2004 - Mülkiyeliler Birliği

Transkript

2004 - Mülkiyeliler Birliği
SM /n*7'7
Yönetmen
neredesin
f} /W /{/f
>P/f/O/t/Ş/t
"Cem al Yeşil tarafından yazılan ve daha sonra bestelenerek SBF tarafından
fakülte marşı olarak da kabul edilen, ünlü M iilkiye-Vatan M arşı."
Başka bir aşk istem ez, aşkınla çarpan kalbim iz,
Ey vatan! G özyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz;
Gül ki Sen, neş'enle gülsün Ay, Güneş, Toprak, Deniz,
Ey vatan! G özyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
Bir güneştin bir zamanlar, ay kadar kaldındı dün,
Dün bir A y'dın, sislenen boşlukta yıldızsın bu gün;
Benzin uçm uş bak ne rü'yadır, bu akşam gördüğün?
Ey vatan! G özyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
Beklesin Türkoğlu'nun azm inde kuvvet bulm ayan,
Sel durur, yangın söner, elbette bir gün Ey Vatan!..
Sü slenir oynar yarın, dün ağlayıp m atem tutan,
Ey vatan! G özyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
K a z g a n K a f a s ı n a Gö r e Çıficır,
KAZGAN
JCcızçjan Ki mseye
e s <ıp Dermez
Mülkiyeli NIETZSCHE
Bir Mülkiye geleneğidir.
Bu m ecm uadaki herhangi bir içerikle ilgili açılacak davalara bakm aya yetkili makam
Uranüs 58. Asliye H ukuk M ahkem esidir
“Tte e£tû*t6âfi
aA ey 6¿Ue*n-¿
Sétn -t ¿tHfott <xít¿u&, yençc 6tcUu¿cCu/í *7e*tiunçi*t den "
Yazı Kurulu
Genel Yalan Yönetmeni:
▼
Mütevelli Heyeti Başkanı:
▼
Nuri Yeşilyurt
Emrah Balık
Menajer
•r
Maliye Bölümü Muhabirleri
▼
▼
Ali Acar
Ümit Özzeren
Çizerler
Ahmet Avundukluoğlu
İktisat Bölümü Muhabirler
▼
T
Ağam Karaca (Baş Çizer)
Çağlayan Karalar
Dilara Demir
Gülşah Keskin
A. Alpay Parlak
İşletme Bölümü Muhabirleri
Ezgi Akbulut
T
Montajcılar
Yasemen Uncular
Ahmet Zafer Gülşen
T
Hüseyin Öncül (Baş Montajcı)
Hilal Tezcan
Ulus, ilişk. Bölümü Muhabirleri
Korkut Yavuz
Teknik Ekip
Ömer Barut
Akın Klıçer
▼
Alper Üçgül
Öykü Toros
Ali Cem Ersoy
Soner Kavlak
Ç.E.E.İ. Bölümü Muhabirleri
Ömer Mirahmetoğlu
Kamu Yönetimi Bölümü Muhabirleri
T
Eren Toprak
Ceren Gökçen
Tolga Dervişoğlu
Cemalettin Yıldız
Fuat Can Bayramoğlu
Selim Emekçi
Didem Konukman
Özgen Akçam
Editöıf ler)den ......................................................................2
Şaban a M ektu p ................................................................... 4
Dua-ıV Muazzama .............................................................. 6
Bir Gezinin Anatomisi ...................................................... 8
Ş eref T aşlam aları .............................................................. 10
Matrak T ip ler ......................................................................i 4
Böliim Fermanları ........................................................... 17
Seçme Çamurlar .............................................................. 29
Hocalardan İn c ile r ........................................................... 30
Fotoğraftan Karakter T a h lille r i ..................................33
Neden İ n e k ? ........................................................................ 34
Denvish’le R ö p o rta j .........................................................36
Öğrenci İşleri Ö z e l ........................................................... 37
Ekşi Sözlükten S e ç m e le r ................................................. 38
Sınavlardan S eçm eler ...................................................... 39
İmkânsız K a r e l e r .............................................................. 40
Alternatif Ders Program lan ......................................... 40
Kazgarı için ne d ed iler? ................................................... 40
Alternatif S ö z lü k le r ........................................................... 4İ
Bunları Biliyor musunuz? .............................................. 4İ
Okulda Olması G erekenler ............................................42
Kazgan Ne D em ek ? ........................................................... 42
Mülkiye'li F ı k r a l a r ........................................................... 43
Mekteb-i Mıdkiye’yi Bitirme S ın a v ı ............................ 44
Ş i ir l e r ..................................................................................... 45
HıncaI Ahimizden ..............................................................46
68’¡iler B u lu şm ası ............................................................. 47
Film Afişleri ........................................................................ 48
Etkinlik F o to ğ r a fla r ı ........................................................ 54
Son Sene Böyle Geçti ...................................................... 56
İnek B ay ram ı ........................................................................ 58
Mülkiye 2004 F a r k ı ........................................................... 61
Mezuniyet Balosu ..............................................................62
D ekan ım ıza ...........................................................................64
KAZGAN
fLER)DEN
Sevgili Mülkiyeliler, d ö r t yıllık b ir ara da n sonra s izlere geleneksel mizah
d ergim iz Kazgan aracılığıyla te k ra r m erhaba dem ek çok güzel. Sene o rta s ın d a
bize im kansız g ib i görünen ve bireysel ça lışm a larım ızda n fedakarlık etm ek
pahasına üzerinde u ğ ra şm a kta olduğum uz b ir görevi ta m a m la m ış olm anın y a n i
b ir Mülkiye geleneğini canlı tu ta b ilm iş olm anın verdiği
haz içerisinde sîzleri
selam lıyoruz.
Biz veteran öğrenciler, b irin ci sınıfa geldiğim izde Kazgan 2 0 0 0 ile ta n ış m ış ve
Mülkiye geleneğini ilk olarak bu dergiyle ya şam aya b aşlam ıştık. Takip eden y ılla r­
da ise gerek ekonom ik güçlükle r gerekse "gönüllü em ekçi" sıkıntısı nedeniyle
dergim izin yayınlanam am ış olm ası bizler için ü zü n tü verici b ir h adiseydi ve a rtık
d ö r t yıl ara da n so nra ne o lu rsa o lsun Kazgan yayınlanm alı diyerek yola çıktık, d iz i
bekleyen m a d d i sıkın tıla rı b ir kenara bırakıp b ü tü n
bölüm te m silc ile rim iz in
katılım ıyla içerik çalışm a larına başladık. S o n u çta klasikleşen Ş e re f Taşlamaları,
Bölüm Fermanları, H ocalardan İnciler, M a tra k Tipler, İnek Duası, Ş ab a n ’a M e ktup
g ib i bölüm lere ek olarak, İm kansız Kareler, F o to ğ ra fta n K a ra kte r Tahlilleri, Okulda
Olm ası Gerekenler, İn te rn e tte Mülkiye gibi yeni bölüm lere dergim izde y e r verdik.
Ayrıca, Fes-Kom 2 0 0 4 ’ün çabalarıyla yeniden canlandırılan ‘y u r tiç i gezilerine’ de
b ir İlgaz Gezi Yazısı’y la değindik.
Yoğun am a p ro gram lı, yo ru cu am a eğlenceli b ir sü re ç içe rsin d e geçen
çalışm alarım ız boyunca Kazgan’ın o lu şm asın a b izza t kaynaklık eden tü m "Kazgan M u h ab irleri" ne her
şeyden önce te şe kkü rü b ir borç biliriz. B ir te ş e k k ü r de bizden d e s te ğ in i esirgem eyen Dekanımız Sayın
Celal GÖLE ve tü m M ülkiyeli büyüklerimize.
Çalışm alarım ız sırasında te k n o lo ji ve el em eğini dengeli b ir şekilde kullanm aya ça lıştık. Özellikle
Mülkiye öğrencileri ta ra fın d a n hazırlanm ış çizim ve ka rika tü rle re y e r vererek dergim izi daha ‘bizden’ y a p ­
mayı , ü s ta d la rın ka tkılarıyla ise daha ‘p ro fe syo n e l’ b ir iş çıkarm ayı hedefledik. B ir d iğ e r kaygımız da
M ülkiye’y e yeni gelen kardeşlerim ize ışık tu ta b ile c e k b ir d ergi y a ra tm a k tı. Eski Kazganları okurken bizim
yaşadığım ız heyecan ve haklı gururu, um arız o n la r da ya şa ya ca kla r ve her M ülkiyeli gibi o n la r da daha
iy is i için uğraş verecekler.
Bu dergi M ülkiyeliyi Mülkiyeli, M ülkiye’y i de M ülkiye yapan "ö z e le ş tiri" erdem inin b ir ürünüdür. Biz
M ülkiyeliler bu erdem sayesinde her tü r lü o lum suz koşulda d a h i gülüm sem eyi b aşa ra b ilm iş ve yine bu
erdem sayesinde e le ştiriye m aruz kalan yanlarım ızı görerek kendim izi aşm ayı başarabilm işizdir.
Sevgili M ülkiyeliler iş te sevabıyla, günahıyla b ir Kazgan daha huzurlarınızda. Onu sevin, koruyun,
okuyun, okutun.
E d itö rle r...
N u ri YEŞİLYURT
Emrah BALIK
2004
Compose
^
Send an eCard
1 Send | ISave as a D raft| | Spell Check| [ Cancel|
Insert addresses or enter nicknames (separated by commas)
To: |[email protected]
Ce: I
MEKTUP
Subject: |SABAN'A MEKTUP
Attachments: [ Attach Files ]
N ur-u aynım, canım kardeşim Şaban,
ôana ta m d ö r t y ıld ır yazam ıyorum , zira araya
lerekten t u tt u r d u benim de heykelim i yapın diye.
Zuppeyun güzel heykelimiz M ö u s ’un s a n a ts a l fo ­
krizler, savaşlar,doğal a fe tle r girdi. Bu süre z a rfın ­
to ğ ra fla rın ı çekerken, Abaza Tüllab memelerine
da 1536 ta n e A d ’y e uyum p a k e ti g eçti. Paketler
saldırdı. Ö te yand a n m eydanlara dökülen Amele
badem oldu, ayvalar çiçek a ç tı, Fenerbahçe bile
Tüllab, başkanlarının öncülüğünde dekandan en
şam piyon oldu. Alem in kralı, gözüm ün bebeği Ş a ­
ban, een g it tin gid eli buralarda çok şey değişm edi.
azından b ir boya badana iş i is te d i, zira S u lh i’y e
olan borçlarının ü s te sin d e n hocam ız İbrahim Kap­
Okulda CM lo b isi aldı yü rüdü. CM m uhipleri cem i­
y e ti kuruldu ve ilk ko nferanslarına yüce insan
m ü m ta z kişilik, b ir g o l m akinesi olan M axim Tsi-
lan bile gelem iyordu.
Değerli kardeşim , hocalardan söz açılmışken,
okulum uzun u lu sa l ve a rs u lu s a l düzeyde ta n ın m ış,
galko’y u, dekanım ız Celal G öle’nin tü m itira z la rın a
doğallayın ye te n ekleri kendinden m ü ste s n a hoca­
rağmen, A ziz Köklü’y e g etirdiler. B ird e okulum uzda
‘Çocuk da yaparım , kariyer gün le ri de ’ sloganıyla
mız, Cem Eroğul, a r tık özel is im le ri de T ü rkçe le ştir­
meye başladı. B irçok örnek a ra sın d an en ilg in ci de
G M T is im li b ir Tüllap oluşum una ş a h it olundu. Tel­
la kla r en sonunda Epilog is im li b ir ta r tış m a grubu
Viagra’y ı Kaldırgaç olarak ta b ir e tm esiydi. Baskın
O ran’ı s o ra rs a n Şabancığım, m illiyetçilik, d ik o to -
o lu ş tu rd u la r am a adı EPİLOG olduğundan t a r t ı ­
mi, azınlık g ib i terim le rd e n sıkılıp kendini - kadim
ş a m a d ıla r canım kardeşim . Zuppeyun’un USAG (
Uslanm ayan S ansarı A llah G ö rü r ) ve O laylar ve
d o s tu , B odrum gecelerinin playboyu Dalavere Mem ed’in 15 y ıl boyunca a n la ttığ ı hikayelerden e dind i­
Y orum lar ( 2 m ilyona rüya da y o ru m lu y o rla r bu a r ­
ğ i tecrüb e le rle ( a lt ya pı- ü s t yapı ) - " On adım da
Fransız H a tu n Yapma Teknikleri" is im li kita b ı y a z ­
k a d a ş la r ) to p lu lu k la rı da fa a liy e tle rin i tü m hızıyla
sürdürdü. Yani canım kardeşim tü lla p boş d u rm a ­
dı.
H adi fazla u zatm a , h o ca la r n asıl ded iğ in i d u ya r
maya verdi. A m a ilg in ç tir ki, Baskın Hocamızın bu
kita bın ı da d e rs kita b ı zanneden küçük burjuva
Derwish, kita bın yayım lanm asından iki s a a t önce
gibiyim , a n la ta y ım canım:
cam ına şu yazıyı a s m ış tı bile: "ULUSLAR-4 ON
A slında bu m ektubum da dekanın in ş a a t p ro je ­
lerinden bahsetm eyecektim am a o ra h a t d urm a dı
ADIMDA FRANSIZ HATUN YAPMA TEKNİKLERİ Kİ­
TABININ NOTLARI BULUNUR.” O sırada Y ataş Baf i ’d en ta k s itin i ödem enin ra h atlığ ıyla çıkan değerli
ve okulu yine şa ntiye ye çevirdi.B aktı ki herkes kan­
tin d e o tu ru yo r, sın ıfla rı k ü ç ü lttü , cep sinem ası kı­
hocam ız E rdal Ünsal, hiç va kit kaybetm eden Der-
G aliba geceleri d iğ e r hocalarla b ir araya gelip, ka­
w ish’te n n o tla rı edindi. Çıkarken gözlerindeki o
um udu görm eliydin şabancığım .
çak VCD film izliyorlar! Şaka b ir yana okulum uz çok
Sevgili d o s tu m , sana en son yazdığım m e k tu p ­
güzel oldu. O ka d a r güzeI oldu ki, dekanım ız her ge­
leni kolundan tu t t u ğ u g ib i sın ıfla rı gezdiriyor, J a ­
ta n bu yana, Yavuz Sabuncu aynı kita b ı sadece ka­
pağını d e ğ iş tirm e k su re tiy le 5 kere daha b a s tı, biz
pon tu r is t le r fo to ğ r a f m akineleriyle okulum uzu z i­
y a re t ediyor, Çaycı S u lh i’y i h a tırla rs ın hani şu Re­
de Vakıflar Bankası A nayasa K o n u tla rı 19&2 n o ’lu
hesaba parasını y a tırm a k s u re tiyle 5 kere daha a l­
cep’in Sulhi, hah O da kapıda b ile t satıyor.
Şabancığım, TED’in Use kısmı İncek’e ta şın d ı,
dık! B ir de Şabancığım sen hep derdin ya gülm e
okuldaki b ir kısım Abaza Tüllab kayıplara k a rıştı.
Yüce insan değerli kişilik Prof. Ş afa k Erel g aiplikle­
ra hanoğullarından Dr. Onur; ‘a çılın ben d o k to ru m ’
diyerek d e rs verdiği cüm le tü lla b ın üzerine kara bu­
rine ka ra r verdi. Değerli d o s tu m , fa kü lte m iz in bah­
lu t gib i ç ö ktü . H er fin alind e n en fazla 5 kişinin geç­
çesine a l dudaklı, pembe yanaklı, eşek gözlü, iri me­
tiğ in i gözlemleyen İdare Hukukunun ve d a h i İd a ri
vamına g e tird i. Hepsine b ire r projeksiyon ta k tırd ı.
Eşeğe G elir İnek’e diye, bak başım ıza ne geldi: Ka-
meli okuyan b ir inek heykeli dikildi, S orm a Şabancı-
Yargı’nın ü s ta d ı, Prof. M e tin Günday, kılık d e ğ iş ti­
ğım başımıza neler geldi; 2 0 0 0 tü lla b galeyana ge-
rerek g ird iğ i idare fin alind e n 6 0 a lm asına rağmen
KAZ GAN
2004
vizeye g irm e d iğ i için 5 2 ile -o rta la m a d a n - te k d e r­
Bu ara da arka bahçede kurulan canlı la n g ırtta ,
se kaldı. İsm a il Türk hala d e rs ve riyo r... Melek Fı­
17 tü lla b ın to p la rı boğazına kaçtı. İnek Bayramı
r a t iş s iz kalm am ak için Rum K esim inde Annan
k u tla m a la rı tü m
Planına Hayır! kam panyasında en ö n d e yd i...
engellem elere rağm en
Tüllab
a ra sın d a sabaha ka d a r sü rd ü Ş aban’ım. Ama
Ö ğrenci ve N o t İşle ri hala üç s a a t çalışıyor. B ir
A fita b Hoca yine de t - s h ir t s a ta m a d ı!
imza için b ir gün bekliyoruz Şabancığım. İlki d ö r t
Şabancığım bu sene fe rm a n la r hiç olm adığı
sene önce düzenlenen ve geleneksel hale gelen A.Ü
ka d a r güzeldi. B akkallar çok özgün b ir m e tin hazır­
F akülteler Öğrenci İşle ri A ra sı İn te rn e t Oyunları
la m ış la r herkese giydirdiler, ta h s ild a rla r kı&lıç
Turnuvası’nda 4 y ıld ır a ltın m adalya bizde! H erhal­
de a n tre n m a n yapıyorlar.
kuşanıp g e lm işle r üç kiş i öldü, G eyikhanlar boynuz
Bu sene de fa k ü lte n in içine b ir canlılık g eldi ka r­
ta k ıp gelm işler, Tellaklar da Abaza sö yle ntile rine
belgelerle cevap verdiler. Hele ki züppeyun fe r­
deşim . Evet, İnek P a rtile r yine düzenlendi. Tam s a ­
na göre p a rtile rd i Şabancığım, gözlerim iz o kıvrak
manını so rm a g its in . G irişin d e öyle b ir skeç hazır­
la m ış la r ki te lla k la r üç gün insan içine çıkam adılar.
d an sla rın ı aram adı değil. Bu sene kavga fa la n çık­
Fes-Kom iyice kendini a ş tı Şabancığım, öyle b ir
madı, içkilerin de hepsi tüke n di, Fes-Kom üyelerine
b ir gıdım bile kalm adı Ş ab a n ’ım.
yıllık h azırlad ıla r ki ceylan derisin de n Kapağı var.
Balom uz çok güzeldi. $ erıtın g elm iş geçm iş en
renkli konuklarına ev sa h ip liğ i y a p tı. Cümle Tüllab
sınırsız beleş içkiyi g ö rü n c e ...(g e ris in i ben de h a ­
tırla m ıy o ru m valla). B i de bu Fes-K om cular bizden
Yanında da CD verdiler am a tü lla b ın çoğunda
k a s e tç a la r var, neyse... H er şey güzeldi İlgaz’a
fa la n g it t ik okulla am a galiba bu Fes-Kom paraları
y iy o r canım kardeşim . Emrah Başkan araba aldı,
S oner sa ç e ktird i, b ilg isa ya r aldı, Z a fe r de cabası!
4 0 $ alıp, O f A m an N a la n ’ı g etirdiler. O ff! Ne güzel
b ir h a tu n m u ş bu Şabancığım keşke görebilseydin.
Sevgili kardeşim , canım, balım, peteğim , daha
yazm ak is tiy o ru m am a
Ş arkıları da çok güzeldi bi kaç içkiden s o n ra ... B i­
Kazgan’d a okunacak o ka d a r çok şey var ki...
zi c o ş tu rd u da c o ş tu rd u . Züppeyun bi ara 'biz bu­
biraz da onlara gülersin. Sen de ya z olum ara sıra
nu istem ezük, Lorena M cK enneth’ı is te rü k ’ diye
tu ttu rd u y s a da en çok o n la r y a k la ş tı h a tu n a . H a t­
öldün m ü lan? Böyle g id e rse ben de yazm am b ir
d ah a ! Z a te n Kazgan’ı çıkaracak para da kalm adı
ta b ir Zuppeyun olan K o rk u t Tüllab, öpüjem abijim
Mülkiye cam iasında.
bibijim diyerek sahneye a tıld ıy s a da, a tle tik (zekiçevik-ahlaklı) ve m e d ya tik dekanım ız Sayın Göle
H a d i kal sağlıcakla..
Truly Yours
daha hızlı davranarak K o rk u t’u e tk is iz hale g e tird i
KARDEŞİN
ve sahneyi dom ine e tti. Ben Balodan ayrıldığım da
hala veda konuşm ası yapıyordu kendileri.
İnek Y ürüyüşü’ne bu sene H ollanda güzeli se çi­
len Yukarı Ugandalı İnek Hayvanının M ilka ile a n la ş ­
m a sı
o rta y a
çıkınca
Fes-K om
b ir
m ik ta r
(
1 .0 0 0 .0 0 0 $ ) ta z m in a t ödemek zo runda kaldı,
am a İneği de yedik.. Y ürüyü şte gözler panellerin
gözdesi M o r İnek’i de aradı am a n a file ...
Yürüyüş bu sene Rio’d a bile kıskanıldı ( ee inek­
te daha çok meme var ta b i). El Cezire, CNN, Fashion TV g ib i k a n a lla r bu karnavalı canlı yayınladı. Tüllap üzerine g iyd iği rengarenk kıyafetlerle, Cemal
G ürsel Bulvarında A rz-ı Endam eyledi.
İlk gün sahneyi Kısaca F.D. olarak bilinen Feridun
Düzağaç aldı. Ş arkılarıyla tü lla b ı kendinden g e çir­
di. Geleneksel İnek Bayram ında içki yine y a s a k tı
am a ikinci gün sahne alan, dünya s ta rı, B ono’nun
te k rakibi, Teoman, cebinde birkaç k u tu b ulu n d u ru ­
yordu g a lib a ... Sahneye her konserinde olduğu g i­
bi geç çıkan Teo, Tüllab’ın ş id d e tli M ö ö ’lemelerine
h e d e f oldu. D işi Geyikhan Teoman’ın boxerını g ö ­
rünce çılgına döndü, s ü tle ri çekildi.
KAZGAN
2004
m m -z iL
M lM Z Z A M tt
İşbu Dua-ül M uazzam a’ntn nevad-ı esasiyesi,
em niyet-i can ve m al ve ırz He yemekhane ve çayha­
ne ve inekhane; m u va ffa kiye t-i im tih a n, ıslah-ı setü r-ü l rezil, inekhan ve hıyarhan ve h a ce t-i şagirdan
ve profesörandır.
Yarabbel Alemin!!!
M ezuniyete hazırlanan biz Mülkiyeli kulların hu­
zuruna geldik, Biz günahkar, sen rahim sin; biz haki­
riz; sen kerimsin, biz is te riz sen verirsin. Bize tiz va­
k itte ç a rş a f ç a rş a f diplom aları nasip eyle Yarabbi!!
Mülkiye günleri boyunca ne derslere girdik ne
ödev yaptık. K antin bahçelerinde, tu v a le t kapıların­
da kız kestik, ka ntin d e rıfkı üzerine rıfkı yedik, rakı
iç tik şarap içtik, S ulhi’y le çay da içtik, velhasıl hep
yanlış yolları seçtik, cümle tü lla b avuç açtık, ş im d i
Yarabbel Alemin!!
Ankara Ü n iversitesi’nin rektörü, bizim Çeko’nun
kızlarının idolü, Celal’im iz kadar olm asa da yakışıklı
ve karizm atik, Tıbbiyeli Rektörümüze, her fır s a tta
burası b ir daha Mülkiye olmaz, burası S iy a s a ld ır
dediğinden tiz zam anda b ir M ekteb-i Mülkiye-i Devle t-i Şahane-i A li Osmaniye ta rih ç e s i okumayı na­
sip eyle!!!
Yarabbel Alemin!!! M ektebin çehresini yıka döke
d eğiştiren, Şahane’y e şu m uhteşem salonu kazan­
dıran feka t, tü lla b a nasip etmeyen, yılm ayıp yeni ye­
ni derslikle r ya ptıra n , Aziz ve de pek m uhterem Ce­
lal Göle kuluna, ku tu ku tu boyalar ihsan eyle! Tiz va­
k itte mektebe bağlı b ir çim e n to kireç fabrikası na­
sip eyle ya rabbi!!!...
a ffın a geldik.
A f fe t bizi Yarabbi!!
Sen affım ızı kabul eyle
Yarabbi!
H ocalar tepem ize bin­
di, düşm anlarım ız sevin­
Şu v a k itte d a h i en
uzun süre dekanlık y a p ­
ma rekoruna rekorlar ka­
ta n okulumuzun jö n ün e
uzun ö m ü rle r ve dahi nice
nice rekorlar nasip eyle
yarabbi!!
Yarabbim m ,
alem in
anayasa hukukunu, tü lla ­
ba ceza çe ktirm e hukuku­
na çeviren, alemin en kıral
İkilisi, ilim irfa n fedayisi
Yavuz kulunla Cem kuluna
tiz vakitte, fakültem izde
büyük a nfin in kalmadığını, doğallayın, tüllabın t a ­
mamını bırakm am aları gerektiğini, b ir rüyacık vası­
ta sıyla ile tive r ya ra bb i...
Yarabbi!!! M odernleşm e kendi ülkesine ula şm a ­
dan m odernleşm enin ürünü olan, yazdığı kitaplarda
"gerçek çoban sa la ta sın a asla s a la ta lık konmaz"
diyecek ka da r yemek u s ta s ı, Dalavere M e hm et’in
yazılm am ış anılarının te k yazarı, K itab-ı mukadde­
s a t gibi c ilt c ilt kita p la rı tü lla b a s a ta n ve bu yolla
yeni havariler toplayan, tü m dünyayı kendi kutucukları d o ğ ru ltu su n d a algılayan ve de algılatan, züppeyunun hegemon gücü, kavramlarını tü lla b a basa ba­
sa öğretip, vakit darlığından öğretem ediklerini de f i­
di, tü m tü lla b yere s e ril­
di. Tek üm idim iz s ensin
Yarabbi!!!
En g a y re tli olanım ız
d ö r t senedir, azıcık eli
yavaş olanımız yedi sene­
d ir sürünüyor, çilem ize
b ir son vermeyi nasip ey­
le Yarabbi!!!
Ü niversite sınavına g irip binlerce kişinin kafasına
basa basa M ekteb-i Mülkiye-i Ş ahane-i A li O sm ani­
ye’y e girdik. Şanlı, şanslı ve d ah i zeki kullarından o l­
duğumuzu hiç unutm adık. Sana şü kü rle r olsun Ya­
rabbi!
H al-i p ü r melalim iz bu iken, Haziran yaklaştıkça
Mülkiyemizin üzerinde kara kara b u lu tla r to p la n m a ­
ya başlam ış iken, vahşi k a p ita lis t D erm sh’te n o tla r
balya m isa li birikm iş iken, hocalar bıçaklarını bile­
miş, m ezbahalar tem izlenip hazırlanm ış iken iş te bu
ahval ve ş e ra it içinde halim izi sana a rz e tm ekten
başka yapacak b ir şeyim iz yok. A şk-u şevk ile sana
yalvarıyoruz.. Dualarımızı geri çevirme, bizi kapından
eli boş gönderm e Yarabbi!!!
KAZGAN
nalden 3 gün önce b ir vahiyle fin a l sorum luluğuna
d ahil eden Baskın Oran kuluna tiz va k itte M ordor
2004
ülkesinde H o b bit azınlığının haklarını savunmayı na­
sip eyle!!!
tiz vakte kadar kaybolmayan sakız ihsan eyleyarabbimUU.
Yarabbel alemin, tü lla b a o paşanın ism ini, bu p a ­
şanın zevcesini, birinin şa ra p zevkini ve d a h i bütün
jö n Türklerin papuç num arasını belleten, Kemaliz­
M ekteb-i Şahaneyi ye şil ye şil d olarlara değişip
İs ta n b u l’lara giden am a tülla bın zekasına özlem d u ­
m'in yılm az savunucusu 5in a Akşin kuluna, kankisi
M ü m ta z kulunla uzun öm ürler nasip eyle yarabbiii!!!
İlahi Yarabbi!!! Gazi'den gelip tülla bı utanm adan
a rife gününde-yani dün- finalin %25'ini te ş k il edecek
b ir sınav yapan M u s ta fa Durm uş kulun için içim iz­
den geçenleri sen biliyorsun,dualarım ızı kabul eyle
yarabbiiU!
Yarabbi!!! N asıl olsa geçemeyeceksiniz d e rs im ­
den diyerek, bari alacağınız kızın babası zengin o l­
sun deyip, tü m gazetelere haber olan, tülla bın ş ira zesini kaydıran Yahya kulunun em ekliliğini te z elden
bize 1 5 M 5 vasıtasıyla müjdeleyiver yarabbim...
Emel Sayın’ın b ir ayağı A nkara’d a b ir ayağı İs ta n ­
bul’d aym ış, ah şim d i Burs a ’d a olm ak vardı diyen
B ülent Daver kuluna, Ulu­
d a ğ ’ın zirve sin d e Emel
Sayın’la kayak yapm ayı
nasip eyle yarabbiiim !!!
Yarabbi!! İş Bankas ı’nın başına ta k d irin le
geçen, M ülkiyenin gele­
neklerini sürdürm eye ça ­
lışan şu biçare FesKom’a
iki sayfa reklamı çok g ö ­
ren, A h m e t Kırman kulu­
nun cebinde taşıd ığı ak­
yup yo l parasına derse gelen,her fır s a tta tülla ba
paraları olm adığı için yakınan Haşan Köni kuluna İz­
m ir’d e denize nazır b ir villada Moldovyalı b ir h izm e t­
çi ile paralarını ç a tır ç a tır yemeyi nasip eyle yarabbiim m m il!
Yarabbii! Bu fa k ir duahanın tu ttu ğ u takım olan
G alata saray'a 100. yılında olsun b aşa rıla r ihsan
eyle.Bayern Leverkusen'den Yıldıray'ı, Arsenal'den
Thiery H enry’i,Real M a d rid ’te n de Ronaldo’y u a lm a ­
yı nasip eyle yarabbiii!!!
Yarabbi!!! H idem at-ı Vataniye düşüncesiyle Ş u­
be-i Aliyunu seçenleri te z va k itte Vali, Genel M üdür
gibi A li m akam lara ulaştır, o Abaza kullarına oranla
en güzellerinden ebe hanım, hemşire hanım gibi
m aiyeti za rifandan meb­
zul m ikta rd a te m in eyle.
"Vatana en iyi hizm et
vatanın dışında ya pılır"
diyen züppeyun kullarını
Kenya çölünde, Kongo o r­
m anlarında yalnız koma.
Tahsildar kullarına çok
se vd ikle ri p ara ile o y­
nayabilm eleri için d a rp ­
hanede iş ih sa n eyle
Yarabbi!!!
B akkal ku lla rına t iz
rebin canını tiz zam anda aaaal, Bizleri m esud eyle
yarabbim !!
Yarabbel Alemin!!! Yaşına göbeğine bakm adan
sağa sola atlayan, her iş sınavında kitabından en
az üç soru çıkan, memlekete ÜNSALan, hocamıza
biraz m erham et, çekyatına da rengarenk kırle n tler
nasip eyle yarabbii'ımmü!
vakte süper m arket p a t­
ro n luğ u , geyikhan ku lla rın a kısa boynuzlar,
Amelelere ise a rtık sen neyi nasip görürsen onu ih­
san eyle Yarabbi!!!
Yarabbi!!! Yarabbi!!! Duyuyor m usun bizi????
B ütü n tü lla b kapına geldik gözyaşı dökerek a f ­
fına geldik, dilenciler bulup sadaka verdik, hocalara
kıl çekip yağcılık y a p tık am ellerim izi boşa çıkarma
Yarabbi...
Bu duaya am in diyen herkesi iki Cihanda aziz ey­
le...
Okuduğumuz duadan irtih a l e tm iş Mülkiyelilik
Yüce Rabbimü! Koskoca M ali Şube’nin tü m hoca­
larını aldın, kim ini m ille tin vekili, kim ini de bankacı
ya ptın , şubede hoca bırakmadın, ne olacak bu şube­
nin hali biraz m erham et, biraz m erham et...
İlahi Yarabbi!!! Ben, b orçlar hukukundan, tüllabı
ilelebet bu d e rs te borçlu kılmayı anlayan, yüzlük ka­
ğıda 10 verip ta rih e adını yazdıran A r if Kocaman ku­
luna söylediği la fla rı b ir kez olsun kendisinin de a n ­
lamasını nasip eyle yarabbiiU!!
Yarabbiii,mektebe muhasebeyi öğretm eyi am aç
edinen,Erzincan’ın bağrından gelip A nkara’y ı fe th e ­
ruhunu haberdar eyle!!
Hocalarımızı bizden razı, h o ş n u t ve notla rın ı bol,
sorularını kolay eyle!!!
Şu m ukaddes ç a tı a ltın d a -her sene söylüyoruz
bu yıl gene a k tı- tecem m u eden ve ellerini semaya
doğru u zatıp am in diyen cümle ineğin ve d ah i s ü t
buzağılarının ve de onların h issiya tın a tercüm an ol­
den,profesör olm adan trily o n e r olmayı hedefleyen
ama önce p ro fe s ö r olan, çevresinde 15 ta n e a s is ­
ta n korum ayla gezen aziz kulun Ercan B ayazıtlı’y a
mak gibi pek ulvi ve de pek s ü fli b ir iş i üzerine alan
bu duahanın da bu duadan doğacak günahlarını a ffeyle...
KAZGAN
Kasım 2 0 0 3 ... Karlı b'ır Ankara günü... Yine okula
gitmekle gitmemek arasında kalmışım. Ancak evde ka­
lıp CM(bilmeyenler bilenlere sorsun) oynamaktan daha
İyi bir İşim olmadığı için evde kalmayı tercih e ttim .
Sonra bir arkadaş aradı. "Okula gelsene n o tla r açık­
lanmış dedi". Ben de okula g ittim . Nereye getirece­
ğim ... O gün gördüm okuldaki panolarda gezi a fişle ri­
ni. Neymiş Mülkiye geziye gidiyormuş. Hiç sevmem
böyle okul gezilerini. 4 yıldır üniversitedeyim hiç geziye
gitm işliğim falan yoktur. "Bana ne yaa" diyip geçtim
ta b ii ki. Akşama doğru bizimkiler geldi, "ya son sene­
miz hiç geziye gitm e­
dik bari buna gidelim
de hatıram ız olsun"
dediler. 'Yalla" dedim
"normalde ben geziye
falan gitm em , ama
madem hep beraber
gideceğiz
o zaman"
dedim "siz nereye ben
oraya".G ittik etanda,
para
falan
verd ik (6 0 0 0 0 0 0 ), pahalı
mahalı ama bir kere
nasıl olsa diye verdik.İşte böyle başladı
bizim Ugaz macerası...
9 Aralık'taydı gezi.
Sabah erkenden okul­
da olunması gerekiyordu. Biz de sabah kalkamayız dü­
şüncesi İle Cebeci’d eki arkadaşlarımızda kalalım dedik.
Kalmaz olaydık.(Neyse bu da o akşam orda olanlar
arasında kalsın) Sabah erkenden kalkıp hazırlandık.
M aksat geç kalıp insanları bekletmeyelim çünkü aynı
şeyi başkası yapsa, yani ben tanımadığım bir adam
için beklersem kesin kavga çıkarırım. Sabah sabah kim­
seyi dövmeyelim diye sa a t 3 ’de okulda olduk. Çok kıy­
metli, nam-ı celili yedi düvelde bilinir olmuş, okulumu­
zun biricik topluluğu FİESKOM'UN astığı afişlerde sa­
bah & :3 0 ’d a okuldan otobüsün kalkacağı yazılmıştı.
KAZGAN
Birçok arkadaşımız bizim gibi düşünceli olduğu için
yaklaşık 100 kadar Mülkiyeli sabahın köründe Eğitim
Fakültesi'nln önünde Feskom’un ayarladığı otobüsü
bekliyordu. Fakat o to b üs nerdeee... Herkes, Feskom’d an tanıdığı kim varsa başının e tin i yemeye başla­
mıştı. Bense sadece Soner’e ve Çan’a kızabiliyordum
çünkü sadece onları tanıyordum. Ha bir de Öykü var
tabi. Ona bir şey demedim zaten kızcağız herkesten
özür dileyip duruyordu. Her neyse sonunda otobüs sa­
a t 10.30 civarında herkesin homurdanmaları eşliğinde
Eğitimin önüne yanaştı. Eminim paralar o to b üste to p ­
lanacak olsaydı ben
dahil bir çok insan evi­
ne gidip uyumayı İlgaz
gezisine te rcih ede­
cekti. Hep beraber
otobüse binerken gö­
zünde güneş gözlüğü,
oraya buraya bir şeyler
söyleyen, kendini bu
işten sorumlu h isse t­
tiğ i her halinden belli
olan b irin i gördüm.
Sonradan öğrendim
bu kişinin Feskomun
büyük başkanı, şu an
çok kıymetli d ostum
olan Emrah Balık oldu­
ğunu. Ne yalan söyle­
yeyim Emrah’ın nasıl bir durum içinde olduğunu bilme­
sem ben de gidip bir fırça atacaktım ama bilirim o du­
rumları. Nerden bilirdim ilk gördüğümde "bu adam mı
organize ediyormuş bu geziyi" dediğim Emrah’ın muh­
teşem bir gezi ayarlayacağını. Velhasıl-ı kelam 2 sa at
gecikmeli de olsa İlgaz yollarına düşm üştük sonunda.
3 otobüs dolusu Mülkiye öğrencisi İlgaz’a 2 gece 3
günlük bir geziye gidiyorduk. Topu topu id in i tanıdığım
bu 140 kadar kişi içinde ne yapacaktım sanki oralarda.
Ama hiç de düşündüğüm gibi olmadı. Eminim herkes
ziyadesiyle keyif aldı bu mülkiye’nin 25 yıl sonra yapılan
2004
ilk gezisinden. 3 gün evvel aldığım eldivenleri u n u ttu ­
ğum otobüs 3.5 saatlik bir yolculuktan sonra Ankara
Üniversitesi İlgaz Tesisleri’ne gelmişti. Herkes odaları­
na yerleştikten sonra birçok kişi çevreyi gezmeye ko­
yulm uştu. 3iz ise eşyalarımızı yerleştikten sonra baş­
lamıştık mesaiye. İllegal yollardan içeriye soktuğumuz
nevalelerimizi götürüyorduk. Bizim odamıza 3. olarak
gelen ve hayatında unutamayacağı 3 gün geçiren Ka­
mu 1den oda arkadaşımızdan da bahsetmeden geçe­
meyeceğim. Çocukcağız aşkla şevkle geldiği bu geziyi
kim bilir nasıl yad ediyordur şimdi? Tek amacı arkadaş­
ları ile güzel bir ta t il yapmak olan bu s a f ve tem iz ço­
cuk sonraları kendi kendine hayıflanm ıştır herhalde 'ne
gerek vardı adamlara a rtis tlik yapmaya sanki’ diye.
Eleman bizim nevaleleri görünce "abi ben de şöyle içe­
rim böyle içerim" demeye başladı. Bilemezdi ta b i bizim­
kilerin içmediğini şişeyle götürdüğünü. Bizimkiler oda­
ya gelip "ya yemeğe kadar şöyle bir iki bir şeyler içelim"
deyince eleman da atladı. Sağ olsun bizimkiler 3 gün­
lük nevaleyi 2 s a a t içinde b itirip yemeğe giderken ele­
man yaklaşık 1 s a a ttir uyuyordu. Akşam odaya çıkınca
gördük çocuğun halini. Her neyse tekrar döneceğiz za­
ten bu "bana bir şey olmaz" triplerindeki arkadaşımıza.
İlk gün çevreyi gezmekle ve İlgaz’ın o eşiz manzara­
sını, teleferikle çıkılan tepeden görünen ayaklarımızın
altındaki bulutları, ve sıradağları izlemekle çabucak
geçm işti bile. Akşama kadar kayak yapmayı bilen ve
bildiğini zanneden arkadaşlarımızın maceralarını sey­
re ttik. Biz de kendi çapımızla poşetle kızakla ve bilu­
mum kaymayı sağlayan malzeme ile kayıp eğlenmeye
çalıştık. Akşam yemeği için aşağıya indiğimizde salo­
nun kapısına sevgili feskom üyesi fedakar ve cefakar
arkadaşlarımız akşamki programı çoktan asmışlardı
bile. Yemek esnasında ve yemekten sonra fasıl olacak­
tı. Çok ta k tir e tm iştim şu Feskomcuları. Delikanlı ço­
cuklardı hani. Düşünsenize önünüzde yemeğiniz, sa­
londa TSM ve fa s ıl... Rakı-balık gibidirler. Ama yemek­
ten sonra fasıl yerine cıstak cıstak başlayınca ger­
çekten sükut-u hayale uğramıştım. Müzik aralarında
çektiğimiz K af-K af’la r da olmasa neredeyse odaya
kaçacaktım. Neyse ki bu clubber havası çok uzun sü r­
medi. Özlediğimiz, beklediğimiz, buram buram Anado­
lu kokan nağmeler terennüm edilmeye başladı. M asa­
ların üzerinde oynayanlar mı dersiniz, p is tte oynayan­
ların başlarında para çevirenler mi dersiniz, a ş ire t re­
islerinin oğullarının sünnet törenlerindeki gibi havada
uçuşan yeşil kağıtlar mı dersiniz... yıkılıyordu yani o r­
tam . Tabi bu arada yemekten sonra bizim o meşhur
eleman ve yemekten önce tanıştığım ız arkadaşlarına
yapacağımız şakanın hazırlıkları başlam ıştı bile. İn­
sanlar p is tte dans ederken biz m üstakbel şakazedelerin masasına gidip yemekten sonraki ortam ım ızla il­
gili gaz vermekle meşguldük. Çömezler de gaza gelip
"eyvallah abi" modundaydılar. Başlarına geleceklerden
habersizlerdi. Şakanın ayrıntısına burada girmek is te ­
miyorum; sadece şunu ifade edeyim: Çocuklara şaka
olduğunu söyledikten sonra biri üç dakika kendine ge­
lemedi, diğeri de korkudan tırnaklarının yarısını ye­
m işti. Biz bu bir buçuk sa atlik şakayla meşgulken o te ­
lin koridorları sarhoş olup nara atanların nidalarıyla
inliyordu. Bazı odalardan müzik sesleri,bazı odalar­
dan... Hele sarhoşlardan biri vardı ki, hayatı boyunca
öğrendiği tü m küfürleri tanıdığı tanımadığı herkese
iletmekle meşguldü. Kısacası, s a a t gecenin ikisi ol­
masına rağmen herkes ayaktaydı.
