GöRkEMli aÇılış

Transkript

GöRkEMli aÇılış
HASTALIKTA VE SAĞLIKTA
■ “Çocuktur atlatır” demeyin
Grip, onlarda daha ağır seyredebiliyor
■ Meme hastalıkları nasıl anlaşılır?
■ Erkeklerin korkulu rüyası Prostat
■ Baş dönmesinin diğer adı Vertigo
■ Heykel gibi bir burun için Rinoplasti
Karadeniz’de
görkemli açılış
Medicana Samsun Hastanesi resmi açılışını yaptı
EDİTÖR
3
MEDICANA AVCILAR
MEDICANA BAHÇELİEVLER
MEDICANA ÇAMLICA
MEDICANA INTERNATIONAL İSTANBUL
MEDICANA INTERNATIONAL ANKARA
MEDICANA DİŞ
MEDICANA SAMSUN
MEDICANA KONYA
MEDICANA DİŞ ÇİFTEHAVUZLAR
Sağlık kenti
SAMSUN
C
oğrafi konumu ve geçmişiyle
önemli bir kent olan Samsun, enerji
ve sağlık kenti olarak yeniden
konumlanıyor. Samsun’un gerçek
bir sağlık kenti olması için çaba
gösteren Medicana Sağlık Grubu,
20 yılı aşkın deneyim, uzmanlık ve
uluslararası standartlarını Medicana
Samsun Hastanesi’ne taşıyarak,
Karadeniz Bölgesi’ne bir sağlık üssü
kazandırdı.
Medicana Hastaneler Grubu’nun
mevcut yönetim kapasitesi, bilgi
teknolojileri altyapısı, kalite/akreditasyon gücü ve sağlık turizminde
almış olduğu mesafe, Medicana
Samsun Hastanesi’nin bölgede
lider sağlık kuruluşu olma sürecini
hızlandırıp güçlendirecek.
30 bin metrekare kapalı alanda 220
yatak kapasitesi ile bölgenin en
büyük özel hastanesi olarak planlanan Medicana Samsun Hastanesi;
tüm branşlarda deneyimli hekim
kadrosu ile uluslararası standartlarda sağlık hizmetini, SGK ile yapılan
anlaşmalar çerçevesinde yaygın
hale getirerek sunmaktadır.
Kardiyovasküler, Genel Yoğun
Bakım, Koroner Yoğun Bakım ve
Neonatal Yoğun Bakım olmak üzere
dört ayrı yoğun bakım ünitesiyle bölgenin yoğun bakım yatak
ihtiyacına önemli ölçüde katkı
sağlamaktadır. Lokasyonel avantajı
nedeniyle acil sağlık hizmetlerinde
öne çıkmaktadır.
Bölgenin en tanınmış ve saygın
kardiyoloji ve kalp damar cerrahisi
akademik kadrosuna sahip olan
Medicana Samsun Hastanesi;
parkinson cerrahisi ve beyin pili
uygulamalarıyla aynı zamanda
ulusal bir merkez olduğu iddiasını
kanıtladı. Onkoloji, organ nakli gibi
gelişmiş ve teknolojik tedavi olanakları gerektiren alanlarda altyapı
çalışmalarını tamamlayan hastane;
tüm tıp branşlarında deneyimli
ekipleri bünyesinde barındırıyor.
Donanımı, teknolojisi, fiziki
olanakları ve bir grubun hizmet
deneyimini taşıması gibi özellikleri
nedeniyle; bölgenin önemli sağlık
profesyonellerinin çalışmak için
seçtikleri kurum olma özelliğini
taşımaktadır. Bu nedenle, açılışından bu yana önemli hastalıkların
tedavisinde şimdiden bir çözüm
merkezi olmuştur. Bölgenin referans sağlık kuruluşu olma yönünde
hızla güven ve itibar kazanan
hastanemize tedavi için başvuran
hastalarımızın yoğun ilgisi bize
gurur veriyor.
Yüzünüzdeki gülümsemeyi daim
kılmak için çalışmalarımız devam
edecek.
Sağlıklı, kaliteli ve güzel bir yaşam
dileğiyle.
İÇİNDEKİLER
4
18
Uzman ellerden gelen sağlık
Sağlık Grubu Dergi Danışma Kurulu
PROF. DR. ALAATTİN YILDIZ NEFROLOJİ
PROF. DR. ÜLKÜ SARITAŞ GASTROENTEROLOJİ
PROF. DR. ALİ CEM YORGANCIOĞLU
PROF. DR. Yılmaz Tomak Ortopedi ve
KALP-DAMAR CERRAHİSİ
PROF. DR. ATİLLA YALÇIN HEMATOLOJİ
Prof. Dr. Ayşin Bakkaloğlu Çocuk Nefrolojisi
PROF. DR. Bahar Gürsoy Ağız, Diş, Çene
Cerrahisi Uzm.
Travmatoloji
PROF. DR. YÜCEL TAŞTAN
ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI
DOÇ. DR. AHMET ERDİL GASTROENTEROLOJİ
DOÇ. DR. AHMET HİLMİ KAYA Beyin ve Sinir
Cerrahisi
PROF. DR. BARIŞ DİREN RADYOLOJİ UZMANI
DOÇ. DR. ALİ OSMAN KAYA ONKOLOJİ
PROF. DR. BÜLENT BERKARDA ONKOLOJİ
Doç. Dr. Barış Akın GENEL CERRAHİ UZMANI
Prof. Dr. Cazip Üstün Kadın Hastalıkları
ve Doğum
(TRANSPLANTASYON)
Doç. Dr. Cengiz Kayahan GENEL CERRAHİ
prof. dr. cem sungur nefroloji
DOÇ. DR. FETHİ KILIÇARSLAN KARDİYOLOJİ
PROF. DR. FULYA TANYERİ İÇ HASTALIKLARI
DOÇ. DR. FÜSUN TOKATLI PROF. DR. Güven Erdoğ KALP DAMAR
CERRAHİSİ
PROF. DR. HAYRİ ERMİŞ
KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
PROF. DR. HASAN TAŞÇI GENEL CERRAHI
PROF. DR. HİDAYET AKDEMİR
BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ
PROF. DR. KAYA KANBEROĞLU RADYOLOJİ
PROF. DR. LEVENT ALIMGIL GÖZ HASTALIKLARI
Prof. Dr. Mahmut Başoğlu Genel Cerrahi
prof. dr. Marif mutlu Cihangiroğlu
radyoloji
PROF. DR. MEHMET BEKAROĞLU PSİKIYATRİST VE PSİKOTERAPİ UZMANI
PROF. DR. MEHMET SALİH BİLAL
KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ
PROF. DR. Meral Kozakçıoğlu Özekici FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON
PROF. DR. M. İRFAN SABAH KARDİYOLOJİ
PROF. DR. MUZAFFER SARIYAR GENEL CERRAHİ
uzmanı (transplantasyon)
PROF. DR. NAZLIHAN GÜNAL
PEDİATRİK KARDİYOLOJİ
prof. dr. osman uğur çalpur ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ
PROF. DR. ÖMER IŞIK
KALP DAMAR CERRAHISI
PROF. DR. SADIK ERSÖZ genel cerrahi uzmanı
(tRANSPLANTASYON)
RADYASYON ONKOLOJİSİ
DOÇ. DR. G. FAİK HOBİKOĞLU KARDİYOLOJİ
DOÇ. DR. GÖKHAN ERKOL NÖROLOJI
DOÇ. DR. GÜRDAN GÜR GASTROENTOROLOJİ
DOÇ. DR. HASBİ ERDEM DİKER KARDİYOLOJİ
DOÇ. DR. H. GÜRDAL İNAL ÜROLOJİ
DOÇ. DR. H. İBRAHİM UÇAR KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ
DOÇ. DR. H. NEDİM ARDA
KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI
DOÇ. DR. İBRAHİM TEK MEDİKAL ONKOLOJİ
DOÇ. DR. KERİM ORTAKOĞLU
AĞIZ VE ÇENE CERRAHİ UZMANI
DOÇ. DR. MERYEM KAYA NÜKLEER TIP
DOÇ. DR. MESUT Y.ATLI GENEL CERRAHİ
DOÇ. DR. NAZİF KÜRKÇÜOĞLU DERMATOLOJİ
Doç. Dr. Nedim Arda KBB
DOÇ. DR. NİHAT AKBAYIR GASTROENTEROLOJİ
DOÇ. DR. OĞUZHAN OKUTAN
GÖĞÜS HASTALIKLARI
DOÇ. DR. OĞUZHAN SARIYÜCE ÜROLOJİ
DOÇ. DR. SABİRE AKIN
FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON
DOÇ. DR. SELMAN LAÇİN
KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM (IVF)
DOÇ. DR. SERDAR AKGÜN
KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ
DOÇ. DR. SÜHA SÖNMEZ
PROF. DR. SEBAHATTİN ATEŞAL KARDİYOLOJİ
KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM (IVF)
PROF. DR. SELİM AKSÖYEK ÇOCUK CERRAHISI
DOÇ. DR. ŞADAN AY ORTOPEDİ VE TRAVMOTOLOJİ
PROF. DR. SİNAN ARSAN KALP DAMAR CERRAHİ
DOÇ. DR. YUSUF ÜSTÜN
PROF. DR. SUMRU ŞEKERCİ ANESTEZİ
KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
Prof. Dr. Tamer Türk Ağız ve Diş Sağ.
DOÇ. DR. YALIM YALÇIN Pediatrik Kardiyoloji
PROF. DR. TANFER KUNT KULAK BURUN BOĞAZ
Yrd. Doç. Dr. Hacı Akar Kalp ve Damar
PROF. DR. TAYFUN GÜRPINAR ÜROLOJİ
Prof. Dr. Teoman Şeşen Kulak Burun Boğaz
Hastalıkları
Medicana Samsun Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Selçuk
Dündar, rehabilitasyon hekimliğinin
yarattığı mucizeleri anlattı.
Cerrahisi
Yrd. Doç. Dr. Kenan Durna Kardiyoloji
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yazıcı Kardiyoloji
Sorumlu Yazı İşleri Md.
Kurtuluş Okutan MEDICANA Kurumsal İletişim Koordinatörü
Bu dergi Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş.’ye ait Tempo Dergisi tarafından
Bahçelievler Sağlık Hizmetleri A.Ş. için hazırlanmıştır. Satılamaz ve dağıtılamaz. Dergide yayımlanan
yazı, fotoğraf, harita, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi
alıntı yapılamaz.
Bahçelievler Sağlık Hizmetleri A.Ş.
Eski Londra Asfaltı No: 2 Bahçelievler/İstanbul [email protected]
Tempo Dergisi
Hürriyet Medya Towers 34212 Güneşli/İstanbul [email protected]
Baskı: APA / Uniprint Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. +90 212 798 28 40 – 10 Hat
46
Biz onu “Kireçlenme” diye biliyoruz
Vücudun yükünü çeken eklemler zamanla aşınınca,
kireçlenme olarak bilinen hastalık ortaya çıkıyor. İşte,
doğru bilinen yanlışlar.
5
3 Önsöz
6 Kısa kısa
8 Karadeniz'de görkemli açılış
Karadeniz Bölgesi’nin en büyük hastanesi
Medicana Samsun, Gençlik ve Spor Bakanı
Suat Kılıç’ın da katılımıyla resmi açılışını
yaptı.
16 Erkeklerin korkulu rüyası Prostat
Tipik belirtilerle kendini gösteren Prostat
rahatsızlıkları, erken yakalanırsa çözümü var.
22 Sedef hastalığı
Tıbbın nedenini çözemediği Sedef, bulaşıcı
bir hastalık değil. Peki, hakkında ne biliyoruz?
24 Teknoloji kalp kurtarıyor
Tıpta teknolojik gelişmelerin en çok uygulandığı alan olan kalp ve damar cerrahisi, gelişen ameliyat teknikleriyle hayat kurtarıyor.
26 Heykel gibi burun için Rinoplasti
Rinoplasti, burnundan nefes alamayanlar
veya burnunun şeklinden memnun olmayanlara plastik cerrahinin sunduğu en gelişmiş
yöntem.
28 Migren ağrısına güle güle
Sebebi ve kesin tedavisi henüz bilinmiyor.
Ama Oksipal Blokaj tedavisi, migren hastalarını ağrıdan kurtarıyor.
32 Kadın Genital Kanseri’nde belirtiler
Kadın genital organlarında görülen kanserlerin farklı türleri ve her birinin farklı belirtileri
var.
34 Baş dönmesinin diğer adı Vertigo
Medicana Samsun Hastanesi KBB Hastalıkları
Uzmanı Prof. Dr. Teoman Şeşen, Vertigo’nun
sebep ve tedavisini anlattı.
36 Meme hastalıkları nasıl anlaşılır?
Kadınların genel sağlığı açısından büyük
önem taşıyan meme sağlığı için düzenli
egzersiz ve sağlıklı beslenme şart.
38 Damağınızın tadı yerine gelsin
12
Diyabetin çözümü sizde
Uzun vadede vücudun çeşitli
fonksiyonlarını kalıcı olarak bozan
diyabeti önlemek, düzgün bir
yaşam tarzıyla mümkün.
Klasik damak protezi kullananlar, bulantı
refleksinden damak tadını kaybetmeye kadar
birçok sorun yaşıyor. Çözüm İmplant tedavisinde.
42 Koroner anjiyografi
“Anjiyo olmak” diye bilinen Koroner Anjiyografi, son derece basit ve kolay uygulanabilen
bir tanı yöntemi.
30
44 Sigaranın acı sonu
Çocuklar da yetişkinlerle aynı gribe yakalanıyor.
Ama küçüklerde daha ağır seyredebiliyor. En
önemli görev ebeveynlerde.
“Çocuktur atlatır” demeyin
Sigara kullanıyor ve sürekli nefes darlığı
çekiyorsanız, KOAH hastası olabilirsiniz.
48 Beyin tümörleri
Beyinde çıkabilen tümörler, iyi huylu olsalar
da dikkat edilmeli. Çükü temel fonksiyonları
etkileyebiliyorlar.
KISA KISA
6
Medicana
küçük kalpleri
kazanıyor
‘Yenidoğan’daki umut!
İ
K
ısa sürede birçok açık kalp
ameliyatının yapıldığı
Medicana Samsun Hastanesi’nde
kalpleri delik biri 3 aylık
diğeri 10 yaşında iki çocuk,
Türkiye’nin en önemli kalp
damar cerrahlarından Yrd. Doç.
Dr. Hacı Akar ve ekibi tarafından
yapılan ameliyatlar sonrasında
sağlıklarına kavuştu. Medicana
Samsun Hastanesinde, 3 aylık
ve doğuştan kalbinde tıp dilinde
aortiko pulmoner pencere olarak
adlandırılan ve son derece
nadir görülen, büyük damarlar
seviyesinde delik bulunan Çağan
bebeğin, yapılan ameliyatla
kalbindeki delik kapatıldı.
Operasyonu gerçekleştiren Yrd.
Doç. Dr. Hacı Akar; bu yaşta bir
bebeğe bu tarz müdahalelere
ender rastlandığını ve ekibiyle
gerçekleştirdiği operasyonun çok
başarılı geçtiğini vurguladı.
