E.Ü. HYO Dergisi Cilt 26 - Sayı 1 - 2010

Transkript

E.Ü. HYO Dergisi Cilt 26 - Sayı 1 - 2010
EGE ÜNİVERSİTESİ
HEMŞİRELİK YÜKSEK OKULU
DERGİSİ
Cilt: 26
Say×: 1
V
2010
ISSN – 1300 – 3046
Cilt 26, Say× 1
2010
Yayın Sahibi
Prof. Dr. Çiçek FADILOøLU
Hemüirelik Yüksek Okulu Ad×na
Sorumlu Müdür
Prof. Dr. Ahsen ûúRúN
Yayın Alt Komisyonu
Prof. Dr. Çiçek FADILOøLU (Baükan)
Prof. Dr. Gülümser ARGON
Prof. Dr. Ayla BAYIK TEMEL
Prof. Dr. Zümrüt BAûBAKKAL
Doç. Dr. Meryem YAVUZ
Dergi Yayın Kurulu
Prof. Dr. Olcay ÇAM (Editör)
Prof. Dr. Leyla KHORSHID (Editör Yrd)
Prof. Dr. Ahsen ûúRúN
Prof. Dr. Aynur ESEN
Prof. Dr. Süheyla ALTUø ÖZSOY
Prof. Dr. Zümrüt BAûBAKKAL
Doç. Dr. Meryem YAVUZ
Basım Yeri
Ege Üniversitesi Bas×mevi
Bornova - úzmir
Baskı Tarihi
15.10.2010
???????????????????????????????????????????????????????????
Yönetim Yeri
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu (EÜHYO) taraf×ndan
y×lda üç say×/bir cilt olarak yay×nlan×r.
HAKEMLİ DERGİ
VII
AÇIKLAMALAR
Bu dergi 22 Ekim 1984 gün ve 18553
say×l× Resmi Gazetede yay×nlanan "Üniversitelerde Ders Arac× Olarak Kullan×lan Kitaplar, Teksirler ve Yard×mc× Ders
Kitaplar× D×ü×ndaki Yay×nlarla úlgili
Yönetmelik" baùlam×nda yay×nlanmaktad×r.
Yayın Türleri
Ad× geçen yönetmeliùin 2. ve 3. maddeleri uyar×nca dergide eùitim ve araüt×rma çal×ümalar×na paralel olarak orjinal
araüt×rma raporlar×, bilimsel tarama
yaz×lar×, yeni bir yöntem veya teknik
tan×mlayan k×sa bildiri yaz×lar× ve çok
önemli bilimsel çeviriler yay×nlanabilir.
Yayın Hakları
Yay×nlanacak yaz×lar×n bilim dil bak×m×ndan sorumluluùu yazarlara aittir.
Yay×n Kurulu gerekli deùiüiklik veya
k×saltmalar× yazardan isteyebilir veya
yazar×n izni al×narak içeriùi bozmayacak
deùiüiklikler yapabilir. Bas×lmayacak
yaz×lar için bir ay içinde yazara bilgi
verilir.
HEMŞİRELİK YÜKSEKOKULU DERGİSİ
DERGİ HAKEM KURULU
PROFESÖRLER
AKBAYRAK Nalan
AKYOLCU Neriman
ARGON Gülümser
ARSLAN Hediye
AûTI Nesrin
AûTI Türkinaz
BAHAR Zuhal
BAûBAKKAL Zümrüt
BAYIK TEMEL Ayla
BAYRAKTAR Nurhan
BEDÜK Tülin
BULDUKOøLU Kadriye
BUZLU Sevim
ÇAM Olcay
ÇAVUûOøLU Hicran
ÇúMETE Güler
ECEVúT ALPAR ûule
EMúROøLU Oya Nuran
ENÇ Nuray
ERCú Behice
ERDOøAN Semra
EROøLU Kafiye
ESEN Aynur
EûER úsmet
ETú ASLAN Fatma
FADILOøLU Çiçek
GÖKDOøAN Feray
GÖRGÜLÜ Selma
GÖZÜM Sebahat
HATúPOøLU Sevgi
KANAN Nevin
KARADAKOVAN Ayfer
KARANúSOøLU Hacer
KARATAû Nimet
KHORSHID Leyla
KOCAMAN Gülseren
KÖMÜRCÜ Nuran
NAHÇúVAN Nursen
OCAKÇI Ayüe
OKUMUû Hülya
OLGUN Nermin
ÖZ Fatma
ÖZBAûARAN Ferda
ÖZHAN ELBAû Nalan
ÖZSOY Süheyla
PASúNLúOøLU Türkan
PINAR Rukiye
SABUNCU Necmiye
SAVAûER Sevim
SEVúø Ümit
SEVúL Ümran
ûúRúN Ahsen
TAûOCAK Gülsün
ÜSTÜN Besti
YILDIRIM Aytolon
YILDIZ Suzan
DOÇENTLER
ABAAN Süheyla
ACAROøLU Rengin
AKYOL Asiye
ALTUN únsaf
ÇELúK Sevilay
DúNÇ Leyla
ERDEMúR Firdevs
KAPTAN Gülten
KARAÇAM Zekiye
KARADAø Ayiüe
KULAKAÇ Özen
KUKULU Kamile
UÇAR Hülya
TERZúOøLU Füsun
YAVUZ Meryem
V
İÇİNDEKİLER
Editörden
Araştırmalar
-
Kanser Hastalar×na Bak×m Veren Yak×nlar×n×n Uyku Kalitesi ve
Depresyon Düzeyleri
Sleep Qualıty and Depressıon Level in Cancer Caregıvers
Dilek SARI, úsmet EûER, Leyla KHORSHID………………………...………….1-10
-
Hemüirelerin ve Kanserli Hastalar×n Aùr×
Deùerlendirmelerinin Karü×laüt×r×lmas×
Comparıson of the Paın Assessment of the Nurses and
Cancer Patıents
Hanife BAøTATLI AYDIN, úsmet EûER …………………..…...…..…………11-23
-
Ruh Saùl×ù× Hastal×klar× Hastanesi’nde Çal×üan Hemüirelerin
Sosyal Destek Düzeylerini Etkileyen Faktörler
Factors That Effect Sosial Support of Nurses Who Work in
Mental Health Hospital
Gönül ÖZGÜR, Sevgi NEHúR, Döndü ÇUHADAR…………………….……..25-38
-
St Segment Yükselmesi Olmayan Akut Koroner Sendromlarda Vücut
S×cakl×ù× Deùiüikliklerinin Hasta Sonuçlar×na Etkisi
The Effect of Body Temperature Varıatıons in Non-St Segment
Elevatıon Acute Coronary Syndromes on Patıent Outcomes
Serap ÖZER, Gülümser ARGON, Cemil GÜRGÜN………………….………39-52
-
Gebelerin Genital Hijyen Davran×ülar×n×n Belirlenmesi
Determınatıon of Genıtal Hygıene Behavıors of Pregnant Women
Oya KAVAK, Aynur SARUHAN, Sezer ER, Emine ûEN,
Ümran SEVúL………………………………………………………………………..53-63
Derleme Yazılar
-
Hemüirelik Eùitiminde Maneviyat ve Manevi Bak×m
Kavramlar× Nerede? Ne Zaman? Nas×l?
The Concepts of Spırıtualıty and Spırıtual Care
in Nursıng Educatıon Where? When? How?
ûafak ERGÜL……………………………………………………………….……….65-75
-
Aç×k Kalp Cerrahisi Sonras× Hemüirelik Bak×m×
Nursıng Care After Open Heart Surgery
Hossein ASGAR POUR, Fatma DEMúR KORKMAZ…………….……………77-86
-
Psikososyal Aç×dan Kanser Ve Psikiyatri Hemüiresinin Rolü
Psychosocıal Aspects of Cancer and the Role of Psychıatry Nurse
Serap YILDIRIM, Ayça GÜRKAN……………………………….……..…………87-97
VII
Editörden Okura,
Değerli Okuyucularımız,
Dergimizin 2010 y×l× ilk say×s× elimizden gelen tüm çabalara
karü×n, bizim d×ü×m×zdaki, bas×m sürecinden kaynaklanan aksakl×klar
nedeniyle, gecikerek yay×nlayabildiùimiz için üzgünüz. Dileriz ki bundan
sonraki sayalarda benzer s×k×nt×larla karü×laümayal×m.
Dergimizin bu say×s×nda 5 araüt×rma ve 3 derleme makale olmak
üzere, 8 deùerli bilimsel makale yer almaktad×r. Bu makalelerin üçü,
çaù×m×z×n yayg×n ve zorlu hastal×ù× olan kanser konusundad×r. Bu
makalelerin, hastal×kla bilimsel mücadele ve bilgi birikimine katk×s×n×n
olacaù×n× umut ederim.
Tüm makaleler için, emeùi geçen yazarlar×m×za, hakemlerimize ve
siz okurlar×m×za teüekkür eder, saùl×kl× ve verimli günler dileyerek sevgi
ve sayg×lar×m× sunar×m.
Prof. Dr. Olcay ÇAM
EDİTÖR
[email protected]
[email protected]
İletişim Mail Adresi:
Özen DURAKOøLU
[email protected]
Posta Adresi: Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu
Yay×n úüleri 35100 Bornova/úZMúR
IX
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 1-10, 2010
KANSER HASTALARINA BAKIM VEREN YAKINLARININ UYKU
KALİTESİ VE DEPRESYON DÜZEYLERİ
SLEEP QUALITY AND DEPRESSION LEVEL IN CANCER CAREGIVERS
Yard.Doç.DrDilek SARI *
Prof.Dr. İsmet EŞER **
Prof.Dr. Leyla KHORSHID **
* Ege Üniversitesi úzmir Atatürk Saùl×k Yüksekokulu, Hemüirelik Bölümü
** Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu, Hemüirelik Esaslar× Anabilim Dal×
ÖZET
Giriş: Kanser tan×s× alma hem hasta hem de aile için önemli bir yaüam
olay×d×r. Depresyon, aile üyesinin kanser tan×s× almas×na verilen normal bir
yan×tt×r. Bununla birlikte, bu durum kronik uyku kayb× gibi diùer faktörlerle
kötüleüebilir.
Amaç: Bu araüt×rman×n amac×, kanser hastalar×na bak×m veren yak×nlar×n×n
uyku kalitesi ve depresyon düzeylerini ve aralar×ndaki iliükiyi saptamakt×r.
Gereç ve Yöntem: Tan×mlay×c× tipte yap×lan araüt×rman×n verileri, 102
hasta yak×n×ndan soru formu, Pittsburgh Uyku Kalitesi úndeksi (Pittsburgh Sleep
Qualitiy Index) (PUKú) ve Beck Depresyon Envanteri kullan×larak toplanm×üt×r.
Bulgular ve Sonuç: Bak×m verenlerin yaü ortalamas× 39.49r11.55’dir.
Bak×m verenlerin büyük çoùunluùu uyku problemi (%85.3) olduùunu ifade etmiü ve
bunlar×n %40.2’sinin depresyon semptomu deneyimlediùi belirlenmiütir. Bu
bulgular kanserli bireylere bak×m verenlerin klinik depresyon riski taü×d×ù×n×
göstermektedir. Bu nedenle, uyku problemleri ve depresyon aras×ndaki iliükinin
fark×nda olmak hemüireler için önemlidir.
Anahtar Kelimeler: Uyku, depresyon, kanser, bak×m veren
ABSTRACT
Introduction: Receiving a cancer diagnosis is a significant life event for
both the patient and family. Depression is a normal response when a family
member receives a diagnosis of cancer. However, this response may be
exacerbated by other factors such as chronic sleep loss.
Objective: The purpose of this study was to describe the sleep problems
and depression levels of cancer caregivers and to explore the relations between
these two variables.
Methods: Survey data which is descriptive type were collected by survey
questionnaire, Pittsburgh Sleep Quality Index and Beck Depression Index from
102 practicing caregiver.
1
Results and Conclusion: The mean age of the caregivers was
39.49r11.55 years. Most of the caregiver (85.3%) expressed sleep problems, and
40.2% of them were experiencing depressive symptoms. Significant strong positive
correlations were found between caregiver total sleep problem scores and
caregiver level of depression (r=0.531, p=0.000). These findings show that
caregivers of persons with cancer are at risk for clinical depression. For this
reason, it is important for nurses to be cognizant of relation between sleep
problems and depression.
Key Words: Sleep, depression, cancer, caregiver
GİRİŞ
Kanser her ülkede, her yaütaki insan×n yakalanabileceùi, coùrafi
s×n×r tan×mayan evrensel bir sorundur. Kanser dünyada olduùu gibi,
ülkemizde de önemli bir saùl×k sorunu olarak karü×m×za ç×kmaktad×r
(Babaoùlu ve Öz 2003). Bugün dünyan×n birçok ülkesinde ve Türkiye’de
kalp hastal×klar×ndan sonra ikinci s×rada yer almaktad×r (Babaoùlu ve
Öz 2003, K×z×lc× 1999). Kanser, hasta ve ailesinin yaüam kalitesini
olumsuz etkileyen, fiziksel, psikolojik, sosyal, ekonomik, manevi olarak
pek çok s×k×nt×ya neden olan bir hastal×kt×r (Carter ve Chang 2000,
Carter 2002, Carter ve Action 2006, Chang ve ark 2007, Kurtz 1994,
Malak ve Dicle 2008). Hastal×k tümü ile aile üyelerinin günlük yaüam×na
girerek ve günlük rutinlerinin bozulmas×na neden olmaktad×r. Bu
nedenle aile üyelerinde rol kayb× ya da rol deùiüikliùi olabilir, ailenin
dengesi bozulabilir (K×z×lc× 1999, Kozachik ve ark 2001). Bak×m veren
aile üyesinin kanserli hastan×n artan yoùun bak×m ihtiyac×n× saùlaman×n
sonucu çok fazla strese maruz kald×ù× belirtilmektedir. Ayr×ca bak×m
veren aile üyesinin günlük fonksiyonlar×n×, yaüam kalitelerini etkileyen
ve sürekli bak×m verme yeteneùini azaltan ciddi düzeyde depresyon
deneyimledikleri belirtilmiütir (Kozachik ve ark 2001, Carter 2002,
Carter 2003, Carter 2006).
Babaoùlu ve Öz’ün (2003) çal×ümas×nda, terminal dönem kanser
hastas×na bak×m veren eülerin en fazla yaüad×ù× duygusal sorunun
depresif duygulan×m olduùu bulunmuütur (Babaoùlu ve Öz 2003).
Depresyon aile üyesinin potansiyel öldürücü hastal×k tan×s× almas×na
verilen normal bir yan×tt×r Bununla beraber, bu durumun kronik uyku
kayb× gibi diùer faktörlerle kötüleüebileceùi belirtilmektedir (Carter
2002, Carter 2003).
Ortalama olarak insan yaüam×n×n üçte biri yeterli dinlenme ve
negatif saùl×k sonuçlar×ndan korunmak için uykuda geçer (Carter 2003).
Uyku bireylerin fizyolojik ve emosyonel yenilenmesini saùlayan onar×c×
bir mekanizmad×r (Carter ve Clark 2005) ve al×ü×lm×ü uyku rutinin
kesintiye uùramas×n×n bireyde s×k×nt× yaratabileceùi belirtilmektedir
(Daniels 2004, Hearson ve McClement 2007).
2
Kanserli hastalar ihtiyaçlar×n×n karü×lanmas× (yemek yeme, tuvalet
ihtiyac× vb) ve düzenli aralarla ilaçlar×n×n verilmesi (her 4 sa bir vb) gibi
nedenlerle s×kl×kla yard×ma gereksinim duyarlar (Kurtz 1994, Flaskerud
ve ark 2000, Carter 2002, Carter ve Chang 2000). Bu gereksinimler
gündüz saatlerinde olduùu kadar, gece saatlerinde bak×m verenin
uyan×k kalmas×n× gerektirir (Carter 2002, Carter ve Chang 2000, Carter
ve Action 2006).
K×sa dönem uyku kayb× (2-3 hafta) kortizol düzeyinin artmas×yla
iliükilidir. Uzun dönem uyku kayb× (3 haftadan fazla) glukoz
metobolizmas×nda yetersizlik ve azalm×ü immun sistem fonksiyonu,
anksiyete ve depresyon, konsantrasyon güçlüùü ve yaüam kalitesinde
azalmayla iliükilidir (Chang ve ark 2007, Carter 2003, Carter ve Clark
2005, Hearson ve McClement 2007). Uzun dönem uyku kayb×n×n fiziksel
ve ruhsal belirtileri aile üyesinin bak×m×nda bak×m verenin yeterliliùini,
inanc×n× ve bak×m veren rolü memnuniyetini etkileyebilir (Carter ve
Clark 2005, Hearson ve McClement 2007). Uyku yetersizliùinde negatif
emosyonel ve fiziksel sonuçlar meydana gelebileceùi (Carter 2003) ve
uyku kalitesinin günlük fonksiyonlar×, yaüam kalitesini, mental, ruhsal
ve fiziksel saùl×ù× etkilediùi belirtilmektedir (Hearson ve McClement
2007). Ayr×ca, her birinin diùerini üiddetlendirmesiyle depresif ruh hali,
anksiyete ve uyku aras×nda dinamik bir sinerji olduùu belirtilmektedir
(Flaskerud ve ark 2000).
Carter ve arkadaülar× (2000-2002-2006) ileri evre kanserli
bireylere bak×m veren aile üyelerinin, çoùunun orta düzeyden ciddi
düzeye deùiüen uyku problemleri ve yar×s×ndan fazlas×n×n ciddi depresif
semptomlar× olduùunu, bireylerin bak×m vermeyi sürdürme yetilerini ve
ruhsal durumlar×n× etkileyen gittikçe artan uyku yoksunluùundan
muzdarip olduklar×n× saptam×ülard×r (Carter ve Chang 2000, Carter
2002, Carter ve Action 2006).
Chang ve arkadaülar× (2007) meme kanserli hastalara bak×m
verenlerin çoùunluùunun (%89) uyku kalitesinin kötü olduùu ve PUKú
puanlar× ile yaüam kalitesi aras×nda negatif yönlü bir korelasyon
olduùunu bulmuülard×r (Chang ve ark 2007).
Yap×lan bir çal×ümada, ailesine bak×m verenlerin %68’inin uykuyu
baülatma ve sürdürme problemleri ya da gündüz yorgunluùu gibi uyku
bozukluklar× yaüad×ù× saptanm×üt×r. Azalm×ü REM latensli bak×m veren
yak×nlar aras×nda depresyon riski normal REM latenslilere göre yaklaü×k
3 kez daha fazla bulunmuütur (Carter ve Chang 2000, Carter 2002).
Kanserli bireye bak×m veren aile üyesinin uyku al×ükanl×klar×ndaki
deùiüimi ve bu deùiüimlerin depresyon düzeyine etkisini inceleyen az
say×da çal×üma bulunmaktad×r (Carter ve Chang 2000, Carter 2002,
Carter 2003, Carter 2006). Kanserli hastalara bak×m veren yak×nlar×n×n
fiziksel ve ruhsal saùl×klar×n×n korunmas× önemlidir. Bu çal×ümada;
3
kanser hastalar×na bak×m veren yak×nlar×n×n uyku kalitesi ve depresyon
düzeyleri aras×ndaki iliükiyi saptamak amaçlanm×üt×r.
GEREÇ VE YÖNTEM
Tan×mlay×c×, geriye dönük ve kesitsel olarak planlanan araüt×rman×n
evrenini Temmuz-Aral×k 2004 tarihleri aras×nda Ege Üniversitesi T×p
Fakültesi Araüt×rma ve Uygulama Hastanesi’nde úç Hastal×klar×,
Radyasyon Onkolojisi, Üroloji, Nöroüirürji, Kad×n Hastal×klar× ve Doùum
ile Çocuk Saùl×ù× ve Hastal×klar× Anabilim Dallar×nda yatarak kanser
tedavisi gören hastalara bak×m verenler, örneklemini ise araüt×rman×n
s×n×rl×l×klar×na uyan ve çal×ümaya kat×lmay× kabul eden 102 kanserli
hasta bak×m veren yak×n× oluüturmuütur.
On sekiz yaü ve üzerinde olan ve en az bir aydan beri kanser tan×s×
alm×ü hastaya bak×m veren hasta yak×nlar× çal×ümaya dahil edilmiütir.
Veri toplama arac× olarak araüt×rmac×lar taraf×ndan geliütirilen soru
formu, Pittsburgh Uyku Kalitesi úndeksi (Pittsburgh Sleep Qualitiy
Index) (PUKú) ve Beck Depresyon Envanteri kullan×lm×üt×r.
Araüt×rmac×lar taraf×ndan geliütirilen soru formunda, bak×m
verenleri ve hastalar× tan×t×c× sorular ile hastal×ùa ve bak×ma iliükin
bilgilerin sorguland×ù× sorular yer almaktad×r.
PUKú, bir ayl×k bir zaman aral×ù×ndaki uyku kalitesi ve bozukluùunu
deùerlendiren bir öz bildirim ölçeùidir. PUKú, 1989’da Buysse ve
arkadaülar× taraf×ndan geliütirilmiü ve yeterli iç tutarl×l×ùa (Cronbach
alfa: 0.80), test-tekrar test güvenilirliùine ve geçerliliùe sahip olduùu
gösterilmiütir (Ç×nar 2004). Aùargün ve arkadaülar× (1996) taraf×ndan
PUKú’nin Türk toplumu için geçerliùi ve güvenirliùi çal×ü×lm×üt×r
(Cronbach alfa: 0.80). Alt ölçekler aç×s×ndan Cronbach alfa deùeri; uyku
süresi için 0.92, gündüz iülev bozukluùu için 0.35, uyku kalitesi için
0.88, uyku latenti için 0.87, al×ü×lm×ü uyku etkinliùi için 0.91, uyku
bozukluùu için 0.84 ve uyku ilac× kullan×m× için 0.67 olarak
hesaplanm×üt×r (Aùargün ve ark 1996). PUKú toplam puan×n×n 5’ten
büyük olmas×, uyku kalitesinin en az 3 bileüende orta düzeyde uyku
problemi olduùunu ya da 2 bileüende ciddi uyku problemleri olduùunu
gösterir. Her bir madde 0-3 puan üzerinden deùerlendirilir. Yedi bileüen
puan× toplam× PUKú toplam puan×n× verir. Toplam puan, 0-21 aras×nda
bir deùere sahiptir. Toplam puan×n yüksek olmas× uyku kalitesinin kötü
olduùunu gösterir (Aùargün ve ark 1996, Ç×nar 2004).
Beck Depresyon Envanterinin Türkçe’ye uyarlamas× Teùin (1980)
ve Hisli (1989) taraf×ndan yap×lm×üt×r (Öner 1997, Köroùlu ve Aydemir
2007). Cronbach Alfa Katsay×s× 0.80, yar×ya bölme güvenirliùi 0.74
olarak bulunmuütur (Köroùlu ve Aydemir 2007). Ölçekteki her madde
0-3 aras×nda giderek artan puan al×r ve toplam puan 0-63 aras×ndad×r.
4
Ölçeùin Türkçe için geçerlilik ve güvenirlik makalesinde kesme puan×
17 olarak kabul edilmiütir (Öner 1997, Köroùlu ve Aydemir 2007).
Araüt×rma yap×lan kurumdan yaz×l× izin ve hasta yak×nlar×ndan
sözel onay al×nm×üt×r.
BULGULAR VE TARTIŞMA
Tablo 1: Kanserli Hastaya Bak×m Verenlerin Tan×t×c× Özellikleri
Cinsiyet
Kad×n
Erkek
Medeni durumu
Evli
Bekar
Eğitim durumu
úlkokul ve alt×
Ortaokul ve üzeri
Gelir Durumu
Gelir giderden az
Gelir gidere denk
Yaşamını Geçirdiği Yer
úlçe
úl
Yakınlığı
Eü
Kardeü
Anne-Baba
Çocuk
Teyze/Hala/Amca/Day×
Toplam
n
%
82
20
80.4
19.6
78
24
76.5
23.5
40
62
39.2
60.8
39
63
38.2
61.8
36
66
35.3
64.7
28
12
20
30
12
102
27.4
11.8
19.6
29.4
11.8
100.0
Tablo 1’de kanserli hastaya bak×m verenlerin tan×t×c× özellikleri yer
almaktad×r. Bak×m verenlerin %80.4’ü kad×n, %76.5’i evli, %60.8’i
ortaokul ve üzeri bir eùitim kurumundan mezun, %61.8’inin geliri giderine
denk olup, %64.7’si ilde yaüamakta, % 29.4’ü çocuùuna, %27.4’ü eüine
bak×m vermektedir (Tablo 1). Bak×m verenlerin çocuk ve eü olmak üzere
aile üyelerine bak×m vermesi, hastalar×n sosyal desteùinin ve aile içi
dayan×üman×n iyi olduùunu göstermektedir. Bak×m verenlerin yaü
ortalamas× 39.49r11.55’dir (20-65). Bak×m alanlar için ayr×lan zaman
ortalamas× 16.62r7.51 saattir (2-24). Bak×m verenlerin %76.5’i hastan×n
daha önceki hastaneye yat×ülar×nda hastalarla birlikte kalm×ülard×r.
Carter’×n (2000-2003) kanserli hastaya bak×m verenlerle yapt×ù×
çal×ümalarda, bir gün içinde bak×ma ayr×lan zaman ortalamas× 15.7819.7 saat olarak bulunmuütur (Carter ve Chang 2000, Carter 2003).
Çal×ümam×zdan elde ettiùimiz bak×ma ayr×lan zaman ortalamas×
5
Carter’×n çal×ümalar×yla benzerlik göstermektedir. Hasta yak×nlar×n×n
hastaya bir günde ay×rd×klar× zaman iki iü günü dolay×nda olduùu
görülmektedir. Bak×m verenlerin kendilerine ay×rmalar× gereken zaman×
bak×m verdikleri kanserli yak×nlar× için harcad×klar× görülmektedir.
Tablo 2: Hastalar×n Tan×t×c× Özellikleri
Tanı
Hematolojik Ca
Sindirim Sis. Ca
Meme Ca
Baü boyun Ca
Akciùer Ca
Rahim Ca
Prostat Ca
Cilt Ca
Diùer Ca
Daha Önce Hastaneye
Yatan
Yatmayan
Toplam
n
%
32
13
24
7
9
7
3
3
4
31.4
12.7
23.5
6.9
8.9
6.9
2.9
2.9
3.9
72
30
102
70.6
29.4
100.0
Tablo 2’de hastalar×n tan×t×c× özellikleri görülmektedir. Hastalar×n
%31.4’ü hematolojik kanser, %23.5’i de meme kanseri tan×s× alm×üt×r.
Yüzde 70.6’s× daha önce hastaneye yatm×üt×r. Hastalar×n yaü ortalamas×n×n
41.06r22.38 (1-79) olduùu, daha önce 3.15r2.88 kez hastaneye yatt×ù×,
tan× konulduùundan beri geçen süre (ay) ortalamas×n×n 16.75r22.07 ay
olduùu bulunmuütur.
Tablo 3: Bak×m Verenlerin Depresyon ve PUKú Puan Ortalamalar×
Beck Depresyon Ölçeùi
Öznel Uyku Kalitesi
Uyku Latensi
Uyku Süresi
Al×ü×lm×ü Uyku Etkinliùi
Uyku Bozukluùu
Uyku úlac×
Gündüz úülev Bozukluùu
PUKú Toplam
Mean
17.12
1.53
1.56
1.30
0.68
1.50
0.56
1.30
8.43
SD
11.41
0.77
0.95
0.98
1.04
0.62
0.97
0.92
3.97
Min-Max
0-63
0-3
0-3
0-3
0-3
0-3
0-3
0-3
0-21
Çal×ümaya kat×lan bak×m verenlerin Beck Depresyon Envanteri
toplam puan ortalamas× 17.12r11.41 (3-53), %40.2’sinin puan× 17 ve
üzerindedir. Carter yapt×ù× çal×ümalar×nda, bak×m verenlerde depresyon
görülme oranlar×n×n %52.9-57 aras×nda olduùunu bulmuütur (Carter
2002, Carter ve Chang 2000, Carter ve Action 2006). Konuyla ilgili
literatür incelendiùinde, kanserli hastaya bak×m veren eülerde
6
depresyonun en s×k rastlanan duygusal sorun olduùu vurgulanmaktad×r
(Babaoùlu ve Öz 2003, Carter ve Action 2006). Ayr×ca literatürde,
kanserli hastaya bak×m veren aile üyesinin günlük yaüam×na hastaù×n×n
tümü ile girmesiyle, günlük rutininin deùiütiùi ve kanserli hastan×n
artan yoùun bak×m ihtiyac× nedeniyle çok fazla strese maruz kald×ù×
belirtilmektedir (K×z×lc× 1999, Carter 2002). Bunun sonucunda da,
bak×m veren aile üyesinin günlük fonksiyonlar×n×, yaüam kalitesini
etkileyen ve sürekli bak×m verme yeteneùini azaltan ciddi düzeyde
depresyon deneyimledikleri üzerinde durulmaktad×r (Carter 2006,
Carter 2002, Carter 2003). Bu durumun kronik uyku kayb× gibi
faktörlerle de kötüleüebileceùi belirtilmektedir (Carter 2002, Carter
2003). Nitekim araüt×rmam×zda bak×m veren yak×nlar×n hasta yak×nlar×na
ay×rd×klar× süre ortalamas×n×n 15 saatin üstünde olmas× araüt×rma
bulgular×n× ve literatürü desteklemektedir.
Araüt×rmam×zda bak×m verenlerin sosyodemografik özellikleri
karü×laüt×r×ld×ù×nda, sadece gelir düzeyi ile Beck Depresyon Ölçeùi
toplam puan× aras×nda istatistiksel olarak anlaml× bir iliüki bulunmuütur
(t=2.644, p=0.01). Gelir düzeyi düüük olanlar×n depresyon puanlar×
daha yüksek bulunmuütur. Carter ve Chang’×n (2000) çal×ümas×nda da
bizim çal×ümam×zda olduùu gibi bak×m verenlerin sosyodemografik
özellikleriyle (yaü, cinsiyet vb), depresyon düzeyleri aras×nda bir iliüki
bulunmam×üt×r (Carter ve Chang 2000). Carter’×n (2002) diùer bir
çal×ümas×nda, bak×m verenlerin tümünün gelir düzeyinin orta ve üst
düzey olduùu belirtilmiü ve iliüki incelenmemiütir (Carter 2002). Gelir
düzeyi düüük olan bak×m verenlerin, hastan×n artan yoùun bak×m
ihtiyac×n× saùlama sonucunda maruz kald×ù× strese ek olarak maddi
s×k×nt×lar× yaüamas×ndan dolay× kendilerini daha fazla depresif
hissettikleri düüünülmektedir.
Çal×ümaya kat×lan bak×m verenlerin PUKú toplam puan ortalamas×
8.43r3.97 (0-19), %82’sinin puan× 5 ve üzerindedir. Bu bulgular,
bak×m verenlerin uyku kalitesinin kötü olduùunu göstermektedir (Aùargün
ve ark 1996, Ç×nar 2004). Carter yapt×ù× çal×ümalarda (2000-2002-2006),
kanserli yak×nlar×na bak×m veren bireylerin PUKú puanlar×n×n 9.3-11.4
aras×nda olduùunu ve çoùunun ciddi uyku problemleri olduùunu
bildirmiütir (Carter ve Chang 2000, Carter 2002, Carter 2006, Carter ve
Action 2006). Benzer üekilde, Chang ve arkadaülar×n×n (2007)
çal×ümas×nda da meme kanserli hastalara bak×m verenlerin %89’unun
uyku kalitesinin kötü olduùu bulunmuütur (Chang ve ark 2007). Bu
sonuçlar çal×ümam×z ile benzerlik göstermektedir. Literatürde, bak×m
verenin uyku kalitesinin fiziksel, emosyonel ve sosyal faktörler taraf×ndan
etkilenebileceùi belirtilmektedir (Carter 2006). Bu faktörlerin bak×m
verenin kendini dinlenmiü ve yenilenmiü olarak uyanmas×n× ve yeterli
miktarda uyumas×n× etkileyebileceùi ifade edilmiütir (Carter ve Clark
2005).
7
Çal×ümam×zda bak×m verenlerin PUKú toplam puan× ile
sosyodemografik özellikleri aras×nda iliüki incelendiùinde; yaü ve eùitim
düzeyi ile PUKú toplam puan× aras×nda istatistiksel olarak anlaml× bir
iliüki olduùu saptanm×üt×r (r=-0.239, p=0.01; t=-2.139, p=0.03). Bak×m
verenlerin yaü× ile PUKú puan× aras×nda negatif yönlü korelasyon
saptanm×üt×r. Eùitim düzeyi ilkokul ve alt× olan bak×m verenlerin de
al×ü×lm×ü uyku etkinliùinin daha az etkilendiùi bulunmuütur (t=-2.257,
p=0.02). Liteatürde, yaü ilerledikçe uyku kalitesinin kötüleütiùi ve gece
uyan×kl×k sürelerinin artt×ù× ifade edilmektedir (Potter ve Perry 2005,
Daniels 2004). Çal×ümam×zdan elde ettiùimiz sonuç literatür bilgisi ile
benzerlik göstermemektedir.
Araüt×rmam×zda bak×m verenlerin PUKú ile Beck Depresyon
Envanteri toplam puan ortalamas× aras×nda istatistiksel olarak anlaml×
pozitif yönlü korelasyon bulundu (r=0.531, p=0.000). Uyku kalitesi kötü
olan bak×m verenlerin, depresyon düzeylerinin de daha yüksek olduùu
saptand×. PUKú alt boyutlar× ve depresyon puan× aras×ndaki en güçlü
iliükiler gündüz iülev bozukluùu (r=0.423, p=0.000), uyku ilac× (r=0.497,
p=0.000) ve öznel uyku kalitesi (r=0.397, p=0.000) aras×nda bulundu.
Bu sonuç, Carter’×n (2000-2006) çal×üma sonuçlar× ile benzerlik
göstermektedir. Carter uyku kalitesi düzeyi daha kötü olan bak×m veren
bireylerin daha depresif olduùunu (Carter ve Chang 2000, Carter ve
Action 2006) ve PUKú alt boyutlar× ile depresyon düzeyleri aras×nda
önemli iliüki olduùunu bulmuütur (Carter ve Chang 2000). Daha önce
yap×lan çal×üma bulgular× kanserli bireylerin bak×m×n×n zaman al×c×, yoùun
hizmet gerektiren ve stresli olabileceùine iüaret etmiütir (Carter ve Chang
2000, Carter 2002, Carter 2006). Bak×m verenin var olan rollerine yeni
rol ve sorumluluklar×n×n eklenmesiyle, tüm enerji ve zaman×n× bak×m
vermek için harcad×ù× ve bu durumun depresyon ve ümitsizlik gibi
negatif duygulan×mlar×n oluümas×na neden olduùu vurgulanmaktad×r
(Babaoùlu ve Öz 2003). Ayr×ca, kronik uyku bozukluùundan kaynaklanan
kötü uyku kalitesinin anksiyete ve depresif semptomlarda art×ü ve
yaüam kalitesinde azalmayla iliükili olduùu da bildirilmektedir (Carter
2006).
Araüt×rmam×zda hastaya ait özellikler ile PUKú ve Beck Depresyon
Ölçeùi toplam puanlar× karü×laüt×r×ld×ù×nda, sadece hastan×n yaü× ile
aralar×nda negatif yönlü istatistiksel olarak anlaml× iliüki bulundu (r=0.211, p=0.03; r=-0.227, p=0.02). Genç yaütaki bir aile üyesini potansiyel
olarak kaybetme endiüesinin bu semptomlar× artt×rd×ù× düüünülmektedir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Araüt×rman×n verileri deùerlendirildiùinde kanser hastalar×na
bak×m veren yak×nlar×n×n uyku kalitesinin kötü olduùu ve uyku kalitesi
ile depresyon aras×nda iliüki olduùu saptanm×üt×r. Bak×m veren aile
8
üyeleri kanserli yak×nlar×n×n bak×mlar×nda büyük sorumluluk almakta
ve zaman ve enerjilerinin büyük bölümünü bak×m için harcamaktad×rlar.
Hemüirelik giriüimleri ile bak×m veren aile üyelerinin bu deùiüime uyum
saùlamalar× için yak×nlar×n×n hastal×ù× ve tedavisi hakk×nda bilgi ve
eùitim verilmesi, semptom yönetimi stratejisi ve uyku hijyeni eùitimi
verilmesi, uyumalar× için fizik koüullar saùlanarak uyku kaliteleri
artt×r×lmas×n×n yan× s×ra depresyonla baü etmeleri için psikolojik destek
saùlanmal×d×r.
KAYNAKLAR
1. Aùargün Yücel M, Kara H, Anlar Ö (1996). Pittsburg Uyku Kalitesi úndeksi’nin
Geçerliùi ve Güvenirliùi. Türk Psikiyatri Dergisi, 7:2, 107-115
1. Babaoùlu E, Öz F (2003). Terminal dönem kanser hastas×na bak×m veren eülerin
duygusal ve sosyal sorunlar× aras×ndaki iliüki. HEMARGE Dergisi, 2, 24-33.
2. Carter PA (2002). Caregivers’ descriptions of sleep changes and depressive symptoms,
Oncology Nursing Forum. 29:9, 1277-1283.
3. Carter PA (2003). Family Caregivers’ sleep loss and depression over time. Cancer
Nursing, 26:4, 253-259.
4. Carter PA (2006 ). A brief behavioral sleep intervention for family caregivers of persons
with cancer. Cancer Nursing, 29:2, 95-103.
5. Carter PA, Action GJ (2006). Personality and coping: Predictors of depression and
sleep problems among caregivers of individuals who have cancer. Journal of
Gerontologial Nursing, 32:2, 45-53.
6. Carter PA, Chang BL (2000). Sleep and depression in cancer caregivers. Cancer
Nursing, 23:6, 2000, 410-415.
7. Carter PA, Clark AP (2005). Assessing and Treating Sleep Problems in Family
Caregivers of Intensive Care Unit Patients. Critical Care Nurse, 25:1, 16-25
8. Chang EW, Tsai YY, Chang TW ve ark (2007). Quality of sleep and quality of life in
caregivers of breast cancer patient, Psychooncology, 16:10, 950-955.
9. Ç×nar S (2004).
Huzurevinde kalan yaül×larda s×rt masaj×n×n uykuya etkisinin
incelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, úzmir: Ege Üniversitesi Saùl×k Bilimleri Enstitüsü.
10. Daniels R (2004). Nursing Fundamentals Caring and Clinical Decision Making.
Thomson Learning Inc., 1307-1317.
11. Flaskerud JH, Carter PA, Lee P (2000). Distressing emotions in female caregivers of
people with AIDS, age-related dementias, and advanced stage cancer. Perspective in
Psychiatric Care, 36:4, 121-130.
12. Hearson B, McClement S (2007). Sleep disturbance in family caregivers of patients
with advanced cancer. International Journal of Palliative Nursing,13:10, 495-501.
13. K×z×lc× S (1999). Kemoterapi alan kanserli hastalar ve yak×nlar×n×n yaüam kalitesini
etkileyen faktörler. C.Ü. Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi, 3:2, 18-26
14. Kozachik SL, Given CW, Given BA ve ark (2001). Improving depressive syptoms among
caregivers of patients with cancer: results of a randomized clinical trial. Oncology
Nursing Forum, 28:7, 1149-1157.
9
15. Köroùlu E, Aydemir Ö (2007). Psikiyatride Kullan×lan Klinik Ölçekler, Hekimler Yay×n
Birliùi, 121-125.
16. Kurtz ME, Given B, Kurtz JC ve ark (1994). The interaction of age, symptoms, and
survival status on physical and mental health of patients with cancer and their
families. Cancer Supplement, 74:7, 2071-2078.
17. Malak Tuna A, Dicle A (2008). Beyin tümörlü hastalarda bak×m verenlerin yükü ve
etkileyen faktörler. Türk Nöroüirürji Dergisi, 18:2, 118-121.
18. Öner N (1997). Türkiyede kullan×lan psikolojik testler; bir baüvuru kaynaù×. Boùaziçi
Üniversitesi Yay×nevi, 3. Bask×, 301-303
19. Potter PA, Perry AG (2005). Fundamentals of Nursing. Mosby Inc., 6 th Edition, 11981223.
10
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 11-23, 2010
HEMŞİRELERİN VE KANSERLİ HASTALARIN AĞRI
DEĞERLENDİRMELERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
COMPARISON OF THE PAIN ASSESSMENT OF THE NURSES AND
CANCER PATIENTS
Uz. Hemşire Hanife BAĞTATLI AYDIN*
Prof.Dr. İsmet EŞER**
*Uludaù Üniversitesi Saùl×k Uygulama ve Araüt×rma Merkezi
**Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu, Hemüirelik Esaslar× Anabilim Dal×
ÖZET
Yetersiz aùr× yönetimi kanserli hastalar için önemli bir sorun olmaya
devam etmektedir. Bu çal×üma hemüirelerin ve kanserli hastalar×n aùr×
deùerlendirmelerini karü×laüt×rmak ve hemüirelerin aùr× deùerlendirmelerini
etkileyen etmenleri incelemek amac×yla tan×mlay×c× olarak yap×ld×.
Araüt×rman×n örneklemini, bir devlet ve bir eùitim hastanesinin onkoloji
kliniklerinde çal×üan hemüireler (n=40) ve araüt×rmaya kat×lmay× kabul eden 80
hasta oluüturdu. Araüt×rma verilerinin toplanmas×nda Hastalara Yönelik Anket
Formu, Hemüirelere Yönelik Anket Formu ve Görsel K×yaslama Ölçeùi kullan×ld×.
Araüt×rma sonucunda; onkoloji hemüirelerinin aùr× deùerlendirmesinde en
fazla hastalar×n sözel ifadelerini dikkate ald×klar× ve aùr× ölçeùi kullanmad×klar×,
hastalar×n aùr×s×n× hastalardan daha düüük deùerlendirdikleri, hemüirelerin
eùitim düzeyi ve aùr× konusunda eùitim almalar×n×n aùr× deùerlendirmelerini
etkilediùi saptand×. Aùr× deùerlendirme standartlar×n×n belirlenmesi, lisans
eùitimi ve hizmet içi eùitim veya sertifika programlar×n×n hemüirelerin aùr×y×
doùru deùerlendirmelerinde etkili olacaù× düüünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Aùr× deùerlendirme, hemüire, kanser hastas×.
ABSTRACT
The inadequate management of pain continues to be a significant problem
for cancer patients. The purpose of this descriptive study was to compare the pain
assessments of the nurses and cancer patients, and analize the factors affecting
the pain assessments.
The sample of study was consisted of nurses (n=40) working in oncology
clinics of a state hospital and a training hospital and eighty cancer patients
hospitalized in these clinics. The Questionaire Form for Patients, Questionaire
Form for Nurses and Visual Analogue Scale were used in the collection of the
study data. It is found that oncology nurses mostly considered verbal expressions
of patients and no one of them used pain scale, less assessed pain than the
cancer patients. Nurses’ education level, training about pain and working duration
in oncology clinic effected their pain assessment.
11
Bachelor's degree, continuous education and certificate programmes about
pain assessment could be beneficial for nurses to assessment pain of cancer
patients.
Key Words: Pain assessment, nurse, cancer patient
GİRİŞ
Kanser günümüzün en önemli saùl×k sorunlar×ndan birini
oluüturmaktad×r. Saùl×k bak×m hizmetleri ve teknolojideki geliümeler,
palyatif bak×m×n geliümesini ve dolay×s×yla kanserli hastalar×n yaüam
süresinin uzamas×n× saùlamaktad×r (Eti Arslan 2001). Bunun bir sonucu
olarak erken evredeki kanserli hastalar×n yaklaü×k %45’inde, ilerlemiü
kanser hastalar×n×n %60-90’n×nda aùr× görülmektedir. (Boström ve ark.
2003, Eti A 2001, Pargeon K, Hovi ve Laury 1999, Higginson ve Hearn
1997, Kocaman 1994, Klepstad ve ark.2005).