E rtesi sabah kahvaltı salonundaki akşamdan kal­
malar görülmeye değerdi. Gün, kayakçıların ve ormanı
keşfe çıkanların günüydü. Kimisi profesyonel kayak
malzemeleriyle, kimisi çöp poşetleriyle, kimisi de önce­
den hazırlamış olduğu kızaklarla gün boyunca kayak
sporunun eşsiz örneklerini sergilediler. H a tta bazı a r­
kadaşlar, hiç de böyle kaygıları olmamasına rağmen
Feskomcu arkadaşların sembolik bir meblağ karşılığın­
da gün boyu sınırsız telesiyej anlaşmaları sebebiyle
günü telesiyej üzerinde geçirdiler. Kaşiflerse, bir or­
manda kaybolmayı belki hiç bu kadar istememişlerdi.
Ve yine akşam olm uştu ancak otuz a ltı saatlik yorgun­
luk kimsede önceki akşamki heyecanı bırakmamıştı.
Ama gene de kimse eğlenmedim diyemez zan­
nediyorum. İlgaz'daki son akşamımızı da bir daha ne
zaman geleceğiz havasında mümkün olduğu kadar
götürerek geçirmeye çalıştık.
E rtesi sabah, son kahvaltımızı yaparken iki gün
boyunca
götürdüklerim izin
parasını
nasıl
ödeyeceğimizi düşünüyorduk. Halbuki o kadar da stok
yapmıştık. Neyse ki Feskomcular pazarlık konusundaki
üstün yeteneklerini(l) yine konuşturm uşlar ve bize her
şeyde yarı yarıya indirim yaptırmışlardı. Ama ben gene
de kahvaltıdan sonraki o uzun kuyruğun sonunda 100
milyon bırakanları biliyorum. Değmiştir am a... Bu iki
buçuk günlük kısa ama
tadında kalan gezide
birçok insan toplam da
en fazla 6 -7 s a a t uy­
m u ştu r ki döndükten
sonra iki gün fasılasız
uyuyanlar vakidir.
Yıllar sonra Mülkiye’y i geziye götüren,
gelenekleri
yeniden
canlandıran ve canla
başla çalışan(l), yeni
arkadaşlıklara vesile
olan ve bize yeni kur­
banlar sağlayan Fes­
kom'cu kardeşlerimize
teşekkürü b ir borç
biliyoruz.
B ir Gezi
Mesruru
f
f
A3UZER PINAR
Koridorda yürürken karşıdan ge­
len potansiyel çarpışan otolara kar­
şı 10 metre öncesinden Amerikan
futbolcusu edasıyla guard a la n , bu­
na rağmen kendisine çarpılınca sını­
fa 'küstüm, oynamıyorum’ diyerek
ders yapmayan çok sevdiğimiz ho­
camızı en iyi kendi yıllığının an­
latacağını düşünüyoruz.
A B U Z ER PINAR
Maliye • 86080831-6
i Ur tn tjr»!* bulunabilecek bûtûn fıtri A«ti!lk}cr arkadavıtruûla topLır.ırajlır »d m . IU k h canlı. hareketli çırpıntılı görOn AnQr onu. IVurn
vıkln. »û/jön.
<Vtla dG»OııO\\*- jc6eOr»Cn<U. OArWı1 urayın derirı
li*lnUvle bir »eyler Arıyor ifoıdlr. Uu ananın lörtlnO «¿rtnmemlı rr.Q=ıkûn olmadı. Ama (cyt<*ofi'JW-rıVn olmAiindan kcrkuyceur.
lirle bir
yok mu Otr* knatnodan («nka İt«r tûrîo kıtal»
tVür»ftr.Or onun eUni*. DC-.m IV: fekrleyt btrfcr»ttrd!£in* cCr* *U de t»k«tir *<kf»u-,u kİ arda»ıtnu bu IkÖnn*»! (AnSecı dır. Dunu bir de d.^vlin
dıHOimr<&£t ekonomiye vytularva yw.*J.ık. Artık ekonoetti bilimimle varu)vı<Unldn (Ceremeyi*.
Kn büyük »k£aru 'Not l(ln ç*-SjiîjiW Uadeskilr. Z*ten <ok kUcr.vd
oMııiu K«" Slx «n larla katatı pek ho» tirfildir. Uûy«k blUm»el/
Mmi.iıvjJ bulutUıından Urt »ı».t,ır "Not O r*a!t de££Jtr. Ancak aırut (etm ek Mn «nemlidir. 3ını/te*ro*X
ioeıalvltr. O hakle not da />r*eır.:*llr.' l a bakili* (»lljkl (Artilayona da o ker.d:»lfte £*r« pnMem» C*/nıûjifır. Derilerinde b**«nüâr. Anrak en betereinedlğ |<y yûktek not almaktır HerhaV!* h/U tını br«l
kabol cdl)r*oUetık kİ ftutıf £n*<*k kadar not alır.
IMfcM [Xnrr ({oramı/. »di Abom o>tu£u Kİ« krn&nnl Adıyaıranh v m Malatya^ rannetU)»« de arkadMuııu. 6/ b* Ar ŞankuıbVdır. SOFyc jjrİtriden Oikc Merwnde yaplı/ı ilk »t orta UhtlU de mevrut(ur. çtımîl •&( hauoıu ar\U*unna vtriyonır
‘Candan *ev<i:£lra tûm aitU>İArvr-a hayali ba »anlar diliyorum.'
- E ve t, & 60Ö 0331-6 Abuzer söz sende:
ALPAR5LAN IŞIKLI
K ü re -i a rz ın ve h a t t a k a m e rin s e n d ik a la ş m a s ı iç in u ğ ra ş
veren,9 geze g en in bu u ğ u rd a s e n d ik a l ç a tı a ltın d a b irle ş m e ­
s in i öneren, u za yd a h a y a tın v a ro ld u ğ u n u ve b ila k is o ra d a da
em eğin s ö m ü rü ld ü ğ ü n ü s a v u n a n , to p la d ığ ı ö ğ re n c i f o t o ğ r a f ­
la rın a tü k e n m e z ka le m le s a k a l, bıyık çize n , ö lü m d e n s o n ra k ı­
dem ta z m in a tın ı s a v u n a n ve b un u n iç in m a h ş e r g ü n ü n d e
\
to p lu p a z a rlık y a p ılm a s ın ı; a k s i t a k t ir d e g ü rü z -ü l YÖK ü y e li­
ğ in d e n i s t if a e d e c e ğ in i ila n eden; te k , ye g a n e , y ü c e ş a h s iy e t,
Ç a lış m a n ın o n u ru , M ü lk iy e n in g u ru ru , m ü m ta z k iş ilik d e ğ e rli
in s a n .
AHMET KİRMAN
O bölümümüzün tek,yegane ve biricik profesörüdür.Bir tanedir ama Türkiye’nin
lider bankasının Yönetim Kurulu Başkamdir da aynı zamanda Mâliyenin tek pro­
fesörüdür.
O ta tlı dilin, güler yüzün inan ki yürek hoplatıyor
Farkında değil misin? Herkes peşinden koşuyor
Bu özelliğinin de ayrıca farkında olan hocamız ‘küçük dağları ben yarattım ,
diğerlerini de benden referans alarak yaptılar.’ Edalı bakışları ile sınıfı süzerken:
vergi mevzuatını da mı sen yazdın be A h m e t, bir ömürsün vallahi’ ded irttirir.
m
m
KAZGAN
2004
3A5KIN ORAN
B ır a k s a la r "Çok G e liş m iş O r ta D ü n ya M illiy e t ç iliğ i ve H o b b itle r in
'
A z ın lık O lm a ö o r u n s a lı" ü z e rin d e b in le rc e s a y fa y a z ıp s o n s ı n ı f
'T»'
ö ğ re n c ile rin e s ın a v d a n ik i g ü n ö n ce s o ru m lu o ld u k la rın ı ile te c e k tir .
îi
l
"
V
i
l
G ü n g e lir o k u lu n k o r id o r la r ın d a u zu n c ü b b e s i ve e lin d e a s a s ı ile "
A re y o u c h a n g in g a x is ? " d iy e b a ğ ıra n b ir in i g ö r ü r s e n iz ş a ş ırm a y ın ,
r :íá
k a ç ın !
CEM EROĞUL
O, U ra l-A lta y d il grubunun kurucusu, yegane d e n e tçisi Cebeci yerleşkesindeki (kam püs) bilim ocaklarının (fa k ü lte le rin in ) Türk Pil hocası olmayan
ama Türk D ili’nin özünü savunan, b ir yabancı kelime karşısında Kara M u ra t
kesilerek Türk Pil Kurum u’nun bile bulamadığı öz Türkçe kelimeler bulan muh­
terem şahıs. Kendisi aynı zamanda A natüze bilim ci (anayasa hukukçusu)
olan ve Osm anlı’da Şu ra-yı Pevlet Üyesi, yine İngilizce’y i ana d ili gibi bilip g ir­
d iğ i KPPS’d e "s o ru la r y a n lış tı" diye YÖK’e yazı gönderen aziz kimsedir. Öpün
elini...
GAZİ ÖZHAN
Seeenin d ersind e n o t tu tm a d ığ ım ız için, m uhteşem Türkçe’ni sökem ediğim iz için, sana layık b ir o to p a rkım ız olam adığı için, kam püs sın ırla rı iç in ­
de sig a ra iç tiğ im iz için, seeenin dersine seeenden 4 5 sn. geç g ird iğ im iz
için, b irb irind e n güzel e sp rile rin e gülem ediğim iz için, okulum uzun yüzme
havuzu olam adığı için, kısacası fa rk lı dünyalarda yaşadığım ız için özür
diliyo ru z!!!!!!
HALİL 5ARIA5LAN
Konya’nın bir köyünden kopup gelen hocamız SPK yönetim kurulu üyesidir.
Sadece bize bir şeyler öğretmek için(!) okula gelen hocamız çoğunlukla yurtdışı
maceralarını anlatır. Aaa ta b i konu aralarında yaptığı esprileri ve kimsenin tepki
vermemesi üzerine "Ben arada böyle espriler yaparım siz bakmayın" deyince sınıfın
kopmasını unutmamak lazım! Ama en komiği esprilerine (!) güldüğümüzü sanıp
yüzünde oluşan gülümseme... Yılların "PERT'ini "PÖRT" yapan hocamız küreselleşenin gümbür gümbür geldiğini ve bir şey yapamayacağımızı sürekli ifade
ederek bazı arkadaşlarımızın dersi terk etmelerine sebep olmuştu. Sonraki der­
steyse & kez tekrarladığı şu söze tepki alam am ıştır :"İnsanı temel almayan s is ­
tem ler çökmeye mahkumdur. Örnek: Sovyetler Birliği!!!"
KAZGAN
2004
MEHMET ALİ AĞAOĞULLARI
Z ekasıyla E in s te in
/
ve P ica so ’nun, e n te le k tü e llte s ly le R ousseau ve
P la to n ’un, yakışıklılığıyla A n to n io 3andera& ve Ja co b s Caeanova’mn ve a ra ­
V v
balarıyla Rolle Royce ve Rover’in o p tim a l derecede a n a litik birleşim leri.
A rtık h içb ir şe y yazm aea da her çıkan akadem ik dergide yazıyorm uşçasına
e n te le ktü e l karizm aya s a h ip tir. G erçi kız öğrencileri, onun karizm asının bu
yönüyle ilgilenm em ektedirler. A m a öyle ya da böyle d e rs d ö r t fa rklı bölüm e
verilse de A ğ a o ğ u lla rı’ndan SDT d e rs i alm ak S B F ’d e Kamu Y ön e tim i
W
s
d ö lü m ü ’nün, Türkiye’d e ise M ülkiyeli olm anın en önem li ayrıcalığıdır.
ÖMER KÜRKÇÜOĞLU
D e tante dönem inin k ü lt d iz is i S ta r Trek’in m eşhur ka p ta n ı K aptan Kirk
ile u z a k ta n ya kın d an a kra b a lığ ı b ulun m a sa da d e rs a n la tış ıy la
bu
dünyanın dışında b ir g ö rü n tü çizen sevim li kişilik. Piyasaya oyuncak
bebekleri s ü rü lse kapış g id e r diye düşünm ekten kendim izi alam ıyoruz,
dizlere N apoleon’u, M e tte rn ic h ’i ve daha nice ta rih s e l k iş iliğ i ta n ıta n b ir­
inci s ın ıfla rın u n u ta m a d ıkla rı ş a h s iy e t. Derse g irm ezlik etm eyin 10 yıl
sonra bile h a tırla r.
PAR5 E5İN
Buharlı gemide, Robert Owen ile mehtaba karşı rakı içen. Haydar Dümen’in vaf­
tiz babası, gözlüğü gözüne denk getiremeyen, samurayların sonuncusu Pars Esin,
o kadar aksisiniz ki hiçbir dersi kaçırmayan s a f s ü t buzağalarını bile King’e
dördüncü yaptınız, "bana soru sorun" deyip tüm soru soranları dersten attınız,
"Ben dekan yardımcısıyım, dertlerinizi benimle paylaşın" deyip her gelişimizde
dertlerim izi ikiye katladınız. 6 0 inek Bayramı’nda, kapısında 5 Lira alınan panayır
çadırında geçirdiğiniz eğlenceli saatleri biz öğrendik, siz de öğrencilik günlerinizi
hatırlayıp bizi anlayın lütfen.
SİNA AKŞİN
Mekteb-i Mülkiye’nin ilk kurulduğu yıllardan beri Tarih-ül Osmanlı ve daha
sonra İnkılap Tarihi derslerinin vazgeçilmez adamı, Cumhuriyetin yılmaz bekçisi
aynı zamanda kurucularından ve A ta tü rk ’ün yakın silah arkadaşı, A ta tü rk
hakkında atının isminden ayakkabı numarasına kadar bilmediği olmayan, 2 0
yıldır Cumhuriyetçi bir p a rti kurma hevesinde olan ve bunu ancak geçen sene
başarabilen, derste sorulan sorulara karşı delikanlı gibi "Bilmiyorum!!" yanıtını
veren ve sınıfın en dinsiz adamına "şeriatçı" diyen a n ti emperyalist, tam
demokratik, genç cumhuriyetçi, bilimsel tarihçi, öğrenci dostu, şeker dede, büyük
adam.
200
YAHYA SEZAİ TEZEL
rw
\
fo /c d e ğ e rli, kö p e k b a b a s ı. A t e i s t o lu p A K P ’ye o y veren, "M a d e m
r
C a m b rid g e 'd e d o k to r a y a p tım , ne o t ye m e ye M ü lk iy e ’y e g e ld im ; p e k i
M ü lk iy e ’d e
¿ V
1
k a la c a k tım
ne o t ye m e ye
C a m b rid g e ’e g it t im ? " d iy e
ö z e le ş t ir i y a p a n , s ı n ı f t a k i k ız la ra z e n g in ko ca a y a rla m a y a ç a lış ıp ,
e rk e k le re is e Ç in li k ız la rı ta v s iy e e tm e y e n , f a h r i H in d is ta n lı, A .K .’nin
w
\\
M
m a n e v i b a b a s ı s e v g ili Y.5. Tezel; s o r a r ız s a n a : Ne e k s iğ im iz va r
î
b iz im Ç in lile rd e n ?
ARGUN KARACABEY
Ah be hocam! Ah be Bezgin Bekir'imiz! Sayısal Çözümleme dersinde; formülleri
bilmenize gerek yok deyip bize yorum yaptırdın ya... Bir de sözlü sınavda ödev
notumu sorunca "Sana ne" dedin ya... Ben hala notumu bilmiyorum ya... "Ben
cumaları ders yapmaya alışkın değilim h aftada 3 gün t a t il yaparım" deyip; bizim
gibi çalışkan öğrencileri tembelliğe alıştırdın ya... Ne diyelim biz sana! Sayısal bil­
imler anabiiim dalı başkanısın! Biz yaptığın esprilere yıkılırken sen "Siz bunları
espri mi sanıyorsunuz aptallar!" dercesine bize bakarsın! Eh ne yapalım bizi bir
kere dehana hayran bırakmışsın!!!
AYKUT Kİ3RİTÇİ0ĞLU
B ir varm ış b ir yokm uş.. S e rb e st T ica re t bölgelerinin birinde b ir A ykut
ya sa rm ış.. Vandenberg ile maiUeşerek m u tlu olurm uş..G eceleri m e zarlıklar­
da dolaşıp, iki dünya a ra sın d a ki ta r ife le r i kaldırm aya ça lışırm ış.. C im riliğin
dibine vurup, güneş e n e rjili s a a t kullanır, k ib rit k u tu s u arabaya binerm iş..
M a lth u s babanın sıkı ta k ip ç is i olup, dünya n üfu sun u a rttırm a m a k için
çocuk yapm azm ış.. D e rste ki s la y tla rı evde karısına film n iyetine iz le tirm iş.. F o to ğ ra f albüm ünü, sınavda ç e k tiğ i öğrenci resim lerinden o lu ş tu ru r­
muş, bakaaar bakaaar ta tm in o lu rm u ş (!) Gel zaman g it zaman bu A ykut,
M ülkiye'yi beğenmez olm uş ama onu kim ne yapsın?
SEVGİ A5LAMIZ
Mütem adiyen güleryüzlü, mütem adiyen yardım sever ve mütem adiyen se­
vimli, pek sevgili Sevgi ablamız. Sen bürokrasi ve devlet memurluğunun ka fa ­
mızdaki "so m u rtka n " ve "bugün g it yarın gelci" imajını kıran, öğrencileri ço ­
cukların gibi görüp onlara gerçekten değer veren bir şahsiyetsin. Ama
"tek"sin. B ütün personel senin gibi olsa okulumuz çağ a tla rı vallahi. Biz de
örnek a lsın la r diye seni okulun en değerli eleman’ı seçiyoruz. Hep böyle kal­
man dileğiyle.
m
KAZGAN
2004
Emrah 3alık
Küçük yaşlarında annesinin
yaptığı günleri organize eden
Emrah, 4 sene boyunca anlaşılır
Türkçesiyle okulumuzu panayıra
çevirdi. Fes-Kom başkanlığı yap­
tığı sırada mal varlığı oldukça
artan (!) arkadaşımız, başı sıkı­
şan herkese de yardım etmek­
ten geri durmadı. Emrah, koca­
man kalbi olan küçük bir Balıktır.
Feral Kuzey
insanları, gözünü d ö rt açarak
dinleyen arkadaşımız, okulun en
eğlenceli simalarındandır. Yardım
istendiğinde varını yoğunu vere­
bilecek kadar cömert ve iyi niyet­
li olduğunu onunla beş dakika
geçirebilen herkes anlayabilir. 4
sene boyunca sınıfımızın not iş­
lerini yaptığı gibi biraz uzunca
olan burnunu sivil toplum kuru­
luşlarına bile sokmuştur.
5ad\k C anyurt
Cem Eroğul’d an daha fa ­
n atik öz Türkçeci arkadaşım ı­
zın elini bir A llah’ın dersi ha­
vada görmesek "dünya te rs i­
ne mi dönüyor" deriz. Şu ana
kadar söz is te m e d iğ i ders
sayısı "O" dır. Hadi bunları
geçtik de botanik bahçedeki o
zavallı ağaçtan ne iste din be
Sadık?
Eren Toprak
Katıldığı toplantılarda "ağır başlı entelektüel şahsiyet" imajı çizmek için
bir gece öncesinden felsefe sözlüklerini karıştıran ve araya milli oyunumuz
CM 4 ’ten de cümleler katabUen Eren kardeşimiz, içinden çıkamadığı durum­
ları da "bir nevi postmodern patoloji" şeklinde tanımlayarak sıyrılmaya
çalışır. Kendine "The Bos s" lakabını yakıştıran ancak arkadaşları arasında
"The Foss" veya "The Boşş" olarak zikredilen sevgili dostumuz epilog der­
gisinin editörlüğünü sadece kendisinin katıldığı tek kişilik bir toplantıda
"oybirliği" ile elde etmiştir.
w
K A % G A İM
2004
••
9•
A lper Uçgül
D ijit a l
fo to ğ ra f
k im s e d e
yokken
Omer M ir
m a k in e s i
onda
va rd ı.
D aha kim se L a p to p n e d ir b ilm iy o rk e n
O L a p to p
K a n tin in
k u lla n ıy o rd u .
o r ta s ın d a
g ü lü m s e y ­
erek kendine ye n i " h a s ta " la r ve
h e m ş o la r
a ra y a n
G ır ş e h ir li
A lpeeR ’im'ızi ilerde ke n d i s ig o r ta
a c e n te s in in
b a ş ın d a
g ö rm e k
A. Zafer Gülşen
"Hep beraber üçlü hep beraberi
Fes-Kom üyemizsin de ne oğum
Ooooo 1..2..3" ezgilerini d u y a r du y­
böyle en arka sıraya geçip her hocaya
m az biri heyecanla yerinden kalkıp
la f ye tiştirm e k. Hem de öyle la fla r ki
size katılm aya ba şla rsa bilin ki o
ad am lar cevap versek m i yoksa sınıf­
Ö m er’d ir. O lim p iya t S ta d ın a , İs ­
ta n çıkıp tepine tepine gülsek m i der
ta n b u l’a g ittiğ in d e n dah a çok g i­
gibi kala kalıyorlar. Hah bir de A hm e t
den Omer, okuldaki son senesinin
ö a n ’a ta ş çıkaran organizasyonlann
yansını sözüm ona o to m o b il uzm a­
nı Emrah'la kendine b ir araba be­
var am a bizen söylemesi bunlar sade­
ce yemek organizasyonu olarak kalem.
Ne diyelim sıkı bakkalsın um anz bir
h epim izin o r t a k d ileği.
ğenmekle geçirdi. A m a sonunda iyi
b irta n e buldu ya hayırlı olsun.
gün süperm arket olursun.
Tarık Eraelan
Elçin Durak
Agam Karacayev
3aş
g e y ik h a n
Tarık,
bu
iy in iy e ti, s a flığ ı ve ya kışıklılığ ıyla
Türk F ilm le rin d e k i id e a lis t genç
k a ra k te rin e cuk o tu ru r. H e r Türk
F ilm in d e o ld u ğ u g ib i o d a e r y a
da
geç
tü m
a m a ç la rın a
u la ş a c a k tır .
Tabi
eğer
m e v z u b a h is
b ir
h a n ım e fe n d i
o ls a y d ı film in s o n u d a h a fa rk lı
o lu rd u .(I)
Elçin siz in le k o n u şu rke n hep
çevresine bakınsa d a bu s iz i d in ­
le m e d iğ i
a n la m ın a
gelm ez.
Genelde g ö z le ri e tr a ft a k i s in e k­
lere ta k ılır da... 3 u n u n d ış ın d a ş u
a n a k a d a r söylenm eden g e ç ird iğ i
b ir gezi o lu ğ u n u z a n n e tm iy o ru z .
H e r şeye rağm en ta k d ire ş a y a n
b ir d a n s b e c e ris i ve d e r t din le m e
k a b ily e tiy le in s a n la rı h e r d a im
büyüler.
KAZGAN
2 0 0 4
"A ğ a m ,
e k m e ğ in i
ta ş ta n
ç ık a rıy o r" d e s e k y e rid ir.
Lâkin
iç in d e k i
tic a r i
s a n a tç ı
a m a ç la rla
köşeyi
ru h u
k u lla n s a
d ö n e rd i.
H er
ş im d iy e
g e rç e k
s a n a tç ı g ib i o bun u ya p m a d ı.
Hem iş hem o k u l hem s a n a t
d id in ip d u rd u . Ve u m a rız 2 0 0 3
y ılın d a A ğ a m ızı d a m ezun o la ra k
görebileceğiz.
N uri Y eşilyurt
Derslerindeki başarısını Siyasal
Düşünceler Tarihi kitaplarının kapa­
ğına taşıyan Nuri, bu başarısının
semeresini Cambridge senin, Ox­
ford benim m u h te lif seçkin üniversi­
telerden kabuller alarak toplam ıştır.
Selvi boylu, al yazmalı kardeşimiz
yüce mecmuamız KAZGAN'ın Genel
YALAN Yönetmenliğini, Merci-i Tak­
lit unvanıyla başarıyla y ü rü tü p gö­
nüllerde hak e ttiğ i yeri alm ıştır. Velhasıl-ı kelam, ifade-i meram bir bil­
gisayardaki sorunu bakmadan an­
layıp, kafasında çözebilen te k kişidir
o. El Nuri s t. Greenland.
K o rku t Yavuz
Tolga Derviş oğlu
Her daim iyiliksever ve alçakgö­
nüllü olan bu zat, alkol ve sigarayı hiç
sevmez(l). Duman avcısı olmak için
yaptığı başvuru reddedilmişse de yıl­
mamış ve kendi derneğini kurmuştur.(A yyaş Mülkiyelilere İşkembe
P latform u) Genelde alkolün sınırları­
nı aşıp zom olduğumuz gecelerde tek
kelime söylenmeden bizleri taşım a
görevini üstlenirdi). Boş zamanların­
da dilencilere para vermeye ve İsveçli
güzellerle in te rn e t üzerinden video
konferans yapmaya bayılır. En büyük
hayali bir gün berbere g ittiğ in d e "saç
sakal" diyebilmektir.
Bu adam Mülkiye'ye gelmese genç ya­
şında devasa paralara sahip olur hatta
adı vergi yüzsüzleri listesine bile girerdi.
Çünkü, her saniyesini deli esprilerle geçire­
cek kadar neşeli ve bu işten kazandığı
(muhtemel) paraların bir bölümünü devlete
vermeyecek kadar da bürokrasiden anla­
yan birisidir, (baba mesleği) Epilogda vice
president olarak görev yaptı ama oradaki
ciddi halini görenler portrenin orijinalini de
görünce alıcılarının ayanyla oynadılar. 4
sene boyunca espri yaptı, eğlendi, içti, ko­
koreç yedi (y(iy)emedi), yazdı, konuştu,
şarkı söyledi, Emrah taklidi bile yaptı. Ama
o olmasaydı bu okul bu kadar gülümseyemezdi. [TO(t)Tİ]
Ömer d a ru t (K a f Kaf)
Erik almaya gittiğinde " Abi bize erik lazım" diyecek kadar açık sözlü ve
içten arkadaşımız Ömer Barut, 4 sene boyunca Mülkiye koridorlarında her
an "çocuk da yaparım kariyer de" felsefesinin en büyük tim sali oldu.
Herhangi bir yerde bir tezahürat duyarsanız bilin ki bu akışkan arkadaşımız
(her ortama kolayca akmasından kaynaklanır) oralardadır. Eğer bir gün hiç
Karşıyaka ta ra fta n kalmazsa bilin ki o ölmüştür.[Editör(ler)in notu: Allah
geçinden versin!
2004
Cnöüötri Mipkiltvi
g ö l ü m
ü
J f e r m
Ey M ektebi Mülkiye-yi Şahane-i Kanunname-i A ii Osmaniye’nin d e ğ iş ti­
rilmeyen ve d e ğ iş tirilm e s i te k lif da h i edilemeyen 1.m addesinin iftih a rla ta k ­
dim e ttiğ i. Mülkiye'nin nuru, Türkiye’nin gururu, mazlum ların koruyucusu, in ­
safsız işverenin yola getireni, s ın ıfs a l e ş its iz lik le r a ltın d a ezilm iş halkımızın
kurtarıcısı, ip bu ferm anla üzerine ölü top rağ ı serpilm iş bu inekler, buzağıla­
rınıza daha fazla s ü t vermeniz i fin , sîzleri sosya l güvenlik şem siyesi ü s tü n ­
de b ir araya getirm eye a n d içtik... H aydi açalım şemsiyeleri.. S ü te su kata n
bakkal olsanda, rü şvet yiyen ta h s ild a r olsan da, ava giderken avlanan geyikhan olsan da, ham am larda serm ayesine sah ip çıkamayan te lla k olsan da,
en te l takıldığı halde hala kendilerini leyleklerin g e tird iğ in i zanneden züppe o l­
san da, a s il erkeğiniz. Çalışmanın kıllı göğsüne y'ıne geldiniz.
Geyikhanı, bakkalı,
Züppesi, ta h s ild a rı,
S ite sinem asındaki tellağı,
Ç alışm ayla uğraşma,
Başın gire r belaya,
İŞTE KARŞINIZDA BABA ÇALIŞMA...
S air bölüm lerin beceriksizliği yüzünden enkaz haline gelm iş olan M ülkiye’y l ve da h i Türkiye'yi k u rta rm a k için "K u rta r bizi Çalışm a" nidalarıyla geldik
ve babanız olduk. Çalışma büyük m eclisi toplandı, üzerine ölü top rağ ı se rp il­
m iş siz embesil, ikinci sınıf, h a tta s ın ıf dışı y a ra tık la rı s osya l güvenlik kap­
sam ına alm aya karar verdi.
Sizlere şu hakları lütfediyoruz,
1. Çalışma harem inde y e r alan ve İş kazasına uğrayan diğe r bölüm lerin
cariyeleri her t ü r gebelik ve analık s ig o rta s ı kapsamındadır, onlara em zirme
yardım ları yapılacak, m addi ko şu lla r elvermediği ta k tird e bu em zirm e görevi
d iğ e r bölüm lerin hadım oğlanlarınca yerine ge tirilecektir.
2. Mülkiye'den mezun olm a şerefine e rişip de Ereğli K öm ür Havzası’na
S arp Sınır Kapısına, A frika'nın b a lta girm em iş orm anlarına ve Türkiye'nin
b a lta girm em iş orm anlarında iş bulamayan ikinci s ın ıf köleler iş sizlik s ig o r­
ta s ı kapsam ına alınacaktır. Yalnız bu s ig o rta d a n yararlanabilm ek için oğlan­
ların hadım, kadınların da cariye olm ası ş a r tı g e tirilm iş tir.
3. Toplu sözleşm enin ve h a tta to p lu yürüyüşün fu tb o l to p u eşliğinde
yapıldığını sanan bu s e fil tebaya te z elden to p s u z y ürüyüş ve to p s u z grev
hakkı verilecektir, yalnız bu şekilde yapılacak to p s u z yürüyüşlere siz "to p " ia r
katılamayacağınızdan bu yürüyüşlere katılım yalnızca "delikanlı ç alışm a" t a ­
rafından gerçekleştirilecektir. Üzülmeyin siz "to p "la rı da s osya l p o litik a kap­
sam ına alm aya k arar vermiş bulunuyoruz.
Sıra geldi gururum uz, birtanem iz, bölümüm üzün kurulduğundan bugü­
ne kadarki ilk ve te k Fes-kom başkanımız.... EMRAH...
Başkan Emrah Başkan Emrah
İş te tüllab ın bizim üstünlüğüm üzü kabul e tm e s i için b ir neden daha... 3
yıl boyunca sizi ezdiğimiz yetm ezm iş g ibi b ird e s on senede size, b a lka n ım ı­
zın boyunduruğu a ltın d a süründürerek geçirdik..
Ezici Çalışma Ezici Çalışma
Ş im di ASİL ÇALIŞMA CUMHURİYETİNİN ASİL HOCALARINA GELİYO­
RUZ
Fişek E n s titü s ü 'n ü n kurucusu, kendi çalışm aları için bize her dönem
n o t karşılığı an ket yap tıran , işçinin ve d a hi bilum um m uhtacın koruyucusu,
Mülkiye'nin tıbbiyeli hocası GÜRHAN FİŞEK...
Değme ç ıtırla ra ta ş çıkartan, atımıyla, çalımıyla, edasıyla, bakışıyla, ça ­
lışm a p sikolojim izi ve d a h i s osya l psikolojim izi bozan d iğ e r bölüm ineklerinin
kendisinden de rs alm aya can a ttığ ı am a yalnızca Çalışma öğrencilerine yüz
veren, yıllanm ış şarap m isali her geçen gün güzelleşen İLKAY SAVCI...
Hocaların hocası, kanatsız b ir melek.
B ilgi dolu kelebek,
in citm e d i hiç bizi,
Kapıda koymaz kimseyi.
Kurda, kuşa, yarasaya d o s ttu r kendisi.
Y öntem i ö ğ re tti bize
"Saha çalışm ası" diye diye.
Sana bakıp örnek aldık,
Mülkiye hocası "bu" diye.
a n ı
A ta u m 'd a d ır şim di.
Hocam bırak bu AB işlerini!
Sana layık o lan Annan'm yeri!
Kralsın be M e tin Hoca.
Sensiz okul bize bela.
Çalışırsın insanlara,
Sen bita nesin M e tin Hoca.
Değil Vakko, Hakkı Tosyah;
B ilg id ir gö stere n insanı
Cümleler devrik olsa da
İs te sana can fedai
Aldığı aynı renk ve aynı tip kazaklan b ir sene boyunca bıkmadan, usa n­
m adan ve hiç de ğiştirm e den giyen, Türkiye Çalışma İlişkileri Tarihi’nin ve d a ­
hi klasik b a tı müziğinin duayeni AHM ET MAKAL...
Bu alem de b irte k bölüm vardır hey, AMELEY,
Tüm okul kızları bize hayran hey, AMELEY,
Mülkiyeli tü m tüllab ın şahı hey, AMELEY,
Ameleeeey, Ameley...
Tellaklara
Öküzün hası ahıra ilk girerm iş. Ey rezil te lla k la r size söylenecek çok şey
yok, abaza geldiniz Mülkiye'ye yine abaza gideceksiniz. Adınız te lla k özünüz
abaza. Çalışma kurduğu te a m ü l sandığından size de b ir fon ayırdı, yapılacak
çekilişte iki abaza tellağı Romanya’y a N a t aşa Ü niversitesine M a ste r'a gön­
dermeye karar verdi. B urs m ikta rı ise ayda 5 sabun ve de 5 şişme... Ş işirin
şişireb ild iğiniz kadar, nasılsa nefesiniz kuvvetli, eksoz arkada.
Eksoz arkada Eksoz arkada
S ırada abazalarla ilg ili b ir son dakika gelişm esi var. Siz abazalar saye­
sinde S ite Sinem ası Ankara vergi re kortm eni oldu. Biz de onları te b rik e t­
mek am acıyla konuşm asını yapm ak üzere S ite Sinem ası m üdürü Saldıray
TEKKURŞUN'u kürsüye da vet ediyoruz.
"Ciğerlerim, varlık sebebimiz olan kam udaki öğrencilerime Cd p iyasasın­
da bizi ezdirm ediği için öncelikle teşe kkür ediyorum. Kamu öğrencilerinin
re sm i ga zetesi olan Bulvar gazetesinde bile henüz ye r almayan b ir kam pan­
yayı buladan kam udaki abaza öğrencilerim e duyurm ak istiyo ru m . Bundan
sonra kamu kim liği gö stere n kamu y ö n e tim i öğrencilerine 3 fıim yerine 4 film
birden."
Abazahk sınırını a ş tı,
S ite 'n ln yo lla n aşındı,
Ellerin dükkanını açtı.
Sabunun köpüğü fazla kaçtı.
Kamu oğlanları size sesleniyoruz, hiçkimseye kızmayın, Sibel Kekilli'nin
film le rin i seyredeceğinize d e rs çaiışaydınız d a bu vakit bu halde olm asaydı­
nız.
Oğlum Eren, seni kuram sal çerçevede inceledik ve şu kanaate vardık.
Kendi makalesinde, yayınlanm am ış olan b ir başka makalesini kaynakça ola ­
rak gö stere n yegane insansın. I.s ın ıfta giydiğin kamyoncu yeleğin hata zih­
nimizde. Kızılcahamam perform ansını unutmayacağız.
Ey G ırşehir'in gülü, Fes-kom cu Can Aksoy, öyle denedin, böyle denedin
olm adı. Şu abazanhktan kurtulam a dın. İlgaz dağı eteklerinde yazm adık d iş i
sinek d a h i bırakmadın... Gece kızların odalarında üm itsizce sızdın, sabahla­
dın.
Kamu kızlarına dokundurm adan geçmek olm az tabiki. Ağda kelimesini
duyunca bıyıkları diken diken olan kam u kızları yüksek ağda fiya tla rın a isyan
ederek, okul berberiyle anlaşıp, saç sakal I m ilyona f i t olm uşlar.
Saç saka11 milyon, Saç sakal I milyon.
B ir iki hocanızdan bahsetm eden de geçmeyelim isted ik,
inkılap ta r ih i d e rsin i Magazin Forever'a çeviren Kuvay-ı Milliye, Sina,
A natü ze ile kafayı bozan Cem Erkiz ve kısa süre önce b ir e r edasıyla d e rsler­
de "hazır o l" vaziyetinde a s is ta n lık yapan Onur'unuzu da alın da tu rşu su n u
kurun.
KAZGAN
2004
Ş im di sıra sizde m al m al mâliyenin m al inekleri. Yapmış oldukları rezil­
likler sonucu ülke m âliyesini mühendislere kap tıran kelaynak sürüleri, size
sesleniyoruz. Gözünüz aydın seçim lik de rs olarak balıklarda tırn a k bakımı ve
rujun d iş sağlığına etkileride konmuş. A rtık o d e rs le ri de alırsınız. Z a ten a l­
Biz züppe burjuvaları bu okulda barındırm azdık am a kızlarınıza dua edin,
bölümünüzün adından olea gerek, ga yet iyi ilişki kuruyorlar. 3 u ilişkilerde ba­
şarılı olduğunuz kad ar uluslararası ilişkilerde de başarılı olsaydınız keşke.
Fes-Kom başkanım ız gururum uz Emrah, çırağını sizin bölümden s e ç ti
diye b ir y ıl boyunca kasılıp durdunuz. Gün o lu r devran d ö ner işçi hareketi y ö ­
n e tim i ele g e çirir d e m iştik. GÜN BUGÜNDÜR AMELELER. S üründürün züp-
madığınız sadece bu d e rs le r kalm ıştı.
M al m al maliye M al mal maliye
Maliye'nin vergi top lam a aracını okul servisi zannederek binen d u t yem iş
tah sild arla r. Devlete verdiğiniz zaiyatı önlemek ifin s iz i Manukyan M illi Parkı’nda zorlu İskana ta b i tu tu y o ru z . Ey s e fil ta h s ild a rla r, Kemal Unakıtan he­
peyunu...
Sürüngen u lu sla r Sürüngen ulu sla r
Ankara'yı Bolivya'nın ba şke n ti sanıp. Dışişlerini, Düşişlerine çevirdiniz.
Ülkeleri inceliyoruz diyerek 4 yıl boyunca h a rita d a n ülke bulma oyunu oyna­
dığınız ye tm iyo rm u ş gibi, bu 4 yılda kendinizi de bulamadınız züppe sürüle­
pinizi to p ta n b ir a k ıts a sizden te k b ir adam bile çıkmaz.
Akışkan Maliye Akışkan Maliye
IMF heyeti kızlarınızı gözden geçirm ekten Türkiye’y e geçirecek vakit bu­
lamadı am a helal olsun, vatan saolsun, kızlarınız hala dim d ik a yaktalar.
Toplasanız zaten ancak iki ta n e hocanız var. İsm a il Türk de g itti. Yıllar­
d ır İsm ail Türk ile övünüyosunuz am a adam ın siz i savunacak hali d a hi yok.
Diğer b ir hocanız ise yeni aldığı ceketinin e tik e tiy le derse gelen M eltem Ka­
ri.
Tahsildarlara
yıran...
E tik e t M eltem E tik e t M eltem
Bakkallara
Paramız mı var A rm a d a ya gidelim,
5 mezeli kum pir yiyelim,
H ayatım da hiç kırmızı puma giymedim,
Böyle a d a le ti si.., si.. S ilifke’nin yoğurdu,
Ah seni kim ler doğurdu, seni doğuran anayı,
G östersen e bana .....yı ...yı
Yıkılmadık ayaktayız
D ertlerim izle baş., baş., başbaşayız,
Geyikhana, züppelere yenilmedik,
BURADAYIZ
Nuri, olum in te rn e tte n e ro tik film le ri daha hızlı indirm ek için ADSL bağ­
4
sene boyunca okuduğu to r to p u 3 yö n e tim d e rs i için kütüphaneden
la ttın . Sibel Kekilli’y i 5 y ıl önce in te rn e t site le rin d e yine sen bulup bize g e tir­
çıkmayan, Mülkiye'nin yüzkaraları, size ne desek az. 0 5 5 d e sözde en yüksek
din. Tanıştığın tü m kızlar dünya a h ire t bacın oldu ve de olacak.
puanı alıp girm enize rağmen her sene en m al öğrenci olm a yarışında ta h s il­
Oğlum Soner, Cebeci’d eki tü m bilgisayarları çökertip, sonunda kendine
d a rları yakalam aya çalışm anız d ikkate değer b ir p e rfo rm a n s tır.
de bilgisa yar aldın. Ne m u tlu bize. Anladık, kleptom ansın am a İlgaz’d an çal­
K ütük işletm e, K ütük işle tm e
dığın tuzlu kla rı keşke kendi ça n ta n a koysaydın be kardeşim.
Bu y üzdendir ki size Mülkiyedeki en dandik d e rs le ri veriyorlar. 4 senede
Gelelim övünmek g a fle tin d e bulunduğunuz hocalarınıza.
b ir bakkal d e fte ri tu ta c a k seviyeye bile gelemediniz. Tek öğrendiğiniz verim­
Adı Baskın soyadı kendisi g ib i sönük olan hocanız d a sizin kapasitenizi
lilik. Vermeye bu kad ar meraklı olmanızın nedeni de bu herhalde.
anlam ış da size referans vermiyorm uş. Çok sevdiğiniz Baskın hocanız, sizin,
Verici işletm e, Verici işle tm e
abaza kamuyla y a rış ır du rum d aki abazalığmızdan u ta n ır olm uş haberiniz
Sizin Am erikan ö z e n tis i verim lilik prensipleriniz A m erikada söker. Bura­
ola.
sı Türkiye, yok öyle. Duyduk ki kızlarınız sadece m o to r fabrikalarında işe giDekan yardım cısı olduğundan kendisinin de haberi olmayan Füsun A rrebiliyorlarm ış.
sava gibi daha nice hocanızla, b ir ö m ür boyunca, dip lo m a tla rın çıkmaya ça ­
Portakal soyulur mu, tad ına d o yulur mu,
lıştığ ı d ipsiz kuyulara; siz girm ek için uğraşm aya devam edin.
Mizan gene tu tm a m ış bakkala s o ru lu r mu?
Palavra Palavra Pblavra,
A l bunu alam az mısın? Sen ne biçim delikanlısın.
Dışişlerine gireceğim.
Okulun a s is ta n kadrolarını bakkallar iş s iz kalm asın diyerek tıklım tıkış
Palavra Palavra Palavra,
dolduran bu hocanız ne kad ar uğraşırsa uğraşsın siz bakkallar iş s iz kalm a­
D iplom at olacağım.
ya mahkumsunuz.
Palavra Palavra Palavra,
iş s iz işletm e, iş s iz işletm e
Kıbrıs bizim kalacak,
Neyse ki bu hocanız okulu te r k e tti de ondan kurtulduk.
Palavra Palavra Palavra,
Dekanınız Celal Göle, Melih Gökçek'i geride bırakıp Mülkiye binasını M illi
Türkiye’y i A B ’y e sokacağım.
B otan ik Parkı’na çevirecekmiş. B otan ik aşkıyla yanıp tu tu ş a n bu hocanız
Palavra palavra palavra palavra
yurdun d ö r t b ir yanındaki bo tanik bahçe ihalelerine katılıyorm uş. Size gere­
H epsi palavra, inanm am sana...
ğinden fazla zam an ayırdık, bize m in n e tta r olun bakkal bozuntuları.
İş te geldik, gidiyoruz, kalanlara selam olsun... Biz Mülkiye’d e dolu dolu
bir 4 yıl geçirdik. M ülkiyeli olm anın gururunu b ir ö m ü r boyu taşıyacağız.
"TÜRKİYE İÇİN MÜLKİYE"
G eyikhanlara
Ey vatanı soyup cücüksüz soğana çeviren, k a p ita lis t Derviş’in köleleri,
IMF yalakaları. Ey Allah'ın akıl dağıtırken u n u ttu ğ u , adının ağza alınmasıyla
a b d e s ti bozan geyikhan sürüleri.
A b d e s ts iz i k tis a t A b d e s ts iz ik tis a t
Sizin yüzünüzden IS eğ risi sarm aşığa, LM de pa tlıcana döndü. Ey d ü n ­
yadan haberi olmayan geyikhan sürüleri, boynuzlu olmayı ve de boynuzlan­
mayı m a rife t sanan sizler. Duyduğumuza göre kızlarınız Çalışma erkeklerini
cezbedebilmek için şekilden şekle g iriyo rm u ş am a nafile. Onlara biz Çalışma
erkeklerinin vereceği b ir cevabı var.
"Yürü anca gide rsin"
M arx'i A lgida'nın çıkardığı b ir ç e ş it dondurm a sanan sizin rezil kızlarını­
za biz çalışm a erkekleri p o s ta y ı koyduk, koyacağız da.
Postacı Çalışma, Postacı Çalışma
ik tis a td a ne bilur, Engel’in eğrisinu,
Engel'in eğrisinu, Engel'in eğru.
E be izzet, Bahçelide S erçeyle kendince piyasa yapm aya çalıştın, çaba­
ladın. Ama netice o rta d a .
Gelelim hocalarınıza,
İlkokul bebesi gibi sizi he r daim "quiz" yapan, İzel-Çeiik-Ercan grubunun
korsan versiyonu Yahya Sezai Tezei, tezelden bu bölümü k a p a t da vatan kur­
tulsun.
Züppeyuna
Ey MüIkiye'ye "d ip "io m a t olmak için gelen am a 4. yılın sonunda kendini
en "dip" kuyulara a ta n siz züppeler. Ey küreselleşen dünyanın küreselleşm iş
züppeleri. Sizler bu okulda kara b ir lekesiniz.
Lekeli u lu s la r Lekeli ulu sla r
f a
KAZGAN
2004
Eyy Mekteb-i Mü İkiye-i Şahane-i li Osmaniye’nin heykeli dikilesi,
yüce insanlar silsile si... Eyy Mülkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük, en
şanlı bölüm ü... Eyy fakültenin kızlarının hayran olduğu erkekler
barınağı... Eyy okulun en bakımlı z a rif kızlarının derslere girmeğe
değer bulduğu tek sın ıf... Eyy k u rtla r konseyinin değişmez babalan
İKTİSAT TÜLLABI...
Ve ta b ii ki siz gereksiz a s a la k la r...M e k te b -i M ülkiye'nin
şanını,şerefini tek başına göğüsleyen,erkeklerin ve bilhassa kızların
ha sta olduğu İk tis a tç ı babalar size m in ne ttar,siz olmasaydınız
ayak işlerim izi kim yapacaktı, kime yap tıra caktık o kadar gereksiz
işi? O yüzden biz size sahip çıkıyoruz her şeye rağmen. (Özellikle
kızlarınıza) siz merak etmeyin.. Her zaman arkanızdayız, arkanızda
olacağız..OH OHI!
Hiç birinizi a y ırt etm ek istem ezdik ama, M ekteb-i Mülkiye'miz
sizi geri zekalılık, en geri zekalılık gibi derecelere ayırmış ne yapalım?
Başınıza da Şahane-ül iktisa dı koymuş..
Tellaklara
En başta,Okulda tuva leti tek bir amaçla kullanan, her ay to n la r­
ca sabun israfına neden olan, Mekteb-i Mülkiye'nin en abaza en gözü
dönmüş sürüsü. Seçimle m i alıyorlar sizi bu mektebe nedir?? Abaza
olunmaz Abaza doğulur sözünün harfiyen uygulayıcıları. Bu dünyada
gün yüzü görm ediniz bari öbür dünyada m uvaffak olursunuz
diyeceğiz; ama onu da diyemiyoruz. Hamam da her gün abdest
almakla günahlarınızdan arınacağınızı mı zannettiniz yoksa?
Aranızdan en fazla yükseleniniz ancak ham am cılar odası
başkanı olurlS'ız ki in cir kabuğunu doldurm ayacak beyinleriniz bile
sadece bir yerinize odaklandığı cehalet m antarları sizi. Üreme
engelli, hormon m ağdurlan sizi.. Çekilin de ayak bağı olmayın yeter..
Babanız halleder bütün işleri..! Size bizden 10 kilo güllü sabun güle
güle kullanın..
Feskomcu te lla k la ra ge lirse k...O ğlu m kral,(Can A ksoy),
bölümünü en güzel sen özetliyorsun.... Fes-Kom'da adam olasın
diye inek bayramı kuruluna seni başkan ya p tık sen ise baloya güzel
bir bayanla geleceğine iki yıllık abazahğm yetm iyorm uş gibi orada da
tu va le tte n çıkmadın...
KIZLAR GÜZEL M İ GÜZEL
BİR RİTİM TUTTURMUŞUM
NININI BİR KIZIM YOK
NERPE BENİ PEŞTEMAÜM
ELLERİM CEPLERİMDE
NERDE BU KIZLAR DİYE
DOYGUNLUĞA HASRETİM
GİDİP ABDEST ALAYIM...
B akkallara
Gelelim geçmesi ve geçirm esi en kolay bölüm olduğu için bari
g iriş te yüksek puanla alalım dedikleri soyu süper, mega m arketler
tarafınd an tükenm ekte olan bakkal bozuntularına... Bırakın bakkalı
bakkal çırağı bile olamayacak o no hu t kadar beyinlerinizle kendinizi
akıllı mı zannettiniz? Herkes ne kadar kolay bölüm, her tü rlü geçer­
iz diye tale p e t t i de puanlarınız yükseldi. Hocalarınız bile farkında
sizin seçme inekler olduğunuzun!
M ekteb-i Mülkiye'nin en kolay bölümünü, y a ta y a ta geçebilecek
yegâne dersler topluluğunu bile 5 - 6 senede bitirebilm e yeteneğine
sahip olan siz inekler, Yahya Hocalar, A ykut Hocalar karşınıza
çıksaydı apışıp kalırsınız ..ne olurlar? Apışıp kalırlar.. Ne olurlar?
Apışıp kalırlar.
Siz bırakın d e fte r-i kebiri, yevmiye d e fte rin i; en iyiniz veresiye
d e fte ri bile tu ta m a z bu kafayla.. Bu arada bakkalların gözü havada
diğer yerleri yere yakın kızları.. Sizde bırakın işletm eyi öğrenmeyi de
ik tis a tç ı babalar tarafınd an işletilm em eyi öğrenin önce.. Gözünüzü
açın biraz.. Gerçi suç erkeklerinizde..
Gelelim hocalarınıza: Sabah sabah Seda Sayan'la reyting
yarışına giren, Kuşum Aydın’ın şovm enlikteki tek rakibi, konuk
ağırlama özürlü ve her nedense eli her daim cebinde gezen JönTürk
Yalçın Karatepe mi? B ir kita p ç ıkartıp işletm eciliği kısa yoldan köşe
dönerek yapan, bu yolla sadece kendi muhasebesini iyileştirebilen,
soru sorana da kitabım da hepsi yazıyor deyip ya ta n Yüksel Koç
Yalkın mı? Yoksa B ir okulu yılda 5 kez badana boya yaparak, kok­
teyllere katılm a rekorları kırarak ve turizm rehberliği yapıp uçan
kuşa bile M ektebimizi gezdirerek işleteceğini zanneden Daimi Dekan
Celal Göle mi?..
G üldürm eyin b izit... Feskom m ehm et(ağa); köyden geldin
şehire, feskom senin neyine. Elin belinde ıslık çala çala bitireceksin
şu okulu, u n u t a rtık koyunları oğlum ...
Yiğidim Zafer, iyi çocuksun vesselam ama içtikte n sonraki o
dansların ne oğlum? Neyse böyle mal bir bölümden senin gibi biri
bile fazla ...
Züppeyuna
Züppeler gelelim size: Siz bırakın uluslararası ilişkiyi, önce karşı
cinsinizle ilişki kurmayı öğrenin. Kurbağa sürüsü sizi.. Şahane-ül
kan tinim izde kırmızı pum alar, d e ri ceket, kemik gözlükler ve
suratınızda ağırlığınız kadar makyajla dolaşmayı a d e t bellemiş içi
boş dışı hoş ilişki özürlü kardeşlerimiz. İlim irfa n yuvası Mekteb-i
Mülkiye’mizin m a rjin a list kokaçanları sizi.. Öğlen Mülkiye'deyim,
akşam Salata'da Borsa'dayım oh 24 ayardayım diyen kızlarınıza biz
bir ayar çekeriz ama babayız iş te şükredin..
KAZGAN
Her gün Eskişehir-Ankara arası sefer yapm aktan bıkmayan
PAHAMIZ VAR ARMADAYA GİDELİM
5 MEZELİ KUMPİR YİYELİM
Ü m it: Senden Feskomcu değil olsa olsa fıskomcu olur. Sakız
HAYATIMDA HİÇ KIRMIZI PUMA GİYMEDİM
çiğnerken aynı anda yürüyemeyen sen, hem bu işle uğraşıp hem de
BEN BU ZÜPPELERİ S..EVEYİM..
okulu bitirebileceğim mi sandın. Öğrenciliğin tadım çıkar bu kapa­
Gün boyu mübarek kantinim izde c ir it ve olmayan havalarım
siteyle daha buradasın bizden tavsiye.
a ta n gavur özentileri, renkli telefonlarını göğüslerinde taşıyan,
Şim di sıra Şahane-ül Mekteb'in 144 yıllık tarihindeki en büyük
cebinde benzin parası olm adan okula arabayla gelen, okulun tuvale­
tüllabın m innettarlarında: Bizi torun la rı yerine koyan, İsta n b u l’u
tin i bile kullanmayacak kadar çıtkırıldım , k ü ltü r m utasyonu geçir­
cadde cadde beynimize kazıyan, ülkedeki tra k tö r sayısını borsa gibi
miş züppeler sizi.. Sizi hayatın gerçeklerini görmeye davet ediyoruz..
günlük ta kip e ttire n , her sabah sü t, yum u rta , çavdar ekmeğiyle
Bizi itin k’ çına çevirdiniz, bari hocalarımıza la f söylemeyin
beslenmemiz gerektiğini söyleyen, buğday taban fiya tı uzmanı,
dediğinizi duyar gibiyiz... Zaten pek hocanızda kalmadı ama Deniz
Türkiye ekonom isinin rakam sız nabzım tu ta n
Akkaya ile canlı yayında konuştuğunu cümle aleme ilan eden
Arubaaaa. Denklem içinde denklem kuran, beynimizin sağ lobunu
Prof. Dr. Çel'ık
M u s ta fa Aydın’ı, tu v a le tte su dökm e tim s a h ı Baskın O ran’ı
yücelten, en küçük karelerin bile yön tem in i bilen, sayı üsta dı Prof. Dr
anmadan geçemeyeceğiz.
Ercan Uygurrrrr. İktisatçılığından önce filozof, tarihçi, antropolog,
sosyoloji kralı, köylü göçebe toplum un entelektüellik yolundaki
Feskomcular
Oğlum Soner o kasa ne hale geldi be oğlum ... Keşke hepinizin
yerine komiteye bir iktisa tçıyı daha alsaydık...
azim li yegane savunucusu, 1 0 0 .0 0 0 sözcük kapasiteli, transa nda n te l ve bir o kadar da d e te rm ln lstik işkence ustası, bilenin bilme
sürecindeki bilgisinin bilginin kaynağı olduğunu vurgulayan, önce
sağlık değil önce kurum diyen, M arksistlerin ve m üslüman Türk'lerin
Amelelere
korkulu rüyası, Prof. Dr. Yahya Sezai Tezel. Teknolojiyi öğrenciye
Siz ki bu okulun her taşınd a emeği olan amele sürüleri, gelelim
getiren in te rn e t kurdu, gündemi dünya iktisa tçıla rıyla malileşerek
size.. Mekteb-i Mülkiye-i Şahane-! li Osman'ımız siz'ı ta ş taşırken,
ta kip eden, Herde ta rih yazacak şah siye t A ykut Kibritçloğlu. George
kum elerken gördü, aldı, getirdi; İlim İrfan sahibi yapmaya çalıştı.
Bush'un İkiz kardeşi , Yeşilaycılann önde gideni, Türk-Amerikan
Ama ne Hacet? Amele her daim amele.. Baktınız okuma yazma
o rta k yapımı Prof. Dr. Gazi Özhan. Yazdığı İk tis a t kitabıyla bütün
bilmiyorsunuz güzelim yuvada ilkokul, o rta o ku l öğretm enleriyle
okulun mikro makro dengelerini a lt ü s t eden, Keynes'in basın
okuma yazma ö re ttile r size. Ana okul ders m üfredatıyla aynı olan
sözcüsü, iktisadın kurucusu Prof. Dr. Erdal Ünsal. Prensip tim sali,
derslerinizle (uyuma dersi m asal d e rsi gibi) Mektebimizin adını kir­
iktisadın anası, ezber ustası, m arjinal hasılatın m arjinal m aliyeti
le ttin iz. Okuma yazma öğrendiysen'ız alın bu kırmızı kurdeleleri de
kestiğ i nokta: Prof. Dr. Lale Davut..
şim di gidin bu Harika-ül M ektepten artık..Sieee...
Ama sadece erkekler ta b iii. Hoopp.. A p ta l kız güzel olur
sözünün gerçekliğini kanıtlayan, Rabbimizin içi boş oldu bari dışını
VE ONLARIN EMRİNDEKİ YÜCE İKTİSAT TÜLLAB-I
MÜLKİYE BİZİMLE GURUR DUYUYOR...
güzel yaratayım diyerek ya ra ttığ ı o güzelim kızlarınız kalsın tabii.
Mektebi Mülkiye'nin kantinini Paris moda evine çeviren ta b ia tın b'ıze
BÖLÜMLER İÇİNDEN BİR SENİ SEÇTİK
en büyük hediyesi o tapılası varlıkların sizin gibi amele sürüsüyle ne
KALBİMİZİ SANA BİZ SANA VERDİK
BU ALEMDE KRAL SENSİN İKTİSAT
işi olur ki?
Eyy Feskomcular ve züppe başkan...Sen kİ kendini aykırı olarak
SANA S ALDIRANA SALDIR İKTİSAT...
gösterm e gayesiyle h ilka t garibesine döndün (biz ne diyelim ?)...
Yeğenim Deniz, h a y a tta basketbol dahil hiçbir başarının olmaması
senin suçun değil, toplum uta n sın ...
Tahsildarlara
Tahsildarlardan çatla k sesler çıkıyor. Baba bize de ders ver, bize
de ders ver diye..! Geldik evlatlarımız size de geldik şimdi.. Ik tls a t-ü l
Şahane altında kalmak gölgesi bile olamamak s'ızi k u d u rttu tabii..
Bilmiyor değiliz! iktis a tç ı babalardan neyimiz eksik diyorsunuz..
Fazlanız bile var ne eksiği. Avarelik sizde .maybaşlık sizde ve bilumum
gerekli sıfat... Ama bütün bunlara rağmen hayaliniz Maliye Bakanlığı
bile biz iktisa tçı babaları alıyor bünyesine! Niye anlam veremedik?
Sizin en çalışkanınız zabıta olm uş do m atesçi biberci peşinde
koşuyor; ama tavsiye iş bulduğuna şükretsin! S'ız ne bakanlığından
bahsediyorsunuz hey yavrum hey.
Zamanı gelmişken önemli bir konuya da bütün İk tis a t Tüllabı
adına değinmek istiyoruz. Tahsildar bozuntuları yoğun istekle ik ti­
sa tla birleşmek istiyorm uş. Ne deriz biz? Pışşşşıkkkll! Buradan ta h ­
sildarlara sesleniyoruz, siz en fazla 100. Yıl Üniversitesi şöförcülük
yüksek okulu ile birleşebilirsiniz bu kapasiteyle. Tab'ı onlar da kabul
ederse. Bırakın bizim karizmamızla, hocalarımızla aynı mekanda ilim
irfan öğrenmeyi, bu m ektepte bile yeriniz yok. Zabıta bozuntuları sizi.
(M )
K A Z GA N
2004
Ey AhalHiiül!
M ekteb-i Mülkiye-i Şahane-i A li Osmani'nin ve Türkiye'nin ve de Püvei-i
Muazzamanm baş tacı, can paresi, göz nuru, medar-ı ifta rı; geyiklere boynuz
taka n , züppelere küpe sata n, abazaların rezilliklerine, ahlaksızlıklarına ve de
doyum suzluklanna p e ş ta m a l saran, m al üyelerinin ekmek kapısı, amelelerin
efendisi, IMF'nin ulusal a lte rn a tifi, kalkınmanın lokom otifi. A dam S m ith d e n
beri gelm iş geçmiş tü m piyasaların görünm ez eli; dahilerin şubesi, şubelerin
babası İŞLEETME GELİYOOOOORRRRRRR!!!!!!!
İşbu fermanı sizin gibi ahm akların seviyesine indirebilmek için; gece gün­
düz çalışan, hürm ete layık arkadaşlarım ızı susun da adam gibi dinleyin!!!
Geylkhana
E v e e e e tttt fermanımıza mongol sürüsü geyikhanlarla başlıyoruuuuz!
Eyyyyyy boynuzu büyük ve de soysuzu fazla geyikhan sülalesi.,..
Eyyyyyy sizi g id i boyunu ölçecek m etre bulamayan, boynuzlarıyla tü lla b
arasında salına salına gezinen, bunun da ne büyük b ir lü tu f olduğunun fa r ­
kında bile olmayan alageyikler s iz illl Sağda solda konuşup efendim M ülki­
ye'nin en kıym etli şubesi biziz derm işsiniz...
S oranz ş im d i;
-Ü re tim i kim y ap aaaaaaarrrrrr?
-İŞLETMEEEEE
-İstih dam ı kim sağlaaaaaaaarrr?
-İŞLETMEEEEE
B orsa -finan s kimden soruluuu urrrrr?
-İŞLETMEEEEE
Bre düzenbazlar, bre hokkabazlar, bre kendini ve de haddini bilmez geyikleri
-Eko - no - mi - y i kim yaratııııııırrrrrr?
-İŞLETMEEEEEE
Siz siz ne yaparsınızz bre densizleri O küçücük beyninizle anlam aya çalışırsınııııızzzzIH
Sizi g id i azalan beyinler kanununa tabi, m arjinal çabalan işletm eye g ir­
meye değil de; ancak Philips Eğrisinin televizyonla ilgili olmadığını anlamaya
yeten düm bükler aiziiiiiliHI Siz bize m uhtaçsınız. İşletm e olm asa boynuzlarını­
zı nasıl büyüteceksinizzl Am m aa La ffer E ğrisi bacaklı kızlarınıza da hak ver­
mek lazım! İş te burada İşletm enin aslanları varken; sizin gibi ala geyiklere mi
bakacaklaaaarrrrü!
Siz ekonomiyi anlam adan Türkiye ekonomisini yönetm eye kalkan küçük
pisliklersiniiiilüzzzzzzlll Z aten anlasaydınız, o m ongol kafanız bassaydı geyik
değil bakkal olurdunuzzzzzlll! Bu okul sizin gibi mezunlar verdikçe ekonomimiz
böyle geyik ezmesi olmaya devam edecekll!!
Lâkin iş bulamayız diye korkmayın... Yeni çevrilecek ala geyik-2 film inde s i­
ze de is tih d a m sağlanacak! Am aaa çok da heveslenmeyin; ta b i ki dağdaki ge­
yikler olarak!!!
Eyyyy ç a ta l boynuzlu ala geyıkleeerrr! Siz hiçbir işe yaram ayan keneler
olsanız d a her birim iz M ekteb-i Mülkiye ça tısı altındayız ve buna hürm eten
deriz ki bu iş le r ce te ris p a ribus la yürümez. D o s t acı söylen
Siz var ya siz ekonomiyi NAH anlarsınız!!!!!
Ş im di size bakkal babanızdan tavsiye is te r tu tu n is te r tu tm a yın b ir an
önce dönün bu yoldan ve de çeko ya gidin. O küçük beyniniz ona da yetm ez ya
belki amele olursunuz da sizi işe alınz.
BOYNUZ SESİ GELİYOR
GEYİKLER BÖĞÜRÜYOR
Ş im di sıra hocalarınızda demek is tiy o ru z am a b ir hocanız var o da geyikliğiyle tüllab a reklam olm uş a la m e t-i Farika Erdal
Züppeyûna
Ş im di tü m tüllab a sayarken ya da söverken aidıklan nefes zarar, verdik­
leri nefes ziyan olan züppeyun sülalesine saym amak amelelere ve abazalara
ve ta h sild a rla ra ve de geyikhantara haksızlıktır! Bakkallar herkese hakkını ve­
recektir!
Siz ki h a rita d a Kıbrıs'ın yerin i öğrenmeden vals öğrenen züppeler, siz ki
zeybekten horondan bihaber Lordlar Kamarası yalakalan; siz ki lirayı, Türk­
çe'yi bilmeden Euroya, Frenkçe'ye merak salan; leaeingi swapı karumda ma­
ğaza sanan şövalye kuyruktan!!! Sizin çok konuşup az iş yaptığınızı bilmeyen
kaldı mı ki cihanda! Madem beceremez elinize yüzünüze bulaştınrsınız bırakın
bu işleri yüce bakkallara!!!
H ani o alsak da saklasak mı yoksa versek de k u rtu lsa k mı diye kırk gün
kırk gece hindi gibi düşündüğünüz Kıbrıs'ı biz bakkallar üç günde to p ta n alır,
sivri ucunu Yunanistan'a çevirir, sizi de i bre t - i alem olsun diye A tina'ya gön­
deririz.
Ulan erkekçiklerinize ne diyelim I Cinnah'taki piyasası b itip tükenen Kur­
tu lu ş Kolej arasında o to s to p çeken, kuşum Aydına figüranlık yapan, Fatih
Ürekten da ns de rsleri alan, kaş alıp s /r ağda yap tıra n m etroseksüet zibidi­
ler!!! Doğrusu siz m etroseksüeli de m e tro da seks yapm ak sanıyorsunuz ya
neyse...
Feskoma gönderdiğiniz Söneri ayrıca değerlendiriyoruz! Ulan hakkın rah­
m etine kavuşmuş Tevfik Fikretten referans aldığını iddia e ttin , tekofaksa tekofoks dedin biz sana ne diyelim züppe geldin züppe gidersin!!!
iş te ş im d i o beklenen an! Hey züppeler am eliyata paramız yok diye üzül­
meyin iş te size bedava acısız am eliyat! Nefeslerinizi tu tu n ve izleyin! Operas­
yon baştasın!!!
( TİYATRO)
Bu arada; fermanımızı kız-erkek dayanışm a içinde hazırladık diye hakkı­
mızda gevezelik ederm işsiniz: ulan siz de ferm an yazacak erkek var mı ki???
Üç beş s a tır b ir şey yazarsınız, onu da sağda solda u n u tu r ya ka la tırsı­
nız, e bizim istih b a ra tım ız da iyi çalışır hiçbir gafı kaçırmaz, Yuh beeeeeee,
ulan siz iki gün sonra gizli devlet belgelerini de gavurlara kaptınrsınız.
Am a biz bakkallar babalığımızı g ö ste rip fermanınızı dağıtmıyoruz.
-Babanız işletm e
Bu salaklıkla neyinize sizin d ip lo m a t olmak laaaan, söyledik size bırakın
bu işleri bakkallara!!!!
-DAHİ İŞLETME
Eyyy Salaklaaaaaar siiiiz Baskın Hoca'nın yılla r boyu uğraşıp adam ede­
mediği bundan sonra da adam edemeyeceği: om uzlannın üstü nde baş yerine
TOP taşıyan züppelerin bu mem leketi cihana rezil e ttiğ in iz a rtık yeter!!! Ya ba­
şınıza akıl bulur adam olursunuz ya da M ekteb-i Mülkiyeden te rk -i d iya r ey­
lersiniz!!!
Salak U luslar
Tellaklara
Gelelim yüce mektebin abaza şubesineee;
Eeeey sınıflarından takunya ta kırtısın d a n başka ses. Hacı Ş akir koku­
sundan başka koku duyulmayan , iki kız gördüm ü a lt çenesi tabana çarpan
abazatar sürüsüüü
Eeeey kendini idare edemeden mem leketi idare etm eye kalkan peştam elli dingilleeer..
M ekteb-i Mulkiyenin havasını b o za n , karizmasını d a ğıtan s iz te r, biz m ü­
barek bakkallann o, m em lekette kam aştırm adık göz bırakmayan şaşasına
gölge düşürebileceğinizi m i sanırsınız...
iki anayasa m addesi ezberlediniz , ü ç -b e f te o ri öğrendiniz diye kaym a­
kam olacaksınız?
Olursunuz , olursunuz... am a ancak kaymakama tellak olursunuz A beyineizieeer!
Beyinsiz kamu
Biz ki M ekteb-i Mülkiye-i Şahane’nin gözbebeği, u lu s a l, uluslararası fa rketm ez ik tis a t aleminin p a tro n u , yedi düvelin memleketlerine gidelim diye
7 0 0 takla a ttığ ı ve de davul zurnalarla karşıladığı işletm eleriiz ... İdare ney­
m iş biz biliriiz I Sizler üç kuruşluk beyinlerinizle b ir nahiyeyi bile idare edemez­
ken , bizler dünyayı idare ederiniz I
Yazık yazık bu memleketin haline ki sîzlerin eline kalmııışlAma bizler bu
m emleketi kamunun ne olduğunu bilmeden kamu y ö n e tim i okumaya kalkan
uçkuru gevşeklere bırakmayız....
Evrimini tam am layam am ış ukala kızlarınız yüzünden siz abazaları da
höşgörmek lazım .
Size söyleyeceğimizi sö y le d ik , ş im d i buradan yetkililere sesleniyoruz ;
Abaza olmayan Mülkiyeli y e tiş tirs in le r I
-Abaza kamu
Amelelere
Ş im di sıra nasıl olduğu bilinmez tüllabm arasına karışm ış ve de M ülkiye’liyiz diye sağda solda konuşm uş sendikaların bile adam dan saymadığı,
adının ne olduğunu kendinin bile bilm ediği , tü m tüllabın ayrıca bilumum
emekçinin yüz karası amelelerdeeel
(Tamirci çırağı)
S izi g id i işçiyiz emekçiyiz diye sendikaların başında a sıl emekçileri söm ü­
ren, sizi g id i bizim gibi saygıdeğer ve de mübarek b ir şubeye dahi çam ur a ta n
sonra da o çam urların İçinde kendi boğulan baldırı çıplak ameleleeer!
Size la f söylemeye bile değmez ya, nankörlükleriniz ayyuka çıktı sizi de es
geçmeyelim dedik.
Size aş-ekmek veren biiiiz, size iş veren biiiz, size frlnge be nefit sağlayan
yine biiiz, anlamadınız değil m i moronlaaar, o çok peşinden koştuğunuz s o s ­
y a l haklar s osyal haklaaarl
-M 0R 0N ÇEK0
Sizi bu beyinsiz halinizle işe aldık diye el-etek öpüp b ir öm ür boyu dua
edeceğinize b ir de nankörlük edersininiz, hey g id i amele bozuntuları canımızı
sıkmayın kodum mu amele süm üğü gibi yapışırsınıııız!
-sümüklü amele
Duyduk ki ustabaşınız A lparslan Işıklıyı YÖK'e gönderip M ekteb-i Mülkiye'yi z ap tetm e planları kurarmışsınız. A kuş beyinlileeer Mülkiye'yi z a p te tm e ­
ye ne sizin ne ustabaşınızın ne de YÖK'ün gücü yeteeer!
-Amele çeko
Siiiz altya pı inşaa tların da çalışa çalışa Mülkiye koridorlarını pislik koku­
suna boğan ne idüğü belirsiz am ip sürülerini, a rtık kokmayacaksınız, babanız
buna da çözüm bulduuu alımın! (fıs fıs )
-fo s e p tik çeko
Eeey! Amiplerin feskom'a gönderdiği Emraaah, seni başkan y a p tık çünkü
amele işlerini sana yaptırdııık, keza şoförlüğüm üzü ya p tın keza yem eklerimi­
zi taşıdın. Vıjt diyerek nam saldın.
-A m ip çeko
Hay utanm az ameleleeer, biz olm asak sizin k'çınız açıkta kalır açıktaaal
Celalimiz Göiemizin size iş bulabilmek için Keyne s'e özeneceği tu tm u ş ki d ö ­
nüp dolaşıp okulu bo yatır oldu, bu gidişte arka bahçeyi de kazdırıp kazdırıp
d o ltu rta c a a k l
Buna karşılık siz ne y a p a rs ın ız , dayarsınız sırtınızı M ekteb-i Müikiye'nin
sağlam ve de yıkılması imkansız duvarlarına yan ge lir yatarsınıııızl
Ş im di biz bakkallar deriz ki M ekteb-i Mülkiye aşkına sîzlere iş vermeyi ka­
bul e ttik s e de bundan böyle hiç kusura bakmayın sakın ola alınmayın hiçbir
işe yaramayan, vasıfsız işçi konumunda bile olmayan siz amelelere beleş ek­
mek yooookl Ya kendinizi b ilir el öper a f dilersiniz ya da I. Melih'e amele olm a­
ya gidersiniz!
-Amele çeko
m izi gündüzümüze kata rak ş u mübarek mektebin apak diplom asını helal o la­
rak alm ak için çalışırız.
Önüne gelene yok hesap uzmanı olacam, yok vergi denetm eni olacam,
ddaha neler maliye bakanı olacam diye caka s a tıp ta b ir h a lt beceremeyen
dingiller sürüsü, siz gidin de B eytüşşebab'a M al m üdürü olun mmmmaaa!
-m al mal maliye maliye maliye
Bu arada duyduk ki şubemizin güzel kızlarına dadanmışsınız.Toplayın t a ­
sınızı tarağınızı.defolup gidin lan dangalak sürüleri,biz de sizin gibi mallara
bakacak kız yok.
Z aten ne hocanız var ne de adam gibi dersiniz,B ütün derslere bizimle
girersiniz. Ne öğrendiyseniz bizden öğrendiniz, y ıllard ır Mülkiyeyi rezil ettin iz,
içinizden adam edebildiklerim iz varsa ne m u tlu bize.
HOCALAR
Ş im di biz bakkallar için çalışıp didinen, bizleri yüce mektebin şanına layık
b ir şekilde y e tiş tirm e k için uğraşan ve de bizi biz yapan hocalarımıza şükran
ve saygılarımızı sunm a zamanıdııır!
İşletm elerin incisi, hukukçuların şahı M ekteb-i Müikiye'nin padişahı,
yürüyen karizma, kızların idolü Celaaaaaaal?
-Göleeeeeeeeeee!
Yüce bakkalların biricik başkanın,pazarlamacıların üsta dı, hocaların
hocası, kır saçlı to n to n dedemiz Güneeeey?
-Devreeeeez!
G elm iş geçm iş en büyük muhasebe uzmanı, M ekteb-i Müikiye'nin
duayeni, işletm elerin güler yüzlü ta t lı d illi hocası Yüksel Kooooooç?
-Yalknıııınııınnnl
S ırf biz bakkallar için SPK'dan kaçıp kaçıp Mülkiye'ye gelen bunu da 5
kuruş para alm adan can-ı gönülden yapan, küresel dünyanın biricik babası
Halimini?
-S arıars laaaaaaan!
B ir numaralı p o rtfö y yöneticisi, Müikiye'nin borsa danışmanı, ekonomi
program larının vazgeçilmez aktörüüü, kızların anlaşılmayan idolüüü Yalçınnın?
-Karatepeeeeeeeeee!
Dehası ile yedi cihana nam salan, sayısal d e rste n sözlü yapan, sayısal
bilimlerin su lta n ı Bezgin Bekir, Arguuuuun?
-Karacabeeeeey!
S iyasal aşkıyla M u ş'ta n kopup gelen, Müikiye'de fin a n sa l işleri yöneten,
tü m riskleri göze alıp g ü rü ltü yapan herkese haddini bildiren, kıymetli
hocamız Güveeeeeeeen?
-Sayılgaaaaaaaanl
Hak yolunu bulup ik tis a tta n dönerek işle tm e saflarına katılan, n o tu kıt
karizm ası bol, kürsü sevdalısı, cep herkülü Orhaaaaaaaaaan?
-ÇeliiiikI
D ö rt sene E skişehir üç sene Amerika derken dönüp dolaşıp Siyasal'a
dem ir a ta n pazarlam a aşıklısı, Vakko'nun errrrkek parfüm lerinin en büyük
destekçisi, b ir numaralı ürün h a ttı uzmanı Alpeeeer?
-Özeeeeeeeeeeeeeeer!
M ekteb-i Müikiye'nin insan kaynakları müdürü, fo rd is t-p o s tfo rd is t tü m
akımların bilirkişisi, Taylor’un can d o s tu lap to p mühendisi Badeeeeeeeeer?
-A rsiaaaaaaaaan!
iş bu fermanı hazırlayan biz bakkal kullar yüce mektebin yüce adına layık
olabilmek için ça lıştık ve de karşınıza çıktık becerebildiysek ne m u tlu bize, şan
ş e re f mektebin h a ta la r bizimdir.
Tahsildarlara
Ş im di! mal piyasasının vazgeçilmezleri,anası ik tis a t, babası kamu olan
mal-iye mal üyelerine de b ir ç i f t la f etm ek geeereek
Ey ta h s il ede ede garibanda don bırakmayan vergi canavarı ta h s ild a rlar.yeeter gaaayrm! kanımızı,iliğimizi emdiğiniz.Bırakın M ekteb-i mülkiyenin
yakasını obez keneleeer..Utanmadan bu a ra la r s ite sinemasının önünde dolaşıyormuşsunuz.Duyduğumuza göre vergi barışı diye üç vergi birden kam pan­
yası ba şla tıp,site sinem asını te ftiş e gitm işsin iz.U ç s a a t boyunca da çıkma­
mışsınız azm ış gidiler.
Siz ü s t kantin piyasasının vazgeçilmez ve de değişmez m alları olarak o r­
da burda şanlı mektebin şanlı şubesi biz bakkallara la f söylerm işsiniz.Lan hö­
dükler siz kim bize la f a tm a k kim .ne idüğü belirsiz şapşallar, sizi g id i son kul­
lanma ta rih i geçm iş bozuk mal sürüsü heeeeey
B ir fiyatınız bile yok, talebinizle arzınız kesişmiyor, ıs-İm şedülünüz kay­
mış ulaaaan
Siz hocaların burcu yay mı oğlak mı derdine düşerken biz bakkallar gece­
K A Z GAN
2004
^
a
m
u
3l?öııetûıti
Z
m
ö
l
i
i
m
ü
J fp n ııa n ı
Kamu Y önetim i Bölümü Fermanı
d e rsin i h a fta d a bep, ek derslerle beraber yedi s a a te ancak kavrayabilen, kız­
Ey H abibül Tebatül M uhterem ül M ekteb-i Ş ahane-i A li O sm an-i Mülkiye'
ları ..................... m odasından, oğlanları d a okul helasından çıkmak bilmeyen,
nin Şube-i A liyun-u Idareyunun m u tlu ve m a m ur memaiikinin kem iksiz üç bu­
"Cinsi İk tis a d iy a t Tarihi' ne G irip d e rsin i" GRUP halinde çahpan, buna rağ­
çuk okka ( ....) maliki, idare-i Şu beyun tebaası ve da h i ism i-cism i, soyu-so-
men m illi form ayı b ir kez da h i giyem em iş DÜDÜKLÜ LOLİPOPLAR....IHI
pu ne idüğü belirsiz, eşya hukukunun bile konusu olm ayacak GÜRUHUL SE­
FİL......m
DÜDÜKLÜ İKTİSAATTTT. DÜDÜKLÜ İKTİSATTTTT..... IIIIIHII
Boynuzları dolana dolana kaba e tle rine dayanan ge yikh anla r....!!!!!
İp bu ferm an-ü muazzama; hapm etlü, heybetlü, devletlü, pevketlü, su l-
Sizden olsa olsa Papua Yeni G ine' nin Merkez Bankası’ na kalorifer g ö ­
ta n -u memaliki m ahsusa canibinden irs a l olunup, bundan kellü Şube-i Ida-
revlisi o lu r....III Ya o kızlarınız: A s il Boğalarımızı b a ş ta n çıkartm aya çalışan,
re-i Am m e A s il Boğa nam -ı pahanesiyle zikred ilecektir....
süslü-püslü, kokona kılıklı, fo llo fo ş olm uş, faso n GENERAL MOTORS’ un
Biz ki; yedi kıtanın hakim i ve d a h i cüm le kâinatın Ş em s' in maliki, ip tid a î
Türkiye distrib ü tö rle ri.....!!!!! ulan, d ö r t senede makyaja harcadığınız parayla
oğlanların ve ha tunların ve de Tüllab-ı S ani’ nin ve Tüllab-ı H abib' in hakanı,
A frik a ’ da aç kabile, A BD ’ de hom eless vatandap, A vrupa’ da under-class
mektebin ve yemekhanenin ve inekhanenin ve de kan tinin te k sahibi, bapı
ş a h siye t kalm azdı...!!!
göklerde pençeleri tü m neoliberailerin üzerinde, gözleri cüm le frikiklerde, ku­
Mülkiye’ de hoca olup düpen Yahya Sezai Tezel, bize ik tis a d ı öğretem e-
lağı ilahi m usikilerde ve s iz gibi fitn e cile rim fe s a t ve dedikodularında, bilcüm ­
yip biz a s il boğaların inekhaneierde peripan olm asına neden olan Salih Ak,
le nesebi ga yri sahih Reaya' nm hakim i HAKAN-I BAHREYN-I ES SULTAN
herkesin arabaları bırakıp trenle seya hat etm esiyle Türkiye Ekonom isi’ nin
ŞUBE-IİPAR EYU N ... ÜHIII
kurtulacağını zanneden AYOL FALAN OLDUM Çelik A ruoba ve HOMO ECO-
Biz ki; M ekteb-i Mülkiye' nin en kıdemli ve en k u d re tli bölümü, biz ki ad e­
min hası, bu arada siz de KABURGASI... Şanımız, p ö hretim iz düvel-ü mu-
NOMİCUS’ u HOMO ERECTUS zanneden Erdal gibi hocalarınızla adınız GE­
YİKHAN değil, REZİLHAN olm alıydı..... IHI
azzamayı apmıp, global dünyaya entegre olm uş, bununla da kalmayarak
NASA' nin bile ulaşam adığı fezanın en ücra köpelerine kök salmıp, ırak g a ­
laksilerin kırm ızı-yepiili ciloop g ib i m anitalarının kalbini çalmış, d iğ e r ta r a f­
Amelelere
ta hurilerin d ö r t gözle beklediği Kam u' nun a s il boğalarıyız....IHI
Ş im di de sıra geldi ÇUKO’ mun amelelerine... S izi g id i YÖK’ ümün çocuk­
Siz ki; bu m ukaddes mezbahanenin h u dutlarını apamam ıp, adı sadece
ları sizi... ÖSS’ de üç Türkçe, iki m a te m a tik tu ttu ra ra k M ekteb-i M ülkiye’ nin
ÖSYM' nin tercih kılavuzunda zikredilen a rtık tü lla b la rı...!!! İmdü, sıra geldi
koridorlarını, k a n tin in i büp yere ipgal eden; iş ç i korum asını ba ret ta km aktan
ib a re t sanan, o b a re ti de nereye takacağını bilemeyen kölelik sınıfının 21.
bu a rtık tüllab ın tasn ifin e :
yüzyıl a rtık la rı IH!
