilebilir(15). Colesevelam hydrochloride (HCl) Ocak 2008‟ de tip2 diabetik hastalarda glisemik kontrolun iyileĢtirilmesinde ek tedavi olarak onaylanmıĢtır. Aslında bir safra asidi sekestranıdır ve tip2 diyabetli hastalarda metformin , sulfanilüre veya insulin bazlı tedavilere eklendiğinde hem glisemik kontrolde hem de lipid profilinde anlamlı bir iyileĢme sağlamadığı gösterilmiĢtir. Ayrıca prediabetiklerde de glukoz ve low-density lipoprotein cholesterol (LDL) seviyesini düĢürmede de yararlı olabileceği düĢünülmektedir (16). Bunların dıĢında yeni sınıf oral antidiabetik ajan olarak peroxisome proliferator–activated receptors (PPARs) olarak bilinen nuklear reseptorleri aktive eden glitazar gurubundan Muraglitazar vardır. Dual PPAR aktivatorüdür ve hem PPAR α hem de PPR γ aktivatörüdür (17). Tüm bu yeni geliĢmelerin ıĢığında diyabet tedavisi için önümüzde yeni bir çok seçenekler bulunmaktadır. Insulinomimetik ilaç Vanadium tuzları ve insulin sensitivitesi arttırıcı Rexinoidler (18) gibi ilaçlar da ümit 22 Vanadium tuzlarının hiperinsulinemik ve hipoinsulinemik diyabetik hayvan modellerinde adipositler, hepatositler ve iskelet kasları üzerinde insulinomimetik etkileri olduğu gösterilmiĢtir. Vanadium tuzları insulinden bağımsız olarak etki göstermektedir ve hayvan deneylerinde 1-2 hafta içinde öglisemi sağlanmıĢtır(18). Elbette yeni tedaviler için daha çok zamana ve çalıĢmalara gerek vardır. Kaynaklar 1. TEMDDiyabetKilavuzu091107. 2. Gardner D. G, Shobak D.; Greenspan‟s Basic&Clinical Endocrinology, eighth edition, a Lange Medical Book 2007, p.672-3 3. Nutrition Recommendations and Interventions for Diabetes, A position statement of the American Diabetes Association,Diabetes Care, volume 31, Supplement 1, January 2008 4. Bernstein G.. The Buccal Delivery of Insulin. Drug Delivery & Formulation. Innovations in Pharmaceutical Technology. p: 74- 78. 5. Cefalu W.T. Concept, Strategies, and Feasibility of Noninvasive Insulin Delivery.Diabetes Care, Volume 27, Number 1, January 2004. 6. Saudek CD: Novel forms of insulin delivery. Endocrinol Metab Clin North Am 26: 599–610, 1997. 7. Douglas B. Muchmore and Jeffrey R. Gates Inhaled insulin delivery – where are we now? Diabetes, Obesity and Metabolism, 8, 2006, 634–642. 8. Koro CE, Bowlin SJ, Bourgeois N, Fedder DO. Glycemic control from 1998 to 2000 among U.S. adults diagnosed with type 2 diabetes: a preliminary report. Diabetes Care 2004; 27: 17–20. 9. Centers for Disease Control and Prevention. NHANES 1999–2000 public data releases file documentation.Available from http:// www.cdc.gov/nchs/about/major/ nhanes/currentnhanes.htm (accessed 10 June 2005). 10. Douglas B. Muchmore and Jeffrey R. Gates Inhaled insulin delivery – where are we now? Diabetes, Obesity and Metabolism, 8, 2006, 634–642 11. Holst JJ, Gromada J. Role of incretin hormons in the regulation of insulin secretion in diabetic and nondiabetic humans. Am J Physiol Endocrinol Metab 287: E: 199-E206, 2004. 12. Nauck MA, Homberger E, Siegel EG, Allen RC, Eaton RP, Ebert R, et al. Incretin effects of increasing glucose loads in man calculated from venous insulin and C-peptide responses. J Clin Endocrinol Metab 1986;63:492-498. 13. Vilsbøll T, Holst JJ. Incretins, insulin secretion and Type 2 diabetes mellitus Diabetologia (2004) 47:357–366. Selimoglu H. et al. Comparison of composite whole body insulin sensitivity index derived from mixed meal test and oral glucose tolerance test in insulin resistant obese subjects. Endocr (2009) 36:299–304 14. A Review of Pramlintide in the Management of Diabetes Caroline Messer and Dina Green Clinical Medicine: Therapeutics 2009:1 305–311. 