Kanser aùr×s× ile ilgili olarak pek çok çal×üma yap×lmas×na ve
geliütirilen teknolojilere raùmen aùr× tedavisinde hala ciddi bir yetersizlik
söz konusudur. (Kuzeyli ve ark. 2005, McMillan ve ark.2005, Kocaman
1994). Her y×l dünya genelinde 4-5 milyon hastan×n kanserden öldüùü
varsay×l×rsa, bu hastalar×n yaüamlar×n×n son dönemlerini aùr×lar ve
ac×lar içinde geçirmeleri hem bir t×p sorunu hem de sosyal sorun olarak
kabul edilmelidir (Önal 2000). Aùr×lar×n×n kontrol alt×na al×nmas×n×
beklemek kanserli hastalar×n hakk×d×r (McMillan ve ark. 2000,
Higginson ve Hearn 1997).
úyi bir aùr× kontrolü, hastay× rahatlatma ve yaüam kalitesini
yükseltmenin yan×s×ra komplikasyon insidans×n× azaltma ve hastanede
yatma süresini k×saltmada önemli bir etkiye sahiptir (Erhan 1996, Kocaman
1994). Aùr×l× hastan×n tan× ve tedavisinin doùru yönlendirilmesi ve
beklenen aùr× kontrolünün saùlanmas×nda ilk ad×m aùr×n×n doùru bir
üekilde deùerlendirilmesidir (Yücel 2000, Eti A 1998, Kömürcüoùlu ve
Saù×roùlu 1996).
Çok boyutlu bir sendrom olan aùr×n×n kontrolü birçok disiplinin
iübirliùini gerektirir. Hemüireler ve hekimler aùr×l× hastaya diùer saùl×k
görevlilerine göre daha fazla zaman ay×r×rlar (Eti Arslan 2001, Olgun ve
Eti A 1998). Gün içinde hastay× en yak×ndan izleyen, onunla en çok
zaman geçiren kiüi olarak hemüirelerin aùr× deùerlendirilmesi ve
analjeziklerin uygulanmas×nda önemli sorumluluùu bulunmaktad×r
(Miller ve Newton 2006, Yücel 2000, Kocaman ve ark. 1997). Bu
baùlamda aùr× kontrolünde üç önemli kiüi vard×r; hasta, hekim ve
hemüire. Hasta, ekip üyeleri içinde aùr×y× hisseden tek kiüidir (Özer ve
Bölükbaü 2001, Olgun ve Eti A 1998).
Aùr×n×n giderilmesinde en önemli ad×m, aùr×n×n saùl×k ekibi ve
hasta taraf×ndan ayn× yorumlanmas×d×r (Yücel 2000, Eti Arslan 1998a).
12
Ancak, çal×ümalar hemüirelerin hastalar×n aùr×s×n× olduùundan daha
düüük deùerlendirdiklerini göstermektedir (Sloman ve ark. 2004,
McMillan ve ark.2000, Zalon 1993). Ülkemizde kanserli hastalar ve
hemüirelerin aùr× deùerlendirmelerinin karü×laüt×r×lmas×yla ilgili çal×ümaya
rastlanmamas× nedeniyle çal×üman×n yap×lmas×na gerek duyulmuütur.
Araüt×rma, hemüirelerin ve kanserli hastalar×n aùr× deùerlendirmelerini
karü×laüt×rmak ve hemüirelerin aùr× deùerlendirmesini etkileyen
etkenleri incelemek amac×yla planlanm×ü, tan×mlay×c× bir çal×ümad×r.
MATERYAL VE METOD
Araüt×rma Bursa’daki biri devlet, diùeri eùitim hastanesi olan iki
hastanenin onkoloji servislerinde yürütüldü. Araüt×rman×n örneklemini
onkoloji kliniklerinde çal×üan ve araüt×rmaya kat×lmay× kabul eden 40
hemüire ve bu kliniklerde yatan, araüt×rman×n s×n×rl×l×klar×na uyan ve
araüt×rmaya kat×lmay× kabul eden 80 eriükin hasta oluüturdu. Görsel
K×yaslama Ölçeùi’nin geçerlilik ve güvenirlik çal×ümas× en az ilkokul
mezunu olan ve 18-60 yaü grubundaki bireylerle yap×ld×ù× (Eti Arslan
1998b) için, çal×üma kapsam×na bu s×n×rl×l×klara uyan hastalar al×nd×.
Araüt×rma verileri, 1 Kas×m 2001 - 1 Ocak 2002 tarihleri aras×nda
topland×.
Veri Toplama Yöntemi
Araüt×rma verilerinin toplanmas×nda araüt×rmac×lar taraf×ndan
haz×rlanan; Hastalara Yönelik Anket Formu (7 soru) ve Hemüirelere
Yönelik Anket Formu (7 soru) kullan×ld×. Hastalara Yönelik Anket
Formunda; hastalar×n sosyodemografik özellikleri, tan×lar× ve aùr×lar× ile
ilgili sorular, Hemüirelere Yönelik Anket Formunda ise; hemüirelerin
sosyodemografik özellikleri, onkoloji kliniùinde çal×üma süresi, aùr×
konusunda eùitim alma durumu, aùr× deùerlendirme uygulamalar×na
iliükin sorular yer ald× ve hemüirelerden aùr× göstergelerini en güvenilir
bulduklar×ndan baülayarak s×ralamalar× istendi.
Aùr× deùerlendirmesinde ise Görsel K×yaslama Ölçeùi (GKÖ)
kullan×ld×. GKÖ’nin duyarl×k ve seçiciliùi Eti Arslan (1998a) taraf×ndan
çal×ü×lm×ü ve Cronbah alpha = 0,88 olarak bulunmuütur.
Hastalara yönelik anket formu araüt×rmaya kat×lmay× kabul eden
hastalarla yüz yüze görüüülerek, aùr×s×z bir dönemde dolduruldu, GKÖ
hakk×nda bilgi verildi ve aùr×lar× olduùunda aùr×lar×n× deùerlendirmeleri
istendi. Hastalara bir ucunda ‘’aùr× yok’’ diùer ucunda ‘’dayan×lmaz aùr×’’
yazan 10cm’lik cetvel üzerinde, bu iki nokta aras×nda aùr×s×n×n
üiddetine uyan bir yeri iüaretlemesi söylendi (Eti Arslan 2006).
Hemüirelere, GKÖ hakk×nda bilgi verildi, daha sonra anket
formunu doldurmalar× saùland×. Her hemüireden GKÖ’ni kullanarak
13
yat×ü s×ras×na göre iki farkl× hastan×n aùr× deùerlendirmesini yapmas×
istendi. Hastalar da kendi aùr×lar×n× deùerlendirdiler. Aùr×n×n hastalar ve
hemüireler taraf×ndan iki kez deùerlendirmesinin nedeni araüt×rman×n
güvenirliùini artt×rmakt×. Etkileüimi önlemek için, aùr× deùerlendirmesi
önce hasta taraf×ndan, daha sonra odaya gelen hemüire taraf×ndan
yap×ld×. Aùr× puanlar× araüt×rmac× taraf×ndan formlara kaydedildi.
Araüt×rman×n yap×labilmesi için hastanelerden yaz×l× izin, hasta ve
hemüirelerden sözel onam al×nd×.
Verilerin Değerlendirilmesi
Araüt×rma verileri, SPSS paket program×nda deùerlendi. Hasta ve
hemüirelerin tan×t×c× özelliklerinin say× ve yüzde daù×l×mlar× verildi,
verilerin analizinde iki ortalama aras×ndaki fark×n önemlilik testi,
Wilcoxon analizi ve Pearson korelasyon analizi kullan×ld×.
BULGULAR
Hemşirelerin Tanıtıcı Özellikler
Tablo 1: Hemüirelerin Tan×t×c× Özelliklerine Göre Daù×l×m×
Hemşirelerin Tanıtıcı Özellikleri
Sayı
Yaş Grubu
22-27
23
28 ve üzeri
17
Onkoloji Hemşiresi Olarak Çalışma Süresi
1 y×ldan az
10
1-5 y×l
21
6-10 y×l
9
Medeni Durumu
Evli
17
Bekar
23
Eğitim Durumu
Saùl×k Meslek Lisesi
12
Ön Lisans
21
Lisans
7
Toplam
40
%
57.50
42.50
25.00
52.50
22.50
42.50
57.50
30.00
52.50
17.50
100.00
Hemüirelerin, %57.50’sinin 22-27 yaü grubunda ( x =27.2± 0.60);
%52’sinin ön lisans mezunu olduùu; %52’ sinin 1-5 y×ld×r ( x = 3.16 #
4.85) onkoloji kliniùinde çal×üt×ù× saptanm×üt×r (Tablo 1).
Hemşirelerin Ağrı Değerlendirme Özellikleri
Aùr×y× hemüirelerin; s×ras×yla hastan×n sözel ifadesine, sözsüz
ifadesine, sözel ve sözsüz ifadesine göre deùerlendirdiùi, hiç birinin aùr×
deùerlendirmesinde aùr× ölçeùi kullanmad×ù× saptanm×üt×r (Tablo 2).
Hastan×n aùr×s× olduùu zaman hemüirelerin; % 85’inin doktora
haber verdiùi, % 10’unun doktor istemine göre ilaç verdiùi saptanm×üt×r.
14
Tablo 2: Hemüirelerin Hastalar×n Aùr×s×n× Deùerlendirme Biçimine Göre Daù×l×m×
Ağrı Değerlendirme Biçimi
Hastan×n sözel ifadesine göre
Hastan×n aùr×s×n× sorarak
Hastan×n sözsüz ifadesine göre
Hastan×n sözel + sözsüz ifadelerine göre
Hastan×n sözel + sözsüz ifade. + aùr×y× sorarak
Aùr× ölçeùi kullanarak
Toplam
Sayı
17
5
8
5
5
40
%
42,50
12,50
20,00
12,50
12,50
100,00
Tablo 3: Hemüirelerin Aùr×y× Deùerlendirmede En Güvenilir Bulduklar× Göstergelerin
Önem S×ras×na Göre Daù×l×m×
Önem Sırası
Göstergeler
Aùr× ölçekleri
Fizyolojik belirtiler
Hastan×n aùr× ifadesi
Davran×üsal tepkiler
Toplam
1
Sayı
9
21
10
40
2
%
22,50
52,50
25,00
100,00
Sayı
2
11
13
14
40
3
%
5,50
27,50
32,50
35,00
100,00
Sayı
3
19
5
13
40
4
%
7,50
47,50
12,50
32,50
100,00
Sayı
35
1
1
3
40
%
87,50
2,50
2,50
7,50
100,00
Hemüireler, aùr× deùerlendirmede en güvenilir göstergeleri s×ras×yla;
hastan×n aùr×s×n× ifade etmesi, hastan×n davran×üsal tepkileri, fizyolojik
belirtiler ve aùr× ölçekleri olarak göstermiülerdir (Tablo 3).
Hemüirelerin
saptanm×üt×r.
%27.57’sinin
aùr×
konusunda
eùitim
ald×klar×
Hastaların Tanıtıcı Özellikleri
Hastalar×n % 55’i erkek, %45’i kad×n, % 92,50’si evli, % 37,50’si
ilkokul, %30’u ortaokul, % 30’u lise ve % 2,50’si üniversite mezunuydu.
Hastalar×n %92.50’sinin daha önceden aùr× deneyimlediùi; aùr×s×
olduùunda %86.25’inin hemüireye, %5’inin doktora haber verdiùi,
%6.25’inin geçmesini beklediùi, %2.50’inin aùr×y× kendi yöntemleri ile
gidermeye çal×üt×ù× saptand×.
Hastalar×n %77.50’i aùr×lar×n×n kontrol alt×na al×nabileceùine
inanmad×klar×n×, %53.75’i gün içinde hemüirelerin kendilerine
aùr×lar×n×n olup olmad×ù×n× sorduùunu ifade etti.
Hastaların
Karşılaştırılması
Tanıtıcı
Özelliklerine
Göre
Ağrı
Puanlarının
Hastalar×n
cinsiyetlerine
göre
aùr×
puan
ortalamalar×
karü×laüt×r×ld×ù×nda; kad×nlar×n aùr× puan ortalamalar×n×n ( x =6.36),
erkekler ( x =5.78)den yüksek olduùu, iki grubun aùr× puan ortalamalar×
aras×nda istatistiksel olarak anlaml× bir fark bulunmad×ù× saptanm×üt×r
15
(t=1.07, p>0.05). Hastalar×n yaü×na göre aùr× puan ortalamalar×
aras×nda yap×lan Pearson Korelasyon analizi sonucunda anlaml× bir
iliüki bulunmuütur (r = -0.15, p>0.05).
Hasta ve Hemşirelerin Ağrı Puanlarının Karşılaştırılması
Tablo 4: Hemüirelerin Eùitim Durumlar×na Göre Hastalara Verdikleri Aùr× Puanlar×n×n
Ortalamalar× úle Hastalar×n Aùr× Puan Ortalamalar×n×n Karü×laüt×r×lmas×
Hemşirenin
Eğitim
Durumu
Lise
Ön Lisans
Lisans
Hemşirenin
1.Hastaya
Verdiği Puan
n
Ss
x
12 5.00 0.65
Z = -1.07
21 5.02 0.53
Z = -2,20
7
4.93 0.67
Z = -1.48
1. Hastanın
Verdiği Puan
Ss
x
5.40 0.83
p =0.29
21 5.85 0.61
p=0.03
7
5.53 0.47
p=0.14
n
12
Hemşirenin
2.Hastaya
Verdiği Puan
n
Ss
x
12 5.76 0.63
Z=-2.32
21 5.57 0.40
Z=-2.90
7
5.36 0.95
Z=-1.02
2. Hastanın
Verdiği Puan
n
12
7
21
Ss
x
6.74 0.56
p=0.02
6.32 0.49
p=0.00
6.23 1.00
p=0.31
Wilcoxon analizi
Lise mezunu hemüireler ile deùerlendirdikleri ilk hastalar×n aùr×
puan ortalamalar× aras×nda istatistiksel olarak fark bulunmazken, ön
lisans mezunu hemüireler ve deùerlendirdikleri ikinci hastalar×n aùr×
puan ortalamalar× aras×nda anlaml× fark bulundu (p>0.05, p<0.05). Ön
lisans mezunu hemüireler ile her iki hastan×n aùr× puan ortalamalar×
aras×nda istatistiksel olarak anlaml× fark bulundu (P<0.05, P<0.05).
Lisans mezunu hemüireler ile her iki hastan×n aùr× puan ortalamalar×
aras×nda istatistiksel olarak fark bulunmad× ((P>0.05, P>0.05), (Tablo 4).
Tablo 5: Hemüirelerin Aùr× Konusunda Eùitim Alma Durumlar×na Göre Hastalara
Verdikleri Aùr× Puanlar× Ortalamalar×n×n Karü×laüt×r×lmas×
Hemşirelerin
Ağrı Eğitimi
Durumu
Ağrı Eğitimi
Alan
Ağrı Eğitimi
Almayan
Hemşirenin
1.Hastaya
Puanı
n
Ss
x
11 5,01 0,62
Z= -1,78
29 4,99 0,43
Z= -2,2644
1. Hastanın
Verdiği Puan
n
11
29
Ss
x
5,62 0,65
p=0,74
5,67 0,50
p=0,02
Hemşirenin
2.Hastaya
Puanı
n
Ss
x
11 5,03 0,68
Z=-1,73
29 5,08 0,35
Z=-3,249
2. Hastanın
Verdiği Puan
n
11
29
Ss
x
5,72 0,62
p=0,08
6,76 0,40
p=0,00
Wilcoxon analizi
Aùr× konusunda eùitim alan hemüireler ile her iki hastan×n aùr×
puanlar×n×n ortalamalar× aras×nda istatistiksel olarak anlaml× bir fark
saptanmad× (p>0.05) Aùr× ile ilgili eùitim almayan hemüireler ile ilk ve
16
ikinci hastan×n aùr× puanlar×n×n ortalamalar× aras×nda istatistiksel
olarak anlaml× bir fark saptand× (p<0.05) (Tablo 5).
Hemüirelerin çal×üma y×l× ile her iki hastaya verdikleri aùr×
puanlar× aras×nda yap×lan Pearson korelasyon analizinde anlaml× bir
iliüki saptanmad× (r1=-0.18, p>0.05; r2=-0.16, p>0.05).
TARTIŞMA
Hemşirelerin Hastaların Ağrısını Değerlendirme Özellikleri
McCaffery’nin tan×m×na göre “Aùr× bireyin söylediùi üeydir, eùer
söylüyorsa vard×r” (Innis ve ark. 2004, Acello 2001, Potter ve Perry
1993). Bu tan×ma göre, aùr× tan×lamas×n×n temeli hastan×n ifadesine
inanmakt×r. Araüt×rmam×zda hemüirelerin yar×s×ndan çoùunun aùr×
deùerlendirmesini hastan×n sözel ifadesine göre yapt×ù× görülmektedir
(Tablo 2). Bu oran, sözlü ve sözsüz ifadeleri birlikte deùerlendiren
hemüirelerin oran× da kat×ld×ù×nda artmaktad×r. Hastan×n aùr×s×n×n
olduùunu ifade etmesi aùr× deùerlendirmesinin alt×n kurallar×ndan
biridir (Herr 2002). Hemüirelerin bu kural× benimsedikleri ve hastalar×n
aùr× ifadelerine inand×klar×n× göstermektedir. Olgun ve Eti Aslan (1998)
hastalar×n sözel ifadelerini dikkate alan hemüirelerin oran×n× %48.4
olarak bulmuülard×r. Araüt×rmalar aras×ndaki farkl×l×ù×n hasta ve klinik
özelliklerinin farkl× olmas×ndan kaynakland×ù× düüünülmektedir.
Aùr×n×n duyusal, emosyonel, motivasyonel, biliüsel ve davran×üsal
boyutlar× vard×r ( Eti Arslan 2006 ). Aùr× evrensel bir fenomen olmakla
birlikte, çeüitli psikolojik ve sosyal etkiler nedeni ile alg×lanmas×, ifade
edilmesi ve tolerans× bireylere göre farkl×l×k gösterir (Miller ve Newton
2006). Bu nedenle, iyi bir aùr× deùerlendirmesi için hastan×n sözel, sözel
olmayan ifadeleri ve aùr×s×n× sormay× içine alan geniü kapsaml× bir aùr×
deùerlendirmesi yap×lmal×d×r (Olgun ve Eti Arslan 1998). Ancak,
araüt×rmam×zda aùr× deùerlendirmesinde hastan×n sözel ve sözsüz
ifadelerini birlikte dikkate alan, hemüirelerin oran× oldukça düüüktür
(Tablo 2). Özer ve Bölükbaü (2001) hemüirelerin %47.62’sinin aùr×
deùerlendirmesinde hastalar×n sözel-davran×üsal ifadelerini dikkate
ald×klar×n× saptam×ülard×r.
Çal×ümam×zda, aùr×l× hastalar×n sözsüz ifadelerini dikkate alan
hemüirelerin oran× çok düüüktür (Tablo 2). Olgun ve Eti Arslan (1998)
ile Özer ve arkadaülar× (2006) aùr× deùerlendirirken hemüirelerin yar×s×na
yak×n×n×n hastalar×n sözsüz ifadelerini dikkate ald×klar×n× belirtmiülerdir.
Aùr×s×n×, “iyi hasta” olma kayg×s×yla ifade etmekten çekinen veya ifade
edemeyen hastalar×n aùr×s×n×n deùerlendirilmesinde hastalar×n sözsüz
ifadeleri önemlidir (Kocaman 1994, Potter ve Perry 1993, Ferrell ve ark.
1991). Ancak bireylerin aùr×ya yan×t× farkl×l×k gösterdiùinden hasta
davran×ülar× zay×f bir aùr× göstergesidir. Davran×ülar, hasta ifadelerinin
17
yerini tutmaz (Acello 2001, McCaffery ve Ferrell 1999). Bu nedenle, aùr×
deùerlendirmesinde hastan×n sözsüz ifadeleri diùer aùr× göstergeleri ile
birlikte kullan×lmal×d×r. Ancak çal×ümam×zda hemüirelerin çoùunlukla
tek bir aùr× deùerlendirme ölçütü kulland×klar× görülmektedir. Bu durum
aùr× deùerlendirme ölçütlerinin hastalar×n bireysel özelliklerinden
kaynaklanabilecek deùerlendirme hatalar×n× önlemedeki öneminin
fark×nda olmad×klar×n× düüündürmektedir.
Aùr×l× hastan×n tan× ve tedavisinin doùru olarak yönlendirilmesinin
en önemli koüulu; subjektif bir deneyim olan aùr×n×n, aùr× ölçekleri
kullanarak objektif hale getirilmesidir (Eti Aslan 2001, Erhan 1996).
Ancak, araüt×rmam×zda hemüirelerin hiçbirinin aùr× deùerlendirmesinde
aùr× ölçeùi kullanmad×klar× ve en güvenilir gösterge s×ralamas×nda son
s×rada gösterdikleri görülmektedir (Tablo 2), (Tablo 3). Bu durumun
hemüirelerin aùr× ölçekleri konusundaki bilgi yetersizliùinden
kaynakland×ù× düüünülmektedir. Nitekim, hemüirelerin sadece %
27.57’sinin aùr× konusunda eùitim ald×klar× görülmektedir. Olgun ve Eti
Aslan’×n (1998) çal×ümas×nda da aùr× ölçeklerinin en güvenilir gösterge
olduùunu belirten hemüire ve hekimlerin oran×n×n düüük (%19.60)
olduùu bulunmuütur. Özer ve arkadaülar× (2006) hemüirelerin
%25.3’ünün aùr× ölçeùi kulland×ù×n× belirtirken, bu oran× Ferrell ve ark.
(1991) %59, McMillan ve ark. (2000) ise %42 olarak belirtmektedirler.
Ülkemizde aùr× ölçeùi kullanan hemüirelerin oran×n×n yurtd×ü×ndaki
meslektaülar×ndan daha düüük olmas×n×n aùr× yönetimi konusundaki
bilgi eksikliùi ve standartlar×n belirlenmemiü olmas× ile ilgili olduùu
düüünülmelidir.
Hemüirelerin aùr× deùerlendirmesinde en güvenilir bulduklar× ve
en fazla kulland×klar× aùr× göstergeleri aras×nda paralellik bulunmas×
(Tablo 2, Tablo3) hemüirelerin pratikte, güvenilir bulduklar× göstergeleri
kulland×klar×n× ortaya koymaktad×r. Ferrell ve ark. (1991) hemüirelerin
çoùunluùunun s×ras×yla, hastaya aùr×s×n×n üiddetini sorduklar×n×,
hareketlerini, davran×ülar×n× gözlediklerini saptam×ülard×r. Ferrell ve ark.
(1991) ile McMillan ve ark. (2000) hemüirelerin yaklaü×k yar×s×n×n aùr×
ölçekleri kulland×ù×n× saptam×ülard×r. Hemüirelerin subjektif deùerlendirme
yöntemlerini daha yayg×n kulland×klar× görülmektedir. Hemüireler, aùr×l×
hastalara sahip olduklar× bilgiler doùrultusunda bak×m verirler.
Araüt×rma kapsam×na al×nan hemüirelerin özellikle aùr× ölçekleri baüta
olmak üzere aùr× deùerlendirmesi konusunda eùitime gereksinimi
olduùu görülmektedir.
Hastaların Tanıtıcı
Karşılaştırılması
Özelliklerine
Göre
Ağrı
Puanlarının
Hasta ve hemüirelerin aùr× deùerlendirmeleri aras×nda uyum olmas×
aùr× kontrolünde önemlidir. Araüt×rmam×zda da hastalar×n neredeyse
tamama yak×n× daha önce de aùr× deneyimlediùini belirtirken, büyük
18
çoùunluùu aùr×lar×n×n kontrol alt×na al×nabileceùine inanmad×klar×n×
belirtti. Hastalar×n geçmiüteki aùr× deneyimlerinin aùr×lar×n×n kontrol
alt×na al×nmas×na iliükin inançlar×n× etkilediùi düüünülmektedir. Beck
ve Falkon (2001) kanserli hastalar×n sadece %21’inin aùr×lar×n×n
tamamen giderilebildiùini belirtmiülerdir.
Hastan×n aùr×s× olduùunda; hemüirelerin büyük çoùunluùu hekime
haber verdiùini belirtirken, doùrudan doktor istemine göre ilaç veren ya
da ilaç d×ü× yöntemler uygulad×ù×n× belirtenlerin oran× oldukça
düüüktür. úlaç istemlerinin hekim sorumluluùunda olmas×, kanser
aùr×s×n×n çok üiddetli olmas×, zaman zaman analjezik dozlar×n×n
deùiütirilmesine gerek duyulmas× ve hemüirelerin baù×ms×z olarak
uygulayabilecekleri ilaç d×ü× yöntemler konusunda bilgilerinin yetersiz
olmas×n×n hemüirelerin büyük çoùunluùunun aùr× konusunda hekime
dan×ümas×nda etkili olduùu düüünülmektedir. Ferrel ve ark. (1991) da
hemüirelerin %68’inin
hastalar×n aùr×s× ile ilgili olarak hekimle
görüütüklerini belirtmiülerdir
Araüt×rmada aùr×s×n× hemüireye haber veren hastalar×n oran×n×n
yüksek olmas× hemüirelerin 24 saat hastalarla birlikte bulunmalar×na,
analjeziklerin uygulanmas× ve etkililiùinin izlenmesinden sorumlu
olmalar×na, kanserli hastalar×n uzun süreli ve tekrarlayan hastaneye
yat×ü dönemleri nedeniyle hemüirelerle iyi bir iletiüim içinde olmalar×na,
hastal×klar× ve tedavileri ile ilgili deneyimlerine baùlanabilir.
Analjezik uygulama karar×n×n hemüireye b×rak×ld×ù× “gerektiùinde”
üeklindeki doktor istemlerinin etkili bir üekilde uygulanmas× için;
hastan×n aùr× ve tedavi sonuçlar×n×n sürekli deùerlendirilmesi gerekir
(Eti Aslan 2001). Hemüirelerin çoùunluùunun, hastalar×n aùr×s×n×,
onlar×n sözel ifadesine (sadece sözel ve sözel+sözsüz) göre
deùerlendirdiklerini belirtmelerine karü×l×k (Tablo 2) hastalar×n sadece
yaklaü×k yar×s× hemüirelerin kendilerine gün içinde aùr×lar× olup olmad×ù×n×
sorduùunu belirttiler. Hemüireler ve hastalar×n ifadeleri aras×ndaki bu
farkl×l×ù×n, baz× hemüirelerin hastalara aùr×s×n× düzenli aral×klarla
sormak yerine, hastalar×n aùr×y× kendilerinin bildirmesini beklediklerini
düüündürmektedir. Hemüireler aras×ndaki bu uygulama farkl×l×ù×n×n
kliniklerde bir aùr× deùerlendirme standard×n×n bulunmamas×ndan
kaynakland×ù× düüünülmektedir. Dihle ve ark. (2006), hemüirelerin
sistemli ve yeterli aùr× tan×lamas× yapmad×klar×n× belirtirtmektedirler.
Paice ve ark. (1991) ise hemüirelerin %38.2’sinin hastan×n aùr×s×n×
sormad×ù×n× saptam×ülard×r.
Hastaların ve Hemşirelerin Ağrı Puanlarının Karşılaştırılması
Hastalar×n yaü ve cinsiyetlerine göre aùr× puan ortalamalar×
aras×nda anlaml× bir fark saptanmad× (p>0.05). Rustoen ve ark (2003),
Özer ve Bölükbaü (2001) çal×ümalar×nda araüt×rmam×zla benzer sonuçlar
elde etmiülerdir. Ancak yaü ve cinsiyetin aùr× üzerine etkisi ile ilgili
19
bilgiler çeliükilidir (Kuùuoùlu 2006, Granot ve ark. 2004, Gökoùlu ve
ark. 2001, Vallerand ve Polomano 1995). Hastan×n yaü×n×n aùr× ifadesini
etkileyebileceùi belirtilirken baz× kaynaklarda ise yaü×n aùr×ya etkisine
iliükin farkl× sonuçlar belirtilmektedir (Kocaman ve Karayurt 2001,
Olgun ve Eti Aslan 1998).
Hemüire, hekim ve hastan×n aùr×y× benzer deùerlendirmeleri aùr×
kontrolünün temel ögesidir. Aùr× deùerlendirmeleri karü×laüt×r×ld×ù×nda;
hemüirelerin hastalar×n aùr×s×n× daha düüük deùerlendirdikleri
görülmektedir (p<0.05) (Tablo5). Bu durumun aùr×y× deùerlendirirken
hemüirelerin yar×ya yak×n×n×n gün içinde hastalara aùr×s× olup
olmad×ù×n× sormamalar×, aùr× ölçeklerini hiç kullanmamalar×, farkl× aùr×
tan×lama parametrelerini bir arada kullanmamalar×ndan kaynakland×ù×
düüünülmektedir. Bu sonuç pek çok araüt×rma ile benzerlik
göstermektedir. (Kocaman ve Karayurt 2001, Hovi ve Laury 1999,
Olgun ve Eti Aslan 1998, Paice et all 1991, Zalon 1993, Faries ve ark.
1991). Araüt×rmam×zda lisans mezunu ve aùr× konusunda eùitim alm×ü
hemüirelerin oran×n×n düüük (Tablo 5, Tablo 6) olmas×n×n da aùr×
deùerlendirmesini olumsuz etkileyen bir diùer etken olduùu
düüünülmektedir. Bilgi düzeyi yetersiz olan hemüireler aùr×y× düüük
düzeyde deùerlendirir (Hovi ve Laury 1999).
Saùl×k meslek lisesi ve önlisans mezunu hemüirelerin hastalara
verdikleri aùr× puanlar× hastalar×nkinden düüük iken (p<0.05), lisans
mezunu hemüireler ile hastalar×n aùr× puan ortalamalar× aras×nda fark
olmamas× (p>0.05) (Tablo 4) lisans eùitiminin hemüirelerin aùr×
deùerlendirmesini olumlu yönde etkilediùini göstermektedir. Bu bulgu
Zalon’un (1993) çal×üma sonuçlar× ile benzerdir. Sloman ve ark.(2004)
ise çal×ümalar×nda hemüirelerin eùitim düzeyinin aùr× deùerlendirmelerini
etkilemediùini belirtmiülerdir.
Aùr× konusunda eùitim alan hemüireler ile hastalar×n aùr× puan
ortalamalar× aras×nda anlaml× fark olmad×ù× görülmektedir (p>0.05)
(Tablo 5). Aùr×n×n kontrol alt×na al×nabilmesi için aùr× fizyolojisi,
deùerlendirmesi ve kontrolünün iyi bilinmesi gerekmektedir (Yücel
2000, Carpenter ve Brockopp 1995). Araüt×rma sonuçlar×na göre aùr×
eùitimi alman×n hemüirelerin aùr× deùerlendirmesini olumlu yönde
etkilediùi görülmektedir. Literatür bilgileri bu görüüü desteklemektedir
(Holley ve ark. 2005).
Hemüirelerin onkoloji servisinde çal×üma süreleri artt×kça
hastalara verdikleri aùr× puanlar×n ortalamas× azalmaktad×r (p<0.05).
Literatürde hemüirelerin kronik aùr×s× olan hastalar×n aùr×s×n×, akut
aùr×s× olan hastalardan daha düüük deùerlendirdikleri belirtilmektedir
(Potter ve Perry 1993).
20
SONUÇ VE ÖNERİLER
Araüt×rma
sonucunda;
onkoloji
hemüirelerinin,
aùr×
deùerlendirmesinde subjektif aùr× göstergelerini kulland×klar×, aùr×
ölçeklerini kullanmad×klar× hastalar×n aùr×s×n× hastalardan daha düüük
deùerlendirdikleri, hemüirelerin eùitim düzeyi ve aùr× konusunda eùitim
almalar×n×n
aùr×
deùerlendirmelerini
olumlu
yönde
etkilediùi
saptanm×üt×r.
Aùr× deùerlendirme standartlar×n×n belirlenmesi, lisans eùitimi ve
hizmet içi eùitim veya sertifika programlar×nda aùr× deùerlendirmesi ve
kontrolü konusunda eùitim verilmesinin, hemüirelerin aùr×y× doùru
deùerlendirmelerinde etkili olacaù×, kanserli hastalar×n memnuniyetini
ve yaüam kalitesini artt×racaù× düüünülmektedir.
KAYNAKLAR
1. Aùargün Yücel M, Kara H, Anlar Ö (1996). Pittsburg Uyku Kalitesi úndeksi’nin
Geçerliùi ve Güvenirliùi. Türk Psikiyatri Dergisi, 7:2, 107-115
2. Babaoùlu E, Öz F (2003). Terminal dönem kanser hastas×na bak×m veren eülerin
duygusal ve sosyal sorunlar× aras×ndaki iliüki. HEMARGE Dergisi, 2, 24-33.
3. Carter PA (2002). Caregivers’ descriptions of sleep changes and depressive symptoms,
Oncology Nursing Forum. 29:9, 1277-1283.
4. Carter PA (2003). Family Caregivers’ sleep loss and depression over time. Cancer
Nursing, 26:4, 253-259.
5. Carter PA (2006 ). A brief behavioral sleep intervention for family caregivers of persons
with cancer. Cancer Nursing, 29:2, 95-103.
6. Carter PA, Action GJ (2006). Personality and coping: Predictors of depression and
sleep problems among caregivers of individuals who have cancer. Journal of
Gerontologial Nursing, 32:2, 45-53.
7. Carter PA, Chang BL (2000). Sleep and depression in cancer caregivers. Cancer
Nursing, 23:6, 2000, 410-415.
8. Carter PA, Clark AP (2005). Assessing and Treating Sleep Problems in Family
Caregivers of Intensive Care Unit Patients. Critical Care Nurse, 25:1, 16-25
9. Chang EW, Tsai YY, Chang TW ve ark (2007). Quality of sleep and quality of life in
caregivers of breast cancer patient, Psychooncology, 16:10, 950-955.
10. Ç×nar S (2004).
Huzurevinde kalan yaül×larda s×rt masaj×n×n uykuya etkisinin
incelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, úzmir: Ege Üniversitesi Saùl×k Bilimleri Enstitüsü.
11. Daniels R (2004). Nursing Fundamentals Caring and Clinical Decision Making.
Thomson Learning Inc., 1307-1317.
12. Flaskerud JH, Carter PA, Lee P (2000). Distressing emotions in female caregivers of
people with AIDS, age-related dementias, and advanced stage cancer. Perspective in
Psychiatric Care, 36:4, 121-130.
21
13. Hearson B, McClement S (2007). Sleep disturbance in family caregivers of patients
with advanced cancer. International Journal of Palliative Nursing,13:10, 495-501.
14. Acello B: Controlling pain-breaking down cultural barriers. Nursing 2001; 31(2): 26.
15. Beck SL, Falkson G: Prevalence and management of cancer pain in South Africa.
Pain 2001; 94(1): 75-84.
16. Boström B, Sandh M, Lundberg D, Fridlund B: A comparison of pain and healt related
quality of life between two groups of cancer patients with differing average levels of
pain. J Clin Nurs 2003; 12: 726-735.
17. Carpenter J, Brockopp D: Comparison of patients rating and examination of nurses
responses to pain ×ntensity rating scales. Cancer Nurs 1995; 18(4): 292-298.
18. Dihle A, Bjolseth G, Helseth S: The gap between saying and doing in postoperative
pain management. J Clin Nurs 2006; 15: 469-479.
19. Erhan E, Kanser aùr×s× ve epidemiyolojisi. Yegün ú, editör. Kanser Aùr×s×. úzmir, E. Ü.
ú. T. F. Yay×n Bürosu. 1996. ss. 1-3.
20. Eti Aslan F, Aùr× deùerlendirilmesi ve ölçümü. Eti A. F., editor. ústanbul, Avrupa T×p
Kitapç×l×k. 2006. ss. 69-99.
21. Eti Aslan F, Aùr× Yönetimi. ûelimen D, editör. Acil Bak×m. ústanbul, Çevik Matbaas×.
1998a. ss. 382-414.
22. Eti Aslan F, Kanserli hastalarda aùr×, yorgunluk ve uykusuzluk sorunlar×.
Hemüireliùi Hizmet úçi Eùitim Kursu Kitab×. ústanbul, 2001. ss.15-24.
Onkoloji
23. Eti Aslan F, Postoperatif aùr× deùerlendirmesinde görsel k×yaslama ve basit tan×mlay×c×
ölçeklerin duyarl×l×k ve seçiciliklerin karü×laüt×r×lmas×. Uluslararas× Kat×l×ml× 6. Ulusal
Hemüirelik Kongresi Kitab×. Ankara, 1998b. ss. 178-183.
24. Faries JE, Mills DS, Goldsmith DS, Phillips KD, Orr J: Systematic pain records and
their impact on pain control. Cancer Nurs 1991; 14(6): 306-313.
25. Ferrell BR, Eberts MT, McCaffery M, Grant M: Clinical desicion making and pain.
Cancer Nurs 1991; 14 (6): 289-297.
26. Gökoùlu H, Erdem HR, Ceceli E, Ak×nc× úC, Yorganc×oùlu ZR: Yaül× populasyondaki
bas×nç aùr× eüiùinin analizi. Aùr× Dergisi 2001; 4 (3): 113-115.
27. Granot M, Goldstein-Ferber S, Azam S: Gender differences in the perception chest
care. J Pain Symptom Manage 2004; 27 (2): 149-155.
28. Higginson IJ, Hearn JA: Multicenter evaluation of cancer pain control by palliative
care teams. J Pain Symptom Manage 1997; 14(1): 29-35.
29. Holley S, McMillan SC, Hagan SJ, Palacios P, Rosenberg D: Pain resource nurse:
Believig the patients, believing in themselves. Oncol Nurs Forum 2005;32 (4): 843848.
30. Hovi SL, Laury S: Patients’ and nurses’ assessment of cancer pain. European
Journal of Cancer Pain 1999; 8: 213-219.
31. Innis J, Bikaunieks N, Petrysben P, Zellermeyer V, Ciccarelli L, Patients satisfactions
and pain management J Nurs Care Qual 2004; 19 (4): 322-327.
32. Klepstad P, Kasa S, Cherny N, Hanks G, Conno F, Pain and pain treatments in
European Association for Palliative Care Research Network. Palliat Med 2005; 19: 477484.
33. Kocaman G, Karayurt Ö, Özmen D: Hizmet içi eùitimin hemüirelerin aùr× kontrolü
davran×ülar×na etkisinin incelenmesi. 2. Hemüirelik Eùitim Sempozyumu Kitab×,
ústanbul, 1997. ss. 210-214.
22
34. Kocaman G, Karayurt Ö, Postoperatif aùr×n×n hasta ve hemüireler taraf×ndan
deùerlendirilmesi. 3. Ulusal Cerrahi Kongresi, ústanbul, 2001.
35. Kocaman G: Aùr× hemüirelik yaklaü×mlar×. 1. Bask×, Saray Medikal Yay×nc×l×k San. ve
Tic. Ltd. ûti. úzmir. 1994.
36. Kömürcüoùlu A, Saù×roùlu E, Aùr× ve tedavisi, úlicin, G, (ed.) Temel úç Hastal×klar×,
Ankara, Güneü Kitapevi. 1996. ss. 82-90.
37. Kuùuluoùlu S: Aùr× alg×s×n× etkileyen faktörler. Aùr× doùas× ve kontrolu, Eti Arslan F,
editor. ústanbul, Avrupa T×p Kitapç×l×k. 2006. ss. 51-52.
38. Kuzeyli Y, Uyer M, Fad×loùlu Ç: Kanser aùr×s× ve yaüam kalitesine etkisi. Aùr× 2005; 17
(4): 17-22.
39. McCaffery M, Ferrel BR, Opioid and management-What do nurses know? Nursing
1999; 48-52.
40. McMillan SC, Tittle M, Hagan S, Small BJ: Training pain resource nurses: Changes in
their knowledge and attitudes. Onc Nurs Forum 2005; 32 (4): 835-842.
41. McMillan SC, Tittle M, Hagan S, Laughlin J: Management of pain and pain-related
symptoms in hospitalized veterans with cancer. Cancer Nurs 2000; 23 (5): 327-335.
42. Miller C, Newton SE: Pain perception and expression: The influence of gender,
personal self-efficacy, and lifespan socialyzation. Pain Management Nursing 2006; 2
(4):148-152.
43. Olgun N, Eti AF.: Hemüire ve hekimlerin aùr×ya yaklaü×mlar×. Aùr× Dergisi 1998; 10 (1):
32-36.
44. Önal A: Kanser aùr×s×, Erdine S, editör. Aùr×. ústanbul, Alemdar Ofset. 2000. ss. 397-401.
45. Özer S, Akyürek B, Baübakkal Z, (2006) Hemüirelerin aùr× ile ilgili bilgi, davran×ü ve
klinik karar verme yeteneklerinin incelenmesi. Aùr×, 18:4, 36-43.
46. Özer N, Bölükbaü N: Postoperatif dönemdeki hastalar×n aùr×y× tan×mlamalar× ve
hemüire ve hemüirelerin aùr×l× hastalara yönelik giriüimlerinin incelenmesi. Atatürk
Üniversitesi HYO Dergisi 2001; 4 (1): 7-16.
47. Paice JA, Mathon SM, Faut-Callahan M: Factors associated with adequate pain
control in hopitalized postsurgical patients diagnosed with cancer. Cancer Nurs
1991;14 (6): 298-305.
48. Pargeon KL, Hailey J: Barriers to effective pain care management: A review of the
literature. J Pain Symptom Manage 1999; 18 (5): 358-368.
49. Potter PA, Perry AG: Fundamentals of nursing consepts process practice, Third
Edition, By Mosby. 1993. pp. 1176-1177.
50. Rustoen T, Fossa SD, Skarstein J, Moum T: The impact of demographic and diseasespecific variables on pain in cancer patients. J Pain Symptom Manage 2003;26
(2):696-704.
51. Sloman R, Rosen G, Rom M, Shir Y: Nurses’ assessment of pain in surgical patients. J
Adv Nurs 2004; 52(2): 124-132.
52. Vallerand AP, Polomano AP: The relationship of gender to pain. Pain Management
Nursing 2000; 1 (3): 8-15.
53. Yücel A: Aùr× kontrolünde hemüirenin rolü. Edirne S, editor. Aùr×. ústanbul, Alemdar
Ofset. 2000. ss. 695-698.
54. Zalon M. C.: Nurses assessment of post-operative patients’ pains. Pain 1993; 54: 329334.
23
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 25-38, 2010
RUH SAĞLIĞI HASTALIKLARI HASTANESİ’NDE ÇALIŞAN
HEMŞİRELERİN SOSYAL DESTEK DÜZEYLERİNİ ETKİLEYEN
FAKTÖRLER
FACTORS THAT EFFECT SOSIAL SUPPORT OF NURSES WHO WORK IN
MENTAL HEALTH HOSPITAL
Yard.Doç.Dr. Gönül ÖZGÜR
Ar.Gör. Sevgi NEHİR
Ar.Gör. Döndü ÇUHADAR
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Psikiyatri Hemüireliùi Anabilim Dal×
Çal×üma 4-6 Haziran 2009 tarihinde III.Ulusal Psikiyatri Hemüireliùi Kongresi’nde Poster
bildiri olarak sunulmuütur.
ÖZET
Giriş ve Amaç: Stresi önlemenin en etkin yollar×ndan biri, yaüam×n
bütün alanlar×nda sosyal desteùe sahip olmakt×r. Sosyal destek araçsal, bilgisel
veya duygusal etkileri olan kiüileraras× bir etkileüim durumudur. Sosyal destek
kiüileraras× yak×nl×k ve psikolojik destek saùlar. Bu çal×üma Ruh Saùl×ù× ve
Hastal×klar× hastanesinde çal×üan hemüirelerin sosyal destek düzeylerinin ve
etkileyen faktörlerin belirlenmesi amac×yla tan×mlay×c× olarak planlanm×üt×r.
Gereç ve Yöntem: Çal×üma 22 Aral×k 2008-9 Ocak 2009 tarihleri
aras×nda Manisa’daki Ruh Saùl×ù× ve Hastal×klar× Hastanesi’nde yap×lm×üt×r.
Çal×ümada örneklem seçimine gidilmemiütir. Bu tarihlerde çal×üan bütün
hemüireler aras×ndan (N=173) çal×ümay× kabul eden ve gönüllü 107 hemüire
araüt×rma örneklemini oluüturmuütur. Verilerin toplanmas×nda SosyoDemografik Bilgi Formu, Alg×lanan Arkadaü Desteùi Ölçeùi, Alg×lanan Aile
Desteùi Ölçeùi kullan×lm×üt×r. Verilerin analizi, SPSS for Windows version 10.0
program×nda, say×-yüzde daù×l×mlar×, ortalama, student t-testi, Kruskal-Wallis,
Mann- Whitney U testi ve oneway ANOVA analizleri kullan×larak yap×lm×üt×r.