Önce Bakkallar
Size, zate n üç bep ta n e olan hocalarınıza da sah ip çıkmanızı öneriyo­
ruz. Tülin Ongen koşarak bize geldi, am pullü A lp a rsla n ’ m dilekçe verdiği,
Bakkallara
G ürhan Fişenk’ in ise abisine yalvarıp durduğu S ulhi’ nin bile dilinde... A sga­
Siz ki; bakkalların kapanıp s ü p erm a rketle r zincirine d ö n ü ş tü ğ ü şu d ü n ­
ri ücretin a rtm a s ın ı bekleyen e n d ü striye l a rtıkla r!!! Size ra h m e tli Cem Kara­
yada, ruhunu veresiye veren; s ü te su, pirince ta ş , peynire kireç, bibere kire­
can ' m pu vasiyetini h a tırla tırız:
m it kata n; üç kurup para için anasını süsleyip babasına s a ta n ; akıl fu ka ra ­
"İŞÇİSİN SEN İŞÇİ KAL, GİY DEDİ TULUMLARI...."
sı. kup kakası, siz i g id i MAHALLE KAPİTALİSLERİ..... İHI
D ö rt yıl boyunca aldığınız "Pazarlayamama, Ipletememe, Finansal Yönetem em e" gibi derslerle İda ri Şube' nin ta h tın a göz dikmeye c ü re t eden. A m ­
T a hsildarlara
me İda resi' nl A m m e İp le tm e si' ne dö nüştü rm eye çahpan FORD' UN FORT-
Ş im di sırada geldi MAL MAL MALİYE MALİYE MALİYEEEEIHHH
ÇU TORUNLARI, Peter D rucker dan olm a Theacher' den doğm a REAGAN' İN
Paradan a ltı s ıfır atılm asıyla b irlikte bölüm lerindeki insan sayısının da
EVLATLIKLARI.... Ulan, çıraklık belgesi alm ak için Mülkiye sıralarını ipgal e t ­
a ltıd a b ir azalacağını zanneden kımıl zararlıları, h o p a fta n anlam ayan eppek-
menize gerek yo k....III O stim çıraklık okulunda da bu belgeyi üç a y ­
ler, dalgalı döviz kurları, konsolide dangalaklar, ge lir-gide r eşitsizlikleri, hala
d a ................... İki yılda z o r alırsınız. ...Illll
a p a r ve cizyenin toplandığını sanan p e fta li tüccarları, emekli d u l ve yetim in
Bölüm birinciniz Su/h/’ ye çırak, İkinciniz S ite S inem ası' nda fenerci,
kan em icileri, o r ta sınıfı bile bilmeyen apolitikler. Üren A rs a n ’ ın y irm i bep se­
üç üncünüz B entd ere si’ nde İNSAN KAYNAKLARI MÜDÜRÜ geri kalanınız da
ne dir aynı soruları sorduğunu idrak edemeyip üç k ita p ta n Kamu Mâliyesi
aynı müessesenin farklı şubelerinde peçeteci, kolonyacı gibi pozisyonlarda
çahpan yine de biz A s il Boğalardan daha dü şük n o t alan Tonki Ponkiler...!!!!!
Siz ki; hesap m akinesinin icadını dünyanın en büyük bulupu sanan ama
is tih d a m edileceksiniz.. .11!
B ir beden büyüğünüz olan medium Celal G öle' nin, Beyazıdlı' nin deyim iy­
hala ab aküste n vazgeçemeyen, ke rra t cetvelini üçlere kad ar ezberieyebilen,
le "garı gibi sakız çiğneyip, h ip a ta p p a n to lo n giyen" te rlik s i hayvanlan..... IHI
doğrudan verginin çek ve senetle dolaylı verginin de bozuk parayla ödendiği­
ni sanan A s il Boğaların d e fterd arları...!!! p im d i bizi iyi dinleyin:
G eylkhanlara:
Geyikhan denen sefiller,
Züppeyuna
Ey sapkın b ir gergedanın öküzden olm a g a yri sahih nesepli çocukları,
Ş im di sıra geldi epeğin büyüğüne:
Tebaa-ül Rezil-i Rüsva...!H kendi aralarında bile İlişki kuramayıp ulusla r
GEYİKHANLARRRRRRRR..... Illllll
TOTOŞ Keynes’ in TOPİTOŞ to ru n la rı, çuku r kazıp kapatm akla ik tis a d i
arası ilipkilerde uzm anlaşm aya çalışan p e şta m a l yıkayıcıları. Güney Abhaz-
kalkınmayı b ir tu ta n bre p e re fsizle r...III Kazdığınız kuyulara kendiniz düpesi-
ya kerkenezleri ! Nelson M andela’ yı mayo firm ası, G ü n te r Verheugen' i Bel­
niz inpa llah.... Biz boğalara h a fta d a üç s a a tte öğretilen Türkiye Ekonom isi
çika M illi Takımının s o l ka n a t oyuncusu,- S o m a li'y i A li' nin s a f hali, M ada-
KAZGAN
2004
gas kar ı Danim arka' nın ba şkenti zanneden: oğlanları Oral S ander O dası'
nda C osm opolitan ve Hey G irl, kızları da inekhanede Playboy ve benzeri n eş­
riy a t okuyan SIFATSIZLAR..!!
S iya se t bilim inin kurucusu, hüm anizm in yegane savunucusu. A lth u s ser-G ra m sci ve P oulantzas' ın okey arkadaşı 5EZG İN Ömür,
2 0 0 yıllık Am m e İdaresi' n i yeniden yapılandırm ak için ta ş ü stü n d e ta ş
SIFATSIZ ULUSLAR SIFATSIZ ULUSLAR
bırakmayan, b ir a y içinde 10 0 de fa Kamu Y önetim i Reformu konferansı ve­
Ş ebinkarahisar' m il olmayı beklediği gibi d ip lo m a t olm ayı bekleyen. Ro­
rip, 3 6 2 & kere Kamu Y önetim i 5 4 3 9 kere reform diyerek Guinness rekorlar
manya’ da a te ş e liğ i NATAŞALIK zanneden, büyükelçilikle kaym akamlık a ra ­
sındaki farkı bilmeyip "Ulan b ir ilçeye büyükelçi olsak d a sıyırsak" diye d ü ş ü ­
nen KAZIKLI VOYODALAR...IH!
kitabına adını yazdıran GÜLER B irgül Ayman,
Personel Y önetim i d e rsin i Fayol' un 14 ilkesi ile özetleyebilen, ERKEKÇE
dergisini te k başına çıkaran, Hıncal U luç' un yazılarının ve Erman Toroğlu
Ey tü lla p -ü l rezil-i rüsva, bu k u ts a l kubbede biz a s il boğa cem aatine b i­
repliklerinin gerçek yazarı, öğrenci babası FİŞEK K urthan,
raz olsun benzeyebilesiniz diye daha m ektebin ilk başında derslerinizde y a ­
Yazdığı k ita p la r ü s t ü s te konulduğunda A ta k u le ’ y i geçen, b ir o tu ru ş ta
nımıza sizi çırak diye vermekteler. Am a bu da yetm ezm iş gibi fa k ü lte diva­
s o l eliyle 10 c iltlik Japonca k ita p yazabilen, Londra’ nın ke n t planlam asını
nında hocanız pazarcı Hüseyin, h a ş m e t-ü l te lla k Yavuz Sabuncu'ya "etme,
yapan URBANISATION ü s ta d ı KELEŞ Ruşen,
tu tm a " diye yalvar y a k a r kabul e ttirm e y e çahşaraktan kendi d e rslerin izi d a ­
Çarpık kentleşm enin CAN düşm anı, m ahalli idarelerin om budsm anı ,
hi biz S ultan -ı Tüllap a s il boğalara seçm eli olarak sunarak im tiha nlarda sîz­
S osyal B ilim ler E n s titü s ü ' nün yegane hakimi, baş te lla k HAMAMCI Can,
lere yardım cı olmamızı istem ekte. Bizden alsanız alsanız yakışıklı b ir bilek
sürdürü lebilir güzellik abidesi, B rad P itt, Tom Cruise g ib i ecnebi delikanlıları­
iş a re ti alırsınız.
nı peşinden sürükleyen Mülkiye çatısının rengarenk sim ası ALGAN N esrin ve
Ey tü lla p -ü mekruh züppeyun, biz a s il boğalarla aranızdaki zeka m esa­
fesinin Edirne ile Ardahan kad ar uzak olduğu aldığınız derslerden belli: A s il
m ü ridleri ÇINAR Tayfun, MENGİ Ayşegül, DURU Bülent,
M ekteb-i Mülkiye' nin m ütem m im cüzü, cüm le tüllab ın a s li zilyedi, B orç­
B oğalar' ın b ir dönem de yalayıp y u ttu ğ u SİYASI TARİH d e rs in i MELAKE FI­
la r Hukuku' nun p iri Eşya Hukukunun k ra lı, ŞEYTAN' İN AVUKATI
RAT ve ÖMER KÜRKÇÜOÖLU' nun tü m çabalarına rağmen d ö r t senedir b ir
İbrahim ve m ü ridleri BUZ Vedat, ERİŞGİL Nuri,
tü rlü öğrenemediniz. "Dalavere M e hm et’ in Bodrum A nıları" nı Türk Dış Poli­
tik a s ı' nın üçüncü c ild i diye y u ttu rm a y a çalışan DOMİNANT ORAN de rsle­
rinde size ecnebi mem leketlerin baş şehirlerini, ta r ih te ehem m iyetli ş a h s i­
KAPLAN
Bankacıların hukuk düşm anı, fakto rin g -le a sin g uzmanı, üç üniversitede
birden hiçbirşey a n la tam a dan d e rs verebilen te k hoca KOCAMAN A rif,
NASIL KOYDU ARİF KOCAAAMAAAANH
ye tle rin isim lerin i ezberletebilmek gayesiyle d e rs i meyve sebzelerle a n la tı­
"Alacan Ford, olacan Lord" sloganıyla yola çıkıp öğrencilerden a y ırt edi­
yorm uş. Örneğin p o rta k a lı g ö s te rip "bakın W ashington p o rta k a lı... ABD’nin
lebilmek için bıyık bırakan, haşin bakışlı hocamız Turgut Tan' ın yegane vekil
ba şkenti de W ashington’d u r" ve d a h i" bakın Napolyon kirazı, Fransa’y ı da b ir
harcı, a sla k ü fü r etm eyen lâkin argo konuşan KARAHANOĞULLARİ Onur ve
dönem Napolyon y ö n e tm iş tir" g ib i cüm leler kurm aktaym ış. Umarız bu y ö n ­
d ahi kankisi, TSK' nın Müikiye’d eki ajanı, derslerde yüzümüze gülüp sınavlar­
tem az buçuk ilim öğrenmenize yardım cı olur.
da soruları elimize veren, tem el hak ve özgürlüklerim izi çiğneyen to p lam da 11
D ersten canlı bağlantıya g e ç tiğ i televizyon program larından edindiği
parm aklı ALTIPARMAK Kerem,
tecrübeyle yeni P opsta r yarışm asında A h m e t S an’ ın jü r i üyeliği te k lifi alan,
ETA, IRA ve H A M A 5 ’ ın korkulu rüyası, Z a p a tis ta ' nın sağ kolu, s o l kro­
"Ersin Onulduran da Zerrin Özer’ in yerine gelmezse kabul etm e m " diyen H A­
şeleriyle Mike Tyson’u te k v u ru şta nakavt edecek h idd ete sahip güzel koku-
SAN HUNİ g ib i hocalarla, a te şe değil helanın kapısına MENTEŞE bile ola ­
lu-d eri pa n to lo n lu her daim f i t ERGİL Doğu,
mazsınız!!!
Pamuk Prenses' imiz, Freud’ un manevi kızı, Duygu A se n a 'ya fe m in ls tliğ i öğreten, m ikro direniş noktalarının değişm ez savaşçısı ÖZKAZANÇ Alev
Id io t Züppeyun' un e ğ itilm e si için gönderdiğim iz ş e r-i hukukçu EREL Ş a­
Ey Tüllab-ı Mülkiye, bu g a fle t ve d e la le t içindeki şubeyunları du yupta
M ektebi- A li Osmanı Şahanenin elden g ittiğ in i düşünm eyesiniz...B urada
zikredilen 5 şubeden gayrı okulumuzda öyle b ir bölüm vardır ki, namı Çin
fa k ve hem çalışıp hem okuyan, Züppeyun' un anasını a ğ la ta n YALÇINKAYA
Ayhan,
ŞAFAK AYHAN ELELE ZÜPPEYUN'u GÖMMEYE!
Şeddinden E iffel Kulesine, Johannesburg'dan başlangıç meridyeni Green-
İş bu ferm an, s u lta n -u tüllap , 2 0 0 4 sene-/ devriyesinin a s il mezunlan,
wich'e kadar yayılm ış ve Japon Krah’ndan Rusya Duma’s ına Am erikan S ena­
gelm iş geçm iş en renkli, en zeki, en devletlü, en şahane ve de en yekpare te l­
tosu nda n A vusturalyadaki aborjinlere kad ar her b ir adem oğlunun dim ağı­
lak güruhu ta ra fın d a n kaleme alınm ıştır. S ürç-ü Usan e ttiy s e k affo la , Hak
na Şube-i idare-i A li Osmaniye olarak kazınmıştır.
Teala da cüm le tülla b ı a s il boğalar gibi her mekanda ezel ve ebedi ey leye...
Ey Tüllap, Yaptıklarıyla ve yapacaklarıyla halk a rasında a s il boğalar ola ­
rak nam salan b'ız Tellaklara bunca senedir “A bazanlar" s ıfa tı ile h ita p e d il­
meye çalışılm ıştır. Gün bugündür ki bu y e rsiz te n k itle re son verme zamanı
gelm iştir. S a fs a ta y la değil ilm i verilerle konuşuyoruz:
İş te Erkek Sayısı: 3 9
Kız Sayısı: 5 4
Bundan kelli bu şekil tem elsiz ve d a h i kaynağı belirsiz işkem be-i kübradan doğm a iddiaların olmadığı aydınlık günler şubem izi beklemektedir.
Biz, a s il boğaları y e tiş tir ip vatanda ve tü m cihanda kadim eyleyen profesöran ve diğe r m ü ritlerin e değinme v akti g e lm iş tir.
Değme m a ta d o rla rı dize getiren, boğaların kralı, H am m urabi' nin A naya­
sa danışmanı, nice tüllab ın ayağını kaydıran SABUNCU Yavuz,
Sabuncu' nun can d o s tu , U ra l-A lta y d il ailesinin son tem silcisi, Word
m etinlerinde "ç" h a rfi olm adığı için B ill G a te s ' e ta z m in a t davası açan; doğallayın okulun m ü m taz A natü zecisi EROĞUL Cem,
İ ttih a t ve Terakki' nin isim babası, M u s ta fa Kemal' in silah arkadaşı, 2.
C um huriyetçiler' in korkulu rüyası, son Jön Türk A KŞİN Sina,
S okra tcs ve P laton ' a elini ö p tü rm ü ş , Machievelli' nin d e s tu rs u z yanına
varamadığı, cümle h a tu n tüllabın kalbini çalm ış, Trakya' nın S orbonne' lu ayçiçek kralı, yürüyen karizm a AĞAOĞULLARI M ehm et Ali,
Emel Sayının kalbini çalm ış, bu mübarek kubbenin değişmeyen sim ası,
1&59’ da öğrenci olarak gird iği Mülkiye' de 1 9 6 3 ' de p ro fe s ö r olan hızlı play­
boy DAVER Bülent,
BAŞBAKAN DAVER! BAŞBAKAN DAVER!
KAZGAN
2004
jm a lıp t
b
j
f
ö
l
ü
e
r
m
A llah A llah ALLAHI
m
ü
a
n
ı
Preh Preh Prehl
İş te M ekteb-i Mülkiye Ş ahane-i A li Osmaniye'nin en şahane T ü lla b ı, 7
cihanda havada uçan karada kaçan he r mahluka ta haraç,cizye,aşar ,ö ş ü r ve
ha şır h u ş u r vergi salan, kaldıran b ir neslin to ru n la rı (H eeeyt !var mı ulen yan
bakan?) devlet-un a k ç e , sikke kaynağı. Her daim nazır başnazır olm uş ve de
olmaya hazır, OsmanlI'nın arka planda Vıyana'da gö rm ediği bozgunu M ülkiye'de Kazıklı Transandantel Yahya'dan gören, geyikhanların görm ediği n is ­
p e tte a d e ta oğlunun pe nisi kızının da vajinası olduğu için ayıretm eksizin ente l ve de d a n te l baskılardan zulüm lerden ölüm lerden te k derslerden 3 d e rs ­
lerden dönen am a yıkılmayan b ir tü lia b l
Cümleye malum olduğu üzere Mülkiye-i Şahane-i A li O smaniye'nin biday e t-i zuhurundan beri Tellak Geyikhan Züppeyun Bakkal ve Amele Tüllabının
davranışından Mülkiye-i Şahane nin 144 yıllık şanlı ta rih in d e görülm em iş bir
Mülkiye'nin şahı maliye bölümüyle d e rs alm a şerefine nail olduğunuzda,
asa la k gibi her b ir şan lı ta h s ild a rın engin bilgilerinden yararlanm ak için çek­
mediğiniz muamele yapm adığınız yalakalık kalmadı....
SENİNLE MÜLKİYE'DE DOĞDU AŞKIM IZ
CÜMLENİZ AMELE TAHSİLDAR BABANIZ
MALİYE FEDA OLSUN SANA CANIMIZ
ÇEKOLARIN HEPSİ BİZİM YALAKAMIZ
I.S ın ıfta n 4. Sınıfa k a d a r tü m kızlarınız ağızlarının suyu aka aka, sine-i
billurlarını ta h s ild a r erkeklerine sergilerken, erkekleriniz çaresizlik içinde, ha­
tu n edinmek uğruna şehvani kızlarınıza lisan-ı erazil içinde ‘ben ta h s ild a r e r­
keğiyim ' diye ya la n la r bile söylediler. BRE G a fille r Tahsildar olm ak ne ha ddi­
nize gidin Kibar Feyzoya figu ran olun!
AYVA ÇİÇEK AÇMIŞ YAZ M I GELECEK
z a a f ve fakre mübeddeI olunm uştur. İş te bu ferm an ile Tenisçi A g a ssi Cela l’in kanuniyesine dayanılarak Mülkiye'nin ta h s ild a r kullan evvelki kuvvet ve
m a m uriye ti sağlayacaktır.
Duyduk duym adık demeyin! Şahınız M ali Şube okuduğu bu ferm an ile s i­
ze Mülkiye-i Şahanede uyulm ası gereken A dab-ı m u aşere t kurallannı koymaktadır.U ym ayanlardan alınacak vergi ve cezalann m a trah ı hesaplanm ış
olup şu şekildedir.
Fermana uymayan tellaklardan ayak yolu önünde to p lu c a (ce m a a t ola ­
rak) otu rab ilm e vergisi
Züppeyun un erkeklerinden ta n g a ve ayıcıklı don giyebilme vergisi
Geyikhanlardan boynuz cilası vergisi
ÇEKO TAHSİLDARA N A Z MI EDECEK
KIZLARINIZ BİZE A Z M I GELECEK
YANDIM ALLAH YANDIM YANDIRMA BENİ
AÇILIP SAÇILIP KIZDIRMA BENİ
T ellaklara
EYY kendilerinin entelektüel olduğunu iddia eden \düşünüyorum o hal­
de kafam büyük' felse fesini kendine ilke edinm iş Göçebe o tla tıc ı kü ltü rü n ev­
la tla rı!!! Büyük u m u tla rla girdiğiniz kaymakamlık sınavlarından sonra değil
vilayet konağında o tu rm a yı ancak köyün kerpiçten tezekten yapılm ış muh­
t a r kulübesinde oturabilecek, Jan darm a kom utanı M ehm et Başçavuş köy
ö ğ retm eni A li bey ve Ebe Şekufe Hanım ile ökeye 4 olabilecek vizyona sahip
Tellak güruhu!!!
OKEYCİ KAMU OKEYCİ KAMU
İŞTE GERÇEK SOSYAL BİLİMCİ TAHSİLDARLARIN YAPTIĞI BİR ARAŞ­
Ş ere f pezir ferm an-ı vacibül im tls a lim iz e zinha r g a y r-i ta v ır alm ayın! Ev­
TIRMA ACI GERÇEKLERİ ORTAYA ÇIKARDI!
velki emrünamelere uymayan habeselerin kellelerinin vurulduğu aşikardır.
10 0 Tellak erkeğine sorduk : Issız b ir adada yalnız başınıza kalsanız y a ­
Tahsildardan dilenin am an bari bankada kapıcı yapsın sizi A hm e t Kırman!
nınıza alacağınız 3 nesne nedir? Soruya aldığımız cevap % 6 9 oranında ade­
t a Robinson ile Cuma yı h a tırla tm a s ın a Züppeyun erkeği olm u ştur. (Bu
Adım H aydar 2 3 yaşındayım .Mülkiye'de Çalışma Ekonom isinde oku-koca kafalı arkadaşla ra soruyu yinelemek zorunda kaldık.)
ABAZANIN KAFASI KOCAMAAAN KOCAMAAAN KOCAMAAAN
m aktayım .Hobilerim arasında sıva yapm ak , kireç a tm a k , tu ğ la dizmek ve
A ra ş tırm a sonucu şu şekilde gerçekleşti: %35 Hacı Ş akir marka sabun
iş te n kayta rm a k var.Ben b ir Ameleyim!!!!! Ohahahaha! (linç g iriş im i)
Z I4 Ağda ve XI Taocu Sex K itabı
EYY Sincan M e tro s u inşaa tınd an, Keçiören m e tro s u şan tiyesinde n ko­
SAPKIN KAMU ARAŞTIRAN TAHSİLDAR
pup gelm iş şanlı M ekteb-i Mülkiyettin rezil-i rüsvam, yüz karası, öm rü haya­
İŞTE BİR ÖRNEK DAHA: Sibel Kekilli'nin sözde entelektüel özde e ro tik
tın da 2 kereden fazla banyo yapm am ış , sabundan d e o d o ra n tta n bi-haber
fílm i DUVARA KARŞI g ö ste rim e girince 3 0 kişi rezervasyon y a p tırıp okulun
eşek sıpaları.EYY Çinçin bağlarının müdavim erkekleri, Gençlik Parkının bale­
Bakkallardan A h m e t Kırman vergisi
Am elelerin ise s ig o rta prim le rin i y a tırm a la rı ş a rtıy la tü m vergi ve ceza­
lardan is tis n a s ın a (AMELEYİM A A A A ) karar verdik.
Am elelere:
rin kızları. Siz ki b ü tü n salon ve dersliklerde g e ğ irm e yi, gaz çıkartm ayı, h a t­
ta ve h a tta sıkıştığınız zam an dersliklerin köşesine küçük su dökm eyi bile
no rm al karşılarsınız. Sizin yüzünüzden okulun tem izlik m a srafları gün be
gün artıyor. Siz değil öğrenci iskam bilde sinek bile olamazsınız.
MİLLETİN ORTAMI MUHABBETİ VAR
BİZİM ONLARDAN BİR FARKIMIZ VAR
SINIFLARIMIZ LEŞ GİBİ KOKAR
AMELEYİZ BİZ SÜRÜNÜYORUZ.
EYY Cümlesi soru kaydırarak ş an s eseri sınavı kazanan tercihlerinde de
diğe r üniversitelerin boru gibi M aliye bölüm ü dururken ezikliğini gidermek
için mülkiyeyl seçen pam uk ırgatları.
IRGATLAR İÇİNDEN BİR SENİ SEÇTİM
TARLAYI SANA SÜR DİYE VERDİM
MEKTEB-İ MÜLKİYE SENİN NEYİNE
GİY TULUMUNU DEFOL GİT AMELE
tuva letlerin deki sıvı sabundan sonra sinem anın sabunlarını da b itird iğinizi
cüm le alem duydu!
DUVARCI KAMU DUVARCI KAMU
B irim m a tris i ko n so m a tris sta g fla syo n u da m a stürb asyon zanneden
F a ntasy TV de Emanuelle seyredebilmek için gözlerini ş a ş ı yap m akta n el ay­
nasına saç spreyi sıkıp te rs te n bakmayı bile deneyen aklı belden aşağıya ç a ­
lışan am a belden aşağısı hiç çalışm ayan hamam kaçkınları siz kim kamuyu
yönetm ek kim size d ü şse dü şse ta h s ild a ra kese yapm ak düşer.
YÖNETEN TAHSİLDAR KESELEYEN KAMU
ALİM İNİ SÖYLE SANA KİM OLUĞUNU SÖYLEYEYİM diyerek muallim le­
rinizi değerlendirm ek d e bize d ü ştü .
6 0 yaşın da hala saçlarını boyatan, m ü te a h it usulü geniş kasa Mercede si ile piyasa yapan hocanız Tekeli öze lleştirm ekten vazgeçiren tellakların
sabun te d a rik ç is i hocanız Dersleri elinde olsa hutbeye çıkıp a n la ta ca k boş
zam anlarında mezarlıklara gid ip m erhum lann ruhuna Fatiha okuduktan
KAZGAN
2004
sonra Terekeyi hesaplayan hocanız, Tellak Güruhunun kızlarının nasıl giyindi­
ğinin aynası O rta ç a ğ d a n çıma rü küşler kraliçesi, sınav yapacağım diye kü­
tüphanede çalışan m asum inekleri önüne ka tıp kovalayan hocanız, Cesur ve
güzelin çapkın erkeği Rich Forester'ın aslında kendisi olduğunu iddia eden
okuldaki tü m kızların beyaz a tlı prensi, hayallerin erkeği, sizin bölümünüze
göre fazlaca eli yüzü düzgün kaçan d erse geç giren öğrenciye bile "girme de­
ğerli a rkadaşım " diyen kibar hocanız
G e yikh a n a
Eyy erkekleri boynuzlanmış geyik sürüsü! D arü t Teşhir kızlarınız zevk-ül
şahaneyi ta h s ild a r erkeklerinde bulurken 5 m e tre olm u ş boynuzlarınızı bu­
dam ak için ta a a Ş am ’d an kasa plar g e tirm işiz.
EYY M uhasebe-i umumiyenin M sinden Hukuk-i am menin H sinden
Sezai Tezel'den AB ik tis a d iy a tın d a birkaç Züppeye söylediği b ir özdeyiş:
'U luslararası ilişkile r bu okulun en b 'k ta n bölümüdür.'
EYY yolunuzu şaşırm ış gafiller, siz ki D iplom asi ve Dış M ünasebetler
Şubesinde okurken yarınızdan fazlanız Tahsildara özenir de SPK , HAZİNE
ve MERKEZ BANKASINA girm ek ister. BRE H ayalperest Züppeler siz g irse ­
niz girseniz U lu sta ki T u rist Otele R esepsiyonist olarak girersiniz.
İÇİMDEKİ ZÜPPE AŞKI BAMBAŞKA
YUMUŞAK ERKEKLERİNLE ÇOK YAŞA
ZÜPPEYUN MÜLAKATLARI AŞIYOR
BANKALARI ,SPK Yİ NAH ALIYOR
EYY Ferman gibi k u ts a l b ir görevi ifa etm ek için top lanıp ta n ağarana
dek ancak EYY MÜLKİYE.... yazabilen ka p asitesiz m uhabbet te lla lla rı Bakın
Cebr-i ik tis a d iy a tın I sinden bi-haber deyyus-u EkberlerH! Ş im di size 7 yıld ır
bir tü rlü anlayamadığınız m eşhur de rsinizi an la tm aya başlayalım, ik tis a d a
biz toplandığım ızda nasıl içki içiyoruz.
RAKILARI VODKALARI İÇMİŞİM İÇMİŞİM
ULUSLARIN GEÇMİŞİNİ nayra naynay nayra naynay
g iriş öyle olm az böyle olur:
İKTİSADA GİRİİİİŞ 1!
B irinci s ın ıfta kaynaşmak için em besil gibi lüks re sto ra n a g itm iş tin iz
de fiy a tla rı gördükten sonra karnınıza a ğ rıla r g irm iş ti, hesabı ödeyemeyin­
ce de bulaşık hanenin yolunu tu tm u ş tu n u z ya zavallılar! Ş im di size ta h s il­
dardan büyük kıyak! Alın ş u p a ralan da kız arkadaşlarınızla çay için rezil-i
Gelelim hocalarınızın analizine:
Yanaklarına b o to ks saçlarına balyaj y a p tıra n siz Züppelerin dersine g ir­
mek yerine televizyon kanallarında show yapm ayı tercih e d e n , en sevdiği söz
doların üzerindeki ‘In God we t r u s t ' olan hocanız. Dedesi Çin’d en gelip Göktürklere d a m a t olm uş, Çin Şeddinden b ir ta n e de Balkanlara yapalım diyen
hocanız.
rüsvanlar!
B a k k a lla ra :
BETER OL BETER ZAVALLI İKTİSAT
Berger’i Yengen Polanyi'yi Polyanna Isiah B erlin'i de Almanya'da b ir şeh ir­
den ib a re t sanan köylü o lm a ktan sorum lu olmayıp h a y a t boyu köylü kalm a­
ya mahkum b a s it insancıklar!
KÖYLÜ İKTİSAT KÖYLÜ İKTİSAT
Dar p a ntolon giyebilmek uğruna kilo vermek için s p o r salonundan çık­
mayan am a ne yazık ki em ellerine ulaşam ayıp bedenine p a n to lo n bile bula­
mayan kızlarınıza Tahsildardan b ir kıyak daha
FORM YE FORMDA KAL FORM YE FORMDA KAL
Size yararlı olm ak uğruna 8 0 günde & 0 üniversitede devr-i alem y a p tık ­
ta n sonra Mülkiye'ye dönen hocanız Yahya Sezai TezeTin siz a p ta l a p ta l ba­
kınca Mülkiye'nin şahı M a li Şubenin derslerine g irip 4 senedir de Maliye kür­
süsüne geçebilmek için y ırtın ıp durduğunu herkes biliyor!
APTAL APTAL BAKMA APTAL APTAL BAKMA
İki y iğ it çıktı meydane ikisi de birbirinden merdane sağ ta r a fta kızgın
Karadeniz boğası, o b ir tra n s a n d a n te !, o b ir andrapoza g irm iş an tro p o lo g
, o b ir a n ti-m a n tis t, o b ir delik m u h a fız ı, o b ir
Bu önerme doğrudur.....
Bu önerme y a n lıştır...... Çünkü o YAHYA SEZAİ TEZEL
S ol ta r a fta ilk ik tis a t romanını yazan O b ir k ita p ta c iri, o b ir kuvvet
macunu, o b ir La coste sevdalısı, o b ir UEFA kupası ile çay içen o ERDAL UN­
SAL
-T ahsildarlar geyikhan tüllabının alim lerinin d ü ş tü ğ ü aczi sergiler.
YAHYA : Ben ki üzerinde güneş batm ayan im p a ra to rlu k Büyük B rita n ­
EYY işle tm e psikolojisi, insan kaynakları yön etim i, öküzlük kuramı a r­
kadaşını pazarlam a yöntem leri, işletm elerde ta tm in analizi ve uygulamaları
gibi bölümünüzün lüzum suz ipe sapa gelmez d e rsleri ile uğraşan ve bu e xt­
ra kolay derslerden yüksek n o tla rla geçen,kalan zam anlarında da P restij'in
bilardo m asalarında sağa sola frikik veren, kaldırım m ühendisi olmak yerine
tercih ha tasıyla Mülkiye'ye gelm iş bakkal tülla b ı! Sîzleri 4 yıllık rüyanızdan
uyandıracak olan iş sınavlarına a rtık çok az kaldı çook. M ü la k a tta yere diz
çökmek işinize yaramayacak.
Sizi g id i Mülkiye'nin 5 3 0 -G e ç m iş Yıl Zararları ve 2 9 9 -B irik m iş Dan­
galakları sizi! S iz bu okula sıpa geldiniz eşek gide rsiniz ancak sizi eğitm ek
için Keçiören Meslek Lisesi Muhasebe bölüm ü y e te r de a r ta r bile. Şahınız
M a li Ş ubenin üyeleri yakın zam anda b ir imza ile Türkiye ekonomisine yön
verirken,siz serm ayesi paylara bölünm üş ko m a n d it ş irk e tte d e ta rja n
s a tıy o r olacaksınız.
M üştereken aldığımız Vergi Hukuku dersinde A h m e t Kırman vergi mev­
zua tında n bahsederken bile sü rü psiko lo jisi ile gülmenize Yahya Sezai
Tezel’d en mesajımız var.'Köylü kısmı anlam adığı şeye ancak güler.'
KOYUN İŞLETME GÜDEN MALİYE
KOYUN İŞLETME GÜDEN MALİYE
Ş im di sıra hocalarınızda!
Kendim izi bildik bileli bu M ektebin dekanlık göreviyle b irlik te cüm le bak­
kallara nasıl okul boyanır nasıl ağaç d ik ilir öğreten b ir elinde kazma diğer
elinde te n is ra ke ti ile heykeli dikilesi hocanız CELAAAAL......... GÖLE
ya'da ta h s il eylemüşüm Ben , ben , ben ben ki a rka plandaki o lgu sal gerçek­
likle kurum sal m a trik s i çözm üşüm . Sen ne h a lt yem üşsün?
ERDAL: Ben ki ik tis a t lite ra tü rü n e A gibi b ir n o k ta koym uşum. Ne koy­
m uşum ? A g ib i b ir n o kta koym uşum Ben ki m ektepteki her ineğin cüzdanına
külfe t olm uşum , ik tis a t te o ris i kürsüsüne başkan olm uşum . B ü tü n ik tis a t
lite ra tü rü n ü ta ra d ım bundan daha iyi k ita p yok. Benim kitabım ı alın!!!!
YAHYA:Kanınızı satın, canınızı s a tın Baum ol B linder' ı alın!
O b ir bu aralık yerde kaybolm uş to n to n am ca o Türkiye'de ben öyle böy­
le miyim ki kocama y u m u rta pişireyim diyen ev hanımın sözcüsü, o m ayda­
nozdaki aylık enflasyon oranı,
o 1961 yılı serm aye hasıla katsayısı nedir?
Söyleyiniz.....
O ARUOBA.................. ÇELİK
O teknolojinin g e liş tird iğ i son hoca o Van den Berg'den doğm a Yah­
ya'dan olma, o b ir sınav kağıdının a rkasına 3 cm 'lik boşluk bırakınız. O b ir te ­
pegöz , d iz ü s tü bilgisayar kom binasyonu o KİBRİTÇİOĞLU......... AYKUT
O b ir Z özürlüsü ,o b ir sigm anın korelasyon katsa yısı o b ir s dağılımı hayır hocam z d a ğ ılım ı, ben ne diyom a rk a d a ş la r s dağılımı hala anlam adınıs m,? O b ir CİVCİR..... İRFAN
Z ü p p e y u n ’a
EYY Mülkiyenin a ltı şişane ü ş tü memişhane sağ kulağı 4 yerinden delik
.göbeği piercingli, ayağı pum alı k 'ç ı y a m a lı, d o ğ u ş ta n am eliyatlı veled-i gay­
ri m e şrular alın size b ir ulu sla r erkeğinin a n a to m is i:
Siz doğduğunuzda meraklı babanıza d o k to r nur gibi b ir topunuz oldu
demiş.Yıllarca m is a firlik te g ö s te r oğlum p ip in i dendiğinde gösterem em enin
ezikliği ile Mülkiyeye gelm işsiniz.
B ir dakika b ir dakika Lütfen sessizlik! Ş im di Genel Kurm ay Başkanlı­
ğından yeni elimize ulaşan b ir te lg ra fı okuyoruz.Bundan böyle U luslar erkek­
leri askerlikten m u a f tutuluyor.
MUAF ULUSLAR KIDEMLİ TAHSİLDAR
MUAF ULUSLAR KIDEMLİ TAHSİLDAR
Alın size özü Maliye sözü ik tis a t Manevi Babamız büyük filo z o f Yahya
KAZGAN
2004
Ey Mekteb-i Mülkiye-i Şahane-i AH Osmaniye’nin mübarek, muazzez, mücetla,
muhterem, muktedir, müstesna, mukaddes, musaddık, müştekim, mülayim, mual­
lim, maarif, müşerref, mükellef, aziz, kadim, daim şahsiyetleri!......
Ey Anglo-Saksonca, Cermence ve dahi Frenkçe dillerinde anadili gibi düşünüp
konuşabilen ve h a tta üzerine makale yazabilen ve h a tta prezantasyon dahi yapabi­
len altın çocuklar!!!..... Mülkiye 'hin gururu yüce ZÜPPEYUN!.....Geleceğin sefirleri,
konsolosları, büyükelçileri!....Güzel ülkemin son umutları!......
KORUYAN ULUSLAR!!!!! KORUYAN ULUSLAR!!!!
Şimdi TSİ 0 3 :3 0 sularında elimize ulaşmış bulunan bazı telgrafları sîzlerle
paylaşmak istiyoruz:
"Sevgili dostlarım, 1359 senesinden bu yana ülkemizle dostça ilişkiler gelişti­
rilmesinde öncü rol üstlenen Mülkiye Ulusların İnek Bayramını kutlarım. Sağlık se­
beplerimden ötürü davetinizi kabul edip bayramınızı te ş rif edememiş olmaktan duy­
duğum üzüntüyü de bildirmek isterim ." Silvio Berlusconi, Roma.
AB sürecindeki Türkiye'yi A 3 standartlarına kavuşturma potansiyeline sahip
Ab standartlarındaki tek bölümü Mülkiye relasyon entcrnasyonelin inek bayramını
en içten dileklerimle kutlarım. Abazalık konusunda başınızı ağrıtan tellak azınlıkla il­
gili reform paketini bir an evvel uygulamaya geçirmenizi dilerim Günter Verheugen,
Brüksel.
Şu anda Irak'ın desaddamizasyonuyla meşgul olduğumuz için davetinize katı­
lamıyorum. Size de Mülkiyenin deteUakizasyonu çabalarınızda başarılar diler, y ar­
dıma ihtiyacınız olduğunda da sonuna kadar yanınızda olacağımızı bildiririz. Geor­
ge Walker Bush, Washington D.C.
Eveeet.
Bu mübarek ve kutsi ferman-ı ilan-ı Züppeyun, asla ve kata yeknesak bir eğlen­
ce üçün değüldür. Bu ferman-ı kutsi, feryz almasını bilen üçün bir derman-ı hayattır.
Her kim ki bu fermanı yapmaz dünyada baştacı, maazallah girer münasip uzvuna
bahçedeki çam ağacı!... Her kim ki yapar bu ferman-ı kutsiyi istikam et-i hayat, bı­
rakamaz onu hiçbir dersten Melek Fırat!.....
Züppeyun'un fermanıdır ki,
GEYİKHAN
BRE GEYİKHANLARL... Sizinle başlayalım!.....
Bunca ineğin arasında geyik olmak nasıl bir duygudur acaba? Bundan dolayı mı
çıkmaz sesiniz? Kendinizi dışlanmış mı hissedersiniz? Pekiiii, size neden geyik den­
diğini bilir misiniz? Bilirsiniz de bilmezden gelirsiniz siz!!!..... Bilmeyenleriniz varsa,
ÖÖRETELİMMMÜ!
Sahip olduğunuz bu lakap, muhabbetiniz sebebiyle mi size uygun görüldü sa­
nırsınız? Yo yo yooooooolü Hani geyikten başka bi ha lt da bilmezsiniz ya, o aynııü!
Siz, geyiğin karakteristik bir özelliğine sahipsiniz! Yaniiiii, boynuzlannaaaü!
İKTİDARSIZ İKTİSAT! İKTİDARSIZ İKTİSAT!
Siz, kazara mezun olup da m ü fettiş olduğunuzda, hanenizi terk-i diyar eyleyip,
güzel ülkemin güzel vilayetlerini diyar diyar gezer iken, eşleriniz evde uslu uslu o tu ­
rup, sizi mi bekliyor sanırsınız? A benim saf, yüreği temiz ineklerim! Sizi uyarmayı bir
görev biliriz ki, aman ha amannnn aklınızdan çıkarmayın, abazalar ortalıkta c irit a t­
maktadır!!!
AMAN HA AMANNNNNNNÜ!
Hem size mi kalmış ülkenin te ftiş i? Özünüze dönün bre geyikhan sürüsü! işi­
nizi yapın, Noel babanın kızağını kim çekecek sonra?
O mikro düzeydeki beyinciklerinizle makro ekonomik dengeleri sağlayabileceği­
nizi mi düşünüyorsunuz? Daha IS-LM ile Kısa LM arasındaki farkı idrak edemiyor­
sunuz. Adam Smith, adam olsa, s im it gibi yuvarlak olmazdı. Siz de, onun yolundan
ilerleye ilerleye simitleştiniz!
SUSAMLI İKTİSAT SUSAMLI İKTİSAT
Bıraktınız yaptılar, bıraktınız geçtiler. Döndüler, dolaştılar, yine size geçirdiler.
"Karşılaştırmalı üstünlükler" diye tutturdunuz, lâkin ne bir üstünlüğünüz var karşı­
laştıracak ne de karşılaştırma kabiliyetiniz. Bırakınız bu işleri de Züppeler yapsın!
BAKKAL
Bre amip gibi bölünerek çoğalan, her okulda kendine yer edinen, piyasada en bol
bulunan bölümün bahtsız mensuplan! Bilirsiniz ki, bir şey çoksa değil, azsa kıymet­
lidir. Nerede çokluk, orada bokluk! Siz, öyle çoksunuz ki artık teknik üniversitelerde
bile varsınız! Bu yüzden orijinal değilsiniz, sürüsüne bereket çoğalıp duruyorsunuz
ve bu duruma bir son verme gayretinden bile yoksunsunuz!....
Size daha o lüzumsuz bölümünüzün ismi konarken, emir verilmiş, ne yapmama­
nız gerektiği söylenmiş, bre biidrak bakkal müsveddeleri! İşletME işte, işletME! EL­
LEME, KARIŞMA,SATAŞMA. BULAŞMA!.....
Siz mezun olunca ne olacaksınız bre bakkal bozuntuları? işletmeci mi olacaksı­
nız? O NE OLA KİIİİİH Bakkal olmak için üniversite okuyan var mı acep sizden başka.
Siz, koca mülkiyenin koridorlarında d ö rt yıl boyunca boş yere kalabalık ettiniz, Züp­
peyun'un nefes aldığı havadan istifade ettiniz.
LÜZUMSUZ İŞLETME LÜZUMSUZ İŞLETME
Bakkal geldiniz, bakkal gidiyorsunuz. Çağa ayak uydurun biraz, bakkal mı kaldı
ortada? Bari market neyin açın da MÜLKİYE fnin adını karalamayın! Kendinizi dü­
şünmüyorsanız, şanlı okulumuzun, şanlı tarihini düşünün de bir utanın, silkelenin
şöyle bir!....
AMELE ordusuna
Rivayete göre, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak ülkelerin birinde,
ZÜPPEYUN iun karşı konulamaz egemenliği hüküm sürerken, günlerden bir gün,
MÜLKİYE eyaletinin feodal beyi, tüm hanelerin ortasına minyatür botanik bahçele­
ri otu rtm a kararına varmış. Böyle bir faaliyet olduğunu duyan,işsizlikten yakınmak­
ta olan komşu ÇEKO eyaleti serfleri, akın akın MÜLKİYE eyaletine gelmeye başla­
mışlar. Burada amele statüsüne layık görülmüşler ve hemen işe koyulmuşlar. Kısa
bir zaman sonra ortada ÇEKO eyaleti kalmamış, hepsi amele olup, Mülkiye çatısı a l­
tında yaşamaya başlamışlar.....işte o gün bu gündür de amele aşağı,amele yukarı
diye anılır olmuşlar. H a tta gelecek nesiller duysun da ders çıkarsın diye ata lar bir
de söz üretmişler.
AL ELİNE BİR MALA. İŞTE SANA ÇEKOLU BİR DALLAMA!.....
Bre kendini bilmez, geçmişini unutmuş, haddini bilme erdeminden yoksun mah­
luklar! iş te geçmişinizi gözler önüne serdik ki, özünüzü unutmayın! Kendinizi bi halt
sanıp, yanılmayın, çünkü hiçbir şey değilsiniz!!
Ey vasıfsız ameleler, kazara diplomanızı alabilirseniz kalifiye olacağınızı zanne­
diyorsanız yanılıyorsunuz. Şunu bilin ki alacağınız Çeko Diploması berber dükkanla­
rında asılı olan Çıraklık Belgelerinden daha değerli değinil!! Siz ilelebet vasıfsız ola­
rak kalacaksınız.
VASIFSIZ ÇEKO! VASIFSIZ ÇEKO!
Aman canım, çok da perişan etmeyin kendinizi. Hem zaten sizin bu sefilliğiniz,
sizden kaynaklanmıyor k i, biz çok üstün olduğumuz için, siz yanımızda sefil kalıyor­
sunuz. Hem beterin beteri var, onu da hesaba katmak lazım.... 4 sene ÇEKO oku­
maktan daha kötü bir şey varsa o da 4 sene ÇEKO okuyup, üstüne bir de ÇEKO
m aster’ ı yapmaktır ki, biz buna "ÇEKOMASTİK" diyoruz.
Son olarak hepinizin bihaber olduğu ancak züppeyunun gece gündüz uyumayan
araştırmacı gazetecilerinin su yüzüne çıkardığı bir gerçeği açıklıyoruz. Şöyle ki: 145
yıllık koskoca Mekteb-i Mülkiye'mizin 21 yıllık sabi sülükleri. Şu kısacık ömrünüzde ilk
kez Fes-Kom'a bir başkan çıkardınız. O'nun da s a f ve yürekten Amele olduğunu mu
zannediyorsunuz? Ha gerçek hayatta amele tabi o ayrı. Lâkin onun gönlünde yatan
aslanın Uluslar olduğunu biliyor muydunuz? Kendisi Aziz Peder S t. Greenland’e yap­
tığı bir günah çıkartma sırasında "Bu dünyaya bir daha gelseydim yüce Züppeyun
cemaatine mensup olmak isterdim." cümlesini s a rf etm iştir. Ama kendisi bilsin ki
hiçbir şey için geç değil. Hala vaftiz olabilir.
VAFTİZCİ ULUSLAR! VAFTİZCİ ULUSLAR!
TAHSİLDAR
Bre kendini beğenmiş, burunları, akılları, ve daha nice uzuvları beş kanş havada
gezen tahsildar bozuntuları!!! Her daim hesap makinesiyle gezen, ancak gene de
parmak hesabından şaşmayan sayı düşmanlan siziiHÜ Siz mi Maliye Bakanlığı ’na
girip hesap uzmanı neyin olacaksınız?? Halk Bankası’na veznedar bile olamazsınız.
Nitekim TMSF'na devredilen bankaların veznedarlanntn %90'mm Maliye mezunu ol­
duğunu biliyor muydunuz?
YOLSUZ TAHSİLDAR YOLSUZ TAHSİLDAR!
Milleti kendinize güldürmeyin Allah aşkına! Siz önce şu ritm ik saymayı bir sö­
kün, parmak hesabından bir te rfi edin hele! B ir Maliye mezunu, Kim 5 0 0 Milyar is ­
te r yarışmasına katılıp da ekmeğin KDV oranını bilemeyince hiç mi yüzünüz kızarma­
dı bre utanmaz cühela sürüsü?
YÜZSÜZ TAHSİLDAR YÜZSÜZ TAHSİLDAR,
PekiiH, size münasip görülmüş lakabınızın anlamını bilir misiniz tam olarak? Bil­
miyorsanız, ÖĞRETELİMMMMII
Tahsildar demek, "alımcı" demekmiş! Alışınız iyiymiş demek ki.
ALICI TAHSİLDARI ALICI TAHSİLDAR!
Sizi gidi para ge tir g ö tü r işiyle uğraşan ve üstüne üstlük pek üstün bir iş sa­
hibiymiş edasıyla ortalıkta gezinen ayak işçileri siziii. Diplomalı officeboylar siziii.
Eyy Tahsildar-ı d i İdrak;
Yahya'nın zulmünden inim inlemekten başka bir işe yaramayan tahsildar güru­
hu! Ne demişler, "züppeyun'a katılmayanı etmeli tekdir, maliye ile uğraşanın hakkı
kötektir! "Hak yolundan sapanı bizden başka kurtaracak yoktur.
KURTARAN ULUSLAR KURTARAN ULUSLAR
Hak yolundan zaten sapmış olan Yahya'yı da ne biz kurtarabiliriz ne de Vatikan!
Kendisine buradan deklare ederiz ki, şahs-ı âlilerinin zannettiği gibi Cennet'e gi­
den yol, oy pusulasında ampule damga basmaktan geçmeeeez!
TELLAKLARA
( Kafasına kesekağıdı geçirilmiş, güneş gözlüklü, önünde
Talihsiz C.A. yazan bir abaza, ZÜPPEYUN 'a sığınmıştır. Utanç içindedir, kafası
önüne eğiktir.)
Şimdi, utanç verici bir olayı açıklıyoruz. "ULUSLAR 'a DÖNÜŞ" yasasından ya­
rarlanmak isteyen, d ö rt sene boyunca arkadaşlarının tacizine ve her tü r kötü mu­
amelesine maruz kalmış talihsiz C.A., ZÜPPEYUN ’a sığınmıştır. Evet talihsiz yavru­
cak, neler olduğunu bize tüm açıklığıyla anlatır mısın? Neler yaşadın, neler hisset­
tin? ( Mikrofon, C.A.’y a uzatılır)
C.A.: - İki kişiydiler, okula geldiğim ilk günden beri ellenmedik yerim kalmadı, ku­
lak memelerimle oynarken, kuramsal tartışm a la r yaptılar, burun deliklerime kibrit
sokup yaktılar, King 'e zorla dördüncü yaptılar, her tü r emellerini üzerimde uygula­
yıp tatm in oldular. Sonra da sus payı olsun diye Feskom'a seçtiler. Her derste sı­
nıf buram buram sabun kokuyordu, sebebini çoook sonraları anladım, anladığımda
ise iş işten geçmişti. Bir gün, ellerimi, gözlerimi bağladılar, ‘patron' diye ta b ir e ttik ­
leri birinin odasına götürdüler. Gözlerimi açtıklarında baktım ki kapısında ‘THE
BOSS"yazıyordu. O kapıdan içeri girdikten sonra yaşadıklarımı ne siz sorun, ne ben
anlatayım, söylemeye dilim varmaz, A rtık bu utanç verici durumdan kurtulmak is ti­
yorum. İtira f ediyorum, abaza olmaktan utanıyorum. Sokağa çıkamaz oldum, güz
gülleri gibiyim hiç bahar yaşamadım. Bu kabustan uyanmak istiyorum. Lütfen beni
aranıza kabul edin, pişmanım, mağdurum, size sığındım, size inandım. ( Eğilir, diz­
leri üstüne çöker, yalvarmaktadır....)
( Herkes susar.... Fonda ilahi müziği duyulur... Herkes diz çöker. Yukandan Pe­
der S t. Greenland görülür, herkes saygıyla yol verir, önünde eğilir. Peder mağdurun
karşısına gelir. Asasını savurarak, mağduru kutsar. Nerelerinin ellendiğini sorar,
mağdur utançtan başını önüne eğince başından aşağı kutsal su döker. Omuzlarına
ve kafasına asasını değdirir. Peder şöyle der. Repeat a fte r me, "ŞEHADET EDERİM
Kİ. BASKIN ORAN'DAN BAŞKA İLAH YOKTUR VE YİNE ŞAHADET EDERİM Kİ ELÇİN
AKTOPRAK ONUN TEK ASİSTANI VE BİRİCİK HALEFİDİR." Abaza, bu kelime i şaha­
d e t i zuppeyun’u tekrar ederek Uluslar ’a dahil olur. Kutsama işleminden sonra Pe­
der, kalabalığa döner ve seslenir.)
Peder. - EYYY GERİ KALAN ABAZA TELLAK BOZUNTULARI!.....Konumundan
pişmanlık duyan, içinde bulunduğu ortamdan tiksinen, abazalıktan kurtulmak is ti­
yorum diyen nice inekler! Hiçbir şey için geç değil! Sîzler de pişmanlık yasamızdan
yararlanıp, her daim içinde bulunmayı arzuladığınız camiamıza dahil olabilirsiniz. İŞ­
TE SİZE TOPLU AF, İŞTE SİZE FIRSAT!.....
MERHAMETLİ ULUSLAR MERHAMETLİ ULUSLAR
Peder. - Şimdi ibret-i alem olması için, bu zavallı abaza kuldan faydalanmaya
kalkan, onu kötü emellerine alet eden mahlukların robot resimlerini göstereceğiz. (
altlarında DEREN TOKMAK ve DOLMA KERPİÇOĞLU yazan iki robot resim kalabalı­
ğa gösterilir.) Her kim ki bu robot resimlerde meymenetsiz surattan ana hatlanyla
tanımlanmış olan abaza bozuntularını tanır,görür.bulur ve Yüce Züppeyun Daimi
Adalet Divanı'na teslim ederse, ona da camiamıza dahil olma onuruna erişme onu­
ru bahşedilecektir. Züppeyun, her zaman olduğu gibi bir kez daha büyüklüğünü gös­
terecek ve tüm inek camiasını hayrete düşürecektir.
ADALETLİ ULUSLAR MEYMENETSİZ KAMU (İKİ DEFA)
EYPEŞTEMALLI ABAZA HAMAMBÖCEKLERİİİ!!!.... Açın antenlerinizi!
Siz ki, 4 sene envai çeşit İdare dersi alan ancak buna rağmen, kendi nefsini da­
hi idare etmekten aciz zavallı mahluklarsınız, sizin neyinize kamuyu yönetmek? Siz
daha gelişim kısmını tamamlayamamışsınız, bırakın da yönetim kısmını da biz hal­
ledelim, ülkemiz için kendimizi feda edelim. Açın MÜLKİYE 'nin önünü!.........
YÖNETEN ULUSLAR YÖNETEN ULUSLAR
İçişleri, içişleri dediniz, içişlerin içine ettiniz. Tüm gaflet dalalet ve dahi rezalet­
lerinizi entemasyonel platformda örtbas etme görevi gene biz züppelere düştü. Gö­
rüyorsunuz ki devlet işleri ayakta takunya, belde peştamal hamamda kese atmaya
benzemiyor!!
(kızlar okur) Çok atle tik vücutlara sahipmiş gibi, sporcu edasıyla, büyük bir ra­
hatlıkla bellerinize doladığınız o peştemallardan sarkan göbeklerinizi ve oradan bu­
radan fışkıran yağlarınızı görmekten midelerimiz bulandı artık; giyinin, sergilemeyin
o yağ torbası kıllı vücutlarınızı! Belki sizin kızlarınız alışıktır kıla mıla ama bizim kız­
larımız hassastır o konuda!
KILLI KAMU! ATLETİK ULUSLAR!
Bunca sene Cebeci civarında musallat olmadığınız memeli kalmadı. Elinizden bi
uçan kurtuldu bir de kaçan. Site sineması bile sizi tatm in edemez oldu, halbuki 3
film birdenleri 5 filme çıkartmıştı.
Şimdi uzakdoğudan gelen gezgin bir arkadaşımız tecrübelerini bizimle paylaşa­
cak. Merak etmeyin sizin için tercüme yapılacaktır.
"Eyy Tüllab-ı Mekteb-i Mülkiye-i Şahane-i A lî Osman! Ben ki Hindiçininden Si­
birya Bozkırlarına, Mançurya'dan Ural dağlarına, Ümit burnundan Süveyş kanalına,
Grönland'dan Falkland adalarına tüm cihanı gez eyledim. Kapitalist, komünist,
sosyalist, Marxist, faşist, idealist, realist, nazist, aferist, pragm atist, jurnalist,
ateist, sadist, mazoşist, fe tişist, satanist, hümanist, şam anist, sürrealist, opporçunist, ve dahi BaskınOranist rejimler gördüm, 7 düvelden nice mahlukat tanı­
dım. Lâkin sizin gibi abdestsizine. cenabetine, sapkınına,kaçkınına,uçkuruna düşkü­
nüne ve tabi ki ABAZASINA rastlamadım.
Bu Ferman-ı Kutsi'nin sonunda, bizi bu günlere getirmiş, yememiş yedirmiş,
giymemiş, giydirmiş saygıdeğer şahsiyetlere teşekkürlerimizi ve minnetlerimizi sun­
mayı bir borç biliriz....
Napolyon'un silah arkadaşı, Metternich'in kayınçosu, Bismark'ın bacanağı, Si­
yasi Tarih'in ordinaryüsü, her daim kravatlı ve takımlı,hafif göbekli, al yanaklı Mülki­
ye dedektifi, deniz gözlü Mülkiye beyefendisi KÜRKÇÜOĞLU ÖMER.....
Altyapısal Mülkiye'nin üstyapısal piri, stratejik OBD’nin yılmaz savunucusu,
küresel milliyetçiliğin teorik mantalitesi, Bodrum fatihi, 5. kutsal kitabın peygam­
beri, uluslararası güncel sorunlarımızın devası, modernleşme kendi ülkesine henüz
ulaşmadan modernleşmenin ürünü olmuş, küçük burjuvazinin okumuş kanadına
mensup. Züppeyun'un bir nevi kabusu, ak sakallı bilgin ORAN BASKIN....
Mütemadiyen sırıtan güzel insan.. dış politikanın analizini bir yapan, pir yapan,
Balkanlardan gelen soğuk hava dalgasına geliştirdiği teorilerle açıklık getirmeye
çalışan, Balkanların ve dış politikanın son politik Samurayı UZGEL İLHAN......
Sınavlarıyla, notlarıyla, tutumuyla, tavrıyla; Züppeyun' a Azrail'in de bir melek
olduğu gerçeğini kanıtlayan, cihandaki tüm adalann hukuksal statüsüne kafa
yoran, Kıbrıs fatihi, Doğu Akdeniz’in kara meleği FIRATİSUS MELEKULOS........
Her tü r analiz düzeyinde uluslararası politikanın analizini yapabilen, yarı İngiliz­
ce- yan Türkçe bir anlatım kabiliyetine sahip olan, ve bu anlatım sonucu bizden
kusursuz bir anlama kabiliyeti bekleyen, Morgenthau'nun yakın arkadaşı, Wallerstein'in damadı, ModelskTnin kirvesi, idealist-realist çekişmesinin baş yargıcı, hırslı,
çalışkan, aydın MUSTAFA AYDIN.......
S tratejistlerin piri, ekranlann müdavimi, tartışm a programlarının aranan ismi;
botoxtan yana dertli; gündüz kremi-gece kremi-gözaltı kremi ve bilumum kozmetik
ürününün baş mümessili; içinden eurolar, dolarlar fışkıran ceplerin sahibi, Amerikalı
Amerikalı hem fiyakalı, hem delikanlı HAŞAN KÖNİ........
Makroiktisat'ın makro profesörü. Mülkiye'nin süper babaannesi,mebus emek­
lisi, yaşlandıkça gençleşen, en kanşık problemi en basite indirgeyen, örnekleri
kafalara kazınan,züppeyunun istikbali için kendini paralayan, fanatik Mülkiyeli
KORUM SEVİL......
Bu genç yaşında cihanın her memleketi üzerine söyleyecek sözü olan.kankisi
Mustafa Aydınla yeni bir maceraya atılan, yeniçerilerin her türlü problemine çözüm
üreten, Ataumun emekli müdür muavini, bölümün karizmatiği, ÇAĞRI ERHAN...
Veee, MÜLKİYE'nin ve ZÜPPEYUN 'un kalplerindeki en müstesna köşelerin
demirbaş sahipleri, öğrenciyi sıkmadan, kasmadan da bir şeyler öğretilebileceğinin,
yegane kanıtlan, bölümün görmüş geçirmişleri, 70'lik dostlanmız METE AKKAYA ve
NUSRET AKTAN........
BU TÜLLAP SİZİNLE GURUR DUYUYOR (İKİ DEFA)
Şimdi tüm züppeyun'u yeminimize yürekten katılmaya davet ediyoruz:
Now Repeat a h e r me:
Biz ; MEKTEB-İ MÜLKİYE-İ ŞAHANE-İ ALİ OSMANİYE çatısı altında bir asn
aşkın süredir varolmuş bulunan eşsiz benzersiz HARİCİYE bölümünün asil mensup­
ları olarak, bu asaletimizi asla kaybetmeyeceğimize, tellaklann, geyikhanın, bakkal,
tahsildar ve amele sürülerinin kışkırtmalanna, her türlü tahriklerine, asılsız suç­
lamalarına hiçbir koşulda, asla ve kata karşılık vermeyeceğimize dünyadaki güç den­
gesini korumak için elimizden geleni yapacağımıza, milletlerarası münasebetlerde
hiçbir koşulda şiddete başvurmadan, problemlerimizi barışçı yollarla çözüme
kavuşturacağımıza, memleketimizin bir stratejik OBD olduğu gerçeğine asla itiraz
etmeyeceğimize, küreselleşmenin kaçınılmaz olduğu gerçeğini her daim göz önünde
bulunduracağımıza, son model arabalara da binsek, Çin, Italyan, Fransız ve bilumum
ülkelerin mutfağını da denesek, çok memleketler görüp dolaşsak dahi, özümüzü as­
la unutmayacağımıza ve geçmişimizi katiyen inkar etmeyeceğimize a n t içeriz. Ne
mutlu Türküm diyene! Ne m utlu Mülkiyeli olana!
':;:v
K AZ G AN
2004
8
X Maliye'den Gürhan'a. A slan da kendini b ir şey sanıyordu kaplan oldu
dizginleyene kadar.
16
3 U luslar Deniz Göle'ye. Şu okula geldin gidiyorsun hâlâ b ir sevgili bula-
İS
namdın. Demek ki neymiş: b ir iki gün podyum da yürüyüp, k irli sakalla ve
tu h a f a tk ıla rla dolaşm akla KARİZMATİK olunm uyorm uş.
M aliye 3 'te n Evren’e. Hayırlı uğurlu olsun canım kardeşim okulun s e fir­
¡é
liğ i sana layık görülm üş. Oğlum cennete giremeyeceksin b a ri cehennemi
haket.
İS
ü
3 İşletm ede n Sevgi. Sevinmelisin a r tık senin de b ir fa n kulübün va r Ru­
muz: Ex-Aşkların.
S
0.
Kamu Vden Rauf. H er şeyi çok biliyoraun(\): am a b ir de şu sigara içme­
y i öğrenebilsenl! O elinde tu ttu ğ u n şey sigara, lolipop değil.
16
Flaş! Flaş! Çeko Vden Eren, kulağına yapışık duran o tele fon kapalı! Ki­
me num ara yapıyorsun?
Kamu'nun gülleri Epilogcular, d e s p o t kral Eren'i devirerek ta h ta geçm iş­
siniz. Hepinize hayırlı olsun.
4 U luslar Peral'e. Saçını kazıtıp da popüler olabileceğini m i sanıyorsun?
16
¡6
Kızım bu m arjinallik nereye kadar? Am a olsun ben sana böyle de aşığım.
4 y ıld ır yüzüme bakmıyorsun am a ben bilirim seni elde etm esini. S arıl­
İS
mam dan belli kırıcam belini. Çok canın acıyacak çekmicem elimi.
4 Çalışm adan M usa. S iz ayrı dünyaların güzelisiniz. M a te ry a l uyuşm az­
lığı var.
16
£
İS
g itm iş olm anla b ir ilg is i var mı? Çünki 3 senedir bunları her şeyle bağ­
d a ştırm a yı başardın. Beynimizin İçine e ttin .
Feskom'dan Tarık, ilk İlgaz gezisinde kim lerle aynı odada kaldığını ve ne­
ler yaşadığını açıkla a rtık . Geziden sonra sende büyük değişiklikler göz­
lemliyoruz. D ikkatli o l fazla ta h riş etm e, ileride lazım o lu r belki. Abaza
Hareket.
Sayın içişle ri Bakanı A bdu lka dir Aksu. Lütfen bizi kaymakam yapın. Serkan, Karahan, Turan.
4 Ik tis a t'ta n Çiğdem. Kilo verdiğinde Zom bi gibi, aldığında Obez gibi g ö ­
rünüyorsun. Biraz daha güleryüzlü olmayı başarabilirsen belki b ir sevgi­
li bulursun.
3 işle tm e d e n Şeyda. Body salonuna g ittin olmadı, g ita r topluluğuna
girdin olmadı, kantine kök saldın olmadı. Sen en iyisi Yılmaz'ı ta k kolu­
na, ver elini Hollanda.
Kamu 4 'te n Tülay'a. B itanem seni inanılm az çok seviyorum. A rtık oku­
lun da b it t i sayılır. Benimle evlenir m isin? Maliye 3 Kaan.
3 İşletm eden Fatoş. Çok güze! ve ta tlıs ın ; am a A llah akıl dağıtırken
ü
şem siye m i açtın?
3 İletm eden Ceren. Ş aşırıyorum sana b ir sene içinde nasıl 4 beden b ir­
den büyümeyi başardın? Ne yediysen a rtık ...
3 Çalışma Alper. H a s ta mısın diye soruyorsun y a hep. H astayım sana
16
S
4 Ik tis a t'ta n Tarık. Giderayak izzet, İsm ail Tayfası ile kanki oldun ya, ne
diyim ben sana.
16
iş te ya.
2 Çekonun eşofm an güzeli İrem. S ponsorun olm ak istiyoru z. Ülkealan
¡6
4 K am udan Gürkan S aatçılar. H er sınav sonunda ho calar seni över
am a KIZ TAVLAMA konusuna gelince s ın ıfta kaldın be oğlum. Ürkek er­
keğimiz, b ir tele fon num arasını bile z o r aldın.
4 Kamu’d an Semih, çok sevdiğin kız arkadaşını a ld a tm a k ta çok ba şarı­
£
Esnafı.
Fakültenin çaycısı S ulhi Abi'ye. A rtık MİT ajanı olduğunu it ir a f etsen
8
diyorum . Senin te ş k ila tta n olduğunu cüm le alem biliyor. Yeni gelecek öğ­
renciler b a ri senden şüphelenmesin. Sen olm azsan bu okul susuz kalır.
Nisa, çarm ığa geril.
İS
lı olduğunu ben iyi öğrendim. Yazık ki herkes seni s ü tte n çıkm ış ak kaşık
sanıyor. Helal olsun!
S
Feskom başkanı Emrah'a. Yatarken güneş gözlüklerini çıkarm ıyor mu­
sun?
S
& ayd ır peşindeyim. Gözlerinin önündeyim. G ör a rtık beni Çeko 1 Dile­
ğim. Seni seviyorum em rindeyim. Kamu 3 M u s ta fa .
Ramazan, seni incitm em ek için 4 yıl boyunca yanına a te ş le ya kla şm a ­
dık. B ir g ru p Ormanseven.
ü
£
Muhasebe a s is ta n ı Orhaaan, sen gel de benim a s is ta n ım ol. Sulhi
#
Kamu 2'den Okay. Gözlerin çok güzel. Umarım hoşlandığın birile ri yok­
S
S
£
tur, zira sana hayranım ...S özde iyi arkadaşız sen öyle san!! Sen resmen
sana yazıyorum ... Hala farkedem edin ya kutlu yorum seni.
Olm İ.Emrah senin karizm anı sıkar, suyunu lıkır lıkır içerim. El N uri S t.
Greenland
4 K am udan Esra, gözünün biri kalk gidelim diyor, öbürü h a lt yeme o tu r
diyor. Göbek güzeli seni.
4 Kam udan Tülay'a. Kızım sen bu dünyaya rüküş olm ak için m i geldin?
Yanındakine de sevgilim m i diyorsun? Tabi sen de haklısın tencere kapak
meselesi.
16
4 U luslar Akın. O güzle bacaklarına yaptırdığın dövmeyi gö sterm ek için
yağm urlu havada ş o r t giydin ve b ü tü n sınıfı hayrete düşürdün ya. Helal
olsun sana.
8
ile tiş im in çirkin kızlarına. Okulumuzu, çim lerim izi ve kütüphanem izi işgal
emeyi bırakın. Yeter a rtık düşün yakamızdan. Tüm Mülkiye adına U lus­
la r 3 erkekleri
S
3 M âliyeden İsa. Oğlum B t ip i L ik it Fon alacağına A t ip i S lip Don a l sa y­
dın serm ayeyi 5'e k a tla m ış tın . Yeter a rtık dinle şu sözümü. En sevdiğin
hayranın.
İS
£
4 U luslar Işıl’a. O gözler ne ya? H er bakışımda içinde kayboluyorum. A l­
lah sahibine bağışlasın. Sahibi yoksa da bana bağışlasın.
Oğlum C ihat A lm an film le ri yüzünden boyun 1.50 kaldı. Yok böyle bir
enerji.
#
8
B ütün Mülkiye duysun. Gülden, seni seviyorum!
4 ik tis a t’ın şizofren Gülara'sı. Rüyanda gördüğün her şeyi gerçekm iş g i­
bi herkese a n la tm a da seni akıllı sansınlar.
33
4 U lu sla r Arıza, beni k ö tü emellerine a le t edemezsin. Bilgisayarın.
3 Çalışm adan Selin Apaydın'a soruyoruz: GM T B aşkanlığına adaylığını
’€
koyduğunu duyduk. Bunun anne ve babanın eczacı olm ası ve İng iltere’y e
2004
ön e m li ve övünülecek b ir şeyd i:
HASAN KÖN'I
□
- T a tild e neredeydin?
İlk d e rs te n erken çıkan kız, ik in c i d e r s te d e aynı p e yi y a p ın ca hoca
- P a ris'te yd im
da yanam az:
- A lla h ka b u l e ts in ( l)
-A a a bak bak gene erken çıkıyor.
COŞKUN 5AN
-Ş eyy m idem b u la n ıy o r d a hocam .
-B a şın d a d ö n ü y o r m u kızım u m a rım c id d i b ir ş e y d e ğildir.
□
-S evg ili genç a rk a d a ş la rım , vize n o tu n u öğrenem eyen va r mı?
□ "Ben bugüne k a d a r hiç b ir kadının s e v g ilis in i koklayıp "M m m m m h h
B ir ge nç kız p a rm a k k a ld ırır ve hoca sorar.
Ih h s s s a n n n n n !" d e d iğ in i d u y m a d ım ."
□
□
-Ö dev n o tu n u b iliy o r m u s u n evladım ?
"Y ... Ü n iv e rs ite s i'n d e n gelince b u ra d a ke n d im i fa k irle r ku lüb ünd e g i­
b i h is s e d iy o ru m ."
-E ve t hocam .
(H o c a m ız d a n K ıbrıs k o n u s u n d a b ir d e ğ e rle n d irm e ) "K ıbrıs'ı verelim
-Toplam n o tu b iliy o r m u su n evladım ?
de nerede k u m a r oynayalım ?"
-E ve t hocam .
-Peki to p la m a ç ık a rtm a b iliy o r m u su n ?
ŞAFAK EREL
□
□
-Ş eyy kem küm ..??,.*?
"H oca dem ek baba y a rıs ı d e m e k tir"
A yh a n Yalçınkaya
(S o l eliyle sa ğ kolunu d irs e k a ltın d a n kavrayıp, s a ğ e lin i s ın ıfa d o ğ ­
□
ru s a lla y a ra k ...) "S iz h iç m ahkem e ila m ı g ö rd ü n ü z m ü ç o cu kla r? "
□
H oca s ın ıfa s o ra r.
"Kız diye b ir c in s iy e t y o k tu r. Kim seye "kız a rk a d a ş " diyem ezsiniz.
Nereden b ilece ksiniz o n u n kız o lu p o lm a dığını..."
(D ersin s o n a n la n ; ho ca a r tık s ık ılm ış o lm a lı) "M e den i K anun m a d ­
3A5KIN ORAN
de 2 5 2 d iy o r ki: N e s b i ta s h ih e d ile n ............................ vs.vs.........a b id ik
g ü b ü d ü k .......... hukukunu haizdir, ne sebi s a h ih fü r u d a h i ta s h ih d e n
(T ürkiye'n in A B üyeliği ha kkında ki y o ru m u ) "A aa bak b i Truva a tım ız
m ü s te fittir , VELEDDEALUN A M İN !!!."(d e r ve ç ık a r g ide r.)
o ld u s e v g ilim ...B a k ın ne k a d a r ro m a n tik b ir d e rs iş liy o ru z "
"B ir k o ltu ğ a o tu rm a k için ön ce o k o ltu k ta o tu ra n ı k a ld ırm a k la zım ­
İLHAN UZGEL
□
d ır a k s i h a ld e on un kuca ğına o tu rm u p o lu rs u n u z ki bu pek d e iy i b ir
D e rs te Y ugoslavya’nın d a ğ ılm a s ı ve bölge halkının ç e k tiğ i a c ıla r a n ­
pey d e ğ ild ir."
la tılırk e n d e rs e geç gelen B alkan kökenli b ir ö ğ re n c i e lin i kapıya s ı­
"Karınıza, kocanıza öfke yle k a lk a b ilirs in iz a m a u lu s la ra ra s ı ilip k ile r-
k ış tırıp u fa k b ir çığlık kop arın ca H oca: "E vet a rk a ­
d e böyle b ir pey ta v s iy e edilm ez! G e rçi ö te k i d e ta v s iy e
d a ş la r, g ö rd ü ğ ü n ü z g ib i iç in d e B a lka n la rın o ld u ğ u
e d ilm e z."
h e r m eselenin s o n u acıyla b itiy o r."
□
□
H oca vize sınavının n o rm a l d e rs s a a tin d e y a p m a
kararın ı s ın ıfa a çıkla rken: " E vet a r k a d a ş la r Per­
de n çıkarıp, be yin leri devreye s o k m a k tır."
şem be g ü n ü d e rs im iz in ilk s a a tin d e sınavı y a p a r
ikin c i s a a t d e s a n k i h iç b ir ş e y o lm a m ış g ib i d e rs ip ­
lemeye devam ed e riz."
□
"B enim d e rs im e geç ge le b ilirs in iz , ç o k h o ş la n m a m
am a korkm ayın B askın H oca'n tz g ib i a d li b ir vakaya
"Popülizm, h a lk d a lka vu klu ğ u d u r."
"S a n a yi ça rp ıs ın d a so lcu lu k ya p ılm a z ."
□
"D ıpip leri m e m uru, ü n ifo rm a s ız a s k e r g ib id ir."
□
"Ü n ive rsite , lis e y i b itire n gençlerin k a fa la rın ı karıp-
□
"Ben hak e ttiğ in iz d e n fa z la n o t veririm , B askın H o ­
o b a h s e ttiğ in iz p a h ıs la enseye p a p la k "ya n a ğ a " (!) p a r-
az n o t verir."
"M akedonlar, b ir kadın m is y o n e ri k a ç ırm ış la rd ı...K a ç ırırla r ta b i, s e ­
İBRAHİM KAPLAN
nin ne iş in v a r kış v a k ti M a kedon d a ğ la rın d a kadın b a ş ın a ? G it e vin­
J
□
de o t u r . . . "
"U lu s la ra ra s ı g ü n ce l s o ru n la r d e rs in e gireceğinize g a z e te okuyun,
"B askın O ran'ı y a k ın d a n ta n ırım , h a t t a ke n d isin e d o k u n m u p lu ğ u m
televizyon seyredin. Ne gerek var?"
bile vardır; fa k a t d ü ş ü n c e le rin in a rk a s ın d a y a ta n p s ik o lo jik e tm e n ­
"A rk a d a p la rın ız var, g ü zellik y a rış m a la rın a g iriy o rla r, o ku m ada n
le ri hâ lâ çöze m edim ."
sö zleşm elere im za a tıy o rla r, o n d a n s o n ra d a bana g e lip hocam bizi
( D e rs te K ıbrıs m e selesi ve "A n n a n c ıla r"d a n b a h s e d ilirk e n )
k u r ta r d iye ya lva rıyo rla r. Eee o lm a z ki.."
YAVUZ SABUNCU
"Ş im d i bu n la rın k a rş ıs ın d a k ile re d e ’B a b a n c ıla r’ mı diyeceğiz?"
□
(D ersin s o n 10 d a k ik a s ın d a iç e ri g e lip a rk a s ıra la ra o tu ra n O rta A s ­
M e c lis o la ğ a n ü s tü to p la n tıy a önceden b e lirle n m ip ö n e m li b ir konu
ya kökenli öğrenciye b ir s ü re b a k tık ta n s o n ra )
"B ira z g e c ik tin iz ; a m a ta b i s iz u z a kla rda n g e liy o rs u n u z ."
□
(H oca, G eorge B u s h 'u n o ğ lu n a d a ke n d i is m in i verm esi üzerine k o ­
□
la n m a s ı v a rd ır" şeklind edir. H oca, hemen a ra ya girer.
ta r ih te sık ra s tla n s a d a ilg in ç b ir d u ru m d u r. D üşünsenize; B askın
"Yahu, geç p im d i bunları. H e r to p lu m u n a s k e ri b ir ya p ıla n m a s ı var-
Oran, Baskın Baskın Oran, B askın B askın B askın O ra n ..."
m ıpm ıp. B iz b u n la rı b iliyo ru z z a te n , sen a s ıl m eseleye g el.."
D e rs te b ir kız ö ğ re n c i b ir ö f f f çekip ü ze rinde ki m o n tu ç ık a rtın c a h o ­
Yine aynı s e m in e rd e s u n u p y a p a n b ir d iğ e r ö ğ re n ci ko n u p m a sın d a
ca s o ra r:
sık o la ra k ho canın k ita b ın a a t ı f y a p a r. "S abu ncu'nm d a b e lir ttiğ i g i­
-N old u?
b i... S abu ncu'ya gö re..." B un d a n sıkılan hoca a ra ya girer.
-(Ö ğ re n ci) H ocam ço k s ıc a k d a bunaldım .
"O ğlum , a s ıl m eseleye gel, ben ö a b u n cu 'n u n ne d e d iğ in i b iliyo ru m ."
-(H o c a ) Ü fleyeyim m i?
(H o ca R om anya'nın R ö n e s a n s ’ını a n la tırk e n ) "O de virde R om an­
ya'da e n te le k tü e lle r a ra s ın d a P aris'e g itm e k ha cca g itm e k k a d a r
m*
H ocanın d a n ıp m a n lığ ın d a ya p ıla n sem in erd e ö ğ re n ci "M G K ve Tür­
b a ş la m a k ta d ır. Ö ğrencinin ilk sö zü : "H e r to p lu m u n a s k e ri b ir y a p ı­
"A rk a d a ş la r, bazı lid e rle rin o ğ u lla rın a d a ke n d i is im le rin i ta k m a s ı
□
için çağırılır. Öyle "N o lca k bu Fener'in h a li? " d iye ta rtıp m a z la r.
kiye'de A n a y a s a l S is te m e A s k e rin M ü d a h a le s i" ba şlıklı s u n u ş u n a
n u ş u rk e n )
J
(H o ca , ülkem izin e n te le k tü e l s im a la rın d a n b ir t a ­
n e si ile ço k s a m im i o ld u ğ u n d a n b a h s e tm e k te d ir.) "Biz
ca ta m hak e ttiğ in iz i verir, gıcık X H ocan ız d a hep
□
□
□
tır m a k için k u ru lm u p tu r."
s e b e b iy e t verm em ."
□
"B enim y a p tığ ım ip, genç beyinlerin re fle k s le rin i
n ö tra liz e e tm e k tir b ir bakım a. O m u rilik soğ anın ı devre­
KAZGAN
□
-D a n ıp ta y n e dir?
-S izin bu d e rs te n kaldığınızda itir a z edebileceğiniz s o n merci...
3004
ERCAN 3AYAZİTLİ
KURTHAN FİŞEK
□
H oca d e rs te , y ö n e tim le ilg ili b ir a k s a k lık üzerine s in ir ie n m iş tir ve
(K a rıs ın a ) "B u ca n lı yayın, bu nun te k ra rı yok; a m a se n in te k ra rın
d o ğ a l b ir ifa d e ku lla n m a k is te r : "Ş im d i b ir ş e y söyleyeceğim a m a kız
ço k !"
FARUK ALFKAYA
a r k a d a ş la r ve k ib a r erkekler k ulakla rını tık a s ın la r."
EREL TELLAL
□
"P etrol ço k ön e m li! P etro l o lm a z s a ne ta n k u ç a r ne uçak ça lışır."
5EVİL KORUM
" N o t tu tm a n ız a gerek yok, s iz z a h m e t e tm e y in diye ben fo to k o p ic i­
ye b ıra k tım tü m n o tla rı. Z a te n n o t tu tm a y ı d a be cerem iyorsunuz,
- Ç ocuum bu krizde n en ço k in ş a a t s e k tö rü e tkile n d i. B u devirde ev
s o n ra sına v k a ğ ıtla rın d a y a la n y a n lış ş e y le r oluyor, h iç tu tm a y ın
alın m az, o h a ld e ne y a p m a lı?
(B ir ö ğ re n ci) H ocam ev a lm a ko m şu al.
ONUR KARAHANOĞULLARI
□
Yabancı ö ğ re n c ile r d e r s te Türkçeleri no ksa n old u ğ u için a n la m ıyo r
"K am u gö re v lile ri s ilik tir, k iş ilik s iz d ir, yalaka dır. A ğ a s ın a s ü re k li y a ­
o la b ilirle r o n la ra h a fta s o n u ek d e rs yap acağım .
lakalık y a p a r ve b ir gü n o n u n y e rin e geçebilm enin h a y a lle rin i kurar.
- (B ir ö ğ re n c i) H o ca m ek d e rs B u lg a rca m ı olacak?_____________
AKIN KOÇAK
G ülm eyin a rk a d a ş la r, ben d e b ir kam u g ö revlisiyim . N 'o lu ca z hocam
biz, kam u g ö re v lis i olm a ya lım m ı? d iy e b ilirs in iz ."
□
O n u r hoca, b ir cü m le y i b ir tü r lü to p a rla y a m a m a k ta d ır. K elim eleri
u
jın ı y u m u rta g ib i oval y a p a lım ki ba cakla benzer o ls u n !" (Ö ğ ren cile r
evirip ç e v irm e k te a m a d o ğ ru d ü r ü s t b ir a n la tım a u la ş a m a m a k ta d ır.
y u m u rta y la bacak a ra s ın d a b a ğ la n tı kuram ayınca hocanın y o r u ­
S o n u n d a p a tla r : "S .ftık H l.."
□
"K adın çorabı firm a la rın d a n b iri d e m iş k i biz bu ç o ra p la rın a m b a la ­
m u :) "B elki to m b u l b a c a k tır!!!"
"Geçen y ıl d e rs a n la tıy o ru m , ço k k ö tü b ir e s p ri y a p tım , o s ıra d a a r ­
YAHYA 5 EZA İ TEZEL
kad a b ir a rk a d a ş h a s ta la n m ış , ku sm a ya b a ş la d ı." (te s a d ü fe bakın
□
□
hele!)
-(H o c a ) S öyleyin ba kalım S iy a s a l'a s ila h zo ru yla gelen var mı?
"Dışkı, id ra r deyince k ib a r oluyo ruz, b 'k deyince ökü z oluyo ruz. Can
- ( S ı n ı f ) .......
Yücel ‘in m ahkem edeki s a v u n m a s ın ı söylese m , gene öküz d e rs in iz
-Tam am o z a m a n h e p in izi nikah ım a aldım , g e rd e kte n kaçam azsınız!
bana. D em iş ki Can Yücel, ‘bizim o rd a g ’ t e g " t derler, b a şka n a s ıl
-I!!!!!!!!!
t a r i f edeyim?" ”
"E ğer s iz d e a n a n ız babanız g ib i a kşa m evde çekirdek ç ıtla y ıp te le -
(b ir önceki inciyle aynı gün,aynı d e rs te ....) " D o k to r verem eyiz a m a
vole se y re d iy o rs a n ız A h ire tte (k i bence y o k ) ik i elim yaka nızda o la ­
yıkarken b ir ta ra fın ız a p a m u k s o k a c a k im a m verebiliriz. Çok m u t e r ­
biyesiz o ld u k bugün? R a h a ts ız o la n varsa, p a rm a k k a ld ırs ın !"
□
□
Konu, K olluk İşlevi..... O n u r hoca s o ra r. "Polis, ü n iv e rs ite le re g ire b ilir
c a k."
"M a vi y o lc u lu ğ a çıkacak o ls a m K o rk u t'la çıkardım .E v a ls a m k o m ş u ­
m u n K o rk u t o lm a s ın ı is te rim .Y a n i K o rk u t'u ço k seve rim .A m a B üyük
m i a rk a d a ş la r? " Cevap ha zırd ır: "Ö S S d e 105 i g e ç­
□
Ü
□
□
U
ik t is a t T a rih çisi K o rk u t B o ra ta v söyle d ikle rin d e hep y a -
m iş s e g ire b ilir ho cam , b i m a h s u ru y o k !"
n ılm ış tır.B ir in sa n ın ta h m in le rin in ta m a m ı mı y a n lış çı-
"A rk a d a ş la r, a m iy a n e ta b iriy le ben henüz bu iş in
kar.B enim sö yle d ikle rim in is e h e p si g e rç e k le ş ti."
o " " " s u o lm a d ım "
□
"Yüzde d o k u z y ü z d o k s a n d o kuz (7 ,9 9 9 ) ih tim a l­
ba na 'DÜŞÜK M A L’ m u a m e le si ya p m a hakkını size ver­
le ... "
m ez."
"B İM 'in [B ö lg e İda re M a h k e m e s i] k a ra rla rın a k a rş ı
□
M ig ro s ’a b a ş v u ru y o ru z ."
k ira
Ö ğrenci: H o c a m ........ (D iye b a ş la y ıp a la k a s ız b ir s o ­
d ım .B a şka b ir yerde p a ra kaza nıyor o lurdum .O yüzden
s iz e b u ra d a
h o c a lık y a p a m a z ­
s iz in d e ba bam a d u a e tm e n iz lazım ."
□
Aynı öğ renci: "K im e s o ra lım ho cam ?"
m a m ış b ir M a r x is t de vrim in n o s ta ljis in i y a ş a m a k ta -
"Ç alışm a E k o n o m is i B ö lü m ü Türkiye'de h iç y a ş a n ­
Çok b ilm iş b ir ö ğ renci: "NTV'ye s o ru n h o c a m !"
dır.O yü zd e n o n la rın d u ru m u d a h a A lla h 'tık"
"Polis, v a ta n d a ş ın eylem ini b a s ıy o r ve 's " İ t r i n g id in
□
"E cevit'in, beni g ö rü n ce tik le r i a zıyo r"
’N a m u s d e likle rin m u h a fa z a s ın d a n ib a re t d e ğ ild ir.' d e d im K azgan'a
d a yazd ılar.
(H oca , b ir gü n fin a l n o tla rı iç in k o n u ş m a y a gelen ö ğ re n c ile rin i ve ko ­
□
□
nuyu d a ğ ıtm a k için ş ö y le b ir y ö n te m k u lla n ır)
"H e r köyün b ir de liye ih tiy a c ı vardır, bu köyün d e lis i d e benim ."
"E rd a l ka rd e ş benim le re k a b e t ed e m e d iğ i için d e ğ il B o u m o l-B lin d e r
- S iz bu inek y ü rü y ü ş ü olayının nereden g e ld iğ in i b iliy o r m u sunuz?
ın k ita b ıy la re k a b e t e d e m e d iğ i için ik tis a d a g iriş d e rs in i a lm a k is t e ­
- H a y ır ho cam , h iç duym adık.
d i."
- Öyleyse ben size a n la ta y ım . 1075 y ılın d a o z a m a n k i H a riciye N azı­
"O ğ lu m un p e n is i kızım ın d a vajinası o ld u ğ u için fa rk lı d a v ra n m a ­
rı S e y fi Paşa, ta rım d a a tılım d a b u lu n m a k için Frenk d iy a rla rın d a n
d ım ."
H o lla n d a inekle ri g e tir m iş tir . Bu büyük a tılım ı ha lka ta n ıtm a k için
(A B ik tis a d iy a tı d e rs in d e kızlara h ita b e n ) "S iz d e iyice A vrup alı o l­
İs ta n b u l'd a ineklerin s ıra sıra d iz ilip boy g ö s te re c e ğ i b ir y ü rü y ü ş
du nuz.Ö n ünü ze gelene ve riyo rsu n u z."
a ya rlar. Paşa, M ü lkiye li o ld u ğ u iç in M ü lkiye ö ğ re n c ile rin i d e ineklerin
ü
a rk a s ın d a nizam a sokar. B u ta r ih te n itib a re n d e inek y ü rü y ü ş ü g e ­
Bu hikayenin a rd ın d a n n o t için gelen ö ğ re n c ile r ş a ş k ın lık için d e b ir­
birin e b a k m a k ta d ır. H oca te k r a r s o ra r:
( ik t is a t bö lü m ün e h ita b e n ) "B u bela dan k u rtu la b ilm e n iz için benim
ölm e m la zım .E rd a l U n sa l ve Lale D a v u t'ta n O H H BE! d e d irtm e m e k
leneksel hale gelir.
□
□
- Bu hikayeyi d a h a ön ce d u y m u ş m u ydunuz?
□
g e lir i o lm a s a
H oca: "Ne bileyim bu s o ru y u bana s o rm a y ın ."
d iye ric a ed iyo r."
□
"A lla h razı o ls u n babam ın bana b ıra ktığ ı b irka ç evin
ru s o ra r)
la n ' diyor. Pardon on u öyle dem iyor, eylem e g e liy o r ve 'gider m is in iz '
□
"Yahya S ezai Tezel'in d e rs in e bedava s a h ip olm anız
için sa ğ lığ ım a d ik k a t e d iy o ru m ."
"Canınızı s a tın kanınızı s a tın k ita p a lın !"
(D ers b ittik te n s o n ra ta h ta y a y a zd ığ ı d u y u ru ) "Yeni çe viri ödevi a l­
m ak is te y e n va r m ı? A la n la r m em nun e d ilir."
- H a y ır ho cam , ilk d e fa du yuyoruz.
"Ben S iy a s a ld a öğrenciyken bu k a d a r ço k kız a rk a d a ş ım ız y o k ­
- N o rm a ld ir, zira b ira z ön ce uyd urdu m . H a d i bakalım , ç o c u k la r ş im ­
tu .S o n ra C am b ridg e'e g id in c e b a k tım k i h e r t a r a f kız iş te o zam an
d i beni y a ln ız bırakın.
h a y a tı ta n ıd ım ."
(B u n u n üzerine ö ğ re n c ile r od ayı te r k ederler.)
" H a fta y a kızım ın d o k to ra tö r e n i nedeniyle d e rs e gelm eyeceğim .S izi
GÜVEN 5AYILGAN
size e m a n e t e d iyo ru m .B a n a g ö s te rd iğ in iz saygıyı Levent hocanıza
d a g ö s te rin .D e rs i p ’ ç e tm e y in ."
"A rk a d a ş la r, beni p s ik o p a t o la ra k bileceksiniz. B iri d e r s te k o n u ş u r­
s a üzerim e a lın ırım , çıldırırım , kendim e hakim o la m a m , h a k a re t ede-
"S a la k s a la k bakm ayın, kızlarım ız zeki o lm a k zo ru n d a . İlerid e anne
rim . Ona g ö r e ...”
o la ca ksın ız.."
(C elal G öle s ın ıfla rı y a p tırd ığ ı s ıra la r kapı a ç ılır a m a kap anm a k b il-
"Ek h a sıla kaza nm a d ü r tü s ü (???)"
m ez! b iris i d e s ü re k li k a p a tm a y a ç a lış ır! Güven ho ca s in irle n ir ben
"Çocuk d o ğ u rm a d a n ön ce genel k ü ltü rü n ü d o ld u rm a n d a fa yd a
ş im d i g ö s te ririm s ize diyerek kapıyı a ç a r ve k a rş ıs ın d a Celal G öle ile
var,ileride ço cu kla rın c a h il d e d iğ in d e zırıl z ırıl a ğ la rs ın , beni h a tırla o
z a m a n .."
M elih A şık'ı g ö rü n c e kıpkırm ızı b ir ş e k ild e s ın ıfa d ö n e r ve) "Yuh be
y in e b a lta y ı ta ş a vu rd u k!"
“*
KAZGAN
"K o m ü n is t a rk a d a ş la rım ız 'd e m ir d e m ir' diye o rgazm o lu yo rla r.."
□
□
(B irin in te le fo n u ç a la r) ' K im bu m ü zika l a ş k m e sa jı a la n ? O ğlan y a ­
"K im se uçağa, gem iye binm iyor, s a n k i o to m o b ille r to to m u z a y a p ış ­
kışıklı mı b a ri..'
m ış g ib i.."
"B u ra s ı y a tım a rh a n e ya d a n o s ta ljik b ir m u tlu lu k a la n ı.."
ÜREN ARSAN
ARGUN KARACABEY
a
tBu konuyla ilg ili o la ra k 1 9 6 6 yılın d a kalem e a lm ış o ld u ğ u m b ir m a ­
" A rk a d a ş la r sınavın s ö z lü o lm a ola sılığ ı d a h a fa z la g ib i g e liy o r b a ­
kalem de so n derece gü n ce l b ir konuya d e ğ in m iş tim . B u lu rsa n ız
na a m a yin e d e b ir h e s a p la m a y a p m a m lazım ! B u a ra d a s ö z lü d e n u ­
okuyun"_____________________________________________________
m a ralarınızı d a ra s s a I d a ğ ılım a g ö re s ıra la y a c a ğ ım "
"A n la m ıyo r
PARS ESİN
m u s u n u z ne d e d iğ im i y a a ulan b ir d e h e p in iz i is t a t is t ik t e n g e çird im
be!"
(D e rs te b irb irin e yakın d a vrana n b ir ç if t e Pars ho ca) "S evişecekse­
_________________________________________
n iz d ış a rıd a sevişin k a rd e ş im ."
□
AYŞE YILDIZ
□ "A rk a d a ş la r ben bu s o ru y u ç ö z m ü ş tü m a m a s a n k i y a n lış o lm u ş ney­
(İlk kez k a rş ıla ş tığ ım ız d a Pars ho canın biz ö ğ rencile rine ta v s iy e le ri)
"A rk a d a ş la r, kız, erkek hiç fa rk etm ez, h e r tü r lü s o ru n u n u z u benle
se z a te n bu ö n e m li d e ğ il s iz ş u ra k a m la rı y o ru m la y ın ! A m a ben b il­
p a y la ş a b ilirs in iz , buna c in s e l s o ru n la rın ız d a d a h il."
m iy o ru m A rg u n H ocaya s o rm a m lazım ! D iğer s o ru y u d a b ilg is a y a r­
da ç ö z m ü ş tü m ona bakalım . A a a bu d a ya n lış... Tüh, verile ri y a n lış
g irm iş im .... Bak ş im d i... A k ş a m o k a d a r d a ç a lış m ış tım ..."
□
MUSTAFA VURMUŞ
U yarılm ış y a tırım a örnek verilirken “ B a ra jla rın çevresindeki p a vyo n ­
lar, ta v e rn a la r d a uy a rılm ış y a tırım d ır" d e d ik te n hem en s o n ra sın ı­
METİN KIRATLI
□
fa te k r a r d ö n ü p : peki a r k a d a ş la r b u rada uya rılan n e d ir? G erçekten
Ya bu TRT s u n u c u la rı d a bo zdu iş i iyice! Türkçe k o n u ş u rla rd ı ö n ce ­
y a tırım mıdırf
de n ş im d i y o k tra n s s e k s ü e l y o k g a y! A rk a d a ş la r bunun öz be öz
T ü rkçesi var. Ib ’ eeee....
A b u z e r P ınar
□
METE AKKAYA
□
“D erse g irm e k e nayilikse en büyük en ayi benim , çün kü h e r d e rs e ge­
liy o ru m ." (E d itö rle rin n o tu : G eçm iş b ir Kazgan'da de ğ e rli hocam ızın
Ş ehird e y a ş a y a n b ir h a m ile kadınla köyde y a ş a y a n h a m ile kadını
sö z ü y a n lış a n la ş ıla c a k ş ekilde eksik y a y ım la n m ış tır. K endilerine
k a rş ıla ş tıra lım . Ş ehirdekine a m a n a ğ ır ka ld ırm a a m a n sen y o ru lm a
ö z ü r d ile m e yi ve s ö z le rin in ta m a m ın ı yayım lam ayı b ir görev biliriz.)
derler. K öydeki 9 a y 10 gü ne k a d a r ta r la d a çalışır. Türkiye b o rç y ü ­
SEYHAN ERDOĞDU
künü n a s ıl ta ş ıy o r? K öydeki ha m ile kadın gibi...
ALAEDDİN ŞENEL
(H oca d e rs te evrim den b a h s e tm e k te d ir. A n la tıla n la r üzerine me
“ Ben büyüm eye büyüm e dem em , büyüm eden y a ra rla n m a y ın c a ."
S ina A kşin
□
ra kla nan b ir öğ renci heyecanla s o ra r)
"B eyefendile r beyefendiler!! B ura sı y a ta k h a n e de -
_â£!
- H ocam , benim aklım in sa n ın m a ym und an tü re m e ­
GAZİ ÖZHAN
s in i almıyor.
□
- Z o rlam a yın is te rs e n iz , bunu a n la m a k bira z d a ka­
□
"Pencerelerin 4 ' t e 3 ’ ünü k a p a tır m isin? "
p a s ite m eselesi.
□
(S o ru s o ra n örgenciye) ' S u s a r m is in b ir d a kika '
(B aşka sının n o tla rın d a n fo to k o p i ç e k tir ip ç a lış m a ­
□
"Okulun için d e s ig a ra iç ilm e s iy le çorbam ın içine s i­
nın pek d e e tik b ir eylem o lm a dığında n bahseden
nek d ü ş m e s i eşd eğerdir."
hoca şöyle b ir y o ru m d a b u lu n u r)
□
S izin bu y a p tığ ın ız - h a lk a ra s ın d a - başkasının ş e ­
b ilir."
yiyle gerdeğe girm e k diye ta n ım la n a n du rum d ur.
□
“Ö nce tu v a le tte k a ğ ıt, s o n ra d e m o k ra s i."
SALİH AK
□
"S igaraya bu lunan b ü tç e tu v a le t kağıdına d a b u lu­
nu r."
(D ersinin yap ıldığı sınıfın çok kalab alık o lm a s ın d a n
□
yakın ılm ası üzerine)
- M erak e tm e y in ik i h a fta y a b u ra d a kile rin y a rıs ı d e rs e devam e tm e z
gezdim y o k böyle b ir şey. A yaklı bom ba g ib i y a p a tla rs a ? "
ÖZCAN UZUN
CEM EROĞUL
"A m erika'da d e r s te pizza bile y e n iy o r a rk a d a ş la r. A lin pizzanızı ge­
(A n a y a s a S o ru n la rı se m in e rin d e m e to d o lo ji a n la ta n hocaya s o r u ­
lin, ra h a t o lu n ."
lu r)
AYKUT KİBRİTÇİOĞLU
- H ocam , ş im d i k ita p ta n aldığım ız b ilg iy i d o ğ ru d a n m e tin e k o ya r­
□
(E le k trik k e s in tis i ü s tü n e ) 'S ıfır puan, s ıfır e le k trik '
"M e tro is ta s y o n la rın a n a s ıl dü kkan y a p ıy o rla r? Ben b ü tü n dünyayı
ve böylece s o ru n çözülür. (H oca ik i h a f t a s o n ra haklı ç ık a r)
□
“K a ğ ıts ız tu v a le t A nkara'da olm a m alı, K ars'da o la ­
sak. ..
(E kon om ik b ü tü n le ş m e y i a n la tırk e n ) 'Ben se n i çok is tiy o ru m , gel
- Oğlum, senin b a h s e ttiğ in m e tn e koym aktır. M e tin e koym ak ise
b ü tü n le ş e lim diyem ezsiniz..'
çok m ü ste h ce n b ir a n la m a ge lm ekted ir. D ik k a tli olun.
Yalçın K ara te p e
Vedat B uz
-K re d i k a r t i n e dir?
H oca m ira s hukuku a n la tm a k ta d ır.
- Yahu bizde s ü re k li ölüm den b a h s e d ip iç in iz i k a ra rtıy o ru z , kusu ra
-N e is e y a ra r?
ba km ıyorsunuz de ğ il m i?
-H iç kre di k a r t i g ö rd ü n m ü?
ÇELİK ARUOBA
ERGUN TÜRKCAN
(E kon om i p o litik a s ı'n d a ş u n u n y e rin e b u n la r ya p ıls a y d ı g ib i y o ru m ­
la r iç e rs in d e bu lu nan öğrenciye cevaben hoca d a şö yle b ir y o ru m d a
(Cep te le fo n u çalar, k a p a tm a y a çalış ırk e n ) 'A m m a k a rışık bu
b u lu n u r)
m übarek.B unu öğrenene k a d a r M a rs 'ta n 2 ş e y o ku rdum .'
"Oğlum ona ba karsan , bugünde ay, dolunay, zilh icce n in ilk günü, ç ı­
kalım balkona aça lım biram ızı, " ne olaca k bu m e m leketin h a li" d iye
konuşalım . İş te o zam an şu n u n ye rin e bu y a p ıls a y d ı d a h a iy i olurdu
diye söyleyebiliriz. A m a b u ra s ı s ın ıf ve b u rada böyle k o n u şu lm a z."
(K riz le ri a n la tırk e n ) ‘ 9 4 k riz i kısa sürede g e ç iy o r am a koyarak ge ­
çiy o r:
□
"A yol A m erika n a ra b a la rın d e p o s u n a a d a m g ire rdi, J a p o n la r k e n d i­
GÜVEN SAK
□
□
(E k d e rs e g e lir ve s ın ıfa d ö n ü p ) ' Niye ge ld iniz? G eri gidin..
-B u pencereler böyle açılıp kap a n ıyo r m uydu? H iç fa rk e tm e m iş im ..
-H oca m d e rs le re pek g e le m iy o rs u n u z ondandır..
-Kim s ö y le d i onu? S eni döverim ..
lerine gö re küçük y a p a rla rd ı.."
KAZ GAN
3004
Hasarı ŞAH İN : F o to ğ ra fa Öyle b ir bakm ışsınız ki; insan is te r iste m e z görünm eyen belden a ş a ­
ğınızın çıplak olduğu h issin e kapılıyor sayın Şahin. İm alı bakışlarınız ve dolgun pembe dudaklarınız­
la, sizinle kapıda ka rşıla şa n a p a rtm a n kom şularınız "Am an bu adam bizi öper!" kaygısıyla sizinle a y­
o
u
k
.
nı a sa n sö re öyle sanıyorum ki binm iyorlardır. Ayrıca gözünüzden hiç çıkarm adığınız yusyuvarlak çe r­
çeveleri olan (TEN TEN'in kankası) P rofesör Turnusol gözlüklerinizi takm am anızdan, o gözlükleri s ır f
im a j İçin yaktığınızı da o rta y a çıkıyor sayın Şahin...
Sina AKŞIN: Fotoğrafınıza baktığım ızda ilk olarak o İncecik dudaklarınızla, b ir bekçi düdüğünü
bile ö ttü re c e k ka d a r d u d a k kasınız olm adığı yargısına varıyoruz sayın A kşin. Yüzünüzün ü ç te ik isi­
n i kaplayan alnınızla da, kavgada aynı anda d ö r t kişiye kafa a tm a n ız müm kün görünm ekte. Ayrıca
o alına yazılacak olan b ir s iy a s e t bilim i yazısının da 105 ekran plazm a televizyon g ibi kendini g ö s te ­
receği a ş ik a rd ır Sayın Akşin... Saçlarınız nasıl oldu da öyle şekilsiz döküldü bilm iyoruz fa k a t fo to ğ ­
r a f ta kelim am a gururluyum m esajını da başarılı b ir şekilde verm işsiniz...
Baskın ORAN: Yüzünüzden h içb ir zam an eksik olm am ış orm an g ibi kardeşçesine h ü r ve g ü r s a ­
kal ve bıyıklarınızdan yo la çıkarak daha ileriki yaşlarınızda nefes d arlığı problem i yaşam anız kaçınıl­
m azdır sayın Oran. İç tiğ in iz b ir kadeh rakının yarısının m idenize giderken, yarısının da g ü r bıyık ve
sakallarınızdan süzülerek em ilm esi alkolün s iz i pek e tkilem ediğini iş a re t ediyor. Tüm bu sakal bıyık
yığınının arasından gülüm seyen dudaklarınızın belli olm ası, b ir pandanın yavrulam ası ka d a r az r a s t­
la n ır b ir olay olduğundan, bu anı ö lü m sü zle ştire n fo to ğ ra fç ın ız ı da canı gönülden k u tlu y o r ve sa ka l­
sız b ir Baskın Oran ta h a y y ü l edem ediğim izi de e kliyoruz...
O
'
y
m
Erdal UNSAL: F o to ğ ra fta k i ra h a tlık dolu gülüm sem enizden, k ita p s a tış h a sıla tın d a n y'ıne olduk­
ça yüklü b ir kazanç sağladığınız kabak gib i o rta y a çıkıyor sayın Ünsal. Fotoğrafçınıza da öyle bir poz
verm işsiniz ki, sa n ki bu konuda Türkiye adına büyük başarılara imza a tm ış , o tu z -k ırk ta n e m adal­
ya, kupa ya da s e rtifik a sa h ib i olm uş gibi g u ru r dolusunuz. Diğer ta r a fta n gözlerinizin a ltın d a k i be­
î l
_ j *T
vf
w
M
lirgin çizg ile r ve şişlikler, ayrıca anlam verem ediğimiz a s im e trik kısılm a b ü tü n gece TV se y re ttiğ in iz
konusunda s iz i ele veriyor sayın Ünsal. Sol kulağınız, sağ kulağınıza göre başka b ir oluşum halinde
o lduğundan her iki kulağınız için ayrı cep te le fo n la rı kullanmanızı öneriyoruz...
Ercan BEYAZITU: İnsanların sadece d işçid e n değil, fo to ğ ra fç ıd a n da pekala korkabileceğini ba­
kışlarınızdan anlayabilm ekteyiz sayın Beyazıtlı. Ö te yandan fo to ğ ra fçın ızın çekim yapm adan önce
size b ir güzel fırça a ttığ ı d a m ahsun bakışlarınızdan hemen a n la şılm a kta . 72 ekran gözlükleriniz ve
araya giren İri burnunuz, is te r is te m e z h e r ikisinin de ta k m a olduğu şü p h e sin i uyandırıyor. Hem o r­
ta d a n b itiş ik olan hem de ya n lardan saçlarınızla birleşen kaşlarınızla sü p e rsin iz Hocam !
i i
A li Argun KARACABEY: Sayın Karacabey, sizin b ir tü p bebek h a d is e s i olduğunuzu düşünüyoruz...
Çünkü sizde b ir tü p bebek sevim liliği var. Diğer ya n d a n birazcık uğraşsanız kulaklarınızı çırparak uç­
manız da o kulaklarla g a y e t müm kün görünüyor. F otoğrafınızdan ta h m in e ttiğ im iz kadarıyla da ya
vücudunuz kafanıza göre çok büyük ya da kafanız gövdenize oranla çok küçük. Üçüncü b ir olasılık ise
babanızın ce ke tin i giyiyorsunuz. Sayın Karacabey, yanaklarınız o ka d a r kışkırtıcı ki sanırım sizi
ta n ıya n tanım ayan, her gören yanağınızdan m akas alıyordun Yani o ka d a r sevim lisiniz ki insanın
size "A rguncuk" diye si geliyor...
NEDEN İNEK? '
İnek, geviş getiren, boynuzlu d iş i büyükbaş hayvan olarak
geçer sözlüklerimizde. Ancak biz mülkiye öğrencilerini daha çok
argo tanımı, yani çok çalışan öğrenci nitelendirm esi ilgilendir­
mektedir. Peki neden b ir fakültenin öğrencileri, kendilerine em­
sa l te ş k il etm ek üzere böyle cefakar b ir hayvan s e çm iştir? Ne­
d ir bunun aslı a s ta n ? Mülkiye ta rih in e baktığım ızda bunun
kaynaklarını apaçık göremiyoruz, ta b i çok eski dönemlerde öğ­
rencilerin inek sevici olma olasılıklarından tu tu p da muhterem
hocalarımızın bir zaman birlik olup öğrencileri aşağılam ak üze­
re, her bölümde "olum inek m isin nesin ne soru sorup du ru yo r­
sun b a n a " , "Ulan bunu inekler bile b ilir" ya da "ineğin trene
baktığı gibi bakmasanıza su ra tım a " gibi sözlerle b ir süre so n ­
ra öğrencilerin çıldırıp kendilerini inek zannetm elerine kadar
varsayım lar yapılabilir. Ancak e lb e tte ki inek olm aktan hiçbir
zaman çekinmemiş h a tta bunu kendileri ve fa kü lte le ri adına
mal e tm iş mülkiye öğrencilerinin son derece yüksek b ir erdeme
sahip olduğu da kesindir. Öyle ki kimi mülkiye mezunları ve ün­
lü şahsiyetler çerçevesinde yapılan b ir anket, bu şahısların
ineklik müessesesine ne denli bağlı olduklarını da gösterm ek­
tedir. Örneğin:
- H ayattaaa en hakikii m ü rş it inektir. (Devlet BAHÇELİ)
- Lucescu da b ir inektir. (H ıncal ULUÇ)
- İneklerin güvenini kaybetm ektense para kaybetm eyi te r ­
cih ederim (R obert B05C H )
- İneğim öyleyse varım, bunu da Sulhi A b i’y e borçluyum.
(M ith a t BEREKET)
- Biz iktida ra gelince ineği de kaldıracağım. (Besim TİBUK)
- Yemin ederim o inekle b ir ilişkim olmadı... (B ili CLINTON)
Efendim sizin bu inekten k a s te ttiğ in iz d iş i inek mi? Nedir
Efendim? (Reha MUHTAR)
Her şey iyi güzel de ş im d i inek hani çok çalışan öğrenciydi
ya, haliyle tü m mülkiye öğrencilerinin hakikaten çok çalıştığı
söylenemez. Am a gelin görün ki okulumuz sınırları içerisinde
hakikaten ineklikte çığır açan, n o t o rta la m a s ı neredeyse 3 ba­
samaklı sayıları bulan, Hollanda da bile eşine rastlanam ayacak ineklerin varlığı da aşikardır.
HAKİKİ OTLAYANLAR
Gel gelelim hakiki otlayanlarım ıza;
Kamu yönetim indeki ineğimiz güleçliği ile herkesin sevgisi­
ni kazanmış çok orijin a l b ir şa h s iy e ttir. 4 yıl boyunca tü m
derslere girerek fa k ü lte rekorlarını a lt ü s t eden ineğimiz(1. sı­
nıftayken Türk Dili derslerinin bile hepsine g irm iş ya), tüm
abaza arkadaşların en sıkıcı derslerde imdadına y e tiş ip zevk­
lendirdiği dakikalarla öne çıkm aktadır. Ö te yandan derslerde
sorulan bütün sorulara cevap vererek hocalarımızda "Bu kamu
yö n e tim i öğrencileri çok çalışkan, m aşallah cevap veremedikle­
ri soru yok, sadece soru cevap şeklinde ders işleyesim geliyor
vesselam" ta rzın d a ta lih s iz izlenimlere bile meydan vermekte­
dir. Hocaların en olmadık sırlarını, özel hayatlarını ve vazgeçil­
mez alışkanlıklarını örneğin "Yavuz Sabuncu günde kaç kadeh
içer, kaç kadehte çakır keyif o lu r " , "Cem Eroğul'un arabasının
plakası ru h s a ta hangi ta rih te iş le n m iş ", "Onur Karahanoğulları'nın ilk 2 0 y a ş d iş i ne zaman çıkm ış" veya "Geçen c u m a rte ­
s i akşam ı Laila'nın çıkışında basın mensuplarından köşe bu­
cak kaçan Can Hamamcının yanındaki güzel bayan kim di" gibi
en olmadık şeyleri bile en ince ayrıntısına kadar bilen arkada­
şımızın, "Hocam, farzedin siz bu devletin b ir öğretmeniydiniz,
2004
biz de öğrencileriydik" gibi enteresan b ir varsayıma imza a tı­
şındaki sebebin, yaklaşık b ir h a fta boyunca kamudaki a rka ­
daşlarım ızın zihinlerini meşgul e tm e si de u n u tu lm a zla r a ra ­
sındadır...
Mâliyedeki ineğimizin hikayesi 3. s ın ıfta ta s fiy e edilm iş
hazin b ir hikayedir. Kendini ilk yılın daha ilk h a fta s ın d a
000&1201 nolu arkadaşı yani bölüme birinci giren şahsı a ra ­
maya adam ış bu z a tı m uhterem Cibuti, M adagaskar, Bangla­
deş ve Faroe Adaları gibi ülkelerdeki kurbağa bacağı tü k e tim i­
nin, bu ülkelerin gayri s a fi y u r t içi hasılalarına oranıyla yakıdan
ilgilenmektedir. M assey Ferguson tr a k tö r m o to ru ton u n d a ki
sesiyle tü m maliyeci arkadaşların akıllarında ayrı b ir ye ri olan
bu ineğimizin ce te ris p a rib u s’u s ın ıfta ilk söyleyen olabilmek
için diksiyon dersleri aldığı bile iddia edilmektedir. 145 yıllık
Mekteb-I Mülkiye ta rih in d e 5. M ehm et Reşad'ın Beyoğlunda
gününü gün eden afacan mülkiyelileri yedi kule zindanlarında
sallandırm ası dahil gerçekleşmiş en büyük zılgıtı, gereksiz s o ­
rulara b'ır saniye bile ta h a m m ü l edemeyen Yavuz Sabuncudan
yem esi ve "ieeeee" sesleriyle konferans salonunu kahkahaya
boğması özellikle maliyeci a rka d a şla r ta ra fın d a n hala en m a t­
rak mevzu bahislerden olm aktadır. Kabına b'ır tü rlü sığamayan
ve Yahya Sezai TezeI h a s re tin i bile göze alarak ülke sınırlarını
aşıp kanguru diyarına göç eden arkadaşım ıza tim s a h avcısı
Dundy He m utlulu kla r d iliy o ru z ...
ik tis a t bölümüne geldiğimizde sanki bir ta n e s i y e tm iy o r­
muş gibi iki hakikaten o tla ya n şahısla karşılaşm aktayız. Her
ikisinin de kantinde görülm esi pek olası olmayan bu b irb irin ­
den şeker iki arkadaşımızın tenefüslerde nereye g ittik le ri hak­
kında "Bence hukuk fa kü lte sin in ta ze çim lerine gid iyo rla r" veya
"Bence de biri en sonunda yoğun baskılara dayanamayıp Ay­
k u t K ibritçioğ lu’nun yanına, diğeri de Çelik Aruoba'nın yanına
Gap Projesi dahilinde sulanan ovalarda sığır gübreleri ne kadar
kullanılıyor onu ta rtış m a y a " şeklinde varsayımlarda bulunul­
m aktadır. Ö te yandan ineklerimizden biri öyle zo r okunur n o t­
la r tu tm a k ta d ır kİ b ir çok İnsan bu arkadaş n o t mu tu tu y o r
yoksa uzaylılara m esaj mı yazıyor şeklinde şaşkın düşüncelere
dalm ıştır. Diğer ineğimizin de ondan arda kalır ya n i y o k tu r ne
yazık ki. Tüm bu sebepler dolayısıyla ik tis a t bölümündeki n o t
tu ta m a ya n ve dönem sonunda bu n o tla rı alıp u m u tlu a d ım la r­
la fotokopicinin yolunu tu ta n bir çok arkadaş, akşamleyin ger­
çekleştirdikleri yoğun kasışiar sonucu dayanamayıp en sonun­
da fotokopilerin üzerine kusarak çalışm alarına son vermek zo­
runda kalmışlardır. Ancak ne var kİ mezun olduklarında ecza­
nelerde d o k to r reçetesi okuyarak iş bulma imkanları bu süreç
boyunca a rtm ış tır. Yani büyük sevaba girdiniz a rk a d a ş la r...
Yani bizce tabi. Yani bize kalırsa, bize göre yani, biz öyle d ü şü ­
nüyoruz işte...
lan mevsimlik g ö çte yolunu kaybedip kendini M ekteb-i Mülkiyenln sararm ış b otanik ağacının yanında bulan İneğimiz, dışında
ad e ta cyber b ir organizma içinde ise komplike bir makine var­
mış gibi ya n i b ir te rm in a tö r c id d iye ti ve uzmanlığında dersle­
rin üstesinden gelmektedir. Derslerde İtinayla tu ttu ğ u y e tm i­
yo rm u ş gibi b ir de akşam tem ize çe ktiğ i (Daha ne kadar tem iz
o la b ilir hayal bile edemiyorum) ve sınav zam anlarında tü m bö­
lüm arkadaşlarına cöm ertçe d a ğ ıttığ ı, ipeksi bir yum uşaklığa
sahip ders notlarıyla Derviş fotokopinin yıllık cirosunu nere­
deyse %40 düşürm esiyle arkadaşlarını hem sınav stresinden,
hem n o t bulma telaşından hem de Dervişin azap ve kazık dolu
yollarından uzaklaştırm asıyla her zaman bizlerin ve arkadaş­
larının duası üzerine olm uştur. İki tanecik d ers bırakıldığında,
öğrencilerin gözünün yaşına bile bakılmadan şu tlandığı ve kon­
forda Avrupa s ta n d a rtla rın ın yakalandığı iddia edilen M illi Pi­
yango yurdunun İftih a rı olan bu güzel arkadaşımızın, dersle­
rindeki erişilm ez başarısıyla 2 yıl bedava kalabilecekken hala
daha ödeme yapm ası y u r t yöneticilerinin yüz karası olsun İn­
ş a lla h ...
Gel gelelim çalışm a ekonom isindeki İneğimize... Bu ş a h si­
y e t neo-liberal akıma o ka d a r d ü şkü n d ü r ki bu uğurda hem
kendi arkadaşlarıyla hem de Solow, R o m e r, H a rro d ve Domar
gibi yüce neo-klaslk ik tis a tç ı duayenlerim izle papaz olmayı
göze a la b ilm e kte d ir Amele arkadaşlarım ızca hemen hemen
her dersin sonunda, d irse ğ in i masanın sol kenarına ayağını
ise kürsünün basam ağına koyarak Freddie M ercury’nin sahne
perform ansını ara tm a ya ca k b ir am biyansla sorduğu s o ru la r
sonucu hocalarını böyle boncuk boncuk te rle tm e siyle bilin­
mektedir. Derslerin neredeyse %50 sine g irip de n o tların ne­
redeyse 7 J 0 0 ünü alm asının te kn iğ ini coca c o la ’nın form ülü
gizliliğinde b ir tü rlü açıklamayan arkadaşım ıza "şunu bize de
öğretseydin de biz de topyekün mezun olabilseydik bu sene"
d iy o ru z ...
Sıra geldi uluslardaki ineğimize. Aslında bu arkadaşa inek
demek pek akıl karı değil. Yani İnekse de özenilerek yaratıldığı
(yaratıldıkları ;-) kesin. B ir çok mülkiyeli arkadaşın kendisini
görüp de acıklı acıklı, iç çeke çeke "Abi 5 dünya kupası gördüm
böyle güzellik görm edim " gibi çaresiz açıklam alarla alkol tü ke ­
tim in in sınırlarını zorlam alarına tanık olm am ak mümkün değil.
Sorulan sorulara vereceği cevaplarla hocaları bile şaşkına çe­
virebilecekken tü m mütevaziliğlyle ön sırada sessizce oturan
bu güzel arkadaşım ıza a ta ca k pek çam ur bulamamakla bera­
ber haddim iz olm ayarak sürdüğü allığı o kadar da a b a rtm a ­
masını önerir saygılarımızı sunarız...
1 9 9 6 inek bayram ında o
dönem in ineklerinin
y ü rü y ü ş ü ...
işle tm e bölümündeki ineğimiz
ise okuldaki en yüksek n o t o rta la ­
masını tu ttu ra ra k herkesi şaşkına
çeviren kendi bölümündeki insanla­
rı ise şaşkın bakkalın aklına gelen
ilk eylemi yapmaya yönelten eşsiz
b ir kişidir. A frika'nın zengin çayırla­
rı olan serenget'ı’d en Kenya'nın su­
lak düzlükleri M a ssai Mara'ya yapı­
KAZGAN
Son olarak bu çalışm ada emeği geçen tü m arkadaşlarım ı­
za m alum at aksaklık­
larını m a liy e ts iz b ir
şekilde giderdikleri için
ve özverileri için teşek­
kür eder, her ne kadar
birazcık ç a ta llı b ir d il
kullansak da bu arka­
daşlarım ızın şeker yü ­
reklerine
sığınırız.
Ama her ne olursa ol­
sun inek olmanın haz
verici b ir insan eylemi
olduğunu da savun­
m adan
geçemeye­
ceğiz.
2 Oö4
b il g i
FOTOKOPİ
KIRTASİYE
gider. Bu yeterli. Peki sizce n o t tu ta n öğrenci ile sizden ders
notlarını alan öğrenciler arasında bir hakkaniyetsizlik yok mu?
Derviş: Eaüüü, o önde her derse giren, n o t tu ta n la r var ya
onlarda biraz zeka olsa onlara geri zekalı dicem ama onlarda za­
ten zeka yok ki. Bunlar hem n o t tu tu y o la r hem de gelip benden
ders n otları alıyorlar.
Kazgan muhabiri: Sayın derviş, peki mürekkebe su kattığınız
yolunda o rta lık ta söylentiler dolaşıyor. Neler diyeceksiniz?
Derviş: Eaaa. Olum bak, benzine, s ü te ve h a tta "Tang"e bile
su katılıyorsa mürekkebe su katm ışım çok mu? Ben mürekkebi
ta a hin d istan d a n ge tirtiyo m . Sen mürekkebin litre s i ne kadar
biliyon mu len? Valla hiç kazanmıyom he...
Kazgan muhabiri: S iyaseti düşünüyor musunuz?
Derviş: Hayır düşündüğüm başka şeyler var. Çocuklarımın
geleceğini düşünüyorum.
Kazgan muhabiri: Çocuğunuz var demek ki...
Derviş: Eaüu, evet nerden anladınız?
Kazgan muhabiri: S iyaseti düşünmediğinize göre kesin ço­
cuğunuz vardır. Neyse biz konumuza dönelim. Fotokopiden ka­
zandığınız parayla neler yapıyorsunuz? Bu paraları nelere y a tırı­
yorsunuz? Malvarhğtmzdan bahseder misiniz?
Derviş: Çeşme'de iki yalım, B itlis 'te beş minarem ve on bin­
lerce fo to ko p i makinam var. Ama ileride göreceksiniz, mürekke­
bi, kağıdı ve fotokopi makinasını kendim ü re tir hale gelip kurdu­
ğum bu sistem de yerli s mayi üretim i şahlandıracağım.
Kazgan muhabiri: Size kolay gelsin. Peki derviş bey, hangi ta ­
kımı tutuyorsunuz?
Derviş: Kendi takımlarım ı tutuyorum .
Kazgan muhabiri: ?! Nasıl yani? Korkutuyorsunuz bizi!
Derviş: Yaw korkmayın olum, ben onu tutuyorum , bişey yapa­
maz. Şaka bir yana Mülkiyespor’u destekliyoruz elbet.
Kazgan muhabiri: Vaktinizi aldık. Açıksöziü cevaplarınız için
teşekkür ederiz.
Derviş: Durun yahu. Size de bir şey s atam adan gönderdik.
Hiç olmazsa nüfus cüzdanlarınızın arkalı önlü fotokopisini çeke­
lim.
Kazgan muhabiri: Benimkinin sadece önünü çekin yeter.
Derviş: Gelin len buraya!!
Kazgan muhabiri: Kaçın olum kaçın Hacıduman'a... Derviş
çıldırdı, makinalarını tekmeliyoo.
(Tahmin edebildiğiniz gibi bu bir sanal ropörtajdır. Ama öyle
ya da böyle adam reklamını yapıyor valla helal olsun...)
İ ç t e o m a k in e ...
B ir kazgan klasiği olan ve günlerce peşinden bir ro p ö rta j için
koştuğum uz fotokopiciler kralı Derviş ile söyleşimize başlıyo­
ruz... Tabii ki Kazgan farkıyla.
Kazgan Muhabiri: Öncelikle röportajım ızı kabul e ttiğ in iz ve
bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.
Derviş: Olum ben size vakit ayırmaz mıyım lan? du Kazganla
yaptığım reklamlar beleş olum beleş. La g a ze tta della s p o rt'a
mı ro p ö rta j verecem olum? Ben keriz miyim, adam lar İtalya'dan
mı gelip fotokopi çektirecekler? He?
Kazgan Muhabiri: Neyse Derviş bey tic a ri zekanızı a rtık Ce­
beci h a tta Türkiye sınırlarını aştığını zaten hepimiz biliyoruz. Bi­
ze geçmişinizden bahseder misiniz?
Derviş: Olum bak sana bişey dicem, bunu hiç unutma., eaaa... hayat var ya, hayat cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır, biz
de bu hastalıkla başetmeye çalışıyoruz. Ben var ya ben; daha
konuşmadan saymayı öğrenmişim. Bu m aharetler ta a o günler­
den kalma. Şimdilerde de 1 dakikada 257 fotokopi kağıdı saya­
biliyorum. Zaten benim büyük dedem de bu çoğaltm a işiyle uğ­
raşıyormuş. Dedem 4 İncili de çoğaltıp, hayrına dağıtm ış. Ken­
d isi sünnetlidir ve nevi şahsına münaasır bir müslümandır.
Kazgan muhabiri: Neyse derviş bey bu hayat hikayesi uzayıp
V___________________K A Z G A N
Kazgan olarak yılmadık,
usanmadık araştırdık ve bul­
duk. internet üzerinden yaptı­
ğımız tarama yaparak ve üreti­
ci firm a ile direkt temasa ge­
çerek Derwish'in makinesinin
fotoğrafını ve özelliklerini bul­
duk.
İş te Dervish'in m eşhur
"hafızalı" fotokopi makinesi
CH96 SLX fotokopi makinesinin özellikleri;
Maksimum güç: 120 beygir
Fotokopi hacmi: 100 fotokopi kağıdı
Net ağırlık:
2 ton
Yakıt:
1 litre mürekkebe bir çay bardağı su eklenir.
Merkezi kilit:
Yalnızca tanıdık parmaklar dokununca çalışır
Hafıza modülü: Saniyede 2 TDP, 1 idare Hukuku, 3 Makro
ik tis a t kitabı hafızasına alabiliyor.
2004
Ö Ğ R E N C İ V E N O T İŞ L E R İ BÜ RO SU
A Ç IL IŞ S A A T L E R İ
O
7/24 AÇIKTIR
444 0 SBF
www.sbfoi.com
Ö ğ r e n c i v e N o t İş le r i iy i g ü n le r d ile r!
A r a ş tı r m a c ı G a z e te c i: P ard on b ir a r a ş tır m a y a p ıy o ru z , s iz c e b ir
Ö ğ re n c i: P ard on b ir ö ğ re n im b e lg e s i a la b ilir m iy im a c a b a ?
S B F Ö ğ re n c i ip le ri: Yav b ira d e r ne ö ğ re n im b e lg e s i o k u y o n ip te
ö ğ re n c i iş le r i b ü ro s u en iy i n a s ıl id a re e d ilir?
S B F Ö.İ. : H iç ö ğ re n c i o lm a s a ç o k iy i id a re o lu n u r.
o k u ld a y e tm iy o r m u b ir d e ne i f ç ık a r tıy o r s u n u z b a ş ım a u z u n iş o
h a d i h a d i y a z n u m a ra n ı b u g ü n g i t y a r ın g e l b a k a rız .
Ö ğ re n c i: P ard on, r a h a ts ız e d iy o ru m b ir ş e y d a n ış a b ilir m iy im ?
Ö ğ re n c i: A m a ç o k a c il lü tfe n b u g ü n a lm a m la z ım z a r t z u r t.
S B F Ö. /. : H a y ır
S B F Ö .İ.: Ö f f t a m a m ta m a m a ğ la m a
( ve iş le m 1 d a k ik a 2 3 s a n iy e s ü r e r )
Ö ğ re n c i: P ard on b i in g ilz ic e t r a n s k r i p t ik i ta n e d e k o p y a s ın ı a la ­
Ö ğ re n c i: P ardon be n ş u ş u d e r s le r i a lm ı ş tım b u n la rı ş u ş u d e r ­
s le r le
d e ğ iş t ir d iğ im
h a ld e
in te r n e tte
h a la
b u n la rd a n
b ilir m iy im ?
S B F Ö.İ. : Ö n ce g i t ş u ş u b a n k a y a ş u ş u h e s a b a ş u k d r p a ra
k a lm ış
y a t ı r s o n ra d e k o n tu n b ir in i g e t i r b a n a ve r s o n ra t r a n s k r ip t i a l ve
g ö z ü k ü y o ru m ş im d i ben ş ö y le y a p a r s a m .......... ?
k a ş e le t s o n ra m ü d ü re im z a la t s o n ra g i t fo t o k o p i ç e k t ir s o n ra b a n a
S B F Ö .İ.: ......................... (S e s s iz lik )
g e l k a ş e le y im s o n ra b i d a h a g i t m ü d ü re im z a la t........ H a la is t iy o r
Ö ğ re n c i: S iz e s o r u y o ru m b e y e fe n d i.
S B F 0.1. : D u r b i D akka H a c e r a b la a a a n e d iy o bu be be? - B en
m usun?
Ö ğ re n c i: K a lsın .
b ilm e m E n g in e s o r. - E n g iiin g e l u le n bi. - iş im v a r y a v m e ş g u lü m
r a h a ts ız e tm e . - Yok m u y a w b ile n ? - H a b a k ş u ş u b ilir. - D ekan lığa
g i t - Yok i d a r i iş le re s o r s u n - Y o k y o k s e n en iy is i S u lh i'y e ç ık vs. v s ...
E d itö r ( le r ) in N o tu : Ç a rp ık s is te m iç e ris in d e k a y b o lm a k la b e ra b e r
ö ğ re n c iy e h a k e ttiğ i sa y g ıy ı g ö s te re n b ir ka ç k iş iy i te n z ih ed eriz.
Ö ğ re n c i: ??!?!?!??!?!?!? B en en iy is i g id iy im .
Ö ğ re n c i iş le rin in ilg is iz o lm a s ın ın n e d e n i b ilg is iz o lm a s ı d e ğ ild ir. H e p s in in fa r k lı a la n la rd a u z m a n la ş m ış o lm a s ıd ır.
----
NAm ı T ü lla p a ra s ın d a "P .R “
ta k b ilin ir
B A B o n n . M u s ic
tIS c. C o lu m b ia . R e g io n a l
n n d U rb a n P la n n in g
Nâmı: Bilinmiyor
D ip : C o rn o ll. S la v o n ic
BA Uppsala. Gender Studies L ıto ra tu ro
MA: Manchester. Drama
KAZGAN
■“■ m
Nâmı Tullap arasında "Ogrencı
rşlenndokı le y /e " olarak bilinir
BSc: lokyo. Aeronauljcal
Engineering
MSc York. Pre Clınıcal Studıcs
PhD MIT, Scandmavıan
Language
NAnw Bilinmiyor
BA: Yale, Nursing
MSc Toronto. Hospital Based
Clmıcai Subjects
PhD LSE. S ooal Anthiopology
9. Zavallı öğrencilerin hiç kampusu olmamıştır, böylece hayat ak­
varyum denilen d ö rt tarafı camlarla çevrili ustu açık alanda geçer, y i­
ne de m utludur öğrenciler, bir de süper döner durum yapılır okul çev­
resinde. bu durum ileride İstanbul’a taşınan mülkiyelilerin kampus te ­
malı kebapçı açma hayalleri kurmasına sebep olmakta, müteşebbis
ruhu gıdıklamaktadır.
(maria magdalena, 2 3 .0 3 .2 0 0 3 19:31)
10. okulun puanı iyi olmasına rağmen diğer okullara göreli olarak
mezunlarının gelebildiği yerler arasında büyük bir randıman olan okul.
sanırım bir zamanlar hakli bir yerde imi$ bu okul, sonra zaten me­
zunlar kamu cali$ani olduğundan genelde, devlet zihniyeti i$lemi$ me­
zunların kariyerine. ahbapcavu$culuk, amcaogluculuk, bizim partidencilik devletimizde personel yönetiminin mayasıdır.
eski mezunların kolladığı yeniler görülünce de "önce Mülkiye son­
ra Türkiye" gibi bir durum olu$mu$.
(delikan76, 03.12.2003 12:45 ~ 10.12.2003 02:52)
ö iy a s a i 5'U giier F a k ü lte s i
Ekşi sözlükten okulumuzla ilgili bazı seçme tanımlamalar:
(sozluk.sourtimes.org)
M ü lk iy e
1. Bir zamanların yükselen elitleri liberalizmle birlikte kaybeden­
ler, tu tuna mayanlar benim gibi..Alaeddin Şener ve ilber O rtaylı gibi
fa n ta s tik bilim adamlarının üreme ortam ı..yıllar önce devrim şarkıla­
rının söylendiği sim di ise abii yaa tribinin yaşandığı bahçe önü o rta mı.küçük am fi önü hala devrim planlarının yapıldığı küçük bahçede ise
bu gece şu işletm eli kızı bi götürsem abi yaaa denilen iki mekana sa­
hip y u rt mektebi
(paradoksi75, 2 6 .0 5 .2 0 0 1 2 2 :0 9 )
2. Pekcok bürokratın, yazarın, dü$ün insaninin yeti$ tigi, bir za­
manların ekolü (önce mülkiye sonra türkiye). inek bayramları vardır bir
de... babamın okulu, rozetini hliic cikarmaz.
(cayuga, 23.05.200213:41 ~ 21.03.2002 10:19)
3. Mekteb-i Mülkiye- i Şahane der eski Mülkiyeliler, geleneği olan
okuldur, eğitimde memleket meselelerine en fazla eğilen okuldur, mül­
kiye formasyonu almak insana fark ettirm eden çok şey kata r
(callisto, 0 5 .0 6 .2 0 0 2 16:45 ~ 16:49)
4. Açılımı Mülkiye Mektebi olan şim diki adıyla Ankara Üniversite­
si Siyasal Bilgiler Fakültesi, bürokrat, siyasetçi takımının genelde ye­
tiş tiğ i okul, inek olmayı yücelten, inekliklini gurur kaynağı gören öğ­
rencileriyle unludur...
(carpath. 01.11.200210:35)
5. Turgut Özal ve diğer mühendis kökenlilerin komplosu sayesin­
de halkımızın zihnine "önce Mülkiye sonra Türkiye" sloganı kazınarak
hakkında gizli bir karalama kampanyası başlatılm ıştı yıllar önce. Çün­
kü Özal' ın tekerine ta s koymaya çalışanlar hep mülkiyeli bürokratlar­
dı. Asıl slogan: Türkiye için Mülkiyedir.
(titu s , 01.11.2002 15:42)
6. ik tis a t bölümünde okuyanlara geyikhanlar, maliye'dekilere ta h ­
sildarlar, çalışma ekonomisi öğrencilerine ameleler, kamu yönetimi'ndekilere tellaklar, uluslararası ilişkiler öğrencilerine de züppeler
denen fakülte, işletme'dekilere de bi ş ii deniyordu ama ne?
(paramakash, 01.12.2002 2 0 :3 0 )
7. "inek temalı mini müze" sahibi fakülte, inek bayramları da var,
bahçede bir inek heykeli de mevcut, kutlarım.
(johnny panik, 16.12.2002 14:44)
3. Belki kendini özel okullar kadar iyi pazarlayamadığı için puan
olarak onların gerisinde kalsa da, hala Türkiye'deki benzerlerinin hep­
sinden daha kaliteli bir ekoldür, ta rih tir Siyasal Bilgiler Fakültesi...
hem harry potter'm okulu hogw arts gibi büyülü bir havası da var­
dır. girip de sevmeyenine, bağlı kalmayanına rastlamadım... (bleufon­
ce, 2 3 .0 3 .2 0 0 3 13:14 ~ 31 .03.2003 21:49)
38
ih -'J
1
KAZGAN
11. Dönem boyu gelmeyen adamın is ta tis tik te n 100 alabildiği bö­
lüm, fakülte, m istik, esrarengiz, dehliz.
(carno, 04.12.2000 22:01)
12. Günümüz siyasetçi ve bürokratlarının çoğunun mürekkep ya­
lamış oldukları ilim irfan yuvası.
(melissaki, 16.03.200213:51)
13. ilk akla geleni Ankara'dakidir, çünkü daha eskidir, 1359’da ku­
rulm uştur. istanbul'daklnin ism i on-onbes yıl öncesine kadar siyasal
bilimler fakültesi idi. lâkin özellikle kaymakam atımlarında ve benzeri
bir takım mevzuatta sadece Siyasal Bilgiler Fakültesi adı geçtiğin­
den, mezunlarının mağdur olmaması amacıyla ism i değiştirilm iş "bi­
limler" yerine "bilgiler" olmuştur.
(bleufonce, 12.02.2003 23:43 ~ 22.12.2003 12:47)
M e k te b i M ülk'ıye-i Ş a h a n e
14. Yok mu bunun Türkçesi dedirten kelimeler topluluğu
(reeper redeemer, 10.11.2002 10:51)
15. H a tta bunun sonunda "-Osmani" ilavesi de vardır.
böyle olunca anlamı: Osmanlı padişahlığı yönetim bilimleri okulu
oluyor.
royal academy gibi hani...hem o vakitler mülkiye'yi birincilikle b iti­
renler doğrudan saray katipliğine alınırmış...
(bleufonce, 19.01.2004 21:44)
16. Dönemin modasına uygun bir isimdir, mesela bir tane de mekteb-i tıbbîye-i şâhâne vardır, şahane ve âmire Tanzimat sonrasında
kurum isimlerinde sık kullanılan kelimelerdir, şâhâne doğrudan doğru­
ya royal veya imperial karşılığı olarak kullanılmıştır, âmire de kurum­
lan devlete nispet etmek için kullanılmıştır: "tophane-i âmire - devlet
tophanesi" gibi.
(sirkencubin, 19.01.2004 2 2 :09)
17. H a tta ve h a tta
Mekteb i Mülkiye i Şahane i A li Osmaniye de diyebiliriz.
(titu s , 19.01.2004 22:13)
İnek B a y ra m ı
13. Mülkiyede her yıl kutlanan bahar senliği kıvamındaki bayram,
bu bayramda bir kısım mülkiyeli bir ineğin peşinden yürüyüp cebecide
tu r atarken, diğerleri gizli gizli biralarını yudumlarlar.
(zuhtu pekmez, 25 .0 5 .2 0 0 2 09:31)
19. Siyasal Bilgiler Fakultesi'nin kurulduğu 4 Aralık 1359'dan bu
yana her yıl mayıs ayı sonunda düzenlenen bayram, evet; okula canlı
bir inek g e tirilir ve inek süslendikten sonra sınıfın en çalışkan son
s ın ıf öğrencisi tarafından diğer öğrencilerin eşliğinde caddede
yürütülür, ama bu bayramın en önemli özelliklerinden birisi, dekandan
başlayarak herkesin ve her şeyin eleştirilebildiği bir orta m hazır­
lamasıdır... imam kıyafeti giymiş bir öğrencinin dua okumasıyla baş­
layan senlik, kutlam alarla ve her bolumun diğerleriyle dalga geçtiği
fermanlarını okumasıyla devam eder, fakültenin bölümlerine de
geleneksel olarak takılmış adlar vardır, mesela uluslararası ilişkiler
bölümüne zuppeyun. kamu yönetimine tellaklar, isletme bölümüne
bakkal, çalışma ekonomisi bölümüne amele, maliye bölümüne ta h sil­
da r ve nihayet ik tis a t bölümüne geyikhan denir...
(bleufonce. 03.01.2003 10:55 ~ 30.12.2003 13:57)
2004
S ınavlardan 5eçm e\er
/
/
/
/
/
V
/
/
/
/
S
/
S
/
/
S
/
/
/
Yılın 4 ayı(kasım,ocak.nisan,haziran) dışında kütüphane yolu
görmez. O 4 ayda ise yer tutabilmek ipin göbeğini çatlatır...
Çok iyi king oynar..
Fotokopiyi manevi huzuru için alır..
Özellikle bahar döneminde kuşların cikildemesinin ve
çiçeklerin açmasının havasına fazlasıyla kapılır..
Her zaman öğrenci girişini kullanır..
Hocaların yanına yalakalık yaparcasına özellikle sınav
dönemlerinde kesinlikle gitmez..
Öğrenci işleriyle arasında her daim gönül bağı vardır..
Hiç bilgi sahibi olmadığı bir konu üzerine 1.5 saat kesintisiz
konuşur.
/
/
/
/
KAZGAN
" Osman Bey, Mal H atun'u________ (Faruk Alpkaya, OsmanlI'nın
Eko-Top-Siy Yapısı, boşluk doldurma)
Antik Yunan resim sanatında mavi renkli bir maymun çizilebildiği bil­
gisinden Antik Yunan dünyasının hangi özelliklerini çıkarsayabilirsiniz? (Ayhan Yalçınkaya, Siyasal Düşünceler Tarihi)
Fırsat Sorusu (+101-10): Aşağıda yer alan soru seçilir ve yanlış yanıt­
lanırsa, toplam puana kesin olarak (-10) olarak etki edecektir. (Ay­
han Yalçınkaya, Siyasal Düşünceler Tarihi)
Sayfa sınırlaması: =AIt sınır vardır.(Zorunlu soru için en az Seçme­
li Sorular her biri için en az _ -toplam olarak en az I - sayfa gerekli­
dir.) =Üst sınır yoktur. (Ancak Zorunlu sor için en çok I, Seçmeli So­
ruların her biri için en çok _ - toplam olarak en çok 2 - sayfa yeterlidir) (Ömer Kürkçüoğlu, Siyasi Tarih,)
Kağıt sınırlaması yoktur. Ancak çok (ve boş) yazmanın daha fazla pu­
an anlamına gelmediğini unutmayınız. (M ustafa Aydın, Uluslararası
ilişkilerde Teori ve Yaklaşımlar.)
İstediğiniz sorudan başlayabilirsiniz. Soru sırasayılarını (numaraları­
nı) belirtmekle yetinin.(Cem Eroğul, Anatüzeye Giriş)
A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Ahmet Durusu ara sı­
navlardan bir önceki hafta sonu hangi derslere çalışacağı konusun­
da bir çelişki yaşamaktadır. Pazartesi günü finansal yönetim ve nicel
çözümleme yöntemlerinden sınava girecek olan öğrenci, yönetim der­
si için pazartesi gününe bir ödev hazırlamak zorundadır. Ödevin
d ö rtte üçü bitmiş durumdadır ve Ahmet ödevi bu haliyle teslim
ederse en azından 70 alacağını düşünmektedir. Ödevine d ö rt saat
daha ayırırsa notunun &5'e, sekiz saat ayırırsa 10O'e çıkacağına
inanmaktadır.
Finansal yönetim sınavına hiç çalışmadan girmesi durumunda notu­
nun 6 0 olacağını, beş saatlik bir çalışma sonucunda ise: notunun
BO'e çıkacağını düşünmektedir. Finansal yönetim sınavından 100
alabilmek için ise 10 saat çalışması gerekmektedir. Ahmet için en
zorlu ders nicel çözümleme yöntemleridir. Çalışmadan bu sınava gir­
mesi durumunda alacağı notu 4 0 olarak tahmin etmekte bu notu
70'e çıkarabilmek için 10 saat, 100’e çıkarabilmek için 20 saat çalış­
ması gerektiğine inanmaktadır. Ahmet söz verdiği futbol maçını da
dikkate aldığında hafta sonu çalışmak için sadece 20 saati olduğu­
nu te sp it etmiştir. Ahmet her dersten(ödev veya sınavdan) en az 70
almak kaydıyla. söz konusu üç görevden mümkün olan en yüksek not­
ları almak istemektedir. Buna göre Ahmet'in karşı karşıya olduğu
durumu bir doğrusal programlama modeli haline dönüştürün.
(İPUCU:her bir ders için bir saatlik çalışmanın kaç notluk bir getirisi
olduğunu hesaplayarak başlayabilirsiniz.) (25 puan)
AÇIKLAMA: 75'in üzerinde not alanların final sınavına [(vize notu75) '0 ,5 0 ] not eklenecektir. (Argun Karacabey - Nicel Çözümleme
Yöntemleri)
(Sınav kağıdında yer alan ilginç bir not....)
Sınav süresince öğrenci, kitap, not vb. kaynak kullanılabilecektir. An­
cak bunlardan hiçbirini arkadaşlarına veremeyecektir. (Gürhan Fişek
- işçi Sağlığı ve iş Güvenliği) [Editörlerin notu: Sınavlara "Önemli
olan katılmaktı, yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim, önümüzde­
ki maçlara bakacağız" havasında giren bir arkadaşımız(l) bu sınavda
kağıdın üzerindeki notu görür görmez önünde oturan Belçika fatihi
(!) Özgen'in notlarını sırasının altından ani bir hareketle alıp, sınav
boyunca alıkoymuş, Özgen'in tüm ısrarcı girişimlerine rağmen ken­
disini tanımazlıktan gelmiştir:]
Atmayınız. A tış için heveslerinizi, Ankara poligonunda alabileceğiniz
atıcılık kurslarına saklayınız. Sevgilerimle. YST (Yahya S. Tezel - Dün­
ya Ekonomisi)
Sorular zorluk derecesine göre sıralanmamıştır. Sıralama tamamıyla
rassaldir. (Haşan Şahin - ista tis tik )
Bir tanesi ekstra puan sorusu olmak üzere toplam 11 soru vardır.
Ekstra puan sorusu hariç & soru cevaplamanız gerekmektedir.
5.,6.,9. Ve 10. Soruların cevaplanması zorunludur. Zorunlu sorular
15'er puan , seçmeliler 10'ar puandır. (Haşan Şahin - ista tis tik )
Bilginiz içimYanit kagidinin sunumu değerlendirmeyi etkileyecektir..
(Yalçın Karatepe - isletme Finansmanı)
MÜLKİYEVEKİ İMKANSIZ KARELER
Alternatif Ders Programlan
Maliye
K a m u Y ö n e tim i
Dünya tersin e m i dönüyor dedirtecek d u rum la r...
-MELEK FIRAT’IN UZUN ETEK GİYMESİ,
S A K A LS IZ BASKIN ORAN,
-GÖZTEPELİ ÖMER BARUT,
-TOP NOTU 9 5 VE KÜÇÜK KAFALI BİR ALİ RIZA GÜLAY,
-DİLENCİ ÇOCUĞA 5 MİLYON VEREN EMRAH,
-SUSAN BİR ÖZGEN,
-ÖĞRENCİ İŞLERİNİN KAPISINDA 7/24 AÇIKTIR YAZISI,
-"EA SPORTS'VN "TOTAL CLUB MANAGER"INU OYNAYAN MANAGER ALİ,
-GÜR SAÇLI BİR SONER,
-ZAYIFLAMIŞ BİR ÖMER MİRR,
-ALÇAK SESLE VE KURAMSAL ÇERÇEVE DIŞINDA KONUŞAN
EREN TOPRAK.
-"ANAYASA" DİYEN BİR CEM EROÖUL,
-CEKETİ VE PANTOLONU AYNI RENK OLAN BİR FARUK ALPKAYA,
-DERMSH’DE BULUNMAYAN BİR DERS NOTU,
-İNDİRİME GİDEN BİR DERSNİSH,
-PIRIL’IN TANIŞMADIĞI BİRİ,
-'YALAKA" YADA "HASTA" KELİMELERİNİ KULLANMAYAN BİR
ALPER,
-DÜZENLİ TOPLANAN BİR USAG,
-HAK EDENE ÖDÜL VEREN BİR GMT,
-ÇIKMIŞ BİR "ADIMLAR",
-AKIN'IN GÖZ RENGİNİN GÖRÜNMESİ,
-KIZGIN BİR İDRİS ABİ,
-KOŞAN BİR İSMAİL TÜRK,
-HRİSTİYAN OLAN BİR NURİ,
-DÜZ SAÇLI BİR ÖYKÜ.
-"KIZ ARKADAŞ" DİYEN BİR AYHAN YALÇİNKAYA,
-DERSE VE HATTA SINAVA GELEN BİR HAŞAN KÖNİ,
-TENEFFÜSTE SİGARA İÇMEYEN BİR SEVİL KORUM,
-DERSTE SÖZ İSTEMEYEN BİR SADIK
-HERKESİN SINAVINDAN GEÇTİĞİ BİR ONUR KARAHANOĞULLARI,
-İKTİDARI ELEŞTİRMEYEN VE HATTA ONA BOYUN EĞEN BİR
METE AKKAYA,
-SAKALLI BİR KORKUT VE FUAT CAN,
-NURİ'NİN ÇÖZEMEYECEĞİ BİR BİLGİSAYAR PROBLEMİ,
-DERS ANLATMAKTAN ZEVK ALAN BİR GÖKÇEN ALPKAYA,
-SONER-EMRAH’IN DÜZENLEYEMEYECEĞI BİR ORGANİZAS­
YON.
-SÖYLENMEDEN PİKNİĞE GİDİP DÖNEBİLEN BİR ELÇİN,
-TKP AFİŞİ GÖRMEDEN GEÇİRİLEN BİR GÜN,
-MÜLKİYELİ KANARYALILARIN GİDEBİLDİĞİ BİR MAÇ,
-KAMBUR YÜRÜYEN BİR CELAL GÖLE,
-YARDIM İSTEYEN ÖĞRENCİYİ TERSLEYİP SURAT ASAN BİR
SEVGİ ABLA,
-YÜZÜNÜZE BAKIP GÜLÜMSEYEN BİR TİMUR BEY,
-YEŞİLAY ÜYESİ BİR MUHİTTİN BEY,
-NOTLARI ELİNE YÜZÜNE BULAŞTIRMAYAN BİR NOT İŞLERİ,
-İŞVEREN SENDİKASINA DANIŞMAN BİR ALPARSLAN IŞIKLI.
Abazan Düşünceler Tarihi
Tahsildarlık Teorisi
S iyaset Aldatm acası
Vergi Kaçırma Teknikleri
Politikanın Hileleri
Borçlu Bırakma Hukuku
Kadın Sanatı
Çağdaş Vezne Düzenleri
Yolsuzluğa G iriş
Para Sayma Yöntemleri
Anayasa Fırlatm a Hukuku
Vergiden Kaçış
Ç a lışm a E k o n o m is i
Uluslararası İlişkiler
ve E n d ü s t r i İliş k ile ri
Züppelik Ekonomisi
Amele Mâliyesi
İngilizce Öğreniyorum
Üç Kuruşla Yaşama yöntemleri
İn şa a t Güvenliği
İşçi Kovma Hukuku
Uluslararası Sömürü
Yurtdışına Kaçma Yolları
Toplu Çalışmadan Kaytarm a
Ver-Kurtui S tra te jile ri
Duvar Örme Sanatı
Bölgesel Politikalar: Laiia
İşletm e
İ k t is a t
Bakkallık Hukuku
Kazıklama İlkeleri
Ticari A ld a tm a Teknikleri
Naylon Fatura Bilim i
ik tis a d i Geyikhan Tarihi
Kara Para Akima Yöntemleri
Orman Ekonomisi
Hayali ihracata G iriş
Yabanıl Hayatı Koruma
Veresiye D e fte ri Yöntem i
Hukuku
Karaborsa A raştırm ası
Kumbara Teorisi
Kazgan için ne dediler?
Bili Clinton: Kazgan’ı ele geçirmek için gerekli tü m askeri
hazırlıklara başladık.
Papadapulos: Kıbrıs'la birleşmek için Kazgan'ı bize verin
S. Demire!: Binaenaleyh Kazgan’a ombudsman lazımsa biz aday
oluruz
B. E ce vit: Aslında güzel bir dergi am a b ird e Rahşan" a sorayım.
i. Tathses-.Urfa'da Kazgan vardı da biz mi alıp okumadık!
M. Şentürk: Hayatımda gördüğüm en güzel dergi.
Zekeriya Beyaz: Müstehcen şeyler yok, bu nedenle okunması
caizdir.
E. Toroğiu: Kazgan deyince orda duracaksın Şansaicım.Geri gel
Uğur. Bak b ir kere ad i o fs a y t!
A. Aksv.Kazgan hakkındaki haberler bize de ulaştı, is tih b a ra t
toplam aya başladık. FBI ile o rta k çalışıyoruz.
IV. M urat: Böyle gavur icatlarını kim çıkarır ola ki? te z kelleleri
vuruia!
R. M uhtar: Tamam efendim dergiyi çıkarıyorsunuz da m illet bu
dergiyi ne yapacak?
B. Tibuk: Biz iktid ara gelince Kazgan'ı da kapatacağız.
C. Yilmaz: Hayır komiserim biz sa h te Kazgan yapmıyoruz, biz
sadece okuyucuyuz.Bakin. okusanıza ulan
S
KAZGAN
2004
B un la rı...
A lt e r n a t if TDP S ö z lü ğ ü :
Anklav: Sap gibi o rta d a kalmak.
•»
Mülkiye binasının eskiden mezbaha olduğunu ve öğrencilere de bu ne­
irredentizm :Buralar zamanında hep bizimmiş; dedem kumarda
yemiş.
«*
denle inek dendiğini,
Şim diye kadarki İnek Bayram larında 3 6 kişinin inek altın d a kalarak
Kopenhag Kriterleri: -Dameız girilmez.
-Bugün g it yarın gel.
-Yazı işleri kapalı, Pazartesi gel....
can verdiğini ve 74 kişinin de inek pisliğine basm am ak için ayal bileği­
•o
n i kırdığını,
ÇEKO bölümünün s ı r f üniversiteye harç versinler diye açıldığını,
Okula ka yıt yap tıra n la rın %37’sinin okuldan biriyle evlendiğini,
•*
B ir d e rs s a a tin d e öğrencilerin %34'ünün derslere girdiğini, %27’s inin
Sevr Sendromu: M u tfa k ta biri mi var? B iri bizi m i gözetliyor? Vb.
k an tinde oturduğunu, %24'ünün cafe -ba r ta rz ı yerlere takıldığını,
NATO'nun 5. Maddesi: Bizim mahallenin bebesini dövmüşler;
koşun oğlum...
va uğradığını,
NATO’d a alan dişilik: Neden kaşının üstünde gözün yok?
%0'inin kütüphanede d e rs çalıştığını ve %7’sinin okula sınavdan sına­
°s> Sina A kşin'in A ta tü rk 'ü n silah arkadaşı olduğunu?
« • Celal G öle'nin Hülya A vşar'a yap tığı te n is oynama te klifin in reddedil­
m esi üzerine Kemal Derviş ile te n is oynadığını.
Mübadele: A l mektuplarını, ver mektuplarımı.
Öğrenci işlerinde çalışanların çok çalışm aktan şikayetçi olup çalış­
ma sa a tle rin d e ind irip talebiyle greve g itm e yi düşündüklerini,
Hegemon güç: BASKIN ORAN.
«>
Fakültede kime sorarsanız en zo r bölüm ün kendi bölümü olduğunu
•o
söyleyeceğini,
B ir sınavdan sonra "A abi kesin kalıyorum !" diyenlerin %9&’inin 7 5 ’ten
"S tatus-quo"cu: Yav olum o tu r oturduğun yerde...
Revizyonist: Hadi abi kaçalım, ben sıkıldım...
aşağı n o t almadıklarını.
ith a l ikameci Sanayi: Delikanlı adam elektrik kullanmaz; çok
elzemse p il kullanır, onu da kendi üretir.
«>
•*
Öğrencilerin %42'slnln kütüphanenin yerini da h i bilmediklerini,
Okul tuva letlerin deki deliklerin dünya s ta n d a rtla rın d a n daha büyük
olduğunu.
Kamu Y önetim i bölüm ü öğrencilerinin s ır f kız görebilmek için, olm a­
M andater Devlet: Akıllı olun, yengeniz olur...
dıkları halde başka bölüm ün dersine girdiğini,
Kennan'ın Uzun Telgrafı: —Kennan: Alo diyo, Sovyetler diyo,
geliyo diyo...
—Merkez: Olum y e te r lan, kap at şunu çok yazdı.
iş le tm e bölüm ünün en önem li de rsinin "Veresiye D e fte ri Tutma Tek­
nikleri" olduğunu,
İk tis a t bölümü öğrencilerinin av zam anı gelince okula devamsızlıkla­
Kırmızı çizgi: Annem g ö s te r ama verme dedi.
*»
Self-determ inasyon: "Baba ben kendi kararlarımı kendim vere­
bilecek yaştayım ."
rının a rttığ ın ı,
M aliye bölüm ündeki öğrencilerden erkeklere "m al" kızlara "maliye"
dendiğini,
<=s» Okul binasının tap usun un olmadığını,
O rhan Çelik'in 75 ta n e takım elbiseye sah ip olduğunu,
A lte r n a tif İşle tm e Sözlüğü
Denvish'in "2 0 0 3 Cebeci Vergi R ekortm eni" olduğunu,
Öğrenci İşleri personelinin çalışm a s a a tle ri dışında da kapalı kapının
Doğrusal programlama: 3 koltuk mu üretsem yoksa 5 sanda­
lyemi paradoksu
arkasında bizler için çalışıyor olduklarını,
H aşan Köni’nin şu ana kad ar 7 ta n e dizi te k lifi alm ış olduğunu,
M üflis: Sel suyuna kapılıp fosse ptiğe düşm üş işletm eci
•o
Pazarın kaymağını alm a s tra te jis i: Bulduğun ilk enayiyi kazıkla
kaç ta k tiğ i
Pars E sin in 123 yaşında olduğunu ve hala s ü t dişle rin i dökm ediğini
iddia e ttiğ in i,
O rhan Çelik'in kürsüye olan saygısından derse ayet-ei kürsü ile baş­
ladığını...
-o Ve bunların hepsinin birer uydurm a olduğunu
Tasfiye: Sat, sav k u rtu l
B iliyor muydunuz?
B iraz da gerçekler
Ceteris paribus: S ayat donduysa
Dekanımız Celal Göle'nin Indiana'lı olduğunu,
A.Ş.: En az beş kişiyle oynanan sermaye oyunu
Faruk Aipkaya'ntn eskiden b ir B ilg isayar de rgisi e d itö rü olduğunu,
<=» Faruk Alpkaya'nın J a g u a r alana kadar araba sürmeyeceğini,
Bilanço: bir t ü r fo to ğ ra f
•o
Likidite: Vıcık vıcık para
G ürhan Fişek'in tıp d o k to ru olduğunu,
Eskiden içişleri bakanlığının Mülkiye öğrencilerine harcırah verdiğini,
Eldeki kuş teo risi: Bana ne bana ne para ver para ver bono verme
Ücret: is ra f
Denvish'in fo to k o p i makinesinin k a ğ ıtta yazanları hafızasına aldığını,
«■> Ayla Göl'ün LSE'de öğrenim gördüğünü,
*»
Dekanımız Celal Göle'nin Hukuk Fakültesi mezunu olduğunu,
=»
Baskın Oran’ın öğrencilik yıllarında gözüne perdelik takm ada n uy uya-
Duyarlılık analizi: B ir yum ruk a tsa m kaç yerin m orarır hesapla­
ması
S ta te o f the a rt: Allah ne verdiyse
m adiğini,
Baskın Oran'ın 3 kere üniversiteden a tılıp 3'ün de açtığı davayı kaza­
«>
narak ge ri döndüğünü,
Çağrı Erhan'ın b ir keresinde tu va le tin i yaparken m eşhur b ir gazeteci­
ye demeç verdiğini,
H öristik: En iyi nasıl kaytarırım ara ştırm ası
«>
Baskın Oran'ın şu s ıra la r "Dalavere M ehm et'in A nıları" adlı kitabı ha­
iş zenginleştirm e: Farklı diyerek her iş i bir enayiye yükleme
zırla m akta olduğunu,
Crowding-out: işletm eye a tıla n Bruce Lee tekm esi
A lparsla n Işıklı'nın Mülkiye'deki öğrencilik yıllarındaki takm a adının
Erdal Ünsai'ın senede o rta la m a 4 derse ferm uarı açık geldiğini,
"Kennedy A lp a rsla n " olduğunu,
Kom anditer o rta k: Uyanık o rta k (borca derde katılm az)
Sina A kşin'in 10 y ıld ır e rtelediğ i emekliliğinin, A llah uzun ö m ür verirse
gelecek sene gerçekleşeceğini,
Prim : B ir parm ak bal
Parça başı ücret: Ne kadar ekmek o kadar k ö fte
Halo effect: iyi bir balerinsin o halde iyi de bir SEKRETERSİN
felsefesi
«>
•*
Okulda sigara içmenin ve kan tinde King oynamanın yasa k olduğunu,
M u ra t Ş ekerin BMW 'sinin koltuklarının d e ri olduğunu,
«•
Ş erife Özşuca'nın "P rofesör" olduğunu,
M e tin Özuğurlu'nun daha önce gazetecilik yaptığını,
i:'>* A hm e t Makal'ın aynı p a n to lo n kazak ve ç o ra p ta n 7 ta n e aldığını,
Güdü: D ürte r
M otivasyon : 5. vites
Şükrü Saraçoğlu'nun Mülkiyeli olduğunu,
«*
Fes-Kom 2 0 0 4 'ün bahçedeki ineği boyatm ak için sp o n so r aradığını,
B iliyo r muydunuz?
KAZGA N
2004
KAZGAN ne demek?
Ç eşitli Yorumlar:
-Bu Kazgan, 1943 yılında sa va f ta m hızıyla devam ederken fırlam a bir mülkiye öğrencisinin bir a fa ­
canlığı ile o rta ya çıkmış. Söyle ki; Alm anlar savaşa girm emiz için baskı yapmak üzere Ankara’y a
geldikleri bir sırada, USAG-Epilog-Olaylar ve Yorumlar benzeri bir öğrenci topluluğu mensubu öğren­
ciler bu adam lara yeni çıkarmayı düşündükleri fa k a t isim bulamadıkları bir dergi aracılığıyla sayıp
sövüyor, la f sokup, cümle çıkarıyorlar. Bir şekilde bu la fla r Nazilere ulaşıyor ve bu adam lar kızıyor adi üstünde NAZİ bunlar- ve kızgın kızgın ülkelerine dönüyorlar.
Bizim Mülkiyeli büyüklerimiz de hani bunlara a tıfla , KIZGIN, KIZGIN diye dalga geçiyorlar. Sonra
derginin ad i KIZGIN oluyor. Tabi ta rih içinde sonra KAZGAN olarak şekilleniyor.
-Ankara'nın kazları meşhurdur. 1950 senesinde, Mülkiye'de öğrenim görm ekte olan Avustralya
asıllı bir öğrenci bir gün yurduna dönerken ta ş atm a k suretiyle ta h rik e ttiğ i bir kazın saldırısına
uğramış. Kazın ufak boyuna karşı gagası ve kanatlarını ne kadar e tkili bir silah olarak kullandığını gören
AvustralyalI öğrenci bu saldırı ta ktiğ in e Kaz Gun (yani Kaz Silahı) adını vermiş. Daha sonra bu ta k tiğ i
Mülkiye öğrencilerinin de bir dergi aracılığıyla ve hiciv amacıyla kullanabileceğini düşünerek. Kaz Gun isim li ilk
dergiyi bu sene çıkartm ıştır. Tabi zamanla derginin adı Türkçeleşerek Kazgan’a dönüşm üştür.
-Kazgan, s ü tte n kesilm iş ineğe O rtadoğu ve Balkan veteriner lite ratürü nde verilen addır.
Bizim okulumuzda kullanılmasının nedeni ise herkesin inek olması; ama s ü t vermemesidir.
-Bildiğiniz gibi Anadolu'nun farklı köşelerinde, fiillere farklı anlam lar yüklerler. Mesela Karadeniz Ereğli
yöresinde "yazmak" deyince bunun anlamı yalan atm aktır. Çoğu yerde ¡se "yazmak" derken bir kadın
veya erkek şahsiyetin karşı cinse sulanmasını kastederiz...gibi yani. Tabii bu yüklemler yalnızca
mekana göre değil, zamana göre de değişik anlam lar kazanabilir, iş te Kazgan'ın ilk çıktığı yıllarda
da böyleydi. Bildiğiniz gibi Kazgan asıl olarak bir hiciv dergisidir. Hocalara, fakülteye, öğrencilere,
bölümlere vs. ta şla m a la r yapılır, iş te bir zam anlar buna ta şla m a değil, "kazmak" denirdi. Zira
kazmak derken derinlere inmek, taşla m a yoluyla bir kişinin/grubun vs. asıl amaçları o rta ya
çıkarmak demekti, "-gan, -gen, -gın" vs. gibi ekler ise bildiğiniz gibi sıkılgan, durgun, atılgan,
kemirgen vs. gibi belli bir objenin ka ra kte ristik ve süreklilik taşıyan özelliklerini vurgulamak ve
bunları kategorUeştirmek için kullanılır. "Kazgan" ise, hiciv karakterinde olan bir Mülkiye de r­
gisinin ilk adı o lm u ş tu r böylece... Olay budur yani..
-Kazgan, vizelerden sonra Mülkiye öğrencisini kütüphaneden kazımaya yarayan araç, gereç
edevata verilen addır.
-Kazgan, Yatay duyguların dikey ifadesidir.
-Kazgan, ata m dedem kanunudur.
(E ditö r(ler)in notu: Yukarıdaki te o rile r ta rtış m a y a açılmış ve yapılan uzun a ra ştırm a la r sonucunda
hiçbir neticeye ulaşılamayarak gerçeği bulmak bir sonraki Kazgan'a bırakılmıştır.)
C
D
k v U
c U
C D ı
v
Dekanlık tabelasının altına bir de "Şehir Bölge Planlama" tab e­
lası iliştirilm en.
Bahçedeki inek heykeli Allah rızası için boyatılmalı.
Okula sürekli pijama ile gelen kıza bir iki takım giyecek bir şeyler
alınmalı.
Piş kantine P igiturk gelmeli.
Yeni gelenlere arada sırada Büyük A m fi (Aziz Köklü) gezileri d ü ­
zenlenmeli, birinci sınıflar ve görm em iş olanlar bu am fiyi ta n ı­
malı ve bunları böyle bir anfiye sahip oldukları belirtilm eli.
Fes-kom'a rakip olark B as-ton, Lip-ton, Con-con, S it-com ve
P is-ton gibi kom iteler kurularak rekabetin kaliteyi a rtırm a sı
v
v
o
s
ı
e r e L e v v l e r
Küçük Am fi'nin oradaki Botanik Bahçesi'nin oraya bir de süs
havuzu yapılmalı ve öğrenciler şırıl şırıl su sesi ile rahatlamalı.
2. ka t İle duvardaki resimlerin arasına Pirelll takviminden sa yfa ­
la r serpiştirilm eli.
M art'ın orta sın d a ta s a rru f olsun diye kaloriferleri birer gün ara
ile yakan zihniyeti kutlamalı.
Öğrenci İşleri'nin nasıl bu kadar fazla çalışabildiğine ş a h it olup
feyiz alınabilm esi için onların çalıştığı bölüm ş e ffa f olmalı.
Mülkiyeli Kartallar, Mülkiyeli A sla nlar ve Mülkiyeli Kanaryalara
ek olarak Mülkiyeli Hamsiler, Mülkiyeli Koalalar, Mülkiyeli Çeçe
Sinekleri ve Mülkiyeli Terliksiz G ruplar oluşturulm alı.
sağlanmalı.
Kantinde kağıt oynayanları yaptıklarının suç olduğunu söyleyen
ve onların numaralarını almaya çalışan değerli hocamız İbrahim
Kaplan'ı kutlam alı ve onun önderliğinde Mülkiye K itap Okuma ve
S anatsal Etkinliklere Katılıp İbrahim Kaplan'ı M utlu Etm e Top­
luluğu kurulmalı. (MKOSEKİKMET)
Fotokopici Perviş’in malvarlığı beyan edilmeli ve onu bir diksiyon
kursuna göndermeli.
Şu makinelerinin muslukları inek memesi şeklinde olmalı,
inek çıkabilir tabelasının yanına Popstar çıkabilir tabelası olmalı.
Kızlar tuva letle ri 3 0 0 m etrekare olmalı.
Piş kantine şezlong konmalı.
Öğrenci işleri’nin fazla yorulm am ası için Q -m atic sistem ine ge­
çilmeli ve çalışm a sa a tle ri azaltılmalı.
2004
Şerife Hoca'ya...
Ey sen IMF'nin Çalıpma masası Şerifi!
Sen ki Wapinton’un atadığı Rekabet Kurulundan daha rekabetçi,
Okulun konupma rekortmeni.
Söyle nedir senin bu piyasa apkın?
Sermaye piyasası kurulu bapkanı mısın?
Seni parayla mı verdiler bize?
Yeter çığırdığın rekabet diye.
Ezme bu halkı, ezme ameleyi,
Şan makamdır gelir geçer,
Bedduan kalmasın bizde.
Sen bizi akılsız san.
Kalmaz yanına aldığın ah,
Seni kalite çemberleri içinde kalasıca.
Adam Smith gibi çingeneler kaçırasıca.
Kıs kıs gülerken yüzün tutulacak,
M ü lk iy e li
SBF merdiveninde salınırken ayağın kayacak.
Allah senin kapına kimseyi düpürmesin.
F ık r a la r
Ömrümüzden 1 seneyi afiyetle yedin.
B ir Mülkiyeli, bir ODTU'lü ve bir BoğaziçiU bite
bir ipe bapvururlar. Ş irket
sahibi ODTÜ'lüye sorar:
- İki kere iki kaç eder?
ODTÜ'lü: "D ört eder" der.
Bunun üzerine p irk e t sahibi
"tamam g it" der. Aynı soruyu
Boğaziçiliye sorar. BoğaziçiU:
- "D ört eder fa ka t gerekli is ta tis tik verilerini ve s ta n d a rt
sapmayı da hesaba katarsak bep edebilir" der. Şirket sahibi
ona da gitm esini söyler.
Sıra Mülkiyeliye gelir. Soru yine aynıdır.
- İki kere iki kaç eder?
Mülkiyeli: "Valla siz kaç isterseniz ben onu yaparım.
Mülkiye'nin en azılı, sıfırcı hocalarından biri vefat eder. Di­
ni bilinmediği için öğrencilere sorulur:
- Cesedi gömelim mi, yakalım mı yoksa mumyalayalım mı?
Öğrencilerin cevabı: "Valla öldüğünden emin olalım bu yüz­
den üçünü de yapın"
Mülkiyelinin biri adını değiptirmek için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne bapvurur, hakim sorar:
- Adın ne?
• Salih inek
- Adını ne ile değiptirmek istiyorsun?
- M ahir inek
Bir mülkiye'li, bir ODTÜ'lü ve birde Bilkentli bir konferansa
katılırlar, uzun süren bir oturum dan sonra iyice sıkışan üç arkadap doğru tuvaletin yolunu tu ta rla r, ilk önce O dtü'lü tuvale­
te girer, çıktıktan sonra ellerini yıkar ve asılı duran havludan bir
parça kopararak ellerini kuruladıktan sonra diğer ikisine:
- bize O dtü de ilk önce ekonomik olmayı öğretirler, ekonmiklik bizim için herpeyden önemlidir der daha sonra Bilkent'li
tuvalete girer ellerini yıkar ve 3 -4 parça havlu kopararak elleri­
ni kurular ve diğerlerine dönerek:
- bize Bilkente ilk önce kalitenin önemi öğretilir, ipin kalite­
li olması bizim için herpeyden önemlidir der
Sıra mülkiyeli dedir oda diğerleri gibi tuvalete girer ancak
çıktığında ellerini yıkamadan kapıya yönelir diğer ikisi merakla
ona bakmaktadır, mülkiyeli onlara döner.
- bize mülkiye de ilk önce elimizi kullanmadan ipemeyi öğretirlerl(D oktor ağır kaldırma dedi, bilen bilir.)
KAZG
Arz eğrisinin a lt kısmında kal inpallah.
Lastiğin patlasın da derslere gireme,
5 dakika senden uzak kâr bize.
Son bir sözümüz sana unutma:
Bulamassın bizim gibi müpteri bir daha,
Alma Amelenin ahini,
Çıkar aheste aheste!
2004
M M 35
( M e k t e b - i M ü lk iy e 3 i t i r m e 5 m a v ı )
Çıkmış Sorular ve Yanıtları
S-1: Mekteb-i Mülklye-l Şahane-i Ali Osmani'nin son Sultanı kimdir?
Uzmanlık alanı nedir?
C-1: Mekteb-i Mülkiye-i Şahane'nin son sultanı Prof. Dr. Celal
Göledir. Sultan Göle’nin uzmanlık alanı arşivlere göre hukuk olmasına
rağmen bazı rivayetlere göre inşaat mühendisliğidir.
S-2: Amele olmak dahi Mekteb-i Mülklye’nin mübarek havasını
soluması gerekenlerin geldiği bölüm hangisidir? Bunlar ne iş yaparlar?
C-2: Amele yetiştiren Mekteb-i Mülkiye bölümü kısaca ÇEKO’dur.
Uzun adının ne olduğunu bölüm başkanlar1 dahi bilmemektedir. Bilimum
iş hukuku ve sendika dersleri almanın yanında duvar örüp temel atmayı
da becerebilen yegane bölümdür.
5-3: Mekteb-i Mülkiye'nin dünyaca ünlü akademik dergisinin adı
nedir? Bu derginin amacı nedir?
C-3: Bu derginin adı KAZGAN'dır. Derginin amacı
Mekteb-i Mülkiyede yapılan akademik çalışmaları
dünya literatürüne kazandırmaktır.
S-4: Boynuzlarının uzay çatıdan dışarıyla
ünlü bölüm hangisidir? Ne işe yaramaktadır?
C-4: Bölümün adı literatüre ik tis a t olarak
girm iştir ancak tüllab arasında Geyikhanlar da
denilmektedir. Bölümün tü lla b arasındaki
adından da anlaşılacağı gibi bu bölümün ele­
manları geyik yapmaktan başka bir işe yaramamaktadır.Bilimum arz ve talep eğrilerini
kesiştirerek fiya t bulduklarını iddia etm ekte­
dirler.
5-5: iktisadın babası kimdir? Neler yapmıştır?
C-5: iktisadın babası rivayetlere göre Adam
S m ith’t lr ancak son zamanlarda yapılan çalışmalarla asıl
babasının Erdal Ünsal olduğu kanaati kuvvetlenmiştir. Erdal
Ünsal'ın neler yaptığı Melteb-i Mülkiye sırrıdır, açıklanamaz. J)
S-6: Mülkiye Özerk Çay Hanedanlığı'nı anlatınız.,
C-6: Mülkiye Özerk Çay Hanedanlığı Mekteb-i Mülkiye'nin son
katında bulunmaktadır. Kuruluş tarih i ile ilgili kesin bilgiler yoktur.
Zaten son dönem tüllabın yaşı da bu bilgileri vermeye yetmemektedir.
Hanedanlığın ilk sultanının Recep Paşa olduğu sanılmaktadır. Son sul­
tanı ise Sulhi Paşadır.
5-7: Mekteb-i Mülkiye'nin kamu mâliyesinden ve de bilumum mal-i
işlerinden sorumlu veziri kimdir? Neler yapmıştır?
C-7: Mekteb-i Mülkiye'nin kamu mâliyesinden ve de bilumum mal-i
işlerinden sorumlu veziri Abuzer Paşadır. Abuzer Paşa her tü rlü sınava
hazırladığı sorular ve sınıfa küsmesiyle ünlüdür.
rr-
-05
İP
44
KAZGAN
5 -3 : Mekteb-i Mülkiye'nin ar-namus işlerinden sorumlu veziri
kimdir? Ünlü sözlerinden birkaçını yazınız.
C-&: Mekteb-i Mülkiye'nin ar-namus işlerinden sorumlu veziri Yahya
Sezai Paşadır. Bilinen ünlü sözleri "namus deliklerin muhafazasından
ibaret değildir" ve "fahişeler bile sizden daha namuslu, siz görevinizi
yapmıyorsunuz, onlarda alan razı satan razı."
S-9: Bakkallardan sorumlu "dahi" veya "Bezgin Bekir" olarak anılan
ünlü vezir kimdir, ne yapmıştır?
C-9: Adı geçen ünlü vezir Karacabey Paşadır. Bakkaların hesap
kitap işleri üzerinde uzmandır ve bakkal talebelerine, gelecekte
keşfedilmesi muhtemel olan İs ta tis tik ilmi gibi nice çözümlemeler belie tm iştir. Nam-ı diğer Argun Paşa, her programı doğru yapan
paşaları muzdandır.
S-10: Mekteb-i Mülkiye'nin tüllab arasında nam salmış soğuk hava
deposu neresidir, hangi amaçla yapılmıştır?
C-10: Bahsi söz konusu olan soğuk hava deposu a lt kantindir,
burasının ne zaman nasıl inşa edildiği bilinmemekle beraber yakın
zamanda restore edilmiştir. Malum soğuk hava deposunda, geleceğin
teslim edileceği öğrenciler o zamana kadar bozulmamaları için
muhafaza edilmektedir.
S-11: Ameleleri kandırma, bozuk mal kakalama usulleri ve bilimum
hesap kitap işleri gibi sermayedar işlerinden sorumlu elemanların
ye tiştirild iğ i bölüm hangisidir, bu işler talebelere hangi derslerde
anlatılmaktadır, sırasıyla yazınız.
C-11: Adı geçen bölüm İşletme, tüllab arasında bilinen adıyla
bakkallardır. Bakkallara amele kandırma dersi, "insan Kaynakları
Yönetimi" adı altında bozuk mal kakalama usulleri "Pazarlama" dersi
adı altında ve bilimum hesap kitap işleri ile vergi kaçırma işleri
"Muhasebe" dersi adı altında anlatılmaktadır.
5-12: Kafirlerle münasebetlerden sorumlu ünlü Mekteb-i Mülkiye
veziri kimdir?
C-12: O ki adı geçen vezir nam-ı büyük Baskın Paşa'dır. Zatı alileri
nice memleketler baskınlar yapmış, çalışmış didinmiş, nitekim sonunda
işler sarpa sarınca tekrar Mekteb-i Mülkiye’ye dönmüş ve de züppeliği
ayyuka çıkaran Züppe kullarını adam etmeye koyulmuştur.
S-13: Mekteb-i Mülkiye'nin meşhur kankaları kimlerdir, ne işle
meşguldürler?
C-13: Mekteb-i Mülkiyede kankalar olarak bilinen meşhur ikili Cem ve
Yavuz Paşalardır. Kendileri Mekteb-i Mülkiye'nin Kanuni Esasl'sini
düzenlemekle meşguldürler.İlaveten adına ana tüze dedikleri ve de
değiştirilm esi zor, memleketin 31 vilayetinde uygulanması mecburi bir
garip fermanlar bulup tüllabın abaza kısmına okutmaktadırlar.
S-14: Cihana züppelikleriyle nam salmış bilimum kafir dillerini
konuşmaları mecburi ve de zaruri olan Mekteb-i Mülkiye
bölümü hangisidir ve bu bölümde tüllaba ne belletiimektedir?
C-14: Bahsi söz konusu olan bölüme şim dil­
erde Uluslararası İlişkiler dense de eski adı
Hariciye, asıl adı Züppeyun bölümüdür. Bu
bölümde tüllaba kafirlerle münasebet kaideleri
belletilmekle birlikte züppeler, züppeliklerini
göstermekte ve de bizi kafire rezil rüsvan
etmektedirler.
S-15: Mekteb-i Mülkiye’nin kese-hamam
düşkünlükleriyle meşhur bölümün adı nedir ve
de buradan çıkanlar ne olmaktadır?
C-15: Tüllab arasında "abaza tellaklar" olarak
bilinen bölümün eski adı idari olmakla birlikte son
demde kendilerine Kamu Yönetimi adını takmışlardır.
Literatürde Kamu Yönetimi olarak bilinen bölümün abaza
olduğu ise son demde isp at edilmiştir. Bu böümden çıkanlara
birer peştemal verilmekte ve de "bugün tellak yarın vali" gibi yalanlar
uydurularak kendileri memleketin bilimum nahiyelerine kese yapmaya
gönderilmektedirler.
5-16: Sultan Celal’in emriyla açılan, Devlet-i Ali'nin her türlü ta h si­
la t işlemlerini yapmak için yetiştirilen ve mazlum halka zulümleri ile
meşhur Mekteb-i Mülkiye bölümü hangisidir?
C-16: Sualde bahsi geçen bölüm "Mal"iye olmakla beraber kendiler­
ine tüllab arasında tahsildar denmektedir. Bu bölüm dünyada bir ben­
zeri bulunmayan ve de ne idüğü belirsiz, ne olduğu bilinmeyen bir garip
böüm olarak Mekteb-i Mülkiye'nin yüce surları arasında varlığını
sürdürmektedir.
2004
Kaldırımlar
Ankara'dayım, S iyasal B ilgiler Fakültesi'nde
Okuyorum, ne olacağımı bilmeden okuyorum
Yıllığın mezunlar sayfasında,
Bana düşm ez sınavlara çalışmak.
Ben bu okulun ç i f t dikişlieiyim .
Am an yedi yılım dolm asın olmayım tep etakla k
Sanki is s iz in sa n la r görüyorum .
Bu okulda bitm e sin müdavim/iğim.
S ınıfla r bom boş öğrencisizlikten y a n a r
Kimse yok, nerde bu öğrenciler sahi.
Okula devamlı gelen İki k iş i var,
B iri dekan Gole, diğe ri çaycı Sulhi.
Sınava gireyim kopya çekeyim, sınava gireyim kopya çekeyim.
İki cebim den çıksın kopya kağıtları.
H ışır hışır k a ğ ıt seslerini gözetm enler işitm esin ,
A rkalarda o tu ru p ra h a t göreyim no tları.
K antine birer b irer insan birikiyor.
Sanıyorum kimse derse girmeyecek.
Uç kişi o tu rm u ş yapacak te k şey kalıyor,
Ne derse gireyim, ne s ın ıfta görüneyim.
İnek hane size kalsın, verin b o ta n iğ i bana.
King oynamak için dördüncüyü bekleyecek
Mülkiye, Ulusların züppesi,
Mülkiye, İşletm enin bakkalı,
Mülkiye Çekonun amelesi.
Mülkiye kamunun abazası.
Söyle o rta la rd a d u rup biraz kız keseyim.
Belki biri d ö ner de bakar bu yana.
B itiverse su okul ta m yedi yıl sonra.
A lsam diplomayı, giysem cüppeyi.
Kaç yıld ır beklediğim bu ta t lı anda.
A ts a m havaya ta k tığ ım su kepi.
(Ş iirin orijinali: Necip Fazıl, Kaldırım lar)
T D P AS KI NA
NOVOYE MIŞLENİYE GİBİ DÜŞMÜŞSÜN GÖNLÜME
YEŞİL KUŞAK GİBİ S ARM IŞSIN BENLİĞİMİ
BENSE STRATEJİK BİR OBD'YİM SADECE
MUKTESEBATINA UYMAYA ÇALIŞAN RUHUMU
BİR KAR TANESİ GİBİ ERİTMİŞSİN ALAGİNLE
HER DOĞAN YENİ GÜNE KARŞI
5. MADDESİNE SIĞINIYORUM DA NATO'NUN
YİNE DE KORUMUYOR BENİ İRREDENTİST GÖZLERİNDEN
GIYABINDA ŞU AKLIMDAN NE NORMATİF DEĞERLER GEÇER DE
YİNE DE AYRILMAZ BU GÖNÜL SANA KARŞI REEL-POLİTİKTEN
HER GÜNEŞİN BATIŞINDA İÇİMDE BİR PERESTROYKA
ARDINDAN GELEN KARANLIK İÇİMDE ESEN SEN
BU AŞKTA SEN HEGEMON BENSE A Z GELİŞMİŞ BİR ÜLKE
ANLADIM Kİ;
BENİM İÇİN KÜRESELLEŞME OLMUŞSUN
DALGA DALGA VURUYORSUN YÜREĞİME
BAB-I ALİ DURUMLAR ATLATIYORUM VEHMİNDE
ZULUM YAŞIYORUM ERMENİ TASARISI HER GÜNDEME GELDİĞİNDE
AYAK DİRESEM DE DEMOKRATİKLEŞMEYE
ALDANMA BENİM DİKOTOMİ M İSALİ SÖZLERİME
IMF KREDİSİ KADAR MUHTACIM GÖZLERİNE
TUT ELLERİMİ BIRAKMA SAKIN BENİ
ŞİMDİ YUNANİSTAN DA KUŞATTI A B V İ
SENSİZİM ÇOK YALNIZIM ANLAM ALISIN ARTIK BENİ
BİR SİGARAM VARDI İÇTİĞİM BİR SEN BU DÜNYADA
İLK ÖNCE SEN GİTTİN DAVOS'A
BİR AYDIN BİLE OLAMADIM BEN,
3. DÜNYAYI SAVUNAMADIM GIYABINDA
ALTI ÜSTÜ KOMPRADOR BURJUVAZİYİM
EKLEMLENİRİM KÜRESEL DÜNAYAYA
MENEMENCİOĞLU SOVYETLERDEN ÇEKMEDİ,
BENİM BU AŞKTAN ÇEKTİĞİMİ
EMİN OL, ASLA GÖREMEYECKSİN
SANA "YA SEV YA TERKET" DEDİĞİMİ
NE HELSİNKİ'DE VERİLECEK BİR TARİH
NE EN ÇOK GÖZETİLEN ULUS KAYDI
SENİ İSTİYORUM...
A Z ÖNCE YAKTIM JOHNSON'IN TÜM MEKTUPLARINI
LÂKİN HATMETMŞİM GARANTİ ANTLAŞMASINI
GEL BERABER YORUMLAYALIM MİSAKI MİLLİ'NİN MADDE-İ MÜSTAKİLİNİ
ANLAMIYOR MUSUN DAHA BANA YALNIZ SENİ GEREK SENİ
BİR BARIŞ SUYU GEÇİYOR YÜREĞİMDEN, ÖTE UCU CİDDE’DE
EL ELE VERİP BOYAYAYLİM. TÜM GRİ ALANLARI YEŞİLE.
TUTMASA DA ASKER SÖZÜNÜ ALÇAK ROGERS BU DÜNYADA
KOLKOLA DOLAŞALIM BİZ İMTİYAZLARA GİDEN YOLDA
AFERİSTLER SARSA DA DÖRT BİR YANIMI,
U-2'LER CİRİT ASTSA DA TEPEMDE
GENE HAYKIRIRIM "SENİ İSTİYORUM" DİYE,
N'OLUR JÜPİTERLERİNİ GERİ ÇEKME
YOKSA PARANOYA MIYIM BEN. GENE M İ AKLIM GİTTİ SEVR'E
GEL YAŞAYALIM BİZ BİR ARADA, SONSUZ BARIŞ İÇİNDE
ARDINDAN ÖZELLEŞTİRME İLE TEKEL VE SİGARA
KOKUN ÇEKİÇ GÜÇ OLMUŞ ÇEKİYOR BENİ KENDİNE
AÇMIŞIM SANA TÜM ÜLKE SINIRLARIMI GERİSİ BAHANE
YAPAYALNIZ DURUYORUM AVRASYA'DA
BİR ANKLAV GİBİ HİSSEDİYORUM KENDİMİ
NE KENDİMİ SAVUNACAK 2.5LİK STRATEJİ AVUTUYOR BENİ
NE ALIP VERDİĞİM PERADIŞKA
KITA SAHANLIĞIM DA SENİN OLSUN ADACIKLAR DA NEYLEYİM
BEN SENİ İSTİYORUM
BİR POLARİS MİSALİ DOMUZLAR KÖRFEZİNDE,
YÜZÜYORUM YÜREĞİMİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE
YETTİ BU ABLUKA TAK ETTİ CANIMA
LANET EDİYORUM ARTIK SENSİZ GEÇEN HER ZAM AN A
BIRAK RÜZGARINDA BENLİĞİMİ
KANATLARIM GLASTNOST OLMUŞ
CEBİMDE ESKİ GÜNLERDEN BİR LOZAN
TÜM JEOSTRATEJİK KONUMUMLA
SANA GELİYORUM...
BİR GRUP TDP MAĞDURU 1963.ANKARA (ANTLAŞMASI) GÖRELİ ÖZERKLİK-III
GÖNÜN İÇİNDEN
Al ŞAMBA 26 MAYIS 2004
SABAH SAYFA 19
/
40 yıl sonra Mülkiye’de»
n solda ben duruyorum.. Kafanı
simsiyah saçlarla dolu. Üzerimde bir
çizgili tenis gömleği, onun üzerinde
ceket.. Yanımda oturan Ayşenil Tahralı.
Onun yanında da düz kafa Sami.. Ameri­
kan bahriye tıraşı ile geldi Mülkiye'ye on­
dan. Sami Çölgeçen..
Bu resim bende yok.. Mülkiye’nin duvannda var.. Dekan Sevgili Celal Göle, bizim
mahallenin küçüğü. Kemal'in arkadaşı Ce­
lal okulun koridorlarını bir fotoğraf galerisi
yapmış.. Eski Mülkiye'den resimler.. Çelik
Hocam, gene bizim kardeşlerden Çelik
Aruoba "Resmini gördün mü duvarda” de­
yip, aldı götürdü beni, Kurthan Hocamın
odasından..
Bu resim bende yok.. Nerden bulmuş
Celal?.. Aynlamadım önünden.. Mülkiye
döneminin en güzel günleriydi.. Ayşenil,
ben ve Sami, altını üstüne getirirdik ortalı­
ğın. aynlmaz üçlü olarak..
Benim sınıfım 1962.. Mezuniyet yılım
64.. Bir yandan gazeteci olmanın getirdiği
E
A bbas Mülkiye'de..
Leyleği gören
var mı?.. Herhalde
b ir yerlere uçarken
ra s tla m ış ım d ır da
hatırlam ıyorum .
Bu h a fta sonu da
A bbas yolcu.. A n ­
popülerlik.. Bir yanda Mülkiye kantininin
vazgeçilmez keyfi.. Kim askere gider ki.. Her
yıl rapor alıp kaytanyorum.. Kaç kez anlat­
tım ya.. Annem “Bu oğlan haylaz oldu" d i­
ye ağlamasa bir gün, kimbilir kaç mezunu
olacaktım.. Annemin hatırına okulu bitir­
dim.. Hemen askerlik.. Mülkiye'ye bir daha
uğramak, tam 40 yıl sonra oldu..
1964..
2004!..
Yahu ne değişmiş.. Bir defa kızlar..
Bizim zamanımızda, güzeli geçin, kız yok­
tu etrafta.. Okul nüfusu 300.. Kız sayısı 30'u
geçmez.. Onun da güzeli, on tane ya çıkar ya
çıkmaz.. Güzeli de efsane olur zaten..
Şimdi okul cıvıl cıvıl.. Nasıl güzel,
nasıl neşeli, nasıl harika şeyler.. Bizim
zamanımızda olsa günde 10 kez aşık
olurduk.. Hukuk, ODTÜ ve Dil Tarih kan­
tinlerine taşınmamıza gerek kalmazdı.
Yani okulda 2 saat değil de 2 gün kal­
sam. gene hapı yutardım ya.. Öylesine vu
ruiası kızlar var..
Şimdi o günden bu yana ne değişti?..
Ya kızlar da akıllandı, artık Mülkiye sınavlannı güzel kızlar da kazanmaya başladı..
Ya da Mülkiye'ye giriş kolayladı.. Feministler
gene üstüme salacak ama. durum bu..
İnek Bayramı senlikleri, tam şenliğe dö­
nüşmüş.. Bizim zamanımızda tellaklar ile
tahsildaran savaşırdı, züppeyun da hakem
dururdu.. Şimdi şube sayısı beşe çıkmış.. O
zaman kavga-i minderde kim kimle savaşır,
bilmem..
Gene inek gezdirmeler.. Gene ferman
okumalar.. Gene mevlut duası.. Gene yığın­
la gırgır toplantı, şov, eğlence..
Gene eski yeni Mülkiyeliler bir arada..
Nasıl coştum, nasıl duygulandım.. Dış­
tan ne kahkahalar atarken, içten içten nasıl
ağladım..
Mülkiyem..
Seni öyle seviyorum ki!.
kara'ya g id iyo ­
rum.. Hem de
M e kteb-i M üikiye'ye.. 4 0 yıl sonra b ir İnek Bayram ı'na katılacağım .. Genç kardeşlerim le, üçüncü M ilenyum ’un Tüilapları
ile b ir ara da gün geçireceğim.. Göreceğim bakalım, neler o lm u ş benim sevgili, benim can, benim güzel,
benim "Bin d efa dünyaya gelsem , bin d efa M ülkiye o kurdu m " dediğim okulum da..
Editör(ler)iıı Notu: 40. yıllarını bizlerle kutlayan başta Sayın Tevfik ALTINOK
olmak üzere tiiın 1964 yılı Mülkiye mezunlarına sonsuz teşekkürler.
r r
r r
o
r.
Mülkiye 68 IÇuşakjn değer[i me­
zunlan, 10-11 ‘Eiq.ni 2003 'teki
organizasyonda fakiiltem izde
bir araya geldiler, eğlenceli sa­
atler geçirerek anılarını tazelediier. ‘J es-‘J\om 2004'ün de g ö ­
rev aldığı bu "‘B Ü y Ü X iB <
üL11Ş0\/{JA", 10 ‘Elçim de ‘D ekanı
ttıız Cefaf Ç ölenin, 68 ‘K uşak.temsiicisi ‘Basilin iHocamızıtı ve zamanın
<
Jes-%om başkanı iMacit Akınan'ın konuşmasıyla
başladı. Aynı gün, <11(uç Cjiirkatı yönetiminde;
Ulasan CeiaC CjiizeC, M urat ‘J(g rayalçın, Mehmet
‘Keçeciler ve ‘Prof/Dr. İCber Ortaylının katılımıy(a trajikomik. bir açık. oturum düzenlendi/BÛC/’UJC ‘B 'ULUŞfytfl.nın ilki günü, yemekhanede
yeniten akşam yemeği ile sona erdi. İkinci gün de;
dans,müzil<ive eğlence iie dolu geçti. İdari,Siy asi,
ve Mali şubelerin fennaniantıı kahkahalarla dinledik/Bu g ü ze l organizasyon, Dedeman-‘B üyiik,
Anadolu Otelindeki 3 5 .y d Cjala ‘y emeği de sona
erdi, (jerek. kayıt masasında, gerekse misafirleri­
mizin karşılanmasında zevkle görev
yaptığım ız bu iki gün, bizCere
’fy[‘ÜL](İ‘y lE Lİ" olma bilincinin ne
demek, oiduğutıu bir kçz dafıa öğ­
retti. Diteriz kv biz, yeni MiilkiyefiCer de, yaşları kaç ofursa ofsun
gençliklerinden ve dinçliklerinden
hiçbir şey yitirmemiş olan o değerli
insatıian örnek, alarak^ otuz beş y ıi
sonra bife birbirimizi hatırlıyor ofuruz. ‘B i­
ze yaşattıkları o g ü ze l iki gün ifin 68 ‘Kuşakla
çok. teşekkür ediyor, saygı ve sevgilerimizi sunuy­
oruz ve ‘B (llıy cll% ‘B U L U ŞM A da hep bir ağız­
dan söylemiş olduğumuz marşımızı bir kçz daha
içtenlikle tekrarlıyoruz:
KAZGAN
‘B aşka bir aşkjstemez
Aşkınla çarpar kalbimiz
E y vatan, gözyaşlann dinsin
yetiştik.çünkii biz.
‘T Ü Ü ü g y 'E İ Ç İ ^ M Ü L ' K İ y E
S İY A S A L 'D A
.H O C A
L OLM AK
[K O L A Y
İD E Ğ İL D İ...
RAGX1HX ,
SAVAŞTI
VE
B A S A R D I...
ILH A N U Z G EL
Last Samurai
KAZ GAN
2004
■
- ■■ -
^
i
KARHANOGULLARI & T E Z E L
BAD BOYSII
KURALSIZ DÜNYALARINDA
KÖTÜ ADAM OLMAK
ONLAR İÇİN
BİR MİSYONDU. . .
a
1
iA
Ü
lM B s o M
BUNU EN İYİ ŞEKİLDE
BA ŞA R D I L A R . . .
^
i
J
M
■ ■
1
rı
wmJ
/
i
V
lıH
\
m
'
/ V
,
■h
V
A â .)
PARS
L
ı *\
V
E S İİN
/
(
S
S
*1
jt
R IS E th e M IV C H
INE5
THE WAR DEGINS JULY 2
SİYAH GİYEN ADAMLAR
MÜLKİYE’DE
MR. SONER
MR. EMRAH
D
vr\\i\
e v i es
am
Hüseyin P azsra
IBasümıa Orana
Atey Akdevettoğln
\U\İ/İMJİM mi« « UMNU/VtNH 0 1ST IA< I MUTU I.U HU'
m l4**firH lK
* MM» M» t W » . < r
11V..V5ST f « 4 . d
KAZGAN
VMt U
M l V i ı\ .. I It « U ) VU i H,\
2004
ılA M lM i i lU N tm i
I
BİR
1
KAZGAN
FİLMİ
A M U I C O fU
MAS JA<.GA\
r> ^ x r< > N ^
KAZGAN
2004
BAŞARDıM
düz
DUVARA
TıRMANDıM"
Mülkiye Dağcılık Kulübü
M ülkiyeli sadece çalışkan b ir inek değil­
dir. S porun her tü rlü s ü n d e a k tiftir . İp te
Mülkiye Dağcılık K ulübü’ nün Ağrı Dağı ön­
cesi yüksek ir tifa denem elerinden b ir an.
Mülkiye Sualtı Topluluğu
TAKRıM tU
KAVA »AHA
SU ANDA
0.5 LİTRE
•VILAA,¥ j"
HAT ALA r r .
d e r in l ik ­
t e y iz
*aciK>'C»«ı
’ AM A N A B I
DAHA
FA ZLA D A L­
M A Y A L IM
VURGUN
Y E R İZ
M odern dünyada kendini g e liş tirm e ­
nin önem ini bilen M ülkiye’ li hem havada
hem karada hem de sud a doğaya mey­
dan okur. İş te zengin s u a ltı m alzem eleri
ve sıkı egzersizleriyle M ülkiye s u a ltı to p ­
luluğu.
••
Öğrenci Değişim Programı
M ülkiye öğrencilerine y u r t İçinde ve dışında
pek. çok d eğişim program ıyla fa rklı k ü ltü rle ri
ta n ım a olanağı sunar. G eniş öğrenci değişim
ağıyla dünyanın d ö r t b'ır yanından fa rklı k ü ltü r­
lerin öğrencileri de aynı şekilde M ülkiye’ ye gelir.
Yanda H in d is ta n ’ dan d eğişim program ıyla
g elm iş arka da şla rım ızı Mülkiye İneğimizle vatan
h a s r e ti g id e rip , d in i a y in le rin i y a p a rla rk e n
görüyorsunuz.
bilgisayar Laboratuvarı
Sadece Türkiye’ y i değil, dünyayı da
geniş, yaygın ve hızlı in te rn e t e riş im
olanaklarıyla her an ta k ip eden geieceğin
ü s t düzey y ö n e tic ile ri M ülkiyeliler!
KAZ GAN
2004
Pil Laboratuvarı
M ülkiye’ // b ir ü n ive rsite öğrencisinde
olm a zsa olm az olan d il bilm e gereğini
yüksek k a p a s ite li m odern d il la b o ra tu ­
arında giderir. L a b o ra tu a rla rım ız kulak­
lık, kapalı-açık devre televizyon s is te m iy ­
le d o n a tılm ış tır.
Mülkiyeli bir hoca
E d itö r(le r)in N o tu : 3 u fo to ğ r a f okul
arşivinden b u lu n m u ştu r. Tüm u ğ raşla ra
rağm en kim olduğu t e s p it ed ile m e m iştir.
dersten bir enstantane
Hocamızın derste bu tarz
tavır ve davranışlar
sergilemesini etik açıdan
doğru bumuyorum
arkadaşlar. Sizce de haklı
değil miyim?
Aloo. Söyle bitanem
Haa evet dersteyim ama
mühim değil. Kaç dolar
istiyolarmış? Ahahaha
gülüyim bari:)SS
Ekonomi Politik'teki temel
savlar: Marksist sav. Liberal
Sav. Millyetçi sav.......der ki
finans çevreleri......
Yawolm da get isine
KAZGAN
2004
KAZGAN
2 0 04
a ra m
f r o o æ
o
» « ‘i »
S e v g il i
in e k l e r im
;
A nkara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin her öğretim yılı sonunda düzenlediği gele­
neksel “inek Bayram ı” öncesi öğrenciler barda
“înek Partisi” düzenledi. G eçen yıl başkentte eğ­
lence dünyasına dam gasını vuran Friends &
T rends C lup’ta düzenlenen “ İnek Partisi”ne öğ­
renciler akın etti. Y aklaşık 300-350 kişinin katıldığı
partide kendinden geçen öğrenciler doyasıya eğle­
nirken, 21 Mayıs’ta başlayacak tn ek Bayram ı’nın
çok eğlenceli geçeceğinin sinyallerinin verir gibiy­
diler.
H er yıl yapılan açılış töreninde yapılan konuş­
m ada fakülte dekanı öğrencilere “Sevgili inekle­
rim ” diye seslenirken, gün boyunca süslenen m aket
inek ve öğrenciler fakülteden K urtuluş Parkı’na
yürür. Y ürüyüş sırasında M ülkiye M arşı söylenir,
sloganlar atılır. Fakülte bahçesinde çeşitli gösteri­
ler, paneller ve konserler düzenlenir.
AKKAIA
USI V 1 1 S 1. 1S
SİYASAL 3ÎL6İLEI FAKÜLTESİ
1
'İ n e k d u a s f n a ç ı k tı la r !
,
düzenle,
'İNCİy ılın ık ııtla y a » .
145
SiyasalBilgilerF a k ilı
Ü n iv e rs ite s i
(Mülkiye)öğrencileri,v ılsonu ya kla şırı.
A nkara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF)
V / A geleneksel İnek Bayramı, coşkuyla kutlandı. Öğ­
lencilerine "Sevgili ineklerim" diye seslenen Dekan
4 Prof. Dr. Celal Göle, "final - kesim" ayının yaklaştığı­
nı belirterek, herkesi dikkatli olmaya (ağırdı. Yenile­
rin "inek duasını" hoca cüppesi giyen bir öğrenci okudu. "Bize tez vakitte çarşaf çarşaf diplomalar nasip
et Yarabbim" diye noktalanan duaya, salondakiler
"Amin" diye karşılık verdi, a ANKARA Milliyet
vje'-c
o\\de
keutktlaindlikıklelarinrıd
gel
neksel
bayramı
eel%
4 yinılıe
mkezunl
a rıyla b u lu şlu .
VAAAY.. DEMEK
BU SENENİN EN
İNEK ÖĞRENCİSİ SEN
V
SEÇİLDİN..
Gelenekselin e k bayramıetkinliklerinde
40'ıncıy ılın ıkutlayanm ezunlan öğ re n cile r
“Eyvauıngöz yaşlarındinsin,ye tiş tik çü n kü
b iz " dizelerininye ra ld ığ ıMülkiye m arşıve
“ G ençlik siz in le g ururduyuyor" sloganlarıyla
•■’k ışla rla k a rş ıla d ıla r.Mülkiye’nin62 /
■'ün82 y a ş ın d a k i Emekli
Ü m 'itH"al•'uakra k lıa Ila.
M ülkîye de İnek
Bayramı coşkusı
evvî-""
c"
c
,
"MaEZBAnr.LAR
HAZIR"
c -v ı;ili in ekle rim ” diy erek ö ğ ren cilerin i
“T>' ''■■tanıP ro f.Dr.C elalG ö le
~ -1sınavla nnı
•V sılıh i-
rru ı*
,~*ur*r
k„
f!**SAl BİLGİ1ER
: nek
ÇOK MU
BELLİ
OLUYO?
2004
Mülkiye’d e en uzun süre dekanlık yapm a onurunu
taşıyan 5aym Celal GÖLE yaptığı çalışm alarla
tü m Mülkiye camiasının ta k d irin i kazanmıştır.
Kimi zaman öğrencileriyle so ru nla r yaşasa da
onları zo r zamanlarında yalnız bırakmamasıyla
tanınır. A tle tik dekanımızın Kemal Perviş’le yap­
tığı te n is maçları okulda çok meşurdur. H a tta
b ir rivayete göre Kemal Dervişin katılıdığı 143.yıl
resepsiyonundan sonra dekanlık katında gece
yarısı bir masa te n is i maçı dahi yapmışlardır.
Göreve geldiğinden bu yana okulun her yanını
kazdıran dekanımız, kazdırdığı yerleri k a p a ttır­
mayı unutm adığı için bizce bu dönem belediye
başkanlığına adaylığını koymalıydı. Olmadı ama
yeni YÖK yasasıyla görevi bırakmak zorunda
kalacak olan Sayın Celal GÖLE’y i rektörlük kol­
tuğunda görmek bizi hiç şaşırtm ayacak.
K.Y’nin Zaferi!!
Uzun zamandır sürdürmekte olduğu hukuk mücadesenini
kazanan K.Y., sonunda hakkı olan notu kurul kararı ile
aldı...
2 2 -Fakültemiz Kamu Ycnenmı
; .mu 4 sınıf S8080S64 no’lu öğrencisi Amour
GADJİEV'in "Genei Muhasebe' is rs ı donen: sonu sınav kağıdında Yönetim Kurulumuzca
yapılan inceleme
sonucu
maddi
hataya
rastlandığından
notunun
60
(altmış) olarak
düzeltilmesine,
2 3 -Fakültemiz Uluslararası İlişkiler Bölümü 4.sınıf
Y.
no’lu öğrencisi K.
un ‘Para Politikası ’ dersi dönem sonu sınav kağıdında Yönetim Kurulumuzca yapılan
inceleme sonucu maddi hataya rastlandığından notunun 10 (on) olarak düzeltilmesine,
2 4 -Fakültemiz İşletme Bölümü 2.sınıf 02080605 no’lu öğrencisi Tahir CİTER’in
Kamu Mâliyesi” dersi dönem sonu sınav kağıdında Yönetim Kurulumuzca yapılan inceleme
sonucu maddi hataya rastlandığından notunun 62 (altmışiki) olarak düzeltilmesine,
K AZ G AN
2004
_____
( k i t i U f HAIMMİIİN SU KACAK KISITlf)
-
t O I U A C I 9 1 U İ /İ T A UT) ! D ! VO D
■

Benzer belgeler