biliyor musunuz? - Ataköy Gazetesi

Transkript

biliyor musunuz? - Ataköy Gazetesi
BU OLAYLARA ANCAK ÜLKEMİZDE RASTLANIR(!)
1
İstanbul’un göbeği Sultanahmet’te İnşaat
yapılacak alanın etrafı suntadan tahta
paravanlarla kapatıldı. İçeride ne olup bittiğinin
görünmemesi için küçük bir delik bile
bırakılmadı. Ardından önce tarihi
binalar yıkıldı. Temele kadar inildi.
Altta Bizans Büyük Saray’a ait duvar
kalıntıları ve tarihi yapılar çıktı. Bunlar
da iş makineleri ile yıkıldı. Tüm bunlar
olup biterken ne Büyükşehir ne de
Fatih Belediyesi’nden bir yetkili
uğradı. Temel betonlarının bir kısmı
atılıp tarihi duvarların iş makineleri ile
yıkıldığı sırada çevredeki işyeri
sahiplerinden şikâyet geldi. Olay
medyaya yansıdı. Turizm Bakanı el
koydu. İnşaata girildi. Çatı aşamasına
gelen 5 katlı bina yıkıldı.
Fatih Belediye Başkanı, İmardan Sorumlu
Başkan Yardımcısı, Belediye’nin Mıntıka
Mühendisleri , Zabıtalar... hala görevlerinin
başında...
(Yazısı 22. sayfada)
ÇEKİCİ REZALETİNE DEVAM
Çekici rezaleti tüm
hızıyla devam
ediyor. Görevli
memurlar
yönetmelikleri
hiçe sayarak uyarı
yapmadan araçları
çekiyor.
Trafiği engelleyen
ana arterlerdeki ve
bazı işyerleri
önündeki araçları
ise görmezden
geliyorlar.
BİLİYOR MUSUNUZ?
2
Bakırköy’ün göbeğinde; yüzlerce iş yeri, binlerce
araçlık otoparkın bulunduğu AVM yapacaksın
ama bu AVM’nin kapalı otoparkına giriş ve
çıkışların kim tarafından düzenlendiği ve nasıl
Sürekli,
Etkili,
Ýlkeli.
Y
20
aþýnda
yapıldığını, onanlı projenin neden
uygulanmadığını yıllar süren yazışmalara rağmen
ortaya çıkaramayacaksın.
Bu arada Capacity AVM’nin, kapalı otopark
çıkışındaki Kamu’ya ait yoldaki işgali sürüyor.
Yapılan yazışmalar sonucu tüm yetkili birimler bu
yolun işgal edildiğini söylüyor ama işgal devam
ediyor. Bu AVM’nin yasal olmayan
uygulamalarını birilerinin görmezden geldiği ve
kolladığı ortada. Bakırköy Kaymakamlığı’na
yapılan şikayet üzerine başlatılan inceleme son
aşamaya geldi. Yapılan uygulamanın yasal
olmadığı belgelendi. Ancak AVM yetkilileri Bölge
İdare Mahkemesi’nden yürütmeyi durdurma
aldıkları için yasal işlemler devam ediyor.
Capacity AVM’de yasal olmayan uygulamalar
devam ediyor. Bu ayrıcalık niye?..
(Yazısı 23. sayfada)
Bakýrköy’de
1
Numara
ATAKÖY
SAYI: 213
MART 2012
FİYAT: 2 TL
http://www.atakoygazete.com.tr
İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Genel Pediatri Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Yücel Taştan
“Kapalı mekanlardaki oyun alanları, özellikle bir yaşından küçük
çocuklar olmak üzere 5 yaşından küçük çocuklar için ciddi solunum
sistemi hastalıkları için riskli yerlerdir”
Bakırköy
İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü
Sinan TAŞKIR
Yaşam süreci içinde hemen herkes birkaç kez
devlet dairelerine gider. Bu dünyanın her ülkesinde
böyledir. Gelişmiş ülkelerde yaşayanlar bizdeki
kadar devlet dairelerine gitmez. Pek çok konuyu
elektronik ortamda çözüme kavuşturur.
Bizde ise hemen herkes doğumundan ölümüne
kadar devlet dairelerinde işlerini
çözmeye çalışır.
İlçemizde devletin birimlerinde işler nasıl yürüyor,
sorumlulukları neler? Örneğin İlçe Gıda Tarım ve
Hayvancılık Müdürü’nün görev ve sorumlulukları
nelerdir?
Biz sorduk. Sinan Taşkır cevapladı. (Sayfa 33 ‘de)
Son günlerde özellikle çocuklarda artış gösteren virütik
enfeksiyonlar üzerine yaptığımız araştırmalarda; kapalı
mekanlardaki çocuk oyun alanlarında “hijyen” şartlarına
uyulmadığını, buraları denetlemesi gerekenler konusunda da
yeterince açıklık bulunmadığını ortaya çıkartmıştık. Ses getiren bu
haberimiz üzerine İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları ABD Genel Pediatri Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.
Yücel Taştan’ın görüşlerini aldık.
Taştan; “AVM’lerdeki oyun parklarının nasıl, nerede, hangi
düzende yapılacağına ve bakımlarının nasıl olacağına dair
ülkemizde herhangi bir yönetmelik bulunmamaktadır. Çocuk
oyuncaklarının yapımı, denetlenmesi yönetmeliği gibi bir
yönetmelik yapılmalı ve buralar yeniden düzenlenmelidir .
Günümüzde bu konuda bir kural olmadığı için her AVM kendi
görüşüne göre park alanı kurmakta ve oyuncak çeşidi seçmekte,
bakımlarını da kendi görüşlerine göre yürütmektedirler. Halbuki
yaş gruplarına göre oyuncaklar sınıflandırılmalı, ayrı yerlere
yerleştirilmeli böylece çocukların birbirlerine zarar vermesi
önlenmelidir. Elektrikle çalışan oyuncaklarda tehlikeli durumlar
için görevli olmalı ve aileler daha dikkatli davranmalıdır” diyor.
(Yazısı 15. sayfada)
JİLETLİ TELLER KALDIRILDI
Bakırköy İlçe Nüfus Müdürü
ÖZGÜR İŞGÜDER
Yeni düzenlemelerle Nüfus Müdürlükleri’nin yetki ve
sorumlulukları daha da genişletildi. Bakırköy Nüfus
Müdürü Özgür İşgüder’e sorduk. “Nüfus
Müdürlüğü'nün iş alanı çok geniştir. Bir insanın
parası yoksa bankada işi olmaz, gayrimenkulu
yoksa tapuda işi olmaz. Mağdur veya suçlu değilse
emniyette işi olmaz ama biz bütün vatandaşlarımızın
mutlaka uğraması gereken bir kurumuz. Yani bize işi
düşmeyecek Türk vatandaşı yoktur.” (Sayfa 35’de)
GÖRÜLMEMİŞ UYGULAMA
BURASI ESİR KAMPI MI?
Ataköy 9-10 Kısım’da bulunan
A-4 Blok yönetimi, binalarının
etrafını tellerle çevirip çitlerinin
üzerine esir kampları,
fabrikaların, askeri bölgelerin,
havaalanlarının, sınır bölgelerinin
çevresinde kullanılan düzlemsel jiletli
tel kaplayarak tehlikeli bir uygulamaya
imza attı. Çocukların kafa, büyüklerin bel
Yakup VATAN hizasına
gelen “JİLETLİ TELLER büyük tehlike
yaratıyor” Başlıklı haberimiz üzerine Bakırköy Kaymakamı Yakup
Vatan inceleme başlattı ve tellerin kaldırılmasını sağladı. Yakup Vatan’ın
gazetemize gönderdiği o yazı.
Gazetenizin Ocak 2012 tarih ve 211 sayılı nüshasında; Ataköy 9-10
kısımda bulunan A-4 Blok yönetimince blokların etrafını telle çevrilip,
çocukların kafa, büyüklerin bel hizasına gelen jilet tellerin büyük tehlike
yarattığının haberleştirilmesi üzerine yaptırılan inceleme sonucunda,
bahsi geçen yerde
jiletli tellerin söküm
işlemleri
yapılmıştır.
Bilgilerinize rica
ederim.
Yakup VATAN
Bakırköy Kaymakamı
3
SİİRT‘İN İLK ALIŞVERİŞ MERKEZİ
GROSSMALL NİSAN’DA AÇILIYOR
AYIN YAZISI
Özcan Atamer
e-mail
[email protected]
Siirt, alışveriş merkezi ile tanışıyor. 56
mağazası bulunan GROSSMALL AVM
ile Siirt’te yeni bir yaşam başlıyor.
Siirt’in ilk alışveriş merkezi Grossmall,
Nisan 2012’de kapılarını açmaya
hazırlanıyor. Kiralaması KDM Alışveriş
Merkezleri Kiralama ve Yönetim
Danışmanlık şirketi tarafından yapılan
Grossmall’da yerli ve yabancı toplam
56 mağaza bulunuyor. 3 katlı alışveriş
merkezi toplam 11 bin metrekarelik
kiralanabilir alana sahip.
LCW, Vodafone, Burger, Sbarro, Kanz,
Euromoda, Sinema, Bowling, Çocuk
oyun merkezi, Flo gibi ünlü
markalar Grossmall Alışveriş
Merkezi’nde yer alacak bazı markalar...
YAtıRıMcı BİLLORİS A.Ş.
Yatırımcı Billoris A.Ş. tarafından hayata
geçirilen Grossmall, şehrin tam
merkezinde yer alıyor. Valililik ve
belediye binası ile komşu olan Grossmall, Siirt Üniversitesi’ne ve öğrenci
yurtlarına ise sadece birkaç dakikalık
yürüme mesafesinde. Dört tarafı cadde
ile çevrili olan alışveriş merkezi, Siirt’in
tüm sosyal yaşam alternatiflerini de
değiştirecek.
İlk sinema salonu, ilk çocuk
eğlence merkezi…
Grossmall ile Siirt’te yeni bir sosyal
yaşam ve eğlence alanları oluşacak.
Şehrin ilk bowling salonu, ilk sinema
salonu, ilk çocuk eğlence merkezi,
Grossmall ile birlikte gelecek. Ayrıca
Grossmall ile birlikte Siirtliler pek çok
yeni marka ile tanışacak.
MELTEM ÜNAL ERZEN
KADIN MECLİSİ BAŞKANLIĞI'NA YENİDEN SEÇİLDİ
BM bin yıl kalkınma hedefleri
doğrultusunda 8 Mart 2006’da kurulan
Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi,
birçok sivil toplum kuruluşu, meslek
odaları temsilcileri ve kadınlarla ilgili
tüm akademik, mahalli birliklerin
katılımıyla 5. Olağan Genel Kurul
Toplantısı’nı
gerçekleştirdi.
Bakırköy Kent
Konseyi Kadın
Meclisi 5. Olağan
Genel Kurulu'nda
yapılan seçim sonucunda Yrd. Doç. Dr.
Meltem Ünal Erzen
yeniden başkanlığa
seçildi.
Ataköy Yunus Emre
Kültür Merkezi'nde
gerçekleştirilen
genel kurulda tek
başkan adayı olan
Erzen, oybirliği ile başkanlığa
seçilirken, Kadın Meclisi'nin yürütme
kurulu da Gülşen Dora, Neslihan
Tanaydın, Sehrişen Özsoy, Canan
Ermiş, Zübeyde Yalçın, Ayşe Tülay
Şanlı ve Oya Tanrıkulu’dan oluştu.
Kadın Meclisi Başkanı Yrd. Doç. Dr.
Meltem Ünal Erzen, kadın sorunlarına
değindiği konuşmasında 6 yıl boyunca
birlikte çalıştığı Bakırköylü gönüllülere
teşekkür ederek eğitim, iş ve aile
hayatında ezilen kadınların sorunlarına
çözüm üretmeye devam edeceklerini
belirtti. Bakırköy Kent Konseyi Kadın
Meclisi olarak çok güzel çalışmalara
imza attıklarını belirten Erzen, yeni
dönemde de bu çalışmaların artarak
devam edeceğini söyledi.
Erzen yeni dönemde yürütme kuruluna
seçilen üyeleri de tebrik ederek, hep
birlikte çok çalışmaları gerektiğini ifade
etti. Erzen, Bakrköy'deki tüm kadınlrın
Kadın Meclisi çatısı altında toplamaları
gerektiğini de kaydetti.
HER ŞEYİN ÇİVİSİ ÇIKTI
Olumsuzluklar peşpeşe gelince büyüklerimiz “herşeyin çivisi
çıktı ” derlerdi. Yaşanan olumsuzluklar karşısında bu sözü
hatırlamamak mümkün mü?
Yasaları savunmak, olumsuzluklarla mücadele etmek, bilinçli
yurttaş olarak görevini yerine getirme mücadelesi vermek,
toplumun geleceğini düşünmek adeta suç oldu. Bu tür davranışlar
sergileyenlere, özellikle bizi yönetenlerin çok büyük bir bölümü
tarafından iyi gözle bakılmıyor. Tepki koyuluyor, intikam almaya
çalışılıyor...
Parayı nereden bulduğu belli olmayanlar, yaptıkları yasadışı işlere
dur diyenlerden intikam alabilmek için elden gelen gayreti
gösteriyorlar. Bu gibi davranış içinde bulunanlara dur demesi
gereken bizi yönetenlerin bazıları maalesef bu kişilerle ittifak
halinde onlara arka çıkıp yaptıkları tüm yasadışı işlere geçit
veriyorlar.
Gazetemizin manşetinde okuduğunuz gibi İstanbul’un kalbinde
Sultanahmet’te birileri çıkıyor, fotoğrafta gördüğünüz gibi bir yeri
suntalarla kaplıyor. Medyadaki haberlere göre delikleri içerisi
görülmesin diye köpüklerle kapatıyor. Hafriyat yapıyor. Hafriyat
kamyonlarla taşınıyor. İçeride 5 katlı bir bina yapıyor. Bu bina ile
ilgili malzemeler, beton için devasa betonyerler inşaata geliyor.
Hiç kimse görmüyor. Ne zamana kadar? Çevredeki duyarlı
vatandaşlar son çare olarak gazete ve televizyonlara haber verene
kadar. Sonra bildiğiniz gibi Turizm Bakanı devreye giriyor. Binayı
yıkmak üzere sunta paravanların içine girenler adeta küçük dillerini yutuyor. Gözlerden uzak 5 katlı bina bitme aşamasına
gelmiş. Çatısı kapatılıyor...
Bölgeden sorumlu Fatih Belediyesi’nin o bölgeden sorumlu
Mıntıka Mühendisleri, Fatih Belediyesi’nin Zabıtaları, hafriyat
kamyonlarını denetlemesi gereken Polisler, tüm sorumlular merak
edip “Bu tahta perdelerle içerisi görülmeyecek şekilde kapatılan
devasa yerde ne yapılıyor” dememiş... Veya dedirtilmemiş...
Sonuç ortada...
Burayı görmeyen veya görmezden gelenlerin başında birinci
derece sorumlu Fatih Belediye Başkanı yerinde oturuyor.
Konuyu araştırmak üzere müfettişler gönderildi mi? Sonuç ne
oldu? Doğrusunu isterseniz ben merakla bekliyorum...
Bir süredir Bakırköy’deki Capacity AVM ile ilgili yayınlar yapıyoruz.
Ortak alanlara yapılan kaçak dükkanlar. Onanlı imar planlarında
olmamasına rağmen kapalı otoparkta 400 metrekare oto yıkama
yeri ve bu yere verilen ruhsat. Kapalı otopark girişinde yapılan
düzenleme. Otopark çıkışındaki işgal edilen kamuya ait caddenin
bir bölümü. Capacity AVM’nin çoğunluk hissesini elinde
bulunduran ortağın belediyeye terk edilen hizmet alanlarını ve
oradaki binayı ecr-i misil ödeyerek kullanmaya devam etmesi... Bu
nedenle Belediye’nin kaybettiği kira geliri... 3 saate kadar ücret
alınmaması gerekirken otopark ücreti almaları...
Dedik ya herşeyin çivisi çıktı. Bizi yönetenler bunları görmüyor.
Görmezden gelerek birilerinin haksız kazanç sağlamalarına göz
yumuyorlar.
Sizlere bir hatırlatma daha yapalım. Capacity AVM’nin otoparktan
3 saate kadar ücret almaması gerekiyor ve 3 saatten sonrası için
de Büyükşehir Belediyesi’nin otopark tarifesini uygulamak
zorunda. İstediği gibi hareket ediyorlar... Bu yaptıkları yasadışı
uygulamanın cezası ne biliyor musunuz? Kabahatler Kanunu’na
göre aylık ortalama 400TL. Ne güzel ülkede yaşıyoruz değil mi?
Her ay milyonlarca TL kazan 400TL ceza öde.
Buna her şeyin çivisi çıkmış denmez de ne denir ?
5
Atakö y C umh ur iye t An ado lu L is esi öğ re nc il er i nden DNA m odel i tasar ım lar ı
''ÖYLE BİR DÖNER DNA Kİ''
Ataköy Cumhuriyet Anadolu Lisesi 9. sınıflar arası DNA
Tasarımları Proje Yarışması düzenlendi.
15 gruba ayrılan ve her grupta 10 öğrencinin bulunduğu proje
yarışmasında öğrenciler tarafından DNA modelleri arasında
sakızdan, camdan, ahşaptan, demirden, mıknatıstan ve mikadan
oluşturulan tasarımlarda ses sensörleri ve DNA'nın hareket
etmesini sağlayan hareket sensörleri kullanıldı.
Biyoloji Öğretmeni Bilgem Özden öncülüğünde gerçekleştirilen
projede, Amipler, Cıvık Mantarlar, Watson Crick Çetesi,
Dedemin Nükleotitleri, Öyle Bir Döner DNA ki, Monosakkaritler,
Kurbanda Kesilen Milka İneği,
Bir DNA Sevdim, Adını DNA KoyKazanan Grupta
dum, Polisakkaritler, Umutsuz
Yer
Alan Öğrenciler
DNA'lar, Muhteşem DNA
Şevval Sena UMUÇ
Yarattık, Sitozin, Timin ve Adenin
Ali Burak KIZILIRMAK
grupları arasında öğrenciler ve
öğretmenler tarafından yapılan
Merve AYDIN
oylama sonucunda ''Öyle Bir
Tomris RÜSTEMOĞLU
Döner DNA ki'' isimli çalışma
Burak YILDIZ
birinci seçildi.
B.Kürşat BOYRAZ
Proje yarışmasında öğrencileri
Ecemnur YILDIRIM
çalışmalarında yönlendiren
Esra TOKUÇ
Biyoloji Öğretmeni Bilgen Özden
ise, her yıl bu tür çalışmalar
Hatice BAŞ
yaptıklarını belirterek, ''Bu tür
Seden TURGAY
uygulamalı çalışmalar ile
Özgür DOĞAN
öğrencilerin derse katılımlarını ve
hayal güçlerini genişletmeyi hedefliyoruz. Bu yılda DNA modeli
üzerinde tasarımlar yaptık. Öğrencilerimiz gerçekten çok güzel
tasarımlar ortaya çıkardı. Çalışma sırasında öğrencilerimiz biraz
zorlansa da tasarımları bittikten sonra kendi eserlerini görmek
onları çok mutlu etti. Bu tür uygulamalı çalışmalarımıza bundan
sonra da devam edeceğiz'' dedi.
Ataköy Cumhuriyet Anadolu Lisesi Müdürü Muhittin İşgüder de
öğrencilerin yaptığı tasarımları tek tek gezerek projelerle ilgili bazı
sorular sordu. İşgüder, projenin öğrenciler açısından çok yararlı
olduğunu ve öğrencilerin hayal güçlerinin gelişimine büyük katkı
sağladığnı söyledi.
Öğretmen ve öğrencilere sunumu yapılan projelerde 9-E sınıfı
öğrencilerinden “ÖYLE BİR DÖNER DNA Kİ” grubunun projesi
100 tam puan alarak birinci oldu.
Kazanan Proje
Yazı ve Fotoğraflar
Yavuz ARPACIK
7
Usta sanatçı Cem Karaca için düzenlenen Anma Konseri'ne ilgi büyüktü
CEM KARACA ŞARKILARI İLE ANILDI
Bakırköylü sanatçı Türk Rock Müziği’nin usta
ismi Cem Karaca vefatının 8. yılında
Bakırköy'de anıldı.
Sanatçının isminin verildiği Yenimahalle
Cem Karaca Kültür Merkezi'nde düzenlenen Anma Konseri’ne, Cem
Karaca'nın ailesi, dostları,
sanatçı arkadaşları ve
sevenleri katıldı.
Karaca'nın hayatının
anlatıldığı barkovizyon
gösterimi ile
başlayan gecede
ilk olarak Cem
Karaca'nın son 3
yılını beraber
geçirdiği Yol
Arkadaşları
Grubu sahne
aldı. Solistliğini
Ayhan Yener'in
yaptığı grup,
Karaca'nın sevilen
şarkılarını
seslendirirken,
salonda bulunan
katılımcılardan büyük alkış
aldı.
Yol Arkadaşları Grubu’nun
ardından Cem Karaca'nın
oğlu Emrah Karaca ve yakın dostu
müzisyen Cahit Berkay sahneye çıkarak
Karaca'nın ''İşçisin Sen İşçi Kal'' şarkısını
seslendirdiler. Cem Karaca'nın oğlu Emrah
Karaca gecede yaptığı konuşmada
yıl dönümü. Bu sene sanki biraz daha onun
yokluğunu hissediyorum. Her sene acısı katlanarak devam ediyor, fakat bu sene sanki
insanlar onu daha fazla özlemişler.
Genç-yaşlı herkes sanki onu
yeniden keşfediyor. Biz de Cem
Karaca'yı en iyi şekilde temsil
edip yeni nesillere aktarmaya
çalışıyoruz."
Anma Konseri'nde daha
sonra ise pop müziğinin
başarılı ismi Emre Altuğ
sahne aldı. Altuğ'un
ardından ise Deniz Seki
sahneye çıktı. Seki,
Karaca'nın
unutulmaz
eserlerinden
''Sende Başını
Alıp Gitme Ne
Olur'' şarkısını
söyledi. Seki,
muhteşem yorumu
sonrasında salonda
bulunan katılımcılar
tarafından uzun süre
alkışlandı. Seki'nin ardından usta
sanatçı İskender Doğan sahne aldı.
Gecede son olarak ise sanatçı Bülent
Kılıçarslan, Cem Karaca şarkıları
seslendirdi.
Gecede Cem Karaca'nın yakın
dostları Üstün Asutay ve Yakup
Akyüz de Karaca ile ilgili duygu ve
düşünceleri ile anılarını
babasının her geçen yıl daha kalabalık bir
şekilde anıldığını belirterek, gecenin
düzenlenmesinde emeği geçen herkese
teşekkür etti.
Karaca
sözlerine
şöyle devam
etti:
"8 rakamı
bizim için
önemli.
Babam vefat
edeli 8 yıl
oldu.
80'lerde 8
yıl
vatanından
uzak kaldı.
Bu sene de
8'inci ölüm
katılımcılarla paylaştılar.
Ayrıca Cahit Berkay, Emrah Karaca, Emre
Altuğ, Deniz Seki, İskender Doğan, Üstün
Asutay ve
Yakup
Akyüz'e de
Karaca için
göstermiş
oldukları
vefadan
dolayı birer
plaket
takdim
edildi.
(Yavuz
ARPACIK)
9
BAKIRKÖY’DEN 8 ÜLKEYE KÜLTÜR KÖPRÜSÜ
Avrupa Birliği Hayat Boyu
Öğrenme Programı
kapsamında Bakırköy
Muhittin Üstündağ
İlköğretim Okulu
“GEÇMİŞİMİZ
GELEcEĞİMİZİ
ŞEKİLLENDİRİR” comenius
Projesini; Macaristan,
Slovakya, Çek
cumhuriyeti, İtalya,
Polonya, Portekiz,
İngiltere ve İspanya ile
ortak yürütüyor.
değiştirmekte ve yerine güzel
izlenimler bırakma
çabasındadırlar. Bu
projemizde amacımız
ülkelerin tarihlerini,
kültürlerini, insanlarını ve
eğitim sistemlerini tanırken;
geçmişimizin günümüzü,
günümüzün ise geleceğimizi
nasıl etkileyeceğini
öğrenmektir. Polonyalı ünlü
bilim kadını Marie Curie
hakkında araştırmalar yapmakta, ülke tarihlerimizde
zamanımızı etkileyen olayları
anlatan karikatürlerden
oluşan öykü kitabı,
geçmişten günümüze kadar
Avrupa Birliği Hayat Boyu
Öğrenme Programı
kapsamında Muhittin
Üstündağ İlköğretim Okulu “Geçmişimiz
Geleceğimizi Şekillendirir (Our Past Shapes Our
Future)” Comenius Projesi ile 8 ayrı ülkeyle kültür
köprüleri kurarak, ömür boyu sürecek
kardeşlik bağları kuruyor.
Eylül 2011 tarihinde başlayan ve Temmuz
2013’te sona erecek olan proje
kapsamında ortak ülkelere düzenlenen
öğrenci ziyaretleri ile öğrencilerin o
ülkelerdeki arkadaşlarının evlerinde
kalarak o ülkeyi daha yakından tanıma
şansı yakalamalarının yanı sıra ülkemizin
kültür elçiliği görevini de üstlenmekteler.
Proje kapsamında Muhittin Üstündağ
İlköğretim Okulu öğrenci ve öğretmenleri
ilk ziyaretlerini Portekiz ve İngiltere’ye
gerçekleştirdi.
Muhittin Üstündağ İlköğretim Okulu Proje
Sorumlusu İngilizce Öğretmeni Müjde
Eroğlu Örter, proje ve yapılan gezilerle
ilgili olarak gazetemize yaptığı açıklamada,
“Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz ülkemizi en iyi
şekilde temsil ederek ülkemize karşı önyargıları
söylene gelen eski şarkılardan oluşan şarkı kitabı
hazırlamaktayız. Okulumuzda düzenlediğimiz
Genç Bilim Adamları günü ise öğrencilerimizi
bilim adamı olma yolunda teşvik eden
başka bir faaliyetimiz olmuştur. Gelecek yıl
çekeceğimiz Ekoloji ile ilgili filmler doğal
çevremizi koruyarak gelecek nesillere
aktarma konusunda öğrencilerimizi teşvik
eden diğer bir faaliyetimiz olacaktır. Proje
kapsamında birçok faaliyet ve aktiviteler
gerçekleştirerek, geçmişimizi ve
geçmişimizin günümüze etkilerini çok daha
iyi öğrenme fırsatı yakalamaktayız.” dedi.
Proje kapsamında 2012 Mart ayında
İspanya, Mayıs’ta İtalya, Eylül’de Slovakya
ve Çek Cumhuriyeti, Aralık’ta Macaristan,
2013 Mart ayında Türkiye ve son olarak da
Haziran 2013’te Polonya ziyaretleri
gerçekleştirilecek.
11
B akı r kö y B e l ed i y e si Ç ağd a ş Ha lk M üz i ği K oro su, Ş e f Be l k ı s Akk al e y ön e ti mi n d e ,
Bakırköylü mü zikseverlere u nu tu lmaz bir kon ser verdi.
BAKIRKÖY'DE AKKALE VE ALTINMEŞE RÜZGARI ESTİ
2005 yılında
Bakırköy
Belediyesi
tarafından
oluşturulan, her
yıl daha da
gelişerek, Türk
Halk Müziği'ne
gönül veren
çeşitli yaş ve
meslek grubundan
katılımcımlarla
çalışmalarına devam
eden Bakırköy
Çağdaş Halk
Müziği Korosu,
Şef Belkıs
Akkale yönetiminde unutulmaz bir konser
verdi. Konserde
Türk Halk
Müziği'nin sevilen
sanatçılarından
İzzet Altınmeşe'yi de
ağırlayan koro,
sanatçının türkülerine de
eşlik etti.
Ataköy Yunus Emre Kültür
Merkezi'nde gerçekleştirilen konsere
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen,
Bakırköy Belediyesi Meclis üyeleri Uğur Özhabeş
ve Ali Erten ile yaklaşık 600 dinleyici katıldı.
2 bölümden oluşan konserin ilk bölümünde Şef
Belkıs Akkale yönetimindeki Bakırköy Çağdaş
Halk Müziği korosu halk müziğinin seçkin eserlerini icra etti. Konserin ikinci bölümünde ise
Belkıs Akkale seslendirdiği halk müziği eser-
leriyle dinleyicileri mest etti.
Daha sonra
sahneye çıkan
sanatçı İzzet
Altınmeşe'de
seslendirdiği
türküler ile
büyük alkış aldı.
Akkale ve
Altınmeşe konser sonunda
yaptıkları konuşmada
Bakırköy'de halk
müziğine gösterilen
ilgiden dolayı
Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş
Ünal Erzen'e
teşekkür ettiler.
Bakırköy
Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen
de unutulmaz br
müzik ziyafeti
yaşadıklarını
belirterek, Akkale ve
Altınmeşe'ye plaket ve
çiçek takdim etti.
Haber ve fotoğraflar:
Yavuz ARPACIK
13
ATAKÖY’E İTALYANLAR
g
Nisan ayı içinde Ataköy Marina Park’ta
kalite ve lezzeti aynı mekanda
arayanlara kapılarını açacak CFS
İstanbul Yatırım A.Ş.’nin yeni yatırımı
olan Elio Restaurat hakkında RAS Turizm’in
sahibi Aydın Samanlı ile konuştuk. CFS ve
RAS birlikteliğinin bünyesinde, Samanlı tarafından
işletilecek olan Ataköy Elio Restaurant’ın Sedef Adası ve
Nişantaşı’nda da şubeleri bulunuyor.
İsviçre’de Otelcilik Bölümü okuyan, Türkiye’de ve yurtdışında
sektör ile ilgili gerek resepsiyon olsun gerek gece müdürlüğü
olsun gerek de genel müdürlük olsun birçok görev alanında bulunan
Samanlı, son olarak Papermoon’da yöneticilik yaptıktan sonra Rocks Hotel
Kıbrıs’ın iki yıl işletmeciliğini yaptığını söylüyor. Daha sonra Samanlı’nın yolu
CFS İstanbul ile kesişiyor ve ardından Melih Mavuş, Yavuz Yılmaz, Hasan
Yılmaz ve Ateş Kavak'la tanışıyor. Onlarla ortak bir işletme şirketi kuran
Samanlı; ilk olarak Quick Chine Nişantaşı ile işe başlıyor ve devamında Elio
Restaurant geliyor, Elio Nişantaşı, Elio Sedef’in ardından şimdi de İtalyan
ağırlıklı Akdeniz mutfağının en lezzetli örneklerini müşterilerine sunacak olan
ve 750 metrekarelik bir alana sahip olacak Elio Restaurant’ın 3. Şubesi’ni
Ataköy’de, Nisan ayında açmayı planlıyor.
Biraz Elio'dan konuşalım... Sadece İtalyan Mutfağı’mı var mönüde?
Elio aslında tam İtalyan değil biraz Akdeniz Mutfağı diyelim ona. Yani
Akdeniz'de bulabileceğiniz bazı ürünleri de mönümüzde bulunduruyoruz. Tartar'da bulunduruyoruz mesela bir Fransız yemeği olarak. Bir kaç ürünümüz
daha var. Akdeniz Mutfağı diyebiliriz Elio'lar için. Ama ağırlıklı tabi İtalyan.
Güzel bir şarap mönümüz var. Kavaklıdere ile bir anlaşmamız var. Onların
seçtiği ürünleri kullanıyoruz.
Mönüde balık var mı, ne de olsa Akdeniz Mutfağı?
Nişantaşı Elio’daki mönüde 1-2 parça balık var.
Ama Sedef Adası'nda balık çeşidi daha fazla
var. Aslında Sedef Adası'nın mutfağını Ataköy'e
monte ediyoruz. Belki içine sushi de koyma
imkanımız olacak. Ama onda daha emin değiliz.
Ayrıca Ataköy Marina Park’ta açılacak Elio’nun
1/3’ünü Elio Balık olarak açmayı düşünüyoruz.
Peki ya kahvaltı?
Biz normalde Nişantaşı Elio’da kahvaltı
vermiyoruz. Fakat Ataköy'de bu planımız var.
Yani kahvaltı veriyoruz demeyelim de erken
saatlerde açma planımız var. Tabi sabah 08:0009:00'da açmayı planlıyorsak tabiki kahvaltı
ürünleri de içinde yer alacaktır. Biraz görmek
istiyoruz çünkü çok tanıdığımız bir yer değil
Ataköy. Ataköy tamamen ayrı bir dünya. Kendi
içerisinde dinamikleri olan, kendi düzeni olan
bir lokasyon olduğunu düşünüyoruz.
Mönü’de türk Mutfağı’ndan bir
şeyler var mı?
Mönümüzde Türk yemeği yok çünkü biz
Türk Lokantası değiliz.
Elio Restaurant herkese hitap ediyor
mu?
Nişantaşı'nın belli bir profili var.
Öğlenleri daha çok işadamları yani iş
çevreleri yemeğe geliyor. Akşamları
gençlerde gelmeye başladı.
Ama esas bizde 30 yaş üzeri
bir profil mevcut. Çünkü
mönümüz tam ağır değil de
biraz İtalyanvari, yani bistronun bir kademe üzerinde biraz
‘finedining’e doğru giden bir
mönümüz var. Normalde
Nişantaşı'nda masa örtülü hiç
restoran olmadığını fark ettik.
Dolayısıyla biz de burada
masa örtülü bir konsepti
kullandık. Bunun haricinde
Ataköy'de biraz daha
hafifletilmiş mönü
düşünüyoruz. Yani direkt bire
bir bu mönünün dışında, bu
mönünün de içeriklerinin
bulunduğu ama daha uzun
saatler, daha gençlere de
hitap edebilecek bir mönü
yapılanmasına gidiyoruz.
Kurucağımız balıkçıyı da masa
örtülerinden çok runnerların
olduğu, hafif basit ahşap
masaların olduğu, herkesin
her saat gelip rahatça
yiyebileceği, pahalı olmayan
bir balıkçı düşünüyoruz.
Fiyat aralıkları nasıl?
Öncelikle balıkçıda uçuk
fiyatlar düşünmüyoruz. 50-60
TL'ye rahatlıkla balık
yiyebildiğiniz bir mönü
oluşturma planımız var. Tabi
ki mönünün içinde seçtiğiniz
rakının veya şarabın
kalitesine göre ya da
yediğiniz balığın
büyüklüğüne göre fiyatlar farklı olacak.
Ama genelde insanların rahatlıkla oturup, uçuk fiyatlar ödemeden balık
yiyebilecekleri bir yer olacak. Elio da ise mönüde pahalı ürünlerin de olacağı
gibi uygun fiyatlı ürünlerde olacak. Uygun fiyatlı şarapların yanında pahalı
şaraplar da olacaktır. Herkes isteğine göre mönüden faydalanacak.
Restoranın içinde yine masa örtülü bir bölüm de yapacağız. Konseptimiz aynı.
Bir masa örtülü ve masa örtüsüz bölüm yapacağız. Renklerimiz, dekorumuz
aynı.
Bakırköy’den beklentileriniz?
Öncelikle çok ümitliyiz. Bir aksilik olmazsa 1 Nisan'da açmayı planlıyoruz.
Ataköy'de çok ciddi bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz. Çok doğru bir
noktaya girdiğimizi düşünüyoruz. Yeni yapılanan mekanda ciddi profesyonel
bir yönetim var. Çünkü oranın yönetim ile de bu işin çok alakalı olduğunu
düşünüyoruz. Yani bizim orada ne kadar başarılı olup, olmamamızın en
büyük etkenlerinden biri de oranın genel yönetiminin başarısından geçtiğini
düşünüyoruz. Ben Ataköy'de Nişantaşı'ndan daha iyi
iş yapacağımızı düşünüyorum.
Bakırköylülere mesajınız var mı?
Beklentilerimizi boşa çıkartmamalarını diliyorum.
Çünkü biz Ataköy'e inanarak gidiyoruz. Epeydir
orayı takip ediyoruz zaten. Başarılı bir kaç tane
lokasyon var. O bölgelerde olmayı istiyorduk. Bu
fırsat çıkıncada değerlendirdik. En iyi
lokasyonlardan birisine girdiğimizi düşünüyoruz.
Son olarak Elio ismi nereden geliyor?
Elio bizim yarattığımız bir İtalyan çizgi
karakteri. Elio adını chef cizgi
karakterinden alıyor. Elio karakteri
mesela adadayken balık tutuyor,
yelken yapıyor. Paket servisinde
motorla bir yere pizza taşıyor.
Arzu Beratoğlu
15
İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Genel Pediatri Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Taştan
“Kapalı mekanlardaki oyun alanları, özellikle bir yaşından küçük çocuklar olmak üzere 5
yaşından küçük çocuklar için ciddi solunum sistemi hastalıkları için riskli yerlerdir”
Son günlerde özellikle çocuklarda artış
gösteren virütik enfeksiyonlar üzerine
yaptığımız araştırmalarda; kapalı
mekanlardaki çocuk oyun
alanlarında “hijyen” şartlarına
uyulmadığını, buraları denetlemesi gerekenler konusunda da
yeterince açıklık
bulunmadığını ortaya
çıkartmıştık. Ses getiren bu
haberimiz üzerine İ.Ü.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları ABD Genel Pediatri Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof.Dr. Yücel Taştan’ın
görüşlerini aldık.
Çevremizde giderek artan
AVM’ler, günümüzde
insanların rahatça
alışveriş yaptığı veya
kolayca diğer insanlarla
buluştuğu sosyal alanlar
haline gelmiştir. Bu
alanlarda çocuk oyun
parklarının kurulması ilk
bakışta olumlu gibi görünmektedir. Rengarenk
ışıklar ve vitrinlerle
süslenmiş bu alanlarda
gezmek ve rengarenk
oyuncaklarla oynamak, bir
şeyler almak veya yemek
hiç şüphesiz çocukların da
hoşuna gitmektedir. Çalışan
anne –baba açısından da bir
kolaylık gibi görünmektedir.
Özellikle kış aylarında çocukları
gezdirmek ve oyun parkında
oynatmak bir rahatlık
sağlamaktadır. Fakat
çocukların açık havada
rahatlıkla
oynayabileceği mevsimlerde de AVM’lerdeki
çocuk oyun odalarının
dolu olması bu alanları
gereksiz yere fazla
kullandığımızı
düşündürmektedir. Bu
alanlar açık alandaki
çocuk parklarının yerini
almamalıdır. AVM’deki
oyun alanlarının
çocuklar açısından bazı
sakıncalı yönlerinin de
olabileceği
unutulmamalıdır.
Günümüzde şehir içinde
çocuk parkları ve yeşil
alanlar giderek
azalmaktadır. AVM’ler
ise giderek
yaygınlaşmakta ve
kolayca ulaşılabilir yerlere kurulmaktadır.
Aileler ve çocuklar için
bir çekim alanı haline
gelmektedir.
Toplulumumuzda boş
zamanların veya tatil
günlerinin ailece
buralarda geçirilmesine
doğru bir eğilim gözlenmektedir. Çocukların
açık havada, toprakla
haşır neşir olması, özgürce koşması oynaması
daha sağlıklıdır. Çevresindeki ağaçları tanıması,
bir dal parçasıyla toprağı eşelemesi; çiçekleri,
böcekleri, karıncaları görmesi , onlarla
oynamasının yerini hiçbir kapalı oyun parkı doldu-
ramaz. Bunlar çocukların doğayı tanımasını ve
kendi yeteneklerini geliştirmesi açısından
oldukça önemlidir.
Temelde ticari görüşle geliştirilen AVM
oyun parklarındaki oyuncaklar sınırlı
sayıdadır ve çoğunlukla da benzer
oyuncaklardır. Buradaki oyun ve
oyuncaklar genellikle çocukların
beynine kazınmak istenen çizgi
filmlerinin ünlü kahramanlarının
maketlerinden veya onunla
ilgili bilgisayar oyunlarından
oluşmaktadır. Bu kahramanların
giyim ve kuşamları çocuklara
örnek olmakta, çocuklar onun
gibi giyinmek onun gibi
davranışlarda bulunmaya
yönelmektedirler. Bunlar gerçek
yaşamda bulunamayacak
davranışlardır.
Oyun parklarındaki
oyuncakların veya bilgisayar
oyunlarının bir kısmı çocuğu
şiddete yönelten bazı öğeler
içermektedir. Öğretici veya eğitici
unsurlar geri planda
kalmaktadır. Bu oyuncaklar
çocuğun yeteneklerini
geliştirme yerine TV ve bilgisayar
oyunlarında olduğu gibi bir hayal
dünyasında yaşamalarının önünü
açmaktadır.
Açık alanlardaki oyun parklarının
aksine AVM’lerdeki oyun
parklarında çocuklar anne veya
babalarının eşliğinde veya tek başlarına
oyun oynamaktadırlar. Diğer çocuklarla
iletişim kurmaları, oyunu birlikte
Unutmayalım ki bu alanlar kapalı ve genellikle
kalabalık ortamlardır. Havalanmaları klima
yoluyla yapılan bu yerlerde klima bakımlarının
hangi sıklıkta ve kim tarafından kontrol edildiği
önem kazanmaktadır. Kış aylarında ortaya çıkan
ve havayolu ile bulaşan gripal infeksiyonların
yayılmasında bu gibi yerlerin rolü fazladır.
Özellikle bir yaşından küçük çocuklar olmak üzere
5 yaşından küçük çocuklar için bu yerler ciddi solunum sistemi hastalıkları için riskli yerlerdir.
AVM’lerin temel işlevleri ticarettir. Buralarda
genellikle markalı ürünlerin sunumu ve
pazarlaması yapılmaktadır. Çocukların
zamanlarını buralarda geçirmeleri reklamlar
nedeniyle markalı ürünlere olan ilgilerini ve
bağımlılıklarını
da artırabilir.
Dikkat edilir
ise
AVM’lerdeki
oyun parkları
genellikle
Fast-Food
dediğimiz yiyecek ve
içeceklerin
yanına inşa
edilmektedir.
Bu durum
çocuklarda hiç
istemediğimiz
sağlıksız
beslenme
alışkanlığının
gelişmesini
destekleyebilir.
Bence en önemli sorunlardan biri de budur ve
oyun yerleriyle Fast-Food’lar ayrı yerlerde
konumlanmalıdır.
Bir önemli konu ise
AVM’lerdeki oyun parklarının
nasıl, nerede, hangi düzende
yapılacağına ve bakımlarının
nasıl olacağına dair ülkemizde
herhangi bir yönetmeliğin
bulunmamaktadır. Çocuk
oyuncaklarının yapımı,
denetlenmesi yöetmeliği gibi
bir yönetmelik yapılmalı ve
buralar yeniden düzenlenmelidir . Günümüzde bu konuda bir kural olmadığı için her
AVM kendi görüşüne göre park
alanı kurmakta ve oyuncak
çeşidi seçmekte, bakımlarını
da kendi görüşlerine göre
yürütmektedirler. Halbuki yaş
gruplarına göre oyuncaklar
sınıflandırılmalı, ayrı yerlere
yerleştirilmeli böylece
çocukların birbirlerine zarar
vermesi önlenmelidir.
Elektrikle çalışan oyuncaklarda
tehlikeli durumlar için görevli
olmalı ve aileler daha dikkatli
davranmalıdır.
oynamaları ve bir şeyleri paylaşmaları
kısıtlanmaktadır. Bu açıdan sosyal ilişkileri zayıf
kalmaktadır. En iyi çocuk çocuğu anlar, birlikte
oynarken birbirlerini de eğitirler.
Sonuçta; AVM’ler günümüzün
bir gerçeğidir. Bu alanların bilinçli olarak kullanılması gerekmektedir. AVM’ler çocuklar için
açık havadaki oyun parklarının
yerine kullanılmamalıdır.
Sevgili çocuklarımızın beden
ve yeteneklerini geliştirmek
için özgürce koşup, zıpladıkları, arkadaş edinip
birlikte oyun oynadıkları yeşil alanlara
gereksinimleri vardır. Onlara bu olanakları
sağlamak onları daha mutlu kılacaktır.
( Yavuz ARPACIK )
16
Saygı değer okuyucularım; insan eline kalem
alıp bazı şeyleri sizlerle paylaşmak istediğinde,
gönül arzu ediyorki; dünyayı toz pembe görelim, bir kere geldiğimiz dünyada olaylara iyi
gözle bakalım, mutlu olalım, sevinelim,
ülkemizi de yöneticilerimizi de el üstünde
tutalım, alkışlayalım.
Üzülerek sizlerle paylaşmak zorunda
olduğumuz bir türlü düzelmeyen problemlere
malesef kalemlerin freni kaçıyor, yaşamın iyi
taraflarını ele almak imkanları elimizden
uçuyor.
N
I
M
A
Þ
A
Y
ÝÇÝNDEN
TRAFİKTEN BAŞLAYALIM:
Şahsi görüşüm olarak ülkemizde işsizlik,
fukaralık ve sağlık sorunlarının hemen
arkasından bir türlü çözüm üretilemeyen
“TRAFİK” gelmektedir.
Konuyu abartıyorsun diye görüşümü lütfen
elinizin tersiyle hemen itelemeyiniz ve somut
olayları beraberce tartışmaya müsaade ediniz.
Ekranlardan, yazılı medyadan, çevremizden
izliyor, görüyoruz. Türkiye’de özellikle her
bayram tatillerinde gidiş dönüşlerde
kaybettiğimiz yüzlerce insanların yanında
maddi hasarları da unutmamalıyız.
Her nerede yaşıyor olursanız olun, çevrenizde
her gün mutlaka trafik olaylarına şahit
olmaktasınız, bunun neticesi olarak da yüzlerce
insanımızı, yakınlarımızı ebediyete uğurluyoruz.
Bizleri yönetenlerin görevi Allah’ın verdiği süre
içinde bu insanları sağlıklı, refah ve mutlu
olarak yaşatmaktır. Oysa ülkemizde herşeyde
olduğu gibi herkes kendini kurtarsın, çözümü
kendi başına üretsin haline getirilmiş
durumdayız.
Çevrenize baktığınızda insanlardan fazla
vasıtayı görür, bunların geliş-gidiş, park
etmek genel olarak yasalara uymamak
alışkanlığını hep birlikte seyretmekteyiz.
Bu bir kültür eğitim, yönlendirme, kuralları
uygulama alışkanlığı ve de terbiyesidir. Malesef
çağımızda yanlış ve zararlı alışkanlık ülkemizde
de mevcuttur ancak görevlilerin de bu konuda
kusurlu olduklarını söylemek zorunluluğu
vardır.
Çok net olarak söylemek gerekirse; trafik
konusunda; sistem eksikliğimiz, denetimsizlik,
adam sendecilik ülkemizde hat safhada
bulunmaktadır.
Ayrıca yöneticisi bulunduğum sivil toplum
örgüt kanalıyla bu konuda yaptığımız kurum ve
kuruluşlarla olan yazışmalar, cevaplar elimizde
mevcut olduğundan bu ilgisizliğin canlı şahidi
olduğumu da söylemek zorundayım.
Her türlü teknolojinin zirve yaptığı uluslararası
trafik kaideleri, cezaları, takip ve denetim
ülkemizde eksik kaldığı gibi plan ve projesiz
uygulanan ve ancak güncel sorunları çözmeye
yeterli yollar, köprüler, alt-üst geçitler, tüneller
yetersiz ve eksik kalmakta bahsettiğimiz yüksek
teknoloji henüz uygulanmamaktadır.
Bu ilgisizlik ve ihmallerden dolayı her sene
yüzlercesini ölüme götüren trafik olayına mutlaka çözüm bulunmasının şart olduğunu bir kere
daha yineliyor ölenlere de rahmetler diliyoruz.
CHP’DEKİ ÇİFTE KURULTAYLAR:
Değerli okuyucularım gazetemizin geçen
sayısında kurultaylar ile ilgili görüşümü ve milletvekilleri ile sayın delegelerimizin tavrı
konusunda dikkati çekmiştim.
Demiştim ki; yapılan kurultayın gündemi mutlaka demokrasiye uymayan tüzük maddelerinin
değiştirilmesi olsun, sakın ha bu toplantıların
hedefini, partinin iç alemini karıştıracak,
değiştirecek boyutlarda olmamasını, eski bir
partili olarak tavsiye etmiştim. Çünkü ülkemizin,
cumhuriyetimizin, Atatürk ilke ve devrimlerinin
en güçlü emniyet sebebi olan Cumhuriyet Halk
Partisi’ne zarar verebilecek iç kavgaların
olmamasını aksi halde birilerinin ekmeğine yağ
sürmek olacaktır, temennisinde bulunmuştum.
Bu yazıyı kurultaydan iki üç önce kaleme
alıyorum ve o zamanki söylemimi vurgulayarak,
çok değerli Cumhuriyet Halk Partisi
delegelerimizin aklı selimi kullanmalarını,
Fikret TORAMAN
ÇÖZÜLMESİ GEREKEN
BİR DEMET SORUNLAR
bazılarını utandırmak adına ve de milletin,
vatanın selameti adına bir kez daha iyi
düşünmelerini buradan önermek istiyorum,
çünkü bazı basınlarda alay konusu edilen
“GÜRÜLTAY” değil Türkiye Cumhuriyeti’ni ve
75 milyon insanımızı ilgilendiren çok önemli bir
kurultay
olduğunu unutmayalım diyorum.
Yarım asırdır içinde bulunmaktan onur
duyduğum bir partili vatandaş olarak; üzüntü
içinde gözlüyorum ki, yine eski hastalıkların
devam ettiğini gösteren bazı hareketlerin bu
partiye mutlaka zarar vereceğini, bunlara çok
kesin ve bir daha kıpırdayamayacakları biçimde
ders vermek, kendilerine çok güvendiğim
sevgili delege arkadaşlarımın bu işi
becereceklerine inanıyor bu bağlamda sizlerle
çok değerli Milliyet Gazetesi yazarı köklü
demokrat Sayın Nail Güreli’nin görüşlerini
paylaşmak istiyorum.
(22 Şubat 2012 Milliyet)
“Bu konu yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi’nin
iç sorunu değil, demokratik rejimin geleceği ile
lgili bir husustur, bir kırılma, milat ve bir
fırsattır” diyor değerli üstad Güreli.
Devam ediyor ve diyor ki; “çünkü iktidarın
egemenleri bu son fırsattır diyerek karşı
devrime son noktayı koymak üzere dolu dizgin
gidiyor, eğitimde sessiz toplum yetiştiriliyor,
özellikle ilk eğitimde bu karşı devrimin yolları
daha biçimli şekilde hazırlanıyor, daha önemlisi
de bunların tüm tasarımlarını, “TEK ADAM”
belirliyor” demektedir.
Sonuç olarak da sayın Güreli şunları ifade
ediyor: Gelecekten endişe duyuyorsanız,
korkuyorsanız... korkmayın çıkış yolu vardır.
“GÜN, ÖRGÜTLÜ ÖNEMLİ BİR SİYASAL GÜÇ
OLAN CHP’YE EL VERME GÜNÜDÜR” diyerek
kurultay delegelerine sorumluluklarını
hatırlatıyor.
Lekesiz geçmişi, güven verici düzgün tavrı ile
halkın sevgisini kazanmakta olan Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu’na engel olabilmek için, müzmin
hizipçilere, hasta entrikacılara engel olmalarını,
bu kurultayın Cumhuriyet Halk Partisi’nin değil
bütün Türkiyemiz’in kurultayıdır tespitini
yapıyor.
Bu çok değerli isabetli görüşlere iştirak
etmemek mümkün müdür? sevgili
okuyucularım. Bizde tekrar olarak değerli
yazarımızın dediklerine aynen katıldığımızı,
çocuklarımızın ve torunlarımızın adına
geleceğin sağlığı için tespitlerine katıldığımızı
önemle vurguluyor, başarılar diliyoruz.
ELEKTRİK-DOĞALGAZ-İSKİ-TELEFON
FATURALARIMIZ VE İLAÇLARDA KATKI PAYIMIZ:
Olmazsa olmaz değerinde olan yukarıdaki
tüketim unsurlarının faturalarını dikkatle
incelediğinizde toplam tüketimin (Kaçak
kullanılanlar dahil) yüzde 20-25 oranında fazla
ücret alındığını göreceksiniz. Eğer siz yasaların
verdiği her türlü vatandaşlık görevinizi kullanmaz, adam sende, bana dokunmaz derseniz
yukarıda sizlerle paylaştığım tüketim
sorunlarının hiçbirisinde şikayet etmek hakkına
sahip olamazsınız.
Çünkü bu konularda tüketimleri kontrol etmek,
bilgi edinmek, itiraz etmek, hak aramak sizlere
ananızın ak sütü gibi Anayasa tarafndan
verilmiştir.
Yargıda, yönetimlerde, ilgili kurum ve
kuruluşlarda tüm haklarını takip eden, kullanan
mutlaka ileriye dönük olarak da çocuklarını bu
sistem içinde yetiştirmek alışkanlığını elde
etmek durumundayız.
Bu konuda Bakırköy’de bulunan Tüketiciler
Derneği ve gerekirse de ilgili mahkemelere
başvurmak en doğal hakkınızdır.
Sosyal güvenlik kapsamında reçete ile verilen
ilaçların önümüzdeki mart ayından itibaren
raporlu dahi olsanız kısıtlı olarak verileceğini
buradan sizlere duyurmak istiyor, üç aylık-beş
aylık yeterli ilaçlar yerine aylık olarak
verileceği bence iktidarın kaşıkla verdiğini
sapıyla geri almak anlamını taşımaktadır.
Çünkü bu zaman içinde başvuracağınız hastane, aile hekimleri ve eczanedeki ilaç katkı
payının her defasında alınacak olması yani bu
masraflarınızın rakamsal olarak yükseleceği
anlamını taşımaktadır. Zaten emekli maaşları
aldığınızda bu bahsettiğimiz yükseltilmiş
kesintilerin oranını gördüğünüzde ne demek
istediğimi anlamış olacaksınız. Yani bu konuda
sosyal güvenlik yasaları ile vatandaşlarımıza
ücretsiz sağlık hizmeti, doktor muayenesi,
ameliyatlar ve ilaçlar konusunda devrim
yarattık diyenlerin samimiyetini takdirinize
sunuyorum.
GAZETEMİZ 20 YAŞINDA DELİKANLI:
Beş yıldır içinde bulunmaktan onur duyduğum
gazetemizdeki köşemden öncelikle yerel yönetimler ve hizmetleri, çevre doğa katliamları,
düzgün şehircilik ve çarpık kentleşme ile trafik
konularını ayırdığım zamanlarımda bu güzide
“ATAKÖY GAZETESİ”nde sizlerle paylaşmak
onurunu yaşıyorum.
Böylesine kaliteli, tarafsız, basın ilkelerine
sımsıkı bağlı, düzgün bir yerel gazeteyi 20 sene
yaşatabilmek herkesin harcı değildir.
İmtiyaz sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
değerli dostum Sayın Özcan Atamer’i ve evladı
konumundaki delikanlı gazetesinin yıl
dönümünde yürekten kutluyorum.
Ayrıca sayfa komşularım çok değerli yazar,
sanatçı, öğretim üyesi dostları ve gazete
çalışanları sevgili arkadaşları, verdikleri emekleri nedeniyle tebrik ediyor, alkışlıyorum.
YEŞİLKÖY SPOR KULÜBÜ’NE
TEBRİK
40 yıldır ailemle birlikte yaşamamızı
sürdürdüğümüz Yeşilköy’de yıllarca önce
kurulmuş Kulübümüz bu yıl Süper Amatör Lig’e
çıkma başarısını göstermiştir.
Gençliği sokaklardan, kafetaryalardan, kötü
alışkanlıklardan çekerek; insan sağlığı için
çevre ilişkilerine, dostluklara katkıda bulunan
spor gençliğimizin vazgeçilmez bir alışkanlığı
olmalıdır.
Geçen ay çıkan gazetemizde kulüp hakkında
sevgili dostum Başkan Faruk Yedibaşlar başta
olmak üzere diğer saygı değer yönetici ve emek
veren tüm Yeşilköylüler’e teşekkürlerimi
sunarken başarılarının devamını ve
mutluluklarını diliyorum.
17
İSTANBUL’DA HANGİ İLDEN KAÇ KİŞİ YAŞIYOR?
Yıllardan beri en çok göç alan şehir olmuştur İstanbul.
Bugün de hala öyle. Dile kolay tam 15 milyon insana ev
sahipliği yapıyor metropol şehir. Bu nüfusun büyük bir
çoğunluğunu ise Anadolu'dan göç eden vatandaşlar
oluşturuyor. TÜİK'in verilerine göre İstanbul'da
yaşayanların memleketlerine göre nüfus dağılımı şu
(Internet’ten alıntıdır / Murat ARİFOĞLU)
şekilde:
AĞRI
ANKARA
AFYON
BALIKESİR
BURSA
ELAZIĞ
ADANA
72.652
MERSİN
47.324
ADIYAMAN
149.059
İSTANBUL
2.167.873
AFYON
51.458
İZMİR
57.642
ARDAHAN
24.498
KARS
248.274
AĞRI
131.230
KASTAMONU
534.409
AKSARAY
40.433
KAYSERİ
143.874
AMASYA
164.031
KIRKLARELİ
116.658
ANKARA
81.469
KIRŞEHİR
41.022
ANTALYA
37.954
KOCAELİ
53.039
ARTVİN
79.462
KONYA
139.559
AYDIN
23.362
KÜTAHYA
25.901
BALIKESİR
92.066
MALATYA
369.011
BAYBURT
112.368
MANİSA
39.309
BİLECİK
35.638
KAHRAMANMARAŞ
86.572
BARTIN
90.825
KARABÜK
91.247
BİNGÖL
118.370
KİLİS
35.037
BİTLİS
173.323
MARDİN
179.903
BOLU
62.794
MUĞLA
11.822
BURDUR
7.767
MUŞ
111.761
BURSA
90.002
NEVŞEHİR
81.603
ÇANKIRI
156.450
NİĞDE
79.966
ÇANAKKALE
73.519
ORDU
480.614
ÇORUM
162.154
OSMANİYE
25.420
DENİZLİ
25.914
RİZE
286.302
DİYARBAKIR
166.611
SAKARYA
130.158
DÜZCE
44.938
SAMSUN
393.285
EDİRNE
106.274
SİİRT
187.536
ELAZIĞ
133.417
SİNOP
355.795
ERZİNCAN
291.082
SİVAS
709.517
ERZURUM
347.488
ŞIRNAK
26.599
ESKİŞEHİR
50.336
TEKİRDAĞ
114.414
GAZİANTEP
70.935
TOKAT
426.246
GİRESUN
474.313
TRABZON
368.027
GÜMÜŞHANE
134.085
TUNCELİ
82.335
HAKKARİ
7.165
ŞANLIURFA
97.942
HATAY
75.273
UŞAK
19.173
ISPARTA
51.792
VAN
131.268
IĞDIR
77.038
YOZGAT
125.571
KARAMAN
23.424
YALOVA
19.864
KIRIKKALE
31.625
ZONGULDAK
107.501
BİTLİS
ÇANA
KK AL
E
ÇORUM
EDİRNE
DİYARBAKIR
DENİZLİ
18
BAKIRKÖY DR. SADİ KONUK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ’NİN
YENİ HİZMET BİNASINDA SONA YAKLAŞILDI
PINAR KUMSAL
KAOSLARIM…
Mevsim değişimlerinin
yarattığı kaos
alanlarındayım. Mevsim
döngüleri, dengelerimi alt
üst ediyor. Cemrelerin
düşüş dönemleri bana pek
uygun değil sanırsam. Duygusal film izlesem herkesten
önce ağlıyorum, her lafa bir
alınganlık, her duruşa bir
kusur, herkese bir hırlama
böyle garip bir haller…
Genellikle kaos alanlarında
hıncımı çamur veya
kelimelerden alırdım, bu
aralar o da içimden gelmiyor. Kim söylüyordu
hatırlamıyorum, bir şarkının
şöyle bir sözü vardı, çekip
gidesim var buralardan
diye… Sırtımda çantam,
yeniden bir Ege turu yapma
zamanım geliyor, biraz
zamansız zaman olsa da,
benzinimi doldurmak gerek.
Yaşadıklarımın bedeli
olarak ödediklerimin
ardından, kararlarım kesin
ve katidir. Hayatımın
gidişatında, asla
dediklerimin tekrarı zor
olur. Ne kadar da, kendimden büyük laflar edip,
durmuşum. Büyük laflarım,
kaos alanlarımın içine değil
tam göbeğine oturdu.
Eeeee ne demişler, büyük
lokma ye büyük konuşma.
Bütün eş dost
hatırlatmaktan geri de
kalmıyor.
Kaos alanlarımın içinde,
hayallerimi umutlarımla
beslediğim anda, bir baktım
gerçek olmuş. Hayat güzel
bir sürpriz yaptı, hatta
sobeledi bende ebelendim.
Şikayetçi miyim? Yok asla,
hayat şahane ve en iyi
dönemdeyim. Her mevsim
geçişinde, kaos
alanlarımdan ilk defa
zorlanmadan çıkabiliyorum.
SON SÖZ : Bu seferlik son
söz falan içimden yazmak
gelmedi. Baharıma hoş
geldin…
İstanbul İl Özel İdaresi tarafından
yaklaşık 65 milyon TL harcanarak
yaptırılan Bakırköy Dr. Sadi Konuk
Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin
yeni hizmet binası, Haziran ayı
sonunda açılıyor. Yeni hastane binası
380 yatakla hizmet verecek.
15 bin metrekare arsa üzerinde 42
bin 972 metrekare kapalı alanla inşa
edilen bina, 4 bodrum+zemin+6 normal kat ve teras kattan oluşuyor. 35
poliklinik odası, 13 adet
ameliyathane, 3 yoğun bakım servis
ünitesi, diyaliz ve radyoloji merkezleri
ile hastalara hizmet verecek yeni
hizmet binası, özellikli dal ve yüksek
teknoloji yoğunluklu bir merkez
haline gelecek.
Binada; 35 adet doktor muayene
odasının yanı sıra eczane, kafeterya,
santral, danışma, güvenlik, hasta
kayıt kabul, hasta hakları
değerlendirme, bebek emzirme,
anjiyo odaları, radyoloji servisleri,
diyaliz merkezi, ameliyathaneler, sterilizasyon ünitesi, laboratuvarlar, personel dinlenme odaları, 170 kişilik
konferans salonu, seminer salonları,
106 araçlık kapalı otopark, toplam 13
servis ve 380 yatak bulunuyor.
İnşaat çalışmaları bitirilmek üzere
olan binanın tıbbı cihaz donanımının
da tamamlanmasıyla birlikte Haziran
ayı sonunda hizmete başlaması hedefleniyor.
2011’DE SİGARAYI BIRAKMAK İÇİN 10 BİN KİŞİ AMATEM’E BAŞVURDU
1995’den bu yana AMATEM çatısı
altında sınırlı sayıda başvuruyla
yürütülen sigarayı bıraktırma
çalışmaları 2011 yılında adeta
rekora koştu. Ekim 2010’dan
bu yana hizmet veren Sigara
Bıraktırma Kliniği’nde yıl
boyunca toplam 10 bin
poliklinik yapılırken, Sağlık Bakanlığı 250 bin kutu ilacın
ücretsiz olarak dağıtımını gerçekleştirdi.
Türkiye’de yaklaşık 22 milyon sigara
kullanıcısı-bağımlısı bulunurken,
Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh
Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E. A. Hastanesi’ne (BRSHH) yapılan
başvurularda en sık görülen bağımlılık
türü de “sigara bağımlılığı” olarak
dikkat çekiyor.
BSHH Sigara Bıraktırma Polikliniği
Sorumlusu Uzm. Dr. Cem Tüz, “Sigara,
teknik adıyla ‘Tütün Bağımlılığı’
sanıldığından çok daha sert ve baş
etmesi de o derecede güç olan bir
bağımlılık. Eğer bu bir hastalık olarak
ele alınırsa -ki öyledir- ülkemizdeki en
yaygın hastalıktır” dedi.
Sigaranın tek bir kez kullanmakla
bağımlılık oluşturma potansiyeli diğer
bağımlılık yapıcı maddelerden yüksek
olduğunu belirten Tüz, “Sigara
bağımlılığı tek başına görülebildiği
gibi, diğer bağımlılıklarla da birlikte de
görülebilmekte ve onların gelişim ve ilerlemelerinde basamak oluşturabilmektedir. Doğaldır ki, bu
sigara kullanan herkesin bir başka bağımlılığa geçeceği
anlamında değildir. Sigara Bağımlılığı genel sistemik
hastalıklara zemin hazırlaması yönünden de toplum
sağlığı açısından önem kazanmaktadır. Başta solunum sistemi olmak üzere, kalp-damar, sindirim, üreme ve diğer
tüm sistemlerde olumsuz etkileri bulunmaktadır” diye
konuştu.
BRSHH’ta 1995 yılında başladı
Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir
Hastalıkları E.A. Hastanesi’nde Sigara Bağımlılığı tedavisi
1995 yılında AMATEM Kliniği’nde başladığını dile getiren
Tüz, şunları kaydetti:
“Hastanemizde Sigara Bağımlılığı tedavisi 1995 yılında
AMATEM Kliniği’nde başlamıştır. Uzun yıllar kişisel çabalar
ile sınırlı sayıda hasta kabulü ile yürütülmüştür.
Bakanlığımızın sigara konusunda her
alanda başlattığı çağdaş atılımların bir
parçası olarak hastanemizde de
AMATEM Kliniği içinde Ekim 2010 tarihinde ‘Sigara Bıraktırma Polikliniği’
hizmete girmiştir. Polikliniğimiz halen
haftanın beş günü randevu esasına
göre hasta kabul etmektedir. Toplam
üç hekim tarafından yürütülen poliklinik hizmetimizin kapasitesi günlük
100 hasta sayısını zorlamaktadır. 2011
takvim yılı içinde toplam 10.000
poliklinik yapılmıştır. Ocak 2012
poliklinik sayısı 1.700 civarında olup,
2012 yılı hedefimiz 20.000 polikliniktir.
Uzun yıllar kişisel çabalarla sınırlı
sayıda hasta kabulüyle yürütülen
çalışmalar, Ekim 2010’da AMATEM
Kliniği içinde hizmete giren ‘Sigara
Bıraktırma Polikliniği’nde sürüyor.”
Nasıl tedavi yapılıyor?
BRSHH Sigara Bıraktırma
Polikliniği’ndeki tedavi, “Nikotin
Bağımlılığı”nın çağdaş bilimsel tedavi esaslarına
dayanıyor. Farmakoterapi diye adlandırılan çeşitli ilaç
tedavileri, Nikotin Replasman Tedavisi denilen nikotin
bantları, nikotin sakızları, nikotin pastilleri tedavinin genel
tıbbi kısmını oluşturuyor. Ayrıca haftanın bir günü de
deneyimli terapi hemşireleri tarafından kognitif terapi
esasına dayalı toplam dört seanslık psikoeğitim diye
tanımlanabilecek destek tedavi bulunuyor.
19
“SEVGİYLE SANAT BULUŞUYOR”
Bakırköy Belediyesi tarafından düzenlenen “Sevgiyle Sanat
Buluşuyor” karma resim sergisi Bakırköy Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen, ünlü tiyatro sanatçısı Üstün Asutay ve
sanatseverlerin de katılımıyla Bakırköy Belediyesi Yeşilköy
Sanat Evi ve Kent Müzesi’nde açıldı.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in ev
sahipliğinde açılan karma sergide Arif Özmaden, Ziya
Yılmaz, Songül Terlemez, Rahime Dizdaroğlu, Rüstem Yılmaz, Erol Yıldırım,
Kuzey Ulufer ve Rüzgar Fidan’ın sürrealist, peyzaj, natürmont, klasik
çalışmalarından oluşan yaklaşık 50 resmi sergilencek.
Sergi Mart ayı boyunca sanatseverlerin beğenisine açık kalacak.
MİLLİ EĞİTİM VAKFI’NIN (MEV) 31. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ
MEV BASINKÖY OKULLARINDA COŞKU İÇİNDE KUTLANDI
1981 tarihinde Milli
Eğitim Vakfı Atatürk
ilkeleri
doğrultusunda
çağdaş eğitim
anlayışının yurtiçinde
ve yurtdışında
yaygınlaştırılması, iyi
insan, üretici ve bilinçli tüketici yetiştiren
okullar kurulması
temel hedefine
ulaşmak üzere
kurulmuştur. 31 yıldır
artan bir heyecan ve
kararlılıkla
hizmet veren
Milli Eğitim
Vakfı’nın 31.
kuruluş
yıldönümü MEV
Özel Basınköy
okullarında da
coşku içinde
kutlandı.
İlçe Milli Eğitim
Müdürü Hasan
Yıldız, Bakırköy
Belediye Başkan
yardımcısı Güngör
Gün, bağışçılar,
MEV Basınköy
Koleji öğretmen,
veli ve
öğrencilerinin
katılımları ile
gerçekleşen
törende keyifli
dakikalar yaşandı.
Okul Müdürü Salih
Kıdıl ve Sosyal Bilgiler Zümre Başkanı
Bilgi Dinler’in
günün anlam ve
önemini anlatan
konuşmaları ile
başlayan tören, bale
gösterisi, keman
solo ve topluluğu
dinletisi, drama,
ritm grubu, halk
oyunları gösterisi,
şiir dinletisi gibi
aktivitelerden
oluştu.
Öğrenciler
aldıkları kaliteli
eğitim ile
geliştirdikleri
sosyal
kabiliyetlerini
törene renk
katarak
sergilediler.
20
Duygular ve yansımaları bazen
paradoksal bir ilişki oluşturabilir. Zaman
zaman neyi neden yaptığımıza; neden
ağladığımıza, neden
güldüğümüze anlam veremeyebiliriz.
Libidinal (seksüel) ve
agresif (saldırgan) güçler
arasında ki savaş… Hiç bitmeyen ilahi bir
komedyadır. Bağlanma
modellerimiz ve nesne
ilişkilerimiz bütün
yaşamımızı etkileyen,
duygularımızı tetikleyen ve
seçimlerimizi belirleyen,
kısacası yaşamımızı
yöneten iki güçtür.
yoğurur, çerçeveler. Bizler bu çerçeveden
görebiliriz yaşadıklarımızı… Burada
önemli bir öğe de zekâ kapasitemizdir.
Zekâ kapasitemiz çerçevenin
oluşumunda önemli bir rol
oynasa da çerçeveledikten
sonra, geriye resmi
tamamlamak ve renk
seçimlerimizi yapmak kalır.
Bu aşamada ya fırçayı
elimize alır ya da olayları
akışına bırakırız. Fırça
tutan ellerin diğerlerine
göre daha az dert
göreceğini de söylemeden
geçemeyeceğim.
Bu süreçte siyah beyaz yerine griyi seçebilme
özgürlüğümüz
Limbik sistem
her zaman
tarafından açığa
Burada ki
DUYGULANIM; ALTTA YATAN NESNE vardır.
çıkan dürtülergriyi ortalama
imiz ve
İLİŞKİSİNİN GÖRÜNÜMÜDÜR
insan olmak
duygularımız
anlamında değil,
beynimizin ön lobu olan pre-frontal lob
dünyanın hep iyi ya da hep kötü
tarafından dengelenir, duygulanım ve
görülmemesi anlamında yorumluyorum.
düşüncelerimiz realiteye uygun olarak
dönüştürülür… Bu bölge de bir problem
Süreç ilaçlarla baskılanmak yerine (fizikyaşandığında kişi dürtülerini bölgede ki
sel travmalar hariç) teröpatik süreçte
hasar durumu ya da patolojiye göre daha yeniden tanımlanma, ve yapılandırma ile
az kontrol edebilir ya da kontrol edemez
değişebilmektedir.
hale gelebilir. Optimal şartlarda
Biz dünyayı ve diğerlerini bu çerçeveden
kullanabildiği sosyal yetilerinde bozulma
görürüz; yaptıklarımız, yapamadıklarımız,
görülür.
neye neden ağladığımızı ya da
güldüğümüzü bilememelerimizin altında,
Limbik sistem
farkında olmadan bize kodlanmış bir
• Singulat girus: hisler, davranışlar
sürecin etkili olduğunu bilmemiz
• Hipokampus: öğrenme, hafıza
önemlidir aslında. Bu öyle bir sistemdir ki
• Amigdala: hisler, hafıza duyuların
gerek sinir sistemine kodlanması gerekse
işlenmesinden sorumludur.
davranış örüntülerimiz ile karşımıza çıkar.
LİSE ÖĞRENCİLERİ
KENDİ BİLGİSAYAR OYUNLARINI TASARLADI
Özyeğin Üniversitesi’nin bu yıl
4’üncüsünü gerçekleştirdiği Bilgisayar Oyun Atölyesi’ne,
Türkiye’nin dört bir yanından
gelen 250 başvuru arasından
seçilerek atölyeye katılmaya
hak kazanan 20 lise öğrencisi,
Esra ERDOĞAN
Pre-frontal lob
-insanı insan yapan beyin parçası-
Prefrontal korteks; insan beyninin en
geniş korteks (beyin kabuğu) alanıdır ve
tüm beyin kabuğu hücrelerinin %29’u bu
bölgede bulunur. Bu oran maymunlarda
%17, köpeklerde %7’dir. Prefrontal
korteks ‘yürütücü/yönetsel’ olarak
adlandırdığımız beynin daha üst,
entelektüel işlevlerinden sorumludur. Prefrontal korteks genel olarak ahlaki
yargıların, muhakeme etme, planlama,
soyut (sembollerle düşünebilme) ve
analitik düşünme merkezidir. Ayrıca
sosyal sorumluluk gerektiren amaç yönelimli harekete geçmeyle liderlik özellikleriyle ilgili davranışlarımızın
düzenlenmesini sağlar. Bu genel üst
sistemlerin yanı sıra, prefrontal korteks;
mutluluk, üzüntü, neşe, sevgi gibi
duyguları hissedip, canlandırdığımız
beyin bölümüdür. Limbik sistemimizde
(link verilecek) oluşan temel dürtü ve
heyecanlarımızın tanımlanabilir duygu ve
düşünceler olarak çevirisini yapar.
Beyin plastisitesi olan bir organdır…
Öğrenme ile yeni nöronsal ağlar
oluşabilir; uyum ve iyilik hali sağlanabilir.
Psikoterapi bir öğrenme şeklidir; toplumsal geçerlilik ile aklın ilkeleri arasında bir
entegrasyon kurmayı amaçlar. Bu
köprünün ilk halatları çocuklukta ki
bağlanma modelleri ile açıklanabilir iken
son düğümleri de kişinin kendini anlama
ve dünyayı anlamlandırma çabalarının
yeterliliği ile atılır.
Burada ki ideal erek, dünyanın
yaşanabilir ve baş edilebilir bir yer
olduğunun kişi tarafından kabul görmesidir. Lakin bu çoğumuz için kolay olduğu
gibi pek çoğumuz için de ego
kapasitelerinin zayıflığı yüzünden zor bir
süreçtir.
Bizler, tek başımıza doğmadığımız gibi
tek başımıza da hayatta kalamayız.
Kültürel faktörler, ailemiz, çevre vs. bizi
Her travma, kişiye özeldir ve her tedavi
de öyle olmalıdır. Kimi yetişkin için
çocukluğunda ki bir taciz öyküsü travma
yaratırken, kimisi için annesinin attığı bir
tokat aynı etkiyi yaratabilir.
Bu aşama da çocuk ( şimdi ki yetişkin )
frustre olduğu dönem itibari ile mizaç
özellikleri, zekâ düzeyi ve çevreyi kullanma kapasitesi ile çareler üretir. İşte
travma çocuğun dönemsel olarak
altından kalkamayacağı kadar büyük
ve/veya süreğense, üstüne üstük bir de
yeterli desteği ebeveynlerinden alamamış
ise çocuk yalnız, çaresiz hisseder. Bu
durumda nevrotik savunma
mekanizmaları devreye girer… O noktada gri kaybolur; her şey siyah-beyazdır
artık. Kişilik, ortaya çıkma ihtimali yüksek
psikosomatik belirtilerin, nevrotik ya da
psikotik semptomların yatırımcısıdır artık.
geçirdikleri bir haftalık eğitim
süreci sonunda gelecekte nasıl
bir kariyer istediklerini daha iyi
anlama fırsatı buldu.
14’ü Anadolu’nun ve 6’sı İstanbul’un en iyi liselerinde okuyan
20 öğrenci, aralarında
akademisyenlerin de olduğu
deneyimli bir ekipten bilgisayar
oyunu yapmayı öğrendi. Lise
öğrencilerinden başarılı
olanlar, Özyeğin Üniversitesi
Bilgisayar Mühendisliği Lisans
Programı’na ilk altı
tercihlerinden yerleştikleri
takdirde %100 burslu okuma
hakkına da sahip olacaklar.
İşin ustalarından eğitim
aldılar
Atölye kapsamında verilen
dersler Özyeğin Üniversitesi
Bireyselliği tamamlanmamış bu
yetişkinlerin yeni çocuklara gebe olacağı
düşünülürse, ego kapasitesi açısından
çocukların çocuk yetiştirmesi gibi bir
sonucun ortaya çıkması muhtemeldir.
Burada yapılması gereken şey içimize
bakmak ve tarafsız bir göz olabilmektir.
Bunun kolay olduğunu söylemiyorum,
erek olduğunu söylüyorum. Biz önceliği
kendimize vererek geliştikçe yeni nesiller
de koyun gibi değil kurt gibi
yetişeceklerdir. Böylece bir gün sürüden
ayrıldıklarında korkmayın; Onları kurt
kapmaz.
Liseden mezun
olmadan
mühendislik burs
hakkı kazandılar
Atölye çalışmasında başarılı
bulunan öğrenciler, ÖZÜ’de
burslu okuma hakkını da
kazandılar. Bu burs
kapsamında 2012 yılında
ÖSYM tarafından Özyeğin
Üniversitesi Bilgisayar
Mühendisliği Lisans
Programı’na ilk altı tercihinden
burssuz veya öğrenim
ücretinden kısmi muafiyet
sağlayan burslu kontenjandan
yerleşen adayların öğrenim
ücreti muafiyet oranları,
%100’e yükseltilecek. Yüzde
100 burslu kontenjandan
yerleşen adaylara ise,
yerleştirildiği bursun
kapsamına ek olarak, her yıl 9
ay süreyle aylık nakit destek
sağlanacak.
İLERİ YAŞ GRUBUNDA BUNAMA İLE BAŞVURAN HASTALARIN %65’İNE
ALZHEİMER HASTALIĞI TANISI KONMAKTADIR
Yeşilköy’de bulunan Bakırköy
Belediyesi Sanat Evi ve Kent
Müzesi’nde 50 yaş üzeri
yurttaşlar üzerinde dikkat
eksikliği ve hafıza ile ilgili test
Her semptom bir duygusal
kaldıramama halinin koruyucusudur
aslında.
Ego; yaş ilerledikçe dönemsel olarak
değişim gösterse de her değişim yeterli
gelişim olarak düşünülmemelidir…
Dönemsel duraklamaların sayıca fazla
olması çocukta daha zayıf ego gelişimine
neden olur. Bu durumda da yetişkinliğin
yükünü taşıyabilecek yeterli ego
kapasitesi gelişmemiş demektir.
Mühendislik Fakültesi öğretim
üyelerinden, Türkiye’nin dünya
çapında yayımlanan ilk üç
boyutlu oyunu “Culpa Innata”yı
yaratan ekibin yöneticisi Prof.
Dr. Tanju Erdem, Microsoft
Research Yazılım Mühendisliği
İnovasyon Ödülleri
program desteğini
kazanan Yrd. Doç.
Dr. Barış Aktemur
ve “Culpa Innata”
oyununu geliştiren
Momentum Digital
Media Technologies ekibi
tarafından
yürütüldü.
yapan Nöroloji Uzmanı Dr.
Emel Ur Özçelik, ileri yaş
grubunda bunama ile başvuran
hastaların %65’ine Alzheimer
Hastalığı tanısı konduğunu
belirterek erken tanının
hastalığın seyrinde önemli
olabileceğini vurguladı.
Alzheimer Hastalığı’nın sinsi ve
yavaş ilerleyen, kalıcı bir
hastalık olduğunu vurgulayan
Uzm. Dr. Emel Ur Özçelik,
“Özellikle genç yaş grubunda
günlük hayatta en sık stresör
faktörler ve depresyon dikkat
eksikliği yaparak unutkanlığa
sebep olabilir. Atlanmaması
gereken bir diğer durum da
beslenme yetersizliğine ve
mide-bağırsak sisteminden geri
emilim bozukluğuna bağlı B12
vitamin eksikliği ile tiroid
bezinin az çalışması sonucu
görülen dikkat
eksikliği ve buna
bağlı unutkanlık
yakınmaları
gelişebileceğidir.
İleri yaşlarda
bunama(demans)
ile başvuran
hastaların %65’i
Alzheimer
Hastalığı tanısı
almaktadır. Bu
yüzden dikkat
eksikliğinden başlayarak
unutkanlık ve Alzheimer’a
kadar uzanan sürecin önüne
geçmek için yakınmalar
olduğunda doktora
başvurulmalıdır.” şeklinde
konuştu.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen de, “İnsan
Kaynakları ve Eğitim
Müdürlüğümüz bünyesinde
faaliyetlerini sürdüren Bakırköy
Belediyesi Sanat Evi ve Kent
Müzesi’nde sanatın yanı sıra
toplum sağlığı hakkında bilgilendirici çalışmalara bundan
sonra da devam edeceğiz.”
dedi.
21
Bakırköy Gönüllü Çevreciler Sosyal Yardımlaşma Derneği
ÖLMEYEN AŞKLAR KONSERİ
dolayı çiçek ve çeşitli hediyeler takdim edildi.
Erzen, konser öncesinde yaptığı konuşmada,
sevginin paylaşıldıkça çoğaldığını belirterek,
sadece 14 Şubat'ta değil her zaman
sevdiklerimizin kıymetini bilip, onları mutlu
etmemiz gerektiğini söyledi.
Erzen konuşmasının ardından evlilikte 60 yılını
dolduran çiftlere çiçek verdi. Daha sonra ise konsere geçildi. Yaklaşık bir buçuk saat süren konserde, Sevdim Bir Genç Kadını, Fikrimin
İnce Gülü, Güz Gülleri, Yıllar Sonra
Rastladım, Yıldızların Altında gibi Türk
Müziği'nin seçkin eserlerinden oluşan 20
eser icra edildi.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen ve konukların büyük beğenisini
kazanan konser sonunda Fasl-ı Muhabbet
Türk Müziği Topluluğu uzun süre ayakta
alkışlandı. Konser sonunda koro şefi
Şükrü Öztaş'a Bakırköy Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen tarafından plaket verildi.
Konserin bitiminde ise davetlilere çeşitli
ikramlar da bulunuldu.
Bakırköy Gönüllü Çevreciler Sosyal
Yardımlaşma Derneği tarafından 14
Şubat Sevgililer Günü'ne özel ''Ölmeyen
Aşklar'' isimli bir konser düzenlendi.
Bakırköy Belediyesi'nin katkılarıyla Yunus
Emre Kültür Merkezi'nde gerçkleştirilen
konsere Bakırköy Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen, Gönüllü Çevreciler Sosyal
Yardımlaşma Derneği Başkanı Nermin Ar
ve çok sayıda konuk katıldı.
Konserde, koro şefliğini Şükrü Öztaş'ın
yaptığı Fasl-ı Muhabbet Türk Müziği
Topluluğu tarafından birbirinden güzel
20 Türk Müziği eseri icra edildi.
Konser öncesinde Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş Ünal Erzen'e katkılarından
(Yavuz ARPACIK)
BELEDİYELERİN BÜYÜK YARIŞI BAŞLIYOR
Başta akademik çevreler ve yerel yönetimler olmak
üzere, kamuoyunda Türkiye’nin en ciddi yerel
yönetimler ödülü olarak kabul edilen Marmara
Belediyeler Birliği Örnek Belediyecilik Projeleri
Yarışması için süreç başladı. Kayıtlar 10 Nisan
2012 tarihinde sona erecek.
234 üye belediyesi bulunan Marmara Belediyeler
Birliği’nin, üye belediyelerine yönelik olarak 5. kez
düzenlediği yarışmaya, geçen yıl 404 proje
katılmış, 39 proje ödüle layık görülmüştü.
Belediyelerin, başarılı projeleriyle yarıştığı organizasyon; “Kurumsal Gelişim Projeleri”, “Çevre ve
Altyapı Projeleri”, “Sosyo-ekonomik ve Kültürel
Projeler”, “Yapı İşleri, Mimarî Projeler ve Ulaşım
Hizmetleri”, “AB ve Uluslararası İlişkiler” ve de
“Basın Yayın Tanıtım” çalışmaları olmak üzere altı
ayrı kategoride düzenleniyor.
Proje yarışmasının bilim kurulu
(jüri üyeleri), akademik anlamda
Türkiye’nin en iyi uygulamacı ve
teorisyenlerinden oluşurken, Bilim
Kurulu Başkanlığı’nı Prof. Dr.
Rafet Bozdoğan ve Prof. Dr.
Mikdat Kadıoğlu yapıyor.
Yarışmaya, Marmara Bölgesi’ndeki bütün büyükşehir, il, ilçe, belde
belediyeleri ve belediyelere bağlı
kuruluşlar ile iştirakleri katılıyor.
TÜRKİYE’NİN EN PRESTİJLİ
YEREL YÖNETİMLER ÖDÜLÜ
Yarışmayla ilgili açıklama yapan
Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir
Belediye Başkanı Recep Altepe, “Belediyecilikte
özgün projelerin desteklenmesi ve yapılan
çalışmaların tüm belediyelere
örnek olacak şekilde tanıtılarak
yaygınlaştırılması amacıyla,
yarışmaya büyük önem veriyoruz.
Türkiye’nin yerel yönetimler
alanında en seçkin ve konusunda
uzman akademisyenlerinden
oluşan bilim kurulumuzun tercihleriyle sonuçları belirlenen
yarışmamız, bu özelliğiyle
Türkiye’nin en saygın yerel yönetimler ödülü olarak kabul
ediliyor. Bu yıl beşinci kez düzenlenecek olan yarışmamızın
sonuçlarını, Haziran ayında Taksim’de
gerçekleştirilecek ödül töreni ile kamuoyuna
açıklayacağız” diye konuştu.
22
BU OLAYLARA ANCAK ÜLKEMİZDE RASTLANIR(!)
İstanbul’un göbeği Sultanahmet’te İnşaat yapılacak alanın etrafı
suntadan tahta paravanlarla kapatıldı. İçeride ne olup bittiğinin
görünmemesi için küçük bir delik bile bırakılmadı. Ardından önce
tarihi binalar yıkıldı. Temele kadar inildi. Altta Bizans Büyük
Saray’a ait duvar kalıntıları ve tarihi yapılar çıktı. Bunlar da iş
makineleri ile yıkıldı. Tüm bunlar olup biterken ne Büyükşehir ne
de Fatih Belediyesi’nden bir yetkili uğradı. Temel betonlarının bir
kısmı atılıp tarihi duvarların iş makineleri ile yıkıldığı sırada
çevredeki işyeri sahiplerinden şikâyet geldi. Olay medyaya
yansıdı. Turizm Bakanı el koydu. İnşaata girildi. Çatı aşamasına
gelen 5 katlı bina yıkıldı.
Fatih Belediye Başkanı, İmardan Sorumlu Başkan Yardımcısı,
belediyenin Mıntıka Mühendisleri , Zabıtalar... hala görevlerinin
başında...
Medya da nasıl yeraldı..
SULTANAHMET’TE TARİH KATLİAMI
Sultanahmet’te 1. Derece Koruma Bölgesi içinde yer alan,
kentsel ve arkeolojik sit alanı içindeki Bizans Büyük Saray’a ait
olduğu düşünülen tarihi yapıyı iş makinalarıyla yerle bir edip
yıktılar. Yerine beş katlı otel diktiler. Bu sırada durumu fark eden
uzmanların İstanbul 4 Numaralı Koruma Kurulu ile Fatih
Belediyesi’ne yaptığı bilidirim sonuç vermedi.
BİR GECEDE YIKILDI
Radikal Gazetesi’nin haberine göre;Koruma
Kurulu bir ay sonra inşaatın durdurulması
yönünde karar aldı. Bir ay içinde inşaat beş kat
yükseldi, çatı aşamasına geldi. Sultanahmet
Mahallesi 98 ada 1,2,22 ve 33 parselde yer
alan inşaat, arkeologlara göre Bizans Büyük
Saray’ın üstüne yapıldı. İki parsel yanında, Sultanahmet Eresin Otel’in altında da benzer
kalıntılar inşaat sırasında çıkmış, otel sahipleri
bu kalıntıları koruma altına alarak müzeye
çevirmişti. ‘Güçlendirme’ izniyle Sultanahmet
Küçükayasofya Caddesi üzerinde 1 ve 2. parseli
korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil
edilen, diğer parselleri de 2. derece korunması
gerekli kültür varlığı olan yapılar bir gecede
yıkıldı. Ancak yıkımdan önce Fatih Belediyesi’nden güçlendirme izni alındı.
yapılaşma ve araştırma için yapılacak temel kazıları müze denetiminde olmalıydı. Ancak belediye haber bile vermedi. Belli ki
inşaatı yapanlara arka çıkılıyor. Kurulun gündemine geç alınması
da şüpheli. Çünkü geçen yıl nisan ayında bir karar aldık. Bu tür
acil durumlarda faksla ya da telefonla gelen ihbarlar karşısında
kurul toplanana kadar inşaatın durdurulmasına karar vermiştik.
Bir şeyler döndü ama ne olduğunu anlamış değilim. Belediye de
kurul yöneticileri de bu durumdan mesuldür.”
‘Dehşete kapıldım, bu bir vandalizm’
Arkeologlar Derneği İstanbul Şube Başkanı Doç. Dr. Necmi Karul:
“Dehşete kapıldım. Bu bir vandalizm. Belli ki bir yapı kompleksine
ait duvar kalıntıları. Saraya ait bir yapı gibi görünüyor. Gözümüz
gibi baktığımız tarihi yarımadada bu nasıl yapılır? Belediye nerde?
Koruma Kurulu nerde? Hiç kimse görmemesi ilginç. Arkası
oldukça sağlam biri olmalı. 2863 sayılı yasa hapis cezası
öngörürken bu nasıl bir cüret? Ancak yasa var ama kâğıt
üzerinde, uygulayacak yönetici yok! Fourseasons Otel daha önce
Bizans Sarayı üzerine yapıldı. Buradan cesaret alıyorlar.”
İSTANBUL- Sultanahmet’te 1. derece koruma bölgesi içinde
Bizans Büyük Saray’a ait olduğu düşünülen tarihi kalıntılar
üstündeki ‘kılıflı inşaat’a, yeni bir ‘kılıf çabası’ geldi. Fatih
Belediyesi’nden yapılan açıklamada, iş makinelerini tarihi yok
ederken gösteren fotoğrafların başka yerde çekildiği ileri
sürülerek, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin 14 Aralık 2011 tarihli
raporu görmezden gelindi. Sultanahmet’te tescilli tarihi binalar
TARİHİ DUVARLAR İŞ MAKİNELERİ İLE
YIKILDI
İnşaat yapılacak alanın etrafı suntadan tahta
paravanlarla kapatıldı. İçeride ne olup bittiğinin
görünmemesi için küçük bir delik bile
bırakılmadı. Ardından önce tarihi binalar yıkıldı.
Temele kadar inildi. Altta Bizans Büyük Saray’a
ait duvar kalıntıları ve tarihi yapılar çıktı. Bunlar da iş makineleri
ile yıkıldı. Tüm bunlar olup biterken ne Büyükşehir ne de Fatih
Belediyesi’nden bir yetkili uğradı. Temel betonlarının bir kısmı
atılıp tarihi duvarların iş makineleri ile yıkıldığı sırada çevredeki
işyeri sahiplerinden şikâyet geldi.
İstanbul Arkeoloji Müzesi uzmanları adrese gittiklerinde gördükleri manzara karşısında şaşkına döndü. Bizans Büyük Saray’a ait
olduğunu düşündükleri 4 metre genişliğinde yaklaşık 10 metre
yüksekliğindeki tarihi duvarlar yerle bir edilmişti. Uzmanlar, bunu
yapmalarının yasak olduğunu ve inşaatı durdurmaları gerektiğini
söyledi. ama gözlerinin önünde yıkım devam etti. 1 ay sonra
karar alındı Geçen 15 Aralık günü tespit edilen bu durum, İstanbul 4 Numaralı Koruma Kurulu’na, Fatih Belediye Başkanlığı’na
ivedilikle bildirildi. Koruma Kurulu bu şikâyeti tam 1 ay sonra
gündeme aldı.
18 Ocak 2012 tarihli Koruma Kurulu kararında şöyle denildi:
“Açığa çıkan tarihi duvar kalıntılarının İstanbul Arkeoloji Müzeleri
Müdürlüğü’nce kalıntı rölevesinin ve niteliğini açıkça belirten
raporun hazırlanarak kurulumuza iletilmesine, söz konusu alanda
her türülü inşai faaliyetlerin ivedi olarak durdurulmasına, 1 ve 2
parsellere ait güncel röleve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin kurulumuza iletilmesine karar verildi.” 5 yıla kadar hapis
Koruma Kurulu inşaatın durdurulmasını istemişti ama inşaatın 5
katı da bitmiş, çatısı yapılıyordu. Kurulun rölevesini istediği tarihi
duvarlar da hafriyat oldu.
2863 sayılı yasanın 65. maddesi a fıkrasında şöyle diyor:
“Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının
yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne
suretle olursa olsun zarara uğramalarına kasten sebebiyet
verenler iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli
para cezasıyla cezalandırılır.”
BİR ŞEYLER DÖNDÜ AMA NE!
Bir kurul yetkilisi şunları söyledi: “Tarihi yarımada bütününde
yıkılmış, altından çıkan Bizans Büyük Saray’a ait kalıntılar da iş
makineleriyle yerle bir edilmişti. Kalıntıların üzerine de bir ay
içinde beş katlı yeni bir bina yapılmıştı. Radikal, 5 Şubat’ta
manşetten yayımladığı bu haberi İstanbul Arkeoloji Müzesi
uzmanlarının, 4 Numaralı Koruma Kurulu’na yolladığı 14 Aralık
2011 tarihli rapora dayandırmıştı. Belediyeye de yollanan
raporda, iş makinelerini gösteren fotoğrafların müze uzmanlarınca
inceleme sırasında çekildiği vurgulanmıştı.
Fatih Belediyesi kentsel ve arkeolojik sit alanı içinde bulunan
tarihi yapının iş makineleriyle yerle bir edilmesi ve üzerine jet
hızıyla inşaat yapılmasına ilişkin suskunluğunu bozarak açıklama
yaptı. Ancak belediyenin açıklamasında adeta bir örtbas gayreti
var. Şimdi Fatih Belediyesi’nin açıklamalarını maddeler halinde
sıralayalım.
Belediye açıklaması: “Fatih Belediyesi sınırlarında boş ve metruk
olan ve bu haliyle görüntü kirliliği oluşturan, güvenlik açısından
tehlike arzeden yapılar herkes tarafından bilinmekte ve bu
konuda çok sayıda şikâyet olmaktadır. Etraflarının kapatılarak
çevre can ve mal emniyetinin alınması 3194 sayılı İmar Kanunu
gereğidir.”
Metruk binaların etrafı çevreye verdiği zarardan dolayı değil,
binayı yıkarken ve yenisini yaparken kimsenin görmemesi için
kapatıldı.
Belediye açıklaması: “İlgilisince etrafı kapatılan alanda kazı
yapıldığının bildirildiği ve Koruma Kurulu’na dağıtımlı olarak
yazılan İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü yazısına istinaden
etrafı içi görünmeyecek şekilde tamamen kapalı olan mahal
tetkik edilmiş ancak bir ilgilinin veya çalışanın bulunmaması
nedeniyle kazı veya inşai faaliyette bulunulmaması için tahta
perde girişinden mühür altına alınmıştır. Müteaddit kereler
yapılan kontrollerde faaliyete rastlanmamıştır. Ancak 31.01.2012
tarihinde yapılan kontrolde tahta perde girişinin açık olduğu ve
içerde bir inşai faaliyetin olduğu görülmüş, yapı tatil tutanağı
düzenlenmiş ve mahal tekrar mühürlenerek tüm faaliyetler
durdurulmuştur. Yine aynı tarihte mühür fek edilerek (kaldırılarak)
inşai faaliyette bulunulması nedeniyle başsavcılığna suç duyurusunda bulunulmuş ve 3194 sayılı İmar Kanunu gereği belediye
encümenince karar alınmak üzere ivedi olarak sevk edilmiştir.
Gerekli yasal işlemler yapılmış olup yasal işlem süreci devam
etmektedir.”
Açıklamadan anlaşılacağı üzere belediye yetkilileri şikâyetten
haberdar. İnşaata defalarca gitmişler. Ancak çalışan kimseyi
görmemişler. Çalışan olmamasına rağmen inşaat bir ay içinde
nasıl beş kat yükselmiş, cevabını kimse bilmiyor.
Belediyeden yapılan açıklamanın en can alıcı yanı ise şöyle:
“Basında yıkıldığı iddia edilerek gösterilen saray ve sur
kalıntılarının bahse konu alanla bir ilgisi bulunmayıp ekteki eski
fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere söz konusu yerde eski ve
metruk binaların bulunduğu görülmektedir. Görüntülerdeki
kalıntılar, sözkonusu yerle alakası olmayan tarihi yarımadanın
değişik yerlerinde mevcut saray ve sur kalıntılarıdır.”
Anlaşılan belediye yetkilileri metruk binaları saray kalıntısı olarak
gösterdiğimizi zannetmiş. Oysa o metruk binalar Koruma Kurulu’nca tarihi eser olarak tescil edilmiş yapılar. Saray kalıntıları ise
bu metruk binalar yıkıldıktan sonra yerin 10 metre altına inildikten sonra temel kazıları sırasında ortaya çıktı. Üstelik bu tespit,
İstanbul Arkeoloji Müzesi arkeologlarınca 14 Aralık günü yerinde
yapılan incelemede gerçekleşti. Fotoğraflar da müze
uzmanlarınca çekildi.
CHP’LİLER TARİHİ ESER
ÜSTÜNE
İNŞA EDİLEN OTELİ
MECLİS GÜNDEMİNE
GETİRDİ
CHP İBB Meclis Üyeleri, Sultanahmet’te 1. Derece Koruma Bölgesi
içinde yer alan, kentsel ve arkeolojik
sit alanı içindeki Bizans Büyük Saray’a
ait olduğu düşünülen tarihi yapıyı iş
makineleriyle yerle bir edip yıkarak,
yerine beş katlı otel yapılmasını İBB
Meclis gündemine getirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)
Meclisi’nin 2012 yılı Şubat ayı
oturumlarının 13 Şubat Pazartesi
günkü birleşiminde CHP Grup Başkan
Vekili Fahrettin Kayhan, CHP İBB
Meclis Üyeleri Dr. Hakkı Sağlam, Serdar Bayraktar, Serdal Kılavuz, İbrahim
Doğan ve İnci Beşpınar imzaları ile İBB
Meclis Başkanlığına, Başkan Kadir
Topbaş’ın yazılı cevaplaması isteği ile
yazılı soru önergesi verdi.
Soru önergesinde şunlara değinildi:
Uzmanlar, İstanbul 4 Numaralı Koruma Kurulu ile
Fatih Belediyesi’ne başvurularda bulunuyorlar,
ancak netice alınmıyor.
Sultanahmet’te 1. Derece Koruma Bölgesi içinde
yer alan, kentsel ve arkeolojik sit alanı içindeki
Bizans Büyük Saray’a ait olduğu düşünülen tarihi
yapı yerine beş katlı otel inşa edildiği ve durumu
fark eden uzmanların İstanbul 4 Numaralı Koruma
Kurulu ile Fatih Belediyesi’ne başvurularda
bulundukları, ancak netice alınamadığı
kamuoyuna yansımıştır. Sultanahmet Mahallesi 98
ada 1,2,22 ve 33 parselde yer alan inşaata ilişkin
olarak;
İBB yetkilileri ile bu konuda görevli birimleri,
anılan yerde hangi tarihlerde denetim
yapmışlardır? Denetim sonuçları nedir?
1- Anılan yere ilişkin 1/5000’lik ve 1/1000’lik plan
tadilleri hangi tarihlerde İBB Meclisinde
onaylanmıştır?
2- Buraya ait intikal eden şikayet var mıdır? Varsa
yapılan idari ve adli işlemler nelerdir?
3- İBB yetkilileri ile bu konuda görevli birimleri,
anılan yerde hangi tarihlerde denetim
yapmışlardır? Denetim sonuçları nedir?
4- İstanbul genelinde tarihi eserler üzerinde izinsiz
olarak bu şekilde devam eden ve tarafınıza intikal
etmiş başka inşaat bilgisi var mıdır? Varsa
hangileridir?
5- İBB Başkanı olarak bu ve benzeri olayların
tekrarlanmaması için almayı düşündüğünüz
önlemler var mıdır? Varsa nelerdir?
23
BU OLAYLARA ANCAK ÜLKEMİZDE RASTLANIR(!)
Ülkemizde öyle olaylar yaşanıyor ki gelişmiş
ülkelerde aynı olaylar yaşansa Bakan’ından en alt
kademedeki sorumlusuna kadar anında istifa
ederler. Japonya gibi ülkelerde ise bir daha
toplum içine çıkamayacakları için intihar ederler.
Bakırköy’ün göbeğindeki Capacity AVM’nin kapalı
otoparkına mevcut yollardan giriş ve çıkış
bağlantılarını kimlerin yaptığı yıllardır ortaya
çıkarılamıyor. Mevcut projeler nasıl onandı,
onanmış bu projeler neden uygulanmadı?
Uygulanmayışına kimler gözyumdu belli değil. Bu
arada Capacity AVM’nin kapalı otopark çıkışındaki
kamuya ait caddedeki işgal sürüyor. Yapılan
yazışmalar sonucu tüm yetkili birimler bu yolun
işgal edildiğini söylüyor. Bakırköy
Kaymakamlığı’na yapılan şikayetler üzerine
başlatılan inceleme son aşamaya geldi. Caddedeki
işgal belgelendi. Ancak AVM yetkilileri Bölge İdare
Mahkemesi’nden 30 günlük yürütmeyi durdurma
aldıkları için yasal işlemler devam ediyor.
Bu arada aynı AVM’nin kapalı otoparkında
bulunan onanlı projelerde olmamasına karşın özel
firmaya verilen 400 metrekare civarındaki oto
yıkama yeri ile ilgili sorunlar devam ediyor. Yine
bu AVM’de alışveriş katlarında bulunan müşterek
kullanım alanlarında proje dışı yapılan 23’e yakın
işyerlerinin de kaldırılması için şikayetler üzerine
yasal işlemlerim başlatıldığı gazetemize gelen
bilgiler arasında.
İŞTE O KARAR
T.C. İSTANBUL
9. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO: 2012/190
YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI, İSTEYEN
(DAVACI)
: YATIRIM İŞLETMECİLİK TURİZM
İNŞAAT TESİSAT VE TAHAHHÜT A.Ş.
VEKİLİ : AV. AYTEN GÜNEŞ,
Zeytinlik Mah. Fişekhane Ca. No: 7
Capacity Avm Yönetim Katı Bakırköy/İSTANBUL
KARŞI TARAF (DAVALI)
: BAKIRKÖY
KAYMAKAMLIĞI/İSTANBUL
İŞLEMİN ÖZETİ : İstanbul Bakırköy İlçesi, İstanbul
Caddesi ile Halit Ziya
Uşaklıgil Caddesi’nin kesiştiği noktada yer alan
Capacity Alışveriş Merkezi’nin kapalı
otopark çıkışında bulunan yola plastik dubalar ve
sabit beton refüjler koymak suretiyle işgal
edildiğinden bahisle bu tecavüzün men’ine dair
Bakırköy Kaymakamlığı’nca alınan
30.01.2012 tarih ve 2012/01 nolu kararın iptali ve
yürütmenin durdurulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren. İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nce işin
gereği görüşüldü:
Dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi
güç zarar doğurabilecek
nitelikte bulunması nedeniyle, davalı idareden
savunma ve ara kararı cevabı alıncaya ve yeni bir
karar verilinceye kadar dava konusu işlemin yürütmenin durdurulmasına.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20.
maddesi uyarınca tebliğ tarihinden
İtibaren 30 gün süre verilerek,
Davalı idareden:
Dava konusu işlemin dayanağının sorularak,
mahalinde yapılan tahkikat ve incelemeye dair
dosya ve ekleri de dahil dava konusu işleme ait
bilgi ve belgeleri içeren işlem dosyasının davalı
idarenin savunması ile birlikte istenilmesine,
tebligatın hazırlanmasına 03/02/2012 tarihinde
oybirliği ile karar verildi.
Başkan MUSTAFA CERAN
Üye
Üye
SEZGİN MUTLU
MUHAMMET EMİN
ÖZGÖKÇE
Ülkemizde neler oluyor neler.
Medya ya yansıyanlardan kamuoyunun haberi oluyor.
Yansımayanlardan ise kimsenin
haberi olmuyor.
Hergün gazetemize onlarca belge
ve bilgi geliyor.
Sorgulama yapmadan yayına vermiyoruz.
Yanda son gelen belgelerden birisini görüyorsunuz.
Yetkililer inşaatı kontrole gidiyorlar.
Yaptıkları incelemede proje dışı bir
imalata rastlıyorlar ve inşaatı
mühürlüyorlar. Tarih, hukuk
tabiriyle SUÇ TARİHİ 18.03.2004
Bakırköy Belediyesi dava açıyor.
Dava 30.11.2011 tarihinde
sonuçlanıyor. Yani dava tarihinden
7 yıl 9 ay sonra dava sonuçlanıyor.
Zaman aşımından dava düşüyor.
Bu karardan da anlaşılacağı gibi
yine her konuda olduğu gibi
yapanın yanına kâr kalıyor.
BU KARAR ÇOK TARTIŞILIR
Mühür fekki (Kaçak inşaatın
mührünün sökülerek inşaatın
devamı anlamı taşıyor.)
Düşünebiliyor musunuz bu ülkede
mühür fekki davası bile zaman
aşımına uğrayabiliyor.
Gazetemizin geçtiğimiz sayısında
önemli bir kişi 2004 yılına kadar
Florya’da 186, Yeşilköy’de 5 bina
tamamen kaça yapıldı demişti. Bu
binalardaki daireler milyonlarca
dolara satılmıştı. Kimse birşey
yapmadı. Bu binaların şimdilerde
hepsi iskanlı. Demek ki bu ülkede
birileri birilerini kolluyor. Yaptıkları
yasadışı işleri görmezden geliyor.
Bu yasadışı işleri yapanların yanına
yaptıkları kâr kalıyor.
DOSYA NO
KARAR NO
(C.SAVCILIĞI ESAS NO)
HAKİM
KATİP
T.C.
BAKIRKÖY
6.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
: 2009/210
: 2011/644
: 2004/9384
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
: FEDAİ CANATAN 32395
: EBRU YENİCE 116933
DAVACI
KATILAN
VEKİLİ
: K.H.
: BAKIRKÖY BELEDİYE BAŞKANLIĞI
: Av. NERMİN KESKİN / Bakırköy Belediye
Başkanlığı Hukuk İşleri Müdürlüğü Bakırköy/İSTANBUL
SANIK-1
: METİN GÜL, T.C. 37543434160 kimlik nolu, Mehmet ve Güllü oğlu, 04/07/1961
LİMNİŞ/ŞİRAN doğumlu, GÜMÜŞHANE, ŞİRAN nüfusunda kayıtlı, Atayurt Cad. No: 10 Gül D:7 Villa Basınköy Florya
Bakırköy/İSTANBUL adresinde oturur.
SANIK-2
: MUHAMMET YEŞİLYURT, T.C. 30253671962 kimlik nolu, Sait ve Ayşe oğlu, 30/08/1980 HAVSA
doğumlu, GÜMÜŞHANE, KÖSE, YUVACIK nüfusunda kayıtlı, Balaban Sok. Sefer Apt. No:8 D:11 Güngören/İSTANBUL
adresinde oturur.
MÜDAFİ (sanıklar)
: AV. AYTEKİN DÜRMELİ/ Florya Asfaltı N:38/4 İstanbul
SUÇ
: Mühür Bozma (Fekki)
SUÇ TARİHİ
: 18/03/2004
SUÇ YERİ
: Bakırköy
KARAR TARİHİ
: 30/11/2011
Yukarıda açık kimliği yazılı sanıklar hakkında mahkememizde yapılan duruşma sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Her ne kadar sanıklar hakkında mühür bozma suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de suç
tarihinin 18/03/2004 oluşuna nazaran 765 sy: TCK’nın 102/4, 104/2 ve CMK’nın 223/8 md.lerinde ön görülen olağan
ve olağanüstü zaman aşımı süreleri dolmuş olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı
nedeniyle düşürülmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle:
Sanıklar Mustafa Gül ve Muhammet Yeşilyurt hakkında mühür bozma suçundan cezalandırılmaları istemiyle açılan
kamu davasının 765 sayılı yasanın 102/4, 104/2 ve CMK’nın 223/8 maddesince zaman aşımı nedeniyle kamu
davasının DÜŞÜRÜLMESİNE
Yargılama giderlerinin dosya üzerinde bırakılmasına
Dair, sanıkların yokluğunda, sanıklar müdafi ve katılan vekilinin yüzüne karşı tefhimden ve Cumhuriyet Savcısının
görüldüsünden itibaren 7 günlük yasal süresi içerisinde, taraflar yönünden temyiz başvuru harcının yatırılarak mahkememize bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine bir beyanda bulunulması, tutanağa geçen beyanın hakime
onaylattırılması suretiyle Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, temyiz edilmediği taktirde hükmün
kesinleşeceğine ilişkin verilen karar usulen açıkça okunup anlatıldı. 30/11/2011
Katip 116933
Hakim 32395
24
PETSHOPLARDAN SATIN ALMAYALIM,
BAKIMEVLERİNDEN SAHİPLENELİM...
Sevgili Okurlar...
Müsaadeniz olursa bu ay
sizlere beyni yazmak istiyorum. Ahkam kesmek bana
düşmez ama kafatasımızın
içinde kapladığı küçücük
yere rağmen, tüm hayatımızı
yönlendiren ve hala gizemini koruyan beyni yazmayı
geçirdim içimden.
Muhtaç olduğumuz gücün
Ferhan KILIÇ
beynimizde mevcut
olduğunu, şartlar olumsuz
da olsa kafamızın içindeki akıl sayesinde, beyin
gücüyle hayatımızı değiştirebileceğimizi bilmek,
kemiği bile olmayan bu organın ne kadar güçlü
olduğunu gözler önüne seriyor bence.
Beynimizin içinde 100 milyardan fazla nöronla
dünyaya geliyoruz. Bu nöronlar kafamızın içinde
biz uyurken bile çalışıyor. İki seçeneğimiz var; ya
onları profesyonelce çalıştıracağız ya da onlar
kafamızın içinde kendi kafalarına göre çalışmaya
devam edecekler; ve onların kafalarına göre
ürettikleri duyguların, düşüncelerin sonuçlarını
biz yaşayacağız.
Madem beynimiz hayatımızı kontrol ediyor, o
halde biz de onu kontrol etmeliyiz. Bunun için de
önce onun nasıl çalıştığını anlamalıyız. Nasıl
çalıştığını bilmediğimiz bir şeyi kontrol edemeyiz
ve kontrol edemediğimiz hiçbir şeyi yönetemeyiz.
Bizi yöneten nöronları biz yönetebildiğimizde
beynimize demokrasi gelecek ve kendi
dünyamızın yönetiminde söz sahibi olacağız.
Dünyayı insanlar yönetiyor, insanları da beyin.
Vücudumuzun anatomik hiyerarşisinde en üst
noktada o duruyor. İnsan vücudunun %2’si kadar
olmasına rağmen, geriye kalan %98’ini o
yönetiyor. Ruhumuzun kara kutusu, bedenimizin
yönetim kurulu başkanı.
Sözün kısası insanın kaderi kafasında
şekilleniyor. Bu yüzden bazıları baştan kazanıp,
bazıları kafadan kaybediyor. Descartes'in dediği
gibi: "İyi bir kafaya sahip olmak yetmez, onu
nasıl kullanacağını da bilmeli insan."
Peki beyin nasıl daha iyi çalıştırılır? Beynini
yenilemeyenler otuzunda ölüp, altmışında
gömülür. Beyin hücreleri üzerine yazılmış en
güzel metinlerden biri filozof şair Neruda'ya
aittir...
Yavaş yavaş ölürler
Okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoşgörüyü barındırmayanlar,
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar,
Hergün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler.
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile
girmeyenler,
Bir yabancı ile konuşmayanlar
Yavaş yavaş ölürler.
Heyecandan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki parıltıyı
görmek istemekten kaçınanlar.
Yavaş yavaş ölürler
Aşkta ve işte bedbaht olup yön değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin
dışına çıkmamış olanlar...
Evet, beynini kullanamayanlar yavaş yavaş ölürler. Beyin ölümü gerçekleşmiş halde yaşamak
neye yarar.
Beynini bil, kendini bul. Aklın başına
toplansın....
Sevgiyle kalın, hoşçakalın...
BİRAZ EMPATİ...
Bir hayvan hakkı savunucusu ve bir barınak
gönüllüsü olarak beni en çok yaralayan konulardan biri de petshoptaki hayvanlar ve o
hayvanları satın alan insanlar.
Evet hayvanlar kadar onları satın alan insanlar
için de çok üzülüyorum.
Çoğu insan hayatında hiç barınağa gitmemiş
ve barınaklarda sadece sokak köpeklerinin
olduğunu sanıyor. Neyazıkki öyle değil.
Barınaklar cins kedi- köpeklerle dolu.
Hayvanlar ve cinsleri konusunda yanlış
bilinen çok şey var. Örneğin bir iran
kedisi size tekir cinsi bir kediden daha çok
sevgi vermez. Sokaktan ya da barınaktan
kurtaracağınız zor durumdaki bir
hayvanın size sevgisi petshoptan alınan
bir hayvandan daha az değildir.
Hayvanlar insanların nasıl göründüklerini
umursamaz. Statüsünü umursamaz. Dilini,
rengini, uyruğunu umursamaz . Yaşlı ya
da genç olmanız, güzel ya da çirkin
olmanız , özürlü veya sakat olmanız, kısa
veya uzun boylu olmanız, maaşınızın
yüksek olması ya da işsiz olmanız bir
hayvanı asla ilgilendirmez. Onlar sizin
sevginize bakar.
Hayvanlar insanlara bu erdemi gösterebiliyorken biz insanlar neden takılırız
onların cinslerine? Neden illaki cins hayvan isteriz?
Dükkanlarının önünden kovalıyorlar sizi sopayla, bir kap suya muhtaçsınız.
Sonra biri gelse , sizi alsa evine götürse,
Niçin empati kurmayız?
Neden gidip bir petshoptan golden
yavrusu almayı tercih ederiz de 2 yaşında
ailesi tarafından terk edilmiş bir goldenı
barınaktan sahiplenmeyiz ?
Neden sokakta yaşaması imkansız olan
engelli bir hayvan
almayız evimize
de sanki bir cansız eşya
alır gibi rengine
modeline bakıp karar
veririz?
Biz insanlar belki unuttuk empati kurmayı.
Bir düşünün, zavallı bir
sokak köpeğisiniz , sizi
kimse istemiyor.
Genellikle açsınız. Kışın
çok üşüyorsunuz ,
çünkü eviniz yok.
İnsanlar size iyi
İlknur Özkan
davranmıyor.
yemek ve su verse , uyumanız için bir yatak ve
size sevgisini verse NASIL HİSSEDERDİNİZ.
Biz insanlar belki unuttuk empati kurmayı.
Çok şeyi unuttuk aslında
Merhamet duymayı, saygı göstermeyi, acizi
korumayı
Dönüp kendimize bakma zamanı geldi.
Bugün kendinize bir iyilik yapın. Bir barınağa
gidin. Oradaki hayvanları görün, sevin.
Onların yerlerine koyun kendinizi.
Biliyorum gözlerinizden yaşlar dökülecek, ama
bu sizin için iyi olacak.
ANLAYACAKSINIZ.
Yıllardır inşaat halindeki bina, çevre sakinlerini tedirgin ediyor.
TİNERCİ OTELİ OLDU
Yeşilköy Serbestli Caddesi Aslan Sokak
sakinleri yıllardır tedirgin günler geçiriyor.
Çevre sakinleri
yıllardır
yapılmayan bir
inşaatta özellikle
gece geç saatlerde
tinercilerin
dolduğunu ve
binanın adeta
tinerci yuvasına
dönüştüğünü
belirtiyorlar.
Gazetemizi
arayarak
sıkıntılarını
bildiren çevre
sakinleri, “Beş
yıldır ana arter üzerindeki binaya çevreden her
türlü insan, tinerciler, çöp toplayıcıları girip
çıkıyorlar. Binanın tinerci yuvası haline
dönüşmesinden dolayı tedirgin günler geçiriyoruz. Gece geç saatlere kadar gürültü çıkaran
bu insanlar bu binayı
adeta mesken tuttu.
Bu konuda çevre
sakinleri olarak
Bakırköy Belediyesi’ne ve
Kaymakamlığa
başvurmamıza
rağmen çözüm
getirmediler. Utanç
verici manzara halen
devam ediyor” diyorlar.
Çevre sakinleri,
Bakırköy
Kaymakamlığı ve
Bakırköy Belediyesi’nin bu konuya el atmasını
ve çözüme kavuşturmasını beklediklerini de
ifade ediyorlar.
25
BİLİYOR MUSUNUZ?
Yaşam süreci içinde hemen herkes birkaç
kez devlet dairelerine gider. Bu dünyanın
her ülkesinde böyledir. Gelişmiş ülkelerde
yaşayanlar bizdeki kadar devlet dairelerine
gitmez. Pek çok konuyu elektronik ortamda
Marketlerde satılan ürünler var. Bazı marketlerin,
ürünlerin üzerine kendileri de son kullanma tarihi
etiketlediklerini biliyoruz. Özellikle kasap ve peynir
reyonlarında
bunları
yapıyorlar.
Bunlarla ilgili
neler
yapıyorsunuz?
Tabi böyle
şikayetler
geliyor. İşyeri
kendisi yeni tarih
veremez. Bu
durumda
işyerinin yeni
yapıştırdığı
etiketi
kaldırıyoruz. Orjinal etiketinde
üretici firmanın
belirttiği son
tüketim tarihini
göz önüne
alıyoruz. Bununla
ilgili cezalarda
uyguladık. Örneğin Sucukta öyle bir problem yaşanabiliyor.
Sucuk kaldıkça su kaybediyor. Firma örneğin 200 kg bir kangal
sucuk almış. Bir hafta, on gün sonra ortamın nemine göre belli
bir oranda su kaybediyor. Aldığı 200 kg sucuk 180 kg düşüyor.
Bir şekilde bunu telafi etmek için 16 TL ise fiyatını 18 TL'ye
çıkarıyor. Yeni Fiyat etiketi basıyor bu etikette son tüketim
tarihini de değiştirebiliyor. İndirime giren ürünlerde de aynı
sorunlar yaşanabiliyor. Vatandaşlarımızın satın aldığı ürünlerde
bunlara dikkat etmesi gerekiyor.
Fastfoodlar hakkında neler söyleyeceksiniz?
Dondurulmuş etler kullanılıyor.
çözüme kavuşturur.
Bizde ise hemen herkes doğumundan
ölümüne kadar devlet dairelerinde işlerini
çözmeye çalışır.
İlçemizde devletin birimlerinde işler nasıl
yürüyor, sorumlulukları neler? Örneğin İlçe
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü’nün
görev ve sorumlulukları nelerdir?
her eğitim öğretim döneminde başlar, yıl sonuna kadar belirli
periyotlarla devam ederiz. Bakırköy'de okul kantinlerimiz düzenli
ve iyi seviyede. Şu ana kadar cezai işlemle karşılaşan okul kantinimiz yoktur.
tüm gıdaların güvenilir olması lazım. İşletmelerin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı'ndan onaylı ürünleri alması ve satması
zorunludur.
Fırınlar. Bakırköy'deki
fırınların durumu nasıl?
Bakırköy'deki fırınların durumu iyi. Belki de İstanbul'un
en iyileridir diyebilirim. Bu
konuda bir sıkıntımız yok.
Catering firmaları ile
ilgili çalışmalarınız var
mı?
Cateringlerin
ruhsatlandırması ve denetimleri de bize ait. Onarında
hijyen denetimlerini
yapıyoruz.
GDO'lu ürünlerle ilgili
çalışmalarınız oldu
mu?
Bakanlığımızın GDO
denetim programı var.
Zaman zaman hangi ürünlerden numune almamız
gerektiği bize bildiriliyor.
Belirlenen program çerçevesinde numuneler alıyoruz. GDO ile
ilgili yetkili analiz laboratuarlarımız var, onlara gönderiyoruz.
Olumsuz çıkanları
bakanlığımıza bildiriyoruz. Gerekli yasal
işlemler başlatılıyor.
Peki petshopların
denetimi nasıl
oluyor?
Bakırköy'de 12 adet
ruhsatlı petshop, 29
adet veteriner
Ürünün üzerinde yazan son tüketim tarihine kadar onu kullanma
muayenehanesi ve
hakkı var.
polikliniği
Ama tüketici bunu görebiliyor mu? Mesela ben hambulunmaktadır.
burger istediğimde bana hazır geliyor. Paketini
Bunların denetimlerini
göremiyorum, son tüketim tarihini göremiyorum.
de biz yapıyoruz,
Denetimlerde bu ürünlerin her zaman soğuk hava depolarında
onaylarını da biz
kutular halinde muhafaza edildiğini tespit ediyoruz. Her birinin
veriyoruz. Petshoplar
son tüketim tarihi üzerinde yazar. Eğer o ürünün son kullanma
herhangi bir şikayet
tarihini geçtiğini görürsek, donmuş olması bile fark etmiyor. Bu
söz konusu olmadığı
durumda onlara gerekli yasal işlemi uyguluyoruz. Sizde bu tür
zaman rutin olarak 3 ayda bir denetlenir. Kliniklerimiz yılda 1 kere
ürünlerle son tüketim tarihi ve benzeri merak ettiğiniz soruları
denetlenir. Hayvan refahı ve hayvan hakları kanununa göre bu
işletme
işyerlerinin uyması gereken kurallar
yetkilisine
vardır. Bu kurallara uymayan
Olumsuz
Uygulanan
sorup
Denetim
Toplam Para işyerlerine gerek idari para cezası
Aylar
Denetim Yasal İşlem
öğrenebilirisiniz.
Sayısı
Cezası (TL) gerek kapatma cezası uygulanır.
Sayısı
Sayısı
İşletme yetkilisi
Semt pazarları denetimlerini
de bu konularda
Haziran
364
17
12
31.233
de yapıyor musunuz?
sizi aydınlatmak
Temmuz
320
12
9
24.926
Semt pazarlarında asıl görev belediyzorundadır.
eye aittir. Zaman zaman ortak
Açıkta
Ağustos
296
6
9
24.771
denetimler yapıyoruz.
satılan dönEylül
207
8
6
28.002
erler var. Bu
konuda
yaptığınz
çalışmalar
nelerdir?
Ekim
264
3
3
5.385
Kasım
217
5
2
4.308
Aralık
171
6
7
15.078
Fiyatlar üzerinde bir denetiminiz oluyor mu?
Hayır. Fiyatlara karışamıyoruz.
Seyyar satıcıların denetimini
de siz mi yapıyorsunuz?
TOPLAM
1839
57
48
133.703
Seyyar satıcılar izinlerini
Biz bu
belediyelerden alıyorlar. Tabi bizim
işyerlerine
Bakırköy Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü olarak
de bunlarla ilgili denetimlerimiz oluydöneri açıkta
gıda denetimi yetkisini aldıkları 2011 Haziran ayı itibariyle or. Sabit ve hareketli araçlarla
satmayacakları
satışlarla ilgili kıstaslarımız var.
yapılan denetim ve uygulanan idari para cezaları.
konusunda
Örneğin seyyar simitçiler, ürünleri
gerekli uyarıları
onlara gönderen simit fırınları üzerinde denetleniyor.
yaptık. Hepsine açılır, kapanır tarzda camekanlar yaptırdık.
Siz sadece gıda denetimi değil, hijyen denetimleri de
Zaman zaman açıkta satış yaptıklarını tespit ediyoruz. Bu konuyapıyorsunuz değil mi?
da gerekli yasal işlemler uygulanmaya devam ediyor.
Evet. Güvenilir gıda için her türlü şartları sağlıyoruz. Gerek hijyen,
Okul kantinleri denetimlerinden de bahseder misiniz?
gerekse işyerinde kullanılan ve satılan ürünlerin hangi şartlarda
Bakırköy'de 80'e yakın okul kantini var. Bunların denetimlerine
olması gerektiğini kontrol ediyoruz. Sonuçta insanların tüketeceği
Biz sorduk. Sinan Taşkır cevapladı.
Kişi bir yerde yediği bir gıdadan dolayı zehirlenirse
veya rahatsız olursa Alo 174 hattından size ihbarda
bulunabileceğini söylediniz. Peki toplu bir zehirlenme
durumlarında neler yapıyorsunuz?
Toplu bir zehirlenme varsa Toplum Sağlığı Merkezi ile temasa
geçiyoruz. Onların da işin hastalık boyutunu incelemesi için
onlara da haber verip, beraber denetim yapıyoruz.
Yaptığınız denetimlerden yola çıkarak gıda güvenliği
ve hijyeni açısından Bakırköy'ün durumu nasıl?
Bakırköy diğer ilçelere göre bu konuda biraz daha ileride. Zaten
en büyük denetçi halkın kendisidir. Bakırköylüler bu konuda daha
bilinçli, bu yüzden Bakırköy'de çalışmaktan mutluyuz. Biz ne
kadar ceza yazsak da en büyük cezayı halk verir. İşletmenin
uygun olmayan faaliyetlerini gören halk zaten oradan alışveriş
yapmaz, işyeri ne kadar dayanabilir ki bu duruma işyerini
kendiliğinden kapatmak zorunda kalır. Bakırköy bu konuda
şikayetleri çok olan bir ilçe, bu da bize denetimlerimizde yardımcı
olan bir husus. Bakırköy altyapısını oturtmuş bir ilçe olduğu için
bizim ruhsatlandırma sorunu yaşayacağımız yerde çok az.
Genelde perakende ve restoran tarzında sunum yapan yerler.
Üretim yapan çok fazla yerimiz yok. O yüzden çok sıkıntılı bir
bölge değil Bakırköy.
Yazılı veya görsel medyada, sanal ortamda gıda ile
ilgili hergün onlarca haber çıkıyor. Vatandaşlara bu
konuda önerileriniz
nelerdir?
Gıda konusu çok
geniş bir konu.
Herkes bir
tarafından girip
yorum yapabiliyor.
Sıradan bir
vatandaşa bile
sorsanız bu konuda
birçok yorum yapar.
Her duyduğunuza,
her habere
inanmayın. Bu işin
bakanlığın
kontrolünde
olduğunu bilin. En az
sizin kadar bizim de
bu konuda hassas
olduğumuzu bilin.
Sonuçta biz de bunları tüketiyoruz. Bir restoranda ben yemek
yemiyorsam orada vatandaşında yemek yemesini istemem.
Bununla ilgili her türlü önlemi alıyoruz. Tabiki arada bizim de
eksiklerimiz olabilir. Burada vatandaşın devreye girerek bize
yardımcı olması gerekiyor. Gıda ile ilgili ihbar ve şikayetler bizi
zora sokmuyor, tam tersine memnun ediyor. Şikayet edenler gizli
kalıyor. Ben bile göremiyorum. Onun için rahat olsunlar.
Bakırköylülere mesajınız neler. İnsanlar alışveriş veya
gıda tüketimi konularında nelere dikkat etmelidir?
Kapalı ambalajlı bir ürün alacaksanız öncelikle etiketini iyice
incelemeleri gerekiyor. Bir etiket üzerinde o ürünün üretildiği
yerin adı, adresi, bakanlığımızdan aldığı izin numaraları, son tüketim tarihi, parti seri numarası, net ağırlığı gibi bilgilerin tam
olması gerekiyor. Bunlar tam değilse o ürünü almasınlar ve bize
ihbar etsinler. Açık ürünlerde ise her ürünün açık satışına izin
vermiyoruz. Bizim dökme satılacak ürünlerimiz bellidir.
İşyerlerine de hangi ürünlerin nasıl satılacağı konusunda bilgi
veriyoruz. Dökme olarak da satılsa vatandaşın o ürünle ilgili az
önce bahsettiğim her türlü bilgiyi alma ve görme hakkı vardır.
Örneğin bir beyaz peyniri market jelatinlemiş tezgahına koymuş.
Bu peynir kimin peyniridir, son tüketim tarihi nedir, nereden geldi
bunları satıcı vatandaşa sunmak zorunda. Vatandaşlar yanlış bir
şey gördüklerinde Alo 174 Gıda Hattı'ndan bize şikayette
bulunsunlar. Her zaman vatandaşlarımızın güvenilir, hijyenik,
sağlıklı gıda tüketmeleri için çalışıyoruz. Bizlere destek vermelerini, yönlendirmelerini istiyoruz.
(Yavuz Arpacık)
26
DİKKAT! POLİS CEZA YAZIYOR
ZÜLKANÝ SÝRMEN
CHP’yi KARIŞTIRANLAR…
Hiç gündemden düşmeyen ve CHP’yi
eleştirenler bu partinin içinde yaşamış
acıyı tatlıyı paylaşmış üst yönetimdeki
kişilerin, yaklaşan yerel seçimler öncesi
partiyi yerden yere vuruyorlar. Bu parti
içinde görev almış, genel başkanlık
yapmış bu kişilerin döneminde
yaşanmış seçimlerde CHP barajı bile
geçememişti. Bu günler ne çabuk
unutuldu da parti içindeki kinlerini
dışarı vurdular.
Şu anda CHP’nin yapacağı tek bir şey
var. Parti içindeki tüm olumsuzlukları
bir kenara iterek, tek vücut halinde
halkın önüne çıkmaktır. Ama malesef
yine partiyi karıştıranlar günden güne
çoğalmaya başladı. Tüm bu
olumsuzlukları Türkiye halkı görmezlikten gelemez. Ulusal basın ve
medyamızda çarşaf çarşaf haberler,
televizyon ekranlarında CHP’yi yerden
yere vuranlar. Ama ne diyelim bu
kişiler bu partiye hizmet etmiş ama partiyi de bu hale getirmişlerdir. Partinin
içindeki aşırı uçlar azda olsa temizlendi,
temizlenmeye de devam edecek. Hiçbir
kimse Atatürk’ün kurduğu bu partiye
ihanet edemez, edemeyecektir de! Son
zamanlarda gelişen bu olaylar üzerine
genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun
parti içindeki yönetimine sahip çıkması,
gerekli gördüğünde masaya
yumruğunu vurmasını bekliyoruz. Ne
zaman CHP 5 – 6 puanlık yükselişe
geçse hemen parti içindeki fizikçiler
ayağı kalkıyor, beyanlar veriliyor,
partiyi yıpratmaya yönelik kampanyalar
düzenleniyor. Yeter artık parti içindeki
huzursuzluğu bozmayalım hep birlikte
bu partinin en yüksek yerlere gelmesi
için partili partisiz çalışalım.
Yaklaşan yerel seçimler öncesi CHP
halk için çok iyi projeler üretmeli ve
bunları hayata geçirmelidir. Bunun için
şu andaki yönetimdeki genel başkan ve
genel başkan yardımcıları, millet vekilleri partililer tek bir çatı altında toplanıp
CHP’yi şeffaf bir şekilde seçimlere
hazırlamalıdır. Bırakalım artık
didişmeyi, sen ben kavgasını… Zaten
Türkiye şu anda çok gergin. Ülkemizde
yaşananlar Avrupa medyasında boy
gösteriyor. Buna rağmen bu parti içindeki huzursuzluğu su yüzüne
çıkaranları, artık bu partide görmek
istemiyoruz.
Gönül diler ki yerel seçimlerde parti
içindeki muhalefete rağmen CHP’nin
oyunun %35’lerde olması… Eğer bu
gerçekleşirse bu partinin üst düzeyinde
duran kişiler bu parti içinde durabilecekler mi? Onu merak ediyorum.
Gazetemiz Ataköy’ün kuruluş yıl
dönümünü 10 Mart’ta kutlayacağız.
Nice yıllara…
Her şey gönlünüzce olsun.
Ataköy 9-10 Kısım’da bulunan Medeni Berk İlköğretim
Okulu’nun önündeki cadde
tek yönlü trafiğe açıktır. Atrium yönünden gelenler bu
yolla Eski Dostlar Parkı
istikametine giderler. Ancak
Eski Dostlar Parkı
istikametinden bu yoldan
gelenler Medeni Berk
İlköğretim Okulu’nun önüne
gelmeden sola dönmek
zorundadır. Fotoğraflarda da
görüldüğü gibi yolun bu
bölümünde “girilmez levhası”
vardır.
Ancak bazı sürücüler girilmez
tabelasını görmezden gelerek
bu yolu çiftyönlüymüş gibi
kullanırlar.
Geçtiğimiz günlerde trafik
polisi Atrium’a geliş
istikametine araçlarını çekerek girilmez işaretini dikkate
almayan sürücülere ceza
uyguladı. Yetkililer ceza
uygulamasının belirli
aralıklarla devam edeceğini,
sürücülerin trafik ışık ve
işaretlerine uymalarını
söyledi.
(Yavuz ARPACIK)
ALIŞVERİŞ O’NUNLA YAPILIR!!!
Olivium Outlet Center müşterilerine özel, hediye
çekleri, hediyeler, kampanyalar ve fırsatlar sunan
“OKART” uygulaması 01 Mart 2012 Perşembe
günü Mercedes C180 kampanyası ile birlikte
başlıyor…
Açıldığı 2000 yılından itibaren müşterilerine “Uygun
Fiyatlı Alışveriş” imkanı sağlayan Olivium Outlet Cen-
ter, bu misyonunu her dönem daha da ileri taşıyarak,
fenomen olmuş “Çarşamba Nöbeti”, “Salı Pazarı”,
“Çocuk Kulübü” ve dönem kampanyalarıyla 2012
yılına kadar başarılı bir şekilde sektördeki yerini
korudu.
Olivium Outlet Center, şimdi ise 01 Mart 2012
tarihinde başlayacak ve müşterilerine alışverişlerinde
bir kez daha kazandıracak, kişiye özel bir kart olan
OKART’ı takdim etmekten gurur duyuyor. Ziyaretçilerimiz “Uygun Fiyatlı Alışverişleriyle” zaten kazanırken,
OKART’larını ücretsiz temin edip, fiş ya da faturalarını
kartlarına işlettikleri anda 2. kez kazanmaya
başlayacaklar. Kartlara işlenen fiş veya faturalarla
anında puanlar birikmeye başlayacak ve bu puanların
yettiği hediyeler sahiplerini anında bulacak.
Ayrıca OKART, başlangıç hediyesi olarak “Hayallerinizdeki Araba OKART’da” isimli kampanya ile 1
kişiye muhteşem bir Mercedes C 180’ne sahip olma
şansı sunacak. Olivium Outlet Center’ı ziyaret eden ve
mağazalarından alışveriş yapan herkes her 75 TL için
bu kampanyaya katılma hakkına elde edecek. Kampanya 01 Mart – 31 Ağustos 2012 tarihleri arasında
devam edecek.
Ayrıca; OKART Olivium Outlet Center’ın müşterilerine
sunduğu eşsiz bir fırsattır. OKART’ınızı 01 Mart 2012
tarihi itibari ile Olivium Outlet Center içerisindeki Saat
Kulesi altında bulunan başvuru noktasından ücretsiz
temin edebilirsiniz.
27
“Mutlu bir aile, erken varılmış cennettir” demiş
George Bernard Shaw. Pek doğru. Aile, insanın
tüm yaşamını biçimlendiriyor. İnsanın ailesiyle
gurur duyması eşsiz bir hazine. Büyük mutluluk!
Mimar Yıldız ve İnşaat Yüksek Mühendisi Murat’ı
da.
Tüm yaşantım boyunca Babama baktığımda hep
onun duruşuna hayran kalmışımdır. Bu duruşu
ilk Babam da gördüm: asla eğilmeyen, dik
duran, sözüne güvenilen, kendinden emin, güven
veren, hoş bir duruş... Bu kuşağa özgü bir
duruş...
Ah, keşke Annem ve Babam da burada olsaydı!..
Her zamanki gibi güzel ve örnek bir çift olarak
önümde yürürken onları izleyebilsem... Onlarla
konuşabilsem... Torunlarına bakarken gözlerinde
beliren sevgi ve mutluluğu yeniden görebilsem...
Bin bir güzel düşünce ve paylaşılmış yaşamlar
canlandı belleğimde... Yaşanmışlığının değeri hiç
bir şeye değişilmeyen sevgiler...
En ince ayrıntısına dek düşünülerek hazırlanmış
görkemli Kokteyl ve Akşam Yemeği’nin ev
sahipleri Oğuz Gürsel (İTÜ 1954) ve Münevver
Gürsel çiftiydi. Açılış konuşması Aykut Özdemirer
(İTÜ 1955) tarafından yapıldı. Oğuz Gürsel ve
Münevver Gürsel’e, Özcan Tütüncü (İTÜ 1955) bir
tablo, Rüçhan Göksel (1954) Teşekkür Plaketi,
çiçeği Yıldız (Atilla) Bayer (1954) verdi.
İTÜ İnşaat Mühendisliği 1954 ve 1955 Sınıf
Arkadaşlarının 80’inci Doğum Günlerini kutlamak
amacıyla 14 Şubat 2012 Sevgililer Günü İstanbul
Ortaköy, Esma Sultan Yalısı’nın bahçesine adım
atar atmaz yalnızca kalp atışlarımın
hızlanmadığını aynı zamanda gözlerimin hafiften
ıslandığını duyumsadım.
Ardından Şeref Konuğu olarak Selahattin
Babüroğlu (İTÜ 1954) “Yabancıların Gözü ile
Atatürk” konusunda videolu çok güzel bir konferans sundu. Teşekkür Plaketini Şenol Utku (İTÜ
1954), çiçeği Yıldız Bayer verdi.
İçeri girdiğimizde verilen kırmızı karanfiller... O
karanfillerin kokusunda bile eskinin zerafeti
vardı... Kokteylden sonra merdivenlerden
çıkarken yeni gelen konukların yürüyüşlerinde,
zamanın ne çabuk akıp geçtiğini algıladım...
Hayat hem çok güzeldi hem de biraz tatsız...
Öyle çok şey geçti ki gözlerimin önünden... Hem
güzel Annem hem yakışıklı Babam... Geziler,
toplantılar... Arkadaşları, çocukları, torunları...
Onlara bakarken hep çocukluğumu, gençliğimi,
nişan ve düğün günü mü, anne olduğum
zamanları yeniden yaşadım. Betimlemesi
imkansız duygular, düşünceler...
Çok sevgili Babam Atilla Bayer, İTÜ İnşaat
ESMA SULTAN YALISI’NDA
80’INCI DOĞUM GÜNÜ PARTISI
YASEMİN BAYER
Fakültesi 1954 yılı mezunlarındandı. Onun,
Annemle bu geceyi çok çok uzaklardan tatlı bir
gülümsemeyle izlediğini düşünüyorum. Yalnızca
arkadaşlarını değil,
torunları Yüksek
Bu güzel merasimin ardından orkestranın çaldığı
yıllar öncesine ait klasik şarkılar geceye dolarken,
gençliklerinde çoşkuyla yaptıkları dansları bugün
de sevgiyle bir kez daha yaptılar 1954 ve 1955
İTÜ İnşaat Fakültesi Mezunları...
Yalnızca İTÜ1954’lü ve 1955’li sınıf
arkadaşlarının değil, eşlerinin hatta evlat, gelin,
damat ve torunlarının katıldığı bu eşşiz gecede
herkes kendine özgü bir mutluluk yaşadı.
Bu güzel ve anlamlı gecenin ev sahipleri Oğuz
Gürsel ve Münevver Gürsel’e ayrıca Tertip
Komitesi Koordinatörü Semih Tezcan, Tertip
Komitesi Üyeleri Çoşkun Hazer, Doğan Şahin,
Lütfü Örgücü, Fevzican Akyüz’e içten saygı, sevgi
ve teşekkürler...
28
06 ŞUBAT 2012 PAZARTESİ
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek
birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy
tarafından açıldı. Ferzan Özer, Elif Arıkancan
ve gelmeyen üyelerin izinli sayılmasına
oybirliği ile karar verildi. AK Parti'nin vermiş
olduğu Destek Bakkart ve yol katılım bedeli
konulu yazılı soru önergeleri okundu. Merter'de Ulusoy tesislerinin bulunduğu yerde
yapılan tadilatla ilgili sözlü soru önergesi verildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1- Yazı İşleri Müdürlüğü'nün 2012
yılı evlendirme memurluğu ücret tarifesi
değişikliği hakkındaki başkanlık teklifinin
oybirliği ile kabulüne, 2- Yazı İşleri
Müdürlüğü Yönetmeliği'nden sicil ibaresinin
kaldırılmasına dair evrakın Hukuk Komisyonu'na havalesinin oybirliği ile kabulüne, 3İşletme Müdürlüğü Yönetmeliği'nin Hukuk
Komisyonu'na havalesinin oybirliği ile
kabulüne, 4- Sağlık İşleri Yönetmeliği'nin
Hukuk Komisyonu'na ve Sağlık Komisyonu'na
havalesinin oybirliği ile kabulüne, 5- Sağlık
İşleri Müdürlüğü'ne bağlı Şefkat Huzur Evi
Yönetmeliği'nin Hukuk Komisyonu ve Sağlık
Komisyonu'na havalesinin oybirliği ile kabulüne, 6- Fen İşleri Müdürlüğü'nün kültür
yapılarına dair evrakın Bütçe Plan Komisyonu'na havalesinin oybirliği ile kabulüne, 7Mali Hizmetler Müdürlüğü'nün Karyapsan
A.Ş'nin şirket sermayesinin 10 milyon TL'ye
çıkarılmasına dair evrakın Bütçe Plan Komisyonu'na havalesinin oybirliğe kabulüne karar
verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili
Hasan Ersoy tarafından 08.02.2012
Çarşamba günü saat 16:00'da toplanmak
üzere kapatıldı.
08 ŞUBAT 2012 ÇARŞAMBA
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek
birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy
tarafından açıldı. Gelmeyen üyelerin izinli
sayılmasına oybirliği ile karar verildi. Geçen
birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliği ile
kabul edildi. Gündem maddelerinin
görüşülmesi neticesinde; 1- Sağlık İşleri
Müdürlüğü'nün Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi
kurulmasına dair başkanlık teklifiin oybirliği
ile kabulüne, 2- Özel Kalem Müdürlüğü'nün
Geleneksel Uluslararası Bakırköy 12. Kültür
toplanmak üzere kapatıldı.
ŞUBAT 2012
BELEDÝYE MECLÝSÝ’NDE
NELER GÖRÜÞÜLDÜ?
Sanat Fetivali'nin giderlerinin belediye
bütçesinden karşılanmasına dair evrakın
Bütçe Plan Komisyonu'na havalesinin oybirliği
ile kabulüne, 3- İnsan Kaynakları ve Eğitim
Müdürlüğü'nün Sanat Evi Kent Müzesi'nin
sergi salonuna ait 2012 yılı ücret tarifesi
hakkındaki evrakın Tarife Komisyonu'na
havalesinin oybirliği ile kabulüne, 4- İnsan
Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü'nün
01.01.2012 tarihinden itibaren geçerli olmak
üzere 5393 sayılı kanun çerçevesinde
çalıştırılacak tam zamanlı sözleşmeli personele ödenecek ek ödeme hakkındaki evrakın
Bütçe Plan Komisyonu'na havalesinin oybirliği
ile kabulüne, 5- Kültür ve Sosyal İşler
Müdürlüğü'nün personel destek hizmet alımı
işinin süresine dair evrakın Bütçe Plan
Komisyonu'na havalesinin oybirliği ile
kabulüne, 6- İnsan Kaynakları ve Eğitim
Müdürlüğü'nün Bakırköy Belediyesi Disiplin
Amirleri Yönetmeliği'ne dair evrakın Hukuk
Komisyonu'na havalesinin oybirliği ile kabulüne, 7- Teftiş Kurulu Müdürlüğü'nün
yönetmeliğine dair dosyanın Hukuk Komisyonu'na havalesinin oybirliği ile kabulüne, 8Temizlik İşleri Müdürlüğü'nün evsel katı atık
tarifesine dair evrakın Tarife Komisyonu'na
havalesinin oybirliği ile kabulüne, 9- İmar ve
Şehircilik Müdürlüğü'nün 1/1000 ölçekli
Bakırköy Merkez Revizyon Uygulama İmar
Planı teklifine dair dosyanın İmar ve Şehircilik
Komisyonu'na havalesinin oybirliği ile
kabulüne, 10- İmar ve Şehircilik
Müdürlüğü'nün TMMOB (Makine
Mühendisleri Odası) A tipi muayene kuruluşu
ile yapılan protokole dair dosyanın Tarife
Komisyonu'na havalesinin oybirliği ile kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1.
Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
10.02.2012 Cuma günü saat 16:00'da
10 ŞUBAT 2012 CUMA
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek
birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy
tarafından açıldı. Türkan Elif Arıkancan,
İlknur Meral ve gelmeyen üyelerin izinli
sayılmasına oybirliği ile karar verildi. Geçen
birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliği ile
kabul edildi. Gündem maddelerinin
görüşülmesi neticesinde 1- Mali Hizmetler
Müdürlüğü'nün Karyapsan Anonim Şirketi
şirket sermayesinin 10 milyon TL'ye
çıkarılması hakkndaki Bütçe Plan Komisyonu
raporunun 2 çekimser oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne, 2- Kadın Sorunları
Komisyonu'nun Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği
Komisyonu olarak değiştirilmesi hakkndaki
Kadın Sorunları Komisyonu raporunun
oybirliği ile kabulüne, 3- İnsan Kaynakları ve
Eğitim Müdürlüğü'nün Sanat Evi Kent Müzesi
sergi salonuna ait 2012 yılı ücret tarifesi
hakkındaki Tarife Komisyonu raporunun 2 ret
oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 4Temizlik İşleri Müdürlüğü'nün çalışma
yönetmeliği hakkındaki Hukuk Komisyonu
raporunun oybirliği ile kabulüne, 5- Kültür ve
Sosyal İşler Müdürlüğü'nün personel destek
hizmet alımı işinin süresine dair Bütçe Plan
Komisyonu raporunun 2 ret oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne, 6- Fen İşleri
Müdürlüğü'nün kültür yapıları hakkındaki
Bütçe Plan Komiyonu raporunun 2 ret oya
karşın oyçokluğuyla kabulüne, 7- Ulaşım
Hizmetleri Müdürlüğü'nün görev ve çalışma
yönetmeliğine ek yeni görev alanı eklenmesi
hakkındaki Hukuk Komisyonu raporunun
oybirliği ile kabulüne, 8- İmar ve Şehircilik
Müdürlüğü'nün Şenlikköy Mahallesi 285 ada
9-10 parsellere ait plan tadilatı hakkındaki
İmar ve Şehircilik Komisyonu raporunun
oybirliği ile kabulüne, 9- İmar ve Şehircilik
Müdürlüğü'nün Yeşilköy Mahallesi 795 ada
26 parsele ait imar durumu hakkındaki İmar
ve Şehircilik Komisyonu raporunun 2
çekimser oya karşın oyçokluğuyla kabulüne
karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan
Vekili Hasan Ersoy tarafından 05.Mart 2012
Pazartesi günü saat 16:00'da toplanmak
üzere kapatıldı.
Meclis oturumlarýnýn tamamýný gazetemizin
www.atakoygazete.com.tr
sitesini ziyaret ederek okuyabilir ve sesli olarak dinleyebilirsiniz.
İSTANBUL NEREYE GİDİYOR?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nin
2012 yılı Şubat ayı oturumlarının 13 Şubat
Pazartesi günkü birleşiminde CHP İBB Meclis
Üyeleri Serdar Bayraktar, Dr. Hakkı Sağlam,
Serdal Kılavuz ve İbrahim Doğan imzaları ile İBB
Meclis Başkanlığı’na, Başkan Kadir Topbaş’ın
yazılı cevaplaması isteği ile yazılı soru önergesi
verdiler.
Soru önergesinde şunlara değinildi;
Dünyadaki en pahalı şehirler araştırmasında
İstanbul 2009 yılında otuz dördüncü, 2011
yılında yirmi sekizinci sırada!
“Mercer LLC. adlı kuruluşun 2010 yılında yaptığı
Kentlerde Yaşam Maliyetleri araştırmasında
İstanbul’un kırk dördüncü sırada olduğu
açıklandı. UBS AG adlı kuruluşun yaptığı
Dünyadaki en pahalı şehirler araştırmasında
İstanbul 2009 yılında otuz dördüncü, 2011
yılında yirmi sekizinci sırada. Dolar kurundaki
olası en ufak bir yukarı gidişte İstanbul ilk on
içerisine girebilir. ECA International tarafından
yapılan araştırmaya göre, İstanbul 2011 yılında
kirada Dünyanın en pahalı on ikinci şehri oldu.
İstanbul, dolar milyarderi sayısında 28 milyarder
ile Dünya’da New York, Moskova ve Londra’nın
ardından dördüncü sıraya yükselerek, Los Angeles,
Hong Kong, Tokyo gibi şehirleri geride bıraktı.
Gelir dağılımının eşitsizliğinde ülkemizin dünya
ortalamasının üzerinde seyreden durumu devam
ediyor. UBS AG adlı kuruluşun Yerel Satın alma
Gücü kriterine göre yaptığı dünyadaki zengin
şehirler araştırmasında gerilerdeki yerini koruyor. Bu kapsamda;
1- Bu olumsuz ve bıçak sırtı tabloda İBB Başkanı
olarak İstanbul’un içinde bulunduğu durumu
nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce milyarder
sayısı açısından İstanbul’un ön sıralara yükselmesi pozitif bir gösterge midir?
2- İstanbul’u pahalı kentler arasında ön
sıralardaki yerinden çıkarmak için hangi
önlemleri almayı düşünüyorsunuz?
3- Bu tablonun olumsuz sonuçlarına İBB Başkanı
olarak İstanbul’da uyguladığınız politikaların
etkili olduğunu düşünüyor musunuz?
29
On parmak metotla klavye kullanım uzmanı Daktilografi Öğretmeni Yekta Varilci:
“Q KLAVYE TÜRK DİLİ İÇİN BİR UCUBEDİR,
ONUN YERİNE STANDART TÜRK KLAVYESİ OLAN F KLAVYE KULLANINIZ”
Geçmişte daktilografide Türkiye dereceleri olan
Daktilograf Yekta Varilci, günümüzde hemen
hemen hepimizin kullandığı Q Klavyenin Türk Dili
için bir ucube olduğunu, onun yerine Standart Türk
Klavyesi olan F Klavye kullanılması gerektiğini
belirtiyor. ‘Bilgisayarda On Parmak Metotla
Öğretmensiz (Kendi Kendine) F Klavye Öğrenimi’
isimli kitabın yazarı olan Yekta Varilci, 1870’li
yıllarda oluşturulan İngiliz modeli Q Klavyenin
Türk Dili için tamamen kullanışsız olduğunu,
Türkçede en çok kullanılan A, E
harflerinin klavyenin en kullanışsız uzak
yerinde, en az kullanılan F, J
harflerinin ise klavyenin en
kullanışlı olduğu orta yerinde
bulunduğunu ifade ediyor.
Yıllardır Q klavyeye savaş
açan ve Milli Klavyemiz olan
Standart Türk Klavyesi’nin
kısa deyişle F Klavye’nin
kullanılması için çeşitli
uğraşlar veren, bu
konuda insanları yönlendiren Yekta Varilci; Q
Klavye kullanımının F
Klavye kullanımına göre
çok daha yavaş ve yorucu
olduğunu da belirtirken
bilgisayar klavyesinde on
parmakla yazmanın
çağdaşlık, iki parmakla
yazmanın ise çağdışılık
olduğunu söylüyor. Varilci
yıllardır uğraş verdiği F Klavye
kullanımının önemi ve öğrenimi
hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
Öncelikle Yekta Varilci kimdir?
Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Asker emeklisiyim. 11 yıl Deniz İkmal Okulu
Komutanlığı’nda Daktilografi ve Uluslar Arası
Askeri Yazışma Öğretmenliği olmak üzere 23 yıl
askeri görevlerde bulundum. Daha sonra ise özel
sektörde önemli firmalarda yöneticilik yaptım.
Askeri ve özel sektörde birçok mesleki başarılar
kazandım. Gençliğimde amatörler arası Türkiye
Daktilografi Sürat Şampiyonluğu ve hatasız yazı
Türkiye üçüncülüğü bunlardan bazıları. Özellikle
Standart Türk Klavyesi olan F Klavye’nin
kullanılması, önemi ve öğrenimi konusunda
yıllardır uğraş vermekte ve insanlarımızın, dilimiz
için bir ucube olan İngiliz yapımı Q Klavye yerine,
F Klavye kullanmaları konusunda bilgilendirici
çalışmalar yapmaktayım. Bu doğrultuda da ‘Bilgisayarda On Parmak Metotla Öğretmensiz (Kendi
Kendine) F Klavye Öğrenimi’ isimli kitabımı
yazdım. Kitabımda neden Q Klavye yerine F Klavye
kullanmamız gerektiğini, on parmak metotla F
Klavye kullanımının tekniğini ve F Klavye
hakkındaki tüm bilgileri anlattım. Kitabımda,
öğrenimi özellikle basite indirgeyerek herkesin
kolayca uygulayabileceği bir metotla hazırladım.
Sayın Varilci, kitabınızda, bilgisayar
klavyesinde on parmakla yazmak bilimselliktir,
iki parmakla yazmak ilkelliktir diyorsunuz.
İki parmakla yazanları ilkellikle itham
etmek ağır bir ifade olmuyor
mu?
Öncelikle bu ifadenin bana ait
olmadığını, konunun dünya
çapında uzmanı olan F
Klavyenin mucidi Sn.İhsan
Sıtkı Yener’e ait olduğunu ve
de ifadeye aynen
katıldığımı söyleyebilirim.
Arkasından alınganlık
gösterenlere soruyorum.
Kaşık ve çatal icat edilmiş
iken, elle (parmaklarla)
yemek yemek ilkellik
değil midir? Klavyeyi on parmak metotla çok ama çok
kolay kullanabilmek için
bir teknik keşfedilmiş iken, iki
parmakla beyin ve gözleri
yorarak daha ağır bir tempo ile
klavye kullanmak ilkellik değil
de nedir?
Q Klavyenin dilimiz açısından bir
ucube olduğunu, F Klavyenin
kullanılması gerektiğini belirtiyorsunuz. Bunun sebebi nedir?
Türkçemizde sözcükleri oluşturan harflerin her
birinin miktarı, örneğin
30.000 sözcük baz
alındığında (ki,
150.000 harf eder) A
harfinin 26.323 kez,
F harfinin ise sadece
125 kez kullanıldığı
tespit edilmiştir. Q
Klavye’de, dilimizde
en az kullanılan F, J
harfleri klavyenin en
kullanışlı orta yerinde
fakat en çok
kullanılan A harfi en
uzak yerde sol kenar-
da bulunmaktadır. Bu nedenle F Klavye’de Türk
dilinde kullanılan harfler, çokluk derecelerine göre
en uygun tuşlara yerleştirilmiştir.
Sayın Varilci, burada devletin bir eksikliği yok
mu, peki? Bugün devlet okullarında da
öğrencilerin kullandığı klavyeler Q Klavye.
Devletin F Klavye kullanımını teşvik etmesi
gerekmez mi?
Hükümetimiz çok geç de olsa konuya el atmıştır.
Fatih Projesi kapsamında 2011-2012 eğitim yılının
ikinci yarısında başta İstanbul ve Ankara olmak
üzere ilk etapta 17 ilde 52 okulda 9’uncu sınıflar
ile, 3 okulda 5’inci sınıflara bedava dağıtılmış olan
Tablet PC’lerin F Klavye olarak kullanımını
başlatmıştır. Sonraki yıllarda ise tüm okullarda
uygulamaya geçilecektir. Bu konuyu o ölçüde
ciddiye almıştır ki Ak Parti Genel Merkezi’nde parti
personeline, F Klavye yazım kursu açmış, 60 saatlik kurs sonunda kursa katılan personelin
maaşlarına 50 TL’lık ek ödeme yapılması kararını
almıştır. Ümit ediyorum bir adım daha ileri gider,
geçmişte daktilografi makinelerinin ithalinde
olduğu gibi gümrüklere talimatını verir, bilgisayar
ithalinde de F Klavye mecburiyetini getirir.
Yoğun olarak bilgisayar kullananlara
açıklamalarınız ışığında neler tavsiye
edersiniz.
‘Zararın neresinden dönülürse kardır’ diyerek
öncelikle klavyelerini F Klavye’ye çevirsinler. İki
parmakla yazıyor olsalar dahi kısa bir süre sonra,
gözleri daha az yorularak daha rahat, daha hızlı
yazdıklarını tespit edeceklerdir. Ama konunun
uzmanı olarak tavsiyem iki parmakla değil, on
parmakla yazmalarıdır. Buradan anne ve babalara
sesleniyorum: 5-6 yaşındaki çocuklarınızın evdeki
bilgisayarlarınızda ne marifetler yaptıklarına
şahitsiniz. O halde, okumayı öğrendiklerinden
itibaren (7-8 yaşlarında), bilgisayarı F Klavye
üzerinden on parmak metotla kullanmaya yönlendiriniz. Paris’te yapılan
2011 yılı Bilgisayar Klavye
Kullanımı Dünya
Şampiyonası’nda 0-16 yaş
grubunda, Türkiye’den 11
yaşındaki küçük yarışçımız
İlyas Pamukçu’nun F Klavyeyi
kullanarak Dünya üçüncüsü
olduğunu duyurmak isterim.
Demem o ki, başarının
anahtarı, F Klavye’yi
kullanıyor olmaktır.
(Yavuz ARPACIK)
SOSYAL FOBİ, ALKOL VE MADDE KULLANIMINI ARTIRIYOR
Bakırköy Prof. Dr.
Mazhar Osman Ruh ve
Sinir Hastalıkları Hastanesi (BRSHH)
Başhekimi Doç. Dr.
Erhan Kurt, birçok
psikiyatrik hastalıkla
birlikte görülebilen
sosyal fobinin alkol ve madde kullanımını 2-3 kat
artırdığı belirtti.
Hastalığın belirtilerinin ergenlik döneminde (15-25
yaş) başladığını belirten Doç. Dr. Erhan Kurt,
“Çarpıntı, terleme, gerginlik, ağız kuruluğu, yüz
kızarması ve midede rahatsızlık hissi en sık belirtileridir. Sosyal fobiler için en sıkıntı verici
davranışlar ise, kalabalık önünde konuşmak,
başkalarıyla birlikte yemek yemek, başkalarının
önünde yazı yazmak, toplu taşıma araçlarıyla
seyahattir. Sosyal fobinin birçok psikiyatrik
hastalıkla birlikte görülebilir. Depresyon,
agorafobi, yaygın anksiyete bozukluğu, alkol ve
madde kötüye kullanımı, intihar en sık birlikte
görülen durumlardır. Alkol ve madde kötüye
kullanımı 2-3 kat artmaktadır, çünkü kendi kendini
tedavi edici araçlar olarak kullanılmaktadır” dedi.
Kadınlarda daha sık
görülüyor
Hastalığın biyolojik bir yanı
olduğunu da hatırlatan Doç.
Dr. Erhan Kurt, “Sosyal fobi
aynı aile içinde ve ikizlerde
daha sık görülmektedir. Farklı
toplumlarda yaygınlığı % 515 civarında bulunmuştur.
Bazı araştırmalar kadınlarda
daha sık görüldüğünü göstermekle birlikte, erkeklerin
sosyal anksiyetelerini
yatıştırmak için alkole
başvurmaları nedeniyle daha
az sosyal fobi tanısı almaları
açıklayıcı olabilir. Medeni
durum olarak sosyal fobik
olanların olamayanlara göre
daha sıklıkla yalnız yaşayan, evlenmemiş ya da
boşanmış kişiler oldukları görülmektedir.
Tedavinin en önemli ayağının bu durumun bir
“huy” ya da kişilik özelliği değil
hastalık olduğunun
kavranmasından geçer.Günümüzde
pek çok ilaç sosyal fobi tedavisinde
kullanılmaktadır ve başarılarını
ispat etmişlerdir. En etkili terapi
yöntemi diğer kaygı
bozukluklarında olduğu gibi Bilişsel
Davranışçı Terapi’dir. Bunun bir
parçası olarak Sosyal Beceri Eğitimi
uygulanması gereken yöntemdir”
diye konuştu.
Sosyal Fobi: Sosyal ortamlarda ve
kişisel performans gerektiren
durumlarda, başarısız olacağı,
aşağılanacağı ve utanılacak şekilde
davranacağına ilişkin, kişinin aşırı
ve sürekli korku duymasını sosyal
fobi olarak adlandırılıyor.
TEKNOLOJÝ DÜNYA SI
GÖKHAN ATAMER
[email protected]
TWITTER’DAN YENİ REKLAM MODELİ
Sosyal medya ağları arasında Facebook'un en
büyük rakibi olan Twitter daha çok küçük
işletmelerin kullanabileceği, kendilerinin doğrudan
satın alarak reklamlarını yerleştireceği yeni bir
reklam modeline geçiyor. Kullanıcısı ve kullanım
sıklığı hızla artmasına karşın bu kapasitesini
reklam ve gelire çevirmekte güçlük çeken
mikroblog, uzun bir süre reklam almamış ardından
da sponsorlu tweetlerle para kazanmaya çalışmıştı.
Uzun süredir konuyla ilgili geliştirmeler üzerinde
çalışan şirket, önce sistemi küçük bir kesimde denerdi ve nihayet Facebook ya da Google gibi
kullanıcıların kendiliğinden reklam verebilmelerini
sağlayan reklam modeline geçti. Şu an sadece
American Express kartı bulunan reklamverenlerin
başvurabildiği uygulama yakında tüm kredi
sahipleri tarafından kullanılabilecek. Twitter,
2011’de reklam gelirlerini bir önceki yıla göre
yüzde 213 artırarak 139.5 milyon dolar gelir elde
etti ancak rakipleriyle karşılaştırıldığında bu başarı
oldukça yetersiz kalıyor. Çünkü aynı yıl internet
devi Google 36.5 milyar dolar, Facebook da 3.2
milyar dolar reklam geliri elde etti.
ANNELER TAKİPTE
Foursqaure’in kullanıma sunduğu bir servis
kullanıcıların annelerine nerede olduklarını
bildirmesini sağlıyor. Annelerin yüreğine su serpecek uygulama okulu kırmak isteyen öğrenciler
içinse o kadar eğlenceli olmayacak gibi gözüküyor.
Hizmetin kullanılabilmesi için hashtagmom.com
adresine kayıt olan kullanıcılar, Foursquare’de
yaptıkları check-in’lere #mom’ı ekliyor. Bu sayede
kullanıcıların Foursquare ile yaptıkları check-in
annelerine bildiriliyor. Jeff Winstein ve Steve Pike
adında iki programcı tarafından geliştirilen #mom
ile kullanıcı annesinin telefon numarasını ilgili
alana girip Foursquare’e bağlandığında, anneler
çocuklarının gitmek istediği yere sağ salim
gittiğinden haberdar oluyor.
BULUT BİLİŞİMDE STRATEJİK ORTAKLIK
Atos, EMC ve VMware, bilişim teknolojiler
pazarının günümüzde yüzde 10’unu oluşturan ve
2020 yılında toplam pazar payını dörde katlaması
beklenen bulut bilişim alanında stratejik ortaklığa
gittiler. Ortaklığın ilk ürünü Atos tarafından kurulan Canopy adlı şirket olurken, EMC ve VMware de
inovasyon süreçlerini desteklemek ve yeni çözümleri pazara sunmak amacıyla projeye yatırım
yapacaklar. Canopy, geniş bir bulut çözüm ve
hizmet yelpazesi sunmayı vaadederken, şirketlerin
bilişim teknolojileri ihtiyaçlarına yönelik hizmetleri
kolay ve esnek bir şekilde seçebilmelerine, onlara
ulaşabilmelerine ve kullanabilmelerine olanak
sağlayacak. Bunun yanı sıra bulut içerisindeki veri
bütünlüğünün, güvenliğinin ve gizliliğinin en üst
düzeyde olmasını sağlamayı hedefliyor. Konuya
değinen Atos Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu
Başkanı Thierry Breton, Canopy’nin kurulmasıyla
ATAKÖY
birlikte sunacağı kurumsal hizmetlerin
müşterilerine büyük değer sağlayacağını belirtti.
Bunun yanı sıra oluşturulan stratejik ortaklıkla
şirketlerin imkanlarını birleştirerek tüm hizmetleri
tek elden sunmak istediklerine değinen Breton,
amaçlarının bütün müşterilerle yakın bir işbirliği
içinde olmak olduğunu söyledi. Konuyla ilgili
konuşan Atos Türkiye CEO’su Orhan Akbulut,
dünyada bulut bilişimin gelişiminde çok önemli bir
kilometre taşı olacağına inandığına değinirken,
Türkiye’deki bilişim pazarında ortaya çıkmamış çok
önemli bir potansiyelin olduğuna dikkat çekti.
2016’YA KADAR KÜRESEL MOBİL INTERNET
VERİ TRAFİĞİ 18 KATINA ÇIKACAK
Cisco’nun Görsel Endeksi Öngörü Raporu’na göre
2016 mobil veri trafiği yılda 130 eksabayta
ulaşacak. Önümüzdeki 5 yılı kapsayan rapora
göre, dünya çapında mobil veri trafiği 18 katına
çıkarak, 2016 yılında ayda 10,8 eksabayta yani
yılda 130 eksabata erişecek. Bunun yanı sıra
toplam mobil veri trafiğinin yüzde 45’ini oluşturan
mobil bulut trafiği, 2016 yılına gelindiğinde yüzde
71’e ulaşacak. Mobil veri trafiğinde beklenen bu
keskin artışın en büyük nedeni, internet bağlantılı
mobil cihazların sayısında öngörülen artış miktarı.
5 yıl içinde dünyadaki insan nüfusunu geçmesi
beklenen bu cihazların sayısı, bu artışın olması
doğrular nitelikte görünüyor. Sadece 2015 ve 2016
yıllarında öngörülen mobil internet trafiğindeki
artışın, 2012 yılı için öngörülen artışın 3 katına
ulaşması bekleniyor. Bu keskin artış miktarlarının
temel sebeplerinden biri kullanıcıların indirilebilen
içreikten çok akışla gelen içeriğe yönelmesi olarak
gösteriliyor. Bu da mobil bulut trafiğini 5 yıllık süre
zarfında 28 katına çıkartacak. 2016 yılında dünyada 10 milyardan fazla mobil internet bağlantılı
cihaz olacak. Dolayısıyla bu rakam, dünya
üzerindeki mobil veri trafiğini önemli bir ölçüde
arttıracak. Bir diğer unsur ise mobil cihazların
giderek daha üstün teknolojiler kullanarak daha
fazla veri oluşturması. Bu konuda en büyük
katkının tablet bilgisayardan gelmesi beklenirken,
meydana gelecek veri trafiğinin 5 yıl içinde 62
katına çıkacağı öngörülüyor. Bunun yanı sıra,
mobil bağlantı hızındaki artışın da, bu trafiğin
artmasında önemli rol oynaması bekleniyor. Daha
yüksek hızın, daha yüksek oranda tüketime yol
açacağını öngören rapor, 5 yıl içinde dokuz
artacağını tahmin ediyor. Rapora göre, Türkiye’nin
de içinde bulunduğu Orta ve Doğu Avrupa Ülkeleri
yüzde 83 oran ve 21 kat artış ile en yüksek ikinci
mobil veri trafiği artış oranına sahip olacaklar.
FACEBOOK’UN BAŞI DERTTEN
KURTULMUYOR
Şubat ayı başında bir takım güvenlik problemi ve
uyguladığı sansür politikası nedeniyle büyük tepkilere maruz kalan Facebook, bu defa da
kullanıcıların mesajlarını “izinsiz okumakla”
suçlanıyor. Sunday Times’ın hazırladığı rapora
göre akıllı telefonlar üzerindeki Facebook
uygulamasının, kullanıcıların mesajlarını okumanın
yanı sıra kullanıcı bilgilerini, yaşadıkları yeri ve
hatta arkadaş listelerini de belli aralıklarla üçüncü
şahıslara gönderdiği ortaya çıktı. Raporun bir
diğer iddiasına göre Youtube, Flickr gibi sitelerin,
cep telefonlarına ücretsiz olarak indirilebilen uygulamalarla, akıllı mobil telefonların kameralarını
istedikleri zaman çalıştırıp, gizlice fotoğraf ve video
çektiğinin de ortaya çıktığı iddia edildi.Facebook
yetkilileri ise, bu suçlamaları kesin bir dille reddederken, Facebook’un yeni geliştirdiği
mesajlaşma sistemini test etme amaçlı böyle bir
“uygulamaya” gittiği belirtiliyor. Akıllı telefonlar ve
uygulamaları geçtiğimiz haftalarda da benzer
sorunlara sebep olmuştu. iOS ve Android
uygulamalarının kullanıcıların bilgilerini çaldığı
ortaya çıkmıştı. Yaşanan gelişmelerle birlikte gün
ÝMTÝYAZ
GENEL
Taner SAHÝBÝ,
KÜÇÜKTEPE
Hukuk Danýþmaný: Av.
YÖNETMEN
VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ
Ofset Baský ; ÜNÝFORM
Özcan ATAMER
Renk Ayýrým; FÝLMEVÝ
Haber Koordinatörü
AYLIK BÖLGE
GAZETESÝ
Ýdare
Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1
Gökhan ATAMER
Ýstanbul
Aylýk Süreli Ferhat
yayýnApt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Haber
Merkezi
Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
YIL: 20 Sayý: 213 MART 2012
Yavuz ARPACIK
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret
A.Þ.
Arzu BERATOĞLU
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
[email protected]
Köþe
yazýlarýndaki sorumluluk,
yazarlarýna
aittir.
GAZETEMÝZ
BASIN AHLAK
YASASINA
Gazetemizde yayınlanan
ilanların
sorumluluğu
ilan sahibine aittir
UYMAYI
TAAHHÜT
ETMÝÞTÝR
geçtikçe yaptığımız her hareketin (hatta
yapmadıklarımızın bile) daha fazla takip edilerek
bizi George Orwell’ın korku ütopyasına
yaklaştırdığı bir gerçek.
CHROME’U HACKLEYENE 1 MİLYON DOLAR
Google, Windows 7 ile çalışacak bilgisayarlar kullanacak siber korsanlara Chrome tarayıcısına
verdikleri zararın derecesine göre 60, 40 ve 20 bin
dolar verecek. Google güvenlik ekibi, altıncısı
düzenlenen yarışmada dağıtılacak ödüllerin, aynı
dereceyi elde eden yarışmacılar için ikiye
bölünmeyeceğini belirtti. 7 Mart’ta başlayacak
yarışma, dağıtılan toplam ödül bir milyon doları
bulana kadar devam edecek. Pwn2Own’un geçen
yıl düzenlenen yarışmalarında, siber korsanlar
Internet Explorer ve Safari tarayıcılarının tüm
güvenlik duvarlarını yıkmayı başarmış ama
Chrome’u alt edememişti. Yarışta siber korsanları
teşvik edebilmek için birinciliğe verilecek ödülün
20 bin dolar artırılması da sonucu
değiştirememişti. Chrome, bugüne kadar
Pwn2Own’da siber saldırılarla güvenliği tamamen
çökertilemeyen tek tarayıcı olma özelliğini taşıyor.
Yarışmacılar, Chrome’a karşı başarısızlıklarını
Google’ın sandbox güvenlik sisteminin zorluğuna
bağlıyor. Google Chrome güvenlik ekibinden Chris
Evans ve Justin Schuh, “Chrome’un geçmişte
gösterdiği başarı bizi ne kadar mutlu etse de,
bugüne kadar güvenlik duvarlarının aşılamaması
Chrome’un anlaşılması ve geliştirilmesini de
zorlaştırıyor... Güvenliğin aşılabilme olasılığını
maksimize etmek için ödül miktarını bu yıl bir
milyon dolara çıkardık” ifadesini kullandı.
Google’dan bir yetkili ise “Sandbox sistemini aşan
bir siber korsan olursa bunu nasıl yaptığını kendisine saklaması çok iyi olur. Beyaz korsanlar
internetteki açıkları bulmalı ve kapamalı.
Amacımız interneti daha güvenli kılmak” dedi.
DÜNYANIN İLK DÖRT ÇEKİRDEKLİ TABLETİ
10.1 inç boyutundaki yeni Eee Pad Transformer
Prime TF201, Android 3.2 işletim sistemi ile geliyor
ancak Mart ayı başında Android 4.0 Ice Cream
Sandwich güncellemesine geçiş yapan ilk tablet
olacak. Dört çekirdekli NVIDIA® Tegra® 3
işlemciye sahip Transformer Prime, çizilmeye ve
darbeye karşı ultra dayanıklı Corning Gorilla Glass
teknolojisine sahip Super IPS ekranında 1280x800
çözünürlüklü bir tablet deneyimi sunuyor. Kalınlığı
8.3 mm, ağırlığı 585 gram olan Eee Pad
Transformer Prime’ın tek başına kullanım süresi 12
saati bulurken, özel klavye dock ünitesi ile
birleştirildiğinde bu süre 18 saate kadar çıkıyor.
Tam bir QWERTY klavyeden oluşan ve touchpad’i
de bulunan Transformer Prime’ın mobil dock
ünitesi sayesinde, tablet bilgisayarlarda yazı yazmak çok kolay bir hale dönüşüyor. İleri seviye bir
ses performansı için SonicMaster ses teknolojisine
sahip cihaz, arka yüzündeki 8 MP kamerası ile Full
HD video kaydediyor; kaydettiğiniz ya da sistem
üzerinde yer alan videoları da 1080p HD
kalitesinde izleme imkanı sunuyor. Üstelik bu videolar tablet üzerinde yer alan mini HDMI çıkışı ile
daha büyük ekranlı cihazlara aktarılabiliyor. Ön
yüzde bulunan 1.2 MP’lik kamera da görüntülü
konferanslarda kullanıcılara büyük kolaylık
sağlıyor. Eee Pad Transformer Prime’ın depolama
kapasitesini arttırabilmek için tablet üzerinde 1
mini SD, dock üzerinde de 1 SD kart girişi
bulunuyor. Dock ünitesinde bulunan USB port
üzerinden bağlanan USB bellek ya da USB hard
diskler ile limiti kullanıcılar belirliyor. Ayrıca
ASUS’un özel bulut depolama alanı
WebStorage’da 8GB’lık alan da ücretsiz olarak
sunuluyor. Eee Pad Transformer Prime (32GB)
Türkiye’de, tablet olarak 649 dolar+KDV, klavye
docku ile beraber 749 dolar+KDV’den satışa
sunuluyor.
Hukuk Danýþmaný: Av. Taner KÜÇÜKTEPE
Av. Öner AYBEK
Ofset Baský : ÜNÝFORM
Renk Ayýrým : FÝLMEVÝ
Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1
Ferhat Apt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul
Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ.
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
Gazetemizde yayýnlanan yazý ve fotoðraflar kaynak
gösterilmeden kullanýlamaz
31
CEYHUN YILMAZ SEVGİLİLERİ İLE BULUŞTU
Ünlü radyocu
ve şovmen
Ceyhun
Yılmaz, Türkiye
Omurilik
Felçlileri
Derneği’ni
ziyaret ederek,
engellilerle
buluştu.
Ceyhun
Yılmaz, 14
Şubat Sevgililer Günü’nü anlamlı bir
ziyaret ile Türkiye Omurilik Felçlileri
Derneği üyeleriyle birlikte geçirdi.
Derneğin genel merkezini ziyaret eden
Ceyhun Yılmaz, elinden gelen her çabayı
omurilik felçlileri için yürüteceğini
belirterek, derneğin bundan sonraki tüm
projelerinde yer almayı kabul etti.
Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nde
faaliyet gösteren Nakış, Tekstil ve Grafik
Atölyeleri’nde çalışan engellilerin
hazırladığı hediyelerle çok mutlu olan
Ceyhun Yılmaz, tüm sevenlerine sosyal
ağlar aracılığıyla Akülü Tekerlekli
Sandalye Kampanyası’na 3430’a boş bir
mesaj atarak 5 TL destek vermeye
çağırdı.
TOFD Yönetim Kurulu Üyesi Semra
Çetinkaya’nın omurilik felci konusunda da
bilgi verdiği ziyarette, Ceyhun Yılmaz,
dernek yararına gösteri yapacağını ve ilk
kitabının tüm gelirini TOFD’ye
bağışlayacağının da müjdesini verdi.
Marmara Belediyeler Birliği’nin 2009
yılında başlattığı basın danışmanları
toplantıları istikrarlı bir şekilde devam
ediyor. İstanbul İlçe Belediyeleri Basın
Danışmanları Marmara Belediyeler
Birliği’nin ev sahipliğinde
gerçekleştirdikleri toplantıda Basın
Danışmanları Platformu’nu kurdu.
Nitelikli ve etkili iletişim için tecrübe
paylaşımını önemli gören basın
danışmanları bundan sonra da düzenli
olarak her ay toplantılarını
gerçekleştirecek.
Platform Başkanlığına oybirliğiyle
Bağcılar Belediyesi Basın Danışmanı
Abdullah Arıdoru seçilirken, başkan
yardımcılıklarına Zeytinburnu Belediyesi
Basın Danışmanı İsmail Uluhan, Kadıköy
Belediyesi Basın Danışmanı Arife Avcu
ve Marmara Belediyeler Birliği Basın
Danışmanı Fatih Sanlav seçildi.
Platformun Genel Sekreterliğine Beykoz
BİR pLASTİK KApAğIN BİR hAYATI BU KADAR
ETKİLEYEBİLECEğİNİ hİÇ DÜşÜNÜR MÜYDÜNÜZ?
• Bir plastik
kapak ile;
ortopedik engelli
birinin kendi
başına hareket
etmesini,
özgürce istediği
yere
gidebilmesini,
alışveriş
yapabilmesini,
gezmesini ve
yaşadığı dünyayı
keşfetmesini sağlayabilirsiniz.
• İçtiğiniz su şişesinin ya da damacanasının, zeytinyağınızın,
meşrubatınızın kapağını toplayarak sizler de engelli
vatandaşlarımızın özgür kılınmasına yardımcı olabilirsiniz.
• Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği ile SU d E ve SU LTA N
Su’yun yürüttüğü bu kampanyada toplanan kapakların
geridönüşümü sayesinde elde edilecek gelirin tamamı; şu anda
akülü ve manuel tekerlekli sandelyesini kavuşmayı bekleyen
binlerce kişiyi hayatla buluşturacak.
• Ayrıca topladığınız 15 adet SU d E veya SU LTA N damacana
kapağı için bayinizden 1lt, SU d E Limonata istemeyi unutmayın.
BASIN DANIŞMANLARI PLATFORMU KURULDU
Belediyesi Basın Danışmanı Abdurrahman
Cüneyd Fidancı seçilirken, Başakşehir
Belediyesi Basın Danışmanı Saadettin
Acar, Beyoğlu Belediyesi Basın
Danışmanı Huri Yazıcı, Silivri Belediyesi
Basın Danışmanı Melis Avcı ve
Arnavutköy Belediyesi Basın Danışmanı
Mutlu Bahtiyar da yönetim kurulunda yer
alan isimler oldu. Bahçelievler Belediyesi
Basın Danışmanı Mustafa Holoğlu,
Büyükçekmece Belediyesi Basın
Danışmanı Vedat Denizer, Esenler
Belediyesi Basın Danışmanı Hüseyin
Akman ve Eyüp Belediyesi Basın
Danışmanı Ayla Eyüpoğlu Danışma Kurulu
Üyeleri olurken, Sultangazi Belediyesi
Basın Danışmanı Fazıl Ergüt, Esenyurt
Belediyesi Basın Danışmanı Metin
Karakoç, Çekmeköy Belediyesi Basın
Danışmanı Ahmet Savaş Özpınar ve
Kartal Belediyesi Basın Danışmanı Bülent
Köse de Denetleme Kurulu Üyeleri seçildi.
33
BİLİYOR MUSUNUZ?
Yaşam süreci içinde hemen herkes birkaç kez
devlet dairelerine gider. Bu dünyanın her
ülkesinde böyledir. Gelişmiş ülkelerde
yaşayanlar bizdeki kadar devlet dairelerine
gitmez. Pek çok konuyu elektronik ortamda
çözüme kavuşturur.
Bizde ise hemen herkes doğumundan
ölümüne kadar devlet dairelerinde işlerini
çözmeye çalışır.
İlçemizde devletin birimlerinde işler nasıl
yürüyor, sorumlulukları neler? Örneğin İlçe
Gıda, tarım ve Hayvancılık Müdürü’nün
görev ve sorumlulukları nelerdir?
Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?
ve bunlara temas eden madde ve malzemelerin üretimi bunların
kayıt, onay ve izin belgelerinin düzenlenmesi, bunların denetimi
şu anda bizim ana işimiz. Bizim ana politikamız ''Tarladan
sofraya'' dır. Bu aşamalarda bakanlık etkin bir şekilde denetim
yapmaktadır. Şu anda burada bir
tarla belki yok ama tarla olan bir
ilçede ilçe müdürlüklerimiz bunların
denetimlerini yapıyor, Bakırköy'e
gelene kadar, sofrada insanlar
tüketinceye kadar her aşamada biz
bunun izlenebilirliğini sağlıyoruz.
Herhangi bir sorun çıktığında geriye
dönük aşamalar halinde güvenilir
gıda zincirini bozan kurum ve
şahıslar kimlerse bunlara gerekli
yasal işlemler uygulanıyor.
disi, su ürünleri mühendisi, balıkçılık teknolojisi mühendisi, veteriner hekimler ve yerine göre kimya mühendisi bile gidiyor. Bu
arkadaşlarımız gidip kendi konusu ile ilgili denetimlerini yapıyor.
Denetimlere en az 2 kişi gidiyor. Bizim denetimlerimizin çoğu
eğitim amaçlı. Biz bir iş yerine gittiğimizde asıl amacımız orayı
düzeltmek. Onları bilgilendirmek.
1978 yılında Kars Sarıkamış’ta doğdum. Aslen Iğdırlıyım.
Eğitimimi babamın memur olması dolayısıyla Türkiye'nin değişik
yerlerinde tamamladım. Liseyi Bakanlığımıza bağlı Söke Ziraat
Teknik Lisesi’nde, üniversiteyi İstanbul Üniversitesi Veteriner
Fakültesi’nde tamamladım. İlk görev
yerim Bingöl. 6 buçuk sene Bingöl İl
Tarım Müdürlüğü'nde görev yaptım.
2002 yılında İstanbul’a tayin oldum.
2002’de Çatalca Tarım İlçe
Müdürlüğü'nde, 2003 yılında
Büyükçekmece Tarım İlçe
Müdürlüğü'nde göreve başladım.
Burada görevime devam ederken
yaklaşık 3 yıl önce Bakırköy'deki
irtibat büromuza gıda denetimlerini
yürütmek üzere büro sorumlusu
olarak görevlendirildim. Gıda
denetimlerinin bakanlığımızın çalışma
alanlarının büyük bölümünü
kapsadığından bakanlığımız her
ilçede ilçe müdürlüğü olmasını
öngördü ve geçen sene mart ayından
itibaren bütün ilçelerde ilçe
müdürlükleri açıldı. Bana da Bakırköy
İlçe Müdürlüğü’nü kurma görevi verildi. Kurucu müdür olarak
göreve başladım. Yaklaşık 1 yıldır da İlçe Müdürlüğü görevini
yapmaktayım.
Peki denetimler hangi
periyotlarla yapılıyor?
Bizim denetimlerimiz 7/24. Günün
her saatinde arkadaşlarımız göreve
hazır şekilde bekliyorlar. Mesai
saatleri dışındaki denetimlerimiz
genellikle ihbar hattına gelen
şikayetler değerlendirerek yapılıyor.
Alo Gıda 174 hattımızdan gerek
telefondan, gerekse de internetten
başvurular alınıyor. Bunlar değerlendiriliyor. Aciliyet durumuna
göre en geç 15 gün içinde vatandaşa bilgi verecek şekilde
Biz sorduk. Sinan taşkır cevapladı.
Cezai yaptırım uyguluyor musunuz?
İşletmenin durumuna göre uyguluyoruz. İş yeri eğer çok büyük
risk taşımıyorsa, insan ve halk sağlığı açısından bir sorun yoksa
biz bunlara genelde süre veriyoruz. Yapması gerekenleri belirtiyoruz. Daha sonra bunun takibini yapıyoruz. Eğer takibimizde
önerilerimize uyulmadığını tespit edersek, bunun için 5596 sayılı
kanun ve buna bağlı yönetmeliklere uygun olarak gerekli yasal
işlemleri yapıyoruz. Gerek idari para cezası, gerek kapatma,
gerekse ikisi bir arada olacak şekilde cezai uygulama yapıyoruz.
Uygulanan idari para cezalarının tutarları ne kadar?
Denetimlerde tespit edilen uygunsuz gıda satış ve üretim
faaliyetlerine 5996 sayılı kanun çerçevesinde 1.000 TL – 10.000
TL arasında değişen miktarlarda idari para cezası uyguluyoruz.
Cezalar artık çok ağır.
Dediğiniz gibi gıda konusu çok geniş bir alanı
kapsıyor. Marketlerde satılan ürünler, cafe ve
restoranlar, semt pazarları, okul kantinleri, fırınlar ve
benzeri bir çok konu var. Bunlarla ilgili yapılan denetimlerden bahseder misiniz?Mesela Bakırköy'de çok
sayıda balık pazarları var. Su ürünlerinin denetimleri
nasıl oluyor?
Bakırköy'de 20'nin
üzerinde satış yerİlçelerde Gıda,
imiz var. Biz
Tarım ve
bunlara su ürünleri
Hayvancılık
perakende satış
Müdürlüğü'nün
yerleri diyoruz. Bir
görev ve
tane de balıkçı
sorumlulukları
barınağımız var. Su
nelerdir?
ürünleri denetimi
Gıda, Tarım ve
de yine
Hayvancılık
bakanlığımızın
Bakanlığı'nın görev
belirlediği esaslar
sahası çok geniş.
doğultusunda
Ben çalışma
gerek av yasakları
alanlarımızı ana
gerek boy yasakları
hatlarıyla şöyle
gerekse de hijyenik
belirteyim; Bitkisel
açıdan
ve hayvansal
yapılmaktadır. Son
ürünler ile su
dönemlerde
ürünlerinin
çinekop
geliştirilmesi, tarım
gündemdeydi.
sektörünün
Tecrübeli
geliştirilmesi, tarım
elemanlarımız
politikalarının
tarafından yönetoluşturulmasına
meliklerle
yönelik çalışmaların
belirlenen esasa
yapılması, gıda
göre balıkların
üretimi, güvenliği,
boylarının ölçümü
güvenilirliği, kırsal
yapılıyor. Belli bir
kalkınma, toprak ve
yüzdenin üzerinde
su kaynaklarının ve
küçük boyda balık
çeşitliliğinin
tespiti yapıldığında
korunması ve
bu balıklara el
verimli kullanılması,
konur, satışı yapılır,
çiftçilerin
parası Mal
Fotoğraftakiler Soldan Sağa; Ahmet Demirci, Nadir Can Güler, Bilgen Kurt, Ahmet Söyler, Evrim Ateş Sunucu, Halis Basutçu,
örgütlenmesi ve
Müdürlüğü’ne
Nuray Özdemir, Seval Yazıcıoğlu, Mine Kabakçı, Sinan Taşkır, Dane Akcan, Canan Ay,
eğitilmesi, tarımsal
(hazineye) yatırılır.
Canan Arkan, Havva Gül Demirpaz
desteklerin etkin bir
Ayrıca bu satışlar
biçimde yürütülmesi,
hakkında Savcılığa
denetim yapılıyor. Vatandaşa bir referans numarası veriliyor. Bu
tarımsal piyasaların düzenlenmesi ve bunlarla ilgili çalışmaların
suç duyurusunda bulunulur ve 857 TL idari para cezası yazılır.
referans numarası üzerinden şahıs yaptığı şikayetle ilgili her türlü
yapılması. Ayıca gıda, tarım ve hayvancılığa yönelik bakanlığın
Satılan balığın artı 0-4 derecede, üstü kapalı soğutmalı veya
bilgiyi öğrenebiliyor. Bakırköy'de yaklaşık 2000 işletme var. Bu
belirlediği genel politikalar çerçevesinde bunların izlenmesi ve
buzla destekli bir ortamda satılması gerekiyor. Balıkların
işletmelerin denetimleri gerek bakanlığın belirlediği, gerek il
denetimini yapmak. Bakanlığımızın eski adı Tarım ve Köy İşleri
vatandaşın gerek el teması, gerekse toz, duman, egzoz gibi dış
müdürlüğümüzün belirlediği prosedürler çerçevesinde, gerekse
Bakanlığı idi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak değişti.
etkenlere maruz kalmayacak şekilde korunması gerekiyor.
de kendi yaptığımız programlar çerçevesinde yapılıyor.
Gıda, bakanlığımızın çalışma alanında büyük bir yer edindi.
Bakırköy'deki
restoran ve cafe denetimlerinden de
Kaç kişilik bir ekiple çalışıyorsunuz?
Bakırköy olarak baktığımız zaman Bakırköy'de üretim yapılan
bahseder
misiniz?
24 kişilik bir ekibimiz var. 7 gıda mühendisi, 7 ziraat mühendisi, 3
tarım arazimiz yok. Hayvancılık yapan işletmemiz yok. Yani tarım
Biz gıda üreten, satan, paketleyen yani gıdanın her aşamasında
veteriner hekimle bu denetimlerimiz gerçekleşiyor.
ve hayvancılık faaliyetleri burada yok. Bizim işimizin tamamına
faaliyet gösteren işyerlerin de denetimini yapıyoruz. Cafe ve
Denetimlere kaç kişilik bir ekip gidiyor. Bu ekibin
yakını gıda denetimleri, su ürünleri denetimi ve hayvan sağlığı
restoran denetimlerimizde bu çerçevede
içinde kimler yer alıyor?
çalışmaları oluşturuyor. Gıda, gıda katkı malzemesi, yem ile ilgili
yapılıyor.
DEVAMI 25’te
Denetimlere bakanlğımızın atadığı gıda mühendisi, ziraat mühen-
35
BİLİYOR MUSUNUZ?
Yaşam süreci içinde hemen herkes birkaç kez
devlet dairelerine gider. Bu dünyanın her
ülkesinde böyledir. Gelişmiş ülkelerde
yaşayanlar bizdeki kadar devlet dairelerine
gitmez. Pek çok konuyu elektronik ortamda
çözüme kavuşturur.
Bizde ise hemen herkes doğumundan
ölümüne kadar devlet dairelerinde işlerini
çözmeye çalışır.
İlçemizde devletin birimlerinde işler nasıl
Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?
cüzdanlarını getiriyorlar, 2 resimle birlikte nüfus cüzdanlarını
geçti. Burada bir karışıklık oluyor mu?
değiştiriyorlar. Eskiden kütükleri Anadolu'da olan insanlar,
Sıkıntı oluyor. Kişilerin, adres kaydı yaptırmak için mutlaka orada
kütüklerini İstanbul'a aldırabiliyordu. 2000 yılından itibaren bunun
oturduklarını kanıtlamaları lazım. Kişilerden üzerlerine kayıtlı sabit
pratik bir faydası olmadığı için nüfus kaydının nakil işlemleri
telefon faturası, doğalgaz, elektrik ve su faturası gibi fatura
kaldırıldı. Ancak adres nakli yaptırabiliyor insanlar. Yani kütüğü
istiyoruz Çoğu insan ev sahibinin üzerine kayıtlı, üzerime
neredeyse orada kalacak sonsuza kadar.
almadım diyor. Ondan önce oturan kişi adres
Başka bir yere taşınıp,
kayıdını aldırmamışsa
biz o yeni taşınanı
Bakırköy’ün Yaş Gruplarına Göre ikametgahını aldırmayan
oraya kayıt
kişilere bir ceza var mı?
Nüfus Dağılımı
edemiyoruz. Ancak
Para cezası uyguluyoruz. 1 ay
Yaş Grubu Kadın
Erkek Toplam
kiracı ise kira
içinde yeni taşındığı yere adres
kontratını noterden
0-4
4.786
5.116
9.902
kaydını bildirmeyen kişilere 390 TL
getirecek öyle kayıt
05-09
5.029
5.344 10.373 para cezası uyguluyoruz.
edeceğiz. O da
10-14
5.502
5.778 11.280 Peki bunun 1 ay içinde
vatandaşa maddi bir
15-19
6.270
6.436 12.706 yapılıp yapılmadığını nasıl
külfet getiriyor.
20-24
7.952
8.613 16.565 tespit ediyorsunuz?
Adreste bu sıkıntıları
25-29
10.141
9.027 19.168 Şimdi siz evinizi taşıdınız. Fakat
çekiyoruz. Bir de
30-34
10.307
9.212 19.519 kaydınızı taşımadınız. Sizin
kişiler taşınıyor yeni
35-39
9.660
8.339 17.999 kaydınıza birisi geldi taşındı. Sizin
taşındıkları yere
40-44
8.979
7.494 16.473 kaydınız boşa düşüyor, boşa
adreslerini almıyor.
düştüğü tarih belli. Oradan tespit
Eski evlerine yeni
45-49
9.106
7.854 16.960
ediyoruz. Mesela referandumda
kiracılar taşınıyor. Onlar bir
50-54
8.423
7.389 15.812 CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu
fatura ile geliyor, kayıtlarını yaptırıyor eski
55-59
7.463
6.670 14.133 nedenle oy kullanamadı.
oturanın kaydı boşa düşüyor. Boşa düştüğü
60-64
5.990
5.569 11.559 Sokak isimleri değişebiliyor.
zaman 390 TL bir para cezasına tabi
65-69
4.628
3.864
8.492
Bunları nasıl takip
tutuluyor. Bunlarda sıkıntı yaşıyoruz. Birde
70-74
3.748
2.816
6.564
ediyorsunuz?
vatandaş bebeğini bir ay içinde bildirmediği
75-79
3.252
2.232
5.484
Belediyenin Harita Müdürlüğü
zaman para cezası uyguluyoruz. Nüfus
sokak isimlerini değiştiriyor, o
80-84
2.458
1.417
3.875
cüzdanını çaldıranlar hariç kaybedenlere
değişiklikler anında bizim sisteme
para cezası uyguluyoruz.
85-89
1.190
596
1.786
yükleniyor.
Hangi blok hangi
Peki kayıp veya çalıntı olduğu
90+
380
115
495
sokağa
tekabül
ediyor bu bizim sisayrımını nasıl yapıyorsunuz?
Toplam 115.264 103.881 219.415
temimizde var. Bu sistem sürekli
Çalıntıysa polise tutanak tutturması lazım.
güncelleniyor ve vatandaşlar bu konuyla ilgili herhangi bir sıkıntı
Ama kayıplarda ceza yazıyoruz. Tabi bizim parayla ilgimiz yok.
yaşamıyor.
Cezayı kesiyoruz, Mal Müdürlüğü alıyor.
31 yıldır Bakırköy Nüfus Müdürü olarak görev yapmaktayım.
1979 Marmara Üniversitesi mezunuyum. O dönemde ismi Maliye
Muhasebe Yüksekokulu idi. Memuriyete 1975 yılında üniversite
öğrencisiyken başladım. Fatih, Eminönü ve Şişli İlçeleri’nde
memur olarak çalıştım. 1979 yılında
Bakırköy Kaymakamlığı'na memur olarak
atandım. Sonra müdürlük sınavlarına
girdim. 1981 yılının 1 Mayıs'ında Nüfus
Müdürü olarak göreve başladım. Evliyim 3
çocuğum var. Bakırköy'de ikamet
ediyorum.
İlçelerde Nüfus Müdürlüğü'nün
görev ve sorumlulukları nelerdir?
yürüyor, sorumlulukları neler? Örneğin İlçe
Nüfus Müdürü’nün görev ve sorumlulukları
nelerdir?
Biz sorduk. Özgür İşgüder cevapladı.
Nüfus Mdürlüğü'nün iş alanı çok geniştir.
Bir insanın parası yoksa bankada işi olmaz,
gayrimenkulu yoksa tapuda işi olmaz.
Mağdur veya suçlu değilse emniyette işi
olmaz ama biz bütün vatandaşlarımızın
mutlaka uğraması gereken bir kurumuz.
Yani bize işi düşmeyecek Türk vatandaşı
yoktur. 50 yaşına kadar yaşamış bir insan
10 yılda bir nüfus cüzdanı değtişirmek zorunda. Bunun için 5
sefer gelmesi gerekiyor. Evlenmesi, boşanması, doğum, ölüm,
adres değişikliği gibi durumlarda bize gelmesi gerekiyor. Doğumu
1 ay içinde, ölümü 10 gün içinde, evlenmeyi 10 gün içinde bize
bildirmeleri gerekiyor. Ölüm olayını; evde ölmüşse belediye,
hastanede ölmüşse hastane, adli bir vaka dolayı ölmüşse
cumhuriyet savılığı bildiriyor. Gününde göndermezlerse biz
sorumlu kişiye ceza uygularız. Örneğin hastanede ölmüşse
sorumlu hekim bize bildirmezse ona ceza uygularız. Bu aynı
şekilde belediye sağlık müdürlüğününde görevi. Doğumda kişi
kendisi geliyor. 1 ay içinde çocuğunu nüfusa kayıt ettiren kişiden
nüfus cüzdan bedeli almıyoruz. Nüfus cüzdanı değiştirme işini
kişi istediği nüfus müdürlüğünden yaptırabilir. Kayıpsa kendi
ilçesinden yaptırmak zorunda. Doğum bildirimini istediği yerden
En çok hangi evrak alınıyor?
yaptırabilir. Doğumda doğum raporu getirmek
En çok nüfus kayıt örneği ve ikametgah
zorunluluğu yok. Beyana görede yazılabilir.
alınıyor.
Havaalanı bizim bölgemizde olduğu için en
Kaç kişilik bir ekiple çalışıyorsunuz?
çok burada sıkıntı yaşıyoruz. Kişi Antalya'dan
2 şef, 2 odacı, 1 müdür 3 sözleşmeli personel
gelmiş, yurt dışına uçacak bu arada nüfus
ve 17 memur olmak üzere 25 kişilik bir ekiple
cüzdanını kaybetmiş, elinde başka kimlik yok.
çalışıyoruz. Nüfus Müdürlüğü'nde 4 bölüm
Ona yapacak hiçbir şeyimiz yok. Memleketine
var. Nüfus İşlemleri, Adrese Dayalı Nüfus
gidip oradan çıkarabilir. En çok ilişkide
Kayıt İşlemi’nin yapıldığı bölüm, Cüzdan
olduğumuz kurumlar Tapu Müdürlüğü ve
Servisi, bir de memurların sicilini tutan bir
Askerlik Şubesi'dir. Askerlik çağına gelen
odamız var.
kişilerin listesini askerlik şubesine biz
Vatandaşların Nüfus Müdürlüğü'ne
bildiriyoruz. Tapuda veraset davaları bizim
kayıtlarımıza göre yapılıyor. Mahkemeler
gelirken yanlarında mutlaka getirmesi
bizim kayıtlarımıza giriyor, ona göre veraset
gereken evrak var mı?
ilanları veriyor. Nüfus kayıtı olmadan hiçbir
Mutlaka resimli bir kimlik olması lazım.
yargılamada yapılamaz. Ceza mahkemelerine
Bir vatandaş Nüfus Müdürlüğü’ne
de bizim kayıtlarımız gidiyor ama şimdi UYAP
gelip başkası hakkında bilgi alabilir
denen bir sistem var. Emniyet müdürlüğü,
mi?
adliyeler, sosyal güvenlik kurumları ve diğer
Bizim kayıtlarımız gizlidir. Sizinle ilgili ancak
bazı kurumlar bizim kayıtlarımıza girerek bizim
sizinle evlenmek isteyen birisi sadece medeni
kayıtlarımızı görebiliyor. Bu da bizim iş
halinizle ilgili bilgi alabilir. Başka sizinle ilgili
yükümüzü hafifletmiş durumda. Eskiden
bilgi alamaz. Herhangi biri bu bilgiyi alabilir.
Bakırköy Adliyesi'nden bize çuvallarla yazı
Fotoğraftakiler Soldan Sağa; Şengün Atlı, Meltem Erdem, Ahmet Çiftçi, Özgür İşgüder, Enver Nüfus Müdürü peki ne yapar?
gelirdi. Onlara cevap vermek durumunda
kalırdık. Şimdi onlar da bizim sistemimize
Bayduk, Muhterem Berna Yaldız, Tuba Batur, Aynur Özcan, Serpil Kaşıkçı, Yeşim Tuz Kocatepe Burada olan tüm işlerden sorumludur.
Müdürlüğü denetler, çözülmeyen problemler
giriyor. Doğum, ölüm, evlenme, boşanma
Oturanlar Soldan Sağa; Cem Cesur, Şeref Parlak, Burhan İşçi
bana gelir. Sıkıntılı işler, problemli işler bana
hepsi bizden geçiyor. Ayrıca bizim nikah kıyma
yansır. Bende çözüm bulamazsam bir üst merci kaymakamlık
Nüfus cüzdanını kaybedenlere ne kadar ceza
yetkimizde var ancak bu yetkimizi işlerimizin yoğunluğundan pek
makamıdır.
uygulanıyor?
kullanmıyoruz. 2007 yılında adrese dayalı nüfus kayıt sistemi ile
31
yıldır aynı kurumun başında olmanın avantajları,
15
gün
içinde
ödendiği
zaman
54
TL
75
KRŞ.
15
günü
geçerse
birlikte ikamet işleri, nakil işleri de bize devredildi. Bu bizim
dezavantajları nelerdir?
Yeditepe Vergi Dairesi'ne 73 TL ödüyorlar.
işimizi ikiye katladı. Bakırköy'de 15 mahalle muhtarı var. 15
31 sene burada olmamın sebebi ben odamda pek oturmam;
Nüfus cüzdanı yenilemek için gerekli evraklar nelmahalle muhtarının yaptığı işi biz yapıyoruz. Bizim en yoğun
içerde gezerim, koridorda gezerim. Sıkıntılı
olduğumuz bölüm adres bölümü. Tabi bu iş bize verilmekle birlikerdir? Ne kadar sürede veriyorsunuz?
olan var mı, işi çözülmeyen vatandaş var
te muhtarlar da ekonomik yönden sıkıntıya düştü. Ayrıca biz
Nüfus cüzdanını 5 dakika içinde veriyoruz. Nüfus cüzdanını
mı bunlara bakarım. Bakırköy'ün yüzde
ikametgahı ücretsiz veriyoruz. Muhtarlar belli bir ücret
yenilemek isteyenlerin; eski nüfus cüzdanlarını ve 2 resim
80'i beni tanır. Bende yüzde 20'sini
mukabilinde veriyor. Tabi vatandaş bizi tercih ediyor. Nakil
getirmeleri yeterli. Yeni nüfus cüzdanı için sadece 5 TL 75 KRŞ
tanırım.
Herkesi tanımak avantaj ama
işlemleri tamamen bizden yapılıyor. Muhtarların nakil yapma
ücret alıyoruz. O da kimliğin bedeli, ekstra bir ücret almıyoruz.
bazı dezavantajları da var. 31 yıldır aynı
yetkileri yok. Bizim belli dönemlerde iş yükümüz çok yoğun
İkametgah ücretsiz. İkametgahı nereye götürecekseniz orayı
kurumda olmanın en büyük avantajı
oluyor. Seçim arefesinde, belli sınavlar öncesinde ve okul kayıt
mutlaka belirtmek zorundasınız. Çünkü altına biz o kuruma ibraz
nereden tehlike gelecek bilirsiniz.
dönemlerinde. Onun dışında ilçemizde Nüfus Müdürlüğü sakindir.
edilmek üzere düzenlenmiştir diye yazıyoruz. İnsanlar nüfus
Ama İstanbul'un diğer ilçelerinde çok yoğundur.
cüzdanını kaybettiği zaman muhtardan nüfus talep belgesi alıp,
İkametgah ve nakil işlemleri muhtarlıklardan size
buraya geliyor. Sadece kayıplarda. Değiştirmelerde eski
Arzu BERATOĞLU
37
‘DA
KEREMCEM
SEVENLERİYLE BULUŞTU
PELİCAN MALL Alışveriş ve
Yaşam Merkezi, açıldığı
günden bugüne kadar her ay ağırladığı ünlü
konuklarına bir yenisini daha ekledi.
Genç kızların sevgilisi, şarkıların romantik prensi
Keremcem sevgililer günü özel mini konser ve özel
söyleşisiyle Sevgililer Günü'nü PELİCAN MALL
AVM'de
kutladı.
PELİCAN
MALL
Alışveriş ve
Yaşam
Merkezi’nde
hayranlarıyla
buluşan
Keremcem,
şarkıları ve
bilinmeyen
bütün
yönlerini bu özel söyleşide paylaştı. Sevgililer
günü için de bir hayranına özel imzalı tişörtünü
hediye etti. Hayranlarının yoğun ilgisi karşısında
O LİVİUM VE PELİCAN MALL
GEN EL MÜDÜRLERİ DEĞİŞ Tİ
Pelican Mall Alışveriş ve
Yaşam Merkezi Genel
Müdürlüğü’nden
Olivium Outlet Center
Genel Müdürlüğü
görevine geçen Berna
Yüksel’in yerine ISS
Tesis Yönetim
Hizmetleri A.Ş ve
Hotek Yapı
İşletim ve
Yönetim
A.Ş’de görev
yapan Belda
Göksu getirildi.
heyecanını gizleyemeyen Keremcem,
cep telefonuyla
hayranlarının
video ve
fotoğraflarını
çekip sosyal
medyada
takipçileri ile
anında
paylaştı.
Pelican Mall
Alışveriş ve
Yaşam
Merkezi,
ünlü
konuklarını
ağırlamaya
devam edecek.
TEK TAŞ VE PARİS TATİLİ
SAHİPLERİNİ BULDU
carocard ile alışveriş yaptılar, 1 karat tek taş pırlanta
ve aşıklar şehri Paris seyahati
kazandılar.
BELDA GÖKSU KİMDİR?
İstanbul Ticaret Üniversitesi, İşletme
Fakültesi mezunudur. İngiltere,
Bournemouth Business School International’
da Yönetim ve İşletme Sertifika Programını
bitirdi. ISS Tesis Yönetim Hizmetleri A.Ş’de
‘Operasyon Uzmanı’, Hotek Yapı İşletim ve
Yönetim A.Ş’de ‘Operasyon Destek Takip
Sorumlusu ve Operasyon Müdür Yardımcısı’, yine aynı firmanın grup şirketi tarafından
yönetimi yapılan Pelican Hill Evleri’nde ‘Proje (Site) Müdürü’ olarak görev yaptı.
İstanbul doğumlu olan Göksu, evlidir.
Carousel Alışveriş ve Yaşam
Merkezi, anlaşmalı üye
mağazalardan alışveriş yapan 3
talihli müşterisini çift kişilik Paris
seyahati ve 1 talihli müşterisini 1
karat tek taş yüzük ile ödüllendirdi.
Carousel'deki üye mağazalarda 113 Şubat tarihlerinde Carocard ile
en yüksek alışveriş yapan Tomris
Eryılmaz, 1 karat tek taş pırlanta
yüzük, 3 Kişi, Avrupa'nın en
romantik Şehri olan Paris'e çift
kişilik haftasonu tatili kazandı.
Carousel Pırlanta yüzük Kazanan Talihli;
Tomris Eryılmaz
Jolly Tur
ile 3 gece
4 günlük unutulmaz Paris
seyahatini gerçekleştirecek olan
çiftler, Carocard'ın farkını
muhteşem bir hafta sonu tatili ile
yaşayacaklar. Ariş Pırlanta'dan 1
karat tek taş yüzük kazanan
talihli müşteri Tomris Eryılmaz;
Carousel'in ayrıcalıklarından
oldukça memnun olduğunu
belirtti.
(Yavuz Arpacık)
ÇİÇEK SEVGİSİNİ ÇOCUKLUKTA ALIYORLAR
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı ve Bakırköy
Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü işbirliğiyle
ilköğretim çağındaki
çocuklara çiçek
sevgisi verebilmek
amacıyla çiçek
dikme festivali
düzenlendi.
Osmaniye Atatürk
Spor ve Yaşam
Köyü’nde düzenlenlenen festivalde,
1300 çocuk laleler,
sümbüller ve
menekşeler diktiler.
Ziraat Mühendisi
Erol Özyurt, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı Ferit
Aysan Eğitim Parkı serasında çocuklara çiçekler
hakkında bilgiler verdikten
sonra tüm çocuklarımız kendi
çiçeğini seçti ve saksısına
dikti. Özyurt yaptığı
açıklamada, “Çocukların
toprak ve çiçeklerle
buluşmalarında yaşadıkları
heyecan görülmeye değerdi.
Tüm çocuklar baharın bir an
önce gelmesini ve çiçeklerinin
açmasını heyecanla
bekliyorlar. Çünkü hepsi
diktiği çiçeğin ne renk
açacağını merak ediyor.
Dönem sonu paylaşım haftası nedeniyle
çocuklarımızın proje sunumlarını izlemeye gelen
veli ve
öğretmenler de
bu etkinliğe
katıldılar. En az
çocuklar kadar
yetişkinler de
mutlu bir gün
geçirdiler. Bu
soğuk günlerde
çocuklarımızla
rengarenk
coşkulu bir bahar
yaşadık.” dedi.
39
KOMŞU İLÇELER:
KÜÇÜKÇEKMECE
Küçükçekmece Mustafa Eravutmuş İlköğretim Okulu
öğrencileri, “Gezegenimiz Ellerimizde” adlı proje
kapsamında Fransa, Romanya, Letonya ve Polonya’dan
gelen konuklarını ağırladı.
Küçükçekmece Mustafa Eravutmuş İlköğretim Okulu
öğrencileri, bir süre önce T.C. Başbakanlık devlet
Planlama Teşkilatı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik
Programları Merkezi Başkanlığı’na Hayat Boyu
Öğrenme/Comenius Programı 2010 Yılı Teklif Çağrısı
döneminde 'Our Planet in Our Hands ‘Gezegenimiz
Ellerimizde' başlıklı proje başvurusunda bulunmuştu.
Teklif başvurusu Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik
Programları Merkezi Başkanlığı değerlendirme Komitesi
tarafından onaylanarak merkezi seçim sürecine dahil
edilerek, 1141 adet 'Çok Taraflı Okul Ortakları' proje
başvurusundan kabul edilen 379 projeden biri oldu.
Bu projedeki amaç; öğrencilerin çevre hakkındaki
farkındalıklarını arttırmak, geri dönüşümün önemini
ÖĞRENCİLERDEN
BÜYÜK PROJE
kavratmak ve böylece çevreye karşı daha duyarlı birer
birey olmalarını sağlamaktır. Bu amaçla Küçükçekmece
Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü okul yönetimi ile
görüşerek, sınıflara geri dönüşüm kutuları ve atık pil
kutuları yerleştirilip, geri dönüşüm ile ilgili öğrenci ve
öğretmenler bilgilendirildi.
Ayrıca geri dönüşümle ilgili bilgileri içeren yazı, afiş ve
resimler panolara asılarak öğrencilerin bilinçlendirilmesi
sağlandı. Projenin diğer ortakları olan Fransa, Polonya,
Letonya ve Romanya ile bu ortaklık çerçevesinde karşılıklı
geziler düzenlenerek, öğrencilerin farklı kültürleri
tanıması, o ülkelerdeki çevre ve geri dönüşüm
çalışmalarından bilgi sahibi olması amaçlanıyor.
AVRUPALI ÖĞRENCİLERE GERİ dÖNÜŞÜM GEZİSİ
Fransa ve Romanya’dan 8’er, Letonya ve Polonya’dan
6’şar olmak üzere toplam 28 öğrencilik bir grup öğrenci
ve öğretmenleriyle birlikte Türkiye’ye gelerek çeşitli
sosyal aktivitelere katılıp, tarihi eserleri gezme ve
YATIRIM VE PROJELERİ YERİNDE GEZEREK
BİLGİ SAHİBİ OLDULAR
Belediye Başkanı Aziz Yeniay, belediye meclis üyelerini
bilgilendirme amacıyla, ilçede devam eden yatırımlar ile
yapılacak yeni projeleri yerinde göstererek detaylı bilgi
verdi.
Küçükçekmece
Belediyesi’nin
yaptığı yatırım ve
projeleri yerinde
görülüp
bilgilendirmek
amacıyla ilçe
genelinde bir gezi
düzenlendi. Geziye
Başkan Aziz
Yeniay, Başkan
Yardımcıları Enver
Şengül, Hüseyin
İpek, Mustafa
Kuzugüden, Vasfi
Alkaşı, Güven Aydın ve meclis üyeleri katıldı.
Başkan Aziz Yeniay Küçükçekmece’de yapılan
yatırımların yerinde görülerek bilgilendirilmesinin daha
faydalı olacağını belirterek; “Meclis üyelerimizin daha
detaylı bilgi sahibi olması için bu gezi ile yatırımları
yerinde göstererek bilgilendiriyoruz.” dedi.
Başkan Yeniay ve meclis üyeleri önce Gümrük Yolu
Dönüşüm alanı daha sonra, Söğütlüçeşme Bilgi Evi,
Küçükçekmece Arena, Halkalı Çamlık Bilgi Evi, Yeni
Belediye Binası,
Bezirganbahçe
Kentsel dönüşüm
konutları, Katlı
Kavşak, Yaşam
Sevinci Merkezi,
Yarımburgaz,
Halkalı Stadı, Hobi
Bahçesi, Temalı
Park, Kanuni Sultan
Süleyman
Hastanesi, Atatürk
Lisesi Eğitim ve
Spor Kompleksi,
Tepeüstü, Yeşilova
Mahallesi ve Küçükçekmece Meydanı gibi devam
eden ve biten yatırımları gezdi.
Meclis üyeleri, çalışmaları yerinde görmekten son
derece memnun olduklarını, bu tür bilgilendirme
gezilerinin tekrarlanmasını istediler.
inceleme fırsatı buldular.
Bu proje kapsamında öğrenciler tarafından geri dönüşüm
kutularında ayrı biriktirilen ambalaj atıklarının geri
dönüşümünün nasıl yapıldığı konusunda bilgi edinilmesi
amacıyla, yurt dışından gelenler ve Mustafa Eravutmuş
öğrencilerinden oluşan 40 kişilik bir grup, Küçükçekmece
Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü'nün yaptığı
protokolle geri dönüşüm çalışmalarının yürütüldüğü,
Halkalı kağıt firmasına teknik gezi gerçekleştirildi. Teknik
geziden önce firma yetkilileri ve Küçükçekmece Belediyesi çevre mühendislerince ilçede yürütülen geri dönüşüm
çalışmaları hakkında bilgiler verildi. Geri dönüşümün
gelecekte ne kadar önemli olacağı konusunda bir seminer
düzenlendi. Ayrıca geri dönüşümüm nasıl yapıldığı gezide
öğrencilere uygulamalı olarak anlatıldı. Küçükçekmece
Belediyesi'nin geri dönüşümle ilgili yaptığı çalışmaları
gösteren broşürler ve kitapçıklar öğrencilere dağıtıldı.
GERİ DÖNÜŞÜMDE BÜYÜK KAZANIM
Küçükçekmece Belediyesi, Temizlik
İşleri Müdürlüğü 5 yıldan beri başarıyla
yürüttüğü kağıt-karton, cam, plastik ve
metal ambalaj atıklarının evsel
atıklardan ayrı olarak toplanması
çalışmalarına hız kesmeden devam
ediyor. Geri dönüşümle elde edilen
kazanımlar bir yandan ekonomiye katkı
sağlarken, diğer yandan da doğanın
korunmasına yardımcı oluyor.
Küçükçekmece Belediyesi Temizlik İşleri
Müdürlüğü bu çerçevede 5 yıl önce
ciddi bir çalışma başlattı. Ekipler
konutlarda bilgilendirme çalışmaları
yaparak vatandaşa
uygulama hakkında bilgiler
veriyor. Bilgilendirmenin
sürekli yapıldığını belirten
yetkililer, apartman
görevlisi ve temizlik
personellerine yerinde
eğitimler veriyor. Ayrıca
apartman girişlerine de
afişler yapıştırılıp, site
sakinlerine el broşürleri
dağıtılarak bilgi sahibi olması
sağlanıyor. Böylece konut sakinleri
evlerinde çöpten (sebze, meyve, yemek
atıkları, bahçe atıkları vb.) ayrı olarak
biriktirdikleri kağıt, karton, metal, plastik
gibi ambalaj atıklarını konteynerlara
bırakarak projeye katılım sağlanıyor.
2011 yılı itibariyle toplam 35.707
konuttan aylık 1200 ton ambalaj atığı
toplayan Küçükçekmece Belediyesi
Temizlik İşleri Müdürlüğü, geçen yıl 60
ton atık yağ toplarken, elektronik
atıkların da toplanmasına bu yıl
başlanacağı bildirildi.
Ataköy Marina Park'ta “Cafe 7.
Brasserie” Kasım ayı
başından itibaren
hizmete başladı.
Cafe 7. Brasserie;
müşteri odaklı bir
yaklaşımla daha
küçük ve samimi ortamlar
yaratarak,
ülkemizin
gittikçe
değerleri kaybolan
semt/mahalle cafe-restorantları konseptiyle Bakırköy ve
Ataköylülere hizmet veriyor.
Cafe 7. Brasserie’nin vizyonu; güvenilirlik ve
yiyecek-içecek kalitesini hem lezzet hem de
hijyen olarak üst seviyede tutmak
önceliğiyle, müdavimleri olan bir ortam
yaratıyor. Sabahları 7’de hizmet
kapısını açan Cafe 7. Brasserie;
kahvaltı seçenekleriyle birlikte,
dünyanın en kaliteli kahve
markalarının yanında özellikle Türk
damağına uygun pide çeşitleriyle de
beğeni kazanıyor. Öğle yemeklerinde;
başta çevredeki iş yerlerinde çalışan
profesyonel yöneticilerle, semt sakinlerine; huzurlu bir
ortamda hafif ama doyurucu, lezzetli Akdeniz ve İtalyan
menüsü sunuyor. Akşam saatlerinden itibaren ise günün
yorgunluğundan çıkmaya çalışan müşterilerine, deniz otobüsüyle seyahat edenlerden de katılımlar olarak; içten
sevgi dolu bir ortamda, Cafe 7. Brasserie ekip çalışanları
hizmet veriyor.
Menüde makul fiyatlı İtalyan, Fransız, Güney Afrika, Şili
şaraplarıyla birlikte Türkiye’nin de marka olmuş içecekleri
yer alıyor. Çok beğenilen pide, pizza çeşitleriyle birlikte
özel soslu bonfilesi de damak zevki açısından tercih
sıralamasında önde geliyor. Ayrıca, özel günler için
yapılacak organizasyonlara da ev sahipliği yaparak
mekanın tadını çıkartabilirsiniz...
BİLGİ İÇİN
Telefon (212) 559 33 07
www.cafe7brasserie.com
41
KOMŞU İLÇELER
BAHÇELİEVLER
BAHÇELİEVLER HALKI
Ö Z LEM İNİ ÇEKTİĞİ HASTANEYE KAVU ŞUY O R
İstanbul İl Özel İdaresi tarafından
yaptırılan Bahçelievler Devlet Hastanesi,
2013’ün ilk yarısında hizmete girecek.
Bahçelievler Devlet Hastanesi, alanında
Türkiye’nin en kapsamlı hastanelerinden
biri olacak.
Sağlık alanında yaptığı yatırımlarla
İstanbul’a çağ atlatan İstanbul İl Özel
İdaresi, alanında Türkiye’nin kapsamlı
devlet hastanelerinden birini daha Bahçelievler’de hayata geçiriyor. Temeli geçtiğimiz yıl atılan
309 yataklı Bahçelievler Devlet Hastanesi, 97 milyon liralık yatırım ile tamamlanacak.
30 bin 460 metrekare alan üzerine inşa edilen hastanede, patolojiden mikrobiyolojiye kadar
farklı alanlarda 14 laboratuvar yer alacak. 10 ameliyathanesi, içinde nükleer tıp ünitesinin de
bulunduğu 7 görüntüleme merkezi ve 89 polikliniği ile Bahçelievler Devlet Hastanesi;
...
R
O
Y
İ
N
E
L
ES
B
A
D
R
A
L
KUŞ
Bahçelievler Belediyesi Sağlık
Müdürlüğü, etkisini arttırarak sürdüren
kış mevsiminde yeterince
beslenemeyen sokak hayvanlarını
unutmadı. Parklarda ve cami
avlularında kümelenen
kuşlara, kış koşullarından
dolayı yeterince
beslenemeyen güvercinlere
ve açık alanlarda ve sokak
aralarında yaşayan sokak
kedi ve köpeklerine yem
atan görevliler doğal
hayatın korunmasına katkı
sağlıyor.
Başkan Osman Develioğlu
Kar yağışının başladığı ilk günden
itibaren sokak hayvanlarına her gün
yem verildiğini belirterek “Hava
şartlarının olumsuzluğuna karşı gerekli
duyarlılığı, insanımız gibi, yaşayan diğer
canlılar için de özen gösteriyoruz” dedi.
tamamlandığında sadece ilçe halkına
hizmet vermekle kalmayıp, çevre ilçelere
de sağlık alanında önemli bir kolaylık
sağlayacak.
Hastanede 10 ameliyathane, genel ve
beyin cerrahi birimleri, kardiyoloji,
jinekoloji, nefroloji ve yeni doğan üniteleri,
radyoloji ve endoskopi bölümleri, erişkin
ve çocuk acil bölümlerinin yanı sıra tüp
bebek merkezi de bulunacak.
2013 yılının ilk yarısı itibariyle bitirilmesi
hedeflenen Bahçelievler 309 yataklı devlet hastanesi, Kocasinan Merkez Mahallesi’nde toplam
57 bin metrekare inşaat alanına sahip olarak, 6 bloktan oluşmakta ve en yüksek bloğu 3
bodrum+zemin+9 normal kat ve çatı katından oluşacak.
Sosyal Denge Sözleşmesi imzalandı.
MEMURLARDAN BAşKAN’A TEşEKKÜR ÇİÇEğİ
Bahçelievler Belediyesi’nde çalışan 657. sayılı yasa
kapsamında görev yapan Devlet Memurları, Sosyal
Denge ve Ekonomik Destek sözleşmesini Bem-Bir-Sen
Memur Sendikasıyla imzalayan Belediye Başkanı Osman
Develioğlu’nu ziyaret ederek, teşekkür çiçeği verdiler.
Belediyede çalışan 301 memuru kapsayan sosyal denge
sözleşmesi hakkında konuşan Başkan Osman Develioğlu
“Sosyo-ekonomik desteği verirken, insanımızın emeğine
saygıyı unutmadan, çalışanlarımızın üretimdeki alınterine
de, devletimizin sosyal devlet politikasına uygun olarak,
2012 – 2014 yılları için önemli katkı sağladık.
Memurlarımızın Bahçelievler halkının, kaliteli hizmet
almasına özen gösterdiklerini biliyorum. Bundan sonra
da, memurumuzun Bahçelievlerimiz’de gülen yüzlerle
daha da etkin ve inançla çalışmalarını bekliyorum” dedi
SEVGİLİLERE SÜMBÜL
Bahçelievler’de 14 Şubat Sevgililer
günü kapsamında, binlerce sümbül
çiçeği dağıtıldı.
İlçedeki
alışveriş merkezlerinde kurulan Bahçelievler
Belediyesi
stantlarında
binlerce çifte,
saksı’sı ve
toprağıyla
birlikte,
binlerce sümbül
dağıtıldı.
Başkan Osman Develioğlu “Sevgililer
gününde,
dağıttığımız
sümbülleri
vatandaşlarımızın,
sevgi, mutluluk ve
huzurla
büyütmesini,
doğayı, çevreyi de
özenle koruyarak,
güçlendirmesini
isteyerek halkımıza
sunduk” dedi.
Avrupa Birliği Hayat Boyu Öğrenme Programı kapsamında Bakırköy Muhittin Üstündağ İlköğretim Okulu “GEÇMİŞİMİZ
GELECEĞİMİZİ ŞEKİLLENDİRİR” Comenius Projesini; Macaristan, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, İtalya, Polonya, Portekiz,
İngiltere ve İspanya ile ortak yürütüyor.
BA KIRKÖY’DE N 8 ÜLKEYE KÜLTÜ R KÖPRÜSÜ
(Yazısı 9. sayfada)
MİMAR SİNAN HEYKELİ ARTIK GÖRÜNÜYOR
Heykeli görünmez hale geldi. Ahmet
Bahadırlı'nın Belediye Başkanlığı
döneminde alanın etrafı çitlerle çevrilip
lükstrümler de dikilince heykeli görmek
adeta imkansız hale geldi. Şikayetleri
değerlendiren Bakırköy Kaymakamlığı ve
Belediye Başkanlığı işbirliğine giderek
heykelin sahil yoluna gidiş istikametinde-
ki cadde bölümünden 50 metrelik çitler
kaldırıldı ve ağaçlar da budandı.
Mimar Sinan Heykeli de böylece görünür
hale geldi.
BÖ
YL
EO
LD
U
BÖ
YL
EY
Dİ
Ataköy, Olimpiyat Evi’nin bulunduğu
alanda çevre düzenlemesi yapılırken
yanlış ağaç cinsi seçimi sonrasi ağaçlar
büyüyüp dalbudak salınca Mimar Sinan
RENT A CAR (!) HER YERDE ONLAR VAR...
Bakırköy’ün hemen her cadde ve
sokağında onlar var. Adeta her tarafı
istila etmişler.
Kurdukları Rent a Car şirketleri,
araçlarını cadde ve sokaklara park
ediyor.
Bu durum aşağıdaki fotoğraflarda da
açıkça görülüyor.
Trafiği aksatan, cadde ve sokakları istila
eden bunlarla kimse ilgilenmiyor. Pek
çok yetkili önlerinden geçiyor ama
görmezlikten geliyor.
Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcısı
Yervant Özuzun "Biz ruhsatlandırma
sırasında araçları için park yeri
göstermelerini şart koşuyoruz. Ona göre
ruhsat veriyoruz. Bu firmalar araçlarını
gelişigüzel yerlere park ediyorlarsa polis
görevini yaparak engel olmalıdır" diyor.