PDF SAYI 3 - Hayat Online

Transkript

PDF SAYI 3 - Hayat Online
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 1
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
Sayı/Nr. 3
Yıl/Jahr 1
Mart/März
2004
Muharrem
1425
TV 5 Yayında
11846 V
SR: 3333
FEC: 5/6
Aylık Ücretsiz Gazete / Kostenlose Monatliche Zeitung
Eğer kendimize gelmezsek gençliğimizi kaybetmekle karşı karşıyayız
Gençliğimiz nereye?
Avrupa`daki
Gençlerimiz
Dr. Yusuf IfiIK
Serbest Kürsü
Sayfa 5`de
Hayat› do¤ru
çizgilerle okumak
‹brahim
GÜMÜfiO⁄LU
Serbest Kürsü
Sayfa 11`de
Refakatli Tafl›t
Kullanma
Müsaadesi
‹hsan GÜLER
Uzman›ndan Bilgiler
Sayfa 7`de
‹flyerinden ç›k›fl
paras›
(Abfindung)
As›m TOZO⁄LU
Bilgilendirme
Sayfa 9`da
Ayd›nca
Ayd›n ERSOY
Özel Köfle
Sayfa 13`de
Gelece¤imiz
Gençli¤imiz
Mehmet ATEfi
Dosya
“Aktif Yat›r›m”
Modeli
Mezarl›k
Pazarl›¤›ndan,
HAYAT’A...!
Abdullah ÖZER
Mustafa KASALAK
Dosya
Sayfa 16`da Özel Köfle
GENÇLER‹M
EYVAH!
Mahmut AfiKAR
Sayfa 22`de Dosya
Nesiller
Kayboluyor mu?
Yalç›n YILMAZ
Sayfa 15`de
Serbest Kürsü
Gençli¤imize
sahip ç›kal›m
Hikmet ATAK
Sayfa 6`da Dosya
Sayfa 12`de
Almanya`da
floksuz kesim
ne durumda
Rüstem ALTINKÜPE
Sayfa 17`de Serbest Kürsü
Sayfa 12`de
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 2
Sommer Reifen
ab 29¢
z.b.185/60 HR14 TL 82H
Fulda Stück 39¢
Ölwechsel
mit Filter
35¢
bis 5 Liter öl 10W-40
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 3
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
‹Ç‹NDEK‹LER
HESSEN
3
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
SERBEST KÜRSÜ
Avrupa`daki Gençlerimiz
Dr. Yusuf Ifl›k.................................... 5
SERBEST KÜRSÜ
Arzuhal
Yalç›n Y›lmaz................................... 6
UZMANINDAN B‹LG‹LER
Refakatli Tafl›t Kullanma Müsaadesi
‹hsan Güler....................................... 7
B‹LG‹LEND‹RME
‹flyerinden ç›k›fl paras› (Abfindung)
As›m Tozo¤lu.................................... 9
SERBEST KÜRSÜ
Hayat› do¤ru çizgilerle okumak
‹brahim Gümüflo¤lu ......................11
‹NCELEME
“Gelece¤imiz Gençli¤imiz”
Mehmet Atefl .................................. 12
ÖZEL KÖfiE
Ayd›nca
Ayd›n Ersoy..................................... 13
MAHKEME KARARLARI
Güncel Mahkeme Kararlar› .......... 14
DOSYA
Gençlerim Eyvah!
Mahmut Aflkar ................................15
DOSYA
Evlili¤e bafllarken
Muhammet Nebi Çelik ..................16
DOSYA
Gençli¤imize Sahip Ç›kal›m
Hikmet Atak ................................... 17
Ç‹ZG‹N‹N D‹L‹ ............................19
ÖZEL KÖfiE
Mezarl›k Pazarl›¤›ndan Hayat`a
Mustafa Kasalak............................. 22
B‹Z‹M PENCEREDEN
Avrupa Birli¤i Kurtulufl mu?
A. Furkan Erdem ........................23-24
KOMED‹-M‹ZAH SAYFASI ......25
KOMED‹-FIKRA SAYFASI ....... 26
SEÇME YAZILAR ........................ 27
B‹L‹fi‹M
DivX Savafllar› K›z›fl›yor .............. 28
SA⁄LIK
Ses K›s›kl›¤›na Dikkat .................. 29
LEZZET KÖfiES‹......................... 30
OTOMOT‹V
Mini Konteyner Fiat Dobló ......... 32
ED‹TÖR`DEN
Gündemi belirlemek...
Sevgili dostlar!
Bu say›m›zda karfl›n›za “Avrupa`da Gençli¤imiz”in durumunu inceleyen yo¤un bir dosyayla ç›k›yoruz.
Geçen say›m›zdaki inceledi¤imiz
konu hala güncelli¤ini korumaktad›r. Maalesef Hessen Eyaletinde
devlet dairelerinde çal›flanlara baflörtüsü takmak, al›nan bir kararla
yasakland›.
Biz bu yanl›fl karar›n en k›sa sürede düzeltilece¤ine inan›yoruz.
Geçen ay; yani fiubat ay› ve Mart ay›n›n ortalar›na
kadar olan zaman dilimi bizler için oldukça yo¤un geçti.
Burada flunu belirtmek isterim ki! okuyucular›m›z›n bizlere göstermifl oldu¤u teveccüh sayesinde ikinci
say›m›zda gündem oluflturmay› bafllad›k. Daha yeni
olmam›za ra¤men, ikinci say›m›zda iflledi¤imiz dosya
Hessen`de gündemi belirledi. Tabii bu siz k›ymetli
okuyucular›m›z›n s›cak ilgilerinden kaynakland›.
Bizleri tan›yan tan›mayan herkes; gazetemizi ilk
okuduklar›nda memnuniyetlerini belirten görüfllerde
bulunuyorlar. Bu da bizim çal›flma azmimizi daha da
art›r›yor.
‹lk say›m›zda aç›klad›¤›m›z gibi gazetemizin sayfalar› her daim ve herkese aç›k olacakt›r. Bunun do¤al
sonucu olarak da gazetemizin yazar kadrosu her say›da artmaya devam ediyor.
Bu say›m›zda sevgili Mustafa Kasalak da aram›za
kat›ld›. Ve yaz›s›n› ilgiyle okuyaca¤›n›z kanaatindeyiz.
Üçüncü say›m›z›n haz›rl›klar›na bafllarken baz›
dostlar›m›z neden hala gazetenin bürosunun aç›l›fl merasiminin yap›lmad›¤›n› sordular. Biz de buna hak verdik. Asl›nda biz bu aç›l›fl merasimini iki ay evvel yapacakt›k. Tam bu aç›l›fl için bir gün belirledi¤imizde çok
sevgili bir dostun trafik kazas› haberi geldi. Ve kardeflimiz flu anda hala bu kazan›n neticesinde yo¤un bak›mda bulunmaktad›r. Buradan sizlerden ricam›z kardeflimiz için dualar›n›z› eksik etmemenizdir. Biz de bu
haber üzerine aç›l›fl›m›z› iptal etmifltik.
Biraz geç de olsa aç›l›fl›m›z› 7 Mart 2004 Pazar günü
yapt›k. fiunu belirtmek isterim ki aç›l›fl›m›za bu kadar
yo¤un ilginin olaca¤›n› beklemiyorduk. Aç›l›fl›m›za gelen ve bizleri onurland›ran tüm dostlara buradan flük-
ranlar›m›z› arzetmek istiyorum.
Gelelim baflta belirtti¤imiz kapak
dosyam›za. Üçüncü say›m›z› haz›rlarken hangi konuyu gündeme alal›m diye yay›n kurulundaki arkadafllarla konuflurken; gençli¤imizin
durumunu irdelememiz gerekti¤i
ortak fikri ortaya ç›kt›.
Bizde yazarlar›m›zdan ve sivil
toplum örgütlerinin sorumlular›ndan bu konuda yaz›lar›n› talep etti¤imizde gördük ki bu konu gerçekten derinlemesine incelenmesi gereken bir konudur. Ve bu konuda yaz›lar›n› gönderen
tüm yazarlar›n yaz›lar› oldukça dolu dolu idi.
Yap›lan baz› araflt›rmalar›n neticelerini inceledi¤imizde gerçekten gençli¤imizin bir boflluk içerisinde oldu¤u ve bunun suçlular›n›n bizler; yani kendi toplumumuz ve aileler oldu¤u sonucu ortaya ç›kmakta idi.
Ama bizler yine iflin kaçama¤›n› bulup topu hep
baflkalar›na atmay› tercih ediyoruz. Bu meselenin çözümü için; aileler baflta olmak üzere, sivil toplum örgütleri, okullar ve Konsolosluklar›m›zdaki görevlilerimizin ortaklafla çözümler üretmesi gerekmektedir.
Yapt›¤›m›z çal›flma bunun gereklili¤ini ortaya koymaktad›r.
Gazetemiz flu anda bizim istemifl oldu¤umuz seviyenin daha % 60`lar›n› yakalam›fl durumdad›r. ‹nflallah bizim hedefimiz bu senenin sonunda içerik olarak
hedefimizi % 100`lere ç›karmakt›r. Sadece içerik olarak
de¤il, gazetemizin tüm Hessen`e ulaflmas› noktas›nda
flu anda çal›flmalar›m›z son sürat devam etmektedir.
Sizlerden ricam›z gazetemizin ulaflmas›n› istedi¤iniz
yerleri bizlere bildirmenizdir. Bu flekilde gazetemiz daha çok insana ulaflacakt›r.
‹nsallah her say›m›zda daha daha yeni konular ve
köfleler bulacaks›n›z. Bu say›m›zda Hessen`de bulunan
amatör Türk spor kulüplerini tan›tmaya bafll›yoruz. ‹lk
tan›taca¤›m›z spor kulübü Frankfurt`ta kurulu bulunan TSV Umutspor. Sevgili Murat Erbay`›n yaz›s›n› ilgiyle okuyaca¤›n›z kanaatindeyiz.
Bu duygu ve düflüncelerle sa¤l›k ve mutluluk dolu
günler diliyoruz. Cenab-› Allah çal›flmalar›m›z› bereketlendirsin, fluurland›rs›n. Çal›flmak bizden, baflar›
Allah`tand›r. Allah`a emanet olun.
Hessen Hayat Ayl›k Ücretsiz Gazete
Mart-März 2004 Muharrem 1425
Sahibi ve Genel Yay›n Yönetmeni: Sinan AKTÜRK
Yay›n Kurulu: ‹brahim Gümüflo¤lu, Sinan Aktürk, Ayd›n Ersoy,
BULMACA..................................... 37
‹hsan Güler, Rüstem Alt›nküpe, Saim Ayas, Mustafa Kasalak
SPOR
TSV Umutspor Frankfurt’ta
harikalar yarat›yor......................... 38
Merkez: Königsbergerstr. 16 · D-61169 Friedberg · Tel: 06031-162411 Fax: 06031-738644
Bas›ld›¤› Yer: SM Druckhaus Otto-Hahn Str. 44 a · D-63303 Dreieich Tel: 06103-93 61 38
Gezetemizde ç›kan yaz›lar›n ve reklamlar›n içeri¤inden sorumlu de¤iliz.
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 4
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Hayat
Seite 5
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
SERBEST KÜRSÜ
5
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Avrupa`daki Gençlerimiz
Dr. Yusuf IfiIK
‹lahiyatç›-E¤itimci
ir halk›n, milletin ve toplumun
gelece¤i olan gençler, yetifltikleri ve yetifltirildikleri zaman ve
mekan dilimi içerisinde önemli bir
yer tutar. Gençlik, gelece¤in teminat›d›r.
Gençlik; organizmalar›n yaflay›fl›nda, do¤ufltan yetiflkinli¤e kadar
süren devredir. Bitkilerin hayat›nda
gençlik, ilk meyve verme zaman›na
kadar sürer. Hemen hemen hayvanlar›nkiyle pekaz bir benzerli¤i görülür. Basit yap›l› hayvanlarda ise,
gençlik dönemi, baflkalaflma ve deri
de¤ifltirme gibi hayli uzun merhaleler geçirir. Karmafl›k yap›l› hayvanlarda daha basit bir görünüfl de safha
arzeder.
‹nsanda ise gençlik, çocuklu¤un
bitiminden itibaren yetiflkinlik/ergenlik safhas›na kadar devam eden
bir sürü merhaleler fleklinde kendini
gösterir.
Her ne kadar gençli¤in delikanl›l›k ça¤›yla sona erdi¤i iddia edilse bile, do¤rulu¤u tart›flma halindedir.
Çünkü ergenlik ve delikanl›l›k ça¤›,
daha ziyade cinsiyetin belirgin duruma gelmesinin bafllad›¤›n›n iflaretidir. Vücutta büyüme ve geliflme,
omurgal›larda iskeletin as›l/tam biçimi al›ncaya kadar sürer. Ancak belirli
s›n›ra do¤ru geçilmifl olurki, art›k vücudun morfolojisinde de¤iflkenlik görülmez.
Gençli¤in uzayabilece¤i yafl s›n›r›,
cinsiyet, ›rk ve iklim faktörlerine ba¤l› olarak oldukça de¤iflme gösterir.
Öteden beri gençli¤in özelli¤ini
oluflturan belli bafll› belirginli¤in fizyolojik güç bak›m›ndan üstünlü¤üne
iflaret edilmifltir. Gerçekten gençli¤in
fizyolojik temel özelli¤ini, daha yo¤un ve kolay bir faaliyet, daha büyük
ölçüde intibak kolayl›¤›, yorgunlu¤a
daha iyi dayan›kl›l›k göstermesi...vb.
gibi hususlar oluflturur.
Ayn› zamanda, canl› bir hayal gücü, kolay hat›rlama, tesir alt›nda kalma, kolayca inanma, heyecanlanma
ve zeka uyan›kl›¤› gibi özellikler de
gençli¤in ruhi yönünün belirtileridir.
B
Toplumumuzu yönlendiren sivil toplum kurulufllar›na büyük görevler düflmektedir.
Onlar›n haz›rlayacaklar› programlar ve yapacaklar› etkinliklerle gençlerimiz bu tuzaklardan haberdar edilmeli ve onlar›n batakl›¤a düflmelerine engel olunmal›d›r. Anne-Baba, okul, cami ve çevre gençlerimizin do¤ruyu, güzeli ve iyiyi bulmada aktif rol oynamal›d›r. Camilerdeki Din Görevlileri, okullardaki Türkçe ö¤retmenleri, Konsolosluklardaki Din, E¤itim ve Kültür Atefleleri ciddi ciddi bu konularda planl› ve programl› bir
flekilde ve belli bir konsensüs sa¤layarak çal›flmal›d›rlar.
Gençlere yönelik kültürel etkinlikler gerçeklefltirilmelidir. Devlet-Millet elele; slogan
olarak kalmamal› ve hayata geçirilmelidir.
Zaten ruhsuz bir beden düflünülemez. Ruhsuz bedenin bir et y›¤›n›ndan farks›z oldu¤unu izah etmeye
gerek yoktur.
Bugün Avrupa`da, özellikle Almanya`da yetiflen gençlerin en büyük
s›k›nt›s›, sözünü etti¤imiz ruhi/psikolojik olgunlu¤a istenilen flekilde
eriflememifl olmalar›d›r. Bunun da en
büyük sebebi, buralarda do¤up büyüyen gençlerin iki kültür aras›nda
s›k›fl›p kalmalar›d›r.
Haberleflme mekanizmas›nda
“verici” dedi¤imiz Avrupa kültürünün “al›c›”y› yani, müslümanlar› etkisi alt›na alabilmek için de¤iflik metod ve yollardan yararland›¤› bilinmektedir. Fakat kültür emperyalizminin unutulmamas› icab eden en tesirli ve tehlikeli silah› “taklid” ve
“moda” flekline dönüflerek “benzemek ve baflkalar› gibi olabilmek”
duygusudur. Modern psikoloji, insano¤lunun pek az nisbette akl›na, pek
çok nisbette de gayri fluuruna göre
hareket etti¤ini ortaya koyuyor.
Körü körüne taklid etme olay›n›n,
etkisinin sebebi etraf›nda cereyan etti¤i görülüyor. Sunulan örne¤i taklit
etmek, bilhassa çocuklara ve gençlere
cazip gelen bir davran›flt›r.
Bunun neticesidir ki, gençler kendi benliklerini bulamamakta ve kendilerinde varolmas› gereken özgüveni elde edememektedirler.
Bugünkü gençlerimiz aras›ndaki
huzursuzlu¤un tek sebebi, Milli ve
Manevi kültürümüzün de¤erlerini
genç nesillere yeterince aktar›lamay›fl›d›r. Böyle olunca; güçlü, etkili yay›n ve e¤itim karfl›s›nda çocuklar›m›z›n tav›r ve karakterlerinin negatif
yönde geliflmesi tabii bir neticedir.
Herfleyden önce bir nesil içinde
iki nesil, belki de çok nesiller yafl›yor.
Öylesine bölük bölük, öylesine parça
parça olmufl bir nesil ki, kendisinden
baflka herfleye hayran.
Bir nesil ki, geçmifline sald›r›yor,
kültürüne sald›r›yor, sevgisine sald›r›yor, Hakk›na ve hayas›na sald›r›yor.
Müslüman milletimizin gençleri
Avrupa`da “yabanc› ellerin, yabanc›
tarihlerin ve yabanc› vicdanlar›n” çocuklar›ym›fl gibi yafl›yorlar.
Nas›l kurtulur bu genç insanlar
modern cehaletten? Bu konu üzerinde derin derin düflünülmesi gerekir.
Bu hususta konferanslar düzenlenmeli, seminerler verilmeli ve sempozyumlar gerçeklefltirilmelidir. Hatta üniversitelerde araflt›rma tezleri
olarak verilmelidir.
Bugün Avrupa`da yaflamakta
olan gençler kültür emperyalizmi
tehlikesiyle karfl› karfl›ya bulunmaktad›r. Bu ac›kl› durumun sebebini
“Bat› medeniyetinin üstün oluflundan ziyade biz de Bat› karfl›s›nda aflag›l›k duygusu yaratan tesirlerde aramal›y›z”
Kendi kültürümüzden ve dinimizden koparak pervaneler gibi Bat›
düflüncesine do¤ru uçuflmalar ayn›
flaflk›nl›¤›n eseridir. Bu noktada gençlerimizin endiflelerinden kurtulmas›
için tek çare: “Ruhumuzun mayas›
olan Dinimize dönüfl”tür.
Aksi taktirde bir de¤il bir kaç nesil Avrupa`da yok olmakla karfl›karfl›yad›r. Gençli¤in yok olmas› sadece
kültürel sebeblere dayand›r›lamaz elbetteki. Bunun baflka baflka sebebleri
de vard›r.
Gençli¤i psikolojik yönden etkileyen ve kendinin d›fl›nda baflka biri
gibi görmeye iten sebeblerden birisi
de afla¤›l›k kompleksidir. Bu kompleksin sebeblerinden birisi ve en
önemlisi gençlerimizin kendi tarihlerini, kültürlerini ve geçmifllerini bilememeleri ve onlardan kopuk yaflamalar›d›r. Bunun da en büyük sebebi
yeterli “Türkçe dilbilgisine” ve
“Türkçe kelimelere” vak›f olamad›¤›ndan dolay› Türkçe eserleri, gazeteleri okuyamamalar›ndand›r.
Asl›nda Avrupa`daki gençlerimizin sorunlar›n› bir kitap haline getirip, çözüm çarelerini belirtmek gerekir. Elbetteki bu sütunlarda bu konular› geniflçe analiz yapmak mümkün
olmamaktad›r.
Yine Avrupa`da yaflamakta olan
gençlerimizin etkilendi¤i, flahsiyetlerine ve kendi fizyolojik ve psikolojik
varl›klar›na tesir eden sebeblerin bafl›nda sosyal çevrenin etkileri önemli
rol oynamaktad›r.
Bu sosyal çevre gençlerimizi ço¤u
kez negatif yönde etkilemekte ve do¤al olarak da gençlerimiz bu etkileflimden nasiplerini almaktad›rlar.
‹çki, kumar, uyuflturucu, sigara,
zina...vb. kötü al›flkanl›klar gençlerimiz için haz›rlanm›fl tuzaklar›n bafl›nda gelmektedir. Bu tuzaklara düflmeyen gençlerimizin say›s› parmaklar›n say›s› kadar azd›r. Bu belan›n
önüne mutlaka geçilmelidir. Toplumumuzu yönlendiren sivil toplum
kurulufllar›na büyük görevler düflmektedir. Onlar›n haz›rlayacaklar›
programlar ve yapacaklar› etkinliklerle gençlerimiz bu tuzaklardan haberdar edilmeli ve onlar›n batakl›¤a
düflmelerine engel olunmal›d›r. Anne-Baba, okul, cami ve çevre gençlerimizin do¤ruyu, güzeli ve iyiyi bulmada aktif rol oynamal›d›r. Camilerdeki Din Görevlileri, okullardaki
Türkçe ö¤retmenleri, Konsolosluklardaki Din, E¤itim ve Kültür Atefleleri
ciddi ciddi bu konularda planl› ve
programl› bir flekilde ve belli bir konsensüs sa¤layarak çal›flmal›d›rlar.
Gençlere yönelik kültürel etkinlikler gerçeklefltirilmelidir. DevletMillet elele; slogan olarak kalmamal›
ve hayata geçirilmelidir.
Çünki Avrupa`da kaybolmakta
olan gençlerimiz, çocuklar›m›z ve nesillerimiz, bizim nesillerimiz, çocuklar›m›z ve gençlerimizdir. Bu konuda
yüre¤i yanacak olan, flu gurup, bu
fraksiyon veya flu teflkilat de¤il hepimizdir. “Birimiz hepimiz, hepimiz
birimiz için” gerçe¤inin gereklerini
yerine getirmek sorumlulu¤unu her
kifli, kurum, teflkilat, vak›f, dernek...vb. herkes tafl›mal›d›r. Bu sorumlulu¤un gere¤i olarak da, el ve
gönül birli¤i içerisinde çal›flmalar›m›za duyarl› bir flekilde h›z vermemiz
kaç›n›lmazd›r. Henüz tren tam olarak
kaçm›fl de¤il. Ona yetiflmek mümkün. Yeterki bizler elimizi çabuk tutal›m.
Hadi gayret!..
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 6
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçınde Gızlıdır
SERBEST KÜRSÜ
6
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
arzuhal
Nesiller kayboluyor mu?
Yalç›n Y›lmaz
950’lerde atalar›m›z Almanya’ya
geldi¤inde 50 y›l sonra çocuklar›n›n ve torunlar›n›n kaybolma tehlikesiyle yüzleflece¤ini düflünemezdi.
Günümüzde üçüncü nesil, hatta dördüncü nesil göçmenler art›k okula gidiyor, mesleki e¤itim yollar› ar›yor.
Almanya ve Avrupa toplumlar› demografik sorunlarla bo¤uflurken, afla¤›dan gelen gençler ve çocuklar, bizim
çocuklar›m›z doymufl toplumlar›n
ekonomik sorunlar›yla yüzlefliyor.
Gençlerimiz ergenlik sorunlar› aras›nda çabalarken çal›flma dünyas›n›n ve
ekonomik yap›lar›n dayatma ve buyruklar›yla yüzlefliyor. Modern toplumlar, postmodern yenilikler olaylar›n seyrini derinlemesine etkiliyorken,
gençlerimiz bir yandan, geto özelli¤indeki aile yap›lar›n›n s›k›nt›lar›, öte
yandan da toplumun dayatmalar› aras›nda eziliyor.
Aram›zda gözlerini modern topluma kapayanlar, kendi getosunda yafla-
1
may› sürdürür. Almanya’da bulunan
hilkat garibesi Atatürkçüler bile bunlar› içine kapan›k hayatlar›ndan ç›karmak için gayret gösterir, ancak bu
u¤urda kullan›lan araçlar geto hayat›n› yaflayanlar›n kafalar›ndaki örümceklerinden daha da karanl›kt›r. Almanya’da Atatürkçüler bile geri kafal›. Bir Türk baflka bir Türkü Alman
makamlar›na flikayet edebiliyor. Bir
çocu¤un oyun arkadafl›n›n yaramazl›¤›n› ihbar etmesi gibi. Bu arada Atatürkçü dediklerimiz, çeflitli derneklerde biraraya gelen ve uzaklardaki bir
memleketin tarihte kalm›fl çürük ideolojisini sürdürme sevdas›ndaki insanlard›r. Atatürk’ün memleketi ileriye götüren fikirlerine sözümüz yok,
ancak bu fikirleri ideoloji haline getirenler TRT’de ilginç görüntüler sunuyor. Modern toplumlar ve genelde Bat› ideolojilerin ölümünü kutlarken, bizimkiler körüne körüne ayn› ideolojiyi
sürdürüyor. Gelin Alman ve Hollanda
ilkokullar›nda Türk çocuklar›na dayat›lan Türkçe derslerinin müfredat›na
bir bakal›m. Alman okul sistemlerinin
özgür düflünceyi savunan kemikleflmifl yap›s› nas›l oluyor da bir ideolojinin devlet okulunda taptaze dima¤lara yerlefltirilmesine izin veriyor. Nice
insan›m›z var ki, bu Türkçe derslerinin bu içeri¤i nedeniyle çocuklar›n›
Türkçe derslerine göndermiyor. Ne
yaz›k ki, bu ebeveynlerin hepsi, çocuklar›na evde Türkçe dilbilgisini telafi edecek imkan› yok, bu büyük bir kay›pt›r. Çocuklar›n Alman yurttafl› olmas› durumunda bu Türkçe dersleri
dayat›l›yor. Konsolosluk yetkilileri asl›nda türkçe derslerinin uluslararas›
niteli¤e kavuflturulmas›n› sa¤lamal›d›r. Ancak, bürokratlardan genifl
ufuklu olmalar›n› beklemek hata.
Anlafl›lan, modern toplumlar›n
oturmufl ekonomik yap›lar›n›n ve bürokrasinin dayatmalar› yetmiyormufl
gibi, Almanya’da bulunan di¤er Türkler de ilkokul ça¤›ndaki çocuklar›m›zdan bafllamak üzere etatist ve ideolojik bask›lar›n› sürdürüyor. Modern
imperatifler günlük hayat›n her veçhesinde kendini gösteriyor. Bireyler sabah kalkt›¤›nda haber programlar›nda
devletin devasa bask›s›yla yüzlefliyor,
trene bindi¤inde istasyondaki reklamlarda multi-nasyonal flirketlerin dayatma reklamlar›n› görüyor, eline gazete
ya da broflür ald›¤›nda uydurma projelerin albenisine kendini kapt›r›yor.
Gençlerimiz ve çocuklar›m›z bu renkli
reklam bombard›man› karfl›s›nda bizim sahip oldu¤umuz kültürel birikimden yoksun oldu¤u için çaresiz
teslim oluyorlar. Bu teslimiyet hayatlar›na mal oluyor.
Hayat nedir ki? Hayat yüce Allah’›n hayy s›fat›n›n aç›l›m›d›r. Hayat
Allah’›n sürekli dirili¤ine iflaret eder.
Hayat kelimesini kullanmak insanlardan capcanl› olmalar›n› gerektirir. Bu
canl›l›k, dirilik kaybolmayagörsün. Eflref-i mahlukat insan hayvan derekesine iner, günlük gayretler hayat›m›z›
yaflama döndürür, günümüz yeme-içmeyle, bedenimizin ihtiyaçlar›n› gidermekle geçer gider. Hayat›ndan maneviyat› eksilen gençler modern topluma teslim olmakla hayatlar›n› yitirir,
hayy s›fatlar› üstlerinden eksilir.
Arzuhalimiz fludur: gelin, nesilleri
kaybetmeyelim, kaybolmalar›na göz
yummayal›m. Dayatmalar hiç bir zaman eksilmez. Tarih boyunca devletleri devlet yapan bürokratik yap›lard›r.
Büyük Çin ‹mparatorlu¤u, Osmanl›
Devleti, ABD ça¤ aç›p kapad›lar. Bunlar›n hepsi politik ve ekonomik yap›lar›yla güç bulabildiler. ‹nsantekleri bu
düzenler karfl›s›nda tarih boyunca
ezildi. Ça¤lar boyunca farkl› cevaplar
gelifltirildi, çareler arand›. Celali isyanlar› devletin zulmetine karfl›yd›, Türkiye’de farkl› etnik gruplar›n isyanlar›
da ayn› bask›ya karfl›yd› – bir subay›n
güneydo¤ulu insan›m›za d›flk› yedirmesi ve "Sen buna lay›ks›n" demesi,
herkesin gözlerini yaflartt›. Almanya’da Türk toplum gruplar› günlük
hayatta kendini bütün gücüyle gösteren bask›ya karfl› ancak getolara kapanmakla çare ar›yor. Bu durum tarihte tarikat yap›lar›n›n oluflmas› gibidir,
ilk tarikatlar bugünklü Suriye, Irak
topraklar›nda Hunlar›n istilas›yla ve
politik bask›s›yla ortaya ç›km›flt›. O
günün müslümanlar› bu geto kal›b›ndaki tarikat yap›lar›n› gizli devrimlere
kalk›flmak için kullan›yordu, o günlerde tarikatlar›n özü özgürlükçüydü,
politik bask›lara karfl› özgürlefltirici.
Ne yaz›k ki, bugün Avrupa’n›n her
köflesinde rastlanan getolarda kendi
içine kapanan insan›m›z bu kapal› yap›lar› kullanarak özgürlük tohumlar›
atmay› beceremiyor. Getolar› basamak
olarak kullanan gençlerin bu hareketleri yafll›lar taraf›ndan görmezlikten
geliniyor. Gençlerse, yular›n› kopartm›fl özgür beygirler gibi sa¤a sola yalpalan›p, kendilerini kaybediyor. Bu
trende dur demek gerekir.
e-posta: [email protected]
Çanakkale fiehitli¤i Yenileniyor
Yenilenen fiehitlik’te isim
tartıflması
Çanakkale fiehitli¤i, altmıfl
yıl gecikmeyle aslına uygun
hale getirildi. Ancak flimdi de
sembolik flehitlik tartıflılıyor.
Yeni düzenlemeyle Çanakkale fiehitlerinin anısına 130
sembolik mezar taflı dikildi.
Taflların üzerinde savafla asker
gönderen iller ve askerleri
temsilen ‘Mehmet’ ismi yer
alıyor. Arafltırmacılar, ‹ngiliz
Mezarlı¤ı’nda oldu¤u gibi
tüm flehitlerin isimlerinin yer
almamasının eksiklik oldu¤unu vurguluyor.
Mimar Do¤an Erginbafl ve
‹smail Utkular’ın 1944 yılında
çizdi¤i Çanakkale fiehitlik
Abidesi Projesi nihayet ta-
mamlanıyor.
1960 darbesinin ardından alelecele açılan
fiehitlik’de iki temel eksiklik vardı. Abidenin tavanındaki ay yıldız figürü ve "Vatan ve ‹stiklal"
rölyefi altmıfl yıl gecikmeyle de olsa flehitlikdeki yerini aldı.
Yeni düzenlemede
göze çarpan bir baflka
yenilik daha var. Daha
önce arka tarafta bulunan sembolik flehitlik
flimdi hemen abidinenin
önüne alınmıfl.
ASKERLER‹ TEMS‹LEN ‘MEHMET’ YAZILIYOR
Eski flehitlikte sembo-
lik olarak seçilmifl 300
subay ve askerin ismi yer
alıyordu. 1,6 trilyon liralık ihaleyi kazanan Sembol ‹nflaat’ın ortaklarından Mustafa Yazıcıo¤lu,
Kültür Bakanlı¤ı’nın bu
tercihle bir haksızlı¤ı ortadan kaldırdı¤ı görüflünde:
"Tabiri caizse bu torpilli flehitliktir. Torpilli
flehit olmaz. Ya herkesin
ismini yazarsınız ya da
‘Mehmetçik’ yazarsınız.
Çünkü Türk askeri ‘Mehmet’ olarak biliniyor. Biz
bir yanlıfllı¤ı düzelttik."
1924 yılında infla edilen ‹ngiliz Mezarlıkları’nı örnek gösteren arafl-
tırmacı Gürsel Göncü ise, ‹ngilizlerin 80 yıl önce, tüm kayıplarının isimlerini örnek gösteriyor:
"Yapılması gereken fley bütün bu flehitlerin isimlerini kazılı oldu¤u plakalar yapmak
ve bunları göstermektir. Borç
olan fley, yapılması gereken
fley budur. ‹ngiliz Mezarlı¤ı
da dünyanın medeni ülkelerindeki savafl mezarlıkları da
böyledir."
Çanakkale fiehitli¤i flimdi
yeni ve mükemmel bir düzenlemeyle aç›l›fla hazırlanıyor.
Ancak flehitlerimizi bir türlü
isimsiz kahramanlar karanlı¤ından kurtaramayan bizler
Çanakkale fiehitlerine yeterince sahip çıkabiliyor muyuz?
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 7
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
UZMANINDAN B‹LG‹LER
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
7
Refakatli Tafl›t Kullanma Müsaadesi
‹hsan GÜLER
Sürücü Kursu Ö¤retmeni
[email protected]
Çok sevgili okuyucular›m›z
Her insan›n hayat yolunda
önemli dönüm noktalar› ve önemli
duraklar› vard›r.
‹nsan›n Dünyaya gelifli 1. dura¤›d›r. Bu birinci durakta çocukluk trenine biner ve o trenin makinisti nereye götürürse veya hangi hatta ise
nereye do¤ru gidiyorsa o da o istikamete do¤ru gider. Çocu¤un flahsiyeti, kiflili¤i, düflüncesi, hal ve hareketi de trenin içindeki yolcular›n
meflguliyetine ve davran›fllar›na göre geliflir.