15. Handelsman Y.The role of colesevelam HCl in type 2 diabetes mellitus therapy. Postgrad. Med . 2009 May;121(3 Suppl 1):19-24. PMID: 19494474 [PubMed - indexed for MEDLINE] 16. Improvement of Glycemic Control, Triglycerides, and HDL Cholesterol Levels With Muraglitazar, a Dual (α/γ) Peroxisome Proliferator–Activated Receptor Activator, in Patients With Type 2 Diabetes Inadequately Controlled With Metformin Monotherapy DIABETES CARE, VOLUME 29, NUMBER 5, MAY 2006, p. 1016 -23 17. Newer Oral Antidiabetic Agents VS Reddy, RK Sahay, SK Bhadada, JK Agrawal, NK Agrawal Journal, Indian Academy of Clinical Medicine Vol. 1, No. 3 October-December 2000 Paramedik Ağustos-Ekim 2010 [email protected] Uzm.Dr.YaĢar Genç ÇOCUK MUTLU Ilık bir nisan günü Anadolu‟nun Ģirin bir kasabasında üç çocuk oyun oynuyor.Oyun Ģu;kim daha çok uğur böceği yakalayacak,daha da önemlisi beĢ parmağına koydukları uğur böceklerini aynı anda kim daha çok uçurabilecek.Her seferinde galip gelen, en kötü ihtimalle üç tanesini uçuran Mustafa oluyor. Çocuklar mutlu,kimsenin etkisinde kalmadan tamamen içgüdüsel olarak biyolojik yapılarına en uygun daha da önemlisi sevdikleri Ģeyleri yapıyorlar.Ruhları ve bedenleri için kısıtlayıcı hiçbir dıĢ etken yok,tamamen özgürler,sonsuz denebilecek düzeyde duygu ve hareket alanına sahipler,her türlü oyunu oynayabiliyorlar,çevrelerindeki binlerce nesne pozitif enerji veriyor,olumsuz hiçbir etken yok.Hepsi anne-babalarının bir taneleri,komĢularının göz bebekleri,mahalle ve kasabalarının biricik evlatları ve gurur kaynakları,kasabadaki herkesin kendilerini içtenlikle sevdiklerini biliyorlar,hiçbir olumsuzluk yaĢamamıĢlar.24 saatleri övgü alarak ve ruhları okĢanarak geçiyor, doğayı ve insanları hissederek yaĢıyorlar.Ayakkabılarını kamyon yapıp kum taĢıma en sevdiği oyunlardan biri.Sabahtan akĢama kadar yaratıcı düĢüncelerini kullanarak ve kimseden fikir almadan kumlardan çamur ve koca binalar inĢa ediyorlar,yorulup terlemek sorun değil, her taraf gölet ve pırıl pırıl akan ırmaklarla dolu hemencecik orada yıkanıveriyorlar, anne ve babalarının hadi evladım banyoya ısrarlarından uzak tamamen içgüdüsel olarak. Aslında bu çocukların günümüzdeki değerlere ve yaĢam tarzına göre gıpta edilecek bir tarafları yok gibi görülüyor.Ne çeĢit çeĢit, aynı zamanda pahalı oyuncakları, ne bilgisayarları, bisikletleri, kaydıraklı beĢ yıldızlı otellerdeki tatil imkanları,markalı spor ayakkabıları, her dediklerini yapan yarı köleleĢmiĢ ebeveynleri,kafası yorulmasın diye bilgileri hemencecik beyinlerine sokan nam salmıĢ özel öğretmenleri vs. yok. Bütün bu pozitif ve insan doğasına uygun Ģartlar, özgüvenleri müthiĢ geliĢmiĢ,sevecen ,sağlam karakterli engin hoĢgörü sahibi bireyler yetiĢmesine imkan sağlıyor. ĠĢte Anadolu çocuğunun tanımı ve kendiyle özdeĢleĢen yaĢam hikayesi. Bu çocukların anneleri okuma yazma bilmezler , kendisine ders çalıĢtıracak büyük kardeĢleri tarlada ya da inĢaattadır.Küçük beyinlerine 5 yıl sonra alabilecekleri bilgileri sıkıĢtırmaya çalıĢan öğretmenleri ve onlara ayak uydurmuĢ ebeveynleri de yok.Çok çalıĢ demezler,hatta çocuğum çok çalıĢma gözlerin bozulur diyerek, çocuklarının kafasını karıĢtırırlar.Onlar sadece karnın aç mı? Üstüne kalın bir Ģeyler giy,sırtın açık uyuma demek gibi lüzumsuz Ģeylerle uğraĢırlar.