Dr. Akar, kalp ve damar cerrahisi
bölümünde son günlerde gerçekleşen en önemli ameliyatlardan bir başkasının da; kalbinin
sağ ve sol kulakçıkları arasında
delik olan 10 yaşındaki Semih
Akgül’e yapılan operasyon olduğunu söyledi. Semih Akgül’ün
komplet atriyoventriküler kanal
defekti tanısıyla yapılan açık kalp
ameliyatı sonrasında, gayet iyi
durumda olduğunu ve hayatının
bundan sonrasında yaşadığı
bu sıkıntıdan dolayı her hangi
bir rahatsızlık hissetmeyecek
derecede sağlığına kavuştuğunu
kaydetti. 8 Ağustos 2011’de hasta
kabulüne başlayan Medicana
Samsun Hastanesi’nin en gözde
ve ilgi gören birimlerinden
biri olan Yrd. Doç Dr. Hacı Akar
yönetimindeki Kalp ve Damar
Cerrahisi Bölümü, gerçekleştirilen başarılı operasyonlarla Samsun kamuoyunda en iyi bilinen
bölümlerin başında geliyor.
Prametüre doğan ve RDS tanısı
konulan Turmaz Ailesi'nin
bebeğinin sağlık durumu iyi.
skilip’te yaşayan Turmaz Ailesi, umutsuz
başladıkları ebeveynlik yolculuğunda
mutlu sona ulaştılar. Medicana Samsun
Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Sorumlu
hekimlerinden Uzm. Dr. Halide Genç, Turmaz
Ailesi’nin 22 Eylül 2011 tarihinde pramatüre
doğan bebeğinin sağlık durumu ile ilgili şu
bilgiyi verdi: ''29 gebelik haftasında (7 aylık)
Çorum İskilip’te doğan bebeğin solunum
sıkıntısı üzerine Samsun'a sevk edildi. 1.330
gr. dünyaya gelen bebeğe erken doğumdan
kaynaklı RDS (Respiraruar distres sendromu)
tanısı konuldu. Bebeğe ilk olarak tarafımızdan akciğerleri genişleten sürfaktan tedavisi uygulandı. Sonrasında solunum cihazına
bağlanarak, Turmaz solunum fonksiyonları normal seyrine geldikten
sonra cihazdan ayrıldı.
Bebeğimiz, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitemize alındı. Altı gün
solunum makinesinde kaldıktan sonra, Yenidoğan Yoğun Bakım
Ekibimizin yaklaşık bir ay süren dikkatli ve özenli yoğun bakım
tedavi sürecinin ardından 35 gün sonra 1.960 gram ağırlığına ulaştı.
Sağlık durumu her geçen gün daha iyi olan Turmaz bebeğin takip
ve tedavisi devam etmektedir.”
Medicana'da doğan
bebekler, evlerinde de
kontrol altında.
Bebeklere özel hizmet
M
edicana Samsun Hastanesi Kurumsal Pazarlama ve Hemşirelik Hizmetleri, yeni doğan bebeklerini taburcu ettikten sonra evlerinde ziyaret
ederek sağlık kontrollerini yapıyor. Samsun da ilk defa Medicana Hastanesi
Kurumsal Pazarlama ve Hemşirelik Hizmetleri tarafından sunulan bu hizmet
sırasında yeni doğan bebeklerin genel kontrolü; kilo, baş çevresi ve boy
ölçümleri yapılıyor. Sağlık kontrolleri tamamlanıyor. Medicana Samsun
Hastanesi’nden doğum yapan anneler, doğum sonrası aldıkları bu yakın
ilgi ve hizmetten son derece memnun kalıyorlar.
7
İlk bebeklere jest
Samsun Medicana'da doğan ilk
bebeklere çeyrek altın takıldı.
H
İkinci ‘diş merkezi’ Çiftehavuzlar’da açıldı
M
edicana Sağlık Grubu, 2007 de Bahçelievler
Haznedar’da açtığı ilk diş merkezinin ardından, ikinci
ağız diş sağlığı merkezini Kadıköy Çiftehavuzlar’da hayata
geçirdi. Ağız ve diş sağlığı ile ilgili her türlü tanı ve tedavinin gerçekleştiği ve diş hekimliğinin bütün ihtisas dallarının aynı çatı altında toplandığı Medicana Bahçelievler Diş;
ağız-diş-çene cerrahisinden proteze, implant, ortodonti
ve estetik diş hekimliğine kadar pek çok alanda Avrupa
yakasında 365 gün/24 saat komple hizmet sunuyor.
asta kabulüne başlayan Karadeniz Bölgesi’nin en
büyük özel hastanesi Medicana Samsun Hastanesi’nde
açılışının ilk günlerinde hayata gözlerini açan ilk bebekler
hastanede büyük heyecan yarattı. Hayriye-Ahmet Bora
çiftinin bebekleri Emre Berkay ve İlknur-Serdar Koyuncu
çiftinin bebekleri Livanur’a hastanede doğan ilk bebekler
olmaları sebebiyle Borsan Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Şenocak, Başhekim Op. Dr. Ferhat Günaydın ve Genel
Müdür Vahap Doğan tarafından çeyrek altın hediye edildi.
Her kurumda ilklerin büyük heyecan ve ilgi uyandırdığı
belirten Medicana Samsun Hastanesi Genel Müdürü Vahap
Doğan, yeni açılan bir özel hastanede hayata ilk merhabalarını yaşayan bu güzel bebeklerin kendilerinde büyük
heyecan yarattığını ve doğum için hastanelerini tercih
eden çiftlerin mutluluklarına ortak olarak küçük bir hediye
verdiklerini söyledi.
Medicana Samsun Hastanesi’nde yaşanan her ilk uygulama
ve tedavinin kendilerinde ayrı bir heyecan uyandırdığını
belirten Başhekim Op. Dr. Ferhat Günaydın, başka her
hangi bir hastalık tedavisi ya da ameliyat gibi bir uygulamadan ziyade, gayet sağlıklı olarak hayata gelen iki yeni
cana şahitlik ve ev sahipliği yapmanın kendileri için çok
daha anlamlı ve heyecanlı olduğu belirtti. Yeni bebeklerin
ebeveynleri Bora ve Koyuncu çiftleri ise; en son teknolojik
şartlarda ve beş yıldızlı otel konforunda bir hizmet alarak,
bebeklerine kavuşmalarına vesile olan Medicana Samsun
Hastanesi’ne verdikleri hizmetten ve doğum sonrası yaptıkları jestten dolayı Hastane Yönetimine teşekkürleri ilettiler.
Yeşilyurt’un tercihi MedIcana
S
amsun’un en önemli gruplarından Yeşilyurt Şirketler Grubu
ile Medicana Samsun Hastanesi
arasında sağlık hizmetleri alımı
konusunda protokol imzalandı.
Yeşilyurt Şirketler Grubu adına
protokolü imzalayan Yönetim
Kurulu Üyesi Necdet Yeşilyurt,
grup olarak iş sağlığı ve güvenliğine büyük önem verdiklerini, bu
sebeple Karadeniz Bölgesinin en
büyük hastanesi olan Medicana
Samsun’u tercih ettiklerini söyledi.
Bundan sonra tüm çalışanlarının
sağlık hizmetlerinin Medicana
tarafından karşılanacağını belirten
Yeşilyurt, Samsun’a büyüklük, konfor ve teknolojik olarak bu ölçekte
bir özel sağlık yatırımı kazandırılmasının gurur verici olduğunu ifade etti. Necdet Yeşilyurt, “Yeşilyurt
Şirketler Grubu bünyesindeki tüm
şirketlerimizde en önem verdiğimiz
başlık kalite standartları ve müşteri
memnuniyetidir. Bu standartlar da
ancak çalışanlarımızın maksimum
düzeyde iş güvenliği ve sağlığı
sağlanarak korunabilir. Her bir
çalışanımızın sağlığı bizim için her
şeyden büyük değer taşımaktadır.
Bu sebeple, sağlık hizmetlerimizin
karşılanması konusunda grup olarak tercihimiz Medicana Samsun
Hastanesi oldu” şeklinde konuştu.
Protokolü Medicana Samsun
Hastanesi adına imzalayan Genel
Müdür Vahap Doğan, Yeşilyurt
Şirketler Grubu gibi Samsun’un
en önemli gruplarından birinin
Medicana’yı tercih etmesinin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek,
bu önemli protokolün; büyük
Yeşilyurt
Şirketler
Grubu,
Medicana
Samsun
Hastanesi
ile sağlık
hizmet alımı
protokolü
imzaladı.
bir vizyon ile hizmete başlayan
Medicana Samsun Hastanesi’nin
Samsun ve Karadeniz ölçeğinde ne
kadar iddialı ve önemli olduğuna bir işaret olduğunu söyledi.
Doğan, “Samsunspor’ la yapılan
‘Sağlık Sponsorluğu’ protokolünden sonra Yeşilyurt Grubun
da hizmet verdiğimiz kurumlar
arasına katılması bizler için büyük
bir gurur kaynağı olmuştur.
Samsun’da tüm halkımızla birlikte,
spor, ticaret, sanat ve iş dünyasından önemli kişi ve gruplara hizmet
vermeye devam ediyoruz” şeklinde
konuştu.
MEDICANA SAMSUN
8
KARADENİZ’DE GÖR
8 Ağustos 2011'de hasta
kabulüne başlayan Samsun
Medicana Hastanesi'nin resmi
açılışı 23 Eylül 2011'de yapıldı.
KEMLİ AÇILIŞ
9
KARADENİZ’İN EN BÜYÜK,
TÜRKİYE’NİN İSE METREKARE
BÜYÜKLÜĞÜ OLARAK
İLK BEŞTEKİ HASTANESİ
MEDICANA SAMSUN’UN
RESMİ AÇILIŞ TÖRENİ,
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
SUAT KILIÇ’IN KATILIMIYLA
GERÇEKLEŞTİRİLDİ. 'A TİPİ VIP
HASTANECİLİK' ANLAYIŞINI
EN SON TIP TEKNOLOJİSİYLE
BİRLEŞTİREN HASTANE,
38 BRANŞTA 90 UZMAN
HEKİMLE HİZMET VERECEK.
T
ürkiye’nin en büyük özel sağlık zincirlerinden biri olan Medicana Sağlık
Grubu’nun, İstanbul ve Ankara’dan
sonraki en büyük yatırımı olan ve
8 Ağustos 2011’de hasta kabulüne başlayan
Medicana Samsun Hastanesi’nin resmi açılışı,
24 Eylül 2011’de, Gençlik ve Spor Bakanı
Suat Kılıç’ın da katıldığı görkemli bir törenle
gerçekleştirildi.
‘A Tipi VIP Hastanecilik‘ anlayışını en son tıp
teknolojisi, özel düşünülmüş detaylar, koşulsuz
hasta memnuniyeti, uzman kadro ve bölgeye özel tıp hizmetleriyle Karadeniz’e sunan
hastanenin açılış törenine, Bakan Kılıç’ın yanı
sıra, Ak Parti Samsun Milletvekilleri Ahmet Yeni,
Mustafa Demir; Samsun Valisi Hüseyin Aksoy,
Samsun Canik İlçesi Belediye Başkanı Osman
Genç, Medicana Sağlık Grubu Yönetim Kurulu
Başkanı Dr. Hüseyin Bozkurt, Borsan Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, üst düzey
protokol üyelerinin yanı sıra iş, sanat ve spor
camiasından çok sayıda davetli katıldı.
İnsan sağlığına yatırım
Açılış töreninde bir konuşma yapan Gençlik
ve Spor Bakanı Suat Kılıç, “Öncelikle Medicana
Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Bozkurt olmak üzere emeği geçen herkese
Samsun’a böyle bir hastane kazandırdıkları için
teşekkür ediyorum. Açılışını yaptığımız hasta-
MEDICANA SAMSUN
10
Gençlik ve Spor Bakanı
Suat Kılıç.
MHP Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek, Ak Parti İl Başkanı Osman Çetinkaya, Ak Parti Samsun
Milletvekili Ahmet Yeni, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Ak Parti
Milletvekili Mustafa Demir, Borsan Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez.
Canik Belediye Başkanı
Osman Genç.
Medicana Samsun Hastanesi Başhekim Op. Dr. Ferhat
Günaydın, Ak Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni, Samsun
Valisi Hüseyin Aksoy, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç.
Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Şenocak, Borsan Yönetim Kurulu Başkanı
Adnan Ölmez, Ak Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni, Medicana Yönetim
Kurulu Başkanı Hüseyin Bozkurt, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç.
Samsun Valisi Hüseyin Aksoy. MHP Samsun Milletvekili İhsan Kalkavan, CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç, Ak Parti Milletvekili Mustafa
Demir, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Ak Parti Samsun Milletvekili Ahmet
Yeni, Ak Parti İl Başkanı Osman Çetinkaya.
Ak Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni.
Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Ak
Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni, Borsan Yönetim Kurulu Başkanı
Adnan Ölmez.
Borsan Yönetim
Kurulu Başkanı
Adnan Ölmez.
11
nenin Samsun’a, Karadeniz’e, daha da önemlisi bölge ülkelerin vatandaşlarına da hizmet
edecek olmasının, Samsun’u sağlık alanında
çekim merkezi haline getireceğinden şüphem
yok. İnsana, insan sağlığına yapılan yatırımlar
benim için her zaman çok değerli olmuştur. Bir
spor kenti olan Samsun, artık sağlık alanında
da ön plana çıkacaktır. Hastanenin Samsun’a
hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Profesyonel yönetimi, 20 yılı aşkın deneyimi, dünyanın sayılı merkezlerinde bulunan
ileri teknolojisi, bilimsel çalışmaları ve yüksek
hasta memnuniyeti ile kapsamlı sağlık hizmeti
sunan Medicana Sağlık Grubu, Avrupa Birliği
standartlarında sağlık hizmeti sunma hedefiyle
Türkiye’nin diğer illerine de sağlık yatırımı
yapıyor.
Bu hedef ile projelendirilen ve hayata geçirilen
Medicana Samsun Hastanesi’nin açılış töreninde konuşma yapan Medicana Sağlık Grubu
Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Bozkurt,
Samsun yatırımıyla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu:
“Medicana Sağlık Grubu olarak, 20 yılı aşkın
deneyimi, uzmanlığı ve uluslararası standartları,
sekizinci halkamız Medicana Samsun Hastanesi
ile Samsun ve Karadeniz halkının hizmetine
sunduk. 70 milyon dolarlık yatırım değeri bulunan Medicana Samsun Hastanesi, Karadeniz
Bölgesi’nin sağlık üssü olarak planlanırken
bölge ülkelerinin de sağlık ihtiyacına cevap
verecek şekilde hazırlanmıştır.
Fiyat üstünlüğü
30 bin metrekare kapalı alanda 220 yatak
kapasitesi ile bölgenin en büyük özel hastanesi
olarak planlanan Medicana Samsun Hastanesi,
en son teknolojik olanaklar, konforlu ve hasta
mahremiyetini ön planda tutan tedavi mekanları, deneyimli ve başarıları ispat edilmiş hekim
kadrosu ile uluslararası sağlık hizmeti sunmaya
hazırdır. SGK ile her branşta yapılan anlaşmalar
sayesinde uluslararası kalitede hizmeti, en son
teknolojik olanaklarla,
konforlu mekânlarda,
güler yüzle, çevre özel
hastaneleriyle benzer fiyatta sunma üstünlüğüne sahiptir.
En son tıp teknolojisi ve konforuyla donatılan
Medicana Samsun Hastanesi, Karadeniz’in en
büyük özel hastanesi olarak, sadece Samsun’a
değil, tüm Karadeniz ve Orta Anadolu bölgeleriyle birlikte çevre ülkelerden gelecek yabancı
hastalara da hizmet verecek. Parkinson cerrahisi
merkezi, kemik iliği nakil merkezi, kanser
merkezi, transplantasyon merkezi, kardiyoloji
ve kalp damar cerrahisi merkezi, ortopedi ve
travmatoloji merkezi gibi son derece önemli
bölümleri ve en son teknolojik donanımı
bünyesinde barındıran Medicana Samsun Hastanesi, Karadeniz’de “Sağlık Turizmi”nin öncüsü
olmayı hedefliyor.”