Bulgular: Hemüirelerin iüyerinde karü×laüt×klar× problemlere bak×ld×ù×nda,
%69.2’sinin fiziki ortam, %43.0’ünün kiüileraras× iletiüim, %10.3’ünün mesleki
bilgi ve beceri, %12.1’inin tedavi koüullar×, %27.1’inin yönetim biçimiyle sorun
yaüad×ù×
bulunmuütur.
Ayr×ca
hemüirelerin
mesleki
sorunlarla
karü×laüt×klar×nda, bu sorunu %34.6’s× eüiyle, %31.8’i akraba ve arkadaülar× ile,
%79.4’ü meslektaülar× ile, %39.3’ü yöneticisiyle, %15.0’i doktor/psikolog ile
paylaüt×ù× belirlenmiütir. Bu çal×ümada hemüirelerin arkadaülardan alg×lanan
sosyal destek puan ortalamas× 37.61± 7.10, aileden alg×lanan sosyal destek
puan ortalamas× 34.26± 6.69 olarak bulunmuütur.
25
Sonuç: Çal×üman×n sonunda, hemüirelerin arkadaülardan alg×lad×klar×
sosyal desteùin, aileden alg×lanan sosyal destekten fazla olduùu ve hemüirelerin
sosyodemografik ve mesleki özelliklerine göre sosyal destek düzeylerinin anlaml×
farkl×l×k göstermediùi belirlenmiütir.
Anahtar Kelimeler: Sosyal Destek, Hemüire, Ruh Saùl×ù×
ABSTRACT
Aim: Oneof the most effective way to protect stress is having social support
in all of the areas of life. Social support is an interpersonal interaction statue tha
has instrumental, informational and emotional effect. Social support provide
interporsanal intimacy and psychological support. This study planned as
descriptive for to determine social support level of nurses who work in mental
health hospital.
Material and Method: Study was done between 22 December 2008- 9
January 2009 in Mental Health and Diseases Hospital in Manisa. We didn’t go to
sample choosen Among nurses (173) who working in this hospital between tis
date, nurses (107) who want to participate study and who were voluntary
constitute the sample of study. While collecting data, sociodemgraphic knowledge
form, social support perceived from family and social support perceived from
friends scale were used. Analiyze of data were done in SPSS for Windows version
10.0 programme by using frequency, mean, student t test, Mann Whitney U test,
Kruskall Wallis an done way ANOVA test.
Findings: %57.9 of nurses in 22-32 age group, %72.9 married, %43.0 of
them being working in mental health hospital between 1-9 years, %60.7 of them be
satisfied from their job, %73.8 took mental health education, %10.3 took
orientation education, % 81.3 were working as clinic nurse. When looked at their
problem which they faced in clinic, it is found that %69.2 having problem with
physical environment, %43.0 with interpersonal communication, %10.3 with
occupational knowledge, %12.1 with treatment condution, %27.1 with
administration style. Also it is detected that when nurses faced with a
occupational problem, %34.6 share with his/her partner, %31.8 with relatives or
friends, %79.4 with colleagues, %39.3 with administir, %15.0 with doctor. İn this
study social support perceived from friends scale point mean of nurses found as
37.61± 7.10 social support perceived from family scale point mean found as
34.26± 6.69.
Conclusions: At the end of the study, it is determided that; social support
of nurses perceived from friends was more than social support perceived from
family and social support level of nurses weren’t show significantly differentices
according to their sociodemographic and occupational charactheristics.
Key Words: Social Support, Nurse, Mental Health.
GİRİŞ
úü yerinden kaynaklanan stresin hemüireler aras×nda yayg×n
olduùu bilinmektedir (Elfering ve ark. 2002, Lee ve Wang 2002, Santos
ve ark. 2003). Hemüirelerde iü stresi, yap×lan iüten memnuniyetsizliùe
26
neden olarak, iüin kalitesini olumsuz yönde etkileyen önemli bir
faktördür (Burke ve ark. 2000). Ayn× zamanda yapt×klar× iüten memnun
olmayan hemüirelerin hem bak×m verdikleri hastalardan hem de
mesleki sorumluluklar×ndan uzaklaüt×ù× bildirilmektedir (Demerouti ve
ark. 2000).
Ancak hemüireler için iü stresinin her iü ortam×nda birbirinden
farkl× olduùu; yoùun bak×m ünitelerinde çal×üanlarda ölmekte olan
hasta ve ölüm olgusunun, cerrahi ve dahiliye kliniklerinde çal×üanlarda
iü yükü ve personel yetersizliùinin, hematoloji ve onkoloji ünitelerinde
çal×üanlarda ise duygusal yüklenmenin stres kaynaù×d×r (Foxall ve ark.
1990, Tyler ve Ellison 1994, Ebrinç ve ark. 2002, Alt×ntoprak ve ark.
2008). Hemüireler için bir diùer iü yeri stres kaynaù× üiddete maruz
kalmakt×r. ABD’de yap×lm×ü bir araüt×rmada saùl×k personelinin üiddete
uùrama riskinin diùer hizmet sektörlerinde çal×üanlara göre 16 kat fazla
olduùu saptanm×üt×r (Alçelik 2005). Engin’in (2004) psikiyatri kliniklerinde
çal×üan hemüirelerle yapt×ù× çal×ümada hemüirelerin %75.9’unun, Samsun
Ruh ve Sinir Hastal×klar× Hastanesinde Gökçe ve arkadaülar×n×n (2008)
yapt×ù× çal×ümada hemüirelerin %90’n×n hastalar×n üiddetine maruz
kald×ù× belirlenmiütir.
Hemüireler de herkes gibi stresli durumlarda savunma
mekanizmalar×n× kullanarak yaüad×klar× durumla baüa ç×kmaya
çal×ü×rlar. Bu sürecin uzun ve üiddetli olmas×, yaüanan anksiyete ve
depresyonun zaman zaman patolojik boyuta ulaüarak, ruh saùl×ù×n×n
bozulmas×na neden olabilmektedir (Ebrinç ve ark. 2002, Raggio ve
Malacarne 2007).
Stresle baü etme de en etkin yollardan biri de yaüam×n tüm
alanlar×ndan sosyal desteùe sahip olmakt×r. Sosyal desteùin, stresin
oluüumunu önlediùi; stresin var olduùu durumlarda ise olay×n alg×lan×ü
biçimini olumlu yönde deùiütirdiùi, kiüinin zorland×ù× durumlarda baüa
ç×kma yollar×n× etkileyerek yard×mc× olduùu bilinmektedir (Sorias
1988b, Sorias 1992).
Sosyal destek genel olarak, bireyin stresle baüa ç×kma çabalar×na,
onun için önemli olan diùer insanlar×nda kat×lmas×d×r. Bu nedenle,
sosyal destek, kiüinin içinde bulunduùu durumun anlam×n×n ve
gösterilen duygusal tepkinin deùiümesine yol açan etkili bir baüa ç×kma
mekanizmas×d×r (Thoits’e 1986). Genellikle bireyler sosyal destekleri
farkl× kaynaklardan saùlayabilirler. Bu kaynaklar; öznel, niteliksel ve
ölçülebilir objektif deùerlendirme olabileceùi gibi, iletiüim kurulan
kiüilerden saùlanan ve daha çok bireyin psikolojik gereksinimlerini
karü×layan subjektif deùerlendirme olabilmektedir (Stokes 1985,
Zaimoùlu ve ark. 1992, Ekinci ve Ekici 2003).
Sosyal destek kaynaklar×, bireye genellikle üç farkl× biçimde
yard×m saùlamaktad×r. Maddi Destek: Günlük sorumluluklar×n
27
gerçekleütirilmesi için baükalar× taraf×ndan saùlanan eylem ya da
araçt×r. Duygusal Destek: Kiüinin sevgi, üefkat, sayg×, empati ve bir
gruba ait olma gibi temel sosyal gereksinimleri karü×lar. Etkili bir sosyal
destek için iliükinin empatik anlay×üa, içtenliùe ve sayg×ya dayanmas×
gerektiùini belirtmektedir. Biliüsel Destek: Öùüt, bilgi verme ve
davran×ülar konusunda geri iletim gibi yararl× bilgilerin kiüiye
iletilmesiyle yard×mc× ve destek olmakt×r. Baüka bir anlat×mla
insanlar×n, kiüiye içinde bulunduùu durumu yeniden yorumlamas×na
yard×m eden bilgilerin saùlanmas×d×r (Thoits 1986).
Diùer taraftan sosyal destek kiüilik ve kültürel özellikler, yaüam
olaylar× yan× s×ra cinsiyet, yaü, sosyoekonomik düzey ve diùer sosyodemografik faktörlere göre deùiüebilir. Örneùin erkeùin toplumsallaüma
sürecinde otonomi, kendine güven ve baù×ms×zl×ùa fazla önem verilmesi,
sosyal desteùi geliütirmelerini ve rahat kullanmalar×n× engeller. Bu
nedenle de sorunlar×n× aç×klama ve sorunlar× için yar×m istemekte
zorluk yaüad×klar× bildirilmektedir. Oysa kad×nlardan sosyalleüme
sürecinde s×cak duyarl× ve sorunlar×n× baükalar× ile paylaüan insanlar
olmalar× beklendiùi için sosyal kaynaklar× daha rahat kulland×klar×
düüünülmektedir (Özgür 1993, ûahin 1999).
Çal×üanlar×n yaüad×klar× stresle baü edebilmeleri için sosyal
hayata daha fazla kat×lmalar×, iletiüim ve etkileüimlerini artt×rmalar×
gereklidir. Sosyal destek, çal×üanlar×n stresten etkilenme düzeyini
azaltarak, ruh ve fizik saùl×ù×n bozulmas×n× önler. Baüka bir anlat×mla,
sosyal desteùin stresin olumsuz etkilerini önlemeye veya azaltmaya
yönelik önemli bir teknik olarak kullanmas× desteklenmelidir (Ekinci ve
Ekici 2003). Ülkemizde hemüirelerle Say×l ve arkadaülar× taraf×ndan
(1997) sosyal destekle ilgili çal×üma yap×lm×üt×r. Bu çal×ümada çok
boyutlu alg×lanan sosyal destek ölçeùi kullan×lm×ü ve sadece ölçek puan
ortalamas× verilmiütir. Diùer deùiükenlerle aras×ndaki iliükiye
bak×lmam×üt×r. Ülkemizde hemüireler üzerinde sosyal destek çal×ümalar×
yap×lmam×üt×r. Sosyal destek çal×ümalar× daha çok öùrenciler üzerinde
yap×lm×üt×r (Say×l 1997, Okanl× 1999, Sertbaü 2004). Psikiyatri
kliniklerinde çal×üan hemüirelerle yap×lm×ü sosyal destek çal×ü×lmas×na
da ulaü×lamam×üt×r. Psikiyatri hemüirelerinin daha iyi ruh saùl×ù×
hizmeti verebilmeleri için sosyal desteùe ihtiyaçlar× vard×r. Ruh saùl×ù×
ve hastal×klar× hastanesinde çal×üan hemüirelerin; sosyal desteklerinin
belirlenmesi, hemüirelerin sosyal destekleri ve etkileyen faktörlerinin
bilinmesi gerekir. Bu baùlamda araüt×rman×n amac×, ruh saùl×ù× ve
hastal×klar× hastanesinde çal×üan hemüirelerin sosyal desteklerinin ve
etkileyen faktörlerin belirlenmesidir.
28
GEREÇ VE YÖNTEM
Çal×üma 22 Aral×k 2008-9 Ocak 2009 tarihleri aras×nda Manisa’da
bulunan Ruh Saùl×ù× ve Hastal×klar× Hastanesi’nde yap×lm×üt×r.
Tan×mlay×c× tipteki bu araüt×rman×n evrenini Manisa úli Ruh Saùl×ù× ve
Hastal×klar× Hastanesi’nde çal×üan 173 hemüire oluüturmuütur. Örneklem
seçimine gidilmemiü, kat×lmay× kabul eden 107 hemüire ile araüt×rma
yürütülmüütür. Kat×l×m oran× % 62’dir. Verilerin toplanmas×nda
araüt×rmac×lar taraf×ndan geliütirilen, hemüirelerin sosyo-demografik ve
mesleki özelliklerin yer ald×ù× “Hemüire Tan×t×c× Bilgi Formu”
kullan×lm×üt×r. Hemüirelerin çevrelerinden alg×lad×klar× destek düzeyini
belirlemek için de Procidano ve Heller (1983) taraf×ndan geliütirilen, Eskin
(1993) taraf×ndan da Türkçeye uyarlanan Alg×lanan Aile ve Alg×lanan
Arkadaü Desteùi Ölçeùi kullan×lm×üt×r. Alg×lanan Aile desteùi 20 madde,
alg×lanan arkadaü desteùi 20 madde, toplam aile ve arkadaü destek
ölçeùi 40 maddeden oluümaktad×r. Toplam 20 maddeden oluüan Alg×lanan
Arkadaü Destek ölçeùi ve Alg×lanan Aile Desteùi Ölçeùi maddeleri “Evet”,
“K×smen”, “Hay×r” üeklinde cevapland×r×lmaktad×r. Alg×lanan Arkadaü
Desteùi ölçeùinde 2, 6, 7, 15, 18 ve 20 inci maddeler için “evet” (0
puan), “k×smen” (1 puan), “hay×r” (2 puan) olarak deùerlendirilmektedir.
Alg×lanan Aile Desteùi Ölçeùinde ise 3, 4, 16, 19, 20. inci maddeler için
“evet” (0 puan), “k×smen” (1 puan), “hay×r” (2 puan) olarak
deùerlendirilmektedir. Her iki ölçekte diùer maddeler ise “evet” (2 puan),
“k×smen” (1 puan), “hay×r” (0 puan) olarak deùerlendirilir. Tüm maddelerden
al×nan puanlar×n toplanmas×yla toplam puan elde edilmektedir.
Ölçeklerden al×nan puanlar 0-40 aras×nda deùiüir ve elde edilen puan×n
yüksekliùi sosyal desteùin daha yüksek alg×land×ù×n×, ölçekten al×nan
puan×n düüüklüùü ise, alg×lanan sosyal desteùin düüüklüùünü
yans×tmaktad×r. Böylece kiüinin aile ve arkadaü iliükilerinden ald×ù×
doyum düzeyi saptan×r (Procidano ve Heler 1983, Eskin 1993, Altunbaü
2002, Bayram 1999).
Verilerin dökümü say×-yüzde daù×l×mlar×, standart sapma ve
ortalamalar ile verilmiütir. Baù×ms×z deùiükenlerin baù×ml× deùiükenlere
etkisi parametrik testlerden “t”-testi ve varyans testi yan× s×ra
nonparametrik testlerden Kruskal-Wallis, Mann-Whitney U testi
kullan×larak yap×lm×üt×r.
BULGULAR
Hemüirelerin sosyodemografik özellikleri incelendiùinde, %57’9’unun
22-32 yaü grubunda olduùu, %89.7’sinin kad×n, %72.9’unun evli, %
62.6’s×n×n Ege Bölgesi doùumlu olduùu, % 71’nin çocuk sahibi olduùu,
% 87.9’unun çekirdek ailede yaüad×ù×, % 44.9’unun önlisans mezunu
olduùu, %76.6’s×n×n maaü ve ek gelire sahip olduùu, % 50.5’ inin kendi
evinde oturduùu, kirada oturanlar×n % 37.7’nün maaü×n×n 1/3’ü kira
29
olarak verdiùi ve % 83. 2’ nün en uzun süreyle üehirde yaüad×ù×
bulunmuütur (Tablo:1).
Tablo 1: Hemüirelerin Sosyal Destek Puan Ortalamalar×n×n Tan×t×c× Özelliklere Göre
Daù×l×m× ( N= 107 )
Sosyodemografik Özellik
n ( %)
Yaş
22-32
62(57.9)
33-42
30(28.0)
43 ve
15(14.0)
Cinsiyet
Kad×n
96(89,7)
Erkek
11(10.3)
Medeni Durum
Evli
78(72.9)
Bekar
29(27.1)
Doğduğu Bölge
Ege Böl.
67(62.6)
Ege Böl. D×ü×
40(37.4)
Ailede çocuk
Var Olan
76(71.0)
Yok Olmayan
31(29.0)
Aile tip
Çekirdek aile
94(87.9)
Geniü aile
9(8.4)
Parçalanm×ü aile 4(3.7)
Eğitim düzeyi
Lise
36(33.6)
Önlisans
48(44.9)
Lisans
23(21.5)
Aylık gelir
Maaü
25(23.4)
Maaü + ek gelir 82(76.6)
Oturulan Ev
Ev Sahibi
54(50.5)
Kira
53(49.5)
Evin kira ücreti
Maaü×m×n ½ ‘si 15(28.3)
Maaü×m×n 1/3’ü 20(37.7)
Maaü×m×n ¼’ü
18(34.0)
Aileye uzaklık
Ayn× üehir
25(23.4)
Yak×n üehir
58(54.2)
Uzak üehir
24(22.4)
Uzun süre yaş.yer
Köy-kasaba
18(16.8)
ûehir
89(83.2)
30
Aile Dest.
Puan Ort.
32.04±6.52
F, t,
KW, MWU
P
Arkş Dest.
Puan Ort.
36.44±7.68
F, t,
KW, MWU
P
31.79±6.25
32.33±7.76
32.53±5.11
KW=0.664
P=0.717
35.54±7.56
36.90±8.37
39.26±6.35
KW=3.445
P=0.179
31.96±6.68
32.72±5.10
MWU=455.0
P=0.453
36.48±7.91
36.09±5.53
MWU=519.5
P=0. 930
31.51±6.41
33.48±6.71
MWU=586.0
P=0.275
36.94±7.78
35.10±7.35
MWU=568.0
P=0.208
31.70±6.29
32.62±6.93
t=-0.707
P=0.481
36.28±7.65
36.72±7.83
t=-0.286
P=0.775
32.09±6.61
31.93±6.38
t=0.112
P=0.911
37.09±7.76
34.87±7.38
t=1.362
P=0.176
32.07±6.57
33.11±6.64
29.00±5.22
KW=1.230
P=0.541
36.82±7.86
34.33±6.04
32.25±5.50
KW=2.647
P=0.266
31.69±7.26
32.47±6.79
31.69±4.63
KW=0.695
P=0.706
37.44±8.80
36.72±7.55
34.30±5.73
KW=2.198
P=0.333
33.56±7.32
31.58±6.23
MWU=877.0
P=0.274
36.08±7.35
36.56±7.82
MWU=991.5
P=0.805
31.44±6.23
32.66±6.80
t=-0.964
P=0.337
36.62±7.72
36.26±7.71
t=0.245
P=0.807
32.60±7.43
34.40±7.50
30.77±5.10
KW=1.993
P=0.369
34.40±8.05
40.95±7.33
32.61±5.06
KW=12.622
P=0.002
32.60±6.96
31.48±5.73
32.83±7.87
KW=0.313
P=0.855
34.08±8.72
37.05±6.95
37.45±8.05
KW=3.848
P=0.146
31.66±5.79
32.12±6.68
MWU=787.0
P=0.907
37.00±5.57
36.33±8.06
MWU=737.5
P=0.597
Tablo 2: Hemüirelerin Sosyal Destek Puan Ortalamalar×n×n Mesleki Özelliklerine Göre
Daù×l×m× (N=107)
Mesleki Özellikler
Aile Dest.
n (%)
Puan Ort.
F, t, KW,
MWU
P
Arkş. Dest.
Puan Ort.
F, t, KW,
MWU
P
Hast.Çalış. süresi
1-9y×l
46(43.0)
32.19±6.73
KW=0.692
36.95±7.78
KW=1.369
10-18 y×l
37(34.6)
32.78±7.27
P=0.707
35.37±8.33
P=0.504
19 ve üzeri
24(22.4)
30.62±4.64
Kadrolu
76 (71.0)
31.96±6.44
t=-0.213
36.07±7.52
t=-0.778
Sözleümeli
31(29.0)
32.25±6.82
P=0.832
37.35±8.12
P=0.439
40 saat
31(29.0)
31.70±6.75
KW=2.375
35.16±7.28
KW=5.044
45 saat
49(45.8)
31.30±5.96
P=0.305
35.79±8.07
P=0.080
48 saat Ń
27(25.2)
33.77±7.12
Gündüz ve gece
70(65.4)
31.57±6.49
KW=2.677
36.55±7.90
KW=0.080
Sadece gece
4(3.7)
29.00±3.55
P=0.262
36.25±9.42
P=0.961
Sadece gündüz
33(30.8)
33.42±6.72
Memnun deùil
42(39.3)
31.92±5.95
t=-0.150
37.02±8.01
t=0.621
Memnun
65(60.7)
32.12±6.90
P=0.881
36.07±7.50
P=0.536
ústeyerek
43(40.2)
31.00±6.42
t=-1.136
34.09±7.59
t=-2.673
Rastlant×-atama
64(59.8)
32.75±6.54
P=0.175
37.02±7.38
P=0.009
Alan
79(73.8)
32.21±6.83
MWU=1071.5
37.24±8.03
MWU=874.5
Almayan
28(26.2)
31.57±5.64
P=0.806
34.21±6.19
P=0.100
Alan
11(10.3)
36.18±7.56
MWU=337.5
34.54±4.65
MWU=446.5
Almayan
96(89.7)
31.57±6.26
P=0.040
36.66±7.94
P=0.403
Yönetici hemüire
20(18.7)
33.55±7.28
MWU=740.5
36.35±8.30
MWU=843.5
Servis hemüiresi
87(81.3)
31.70±6.32
P=0.299
36.47±7.58
P=0.832
37.12±6.48
Çalışma şekli
Çalışma saati
39.11±7.00
Vardiya Şekli
36.24±7.24
İş Memnuniyeti
Hast. geliş şekli
Ruh Sağ. Eğitimi
Oryant. eğitimi
Mesleki Pozisyon
Hemüirelerin mesleki özellikleri incelendiùinde ise, % 43’ünün 1-9
y×l aras× ruh saùl×ù× hastanesinde çal×üt×ù×, % 60.7’sinin iüinden
“memnun” olduùu, % 73,8’inin ruh saùl×ù× konusunda eùitim ald×ù×, %
10.3’ünün ise kuruma uyum eùitimi ald×ù×, % 71’nin kadrolu hemüire
olarak, % 45.8’nin haftada 45 saat, % 65.4’ünün hem gündüz ve hem
de gece, % 81.3’ünün ise servis hemüiresi olarak çal×üt×ù×, % 59.8’ nin
de rastlant×yla tayin olduùu saptanm×üt×r (Tablo 2).
31
Tablo 3: Hemüirelerin Sosyal Destek Puan Ortalamalar×n×n Mesleki Zorlanma Alanlar×na
Göre Daù×l×m× ( N= 107)
Mesleki Sorun Alanları
n(%)
Fizik ortam
Sorun var
74(69.2)
Sorun yok
33(30.8)
İletişim
Sorun var
46(43.0)
Sorun yok
6(57.0)
Mes. Bilgi- Beceri
Sorun var
11(10.3)
Sorun yok
96(89.7)
Tedavi koşulları
Sorun var
13(12.1)
Sorun yok
94(87.9)
Yönetim biçimi
Sorun var
29(27.1)
Sorun yok
78(72.9)
F, t, KW,
MWZ
P
Aile Dest.
Puan Ort.
Arkş Dest.
Puan Ort.
F, t, KW,
MWZ
P
32.39±6.81
31.27±5.83
t=-0.819
P=0.415
36.36±7.34
36.63±8.51
t=0.168
P=0.867
32.10±6.08
32.00±6.87
t=-0.085
P=0.932
37.26±8.16
35.83±7.31
t=-0.949
P=0.345
31.90±5.43
32.06±6.65
MWZ=509.0
P=0.845
36.54±7.55
35.63±9.12
MWZ=496.5
P=0.746
31.00±6.17
32.19±6.58
MWZ=551.5
P=0.569
36.15±8.78
36.48±7.57
MWZ=580.0
P=0.767
32.68±6.48
31.80±6.56
MWZ=1040.0
P=0.522
39.17±6.80
35.43±7.78
MWZ=817.5
P=0.028
Hemüirelerin % 69,2’sinin fiziki ortam, % 43’nün kiüileraras×
iletiüim, %10,3’ünün mesleki bilgi ve beceri, %12,1’inin tedavi koüullar×,
%27,1’inin
kurumun
yönetimiyle
sorun/zorlanma
yaüad×ù×
bulunmuütur (Tablo 3).
Tablo 4: Hemüirelerin Mesleki Sorunlar×n× Paylaüt×klar× Kiüilere Göre Daù×l×m× ( N=107)
Mesleki Sorun Paylaşılan Kişi
Eü
Akr.ve ark.
Meslektaü
Yönetici
Doktor/Psikolog
N
37
34
85
42
16
%*
34.6
31.8
79.4
39.3
15.0
* Birden fazla yan×t olduùu için sat×r yüzdesidir.
Ayr×ca hemüirelerin mesleki sorunlarla karü×laüt×klar×nda, bu
sorunlar×n× %34,6’s× eüiyle, %31.8’i akraba ve arkadaülar×yla, %79.4’ü
meslektaülar×yla, %39.3’ü yöneticisiyle, %15.0’× doktor/psikolog ile
paylaüt×ù× belirlenmiütir (Tablo4).
Hemüirelerin alg×lad×klar× aile destek puan ortalamas× 32.04 ±
6.52, arkadaü destek puan ortalamas× ise 36.44 ± 7.68’dir. Hemüirelerin
arkadaülardan alg×lad×klar× sosyal destek puan ortalamas×n×n,
ailelerinden alg×lad×klar× sosyal destek puan ortalamas×ndan anlaml×
olarak daha yüksek olduùu belirlenmiütir (t=5.62, p<0.05).
32
Hemüirelerin alg×lad×klar× aile desteùi puan ortalamas× 43 yaü ve
üzerindekilerde (32.53) erkek hemüirelerde (32.72), bekarlarda (33.48),
Ege Bölgesi doùumlu olmayanlarda (32.62), çocuùu olanlarda (32.09),
geniü ailede yaüayanlarda (33.11), önlisans mezunu olanlarda (32.47),
ayl×k geliri sadece maaü olanlarda (33.56), evi kira olmayanlarda (32.66),
ev kiras× olarak maaü×n×n 1/3’ünü verenlerde (34.40), ailesi çal×üt×ù× üehre
uzak olanlarda (32.83), en uzun süre üehirde yaüamayanlarda (32.12)
yüksek bulunmas×na karü×n, bu sosyodemografik özelliklerin aile
desteùinde etkili olmad×ù× bulunmuütur (p>0.05) (Tablo 1).
Hemüirelerin sosyo-demografik özelliklerinden, 43 yaü ve
üzerindekilerde (39.26) kad×n hemüirelerde (36.48), evlilerde (36.94),
Ege Bölgesi’nde doùmayanlarda (36.72), çocuùu olanlarda (37.09),
çekirdek ailede yaüayanlarda (36.82), saùl×k meslek lisesi mezunu
olanlarda (37.44), maaü yan× s×ra ek geliri olanlarda (36.56), kendi
evinde oturanlarda (36.62), ailesi çal×üt×ù× üehirden uzak olanlarda
(37.45), en uzun süre köy/ilçede yaüamayanlarda (37.00) yüksek
bulunmas×na karü×n, bu özelliklerin alg×lanan aile desteùinde etkili
olmad×ù× bulunmuütur (p>0.05). Sadece ev kiras× olarak maaü×n×n
1/3’ünü veren hemüirelerin puan ortalamas×(40.95) s×ras×yla maaü×n×n
1/2 ve ¼’ ü verenlerden yüksek bulunmuü ve gruplar aras×ndaki bu
fark istatistiksel olarak anlaml× bulunmuütur. (p<0.05)(Tablo 1).
Hemüirelerin alg×lad×klar× aile desteùi puan ortalamas×n×n, hastanede
10-18 y×ld×r çal×üanlarda (32.78), sözleümeli çal×üanlarda (32.25),
haftada 48 saat ve daha fazla çal×üanlarda (33.77), sadece gündüz
çal×üanlarda (33.42), iüinden memnun olanlarda (32.12), hastaneye
rastlant× sonucu atananlarda (32.75), ruh saùl×ù× eùitimi alanlarda (32.47),
ve yönetici hemüiresi olarak çal×üanlarda (33.55) yüksek bulunmas×na
karü×n uyum (oryantasyon) eùitimi alanlar (36.18) (p<0.05) d×ü×nda
mesleki özelliklerden etkilenmediùi bulunmuütur (p>0.05)( Tablo 2).
Araüt×rmaya kat×lan hemüirelerin alg×lad×klar× arkadaü desteùi
puan ortalamas×n×n ise, hastanede 19 y×l ve daha fazla çal×üanlarda
(37.12), sözleümeli çal×üanlarda (37.35), haftada 48 saat ve daha fazla
çal×üanlarda (39.11), hem gündüz hem de gece çal×üanlarda (36.55),
iüinden memnun olmayanlarda (37.02),), ruh saùl×ù× eùitimi alanlarda
(37.24), uyum (oryantasyon) eùitimi almayanlarda (36.66) ve servis
hemüiresi olarak çal×üanlarda (36.47) yüksek bulunmas×na karü×n,
hastaneye rastlant× sonucu atananlar (37.02 (p<0.05) d×ü×nda mesleki
özelliklerden etkilenmediùi bulunmuütur (p>0.05) (Tablo 2).
Hemüirelerin fizik ortam koüullar×ndan (32.39), iletiüim konusundan
(32.10) ve yönetim biçiminden (32.68) zorlananlar ile mesleki bilgi ve
beceri (32.06) ve tedavi koüullar×ndan (32.19) zorlanmayanlarda alg×lanan
aile desteùi puan ortalamalar× yüksek olarak saptanm×üt×r. Ancak bu
33
deùiükenler aras×nda istatistiksel olarak anlaml×l×k bulunmam×üt×r
(p>0.05) (Tablo 3).
Hemüirelerin alg×lad×klar× arkadaü desteùi puan ortalamalar×, fizik
ortam koüullar×ndan (36.63) ve tedavi koüullar×ndan (36.48)
zorlanmayanlarda diùer taraftan, iletiüim konusunda (37.26), mesleki
bilgi ve beceriler de (36.54) ve yönetim biçiminde (39.17) zorlananlarda
yüksek bulunmuütur. Ancak yönetim biçiminden zorlanma yaüayanlar
(p<0.05) d×ü×ndaki deùiükenler aras×nda istatistiksel olarak anlaml×l×k
bulunmam×üt×r (p>0.05) (Tablo 3).
Hemüirelerin sosyal destek puan ortalamalar×n×n mesleki
sorunlar×n× paylaüt×klar× kiüilere göre daù×l×m×na bak×ld×ù×nda; %34.6’s×
eüiyle, %31.8’i akraba ve arkadaülar× ile, %79.4’ü meslektaülar× ile,
%39.3’ü yöneticisiyle, %15.0’× doktor/psikologu ile paylaüt×ù×
belirlenmiütir (Tablo 4).
TARTIŞMA
Araüt×rmada Hemüirelerin alg×lad×klar× arkadaü desteùi puan
ortalamas× (36.44) aile destek puan ortalamas×ndan (32.04) yüksek
bulunmuütur. Bu sonuç, hemüirelerin sosyal desteklerinin iyi olduùu
göstermektedir. Çoùunluùunu kad×nlar×n oluüturduùu ve uzun süredir
birlikte çal×üan hemüireler için beklenen bir sonuçtur. Bu konuyla ilgili
kaynaklarda da kad×nlar×n arkadaü desteùinin erkeklerden daha fazla
olduùu belirtilmiütir. Bu anlamda kad×n×n arkadaülar× ile birlikte duygu
paylaü×mlar× ve sözel etkileüime daha eùilimli olduùu söylenebilir (Neff
Karney 2005, Zaimoùlu 1992).
Hemüirelerin sosyo-demografik özelliklerinden, cinsiyetin, medeni
durumun, doùum yerinin, çocuk sahibi olman×n, aile tipinin, eùitim
düzeyinin, ayl×k gelirin, maaülar×n×n üçte birini ev kiras× olarak
ödeyenlerin, oturduklar× evin aileye uzakl×ù×n×n, en uzun süreyle
yaüan×lan yerin alg×lanan aile desteùinde etkili olmad×ù× belirlenmiütir.
Benzer üekilde hemüirelerin sosyo-demografik özelliklerinden
maaülar×n×n üçte birini ev kiras× olarak ödeyenlerin d×ü×nda yaü×n,
cinsiyetin, medeni durumun, doùum yerinin, çocuk sahibi olman×n, aile
tipinin, eùitim düzeyinin, ayl×k gelirin, oturulan evin aileye uzakl×ù×n×n,
en uzun süreyle yaüan×lan yerin alg×lanan arkadaü desteùinde etkili
olmad×ù× belirlenmiütir. Çal×ümam×zda ev kiras×n× maaü×n×n üçte biriyle
ödeyenlerin, diùer oranlarda ödeyenlerden alg×lad×klar× arkadaü destek
puan ortalamas×n×n anlaml× olarak daha yüksek olduùu belirlenmiütir.
Maaü×n üçte birinin kiraya verilmesi, iktisatç×lar aç×s×ndan onaylanan
bir miktard×r. Evin kira olup olmamas× ya da kira oran×, maddi destek
olarak sosyal desteùin içinde deùerlendirilmektedir (Tosun 2009).
34
Hemüirelerde ekonomik aç×dan yeterli olma, kiüileraras× iliükilerde güven
duygusu yaratarak arkadaü iliükilerine yans×d×ù× düüünülmektedir.
Hemüirelerin mesleki özelliklerinden, uyum (oryantasyon) eùitimi
alanlar d×ü×nda, hastanede çal×üma y×llar×n×n, çal×üma üeklinin (kadrolukadrosuz), haftal×k çal×üma saatlerinin, çal×üma üeklinin, iüinden
memnun olma durumunun, hastaneye tayin olma üeklinin, ruh saùl×ù×
eùitimi alma durumunun, çal×üma pozisyonlar×n×n alg×lad×klar× aile
desteùinde etkili olmad×ù× saptanm×üt×r. úü yerine uyum programlar×,
hizmette kalitenin artmas×n×n vazgeçilmez bir uygulamas×d×r. Oryantasyon
eùitiminin aile desteùinde etkili olmas×nda, hem eùitimin iü yeri sorunlar×n×
en aza indirmesinin hem de yaüanabilecek kayg×lar× azaltmas×n×n aile ile
paylaü×m× artt×rmada önemli rol oynad×ù× üeklinde yorumlanabilir.
Hemüirelerin mesleki özelliklerinden, hastaneye isteyerekatamayla tayin olma durumu d×ü×nda, hastanede çal×üma y×llar×n×n,
çal×üma üeklinin (kadrolu-kadrosuz), haftal×k çal×üma saatlerinin,
çal×üma üeklinin, iüinden memnun olma durumunun, uyum eùitimi
alanlar×n, ruh saùl×ù× eùitimi alma durumunun, çal×üma pozisyonlar×n×n
alg×lad×klar× arkadaü desteùinde etkili olmad×ù× saptanm×üt×r. Hastaneye
rastlant×sal atamayla gelen hemüirelerin arkadaü desteùi puan
ortalamas×, isteyerek atananlardan daha fazlad×r. Hemüireler aile ve
akrabalar×n×n bulunmas× nedeniyle isteyerek bu üehre atanmalar×n×n
arkadaü desteùini olumsuz yönde etkilediùi, rastlant×yla atananlarda ise
arkadaü desteùini olumlu yönde etkileyerek artt×rd×ù× düüünülmektedir.
Hemüirelerin sosyal destek puan ortalamalar×n×n mesleki sorun/
zorlanma alanlar×n× da etkileyip etkilemediùi incelenmiü, alg×lanan aile
desteùinin; sorun alanlar×ndan fizik ortam×n koüullar×n, iletiüim, yönetim
biçimi, tedavi koüullar× ve mesleki bilgi ve becerilerden etkilenmediùi
saptanm×üt×r. Alg×lanan arkadaü desteùinin yönetimle sorun var diyenlerin
d×ü×nda fizik ortam×n koüullar×, iletiüim, tedavi koüullar× ve mesleki bilgi
ve beceriler gibi sorun alanlar×ndan etkilenmediùi saptanm×üt×r.
Alg×lanan arkadaü desteùinin yönetimle sorun yok diyenlere göre sorun
var diyenlerde daha yüksek bulunmas× meslektaü dayan×ümas× olarak
deùerlendirilebilir. Bu bulgu ayn× zamanda çal×üanlar×n arkadaü
desteùinde meslektaülar×n önemli bir yeri olduùunu göstermektedir.
Zor durumlarda baükalar×n×n bireyin yaüam×n× kolaylaüt×r×c×
nitelikte öùütler vermesi, önerilerde bulunmas×, geribildirim vermesi ve
güncel güçlüklere yönelik bilgi iletmesi sosyal desteùin biliüsel destek
iülevini oluüturur (Altunbaü 2002) Hemüirelerin mesleki sorunlar×n×/
zorlanmalar×n× en fazla paylaüt×klar× kiüiler ise s×ras×yla meslektaülar,
yöneticiler, eüler, arkadaü ve akrabalard×r. En az paylaüt×klar× kiüiler ise
psikolog ve doktorlard×r. Hemüirelerin alg×lad×klar× arkadaü desteùinin
aile desteùinden fazla olmas× bu sonucu desteklemektedir. Hemüireler
35
günlerinin büyük bir bölümü arkadaülar× ile geçirmekte ve genellikle
benzer ve ortak sorunlar yaüamaktad×r. Bu birlikteliùin onlar×n
arkadaülar ile paylaü×mlar×n× artt×racaù× beklenen bir sonuçtur.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Araüt×rma sonuçlar×, ruh saùl×ù× ve hastal×klar× hastanesinde
çal×üan hemüirelerin çoùunun 22-32 yaü grubu, kad×n, evli ön lisans
mezunu, çekirdek ailede çal×üt×ù×, hastanede çal×üma süresi 1-9 y×l
olduùu, kadrolu çal×üt×ù×, gündüz ve gece üeklinde çal×üt×ù×, hastaneye
rastlant× atama sonucu geldiùi, hemüirelerin alan× ile ilgili eùitim ald×ù×,
en çok fiziksel ortam ve iletiüim ile ilgili sorun yaüad×ù×, belirlenmiütir.
Hemüirelerde arkadaülardan alg×lanan sosyal destek puan
ortalamas×n×n aileden alg×lanan sosyal destek puan ortalamas×ndan
yüksek olduùu bulunmuütur. Hemüirelerin alg×lad×klar× sosyal destekleri
sosyodemografik özelliklerinden; yaü, cinsiyet, medeni durum, doùum
yeri, çocuk sahibi olma aile tipi, eùitim düzeyi, gelir konut durumu, aileye
yak×nl×k, en uzun süre yaüan×lan yere göre, mesleki özelliklerinden ise
oryantasyon eùitimi alanlar×n d×ü×nda, hastanede çal×üma süresi, kadro
durumu, çal×üma saati, çal×üma üekli, iü memnuniyeti, hastaneye
atanma üekli, mesleki pozisyonu ve ruh saùl×ù× eùitimi alma durumuna
göre deùiümemektedir.
Hemüirelerin alg×lad×klar× arkadaü desteùi de alg×lad×klar× aile
desteùi ile benzerlik göstermektedir. Diùer bir deùiüle hemüirelerin,
sosyodemografik ve mesleki özellikleri aile desteklerinde bir deùiüikliùe
neden olmam×üt×r. Ancak bu özelliklerden alg×lanan arkadaü desteùinde
ev kiras× gelir oran×n×n, mesleki özelliklerden ise hastaneye atanma
üeklinin etkili olduùu görülmektedir. Sonuç olarak aile desteùinde ev
kiras×na gelire oran× arkadaü desteùinde ise hastaneye atanma üeklinin
anahtar belirleyiciler olduùu ortaya ç×km×üt×r. Bu sonuçlar doùrultusunda,
ruh saùl×ù× ve hastal×klar× hastanesinde çal×üan hemüirelerin, daha
üretken ve doyumlu bak×m verebilmeleri için öneriler üunlar olabilir;
x Hemüirelerin ruh ve fizik saùl×ù× sosyal özellikleri konusunda
fark×ndal×klar×n×n kazand×r×lmas×,
x Sosyal iliükiler yan× s×ra hastane d×ü× sosyal etkinliklerin
artt×rmalar×n× saùlayacak hastane birimlerinin kurulmas×,
x Hemüirelerin
edilmemesi,
atanmalar×nda
istekli
olman×n
önemi
göz
ard×
x Hastanedeki fizik ortam×n çal×üma koüullar×na göre düzenlenmesi,
x Hemüirelerin oryantasyon eùitimlerinin düzenli aral×klarla yap×lmas×,
36
x Çal×ümaya kat×lan hemüirelerin anket sorular×n× cevaplarken,
araüt×rmalara destek olmalar×, yarat×c×l×klar×n× kullanmalar×,
çal×ümaya zaman ay×r×p daha içten cevaplar vermeleri,
x Bu konudaki araüt×rmalar×n daha geniü örneklem gruplar×yla
yap×lmas× önerilebilir.
KAYNAKLAR
1. Alçelik A., Deniz F., Yeüildal N., Mayda A.S., ûerifi B.A. (2005). AúBÜ T×p Fakültesi
Hastanesinde Görev Yapan Hemüirelerin Saùl×k Sorunlar× ve Yaüam Al×ükanl×klar×n×n
Deùerlendirilmesi, TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 4 (2).
2. Alt×ntoprak E., Karabilgin S., Çetin Ö., Kitapç×oùlu G., Çelikkol A.
(2008)
Hemüirelerin úü Ortamlar×ndaki Stres Kaynaklar×; Depresyon, Anksiyete ve Yaüam
Kalitesi Düzeyleri: Yoùun Bak×m ve Yatakl× Birimlerde Hizmet Veren Hemüireler
Aras×nda Yap×lan Bir Karü×laüt×rma Çal×ümas×, Türkiyede Psikiyatri 10 (1): 9-17.
3. Altunbaü G (2002) Üniversite Öùrencilerinin Sosyal Destek Düzeylerinin Baz× Kiüisel
Özellikleri Ve Sosyal Beceri Düzeyleri úle úliükisi, Anadolu Üniversitesi Eùitim Bilimleri
Enstitüsü.
4. Bayram D (1999) Bir Grup Gençte Ruhsal Belirti úle Sosyal Destek úliükisi, Dokuz
Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eùitim Bilimleri Anabilim Dal×.
5. Burke TA, McKee JR, Wilson HC, Donahue RM, Batenhorst AS ve Pathak DS (2000) A
comparison of time-and-motion and self-reporting methods of work measurement. J
Nurs Adm. 30: 118-125.
6. Demerouti E, Bakker AB, Nachreiner F, Schaufeli WB (2000) A model of burnout and
life satisfaction amongst nurses. J Adv Nurs 32: 454-464.
7. Ebrinç S, Aç×kel C, Baüoùlu C, Çetin M, Çeliköz B (2002) Yan×k merkezi hemüirelerinde
anksiyete, depresyon, iü doyumu, tükenme ve stresle baüa ç×kma: Karü×laüt×rmal× bir
çal×üma. Anadolu Psikiyatri Dergisi; 3: 162-168.
8. Ekinci H., Ekici S. (2003) úületmelerde Örgütsel Stres Yönetim Stratejisi Olarak Sosyal
Desteùin Rolüne úliükin Görgül Bir Araüt×rma, Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Dergisi, May×s, Cilt:27 No: 1; 109-120.
9. Elfering A, Grebner S, Semmer NK ve Gerber H (2002) Time control, catecholamines
and back pain among young nurses. Scand J Work Environ Health 28: 386-393.
10. Engin E. (2004) Psikiyatri Kliniùinde Çal×üan Hemüirelerin Öfke Düzeyleri úle úü
Motivasyonlar× Aras×ndaki úliükinin úncelenmesi.Ege Üniversitesi Saùl×k Bilimleri
Enstitüsü, Psikiyatri Hemüireliùi,Doktora tezi, úzmir.
11. Eskin M (1993) Reliability of the Turkish version of the perceived social support from
friends and family scales, scale for interpersonal behavior and suicide probability
scale. J Clin Psychol. 49(4): 515-522.
12. Foxall MJ, Zimmerman L, Standley R ve Bené BA (1990) Comparison of frequency and
sources of nursing job stress perceived by intensive care, hospice and medical-surgical
nurses. J Adv Nurs 15: 577-584.
13. Gökçe T., Dündar C. (2008) Samsun Ruh ve Sinir Hastal×klar× Hastenesi’nde Çal×üan
Hekim ve Hemüirelerde ûiddete Maruziyet S×kl×ù× ve Kayg× Düzeylerine Etkisi, únönü
Üniversitesi, 15(1) 25-28.
37
14. Lee I ve Wang HH (2002) Perceived occupational stress and related factors in public
health nurses. J Nurs Res 10: 253-260.
15. Neff, L. A. & Karney, B. R. (2005).Gender differences in social support: A question of
skills or responsiveness?Journal of Personality and Social Psychology, 88, 79-90.
16. Okanl× A., (1999) Hemüirelik Öùrencilerinin Aile Ve Arkadaülar×ndan Alg×lad×klar×
Sosyal Destek úle Anksiyete Düzeyi Aras×ndaki úliüki, Atatürk Üniersitesi.
17. Özgür G (1993). Sosyal Destek ve Saùl×k, Türk Hemüireler Dergisi, Cilt. 43, Say×: 2, 2526.
18. Procidano ME, Heler K (1983) Measures Of Perceived Soial Support From Friends And
From Family:Three Validation Studies, Am.J.Comm.Psych.,11,1,1-24.
19. Raggio B, Malacame P (2007) Burnout in intensive care unit. Minerva Anestesiol 73:
195-200.
20. Santos SR, Carroll CA, Cox KS, Teasley SL, Simon SD, Bainbridge L, Cunningham M,
Ott L (2003) Baby boomer nurses bearing the burden of care; A four-site study of
stres, strain, and coping for inpatient registered nurses, J Nurs Adm 33: 243-250.
21. Say×l I., Haran S., Ölmez û., Özgüven D.H. (1997) Ankara Üniversitesi Hastanelerinde
Çal×üan Doktor ve Hemüirelerin Tükenmiülik Düzeyleri, Kriz Dergisi 5 (2):71-78.
22. Sertbaü G., Çuhadar D., Demirli F., (2004) Gaziantep Üniversitesi Saùl×k Yüksekokulu
Hemüirelik Bölümü Öùrencilerinde Aile ve Arkadaülardan Alg×lan Sosyal Destek úle
Anksiyete Düzeyi Aras×ndaki úliükinin Belirlenmesi, Hemüirelik Forumu Dergisi,
Kas×m-Aral×k:42-8.
23. Sorias O (1988b) Sosyal destek ve ruh saùl×ù×, Ege Üniversitesi T×p Fakültesi Dergisi.
27(1): 359-363.
24. Sorias O (1992) Hasta ve saùl×kl× öùrencilerde yaüam stresi, sosyal destek ve ruhsal
hastal×k iliükisinin incelenmesi. Psikoloji-Seminer. E.Ü. Edebiyat Fakültesi Yay×nlar×,
9: 33-49.
25. Stokes JP ( 1985) The relation of social network and individual difference variables to
loneliness. Journal of Personality and Social Psychology, (48), 981-990.
26. ûahin D, (1999). Sosyal Destek ve Saùl×k (içinde) Okyayuz HÜ (ed) Saùl×k Psikolojisi,
Türk Psikologlar Derneùi Yay×nlar× No: 19, Ankara, 79-106.
27. Thoits P.A; (1986) Social Support as Coping Assistance; Journal Clinical Psychology
54/4; 416-423.
28. Tosun K.E. (2009) Türkiye’de Konut úhtiyac× Ve Konut Finansman×, PARADOKS
Ekonomi, Sosyoloji ve Politika Dergisi (e-dergi), http://www.paradoks.org Y×l:2 Say×:2,
ISSN 1305-7979
29. Tyler PA ve Ellison RN (1994) Sources of stress and Psychological well-being in highdependency nursing, J Adv Nurs 19:469-476.
30. Zaimoùlu û, Büyükberker Ç. (1992) Adolesanlarda Toplumsal Destek Alg×s×; Çocuk ve
Ergen Psikiyatrisi Günleri Kongre Kitab×;úzmir; Saray T×p Kitabevleri:232-240.
38
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 39-52, 2010
ST SEGMENT YÜKSELMESİ OLMAYAN AKUT KORONER
SENDROMLARDA VÜCUT SICAKLIĞI DEĞİŞİKLİKLERİNİN HASTA
SONUÇLARINA ETKİSİ
THE EFFECT OF BODY TEMPERATURE VARIATIONS IN NON-ST
SEGMENT ELEVATION ACUTE CORONARY SYNDROMES ON PATIENT
OUTCOMES
Ar.Gör.Dr. Serap ÖZER *
Prof.Dr. Gülümser ARGON*
Prof.Dr. Cemil GÜRGÜN **
*Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu-úç Hastal×klar× Hemüireliùi Anabilim Dal×
**Ege Üniversitesi T×p Fakültesi-Kardiyoloji Anabilim Dal×
IV. Kardiyoloji&Kardiyovasküler Cerrahide Yenilikler Kongresinde (28 Kas×m-2 Aral×k
2008-Sungate Port Royal/Antalya) sözel bildiri olarak sunulmuütur. Ayr×ca Clinical
Cardiology September 2008; 38 (Supp2) dergisinde özet olarak yay×nlanm×üt×r.
ÖZET
Amaç: Akut koroner sendromlarda (AKS) miyokard nekrozuna
yan×t olarak geliüebilen vücut s×cakl×ù× yüksekliùi ilk günlerde yayg×n olarak
görülen ve prognostik deùeri sorgulanmayan klinik bir özelliktir. Vücut
s×cakl×ù×ndaki yükselmeler kalp yetersizliùi ve disritmi geliüme riskini
artt×rd×ù× için büyük önem taü×maktad×r. Bu araüt×rmada; karars×z anjina
pektoris (KAP) ve ST yükselmesiz miyokard infarktüsünü (NSTEMI) içeren
AKS’larda vücut s×cakl×ù× deùiüikliklerinin hasta sonuçlar×na (yaüamsal
bulgular ve klinik parametreler) etkisini belirlemek amaçlanm×üt×r.
Gereç-Yöntem: Araüt×rmaya 113 hasta (yaü ortalamas× 62.87r12.40,
35’i kad×n 78’i erkek) dahil edilmiütir. Hastalar×n koroner yoùun bak×m
(KYB) ünitesine yat×ü× s×ras×nda vücut s×cakl×ù× (timpanik termometre),
kalp h×z×, kan bas×nc×, göùüs aùr×s× üiddeti ve CK, CK-MB düzeyleri
ölçülerek ölçüm çizelgesine göùüs aùr×s×n×n baülang×c×ndan sonraki saat
ve de ölçüm saatiyle birlikte kay×t edilmiütir. Daha sonra da veri toplama
formunda yer alan veriler ve hastan×n durumuna uyan zaman dilimlerinde
diùer ölçüm verileri toplanm×üt×r. Ayr×ca göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n
24. ve 48. saatinde tekrar CK, CK-MB düzeylerine bak×lm×üt×r.
Bulgular: Hastalar×n yat×ü vücut s×cakl×ù× ile CK-MB düzeyi, göùüs
aùr×s×n×n baülang×c×n×n ilk 24 saatindeki vücut s×cakl×ù× ile sistolik kan
bas×nc×, CK ve CK-MB düzeyleri, göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n ikinci 24
39
saatindeki vücut s×cakl×ù× ile CK-MB düzeyi, göùüs aùr×s×n×n ilk 48 saati
sonras× KYB vücut s×cakl×ù× ile sistolik kan bas×nc× aras×nda istatistiksel
aç×dan önem taü×yan bir fark bulunmuütur.
Sonuç: Bu araüt×rman×n sonucunda; KAP ve NSTEMI tan×l× AKS
hastalar×nda vücut s×cakl×ù×ndaki yükselmelerin yaüamsal bulgular×
deùiütirdiùi ve infarkt büyüklüùünün göstergeleri olan biyokimyasal
belirteçleri etkilediùi görülmüütür.
Anahtar Kelimeler: Karars×z Anjina Pektoris, ST Yükselmesiz Miyokard
únfarktüsü, Vücut S×cakl×ù×, Hasta Sonuçlar×
ABSTRACT
Objective: High body temperature as a response to myocardial necrosis in
acute coronary syndromes (ACS) emerges as a clinical characteristic, commonly
seen in the early phases of the syndrome, though its prognostic value remains
unquestioned. Increasing body temperature is considered to be highly significant
since it eventually increases the risk of cardiac failure and dysrhytmia. This
particular study aims to analyze the effects of the changes in body temperature on
patient outcomes (vital findings and clinical parameters) in acute coronary
syndromes including unstable angina pectoris (UAP) and non-ST segment
elevation myocardial infarction (NSTEMI).
Material and Method: The study sample included 113 patient (mean age
of 62.87r12.40, 35 women and 78 men). The body temperature, pulse, blood
pressure, chest pain severity and CK, CK-MB levels of the patients were measured
when the patient was first admitted to the coronary intensive care (CIC) unit and
the results were noted in the chart along with the onset time of the chest pain and
the measurement time. Afterwards, the data in the data collection form and other
measurement data were collected when it was convenient for the patient. Besides,
at the 24th and 48th hour of the chest pain, CK and CK-MB levels were tested
again.
Results: Statistically significant differences were found between the
patients' admission body temperature and their CK-MB level, between the first 24
hour body temperature and sistolic blood pressure, CK and CK-MB levels,
between the second 24 hours body temperature and CK-MB level, and between
CIC body temperature and sistolic blood pressure.
Conclusion: In light of the results, it was found that the increases in body
temperature potentially alter the vital findings of acute coronary syndrome patients
with UAP and NSTEMI and affect the biochemical markers as the leading
indicators of the infarct magnitude.
Key Words: Unstable Angina Pectoris, Non-ST Segment Elevation Myocardial
Infarction, Body Temperature, Patient Outcomes
GİRİŞ
Fizyolojik dengeyi yans×tan yaüamsal bir fonksiyon olan vücut
s×cakl×ù×n×n deùerlendirilmesi bilinen en eski tan× yöntemlerinden
40
birisidir ve hem bireysel yaüamda hem de t×bbi bak×m sürecinde saùl×k
ve hastal×ù×n önemli bir belirtisidir (Brown ve ark 2000, Sund-Levander
ve ark 2004).
AKS’larda doku y×k×m× sonras×nda oluüan inflamasyona yan×t olarak
vücut s×cakl×ù× yükselebilmektedir. 1937 y×l×nda yap×lan bir çal×ümada
vücut s×cakl×ù× yüksekliùi miyokard infarktüsünün ilk dökümante edilen
bulgusu olarak gösterilmiütir. 1974 y×l×nda 334 hasta üzerinde yap×lan
prospektif bir çal×ümada ise; önemli bir belirti olarak deùerlendirilmiütir.
Bu çal×ümaya göre; akut miyokard infarktüsü (AMI) en yayg×n olarak iki
gün vücut s×cakl×ù× yüksekliùine neden olmakta, nadiren 39.5 ºC’yi
aümakta ve subendokardiyal infarktüsden çok s×kl×kla transmural
infarktüslü hastalarda ortaya ç×kmaktad×r. Bununla beraber vücut
s×cakl×ù× yüksekliùi Dressler’s Sendromunun bir özelliùi olarak AMI
döneminden sonra ortaya ç×kmaktad×r. Ayn× zamanda postperikardiyotomi
sendromunun bir belirtisi olarak kardiyotorasik cerrahi sonras×nda da
geliüebilmektedir. Vücut s×cakl×ù× ancak fibroblastlar lökositlerle yer
deùiütirmeye ve skar dokusu oluümaya baülad×ù×nda düümektedir
(Black, Matassarin-Jacobs 1993, Andreoli ve ark 1997).
Vücut s×cakl×ù×n× da içeren yaüamsal bulgular×n gözlenmesi ve
ortaya ç×kan deùiüikliklerin sonuçlar×n×n deùerlendirilmesi AKS’lu
hastalar×n bak×m×nda oldukça önemlidir (Giuliano ve ark 1999, SundLevander ve ark 2004,). Bak×m ve tedavinin sistematik bir üekilde
gerçekleütirilmesini saùlamak için yeterli ölçüm ve deùerlendirmeler ile
sorunlar×n tan×lanmas×, beklenen hasta sonuçlar×n×n belirlenmesi, planlama
yap×lmas×, giriüimlerin uygulanmas× ve sonuçlar×n deùerlendirilmesi
gerekmektedir (Sund-Levander ve ark 2004).
Bu doùrultuda araüt×rman×n temel amac×; KAP ve NSTEMI’den
oluüan AKS’larda vücut s×cakl×ù× deùiüikliklerinin hasta sonuçlar×na
(yaüamsal bulgular: kalp h×z×, kan bas×nc×, klinik parametreler: göùüs
aùr×s× üiddeti, sendrom lokalizasyonu, tedavisi, biyokimyasal belirteçler,
KYB ünitesinde yat×ü günü, hastanede yat×ü günü, komplikasyon
geliüimi ve hastane mortalitesi) etkisini belirlemektir.
GEREÇ-YÖNTEM
Araştırma Grubu
Eylül 2005-2006 tarihleri aras×nda Ege Üniversitesi T×p Fakültesi
Hastanesi Kardiyoloji Kliniùi KYB ünitesine KAP ve NSTEMI tan×s× ile
yatan 113 AKS’lu hasta araüt×rman×n örneklemini oluüturmuütur.
Evren içerisinden, araüt×rmaya dahil edilme kriterlerine (göùüs
aùr×s×n×n baülang×c×ndan sonraki ilk 48 saat içerisinde KAP ve NSTEMI
tan×s× ile KYB ünitesine gelen, 18 yaü ve üstü, görme ve iüitme sorunu
olmayan, biliüsel bozukluùu olmayan, sorular× yan×tlayabilen, s×k
41
aral×klarla vücut s×cakl×ù×, kalp h×z× ve kan bas×nc× ölçümünü, rutin
d×ü×nda kan al×nmas×n× ve araüt×rmaya kat×lmay× kabul eden hastalar)
uygun olarak seçilen hastalar örneklem kapsam×na al×nm×üt×r. Aktif
enfeksiyonu olan, sistemik hastal×ù× bulunan, bilinci kapal× olan,
resüsitasyon ve defibrilasyon uygulanm×ü, tiroid fonksiyon bozukluùu
olan, ekstrakardiyak ilaç kullanan, kulak ak×nt×s× ve enfeksiyonu olan
hastalar örneklem d×ü×nda b×rak×lm×üt×r.
Prosedür
Betimleyici (iliükisel) tipte olan araüt×rman×n verileri (gerekli etik
kurul ve kurum izni al×nd×ktan sonra) “Veri Toplama Formu” ve “Ölçüm
Çizelgesi” arac×l×ù× ile toplanm×üt×r. Üç aüamada yürütülen veri toplama
sürecinin ilk aüamas×nda; KAP ve NSTEMI tan×s× ile yatan, araüt×rmaya
dahil edilme kriterlerini karü×layan hastalar×n KYB ünitesine geldiklerinde
bilgilendirilmiü onam formunu imzalamalar× saùlanarak vücut s×cakl×ù×,
kalp h×z×, kan bas×nc×, göùüs aùr×s× üiddeti ölçümü yap×lm×ü ve ölçüm
çizelgesine göùüs aùr×s×n×n baülang×c×ndan sonraki saat ve de ölçüm
saatiyle birlikte kay×t edilmiütir. Venöz kan örnekleri al×narak infarktüs
büyüklüùünün göstergeleri olan biyokimyasal belirteçlerden CK ve CKMB düzeylerine bak×lm×üt×r. Daha sonra da ikinci aüama olarak veri
toplama formunda yer alan veriler toplanm×üt×r (hastan×n durumu stabil
olduùunda-yat×ü×n ikinci yada dördüncü saatinde). Üçüncü aüamada
ise; hastan×n durumuna uyan zaman dilimlerinde diùer ölçüm verileri
toplanm×üt×r.
Göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n ilk 24 saatlik sürecinde ölçümler
iki saatlik, ikinci 24 saatinde dört saatlik, KYB’da kal×nan diùer günler
içinde alt× saatlik, KYB sonras× dönemde ise 12 saatlik aral×klarla yap×larak
kay×t edilmiütir. Göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n 24. ve 48. saatinde tekrar
venöz kan örneùi al×nm×ü (rutine denk gelen saatlerde rutin için al×nan
kanlar×n sonuçlar× kullan×lm×üt×r) ve CK, CK-MB düzeylerine bak×lm×üt×r.
Araüt×rma kapsam×na al×nan hastalar×n vücut s×cakl×ù× ölçümlerinde
FirstTemp Genius™ Timpanik Termometre kullan×lm×üt×r. Timpanik
membrandan yay×lan k×z×l ötesi ×ü×nlar× ölçen timpanik membran
termometrelerinin en büyük avantaj×, vücut s×cakl×ù× ölçümü için gerekli
zaman× çok azaltmas× ve kullan×m×n×n kolay olmas×d×r. Ayn× zamanda bu
termometrelerde enfeksiyon riski yok denecek kadar azd×r. Timpanik
zar×n ×s× merkezi olan hipotalamus ile ayn× kan× paylaümas×ndan dolay×,
timpanik membran termometreleri ile elde edilen vücut s×cakl×ù× gerçeùe
en yak×n (core vücut s×cakl×ù×) deùer olarak kabul edilmektedir (Khorshid
ve ark 2004) ve bu termometrelerin oldukça güvenilir olduklar×
belirtilmektedir (Staven ve ark 1997, Amoateng-Adjepong 1999). Bu
nedenlerle araüt×rma kapsam×na al×nan hastalarda vücut s×cakl×ù×
ölçüm yöntemi olarak timpanik termemotre tercih edilmiütir.
42
İstatistiksel Analiz
Araüt×rmada örneklem büyüklüùünü belirlemek için geçerlikgüvenirliùi yüksek bir araüt×rma planlamay×, araüt×rma sonucunda
al×nacak kararlar×n geçerliùini, güvenirliùini ve duyarl×ù×n× garanti alt×na
almay× saùlayan bir yöntem olan power analiz (güç analizi) yöntemi
kullan×lm×üt×r (Portney, Watkins 1993, Özdamar 2003).
Örneklemden elde edilen veriler ise; özel bir bilgisayarda Statistical
Package for Social Science (SPSS) 15.0 paket program×nda analiz edilmiütir.
Ölçüm çizelgesinde yer alan vücut s×cakl×ù× deùerleri aç×k olarak
kodland×ktan sonra ortalamalar× hesaplanm×ü ve üç baül×k alt×nda
s×n×fland×rma yap×lm×üt×r (S×n×fland×rma Reith ve arkadaülar×n×n (1996)
çal×ümas×ndaki s×n×fland×rma esas al×narak yap×lm×üt×r). Bu doùrultuda;
36,5 ºC ve alt×ndaki deùerler hipotermi, 36,5 ºC üzeri ve 37,5 ºC ve
alt×ndaki deùerler normotermi, 37,5 ºC üzerindeki deùerler ise hipertermi
s×n×f×na dahil edilmiütir. úlk 24 ve ikinci 24 saatte vücut s×cakl×ù× her
saat için rakamsal deùerler doùrultusunda deùerlendirilmiü, ayr×ca s×n×f
ve ortalamalara göre daù×l×mlar verilmiütir. úliükisel karü×laüt×rmalarda
ise; yine bu üç s×n×f üzerinden deùerlendirme yap×lm×üt×r.
Araüt×rman×n amac×na uygun olarak toplanan verilerin analiz
edilmesi sonucunda; hastalara iliükin tan×t×c× verilerin, klinik verilerin
ve ölçümle elde edilen verilerin say× yüzde daù×l×mlar× ve ortalamalar×
verilmiütir. Ayr×ca Ki-kare Analizi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA)
ve Tukey-HSD Post Hoc Testinden yararlan×lm×üt×r.
BULGULAR
Araüt×rma kapsam×na al×nan 113 hastan×n tan×t×c× ve klinik
özellikleri Tablo-1’de gösterilmiütir. Buna göre; 62.87r12.40 yaü
ortalamas×yla çoùunluk (% 69.0) erkek hastalardan oluümuütur.
Hastalar×n ortalama 3.84r1.41 risk faktörü say×s×yla en fazla oranlarla
hipertansiyon (% 25.1), hiperlipidemi (% 23.3) ve aile öyküsü (% 18.6)
risk faktörlerine sahip olduùu, komplikasyon geliüme oran×n×n % 15.0
olduùu ve geliüen komplikasyonlar×n s×ras×yla kalp yetersizliùi (% 23.5),
atrial fibrilasyon/flatter (% 23.5) ve paroksismal supraventriküler
taüikardi (% 23.5) olduùu saptanm×üt×r.
Araüt×rman×n temel deùiükeni olan vücut s×cakl×ù×n×n göùüs aùr×s×
baülang×c×n×n ilk 48 saattindeki her saat için ortalama daù×l×mlar×
Grafik-1 ve Grafik-2’de verilmiütir. Bu daù×l×mlara göre; ilk 24 saatte en
düüük vücut s×cakl×ù× ortalamas× 6. saatte elde edilen ortalama olup
35.98r0.86 ºC iken, en yüksek vücut s×cakl×ù× ortalamas× 19. saatte
elde edilen ortalama olup 36.81r0.83 ºC’dir. úkinci 24 saatteki her saat
için ise; vücut s×cakl×ù× ortalamas×n×n en düüük deùeri 30. saatte 36.20
ºC, en yüksek deùeri 27. saatte 36.81r0.77 ºC’dir.
43
Tablo-1: Hastalar×n Tan×t×c× ve Klinik Özellikleri
Özellikler
Yaş (ortalama/yaü)
Erkek cinsiyet (%)
Risk faktörü (ortalama/say×)
Acil servise geliş zamanı (Semptomlar baülad×ktan sonra)
(ortalama/saat)
KYB ünitesine geliş zamanı (Semptomlar baülad×ktan sonra)
(ortalama/saat)
KYB ünitesinde yatış süresi (ortalama/gün)
Hastanede yatış süresi (ortalama/gün)
Komplikasyon gelişimi (%)
Hastane içi mortalite (%)
62.87r12.40
69.0
3.84r1.41
11.07r13.01
21.57r15.27
2.82r1.62
5.56r3.00
15.0
0
Grafik-1: Hastalar×n úlk 24 Saatteki Her Saat úçin Vücut S×cakl×ù× Ortalamalar×n×n
Daù×l×m×
37
V ücut Sıc aklığ ı (ºC )
36,8
36,6
36,4
36,2
36
35,8
35,6
35,4
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24
Za ma n ( sa at)
Grafik-2: Hastalar×n úkinci 24 Saatteki Her Saat úçin Vücut S×cakl×ù× Ortalamalar×n×n
Daù×l×m×
36,9
36,8
Vücut Sıca klığı (ºC)
36,7
36,6
36,5
36,4
36,3
36,2
36,1
36
35,9
35,8
25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48
Zaman (saat)
44
Hastalar×n vücut s×cakl×ù× s×n×flar× ve ortalamalar×n×n ölçüm
zamanlar×na göre daù×l×mlar× Tablo-2’ye göre deùerlendirildiùinde; KYB
ünitesine yat×ü s×ras×nda hastalar % 54.0 oran×yla hipotermi, göùüs
aùr×s×n×n baülang×c×n×n ilk 24 saatinde % 52.6 oran×nda normotermi,
göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n ikinci 24 saatinde % 54.0 oran×nda
normotermi, ilk 48 saat sonras× KYB günlerinde % 53.3 oran×yla
normotermi, KYB sonras× dönemde de; % 48.9 oran×yla hipotermi
s×n×f×nda yer alm×üt×r.
Tablo-2: Hastalar×n Vücut S×cakl×ù× S×n×flar× ve Ortalamalar×n×n Ölçüm Zamanlar×na Göre
Daù×l×m×
Vücut
Sıcaklığı
Sınıfı
Ölçüm Zamanları
Yatış
N
61
44
8
%
54.0
38.9
7.1
İlk 24
N
28
41
9
Saat İkinci 24 Saat
%
N
%
35.9
44
38.9
52.6
61
54.0
11.5
8
7.1
KYB
N
37
48
5
%
41.1
53.3
5.6
KYB Sonrası
N
%
44
48.9
43
47.8
3
3.3
Hipotermi
Normotermi
Hipertermi
Vücut
Sıcaklığı
(X:36.50r0.61) (X:36.96r3.06) (X:36.64r0.59) (X:36.65r0.57) (X:36.50r0.61)
Ortalama
TOPLAM
113 100.0 78 * 100.0 113 100.0 90 ** 100.0 90 ** 100.0
*Say×lar göùüs aùr×s× baülang×c×n×n ilk 24 saati içerisinde KYB ünitesine gelen hastalar için
geçerlidir.
**Say×lar KYB ünitesinde ve KYB sonras× dönemde izlenen hastalar için geçerlidir.
Araüt×rmaya dahil edilen hastalar×n kalp h×z× ortalamalar× KYB
ünitesine yat×ü s×ras×nda 75.44r12.70/dk, göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n
ilk 24 saatinde 75.07r11.85/dk, ikinci 24 saatinde 74.14r10.99/dk,
KYB’da 74.58r10.46 ve KYB sonras×nda 75.23r7.75/dk olarak
bulunmuütur.
Kan bas×nc× (KB) ortalama deùerleri ise; KYB ünitesine yat×ü
s×ras×nda sistolik kan bas×nc× (SKB) için 139.07r23.76 mmHg, diyastolik
kan bas×nc× (DKB) için 80.75r13.40 mmHg, ilk 24 saatte SKB için
133.91r69.70 mmHg, DKB için 75.70r8.89 mmHg, ikinci 24 saatte SKB
için 122.38r15.67 mmHg, DKB için 71.61r10.46 mmHg, KYB’da SKB
için 119.82r15.01 mmHg, DKB için 71.33r7.85 mmHg, KYB sonras×nda
SKB için 118.17r13.15 mmHg, DKB için de 70.56r6.65 mmHg olarak
saptanm×üt×r.
Hastalar×n ilk 24 saat vücut s×cakl×ù× ile kalp h×z× ve DKB aras×nda
istatistiksel olarak anlaml× bir fark saptanmazken (F:1.147; p>0.05,
F:0.278; p>0.05), ilk 24 saat vücut s×cakl×ù× ile SKB aras×nda istatistiksel
aç×dan önem taü×yan bir fark saptanm×üt×r (F:4.171; p<0.05). TukeyHSD Post Hoc Testi sonucunda bu fark×n; hipotermik ile hipertermik ve
normotermik ile hipertermik hastalar aras×ndaki farktan kaynakland×ù×
belirlenmiütir.
45
Araüt×rman×n örneklemine giren hastalar×n göùüs aùr×s×n×n
baülang×c×n×n ikinci 24 saatindeki vücut s×cakl×ù× ile yaüamsal bulgular
aras×ndaki iliükiye göre; hastalarda ikinci 24 saat vücut s×cakl×ù× ile
kalp h×z×, SKB ve DKB aras×nda istatistiksel aç×dan anlaml× bir fark
saptanmam×üt×r (F:1.563; p>0.05, F:0.429; p>0.05, F:3.064; p>0.05).
Aradaki fark istatistiksel aç×dan anlaml×l×k taü×mamas×na karü×n,
hipertermik hastalarda hipotermik hastalara k×yasla kalp h×z× daha
yüksek bulunmuütur.
KYB ünitesinde kal×nan ilk 48 saat sonras× günlerde ölçülen
vücut s×cakl×ù× ile yaüamsal bulgular aras×ndaki iliükiye ait veriler
incelenecek olursa; hastalar×n KYB vücut s×cakl×ù× artt×kça kalp h×z×n×n
da k×smen artt×ù× fakat aradaki fark×n istatistiksel aç×dan bir anlaml×l×k
ifade etmediùi (F:0.617; p>0.05), KYB vücut s×cakl×ù× ile SKB aras×nda
anlaml× bir fark olduùu (F:3.393, p<0.05), DKB aras×nda ise anlaml× bir
fark olmad×ù× (F:1.032; p>0.05) görülmüütür.
Hastalar×n KYB sonras× vücut s×cakl×ù× ile yaüamsal bulgular
aras×ndaki iliükiye bak×ld×ù×nda ise; hastalarda KYB sonras× vücut
s×cakl×ù×n×n hipotermik, normotermik ve hipertermik s×n×rlarda olmas×n×n
yaüamsal bulgular× deùiütirmediùi, KYB sonras× vücut s×cakl×ù× ile
yaüamsal bulgular aras×ndaki fark×n istatistiksel olarak anlaml×
olmad×ù× sonucu bulunmuütur (Kalp h×z× için F:0.342; p>0.05, SKB için
F:0.054; p>0.05, DKB için F:0.739; p>0.05).
únfarktüs büyüklüùünün göstergeleri olan biyokimyasal belirteçlerden
CK ve CK-MB düzeylerinin ortalamalar× ölçüm zamanlar×na göre üu
üekilde daù×l×m göstermiütir; ortalama CK deùeri yat×ü s×ras×nda
201.79r382.94 U/L, ilk 24 saatte 199.24r284.36 U/L, ikinci 24 saatte
195.94r371.18 U/L, ortalama CK-MB deùeri yat×ü s×ras×nda
25.41r30.87 U/L, ilk 24 saatte 32.84r47.54 U/L, ikinci 24 saatte
22.46r18.17 U/L olarak bulunmuütur.
Yat×ü s×ras×ndaki vücut s×cakl×ù× artt×kça CK düzeyleri de art×ü
göstermiütir fakat yat×ü vücut s×cakl×ù× ile CK düzeyi aras×ndaki fark tek
yönlü varyans analizi ile deùerlendirildiùinde; istatistiksel aç×dan bir
önemlilik bulunmam×üt×r (F:2.302; p>0.05). Buna karü×l×k yat×ü vücut
s×cakl×ù× artt×kça CK-MB düzeyi de artm×üt×r ve yat×ü vücut s×cakl×ù× ile
CK-MB düzeyi aras×ndaki fark istatistiksel olarak anlaml× bulunmuütur
(F:4.645; p<0.05). Tukey-HSD Post Hoc Testi sonucuna göre ise;
hipotermi ile hipertermi s×n×f× aras×nda farkl×l×k bulunmuütur.
Hastalarda ilk 24 saatteki vücut s×cakl×ù× ile CK ve CK-MB
düzeyleri aras×nda istatistiksel aç×dan anlaml× bir fark olduùu
belirlenmiütir (F:3.331; p<0.05, F:3.390; p<0.05). Farkl×l×ù×n kaynaù×n×n
hangi gruplar aras×nda olduùunu belirlemek için ileri analiz yap×lm×ü ve
normotermik hastalarla hipertermik hastalar aras×nda CK ve CK-MB
ortalamalar× aç×s×ndan farkl×l×k saptanm×üt×r.
46
úkinci 24 saat vücut s×cakl×ù×n×n art×ü göstermesiyle biyokimyasal
belirteçlerden CK düzeyinin de art×ü gösterdiùi fakat yap×lan varyans
analizinde bu art×ü×n istatistiksel bir anlaml×l×k oluüturmad×ù× (F:0.620;
p>0.05) görülmüütür. CK-MB düzeyi ise ikinci 24 saat vücut s×cakl×ù×
deùerlerinin artmas×yla istatistiksel aç×dan önem taü×yan bir art×ü
(F:5.238; p<0.05) göstermiütir. Tukey-HSD Post Hoc Testi ile gruplar
aras×ndaki farkl×l×ù×n kaynaù× araüt×r×ld×ù×nda bu farkl×l×ù×n hipotermi ile
hipertermi s×n×f× aras×nda olduùu saptanm×üt×r.
Araüt×rmaya dahil edilme kriterlerini karü×layan hastalarda vücut
s×cakl×ù× ile göùüs aùr×s× üiddeti, sendrom lokalizasyonu, tedavisi, KYB
ünitesinde yat×ü günü, hastanede yat×ü günü ve komplikasyon geliüimi
klinik parametreleri aras×ndaki iliüki de araüt×r×lm×üt×r. Fakat vücut
s×cakl×ù× ile bahsedilen deùiükenler aras×nda istatistiksel önemi olan bir
iliüki bulunmam×üt×r (p>0.05).
TARTIŞMA
KAP ve NSTEMI tan×s× konulan AKS’lu hastalar×n KYB ünitesine
yat×ü s×ras×nda çoùunlukla hipotermik vücut s×cakl×ù×na, ilk 48 saatte ve
ilk 48 saat sonras× KYB günlerinde çoùunlukla normotermik vücut
s×cakl×ù×na sahip olduùu belirlenmiütir. KYB sonras× dönem vücut
s×cakl×ù× ise; çoùunlukla hipotermik s×n×rlarda bulunmuütur.
Literatürde AKS’da miyokard nekrozuna nonspesifik bir yan×t
olarak vücut s×cakl×ù×n×n yükseldiùi, bu yüksekliùin infarktüsün dörtsekizinci saatlerinde baülad×ù×, 38.9 ºC’ye kadar yükselebilen düzeyde
olduùu ve dört-beü günde normale döndüùü belirtilmektedir (Pereira ve
ark 1993, Pehlivanoùlu, ûuekinci 2003, Argon 2004, Balbay 2004). Elde
edilen sonuçlar literatürle uyumlu bulunmam×üt×r.
AKS’lu hastalarda vücut s×cakl×ù× deùiüiklikleri ve etkileri konusunda
yap×lm×ü baz× araüt×rmalar×n sonuçlar×na bak×ld×ù×nda; bu araüt×rman×n
sonuçlar× ile benzerlikler gösteren sonuçlar elde edildiùi görülmüütür.
Lofmark ve arkadaülar×n×n (1978) AMI’den sonra vücut s×cakl×ù×n×
rektal yolla izledikleri çal×ümada; hastanedeki ilk günün sabah×ndaki
s×cakl×ù×n nadiren 38.2 ºC’nin üzerine ç×kt×ù× (50 vakan×n dördünde),
hastanedeki beüinci günden sonra vücut s×cakl×ù×n×n nadiren maximal
düzeye ulaüt×ù× (150 vakan×n beüinde), maximal sabah vücut
s×cakl×ù×n×n ise nadiren 39 ºC’nin üzerine ç×kt×ù× (150 vakan×n birinde),
sabah vücut s×cakl×ù×n×n bir veya daha fazla say×daki ölçümlerde beü
gün sonra nadiren 0.6 ºC’den daha fazla bir art×ü gösterdiùi (150
vakan×n dokuzunda) ve hastalar×n % 11’inde ise hiç vücut s×cakl×ù×
yüksekliùi görülmediùi bulunmuütur. Yap×lan diùer çal×ümalarda ise;
hastalar×n ortalama vücut s×cakl×ù×n×n 37.3 ºC-37.6 ºC aras×nda deùiüen
deùerlerde olduùu saptanm×üt×r (Herlitz ve ark 1988, Ben-Dor ve ark
2005, Naito ve ark 2007).
47
AKS’lara benzer bir mekanizmayla ortaya ç×kan inmede de vücut
s×cakl×ù×n×n artt×ù× yap×lan çal×ümalar×n sonuçlar×nda bildirilmektedir
(Georgilis ve ark 1999, Knoll ve ark 2002).
AKS’larda iskemik olay×n direkt bir sonucu olarak ve yetersiz
kardiyak pompa fonksiyonuna bir yan×t olarak geliüen sempatik aktivite
art×ü×na baùl× belirtiler s×kl×kla görülmektedir. Kalp h×z×n×n artmas× da
bu belirtiler aras×nda yer almaktad×r. Son y×llarda AMI sonuçlar× için
kalp h×z×n×n tahmini gücü konusunda çal×ümalar yap×lm×ü ve
taüikardinin yaüayan AMI’lü hastalarda mortalitenin önemli bir
göstergesi olduùu bulunmuütur. Yap×lan çok say×daki çal×üma AMI
nedeniyle koroner veya yoùun bak×m ünitelerine kabul edilen hastalar
aras×nda kalp h×z×n×n 80’in üzerinde olmas×n×n hem hastanede hem de
hastane d×ü× izlem s×ras×nda büyük bir ölüm riski oluüturduùunu
göstermiütir. Artm×ü kalp h×z×n×n ayn× zamanda kalp yetersizliùinin de
bir belirleyicisi olduùu ifade edilmektedir. Palatini (2000); Hjalmarson
ve arkadaülar×n×n yapt×klar× bir çal×ümada tüm nedenlerle ortaya ç×kan
mortalite oran×n× yat×ü s×ras×ndaki kalp h×z× 60’×n alt×nda olan
hastalarda % 14, 90’×n üzerinde olanlarda % 41 ve 110’un üzerinde
olanlarda % 48 olarak bulduklar×n× belirtmiütir. Ayn× zamanda Disegni
ve arkadaülar×n×n çal×ümalar×nda; kalp h×z× 90’×n üzerinde olan, AMI’den
sonra yaüamda kalanlar aras×nda ölüm oran×n×n kalp h×z× 70’den az
olanlara göre iki kat daha fazla olduùunu gözlemlediklerini ifade ederek,
bu sonuçlar×n GUSTO ve GISSI gibi büyük çapl× çal×ümalar×n
sonuçlar×yla da uyumlu olduùu üzerinde durmuütur.
Bu bilgiler ×ü×ù×nda; araüt×rma kapsam×na al×nan hastalar×n kalp
h×z×n×n 74-81 aras×nda deùiükenlik göstermesi (taüikardik s×n×rlarda
olmamas×) hastane içi ve hastane d×ü× mortalite risklerinin ayn×
zamanda da kalp yetersizliùi risklerinin bu deùiüken aç×s×ndan düüük
olacaù×n× düüündürmektedir.
Bilindiùi gibi; AKS geçiren hastalarda KB genellikle saatler veya
günler içinde progresif olarak düümekte, ilk hafta içerisinde en düüük
seviyesine ulaümakta ve sonraki iki-üç hafta boyunca normale
dönmektedir. Ancak infarktüsün baülang×c×nda ani hipotansiyon
oluüabilmekte ve bu da kardiyojenik üokun üiddetli hipotansiyonuna
dönüüebilmekte yada kendiliùinden düzelmektedir. Bazen de yoùun
aùr×ya baùl× olarak geçici hipertansiyon görülmektedir (Pehlivanoùlu,
ûuekinci 2003, Balbay 2004, Berkalp 2004).
Vücut s×cakl×ù× artt×ù× zaman, vücudun metabolizmas× da büyük
oranda artmaktad×r. Artm×ü metabolizman×n bir sonucu olarak da
vücudun oksijen tüketimi artmakta, febril epizodun aü×r× stresine baùl×
olarak solunum ve kalp h×z× da art×ü göstermektedir (Potter, Perry 1985,
Ikematsu 2004).
48
Naito ve arkadaülar×n×n (2007) çal×ümas×nda çal×üma sonuçlar×na
benzerlik gösteren sonuçlar elde edilmiütir. Belirtilen çal×ümada; yat×ü
vücut s×cakl×ù× ile SKB ve DKB aras×nda anlaml× bir farkl×l×k
bulunmazken, yat×ü vücut s×cakl×ù× ile kalp h×z× aras×nda önemli pozitif
bir iliüki bulunmuütur.
Yap×lan birçok çal×ümada; vücut s×cakl×ù× ve biyokimyasal
belirteçlerle tahmin edilen infarktüs büyüklüùü aras×nda pozitif bir
iliüki bulunmuütur (Herlitz ve ark 1988, Pereira ve ark 1993, Hale,
Kloner 2002, Ben-Dor ve ark 2005). Naito ve arkadaülar×n×n (2007)
çal×ümas×nda ise; vücut s×cakl×ù×n×n CK düzeyi ile önemli bir iliükisi
olmad×ù× gösterilmiütir. Bu çal×ümadan elde edilen sonuçlar belirtilen
çal×üma sonuçlar×yla benzerlikler göstermektedir.
AKS’lu hasta grubunda olduùu gibi inmeli hasta grubunda da;
vücut s×cakl×ù× ile infarkt volümü ve ciddiyeti aras×nda iliüki olduùu
çeüitli çal×ümalar×n sonuçlar×yla kan×tlanm×üt×r (Reith ve ark 1996,
Ginsberg, Busto1998, Georgilis ve ark 1999, Del Brotto 2004, Zaremba
2004, Leira ve ark 2006).
Elde edilen sonuçlara bak×l×rsa vücut s×cakl×ù× ile komplikasyon
geliüimi aras×nda istatistiksel önemi olan bir iliüki olmamas×na karü×n,
hipertermik olan hastalarda komplikasyon geliüimi hiç de az
say×lmayacak oranlardad×r. Konu ile ilgili çal×ümalar incelendiùinde;
AKS’lu, inmeli hatta ventilatörle iliükili akciùer sorunu olan hastalarda
vücut s×cakl×ù×ndaki art×ülar ile kötü hasta sonuçlar× aras×nda bir iliüki
olduùu görülmektedir (Reith ve ark 1996, Pereira ve ark 1993, Lofmark
ve ark 1978, Herlitz ve ark 1988, Ben-Dor ve ark 2005, Naito ve ark
2007, Georgilis ve ark 1999, Leira ve ark 2006, Diringer ve ark 2004,
Suzuki ve ark 2004).
Bu araüt×rmadan elde edilen bulgularla “AKS’larda hastalar×n KYB
ünitesine yat×ü× s×ras×ndaki, göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n ilk 24
saatindeki, ikinci 24 saatindeki, ilk 48 saati sonras× KYB’daki ve KYB
sonras×ndaki vücut s×cakl×ù× yaüamsal bulgular× ve klinik parametreleri
etkilemektedir” hipotezi yaüamsal bulgular aç×s×ndan tam, klinik
parametreler aç×s×ndan da k×smen desteklenmiütir.
ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI
Araüt×rmada hastalar×n vücut s×cakl×ù× izlemlerinin acil servise
baüvuru an×ndan itibaren yap×lamamas×, önemli inflamasyon göstergeleri
olan c-reaktif protein (CRP), lökosit gibi kan düzeylerine bak×lamamas×,
ekokardiyografik ve anjiyografik analizlerinin deùerlendirilememesi
s×n×rl×l×klar× oluüturmaktad×r. Ayr×ca araüt×rma kapsam×na ST segment
yükselmeli miyokard infarktüslü hastalar×n dahil edilmemesi ve vücut
s×cakl×ù×n×n uzun dönemli mortalite üzerine etkisinin deùerlendirilememesi
diùer s×n×rl×l×klard×r.
49
ST segment yükselmesi olmayan AKS (KAP ve NSTEMI) kardiyak
ölüm ve AMI geliümesi aç×s×ndan yüksek risk taü×yan klinik
sendromlard×r. Dolay×s×yla bu klinik sendromlarda vücut s×cakl×ù×
deùiüikliklerinin sonuçlar×n×n bilinmesinin olas× risklerin erken
dönemde tan×lanmas× ve gereken önlemlerin al×nmas× aç×s×ndan yararl×
olacaù× düüünüldüùünden bu araüt×rman×n örneklemi ST segment
yükselmesi olmayan AKS’la s×n×rland×r×lm×üt×r.
SONUÇ ve ÖNERİLER
Bu araüt×rmada; basit ve uygulanmas× kolay bir yöntem
kullan×larak hastalar×n prognozu hakk×nda önceden ve hastaya zarar
vermeden bilgi edinilmesi saùlanmaya ve pratik anlamda da yararl×
sonuçlar elde edilmeye çal×ü×lm×üt×r. Ayr×ca KYB hizmetlerinde gözden
kaçan bir noktaya da dikkat çekilmiütir.
Sonuç olarak; KAP ve NSTEMI tan×l× AKS hastalar×nda vücut
s×cakl×ù×ndaki yükselmeler yaüamsal bulgular× deùiütirmekte ve infarkt
büyüklüùünün göstergeleri olan biyokimyasal belirteçleri etkilemektedir.
Bu doùrultuda;
x Hemüireler taraf×ndan yap×lan yaüamsal bulgu izlemlerinde dikkatli
olunmas× ve izlemlerin daha s×k aral×klarla, standardize edilerek
yap×l×p kay×t edilmesi,
x Vücut s×cakl×ù× izlemlerinin hassas ve güvenilir araçlarla yap×lmas×,
x KYB ünitesinde çal×üan hemüirelerin AKS’larda vücut s×cakl×ù×n×n
yaüamsal bulgular ve klinik parametreler üzerindeki etkileri ile ilgili
olarak bilgilendirilmeleri,
x Hemüirelik
bak×m×n×n
sistematik
ve
yap×sal
bir
üekilde
gerçekleütirilmesi için vücut s×cakl×ù× ile ilgili sorunlar×n tan×lanmas×,
uygun planlaman×n yap×lmas×, giriüimlerin uygulanmas× ve
sonuçlar×n deùerlendirilmesi,
x AKS’lu hastalarda vücut s×cakl×ù× ile inflamasyon göstergeleri,
ekokardiyografik/anjiyografik bulgular ve uzun dönemli mortalite
aras×ndaki
iliükilerin
belirlendiùi
araüt×rmalar×n
yap×lmas×
önerilebilir.
TEŞEKKÜR
Araüt×rma verilerinin analizinde bilgi ve deneyimlerini paylaüan
Ege Üniversitesi Biyoistatistik Bölümü Öùretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet
ORMAN’a, araüt×rmay× maddi aç×dan destekleyen Ege Üniversitesi
Bilimsel Araüt×rma Projeleri ûube Müdürlüùü’ne (Proje No: 2005
HYO/007) teüekkürlerimizi sunar×z.
50
KAYNAKLAR
1. Amoateng-Adjepong Y, Del Mundo J, Manthous CA. (1999). Accuracy of an infrared
tympanic thermometer. Chest, 115: 1002-05.
2. Andreoli TE, Bennett JC, Carpenter CJ ve ark. (1997). Ateü ve ateüli sendromlar.
(içinde) Çalangu S, S×va A, Tuzcu M (ed). Cecil Essentials of Medicine Türkçesi. 4.
Edisyon. W.B. Saunders Company/Nobel T×p Kitabevleri, 663-76.
3. Argon G. (2004). Akut miyokard infarktüsünde bak×m. (içinde) Fad×loùlu Ç (ed). III.
Ege Dahili T×p Günleri-úç Hastal×klar× Hemüireliùi Kitab× III. úzmir, 105-21.
4. Balbay Y. (2004). Akut koroner sendrom semptomlar×n×n ve fizik muayene
bulgular×n×n deùerlendirilmesi ve ay×r×c× tan×. Türkiye Klinikleri Kardiyoloji, Akut
Koroner Sendromlar Özel Say×s×, 17(2): 76-80.
5. Ben-Dor I, Haim M, Rechavia E ve ark. (2005). Body temperature-a marker of infarct
size in the era of early reperfusion. Cardiology, 103(4): 169-73.
6. Berkalp B. (2004). ST segment yükselmeli miyokard infarktüsü. (içinde) Komsuoùlu B
(ed). Klinik Kardiyoloji. MN Medikal&Nobel T×p Kitap Saray×, Ankara, 53-80.
7. Black JM, Matassarin-Jacobs E. (1993). Nursing care of clients with disorders of
cardiac function. (in) Black JM, Matassarin-Jacobs E (eds). Medical-Surgical Nursing
A Psychophysiologic Approach. Fourth Edition. W.B. Saunders Company, 1139-64.
8. Brown S, Coleman H, Geary E. (2000). Accurate measurement of body temperature in
the neonate: a comparative study. Journal of Neaonatal Nursing, 6(5): 165-68.
9. Del Brotto OH. (2004). Relationship between body temperature and prognosis, and
neuroprotective effect of hypothermia in acute stroke patients. Rev Neurol., 1-15:
38(11): 1050-55.
10. Diringer MN, Reaven NL, Funk SE ve ark. (2004). Elevated body temperature
independently contributes to increased length of stay in neurologic intensive care unit
patients. Critical Care Medicine, 32(7): 1489-95.
11. Georgilis K, Plomaritoglu A, Dafni U ve ark. (1999). Aetiology of fever in patients with
acute stroke. Journal of Internal Medicine, 246(2): 203.
12. Ginsberg MD, Busto R. (1998). Combating hyperthermia in acute stroke. Stroke, 29:
529-34.
13. Giuliano KK, Scott SS, Eliot S ve ark. (1999). Temperature measurement in critically
ill orally intubated adults: a comparison of pulmonary artery core, tympanic, and oral
methods. Critical Care Medicine, 27(10): 2188-93.
14. Hale SL, Kloner RA. (2002). Elevated body temperature during myocardial
ischemia/reperfusion exacerbates necrosis and worsens no-reflow. Coronary Artery
Disease, 13(3): 177-81.
15. Herlitz J, Bengtson A, Hjalmarson A ve ark (1988). Body temperature in acute
myocardial infarction and its relation to early intervention with metaprolol. Int J
Cardiol., 20(1): 65-71.
16. Ikematsu Y. (2004). Characteristics of and interventions for fever in Japan.
International Nursing Review, 51(4): 229.
17. Khorsh×d L, Eüer ú, Zaybak A ve ark. (2004). Saùl×kl× eriükin bireylerin beden
s×cakl×ù×n×n ölçümünde cival×, timpanik ve tek kullan×ml×k termometrelerin
karü×laüt×r×lmas×. C.Ü. Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi, 8(1): 26-30.
51
18. Knoll T, Wimmer MLJ, Gumpinger F ve ark. (2002). The low normothermia conceptmaintaining a core body temperature between 36 and 37 ºC in acute stroke unit
patients. Journal of Neurosurgical Anesthesiology, 14(4): 304-08.
19. Leira R, Rodriguez-Yanez M, Castellanos M ve ark. (2006). Hyperthermia is a
surrogate marker of
inflammation-mediated cause of brain damage in acute
ischaemic stroke. Journal of Internal Medicine, 260: 343-49.
20. Lofmark R, Nordlander R, Orinius E. (1978). The temperature course in acute
myocardial infarction. American Heart Journal, 96(2): 153-56.
21. Naito K, Anzai T, Yoshikawa T ve ark. (2007). Increased body temperature after
reperfused acute myocardial infarction is associated with adverse left ventricular
remodeling. Journal of Cardiac Failure, 13(1): 25-33.
22. Özdamar K. (2003). Modern bilimsel araüt×rma yöntemleri. Kaan Kitabevi, 1. Bask×,
Eskiüehir, 109.
23. Palatini P. (2000). Heart rate in myocardial infarction. (in) Palatini P, (eds). Heart Rate
A Major Cardiovascular Risk Factor. Torino, Italy, 25-9.
24. Pehlivanoùlu S, ûuekinci S. (2004). Koroner kalp hastal×ù×-miyokard infarktüsü.
(içinde) Cin VG (ed). Kardiyoloji, 123-52.
25. Pereira D, Linder J, Rabacal C ve ark. (1993). Fever in the first 48 hours of an acute
myocardial infarct treated with fibrinolytics-an indicator of nonreperfusion of the
coronary vessels?. Rev Port Cardiol, 12(9): 725-29, 699-700.
26. Portney LG, Watkins MP. (1993). Power analysis and determination of sample size. (in)
Portney LG, Watkins MP (eds). Foundations of Clinical Research Applications to
Practice. Appleton&Lange, Norwalk, Connecticut, 651-67.
27. Potter PA, Perry AG. (1985). Assessment of vital signs. (in) Potter PA, Perry AG, (eds)
Fundamentals of Nursing Concepts, Process and Practice, 563-95.
28. Reith J, Jorgensen HS, Pedersen PM ve ark (1996). Body temperature in acute stroke:
relation to stroke severity, infarct size, mortality and outcome. Lancet, 347(8999):
422-25.
29. Staven K, Saxholm H, Smith-Erichsen N. (1997). Accuracy of infrared ear
thermometry in adult patients. Intensive Care Medicine, 23: 100-05.
30. Sund-Levander M, Grondzisky E, Loyd D ve ark. (2004). Errors in body temperature
assessment related to individual variation, measuring technique and equipment.
International Journal of Nursing Practice, 10: 216-23.
31. Suzuki S, Hotchkiss JR, Takahashi T ve ark. (2004). Effect of core body temperature
on ventilator-induced lung injury. Critical Care Medicine, 32(1): 144-49.
32. Zaremba J. (2004). Hyperthermia in ischemic stroke. Med Sci Monit., 10(6): RA148-53.
52
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 53-63, 2010
GEBELERİN GENİTAL HİJYEN DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ
DETERMINATION OF GENITAL HYGIENE BEHAVIORS OF PREGNANT
WOMEN
Yard.Doç.Dr. Oya KAVAK
Yard.Doç.Dr. Aynur SARUHAN
Ar.Gör. Sezer ER
Ar.Gör. Emine ŞEN
Prof.Dr. Ümran SEVİL
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Kad×n Saùl×ù× ve Hastal×klar×
Hemüireliùi Anabilim Dal×
Araüt×rma, 1st International Congress on Nursing Education, Research & Practice (15-17
Ekim 2009-Selanik, Yunanistan) poster bildiri olarak sunulmuütur.
ÖZET
Giriş: Genital hijyenin saùlanmas× kad×n saùl×ù× ve üreme saùl×ù×n×n
korunmas×ndaki en önemli basamakt×r. Gebelikte oluüan vajinal enfeksiyonlar
hem kad×nda rahats×zl×k yaratmakta, hem de ilerlediùinde fetüse zarar
verebilmektedir. Birçok enfeksiyon hastal×ù×n×n kontrolünde kiüisel hijyen
al×ükanl×klar×n×n önemli olduùu bilinmektedir. Genital enfeksiyonlardan
korunmak için iyi bir genital hijyene ihtiyaç vard×r.
Amaç: Bu çal×üma, gebelerin genital hijyen davran×ülar×n× belirlemek
amac×yla tan×mlay×c× olarak planlanm×üt×r.
Gereç ve Yöntem: Araüt×rma verileri, 1 Temmuz–1 Ekim 2007 tarihleri
aras×nda Saùl×k Bakanl×ù× Ege Doùum Evi ve Kad×n Hastal×klar× Eùitim ve
Araüt×rma Hastanesi gebe polikliniùine gelen araüt×rma s×n×rl×l×klar×na uyan ve
araüt×rmaya kat×lmaya gönüllü olan gebelerden toplanm×üt×r. Araüt×rma basit
rastgele örnekleme yöntemi ile seçilen, en az 18 yaü×nda, en az ilkokul mezunu,
psikolojik tedavi görmeyen, çoùul gebeliùi olmayan ve gebeliùinde herhangi bir
komplikasyonu olmayan 134 gebe ile yap×lm×üt×r.
Verilerin toplanmas×nda; gebelerin sosyo-demografik özelliklerinin
belirlenmesi için 27 sorudan oluüan “Birey Tan×t×m Formu” ve genital hijyen
davran×ülar×n× belirlemek için de “Genital Hijyen Davran×ülar× Envanteri
(GHDE)” kullan×lm×üt×r.
Bulgular: Elde edilen bulgular doùrultusunda, gebelerin yaü ortalamas×n×n
26.47±5.33 olduùu, %41’inin ilkokul mezunu, %78.4’ünün çal×üt×ù×, %89.6’s×n×n
sosyal güvencesinin olduùu, %67.9’unun çekirdek aile tipinde olduùu
saptanm×üt×r. Gebelerin genital hijyen davran×ülar× envanterinden ald×klar× puan
ortalamas×n×n 81.68±11.79 olduùu saptanm×üt×r. Eùitim düzeyi, en uzun süre
yaüad×klar× yer, gelir durumu, gebelik say×s×, gebeliùi planlama durumu, genital
hijyenle ilgili bilgi alma durumu ve bilgi kaynaklar×n×n gebelerin genital hijyen
davran×ülar×n× etkilediùi belirlenmiütir.
53
Sonuç: Bu çal×ümada, gebelerin genital hijyen davran×ülar× puan
ortalamas×n×n gebe olmayan kad×nlarla yap×lan çal×ümalara göre daha yüksek
olduùu bulunmuütur. Gebelik döneminde kad×nlar doùum öncesi bak×m
hizmetleri nedeniyle saùl×k personeli ile daha s×k karü×laümaktad×r. Bu
durumun, gebelerin doùru genital hijyen davran×ülar×n× geliütirmesinde yard×mc×
olduùu düüünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Gebelik, genital hijyen, kad×n saùl×ù×
ABSTRACT
Introduction: Providing genital hygiene is the most important step in the
protection of women’s health and reproduction health. Vaginal infections that occur
during pregnancy not only disturb the women but also harm the fetus when they
proceed. It is known that personal hygiene habits play a crucial role in the control
of many infection diseases. There is a need for good genital hygiene to avoid
genital infections.
Objective: It is to determine the genital hygiene behaviors of pregnant
women and the influential factors.
Methods: The population for the study included pregnant women who came
to T.C. Izmir Ege Gynecology and Maternity Research and Teaching Hospital
outpatient clinic between July 1 and October 1, 2007 The research sample
consisted of 134 pregnant women chosen with a simple random sampling
technique. Pregnant women with the minimum age of 18, who are primary school
graduates as the lowest educational level, receiving no psychological treatment,
without multiple pregnancy or complications throughout their pregnancy and
willing to participate in the research, were included in the scope of the research.
An “Individual Description Form” of 27 questions was used in order to
determine the socio-demographic characteristics of pregnant women, and “Genital
Hygiene Behavior Inventory” (GHBI) was used to determine the genital hygiene
behaviors for data collection.
Results: In accordance with the findings obtained, it was determined that
the average age of pregnant women was 26.470±5.330, 41% were primary school
graduates, 78.4 % had a job, 89.6 % had social security, 67.9 % lived as a nuclear
family. Average score in which take from genital hygiene behaviors inventory of
pregnant women was determined as 81.68 ± 11.79 at the end of this study. It is
determined that education level, where they mostly live, income level, number of
pregnancies, pregnancy planning status, to get information related to genital
hygiene and information sources affect genital hygiene behaviors of pregnant
women.
Conclusion: In this study, average score of genital hygiene behaviors of
pregnant women were found to be higher than studies made with non-pregnant
women. Women during pregnancy due to prenatal care services are confronted
more frequently with health care providers. It is thought that this situation help to
develop correct genital hygiene behaviors of pregnant women.
Key Words: Pregnancy, genital hygiene, women health
54
GİRİŞ
Enfeksiyon hastal×klar×n×n kontrolünde kiüisel hijyen al×ükanl×klar×n×n
önemli olduùu bilinmektedir. Bireysel al×ükanl×klarla baz× hastal×klar×n
önlenmesi ve saùl×k düzeyinin geliütirilmesinde vazgeçilmez bir
unsurdur. (Çal×ükan 2005).
Özellikle az geliümiü ve ülkemiz gibi geliümekte olan ülkelerde
enfeksiyon, mortalite nedenleri aras×nda ilk s×ralarda yer almaktad×r.
Ayr×ca, bu ülkelerde görülen yüksek doùum oranlar× da göz önüne
al×nd×ù×nda gebelik ve enfeksiyon birlikteliùinin say×s×nda artma olacaù×
aüikard×r. Enfeksiyon, gebelikte yaln×zca önemli bir morbidite nedeni
deùil, ayn× zamanda s×k rastlanan maternal mortalite nedenlerinden
biridir (Demirk×ran 1999).
Üreme sistemi bütünlüùünü, çeüitli savunma mekanizmalar× ile
sürdürür. Bu savunma sisteminin mikroorganizmalar ile bozulmas×
enfeksiyona yol açar. Genital enfeksiyonlardan korunmak için iyi bir
genital hijyene ihtiyaç vard×r (Taük×n 2003).
Gebelik doùan×n kad×na vermiü olduùu bir üstünlük, bir ayr×cal×k
olmakla birlikte büyük bedensel deùiüiklikleri de beraberinde getirmektedir.
Bu deùiüikliklere gebenin uyum saùlamas× zaman almaktad×r. Dengelerin
deùiütiùi en önemli bölgelerden biri vajinad×r. Bu bölgede oluüan
deùiüiklikler vajinal enfeksiyonlara yatk×nl×ù× artt×rmaktad×r. Oluüan
vajinal enfeksiyonlar hem kad×nda rahats×zl×k yaratmakta hem de ilerlerse
fetüse zarar verebilmektedir (Taük×n 2003, Güler 2004). Gebelikte
vajinal ak×nt×da artma yayg×n görülen bir semptomdur. Vajinal ak×nt×n×n
artmas×n×n nedeni; vajinal mukozan×n hiperplazisi ve östrojen düzeyinde
yükselmeden dolay× endoservikal glandlar taraf×ndan mukus üretiminin
artmas×d×r. Ayr×ca sekresyonlar×n asiditesinin artmas× kandida albikans
geliüimini uyarmakta ve böylece kad×n×n gebelikte monilial vajinite
yatk×nl×ù× artmaktad×r (Taük×n 2003). Semptomatik kandidal vulvovajinit
gebelerin %15’ini etkilemektedir. Gebelikte östrojen miktar×n×n artmas×
nedeniyle vajinal glikojen konsantrasyonu da artmaktad×r. Gebelikte
hücresel baù×ü×kl×ù×n bask×lanmas× normal vajen floras×nda bulunan
mantarlar×n çoùalmas×na yol açmaktad×r (Torgerson ve ark. 2006).
Kiüi sürekli olarak çok say×da d×ü ortam kirleticilerinin etkisi
alt×ndad×r. Eliyle d×ü ortamdaki birçok kirletici etmene dokunur. Temizlik
sadece kirlilik belirtilerinin ortaya ç×kt×ù× durumlarda yap×lmas× gereken
bir uygulama olarak ele al×nmamal×d×r. Baz× temizlik uygulamalar×
sürekli ve düzenli olarak yap×lmak zorundad×r. Üreme organlar×n×n
temizliùi çok önemlidir. úç çamaü×rlar s×k deùiütirilmeli, deùiütirilen iç
çamaü×rlar y×kand×ktan sonra mutlaka ütülenmelidir. Genital organlar
enfeksiyon belirtileri bak×m×ndan gözlenmeli ve herhangi bir enfeksiyon
durumunda saùl×k kuruluülar×na baüvurulmal×d×r (Güler 2004).
55
Kad×nlarda anatomik yap× nedeniyle anüs, vajen ve üretran×n
birbirine yak×n olduùu, bu üç organ×n floras×n×n birbirinden farkl× olduùu
ve normalde kad×nda hastal×k yapmad×ù× belirtilmektedir (Demirk×ran
1999). Ancak kad×nlarda genital hijyen al×ükanl×klar×n×n, yanl×ü ve
yetersiz hijyen uygulamalar×n×n vajinal floray× bozduùu ve pek çok saùl×k
sorununa neden olduùu bilinmektedir. Genital enfeksiyon aç×s×ndan
bireysel risklere bakt×ù×m×zda ise baüta hijyen eksikliùi olmak üzere
tuvalet sonras× genital bölge temizliùinin uygun üekilde yap×lmamas×, el
y×kama al×ükanl×ù×n×n olmamas×, genital bölgenin çok s×k y×kanmas×,
uygun iç çamaü×r× kullan×lmamas×, menstrüasyon hijyenine yeterince
dikkat edilmemesi, doùumlar×n saùl×kl× koüullarda gerçekleümemesi,
düüüklerin adeta bir aile planlamas× yöntemi olarak kullan×lmas× gibi
risklerin olduùu görülmektedir (Taük×n 2003, Sevil ve Özkan 2004).
Genital bölgenin beyaz renkte kaliteli bir tuvalet kaù×d× ile önden
arkaya doùru bir defada temizlenmesi gerekir. Genital bölge arkadan
öne doùru ya da rastgele temizlendiùi zaman E. coli gibi
mikroorganizmalar, anal bölgeden vajene ve üretraya doùru taü×narak
enfeksiyonlara neden olmaktad×r. Softa (1999), taraf×ndan yap×lan bir
çal×ümada, idrar yolu enfeksiyonu yaüayan kad×nlar×n %70.2’sinin
perine temizliùini uygunsuz bir biçimde rektumdan vulvaya doùru
yapt×klar× saptanm×üt×r. Demirbaù’×n (2000) çal×ümas×nda vaka
grubundaki kad×nlar×n % 45.5'inin ve kontrol grubundaki kad×nlar×n %
24.5'inin perine temizliùini arkadan öne doùru yapt×klar× ve bunun idrar
yolu enfeksiyonu oluümas×na neden olduùu tespit edilmiütir.
Tüm dünyada hastal×klar×n tedavisinden çok saùl×ù×n korunmas×
ve geliütirilmesine odaklanan anlay×ü×n yayg×nlaümas× ile birlikte
hemüirelerin eùitim ve dan×ümanl×k rolleri de giderek daha fazla önem
kazanm×üt×r (Yang×n 2004). Birçok kad×n üreme organlar× ile ilgili
problemlerini saùl×k personeli ile tart×ümaktan veya soru sormaktan
çekinir. Hemüire kad×n× soru sormaya ve düüüncelerini tart×ümaya
teüvik etmeli, bak×m× ile ilgili gereksinimi olan bilgileri vermelidir (Sevil
ve Özkan 2004). Hemüireler, çal×üt×klar× kurumlarda saùl×kl× ya da hasta
birey ile diùer saùl×k personelinden daha çok iletiüimde bulunmakta ve
özellikle kontrole gelen gebelerle, muayene öncesi ve s×ras×nda iletiüim
kurmaktad×r.
Bu
dönemde
kiüinin
eksiklerini
veya
yanl×ü
uygulamalar×n× belirleyip bunlara yönelik giriüimlerde bulunma
imkan×na sahiptir (Yang×n 2004).
Genital hijyen davran×ülar× ile ilgili Türkiye genelini yans×tan
ulusal veriler s×n×rl×d×r. Mevcut veriler ise daha çok bölgesel özellikleri
yans×tmaktad×r. Genital hijyen davran×ülar× aç×s×ndan toplumun genelini
yans×tan çal×ümalar yapmak güç olduùundan ve bölgesel farkl×l×klar
olabileceùi düüünüldüùünden toplumdaki hijyen davran×ülar× hakk×nda
fikir verebilecek gruplar×n incelenmesi önemlidir (Çal×ükan 2005).
Araüt×rman×n amac×, gebelerin genital hijyen davran×ülar×n× ve bunu
etkileyen faktörleri belirlemektir.
56
GEREÇ VE YÖNTEM
Bu çal×üma, gebelerin genital hijyen davran×ülar×n× belirlemek
amac×yla tan×mlay×c× olarak planlanm×üt×r. Araüt×rma verileri, 1 Temmuz–1
Ekim 2007 tarihleri aras×nda Saùl×k Bakanl×ù× Ege Doùum Evi ve Kad×n
Hastal×klar× Eùitim ve Araüt×rma Hastanesi gebe polikliniùine gelen
araüt×rma s×n×rl×l×klar×na uyan ve araüt×rmaya kat×lmaya gönüllü olan
gebelerden toplanm×üt×r. Araüt×rma basit rastgele örnekleme yöntemi ile
seçilen, en az 18 yaü×nda, en az ilkokul mezunu, psikolojik tedavi
görmeyen, çoùul gebeliùi olmayan ve gebeliùinde herhangi bir
komplikasyon olmayan 134 gebe ile yap×lm×üt×r.
Araüt×rma verilerinin toplanmas×nda; gebelerin sosyo-demografik
özelliklerini belirlemek amac×yla “Birey Tan×t×m Formu” ve gebelerin
genital hijyen davran×ülar×n× belirlemek amac×yla da “Genital Hijyen
Davran×ülar× Envanteri (GHDE)” kullan×lm×üt×r. Birey Tan×t×m Formu,
gebelerin sosyo-demografik ve evliliùe iliükin özellikleri, sosyal güvencesi,
gelir durumu, yaüad×ù× yer, aile özellikleri, gebelik, küretaj, düüük
say×s×, kulland×ù× aile planlamas× yöntemi, gebeliùinde genital enfeksiyon
geçirip geçirmediùi ve daha önce genital hijyen hakk×nda bilgiyi içeren
27 sorudan oluümaktad×r. Genital Hijyen Davran×ülar× Envanteri Ege
(2005) taraf×ndan geliütirilmiütir. Envanter 24 olumlu, üç olumsuz
olmak üzere toplam 27 maddeden ve tek boyuttan oluümaktad×r. Bireyin
kendi kendine yan×tlayabileceùi, uygulanmas× kolay bir ölçektir. Her
madde için “hiçbir zaman”, “bazen”, “s×k s×k”, “her zaman” ü×klar×ndan
birinin seçilmesi ve iüaretlenmesi istenmektedir. Olumlu ifadeleri içeren
maddelere verilen “hiçbir zaman” yan×t×na “1” puan, diùerlerine ise
s×ras×yla “2”, “3” ve “4” puan verilir. Olumsuz ifadeleri içeren maddeler
için bu puanlama ters yönde yap×l×r, 17, 26 ve 27. maddeler ters yönde
puan almaktad×r. Envanterden en düüük 27, en yüksek 108 toplam puan
al×nmaktad×r. Envanterden al×nan toplam puan×n yüksekliùi genital
hijyen davran×ülar×n×n istendik düzeyde olduùunu gösterir. Envanterin
iç tutarl×k güvenirlik katsay×s× 0.86 olarak bulunmuütur (Ege 2005).
Gebeler ile yap×lan bu çal×ümada iç tutarl×k güvenirlik katsay×s× 0.77
olarak bulunmuütur
Araüt×rman×n yap×labilmesi için, GHDE’ni geliütiren E. Ege’den,
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Bilimsel Etik Kurulu’ndan ve
Saùl×k Bakanl×ù× Ege Doùum Evi ve Kad×n Hastal×klar× Eùitim ve
Araüt×rma Hastanesi’nden ve araüt×rmaya kat×lan gebelerden gerekli
izinler al×nm×üt×r.
Araüt×rma verileri SPSS paket program×nda yap×lm×üt×r. Verilerin
deùerlendirilmesinde say×, yüzde, ortalama, standart sapma, KruskalWallis varyans analizi, Mann-Whitney U Testi, korelasyon analizi ve ileri
analiz olarak da Tukey HSD analizi kullan×lm×üt×r.
57
BULGULAR VE TARTIŞMA
Çal×ümaya kat×lan gebelerin yaü ortalamas× 26.470±5.33’dür.
Gebelerin %41.0’inin ilkokul mezunu olduùu, %78.4’ünün çal×üt×ù×,
%89.6’s×n×n sosyal güvencesinin olduùu, %67.9’unun çekirdek aile
tipinde olduùu, %60.4’ünün ayl×k ortalama gelirinin 350-972 YTL aras×nda
olduùu, %51.5’inin gelirini giderden az alg×lad×ù×, %35.1’inin en uzun
süre üehirde, %33.6’s×n×n büyük üehirde yaüad×ù× belirlenmiütir.
Gebelerin %35.1’inin ilk gebeliùi olduùu, %13.4’ünün daha önce
küretaj olduùu, %19.4’ünün daha önce düüük yapt×ù×, %71.6’s×n×n aile
planlamas× yöntemi kulland×ù×, %59.7’sinin yaüayan çocuùunun olmad×ù×,
%8.9’unun istemeden gebe kald×ù×, %21.6’s×n×n ise istemeden gebe
kald×ù× halde üu anda gebeliùi istediùi, %73.9’unun gebelik haftalar×n×n
25-40 hafta aras×nda olduùu belirlenmiütir. Gebelerin doùum öncesi
kontrole gitme say× ortalamas× 4.074±1.08 olarak saptanm×üt×r.
Gebelerin %26.1’ inin gebelikleri süresince genital enfeksiyon
geçirdiùi, gebeliklerinde genital enfeksiyon geçiren gebelerin %68.6’s×
hekim taraf×ndan tedavi edilmesine karü×n, %31.4’ünün hiçbir üey
yapmad×ù× saptanm×üt×r. Karaduman ve ark. (2006), taraf×ndan yap×lan
çal×ümada da gebelerin %42.3’ünde; Sakru ve ark. (2006), 129 gebe ile
yapt×klar× çal×ümalar×nda gebelerin %62’sinde vajinal enfeksiyon etkeni
saptanm×üt×r. Genital enfeksiyon gebelik süresince kad×nlarda %30-40
oran×nda saptanabilmekte ve enfeksiyon özellikle son trimesterde daha
fazla görülmektedir. Gebelikteki yüksek östrojen seviyesi Candida
türlerinin üremesine ve besin kaynaù× olarak iülev gören vajinal epiteldeki
glikojen miktar×n×n artmas×na neden olmaktad×r (Ferrer 2000).
Gebelerin %51.5’inin genital hijyen ile ilgili bilgi almad×klar×, bilgi
alanlar×n %35.4’ünün saùl×k personelinden, %29.2’sinin akraba ve
arkadaülar×ndan, %26.2’sinin birden fazla kaynaktan, %9.2’sinin
televizyon-gazete-dergi ve internetten bilgi ald×klar× belirlenmiütir.
Gebelerin, genital hijyen davran×ülar× envanterindan (GHDE)
ald×klar× puan ortalamas× 81.68±11.79 olarak saptanm×üt×r. Ege ve
Ery×lmaz’×n (2005), gebe olmayan kad×nlarda GHDE ile ilgili çal×ümas×nda,
ölçek puan ortalamas× 77.7±12.8 olarak belirlenmiütir. Gebelikte genital
hijyen davran×ülar×n×n daha yüksek olmas× bu çal×üman×n Türkiye’nin
üç büyük üehrinden birinde yap×lmas× ve gebelik döneminde kad×nlar×n
doùum öncesi bak×m hizmetleri nedeniyle saùl×k personeli ile daha s×k
karü×laümas× ile aç×klanabilir.
Gebelerin eùitim düzeyi artt×kça GHDE puan ortalamalar×n×n da
artt×ù× Tablo 1’de görülmektedir. Bu iki deùiüken aras×nda yap×lan
Kruskal-Wallis varyans analizinde p<0.01 düzeyinde anlaml× bir fark
elde edilmiütir. úlkokul mezunu olan gebeler ile lise ve dengi okul
mezunu; üniversite mezunu olan gebeler ile ilkokul ve ortaokul mezunu
58
olan gebeler aras×nda yap×lan ileri testin sonucunda (Tukey HSD)
istatistiksel olarak anlaml× bir fark saptanm×üt×r. Er ve ûirin (2007),
çal×ümas×nda gebelerin eùitim düzeyi artt×kça Gebelikte Saùl×k
Uygulamalar× Ölçeùi (GSUÖ) puan ortalamalar×n×n artt×ù×n× belirlemiütir.
Çakmakç× ve ark. (2003), gebelikte olumlu davran×ü envanteri geliütirmek
amac×yla 90 gebe ile yapt×ù× çal×ümada, lise ve üzeri okul mezunu
gebelerin tüm döneme özgü ve II. trimestere özgü ald×klar× olumlu
davran×ü skorlar×; ilköùretim okulu mezunu gebelere göre daha yüksek
bulunmuütur. Eùitim faktörü her alanda olduùu gibi, kad×n saùl×ù×n× da
etkileyen önemli bir faktördür. Kad×nlar×n eùitim düzeyi artt×kça saùl×kla
ilgili olumlu davran×ülar× uygulama durumlar× da artmaktad×r.
Gebelerin en uzun süre yaüad×klar× yere göre GHDE’den ald×klar×
puan ortalamalar× Mann-Whitney U Testi yap×larak incelenmiü ve Tablo
1’de verilmiütir. Gebelerin uzun süre yaüad×klar× yere göre, GHDE puan
ortalamalar× aras×nda, istatistiksel olarak anlaml× bir fark saptanm×üt×r
(p<0.01). En uzun süre ilçe veya köyde yaüayan gebelerin genital hijyen
davran×ülar× puan ortalamalar×, üehir merkezinde yaüayanlara göre
daha düüüktür. Er ve ûirin (2007) gebelerin saùl×k uygulamalar×n×
deùerlendirdiùi çal×ümas×nda ise, gebelerin en uzun süre yaüad×klar× yer
ile gebelikte saùl×k uygulamalar× (GSUÖ) aras×nda anlaml× bir fark
olmad×ù×n× bildirmiütir.
Gebelerin gelir durumlar×na iliükin alg×lar× ile GHDE puan
ortalamalar× aras×nda istatistiksel aç×dan anlaml× fark saptanm×üt×r
(p<0.01) (Tablo 1). Geliri giderden az olan gebelerin geliri gidere denk ve
fazla olan gebelere göre ölçek puan ortalamas×n×n daha düüük olduùu
belirlenmiütir. Ekonomik durum ailenin, gebelerin saùl×k bak×m×
almas×n×, beslenmesini, hijyen al×ükanl×klar×n×, sigara ve alkol gibi
maddeler kullanmas×n×, aile içi iliükilerini, stres durumunu olumsuz
etkileyebilmektedir (Baysal 2003).
Araüt×rma kapsam×na al×nan gebelerin gebelik say×lar× ile GHDE
puan ortalamalar× aras×nda düüük düzeyde negatif yönde anlaml× bir
iliüki elde edilmiütir (r=-0,176, p<0.05). Er ve ûirin (2007), taraf×ndan
yap×lan çal×ümada gebelerin gebelik say×s× artt×kça, GSUÖ puan
ortalamalar×n×n azald×ù× belirlenmiütir. Çakmakç× ve Eser (2003), yapt×ù×
çal×ümada, ilk gebeliùi olan gebelerin, tüm gebelik dönemlerine özgü ve
III. trimestere özgü olumlu davran×ü skorlar×, 2. gebeliùi ya da daha
fazla gebeliùi olan gebelere göre daha yüksek saptanm×üt×r. Bu sonuçlar,
ilk gebelikten sonraki gebeliklerde, gebelerin saùl×k durumlar×na daha
az dikkat ettikleri düüünülebilir.
Kad×nlar×n gebeliùi planlama durumlar× ile GHDE puan ortalamalar×
aras×nda yap×lan Kruskal-Wallis varyans analizinde anlaml× bir fark
saptanm×üt×r(p<0.01) (Tablo 1). Tukey HSD ileri analiz sonucunda
istemeden gebe kalan gebeler ile isteyerek gebe kalan ve istemeden gebe
59
kal×p üu an bebeùini isteyen gebeler aras×nda istatistiksel olarak
anlaml× bir fark saptanm×üt×r.
Gebe kad×n kendisiyle ilgilenmenin yan× s×ra, kendi vücudunun
bir parças× olan fetüse de odaklan×r. Bu dönemin, kendisi için olduùu
kadar, fetüs için de güvenli geçmesi için doùum öncesi bak×m almaya ve
yaüam biçiminde deùiüiklik yapmaya odaklan×r (Gilbert ve Harmon
2002). Gebe iken yeterli bak×m alamayan kad×nlarda, anne ve bebek
ölümlerini etkileyen obstetrik komplikasyonlar×n görülme olas×l×ù× da
artmaktad×r (Shapiro-Mendoza ve ark. 2004, Crosby ve ark. 2003).
ústenmeyen gebelikler, vitamin kullan×m×nda yetersizlik, kafeinli içecek
tüketiminin azalmamas× ve yetersiz beslenme gibi gebelikte saùl×ù×
olumsuz etkileyen davran×ülar×n geliüimine neden olmaktad×r (Henshaw
1998, Mooss ve ark. 2003, Arslan 2005). Ayr×ca ebeveynlerin gebeliùe
karü× olan duygular× bilinçli ya da bilinçsiz olarak çocuùun yetersiz
beslenmesine, anne ile fetüs aras×ndaki baùlanmada yetersizliùe,
çocuùun saùl×k bak×m gereksinimlerine karü× dikkatsizliùe ve ihmaline
neden olabilir (Shapiro-Mendoza ve ark. 2004, Crosby ve ark. 2003).
Nitekim bu çal×ümada da, istemeden gebe kalan kad×nlar×n genital
hijyen davran×ülar×n×n daha düüük olduùu saptanm×üt×r.
Gebelerin genital hijyenle ilgili bilgi alma durumlar× ile GHDE puan
ortalamalar× aras×nda istatistiksel aç×dan anlaml× fark saptanm×üt×r
(p<0.01) (Tablo 1). Karatay ve Özvar×ü (2006)’×n çal×ümas×nda kad×nlar×n
sadece %13.2’ si genital enfeksiyon oluümas× durumunda dikkat
edilmesi gereken noktalarla ilgili bilgilendirildiklerini ifade etmiülerdir.
Bir diùer çal×ümada, planl× genital hijyen davran×ü× eùitiminin kad×nlar×n
genital hijyen davran×ülar×n× olumlu üekilde etkilediùi saptanm×üt×r (Ege
ve Ery×lmaz 2006).
Yine bu araüt×rmada, kad×nlar×n hiçbiri planl× bir eùitimden
geçtiklerini bildirmemiülerdir. Oysa genital enfeksiyonlar×n hem
önlenebilmesi hem de erken tan× ve tedavilerinin yap×labilmesi,
hastal×ktan korunma, doùru kiüisel hijyen uygulamalar×, risk faktörleri,
bulaüma yollar× ve tedaviyi içeren planl× ve etkili bir saùl×k eùitimi ile
mümkündür.
Gebelerin genital hijyen ile ilgili bilgi kaynaklar×na göre GHDE
puan ortalamalar× aras×nda yap×lan Kruskal-Wallis varyans analizinde
anlaml× bir fark saptanm×üt×r (p<0.01)(Tablo 1). Genital hijyen konusunda
akraba ve arkadaülar×ndan bilgi alan gebelerin puan ortalamalar× diùer
gruplara göre daha düüüktür. Yap×lan Tukey HSD testi ileri analiz
sonucunda da akraba, arkadaü gibi yak×nlar×ndan bilgi alan gebeler ile
diùer kaynaklardan bilgi alan gebeler aras×nda istatistiksel olarak
anlaml× bir fark saptanm×üt×r. Mete ve ark. (2005) taraf×ndan yap×lan
çal×ümada, gebe kad×nlar×n %19.2’sinin yanl×ü bir uygulama olan vajinal
duü ile ilgili bilgileri, akraba ve aile üyelerinden ald×ù× belirlenmiütir.
60
Tablo 1: Gebelerin Genital Hijyen Davran×ülar× Envanteri (GHDE) Puan Ortalamalar×na
Etki Eden Faktörlerin Daù×l×m×
Eğitim Durumu
úlkokul
Ortaokul
Lise ve dengi okul
Ön lisans ve üstü
En Uzun Süre Yaşadığı Yer
ûehir
úlçe/Köy
Gelir Durumuna İlişkin Algıları
Gelir giderden az
Gelir gidere denk ve fazla
Gebeliği Planlama Durumu
ústemeden gebe kalan
ústeyerek gebe kalan
ústemeden – üimdi isteyen
Genital Hijyen Hakkında Bilgi
Alma Durumu
Alan
Almayan
Bilgi Kaynakları *
Saùl×k personeli
Akraba-arkadaü gibi yak×nlar×
TV-gazete-dergi ve internet
Birden fazla seçenek iüaretleyen
TOPLAM
N
_
X
Ss
55
29
44
6
77.18
80.72
85.79
97.50
12.47
9.43
8.22
16.25
92
42
84.55
75.40
69
65
F/t
p
21.228
0.00
10.74
11.67
-4.385
0.00
77.47
86.15
11.79
10.11
- 4.559
0.00
12
93
29
68.58
83.53
81.17
5.82
11.86
10.02
18.525
0.00
65
69
85.04
78.52
11.23
11.51
3.317
0.00
23
19
6
17
134
88.69
75.21
89.83
89.41
81.68
11.89
9.22
9.92
4.56
11.79
19.629
0.00
*n=65, genital hijyen hakk×nda bilgi alan gebeler
Gebelerin yaü grubu, çal×üma durumu, saùl×k güvence durumu, aile
tipi, gelir durumu, küretaj, abortus, çocuk sahibi olma durumu, gebelik
haftas×, gebelikleri süresince kontrole gitme say×s×, gebelikte enfeksiyon
geçirme durumu ile GHDE puan ortalamalar× aras×nda istatistiksel
aç×dan anlaml× fark saptanmam×üt×r.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Türkiye’nin üç büyük ilinden birinde yap×lan bu çal×ümada,
gebelerin genital hijyen davran×ülar× puan ortalamas×n×n (81.68±11.79)
gebe olmayan kad×nlarla göre daha yüksek olduùu bulunmuütur.
Gebelik döneminde kad×nlar doùum öncesi bak×m hizmetleri nedeniyle
saùl×k personeli ile daha s×k karü×laümaktad×r. Bu durumun, gebelerin
doùru genital hijyen davran×ülar×n× geliütirmesinde yard×mc× olduùu
düüünülmektedir.
Gebelerin eùitim düzeyi, en uzun süre yaüad×klar× yer, gelir
durumu, gebelik say×s×, gebelik haftas×, gebeliùi planlama durumu, genital
hijyenle ilgili bilgi alma durumu ve bilgi kaynaklar×n×n, gebelerin genital
hijyen davran×ülar×n× etkilediùi belirlenmiütir.
61
Bu çal×üman×n sonucunda, saùl×k personelinin doùum öncesi
bak×m almaya gelen gebelerin genital hijyen davran×ülar×n× sorgulayarak
doùru bilgilendirme yapmas×, genital hijyen konusunda planl× eùitim
yap×lmas×, genital hijyen konusunda daha kapsaml× ve karü×laüt×rmal×
çal×ümalar×n yap×lmas× önerilmektedir.
KAYNAKLAR
1. Arslan ú (2005). Gebeliùin ústenme Durumu úle Prenatal Davran×ülar Aras×ndaki úliüki.
Yay×nlanmam×ü Yüksek Lisans Tezi, úzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Saùl×k Bilimleri
Enstitüsü, 15-22.
2. Baysal A (2003). Sosyal eüitsizliklerin beslenmeye etkisi. C.Ü. T×p Fakültesi Dergisi,
25:4, 65-72.
3. Crosby RA, Diclemente RJ, Wingood GM ve ark. (2003).Correlates of unplanned and
unwanted pregnancy among african-american female teens. American Journal of
Preventive Medicine, 25:3, 255-258.
4. Çakmakç× A, Eser E (2003). Gebelikte olumlu davran×ü envanteri: Bir metadolojik
çal×üma. Hemüirelik Forumu, 6:3, 8-18.
5. Çal×ükan D (2005). Geleneksel intravaginal uygulama "vajinal duü, lavaj" yap×lmal× m×?
Yap×lmamal× m×?. STED, 14:1,15-18.
6. Demirbaù AC (2000). Kad×nlarda idrar yolu enfeksiyonlar×nda hijyenik al×ükanl×klarla
ilgili risk faktörleri. Cumhuriyet Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi, 4:2, 52-58.
7. Demirk×ran, F (1999). Maternal mortalite ve morbidite nedeni olarak enfeksiyonlar.
ú.Ü. Cerrahpaüa T×p Fakültesi, Sürekli T×p Eùitim Etkinlikleri Maternal Mortalite ve
Morbidite Sempozyum Kitab×, 23 Haziran 1999, ústanbul, ss:45-55.
8. Dwyer J M (2001). High-risk sexual behaviours and genital ×nfections during
pregnancy. International Nursing Review, December, 48:4, 233.
9. Ege E. (2005). Genital hijyen davran×ülar× envanterinin geliütirilmesi, Atatürk Üniversitesi
Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi, 8(3):67-75.
10. Ege E., Ery×lmaz G. (2006). Kad×nlara verilen planl× eùitimin genital hijyen davran×ülar×na
etkisi, Atatürk Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi, 9(3):8-16.
11. Er S, ûirin A (2007). Gebelikte Saùl×k Uygulamalar× Ölçeùi Türkçe formunun geçerlik
ve güvenirlik çal×ümas×. 5. Üreme Saùl×ù× ve Aile planlamas× Kongresi, 19-22 Haziran
2007, Ankara.
12. Ferrer J (2000). Vaginal candidosis: Epidemiological and etiological factors. Intern J
Gynecol Obset, 71, 21-7.
13. Güler Ç (2004). Kiüisel hijyen. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 3:6, 119-132.
14. Gilbert, ES, Harmon JS (2002). Yüksek Riskli Gebeliùin Psikolojik Yönü. Yüksek Riskli
Gebelik ve Doùum El Kitab×, úkinci Bask×dan Çeviri (Çev.ed: L Task×n) Palme Yay×nc×l×k,
Ankara, ss:117-183.
15. Henshaw S (1998). Unintended pregnancy in The United States. Fam Plann Perspect,
30, 24-29.