‹nsan›n 2. dura¤› ve dönüm noktas› okula bafllamas›d›r. Sizce de nelerin de¤iflti¤i malumdur.
3. dura¤› ve dönüm noktas›
gençlik dönemi yani ergenlik ça¤›
dedi¤imiz dönemdir.
‹flte floför okullar› olarak bizim
iflimiz bu dönemden itibaren bafll›yor.
Bir genç k›z veya genc erkek 14
yafl›na geldi¤inde babas›ndan veya
annesinden en çok istedi¤i fleylerden birisi motosiklet ehliyeti almak
olacakt›r. Bunu alarak veya almaya-
rak geçifltirdikten sonra 16 yafl›nda
araba sürmek isteyecektir. Ehliyet
almaktan bahsedecektir.
Hele ki 17 yafl›na gelince sab›rs›zl›kla ehliyet almak için 18. yafl›n›
bekliyecektir ve kifliye bu bir sene
çok uzun gelecektir. Nas›l ki bir
genç niflanlan›r ve heyecanla dü¤ün
gününü bekler; iflte onun gibi birfley.
‹flte bu günlerde 16 yafl›ndakileri
daha çok heyecanland›ran bir konu
gündemde idi ve enine boyuna tart›fl›lmaktayd›. Bu konu ise halk dilinde "17’de Ehliyet"di.
Yani "Begleitetes fahren" Refakatli Tafl›t Kullanma Müsadesi
Bu ne demek?
Bu bir model denemesi olacakt›r.
Bu model denemesine isteyen Eyaletler kat›labilir. Ancak buna kanuni
müsade de flartt›r.
Bu model denemesini Niedersachsen ve Nordrhein-Westfalen
eyaletlerinin uygulamak istedi¤i kesindir.
Hessen Bölgesi bu tür uygulamay› reddetmifltir.
Bu model denemesinin anlam›
ve hedefi: 17 yafl›nda ehliyet alarak
30 yafl›nda olan ve en az 5 y›l tecrübesi olan herhangi bir floför okulunda da 90 dakika ders gören bir flahs›n refakatiyla araç kullanarak daha
fazla tecrübe kazan›p trafikte daha
emniyetli araç kullanmas› arzu edilmektedir.
Bundan dolay› da refakatli tafl›t
kullanma müsaadesi denmifltir.
Federal Trafik Bakanl›¤›n›n bu
hususta tereddütleri vard›:
Örne¤in:
1. Ehliyet alma yafl s›n›r›n›n düflürülmesi trafikteki riskleri azalt-
AS Automobile
An und Verkauf
Gebraucht / Unfallwagen
A. SAK
Benzstraße 22
D-63110 Rodgau
e-Mail : [email protected]
Mobil: 0172-7706507
Mobil: 0173-8438047
Fax : 06106-772046
Tel : 06106-284204
Tel : 06106-284205
Fax : 06106-284206
e-Mail: [email protected]
maz daha art›r›r.
2. Yan›nda oturan refakatçi trafikte olabilecek tehlikelere yeterince
müdahele edemez.
3. Yan›nda oturan refakatçi trafikte olabilecek tehlikelere yeterince
do¤ru de¤erlendirip anlatamaz.
4. Refakatçi hususunda da yeterli
ve aç›k düzenlemeler yoktur.
5. 17 yafl›nda refakatli ehliyet
alan gençler ço¤u zaman refakatçiyi
yan›na almadan araç sürece¤i riski
çok büyüktür.
Model denemesi flu flekilde olabilir deniyor:
- B s›n›f› ehliyeti alma e¤itimi en
erken 16- buçuk yafl›nda bafllar (flu
anda en erken 17 buçuk yafl›nda
bafllar)
- Ehliyet alabilmek için normal
flartlar› olan yaz›l› ve direksiyon
derslerine ve imtihanlar›na kat›l›r.
- 17 yafl›n› doldurmaya 3 ay kalas› yaz›l› imtihan›na 1 ay kalas› da direksiyon imtihan›na girebilir. (fiu
anda 18 yafl›na 3 ay veya 1 ay kalas›.)
- ‹mtihanlar› kazanan flah›s, 17
yafl›ndan itibaren Almanya içerisinde araba sürebilir,
ancak yan›nda refakatçi varsa.
- Bu refakatçi de aranacak flartlar.
Refakatçi flah›s ehliyet alan kiflinin Annesi veya Babas› olma flart›
yoktur. Baflka flah›s da olabilir, ancak flah›s:
1. En az 30 yafl›nda olacak
2. En az 5 aral›ks›z B s›n›f Ehliyeti olmal› ve tecrübesi olmal›.
3. Flensburg’da 7 puandan fazla
kay›tl› puan› olmayacak.
4. fioför okulunda yapaca¤› ifl ve
görevleri hakk›nda ders alm›fl olmal›
ve o flartlara haz›rlanm›fl olmal›. (Bu
haz›rl›k 90 dakikada yap›lamaz)
- Araç kullanan ve refakatçiye 0,0
Promille alkol s›n›r› konabilir.
- En fazla 120 Km/h s›n›r getirilmesi tavsiye olunmufltur.
- Sadece Almanya içerisinde kullanabilir.
- Yan›ndaki refakatçi floförün
araç kullanmas›na müdahele edemez ancak tavsiyede bulunabilir ve
uyar›larda bulunabilir.
- 18 yafl›ndan sonra s›n›rlamalar
sona erer refakatçiyede ihtiyaç yoktur.
- 17 yafl›nda ehliyet ald›ktan sonra refakatçiyi yan›na almadan araç
kullan›rsa ehliyeti elinden al›n›r
dosyas›na puan ifllenir ve para cezas› öder.
Bu yukar›daki flartlar tam kesinleflmifl de¤il baz› noktalar tavsiye
durumundad›r. Yapmak isteyen
Eyaletler Kanunun verdi¤i müsaade
çerçevesinde bu denemeyi gelifltirerek uygulayacakt›r.
Olumlu tecrübeler al›nd›¤› taktirde Almanya geneline uygulanabilir.
Yukar›da belirtti¤imiz gibi bu
model denemesini sadece yukarda
belirtdi¤imiz Eyaletler kabul etmifllerdir. Dolay›s› ile o eyaletlerde yaflayanlar bu modelden yararlanabilirler.
De¤erli Okuyucular
Bir dahaki say›m›zda “Ehliyet
Deneme Süresi ve Problemleri” hakk›nda sizleri bilgilendirece¤iz. Sorular›n›z› ve ilginizi bekliyoruz. Hay›rl› ve muhabbetli günler diliyoruz.
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 8
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Hayat
Seite 9
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
BI‹LG‹LEND‹RME
9
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
‹flyerinden ç›k›fl paras› (Abfindung)
ASIM
TOZO⁄LU
u ayki yaz›m›zda, yine vatandafllar›m›z›n en çok bilmek istedikleri veya bazan da ihmal
ettikleri bir konuyu ele al›yoruz:
‹flyerinden ç›k›fl paras› (Abfindung, Entschädigung),
‹flyerini herhangi bir nedenden
dolay› terketmek zorunda olan çal›flanlar için Federal Almanya Sosyal
Güvenlik Anlaflmalar› ve Vergi Kanunu (Madde 24 no 1, madde 34 ve
3) çerçevesinde para ödemeleri yap›lmaktad›r.
Bu ödemeler, çal›flanlar›n iflyerlerinde ne kadar süre çal›flmalar› ile,
yafllar› ile ve iflyerinin ekonomik ve
sosyal durumu ile ba¤lant›l›d›r. Gelir Vergisi Kanunu (Einkommenste-
B
uergesetz) 3. madde numara 9`a göre iflveren taraf›ndan ödenen paralar›n (Abfindung, Entschädigung) bir
k›sm› tamamen gelir vergisinden
muaf tutulur. (Steuerfreie Anteil)
Buna göre:
Firmada ne kadar çal›flt›¤› ve
iflçinin yafl› ne olursa olsun 7200 Euro (2003`te 8181 Euro idi).
Firmada en az 15 y›l çal›flm›fl ve
yafl› da 50 olan iflçi için 9000 Euro
(2003`te 10.226 Euro idi).
Ve son olarak firmada en az 20
y›l çal›flm›fl ve yafl› 55 olanlar için
11.000 Euro (2003`te 12271 Euro idi).
Ç›k›fl paras›n›n miktari ayr›ca çal›flan›n sa¤l›k durumuyla da ilgilidir. Örne¤in bir kimse uzun süre ifl
yerinden sa¤l›k nedeniyle ayr› kalm›fl fakat firma bu nedenden dolay›
ç›k›fl vermemiflse, ç›k›fl paras›yla anlaflma kayd›yla ç›kar›labilir.
Veya firmada “sosyal plan” uygulamas›na gidilebilir. Lufthansa,
Adam Opel, Degussa gibi büyük firmalardan ç›k›fl alanlar büyük miktarda “Abfindung” al›rken, herhangi küçük bir firmadan ç›kanlar bazen hiç para alamam›fl olabilirler.
Abfindung konusunda dikkat
edilecek en önemli konu, yukar›da
yazd›¤›m›z flartlara göre para al›n›p
al›namad›¤› ve herhangi bir yanl›fll›¤›n mevcut olup olmad›¤›d›r. Bir
de mümkünse Abfindung senenin
ilk alt› ay›nda al›n›rsa Maliye`den
daha çok para almak mümkündür.
Bütün sene çal›flan bir insan›n hem
kendi geliri, hem de Abfindung birlikte vergiye tabi olaca¤›ndan, al›nan para az olurken, senenin büyük
k›sm›n› bofl geçirmifl veya iflsizlik
paras› alm›fl bir kimsenin “Zu versteuerndes Einkommen” denilen vergilendirilecek ana mebla¤ düflük
olaca¤›ndan, Maliye`den daha çok
para alma flans› büyük miktarda artmaktad›r.
Daha önce de de¤indi¤imiz gibi,
mesela bak›m paralar›n› ve ba¤›fllar›n› Abfindung al›nd›¤›nda fonksiyonu daha da büyümektedir.
Örne¤in 80.000 Euro y›ll›k geliri
olan bir kimsenin 100.000 Euro Abfindung almas› halinde, 10.000 Euro
bak›m paras›n›n yaklafl›k 8.000 Euroyu maliyeden geri getirdi¤i görülebilir.
Oysa mesela 60.000 Euro geliri
olan bir kimse de, 10.000 Euroluk
bak›m afla¤› yukar› 3.000 Euro maliyeden geri getirir. K›saca, firmayla
anlaflmak mümkünse, y›l›n ilk aylar›nda Abfindung al›narak firmadan
ayr›lma daha avantajl›d›r.
Federal Almanya`da baz› firmalar el de¤ifltirirken iflçilerine yeni ifl
anlaflmas› imzalatmak isterler (Arbeitsvertrag). Bu, ilerde bir anlaflmazl›k halinde, sadece son çal›flma
dönemi için “Abfindung” vermek
içindir.
Çünkü yukar›da sayd›¤›m›z flartlar, uzun süre çal›flma vs. ortadan
kalk›nca, firma daha ucuza bu ifli
kapat›r. Okurlar›m›za bu konuda
kesinlikle yeni bir ifl anlaflmas› yapmamalar›n› ve en do¤rusu bir avukata dan›flmadan imza atmamalar›n›
tavsiye ederiz.
Vergi denklefltirme ifllemi yap›l›rken, Abfindung için extra ifllem
yap›laca¤›ndan çok dikkatli olunmas› gereklidir.
Baz› firmalar›n Abfindung ve
normal gelirleri vergi karnesinde
ayn› yere yazd›klar› olur.
Bundan dolay› büyük kay›plar›
önlemek için, firmayla yap›lan anlaflmalar, o y›la ait son maafl ka¤›d›
(Lohnabrechnung) mesela 12. ay
maafl ka¤›d› vergi bürosuna verilmelidir.
Abfindung bir y›l içerisinde al›nd›¤› gibi, ayl›k taksitlerle iki veya üç
y›lda da al›nabilir.
Ausbildung 2004
Die Stadt Frankfurt am Main stellt
zum Herbst 2004 Auszubildende für
die nachfolgenden
Ausbildungsberufe ein.
Zur Besetzung unserer
Ausbildungsstellen suchen wir
insbesondere im Verwaltungsbereich
junge Schulabgängerinnen und
Schulabgänger aller Nationalitäten.
Fachangestellte/r für Bäderbetriebe
Fachinformatiker/in
(Systemintegration)
Gesundheitsaufseher/in
Wir würden uns sehr freuen, wenn
sich auch ausländische Jugendliche
von unserem Ausbildungsangebot
angesprochen fühlen.
Schwerbehinderte werden bei gleicher
Eignung bevorzugt eingestellt.
Bewerbungen von Frauen sind
besonders erwünscht.
Senden Sie uns Ihre Bewerbung bitte
OHNE Bewerbungsmappen. Das
spart Ihre Kosten und unsere Zeit.
Danke!
Ihre Bewerbung richten Sie bitte an:
Stadt Frankfurt am Main
- DER MAGISTRAT Personal- und Organisationsamt
Alte Mainzer Gasse 4
60311 Frankfurt am Main
Anfahrtsbeschreibung
U4/U5 bis RMV-Haltestelle
Römer/Paulskirche
Infoline:
++49 (0)69 / 212 - 3 50 15
++49 (0)69 / 212 - 3 07 09
[email protected]
Benötigte Unterlagen:
- Bewerbungsschreiben mit Angabe
des gewünschten Ausbildungsberufes
- lückenloser Lebenslauf
- Lichtbild
die letzten beiden Schulzeugnisse
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 10
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 11
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
SERBEST KÜRSÜ
HESSEN
11
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Hayat› Do¤ru Çizgilerle Okumak
H
ayatm›z› bir çizgi
ve disiplinle istikamet üzere organize
etmek her fleyd¤n önce bir
insan olarak öncelikli görevimizdir. Bu çizgi iyi belirlenmeli; zaman ve zemine
göre de¤iflmemeli ve size
bakan insanlar sizi örnek
alanlar hiç piflman edilmemelidir. ‹stikamet çok
önemli! Yüzünüzün dönük
oldu¤u yön istikametinizdir. Sizin peflinize tak›lanlar
da sizi takip edenlerdir.
Hayatta iki tip insan
vard›r:
1- Yön tutup öncü olanlar,
2- Yön tutana tabi olanlar.
Yön istikamet tutan yanl›fl istikamete giderse neler
olur.
1- Öncü olan komutansa, istikameti yanl›flsa ordu
helak olur.
2- Öncü olan ö¤retmen,
ö¤retim üyesi v.s. istikameti yanl›flsa genç beyinler
dumura u¤rar; millet ve
memleketine faydal› insan
yetiflmez.
3- Öncü olan devlet idarecileri ise ve istikametleri
yanl›flsa ülke yanl›fla gider
toplum helak olur.
4- Öncü olan tacirlerse
ve istikameti yanl›flsa iktisadi hayat felç olur; toplum
yokluk ve k›tl›kla bo¤uflur.
5- Öncü olan din adamlar› ise ve istikameti yanl›flsa (ibadetler kabul olmaz)
Allah`›n rahmeti topluma
inmez.
Misaller ço¤alt›labilir.
K›ymetli okuyucular; bir
sürü istikameti bozuklar
aras›nda düz durmak her
kiflinin de¤il erkiflinin iflidir. Bana göre hayatta bir
kere de olsa yanl›fl yapmamak için çal›flmak flartt›r.
Bu; flu demek de¤ildir. Yanl›fl ve hata yapan dortlar›mizi silelim. Dostlar›m›z›n
yanl›fltan kurtulmas› için
dua edelim. Ancak inanan
insanlar› satan ikiyüzlüleri
de tan›yal›m. Onlara kesinlikle f›rsat vermeyelim.
Hayat çizgisi do¤ru ve
yanl›fllarla doludur. Biz
do¤ru olanlarla beraber
olal›m. Do¤runun istikamet sahibi olmas›n›n ölçüsü ise; akl›n, ilmin ve
bilginin yolunda olmakla
mümkündür.
Dünya hayat›nda iz
birakmak insan›n hayat
çizgisine ba¤l›d›r. Hayat
çizgisinde iz b›rakanlar
do¤ru çizgide ise iyiliklerle yad edilirken; hayatta
e¤ri çizgi ile iz b›rakanlar
lanetle yad olunur. Bu
çok önemlidir.
Hz. Ömer`in hayat›n-
‹brahim Gümüflo¤lu
dan iki çizgiye de birer
misal verebiliriz.
1- Hz. Ömer ‹slamiyetten önceki hayat›nda (toplumun yanl›fl cizgisinden
ve istikametinden dolay›)
k›z çocu¤unu vicdans›zca
ve gaddarca kuma gömmüfltür.
2- ‹slamiyeti seçtikten
sonra da halifeli¤i döneminde idaresi alt›nda bulunan o¤ullar› flehit düflmüfl, anneleri de ölmüfl
olan ve torunlar›na bakan
yafll› ninenin karfl›s›nda
tirtir titremifl ve ondan
özür dileyerek kendi elleri
bir sürü istikameti bozuklar aras›nda düz
durmak her kiflinin de¤il er kiflinin iflidir.
ile çocuklara yemek yapm›fl, yedirmifl ve çocuklar›
yat›rm›flt›r.
Bu iki hadise hem canavar ruhlu Ömer; hem de
merhamet yüklü Ömer’i bize tan›t›r. Birinci çizgi lanetlenirken, ikinci çizgi rahmetle an›l›r.
Bizler de hayat›m›zda
öyle çizgiler çizelim ki; rahmet ve merhametle an›lal›m.
Hayat›m›zda çizece¤imiz çizgi bizim bilgi ve birikimimize ba¤l›d›r. Bu bilgi ve birikimlerimiz ne kadar sa¤lamsa, o oranda çizgimiz düz olacakt›r. Hz.
Ali; “e¤ri cetvelden do¤ru
çizgi ç›kmaz” demifltir ve
do¤rudur. Daha aç›k ifade
ile bizi flekillendiren fleyleri
seçmemiz flartt›r.
Nedir insanlar› ve toplumu flekillendiren vas›talar:
1- Okunan kitaplar çok
iyi seçilmeli, ilmin ve vahyin ölçüsü içinde olmal›.
2- Dostlar, arkadafllar;
aile dortlar› iyi seçilmeli
yanl›fl insanlarla ve yanl›fl
çizgide bulunan insanlarla
beraber olunmamal›.
3- ‹zlenilen televizyonlar önemlidir. Toplum bugün toptan felaket ve yanl›fllara sürüklenmekte, özellikle görsel medya ile yoldan ç›kar›lmaktad›r.
Bu aç›dan de¤erli okuyucular sizlere bir hat›rlatmada da bulunmak istiyorum. 15.03.2004`de uluslararas› yay›na geçen TV5`i
müjdeliyor ve hay›rl› olsun
diyorum.
4- Okudu¤umuz gazeteler önemlidir. Özellikle
günlük gazeteler etki alanlar› itibariyle daha da
önemlidir. Neden; çünkü
tahribat hem yaz›l› (kal›c›)
olmas› itibariyle hem de
görsel olmas› itibariyle.
De¤erli okuyucular; sizlerin çizgisine flekil verecek;
gazete, dergi, televizyon ve
dostlar›n›z› iyilerden seçinki, çizginiz do¤ru olsun.
Selam istikamet ve çizgide do¤ru olanlara...
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 12
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
DOSYA
12
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
“Gelece¤imiz Gençli¤imiz”
Mehmet ATEfi
e¤erli okuyucular›m›z takip
etti¤iniz ölçülerde geçen ayki
konumuz; “Ergenlik Ça¤› ve
Getirdi¤i Problemler” hakk›nda ana
tiyolar› sizlere taktim etmifltim. Yine
bu eksen içerisinde konu hakk›ndaki
hassasiyetlerimizi ortaya koymaya
çal›flaca¤›m.
Her toplum; ülkesini, insan›n›,
Milli ve Manevi de¤erlerini koruyaca¤› ayn› zamanda emanet edece¤i
gençlerini, kendi anlay›fl dünyas› yönünde, kendi ilkeleri ile yetifltirmek,
insanl›¤a faydal› hale gelecek argumanlarla donatmak zorundad›r. Aksi
taktirde o toplum için gelecekte kendi olarak kalmak mümkün olmaya-
D
cakt›r. Gelece¤imizin yetifltirilmesinde olmazsa olmazlardan önemli üç
müesseseyi sizlere taktim etmek istiyorum.
1. Yuva (aile)
2. Okul (e¤itim)
3. Çevre (Toplum)
Yeryüzünün en güzel varl›¤› insano¤lu dünyaya geldi¤inde, onun flekillenmesi, istenilen duruma gelmesi,
ilk önce yuvada yani ailede bafllamaktad›r. Aile; anne, baba ve çocuklardan olufltu¤unu bilmekteyiz. Bu
ba¤lamda sorumluluklarda burada
toplanmaktad›r. Gelecek hayat içerisinde hertürlü geliflimlere yaklafl›m
bilincini bu yap›dan almaktad›r. Bu
yap› inançsal aç›dan çok önemlidir;
önemini bizler de¤iflmez ve de¤iflmeyecek de¤erlerde görmekteyiz. Gelecek için hayat›n her döneminde bu
yap› aktivitesini korur, sorumlulu¤unun gere¤ini yerine getirir, sevgi ve
flevkat içerisinde yoluna devam ederse gençlerin yuva (aile) ile ba¤lar›
sa¤lamlaflm›fl olur.
Örnek verecek olursak; Gelece¤in
(çocuklar›m›z›n) büyümesi ve psikolojik geliflimi üç dönemden müteflek-
kildir.
1. 0-2 yafl dönemi (bebeklik)
2. 02-08 yafl dönemi (çocukluk)
3. 08 yafl döneminden sonra
(ergenlik)
1. dönemler hatta ana rahmindeki
dönemler temelin sa¤laml›¤›na dalalet eder ki; Beden sa¤l›¤›n›n iyi korunmas›, anne sütünün verilmesi,
banyo, jimnastik, masaj ve oyun vb.
gibi yap›lmas› gerekenlerin ortaya
konmas› sa¤l›kl› bir gelece¤in oluflumunu sa¤lam›fl olur.
Yukardaki vurgular önemlidir.
Bununla beraber k›r›lma dönemi dedi¤imiz, çocukluktan ç›k›p biyolojik,
f›tri duygusal ve zihinsel aç›dan geliflim ça¤›na ayak bast›¤› zaman heyecan, kapris, s›k›nt› ortaya ç›kar baba
ve anne onu iyi okumas› onu anlamas› gelecek hayat›n tanziminde kolayl›k sa¤lam›fl olur.
2. Okul; Bu dönemde, e¤itim ve
ö¤retim olay›n›n bir süreç meselesi
oldu¤unu baba ve anne unutmamal›,
hemen veya tez elden sonuç alma endiflesini çocu¤a yans›tmamal›, ders
ve ahlak bombard›man›na tutulmamal›, derslerin a¤›rl›¤› alt›nda ezil-
mesine meydan verilmemelidir. E¤itim ve ö¤retim geliflerek ilerleyen bir
sisteme uyarak yap›lmal›d›r. Özellikle bizler bu ülkenin okul sistemlerini
iyi ö¤renip;
a). Ö¤retmenleri ile ba¤ kurmal›
b). Veliler toplant›lar›na mutat
kat›l›nmal›
c). Verilen ödevler takip edilmeli
Ayr›ca okul içerisinde çocu¤un
arkadafl çevreleri takip edilerek, ilgi
ve alakadar olundu¤u intiba›n› ona
yans›t›lmas› ö¤retimin faydal› hale
getirilmesine katg›da bulunulmas›
gerekmektedir.
De¤erli okuyucular bu süreçleri
bu yaz›m›zda sizlere taktim ederek
gelece¤imizin teminat› olan yavrular›m›z hakk›nda bilgi aktarmaya çal›flt›m. Nasip olursa bir dahaki yaz›m›zda çocuklar›m›zdaki çevre faktörünü
ortaya koymaya çal›flaca¤›m.
fiu iyi bilinmelidir ki, hangi toplum gelece¤inin temelinin iyi oluflturursa yar›nlara emin ad›mlarla yürüyecektir.
"Çocuklar›n›z size bir emanetttir
emanetlerinizi iyi koruyunuz"
vesselam...
Almanya`da floksuz kesim ne durumda
fay› kesiyor. Almanya`da bütün kasaplar›n ‹slami usüllere göre kesim dedi¤i sistem bundan ibarettir.
Böyle bir kesimin sak›ncas› nerededir diyeceksiniz.
Rüstem ALTINKÜPE
le u¤raflmaktay›z anlafl›l›r de¤il.
Burada flu iki noktay› iyi ay›rt etmemiz gerekiyor.
sim” hakk›m›z› ald›k. Bundan hareketle floklu kesim fetvas›n›n hükmünün kalmad›¤› kanaatindeyiz.
1- Fetva verilirken önce e¤er hu-
Bunu neye dayanarak yaz›yoruz
kuksal bir engel varsa ve de baflka bir
diye soracak olursan›z, Almanya`daki
‹lim ve bilim adamlar› bu konu
çare yoksa; flokla kesime müsaade edi-
hemen hemen bütün ‹slami cemaatler
üzerinde pek çok araflt›rmalar yapm›fl-
liyor. Biz buradan flu benzermeyi anl›-
bu fikri savunmaktad›r. Art›k müslü-
lard›r. Kurflun floku ile bay›lt›lan, yani
yoruz: Bir da¤ bafl›nda kald›n›z hiç bir
manlara böyle bir hak verilmifltir; bu-
öldürülen hayvan›n tekrar aya¤a kalk-
yerde su bulma imkan›n›z kalmad›,
nu müslümanlar kullanmal›d›rlar. Fet-
mas› mümkün de¤il. Hayvan›n ald›¤›
namaz vakti geçmek üzere. Böyle bir
valar zaruret halinde verilmifltir. Bun-
darbe sonucu beyni tamamen parçala-
durumda teyemmüm yaparak abdest
dan böyle zaruret ortadan kalkm›flt›r
n›yor ve an›nda ölme riski çok yüksek.
al›r ve namaz›n›z› eda edersiniz. Tabi
ve fetva hükmünü kaybetmifltir.
E¤er bir kaç dakika hayvan› o flekilde
su bulana kadar bu abdestinizle di¤er
Bir önceki yaz›m›zda ‹slami cema-
b›rak›rsan›z kesin ölecektir.
vakit namazlar›n› da k›labilirsiniz. Ne
atlere ne görevler düflüyor, helalin
zaman ki su bulundu ise iflte o zaman
kontrolü kimin elinde diye baz› soru
abdest tazelemeniz gerekecektir.
iflaretleri b›rakm›flt›k.
Din alimleri floklu kesime fetva verirken aynen flu cümle kullan›lmakta-
lmanya`da bir çok kasaplar ‹s-
A
d›r. E¤er hayvan› floksuz kesme imka-
lami Usüllere göre kesim ya-
n› yoksa (yasal olarak bir engel var
p›yoruz diyorlar. Gitti¤iniz
ise) hayvan bay›lt›larak kesilebilir. Ve
Adam›n biri eflfle¤inini heybesine
nu” oluflturdular. Bundan böyle helal
Türk marketlerinde büyük yaz›larla
burada bay›ltmada da flart olarak flu
az›¤›n› ve suyunu alarak yolculu¤a
mamülleri ve de helal kesim nas›l ya-
yaz›lm›fl “HELAL ET” yaz›lar›n› çok
söyleniyor. E¤er hayvan bay›lt›ld›ktan
ç›km›fl. Yolculuk esnas›nda eflfle¤ini
p›l›yor; bunlar komisyon taraf›ndan
s›k görürsünüz. Hatta tüm et mamüle-
sonra tekrar kendine gelir ve ahirini
kaybetmifl. Bütün yiyece¤i ve suyuda
s›k› kontrol alt›na al›narak müslüman-
rinin üzerinde ‹SLAM‹ USÜLLERE
tayin ederse floklu kesim caizdir.
eflfle¤iyle beraber kaybolmufl. Namaz
lara hizmet verecektir.
GÖRE KES‹LM‹fi ETLERDEN ‹MAL
ED‹LM‹fiT‹R” diye yazmaktad›r.
Burada bu konuyu flu k›ssa ile daha iyi izah etmeye çal›flal›m:
Almanya`daki ‹slami Cemaatler bir
araya gelerek “Helal Kesim Komisyo-
Ama ald›¤› darbe sonucu ölürse
vakti gelince su olmad›¤›ndan teyem-
Bu komisyon hangi cemaatlerden
bunun eti yenmez‚ haramd›r. Biz hay-
müm yaparak namaz›n› k›lm›fl. Bir sü-
oluflturulmufltur, komisyonun görev-
‹slami usüllere göre kesim nas›l ya-
van› kurflunlarken nereden bilece¤iz
re sonra uzaklarda eflfle¤ini görmüfl.
leri nelerdir, ‹slami kriterler nelerdir,
p›l›yor acaba, bunu hiç düflündünüz
ölüp ölmedi¤ini, çünkü vurduktan he-
Eyvah eflflek göründü abdest bozuldu
helal mamülleri nas›l tan›yaca¤›z. Bu
mü? Büyükbafl hayvanlar›n kafas›na
men sonra kafas› kesiliyor. Peygambe-
demifl.
sorular›n cevaplar›n› bir dahaki yaz›-
bir kurflun s›k›larak hayvan yere dü-
rimiz flüpheli fleylerden sak›n›n der-
Bizim iflimizde aynen buna döndü.
flüyor ve arkas›ndan bir vatandafl ka-
ken biz niçin halen böyle flüpheli ifller-
Anayasal hakk›m›z olan “floksuz ke-
m›zda verece¤iz.
Selam ve dua ile.
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 13
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
ÖZEL KÖfiE
HESSEN
13
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
ayd›nca
AYDIN ERSOY
[email protected]
Sudan bir mesele…
u insan hayatının en önemli vazgeçilmezi... Susuz edemiyoruz. Susuz hayat
mümkün görünmüyor. ‹nsan vücudunun ve yeryüzünün dörtte üçü, meyvelerin
ise yüzde 90’a yakını sudan olufluyor. Aslında her birimiz ‘su içinde’ yaflıyoruz. Hücrelerimiz ince bir zarla çevrelenmifl birer su küpüne benziyor. Bu küçücük küpler içindeki
herfley su içinde oluyor.
Su hayatımızın bu kadar merkezinde oldu¤u halde, suyu hep varmıfl varsayıp üzerinde düflünmeye bile de¤er görmüyor olabiliriz. ‘Sudan ucuz’ pek az fley var gündelik
hayatımızda. Sözümona, su basit bir madde.
Sıradan bir molekül. Önümüz sıra akıp giden, cansız, duygusuz birfley.
Öyle mi?
Japon arafltırmacı Dr. Masaru Emoto’nun
on yılı aflkın bir süredir gördükleri, suyun hiç
de duyarsız, cansız, sıradan bir fley olmadı¤ını düflündürüyor. Su sesi dinliyor, söze kulak
veriyor, çevredeki duygu atmosferini yüzüne
yansıtıyor. Deyim yerindeyse üzülüyor, a¤lıyor, küsüyor, seviniyor, gülüyor, nefleleniyor, barıflıyor.
Emoto’nun yaptı¤ı çalıflmalar su moleküllerinin ve atomlarının bir insan duyarlılı¤ına
sahip oldu¤unu resmen ortaya koyuyor.
Emoto’nun dünyanın çeflitli flehirlerinde heyecanla sergiledi¤i çarpıcı görüntüler herfleyi
anlatıyor.
Dr. Emoto her bir maddenin kendine özgü bir manyetik alanı oldu¤u gerçe¤inden
yola çıkmıfl ve ilk olarak suyun manyetik alanını incelemeye bafllamıfl. Emoto, herfley gibi,
su moleküllerinin de manyetik alanının
elektronların atom çekirde¤i etrafındaki dönüfllerinden kaynaklandı¤ını hatırlatıyor.
Elektronların dönüflü ve dolayısıyla da suyun manyetik alanı, çevredeki ses dalgalarından etkilenebilir miydi? Konuflulan sözlerin
içeri¤inin olumlu ya da olumsuz olması suyun manyetik alanını ve dolayısıyla moleküler ve atomik yapısını etkileyebilir miydi?
Emoto mikroskopla foto¤rafını çekti¤i su
kristallerine bakarak, bu sorulara kesin bir
"Evet" cevabı veriyor.
Suyun tüm bir hayatı yakından ve derinden etkiledi¤ine dikkat çeken Dr. Emoto, negatif duygularla içilmifl suyun ya da negatif
duygular yüklenmifl suyun canlı bedeni içindekilere adı konmamıfl zararlar verebilece¤ini belirtiyor. Canlı bedenleri büyük oranda
su içerdi¤ine göre, negatif duygularında kanser oluflumuna zemin hazırlayacak derin moleküler de¤iflikliklere yol açabilece¤ine dikkat çekiyor.
Bu bakımdan, siz siz olun, sevdiklerinizin
‘huyuna suyuna gidin.’ Tek bir sözünüzün
ve hatta bakıflınızın bile vücut kimyasını etkileyebilece¤ini aklınızdan çıkarmayın. Unutmayalım ki tebessüm sadakadır...
S
Okumayanların hiçbirfley kaybetmeyece¤i sayfa…
“Hakkı sahibine vermemek nekadar zulüm ise,
hakkı olmayan birfleyi vermekte okadar zulümdür”
Necmettin ERBAKAN
“Size düflman olanlara yaranmaya çalıflır ve
dostlarınızdan uzaklaflırsanız, onlar size dost
olmaz, ama siz dostlarınızı kendinizden
uzaklafltırırsınız. ‹flte o zaman düflmanlarınızın avucuna düflersiniz.”
Eba Müslim Horasani
“Gözü veren Zat, hem gözü görür, hem de ince bir mana olan, gözün gördügünü görür.”
Said-i Nursi
Bize özel hastalıklarımız...
➥ Kardan adama tekme atma veya
bozmaya çalıflma hastalı¤ı,
➥ Yeni atılmıfl bir betona basma ve
isim yazma hastalı¤ı,
➥ Gazete ve dergilerdeki resimlere
sakal, bıyık ve gözlük yapma hastalı¤ı,
➥ En iyi arabayı ben kullanıyorum
zannetme hastalı¤ı,
➥ Ünlü birini gördü¤ümüzde ona el
sallama hastalı¤ı,
➥ Ünlü birini gördü¤ümüzde onunla
fotoraf çektirip çok samimiyiz havası
verme hastalı¤ı,
➥ Yaflamadı¤ımız bir fleyi yaflamıfl gi-
bi anlatıp ona kendimizi inandırma
hastalı¤ı,
➥ Kimsenin konu hakkında bilgisi olmadı¤ını anladı¤ımız anda o konu
hakkında atıp tutma hastalı¤ı,
➥ Eline silah geçen birinin hemen o
silahla flaka yapma ihtiyacı duyması
hastalı¤ı,
➥ Arabayla yolda giderken tanıdık
birini görünce arabayı flakadan onun
üzerine do¤ru sürme hastalı¤ı,
➥ Tak›m elbise giyince elini cebe sokma hastalı¤ı,
➥ Tuttugu takım galip gelince havaya
silah sıkma hastalı¤ı,
merik a n
A s sociated
Press (AP)
ajansının Fransız muhabiri Jean Marc Bouju'nun Irak'ın Necef kenti
yakınlarında çekti¤i bu kare, basın
foto¤rafçıları tarafından yılın foto¤rafı seçildi. Tutuklanıp baflına çuval geçirilmifl bir Iraklının dört yaflındaki
o¤lunu korumaya çalıflırken görüldü¤ü foto¤raf, 124 ülkeden 4.176 foto
muhabiri tarafından 63 bin foto¤raf
arasından seçildi.
A
Ailevi Meselelerimiz…
afta sonu arkadafllar Offenbach da bir aile e¤itim semineri var, gel sende katıl dediler... Aileyi anladım da bu e¤itimi ne
ola ki? Nasıl e¤itilece¤iz? Almanca
mı? Almanlar mı katılacak programa
dedim, yok yok Türkler katılacaklar...
bizim millet gelmez o tür programlara flarkı, türkü, pop, dü¤ün, siyasi bir
konuflma veya Türk takımlarından
birisi burdaki bir takımla maç yapmaya gelmiflse yanlız bırakmayız cümbür cemaat gideriz, ama bu tür e¤itim me¤itim bize uymaz abi deriz diye düflündüm. Bir psikolog gelecek,
Hessen’de hayatını sürdüren halkımızın ailevi sorunlarına akademik manada çözümler getirecekmifl... arkadafllar gidelim de, kimse gelmez,
pro¤ramda iptal edilir, bofluna benzin
masrafı olmasın..., her ihtimale karflı,
befl arkadafl bir arabaya bindik, benzinden kar edelim diye....
Salonda yaklaflık 500 kifli vardı
dinleyici olarak, çok güzel düzenlenmifl bir salon ve kültürümüzü yansıtan enstantanelerle süslenmifl bir sahne... ön taraftan bir yerlere oturduk,
sahne tamamen aydınlık, seyirciler
bölümünün ıflıkları karartılmıfl, karanlık, herkez tam konsantre konuflmacıyı dinliyorlardı, hatip gerçekten,
salonda bulunan görevlilerde dahil
herkesin dikkatini nasıl çekmiflti?, salonda bulunan yaklaflık 500 kifliyi
(anne, baba, dede, büyük anne, torun) nasıl etkilemiflti? Hatip ne konufluyordu, böyle hararetli....
Hatibin konuflmasının bafllıkları
sinevizyonla duvara yansıtılıyordu,
en yukarda bir bafllık;
A‹LEDE MUTLULUK NASIL
SA⁄LANIR?
Daha sonraki bafllıklar, Aile ne-
H
dir? Ailenin Mimarı Kimdir? Ailedeki
geçimsizli¤in sebepleri nelerdir? Eflleri kötü yola düflüren sebepler nelerdir? Mutlu bir aile için Erke¤e, Kadına ve çocu¤a düflen görevler nedir?
Bu konu bırakınız Hessende yaflayan
Türk toplumunu, Avrupada yaflayan
her toplumun temel meselesi... Düzenli bir aile hayatı olmayan kifliler
ve onların çocukları maalesef mutlulu¤u alkol veya uyuflturucuda aramaktadır... Katıldı¤ım baflka bir seminerde, Uyuflturucu kullanan bir gencin, O uyuflturucuyu almak için, paranın nerde oldu¤unu bilmesi önemlidir denilmiflti yetkililer tarafından,
annesinin, babasının, arkadaflının,
komflusunun, veya borç para olmasının, O genç için hiç bir öneminin olmadı¤ını belirtmifller ve parayı bulmak için gencin aklınıza gelecek veya
gelmeyecek tüm kötülükleri yapmaya
aday bir kifli oldu¤unu söylemifllerdi...
Hatibin konuflmasından sizlere
iletmek için birkaç not almıfltım not
defterime, Buyurun....
Aile Kuracak gençlere ve ebeveynlerine...
Herfleyden önce çocuklarımızı evlendirirken bazı fleylere dikkat etmeliyiz. Gerçekten birbirlerini istemeyen
gençler evlendirilmemeli bu, Abimizin veya ablamızın çocu¤u da olsa...
evlenecek gençler mutlaka iyi bir aileye mensup olmalıdırlar... iki tarafında iyi ahlaklı olması... Efllerden birinin bile Tembel, ‹natçı, Bencil, Kötü
alıflkanlık sahibi, Cimri, Kaba, Merhametsiz ve somurtkan olmaması...
Kurulmufl ailelerde geçimsizli¤in
sebeplerini bulmak ve çözmek isteyenlere...
Huyların uyuflmaması... Efllerin
birbirlerini anlamak istememesi... Derin Fikir ve görüfl ayrılıkları... ‹natçılık... Efllerin birbirlerine ve yakınlarına saygısızlık... Aflırı sinir ve öfke,
Bencillik... Efllerin birbirlerine karflı
güvensizli¤i... Baflkalarının sözüne
kanmak... Kaynana baskısı... efllerden
birinin ikinci plana itilmesi... Koca
baskısı... Mali sıkıntı... Haline razı olmamak...
Mutlu ailenin temel özellikleri
Duygularda istikrar... Birbirini
düflünme... Paylaflma... Uzlaflma...
Aile fertlerinin birbirlerine tam güveni... Hissi ba¤ımlılık... Aile fertlerinin
flahsiyetini koruma... ve ortak karar
almak...
Mutsuz ailenin temel özellikleri
Duygularda karıflıklık... Birbirlerini devamlı tenkit... Kendini kabul ettirme... Bencillik... Güvensizlik... Hisleri paylaflmamak... Tek merkezli karar almak... Ferdiyetcilik ve flahsiyet
ezilmesi..
Dinleyenlerin sıkılmamaları için
verilen aralarda fark ettim ki, salonu
dolduranların üçte ikisi yarınlarımız
olan çocuklarımızı büyütecek Annelerimiz... Çocuk e¤itimi için yazılmıfl
kitapları satın alan annelerimiz, Türk
mutfa¤ımızın en güzel örnekleriyle
süslenmifl yemeklerimizi bizlere ikram ettiler... Tabii Türk musikimiz
unutulmamıfl, grup Gülizar ney, kanun ve ud eflli¤inde bize unutulmaz
bir Pazar günü yaflattı...
Bu pro¤ramı düzenleyerek içinde
yafladı¤ımız Alman Toplumuna ve
Türk toplumuna iyi insanlar hediye
etmeyi amaçlayan Muhterem Naile
Adsız Han›mefendiye ve ekibine birkez daha teflekkür ettik ve kendisinden bu tür pro¤ramların üç ayda bir
tekrar edilece¤ini ö¤rendik...
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 14
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
MAHKEME KARARLARI
14
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Güncel mahkeme kararlar›
Aile Hukuku
Nikah Sözleflmesi: Mal bölüflümü
örf adete ters düflebilir
Noter önünde imzalanm›fl bir mal
bölüflümü sözleflmesi ve bunun içinde
yer alan evlilik tazminat›ndan vazgeçme maddesi örf ve adete ters düflebilir
ve bu itibarla geçersiz olabilir.
Oldenburg Üst Eyalet Mahkemesi
(OLG) bu karar›, kad›n hamile kald›¤›nda evlenmek isteyen bir çiftin baflvurusu üzerine aç›lan davada ald›.
Zengin olan adam, dü¤ün günü belirlendikten sonra kad›na bir nikah sözleflmesi yapmay› önerdi. Noter önünde
imzalanan mal bölüflümü anlaflmas›nda evlilik tazminat› ödenmesi maddesini iptal ettiler. Bundan öte evlilikten
kaynaklanan emeklilik haklar› da hariç
tutuldu, nafaka ödenmesi zorunlulu¤u
iptal edildi ve çocuklara bakacak olan
ebeveynin di¤erine ayda sadece 750
Euro ödemesi kararlaflt›r›ld›. Çift ayr›ld›ktan sonra, kad›n eflinin mal beyan›n› istedi. Adamsa kad›n›n buna hakk›
olmad›¤› gerekçesiyle kad›n›n talebini
reddetti.
Buna karfl›n OLG yarg›çlar› adam›
mal beyana yapmaya mahkum etti, gerekçe evlilik tazminat›n›n ödenmemesi
anlaflmas› örf ve adete ters düfltü¤ü
için geçersizdir. Kad›n noter taraf›ndan yeterince bilgilendirildiyse de,
adam kendi hakim konumunu kimsenin kabul etmeyece¤i flekilde kötüye
kullanm›flt›r. Yarg›çlara göre, evli olmayan hamile bir kad›n gelecekte ya
kendi bafl›na çocu¤una bakma ya da
kendisi için pek de avantajl› olmayan
bir nikah sözleflmesi imzalama alternatifleri aras›nda seçme durumunda kald›¤›nda ezik konuk konumdad›r. Bu
çiftin durumunda evlilikten kaynaklanan emeklilik haklar›ndan vazgeçilmesi ve nafaka ödemelerinin en asgarisine indirilmesi olaylar› da var. Bu feragatlar, kendisi çal›flmayan kad›n›n
ekonomik durumunu kal›c› olarak zay›flatm›flt›r. Buna karfl›n adam nikah
sözleflmesi sayesinde herhangi bir zarara u¤ramad›, ne de olsa kar›s›n›n
maddi durumu zay›fl›¤› karfl›s›nda boflanma halinde ondan nafaka talep etme hakk› olmayaca¤› için. Hatta, nikah
sözleflmesinin dü¤ünden az önce imzalanm›fl olmas› da kad›n›n ç›karlar›n›n yeterince dikkate al›nmad›¤›n›n
iflaretidir.
Karar No: OLG Oldenburg,
14 UF 70/03.
Kira Hukuku
Ev sahibi kirac›n›n eflyas›n›
izinsiz d›flar› atamaz
Bir kirac› kiralad›¤› gayr›menkulden ç›karken geride eflya b›rakt›¤›nda,
ev sahibi bunlar› eflyay› boflaltma karar› olmad›kça bunlar› d›flar› atamaz.
Federal Adalet Divan› (BGH) gör-
dü¤ü davada bu karar› ald›. Dava konusu olayda, bir ev sahibi kira sözleflmesinin kat edilmesinden sonra kirac›n›n dairede kalan eflyas›n› imha ettirdi.
Eski kirac› da bunun üzerine dairesinde kulland›¤› malzemenin ve kiflisel
eflyalar›n›n kayb› nedeniyle tazminat
talep etti. BGH yarg›çlar› kirac›lar›n
prensipte kira sözleflmesini bitiminden
sonra kira edilen gayr›menkulü bafl›nda oldu¤u durumda geri verme mükellefiyeti oldu¤una iflaret etti. Bu yükümlülük ayn› zamanda dairede bulunan eflyalar›n uzaklaflt›r›lmas›n› ve daireye getirilen de¤iflikliklerin uzaklaflt›r›lmas›n› da kapsar. Bu kural ancak
her iki taraf baflka bir fley üzerinde anlafl›rsa geçerlidir. BGH yarg›çlar› daireyi kendi kendine boflaltan ev sahibinin "yasak güç kullan›m›na" kalk›flt›¤›n› aç›klad›. Ev sahibi bu boflaltma iflleminin sonuçlar›n› tafl›mak zorundad›r.
Ancak, özel nedenler farkl› bir karar›n
ç›kmas›na neden olabilir ve zarar›n bölüflülmesini do¤urabilir. Ev sahibinin
tazminat ödeme yükümlülü¤ü ancak
kirac›n›n kendi eflyas›ndan feragat etmesi durumunda iptal olabilir. Dava
konusu olayda böyle bir durum görülmedi¤i için ev sahibi daireyi boflaltma
sayesinde ortaya ç›kan zarar› tazminat
etmelidir.
Karar No: BGH, V››› ZR 326/02.
Tüketici Haklar›
Kazanç vaadi: ‹flletmeler vaad
ettikleri kazanc› ödmekle
yükümlüdür
Bir iflletme yazd›¤› mektupta kazanç vaad etti¤inde, mektubu alanlar
bu kazanc› talep edebilir ve hatta mahkeme yoluyla almak için dava açabilir.
Bir iflletme gönderdi¤i bir mektupta 20.000,- Euro tutar›ndaki "güvenceli"
çekten söz etti ve bu karara muhatap
oldu. Bu mektubu alan kifli, iddiaya
göre bu çeki talep edebilir ve hatta çek
% 100 ve resmen garantili olarak gönderilecektir. Hatta mektubu alanlar iflletmeden bir fleyler ›smarlayarak da bu
çeki talep edebilir. Bir kifli iflletmeye,
kendisine vaad edilen çeki geri gönderdi¤inde kendisine sadece 5 Euro’dan az bir kazanç ç›kt›¤› cevab›n› ald›. Bu kazanç da masraflar› çok yüksek
oldu¤u için ödenmeyecektir. Bu durumda ilgili kifli 20.000,- euro kazanc›
almak için dava açt›.
Köln Üst Eyalet Mahkemesi (OLG)
iflletmeyi kazanc› ödemeye mahkum
etti. Mektup içerdi¤i vaadden dolay›
bir kazanç güvencesi konumundayd›.
Yeni ç›kar›lan bir yasada tüketicilere
kazanç vaadinde bulunan ya da benzeri vaadlerde bulunan iflletmelerin, bu
kazanc› ödemekle yükümlü oldu¤u
söyleniyor. Bu yeni yasan›n amac›, istenmeyen ticari al›flkanl›klar› engelemektir. Bu ticaret anlay›fl› tüketicileri
mektuplar yoluyla mal siparifline zorlanmak isteniyor. Dava konusu olayda
iflletmenin mektubu genel görüntü itibar›yla tüketiciye bir fleyler kazand›¤›
izlenimini veriyor. Bu arada, mektupta
sadece çekin gönderilece¤inin garanti
edilmesi ve ödenmesine dair bir vaad
yap›lmamas› önemli de¤ildir. Hukukta
acemi bir tüketiciye bir çek alaca¤› vaad edildi¤inde, bu kifli bu çekin karfl›l›¤›nda para alaca¤›n› düflünür.
Karar No: OLG Köln, 16 ¤ 25/03.
Vergi Yasalar›
Otomobil vergisi: 1997 yasas›
indirimleri bitti
1 Ocak 2004’te binek otomobilleri
için geçerli olan otomobil vergisi indirimleri kalkt›. Bu indirimler flu at›k gaz
normlar› için geçerliydi: Euro 4, D 4,
Euro 3, D 3 ve Euro 2. Bu normlar azami olarak km’de 90 gram karbondioksit at›k gaz üreten araçlar için geçerliydi (3 litre yakan otolar). Bu s›n›fta toplam 20 milyon araç mevcuttur. Bu
araçlardan ortalama 32 Euro ek y›ll›k
vergi al›nacakt›r.
Bu durum 18 Nisan 1997’de ç›kar›lan otomobil vergisi yasas›n›n de¤ifltirme yasas›ndan kaynaklan›yor. Bu de¤ifliklik otomobillerin vergilendirilmesini motor hacminden çok, at›k gazlara
göre yeniden düzenledi. Yasan›n o
günki halinde otomobilleri vergiden
muaf tutulmas›, ya da daha az vergi
al›nmas› uygulamas›n›n s›n›rl› tutulmas› gerekti¤i görülmüfltü.
Bu yasal düzenleme 8 y›l için otomobil vergilerinde yükseltmeler öngörüyor ve gelecek AB at›k gazlar› normlar›n›n erkenden yerine getirilmesini
ödüllendiriyor. Otomobil vergisi
1997’den 2005’e kadar çeflitli aflamalarda art›r›l›yor.
Son vergi yükseltmesi 1 Ocak
2001’de at›k gaz temizleme sistemi olmayan ya da zay›f olan araçlarda yap›ld›. Bu araçlar›n at›k gaz normu Euro
1 ve daha kötüsüydü. Bu durumdaki
araçlar için bir dahaki vergi yükseltmesi 1 Ocak 2005’te öngörülüyor.
Otomobil vergisi bütünüyle eyalet
kasas›na ak›yor. Vergi beyanlar› bütün
y›l boyunca ç›kar›lacakt›r. Baz› araçlarda 1 Ocak 2004’ten itibaren farklar hesaplanacak ve vergi beyan›na eklenecektir.
Çocuk paras›:
Bafllanacak mesleki e¤itimin
gecikmesi çocuk paras›
hakk›n› do¤urur
18-27 yafl›ndaki gençler, mesleki
e¤itim kadrosu olmad›¤› için mesleki
e¤itimlerine bafllayamad›klar›nda çocuk paras› alma haklar› do¤ar. Hatta
çocuk paras› mesleki e¤itim esnas›nda
iki aflama aras›nda dört aya kadar fark
bulunmas› durumunda da ödenmek
zorundad›r. Hatta, çocu¤a bir mesleki
e¤itim kadrosu vaad edildiyse ve kadrosuzluk nedeniyle çocuk e¤itimine
bafllayam›yorsa, ebeveynler bu dört
aydan öte de çocuk paras› alma hakk›na sahiptir. Federal Vergi Mahkemesi
gördü¤ü bir davada bu karar› ald›
(BFH).
Çocu¤un bir mesleki e¤itim kadrosu bulamamas› durumunda ebeveynler ancak çocu¤un ciddi ciddi bir mesleki e¤itimi kadrosu arad›¤›n› ispatlamas› ve bu kadroya uygun olmas› durumunda çocuk paras› al›rlar. Gerekti¤inde ebeveynler ‹fl Bulma Kurumunun Çocuk Paras› Kasas›na çocu¤un
koflullar›n› yerine getirdi¤i kadrolardan ald›¤› red yaz›lar›n› beyan etmeleri gerekir.
Karar No: BFH, V››› R 77/00.
‹fl Hukuku
‹flten ç›kar›lma: Ehliyetin
verilmesi kiflisel iflten
ç›karma nedeni olabilir
Bir iflçinin çal›flt›¤› yer için ehliyete
gerek duyuyorsa, ehliyetin polis taraf›ndan geri al›nmas› durumunda iflten
ç›karmay› hakl› gösterecek kiflisel bir
neden ortaya ç›kar. Bir iflten ç›karma
ancak, iflçinin ayn› iflletmede bofl bir
kadroda baflka bir iflyerine yerlefltirilmesinin mümkün olmas› durumuunda geçersizdir.
Afla¤› Saksonya Eyalet ‹fl Mahkemesi (LAG) bir elektrik teknisyeninin
iflten ç›kar›lmas›na karfl› açt›¤› davay›
geri çevirdi. Bu teknisyenin yapt›¤› ifl
a¤›rl›kl› olarak ›s›tma tesislerinin tamir ve bak›m› ve montaj› idi. Teknisyen iflinde her gün dört ila 6 müflteriyi
ziyaret etmek zorundayd›. Teknisyen
alkollü iken araç kullanmas› nedeniyle
ehliyetini geçici olarak polise vermek
zorunda kal›nca, iflvereni ifl iliflkisine
son verdi.
LAG yarg›çlar› iflten ç›karma an›nda teknisyenin 9 ila 12 ay aras›nda ehliyetsiz olaca¤›n›n tahmin edilmesinin
gerçekçi oldu¤unu aç›klad›. Teknisyen
kendi ifline ancak ehliyetli olarak devam edebilirdi. Teknisyen içinde malzemeler olan arac›yla müflterilerini ziyaret etmek zorundad›r. Bu bak›m ve
montaj çal›flmalar› ancak teknisyenin
kendisi taraf›ndan yaln›z bafl›na yap›lacak ifllerdir. Teknisyenin ehliyete gerek duymad›¤› baflka bir çal›flma imkan› da mevcut de¤il. Hatta, iflverenin
mesleki e¤itim yapan bir ç›ra¤› sürücü
olarak kullanamamas› nedeniyle teknisyenin herhangi bir istihdam imkan›
kalmam›flt›r.
Karar No: LAG Niedersachsen,
13 Sa 699/03.
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 15
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
DOSYA
HESSEN
15
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
GENÇLER‹M EYVAH!
Mahmut AfiKAR
AT‹B Genel Sekreteri
nsana, ö¤üt vermek, ö¤üt almaktan daha kolay geliyor. Tıpkı,
kendi eksik ve yanlıfllarını görmeyip de baflkalarını haklı veya haksız elefltirmek gibi. Tıpkı, "Batı Gençli¤i"nin bir çıkmaza do¤ru sürüklendi¤inin iddiasında bulunup da kendi
neslinin sahipsizlik bata¤ında bo¤ulmak üzere oldu¤unu görememek gibi. Sanki, bu iflin "do¤u"su, "batı"sı
kalmıfl gibi.
Felâket tellâllı¤ı yapmıyorum:
Almanya`ya bafllayan ifl gücü göçü
aynı zamanda Türk insanının Avrupa´ya göçünün bafllangıç tarihidir ve
o gün bu gündür aralıksız devam
ediyor.
Avrupa co¤rafyasında do¤up büyüyen nesillerimizin genel durumu
hiç ama hiç içaçıcı de¤il.
Ne demek istedi¤imi, çocuk sahibi ebeveyinler, gençlik meselesiyle
ilgilenenler ve bizatihi bu gruba dahil olup da iflin vehametini kavra-
‹
yanlar, anlamıfllardır. Gözünüzün
önünde cereyan eden hadiseleri görmüyor, göremiyor veya -iflinize gelmedi¤i için- görmek istemiyor iseniz; iflçilikten, gecesini gündüzüne
katarak aile boyu seferber olmufl
bakkal-manav katagorisindeki Türkleri büyük ifl adamları diye takdim
eder, flu veya bu üniversitede okuma
flansını hiçbir yardım görmeden yakalamıfl çocuklarımızın da toplam
sayılarını vererek, Avrupa üniversitelerinde bilmem flu kadar gencimiz
de yüksek tahsil yaptı¤ını söyleyerek, hem kendiniz hem de milletiniz
adına tatmin olur, kendinizi kandırır, baflkalarını kandırır ama beni
kandıramazsınız.
Ezici ço¤unlu¤a sahip çıkmadıkça, onların meselelerine çözüm aramadıkca, onların "yardım!" sesine
kulak tıkadıkça, ben, seni ciddiye almam. Sen ey dindar! Sen ey milliyetçi! Sen ey Atatürkçü! Sen ey ana-baba!
Çocu¤un okulda baflarısız, çocu¤un esrarkefl, çocu¤un hırsız, çocu¤un huysuz. Çocu¤undan haberdar
fakat problemlerinden bihabersin.
Dernekler, camiler, federasyonlar, "prof." baflkanlı kurulufllar!
Türkler´in Almanya`da ne kadar ciro
yaptı¤ı, kaç iflçi çalıfltırdı¤ının istati¤i, kaç dernek, kaç camimizin oldu¤u beni hiç mi, hiç ilgilendirmiyor.
Bana, evden kaçan ve kaçırılan yavrularımın, uyuflturucu ba¤ımlısı olmufl gençlerimin, sokaklara, disko
kapısı önlerine terkedilmifllerimin,
onuflmasından anlaflılır insan. Güzel konuflmasından... Kalbten kalbe yol vardır derler. Bunu
biraz daha de¤ifltirerek söylersek: Dilden kalbe
yol vardır.
Gönlü yumuflak insanların konuflmaları da yumuflak ve ılımlıdır. Asla kalb kırmaz onlar. Çünkü bir mihenk vardır gönülde; sözünü önce ölçer biçer sonra
muhatabına sunar. Katı kalbli insanlar ise, bu mihengi
yitirmifltir. Gönül kayalıklarında paramparça olmufltur
mihenkleri. Nereye vuracak ve sözünü tartacak? Altın
ile bakırı birbirinden ayıramaz artık o. Olur olmaz yerde kelâm eder, ya bafl kırar, ya da göz çıkarır.
Ilık meltemler gibi soluklar gerek bize. Gönüllere
ulafltı¤ında, bahar çiçekleri açtıran. En sert yürekleri
dahi yumuflatan, yo¤uran, flekillendiren... "Tatlı söz yılanı deli¤inden çıkarır." denmifl, derler. Ne kadar do¤ru. En öfkeli oldu¤umuz anlarda bile yüre¤imizdeki
karanlı¤ı gündüz aydınlı¤ına çevirir güzel bir söz. "Söz
ola kese savaflı / Söz ola kestire baflı / Söz ola a¤ulu
aflı, / Ya¤ ile bal ede bir söz." diyor Yunus.
Elbette öyledir. En karamsar ve kaos yüklü anları
bile cennet iklimine çevirir, alımlı ve iç açıcı bir söz. Bu
sebepten, güzel ve nazik konuflan insanların pek düflmanları olmaz çevrelerinde. Bilmeden bir gönül kırarlarsa, hemen tamir ediverirler bir kaç kelimeyle. Mayalarında yalan olmadı¤ı için, inandırıcı bulur çevreleri
böyle kiflileri. Zaten yalana ihtiyaçları da yoktur, böyle
gönül ve söz ustalarının. Bazen bilmeden açtıkları yaralar olur elbet gönüllerde. Ama bu bilmeden olur ço-
K
gençlik ceza ve ›slâh evlerini dolduranlarımın, kabiliyetli olmasına ra¤men, sahipsizlik ve ilgisizli¤in yüzünden meslek sahibi olamayanlarımın, yüksek tahsil yapamayanlarımın sayılarını verin! Verin ki, benim
uykularımın kaçtı¤ı gibi, sahiplerin,
sorumluların, resmi kuruluflların,
ö¤retmen, imam, bakan, baflbakanların da uykuları kaçsın! Gerekirse,
toplumun tamamının uykusu kaçsın!
‹tilip kakılan, hor görülen, varlı¤ına tahammül edilemeyen, baflarısı
kıskançlı¤ı, baflarısızlı¤ı ise kendisi
ve beraber yafladı¤ı toplumla geçimsizli¤e zemin hazırlayan bir neslin
kurtulufluna çareler aramak, bunun
için mücadele etmek, ilk evvelâ bizim boynumuzun borcudur.
-Baflarıya götüren yol: ‹lgilenmek, yardımcı olmak, kimli¤ini ve
kiflili¤ini kazandıracak ortamı hazırlamak, gereken bilgiyi vermekle bafllar.
-Uyum içinde yaflamanın yolu:
flayet, "uyum"dan kastımız gerçekten asimile olmak de¤il ise; de¤iflik
bir kültür de¤erlerine sahip insanın
içinde yafladı¤ı toplumla uyum sa¤layabilmesi için herfleyden önce o insanın bunun fluurunda olması lazım.
Bu fluurda olabilmesi için de yukarıda belirtti¤imiz, "kimlik ve kiflili¤i"
önceden kazanmıfl olması gerekir.
‹kincisi ise, yerli toplumun (milletin)
o insanı kendisi gibi birisi olmadı¤ı
ve zorlamayla da olsa yine olamayaca¤ını kabullenmesinin yanısıra, on-
Dile Gül Koymak
Mehmet Erdo¤an
dan, yerli toplumun sosyal ve hukuki düzenine uymasını beklemek de
en tabii hakkıdır.
-Türk kurulufllarının esas görevi:
Camiler, emekli olmuflların hoflça
vakit geçirecekleri, adeta çok sevdikleri hobileri haline getirdikleri "ibadet" etmenin ötesinde -bilhassagenç nesillerin problemlerine a¤ırlık
veren kurulufllar haline getirilmelidir. Caminin içindeki manevi dünyaya saklanarak gerçekleri görmezlikten gelemezsiniz. Cami imamları
gençlik meselesine vakıf olmalı ve
en azından kendi cemaatın› yönlendirebilmelidir. Çocuklarımızla ilgili
konuları yerli resmi ve fahri çalıflan
kurulufllarla koordineli bir flekilde
yürütmelidir. Di¤er dernekler, siyasi, dini görüflü ne olursa olsun, kendi
evlatlarının meselelerini gündemin
en baflına oturtmaları gerekir. Do¤ru
teflhis, ancak konunun uzmanı ve samimi insanlar tarafından konabilir.
Bu, bir insanlık, bir dindarlık, bir
vatanseverlik örne¤idir. Bu, faziletli
bir fahri görev, sizi ve neslinizi yüceltecek ulvi bir mesuliyet duygusudur. Huzurlu bir dünya ancak huzurlu nesiller tarafından kurulabilir,
korunabilir. Bizim çocuklarımız hırsız, esrarkefl, kavgacı olarak do¤madılar. Biz de öyle de¤ildik. Onları bu
duruma getiren sebepleri ortadan
kaldırmak bizim boynumuzun borcudur.
Birdaha, "Gençlerim eyvah!" diye
feryat etmek istemiyorum.
Sokmaktan zevk alan acımasız akreplere... Dillerini de,
zehirli i¤nelere...
Arkadafl! ‹nancın yumuflak ikliminde bir meltem
yumuflaklı¤ına çevir sözlerini. Yüre¤i kırgın olanların
doktoru ol, masum gönüllerin cellâdı de¤il! Yaralı gönüllere hızır gibi yetifl. Onların kırgınlıklarını gider.
Yaralarına söz merheminden sür. Gönlünden akıp gelen ve kelimelerle harmanlanıp, dövülüp flekillenen
manevî iksirinle onları iyilefltir. Bak bu hususta Hz.
Ömer ne diyor: "Ey Kâbe seni bin sefer yıksam yine yapabilirim. Ama kırık bir kalbi asla!" ‹flte bu derece zor durumda olan bir kırık kalb e¤er onarılırsa sen artık
Hakk'ın sevgili kullarından oldu¤una inanabilirsin.
Çünkü bir hadis-i flerifte flöyle diyor, Nebiler Nebisi:
"Gerçek mü'min, elinden ve dilinden baflkalarının zarar gör-
¤u kez. Lâkin o yarayı dudaklarından akan bal gibi kelimelerle, sihirli cümlelerle bir anda iyilefltirirler. Asla
baflka bir zamana bırakmazlar açtıkları yaraları, oluflturdukları çizikleri. Anında pansuman eder ve tedaviye geçerler.
Acı konuflan insan böyle mi? Dil yayından karflıdakine fırlattıkları kırıcı söz oku, paramparça eder muhatabın yüre¤ini. Onlar dönüp bakmazlar bile. Hani yolda arabayla bir hayvanı veya insanı ezen acımasız floförler vardır; arkalarına bile bakmadan kaçıp giden...
Aynen öyledir bu zalimler de... Kırdıkları kalbin çırpınıflları ve yanaklardan sızan damlaları görmezlikten
gelip, dönüp giderler. Öylelerini akrebe benzetebiliriz.
medi¤i kiflidir."
Bir gün sahabiler, Nebiler Nebisi'nin yanına varıp,
ihtiyar bir kadını övüyorlar. "fiöyle ibadet ediyor, böyle
namaz ve oruç tutuyor." Peygamber Efendimiz: "Çevresine
davranıflları nasıl o kadının?" diye sorunca, sahabiler: "Çevresine hep kötü davranıyor, Ya Resulullah. Konuflmasıyla
kalp kırıyor." diyor. Bunun üzerine Resûlü Ekrem: "Söyleyin o kadına, cenennemde yerini hazırlasın." diyor.
‹flte dost! Tatlı dil ve acı dil arasındaki fark, cennet
ile cehennem arasındaki fark gibidir. Sen diline ister
gül koy, istersen bal ve gönüllere cennet asa bir iklim
ör. ‹stersen kor koy, baflkalarını alev alev yak. Tercih
senin...
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 16
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
DOSYA
16
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Evlili¤e bafllarken
Muhammet Nebi Çelik
E¤itimci-Psk. Dan›flman
[email protected]
vlilik, e¤itim ve ö¤renimleri,
kültürleri, yetifltikleri aile flartlar› birbirinden farkl› olan erkek ve kad›n›n yaflamlar›n›n geri kalan k›sm›n› birlikte geçirmeyi kararlaflt›rmalar›d›r. Aile, erkek ve kad›n›n ruhsal ve fiziksel ihtiyaçlar›n›
karfl›lad›klar› bir kurum olman›n yan›s›ra, sosyal birlikteli¤in en kuvvetli
yafland›¤› toplumun en temel yap›
tafl›d›r. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda, böylesine önemli bir birlikteli¤i oluflturacak olan gençler, kiflinin hem dünyas›n› hem de ahiretini çok yak›ndan
ilgilendiren karar arefesinde adeta
k›l› k›rk yarmal›, çok iyi düflünmelidirler. Evlenecek gençler, ailelerinin
inanç ve fikri yak›nl›k duyduklar›
dost çevresinden uygun aday› kolayl›kla bulabilirler.
Zira bireyi en iyi tan›yan aile
üyeleri ve akrabalar›, efl bulma konusunda onun en önemli yard›mc›lar› konumundad›rlar. Sa¤lam temel
üzerine oturtulmak istenilen bir evlilik için aileler, bireylerin inançlar›n›,
karakter yap›lar›n›, yafllar›n›, tahsil
E
durumlar›n›, kültürel ve fiziksel
özelliklerini göz önünde bulundurmal›d›rlar. Gençlerin dillendirdikleri
efl tiplemesi genelde “Güzel ahlak
sahibi ve dindar olmas›” fleklindedir.
Fakat pratikte bireyler, karfl› tarafta
bir çok farkl› özelli¤i daha görmek
istemektedirler. Bireylerin aile yaflant›lar›, adet, örf, gelenek ve görenekleri, davran›fllar›n›n flekillenmesinde ana etmen olarak göze çarpmaktad›r. Bütün bunlar evlili¤e de
damgas›n› vurmakta, efller karfl› taraf›nda ayn› tutumlar› sergilemesini,
kendilerine hak görmektedirler. Yeni
bir davran›fl›n kazan›lmas› ise d›flar›dan gelen bir zorlamayla de¤il flahs›n kendi iste¤i ve gayreti ile mümkündür. Gençlere tutum, tav›r ve
tecrübeleriyle önayak olma konusunda yetiflkinlere çok büyük sorumluluklar düflmektedir. Özellikle
görücü usulü evlilikler için toplumumuzda “‹yi giderse Allah´tan kötü
giderse bizden bilinir” inanc›n› tafl›yan insanlar, geçmiflte flahid olduklar› baz› ac› tecrübelerin etkisiyle arka planda kalmak istemektedirler.
Mahallelerde, köylerde halka öncülük etme konumundaki flah›slar›n,
bu önemli görevi tam anlam›yla yerine getirmeyiflleri nedeni ile evlilik
ça¤› gelmifl bir çok gencimiz, uygun
bir aday bulamad›¤› için evlenememektedir. Arac›l›k yapacak bireylerin, her iki aile ile iyi bir diyalog içinde olmalar›, taraflar›n birbirlerini iyi
tan›malar› ve yanl›fl anlafl›lmalara
mahal vermemek aç›s›ndan oldukça
faydal› olacakt›r. Münasip bir efl bulundu¤u takdirde gençlerin birbirleriyle görüflüp konuflabilmesi için uygun bir zemin haz›rlanmal›d›r. Bu
görüflme s›ras›nda gençler, birbirleri
hakk›nda birtak›m bilgileri karfl› tarafa net olarak vermelidirler. Gençler, karfl› tarafta gördükleri baz›
özelliklerin etkisiyle kendisine itici
gelen birini aday olarak kabul edebilmekte, duygusal yak›nl›¤› dikkate
almadan izdivac› gerçeklefltirebilmektedirler. Bu noktan›n gözard›
edilmesi ileride baz› sorunlara davetiye ç›karmaktad›r. Peki ama önceli¤i duygulara m›, yoksa mant›¤a m›
vermeliyiz?. Karfl› cinsle olan münasebetlerde daha çok duygular ön
plandad›r. Elbette ki duygular›n,
sa¤l›kl› bir evlili¤in teflekkülünde
tart›flmas›z yeri vard›r. Fakat onunla
y›ld›zlar›m›z uyufluyor veya ona
içim ›s›nd› türünden tamamen duygusal güdümlü bir tav›r tak›nmak
efllerin sa¤l›kl› karar almalar›n› engeller.
Duygular insan yaflam›nda vazgeçilmez bir öneme sahip olmakla
birlikte, insanlar› di¤er canl›lardan
ay›ran en temel özelliklerden bir tanesidir. Bu noktadan hareketle duygusal yaklafl›mlar, karar aflamas›nda
çok önemli bir yere sahiptir. Fakat
yaln›z bafl›na kesinlikle yetersizdir
diyebiliriz. Öyleyse bireyler öncelikle mant›klar›n›n seslerini dinlemeli,
evlilikten neler bekledi¤ini karfl› tarafa anlatmal›d›r. Bu aflamada bireyler, muhatablar›ndan tatminkar ce-
vaplar ald›klar›na kanaat getirirlerse
hissi anlamda yak›nl›¤›n olup olmad›¤› yoklanmal›d›r. Tamamiyle duygular›n rehberlik etti¤i yaklafl›mlar,
evlenecek adaylara herfleyi pembe
bir tablo içersinde sunmakta, bu da
onlar›n hata yapmalar›n› kolaylaflt›rmaktad›r. Yeri gelmiflken flunu da
belirtmek gerekir ki, özellikle genç
k›zlar›n, e¤itimli, varl›kl› ve güzel
ahlak sahibi efl aday› aramalari ve
bunu ifrat derecesine vard›rmalar›
izdivaçlar›n› zorlaflt›rmaktad›r. Elbette her bireyin, muhatab›nda görmek istedi¤i belli bafll› kriterler olmal›d›r.
Ancak baz› özellikleri olmazsa olmaza indirgemek, kat› bir mant›k
gütmek evlenecek bireyleri çok güç
durumda b›rakmaktad›r. Bunun yerine taraflar›n, baz› özelliklerin karfl›l›kl› anlay›fl, sab›r ve gayretle kazan›labilirli¤ine kanaat getirmeleri uygun efl bulmalar›n› ve izdivaçlar›n›
kolaylaflt›racakt›r. Bütün bunlar›n
yan›s›ra gençler, kendilerini yetifltirmek ad›na baz› sosyal aktivitelere
kat›lmal›, bilgi düzeylerini art›rmak
için gayret sarfetmelidirler. Zira kiflinin arkadafl çevresinin genifllemesi
uygun efl bulmas›n› da kolaylaflt›racakt›r. Unutulmamal›d›r ki evlilikte
mutluluk tamamen karfl› tarafta de¤il, bilakis kiflinin kendisinin de güzel ahlak sahibi sab›r ve hoflgörülü
olmas›yla yak›n iliflkilidir. Mant›ken,
ruhen ve kalben evet diyebiliyor
musunuz?
“Aktif Yat›r›m” Modeli
Say›n okuyucular›m›z
projeden yararlanamayanlar
ve yerinde bir yay›n organ›
nizdir. Bizler marka haline
gelmifl bir flirket olarak daha
büyük hedeflere kendimizi
yönlendirmifl durumday›z.
Bununla beraber ismimizin
ve logomuzun de¤iflmesi gerekti¤ine karar verdik.
1- Oturmak için emlak:
bafllayacak program›m›z, siz-
oldu¤unu hepimiz gördük.
Almanya`nin flu andaki
Teflviklerin azalmas›yla kulla-
ler için en iyi yat›r›m model-
Gazetenin yöneticilerine bu
ekonomik s›k›nt›lar›n› hepi-
n›lm›fl bir emlak almak daha
leri üzerinde bilgiler sunacak-
konuda baflar›lar diliyoruz.
Herfleyden önce sizler için
en karl› yat›r›mlar›n peflinde
oldu¤umuzu bildirmek isteriz.
‹lk defa Hayat Gazetesinde yay›nlanan imaj de¤iflikli¤imizi umar›m be¤enmiflsi-
miz bilmekteyiz. Bu s›k›nt›-
avantajl› hale gelmifl bulunu-
t›r.
lardan hiç etkilenmeyen flir-
yor.
2- Yat›r›m amaçl› al›nan
emlak: Slogan›m›zda belirtti¤imiz gibi siz emlak al›n ve
kirac›n›z taksitlerinizi ödesin.
‹kinci model bizim bu sene çok üzerinde duraca¤›m›z
Belirli bir aradan sonra
Hayat gazetemizin üçüncü
say›s›nda sizlerle tekrar buluflmak bizleri sevindiriyor.
Böyle bir gazetenin önemi
AS Plan Genel Müdürü
Abdullah Özer
ketimiz, profesyonelli¤in ve
bilinçli yat›r›m›n önemini bir
kez daha ön plana ç›kard›.
‹nsaat› devam eden Offenbach`taki projemizi A¤ustos
2004`te bitirmifl olaca¤›z. Bu
bir yat›r›m projesi olacakt›r.
için flu anda Rüsselsheim`da
Bu projemizin gerçeklefl-
alm›fl oldu¤umuz 16 dairelik
mesi için, haftalik ekonomi
binam›zdan faydalanmalar›n›
program›m›z Nisan 2004`te
tavsiye ediyoruz.
Kanal 7`de bafllayacakt›r.
“Aktif Yat›r›m” ad›nda
Emlak yat›r›m modelleri:
En önemlisi sizler için yat›r›ma ve ayn› zamanda gelece¤inizi garanti alt›na alman›n yolu sadece bizim sizler
için haz›rlad›¤›m›z yat›r›m
modelleri belirleyecektir
Sayg›lar›m›zla.
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 17
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
DOSYA
HESSEN
17
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Gençli¤imize sahip ç›kal›m
Hikmet Atak
IGMG Gençlik Teflkilat›
Hessen Bölge Baflkan›
ençlik dönemi insanın en hareketli ve dinamik oldu¤u dönemdir. Erkek olsun Kadın olsun gençlik döneminde hayatı toz
pembe görür, sahip oldu¤u enerjiyi
kullanmak için harekete ihtiyaç duyar. Yafladı¤ı ortamda geliflen olayları
hisleriyle de¤erlendirir. Gençlik döneminde kendisine verilen fırsatları baflarıya dönüfltürme yetene¤ine sahiptir. Halk arasında Delikanlılık dönemi
diye adlandırılan bu zamanda, ondaki cevheri keflfedip kiflilik ve sorumluluk bilinci kazandırmak gerekir.
Gençlik dönemini iki açıdan ele
alabiliriz.
G
1- Do¤ru ideal peflinde olan gençlik
2- Zevk ve nefisinin peflinde
olan gençlik
Olayı manevi açıdan ele alarak
müslüman gençlik üzerinde durmak
istiyorum. ‹deali ‹slam olan gençlik.
Arzu edilen ve özlenen gençlik budur. Maneviyat ve Ahlaktan yoksun
bir gençli¤in dimdik ayakta durması
mümkün de¤ildir. Maneviyattan yoksun yetiflen gençlerin bulundu¤u topluma ve bütün insanlı¤a verecek müsbet hiçbirfleyi yoktur.
Avrupa’da yaflayan müslüman
gençli¤imize bakmak için küçük bir
pencere açtı¤ımız da malesef bir çok
gencimizin maneviyat ve ahlaktan
uzak, tarihinden bihaber özbenli¤ini
kaybetmifl rotasını flaflırmıfl gemi gibi
sa¤a sola sürüklendi¤ini görüyoruz.
Yafladı¤ı toplumun inanç ve kültürüyle asimile olmak tehlikesiyle karflı
karflıya kalan müslüman bir nesil. Avrupa’da yetiflen üçüncü neslimiz cami
ve cemaatten kopmufltur. Yeterli ‹slami e¤itim verilmiyor, Türkçe olarak
verilen e¤itimleri anlamakta zorluk
çekiyorlar, okul hayatlarında baflarılı
olamıyorlar. Müslüman ailellerin çocuklarının %90’›nı hauptschule’de ö¤renim yaptı¤ı için, yüksek okul imkanları ve meslek yapmaları zorlaflıyor.
Avrupa’da müslümanların kurdu¤u birçok sivil kurulufllar bulunmaktadır, ancak pek azı yukar›da saymıfl
oldu¤umuz problemlere çözüm getirme çabası içindedir. ‹slam Toplumu
Milli Görüfl Gençlik Teflkilatı genifl
alanda gençli¤e özellikle ikinci ve
üçüncü neslimize hizmet sunma gayretindedir. Çocuk Kulubünden, Jungendherberge e¤itim seminerlerine,
Sosyal ve Kültürel faaliyetlerden, e¤itim derslerine, Üniversitelilerden ev
ödevleri yardım kurslarına ve daha
bir çok alanda e¤itim hizmetleri sun-
görmek zorundayız. Cami cematı
maktadır. Ancak bütün bu çalıflmalaolan müslümanların çocukları da yani
ra asıl destek vermesi gereken veliler
bizim gençlerimiz de camiden kopyani anne ve babalar bu fedakarlı¤ı
makta zaman zaman ailesine isyan etyapmamaktadırlar. (‹stisnalar hariç).
mekte ve evliliklerini ‹slami dü¤ün
Dünyalık için yaptıkları yatırımları öz
adı altında ‹slama uymayan programevlatlarının e¤itimleri için yapmıyorlarla yapmaktadırlar. Star olan sanatlar. Yat›lı olarak yapılan bir jugendçıların hayat tarzlarını taklit etmekte,
herberge e¤itimine verecekleri 25-30
Televole vb. programlar seyredilerek
Euroyu çok görüyorlar. Sosyal ve külahlak yapılarını kaybetmek tehliketürel alanda yapacakları faaliyetlere
siyle karflı karflıyadırlar.
finansal destek vermiyorlar. Mal ve
Bütün veliler, Anne ve Babalar
para hırsıyla çalıflırken yavrularını
hep birlikte bu sorunları çözmek zodolayısıyla ahiretlerini ihmal ediyorrundayız. Genç kardefllerimize cami
lar. Onların penceresinden dünyaya
yanlarında onların hem ö¤renece¤i
bakamıyorlar. Ve bir gün yakınmalar
hemde e¤lenece¤i mekanlar hazırlabafllıyor. Evladım benim sözümü dinmalıyız. Camilerimizi gençlerimizin
lemiyor, Camiye gitmiyor, kötü çevre
ihtiyaçlarını karflılayacak bir külliye
ediniyor‚ okumuyor vs. ‹flte o zamanhaline getirmeliyiz. Bütün bunları bir
da ifl iflten geçmifl oluyor. Çünkü a¤aç
ibadet aflkıyla yapmalıyız.
yafl iken e¤ilir. Maneviyat ve ahlak
Kardefllik ve barıfl için bütün indersi almamıfl olan genç huzuru sosanlı¤ın ve gençli¤imizin Selamet ve
kakta diskotekte uyuflturucuda arıRefahı için, Fazilet mücadelemizi iki
yor. ‹çki ve fuhufl bataklı¤ında kaybocihan Saadeti için bütün gücümüzle
lup gidiyor.
sürdürece¤iz.
Bu kaybolup giden nesil bizim
neslimiz, bizim kardefllerimiz, bizim
canlarımız. Kollarımızı makas gibi
açarak bataklı¤a giMüslümanlık bizden evvel böyle zillet görmedi!
den yolları tutmalıyız. Bunu kendimiHalimiz bir inhilal etmifl vücudun halidir.
ze görev bilmeliyiz.
Ruh-i izmihlalimiz ahlakın izmihlalidir.
Biz artık ne yapSade
bir
sözdür fakat hikmetlerin en mücmeli:
tı¤ımıza neyi yapBır halas imkanı var: Ahlakımız yükselmeli,
madı¤ımıza bakmak ama görerek
bakmak zorundayız.. Öz elefltiri yaparak eksiklerimizi
Yoksa pek korkunç olur katmerlesip hüsranımız …
Çünkü hem dünya gider, hem din, e¤er yapmazsanız.
(SAFAHAT)
Yans›tmak ve... Eylem
Zengin ve fakir ülkeler aras›ndaki fark ülkelerin yafl› de¤ildir.
Mesela, Hindistan ve M›s›r gibi ülkelerin ikibin y›ldan fazla geçmifli vard›r ve fakirdirler.
Öbür taraftan, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi 150 sene önce isimleri bilinmeyen ülkeler kalk›nm›fl ve zengin ülkelerdir.
Do¤al kaynaklar›n var olup olmamas› da zengin ülke fakir ülke aras›ndaki fark› yaratmaz.
Japonya ufac›k bir adaya s›k›flm›fl, %80 arazisi
tar›ma ve hayvanc›l›¤a uygun olmayan bir ülkedir ama ayn› zamanda dünyan›n ikinci büyük
ekonomisidir. Ülke dev bir yüzer fabrika gibidir,
bütün dünyadan ham madde ithal eder, sonra da
bütün dünyaya bitmifl ürün ihraç eder.
Di¤er bir örnek, kakao yetifltiremeyen ancak
dünyan›n en kaliteli çukolatas›n› üreten ‹sviçredir. 4 ay da sürse de k›sa yaz döneminde topra¤›da ekerler, hayvanc›l›k da yaparlar. Bu yetersizlikte bile ürettikleri süt ürünleri en iyi kalitededir.
Bu ufak ülke yans›tt›¤› güvenli, düzenli ve çal›flkan ülke imaj› sayesinde dünyan›n para kasas› ol-
may› da baflarm›flt›r.
Zengin ve fakir ülkelerin yöneticilerini birbirleriyle karfl›laflt›rd›¤›n›zda aralar›nda önemli bir
fark bulamazs›n›z.
Irk ve deri rengi de önemli de¤ildir: Kendi ülkelerinde tembel olarak tan›nan iflçiler asl›nda
zengin Avrupa ülkelerinin arkas›ndaki ana üretici
güçtür.
Peki; O zaman aradaki fark nederen gelmektedir?
Fark uzun y›llard›r kültür ve e¤itim ile içlerine
ifllenen de¤iflik bak›fl aç›s›d›r.
Zengin ve kalk›nm›fl ülke insanlar›n›n davran›fllar›n› inceledi¤imizde, büyük bir ço¤unlu¤un
flu prensiplere kalben inand›¤›n› görüyoruz:
Temel ahlaki kurallar›.
1. Dürüstlük.
2. Sorumluluk.
3. Kanun ve kurallara sayg›.
4. Baflkalar›n›n hakk›na sayg›.
5. Çal›flkanl›k.
6. Tasarruf ve yat›r›ma inanç.
7. ‹rade.
8. Dakiklik.
Geri kalm›fl ülkelerde nufusun çok küçük bir
az›nl›¤› bu prensiplere inanmaktad›r.
Biz, do¤al kaynaklar›m›z olmad›¤› için veya
do¤a bize karfl› zalim davrand›¤› için fakir de¤iliz.
Biz do¤ru bak›fl aç›s›na sahip olmad›¤›m›z için
fakiriz.
Zengin ve kalk›nm›fl ülkeleri o noktaya getiren
ifllevsel prensiplere uymak ve bunlar› çocuklar›m›za ö¤retmek azmimiz olmad›¤› için hala fakiriz.
Bu yaz›y› okuyup düflünmezseniz ne size bir
fley olacak, ne köpe¤iniz hastalanacak, ne iflinizden kovulacaks›n›z, ne de yedi sene boyunca lanetleneceksiniz.
Ama vatan›n›z› seviyorsan›z, bu mesaj›n
mümkün oldu¤u kadar çok kiflinin eline geçmesini sa¤lay›n›z. Ne kadar çok kifli do¤ru prensipleri
benimserse o kadar çabuk düze ç›kar›z.
Hadi Kolay Gelsin!
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 18
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
DOSYA
18
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Gençlik
AfiURE GÜNÜ
üce Allah
7- Hz. ‹brahim
biz kullar›(A.S.) o günde
n›n günah,
do¤mufltur.
kusur ve hatadan
8- Hz. Davud
uzak kalamayaca(A.S.)›n tevbesi o
¤›m›z› bildi¤i için,
gün kabul buyuaff›m›za ve sevab›rulmufltur.
m›z›n ço¤almas›na
9- Hz. Yakub
vesile olsun diye
(A.S.)›n gözleri o
mübarek gün ve
gün görmeye baflgeceler tesbit etlam›flt›r.
mifltir. Bu müba10- Hz. Peyrek günlerden biri
gamber (A.S.)›n
de “AfiURE” gügelmifl geçmifl büBekir B‹LG‹N
nüdür..
tün günahlar› o gün
Hicri tarihin bi‹lahiyatç›
affolunmufltur.
rinci ay› olan MuBaz› alimlere göharrem ay›n›n onuncu günü “Aflure de bu günün önemli olmas› Yüre Günü”dür. 1 Mart günü kutlad›ce Allah’›n Muhammed ümmetine
¤›m›z aflure gününün ve hicri yeni
nasip etti¤i flu on ikramdan dolay›y›l›n bütün insanl›k için hay›rlar ve
d›r:
mutluluklar getirmesi en büyük di1- Recep Ay›
le¤imizdir.
2- fiaban Ay›
Eshab-› Kiram›n (A.R.): “Ya Re3- Ramazan–› fierif Ay›
sulallah, Allahu Teala Aflure günü4- Kadir Gecesi
nü di¤er günlerden üstün tutmufl
5- Ramazan–› fierif Bayram›
mudur?” diye sorduklar›nda, Pey6- Allahu Teala’n›n Kuran-› Kegamberimiz; “Evet, Allahu Teala
rimde bildirdi¤i, Zilhiccenin ilk on
Aflure gününü di¤er günlerden üsgünü
tün tutmufltur.
7- Arefe günü
Aflure gününde bir hastay› zi8- Kurban Bayram› Günü
yaret eden, bütün insanlar› ziyaret
9- Cuma Günü
etmifl gibi olur. Aflure gününde bir
10- Aflure Günü
kimseye su veren hiç isyan etmeAfiURE YAPMA GELENE⁄‹
mifl gibi olur.
Hz. Nuh (A.S.) ve müminler
Bir kimse Aflure günü ailesinin
yukar›da
geçti¤i gibi 10 Muharrem
nafakas›n› artt›rsa, Allahu Teala
günü
gemiden
inerek karaya ayak
bütün bir sene boyunca o kiflinin
basm›fllard›r.
O
gün kurtulufllar›na
r›zk›n› bollaflt›r›r.” buyurmufltur.
bir flükran borcu olarak oruç tutHz. Süfyan (R.); “Biz bunu elli
mufllar, geriye kalan g›dalar›n›n,
y›ld›r tecrübe ediyoruz kolayl›k ve
hepsini birbirine kat›p Aflure ismirahat geçimden baflka bir fley görni verdikleri yeni bir çeflit yemek
medik” demifltir.
yapm›fllard›r. O günden bugüne
Peygamber (S.A.V.) Efendimikadar bu adet devam etmifltir. Büzin sevgili torunu Hz. Hüseyin’in
tün müminler, Hz. Nuh ve berabezalimlerin elinden flehadet merterindekilerin kurtulufllar›n›, oruc tubesiyle kurtulup Yüce Allah’a ve
dedesine kavuflmas› da ne hikmettarak aflure yaparak kutlarlar.
tir ki bu gün meydana gelmifltir.
AfiURE ORUCUNUN
Alimlerimize göre bu günü
FAZ‹LET‹
önemli k›lan sebepler flunlard›r:
Bir Hadis-i fierifte: “Aflure günü
1- Hz. Musa ve ümmeti aflure
Peygamberler (A.S.) oruç tutmuflgünü firavun ve ordusundan kurlard›r.Binaenaleyh onu siz de tutulmufllard›r.
tun” buyurulmufltur.
2- Hz. Nuh (A.S.)›n gemisi, CuBaflka bir Hadis-i fierifte de,
di da¤›n›n üzerine aflure gününde
Peygamber (A.S.): “Aflure Günü tuoturmufltur.
tulan orucun Allah indinde o gün3- Hz. Yunus (A.S.) bal›¤›n karden önce bir senenin günahlar›na
keffaret olaca¤›n› hesaba katar›m
n›ndan Aflure günü kurtulmufltur.
buyurmufltur. Ancak Musevilerin
4- Hz. Adem (A.S.)›n tevbesi
sadece Muharremin onuncu günü
Aflure günü kabul buyurulmufltur.
oruç tutmalar›na benzememek için
5- Hz. Yusuf (A.S.) o gün kuyuPeygamberimiz öncesine veya sondan Aflure günü ç›kar›lm›flt›r.
rasona bir gün daha ilave edilme6- Hz. ‹sa (A.S.) o gün do¤mufl
sini istemifltir.”
ve o gün göklere kald›r›lm›flt›r.
Y
HESSEN
Sümeyye AY
nsano¤lu bir yolcudur. Bu yolculuk ana rahmine düflmekle bafllay›p, çeflitli u¤raklardan sonra ebedi hayattaki ebedi memleketine ulafl›r. ‹nsan›n bu yolculu¤unun en
önemli k›sm›n› kendi iradesini en yo¤un oldu¤u dünyada geçen merhalesidir. Dünya hayat›n› oluflturan merhalelerden flüphesiz en önemlisi ve
kiflinin en aktif oldu¤u dönem gençlik y›llar›d›r. Gençlik insan vücudunun en dinamik saf ve parlak duygularla yüklü ve en verimli y›llar›d›r.
‹leride verilecek kaliteli eserlerin temelleri gençlik y›llar›nda at›l›r...
Gençlik ömrün sabah›, duygular›n
tezahürü, mevsimlerden de bahar....
‹yi ve kötü yönlerin belirlendi¤i, hayat merdivenlerinin ilk basamaklar›,
ufu¤a aç›lan yolun bidayeti.... Hz. Ali
efendimize sormufllar: "Kime baflvurduysak hepsi; sonumuzdan korkar›z
dediler" Siz ne buyurursunuz? Hz Ali
flu hikmetli cevab› vermifl: "Evet herkesin sonundan korkmas› do¤rudur.
Çünkü hüküm sona göredir. Fakat
ben önümden korkar›m. Zira son öne,
inifl ç›k›fla, bitifl bafllay›fla ba¤l› ve tabidir....
Gençlik de ihtiyarl›k iniflinin ç›k›fl›, ömür bitiflinin bafllang›c›d›r...
Bir düflünürün flu sözü de düflünmeye de¤er... Gençli¤in e¤lenceye
mahsus oldugunu söyleyenler ya ahmaklar veya düflmanlard›r.. Gençlik
y›llar› hayat mücadelesine gerekli bilgi ve al›flkanl›klar›n kazan›lma ça¤›d›r...
Gençlik dönemi ak›ldan çok hisleri dinler. His ve heves ise kördür, iflin
sonunu görmez. Bir dirhem peflin lezzeti ileride bir batman lezzete tercih
eder. Böylelikle ömrün saadeti mahvolur. Kör hislere kap›lan gençler bilhassa yaflad›¤›m›z Avrupa k›tas›nda
a¤lar›na alan f›rsatç›lar, çürük bir
toplum oluflmas›nda maalesef baflar›l›
oluyorlar. Bizler de buna sadece seyirci kalabiliyoruz.
Hayat k›sa, misyon a¤›r, f›rsatlar
ise geçicidir. Bu geçici f›rsatlardan en
önemlisi de gençliktir...
Gençlik tutulmaz elle...
Geçirme bofl emelle....
‹
dedi¤i gibi flairin.
Gençlik dönemi bireyleri oldu¤u
kadar, manevi flahsiyet tafl›yan millet
ve toplumlar›n gelece¤i için de önem
arzetmektedir... Bir milletin gençli¤i,
o milletin gelece¤idir...
Gençli¤in bu tart›fl›lmaz önemine
tarih boyunca da flahit olunmufltur ki,
büyük ve esasl› davalar, genç dinç
her yönden yetiflmifl, idealist flah›slar›n omzunda tafl›nm›fl ve yükseltilmifltir.
Kifli gençlikte ne ekerse yaflland›¤›nda mahsülleri karfl›s›na ç›kar.
Gençlikte yap›lan ibadetler o fani
gençli¤in kal›c› meyveleridir. Kifli ihtiyarlad›kça gençli¤in iyilikleri olan
kal›c› meyvelerini elde etmeye devam
etti¤i taktirde gençli¤in zararlar›ndan, taflk›nl›klar›ndan kurtulur. Gafiller gibi 5 10 senelik gençlik lezzetine
karfl›l›k 50 sene eyvah gençli¤im gitti
diye hay›flan›p gençli¤ine a¤lamas›
fuzulidir.
Bahar gibi süslü sevgileri, sevgi
ise de¤il mi ki ilahi sanat seyretmek
yönüyledir. O bahar›n gitmesiyle seyretme lezzeti yok olup gitmez. Çünkü
bahar›n yald›zl› bir mektup gibi verdi¤i manalar› herzaman seyredebilir.
Kiflinin hayal› ve zaman, sinema fleritleri gibi ona seyretme lezzetini devam ettirmesinin yan›s›ra o bahar›n
manalar›n›, güzelliklerini tazeler... O
vakit sevgi kayg›l›, elemli ve geçici olmaz. Aksine lezzetli keyifli ve baki
olur.
Dünyaya olan sevgi ise Cenab-›
Hakk ad›na ise o zaman dünyan›n s›k›nt›lar›, cana yak›n bir arkadafl hükmüne geçer. Tam bir rahatla o misafirhenede ikamet suresi geçer.
E¤er bu dünya ehli gafiller gibi sevilirse, s›k›nt›l›, ezici, bo¤ucu, fenaya
mahkum, neticesiz bir muhabbet
olur..........
Bize düflen misyon ise gençli¤imizi bir f›rsat att›¤›m›z her ad›m› onun
r›zas›n› sayarak hasenat kesemizi doldurmakt›r.... Bu hasenatlar ihtiyarlad›¤›m›zda ruhi sa¤l›¤›m›z›n sigortas›
olucakt›r... Muhabbet, ihlas ve dua ile
vesselam....
3. sayi sayfalar
Hayat
04.05.2009
20:58 Uhr
Seite 19
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Ç‹ZG‹N‹N D‹L‹
19
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 20
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
ÖZEL HABER
20
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Türkiye Deniz Yolları ‹flletmesi ve Sun Tours Holiday 2004 sezonuna hazır
TD‹ seferleri 15 May›s’ta bafll›yor
RANKFURT- Türkiye Deniz
Yolları ‹flletmesi ve Sun Tours Holiday 2004 yılı sezon
çalıflmaları ile ilgili bilgiler vermek
üzere Frankfurt havalimanı konferans salonunda bir basın toplantısı
düzenledi.Toplantıya TD‹ Genel
Müdürü ve Yönetim Kurulu Baflkanvekili Burhan Külünk, Sun Tours Genel Müdürü ve TD‹ Avrupa
Sorumlusu Ali Güngör, Sun Tours
Türkiye Temsilcisi Levent Demira¤lı ve APEA Media Genel Müdürü Gürsel Uçar katıldılar.Toplantıda TD‹’nin bu sezon çalıflmalarına iliflkin bilgi veren TD‹ Genel
Müdürü Burhan Külünk ‘Türkiye
Denizcilik ‹flletmeleri Anonim fiirketine ba¤lı Denizyolları iflletmemiz, öncüsü oldu¤u Adriyatik seferlerine 2004 yılında da devlet güvencesiyle devam edecektir” dedi.
F
HEDEF
40.000
YOLCU
Külünk sözlerini flöyle sürdürdü: ”80’li yıllardan beri hizmet vermekte oldu¤umuz Adriyatik hattı,
90’lı yılların baflında baflladı¤ımız
düzenli seferleri ile ülkemizle Avrupa arasında bir deniz yolu köprüsü oluflturmufl, yüzbinlerce vatandaflımızı emniyetle sevdiklerine
kavuflturmufltur.Bugün
Avrupa’nın çeflitli ülkelerinde yaflayan
ve çalıflan yurttafllarımız gerek ai-
leleri, gerek araçlarıyla feribotlarımızı tercih etmekte, ülkelerine
duydukları hasreti gemilerimize
ayak basar basmaz kendilerini karflılayan tamamı Türk mürettebatın
sıcak ilgisi ve Türk mutfa¤ının yemekleriyle gidermektedir.2004 Adriyatik Hattı seferlerimiz bu yıl iki
gemiyle, 15 Mayıs-15 Ekim tarihleri arasında gerçekleflecektir.40.000
yolcu taflımayı hedefledi¤imiz Çeflme-Birindisi ve ‹zmir-Venedik seferlerimizde, Samsun ve Ankara
feribotlarımız hizmet verecektir.Her biri 780 yolcu ve 215 araç
kapasiteli feribotlarımızda, yolcularımızın rahatı için her türlü konfor sa¤lanmıfl olup, uluslararası
standartlardaki teknik özelliklerle
donatılarak, tecrübeli Türk kaptan
ve mürettebat görev yapmaktadır.Adriyatik hattında marka olmufl Denizyolları ‹flletmemiz, yıllardır güven ve sorumlulukla çizdi¤i rotasını, ekonomik avantajlar
sa¤layan yeni paket programlarla
daha da cazip hale getirmifltir.Bu
yıl bafllayaca¤ımız çeflitli indirim
uygulamalarımızın da yolcularımızı memnun edece¤ini ummaktayız.Özellikle Çeflme’den pazartesi,
Birindisi’den çarflamba günü kalkacak feribotlarımızda yolcularımızdan tüm sezon boyunca düflük
sezon ücreti alınacaktır.‹ndirimlerimizden di¤er alternatifleri yolcularımızın acentalarımızdan en kısa
sürede ö¤renmelerini tavsiye ederiz.Türk Denizcili¤inin öncü kurumu olan iflletmemiz, deniz turizmine kendisinin kattı¤ı Adriyatik
Hattı Seferlerinde seyahat edecek
tüm yolcularına hayırlı bir sezon
diler.”
TD‹ Avrupa Sorumlusu ve Sun
Tours Genel Müdürü Ali Güngör
gazetemize yaptı¤ı açıklamada Alman makamları tarafından 1 Mart
1996 tarih ve 6153 sayılı iflletme
belgeli Sun-Tours Holiday ünvanı
ile yaklaflık 7 yıldır Almanya’dan
Türkiye’ye yönelik faaliyet gösteren, a¤ırlıklı olarak paket turlar
düzenleyen ve iflçi uçak biletleri satıfla sunan tur operatörü olarak
2003 yılından itibaren Türkiye Denizcilik ‹flletmeleri’nin ‹talya-Türkiye arasındaki feribot seferleri yapan flirketlerinin TD‹ genel acentalı¤ını üstlendi¤ini bildirdi.Güngör,
TD‹’nin son yıllarda Avrupa’da
yaflayan vatandafllarımızın yaflamıfl oldukları feribot çilesine son
vermek, olumsuzlukları gidermek
ve daha iyi hizmet vermek amacıyla sefer sayılarını artırdı¤ını ve kaliteli hizmeti ön planda tuttuklar›n›
ifade etti.
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Hayat
Seite 21
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
ÖZEL HABER
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
21
AVRASYA FLY AIR ‹fiB‹RL‹⁄‹ ‹LE
STUTTGART UÇUfiLARI BAfiLIYOR
ayat (Özel)- Avrasya Turistik ve
Fly Air iflbirli¤i ile 2 Nisan 2004 tarihinde bafllayacak olan Stuttgart
uçufllar›n›n tan›t›m ve bilgilendirme toplant›s› Stuttgart Mar›tım Otelde düzenlenen toplant› ile yap›ld›.
Fly Air”dan; fiirketler Grubu Baflkan› Say›n Mehmet Hasancebi, Ynt. Krl. Bflk. fiadan Sat, Genel Müdür Ahmet Karaman,
Ticaret Müdürü Ufuk fien, Hollanda Bölge
Müdürü Yaflar Bayrak, Amsterdam ‹stasyon Müdürü Esat Aksak, Sultan Reizen
Türkiye Müdürü Fatih Güner´in kat›ld›¤›
geceye Avrasya Turistik Ynt. Krl. Bsk. Asker Sak›nmaz, Stuttgart Müdürü Murat
Sun ve Yönetim Kurulu üyeleri Hasan fiahin ve Niyazi fiahin ev sahipli¤i yapt›lar.
Misafir olarak T.C. Stuttgart Baflkonsolosu
Ahmet Funda TEZOK, Gıda sektöründe
hizmetleri ile tanınan ‹tikat’ın Sahibi Sami
ERKURT, Baflarılı Avukat Altar Türker
FENDO, çok sayıda ifladamı, acenta ve basın mensubunun katıldı¤ı toplantıda T.C.
Stuttgart Baflkonsolosu Ahmet Funda TEZOK yaptı¤ı konuflmada Avrasya – Fly
Air ortaklı¤ının hayırlı olmasını diledi.
Daha sonra Avrasya Turistik Ynt. Krl. Bflk.
Asker Sak›nmaz bir konuflma yaptı. Sak›nmaz konuflmasında sunları söyledi;
“2001 YILINDA DE⁄ERL‹ ACENTALARIMIZ ARACILI⁄I ‹LE TÜRK ‹NSANINA
LAYIK OLDU⁄U KAL‹TEY‹ SUNMAK
AMACIYLA FAAL‹YETLER‹NE BAfiLAYAN AVRASYA TUR‹ST‹K; ALMANYATÜRK‹YE ARASINDA CHARTER SEFERLER‹NE GET‹RD‹⁄‹ YEN‹ ANLAYIfi
VE TÜM MÜfiTER‹LER‹NE SUNDUGU
KAL‹TE STANDARDI ‹LE SEKTÖRDE L‹DER F‹RMALAR ARASINA KISA ZA-
H
MANDA G‹RMEY‹ BAfiARMIfiTIR.”
“2001 YILINDAN BER‹ STUTTGART
MERKEZL‹, ANKARA, ‹STANBUL, ‹ZM‹R VE KAYSER‹ ‹RT‹BAT BÜROLARIMIZLA B‹RL‹KTE S‹Z KIYMETL‹ ACENTALARIMIZIN DESTEKLER‹ ‹LE BUGÜNLERE GELD‹K.” “2004 YILI YAZ
PROGRAMINI 2 N‹SAN 2004 TAR‹H‹ ‹T‹BARIYLE ‹LK UÇUfiUNU TÜRK‹YE´N‹N
EN BÜYÜK ÖZEL HAVAYOLLARINDAN FLY AIR ‹LE UÇMAYI PLANLADIK. FLY AIR 9 ADET AIRBUS-A300 VE 5
ADET BO‹NG 737 OLMAK ÜZERE TOPLAM 14 UCAK VE 3522 KOLTUK KAPAS‹TES‹ ‹LE H‹ZMET VERECEKT‹R.” “FLY
AIR 2002 YILINDA TÜRK‹YE´DE TAMAMI YERL‹ SERMAYE ‹LE KURULMUfi
OLUP, YURTDIfiINDA AVRUPANIN
HER NOKTASINA UÇUfi YAPAN B‹R
M‹LL‹ HAVAYOLUMUZDUR. ‹Ç HATLARDA 2003 EK‹M AYINDA TRABZON
UÇUfiLARINI BAfiLATMIfi VE YEN‹
HATLAR ‹LAVE ETM‹fiT‹R. FLY AIR´‹N
KATKILARIYLA 2004 YILINDA HEDEF‹M‹Z VE SLOGANIMIZ; DAHA KAL‹TEL‹, DAHA EKONOM‹K VE DAHA GÜVENL‹ H‹ZMETT‹R.” “AVRASYA KU-
RULDU⁄U GÜNDEN BER‹ S‹ZLER‹N
KATKILARIYLA BÜYÜDÜ VE BUGÜNLERE GELD‹. BUNDAN SONRA DA S‹ZLERLE B‹RL‹KTE ELELE DAHA DA ‹LER‹YE G‹DECE⁄‹M‹ZE ‹NANIYORUM.”
“V‹ZYONU; ULUSLARARASI HAVACILIK SEKTÖRÜNDE GÜVEN VE H‹ZMET
KAL‹TES‹ ‹LE TANINAN, SEÇK‹N, YEN‹L‹KLERE AÇIK OLAN fi‹RKET‹M‹Z
AVRASYA; YEN‹ SEZONDA VATANDAfiLARIN RAHAT VE HUZURU ‹Ç‹N
S‹ZLERIN DESTE⁄‹ VE YOLCULARIMIZIN TAKD‹R‹ ILE FLY HAVA YOLLARI
‹LE B‹RL‹KTE YOLUNA DEVAM EDECEKT‹R.” “AVRASYA KURULDU⁄U
GÜNDEN ‹T‹BAREN S‹ZLER‹N KATKI-
LARIYLA BÜYÜDÜ VE BUGÜNLERE
GELD‹. BUNDAN SONRA DA, S‹ZLER
VAROLDUKÇA AVRASYA DA VAR
OLACAKTIR. GÜNDEN GÜNE GÜÇLENEREK, DAHA KAL‹TEL‹ B‹R fiEK‹LDE
S‹Z ACENTALARIMIZA VE S‹ZLER‹N
ARACILIGI ‹LE TÜM VATANDAfiLARIMIZA H‹ZMET VERMEYE DEVAM EDECE⁄‹Z” Asker Sak›nmaz; Stuttgart uçufllar›n›n turizmin hareketlenmesi aç›s›ndan
önemli bir destinasyon oldu¤unu, 2004 y›l›nda 2003 y›l›na göre talebin yüzde yirmi
artaca¤›n› tahmin ettiginin ifade etti.
Ard›ndan konuflma yapan Mehmet Hasançebi Fly Air´in ilk kez yapaca¤› Stuttgart uçufllar›ndan çok umutlu olduklar›n›,
gerek acentalara, gerek yolculara kaliteli
ve güvenli bir hizmet sunmak için çaliflmalar yapt›klar›na de¤indi. Modern uçaklarla
uçtuklarını belirten Hasançebi: “Stuttgart’ı
bir dönem için de¤il kalıcı olmak ve uzun
zaman hizmet vermek için düflünüyoruz.
Ülkemize giden 12 Milyon turistin sadece
4 Milyonunu Türkiye merkezli flirketler taflıyor. Bu oranı yülseltmek için çok çalıflmamız gerekmektedir. AB’ ye giriflin yolu
tanıtımdan geçer.” dedi. Tan›t›m gecesi dilek ve temenniler ile sona erdi.
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 22
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
ÖZEL KÖfiE
22
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Mezarl›k Pazarl›¤›ndan, HAYAT’A...!
Mustafa KASALAK
nce tüm dostlara merhaba
der çocuklar, gençler, han›mlar ve ihtiyarlar; tümünüze
flu hayat›n köflesinden hayat dolu
günler temenni ederim.
Bafll›¤a ilk bak›pta kimse gerçekten tam ölürken hayata döndü¤ümüzü filan sanmas›n.
Aman ha aman... Anlatay›m.
Geçenlerde Frankfurt’ta Hessen
eyaleti baz›nda yap›lan birçok cemiyetin kat›l›m›yla gerçekleflen Kur’an› Kerim tilaveti yar›flmas›na davetli
idik. O muhteflem manevi yar›flmada
minik denecek yaflta çocuklar›n ve
gençlerin leziz ve fakat ikramlar› ile
kalplerde derin izler b›rakan ses ritimleri aras›nda herkesin huflu ve biraz heyecanla kendini baflka baflka
alemlerde hissetti¤i zaman diliminde bir seans aras› verildi. Biz de bu
zaman zarf›nda o mistik atmosferden istifade ederek zaman zaman
görüflemedi¤imiz de¤erli dost ve ya-
Ö
renlerle biraraya geldik. Bu vesile ile
biraraya gelmenin hazz›n› tad›yorduk. Allah dostlar› eksik etmesin.
O da ne?
Etraf›m›z genifl bir daire ile ihate
edilmifl. Karadenizli bir dostum bana hitaben o güzel uslubu ile “Ya
Paflkan zaten moralumuz pozuk, ee
içeruda zaten hep a¤laduk. Pize espirilu pifley anlat da, gülelum da.”
diye ›srar etti.
Ben yoo bugün hiç bofluna ›srar
etmeyin. Bugün ben kendimi ahirete
ay›rd›m der demez tüm dostlar kahkahay› bast›lar. Anlad›m, yine suyu
ters ak›tt›k galiba!.
Dedim ki; dostlar, bu devirde sevaplar› bir bir ve ufak ufak zor flartlarda topluyoruz. Üç befl saniyede
bonkörce harc›yoruz filan dediysem
de bakt›m ikna olmayacaklar.
Tamam: Bir anlaflma yapal›m diyerek kafamdaki fikri hemen ortaya
koymaya bafllad›m.
“Bak›n arkadafllar birbirimizi çok
seviyoruz de¤il mi?”
Hepsi birden: “Evet” dediler.
“Dünya telafl› çok mu?” “Çok”
dediler.
“‹fl, güç, evlat, avrat vs. do¤ru
mu?” “Do¤ru”
“Biraraya çok nadir geliyoruz,
öyle mi?” “öyle” dediler.
“Bak›n o zaman demem odur ki
derken. Karadenizli arkadafl “Ula
paflkan, çatlattun pizu. De daa meraklanduk.”
Arkadafllar malum hepimizin
ski zamanlar›n birinde bir öküz sürüsü yaflarm›fl.
Yaflarm›fl yaflamas›na, ama civardaki aslanlar bir
türlü rahat b›rakmazm›fl onlar›. Hemen her gün sald›r›rlarm›fl sürüye. Öküz dedi¤in öyle yabana at›l›r bir
hayvan de¤il ki, bir araya topland›lar m› kolayca defetmesini bilirlermifl o koca aslanlar›. Gerçi bir iki s›yr›k
al›rlarm›fl, ama yine de boyun e¤mezlermifl aslanlar›n
zorbal›¤›na.
Gün geçtikçe aslanlar› alm›fl bir kayg›. Tavflan, fare
gibi küçük hayvanc›klarla beslenir olmufllar. Gitgide güçten düflmüfller. Eee aslan bu, hiç fareyle doyar m›. "Her
halde bize bu otla¤› terk etmek düflüyor" demifl aslanlardan birisi. "Evet" diye tasdik etmifl di¤erleri. Nereye gideriz diye düflünürlerken "bir dakika!!" diye bir ses duymufllar gerilerden. Herkes dönüp bakm›fl sesin geldi¤i tarafa. Sürünün en çelimsiz, ama kurnaz m› kurnaz bir ferdi olan Topal Aslan'm›fl söze at›lan. "Hay›r" demifl, "hiç
bir yere gitmiyoruz. Siz bana b›rak›n, ben hallederim bu
ifli."
‹nanmam›fl kimse ona, ama haydi bir flans verelim ne
ç›kar diye düflünmüfller. O da alm›fl yan›na bir iki aslan
ve gitmifl öküzlerin yan›na. Beyaz bayrak çekmeyi de
unutmam›fl. Öküzlerin lideri olan Boz Öküz baflta olmak
üzere befl irik›y›m öküz yaklaflm›fl onlara. Sormufllar ne
istediklerini. Topal aslan bafllam›fl konuflmaya. Bir yandan da Boz Öküz'ün sivri ve kocaman boynuzlar›na bak›p ürperiyormufl.
Sayg›de¤er öküz efendiler" diye bafllam›fl lafa. "Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik. Biliyorum,
sizleri çok defa incittik, kimbilir kaç›n›zda flu pencemin
izi vard›r. Ama inan›n›z bunlar›n hiç birini isteyerek yapmad›k. Biliniz ki biz aslanlar, bar›flç› bir milletiz. Hele
öküzlerle hiç bir al›p vermedi¤imiz olamaz. Evet, size de-
E
memleketi ayr› ayr›. Kimi Tokatl›, kimi Çorumlu, kimi Konyal›, kimi Ordulu vs. Dolay›s› ile rahmetli olunca
ayr› ayr› yerlere gidece¤iz ve irtibat›m›z tamamen kesilecek. Benim fikrim flu. Gelin hepimizin mutab›k kalaca¤› bir yerden büyük bir tarla veya arsa alal›m. Herkes vasiyetine
yazs›n. Rahmetli olan oraya gömülsün. Yaln›z döneklik yok, söz verelim. Zaten yafllar›m›z orta ve üstünde. En fazla üç befl y›l ara ile orada
bulufluruz. ‹srafil A.S. suru üfleyene
kadar hep birlikte çoluktan çocuktan, sesten, gürültüden uzak orada
bekleriz. Ne dersiniz? Böyle bir birlikteli¤e var m›s›n›z? dedim.
Daha cevaplar› almadan Karadenizli dost heyecanla birazda merakla
“Yalinuz iki flartum var, paflkana”
“Buyur nedir flartlar›n?” dedim.
“Pir dedi. Alaca¤umuz mezar
arsas› pahal› olmasun. Yedi ufla¤um
var. Sonra k›zarlar pabam pize para
p›rakmadu diye. ‹kinci flartum. Paflkan, senin a¤zun laf yapi, ilk sen git
oraya bize ortam› haz›rla, daa. O zaman biz de kabul ederuz dedi.”
Yine gülüflme fasl›. Cevaben
kendisine dedim ki.
“Evet birinci flart›n› anlad›m ve
çözümü kolay. Ucuz bir yerden böyle k›raç, verimsiz bir tarlay› ucuza
al›r›z. Bu mesele de¤il de, ikinci flart›n zor. Biliyorsunuz, Allahtan baflka
kimse kimin önce ölece¤ini bilemez.
Bu ifl bizim elimizde de¤il.” Karadenizli arkadafl›n pes etmeye niyeti
SARI ÖKÜZ
faatla sald›rd›k, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin
aran›zdaki Sar› Öküz yüzünden. Onun rengi öyle sizinkiler gibi de¤il ki. Gözümüzü kamaflt›r›yor, akl›m›z› bafl›m›zdan al›yor. Onu gördük mü ne kadar bar›flsever oldu¤umuzu unutup size sald›r›yoruz ve sürünüze zarar veriyoruz. Yoksa bizim sizinle hiçbir al›p veremedi¤imiz
yok. Onun yüzünden hepiniz zarar görüyorsunuz. Bir
türlü rahat rahat otlayam›yorsunuz, belki geceleri bile
kükrememiz uykunuzu kaç›r›yor. Bunlar›n hepsi Sar›
Öküz'ün suçu. Verin onu bize, siz kurtulun, biz de bar›fl
içinde yaflayal›m" demifl.
Boz Öküz, di¤er önde gelenlerle görüflmek üzere geri
çekilmifl. Hepsi de s›cak bakm›fllar bu teklife. Bir tek yafll› Benekli Öküz olmaz demifl, ama kimseye dinletememifl
sesini. Zavall› Sar› Öküz, kurban edilmifl aslanlara. Hepsi
birden sald›rm›fllar zavall› öküzün üzerine. Bir ikisini f›rlatm›fl üstünden, ama bitkin düflmüfl az sonra. Ç›rp›nm›fl,
hayk›rm›fl, yard›m istemifl, yalvarm›fl, ama yokmufl onu
ifliten. Di¤erleri üzülmüfller üzülmesine, ama elden ne
gelir ki. Bütün sürünün selameti için gerekliymifl bu.
Gerçekten de günlerce sürüye hiçbir sald›ran olmam›fl. Huzur içinde geçer olmufl günleri. Ama aslan milleti
bu, ne kadar sabreder ki. Hele öküz etinin tad›n› ald›ktan
sonra. Ac›kt›k demifller Topal Aslan'a, daha bir kaç hafta
bile geçmemisken. O da yine alm›fl yan›na bir kaç›n›, bir
defa daha gitmifl Boz Öküz'ün yan›na.
Selam" diye girmifl söze. "Gördünüz ya, biz aslanlar
ne denli uysal milletiz. Do¤ru karar›n›z için sizi bir daha
kutlamak isterim. Siz de huzur içindesiniz, biz de. Ne
yok. Israrla hemen cin fikirli söze
bafllad›:
“Amenna paskan...! Tabii Allah’›n emri olmadan birfley olmaz.
Lakin sebep ve vesilesiz de pirfley olmaz. Onide ben derim ki sen beni
kizdirursun, sebep olursun, ben de
seni gönderur vesile olurum. Bunu
da hallettuk mu?” dedi.
Tam bu esnada kahkahalar dalgas› yükselirken, bizim sevgili Sinan
iflaret parma¤›n› sallayarak geliyor.
“Abi, neredesin? Seni ar›yorum.”
dedi.
“Hay›rd›r Sinan Bey, buyur. Nerede olaca¤›z, böyle bir havada mezarl›k pazarl›¤› yap›yoruz dedim.”
Olaydan haberi olmayan Sinan Aktürk “Abi ne mezarl›¤›? Hayata dön
hayata. Seni Hayat Gazetesine misafir etmek istiyoruz.”
“Eyvah! Arkadafllar, yazmak konuflmak gibi olmuyor. fiimdi Karadenizli arkadafl› k›zd›rma zaman›
geldi galiba!" diye espiri yapt›k. “‹nflallah kendi çizgimizi ve haddimizi
bilmek kayd›yla davete icap edece¤iz. Allah utand›rmas›n.”
‹flte dostlar! Anlayaca¤›n›z, bafltaki mezarl›k pazarl›¤›ndan Hayat`a
böyle konuk olduk.
Ve Bismillah dedik. Sevgi ve muhabbetlerimle.
Not: Yakinen tan›d›¤›m Sinan
Aktürk ve ekibine, Hayat Gazetesi
gibi bir gazeteyi Hessen‘e sunduklar› için kalbi teflekkürlerimi sunar ve
baflar›lar dilerim.
mutlu. Yaln›z buraya bunlar› söylemek için gelmedim.
Büyük bir problemimiz var." .. "'Nedir?" demifl Boz Öküz
merakla .. "fiu sizin Uzun Kuyruk" demifl Topal Aslan,
"öyle uzun bir kuyru¤u var ki, nereden baksak görünüyor. O kuyru¤unu sallad›kça bizim de akl›m›z bafl›m›zdan gidiyor. Gözümüz dönüyor, sürüye sald›rmamak
için kendimizi zor tutuyoruz. Halbuki siz öyle mi ya, hepiniz normal kuyruklusunuz. Bir onun suçu yüzünden,
korkar›m hepiniz zarar göreceksiniz. Gelin verin onu bize, bu mevzuyu burada kapatal›m. Eskisi gibi bar›fl ve
sevgi içinde iki taraf da hayat›n› sürdürsün."
Boz Öküz, yine istiflare yapm›fl sürünün ulular›yla.
Yine sadece Benekli Öküz olmufl karfl› ç›kan. Hepsi de
verelim gitsin demifller. ‹stiflare daha da k›sa sürmüfl bu
defa. D›fllam›fllar Uzun Kuyruk'u sürüden. Saatler sürmüfl zavall›n›n ç›rp›n›fllar› ama sonunda o da yenik düflmüfl aslanlara.
Tekrar tekrar yinelenmifl bu olanlar. Her geçen gün
daha da semirmifl aslanlar. Alabildi¤ince güçlenmifller.
Öküzlerse her geçen gün daha da zay›flam›fllar, seyreldikçe seyrelmifller. Aslanlar, küstahlaflt›kça küstahlafl›yorlarm›fl. Art›k bir sebep bile söyleme gere¤i duymuyorlarm›fl. "Verin bize flu öküzü, yoksa kar›flmay›z" demeye bafllam›fllar. Zavall› öküzlerin hay›r diyebilecek
güçleri kalmam›fl. Hepsi birer birer can veriyormufl, aslanlar›n pençesinde. Boz Öküz de aralar›nda olmak üzere
bir kaç› kalm›fl en sona.
"Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara
karfl›, oysa ne kadar da güçlüydük?" diye sormufl biri
Boz Öküz'e. "Biz" demifl Boz Öküz, gözleri nemli ve sesi
piflmanl›kla titreyerek, "Sar› Öküz'ü verdi¤imiz gün kaybettik bu harbi."
"K›br›s'› verelim" diyenlere ithaf olunur .
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 23
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
B‹Z‹M PENCEREDEN
HESSEN
23
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Avrupa Birli¤i kurtulufl mu?
u bizim Avrupa Birli¤i serüvenimiz çok ilginç
bir seyir izlemeye baflladı. Dünün demirperde
peyki mini minnacık ülkeler çoktaaaan girmek
için a¤ababalardan ‘onay’ almıflken, iyi kötü 100 yıla yakın bir demokrasi gelene¤ine sahip Türkiye
için her nedense hep ayak direnir.
Türkiye’nin nev-i flahsına münhasır demokrasi
anlayıflını be¤enirsiniz, be¤enmezsiniz; eksiktir, hatalıdır, kökten dayatmacıdır... falan filan bir dizi de¤erlendirme ile bir çok yafta asabilirsiniz. Lakin
koskoca 70 milyonluk bir ülkeden; bir aya¤ı Adriyatik’te, bir aya¤ı Çin seddinde, Avrupa içlerine kadar
göç olgusu ile yerleflmifl Türk Dünyası’nın varlı¤ıdır sözkonusu olan... Tamam Türkiye’deki insanlar
da ‘bürokratik oligarfliden’ çok çekiyorlar ve her on
yılda bir savafl türküleri ile uyanmaktan pek de
memnun de¤iller. Etnik, dini, yöresel ve toplum
katmanları babında egemen ideoloji bir takım dar
kalıplarla oluflturdu¤u dıfllamalarına maruz kalan
kitleler, kendi öz örgütleri ile ‘so¤uk savafl dönemlerine özgü’ yapıların tasfiyesi ve la¤vedilmesi noktasında üzerlerine düflen çalıflmaları yapıyorlar ve
‘sözde demokrasi’den ‘özde demokrasi’ye geçifl için
mücadele içindeler...
Buraya kadar Avrupa’daki ‘güç’ ve ‘para merkezli’ ideolojiyi dünya co¤rafyasına ihraç etmek için
uluslararası kurum ve kurulufllarda rol alan ve her
keresinde ‘armudun sapı üzümün çöpü’ kabilinden
Türkiye’ye elefltiriler yönlendiren kiflilerin kaygıları
ile Türkiye’de bu kaygıların yasal ve psikolojik anlamda yaflamak durumunda kalan Anadolu insanının çakıfltı¤ını, örtüfltü¤ünü, öyle arada uçurumlar
olmadı¤ını izah için bazı doneler ortaya koyduk.
Bütün bunlar Asya-Avrupa arasında co¤rafi, kültürel ve demogragik nitelikte köprü olan Türkiye’ye
sudan bahanelerle bir Bulgaristan’ın, bir Polonya’nın bir Kıbrıs Rum kesiminin tercih edilmesi için
gerekçe yapılamaz, yapılmamalıdır.
Türkiye saydı¤ımız ülkelerle kıyaslamamayacak ölçüde sa¤lam, kalıcı ve gelece¤i olan bir ülkedir. Taaa Osmanlı’dan bafllayan çok kültürlü, çok
etnik kökenli, çok dinli birlikte yaflamanın bir modeli, adresi ve güvencesi olmufltur. O nedenle kıytırık uydu ülkeleri, köklü bir geçmifle sahip Türkiye
ile tartıp salt dini yakınlıklardan ötürü aday ülke
statüsüne çıkarıp, kendini her yönüyle Avrupalı olmaya adamıfl, bunu bazen de fazla abartmıfl bir ülkeye haksızlık yapmak AB normlarının hangi kriterlerinin kaçıncı maddesinin gere¤idir merak ediyorum.
Bize tercih edilen ülkelerin sadece Avrupa Birli¤ine girifl ifltiyakı noktasından ele alınsa bile Türkiye ile aynı kantara konulması do¤ru olmaz.
Bizim kendimize has özelli¤imizdir bu... Bir fleye
kafayı taktık mı, sonuna kadar kovalarız. Sevgimiz
bazen öyle bir aflamaya gider ki, ölümüne severiz.
Fakat bu sevgiyi anlayabilecek, test etme yetisine sahip kimseler bulamayınca karflımızda, haliyle
bu sevgi berhava oluyor...
Avrupalınınki o hesap...
Be hey Hans dostum!
Sen kapında 50 yıldır bekleyen bir baflka ülke biliyor musun. Biliyorsan söyle... Taaa Menderes’ten
bafllayan, Demirel, Özal dönemlerinde devam eden
‘Avrupa sevdamız’ kaç iktidarı gömdü tarihe haberin var mı?
Hatırlayınız.. Avrupa Birli¤i’ne dönüflmeden bu
birli¤in adı AET (açılım olarak Avrupa Ekonomik
fi
A. Furkan ERDEM
Toplulu¤u) idi. O dönemler bu olufluma halkın ve
iktidar sahiplerinin bakıflı bugünkünden farklıydı.
Özal’a kadar bir çok kesim Avrupa’nın ortak, Türkiye’nin pazar olarak görüldü¤ünün tesbiti ile özetlenebilecek bir yaklaflım vardı. Bunu do¤rulayacak
bir çok açıklama ve uygulama, bu birli¤e muhalif
dinamiklere güç kazandırıyordu. Bir hristiyan birli¤i olarak hayata geçirilen; Demir-Çelik Birli¤i’nden
ekonomik anlamda bir olufluma kulaç açan AET, giderek tek devlet statüsüne do¤u yol almaya baflladı.
Özal döneminde dıfla açılmanın had safhaya ulafltı¤ını, Çiller hanımın heyecanlı ve günübirlik siyasetin kurbanı olarak tek taraflı Gümrük Birli¤ini imzalaması ile Avrupa’nın istekleri olmufl, Türkiye ise
karflılıksız bir sevdanın elemine gark olarak hüzünle yılları tüketmiflti. Daha sonra ‘siyasi hayatıma
mal olsa da...’ diyerek Avrupa Birli¤ini siyasi yaflamının olmazsa olmaz hedefi olarak koyan Mesut
Yılmaz Çiller’in izledi¤i teslimiyetçi çizgiden ilerleyerek ‘uyum yasaları’ sürecini bafllatmıfltı. Mesut
Yılmaz belki hedefine ulaflamadı ama dedi¤i çıkmıfl,
gerçekten de ‘Avrupa Birli¤i sevdası’ siyasi hayatına malolmufl, partisi ANAP dibe vurmufl, kendisi
de siyasi hayattan el-etek çekerek fahri seminerci
olarak Avrupa Birli¤i üniversitelerinde almıfltı solu¤u...
Çiller’den sonra Mesut’un da siyasi karizmasını
çizen halktan kopuk politikalar, flimdilerden bizim
gömlekzede AKP’lilerin rüyalarını süslüyor.
Türk halkı gerçek demokrasiyi haketti¤i için de¤il, De Soto, Annan, Prodi, Verheugen gibi zevatın
empozeleri ve Sam Amca’nın güdümünde bir çok
dayatmayı ardı ardına Meclisten geçirerek, Türk insanının a¤ırına giden tavırları ye¤lediler. ‘Avrupa
Birli¤ine girifl için müzakere tarihi almak’ karflılı¤ında müthifl ve amansız bir ‘ver kurtul’ mantı¤ına ifllerlik kazandırılırken, Kıbrıs dahil bir çok Milli (ulusal) dava bozuk eurolar niyetine harcanmakta beis
görülmedi.
Bunları yaparken Denktafl gibi ulusal kahraman
haline gelen Kıbrıs Mücahidi’nin bile gözden çıkarmakta bir mahsur görmediler. Hep söylüyoruz, de¤iflim diye ifle bir baflladınız mı sonunu getiremezsiniz. Haliyle geriye dönüp baktı¤ınızda onur, erdem,
hak, adalet, ideal gibi insanların vazgeçilmez ilkelerinden savunabilece¤iniz ‘flunu da flöyle yaptık’ diyebilece¤iniz bir unsur kalmaz. Hormonlu iktidar
sandalyeleri, sizden o koltukta kalmak karflılı¤ında
istenen tavizleri pefl pefle verince eliniz zayıflar, eli
kolu ba¤lı AB FONLARI’ndan gelecek ulufeleri
beklemeye koyulursunuz.
Hayrünnisa Gül baflörtüsü davasını çeker, Arınç
efendi baflka telden, Tayyip bey kabadayı a¤zıyla
rüzgar gülü misali savrulur durur. ‹fl o merhaleye
gelir ki, sizin açtı¤ınız yolda devam eden yozlaflma
gemi azıya alır ve flehidlerin kanını temsil eden, ‹stiklalimizin marflı ‹stiklal Marflı’nı marjinal bulan
marjinal de¤iflimciler, bunun yerine zeybek havasını, 10. Yıl Marflını, Yemen Türküsü’nü teklif edecek
kadar sapkınlaflırlar, adeta mankurtlaflırlar ve siz de
flaflarsınız... Kazanılan seçimler, yandaflların kazandı¤ı devasa ihaleler bu de¤iflimin kazanısı olarak
yeterliyse, bugüne kadar bir davanız olmadıysa ve
de bizleri 30 yıl takıyye yaparak uyutmuflsanız bunu da açık yüreklilikle kamuoyuna açıklamanız gerekiyor. Karteli Uzan’a tercih ederek tıpkı AB’nin
yaptı¤ı gibi adalet mefhumunu bir kenara bırakıp,
birini yok ederek di¤erinin borcunu öteleyerek sergiledi¤iniz yaklaflım zaten kimlere neden ve neyin
karflılı¤ında yaslandı¤ını gösteriyor.
TV5’in tanıtım fragmanında vurgusu yapıldı¤ı
gibi en azından ‘B‹Z B‹L‹YORUZ.’
Çeliflkiler, bir yı¤ın paradoks, ham hayal, melankoli... ne derseniz deyin yafladıklarımız bunlar.
Burada bizim camianın da zaman zaman düfltü¤ü bir hataya dikkat çekmek istiyorum.
Biz zannediyoruz ki, Avrupa Birli¤ine girince
sihirli bir el de¤ecek ve ulus olarak yafladı¤ımız onca iflkence, çile, dayatma ve zulümler sona eriverecek.
Yok böyle bir fley...
Örnek mi.. En sıca¤ından...Leyla fiahin’in açtı¤ı
AIHM’deki türban davası...Kökten ret! Laik üniversiteyi seçmiflsen, çözeceksin, yani baflörtüsünü...Ya
da!!!
Evren’in bile cesaret etmedi¤i fundamental bir
çözüm: Okumayacaksın ya da okuyabilece¤in okul
bulacaksın!
Kamusal alan-malan, kifli özgürlü¤ü, çok seslilik, inanç ve düflünce hürriyeti... ‹fllerine gelmeyince, yani kendileri de¤il de Müslümanlar sözkonusu
oldu¤unda ‘yassak hemflerim’ ilkesi buralarda da
geçerli oluyor. Yani adamına göre trafl, yani çifte
standart, yani ‘öteki’ni yok sayma... yani üçüncü
düflünceyi kökten ret!
Böyle bir oluflumun lokomotifi niteli¤indeki ülkelerden Fransa daha dün yeni bir laiklik yasası ihdas ederek baflörtüsünü kökten yasaklamadı mı?
Ve yakın geçmiflte RP davası...
Bizim kimi kardefllerimiz umuyorlardı ki AIHM
bu konuda çok net ve keskin bir karar alarak Türkiye’de alınan kararları iptal edecek, bu kararların
alınmasında itici rol oynayan Vural Savafl’ın itiraflar
serisinde yer aldı¤ı gibi Amerikan projesi çerçevesinde bölünmesi ve sindirilmesi kararı alınam Milli
Görüfl’e vurulan prangalar, vaktiyle imza koydu¤umuz Avrupa hukukunun gerekleri kapsamında
sökülüp atılacak.
O zaman da söyledik, hayale kapılmayın, konjonktür denen bir kavram burada belirleyici olacak
ve hukuk mukuk rafa kaldırılarak ‘Müslüman siyasetçi’ kimli¤ine duyulan antipati ve iplerin ellerinden kaçırılması, kontrol mekanizmasının raydan
çıkması ve masada D-8 gibi farklı yelpazelerin yer
alması endiflesinin bu kararda etkin rol uynayacaktır uyarısında bulunduk ama dinletemedik.
Aynı yanılsama bugün AKP’de siyaset koflturan
ve nehrin öbür kıyısındakilere flirin görünmek namına geçmiflinden utanç duyacak derecede açı sapmasına u¤ramıfl ‘Muhafazakar Demokrat’ gibi flu
bir söyleme sarılarak günü kurtarmaya u¤rafl veren
arkadafllarımız için geçerli.
Bari bize yaptırmıyorlar, AB eliyle bazı fleyler
de¤iflsin kabilinden topu taca gönderenler, baflörtüsü sorununu çözmek flöyle dursun, Gül hanım ve
benzerlerinin huruc hareketiyle meydandan kaçması örne¤inde oldu¤u gibi, korkarız AIHM’deki kararlara boyun e¤erek yasakçı kafayı meflrulafltırmak
gibi bir garabetin de icracısı konumuna gelecekler.
Avrupa Birli¤inin 80’li yıllarda karikatürizesi
farklıydı. Turhan Selçuk üstadımızın fırçasıyla bir
konteynerden yem devfliren domuz sürüsünün içine girmeye çalıflan mazlum ve masum bir kuzu sülieti hep belle¤imde tazedir.
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 24
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
24
O günden bu güne köprülerin altından çok sular
aktı do¤rudur. De¤iflim, dönüflüm, küreselleflme,
globalleflme ne kadar kökü dıflarıda kavram varsa,
bir flekilde telekomünikasyon sayesinde herkesi, her
kesimi etkiledi.
Bu etkileflimde belki de de¤iflmeyen tek fley,
AB’nin hristiyan kimli¤iydi. Bu nedenledir ki Anayasalarında ‘dine vurgu’ tartıflması beklenenden
daha fazla sürdü.
Bakmayın kimi sosyaldemokratların Türkiye
mutlaka alınmalı diye bize moral vermeye çalıfltıklarına...
Oralarda da en azından ekonomik bazda ifller tıkırında de¤il... Birfleyler ters gidiyor. ‹flsizlik diz boyu... Sosyal haklar daraltılıyor, kendi kendine yetemez duruma geliyorlar. Endüstride üretim gerilemesi ve buna bir de hesapta olmayan euroya geçiflle bafllayan sorunlar yuma¤ı eklenince mesela Almanya’da bir iktidar de¤iflikli¤i kaçınılmaz hale geldi. ‹lk seçimde bize arka çıkanlar ortadan kaybolacaklar ve AB’nin öz kimli¤ine vurgu ile oy toplayan
koyu hristiyan anlayıfl egemen olacak. Bundan sonrasını ne ben söyleyeyim, ne siz tahmine kafa yorun.
Diyelim ki, konjonktür öyle gerektirdi ve tarih
verildi; bu bir müzakere sürecidir ve en az 15-20 sene demektir. Kıbrıs’ta verilen ödünlerle bu belki temin edilebilir ama üyelik bununla tamamlanabilecek bir süreç asla de¤il.
Kendi içinde tartıflmalar ayyuka çıkan, gelece¤ini arayan AB’nin nasıl bir sona gidece¤i meçhul. O
nedenle Türkiye’nin girece¤i / girmek için çırpındı¤ı Avrupa Birli¤i hangi Avrupa Birli¤i sorusu burada devreye giriyor. BAB ve bu ba¤lamda oluflturulan yapılarda yüksek sesle farklı farklı fleyler konufluluyor. Konuflulanlar öyle az buz fleyler de¤il.
AB’nin yakın bir gelecekte ömrünü tamamlayabilece¤i ve yeni oluflumlara ihtiyaç duyulabilece¤i, AB
içinde bölünmelerin gündeme gelebilece¤i Avrupa
Parlamentosu vekillerine danıflmanlık yapan uzmanların dillerinde dolanmaktadır.
O nedenle ‘AB kurtulufl mu’ sorusunu sık sık
kendimize soralım. Kıbrıs’ta AB’den gelen maddi
lojistik destekle yürütülen kampanyaların içeri¤i de
aynı ham hayallerin ürünü olarak boflunadır. Kıbrıs’da eflitlikçi iki topluma dayalı çözümleri kimse
elinin tersiyle itmez. Ancak Annan planında AB’ye
müzakere için tarih karflılı¤ında önerilen ‘asimilasyon’ talebini de kimse gözardı edemez. Toptancı bir
kafa ile olayları pragmatik çerçevede dar bir alanda
kısa paslaflmalarla oldu-bittiye getirerek hal yolunu
seçerseniz, günün birinde sizi kurtaracak ve kendini feda edecek bir Denktafl da bulamayabilir bizim
acemi çaylaklar.
Avrupa Birli¤i hangi dertlere çare olacaktır diye
soracak bir Molla Kasım yok mu bu ülkede? Halkın
beklentisi, reel politi¤in ve IMF cenderesinin do¤al
sonucu resmi kayıtlara göre 20 milyon, bir o kadarı
da eh iflte kabilinden yarı iflsiz konumundaki insan
yı¤ınına pompalanan hava o ki; AB’ye girince kapılar açılacak, herkes ifl ve afla kavuflacak ve muasır
medeniyet seviyesine çıkıverece¤iz. Yok öyle bir
fley...
Milli Görüfl’ün mirasına konarak iktidara gelen
ve koltu¤a oturunca tüm geçmiflini bir kalemde silerek sa¤cılı¤a terfi eden bizim eski yoldafllar aklını
baflına devflirmeli ve Mesut ve Çiller’in gitti¤i yolda
ömrünü tüketmekten vazgeçmelidir. AB dedi¤iniz
fley sihirli de¤nek olmadı¤ı gibi, AB’ye girince flikayet duydu¤umuz tüm sorunlar bir çırpıda hallolmayacak. AB için çırpın›p harcadı¤ınız enerjiyi ülke
kalkınmasına harcasanız hem siz hem halk gerçek
çözümlere do¤ru yol alma flansını yakalayabilirdi.
B‹Z‹M PENCEREDEN
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
‹kinci yılına giren iktidarda bir çivi bile çakmayıp
oturup bekleyenler, piyasada yaprak kımıldamadı¤ı için tek haneli rakamlarla seyreden enflasyonu
bafları olarak sunabilirler ama uzun vadede bunun
çok acı sonuçları olaca¤ını ve kendi sonlarını hazırlayabilece¤ini bu dura¤anlı¤ın dikkate almak zorundalar. Hergün iflsizler ordusuna yenileri katılıyor, üniversiteleriniz kalifiyeli iflsiz yetifltiren okullar olarak acıklı bir manzara ile yüz yüze ve siz tüm
umudunuzu; ekme¤inizi, özgürlü¤ünüzü ve insan
haklarınızı AB’den gelecek direktiflere ba¤lıyorsunuz. Bu ahval çok ama çok vahimdir. AB’nin her
derde, hele hele iflsizli¤e kalıcı bir derman olmadı¤ını görmek istiyorsanız aday adayı ülkelere koflulan
‘serbest dolaflımı rafa kaldırma’ flartına bakmanız
yeterli.at gözlü¤ü ve AB gözlü¤ü yerine yerli bir bakıflla dıfl siyaseti götürerek, icabında masada bizim
de bir fleyler kazanabilece¤imiz oturumlarla girilecek bir AB’ye itirazımız olamaz.
Ama salt oradan gelecek kredilere, paylara, paralara göz dikerek hazır yiyicili¤e soyunmak akıl
karı ve akıllı adamların yapaca¤ı fleyler de¤il. Biz
tam anlamıyla girdi¤imizde belki de ‘kendisi muhtaç bir Himmet dede’ olması olası bir organizasyona
bu kadar ‘olmazsa olmaz’ zihniyetiyle sarılmak muhataplarınızı da kuflkulandırıyor, bilesiniz.
AIHM’de yı¤ılan davalar enteresan... Yanlıfl sünnet
edilenler, töre cinayetleri, üniversite kapılarında
bekleflenler, salt Kürt oldu¤u için insan dıflkısı yedirilenler, kuma getirilenler... daha neler neler... Avrupa’daki Türklerin de baflvurularını hesaba katarsanız neredeyse Türkiye’yi sorgulama mahkemesine dönüflen AIHM’in yaklaflımları bile Türkiye’nin
hangi noktalarda kazanıp hangi noktalarda kaybedece¤ini az buçuk gösterebilir. Kendinize hukuksal
anlamda çeki-düzen vererek kiflisel baflvurulardan
do¤an tazminatlardan bir ölçüde kurtuldunuz diyelim, PKK, TKP, APO ve benzerlerine sevecen davranan bu hukuk organının söz Müslümanlardan açılınca farklı davranmasının izahını kendi kendinize
yapmadan ödün vermeye devam ederseniz, korkarız da¤ sizin döneminiz de de kocaman bir tarla faresi do¤uracak!!!
Hakkınızı, hukukunuzu birilerinden düzeltmesini bekleyece¤iniz yerde, içerde insan onuruna yaraflır, sadece ve sadece Türk halkı bunlara layık oldu¤u için bir takım cesaretli adımlar atarak güzel
adımlar atarsanız ne ala... Atmaz da istasyonda beklemeye ve tarih verilmesi için taviz üstüne taviz yermeye devam eder ‘Aferin iyi gidiyorsunuz’ tıpıfllamalarıyla bu güzel vakitleri öldürürseniz Türkiye bu
satrançta asla kazanamaz. fiartlarını kendilerinin
koydu¤u ve size sadece belli tafllarla oynama sınırlaması getiren anlayıfl kime ait olursa olsun sorgulanmaya tabi tutulmak durumundadır. AB’yi nihai zafer olarak beklemek yerine öz kaynaklara yönelerek
kendi imkanlarıyla topluma refah sunma yoluna girmedi¤i sürece bu iktidarın da akibeti öncekilerden
farkı olmayacaktır.
Yapılan sübvansiyonlar ve pansuman tedbirleri
ile biraz ömrü uzatılabilir lakin, baflbakanın bile maaflının azlı¤ından yakınır hallere düfltü¤ü bir ülkenin
uzun süre bir kurtarıcı beklemeye mecali yoktur.
Onun içindir ki, hükümet ricali ve dıfl güçlerin yalakalarının heyecanı Avrupa’daki toplumumuz tarafından da hayretle karflılanmakta, AB kurtuluflu rüyasının gerçekli¤inin bulunmadı¤ını yapılan toplantılarda yetkililere anlatmaya çalıflıyorlar.
Türkiye’nin dıfl politikasını tamamen AB’ye endekslenmesi ve takvim sürecinde sadece bu alana
yo¤unlaflarak, çok yönlü özellikleri bulunan çalıflmaların ihmal edilmesinin faturasını da hep beraber
ödeyece¤imize göre, bu uyarıların, bu hatırlatmaların ve AB’nin amaç ve ilkelerinin yeni yetme siyaset
erbabına akil insanlar tarafından bıkmadan usanmadan yapılması önem arzetmektedir.
Türkiye’yi batakta gören ve öylece devamını arzu eden çevrelerin uluslararası sermayenin çıkarları
do¤rultusunda bize yönelik öngörülerin peflin bir
kabulle de¤il, ülke gerçekleri ile ba¤daflıp ba¤daflmayaca¤ına bakılarak de¤erlendirilmesi icap ediyor
ve öyle yapıldı¤ı zaman yegane kurtuluflun ne IMF
ne AB ne de ABD’de olmadı¤ını, kendi içimizde oldu¤unu idrak edebiliriz diye düflünüyorum.
Böyle yapıldı¤ı takdirde hiç kimse hayal kırıklı¤ına u¤ramaz ve sa¤lıklı düflünce tarzlarına yaygınlık kazandırmak, özgür düflüncenin önünü açarak
gerçek geliflim ve zirveye eriflime kapı aralayaca¤ımız muhakkaktır.
Mutluluk ve saadet Kaf da¤ının ardında görünse
de, bu millet, ulusal kurtulufl mücadelesini elbirlik
vermesini becerebilmifl anadolu insanı kendi dinamiklerini harekete geçirerek özledi¤i, bekledi¤i güzel günlere kavuflabilir.
AB=Özgürlük, AB=refah, AB=nihai kurtulufl...
formülleri çoktan geçerlili¤ini yitirdi. Bunu test etmek için en canlı örnek te yine Almanya.... Halk geçim derdinde... Hükümet reform kelimesinin manasını bile de¤ifltirdi, reform adı altında bir dizi sosyal
gerilemeyi yürürlü¤e koymaya devam ediyor, tabi
bunun sandıktaki cevabı da her yerde oldu¤u gibi
acı oluyor ve tarihinin en kötü sonuçlarını alan SPD
kalelerini bir bir CDU’ya terkediyor.
Keflki, Tayyip bey hazır ele geçirmiflken Schröder
baflbakanımızla görüflmesi sırasında yemeyip içmeyip maaflını soraca¤ı yerde, Almanya’nın üzerinde
dolaflan kara bulutları, ekonomik gidiflatı, reform
denen o halk düflmanı yasaları neden çıkarma gere¤i duydu¤unu anlamaya çalıflsa ve ‘AB nereye gidiyor’ sorusunu içtenlikle sorabilseydi... Baflbakanların maaflı netice itibarıyle mecliste bir teklifle yükseltilebilir. Tüccar baflbakanın bile kendi durumundan
acizlendi¤i, geçinemedi¤ini ima etti¤i ülkede, milyonların günübirlik yaflayanların hali nice olacaktır?
Aslolan bu soruya cevap verebilmektir. Doktorların Avrupa ülkelerini kendileri ile kıyaslayan verileri yansıtan dövizlerini görmeyen baflbakan, sadece
kendi maaflının derdine düflerse yazık olur. Hayat
standardı, yaflam kalitesi denen fley böyle bir fley...
Tepeden tırna¤a fakirleflen ve 3. dünya ligine düflürülen Türkiye, devr-i iktidarlarınızda da mütemadiyen durgunlu¤a terkedilmifltir.
Demek ki, ‘beraber yürüdük biz bu yollara’ flarkısıyla kotarılamayacak kadar büyük ve gittikçe derinleflen sorunlarla karflı karflıyayız.
Asıl bunların dillendirilmesi ve ona göre flekil
alınmalıdır. Baflkalarına göre flekil almak de¤il.
ÇÖZÜM NE BOP NE DE BAP’TADIR.
ÇÖZÜM TÜRK‹YE’DED‹R, YEN‹DEN
BÜYÜK TÜRK‹YE’DED‹R.
Yok ılımlı ‹slammıfl, yok din istismarından vazgeçmekmifl... eveleyip gevelemeye hiç gerek yok. Altın kase içinde sunulan iktidar koltu¤unu emperyalistlerin tafleronu olarak, kartel medyasının sevk ve
idaresinde korumaksa murat buyurun. ‹tiraflar dizisi ile kafa karıfltırmaktan ve abuk laflarla küresel eflkiyaya, global soygunculara ve sömürge valisi olmak sizin için yeterliyse, ütopyalarınızdan, ideallerinizden don-gömlek sıyırır gibi sıyrılmıflsanız diyece¤imiz bir fley olamaz.
Bekleyece¤iz ve son kullanma tarihiniz geldi¤inizde dahiyane aklınızla nasıl bir ‘çözüm’ bulaca¤ınızı, nasıl bir yeni liberal dayanak bulaca¤ınızı görece¤iz. Tabi bulabilirseniz, Tansu ve Mesut bulamadı
da!...
3. sayi sayfalar
Hayat
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 25
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
KOMED‹ - M‹ZAH
25
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 26
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
KOMED‹ - FIKRA
26
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Savafl gemisi
Amerikal›lardan f›kra gibi hat›ra...
Amerikan Deniz Kuvvetlerine ait savafl gemisi Missouri'nin görevlileriyle, Newfoundland'da görevli Kanadal› yetkililer aras›nda 1995 y›l›nda yap›lan ve tümüyle gerçek olan bu telsiz görüflmesi Amerikan Deniz Kuvvetleri taraf›ndan ayn› y›l aç›klanm›flt›r.
AMERIKAN GEM‹S‹: Çarp›flmay› önlemek için lütfen rotan›z› 15 derece kuzeye çevirin, tamam.
KANADALI YETK‹L‹LER‹N YANITI: Çarp›flmay›
önlemek için biz, sizin rotan›z› 15 derece güneye çevirmenizi öneriyoruz, tamam.
AMER‹KAN GEM‹S‹: Amerikan Deniz Kuvvetleri
Ayı düflünce
Ava çıkmıfl adam, baflına
gelenleri anlatıyormufl:
-Ormanda ilerlerken, karflıma kocaman bir Ayı çıkmaz
mı? Çifteyi do¤rultacak vakit
yok!.. Silahı bir kenara attı¤ım
gibi baflladım kaçmaya. Fakat
Ayı peflimde! Benden hızlı
kofluyor. Bir ara ayının sıcacık
nefesini ensemde hissettim. O
kadar yaklaflmıfltı. Derken
Ayının aya¤ı kaydı, yere düfltü... Fırsat bu fırsat, tabana
kuvvet arayı açtım. Ama Ayı
toparlandı, kalktı, bana yetiflti. Yine nefesi ensemde... Pençesini uzatsa omuzumdan yakalayacak. Allahtan tam o sırada yine Ayının aya¤ı kaydı,
yere düfltü. Talih bana gülüyor! Hızımı arttırabildi¤im
kadar arttırdım, yeniden arayı beflyüz metre kadar açtım.
Tanrı sizi inandırsın arkadafllar, Ayı yine bana yetiflti. Yine
nefesi ensemde... fiansa bakın... Ayının tekrar aya¤ı kayıp yere düflmez mi?
Serüveni dinleyenlerden
biri dayanamamıfl:
-Sen de çok yürekliymiflsin kardeflim!... Hayvan bana
üç defa nefesi enseme gelecek
kadar sokulsa, çok ayıptır
söylemesi, ben korkumdan altıma ederim.
Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmıfl:
-Lafı karıfltırma yahu! Ayı
üç kez neyin üstüne bastı da
aya¤ı kayıp yere düfltü sanıyorsun?
gemisinin komutan› konufluyor, tekrar ediyorum, rotan›z› de¤ifltirin, tamam.
KANADALI YETK‹L‹LER‹N YANITI: Hay›r, biz
rotam›z› de¤ifltiremeyiz. Tekrar ediyorum, siz rotan›z›
de¤ifltirin, tamam.
AMER‹KAN GEM‹S‹: Buras› Amerikan savafl gemisi Missouri. Ad›m›z› duymam›fl olanlara an›msat›yoruz, Amerikan Deniz Kuvvetlerinin büyük savafl gemisi Missouri'yiz. Lütfen flakan›zdan ya da inad›n›zdan vazgeçin, derhal rotan›z› de¤ifltirin, hem de hemen flimdi, tamam.
KANADALI YETK‹L‹LER‹N YANITI: Peki
USS/Missouri. Biz de size kendimizi tan›tal›m. Buras›
deniz feneri, tamam...
Paraflüt F›kralar›
Uçan Temel
Temel bir gün paraflütle atlamaya karar
verir. Alır Dursunu da yanına do¤ru bir
havacılık flirketine gider. Gün gelir ve Dursun ile Temel 5000 metreden paraflütle atlarlar. Dursunda bir fley bilmedi¤i için Temele uymaya karar verir. Dursun sorar:
-Temel paraflütü ne zaman açaca¤uz
Temel de:
-Daha var der
3000 metre kalır. Dursun yine sorar:
-Temel daha açmayacakmuyuz da
Temel de:
-Az sonra az sonra der
1000 metre kalır
Dursun yine sorar:
-Temel hadi açalum
Temel de:
-Ne gerek var geldük zaten.
lerinde komutanları son kontrolleri yapıp:
-Atladıktan bi süre sonra paraflütün sa¤
tarafındaki ipi çekin paraflütleriniz açılacaktır. fiayet açılmazsa hiç telafla kapılmayın, sol tarafta yedek bir ip var onu çekin
sorun kalmaz. ‹ndi¤inizde sizi bir jip bekliyor olacak sizi karargaha geri götürecek.
Askerler korkarak da olsa atlamıfllar.
Heyecanla sa¤ taraftaki iplerine asılmıfllar?!?! Tıs yok. Bi gayret daha korkuyla sol
taraftaki iplere paraflütler yine açılmamıfl:(Çok sinirlenen Temel: "Ula bu komutanun hiçbi dedu¤u çıkmiy sen duur, afla¤ıda da jip yoksa o zaman ona gösteririm!"
Trafik Polisi
Adamın birini gece vakti çevirir trafik polisi ceza yazacak
ya sorar;
- Beyefendi ruhsat lütfen!
- Buyrun Memur Bey.
- Alkol?!
- Yok Memur Bey.
- Kemer takılı mıydı?!
- Evet Memur Bey.
- ‹lk yardım çantanız?!
- Tastamam yerinde
Memur Bey.
Bakmıfl olaca¤ı yok memur;
- Mezdeke kasetin var mı?!
- Var Memur Bey.
- Koy kaseti!
- Tamam Memur Bey.
- 3. Parçayı çal!!
- Tamamdır memur bey??...
- fiimdi ben oynuyorum sen
para yapıfltırıyorsun!!!
Paraflüt
‹ki acemi er paraflüt e¤itimlerini tamamladıktan sonra ilk atlayıflları için havalanırlar. Makul seviyeye geldik-
Bush & Ladin
Sahte Rus
Usame Bin Ladin George W.
Bush'u telefonla arayarak sana
bir iyi bir de kötü haberim var,
hangisini önce söyleyeyim demifl. G.W. Bush'da iyi haberi söyle deyince.
Teslim olmak üzere Amerika'ya geliyorum demifl. Bunun
üzerine G.W.Bush kötü ne haber
peki diye sorunca, Ama uçakla
demifl.
So¤uk savaflın en cafcaflı yıllarıdır. Birgün Amerikalılar
Rusların yeni bir silahı Sibirya'da test ettiklerini haber alır
ve derhal en iyi ajanlarını sıkı
bir e¤itime alırlar. Bu ajan kısa
sürede Rus yemesini Rus gibi
içmesini kısacası gerçek bir Rus
gibi davranmasını ö¤renir ve
derhal görevine bafllar.
Sibirya'da bir köye yerleflir.
Birgün bir dü¤üne katılır. Ortama hemen ayak uydurur. Kendi
kendine farkedilmedi¤ne sevinirken bir ihtiyar adam yanına
yanaflır: Yoldafl sen iyisin hoflsun ama Amerika'lısın der.
Ajan flaflırır ama bozuntuya vermek istemez ve: "Saçmalama
yoldafl nerden çıkardın" der.
Yafllı adam da "-ben okuma
yazma bilmem, fazla gezmiflli¤im de yoktur ama hiç zenci rus
görmedim"
Yassakk!!
ölüm tehlikesiyle karflı karflıya oldu¤u-
kıpırdatmamıfllardı. Ne dedin onlara?
nu gören kaptan hemen bir tayfasını ça-
-Çok kolay. ‹ngilizlere "Sizin gibi
Bir grup ‹ngiliz, Amerikan ve Türk
¤ırmıfl. "Git bir de sen dene onları ge-
soylu insanlar batmak üzere olan bir
gemiyle yolculuk ediyorlarmıfl. Birden
miden atlamaya ikna etmeyi" demifl.
gemide olmamalılar" dedim.
fliddetli bir fırtına kopmufl. Geminin ba-
Tayfa gitmifl ve kısa bir süre sonra geri
taca¤ını anlayan kaptan hemen yolcula-
dönmüfl. Kaptan merakla sormufl:
ra koflup gemiyi boflaltmalarını istemifl.
-Eee, n’oldu?
Fakat kimse buna inanmayarak kendini
-Hepsi atladılar efendim.
denize atmayı kabul etmemifl.
Kaptan çok flaflırmıfl:
Bir süre sonra bütün yolcuların
-Nasıl olur, daha demin kıllarını bile
Amerikalılara deniz suyunun insan
vücudu için çok faydalı oldu¤unu söyledim.
-Peki ya Türklere ne dedin?
-Onlara da "Denize girmek yasak!"
dedim.
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Hayat
Seite 27
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
SEÇME YAZILAR
HESSEN
27
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Kurt ile Tilki Aslanla beraber ava giderse
A
Mesnevî’den Hikâyeler
nin cüssene göre.
slan, kurt ve tilki arkaAslan bu küstahl›¤a k›zadafl olmufllar, beraber
rak:
avlanmak için ormana
gitmifller. Ormanda bütün
- Ey kurt! Sen nas›l böyle
yollar› kesmek, ifltah kabartan
konuflursun. Benim yan›mda
avlar› yakalamak için bundan
ben ve sen nas›l diyebilirsin?
daha iyi bir birliktelik olaBir daha söyle bakay›m. Sen
mazd› herhalde. Gerçi aslan
kim oluyorsun ki benim gibi
flan›na yak›flt›ram›yordu kurt
ormanlar padiflah›n›n yan›nve tilkiyle ava gitmeyi, ama
da kendinde bir varl›k görüyine de onlara ikram olsun diyorsun. Hele beri gel bakaye kabul etmiflti birlikte avy›m, kurda bir pençe att› ve
lanmay›.
onu parçalad›. Aslan kurtta
Genifl ormanda yüzlerce
ak›l olmad›¤›n›, do¤ru bir kaçeflit av olabilirdi. Keçi, korara varamad›¤›n› görünce
yun, ceylan...Düflündükleri
derisini yüzmüfltü.
zaman a¤›zlar›n›n suyu
Bunu gören tilki tir tir titak›yordu.
riyordu. Aslan tilkiye döneAslan›n pefline tak›l›p yola
rek:
düzüldüler. ‹flleri yerinde git- Hadi bakal›m, bunlar›
ti ve güzel avlar yakalad›lar.
yemek için, bir de sen pay et,
Mevlana diyor ki:
‹lk günün kâr› bir da¤ s›¤›r›,
dedi.
bir keçi, bir de semiz tavflan ol- Ak›ll› o kiflidir ki dostlar›n›n
Tilki bafl›na gelecekleri anl›du. Avlar› ölü ve yaral› olarak
yordu. Sayg›l› bir eda içinde,
kaç›n›lmaz belalara düflüp
kanlar içinde sürükleye sürükaslan›n üstünlüklerini sayarak:
ölüfllerinden ibret al›r.
leye da¤dan ormana getirdiler.
- Efendim!, flu semiz öküz
Kurt ve tilki doymazl›k içinsizin kuflluk yeme¤iniz olsun. fiu keçiden de zatideydiler. A¤›zlar›n›n suyu ak›yordu. Ormanlar
alinize güzel bir ö¤le yeme¤i olur. Tavflan ise lütuf
kral› aslan›n, avlar› adaletle pay etmesini bekliyorve kerem sahibi padiflah›m›z için akflamleyin bir
lard›.
çerez olur.
Kurt ile tilkinin bu hali, aslan› endiflelendirdi.
Aslan bu paylaflt›rmadan memnun olarak:
Onlar›n açgözlülü¤ünün arkas›ndaki kurbazl›¤›
- Ey tilki Böyle güzel pay etmeyi nereden ö¤sezdi. Aslan kendi kendine:
rendin
sen.
- Ey aç gözlü dilenciler! Ben size hak etti¤inizi
Tilki boynunu bükmüfl bir flekilde yerde cans›z
verece¤im, dedi. Sonra kurda dönerek:
bir flekilde yatan kurdu göstererek:
- E azizim! Sen tecrübelisin. Bu avlar› aram›zda
- Efendim, nerden olacak. fiu yerde yatan hadpaylaflt›r da karn›m›z› doyural›m.
dini bilmez kurdun halinden.
Kurt ezile büzüle:
Bunun üzerine aslan tilkiye dönerek:
- Padiflah›m, yaban öküzü senin pay›n olsun, o
- Madem ki sen bize boyun e¤din, al avlar›n
da büyük sen de büyüksün. fiu orta boydaki keçi
üçü de senin olsun, dedi. ❏
de benim olsun. Tilki! Sen de flu tavsan› al, tam se-
Alt›n Ö¤ütler
Bir Hint Dergisinde insanlar›n baflar›l› olabilmesi ve "iyi yönetici" özelli¤ini kazanabilmesi
için afla¤›da verilen on alt›n ö¤üde uyulmas› gerekti¤i ifade edilmektedir.
1. Düflünmeye vakit ay›r;
Düflünce güç için kaynakt›r.
2. E¤lenceye vakit ay›r;
E¤lece gençli¤in s›rr›d›r.
3. Okumaya vakit ay›r;
Okuma bilginin p›nar›d›r.
4. Duaya vakit ay›r;
Dua, güç anlarda direnmenin deste¤idir
5. Sevmeye vakit ay›r;
Sevme hayat› tatl› k›lan fleydir.
6. Anlaflmaya vakit ay›r.
7. Gülmeye vakit ay›r;
Gülme ruhun müzi¤idir.
8. Vermeye vakit ay›r;
Verme günün ayd›nl›¤›d›r.
9. ‹flini yapmaya vakit ay›r.
10. Teflekküre vakit ay›r;
Teflekkür, hayat pastas›n›n kremas›d›r.
‹dare edilecek 3 fley;
Dilimiz, huyumuz, hareketlerimiz.
Sevilecek 3 fley:
Cesaret, nezaket, yard›m.
Nefret edilecek 3 fley:
Kin, kibir, nankörlük.
‹stenen 3 fley:
Sa¤l›k, dostluk, huzur.
Düflünülecek 3 fley:
Hayat, ölüm, sonsuzluk.
Mevlana Celaleddin Rûmi’nin O¤luna Ö¤ütleri
Mevlana, 1200 y›l›nda Horasan`›n
Belh flehrinde do¤du. “Sultanü`l-ulema”
diye ün yapan babas›n›n Karaman`daki
medresesinde yetiflti.
Gönüller mimar›, kullukta zirvelere
yükselen ve tevazuda teslimiyetin sembolü
olmufl büyük bir ‹slam müteffekiri, büyük
bir edip ve büyük bir flairdir.
Kendi ça¤›n› ilmiyle ayd›nlatt›¤› gibi,
bütün ça¤lara da hoflgörü, insan sevgisi,
nefle, umut ve muhabbetle ›fl›k saçm›flt›r.
Bütün ömrünün hulasas› flu üç sözden fazla de¤ildir: “Hamd›m, pifltim, yand›m” Bu güzide insan, Anadolumuzun ‹slamlaflmas›nda büyük bir paya sahiptir.
Ey o¤ul!
E¤er düflman›n› sevmek, düflman›n›n da seni sevmesini istiyorsan, k›rk
gün onun iyili¤ini ve hayr›n› söyle.
Göreceksin ki o düflman, senin en yak›n dostun olacakt›r. Çünkü gönülden
dile, dilden de gönüle yol vard›r.
Molla Cami`nin, “Nefehatü`l-üns”
adl› eserinde Mevlana`n›n çocuklar›na
ö¤üdü flu flekilde belirtilir:
Sizlere;
- Gizli ve aflikarda takvay›, Allah
korkusunu, az yemeyi, az uyumay›, az
konuflmay›, masiyet ve kötülüklerden
uzak durmay›,
- Oruçlara muvazabat›,
- Namaza devam›,
- Her halde flehvetleri terk etmeyi,
- ‹nsanlar›n cümlesinin cefas›na tahammülü,
- Sefihler ve avamla oturmay› terketmeyi,
- Salihler ve kerem sahibi kimselerle sohbet etmeyi, vasiyet ederim.
- ‹nsanlar›n hay›rl›s›, insanlara yarar› oland›r.
- Sözün hay›rl›s› da, az olup Hakk`a delalet edendir.
- Hamd tek Allah`a mahsustur.
Ey o¤ul!
Nefsin fleklini ar›yorsan yedi kap›l›
cehennemin hikayesini oku. Her solukta bir düzeni vard›r. Nefsin her düzeninde de yüzlerce Firavun. Musa`nin Rabbine kaç, Firavunluk ederek
iman suyunu dökme.
Allah`›n rahmetiyle cennetin sekiz
kap›s› vard›r.
O¤ul!
O sekiz kap›n›n birisi tövbe kap›s›d›r. Öbür kap›lar kimi ça¤da aç›kt›r,
kimi ça¤da kapal›d›r. Tövbe kap›s›ysa
hep aç›kt›r, hiç kapanmaz. Akl›n› bafl›na al, f›rsat› ganimet bil. Tövbe kap›s›
aç›k; tez p›l›n› p›rt›n› oraya çek.
A o¤ul! A o¤ul!
Mihrab›n önündeki mum gibi yücelere a¤mak ümidiyle kalk aya¤a. Bafl› kesilmifl mum gibi bütün gece a¤la,
aray›fl yolunda gözyafllar› dök, yan,
yak›l!
fievkat ve merhamette günefl gibi
ol.
Baflkalar›n›n kusurunu örtmede
gece gibi ol.
Sehavet ve cömertlikte akarsu gibi
ol.
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Tevazu ve merhamette toprak gibi
ol.
Hoflgörülülükte deniz gibi ol.
Oldu¤un gibi görün, göründü¤ün
gibi ol!
O¤lum!
E¤er cennette olmak istersen, herkes ile dost geçin. Hiç kimseye kin tutma. Herkese tevazu göster. Zira alçakgönüllü olmak as›l sultanl›kt›r. ❏
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 28
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
28
B‹L‹fi‹M
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Divx savaflları kızıflıyor
Popüleritesi her geçen gün artan Divx filmlerinin paylaflımı konusu, Türkçe altyazı
deste¤i veren iki sitenin bu ifllevlerinin durdurulmasıyla yeni bir boyuta taflındı.
eçti¤imiz günlerde birçok kullanıcının Divx filmlerine altyazı eklemek için kullandıkları
‘Divxtr’ ve ‘Divxaltyazı’ siteleri, bazı
film flirketleri tarafından uyarılmaları
sonucu bu hizmetlerini durdurmak
zorunda kaldılar.
Herfley, video görüntülerini sıkıfltırarak daha az yer kaplamasını sa¤layan DivX adı verilen video formatının
gelifltirilmesiyle baflladı. Amacı çok
yer kaplayan avi görüntülerinin az bir
kalite kaybıyla, yüzde 10’una düflürülmesi olan bu video formatı, zamanla
korsan kopyacıların da ilgisini çekti.
Önceleri masum bir u¤rafl olarak
bafllayan ‘DVD Rip’leme (bilgisayara
indirme) internetin yaygınlaflması ve
ba¤lantı hızlarının geliflmesiyle birlikte popüleritesini artırdı. Özellikle P2P
(Kullanıcıdan Kullanıcıya) olarak tanımlanan Kazaa, Emule vb. gibi dosya paylaflım programların ortaya çıkması ile hızla yükselifle geçen DivX
film takası popüleritesinin doruklarına ulafltı.
Altyazıların sonradan da eklenebildi¤i, uygun flekilde ‘Rip’lenirse
AC3 denilen ses teknolojisini bile destekleyen DivX’in belki de tek eksisi sadece bilgisayarda seyredilebiliyor olması(ydı). Çünkü geçti¤imiz aylarda
piyasaya sürülen (incelemesini buradan okuyabilirsiniz) Vestel’in yeni
DVD Çalar’ı Vestel DVD 4500 DivX
Ultra-Slim Player, DivX deste¤i de
veriyor. Bu sayede kullanıcılar bilgisayara ba¤lı kalmadan istedikleri DivX
filmlerini televizyondan da izlemeye
baflladılar.
DivX formatından ticari çıkar bekleyenlerin de türemesiyle, bu format
özellikle korsan pazarı besleyen (kamera çekimlerini saymazsak) en
önemli etkenlerden biri oldu. Özellikle ABD’de yeni sezon olan yaz aylarında gösterime giren filmlerin Türkiye’de ancak okulların açıldı¤ı kıfl aylarında gösterime girmesi (ki bazı filmlerin gösterime girmesi yılbaflını buluyor) sebebiyle açılan ticari bofllukları
korsanlar doldurdu. Filmleri önceden
piyasaya çıkaran korsanların bu faaliyetleri denetlenemez bir hal aldı. Bu
sayede kazançlarını artıran ve ciddi
paralar kazanmaya bafllayan bu kifliler, yasalardaki boflluklardan yararlanarak haksız kazanç elde etmeye devam ediyorlar.
Tüm bu geliflmeler olurken bazı
yabancı ve bir kısım yerli film flirketlerinin Türkiye haklarını savunan AMPEC isimli firma, tamamen gönüllülük esasına dayanan ve ticari bir amaç
HESSEN
G
gütmeyen (en azından altyazı takası
için) ‘Divxtr’ ve ‘Divxaltyazı’ web sitelerine bir yazı göndererek söz konusu
alt yazı paylaflımını durdurmalarını,
aksi takdirde “Bu filmler için altyazı
hazırlamanın ve da¤ıtımının eser sahibinin mali ve manevi haklarını ihlal
etti¤ini ve illegal filmlerin izinsiz olarak da¤ıtılması suçuna yardım ve yataklık anlamına geldi¤i ve bütün hukuki, mali ve flahsi haklarımız saklı
kalmak kaydıyla hatırlatır” fleklinde
uyardılar.
Yasal müdahaleden çekinen site
sahipleri de söz konusu alt yazı paylaflımını durdurdular.
BÜKEMED‹⁄‹N B‹LE⁄‹
ÖPECEKS‹N
‹nternet gibi özgürlüklerin sınırlarının çizilemedi¤i bir ortamda yasakçı
zihniyetle bir yerlere varılamayaca¤ı
açık.
DivX tartıflmalarına bir an için ara
verip geçmiflte benzer olayların yaflandı¤ı MP3 konusuna bir göz atalım:
Kabaca anlatmak gerekirse ses formatı
olan Wav’ın kalitede az bir kayıpla
yaklaflık 7-8’de bire indirgenmesiyle
oluflturulan MP3 formatı, çıkar çıkmaz
internet kullanıcılarının gözdesi oldu.
Verilerin Kilo Byte ve Mega Byte’larla
ölçüldü¤ü ve bir dosyanın boyutu ne
kadar küçük ise indirme (download)
hızının da o kadar yüksek oldu¤u bir
ortamda 30 MB’lık bir wav dosyasını 3
MByte’a indirmek büyük bir geliflmeydi.
Önceleri sadece internet ve bilgisayar kullanıcılarının tekelinde kalan
MP3 elektronik cihaz ürüten firmaların dikkatini çekince birer ikifler MP3
destekleyen ürünler piyasaya sürüldü.
Ancak bafllarının a¤rımasını istemeyen büyük elektronik firmalarının hiçbiri MP3 çalabilen cihazlar üretimine
girmedi. Zaten giren ilk firmalardan
birisi de müzik flirketleri tarafından
mahkemeye de verildi.
Günümüzde ise durum eskisine
göre çok farklı. Artık hemen hemen
tüm elektronik flirketlerinin en az bir
ya da birkaç ürünü MP3 destekliyor.
Hatta VCD ya da DVD çalarlar bile
MP3 özelli¤i ile satılıyor. Mp3 hayatımıza o kadar girdi ki artık taflınabilir
belleklerin dahi MP3 çalabilenleri bulunuyor piyasada.
Ayrıca internetle bafla çıkılamayaca¤ını anlayan müzik firmaları ‘bükemedikleri bile¤i öptüler’ ve ‘bundan
nasıl biz de para kazanırız’ diyerek ifli
legaliteye dökmeye karar verdiler. Bu
giriflimlerin bafllıca örne¤i Apple’ın
kurdu¤u iTunes müzik indirme sitesi.
Geçen Nisan ayında lansmanı yapılan
müzik indirme sitesi, parça baflına
0.99 dolar, albüm baflına da 9.99 dolardan ilk 4 ayında 10 milyon parça sattı.
Site Bu Nisan ayı sonunda dek 35 milyon parça satmayı hedefliyor; 35 milyon dolarlık bir satıfltan söz ediyoruz
Ayrıca internet ifli yapan birçok
kurulufl da benzer siteler açmak için
giriflimlerde bulunuyor. Bilindi¤i üzere Napster legal müzik indirme sitesi
olarak geri döndü, Coca Cola ‹ngiltere’de bir site açtı, ücretsiz Audiogalaxy ücretli oldu. Hatta Microsoft’un
dahi legal müzik indirme ifline girece¤i biliniyor. Devir artık MP3 devridir.
DÜNYADA DURUM NASIL?
Tekrar DivX meselesine dönecek
olursak. Öncelikle dünya çapında faaliyet gösteren birçok altyazı sitesi bulunuyor. Bunlardan biri olan ‘divxstation’ sitesinde sadece ‹ngilizce de¤il,
aralarında Türkçe’nin de bulundu¤u
birçok dilde altyazı dosyasına eriflmek
mümkün. Ayrıca, ABD merkezli Usenet haber grubunda da bırakın altyazıyı film bile bulunuyor.
Ayrıca Disney film stüdyoları da
geçti¤imiz aylarda duyurdu¤u bir anlaflma ile internet üzerinden film satmaya baflladı. 2.95 ile 4.99 arası de¤iflen fiyatlarla satıfl yapan Disney, flimdilik sadece -yapılan anlaflma gere¤iABD sınırları içinde hizmet veriyor.
NE YAPILAB‹L‹R?
‹nternet kullanıcıları bir site kapanırsa ötekini, o da olmazsa P2P programlarını kullanabilirler ve kesin anlamda bir yasaklamak teknik olarak
mümkün de¤il.
Tabii ki, korsanı kollamak ya da bu
filmlerin satıflını cesaretlendirmek gibi
bir düflünce hiç bir flekilde kabul edilemez.
Altyazıların kaldırılmasını sa¤lamak gibi bir savaflın, kısa vadede kullanıcılara ve uzun vade de film flirketlerine zarar verece¤i su götürmez bir
gerçektir. Pazarı uzun vadede ‘sa¤lıklı’ kılacak çözüm, kullanıcıları korsana
mahkum etmeden, legal ürünlere uygun fiyatlarla yöneltilmesidir.
Adı geçen web sayfaları:
Divxtr
Divxaltyazı ❏
Mart virüsle baflladı
Ortaya çıkan yeni bir virüs,
Netsky-D internette hızla ilerliyor.
Email kutularına ‘re:details’ ya da
‘re:here is the document’ bafllıklarıyla düflen virüs, yanında .pif formatında bir de ek dosya getiriyor. Email
açılıp ek dosya yüklendi¤inde, .pif
dosyası kullanıcının bilgisayarını yavafllatıyor.
Anti virüs uzmanları Netsky-D
virüsünün Microsoft sitesine saldıran
MyDoom kadar hızlı yayılmadı¤ını,
ancak son zamanların en hızlı yayılan virüslerinden biri oldu¤unu belirtiyorlar.
Benzerlerinden farklı olarak
Netsky.D virüsü yayılmak için dosya
paylaflımı sitelerini ve içeri¤ini gizlemek için de .zip formaını kullanmıyor. MyDoom.A ve SoBig.F meydana
çıktıklarının ilk 24 saatinde 1 milyon
virüslü email üretmifllerdi; Netsky.D
ise ilk ortaya çıktı¤ı bir kaç saat içinde 200 bin virüslü mail üretti. Bu rakam, daha ilk 24 saati dolmamıfl bir
virüsün son derece hızlı yayılabilece¤ine iflaret ediyor.
YEN‹ VERS‹YONLARIYLA
BAGLE
‹lk olarak 19 Ocak günü ortaya çıkan Bagle virüsünün C, D, E, F ve G
versiyonları da ortaya çıktılar. Windows tabanlı bilgisalarları hedef alan
bu virüs, TCP (Transmission Control
Protocol) portunda arkakapı açıyor.
Bunların arasında en azılı olan Bagle.C, kullanıcıları kandırmak için
Microsoft Office 2000 Excel ikonu ile
beliriyor.
Bagle’ın F ve G versiyonları ise
geliflmifl antivirüs programlarını dahi
aldatan bir ZIP içerik ile geliyor.
Uçaklar da ‘internet’leniyor
Birçok uluslararası havayolu flirketi nisan ayından itibaren uzun
uçufllar için uydu aracılı¤ıyla hızlı internet eriflimi sunmaya bafllıyor.
ABD’li JetBlue firmasının önayak
oldu¤u hizmete Boeing flirketi de
destek verdi. Boeing’in ‘Connexion
by Boeing’ oluflumu bünyesinde,
Lufthansa, Japan Airlines, British
Airlines ve di¤er bazı havayolu flirketleri havada hızlı ba¤lantı hizmeti
sunacaklar.
IBM, Gateway ve Dell gibi bilgisayar firmaları da, ürünlerine uçakta
hızlı internet eriflimi deste¤i verecek
yazılım modifikasyonlarını ekleyeceklerini bildirdiler.
‘Connexion by Boeing’ yetkilileri,
halen yörüngede bulunan uyduların
yanı sıra yer istasyonlarından hat kiralanaca¤ını ve hizmetten ABD ve
Kanada’nın yanı sıra kuzey Atlantik,
Avrupa, Akdeniz, Rusya, Hindistan,
Çin, Japonya ve güneydo¤u Asya
üzerinde uçan uçakların yaralanaca¤ını ifade ettiler. Pasifik üzerinden
geçen uçufllar ile Güney Amerika ve
Güney Afrika yolcularının ise hizmetten daha ileri bir tarihte yararlanaca¤ı kaydedildi.
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Hayat
Seite 29
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
SA⁄LIK SAYFASI
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Ses kısıklı¤ına dikkat!
Sigara, kafein ve alkol ses tellerinin de en büyük düflmanları arasında..
es kısıklı¤ını önlemek için öncelikle
sesinizi uzun süreyle ve yüksek fliddette kullanmamanız, gıdanıza dikkat etmeniz ve baharatlı gıdalardan kaçınmanız gerekiyor. Evin havasını nemlendirmek, bol su içmek ve sigara dumanından uzak durmaksa yapılması gereken di¤er fleyler arasında...
Ses kısıklı¤ı genellikle bütün anormal
ses de¤iflikliklerinin yerine kullanılan genel bir terimi olup sesteki anormallik, sesin hırıltılı, çatallı, veya gergin olması, ya
da fliddetinin veya inceli¤inin de¤iflmesi
fleklinde olabilir. Ses de¤iflikliklerinin nedeni, genellikle gırtlakta (larenks) yerleflmifl olan ses tellerindeki sorunlardır.
Nefes alma sırasında ses telleri açılır.
Konuflma sırasında ise ses telleri kapalı
olur ve akci¤erlerden çıkan havayla titreflerek sesin oluflmasını sa¤lar. Ses telleri ne
kadar sıkı kapanırsa ve ne kadar inceyse o
kadar hızlı titreflirler ve ses de o kadar ince olur. Ses telleri üzerinde flifllik bulunması halinde kapanmaları, dol›ayısıyla da
çıkan ses düzgün olmaz.
SES KISIKLI⁄ININ
NEDENLER‹ NELERD‹R ?
Ses kısıklı¤ının çeflitli nedenleri olabilir. Bunların ço¤u ciddi sa¤lık problemlerine neden olmazlar ve kısa sürede düzelirler. Ses kısıklı¤ının en sık nedeni “akut larenjit”tir. Akut larenjit, so¤uk algınlı¤ı ve
di¤er üst solunum yolu enfeksiyonları sırasında, ya da aflırı ba¤ırmaktan kaynaklanan ses zorlamalarında ortaya çıkar.
Daha uzun süreli ses kısıklıklarının
nedeni genellikle sesin uzun süreyle aflırı
ve zorlanarak kullanılmasıdır. Bu tür ses
kullanma alıflkanlı¤ı, ses telleri üzerinde
nodül adı verilen ve ses kısıklı¤ına neden
olan küçük fliflliklerin ortaya çıkmasına
neden olur. Nodüller genellikle sesini profesyonel nedenlerle uzun süre, ancak hatalı teknikle kullanan kiflilerde (flarkıcılar,
ö¤retmenler, politikacılar gibi) görülür.
Ses tellerinin birbirlerine sürekli normalden fazla kuvvetle çarpmasına ba¤lı olarak geliflen nodüller, ses e¤itimi ile ses
kullanma alıflkanlı¤ı düzeltilmedi¤i sürece
kendili¤inden kaybolmazlar. Aflırı ba¤ırmayı takiben geliflen akut larenjit sırasında ses teli içine küçük kanamalar meydana gelebilir; bu aflamada ses dinlendirilmedi¤i taktirde bu kanama polip adı verilen tek taraflı ses teli fliflliklerine dönüflebilir ve sürekli ses kısıklı¤ına neden olur.
Eriflkinlerde ses kısıklı¤ının sık görülen nedenlerinden birisi de yemek borusu
ile midenin birleflti¤i noktadaki bir adelenin zayıflı¤ına ba¤lı olarak, mide içindeki
asitli sıvının yemek borusundan gırtlak seviyesine yükselerek ses tellerini tahrifl etmesidir; buna larengofarengeal reflü adı
verilmektedir. Ses kısıklı¤ı özellikle sabahları fazladır ve gün içinde azalır. Ses kısıklı¤ı ile birlikte bo¤azda takılma, yabancı
bir madde varmıfl hissi ve sık bo¤az temizleme alıflkanlı¤ı da sık görülen belirtilerdir. Reflü nedeniyle ses kısıklı¤ı olan hastaların pek ço¤unda mide ile ilgili flikayetler yoktur.
Sigara içimi, ses kısıklı¤ının bir di¤er
nedenidir. Sigara, gırtlak ve bo¤az kanserlerinin geliflmesinde önemli bir risk faktö-
S
rü oldu¤undan düzelmeyen ses kısıklı¤ı
olan ve sigara içen kiflilerin bir Kulak-Burun-Bo¤az hastalıkları uzmanına muayene
olmaları gerekir.
Ses kısıklı¤ının daha nadir nedenleri
arasında allerji, guatr ve sinir sistemi hastalıkları sayılabilir. Birçok insanda do¤al
yafllanma ile birlikte bir miktar ses kısıklı¤ı ortaya çıkabilir.
SES KISIKLI⁄ININ TEDAV‹S‹
‹Ç‹N K‹ME MÜRACAAT
ED‹LMEL‹D‹R?
Ses kısıklı¤ı iki haftadan uzun sürerse
ve belirli bir nedeni yoksa bir Kulak-Burun-Bo¤az hastalıkları uzmanına muayene
olmanız gerekir. Sesle ilgili problemler,
ideal olarak sesle ilgili fonksiyonlar ve sorunlarla u¤raflan profesyonel bir ekip tarafından de¤erlendirilmeli ve tedavi edilmelidir. Böyle bir ekipte Kulak-Burun-Bo¤az
hastalıkları uzmanı, ses ve kouflma patolo¤u, müzik-flan-diksiyon ö¤retmenleri yer
alır. Ses bozuklukları, bu uzmanlardan
herbirinin katkısı olabilecek farklı ve karmaflık özellikleri bulunabilir.
KULAK-BURUN-BO⁄AZ HASTALIKLARI UZMANINA NE ZAMAN MUAYENE OLMAK GEREK‹R?
Ses kısıklı¤ı 2-3 haftadan uzun sürerse,
Ses kısıklı¤ı ile birlikte afla¤ıdaki belirtiler varsa:
So¤uk algınlı¤ı gibi belirli bir neden
yokken a¤rı bulunması,
Öksürükle kan gelmesi,
Yutma güçlü¤ü,
Boyunda flifllik,
Birkaç günden uzun süren tam ses
kaybı veya seste fliddetli de¤ifliklik olursa.
SES KISIKLI⁄INDA NASIL
B‹R ‹NCELEME YAPILIR?
Ses kısıklı¤ı nedeniyle müracaat etti¤inizde, Kulak-Burun-Bo¤az hastalıkları uzmanı sizden flikayetinizle ve genel sa¤lık
durumunuzla ilgili bilgiler isteyecektir.
Daha sonra bir ayna yardımıyla a¤ız içinden gırtla¤ınızı ve ses tellerinizi görmeye
çalıflacaktır. Bu yeterli olmazsa, burundan
geçirilen veya a¤ız içinde tutulan ve endoskop adı verilen optik cihazlarla ses telleriniz görülmeye çalıflılacaktır. Gerekti¤inde, bu ifllemler sırasında elde edilen
görüntüler bir video banda kaydedilerek
daha sonra tekrar incelenmek üzere saklanacaktır. Muayenede kullanılan bu yöntemler hasta için çok zor de¤ildir ve hastaların ço¤u muayeneye kolay uyum sa¤lamaktadır.
SES BOZUKLUKLARI NASIL
TEDAV‹ ED‹L‹R?
Ses bozukluklarının tedavisi, ses kısıklı¤ının nedenine göre de¤iflir. Ses kısıklı¤ına neden olan durumların ço¤u, ses istirihati ve do¤ru ses kullanma alıflkanlı¤ını
kazanmakla düzelirler. Kulak-Burun-Bo¤az hastalıkları uzmanınız size ses kullanımı ile ilgili bilgiler verebilir, e¤itim için
sizi ses ve konuflma patolo¤una gönderebilir, veya polip gibi görünür bir neden
varsa ameliyatla tedavi önerebilir. Özellikle ameliyatla tedavi önerilenler olmak üzere, ses sorunu olan bütün hastalardan sigara içmemeleri ve sigara dumanı bulunan ortamlardan kaçınmaları, bol su içmeleri istenir.
Ses ve konuflma patologları, bazı ses
bozukluklarında sesi do¤ru kullanma tekni¤ini ö¤retmeye ve varsa yanlıfl tekni¤i
ortadan kaldırmaya çalıflırlar. Bazı hastalardaki sorun, sigara içimi ve ba¤ırma gibi
ses kullanımı açısından olumsuz alıflkanlıkların bulunmasıdır. Buna benzer durumlarda hastanın ses çıkartma tekni¤i
düzeltilerek ses kalitesi düzeltilmeye ve
varsa nodüller tedavi edilmeye çalıflılmaktadır.
SES KISIKLI⁄INI ÖNLEMEK
‹Ç‹N NELER YAPILMALIDIR?
Sigara içiyorsanız bırakın
Kafein (kahve, kolalı meflrubatlar) ve
alkol kullanımından kaçının
Sigara dumanı bulunan ortamlardan
kaçının
Bol su için
Evinizin havasını nemlendirin
Gıdanıza dikkat edin - Baharatlı gıdalardan kaçının
Sesinizi uzun süreyle ve yüksek fliddette kullanmayın
Ses kısıklı¤ı oldu¤unda sesinizi dinlendirin
SES ‹Ç‹N H‹JYEN‹K
KURALLAR
Bo¤azınızı sert biçimde temizlemeyin
Genelde gıcıklanmayı önlemek ya da
mevcut salgıları temizlemek için bo¤azımızı temizleme ve öksürme ihtiyacı hissederiz. Ancak, bu hareket ses tellerinin çok
fliddetli flekilde birbirlerine çarpmalarına
ve tahrifline neden olur. Tahrifl sonucu ses
telleri üzerindeki dokulardan salgı oluflumu daha da artar. Bo¤az temizleme ihtiyacı hissedildi¤inde tercih edilecek en iyi
yöntem hızla burnunuzu çekip yutkunmaktır. Bu hareket ses telleri üzerinde biriken ve ses kalitenizi olumsuz etkileyen
salgıların uzaklaflmasını sa¤lar.
Bo¤azınızı temizleme hareketinden
vazgeçemiyorsanız ve bu bir alıflkanlık haline gelmiflse bunu en sessiz flekilde yapın.
Böylece ses tellerine verece¤iniz zararı en
aza indirgemifl olursunuz. Bo¤azdaki rahatsızlık hissini gidermek için esnemek,
bir miktar su içmek de yararlı olabilir.
Sürekli ve fliddetli öksürük ses tellerinin tahrifline ve fliflmesine neden olur. Genellikle bu tarz öksürük so¤uk algınlı¤ı,
allerji veya sigara içmeye ba¤lıdır. Bu tür
durumlarda sorunun çözülmesi için altta
yatan asıl nedenin tedavi edilmesi ya da
ortadan kaldırılması gerekir.
Konuflurken sizin için do¤al olan
ses perdesini kullanın
Birçok kifli en alt perdeden konuflarak
sesini kalınlafltırır ve sesine otoriter bir hava vermeye çalıflır. Bazı insanlar da normalden daha yüksek perdeden konuflurlar. Oysa, insanların belli bir ses perde aralı¤ı vardır ve normalde konuflmalarının
%70’ini bu ses aralı¤ında yaparlar. Belli
bir e¤itim almadan bu aralı¤ın sınırları dıflına çıkmak sesi olumsuz etkiler. Bu nedenle, normalde kullandı¤ınız ses perde
aralı¤ının dıflına çıkmamaya çalıflın; yani
ne çok kalın, ne de çok ince sesle konuflmaya çalıflmayın.
Fısıldamak da ses telleri için zararlı
olabilen bir konuflma fleklidir. Sesinizi korumak amacıyla fısıldayarak da konuflma-
29
yın; sesinizin yüksekli¤i, hemen karflınızda biri oturuyormuflçasına olmalıdır. Bırakın karflınızdaki kifli sizi duymak için gayret göstersin. Gün içinde belli aralıklarla
sesinizi dinlendirmeye de özen gösterin.
Sesinizi kullanırken nefesinizi
ayarlamayı ö¤renin
Yeterli solunum deste¤i sa¤lamadan
konuflmak, boyundaki ve ses tellerini
kontrol eden kaslara ilave yük getirir ve
sesin etkinli¤ini azaltır. Konuflma sırasında bir nefeste gerekti¤inden fazla kelime
söylemeye çalıflmak zararlıdır. Konuflma
sırasında cümleleri bölmeye, önemli kelimelerden önce duraklamaya, yazılı metinleri okurken virgüllerde yeni bir nefes almaya özen gösterin. Bu ifllemleri çok sık
tekrarlayarak alıflın ve konuflmanın anlamını ve akıflını bozmayacak flekilde nefesinizi kullanmayı ö¤renin. Unutmayın ki,
güzel ve do¤al bir ses için ses tellerinin titreflmesi yanında güçlü ve do¤ru bir solunum deste¤i gerekir.
Uzun süreli konuflmayın
‹fl gere¤i olsun ya da olmasın, sürekli
konuflan kiflilerde ses yorgunlu¤u geliflir.
Bu kifliler genellikle flikayetlerini ses kısıklı¤ı tarzında ifade ederler. Bu durumu önlemek için kısa süreli ses istirahati yararlı
olur.
Gürültülü ortamlarda konuflmayın
Spor salonları, tren istasyonları, otomobil ve otobüsler, uçaklar, tiyatrolar,
toplantı salonları ve amfiler sesin zorlanmasına neden olacak flekilde sesin aflırı
kullanılmasına gerek duyulan ortamlardır.
Bu gürültülü ortamlarda konuflmak ses
yorgunlu¤u, bo¤azda a¤rı ve ses kısıklı¤ına neden olur. Böyle ortamlarda nispeten
yüksek perdeden, yani daha ince bir ses
tonuyla konuflulmalı ve nefes aralarında
daha az sayıda kelime kullanılmalıdır.
Sigara içmeyin, alkol kullanmayın
Sigaranın bo¤az, gırtlak ve akci¤er dokuları üzerine olan olumsuz etkileri herkesçe bilinmektedir. ‹lk etapta bu dokularda fliflme ve iltihap geliflimi oluflur. Sigaraya devam edildikçe bu olumsuz de¤ifliklikler kanser oluflumuna kadar devam
edebilir.
Günde bir kadeh alkolun ses üzerine
etkisi çok fazla de¤ildir. Ancak günlük aflırı kullanımı sonucu ses telleri üzerindeki
ince kan damarları genifller ve ses kısıklı¤ı
ile beraber düflük perdeli kalın bir ses oluflur.
Bol sıvı alın ve bulundu¤unuz
ortamları nemlendirin
Sa¤lıklı bir ses için vücudun ve ses tellerinin bol sıvıya ihtiyacı vardır; bunun
için bol su içmek ses için yararlıdır. Solunum yolları için ideal nem oranı %35-50
arasındadır; özellikle ses sorunu olan kiflilerin bulunduklaru mekanlarda havayı
nemlendirmeleri gerekir. Bunun için buhar cihazlarından veya kaynatılmıfl sudan
yararlanılabilir. Aflırı kuruluk ses tellerinde tahrifle ve fliflmeye neden olur. Allerji
ilaçları (antihistaminikler), grip ilaçları ve
idrar söktürücüler gibi bazı ilaçlar ses telleri üzerindeki salgıları azaltarak sesi
olumsuz etkilerler.
Toplum önünde konuflurken
önlem alın
Bir topluluk önünde konuflma yaparken mümkünse mikrofon kullanın. Gerekirse amplifikatör kullanarak ses perdenizi ve fliddetini yükseltmek zorunda kalmayın. Sesinizi kullanmadan önce ısındırın. Vücudunuzun genel direncini bozmamak için fazla yorulmayın ve stresinizi giderin.
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 30
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
LEZZET KÖfiES‹
30
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
TENCERE VE ET YEMEKLER‹
KEBAPLAR
Yap›l›fl›
Hünkar Be¤endi
1- Patl›canlar ateflte közlenir. Kabuklar› soyulduktan sonra 2-3 parça limon tuzu ilave edilmifl suya konulur. Suyu elimizle s›k›larak ince ince k›y›l›r.
2- Baflka bir kapta ya¤ ve un (kavrulmufl un
kokusu alana kadar) tahta bir kafl›kla
kavrulur. K›y›lan patl›canlar ilave edilir.
3 dakika kadar kar›flt›r›ld›ktan sonra kaynam›fl süt ilavesiyle a¤›r ateflte ve tahta
kafl›kla 15 dakika kar›flt›r›larak (koyulaflana kadar) piflirilir. Rendelenmifl kaflar,
hindistan cevizi ve tuz ilave edilir.
3- Kebab› haz›rlamak için; so¤anlar kuflbafl›
do¤ranarak 3 adet defne yapra¤› ile bir-
likte ya¤da pembeleflinceye kadar kavrulur.
4- Etler ilave edilerek orta ateflte kavrulmaya
devam edilir. Salça, ince do¤ranm›fl sar›msak, karabiber ve un eklenerek kar›flt›r›l›r.
5- 1,5 litre su koyulduktan sonra 30 dakika
süreyle ara s›ra kar›flt›r›larak piflmeye b›rak›l›r.
6- Son dakikalara do¤ru kuflbafl› do¤ranm›fl
domates, biber ilave edilip tuz kat›ld›ktan
sonra 3-4 dakika piflirilir. Haz›rlanan kebab hünkar be¤endi üzerine konularak
servis yap›l›r.
Gerekli Malzeme
PATLICAN PÜRESI ‹Ç‹N
✺ 2 ADET BOSTAN PATLICAN ✺ 1 L‹TRE SÜT
Ç›lb›r
Yap›l›fl›
Gerekli Malzeme
✺ 5 ADET YUMURTA
✺ YETER‹NCE TUZ
✺ 1/2 F‹NCAN S‹RKE
✺ 1 BARDAK YO⁄URT
✺ 3 KAfiIK YA⁄
✺ 1 F‹SKE KIRMIZIB‹BER
✺ 100 GR. RENDELENM‹fi KAfiAR PEYN‹R‹
1- Bir tencereye befl bardak su, bir
kafl›k tuz, yar›m fincan sirke konularak kaynat›l›r.
2- Kaynamakta olan tuzlu, sirkeli
suya eller yak›n tutularak yumurtalar birer birer k›r›l›r. Burada yumurtalar›n birbirine yap›flmamalar› için tencerenin genifl
olmas› laz›md›r.
3- Yumurtalar 5 dakika piflirildikten
sonra delikli kepceyle sudan al›n›p suyu iyice süzülerek ›s›t›lm›fl
s›cak bir taba¤a al›n›r.
4- Ayr›ca yo¤urt çatalla ç›rp›larak
biraz da tuz ilave edilip yumurtalar›n üzerine dökülür. Hepsinin üzerine ya¤ ile k›rm›z›biber
k›zd›r›larak gezdirilir. So¤utmadan servis yap›l›r.
✺ 100 GR. UN - 100 GR. TEREYA⁄
✺ 1 YEMEK KAfiI⁄I H‹ND‹STAN CEV‹Z‹
✺ 61 ÇAY KAfiI⁄I TUZ
KÖFTELER
Köfte Dolmas›
KEBAP ‹Ç‹N
✺ 750 GR. KUfiBAfiI ET
Gerekli Malzeme
✺ 1 ADET SO⁄AN - 1 D‹fi SARIMSAK
✺ 2 KAfiIK SALÇA - 100 GR. TEREYA⁄
✺ 250 GR. KIYMA
✺ 2 YEMEK KAfiI⁄I UN ✺ 2-3 DEFNE YAPRA⁄I
✺ 3 D‹L‹M BAYAT
✺ 2 ADET S‹VR‹ B‹BER ✺ 1 ADET DOMATES
EKMEK ‹Ç‹
✺ 1,5 L‹TRE SU - YETER‹NCE TUZ ✺ KARAB‹BER
✺ TUZ
✺ KARAB‹BER
P‹LAVLAR
1- Köfte hamuru yo¤rulur ve yar›m
Yap›l›fl›
2- Havuçlar ve patatesler küp fleklin-
Gerekli Malzeme
✺ 2 BARDAK P‹LAVLIK P‹R‹NÇ
✺ 150 GR. YA⁄
✺ 3 BARDAK SU VEYA ET SUYU
✺ TUZ
KÖFTELER‹N MALZEMES‹
✺ 200 GR. KIYMA
✺ 1,5 ÇORBA KAfiI⁄I YA⁄
✺ 1 KÜÇÜK SO⁄AN
✺ 1 D‹L‹M BAYAT EKMEK
✺ 2 ORTA BOY DOMATES
✺ TUZ, KARAB‹BER
✺ KEK‹K - K‹MYON
Yap›l›fl›
Sultan Reflat Pilav›
1- Pirinç y›kan›p yayvan bir kaba konur. Tuz ekilir
ve üzerini örtecek kadar s›cak su ilave edilip so¤umaya b›rak›l›r. Pirinç so¤uduktan sonra bir kaç
kez y›kan›p iyice süzülür. Sonra bir havluya koyarak suyu tamamen al›n›r.
2- Bir tencereye 150 gr. ya¤ konulup eritilir. Pirinci
içine atarak orta hararetteki ateflte kar›flt›r›larak
kavrulur. Buna tuz kat›lm›fl 3 bardak kaynar su
ilave edilip bir defa kar›flt›r›l›r.
3- Evvela harl› ateflte 5 dakika, sonra orta ve hafif
ateflte pirinç suyunu çekinceye kadar a¤z› kapal›
piflirilir.
4- Piflince pencerenin kapa¤› aç›larak pirinçler k›r›lmadan yavaflça alt üst edilir. Tencerenin üzerine
bir havlu örtülür ve kapa¤› kapat›l›r. Tencerenin
alt› söndürülerek demlenmeye b›rak›l›r.
5- K›yma, bir kaseye konulur. Buna rendelenmifl so¤an, ›slat›larak s›k›lm›fl ekmek, tuz ve biber ilave
edilerek iyice yo¤rulur. Avuç ›slat›larak f›nd›k
büyüklü¤ünde köfteler yap›l›r. 1,5 çorba kafl›¤›
ya¤ tavada k›zd›r›l›p köfteler tavaya koyularak
çevrilerek k›zarmas› sa¤lan›r.
6- Kabu¤u soyulmufl domatesler ufak ufak do¤ran›p
köftelere ilave edilir. Domatesler yumuflay›nca 23 çorba kafl›¤› su ilave edilir. Köfteler suyunu çekinceye kadar hafif ateflte 10 dakika kadar piflirilir.
7- Pilav yuvarlak bir servis taba¤›na muntazam bir
flekilde tepeleme konur.
8- Ortas› havuz gibi aç›larak buraya köfteler salças›yla beraber yerlefltirilir ve servis yap›l›r.
✺ KABARTMA TOZU
✺ 1/2 BARDAK SÜT
saat dolapta bekletilir.
de do¤rand›ktan sonra ya¤da k›-
‹Ç ‹Ç‹N
✺ 1 ADET HAVUÇ
zart›r›l›r. Salça ilave edilir.
3- Köfteler aç›larak haz›rlanan içten
konulur ve köfte kapat›l›r. Ya¤lan-
✺ B‹R ADET PATATES
m›fl tepsiye dizildikten sonra üze-
✺ B‹R KAfiIK SALÇA
rine salçal› su dökülerek f›r›nda 5-
✺ B‹R ÇAY BARDA⁄I
10 dakika piflirilir veya una bulan›p k›zg›n ya¤da k›zart›l›r.
SIVI YA⁄
BALIKLAR
Hamsi Köftesi
Yap›l›fl›
Gerekli Malzeme
✺ 1 KG HAMS‹ ✺ 2 ADET YUMURTA
✺ TUZ ✺ KARAB‹BER ✺ K‹MYON
✺ 60 GR. MISIR UNU (1 ÇAY BARDA⁄I)
✺ 30 GR. UN (1 ÇAY BARDA⁄I)
✺ 1/2 DEMET MAYDANOZ
✺ KIZARTMAK ‹Ç‹N SIVI YA⁄
✺ fiEK‹L VERMEK ‹Ç‹N MISIR UNU
1- Bal›k ay›klan›p y›kan›r. Mutfak
robotunda irice çekilir. Maydanoz ince ince k›y›l›r. Daha sonra tüm malzeme kar›flt›r›l›p
yo¤rulur.
2- Haz›rlanan hamsili içe m›s›r
unu yard›m›yla ve elle oval flekil verilir.
3- K›zg›n ya¤da köfteler k›zart›l›p
ka¤›t havlu üzerine ç›kar›larak
fazla ya¤› emdirilir ve hemen
servis yap›l›r.
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 31
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 32
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
32
OTOMOT‹V
HESSEN
Marz-März 2004 / Muharrem 1425
Mini konteyner: Fiat Dobló
tomobil sanayii bir kaç y›l önce yepyeni bir
binek otomobili s›n›f› üretti: MPV (Multi
Purpose Vehicle, çok amaçl› araç). Biraz
transporter, biraz minibüs ve çok binek otomobili;
Fiat yeni modeliyle bütün bu özellikleri biraraya
toplad›. Fiat, Renault Cangoo ve Citroen Berlingo
modellerine rakip ç›k›yor.
‹ç mekan:
Yeni arac›n dizayn› herkese göre farkl›, kimisi
“cici” derken, kimisi de “hilkat garibesi” diyor.
Neticede Doblo, kare görünümüyle tekerleklerinin üzerinde ilerleyen bir kutu gibi, ancak nesnel bir bak›flla Doblo’nun yararlar› da görülebilir:
Fiat’›n ilkesi süssüz ve ç›plak olarak mümkün
oldu¤unca çok mekan açmakt›r.
Fiat Doblo’nun formülü çok aç›k: Cargo modeli al›nd››nda serbest meslek sahiplerine tafl›ma
arac› olarak hizmet verecekken, özel kifliler içinse
çok hesapl› binek otomobili olacakt›r. Fiat ürünü
çok ölçülü bir model ortaya ç›kard›: 4,16 metre
uzunlu¤unda, ancak yüksek hacimli. Üstelik arka
koltukta üç eriflkin insan yer alabiliyor. Hatta, çat›n›n yüksekli¤i Londra taksilerini hiç aratm›yor.
Bu durum Fiat teknisyenlerini arka koltuk yolcular›n›n kafalar›n›n üzerinde bir çekmece yerlefltirmelerini sa¤lad›.
Daha çok nakliye yönüne a¤›rl›k verilen bir
modelde arka koltu¤un bölünebilir ve katlanabilir
olmas› normaldir. Bu sayede arac›n arkas›nda
küp fleklinde ve 3000 litre hacminde bofl bir alan
olufluyor. Bu hacim Cangoo ve Berlingo modellerinden çok daha yüksek durumda. Araca befl
insan›n oturmas› durumunda bile 750 litre hacim
kal›yor. Bütün bunlardan öte arac›n bagaj kapa¤›
aç›ld›¤›nda yükleme yüksekli¤i çok alçak: 53,5
cm.
Ancak, Doblo modeli yak›n mesafedeki mobilya ma¤azas›ndan uza¤a giden yolculuklarda kullan›lmasa daha iyi olur, çünkü Doblo’nun küçük
benzinli motorlar› otoyol h›z›na gelmiyor, araç
yüksek h›zda çok gürültülü oluyor.
Bu gürültü duyulmazl›ktan gelinse, arac›n
konfor potansiyeli çok yüksek: koltuklarda alçak
oturabilme imkan›, d›fl aynalar›n genifl alanl› olmas›, koltuklar›n hepsinin sert ve dengeli olmas›.
Araban›n iç mekan› k›smen orijinal donan›m›yla ve k›smen de enstrümanlar›n kolay kullan›m›yla dikkat çekiyor. Mesela kokpitin ortas›nda
birçok otomobil fonksiyon butonu biraraya
getirilmifl. Doblo genel olarak bak›ld›¤›nda çok
kullan›fll› bir araç ve geleneksel binek otomobilini
gereksiz k›l›yor. Yine de, baz› özellikler ekstra s›n›f›nda ve sonradan parayla sat›n al›nmas› gerekir. Mesela arka kap› seri modelde yanlara aç›lan iki parçadan ibaret, yukar› do¤ru aç›lan tek
kap› için 100 euro kadar ekstra ödenmesi gerekiyor.
Doblo’nun teknik özellikleri:
Fiat teknisyenlerinin cüret ettikleri genifl aç›-
O
l›m kendini en iyi teknik özelliklerde gösteriyor:
ola¤an binek otomobillerinde arka aksta kendi bafl›na flaseye ba¤lanan iki tekerlek çok yayg›n, ne
de olsa ancak bu yolla azami konfor sa¤lanabiliyor. Ancak bu pahal› çözüm çok elveriflsiz ve bagaj›n hacmini çok küçültüyor. Bu da pahal›, büyük ve lüks binek otomobillerinin çok küçük bagaja sahip olmas› getiriyor.
Ancak eflya tafl›ma yönü a¤›r basan Doblo
klasik çözüm yolundan flaflmayacakt›r: tek parça
sert dingil. Teknik merakl›lar› bilirler, bu dingil
metal yaylarla çal›fl›r. Bu dingil çok ucuza ve
alanda tasarruf edilerek kullan›labilir. Bu dingili
kullanman›n avantaj›: arka dingilin boyu 1,20
metre ve bu da Avrupa paletlerinin arac›n bagaj›na rahatl›kla yüklenmesini salar. Ancak, madalyonun arka yüzü öyle demiyor: virajlarda ani hareketler arac›n sa¤ arka tekerinin ezilmesini sa¤l›yor. Bu sürüfl tarz› acemileri sürücüleri zorlayabilir.
Ancak Doblo sürücüleri yine de sunulan konforu be¤enecektir. Arac›n geri dönmesi 11,5 metrede sa¤lan›yor, direksiyonu iki kez döndürmek
yetiyor, bu durum spor araçlarda da ayn›. Arac›n
ön dingilde kulland›¤› fren tabaklar› ABS’in sa¤lam çal›flmas›n› sa¤l›yor, üstelik azami h›z 150
km/saati kolayl›kla beceriyor.
Motorlar:
Fiat Doblo’yu benzinli iki motorla sunuyor:
1,2 litre hacminde 8 sübapl› (13,200 Euro) ve 1,6
litre hacminde 16 sübapl› (14,150 ila 17,400 Euro).
Doblo’nun mazot motoru (1,9 JTD) çok güçlü.
Doblo’nun bu motorla fiyat› donan›m paketine
göre (Active, Dynamic ve Malibu) 15,700 Euro,
16,300 Euro ve 18,950 Euro.
Sonuç:
Fiat Doblo hesapl› araba kullan›c›lar› için çok
ilginç bir alternatif araç. Bu ‹talyan arac› d›fl görüntüde fedakarl›k yaparak, k›sa d›fl ölçülerle
azami hacim sunmaya çal›fl›yor, ayr›ca esnek iç
mekan da sunuyor. Sürücünün çevreyi iyice görebilmesi, direksiyon do¤rudanl›¤› ve arac›n
uzunlu¤unun k›sa tutulmas› arac›n bir MPV olmas›n› sa¤l›yor.
Fiat en baflta Doblo’yu zay›f motorlarla donatt›, ancak bu yanl›fl› k›sa zamanda düzeltti ve güçlü benzinli motorlarla ve mazot motorlarla süsledi.
Fiat Doblo’nun art›lar› ve eksileri
+ pratik kullan›m
+ iyi görüfl gücü
+ direksiyonun do¤rudanl›¤›
+ esnek iç mekan
+ hesapl› al›m fiyat›
+ kolay kullan›m
- zay›f motorlar
- eskimifl sürüfl özellikleri
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 33
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 34
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
‹LANLAR
34
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
TEfiEKKÜR
Gazetemizin büro aç›l›fl›nda bizleri onurland›ran
Milli Gazete Avrupa Genel Müdürü Dr. Yusuf Ifl›k Bey`e
IGMG Hessen Bölge Baflkan› Mehmet Atefl Bey`e
IGMG Gençlik Teflkilat› Hessen Bölge Baflkan› Hikmet Atak Bey`e
IGMG Hessen Bölge E¤itim Baflkan› Ali Çiçek Bey`e
IGMG Hessen Bölge ‹dari ‹fller Baflkan› Ayd›n Ersoy Bey`e
IGMG Wetzlar Cemiyeti Baflkan› ve Cemaat›na
IGMG Limburg Cemiyeti Baflkan› ve Cemaat›na
Hanau ‹slam Cemiyeti Baflkan› ve Cemaat›na
Vakit Gazetesi Avrupa Genel Müdürü Davut Yavuz Bey`e
Halk Basar Marketler Zinciri Sahibi Mustafa Lök Bey`e
Milli Gazete Muhasebe Müdürü Zeki Sezer Bey`e
Milli Gazete Abone Müdürü Ayd›n Kelefl Bey`e
Milli Gazete Reklam Müdürü Ayd›n M›s›ro¤lu Bey`e
D‹T‹B Friedberg Camii Baflkan› Ramazan Kaplan Bey`e
Bonn`dan Gelen Sevgili Dost Davut Memifl Bey`e
K›ymetli Aile Büyüklerim
Amcam Necati Aktürk Bey`e
Fransa`dan buralara kadar gelen Day›m Münir Aktürk Bey`e
Kadir Yaflao¤lu Bey`e
Fransa`dan Gelen Sevgili Day›o¤lu Selçuk Aktürk Bey`e
Telefon ve faxlar› ile bizleri onurland›ran
IGMG Genel Baflkan› Yavuz Çelik Karahan Bey`e
IGMG ‹rflad ve Tan›tma Baflkan› Ali Bozkurt Bey`e
IGMG ‹rflad ve Tan›tma Baflkan Yard›mc›s› ‹lhan Bilgü Bey`e
Milli Gazete Avrupa Yaz›iflleri Müdürü Mehmet fien Bey`e
Vakit Gazetesi Genel Müdürü M. Yaflar Meydanal Bey`e
AT‹B Genel Sekreteri Mahmut Aflkar Bey`e
SM Druck Matbaas› Sahibi Ahmet Boztafl Bey`e
Berlin’den Amcao¤lumuz Celalettin Aktürk Bey`e
Türkiye`den Babam›z-Annemiz ve Kardefllerimize
TEfiEKKÜRÜ B‹R BORÇ B‹L‹R‹Z.
Hessen Hayat Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Sinan Aktürk
TEBR‹K
GEÇM‹fi OLSUN
TEBR‹K
GEÇM‹fi OLSUN
Sevgili dost
Abdullah Attar Bey`in bir k›z
evlad›n›n dünyaya geldi¤ini
ö¤renmifl bulunuyorum.
Yavruya Cenab-› Allah`tan hay›rl›
uzun ömürler diler; Attar ailesini
tebrik ederim.
K›ymetli üyemiz
‹sa ÇIRAK Bey`in
bir ameliyat geçirdi¤ini ö¤renmifl bulunuyoruz.
Kardeflimize Cenab-› Allah`tan
acil flifalar diliyor; geçmifl olsun diyoruz.
Sevgili dost
Abdullah Attar Bey`in bir k›z
evlad›n›n dünyaya geldi¤ini
ö¤renmifl bulunuyorum.
Yavruya Cenab-› Allah`tan hay›rl›
uzun ömürler diler; Attar ailesini
tebrik ederim.
K›ymetli dost ‹sa ÇIRAK Bey`in
bir ameliyat geçirdi¤ini
ö¤renmifl bulunuyorum.
Kardeflimize Cenab-› Allah`tan
acil flifalar diliyor;
geçmifl olsun diyorum.
Sinan Aktürk
D‹T‹B Friedberg Ayasofya Camii ‹dare Heyeti
Ayd›n Ersoy
Ramazan Kaplan
GEÇM‹fi OLSUN
GEÇM‹fi OLSUN
GEÇM‹fi OLSUN
GEÇM‹fi OLSUN
Sevgili
Ünal KÖSE Bey`in
önemli bir ameliyat geçirdi¤ini
ö¤renmifl bulunuyorum.
Kardeflimize Cenab-› Allah`tan
acil flifalar diliyorum.
Sevgili
Ünal KÖSE Bey`in
önemli bir ameliyat geçirdi¤ini
ö¤renmifl bulunuyorum.
Kardeflimize Cenab-› Allah`tan
acil flifalar diliyorum.
K›ymetli büyü¤üm
Ünal KÖSE Bey`in
önemli bir ameliyat geçirdi¤ini
ö¤renmifl bulunuyorum.
Kardeflimize Cenab-› Allah`tan
acil flifalar diliyorum.
Sevgili
Ünal KÖSE Bey`in
önemli bir ameliyat geçirdi¤ini
ö¤renmifl bulunuyoruz.
Kardeflimize Cenab-› Allah`tan
acil flifalar diliyoruz.
K›ymetli büyü¤ümüz
Ünal KÖSE Bey`in
önemli bir ameliyat geçirdi¤ini
ö¤renmifl bulunuyoruz.
Kardeflimize Cenab-› Allah`tan
acil flifalar diliyoruz.
Mehmet Atefl
‹brahim Gümüflo¤lu
Sinan Aktürk
IGMG Frankfurt
Ayd›n Erbafl / Ayd›n Ersoy
TAZ‹YE
GEÇM‹fi OLSUN
‹nnalillahi ve inna ileyhi raciun
GÖZAYDINLI⁄I
Sevgili Dost ‹lhan SA⁄LAM Bey`in
Babas›n›n vefat›n›
üzüntüyle ö¤renmifl bulunuyoruz.
Merhuma Cenab-› Allah`tan rahmet;
kederli ailesi ve sevenlerine baflsa¤l›¤› dileriz.
K›ymetli büyü¤ümüz Dr. Yusuf Ifl›k Bey`in
Mahdumlar› Cihad Ifl›k dünya evine girmifltir.
Yeni evli çifte iki cihan saadeti diler;
Ifl›k ailesini tebrik ederiz.
Hessen Hayat Gazetesi
Hessen Hayat Gazetesi
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 35
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 36
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN HABER
36
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
Yar›flmalar›n en güzeli yap›ld›
IGMG ‹slam Toplumu Milli Görüfl Teflkilatlar›nca 16
seneden beri yap›lan Avrupa Kur`an-› Kerim Okuma
Yar›flmas›n›n Hessen Bölgesi fiubeleraras› Elemeleri 22
fiubat 2004 tarihinde Frankfurt`ta coflkulu bir cemaat
toplulu¤unun kat›l›m›yla yap›ld›
Selim Çak›r
GMG ‹slam Toplumu Milli Görüfl Teflkilatlar›nca
16 seneden beri yap›lan Avrupa Kur`an-› Kerim
Okuma Yar›flmas›n›n Hessen Bölgesi fiubeleraras›
Elemeleri 22 fiubat 2004 tarihinde Frankfurt`ta coflkulu bir cemaat toplulu¤unun kat›l›m›yla yap›ld›.
Hessen Bölgesi Tan›tma ve ‹rflad Baflkanl›¤› taraf›ndan organize edilen program Kur`an-› Kerim
okunmas›yla bafllad›. Program›n sunuculu¤unu BYK
üyesi Ahmet Ölmez ve Gençlik Teflkilat› ‹cra Üyesi
Halit Erdemir beraber yapt›lar.
Ilk olarak mikrofona Hessen Bölgesi Bölge Baflkan› Mehmet Atefl geldi. Atefl; konuflmas›nda Kur`an-› Kerim yar›flmas›n›n önemine de¤indikten sonra
Yeni Hicri Y›l münasebetiyle alakal› güzel bir konuflma yapt›.
Daha sonra yar›flma jürisi tan›t›ld›. Yar›flma jürisi
Bölge ‹rflad Baflkani Bekir Bilgin, Dr. Yaflar Yürük,
Rasim Gökmen hocaefendilerden olufluyordu.
Selamlama seromonisinden sonra iki katagoride
yap›lacak olan yar›flmaya geçildi.
‹lk önce 8-12 yafl grubunda yar›flacak talebeler s›rayla kürsüye gelerek birinci olarak ezberden ve devam›nda da yüzüne okumadan imtihan edildiler.
Çok hofl görüntülerin yafland›¤› bu ilk safhadan sonra; ikindi namaz› beraberce eda edildi.
Daha sonra 13-18 yafl grubunun yar›flmas›na geçildi.
Bu grupdakiler de ilk önce ezber ve devam›nda
yüzüne okumadan imtihan edildiler.
Baz› talebelerin oldukça heyecanl› olduklar› gözlendi. Tabii yar›flmaya çocuklar›yla beraber gelen babalar ve anneler de onlardan daha da heyecanl› idi.
Yar›flmac›lar›n puanlamas› 4 katagoride yap›ld›:
1- Ezber 2- Yüzünden Okuma 3- Hurufat 4- Makam.
Yar›flma sonunda jüri heyetinin de¤erlendirme
yapmas› ve akflam namaz› için programa k›sa bir ara
verildi.
Daha sonra jüri baflkan› Bekir Bilgin Hocaefendi
iki grubun da derecelerini aç›klad›.
Bekir Bilgin Hocaefendi güzel bir jest yaparak ilk
üç derecenin d›fl›ndakilerin hepsini dördüncü ilan
etti.
Yar›flmaya kat›lan tüm çocuklara; birer çizgi film
VCD`si hediye edildi.
Daha sonra ilk üçe girenlerin hediyelerinin da¤›t›m›na geçildi.
I
8-12 Yafl Gurubunda yar›flan
Cemiyetler ve Yar›flmac›lar›
D a r m s t a d t : Süleyman Derin, F a u l b a c h :
Muhammed Bağcı, H a n a u : İsmail Yavuz,
Hattersheim: Faruk Tekeli, Herborn: İsa
Akdağ, Lollar: Ömer Fırat, Offenbach: Ömer
Faruk Yılmaz, R o d g a u : Kaan Karabalcı,
Rüdesheim: Yunus Evcin, Rüsselsheim:
Ekrem Şahan, Wetzlar: Furkan Polat, Limburg:
Muhammed Gülen, K a s s e l : Talip Çakan,
Frankfurt-West: Murat Savaş, FranfurtHöchst: Samet Yılmaz, Giessen: Oğuz Yaldız,
Kelsterbach: Adnan Şeker, Frankfurt: Haluk
Ceylan, Stadtallendorf: Furkan Kılıç, Alzenau:
Mehmet Kahraman.
8-12 yafl grubunda 840 puanla birinci olan Hanau
Cemiyetinden ‹smail Yavuz`un hediyesi olan digital
fotograf makinas›n› IGMG Hessen Bölge ‹rflad Baflkan› Bekir Bilgin Hocaefendi verdi.
Yine 8-12 yafl grubunda 825 puanla ikinci olan
Herborn Cemiyetinden ‹sa Akda¤`›n hediyesi olan
DVD Sound Setini IGMG Hessen Bölge Baflkan Yard›mc›s› ve Tan›tma Baflkan› Sinan Aktürk verdi.
Yine 8-12 yafl grubunda 787 puanla üçüncü olan
Rüsselsheim Cemiyetinden Ekrem Sahan`›n hediyesi
olan cep telefonunu Dr. Yasar Yürük Hocaefendi
verdi.
Daha sonra 13-18 yafl grubunun hediyelerinin
da¤›t›m›na geçildi.
13-18 yafl grubunun 869 puanla birincisi Herborn
Cemiyetinden Bünyamin Akda¤`›n hediyesi olan Digital fotograf makinas›n› IGMG Hessen Bölge Baflkan› Mehmet Atefl verdi.
Yine 13-18 yafl grubunda 846 puanla ikinci olan
Lollar Cemiyetinden Yahya F›rat`a hediyesi olan
DVD Sound Setini IGMG Genel Merkez Üyesi Sefer
Ahmeto¤lu Hocaefendi verdi.
Yine 13-18 yafl grubunda 845 puanla üçüncü olan
Haiger Cemiyetinden Bünyamin Eflmekaya`n›n hediyesi olan cep telefonunu Milli Görüflün duayenlerinden Mahmud Kasalak verdi.
Hediyelerin da¤›t›m›ndan sonra bütün kat›l›mc›lar›n ifltirakiyle topluca resim çektirildi.
Program 13-18 yafl grubu birincisi Herborn Cemiyetinden Bünyamin Akda¤`›n okudu¤u Kur`an-›
Kerimle sona erdi.
13-18 Yafl Gurubunda yar›flan
Cemiyetler ve Yar›flmac›lar›
Darmstadt: Serkan Kaz, Faulbach: Selahattin
Kol, Hanau: Cihad Arıcıoğlu, Herborn: Bünyamin
Akdağ, Lollar: Yahya Fırat, Offenbach: Faruk
Büyükakyüz, R ü d e s h e i m : Ahmet Gümbet,
R ü s s e l s h e i m : Eyüp Durmaz, We t z l a r :
Abdulgafur Yılmaz, Limburg: Talha Can, Kassel:
Şahin Kösker, Franfurt-Höchst: Cihan Yılmaz,
Giessen: Ömer Gürses, Frankfurt: Ali Yılmaz,
Stadtallendorf: Mehmet Güler, Alzenau: Engin
Tankuş, H a i g e r : Bünyamin Eşmekaya,
Pfungstadt: Adem Altuntaş, Gelnhausen:
Osman Öztürk, Aschaffenburg: Emre Uygun,
Wiesbaden: Adem Sulak.
3. sayi sayfalar
Hayat
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 37
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
BULMACA
37
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 38
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
38
SPOR
HESSEN
Mart-März 2004 / Muharrem 1425
TSV Umutspor Frankfurt’ta harikalar yarat›yor
Murat ERBAY-Frankfurt
SV Umutspor (Türk Spor Dernegi) 1994 y›l›nda kurulmufl olan
kamu yarar› statüsüne sahip bir
Futbol Derne¤i`dir. TSV Umutspor’un
amac› ismi gibi Frankfurt’taki gençlere
Spor sayesinde Ahlak ve kültür afl›lamak ve gelece¤e umutla bakmalar›n›,
kimliklerini kaybetmeden Alman toplumu ile kaynaflmalar›n› sa¤lamakt›r.
TSV Umutspor sadece Türk gençlerine de¤il di¤er yabanc› gençlere de
kap›s› aç›k bir kulüptür.
Dernek spor sayesinde di¤er milletlerin birbirlerine tolaransl› davranmas›na ve milletler aras›nda kültür kaynaflmas›n› ve birbirleriyle anlaflabilmelerini sa¤lamaktad›r.
Sportif amaç olarak gelecek 4 y›l
içinde Landeslige ç›kmay› hedef seçmifltir. Frankfurt gibi Türklerin yo¤un
oldu¤u bir flehirde üst kümede oynayan bir Türk tak›m›n›n olmamas›, maalesef gençlerimize yükselme imkan›
vermemektedir. Umutspor bu gençlere
umut olmak için bu hedefi seçmifltir.
fiu anda elinde çok genç bir kadroya
sahip. Bafllar›nda genç ama Frankfurt´un en iyi ve baflar›l› hocalar›ndan olan
Kenan Akbafl ve Caner Zehir bulunuyor. Kulüp yönetimi ç›kar amac› gözetmeden seve seve çal›flan üyeleri sayesinde bu çal›flmalar›n›n meyvesini toplamaya bafllad›lar. Geçen sene ilk hedef olan Bezirk Ligine ç›kmay›, hem de
en yak›n rakiplerine 14 puan fark atarak, baflard›lar. Kulübün bütçesini aflmadan gelen bu baflar›larda finansiyel
destek olan üyeler ve sponsorlar, kulübün baflar›s›nda en büyük katk›lardan
birine sahipler.
Baflar›l› bir kulüp çal›flmalar› için en
önemli konu altyap› sahibi olmakt›r. 3
y›ld›r altyap›s›na sahip olan Umutspor
bünyesinde flu anda 160 kiflilik (5-17
yafl aras›) bir altyap› ordusuna sahip.
TSV Umutspor flu anda Frankfurt’un
altyap›ya sahip tak›mlar› aras›nda öns›ralarda bulunmas› ve bu baflar›y› sadece iki y›lda yakalamas› gayretli bir ça-
T
l›flman›n ürünü. ‹lk y›l›nda iki tak›m› E
Gençler ve D Gençler son anda flampiyonlu¤u kaç›rm›flt›. 2. y›lda baflar›lar
ard arda gelmeye bafllad›. Oynad›klar›
futbolla be¤eni kazanan B Gençler bir
üst kümeye yükseldi. Frankfurt Liglerinde bir rekor k›ran C Gençler oynad›klar› her maç› kazanarak ve 200`e yak›n gol atarak flampiyon oldular. D
Gençler de abilerinden geri kalmayarak, en yak›n rakiplerine 10 puan fark
atarak bir üst lige yükseldiler.
Gençler aras›nda Ünal fieref (B
Gençlerde), Erdo¤an Arslan (C Gençlerde) ve Ünal Özdemir (D Gençlerde)
att›klar› 64’er golle liglerinde gol kral›
oldular.
TSV Umutspor’un amac› yüksek
liglerde oynamak ve genç futbolculara
bu liglerde oynama f›rsat› vermektir.
‹leride daha yüksek liglerde oynamak
için bir araç olmakt›r. ‹lerde Tak›m
yüksek liglerde oynad›¤›nda Türkiye’deki futbol kulüpleriyle beraber çal›flmak ve gençlerin önüne açmakt›r. fiu
an için erken olan bu Türkiye’deki tak›mlar için Pilot tak›m olmak, bir kaç
y›l sonra gerçekleflebilecek. Bu konudaki çal›flmalar sürüyor.
Bu y›l Kreisliga da oynayan B Gençler oynad›klar› 6 maç sonunda Liglerinde 2. s›rada ve tekrar bir üst lige ç›kma mücadelesi vermekte. Kupada son
8 tak›m aras›na kalan B Gençlerde hedef Final oynamak.
Kreisligindeki bir di¤er tak›m C
Gençler ise oynad›klar› 5 maç sonunda
3. s›rada bulunmakta ve antrenörleri
Orhan Soytürk ve Mustafa Çolak eflli¤inde bir üst lige ç›kma hesaplar› yapmaktalar. Ayr›ca B Gençler gibi Kupada çeyrek finale kalan C Gençler de bu
kupada Final oynama hesab› yap›yorlar.
Kreisliginde bulunan D Gençlerde
Antrenörleri Edat Akyol ve TSV
Umutsporun defans›n›n belkemi¤i Veli
Tezerdi`nin eflli¤inde oynad›klar› 8
maç sonunda flu anda 4. s›rada bulun-
TSV Umutsporun baflar›s› için
çal›flan Yönetim kurulu:
Genel Yönetim Kurulu
Baflkan Mehmet Barak
2. Baflkan Atl›han Sar›duman
Muhasip fiaban Türktorun
fiube ve Dallar
Futbol fiubesi:
Mustafa Çolak, Metin Emir,
Mustafa fieref, Halit Cebecio¤lu,
Tayfun Bostan, Atl›han Sar›duman,
Ömer K›l›ç ve Hüseyin Küflüktepe
Altyap› Sorumlusu
Muhammet Tekin
Kültür Bölümü:
Nevzat Virit, Hac› Do¤ru
Antrenör 1. Tak›m:
Kenan Akbafl, Caner Zehir
Antrenör 2. Tak›m: Ufuk Yalç›n
B Genc Antrenörü: Emilio Paletta
C1 Genc Antrenörü:
Orhan Soytürk, Mustafa Çolak
C2 Genc Antrenörü:
Emilio Paletta
maktad›r. Kreisliginde mücadele eden
bu tak›mlar baflar›lar›n›n bir tesadüf olmad›¤›n› kan›tlamaktad›r.
fiu s›rada E Gençler de oynad›klar›
6 maç sonunda gruplar›nda 1. s›rada
bulunmakta ve onlar da abileri gibi
Kreisligine ç›kma mücadelesi vermekteler.
F ve Bambini çocuklarda liglerinde
puan mücadelesi olmad›¤› için, ancak
dostluk maç› olarak de¤erlendirilen
Liglerinde çok baflar›l› sonuçlar almaktad›r.
Bu y›l kurulan A Gençler liglerinde
oynad›klar› 2 maçta rakiplerine 30 Gol
atmalar›na ve Kupada da 2. tura yükselmelerine ve baflar›ya ra¤men futbolcular›n disiplinsiz davranmalar›, sakatl›klar› ve ifl durumlar›ndan dolay› kapand›. Futbolda sadece sportif baflar›n›n de¤il disiplin ve Fairplay`in de
önemli olmas› aç›s›ndan kapanan A
Gençlerdeki iyi olan ve futbol oynamak
isteyen futbolcular baflka tak›mlara sezon sonuna kadar verildi. Gelecek Se-
D Genc Antrenörü:
Edat Akyol, Veli Tezerdi
E Genc Antrenörü:
Gioacchino Zarbo, R›dvan Saf
F Genc Antrenörü:
Carmelo Crescente, Ergün Akyol
Bambini Antrenörü:
Ayd›n Akgün, Aykut Tekin
Büyük bir özveriyle
çal›flmaktad›r. TSV Umutspor
ulaflmak için posta adresi.
TSV Umutspor Frankfurt e.V
Postfach 19 02 85
60089 Frankfurt
Telefonla bilgi almak için
afla¤›daki telefon numaralar›n›
arayabilirsiniz.
Baflkan Mehmet Barak
0171-640 46 52
Altyap› sorumlusu
Muhammet Tekin
0171-194 81 24
Ve Internet adresi:
www.tsvumutspor.de
bilgi alabilirsiniz.
zon tekrar kurulacak olan A Gençler
büyük bir titizlikle seçilecek.
Ama her genç Futbol ile ilgilenmiyor.
Umutspor gençlere futbol haricinde
Folklor ve Sazkurslar› da veriyor. fiu
anda Folklor da oynayan 22 Genç K›z
ve Genç erkekler (10–17 yafl aras›) her
ç›kt›klar› gösteride davetlerden bafllar›n› alam›yorlar. fiölen ve ektinliklerin
vazgeçilmez ekiplerinden olan Folklor
ekibi her geçen gün isimlerini daha da
çok duyuruyor.
Gelecek yazdan itibaren hizmetlerini daha da gelifltirecek olan Umutspor
Gençlerin ev ödevlerinde yard›mc› olmak ve okullar›nda baflar›l› olmalar›n›
sa¤lamak için çal›flmalara bafllam›fl bulunuyor. Sadece ev ödevlerinde de¤il
Bilgisayar kurslar›, ifl baflvurular›nda,
E¤itim ve Meslek ö¤renim baflvurular›nda, Gençlere bofl zamanlar›n› dolduracaklar› etkinliklerde ve Velileri her
konuda bilgilendirmek içinde çal›flmalara bafllam›fl bulunmaktad›r.
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 39
3. sayi sayfalar
04.05.2009
20:59 Uhr
Seite 40
architecture & engineering
Her aile ömrü boyunca
bir ev bedeli
kira ödüyor.
Baz›s› kendi evini ödüyor.
Ya Siz
?
Adam-Opel-Straße 5 · D-60386 Frankfurt / Main
Telefon: 069-850 997 10 · Telefax: 069-850 997 15
E-Mail: [email protected] · Internet: www.assplan.de

Benzer belgeler