Çocuklarının rakibi gibi gördükleri sınıfın ve mahallenin diğer çocuklarının sınıftaki durumlarından ve derslerinden de haberleri yoktur.Ne biçim anne ve babalarsa 80 alan çocuğuna neden 100 almadın diye kızmaz,hatta aferin der,dershane sınavından neden birinci değil de beĢinci oldun demez.Bu da kendine has özellikleri ve dünyadaki çok önemli bir araĢtırmaya konu olan ve açık ara en iyi , en fedakar kadın ve anne olduğu ispat edilmiĢ Anadolu kadını (annesi). Çocuğu mutluysa o da mutlu ,mutsuzsa o da mutsuz,konu çocu 23 ğunun sağlığı ve mutluluğu ise dünyadaki her Ģey onun için gereksiz teferruatlardır.O çocuğunun göz bebek lerine bakar ve enerjisini oradan alır..Okuldaki ders durumları ,saçının Ģekli, kıyafetinin uyumu(yeter ki temiz olsun) vs. onun için pek önemli değildir,varsa yoksa çocuğunun sağlığı ve mutluluğudur. Bu sitemkar yazıyı yazarken,eğitim sistemimizin çarpıklığını, anne babalar olarak çocuklarımızı bu eğitim sistemine uydurabilmek için bu yavrucaklara neler yaptığımızı birazda kendi anne babalarımızla kıyaslayarak ifade etmeye çalıĢtım. Çocuklarımız nereye gidiyor?Bu yavrucaklara neler yapıyoruz? Herkesin gözü dönmüĢ, piyon gibi kullanılıyorlar, öğretmenleri ve anne babaları Ģu anda bahsetmek istemediğim ancak hepimizin tahmin ettiği nedenlerden dolayı aĢırı hırs basmıĢ ,hepsi usta birer jokey olmuĢ,çocuklarımızı yarıĢ atı gibi koĢturuyorlar.Hepsi çok iyi matematik, fizik,kimya teorik bilgisiyle yüklenmiĢ yarı robot yaratıklara benzeyecekler. Yavrularımızın ruhlarını, mutluluklarını,hislerini,sevgilerini,merhamet duygularını vs. kim eğitecek ve nasıl geliĢtirip sağlam zeminlere oturtacağız. Bence Ģapkamızı önümüze koyup ciddi ciddi düĢünmemiz gereken noktalar bunlar. Üyelik iĢleri Ağustos-Ekim 2010 DR.TUNCAY ÇELĠK NÖROLOJĠ UZMANI ALTIEYLÜL TIP MERKEZĠ DR.CELAL KALKIġIM PRATĠSYEN HEKĠM ALTIEYLÜL TIP MERKEZĠ DR.MUSTAFA ÜNAL KALP DAMAR CERRAHĠSĠ UZMANI ÖZEL SEVGĠ HASTANESĠ DR.MUSTAFA ALDEMĠR KALP DAMAR CERRAHĠSĠ UZMANI ÖZEL SEVGĠ HASTANESĠ DR.MEHMET SOFU FĠZĠK TEDAVĠ VE REHABĠLĠTASYON UZMANI BAL-FĠZĠK TIP MERKEZĠ DR.UĞUR ÜNAL PRATĠSYEN HEKĠM ÖZEL SEVGĠ HASTANESĠ DR.NESLĠHAN SATILMIġ PRATĠSYEN HEKĠM SUSURLUK MERKEZ SAĞLIK OCAĞI DR.MEHMET SERDAR SAYAN ÜROLOJĠ UZMANI BANDIRMA ÖZEL HASTANESĠ DR.HÜMEYRA YILDIRIM CAN GÖZ HASTALIKLARI UZMANI BALIKESĠR DEVLET HASTANESĠ DR.ELĠF AKSÖZ FARMAKOLOJĠ UZMANI BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ DR.SABRĠ ÖZASLAN ANESTEZĠ VE REANĠMASYON UZMANI BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ DR.MUHARREM ÇOġKUN DAHĠLĠYE UZMANI BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ DR.HURĠYE KARAGÖZLER PRATĠSYEN HEKĠM AYVALIK ÖZEL UMUT DĠYALĠZ MERKEZĠ DR.ÖZLEM SAĞIR ANESTEZĠ VE REANĠMASYON UZMANI BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ DR.AHMET KÖROĞLU ANESTEZĠ VE REANĠMASYON UZMANI BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ DR.NURETTĠN ÖZġAHĠN PRATĠSYEN HEKĠM BANDIRMA ÖZEL HASTANESĠ DR.ÜZEYĠR KALKAN KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMANI ALTIEYLÜL TIP MERKEZĠ DR.ARZU CILIZ PRATĠSYEN HEKĠM MERKEZ 6 NOLU SAĞLIK OCAĞI DR.METĠN KÜÇÜK PRATĠSYEN HEKĠM HERHANGĠ BĠR YERDE ÇALIġMIYOR DR.ĠLTER ASLAN PRATĠSYEN HEKĠM BĠGADĠÇ ÇAĞIġ SAĞLIK OCAĞI DR.GĠZEM ENGĠN PRATĠSYEN HEKĠM SUSURLUK AÇS/AP MERKEZĠ DR.AYTEKĠN KOÇYĠĞĠT BEYĠN VE SĠNĠR CERRAHĠSĠ UZMANI ÖZEL SEVGĠ HASTANESĠ DR.MEHMET SERDAR GÜLSEN KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMANI ATATÜRK DEVLET HASTANESĠ DR.LEVENT ERHAN FĠZĠK TEDAVĠ VE REHABĠLĠTASYON UZMANI ALTIEYLÜL TIP MERKEZĠ DR.SELAHATTĠN KENAR ENFEKSĠYON HASTALIKLARI UZMANI ******* DR.HALĠL ĠBRAHĠM BĠLGEN FĠZĠK TEDAVĠ VE REHABĠLĠTASYON UZMANI ÖZEL EDREMĠT KÖRFEZ HASTANESĠ DR.CELAL EġĠN PRATĠSYEN HEKĠM MERKEZ 1 NOLU SAĞLIK OCAĞI DR.SERDEM ERDEM NÜKLEER TIP UZMANI ÖZEL AKADEMĠ SĠNTĠGRAFĠ MERKEZĠ DR.HAKAN BAHADIR KARDĠYOLOJĠ UZMANI ******* DR.HATĠCE SAYLAN PRATĠSYEN HEKĠM ÖZEL BANDIRMA HASTANESĠ DR.GÜLSEMA AKINCI DAHĠLĠYE UZMANI ÖZEL EDREMĠT KÖRFEZ HASTANESĠ DR.AYAADDĠN AKGÜN ANESTEZĠ VE REANĠMASYON UZMANI ÖZEL EDREMĠT KÖRFEZ HASTANESĠ DR.RECEP MUHAMMED DERVĠġEN PRATĠSYEN HEKĠM ÖZEL ARCE DĠYALĠZ MERKEZĠ BANDIRMA DR.YAVUZ ZOR K.B.B. UZMANI ÖZEL ALTIEYLÜL TIP MERKEZĠ DR.BÜLENT AYTOK ORTOPEDĠ VE TRAVMATOLOJĠ UZMANI ÖZEL ALTIEYLÜL TIP MERKEZĠ DR.GÜLSÜN UZEL ÖLMEZ FĠZĠK TEDAVĠ VE REHABĠLĠTASYON UZMANI ÖZEL ALTIEYLÜL TIP MERKEZĠ DR.NEVZAT FĠLĠZ NÖROLOJĠ UZMANI ÖZEL EDREMĠT KÖRFEZ HASTANESĠ DR.NAĠL KĠREÇTEPE PRATĠSYEN HEKĠM ÖZEL EDREMĠT KÖRFEZ HASTANESĠ DR.SADIK KIVANÇ METĠN KALP VE DAMAR CERRAHĠSĠ UZMANI ÖZEL EDREMĠT KÖRFEZ HASTANESĠ DR.SABRĠ ZAFER KAÇMAZ ORTOPEDĠ VE TRAVMATOLOJĠ UZMANI ÖZEL EDREMĠT KÖRFEZ HASTANESĠ DR.ĠBRAHĠM UĞUR BĠLGEN K.B.B. UZMANI ÖZEL EDREMĠT KÖRFEZ HASTANESĠ DR.ARĠF BAHAR ÇOCUK HASTALIKLARI UZMANI ÖZEL EDREMĠT KÖRFEZ HASTANESĠ DR.BÜLENT DEMĠR PRATĠSYEN HEKĠM ÖZEL BALIKESĠR HASTANESĠ DR.ORHAN AKKAYA KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMANI BANDIRMA DEVLET HASTANESĠ DR.SALĠH ZEKĠ ĠPEKOĞLU BEYĠN VE SĠNĠR CERRAHĠSĠ UZMANI ÖZEL EDREMĠT KÖRFEZ HASTANESĠ DR.ERGÜN TOPRAK KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMANI ÖZEL EDREMĠT KÖRFEZ HASTANESĠ DR.ĠBRAHĠM ATĠLLA KABAN DAHĠLĠYE UZMANI RENAL EGE DĠYALĠZ MERKEZĠ DR.HARUN GÖL GÖZ HASTALIKLARI UZMANI ÖZEL EDREMĠT KÖRFEZ HASTANESĠ Dr.LEVENT FĠTÖZ PRATĠSYEN HEKĠM ÖZEL EDREMĠT KÖRFEZ HASTANESĠ DR.ÇETĠN SERĠM GENEL CERRAHĠ UZMANI ÖZEL EDREMĠT KÖRFEZ HASTANESĠ 24 Kitap Ağustos-Ekim 2010 çalıĢma, yalnızca adli tıp asistan ve uzmanlarına değil; adli tıp konuları ile karĢılaĢan tüm hekimlere ve hatta tıp öğrencilerine yardımcı olmak üzere hazırlandı. Toplumda her gün adli tıp ile ilgili sorunların artması ve adli tıbbın kimi zaman olumsuz da olsa hep gündemde kalması nedeni ile, bu tür bilimsel kaynaklara neden gereksinim duyulduğu aĢikardır” denilmektedir. Kitabın içerinde ise, “hekim sorumluluğu ve malpraktis, ölüm kavramı ve ölü muayenesi, ateĢli silah yaralanmaları, trafik kazaları ve bilirkiĢilik, adli raporların hazırlanmasında temel kurallar kavramlar, acil olgularda hekim sorumluluğu, insan hakları ihlalleri, çocuk istismar olgularında hekim sorumluluğu” gibi yaklaĢık 25 ana baĢlıkta Türkiye‟deki üniversitelerin adli tıp anabilim dallarındaki öğretim üyelerinin yazıları bulunmaktadır. BĠRĠNCĠ BASAMAKTA ADLĠ TIP Ġstanbul Tabip Odası‟nın temmuz 2010 tarihinde çıkardığı, “Birinci Basamakta Adli Tıp” kitabı temel sağlık hizmetleri basamağında çalıĢan pratisyen hekimler için önemli bir eksikliği gidermeye yönelik bir çalıĢmadır. Editörden yazısında, “Tükiye‟de evrensel örneklerin dıĢında, adli tıbbın uygulamaları tek bir merkezi yapı olan Adli Tıp Kurumu bünyesinde yürütülmekte; Üniversiteler büyük ölçüde bu uygulamaların dıĢında kalmaktadır. Adli tıbbın ülkemizdeki mevcut bu sistemi baĢlı baĢına devasa bir sorundur. Adli tıp ve adli bilimler alanında; öğrenci, asistan ve uzmanların eğitimi, bilginin elde edilmesi ve paylaĢımı, materyalden yararlanma ve rutin uygulamalara katılımda ciddi problemler bulunmaktadır. Bu durum, doğallıkla bilimsel araĢtırmaların yapılması; bilginin toplumda üretilmesi, yayılması ve kullanımı açısından da önemli bir engel oluĢturmaktadır. Öte yandan, görevi ve uzmanlığı ne olursa olsun, tüm hekimler meslek yaĢamında adli tıp konularıyla hemen her gün karĢılaĢmaktadırlar. Mesleki olarak adli tıp konularında kendilerini geliĢtirmek, güncel bilgi ve uygulamalara ayak uydurmak durumundadırlar. ĠĢte bu ortak 25 Editörler, Prof.Dr.Sermet KOÇ ve Yrd.Doç.Dr.Muhammet Can, bu çalıĢma ile ilgili, “ Tüm hekimlerin adli tıp konuları ile “hiç karşılaşmamasını” dileyemesek; “nadiren karşılaşmasını” dilesek de, bu çalıĢma Ģayet, hekimlerin gerek duyduklarında yararlanabilecekleri bir kaynak olabilecek ise, mutluluk duyarız”diye bitirmektedirler. Balıkesir Hekim Dergisi Yayın Kurulu Not: Temmuz 2010 tarihinde çıkarılan ve en kısa zamanda Ġstanbul Tabip Odası‟ndan talep edilecek olan kitap ücretli olarak Balıkesir Tabip Odası‟ndan temin edilebilecektir. Nükte Ağustos-Ekim 2010 BİRAZ DA GÜLELİM Telefon sesi... - Alo buyrun ? - Emel hanım ? - evet efendim, buyrun! - Emel Karakaş di mi?! - evet efendimm! - Hanfendi, burası …….. laboratuvarı. Eşinizin test sonucu geldi. Ancak aynı isimde birinin daha test sonucu var elimde ve açık konuşmak gerekirse hangisi daha kötü bilemiyorum !!! BAS GAZA - Ne demek istiyorsunuz ? Tırcı Dursun'la muavin Temel, kam- Valla biri Alzhaimer diğeri yonlarına altı metre yüksekliğinde mal Aids! yüklemiĢ giderlerken, birden bir tünel - Bi daha yaptırsak testi? ve önünde bir uyarı iĢareti görürler: - Hanfendi biliyorsunuz "Azami yükseklik 4,5 metre". bunlar pahalı testler, sigorta Muavin Temel, etrafa dikkatlice bak- ödemez ikinci testi. tıktan sonra Dursun'a döner: - Ne yapmalı o zaman? -Bas gaza usta! Etrafta polis molis - Bakın biz burada düşünyok... dük şöyle bi fikir geldi aklımıza: NESĠ VAR? Kocanızı bindirin arabaya, Temel, eczane açar. Ġlk müĢterisi gelir: şehrin ortasında biyerde bıra-Bana bir sinek ilacı verir misiniz? kın... Temel: Evi bulursa sakın bi daha -Tabii, sineğunuzun nesi var? onla yatmayın!!! TEMEL'IN INEGI Temelin ineği hastalanmıĢ.. Hangi veterinere götürmüĢse bir türlü iyileĢmemiĢ. Temel biçare bir Ģekilde düĢünürken ellerini açıp ALLAH‟a yalvarmıĢ.. ''Yarabbi sen ineğimi iyi et, iyi edersen 15 gün oruç tutarım... ". Bu hayvan iki günden fazla yasamaz diyen veterinerlere rağmen inek iyileĢmiĢ.. Bizim temel 15 gün oruç tutmuĢ. 16.gün inek ölmüĢ. Temel ne yapacağını ĢaĢırmıĢ. Ġnek ölü, havadan 15 gün tutulan oruç... Ellerini açmıĢ : "Yarabbi sen sanıyorsun ki Temel aptaldır, hiç itiraz kabul etmem, ineği kurbana sayar, tuttuğum oruçları da Ramazan'dan düĢerim hiç kusura bakma..''' HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM Seni anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana. Ard- arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu Dışarda gürül- gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana... Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara. Akan yıldıza. Bir kibrit çöpüne varana. Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne. Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamdan, Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini... 26 AHMED ARİF Gezi Uzm.Dr.Hikmet Tilgen Ağustos-Ekim 2010 merkez konseyi, ege bölgesi tabip odaları Balıkesir, Ġzmir, Denizli, TTB’NĠN ÇAĞRISIYLA Muğla, Aydın, Manisa, Antalya) yaBALIKESĠR TABĠP ODASI pılan eyleme destek verdik. VE TÖK ALLĠANOĠ’DEYDĠ Allianoi Ġzmir Ġli Bergama ilçesi sınırları içinde Bergama Ġvrindi karayolunun 18.km‟sinde Yortanlı Barajı gölet alanının ortasında, PaĢa Ilıcası mevkiinde yer alan bir antik kenttir. Kimil kaynaklara göre 3 bin yıl, kimilerine göre ise 2 bin yıl öncesine dayanan bir sağlık merkezi hikayesi bulunmaktadır. Çocuklarımızın tarihsel değerlerimizin korunduğu, çevre bilincinin geliĢtiği, daha güzel bir ülkede yaĢamaları için iĢi insan hayatı kurtarmak olan bir mesleki örgütün Allianoi'ye kayıtsız kalması beklenemezdi. Biz Balıkesir Tabip odası olarak 38 Balıkesir Tıp Fakültesi öğrencisi,1 öğretim üyesi olmak üzere yaklaĢık Tıp Tarihi ve değerli sağlık merkezi 40 kiĢi ile orada bulunduk Ģölen hava- için sanatçıların duyarlığı da önemli sı içinde mesleki ve insani duyarlılı- bir duruĢ sergilemiĢtir. ğımızı gösterdik. 1998 yılından günümüze kadar kurtarma kazı çalıĢmaları devam etmektedir.Yapılan barajın su tutma iĢlemi baĢladığında antik Ģehir tamamen sular altında kalacaktır.yağıĢ rejimi ve bitki örtüsü ile bağlantılı olarak 40 -60 yıl arasında ömrü olduğu düşünülen barajın gölet alanında yaklaĢık 12 -15 mt alüvyon antik Allianoi antik Ģehri üzerinde birikecektir. Biz Balıkesir Tabip odası olarak gerek çevresel duyarlığımız gerekse Allianoi'nin yaklaĢık 1800 yıllık antik termal tedavi merkezi olması sebebiyle 10.10.2010 tarihinde duyarlı birçok sivil toplum örgütleri ile birlikte TTB 27 Kültür-Sanat Ağustos-Ekim 2010 Ressam Devrim Erbil BALIKESĠRLĠ RESSAM baĢkanlığı, yapan sanatçı, 1990 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Ġstanbul‟u konu alan manzara reSanatlar Fakültesi dekan yardımcılığı simlerinde, geleneksel tasvir sanatıBalıkesir‟de Sanat köĢemizin bu görevine getirildi. mızdan ve minyatürden esinlenerek ay ki konuğu Devrim Erbil… çizgisel bir istif beğenisini, derinlikten kaçan bir yüzey duyarlığını geliĢ1991 yılında Devlet Sanatçısı 1937 UĢak doğumlu ünlü Türk ressamı ilk ve orta öğrenimini Balıke- ünvanını aldı. 2004 yılında Balıkesir tirmeye çalıĢmıĢtır. Belediyesi‟nce Devrim Erbil Çağdaş sir‟de tamamladıktan sonra Mimar Sanat Müzesi adıyla kiĢisel müzesi Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resimlerinde çizgi, genellikle teaçılan sanatçı, Sanat ve Tasarım Fa- mel iĢlevi üstlenmiĢ, renkse onu ikinResim Bölümü‟ne yetenek sınavını kültesi Dekanı olarak göreve baĢladı- ci planda tamamlayan bir öğe yerine kazanarak 1955 yılında girdi. Halil ğı DoğuĢ Üniversitesi'nde halen öğre- geçmiĢtir. Ayrıca doğa gözleminin, Dikmen ve Bedri Rahmi tim üyeliği görevini sürdürmektedir. bir tutku ölçüsünde resmine girmiĢ Eyüpoğlu‟nun öğrencisi olarak 1959‟da mezun oldu. Ġlk sergisini olması, sanatçıyı yöresel izlenimlere daha lise öğrencisi iken Türk Ameri2009 yılı itibariyle 50. sanat yılını yöneltmiĢtir. kan Derneği‟nde açtı. kutlamakta olan sanatçının, grafik etkinliklerle iç içe geliĢen sanatı, çağHazırlayan: Ġspanya Hükümeti‟nin sanat bursu daĢ resmimizi gelenekle bağlantılı bir Dr.Aslihan Aktemel temele oturtmak isteyen, bu temel sınavlarını kazanarak gittiği Madrid ve Barcelona‟da baĢladığı sanat araĢ- üstünde bir çıkıĢ yolu arayan yöresel tırmalarına Paris ve Londra‟da devam kaynaklı eğilimler grubu içinde deetti. 1970 yılında Doçent oldu. Türki- ğerlendirilebilir. ye ÇağdaĢ Ressamlar ve Görsel SaBir yerde, sanat görüĢünü Ģöyle natçılar Derneği BaĢkanlığı , 19791982 yılları arasında Ġstanbul Resim açıklamıĢtır: “Batı‟da geliĢen akımlaHeykel Müzesi Müdürlüğü görevle- rı, bizim topraklarımıza ekip, filiz vermesini bekleyen davranıĢa karĢırinde bulunan Devrim Erbil, 1981 yılında profesör oldu. 1985‟te baĢla- yım. Batı‟ya bilinçli bir seçmeyle dığı Mimar Sinan Üniversitesi Güzel yaklaĢmak, sanat oluĢumunu biçimsel Ģemaların ötesinde aramak.çağdaĢ Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü BaĢkanlığını üç yıl sürdürdü. 1988 ile sorunlarımıza kendi sanat açımızdan bakarak, Batı‟yla hesaplaĢmak gerek1990 yıları arası Yıldız Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi‟nde bölüm tiğine inanıyorum.” 28 Deontoloji [email protected] Dr. Birol Şafak T. Mikrobiyoloji Uz. Ağustos-Ekim 2010 gerçekleştirilmek istense dahi bir başka sorun daha ortaya çıkmaktadır. Her hasta kendisine aktarılanları anlayabilecek kapasite midir? Örneğin acil ya da bazı akli bozukluğu bulunan hastalardan bunu beklemeyeceğimiz gibi böyle bir hastadan herşeye karşı alınmış bir onamın da ne kadar kabul edilebilir olacağı tartışılır bir konudur. Dahası, acı ve sıkıntı içindeki aklı başında bir hasta bile arzu edilen nitelikte sağlıklı bir iletişim kurmak bile güçlükler göstermektedir. Ayrıca konunun bir de sosyal, kültürel, kişisel boyutları da vardır. Acil durumlar ile, hastanın reşit olmaması veya bilincinin kapalı olduğu ya da karar veremeyeceği durumlarda yasal temsilcisinin izni alınır. “PATERNALİZM” OUT AYDINLATILMIŞ ONAM” Hastanın tıbbi müdahale için üstü örtük ya da açık onayının alınması eski bir olgu olsa da, burada sözünü ettiğimiz Aydınlatılmış onam (informed consent) kavramı ise hastanın bilgilendirilmesi, tıbbi karara katılımının sağlanması ve hekimin hasta ile işbirliğine girmesidir. Aydınlatılmış onam 1950'lerin ikinci yarısında ortaya çıkmış, geniş biçimde tartışılmaya başlanması 1970'lerde olmuştur. Günümüzde ise hekim-hasta ilişkisinin belli başlı ögelerinden birisi olmuştur. Bu noktada ilk başta hatırlanması gereken hasta ile hekim arasHekim, temsilcinin onay ya da ret ındaki kararın ortak bir karar Ģeklinde kararının kötü niyete dayandığını olması gerektiğine ilişkindir. düşünüyor ve bu durum hastanın yaşamını tehdit ediyorsa, durum adli mercilere Paternalistik yaklaşımı reddetme bildirilerek izin alınmalıdır. Bunun mümeğiliminin artması ve hasta özerkliğinin kün olmaması durumunda, hekim başka vurgulanması, hekime yönelik birçok bir meslektaşına danışmaya çalışır ya da yasal yükümlülüğün ortaya çıkmasının yalnızca yaşamı kurtarmaya yönelik girinedenleri arasındadır. Bunlar arasında şimlerde bulunur. Tedavisi yasalarla "Aydınlatılmış Onam" uygulaması başlıca zorunlu kılınan hastalıklar toplum yükümlülüklerdendir. Hekimlerin, sağlığını tehdit ettiği için hasta veya yasal giderek, hastalarına tıbbi işlemleri kabul temsilcisinin aydınlatılmış onamı alınmasa ya da reddetme fırsatının vermeleri bir da gerekli tedavi yapılır. Bu özel durumgereklilik olarak görülmektedir. Hastanın ları bir kenara bırakarak, günümüzde ayhekimin işine karışması biçiminde algılan- dınlatılmış onam alınmasının hekim için mamalıdır. Tıbbi tedavi ve müdahalelerde vazgeçilemez etik bir yükümlülük hastanın bilgilendirildikten sonra onayının olduğunu belirtmeliyiz. alınması hasta hakları yönüyle hasta adına haktır hem de ileride gelişebilecek olası Çok sayıda çalışma, hastaların hekihukuki durumlarda hekim lehinde bir bel- minden gerçeği öğrenme arzusu içinde gedir. olduğunu göstermiştir. Hasta ile ilgili tıbbi durum kötü bile olsa bunun hastaya Temel kavram basittir. Bir hekim, ya- söylenmesi kaçınılamaz bir durumdur. pacağı işlemler hakkında Tıbbi durumla ilgili olarak hastaya söylenbilgilendirmedikçe ve hasta önerilen tıbbi mesi gerekenler arasında, tıbbi durum ve tedavi ve işlemleri kabul etmedikçe, has- tedavi yapılmadığında ortaya çıtasına dokunamaz ve tedavi edemez. İnkacak olası gelişmeler, tıbbi müdahalenin sanların onayları olmaksızın vücutlarına risk ve yararları ile birlikte bu müdamüdahale edilmemesini beklemeye hakları haleyle beklenen olası ve belirsiz durumvardır. Daha basit bir anlatımla, söz lar, alternatifler hakkındaki tıbbi görüş konusu olan hastanın bedenidir. Bu duhekimin görüşüne göre en iyi uygularumda herhangi bir tıbbi tedavinin kabul manın ne olduğu gibi noktalar üzerinde edilmesi konusunda aydınlatılmış onam dikkatle durulmalıdır. verecek kişi hastanın kendisidir. YeterHasta tıbbi durumla ilgili olarak bu liliği tam bir hastanın onamı/onay olmaşekilde bilgilendirilirken hekimin tıbbi dan, hasta bedeni üzerindeki bir müdaterimlerden ve olasılık hesaplarından kahaleye kimsenin karar yetkisi yoktur. çınması; anlaşılır olmaya ve soru sorulKuşkusuz, hekimin hasta ile ortak bir masına olanak sağlaması gerekir. Hasta ile karar noktasında buluşabilmesi için onun anlayabileceği bir dille konuşul(aydınlatılmış onamını alabilmesi için), malıdır. Buradaki iletişim hastaya ders hastaya mevcut tüm tıbbi bilgilerin akverir şekilde olmamalıdır. Hastadan bir tarılmış olması gerekir. Ancak bu amaç, kere onam alındığında her şeye örtülü 29 olarak onam vermiş kabul edilmektedir. Oysa açık onam, hastanın “her bir tıbbi uygulama için” aydınlatılmış olmasını gerekli kılmaktadır. Aydınlatılmış onam mekanik biçimde ezber şeklinde açıklamada bulunmak ya da hazır formları imzalatmak işlemi değildir. Tersine, tıbbi müdahale ve tedavi hakkında hekim ve hastayı ortak bir karara götüren karşılıklı görüşme ve önerilenleri kabul ettiği takdirde yazılı onay formunu hastanın imzalaması şeklinde gerçekleşen işlemdir. Aydınlatılmış onam hastanın anlayabileceği dilde sunulacak en azından aşağıdaki hususları içermelidir. Ancak, buradakiler yön göstermek anlamındadır, tıbbi tedavi-müdahalenin nitelik ve biçimine göre hastaya sunulan bilgilerin zenginleştirilmesi gereklidir. 1.Önerilen tedavi/işlemin açıklanması 2.Ölüm ve ciddi sakatlık risklerinin vurgulanarak, önerilmiş olan tıbbi işlemin yarar ve risklerinin açıklanması 3.Yarar ve risklerinin de anlatıldığı alternatif tedavi ve işlemlerin açıklanması 4.Tedavi edilmediğinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçlar 5.Başarı olasılığı ve başarıdan ne kastedildiği 6.İyileşme sırasında en büyük problemin ne olduğu ve normal yaşamına ne kadar zamanda dönebileceği Hasta vermiş olduğu aydınlatılmış onamı dilediği zaman geri alabilir. Hasta, hekimin kendisini doğru dürüst bilgilendirdiğini nasıl bilebilir? Aşağıdaki liste hastanın bu konudaki karar verebilmesini sağlayacaktır. Aydınlatılmış onam formunu imzalamadan önce gözden geçirilmelidir. 1.Hastalık ve sakatlığımın ismi, mahiyeti ve tedavi edilmediğinde ne tehlike ve sakıncalara yol açacağı biliyorum 2.Sorunumla ilgili önerilen işlemlerin mahiyetini biliyorum. 3.Sorunumun başka yoldan tedavisinin olup olmadığını biliyorum. Eğer varsa, bunların risk ve yararlarının neler olduğu bana söylendi. İnanıyorum ki bana önerilen işlem benim için en iyisi. Bu işlemin yarar ve sakıncalarını biliyorum 4.İşlemin risk, sakınca ve yan etkilerini biliyorum 5.Başarı olasılığını biliyorum 6.Tedavi olmadığımda ne olabileceğini biliyorum 7.Bana söylenenlerin tümünü anladım ve kendi cümlelerimle ifade edebilirim 8.Doktorum bütün sorularımı açık biçimde cevapladı ve kaygılarımı benimle konuştu. 9.Aydınlatılmış onam formunun ne anlama geldiğini biliyorum. 10.İmzaladığım formdaki her şeyi kabul ediyorum ve kabul etmediklerimin üzerini çizdim. Doktorum bu değişikliklerden haberdar. 11.Tıbbi müdahaleyi yapacak kişilerin kimliklerini ve özelliklerini biliyorum 12.Aklım başımda ve kendimi, kararımı veremeyecek şekilde sıkıntı ve baskı içinde hissetmiyorum. 13.Bu müdahaleden yeterince yarar göreceğimi ve bu yararın aldığım riskten ağır bastığını düşünüyorum 14.İstemezsem, bu müdahaleye onam vermek zorunda olmadığımı biliyorum. BALIKESİR TABİP ODASI HER ZAMAN ÇALABİLECEĞİNİZ BİR KAPI 30 31 32