Güçlü marka, güçlü deneyim
Açılış töreninde, “Sağlıkta dünya standardını Karadeniz’e taşıyoruz” diyen Borsan
Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez,
Medicana Sağlık Grubu’nun JCI belgesine sahip
olan İstanbul ve Ankara’daki yedi hastanesiyle
uluslararası standartlarda hizmet verdiğini
belirtti. Ölmez, “Grubun İstanbul ve Ankara’daki
hastanelerinde uluslararası standartlarda sağlık
hizmeti sunulmaktadır. Dünyanın sayılı sağlık
yatırımlarını ülkemize kazandıran Medicana Sağlık Grubu, markanın tüm gücünü ve
deneyimini Medicana Samsun Hastanesi’yle
Samsun’a ve bölgeye taşıyacak. Hastanemiz
Medicana Samsun Hastanesi'n
in açılışı
basında böyle yer aldı.
çağdaş ve dünyada var olan en son
tıp tekniği ve teknolojisini, güncel
tıbbi yaklaşımlarla bütünleştirerek, hastalara
7 gün 24 saat doğru, hızlı ve güvenilir sağlık
hizmetini aynı standartlarda sunmayı misyon
edinmiştir. Hastalarımızın sadece tanı, teşhis,
tetkik ve tedavi safhalarında değil, sağlıklı olma
halini sürdürme konularında da yanında olacak,
çok kapsamlı bir sosyal sorumluluk vizyonuna
sahibiz” şeklinde konuştu. Borsan Şirketler
Grubu Başkanı Adnan Ölmez, Medicana Samsun
Hastanesi’nde tümü tek kişilik olan hasta odalarının, hasta ve refakatçilerin maksimum konfor
ve tıbbi güvenliği hedeflenerek planladığını
sözlerine ekledi.
Gelişmiş ülke standardı
Çağdaş altyapısı ve uzman ekipleriyle, uluslararası kalite standartlarını temsil eden Joint
Commission International Accreditation (JCI)
tarafından akredite edilmiş yedi hastanesinde
Türkiye’ye gelişmiş ülke standartlarında hizmet
vermenin gururunu taşıyan Medicana Sağlık
Grubu’nun sekizinci hastanesi olan Medicana
Samsun’un açılış törenine Samsun halkı da
yoğun ilgi gösterdi.
Medicana Sağlık Grubu’na bağlı hastanelerde
her yıl 1 milyonun üzerinde hasta tedavi edilmekte, 21 bin anjiyografi, 4 bin kalp ameliyatı
gerçekleşmektedir. Medicana, organ naklinde
öncü kuruluşlardan biri olarak 2008 yılında
en fazla organ nakli gerçekleştiren özel sağlık
kuruluşu oldu.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Çelik: “Açılışını yaptığımız
hastanenin Samsun’a, Karadeniz’e, daha da önemlisi
bölge ülkelerin vatandaşlarına da hizmet edecek olmasının,
Samsun’u sağlık alanında çekim merkezi
haline getireceğinden şüphem yok.”
İÇ HASTALIKLAR
12
SONBAHAR 2011
Diyabet hastalarının
diyet, egzersiz ve
gerekirse ilaç tedavisine
yaşam boyu devam
etmesi gerekiyor.
13
Sağlıklı bir yaşam tarzıyla
DİYABETİN
ÇÖZÜMÜ SİZDE
DİYABET, SİNSİ BİR DÜŞMAN GİBİ, UZUN VADEDE VÜCUDUN ÇEŞİTLİ
FONKSİYONLARINI KALICI OLARAK BOZAN BİR HASTALIK. MEDICANA SAMSUN
HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI UZMANI DR. GÜL KEFELİ, YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİYLE
DİYABETTEN UZAK KALMANIN MÜMKÜN OLDUĞUNU SÖYLÜYOR. TATLILARDAN
MAHRUM KALMAMAK, DÜZGÜN BİR YAŞAM TARZIYLA MÜMKÜN.
iç hastalıklar
14
Diyabet; göz, böbrekler,
kalp, beyin ve sinir
sistemini de etkiliyor.
15
D
iyabet nedir, kısaca anlatır mısınız?
Şeker hastalığı olarak bildiğimiz
diyabet, insülin hormonunun
yeterince üretilmemesi ya da üretilen
hormonun iş görememesi sonucunda oluşan,
tüm vücudumuzu etkileyen ve ömür boyu süren
bir metabolizma hastalığıdır.
■ Diyabetin hangi tipleri var?
Tip I diyabet, daha çok çocuklarda görülür. İnsülin hormonu hiç üretilememektedir. Bu nedenle
tedavide insülin kullanılır. Bu grup, tüm diyabetlilerin yüzde 5-10 kadarını oluşturur. Tip II
diyabete yetişkinlerde rastlanır.İnsülin hormonu
üretilmekte ancak yeterince işlev görememektedir. Tüm diyabetlilerin yüzde 80-85 kadarı bu
gruptadır. Gestasyonel diyabet, gebelikle birlikte
ortaya çıkan ve genellikle gebeliğin sonlanması
ile düzelen tiptir.
■ Diyabetin belirtileri nedir?
Sık idrara çıkma, aşırı susama, bulanık görme,
halsizlik, bitkinlik, kilo kaybı, deride kuruluk ve
kaşıntı, yaraların geç iyileşmesi ve genital bölge
enfeksiyonları diyabetin sık görülen belirtileridir.
Yaşam boyu egzersiz
■ Gizli şeker nedir?
75 gram glikoz ile yapılan OGTT (şeker yükleme
testi) ikinci saat değeri 140-199 mg/dl arasında
çıkması durumuna bozulmuş glikoz toleransı
(gizli şeker) denir. Açlık kan şekeri, 100-126
mg/dl arasında ölçülen kişilere OGTT yapılması
önerilir.
■ Gizli şeker, ileride diyabete sebep olur mu?
Bu kişilerde diyabet gelişme riski artmıştır.
Ayrıca bazı kalp damar hastalıkları için de risk
söz konusudur. Bu nedenle bu grup içerisinde
yer alan hastaların da takip ve tedavi edilmeleri
gerekir. Tedaviyle diyabet gelişimi engellenebilir
veya geciktirilebilir. Ancak diyet, egzersiz ve
gerekirse ilaç tedavisine yaşam boyu devam
etmek gerekir.
■ Diyabetin vücudun diğer fonksiyonlarına
olumsuz etkileri nedir?
Kalp, böbrekler, göz, beyin, sinir sistemi sık etkilenen organlardır. Koroner kalp hastalığı, diyabetli hastalarda en sık görülen ölüm nedenidir.
Beyinde de aynı şekilde damar tıkanıklıkları olup
inme (felç) ile sonuçlanabilmektedir. Böbrek
yetmezliği nedeniyle diyalize giren hastaların
yüzde altmışı diyabetiktir. Kan şeker düzeyi
kontrol altında olmayan diyabet hastalarında
körlüğe kadar ilerleyen göz komplikasyonları
görülebilmektedir. Diyabetli hastalarda ayak yaraları sık görülür. Sıklıkla el ve ayaklarda görülen
uyuşmalar, yanmalar, şiddetli ağrılar diyabetin
nörolojik komplikasyonlarının göstergeleridir.
Fast food zararlı
■ Kimler diyabete yatkındır?
Obez kişiler, ailesinde diyabet hastalığı bulunanlar, hareketsiz yaşam tarzı olanlar, düzensiz
beslenme alışkanlığı olanlar, karbonhidrat ve
yağ ağırlıklı beslenenler, daha yatkındır.
■ Fast food gıdaların diyabetle ilişkisi nedir?
Yapılan araştırmalarda, haftada bir veya iki kez
fast food tarzı beslenen kişilerde obezite ve
diyabet gelişim riskinin 10 yılda yaklaşık iki kat
daha fazla arttığı tespit edilmiştir.
■ Diyabette nasıl bir tedavi uygulanır?
Diyet ve egzersizle birlikte, yaşam tarzı değişikliği gereklidir. Gerek görüldüğünde, oral
antidiyabetik ilaçlar da verilir. Yine de tedavi
hedefine ulaşmazsa insüline geçilir. Diyabette
tedavi hedefleri, açlık kan şekerinin 120 mg/dl
ve altında olması, HbA1c (3 aylık şeker takibi)
değerinin 6 gr/dl'nin altında olması, tokluk kan
şekerinin 140 mg/dl ve altında olmasıdır.
dr. GÜL KEFELİ
Diyabetin tedavisinde, şeker
seviyesi çok önemli.
“Gizli şekeri olanlarda,tedaviyle diyabet gelişimi
engellenebilir veya en azından geciktirilebilir. Ancak
diyet, egzersiz ve gerekirse ilaç tedavisine
yaşam boyu devam etmek gerekir.”
ÜROLOJİ
16
“Her prostat büyümesi kansere
dönüşmez. Ayrıca, iyi huylu
prostat büyümesi nedeniyle
yapılan ameliyatların
kanseri önleyici
etkileri de yoktur.”
17
Erkeklerin korkulu rüyası
PROSTAT
P
rostat kanseri neden olur?
Erkekte idrar kesesinin altındaki küçük salgı bezidir. Normal prostat ağırlığı
yaklaşık 18-20 gram kadardır. Prostat salgı bezi sadece erkeklerde bulunur.
Mesane çıkışında idrar yolunu sarar durumdadır. Vücut birçok farklı hücre
tipinden oluşur. Sağlıklı bir kişide vücudun gereksinimine göre hücreler bölünerek
çoğalırlar ve işlevlerini yerine getirdikten sonra parçalanarak yok olurlar. Eğer hücreler ihtiyaç olmadığı halde bölünmeye ve çoğalmaya devam ederse yeni oluşan
hücreler dokuda büyümeye yol açar. Dokuda aşırı büyüme sonucu tümör olarak
isimlendirilen bir kitle oluşur. Tümör dokusu iyi huylu veya kötü huylu olabilir. Kötü
huylu prostat tümör dokusu kanserdir.
Her prostat büyümesi kanser değil
■ Prostat büyümesi kansere dönüşür mü?
Her prostat büyümesi kansere dönüşmez. Ayrıca, iyi huylu prostat büyümesi nedeniyle yapılan ameliyatların kanseri önleyici etkileri de yoktur.
■ Prostat kanseri kimlerde daha çok görülür?
Prostat kanseri teşhisi konulan erkeklerin yüzde 90’dan fazlası, teşhis konulurken
60 yaşından daha yaşlıdır. Yaşları 70'in üzerinde olan erkeklerin yüzde 30’unda gizli
prostat kanseri mevcuttur. Bu tümörlerin az bir oranı herhangi bir zamanda daha
hızlı büyümeye başlar ve tedavi edilmesi gereken tehlikeli bir hastalığa dönüşür.
■ Prostat kanserinin belirtileri nelerdir? Nasıl teşhis edilir?
Özellikle geceleri sık sık idrar yapma ihtiyacı, idrar yapmaya başlamada gecikme
ve idrar bitiminde idrarın damla damla gelmesi, hiç idrar yapamama, prostatın iyi
huylu büyümesi hallerinde sık sık rastlanan belirtilerdir. Prostat kanserine özgü
erken dönem belirtileri yoktur. Prostat kanser hücreleri sıklıkla prostat bezinin dış
kesimlerinde oluşur ve ancak tümör oldukça büyüdükten sonra idrar borusunu
daraltarak belirtilere yol açar. Bölgesel ağrılar ve idrara veya meniye kan karışması
halleri de, ilerlemiş safhada tespit edilebilir. Bu belirtiler, genellikle tümörün artık
prostatın yanındaki diğer dokulara sıçradığının belirtisidir.
■ Prostat kanserinden korunmak mümkün müdür?
Hastalık ne kadar erken teşhis edilirse, o kadar iyi tedavi edilebilir. Teşhis anında
kanser sadece prostatta sınırlı ise, kanser hastalığından tamamen iyileşme şansı
yüksektir. Bu nedenle hiçbir idrar yapma şikayeti olmasa bile erkeklerin 50 yaşından
itibaren yılda bir kez prostat kanseri değerlendirmesi açısından doktora başvurması
önerilmektedir. Bu amaçla, prostatın makattan parmakla muayenesi, PSA dediğimiz
kan tetkiki ve bunların herhangi birinde prostat kanserinden şüphelendiğimizde yapacağımız transrektal ultrasonografi eşliğinde prostat biyopsisi, prostat kanserinin
erken teşhisinde halen en önemli üçlüdür .
■ Prostat kanseri cerrahi yöntemle ortadan kaldırılabilir mi?
Cerrahi tedavi, prostat kanserinin erken evrelerinde sıkça kullanılan bir tedavi
yöntemidir. Prostat bezinin tümör dokusu ve seminal vezikülle beraber tamamını
çıkartmak için yapılan ameliyata radikal frostatektomi adı verilir. Özellikle prostatla
sınırlı olduğu düşünülen tümörlerde, hastanın beklenen yaşam süresi on yılın
üzerinde ise uygulanabilir bir tedavi yöntemidir. Radikal prostatektomi operasyonu
açık ya da laparoskopik cerrahi tekniklerle gerçekleştirilir.
PROSTAT HASTALIKLARI VE
KANSERİ, ERKEKLERİN İLERİ
YAŞTA SIKÇA YAKALANDIKLARI
HASTALIKLAR ARASINDA. TİPİK
BELİRTİLERLE KENDİNİ GÖSTEREN
PROSTAT RAHATSIZLIKLARI ERKEN
YAKALANIRSA, ÇÖZÜMÜ VAR.
MEDICANA SAMSUN HASTANESİ
ÜROLOJİ UZMANI OP. DR. AHMET
GENÇBAY, “ELLİ YAŞINDAN
İTİBAREN DÜZENLİ PROSTAT
KONTROLÜ YAPTIRMAK, HAYAT
KURTARIR” DİYOR.
op. DR. AHMET gençbay
Rehabilitasyon
18
UZMAN ELLERDEN
GELEN ŞİFA
Rehabilitasyon seansları
haftada bir, ortalama 60
dakika sürüyor. Toplam
tedavi 15-30 seansı
bulabiliyor.
19
BAZI HASTALIKLAR,
İYİLEŞSE DE ARDINDA
FİZİKSEL ENGELLER VE
ÖZÜRLER BIRAKABİLİYOR.
BU NOKTADA, KAYBOLAN
FONKSİYONLARI TEKRAR
KAZANDIRMAK İÇİN DEVREYE
REHABİLİTASYON HEKİMLİĞİ
GİRİYOR. MEDICANA
SAMSUN HASTANESİ FİZİK
TEDAVİ VE REHABİLİTASYON
UZMANI DR. SELÇUK
DÜNDAR, REHABİLİTASYON
HEKİMLİĞİNİN YARATTIĞI
MUCİZELERİ ANLATTI.
Rehabilitasyon
20
Rehabilitasyon hekimliği;
hem hareket zorluğu çeken,
hem de bu zorluğu yenmeye
çalışanlar için devreye giriyor.
21
“Koruyucu ve tedavi edici hekimlikteki önemli gelişmelere rağmen, bazen hastalıklar
sakatlıkla ve engellilikle sonuçlanabilir. Bu noktada tedavi edici hekimlik
çaresiz kalırken, rehabilitasyon hekimliği devreye girer.”
R
DR. SELÇUK DÜNDAR
ehabilitasyon nedir?
Kişinin doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle oluşan kalıcı veya
geçici yetersizliklerinin tedavisiyle ilgilidir.
Kaybedilmiş veya sınırlanmış fonksiyonel
kapasitesinin belirlenerek tedavi edilmesi,
psikolojik, sosyal ve mesleki açıdan da desteklenerek günlük yaşamda bağımsız duruma
gelmesini sağlamaktır.
■ Kimlere uygulanır?
Nörolojik hastalıklar, felçler, ortopedik
problemler, omuz ve çevresindeki eklem
hastalıkları, omuz ve sırt kaslarında gerginlik,
kas spazmı, bel ağrıları, bel fıtığı, boyun
kireçlenmeleri, spor sakatlanması sonucu
oluşan hareket kısıtlılığı ve ağrı, operasyon
sonrası gelişen fonksiyon bozuklukları, pozisyon bozukluğu, boyun, sırt ve bel ağrılarının
tedavisi, doğuştan omurga eğriliklerinin
tedavisi, dirsek, bilek, el eklemlerinin ve
yumuşak dokularının rahatsızlıkları, kalça ve
diz rahatsızlıkları, kemik erimesi (osteoporoz)
riski olan ve yerleşmiş osteoporoz tedavileri,
eklem şişliği ve ağrı, hareket kısıtlılığı ile
beraber olan romatizmal hastalıkları kapsar.
Teknoloji, özürlülüğü artırıyor
■ Rehabilitasyonda hangi teknikler
kullanılır?
Hekimlik, koruyucu, tedavi edici ve rehabilitasyon hekimliği olmak üzere üç bölümde
değerlendirilir. Koruyucu hekimlik, aşılama
gibi önceden alınan tedbirlerle hastalıkları
önlemeye çalışır. Tedavi edici hekimlik,
hastalığın tanısını koyup hastalık nedenini
ortadan kaldırarak hastalığı tedavi etmektir.
Koruyucu ve tedavi edici hekimlikteki önemli
gelişmelere rağmen, bazen hastalıklar sakatlıkla ve engellilikle sonuçlanabilir. Teknolojik,
ekonomik ve tıbbi ilerlemeler insan ömrünü
uzatırken, kronik hastalıkları ve özürlülüğü
çoğaltmaktadır. Bu noktada tedavi edici
hekimlik çaresiz kalırken, rehabilitasyon
hekimliği devreye girer.
Rehabilitasyon hekimliğindeki yaklaşımlar, tedavi edici hekimlik yaklaşımlarından
farklıdır.
■ Rehabilitasyon ile hangi sorunlardan
kurtulabiliriz?
Hastalar, hem hareket zorluğu çeken, hem bu
zorluğu yenmeye çalışan kişilerdir. Rehabilitasyon çalışmalarında hastalığın durumuna
göre özel egzersiz teknikleri, sıcak-soğuk
uygulamalar, ağrı kesici ve kasları kuvvetlendirici elektrik akımları, tarksiyon, masaj,
manipülasyon (elle yapılan uygulamalar), iş
uğraşı tedavileri, hidroterapi uygulamaları
yapılabilir.
■ Rehabilitasyon ne kadar sürede etki
eder?
Rehabilitasyon seansları genellikle günde
bir veya nadiren iki kez yapılır. Seansların
süresi hastalığa ve uygulanan tekniklere göre
değişmekle birlikte ortalama 60 dakikadır.
Toplam tedavi süreleri 15-30 seanstır.
Ekip hizmeti
■ Rehabilitasyonun etkili olması için
nelere dikkat etmek gerekir?
Rehabilitasyon uygulamalarının çoğu ayaktan gidip gelme şeklinde yapılabilir. Kol ve
bacakların tutmadığı, tam felçli, yatak yarası
olan, idrar, kalp, solunum, beslenme sorunları olan ve profesyonel sağlık personelinin
bakımına ihtiyaç duyan hastalar yatakta
rehabilite edilir.
■ Rehabilitasyonu kim uygular?
Rehabilitasyon bir ekip hizmetidir. Bu ekipte
fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzman hekimi,
rehabilitasyon hemşiresi, fizyoterapist, iş
uğraş terapisti, ruhsal sağlık ekibi, sosyal
hizmet uzmanı, ortez ve protez teknisyeni,
konuşma terapisti, çocuk gelişimi ve eğitimi
uzmanı, diyetisyen, meslek danışmanı,
rekreasyon terapisti ve konsultan hekimler
vardır.
DERMATOLOJİ
22
Sedef hastalığı
SEDEF, TIbbın sebebini HENÜZ tam çözemediği DERİ HASTALIKLARINDAN BİRİ. GENEL
KANININ AKSİNE, BULAŞICI BİR HASTALIK DEĞİL. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ’NDEN
DERMATOLOJİ UZMANI DR. GÜL FINDIK, SEDEF HASTALIĞI HAKKINDA BİLGİLER VERDİ VE
PİYASADAKİ BİTKİSEL MADDELERİN ÇÖZÜM OLMADIĞINI SÖYLEDİ.
S
edef nasıl bir hastalıktır?
Sedef (psoriasis), toplumun yüzde
ikisinde görülen bir deri hastalığı.
Beklenmedik bir şekilde ortaya çıkıp
kaybolabilir.
■ Belirtileri neler?
Sedef bazen kaşıntılı olabilen, üzeri beyaz
kepeklerle kaplı kızarıklıklara neden olur. Bunlar
en çok, saçlı deride, dizde ve dirseklerde görülür.
Tırnak tutulumuna bağlı olarak tırnaklarda çukurlaşmalar, renk ve şekil değişikliği ortaya çıkar.
Eklemler de tutulabilir, eklem hareketleri sertleşir
ve ağrılı olur.
Sedef bulaşıcı değil
■ Sedef hastalığının nedenleri nelerdir?
Sedef hastalığında deri hücrelerinin çoğalma
döngüsü artmıştır, normalde 3-4 hafta iken bu
hastalıkta 3-4 gün gibi kısa sürer. Bunun sebepleri halen tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak
çoğu hastada neden saptanamaz. Aşırı alkol
alımı, sigara, bazı ilaçlar sedefi kötüleştirebilir.
■ Kimlerde, hangi yaş gruplarında görülür?
Kadınlarda başlangıç yaşı daha erken olma
eğilimindedir. Her yaşta görülebilmekle birlikte,
hastalığın ortaya çıkışı, 15-20 ve 55-60 yaşları
arasında belirgin bir artış gösteriyor. Bulaşıcı bir
hastalık değildir.
■ Sedef hastalığı olanların diğer cilt hastalıklarına/rahatsızlıklarına daha
kolay yakalanmaları söz
konusu mudur?
Sedef hastaları,
sekonder cilt
enfeksiyonlarına
yakalanabilir. Ayrıca tedaviye bağlı
komplikasyonlar
çıkabilir. Hastaların
dikkatli takipleri
önemlidir. Sedef hastalarında kardiyovasküler
hastalık riski artmıştır.
Omega 3 yararlı
■ Sedefin kesin tedavisi var mı?
Sedef, depresyon ve kronik akciğer hastalığından sonra ruhsal etkileri en fazla olan üçüncü
hastalık. Konjestif kalp yetmezliğinden sonra
da fiziksel etkileri en fazla olan ikinci hastalıktır.
Tedavi seçiminde hastanın yaşı, cinsiyeti, genel
durumu, sedefin yaygınlığı, süresi, tipi, daha
önce uygulanan tedaviler, sosyo-ekonomik ve
psişik durum, eşlik eden hastalıklar göz önüne
alınmalıdır. Tedavi yöntemleri, topikal tedavi,
fototerapi ve sistemik tedaviler olarak üç grup
altında toplanır.
■ Sedef hastalığı olanların özel bir beslenme
rejimi uygulaması gerekir mi?
Sedef hastalığı beslenme ile tetiklenebilir.
Sedef tedavisinde beslenme ile alınan yağların
kontrolü son derece önemlidir. Çünkü serbest
yağ asidi düzeyleri genelde anormaldir. Omega
3 yağ asitleri sedefte yararlıdır. Balık yağları da
yararlı olabilir. A vitamini ve çinkodan zengin besinler yararlıdır. D vitamininin de sedefte yararı
gözlemlenmiştir.
Bitkisel tedavi geçici çözüm
■ Sedef, bitkisel tedaviye cevap verir mi?
Sedef kronik bir hastalıktır. Piyasada bitkisel
tedavi adı altında birçok madde bulunuyor. Bunların hiçbirinin bilimsel bir geçerliliği yoktur. .
■ Cilt bakımında nelere dikkat etmeliler?
Kullanılacak kozmetiklerin katkı maddesi az
ve bileşiminin fizyolojik olması gerekir. Ayrıca
cildin bariyer fonksiyonunu desteklemesi şarttır.
Gereksiz kozmetikten uzak durulmalıdır. Banyoda
kullanılan sabun ve şampuanların dermatolog
tarafından önerilen özel ürünler olmasına dikkat
edilmelidir.
DR. GÜL FINDIK
“Bazı kişiler, özellikle
ailesinde sedef hastalığı
olanlar hastalığa daha
yatkındır. Sedef
hastalığını boğaz
enfeksiyonu,
stres, deri hasarı
gibi dış etkenler
tetikleyebilir.”
23
“Sedef hastaları,
sekonder cilt
enfeksiyonlarına
yakalanabilir. Ayrıca
tedaviye bağlı
komplikasyonlar
çıkabilir. Hastaların
dikkatli takipleri
önemlidir. Sedef
hastalarında
kardiyovasküler
hastalık riski
artmıştır.”
Sedef hastaları, cilt bakımına
önem vermeli. Ayrıca sadece
dermatoloğun önerdiği sabun ve
şampuanlar kullanılmalı.
KARDİYOVASKÜLER
24
TEKNOLOJİ
KALP KURTARIYOR
KALP VE DAMAR CERRAHİSİ, TIPTA TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN EN ÇOK UYGULANDIĞI ALAN.
GÜN GEÇTİKÇE GELİŞEN AMELİYAT TEKNİKLERİ DAHA ÇOK HAYAT KURTARIYOR. MEDICANA
SAMSUN HASTANESİ KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ UZMANI YRD. DOÇ. DR. HACI AKAR, KALP
AMELİYATLARININ GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE SEYRİNİ ANLATTI.
Kalbin doğuştan olan ve cerrahi
metotlar dışında tedavisi mümkün
olmayan hastalıkların tedavisi, kalp
cerrahisinin alanlarından biri.
25
G
eçmişten günümüze kalp ameliyatlarının seyrini, bugün gelinen
noktayı kısaca anlatabilir misiniz?
Kalp cerrahisi teknolojiye son derece
bağımlı bir daldır, tekâmülü de teknolojideki
gelişmelere paralel olmuştur. Günümüzdeki anlamıyla modern kalp cerrahisinin ilk başlangıcı
1953 yılında Gibbon’un kalp-akciğer makinesini
icadıyla başlar. Gelişen teknolojiler ve edinilen
cerrahi tecrübelerin artmasıyla, ilk yıllarda
ameliyat edilen hastaların yarıdan fazlası
kaybedilirken, günümüzde artık bu oran yüzde
1’in altındadır.
■ Kardiyovasküler cerrahi ne tür cerrahi
tedaviler uygular?
Kalbin doğuştan olan ve cerrahi metotlar
dışında tedavisi mümkün olmayan hastalıkların
tedavisi, kalp cerrahisinin alanlarından biridir.
Bu alan artık günümüzde çocuk kalp cerrahisi
adıyla ayrı bir dal haline gelmiş durumdadır.
Kalbin sonradan olan hastalıklarının cerrahi
tedavisi kalp cerrahisinin ana ilgi alanıdır.
Koroner bypass ameliyatları, kalp kapaklarına
yönelik yapılan her türlü tamir ve değişim
ameliyatları, kalp zarı ameliyatları, kalpten çıkan büyük damarların genişlemesi ve yırtılması
ameliyatları ve kalp nakli, kalp cerrahisinde
uygulanan ameliyat çeşitlerindendir.
Damar cerrahisinde ise, karın ana damarının
tıkanıklık ve genişlemelerinin ameliyat ve stent
ile tedaisi, kol ve bacak arter tıkanıklıkları, şah
damarı darama ve tıkanıklıklarının tedavisi söz
konusudur. Toplardamar cerrahisi, varise yönelik
her türlü girişim ve ameliyatları ile kronik venöz
yetmezlik ve toplardamar tıkanıklıklarını kapsar.
■ Koroner by pass ameliyatı nasıl bir ameliyattır?
Koroner bypass ameliyatı kalp cerrahisinde en
çok uygulanan ameliyat çeşididir. Kelime olarak
bypass köprüleme veya devre dışı bırakma
anlamına gelir. Koroner arterde darlık ya da
tıkanıklık nedeniyle engellenen kan akımının
vücuttaki başka bir damar kullanılarak yeni bir
yan yol oluşturulması ameliyatıdır.
■ Koroner bypass ameliyatlarında başarı
oranı nedir?
Koroner bypass
ameliyatlarında
başarı her hastaya
göre değişmekle
birlikte yüzde
95’in üstündedir.
Koroner bypass
ameliyatları bazı
hastalarda (sol
“Gelişen teknolojiler
ve edinilen cerrahi
tecrübelerin artmasıyla,
ilk yıllarda ameliyat
edilen hastaların
yarıdan fazlası
kaybedilirken,
günümüzde artık
bu oran yüzde 1’in
altındadır.”
yrd. DOÇ. DR. hacı akar
ana koroner ciddi darlığı gibi) hayat kurtarıcı
ve yaşam süresini artırıcı özellik taşır. Ama
genel olarak bu ameliyatlar hastaların yaşam
kalitesi ve konforunu artırırlar. Ameliyat öncesi
var olan ve hastaların günlük yaşam aktiviteleri
ve konforunu engelleyen göğüs ağrısı, nefes
darlığı gibi şikâyetleri kontrol altına alınır.
Ameliyat sonrası hastalar normal yaşantılarına
devam ederler.
Yaşam tarzı değişikliği
■ Koroner bypass ameliyatları hangi hastalara yapılır?
Koroner bypass ameliyatı koroner damarlarında
ciddi darlık veya tam tıkanıklık olan ve ilaçla
takibi mümkün olmayan ya da balon-stent
işleminin uygun görülmediği hastalara uygulanır. İleri yaş ya da diyabet, yüksek tansiyon,
kolesterol yüksekliği gibi ek hastalıklar koroner
bypass ameliyatları için bir engel değildir,
ancak ameliyatın riskini artıran faktörlerdir
■ Koroner bypass ameliyatlarında sonuç
kalıcı mıdır?
Koroner bypass ameliyatları radikal değil palyatif ameliyatlardır. Yani o an için mevcut sorun
giderilmiştir, sonrasında benzer problemlerle
karşılaşılmaması tamamen hastanın ameliyat
sonrası önerilen yaşam tarzı ve tedavilere ne
kadar uyduğu ile alakalıdır. Hastaların ameliyat
sonrası önerilen ilaçları düzenli kullanmaları
ve önerilen periyotlarla kontrolden geçmeleri,
kolesterolden zengin beslenme alışkanlığını
ve sigara kullanımını bırakmaları, mutlaka fiziki
aktivitede bulunmaları ve hareketsiz yaşamdan
uzak kalmamaları ameliyatın sağladığı faydayı
kalıcı kılmak açısından son derece önemlidir.
ESTETİK CERRAHİ
26
Heykel gibi bir burun için
Rinoplasti
RİNOPLASTİ, BURNUNDAN NEFES
ALAMAYANLAR VEYA BURNUNUN
ŞEKLİNDEN MEMNUN OLMAYANLARA
PLASTİK CERRAHİNİN SUNDUĞU
EN GELİŞMİŞ YÖNTEM. RİNOPLASTİ
AMELİYATLARINI ANLATAN
MEDICANA SAMSUN HASTANESİ
PLASTİK VE ESTETİK CERRAHİ
UZMANI OP. DR. HALİT URGAN,
RİNOPLASTİDEN BAŞARILI SONUÇ
ALMAK İÇİN DOĞAL BURUN
ARAYIŞINDAN VAZGEÇMEMEK
GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYOR.
27
R
inoplasti nedir?
Kelime anlamı “Burun
şekillendirmesi’’dir. Burnun tüm problemlerinin
düzeltilmesi işlemidir.
■ Rinoplasti, hangi durumlarda
ve hangi amaçla uygulanır?
Rinoplasti ameliyatı, geçmişte
yaşanılan bir travma sonrası burun
şeklinin bozulduğu, nefes almanın
güçleştiği durumlar ile genetik
olarak kazanılmış, burun şeklinin
bozuk ve yüze uyumsuz olduğu
durumlarda uygulanmaktadır. Her
insanın kendine özgü bir burnu
olarak ayırt edilmeden uygulanan
bir yöntemdir.
■ Rinoplastinin giderebildiği
sorunlar nelerdir?
Rinoplasti operasyonlarında
her türlü burun şekil bozukluğu, burun-yüz orantısızlığı ve
burundan kaynaklanan nefes alma
problemleri düzeltilebilmektedir.
Kısaca bazılarından örnekler
vermek gerekirse, hump denilen
burun sırtındaki tümseği oluşturan
kemik-kıkırdak kompleksinin
olması gerekenden yüksek olması,
burun ucunun genişliği, düşük
olması durumunda “Mutlaka rinoplasti uygulanmalıdır’’ diyebiliriz.
Hastanın burun problemleri nedeniyle mutsuz olduğu her durumda
rinoplasti kaçınılmazdır. Araştırmalara göre, hastanın psikolojik
durumu, kendine güveni, sosyal
ve iş hayatındaki başarısı, estetik
operasyonlarla düzelmektedir.
■ Sonuç garanti midir?
Tıpta hemen hiçbir ameliyatta
sonuç garanti değildir. Her türlü
hasta müdahalesinde felsefemiz,
önce hastaya zarar vermemektir.
Bu felsefeyle yola çıkarak, öncelikli
“Her insan farklı bir buruna ve burun-yüz
orantısına sahiptir. Hastanın istekleri
kendi yüzüyle orantılı bir burun şekline
yönelikse, bu konuda başarı
sağlamak çok da zor değildir.”
ve burun-yüz orantısı vardır. Rinoplasti ameliyatları da her insana
farklı ve kişiye özgü yapılmalıdır.
Bu nedenle rinoplastide amaç,
burunda herhangi bir fonksiyon
kaybı oluşturmadan şeklinin düzeltilmesinin yanı sıra, burun-yüz
orantısının en iyi şekilde oluşturulması ve gerektiğinde fonksiyon
bozukluklarının da düzeltilmesidir.
Doğal burun arayışı
■ Hem estetik hem de tedavi
amaçlı kullanılabilir mi?
Günümüzde estetik cerrahide, burun, sadece görüntüye katkısı olan
bir organ olarak görülmemektedir.
Rinoplastide doktor ve hasta memnuniyeti, doğal burun arayışından
geçmektedir. Bu amaca ulaşmak
için burun, fonksiyonlarıyla birlikte
değerlendirilir ve her türlü operasyon bu zeminde gerçekleştirilir.
Fonksiyonel rinoplasti, estetik ya
da tedavi edici burun operasyonu
olması, sivri olması, eğri olması,
burnun yüze oranla büyük olması,
tek taraflı ya da iki tarafta da nefes
almada güçlük gibi problemler
rinoplasti operasyonlarıyla çözüme
kavuşturulabilmektedir.
■ Rinoplasti kimlere uygulanır?
Aslında rinoplasti operasyonu
estetik amaçlı olarak “ben burnumdan memnun değilim’’ diyen
herkese uygulanabilir. Estetik
amaçlı rinoplastiler, uygulanması
mutlaka şart olan operasyonlar
değildir. Hastalar hiçbir sağlık
problemi olmaksızın bu ameliyatı
olmak isteyebilmektedirler. Ancak
burada şu önemlidir; hasta doktor
diyaloğu ile hastanın ne istediği
ve doktorun ne verebileceği
bilinmelidir. Rinoplastinin mutlaka
uygulanması gereken durumlarına
gelince, fonksiyonel olarak sorun
yaşayan ya da burnun, görünümü
yüzünden kişinin sosyal hayatını
olumsuz etkileyecek düzeyde kötü
op. DR. halit urgan
hedefimiz hastanın müdahaleden
sağlıklı çıkmasıdır. İkinci olarak,
hastanın şikâyetlerinin düzelmesi
amaçtır. Her insan farklı bir buruna
ve burun-yüz orantısına sahiptir.
Hastanın istekleri kendi yüzüyle
orantılı bir burun şekline yönelikse, bu konuda başarı sağlamak
çok da zor değildir. Ancak ünlü
bir artistin fotoğrafını getirerek
“Ben buna benzemek istiyorum”
şeklindeki istekler hiçbir zaman
tam olarak gerçekleşmeyecek
isteklerdir. Sağlıklı olan, kişinin
kendisine özgü güzel bir buruna
kavuşmasıdır.
NÖROLOJİ
28
Oksipital
blokaj
migren ağrısına
güle güle
MİGREN, BİRÇOK İNSANA HAYATI ZİNDAN EDEN BİR RAHATSIZLIK. SEBEBİ VE KESİN TEDAVİSİ
HENÜZ BULUNABİLMİŞ DEĞİL. ANCAK, OKSİPİTAL BLOKAJ TEDAVİSİ, MİGREN HASTALARINI
AĞRIDAN KURTARIYOR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ NÖROLOJİ UZMANI DR. ADEM
AKKURT, TEDAVİNİN ETKİLİ OLDUĞUNU VE AĞRILARIN GERİ GELMEDİĞİNİ SÖYLÜYOR.
M
igren nasıl bir hastalıktır? Neden
oluşur?
Migren, her şeyden önce, kendisini
baş ağrısıyla gösteren bir hastalıktır. Bu baş ağrısı ön plandadır ve yaklaşık 4-72
saat boyunca sürebilir. Ağrı haricinde, hastanın
bu dönem içerisinde kokudan, ışıktan rahatsız
olduğu görülür. Diğer taraftan, migren atağı
sırasında görme kayıpları, duygusal çöküntüler,
nadir de olsa yarı felç durumları, bu tabloya
eşlik edebilir.
Migren, tıbbın henüz tam bir açıklama ve
çözüm getiremediği hastalıklardan biridir.
Migrenin, beyindeki kan damarları ve nörotransmitterlerdeki değişikliklere bağlı olduğu
düşünülmektedir. Bu değişikliklerin niçin
oluştuğunu açığa çıkarmak için araştırmalar
halen sürmektedir. Kısaca özetlemek gerekirse,
vücuttaki otonom sinir sisteminin geçici aksamasıyla ilişkilidir.
Migren kadınlarda daha yaygın
■ Hangi tip baş ağrıları migrendir?
Her baş ağrısı migren değildir. Kabaca tarif
edersek, eğer baş ağrısı veya diğer belirtiler sizi
normal günlük yaşamınızdan alıkoyuyorsa bu
migren olabilir.
■ Kimlerde daha çok görülür? Risk faktörleri
nelerdir?
Erkeklere nazaran kadınlarda daha sık görülmekle birlikte, yaş faktörü de ayırıcı bir etken.
20-40 yaş aralığındaki kişilerde daha sık
rastlanıyor. Sebepler henüz tam olarak ortaya
konulamamış olsa da, migren çevresel ve psikolojik etkenlerin yanı sıra, bazı gıdaların alımıyla
da tetiklenebiliyor.
■ Oksipital blokaj tedavisi nedir?
Oksipital blokaj tedavisi, başın ağrı duyusuyla
ilgili sinirinin, anestezik maddeler kullanılarak ağrı duyusunu algılamasını bloke etme
yöntemidir.
Etkisini 5 dakikada gösteriyor
■ Oksipital blokaj tedavisi nasıl uygulanıyor?
Oksipital sinir bloku, hasta oturur pozisyonda
ve baş hafif öne eğik posizyondayken uygulanır.
Başın arka kısmında bulunan oksipital sinire,
2.5 santimetrelik 24-26 G iğne ile, hafif kranyal
açı verilerek girilir. Kafatası kemiği ile deri
arasına 3-5 ml lokal anestezik enjekte edilir.
Genellikle sistemik etkileri olmayan, güvenli
lokal bir tedavidir. Etkinliğinin görülmesi için
gereken süre beş dakika kadar kısadır.
Yapılan çalışmalarda, etkisinin sadece ilaca
cevap vermeyen migren ağrılarıyla sınırlı
olmadığı görülmüştür. Aşırı ilaç kullanımına
bağlı baş ağrısı görülen hastalarda, servikojenik
baş ağrısında, küme baş ağrısında ve oksipital
nevraljide, oksipital sinir blokajıyla, değişen
oranlarda olumlu yanıt alındığı görülmüştür.
Ağrılar geri gelmiyor
Oksipital blokaj tedavisinin klinik kullanımda asıl faydası, ilaçlara cevap vermeyen ve
şiddetli migren atakları olan hastalarla, ağrıları
nedeniyle sürekli ağrı kesici kullanmak zorunda
DR. adem akkurt
olan hasta gruplarına yöneliktir. Lokal bir tedavi
olduğu için belirgin riski yoktur. Nadir olgularda boyun ağrısı ve baş dönmesi yapabilir.
Fakat bu zamana kadar böyle bir yan etkiye
rastlanmamıştır.
■ Bu tedavi migreni nasıl engelliyor? Kesin
çözüm getiriyor mu?
Verilen lokal anesteziklerin, migrende etkili
olan sinirlerden miyelinsiz C lifleri ve ağrıya
aracılık eden ince miyelinli A liflerinin ağrı iletimini belirli bir süre durdurmasıyla etki ediyor.
Yapılan belirli seanslardan sonra, mekanizması
tam olarak anlaşılamamakla birlikte, migren
atakları enjeksiyonun etki süresi bitmesine rağmen tekrar gelmemektedir. Asıl tedaviyi önemli
kılan özelliği de budur.
29
“Yapılan belirli seanslardan
sonra, mekanizması tam olarak
anlaşılamamakla birlikte, migren
atakları enjeksiyonun etki
süresi bitmesine rağmen
tekrar gelmemektedir.”
ÇOCUK HASTALIKLARI
30
Grip aşısı; kalp, akciğer, böbrek, kan hastalığı ve diyabeti
olanlara yapılmalı. Yumurtaya
alerjisi olanlara yapılmamalı.
“Grip, soğuk algınlığından ve diğer
solunum sistemi hastalıklarından
farklı bir hastalıktır. Gripte de,
soğuk algınlığında da burun akıntısı
olur. Diğer yandan, grip
vakalarında titreme, kas ağrısı
ve baş ağrısı da görülür.”
31
“ÇOCUKTUR, ATLATIR”
demeyin
ÇOCUK GRİBİ DİYE AYRI BİR HASTALIK YOK, ÇOCUKLAR
DA YETİŞKİNLERLE AYNI GRİBE YAKALANIYOR. ANCAK,
ÖZELLİKLE YAŞLARI KÜÇÜKSE, GRİP ONLARDA DAHA AĞIR
SEYREDEBİLİYOR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ ÇOCUK
HASTALIKLARI UZMANI DR. ALAATTİN KÜÇÜKDEVECİ,
GRİP BELİRTİLERİ GÖSTEREN ÇOCUĞU KENDİ HALİNE
BIRAKMANIN TEHLİKELERİNE İŞARET EDİYOR.
G
rip çocuklarda daha mı tehlikeli?
İnsan vücudunda, hastalıklarla savaşma görevi bağışıklık
sistemindedir. İki yaşından küçük
çocuklarda bağışıklık sistemi, gelişimini
tamamlamadığı için, hastalıklara daha
açıktır. Bu, grip için de geçerlidir. Elbette ki,
çocuğun genel sağlığı, bağışıklık sisteminin
direnç kapasitesi, iyi beslenmiş olup olmadığı gibi faktörler de, çocukta grip hastalığının
seyrini etkileyecek faktörlerdir.
Çocuk gribi farklı değil
■ Çocuk gribi diye ayrı bir grip var mı?
Hayır, çocuk gribi diye, yaygın grip vakalarına sebep olan virüsler haricinde özel
Grip;
bronşite,
zatürreye,
kalp ve beyin
iltihabına
neden
olabiliyor.
bir virüsün sebep olduğu bir hastalık türü
yoktur. Çocuklar da yetişkinlerin yakalandığı
gribe yakalanır.
■ Çocuğun gribe mi yoksa soğuk algınlığına mı yakalandığı nasıl anlaşılır?
Grip, soğuk algınlığından ve diğer solunum
sistemi hastalıklarından farklı bir hastalıktır.
Gribin de, soğuk algınlığının da benzer belirtileri vardır. Gripte de, soğuk algınlığında
da burun akıntısı olur. Ateş her ikisinde de
olabilir ama gripte ateş 40 dereceye kadar
çıkabilir. Bu, ayırt edici bir faktördür. Diğer
yandan, grip vakalarında titreme, kas ağrısı
ve baş ağrısı da görülür.
■ Çocuklarda grip başka hastalıklara
sebep oluyor mu?
Bronşite, zatürreye, kalp ve beyin iltihabına
neden olabilir. Hastalığın ilk haftasının
sonlarına doğru üzerine bakteri eklenerek,
bakteriye bağlı zatürre oluşabilir. Ağır nefes
darlığı, kanlı balgam görülebilir.
Mutlaka doktora götürülmeli
■ Çocuklarının grip tedavisinde ailelerin
yaptığı hatalar neler?
"Kendiliğinden geçer" diyerek hekime
gitmekte geç kalmalarıdır. "Çocuktur atlatır"
demek çok tehlikeli sonuçlara yol açabilir.
Özellikle çocuğun yaşı küçükse ve gribe
özgü belirtiler görülüyorsa, mutlaka doktoruna gösterilmesi gerekir. Grip virüsüyle savaşmak çocuklarda vücut direncini düşürücü
etki yapabilir, bu yüzden başka hastalıklara
dr. ALAATTİN KÜÇÜKDEVECİ
karşı daha savunmasız hale gelirler. Gribin
başka hastalıklara sebep olabilmesi de bu
yüzdendir.
■ Grip olan çocuklara ilaç verilmeli mi?
Çocuğu grip olmuşsa aile nasıl davranmalı?
Her ne kadar hem koruyucu hem de tedavi
edici özellikleri olan antiviral ilaçlar varsa
da, uygulamada çok fazla kullanılmamaktadırlar. Onlar yerine, semptomatik tedavi
amacıyla, ateş düşürücü, öksürük şurubu,
burun damlası ve gerekirse antibiyotik
kullanılmaktadır. Ancak aileler, çocuklarına
kendi başlarına ilaç vermemeli. Tedaviyi
mutlaka bir hekim belirlemeli. Eğer belirtiler
uzun süre geçmesine rağmen düzelmiyorsa,
yüksek ateş devam ediyorsa, solunum sıkıntısı başlamışsa, çocuğun bilinç durumunda
değişiklikler görülüyorsa hemen doktora
götürülmesi gerekir.
Aşı altıncı aydan sonra
■ Çocuklara grip aşısı yapılabilir mi?
Grip aşısı çocuklara altıncı aydan itibaren
kas içine yapılabilir. Pek uygulaması olmayan, burundan uygulanan canlı grip aşıları
ise iki yaşından itibaren yapılmaktadır. Grip
aşısı ABD dışında rutin uygulamada değildir.
KADIN HASTALIKLARI
32
KADIN GENİTAL
kanserlerinde belirtiler
KADIN GENİTAL ORGANLARINDA GÖRÜLEN KANSERLERİN FARKLI TÜRLERİ VE HER BİRİNİN
FARKLI BELİRTİLERİ VAR. ERKEN AŞAMADA TANI KONDUĞUNDA, HEPSİ İÇİN TEDAVİ
MÜMKÜN. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI UZMANI PROF. DR. CAZİP
ÜSTÜN, KADIN GENİTAL KANSERLERİNDE HANGİ BELİRTİLERİN GÖRÜLDÜĞÜNÜ ANLATTI.
K
adın genital kanserleri
nelerdir?
Kadın genital kanserleri, vulva kanseri, rahim
ağzı kanseri, uterus kanserleri,
rahim zarı kanseri, yumurtalık
kanserleri, tüp kanserleri olarak
sınıflandırılabilir. Sıklık olarak, ilk
üç sırayı her zaman yumurtalık
kanseri, rahim zarı kanseri ve
rahim ağzı kanseri alır.
Sebep virüs
PROF. DR. cazip üstün
■ Genital kansere hangi kadınlar daha yatkındır?
Vulva kanseri daha çok şişman,
diyabetik ve yüksek tansiyonlu
hastalarda, tedaviye yanıt vermeyen uzun süreli vulva kaşıntısı
olan kadınlarda sıktır. Rahim ağzı
kanseri artık cinsel yolla bulaşan
bir kanser türü olarak tanımlanmakta ve bunda asıl rolü Human
Papilloma Virüsü oynamaktadır.
Rahim zarı kanseri, daha ziyade
hiç doğum yapmamış, şişman, erken yaşta âdet görmeye başlamış,
geç menopoza girmiş, uzun süre
östrojen hormonuna maruz kalmış
kişilerde sık görülür. Yumurtalık
kanserlerinde aile hikâyesi öne
çıkar. Yumurtalık kanserlerinin
yüzde 10’u genetik geçişlidir. Birinci derece akrabalarında (anne,
teyze, kız kardeş) yumurtalık
kanseri hikâyesi sadece bir tane
olan kişide risk yüzde dört iken,
iki tane birinci derece akrabasında
yumurtalık kanseri olan kişide risk
yüzde 50’ye kadar çıkar.
■ Belirtileri neler?
Vulva kanserlerinin en erken
belirtisi tedaviye yanıt vermeyen
uzun süreli kaşıntıdır. Bu durumda mutlaka biyopsi alınmalıdır.
Vagen kanseri genellikle anormal
vajinal kanama veya akıntı ile
kendini belli eder. Rahim ağzı
kanserlerinin en önemli belki de
ilk belirtisi cinsel ilişki sonrası
kanamadır. Bunun yanı sıra
kokulu ve kanlı akıntı ile de
kendisini belli eder. Yumurtalık ve
tüp kanserlerinin maalesef erken
belirtisi yoktur. Bunlar ancak ileri
evrelerde karın içine yayılınca
belirti vermeye başlar. Bunlar ara-
33
Yılda bir kez kontrol
ile özellikle rahim ağzı
kanseri yüzde yüz erken
teşhis edilebiliyor.
sında da en sık gözlenen karında
sıvı toplanmasıdır.
Yıllık kontrol önemli
■ Genital kanserler erken tespit
edilebilir mi?
Kadın genital kanserlerinde erken
tanı başarısı en çok rahim ağzı
kanserlerinde yakalanmıştır. Bir
tarama yöntemi olan smear’ın
tanı koyduruculuğu yüzde 86’dır.
Rahim ağzı kanserinin, yayılma
kabiliyetine ulaşmadığı dönemden
çevreye yayılabilen hale geçmesi
için ortalama 7-10 sene gerekir.
Dolayısıyla, yılda bir kez kontrol
ile rahim ağzı kanserini yayılma
öncesi dönemde yakalama şansı
hemen hemen yüzde yüzdür.
■ Nasıl tedavi ediliyor?
Genital kanserlerin tedavisi
hastalığın evresi, tipi ve histolojik
farklılaşması ile doğrudan bağlantı
gösterir. İlk tercih edilecek yöntem
cerrahi olmakla birlikte, hastalığın
yayılma miktarı ve özelliklerine
göre cerrahiye ilave olarak radyoterapi veya kemoterapi ya da her
ikisi birden verilir. Bazen de hastalık ilk başvuruda cerrahi sınırları
aşmış olur. O zaman da hastalığın
türüne göre ilk seçenek olarak
kemoterapi veya radyoterapi ya da
her ikisine birden başvurulabilir.
■ Yaşam koşulları genital kanser
riskini artırır mı?
Vulva kanserinde dış irritanların
rolü küçümsenmeyecek orandadır.
Dış genital organlarda irritasyona
yol açacak her şeyden kaçınmak
gerekir. Yine vulva, vagen ve rahim
ağzı kanserlerinde, cinsel yolla
bulaşan hastalıklardan korunmak,
bu kanserlerden korunmayı da
sağlayacaktır. Bu da tek eşlilik
ve prezervatif kullanımı gibi
yöntemlerle sağlanabilir. Rahim
ağzı kanseri için aşı geliştirilmiştir.
Yumurtalık kanserinde ise doğum
kontrol hapları yumurtlamayı
durdurarak korunma sağlar. Eğer
kişinin doğum kontrol hapı kullanımı yönünden tıbbi bir engeli yok
ise beş yılın üzerinde kullanımı,
Oumurtalık kanseri riskini yüzde
50 azaltır.
“Rahim ağzı kanseri artık cinsel
yolla bulaşan bir kanser türü olarak
tanımlanmakta ve bunda da asıl
rolü Human PaPIllOma VirÜSÜ
oynamaktadır.”
KULAK BURUN BOĞAZ
34
Baş dönmesinin
diğer adı
İKİ AYAĞIMIZIN ÜZERİNDE
DEVRİLMEDEN DURABİLMEYİ,
ÇOK HASSAS BİR MEKANİZMA
OLAN DENGE SİSTEMİMİZE
BORÇLUYUZ. BU SİSTEM
BOZULDUĞUNDA, VERTİGO
DENEN RAHATSIZLIK, YANİ
BAŞ DÖNMESİ ORTAYA
ÇIKIYOR. MEDICANA SAMSUN
HASTANESİ KULAK BURUN
BOĞAZ HASTALIKLARI
UZMANI PROF. DR. TEOMAN
ŞEŞEN, VERTİGONUN
SEBEPLERİNİ VE NASIL
TEDAVİ EDİLDİĞİNİ ANLATTI.
VERTİGO
35
V
ertigo nedir?
Baş dönmesi, çeşitli istatistiksel araştırma verilerine göre, tüm hastaların
doktora başvuru nedenleri arasında
ağrıdan sonra ikinci sırada yer alan bir bulgudur. Genel olarak vertigo terimiyle ifade edilir.
Baş dönmesini kısaca, kişinin boşlukta yön
bulamaması, duruşunu ve dengesini sağlayamaması diye tarif edebiliriz.
■ Baş dönmesi başlı başına bir hastalık mıdır?
Baş dönmesi kesinlikle bir hastalık değildir.
İnsan organizmasında dengeyi sağlayan merkezlerin, hatta onların dışındaki birçok organ
ve yapıların çeşitli hastalıklarında, hastalığa ait
belirtilerle beraber görülen bir bulgudur.
Her baş dönmesi vertigo değil
■ Tüm baş dönmeleri hastalık işareti midir?
Hastalar, tansiyon düşüklüğü veya kansızlık durumuna bağlı olarak görülebilen hafif göz kararmasını bile baş dönmesi olarak ifade edebilirler.
Bu gibi şikâyetleri gerçek baş dönmesi olarak
kabul etmeyiz. Yine de hastaların şikâyetlerini
ayrıntılı olarak sorgulayarak karar vermek gerekir. Gerçek baş dönmeleri, dengemizi sağlayan
merkezlerdeki herhangi bir hastalıkta ortaya
çıkar ve daha çok etrafın dönmesi şeklindedir.
■ Denge nasıl sağlanır?
Dengede rol oynayan anatomik yapılar olarak,
iç kulak, beyincik, beyinin ilgili merkezleri,
omurilik, göz ile eklemleri ve kasları sayabiliriz.
Görme sistemi ve kinestetik adale-eklemlerle
alınan duyu uyarıları omurilik, iç kulak,
beyincik ve beyindeki ilgili merkezlere iletilir.
Buralarda yorumlanan bilgilere göre dengemizi
sağlarız.
■ Vertigo vakalarında kişi ne gibi şikâyetler
hisseder?
Genelde hastalar baş dönmesini, gövdenin
ve çevrenin dönme hissi, yürümede zorluk,
dengesizlik hissi, sarhoşluk, sersemlik, göz
kararması hissi, suda duran bir aracın sallanma,
kayma, itilme, çekilme hissi, şahsın dik, gergin
pozisyonunu korumakta güçlük çekmesi,
ayağının altından halının çekilme hissi, bir
yana doğru kayma hissi gibi çok çeşitli şekilde
hissederler. Baş dönmesinin yanı sıra bulantı
ve kusma, kulaklarda uğultu ve çınlama, işitme
kaybı, kulakta basınç ve dolgunluk hissi, gözlerde anormal hareket hissi, yüzde ve kollarda
uyuşma tarif ederler.
■ Sebepleri ne olabilir?
Viral bir üst solunum yolu enfeksiyonu, menenjit ve diğer ateşli hastalıklar, kafa travmaları, iç
kulak sıvı miktarında artış, damarsal bozukluklar, bazı tümörler, müzmin orta kulak iltihapları
baş dönmesine neden olabilir. Bunun için
hastalar ayrıntılı bir şekilde sorgulanmalıdır.
Kendiliğinden de iyileşebiliyor
■ Ne gibi tetkikler yapılır?
Kulak zarları ve işitme durumu iyice değerlendirilir. Yüzde his kaybına bakılır. Nistagmus dediğimiz anormal göz hareketi varlığı incelenir.
Değişik denge testleri yapılır. Beyincikle ilgili
beceri testleri değerlendirilir, ayrıntılı nörolojik
muayene yapılır. İşitme ve denge ile ilgili olarak
odyolojik tetkikler, tomografi veya MR tetkikleri,
kanla ilgili incelemeler yapılır.
■ Nasıl tedavi edilir?
Baş dönmesine neden olan hastalığın belirlenip asıl nedenin tedavisi gerekir. Birçok
durumda neden bulunamadığı için, hastanın
şikâyetlerinin giderilmesine yönelik semptomatik tedavi uygulanır. Pozisyonel vertigoda
bazı egzersiz uygulamaları yapılır. Tümörlerde
cerrahi olarak tümör çıkarılır. Bir kısmı da
kendiliğinden iyileşme gösterir.
■ Vertigonun önüne geçmek ya da hastalığın şiddetini azaltmak için nelere dikkat
edilmelidir?
Baş dönmesine neden olabilecek etkenlerden
korunulmalıdır. Ani hareketlerden kaçınmak
gerekir. Sigara, alkol, tuz, kahve ve yağlı yiyecekleri kısıtlamak gerekir. Varsa tiroid, migren
hipertansiyon gibi hastalıklarının tedavisi
yapılmalıdır.
prof. DR. teoman şeşen
“Baş dönmesine neden
olabilecek etkenlerden
korunulmalıdır. Ani
hareketlerden kaçınmak
gerekir. Sigara,
alkol, tuz, kahve
ve yağlı yiyecekler
kısıtlaNMALI.”
Baş dönmesine birçok
etken sebep olabiliyor.
Onlardan biri de ani
hareket etmek.
MEME SAĞLIĞI
36
MEME HASTALIKLARI
NASIL ANLAŞILIR?
H
angi belirtiler bir
meme hastalığının
işareti olabilir?
En önde gelen belirti
memedeki kitledir. Hastaların çoğu
kitleyi kendisi bulup doktora gelir.
Meme başından akıntı ikinci sıklıkla görülen belirtidir. Meme başı
akıntılarının yüzde 90’ı iyi huylu
hastalıkların belirtisi olmakla beraber, 50 yaşından büyük kadınlarda
meme başı akıntısı kötü huylu
tümör yönünden önemlidir. Memede ağrı çoğunlukla iyi huylu bir
nedene bağlıdır. Ancak meme kanserlerinin sadece yüzde 10'unda
kitle ile birlikte ağrı bulunmuştur.
Deri belirtileri ileri evre meme
kanserinde ortaya çıkar. Bunlar;
portakal kabuğu görünümü, kızarıklık, ülserasyon, satellit nodüller
ve meme derisinde çekilmelerdir.
Meme başındaki renk değişikliği,
kızarıklık, pullanma, ülserasyon,
erozyon, kaşıntı ve egzama benzeri
değişiklikler paget hastalığının
belirtileri olabilir. Meme başında
çekilme santral yerleşimli bir
kanseri akla getirmelidir. Meme
MEME SAĞLIĞINI KORUMAK, KADINLARIN
GENEL SAĞLIĞI AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEM
kanserinde uzak metastazlara ait
TAŞIYOR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ
belirtiler de görülebilir. Bunlar
koltuk altında şişlikler, kolda
GENEL CERRAHİ UZMANI PROF. DR. MAHMUT
ödem, supraklavikular alanda şişlik
BAŞOĞLU, MEME SAĞLIĞI VE CERRAHİSİ
ve kemik ağrılarıdır.
Erken âdet riski artırıyor KONUSUNDA MERAK EDİLENLERİ YANITLADI.
■ Meme sağlığını tehdit eden
ÖZELLİKLE MEME KANSERİNDEN KORUNMAK
faktörler nelerdir?
İÇİN, DÜZENLİ EGZERSİZ VE SAĞLIKLI
Daha önce meme kanseri geçirmiş
ve tedavi olmuş kadınlarda, diğer
BESLENME ŞART.
memede kanser gelişme olasılığı
normal kadınlara göre üç dört kat
daha fazla. Ailede birinci derece
yakınlarında meme kanseri olan
kişilerde, meme kanserine yakalanma olasılığı, ailesinde meme
kanseri olmayan kadınlara göre iki
kat daha fazla. İleri yaş önemli bir
risk faktörü. Meme kanseri teşhisi
konan kadınların yüzde 70’i, 50
yaş üzerindedir. Âdet görmeye
erken başlanması, menopoza geç
girilmesi meme kanseri gelişme
riski artırır. İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda
meme kanseri görülme oranı, 20
yaşından önce doğuranlara göre
iki kat fazla. Menopoz nedeniyle
5-10 yıldan fazla östrojen tedavisi
alanlarda da risk artar.
■ Meme ucu akıntıları nelerin
göstergesidir?
Tek taraflı, süt olmayan ve tek duktustan gelen akıntı önemlidir. İki
taraftan süt kıvamında akıntı varsa
hipofiz adenomu veya hipotiroidiye bağlıdır. Akıntının tek memeden
ve tek duktustan olması özellikle
akıntının kanlı olması veya akıntıyla birlikte memede kitle bulunması
kanser yönünden önemlidir.
Egzersiz önemli
■ Kadınlar meme sağlığını korumak için neler yapabilirler?
Düzenli egzersiz ve jimnastik
yapan kadınlarda meme kanseri
riskinin azaldığı bilinmektedir.
Meme kanseri ile beslenmenin de
önemli bir ilişkisi var. Sebze ve
meyveden zengin beslenmek, ağır
yağlı yiyeceklerden uzak durmak
önemlidir. Alkol kullanılmamalıdır.
Hafif egzersiz yapılması, haftada dört saat tempolu yürüyüş,
şişmanlığın azaltılması ile meme
kanseri riski yüzde 30-40
oranında azaltılabilir.
■ Meme hastalıklarında
hangi cerrahi yöntemleri
uygulanır?
Temel olarak üç yöntem
kullanılır. Bunlar, tüm
memenin alınması
(mastektomi), sadece
kanserli kitlenin çıkartılması
(lumpektomi) ve memenin bir
bölümünün çıkartılmasıdır (quadranektomi).
