GöRkEMli aÇılış
Transkript
GöRkEMli aÇılış
HASTALIKTA VE SAĞLIKTA ■ “Çocuktur atlatır” demeyin Grip, onlarda daha ağır seyredebiliyor ■ Meme hastalıkları nasıl anlaşılır? ■ Erkeklerin korkulu rüyası Prostat ■ Baş dönmesinin diğer adı Vertigo ■ Heykel gibi bir burun için Rinoplasti Karadeniz’de görkemli açılış Medicana Samsun Hastanesi resmi açılışını yaptı EDİTÖR 3 MEDICANA AVCILAR MEDICANA BAHÇELİEVLER MEDICANA ÇAMLICA MEDICANA INTERNATIONAL İSTANBUL MEDICANA INTERNATIONAL ANKARA MEDICANA DİŞ MEDICANA SAMSUN MEDICANA KONYA MEDICANA DİŞ ÇİFTEHAVUZLAR Sağlık kenti SAMSUN C oğrafi konumu ve geçmişiyle önemli bir kent olan Samsun, enerji ve sağlık kenti olarak yeniden konumlanıyor. Samsun’un gerçek bir sağlık kenti olması için çaba gösteren Medicana Sağlık Grubu, 20 yılı aşkın deneyim, uzmanlık ve uluslararası standartlarını Medicana Samsun Hastanesi’ne taşıyarak, Karadeniz Bölgesi’ne bir sağlık üssü kazandırdı. Medicana Hastaneler Grubu’nun mevcut yönetim kapasitesi, bilgi teknolojileri altyapısı, kalite/akreditasyon gücü ve sağlık turizminde almış olduğu mesafe, Medicana Samsun Hastanesi’nin bölgede lider sağlık kuruluşu olma sürecini hızlandırıp güçlendirecek. 30 bin metrekare kapalı alanda 220 yatak kapasitesi ile bölgenin en büyük özel hastanesi olarak planlanan Medicana Samsun Hastanesi; tüm branşlarda deneyimli hekim kadrosu ile uluslararası standartlarda sağlık hizmetini, SGK ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde yaygın hale getirerek sunmaktadır. Kardiyovasküler, Genel Yoğun Bakım, Koroner Yoğun Bakım ve Neonatal Yoğun Bakım olmak üzere dört ayrı yoğun bakım ünitesiyle bölgenin yoğun bakım yatak ihtiyacına önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Lokasyonel avantajı nedeniyle acil sağlık hizmetlerinde öne çıkmaktadır. Bölgenin en tanınmış ve saygın kardiyoloji ve kalp damar cerrahisi akademik kadrosuna sahip olan Medicana Samsun Hastanesi; parkinson cerrahisi ve beyin pili uygulamalarıyla aynı zamanda ulusal bir merkez olduğu iddiasını kanıtladı. Onkoloji, organ nakli gibi gelişmiş ve teknolojik tedavi olanakları gerektiren alanlarda altyapı çalışmalarını tamamlayan hastane; tüm tıp branşlarında deneyimli ekipleri bünyesinde barındırıyor. Donanımı, teknolojisi, fiziki olanakları ve bir grubun hizmet deneyimini taşıması gibi özellikleri nedeniyle; bölgenin önemli sağlık profesyonellerinin çalışmak için seçtikleri kurum olma özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle, açılışından bu yana önemli hastalıkların tedavisinde şimdiden bir çözüm merkezi olmuştur. Bölgenin referans sağlık kuruluşu olma yönünde hızla güven ve itibar kazanan hastanemize tedavi için başvuran hastalarımızın yoğun ilgisi bize gurur veriyor. Yüzünüzdeki gülümsemeyi daim kılmak için çalışmalarımız devam edecek. Sağlıklı, kaliteli ve güzel bir yaşam dileğiyle. İÇİNDEKİLER 4 18 Uzman ellerden gelen sağlık Sağlık Grubu Dergi Danışma Kurulu PROF. DR. ALAATTİN YILDIZ NEFROLOJİ PROF. DR. ÜLKÜ SARITAŞ GASTROENTEROLOJİ PROF. DR. ALİ CEM YORGANCIOĞLU PROF. DR. Yılmaz Tomak Ortopedi ve KALP-DAMAR CERRAHİSİ PROF. DR. ATİLLA YALÇIN HEMATOLOJİ Prof. Dr. Ayşin Bakkaloğlu Çocuk Nefrolojisi PROF. DR. Bahar Gürsoy Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Uzm. Travmatoloji PROF. DR. YÜCEL TAŞTAN ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI DOÇ. DR. AHMET ERDİL GASTROENTEROLOJİ DOÇ. DR. AHMET HİLMİ KAYA Beyin ve Sinir Cerrahisi PROF. DR. BARIŞ DİREN RADYOLOJİ UZMANI DOÇ. DR. ALİ OSMAN KAYA ONKOLOJİ PROF. DR. BÜLENT BERKARDA ONKOLOJİ Doç. Dr. Barış Akın GENEL CERRAHİ UZMANI Prof. Dr. Cazip Üstün Kadın Hastalıkları ve Doğum (TRANSPLANTASYON) Doç. Dr. Cengiz Kayahan GENEL CERRAHİ prof. dr. cem sungur nefroloji DOÇ. DR. FETHİ KILIÇARSLAN KARDİYOLOJİ PROF. DR. FULYA TANYERİ İÇ HASTALIKLARI DOÇ. DR. FÜSUN TOKATLI PROF. DR. Güven Erdoğ KALP DAMAR CERRAHİSİ PROF. DR. HAYRİ ERMİŞ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM PROF. DR. HASAN TAŞÇI GENEL CERRAHI PROF. DR. HİDAYET AKDEMİR BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ PROF. DR. KAYA KANBEROĞLU RADYOLOJİ PROF. DR. LEVENT ALIMGIL GÖZ HASTALIKLARI Prof. Dr. Mahmut Başoğlu Genel Cerrahi prof. dr. Marif mutlu Cihangiroğlu radyoloji PROF. DR. MEHMET BEKAROĞLU PSİKIYATRİST VE PSİKOTERAPİ UZMANI PROF. DR. MEHMET SALİH BİLAL KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ PROF. DR. Meral Kozakçıoğlu Özekici FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON PROF. DR. M. İRFAN SABAH KARDİYOLOJİ PROF. DR. MUZAFFER SARIYAR GENEL CERRAHİ uzmanı (transplantasyon) PROF. DR. NAZLIHAN GÜNAL PEDİATRİK KARDİYOLOJİ prof. dr. osman uğur çalpur ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ PROF. DR. ÖMER IŞIK KALP DAMAR CERRAHISI PROF. DR. SADIK ERSÖZ genel cerrahi uzmanı (tRANSPLANTASYON) RADYASYON ONKOLOJİSİ DOÇ. DR. G. FAİK HOBİKOĞLU KARDİYOLOJİ DOÇ. DR. GÖKHAN ERKOL NÖROLOJI DOÇ. DR. GÜRDAN GÜR GASTROENTOROLOJİ DOÇ. DR. HASBİ ERDEM DİKER KARDİYOLOJİ DOÇ. DR. H. GÜRDAL İNAL ÜROLOJİ DOÇ. DR. H. İBRAHİM UÇAR KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ DOÇ. DR. H. NEDİM ARDA KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI DOÇ. DR. İBRAHİM TEK MEDİKAL ONKOLOJİ DOÇ. DR. KERİM ORTAKOĞLU AĞIZ VE ÇENE CERRAHİ UZMANI DOÇ. DR. MERYEM KAYA NÜKLEER TIP DOÇ. DR. MESUT Y.ATLI GENEL CERRAHİ DOÇ. DR. NAZİF KÜRKÇÜOĞLU DERMATOLOJİ Doç. Dr. Nedim Arda KBB DOÇ. DR. NİHAT AKBAYIR GASTROENTEROLOJİ DOÇ. DR. OĞUZHAN OKUTAN GÖĞÜS HASTALIKLARI DOÇ. DR. OĞUZHAN SARIYÜCE ÜROLOJİ DOÇ. DR. SABİRE AKIN FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON DOÇ. DR. SELMAN LAÇİN KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM (IVF) DOÇ. DR. SERDAR AKGÜN KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ DOÇ. DR. SÜHA SÖNMEZ PROF. DR. SEBAHATTİN ATEŞAL KARDİYOLOJİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM (IVF) PROF. DR. SELİM AKSÖYEK ÇOCUK CERRAHISI DOÇ. DR. ŞADAN AY ORTOPEDİ VE TRAVMOTOLOJİ PROF. DR. SİNAN ARSAN KALP DAMAR CERRAHİ DOÇ. DR. YUSUF ÜSTÜN PROF. DR. SUMRU ŞEKERCİ ANESTEZİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM Prof. Dr. Tamer Türk Ağız ve Diş Sağ. DOÇ. DR. YALIM YALÇIN Pediatrik Kardiyoloji PROF. DR. TANFER KUNT KULAK BURUN BOĞAZ Yrd. Doç. Dr. Hacı Akar Kalp ve Damar PROF. DR. TAYFUN GÜRPINAR ÜROLOJİ Prof. Dr. Teoman Şeşen Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Medicana Samsun Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Selçuk Dündar, rehabilitasyon hekimliğinin yarattığı mucizeleri anlattı. Cerrahisi Yrd. Doç. Dr. Kenan Durna Kardiyoloji Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yazıcı Kardiyoloji Sorumlu Yazı İşleri Md. Kurtuluş Okutan MEDICANA Kurumsal İletişim Koordinatörü Bu dergi Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş.’ye ait Tempo Dergisi tarafından Bahçelievler Sağlık Hizmetleri A.Ş. için hazırlanmıştır. Satılamaz ve dağıtılamaz. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf, harita, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Bahçelievler Sağlık Hizmetleri A.Ş. Eski Londra Asfaltı No: 2 Bahçelievler/İstanbul [email protected] Tempo Dergisi Hürriyet Medya Towers 34212 Güneşli/İstanbul [email protected] Baskı: APA / Uniprint Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. +90 212 798 28 40 – 10 Hat 46 Biz onu “Kireçlenme” diye biliyoruz Vücudun yükünü çeken eklemler zamanla aşınınca, kireçlenme olarak bilinen hastalık ortaya çıkıyor. İşte, doğru bilinen yanlışlar. 5 3 Önsöz 6 Kısa kısa 8 Karadeniz'de görkemli açılış Karadeniz Bölgesi’nin en büyük hastanesi Medicana Samsun, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın da katılımıyla resmi açılışını yaptı. 16 Erkeklerin korkulu rüyası Prostat Tipik belirtilerle kendini gösteren Prostat rahatsızlıkları, erken yakalanırsa çözümü var. 22 Sedef hastalığı Tıbbın nedenini çözemediği Sedef, bulaşıcı bir hastalık değil. Peki, hakkında ne biliyoruz? 24 Teknoloji kalp kurtarıyor Tıpta teknolojik gelişmelerin en çok uygulandığı alan olan kalp ve damar cerrahisi, gelişen ameliyat teknikleriyle hayat kurtarıyor. 26 Heykel gibi burun için Rinoplasti Rinoplasti, burnundan nefes alamayanlar veya burnunun şeklinden memnun olmayanlara plastik cerrahinin sunduğu en gelişmiş yöntem. 28 Migren ağrısına güle güle Sebebi ve kesin tedavisi henüz bilinmiyor. Ama Oksipal Blokaj tedavisi, migren hastalarını ağrıdan kurtarıyor. 32 Kadın Genital Kanseri’nde belirtiler Kadın genital organlarında görülen kanserlerin farklı türleri ve her birinin farklı belirtileri var. 34 Baş dönmesinin diğer adı Vertigo Medicana Samsun Hastanesi KBB Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Teoman Şeşen, Vertigo’nun sebep ve tedavisini anlattı. 36 Meme hastalıkları nasıl anlaşılır? Kadınların genel sağlığı açısından büyük önem taşıyan meme sağlığı için düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme şart. 38 Damağınızın tadı yerine gelsin 12 Diyabetin çözümü sizde Uzun vadede vücudun çeşitli fonksiyonlarını kalıcı olarak bozan diyabeti önlemek, düzgün bir yaşam tarzıyla mümkün. Klasik damak protezi kullananlar, bulantı refleksinden damak tadını kaybetmeye kadar birçok sorun yaşıyor. Çözüm İmplant tedavisinde. 42 Koroner anjiyografi “Anjiyo olmak” diye bilinen Koroner Anjiyografi, son derece basit ve kolay uygulanabilen bir tanı yöntemi. 30 44 Sigaranın acı sonu Çocuklar da yetişkinlerle aynı gribe yakalanıyor. Ama küçüklerde daha ağır seyredebiliyor. En önemli görev ebeveynlerde. “Çocuktur atlatır” demeyin Sigara kullanıyor ve sürekli nefes darlığı çekiyorsanız, KOAH hastası olabilirsiniz. 48 Beyin tümörleri Beyinde çıkabilen tümörler, iyi huylu olsalar da dikkat edilmeli. Çükü temel fonksiyonları etkileyebiliyorlar. KISA KISA 6 Medicana küçük kalpleri kazanıyor ‘Yenidoğan’daki umut! İ K ısa sürede birçok açık kalp ameliyatının yapıldığı Medicana Samsun Hastanesi’nde kalpleri delik biri 3 aylık diğeri 10 yaşında iki çocuk, Türkiye’nin en önemli kalp damar cerrahlarından Yrd. Doç. Dr. Hacı Akar ve ekibi tarafından yapılan ameliyatlar sonrasında sağlıklarına kavuştu. Medicana Samsun Hastanesinde, 3 aylık ve doğuştan kalbinde tıp dilinde aortiko pulmoner pencere olarak adlandırılan ve son derece nadir görülen, büyük damarlar seviyesinde delik bulunan Çağan bebeğin, yapılan ameliyatla kalbindeki delik kapatıldı. Operasyonu gerçekleştiren Yrd. Doç. Dr. Hacı Akar; bu yaşta bir bebeğe bu tarz müdahalelere ender rastlandığını ve ekibiyle gerçekleştirdiği operasyonun çok başarılı geçtiğini vurguladı. Dr. Akar, kalp ve damar cerrahisi bölümünde son günlerde gerçekleşen en önemli ameliyatlardan bir başkasının da; kalbinin sağ ve sol kulakçıkları arasında delik olan 10 yaşındaki Semih Akgül’e yapılan operasyon olduğunu söyledi. Semih Akgül’ün komplet atriyoventriküler kanal defekti tanısıyla yapılan açık kalp ameliyatı sonrasında, gayet iyi durumda olduğunu ve hayatının bundan sonrasında yaşadığı bu sıkıntıdan dolayı her hangi bir rahatsızlık hissetmeyecek derecede sağlığına kavuştuğunu kaydetti. 8 Ağustos 2011’de hasta kabulüne başlayan Medicana Samsun Hastanesi’nin en gözde ve ilgi gören birimlerinden biri olan Yrd. Doç Dr. Hacı Akar yönetimindeki Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü, gerçekleştirilen başarılı operasyonlarla Samsun kamuoyunda en iyi bilinen bölümlerin başında geliyor. Prametüre doğan ve RDS tanısı konulan Turmaz Ailesi'nin bebeğinin sağlık durumu iyi. skilip’te yaşayan Turmaz Ailesi, umutsuz başladıkları ebeveynlik yolculuğunda mutlu sona ulaştılar. Medicana Samsun Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Sorumlu hekimlerinden Uzm. Dr. Halide Genç, Turmaz Ailesi’nin 22 Eylül 2011 tarihinde pramatüre doğan bebeğinin sağlık durumu ile ilgili şu bilgiyi verdi: ''29 gebelik haftasında (7 aylık) Çorum İskilip’te doğan bebeğin solunum sıkıntısı üzerine Samsun'a sevk edildi. 1.330 gr. dünyaya gelen bebeğe erken doğumdan kaynaklı RDS (Respiraruar distres sendromu) tanısı konuldu. Bebeğe ilk olarak tarafımızdan akciğerleri genişleten sürfaktan tedavisi uygulandı. Sonrasında solunum cihazına bağlanarak, Turmaz solunum fonksiyonları normal seyrine geldikten sonra cihazdan ayrıldı. Bebeğimiz, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitemize alındı. Altı gün solunum makinesinde kaldıktan sonra, Yenidoğan Yoğun Bakım Ekibimizin yaklaşık bir ay süren dikkatli ve özenli yoğun bakım tedavi sürecinin ardından 35 gün sonra 1.960 gram ağırlığına ulaştı. Sağlık durumu her geçen gün daha iyi olan Turmaz bebeğin takip ve tedavisi devam etmektedir.” Medicana'da doğan bebekler, evlerinde de kontrol altında. Bebeklere özel hizmet M edicana Samsun Hastanesi Kurumsal Pazarlama ve Hemşirelik Hizmetleri, yeni doğan bebeklerini taburcu ettikten sonra evlerinde ziyaret ederek sağlık kontrollerini yapıyor. Samsun da ilk defa Medicana Hastanesi Kurumsal Pazarlama ve Hemşirelik Hizmetleri tarafından sunulan bu hizmet sırasında yeni doğan bebeklerin genel kontrolü; kilo, baş çevresi ve boy ölçümleri yapılıyor. Sağlık kontrolleri tamamlanıyor. Medicana Samsun Hastanesi’nden doğum yapan anneler, doğum sonrası aldıkları bu yakın ilgi ve hizmetten son derece memnun kalıyorlar. 7 İlk bebeklere jest Samsun Medicana'da doğan ilk bebeklere çeyrek altın takıldı. H İkinci ‘diş merkezi’ Çiftehavuzlar’da açıldı M edicana Sağlık Grubu, 2007 de Bahçelievler Haznedar’da açtığı ilk diş merkezinin ardından, ikinci ağız diş sağlığı merkezini Kadıköy Çiftehavuzlar’da hayata geçirdi. Ağız ve diş sağlığı ile ilgili her türlü tanı ve tedavinin gerçekleştiği ve diş hekimliğinin bütün ihtisas dallarının aynı çatı altında toplandığı Medicana Bahçelievler Diş; ağız-diş-çene cerrahisinden proteze, implant, ortodonti ve estetik diş hekimliğine kadar pek çok alanda Avrupa yakasında 365 gün/24 saat komple hizmet sunuyor. asta kabulüne başlayan Karadeniz Bölgesi’nin en büyük özel hastanesi Medicana Samsun Hastanesi’nde açılışının ilk günlerinde hayata gözlerini açan ilk bebekler hastanede büyük heyecan yarattı. Hayriye-Ahmet Bora çiftinin bebekleri Emre Berkay ve İlknur-Serdar Koyuncu çiftinin bebekleri Livanur’a hastanede doğan ilk bebekler olmaları sebebiyle Borsan Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Şenocak, Başhekim Op. Dr. Ferhat Günaydın ve Genel Müdür Vahap Doğan tarafından çeyrek altın hediye edildi. Her kurumda ilklerin büyük heyecan ve ilgi uyandırdığı belirten Medicana Samsun Hastanesi Genel Müdürü Vahap Doğan, yeni açılan bir özel hastanede hayata ilk merhabalarını yaşayan bu güzel bebeklerin kendilerinde büyük heyecan yarattığını ve doğum için hastanelerini tercih eden çiftlerin mutluluklarına ortak olarak küçük bir hediye verdiklerini söyledi. Medicana Samsun Hastanesi’nde yaşanan her ilk uygulama ve tedavinin kendilerinde ayrı bir heyecan uyandırdığını belirten Başhekim Op. Dr. Ferhat Günaydın, başka her hangi bir hastalık tedavisi ya da ameliyat gibi bir uygulamadan ziyade, gayet sağlıklı olarak hayata gelen iki yeni cana şahitlik ve ev sahipliği yapmanın kendileri için çok daha anlamlı ve heyecanlı olduğu belirtti. Yeni bebeklerin ebeveynleri Bora ve Koyuncu çiftleri ise; en son teknolojik şartlarda ve beş yıldızlı otel konforunda bir hizmet alarak, bebeklerine kavuşmalarına vesile olan Medicana Samsun Hastanesi’ne verdikleri hizmetten ve doğum sonrası yaptıkları jestten dolayı Hastane Yönetimine teşekkürleri ilettiler. Yeşilyurt’un tercihi MedIcana S amsun’un en önemli gruplarından Yeşilyurt Şirketler Grubu ile Medicana Samsun Hastanesi arasında sağlık hizmetleri alımı konusunda protokol imzalandı. Yeşilyurt Şirketler Grubu adına protokolü imzalayan Yönetim Kurulu Üyesi Necdet Yeşilyurt, grup olarak iş sağlığı ve güvenliğine büyük önem verdiklerini, bu sebeple Karadeniz Bölgesinin en büyük hastanesi olan Medicana Samsun’u tercih ettiklerini söyledi. Bundan sonra tüm çalışanlarının sağlık hizmetlerinin Medicana tarafından karşılanacağını belirten Yeşilyurt, Samsun’a büyüklük, konfor ve teknolojik olarak bu ölçekte bir özel sağlık yatırımı kazandırılmasının gurur verici olduğunu ifade etti. Necdet Yeşilyurt, “Yeşilyurt Şirketler Grubu bünyesindeki tüm şirketlerimizde en önem verdiğimiz başlık kalite standartları ve müşteri memnuniyetidir. Bu standartlar da ancak çalışanlarımızın maksimum düzeyde iş güvenliği ve sağlığı sağlanarak korunabilir. Her bir çalışanımızın sağlığı bizim için her şeyden büyük değer taşımaktadır. Bu sebeple, sağlık hizmetlerimizin karşılanması konusunda grup olarak tercihimiz Medicana Samsun Hastanesi oldu” şeklinde konuştu. Protokolü Medicana Samsun Hastanesi adına imzalayan Genel Müdür Vahap Doğan, Yeşilyurt Şirketler Grubu gibi Samsun’un en önemli gruplarından birinin Medicana’yı tercih etmesinin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, bu önemli protokolün; büyük Yeşilyurt Şirketler Grubu, Medicana Samsun Hastanesi ile sağlık hizmet alımı protokolü imzaladı. bir vizyon ile hizmete başlayan Medicana Samsun Hastanesi’nin Samsun ve Karadeniz ölçeğinde ne kadar iddialı ve önemli olduğuna bir işaret olduğunu söyledi. Doğan, “Samsunspor’ la yapılan ‘Sağlık Sponsorluğu’ protokolünden sonra Yeşilyurt Grubun da hizmet verdiğimiz kurumlar arasına katılması bizler için büyük bir gurur kaynağı olmuştur. Samsun’da tüm halkımızla birlikte, spor, ticaret, sanat ve iş dünyasından önemli kişi ve gruplara hizmet vermeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu. MEDICANA SAMSUN 8 KARADENİZ’DE GÖR 8 Ağustos 2011'de hasta kabulüne başlayan Samsun Medicana Hastanesi'nin resmi açılışı 23 Eylül 2011'de yapıldı. KEMLİ AÇILIŞ 9 KARADENİZ’İN EN BÜYÜK, TÜRKİYE’NİN İSE METREKARE BÜYÜKLÜĞÜ OLARAK İLK BEŞTEKİ HASTANESİ MEDICANA SAMSUN’UN RESMİ AÇILIŞ TÖRENİ, GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ’IN KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ. 'A TİPİ VIP HASTANECİLİK' ANLAYIŞINI EN SON TIP TEKNOLOJİSİYLE BİRLEŞTİREN HASTANE, 38 BRANŞTA 90 UZMAN HEKİMLE HİZMET VERECEK. T ürkiye’nin en büyük özel sağlık zincirlerinden biri olan Medicana Sağlık Grubu’nun, İstanbul ve Ankara’dan sonraki en büyük yatırımı olan ve 8 Ağustos 2011’de hasta kabulüne başlayan Medicana Samsun Hastanesi’nin resmi açılışı, 24 Eylül 2011’de, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın da katıldığı görkemli bir törenle gerçekleştirildi. ‘A Tipi VIP Hastanecilik‘ anlayışını en son tıp teknolojisi, özel düşünülmüş detaylar, koşulsuz hasta memnuniyeti, uzman kadro ve bölgeye özel tıp hizmetleriyle Karadeniz’e sunan hastanenin açılış törenine, Bakan Kılıç’ın yanı sıra, Ak Parti Samsun Milletvekilleri Ahmet Yeni, Mustafa Demir; Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Samsun Canik İlçesi Belediye Başkanı Osman Genç, Medicana Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Bozkurt, Borsan Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, üst düzey protokol üyelerinin yanı sıra iş, sanat ve spor camiasından çok sayıda davetli katıldı. İnsan sağlığına yatırım Açılış töreninde bir konuşma yapan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, “Öncelikle Medicana Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Bozkurt olmak üzere emeği geçen herkese Samsun’a böyle bir hastane kazandırdıkları için teşekkür ediyorum. Açılışını yaptığımız hasta- MEDICANA SAMSUN 10 Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç. MHP Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek, Ak Parti İl Başkanı Osman Çetinkaya, Ak Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Ak Parti Milletvekili Mustafa Demir, Borsan Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez. Canik Belediye Başkanı Osman Genç. Medicana Samsun Hastanesi Başhekim Op. Dr. Ferhat Günaydın, Ak Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç. Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Şenocak, Borsan Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, Ak Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni, Medicana Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bozkurt, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç. Samsun Valisi Hüseyin Aksoy. MHP Samsun Milletvekili İhsan Kalkavan, CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç, Ak Parti Milletvekili Mustafa Demir, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Ak Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni, Ak Parti İl Başkanı Osman Çetinkaya. Ak Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni. Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Ak Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni, Borsan Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez. Borsan Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez. 11 nenin Samsun’a, Karadeniz’e, daha da önemlisi bölge ülkelerin vatandaşlarına da hizmet edecek olmasının, Samsun’u sağlık alanında çekim merkezi haline getireceğinden şüphem yok. İnsana, insan sağlığına yapılan yatırımlar benim için her zaman çok değerli olmuştur. Bir spor kenti olan Samsun, artık sağlık alanında da ön plana çıkacaktır. Hastanenin Samsun’a hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Profesyonel yönetimi, 20 yılı aşkın deneyimi, dünyanın sayılı merkezlerinde bulunan ileri teknolojisi, bilimsel çalışmaları ve yüksek hasta memnuniyeti ile kapsamlı sağlık hizmeti sunan Medicana Sağlık Grubu, Avrupa Birliği standartlarında sağlık hizmeti sunma hedefiyle Türkiye’nin diğer illerine de sağlık yatırımı yapıyor. Bu hedef ile projelendirilen ve hayata geçirilen Medicana Samsun Hastanesi’nin açılış töreninde konuşma yapan Medicana Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Bozkurt, Samsun yatırımıyla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: “Medicana Sağlık Grubu olarak, 20 yılı aşkın deneyimi, uzmanlığı ve uluslararası standartları, sekizinci halkamız Medicana Samsun Hastanesi ile Samsun ve Karadeniz halkının hizmetine sunduk. 70 milyon dolarlık yatırım değeri bulunan Medicana Samsun Hastanesi, Karadeniz Bölgesi’nin sağlık üssü olarak planlanırken bölge ülkelerinin de sağlık ihtiyacına cevap verecek şekilde hazırlanmıştır. Fiyat üstünlüğü 30 bin metrekare kapalı alanda 220 yatak kapasitesi ile bölgenin en büyük özel hastanesi olarak planlanan Medicana Samsun Hastanesi, en son teknolojik olanaklar, konforlu ve hasta mahremiyetini ön planda tutan tedavi mekanları, deneyimli ve başarıları ispat edilmiş hekim kadrosu ile uluslararası sağlık hizmeti sunmaya hazırdır. SGK ile her branşta yapılan anlaşmalar sayesinde uluslararası kalitede hizmeti, en son teknolojik olanaklarla, konforlu mekânlarda, güler yüzle, çevre özel hastaneleriyle benzer fiyatta sunma üstünlüğüne sahiptir. En son tıp teknolojisi ve konforuyla donatılan Medicana Samsun Hastanesi, Karadeniz’in en büyük özel hastanesi olarak, sadece Samsun’a değil, tüm Karadeniz ve Orta Anadolu bölgeleriyle birlikte çevre ülkelerden gelecek yabancı hastalara da hizmet verecek. Parkinson cerrahisi merkezi, kemik iliği nakil merkezi, kanser merkezi, transplantasyon merkezi, kardiyoloji ve kalp damar cerrahisi merkezi, ortopedi ve travmatoloji merkezi gibi son derece önemli bölümleri ve en son teknolojik donanımı bünyesinde barındıran Medicana Samsun Hastanesi, Karadeniz’de “Sağlık Turizmi”nin öncüsü olmayı hedefliyor.” Güçlü marka, güçlü deneyim Açılış töreninde, “Sağlıkta dünya standardını Karadeniz’e taşıyoruz” diyen Borsan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, Medicana Sağlık Grubu’nun JCI belgesine sahip olan İstanbul ve Ankara’daki yedi hastanesiyle uluslararası standartlarda hizmet verdiğini belirtti. Ölmez, “Grubun İstanbul ve Ankara’daki hastanelerinde uluslararası standartlarda sağlık hizmeti sunulmaktadır. Dünyanın sayılı sağlık yatırımlarını ülkemize kazandıran Medicana Sağlık Grubu, markanın tüm gücünü ve deneyimini Medicana Samsun Hastanesi’yle Samsun’a ve bölgeye taşıyacak. Hastanemiz Medicana Samsun Hastanesi'n in açılışı basında böyle yer aldı. çağdaş ve dünyada var olan en son tıp tekniği ve teknolojisini, güncel tıbbi yaklaşımlarla bütünleştirerek, hastalara 7 gün 24 saat doğru, hızlı ve güvenilir sağlık hizmetini aynı standartlarda sunmayı misyon edinmiştir. Hastalarımızın sadece tanı, teşhis, tetkik ve tedavi safhalarında değil, sağlıklı olma halini sürdürme konularında da yanında olacak, çok kapsamlı bir sosyal sorumluluk vizyonuna sahibiz” şeklinde konuştu. Borsan Şirketler Grubu Başkanı Adnan Ölmez, Medicana Samsun Hastanesi’nde tümü tek kişilik olan hasta odalarının, hasta ve refakatçilerin maksimum konfor ve tıbbi güvenliği hedeflenerek planladığını sözlerine ekledi. Gelişmiş ülke standardı Çağdaş altyapısı ve uzman ekipleriyle, uluslararası kalite standartlarını temsil eden Joint Commission International Accreditation (JCI) tarafından akredite edilmiş yedi hastanesinde Türkiye’ye gelişmiş ülke standartlarında hizmet vermenin gururunu taşıyan Medicana Sağlık Grubu’nun sekizinci hastanesi olan Medicana Samsun’un açılış törenine Samsun halkı da yoğun ilgi gösterdi. Medicana Sağlık Grubu’na bağlı hastanelerde her yıl 1 milyonun üzerinde hasta tedavi edilmekte, 21 bin anjiyografi, 4 bin kalp ameliyatı gerçekleşmektedir. Medicana, organ naklinde öncü kuruluşlardan biri olarak 2008 yılında en fazla organ nakli gerçekleştiren özel sağlık kuruluşu oldu. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Çelik: “Açılışını yaptığımız hastanenin Samsun’a, Karadeniz’e, daha da önemlisi bölge ülkelerin vatandaşlarına da hizmet edecek olmasının, Samsun’u sağlık alanında çekim merkezi haline getireceğinden şüphem yok.” İÇ HASTALIKLAR 12 SONBAHAR 2011 Diyabet hastalarının diyet, egzersiz ve gerekirse ilaç tedavisine yaşam boyu devam etmesi gerekiyor. 13 Sağlıklı bir yaşam tarzıyla DİYABETİN ÇÖZÜMÜ SİZDE DİYABET, SİNSİ BİR DÜŞMAN GİBİ, UZUN VADEDE VÜCUDUN ÇEŞİTLİ FONKSİYONLARINI KALICI OLARAK BOZAN BİR HASTALIK. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI UZMANI DR. GÜL KEFELİ, YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİYLE DİYABETTEN UZAK KALMANIN MÜMKÜN OLDUĞUNU SÖYLÜYOR. TATLILARDAN MAHRUM KALMAMAK, DÜZGÜN BİR YAŞAM TARZIYLA MÜMKÜN. iç hastalıklar 14 Diyabet; göz, böbrekler, kalp, beyin ve sinir sistemini de etkiliyor. 15 D iyabet nedir, kısaca anlatır mısınız? Şeker hastalığı olarak bildiğimiz diyabet, insülin hormonunun yeterince üretilmemesi ya da üretilen hormonun iş görememesi sonucunda oluşan, tüm vücudumuzu etkileyen ve ömür boyu süren bir metabolizma hastalığıdır. ■ Diyabetin hangi tipleri var? Tip I diyabet, daha çok çocuklarda görülür. İnsülin hormonu hiç üretilememektedir. Bu nedenle tedavide insülin kullanılır. Bu grup, tüm diyabetlilerin yüzde 5-10 kadarını oluşturur. Tip II diyabete yetişkinlerde rastlanır.İnsülin hormonu üretilmekte ancak yeterince işlev görememektedir. Tüm diyabetlilerin yüzde 80-85 kadarı bu gruptadır. Gestasyonel diyabet, gebelikle birlikte ortaya çıkan ve genellikle gebeliğin sonlanması ile düzelen tiptir. ■ Diyabetin belirtileri nedir? Sık idrara çıkma, aşırı susama, bulanık görme, halsizlik, bitkinlik, kilo kaybı, deride kuruluk ve kaşıntı, yaraların geç iyileşmesi ve genital bölge enfeksiyonları diyabetin sık görülen belirtileridir. Yaşam boyu egzersiz ■ Gizli şeker nedir? 75 gram glikoz ile yapılan OGTT (şeker yükleme testi) ikinci saat değeri 140-199 mg/dl arasında çıkması durumuna bozulmuş glikoz toleransı (gizli şeker) denir. Açlık kan şekeri, 100-126 mg/dl arasında ölçülen kişilere OGTT yapılması önerilir. ■ Gizli şeker, ileride diyabete sebep olur mu? Bu kişilerde diyabet gelişme riski artmıştır. Ayrıca bazı kalp damar hastalıkları için de risk söz konusudur. Bu nedenle bu grup içerisinde yer alan hastaların da takip ve tedavi edilmeleri gerekir. Tedaviyle diyabet gelişimi engellenebilir veya geciktirilebilir. Ancak diyet, egzersiz ve gerekirse ilaç tedavisine yaşam boyu devam etmek gerekir. ■ Diyabetin vücudun diğer fonksiyonlarına olumsuz etkileri nedir? Kalp, böbrekler, göz, beyin, sinir sistemi sık etkilenen organlardır. Koroner kalp hastalığı, diyabetli hastalarda en sık görülen ölüm nedenidir. Beyinde de aynı şekilde damar tıkanıklıkları olup inme (felç) ile sonuçlanabilmektedir. Böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize giren hastaların yüzde altmışı diyabetiktir. Kan şeker düzeyi kontrol altında olmayan diyabet hastalarında körlüğe kadar ilerleyen göz komplikasyonları görülebilmektedir. Diyabetli hastalarda ayak yaraları sık görülür. Sıklıkla el ve ayaklarda görülen uyuşmalar, yanmalar, şiddetli ağrılar diyabetin nörolojik komplikasyonlarının göstergeleridir. Fast food zararlı ■ Kimler diyabete yatkındır? Obez kişiler, ailesinde diyabet hastalığı bulunanlar, hareketsiz yaşam tarzı olanlar, düzensiz beslenme alışkanlığı olanlar, karbonhidrat ve yağ ağırlıklı beslenenler, daha yatkındır. ■ Fast food gıdaların diyabetle ilişkisi nedir? Yapılan araştırmalarda, haftada bir veya iki kez fast food tarzı beslenen kişilerde obezite ve diyabet gelişim riskinin 10 yılda yaklaşık iki kat daha fazla arttığı tespit edilmiştir. ■ Diyabette nasıl bir tedavi uygulanır? Diyet ve egzersizle birlikte, yaşam tarzı değişikliği gereklidir. Gerek görüldüğünde, oral antidiyabetik ilaçlar da verilir. Yine de tedavi hedefine ulaşmazsa insüline geçilir. Diyabette tedavi hedefleri, açlık kan şekerinin 120 mg/dl ve altında olması, HbA1c (3 aylık şeker takibi) değerinin 6 gr/dl'nin altında olması, tokluk kan şekerinin 140 mg/dl ve altında olmasıdır. dr. GÜL KEFELİ Diyabetin tedavisinde, şeker seviyesi çok önemli. “Gizli şekeri olanlarda,tedaviyle diyabet gelişimi engellenebilir veya en azından geciktirilebilir. Ancak diyet, egzersiz ve gerekirse ilaç tedavisine yaşam boyu devam etmek gerekir.” ÜROLOJİ 16 “Her prostat büyümesi kansere dönüşmez. Ayrıca, iyi huylu prostat büyümesi nedeniyle yapılan ameliyatların kanseri önleyici etkileri de yoktur.” 17 Erkeklerin korkulu rüyası PROSTAT P rostat kanseri neden olur? Erkekte idrar kesesinin altındaki küçük salgı bezidir. Normal prostat ağırlığı yaklaşık 18-20 gram kadardır. Prostat salgı bezi sadece erkeklerde bulunur. Mesane çıkışında idrar yolunu sarar durumdadır. Vücut birçok farklı hücre tipinden oluşur. Sağlıklı bir kişide vücudun gereksinimine göre hücreler bölünerek çoğalırlar ve işlevlerini yerine getirdikten sonra parçalanarak yok olurlar. Eğer hücreler ihtiyaç olmadığı halde bölünmeye ve çoğalmaya devam ederse yeni oluşan hücreler dokuda büyümeye yol açar. Dokuda aşırı büyüme sonucu tümör olarak isimlendirilen bir kitle oluşur. Tümör dokusu iyi huylu veya kötü huylu olabilir. Kötü huylu prostat tümör dokusu kanserdir. Her prostat büyümesi kanser değil ■ Prostat büyümesi kansere dönüşür mü? Her prostat büyümesi kansere dönüşmez. Ayrıca, iyi huylu prostat büyümesi nedeniyle yapılan ameliyatların kanseri önleyici etkileri de yoktur. ■ Prostat kanseri kimlerde daha çok görülür? Prostat kanseri teşhisi konulan erkeklerin yüzde 90’dan fazlası, teşhis konulurken 60 yaşından daha yaşlıdır. Yaşları 70'in üzerinde olan erkeklerin yüzde 30’unda gizli prostat kanseri mevcuttur. Bu tümörlerin az bir oranı herhangi bir zamanda daha hızlı büyümeye başlar ve tedavi edilmesi gereken tehlikeli bir hastalığa dönüşür. ■ Prostat kanserinin belirtileri nelerdir? Nasıl teşhis edilir? Özellikle geceleri sık sık idrar yapma ihtiyacı, idrar yapmaya başlamada gecikme ve idrar bitiminde idrarın damla damla gelmesi, hiç idrar yapamama, prostatın iyi huylu büyümesi hallerinde sık sık rastlanan belirtilerdir. Prostat kanserine özgü erken dönem belirtileri yoktur. Prostat kanser hücreleri sıklıkla prostat bezinin dış kesimlerinde oluşur ve ancak tümör oldukça büyüdükten sonra idrar borusunu daraltarak belirtilere yol açar. Bölgesel ağrılar ve idrara veya meniye kan karışması halleri de, ilerlemiş safhada tespit edilebilir. Bu belirtiler, genellikle tümörün artık prostatın yanındaki diğer dokulara sıçradığının belirtisidir. ■ Prostat kanserinden korunmak mümkün müdür? Hastalık ne kadar erken teşhis edilirse, o kadar iyi tedavi edilebilir. Teşhis anında kanser sadece prostatta sınırlı ise, kanser hastalığından tamamen iyileşme şansı yüksektir. Bu nedenle hiçbir idrar yapma şikayeti olmasa bile erkeklerin 50 yaşından itibaren yılda bir kez prostat kanseri değerlendirmesi açısından doktora başvurması önerilmektedir. Bu amaçla, prostatın makattan parmakla muayenesi, PSA dediğimiz kan tetkiki ve bunların herhangi birinde prostat kanserinden şüphelendiğimizde yapacağımız transrektal ultrasonografi eşliğinde prostat biyopsisi, prostat kanserinin erken teşhisinde halen en önemli üçlüdür . ■ Prostat kanseri cerrahi yöntemle ortadan kaldırılabilir mi? Cerrahi tedavi, prostat kanserinin erken evrelerinde sıkça kullanılan bir tedavi yöntemidir. Prostat bezinin tümör dokusu ve seminal vezikülle beraber tamamını çıkartmak için yapılan ameliyata radikal frostatektomi adı verilir. Özellikle prostatla sınırlı olduğu düşünülen tümörlerde, hastanın beklenen yaşam süresi on yılın üzerinde ise uygulanabilir bir tedavi yöntemidir. Radikal prostatektomi operasyonu açık ya da laparoskopik cerrahi tekniklerle gerçekleştirilir. PROSTAT HASTALIKLARI VE KANSERİ, ERKEKLERİN İLERİ YAŞTA SIKÇA YAKALANDIKLARI HASTALIKLAR ARASINDA. TİPİK BELİRTİLERLE KENDİNİ GÖSTEREN PROSTAT RAHATSIZLIKLARI ERKEN YAKALANIRSA, ÇÖZÜMÜ VAR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ ÜROLOJİ UZMANI OP. DR. AHMET GENÇBAY, “ELLİ YAŞINDAN İTİBAREN DÜZENLİ PROSTAT KONTROLÜ YAPTIRMAK, HAYAT KURTARIR” DİYOR. op. DR. AHMET gençbay Rehabilitasyon 18 UZMAN ELLERDEN GELEN ŞİFA Rehabilitasyon seansları haftada bir, ortalama 60 dakika sürüyor. Toplam tedavi 15-30 seansı bulabiliyor. 19 BAZI HASTALIKLAR, İYİLEŞSE DE ARDINDA FİZİKSEL ENGELLER VE ÖZÜRLER BIRAKABİLİYOR. BU NOKTADA, KAYBOLAN FONKSİYONLARI TEKRAR KAZANDIRMAK İÇİN DEVREYE REHABİLİTASYON HEKİMLİĞİ GİRİYOR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON UZMANI DR. SELÇUK DÜNDAR, REHABİLİTASYON HEKİMLİĞİNİN YARATTIĞI MUCİZELERİ ANLATTI. Rehabilitasyon 20 Rehabilitasyon hekimliği; hem hareket zorluğu çeken, hem de bu zorluğu yenmeye çalışanlar için devreye giriyor. 21 “Koruyucu ve tedavi edici hekimlikteki önemli gelişmelere rağmen, bazen hastalıklar sakatlıkla ve engellilikle sonuçlanabilir. Bu noktada tedavi edici hekimlik çaresiz kalırken, rehabilitasyon hekimliği devreye girer.” R DR. SELÇUK DÜNDAR ehabilitasyon nedir? Kişinin doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle oluşan kalıcı veya geçici yetersizliklerinin tedavisiyle ilgilidir. Kaybedilmiş veya sınırlanmış fonksiyonel kapasitesinin belirlenerek tedavi edilmesi, psikolojik, sosyal ve mesleki açıdan da desteklenerek günlük yaşamda bağımsız duruma gelmesini sağlamaktır. ■ Kimlere uygulanır? Nörolojik hastalıklar, felçler, ortopedik problemler, omuz ve çevresindeki eklem hastalıkları, omuz ve sırt kaslarında gerginlik, kas spazmı, bel ağrıları, bel fıtığı, boyun kireçlenmeleri, spor sakatlanması sonucu oluşan hareket kısıtlılığı ve ağrı, operasyon sonrası gelişen fonksiyon bozuklukları, pozisyon bozukluğu, boyun, sırt ve bel ağrılarının tedavisi, doğuştan omurga eğriliklerinin tedavisi, dirsek, bilek, el eklemlerinin ve yumuşak dokularının rahatsızlıkları, kalça ve diz rahatsızlıkları, kemik erimesi (osteoporoz) riski olan ve yerleşmiş osteoporoz tedavileri, eklem şişliği ve ağrı, hareket kısıtlılığı ile beraber olan romatizmal hastalıkları kapsar. Teknoloji, özürlülüğü artırıyor ■ Rehabilitasyonda hangi teknikler kullanılır? Hekimlik, koruyucu, tedavi edici ve rehabilitasyon hekimliği olmak üzere üç bölümde değerlendirilir. Koruyucu hekimlik, aşılama gibi önceden alınan tedbirlerle hastalıkları önlemeye çalışır. Tedavi edici hekimlik, hastalığın tanısını koyup hastalık nedenini ortadan kaldırarak hastalığı tedavi etmektir. Koruyucu ve tedavi edici hekimlikteki önemli gelişmelere rağmen, bazen hastalıklar sakatlıkla ve engellilikle sonuçlanabilir. Teknolojik, ekonomik ve tıbbi ilerlemeler insan ömrünü uzatırken, kronik hastalıkları ve özürlülüğü çoğaltmaktadır. Bu noktada tedavi edici hekimlik çaresiz kalırken, rehabilitasyon hekimliği devreye girer. Rehabilitasyon hekimliğindeki yaklaşımlar, tedavi edici hekimlik yaklaşımlarından farklıdır. ■ Rehabilitasyon ile hangi sorunlardan kurtulabiliriz? Hastalar, hem hareket zorluğu çeken, hem bu zorluğu yenmeye çalışan kişilerdir. Rehabilitasyon çalışmalarında hastalığın durumuna göre özel egzersiz teknikleri, sıcak-soğuk uygulamalar, ağrı kesici ve kasları kuvvetlendirici elektrik akımları, tarksiyon, masaj, manipülasyon (elle yapılan uygulamalar), iş uğraşı tedavileri, hidroterapi uygulamaları yapılabilir. ■ Rehabilitasyon ne kadar sürede etki eder? Rehabilitasyon seansları genellikle günde bir veya nadiren iki kez yapılır. Seansların süresi hastalığa ve uygulanan tekniklere göre değişmekle birlikte ortalama 60 dakikadır. Toplam tedavi süreleri 15-30 seanstır. Ekip hizmeti ■ Rehabilitasyonun etkili olması için nelere dikkat etmek gerekir? Rehabilitasyon uygulamalarının çoğu ayaktan gidip gelme şeklinde yapılabilir. Kol ve bacakların tutmadığı, tam felçli, yatak yarası olan, idrar, kalp, solunum, beslenme sorunları olan ve profesyonel sağlık personelinin bakımına ihtiyaç duyan hastalar yatakta rehabilite edilir. ■ Rehabilitasyonu kim uygular? Rehabilitasyon bir ekip hizmetidir. Bu ekipte fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzman hekimi, rehabilitasyon hemşiresi, fizyoterapist, iş uğraş terapisti, ruhsal sağlık ekibi, sosyal hizmet uzmanı, ortez ve protez teknisyeni, konuşma terapisti, çocuk gelişimi ve eğitimi uzmanı, diyetisyen, meslek danışmanı, rekreasyon terapisti ve konsultan hekimler vardır. DERMATOLOJİ 22 Sedef hastalığı SEDEF, TIbbın sebebini HENÜZ tam çözemediği DERİ HASTALIKLARINDAN BİRİ. GENEL KANININ AKSİNE, BULAŞICI BİR HASTALIK DEĞİL. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ’NDEN DERMATOLOJİ UZMANI DR. GÜL FINDIK, SEDEF HASTALIĞI HAKKINDA BİLGİLER VERDİ VE PİYASADAKİ BİTKİSEL MADDELERİN ÇÖZÜM OLMADIĞINI SÖYLEDİ. S edef nasıl bir hastalıktır? Sedef (psoriasis), toplumun yüzde ikisinde görülen bir deri hastalığı. Beklenmedik bir şekilde ortaya çıkıp kaybolabilir. ■ Belirtileri neler? Sedef bazen kaşıntılı olabilen, üzeri beyaz kepeklerle kaplı kızarıklıklara neden olur. Bunlar en çok, saçlı deride, dizde ve dirseklerde görülür. Tırnak tutulumuna bağlı olarak tırnaklarda çukurlaşmalar, renk ve şekil değişikliği ortaya çıkar. Eklemler de tutulabilir, eklem hareketleri sertleşir ve ağrılı olur. Sedef bulaşıcı değil ■ Sedef hastalığının nedenleri nelerdir? Sedef hastalığında deri hücrelerinin çoğalma döngüsü artmıştır, normalde 3-4 hafta iken bu hastalıkta 3-4 gün gibi kısa sürer. Bunun sebepleri halen tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak çoğu hastada neden saptanamaz. Aşırı alkol alımı, sigara, bazı ilaçlar sedefi kötüleştirebilir. ■ Kimlerde, hangi yaş gruplarında görülür? Kadınlarda başlangıç yaşı daha erken olma eğilimindedir. Her yaşta görülebilmekle birlikte, hastalığın ortaya çıkışı, 15-20 ve 55-60 yaşları arasında belirgin bir artış gösteriyor. Bulaşıcı bir hastalık değildir. ■ Sedef hastalığı olanların diğer cilt hastalıklarına/rahatsızlıklarına daha kolay yakalanmaları söz konusu mudur? Sedef hastaları, sekonder cilt enfeksiyonlarına yakalanabilir. Ayrıca tedaviye bağlı komplikasyonlar çıkabilir. Hastaların dikkatli takipleri önemlidir. Sedef hastalarında kardiyovasküler hastalık riski artmıştır. Omega 3 yararlı ■ Sedefin kesin tedavisi var mı? Sedef, depresyon ve kronik akciğer hastalığından sonra ruhsal etkileri en fazla olan üçüncü hastalık. Konjestif kalp yetmezliğinden sonra da fiziksel etkileri en fazla olan ikinci hastalıktır. Tedavi seçiminde hastanın yaşı, cinsiyeti, genel durumu, sedefin yaygınlığı, süresi, tipi, daha önce uygulanan tedaviler, sosyo-ekonomik ve psişik durum, eşlik eden hastalıklar göz önüne alınmalıdır. Tedavi yöntemleri, topikal tedavi, fototerapi ve sistemik tedaviler olarak üç grup altında toplanır. ■ Sedef hastalığı olanların özel bir beslenme rejimi uygulaması gerekir mi? Sedef hastalığı beslenme ile tetiklenebilir. Sedef tedavisinde beslenme ile alınan yağların kontrolü son derece önemlidir. Çünkü serbest yağ asidi düzeyleri genelde anormaldir. Omega 3 yağ asitleri sedefte yararlıdır. Balık yağları da yararlı olabilir. A vitamini ve çinkodan zengin besinler yararlıdır. D vitamininin de sedefte yararı gözlemlenmiştir. Bitkisel tedavi geçici çözüm ■ Sedef, bitkisel tedaviye cevap verir mi? Sedef kronik bir hastalıktır. Piyasada bitkisel tedavi adı altında birçok madde bulunuyor. Bunların hiçbirinin bilimsel bir geçerliliği yoktur. . ■ Cilt bakımında nelere dikkat etmeliler? Kullanılacak kozmetiklerin katkı maddesi az ve bileşiminin fizyolojik olması gerekir. Ayrıca cildin bariyer fonksiyonunu desteklemesi şarttır. Gereksiz kozmetikten uzak durulmalıdır. Banyoda kullanılan sabun ve şampuanların dermatolog tarafından önerilen özel ürünler olmasına dikkat edilmelidir. DR. GÜL FINDIK “Bazı kişiler, özellikle ailesinde sedef hastalığı olanlar hastalığa daha yatkındır. Sedef hastalığını boğaz enfeksiyonu, stres, deri hasarı gibi dış etkenler tetikleyebilir.” 23 “Sedef hastaları, sekonder cilt enfeksiyonlarına yakalanabilir. Ayrıca tedaviye bağlı komplikasyonlar çıkabilir. Hastaların dikkatli takipleri önemlidir. Sedef hastalarında kardiyovasküler hastalık riski artmıştır.” Sedef hastaları, cilt bakımına önem vermeli. Ayrıca sadece dermatoloğun önerdiği sabun ve şampuanlar kullanılmalı. KARDİYOVASKÜLER 24 TEKNOLOJİ KALP KURTARIYOR KALP VE DAMAR CERRAHİSİ, TIPTA TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN EN ÇOK UYGULANDIĞI ALAN. GÜN GEÇTİKÇE GELİŞEN AMELİYAT TEKNİKLERİ DAHA ÇOK HAYAT KURTARIYOR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ UZMANI YRD. DOÇ. DR. HACI AKAR, KALP AMELİYATLARININ GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE SEYRİNİ ANLATTI. Kalbin doğuştan olan ve cerrahi metotlar dışında tedavisi mümkün olmayan hastalıkların tedavisi, kalp cerrahisinin alanlarından biri. 25 G eçmişten günümüze kalp ameliyatlarının seyrini, bugün gelinen noktayı kısaca anlatabilir misiniz? Kalp cerrahisi teknolojiye son derece bağımlı bir daldır, tekâmülü de teknolojideki gelişmelere paralel olmuştur. Günümüzdeki anlamıyla modern kalp cerrahisinin ilk başlangıcı 1953 yılında Gibbon’un kalp-akciğer makinesini icadıyla başlar. Gelişen teknolojiler ve edinilen cerrahi tecrübelerin artmasıyla, ilk yıllarda ameliyat edilen hastaların yarıdan fazlası kaybedilirken, günümüzde artık bu oran yüzde 1’in altındadır. ■ Kardiyovasküler cerrahi ne tür cerrahi tedaviler uygular? Kalbin doğuştan olan ve cerrahi metotlar dışında tedavisi mümkün olmayan hastalıkların tedavisi, kalp cerrahisinin alanlarından biridir. Bu alan artık günümüzde çocuk kalp cerrahisi adıyla ayrı bir dal haline gelmiş durumdadır. Kalbin sonradan olan hastalıklarının cerrahi tedavisi kalp cerrahisinin ana ilgi alanıdır. Koroner bypass ameliyatları, kalp kapaklarına yönelik yapılan her türlü tamir ve değişim ameliyatları, kalp zarı ameliyatları, kalpten çıkan büyük damarların genişlemesi ve yırtılması ameliyatları ve kalp nakli, kalp cerrahisinde uygulanan ameliyat çeşitlerindendir. Damar cerrahisinde ise, karın ana damarının tıkanıklık ve genişlemelerinin ameliyat ve stent ile tedaisi, kol ve bacak arter tıkanıklıkları, şah damarı darama ve tıkanıklıklarının tedavisi söz konusudur. Toplardamar cerrahisi, varise yönelik her türlü girişim ve ameliyatları ile kronik venöz yetmezlik ve toplardamar tıkanıklıklarını kapsar. ■ Koroner by pass ameliyatı nasıl bir ameliyattır? Koroner bypass ameliyatı kalp cerrahisinde en çok uygulanan ameliyat çeşididir. Kelime olarak bypass köprüleme veya devre dışı bırakma anlamına gelir. Koroner arterde darlık ya da tıkanıklık nedeniyle engellenen kan akımının vücuttaki başka bir damar kullanılarak yeni bir yan yol oluşturulması ameliyatıdır. ■ Koroner bypass ameliyatlarında başarı oranı nedir? Koroner bypass ameliyatlarında başarı her hastaya göre değişmekle birlikte yüzde 95’in üstündedir. Koroner bypass ameliyatları bazı hastalarda (sol “Gelişen teknolojiler ve edinilen cerrahi tecrübelerin artmasıyla, ilk yıllarda ameliyat edilen hastaların yarıdan fazlası kaybedilirken, günümüzde artık bu oran yüzde 1’in altındadır.” yrd. DOÇ. DR. hacı akar ana koroner ciddi darlığı gibi) hayat kurtarıcı ve yaşam süresini artırıcı özellik taşır. Ama genel olarak bu ameliyatlar hastaların yaşam kalitesi ve konforunu artırırlar. Ameliyat öncesi var olan ve hastaların günlük yaşam aktiviteleri ve konforunu engelleyen göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi şikâyetleri kontrol altına alınır. Ameliyat sonrası hastalar normal yaşantılarına devam ederler. Yaşam tarzı değişikliği ■ Koroner bypass ameliyatları hangi hastalara yapılır? Koroner bypass ameliyatı koroner damarlarında ciddi darlık veya tam tıkanıklık olan ve ilaçla takibi mümkün olmayan ya da balon-stent işleminin uygun görülmediği hastalara uygulanır. İleri yaş ya da diyabet, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği gibi ek hastalıklar koroner bypass ameliyatları için bir engel değildir, ancak ameliyatın riskini artıran faktörlerdir ■ Koroner bypass ameliyatlarında sonuç kalıcı mıdır? Koroner bypass ameliyatları radikal değil palyatif ameliyatlardır. Yani o an için mevcut sorun giderilmiştir, sonrasında benzer problemlerle karşılaşılmaması tamamen hastanın ameliyat sonrası önerilen yaşam tarzı ve tedavilere ne kadar uyduğu ile alakalıdır. Hastaların ameliyat sonrası önerilen ilaçları düzenli kullanmaları ve önerilen periyotlarla kontrolden geçmeleri, kolesterolden zengin beslenme alışkanlığını ve sigara kullanımını bırakmaları, mutlaka fiziki aktivitede bulunmaları ve hareketsiz yaşamdan uzak kalmamaları ameliyatın sağladığı faydayı kalıcı kılmak açısından son derece önemlidir. ESTETİK CERRAHİ 26 Heykel gibi bir burun için Rinoplasti RİNOPLASTİ, BURNUNDAN NEFES ALAMAYANLAR VEYA BURNUNUN ŞEKLİNDEN MEMNUN OLMAYANLARA PLASTİK CERRAHİNİN SUNDUĞU EN GELİŞMİŞ YÖNTEM. RİNOPLASTİ AMELİYATLARINI ANLATAN MEDICANA SAMSUN HASTANESİ PLASTİK VE ESTETİK CERRAHİ UZMANI OP. DR. HALİT URGAN, RİNOPLASTİDEN BAŞARILI SONUÇ ALMAK İÇİN DOĞAL BURUN ARAYIŞINDAN VAZGEÇMEMEK GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYOR. 27 R inoplasti nedir? Kelime anlamı “Burun şekillendirmesi’’dir. Burnun tüm problemlerinin düzeltilmesi işlemidir. ■ Rinoplasti, hangi durumlarda ve hangi amaçla uygulanır? Rinoplasti ameliyatı, geçmişte yaşanılan bir travma sonrası burun şeklinin bozulduğu, nefes almanın güçleştiği durumlar ile genetik olarak kazanılmış, burun şeklinin bozuk ve yüze uyumsuz olduğu durumlarda uygulanmaktadır. Her insanın kendine özgü bir burnu olarak ayırt edilmeden uygulanan bir yöntemdir. ■ Rinoplastinin giderebildiği sorunlar nelerdir? Rinoplasti operasyonlarında her türlü burun şekil bozukluğu, burun-yüz orantısızlığı ve burundan kaynaklanan nefes alma problemleri düzeltilebilmektedir. Kısaca bazılarından örnekler vermek gerekirse, hump denilen burun sırtındaki tümseği oluşturan kemik-kıkırdak kompleksinin olması gerekenden yüksek olması, burun ucunun genişliği, düşük olması durumunda “Mutlaka rinoplasti uygulanmalıdır’’ diyebiliriz. Hastanın burun problemleri nedeniyle mutsuz olduğu her durumda rinoplasti kaçınılmazdır. Araştırmalara göre, hastanın psikolojik durumu, kendine güveni, sosyal ve iş hayatındaki başarısı, estetik operasyonlarla düzelmektedir. ■ Sonuç garanti midir? Tıpta hemen hiçbir ameliyatta sonuç garanti değildir. Her türlü hasta müdahalesinde felsefemiz, önce hastaya zarar vermemektir. Bu felsefeyle yola çıkarak, öncelikli “Her insan farklı bir buruna ve burun-yüz orantısına sahiptir. Hastanın istekleri kendi yüzüyle orantılı bir burun şekline yönelikse, bu konuda başarı sağlamak çok da zor değildir.” ve burun-yüz orantısı vardır. Rinoplasti ameliyatları da her insana farklı ve kişiye özgü yapılmalıdır. Bu nedenle rinoplastide amaç, burunda herhangi bir fonksiyon kaybı oluşturmadan şeklinin düzeltilmesinin yanı sıra, burun-yüz orantısının en iyi şekilde oluşturulması ve gerektiğinde fonksiyon bozukluklarının da düzeltilmesidir. Doğal burun arayışı ■ Hem estetik hem de tedavi amaçlı kullanılabilir mi? Günümüzde estetik cerrahide, burun, sadece görüntüye katkısı olan bir organ olarak görülmemektedir. Rinoplastide doktor ve hasta memnuniyeti, doğal burun arayışından geçmektedir. Bu amaca ulaşmak için burun, fonksiyonlarıyla birlikte değerlendirilir ve her türlü operasyon bu zeminde gerçekleştirilir. Fonksiyonel rinoplasti, estetik ya da tedavi edici burun operasyonu olması, sivri olması, eğri olması, burnun yüze oranla büyük olması, tek taraflı ya da iki tarafta da nefes almada güçlük gibi problemler rinoplasti operasyonlarıyla çözüme kavuşturulabilmektedir. ■ Rinoplasti kimlere uygulanır? Aslında rinoplasti operasyonu estetik amaçlı olarak “ben burnumdan memnun değilim’’ diyen herkese uygulanabilir. Estetik amaçlı rinoplastiler, uygulanması mutlaka şart olan operasyonlar değildir. Hastalar hiçbir sağlık problemi olmaksızın bu ameliyatı olmak isteyebilmektedirler. Ancak burada şu önemlidir; hasta doktor diyaloğu ile hastanın ne istediği ve doktorun ne verebileceği bilinmelidir. Rinoplastinin mutlaka uygulanması gereken durumlarına gelince, fonksiyonel olarak sorun yaşayan ya da burnun, görünümü yüzünden kişinin sosyal hayatını olumsuz etkileyecek düzeyde kötü op. DR. halit urgan hedefimiz hastanın müdahaleden sağlıklı çıkmasıdır. İkinci olarak, hastanın şikâyetlerinin düzelmesi amaçtır. Her insan farklı bir buruna ve burun-yüz orantısına sahiptir. Hastanın istekleri kendi yüzüyle orantılı bir burun şekline yönelikse, bu konuda başarı sağlamak çok da zor değildir. Ancak ünlü bir artistin fotoğrafını getirerek “Ben buna benzemek istiyorum” şeklindeki istekler hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmeyecek isteklerdir. Sağlıklı olan, kişinin kendisine özgü güzel bir buruna kavuşmasıdır. NÖROLOJİ 28 Oksipital blokaj migren ağrısına güle güle MİGREN, BİRÇOK İNSANA HAYATI ZİNDAN EDEN BİR RAHATSIZLIK. SEBEBİ VE KESİN TEDAVİSİ HENÜZ BULUNABİLMİŞ DEĞİL. ANCAK, OKSİPİTAL BLOKAJ TEDAVİSİ, MİGREN HASTALARINI AĞRIDAN KURTARIYOR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ NÖROLOJİ UZMANI DR. ADEM AKKURT, TEDAVİNİN ETKİLİ OLDUĞUNU VE AĞRILARIN GERİ GELMEDİĞİNİ SÖYLÜYOR. M igren nasıl bir hastalıktır? Neden oluşur? Migren, her şeyden önce, kendisini baş ağrısıyla gösteren bir hastalıktır. Bu baş ağrısı ön plandadır ve yaklaşık 4-72 saat boyunca sürebilir. Ağrı haricinde, hastanın bu dönem içerisinde kokudan, ışıktan rahatsız olduğu görülür. Diğer taraftan, migren atağı sırasında görme kayıpları, duygusal çöküntüler, nadir de olsa yarı felç durumları, bu tabloya eşlik edebilir. Migren, tıbbın henüz tam bir açıklama ve çözüm getiremediği hastalıklardan biridir. Migrenin, beyindeki kan damarları ve nörotransmitterlerdeki değişikliklere bağlı olduğu düşünülmektedir. Bu değişikliklerin niçin oluştuğunu açığa çıkarmak için araştırmalar halen sürmektedir. Kısaca özetlemek gerekirse, vücuttaki otonom sinir sisteminin geçici aksamasıyla ilişkilidir. Migren kadınlarda daha yaygın ■ Hangi tip baş ağrıları migrendir? Her baş ağrısı migren değildir. Kabaca tarif edersek, eğer baş ağrısı veya diğer belirtiler sizi normal günlük yaşamınızdan alıkoyuyorsa bu migren olabilir. ■ Kimlerde daha çok görülür? Risk faktörleri nelerdir? Erkeklere nazaran kadınlarda daha sık görülmekle birlikte, yaş faktörü de ayırıcı bir etken. 20-40 yaş aralığındaki kişilerde daha sık rastlanıyor. Sebepler henüz tam olarak ortaya konulamamış olsa da, migren çevresel ve psikolojik etkenlerin yanı sıra, bazı gıdaların alımıyla da tetiklenebiliyor. ■ Oksipital blokaj tedavisi nedir? Oksipital blokaj tedavisi, başın ağrı duyusuyla ilgili sinirinin, anestezik maddeler kullanılarak ağrı duyusunu algılamasını bloke etme yöntemidir. Etkisini 5 dakikada gösteriyor ■ Oksipital blokaj tedavisi nasıl uygulanıyor? Oksipital sinir bloku, hasta oturur pozisyonda ve baş hafif öne eğik posizyondayken uygulanır. Başın arka kısmında bulunan oksipital sinire, 2.5 santimetrelik 24-26 G iğne ile, hafif kranyal açı verilerek girilir. Kafatası kemiği ile deri arasına 3-5 ml lokal anestezik enjekte edilir. Genellikle sistemik etkileri olmayan, güvenli lokal bir tedavidir. Etkinliğinin görülmesi için gereken süre beş dakika kadar kısadır. Yapılan çalışmalarda, etkisinin sadece ilaca cevap vermeyen migren ağrılarıyla sınırlı olmadığı görülmüştür. Aşırı ilaç kullanımına bağlı baş ağrısı görülen hastalarda, servikojenik baş ağrısında, küme baş ağrısında ve oksipital nevraljide, oksipital sinir blokajıyla, değişen oranlarda olumlu yanıt alındığı görülmüştür. Ağrılar geri gelmiyor Oksipital blokaj tedavisinin klinik kullanımda asıl faydası, ilaçlara cevap vermeyen ve şiddetli migren atakları olan hastalarla, ağrıları nedeniyle sürekli ağrı kesici kullanmak zorunda DR. adem akkurt olan hasta gruplarına yöneliktir. Lokal bir tedavi olduğu için belirgin riski yoktur. Nadir olgularda boyun ağrısı ve baş dönmesi yapabilir. Fakat bu zamana kadar böyle bir yan etkiye rastlanmamıştır. ■ Bu tedavi migreni nasıl engelliyor? Kesin çözüm getiriyor mu? Verilen lokal anesteziklerin, migrende etkili olan sinirlerden miyelinsiz C lifleri ve ağrıya aracılık eden ince miyelinli A liflerinin ağrı iletimini belirli bir süre durdurmasıyla etki ediyor. Yapılan belirli seanslardan sonra, mekanizması tam olarak anlaşılamamakla birlikte, migren atakları enjeksiyonun etki süresi bitmesine rağmen tekrar gelmemektedir. Asıl tedaviyi önemli kılan özelliği de budur. 29 “Yapılan belirli seanslardan sonra, mekanizması tam olarak anlaşılamamakla birlikte, migren atakları enjeksiyonun etki süresi bitmesine rağmen tekrar gelmemektedir.” ÇOCUK HASTALIKLARI 30 Grip aşısı; kalp, akciğer, böbrek, kan hastalığı ve diyabeti olanlara yapılmalı. Yumurtaya alerjisi olanlara yapılmamalı. “Grip, soğuk algınlığından ve diğer solunum sistemi hastalıklarından farklı bir hastalıktır. Gripte de, soğuk algınlığında da burun akıntısı olur. Diğer yandan, grip vakalarında titreme, kas ağrısı ve baş ağrısı da görülür.” 31 “ÇOCUKTUR, ATLATIR” demeyin ÇOCUK GRİBİ DİYE AYRI BİR HASTALIK YOK, ÇOCUKLAR DA YETİŞKİNLERLE AYNI GRİBE YAKALANIYOR. ANCAK, ÖZELLİKLE YAŞLARI KÜÇÜKSE, GRİP ONLARDA DAHA AĞIR SEYREDEBİLİYOR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ ÇOCUK HASTALIKLARI UZMANI DR. ALAATTİN KÜÇÜKDEVECİ, GRİP BELİRTİLERİ GÖSTEREN ÇOCUĞU KENDİ HALİNE BIRAKMANIN TEHLİKELERİNE İŞARET EDİYOR. G rip çocuklarda daha mı tehlikeli? İnsan vücudunda, hastalıklarla savaşma görevi bağışıklık sistemindedir. İki yaşından küçük çocuklarda bağışıklık sistemi, gelişimini tamamlamadığı için, hastalıklara daha açıktır. Bu, grip için de geçerlidir. Elbette ki, çocuğun genel sağlığı, bağışıklık sisteminin direnç kapasitesi, iyi beslenmiş olup olmadığı gibi faktörler de, çocukta grip hastalığının seyrini etkileyecek faktörlerdir. Çocuk gribi farklı değil ■ Çocuk gribi diye ayrı bir grip var mı? Hayır, çocuk gribi diye, yaygın grip vakalarına sebep olan virüsler haricinde özel Grip; bronşite, zatürreye, kalp ve beyin iltihabına neden olabiliyor. bir virüsün sebep olduğu bir hastalık türü yoktur. Çocuklar da yetişkinlerin yakalandığı gribe yakalanır. ■ Çocuğun gribe mi yoksa soğuk algınlığına mı yakalandığı nasıl anlaşılır? Grip, soğuk algınlığından ve diğer solunum sistemi hastalıklarından farklı bir hastalıktır. Gribin de, soğuk algınlığının da benzer belirtileri vardır. Gripte de, soğuk algınlığında da burun akıntısı olur. Ateş her ikisinde de olabilir ama gripte ateş 40 dereceye kadar çıkabilir. Bu, ayırt edici bir faktördür. Diğer yandan, grip vakalarında titreme, kas ağrısı ve baş ağrısı da görülür. ■ Çocuklarda grip başka hastalıklara sebep oluyor mu? Bronşite, zatürreye, kalp ve beyin iltihabına neden olabilir. Hastalığın ilk haftasının sonlarına doğru üzerine bakteri eklenerek, bakteriye bağlı zatürre oluşabilir. Ağır nefes darlığı, kanlı balgam görülebilir. Mutlaka doktora götürülmeli ■ Çocuklarının grip tedavisinde ailelerin yaptığı hatalar neler? "Kendiliğinden geçer" diyerek hekime gitmekte geç kalmalarıdır. "Çocuktur atlatır" demek çok tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Özellikle çocuğun yaşı küçükse ve gribe özgü belirtiler görülüyorsa, mutlaka doktoruna gösterilmesi gerekir. Grip virüsüyle savaşmak çocuklarda vücut direncini düşürücü etki yapabilir, bu yüzden başka hastalıklara dr. ALAATTİN KÜÇÜKDEVECİ karşı daha savunmasız hale gelirler. Gribin başka hastalıklara sebep olabilmesi de bu yüzdendir. ■ Grip olan çocuklara ilaç verilmeli mi? Çocuğu grip olmuşsa aile nasıl davranmalı? Her ne kadar hem koruyucu hem de tedavi edici özellikleri olan antiviral ilaçlar varsa da, uygulamada çok fazla kullanılmamaktadırlar. Onlar yerine, semptomatik tedavi amacıyla, ateş düşürücü, öksürük şurubu, burun damlası ve gerekirse antibiyotik kullanılmaktadır. Ancak aileler, çocuklarına kendi başlarına ilaç vermemeli. Tedaviyi mutlaka bir hekim belirlemeli. Eğer belirtiler uzun süre geçmesine rağmen düzelmiyorsa, yüksek ateş devam ediyorsa, solunum sıkıntısı başlamışsa, çocuğun bilinç durumunda değişiklikler görülüyorsa hemen doktora götürülmesi gerekir. Aşı altıncı aydan sonra ■ Çocuklara grip aşısı yapılabilir mi? Grip aşısı çocuklara altıncı aydan itibaren kas içine yapılabilir. Pek uygulaması olmayan, burundan uygulanan canlı grip aşıları ise iki yaşından itibaren yapılmaktadır. Grip aşısı ABD dışında rutin uygulamada değildir. KADIN HASTALIKLARI 32 KADIN GENİTAL kanserlerinde belirtiler KADIN GENİTAL ORGANLARINDA GÖRÜLEN KANSERLERİN FARKLI TÜRLERİ VE HER BİRİNİN FARKLI BELİRTİLERİ VAR. ERKEN AŞAMADA TANI KONDUĞUNDA, HEPSİ İÇİN TEDAVİ MÜMKÜN. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI UZMANI PROF. DR. CAZİP ÜSTÜN, KADIN GENİTAL KANSERLERİNDE HANGİ BELİRTİLERİN GÖRÜLDÜĞÜNÜ ANLATTI. K adın genital kanserleri nelerdir? Kadın genital kanserleri, vulva kanseri, rahim ağzı kanseri, uterus kanserleri, rahim zarı kanseri, yumurtalık kanserleri, tüp kanserleri olarak sınıflandırılabilir. Sıklık olarak, ilk üç sırayı her zaman yumurtalık kanseri, rahim zarı kanseri ve rahim ağzı kanseri alır. Sebep virüs PROF. DR. cazip üstün ■ Genital kansere hangi kadınlar daha yatkındır? Vulva kanseri daha çok şişman, diyabetik ve yüksek tansiyonlu hastalarda, tedaviye yanıt vermeyen uzun süreli vulva kaşıntısı olan kadınlarda sıktır. Rahim ağzı kanseri artık cinsel yolla bulaşan bir kanser türü olarak tanımlanmakta ve bunda asıl rolü Human Papilloma Virüsü oynamaktadır. Rahim zarı kanseri, daha ziyade hiç doğum yapmamış, şişman, erken yaşta âdet görmeye başlamış, geç menopoza girmiş, uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmış kişilerde sık görülür. Yumurtalık kanserlerinde aile hikâyesi öne çıkar. Yumurtalık kanserlerinin yüzde 10’u genetik geçişlidir. Birinci derece akrabalarında (anne, teyze, kız kardeş) yumurtalık kanseri hikâyesi sadece bir tane olan kişide risk yüzde dört iken, iki tane birinci derece akrabasında yumurtalık kanseri olan kişide risk yüzde 50’ye kadar çıkar. ■ Belirtileri neler? Vulva kanserlerinin en erken belirtisi tedaviye yanıt vermeyen uzun süreli kaşıntıdır. Bu durumda mutlaka biyopsi alınmalıdır. Vagen kanseri genellikle anormal vajinal kanama veya akıntı ile kendini belli eder. Rahim ağzı kanserlerinin en önemli belki de ilk belirtisi cinsel ilişki sonrası kanamadır. Bunun yanı sıra kokulu ve kanlı akıntı ile de kendisini belli eder. Yumurtalık ve tüp kanserlerinin maalesef erken belirtisi yoktur. Bunlar ancak ileri evrelerde karın içine yayılınca belirti vermeye başlar. Bunlar ara- 33 Yılda bir kez kontrol ile özellikle rahim ağzı kanseri yüzde yüz erken teşhis edilebiliyor. sında da en sık gözlenen karında sıvı toplanmasıdır. Yıllık kontrol önemli ■ Genital kanserler erken tespit edilebilir mi? Kadın genital kanserlerinde erken tanı başarısı en çok rahim ağzı kanserlerinde yakalanmıştır. Bir tarama yöntemi olan smear’ın tanı koyduruculuğu yüzde 86’dır. Rahim ağzı kanserinin, yayılma kabiliyetine ulaşmadığı dönemden çevreye yayılabilen hale geçmesi için ortalama 7-10 sene gerekir. Dolayısıyla, yılda bir kez kontrol ile rahim ağzı kanserini yayılma öncesi dönemde yakalama şansı hemen hemen yüzde yüzdür. ■ Nasıl tedavi ediliyor? Genital kanserlerin tedavisi hastalığın evresi, tipi ve histolojik farklılaşması ile doğrudan bağlantı gösterir. İlk tercih edilecek yöntem cerrahi olmakla birlikte, hastalığın yayılma miktarı ve özelliklerine göre cerrahiye ilave olarak radyoterapi veya kemoterapi ya da her ikisi birden verilir. Bazen de hastalık ilk başvuruda cerrahi sınırları aşmış olur. O zaman da hastalığın türüne göre ilk seçenek olarak kemoterapi veya radyoterapi ya da her ikisine birden başvurulabilir. ■ Yaşam koşulları genital kanser riskini artırır mı? Vulva kanserinde dış irritanların rolü küçümsenmeyecek orandadır. Dış genital organlarda irritasyona yol açacak her şeyden kaçınmak gerekir. Yine vulva, vagen ve rahim ağzı kanserlerinde, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak, bu kanserlerden korunmayı da sağlayacaktır. Bu da tek eşlilik ve prezervatif kullanımı gibi yöntemlerle sağlanabilir. Rahim ağzı kanseri için aşı geliştirilmiştir. Yumurtalık kanserinde ise doğum kontrol hapları yumurtlamayı durdurarak korunma sağlar. Eğer kişinin doğum kontrol hapı kullanımı yönünden tıbbi bir engeli yok ise beş yılın üzerinde kullanımı, Oumurtalık kanseri riskini yüzde 50 azaltır. “Rahim ağzı kanseri artık cinsel yolla bulaşan bir kanser türü olarak tanımlanmakta ve bunda da asıl rolü Human PaPIllOma VirÜSÜ oynamaktadır.” KULAK BURUN BOĞAZ 34 Baş dönmesinin diğer adı İKİ AYAĞIMIZIN ÜZERİNDE DEVRİLMEDEN DURABİLMEYİ, ÇOK HASSAS BİR MEKANİZMA OLAN DENGE SİSTEMİMİZE BORÇLUYUZ. BU SİSTEM BOZULDUĞUNDA, VERTİGO DENEN RAHATSIZLIK, YANİ BAŞ DÖNMESİ ORTAYA ÇIKIYOR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI UZMANI PROF. DR. TEOMAN ŞEŞEN, VERTİGONUN SEBEPLERİNİ VE NASIL TEDAVİ EDİLDİĞİNİ ANLATTI. VERTİGO 35 V ertigo nedir? Baş dönmesi, çeşitli istatistiksel araştırma verilerine göre, tüm hastaların doktora başvuru nedenleri arasında ağrıdan sonra ikinci sırada yer alan bir bulgudur. Genel olarak vertigo terimiyle ifade edilir. Baş dönmesini kısaca, kişinin boşlukta yön bulamaması, duruşunu ve dengesini sağlayamaması diye tarif edebiliriz. ■ Baş dönmesi başlı başına bir hastalık mıdır? Baş dönmesi kesinlikle bir hastalık değildir. İnsan organizmasında dengeyi sağlayan merkezlerin, hatta onların dışındaki birçok organ ve yapıların çeşitli hastalıklarında, hastalığa ait belirtilerle beraber görülen bir bulgudur. Her baş dönmesi vertigo değil ■ Tüm baş dönmeleri hastalık işareti midir? Hastalar, tansiyon düşüklüğü veya kansızlık durumuna bağlı olarak görülebilen hafif göz kararmasını bile baş dönmesi olarak ifade edebilirler. Bu gibi şikâyetleri gerçek baş dönmesi olarak kabul etmeyiz. Yine de hastaların şikâyetlerini ayrıntılı olarak sorgulayarak karar vermek gerekir. Gerçek baş dönmeleri, dengemizi sağlayan merkezlerdeki herhangi bir hastalıkta ortaya çıkar ve daha çok etrafın dönmesi şeklindedir. ■ Denge nasıl sağlanır? Dengede rol oynayan anatomik yapılar olarak, iç kulak, beyincik, beyinin ilgili merkezleri, omurilik, göz ile eklemleri ve kasları sayabiliriz. Görme sistemi ve kinestetik adale-eklemlerle alınan duyu uyarıları omurilik, iç kulak, beyincik ve beyindeki ilgili merkezlere iletilir. Buralarda yorumlanan bilgilere göre dengemizi sağlarız. ■ Vertigo vakalarında kişi ne gibi şikâyetler hisseder? Genelde hastalar baş dönmesini, gövdenin ve çevrenin dönme hissi, yürümede zorluk, dengesizlik hissi, sarhoşluk, sersemlik, göz kararması hissi, suda duran bir aracın sallanma, kayma, itilme, çekilme hissi, şahsın dik, gergin pozisyonunu korumakta güçlük çekmesi, ayağının altından halının çekilme hissi, bir yana doğru kayma hissi gibi çok çeşitli şekilde hissederler. Baş dönmesinin yanı sıra bulantı ve kusma, kulaklarda uğultu ve çınlama, işitme kaybı, kulakta basınç ve dolgunluk hissi, gözlerde anormal hareket hissi, yüzde ve kollarda uyuşma tarif ederler. ■ Sebepleri ne olabilir? Viral bir üst solunum yolu enfeksiyonu, menenjit ve diğer ateşli hastalıklar, kafa travmaları, iç kulak sıvı miktarında artış, damarsal bozukluklar, bazı tümörler, müzmin orta kulak iltihapları baş dönmesine neden olabilir. Bunun için hastalar ayrıntılı bir şekilde sorgulanmalıdır. Kendiliğinden de iyileşebiliyor ■ Ne gibi tetkikler yapılır? Kulak zarları ve işitme durumu iyice değerlendirilir. Yüzde his kaybına bakılır. Nistagmus dediğimiz anormal göz hareketi varlığı incelenir. Değişik denge testleri yapılır. Beyincikle ilgili beceri testleri değerlendirilir, ayrıntılı nörolojik muayene yapılır. İşitme ve denge ile ilgili olarak odyolojik tetkikler, tomografi veya MR tetkikleri, kanla ilgili incelemeler yapılır. ■ Nasıl tedavi edilir? Baş dönmesine neden olan hastalığın belirlenip asıl nedenin tedavisi gerekir. Birçok durumda neden bulunamadığı için, hastanın şikâyetlerinin giderilmesine yönelik semptomatik tedavi uygulanır. Pozisyonel vertigoda bazı egzersiz uygulamaları yapılır. Tümörlerde cerrahi olarak tümör çıkarılır. Bir kısmı da kendiliğinden iyileşme gösterir. ■ Vertigonun önüne geçmek ya da hastalığın şiddetini azaltmak için nelere dikkat edilmelidir? Baş dönmesine neden olabilecek etkenlerden korunulmalıdır. Ani hareketlerden kaçınmak gerekir. Sigara, alkol, tuz, kahve ve yağlı yiyecekleri kısıtlamak gerekir. Varsa tiroid, migren hipertansiyon gibi hastalıklarının tedavisi yapılmalıdır. prof. DR. teoman şeşen “Baş dönmesine neden olabilecek etkenlerden korunulmalıdır. Ani hareketlerden kaçınmak gerekir. Sigara, alkol, tuz, kahve ve yağlı yiyecekler kısıtlaNMALI.” Baş dönmesine birçok etken sebep olabiliyor. Onlardan biri de ani hareket etmek. MEME SAĞLIĞI 36 MEME HASTALIKLARI NASIL ANLAŞILIR? H angi belirtiler bir meme hastalığının işareti olabilir? En önde gelen belirti memedeki kitledir. Hastaların çoğu kitleyi kendisi bulup doktora gelir. Meme başından akıntı ikinci sıklıkla görülen belirtidir. Meme başı akıntılarının yüzde 90’ı iyi huylu hastalıkların belirtisi olmakla beraber, 50 yaşından büyük kadınlarda meme başı akıntısı kötü huylu tümör yönünden önemlidir. Memede ağrı çoğunlukla iyi huylu bir nedene bağlıdır. Ancak meme kanserlerinin sadece yüzde 10'unda kitle ile birlikte ağrı bulunmuştur. Deri belirtileri ileri evre meme kanserinde ortaya çıkar. Bunlar; portakal kabuğu görünümü, kızarıklık, ülserasyon, satellit nodüller ve meme derisinde çekilmelerdir. Meme başındaki renk değişikliği, kızarıklık, pullanma, ülserasyon, erozyon, kaşıntı ve egzama benzeri değişiklikler paget hastalığının belirtileri olabilir. Meme başında çekilme santral yerleşimli bir kanseri akla getirmelidir. Meme MEME SAĞLIĞINI KORUMAK, KADINLARIN GENEL SAĞLIĞI AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEM kanserinde uzak metastazlara ait TAŞIYOR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ belirtiler de görülebilir. Bunlar koltuk altında şişlikler, kolda GENEL CERRAHİ UZMANI PROF. DR. MAHMUT ödem, supraklavikular alanda şişlik BAŞOĞLU, MEME SAĞLIĞI VE CERRAHİSİ ve kemik ağrılarıdır. Erken âdet riski artırıyor KONUSUNDA MERAK EDİLENLERİ YANITLADI. ■ Meme sağlığını tehdit eden ÖZELLİKLE MEME KANSERİNDEN KORUNMAK faktörler nelerdir? İÇİN, DÜZENLİ EGZERSİZ VE SAĞLIKLI Daha önce meme kanseri geçirmiş ve tedavi olmuş kadınlarda, diğer BESLENME ŞART. memede kanser gelişme olasılığı normal kadınlara göre üç dört kat daha fazla. Ailede birinci derece yakınlarında meme kanseri olan kişilerde, meme kanserine yakalanma olasılığı, ailesinde meme kanseri olmayan kadınlara göre iki kat daha fazla. İleri yaş önemli bir risk faktörü. Meme kanseri teşhisi konan kadınların yüzde 70’i, 50 yaş üzerindedir. Âdet görmeye erken başlanması, menopoza geç girilmesi meme kanseri gelişme riski artırır. İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı, 20 yaşından önce doğuranlara göre iki kat fazla. Menopoz nedeniyle 5-10 yıldan fazla östrojen tedavisi alanlarda da risk artar. ■ Meme ucu akıntıları nelerin göstergesidir? Tek taraflı, süt olmayan ve tek duktustan gelen akıntı önemlidir. İki taraftan süt kıvamında akıntı varsa hipofiz adenomu veya hipotiroidiye bağlıdır. Akıntının tek memeden ve tek duktustan olması özellikle akıntının kanlı olması veya akıntıyla birlikte memede kitle bulunması kanser yönünden önemlidir. Egzersiz önemli ■ Kadınlar meme sağlığını korumak için neler yapabilirler? Düzenli egzersiz ve jimnastik yapan kadınlarda meme kanseri riskinin azaldığı bilinmektedir. Meme kanseri ile beslenmenin de önemli bir ilişkisi var. Sebze ve meyveden zengin beslenmek, ağır yağlı yiyeceklerden uzak durmak önemlidir. Alkol kullanılmamalıdır. Hafif egzersiz yapılması, haftada dört saat tempolu yürüyüş, şişmanlığın azaltılması ile meme kanseri riski yüzde 30-40 oranında azaltılabilir. ■ Meme hastalıklarında hangi cerrahi yöntemleri uygulanır? Temel olarak üç yöntem kullanılır. Bunlar, tüm memenin alınması (mastektomi), sadece kanserli kitlenin çıkartılması (lumpektomi) ve memenin bir bölümünün çıkartılmasıdır (quadranektomi). ■ Estetik amaçlı meme ameliyatları meme sağlığını tehlikeye atar mı? Bugüne kadar meme protezleri ve meme kanserleri arasında hiçbir ilişki bulunmamıştır. Hatta bazı çalışmalar, meme protezi takılan hastalarda, meme kanseri görülme riskinin azaldığını söylemektedir. “Meme başı akıntılarının yüzde 90’ı iyi huylu hastalıkların belirtisi olmakla beraber, 50 yaşından büyük PROF. DR. MAHMUT BAŞOĞLU kadınlarda meme başı akıntısı kötü huylu tümör yönünden önemlidir.” 37 Düzenli egzersiz, sebze ve meyve ağırlıklı beslenme, sizi meme kanserinden uzak tutacaktır. DİŞ 38 İmplant tedavisiyle DAMAĞINIZIN TADI yerine gelsin 39 KLASİK DAMAK PROTEZİ KULLANANLAR, BULANTI REFLEKSİNDEN DAMAK TADINI KAYBETMEYE KADAR ÇEŞİTLİ SORUNLAR YAŞIYOR. GELİŞEN İMPLANT TEDAVİSİ, TÜM BU SORUNLARI ORTADAN KALDIRABİLİYOR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ’NDEN UZ. DT. ALİ ÇAĞHAN OVALI, İMPLANT KONUSUNDA MERAK EDİLENLERİ YANITLADI. DİŞ 40 41 İmplant uygulamasında, ağrıya karşı uygun anestezi uygulanabildiği gibi, genel anestezi de yapılabiliyor. “İmplant çözümlü diş protezlerinde, protez yapılan implantlardan da destek aldığı için, sınırları damak kubbesine kadar uzanmaz.” UZ. DT. ALİ ÇAĞHAN OVALI İ mplant nedir? Eksik olan dişlerin fonksiyon, fonasyon ve estetiğini tekrar sağlamak amacıyla, çene kemiği içine yerleştirilen ve titanyumdan yapılan yapay diş köküdür. ■ İmplant hangi durumlarda uygulanır? İmplant sayesinde, tek diş eksikliği olan hastalarda, çekilen dişe komşu iki dişi kesip protez uygulamak yerine, bu dişleri koruyarak, çekilmiş dişin yerine tek bir implant yerleştirerek estetik ve fonksiyon sağlanabilir. Sonu dişsiz sonlanan durumlarda, takılıp çıkarılabilen bir protez yerine, dişsiz bölgeye en uygun sayıda yerleştirilen implantlarla sabit bir köprü yapılabilir. Dişsiz bölge çok uzunsa, uygun sayıda implant ile yapılacak köprünün dayanıklılığı artırılabilir. Alt ve üst çenenin tamamen dişsiz olduğu ve hareketli 'HYPERLINK' protez kullanan hastalarda, her bir çeneye iki ile dört adet arasında implant uygulanarak, hareketli protezin tutuculuğunun artmasına da yardımcı olabiliyoruz. Bulantı refleksine son Her iki çenenin de dişsiz olduğu vakalarda, yapılan üst damak protezinin sınırları tüm ağız tavanını kaplamakta, birçok hastada bu durum bulantı refleksinin oluşmasına ve protezi kullanamamaya kadar gitmektedir. Ayrıca, kültürümüzde de var olan 'damak tadı' kavramı bu protezlerle ortadan kalkmaktadır. İmplant çözümlü diş protezi uygulamalarında, tam damak kullanımına gerek duyulmaz. Protez, yapılan implantlardan da destek aldığı için sınırları damak kubbesine kadar uzanmaz. Böylece bulantı refleksi ortadan kalkar ve hastaların yedikleri gıdalardan tat alma duyuları artar. ■ İmplant tedavisi hangi vakalarda, ne avantajlar sunar? İmplant tedavisi yerine klasik bir protetik köprü uygulaması da yapılabilir. Ancak, yapılacak köprüyü taşıyabilmesi için dişsiz bölgenin hem önündeki hem de arkasındaki sağlıklı dişler kullanmak zorunludur. Bu dişler kesilerek küçültülür ve köprünün bağlı olduğu kronları taşır. Kesim işlemi, sağlıklı dişlerin koruyucu mine tabakalarını kaybetmelerine neden olur ve dişlerin ömrünü azalır. İmplant tedavisi sayesinde, bu sağlam dişlerin kesilmesine gerek kalmadan etkin bir çözüm bulunmuş olur. ■ İmplant uygulamalarında hasta ağrı veya acı hisseder mi? Uygun anestezi yöntemlerinin uygulanması durumunda herhangi bir ağrı veya acı söz konusu değildir. Genel anestezi de yapılabiliyor. ■ İmplantlar uzun ömürlü müdür? İmplantın ömrü birçok etkene bağlı. Bunların en önemlisi, ağız hijyeninin en iyi şekilde sağlanması. Unutulmaması gereken önemli bir nokta da, tavsiyelere uyulmadığı ve kontrol randevularına zamanında gelinmediği takdirde, hastalarımız doğal dişlerini hangi nedenle kaybettilerse, implantlarını da aynı nedenle kaybetme riskiyle karşı karşıya olduklarıdır. Hastalarımızdan, implant uygulanan bölgenin temizliği için yeterli zamanı ayırmalarını önemle istiyoruz. ■ Implant herhangi bir alerjiye neden olur mu? Yapılan çalışmalarda en uygun implant yüzeyinin, alaşım içermeyen titanyum olduğu belirtiliyor. Titanyum kaplamalı yüzeyler, hiçbir şekilde alerjik reaksiyona neden olmaz. Ağız hijyeni, implantın ömrünü uzatıyor. KARDİYOLOJİ 42 Korktuğunuz gibi değil Koroner anjiyografi 43 HALK ARASINDA “ANJİYO OLMAK” DİYE BİLİNEN KORONER ANJİYOGRAFİ, ASLINDA SON DERECE BASİT VE KOLAY UYGULANABİLEN BİR TANI KOYMA YÖNTEMİ. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ KARDİYOLOJİ UZMANI DOÇ. DR. KENAN DURNA, KORONER KALP HASTALIKLARI VE KORONER ANJİYOGRAFİ KONULARINDA AYDINLATICI BİLGİLER VERDİ. K oroner damar hastalıkları nelerdir? Kalbin beslenmesini ve kanlanmasını sağlayan damarlara koroner damarlar denir. Bu damarlarda oluşan tıkanma, daralma gibi hastalıklara da koroner kalp hastalıkları denir. ■ Koroner damar hastalıklarının sebepleri nelerdir? En önemli nedeni, damar duvarına biriken kolesterol gibi maddelerin damar duvarını daraltması ve tıkamasıdır. Bu darlığın üzerine eklenen kan pıhtısı da damarda ani tıkanmaya yol açarak kalp krizine neden olur. Kolesterol ve yüksek tansiyon DOÇ. DR. KENAN DURNA ■ Kimler daha yatkındır? Anne, baba ve kardeşlerinde kalp krizi veya genç yaşta ani ölüm bulunanlar ile bunlara balon ya da stent uygulanmış olanlar koroner kalp hastalığı için riskli gruptur. Erkeklerin 45 yaşın üzerinde olması, kadınların 55 yaşını geçmiş veya erken menopoza girmiş olmaları da riski artırır. Sigara içmek, yüksek tansiyon ya da şeker hastası olmak, kolesterol yüksekliği bulunması da risktir. Şişmanlık, hareketsizlik, “İşlem sırasında sadece başlangıçta uyuşturmak için yapılan iğnenin acısı duyulur, başka ağrı hissedilmez. İşlem riski son derece düşüktür, on binde bir kadardır.” spor yapmamak ve aşırı stres de sayılabilir. ■ Koroner damar hastalıklarına neler sebep olur? Kolesterol ve iltihap hücrelerinin koroner damarlarda birikmesiyle oluşan damar darlıkları, damarı yavaş yavaş tıkayarak koroner arter hastalığına yol açar. Bu damarların kan pıhtısı ile ani olarak tıkanması da kalp krizi ve ani ölümle sonuçlanabilir. ■ Koroner anjiyografi nedir? Koroner anjiyografi, koroner damarların görüntülenmesini sağlayan bir tanı yöntemidir. Koroner damarlarda darlık ya da tıkanma olup olmadığını, varsa kaç damarda ve yüzde kaç oranında darlık olduğunu gösteren bir işlemdir. Risk son derece düşük ■ Koroner anjiyografi nasıl uygulanır? Kasık veya kol bölgesi uyuşturularak atar damara kılıf konur. Buradan kalbe kateter denen ince uzun borucuklar gönderilerek bunların içinden damarların görünür hale gelmesini sağlayacak opak maddeler verilir ve damarlardaki darlık ve tıkanmalar tespit edilir. İşlem 15-20 dakika sürer. Hasta bayıltılmaz, sohbet edilerek yapılır. İşlem sırasında sadece başlangıçta uyuşturmak için yapılan iğnenin acısı duyulur, başka ağrı hissedilmez. İşlem riski son derece düşüktür, on binde bir kadardır. ■ Koroner anjiyografi sırasında hasta neler yaşar? İşlemin stresini azaltmak için anjiyo öncesinde hastaya rahatlatıcı ilaç verilebilir. Hasta, işlem sırasında damarlarını seyredebilir. Kalbin kasılmasını göstermek için verilen maddenin oluşturduğu 5-10 saniye süreli geçici ateş basması dışında hasta olumsuzluk hissetmez. İşlem bitiminde hastalarımız genellikle, “Bu kadar kolay olduğunu bilseydim bu kadar korkmazdım, boşuna endişelenmişim” derler. Anjiyo, tedavi yöntemi değil ■ Koroner anjiyografi, bir görüntüleme yöntemi midir, bir tedavi yöntemi midir? Bir tanı yöntemidir. Damarlarda darlık olup olmadığını gösterir. Hangi tedavi yönteminin daha uygun olduğunu saptarız. Eğer darlık varsa ve uygunsa o sırada hastanın darlık veya tıkanıklık bulunan damarlarına balon-stent işlemi uygulanarak tedavisi de yapılmış olur. Bu, hasta için ek bir acı ve işlem gerektirmez. ■ Koroner anjiyografi sonrasında hasta nelere dikkat etmelidir? Koroner anjiyografi sonrasında hastaların dikkat etmesi gereken tek nokta giriş yerinden olabilecek kanamalardır. Hastalar anjiyo sonrasında 4-6 saatte, balon-stent işlemi sonrasında da ertesi gün taburcu olup günlük yaşamlarına dönebilirler. GÖĞÜS HASTALIKLARI 44 Sigaranın acı sonucu Hastalığa, sigara kullanan 40 yaş üzeri kişilerde daha çok rastlanıyor. koah 45 SİGARA KULLANIYOR VE SÜREKLİ NEFES DARLIĞI ÇEKİYORSANIZ, KOAH HASTASI OLABİLİRSİNİZ. BÜYÜK ORANDA SİGARANIN SEBEP OLDUĞU BU HASTALIK HAKKINDA, MEDICANA SAMSUN HASTANESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANI DR. SALİH BİLGİN İLE KONUŞTUK. HASTALIK, TAMAMEN ORTADAN KALDIRILAMIYOR, AMA GEREKLİ TEDAVİLERLE YAŞAM KALİTESİ KISMEN ARTIRILABİLİYOR. K “KOAH yavaş ilerleyen ve zaman içinde kötüleşme gösteren bir hastalıktır. Öksürük, sabahları daha da artan balgam çıkarma, nefes darlığı, hışırtılı solunum en önemli belirtileridir.” OAH nedir, nasıl bir hastalıktır? KOAH (Kronik Obstriktif Akciğer Hastalığı), genellikle ilerleyici, zararlı partiküllere karşı akciğerlerde gelişen anormal inflamatuvar yanıt ile ilişkili, hava akımı kısıtlanması ile karakterize olan, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Hastalığın iki tipi vardır. Kronik bronşit, akciğerlerdeki hava yolları daraldığında ve kısmen mukus ile tıkandığında oluşur. Amfizem ise, akciğerlerin en ufak birimi olan hava kesecikleri harap olduğunda ortaya çıkar. Klasik belirtisi nefes darlığıdır. Genellikle bu ikisi, bir hastada karışık olarak bulunur. ■ Kimlerde daha sık görülür? Risk faktörleri nelerdir? Hastalık 40 yaş üzerinde sigara içen bireylerde daha sık görülür. Bilinen risk faktörleri, aktif sigara içimi, mesleki maruziyet ve alfa-1 antitripsin adı verilen kalıtsal enzim eksikliğidir. Olası risk faktörleri ise hava kirliliği, pasif sigara içimi, geçirilmiş solunum sistemi enfeksiyonları olarak sıralanabilir. KOAH gelişiminden yüzde 80-90 oranında sigara sorumludur. Astımdan farklı ■ Astımdan farkı nedir? DR. SALİH BİLGİN Her iki hastalık da solunum yolları daralması ile giden hastalıktır. Ancak KOAH daha çok 40 yaş üzerinde görülürken, astım her yaşta görülebilir. Astımda aile öyküsü baskın iken KOAH’ta baskın değildir. Astım nöbetler halinde seyrederken ve nöbetler arası hasta normal iken, KOAH hastalarında sürekli semptomlar vardır. Hemen her KOAH hastası sigara kullanan kişilerdir. ■ Ne tip belirtiler verir? KOAH yavaş ilerleyen ve zaman içinde kötüleşme gösteren bir hastalıktır. Öksürük, sabahları daha da artan balgam çıkarma, nefes darlığı, hışırtılı solunum en önemli belirtileridir. Başlangıçta sadece egzersiz veya ağır iş görme sırasında nefes darlığı gelişir. Zaman geçtikçe yürüme, giyinme ve hatta yemek yeme gibi günlük aktiviteler sırasında nefes darlığı gelişir. Amfizemin ağırlıklı olduğu hastalar zayıftır. Öksürük ve balgam daha az olur. Göğüs kafesi genişleyerek fıçı göğüs şeklini alır. Müzmin bronşitin ağırlıkta olduğu hastalar daha şişmandır, derileri, dilleri, dudakları mordur. Öksürük ve balgam önde gelir. KOAH hastalığında tanıyı, risk faktörleri olan hastada, eğer semptomlar varsa solunum fonksiyon testi yaparak koyarız. Sigara içen bir kişi, eğer birbirini takip eden üç yıl boyunca kışları öksürük ve balgam şikâyeti varsa, KOAH’tan kuşkulanmalı ve göğüs hastalıkları uzmanına başvurmalıdır. Hasta kendini çok iyi korumalı ■ Kesin tedavisi var mıdır? KOAH tamamen iyileştirilebilen bir hastalık değildir, ancak önlenebilir ve kontrol altına alınabilir. Hastalığın ilerlemesinin durdurulması tedavinin ana amacıdır. Ayrıca birçok hastada iş görmeyi engelleyen belirtiler azaltılabilir. Bunun için uyulması gereken üç kural vardır. Birinci kural, sigara içilen ortama bile girmemek gerekir. Bu olmasa olmaz koşuldur. İkinci kural, bol su tüketmektir. Hastaların en az iki litre ılık su içmesini öneririz. Üçüncü kural, hastanın kendini çok iyi koruması gerekmektedir. Toplu yaşam ortamlarından kaçınmalı, aşırı soğuk ve sıcaktan korumalı, her yıl grip aşısı yaptırmalı, kısaca kendini küçük bir çocuk gibi korumalıdır. ■ KOAH’lı hastalar neler yapmalı ve neler yapmamalı? Hastaların aşırı karbonhidratlardan (un ve şekerden) kaçınması, bol su içmesi, uyulması gereken önemli bir kuraldır. Mümkün olduğunca proteinli besinlerle beslenmesi önemlidir. KOAH’lı hasta az ve sık yemelidir. Günlük üç öğün yerine altı öğün yemelidir. Hastanın solunum egzersizleri yapması, her gün düzenli egzersiz yapması, en azından yürümesi hastalığın ilerlemesini önler. Hastalar beş yılda bir zatürre aşışı, her yıl grip aşısı yaptırmalıdır. ORTOPEDİ 46 “Kalça osteoartritinin en önemli ve rahatsız edici bulgusu ağrıdır. Başlangıçta uzun süre ayakta kalma ve yorulma sonucu olan kalça ağrısı, zaman içinde istirahat sırasında da olmaya başlar, hatta kişinin uykusunu bile olumsuz etkiler.” 47 Biz onu kireçlenme diye biliyoruz “ VÜCUDUN YÜKÜNÜ ÇEKEN EKLEMLER ZAMANLA AŞININCA, KİREÇLENME OLARAK BİLİNEN HASTALIK ORTAYA ÇIKIYOR. KALÇA EKLEMİNDE GÖRÜLEN KİREÇLENMELER HAYAT KALİTESİNİ DAHA DA OLUMSUZ ETKİLİYOR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ ORTOPEDİ UZMANI PROF. DR. YILMAZ TOKMAK, HASTALIĞIN TEDAVİSİ VE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR HAKKINDA BİLGİ VERDİ. EKLEMLERİMİZDE KİREÇ BİRİKMİYOR, SADECE AŞINIYORLAR. K alça osteoartriti nedir? Kalça ekleminin aşınması, kıkırdak yüzeylerin bozulması ve yer yer kıkırdak altındaki kemik dokunun açığa çıkmasıdır. Eklemdeki aşınmanın hareketleri kısıtlaması ve bu kısıtlılığı ifade etmek için “kireçlenme” terimi kullanılır. ■ Hangi belirtileri verir? Kalça osteoartritinin en önemli bulgusu ağrıdır. Kalça eklem hareketlerinde kısıtlılık bir başka belirtidir. Başlangıçta uzun süre ayakta kalma ve yorulma sonucu ortaya çıkan kalça ağrısı, zaman içinde istirahat sırasında da olmaya başlar, hatta kişinin uykusunu bile olumsuz etkiler. Hasta topallayarak yürüyebilir. Çömelerek oturamaz. Oturduğu yerden kalktığında, başlangıçta hareket etmekte zorlanır, birkaç adımdan sonra aksayarak da olsa daha rahat yürümeye başlar. Dalgıçlarda sık görülebilir prof. DR. yılmaz tokmak ■ Sebepleri nelerdir? Önemli bir kısmında herhangi bir sebep bulunamaz. Fakat kişinin kalça eklemini içeren bir travmaya maruz kalması, kortizon gibi uyluğun kalça eklemi içindeki baş kısmının kan dolaşımını bozan ilaç kullanımı, gelişimsel kalça çıkıkları ya da kalça ekleminin yuva kısmının yetersiz gelişimi ve bazı kemik gelişim patolojilerinde kalça osteoartriti görülür. Kalça travmasına daha çok maruz kalınabilen mesleklerde görülme olasılığı daha yüksektir. Dalgıçlar gibi su altında yüksek basınca maruz kalan kişilerde, uyluk baş kısmının deforme olması buna bir örnek olarak verilebilir. ” ■ Nasıl bir tedavi uygulanır? Tanıya ulaşmada klasik radyografiler en önemli tanı aracıdır. Radyolojik tetkikler ve hastanın yakınmaları dikkate alınarak tedavi planlanır. Hafif ve orta dereceli olgularda ilaç tedavileri, fizik tedavi egzersizleri, kilolu hastalarda kilo azaltma önerileri, istirahat ve yükü sağlam tarafa yöneltme amaçlı baston kullanımı gibi yaklaşımlar uygulanır. İleri olgularda cerrahi tedavi planlanır. Son aşamada protez ■ Medikal tedavi yapılıyor mu? Hastanın ağrısını azaltmak için ağrı kesiciler hastalığın her döneminde kullanılmaktadır. Eklem kıkırdağını güçlendirmek için eklem kıkırdağı yapı taşlarını oluşturan 'glukozamin sülfat', 'kondroitin sülfat' içeren ilaçlar da destek amaçlı kullanılabilir. ■ Cerrahi tedaviyle hastalığın tam tedavisi mümkün mü? Kalça osteoartritinin derecesine göre farklı cerrahi yöntemler vardır. Genç erişkin hastalarda kalça eklem anatomisinin bozulduğu durumlarda normal kalça eklem anatomisine ulaşmak için ve dolayısıyla kalça osteoartritinin ilerlemesini önlemek için birtakım kemik ameliyatları yapılmaktadır. Ama hastalığın artık son aşamasında olduğu hastalarda total kalça protezi en uygun yaklaşımdır. ■ Korunmak mümkün mü? Neler yapılması gerekir? Özellikle çocukluk dönemindeki kalça bölgesi patolojilerinin erken tanınıp iyi tedavi edilmesi halinde yeniden görülme olasılığı çok düşecektir. BEYİN CERRAHİSİ 48 Belirtileri, risk faktörleri ve tedavisiyle BEYİN TÜMÖRLERİ “Bazı beyin tümörleri, birinci derece akrabalarında tümör varlığı olanlarda kısmen daha sık görülebilir. Yüksek gerilim hattına yakın oturanlarda VE Yoğun radyasyona maruz kalanlarda bu risk artabilir.” 49 VÜCUDUMUZUN KOMUTA MERKEZİ BEYİNDE ORTAYA ÇIKABİLEN TÜMÖRLER, İYİ HUYLU OLSALAR DA DİKKAT EDİLMELİ. ÇÜNKÜ TEMEL FONKSİYONLARIMIZI ETKİLEYEBİLİYORLAR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ BEYİN CERRAHİSİ UZMANI DOÇ. DR. AHMET HİLMİ KAYA İLE BEYİN TÜMÖRLERİNİ ELE ALDIK. GÖRME BOZUKLUĞU, BULANTI, KUSMA, NÖBET GEÇİRME BEYİNDE TÜMÖR BELİRTİSİ OLABİLİR. B eyin tümörleri neden oluşur? Multifonksiyonel sebeplere bağlıdır. Yani temelinde hem genetik hem de çevresel faktörler etkin olabilir. Bazı tümör tiplerinde birtakım genetik etkenler sorumlu tutulmuştur. Fakat radyasyon, yüksek gerilim hatları, manyetik alan ve birtakım kimyasallar da etkin rol oynayabilmektedir. ■ Kimler beyin tümörü riski taşır? Net olmamakla birlikte, bazı beyin tümörleri, birinci derece akrabalarında tümör varlığı olanlarda kısmen daha sık görülebilir. Yüksek gerilim hattına yakın oturanlarda bu risk artabilir. Yoğun radyasyona maruz kalanlar da bu risk grubuna girer. Baş ağrısı tetkik edilmeli ■ Beyin tümörünün belirtileri nelerdir? Bu bulguları kabaca kafa içinde basınç artışı bulguları ve bası bulguları olarak sınıflandırabiliriz. Bunları da, baş ağrısı, bulantı, kusma, nöbet geçirme, taraf güçsüzlüğü, konuşma bozukluğu, görme bozukluğu, şuur etkilenmesi olarak tanımlayabiliriz. Tabii bunlardan biri veya birkaçı birden olabilir. ■ Hangi tür baş ağrıları beyin tümörü belirtisi olabilir? Öncelikle baş ağrısı birçok nedene bağlı olabilir. Nispeten yeni başlamış ve yüksek tansiyon gibi bir bulgusu olmayan hastada gelişen baş ağrısı mutlaka tetkik edilmelidir. ■ Beyin tümörünün iyi huylu mu, kötü huylu mu olduğu nasıl anlaşılır? Ameliyat öncesi yapılan radyolojik görüntülemede nispeten tümörün huyu hakkında fikir edinilebilir. Ama ameliyatla parça alınan ya da tamamı çıkarılan tümör dokusunun patolojik incelenmesiyle en keskin karar verilebilir. Günümüzde modern radyolojik görüntülemeler ile iyi huylu olan bir kısım tümörlerin tipine karar verebiliyor ve bunların büyüme eğilimi veya bulgusu yok ise sadece aralıklı filmler ile takip edebiliyoruz. ■ İyi huylu beyin tümör- lerinin vücuda zararı var mıdır? Elbette ki bazı iyi huylu beyin tümörleri çevre beyin dokusuna baskı yaparak zarar verebilirler. Bu tip tümörlerde inceleme önemlidir. ■ Beyin tümörleri ilaçla tedavi edilebilir mi? Günümüzde net bir ilaç tedavisi yoktur. Beyin tümörlerinin sebep olduğu ödem, epilepsi, baş ağrısı gibi bulgular ilaçla azaltılabilmekte ve kötü huylu tiplerde kemoterapi amacıyla ilaç verilebilmektedir. ■ Beyin tümörleri için cerrahi tedavi ne zaman gereklidir? Nasıl uygulanır? Kötü huylu tümörlerde mümkün olan en kısa zamanda, iyi huylu olanlarda eğer tedaviye gerek varsa uygun bir zamanda tedavi edilmelidir. Cerrahi tedavi, modern görüntüleme ile elde edilen bilgi ışığında cerrahi mikroskop altında yapılır. Bazı vakalarda hedefleme gerekirse stereoktik yöntemler ile tümörün net koordinatları ortaya konulabilir. Amaç, çevre beyin dokusunu etkilemeden tümör doku- sunu çıkarmaya yöneliktir. Ameliyat sonrasında, tam donanımlı yoğun bakım şartlarının bulunması son derece önemlidir. Cep telefonuna dikkat! ■ Cep telefonları beyin tümörüne sebep olur mu? Aslında günümüz literatürüne baktığımız zaman, DOÇ. DR. AHMET HİLMİ KAYA yoğun elektromanyetik ortamın teorik olarak beyin ve gerek ön lob, gerek yan lob ve gerekse de bu tümörüne neden olabildiğini açıklayıcı bulgular var- lobların derin yapılarını ilgilendiren tümörlerde kidır. Fakat pratikte cep teleşilik değişikliği görülebilir. fonlarının bu etkiye neden Fakat unutulmamalıdır ki olmadığına ait görüşler de kişilik değişikliği sadece vardır. Bizim hekim olarak tavsiyemiz, cep telefonuyla beyin tümörlerinin bulgusu değildir. konuşmaların mümkün olduğunca kısa tutulması, gece boyunca telefonların vücuda çok yakın konumlandırılmaması ve de çocuklardan mümkün olduğunca uzak tutulması gerekir. ■ Beyin tümörleri kişinin karakterinde değişikliklere sebep olur mu? Özellikle limbik sistem dediğimiz ANKET 50 MEDICANA HASTALIKTA SAĞLIKTA DERGİSİ ABONE FORMU VE OKUR ANKETİ Aşağıdaki bilgileri doldurun, ‘Hastalıkta Sağlıkta’ Dergisine ÜCRETSİZ abone olun. Dergimiz hiçbir ücret ödemeden adresinize ulaştırılsın. www.medicana.com.tr MEDICANA Sağlık Grubu İletişim Bilgileri MEDICANA Hospitals Avcılar Tel: 0212 695 48 30 Fax: 0212 695 48 30 Adres: Marmara Cad.Şamlı Sokak No: 32 34310 Avcılar / İstanbul MEDICANA Hospitals Bahçelİevler n ADI SOYADI: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n DOĞUM TARİHİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n DOĞUM YERİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n MESLEĞİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n DERGİ TESLİM ADRESİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n SEMT: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n POSTA KODU: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n ŞEHİR: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n TEL: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n GSM: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tel: 0212 449 14 49 Fax: 0212 555 80 09 Adres: Eski Londra Asfaltı No: 2 34180 Bahçelievler / İstanbul MEDICANA Hospitals Çamlıca Tel: 0216 521 30 30 Fax: 0216 335 86 36 Adres: Alemdağ Cad. No: 85 34764 Üsküdar / İstanbul MEDICANA Hospitals n E MAİL: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . SAMSUN n İŞ/EV ADRESİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tel : 0362 311 05 05 Fax : 0362 240 20 42 Adres: Yeni Mahalle Şehit Mesut 1.Caddesi No: 85 Canik /Samsun EN SIK HİZMET ALDIĞINIZ HASTANEMİZ MEDICANA DİŞ MEDICANA DİŞ ÇİFTEHAVUZLAR MEDICANA INTERNATIONAL ANKARA Tel: 0212 506 00 00 Fax: 0212 506 06 20 Adres: İzzettin Çalışlar Cad. Nurettin Paşa Sok. No: 2 / 34310 Bahçelievler / İstanbul MEDICANA DİŞ ÇİFTEHAVUZLAR ÇAMLICA BAHÇELİEVLER MEDICANA INTERNATIONAL İSTANBUL Tel: 0216 363 41 41 pbx Fax: 0216 363 42 07 Adres: Cemil Topuzlu Cad. No: 56 Caddebostan / Kadıköy / İstanbul MEDICANA INTERNATIONAL İSTANBUL AVCILAR BAHÇELİEVLER DİŞ SAMSUN Tel: 0212 867 75 00 Fax: 0212 872 12 36 Adres: Beylikdüzü Cad. No: 3 Beylikdüzü / İstanbul MEDICANA INTERNATIONAL ANKARA n HASTANEMİZİ İLK NEREDEN DUYDUNUZ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ............................................................................................. n EN SIK HİZMET ALDIĞINIZ BÖLÜM VEYA BÖLÜMLER: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tel: 0 312 292 92 92 Fax: 0 312 285 69 62 Söğütözü Caddesi 2165 Sokak, No:6 Söğütözü Ankara (ATO yanı) İstanbul İçi Kod Çevirmeden 444 63 34 Alo MEDICANA Tüm hastaneleri için e-mail: [email protected] . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n DERGİMİZDE EKSİK BULDUĞUNUZ VE EKLENMESİNİ ARZU ETTİĞİNİZ KONULAR: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ✂ n DERGİMİZDE GÖRMEK İSTEDİĞİNİZ KONULAR: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .