4 KONU: TEKNOLOJİNİN KULLANIMI

Transkript

4 KONU: TEKNOLOJİNİN KULLANIMI
AYLIK BÜLTENLER SERİSİ
Ocak, 2007
SAYI: 4
KONU: TEKNOLOJİNİN KULLANIMI
Sevgili Öğrencilerimiz ve Velilerimiz,
Bu bültende artık hayatımızın bir parçası olan teknolojiyi
zararlarından korunarak nasıl yararlı ve etkili bir şekilde
kullanabileceğinize dair ipuçlarını içeren bilgiler bulacaksınız. Teknoloji, akıllıca kullanıldığında
hem eğitim hem de bilgi ve gelişme kaynağı olarak kullanılabilir. Ancak yanlış, aşırı ve
denetimsiz olarak kullanıldığında bir takım zararları olabilir. Bu sebeple teknolojiyi nasıl etkili
ve yararlı bir biçimde kullanacaklarının gençlerimize öğretilmesi çok önemlidir.
Başarılarla dolu bir yıl ve yıllar diliyoruz.
TELEVİZYONUN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Hiç düşündünüz mü televizyonumuz günde kaç saat açık kalıyor ve biz
günümüzün kaç saatini televizyon karşısında geçiriyoruz? Elbette
televizyonun bizi ilgilendiren yönü çocuklarımızın hayatındaki yeri.
Çocukların büyük bir kısmı, eğer izin verilirse haftanın yedi günü, günde
yirmidört saat televizyon seyretmeye hazırdır. Uykuyu çok seven çocuğunuzun, sabah erken
saatte başlayan çizgi filmi kaçırmamak için uykusunu bırakıp televizyon karşısına geçmesi;
yemeklerini bile bir gözü televizyondayken yiyor olması çok alışıldık bir durum olsa da çok
düşündürücü.
Televizyonun etkileri onu nasıl ve ne derece kullandığımızla ilişkilidir. O sizi ya da
çocuğunuzu değil, siz onu yönettiğiniz sürece problem yoktur. Üstelik televizyonun eğitimi
destekleyici, rahatlatıcı, eğlendirici, yaşadığımız dünyada olup bitenlerin farkında olmamızı
sağlayıcı işlevlerini de unutmamak gerekir. Aynı aracın kontrolsüz olarak kullanımında kişiyi
pasifize etmesi, amaçsız bir şekilde karşısına bağlayarak zaman öldürmeye neden olması,
tüketimi kışkırtması ve şiddeti evimize taşıması kaçınılmazdır.
Televizyonun çocuklar üzerindeki etkileri konusunda yapılan
birçok araştırmada çocuk ne kadar çok şiddet görüntüsü izlerse,
bunları yaşamın çok normal ve kabul edilebilir bir parçası olarak
algıladığını görülmektedir. Şiddet içeren programlar aynı zamanda
gerek çocuğu gerekse yetişkini bağırıp çağırmaya, zor kullanmaya ve
1
kavgaya yöneltebiliyor. Çocuğun dış dünyayı vahşi, korkunç bir yer olarak algılamasına neden
olabiliyor.
4 -7 Yaş Çocukları Ve Televizyon
Bu yaş grubunda çocuğun gelişimi ile ilgili önemli adımlar atılır. 0-3 yaş grubunda olduğu
gibi çocuğun gelişimi bu dönemde de çok hızlı bir şekilde devam eder. Bu dönemde anne baba,
arkadaş ve sosyal çevre ile etkileşim ve iletişim belirgin olarak artmıştır. Bu dönemde gerek
dil gelişimi, gerek motor gelişim de önemli aşamalar kaydedilir. Bu dönemde çocukta ki
etkilenmeler hayat boyu çocuk için çok önemli olmaktadır.
Televizyonun bu dönemde fazlaca izlenmesi çocuğun dil ve sosyal gelişiminde bazı
sıkıntıların ve eksikliklerin oluşmasına neden olabilir. Bu dönemde çocuklar televizyonda
gördükleri görüntüleri tamamen somut olarak yorumlarlar, yani çocuklarda tam olarak soyut
düşünce gelişmediği için gerek çizgi filmler gerek filmler de görülen görüntüler olduğu gibi
algılanır; çocuk bütün bunları olduğu gibi uygulamaya çalışabilir, çizgi filmde gördüğü bir
hareket veya sahneyi olduğu gibi yapmaya çalışabilir. Çocuk için bu dönemde şiddet içeren ve
aşırı abartılı konulardan oluşan çizgi filmler oldukça sakıncalı olabilir.
Bilinçaltı şiddet duygularının yerleşmesine neden olabilir.
Aynı zamanda çocuğun bu dönemde izleyeceği gerilim, korku veya
aşırı şiddet içeren görüntülerden çocuklar oldukça etkilenebilir, bu durum
onları akla gelen görüntüler ve düşünceler ile günlerce rahatsız edebilir. Ek
olarak çocukta uyku bozukluğu, yalnız kalmak istememe, korku ve endişe
duyguları yerleşebilir. Bu nedenle anne babaların bu dönemde izlenen programlara özellikle
dikkat etmesi gerekir.
Unutulmamalıdır ki çocukluk çağında görülen her görüntünün, duyulan her sesin,
karşılaşılan her iyi ve kötü muamelenin muhakkak ileriki yıllarda bir yansıması olacaktır. Bu
nedenle TV gibi iletişim araçları eğitim amaçlı olarak kullanılmalı, eğlence amaçlı ise belli
sınırlarda kullanılmalıdır. Özellikle anne babalar, aile olarak birlikte izledikleri programlar
konusunda oldukça seçici davranmalıdırlar. Bütün bunlara ek olarak geç saatlerde izlenmesine
müsade edilen programlar ile çocukların uyku ritmi bozulmakta, vakit ve motivasyon
eksikliğinden dolayı çocukların oyunlar ve değişik aktiviteler ile kazanacakları motor beceriler
yetersiz kalmakta, çocukların arkadaş ortamlarında kazanacakları sosyal
adaptasyon yeteneği istenen seviyede olmamakta, ince motor becerilerin
gelişimi ve anne babanın vereceği eğitim için gerekli vakit azalmakta, bu yaş
için gerekli olan fiziksel hareketlilik ile enerji atımı eksik kalmakta;
televizyonun çocuklar için bir miktar katkısı olsa bile genel olarak dil, sosyal
ve motor gelişimde sıkıntılar gözlenmektedir.
7-14 Yaş Çocukları-Gençler ve Televizyon
Bu dönemdeki çocuklar genelde ağır eğitim şartları içinde olan
grubu oluşturmaktadır. Aynı zamanda televizyonun eğitim amaçlı
2
kullanımından daha fazla yararlanacak bir yaş grubunu oluşturmaktadır. Yukarıda
saydıklarımıza ek olarak bu yaş grubunda soyut düşüncenin yerleşmeye başlamış olmasının
etkileri görülür. Çocuklar televizyondaki görüntülerden erişkin düzeyinde etkilenmeye
başlarlar. Yukarıda değindiğimiz gibi bu yaş grubunda da şiddet içeren, korku ve gerilime
neden olan sahnelerin çocuğun gelişiminde problem oluşturacağını söylemek gerekir.
Televizyonun yukarıda bahsettiğimiz iletişim ve sosyal adaptasyon üzerine etkileri 4-7 yaş
grubundaki kadar negatif şekilde olmaz. Çocukların bu yaşlardan itibaren TV üzerinden
kazanımları eğer iyi yönlendirilir ve seçici davranılırsa devam eder. Bu yaştaki çocukların ders
ve okul saatleri de göz önüne alınarak TV izleme saatleri uygun bir şekilde sağlanmalıdır. TV
izlemenin aşırılığı durumunda çocuğun sosyal aktivitelerinde, arkadaş ilişkilerinde, ders
başarısında, sportif faaliyetlerinde, yaşa uygun becerilerin geliştirilmesinde sorunlar
yaşanabilir.
Yine pozitif olarak baktığımızda televizyonun aslında kocaman ve heyecan verici bir
dünyaya açıldığını görebiliriz. Yeryüzündeki milyonlarca insanın eğitimi düşünüldüğünde,
tartışmasız bir eğitim aracıdır. Gene çocuklarımıza sosyal bazı davranışları, paylaşmayı,
uzlaşmayı öğreten pek çok eğitici programın varlığını yok sayamayız. Burada önemli olan
televizyonu seyretmemek değil, çocuklarımızı doğru ve uygun programları seyretmesi için
yönlendirmemizdir.
Televizyon programlarının çocuğunuz için uygun olup olmadığına karar vermeniz için ya
programı çocuğunuz izlemeden önce ya da çocuğunuzla birlikte oturup izlemelisiniz. Programı
birlikte izlerken de çocuğun anlamakta zorlanabileceğini ya da yanlış yorumlar çıkarabileceğini
tahmin ettiğiniz sahneler hakkında konuşmalısınız. Yapmanız gereken, özel bir program
seyretmediğiniz zaman, televizyonu kapatmaktır. Aile ilişkilerinin ve iletişimlerinin televizyon
tarafından etkilenmemesi için ne zaman, hangi programların izleneceği konusunda kesin
kurallar koymamız gerekir.
BİLGİSAYAR/İNTERNET KULLANIMI VE ÇOCUKLAR
Kullanımında dikkatli davranılması gereken bir diğer teknolojik öğe ise bilgisayardır.
Bilgisayarın ve özellikle internetin gelişimi, içerisinde gerçek dünyanın kurallarının geçerli
olmadığı sanal bir dünya yaratmıştır. Sanal dünya içerisindeki bireyler bu alanın özelliğini
oluşturan altyapı ve işleyişi kullanarak serüvenlere katılmakta, ilişkiler kurmakta ve bunları
bozmakta, duygular yaşamakta, kararlara varmakta ve gerçek dünyada sınırlandırılmış ya da
yapamayacağı bir çok eylemi özgürce ama sanal olarak gerçekleştirebilmektedir. Bu sanal
ortam ne gibi sonuçlar yaratmaktadır?
Yapılan araştırmalara göre: Gençlerin interneti en çok; mesajlaşmak, gezinmek, oyun
oynamak, bilgi edinmek, anında sohbet etmek, resim, müzik veya metin belgeleri bulmak,
indirmek veya değiş tokuş etmek için kullandığını göstermektedir. Bunlar arasında internette
gezinme, okul arkadaşları ile anında veya elektronik posta ile mesajlaşma gibi kullanımlar ilk
sırada yer alır. Mesajlaşma, ergenler tarafından can sıkıntısından kurtulmanın bir yolu olarak
3
da görülmektedir. Kızlarla erkeklerin internet kullanımları arasında da bazı farklar vardır.
Genellikle kızlar mesajlaşmayı tercih etmekteyken, erkekler çoğunlukla internette
gezinmekten hoşlanırlar.
Gerçekten de bilgisayar ve internet kullanımı olumlu gelişmelere ve pek çok faydaya yol
açmakla birlikte, içerisinde birçok tehdit öğesi de taşımaktadır. Üstelik tehdit oluşturan
öğelerin daha çok çocuk ve gençler üzerinde etkili olduğunu görülmektedir.
Çocuk ve bilgisayar deyince ilk olarak akla gelen çocuğun bilgisayar ve interneti eğitim
amaçlı kullanması, bu karmaşık teknolojiden kendini geliştirme yönünde yararlanmasıdır. Ancak
çocuğun yoğun merakı ve eğitim amaçlı kullanım alanlarının sınırlılığı, çocuk ve sanal dünya
etkileşimini farklı noktalara çekmekte, ilişkinin yoğunluğu genellikle ebeveynlerin farkında
olmadığı birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Örneğin,
bilgisayar oyunlarına bağımlı olan çocukların bağımlılık olgusunun tüm
olumsuz sonuçlarını yaşadıkları gibi, bilgisayar kullanımında çıkış
noktası olarak gösterilen eğitim amaçlı kullanımın gerçekleşmediği,
aksine eğitimlerinin aksaması tehlikesiyle karşı karşıya kaldıkları
birçok araştırma sonucunda ortaya çıkmıştır.
Bilinçli kullanıcı olmayan çocuklar ve gençler, denetim ve yönlendiricilik
olmayınca kolay bir biçimde sanal dünyadan etkilenebilmektedir. Sanal dünya
içerisinde yer alan pornografik materyaller, kumar siteleri, bağımlılık yaratan
oyunlar ve düzeysiz ve riskli ilişkiler ağı gibi oluşumlar çocuklar ve aileler için
önemli bir risk faktörü olarak tanımlanmaktadır. Bilgisayar kullanımının
beraberinde getirdiği bir diğer risk ise çocuğunuzun göz sağlığıdır. Çocuğunuzun göz sağlığını
sürekli olarak takip ediniz. Amerika Birleşik Devletleri’nde “Ulusal Medya ve Aile Enstitüsü”
tarafından hazırlanan bir rapora göre bilgisayar oyunlarının çocukları daha saldırgan, saygısız
ve hantal hale getirdiği vurgulanmaktadır. Bir diğer bağımlılık yaratabilen internet etkinliği de
“chat” tir.
Çocuklarda bilgisayar ve internet kullanımı, özellikle “bağımlılık yaratabilmesi”, “sosyal
çevreden uzaklaşılması”, “ruhsal zedelenmelere yol açabilmesi”, “ahlaki dejenerasyon tehditi”,
“eğitimi aksatabilmesi” gibi sorunlar açısından da değerlendirilmelidir. Ayrıca, ülkemizde bu
konuyla ilgili yasa düzenleme hazırlıkları son aşamaya gelmiştir. Aşağıda İstanbul Emniyet
Müdürlüğü’nün web sitesinden alınan ve faydalı olabileceğini düşündüğümüz bazı bilgiler
bulabilirsiniz.
TÜRKİYE’DE BİLİŞİM ve SUÇ
Bilişim suçu: Bilgisayar, çevre birimleri, pos makinesi, cep telefonu gibi
her türlü teknolojinin kullanılması ile işlenilen suçlardır. Suçların türleri
TCK da suç teşkil edecek tüm suçları kapsayabilmekte veya bu suçlara
zemin hazırlamaktadır. Suçların işleme şekilleri; Hakaret, küfür, kredi
4
kartı yolsuzlukları, sahte belge basımı, bilgilerin çalınması ve buna bağlı olarak devam
edebilecek suçları kapsamakla birlikte bunlarla sınırlı olmayıp, günden güne değişiklikler
göstermektedir.
Aşağıdaki bilgiler bizlere sıkça sorulan sorular dikatte alınarak
hazırlanmıştır.
ÜLKEMİZDE EN ÇOK KARŞILAŞILAN BİLİŞİM ŞUÇLARI

Başkalarının adına e-mail göndererek özellikle ticari ve özel ilişkileri
zedeleme.

Başkalarının adına web sayfası hazırlamak ve bu web sayfasının tanıtımı
amacıyla başkalarına e-mail ve mesaj göndermek ve bu mesajlarda da mağdur olan
şahsın telefon numaralarını vermek.

Kişisel bilgisayarlar ya da kurumsal bilgisayarlara yetkisiz erişim ile bilgilerin çalınması
ve karşılığında tehdit ederek maddi menfaat sağlanması. Özellikle pornografik içerikli
CD kopyalamak ve satmak. Sahte evrak basımı, gibi çok farklı konuları
içerebilmektedir.
Bilişim suçu ile karşılaştığınızda; Yasadışı siteler (web sayfaları) ile ilgili şikayetlerinizi
[email protected] adlı e-mail ihbar adresine bildirebilirsiniz. Şikayetçi olduğunuz konular ile ilgili
olarak yapılacak çalışma neticesinde ISP (İnternet Servis Sağlayıcının) yurt dışında bulunması
durumunda Adli Makamlar tarafından konunun takibi yapılabilmektedir. Bilgi: www.iem.gov.tr
ANNE BABA OLARAK NELER YAPABİLİRİZ?
* Öncelikle, çocuğunuzla karşılıklı güvene dayalı ve iletişime açık bir ilişki kurmalısınız. Böylece
çocuğunuz internet ortamlarında rahatsız edici kişi veya durumlarla karşılaştığında sizden
yardım alabileceği hakkında size güvenir.
* Çocuğa/Gence internetin “doğru bilgi”ye ulaşmak amacıyla kullanılması gerektiği anlatılmalı
ve kesinlikle kontrol edilmelidir. Çocuk saatlerce tek başına bilgisayar ortamında kalmamalıdır.
Eğer bilgisayar ortamında bir ödev yapılacaksa, ebeveynlerden biri çocukla birlikte olmalıdır.
* Çocuğunuzla birlikte internette zaman geçirmeli ve ona interneti kullanma biçimleri
konusunda model olmalısınız. Birlikte bilgi aramak, kişisel internet sayfası hazırlamak veya
resim ve müzik dosyaları bulup indirmek, çocuğunuzla kaliteli zaman geçirmenizi de sağlar.
* Çocuğunuzun internette şiddete, pornografiye veya benzer olumsuz uyaranlara maruz
kalmaması için, öncelikle internet erişimi için gerekli filitreleme programlarının bilgisayarda
olmasını sağlamalısınız. Bunun için, bilgisayar yazılımları veya paket programları satan
firmalarla görüşebilirsiniz.
* İnternetin olumsuzlukları ve internette çocuğunuzun karşılaşabileceği istenmedik
durumlarda neler yapabileceği hakkında onu bilgilendirmelisiniz. Örneğin, çocuğunuzun rahatsız
5
eden iletişimleri sonlandırabileceğini hatta gerekirse internetten çıkabileceğini söylemeniz
bile çocuğunuzun kendine güvenmesini ve kontrolün sahibi olduğu inancının gelişmesini sağlar.
* Çocuk okuldan gelince, bilgisayarda oyun oynaması “dinlence saati” olarak
belirlenmemelidir. Dinlence saati, televizyonda, çizgi film izlemek de olmamalıdır.
Çünkü bunlar çocuğun dikkatini tamamen dağıtan etkenlerdir. Ek olarak, çocuğa
Bilgisayar / TV başında geçireceği zamanın sınırlı olduğu disiplini verilmelidir.
* Çocuk her istediği an bilgisayarın ve TV’nin başına geçemeyeceğini bilmelidir. Bunu sağlamak
için en etkili yol, bilgisayarın ve televizyonun hayatımızdaki yeri ve önemi hakkında çocukla
sohbet etmek, yararlı yönleri olduğu gibi, zararlı yönlerinin de olduğunu, çocuğun yaşına uygun
bir söylemle ifade etmektir. Yasaklamak ve eleştirmek hiçbir zaman çözüm olmadığı gibi,
çocuğun dikkatini daha da çok o yöne yönlendirmesine neden olur.
* Evdeki kişisel bilgisayarınızı herkesin gözü önünde ortak bir yaşam alanında
bulundurmalısınız. Böylece bazı durumları ortaya çıkmadan önleyebilirsiniz. Anne-babalar kendi
davranışlarına dikkat ederek, çocuklarına nasıl bir model oluşturdukları anlamında bir öz
eleştiriye gitmelidirler. Boş zamanlarda sürekli TV başında geçiren baba ya da bilgisayar
başından kalkmayan bir annenin, çocuğu üzerinde disiplin kurması çok zordur.
* Bilgisayar ve televizyon yatak odasına konmamalıdır. Küçük çocuklara
TV’deki çizgi film kahramanları ve bilgisayardaki sanal kahramanların “gerçek”
olmadıkları, asıl hayatta çocukların uçması, havada yürümesi gibi insanüstü
güçlerin ve mucizelerin olmadığı yaşlarına uygun biçimde anlatılmalıdır.
* İnternet kullanımı çocuğunuzun ders çalışmasına, sosyal ilişkilerine, sizinle olan iletişimine
engel olacak ölçüde artmadan ve internet etkinlikleri bir kaçınma aracı halini almadan, internet
kullanımını makul ölçülerde sınırlamalısınız. Varolan alışkanlığı yasakla sonlandırmaya çalışmak,
internet kullanımını hem daha çekici hale getireceği, hem de ergenlikte çocuğunuzun özel
yaşamına müdahale olarak algılanacağı için işe yaramayabilir. Daha baştan belli zaman
dilimlerinde ve belli bir süre için internet kullanımı alışkanlığını pekiştirmelisiniz.
* İnternet kullanımı çocuğunuzun gündelik yaşamını sekteye uğratacak bir düzeye geldiyse
okuldaki rehber öğretmene veya bir uzmana başvurarak durumla başa çıkabilmek için
profesyonel yardım almalısınız.
* İnternet ortamında %100 güvenliğin hiçbir zaman sağlanamayacağını unutmayın!
Çocuklarınıza: Özellikle Chat ortamında bilgisayarınıza saldırılabileceğini; Chat de tanıştıkları
kişilere şahsınız, aileniz, adres, telefon, kredi kartı, işiniz v.s. konularda şahsi bilgilerinizi
vermemeleri gerektiğini; anlatınız.
Sevgilerimizle,
Özel Üsküdar SEV İlköğretim Okulu
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi
6
YARARLANILAN KAYNAKLAR:
Çoluk Çocuk dergisi, Aralık 2001 sayısı,
Demirutku, Kürşad Uzm. Psk. “ Çocuklar İçin Güvenli İnternet”
http://www.psikolog.org.tr/content_detail.asp?cat=2&id=6
www.doktorhakan.comi, “Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Etkileri” adlı yazı,
http://www.cocukpsikolojisi.net/?module=pages&SID=120 Çocuk İçin İnternet Kullanım
Önerileri
www.cicibebe.net, “Çocuklar ve Televizyon” isimli yazı,
http://www.iem.gov.tr/iem/?m=4&s=51
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bilişim Suçları Daire Amirliği Makalesi
www.e-kolay.neti, “Bilgisayar Oyunlarından Uzak Dursun” konulu haber,
Jane M. Healy, (2001) Bağlantı Doğru mu?, Boyner Holding Yayınlar, İstanbul
Odabaşı, Ferhan. (2002) “İnternet ve Çocuk”, Aile ve Çocuk Dizisi Epsilon Çocuk,
İstanbul
7

Benzer belgeler

Okan Koleji olarak çocuklarımızın sosyal, bilişsel ve fiziksel olarak

Okan Koleji olarak çocuklarımızın sosyal, bilişsel ve fiziksel olarak uzlaşmayı öğreten pek çok eğitici programın varlığını yok sayamayız. Burada önemli olan televizyonu seyretmemek değil, çocuklarımızı doğru ve uygun programları seyretmesi için yönlendirmemizdir. Te...

Detaylı