16. Karaduman A, Al FD, Aksu G ve ark. (2006). Gebelerde saptanan vajinal infeksiyon
etkenlerinin daù×l×m×. únfeksiyon Dergisi (Turkish Journal Of Infection), 20:3, 171-175.
62
17. Karatay G, Özvar×ü û B (2006). Bir saùl×k merkezi bölgesindeki gecekondularda
yaüayan kad×nlar×n genital hijyene iliükin uygulamalar×n×n deùerlendirilmesi. C.Ü.
Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi, 10:1, 7-14.
18. Mete S, Gerçek E, Yenal K, Aluü M. (2005). Gebeler vajinal duü uyguluyor mu?
Neden?. 3.Uluslararas×-10.Ulusal Hemüirelik Kongresi Kongre Kitab×, úzmir, 150.
19. Mooss M-K, Bartholomew NE, Lohr KN (2003). Counseling in the clinical setting to
prevent unintended pregnancy: An evidence-based research agenda. Contraception,
67, 115-132.
20. Sakru N, Inceboz T, Inceboz U ve ark. (2006). Does vaginal douching affect the risk of
vaginal infections in pregnant women?. Saudi Med J., 27:2, 215-8.
21. Sevil Ü, Özkan S (2004). Kad×nlarda Görülen Vulvovajinal Enfeksiyonlar (Ebe/
Hemüireler için). Pakman Matbaac×l×k, úzmir, 2-4.
22. Shapiro-Mendoza C, Selwyn BJ, Smith DP ve ark. (2004). prenatal pregnancy
intention and early childhood stunting: findings from Bolivia. International Journal of
Epidemiology, 34, 387-396.
23. Softa KH (1999). Kad×nlar×n Perine Hijyenine ve Cinsel Yaüamlar×na Yönelik Baz×
Uygulamalar× ile údrar Yolu Enfeksiyonuna Neden Olabilecek Risk Faktörlerinin
Belirlenmesi. Yay×nlanmam×ü Bilim Uzmanl×ù× Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi.
24. Taük×n L (2003). Üreme Sistemi Enfeksiyonlar× ve Cinsel Yolla Bulaüan Hastal×klar.
Doùum ve Kad×n Saùl×ù× Hemüireliùi, Ankara, Sistem Ofset Matbaac×l×k, VI. Bask×, 469492.
25. Torgerson RR, Marnach ML, Bruce AJ, Rogers RS (2006). Oral and vulvar changes in
pregnancy. Clinics in Dermatology, 24, 122– 132.
26. Yang×n, HB (2004). Gebelikte Cinsel Davran×ülar×n Belirlenmesi. Yay×nlanmam×ü
Doktora Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Saùl×k Bilimleri Enstitüsü, 190-198.
63
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 65-75, 2010
HEMŞİRELİK EĞİTİMİNDE MANEVİYAT VE MANEVİ BAKIM
KAVRAMLARI NEREDE? NE ZAMAN? NASIL?
THE CONCEPTS OF SPIRITUALITY AND SPIRITUAL CARE IN NURSING
EDUCATION WHERE? WHEN? HOW?
Yard.Doç.Dr. Şafak ERGÜL
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Halk Saùl×ù× Hemüireliùi Anabilim Dal×
Bu makale 7-10 Eylül 2005 tarihinde úzmir’de gerçekleüen 3.Uluslararas×-10.Ulusal
Hemüirelik Kongresi’nde panel konuümas× olarak sunulmuü, sonras×nda güncellenerek yay×na
haz×rlanm×üt×r.
ÖZET
Bu makalede amaç, hemüirelik lisans eùitiminde maneviyat ve manevi
bak×m kavramlar×n×n ne zaman, nerede, nas×l öùretilebileceùi konusunda farkl×
görüüleri ortaya koymakt×r. Hemüire yazarlar×n bir bölümü bu kavramlar×n
akademik olarak “öùretilmesi” yerine, uygulama ortam×nda “öùrenilmesinin”,
öùrenciye fark ettirilmesinin daha iyi bir model olduùunu savunmaktad×r. Bir
bölümü ise, maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n öùrenilmesi karmaü×k ve
farkl× kavramlar olduùunu ifade etmektedir. Bu nedenle geleneksel eùitim
teknikleri ile s×n×f ortam×nda öùretilerek, uygulama ortam×nda konuya iliükin
öùrencinin fark×ndal×ù×n×n artt×r×lmas×n× önermektedir. Bu konuda son dönemde
kabul edilen yaklaü×m, öùrencilerin maneviyat kavram×n×n temel teorilerini ve
manevi bak×m×n ilkelerini, bu alanda gerekli bilgi ve beceriyi, örnek vaka
çal×ümalar×yla kazanabilecekleri yönündedir. Farkl× görüüteki hemüire yazarlar×n
fikir birliùi içinde olduklar× temel nokta; hemüire öùrencinin manevi bak×m×
verebilmesi için, maneviyat×n boyutlar× ile ilgili yeterince bilgi sahibi olmas×
gerektiùi ve kendi manevi dünyas×n×n, deùerlerinin, inançlar×n×n, fark×nda
olmas× gerektiùidir.
Anahtar Kelimeler: Hemüirelik eùitimi, maneviyat, manevi bak×m, öùretim
ABSTRACT
The aim of this paper is to put forward different views on when, where and
how to teach the concepts of spirituality and spiritual care throughout nursing
undergraduate education. Some nurse academics argue that instead of “teaching”
these concepts theoretically, letting them “to be learned” and noticed by students
while practicing would be a better model. On the other hand, some nurses claim
that spirituality and spiritual care are complex and distinct concept to acquire.
Therefore, it is suggested that first, it should be taught in a classroom environment
with traditional methods, then the students’ awareness should be increased in
65
practice environment. The recently appreciated approach concerning this issue
argues that students could acquire the basic theories of spirituality, the principles
of spiritual care and the necessary knowledge and skills related with this field
while dealing with sample cases. The basic point where nurses of different views
reach a consensus is that, in order to give spiritual care, the nurse student should
be well-equipped about the dimensions of spirituality as well as being aware of
their own spiritual world, values and beliefs.
Key Words: Nursing education, spirituality, spiritual care, teaching
GİRİŞ
Dünya Saùl×k Örgütüne göre saùl×k, bireyin biyo-psiko-sosyal ve
manevî yönüyle kendini iyi hissetme halidir. únsan×n bütünlüùü
düüünüldüùünde, tüm boyutlar×n×n dengeli olmas× durumunda saùl×kl×
olmas×ndan söz edilebilir. Manevi bak×m, bütüncül bak×m×n önemli bir
parças×d×r (Kostak 2007). úngiltere Hemüireler ve Ebeler Birliùi’nin (Nursing
and Midwifery Council-NMC) mezuniyet öncesi hemüirelik eùitimine
iliükin zorunlu standartlar×nda hemüirelerin hastalar×n manevi
gereksinimlerini karü×layacak becerilere sahip olmas× gerektiùi aç×kça
vurgulanmaktad×r (NMC 2004). Hemüirelik literatüründe maneviyat ve
manevi bak×mla ilgili pek çok kaynakta hemüirelerin manevi bak×m×
yeterince veremedikleri, zorland×klar× ve korktuklar× yönünde sonuçlar
ortaya konmaktad×r (Oldnall 1996, McSherry ve Watson 2002, Ergül ve
Bay×k 2004, McSherry ve ark.2008). Bunun nedeni olarak; hemüirelerin
hastalar×n manevi gereksinimlerinin yeterince fark×nda olmad×ù×, eùitim
sürecinde, hastalar×n manevi gereksinimlerine iliükin yeterince
bilgilendirilmedikleri ve bu nedenle manevi bak×ma iliükin donan×m×n
yetersiz olduùu belirtilmektedir (Oldnall 1996, Narayanasamy ve Owens
2001, McSherry ve Watson 2002). Konuyla ilgili hemüire yazarlar×n
görüüü, hemüirelerin manevi bak×m vermedeki engellerini kald×rmada
ilk ad×m×n, bu kavramlar×n hemüirelik eùitim programlar×nda yer almas×
gerektiùi yönündedir (Ross 1996, Narayanasamy 1999, McSherry 2000).
Günümüzde, hemüirelik eùitiminde k×smen de olsa maneviyat ve manevi
bak×ma yönelik teorik bilgi aktar×m× gerçekleütirilse de, bu alanda
hemüirelik bak×m× yeterli düzeyde uygulanmamaktad×r. Bu makalede
amaç, hemüirelik lisans eùitiminde maneviyat ve manevi bak×m
kavramlar×n×n ne zaman, nerede, nas×l öùretilebileceùi konusunda farkl×
görüüleri ortaya koymakt×r.
Maneviyat (Spirituality) ve Manevi Bakım Nedir?
Maneviyat kavram× anlaü×lmas× ve tan×mlanmas× zor, soyut bir
kavramd×r. Bu nedenle kavramla iliükili birçok tan×m yap×lmas×na
raùmen tam bir fikir birliùi bulunmamaktad×r. Spirituality (maneviyat)
kelimesi, Latince’de hayat×n niteliùini geniü bir çerçevede ele alan ve
“nefes almak, “hayatta olmak” anlamlar×na gelen “spiritus” kelimesinden
gelmiütir. Maneviyat kavram× herhangi bir dünya dininden çok daha
66
geniü manalar içerir ve insanlar×n dini inançlar×na karü× onlara “derin
insan” boyutu kazand×r×r (Stranahan 2001, McSherry ve ark.2008).
Nightingale hemüirelerin, tüm hastalar×n manevi gereksinimlerini, dini
inançlar×ndan ayr× olarak alg×lamalar× gerektiùini ifade etmiütir.
Günümüzde, birçok hemüire yazarlar×n önerisi; maneviyat×n holistik
yönünün, dinden daha geniü incelenmesi ve bölümlere ayr×lmas×d×r
(Govier 2000, McSherry ve Watson 2002, Ergül ve Bay×k 2004). Oldnall
(1996), maneviyat× her bireyin içerisinde hissettiùi ruh olarak
tan×mlam×ü ve bu büyük gücün, insan×n hayat×na anlam kazand×rd×ù×n×
ayr×ca kiüinin hayat×n×n gidiüat×n× etkileyen inanç ve deùerler düzenini
yaratmak için çokça yard×m ettiùini ifade etmiütir. Maneviyat, bireyin
materyalin ötesinde iliükili olduùu her üey ve bunlar×n temel
anlamlar×na iliükin içsel kaynaklar×n×n toplam×d×r. Maneviyat; dini bir
baùl×l×ù×n ötesinde herhangi bir tanr×sal inanç olmadan yaüam×n anlam×,
amac×, iç huzur için çaba sarf etme olarak da tan×mlanabilir (Schubert
2003, Sülü 2006, Kostak 2007). Maneviyat bireyin dünyaya verdiùi
anlamla ilgili alg×s×, düüünce ve duygular×na iliükin bilinç ya da
bilinçsizliùi olarak tan×mlan×r. Maneviyat×n inanç ve var olma boyutlar×
bulunur. Var olma boyutunun odaù× yaüam×n anlam× ve amac×d×r. únanç
boyutunun odaù× Tanr×/üstün güç ile olan iliükidir (Schubert 2003,
Kelleci 2005). únsan×n manevi yönü fiziksel, duygusal, sosyal yönü
kadar önemlidir ve tüm bu boyutlarla iliükilidir. Böyle olmas×na karü×n
saùl×k elemanlar×n×n çoùunluùu bireyin bu yönünü göz ard× etme veya
bu yönde bak×m verme konusunda rahats×zl×k duyma eùilimi gösterirler
(Cimete 2002, Meyer 2003). Manevi yönü geliümiü hastalar×n fiziksel,
duygusal ve sosyal yönden daha saùl×kl× olduùu yönünde pekçok
araüt×rma sonucu bulunmaktad×r. Bu hastalar×n ümit düzeyleri yüksek,
depresyon ve izolasyon eùilimleri düüüktür, stresle daha iyi baüederler
ve yaüam kaliteleri yüksektir (Ross 1995, Stranahan 2001, Meyer 2003,
Koening 2004).
Hasta bireyler yaüam, hastal×k, ölüm gibi olgular×n anlam×n×
bulmaya odaklanan manevi yönlerinin desteklenmesinde bir dan×ümana
gereksinim duyarlar. Bu dan×üman hekim, hemüire, psikolog, din adam×
bir arkadaü veya akraba olabilir. Önemli olan hastaya manevi yönden
destek olacak kiüinin, bu konuda bilgi ve donan×m×n×n olmas×d×r. Yap×lan
çal×ümalarda hastalar×n, bu tür bir bak×m× özellikle hemüirelerden
bekledikleri belirlenmiütir (McSherry ve Watson 2002, Koening 2004).
Hemşirelik eğitiminde maneviyatın yeri
Hemüireler bireyi fiziksel, duygusal sosyal ve manevi boyutu ile
bir bütün olarak ele alacak üekilde, bütüncül bak×ü aç×s×yla eùitim
al×rlar. Ancak hemüirelerin manevi bak×m× gerçekleütirebilmeleri için bu
alana özgü bilgilerini ve problem çözme, kritik düüünme, terapötik
iletiüim kurma becerilerini geliütirmeleri gerekir (Govier 2000, Cimete
2002).
67
Hemüirelerin manevi bak×m vermeleri konusunda yap×lan
çal×ümalarda (McSherry ve Watson 2002, Koening 2004) bu bak×m×n
istenilen düzeyde gerçekleütirilememe nedenleri, manevi bak×m×n
öneminin fark×nda olunmamas×, hemüirelerin bu bak×m× sunma
becerilerinin eksikliùi, din ile maneviyat×n kar×üt×r×lmas×, bu konunun
bilimd×ü× bir yaklaü×m olarak görülmesi olarak saptanm×üt×r. Öte yandan
son y×llarda hemüirelerin manevi bak×m×n içeriùi konusunda daha ilgili
olduklar× ve daha fazla bilgi almak istedikleri dikkati çekmektedir
(McSherry 2000, McSherry ve Watson 2002). Hemüirelikle ilgili
uluslararas× kodlar, standartlar bütüncül bak×m verme çerçevesinde
bak×m×n manevi yönünü vurgulamaktad×r. Ancak bu kavram×n hemüirelik
eùitimine ve uygulama alan×na entegre edilmesinde baz× engeller söz
konusudur. McSherry ve Draper (1997) iki temel engeli iüaret
etmektedir. Birincisi, içsel faktörler diùeri d×üsal faktörlerdir. Kurumsal
ortamdaki politik, ekonomik ve yönetimsel faktörler içsel faktörleri
oluütururken, bireysel ve toplumsal normlar, inançlar, deùerler ise
d×üsal faktörlerdir. Örneùin; bireylerin kültürel farkl×l×klara duyarl×
olduùu bir toplumda, hizmeti alanlar×n manevi gereksinimlerinin, hizmet
kurumlar× (hastane, okul, sosyal hizmet kurumlar× vb.) taraf×ndan daha
az gözard× edildiùi bilinmektedir.
Bu engellerin dar bir çerçevede deùerlendirilmesi hemüirelik
eùitiminde ve uygulamas×nda maneviyat×n entegrasyonunun tam olarak
gerçekleütirilememesini beraberinde getirmektedir. Bradshow (1997),
hemüirelerin eùitim sürecinde hastalar×n manevi gereksinimlerine iliükin
yeterince bilgilendirilmediùini, hemüirelik bak×m plan×n× oluüturmada
manevi bak×ma iliükin donan×m×n×n yetersiz olduùunu belirtmektedir.
Amerika’da yap×lan bir araüt×rmada, hemüirelik eùitimleri süresince
maneviyat ve manevi bak×ma iliükin verilen bilgi ve uygulamalar×n yeterli
olduùunu ifade eden hemüirelerin oran× sadece %15’dir. Amerika’da 250
hemüirelik lisans program× aras×ndan tabakal× örneklem yöntemiyle
seçilen 132 hemüirelik program×n×n, içeriùinde, maneviyat ve manevi
bak×m kavramlar×na yer verme biçimine göre deùerlendirildiùi bir baüka
araüt×rmada, programlar×n çoùunda bu kavramlara yer verilmesine
raùmen, s×kl×kla tan×mlanmas×nda ve uygulamaya dönük eùitimde baz×
eksiklikler olduùu saptanm×üt×r (Callister ve ark.2004). Hemüirelik
programlar×nda dikkati çeken bir diùer nokta ise, eùitim yöntemlerinin
%95 oran×nda s×n×f içi aktiviteleri içermesidir. Cobb’un çal×ümas×nda da
(2004) benzer üekilde bu kavramlar×n hemüirelik eùitiminde yeterince
yer almad×ù× saptanm×üt×r.
Hemşirelik
ilişkin sorular
eğitiminde
maneviyat
kavramının
öğretimine
Hemüirelik eùitiminde maneviyat kavram×n×n öùretimine iliükin
temel soru; maneviyat “öùretilebilir mi?” ya da “somutlaüt×r×labilir mi?”
sorusudur. Beraberinde gelen sorular ise, “nas×l öùretilir”, “nerede” ve
68
“ne zaman öùretilir” tart×ümalar×d×r. Bu kavramlar×n öùretim sürecine
iliükin, üzerinde tart×ü×lan konular tablo 1’de görülmektedir. Pek çok
hemüire yazar, maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n hemüirelik
eùitim program×na entegre edilmesinde farkl× görüüler öne sürmektedir.
Ross (1996) ve Bradshow (1997) bu kavramlar×n akademik olarak
“öùretilmesi” yerine “öùrenilmesinin”, bir baüka deyiüle öùrenciye fark
ettirilmesinin daha iyi bir model olduùunu savunurken, McSherry
(2000) maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n öùrenilmesi karmaü×k
ve farkl× kavramlar olduùunu, bu nedenle geleneksel eùitim teknikleri
ile s×n×f ortam×nda öùretilerek, uygulama ortam×nda konuya iliükin
öùrencinin fark×ndal×ù×n×n artt×r×lmas×n× önermektedir.
Tablo 1: Maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n öùretilmesi sürecinde üzerinde
tart×ü×lan konular
Eğitimsel konular
Maneviyat kavram×n×n bu
günkü hemüirelik eùitim
programlar×na entegre edilmesi
Holizmle ilgili felsefi tart×ümalar
Akademik eùitime karü× kiüisel
bak×ü aç×s×
Öùretim sürecine karü× bireyin
fark×ndal×ù×n×n saùlanmas×
Eùitimcinin deneyimi
Destek mekanizmalar×
İçerik
Eùitim program×nda maneviyat kavram× tek baü×na bir
modül olarak m× yer almal× veya tüm lisans eùitimi
süresince tema olarak yeniden gözden mi geçirilmeli?
Maneviyat holizmden ayr× olarak m× yoksa onun bir
parças× olarak m× öùretilmeli?
Maneviyatla ilgili teori ve kavramlar akademik konular
olarak öùretilebilir mi? Buna karü×n maneviyata iliükin
bilgiler bireyin yaüam deneyimleri ve kiüisel düüünceleri
sonucunda m× kazand×r×labilir?
Maneviyat kavram× akademik çal×ümalarla kazand×r×labilir
mi? Buna karü×n en iyi yaklaü×m uygulamal× durumlar
içinden öùrencinin bu kavram× fark etmesi midir?
Eùitimi veren kiüi maneviyat konusunda sertifikal× bir
eùitim alm×ü olmal× m×d×r?
Eùiticiler ve öùrenciler için varolan destekler nelerdir?
Kim onlara kendi manevi dünyalar× ile ilgili soru
sorabilir? Bu kavram×n öùretilmesi bask×lanm×ü baz×
duygular×, korkular× tetikleyebilir mi?
Kaynak: McSherry W (2000) Education issues surrounding the teaching of spirituality,
Nursing Standard, March 20, 14(42), 40-43
Narayanasamy (1999) bu kavramlar×n hemüirelik eùitiminde
öùretilmesine iliükin, k×sa ad× ASSET olan (Actioning Spirituality and
Spiritual Care in Education and Training Model) modeli tan×mlam×üt×r.
Bu modelin içeriùi tablo 2’de özetlenmiütir. Bu modelin yap×sal içeriùinde,
eùitim sürecinde öùrenciye maneviyat×n kavram olarak geniü boyutlar×yla
anlat×lmas×, konuyla ilgili kiüisel fark×ndal×ù×n geliütirilmesi, hemüirelik
bak×m×n×n manevi boyutunun hemüirelik süreci içinde tan×lama,
planlama, uygulama ve deùerlendirme basamaklar×yla kazand×r×lmas×
yer almaktad×r. Bu eùitim içeriùinin, uygulamal× öùretim teknikleri ile
öùrenciye kazand×r×lmas× sonucu öùrencide fark×ndal×k saùlan×p, uygun
bilgi ve becerilerin (iletiüim becerileri, güven iliükisi kurma, umut
69
verme, destek olma) kazand×r×lmas× ve bireye bu bak×m×n istendik
biçimde sunulmas× amaçlanmaktad×r.
Tablo 2: ASSET Modeli
Yapısal içerik
Kiüisel fark×ndal×k
Maneviyat
Hemüirelik
bak×m×n×n manevi
boyutu
Süreç
Aüaù×da belirtilen konulara
iliükin deneyerek öùrenme
Deùerleri aç×klama
Holizm
Maneviyat kavram×n×n geniü
boyutlar×yla tan×mlanmas×
Maneviyat× çok yönlü
deùerlendirme
Tan×lama
Planlama
Uygulama
Deùerlendirme
Çıktı
Deùerleri ortaya ç×karma;
Duyarl×l×k ve tolerans
Hemüireliùin manevi boyutlar×na
iliükin uygulamalar× öùrenebilme
Bireyin manevi gereksinimlerini
tan×lama yeterliliùi
Bu gereksinimlere yönelik giriüimleri
planlama
Yeterli dan×ümanl×k verme
Olumlu hasta hemüire iliükisi
Hemüireliùin manevi boyutlar×n×n
bak×mda etkin bir üekilde
kullan×lmas×nda adaletli olma
Kaliteli bak×m verme: manevi
bütünlük, manevi s×k×nt×dan
kurtarma, rahatlatma
Kaynak: Narayanasamy A (1999). ASSET:a model for actioning spirituality and spiritual
care education and training in nursing, Nurse Education Today, 19, 274-285
Farkl× görüüteki hemüire yazarlar×n fikir birliùi içinde olduklar×
temel nokta; hemüire öùrencinin bu bak×m× verebilmesi için,
maneviyat×n kavram×n×n boyutlar× ile ilgili yeterince bilgi sahibi olmas×
gerektiùi ve kendi manevi dünyas×n×n, deùerlerinin, inançlar×n×n,
fark×nda olmas× gerektiùidir (Narayanasamy1999, Meyer 2003, Callister
ve ark.2004). Hemüirenin bu yeterliliùe sahip olmamas×, bak×m verdiùi
hastan×n manevi gereksinimlerini tan×lamas×nda güçlük yaratacakt×r.
Bu konuda aù×rl×k kazanan görüü, öùrencilerin gerekli bilgi ve beceriyi;
maneviyat kavram×n×n temel teorilerini ve manevi bak×m×n ilkelerini
örnek vaka çal×ümalar×yla anlamas× sonucunda kazanabilecekleridir
(Bradshow 1997, Meyer 2003, Hoffert ve ark.2007).
Hemşirelik
eğitiminde
maneviyat
ve
manevi
kavramlarının öğretim sürecinde izlenecek temel yaklaşım
bakım
Maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n öùretim süreci, maneviyat
kavram×n×n doùru ve objektif tan×mlanmas× ile baülar (Catanzaro ve
McMullen 2001, Callister ve ark 2004) tan×mla ilgili uç noktalara karü×
kavram×n korunmas× önemlidir. Bu kavram×n dar çerçevede öùretilmesi
öùrencilerin kendilerini bunun d×ü×nda alg×lamalar×na neden olabilir
(Greenstreet 1999, McSherry 2000, Lemmer 2002). úkinci aüamada,
70
“hemüirelik eùitiminde maneviyat×n boyutlar×n×n tan×mlanmas×na niçin
ihtiyaç var?” sorusunun yan×t×n×n öùrencilere bütüncül bak×ü aç×s×
çerçevesinde aç×klanarak, maneviyat ve bireyin iyilik durumu
aras×ndaki iliüki, araüt×rmalar ×ü×ù×nda tart×ü×larak, aktar×lmal×d×r. Bu
bak×m×n, hastan×n izni olmadan onun manevi dünyas×na girmek deùil,
ona destek olmak amac×yla onun maneviyat×n×n bir kaynak olarak
kullan×lmas× olduùu vurgulanmal×d×r (Ross 1995). Maneviyat ve
boyutlar×n×n nas×l öùretileceùi konusunda aù×rl×kl× olarak entegre eùitim
modeli üzerinde durulmaktad×r (Greenstreet 1999, Callister ve
ark.2004, Hoffert ve ark.2007). Bu kavramlar×n tek bir modül dersi
kapsam×nda öùretilmesi, öùrenciler taraf×ndan yanl×ü ve eksik
alg×lanmas×na neden olabileceùinden, önerilen entegrasyon modeli, tüm
eùitim süresince bu kavramlar×n konulara entegre edilmesidir. Bunun
yan×s×ra baz× yazarlar taraf×ndan geleneksel eùitim modeli de
desteklenmektedir (McSherry 2000, Pesut 2002).
Maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n nerede öùretileceùi
konusunda da farkl× yaklaü×mlar söz konusudur. Bir grup hemüire
eùitimci, maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×na iliükin ilkelerin
uygulama alan×nda öùrenciye farkettirilmesini, grup tart×ümalar×, beyin
f×rt×nas× gibi eùitim teknikleri ile öùrencilerin fark×ndal×ù×n×n artt×r×lmas×n×
önermektedir (Narayanasamy 1999, McSherry 2002). Bir grup eùitimci
ise, uygulama alan×nda örnek modellerin yetersizliùi nedeniyle bu
kavramlar×n, geleneksel yöntemle s×n×f ortam×nda akademik eùitim
yap×larak öùretilmesini, konuya iliükin tart×ümalar×n uygulama alan×nda
yap×lmas×n× önermektedir (Pesut 2002). Hemüirelik eùitiminin uygulama
alan×nda sürdürülmesi, öùrencinin model almas× ve gözlemlemesi
aç×s×ndan en çok istenilen durumdur. Bu yaklaü×m, uygulama alan×nda
model oluüturacak hemüirelerin manevi bak×m vermesini, maneviyat
kavram×n×n fark×nda olmalar×n× gerektirmektedir (Hoffert ve ark 2007).
Oysa yap×lan çal×ümalar, az say×da hemüirenin hastalar×n×n manevi
gereksinimlerini karü×lad×ù×n×, manevi bak×ma iliükin fark×ndal×ù×n,
hemüireliùin tüm uygulama alanlar×nda yer almad×ù×n× göstermektedir
(Meyer 2003, Cobb 2004).
Öùretim sürecinde eùitimcinin özellikleri de önemlidir. Eùitimci,
“maneviyat nedir?” “hemüirelik bak×m× içinde manevi bak×m ne anlama
gelmektedir?” bu kavramlar× aç×k ve net bir bak×ü aç×s×yla ortaya
koymal×, herhangi bir inanc× reddetme veya bask× kurma noktas×nda
olmamal×d×r (Catanzaro ve McMullen 2001, Lemmer 2002) .
Eùitimci için önerilen temel nitelikler;
x
Konu alan× ile gerçekten ilgili olmas×,
x
Kendi maneviyat×n×n fark×nda olmas×,
x
úyi kiüileraras× iliükiler kurma becerisine sahip olmas×,
71
x
Ekip yaklaü×m× ile çal×ümas× ve gerektiùinde kurumsal destek
sistemlerine ulaüabilmesi olarak özetlenebilir. Maneviyat ve manevi
bak×m kavramlar×n×n hemüirelik eùitim program×na entegrasyonuna
örnek oluüturmak üzere Bringham Young Üniversitesi’nin hemüirelik
eùitim modeli bu bölümde incelenmiütir (Callister ve ark 2004).
Örnek Eğitim Modeli
(Bu bölüm Callister ve arkadaülar×n×n (2004) makalesinden
al×nm×üt×r)
Bringham Young Üniversitesi Hemüirelik Koleji lisans eùitiminde
entegre modeli benimsemiü bir okuldur. Hemüirelik eùitim program×nda
maneviyat ve manevi bak×m kavram×n×n tüm hemüirelik program×na
entegrasyonu benimsenmiütir. Program×n içeriùi Amerikan Hemüireler
Birliùi’nin “Profesyonel hemüirelik eùitimine iliükin temeller” baül×kl×
metin içeriùi doùrultusunda oluüturulmuütur. Hasta bak×m×nda tam bir
bütüncül bak×m esas al×nmaktad×r. Maneviyat×n hemüirelik derslerine
entegrasyonuna iliükin uygulamalar aüaù×da özetlenmiütir;
1. Hemüirelikte klinik derslerin temel içeriùi, öùrencilerin bütüncül
saùl×k tan×lamas×n× gerçekleütirmesidir. Bu tan×lama, hastalar×n deùerlerini,
inançlar×n×, manevi gereksinimlerini, bu gereksinimleri karü×lamakta
kullan×lan kaynaklar×, hastal×ù×n alg×lanmas×n×, yaüam enerjisini, üstün
güçle iliükisini kapsamaktad×r. Hastalar×n özellikleri manevi bak×m
kapsam×nda hemüirenin giriüimlerini yönlendirir. Örneùin; göçmen
ailelerde hastal×k durumunda baz× dini ve kültürel uygulamalara
baüvurulmas×, hemüirenin bu konuda özel bir yaklaü×m içinde olmas×n×
gerektirir.
2. Kad×n doùum hemüireliùine iliükin klinik derslerde öùrenciler
doùum olay×n×n manevi boyutlar×n× deùerlendirebilmeleri için
cesaretlendirilmelidir.
3. Yoùun bak×m klinik derslerinde öùrenciler ve eùiticiler hastalarla
manevi bak×m kapsam×nda iletiüimin sürdürülmesinde sorumluluk
almal×d×r. Ayr×ca yaüam× sonland×rma karar×, organ nakli, gibi konular
deùiüik kültürel inançlar ve dinler doùrultusunda tart×ü×lmal×d×r.
Öùrenciler kritik durumdaki hasta ve yak×nlar×n×n manevi
gereksinimlerini uygun üekilde karü×laman×n yollar×n× tart×ümal×d×r.
4. Halk saùl×ù× dersleri kapsam×nda aile tan×lamas×nda, manevi
boyut, temel bileüenlerden biri olarak deùerlendirilmelidir. Hemüirelik
bak×m×nda bireylerin ve ailenin bu boyutunun nas×l desteklenebileceùi
tart×ü×lmal×d×r.
5. Literatürde, ölümle yüzyüze kalan, yoksunluklar× olan onkoloji
hastalar×n×n ve yak×nlar×n×n manevi gereksinimlerinin karü×lanmas× en
önemli odak noktas× olarak vurgulanmaktad×r. Manevi ve dini
uygulamalar×n bilinmesi ölümle iliükili konularda en önemli baü etme
72
yöntemlerinin bilinmesi anlam×na gelir. Bu bilgiler farkl× manevi ve dini
inançlardan saùlanabilir. Kanserli bireylerde dua etme ve diùer manevi
uygulamalar×n kullan×m×n× konu alan araüt×rmalar tart×ü×labilir. Terminal
hastal×klara iliükin yaüam deneyimlerinin öùrenciler taraf×ndan tam
olarak anlaü×labilmesi için hastalar×n deneyimlerini konu alan edebi
eserlerden veya medyadan yararlan×labilir.
6. Öùrencilerin eùitimleri süresince manevi bak×m×n sunumuna
iliükin tuttuklar× günlük kay×tlar× incelenip, bunlar üzerinde küçük
gruplarla tart×üma yap×labilir. Öùrencilerden final ödevi olarak
maneviyat kavram×n× tart×ümalar× istenebilir.
Callister ve arkadaülar×, öùrencilerin oluüturduklar× günlük
kay×tlar×ndan baz×lar×n× öùrencilerden izin alarak, makalelerinde örnek
olarak sunmuülard×r. Bu kay×tlar, manevi bak×m×n saùlanmas×nda en
temel unsur olan ”öùrencinin kendi manevi dünyas×n×n fark×nda olmas×”
anlam×nda, öùrencinin geliüimini göstermesi aç×s×ndan önemlidir. Bu
kay×tlardan ikisi aüaù×da örnek verilmiütir.
Örnek 1. Yoùun bak×mda yatan bir hastan×n ölümünden hemen
sonra ailesi ile iletiüime geçen bir hemüire öùrencinin kaydettikleri;
“Aile bireyleri ölümden sonra yaüam×n olduùuna ve kaybettikleri
bu yak×nlar×n× orada göreceklerine inan×yorlard×. Bu düüüncelerinden
dolay× yak×nlar×n×n ölümüyle baü etmede baüar×l×yd×lar. Bu deneyim
bana derste anlat×lm×üt×. Ben inan×yorum ki, hastanede yatan bireyler
ve aileleri stresli durumlarla, hatta ölümle karü×laüt×klar×nda bile
manevi dünyalar× onlar× doùrudan etkilemektedir. Bu yüzden maneviyat
güçlü ve olumlu bir baüetme mekanizmas× olarak hemüireler taraf×ndan
desteklenmelidir”
Bu metin öùrencinin maneviyat kavram×n× eùitimsel süreç içinde
alg×lad×ù×n× gösteren iyi bir örnektir.
Örnek 2. Bir öùrenci, adölesan yaüta anne olan bir gebeye doùum
esnas×nda verdiùi bak×m× anlat×rken, yaüad×ù× deneyimini üöyle özetliyor;
“Derslerde bize “Baükalar×n× asla yarg×lama” üeklinde öùretilmiüti.
14 yaü×nda genç bir k×za doùumunda yard×m ederken, bunu
düüündüm. Onun tedirgin olduùunu ve birisinden yard×m beklediùini
farkettim. úçgüdüsel olarak onu bu s×k×nt×dan kurtarmak için elini
tuttum ve birlikte nefes alma egzersizi yap×p, ona rehberlik ettim. Bu
olayla aram×zda özel bir baù oluütu. Ben bebeùin doùumu esnas×nda
annede manevi bir rahatlama saùlayarak, doùuma destek oldum”
Öùrenci bu deneyiminde anneye maneviyat×n× destekleyici bir
çevre saùlayarak, manevi bak×m verdiùini göstermektedir.
Bu kay×tlar, öùrencilerden izin al×narak, klinik ortamda yap×lan
konferanslarda ve s×n×f içi tart×ümalarda diùer öùrencilerle paylaü×ld×.
73
Tüm bu kay×tlardan elde edilen bilgiler doùrultusunda öùrencilerin
tan×mlad×klar× manevi bak×ma iliükin hemüirelik giriüimleri,
1. Güven iliükisi kurma,
2. Destekleyici bir manevi çevre saùlama
3. Hastalar×n ve ailelerinin manevi ve kültürel sistemlerine duyarl×
bir üekilde yan×t verme
4. Manevi s×k×nt× durumunda bireye destek olma
5. Bak×m× uygulamal× olarak gerçekleütirme
6. Hemüirelik bak×m plan×na bu bak×m× entegre etme
özetlenmiütir.
olarak
Sonuç olarak, hemüirelik eùitiminde maneviyat×n öùretim sürecine
iliükin eùitimsel konular karmaü×k ve çeüitlidir. Öùrenciye manevi bak×m
konusunda beceri kazand×rma çerçevesindeki tart×ümalar hem bu
kavramlar×n öùretilmesi hem de fark×ndal×k yarat×lmas× ile iliükili
görünmektedir. Konunun önemi dikkate al×nd×ù×nda, ülkemizde
hemüire yetiütiren okullarda ders programlar×nda bütüncül saùl×k
görüüüyle manevi bak×m konusuna yer verilmesi gerçeùi kaç×n×lmazd×r.
Hemüire eùitimciler eùitim programlar×nda hasta/saùl×kl× bireyin bu
yönünü göz ard× etmemeli, bu yönde öùrencilerin bilgi ve becerilerini
geliütirmelerini desteklemeli ayr×ca bu konuda kendi fark×ndal×klar×n×
da geliütirmelidirler. Son olarak, eùer hemüire eùitimciler, hemüirenin
bireye manevi bak×m vermesini profesyonel ve etik bir sorumluluk
olarak görüyorsa, maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×na iliükin bilgi
ve beceri donan×m×n×n öùrenciye kazand×r×lmas×n× da hemüirelik
eùitiminin sorumluluùu olarak görmelidirler.
KAYNAKLAR
1. Bradshow A (1997). Teaching spiritual care to nurses: An alternative approach.
International Journal of Pallative Nursing, 3, 51-57.
2. Callister LC, Gerry M, Bond E ve ark. (2004). Threading spirituality throught nursing
education, Holistic Nursing Practice, 18(3), 160-165
3. Catanzaro, AM, McMullen, KA (2001). Increasing nursing students' spiritual
sensitivity. Nurse Educator, 26 (5), 221-226.
4. Cimete G (2002). Yaüam Sonu Bak×m Ölümcül Hastalarda Bütüncül Yaklaü×m, Nobel
T×p Kitapevleri, ústanbul, 125-135.
5. Cobb JB (2004). Nursing students’ experiences in personel formation and in provision
of spiritual care to patients, Unpublished doctoral dissertation, Andrews Un×vers×ty,
eriüim tarihi: May×s 2005, http://wwwlib.umi.com/dissertations/fullcit/3138892
6. Ergül û, Bay×k A (2004). Hemüirelik ve manevi bak×m. Cumhuriyet Üniversitesi
Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi, 8(1): 37–45.
74
7. Govier I (2000). Spiritual care in nursing: a systematic approach, Nursing Standard,
14, 32-36.
8. Greenstreet MW (1999). Teaching spirituality in nursing, Nurse Education Today 19,
649-658.
9. Hoffert D, Henshaw C, Mvududu N (2007). Enhancing the ability of nursing students
to perform a spiritual assessment, Nurse Educ. Mar-Apr;32(2), 66-72.
10. Kelleci M (2005) Kanser hastalar×n×n umudunun geliütirilmesine yönelik hemüirelik
giriüimleri, Anadolu Psikiyatri Dergisi, 6:41-47.
11. Koening H (2004). Spirituality, wellness
Reproduction&Menopause, 2(2),76-82.
and
quality
of
life,
Sexuality,
12. Kostak MA (2007). Hemüirelik bak×m×n×n spiritüel boyutu. F×rat Saùl×k Hizmetleri
Dergisi, 2(6): 105–115.
13. Lemmer C (2002). Teaching the spiritual dimension of nursing care: A survey of
U.S.Baccalaureate nursing pograms, Journal of Nursing Education, 41(11), 482-490.
14. McSherry W (2000). Education issues surrounding the teaching
Nursing Standard, March 20, 14(42), 40-43.
of spirituality,
15. McSherry W Gretton M, Draper P ve ark. (2008). The ethical basis of teaching
spirituality and spiritual care: A survey of student nurses perceptions, Nurse
Education Today (2008) 28, 1003–1009.
16. McSherry W, Draper P (1997). The spiritual dimension: why the absence within
nursing curricula? Nurse education today 1997;17(5):413-7.
17. McSherry W, Watson R (2002). Spirituality in nursing care: evidence of a gap between
theory and practice. Journal of Clinical Nursing; 11, 843-844.
18. Meyer C (2003). How effectively are nurse educators preparing students provide
spiritual care, Nurse Educator, 28(4), 185-190.
19. Narayanasamy A (1999). ASSET:a model for actioning spirituality and spiritual care
education and training in nursing, Nurse Education Today, 19, 274-285.
20. Narayanasamy A, Owens J (2001). A critical incident study of nurses responses to the
spiritual needs of their, Journal of Advanced Nursing, 33 (4):446 455.
21. Nursing and Midwifery Council-NMC (2004). Requirements for Pre-registration Nursing
Programmes. NMC, London, http://www.nmc-uk.org, eriüim tarihi:18.11.2009
22. Oldnall A (1996). “ A Critical Analysis of Nursing”, Journal of Advanced Nursing,19,
439-447.
23. Pesut B (2002). The development of nursing students’ spirituality and spiritual caregiving, Nurse Education Today, 22; 128-135
24. Ross LA (1995). The spiritual dimension; it’s importance to patient’s health, wellbeing
and quality of life and it’s implication for nursing practice, International Journal of
Nursing Studies, 32, 5, 457-468.
25. Ross LA (1996). Teaching spiritual care to nurses. Nurse Education Today, 16, 38-43.
26. Schubert P E (2003). Chapter 8: Spirituality and Cultural Perspectives, Community
Health Nursing Caring In Action, Editor: Hitchcock J E, Schubert P E, Thomas S A,
Second edition, 162-170
27. Stranahan S (2001). Spiritual perception, attitudes about spiritual care practices
among nurse practitioners, Western Journal of Nursing Research, 23(1), 90-104.
28. Sülü E (2006). Yoùun bak×mda yatan çocuk hastalar×n annelerinin manevi bak×m
gereksinimleri, Hemüirelik Program× Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Saùl×k
Bilimleri Enstitüsü, úzmir.
75
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 77-86, 2010
AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI HEMŞİRELİK BAKIMI
NURSING CARE AFTER OPEN HEART SURGERY
Hossein ASGAR POUR
Doç.Dr. Fatma DEMİR KORKMAZ
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Cerrahi Hastal×klar× Hemüireliùi Anabilim Dal×
Bu makale 15 mart 2008 tarihinde úzmir`de Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde
birinci araüt×rmac× taraf×ndan Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemüireleri Derneùi toplant×s×nda
sunulmuütur
ÖZET
Aç×k kalp cerrahisinin olumlu sonuçlanmas×, baüar× ile uygulanan cerrahi
teknikle birlikte ameliyat sonras× verilen hemüirelik bak×m×na baùl×d×r. Aç×k kalp
cerrahisi sonras× hasta bak×m×n×n amac×; kalp damar fonksiyonlar×n× stabilize
etmek, hastan×n iyileümesini saùlamak ve h×zland×rmak, yaüam kalitesini ve
süresini artt×rmakt×r. Hastalar×n hemüirelik bak×m×; ayr×nt×l×, iyi planlanm×ü,
geliümiü teknoloji ve modern bilgi birikimi ile yap×lan hemüirelik takibini ve
bak×m×n× gerektirir.
Anahtar Kelimeler: Aç×k Kalp Cerrahisi, Ameliyat Sonras× Dönem, Hemüirelik
Bak×m×.
ABSTRACT
The positive outcomes of the open heart surgery depend on application of
successful surgical technique combined with nursing care during the postoperative
phase. The aim of the nursing care after open heart surgery is to make stable of
cardiovascular functions, to ensure and precipitate healing to improve life span
and quality of life. Nursing care of patients requires well planned, detailed
monitorisation and caring with advanced technology and modern knowledge
saving.
Key Words: Open Heart Surgery, Post Operative Phase, Nursing Care.
GİRİŞ
Aç×k kalp cerrahisi sonras× bak×m×n×n amac×; hastan×n iyileümesini
saùlamak, iyileümeyi h×zland×rmak, komplikasyonlar× önlemek, mümkün
olan en k×sa zamanda hastay× taburcu etmek, evdeki bak×m×n× planlamak,
yaüam kalitesini yükseltmek ve yaüam süresini artt×rmakt×r (Martin ve
Turkelson 2006). Amerika Birleüik Devletleri’nde her y×l 750.000’den
77
fazla kiüiye aç×k kalp cerrahisi uygulanmakta ve her hasta için yaklaü×k
30.000 $’ harcanmaktad×r (Capuano ve ark 1997, Nancy ve ark 2004).
Kalp cerrahisi hastalar×n×n ameliyat sonras× bak×m×; hastalar×n
korunmas×n×, tan×lanmas×n× ve cerrahi sonras× s×kl×kla görülen
metabolik ve hemodinamik bozukluklar×n düzeltilmesini içerir. Miyokard×n
ve akciùerlerin desteklenmesi, s×v× elektrolit tedavisi, kanama kontrolü
ve koagülopati önemli konulard×r (Martin ve Turkelson 2006).
Aç×k kalp cerrahisi sonras× hastalar özel bak×m odalar× ya da
yoùun bak×m ünitelerinde izlenir. Bu aüamada invazif ve invazif olmayan
monitörizasyonla hastan×n hemodinamik verileri devaml× takip edilir.
Ek olarak, arteriyel kan gazlar×, kardiyak hasar×n enzimatik belirleyicileri
ve miks venöz oksijen satürasyonu gibi önemli laboratuar parametreleri
seri ölçümlerle kontrol edilir. Daha sonra bu bilgiler deùerlendirilir ve
yorumlan×r (Okutan ve Kutsal 2001, Jalali 1998). Aç×k kalp cerrahisi
sonras× ilk 24–48 saat çok kritik ve önemlidir. Bu dönemde hasta mekanik
ventilasyona baùl×d×r. Hastaya hemodinamiùinin kontrolü için ayr×ca
ilaçlar× ve kan ürünlerini vermek için kateterler tak×l×d×r. Bu dönemde
hastan×n fonksiyonlar× normale döner. Bu nedenle ameliyat sonras×
dönemde kaliteli bir bak×m hizmeti için bilgili ve yetenekli hemüirelere
ve iyi organize olmuü ameliyat sonras× bak×m planlar×na gereksinim
vard×r (Martin ve Turkelson 2006, Hatipoùlu 2002, Toker ve ark 1999).
Aç×k kalp cerrahisi sonras× görülen komplikasyonlar×n tedavisi ve
hasta bak×m×, yoùun bak×m ünitelerinin kurulmas×n× gerektirir. Yoùun
bak×m üniteleri özel hemüirelik hizmetlerini içeren bir sistemdir. Hemüire,
hasta ile en fazla iletiüim kuran kiüidir. Bu nedenle yoùun bak×m ünitesi
hemüiresi olabilecek komplikasyonlar×n belirtilerini hemen tan×yabilmeli,
hasta takibi ve tedavisinde kullan×lacak cihazlar× kullanabilmeli ve
gerektiùinde acil durumlarda hasta için uygun haz×rl×k yapabilmelidir
(Aggarawal ve ark 2006). Ameliyat sonras× erken dönemde görülen
komplikasyonlar; kanama, kalp tamponad×, aritmi, miyokard enfarktüsü,
greft t×kan×kl×ù× koroner spazm, düüük kardiyak debi sendromu, kardiyak
arrest ve inmedir. Geç komplikasyonlar ise; geç dönemde ortaya ç×kan
kanama, perikardiyal efüzyon ile seyreden post perikardiyotomi sendromu,
renal fonksiyon bozukluùu, ileus, mezenter iskemi, gastrointestinal
kanama, pnömotoraks, solunum yetmezliùi, pnömoni, yara enfeksiyonu
ve yara ayr×lmas×d×r. Ciddi komplikasyonlar×n insidans× rölatif olarak
düüük olmas×na karü×n (%3-6), her bir komplikasyon yaüam× tehdit
edebilir ve anlaml× morbidite ile birlikte olabilir (Jawe 2003, Okutan ve
Kutsal 2001). Ameliyat sonras× komplikasyonlar×n önlenmesi amac×yla
hemüirelerin; hemodinamik monitörizasyon, solunum, nörolojik, sindirim
ve böbrek sistemleri ve hemostaz×n saùlanmas×na yönelik bak×m
yöntemleri konular×nda uzmanlaümas× gerekir. Yan× s×ra aùr× kontrolü,
yara bak×m×, enfeksiyon kontrol önlemleri ve hastan×n dinlenmesini
saùlamada önemli hemüirelik aktiviteleri aras×ndad×r. Bu hastalar×n
78
fiziksel muayenesi yap×larak taburculuk eùitimlerinin saùlanmas× evde
bak×m hizmetleri aras×ndad×r. Fiziksel muayenede hastan×n yaüam
bulgular× ölçülmeli, kalp ve akciùer sesleri deùerlendirilmeli, ödem kontrolü
yap×lmal×, yara bak×m× saùlanmal×, ald×ù× ç×kard×ù× takip edilmeli ve
hastan×n uyku ve dinlenmesi saùlanmal×d×r (Kim ve Park 2005, Heper
2005).
Solunum Sisteminin Bakımı ve Değerlendirilmesi:
Aç×k kalp cerrahisi geçiren hastalarda solunum yetmezliùi ve
hipoksemi insidans× %30-60’t×r (Martin ve Turkelson 2006). Solunum
yetmezliùini etkileyen risk faktörleri; ameliyat öncesi sigara kullanma
öyküsü, kronik obstrüktif akciùer hastal×klar×, steroid kullan×m×,
gastroözofajiyal refleks hatal×ù×, kalp yetersizliùi, yetersiz ve zay×f
beslenmedir (Aggarawal ve ark 2006, Jawe 2006). Ameliyat×n uzamas×,
anestezi maddelerinin fazla tüketilmesi, fazla s×v× al×m× ve hastan×n uzun
süre s×rt üstü pozisyonunda kalmas× da solunum yetmezliùinin risk
faktörleri aras×ndad×r (Martin ve Turkelson 2006). Aç×k kalp cerrahisi
sonras× hastalar×n erken ekstübe edilerek yeterli oksijenasyonun ve iyi bir
bak×m saùlanmas×n×n olumlu sonuçlar× bilinmektedir. Böylece akciùerlerde
oksijenasyon ve gaz deùiüimi saùlanarak atelektazi ve akciùer
enfeksiyonlar× önlenebilir (Okutan ve Kutsal 2001, Fanning 2004). Bu
nedenle ameliyat sonras× ilk 12 saat içinde ya da ameliyathanede
hastalar×n ekstübasyonu önerilmektedir. Bu hastalarda sternotomi
nedeniyle oluüan aùr×n×n doùrudan solunumu etkilemesi nedeniyle aùr×n×n
azalt×lmas× ve hastalar×n iyi monitörize edilmesi oldukça önemlidir.
Ameliyat sonras× hastan×n titremesi vücutta oksijenin daha fazla
kullan×lmas×na ve karbondioksitin daha fazla artmas×na neden olur.
Bunun sonucunda vücutta laktik asit birikir. Titremenin önlenemediùi
durumlarda sedasyon ve nöromüsküler blokerler kullan×larak hastan×n
tekrar mekanik ventilasyona baùlanmas× gerekebilir (Martin ve Turkelson
2006, Jalali 1998). Ameliyat sonras× erken dönemde oksijen tüketiminin
azalmas× ayr×ca ameliyat s×ras×nda soùuk uygulama ve kardiyopleji
uygulanmas× nedeniyle düüük vücut ×s×s× görülmektedir. Yoùun bak×m
ünitesinde hastay× ×s×tmak için elektrikli battaniye ya da s×cak hava
üfleyen özel sistemler kullan×lmaktad×r (Martin ve Turkelson 2006,
Okutan ve Kutsal 2001). Ameliyat sonras× dönemde uygun solunum
egzersizleri, hemodinamiùin stabilitesinin saùlanmas×, radyografi ile
akciùerlerin kontrolü ve uygun bir diürez saùlanmas× gerekir. Bu
hastalarda ameliyat öncesi solunum fizyoterapisinin baülanmas× ve
hasta taburcu olana kadar devam edilmesi önerilmektedir (Okutan ve
Kutsal 2001, Fanning 2004). Solunum fizyoterapisinin amac× en k×sa
sürede hastay× ekstübe edip spontan solunumu saùlayarak hastan×n
normal yaüam×na dönmesini saùlamakt×r (Martin ve Turkelson 2006,
Jalali 1998, Tahmaseb 1999, Fanning 2004). Ameliyat sonras× endotrakeal
79
tüpün aspirasyonu esnas×nda genellikle izotonik serum kullan×lmaktad×r.
Bu yöntem entübe hastalarda oksijen (O2) satürasyonun miktar×n×n
azalmas×na neden olduùu ve parsiyel oksijen bas×nc×na (PaO2) etkisi
olmad×ù× için önerilmemektedir. Hastalarda solunum komplikasyonlar×n×
önlemek için erken mobilizasyon ve spirometre kullan×m× önerilmektedir
(Okutan ve Kutsal 2001, Tahmaseb 1999). Solunum bak×m×ndaki diùer
yaklaü×mlar; arteriyel kan gazlar×n×n deùerlendirilmesi, oksijen
satürasyonunun sürekli deùerlendirilmesi, hastan×n derin soluk al×p
verme egzersizi yapmas× ve ameliyat yerinin desteklenerek hastan×n
öksürmesinin saùlanmas×, erken mobilizasyonun saùlanmas× ile aùr× ve
titremenin önlenmesidir (Martin ve Turkelson 2006. Kim ve Park 2005).
Ameliyat sonras× hastalar mekanik ventilasyona baùl× olduklar× için bu
makinenin yan etkilerinin de göz ard× edilmemesi gerekir. Mekanik
ventilasyonun yan etkilerinden biri pCO2’ya baùl× hipokapni
görülmesidir. Bu nedenle bu hastalarda arteriyel kan gaz× deùerlerinin
dikkatli bir üekilde kontrol edilmesi gerekmektedir (Jalali 1998).
Hemodinamik İzlem:
Ameliyat sonras× hastalar× ameliyathaneden yoùun bak×m ünitesine
alma kriteri, hastan×n hemodinamik parametrelerinin stabil olmas×d×r.
Kalp cerrahisi sonras× kalp fonksiyonlar×n×n sürdürülmesi çok önemlidir.
Yeterli kardiyak debi, kan bas×nc× ve idrar ç×k×ü× ile yans×t×labilir ise de,
emin olmak için invaziv monitörizasyon sistemlerine gereksinim vard×r.
Swan-Ganz kateteri pulmoner kapiller wedge bas×nc× ve kalp debisinin
ölçülmesini saùlar. Kardiyak debiden saùlanan kardiyak indeks
hastan×n miyokardiyal performans×n×n daha doùru deùerlendirilmesine
imkân verir. Normal kardiyak indeks: 2,5-3L/dakika metrekaredir.
Kardiyak indeksin 2 L/dakika metrekarenin alt×na inmesi kötü bir
bulgudur. Bu durumda azalan kardiyak performans×n olas× sebepleri
hemen araüt×r×lmal×d×r. Düüük kalp debisinin baül×ca klinik bulgular×;
hipotansiyon vazokonstrüksiyon, oligüri ve metabolik asidozdur. Tedavi
edilmeyen düüük kalp debisi ilerleyici böbrek yetmezliùi ya da aritmiye
baùl× olarak ölümcül olabilir (Martin ve Turkelson 2006, Doering ve ark
2002). Yoùun bak×m ünitesinde hastan×n sürekli ve düzenli olarak
hemodinamisinin kontrolü gerekir. Özellikle kan bas×nc× mönitorizasyonu
çok önemlidir. Doùru ve dikkatlice ölçülmesi gereken bu iülem ilk 2
saatte her 15 dakikada bir, sonraki 4 saat boyunca her yar×m saatte bir
yap×lmal×d×r. Kan bas×nc×n×n deùerleri, hücrelerin perfüzyonunu
saùlayacak kadar yeterli, ancak anastomozu y×rtmayacak ve kanamaya
sebep olmayacak seviyede olmal×d×r. Bu nedenle volümü dikkatlice
kontrol etmek gerekir (Martin ve Turkelson 2006, Özatik ve ark 2004).
Kan bas×nc× düütüùü zaman hasta s×rt üstü pozisyonda, ayaklar 30-45
derece yukar× kald×r×l×r. Hatta bu durumda trendelenberg pozisyonu da
geçici olarak yard×mc× olabilir (Martin ve Turkelson 2006). Ameliyat
sonras× hipotermi, miyokard×n depresyonuna, ventriküler disritmilere,
80
damarlar×n kontraksiyonuna ve p×ht×laüma faktörlerin bozukluùuna ve
sonuçta kanamaya neden olabilir. Bu nedenle ameliyat sonras× hastay×
×s×tmak önemlidir. Hastay× ×s×tmak için s×cak battaniyeler ve nemli
oksijen kullan×labilir (Black ve Hawks 2006, Okutan ve Kutsal 2001).
Aç×k kalp ameliyatlar×ndan sonra hastalar×n yaklaü×k %5’inde
erken dönemde kanama, kardiyak tamponad ya da koroner baypass
greftlerinin t×kanmas× görülmektedir. Kanama komplikasyonu nedeniyle
yeniden ameliyat olan hastalarda ölüm oranlar× %8-26 aras×nda
belirlenmiütir. Bu uygulama hastalar×n hastanede kal×ü sürelerini ve
komplikasyon geliüimini de artt×rmaktad×r (Özatik ve ark 2004). Aç×k
kalp cerrahisi sonras×, perikardiyal efüzyon s×kl×ù× %50-85 aras×nda
görülürken, yeniden giriüimi gerektirecek kardiyak tamponad oran× %0.86 aras×nda deùiümektedir. Erken dönemde görülen kardiyak tamponad,
genellikle cerrahi kanama ya da kalp-akciùer makinesine baùl×
koagülopatiyle iliükilidir. Geç dönemde görülen kardiyak tamponad ise
oral antikoagülan kullan×m×n×n da içinde bulunduùu birçok faktörle
iliükilidir. Baz× durumlarda, erken dönemde geliümiü perikardiyal efüzyon,
progresif olarak artarak, geç dönemde kardiyak tamponada yol açar ve
tan× konulmad×ù× takdirde ölümcül olabilir. Koroner arter bypass greft
ameliyat× sonras× perikardiyal efüzyon görülme s×kl×ù×, kapak replasman×na
göre daha fazlad×r. Bu durum mediyastinal kanama miktar×n×n daha
fazla olmas×yla aç×klanmaktad×r. Buna karü×l×k giriüimde bulunmay×
gerektirecek tamponad insidans× kapak replasman× olgular×nda koroner
arter bypass greft ameliyat×na göre daha yüksektir (Heper 2005, Toker
ve ark 1999).
Pulmoner arter ve kan bas×nc×n×n düzenli ve dikkatli bir üekilde
ölçülmesi özellikle giriüim yap×ld×ù×nda çok önemlidir. Hemodinamik
parametrelerin ameliyat sonras× her 30-60 dakikada bir ölçülmesi
gerekir (Martin ve Turkelson 2006). Kalp debisini deùerlendirmek için
periferal damar perfüzyonu kontrol edilebilir. Bununla birlikte kalbin
ritm ve h×z×, kapiller dolum testi ve nörolojik deùerlendirmeler
yap×lmal×d×r (Black e Hawks 2006, Okutan ve Kutsal 2001). Ameliyat
sonras× aùr×, anksiyete, yetersiz sedasyon nedeni ile katekolaminlerin
artmas×na baùl× disritmiler oluüabilir. Bu nedenle aùr×ya yönelik tedavi
saùlanmal× ve hasta yak×ndan izlenmelidir (Martin ve Turkelson 2006).
Aç×k kalp cerrahisi sonras× beklenen ideal kalp ritmi sinüs ritmidir.
Ameliyat sonras× geliüen disritmiler nedeniyle 48 saate kadar hastan×n
dikkatli bir üekilde monitörizasyonu gerekir (Okutan ve Kutsal 2001).
Kanamanın Önlenmesi ve Kontrolü:
Aç×k kalp ameliyat× s×ras×nda hastaya antikoagülanlar×n verilmesi,
hipotermi ve kalp-akciùer makinesinin kullan×m× kanamaya neden
olabilir (Martin ve Turkelson 2006). Ameliyat esnas×nda kalp-akciùer
makinesi kullan×lmas× nedeniyle heparin verilmesi, ard×ndan heparinin
81
yaù dokular×nda yerleümesi nedeniyle ameliyattan sonra 4 saate kadar
hasta kanama yönünden kontrol edilmelidir (Okutan ve Kutsal 2001).
Hastan×n insizyonlar× ve göùüs tüpü, kanama (yerel ve sistemik
kanama) yönünden kontrol edilmeli, ayr×ca hasta hipovolemi belirtileri
ve bulgular× yönünden de izlenmelidir. Hemoglobin ve hematokrit
deùerleri hastanenin protokolüne göre düzenli olarak yap×lmal×d×r (Black
ve Hawks 2006). Aç×k kalp cerrahisi sonras× kanama, kalp tamponad×na
neden olmaktad×r. Tamponad×n belirti ve bulgular×; göùüs tüpünün
drenaj×n×n olmamas×, kan bas×nc×n×n azalmas×, kalp h×z×n×n artmas×,
jügüler venin distansiyonu, santral ven bas×nc×n×n artmas×, nab×z
bas×nc×n×n azalmas× ve kalbin seslerinin azalmas×d×r. Bu yüzden hasta
tamponad belirti ve bulgular× yönünden kontrol edilip, izlenmelidir
(Martin ve Turkelson 2006, Black ve Hawks 2006, Özatik ve ark 2004).
Nörolojik Sistemin Bakım ve Değerlendirilmesi:
Cerrahi, kardiyopulmoner bypass (KPB), anestezi teknikleri ve
uygulamalar×ndaki geliümeler kalp cerrahisine baùl× geliüen morbidite
ve mortaliteyi önemli ölçüde azaltmaktad×r. Bununla birlikte, KPB’a
baùl× nörokognitif bozukluklar hala önemli bir problem olmaya devam
etmektedir. KPB sonras×nda inme görülme s×kl×ù× %0.4-5.4, kognitif
fonksiyonlarda bozukluk ise %24-79 aras×nda deùiümektedir. únme
görülme s×kl×ù× cerrahinin türüne ve boyutuna göre deùiümekte, kapak
cerrahisi gibi kalp içi giriüim gerektiren cerrahilerde kalp d×ü× cerrahilere
(%4.2-13 karü× %0.6-5.2) k×yasla daha s×k görüldüùü bilinmektedir.
Kalp cerrahisi sonras× geliüen nörokognitif komplikasyonlar, tamamen
iyileümeyi ümit eden hasta ve hasta yak×nlar× için sosyal ve ekonomik
olarak y×k×m oluüturduùundan önlenmesi gereken komplikasyonlard×r
(Heper 2005). Ameliyat sonras× dönemde nörokognitif fonksiyonlarda
bozulma olmas× sadece aç×k kalp cerrahisine özgü bir problem deùildir.
Özellikle ileri yaütaki hastalarda daha belirgin olmak üzere kalp d×ü×
birçok cerrahi giriüim sonras×nda da kognitif fonksiyonlarda bozukluk
geliütiùi bildirilmektedir. Bir araüt×rmada kalp d×ü× cerrahi geçiren ileri
yaütaki 1218 hastada ameliyat sonras× kognitif bozukluk s×kl×ù× %26
olarak bulunmuütur. Bununla beraber, kalp d×ü× cerrahi sonras× görülen
nörokognitif bozukluklar, kalp cerrahisi sonras× görülenlere k×yasla
klinik tablo olarak daha hafiftir ve genellikle cerrahiden birkaç hafta
sonra düzelir (Toker ve ark 1999). Aç×k kalp cerrahisi sonras× hasta
entübe ve bilinçsiz olduùu için nörolojik deùerlendirme yap×lmas× gerekir.
Bu nedenle hastan×n Glasgow koma skalas× puan× deùerlendirilir.
Ameliyat esnas×nda hasta nöromasküler bloker ilaçlar ald×ù× için bu
ilaçlar×n etkisi geçtikten sonra, ameliyat sonras× dönemde iki tarafl×
olarak hastan×n göz bebeùinin büyüklüùü ve ×ü×ùa reaksiyonu
deùerlendirilmelidir (Martin ve Turkelson 2006, Okutan ve Kutsal
2001). Ekstremitelerin hareketi, gücü ve nörolojik fonksiyonlar× hasta
ekstübe edildikten ve bilinçli olduktan sonra deùerlendirilmelidir (Black
82
ve Hawks 2006). Ameliyat sonras× hastan×n kiüiye, zamana ve yere
oryante olmas×, hareketi ve his kontrolü yap×lmal×d×r. Bu iülemler ilk 2
saatte her 15 dakikada bir, sonraki 4 saat süresince her yar×m saatte
bir yap×lmal×d×r (Martin ve Turkelson 2006, Black ve Hawks2006).
Üriner Sistemin Bakımı ve Değerlendirilmesi:
Aç×k kalp cerrahisi sonras× böbrek yetersizliùi insidans× yaklaü×k
8%dir (Martin ve Turkelson 2006). Etkili kalp debisi idrar×n en az 0,5
ml/kg/h ç×k×ü× ile deùerlendirilir. Kalp debisinin indirek göstergelerinden
birisi de idrar ak×m× ve serum potasyum düzeyidir (Okutan ve Kutsal
2001). Düüük idrar miktar× ve yükselen potasyum düzeyleri kalp
debisinin düüüklüùünü gösterir. Bu hastalarda ç×kan idrar miktar×n×n
da takip edilmesi gerektiùi için idrar kateterlerinin kullan×lmas× gerekir.
(Martin ve Turkelson 2006). Ayr×ca ameliyat sonras× verilen s×v× miktar×
çok önemlidir. Çünkü idrar volümünü artt×rarak potasyum kayb×na ve
kalp disritmilerine neden olabilir (Black ve Hawks 2006). Bu yüzden
idrar; rengi, ölçüsü ve diùer kriterleri yönünden deùerlendirilmelidir.
Araüt×rmalara göre bu hastalarda ameliyat sonras× 3-4 gün süresince
serum potasyum her 4 saatte bir, BUN/Cr her 24 saatte bir ölçülmelidir
(Martin ve Turkelson 2006, Black ve Hawks 2006).
Sindirim Sisteminin Bakımı ve Değerlendirilmesi:
Aç×k kalp cerrahisi sonras× hastalarda sindirim sistemi
komplikasyonu insidans× 0.12–2% aras×ndad×r (Martin ve Turkelson
2006). Sindirim sistemi komplikasyonlar×n×n insidans× bu hastalarda az
görülmesine raùmen ölümle sonuçlanabilir. Yap×lan araüt×rmalara göre
bu komplikasyonlar genellikle paralitik ileus, gastrit ve üst gastrointestinal
sistem kanamalar×d×r (úmia ve ark 1999). Bu hastalarda ameliyat sonras×
nazogastrik tüp tak×l× olduùu ve hastalar yataùa baù×ml× olduklar× için
baù×rsak sesleri düzenli olarak stetoskopla dinlenmeli, kar×n distansiyon
yönünden kontrol edilmelidir. Hastada bulant× ve kusmaya baùl×
aspirasyon, aspirasyona baùl× pnömoni geliüebilir. Ayr×ca insizyon yeri
bulant× ve kusmaya baùl× bas×nç nedeniyle kanayabilir. Bu yüzden bu
hastalarda uygun tedavi ile bulant× ve kusman×n önlenmesi gerekmektedir
(Martin ve Turkelson 2006, Black ve Hawks 2006). Baz× hastalara
nazogastrik sonda tak×l×p, bu sonda sürekli olarak düüük bas×nçl×
aspiratöre baùlabilir. Bu hastalarda drenaj×n rengi ve ölçüsü kontrol
edilmelidir. úlaçlar×n düzenli ve zaman×nda verilmesi çok önemlidir.
Antiemetik ilaçlar×n verilmesi ve pansumanlar esnas×nda asepsi
kurallar×na uyulmas× önemlidir (Martin ve Turkelson 2006, Okutan ve
Kutsal 2001). Ameliyat sonras× sindirim sistemi kanamalar×n× önlemek
amac× ile genellikle profilaktik olarak H2 reseptör blokerler verilmektedir.
Bu hastalarda ekstübasyondan birkaç saat sonra hastan×n gag refleksi,
gaz ç×karmas× ve baù×rsak sesleri kontrol edilir. Nazogastrik tüp
ç×kar×ld×ktan sonra yavaü yavaü aù×zdan s×v× verilir (Martin ve Turkelson
83
2006). Bu hastalarda ameliyat sonras× ikinci günden itibaren intravenöz
s×v×lar kesilerek aù×z yoluyla s×v× al×m×na baülan×r (Black ve Hawks 2006).
Ameliyat Sonrası Ağrı Kontrolü:
Ameliyat sonras× sternum ve bacak insizyonlar×, göùüs tüpleri,
ameliyat s×ras×nda retraktörlerin kullan×lmas×, elektrokoter ve iùnelerin
kullan×lmas×na baùl× hastalarda üiddetli aùr× vard×r (Martin ve Turkelson
2006). Aùr×n×n etkili kontrölü hastan×n konforunu saùlayarak
hemodinamiùin stabil olmas×na yard×mc× olur. Ayr×ca komplikasyonlar×
ve özellikle pulmoner komplikasyonlar× önleyebilir (Black ve Hawks
2006, Okutan ve Kutsal 2001).
Bu hastalarda aùr× kontrol yöntemleri, ilaçlar (özellikle opioidler
ve non steroidal antienflamatuar ilaçlar), pozisyon deùiüimi, mobilizasyon,
relaksasyon teknikleri ve müzik terapidir (Martin ve Turkelson 2006,
Ak×n 2007). Bu hastalarda iülemlerden önce aùr×n×n deùerlendirilmesi,
gerekirse kontrol edilmesi çok önemlidir (Martin ve Turkelson 2006).
Akciùerlerdeki komplikasyonlar× önlemek amac×yla yapt×r×lan derin
solunum ve öksürük egzersizleri esnas×nda aùr×n×n daha az hissedilmesi
için insizyon yerini desteklemek gerekmektedir. Göùüs tüpü ç×kar×lmas×
aùr×l× bir iülem olduùu için, tüp ç×kar×lmadan önce hastaya sedasyon
yap×lmas× önerilmektedir (Black ve Hawks 2006). Yeni araüt×rmalara
göre kad×n hastalarda ameliyat sonras× yaralar×n iyileümesini saùlamak,
aùr×y× ve etraftaki bas×nc× azaltmak amac× ile yeni bir sutyen
geliütirilmiütir. Bu sutyenin ameliyat sonras× 3.haftaya kadar kullanmas×
önerilmektedir (Naismith ve Street 2005).
Yara Değerlendirilmesi:
Aç×k kalp cerrahisi sonras× enfeksiyon insidans× sternum ve ayak
insizyonlar×nda %0.7-3.9 aras×ndad×r. Ameliyat sonras× hastalar×n
%20’sinde ilk 30 gün içinde hastane enfeksiyonu görüldüùü için 30 gün
boyunca hastalar yerel ve sistemik enfeksiyon belirti ve bulgular×
yönünden kontrol edilmelidir. Ayr×ca insizyonlar k×zar×kl×k ve
enfeksiyon yönünden deùerlendirilmelidir (Martin ve Turkelson 2006,
Hassan ve ark 2006). Kan üekeri ölçümü ve kontrolü enfeksiyonu
önlemede yard×mc× olabilir. Hasta kortikosteroid tedavi al×yorsa,
tedavinin yavaü yavaü kesilmesi gerektiùi hastaya aç×klan×r. Bu esnada
da hasta enfeksiyon belirti ve bulgular× yönünden kontrol edilmelidir
(Hassan ve ark 2006, Okutan ve Kutsal 2001). Cerrahi sonras× özellikle
yaül× hastalarda ilk 15 gün içerisinde oluüan dekübitüs yaralar× s×kl×kla
sakral bölgede görülür. Hareketsizlik, nem, yatakta kalma ve sürtünme
bu yaralar×n oluümas×na neden olmaktad×rlar. Bu yaralar×n en uygun
tedavisi oluümalar×n× önlemektir. Ancak yaralar oluütuktan sonra
kullan×lmak üzere farkl× firmalar×n çeüitli ürünleri bulunmaktad×r
(Black ve Hawks 2006, Okutan ve Kutsal 2001).
84
Uyku ve İstirahatın Sağlanması:
Aç×k kalp cerrahisi yoùun bak×m ünitesinde en önemli konulardan
birisi hastalar×n uyku ve istirahatinin saùlanmas×d×r. Ameliyat sonras×
aùr×, hastane ortam× ve diùer sebeplerle hastan×n dinlenme ve uykusu
etkilenmektedir. Yoùun bak×m ünitelerinde bak×mlar×n gece de
yap×lmas×, gürültü, ×ü×k, ses ve diùer uyar×c×lar bir yana ayr×ca hastada
ameliyat nedeniyle oluüan aùr× ve anksiyete genellikle hastalarda uyku
bozukluùuna yol açmaktad×r (Jawe 2003, Redeker ve ark 2004, çelik ve
ark 2005). Bu bak×mlar genellikle aù×z, göz, bas×nç yaras×, pansuman ve
kateter deùiüimidir (çelik ve ark 2005). Hastalar×n iyice dinlenmesi,
anksiyete düzeyini azaltmakla birlikte yaralar×n iyileümesini de
saùlamakta dolay×s×yla hastan×n hastanede kal×ü süresini azaltmaktad×r
(Martin ve Turkelson 2006, Jawe 2003, Redeker ve ark 2004).
SONUÇ
Aç×k kalp cerrahisi sonras× hastalar yoùun bak×m ünitelerinde
izlenir. Aç×k kalp cerrahisi sonras× ilk 24–48 saat çok kritik ve
önemlidir. Bu dönemde hasta mekanik ventilasyona baùl×d×r. Hastaya
hemodinamiùinin kontrolü için ayr×ca ilaçlar× ve kan ürünlerini vermek
için kateterler tak×l×d×r. Bu aüamada invazif ve non invazif
monitörizasyonla hastan×n hemodinamik verileri devaml× takip edilir.
Bununla birlikte arteriyel kan gazlar×, kardiyak hasar×n enzimatik
belirleyicileri ve miks venöz oksijen satürasyonu gibi önemli laboratuar
parametreleri seri ölçümlerle kontrol edilir. Daha sonra bu bilgiler
deùerlendirilir ve yorumlan×r. Bu nedenle ameliyat sonras× dönemde
kaliteli bir bak×m hizmeti için bilgili ve yetenekli hemüirelere ve iyi
organize olmuü ameliyat sonras× bak×m planlar×na gereksinim vard×r.
KAYNAKLAR
1. Aggarawal SK, Fox S, Stitt L ve ark (2006). The new cardiac surgery patient: defying
previous expectation. Canadian Journal of Surgery. 49: 117-122.
2. Ak×n E (2007). Mekanik ventilasyon desteùinde olan hastalarda anksiyete ve fizyolojik
belirtilerini müzikterapinin etkisi. Ege üniversitesi hemüirelik yüksekokulu.
Yükseklisans tezi, úzmir-Turkey.
3. Black MJ, Hawks JH (2007). Medical-Surgical Nursing: Clinical Managment for
Positive Outcomes; 7th edition; 2: p.1640-1649.
4. Capuano TA, Reia B, Sullivan K (1997). Bridging the care continum for open heart
surgery patient. Nursing Management. 28. 32.
5. Çelik S, Öztekin D, Akyolcu N ve ark (2005). Sleep disturbance: The patient care
activities applied at the night shift in the intensive care unit. Journal of Clinical
Nursing ,14. 102-106.
6. Doering BL, Mcguire AW, Rourke D(2002). Recovering from cardiac surgery: what
patients want you to know. American Journal of Critical Care; 11. 333.
85
7. Fanning MF(2004). Reducing postoperative pulmonary complications in cardiac surgery
patients whit the use of the best evidence. Jornal of Nursing Care Quality .19. 95.
8. Hassan M, Smith MJ, Engel AM (2006). Predictor and outcomes of sternal wound
complication in patients after coronary artery bypass graft surgery. The American
Surgeon, 72. 515- 520.
9. Hatipoùlu S (2002). Cerrahi yoùun bak×m hemüireliùi ilkeleri. Gülhane T×p Dergisi. 44.
475- 479.
10.Heper C (2005). Koroner Arter Bypass Greftleme (KABG) Ameliyatlar Endikasyon ve
Postoperatif Hasta Takibi ve Risk Deùerlendirilmesi, ústanbul T×p fakültesi, TurkeyIstanbul. http://www.kardiyo.net/kitap/kabg.shtml adresinden indirildi.
11.úmia O, Strathausen S, Hess W ve ark (1999). Incidence and prognosis of abdominal
complication after cardiopulmonary bypass. Cardiovascular Surgery. 7. 419-424.
12.Jalali R(1998). The side effects of mechanical ventilation after open heart surgery in
the patients of intensive care unit. Medical Sceince of Kermanshah University Ph.D
thesis, úran- Kermanshah.
13.jawe PN (2003). Sleep and rest in patients undergoing cardiac surgery. Nursing
Standard, 12. 33.
14.Martin CG, Turkelson S (2006). Nursing care of the patient undergoing coronary artery
bypass grafting. Lippincott Williams & Wilkins, Inc. 21:2, 109–117.
15.Naismith C, Street A (2005). Introducing the cardiac: A randomised pilot study of a
purpose designed support bra for women having cardiac surgery. European Journal of
Cardiaovascular Nursing. 4. 220-226.
16.Okutan H, Kutsal A (2001). Aç×k kalp ameliyat geçiren yaül× hastalarda ameliyat
sonras× yoùun bak×m. Turkish Journal of Geriatrics. 4:3. 120-126.
17.Özatik MA, Göl K, Budak B ve ark (2004). Reeksploration for bleeding and tamponade
in intensive care unit following open heart surgery. Anadolu Kardiyol Dergisi, 4. 19-22.
18.Kim YJ, Park AH (2005). Analysis of nursing records of cardiac-surgery patients based
on the nursing process and focusing on nursing outcomes. únternational Journal of
Medical únformatics. 74. 952-959.
19.Redeker NS, Ruggiero J, Hedges C (2004). Patterns and predictors of sleep pattern
disturbance after cardiac surgery. Research in Nursing &Health. 27. 217-224.
20.Tahmaseb A (1999). The effect use of salin normal in suction of tracheal tube in the
changing of arterial blood gas in open heart surgery patients. Medical Science of úran
Univesity, Master of science thesis. úran- Tahran.
21.Toker ME, Eren E, Rabuü MB, Anas×z H ve ark (1999). Kalp ameliyatlar×nda kanama
nedeniyle revizyon: Bir merkezin on senelik sonuçlar×. Türk Göùüs Kalp Damar
Cerrahisi Dergisi.7: 435-437.
86
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 87-97, 2010
PSİKOSOSYAL AÇIDAN KANSER VE PSİKİYATRİ HEMŞİRESİNİN
ROLÜ
PSYCHOSOCIAL ASPECTS OF CANCER AND THE ROLE OF PSYCHIATRY
NURSE
Ar.Gör.Dr. Serap YILDIRIM
Yard.Doç.Dr. Ayça GÜRKAN
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu, Psikiyatri Hemüireliùi Anabilim Dal×
3.Uluslar aras×-10.Ulusal Hemüirelik Kongresi, Sözel Bildiri olarak sunulmuütur
ÖZET
Günümüzde kanser, tan× ve tedavisi multidisipliner olarak ele al×nmas×
gereken çok yönlü bir sorun haline gelmiütir. Kanser, t×bbi- fiziksel bir hastal×k
olmas×n×n yan×nda, ruhsal ve psikososyal aç×dan birçok sorunu da kapsayan
kronik bir olgudur. Kanser hastalar× tan×, tedavi, nüks ve palyatif dönemlerde
çeüitli ve deùiüik duygusal, ruhsal, davran×üsal reaksiyonlar geliütirirler. Bu neden
ile kanser hastalar×n×n bütüncül tedavi ve bak×m× t×bbi, psikiyatrik ve
psikososyal boyutlar× birlikte içermelidir. Psikososyal tedavi ve bak×m×n odak
noktas×, hasta ve ailenin baü etme becerilerini geliütirerek hastal×ùa uyumlar×n×
artt×rmakt×r. Ekibin önemli üyelerinden biri olan psikiyatri hemüirelerine, bu
konuda konsültasyon liyezon psikiyatrisi (CLP) kapsam×nda önemli görevler
düümektedir. Bu makalede psikososyal aç×dan kanser ve psikiyatri
hemüiresinin kanserdeki rolü ele al×nacakt×r.
Anahtar Kelimeler: Kanser, psikososyal bak×m, psikiyatri hemüiresi
ABSTRACT
Today, cancer has become a versatile problem whose diagnosis and treatment
should be handled multidisciplinary. Cancer is a chronic phenomenon covering a
lot of psychological and psychosocial problems in addition to being medicalphysical illness. Cancer patients develop variable and different emotional, psychological
and behavioral reactions in the diagnosis, treatment, relapse and palliative
periods. Therefore integrated treatment and care of cancer patients should include
medical, psychiatric and psychosocial aspects. The focus of psychosocial
treatment and care is to increase the consistency to the illness by developing the
handling ability of patient and family. Psychiatry nurses who are the important
members of the team have significant responsibilities in this issue within the
context of consultation liaison psychiatry (CLP). The psychosocial aspects of cancer
and the role of psychiatry nurse in cancer will be discussed in this article.
Key Words: Cancer, psychosocial care, psychiatry nurse
87
GİRİŞ
Günümüz çaùdaü t×bb×n×n ve insan×n en önemli ve güncel
sorunlar×ndan olan kanser, ölümü ve yaüam üzerindeki kontrolün
s×n×rl×l×ù×n× sembolize eden kronik bir hastal×kt×r. Bilinmeyen bir
tehlikenin, ac×n×n, suçluluk ve utanç duygusunun, izolasyonun,
karmaüa ve kayg×n×n sembolüdür (Altuù ve arkadaülar×n×n 1995; Anuk
ve arkadaülar×n×n 1999; Oflaz ve Hatipoùlu 1999; Özkan 1999). Anuk ve
ark. (1999) belirttiùine göre, Gyllensköld’e göre kanser; doùrudan
doùruya ölümle iliükili olduùu, sinsice hareket ettiùi, nedenleri pek
aç×klanamad×ù×, zamanla kontrolü güçleütiùi, kontrolden ç×kt×ù× ve
büyük ac×lara neden olduùu, bireyi sosyal yönden damgalad×ù× ve
soyutlad×ù× için diùer kronik hastal×klardan daha korkunç ve tehdit
edici olarak alg×lan×r.
Elbi’ nin (1991) bir makalesinde Hersh (1985), kanserin psikolojik
boyutlar×n×n toplumun hastal×ùa yans×tt×ù× korkular ile yak×ndan iliükili
olduùunu belirterek kanseri üöyle tan×mlar: “Kiüinin kendi bedeninin
kendini yok etmesini simgeler. Nereden geldiùi belli olmadan ve
uyarmadan vurur. Herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde ortaya
ç×kar. Kanser fizik benin yaüamla olan ince baù×n× ve bireyin kendi
bedeni üzerindeki kontrolün kayb×n× sembolize eden anormal durumun
göstergesidir ”.
Kanser ciddi ve kronik bir hastal×k olman×n ötesinde; korku,
umutsuzluk, suçluluk, çaresizlik, terk edilme ve ölüm duygusu tepki ve
düüüncelerini çaùr×üt×ran bir hastal×k olarak alg×lan×r. Bu nedenle
kanser bir y×k×m gibi alg×lan×r ve dramatik anlam×yla kiüinin psiüik
dengesinde krize neden olur. Bu nedenle kanser, t×bbi-fiziksel bir
hastal×k olmas×n×n yan×nda, ruhsal ve psikososyal aç×dan birçok sorunu
da kapsayan bir olgudur (Altuù ve ark. 1995; Anuk ve ark. 1999; Özkan
1999).
Kanser tan×s× kadar, kanserin tedavisi, hastal×ù×n seyri ve nüksler
de kiüide ruhsal s×k×nt×n×n artmas×na yol açar. Ruhsal s×k×nt× düzeyinin
artmas×, endokrin ve immün sistemi de olumsuz olarak etkilemekte ve
göz ard× edilmesi durumda bireyin yaüam kalitesinin düümesine yol
açarak
günlük
yaüam
aktivitelerini
gerçekleütirmesini
güçleütirebilmektedir. Kanser ve yaüam kalitesi konular×nda yap×lan
araüt×rmalarda, ruhsal s×k×nt×n×n yaüam kalitesi yan×nda fiziksel
semptomlar× ve kanser tedavisinin sonuçlar×n× da etkilediùi
saptanm×üt×r (Burns- Debra 2001).
Kanser tan×s× alan hastalar×n önemli bir k×sm× tam olarak tedavi
edilemediùi için pek çoùu zamanlar×n×n büyük bir bölümünü hastanelerde
geçirmektedir. Günümüzde kanser, tan× ve tedavisi multidisipliner
olarak ele al×nmas× gereken çok yönlü bir sorundur. Ekibin önemli
üyelerinden biri olan psikiyatri hemüirelerine bu konuda konsültasyon
88
liyezon psikiyatrisi (KLP) kapsam×nda önemli görevler düümektedir
(Kocaman 2005; O’ Callaghan 2001; Özkan 1997; Tunmore 1990).
KLP hemüiresi; gerçek veya potansiyel fiziksel iülev bozukluùu
nedeniyle saùl×k bak×m sistemine giren hastalara ve ailelere yönelik
hizmette birincil korumadan, tedavi, bak×m ve rehabilitasyona kadar
uzanan süreçte yer al×r. KLP hemüireliùi, hastalar×n/ailelerin
emosyonel, felsefi, geliüimsel, biliüsel ve davran×üsal tepkilerini, ruhsal
ve psikososyal sorunlar×n× tan×mlayan, tedavi ve bak×m×nda rol alan,
izleyen, hemüirelerin psikiyatrik t×p alan×nda eùitimlerini saùlayan ve bu
alanda araüt×rmalar yapan psikiyatri hemüireliùinin bir üst uzmanl×k
alan×d×r (Kaçmaz 1999b; Kocaman 2005).
Bu makalede psikososyal aç×dan kanser ve psikiyatri
hemüiresinin kanserdeki rolü ele al×nacakt×r. Konunun daha iyi
anlaü×labilmesi için k×saca kanserdeki psikolojik tepkiler, kansere ek
olarak
görülen
psikiyatrik
bozukluklar,
kanserde
kullan×lan
psikoterapötik yöntemlere de deùinilecektir.
KANSERDE PSİKOLOJİK TEPKİLER
Kanser hastalar× tan×, tedavi, nüks ve terminal dönemlerde çeüitli
ve deùiüik duygusal, ruhsal, davran×üsal tepkiler gösterirler. Asl×nda
üok, tepki, direnme ve uyum süreçleri tüm dönemlerde yeniden
yaüanmaktad×r (Anuk 1999; Özkan 1999).
Bireyin kanser ile baü etmesini etkileyen birçok deùiüken vard×r.
Genetik yap×, sinir sistemi iülevi, geliüimsel yaüant×lar, genel saùl×k
durumu, cinsiyet, yaü, kültür, benlik imgesi ve psikolojik iülevler, aile,
iü, okul gibi çevresel deùiükenler ve ölüm, boüanma, iü deùiüikliùi,
taü×nma gibi stres verici yaüam olaylar× kansere gösterilen tepkileri
belirler (Elbi 1991).
Kanser tan×s×ndan sonraki ilk 1-2 y×l bilinmeyene, kayg×ya, t×bbi
bak×ma baùl×l×ùa, vücut iülev ve rollerindeki kay×p ve deùiüikliklere
uyum dönemidir. Anuk’ un (1999) ve Özkan’ ×n (1993) belirttiùine göre,
Blound kanser tan×s×n×n konulmas× ile üok, tepki, direnme ve uyum
olmak üzere toplam dört aüamal× bir sürecin yaüand×ù×n× bildirmiütir.
Benzer üekilde, Elbi’ nin (1998) ve Özkan' ×n (1999) belirttiùine göre,
Elisabeth Kübler Ross’ da kanserde ortaya ç×kan psikolojik aüamalar×
inkar, öfke, pazarl×k, depresyon ve kabullenme olmak üzere toplam beü
aüamada tan×mlam×üt×r.
Genel olarak kanser tan×s×na ilk aüamada gösterilen en yayg×n
tepki üok olma ve inanmamad×r. Kiüi, kendi bedenine yabanc×laü×r ve
kendi bedenine güvenemez. K×sa bir süreliùine kiüinin iç dünyas×
kar×ü×kt×r. Bu durum birkaç saatten birkaç gün ya da haftaya kadar
89
uzayabilir. Bu aüamada en yayg×n uyum biçimi, inkard×r. únkar
katlan×lmas× güç olan gerçeùi bilinç d×ü×nda tutma, benlik bütünlüùünü
koruma çabas×d×r (Anuk 1999; Özkan 1993; Özkan 1999).
úkinci aüama, hastan×n gerçeùi yavaü yavaü kabullenme süreci
içine girdiùi dönemdir. Bu aüamada, temel tepki biçimi kayg×d×r. Kayg×y×
yok etmek için hasta inkar, bast×rma, karü×t tepki kurma gibi çeüitli
savunma mekanizmalar×n× kullan×r. Korku ya da öfke tepkileri de bu
aüamada görülen reaksiyonlardand×r (Anuk 1999; Özkan 1993; Özkan
1999).
Tedavinin en aktif olduùu dönem sona erince üçüncü aüamaya
geçilir ve hasta yeni durumuna uyum saùlamaya çal×ü×r. Yaüam×nda art×k
eskiye döndüremeyeceùi deùiüiklikler olmuütur. Ölüme bu kadar
yaklaüt×ktan sonra yaüama bak×ü aç×s×n× sorgulayabilir. Bu noktada
bundan sonra yaüam× nas×l deùerlendirmek gerektiùi sorusu, bu
hastalar×n en önemli sorunlar×ndan biridir (Anuk 1999; Özkan 1993;
Özkan 1999).
Tablo 1: Kanserde Psikolojik Tepkiler (Özkan 1999)
Uyuma Yönelik Tepkiler
Tanı
Öncesi
Tanı
Aşaması
Tedavi
Aşaması
Tedavi
Sonrası
1.Kanser olas×l×ù× ile ilgili kayg× geliütirme
1. ûok olma
2. únanamama
3. Baülang×çta k×smi inkar
4. Kayg×
5. K×zg×nl×k, isyan, suçlay×c× duygular
6. Depresif mizaçl× uyum
Cerrahi Tedavi
1. Cerrahi giriüimin geciktirilmesi
Radyoterapi
1. Iü×n tedavisinin etkilerinden korkma
2. Terk edilme korkusu
Kemoterapi
1. Yan etkilerinden korkma
2. Vücut imaj× deùiüiklikleri
3. Kayg×, izolasyon eùilimi, hafif depresif
duygu durumu
4. Alturuistik duygular
(organlar×n× baù×ülama)
1. Normal baü etme düzeneklerine ve
hastal×k- tedavi s×n×rlar× içinde yaüama
dönüü
2. Nüks korkusu
1. Yeni bilgi araüt×rma ve çeüitli tedavi
90
Uyuma Yönelik Olmayan
Tepkiler
1. Kanser tan×s× konmadan
hastal×k belirtileri geliütirme
2. Hastal×k olas×l×ù×n×n inkar
edilmesi ve tedavide gecikme
1. Kesin inkar, tedaviyi
reddetme
2. Ölümün kaç×n×lmaz olacaù×
düüüncesi ile tedaviyi
reddetme
1. Ameliyat sonras× reaktif
depresyon
2. Vücut imaj× deùiüiklikleri ve
uzam×ü ciddi elem reaksiyonu
1.
2.
3.
4.
5.
6.
1.
ûok olma
únanamama
K×smi inkar
Kayg×
K×zg×nl×k
Depresif duygu durum
(Majör) Depresyon
Hastalığın
Seyri ve
İlerlemesi
olas×l×klar×na dönük aray×ü ve
konsültasyonlar
Terminal /
Palyatif
Dönem
1. Terk edilme korkusu, aùr×, bilinmezlik
korkusu, varoluüçu endiüeler
2. Ölüm düüüncesine baùl× kiüisel elem
duygusu ve kabulleniü
1. Depresyon
2. (Akut)Deliryum
Son aüama ise hastan×n gerçeùi kabul edip, enerjisini ve ruhsal
gücünü yeni yaüam×na yönelttiùi uyum dönemidir. Kiüi yeni kimliùini ve
hastal×ù×n× benimsemeye baülar. Bu dönemle birlikte, kiüi yaüam×n×,
geçmiüini, geleceùini, varoluüunu yeniden yorumlamaya baülar. Güven
ve denge aray×ü× içindedir (Anuk 1999; Özkan 1993; Özkan 1999).
KANSERDE PSİKİYATRİK BOZUKLUKLAR
Kanser tan×s× alan hastalarda görülen psikiyatrik sorunlar, kanserin
tipine, hastal×ù×n doùas×na, kullan×lan tedavi ve yan etkilerine baùl× olarak
geliümektedir. Kanser hastalar×n×n hepsinde psikiyatrik bozukluk ortaya
ç×kt×ù× düüüncesi de, tüm tepkilerin “normal” olarak kabul edilmesi
gerektiùi düüünceleri de yanl×üt×r (Önen- Sertöz 2006; Özkan 1999).
Özkan’ n×n (1993), Anuk ve arkadaülar×n×n (1999), Ateüçi ve ark.’
n×n (2003) belirttiùi üzere, Derogatis ve arkadaülar×n×n (1983), DSM-III
kriterlerini uygulayarak yapt×klar× çok merkezli ve 215 hastay× içeren
PSYCOG (“Psychosoical Collaborative Oncology Group”) çal×ümas×nda,
kanser hastalar×n×n %47’sinde tan× konacak düzeyde ruhsal bozukluk
bildirmiülerdir. T×bbi hastalar genelinde bildirilen %20-40 oran×na göre
bu oldukça yüksek bir orand×r. Bu kapsaml× klinik araüt×rma
sonuçlar×na göre hastalar×n %68’ inin uyum bozukluùu, %13’ ünün
major affektif bozukluk (depresyon), %8’ inin organik ruhsal bozukluk,
%7’ sinin kiüilik bozukluùu, %4’ ünün anksiyete bozukluùu tan×s× ald×ù×
saptanm×üt×r (Anuk ve ark. 1999; Ateüçi ve ark. 2003; Özkan 1993).
Kanser hastalar×nda en s×k görülen psikiyatrik bozukluk tablosu
uyum bozukluùu olup, prevelans× %25’ tir. Akut stres tepkisi üeklinde
baülay×p duygudurum ve anksiyete semptomlar×n×n eülik etmesi ile
tablo belirginleüir (Önen-Sertöz 2006) ve genellikle yaüam× tehdit eden
t×bbi hastal×klar×n seyrinde, özellikle tan×n×n yeni konduùu, yan etki ve
güçlük beklenen bir tedaviye baüland×ù×, tedavi plan×n×n deùiütiùi,
tedavinin sonland×r×ld×ù×, hastal×ù×n seyrinin deùiütiùi, ciddi cerrahi
müdahalenin planland×ù×, hastal×ù×n ilerlediùi ve terminal döneme
ulaüt×ù× geçiü dönemlerinde daha s×k ortaya ç×kar (Amerikan Psikiyatri
Birliùi 1994).
Depresyon kanser hastalar×nda ikinci s×kl×kla görülen psikiyatrik
bozukluk tablosudur. Depresyonun görülme oran× kanserde 2-3 kat
artmaktad×r. Kanserli hastada depresyon için risk etmenlerini araüt×ran
çal×ümalarda, kanser tan×s×na baùl× oluüan güçlükle kiüinin baü etme
91
gücünün zay×f olmas× bir baüka anlat×mla kiüinin ego gücünün zay×f ve
nevrotik özelliklerinin fazla olmas×, sosyal desteùinin olmamas×, aùr×,
disfori ve ilerlemiü hastal×ktan söz edilmiütir (Bottomley 1997; ÖnenSertöz 2006)
Varoluüu tehdit eden kanser gibi ciddi hastal×klarda s×kl×kla
ortaya ç×kan bir diùer psikiyatrik bozukluk tablosu da anksiyetedir.
Kanserli hasta sayg×nl×ù×n×, özgürlüùünü, kontrolünü yitirmekten ve ac×
çekmekten korkabilir. Bunun d×ü×nda spesifik anksiyete semptomlar×
tedavi ve tetkik sonuçlar×n× bekleme, yeni bir tedavi öncesi, tedavi
deùiüimi, belirti-bulgunun ortaya ç×kmas×, relaps durumu, hastal×k
çaùr×üt×ran deùiüikliklerin hissedilmesi gibi akut kriz dönemlerinde de
ortaya ç×karak hastan×n iülevselliùini bozabilir (Altuù ve ark. 1995;
Cimilli 1998; Önen-Sertöz 2006; Özkan 1999)
Kanser hastalar×nda s×kça karü×laü×lan bir diùer psikiyatrik
bozukluk tablosu da deliryumdur. Kanser hastalar×nda kanserin
Santral Sinir Sistemine doùrudan ya da dolayl× etkisine veya tedavilerin
dolayl× sonuçlar×na baùl× olarak görülebilen deliryum tablosu,
hastaneye yatan kanser hastalar×n×n %8-40’ ×nda görülürken, ileri evre
kanser hastalar×n×n %80’ inden fazlas×nda görülmektedir (Bottomley
1997; Önen- Sertöz 2006).
Bunun yan×nda tedavi ekibinin hastan×n psikolojik reaksiyonlar×
karü×s×nda yard×mc× olabilmesi ve tedaviyi etkili bir üekilde devam
ettirebilmesi için gözden kaç×rmamas× gereken baz× yak×nmalar ve
bulgularda hastada mevcut olabilir. Bu gibi durumlarda psikiyatrik
konsültasyon istenmelidir.
Psikiyatrik konsültasyon istenmesi gereken durumlar:
x
Hastal×ùa olumsuz reaksiyonlar gözlendiùinde
x
Hastal×ùa uyum güçlüùü yaüand×ù×nda
x
úübirliùi, t×bbi bak×m ve tedaviye uyum güçlüùü yaüand×ù×nda
x
Hastal×ù×n seyrini, tedaviye yan×t× olumsuz etkileyen anksiyete,
depresyon, korku gibi emosyonel tepkiler olduùunda
x
úntihar giriüimi,
gözlendiùinde
x
úleri derecede davran×ü bozukluùu olduùunda
x
Tedavi ekibi ile sürekli çat×üma yaüand×ù×nda
x
Psikiyatrik hastal×k öyküsü olduùunda
x
úlaç yan etkisi ve ilaç etkileüimlerinde
x
úlaç ya da diùer tedavileri reddettiùinde
x
Uyku ve g×da al×m×na iliükin sorunlar yaüand×ù×nda
92
çevredekilere
zarar
verme,
agresif
tutumlar
x
T×bbi bak×m ve
görüldüùünde
tedaviyi
olumsuz
etkileyen
kiüilik
sorunlar×
Kanser hastalar×nda, ruhsal bozukluklar×n s×kl×ù× ve yayg×nl×ù× ve
bu durumun gerek hastal×ù×n seyrine, gerekse tedaviye olan uyuma
etkisi dikkate al×nmal× ve bu hastalardan rutin olarak KLP kapsam×nda
psikiyatrik deùerlendirme istenmelidir (Özkan 1993).
KANSER VE PSİKOSOSYAL BAKIM
Kanser tan× ve tedavi yöntemlerinin yayg×nlaümas×, iletiüim araçlar×
ile yap×lan uyar× ve eùitim çal×ümalar×n×n yoùunlaümas× insanlar×n
saùl×k kurumlar×na baüvurular×n× etkilemektedir. Bu da kanser tan×s×
konmuü hasta say×s×n× artt×rmakta ayr×ca kansere daha erken tan×
konma olas×l×ù×n× fazlalaüt×rmaktad×r. Halen geniü kitleler taraf×ndan
“kanser” sözcüùü “ölüm” kavram× ile eüanlaml× alg×lanmakla birlikte,
kanser tedavisindeki ilerlemeler ve kanser olgular×n×n giderek daha
erken yakalanabilmeleri gibi nedenlerle kanserli hastalar daha uzun
süre yaüamaktad×rlar. Bu süre içinde yaüam kalitesinin iyileütirilmesi,
ölümcül hastal×klarla yüzleümenin kolaylaüt×r×lmas×, kronik hastal×k ve
tedaviler nedeniyle ortaya ç×kan ruhsal gereksinimlerin giderilmesi,
bozulan sosyal duruma iliükin sorunlar ve tedavi iülemlerine iliükin
daha kapsaml× bilgilendirmeler önem kazanmaktad×r.
Kanser tan×s×n×n konulmas×yla hastalar ve aileleri hastal×k
sürecinin her aüamas×nda farkl× psikososyal sorunlar ve gereksinimlerle
karü×laüabilirler ve çeüitli tepkiler gösterebilirler. Bu tepkilerin hepsinin
psikopatalojik olarak kabul edilmesi de hepsinin normal olarak kabul
edilmesi de yanl×üt×r. Bu nedenle kanser tan× ve tedavisi multidisipliner
olarak ele al×nmal× ve cerrahi, radyoterapi, kemoterapi gibi yöntemlerle
tedavisi ve hastan×n fiziksel bak×m×n×n yan×nda ruhsal tedavi ve bak×m×,
bütüncül tedavinin ayr×lmaz bir parças× olmal×d×r (Anuk 1999; Özkan
1993; Özkan 1997; Özkan 1999).
Genel olarak bak×ld×ù×nda kanser hastalar×nda görülen ruhsal
tepkilerin hepsinin yeni duruma uyum saùlama ve bu durumla baüa
ç×kma amaçl× olduùu ve en s×k görülen psikiyatrik bozukluk tablosunun
da uyum bozukluùu olduùu görülmektedir. Uyum süreci, zihin- beden
aras×ndaki karü×l×kl× iliükiyi gerektirir ve biyolojik, geliüimsel, psikolojik,
sosyokültürel, spiritüel ve teknolojik olmak üzere birbiriyle iliükili farkl×
bölümlere ayr×larak incelenir. Ruhsal anlamda uyum süreci ise oldukça
komplekstir ve yaln×zca davran×üsal olarak gözlenebilir. Uyum
sürecinde bireyin sosyal destek sistemlerinin yeterliliùi ve etkinliùi
oldukça önemlidir (Kaçmaz 1999a).
Organizman×n baz× uyum mekanizmalar× ile bozulan dengesini
saùlama çabalar× yetersiz kald×ù×nda ortaya ç×kan uyum bozukluùu
tan×s×, DSM s×n×fland×rma sisteminin aç×k ve özgül bir belirti profili
93
olmayan birkaç kümesinden biridir (Özgüven ve Tuncer 1997). Uyum
bozukluùu tan×s× ayn× zamanda, Kuzey Amerika Hemüirelik Tan× Birliùi
(North America Nursing Diagnoses Assosiation - NANDA) taraf×ndan da
bir hemüirelik tan×s× olarak kabul edilmiütir. Hemüirelik tan×lar× el
kitab×nda da uyum bozukluùu, yaüam biçimi ya da davran×ülar×n× saùl×k
durumundaki bir deùiüimle tutarl× üekilde deùiütiremeyen bir bireydeki
durum olarak tan×mlanm×ü ve hemüirelik tan×lar×n×n çoùunun hastan×n
uyumu ile ilgili bir sorun olduùunu, uygulamalar×n×n ise hastan×n
uyumunu kolaylaüt×rmak amac×yla yap×ld×ù×n× belirtmiütir (Birol 2002;
Carpenito- Moyet 2005).
Hemüirelik, bireylere bak×m vermede odaklanan, sürekli geliüim
ve deùiüim içinde olan bir meslektir. Hemüireler hastaneye yat×r×lan
hastalar×n fiziksel gereksinimleri için bak×m verirken s×k s×k saùl×k
durumuna uyum çabas× içinde olan hastalar×n emosyonel, spiritüel ve
psikososyal gereksinimleriyle de karü×laü×rlar. Hemüire bu durumda
hastan×n uyumunu kolaylaüt×rmak için bireyin saùl×k ve hastal×k
durumunu
iyi
tan×mlamal×,
bu
durum
ile
baü
edebilme
mekanizmalar×n×n etkinliùini iyi deùerlendirebilmeli ve hemüirelik
giriüimlerini de bu bilgiler dahilinde planlay×p uygulamal×d×r (Birol
2002; Kum 1996).
Hastalar hastal×klar× ve hastanede bulunduklar× sürelerde saùl×k
personelinin onlar× anlamalar× ve gereksinimlerini karü×lamalar×
konusunda kendilerini güvende hissetmek isterler. Bu nedenle
hemüirelerin hasta ve ailesini destekleyici yaklaü×mda bulunmas× oldukça
önemlidir. Destekleyici yaklaü×m×n amac× olumsuz düüünce ve duygular×
düzelterek, olumlu ve daha çok uyuma dönük baü etme yöntemlerini
geliütirmektir (Özkan 1993).
Progresif gevüeme, derin nefes al×p verme egzersizi, terapötik
dokunma, masaj ve müzik terapi gibi alternatif terapötik yaklaü×mlar
olarak
bilinen
farkl×
hemüirelik
giriüimleri
de
hastalar×n
gereksinimlerinin karü×lanmas×na yard×m etmek için kullan×lan
giriüimlerdir (Gagner- Tjellesen ve ark. 2001).
Kanser hastalar×yla yap×lan çal×ümalara bak×ld×ù×nda psikoterapi,
psikoeùitim, müzik terapi, aromaterapi ve destek gruplar× gibi farkl×
yaklaü×mlar×n kullan×ld×ù× giriüimlerin hastalara emosyonel destek
saùlad×ù×, hastalar×n uyumunu ve baü etme düzeylerini artt×rd×ù×,
depresyon ve kayg× düzeyini azaltt×ù× belirtilmiütir (Bottomley 1997;
Meyer ve Mark 1995; Y×ld×r×m ve Gürkan 2007).
Meyer ve Mark (1995), eriükin kanser hastalar× için çeüitli
psikososyal giriüimlerin etkililiùini araüt×rd×klar× bir çal×ümada,
psikososyal giriüimlerin depresyon, kayg×, yaüam kalitesi ve umut gibi
deùiükenlerde etkili olduùunu saptam×ülard×r. Y×ld×r×m ve Gürkan
(2007), kanser hastalar×na dinletilen müziùin kemoterapi yan etkilerine
94
ve kayg× düzeyine etkisini incelemek amac× ile yapt×klar× çal×ümada,
müziùin durumluk kayg× düzeyini azaltmada etkili olduùunu
saptam×ülard×r. Babacan- Gümüü ve Çam (2008), meme kanserli
hastalarda emosyonel destek odakl× hemüirelik giriüimlerinin
psikososyal uyuma etkisini incelediùi bir çal×ümada, emosyonel destek
odakl× hemüirelik giriüimlerinin hastalar×n saùl×k bak×m×na, aile
çevresine, seksüel iliükilere, geniü aile iliükilerine ve sosyal çevreye
uyumlar×nda artmaya, psikolojik distres düzeylerinde ise azalmaya yol
açt×ù× saptam×üt×r.
Onkolojideki geliümeler ve t×bbi hastalara psikiyatrik-psikososyal
hizmetleri sunmak için konsültason liyezon psikiyatrisi servislerinin
genel hastanelerde daha yayg×n yap×lanmas×n×, psikiyatrik t×p üemsiyesi
içinde
psikoonkoloji
disiplininin
üekillenmesini
saùlam×üt×r.
Psikoonkoloji ya da psikiyatrik onkoloji liyezon psikiyatrisinin onkoloji
ayaù×d×r (Özkan 1993).
Psikososyal onkoloji ya da psikiyatrik onkolojinin uùraü alanlar×:
(Özkan 1999)
x
Kanserin ve tedavi program×n×n hastalar, hasta aileleri ve tedavi
ekibi üzerindeki psikolojik etkilerini araüt×rmak, psikolojik destek
sunmak.
x
Psikolojik ve davran×üsal etmenlerin kanser riski ve seyrindeki
etkilerini araüt×rmak ve bu alanda tan× ve tedavi konusunda
araüt×rmalar yapmak.
x
Kanser olgusunun ya da tedavi yöntemlerine iliükin ortaya ç×kan
psikolojik reaksiyonlar×n çözümlenmesi, hasta- aile- tedavi ekibinde
ortaya ç×kabilecek iletiüim ve etkileüim sorunlar×n×n çözümlenmesini
saùlamak.
x
Psikiyatrik yönden riskli bilgilerin önceden belirlenip izlenmesi, akut
tedavi döneminin d×ü×nda izlenme ve kontrol döneminde, psikiyatrik
bak×m×n saùlanmas× ve uzun sürede ortaya ç×kabilecek psiüik
sorunlar×n çözülmesini saùlamak olarak s×ralanabilir.
Sonuç olarak, kanser gibi yaüam× tehdit eden bir hastal×ù× olan,
gerekirse hastanede yatarak tedavi ve bak×m alan hastaya ve ailesine
multidisipliner ve bütüncül bak×m verilmesi gerekmektedir. Bu ekibin
önemli üyelerinde biri olan KLP hemüiresi bu servislerde çal×üan
hemüirelerle ve tedavi ekibinin diùer üyeleriyle iübirliùi içinde çal×ümal×d×r.
KLP hemüiresi kanser hastalar×na, ailelerine ve onkoloji servislerinde
çal×üan saùl×k çal×üanlar×na gerektiùinde psikososyal bak×m×n verilmesinde
destek olmal×d×r. Psikososyal bak×m ile ilgili bilgilerin beceriye
dönüütürülmesi, uygulanmas×, KLP hemüireliùinin yayg×nlaüt×r×lmas×,
hemüireliùin geliüimine ve hemüirelik bak×m kalitesinin artt×r×lmas×na
95
katk× saùlayacaù× gibi hastalar×n ve ailelerinin de yeni saùl×k durumu ve
ortaya ç×kan sorunlarla baü etme becerilerini geliütirerek hastal×ùa
uyumlar×n× artt×racak ve dolay×s×yla hasta ve ailesinin yaüam kalitesinin
artmas×na da katk× saùlayacakt×r.
KAYNAKLAR
1. Altuù B ve ark. (1995). Kanser hastalar×nda psikiyatrik semptom daù×l×m×. IV. Anadolu
Psikiyatri Günleri, Konya, 1-3 Haziran, 268- 272.
2. Amerikan Psikiyatri Birliùi (1994). Mental Bozukluklar×n Tan×sal ve Say×msal El
Kitab×, 4. Bask× (DSM-IV) (Çev.ed.: E Köroùlu) Hekimler Yay×n Birliùi, Ankara, 1995.
3. Anuk D (1999). Kanser, kanserli hasta, hasta ailesi ve tedavi ekibi. KonsültasyonLiyezon Psikiyatrisi Kongre Kitab×, Düz: Özkan S, ústanbul, 160- 173.
4. Anuk D, Özkan M, Alçalar N (1999). ú. Ü. ú. T. F. kosültasyon – liyezon psikiyatrisi
bilim dal× psikoonkoloji çal×ümalar×n×n 2 y×ll×k dökümü. Konsültasyon- Liyezon
Psikiyatrisi Kongre Kitab×, Düz: Özkan S, ústanbul, 174- 181.
5. Ateüci FÇ ve ark. (2003). Kanser hastalar×nda psikiyatrik bozukluklar ve iliükili
etmenler. Türk Psikiyatri Dergisi; 14(2): 145- 152.
6. Babacan- Gümüü A, Çam O (2008). Effects of Emotional Support Focused Nursing
Interventions on the Psychosocial Edjustment of Breast Cancer Patients. Asian Pacific
Journal of Cancer Prevention; 9: 691- 697.
7. Birol L (2002). Hemüirelik Süreci: Hemüirelik Sürecinde Sistematik Yaklaü×m, 5.
Bask×, úzmir, 75- 80.
8. Bottomley A (1997). Review psychosocial problems in cancer care: a brief review of
common problems. Journal of Psychiatric and Mental Health Nursing; 4: 323–331.
9. Burns- Debra S (2001). The effect of the bonny method of guided ×majery and music
on the mood and life quality of cancer patients. The Journal of Music Therapy; 38(1):
51- 65.
10. Carpenito-Moyet LJ (2005). Hemüirelik Tan×lar× El Kitab×, Çev. Editörü Firdevs
Erdemir, Nobel T×p Kitabevleri, Ankara, 404.
11. Cimilli C (1998). Kanserde anksiyete ve depresyon. 3P Dergisi; 6(3): 8- 13.
12. Elbi H (1991). Kanserin psikolojik yönleri. Türk Psikiyatri Dergisi; 2(1): 60- 64.
13. Elbi H (1998). Psiko– onkoloji. 3P Dergisi; 6(3): 5- 7.
14. Gagner-Tjellesen D, Yurkovich EE, Gragert M (2001). Use of music therapy and other
ITNIs in acute care. Journal of Psychosocial Nursing and Mental Health Services;
39(10): 26- 37.
15. Kaçmaz N (1999a). Konsültasyon liyezon psikiyatrisi hemüireliùi ve biyopsikososyal
bak×m. Konsültasyon- Liyezon Psikiyatrisi Kongre Kitab×, Düz: Özkan S, ústanbul,
198- 208.
16. Kaçmaz N (1999b). Fiziksel hastal×ùa uyum güçlüùü yaüayan hastalarda konsültasyon
liyezon psikiyatrisi hemüireliùi modeli geliütirme çal×ümas×. ústanbul Üniversitesi
Saùl×k Bilimleri Enstitüsü, Yay×nlanmam×ü Doktora Tezi, ústanbul.
96
17. Kocaman N (2005). Genel hastane uygulamas×nda psikososyal bak×m ve konsültasyon
liyezon psikiyatrisi hemüireliùi. Cumhuriyet Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu
Dergisi; 9(1): 49- 54.
18. Kum N (1996). Psikiyatri Hemüireliùi El Kitab×, 1. Bask×, Vehbi Koç Yay×nlar×, Ankara,
1996, 1-3, 132-158.
19. Meyer T, Mark M (1995). Effects of psychosocial ×ntervention with adult cancer
patient: A meta-analysis of randomized experiments. Health Psychology;14: 101- 108.
20. O’Callaghan C (2001). Bringing music to life: A study of music therapy and palliative
care experiences in a cancer hospital. Journal of Palliative Care; 17(3): 155- 161.
21. Oflaz F, Hatipoùlu S (1999). Onkoloji kliniùinde yatan hastalar×n psikiyatrik semptom
gösterme düzeyleri ve destek gereksinimlerinin saptanmas×. VII. Ulusal Hemüirelik
Kongresi Bildirileri, Erzurum, 22-24 Haziran, 457- 462.
22. Önen- Sertöz Ö (2006). Kanserli hastada gözlenen ruhsal hastal×klar×n farmakolojik
tedavisi, Uyar M, Uslu R, Kuzeyli- Y×ld×r×m Y (Ed.), Kanser ve Palyatif Bak×m, Meta
Bas×m, úzmir, 175-196.
23. Özgüven HD, Tuncer HT (1997). Uyum bozukluùu. Kriz Dergisi; 5(2): 87-94.
24. Özkan MN (1997). Psikoonkoloji. Konsültasyon- Liyezon Psikiyatrisi Kongre Kitab×,
Düz: Özkan S, Ed: Özkan MN, ústanbul, 21- 30.
25. Özkan S (1993). Psikiyatrik T×p: Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi, ústanbul, Roche
Müstahzarlar× Sanayi A.û.
26. Özkan S (1999). Psikiyatrik ve psikososyal aç×dan kanser. Konsültasyon- Liyezon
Psikiyatrisi Kongre Kitab×, Düz: Özkan S, ústanbul, 140- 153.
27. Tunmore R (1990). The consultation liaison nurse. Nursing; 4(3): 31-34.
28. Y×ld×r×m S, Gürkan A (2007). Müziùin kemoterapi yan etkilerine ve kayg× düzeyine
etkisi. Anadolu Psikiyatri Dergisi; 8: 37-45.
97
EGE ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK YÜKSEKOKULU DERGİSİ
SON KONTROL LİSTESİ
1. Makalenin Türü
Araüt×rma
Derleme
Olgu sunumu
Başlık Sayfası
2.
3.
4.
5.
Makalenin Türkçe ve úngilizce baül×ù× büyük harf ile yaz×ld×
Yazarlar ve kurumlar× belirtildi
Tüm yazarlar×n yaz×üma adresleri, iü tel, gsm, e-posta belirtildi
Makale bir kongrede sunulmuü ise, sunulduùu toplant× ve y×l×
belirtildi
Özet Sayfası
6.
7.
8.
9.
Türkçe ve úngilizce yap×land×r×lm×ü özet yaz×ld× (250-300 sözcük)
Türkçe ve úngilizce özet birbiriyle uyumlu
Türkçe ve úngilizce anahtar sözcükler yaz×ld×
Özetler sayfas× metnin 1. sayfas× olacak üekilde numaraland×r×ld×
Ana Metin
10. Aç×k, güncel ve rahat anlaü×l×r Türkçe kullan×ld×
11. Gramer ve yaz×m kurallar×na uyuldu
12. Yeni, al×ü×lmad×k ve yabanc× terimler kullan×lm×üsa yanlar×na
Türkçe eüanlaml×lar×na yer verildi
13. K×saltmalar kullan×lm×üsa ilk kullan×mda terimin yan×nda
parantez içinde k×saltmas× belirtildi
14. Araüt×rma makalelerinde alt bölüm baül×klar× istenen üekilde
yaz×ld×
15. Derleme makaleler giriü anlat×m×n× izleyen alt baül×klarda
toplanarak uygun bir sonuç anlat×m×yla baùlant×l× bir üekilde
sunuldu.
16. Bilimsel etik ilkelere uyulduùu belirtildi. Etik kurul izin yaz×s×
eklendi.
XI
Kaynaklar
17. Kaynak gösterimi metin içinde belirtilen kurallara (yazar soyad×
ve yay×n tarihi) uygun olarak yap×ld×
18. Kaynaklar alfabetik s×ra ile dizildi ve kaynak gösterimi kurallara
uygun olarak yap×ld×
19. Doùrudan yararlan×lmayan herhangi bir kaynak kullan×lmad×
(Elimde kaynaklar×n tümü mevcut ve gerektiùinde dergi yay×n
kuruluna bunu ispat edebilirim.)
Tablo ve Resimler
20. Belirtilen kurallara uygun olarak haz×rland×
21. Baüka kaynaklarda al×nan üekil, resim, tablolarda kaynak
gösterildi
Tüm Makale
22. Makalenin sayfa kenar boüluklar× kontrol edildi
23. Makalenin sat×r aral×klar× uygun
24. Makalenin ilgili bölümlerinde uygun yaz× karakteri kullan×ld×
25. Makalenin ilgili bölümleri uygun puntoda yaz×ld×
26. Makale sayfa s×n×rlar×n× aümayacak üekilde yaz×ld×
27. Makalede uygun üekilde sayfa numaras× verildi
EGE ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK
YÜKSEKOKULU DERGİSİ
Yazarlık/Yayın Hakkı Onay Formu
…………………………………………………………………………………………….
…………………………………………………………………………………………….
……………………………………………………………………………………………
Baül×kl× makalenin yazar / yazarlar× olarak yay×n hakk×n× Ege
Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi’ ne vermeyi kabul
ediyorum/ ediyoruz. Yay×nlanmas×n× istediùimiz bu makalenin Türkçe
ve yabanc× dilde herhangi bir dergiye yay×nlanmak üzere
gönderilmediùini ve daha önce hiçbir dergide yay×nlanmad×ù×n× bildirip,
yaz×n×n içeriùi ile ilgili etik ve bilimsel sorumluluùu üstlendiùimi/
üstlendiùimizi kabul ederim/ederiz.
Yazar/ Yazarlar
İmza
XIII
Tarih
DERGİ YAZIM KURALLARI
Yayının Kabulü: Bas×lmas× istenen yaz×lar, aüaù×da belirtildiùi
üekilde, 3 kopya halinde haz×rlan×p dergi editörlüùüne gönderilecektir.
Adres: Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi Editörlüùü,
Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu, 35100 Bornova-úZMúR.
Makaleler üç baù×ms×z hakem taraf×ndan incelenip, onaylar× al×nd×ktan
sonra yay×nlanabilir. Hakemler, gerekli gördükleri yaz×lara deùiüiklik
önerebilirler. Makalenin yay×nlanmas×nda son karar, editör görüüü ile
Dergi Yay×n Kuruluna aittir. Dergiye gönderilen yaz×lar geri gönderilmez.
Dergide yay×nlanan yaz×lar için, herhangi bir ücret yada karü×l×k
ödenmez. Gönderilen yaz×lar×n kabul edilip edilemeyeceùi yazarlara
bildirilir. Makalenin kabulü halinde, baül×klar×n alt×na yazar ad(lar)×
eklenip diskete/CD’ye kaydedilerek gönderilmelidir.
Makalenin Hazırlanışı: Makale, Microsoft Word program×nda A4
kaù×t boyutunda yaz×lmal×d×r. Baül×k 10 punto Bookman, Özet 9 punto
Bookman, ana metin 10 punto, tablo ve kaynaklar 8 punto olacak
üekilde yaz×lmal×d×r. Araüt×rma raporlar× 16 sayfa, derleme ve olgu
sunumlar× 10 sayfay× (kaynaklar dahil) geçmemelidir.
Makalenin Yaz×l×ü× üu s×ray× izlemelidir.
BAŞLIK SAYFASI
x Türkçe Baül×k (büyük harf ile),
x úngilizce Baül×k (büyük harf ile),
x Yazarlar×n adlar× ve soyadlar× (soyad× büyük harf ile)
x Yazarlar×n Yaz×üma adresleri,
x Makale bir kongrede bildiri olarak sunulmuü ise, sunulduùu toplant×
ve y×l× belirtilmelidir.
ÖZET SAYFASI
Özetler Türkçe ve úngilizce Olmak üzere iki dilde olmal×, yaz×n×n
Türkçe ve úngilizce baül×klar×n× taü×mal×, araüt×rman×n temel anlam×n×
metne bakmay× gerektirmeyecek üekilde 250-300 sözcük ile
yans×tmal×d×r.
Araüt×rma makalelerinin özetleri; “Amaç”, “Gereç ve Yöntem”,
“Bulgular ve Sonuç” bölümleri ile anahtar sözcükleri içermelidir.
Araüt×rma
makalelerinin
úngilizce
özetleri;
“Methods”, “Results”, “Conclusion” ve “Key Words”
içermelidir.
“Objective”,
bölümlerini
Derleme Makalelerinin özetleri; Giriü, amaç, geliüme ve sonuç
anlam× taü×yacak üekilde içeriùi tam olarak yans×tmal×d×r. Anahtar
XV
Sözcükler yer almal×d×r. Derleme makalelerinin úngilizce özetleri; ayn×
üekilde olmal×d×r.
Olgu Sunumu özetleri olguyu k×saca tan×mlamal× ve hemüirelik
süreçlerini içermelidir. úngilizce özetleri de ayn× üekilde olmal×d×r.
Özetler
sayfas×
numaraland×r×lmal×d×r.
metnin
birinci
sayfas×
olacak
üekilde
DERGİNİN METİN DİLİ:
Derginin yay×n dili Türkçe’dir. Ancak yurt d×ü×ndan gelen çok
önemli úngilizce makalelere de yer verilebilir.
METİN:
Dil ve biçim (üslup) aç×s×ndan aüaù×daki özellikleri taü×mal×d×r.
x Aç×k, güncel ve rahat anlaü×l×r olmal×d×r.
x Gramer ve yaz×m kurallar×na uyulmal×d×r.
x Yeni, al×ü×lmad×k ve yabanc× terimler kullan×lm×üsa yanlar×nda
Türkçe eüanlamlar×na yer verilmelidir
x K×saltmalar kullan×lm×üsa ilk kullan×mda terimin yan×nda parantez
içinde k×saltmas× belirtilmiü olmal×d×r.
x Bilimsel etik ilkelere uyulduùu belirtilmiü olmal× ve etik kurul izin
yaz×s× eklenmelidir.
x Makale
bir kongrede bildiri olarak sunulmuü ise, sunulduùu
toplant× ve y×l× belirtilmelidir.
Araştırma Raporları: Giriü, Amaç, Gereç ve Yöntem, Bulgular ve
Tart×üma, Sonuç ve Öneriler, Kaynaklar baül×klar×n× taü×yan
bölümlerden oluümal×d×r. Araüt×rmaya kat×lmam×ü, ancak destek
saùlam×ü olan kiüi ve kuruluülara teüekkür baül×ù× alt×nda teüekkür
edilebilir. Verilerin toplanmas×nda, örneklem gruplar×n×n haklar×n×n
korunmas× aç×s×ndan etik kurallara uyulduùu aç×kça belirtilmeli, kritik
gruplarla yürütülen çal×ümalarda etik kurul veya kurum izin
belgelerinin fotokopileri eklenmelidir.
Tablo ve Şekiller: Grafik, fotoùraf ve çizimlere s×ra numaras×
verilmelidir. Her tablonun üstünde ve üekillerin alt×nda s×ra numaras×
ve üekilleri k×saca aç×klayan bir anlat×m bulunmal×d×r. Araüt×rma
raporlar× derleme ve olgu sunumlar× için en çok 4 üekil kabul
edilmektedir. Tablo, üekil ve grafikler, bilgisayarda çizilip metin içinde
olmas× gereken yere yerleütirilmelidir. Baüka bir kaynaktan al×nan tablo
ve üekillerin alt×na, al×nd×ù× kaynak üu üekilde belirtilmelidir.
Güvenç B (1970) Kültür kuram×nda bütüncülük sorunu üzerine bir
deneme. Ankara, s.51’den al×nd×.
Fotoùraflar×n eni 11 cm. boyu 15 cm.’i aümamal×, metin içinde
fotoùraf×n yerleütirileceùi yer boü b×rak×l×p fotoùraf alt×na gerekli
aç×klama yap×lmal×d×r.
Derlemeler: Konuyu yeterince irdeleyen kapsaml× literatür
taramas×na dayand×r×lm×ü olmal×; giriü anlat×m×n× izleyen alt baül×klarda
toplanarak geliüme ve sonuç anlat×m×yla sunulmuü olmal×d×r.
Kaynakça kullan×m kurallar×na uyulmal×d×r.
Olgu Sunumları; Giriü, Olgu Sunumu, Tart×üma ve Kaynaklar
verilerek yaz×lmal×d×r. Olgu sunumu fotoùraf ve ak×ü üemalar× ile
desteklenebilir. Fotoùraf ve ak×ü üemalar× için gerekli izinler al×nmal×d×r.
Son Kontrol Listesi; Son kontrol listesi gözden geçirilip,
imzaland×ktan sonra gönderilen yay×na eklenerek gönderilmelidir (ayr×
bir sayfa olarak).
Yazarlık / Yayın Hakkı Onay Formu; Tüm yazarlar taraf×ndan
imzalanm×ü olarak gönderilmelidir.
KAYNAK KULLANIMI
Metin içinde: Yazar×n soyad× ve yaz×n×n yay×n tarihi ile birlikte
belirtilmeli, yazar ve tarih aras×na virgül konmamal×d×r. úki yazarl×
kaynaklarda, yazarlar×n her ikisinin soyad×, ikiden fazla yazarl×larda ise,
birinci yazar×n soyad× ve “ve ark.” ûeklinde belirtilmelidir.
Örnekler
Graydon (1988), depresyonun…
Sarna ve Mc Corkle (1996), araüt×rmalar×nda……
Lasry ve ark. (1987), yapt×klar× çal×ümada……
………Saptanm×üt×r (Graydon 1998).
….ortaya ç×kar×lm×ülard×r (Bard ve Sutherland 1955).
Ayn× yazar×n, ayn× y×ldaki deùiüik yay×nlar× (Bay×k 1996 a, Bay×k 1996 b)
üeklinde belirtilmelidir.
Birden çok yazar ayn× anda gösterileceùi zaman, ayn× parantez içinde
virgülle ayr×larak gösterilmelidir. Kaynaklar tarih s×ras×na göre
s×ralanmal×d×r.
Örnek:
(Argon 1992, Karadakovan 1992).
Kaynakçada: Kaynaklar, alfabetik s×ra ile dizilmelidir. Yazar ad
(lar) ×n×n baü Harfleri aras×na noktalama iüaretleri konulmamal×d×r. Üç
Yazara kadar çoùul yazarl× kaynaklarda, yazar soyad× ve ad×n×n baü
XVII
harfini izleyerek aralar×na virgül konulmal×d×r. Üçten fazla yazarl×
kaynaklar, ilk üç isimden sonra “ve ark.” ûeklinde belirtilmelidir.
Dergi isimleri, Index Medicus’a uygun olarak k×salt×lmal×d×r. Dergi
makalesi, kitap isimleri yaz×l×rken, ilk kelimenin baü harfi büyük,
diùerleri küçük harfle yaz×lmal×d×r.
Kaynakların Yazılışı İle İlgili Örnekler
Dergi Makalesi
Lorig K, Gonzales VM, Ritter P ve ark. (1997). Coparison of three
methods of data collecetion in an urban Spanish-speaking population.
Rurs res, 46:4, 230-234
Dergi Eki (Supplement)
Weiss ME (1991) Tymapanic infrared thermometry for fullterm and
preterm neonates. Clin. Pedatr, 30 (Suppl. 4) , 42-45.
Kitap:
Karasar N (1995) Araüt×rmalarda rapor haz×rlama. 8.bas×m, Ankara: 3A
Araüt×rma Eùitim dan×ümanl×k Ltd., 101-112.
Kitap Bölümü:
Kaufman CA, Wyatt RJ, (1987). Neuroleptic Malignant Syndrome.
(içinde) Melszer HY (ed). Psychopharmacology. New York: raven Pres,
1421-31.
Kitap Çevirisi:
Wise MG, Rundell JR (1994) Konsültasyon Psikiyatrisi (Çev. TT Tüzer, V
Tüzer). Compos Mentis yay×nlar×, Ankara, 1997.
Metin içinde “Wise ve Rundell (1994)” üeklinde gösterilir.
Yazar Adı Olmayan Yayınlar
(Sık kullanılan Çeviri Kaynaklara Örnekler):
American Psikiyatri birliùi (1994) Mental Bozukluklar×n×n Tan×sal
ve Say×msal El Kitab×, dördüncü bask× (DSM-IV) ( Çev.ed.: E Köroùlu)
Hekimler Yay×n Birliùi, Ankara, 1995.
Metin içinde “American Psikiyatri Birliùi (1994)” üeklinde gösterilir.
Dünya Saùl×k Örgütü (1992) IDC-10 Ruhsal ve Davran×üsal
Bozukluklar S×n×fland×r×lmas×. (Çev. Ed.;MO Öztürk, B Uluù, Çev.:
F.Çuhadaroùlu, ú.Kaplan, G. Özgen, MO Öztürk, M rezaki, B Uluù).
Türkiye Sinir ve Ruh Saùl×ù× Derneùi Yay×n×, Ankara, 1993.
Metin içinde “Dünya Saùl×k Örgütü (1992)” üeklinde gösterilir.
Kongre Bildirileri:
Kay×r A (1986). Tek ve kardeüli ergenlerde üahsiyet yap×s×. XXI. Ulusal
Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitab×, ústanbul: Mimeray
Ofset, 546-52.
Kongre bildirileri kitap haline getirilmemiüse, sunulduùu kongrenin ad×,
yeri, y×l× ve sözel yada poster bildiri olduùu belirtilmelidir.
Yayınlanmamış Tez
Yavaü O (1993). Bir üniversite hastanesinde çal×üan hemüirelerin iü
doyumu ve örgütsel gereksinimlerine iliükin bir inceleme. Yay×nlanmam×ü
Yüksek Lisans Tezi, úzmir: Ege Üniversitesi saùl×k bilimleri Enstitüsü,
53-55.
Yazarı Editör Olan Yayınlar
Uyer G (Ed) (1986). Yeni bir birimin planlanmas× ve organizasyonu.
(içinde) Hemüirelik hizmetleri yönetimi el kitab×. 1. Bask×, ústanbul:
Birlik Ofset Ltd. üti., 52-61.
Basılmamış Yayınlar
Gordes G, Cole JO, Haskell D ve ark. The naturel history of tardive
dyskinesia. J.Clin Psychophormacol, (Bask×da).
Gazete Makalesi
Akbal O (1992). Bilimin özgürlük savaü×. Milliyet Gazetesi, 7 Temmuz 12.
İnternet üzerinden alınan belgeler kaynak Olarak Kullanılıyorsa;
Yararlan×lan yaz×n×n yazar×, yazar× yoksa kurum ad× UNICEF gibi kurum
ad× yoksa kaynak gösterilmemelidir. Yay×n×n baül×ù×, internet adresi ve
son eriüim tarihi belirtilerek gösterilebilir.
Frederickson BL (2000, Mart 7). Cultivating positive emotions to
optimize health and well being. Prevention& Treatment 3,
Makale0001a. 20 Kas×m 2000’de http://Journals.apa.org/
prevention/volume3/pre0030001a. html adresinden indirildi.
Kaynaklar×n
doùruluùundan
yazarlar
sorumludur.
Doùrudan
yararlan×lmayan ya da baüka kaynaklardan aktar×lm×ü kaynaklar
belirtilmemeli, bas×lmam×ü eserler, kiüisel haberleümeler, Medline
taramalar×ndan ulaü×lan makalelerin özetleri kaynak gösterilmemelidir.
XIX

Benzer belgeler