■ Estetik amaçlı meme ameliyatları meme sağlığını tehlikeye
atar mı?
Bugüne kadar meme protezleri ve
meme kanserleri arasında hiçbir
ilişki bulunmamıştır. Hatta bazı
çalışmalar, meme protezi takılan
hastalarda, meme kanseri görülme
riskinin azaldığını söylemektedir.
“Meme başı akıntılarının yüzde 90’ı iyi huylu hastalıkların
belirtisi olmakla beraber, 50 yaşından büyük
PROF. DR. MAHMUT BAŞOĞLU
kadınlarda meme başı akıntısı kötü huylu
tümör yönünden önemlidir.”
37
Düzenli egzersiz,
sebze ve meyve
ağırlıklı beslenme, sizi
meme kanserinden
uzak tutacaktır.
DİŞ
38
İmplant tedavisiyle
DAMAĞINIZIN TADI
yerine gelsin
39
KLASİK DAMAK PROTEZİ KULLANANLAR, BULANTI REFLEKSİNDEN DAMAK TADINI
KAYBETMEYE KADAR ÇEŞİTLİ SORUNLAR YAŞIYOR. GELİŞEN İMPLANT TEDAVİSİ, TÜM
BU SORUNLARI ORTADAN KALDIRABİLİYOR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ’NDEN
UZ. DT. ALİ ÇAĞHAN OVALI, İMPLANT KONUSUNDA MERAK EDİLENLERİ YANITLADI.
DİŞ
40
41
İmplant uygulamasında,
ağrıya karşı uygun
anestezi uygulanabildiği
gibi, genel anestezi de
yapılabiliyor.
“İmplant çözümlü diş protezlerinde, protez
yapılan implantlardan da destek aldığı
için, sınırları damak kubbesine
kadar uzanmaz.”
UZ. DT. ALİ ÇAĞHAN OVALI
İ
mplant nedir?
Eksik olan dişlerin fonksiyon,
fonasyon ve estetiğini tekrar
sağlamak amacıyla, çene kemiği içine yerleştirilen ve titanyumdan
yapılan yapay diş köküdür.
■ İmplant hangi durumlarda
uygulanır?
İmplant sayesinde, tek diş eksikliği
olan hastalarda, çekilen dişe komşu
iki dişi kesip protez uygulamak yerine, bu dişleri koruyarak, çekilmiş dişin yerine tek bir implant yerleştirerek estetik ve fonksiyon sağlanabilir.
Sonu dişsiz sonlanan durumlarda,
takılıp çıkarılabilen bir protez yerine,
dişsiz bölgeye en uygun sayıda yerleştirilen implantlarla sabit bir köprü
yapılabilir. Dişsiz bölge çok uzunsa,
uygun sayıda implant ile yapılacak
köprünün dayanıklılığı artırılabilir.
Alt ve üst çenenin tamamen dişsiz
olduğu ve hareketli 'HYPERLINK'
protez kullanan hastalarda, her bir
çeneye iki ile dört adet arasında
implant uygulanarak, hareketli
protezin tutuculuğunun artmasına
da yardımcı olabiliyoruz.
Bulantı refleksine son
Her iki çenenin de dişsiz olduğu
vakalarda, yapılan üst damak
protezinin sınırları tüm ağız tavanını
kaplamakta, birçok hastada bu durum bulantı refleksinin oluşmasına
ve protezi kullanamamaya kadar
gitmektedir. Ayrıca, kültürümüzde
de var olan 'damak tadı' kavramı bu
protezlerle ortadan kalkmaktadır.
İmplant çözümlü diş protezi uygulamalarında, tam damak kullanımına
gerek duyulmaz. Protez, yapılan
implantlardan da destek aldığı için
sınırları damak kubbesine kadar
uzanmaz. Böylece bulantı refleksi
ortadan kalkar ve hastaların yedikleri gıdalardan tat alma duyuları artar.
■ İmplant tedavisi hangi vakalarda, ne avantajlar sunar?
İmplant tedavisi yerine klasik bir
protetik köprü uygulaması da
yapılabilir. Ancak, yapılacak köprüyü
taşıyabilmesi için dişsiz bölgenin
hem önündeki hem de arkasındaki
sağlıklı dişler kullanmak zorunludur.
Bu dişler kesilerek küçültülür ve
köprünün bağlı olduğu kronları
taşır. Kesim işlemi, sağlıklı dişlerin
koruyucu mine tabakalarını kaybetmelerine neden olur ve dişlerin
ömrünü azalır. İmplant tedavisi
sayesinde, bu sağlam dişlerin kesilmesine gerek kalmadan etkin
bir çözüm bulunmuş olur.
■ İmplant uygulamalarında hasta ağrı veya acı
hisseder mi?
Uygun anestezi yöntemlerinin uygulanması durumunda
herhangi bir ağrı veya acı söz
konusu değildir. Genel anestezi de
yapılabiliyor.
■ İmplantlar uzun ömürlü müdür?
İmplantın ömrü birçok etkene
bağlı. Bunların en önemlisi, ağız
hijyeninin en iyi şekilde sağlanması.
Unutulmaması gereken önemli bir
nokta da, tavsiyelere uyulmadığı ve
kontrol randevularına zamanında
gelinmediği takdirde, hastalarımız
doğal dişlerini hangi nedenle
kaybettilerse, implantlarını da aynı
nedenle kaybetme riskiyle karşı
karşıya olduklarıdır. Hastalarımızdan,
implant uygulanan bölgenin temizliği için yeterli zamanı ayırmalarını
önemle istiyoruz.
■ Implant herhangi bir alerjiye
neden olur mu?
Yapılan çalışmalarda en uygun
implant yüzeyinin, alaşım içermeyen titanyum olduğu belirtiliyor.
Titanyum kaplamalı yüzeyler,
hiçbir şekilde alerjik reaksiyona neden olmaz.
Ağız hijyeni, implantın
ömrünü uzatıyor.
KARDİYOLOJİ
42
Korktuğunuz
gibi
değil
Koroner anjiyografi
43
HALK ARASINDA “ANJİYO OLMAK” DİYE BİLİNEN KORONER ANJİYOGRAFİ, ASLINDA SON
DERECE BASİT VE KOLAY UYGULANABİLEN BİR TANI KOYMA YÖNTEMİ. MEDICANA SAMSUN
HASTANESİ KARDİYOLOJİ UZMANI DOÇ. DR. KENAN DURNA, KORONER KALP HASTALIKLARI
VE KORONER ANJİYOGRAFİ KONULARINDA AYDINLATICI BİLGİLER VERDİ.
K
oroner damar hastalıkları nelerdir?
Kalbin beslenmesini ve kanlanmasını
sağlayan damarlara koroner damarlar
denir. Bu damarlarda oluşan tıkanma,
daralma gibi hastalıklara da koroner kalp
hastalıkları denir.
■ Koroner damar hastalıklarının sebepleri
nelerdir?
En önemli nedeni, damar duvarına biriken
kolesterol gibi maddelerin damar duvarını
daraltması ve tıkamasıdır. Bu darlığın üzerine
eklenen kan pıhtısı da damarda ani tıkanmaya
yol açarak kalp krizine neden olur.
Kolesterol ve yüksek tansiyon
DOÇ. DR. KENAN DURNA
■ Kimler daha yatkındır?
Anne, baba ve kardeşlerinde kalp krizi veya
genç yaşta ani ölüm bulunanlar ile bunlara
balon ya da stent uygulanmış olanlar koroner
kalp hastalığı için riskli gruptur. Erkeklerin 45
yaşın üzerinde olması, kadınların 55 yaşını
geçmiş veya erken menopoza girmiş olmaları
da riski artırır. Sigara içmek, yüksek tansiyon
ya da şeker hastası olmak, kolesterol yüksekliği
bulunması da risktir. Şişmanlık, hareketsizlik,
“İşlem sırasında sadece başlangıçta uyuşturmak için
yapılan iğnenin acısı duyulur, başka ağrı hissedilmez.
İşlem riski son derece düşüktür, on binde
bir kadardır.”
spor yapmamak ve aşırı stres de sayılabilir.
■ Koroner damar hastalıklarına neler sebep
olur?
Kolesterol ve iltihap hücrelerinin koroner
damarlarda birikmesiyle oluşan damar darlıkları,
damarı yavaş yavaş tıkayarak koroner arter hastalığına yol açar. Bu damarların kan pıhtısı ile
ani olarak tıkanması da kalp krizi ve ani ölümle
sonuçlanabilir.
■ Koroner anjiyografi nedir?
Koroner anjiyografi, koroner damarların
görüntülenmesini sağlayan bir tanı yöntemidir.
Koroner damarlarda darlık ya da tıkanma olup
olmadığını, varsa kaç damarda ve yüzde kaç
oranında darlık olduğunu gösteren bir işlemdir.
Risk son derece düşük
■ Koroner anjiyografi nasıl uygulanır?
Kasık veya kol bölgesi uyuşturularak atar damara kılıf konur. Buradan kalbe kateter denen ince
uzun borucuklar gönderilerek bunların içinden
damarların görünür hale gelmesini sağlayacak
opak maddeler verilir ve damarlardaki darlık
ve tıkanmalar tespit edilir. İşlem 15-20 dakika
sürer. Hasta bayıltılmaz, sohbet edilerek yapılır.
İşlem sırasında sadece başlangıçta uyuşturmak
için yapılan iğnenin acısı duyulur, başka ağrı
hissedilmez. İşlem riski son derece düşüktür, on
binde bir kadardır.
■ Koroner anjiyografi sırasında hasta neler
yaşar?
İşlemin stresini azaltmak için anjiyo öncesinde hastaya rahatlatıcı ilaç verilebilir. Hasta,
işlem sırasında damarlarını seyredebilir. Kalbin
kasılmasını göstermek için verilen maddenin
oluşturduğu 5-10 saniye süreli geçici ateş basması dışında hasta olumsuzluk hissetmez. İşlem
bitiminde hastalarımız genellikle, “Bu kadar
kolay olduğunu bilseydim bu kadar korkmazdım, boşuna endişelenmişim” derler.
Anjiyo, tedavi yöntemi değil
■ Koroner anjiyografi, bir görüntüleme yöntemi midir, bir tedavi yöntemi midir?
Bir tanı yöntemidir. Damarlarda darlık olup
olmadığını gösterir. Hangi tedavi yönteminin
daha uygun olduğunu saptarız. Eğer darlık
varsa ve uygunsa o sırada hastanın darlık veya
tıkanıklık bulunan damarlarına balon-stent işlemi uygulanarak tedavisi de yapılmış olur. Bu,
hasta için ek bir acı ve işlem gerektirmez.
■ Koroner anjiyografi sonrasında hasta nelere dikkat etmelidir?
Koroner anjiyografi sonrasında hastaların dikkat
etmesi gereken tek nokta giriş yerinden olabilecek kanamalardır. Hastalar anjiyo sonrasında
4-6 saatte, balon-stent işlemi sonrasında da
ertesi gün taburcu olup günlük yaşamlarına
dönebilirler.
GÖĞÜS HASTALIKLARI
44
Sigaranın
acı sonucu
Hastalığa, sigara kullanan
40 yaş üzeri kişilerde
daha çok rastlanıyor.
koah
45
SİGARA KULLANIYOR VE SÜREKLİ NEFES DARLIĞI ÇEKİYORSANIZ, KOAH HASTASI
OLABİLİRSİNİZ. BÜYÜK ORANDA SİGARANIN SEBEP OLDUĞU BU HASTALIK
HAKKINDA, MEDICANA SAMSUN HASTANESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANI DR.
SALİH BİLGİN İLE KONUŞTUK. HASTALIK, TAMAMEN ORTADAN KALDIRILAMIYOR, AMA
GEREKLİ TEDAVİLERLE YAŞAM KALİTESİ KISMEN ARTIRILABİLİYOR.
K
“KOAH yavaş
ilerleyen ve
zaman içinde
kötüleşme gösteren
bir hastalıktır.
Öksürük, sabahları
daha da artan
balgam çıkarma,
nefes darlığı,
hışırtılı
solunum
en önemli
belirtileridir.”
OAH nedir, nasıl bir hastalıktır?
KOAH (Kronik Obstriktif Akciğer Hastalığı),
genellikle ilerleyici, zararlı partiküllere karşı
akciğerlerde gelişen anormal inflamatuvar
yanıt ile ilişkili, hava akımı kısıtlanması ile karakterize
olan, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır.
Hastalığın iki tipi vardır. Kronik bronşit, akciğerlerdeki hava yolları daraldığında ve kısmen mukus ile
tıkandığında oluşur. Amfizem ise, akciğerlerin en ufak
birimi olan hava kesecikleri harap olduğunda ortaya
çıkar. Klasik belirtisi nefes darlığıdır. Genellikle bu ikisi,
bir hastada karışık olarak bulunur.
■ Kimlerde daha sık görülür? Risk faktörleri nelerdir?
Hastalık 40 yaş üzerinde sigara
içen bireylerde daha sık görülür.
Bilinen risk faktörleri, aktif
sigara içimi, mesleki maruziyet
ve alfa-1 antitripsin adı verilen
kalıtsal enzim eksikliğidir. Olası
risk faktörleri ise hava kirliliği,
pasif sigara içimi, geçirilmiş
solunum sistemi enfeksiyonları
olarak sıralanabilir. KOAH gelişiminden yüzde 80-90 oranında
sigara sorumludur.
Astımdan farklı
■ Astımdan farkı nedir?
DR. SALİH BİLGİN
Her iki hastalık da solunum
yolları daralması ile giden hastalıktır. Ancak KOAH
daha çok 40 yaş üzerinde görülürken, astım her yaşta
görülebilir. Astımda aile öyküsü baskın iken KOAH’ta
baskın değildir. Astım nöbetler halinde seyrederken ve
nöbetler arası hasta normal iken, KOAH hastalarında
sürekli semptomlar vardır. Hemen her KOAH hastası
sigara kullanan kişilerdir.
■ Ne tip belirtiler verir?
KOAH yavaş ilerleyen ve zaman içinde kötüleşme gösteren bir hastalıktır. Öksürük, sabahları daha da artan
balgam çıkarma, nefes darlığı, hışırtılı solunum en
önemli belirtileridir. Başlangıçta sadece egzersiz veya
ağır iş görme sırasında nefes darlığı gelişir. Zaman
geçtikçe yürüme, giyinme ve hatta yemek yeme gibi
günlük aktiviteler sırasında nefes darlığı gelişir.
Amfizemin ağırlıklı olduğu hastalar zayıftır. Öksürük
ve balgam daha az olur. Göğüs kafesi genişleyerek fıçı
göğüs şeklini alır. Müzmin bronşitin ağırlıkta olduğu
hastalar daha şişmandır, derileri, dilleri, dudakları
mordur. Öksürük ve balgam önde gelir.
KOAH hastalığında tanıyı, risk faktörleri olan hastada,
eğer semptomlar varsa solunum fonksiyon testi yaparak koyarız. Sigara içen bir kişi, eğer birbirini takip
eden üç yıl boyunca kışları öksürük ve balgam şikâyeti
varsa, KOAH’tan kuşkulanmalı ve göğüs hastalıkları
uzmanına başvurmalıdır.
Hasta kendini çok iyi korumalı
■ Kesin tedavisi var mıdır?
KOAH tamamen iyileştirilebilen
bir hastalık değildir, ancak
önlenebilir ve kontrol altına
alınabilir. Hastalığın ilerlemesinin durdurulması tedavinin
ana amacıdır. Ayrıca birçok
hastada iş görmeyi engelleyen
belirtiler azaltılabilir. Bunun
için uyulması gereken üç kural
vardır. Birinci kural, sigara içilen
ortama bile girmemek gerekir.
Bu olmasa olmaz koşuldur.
İkinci kural, bol su tüketmektir.
Hastaların en az iki litre ılık
su içmesini öneririz. Üçüncü
kural, hastanın kendini çok iyi
koruması gerekmektedir. Toplu yaşam ortamlarından
kaçınmalı, aşırı soğuk ve sıcaktan korumalı, her yıl
grip aşısı yaptırmalı, kısaca kendini küçük bir çocuk
gibi korumalıdır.
■ KOAH’lı hastalar neler yapmalı ve neler yapmamalı?
Hastaların aşırı karbonhidratlardan (un ve şekerden)
kaçınması, bol su içmesi, uyulması gereken önemli bir
kuraldır. Mümkün olduğunca proteinli besinlerle beslenmesi önemlidir. KOAH’lı hasta az ve sık yemelidir.
Günlük üç öğün yerine altı öğün yemelidir. Hastanın solunum egzersizleri yapması, her gün düzenli
egzersiz yapması, en azından yürümesi hastalığın
ilerlemesini önler. Hastalar beş yılda bir zatürre aşışı,
her yıl grip aşısı yaptırmalıdır.
ORTOPEDİ
46
“Kalça osteoartritinin en önemli
ve rahatsız edici bulgusu ağrıdır.
Başlangıçta uzun süre ayakta kalma
ve yorulma sonucu olan kalça ağrısı,
zaman içinde istirahat
sırasında da olmaya başlar,
hatta kişinin uykusunu bile
olumsuz etkiler.”
47
Biz onu
kireçlenme
diye biliyoruz
“
VÜCUDUN YÜKÜNÜ ÇEKEN EKLEMLER
ZAMANLA AŞININCA, KİREÇLENME
OLARAK BİLİNEN HASTALIK ORTAYA
ÇIKIYOR. KALÇA EKLEMİNDE GÖRÜLEN
KİREÇLENMELER HAYAT KALİTESİNİ
DAHA DA OLUMSUZ ETKİLİYOR.
MEDICANA SAMSUN HASTANESİ
ORTOPEDİ UZMANI PROF. DR. YILMAZ
TOKMAK, HASTALIĞIN TEDAVİSİ VE
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR HAKKINDA
BİLGİ VERDİ. EKLEMLERİMİZDE KİREÇ
BİRİKMİYOR, SADECE AŞINIYORLAR.
K
alça osteoartriti nedir?
Kalça ekleminin aşınması,
kıkırdak yüzeylerin bozulması
ve yer yer kıkırdak altındaki kemik dokunun açığa çıkmasıdır.
Eklemdeki aşınmanın hareketleri
kısıtlaması ve bu kısıtlılığı ifade etmek
için “kireçlenme” terimi kullanılır.
■ Hangi belirtileri verir?
Kalça osteoartritinin en önemli bulgusu
ağrıdır. Kalça eklem hareketlerinde
kısıtlılık bir başka belirtidir. Başlangıçta
uzun süre ayakta kalma ve yorulma
sonucu ortaya çıkan kalça ağrısı,
zaman içinde istirahat sırasında da
olmaya başlar, hatta kişinin uykusunu
bile olumsuz etkiler. Hasta topallayarak yürüyebilir. Çömelerek oturamaz.
Oturduğu yerden kalktığında, başlangıçta hareket etmekte zorlanır, birkaç
adımdan sonra aksayarak da olsa daha
rahat yürümeye başlar.
Dalgıçlarda sık görülebilir
prof. DR. yılmaz tokmak
■ Sebepleri nelerdir?
Önemli bir kısmında herhangi bir
sebep bulunamaz. Fakat kişinin kalça
eklemini içeren bir travmaya maruz kalması, kortizon gibi uyluğun kalça eklemi içindeki baş kısmının kan dolaşımını
bozan ilaç kullanımı, gelişimsel kalça
çıkıkları ya da kalça ekleminin yuva
kısmının yetersiz gelişimi ve bazı kemik
gelişim patolojilerinde kalça osteoartriti
görülür. Kalça travmasına daha çok
maruz kalınabilen mesleklerde görülme
olasılığı daha yüksektir. Dalgıçlar gibi
su altında yüksek basınca maruz kalan
kişilerde, uyluk baş kısmının deforme
olması buna bir örnek olarak verilebilir.
”
■ Nasıl bir tedavi uygulanır?
Tanıya ulaşmada klasik radyografiler
en önemli tanı aracıdır. Radyolojik tetkikler ve hastanın yakınmaları dikkate
alınarak tedavi planlanır. Hafif ve orta
dereceli olgularda ilaç tedavileri, fizik
tedavi egzersizleri, kilolu hastalarda
kilo azaltma önerileri, istirahat ve yükü
sağlam tarafa yöneltme amaçlı baston
kullanımı gibi yaklaşımlar uygulanır.
İleri olgularda cerrahi tedavi planlanır.
Son aşamada protez
■ Medikal tedavi yapılıyor mu?
Hastanın ağrısını azaltmak için ağrı
kesiciler hastalığın her döneminde
kullanılmaktadır. Eklem kıkırdağını
güçlendirmek için eklem kıkırdağı yapı
taşlarını oluşturan 'glukozamin sülfat',
'kondroitin sülfat' içeren ilaçlar da
destek amaçlı kullanılabilir.
■ Cerrahi tedaviyle hastalığın tam
tedavisi mümkün mü?
Kalça osteoartritinin derecesine göre
farklı cerrahi yöntemler vardır. Genç
erişkin hastalarda kalça eklem anatomisinin bozulduğu durumlarda normal
kalça eklem anatomisine ulaşmak için
ve dolayısıyla kalça osteoartritinin
ilerlemesini önlemek için birtakım
kemik ameliyatları yapılmaktadır. Ama
hastalığın artık son aşamasında olduğu
hastalarda total kalça protezi en uygun
yaklaşımdır.
■ Korunmak mümkün mü? Neler
yapılması gerekir?
Özellikle çocukluk dönemindeki kalça
bölgesi patolojilerinin erken tanınıp
iyi tedavi edilmesi halinde yeniden
görülme olasılığı çok düşecektir.
BEYİN CERRAHİSİ
48
Belirtileri, risk faktörleri ve tedavisiyle
BEYİN TÜMÖRLERİ
“Bazı beyin tümörleri, birinci derece akrabalarında
tümör varlığı olanlarda kısmen daha sık görülebilir.
Yüksek gerilim hattına yakın oturanlarda
VE Yoğun radyasyona maruz kalanlarda
bu risk artabilir.”
49
VÜCUDUMUZUN KOMUTA MERKEZİ BEYİNDE ORTAYA ÇIKABİLEN TÜMÖRLER, İYİ HUYLU
OLSALAR DA DİKKAT EDİLMELİ. ÇÜNKÜ TEMEL FONKSİYONLARIMIZI ETKİLEYEBİLİYORLAR.
MEDICANA SAMSUN HASTANESİ BEYİN CERRAHİSİ UZMANI DOÇ. DR. AHMET HİLMİ KAYA İLE
BEYİN TÜMÖRLERİNİ ELE ALDIK. GÖRME BOZUKLUĞU, BULANTI, KUSMA, NÖBET GEÇİRME
BEYİNDE TÜMÖR BELİRTİSİ OLABİLİR.
B
eyin tümörleri
neden oluşur?
Multifonksiyonel
sebeplere bağlıdır. Yani temelinde hem
genetik hem de çevresel
faktörler etkin olabilir. Bazı
tümör tiplerinde birtakım
genetik etkenler sorumlu
tutulmuştur. Fakat radyasyon, yüksek gerilim hatları,
manyetik alan ve birtakım
kimyasallar da etkin rol
oynayabilmektedir.
■ Kimler beyin tümörü
riski taşır?
Net olmamakla birlikte,
bazı beyin tümörleri,
birinci derece akrabalarında tümör varlığı olanlarda
kısmen daha sık görülebilir. Yüksek gerilim hattına
yakın oturanlarda bu risk
artabilir. Yoğun radyasyona
maruz kalanlar da bu risk
grubuna girer.
Baş ağrısı tetkik
edilmeli
■ Beyin tümörünün belirtileri nelerdir?
Bu bulguları kabaca kafa
içinde basınç artışı bulguları ve bası bulguları olarak
sınıflandırabiliriz. Bunları
da, baş ağrısı, bulantı,
kusma, nöbet geçirme,
taraf güçsüzlüğü, konuşma
bozukluğu, görme bozukluğu, şuur etkilenmesi
olarak tanımlayabiliriz.
Tabii bunlardan biri veya
birkaçı birden olabilir.
■ Hangi tür baş ağrıları
beyin tümörü belirtisi
olabilir?
Öncelikle baş ağrısı birçok
nedene bağlı olabilir.
Nispeten yeni başlamış ve
yüksek tansiyon gibi bir
bulgusu olmayan hastada
gelişen baş ağrısı mutlaka
tetkik edilmelidir.
■ Beyin tümörünün iyi
huylu mu, kötü huylu mu
olduğu nasıl anlaşılır?
Ameliyat öncesi yapılan
radyolojik görüntülemede
nispeten tümörün huyu
hakkında fikir edinilebilir.
Ama ameliyatla parça alınan ya da tamamı çıkarılan
tümör dokusunun patolojik
incelenmesiyle en keskin
karar verilebilir. Günümüzde modern radyolojik görüntülemeler ile iyi huylu
olan bir kısım tümörlerin
tipine karar verebiliyor ve
bunların büyüme eğilimi
veya bulgusu yok ise
sadece aralıklı filmler ile
takip edebiliyoruz.
■ İyi huylu beyin tümör-
lerinin vücuda zararı var
mıdır?
Elbette ki bazı iyi huylu
beyin tümörleri çevre
beyin dokusuna baskı yaparak zarar verebilirler. Bu
tip tümörlerde inceleme
önemlidir.
■ Beyin tümörleri ilaçla
tedavi edilebilir mi?
Günümüzde net bir ilaç
tedavisi yoktur. Beyin
tümörlerinin sebep
olduğu ödem, epilepsi, baş
ağrısı gibi bulgular ilaçla
azaltılabilmekte ve kötü
huylu tiplerde kemoterapi
amacıyla ilaç verilebilmektedir.
■ Beyin tümörleri için
cerrahi tedavi ne zaman
gereklidir? Nasıl uygulanır?
Kötü huylu tümörlerde
mümkün olan en kısa zamanda, iyi huylu olanlarda
eğer tedaviye gerek varsa
uygun bir zamanda tedavi
edilmelidir. Cerrahi tedavi,
modern görüntüleme ile
elde edilen bilgi ışığında
cerrahi mikroskop altında
yapılır. Bazı vakalarda
hedefleme gerekirse
stereoktik yöntemler ile
tümörün net koordinatları
ortaya konulabilir. Amaç,
çevre beyin dokusunu
etkilemeden tümör doku-
sunu çıkarmaya yöneliktir.
Ameliyat sonrasında, tam
donanımlı yoğun bakım
şartlarının bulunması son
derece önemlidir.
Cep telefonuna
dikkat!
■ Cep telefonları beyin
tümörüne sebep olur mu?
Aslında günümüz literatürüne baktığımız zaman,
DOÇ. DR. AHMET HİLMİ KAYA
yoğun elektromanyetik
ortamın teorik olarak beyin ve gerek ön lob, gerek
yan lob ve gerekse de bu
tümörüne neden olabildiğini açıklayıcı bulgular var- lobların derin yapılarını
ilgilendiren tümörlerde kidır. Fakat pratikte cep teleşilik değişikliği görülebilir.
fonlarının bu etkiye neden
Fakat unutulmamalıdır ki
olmadığına ait görüşler de
kişilik değişikliği sadece
vardır. Bizim hekim olarak
tavsiyemiz, cep telefonuyla beyin tümörlerinin bulgusu değildir.
konuşmaların mümkün
olduğunca kısa tutulması,
gece boyunca telefonların vücuda çok yakın
konumlandırılmaması
ve de çocuklardan mümkün
olduğunca uzak
tutulması gerekir.
■ Beyin tümörleri kişinin
karakterinde
değişikliklere
sebep olur
mu?
Özellikle
limbik
sistem
dediğimiz
ANKET
50
MEDICANA HASTALIKTA SAĞLIKTA DERGİSİ
ABONE FORMU VE OKUR ANKETİ
Aşağıdaki bilgileri doldurun, ‘Hastalıkta Sağlıkta’ Dergisine ÜCRETSİZ abone olun.
Dergimiz hiçbir ücret ödemeden adresinize ulaştırılsın.
www.medicana.com.tr
MEDICANA Sağlık Grubu
İletişim Bilgileri
MEDICANA Hospitals
Avcılar
Tel: 0212 695 48 30
Fax: 0212 695 48 30
Adres: Marmara Cad.Şamlı Sokak
No: 32 34310 Avcılar / İstanbul
MEDICANA Hospitals
Bahçelİevler
n ADI SOYADI: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n DOĞUM TARİHİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n DOĞUM YERİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n MESLEĞİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n DERGİ TESLİM ADRESİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n SEMT: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n POSTA KODU: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n ŞEHİR: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n TEL: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
n GSM: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Tel: 0212 449 14 49
Fax: 0212 555 80 09
Adres: Eski Londra Asfaltı No: 2
34180 Bahçelievler / İstanbul
MEDICANA Hospitals
Çamlıca
Tel: 0216 521 30 30
Fax: 0216 335 86 36
Adres: Alemdağ Cad. No: 85
34764 Üsküdar / İstanbul
MEDICANA Hospitals
n E MAİL: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
SAMSUN
n İŞ/EV ADRESİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Tel : 0362 311 05 05
Fax : 0362 240 20 42
Adres: Yeni Mahalle Şehit Mesut
1.Caddesi No: 85 Canik /Samsun
EN SIK HİZMET
ALDIĞINIZ
HASTANEMİZ
MEDICANA DİŞ
MEDICANA DİŞ
ÇİFTEHAVUZLAR
MEDICANA
INTERNATIONAL
ANKARA
Tel: 0212 506 00 00
Fax: 0212 506 06 20
Adres: İzzettin Çalışlar Cad.
Nurettin Paşa Sok. No: 2 / 34310
Bahçelievler / İstanbul
MEDICANA DİŞ
ÇİFTEHAVUZLAR
ÇAMLICA
BAHÇELİEVLER
MEDICANA
INTERNATIONAL
İSTANBUL
Tel: 0216 363 41 41 pbx
Fax: 0216 363 42 07
Adres: Cemil Topuzlu Cad. No: 56
Caddebostan / Kadıköy / İstanbul
MEDICANA INTERNATIONAL
İSTANBUL
AVCILAR
BAHÇELİEVLER
DİŞ
SAMSUN
Tel: 0212 867 75 00
Fax: 0212 872 12 36
Adres: Beylikdüzü Cad. No: 3
Beylikdüzü / İstanbul
MEDICANA INTERNATIONAL
ANKARA
n HASTANEMİZİ İLK NEREDEN DUYDUNUZ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.............................................................................................
n EN SIK HİZMET ALDIĞINIZ BÖLÜM VEYA BÖLÜMLER: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tel: 0 312 292 92 92
Fax: 0 312 285 69 62
Söğütözü Caddesi 2165 Sokak,
No:6 Söğütözü Ankara (ATO yanı)
İstanbul İçi Kod Çevirmeden
444 63 34 Alo MEDICANA
Tüm hastaneleri için
e-mail: [email protected]
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n DERGİMİZDE EKSİK BULDUĞUNUZ VE EKLENMESİNİ ARZU ETTİĞİNİZ KONULAR: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
✂
n DERGİMİZDE GÖRMEK İSTEDİĞİNİZ KONULAR: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .