Dergi Sayı No - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı

Transkript

Dergi Sayı No - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ YAŞAM KÜLTÜRÜ DERGİSİ YIL:02
SAYI:5 / OCAK 2010
YTÜ YILIN YILDIZLARINI SEÇTİ
* TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nüket YETİŞ:
TÜBİTAK, ÜLKEMİZİN REKABET GÜCÜNÜN
ARTIRILMASINI HEDEFLİYOR
* İTO Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş:
İTO, TÜRKİYE’DE HEP İLKLERİN VE ÖNEMLİ
PROJELERİN UYGULAYICISIDIR
ÖĞR. GÖR. HAKAN KARATAŞ
Dergimiz 1 yaşında!
[
[
editörden
2010 yılına adım attığımız bu günlerde, dergimizin 1. yılını tamamlamanın heyecanını yaşıyoruz. Bir yıl önce yayın hayatına başlayan Yıldızlıların, Yıldızlar Yaşam Kültürü Dergisi, 2011 yılında 100. yılını kutlayacak olan Üniversitemizin en genç ürünlerinden biri olarak eksiklerini
gidermeye, büyümeye ve Üniversitemize katkısını arttırmaya çalışıyor.
Bu kadar kısa süre içerisinde sizlerin desteğiyle geldiğimiz nokta, bizleri geleceğe umutla bakmaya teşvik ediyor.
Dergimizin 5. sayısında; Türkiye’nin önemli Ar-Ge destek kurumlarından Tübitak Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş’in değerlendirmelerini, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş ile İTO’nun faaliyetleri ve yürüttüğü projelerle ilgili yaptığımız röportajı, Habtekus 09 sempozyumu ile ilgili bilgilendirme yazısını, Elektrik-Elektronik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Galip Cansever’in Fakültesi ve Üniversitemize ilişkin değerlendirme ve hedeflerini, Yılın Yıldızları 2009 Ödül Töreninden ayrıntıları, Üniversitemizin Amerika ve Singapur temaslarını, öğrenci kulüplerimizden haberleri, öğrenci yazılarımızı ve daha birçok güncel gelişmeleri bulabilirsiniz.
2011 yılı, Üniversitemiz için çok özel bir yıl olacak. 100. yılımızı Yıldız’ın
tarihine yakışır bir şekilde planlamak ve kutlamak için iç ve dış tüm dinamiklerimizi harekete geçirmek zorundayız. Bilim, eğitim, araştırma,
kültür, sosyal sorumluluk alanlarında yapacağımız çalışmalarla insanların zihninde ve yüreğinde kalıcı projeler üretmek için oluşturulan 100.
Yıl Komitesi, çalışmalarına devam ediyor. Yıldızlı olarak bizlerin sorumluluğu akademisyeni, idari personeli, öğrencileri, mezunları, dernekleri, vakfı ve tüm iş birlikçileriyle ortak bir sinerjinin oluşturulması ve 2011
yılının Yıldız Teknik Üniversitesi’nin görkemli etkinliklere imza attığı,
unutulmaz bir yıla dönüştürülmesidir. Komisyonumuz bütün paydaşlarımızdan proje bekliyor. Önereceğiniz projeler için Halkla İlişkiler Koordinatörlüğü ya da Rektörlük Özel Kalem Müdürlüğü ile iletişime geçebilirsiniz.
Yıldızlar Yaşam Kültürü dergisi olarak 100. yılımızın arifesinde içinde
bulunduğumuz 2010 yılının Üniversitemiz çalışanları ve öğrencileri için
başarı getirmesini dilerken, yeni sayımızı sizlerin ilgi ve beğenisine sunuyoruz. Dergimizle ilgili tüm görüş ve önerileriniz için yldzlr@yildiz.
edu.tr adresinden bize ulaşabilirsiniz.
Sevgilerimiz ve saygılarımızla.
78
yildizlar
OCAK 2010
içindekiler
Ocak 2010 Yıl 2 Sayı 5
[email protected]
Yıldız Teknik Üniversitesi Adına
İmtiyaz Sahibi
Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek
Genel Yayın Koordinatörü
Prof. Dr. Tamer Yılmaz
Yayın Yönetmeni
Halkla İlişkiler Koordinatörü
Yrd. Doç. Dr. Zehra Yumurtacı
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Öğr. Gör. Hakan Karataş
10
1
EDİTÖR’DEN Öğr. Gör. Hakan Karataş
5
40
72
2009 Patent Günleri İstanbul
Atatürk ve Matematik
44
76
REKTÖR’DEN Prof. Dr. İsmail Yüksek
Ulusal Talaşli İmalat Sempozyumu 09
6
46
SPOT HABERLER
“20. Yılında 89 Göçü” Konferansı
10
50
Dr. Murat Yalçıntaş: İTO, Türkiye’de Hep
İlklerin ve Önemli Projelerin Uygulayıcısıdır
18
YTÜ Yılın Yıldızlarını Seçti
22
Habtekus’ 09 Başarı İle Gerçekleştirildi
27
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş:
TÜBİTAK, Ülkemizin Rekabet Gücünün
Artırılmasını Hedefliyor
27
Sporcularımızın Başarıları Devam Ediyor
52
Permit Projesi Hedefine Ulaştı
85
YTÜ Kulüpler Birliği
Büyüyor
Elif Şafak
Gerçek Bir Gönül Birliği: Davutpaşa Kreşi
68
Öğretmenlik Mesleği
34
70
YTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi
Mum ve Su
90
Görsel Yönetmen
Yunus Gökhan
Ajansfa İletişim Bilgileri:
Gülbahar Mh. Esentepe Cd.
No.6/6 (Bozkır İşhanı)
Mecidiyeköy/İSTANBUL
Tel: 0 212 272 61 06
Faks: 0 212 272 61 07
www.ajansfa.com
[email protected]
Üniversiteler Singapur’da
Sıfırdan Zirveye Bir Başarı Hikayesi, 3İK
90
Yazı İşleri
Mine Ulutaş
Sare Kuş
Reklam
Tuğçe Uzun
Mükemmeliyet Merkezliğine Aday
82
Editör
Özlem Şahin Ekinci
Fotoğraf
Mine Atacan
78
58
64
58
Sevgiye Susamış Yürekler
Sosyal Sorumluluk Projesi
Dünya Küçüldükçe Yıldız’ın Hedefleri
YAPIM / YAYIN YÖNETİMİ
70
Baskı:
C&B Basımevi
2. Mat. Sit. No:ZA16
Topkapı/İSTANBUL
Tel: 0 212 612 65 22
Ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz.
Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir.
Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir.
Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle iktibas edilebilir.
Kelimelerle Muhabbet Ederek Yazmak
94
VİZYON: Avatar
95
KİTAP: Kayıp Ruhlar Kıraathanesi
96
YTÜ İletişim Bilgileri
OCAK / 2010
Yıldızlar 3
rektörden
PROF. DR. İSMAİL YÜKSEK
[
[
Sevgili Yıldızlılar,
2010 yılının ilk günlerinde gönlünüzden geçen dileklerinizin gerçekleşmesi dileğiyle sizleri saygıyla selamlıyorum. Bir yıl önce eğitim, araştırma ve sosyal alanlarda Üniversitemizdeki gelişmelerden kamuoyunu
haberdar etmek için yayın hayatına başlattığımız dergimiz, önemli tanıtım araçlarımızdan biri oldu. Dergimizin hazırlanmasında emeği geçen
tüm çalışanlara teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim.
Ünlü bir düşünür “Eğitim; bir kovayı suyla doldurmak değil, bir ateşi yakmaktır” der. Öğrencilerimiz birer kıvılcım. Bizim misyonumuz, kıvılcımlarımızı ateşe dönüştürmek… Ülkemizi, her yönden geleceğe taşımak için,
gelişim ve değişim yangınını başlatacak ateşe… Öğrencilerimiz için eğitim konusunda dünya gelişmelerini yakından takip etmek, gelecekteki
eğilimleri tespit etmek ve önümüzdeki fırsatları iyi okumak zorundayız.
Bu vesileyle, Üniversitemizin eğitim yelpazesini genişletecek ve evrenselliği yakalayacak önemli kararlar alma arifesindeyiz.
Uluslararası bir üniversite hedefimize hizmet edecek en önemli unsur,
uluslararası öğrencileri Üniversitemize kazandırmaktır. Yabancı öğrenciler için Üniversitemizi cazibe merkezine dönüştürmek ve uluslararası üniversitelerle kurduğumuz iş birliklerini aktif hale getirmek için eğitim dili İngilizce olan programlarımızı başlatmayı planlıyoruz. İlk olarak,
lisansüstü eğitimde başlatmayı düşündüğümüz İngilizce programlarla,
özellikle Ortadoğu, Balkanlar ve Türk Cumhuriyetlerde yaşayan öğrencilerin Üniversitemize olan ilgisinin karşılığını almak kaçınılmaz olacaktır.
Buna ilaveten, Avrupa ve Amerika’daki üniversitelerle çift diploma ve ortak program yürütme gibi eğitimle ilgili iş birliği fırsatları artacaktır. Bütün fakültelerimizin İngilizce programlarla ilgili bu projemizi en önemli
misyonlarından biri olarak belirlemesi ve hayata geçirmesiyle Üniversitemizin statüsü değişecektir.
Davutpaşa’da hızla devam eden fakülte, kütüphane ve yurt inşaatlarımız; Teknopark’ın çalışmaya başlaması; YÖK Başkanımızın, Üniversitemizi mükemmeliyet merkezine dönüştürmeyi planladığı birkaç üniversiteden biri olarak tanımlaması; Genel Sekreterliğimiz tarafından yürütülen idari sistemimizdeki kurumsallaşma çalışmaları; güçlenmeye ve
çeşitlenmeye başlayan yurt dışı üniversite ilişkilerimiz ve diğer umut verici gelişmeler bizim inancımızı arttırıyor.
Değerli akademik ve idari personelimizi saygıyla selamlar ve sevgili öğrencilerimizi gözlerinden öperim.
4 Yıldızlar
OCAK / 2010
OCAK / 2010
Yıldızlar 5
SPOT
HABERLER ETKİNLİKLER OLAYLAR
Cumhuriyetimizin 86. Yılı Kutlandı
2009 - 2010 Dönemi
Kalite ve Verimlilik Kulübü
Etkinlikleri
Yönetim Mühendisliği Zirvesi
İş Dünyasında Zirveye Giden Adımlar
16 Mayıs 09, Oditoryum
Uzman psikolog ve stratejik iletişim uzmanı Ertan Şimşek,
Kalite ve Verimlilik Kulübü Seminer Eğitim Projesi katkıla-
rıyla, Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeydi. Şimşek, gelecekte
karşılaşacakları iş dünyası hakkında gençlere zirveye giden
adımlar konusunda ipuçları verdi.
Yurt dışınd Maaşlı Staj Ve Work And Travel Semineri
18 Aralık 09, Oditoryum
Kalite ve Verimlilik Kulübü, gelecekteki kariyerlerine yurt
dışında devam etmek isteyen ya da yaz tatilini yurt dışında
hem çalışarak hem de gezerek geçirmek isteyen gençlere
yönelik ICEP WORLD firmasıyla ortak bir seminer düzenledi. Gençlerin yoğun ilgi gösterdiği seminer ile öğrenciler
kendileri için gereken her türlü bilgiyi edindiler.
IBM 21. Yüzyılda İnovasyon Trendleri Semineri
21 Aralık 09, C Blok Konferans Salonu
İlk bilgisayar üreticisi ve önde gelen bilgisayar şirketi olan
IBM, Kalite ve Verimlilik Kulübü Seminer Eğitim Projesi
iş birliği ile ülke müdürleriyle ve üst düzey yöneticileriyle
YTÜ’ye çıkarma yaptı. Bilgisayar yolculuğuna nasıl başla-
Türk Milletinin İstiklâl Harbi neticesinde ka-
rine sadakatle bağlı bir gençlik yetiştirmek, Cumhuriye-
Büyük Türk milliyetçisi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve
Bu duygu ve düşüncelerle, toprağımızı ülke, halkımızı
ları ve aziz Türk milletinin 86. yılına eriştirdiği Türkiye
daş Yıldızlılar Derneği, YTÜ Mezunlar Derneği ve YTÜ
ülküyle yaşatılacaktır.
YTÜ Çatı Restorant ve Hisar Tesislerimizde düzenlemiş
zandığı zafer, cumhuriyetle taçlandırılmıştır.
timizin ve demokrasimizin gelişmesi için çok önemlidir.
arkadaşlarının Türk milletinden aldıkları güçle kurduk-
ulus yapan Cumhuriyetimizin 86. yılını; YTÜ Vakfı, Çağ-
Cumhuriyeti, Türk halkı tarafından kıyamete kadar aynı
Halkla İlişkiler Koordinatörlüğünün ortak çalışmaları ile
Türk milleti dünya tarihine her daim yön vermiş, tarih boyunca hürriyetinden asla taviz vermeden devletini ebe-
olduğumuz iki ayrı resepsiyonla büyük bir coşku içersinde kutladık.
di olarak yaşatmış ve canlı tutmuştur. Büyük önderimiz
Bizlere Cumhuriyeti armağan eden, Gazi Mustafa Kemal
Cumhuriyeti korumak ve kollamak bizlere düşüyor. Cum-
şehitlerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz.
Atatürk tarafından tüm Türk milletine armağan edilen
Atatürk başta olmak üzere; silah arkadaşlarını ve bütün
huriyetin erdemlerini kavrayan, Atatürk ilke ve devrimle-
Ruhları şâd, mekanları cennet olsun. II
6 Yıldızlar
OCAK / 2010
dıkları ve 21. Yüzyıldaki inovasyon trendleri hakkında öğ-
rencilerle tecrübelerini paylaştıkları seminer ile gençler bir
dünya devi ile buluşma fırsatı buldu. II
Yıldız Teknik Üniversitesi,
Yönetim ve Finans Kulübü tarafından 18-19 Mart 2010
tarihinde İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu’nda “Yönetim Mühendisliği Zirvesi” düzenlenecektir.
Yıldız Teknik Üniversitesi’ni aktif kulüplerinden biri olan
Yönetim Finans Kulübü, ulusal ve uluslararası arena da
Üniversitemizin adını ön plana çıkaracak ve markalaşacak önemli bir etkinliğe imza atacaktır. Yönetim insanlığının var oluş süreci ile başlayan ve asırlar geçtikçe değişip gelişen ve bir o kadarda zorlaşan bir kavram haline
gelmiştir. Çağımızın en önemli sorunlarından biri de her
anlamda etkin ve verimli bir yönetim felsefesinin, hem
reel sektör ve finans sektörü, hem de siyasi alanda var
olmayışıdır.
Yönetim Mühendisliği, özellikle bu verimsizlik ve etkensizlik kavramlarını ortadan kaldırmak adına geliştirilmiş
yeni bir modeldir. Ülkemizde henüz bu disiplin dalında
öğrenim veren bir üniversite bulunmamaktadır. Düzenlemeyi hedef edindiğimiz programın ana amaçlarından
biri de Üniversitelerimizin bu konudaki açığı fark etmesini ve çözüm önerileri sunmasını tetiklemektir. Yönetim
Finans Kulübü olarak, yönetim alanına ilgi duyan üniversite öğrencilerine yönelik vizyoner programlar sunmaya devam ediyoruz. “Yönetim Mühendisliği Zirvesi” ile
Türkiye’nin başarılı CEO’ları, bürokratları, kariyer koçları
gençler ile buluşacaktır. II
OCAK / 2010
Yıldızlar 7
SPOT
HABERLER ETKİNLİKLER OLAYLAR
Atamız YTÜ’de Anıldı
10 Kasım 2009
günü Türkiye Cumhu-
riyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal
Atatürk, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde bir kez
daha anıldı. Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 71. yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Ata’yı çeşitli etkinliklerle andı. Düzenlenen pa-
nel ve konferanslara katılan konuşmacılar, Atatürk ve devrimlerini anlatan bildiriler sundular.
Ayrıca Üniversitemiz kreş öğrencileri Ata’mıza şiirler okudu. Türk Cumhuriyeti Devleti var oldukça, Ulu Önder’in izinden gideceğiz ve bize emanet ettiği bayrağı koruyacağız. II
Ara Güler Yıldız’da
fotoğraf: Kenan YILMAZ, S.T.F Fotoğraf Bölümü Öğr.
Sosyal-Belgesel fotoğraf alanında uluslararası üne sahip Ara Güler’in kariye-
rinde önemli yer tutan çalışmaları, 20 Kasım – 31
Aralık 2009 tarihleri arasında Yıldız Teknik Üniversitesi, Beşiktaş Yerleşkesi’ndeki Yüksel Sabancı
Sanat Merkezi’nde sergilendi.
Fotografevi ve Canon’un katkılarıyla düzenlenen
8 Yıldızlar
OCAK / 2010
“Ara Güler Yıldız’da” adlı sergide, Ara Güler’in
İstanbul’u yansıtan 40 adet siyah-beyaz fotoğraf
seçkisi ile diğer yapıtlarından başlıca örnekleri
içeren gösterim de yer almıştır. Küçük bir müzik
dinletisi ile başlayan sergi açılışında, 2004 yılında Üniversitemiz tarafından Ara Güler’e “Onursal
Doktora” unvanının verildiği güne ait görüntüler
sunulmuştur. II
DR. MURAT YALÇINTAŞ:
İTO, TÜRKİYE’DE
HEP İLKLERİN VE
ÖNEMLİ PROJELERİN
UYGULAYICISIDIR
İTO’nun temel faaliyet alanı “Ülkemizde ticaret ve
sanayinin, gelişmesini ve yaygınlaşmasını” sağlamaktır.
İ
İstanbul Ticaret Odası başkanı Dr. Murat Yalçıntaş ile İTO’nun faaliyetleri ile ilgili bir söyleşi yaptık.
İTO’nun kuruluş amacı ve geldiği nokta ile
ilgili bilgi verebilir misiniz?
Bildiğiniz gibi İstanbul Ticaret Odası (İTO),
Türkiye’nin en eski ve köklü odasıdır. 1882 yılında,
Sultan II. Abdülhamit döneminde kurulmuştur.
O zamanki adıyla Dersaadet Ticaret Odası’nın
kurulmasını zorunlu kılan neden, Osmanlı
İmparatorluğu’nun ekonomik anlamda gelişmesi ve kalkınmasını sağlayarak, çağını yakalayan
bir ülke olma arzusudur. Çünkü 19. Yüzyılın ikinci
yarısından itibaren Osmanlı yöneticileri, ülkenin
hızla sanayileşmesi, ekonomik ve ticarî açıdan
kalkınması için çeşitli projeler geliştirdiler. Sanayi mekteplerinin açılması, ilk anonim şirketlerin
kurulması, hem ülke çapında hem de uluslararası
çapta fuarlar düzenlenmesi ya da bu fuarlara iştirak edilmesi, bu projelerden birkaçıdır.
İşte bu süreçte İTO’nun kuruluşu gerçekleştirilerek, ekonomi ve ticarette gelişmenin kaptan
köşküne, Osmanlı özel sektörü yerleştirildi. Sonuç olarak, hem o dönemki ilgili Bakanlar Kurulu
kararında hem de kuruluşa onay veren Sultan II.
10 Yıldızlar
OCAK / 2010
röportaj, Öğr. Gör. Hakan KARATAŞ
Abdülhamit’in irade-i seniyyesi’de belirtildiği gibi
“Ticaret ve sanayinin gelişmesine ve yaygınlaşmasına hizmet etmek” ilkesiyle yola çıkan İTO, Osmanlı özel sektörünü bir çatı altında toplayarak,
ortak bir hedef etrafında bütünleştirdi.
Bugün geldiğimiz noktayı en iyi rakamlar anlatır.
1882’de Dersaadet Ticaret Odası 24 iş adamı tarafından kurulmuştu. Bugün 400 bin üye ile dünyanın en büyük beş odası arasındayız. 1915’te yapılan ilk sayıma göre toplam ihracatımız 16 milyon
sterlindi. Bugün sadece İstanbullu iş adamlarının
yaptığı ihracat, 70 milyar dolara yaklaşıyor. Yine
1915’te İstanbul’da sadece 140 fabrika vardı ve 15
bin kişi istihdam edilmişti. Bugün ise Türkiye’deki
tüm iş yerlerinin %30’unu oluşturan İstanbul’da,
yaklaşık 4 milyon kişi istihdam altında.
Hepsinden önemlisi, gelişen ve büyüyen Türkiye
ekonomisinde, İTO’nun temsil ettiği İstanbul’un
öncü rolü sürekli artış gösterdi. Öyle ki İstanbul,
12 milyonu aşkın nüfusuyla dünyada 100 ülkeden daha büyüktür ve Avrupa Birliği’ne üye 25
ülkenin 18’inden daha fazla nüfusa sahiptir. Satın alma gücü paritesine göre, 100 milyar doları
aşan GSYİH ile İstanbul, AB’nin 8 üyesinden daha
fazla yurt içi hâsılaya sahiptir. Türkiye’nin Gayri
Safi Milli Hâsılası içinde İstanbul’un payı %22’dir.
Türkiye’nin vergi gelirinin %42’sini İstanbullu iş
adamları ödüyor. Türkiye’nin ihracatının %57’sini,
ithalatının da % 59’unu İTO üyeleri yapıyor. Eğer
İstanbul’u bir ülke kabul etseydik, GSYİH ile İstanbul 180 ülke arasında 55. sırada olacaktı.
İTO’nun Körfez Açılımıyla, ABD’den Orta Asya’ya
uzanan ticarî diplomasi atağıyla, dünyanın her
tarafında yerlerini alıyorlar. 1979’da ilk bilgisayar
kullanımını gerçekleştiren Oda olurken, bugün
e-İTO projesiyle hizmeti üyelerimizin ayağına götürüyoruz.
Bu istatistikler, İTO’nun Türkiye ekonomisi için ifade ettiği anlamı ve gücü ortaya koyuyor. Ama şu
hususu vurgulamakta fayda var; İTO, Türkiye’de
hep ilklerin ve önemli projelerin uygulayıcısıdır.
Dün Odamız, oda ve salonlarında eğitim çalışmalarını yürütmeye çalışırken, bugün yaygın eğitim
çalışmaları ve İstanbul Ticaret Üniversitesi’yle
tüm halkımıza eğitim hizmeti sunuyor.
1893’de Osmanlı’nın bir köy kurarak 15 bin ürünle
katıldığı Şikago Dünya Fuarı katılımını biz organize ettik. Cumhuriyetin ilk yıllarında Karadeniz
gemisinde düzenlenen seyyar sergiyle yabancı
ülkelere, yerli mallarımızı tanıttık. Bugün ise dünyanın en büyük fuarlarına Türkiye’nin milli katılımını organize ediyoruz. Bu kapsamda “2007 Hannover Messe Sanayi Fuarı” ve “2009 Anuga Gıda
Fuarı”nda ülkemizin “ortak ülke” olmasını sağladık. 1882’den itibaren tüccar ve iş adamlarımız
için fuarların önemini vurgulayıp, yetersiz hizmet
binamız olan Loranda Han’da sergilere katılacak
ürünlerini seçiyorduk. Bugün 100 bin metrekareden fazla kapalı olana sahip, 11 fuar salonumuzun
bulunduğu İstanbul Dünya Ticaret Merkezi’yle iş
dünyamıza hizmet ediyoruz. Dün, yurt içinde var
olma mücadelesi veren iş adamlarımız bugün,
Bütün bunların yanında eğitimden kültüre, sanattan ekonomiye, ticaretten uluslararası arenaya kadar uzanan çok geniş bir yelpazede bu topluma hizmet ediyoruz.
İTO’nın en temel faaliyet alanları ve verdiği
hizmetler nelerdir?
İTO’nun temel faaliyet alanı, ilk sorunuza verdiğim cevapta olduğu gibi, “Ülkemizde ticaret ve
sanayinin, gelişmesini ve yaygınlaşmasını” sağlamaktır. Bunun için de 1882’den beri “Üye odaklı
hizmet” üretmeyi hedefledik ve göreve geldiğimiz
ilk dönemden itibaren bu ilkeyi İTO’nun odak noktası haline getirdik. Üyelerimizin ticaret ve ekonomiyle ilgili gelişmeleri yakından izlemelerini
sağlayacak eğitim, seminer, panel, araştırma ve
yayınlara ağırlık verdik.
>> KOBİ’lerin ihracat konusunda eğitilmelerini
öngören “İhracata İlk Adım” projemiz, Malezya’da
gerçekleşecek “Dünya Odalar Kongresi”
kapsamındaki “En İyi Uluslararası Proje”
kategorisinde finale kalmıştır.
yaptık. Ayrıca Anadolu’daki yaklaşık 14 ilimizdeki
sanayi ve ticaret odaları vasıtasıyla bu programı
Anadolu’ya taşıdık.
Benim çok önem verdiğim iki önemli projemizi daha hayata geçiriyoruz. Bunlardan biri e-İTO
projesi. e-İTO Projesi ile üyelerimizin Oda ile ilgili
işlemleri Internet ortamında yapmalarını amaçlıyoruz. Böylece Oda içinde bürokrasi en az düzeye
inecek ve evrakların takibini kolaylaştıracağız. Bu
projemizin ilk ayağını 2008’de uygulamaya başladık. Bu projeyle üyelerimiz Internet ortamından
faaliyet belgesi ve seçimlerde kullanacakları yetki
belgesini çıkartabiliyorlar.
>> İstanbul Ticaret Üniversitesi, Odamızın 127 yıllık
tarihi içinde gerçekleştirdiği en önemli ve büyük
girişimdir.
Üye odaklı hizmetin ikinci ayağı da rutin olarak
verdiğimiz belgelerdir. Üye firmalarımız ticari faaliyetlerini gerçekleştirmeleri için “Faaliyet
Belgesi”nden yetki belgesine, “ATR Belgesi”nden
“Kapasite Raporu”na kadar birçok resmi belge
veriyoruz. Bu hizmetlerin sorunsuz ve hızlı bir şekilde alınması için, hizmeti üyelerimizin ayağına
götürüyoruz. Bunun için firmaların yoğun olduğu
bölgelerde, temsilcilikler açıyoruz. Mevcut temsilciliklerimizdeki teknolojik altyapı ve fiziksel ortamı daha nitelikli hale getiriyoruz.
Hem Ülkemiz için hem de üyelerimiz için son derece önemli bir faaliyet daha yaptık. Üye kodlama
sistemimizi, Avrupa standartlarına uyarladık. Kısaca NACE diye isimlendirdiğimiz bu çalışmamızı
başarıyla tamamladık. Böylece İstanbul’un sanayi
ve ticaret envanterini çıkardık.
Üyelerimizin uluslararası fuarlara katılımını organize ediyoruz. Bu kapsamda “Hannover Messe 2007”de partner ülke olduk. “2008 Frankfurt
12 Yıldızlar
OCAK / 2010
Kitap Fuarı”na İTO olarak damgamızı vurduk.
İTO’nun girişimiyle Türkiye, “2009 Anuga Gıda
Fuarı”nda partner ülke oldu ve çok önemli bir başarıya imza attı. Aynı şekilde birçok yurt dışı fuarının,
Türkiye’nin milli katılımını organize ederek, firmalarımıza uluslararası ticaretin kapılarını aralıyoruz.
Üyelerimizin dönemsel olarak öne çıkan sorunlarına çözüm üretiyoruz. Sözgelimi Ülkemizde yaşanan ya da Ülkemizin de etkilendiği ekonomik krizlerde, üyelerimize finansman sağlamak için İTO
Kredi Mekanizması’nı geliştirerek yaygınlaştırdık.
Banka ve finans kuruluşları ile protokoller imzalayarak, üyelerimizin cazip şartlarda kredi kullanmalarına aracılık ettik. Kolayca kullanabilecekleri
bu kredi imkanını sağlayacak banka ve katılım
bankası sayısını 5’ten 11’e çıkardık.
Üyelerimizin küresel rekabette yer edinebilmesi
için çeşitli programlar geliştiriyoruz. Sözgelimi
son dönemde uygulamaya koyduğumuz İhracata İlk Adım Programı ile birçok üyemizi ihracatçı
İkinci projemiz de Teknopark Projesi’dir. Bölgemizin en güçlü Teknopark’ını kurmak için Dubai,
Fransa ve ABD’de bulunan dünyanın en önemli teknoparklarında incelemelerde bulunduk.
ABD’nin önde gelen bilişim firmalarıyla görüşmeler yaparak ön çalışmalarımızı bitirdik. Savunma
Sanayi Müsteşarlığı ile ortaklaşa gerçekleştireceğimiz İTO SSM Teknoparkı ile şunu yapmayı amaçlıyoruz. Bugün Türkiye’nin büyük ihtiyaç duyduğu
belli başlı sektörler vardır. Hiç kuşkusuz bu sektörlerin başında; havacılık, savunma sanayi ve
telekomünikasyon geliyor. Bu sektörler, dünyada
da katma değeri en yüksek, Ar-Ge’ye dayalı sektörlerdir. Bu nedenle, ileride, yabancı yatırımcının
dikkatini çekecektir. Önemli Amerikalı ve Avrupalı
şirketler burada yer alacaklardır.
Diğer yandan İstanbul’u kongre turizminin
merkezi haline getirecek çalışmalar yapıyoruz.
Şehrimize gelecek iş adamı ve misafirlerin kalabilecekleri, temsil ettikleri sahada kongrelerini
gerçekleştirebilecekleri, daha iyi iş ve ticaret yapmalarına imkan sağlayacak otel ve kongre merkezi yapımına önem verdik. Bu amaçla İDTM Kompleksi içerisinde yer alan bir tanesi 4 yıldızlı, diğeri
de 5 yıldızlı iki otel ile 3 bin 500 kişilik bir kongre
merkezinin temelini atarak, çok kısa zamanda bitirilip hizmete alınmasını sağladık.
Bu arada iş dünyası için son derece önemli olan
“Ara elaman ihtiyacı” için çalışmalar yaptık. Bu
çerçevede 2007 yılını mesleki eğitime yönlendirme yılı ilan ettik ve İstanbul’un en önemli kurumları olan İl Özel İdaresi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü
ve İŞKUR ile birlikte ‘Mesleki ve Teknik Eğitim
Kursları Projesi’ni (ÖZİMEK) Haziran 2007’de hayata geçirdik. Çeşitli etaplarla halen devam eden
ÖZİMEK’ten şu ana kadar 20 bini aşkın kursiyer
başarıyla mezun oldu. Kursiyerler burada, günümüzün en cazip ve istihdam ihtiyacı duyulan 100
branştan tercih ettiklerinde eğitim görüyorlar.
Böylece sanayinin isteği olan nitelikli ara eleman
sorununa çözüm üretildi.
Uluslararası faaliyetlere gelince, İTO’nun bu alanda, çok başarılı olduğunu söyleyebiliriz. İTO Başkanı olarak, 20 ülkeden 200’ü aşkın ticaret ve sanayi
odasının üye olduğu Akdeniz Sanayi ve Ticaret
Odaları Birliği’nin (ASCAME) başkanlığını yürütüyorum. Ayrıca “Milletlerarası Ticaret Odası ve
Birleşmiş Milletler Sanayi Geliştirme Örgütü”nün
de yer aldığı birçok uluslararası kuruluş ile sürekli
ilişki halindeyiz. İTO olarak, ülkemizin tam üyelik
müzakere sürecinde bulunduğu AB’de lobicilik faaliyeti gerçekleştiriyoruz.
Odamızın dış ticarete olan katkısını az önce söyledim. İhracatla birlikte en çok döviz kazandırıcı kalem olan turizm alanında da “İstanbul Kongre ve
Ziyaretçi Bürosu”nun başkanlığını yürütüyoruz.
Aynı zamanda gururla ifade etmek isterim ki, bir
yönetim kurulu üyemiz de İstanbul 2010 Avrupa
Kültür Başkenti Ajansı’nın başkanlığını ifa etmektedir.
İTO’nın sosyal sorumluluk alanında yaptığı
çalışmalar nelerdir?
İstanbul Ticaret Odası olarak biz sosyal sorumluluk alanında yaptığımız çalışmalarımızı üç
bölüme ayırdık. İlki İstanbul’un turizm potansiyelini ortaya çıkararak, kentin tarihi dokusunun
yenilemektir. İkinci bölüm, eğitim ile ilgili projelerimizdir. Üçüncü bölüm ise sağlık ile ilgili sosyal
sorumluluk projelerimizdir. Birinci bölüme örnek
OCAK / 2010
Yıldızlar 13
ze hem de İstanbul halkına hizmet veriyor. Öte
yandan, Çapa Tıp Fakültesi’ne bağlı Ortopedi ve
Travmatoloji Anabilim Dalı Günübirlik Cerrahi
Servisi’ni restore ederek, çağın gerektirdiği teknik
donanımı yaptık. Önemsediğim bir başka proje
ise geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın
tedavi gördüğü, Şişli Etfal Hastanesi Acil Çocuk
Poliklinikleri’nin yenilenmesi oldu.
İTO’nın eğitim alanında yaptığı çalışmalar ve
yürüttüğü projeler nelerdir?
İstanbul Ticaret Üniversitesi, Odamızın 127 yıllık
tarihi içinde gerçekleştirdiği en önemli ve büyük
girişimdir. Çünkü biz İTİCÜ ve iş dünyası ile üniversite arasında köprü oluyoruz. Böylece ülkemize
ve milletimize büyük hizmetler üretecek gençler
yetiştirmenin heyecanını yaşıyoruz. 2001-2002
öğretim yılında 73 öğrenci ile eğitime başlayan
üniversitemiz, bugüne kadar yüksek lisans ve Sürekli Eğitim Merkezi’ndeki öğrencilerimizle birlikte 10 bine yakın öğrenciye hizmet verdi. Yüksek lisans ve ön lisanstan da 2363 öğrenciyi mezun etti.
Bu bize gurur veren bir olaydır.
>> Ülkemizin de
etkilendiği ekonomik
krizlerde, üyelerimize
finansman sağlamak
için İTO Kredi
Mekanizması’nı
geliştirerek
yaygınlaştırdık.
vermek gerekirse, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi,
Eminönü Belediyesi ve İTO olarak, örnek bir iş bir-
liği gerçekleştirerek yaklaşık 700 metre uzunluğundaki cadde ve sokakların altyapılarını onardık
ve İstanbul halkının hizmetine sunduk. Bununla
birlikte ayrıca uzun süre bakımsız kalan ve tarihsel özelliğini kaybetme durumuna gelen Hünkar
Kasrı, İTO’nun masrafları üstlenmesiyle 4 yıl sü-
ren çalışmaların ardından aslına uygun şekilde
restore edildi.
14 Yıldızlar
OCAK / 2010
Eğitim ile ilgili projelerimiz de sosyal sorumluluk projeleri kapsamında; İstanbul Ticaret
Üniversitesi’nin geliştirilmesi ve okul kampanyası
oluşturulmasıdır. Biz İTO olarak üniversitemize iki
bina satın alarak kira masrafından kurtulmasını
sağladık. Odamızın daha önce yaptırdığı “Kadınlar Çeşmesi Okulu”nu depreme dayanıklı hale
getirerek yeniledik. Bağcılar’da ‘Otistik Çocuklar
için Eğitim Merkezi’ inşa ettik. Ayrıca vatanımız
için şehit olan askerlerimize karşı sorumluluğumuz olduğundan, Anadolu’nun 10 ilinde şehit askerlerimizin isimlerini ölümsüzleştirecek okullar
yapmayı planladık. Milli Eğitim Bakanlığı ile bu
konuda gerekli protokolü imzaladık. Bu kapsamda, Çatalca’da İTO Şehit Asteğmen Ali Yılmaz İlköğretim Okulu’nun çalışmalarına başladık. Ayrıca daha evvel Topkapı Sarayı bahçesinde bulunan
Matbaa Meslek Lisesi’ni de Zeytinburnu’nda İTO
Matbaa Meslek Lisesi olarak yeniden kuruyoruz.
Sağlık ile ilgili projeler ve yatırımlar ise hem üyelerimize hem de kamuya yönelik olarak yapıldı. Bu
nedenle 1937 yılında İstanbul Esnaf Cemiyeti’nin
dispanser olarak kurduğu ve yönetiminde bizim
de yer aldığımız İstanbul Esnaf Hastanesini yeniledik. Burası hem personelimize, hem üyelerimi-
Bir kez daha tekrarlamak gerekirse, eğitim bizim
birinci önceliğimizdir. Ayrıca eğitime katkıda bulunmak bizim için mecburiyet ve vazgeçilmez bir
sorumluluktur. Çünkü biz 1882’de kurulduktan
hemen bir yıl sonra, Sultanahmet Ticaret Lisesi’ni
himayemize alan ve o günden itibaren eğitim
dünyasından kopmayan bir meslek kuruluşuyuz.
Cumhuriyet kurulduktan sonra, yeni Türk ekonomisini yönetecek gençleri burslar vererek, yurt dışına eğitime gönderdik.
Şu ana kadar 14 adet okul yaptırarak Milli Eğitim
Bakanlığına devrettik. Biraz önce söylediğim gibi
inşallah şehitlerimizin adını taşıyacak 10 okul
daha yaptıracağız. Okul yapımına büyük önem
veriyoruz ve İTO olarak bunun milletimize karşı
yerine getirmek zorunda olduğumuz en önemli
vazife olduğunu düşünüyoruz.
Bugün de bu çalışmalarımız tüm hızıyla devam
ediyor. Her yıl ülkemizdeki çeşitli üniversitelerden ortalama 150 öğrenci ile İstanbul Ticaret
Üniversitesi’nden 50 öğrenciye kurumumuzda
staj yapma imkanı veriyoruz. Yine her yıl düzenli
olarak İstanbul’daki devlet üniversitelerinde öğrenim gören 850 lisans öğrencisine, 100 yüksek
lisans öğrencisine ve Türkiye içinde veya yurt
dışında bulunan yükseköğrenim kurumlarında
öğrenim gören 40 doktora öğrencisine burs sağ-
>> Son dönemde
uygulamaya
koyduğumuz İhracata İlk
Adım Programı ile birçok
üyemizi ihracatçı yaptık.
lıyoruz. Mesleki eğitime yönelik en önemli proje
olan Mesleki Eğitim Geliştirme Projesi’ne başlangıcından bu yana her aşamada destek veriyoruz.
İTO’nun üniversitelerle ilişkilerinin kapsamı
nedir? Yapılan ortak projeler var mı?
İTO olarak, birçok üniversite ile ilişki içindeyiz.
Üniversitelerimizin faaliyetlerine destek vermeye
gayret gösteriyoruz. Sözgelimi Boğaziçi Üniversitesi, “European Weekend School”a her yıl maddi
destek sağlıyoruz. Ayrıca her sene düzenli olarak
Galatasaray Üniversitesi’nin “EuroForum Öğrenci
Konferansı”nı da destekliyoruz. Boğaziçi Avrupa
Çalışmaları Merkezi tarafından düzenlenen “Boğaziçi Buluşmaları” seminer organizasyonuna
geçmiş yıllarda sponsor olduk.
Bu bağlamda Odamızın yürüttüğü “Kobi’lerin
E-Ticaret Konusunda Eğitilmesi Projesi”nden de
bahsetmek isterim. Bu proje, İstanbul Ticaret
Üniversitemizle birlikte gerçekleştirdiğimiz ortak
bir projedir. Bildiğiniz gibi bilgi teknolojilerinin ve
internet kullanımının hızla gelişmesi ile yeni bir
ekonomik sistem ortaya çıkmaktadır. Bu sisteme, KOBİ’lerin bir an önce ayak uydurması gerekiyor. Bu proje de, bu uyumu amaçlıyor. Üyelerinin %99’u KOBİ’lerden oluşan bir meslek örgütü
olarak biz de firmaları e-ticarete yönlendirmek
amacıyla Avrupa Birliği’nin “Hayat Boyu Öğrenim Programı” altında “Leonardo da Vinci Yenilik
Transferi Projesi”ne müracaat ettik. Şimdi uyguluyoruz.
İTO olarak üzerinde çalıştığınız ulusal ya da
uluslararası projelere örnek verebilir misiniz? Üyesi olduğunuz uluslararası kuruluşlar
var mıdır?
Öncelikle belirtmeliyim ki, İTO birçok uluslararası kurumda temsil edilmektedir. Odamızın temsil edildiği ya da ilişki içinde olduğu uluslararası
kuruluşlar arasında EuroChambres, İslam TicaOCAK / 2010
Yıldızlar 15
ret ve Sanayi Odası, Uluslararası Ticaret Odası,
Balkan Ticaret Odaları Birliği, Karadeniz Bölgesi
Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği bulunmaktadır.
Hatta gururla söyleyebilirim ki; KOBİ’lerin ihracat
konusunda eğitilmelerini öngören “İhracata İlk
Adım” projemiz Haziran ayı başında, Malezya’da
gerçekleşecek “Dünya Odalar Kongresi” kapsamındaki “En İyi Uluslararası Proje” kategorisinde finale kalmıştır. Bu kurumlar arasında
en çok önem verdiklerimizden biri de, ikinci kez
başkanlığına getirildiğimiz Akdeniz Ticaret ve
Sanayi Odaları Birliği (ASCAME)’dir. ASCAME’de
Akdeniz’e kıyısı olan 22 Avrupa ve Akdeniz ülkesinden 200’den fazla Oda temsil edilmektedir.
Odamız, ASCAME’nin bölgesinde aktif bir birlik
olmasında ve uluslararası etkinliğinin artmasında çok önemli bir rol oynamıştır.
Bunun dışında, dünyanın en büyük pazarlarından
biri olan ABD’yi de hedef ülkelerden biri olarak
görüyoruz. Bu kapsamda, ABD Ticaret Odaları
(USCHAMBERS) ile önemli bir proje başlattık. ABD
Pazarına İlk Adım (Expand Your Exports to US)
adını verdiğimiz proje ile iki ülke arasındaki yatırımların ve ticari ilişkilerin geliştirilmesini, Türk
firmalarının ABD piyasalarını, ABD iş dünyasının
da Türkiye’yi tanımasını amaçladık. Projenin ilk
etabı olan “Eğitim Seminerlerini” İstanbul’da
gerçekleştirdik. ABD’den gelen uzmanlar, iki ülke
arasında en çok potansiyel arz eden işlenmiş gıda,
mermer ve mobilya sektörlerindeki firmalarımıza
16 Yıldızlar
OCAK / 2010
“ABD ile nasıl iş yapılır?” konusunda eğitim verdiler. İkinci etabında ise Odamız heyeti, Türkiye
pazarı hakkında uzmanlarla Chicago, Dallas, Atlanta, Mobile ve Los Angeles’ta Amerikan iş dünyasına Türkiye’yi ve Türkiye’deki fırsatları anlattı.
Projenin son ayağı olarak hazırlanan web sitesi
“www.us-istanbul.com” Türk ve ABD’li iş adamlarına hizmet vermeye başladı. Bu web sitesi iki
ülkenin ekonomik verilerinden, fırsat vaat eden
sektörler hakkında bilgilere, gümrük mevzuatından serbest bölgelere, yatırım teşviklerinden
bankacılık mevzuatına kadar her türlü kaynağı iş
adamlarının hizmetine sunmaktadır.
Bu kuruluşlarda temsil edilmek dışında, uluslararası aktivitelerimizden diğeri yurt dışı fuarlara
katılım sağlamaktır. İrili ufaklı birçok fuara, gerek
firmalarımızın stant organizasyonlarını yaparak,
gerekse bilgi stantlarımızla katılmaktayız. Bunlar
içinde en büyük organizasyonumuz, daha önce
bahsettiğim gibi dünyanın en önemli sanayi ve
teknoloji fuarları arasında olan “Hannover Sanayi
Fuarı”nın 2007 yılı “Türkiye: Partner Ülke” organizasyonu olmuştur. Binlerce firmanın katıldığı fuarda Ülkemizden, sadece sanayi değil müzik, dans,
akademi, siyaset dünyasından da temsilciler katılmıştır. Aynı şekilde 2009 yılında Köln’de gerçekleşen dünyanın en büyük gıda fuarı “Anuga Gıda
Fuarı”nda İTO’nun gayretleriyle Ülkemiz partner
ülke olmuş ve başarıyla temsil edilmiştir. II
OCAK / 2010
Yıldızlar 17
YILIN EN BEĞENİLEN
YTÜ YILIN YILDIZLARINI SEÇTİ
Gazetesi Haberturk
Köşe Yazarı Emre KONGAR
>> Uğur Dündar: Rehberiniz Büyük Önder
Atatürk meşaleniz onun devrimleri olsun”
G
Geride bıraktığımız 2009 yılında, 10.yılını kutlayan
Yıldız İşletme Kulübü 6 Ocak 2010 akşamı muhteşem bir geceyle 8. Yılın Yıldızları Ödül Törenini gerçekleştirdi. Türkiye’nin En Prestijli Öğrenci Ödülleri
olan Yılın Yıldızları 09’, yaklaşık 50 kişiden oluşan
İşletme Kulübü üyelerinin 2 aylık emeği sonucu,
unutulmaz bir gecede sahiplerini buldu. 3000 Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisinin 2009 yılındaki
eğilimleri neticesinde sanat, medya ve iş dünyasından alanında zirveye çıkmış kişilerin katılımıyla
gerçekleşen gecenin sunuculuğunu tiyatrocu Ziya
Kürküt yaptı.
29 kategoride, 2009’un en beğenilenlerinin ödüllendirildiği gece, sosyal sorumluluk sahibi Yıldız
18 Yıldızlar
OCAK / 2010
Ekonomi ve İş Dergisi FORBES
Yazarı ve Kitabı Elif ŞAFAK - AŞK
Kanalı NTV
haber, Dilara KOÇ İşletme Kulübü Genel Sekreteri
öğrencilerinin emeği ile gerçekleşti. LÖSEV, TEGV,
TEMA, TOG, Darülaceze gibi yardım kuruluşlarının
kapılarını çalınarak bu önemli günde onlara kendilerini ifade etme ve destek arama imkanı sunuldu.
Gece öncesi kokteyl alanında Yıldız Teknik Üniversitesi 2009 yılı Sosyal Sorumluluk Projesi olan Elazığ
Hazar İlköğretim okulunun sunumu yapıldı. Yıldız
Fotoğrafçılık Kulübü’nün Elazığ’daki çektiği fotoğraflardan oluşan serginin yapıldığı Yılın Yıldızları
Kokteyli bir anlamda Yıldız Teknik Üniversitesi 2010
sosyal sorumluluk projesinin tanıtımı niteliğindeydi.
Ödüller sahiplerini buldu
8. yılın Yıldızları Ödül Töreni Okulumuz mezunlarından değerli arp sanatçısı Meriç Dönük’ün etkileyici
Haber Program Yapımcısı UĞUR DÜNDAR
performansının ardında Yıldız Teknik Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’in açılış konuşmasıyla başladı; ‘’Öğrenciler birer kıvılcım, bizim misyonumuz kıvılcımları ateşe dönüştürmektir, sevgili 2009’un Yıldızları; sizler ise bu ateşi ülkemizi
her yönde geleceğe taşıyacak gelişim ve değişim
yangınına çevirecek, öğrencilerin model alacağı
rüzgar olacaksınız’’ diyerek üniversiteli gençlerin
eğilimlerinin ne kadar önemli ve dikkate değer olması gerektiğini söyledi. Yıldız Teknik Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’in konuşmasının ardından ise 2009 Yılın Yıldızları ödülleri sahiplerini
bulmaya başladı. Yılın En Beğenilen İş Adamı, Ali
Ağaoğlu’nun ödülünü almasının ardından Geceyi renklendiren isimlerden Beyazıt Öztürk ve Zeki
Kayahan Coşkun’un karşılıklı atışmalarıyla bütün
salonu kahkahalara boğuldu. En beğenilen kadın
şarkıcı kategorisinde ödülünü alan Sertab Erener,
Yıldız öğrencilerini kırmayarak son çıkış parçasından bir bölüm seslendirdi ve herkesi bir kez daha
kendine hayran bıraktı. TEMA’nın kurucusu ve BM
Çevre Ödülü sahibi Hayrettin Karaca sağlık sorunlarına rağmen, Yıldız öğrencilerini kırmayarak o gecede yerini aldı ve bu gençleri gördükçe Türkiye’nin
geleceği için daha da umutlandığını söyledi.
2009’un bir diğer Yıldızı, Yılın En Beğenilen Haber
Programı Yapımcısı ve Haber Spikeri Uğur Dündar
ise meslek hayatının 40 yılını geride bırakmış bir
haberci olarak hep daha güzel bir Türkiye hayali
kurduğunu, bu yolun gençler için giderek daha zorlaştığını ve bu yolda ilerlemek zorunda olan gençler
olarak “Rehberiniz Büyük Önder Atatürk meşaleniz
onun devrimleri olsun” dedi. Ayrıca Yıldız Teknik
Üniversitesi Dans Kulübü gerçekleştirdiği şovuyla
büyük beğeni topladı.
Haber Spikeri UĞUR DÜNDAR
Eğlence - Show Programı BEYAZ SHOW
Spor Programı %100 FUTBOL
Kültür Sanat Programı TARİHİN ARKA ODASI
Dizi Filmi EZEL
Türk Filmi NEFES
Kadın Oyuncusu BEREN SAAT
Erkek Oyuncusu KENAN İMİRZALIOĞLU
Kadın Tiyatro Oyuncusu DEMET EVGAR
Erkek Tiyatro Oyuncusu LEVENT ÜZÜMCÜ
Radyo İstasyonu POWERTURK
Radyo Programı MATRAX
Kadın Şarkıcısı SERTAB ERENER
Erkek Sanatçısı YALIN
Müzik Grubu MANGA
Sporcusu KENAN SOFUOĞLU
Ekonomisti YİĞİT BULUT
Reklam Filmi TURKCELL REKLAMLARI
İş Kadını / Adamı ALİ AĞAOĞLU
Şirketi TURKCELL
Sosyal Sorumluluk Projesi
TEMA & TURMEPA
GELECEĞİMİZ YOK OLMASIN
Bankası İŞ BANKASI
Karikatüristi Yiğit Özgür
OCAK / 2010
Yıldızlar 19
Onur ödülü
Organizasyonu gerçekleştiren Yıldız İşletme
Kulübü’nün Yönetim Kurulu Başkanı Şevket Barut,
2009 Yılının Yıldızlarını Yıldızlılar arasında görmekten duyduğu mutluluğu ifade ettikten sonra en büyük hayal ortağımız dediği Serhan Şeşen Müzik, Felsefe ve Yaşama Saygı Derneği kurucuları Burhan Şeşen ve Gökhan Şeşen’i, Yılın Yıldızları’09 onur ödülünü almak üzere sahneye davet etti. Onur ödülünü
Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek in elinden alan
sanatçılar sosyal sorumluluk sahibi bu gençlere her
zaman destek halinde olmaktan mutluluk duyacaklarını ifade etti.
Bu muhteşem gecenin gerçekleşmesinde desteklerini hiç esirgemeyen Rektörümüz Sn. Prof. Dr. İsmail
Yüksek’e, Yıldız Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkan’ı
Sn. Neşe Özgün’e, Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim
üyeleri ve çalışanlarına Yıldız İşletme Kulübü olarak
teşekkür ederiz. II
20 Yıldızlar
OCAK / 2010
OCAK / 2010
Yıldızlar 21
09
HABTEKUS’
BAŞARI İLE
GERÇEKLEŞTİRİLDİ
D
Disiplinler arası ve çok disiplinli bir yaklaşımla, haberleşme teknolojileri ve uygulamalarına ilişkin
düzenleme, bilimsel, mühendislik ve endüstriyel
uygulama alanlarında çalışanları bir araya getirmek, ülkemizin bu konulardaki ihtiyaçlarını tespit
etmek ve ihtiyaçların karşılanmasına yönelik yeni
yöntem ve yaklaşımları ortaya koymak üzere ilki
2007 yılında gerçekleştirilen HABTEKUS’un üçüncüsü, Elektrik Elektronik Fakültesi ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından 9-11 Aralık
2009 tarihinde başarı ile gerçekleştirilmiştir.
HABTEKUS’09’un ilk günü
HABTEKUS’09’ sektörü ilgilendiren konularda
düzenlenen paneller ile güncel konuların tartışıldığı
ve problemlere çözümlerin arandığı bir platform
olarak hedefine ulaşmıştır.
haber, Yrd. Doç. Dr. Aktül KAVAS - Yrd. Doç. Dr. Tevfik İNAN - Yrd. Doç. Dr. Tuncay UZUN
Elektrik- Elektronik Fakültesi
• 2008 – 2013 arasında, mobil veri trafiğinin 66
kat artması ve bu trafiğin %66’sının video olmasının beklendiği,
• En çok mobil televizyon izlenen zamanların prime time ve futbol maçları olarak ölçümlendiği,
• Fiber optik altyapısının yaygınlaşması ve transmisyon amaçlı kullanılmasıyla üretilmekte olan
içeriğin daha da zenginleşeceği, bu kapsamdaki
Ar-Ge yatırımlarının artacağı,
HABTEKUS, sektörü ilgilendiren konularda düzenlenen paneller ile güncel konuların tartışıldığı ve
problemlere çözümlerin arandığı bir platform olmayı da hedeflemiştir. Buna bağlı olarak;
• Mobil operatörlerin sunduğu katma değerli servislerin henüz sesli haberleşmeden daha yoğun
bir trafik oluşturamadığı,
• Bilişim sektöründe, ekonomik kriz döneminde
büyümenin, yatırım ve istihdam artışının sürdüğü, sektörün büyüklüğünün 2000 yılında 10
milyar dolar iken, 2008’de 31 milyar doları aştığı,
• Haziran 2009 – Aralık 2009 tarihleri arasında
9.3 milyon mobil abonenin numara taşınabilirliği sisteminden yararlandığı ve aynı dönemde
6 milyon 3N abonesinin oluştuğu,
• 3N yetkilendirmeleri ile birlikte Hazine’ye 1 milyar Avro nakit devrin gerçekleştiği,
• New York, Paris, Londra gibi merkezlerle karşılaştırıldığında, İstanbul’un şu anda en hızlı 3N
OCAK / 2010
şebekesine sahip şehir olduğu,• Yazılım sektörüne standardizasyon ve sertifikasyonun getirileceği,
Üç güne yayılmış olan HABTEKUS’09’un açılışı,
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Tayfun Acarer, Yıldız Teknik Üniversitesi
(YTÜ) Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek ve ElektrikElektronik Fakültesi Dekanı ve Sempozyum Başkanı Prof.Dr. Galip Cansever tarafından yapıldı.
Sempozyum kapsamında 6 oturumda, 36 adet
akademik bildiri sunumu, 1 davetli konuşmacı
sunumu, 3 panel, 2 eğitim semineri ve 8 teknoloji
tanıtım sunumu gerçekleştirilerek teoriden uygulamaya, problemden çözüme ve talepten arza
uzanan geniş bir yelpazede etkinliklere yer verildi.
İlk gün gerçekleştirilen “Yeni Teknolojiler, Genişband ve Dünya Uygulamaları” başlıklı panel;
BTK Kurul Üyesi Dr. Ayhan Beydoğan yönetiminde, Turkcell’den Dr. Tayfun Çataltepe, Türk
Telekom’dan Mehmet Toros, Vodafone’dan Dr.
Hasan Süel ve Avea’dan Dr. Coşkun Şahin’in katılımı ile başladı. Panelde;
22 Yıldızlar
>> HABTEKUS’09’ 727 kişi
tarafından takip edildi.
• Türkiye’de yaklaşık 40 milyon Internet kullanıcısının bulunduğu,
• Hane bazında sabit hat üzerinden Internet’e
bağlanma penetrasyonu, AB üyesi ülkelerde
ortalama %54 iken Türkiye’de %32 olduğu ve
Türkiye’nin 2010 sonu itibariyle AB ortalamasını
yakalamasının beklendiği,
• Mobil sağlık alanında yeni iş modellerinin kurulmakta olduğu,
• Rüzgar ve güneş enerjisinden yararlanarak çalışan baz istasyonları sayesinde enerji tasarrufunun %100’e vardığı,
• Dünyada telekomünikasyon pazarının 2 trilyon
dolarlık bir sektör olduğu, bilişim sektöründe işsiz kalma riskinin olmayacağı,
• Teknolojiye
adaptasyonda,
Türkiye’nin
Avrupa’nın hızını yakalamış durumda olduğu
vurgulandı.
HABTEKUS’09’un ikinci günü
İkinci günün ilk oturumunda, Davetli Konuşmacı olarak Türksat A.Ş. Genel Müdürü Dr. Özkan
Dalbay sunum yaptı. Sunumda;
• Yerli haberleşme ve uydu teknolojisini geliştirmeye yönelik çalışmaların sürdüğünü ve
E-Devlet altyapısı kurulumunun da Türksat tarafından yürütüldüğünü,
OCAK / 2010
Yıldızlar 23
>> Türkiye’de yaklaşık
40 milyon Internet
kullanıcısı bulunuyor.
• Karasal haberleşmede kablolu ve kablosuz seçeneklerinin olmasına rağmen, az maliyetli ve
kolay entegre olabilir olması, uydu haberleşmesinin etkin bir haberleşme ve yayıncılık altyapısı
sağlaması nedeniyle alternatifsiz bir teknoloji
olduğu,
• Türksat uyduları aracılığıyla 6 tane HD (High
Definition), 254 tane SD (Standard Definition)
yayın yapılmakta olduğu ve şu an itibariyle
uydu kapasitelerinin %90’ının kullanıldığı ve
2012 yılında devreye girecek 4A ve 4B uydularının kapasite problemini giderirken, Ka-Bant frekansı kullanılarak daha hızlı Internet erişiminin
sağlanacağını,
• Göktürk Gözlem Uydusu’nun da 2012’de kullanıma sunulacağını vurgulayan Dalbay, hedeflerini; “2012’de 5 yörüngede işletilen, 7 uyduya
sahip olmak” olarak belirtti.
İkinci gün gerçekleştirilen “Bilgi teknolojilerinde
Ar-Ge ve İnovasyon” başlıklı panel; BTK Başkan
Yardımcısı Doç. Dr. Ertuğrul Karaçuha’nın başkanlığında, Alcatel-Lucent Ar-Ge Müdürü İhsan
Özcan, Intel’den Oktay Özgün, Huawei’den M. Kamil Şahin ve Ericsson Telekomünikasyon A.Ş.’den
Hakan Uysal’ın katılımı ile başladı. Panel’de;
• Sunulan ürün ve hizmetlerin doğru şekilde piyasaya sunulması sayesinde rekabette bir adım
öne çıkılabileceği,
• Ar-Ge faaliyetleri ve pazarlama süreçlerine kaynak gerektiği,
• Ar-Ge yatırımı yapmak için Türkiye’de yeterli
şartların bulunduğu,
• Satış ve pazarlama yetersizliğinin, üniversite –
sanayi iş birliğinin zayıflığının, inovasyon kültürü olmamasının, teşvik sistemlerinin sağlıklı işlememesinin, etkin katılım sağlanamamasının,
yerli malının tercih edilmemesinin, düzenlemelerin ve sermayenin yetersizliğinin Türkiye’nin
zayıf yönleri olduğu,
• Türkiye’de Ar-Ge merkezi olmak için Bakanlığa
yapılan 79 başvurudan 62’sinin onay aldığı,
24 Yıldızlar
OCAK / 2010
• Gençlere, yeni bir iş kurması için hibe yapan
Tekno-Girişim’in yapılanması için TÜBİTAK ve
çeşitli kuruluşlar tarafından fonların sağlandığı,
• Türkiye’de uzaktan tıp çözümlerine ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
İkinci gün, öğleden sonra gerçekleştirilen “Bilgi Güvenliği” başlıklı panel; BTK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Alkan başkanlığında,
Educore’dan Faruk Çalıkuşu, TTS’den Serkan Beydil, BTK İletişim Uzmanı Nemci Murat Güngör ve
BTK Teknik Düzenleme ve Standardizasyon Daire
Başkanı Ejder Oruç’un katılımı ile yapıldı. Panelde;
• Dünyada, zararlı içerikli siteleri ziyaret eden ülkeler arasında ilk üç arasında Türkiye’nin yer aldığı,
• İletişim Başkanlığı Kurumu bünyesinde yer alan
Internet İzleme Başkanlığı’nın Türkiye’de Internet kullanımında zararlı içeriğin takibi konusunda çalışmalar yürüttüğü,
• Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi’nin temelinde
gizlilik, bütünlük ve erişilebilirlik olduğu,
Turkcell Teknoloji - Dr. Alp Şardağ,
lendirmeleri ışığında HABTEKUS’09’a yollanan
“IP TV Türkiye’de” TTNET A.Ş. - Mehmet Şahpolat
bildiriden 36 tanesinin sözlü ve 15 tanesinin de
• Bilgi güvenliğinin zedelenmesinin şirketleri
maddi zarara soktuğu, prestij kaybetmesine yol
açtığı, amacın saldırıya yol açabilecek açıkları
önlemek ve saldırıları durdurabilmesi olduğu,
“3G ve Ötesinde Teoriden Uygulamaya” Vodafone Telekomünikasyon A.Ş. - Ferhan Günen
poster sunuma kabul edilen bildirilerin (ilk isim
• Erişim engellemelerini aşma yöntemlerinin bilgi güvenliğine etkileri açıklanarak kötü yazılımların yeni silahının web siteleri olduğu,
• Bir bilginin bütünlüğünün korunması, yetkisiz
erişimin engellenmesi, mahremiyetin ve gizliliğin korunması, sistemin devamlılığının sağlanmasının bilgi güvenliği olduğu, bu konuda
BS/7799 ile başlayan, ISO/7799 ile devam eden
standartların bulunduğu açıklandı.
HABTEKUS’09’un üçüncü gününde
HABTEKUS’un üçüncü günü, Eğitim Seminerleri ile başladı. 3. nesil haberleşme sistemlerinde
kullanılacak olan “Telsiz Teknolojiler: FemTo Cell
Uygulamaları” Alcatel-Lucent’en Burak Yıldırım,
Nurettin Çetinkaya ve yüksek hızda haberleşme
olanakları sağlayan “Türkiye’de Evlere Kadar Fiber
Haberleşme Çözümleri” Superonline’dan Ümit
Yaşar Karadeniz ve Hanife Gümüş tarafından katılımcılara sunuldu.
Üçüncü gün, öğleden sonra yer alan Teknoloji Tanıtım Sunumlarında;
“SIM Kart Teknolojileri ve GSM Uygulamaları”
“EMR 300 ve SRM 3000 ile Elektromanyetik Alan
Ölçümü” Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Ali Rıza Özdemir
“NFC-RFID Teknolojileri: Touchatag Uygulama
Platformu” Alcatel-Lucent - Ali Ozan Çil
poster olarak sunulmasına karar verildi. Sözlü ve
olarak değerlendirildiğinde) 39 tanesinin 19 farklı
üniversiten (2 tane KKTC, 1 tane İsviçre), kalan 12
tanesinin de 4 farklı kurumdan geldiği görüldü.
HABTEKUS’09’ 194’ü sektör temsilcisi ile akademisyen, çoğunluğu Yıldız Teknik Üniversite-
“Mobil Geniş Bant: Eğilimler ve Gelecekteki Beklentiler” Ericsson Telekomünikasyon A.Ş. - Tansel
Özergene
sinden olmak üzere 503’ü öğrenci ve 30’u yazılı/
“E.164 Tabanlı Haberleşme Ağları ile İnternet ve
Diğer IP Tabanlı Ağlar Birleşmesine Giden Yol”
Nortel-Netaş - Ali Kemal Mayuk
toplamda 727 kişi tarafından takip edildi. Böylece
“Yeşil Teknolojide Çevreci Yaklaşımlar” Vodafone
Telekomünikasyon A.Ş. - Onur Kutlu tarafından
sunuldu.
HABTEKUS’09, özellikle genç bilim insanlarının ve
Akademik bildiri sunumları gerçekleştirildi
platformlarda tartışmalarına, kamuoyuna du-
Sempozyum’un ikinci gününden itibaren diğer
etkinliklerle paralel olarak akademik bildiri sunumları gerçekleştirildi. Sempozyumda yer alan
çalışmalar “OpenConf” isimli yazılım yardımıyla, yazarların kimlikleri, hakemler tarafından
bilinmeksizin (blind review) değerlendirildi. Değerlendirmeler, konularında uzman 43 hakem
tarafından yapıldı. Yürütme kurulu hakem değer-
görsel/elektronik basın mensubu (12 kişi dergi, 6
kişi gazete, 7 kişi TV, 3 kişi ajans ve 2 kişi portal),
Yıldız Teknik Üniversitesi ile Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumu önemli bir işlevi yerine getirerek
sektörde araştırma-geliştirme yapan veya konu
ile ilgili çalışanların, özgün çalışmalarını geniş
yurmalarına ve sektörün hizmetine sunmalarına
aracı olmuş oldu.
Gerek bildiri ile katılım, gerekse etkinlikleri takip
edenlerin
sayısını
değerlendirdiğimizde,
HABTEKUS’un sektör ve akademik camia tarafından tanınır ve aranır bir marka halini almış olduğunu görmenin kıvancını taşımaktayız. II
OCAK / 2010
Yıldızlar 25
ihtiyaçların ve sorunların değişmesi ve çeşitlenmesi kaçınılmazdır. Bu gerçekler ışığında, haberleşme teknolojilerinin çeşitliliği ve kalitesini arttırmak ve mevcut ihtiyaçları karşılamak için bilim dünyası ve sektör çalışanlarının yeni arayışlar
içinde olması çok doğal bir sonuçtur.
Haberleşme teknolojileri ve uygulamalarına ilişkin düzenleme, bilimsel, mühendislik ve endüstriyel uygulama alanlarında çalışanları bir araya getirmek, ülkemizin bu konulardaki ihtiyaçlarını tespit etmek ve ihtiyaçların karşılanmasına yönelik
yeni yaklaşımlara ışık tutmak amacıyla Üniversitemizde düzenlenen bu sempozyumun Ülkemizin ihtiyaçlarına cevap vereceğine inancım tamdır.
Prof. Dr. İsmail YÜKSEK ‘in programdaki açılış konuşması:
Bakanım, müsteşarım, bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu başkanı, öğretim üyeleri, konuklar,
öğrenciler ve basın mensupları,
Üniversitemiz ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu iş birliği ile düzenlenen yeni nesil haberleşme teknolojileri, süreçleri, bilgi teknolojilerinde inovasyon ve bilgi güvenliği konularının gündeme geleceği “3. Haberleşme Teknolojileri ve Uygulamaları Sempozyumuna” hoş geldiniz.
Haberleşme ve bilgisayar teknolojilerinde ortaya çıkan buluşlar ve yenilikler, hayatımızı etkileyen çok farklı alanlardaki uygulamaların yönünü
belirlemektedir. Günümüzde, haberleşme teknolojileri bilgisayar teknolojileriyle bütünleşerek, yarının ileri bilgi toplumlarının oluşmasında yaşamsal bir rol oynamaktadır. Teknolojinin hızla ilerlediği günümüz rekabet ortamında, haberleşme ve
iletişim alanlarında bilişim teknolojilerini üst düzeyde kullanan kurumlar, çağı yakalama mücadelesinde bir adım öne çıkmaktadır.
Haberleşme teknolojilerinin bu kadar hızla değiştiği ve geliştiği bir ortamda, konu ile ilgili mevcut
26 Yıldızlar
OCAK / 2010
Yeni nesil teknolojilerin uygulanması, Ar-Ge ve
inovasyona yeterli kaynak ayrılması ve yeni teknoloji üretme konusunda üniversite-sanayi iş birliğine gidilmesi gibi konular büyük önem taşımaktadır. Teknopark ve Kosgeb oluşumlarının; haberleşme teknolojileri ve uygulamaları için cazibe merkezi haline getirilmesi gündemde olan sorunlara
çözüm arayışına cevap verebilir. Üniversitemiz de
yeni faaliyete geçen Teknopark oluşumu ile bu çözümün bir parçası olmaya hazır ve taliptir.
Sempozyuma teşrif ederek bizleri onurlandıran
Sayın Bakanımız Binali Yıldırım’a üniversitem adına teşekkürlerimi sunarım.
Sempozyumun gerçekleştirilmesinde emeği geçen Elektrik-Elektronik Fakültemiz Dekanı Sayın
Prof. Dr. Galip Cansever ve değerli öğretim üyelerine, Başkanları Sayın Dr. Tayfun Acarer nezdinde
sempozyum ortağımız Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna, sempozyuma destek veren sponsorlarımız ve düzenleme kuruluna ve bildirileri ile
katkıda bulunan tüm akademisyenlere teşekkürlerimi sunarım.
Herkese başarılı bir sempozyum dilerken, sempozyumdan çıkacak sonuçların sektörün ve ülkenin sorunlarının çözümüne katkı sağlamasını ve
gelecekteki çalışmaların temeline ışık tutmasını
temenni ederim.
Prof. Dr. İsmail YÜKSEK
Rektör
09.12.2009
PROF. DR. NÜKET YETİŞ:
TÜBİTAK ÜLKEMİZİN
REKABET GÜCÜNÜN
ARTIRILMASINI HEDEFLİYOR
>> TÜBİTAK, kuruluş kanunu gereği, uluslararası
ikili ve çok taraflı bilimsel ve teknolojik iş birliği
faaliyetlerinde Türkiye’yi temsil ediyor.
T
röportaj, Öğr. Gör. Hakan KARATAŞ
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş, dergimize TÜBİTAK’ın başarılı çalışmalarını anlattı.
Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
Eskişehir’de dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimimi aynı ilde tamamladım. Kimya mühendisliği alanındaki lisans eğitimim ile işletme alanındaki yüksek lisans öğrenimimi Boğaziçi Üniversitesi’nde
tamamladıktan sonra doktora derecemi İstanbul
Teknik Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği
alanında aldım. 1988 yılında İTÜ’de doçent, 1993
yılında da profesör olarak atandım. 1994–2000
yılları arasında Marmara Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Dekanı ve 2000–2004 yılları arasında
TÜBİTAK TÜSSİDE Müdürü olarak görev yaptım.
2004 yılından bu yana, önce vekil ve halen de asil
olmak üzere TÜBİTAK Başkanlığı görevini yürütmekteyim. Evli ve iki çocuk annesiyim.
TÜBİTAK’ın tarihsel yolculuğunu özetleyebilir
misiniz?
TÜBİTAK 1963 yılında, Türkiye’de planlı ekonomi döneminin başlangıcında kuruldu. Kuruluş
aşamasında en temel görevleri, özellikle doğa
bilimlerinde temel ve uygulamalı akademik araştırmaları desteklemek ve genç araştırmacıları
teşvik etmekti. O tarihlerde bu görevleri yerine
getirebilmek amacıyla; temel bilimler, mühendisOCAK / 2010
Yıldızlar 27
Toplumda bilimsel, teknolojik ve yenilik faaliyetlerine yönelik farkındalığın ve bilim okuryazarlığının artırılması için TÜBİTAK’ın kurulduğu ilk yıllardan bugüne kadar, çeşitli dergi ve kitaplar yayınlanıyor, yarışma ve şenlikler gerçekleştiriliyor.
2007 yılından itibaren de bu alanda yapılacak “Bilim ve Toplum Projeleri”ne destek verilmesi uygulamasına başlandı. Ayrıca toplumun bilim ve teknoloji ile eğlenerek öğrenilen ortamlarda buluşmasını sağlayan çalışmalar da devam ediyor.
bilim ve teknoloji
politikalarını belirliyor
ve toplumun her
kesiminde bu
farkındalığı artırmak
üzere kitaplar ve
dergiler yayınlıyor.
lik, tıp, tarım ve hayvancılık alanlarında dört araştırma grubu (şimdi on araştırma grubunu içeren
Araştırma Destek Programları Başkanlığı) ile Bilim
Adamı Yetiştirme Grubu (şimdi Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı) oluşturuldu.
1968 yılında şu an Gebze’de faaliyet gösteren Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü’nün (UEKAE) Elektronik Araştırma Ünitesi adıyla Ankara’da kurulmasıyla başlayan, araştırma enstitülerinin yapılandırılmasıyla
TÜBİTAK’ın görevleri arasında yer alan Ar-Ge faaliyetlerinin gerçekleştirilmesine başlandı. Sekiz
enstitüyü bünyesinde barındıran TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nin (MAM) yanı sıra diğer tüm Enstitülerimizin kuruluş ve görevleri ile ilgili bilgilere Kurumumuzun internet sayfasından
ulaşılabiliyor. Araştırma Enstitüleri vasıtasıyla bizzat bilim ve teknoloji geliştiren ve üreten TÜBİTAK, 1995 yılından itibaren destek verilecek Ar-Ge
28 Yıldızlar
OCAK / 2010
projelerinin değerlendirilmesi görevini Dış Ticaret
Müsteşarlığı (DTM) ile birlikte yürütmeye başladı.
Bu amaçla Teknoloji İzleme ve Değerlendirme Başkanlığı, bugün ki adıyla Teknoloji ve Yenilik Destek
Programları Başkanlığı-TEYDEB kuruldu. Hibe olarak verilen bu destekler daha önce tamamen DTM
mali kaynaklarından karşılanırken, 2005 yılından
itibaren bu desteklerin %25’i DTM, %75’i TÜBİTAK
kaynaklarından karşılanmya başlandı.
Sizce TÜBİTAK’ın üniversiteler ve Türkiye için
önemi nedir?
TÜBİTAK; bilim, teknoloji ve yenilik yoluyla, paylaşımcı, yönlendirici ve katılımcı yaklaşımlarla, toplumumuzun ekonomik, sosyal ve çevresel yaşam
kalitesinin çağdaş uygarlık düzeyine kavuşmasına hizmet eden, alanında uluslararası etkinliğe sahip bir kurum olma vizyonu doğrultusunda,
akademik ve endüstriyel Ar- Ge çalışmaları ile yenilikleri destekliyor ve enstitüleri aracılığıyla ulusal önceliklerle Ar-Ge çalışmaları gerçekleştiriyor.
TÜBİTAK, Türkiye’nin bilim ve teknoloji politikalarının belirlenmesinde Hükümete yardımcı olma
sorumluluğunu, ilk kez “Türk Bilim Politikası; 19832003” dokümanını hazırlama görevini üzerine alarak üstlendi. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun
(BTYK) 1983 yılında kurulması ve bu kurulun sekreterya görevinin TÜBİTAK’a verilmesi, bu sorumluluğu belirgin ve somut bir görev haline getirdi.
Bu görevle bağlantılı olarak, TÜBİTAK 2001 yılında, sonraki yirmi yıllık dönemde uygulanacak bilim ve teknoloji politikalarının belirlenmesine yönelik olarak “Vizyon 2023” adlı kapsamlı bir proje
gerçekleştirdi. Ayrıca 2005–2010 Ulusal Bilim ve
Teknoloji Politikaları Uygulama Planı, 2008–2010
Ulusal Yenilik Stratejileri Uygulama Planı ve 2007–
2010 Uluslararası BTY Stratejileri Planı’nın hazırlanmasında koordinasyonu sağladı.
TÜBİTAK, kuruluş kanunu gereği, uluslararası ikili
ve çok taraflı bilimsel ve teknolojik iş birliği faaliyetlerinde Türkiye’yi temsil ediyor, bu alandaki koordinasyonun yanı sıra Türkiye’nin 2002 yılından
itibaren AB Çerçeve Programlarına tam katılımı
sonrasında bu programların ulusal koordinasyonunu da sağlıyor.
Bu işlevlerin yanı sıra TÜBİTAK, Ülkemizin bilim ve
teknoloji politikalarını belirliyor ve toplumun her
kesiminde bu farkındalığı artırmak üzere kitaplar
ve dergiler yayınlıyor.
Ayrıca, bilim insanlarının yurt içi ve yurt dışı akademik faaliyetlerini burs ve ödüller ile destekleyen, özendiren; üniversitelerimizin, kamu kurum-
Üniversitesi’nin
Davutpaşa, Maslak ve
Yıldız kampüslerinin
birbirlerine, ULAKNET
ve dünya araştırma
ağlarına ve internet’e
bağlantıları TÜBİTAK
tarafından karşılanıyor.
larımızın ve sanayimizin projelerini fonlayan TÜBİTAK, Ülkemizin rekabet gücünün artırılmasını
hedefliyor. Ülkemizin bilim ve teknoloji alanında
gelişmesinde en kritik rolü oynayan bilim insanlarının sayı ve niteliğinin artmasına yardımcı olmak
amacıyla TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire
Başkanlığı (BİDEB) bünyesinde çeşitli destek programları yürütülüyor.
Desteklerin türleri, desteklenen kişi sayısı ve destek miktarları ülkemizin ihtiyaçlarına paralel olarak her yıl sürekli artıyor. 2003 yılında 1.527 olan
desteklenen toplam bilim insanı sayısı 2006 yılında 6.623’e ve 2007 yılında 11.863’e ulaştı. TÜBİTAK BİDEB tarafından yürütülen 24 burs ve destek
programı kapsamında 2008 yılında toplam 15.882
bilim insanı ve genç araştırmacı desteklenirken;
1 Aralık 2009 itibarıyla desteklenen bilim insanı
ve genç araştırmacı sayısı 14.905’dir. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin, destekleme rakamlarına bakıldığında 2000-2009 yılları arasında bilim insanı
sayısı bazında, TÜBİTAK BİDEB desteklerinden en
çok yararlanan üniversiteler arasında 12’inci sırada yer aldığını görüyoruz. ( Bkz tablo 1 )
Ülkemizin mevcut ve önümüzdeki yıllarda oluşa-
Tablo:1
>> TÜBİTAK, Ülkemizin
Daha önce “Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma
Kurumu” olan TÜBİTAK ismi, 7 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5376 sayılı Kanun ile “Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu” olarak değişti ve TÜBİTAK’ın görev alanına sosyal ve
beşeri bilimler de dahil edildi. 5376 sayılı Kanun
ile ayrıca bilgi ve teknolojinin üretildiği ortamlardan, kullanıldığı ortamlara aktarılmasını sağlayacak, üniversite-sanayi iş birliğini geliştirecek çeşitli ve etkin mekanizmaların kullanımına olanak verecek hükümler de getirildi.
>> Yıldız Teknik
* Üniversitelerin destek oranlarının hesabı desteklenen kişi sayısı/başvuran kişi sayısı olarak hesaplanmıştır. Hesaplama yapılırken o yıl içinde desteklenmeye başlanan bilim insanı sayıları esas alınmıştır.
** B; yeni başvuru, D; o yıl içinde desteklenmeye başlanan bursiyer sayısı, DO ise destek oranını ifade etmektedir.
OCAK / 2010
Yıldızlar 29
>> Başbakan Recep Tayyip
ERDOĞAN ve İspanya
Hükümet Başkanı
J.L.R. ZAPATERO’nun
öncülüğüyle başlatılan
“Medeniyetler İttifakı
Girişimi” çerçevesinde;
medeniyetler ittifakı,
kültürlerarası diyalog,
çatışma önleme ve çözme
gibi alanlarda çalışma
yapacak öğrenci ve
akademisyenlere çeşitli
burslar verilmesinin
sağlanması görevi
TÜBİTAK’a verildi.
30 Yıldızlar
OCAK / 2010
Ayrıca bilim insanlarımızın araştırma yapmalarını desteklemek amacıyla, TÜBİTAK Yurt İçi Lisans
Burs Programı ile Yurt İçi Yüksek Lisans Burs Programları kapsamında, önceki yıllarda desteklenen
bursiyerlerden hiç ara vermeden alanlara ve yüksek lisans ve doktora eğitimlerine devam edenlere, ilgili Yurt İçi Yüksek Lisans ve Yurt İçi Doktora
Burs Programları kapsamında mezun oldukları yıl
geçerli olan başvuru şartlarını taşımalarına gerek
olmaksızın TÜBİTAK bursiyerliklerinin devam edebilmesi olanağını sağladık. Böylece lisans aşamasından itibaren TÜBİTAK bursiyeri olan bir öğrencinin doktora eğitiminin sonuna kadar TÜBİTAK
bursiyerliğinin devam etmesi ve yaklaşık 12 yıl boyunca desteklenebilmesi sağlandı.
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ve İspanya Hükümet Başkanı J.L.R. ZAPATERO’nun öncülüğüyle başlatılan “Medeniyetler İttifakı Girişimi” çerçevesinde; medeniyetler ittifakı, kültürlerarası
diyalog, çatışma önleme ve çözme gibi alanlarda çalışma yapacak öğrenci ve akademisyenlere
çeşitli burslar verilmesinin sağlanması görevi de
TÜBİTAK’a verildi. Bu kapsamda yapılan çalışmalar sonucunda, “Medeniyetler İttifakı Projesi” çerçevesinde öncelikli alanlar saptandı ve bu alanlarda yurt dışında araştırma yapacak Türk araştırmacılar ile Türkiye’de araştırmalarına devam
eden yabancı araştırmacıların mevcut burs programları içinde desteklenmesi çerçevesinde, burs
programlarının kapsamı, ders aşamasını bitirmiş
tezli yüksek lisans öğrencilerini de kapsayacak şekilde genişletildi.
Ayrıca “Ulusal Uzay Araştırmaları Programı” çerçevesinde belirlenen hedeflere ulaşmak için yeterli sayıda ve gerekli nitelikte uzmanların kısa
vadede yetiştirilmesi amacıyla da TÜBİTAK Yurt
Dışı Yüksek Lisans Burs Programı uygulanmaya
başladı. Ülkemizin uzay bilim ve teknolojileri alanında ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünün
yetiştirilmesine katkı sağlanmasını hedefleyen
bu program kapsamında, 2008 yılında toplam 12
kişi desteklenmiş; 10 kişi bu program kapsamında
yurt dışında yüksek lisans eğitimlerine başlamıştır. 2009 yılında ise toplam 6 kişi desteklenmiştir.
Uluslararası iş birliği faaliyetleri çerçevesinde,
TÜBİTAK ve Avrupa Komisyonu’nun Ortak Araştırma Merkezi (Joint Research Centre–JRC) arasında imzalanan Mutabakat Zaptı gereğince
her yıl 20 Türk araştırmacının, 1 yıl süre ile JRC
Enstitüleri’nde doktora/doktora sonrası araştırma yapması için pozisyonların açılması kararlaştırıldı. Bu kapsamda araştırmacılar, TÜBİTAK BİDEB
tarafından yürütülmekte olan Yurt Dışı Araştırma
Burs Programı (doktora yeterliliğini alan öğrenciler için) ile Yurt Dışı Doktora Sonrası Araştırma
Burs Programı’na başvurmaları konusunda yönlendirildi ve son iki yılda doktora ve doktora sonrası seviyede toplam 16 araştırmacı desteklendi.
Ayrıca
Aralık
2008’de
TÜBİTAK
Gebze
Yerleşkesi’nde düzenlenen TÜBİTAK-Helmholtz
Çalıştayı kapsamında 16 doktora öğrencisinin TÜBİTAK ile Helmholtz tarafından desteklenmesine
ilişkin İş birliği Protokolü imzalandı. İlgili protokol
kapsamında 2009 yılında, 16 doktora sonrası araştırmacı için Yurt Dışı Araştırma Burs Programı ile
Yabancı Uyruklular Araştırma Burs Programı uygulama ilkeleri kapsamında destek sağlanması
planlandı. Planlanan destek programı kapsamında 2009 yılında 12 Türk ve 2 yabancı uyruklu doktora öğrencisine araştırma bursu verildi.
2009 yılında TÜBİTAK ile Lindau Konseyi ve Vakfı
arasında imzalanan ‘Mutabakat Zaptı’ çerçevesinde TÜBİTAK Lindau Bilimsel Etkinliklere Katılma
Desteği Programı uygulamaya konuldu. 1951’de
Prof. Hein ve Dr. Parade tarafından başlatılan
Lindau Nobel Ödüllü Bilim İnsanları Toplantıları,
güncel bilimsel konuları ve geleceğe yönelik araştırma alanlarını konu alarak Nobel ödüllü bilim in-
sanları ile genç araştırmacıları ders, panel ve seminerler gibi çeşitli platformlarda buluşturuyor.
2010 yılında 60’ıncısı düzenlenecek olan toplantılara ilk defa Türkiye’nin de katılacak olması, söz
konusu uluslararası bilimsel platformlarda Türk
araştırmacılarımız vasıtasıyla temsil edilmesi,
hem dünya gündeminin takip edilerek geleceğe
yönelik bilim ve teknoloji stratejilerinin belirlenmesi hem de uluslararası alanda prestijimizin artması açısından büyük önem taşıyor.
Bunların dışında TÜBİTAK olarak Ulusal Akademik
Ağ ve Bilgi Merkezi (ULAKBİM) bünyesinde gerçekleştirilen projeler aracılığıyla üniversitelerimiz ile
iş birlik kuruyoruz. Örneğin, TÜBİTAK Elektronik
Kaynaklar Ulusal Akademik Lisansı (EKUAL) Projesi ile Ülkemizdeki araştırmacıların akademik bilgiye erişim olanaklarını ülke genelinde yaygınlaştırmayı, bilgiye erişimde fırsat eşitliği sağlayarak
Ülkemizdeki bilimsel üretim ve Ar-Ge faaliyetlerini etkinleştirmeyi ve bu yolla Türkiye’nin uluslararası yayın üretim performansını ve rekabet edebilirliğini artırmayı hedefliyoruz. Bugün Türkiye ve
KKTC’de bulunan tüm üniversiteler, askeri okullar, Polis Akademisi ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı
Eğitim ve Araştırma Hastaneleri TÜBİTAK EKUAL
Projesi’nin birer üyesidir.
ULAKBİM’de sürdürülen Uluslararası Bilimsel Yayınları Teşvik Programı (UBYT) çerçevesinde, Ülkemizdeki araştırmacıların uluslararası düzeydeki
bilimsel yayın üretimi teşvik ediliyor. Bu kapsamda 2000-2008 yılları arasında Üniversitenizden
teşvik alan makalelerin sayısı, desteklenen bilim
insanının sayısı ve teşvik tutarları şöyle. (Bkz. Tablo 2)
ULAKNET (Ulusal Akademik Ağ) aracılığıyla ise
yaklaşık 100.000 öğretim elemanı, araştırmacı ve 2.500.000’in üzerinde üniversite öğrencisi
ULAKBİM’in sunduğu ağ servislerinden yararla-
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin UBYT Programından Yararlanma Oranı
2000
M
S AS
30 54
Tablo:2
cak ihtiyaçları göz önüne alınarak, bilim insanı sayısının genel nüfusa oranının artmasını sağlamak
amacıyla, 2005 yılından itibaren TÜBİTAK tarafından verilen lisans, yüksek lisans ve doktora burslarının sayısı önemli ölçüde artırıldı. 1 Aralık 2009
itibariyle bursiyerliği devam eden 1.952 yurt içi lisans, 2.953 yurt içi yüksek lisans ve 1.988 yurt içi
doktora bursiyeri bulunuyor.
2001
M
TM S AS
1.6
52 81
99
2005
M A
S S TM
14 35.34
86 9
1
2002
TM
4.13
5
2006
M A
S
S TM
13 23 58.4
2
3
91
2003
M
S AS
MS AS
TM
61
7.438 72 119
108
2007
2004
TM
MS
12.75
109
1
2008
MS
AS
234
389
AS
206
TM
26.65
4
2009
TM
MS AS TM
MS
113.0
32 100.2
58
218 1
32
239
AS
354
TM
116.6
33
MS: Teşvik Alan Makale Sayısı - AS: Desteklenen Araştırmacı Sayısı - TM: Teşvik Miktarı (TL)
OCAK / 2010
Yıldızlar 31
versite öğretim üyelerini TÜBİTAK’a davet etme
yoluyla üniversitelerden hizmet de alıyoruz. Böylece, uygulanan panel sistemi kapsamında bilimsel değerlendirmenin yapılmasında üniversitelerimizdeki bilim insanlarımızın, bilimsel birikimlerinden faydalanıyor ve değerlendirmenin objektif
kriterlere göre yapılmasını sağlıyoruz. Bilim insanlarımız da bu sayede Ülkemizde kendi araştırma
alanlarına dair gelişmeleri yakından takip edebiliyor, proje izleme-değerlendirme konusunda deneyim kazanıyor.
>> Bilim insanlarımız
Ülkemizde kendi
araştırma alanlarına dair
gelişmeleri yakından
takip edebiliyor, proje
izleme-değerlendirme
konusunda deneyim
kazanıyorlar.
Ek olarak, TÜBİTAK tarafından 1969 yılından bu
yana düzenlenen TÜBİTAK Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Yarışması Bölge
Sergileri’nin koordinasyonu ve jürilerin belirlenmesi sürecinde, çeşitli üniversitelerden 12 öğretim üyesi, TÜBİTAK tarafından Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Yarışması Bölge
Koordinatörü olarak görev yapıyor. Örneğin Yıldız
Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Ulvi AVCIATA İstanbul-Avrupa Bölge Koordinatörü olarak görev alıyor.
Ayrıca, ulusal düzeyde gerçekleştirilen İlköğretim
Matematik Olimpiyatı ile Ulusal Bilim Olimpiyatları ilk aşama sınavlarından başlayarak, uluslararası yarışmalarda ülkemizi temsil edecek Olimpiyat Takımı’nın oluşturulmasına kadar geçen süre
zarfında, olimpiyat öğrencilerinin eğitimi çeşitli
üniversitelerden belirlenmiş öğretim üyeleri tarafından gerçekleştiriliyor.
Kurumunuzun verdiği akademik Ar-Ge destekleri
hakkında bilgi verebilir misiniz?
TÜBİTAK’ın akademik camiaya ve kamuya yönelik
fon sağlama görevi Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından yürütülüyor. ARDEB bünyesinde 10 Araştırma Grubu bulunuyor.
nıyor. Örneğin; Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Davutpaşa, Maslak ve Yıldız kampüslerinin birbirlerine, ULAKNET ve dünya araştırma ağlarına ve
Internet’e bağlantıları TÜBİTAK tarafından karşılanıyor. Ayrıca, TR-Grid altyapısının kullanıcısı
olan araştırmacılar, ULAKBİM’deki Yüksek Başarımlı ve Grid Hesaplama Merkezimiz üzerinde bilimsel faaliyetlerini elektronik ortamda gerçekleştirme fırsatını buluyor.
Araştırma Grupları
Kurumunuz ve üniversiteler arasındaki iş birliği
hakkında görüşleriniz nelerdir?
• Kamu Araştırmaları Grubu (KAMAG)
TÜBİTAK bünyesinde üniversiteler ile kamu/özel
kurum ve kuruluşlarına yönelik burs ve destek
programları yürütülüyor; aynı zamanda program
başvurularının bilimsel değerlendirmesinde üni-
• Temel Bilimler Araştırma Grubu (TBAG)
• Savunma ve Güvenlik Teknolojileri Araştırma
Grubu (SAVTAG)
• Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Grubu (SOBAG)
• Uzay Araştırma Grubu (UZAG)
Proje destekleri;
• Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı (1001 Programı),
• Ulusal Genç Araştırmacı Kariyer Geliştirme
Programı (3501 Programı),
• Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı (1007 Programı),
• Hızlı Destek Programı (1002 Programı),
Cari fiyatlarla.
• Evrensel Araştırmacı Programı (EVRENA- 1010
Programı),
2004 yılından bu yana TÜBİTAK, ARDEB’de projeler panel sistemiyle değerlendiriliyor. Panelistler
belirlenirken, daha önceki panellere çağırılan panelistlere ait istatistiki bilgiler dikkate alınarak kurumlar arası yaygın dağılımın korunmasına özen
gösteriliyor.
• Uluslararası Bilimsel Araştırma Projelerine Katılma Programı (UBAP-1011 Programı),
• Bilimsel ve Teknolojik İş birliği Ağları ve Platformları Kurma Girişimi Projeleri (İŞBAP-1301
Programı),
• Uluslararası Projeleri Destekleme Programları
aracılığı ile gerçekleştiriliyor.
Patent destekleri
• Patent Başvurusu Teşvik ve Destekleme Programı (1008 Programı) aracılığı ile gerçekleştiriliyor.
TÜBİTAK kanalıyla özellikle üniversitelere aktarılan kaynak, geçmişe oranla oldukça hızlı bir artış
gösterdi.
Panellerin tamamlanmasından sonra desteklenmesi uygun bulunan proje önerileri web sayfamızdan ilan ediliyor.
• Çevre, Atmosfer, Yer ve Deniz Bilimleri Araştırma Grubu (ÇAYDAG)
2004-2008 yılları arasında Yıldız Teknik
Üniversitesi’nden panellere davet edilen panelist
sayıları şöyle:
• Elektrik, Elektronik ve Enformatik Araştırma
Grubu (EEEAG)
• Mühendislik Araştırma Grubu (MAG)
• Sağlık Bilimleri Araştırma Grubu (SBAG)
• Tarım, Ormancılık ve Veterinerlik Araştırma
Grubu (TOVAG)
Proje önerilerinin ön incelemesi, TÜBİTAK ARDEB
tarafından yapılıyor ve koşulları sağlayan başvurular, bilimsel değerlendirmelerinin yapılması için
ilgili Araştırma Grubuna iletiliyor. Proje önerilerinin panellerde (1) özgün değer, (2) yaygın etki ve
(3) yapılabilirlik boyutlarında; uluslararası proje
önerilerinin (1) bilimsel iş birliğinin önemi, (2) projenin özgün değeri ve yapılabilirliği, (3) camiaya/
ülkeye etkisi boyutlarında; Bilimsel ve Teknolojik
İş birliği Ağları ve Platformları Kurma Girişimi Projeleri (İŞBAP) proje önerilerinin ise (1) İŞBAP kurma
önerisi olma niteliği, (2) İŞBAP’ın yaygın etkisi ve
(3) ekip/kuruluş, altyapı/ekipman/ortam ve yöntem/yönetim yönlerinden yapılabilirliği boyutlarında bilimsel değerlendirilmesi yapılıyor.
2000-2008 yılları arasında Yıldız Teknik
Üniversitesi’nden önerilen, desteklenen ve yürürlükte olan proje sayıları ve destek bütçelerine de
baktığımızda da önemli artışlar görüyoruz.
2004
YILDIZ TEKNİK Ü. 6
DİĞER
ÜNİVERSİTELER
417
TOPLAMI
ORAN
%1,4
2005
2006
2007
2008
TOPLAM
28
28
33
60
155
1659
2232
3378
3790
11476
%1,7
%1,3
%1
%1,6
%1,4
Nüket Yetiş röpartajının devamı bir sonraki sayımızda yer alacaktır.
32 Yıldızlar
OCAK / 2010
OCAK / 2010
Yıldızlar 33
düşürmek ve hedefe kilitlenmek için fazla işle uğraş-
YTÜ ELEKTRİK-ELEKTRONİK
FAKÜLTESİ GELİŞİMİ
>> Büyük problemlerin çözümü, büyük takımların
kurulmasını gerektirir.
Ü
ri topluma hizmettir. Bu hizmetse; ders vererek, öğrencilere bilgi aktararak, araştırma yaparak, bilim
üreterek ve bunu yayın aracılığı ile paylaşarak, sahasında dünyadaki tüm gelişmeleri takip edip, uzman
olarak ve bilgi birikimini danışmanlık veya seminer-
ler yoluyla konu ile ilgili topluma aktararak gerçekle-
siz ki Bologna Sürecini ileri götürmek.
Bizlerinde bu deklarasyondan alınacak paylarımızı ve ödevlerimizi yerine getirmemiz gerekmektedir.
reksinim bulunmaktadır.
liteyi ve stratejik yönetim kapasitesini geliştirerek
dönemli vizyon sağlamayı ve Bologna sürecinin bir
sonraki dönemi için öncellikleri ifade etmeyi hedef-
lemektedir. Deklarasyon üniversitelerin yapmaları
gerekenleri şu şekilde sıralamaktadır:
- Üniversitelerin kamu sorumluluğu olarak kalmasını sağlamak,
- Araştırmayı, yükseköğretimin ayrılmaz bir parçası
olarak görmek,
- Sağlam kurumlar oluşturarak akademik kaliteyi
yükseltmek,
34 Yıldızlar
OCAK / 2010
ratarak, 1971’de $277 olan kişi başına düşen gelirini
2001’de $16,100’e ulaştırmayı başarmıştır. Bu muci-
rine verdikleri sözü yerine getirirken, gelenek ve gö-
çerçevesinin geliştirilmesini desteklemek ve şüphe-
ve finansal ortam sağlayarak güçlendirmelidir. Üni-
oluşturulan Graz Deklarasyonu üniversitelere uzun
ğına kavuşan Güney Kore, 1950’de Kuzey Kore işga-
- Kalite güvencesi içinde bir Avrupa için bir politika
Ülkenin kalkınmasına katkı sağlayan kurumlar hali-
Avrupa Yükseköğretim Kurumları Konvansiyonu’nda
1945 yılında Japon işgalinden kurtulup bağımsızlı-
alacağı çok dersler vardır. Güney Kore; eğitim, mo-
edilmelidir. Hükümetler, kurumların yetkilerini art-
28-30 Mayıs 2003 tarihleri arasında Graz’da yapılan II.
ÜSİ’nin somut bir başarısı
- Hareketliliği ve sosyal boyutu geliştirmek,
kopuk olmadığı bir manzara beklenen bir durumdur.
Graz Deklarasyonu ile birlikte…
maları gerekir.
gelişmekte olan ülkelerin Güney Kore tecrübesinden
Bu nedenle, üniversiteler farklı biçimlerde gelişme-
ne getirmek için yeni açılımlara ve yapılanmaya ge-
bu iki ayrı dünyanın geleneksel normların dışına çık-
üreten eğitimin büyük payı olmuştur. Türkiye gibi
gi açısından tatmin edildiği, ülke içinde birçok prob-
Ülkemizde üniversiteleri toplumun gelişmesine ve
için devlet eliyle çeşitli önlemler alındığı bilmekte ve
zenin oluşmasında çalışkan ve beceri sahibi iş gücü
Üniversitelerin gelişmesi için
lemin çözüldüğü ve üniversitelerin gerçek hayattan
(ÜSİ) önem verildiği, iş birliği ortamını yaratabilmek
na rağmen, bir nesil içinde bir ekonomi mucizesi ya-
şir. Üniversitelerin önderliğine her zaman büyük ihtiyaç duyulduğu, tüm zamanlarda toplumların bil-
Sanayileşmiş ülkelerde, üniversite sanayi iş birliği’ne
liyle başlayıp 3 yıl süren iç savaşın büyük tahribatı-
yazı, Prof. Dr. Galip CANSEVER Elektrik - Elektronik Fakültesi Dekanı
Üniversitelerin ve Bilim İnsanlarının temel görevle-
mamaları gerekecektir.
ye ve çok çeşitli yollardan kaynak yaratmaya teşvik
tırmalı, onların temel özerkliklerini istikrarlı bir yasal
versiteler sorumluluğu kabul etmeli ve kurumsal kaöğrenciler ve diğer paydaşları ile sıkı iş birliği içerisinde reformları gerçekleştirme sorumluluğunu üstlenmelidir.
dernleşme ve globalleşme sürecinde kendi kendilereneklerinden de taviz vermemektedirler.
Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik
Fakültesi Bölümleri
Hedefi, modern eğitim olarak güncel konuları öğre-
ten, çözüm bulan, problem çözen bireyler yetiştiren,
kendisini sürekli yenileyen, yaşam boyu öğrenmeyi
hedef edinmiş, yaratıcı, girişimci, sorgulayıcı, etik
değerleri özümsemiş, takım çalışmasına yatkın, Ül-
kenin gereksinimlerine cevap verebilecek, uluslara-
rası düzeyde bilgi birikimine ve deneyimine sahip
bir mühendis yetiştirmek olan Elektrik-Elektronik
Fakültesi’nden bahsetmek istiyorum. Fakültemiz 4
bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler; Elektrik Mühendisliği Bölümü, Elektronik ve Haberleşme Mü-
hendisliği Bölümü, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
ve Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği Bölümüdür.
Üniversitelerdeki proje kültürü
Tüm fakültede yaklaşık 2630 lisans öğrencisi bulun-
Üniversitelerde, proje kültürünün yerleşmesinde
hendisliği Bölümümüzde; Elektrik Tesisleri, Elektrik
yeni yapılanmalar ve kriterler gerçekleştirilmeli ve
kaynak bulmada üniversitede bazı birimlerin kurulması ile seferberlik ilan edilmelidir. Elde edilecek ça-
lışmaların çıktılarında ses getirecek olanlar üniversi-
tenin prestijini arttıracaktır. Genç nesil bundan esin-
lenerek daha çok projede görev alacak, ülke problemlerinin çözümünde öncü rol oynayacak ve üniversiteler görevlerini daha fazla ifa eder hale gele-
ceklerdir. Pek tabi olarak araştırmaya vakit ayırmanın birinci şartı öğretim üyelerinin ders saatlerini
maktadır. 1942 yılında eğitime başlayan Elektrik Mü-
>> Yurt dışındaki
üniversiteler ile gerek
bireysel, gerekse takım
halinde ortak çalışmalar
sergilenmeli ve sonuçlar
üniversitenin kazanç
hanesine yazılmalıdır.
Makineleri ve yeni kurulan Alternatif Elektrik Enerji
kaynakları olarak 3 adet anabilim dalı, 1982 yılında
eğitime başlayan Bilgisayar Mühendisliği Bölümü-
müzde; Bilgisayar Bilimleri, Bilgisayar Donanımı ve
Bilgisayar Yazılımı olarak 3 adet anabilim dalı vardır.
Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü-
müzde, Elektronik, Telekomünikasyon, Devreler ve
Sistemler ve Elektromağnetik Alanlar ve Mikrodalga
Tekniği olarak 4 adet anabilim dalı, Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği Bölümümüzde; Kontrol ve
OCAK / 2010
Yıldızlar 35
Yürütülen Ulusal ya da Uluslararası Projeler
Tübitak Projeleri
• 104E133 Prof. Dr. Tülay YILDIRIM, Genel Amaçlı Bir
Yapay Sinir Ağının Karma Bir Donanımla Gerçek-
lenmesi, Elektrik-Elektronik Fakültesi Elektronik ve
Haberleşme Mühendisliği 2005
• 104E069 Yrd. Doç. Dr. Şeref Naci ENGİN, Aneoro-
bik Atık su Arıtma Proses Sisteminin Modellenmesi ve Etkin Kontrol Algoritmalarının Geliştirilmesi,
Yukarıda sayılan bölümlerin desteklediği ve aşağıda
isimleri bulunan Lisansüstü programları FBE ile fakültemiz bir bütünü oluşturmaktadır.
• Elektrik Tesisleri LÜ Programı, Elektrik Tesisleri
anabilim dalı,
• Elektrik Makineleri ve Güç Elektroniği LÜ programı
Elektrik Makineleri anabilim dalı,
• Mikroişlemci Laboratuarı
Elektrik Mühendisliği Bölümü Laboratuarları
• Elektrik Devreleri Laboratuarı
• Aydınlatma Laboratuarı
• Elektrik Makineleri Laboratuarı
• Elektrik Tesisleri Laboratuarı
• Yüksek Akım Laboratuarı
• Kontrol ve Otomasyon Programı, Kontrol ve Oto-
• Güç Elektroniği&Elektrik Makineleri Kontrol Labo-
• Bilgisayar Mühendisliği LÜ programı, Bilgisayar
Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği
masyon anabilim dalı,
Mühendisliği bölümü
• Elektronik LÜ Programı, Elektronik ve Devreler ve
Sistemler anabilim dalı,
• Haberleşme LÜ programı, Telekomünikasyon anabilim dalı ve Elektromağnetik Alanlar ve Mikrodalga Tekniği anabilim dalı
• Kontrol ve Otomasyon LÜ programı, Kontrol ve
Otomasyon ana bilim dalı tarafından desteklenmektedir.
• Fakültemizdeki bölümlerin Laboratuarları hem lisans ve hem de LÜ öğrencileri için araştırma laboratuarları şeklinde aşağıdaki gibidir.
Bilgisayar Mühendisliği Laboratuarları
• Yazılım Laboratuarı
lemesi, Elektrik-Elektronik Fakültesi Elektronik ve
Haberleşme Mühendisliği 2008
BAPK Projeleri
Esikaltı FGMOS Transistorlar İle Analog YSA Devre
Sisteminde Güç Kalitesine Etki Eden Değişkenleri
Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği 2008-05-
lendirilmesi ve Karşı Önlemlerin Hayata Geçiril-
• Yrd. Doç. Dr. Nur BEKİROGLU, İbrahim SENOL, En-
01, 2010-05-01
gin AYÇİÇEK, Selin ÖZÇIRA, Mustafa AYDENİZ 2804-02-01, Sabit Mıknatıslı Senkron Motorun DSP
• 106E171 Prof. Dr. Filiz GÜNEŞ, Mikrodalga Uygu-
(Digital Signal Processor) Kullanılarak Doğrudan
Elektronik Fakültesi Elektronik ve Haberleşme Mü-
tirilmesi, Elektrik-Elektronik Fakültesi, Elektrik Mü-
• 107M355 Yrd. Doç. Dr. Mehmet UZUNOGLU, Ya-
• Prof. Dr. Oya KALIPSIZ, Yunus Emre SELÇUK, Aysun
Enerji Yönetim Sisteminin Tasarım ve Uygulaması,
nelik Yazılımlarda Kalite Ölçütlerinin İyileştirilme-
lamalarında Destek Vektör Makineleri, Elektrik-
Moment Kontrolünün Deneysel Olarak Gerçekleş-
hendisliği 2007
hendisliği 2008-08-01, 2011-08-01
kıt Hücreli ve Ultra-Kapasitörlü Hibrit Taşıtlar İçin
BULUT, Özlem ERTEMEL 28-04-01-02, Nesneye Yö-
Elektrik-Elektronik Elektrik Mühendisliği 2007
si, Elektrik-Elektronik Fakültesi Bilgisayar Mühen-
• 29 107E149 Yrd. Doç. Dr. Ahmet Faruk BAKAN, Yeni
Bir Yumuşak Anahtarlamalı PWM DCDC Dönüştü-
disliği 2008-08-01 2009-08-01
• Yrd. Doç. Dr. Sırma YAVUZ, Bülent BOLAT, Oğuz AL-
Laboratuarları
• Antenler ve Mikrodalga Laboratuarı.
• Devreler ve Sistemler Laboratuarı
• Haberleşme Laboratuarı
• Dijital Elektronik Laboratuarı
• Dijital İşaret İşleme Laboratuarı
• Elektronik Laboratuarı
• GSM Laboratuarı.
• Mikroişlemci Tabanlı Sistem Tasarımı Laboratuarı
Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği
Laboratuarları
• Omron Automation Technologies Lab
• Phoenix Automation Lab.
• Gömülü Sistemler Laboratuarı
• Robotik Lab.
OCAK / 2010
sının Yeni Bir Fpga Mimarisi ile Tasarım Ve Gerçek-
ratuarı
• CASPER Uygulama ve Geliştirme Laboratuarı
36 Yıldızlar
Ve Video Görüntü İşleyen Hücresel Sinir Ağı Yapı-
Bloklarının Tasarımı, Elektrik-Elektronik Fakültesi,
disliği 2005
bulunmaktadır.
• 108E023 Prof. Dr. A. Vedat TAVSANOGLU, Durağan
• 106G013 Pof. Dr. Celal KOCATEPE, Türkiye Elektrik
mesi, (Kamu) Elektrik-Elektronik Elektrik Mühen-
Toplam olarak fakültemizde 10 adet anabilim dalı
hendisliği 2007
• Prof. Dr. Tülay YILDIRIM, Fatih KELES 28-04-03-01
ve Güç Akısını İzleme, Problemlerin Tespiti, Değer-
• Donanım Laboratuarı
ne Uygulanması, Elektrik-Elektronik Elektrik Mü-
Elektrik-Elektronik Fakültesi Elektrik Mühendisliği
2005
Otomasyon olarak 1 adet anabilim dalı mevcuttur.
rücünün Geliştirilmesi ve Ark Kaynak Makineleri-
OCAK / 2010
Yıldızlar 37
TUN, Fatih AMASYALI, Zeyneb KURT, Erkan USLU,
Ozan IŞIK 28-04-01-01, Eş Zamanlı Konum Belirleme
Ve Harita Oluşturma Amaçlı Robot Takımı Projesi,
Elektrik-Elektronik Fakültesi, Bilgisayar Mühendisliği 2008-05-01 2009-05-01
• Yrd. Doç. Dr. Lale ÖZYILMAZ, Umut Gökçen YILMAZ, Ozan YÜCEL, Oğuzhan YAVUZ, Ferdi TEKÇE
27-04-03-01, Merkezi Bilgisayar Kontrollü Otonom
Kesif Robotları ile Konum Belirleme ve Haritalama,
Elektrik-Elektronik Fakültesi, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü 2007-01-01 2009-01-01
• Yrd. Doç. Dr. Abdullah BAL, İbrahim KINALI, 27-04-
dern eğitimin gerektirdiği güncel konuları ve o konuların ileri teknolojiler ile sürekli güncellenmeleri, laboratuarların güncel hale getirilmeleri, ileri teknolojiler ile donatılması, öğrencilere bunların
aktarılması,
• Öğretim elemanları açısından değerlendirildiğimizde; öncelikle öğretim elemanlarına saygınlık
kazandırmak ve onlara gerekli önemi vererek fakülte ve bölüm içersinde motivasyonu ve huzuru
sağlayarak akademik çalışmalarına devam etmelerini temin etmek,
02-05 Termal Kamera İle Elektrik-Elektronik Arızaların Tespiti, Elektrik Elektronik Fakültesi, Elektrik
Mühendisliği Bölümü, 2007-10-01 2009-10-01
• İdari personel açısından değerlendirdiğimizde; ça-
• Yrd. Doç. Dr. Şeref Naci ENGİN, Janset KUVULMAZ,
Erkan ZERGEROĞLU, 27-04-02-04 Doğrudan Tahrik
Dönel Motor Yardımıyla Oluşturulan Doğrusal Olmayan Sürtünmenin Modellenmesi Ve Etkilerinin
Giderilmesini Sağlayacak Kontrol Algoritmalarının
Geliştirilmesi, Elektrik-Elektronik Fakültesi, Elektrik
Mühendisliği Bölümü 2007-07-01 2009-01-01
bir anlayış içersinde yöneticisine ve üniversite işle-
• Doç. Dr. Mugdesem TANRIÖVEN, İsmail NAKİR,
Bedri KEKEZOĞLU, 27-04-02-03 Fotovoltaik güneş
panellerinin GTS, MGIS ve süper kondansatörler
kullanarak şebeke ile paralel ve bağımsız çalışması durumlarında verimliliğin arttırılması. ElektrikElektronik Fakültesi, Elektrik Mühendisliği 200707-01 2008-07-01
• Dr. Kadir ERKAN, Bora ACARKAN, Janset KUVULMAZ, 27-04-02-02 Sıfır Güç Denetleticisiyle Havada Tutulan 4-Kutuplu Manyetik Yastığın Sabit
Mıknatıslı Lineer Senkron Motorlarla Konum
Kontrolünün Deneysel Olarak İncelenmesi Ve Deney Düzeneğinin Kurulumu, Elektrik-Elektronik
Fakültesi, Elektrik Mühendisliği Bölümü, 2007-0701 2009-07-01tSantez Projeleri
• 200160, STZ.2007-2 Yrd. Doç. Dr. Şeref Naci ENGİN, Üretim Sektöründe Verimlilik Artırma İçin
Genel Amaçlı Elektronik Kart Tasarımı, ElektrikElektronik Fakültesi, Elektrik Mühendisliği Bölümü
Fakültemizin Hedefleri
Öncelikli hedefimiz, Bilim, eğitim ve araştırma kültürü ile üniversite olmanın tüm sorumluluklarını üzerinde taşıyan, Ülkemizde tercih edilen ve uluslararası
kabul görmüş bir fakülte olmak ve bunu sürdürmek
için canla başla çalışmaktır. Diğer hedeflerimizi sıralayacak olursak;
• Öğrenciler açısından değerlendirdiğimizde; mo-
38 Yıldızlar
OCAK / 2010
lıştıkları birimlerde kendi alanlarında yeniliklere
açık, işlerin daha çabuk yapılabilinmesi ve modern
yişine yardımcı olan bir tutum içinde olmaları,
• Eğitim ve Araştırma açısından değerlendirildiğimizde; öğrencilerimizin derslerine bağlı ve iyi bir
dinleyici olarak devam etmeleri, bu özelliğin kazandırılması ve derslerin ilgi çeken bir tarzda işlenmesi, not ortalamalarının yüksek tutulması. Modern laboratuarların üniversiteye kazandırılması,
eğitim kalitesi ile ilgili olarak akredite olunması,
öğretim elemanlarımıza layık olduğu saygınlığın
Prof. Dr. GALİP CANSEVER
Elektrik - Elektronik Fakültesi Dekanı
Galip Cansever, 16.05.1952 yılında Adapazarı’nda doğdu. İlkokulu Adapazarı’nda
bitirdi. Daha sonra Ulaştırma Bakanlığına bağlı TCDD’nin Çırak okulunu ve aynı
anda dışarıdan Ortaokul sınavlarını vererek her iki okulu aynı anda 1969 yılında
verilmesi, öğretim elemanlarımızın eğitimle ilgili
bitirdi. İzmit’te Lise eğitimini tamamladıktan sonra, 1976 yılında İstanbul Devlet
olarak müfredatlarını yenilemeleri,
Mühendislik ve Mimarlık Akademisinden Elektrik Mühendisi olarak mezun oldu.
• Gerek öğrencilerin sınıf ve laboratuarları, gerekse öğretim elemanlarının yerleşim yerleri ve on-
1978 yılında Master eğitimini tamamladıktan sonra 1979 yılında Elektrik Mühen-
ların araştırma laboratuarları, bölüm başkanlık-
disliği bölümünde açılan Asistanlık sınavlarına girerek Ölçme Kürsüsünde Asistan
larının yerleri, yurt dışından ve yurt içinden gelecek misafir öğretim elemanlarına, bilim adamlarına yer temini gibi daha birçok yere fakültemiz ve
bölümlerinin ihtiyacı bulunmaktadır. Bu nedenle
8 ay gibi bir zamanda fakülte dekanlığımız, 60’a
yakın dekan yardımcısı, bölüm başkanları ve mi-
marlık fakültesinin öğretim üyeleri ile toplantı yaparak, halen Davutpaşa’da inşası devam eden fa-
külte binamız, 4 bölümüyle birlikte bu imkanlara
sahip olacak şekilde projelendirilmiştir. 1-1.5 seneye yakın bir zamanda bitirilip, taşınıldıktan son-
ra gerçek bir üniversite anlayışı içinde eğitim ve
araştırmalarımıza devam edebileceğimiz bir bina
olacaktır. Bu nedenle fakültemizin en büyük he-
deflerinden birisi de binamızın tamamının bir an
önce bitmesi ve oraya taşınarak çağdaş ve ulusla-
rarası bir anlayışta eğitimlerimizin sürdürülmesi-
oldu. Doktora çalışmalarını 1984 yılında bitiren Galip Cansever 1985’de Askerlik
görevini tamamladı. 1981 yılında Münih Teknik Üniversitesi’nde, 1986 yılında
Hollanda Twente Teknik Üniversitesi’nde Akademik çalışmaları için görevlendirilen Galip Cansever, 1985’de Öğ. Görevlisi, 1987’de Yard. Doçent.1990’da Doçent
ve 1996’da Profesör olmuştur. 1987’de Elektrik Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcılığı görevini 5 yıl, 1992 yılında Dekan Yardımcılığı görevini de 3 yıl sürdüren
Galip Cansever, 1992 yılından 2005 yılına kadar birçok fakülte kurulu ve yönetim
kurulu üyeliklerinde bulunmuştur. 1999–2000 yıllarında İngiltere de Akademik
çalışmalarına devam eden Galip Cansever, 2003 yılında Senatör ve 2005 yılında
da Elektrik-Elektronik Fakültesinin Dekanı olmuştur. Halen Dekanlık görevini sürdüren Galip Cansever evli ve 1 çocuk babasıdır.
ni istemekteyiz. II
OCAK / 2010
Yıldızlar 39
2009 PATENT GÜNLERİ
İSTANBUL
>> ”Patent Günleri” etkinliği, bilgilendirme semineri
ve patent uzmanları tarafından verilen bire bir
danışmanlık hizmetinden oluşmuştur.
T
Üniversitelerde elde edilen temel ve teorik bilgilerin uygulamaya dönüştürülmesi için, üniver-
40 Yıldızlar
OCAK / 2010
“Patent Günleri” etkinliği, bilgilendirme semineri ve patent uzmanları tarafından verilecek olan
bire bir danışmanlık hizmetinden oluşmuştur.
Bilgilendirme ve danışmanlık hizmetleri
• Üniversitelerin mevcut bilimsel çalışmalarını patente dönüştürerek, başta KOBİ’ler olmak
üzere sanayicilerin istifadesine sunabilmeleri,
• Üniversitelerin patent haklarından etkin yararlanabilmeleri ve dünyadaki mevcut teknolojilere erişebilmeleri,
• KOBİ’lerin üretim sürecinde karşılaştıkları teknik problemlere çözüm bulabilmeleri,
• KOBİ’lerin patent dokümanlarını kullanarak
yeni fikir ürünleri geliştirebilmeleri ve ücretsiz
teknoloji transferi yapabilmeleri,
haber, Mine ULUTAŞ, Halkla İlişkiler Koordinatörlüğü
Türk Patent Enstitüsü, yenilikçiliği, üretkenliği ve yaratıcılığı teşvik etmek, sınai mülkiyet bilincini artırmak, ulusal inovasyon sistemini güçlendirmek ve üniversite - sanayi iş birliğini geliştirmek amacıyla düzenlediği ve geçtiğimiz yıl ilk
uygulamalarını gerçekleştirdiği, bu yıl ise Eskişehir, Bursa ve Gaziantep’de düzenlediği “Patent
Günleri”ni bu defa Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Sanayi Odası iş birliği ile 14 – 15 Aralık 2009
tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirdi.
pısının gelişimine sınai mülkiyet hakları yolu ile
maksimum seviyede katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
site – sanayi iş birliği çeşitli ülkelerde kullanılan
önemli araçlardan biridir. Bu birlik yoluyla sanayinin ihtiyacı olan teknolojik bilgi, üniversitelerden firmalara aktarılmaktadır. Kıt kaynakların
rasyonel kullanılması açısından bu iş birliği büyük önem taşımaktadır. Ülkelerin ekonomik gelişimini hızlandırmakta etkili olan bu iş birliği ile
birçok ülkede sanayinin teknoloji, üniversitelerin
de pratik ihtiyacı karşılanmaktadır. Kamu ve özel
sektör açısından, sahip olduğu stratejik konum
nedeniyle Türk Patent Enstitüsü, Türkiye ekonomisi ve endüstrisinin yaratıcı ve yenilikçi ya-
• KOBİ’lerin teknoloji trendlerini ve rakiplerini takip edebilmeleri,
• TÜBİTAK ve KOSGEB’in sağladığı Patent ve ArGe destekleri hakkında bilgi verilmesi, amaçlanmıştır.
Kimler Yararlanabilir ?
Patent bilgilendirme seminerlerine tüm ilgililer
katılabildiği gibi, ücretsiz patent danışmanlık hizmetinden ise önceden randevu alan sınırlı sayıda
üniversite mensupları, KOBİ’ler ve sınai mülkiyet
kullanıcıları yararlandılar.
>> Üniversitelerde elde
edilen temel ve teorik
bilgilerin uygulamaya
dönüştürülmesi için
üniversite – sanayi iş birliği,
çeşitli ülkelerde kullanılan
önemli araçlardan biridir.
2009 Patent Günleri
Program akışında TPE Tanıtım Filmleri Gösteriminin ardından; Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. İsmail YÜKSEK, İstanbul Sanayi Odası
Başkanı, C. Tanıl KÜÇÜK ve Türk Patent Enstitüsü
Başkanı Prof. Dr. Habip ASAN konuşmalarını yapmıştır. Daha sonra Türk Patent Enstitüsü’nden
Bülent DALOĞLU’nun, “Patent Bilgisinin Önemi”, TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanı Ahmet SİLAV’ın “TÜBİTAK’ın sağladığı Patent
ve Ar&Ge Destekleri” Mühendis, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan Sinan KABALOĞLU’nun, “SANTEZ Projesi ve Uygulama Süreci” Yıldız Teknik Üniversitesi, TEKMER Müdürü Dr. Adem TUNCER’in
“KOSGEB’in KOBİ’lere yönelik Ar-Ge destekleri”
konulu sunumlarıyla ve ardından düzenlenen bir
kokteyl ile ilk gün programı sona ermiştir.
İkinci gün ise; Üniversite öğretim üyeleri, araştırmacılar ve KOBİ’ler ile birlikte patent uzmanları eşliğinde patent araştırması yapılması ile ilgili
olarak danışmanlık hizmeti verilmiştir. II
OCAK / 2010
Yıldızlar 41
lini, hiç şüphesiz teknoloji üretebilen ve bilgiye sahip olan eğitilmiş toplumlar oluşturmaktadır. Bilgiye sahip olmak ve bu bilgiyi teknoloji üretimine
dönüştürebilmek için de üniversitelere ve sanayiye
önemli görevler düşmektedir.
Üniversitelerin görevi, eğitim ve öğretim hizmetleri vermenin dışında, temel ve uygulamalı alanlarda araştırma yapmaktır. Üniversitelerde yürütülen
uygulamalı araştırmalar ile sanayinin problemlerine pratik çözümler getirilmektedir. Sanayi ise, ülkedeki mevcut bilimsel ve teknolojik potansiyeli harekete geçirerek araştırma sonuçlarını üretime dönüştüren kesimdir.
Değerli Konuklar,
Prof. Dr. İsmail YÜKSEK ‘in programdaki
konuşması:
Bakanım, valim, büyükşehir belediye başkanım,
Türk Patent Enstitüsü başkanı, İstanbul Sanayi
Odası başkanı, konuklar, öğrenciler, basın mensupları,
Türk Patent Enstitüsü, İstanbul Sanayi Odası ve Yıldız Teknik Üniversitesi iş birliği ile düzenlenen “Patent Bilgi Günleri” organizasyonuna hepiniz hoş
geldiniz. Değerli konuklarımızı Üniversitemizde misafir etmekten büyük mutluluk duymaktayız.
Değerli Konuklar,
Dünyadaki güç tanımının tarihsel sürecine bakıldığında, her dönem farklı objelerin güç olarak algılandığını görmekteyiz. Toprak, el zanaatları, madenler, sanayi, para, bilgi, teknoloji ve bilişim kavramları, değişik dönemlerde güç olarak tanımlanmıştır. İnsanlık ise, tarihsel süreçte güç olarak tanımlanmış bu objeleri elde etme ve koruma içgüdüsü ile hareket etmiştir.
Üniversite ve sanayi iş birliği, bilgi ve kaynağın bir
arada kullanılmasıdır. Ülkemizde sanayi ve üniversitelerin ortak çalışmalar yürütebilmesi amacıyla
önemli projelere imza atılmaktadır. Tübitak, Santez, Kosgeb ve Teknopark projeleri, bu iş birliğini
kurumsal bir platforma taşımak için atılmış önemli adımlardır.
Üniversitemiz bünyesinde, sanayinin sorunlarını
tespit edecek, çözüm getirecek, projeler üretecek
ve gerekli finans kaynaklarını bulacak bir “Proje Ofisi” kurma çalışmalarımız devam etmektedir. Bu ofis
aracılığıyla, sanayi için projeler yapılacak ve mali
kaynak elde edilmiş olacaktır. Bu ofisi, üniversitesanayi iş birliğini koordine edecek ve yürütecek bir
işletme gibi görmek mümkündür.
Sayın Konuklar,
Bugünkü etkinliğin çerçevesini oluşturan Patent,
Faydalı Model, Marka ve Endüstriyel Tasarım çalışmaları da sanayi ve üniversite iş birliği ile desteklenmelidir. Daha önce belirttiğim gibi, bilgi ve kaynak birlikteliği Ülkemize hizmet amacıyla kişi ve kurumların hizmetine sunulmalıdır.
Değerli Konuklar,
Bu organizasyonun gerçekleştirilmesinde emeği
geçen Türk Patent Enstitüsü, İstanbul Sanayi Odası ve Üniversitemiz çalışanlarına teşekkür eder, bugün ödül alacak firmaları Türk ekonomisine kattıkları değerler için kutlarım.
Her alanda süratli bir değişimin yaşandığı günümüzde de, ülkeler kendi refah seviyelerini yükseltme ve bu çerçevede eğitim, sağlık ve ekonomi alanlarında güce sahip olma mücadelesi vermektedirler. Kısacası, güç elde etmeyi hedefleyen ülkeler,
dünyanın dönüş hızına ayak uydurma çabası içindeler.
Etkinliğin hayırlı olması dileğiyle, herkesi sevgi ve
saygılarımla selamlarım.
Sayın Konuklar,
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü
Bu mücadelenin ana öğesini ve kalkınmanın teme-
Prof. Dr. İsmail YÜKSEK
42 Yıldızlar
OCAK / 2010
OCAK / 2010
Yıldızlar 43
ULUSAL
TALAŞLI İMALAT
SEMPOZYUMU20
09
>> Makine imalat sanayi öncü bir sektör
olduğundan, takım tezgahları ve talaşlı imalat
teknolojisine ülke kalkınması için ayrı bir dikkat
göstermelidir.
Ü
haber, Mine ULUTAŞ, Halkla İlişkiler Koordinatörlüğü
Ülke sanayisinin ve refahının gelişmiş ülkeler
düzeyine gelmesinin, üretimi arttırmakla sağlanacağı bilinen bir gerçektir. Üretim artışında,
makine imalat sanayi; öncü, geliştirici ve atılım sağlayan temel bir sektördür. Makine imalat sanayinde bütün makinelerin imalatını sağlayan ana makine takım tezgahıdır. Takım tezgahı ile gerçekleştirilen talaşlı imalat mekanik
teknolojinin disiplinlerinden olup, makine ima-
lat sanayi içinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Makine imalat sanayi öncü bir sektör olduğundan, takım tezgahları ve talaşlı imalat teknolojisine ülke kalkınması için ayrı dikkat göstermeli, gereken önem verilerek her aşamada
önceliklerin arasına alınmalıdır.
Sanayi-Üniversite iş Birliği
>> Makine İmalat sektöründe, daha yüksek katma
değerlere ulaşmak, araştırma-geliştirme ile
sağlanabilir.
mının, 02-03 Ekim 2009 tarihinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde, “Ulusal Talaşlı İmalat
Sempozyumu” (UTİS 2009) ile belirtilen açılıma ulaşması hedeflenmiştir. İlk gün, bildiri sunumlarının olduğu bu etkinlikte 31 bildiri sunulmuştur. İkinci gün ise, sanayi temsilcileri ve
akademisyenleri buluşturarak amaca yönelik
panel ve forumlarla devam etmiştir.
Sempozyumun Amacı
Sempozyumun amacı, talaşlı imalat ve ilgili konularda birlikte olmak, kaynaşmak aynı hedef-
lere odaklanmak ve çalışmaktan geçmektedir.
Ülkenin kalkınması sağlamak ve yaşanılan zorlukların üstesinden gelebilmek için “Ne yaptım, ne yapıyorum, birlikte neler yapabiliriz?”
şeklinde düşünen ve davranmaya çalışanlara,
yeni kapılar ve ufuklar açmaktır.
Bu birliktelik ve kaynaşmanın güzel hedeflere
doğru başarılı yol alacak şekilde devamının gelmesini diliyor, bu yolda çaba sarf edenlerle her
zaman birlikte olduğumuzu belirterek başarılar dileriz. II
Makine İmalat sektöründe, daha yüksek katma değerlere ulaşmak, araştırma-geliştirme
ile sağlanabilir. AR-GE çalışmalarında SanayiÜniversite iş birliği, dünya pazarlarında yarışabilmek, rekabet edebilmek için gereklidir. Bu
birliktelik ve iş birliği; üniversiteler, imalat sektöründeki işletmeler, ilgili sivil toplum örgütleri ve araştırma kurumları arasındaki diyalogların güçlendirilmesi, stratejiler geliştirilerek, koordinasyon ve organizasyon oluşturularak ortak çalışmalarla sağlanabilir. Bu amaçla, gerçekleştirilmiş AR-GE çalışmaları hakkında bilgi sahibi olmak ve bu yolda belirlenen, yaşanan
sorunların, öncelikli problemlerin, gereksinimlerin, olası çözüm önerilerinin ortaya konulacağı bir tartışma ortamı oluşturmak ve kaynaşmak gerekmektedir.
“Ulusal Talaşlı İmalat Sempozyumu”
programı
Talaşlı İmalat ve ilgili konularda, önemi ve eksikliği görülen bu bilgilenme ve tartışma orta-
44 Yıldızlar
OCAK / 2010
OCAK / 2010
Yıldızlar 45
“20. YILINDA 89 GÖÇÜ”
KONFERANSI
>> Nüfusun önemli bir kısmını Balkan, Kafkas ve
Kırım göçmenlerinin oluşturduğu Ülkemizde, göç
konusu en çok ihmal edilmiş konuların başında
geliyor.
1
haber, Doç. Dr. Mehmet HACISALİHOĞLU - Yrd. Doç. Dr. Neriman Ersoy HACISALİHOĞLU
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü
1989’da Türklerin Bulgaristan’dan Türkiye’ye zorunlu göçü, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde geniş
katılımlı bir toplantıyla gündeme getirildi. “20. Yılında 89 Göçü” başlığını taşıyan toplantı 7-8 Aralık 2009 tarihlerinde gerçekleşti. Türkiye’den ve
yurt dışından, Bulgaristan’da Türk azınlıkları üzerine çalışan uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, tarih, sosyoloji, dil bilimi ve edebiyat gibi farklı disiplinlerden, yaklaşık 30 bilim insanı bu toplantı nedeniyle bir araya geldi. Farklı bakış açıları ve
yöntemlerle “89 Göçü” konusuna eğilerek disiplinlerarası bir çalışma gerçekleştirilmiş oldu. Yıldız
Teknik Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. İsmail
Yüksek toplantının açılış konuşmasını yaparak bu
konunun önemini vurguladı.
Toplantının amacı
Nüfusun önemli bir kısmını Balkan, Kafkas ve Kırım göçmenlerinin oluşturduğu Ülkemizde, göç/
muhaceret konusu en çok ihmal edilmiş konuların başında gelmektedir. Bu toplantının en önemli
amacı, 20 yıl önce gerçekleşen 89 Göçünü kamuoyunun gündemine getirmek, bu konuda şimdiye
kadar ne tür çalışmaların yapıldığını tartışmak ve
özellikle de genç araştırmacıların konuya dikkatini çekmek ve çalışmalarını teşvik etmekti.
46 Yıldızlar
OCAK / 2010
Toplantı konuları
Toplantıda Bulgaristan’da 1984-85 yıllarında Türklerin isimlerinin değiştirilmesi meselesi, Türklere
karşı uygulanan politikalar ve 89 Göçünü hazırlayan sebepler, Türklerin direnişi, 89 Göçü, göç sonrası Bulgaristan’da kalan Türklerin durumu, göçmenlerin Türkiye’deki uyum süreci gibi konularda
tebliğler sunuldu ve tartışmalar yapıldı.
maları unutarak değil yüzleşerek aşmak mümkün
olacaktır. Ayrıca bu yüzleşme beraberinde göç nedeniyle terk edilen ülkelerin tarihine ve kültürüne de merakı artıracak ve Türkiye’de hem kendi
toplumsal yapısını daha iyi anlamaya ve hem de
komşu ülke ve toplumları daha iyi tanımaya çalışan bir kamuoyunun oluşmasına katkıda bulunacaktır.
Ayrıca bu konunun gündeme getirilmesi Balkanlar’da demokrasinin ve toplumlar arası barışın gelişmesi açısından da önem taşımaktadır. Çünkü
Bulgaristan’da Jivkov döneminde uygulanan zorunlu isim değiştirme gibi asimilasyon politikaları bir daha tekrar etmemesi gereken politikalardır.
Yapılan yanlışları unutarak değil, bilakis hatırlayarak tekrarının engellenmesi mümkün olabilir.
Göçün Avrupa’daki yansımaları
1989 Mayıs-Haziran aylarında Bulgaristan’dan
Türkiye’ye 300.000’in üzerinde insanın sığınması dünya kamuoyuna sosyalist blokta bir rejim krizi olarak yansımıştır. Oysa günümüzde Batı Avrupa kamuoyunda Soğuk Savaşı sona erdiren sembol olarak esasen Berlin Duvarı’nın yıkılması hatırlanmaktadır ve 89 Göçü unutulmuş gibidir. Bu
unutkanlığın tarihsel ön yargılarla da ilgili olduğu şüphesizdir. Avrupa kamuoyunun da Osmanlı
devletinin yıkılış süreciyle başlayan ve günümüze
kadar devam eden “Müslümanların Avrupa topraklarından göç ettirilmesi” konusuyla yüzleşme-
si gerekir. Bu sağlıklı bir “Avrupalı” kimliği için kaçınılmaz görünmektedir.
Toplantının özeti
Bu tür toplantıların sistematik olarak düzenlenmesi yukarda sıralanan nedenlerle çok büyük yararlar sağlayacaktır. Bu toplantı üniversitemiz Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü ve İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü’nün iş birliğiyle gerçekleştirildi. Toplantının finansmanında Dr. Halit Eren’in başkanlığını yaptığı Balkanlar Medeniyet Merkezi, Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği ve Üniversitemizde bulunan Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Kulübü’nden
destek alındı.
Toplantı canlı yayında gerçekleştirildi
Toplantıyla geniş kamuoyuna ulaşmamızda özellikle basın ve yayın kuruluşlarının büyük katkısı
oldu. Toplantıdaki konuşmaların çekimini yapan
başta Tek Rumeli TV gibi televizyonlar, bu konuşmaları daha sonra tamamıyla yayınladılar. Ayrıca
TRT Avaz televizyonu toplantı akşamı, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü Senato Salonundan
yaklaşık bir saatlik bir canlı yayın gerçekleştirdi.
Bu canlı yayında toplantıya konuşmacı olarak katılan ve aynı zamanda göç sürecini bizzat yaşayan
akademisyenler, 1984/85 yılında Bulgaristan’da
uygulanan zorunlu isim değiştirme sürecini anlattılar. Toplantı sonrasında toplantı hakkında
çok olumlu konferans raporları yayınlandı.
89 Göçmenlerinin Türkiye’deki durumlarıyla ilgili
tartışmalarda konunun kamuoyunda oldukça az
ele alındığı tespit edildi. Nitekim Türk kamuoyunun göç ve göçmenler konusunda ne kadar bilgisiz bırakıldığını göstermesi bakımından Bulgaristan göçmenlerine “Bulgar” veya “Bulgar Göçmeni” denmesini göstermek yeterlidir. Oysa bu insanlar kendilerini Türk olarak gördükleri ve bunda ısrar ettikleri için göçe zorlandıkları gerçeğinin
altı çizildi. Aynı şekilde göçmen topluluklar arasında “yerli”lere karşı derin bir güvensizlik duygusunun hakim olduğu vurgulandı.
Toplumun bilinçlendirilmesi ile birlikte…
Hem “göçmen” hem de “yerli” kamuoyunda bu
bilgi ve bilinç eksikliğinin en temel nedeni göç konusunun yeterince ele alınmış ve tartışılmış bir
konu olmamasıdır. Oysa yaşanan dramları/travOCAK / 2010
Yıldızlar 47
Toplantıda altı çizilen konular
Toplantının genelinde özellikle üzerinde durulan
konuların başında, Prof. Dr. Mustafa Türkeş’in de
kapanış panelinde vurguladığı gibi, 1989 göçüyle
ilgili kavram sorunu geliyor. Henüz bu göçün ne
şekilde adlandırılması gerektiği bile ortaya konabilmiş değildir. Toplantı boyunca birbirinden farklı anlamlar taşıyan kavramlar, bunlar arasında;
ulus aşırı göç, iktisadi göç, zorunlu göç, sürgün,
etnik temizlik, hatta özellikle bazı göçmen gruplarının temsilcileri tarafından “soykırım” gibi kavramlar gündeme getirildi. Bu bağlamda toplantının başlığına koyduğumuz “89 Göçü” ibaresi eleştirilerek, bunun yerine en azından “zorunlu göç”
demek gerektiğinin altı çizildi.
Bununla birlikte Türkiye’de çoğunluğu göçmen
kökenli olan birçok akademisyenin Bulgaristan’da
Türk azınlık, asimilasyon politikaları ve diğer komşu Balkan devletlerindeki Müslüman azınlıklar
konusunda çalışmalar ve yayınlar yaptığı memnuniyetle tespit edildi. Fakat bu konular üzerine
sistematik olarak çalışan ve çalışmalarını uluslararası bilim kamuoyunun dikkatine sunan / bu
şekilde tanınan siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler uzmanımızın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu eksikliğin giderilmesi açısından da bu tür top-
48 Yıldızlar
OCAK / 2010
lantıların düzenli olarak yapılması ve mümkün
olduğunca yabancı bilim insanlarının da katılımı
sağlanarak bilimsel alışverişin artırılması üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.
Aynı konuda bir çalıştay düzenlenecek
Bu toplantıdan sonra aynı konuda bir çalıştayın
düzenlenmesi planlanmaktadır. 2010 yılı içinde
yine Yıldız Teknik Üniversitesi’nde sırf bildirilerin
tartışıldığı kapalı bir çalışma toplantısı yapılarak;
ardından bu makaleler bir derleme kitap halinde
yayınlanacaktır. Bu şekilde 89 Göçü literatürüne
önemli bir katkı sağlanmış olacaktır.
Balkan ve Karadeniz Araştırmaları Merkezi
kurulacak
Balkanlar ve Doğu Avrupa üzerine sistematik çalışmalar yapmak ve bu çerçevede gerek
Balkanlar’dan gerekse Karadeniz’in kuzeyi ve Kafkaslardan Türkiye’ye göç konusunu da ele almak
amacıyla Üniversitemizde bir merkez kurulmaktadır. “Balkan ve Karadeniz Araştırmaları Merkezi” (BALKAR) adını taşıyacak olan bu merkez böl-
geyle ilgili toplantıların ve yayınların yapılmasına
öncülük edecektir. Bu şekilde üniversitemizde göç
konusu işlenmeye devam edecektir. II
OCAK / 2010
Yıldızlar49
SPORCULARIMIZIN
BAŞARILARI
DEVAM EDİYOR
>> Üniversitemizin Erkek Hentbol Takımı
şampiyonluğa ulaşmıştır.
Yazı, Okutman Çetin Erdem SONAL Beden Eğitimi Bölümü Başkan Yardımcısı
>> Bayan Basketbol Takımımız 3. sırayı alarak, gelecek sene
Üniversitemizi 1. ligde temsil etme hakkını kazanmıştır.
2. lig Basketbol Grup Birinciliği müsabakaları düzenlenmiştir. Bu müsabakalar sonucunda Bayan Basketbol Takımımız, 3. sırayı alarak gelecek sene Üniversitemizi 1. ligde temsil etme hakkını kazanmıştır.
Beden Eğitimi Bölümü okutmanları tarafından antrene edilen sporcu öğrencilerimiz, başarılarına kaldıkları yerden devam ediyorlar. Üniversitemizin Davutpaşa Spor Salonu’nu 2008-2009 öğretim yılı itibari ile hizmete girmesiyle, düzenli hale gelen üniversite takımlarımıza, antrenman ve aktivite programlarının olumlu bir şekilde yansıdığı görülmüştür.
2009 Kasım ayında organize edilen ‘Mavi Kupa Bas-
50 Yıldızlar
OCAK / 2010
ve iyi bir hazırlık dönemi geçirmiştir.
Müsabakalar sonucunda, Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek eşliğinde Aydın Üniversitesi Mütevelli
Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın, Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Salih Çelikkale, Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nejdet Sağlam ile
Üniversitemiz ve katılan üniversitelerin dekanları ve
daire başkanlarının katılımıyla ödül töreni yapılmıştır. Törenden sonra sporcular, antrenörler ve idareciler ile hakemlerin bir arada olduğu güzel bir dostluk
ortamı sağlanarak sporcu kokteyli düzenlenmiştir.
Bayan Basketbol Takımımız 1. Ligde
2009’un Son Şampiyonu
Üniversitemiz, Beden Eğitimi Bölümü ve Türkiye
Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından yine 2009 Aralık ayı içersinde düzenlenen müsabakalarda Üniversitemizin Erkek Hentbol takımı
ketbol Şenliği’ kapsamında Erkek Basketbol takımımız çeyrek finale yükselerek maçlarını tamamlamış
Üniversite Sporları Federasyonu’nun iş birliği ile Davutpaşa Kapalı Spor Salonu’nda bir ilke imza atarak,
namaglûp olarak şampiyonluğa ulaşmıştır.
Bu müsabakaların sonunda rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek, emeği geçen Beden Eğitimi Bölümü ve
SKS Daire Başkanı ile sporcu öğrencilerimizi kabul
ederek çeşitli hediyelerle ödüllendirmiştir.
Şener Günay Spor Şube Müdürlüğü’ne atandı
Beden Eğitimi Bölümü tarafından düzenlenecek
olan faaliyetlerin daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için SKSDB bünyesinde oluşturulan Spor Şube
Müdürlüğü’ne Beden Eğitimi okutmanı Şener Günay atanmıştır. Bundan sonraki her türlü sportif faaliyetlerin düzenleneceği spor mekanları, Beden Eğitimi Bölümü inisiyatifi altında Spor Müdürlüğü’yle
yürütülecektir. Ayrıca Davutpaşa ve Maslak Spor Salonlarından yararlanmak isteyen öğrencilerimiz, çalışan personelimiz ve mezunlarımız, Beden Eğitimi
Bölümü ile iletişim halinde olmak şartıyla spor yapma imkanı bulabileceklerdir. II
OCAK / 2010
Yıldızlar 51
PERMIT PROJESİ
HEDEFİNE ULAŞTI
>> Projede, üç ayrı kültür, dört farklı kurum bir amaç
etrafında bir araya gelmiş ve her aşamada sayısı
artan bir öğretmen ve öğrenci grubuyla birlikte
çalışılmıştır.
Yazı, Prof. Dr. Füsun ATASEVEN Fen-Edebiyat Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. Sertel ALTUN Eğitim Fakültesi
A
Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki Sivil Toplum
Diyaloğu’nun Geliştirilmesi kapsamında gerçekleştirilen PERMIT Projesi’nin (“Promote Education and
Reciprocal Understanding Through Multicultural Integrated Teaching”- “Çok-Kültürlü Bütünleşik Öğretim Aracılığıyla Eğitimi ve Karşılıklı Anlayışı Geliştirmek”) final etkinleri Ekim ayında yapılmış ve sonuç raporu Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’ne Aralık ayında teslim edilmiştir.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin yürütücülüğünü yaptığı ve 18 aylık yoğun bir çalışmayı içeren büyük bütçeli uluslararası bir proje olarak PERMIT, “kültürlerarasılık” ve “çok-kültürlülük” araştırma ve formasyonlarına dayanmaktadır.
Projenin ortakları
Projemiz, ortaklarımız Ca’ Foscari Üniversitesi (İtalya), Primoska Üniversitesi (Slovenya), TWAS [The
Academy of Sciences for the Developing World]
(İtalya) (Trieste/İtalya) gibi değişik kültür ve kurumlarla birlikte önemli sayıda insan kaynağına bağlı
olarak gelişmiştir.
Proje çerçevesinde, ortak ülkelerde (Türkiye, İtalya ve
Slovenya) lise öğretimini etkileyen kültürel değerlere ilişkin bağlar geliştirilmiştir. Ayrıca, deneyimler
karşılıklı olarak paylaşılarak lise öğretmenleri ve öğrencilerinin Avrupa Birliği kurumları ve politikaları,
çevre, toplum, kadın/erkek eşitliği, insan hakları gibi
konulardaki bilgi ve bilincinin arttırılmasına yönelik
etkinler gerçekleştirilmiştir.
Karşılaştırmalı araştırmalar yapıldı
Türkiye, İtalya ve Slovenya’nın eğitim sistemlerini
etkileyen kültürel değerler, değerlendirme ölçütleri, öğretim stratejileri ve öğretmen-öğrenci iletişimi
üzerine karşılaştırmalı araştırmalar yapılmış ve sonuçlar birbiriyle karşılaştırılmıştır.
Projeye sözü edilen üç ülkeden katılan lise öğretmenleri, ilgili kültür alanlarında oluşturdukları öğretim modüllerini kendi sınıflarında denemişler ve bu
deneyimlerinin sonucunda elde ettikleri verileri çevrimiçi iletişim ağı aracılığıyla paylaşmışlardır.
>> Uzman öğretmenler
kendi sınıflarında,
uygun öğretim ortamları
yaratmış ve öğrencilerini
Proje çalışmalarına,
sanal ortam aracılığıyla
her aşamada dâhil
etmişlerdir.
Proje’de görev alan isimler
Kuramsal çalışmalar, Bilimsel Komite üyeleri Prof.
Dr. Lucija Çok, Prof. Dr. Umberto Margiotta, Prof. Dr.
Çiğdem Kağıtçıbaşı ve Doç. Dr. Emine Demirel tarafından yönlendirilmiştir. Araştırma çalışmaları ve
liseden seçilen uzman öğretmenlerin formasyonları
52 Yıldızlar
OCAK / 2010
OCAK / 2010
Yıldızlar 53
konularında düzenlemelerde bulunulmuştur.
Projede görev alan öğretmenler uzmanlık alanlarına göre gruplara ayrılmışlar ve dâhil oldukları
grupla birlikte okullarda verdikleri derslere yönelik
öğrenme planları oluşturmuşlardır. Çevrimiçi iletişim platformu çerçevesinde, sınıflarda uygulanan
öğrenme planlarını grup arkadaşları ile tartışmış
ve tüm gruba yaptıklarını sunmuşlardır. Gelen geri
bildirimler üzerine öğrenme planlarının son şekli
verilmiştir. Araştırmacılar, öğretmen ve öğrencilere
uygulanan anket sonuçlarını da bu platformda paylaşmışlardır.
Toplantıya katılım yüksekti
Sonuçların açıklandığı yüksek katılımlı toplantı Ekim
ayında Yıldız Teknik Üniversitesi-Oditoryum’da yapılmıştır. Bu toplantıya Türk, İtalyan, Sloven Proje
yetkilileriyle birlikte, lise öğretmenleri ve öğrencileri katılım göstermişlerdir.
>> PERMIT Projesi’nin araştırmacılar grubu, üzerine
düşen görevi yerine getirmiş ve Bilimsel Komite’ye
ilginç ve yararlı veriler sunmuştur.
ise Yrd. Doç. Dr. Sertel Altun, Dr. Sadriye Güneş, Dr.
Neva Cebron, Dr. Juliana Raffaghelli, Dr. Rita Minnelli tarafından gerçekleştirilmiştir. Proje mentorü
ve editörü olarak Doç. Dr. Ayşe Banu Karadağ; İngilizce tercüman olarak ise Semra Baturay görevlendirilmişlerdir.
Eğitim koordinatörlüğü görevini Dr. Anna Lia Ergün
ve Dr. Sadriye Güneş üstlenmişlerdir.
Mali işlerinden sorumlu kişi Erol Güneş; görünürlülük etkinliklerinden sorumlu kişi ise Berrin Ersöz’dür.
Genel proje sorumlusu ve yürütücüsü ise Prof. Dr.
Füsun Ataseven’dir.
Çok kültürlülük
Kültürlerarasılık, hem bugünün dünyasında farklı
kültürleri tanımak hem de çok kültürlü toplumlarda değişik kültürlerden bireylerle iletişim kurmak
54 Yıldızlar
OCAK / 2010
açısından kolaylıklar sağlamaktadır. Bu bakımdan,
eğitim alan her gencin bireysel olarak kültürlerarası
kimliğe ilişkin bilinç geliştirmiş olması gerekmektedir. Böylelikle kişi, kendi toplumunu iyi tanıyan, farklı
kültürlerdeki insanlar için sağlıklı yorumlar yapabilen, uzlaştırıcı olmayı becerebilen bir birey haline gelecek ve tek-kültürlülükten kurtularak çok-kültürlü
dünyada var olabilmeyi başaracaktır.
Çok-kültürlülük konusunda bilinç kazandırmak üzere Bilimsel Komite’nin yönergeleri doğrultusunda
kabul edilen yöntembilimsel çerçeveyi temel alan
araştırmacılarımız, farklı ülkelerdeki eğitim sistemini etkileyen önemli değerlerin analiz yöntemlerini
belirlemişlerdir.
Ayrıca, araştırmacılar tarafından görev paylaşımı
yapılarak gerçekleştirilen ara toplantılarda, Projemizin süreç ve süreleri, çevrimiçi paylaşım çalışmaları
Sivil Toplum Kuruluşları bağlamında, Proje süresince paylaşımlarda bulunduğumuz Deniz Şenocak (Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV)-Genel Müdür
Yardımcısı); Zeynep Eren (Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KDEV)-Eğitim Uzmanı) ve Defne Yabaş
Kaya (Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGEV)-TEGC
Eğitim Programları Bölüm Sorumlusu) ile sonuçları
tartışıp iş birliğimizi sürdürmekteyiz.
PERMIT Projesi sonuçları
PERMIT Projesi sonuç olarak, hem yöneticilere hem
de ortaklara çok zengin bir deneyim kazandırmıştır.
Bu zorlu ancak keyifli sürecin sonunda, Avrupa Birliği Projesi yönetmenin en güç yanının aynı amaç etrafında birleşerek uluslararası ortamda çalışmak ve
bu süreci koordineli bir biçimde sürdürmek olduğunu yaşayarak öğrenmiş bulunmaktayız. Projemizin
en fazla sabır isteyen yönüyse, çok-kültürlü ve kültürlerarası çalışmanın beraberinde getirdiği zorluklar olmuştur. Üç ayrı kültür, dört farklı kurum bir
amaç etrafında bir araya gelmiş ve her aşamada sayısı artan bir öğretmen ve öğrenci grubuyla birlikte
çalışılmıştır.
>> “PERMIT-A Story
of Creative Teaching
Practices” başlıklı bir
proje kitabı yayınlanmış;
öğretmenlerin örnek
dersleri bu şekilde
görünür kılınmıştır.
Projemizin en keyif veren yanıysa, uzman lise öğretmenlerinin gösterdikleri motivasyon, çaba ve iş birliği olmuştur. Uzman öğretmenler kendi sınıflarında,
uygun öğretim ortamları yaratmış ve öğrencilerini
Proje çalışmalarına, sanal ortam aracılığıyla her aşamada dâhil etmişlerdir.
OCAK / 2010
Yıldızlar 55
şekilde öğrencilerde çevrimiçi ortamda birbirleri ile iletişime geçerek bilgi alış verişinde bulunmuşlardır.
• Öğretmenler hazırlayıp sınıflarında uyguladıkları öğrenme planlarından birini seçerek, Bilimsel
Komite’nin belirlediği ölçütleri dikkate alan birer
makale oluşturmuşlardır. Makalelerde, öğrenme
planlarından elde edilen sonuçlar tartışılmış ve
bundan sonra konuyla ilgili yapılacak uygulamalara ışık tutacak öneriler geliştirilmiştir.
• Proje sürecine ilişkin elde edilen verilere dayalı
olarak araştırmacılar çok-kültürlüğün eğitime entegre edilmesinin öğretmen ve öğrenciler üzerindeki etkisi, proje sürecine ilişkin öğretmen görüşleri, çevrimiçi ortamda öğretmen ve öğrenci çalışmalarının incelenmesi konularında makaleler kaleme almışlardır.
Proje hedefine ulaşmıştır
PERMIT Projesi’nde çok kültürlü ortam yaratılmış ve
kültürlerarası paylaşım sağlanmıştır. Proje için oluşturulan WEB sayfasında her yönden bilgi alışverişi
gerçekleştirilmiş; öğrenciler için çok ilginç deneyimler oluşturulmuştur.
PERMIT Projesi’nin araştırmacılar grubu, üzerine düşen görevi yerine getirmiş ve Bilimsel Komite’ye ilginç ve yararlı veriler sunmuştur. Bilimsel Komite
Üyeleri de her aşamada araştırmacılar için yol göstericilik görevini başarıyla yerine getirmiştir.
“PERMIT-A Story of Creative Teaching Practices”
başlıklı bir proje kitabı (ek bir DVD ile) yayınlanmış;
öğretmenlerin örnek dersleri bu şekilde görünür kılınmıştır.
• Öğretmenler kendi alanları ile ilgili, çok kültürlülüğün eğitime entegre edildiği üçer öğrenme
planı oluşturmuş ve bu planları kendi sınıflarında uygulamışlardır. Planlarda öğrenciyi
merkeze alan öğretim yöntemleri kullanılmış
ve öğrencilerden en az bir sunum yapmaları
istenmiştir. Ayrıca öğretmenler kendi zümreleriyle ulusal ve uluslararası toplantılarda yüz
yüze çalışmış ve çevrimiçi ortamda yazışarak
deneyimlerini birbirleriyle paylaşmışlardır. Aynı
56 Yıldızlar
OCAK / 2010
• Proje sürecinde ortaklar, ulusal toplantılarının ikisine, ülkelerinde bulunan ve eğitim konusunda
hizmet veren Sivil Toplum Kuruluşları’nı davet etmiş ve bu kuruluşlarla karşılıklı diyaloga geçmişlerdir. Böylece Projemizin hem sivil toplum kuruluşlarından destek alması hem de farklı çevrelerde tanınması sağlanmıştır.
Projenin sonuçlarına ilişkin öneriler
• Öğretmen yetiştiren fakültelerde, öğretmen
adaylarının farklı kültürleri tanımalarını ve mesleki yaşantılarında çok-kültürlülüğü eğitime entegre etmelerini sağlamak için konuyla ilgili dersler açılabilir. Ayrıca bu tür derslerin farklı ülkelerle işbirliği sağlanarak çevrimiçi ortamda verilmesi sağlanabilir.
• Öğretmenlere, çok-kültürlülüğün eğitime entegre
edilmesi konusunda hizmet içi eğitim verilebilir.
• Çok-kültürlülük konusunda Avrupa Birliği Projeleri
kapsamında farklı ülkelerle değişik okul kademelerindeki öğretmen ve öğrencilerin yer aldığı uluslararası projeler yapılıp, söz konusu projelere daha
çok öğretmen ve öğrenci katılımı sağlanabilir.
• PERMIT Projesi’nde öğretmenler farklı ülkelere
gitme imkânı bulmuş ve bu geziler öğretmenlerin
mesleki gelişimlerine olumlu yönde katkıda bulunmuştur. Bundan sonra konuyla ilgili yapılacak
projelerde öğrencilerin de gezilere katılımı sağlanabilir.
• PERMIT Projesi dört ülkenin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Bundan sonra konuyla ilgili yapılan pro-
jelerde daha çok ülkenin katılımı sağlanabilir. Elde
edilen sonuçlar bu projenin sonuçları ile karşılaştırılabilir.
meyen eğitim sisteminden kurtulabiliriz. Bu proje sürecinde yaşadıklarım söz konusu düşüncelerimi doğruluyor.”
• PERMIT Projesi kapsamında oluşturulan çevrimiçi ortamda, öğretmen ve öğrencilerin iletişim kurmalarına imkân verilmiştir. Projede görev alan
araştırmacılar, öğretmenleri mesleki gelişimlerine
katkı sağlayacak makaleler okumaya yönlendirmişlerdir. Öğretmen ve öğrenciler çevrimiçi ortamın kendileri için yararlı olduğunu ifade etmişlerdir. Özellikle öğretmenler, çevrimiçi ortamın kendilerine zamandan ve yerden bağımsız bir çalışma özgürlüğü fırsatı tanıdığını ve mesleki gelişimlerine katkı sağladığını belirtmişlerdir. Uzman bir
ekibin yönetiminde öğretmenlerin deneyimlerini
paylaşacakları bu tür ortak platform alanları ulusal ve uluslararası düzeyde oluşturulabilir. Uygulamaların öğretmenler üzerindeki etkileri araştırılıp varılan sonuçlara göre öneriler geliştirilebilir.
“PERMIT sayesinde, konusunda uzman akademisyenlerle tanışma ve bu akademisyenlerin görüşlerinden, deneyimlerinden faydalanma imkânı
buldum. Kişisel gelişimim adına gerçekten oldukça verimli deneyimler kazandım ve öğrendiklerimi sadece mesleki yaşantımda değil, artık özel yaşantımda da kullanıyorum.”
Projeye Aktif Olarak Katılan Öğretmenlerin Görüşleri
“Eğitimin kalitesini artırmak için dersleri öğretmen merkezi değil, öğrenci merkezli işlemeliyiz.
Ancak bu yolla ezberci ve nitelikli kişiler yetiştir-
“Ulusal ve uluslararası toplantılarda ele alınan
çok-kültürlülük ve empati konularının derslere
entegre edilmesinin, gelişen dünyayı yakalayabilmek adına bir zorunluluk olduğunu öğrendim. Bu
kavramları derslerime entegre etmeye çalışırken
araştırmacıların yönlendirmeleri ile yeni ve farklı
öğretim teknikleri ile tanışmış oldum. Bilgilerimi
tazelemek adına, bu sürecin çok verimli geçtiğini
düşünüyorum. Öğrencilerim de derslerde, yeni ve
farklı bir şeyler yapmış olmaktan dolayı heyecanlandılar ve başkalarına ilişkin empati geliştirmede büyük yol kat ettiler. Bundan sonraki mesleki
hayatımda da çok-kültürlülük ve empati konularını derslerime entegre etmeye çalışacağım; çünkü
bunun bir gereklilik olduğunu düşünüyorum.” II
OCAK / 2010
Yıldızlar 57
DÜNYA KÜÇÜLDÜKÇE
YILDIZ’IN HEDEFLERİ
BÜYÜYOR
Illionis Institute of Technology
State University ve Yıldız Teknik Üniversitesi iş
birliği ile online sertifika programları başlatılması
hedeflenmektedir.
Amerika gezisinin ilk durağı Illionis Institute of
Technology idi. Kampus turu yaptıktan sonra Yapı
Mühendisliği ve İşletme Programı öğretim üyesi Prof. Dr. David Arditi ve Enstitü Müdürü Prof.
Dr. Ali Çınar ile bir araya gelen heyetimiz, Amerika ve Türkiye’deki yüksek öğretim çalışmalarının
mevcut durumu hakkında bilgi alışverişinde bulundu. Bir öğle yemeğinde bir araya gelen iki heyet, dünyadaki üniversitelerin gündeminde olan
araştırma eğilimleri ve mevcut eğitim programları hakkında değerlendirme yaptılar. Üniversitelerinde yürütülen araştırma projelerinde, Türk akademisyenlerini görmekten mutlu olacaklarını ifade eden Illionis heyeti, Yıldız Teknik Üniversitesi
akademisyenlerinin kendilerine e-posta yoluyla
ulaşabileceklerini belirtmişlerdir.
haber, Öğr. Gör. Hakan KARATAŞ
Michigan State University
>> YILDIZ-SEM bünyesinde önümüzdeki yıl Michigan
Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek’in önderliğinde, Eğitim-Öğretim Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Mesut Güner, İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ah-
met Demir, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof.
Dr. Tamer Yılmaz, Kontrol ve Otomasyon Mühen-
necticut Üniversitesi’nin davetlisi olarak resmi
görüşmelerde bulunmak üzere Amerika’ya gitti.
Üniversite delegasyonu Amerika gezisinde, Illionis Institute of Technology, Michigan State Uni-
disliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Haluk Görgün, Me-
versity, Wayne State University, University of
Dr. Ahmet Koyun ve YILDIZ-SEM Müdürü Öğr.
neral Electric Global Research ile iş birliği çalışma-
katronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç.
Connecticut, New York Syracuse University ve Ge-
Gör. Hakan Karataş’tan oluşan delegasyon, Con-
ları amacıyla temaslarda bulundu.
58 Yıldızlar
OCAK / 2010
Michigan State University ziyaretimiz süresince
İnsan Kaynaklarını Geliştirme Merkezi YILDIZSEM üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Armağan Korkmaz,
Üniversitemiz heyetine eşlik etmiştir. Temaslarına ilk olarak Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Satish Udpa ile başlayan heyetimiz, Prof. Dr.
Jeffrey M. Riedinger (Uluslararası Programlar
Dekanı), Prof. Dr. Syed Hashmam (İnşaat ev Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı), Prof. Dr. Manoochehr Koochesfahani (Lisansüstü Çalışmalar
ve Fakülte Gelişimi Dekan Yardımcısı), Prof. Dr.
Kyunsing Irene Shim (Global Programlar Sorumlusu) ve Prof. Dr. Scott Witter (Planlama, Tasarım
ve Yapı Bölüm Başkanı) ile bir toplantı gerçekleştirdi. Ortak bir yüksek lisans programı başlatma
konusunda görüşmeler yapan heyet, programın
uygulanabilirliği hakkında çalışmalar yaparak en
kısa zamanda tekrar bir araya gelmeyi kararlaştırdılar. Ayrıca, YILDIZ-SEM bünyesinde önümüzdeki
yıl Michigan State University ve Yıldız Teknik Üniversitesi iş birliği içinde online sertifika programları başlatılması da hedeflenmektedir. Bu amaçla
görüşmeleri sürdürmek ve gerektiğinde protokol
yapmak, imzalamak amacıyla Nisan ayı başında
Prof. Dr. Kyunsing Irene Shim ve beraberindeki
heyet Üniversitemizi ziyaret edeceklerdir.
Programın ikinci bölümünde Uluslararası Profesyonel Programlar Koordinatörü Sung Soo Chung
ve Program Asistanı Bilal Yurdakul, Üniversitemiz
heyetine yürüttükleri eğitim programları konusunda bir sunum yaptılar. Özellikle profesyonellere yönelik düzenlenecek olan kısa süreli eğitim
programları konusunda iki üniversitenin ortaklaşa gerçekleştireceği çalışmalar konusunda görüşler paylaşıldı.
Son olarak Michigan State University Başkanı
Lou Anna K. Simon ile bir araya gelen heyetimiz
Amerika üniversite ziyaretlerinin amacı konusunda bilgi vermiş ve eğitim ve araştırma odaklı karşılıklı iş birliği fırsatları arayışında olduklarını ifade etmişlerdir. Simon, Üniversitemizin ziyaretinden çok memnun olduğunu ifade ederek Michigan State University olarak her türlü iş birliğine
hazır olduklarını ve hatta Orta doğuya açılabilmek için Türkiye’de yeni kampus ve ortak arayışı
içerisinde olduklarını ve bu konuda Yıldız Teknik
Üniversitesi ile ciddi olarak masaya oturmak istediklerini belirtmiştir. Nisan ayında Üniversitemizde gerçekleşecek olan toplantıda bu konu da gündeme gelecektir.
Wayne State University
Programın 3. gününde, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mümtaz A. Üsmen’in davetlisi olarak Wayne State University laboratuarlarını gezen heyetimize, Mühendislik Fakültesi’ni tanıtan
bir sunum yapıldı. Üniversitedeki mevcut araştırma laboratuarlarının hepsini gezen heyetimiz, ilginç bulduğu araştırma projeleri ve laboratuarlarını yakından inceleme, bilgi alma ve Üniversitemizde uygulanabilirliğini tartışma fırsatı yakaladı. Üsmen’in önümüzdeki yıl Üniversitemizde misafir öğretim üyesi olarak ders vermesinin gündeOCAK / 2010
Yıldızlar 59
dımcısı), Prof. Dr. Ann Bucklin (Deniz Bilimleri Bölüm Başkanı), Prof. Dr. Reda Ammar (Uluslararası Akademik Ortaklık Koordinatörü), Doç. Dr. Guiling Wang (Çevre Mühendisliği Program Yürütücüsü), Doç. Dr. Pamir Alpay (Mühendislik Fakültesi) ve Yrd. Doç. Dr. Uğur Paşaoğulları (Makine Mühendisliği Bölümü) ile görüşmeler ve toplantılar
yapılmıştır.
Gerçekleştirilen toplantıların odak noktası, burssuz olarak araştırma yapan Türk akademisyenlerin Üniversitemize kazandırılması; master, doktora ve post-doc fırsatlarının araştırılması; GE 3
programına üyelik müracaatı (lisans öğrencilerinin sadece kendi üniversite harçlarını ödeyerek
dönemsel olarak Amerika’da bulunan 25 üniversitede öğrenim görme fırsatı); çift-diploma programlarına ilişkin fırsatlar; ortak proje konularının
araştırılması; yaşam boyu eğitim programlarının
incelenmesi gibi konular olmuştur. Yapılan görüşmelerin devamında Mühendislik Fakültesi ile
iş birliği protokolü imzalanmıştır. Görüşme yapılan tüm öğretim üyeleri üniversitelerinde öğrenim gören Türk öğrencilerinin başarılarından övgüyle bahsetmiştir.
İki gün süren görüşmeler sırasında Booth Engineering Center for Advanced Technology, Center for
Enviromental Sciences and Engineering, Institute
of Materials Science, Marine Sciences and Technology Center ve Global Fuel Center isimli araştırma merkezleri ziyaret edilerek incelenmiş ve bilgi alınmıştır.
me geldiği toplantıda, Türk araştırma görevlilerine Üniversitemizin tanıtımı yapıldı.
University of Connecticut
University of Connecticut’a yapılan ziyarette,
Prof. Dr. Mun Young Choi (Mühendislik Fakülte-
si Dekanı), Prof. Dr. Rajeev Bansal (Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı), Prof. Dr.
Christopher R. Perkins (Çevre Bilimleri ve Mühen-
disliği Araştırma Merkezi Sorumlusu), Prof. Dr.
Michael R. Willig (Çevre Bilimleri Ve Mühendisliği Bölüm Başkanı), Prof. Dr. Baki M. Çetegen (Ma-
kine Mühendisliği Bölüm Başkanı), Prof. Dr. Nejat Olgaç (Makine Mühendisliği Bölümü), Prof. Dr.
Keith Barker (Lisans Eğitim-Öğretim Rektör Yar-
60Yıldızlar
OCAK / 2010
University of Connecticut’da öğrenim gören Türk
lisansüstü öğrenciler programın son gününde,
Üniversitemiz heyeti için bir veda partisi düzenlemişlerdir. Çok samimi bir havada gerçekleşen partide, öğrenciler Üniversitemiz rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek ile yakından sohbet etme şansı yakalamışlardır. Üniversitemiz heyetine büyük ilgi gösteren öğrenciler Türkiye’deki üniversitelerin yapısı ve
çalışma şartları ile ilgili bilgi almışlar ve Türkiye’ye
döndüklerinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde çalışmanın kendileri için büyük bir fırsat olacağını ifade
etmişlerdir. Öğrencilerle uzun süre sohbet eden ve
sorularını cevaplayan Rektör Yüksek ise Üniversitemizin kapılarının bütün öğrencilere açık olduğunu
ve Yıldız’ın 100. yıl hedeflerine katkıda bulunmak
isteyen tüm öğrencileri ve akademisyenleri beklediklerini belirtmiştir.
OCAK / 2010
Yıldızlar 61
New York Syracuse University
Connecticut’dan New York’ hareket eden Üniversitemiz heyeti, Prof. Dr. Ercüment Arvas’ın
(Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimleri Bölümü) daveti üzerine New York Syracuse
University’i ziyaret etti. Üniversitede görevli olan
Türk akademisyenlerle bilgilendirme toplantısı yapan heyetimiz daha sonra laboratuar gezisi
yapmıştır. Üniversitemizle ilgili detaylı bilgi alan
akademisyenler son gelişmelerden oldukça etkilendiklerini ifade etmişler ve doktora çalışmaları bittiğinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde çalışmaktan büyük mutluluk duyacaklarını vurgulamışlardır.
General Electric Global Research
Amerika üniversite ziyaretlerinin son gününde, Üniversitemiz heyeti özel izinle girilen General Electric Global Resesarch binasını ziyaret etti.
Aynı merkezin Termal Sistemler Laboratuarı mühendislerinden Dr. Mehmet Arık ve Performans
Teknolojileri Laboratuarı mühendislerinden Dr.
Mehmet Demiroğlu rehberliğinde yapılan laboratuar gezisinden önce merkez yetkilileri tarafından merkezin genel yapısına ilişkin bilgilendirme
sunumu yapıldı. Böyle büyük bir merkezde gerçekleştirilen araştırmalarda önemli görevler üstlenen birçok patent sahibi mühendislerimizin olması heyetimizi çok memnun etti. II
62 Yıldızlar
OCAK / 2010
OCAK / 2010
Yıldızlar 63
GERÇEK BİR GÖNÜL BİRLİĞİ:
DAVUTPAŞA KREŞİ
>> Çağdaş yaşam alanları ve toplumsal değerlerimizi
de göz önünde bulunduran eğitim programları ile
donatılmış ortamlar, çocuklarımızın geleceğe emin
adımlarla ilerleyebilen bireyler olarak yetişmelerini
sağlayacaktır.
haber, Yrd. Doç. Dr. Afife Binnaz HAZAR Rektör Danışmanı
H
Hayatın çiçekleri olan çocuklarımız, çoğunlukla biz
farkında olmadan açarak, kokularıyla bizim etrafı-
mızda dönüyorlar. Bizler ise çocuklarımız kokularını,
varlıklarını ve gereksinimlerini hissettirene kadar,
bu değerli çiçeklerin varlığını yeterince fark edemiyoruz. Onların varlıklarının yaşamımızdaki önemini
ve gereksinimlerini hisseden Rektörümüz ‘’Davut-
paşa Kampüsü’nde yer alan eski öğretim üyeleri yemekhanesi, çocuklarımızı barındırabilecek bir kreşe
dönüştürülebilir mi?” sorusu ile Davutpaşa Kreş’inin
oluşum sürecinin başlatılmasına öncü olmuştur.
Davutpaşa’da bulunan eski öğretim üyesi yemekhanesinin kreş haline dönüştürülmesi sürecinin
hemen hemen tamamı gönüllülük esasına dayalı
bir imece sistemi ile gerçekleştirilmiştir. İmecenin
özünde olduğu gibi büyük çiçekler, bu defa kokularını ve emeklerini küçük çiçekler için salmış ve müthiş
bir ekip çalışmasıyla mütevazi ama örnek bir ortam
oluşturmuşlardır. Bu örnek ortam sayesinde çocuk-
64 Yıldızlar
OCAK / 2010
larını güvende hissedecekleri bir ortama kavuşmuş
olan anne ve babaların da iş yerinde huzurla hizmet
verebileceklerini umuyoruz.
Kreşin oluşumunda yer alan gönüllüler
YTÜ’deki ikinci kreş
Çağdaş yaşam alanları ve toplumsal değerlerimizi
de göz önünde bulunduran eğitim programları ile
donatılmış ortamlar, çocuklarımızın geleceğe emin
Davutpaşa Kreşinin oluşumunda çalışan gönüllü
adımlarla ilerleyebilen bireyler olarak yetişmelerini
ta Rektörümüz İsmail Yüksek olmak üzere Rektör
yer almalarına da olanak tanıyacaktır. Merkez yer-
muştur. Gönüllü diğer grup ise mezunumuz Yıldız
öncesi eğitim veren 60 kişi kapasiteli YTÜ Sadıka Sa-
hizmet ateşi hiç bitmeyen değerli hocamız Dr. Sel-
çalışan personelimizin çocuklarına benzer olanakla-
Tavman ve Dernek Yönetim Kurulu üyelerinin de-
Kreşi” hizmete sunulmuştur.
ekibin iki grubu bulunmaktaydı. Kurucu grup, baş-
sağlayacağı gibi, temel eğitim bütünlüğü içerisinde
Danışmanı Afife Binnaz Hazar’ın önderliğinde oluş-
leşkemizde 23 sene boyunca 3-6 yaş gruplarına okul
Sosyal Hizmetler Derneği Başkanı Murat Akyüz ile
bancı Kreşi’nin yanı sıra Davutpaşa Kampüsü’nde
va Ünal öncülüğünde, A.Aytaç Çamlıtepe, H. Emre
rı sağlamak amacıyla 50 kişi kapasiteli “Davutpaşa
ğerli katkıları ile birlikte bu süreci gönülden destek-
Kreş açılışı
lemişlerdir. Diğer yandan Sosyal Hizmetler Derneği Yönetim Kurulu Sekreteri sevgili Seval Durmaz’ın
gösterdiği azimli ve fedakâr çalışmalarından özellik-
le söz etmek gerekir. Kurucu grup ile dernek arasında kusursuz bir köprü görevi görmüş ve tam bir gö-
nüllülük örneği göstermiştir. Tüm dernek çalışanlarına yürekten teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Doğal olarak yapılan hiçbir yapı üniversiteden bağımsız olamayacaktır. Motivasyonunu hep diri tutan
Yapı İşleri Daire Başkanı Kudret Dönmez yoğun ça-
2009 Temmuz ayında başlayan YTÜ-Dernek iş birliği 2009 Aralık ayı başında meyvelerini vermiş ve
04.12.2009 Cuma günü saat 10.00’da Rektörümüzün başkanlığında YTÜ Davutpaşa Kreşimiz hizmete
açılmıştır. Yıldız Sosyal Hizmetler Derneği’nin çalış-
malarında gösterdiği samimi ilgi, açılış törenine hazırlık kademelerinde ve açılış törenlerinde de aynı içtenlikle devam etmiştir.
Gerçek bir gönül birliği ile…
balarla kreşin iç restorasyonu ve mimarisini tamam-
Ülkemizin geleneksel yardımlaşma ruhu olan ‘’ime-
den, her zaman sistemli çalışan Sağlık Spor ve Kültür
önemli başarılar elde edilebileceğini bir kez daha
edecek yeni kreşimizin fiziksel ihtiyaçlarını kusursuz
yeni çalışma başlangıçlarına itici güç oluşturmuştur.
lamıştır. Yaptığı her işte ciddiyetinden taviz verme-
ce’’ usulü, gerçek gönül birliği oluşturan bireylerin
Daire Başkanımız Neşe Özgün, çocuklarımıza hizmet
göstermiş, bu başarının yarattığı güven duygusu ise
olarak sağlamıştır. Değerli daire başkanlarımız Kud-
Bu itici gücün oluşmasında destek sağlayan tüm kişi
ret Dönmez ve Neşe Özgün‘e emekleri için içten teşekkürlerimizi sunarız.
ve kuruluşlara kurumumuz adına sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. II
OCAK / 2010
Yıldızlar 65
Kreş tefrişi için bağışta bulunan kişi ve kuruluşlar
Tahsin ÖZTİRYAKİ, Öztiryakiler Madeni Eşya
ve San. Tic. A.Ş.
Bülent ÖZDEMİR, Öztiryakiler Madeni Eşya ve
San. Tic. A.Ş.
Abidin AKGÜLER, Cam Yapı Cam Paz. İnş.
Taht. ve San. Lmt. Şti.
Ö. Mete ALLİ, A2 Kapı ve Pencere Akses. San.
ve Tic. Lmt. Şti.
Bilal GÜÇER, Yelken Eğitim Araçları
F. Sibel YÜCEL,
Seçil OLPAK, Altın Yatak A. Ş.
Perihan AKBULUT
Mirlab Lab.ve Med. Malz. San. Tic. Ltd. Şti.
Enver DÜNDAR,
Metin KAYA, Mekanik İnş. Ltd. Şti.
Arif ÖYKE, Ant Teknik Cih. Paz. ve Dış Tic. Ltd.
Şti.
Fikriye GENCER,
Zekiye TALAYER
Ö. Volkan AĞMA, Kamer İnş.
Yılmaz SÖZER,
Bedi KORUN,
Kürşat ÖZASLAN, Kamer İnş.
Songül OKUTUR,
Şükrullah AKKAYA,
Hüseyin UZUNER, Prosan Müh. Ltd. Şti.
Fulya PATIR
Arzu KIZILOK,
Hakan KINCI, Bahçeşehir Mim. Saha İnş. Ltd.
Ort. Girş.
Nuran CANOVA ve Arkadaşları,
Nezahat NEZİROĞLU
Tarık ŞEHMEN,
Hüsniye İLTER,
Ali ERDEM,
Şirin SCHADE,
YTÜ Vakfı
Mehmet YELKİN, Yelkin Mutf. Eşy. San. ve Tic.
Ltd. Şti.
Ömer YELKİN, Yelkin Mutf. Eşy. San. ve Tic.
Ltd. Şti.
Recep ÜSTÜN, Nehir Madeni Mutfak Eşy.
San. Tic. Ltd. Şti.
66 Yıldızlar
OCAK / 2010
Naci ÖZKAŞIKÇI, ÖZTES
Sedat SARI, Trend Yapı ve Perde Sist. San. ve
Tic. Ltd. Şti.
Aylin ASETENELİOĞLU
Rafet DALGIÇ,
Didem ARAS,
Mehmet GÜNEŞ, Altın-İş Yapı Malzemeleri
M. Fikri ÜNAL,
Nokta Ahşap Entegre ve Orman Ürn. San. ve
Tic. Ltd. Şti.
Fikret KURTULDU
Önder YEĞEN, Sümerbank
Gül TÖRE,
Danyal ŞAMLI,
Aysel UGAN,
Şengül ALDEMİR,
Gülten ÇOLGAR,
Moris PARDO
Mustafa SÖZER,
İ. Gafur SÜNNETÇİOĞLU,
Mehmet TURCAN
OCAK / 2010
Yıldızlar 67
tim elemanları ve öğrencileri “24 Kasım Öğretmenler Günü”nü kutlamıştır. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde, Eğitim Fakültesi Dekanı Sayın
Prof. Dr. Münire Erden ve Rektör Sayın Prof. Dr. İsmail Yüksek öğretmenlik mesleği ve önemi ile ilgili konuşmalar yapmışlardır. Atatürk ve Eğitim
konulu slayt gösterisinin ardından, Bilgisayar ve
Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü öğrencileri
Kompozisyon yarışması sonuçları
tarafından hazırlanmış olan “Öğretmenlik Mesleği” konulu röportaj seyredilmiştir. “Neden Öğretmen Olmak İstiyorum, Nasıl Öğretmen Olmak İstiyorum” konulu kompozisyon yarışmasında birinci gelen İngilizce Öğretmenliği Bölümü öğrencisi Suade Özsarıoğlu, kompozisyonunu okumuş
ve kendisine ödülü takdim edilmiştir. Bilgisayar
ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü öğrencilerinin şarkıları ile program devam etmiştir. Kutlama, Maltepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Sayın Prof. Dr. Ayla Oktay, Fen Bilimleri Dershanelerinin Kurucu Genel Müdürü Sayın Nazmi Arıkan ve Hisar Okulları’nda bilgisayar öğretmeni olarak görev yapan Sayın Elif Kara
Öztürk’ün “Dünden Bugüne Öğretmen Yetiştirme ve Öğretmenlik Mesleği” konulu paneli ile son
bulmuştur.
3. Nermin Özenç’in “24 Kasımları Yaşarken” isimli
kompozisyonu (İngilizce Öğretmenliği)
1. Suade Özsarıoğlu’nun “Mum ve Su” isimli kompozisyonu (İngilizce Öğretmenliği)
2. Süleyman Yerlikaya’nın “Neden Öğretmen
Olacağım, Nasıl Bir Öğretmen Olacağım?” isimli
kompozisyonu (Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü)
ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİN
ÖNEMİ GİDEREK ARTIYOR
>> Öğretmenlik mesleğini icra eden çağdaş bir öğretmen
Türk ve dünya topluluğunun aydın bir üyesi olmalıdır.
B
haber, Yrd. Doç. Dr. Fulya YÜKSEL ŞAHİN Eğitim Fakültesi
Bugünün bilgi çağında öğretmenin ve öğretmenlik mesleğinin önemi giderek artmaktadır. Günümüzde öğretmenlik mesleği, eğitim sektörüyle ilgili olan psikolojik, sosyal, kültürel, ekonomik, bilimsel ve teknolojik boyutlara sahip, alanda özel
uzmanlık bilgi ve becerisini temel alan akademik
çalışma ve mesleki formasyonu gerektiren, profesyonel statüdeki bir uğraşı alanıdır.
Öğretmenlik mesleğini icra eden çağdaş bir öğretmen Türk ve dünya topluluğunun aydın bir
üyesi olmalı, kişisel ve mesleki yeterliliğe sahip olmalıdır. Yıldız Teknik Üniversitesi, Eğitim Fakül-
68 Yıldızlar
OCAK / 2010
tesi öğretim elemanları olarak, öğrencilerine karşı hoşgörülü, sabırlı, esnek olup, öğrencilerini cesaretlendiren, teşvik edici olan; konu alan bilgisine, öğretmenlik meslek bilgisine ve genel kültüre
sahip olan çağdaş öğretmenleri yetiştirme amacındayız.
Bütün öğrencilerimize sevgilerimizi iletiyor, başarılar diliyoruz. Öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin öğretmenler gününü kutluyoruz.
24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlaması
24 Kasım 2009 tarihinde, Eğitim Fakültesi öğre-
4. Rukiye Şahan’ın “Sevgiye Susamış Yürekler”
isimli kompozisyonu (İngilizce Öğretmenliği)
5. Burçin Düzdaş’ın “Öğretmenin Bir Günü” isimli kompozisyonu (Eğitim Yönetimi ve Denetimi,
Yüksek Lisans, Bilimsel Hazırlık)
6. Semra Keser’in “Batmayan Güneş” isimli kompozisyonu (İngilizce Öğretmenliği)
7. Ferdi Erol’un “Kutsal Görev” isimli kompozisyonu
(Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü) II
OCAK / 2010
Yıldızlar69
ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ
MUM VE SU
Suade ÖZSARIOĞLU İngilizce Öğretmenliği Bölümü
B
Ben öğretmen olmak istiyorum. ‘Neden, sebep?’ diye sorulacak olursa öncelikle şunu itiraf etmeliyim ki bu soru
herhangi bir soru değil ve bu soruyu yanıtlamak da o
kadar kolay bir iş değil. Bir mühendise sorabilirsiniz, bir
futbolcuya ya da bir işletmeciye. Ama hiçbiri yanıtın bu
kadar kapsamlı ve bir o kadar da derin olduğunu iddia etmez. Ne kadar yazsam, ne kadar konuşsam hep bir şeyler
eksik kalacakmış gibi geliyor bana. Sanki kalemim zihnime ve kalbime yetişemeyecekmiş gibi. Ama yine de o bu
deryada kürek sallamaya devam edecek; tıpkı onu tutan
parmaklar gibi, o parmakların sahibi gibi var gücüyle çalışacak, yılmadan…
Bir kalem nasıl ki o harflerin bir düzen ve ahenk içinde bir
araya gelip anlamlı bütünler oluşturmasını sağlıyorsa,
bir öğretmen de aynen öyledir. Öğretmen; bir kalem, yeri
geldiğinde ise bir silgidir; ama en nihayetinde araçtır, her
şey değildir. Şöyle ki o kalemi tutan eller olmasa o kalem
bir hiçtir. O ellere ne yazması gerektiğini bildiren bir beyin
olmasa, o ellerde bir hiçtir. O yüzden o öğretmeni öğretmen yapan da toprağa atılıp filizlenen o tohumlardır. O
tohumların her biri aynı toprağa saçılmıştır ama farklı
renklerde çiçekler açarlar, kimi kocaman bir meyve ağacı
olup hediyeler sunar insanlığa, kimisi de yalnızca gölgesini. Ne olursa olsunlar her biri çok değerlidir. Biz bir şeyler
yapmasak da onlar büyüyeceklerdir.
Ancak onların her mevsim açan çiçekler olmaları, çürük ya
da sağlam meyveler vermeleri biz öğretmenlere bağlıdır.
Kimisi çok güçlüdür; çınar ağacı gibi… Kimisi cılız bir papatyadır. Kimisi görünmez bile; dört yapraklı goncadır. Biz
öğrencilerimizi böyle sınıflamaz mıyız?
Zekiler, daha az zekiler, çalışkanlar, tembel tenekeler…
Böyle olmaları sanki onların kabahatiymiş gibi. Tıpkı papatyaya ‘Neden çınar ağacı değilsin?’ diye sormak gibi.
İşte ben bunu sormamak için öğretmen olmak istiyorum.
Papatyayı dalından koparıp soldurmamak için, cılız otların
üzerine acımasızca basıp onları işe yaramazlıkla suçlamamak için. Onlara su olup, oksijen olup, gün ışığı olup her
ne iseler onun en iyisini olmalarını sağlamak için. Onları
insanlığa özenle hazırlanmış armağanlar olarak sunmak
için.
Öğretmenleri muma benzetirlerdi. Bana sorarsanız, mum
olacağımı bilsem asla öğretmen olmak istemezdim. Hangimiz tükenmek isteriz ki? Hangimiz yok olmak, hangimiz iki büklüm kalmak, erimek? Neymiş? Öğretmen, ışık
yayarken kendini tüketen fedakar bir kahramanmış. Ben
kendini tüketen bir öğretmen olmak istemem. Tükeneceğimi bilsem ışık dahi yaymak istemem. Ben her gün
yeniden doğan, her gün kendine yeni bir şeyler katan,
öğretirken öğrenen ve öğrendikçe güçlenen bir öğretmen
70 Yıldızlar
OCAK / 2010
olmak isterim. Her insan kainatın numunesini, içinde barından karmaşık ve mükemmel bir varlık olduğuna göre
ben neden tükeneyim? Ben bir makineyle, bana karşılık
vermekten aciz tek hücrelilerle ya da doğada bulunan en-
vai çeşit elementle uğraşmayacağım. Ben bir insan olarak
insanla uğraşacağım. Başka bir deyişle bunların hepsini
kapsayan, her gün yeniden keşfedilmeyi bekleyen, almaya ve vermeye açık ayaklı bir hazineyle; insanla… Bunun
bilincinde olarak, insana yakışır şekilde onlara öğrenme
yolculuğunda rehberlik eden bir öğretmen olacağım.
Ben asla öğrencilerini oyun hamuruna benzeten bir öğ-
retmen olmayacağım. Ben bir oyunun içinde değilim ki
öğrencilerim her an şekil almaya hazır hamur olsunlar.
Benim her hareketimin, tavrımın, sözlerimin onların ka-
rakterinin oluşumu üzerinde etkiler yaratacağının farkındayım. Ancak, bu asla onlara kurabiye muamelesi yapıp kalıplara sokacağım anlamına gelmez. Aksine onla-
ra esnekliğin hayat, katılığın ölüm olduğunu, insanın tıpkı suya benzeyen bir varlık olduğunu öğreteceğim. Şöyle
ki su doğada üç halde bulunur; katı, sıvı ve gaz. İnsan da
böyledir hüzünlenir durgundur, mutludur akışkandır, özgürdür uçar. Hedeflerimize koşarken de üç hale bürünü-
rüz. Katıyken hedefe ulaşmak çok zordur. Yolda yuvarla-
nan buz kütlelerini düşünün; ilk etapta hızlı ilerlerler ama
şartlar değiştikçe onlar da değişir ve yenik düşerler. Gaz
moleküllerini düşünelim, onlar da çok hızlı ve özgürdürler, hedefe ulaşmalarına engel olarak onları tutan hiçbir
şey yoktur. Ancak ne yazık ki onlar da yollarını kaybetme
tehlikesi ile baş başadırlar. Oysa su bambaşkadır. Su tıpkı
insan gibidir. Nasıl gaz ve buz özlerinin su olduğunu unutup yeniliyorlarsa, insan da kendini tanımadığında yenilebilir. Yolunu arayan su alabildiğine hırçındır, yolunu bu-
lan su durgundur; kendinden emin bir şekilde yatağında
öylece akar. Su bulunduğu kabın şeklini alır; insan da öy-
ledir. Su dilerse okyanuslar ulaşma gücüne sahiptir; insan
da öyledir. Su zıtlıkların birleşiminden, yanıcı ve yakıcı iki
maddeden oluşmuştur ama birleştiğinde hayat verir. İn-
san da böyledir. İyi ve kötünün birleşiminden oluşur ama
kainata ayrı bir anlam katar. Su ısrarla damlarsa taşı de-
lebilir. İnsan da böyledir; insanın azimle çalışıp elde ede-
meyeceği hiçbir şey yoktur. Su kararlıdır, uyumludur, güç-
lüdür, özgürdür… İşte bu yüzden ben öğrencilerime su olmayı öğreteceğim.
Kelimelerimin kalemimin ucuna takılıp kaldığı nokta gel-
di nihayet. Neden ve nasıl sorularıydı beni bu kıyılara sürükleyen. O halde cevap; “Ben çok istediğim için öğretmen
olacağım. Su gibi, toprak gibi olacağım… Hep almaya ve
vermeye hazır…” II
OCAK / 2010
Yıldızlar 71
∞6+-%=÷√∞7+-%=÷√9X=% 7+1=8/2=4+-%=÷8∞6+-%=÷√∞7+-%=÷√9X=% 7+1=8/2=4+-%=÷√8/
oldu. Öğretmen sert bir adamdı. Sınıfta birinci, ikinci tanımıyordu. Bir gün bize;
Mart 1937 tarihli Ulus Gazetesinde ilan verdirerek bir
yarışma açtırmıştır.
_”Aranızda kendine kimler güveniyorsa kalksınlar,
onları müzakereci (çalıştırıcı) yapacağım’’ dedi. Önce
duraksadım. Ayağa öyleleri kalktı ki ben kalkmamayı tercih ettim. Bunlardan birinin çalıştırıcılığı altına girdim. Çalışmanın ortasında dayanamayıp ayağa kalkarak;
Sonunda hazırlanan tüm terimler, Türk Dili (Belleten) dergisinin Ekim 1937 tarihli sayısında yer almıştır. Terimler Türkçe-Osmanlıca, Osmanlıca-Türkçe,
Fransızca-Türkçe olmak üzere sıralanmış ve ön sırayı matematik terimleri almıştır.’’
—“Ben bundan daha iyi yaparım’’ dedim. Bunun üzerine öğretmen beni çalıştırıcı yaptı. Eski çalıştırıcıyı
benim müzakerem altına verdi.
Askeri Rüştiyeyi bitirdiğimde matematik merakım
epeyce ilerlemişti. Manastır Askeri İdadisinde (yaklaşık lise derecesinde okul) matematik pek kolay değildi. Bununla uğraşımı sürdürdüm... İdadide iken bıkmaksızın çalışıyorduk. Sınıfta birinci, ikinci olmak için
hepimizde şiddetli bir gayret vardı. Sonunda idadiyi bitirdim. Harbiye’ye geçtim, burada da matematik
merakım sürüyordu…’’
Atatürk, Selanik Askeri Rüştiyesinde okuyorken matematik öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Efendi derslere
gelmediğinde onun yerine birçok kez ders vermiştir.
ATATÜRK VE MATEMATİK
‘‘
Sinan ERCAN Matematik Bölümü
“...evren her an gözlemlerimize açıktır; ama onun dilini ve bu dilin hangi harflerle yazıldığını öğrenmeden ve kavramadan anlaşılamaz. Evren, matematik
diliyle yazılmıştır. Hayatın harfleri; üçgenler, daireler
ve diğer geometrik biçimlerdir. Bunlar olmadan evrenin tek sözcüğü bile anlaşılamaz; evrenin bu dilini
çözememek ancak karanlık bir labirentte dolanmaktır.” GALILEO
Matematik, etrafımızdaki olayları ve dünyayı anlamada bize yardımcı olan, keşfedilmeyi, açılmayı bekleyen gizemli bir hazinedir. Bilimlerin kraliçesi olan
matematik dünyadan kopuk bir uydurmalar zinciri
değildir. Küçük yaşlardan itibaren hayatımıza giren
formüller, denklemler, geometrik şekillerden ibaret
bir bilim ise hiç değildir. ‘Gözlerim matematik gerçeğinin dışındaki hiçbir şeyi görmez’ deyip matematiğini bilmediğimiz şeyleri çürümeye terk etmenin mantıklı ve kabul edilebilir bir yanı yoktur.
Matematik bir ölçüdür. Bu ölçüler bizim evrenden
gözlemleyerek öğrendiğimiz ölçülerdir. Matematik,
bu ölçülerin keşfedilip birer gerçek olarak önümüze
konması ve bunun diğer bilim dallarında uygulanmasıdır. Esas itibariyle de matematik bilimin temelidir. Leonardo da Vinci’nin belirttiği gibi ‘’Hiçbir araştırma matematiksel ispattan geçmeden bilim adını
72 Yıldızlar
OCAK / 2010
almaya layık değildir.’’
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün hayatında
da matematik ayrı bir yere sahiptir. Atatürk’ün, hayatı boyunca ilgilendiği ve merak duyduğu matematik; ayrıca kendisinin ‘Kemal’ ismini almasına da vesile olmuştur.
Hepimizin ilkokul sıralarında öğretmenlerinden dinlediği, matematik öğretmeninin kendisine ‘’Kemal’’
ismini verdiği anısında Atatürk, henüz Selanik Askeri Rüştiyesinde ortaöğrenimini görmektedir. Yıl 1893.
Atatürk bu olayla ilgili anısını şöyle anlatmaktadır.
“…Rüştiyede en çok matematiğe merak sardım. Az zamanda bize bu dersi veren öğretmen kadar, belki de
daha fazla bilgi edindim. Derslerin üstündeki sorularla uğraşıyordum, yazılı sorular düzenliyordum. Matematik öğretmeni de yazılı olarak cevap veriyordu. Öğretmenimin ismi Mustafa idi. Bir gün bana dedi ki:
—“Oğlum senin de ismin Mustafa benim de. Bu böyle olmayacak, arada bir fark bulunmalı. Bundan sonra adın Mustafa Kemal olsun.”[Matematik öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Efendi ‘’Kemal’’ adını Atatürk’ün
resmi künyesine yazdırmıştır.]
O zamandan beri ismim gerçekten Mustafa Kemal
Dr. Cemil Uğurlu’nun söylediği gibi Matematik öğretmeni bu ismi ona öylesine vermemiştir. Kemal
‘’olgunluk, erginlik’’ manalarına gelmektedir. Onun
matematik dersine olan ilgisi ve başarısı, Yüzbaşı
Mustafa Efendi’nin bu manada bir ismi ona vermesine sebep olmuştur. Atatürk, askeri öğrenimi süresince matematikle sistemli bir şekilde ilgilenmiştir. Ancak Harp Akademisini bitirdikten sonra ölümüne 1,5
yıl kalana dek onun matematikle ne denli uğraştığını bilemiyoruz. Ancak onu dil çalışmaları döneminde
yakından izleme olanağı bulabilenler onun matematik, özellikle de geometri terimleri ile çok alakalı olduğunu belirtiyorlar. Atatürk’ün matematik terimleri
türetme konusundaki gayreti ile ilgili olarak Prof. Dr.
Vecibe Latipoğlu şu bilgileri veriyor.
‘”…Atatürk, Türk Dili (Belleten)’in Şubat 1937 tarihli yayınından bir ay sonra, ceyb (sinüs) ve teceb
(kosinüs)’in Türkçe karşılıklarının bulunması için 29
Eski Türkçe
Yeni Türkçe
mekan
uzay
mukavves
eğri
amûd
dikey
kutur
çap
tenasüb
orantı
nisbet
oran
şâkulî
düşey
zâviye
açı
ufkî
yatay
hattı munassıf
açıortay
muhit
çevre
Atatürk için dilde en önemli unsur dilin sade olmasıydı. Eğitim verilirken de dilin anlaşılabilir olmasını istiyordu. Bu fikrini ’’Fen bilimleri o suretle yapılmalı ki anlamları ancak istenilen şeyi ifade
edebilsin.’’sözleriyle ifade etmiştir. Atatürk bu düşüncesinden olacak ki eski dildeki birçok matematik
terimi yerine bugün halen kullanmakta olduğumuz
Türkçe terimler türetmiştir.
Bunlara birkaç örnek verebiliriz. (Tablo 1 )
Geometri Kitabı
Atatürk iyi seviyede Fransızca biliyordu. Bugün
Anıtkabir’de okuyup not almış olduğu birçok Fransızca kitap bulunmaktadır. O tarihlerde Hachette Kitabevi yurt dışından her türlü kitabı ülkeye getirmektedir. Bunlar arasında Fransızca bilim kitapları da bulunmaktadır. Dil kurultayı çalışmalarına katıldığı zamanlarda, birkaç tane Fransızca geometri kitabı istemiş, ondaki geometri terimlerini Türkçeye çevirmiştir. 1936-37’nin kış aylarında bu terimleri çevirerek kendi eliyle bir geometri kitabı yazmıştır. Bu kitap
1937’de ‘’Geometri öğretenlere, bu konuda kitap yazacaklara’’ kılavuz olacak şekilde Kültür Bakanlığınca
basılmıştır. Bu kitap 44 sayfadan oluşan, geometri ile
ilgilenen herkese kılavuz niteliğinde bir yapıttır. İçerisinde bugün hala kullandığımız Türkçe geometri terimleri yer almaktadır.
Onlardan bazıları; yanal, yamuk, artı, eksi, kırık, çekül,
yatay, düşey, yöndeş, konum, üçgen, dörtgen, beşgen, köşegen, eşkenar, ikizkenar, paralelkenar, alan,
varsayı, (sonra varsayım olarak değişmiştir.), çarp,
bölü, eşit, toplam, oran, orantı, türev boyut, uzay, yüzey, çap, yarıçap, kesek, kesit, yay, çember, teğet, açı,
açıortay, yüre (daha sonra küre olarak değişmiştir.),
içters açı, dışters açı, taban, eğik, gerekçe… gibi terimlerdir.
Bu yapıttaki tanımların tümü Atatürk tarafından yazılmıştır. Tanımlar oldukça anlaşılır bir şekilde ifade
edilip örneklendirilmiştir. Kitabın ilk sayfasında ‘’Bulduru’’ başlığıyla verilen, bugün “içindekiler” kelimesi
ile ifade edilen, bir liste bulunmaktadır. Kitaba daha
sonra Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde (10.11.1971 tarihinde) Türk Dil Kurumu Başuzmanı Agop Dilaçar tarafından önsöz eklenmiştir.
(Tablo 1 )
OCAK / 2010
Yıldızlar 73
∞6+-%=÷√∞7 9+-%=÷√9X=% 7+1=8/2=4+-%=÷8∞6+-%=÷√∞7 +-%=÷√9X=% 7+1=8/2=4+-%=÷√8/7+1=8/2=4+-%=
∞6+-%=÷√∞7+-%=÷√9X=% 7+1=8/2=4+-%=÷8∞
Sivas’ta Geometri Dersi
Atatürk’ün matematiğe olan ilgisi onun okul ziyaretlerinde daha iyi gözlemlenmiştir. Atatürk dil devrimini ülkedeki etkisini gözlemlemek üzere 13 Kasım
1937 yılında Sivas’a gitmiştir. Burada bir zamanlar Sivas kongresini topladığı lise binasını gezmiş oldukça
duygulanmış ve daha sonra bu lisede dokuzuncu sınıfların geometri dersine girmiştir.
Tahta başına geçen Atatürk “müselles” yerine üçgen,
zaviye yerine “açı” gibi terimler kullanarak, Pisagor
teoremini öğrencilere anlatmıştır. Bu gezisinde yanında bulunan kültür bakanı Saffet Arıkan’a okul kitaplarının yeni terimlerle yazılmasını söylemiş ve iki
ayda yeni kitaplar bütün okullara gönderilmiştir
Atatürk’ün türettiği matematik terimlerini ve yaptığı geometri tanımlarını bugün hala kullanmaktayız.
Bazılarında küçük değişiklikler de yapılmıştır. Onlardan bazıları, örnek olarak Fransızca “hypothese’”in
karşılığı olan Osmanlıcadaki “faraziye” yerine “varsayı” terimini türetmiştir. Bugün bu terim “varsayım”
olarak kullanılmaktadır. Bunun gibi “tümey açı” yerine “tümler açı”, “bütey açı” yerine “bütünler açı” terimleri kullanılmaktadır.
Atatürk daha öncesinde de İzmir’i ziyareti sırasında
İzmir Atatürk Lisesini ziyaret etmiş orada matematik
dersine girmiş ve bir müddet dersi izlemiştir.
Ölümünden iki yıl önce, 1936 sonbahar aylarında,
İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nda yaşadığı süreçte devleti, İstanbul’dan yönetirken, İstanbul Üniversitesinin bilimsel toplantılarına da vakit buldukça katılmış ve toplantılarda görüşlerini bilim adamları ile
paylaşmıştır.
74 Yıldızlar
OCAK / 2010
Mustafa Kemal Atatürk, bilime çok önem veren bir lider olarak bilimin tam anlamıyla yapılabilmesi için
bilimin temelini teşkil eden matematiğin iyi öğrenilmesi ve uygulanması gerektiğinin farkındaydı. Küçük
yaşlardan itibaren de en fazla ilgi duyduğu alanın
matematik olması, onun bir lider olarak, Cumhuriyet
nesline yol göstermesi ve örnek olması bağlamında
etkili bir unsur olmuştur. Hazırlamış olduğu geometri kitabının isminin ’’Geometri Öğretenlere, Bu Konuda Kitap Yazacaklara’’ diye isimlendirmesi de bunu
göstermektedir.
O bir bilim dalı olarak matematiğin ülkesinde vakit kaybetmeden üzerinde durulması, belli bir disiplin içinde öğrenilmesi gerektiğini biliyor ve matematik olmadan diğer bilim dallarında ilerleme kaydedilemeyeceğini, iddia edilen gerçeklerin özüne inilemeyeceğini şu şekilde ifade ediyordu.
“Bilim deyince, onda hakikat diye öne sürdüğü önermelerin pekin olmasını ister; pekinlik ise en mükemmel şekliyle matematikte bulunur. O halde bilim o
disiplindir ki; önermeleri matematikle ifade edilir. O
zaman matematiği kullanmayan disiplinler bilimin
dışında kalacaklardır.” II
Kaynaklar:
[1]Geometri, Türk Dil Kurumu Yayınları/Türk Tarih
Kurum Basımevi, Ankara
[2]Bilim Teknik Dergisi Dr. M. Cemil UĞURLU ilgili makaleleri, (Atatürk’te Rasyonel Ve Matematiksel
Düşünme)-(Atatürk’ün Yaşamında Matematik Kültürünün Değeri)
[3]Prof. Yavuz Aksoy Matematik ve Tarihi, Cilt 4, Osmanlı Devleti ve Cumhuriyet Türkiyesi
∞6+-%=÷√∞7 9+-%=÷√9X=% 7+1=8/2=4+-%=÷8∞6+-%=
OCAK / 2010
Yıldızlar 75
SEVGİYE SUSAMIŞ
YÜREKLER
Rukiye ŞAHAN İngilizce Öğretmenliği
S
Sevgi… Nerde ne yaparsan yap içinde mutlaka sevgi olmalı. Sevgi en büyük ders ve en
büyük armağandır. Bir balıkçının ağlara dokuduğu da, kadının kasnağa işlediği de sevgidir. Bir öğretmen ise; sevgisiyle sevmeyi öğretir, sevmenin ve sevilmenin güzelliğini yaşatır doruklarda. O yüzden bütün
mesleklerden ayrıdır öğretmenlik! Öğretmen melektir.”sevgi” ve “ilgi” olan kanatlarıyla korur seni. Kararmış yürekleri aydınlatır. O göremediğimiz ama var olduklarını bildiğimiz bütün melekler, adlarını öğretmenlerden alır. Çünkü melekler bile onu kıskanır.
Geçmişin sayfalarını birer birer çevirirken
hayalinizden, her birine “Bir varmış bir yokmuş” diye başlayacağınız ne hatıralar geçmiyor ki… Düşünüyorum da; öğretmencilik ya
da derslerimi ayna karşısında anlatarak başladım bu kutsal mesleğe… Belki de lise hayatımı yatılı okulda geçirmeye başlayıp, insanları tanıyıp insan mühendisi olmamla başladı her şey… İnsan mühendisi olduğum bu
okuldan mezun olduktan sonra üniversite
hayatı başladı benim için. Şimdiki hünerim
ise; üniversite öğrenciliğim sırasında kutsal
mesleğime bir an önce başlayabilmekti. Nihayet çocuklar indi hayatıma. Karşımda pırıl
pırıl yüzler, umutlu gözler… Bir anda yaşadıklarımı, geçtiğim yolları beynimden geçirdim.
Merhaba gelecek, merhaba umut, merhaba
aydınlık… Demek ben de cehaletin düşmanı
olacaktım. Ben de bugünleri yarınlara gelin
gelin edecektim. Nice Ayşelere, Ahmetlere ve
Kemallere ışık tutacaktım. Her meslekte yetiştirdiğim yüzlerce öğrencim olacaktı şimdiden. Artık derslerimi ayna karşısında değil,
tahta başında anlatacaktım.
Öğrencilerim, canlarım, sevgiye susamış yüreklerim! Siz açacak güllerim, bense kanımla
size renk katacak goncanızım. Eğitim ve öğretimin güllerine selam
olsun! Eğer ifadelerim yüreğimdekilere ter-
76 Yıldızlar
OCAK / 2010
cüman olabilirse; size hayallerimde büyüttüğüm rengarenk kır çiçekleri sunmak istiyorum. Nefeslerini kesen, yutkunmalarına
fırsat vermeyen bir coşkuyla anlatayım. Tatlı bakışım ve okşayan konuşmamla sizleri ilk
andan kendime hayran bırakayım. En hüzünlü, sıkıntılı anımda bile sizlere bir şey hissettirmeden; sıkıntılarımı yutkunarak anlatacaklarımı öğretebileyim. Sizlere ışığımdan
parıltılar göndereyim. Öğrenciler hamurdur
öğretmenin elinde. Gökyüzünün mavisini,
ağaçların yeşilini, dağların kekik kokusunu ve
hayata gülümseyerek bakmayı, öfkeyi yutmayı, kardeşliği, yardımseverliği benimle öğrenin. Elleriniz kalem, düşleriniz ben olayım
çocuk yüreklerinizde. Suskun yüreklerinizi
canlandıran ben olayım. Sevgiyle dokunsun
ellerim Ayşelere, Eliflere, Ahmetlere… “bunlar benim çocuklarım” dercesine dağ gibi dikilen öğretmeniniz olayım.
Öğretmenlik; tarif edilemez güzellik! Ancak
yol hep düz değil; inişler, yokuşlar, darlıklar,
yokluklar… Belki öğretmenlik bana lüks villalar, son model arabalar kazandırmayacak.
Teselli kaynağım; geride bırakacağım güler
yüzlü öğrencilerim, manevi baharlarım olacak. Onca yorgunluğuma rağmen eve vardığımda hissettiğim huzur! Başımı yastığa
koyduğumda bana emanet edilmiş yüzlerce
çocuğun sorumluluğunu, tüm fedakarlık ve
azim ile kabul etmenin mutluluğu…
Öğrencilerim, sevgiye susamış yüreklerim!
Sevgi baharlarınızın mimarı, hayat öğretmeniniz, dualarınızda unutmadığınız, sarılmaya
doyamadığınız goncanız olayım…
Kalbim sevgi ırmağı, coştukça coşacak. Umuda kanat çırpacağım. Aynı azim, heyecan ve
iradeyle ülkemin gelecek çiçeklerini yetiştirmeye devam edip; kutsal bayrağı düşürüp
kirletmeden, yeni Rukiye öğretmenlere emanet edeceğim! II
OCAK / 2010
sevgiye susamış yürekler
ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ
Yıldızlar 77
MÜKEMMELİYET
MERKEZİ OLMAYA
ADAY ÜNİVERSİTELER
SİNGAPUR’DA
>> Singapur’da ziyaret edilen üniversitelerin
uluslararası öğrenci değişim programları çok aktiftir
ve çok sayıda ülke ve üniversite ile bağlantıları
bulunmaktadır.
haber, Öğr. Gör. Hakan KARATAŞ
Y
YÖK Başkanı Sayın Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan önderliğinde Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi
ve İstanbul Üniversitesi rektörlerinden oluşan bir
heyet temaslarda bulunmak üzere Singapur’daki
bazı üniversiteler ve araştırma merkezlerine ziyaretlerde bulundu. Ziyaret esnasında, National University of Singapore, Nanyang Technological University ve ASTAR (Agency For Science, Technology
and Research) Araştırma Merkezi yetkilileriyle
görüşülerek Singapur’daki yükseköğrenim yapısı
ile ilgili bilgi alınmasının yanı sıra iş birliği ve burs
fırsatları konusunda görüşmelerdebulunuldu.
Singapur’da eğitim ve araştırmaya tahsis edilen
bütçeden ve üniversitelerin geldiği noktadan çok
etkilendiğini ifade eden YÖK Başkanı Sayın Prof.
Dr. Yusuf Ziya Özcan, YÖK’ün üzerinde çalıştığı
projeyle alakalı olarak “YTÜ, ODTÜ, İTÜ, Yeditepe, Bilkent gibi üniversiteleri ‘Mükemmeliyet
Merkezleri’ne dönüştürmeyi düşündüklerini belirtti.
Singapur ziyaretinde Üniversitemiz ve Nanyang
Technological University arasında araştırma
amaçlı lisansüstü öğrenci değişimi, araştırma ve
öğretim amaçlı akademisyen değişimi, kütüphane kaynakları ve araştırma yayınları da dahil bilgi
değişimi, ortak araştırma projeleri yürütülmesi ve
doktora öğrencilerinin gözetim ve denetimi konularını içeren ikili anlaşma imzalandı.
ÜNİVERSİTE DEĞERLENDİRMELERİ
National University Of Singapore
Profil: 24.600 lisans ve 7.700 lisansüstü olmak
üzere 100 farklı ülkeden toplam 32.300 öğrenciye sahip olan üniversite bünyesinde; 2.100 fakülte, 1.700 araştırma elemanı, 1.300 profesyonel
yönetici ve 2.500 de genel personel olmak üzere
toplam 7.600 personel bulunmaktadır. Üniversite, sosyal alanlardan mühendisliğe kadar geniş
yelpazede 14 farklı fakültede eğitim hizmeti vermektedir. Bu fakültelerde 52 lisans, 153 master ve
doktora programı yürütülmektedir. Üniversiteler
arası dünya sıralamasında birden fazla alanda ilk
30’da ve Asya sıralamasında ise ilk 4 içinde yer almaktadır.
Eğitim: Üniversite Bilginler Programı (USP), Çift
Diploma Programları (DDP), Birleşik Derece Programları (JDP), NUS Denizaşırı Okulları (NOC), Özel
Bilim Programı (SPS), Öğrenci Değişim Program-
78 Yıldızlar
OCAK / 2010
>> Nanyang
Technological Unıversıty,
mühendislik ve IT
alanlarında dünyanın en
iyi 26. üniversitesi olarak
gösteriliyor.
ları, Yabancı Dil Eğitim Programları ve Küresel
Mühendislik Programı gibi farklı öğrenim fırsatlarını öğrencilerine sunmaktadır. Bunların dışında, Denizaşırı Okulları, Sanayi Bağlantılı Ofisi ve
Girişimcilik Merkezi aracılığıyla öğrencilerini girişimciliğe teşvik eder. Biyoteknoloji, işletme, bilgisayar, mühendislik, eczacılık ve fen alanlarında
öğrencilere yurt dışında staj imkanı verir. Eğitim
dili İngilizcedir. Fransızca, Almanca ve Kore dili
için hazırlık programları mevcuttur. NUS gelen
öğrencilerin uygunluğunu değerlendirmek için
kendi üniversite sınavını uygular.
Araştırma: Araştırmalarını Singapur için stra-
tejik önemi olan konularına odaklamaktadır. Biyomühendislik, nanoteknoloji, kanser ve dönüşümsel ilaçlar, etkileşimli ve dijital medya, çevre
ve su, deniz araştırmaları, ulaşım ve lojistik gibi
araştırmalara odaklanmaktadır. 16 ulusal düzeyde, 21 üniversite düzeyinde ve 80 fakülte temelli
araştırma merkeziyle yakın eğitim ve araştırma
ilişkisi içerisindedir. Son zamanlarda, kanser ve
kuantum teknolojileri alanlarında iki adet mükemmellik araştırma merkezi kurmuştur. Her yıl
1.700 proje gerçekleştirilir, yaklaşık 100 araştırma
ödülü kazanılır, 100 sempozyum ya da konferansa ev sahipliği edilir ya da organize edilir ve şu
ana kadar 43 patent içeren 2.400 yayın yapmıştır.
OCAK / 2010
Yıldızlar 79
St Gallen Üniversitesi ve Fransa’da ESSEC ve
Norveç’te BI ile ortak programlar yürütmektedir.
Bunların dışında Asya’da da farklı ülkelerden birçok üniversite ile ortak çalışmalar yapmaktadır.
A STAR (Agency For Science, Technology And
Research)
Uluslararası İlişkiler: 4 farklı ülkede 6 denizaşırı
okula sahiptir. Avrupa ve Amerika da dahil olmak
üzere 11 farklı üniversite ile lisans ve lisansüstü
düzeyde ortaklıkları bulunmaktadır. 40 çift diploma ve birleşik derece programları olmak üzere
dünya çapında zirvedeki üniversitelerle iş birliği
yapmaktadır. %20’si lisans, %70’i lisansüstü ve
1100’ü değişim öğrencisi olmak üzere toplam da
7.800 yabancı öğrenciye sahiptir. Akademisyenlerin %50’si ve araştırma elemanlarının %75’i yabancıdır. Öğrenci Değişim Programı çerçevesinde
27 ülkeden 180 aktif ortaklığı bulunan üniversite
ile yürüttüğü çalışmalar sonucunda 1267 giden ve
1288 gelen öğrencisi vardır.
Nanyang Technological University
Profil: NTU, özellikle fen ve mühendislik alanlarında araştırma odaklı bir üniversitedir. 1991 yılında
teknik üniversite olmuştur. Dünyanın ilk 100 üniversitesi içerisindedir. NTU farklı ülkelerden gelen
öğrencilerle beraber yaklaşık 30.400 öğrenciye
sahiptir. Bu öğrencilerden 9.400’ü lisansüstü öğrencidir. 40 farklı ülkeden 2.600 öğretim ve araştırma personeli vardır. NTU’da mühendislik, bilim,
işletme, sanat ve sosyal bilimler olmak üzere 4 kolej bulunmaktadır. Her yıl yaklaşık 5.000 öğrenci
kabul edilir. Mühendislik ve IT alanlarında dünyanın en iyi 26. üniversitesi olarak gösterilmektedir.
Eğitim: Ülkenin kurulan ilk özel üniversitesidir.
Muhasebe ve İşletme; Sanat, Tasarım ve Medya;
Biyolojik Bilimler; İletişim ve Bilgi; Eğitim; Sosyal
Bilimler; Fizik ve Matematik Bilimleri ve Mühendislik başlıkları altında toplam yaklaşık 35 lisans
programı, 14 çift diploma programı ve Georgia
80 Yıldızlar
OCAK / 2010
Tech Üniversitesi ile 2 entegre programı bulunmaktadır. Bilim ve teknoloji odaklı müfredatları
dışında işletme konusunda çok ünlüdür. İşletme
Okulu MBA programları sıralamasında dünyada
ilk 50 içerisindedir. Lisans ve lisansüstü programlarının hepsinde öğrencilerini girişimciliğe yönlendirmektedir.
Araştırma: Mühendislik Koleji kendisine bağlı
teknoloji ve inovasyon odaklı 6 okuluyla dünyada
araştırma çıktısı en fazla olan 4 üniversiteden biridir. NTU geçtiğimiz 5 yıl içerisinde biyobilimler,
çevre ve su teknolojileri, etkileşimli dijital ortam
araştırmalarına yaklaşık 2.4 milyar $ tahsis etmiştir. Biyomedikal ve yaşam bilimleri, doğal bilimler
ve mühendislik, muhasebe ve işletme, iletişim,
sanat ve sosyal bilimler, diplomasi ve uluslar arası
çalışmalar, eğitim konularında önemli araştırmalar yürütmektedir. Bosch, Rolls-Royce, Siemens,
Thales Group ve Infineon gibi önemli sanayi kurumlarıyla araştırma ortaklıkları bulunmaktadır.
Uluslararası İlişkiler: NTU’nun uluslararası iliş-
kileri çok güçlü ve yaygındır. Dünya çapında 45
ülkede 400’den fazla kurumla ortaklıkları bulunmaktadır. Lisans öğrencilerinin %20’si, lisansüstü
öğrencilerinin ise %60’ı yabancıdır. Amerika’daki
iyi üniversitelerle ortak eğitim ve araştırma programları oluşturmuştur. Stanford Üniversitesi ile
çevre mühendisliği yenilikçi yeşil teknoloji odaklı
lisansüstü programı, Cornell Üniversitesi ile otel
ve misafirperverlik yönetimi master programı,
MIT Üniversitesi ile mühendislik ve biyobilimler konulu programlar ve yoğun uzaktan eğitim
programları ve araştırma iş birlikleri inşa etmiştir. Avrupa’da ise Münih Üniversitesi, İsviçre’de
A STAR, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı bir kuruluştur. Ar-Ge faaliyetlerinde üniversiteler temel
araştırmaların yürütüldüğü yerler, A STAR ise bu
araştırmaların sanayi araştırmalarına dönüştürüldüğü ya da uygulamalı araştırmaların yürütüldüğü ajans olarak görev yapar. Bu ajansın yapısında Bilim ve Mühendislik Araştırma Konseyi, Biyomedikal Araştırma Konseyi ve ortak çalışmaların
gerçekleştirildiği Ortak Konsey Ofisi bulunmaktadır. Bunların dışında, A STAR Lisansüstü Akademisi ve İş birliği Grubu da yer almaktadır. A STAR, bu
yapının dışında disiplinler arası çalışmaların yürütüldüğü farklı araştırma alanlarından birçok enstitü ve merkeze sahiptir. Sanayiden 272 kurumsal
iş birlikçisi ve 21 tane ise yan kuruluşu bulunmaktadır.
Sonuç
Yukarıda sıraladığımız rakamsal verilere bakıldığında Singapur’da ziyaret edilen üniversitelerinin
ön plana çıkan özelliklerini iki grupta toplamak
mümkündür:
1. Ar-Ge çalışmalarına verdikleri önem ve ayırdıkları bütçe, Singapur’da bulunan üniversitelerin
teknik bölümlerinin Ar-Ge çalışmalarına önem
verdikleri ve bu çalışmaları devletin ve sanayi
kuruluşlarının desteği ile gerçekleştirdikleri açıktır. Farklı alanlarda yürütülen Ar-Ge çalışmaları
dünya standartlarının üstünde araştırmacılar
ve laboratuarlarda gerçekleştirilmektedir. Yapılan araştırmalar A STAR tarafından ilgili firmalar
ile bölüşülerek teorik ve laboratuar çalışmalarını ürüne dönüştüğü anlaşılmaktadır. Singapur
hükümetinin Ar-Ge çalışmalarına verdiği önem
açıktır. Önümüzdeki beş yıl için Ar-Ge’ye ayrılan
bütçenin 13,6 milyar dolar olması ve bir önceki
dönemle kıyaslandığında bütçenin %100 oranında artmış olması bunun açık bir göstergesidir. İlk
bakışta boşa harcanan bir para olarak görülen bu
harcamanın aslında Singapur devletinin şu an sahip olduğu milli gelirin ana unsuru olduğu görülmektedir. Hiçbir ciddi altyapı zenginliğine sahip
olmayan Singapur devletinin milli gelirinin yüksek teknolojik ürünler üretmesi ile oluştuğu anlaşılmaktadır. Şu anda çalışılan konular bunu açık
>> Hiçbir ciddi altyapı
zenginliğine sahip
olmayan Singapur
milli gelirinin, yüksek
teknolojik ürünler
üretmesi ile oluştuğu
anlaşılıyor.
göstergesidir. Dünya çapında çok sayıda önemli
şirketlerle Ar-Ge çalışmalarını sürdürmektedirler.
2. Uluslararası üniversiteler ve kuruluşlarla kurdukları iş birlikleri, Singapur’da ziyaret edilen üniversitelerin öğrencileri, akademisyenleri ve araştırmacılarının önemli bölümünün yabancı olduğu
görülmektedir. Amerika, Avrupa ve Asya’da birçok
üniversite ile ikili ortak programlar ve projeler yürütülmektedir. Uluslararası öğrenci değişim programları çok aktiftir ve bağlantıda oldukları ülke ve
üniversite sayısı çok büyüktür. Özellikle, öğrencilerini dönemsel ya da bir yıllık olmak üzere, ülke
dışındaki üniversitelere gitmelerini teşvik etmektedirler. Bu kapsamda, farklı ülkelerde kendi denizaşırı okullarını kurmuşlardır. Bu çerçevede; öğrenci, program ve okul hareketliliğine önem verdikleri görülmektedir. Eğitim dillerinin İngilizce
olması öğrencilerin bu hareketliliğe kolayca uyum
sağlamalarına neden olmaktadır. II
OCAK / 2010
Yıldızlar 81
SIFIRDAN ZİRVEYE
BİR BAŞARI HİKAYESİ
3İK
>> Etkileşim ve Gelişim Kampı 3İK adına adeta bir
kilometre taşıdır. Kamp programına katılan öğrenci
kulüplerinin sayısı 65’dir. Bu yönüyle E&G Kampı
Türkiye de bir ilktir.
A
haber, Muhammed Attila SEVİM 3İK Yönetim Kurulu Başkanı
Az zamanda çok ve büyük işler başarmayı kendine ilke edinmiş bir neslin torunları olma bilincinde birkaç girişimci ruhun nasıl 1 yıl gibi kısa bir sürede ulusal bir birlik olduklarının hikayesidir bu.
20. yy’ın son çeyreği Ülkemiz gençliği açısından
pek de iç açıcı geçmemiştir. Siyasi kavgalar ile yorulmuş genç beyinler, katı kurallar ve yıpratılmış
bedenleri ile bir sonraki nesile sadece umutsuzluk
taşıdı. Bu umutsuzluk magazin kültürüne biat olmuş, ülkesinin ve daha da vahimi kendisinin geleceğini önemsemeyen gençler yetişmesine sebep olmuştur. Milli şuurdan yoksun bir gençlik
hiç şüphesiz önce kendi kültürünü ve toplumunu
yiyip bitirecektir. Vahim durumun farkında olmamak maalesef mümkün değildir.
Farklılığı hissettirmek
İşte bu nokta da bulundukları üniversitelerde en
prestijli etkinlikleri gerçekleştirip, üniversite öğ-
82 Yıldızlar
OCAK / 2010
rencilerinin popüler kültürün etkisinden kurtulup, kişisel gelişimlerini sağlamayı hedefleyen bir
grup öğrenci ve kulüp başkanın farklı olmak ve
farklılığı hissettirmek adına kurdukları bir birliktir 3İK.
2009 yılının Kasım ayında başlayan fikirsel tartışmalar neticesinde 1 Mart 2009 tarihinde İstanbul
İktisadi ve İdari Bilimler Kulüpler Birliği ( 3İK) olarak hayat bulan hayalimiz Ülkemizin özlem duyduğu bir gençlik için çaba sarf etmeye başlamıştır. 1 Mart tarihinde 5 farklı üniversiteden 11 farklı öğrenci kulübü ile kurulan birlik, bugün 35 farklı üniversiteden 65 öğrenci kulübünü bünyesinde
>> 1 Mart tarihinde 5
farklı üniversiteden 11
farklı öğrenci kulübü ile
kurulan birlik, bugün
35 farklı üniversiteden
65 öğrenci kulübünü
bünyesinde bulunduran
ulusal bir birlik kazandı.
bulunduran ulusal bir birlik haline gelmiştir.
Birliğimizin hedefleri
Birliğimizin vizyonu sadece Ülkemizle sınırlı kalmak değil, aynı zamanda iş ve kariyer alanında fa-
OCAK / 2010
Yıldızlar 83
ler YTÜ Rektörü Sayın Prof. Dr. İsmail Yüksek ve
İ.Ü. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zeynep Çiğdem Kayacan ile devam etmiştir.
Şüphesiz her başarı hikayesinin kahramanları vardır, ilk günden itibaren 3İK adına emek sarf eden
3İK Yönetim Kurulu Üyeleri;
Ahmet DURUEL- Denetleme Kurulu Başkanı
A.Burak TEKİN- Denetleme Kurulu Üyesi
Aslı GÜRKONAK- Yönetim Kurulu Üyesi
Melih EFEOĞLU - Yönetim Kurulu Üyesi
aliyet gösteren öğrenci kulüplerini bünyesinden
bulunan global bir birlik olmaktır.
Üniversite ile Sanayi Kuruluşları arasında köprü vazifesi görmeyi kendine ilke edinen birliğimizin ilk projesi, 18 Ağustos 2009 tarihinde gerçekleştirilen “3İK Şirket Yetkilileri ile Buluşuyor” projesidir. Yıldız Hisar Tesislerinde gerçekleşen kahvaltı programına Ülkemizin en büyük şirketlerinin insan kaynakları yetkilileri katılmıştır. Kahvaltı programına 25 şirketin yanı sıra İstanbul genelinden 17 öğrenci kulübünün başkanı katılmıştır.
3İK Kahvaltıları artık bir marka olmuştur. Yıldız Hisar Tesislerin de belirli periyotlarla bir araya gelen kulüp başkanları 3İK için neler yapılabiliri tartışmaktadır.
Birliğin en önemli projesi 14-15-16 Ekim 2009 tarihlerinde gerçekleşen Etkileşim ve Gelişim Kampıdır. Kamp programına katılan öğrenci kulüplerinin sayısı 65’dir. Bu yönüyle E&G Kampı Türkiye
de bir ilktir. Etkileşim ve Gelişim Kampı 3İK adına
Sinan ERYİĞİT - Yönetim Kurulu Üyesi
Oktay ÇOŞKUN- Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Erdoğan GÜL- Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Yücel ERDEM- Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
edemez
3İK yaptığı her organizasyon ile marka olmaya ve
marka değerini yükseltmeye devam etmektedir.
Bugün üniversiteler de yer alan en güçlü öğrenci
kulüpleri birliği 3İK’dır. 3İK felsefesi “ Bizim yaptıklarımızı bazıları hayal dahi edemez.”dir. Her hangi bir siyasi görüşe yakınlığı veya uzaklığı olmayan birliğimizin ve birlik yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızın tek amacı kubbede hoş bir seda bırakabilmektir.
stratejiler geliştiren bir Ülke haline gelen Türkiye,
2023 yılında dünya lideri olmayı hedeflemektedir.
Dileğim dünya lideri bir Türkiye için var gücüyle
altına imza atmıştır.
çalışan bir Türk gençliğidir.
Faaliyetlerine kurumsal görüşmeler ile de-
Birliğimize desteğini hiç esirgemeyen ve her pro-
vam eden 3İK ilk olarak İTO Başkanı Sayın Murat
jede yanımızda olan YTÜ Rektörü Sayın Prof. Dr.
YALÇINTAŞ’ı ziyaret etmiştir. Kurumsal görüşme-
İsmail YÜKSEK’ e teşekkürü bir borç bilirim. II
OCAK / 2010
haber, Salih ÜREK YTÜ Kulüpler Birliği Başkanı
Bizim yaptıklarımızı bazıları hayal dahi
3İK birinci yılını kutlayacak
84 Yıldızlar
belirlemek ve bu sorunların çözümü için ilgili
kulüplere destek olmak amacıyla kurulmuştur.
kanı
Tarihinden ders alan ve tarihini önemseyerek
olan 3İK çok kısa bir süre içinde büyük projelerin
>> YTÜ Kulüpler Birliği tüm kulüplerin sorunlarını
Muhammed Attila SEVİM- Yönetim Kurulu Baş-
adeta bir kilometre taşıdır.
Mart ayının ilk haftası birinci yılını kutlayacak
YTÜ KULÜPLER BİRLİĞİ
SOSYAL SORUMLULUK
PROJESİ
OCAK / 2010
Yıldızlar 85
içerisinde çalışırken, kulüpler birliği vasıtasıyla da
tüm Üniversite olarak tek elden projeler ve organizasyonlar yürütmektedirler.
Maddi ve manevi yardım
YTÜ Kulüpler Birliği, kulüpler vasıtasıyla tüm YTÜ
öğrencilerinden ve destekçilerinden topladığı
bağışlar ve gelirlerle Türkiye’nin farklı şehirlerin-
deki muhtaç okullara ulaşır. Buradaki öğrencile-
re maddi ve daha önemlisi manevi yardımlarda
bulunarak Ülkemizde eğitim ve öğretime destek
vermek niyetiyle her yıl sosyal sorumluluk projesi
organize eder.
Bu organizasyon dâhilinde;
• Her yıl yüzlerce yardıma muhtaç öğrenciye ulaşarak onları geleceğe kazandırıyoruz.
• YTÜ kulüp öğrencilerini, proje yaptığımız okullar-
da bir hafta kadar misafir ederek küçük öğrencile-
Y
rimizle ortak projeler üretmelerini ve böylece hem
üniversite öğrencilerinde sosyal sorumluluk bilinci-
ni, hem de küçük öğrencilerimizde üniversite bilin-
cini uyandırarak Türkiye’nin sosyal ve kültürel yapısında ki sorunların çözümünde aktif rol oynuyoruz.
Yıldız Teknik Üniversitesi Kulüpler Birliği; YTÜ’nün
Sağlık Kültür Spor Daire Başkanlığı’na bağlı okul
• Her şeyden önce projede çalışan tüm öğrenci-
amaçlı oluşturulmuş, her sene tüm kulüp baş-
edinmelerine önayak oluyoruz.
kulüplerinin, sorunlarına ve projelerine destek
lerin, grup çalışması ve proje üretme alışkanlığı
kanlarının oylarıyla seçilen Yıldız Teknik Üniver-
Projelerimiz
sitesi birimidir. Kulüpler; Üniversitemize farklı
Geçmiş yıllarda Mardin’de ve Elazığ’da düzenle-
coğrafyalardan, farklı yaşam koşullarından gelen
nen projelerimizde ilgili okulun fiziki koşullarının
öğrencilerin, her şeyden önce yakın arkadaşlıklar
kurmalarını sağladıkları, aynı zamanda da bütün
bir yıl içerisinde düzenlenen Türkiye çapında hat-
ta uluslararası düzeyde organizasyonlarda ortak
çalışma bilincini oluşturdukları ve öğrencilerin
ders dışı faaliyetleri ile kendilerine hem sosyal,
hem bireysel olarak artı değer kazandırdıkları oluşumlardır.
Bunları kısaca gruplandırmak gerekirse;
• Öğrencilerin geleceklerini yönlendirebilecekleri
kariyer ve mühendislik kulüpleri,
• Kişisel yatırımlarını en etkin şekilde dışarı vurabilecekleri sanat, hobi ve düşünce kulüpleri,
• Uluslararası düzeyde arkadaşlıklar ve kariyer
olanakları edinebilecekleri uluslararası öğrenci
değişim kulüplerinden oluşmaktadırlar.
86 Yıldızlar
OCAK / 2010
Bu sebeple YTÜ öğrencileri aldıkları eğitimin yanında, onları sosyal olarak da toplumda ön plana
çıkarabilecek olanaklara sahiptirler. Üniversitelerin her şeyden önce öğrencilere ait oldukları
düşünülürse, bu aidiyet içerisinde kulüplerin ne
kadar büyük önem arz ettiklerini rahatlıkla söyle-
iyileştirilmesinin yanında, kulüplerin ilgi alanları-
na göre öğrencilerle küçük sunumlar ortaya çıkarılmış ve bunlar sergi, gazete, video, koro, tiyatro
olarak proje bitiminde Üniversitemizde ve ilgili
ilköğretim okulunda sunulmuştur.
Bu yıl ise projemiz için İç Anadolu Bölgesi’nden
yebiliriz.
Aksaray ilinde, TOBB İlköğretim Okulu’nu seçmiş
YTÜ Kulüpler Birliği’nin işlevleri
ki şartlarına rağmen gelen öğrencilerin durumu
bulunmaktayız. Seçtiğimiz okulun kısmen iyi fizi-
YTÜ Kulüpler Birliği ise tüm kulüplerin sorunlarını
incelendiğinde, projemize en uygun okul olduğu
lüplere destek olmak amacıyla kurulmuştur. Ku-
miş yıllarda oluşturduğumuz bilinçte öğrencilerle
ri aylık toplantılar ve harici görüşmelerle ilişkilerin
tirmek niyetindeyiz. Bizlere bu konuda yardımcı
bir birimdir. Kulüpler kendi ilgileri dâhilinde sene
lüp başkanlarına teşekkür ederiz. II
belirlemek ve bu sorunların çözümü için ilgili ku-
düşünülmüştür. Bu sene de Nisan ayında, geç-
lüp başkanlarının çeşitli sorunlarını iletebilecekle-
bir araya gelerek yeni projemizi en iyi şekilde bi-
güçlendirildiği ve tüm koordinasyonun sağlandığı
olan YTÜ yönetimine, destekçilerimize ve tüm ku-
>> YTÜ Kulüpler Birliği
Ülkemizde eğitim ve
öğretime destek vermek
niyetiyle öğrencilere
maddi ve daha önemlisi
manevi yardımlarda
bulunarak her yıl sosyal
sorumluluk projeleri
organize ediyor.
OCAK / 2010
Yıldızlar 87
88 Yıldızlar
OCAK / 2010
OCAK / 2010
Yıldızlar89
ELİF ŞAFAK:
KELİMELERLE MUHABBET
EDEREK YAZMAK
>> Tasavvuf benim için daimi bir sevda ama o da
sabit bir ilgi değil, o da değişen, halden hale giren,
mevsimlerden geçen bir süreç.
röportaj, ESRA DAGÜLOĞLU
T
Türkiye’nin en üretken yazarlarından Elif Şafak’la
görüştük bu ay. Elif Hanım, aydınların bilindik kibir ve kaprislerinden çok uzakta bir profil çiziyor:
O denli sıcak, cana yakın ve zarif. En sevdiğimiz
yazarlar listesinde ilk sırada olduğu için kendisiyle konuşmaktan çok mutlu olduk, onur duyduk.
“Sevgili Elif Şafak, siz hep yazın biz de hep okuyalım” demek geldi içimizden.
Eğitim ve akademik kariyeriniz yazarlığa hazırlık
mıydı, yoksa yazar olmakla kariyerinize şaşırtma
mı yaptınız?
Akademiden her zaman beslendim. Farklı disiplinlerden kendimi yetiştirmeye gayret ettim;
Uluslararası İlişkiler, Kadın Çalışmaları, Siyaset Bilimi, Karşılaştırmalı Edebiyat. Bu alanlarda ders
vermek bana çok şey kattı. Ben de bunları romanlarıma kattım. Benim için aslolan romancılık ama
bir yazarın da kendini sürekli geliştirmesi gerektiğine inanıyorum.
“Aşk” ta bildiğimiz Şems ve Mevlana’nın dışına çıkan bir yazar olarak aralarındaki ilişki ve kişiliklerini örme biçiminiz kendi tasavvurunuzu mu yansıtıyor yoksa hikâyeniz tarihi gerçeklik olarak okunabilir mi?
Her romanım için önceden muhakkak geniş bir
araştırma yapıyorum. Bulabildiğim her şeyi okuyorum. Ama bu konular öyle nokta koyup ‘Ben biliyorum’ diyebileceğiniz konular değil. Tam tersine okudukça ne kadar az bildiğinizi, ne kadar cahil
olduğunuzu görüyorsunuz. Bence tasavvuf insanı
kendi bilgisizliğiyle tanıştırıyor. Okumanın sonu
yok. Çok araştırma yapıyorum fakat son tahlilde
ben bir romancıyım ve roman bir hayal ürünüdür.
Bunun altını çizme gereği duyuyorum. Aşk’ta anlattığım Hazreti Şems de Hazreti Mevlana da benim hayal ettiğim kişilikler. Hem hakikatlere sadık kalıp hem hayal kurmak istedim. Tabii ki okumalarımdan etkilendim ama her şey yine de bir
kurgu.
Kitaplarınızda genel olarak tasavvufi düşünce
ve motifler var. “Aşk” adlı kitabınız da bilinen en
meşhur iki sufinin hayatı etrafında geçiyor. Yazarlık serüveniniz böyle devam mı edecek yoksa bir
rota değişikliği olur mu bundan sonra?
Aslında geriye baktığımda çıkan 9 kitabın birbi-
90Yıldızlar
OCAK / 2010
OCAK / 2010
Yıldızlar 91
inden ne kadar farklı olduğunu da görüyorum.
Her birinin enerjisi, rengi, ritmi farklı. Çünkü ben
farklı bir insandım her birinin yazılma aşamasında. Bir kitaptan bir kitaba kendimi tekrar etmeyi
istemem. Her romanı ayrı bir yolculuk olarak algılıyorum. Tasavvuf benim için daimi bir sevda ama
o da sabit bir ilgi değil, o da değişen, halden hale
giren, mevsimlerden geçen bir süreç.
Anne olarak Elif Şafak’ın hayatında neler değişti?
Bu değişiklikler yazar kimliğinizle nasıl ve ne kadar örtüştü?
Her zaman kolaylıkla dengeleyemiyorum. Yazı,
özellikle de romancılık o kadar bencil bir şey ki,
benmerkezci olmanız gerekiyor. Yazının sahibi, merkezi zannediyorsunuz kendinizi, karakterler yaratıp onları öldürüyorsunuz ve yazı her şeyin önüne geçiyor, her şeyiyle o birinci planda olmak istiyor. Bu anlamda çok paylaşımcı bir insan
olmanız mümkün değil yazarken ama anne kimliği ile baktığınızda tam tersi olmanız gerekiyor;
sürekli verici olmanız, kendinizi ikinci plana atmanız gerekiyor. Bunları nasıl dengeleyeceğimi ben
de yaşayarak öğreniyorum ve bunun tek bir formülü, tek bir anahtarı olduğunu da zannetmiyorum. Öte yandan anneliğin yazarlığıma başka bir
bilinç verdiğini ve gönül zenginliği kattığını düşünüyorum.
Artık daha kalabalık bir aile ortamınız var, yazarken nasıl bir ortamda olmayı tercih ediyorsunuz?
>> Yeni romanımda
Osmanlı klasik döneme
bir yolculuğa çıkmak
niyetim.
Ben yazarken evde devamlı gürültü oluyor, sesler, televizyon, müzik, çocukların patırtısı.... Bunlar bir başka yazarı rahatsız edebilir ama ben zaten sessizlikte çalışamam. Aşırı düzenli ve sessiz
ortamlarda elim ayağıma dolaşır. Hep müzikle yazıyorum. Genelde radyo ya da CD çalar açık oluyor. Gürültülü kafelerde, kalabalık havaalanlarında da iyi çalışırım. Daha rahat odaklanabiliyorum.
“Aşk”ın film olmasını istediğinizi duyduk, özel bir
nedeni var mı?
Aşk´la ilgili, çok kıymet verdiğim yönetmenlerden
güzel teklifler geldi. ´Aşk´ın güzel bir filme dönüşmesini arzu ediyorum. Ama bu filmin Mevlana’yı
doğru anlatması lazım. Doğru insan, doğru ekip
ve doğru zamanı bulmak çok önemli. Onun için
paldır küldür bu işin içine girmedim. Zamanını
92 Yıldızlar
OCAK / 2010
bekliyorum; inanıyorum ki hayatta bazı şeylerin
zamanı var, bakalım ne zaman gerçekleşecek?
İyi bir okuyucu olduğunuzu da biliyoruz, hangi tür
kitapları ve yazarları okumayı tercih ediyorsunuz?
Ben obur bir okurum. İlgimi çeken her şeyi okurum. Dünya edebiyatının klasiklerinden popüler
kadın dergilerine kadar. Popüler kültürü küçümsemem, ondan da beslenirim. Bir de felsefe benim
için hep özeldir. Heidegger, Spinoza, Hegel, Deleuze, Leibniz... felsefecileri okumayı da severim.
Hobileriniz var mı, sizi, yazmanın ve anneliğin dışında en çok mutlu eden şeyler nelerdir?
Benim en büyük hobim sözlük okumak. Kelimelere bakmak, kelime çalışmak. Çok seviyorum harfleri. Bir de ekmek yapmayı öğreniyorum bu aralar,
müthiş bir şey hamurla uğraşmak.
Yazmaya eğilimi olan kişiler için
tavsiyeleriniz var mı?
Okumak bence bu işin anahtarı. Her yazarın çok
okuması gerekiyor. O anlamda bizim tembel olmak gibi bir lüksümüz yok. Bir de naçizane tavsiyem, yazmaya devam etsinler: Moral bozmadan,
kelimelerle muhabbet ederek yazmak. Filanca ne
der falanca beğenir mi diye kaygılanırlarsa o zaman yazı zarar görür.
Elif Şafak’ın bir günü nasıl geçiriyor?
Her günüm farklı geçiyor galiba. Bir günüm bir
günüme uymuyor ki. Roman yazıyorsam hep romanın konusu ve karakterleri oluyor aklımda ve
gönlümde. Yazmıyorsam, seyahat ediyorsam
daha başka. Çocuklarla ve ev işleriyle geçiyorsa zamanım daha başka. Etkinliklere gidiyorsam
başka. Her an başka gibi geliyor bana. Tasavvufta
da bir söz var ya, “her an başka bir şan üzre kurulu” diyorlar. Hakikaten öyle.
Üzerinde çalıştığınız yeni kitabınız hakkında bize
bir kaç ipucu verir misiniz?
Yeni romanıma başladım. Onun heyecanı var üzerimde. Osmanlı klasik döneme bir yolculuğa çıkmak niyetim, ama henüz bir şeyler söylemek için
erken.
>> ´Aşk´la ilgili çok
kıymet verdiğim
yönetmenlerden güzel
teklifler geldi. ´Aşk´ın güzel
bir filme dönüşmesini arzu
ediyorum.
Bu güzel sohbet için teşekkür ederiz.
Ben teşekkür borçluyum güzel sorularınız için… II
OCAK / 2010
Yıldızlar 93
VİZYON
KİTAP
Avatar
Hollywood Artık Uzaya da Mesih İhraç Ediyor
Kayıp Ruhlar Kıraathanesi
****
Recep Şükrü Güngör - Yayınevi: Sütün Yayınları Sayfa: 134
yorum, İsmail Demirci
Kayıp Ruhlar Kıraathanesi, geniş bir yelpazedeki sosyal meseleleri akıcı bir dille ve gerçekçi
şekilde ele alıyor. Sıkıyönetim döneminde başına olmadık işler gelen bir muhtarın ibretlik hikayesi, insanı alıp o günlere götürüyor.
Aynı mahallede büyümüş çoluk çocuğa karışmış, her gün yüz yüze bakan insanların nasıl birbirlerine düşman edildiklerini yazar, insanın içini burkan bir dille anlatıyor. Kayıp Ruhlar Kıraathanesi, kendinizi bir anda vakanın içinde bulacağınız metinlerden oluşuyor. Olay akışındaki doğallık, sağlam kurgu ve oturmuş üslup ile hikayeler, sizi gerçek dünyadan alıp kahramanın yaşadığı zamana götürüyor. Hikayeleri okurken insan; aynı şeyleri bugün yeniden
tezgahlamak için birilerinin durup dinlenmeden nasıl sinsi planlar içinde olduğunu hatırlamadan edemiyor. II
Hollywood stüdyoları, sinema salonlarındaki izleyiciyi kaybetmemek için devamlı yeni yöntemler arıyor. Bir filmi, vizyondan
çıktıktan bir kaç ay sonra, evinizdeki 47 inch, FullHD, 7+1 ses
sistemine sahip LED TV’nizde izleyebilirsiniz. Şimdiki ev sinema sistemleri, 15 yıl öncesinin cep salonlarından daha kaliteli
görüntü ve ses vaat ediyor. Öyleyse sinemacılarda bir şeyler
yapmalı.
“Titanic”in pabucu dama atıldı
Avatar, tam da bu tür yenilikleri yapmaya açık bir isim, James
Cameron’dan geliyor. Yapımına $237 milyon USD harcanmış, 3
Boyutlu fantastik bir şölen. Şimdiden “Titanic”in 13 yıllık görkemli gişe başarısını aştı.
Teknolojideki özgünlük senaryoda yok
Aslında izlediğiniz daha çok bir animasyon, gördüğünüz karakterlerin çoğu çizgi. Ama sanal ile gerçeğin arasındaki farkı,
göz neredeyse ayırt edemeyecek düzeye geldi. 2 saat 40 dakika
süren bu uzun filmi (uzun süreli filmlerde bir Cameron tarzıdır)
sıkılmadan izleyebilirsiniz. Var olmayan bir dünyada kaybolabilirsiniz ama senaryo birçok klişeden ve hatta birçok filmden
esinlenmelerden oluşuyor. Teknolojideki özgünlük senaryoda
yok. Daha çok gişeyi garantilemeye yönelik bir hikaye.
Kayıp Sembol
Küçük Arı
Ejderha Dövmeli Kız
Chris Cleave
Dan Brown
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Stieg Larsson
Yayınevi: Altın Kitaplar
Sayfa: 344
Yayınevi: Pegasus
Yayınları
Sayfa: 528
Sayfa: 648
Öğretim Tasarımı
Prof. Dr. Buket
Akkoyunlu, Doç.
Dr. Arif Altun,
Meryem Yılmaz
Soylu
Yayınevi: Maya
Akademi Yayınları
Sayfa: 278
Hep uzaylılar mı dünyayı işgal edecek?
Yönetmen : James Cameron
Senaryo : James Cameron
Oyuncular : Sam Worthington, Michelle Rodrigu-
ez, Sigourney Weaver, Zoe Saldana, Giovanni Ribisi
Tür : Aksiyon, Bilim Kurgu
Gösterim Tarihi : 18 Aralık 2009
Yapım : 2009, Twentieth Century-Fox Film Corporation
Dünyada enerji krizi vardır ve global bir şirket başka bir gezegenin (Pandora) kaynaklarını ele geçirmek için istila planı uygular.
(Tanıdık geliyor mu?) Hep uzaylılar mı dünyayı işgal edecek, bu
sefer de dünyalılar başka bir gezeni işgal ediyor. İşgalci dünyalılar Pandora’yı ele geçirmek için zihinleri ile kontrol ettikleri
avatarları kullanarak insan doğasına uygun olmayan bu gezegenin havasını soluyabiliyorlar ve bilgi topluyorlar. Ama takıma
sonradan katılmış eski bir bahriyeli oyunu bozuyor ve yerlilerin
safına geçiyor. Film geniş kitlelere hitap etmek için garantili
yolları da ihmal etmiyor. Cameron “Titanic”te olduğu gibi olayları bir aşk hikayesinin etrafında örüyor.
Hollywood’un en yeni süper kahramanı
Yerlileri de kurtaran kehanette bahsedilen kişi bir dünyalı oluyor. Hollywood süper kahramanları çok sever, ne zaman başı
sıkışsa bir kurtarıcıyı bekler. Verilen mesaj hep aynıdır; “Kurtarılmaya ihtiyacınız varsa sizi de biz kurtarırız.” Kurtarıcıların hayatına adanmış birçok film vardır. Mesela “Matrix”te, Neo’nun
nasıl seçilmiş kişi olduğunu izleriz. Batman, kurtarıcı rolüne pek
hevesli değildir ama Joker’in olduğu bir Gotham’da olaylara seyirci kalamaz. Ama bazen seçilmiş kişiler karışır. “Star Wars”ta,
Anakin’in güce denge getirecek kişi olmasını beklerken Dart
Vader olur. Yani Mesihi beklerken Deccalı bulabilirisiniz. Günümüzde de çoğu kişinin Mesih zannettiği aslında gücün karanlık
yüzüdür.
94 Yıldızlar
Son söz olarak; Mesih gelecektir ama insanları Amerikan sinemasından kurtarmak için. II
OCAK / 2010
Bu kitapta ne olduğunu anlatmak istemiyoruz; çünkü gerçekten çok özel bir hikâye ve biz onu
bozmak istemiyoruz. Yine de
bu kitabı almanıza yetecek kadar bilmeniz gerektiğinden, sadece şu kadarını söyleyelim: Bu,
yaşamları kaçınılmaz bir şekilde
çarpışan iki kadının hikâyesidir.
Ve biri korkunç bir seçim yapmak zorundadır. İki yıl sonra tekrar karşılaşırlar ve hikâye burada başlar…
Bu kitabı okuduğunuzda herkese anlatmak isteyeceksiniz. Bunu
yaptığınızda, lütfen, neler olduğunu anlatmayın; çünkü bütün
büyü, olayların akışında… II
Harvard Simge bilim Profesörü Robert Langdon, Kongre
Binası’nda konferans vermesi
için yakın bir arkadaşından davet
alır. Ancak, Washington’a varır
varmaz oldukça garip bir durumla karşı karşıya kalan profesör,
kendini korkunç bir oyunun ortasında bulur. Kongre Binası’na bırakılmış olan bir sembolün -yakın arkadaşı Peter Solomon’ın
kesik eli- varlığını haber veren bir
telefon, Langdon’ı hiç de yabancısı olmadığı bir dünyaya davet
etmektedir. Antikçağlarda kullanılan bu sembolik çağrı, daveti
alan kişiyi ezoterik bilgeliğin hüküm sürdüğü, çok eskilerde kalmış kayıp bir dünyaya sürükleyecektir. Sonu belli olmayan bu
mistik daveti arkadaşını kurtarmak için kabul eden Langdon, bir
anda masonik sırların, saklı kalmış tarihin ve o güne dek görmediği yerlerin gizli dünyasında inanılmaz bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalır. II
41 ülkede rekor satış yapan kitaplarının başarısını göremeden
50 yaşında hayata veda eden İsveçli gazeteci Stieg Larsson’un
zihne kazınacak sahneler, çarpıcı ve canlı karakterler, okurları adeta yerlerine çivileyecek sürükleyici bir kurgu ile her sayfasını ağır ağır ve dokuyarak yazdığı Millennium serisinin ilk kitabı Ejderha Dövmeli Kız’ı okuduktan sonra, Gefle Dagblad gibi
‘bundan daha iyisi yapılamaz’ diyebilirsiniz. Ama bu erken bir karar olabilir.
Öğretim Tasarımı bir süreç olarak ele
alındığında; öğretimin kalitesini sağlamak için, öğrenme ve öğretme kuramlarından yararlanılarak ilerleyen sistematik bir gelişme süreci olarak tanımlanabilir. Bu sürecin etkinliğini sağlamak ise öğretim tasarımcılarının sorumluluğundadır. Bilgi birikiminin bu
denli geniş ve farklı medyalarla dağıtıldığı günümüzde, öğretim tasarımına
ve tasarımcılarına olan gereksinim artarak devam edecektir. Dolayısıyla hazırlanan bu kitap ile bu ihtiyaçlara yönelik öğretim tasarımı süreci aktarılmaya çalışılmıştır. II
“Bu kitabı okumaya başladığınızda ilk adımı hiç atmamış olmayı dileyeceksiniz. Çevreniz kararacak ve kendinizi öykünün
içinde bulacaksınız…”
Bild Am Sonntag II
OCAK / 2010
Yıldızlar 95
YTÜ İletişim Bilgileri
Rektörlük
İnşaat Fakültesi
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 20 53
Faks: 0212 227 69 90
E-posta: [email protected]
Web: www.yildiz.edu.tr
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 51 00
Faks: 0212 383 51 02
E-posta: [email protected]
Web: www.ins.yildiz.edu.tr
Kimya-Metalürji Fakültesi
Genel Sekreterlik
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 20 62
Faks: 0212 261 43 60
E-posta: [email protected]
Web: www.gsek.yildiz.edu.tr
Halkla İlişkiler Koordinatörlüğü
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 31 27
Faks: 0212 327 37 69
E-posta: [email protected]
Web: www.bythi.yildiz.edu.tr
Yıldız Sürekli Eğitim Uygulama ve
Araştırma Merkezi (YILDIZ-SEM)
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 31 45
Faks: 0212 383 31 49
E-posta: [email protected]
Web: www.sem.yildiz.edu.tr
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 27 65-66
Faks: 0212 261 66 59
E-posta: [email protected]
Web: www.mak.yildiz.edu.tr
Elektrik Elektronik Fakültesi
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 261 19 98 - 383 23 85
Faks: 0212 259 49 67
E-posta: [email protected]
Web: www.elk.yildiz.edu.tr
96 Yıldızlar
OCAK / 2010
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 2695/96/97
Faks: 0212 236 41 80
E-posta: [email protected]
Web: www.sts.yildiz.edu.tr
ENSTİTÜLER
Tel: 0212 383 4551 / 4552
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
E-posta: [email protected]
34349 Yıldız-İstanbul
34210 Esenler, İstanbul
Fen Bilimleri Enstitüsü
Faks: 0212 383 4557
Çukursaray Binası
Web: www.kim.yildiz.edu.tr
Tel: 0212 383 31 08
Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 29 80
Faks: 0212 383 29 89 - 236 41 65
E-posta: [email protected]
Web: www.gidf.yildiz.edu.tr
Faks: 0212 227 44 70
E-posta: [email protected]
Web: www.fbe.yildiz.edu.tr
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
Çukursaray Binası
34349 Yıldız-İstanbul
Mimarlık Fakültesi
Tel: 0212 383 31 15-17
34349 Yıldız-İstanbul
E-posta: [email protected]
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
Faks: 0212 227 44 71
Tel: 0212 383 70 70 / 2585
Web: www.sbe.yildiz.edu.tr
E-posta: [email protected]
YÜKSEKOKULLAR
Faks: 0212 261 05 49
Web: www.mmr.yildiz.edu.tr
Fen Edebiyat Fakültesi
Davutpaşa Kampusu - Davutpaşa Cad.
34210 Esenler, İstanbul
Tel: 0212 383 41 04
E-posta: www.fed.yildiz.edu.tr
Makine Fakültesi
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
Davutpaşa Kampusu - Davutpaşa Cad.
Faks: 0212 383 41 06
FAKÜLTELER
Sanat ve Tasarım Fakültesi
Meslek Yüksekokulu
Büyükdere Cad. Maslak - İstanbul
Tel: 0212 285 05 30 (4 Hat)
Faks: 0212 276 68 88
E-posta: [email protected]
Web: www.myo.yildiz.edu.tr
Web: www.fed.yildiz.edu.tr
Milli Saraylar ve Tarihi Yapılar
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 259 52 21
Faks: 0212 259 42 02 - 383 20 00 / 2515-2516
E-posta: [email protected]
Web: www.iib.yildiz.edu.tr
Eğitim Fakültesi
Davutpaşa Kampusu - Davutpaşa Cad.
Meslek Yüksekokulu
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 20 84
Faks: 0212 327 37 82
E-posta: [email protected]
Web: www.mst.yildiz.edu.tr
Yabancı Diller Yüksek Okulu
Davutpaşa Kampusu - Davutpaşa Cad.
34210 Esenler, İstanbul
34210 Esenler, İstanbul
Faks: 0212 383 48 08
Faks: 0212 383 49 03
Web: www.egf.yildiz.edu.tr
Web: www.ybd.yildiz.edu.tr
Tel: 0212 383 48 03
Tel: 0212 383 49 04
E-posta: [email protected]
E-posta: [email protected]

Benzer belgeler

Dergi Sayı No - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı

Dergi Sayı No - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı Dergimizin 5. sayısında; Türkiye’nin önemli Ar-Ge destek kurumlarından Tübitak Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş’in değerlendirmelerini, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş ile İTO’nun faali...

Detaylı

Dergi Sayı No - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı

Dergi Sayı No - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı PROJE Avrupa Komisyonu 6. Çerçeve Programı kapsamında bir proje: PROMISE

Detaylı