Buluşma Dergisi, 2013 Sayı 1 / 9,76 Mb

Transkript

Buluşma Dergisi, 2013 Sayı 1 / 9,76 Mb
ALLIANZ
Buluşma
BİREYSEL
EMEKLİLİK SİSTEMİ
hakkında bilmeniz
gereken her şey
sağlık
Siz sorun doktor
cevaplasın
2013 SAYI 1
HAFTA SONU
KAÇAMAĞI İÇİN
BEŞ ADRES
vizesiz
moskova
SEYAHAT ROTAM
Tarihle sanatın buluştuğu
rengarenk bir tablonun içine yolculuk
xxx - 2012
2012 xxx
Ö
Sevgili Okurlar,
Öncelikle Allianz’ın geçirmiş olduğu harika yıl için hepinize
teşekkür etmek istiyorum. Arkasında Avrupa’nın en büyük sigorta şirketi, AA notlu Allianz SE’nin yer aldığı Allianz, 2012
yılında da verdiği sözleri tuttuğunu ve sektördeki finansal olarak güçlü ve sağlam şirketlerden biri olduğunu kanıtlamış oldu.
Bu durum sigortalılarımız, acentelerimiz ve diğer iş ortaklarımız açısından her zaman bir güven kaynağı olmaya devam
edecek. Bu durumda değerli sigortalılarımızın saygın ve uzun
dönem bir iş ortağı seçmiş olduklarını da rahatlıkla söyleyebiliriz.
Avrupa piyasalarında yaşanan ekonomik çalkantı ve
Türkiye’deki mücadeleci ortam hepimize değerlerimizi, yaşam boyu birikimlerimizi güvence altına almanın önemini göstermiş oldu. Ve sigortaya olan ihtiyacı..
Allianz olarak gelişime oldukça önem veriyoruz ve her zaman
en iyiyi hedefliyoruz. Konu sigortalılarımız olunca en mükemmel hizmeti onlara sunmayı hedefliyoruz. Allianz, gelişimin sınırları olmadığının farkındadır ve bu konuda hiç bir zaman rol
yapmaz. Her ne kadar sigortalılarımızın öneri ve şikayetlerini
dikkate alsak da, yapmamız gerekenin objektif, dürüst ve bilinçli bir yanıt vermek olduğunun farkındayız. Hatalarımızdan
ders alarak, gelişmeyi hedefliyoruz.
Allianz için büyük gayretle çalışarak; değerli sigortalılarımıza
hizmet veren, oldukça yüksek seviyede profesyonellik, doğruluk ve bağlılık gerektiren bir meslek icra eden acentelerimiz
ile gurur duyduğumu söylemek istiyorum. Ne sigortalılarımız
ne de acentelerimiz olmasaydı, Allianz şu an bulunduğu konumda yer alamazdı. Ürün ve hizmetlerimizi her daim sigortalılarımıza taşıyan acentelerimize gördükleri köprü görevinden
dolayı ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Sigortalılarımıza vermek istediğimiz hizmetin kalitesinin, tutkuyla çalışan acentelerimizin sunduğu hizmet kalitesiyle aynı doğrultuda seyretmesini amaçlıyoruz.
Sigortalılarımıza sunduğumuz ürünlerin ve çözümlerin yanı
sıra; yaşanan doğal felaketler sonrasında değer yaratan projeler ile toplumun yanında yer almaktan gurur duyuyoruz. Allianz
Grup, acentelerimiz ve Allianz Sigorta olarak sürdürülebilir
sosyal sorumluluk projelerine büyük önem veriyoruz. Allianz
yönetimi, 2011 yılı sonunda Van’da yaşanan deprem felaketi
sonucunda zarar gören Mollakasım Köyü’nde sürdürülebilir bir
sosyal sorumluluk projesi başlatma kararı aldı. Dileğimiz, Mollakasım Köyü’nde yaşayan halk için bir ilkokul ve sağlıkevi inşa
etmekti. Başlattığımız sosyal sorumluluk projesini 2012 yılının
Ağustos ayında tamamladık. Allianz Sigorta İlkokulu’nun ve
Allianz Sigorta Sağlıkevi ile lojmanın Mollakasım halkına en iyi
şekilde hizmet vereceğini umuyoruz. Projemizin sürdürülebilir
olmasını hedeflenerek, 2012 yılının sonunda şirket içerisinde
“Van Dilek Ağacı” projesi geliştirildi. Okulda öğrenim gören
çocukların dilekleri, Genel Müdürlük binamızda kurulan çam
ağacının dallarını süsledi, gönüllü çalışanlar çocukların dileklerini yerine getirmek üzere harekete geçti. Toplanan hediyeler
okula ulaştırılmak üzere ağacın altını süsledi. Yıl sonu balomuzda okuldaki çocukları ziyaret etmek isteyenler arasından
yapılan çekiliş sonucunda 4 çalışanımız Van’ın Mollakasım
Köyü’ne giderek hediyeleri çocuklara bizzat verme şansını
yakaladı.
Topluma geri vermek, kurumsal yönetim ilkelerimizin başında yer alıyor ve bu durum sektörde iş yapış şeklimizle de
aynı paralelde seyrediyor. Kurumsal sosyal sorumluluğun bir
defaya mahsus bir yaklaşım olmadığını düşünüyoruz. Sosyal
sorumluluk projelerinin uzun dönemli ve sürdürülebilir olması
gerektiğine inanıyoruz, tıpkı Allianz’ın profesyonel dünyaya
yaklaşım biçimi gibi; kısa mesafe koşucusu gibi değil, maraton
koşucusunun yaklaşımı gibi.
2013 yılına çoktan girmiş bulunuyoruz. Tüm çalışanlarımıza,
sigortalılarımıza ve acentelerimize öncelikle sağlık, başarı ve iş
hayatı ile özel hayat arasında denge dilerken, Allianz’a güvenen herkese de ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Emin olunuz
ki, beklentilerinize ve ihtiyaçlarınıza cevap verebilmek adına
kendimizi geliştirmeye her zaman devam edeceğiz.
En iyi dileklerimle,
Alexander Ankel
CEO
Buluşma 2013 3
Bir tavsiye:
Tatile çñkmadan önce
evinizi olasñ risklere
karáñ sigortalatmayñ
unutmayñn.
6 YAŞAMA
SANATI
Daha keyifli bir yaşam için
“zevk sahibi” öneriler…
10 BİREYSEL
EMEKLİLİK SİSTEMİ
Herkesin merak ettiği bireysel
emeklilik sigortası hakkında
bilmeniz gereken her şey…
12 SEYAHAT
ROTAM:
MOSKOVA
ŞEHZADELER ŞEHRİ: AMASYA
Osmanlı döneminde “şehzadeler şehri” olarak ünlenen,
Ferhat ile Şirin’in masallarına mesken olmuş, göz okşayan
konakları ve tarihi dokusuyla Amasya’da bir gezinti…
48 KORSENİN
DÖNÜŞÜ
Vizelerin kalkmasıyla seyahat severlerin ilgi odağı olan
Moskova’da bir turist olarak
değil de şehrin bir sakini olarak vakit geçirmek ister misiniz?..
Artık günlük kıyafetlerde bile
korse var. Modanın en büyük
geri dönüşünün hikayesi…
50 KÜLTÜR
REHBERİ
Kitap, müzik, DVD… Arşivini38 JACK
zin baş köşesinde bu önerileLONDON’IN
rimize yer açın…
GİZLİ KALMIŞ
FOTOĞRAFLARI 52 MARILYN
Muhabir, romancı olduğu
MONROE’NUN
kadar denizci, balina avcısı,
MEKTUPLARI
altın arayıcısı, uslanmaz bir
18 SAĞLIK
SORULARI
İyi olacak hastanın doktoru
ayağına biz getiriyoruz…
22 KARATAY
MUTFAĞI
Canan Karatay’ın bilinen tüm
diyet kurallarını altüst eden
Karatay Mutfağı adlı kitabından çok özel yemek tarifleri…
34 HAFTA
SONU
KAÇAMAĞI İÇİN
BEŞ ADRES
gezgin ve maceracıydı Jack
London. Ama bilinmeyen bir
yönü daha vardı. Ölümünden
95 yıl sonra yayınlanan kendi
çektiği fotoğrafları sayfa
38’de…
42 UZAY
OTELLERİ
Seyahatler önümüzdeki yıl
başlıyor. Kalacağınız oteli
şimdiden seçin
46
OTOMOBİL
TEST: TEK
KİŞİLİK
ELEKTRİKLİ
OTOMOBİL
TWIZZY
Bisiklet kullanmak kadar kolay, televizyon
izlemek kadar ucuz…
Ölümünden 50 yıl sonra ortaya çıkan mektuplarında
Monroe’nun entelektüel yüzü
ile tanışacaksınız.
58 BENİM
İSTANBUL’UM
Ünlü isimlerin objektifinden
İstanbul fotoğrafları… Ve neden o kareyi çektiklerinin keyif dolu hikayeleri…
28
BULUŞMA
2013 Sayı 1
Allianz adına sahibi:
Arif Aytekin
Yapımcı:
OCT
Meşrutiyet Mah.
Büyükdere Cad.
Balçıktarlası Sk. Tanlı Han
No:1 Kat:2
Şişli / İstanbul
Tel: 0212 291 15 05
www.oct.com.tr
Film, Baskı ve cilt:
Stil Matbaacılık
İbrahim Karaoğlanoğlu cad.
Yayıncılar Sok.
Stil Binası
Seyrantepe 4. Levent
İstanbul
Tel: 0212 281 92 81
Yönetim yeri:
Allianz Sigorta A.Ş.
Bağlarbaşı Kısıklı Cad.
No: 13
Altunizade 34662 İstanbul
Tel: 0216 556 66 66
www.allianz.com.tr
www.facebook.com/
allianzturkiye
www.twitter.com/
allianzturkiye
Yayın türü:
Yaygın süreli yayın
ilan
Đn^W^giVkh^nZ]VnViiVd`^ēZ
nVgVnVW^a^g#ĐhiZgZkhV]^W^dajc
^hiZg`^gVXè!6aa^VcoI“b:k
H^\dgiVhè^aZZk^c^okZZēnVaVgècèo
\“kZcXZVaiècYV#
Allianz Acenteleri veya 444 45 46
Yayının mahiyeti:
Kurumsal
lll#Vaa^Vcoh^\dgiV#Xdb#ig
4 - Buluşma 2013
2012 xxx
yaşama sanatı
Mosmor oldun mu?
L
ila, eflatun, patlıcan, menekşe… Her yerde mor ve tonları
var. Bu yılın rengi kesinlikle mor. Üstelik sadece kıyafette
değil, makyajda da karşımıza çıkıyor. Özellikle de esmer ve
koyu kumrallara çok yakışıyor. Morla kombin yapmak zor gibi
görünse de aslında çok kolay. Çünkü siyahla da uyuyor, sarıyla,
bejle ve beyazla da... Hatta doğru kullanılırsa kırmızıya bile
yakışıyor. M.A.C’in mor oje ve rujlarına bir göz atın. Çünkü
bu yıl mor dudaklar ama en çok da mor tonlarında tırnaklar
göze çarpıyor. Benim favorim ise mor çantalar. Bottega
Veneta ile başlayan mor çanta modası, Marc Jacobs
ve Louboutin’le devam ediyor. Burberry Prorsum,
Jean Paul Gaultier ve Betty Jackson da
koleksiyonlarını baştan aşağı mosmor yapan tasarımcılar. Bu
arada M.A.C’in mor ojesi 25 TL, ruju ise 30 TL. Moru kendinize
yakıştıramayanlardansanız en azından mor taşlı bir yüzük
edinebilirsiniz. Ford da 2011 yılına özel mor otomobiller
tasarlamış. Yani mor salgını önümüzdeki yıl da devam edecek
gibi gözüküyor.
Devekuşu yastığı
İLE tatlı uykular
Madrid’in ünlü tasarım şirketi Kawamura
Ganjavian, sık yolculuk yapanlar için müthiş
bir yastık geliştirmiş; devekuşu yastığı.
Havaalanında ya da garda beklerken
oturduğunuz yerde bu yastık sayesinde
kestirebiliyorsunuz. Başınızı omuzlarınızla
dengeli bir şekilde tutan yastık, kafanızın
sağa, sola, öne arkaya düşmesini engelliyor.
Ayrıca ofiste masanın üzerine kapanıp
uyumayı sevenler için de yastığın iki
kenarına kol koyma bölümleri yapılmış.
Dünyanın
en pahalı
böcekleri
Dünyanın en
ünlü mücevher
tasarımcılarından biri olan
Lorenz Baumer’ın kişiye
özel tasarımları eşsiz
birer sanat eseri muamelesi görüyor. Okyanus
ve su altındaki büyülü
dünyayı tasarımlarına
yansıtan Baumer’in son
koleksiyonu Scarabs
2012’de böcekler var.
Ama dünyanın en pahalı
taşlarından yapılmış
böcekler… Safir, ametist,
siyah ve beyaz pırlanta
kullanarak yaptığı
yanda gördüğünüz
broşta, böceğin ortasına
yerleştirilmiş pırlantaya
basınca kanatları açılıyor.
Miyake kolunuzda
Topuklu
sneakers
modası
Sıra dışı koleksiyonları ile tanınan ünlü Japon moda tasarımcısı
Issey Miyake’nin yeni tasarım harikası Bao Bao çanta, hem işlev
hem eğlenceyi aynı anda vaad ediyor. İçinde taşıdığı objeye
göre şekil değiştiren çanta, bağımsız hareket eden modüler
üçgen parçalardan oluşuyor. Farklı renk tonları ve parlaklıklarda
seçenekleri mevcut. Hem şehir hayatında hem yazları plajda
futuristik bir imaj arayanlara birebir. (isseymiyake.co.jp)
Topuklu ayakkabı
takıntılı şehirli kadının
son gözdesi Isabel
Marrant’ın topuklu
sneakers’ları… Birçok
marka ve moda evini
etkisi altına alan topuklu
sneakers akımı, gizli
platformları sayesinde
“gerekli” işlevselliğini
yerine getiriyor.
6 - Buluşma 2013
Buluşma 2013 - 7
yaşama sanatı
El bisikletiyle
kolları inceltelim
P
ek çok kişi sırf kolu kası
yapmak için yelken
gibi sporları tercih
ediyor. Kardiyo egzersizleri,
bisiklet gibi sporları yaparken
bacaklar, basen, bel bölgesi
çalışıyor da kollar maalesef
aynı kalıyor. Ama sonunda
doğru egzersiz keşfedildi:
Krank cycle. Bu bir el
bisikleti. İster ayakta, ister
oturarak yapabiliyorsunuz.
Başta kol, sırt, göğüs olmak
üzere bütün kasları çalıştırıyor.
Üstelik çok fazla efor sarf
etmenize de gerek kalmıyor.
Üzerine bir de 30 dakikada
500 kalori yaktırıyor.
Mutfaktaki
sanat
Carrol Boyes, kendi adıyla
markalaştırdığı sanatsal
ev aletleriyle, heykel
sanatını mutfağınıza
ve gündelik hayatınızın
içine sokuyor. Madonna dahil birçok ünlü
onun koleksiyonundan
parçaları kullanıyor.
Güney Afrika’dan aldığı ilhamla yola çıkan Boyes’in
ürünleri artık Türkiye’de
de satılıyor. Beymen
mağazalarına uğramanız
yeterli.
8 - Buluşma 2013
Türkiye’nin tasarım müzesi
1850’lerden günümüze gelişen tasarım ürünlerini bir tık’la gezmek
ister misiniz? Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu Derneği,
Türkiye’de özgün ürün tasarımı konusunda geçmişten günümüze
gerçekleşen üretim ve tasarım süreçlerinin kaydını tutmak, bir
tasarım belleği oluşturmak üzere Endüstriyel Tasarım Sanal
Müzesi kurdu. Türkiye’deki ilk ve tek sanal müze olma özelliğini
taşıyan ETSM dinamik bir yapı kazanabilmek için de dönemsel
sergiler düzenliyor. 1998 yapımı tüplü televizyonlardan, LCD
ekranlara kadar geniş bir içeriğe sahip olan müzeyi www.etsm.
org.tr adresinden gezebilirsiniz.
Flatform
Üzeri babet, altı platform topuklu bu ayakkabı modeline moda
dünyası “flatform” adını taktı. Çok zarif görünmüyorlar aslında
ama önümüzdeki günlerden itibaren sıkça göreceğiz bu
flatformları. Çünkü Chanel, Michael Kors, Prada, Derek Lam ve
diğerleri… Pek çok marka bahar koleksiyonlarında flatform’lara
yer verdi. Gerçi burada Ugg örneğini unutmamak lazım. İlk
başta “kaba” diye karşı çıktığımız kar botlarını neredeyse
giymeyen kalmamıştı. Hatta işi abarttık, yazın sıcağında bile
giyenlere rastladık. Bakalım flatform’un moda camiasındaki
akıbeti ne olacak.
B
En tatlı resimler
aşyapıt resimlerin bugüne kadar balondan bile yapıldığını
gördük. Ama Kristen Cumings’in yarattığı eserler bir
hayli ilginç. Boya, fırça her şeyi atmış ve on binlerce şekerle
çalışmış. Yaklaşık 60 saatte tamamlanan ve toplamda 12 bin
şekerle ortaya çıkan resimler gerçekten de iştah kabartan
cinsten. Acaba sanatçı, bu eserleri oluştururken şekerlerin
kaç tanesini mideye indirdi, o da ayrı bir konu…
Hayatımızı
kolaylaştıran
icatlar
Panasonic’in Uluslararası Evde Bakım
ve Rehabilitasyon Fuarı’nda sergilediği
son icadı “yok artık” dedirtecek cinsten.
Saç yıkayan ve masaj yapan bir robot
tasarlamış. Koltuğa uzanıyorsunuz ve
kafanızı yıkama setinin olduğu kısma
yerleştiriyorsunuz. Robot, önce üç boyutlu
olarak kafatası ölçünüzü alıyor. Ardından
16 parmakla şampuanı kafaya eşit olarak
dağıtıyor, aynı zamanda da masaj yapıyor.
Sonrasında da saçı duruluyor. Kafatasının
ölçüsünü almasının nedeni ise basınç
seviyesini ayarlamak için.
Modüler ve kreatif
Torinolu tasarım stüdyosu Adriano Design ve La Castellamonte ortaklığıyla
üretilen Keramos marka dolaplar ev ve ofislerinize renk ve eğlence katmak
isteyenlere göre. Cilalanmış seramik ve ahşap malzemeden üretilen bu
modüler dolaplar, ahşap ayaklarının üstünde ister yatay ister dikey olarak
yerleştirilebiliyor. Farklı renk ve kombinasyonlardaki bu dolaplardan sadece 99
adet üretilmiş. Her biri imzalı ve sertifikalı sunuluyor. (coprodotto.it)
Buluşma 2013 - 9
BİREYSEL
EMEKLİLİK
SİSTEMİ
AllIanz
BES Plus
İLE DAHA
FAZLASI
Bu plan kapsamında; ¬ İşsizlik, tehlikeli
hastalıklar vb.riskler ile
karşılaşılması halinde
verilen Katkı Payı Ödeme
Güvencesi,
¬ Allianz’ın anlaşmalı
olduğu sağlık
kurumlarında %20’ye
varan indirim seçenekleri,
¬ Ambulans gönderimi,
tıbbi danışma hizmeti
ve evde bakım hizmeti
gibi Medikal Asistans
Hizmetleri’nden
yararlanabilirsiniz.
%25’i devlet katkısı olarak hesaplanmakta.
Bu kapsamdaki yeni yasal düzenlemeler sayesinde Bireysel
Emeklilik Sistemi, devlet tarafından doğrudan teşvik edilen ve
tüm katılımcıların bu teşvikten daha etkin faydalanacağı bir yapıya kavuştu.
MİNUMUM KATKI PAYI TUTARINIZ
ARTIK 100 TL OLDU
Bu düzenlemeler paralelinde 2013 yılına ilişkin minimum katkı
payınız 100 TL oldu. Her sözleşme yılı başlangıcında minimum
katkı payınız TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) oranına bağlı olarak
güncellenecek. Önerimiz, devlet katkısından en iyi şekilde faydalanabilmeniz için katkı paylarınızı düzenleyerek, geleceğinize
yapacağınız bu yatırımlar ile huzurlu bir emeklilik geçirmeniz.
YÖNETİM GİDER KESİNTİSİNDE
AVANTAJLI ORANLAR
Yeni yapıda, yönetim gider kesintisi ödediğiniz tutara bağlı olarak gerçekleştirilmekte. Örneğin sistemde tek seferde 5.000
TL ödemeniz halinde bu tutar 4.000 TL’nin üzerinde olduğu için
herhangi bir kesinti gerçekleştirilmeyecek. Sisteme gerçekleştirdiğiniz ödeme bazında kesinti gerçekleştirilmekte.
Yatırılan Tutar
Alt Lİmİt (TL)*
0
400
4.000
Yatırılan Tutar
Üst Lİmİt (TL)*
399,99
3.999,99
-
Yönetİm Gİder
Kesİntİsİ Oranı
%2
%1
Alınmayacaktır.
*Plana dahil olunması için ödenen minimum katkı payının katı olarak belirlenen alt
ve üst limit her sözleşme yılınızda minimum katkı payınızla beraber güncellenecek.
Sözleşmeniz için geçerli olan giriş aidatı şartları ve tutarı geçerliliğini korumakta.
BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ
Hakkında bilmeniz
gereken her şey
T
TASARRUFLARINIZDA %25 DEVLET KATKISI
01 Ocak 2013 tarihinden itibaren, ödenen her katkı payının
%25’ine karşılık gelen tutar, Devlet Katkısı olarak bireysel
emeklilik hesaplarına yatırılmaya başlandı. Vergi matrahından
indirilebilen mevcut vergi teşviki uygulaması 31 Aralık 2012 tarihinde son bulmuştu. Katılımcı adına ödenen katkı payının ilgili yıla
ilişkin brüt asgari ücret tutarının toplamı ile sınırlı olmak kaydıyla,
Emeklİlİk Yatırım Fonları
KATKI PAYI ÖDEMEYE ARA VERME
Yeni yasal düzenlemeler ile birlikte vadesinde ödenmeyen katkı payının ödeme tarihini takip eden üç ay içinde, herhangi bir
ödeme yapılmaması durumunda, ilgili sözleşmede ödemeye ara
verildiği kabul edilecek olup, ödeme gerçekleştirilmeyen her tam
ay için 2 TL’lik kesinti gerçekleştirilecek. Bu sebeple siz değerli
katılımcılarımızın Bireysel Emeklilik Sözleşmelerine düzenli ödemeler gerçekleştirmesini öneririz.
FON İŞLETİM GİDER KESİNTİSİNDE
ORANLAR DEĞİŞTİ
Bu kesinti dışında da daha önce tanımlanmakta olan Fon İşletim Gider Kesintisi yerine Azami Yıllık Fon Toplam Gider Kesintisi Oranı* belirlenmiş olup fondan yapılan kesintiler aşağıda
belirtilmiştir.
Azamİ Yıllık Fon Toplam
Gİder Kesİntİsİ Oranı
Para Piyasası Likit Kamu Emeklilik Yatırım Fonu
Gelir Amaçlı Kamu Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu
Gelir Amaçlı Kamu Dış Borç.Araçları (EURO) Emeklilik Yatırım Fonu
Gelir Amaçlı Kamu Dış Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu
Büyüme Amaçlı Esnek Emeklilik Yatırım Fonu
Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu
Gelir Amaçlı Uluslararası Esnek Emeklilik Yatırım Fonu
%1,09
%1,91
%1,91
%1,91
%2,28
%2,28
%2,28
* Fon toplam gider kesintisi azami oranlarında değişen koşullara göre Müsteşarlıkça yapılabilecek değişiklik, belirlenen değişiklik oranını aşmamak üzere emeklilik
sözleşmelerinde belirtilen kesinti oranlarına yansıtılabilecektir.
10 - Buluşma 2013
Buluşma 2013 - 11
SEYAHAT
ROTAM
Moskova
Vizesiz
VİZELERİN KALKMASIYLA SOLUĞU RUSYA’DA
ALMADAN BU REHBERİ OKUYUN. RUSYA’DA
YAŞAYAN TÜRKLER ANLATIYOR
xxx - 2012
>> Rusya’ya
vizenin
kalkması
ülkenin
başkenti
Moskova’ya
olan ilginin
artmasına
neden oldu.
>> Peki
Rus halkı
ne yer, ne
içer, neye
sinirlenir,
nelerden
hoşlanır,
nasıl
yaşar?
>> Şehri bir
turist gibi
gezmek
yerine,
onlardan
biri gibi
yaşamak
için dikkat
etmeniz
gerekenler
bu yazıda.
2012 xxx
Aziz Vasili Katedrali’nin önündeki,
Minin ve Pojarski’nin bronz heykeli.
Bu iki tüccar, 1612 yılında Polonya
işgalindeki Rusya bağımsızlığını ve
özgürlüğünü kaybetmek üzereyken
isyancılara karşı mücadelede
liderlik yapmış...
M
Moskova’ya ayak bastığınızda ilk sınavı trafikte veriyorsunuz.
Üstelik hayli zorlu bir sınav bu. Hava limanından merkeze gitmek için boşuna taksi aramayın, bulamazsınız. Önünüze çıkan
herhangi bir araca elinizle işaret ettiğinizde hemen duracaktır. Sizi istediğiniz yere pazarlıkla götürecek, hazırlıklı olun.
Moskova’da en kısa mesafe beş dolar, hava alanından merkez ise 50 dolar, daha fazlasına razı olmayın… Trafik genellikle
çok yoğun, hem de yollar gidiş dönüş sekizer şerit olmasına
rağmen. Saatlerce aynı noktada beklediğiniz için siz sinir krizi geçirirken şoförünüz ise son derece sakin görünecektir,
çünkü halk SSCB döneminden kalma bir disiplin ile her türlü
kuyrukta beklemeye alışkın. Ancak trafikte arıza çıkaranlar da
var. Azeriler, Ermeniler ve Çeçenler beklemeyi pek sevmiyor…
Burada kornaya basmak da büyük bir küfür olarak kabul ediliyor. Trafiğe alkollü çıkmak ise neredeyse imkansız. Trafikte
alkol limiti 0. Rusların ekmek mayasından yapılma Kvas isimli
yerel bir içecekleri var, yüzde bir alkol içeriyor, ama trafiğe çıkarken Kvas bile içmemeniz gerekiyor. Bu şehirde gençlerin
en çok rağbet gösterdiği mesleklerden biri trafik polisliği, çünkü çok kazandırıyor.
nen, devlet tarafından verilen ve birkaç ailenin bir
arada yaşadığı üç odalı daireler bulunuyor.
Moskova’da içki kültürü hayatın tam içine yerleşmiş durumda. Hatta sabah elinde birayla metroya
binen iş kadınları görmek çok doğal. Metrolarda yaşlılar genellikle gençleri eleştirip duruyor.
Komünist rejime alışkın yaşlıların yaşam tarzları
gençlerinkinden oldukça farklı. Gençler kazandığı parayı gece kulüplerinde eğlenerek harcıyor.
Yaşlılar ise sanata ve eğitime, kitap okumaya
düşkün. Ama onlar da dansa meraklı. Bahar aylarında devlet radyosu parklara müzik yayını yapıyor, yaşlı emekliler de birbirlerine sarılarak dans
ediyorlar.
Dünyanın en
büyük ikinci
metrosu
Moskova’da.
Kievskaya,
Komsomolskaya,
Bibleoteka ve
Arbatskaya
durakları, sanat
galerilerini
kıskandıracak
resimlerle süslü.
GÜÇLÜ KADIN FİGÜRÜ
Rusya’da kadın her alanda çalışıyor. Tramvay ve
metro şoförleri, inşaat işçileri, boyacılar hep kadın. Her türlü ağır sanayi işini de kadınlar yapıyor.
2. Dünya Savaşı’ndan sonra erkek nüfusunun
azalması yüzünden tüm hayat yükü kadınların sırtına binmiş. Gençler, çok küçük yaşlarda evleniyorlar, ancak bu evlilikler birkaç yıl sonra genelde
erkeğin başka bir kadının peşine düşüp evi terk
etmesiyle sonuçlanıyor. Rusya bu sebeple genç,
yalnız annelerle dolu.
Moskova’da her caddede bir gece kulübü bulunuyor, zira genç Ruslar eğlenceye çok düşkün.
Yanlarında eşleri ya da sevgilileri bile olsa başkalarıyla dans edebiliyorlar. Yabancılarla tanışıp
konuşmak onlar için gayet normal. Ama bu, Türk
Moskova Tarih Müzesi
Evler çok pahalı
Şehre gelmeden otelinizi ayarlayın. Zira en ucuz otel odasının
günlüğü 150 dolar. Burada aslında hemen her şey çok pahalı.
İstanbul’da bin liralık bir ev, burada 1500 dolar… Dünyadaki en
pahalı emlak piyasalarından birine sahip Moskova. Evler de ya
tek ya da iki odalı. Çoğu da Stalin döneminden kalma, “herkese bir ev” mantığıyla yapılmış 50 - 60 metrekarelik evler.
Hemen her ailede böyle bir evin tapusu var. Gençler evlendiklerinde ayrı kiraya çıkacak paraları olmadığı için yine aileleriyle
aynı evde yaşamaya devam ediyorlar.
Evden ayrılmayı tercih edenler de babuşka denen, yaşlı Rus
kadınların evinde kiralık bir oda tutuyor. Bir de komünalka de-
14 - Buluşma 2013
2012 xxx
Moskova Nehri üzerinde bir
gece turu, şehre gelenlerin
mutlaka yapması gerekenler
listesinin ilk sıralarında...
erkeğinin Moskova kulüplerine akıp cüretkar
teklifler yapabileceği, Rus kadınlarına iltifatlar
yağdırabileceği anlamına gelmiyor.
Bir de oligarklar var. SSCB dağıldıktan sonra 90’ların başındaki özelleştirmeler sırasında
kurnaz davranarak zengin olmuş sonradan
görmelere oligark deniyor. Onlar daha çok
Batılı şarkıcı ve dansçıları getirttikleri özel
partilerde eğleniyorlar. Eğlence anlayışları da
Arap şeyhleriyle Amerikalı rap yıldızı arasında
bir yerlerde. Hummer cipler, lüks spor otomobiller ve limuzinlerle gezip 2 bin metrekarelik
evler yaptırıyorlar. Erkeklerin evlense bile birçok sevgilileri oluyor. Oligarklar, Lubyankaokothny/ Ryad/ Teatralnaya üçgenindeki kulüplerde eğleniyorlar.
Ruslar’ın bir eğlencesi de kumar oynamak.
Ancak iki yıl önce bütün kumarhaneler kapatılmış. Şu an illegal olarak internet kafelerde
kumar oynatılıyor. Bir başka keyifleri ise saunalar. Bir de herkesin dinlenme evi yani bir
dacha’sı var şehir dışında. Bu evlerde mangal
yapıp ailecek yiyip içiyorlar hafta sonlarında.
Moskova’da her 100 metrede bir eczaneye
rastlayabilirsiniz. Eczanelerde genellikle kuyruk oluyor. Çünkü Ruslar vitamin haplarıyla
yaşıyor. Nedeni de havanın soğuk, sebze
meyvenin az ve pahalı olması.
Krebe doyacaksınız
Rusların vazgeçilmez yiyeceği krep. Hatta
gece kulüpten çıktıktan sonra biz nasıl işkembe çorbası içiyorsak onlar da krep yiyorlar.
Moskova’da her köşe başında bir krepçi, bir
McDonald’s, bir Burger King var. Restoranlar
16 - Buluşma 2013
BUNLARI BİLİN
>> Rusya’da sokağa
çıkarken pasaportunuzu
yanınıza almayı unutmayın,
aksi takdirde başınıza büyük
dert açarsınız; polis sizi
derhâl merkeze götürür.
>> Derdinizi İngilizce
anlatmaya çalışarak
kendinizi boşuna
yormayın, kimse bu dili
bilmiyor. Zaten şehirdeki
Azeriler, Özbekler,
Tacikler, Ahıska
Türkleri, Gürcüler ve
Ermenilerin bir bölümü
gayet iyi Türkçe
konuşuyor.
>> Sarı taksi sayısı yok
denecek kadar az ve çok
pahalı.
>> Kapkaça karşı
çantanıza, cüzdanınıza
dikkat edin.
>> Bir Rus’a asla “kazyol”
(keçi) demeyin, büyük
hakaret. Söylenmeyecek
diğer iki sözcük de
“manyak” ve “durak”.
Manyak bildiğiniz anlamda.
Durak da deli demek.
da var ama çok pahalı; akşam yemeği 2 bin
- 3 bin ruble. İçki de içerseniz hesap 50 bin
rubleyi bulabilir. Rusların, çeşitli soslarla hazırlanmış balıkları meşhur. Bahşiş şart değil, ama
genelde hesabın yüzde 10-15’i kadar vermek
gerekiyor. Size bir de güzel bir et lokantası
önerelim: El Gaucho!.
Gezilecek yerler
Truva hazinesinin sergilendiği Puşkin Müzesi,
Tretyakov Galerisi, Kremlin Sarayı ve onünde yer
alan ünlü Kızıl Meydan görülmeye değer yerlerin
başında geliyor. Yine buradaki Lenin Mozolesi
ve St. Basil Kilisesi... Yakınlarındaki Bolşoy
Tiyatrosu, Yeni Kızlar Manastırı’ndaki Nazım
Hikmet’in mezarı, Moskova’yı kuşbakışı seyreden
Lenin tepeleri, Ostankino Kulesi, Tverskaya
Caddesi, Arbat Sokağı, İzmailov Pazarı mutlaka
ziyaret edilmeli.
Ulaşım
Sheremeteyo Havaalanı Moskova’ya 30 km
uzaklıktadır. Moskova’nın merkezini yürüyerek
keşfetmeniz mümkün; buna rağmen taksi ile
seyahat etmeniz kısa sürede çok daha fazla
yeri görebilmeniz açısından daha iyi olacaktır.
Taksilerde pazarlık edebilirsiniz. Dünyanın
en etkileyici metrolarından biri olan Moskova
metrosuyla seyahat etmenizi tavsiye ederiz.
Burada kendinizi bir sarayda yürüyor gibi
hissedeceksiniz.
MOSKOVA’NIN
EN POPÜLER
KULÜPLERİ
1.RAY
2.BARKAD
3.KANSEPT
4.B1 VE B2
5.CESHTIR
6.OSCAR
7.PAPARAZZI
8.PAPA JOHNS
9.CARDAK
10.FANKI MAMA
(Standart gece kulüplerinde
bira 80 ruble ile 300 ruble
arası değişiyor. Viski
açtırmak 10 bin ruble)
Buluşma 2013 - 17
sağlık soruları
HER TÜRLÜ SORUNUZA KONUNUN UZMANINDAN CEVAPLAR
Ağrılar neden
günün geç
saatlerinde
ortaya çıkar?
G
Günün akşam saatlerine doğru vücudumuzdaki ağrıların artmaya başladığını görürüz. Bunun nedenlerinin bir
kısmı psikolojik, bir kısmı ise pozisyonel. İstanbul Ağrı
Merkezi’nden Uzman Doktor Rabia Sarı konuyla ilgili
şu yorumu yapıyor: “Bu ağrıların oluşumunun psikolojik
ve pozisyonel nedenleri vardır. Mesela bel ağrısı uzun
süre yattığımız için oluşuyor, baş ağrısı ise meşguliyet
olmadığı zamanlarda artıyor ki, buna ısı, ışık gibi etkenler de dâhil. Tabii havanın durumu, nem gibi detaylar ön
planda. Bel ağrısı uzun süre yatmaktan, hareketsizlikten meydana gelebiliyor.”
18 - Buluşma 2013
Çocuğuma bol meyve suyu
içirmemin zararı var mı?
Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve
Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, günlük meyve
tüketimi ihtiyacının meyve sularından sağlanabileceğini ve
hastalıklara karşı direnç sağladığını belirtiyor ve ekliyor: “Meyve
sularının tüketimi, büyüme ve gelişme, hücre yenilenmesi,
doku onarımı, deri ve göz sağlığı, diş ve diş eti sağlığı, kan
yapımı ve hastalıklara karşı direncin oluşumunda
etkili, özellikle meyve sularının içerdikleri
antioksidan vitaminler ve flavanoidlerle
bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
Özellikle okul ortamında
birçok mikropla tanışan
çocuklar meyve suyu
tüketimi ile hastalıklara
karşı daha dirençli hâle
gelebiliyor. 10-12 saatlik
açlık sonrasında kahvaltıda
süt, meyve veya meyve
suyu tüketiminin çocukların
güne yeterli ve dengeli bir öğünle,
canlı başlamalarını sağlıyor.”
Çocuklar doğduklarında
hemen yıkanmalılar mı?
E
bru Şallı’nın ikinci bebeğini dünyaya getirmesiyle birlikte
“verniks” maddesi gündeme geldi. Çünkü kendisi doğum
yaptıktan sonra, bebeğinin üzerindeki maddenin yararlı
olduğu söylenmiş ve yıkanmadan sadece silinmişti. Maslak
Acıbadem Hastanesi’nden Dr. Gülnihal Şarman şu açıklamayı
yapıyor: “Verniks denilen yağlı tabaka bebeklerin cildinde daha
anne karnında iken son üç ayda oluşan bir koruyucu maddedir.
Krem gibi beyaz renkte ve yoğun kıvamdadır. Zamanından biraz
erken doğan bebeklerde bu tabakanın daha yoğun olduğunu
gözlemliyoruz. Zamanını doldurup geç doğan bebeklerde ise
verniks tabakası kaybolur. Hatta bebek doğar doğmaz bu tabakaya
bakarak bebeğin zamanını aşmış bir bebek olup olmadığına karar
verebiliriz. Bebeklerin ciltlerindeki yağ hücreleri anneden geçen
hormonlarla uyarılıp yağ salgısını artırıyor. Yağ salgısı ciltten
dökülen hücrelerle birleşerek verniks tabakasını oluşturuyor.
Verniks tabakasının tam olarak neden var olduğu bilinmiyordu.
İçindeki maddeler detaylı araştırmalara tabi tutuldu. Verniksin
içinde doğal bağışıklığı destekleyen 40-50 değişik protein
yapısında madde saptandı. Bunların yarısının da tamamen vernikse
özel proteinler olduğu belirlendi. Hatta direkt olarak mikropları yok
edici etkileri de bulundu. Verniks yeni doğan bebeklerin cildinde
doğum sırasında bulunuyor. Zamanında doğan bebeklerin cildi
yoğun verniks tabakası ile kaplıdır. Bebek dünyaya kendi özel
kremini sürmüş olarak gelir. Yıkandığı zaman bu tabakanın büyük
bir kısmı hatta tamamı silinip gidiyor. Yıkanmayan bebeklerde
verniksin bir-iki gün içinde cilde tamamen emildiğini görüyoruz.
Bebeklerin doğumdan sonraki ilk altı saatte yıkanmamaları Dünya
Sağlık Örgütü tarafından önerilmekte.”
Fazla diş
macunu diş
minelerini
çizer mi?
D
iş Hekimi Protez
Uzmanı Çağdaş
Kışlaoğlu, ağız ve diş bakımında doğru
bildiğimiz yanlışlar ya da yanlış bildiğimiz doğruları
şöyle sıralıyor: “Dişleri iyi fırçalamak, fırçanın
sertliğiyle değil, fırçalama tekniğiyle ilgilidir. Genellikle
orta sertlikte diş fırçaların kullanılması uygundur.
Diş beyazlaştırıcı olarak piyasada satılan macunlar
aslında dişleri beyazlatmaz. Karbonat ve tuz, iri
granüllü maddeler olduğu için dişin mine tabakalarını
çizer ve aşındırır. Bunun sonucunda dişler parlaklığını
kaybeder ve yiyip içtiğimiz besinlerle, dişler daha
kısa zamanda doğal rengini kaybeder. Dişlerin mine
tabakasının çizilmesi; macunun fazla kullanılmasıyla
ilgili değil, kullanılan macunun granüllerinin büyük
olmasıyla ilgilidir. O yüzden granülleri büyük olan
macunların uzun süreli kullanımından kaçınılmalı.
Fırçanın üzerine konulan macunun miktarı ise
“mercimek tanesi” büyüklüğünde olmalı. Diş fırçası,
fırçalamaya başlamadan önce ıslatılmamalıdır.
Çünkü fırça kılları ıslatılınca, sertliğini kaybeder.
Diş fırçalarken görülen kanamalar, diş eti iltihabının
belirtilerinden biridir. Vakit geçirmeden bir diş
hekimine başvurmak gerekir.”
Boğaz ağrısına
dondurmanın iyi
geldiği doğru mu?
P
rof. Dr. Tark Şapçı boğaz
enfeksiyonlarıyla ilgili halk
arasında doğru bilinen yanlışları
açıklıyor: “Her üst solunum yolu
enfeksiyonunda boğaz ağrısı görülmez,
enfeksiyon farenks (ağız boşluğunun
arka duvarı) ya da bademcik bölgesini
tutarsa ya da bu bölgede aftöz lezyonlar
olursa mutlaka boğaz ağrısı olur. Boğaz
ağrısında sıcak içecekler yerine ılık
içecekler tüketmek gereklidir. Eğer ateş, kırgınlık,
yutma güçlüğü gibi bulgular varsa enfeksiyondan
şüphelenilmeli ve mutlak doktora gidilmelidir. Ancak
tahrişe bağlı boğaz ağrısı varsa bol sıvı alımı ve
etken madde içeren pastil kullanımı etkilidir. Boğaz
ağrıdığında dondurmanın yeri yoktur, sadece bademcik
ameliyatı sonrası soğuğun ağrı kesici özelliği ve
dondurmanın besleyici özelliğinden ötürü dondurmayı
tavsiye ediyoruz.
2012 xxx
xxxxxxx
SAĞLIK
Üzerinizde genel bir mutsuzluk hali var
ve bir türlü atamıyorsanız; hatta sabah
uyandığınızda kolunuzu bile kaldıracak
güç bulamıyorsanız depresyon
sizi gizli gizli ele geçiriyor olabilir.
Endişelenmeyin, çaresi var…
I
Mevsimsel ya da değil; her
türlü depresyonda büyük
oranda etkili olan şey hormonların işleyişindeki bozukluklar. Beyinde bulunan
ve melatonin hormonu üretmekle görevli olan epifiz
bezi, güneş ışığında daha az,
karanlık ortamlarda ise daha
fazla üretim yapar.
Bu hormon, uykulu ve sakin ruh hali yaratan, insanın
fiziksel hareketlerini yavaşlatan doğal bir sakinleştirici
özelliğe sahiptir. Dolayısıyla
günlerin kısalması ve güneş
ışığının azalmasıyla birlikte
melatonin salgısı ve dolayısıyla uyku hali artar. Bunun
haricinde serotonin hormonunun üretimindeki azlık da
enerjisi düşük bir ruh haline
yol açar.
1
Depresyonla
mücadele etmek
için bunları
dikkate alın
10 adımda
DEPRESYON
nasıl başlamadan biter?
20 - Buluşma 2013
Alkolle aranıza
mesafe koyun
Yapılan birçok bilimsel araştırmadan çıkan sonuca göre
uzun süreli alkol tüketiminin
depresyonu tetiklediği artık
çok net biliniyor. Alkol kullananlarda kullanmayanlara
nazaran iki kat fazla depresyon görülüyor. Diğer taraftan
depresyonun da kişiyi alkol
almaya ittiği aşikâr. Bu çift taraflı etkileşimin sonucunda ise
kişi fiziksel ve ruhsal bir çöküşe geçiyor. Dolayısıyla bu dönemde alkolden uzak durmak
mevsimin olumsuz etkilerini
azaltmakta geçerli yöntemlerden biri gibi görünüyor.
2
Şekeri dikkatli
tüketin
Canınızın her zamankinden
daha fazla tatlı ya da hamur
işi istemeye başlamış olabilir.
Yine de bu dönemde özel-
Dep
res
yonda
mısınız?
A
likle şeker tüketimine dikkat
etmenizde fayda var. Zira şekere ve beyaz unlu ürünlere
bağımlılık bir süre sonra çok
ciddi psikolojik sorunlara yol
açabiliyor.
3
Kış mevsimiyle
dost olun
Kabul etseniz de etmeseniz
de kış geldi. Ruhunuzu karartacağınıza mevsimin güzelliğini görmeye çalışın. Yazın
kavurucu sıcaklarından kurtulduğumuza göre artık uzun
yürüyüşlerin, sahilde serin
kahvaltıların tadını çıkarabilirsiniz.
4
Omega 3
depolayın
Vücut direncinizin düşüklüğü
moralinizi de etkilediğinden
biraz destek almakta yarar
var. Serotonin hormonuna
destekte bulunan Omega 3
depresyonu azaltmada oldukça etkili. Uskumru, alabalık, somon gibi balıklar haricinde semizotu, yeşil yapraklı
sebzeler, ceviz, fındık ve badem Omega 3 depolamak
için birebir.
5
Alternatif
TMS yöntemi
Uzun süren ve ilaçla tedavi
edilemeyen
depresyonlar
için son yıllarda TMS yöntemi kullanılıyor. Amerika ve
Avrupa’da oldukça yaygınlaşan bu yöntemde beyne
manyetik akımlar gönderilerek depresyon izleri silinmeye çalışılıyor. Yan etkileri
açısından zararsız bir yöntem
olan TMS, hastanelerin nöropsikiyatri bölümlerinde uygulanıyor.
6
Günde yarım
saat yürüyüş
Metabolizmanızı
hızlandırmak, nefes alış verişinizi
düzenlemek, uyuşukluk ha-
linden çıkmak istiyorsanız
günde en az yarım saat yürüyüş yapmak bile yeterli olacaktır.
7
Sosyalleşmek
en büyük ilaç
Yazın sokakta adım atacak
yer bulamazsınız, kışın ise
evden çıkan birini. Oysa psikologlar sosyal çevrelerinden
ve günlük aktivitelerinden
uzaklaşanların depresyona
daha kolay girdiklerini söylüyor.
8
10 dakika
ışık terapisi
Güneş ışığından uzak kalarak
enerjisini kaybedenler için
fototerapi uygulayan birçok
hastane bulunuyor. Genelde
sedef hastalığı, egzamalar,
güneş alerjisi gibi cilt hastalıklarında kullanıldığı düşünülen bu yöntem uzman doktor
kontrolünde günde 10 dakika
kadar uygulandığında oldukça etkili oluyor.
9
Profesyonel
destek alın
Mevsimsel depresyon kişinin
yaşam alanlarını bozabildiği
için profesyonel yardım gerekebilir. İlaç tedavisi ve psikoterapinin birlikte uygulanması
halinde, hastaların bilişsel
çarpıtmalarının yanı sıra davranışlarının değiştirilmesinde
de etkili olabilir. Önemli bir
nokta: Depresyonun tekrarlama riski çok yüksektir. Bu
nedenle tedavinin düzenli
olarak devam etmesi gerekir.
>> Allianz Dinamik
Sağlık Sigortası, sizin ve
sevdiklerinizin beklenmedik
sağlık giderlerini bütçenize
uygun ve ekonomik fiyatlar
ile güvence altına alıyor.
Poliçeye giriş yaşı 6 ile
44 arasında olan ve geniş
sigortalılık süresine sahip
bu ürüne 45 yaşından
önce sahip olarak, siz
de sağlığınızı ömür boyu
teminat altına alabilirsiniz.
>> Dinamik Sağlık
Sigortası, anlaşmalı
kurumlarında, hastanede
yatarak tedavi gerektiren
sağlık giderlerini,
limitsiz ve %100
ödemeli olarak karşılar.
Üstelik Kemoterapi Radyoterapi - Dializ
ve Küçük Cerrahi
giderleriniz de dahil...
Başvurduktan 18
ay sonra başlayan
hamileliklerde, doğum
giderlerinizi limitsiz ve
%100 ödemeli olarak
karşılar.
>> Üstelik aile poliçesi
yaptırmak isteyen
sigortalılarımız % 10’a varan
indirimlerden yararlanabilir.
Allianz Acenteleri / 444 45 46
10
Sabah sekizden geç
kalkmayın
“Uyku uykunun mayasıdır”
sözünü unutmadan çok uyuyarak dinleneceğinizi düşünmeyin. Aksine vücudunuz bu
enerjisi düşük hale alışacaktır.
Zor da olsa saatinizi kurun ve
08:00’den geç kalkmayın.
şağıdakilerden en az 3’ünü 15 günden uzun bir
süredir hissediyorsanız, depresyonla yüzleşmenin
vakti gelmiş demektir.
>> Uyku düzensizliği – uykusuzluk / çok uyuma
>> Konsantrasyon bozukluğu
>> Cinsel isteksizlik
>> Hiçbir şeyden zevk almama, isteksizlik
ÇOK UYGUN
FİYATLA
Allianz dinamik
sağlık sigortası
>> Enerji kaybı, yorgunluk
>> İştah azalması ve artması
>> Ümitsizlik
>> Kendini değersiz hissetme
>> Suçluluk duygusu
>> İştah azalması ve artması
>> Sinirlilik, karamsarlık
LEZZET
açeaçeaç
eaçeaç
eaçaüçzöaüzaözü
Karatay
Mutfağı’ndan
yemek
tarifleri
Bilinen tüm diyet kurallarını altüst eden Prof. Dr. Canan
Karatay’ın “Karatay Mutfağı” adlı kitabından,
kilo almadan sağlıklı beslenmek isteyenler için seçtiğimiz
yemek tariflerini yayınlıyoruz…
amkakc>=
eaçeşjayçje
jeaçeaçö
öç öüç öaüzöaüz
öü zöaü zöaü
ZEYTİN PİYAZI
Dört mevsim yapılabilir.
MalzemeLER
• 250 gr yeşil zeytin
(çizik veya kırma)
• 100 gr ceviz içi
(havanda ince ezilmiş)
• 5-6 dal yeşil soğan
• Yarım demet maydanoz
• Yarım çay bardağı
sızma zeytinyağı
• 1 limonun suyu
• Kristal kayatuzu,
pul biber
22 - Buluşma 2013
HazırlaNIŞI
• Çekirdeğini çıkardığınız zeytinleri küçük küp şeklinde
doğrayın. Soğanları temizleyip ince ince doğrayın.
Maydanozları da yıkayıp ince ince doğrayın.
• Doğradığınız malzemeleri salata servis tabağına alın.
Üzerine ince ezilmiş ceviz içi, tuz, pul biber, limon suyu
ve zeytinyağını ekleyip karıştırın ve servis edin.
Not:
• Arzu ederseniz az miktarda ‘saf nar ekşisi’ de
ilave edebilirsiniz. Ancak eğer hazır nar ekşisi alıp
kullanıyorsanız piyasada yaygın olarak bulunan ‘nar
sosu’ veya ‘nar ekşili sos’ diye adlandırılan katkı
maddeleri ile üretilmiş ‘yapay nar ekşilerinden’
kesinlikle kullanmayın!
Buluşma 2013 - 23
PEYNİRLİ YAZ
TÜRLÜSÜ
YUMURTALI KURU FASULYE PİYAZI
Yaz ve sonbaharda yapılabilir.
Yaz ve sonbaharda yapılabilir.
MalzemeLER
• 1 su bardağı kuru fasulye
• 1 adet kuru soğan (mor
soğan)
• Yarım demet maydanoz
• 5-6 dal taze fesleğen
• 1 adet kırmızıbiber
• 1 adet yeşilbiber
• 1 adet domates
• 1 adet marul
• 10-15 adet zeytin (siyah veya
yeşil)
• 3 adet yumurta (kayısı
kıvamında haşlanmış)
• 1 yemek kaşığı hardal
• 1 limonun suyu
• Yarım çay bardağı sızma
zeytinyağı
• Kristal kayatuzu, karabiber,
pul biber (ağız tadına göre)
HazırlaNIŞI
1. Fasulyeleri bir gece önceden yıkayın ve tencereye
koyup, üzerini örtecek miktarda sıcak su ile ıslatın. Ertesi
sabah tekrar fasulyelerin üzerini örtecek miktarda su
ilave ederek, kısık ateşte pişirin (suyunu iyice çekip,
yumuşayana kadar).
2. Ayrı bir kapta yumurtaları kayısı kıvamında haşlayın ve
sudan çıkarıp soğumaya bırakın.
3. Fasulye pişerken tüm sebzeleri güzelce yıkayın. Soğanı
soyup piyazlık şekilde doğrayın. Domatesi soyup küp
şeklinde doğrayın. Biberleri jülyen şeklinde (kibrit çöpü
24 - Buluşma 2013
MalzemeLER
• 2 adet patlıcan
• 2 adet sakız kabağı
• 5-6 adet sivribiber
• 3 adet domates
• 2 adet kuru soğan
• 1 baş sarımsak
• 1 çay bardağı zeytinyağı
• 100 gr beyaz peynir
• Yarım demet maydanoz
biçiminde) doğrayın. Maydanoz ve fesleğeni ince doğrayın.
Marulu yaprak yaprak ayırın.
4. Pişmiş fasulyeleri geniş bir salata kâsesine koyun.
Doğradığınız bütün malzemeleri ve zeytinleri üzerine ilave
edin, hepsini birlikte harmanlayın.
5. Ayrı bir kâsede hardal, limon suyu, zeytinyağı,
karabiber, tuz ve pul biberi karıştırıp sosu hazırlayın ve
piyazın üzerine döküp karıştırın.
6. Yumurtaları dilimleyin. Marul yapraklarını servis
tabaklarına yerleştirip, içine hazırladığınız piyazı koyun,
yumurta dilimlerini üzerine yerleştirip servis edin.
HazırlaNIŞI
1. Patlıcanları yıkayıp alacalı
soyun, küp şeklinde doğrayın ve
kararmaması için tuzlu suya atın
(1 tatlı kaşığı tuz +1 kg su).
2. Kabakları yıkayıp dış kısmını
kazıyın ve onları da küp şeklinde
doğrayın.
3. Soğan, sarımsak ve domatesi
soyun. Soğan ve domatesi
küçük küp şeklinde doğrayın,
sarımsakları bütün bırakın.
Biberleri de yıkayıp, halka
şeklinde ince doğrayın.
4. Derin bir tencerenin dibine
ayıklanmış doğranmış soğanları
döşeyin. Üzerine doğranmış
biberler ve sarımsak dişlerini
yerleştirin.
5. Biber ve sarımsakların
üzerine sırasıyla ayıklanmış
kabakları, domatesleri ve
patlıcanları döşeyin. Böylece
tencerede sebze katları
oluşturun.
6. En son üzerine zeytinyağını
gezdirin. Tencereyi kapağı
kapalı olarak kısık ateşe
oturtun. İlk beş dakika içinde
ara sıra tencereyi saplarından
tutarak sallayın. Daha sonra hiç
karıştırmadan pişirin.
7. Bu arada beyaz peyniri
küçük küp şeklinde doğrayın.
Maydanozu yıkayıp ince ince
doğrayın.
8. Sebzeler saldıkları suyu çekip
kolayca çatal batacak kadar
piştiğinde doğradığınız peynirleri
koyun ve ateşi söndürün,
tencereyi kapağı kapalı olarak
ılınmaya bırakın. Daha sonra
yaz türlüsünü üzerine maydanoz
serperek ılık servis edin.
Buluşma 2013 - 25
PASTIRMALI
YUMURTA
HURMALI DONDURMA
Yaz ve sonbaharda yapılabilir.
Dört mevsim yapılabilir.
MalzemeLER
• 5 su bardağı süt
• 5 tatlı kaşığı saf salep (katkısız)
• 8-10 adet hurma
MalzemeLER
• 4 adet yumurta
• 2 adet kuru soğan
• 2 adet domates
• 100 gr pastırma
• 1 çay bardağı su
• 1 yemek kaşığı üzüm
sirkesi
• 1 yemek kaşığı tereyağı
• Kristal kayatuzu,
karabiber
(ağız tadına göre)
HazırlaNIŞI
1. Soğanları soyun ve piyazlık
şekilde ince ince doğrayın.
Domatesleri de soyup, küp
şeklinde doğrayın.
2. Pastırma dilimlerini üç-dört
parçaya bölün (arzunuza göre
çemenleri ile birlikte veya
çemenlerini temizleyerek).
3. Genişçe bir tavaya
tereyağını koyun ve kısık
ateşte eritin, soğanları ve
pastırmaları koyup 2-3
dakika soteleyin. Üzerlerine
domatesleri ilave edip, hepsini
birlikte 1-2 dakika daha
soteleyin ve bir çay bardağı su
ile sirkeyi karıştırıp tavaya ilave
edin, tavanın kapağını kapatıp
kısık ateşte kaynamaya
bırakın. Kaynamaya başlayınca
3-5 dakika kadar pişirin.
4. Daha sonra tavadaki
malzemelerin üzerine tuz ve
karabiber serpip, ortalarına
dört tane küçük havuz açın.
Bu havuzcuklara yumurtaları
kırın ve tavanın kapağını
kapatıp 2-3 dakika daha
pişirin (yumurtaların akları
beyazlaşıncaya kadar) ve
tavayı ateşten alıp pastırmalı
yumurtaları servis edin.
Not: Bu tarifi arzu ederseniz
domates koymadan da
yapabilirsiniz.
Pastırma yerine ev sucuğu ile
de pişirebilirsiniz.
26 - Buluşma 2013
HazırlaNIŞI
1. Hurmaları yıkayın, dondurma yapımına
başlamadan 2-3 saat önce bir kâsede
üzerlerini örtecek miktarda ılık su ile
ıslatın.
2. Mandıradan ya da marketten aldığınız
çiftlik sütünü kaynatıp soğutun.
3. Salebi küçük bir kâseye koyun,
soğuttuğunuz sütten bir miktar üzerine
döküp, tahta bir kaşıkla karıştırarak salebi
pütürsüz bir kıvama getirin ve karıştırarak
tenceredeki süte katın. Ocağı orta ısıda
açıp, devamlı karıştırarak pişirin (süt katı
bir muhallebi kıvamı alıncaya kadar).
4. Süt iyice katılaşınca tencereyi
ateşten alın ve 5-10 dakika kadar sürekli
karıştırın.
5. Suda yumuşamış hurmaları
çekirdeklerinden ayırıp küçük küp
şeklinde doğrayın. Her kâseye iki adet
hurma düşecek şekilde, hurmaları
kâselerin içine koyun. Üzerine
hazırladığınız dondurmayı dökün,
soğutun, buzdolabında dinlendirin, servis
etmeden 3-4 saat önce buzluğa koyup
dondurun ve servis edin.
A
GÜÇ YANINIZDrta
sı
Optimum Sağlık Sigo
.
ı da Allianz güvencesindedir
sağlık giderlerinizin tamam
Mamografi; baylar için PSA
>> 40 yaş ve üzeri bayanlar için
ü
anz sigortalıları erken tanıyla köt
Tarama hizmetleri sayesinde Alli
.
iyor
ilem
üstelik hasarsızlığınızı da etk
sürprizlere meydan okuyor ve
e,
miz
eri
ekl
le hayata merhaba diyen beb
öder.
avi, >> Allianz poliçesiy
Ted
ik
güvencesi
e
Fiz
,
ilem
ilaç
yen
ar,
u
tuv
boy
ora
ür
Lab
alarından önce öm
bab
ve
e
ann
>> Üstelik Muayene, Röntgen,
Aşı
ı
Çağ
z.
teminatlar ve Çocukluk
“Ailemize hoş geldin” diyoru
İleri Tanı Yöntemleri gibi alt
ilecek olanağı sunarak
şab
olu
de
rin
ele
tan
has
e
46
rsit
Allianz Acenteleri / 444 45
harcamaları da dahil. Ünive
alı
erleriniz için Allianz, geniş Anlaşm
>> Ayakta ve Yatarak Tedavi gid
... Allianz, Anlaşmalı Sağlık
Sağlık Kurum ağıyla hizmetinizde
alarınızı takip eder ve sizin adınıza
Kurumları’mızdaki sağlık harcam
Buluşma 2013 - 27
KAÇAMAK
Amasya
Şehzadeler şehrİ
Osmanlı döneminde şehzadeler şehri olarak ünlenen,
Ferhat ile Şirin’in masallarına mesken olmuş, göz okşayan
konakları ve tarihi dokusuyla Amasya, Yeşilırmak’ın iki
yakasına kurulu bir açık hava müzesi.
Akşam saatlerinde güzel bir
ışıklandırmayla Hazeranlar Konağı
ve Kral Kaya Mezarları birlikte
muhteşem bir görüntü veriyorlar.
28 - Buluşma 2013
Buluşma 2013 - 29
A
Amasya girişinde ilk fark edilen şey, kentin sarp kayalıklarla
çevrili oluşu. İki dağ arasından geçen ve boz bulanık akan
Yeşilırmak Nehri’nin iki yakasına kurulu kent, 7500 yıllık bir
geçmişe sahip. Tarih boyunca önemli bir geçit noktası olmuş, çok çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış. Kentte tüm
bunların izlerini görmek mümkün. Kentteki köprülerin kalelerin ve kalıntıların bir kısmı, uzun bir süre egemenlik kurmuş
olan Roma ve Bizans uygarlıklarına ait. Amasya, Türklerin
Anadolu’ya hakim olmaya başladığı dönemden itibaren
stratejik bir öneme sahip olmuş. Özellikle Osmanlılarla
birlikte kentin misyonu daha da önemli bir hale gelmiş. Padişah adayı şehzadeler devlet idaresini öğrenebilmek için
buraya vali olarak gönderilmişler. Şehzadeler şehri olarak
bilinen Amasya, birçok padişah yetiştirmiş. Daha sonraları
Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç temelleri de Amasya’da atılmıştır.
Yeşilırmak’ın bir tarafında eski Amasya’yı diğer tarafında
yeni Amasya’yı görmek mümkün. Yeni şehir daha geniş
bir alana yayılırken eski şehir küçük bir alanda sıkışmış. Dolayısıyla Kral Kaya Mezarları, Hükümet daireleri, Saat Kulesi, belediye binaları ve eski evler gibi bir çok tarihi yapıyı
yürüyerek bile bir çırpıda gezmek mümkün olabiliyor. Açık
hava müzesi olan bu kenti, kuşbakışı izlemek için Kale’ye
çıkmanızı öneririz. Amasya Kalesi, Harşane Dağı’nın dik
kayalıkları üzerinde bulunuyor. Kaleden 70 metre aşağıda
Yeşilırmak’a ve Kral Kaya Mezarları’na kadar uzanan M.Ö.
3. yüzyıla ait merdivenli yer altı yolu, burç ve cami kalıntıları
var. Ferhat ile Şirin’in masallarına konu olan Ferhat Su Kanalı da Amasya’nın doğusunda yer alıyor. Yeşilırmak’ın kıyısına bakan cumbalı evler, Yalıboyu Evleri olarak da bilinir.
Evlerin en güzel panoraması ise Yeşilırmak vadisi üzerinde
yer alan Yalıboyu Caddesi’nde görülüyor. Amasya evlerinin
çoğu bitişik nizam yapılmış. Yan yana dizilen, sırt sırta vermiş bu evler daha çok bodrum üzeri tek ya da iki katlı. Üst
katlar, üç tarafı pencereli ve çıkma tarzı cumbalara sahip.
Haremlik ve selamlık tarzda yapılmış örneklerde bahçe ortada kalmakta ve konutlar dışa kapalı bir görünüm almakta.
Yeşilırmak’ın diğer kıyısı bir zamanlar Amasya’da valilik
yapan Osmanlı Şehzadeleri’nin anısına “Şehzadeler Gezi
Yolu” olarak düzenlenmiş. Yolun bir ucunda da Şehzadelerin büstlerinin yanısıra efsaneye dönüşmüş bir büyük
aşkın Ferhat ile Şirin’in ve burada doğmuş olan ünlü tarihçi Strabon’un heykelleri de bulunuyor. Şehzadeler yolunun arkasında cami, medrese ve kütüphaneden oluşan
II. Bayezid Külliyesi var. II. Bayezid, 26 yıl valilik yaptığı
Amasya’ya Osmanlı Sultanı olmasının bir şükranı olarak bu
külliyeyi inşa ettirmiş.
Kayalara oyulmuş Kral Kaya Mezarları da karşımızda görünüyor. Amasya Kalesi eteklerinde düz bir duvar misali dikine uzanan kalker kayalara oyularak yapılmış olan mezarlar
ilk bakışta zaten dikkatleri çekiyor. Taş merdivenlerden
tırmanarak ve bir hayli efor sarfedilerek çıkılıyor. Çıktıktan
sonra biraz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz ama en azından
bu yükseklikten de Amasya manzarası muhteşem görünüyor. Kral Kaya Mezarları yaklaşık 2500-3000 yıllık bir tarihe sahip. Kente derin izler bırakan Pontusluların kayalara
derin oyuklar açarak yaptıkları bu mezarlardan Yeşilırmak
Vadisi boyunca 23 adet bulunuyor.
Aşağıya indikten sonra Etnografya Müzesi olarak düzen-
30 - Buluşma 2013
Osmanlı İmparatorluğu döneminde
padişahlar ve şehzadeler şehri olan bu tarihi
kentin bir başka özelliği de, tarihi konak ve
birbirinden güzel yaşanası evleri…
Yeşilırmak’ın bir kıyısı,
zamanında Amasya’da
valilik yapmış Osmanlı
Şehzadeleri’nin anısına
“Şehzadeler Gezi Yolu” olarak
düzenlenmiş.
1865 yılında Amasya Valisi
Ziya Paşa döneminde
Yeşilırmak kenarına yapılan
Amasya Saat Kulesi (solda).
Nasıl Gidilir?
Amasya, Ankara’ya 340 km,
İstanbul’a 671 km, Merzifon
ilçesindeki Amasya Merzifon
Havaalanı’na ise 46 km uzaklıkta
bulunuyor. Otomobil ile İstanbul’dan
yola çıkanlar, Bolu’yu geçip Gerede
kavşağından Samsun yolunda
ilerleyerek, Ilgaz, Merzifon çevre
yoluyla yaklaşık 9 saatlik bir
yolculukla Amasya’ya ulaşabilirler.
Yeşilırmak boyunca
uzanan Yalıboyu Evleri,
cumbalı, kırma çatılı,
ahşap bezemeleriyle Türk
sivil mimarlık örnekleri
açısından çok önemli bir
yere sahip.
Buluşma 2013 - 31
Amasya Kalesi eteklerinde Pontusluların kayalara
derin oyuklar açarak yaptıkları Kaya Mezarları,
yaklaşık 2500-3000 yıllık bir tarihe sahip.
Yeşilırmak Nehri’nden 300 metre yüksekte
bulunan Harşena Dağı üzerindeki Amasya
Kalesi’nden bütün şehri görmek mümkün.
Ne Yenir?
2007 yılında yapılan
Şehzadeler Müzesi’nde
Amasya’da valilik yapmış
şehzadelerin balmumu
heykelleri sergileniyor.
Amasya Arkeoloji Müzesi’nde
12 ayrı medeniyete ait
Arkeolojik, Etnografik,
Sikke, Mühür, El Yazması
ve Mumyalar sergilenmekte.
Müze’de sergilenen Meryem
Ana Heykeli.
32 - Buluşma 2013
lenmiş Hazeranlar Konağı’nı gezebilirsiniz. Hazeranlar Konağı, Osmanlı Dönemi’nin en zarif sivil mimari örneklerinden
birisi. Konak Defterdar Hasan Talat Efendi tarafından kız kardeşi Hazeran Hanım adına 1872 yılında yaptırılmış.2007 yılında inşa edilmiş Şehzadeler Müzesi’nin alt katında Amasya’da
valilik yapmış ancak padişah olamamış şehzadelerin, üst katta
ise padişahlık yapmış Yıldırım Bayezid, Çelebi Sultan Mehmet, II. Murat, Fatih Sultan Mehmet, II. Bayezid Han, III. Murat ile Amasya doğumlu olan Yavuz Sultan Selim’in balmumu
heykelleri sergileniyor. Amasya Arkeoloji Müzesi’nde ise 12
aynı medeniyete ait eserler bulmak mümkün. Müze bahçesi
içerisinde yer alan Selçuklu Sultanı I. Mesud’a ait türbede ise
mumyalar teşhir edilmekte.
Amasya Saat Kulesi, 1865 yılında Amasya Valisi Ziya Paşa
döneminde Yeşilırmak kıyısına yapılmış. 1940 yılında hükümet köprüsünün yapımını engellediği gerekçesiyle yıktırılmış.
2002 yılında ise eski fotoğraflara dayanılarak yeniden yapılmış.
Amasya aynı zamanda el sanatlarıyla da ünlü. Kaya mezarlarına çıkışın hemen yanında bunların sergilendiği ve hediyelik
eşyaların satıldığı dükkanlar var. Yöre halkının çay içme alışkanlığından kaynaklansa gerek birbirinden farklı ve süslemeli
semaverler üreten zanaatkarlar da dikkatinizi çekecektir.
Yeşilırmak’ın kenarında
yöresel yemeklerin bolca
bulunduğu Amasia Mutfağı
bulunuyor. Yalıboyu Evleri
arasında otantik bir konak.
Keşkek, Toyga çorbası, etli
bamya, bakla sarması ve ev
baklavası tadı damağımızda
kalan yemeklerdi. Balkonda
yer bulabilirseniz nefis bir
ziyafet sizi bekliyor. Ayrıca
Amasya’ya hakim bir tepede
Çakallar mevkiinde güzel bir
manzaraya sahip Ali Kaya
Restoran bulunuyor. Yöresel
yemeklerin yanısıra kebap
ve mezeleriye ön plana
çıkıyor.
Nerede Kalınır?
Yeşilırmak Nehri kıyısındaki Yalıboyu Evleri arasında restore
edilerek otel olan birçok konak bulunuyor. Şükrü Bey Konağı
ön tarafındaki odaları Yeşilırmak, arka odaları Kral Kaya
mezarları manzaralı bir yer. (Tel: 0358 212 62 85) Amasya
Kalesi ve Kral Kaya Mezarları eteklerinde bulunan Emin Efendi
Konakları: 0358 213 00 33. Yine Yalıboyu Evleri arasında yer
alan Şehrizade Konağı: 0358 212 44 99. Çakallar mevkiinde
bulunan The Apple Palace: 0358 219 00 19.
SEYAHAT SEVENLER
İÇİN
Seyahat Sağlık Sigortası
>> Seyahatte bir sağlık problemiyle karşılaşırsak
bunun önlemini şimdiden alabilir miyiz? Allianz
Seyahat Sağlık Sigortası işte bunun için var.
Seyahatte olduğunuz dönemlerde sizi risklere karşı
korumak için. Seyahate çıkmadan önce her ayrıntıyı
planlayabilmeniz için.
>> Seyahat Sağlık Sigortası, yurtiçi ya da
yurtdışı seyahatleriniz sırasında meydana
gelebilecek sağlık risklerine karşı sizi koruyan
bir sigorta. Aynı zamanda yurtdışından
ülkemize seyahat edenleri de ülkemizdeki
seyahatleri boyunca sigortalıyor.
>> Seyahatiniz sırasında ani bir hastalıkla karşı
karşıya kalırsanız, tedavi görebileceğiniz en yakın
sağlık kuruluşuna yönlendiriyor ve masraflarınızı
karşılıyor. Tedavinizin bitiminde evinize naklinizi
sağlıyor. Ayrıca seyahat sırasında vefat eden
sigortalımızın nakil işlemlerini de gerçekleştiriyor.
İsterseniz kişisel sorumluluklarınız, bagaj kayıplarınız,
kaza sonucu vefat ve sürekli sakatlık ile kapkaç
teminatlarını da poliçenize ekleyebilirsiniz.
Allianz Acenteleri / 444 45 46
Buluşma 2013 - 33
KAÇAMAK
KARTALKAYA
Kar bisikleti,
kayak ya da
sucuk-şarap
K
HAFTASONU
KAÇMAĞI İÇİN
BEŞ ADRES
ışın en güzel tarafı kuşkusuz kar. Beyaza
bürünen bitki örtüsü tüm kusurları
kapatırken, bir anda masalımsı bir
atmosfer yaratıyor. İstanbul’da yaşamanın en
güzel tarafı ise hemen yanı başımızda bile kayak
merkezleri olması. Tamam Kartalkaya, belki
Kartepe ya da Uludağ kadar yakın değil ama karı,
Bolulu ustaların elinden çıkan lezzetli yemekleri
ve pistleri ile hafta sonu kaçamağı için ideal
bir destinasyon. Çok uzak değil, İstanbul’dan
yaklaşık 270 kilometre mesafede. Bolu-Köroğlu
Dağları üzerinde yer alan Kartalkaya’nın şu
sıralar en güzel zamanı. 12 tane pisti olan
bölgede ister kayak yapın, ister snowboard.
İkisini de daha önce hiç denemeyenlerse
profesyonel hocalardan yardım alabilir. “Benim
için geç” diye düşünmeyin, çünkü burada kayak
dersi alanların belli bir yaş sınırı yok. Kayak
ve snowboard dışında macera düşkünüyseniz
mutlaka kar motosikleti kiralayın. Karların
üzerinde süratle süzülüp manevralar yapmanın
zevki ve heyecanı bir başka oluyor. Kartalkaya’da
kayak dışında yapacak pek çok aktivite var.
Bütün gün pistte enerji harcadıktan sonra
kaslarınızı gevşetmek, ruhunuzu dinlendirmek
için kendinizi otellerden birinin spa’sına
atabilirsiniz. Spa keyfinin ardından şömine
başında kırmızı şarap yudumlayabilir ya da
soğukta, karda sıcak şarap içip sucuk-ekmek
yiyebilirsiniz. Ama Bolu’da olduğunuzu
unutmayın ve buradaki sulu yemeklerin
de mutlaka tadına bakın. Chocolate
Cafe biraz daha popüler mekân arayanlar
için ideal. Golden Key Otel’in
restoranında da leziz yemekler yiyebilirsiniz.
Kartalkaya’nın 1977 yılında kurulan ilk oteli
olan Kartal Otel ise yöresel yemekleri
tadabileceğiniz bir yer. Peki ama burada
ne mi yemeli? Özellikle cevizli kebabı ünlü
ama her gün onlarca çeşit sulu yemek
çıkıyor. Çikolatalı kartal tatlısı ve kızarmış
dondurma da Bolu’ya kadar gidip de
yemeden dönülmemesi gerekenlerden.
Buluşma 2013 - 35
ESKİŞEHİR
ABANT
Romantik tren yolculuğu
ve ver elini Eskişehir
T
ren yolculuklarını kim sevmez? Peki ama İstanbul’dan trenle
nereye mi gideceğiz? Elbette Eskişehir’e. İstanbul’dan trene
bindikten tam dört saat sonra Eskişehir’de oluyorsunuz.
Üstelik tren garı şehrin tam ortasında ve tüm güzel mekânlara
yürüme mesafesinde. Tren yolculuğu sırasında zamanınızın bir
kısmını yemek vagonunda zeytinyağlılar eşliğinde muhteşem
doğa manzarasıyla geçirebilirsiniz. Trenden inince kendinizi
Porsuk Çayı’nın kenarındaki yürüyüş parkuruna
atabilirsiniz. Acıktığınızı hissettiğiniz anda hedefiniz Varuna
Gezgin Cafe olsun. Kırmızı etten hoşlanmasanız da
kocaman bir steak ve buharda haşlanmış sebzelerle beraber
bol peynirli bir salataya kim hayır diyebilir. Hava kararmaya
başlayınca gece için Cafe Del Mundo’yu öneririz. Burası
daha çok gençlerin müdavimi olduğu, gezgin bir çift tarafından
işletilen bir bar. Barın her yeri dünyanın çeşitli yerlerinden
getirilmiş aksesuarlarla dolu. Değişik kokteylleri ve metreyle
satılan içkileriyle ünlü. “Metreyle içki satılır mı?” demeyin çünkü
satılıyor. Uzun bir metrenin üzerine shot bardakları diziliyor. Ve
siz sırayla shot yapıyorsunuz. Bu arada konaklamak için Porsuk
Çayı’nın çevresindeki otellerden birini tercih edebilirsiniz.
Yeşille beyazın
buluşma noktası
Huzur da var
eğlence de
Şehir stresinden uzaklaşmanın en iyi yolu az da olsa kalabalıktan
çıkıp, sakinlikte, tercihen de yeşillikte huzur bulmaktır. İstanbul’a
15 dakika uzaklıktaki Polonezköy, stres atmak, keyifli
zaman geçirmek için ideal kaçış noktası. Üstelik burada canınızın
sıkılma ihtimali yok. Çünkü yapacak çok fazla aktivite var.
Legend Hotel, yeşil alanı, lama, kuğu, koç, ördek, katır gibi
bahçesinde dolaşan hayvanları ile hafta sonu tatilinizi “huzur”a
çevirebileceğiniz bir alan. İçinde oyun salonları ve kapalı havuzu
da olan otelde dilerseniz açık havada mangal yapabilir, akşam
gitar eşliğinde canlı müzik dinleyebilirsiniz. Polenezköy’de ata
binebileceğiniz pek çok tesis var. Hiç denemediyseniz bile ders
almanın şimdi tam zamanı. Çünkü yeşillikte ata binmenin, doğayı
keşfetmenin keyfi bir başka. Üstelik ata bindiğiniz tesislerin
birçoğunda şömine odaları var. Attan sonra yorgunluğunuzu
şömine başında kırmızı şarap içerek atabilirsiniz. Kahvaltı
içinse mutlaka bir sabah Leonardo’ya gidin deriz. Açık büfe
kahvaltıyı es geçin ve ızgarada eritilmiş keçi peyniri ile paçanga
böreğinin tadına varın. Bunlar da mı yetmedi! O halde atv safari
yapın ya da Şile’deki balıkçılara bir bakın. İstanbul’un hemen yanı
başındaki Polonezköy’de herkes için yapacak bir şeyler var.
36 - Buluşma 2013
BEYPAZARI
B
POLONEZKÖY
azı yerler vardır ki modası asla
geçmez. Yıllar geçse de her
zaman tercih edilir ve popülerliğini
kaybetmez. Abant da böyle yerlerden
biri. Gerçi bölge çok değişti, sanayileşti.
Restoranların ve otellerin sayısı arttı.
Ama Abant’ın tadı hiç bozulmadı. Yolları
düzgünleşti, doğası aynı kaldı. Yeni oteller
ve yapılar gölün kuzeyinde yoğunlaşmış
durumda. Göze batan bir yapılaşma da
yok üstelik. İster hafta sonu kaçamağı
yapın, ister dostlarınızla takılın, isterseniz
de balayına kaçın… Abant özellikle
de karla kaplandığı şu günlerde tüm
beklentilerinizi karşılayacaktır. Gölün
etrafında yürüyüşe çıkın, karda tarçınlı
sıcak şarap tadın. Ya da benim gibi at
binip, akşamı otelin şöminesinin önünde
kırmızı şarap içerek geçirin. Güne yeşille
beyazın buluştuğunu gözlemleyerek
uyanmak gibisi yok.
Beypazarı’nı
keşfetmenin tam zamanı
M
etropol hayatı bazen insanın
üzerine üzerine gelebiliyor.
Otomobiline atlayıp
nereye gittiğini bile bilmeden kent
karmaşasından uzaklaşmak istiyor
insan. İşte böyle bir hafta sonu
kaçamağı için önyargılardan kurtulup
Ankara, Beypazarı’nı keşfetmenin tam
zamanı. O kadar etkileyici bir yer ki
en kısa zamanda tekrar gitmek istiyor
insan. Eski konaklar pansiyon haline
getirilmiş ve hepsi aileler tarafından
işletiliyor. Odalarda odun sobası
yanıyor. Konak sahibi aç olduğunuzu
öğrendiğinde hemen mutfağa girip
buranın meşhur yemeği Beypazarı
tavasını hazırlamaya başlıyor. Etli
bir pirinç yemeği önünüze geliyor.
Kırmızı et sevmeyenleri bile baştan
çıkartacak kadar lezzetli. Yanında
da ince asma yapraklarına sarılmış
dolma ve yoğurt. Hepsi o kadar lezzetli
ki mütevazı mönü bir anda ziyafete
dönüşüveriyor. İçecek olarak soba
üzerinde fıkır fıkır kaynayan çaydan
yudumluyorsunuz. Beypazarı’nı
gezerken de her yerde havuç ve taze
havuç suları karşınıza çıkıyor. Burada
havuç çok fazla yetiştiği için herkes
havuç suyu içiyormuş. Gezilecek çok
yer yok. Ama kuyumcular çarşısındaki
gümüşler, Kapalı Çarşı’dakileri
aratmayacak cinsten. Gümüş dışında
alabilecekleriniz arasında kuşburnu
reçeli, kuru kekik, domates ve elbette
Beypazarı kurusu var...
Buluşma 2013 - 37
TARİH
Jack London
gizli kalmış fotoğrafları ortaya çıktı
Muhabir, romancı
olduğu kadar
denizci, balinafok avcısı,
altın arayıcısı,
devrimci, tarihin
tanığı, uslanmaz
bir gezgin ve
maceracıydı Jack
London. Ama
bilinmeyen bir
yönü daha vardı.
Ölümünden 95 yıl
sonra yayınlanan
kendi çektiği
fotoğraflarla işte
fotoğrafçı Jack
London...
Tanıdığımız
bİr yazar,
tanımadığımız
bİr fotoğrafçı
xxx - 2012
2012 xxx
G
1906’daki büyük San Francisco depreminin ardından
şehre atla gelen London, ABD’nin halen unutamadığı bu
yıkımın görüntülerini çeker.
Gelmiş geçmiş yazarlar içerisinde en maceracısı, en deneyimlisi ve en ilginçlerinden
biriydi kuşkusuz Jack London.
Kısa ömrüne dünyanın değişik pek çok yerinden pek çok
tecrübe ve hikâyeyi sığdırdı.
Dünyayı dolaştı, okyanuslar
aştı, korsanların arasına karıştı,
dağları geçti, Asya’da güllelerin uçuştuğu bir savaşta haber
kovaladı ve daha bir sürü şey…
Maceraları kadar romanlarıyla
modern anlamda ilk şöhret o
oldu. Hep yazıları ve romanlarıyla bilindi. İflah olmaz bir macera adamı olarak arkasında
52 kitap, 200 hikâye ve yüzlerce makale bıraktı. Tüm bunları
sığdırdığı ömrü tükendiğinde
henüz 40 yaşındaydı. Bugüne
kadar Jack London’ın bilinmedik yönü kalmadı sanılıyordu. Ama şimdi yeni bir özelliği
daha keşfedildi. Bu maceracı
yazar aynı zamanda bir fotoğrafçıydı. London, dünyanın
öbür ucuna kadar sürdürdüğü
yolculuklarına sadece kalemini
değil, Kodak 3A’sını da götürmüş ve gördüklerini yazıya
dökmekle kalmamış, fotoğrafa da aktarmıştı.
İflah olmaz bir
maceracı
Üç araştırmacı Jeanne Campbell, Sara Hodson ve Philip
Adam arşivleri taradılar ve Jack
London’a ait 12 bin fotoğrafı
ortaya çıkardılar ve bunlardan
200 kadarını “Fotoğrafçı Jack
London” kitabıyla yayınladılar. Jack London, yaşadığı
dönemde insanların ancak
gemiyle birkaç ayda gidebildiği bölgelerdeki savaşlardan
Kızılderililerin yaşadığı topraklara, felaketlerden, vahşi tabiat
ortamlarına kadar birçok yerde
binlerce fotoğrafa imza attı.
Eserleriyle beraber bu çalışmalarına da bakıldığında neredeyse hiç uyumadan üretmiş
40 - Buluşma 2013
Ünlü yazar, 1902’lerin Londra’sında kol gezen
sefaleti ve sosyal felaketi görüntülemek için serseri
kılığında halkın arasına karışmıştı. Ülkedeki sefaleti ve en
alttaki insanların halini fotoğraflarla dünyaya duyurunca
İngiliz yöneticiler tarafından neredeyse lanetlenmişti.
Kore. Japon ordusunun
Ping Yang’a girişinde de
Jack London ve fotoğraf
makinesi hazır.
Yıl 1906. Jack London karısıyla
beraber yaptırdığı teknesiyle
yedi yıl sürmesi planlanan dünya
turuna çıkıyor.
görünüyordu, kendini “tavuk hırsızı ve devrimci” olarak
niteleyen maceracı yazar.
Deniz dibinden inci çıkardığı, açlıkla boğuştuğu ve San
Francisco salonlarının zeminlerini süpürerek geçirdiği
çocukluk döneminden sonra başlayan bitmez tükenmez kaçışı Jack London’ı bir muhabir olarak dünyanın
bir ucundan diğerine dolaştırır. Daha 16 yaşında bir balina gemisinde çalışmaya başlar. 1893’te17 yaşında denizci olarak Japon sularına ulaşır, balina katliamına tanık
olur. 18 yaşında sosyalist olur ve Washington’da yürüyüşlere katılır. 19 yaşında kaçak yolcu olarak Amerika’yı
boydan boya trenle geçer. 20 yaşında ise altın avcısı
olur ve soluğu Alaska’da alır. Böyle başlayan kaçışı ve
maceraları onu bir yandan aralıksız yazmaya öte yandansa deli gibi içmeye yönlendirir. Bu arada sosyal
adaletsizliği ve Marx’ı keşfeder. Bu keşfi onu işverenlerle mücadeleye sürükler. İlk ciddi mücadelesini ise ilk
romanı için kendisine ödeme yapmayan yayıncıyı döverek yapar. Neticede parasını almayı başarır. Hayatını
kazanmak ve daha fazla yazmak için muhabirliğe
başlar. O yıllarda fotoğraf makinesini taşımak için
eşek kullanmak zorunda kalır.
Bir ömür devr-i alem
1902’de İngiltere’deki sosyal felaket ve sefalete
tanıklık eder. “Kızıl” damgasını yemesi de bu yıllara rastlar. Bir yıl sonra ise kendini Japonya’da
bulur. En büyük gazeteler için bilinmeyen topraklardan hikâyeler geçer. Kore, Kazaklar, San
Francisco depremi… Bir yandan yazarken bir
yandan da fotoğraf çeker. 1906’da yaptırdığı yelkenlisiyle yanına karısını da alarak yedi yıllık dünya
turuna çıkar. Nil Deltası, Çin, Polinezya, Avustralya uğradığı ve haberler gönderdiği durakların
bazıları olur. Bir yandan hikâye ve romanlarını
yayınlarken öte yandan da uzun süre unutulacak
olan fotoğraflarını çeker. Daha sonraki durağı
Emiliano Zapata ile Pancho Villa rüzgârlarının es-
Jack London’ın
objektifinden gizli
kalmış daha pek çok
fotoğrafı, “Jack LondonPhotographer” adlı
albümde bulabilirsiniz.
tiği devrim Meksika’sı olur. Buralarda tarihin yeniden yazılışına tanıklık ederken, kendinden kaçışını
kolaylaştırmak için alkolün yanına afyon ve eroini
de ekleyecektir. Uzun soluklu maceralarını 40 yaşına kadar aralıksız sürdürür. Ne yazık ki iflas eden
böbrekleri onun daha ileri gitmesine izin vermeyecektir. 1916’da ölürken geriye sayısız kitap ve
yazısının yanında ancak yıllar sonra karısının mirasıyla San Francisco Üniversitesi’nin arşivlerine
devredilen binlerce fotoğrafı kalır. Jack London
fotoğrafın haberin ayrılmaz eşlikçisi olmaya başladığı kitle medyasının ilk dönemlerinde yaşar.
Kalemi kadar gözünü de kullanır ve tarihi anları,
onları yaşayan insanları ve coğrafyaları fotoğrafa
aktarır.
Fotoğrafçı Jack London’ın ortaya çıkması içinse ölümünün üzerinden 95 yıl geçmesi ve “Jack
London- Photographer“ kitabının yayınlanması
gerekecektir.
Buluşma 2013 - 41
BİLİM
Uzay
otellerİ
(HHHHHHH)
rehberi
Uzay seyahatleri önümüzdeki yıl başlıyor.
Boşuna heveslenmeyin hiç yer kalmadı.
Ama yakında uzay otelleri açılıyor. Esas
oradan şimdiden yer ayırtın. İşte size
gerçek turizm rehberi, kalacağınız oteli
şimdiden seçin.
Ç
Çok yakın bir gelecekte, biriki yıl içinde Mars’ta kayak
yapmak, Ay’da zıplamak olmasa da atmosferin dışından
mavi gezegeni seyretmek,
dünyanın etrafında bir tur
atmak, hatta uzayda birkaç
huzurlu ve romantik gece
geçirmek mümkün olacak.
İşin uzmanlarına göre “21’inci
yüzyılda turizm endüstrisinde
en kayda değer gelişmeyi
uzay turizmi gösterecek”.
Hatta yeni programına göre
Nasa bile astronotlarını uzaya
özel uzay şitketleri aracılığıyla
göndermeye hazırlanıyor.
42 - Buluşma 2013
u
Shimtaiz
.
sarımı uzay oteli
bir
Japon
görebileceğiniz
e
rd
le
lm
fi
k
a
c
n
A
ı
tasarım harikas
2012 xxx
80
l
w Spuardcue. Hote
Bigelo
Bigelow k
Robert
kapsül odalar…
Tek kullanımlık
dakikada
devr-i âlem
Galactic
Suite Hotel
Suite
Galaecatçic
ılacak.
2012’d
avier Claramuanntın
X
r
a
im
m
l
o
y
n
a
İsp
celik konaklam
tasarladı. Üç gne dolar.
ücreti 4 milyo
Bugüne kadar uzaya çıkmak astronot ve kozmonotların dışında sadece yedi sivile nasip olmuştu. Milyarder girişimci Richard Branson’un bu sektöre de el atmasıyla uzay seyahatleri
hem birkaç büyük zenginin tekelinden çıkarılmış oldu, hem de
düpedüz uzay turizmi diye bir sektör oluşmaya başladı. Sıra
dışı girişimlerin adamı Branson, Rusların uzay turizmi fiyatlarını
hem onda birine indirdi, hem de daha fazla insanın bu gezilere
katılmasının yolunu açtı.
Marsa yolculuk
hazırlığı
Bu arada hazır uzaya iyi paralarla zengin müşteri göndermeye
başlamışken, Ruslar bir yandan da Mars seferlerine
hazırlanıyorlar. Ancak bu yolculuk için henüz erken. Belirsiz
bir tarih için planlanan Mars seferinin şartlarına hazırlanmak
ve tecrübe edinmek için, Mars 500 projesi çerçevesinde,
Moskova’da yapay bir Mars gemisinde bir buçuk yıldır
kapalı hâlde kalmayı kabul eden gönüllüler, muhtemel
sefer için zorlu bir eğitim ve deneylerden geçiyorlar. Uzay
şartlarında yıllarca kapalı kalmayı gerektiren bu deneyin
amacı Mars yolculuğu için gerekli insani kapasiteyi
belirlemek. Moskova’daki IBMP enstitüsünde kurulan üste
gerçekleştirilen ve çok uzun fiziki ve psikolojik bir direnç
gerektiren bu proje şimdilik ticari değil. Mars’a yolculuk bir
gün gerçekleştirilme safhasına gelirse gezegene ulaşmanın
dokuz ay, oradan dünyayla mesajlaşmanın 40 dakika
süreceğini hatırlatalım.
44 - Buluşma 2013
Rezervasyonlar şİmdİden doldu
Açtı diyoruz ancak Branson’un uzay dolmuşları henüz seferlere başlamadı. Ama 2014’te başlayacak olan düzenli seferlere ilgi o kadar büyük ki şimdiden 360 bilet tükenmiş durumda.
Herkes için mümkün olmayacaksa da en azından 200 bin
dolara kıyıp bilet alanlar için herhangi bir seyahate çıkar gibi
dünya dışında tur atıp, gecelemek Virgin Galactic’le artık hayal olmaktan çıkacak. Ancak bunun için uçuşların başlayacağı
2014 yılını beklemek gerekecek. 2003 yılında uzay turizmini
başlatmak için kolları sıvayarak Virgin Galactic’i kuran Branson kısa zamanda hızla yol alarak altı yolcu ve iki pilot kapasiteli gemisi SpaceShip Two’yu geçtiğimiz sene tüm dünyaya
tanıttı. O günden bugüne sıraya girenlerin yaptırdıkları rezervasyonlarla Virgin Galactic daha uçuşlara bir yıldan fazla zaman varken 46 milyon dolarlık bilet satmış durumda.
Sırada uzay otellerİ var
Uzay turizmine girenler sadece Branson’un Virgin’inden ibaret değil. İlklerden olmak için kolları sıvayan havacılık firması
EADS ve projesi Astrium da bu alanın bir diğer öncüsü… Avrupalı firma işi şimdiden sağlama almak için Virgin’inki gibi taşıyıcı uçak gerektirmeyen, kendi iniş-kalkış yapabilen bir mekikle rekabete girişmiş bile. Üstelik herhangi bir havaalanını
kullanabilecek. Yolcu kapasitesi ise pilotlar hariç dört kişi.
Uzay yolcularını ağırlamak için şimdiden uzay otelleri de planlanmaya başlanmış durumda. Yani uzaya çıkıp hemen dönmeye gerek kalmadan uzay oteli olarak kullanılacak bir uyduda
birkaç gece geçirmek mümkün olacak. Gerçi daha insanoğlu
Tabii uzayda gecelemenin
de bir faturası var. Üç
gecelik konaklama için
Galactic Suite Ltd Space
Hotel’e ödenecek ücret
4-5 milyon dolar arasında
olacak. Bilet fiyatına
gidiş-dönüş uçuşunun
yanı sıra tropik bir adada
haftalarca sürecek olan
uzay eğitimleri, yerden
450 km yükseklikteki butik
otelde geçirilecek üç gece
ve 80 dakikada dünya turu
da dâhil olacak. Kısaca
her şey dâhil... Yörüngeye
yerleştirilmesi planlanan,
farklı modüllerden ve
bireysel odalardan oluşan
otel dünya yörüngesinde
saatte 28 bin km hızla
hareket edecek. Bu otelde
konaklayacak olan uzay
turistleri günde 16 defa
güneşin doğuş ve batışını
seyredebilecek.
Tabii bu otelde konaklamak
için de yolcuların önce
dünyada bir adada kurulu
üste talim görmeleri
gerekecek. Uydu otel yılda
350 turist ağırlayabilecek.
aya çıkmadan önce 1967’de Ay yüzeyinde
bir “Lunar Hilton” ya da diğer adıyla “Galaxy
Lounge” kurulacağı ilan edilmiş, ancak bırakın otel kurmak Ay’a dahi ancak gidilebilmişti.
Günümüz projeleri ise gerçekleşmeye çok
daha yakın. Zira Delaware Üniversitesi Otelcilik bölümünden Prof. Fred DeMicco öğrencilerini şimdiden uzay şartlarında otelciliğe
uygun yetiştirmeye başladıklarını söylüyor.
DeMicco’ya göre “turizm ve konaklamanın
yeni ufku artık uzayda”.
Uzay otellerinin şimdilik gerçekleşmeye
en yakın görüneni İspanyol mimar Xavier
Claramunt’un tasarladığı “Galactic Suite”.
Ne yerde ne de uzayda gördüğümüz şeylere benzemeyen tuhaf mimarisiyle Galactic
Suite Ltd Space Hotel şirketince açılacak
olan uzay manzaralı otel inşa için gün sayıyor.
Şirket oteli 2014 yılında hizmete açmayı öngörse de proje için 3 milyar doları sağlaması
gerekiyor. Kimi uzmanlara göreyse uzayda
uyuma hayalini gerçekleştirmek için 2025
yılına kadar beklemek gerekiyor. İspanyol
menşeli otel projesinin dışında Japonlar da
uzayda bir otel inşa etmek için kolları sıvayanlardan. Tokyo’daki Shimizu Corporation
da bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz uzay
üslerini andıran bir oteli tasarlamış durumda.
Bir diğer otel projesi de ABD’den. Uzay teknolojleri ve uzay istasyon kapsülleri üzerine
çalışan Bigelow Aerospace firması 1999’da
otelci Robert Bigelow tarafından kurulmuş.
Bu firmada Nasa astronotları için tüketilebilir
yani kullanıldıktan sonra feda edilebilir uzay
konaklama kapsülleri için çalışıyor. Firma bu
teknolojiyi bir süredir ticari alana açmış durumda ve kapsülleri Bigelow Space Hotel
olarak anılıyor. Öyle ya da böyle birileri uzay
turizminde büyük gelecek görüyor ve şimdiden yatırımlarını yapıyorlar.
Buluşma 2013 - 45
OTOMOBİL
Şehre
elektrik geldi
Renault Twizy, üç saatte
şarj oluyor. Maksimum
hızı 80 kph. Türkiye’ye
birkaç ay içerisinde
gelmesi bekleniyor.
Yeni nesil tek kişilikelektrikli araçların
öncülerinden Renault
Twizy sizin için Ibiza’da
test edildi. Sonuç:
Bisiklet kullanmak
kadar kolay! Televizyon
izlemek kadar ucuz!
M
Metropollerin bunaltıcı trafik sorununa “küçük”
çözümler geliyor. Tek kişilik, elektrikli otomobiller. Yeni bir segment. Yeni bir yaşam tarzı. Gençleri ve şehirli çalışanları hedefliyor. Türünün ilk ve
en çarpıcı örneklerinden biri ise Renault Twizy.
Bu yeni nesil, yeni teknoloji araçların ilk öncülerinden birini kullanıyor olmanın heyecanını sonuna kadar yaşamadan önce teknik özelliklerine
biraz daha yakından bakmakta fayda var...
Park sorunu yok
Aracın adı twin (ikiz) ve easy (kolay) kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Bu minik otomobilde
sürücü koltuğunun arkasında bir kişilik daha oturma yeri var. Bagajı da bu oturma yerinin altında.
Motosiklet tasarımı ile otomobil konforu bir araya getirilmiş. En önemli avantajı, bir motosikletin
bile girebileceği kadar küçük alanlara park edilebilmesi. Motor teknolojisinin yanı sıra tasarımı
ve donanımıyla da otomobilde yeni bir dönemin
habercisi. Özellikle metropoller için otomobilde
kalıcı bir değişimin işaretini veriyor. Tepeden tırnağa yüzde 100 elektrikli araç olarak tasarlanan
Twizy, Renault Sport F1 Spor Teknolojileri Tasarım Merkezi’nin katkılarıyla geliştirilmiş.
Kİşİselleştİrİlmİş tarz
Ultramobil olarak tasarlanan araç şehirlerde kentsel hareketlilik için en uygun çözümü sunuyor.
Sıfırdan 45 kilometre hıza ulaşması, sadece altı
saniye süren Twizy, ultra kompakt yapısı (uzunluğu 2.34 metre ve eni 1.24 metre) sayesinde en
küçük boşlukları bile doldurabiliyor. Tarzın kişisel
olduğunu kabullenen Renault, Twizy için kişiselleştirilmiş çeşitli iç tarzlar sunuyor. Kullanıcıların
motordan şeffaf tavana, ekstra donanımlardan
kullanılan malzemelere kadar seçim yapma olanağı var. Martı kanadı kapıları ile dikkat çeken
aracın Avrupa satış fiyatı 7 bin euro.
Aracın iki motor seçeneği bulunuyor. Twizy 45
için Avrupa’da sürücü belgesi gerekmiyor. 16
yaşından sonraki gençler için tasarlanmış. Maksimum hızı 45kph Twizy ise ehliyet ile kullanılabiliyor ve maksimum hız 80kph.
Uzatma kablosuyla şarj
Twizy üç ekipman seviyesinde sunuluyor: ‘Urban’ (baz versiyonlarında bile, güvenlik ve maksimum konfor), ‘Color’ (görüntü ve renk olarak
özel) ve ‘Technic’ (şık siyah beyaz jant, alaşım
tekerlekler ve metalik boya standart olarak bulunuyor). Müşteriler bu farklı ekipman seviyelerine
ek olarak, kendi Twizy’lerini kendi kişisel zevklerinin bir göstergesi olarak dizayn edebiliyorlar.
Twizy’nin en önemli özelliği kuşkusuz ki elektrikle çalışıyor olması. Evinizden bir uzatma kablosu
ile bile şarj edebiliyorsunuz aracınızı. Bu arada,
ön panelde bulunan iki torpido gözünde (3.5 ve
5 litre, ikincisi kilitlenebilir) 12V güç kaynağı var
ve ayrıca yolcu koltuğunun arkasında 31 litrelik
bir bagaj alanı saklı. Araç, 100 km şehir menziline sahip. 6.1kWh lityum -iyon batarya ve fren/
hız düşürme kazanım sistemi sayesinde kullanıcı, ekonomik sürüş ilkelerini gözeterek 80 km’lik
menzile ulaşabiliyor. Twizy’nin 3 saatten daha az
bir sürede şarjı tamamlanabiliyor.
OTOMOBİLİNİ
ÇOK
SEVENLER
İÇİN
Tüm Oto Kasko
Sigortası
Allianz Tüm Oto
Kasko Sigortası
ile Hangi Riskler
Güvence Altında?
>> Çarpma, çarpılma,
yanma
>> Hırsızlık
>> Halk hareketleri, terör
>> Sel ve su baskını
>> Ferdi kaza
>> Hukuksal koruma
>> Üçüncü şahıslara karşı
mali sorumluluk
>> Güvenlik sistemi
ve araç kayıt belgesi
teminatı
>> İsteğe bağlı seçimlik
teminatlar (deprem,
yabancı ülkeler, otomobil
ve kamyonetlerde
sigara yanığı, kişisel
eşya teminatı) ile poliçe
kitapçığında belirtilen
daha bir çok riski Tüm
Oto Kasko Sigortası
ile güvence altına
alabilirsiniz.
Üstelik
faydalanabileceğiniz
çok cazip indirimler de
var. Mesleki indirimler,
hasarsızlık indirimi, tek
sürücü indirimi ve peşin
ödeme indirimleri gibi…
Allianz Acenteleri
444 45 46
xxx - 2012
Buluşma 2013 - 47
STİL
M
Madonna, Lady Gaga, Beyonce ve diğerleri… Korsenin
yeniden gözde olmasında onların büyük payı var. Dünyaca ünlü yıldızların en sevdiği sahne kostümlerinden biri
olan korse şimdi başta ABD ve İngiltere olmak üzere tüm
dünyada yükselişe geçti. Son dönemde bu yükselişte
“Mad Men” dizisinin ve “Marilyn ile Bir Hafta” filminin
katkısı büyük.
Korsenin geçmişi M.Ö. 200’lü yıllara kadar uzanıyor. O
zaman Giritli kadınların korse giydiği biliniyor ama Giritliler korseyi elbiselerinin içine değil de dışına giymeyi
tercih ediyordu. Sonrasında ise 16. yüzyılda İngiltere’de
karşımıza çıktı korse… 1. Elizabeth döneminde sağlam
olsun diye balina kemiğinden yapılıyorlardı. Avrupa’da
ise Fransa Kralı 2. Henry’nin karısı Kraliçe Catherine de
Medici sayesinde moda ve statü simgesi haline geldi.
16’ncı yy’da kraliçe sarayda geniş ve sarkık bel görmek
istemediğini belirtince korse kullanılmaya başlandı.
Korsenin
dönüşü
Korse… Vücudu dört dörtlük gösteren bu giysi şimdilerde
bir hayli gözde. Bunda Madonna, Lady Gaga, Beyonce gibi
dünya starlarının yanı sıra Türkiye’de de gösterilen “Mad
Men” dizisi ve “Marilyn ile Bir Hafta” filminin payı da çok.
Son üç-dört aydır satışlarında adeta patlama yaşanan
korseyi artık günlük kıyafet olarak giymek mümkün.
xxx - 2012
Viktorya dönemİnİn sİmgesİ
1830’lu yıllarda özellikle İngiltere’de Victorya döneminde, korseler, “kum saati” şeklindeydi. Kadınların nefes
almalarını engellemeyen, hareket etmelerine izin veren
bu korseler, fabrikalarda çok ucuza üretiliyor ve daha
geniş çevrelere ulaşıyordu. 1917 yılına kadar çok moda
olan korseler, o yıl ABD Savunma Bakanlığı’nın “Çelik
tasarrufu yapmak için” kadınlara korse almama çağırısı
yapmasına kadar devam etti. Birkaç yılda 28 bin ton metal
tasarrufu yapıldı.
Şimdi ise bu kadınsı giysi yeniden gözde… Üstüne üstlük
korse akımı Türkiye’yi de etkilemiş durumda. Penti,
korse satışlarının son yıllarda ivme kazandığını belirtiyor
ve satışların yüzde 20 oranında arttığını söylüyor. Pentimizer adlı, şekillendirici bir koleksiyonu bulunan Penti’nin
korseleriyle sıkı ve incecik bir vücuda sahip olmak mümkün. Marks&Spencer’da haftalık ortalama 500 adet korse
satılıyor. Koleksiyonlarında ise 33 çeşit korse var. Elbise
korsesi, body korse, paçalı korse, mide ve karın korsesi, etek korse, külot şeklinde korse bu çeşitler. 1930’lu
yıllardan bu yana Beyoğlu’nda korse satan Kelebek
Korse Mağazası’nda da durum farklı değil. Mağazada son
üç-dört aydır korse satışları artmış durumda. Reklamların
etkisinin bir hayli çok olduğunu söyleyen mağaza yetkilileri, yaz aylarında bu satışların daha da arttığını belirtiyor.
Özellikle İngiltere’de iç çamaşırının kıyafet gibi kullanıldığı
bir tarz moda olmuş durumda. Kadınlar artık vücutlarını
daha sıkı ve güzel gösteren korseleri giyip dışarı çıkmayı
tercih ediyor. Mesela İngiltere Marks&Spencer, üretime başladığı yeni serisinden her üç dakikada bir korse
sattığını belirtiyor. Dünyaca ünlü internet alışveriş sitesi
Ebay de son altı ayda korse satışlarında görülen artışın
yüzde 185 olduğunu açıkladı. Ebay’in satış listesinde 2
bine yakın korse çeşidi bulunuyor.
Mad Men
dizisinde de
elbiselerin altına
giyilen korsenin
etkisi görülüyor.
Modacılar ne diyor?
Genç neslin
cesareti
satışları
patlattı
Zeynep
Tosun
Müşterilerime
her zaman
korse veriyoruz.
Elbisenin ağırlığı
yerine korse
kullanımıyla daha
rahat hareket
etme imkanı
sağlıyoruz.
Korsenin en
büyük avantajı
elbette vücudu
sıkılaştırması
ve elbisenizin
içerisinde
rahat etmenizi
sağlaması.
“Korse artık
dış giyim
oldu”
Nihan Peker
En son bir gelinlik
diktim ve gelin iyi
görünmek için tüm
sıkıntısına rağmen
korse giymek
istedi. Şimdilerde
ise korse artık
dış giyim oldu.
Dünyada da
bizde de böyle
bir trend var…
Her türlü moda
akımına rahatlıkla
ulaşıyoruz.
Ben de son
koleksiyonumda
şort görünümlü
korselere yer
verdim.
“Farklı
yorumlarla
karşımıza
çıkıyor”
Dilek Hanif
Korse, geçmişte
kadın bedenini
sıkan ve zorlayan
bir çamaşır olarak
görülüyordu. Bu
aynı zamanda
kadını güzel,
diri ve şekilli de
gösteriyordu.
Burada bir
kusur var ama
değerliydi...
Christian Dior’un
2012-13 SonbaharKış Couture
koleksiyonunda
da korseler dikkat
çekiyordu.
Buluşma 2013 - 49
KÜLTÜR
MÜZİK
KUTUSU
HİKAYEM
PARAMPARÇA
EMRAH SERBES
KİTAP
DOĞU’DAN UZAKTA
AMIN MAALOUF
Ülkemizde hatrı sayılır bir okur kitlesi olan Lübnan asıllı Fransız yazar Amin Maalouf’un uzun
bir aradan sonra merakla beklenen yeni romanı ‘’Doğu’dan Uzakta’’, gençliklerinin en güzel
dönemlerini bir arada geçiren, hayalleri ve umutları olan bir grup insanın, ülkelerinde patlak veren
iç savaştan sonra farklı yerlere dağılmasını ve yıllar sonra eski arkadaşlarından birinin cenazesi
nedeniyle tekrar ülkelerine dönmesinin hikayesini anlatıyor.
“Doğu’dan Uzakta” savaşın gölgesinde değişen kimlikleri, ülkesinden ayrılmak zorunda olanların
“göçmenliğini”, orada kalmayı seçenlerin “vatanseverlik” adına radikalleşmesini, bocalayıp da
Araf’ta kalanların “yabancılaşmasını”, sonuçta bir savaştan dönmenin neden imkansız olduğunu
anlatıyor. Maalouf, tabii ki bunu hakkını vererek yapıyor. (Yapı Kredi Yayınları)
TUBİTAK-SAKLI
DÜŞMAN
EMRAH ABLAK
Emrah Ablak’ın yedi yıl önce çizmeye başladığı “Tübitak” serisi uzun
bir aradan sonra yeni çizgi roman albümüyle meraklılarının karşısına
çıktı. Tübitak’ta çalışan bilim adamı Azmi Cankuş ile kurumun “halk
tipi” kahramanı temizlikçi Bayram Efendi ve çevresindekilerin
başına gelen komik öyküleri anlatan Ablak, iki yıldır üzerinde çalıştığı
serinin ilk kitabının adını “Saklı Düşman” koymuş.
“Tübitak” serilerinde iki kahraman var: Bilimadamı Azmi Cankuş ve
temizlikçi Bayram Efendi. Maceranın peşinde hem birçok ülkeyi
gezecek hem de keyifli bir çizgi roman okuyacaksınız.
50 - Buluşma 2013
Fenomen TV
dizisi Behzat
Ç’nin yazarı
Emrah Serbes,
yeni kitabı
“Hikayem
Paramparça”da,
parçaları
oldukça etkileyici
bir şekilde bir araya
getiriyor. Hem kendi
hikayesini hem de
memleketin hikayesini
anlatıyor.
(İletişim Yayınları)
YAŞAM KOÇUM
ARİSTO
JULES EVANS
DVD
Paris’te Gece Yarısı
Midnight in Paris
Her filminde kendine başka bir şehri seçen ünlü yönetmen Woody Allen bu kez Paris’i kendine mesken tutmuş. “Midnight in Paris” Paris’e gelen genç nişanlı çiftin zaman içinde değişen
ilişkisini konu alıyor. Gil (Owen Wilson) Inez’e (Rachel McAdams) sırılsıklam aşık, ancak ikisi
de farklı dünyaların insanları. Gil, Hollywood’un gösterişli dünyasından da hayranı olduğu
yazarların izinden gidip roman yazmak istiyor. Sosyal statü ve parayı seven maddiyatçı Inez ise
aşırı muhafazakar ailesine çok bağlı. Genç adam Paris’in büyülü dünyasına aşık oluyor. Gece
yarısından sonra birlikte olduğu hayal ürünü dostlarının dünyası artık onun için daha keyifli bir yer
haline geliyor. Her sinema severin DVD arşivinde mutlaka bulunması gereken bir Woody Allen
klasiği…
Zamanda
yolculuk
yaparak 2 bin
yıl geriye gidip
Atina Okulu’nda
12 büyük
filozoftan hayat
dersleri almak
ister miydiniz?
Aristo, Platon, Sokrates
gibi büyük isimler bu
kitapta size yaşam
koçluğu yapıyor.
(Kuraldışı Yayınları)
Fetih 1453
Son dönemin en çok konuşulan ve en büyük gişe
başarılarından birinin sahibi olan Fetih 1453 filmi
bu kez DVD olarak koleksiyonunuzun en nadide
parçaları arasında yerini almayı bekliyor. Devrim Evin’in
canlandırdığı Fatih Sultan Mehmet’in 21 yaşında
İstanbul’u nasıl fethettiğini, dünya tarihini değiştirerek
nasıl yeni bir çağı başlattığını, muhteşem görsel efektler
eşliğinde izleyebilirsiniz.
YEDİNCİ GÜN
İHSAN OKTAY
ANAR
İhsan Oktay
Anar, bu yeni
düşüyle sizleri
yine şaşırtacak.
Çizgilerde
değil kürelerde
gezinecek,
bilinen zamanların
bilinmeyen anlarına
yolculuk edeceksiniz.
Alışık olmadığınız
dünyanın kapısından
girdiğinizde âşinalık
hissedecek, kendinizi
akışta yolculuk ederken
bulacaksınız.
(İletişim Yayınları)
Hugo
Unutulmaz filmlerin yönetmeni Martin Scorsese bu
filmiyle Oscar dahil 41 ayrı
uluslararası ödül kazanmıştı.
Görkemli bir maceranın
sihirli dünyasını bu DVD ile
evinize getirebileceksiniz.
Paris’te tren istasyonunun
duvarları arasında yaşayan
saatlerden sorumlu cingöz
Hugo babasından kalan
sırrı keşfeder. Ardından bir
gizemi çözer ve etrafındaki
herkesi değiştirebilecek ve
Hugo’nun sevecen bir ev
bulmasına yol açacak bir
maceraya atılır.
Herkes
Aynı Hayatta
Mehmet Erdem
Albümün çıkış
şarkısı olan, söz
ve müziği Sezen
Aksu’ya ait “Hakim
Bey”i dijital müzik
platformları, radyo
ve televizyon
aracılığıyla
dinlemeyen
kalmamıştır.
“Leyla ile Mecnun”
dizisinin müziklerini
beraber yaptığı
Alper Atakan’ın
prodüktörlüğünde
kaydedilen “Herkes
Aynı Hayatta” isimli
albümde 10 şarkı
yer alıyor. Hem
Mehmet Erdem’in
kendi bestelerinin,
hem de unutulmaz
eserlerin ustalıkla
harman edildiği
albümde “Leyla ile
Mecnun” dizisiyle
tanınan ve dijital
platformlarda
dinlenme rekorları
kıran “Yalan”,
“Polis” filminin
soundtrack’i
olan ve Mehmet
Erdem’in etkileyici
sesini kitlelere
duyuran “Olur Ya”
şarkılarının yanı sıra
“Bir Harmanım Bu
Akşam”, “Sen Mutlu
Ol Ne Olur”, “Dünya
Dönüyor” gibi daha
önce seslendirilmiş
ve klasikleşmiş
eserler bulunuyor.
Buluşma 2013 - 51
KÜLTÜR
Marilyn’İn
50 yıl sonra ortaya çıkan
mektupları
P
Ölümünden 50 yıl sonra ortaya çıkan tomarlarla
yazısı Marilyn Monroe’nun hiç bilinmeyen ve
tahmin edilemeyecek yönlerini ortaya çıkardı. Seks
sembolü olarak tanıyorduk ama o bir entelektüelmiş.
Pop kültürün önde gelen ikonlarından biri olan Marilyn Monroe
hakkında gün geçmiyor ki yeni bir şey çıkmasın! Efsane yıldız
Monroe’ya dair en son gelişme ise “Fragments” isimli kitap oldu.
Ancak “Fragments”, unutulmayan yıldız hakkında bugüne kadar
çıkanlardan oldukça farklı. En büyük özelliğiyse kitaptaki yazıların büyük kısmının Marilyn’in bizzat kendisi tarafından kaleme
alınmış olması. Çok tartışılan kitap yıldızın “sarışın bomba” ve
seks sembolü imajını altüst ediyor.
Entel MarIlyn
En seksi Hollywood ikonlarından biri olarak ölümsüzleşen Marilyn Monroe’nun yazdığı hiç yayımlanmamış edebi yazıları, samimi günlükleri, mektupları ve şiirlerini ilk defa gün ışına çıkarıyor,
“Fragments”. Bununla da kalmıyor, kendisi yeterli eğitim görmemiş olsa da, parıltılı sahnelerin düşünceden uzak kadını sanılsa da gerçekte en zorlu yazarların sadık bir okuru olduğunu ve
edebiyata olan yatkınlığını da kanıtlıyor. Kısacası bilinen imajının
aksine, John Milton, Walt Whitman, Truman Capote, Flaubert,
Conrad, Steinbeck, Hemingway, Beckett, Camus, Kerouac gibi
yazarları hatta çok zor bir eser olarak bilinen James Joyce’un
Ulysses’ini okuyan, şiirler yazan, göz kamaştırıcı sinema dünya-
52 - Buluşma 2013
Monroe’nun yazdıklarından…
“Bu kadar cıvıl
cıvıl bir kızı nasıl
oynayabilirim?”
“Endişeli, sinirli, dalgın ve
kararsızım. Daha birkaç
dakika önce platonun karanlık
ve sessiz bir köşesinde gümüş
bir tabağı fırlatıp attım. Yine
de kendimi koyuvermeye hiç
hakkım olmadığını biliyorum.
Zaten, o noktaya gelirsem
kendimi toparlayamayacağım
için buna cesaretim de yok.
Az önce tüm yediklerimi
kusacaktım neredeyse.
Üstelik çok yorgunum. Nasıl
yaparım bilemiyorum; canlı,
cıvıl cıvıl bir kızı oynamam
gerekiyor. Tüm hayatım çok
uzun süredir umutsuzlukla
dolu ama ben yine de bu
rolü sürdürmenin bir yolunu
arıyorum…” (1950’ler)
2012 xxx
Marilyn Monroe’nun yazdıklarından…
“Başkası asla sevilemez”
“İçimde daima derin bir
‘başkasının kârı olma’
korkusu var sanırım.
Zaten hayat bana,
birisinin gerçekten
sevilmesinin asla
mümkün olmadığını
öğretti”. (1956)
Marilyn’İn
mektupları
Şiir
Ah, ne kadar isterdim
Ölmüş olmayı, hatta hiç
var olmamayı
Uzaklara kaçmak
isterdim
Buradan ve her şeyden
Yapabilir miyim acaba?
sının içinde kendi hislerini ve düşüncelerini
kâğıda geçiren yepyeni bir Marilyn Monroe
imajıyla karşılaşıyoruz. En zorlu yazarların
eserlerini kütüphanesine dolduran, ciddi
ciddi okuyan, beraber olduğu erkeklerin
entelektüel yönlerini adeta sömürerek her
birinden bir şeyler kapan bir yıldızın gizli
kalmış kişiliği bu.
Bugüne kadar hep filmleri, cinselliği, güzelliğiyle yani kameraların önündeki hâliyle
bilinmişti. Oysa kameraların yansıtmadığı
gerçek hayatında kendisini satırlara aktarmış, sayfalarca yazısını başucundaki çekmecesine saklamıştı. Tüm bunların ortaya
çıkması için yarım yüzyıl geçmesi gerekecekti. Daha Marilyn olmadan önce, Norma Jeane Mortenson adında 17 yaşında bir
genç kızken yazmaya başladığı ve 1962’de ölümünden birkaç
gün öncesine kadar hissiyatını döktüğü satırlar bugüne kadar en
yakınında bulunmuş birkaç dostu dışında gizli kaldı. Kişisel mektupları, günlükleri, düşünceleri, kendisiyle tartıştığı iç sorunları, iş
notları, hatıralarını ve hatta yemek tariflerini kâğıda aktardı. Onun
daima en yakınında bulunan oyunculuk eğitmeni Lee Strasberg
ve eşi tarafından mahremiyetine saygıdan dolayı gün yüzüne
çıkarılmayan tüm yazıları, “Fragments”a göre gerçek zekâsı ve
entelektüel yanı onlarca yıl gizledi.
Yattı, dinledi, okudu
Bir Marilyn Monroe uzmanı olan yazar François Forrestier de
Monroe’nun bu gizli yönünü doğruluyor: “O bir sarışın bombaydı
ama entelektüel olmaya da çalıştı” diyor. Ona göre “Yapımcılarla, aktörlerle, müzisyenlerle, pizzacılarla hatta ABD başkanı ve
kardeşiyle de yatıyordu ünlü yıldız. Çünkü verebileceği tek şey
buydu. Ama almasını da biliyor ve onları dinliyordu.”
54 - Buluşma 2013
1940’larda Elia Kazan’la ilişkisi sayesinde
New York entelektüellerini tanır. Kazan’ın
birikimi sayesinde sonradan kocası olacak
Arthur Miller gibi yazarları okur, onun konuşmalarıyla bilgisini tazeler. 1954 yılında
ilişki kurduğu fotoğrafçı Milton Greene ise
onun için adeta hızlandırılmış okuma kursu olur. Bunu Milton Greene’in oğlu şöyle
hatırlıyor: “Marilyn, Connecticut’taki evimizde aylarca kaldı. Havuz dâhil her yerde
kitap okurdu…”. Eğitim eksikliğini böylelikle
beraber olduğu erkeklerin kültürlerinden
ve kitaplardan doldurmaya çalışır Marilyn.
Hayatına başka erkekler ve onlarla beraber
başka kitaplar girer. Marilyn eğitmeni Lee
Strasberg sayesinde kitaplarla bir hayli haşır
neşir olur. Yazar kocası Arthur Miller da onun
okuma çabalarında bir mihenk taşı olur. Miller onun entelektüel aşkıdır. Psikiyatrı Ralph Greenson sayesindeyse Freud’a ilgi
duyar ve “Totem ve Tabu”yu okumaya başlar. Laurence Olivier
ile çalışmaları onun engin tiyatro bilgisinden yararlanmasını ve
Shakespeare’i tanımasını sağlar. FBI tarafından aranan sol görüşlü militan Frederick Vanderbilt’le ilişkisi ise ideolojik bir eğitim
olur. Gramsci gibi ideologları onun sayesinde okur. Bir yandan
da şiirler yazar ve bunları ancak çok yakınlarına gösterir. Bunlardan biri de gazeteci dostu Norman Rosten’dir. Rosten’e göre
Marilyn’de “hâkimiyeti olmasa da bir şairin içgüdüsü ve hassasiyeti vardır”. Kısacası Marilyn bir yanda yürek yakan sarışını
canlandırırken öte yandan da iç dünyası daha zengin bir insan
olmanın mücadelesini verir. Ön planda olan yaldızlı imajının yanında mayoyla, entelektüellerin bile okumakta zorlandığı James
Joyce’un Ulysses’ini okurken verdiği pozlar kimseye inandırıcı
gelmez ama o yazdığı notlarında şunları söylemektedir. “Edebiyat benim kurtarıcım olacak!”
“Delilerle beraber kapatıldım…”
(Dinlenme kürü bahanesiyle 1961’de
kapatıldığı New York’ta bir psikiyatri
hücresinde yazdığı mektup…)
“Sevgili Lee ve Paula,
Dr. Kris beni New York Hastanesi’nin
psikiyatri bölümüne yatırdı ve doktorum
olamayacak iki budala doktorun ellerine
teslim etti. Size haber veremedim
zira burada zavallı delilerle kapatılmış
durumdaydım. Bu kâbus devam
ederse burada delireceğim kesin.
Burası kesinlikle bulunmam gereken
son yer. Lee, lütfen Dr. Kris’i zihin
sağlığımın iyi olduğuna ve ‘Rain’deki
rolüme iyi hazırlanmam için çalışmalara
başlayabileceğime ikna ederek, bana
yardım edin!”
HHH
“Geçen gece bir kere daha tüm geceyi
uykusuz geçirdim. Bazen gece denilen
şeyin neye yaradığını merak ediyorum
çünkü gerçekte benim için gece diye bir
şey yok gibi. Tamamı bana sonu olmayan
uzun bir gün gibi geliyor; korkunç!
Ama yine de uykusuzluğumu faydalı
kılmaya çalıştım ve Sigmund Freud’un
yazışmalarını okumaya başladım.
Kitabı açınca daha ilk sayfada Freud’un
portresini gördüm ve gözyaşlarına
boğuldum; fotoğrafı ölümünden
hemen önce çekilmiş olmalıydı ki sonu
hayalkırıklığı ve hüzünle bitmiş gibi
çökmüş görünüyordu. Dr. Kris, bana
onun daha çok bedenen ızdırap çektiğini
söyledi. Ama yine de ben içgüdülerime
güveniyorum. Onun mutsuz olduğunu
biliyorum çünkü yüzünde melankolik bir
bıkkınlık taşıyor.” (1960)
Buluşma 2013 - 55
DİJİTAL
DİJİTAL DÜNYANIN
ÖNCÜ MARKASI:
ALLIANZ
2011 Eylül ayında Allianz
Türkiye olarak pazarlama
iletişimi alanında interaktif
mecra yatırımlarımıza
başladık. Dopdolu geçen 2012
yılının sonuna gelindiğinde
Allianz Türkiye’nin Facebook
sayfası, 230.000 takipçiye
ulaştı. 2012’de yıl boyunca
gerçekleştirdiğimiz birçok
dijital projenin 2013 yılında
da devamını getirecek, Allianz
müşterilerimize ve dijital
dünyada bizi takip eden
takipçilerimize
fırsatlar sunmaya
devam edeceğiz.
Emekli TV
Kasım 2012’de yayına başlayan dünyanın ve Türkiye’ninilk
emeklilik temalı internet televizyonu Emekli.Tv, birbirinden
renkli programları ve muhteşem ödülleriyle 2013 yılı
boyunca yayın hayatını sürdürmeye devam edecek. Emekli.
Tv, içeriğindeki programlarla eğlenceli vakit geçirmenizi
sağlarken, aynı zamanda Bireysel Emeklilik Sistemindeki
gelişmeleri de yakından takip etmenizi sağlıyor.
2013’te yepyeni tasarımı ve içeriğiyle yayınına devam
edecek olan Emekli.Tv’ye cep telefonu ve tabletleriniz
üzerinden erişerek bireysel emeklilik sistemi ile ilgili
bilgilere ulaşabilir, eğlenceli videolar ve oyunlar ile eğlenceli
dakikalar geçirebilirsiniz.
56 - Buluşma 2013
YIL
BOYUNCA
NELER
YAPTIK?
A
llianz, faaliyet gösterdiği ve aralarında
Türkiye’nin de bulunduğu 9 ülkede tüm
sporseverlerin katılabileceği “Allianz Futbol
Dünya Turu” adında bir organizasyon
düzenledi.
Facebook üzerinden yarışmaya katılan
kullanıcılara sorduğumuz sorulara en
kısa sürede en çok doğru cevabı veren
16 katılımcı finale kaldı. Finalistler, Okay
Karacan tarafından düzenlenen workshop’ta
bir spor muhabirinin sahip olması gereken
özelliklere ve “spor haberi nasıl yapılır”
sorusunun cevabına dair bilgiler aldı.
Gün sonunda ise hem Türkçe hem de
İngilizce haber hazırlayarak yarışmanın
galibi olmaya çalıştılar. Allianz Futbol
Akademisi’nin birincisi olarak Futbol Dünya
Turu seçmelerinde Allianz Türkiye’yi temsil
eden Ulaş Gürşat 2 gün boyunca Münih’te
unutulmaz bir deneyim yaşadı. Elemelerin
galibi Allianz Futbol Dünya Habercisi olarak
1 ay boyunca Allianz Futbol Dünya Turu’na
katıldı ve projeye katılan ülkeleri geçerek
futbolun uluslararası çeşitliliği ile ilgili
deneyimlerini videolar, bloglar ve fotoğraflar
aracılığı ile paylaştı.
Allianz Futbol Akademisi
Allianz ile Kendi
Türk Filmini Yarat
F
acebook kullanıcıları “Allianz ile Kendi Türk Filmini
Yarat” adlı uygulama ile nostaljik bir Türk filminin
yönetmenliğini üstlendi.
Kullanıcıların isterlerse fakir oğlan-zengin kız,
isterlerse de zengin oğlan-fakir kız aşkını senaryoya
taşıyabilecekleri uygulama unutulmaz Yeşilçam
repliklerini, nostaljik müzikler ve İstanbul görüntüleri
tamamladı. Sosyal medyada yoğun ilgi gören
uygulamaya facebook.com/AllianzTurkiye üzerinden
ulaşabilir, siz de kendi Türk filminize yönetmenlik
yapabilirsiniz.
Gençler Münih Futbol Kampı
A
llianz, Gençler Münih Futbol Kampı ile bu kez
14-16 yaş arasındaki futbol tutkunu gençlere hayatları
boyunca unutamayacağı bir deneyim yaşama fırsatı sundu.
Katılımcıların “Futbol tutkusunu anlatan” fotoğrafları
deneyimli spor yazarı Okay Karacan ve Eski Milli Futbolcu
Metin Tekin’in de bulunduğu jüri tarafından değerlendirildi.
Jürinin seçtiği Furkan Koçak, Timuçin Vatansever ve
Şahin Coşkun Münih’te düzenlenen “Gençler Münih Futbol
Kampı”na katılma hakkını ederek harika bir deneyim yaşadı.
21 ülkeden gençlerin katıldığı 4. Gençler Münih Futbol
Drive Master
A
llianz Global, yol güvenliği
konusundaki uzmanlığıyla
sürücüleri güvenli sürüş konusunda
bilgilendirmek için “Drive Master”
adlı Formula 1 oyununu hayata
geçirerek konu hakkındaki önemli
bilgileri kullanıcılara F1 deneyimini
yaşatarak sunmayı hedefliyor.
Biz de Allianz Türkiye olarak
bu eğlenceli oyunu Türkiye için
uyarladık. Allianz Türkiye Facebook
sayfamızdan ulaşılabilecek olan
Drive Master oyununda, oyun
süresince telefonlarına gelen
çağrılar ve kısa mesajlar ile dikkati
dağıtılacak olan kullanıcılar,
Mercedes AMG Petronas F1 pilotu
Nico Rosberg’in tur zamanını
geçmeye çalışacaklar. 21 Aralık
2012 – 28 Şubat 2013 tarihleri
arasında oynanacak oyunlarda en
iyi 10 tur zamanı yapan kullanıcılara
Lisanslı Mercedes F1 ürünleri hediye
edilecek.
Oyunun, güvenli sürüş konusunda
sürücüleri bilinçlendireceği ve dijital
alanda yaratıcı ve eğlenceli bir
iletişim olacağı düşünülüyor.
Kampı’nın katılımcıları, 5 gün süren bir futbol şöleni yaşadılar.
Dünyanın dört bir yanından gelen gençler,FC Bayern Münih’in
antrenman sahasında altyapı antrenörleriyle idmana çıkmanın
yanı sıra Bayern Münih’in dünyaca ünlü yıldızlarıyla da tanıştılar.
Katılımcılarımız, Münih şehrini gezme fırsatına da sahip oldukları
gibi, Allianz Arena’yı gezme imkanı yakaladılar ve Allianz Arena’da
FC Bayern Münih’in Bundesliga maçını seyrettiler.
2013’te 5.’si gerçekleştirilecek Gençler Münih Futbol Kampı’na
katılmak isteyen 14-16 yaş aralığındaki gençler
facebook.com/AllianzTurkiye adresini takip ederek bu yıl
düzenlenecek yarışmaya katılabilir ve unutamayacakları bir
deneyimin ilk adımını atabilirler.
300
Sigortalı
A
llianz Türkiye
Facebook sayfasında
başlattığımız “300
Sigortalı” uygulamamıza
gelen kullanıcılar ordularını
kurup destanlar yazdı ve
gerçekleştirdikleri aksiyonlara
göre puanlar kazandı. On
binlerce kullanıcı 300
Sigortalı’dan biri olmak için
kıyasıya bir yarışın içerisine
girdi. Ordularıyla savaşan,
yazdıkları destanlarla en çok
puanı toplayan 300 kullanıcı
ise LED TV, iPad, iPhone gibi
teknolojik ödüller ve Allianz
Türkiye’den Kişisel Güvence
Sigortası kazandı.
YAŞAM
20 ünlü isim
UNICEF’in
yardım
kampanyası
için fotoğraf
makinelerini
boyunlarına
astılar ve
İstanbul
sokaklarında
kayboldular.
Aralarında
kimler yok ki...
Ahmet Ümit’ten
Türkan Şoray’a,
Mehmet
Günyeli’den
Ayşe Kulin’e
herbiri değerli
isimlerin
objektifinden
özel kareler
ve bu
karelerin neler
hissettirdikleri...
İşte, yakında bir
albüm olarak da
yayınlanacak
karelerden
sizin için
seçtiklerimiz...
ÜNLÜLERİN
OBJEKTİFİNDEN
Benim
İstanbul’um...
58 - Buluşma 2013
Mehmet Günyeli
“İKİYÜZLÜ İSTANBUL adını verdiğim bu panoramik fotoğrafımla
büyülü güzellikteki İstanbul’un modern ve çağdaş yüzünü
gökdelenlerle, eski, yaşlı ve hüzünlü yüzünü ise gecekondu
görüntüleriyle tek bir karede anlatmak istedim. İstanbul benim
vazgeçilmezimdir…”
Buluşma 2013 - 59
Zeynep
Fadıllıoglu
“... İstanbul’un içinde birkaç İstanbul var... Burası rüya gibi
bir şehir... Kalbi nerede atıyor bilmiyorum ama İstanbul,
devamlı koşturup bir şey yapmaya çalışıyor gibi. Şehirde
mimari olarak çok kötü bulduğum çok sayıda yapı var o
nedenle belki İstanbul’da eski bir devirde yaşamak isterdim...
Ancak bir yandan da bu şehrin dinamiğini seviyorum, genç
kültürünü seviyorum. O bakımdan da şu anda yaşamaktan
memnunum... İstanbul’da iyi işler yapılıyor ancak biraz daha
kültürü, biraz daha görgüsü yüksek insanların değişmeyecek
ana tasarımlarda söz sahibi olması gerekiyor. Bilhassa
restorasyonlarda...”
Ahmet Ümit
“Mihrimah Sultan Cami’nin
kubbeleri... Mimar Sinan’ın
kimbilir kaç kez düşünüp, kaç
kez hesaplayıp yaptığı kubbelerin
üstünde unutulmuş iki iskemle.
Ne zaman konulmuş belli değil,
üzerine oturanlar kim onlar da
belli değil. Ne konuştuklarını da
bilmiyoruz ama 400 küsur yıllık
tarihi caminin kuleleri arasında
bir muhabbet olduğu gerçek...
İyilik, güzellik ve doğruluk üzerine
bir muhabbet olsun deyip bastık
deklanşöre...”
Ayse Kulin
“… bana göre İstanbul’un bin tane kalbi vardır. Nazım’ın
şiirinde olduğu gibi her tarafta atar… İstanbul erkek
olamayacak kadar değişken bir şehir… Yani ruh halleri
değişik, biraz fingirdek, çok hareketli, müthiş enerjisi olan
bir şehir. Ne yapacağı belli olmayan, şımarık, edepsiz,
şirret bir kadın gibi… Bana İstanbul’u bir noktadan anlatın
deseler, bunlardan biri yedi yılımın geçtiği Robert Koleji
olurdu. Bana deseler ki dünyaya bir daha gelsen, ya da
otur bir yedi sene seç sana o günleri yeniden yaşatalım. O
kolejde geçirdiğim yılları seçerdim kesin...”
EVİNİZİ RİSKLERE KARŞI GÜVENCE ALTINA ALMANIZ MÜMKÜN Tüm Ev Sigortası
Allianz Tüm Ev Sigortası ile konutunuzu ve isteğe bağlı olarak içinde yer alan eşyalarınızı yangından
hırsızlığa ve su baskınına kadar birçok riske karşı güvence altına alabilirsiniz.
Hangi riskler güvence altında?
• Yangın, yıldırım, infilak
• Hırsızlık
• Sel / su baskını
• Deprem
• Dahili su hasarları
• Fırtına
• Kar ağırlığı
• Hava taşıtları çarpması
• Kara taşıtları çarpması
• Yer kayması
• Duman
• Grev, lokavt,
kargaşalık, halk
hareketleri, kötü niyetli
hareketler, terörizm
riskleri ve poliçe
kitapçığında belirtilen
daha birçok riskleri Tüm
Ev Sigortası ile güvence
altına alabilirsiniz.
Allianz Acenteleri / 444 45 46
60 - Buluşma 2013
Buluşma 2013 - 61
Ercan Arslan
“İstanbul’da sisler içinde bir vapur
kimbilir bu kaçıncı seferi dünden
bugüne. İstanbul’da kıyıdan kıyıya her
yolculuk hüzünlü bir ayrılık, coşkulu bir
kavuşmadır aslında…”
Türkan Soray
“İstanbul benim her şeyim… Gözümü açtığım, havasını koklayarak
büyüdüğüm, her semtinde, her köşesinde acı tatlı anlarımı barındırdığım
büyülü şehrim… Bu şehri bu denli güzel yapan, İstanbul’umun
Boğaz’ı mıdır? Erguvanları mıdır? Tarihi midir? Yahya Kemal midir?
Bilemiyorum… Ben yıllarca İstanbul’un güzelliğini içime sindirmişim,
beynime kazımışım… Farkında olmadan… Annemin kucağı gibi
ısınmışım, alışmışım, sevmişim, hayran olmuşum, aşık olmuşum… Şimdi
çarpık kentleşmeyle, şekilsiz binalar gördükçe içim acıyor. Ama hiçbir
şey İstanbul’umun güzelliğini bozamıyor…”
Kezban Arca Batıbeki
“İstanbul; doğduğum, büyüdüğüm yer olmasının yanı sıra
benim için çok fazla anlamı olan bir şehir. Ben İstanbul’u,
şehre kısa süreliğine gelmiş turistler gibi yaşayanlardanım
ki bence doğrusu da bu. Güzelliği, tarihi, karmaşası ve
rengiyle böyle bir ilgiyi hak eden dünyadaki en özel birkaç
şehirden biri çünkü. Bu nedenledir ki; Galata Kulesi’nin
62 - Buluşma 2013
Haliç tarafından görünen İstanbul coğrafyası, fotoğrafım
için en doğru açı gibi göründü. Salacak’taki evimiz, her gün
baktığım tarihi yarımada, sürekli kullandığım Harem-Sirkeci
feribotu, Tünel’deki atölyemin hemen yanı başındaki, yakın
arkadaşlarımın yaşadığı Galata Kulesi civarı, hayatımı
geçirdiğim tüm adresler aynı karede neredeyse...”
Buluşma 2013 - 63
HABERLER
YATLARA ÖZEL
MAVİ DALGA
POLİÇESİ
Yat sigortacılığı sektöründe lider
konumda yer alan Allianz Sigorta,
sigortalılarına sunduğu yat ürünü
“Mavi Dalga” poliçesiyle tekneleri
denizde ve karada en geniş risk
olasılıklarına karşı güvence altına
alıyor.
ALLIANZ STADYUM AİLESİNİ GENİŞLETİYOR
A
Dünyanın önde gelen sigorta şirketlerinden Allianz Group, spora
ve sporcuya verdiği önemi her fırsatta öne çıkarırken, futbol
dünyasında adını verdiği stadyumlara iki yenisini daha katıyor.
A
Almanya’nın Münih kentinde bulunan Allianz Arena’nın atmosferini ve başarılarını Fransa, ve İngiltere’ye de taşımaya karar
veren Allianz Group, 2012 yılının başında Sidney’de bulunan
stadyumun Allianz Stadium adını almasının ardından, Nice’de
Allianz Riviera, ve Londra’da Allianz Park stadyumları ile sporseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.
Fransa’nın Nice kentinde yer alan Allianz Riviera stadyumu
için uzun dönemli isim hakkı anlaşmasına imza atan Allianz,
İngiltere’nin Saracens Rugby Club ile yapılan ortaklık anlaşmasıyla, kulubün tamamen yenilenen stadyumunun isim hakkını
da aldı. Fransa’nın Nice kentinde inşa edilen 45 bin kişi kapa-
Allianz Sigorta, yatları “Mavi Dalga” poliçesiyle; denizde, karada, indirilme esnasında, deniz
kazası, korsanlık, yangın, deprem, infilak gibi
pek çok risk teminatı kapsamında koruyor.
Yatların ekipmanlarını ve takma motor gibi dış
donanımlarını da kıyıda, depoda ve tamir halindeyken teminat altına alıyor.
Özel amaçlı kullanılan tekneler için düzenlenen “Mavi Dalga” poliçesi, tekne sahiplerinin
sigorta ihtiyaçlarına yönelik hazırlanan kapsamlı bir ürün olma özelliğine de sahip. Poliçe;
tekne teminatına ek olarak, çekme kurtarma
masrafları, makine hasarları genişletme, kişisel
eşya ve balıkçılık ekipmanları, elektronik cihaz
ve tekne personeli için ferdi kaza teminatı da
sunuyor.
siteli yeni stadyumun 2013 yılında açılması planlanıyor. Allianz
Riviera futbol maçlarının yanı sıra diğer sporlara ve kültürel aktivitelere, konserlere ve şovlara da ev sahipliği yapacak.
İngiltere’nin başkenti Londra’nın önemli kulüplerinden 2011
şampiyonu Saracens Rugby Club’ın Copthall stadyumu yenilenerek 2013 yılı itibariyle Allianz Park olarak anılmaya başlanacak. Allianz Park stadyumu senenin her günü kullanılabilecek
ve Londra’nın Barnet bölgesinde bulunan okullara ücretsiz
olacak. Saracens Rugby Club’ın maçlarını oynayacağı günlerde Allianz Park, son sistem teknolojisiyle geleneksel rugby
heyecanını bir araya getirecek.
ALLIANZ SİGORTA ÇALIŞANLARI VAN’DAYDI
T
Türk halkının sigorta ihtiyaçlarına A’dan Z’ye çözümler sunan
Allianz Sigorta, 23 Ekim 2011 tarihinde Van’da yaşanan ve
bölge halkını derinden etkileyen deprem felaketinin ardından
Van’ın Mollakasım Köyü’nde bir ilkokul, sağlıkevi ve lojman
inşa ederek, açılışlarını 2012 yılının Ağustos ayında gerçekleştirdi. Projenin sürdürülebilir olmasını hedefleyerek yola çıkan Allianz Sigorta, 2012 yılının sonunda “Van Dilek Ağacı ”
projesini geliştirdi. Okulda öğrenim gören çocukların dilekleri,
Allianz Sigorta Genel Müdürlük binasında kurulan çam ağacının dallarını süsledi, gönüllü çalışanlar çocukların dileklerini
yerine getirmek üzere harekete geçti. Toplanan hediyeler
okula ulaştırılmak üzere ağacın altını süslemeye başladı.
Allianz’ın geleneksel hale gelen yıl sonu balosunda ise, okuldaki çocukları ziyaret etmek isteyen çalışanlar arasından yapılan çekiliş sonucunda 4 kişi Van’ın Mollakasım Köyü’ne
64 - Buluşma 2013
giderek hediyeleri çocuklara bizzat verme şansını yakaladı.
Çalışanların yeni yıl öncesinde topladıkları hediye paketleriyle
köyü ziyaret eden ekip, yaşama geçirilen sosyal sorumluluk
projesinin mutluluğunu ve öğrencilerin yılbaşı dileklerini gerçekleştirmenin sevincini yaşadılar.
Allianz Grup ve Allianz Sigorta olarak sürdürülebilir sosyal sorumluluk projelerine büyük önem verdiklerini belirten Allianz’ın
Türkiye CEO’su Alexander Ankel Mollakasım Köyü’nde inşa
ettikleri tesisleri çocuklar ve gençlerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak üzere hayata geçirdiklerini belirtti.
ALLIANZ, SÜRÜCÜLERİ ZORLU HAVA
KOŞULLARINA KARŞI UYARIYOR
Dünyanın önde gelen sigorta şirketlerinden
Allianz, zorlu mevsim koşullarında ortaya çıkan
ve kazalara neden olabilecek durumlara karşı
önlemler sunarken, sürücüleri sonbahar ve kış
aylarında yaşanan yoğun sis, ıslak ve kaygan
zemine karşı uyarıyor.
A
Allianz’ın,sürücülere özel hazırladığı kış sürüş rehberinde
sonbaharla birlikte gelen sis ve yağışların trafik kazalarına
yol açan nedenler arasında ilk sırada yer aldığı belirtiliyor.
Rehberde yer alan diğer kaza nedenleri arasında süratli
araç kullanımı, sert frenleme ve manevra sırasında yoldan
savrulma yer alırken, kaymalar da trafik kazalarına neden
olan unsurların başında geliyor. Sürüş tekniklerinin de bulunduğu rehberde, deneyimsiz sürücüler, zorlu kış koşullarında daha dikkatli olmaları ve kurallara uymaları yönünde
uyarılıyor. Sürücülerin özellikle sonbahar ve kış aylarında
daha yorgun olduğuna dikkatleri çeken rehberde, havanın
erken kararıyor olmasının sürücülerin görüş mesafesinin
azalmasına neden olduğu belirtiliyor. Allianz, sürücülere
yolculukları kısa olsa bile olumsuz bir olay yaşamamaları
için öncelikli olarak araç bakımlarını yaptırmalarını tavsiye
ediyor ve seyir halindeyken kontrollü olmaları konusunda
önerilerde bulunuyor.
Buluşma 2013 - 65
sudoku
7:HÈI:N:CĐ
9yC:B0
orta
kolay
I6H6GGJ;A6G>C>O96
'*9:KA:I
@6I@>H>###
=Ze^b^oZbZ`a^a^č^b^o^^cŽc“b“oYZjojcnèaaVgdaYjčjcjY“ē“c“g“o#DnhVē^bY^YZcgV]ViW^gZbZ`a^a^č^
eaVcaVbV`b“b`“c#ĐēiZBireysel Emeklilik SistemiWjcjc^^ckVg#=VnViècèoèZbZ`a^a^č^c^oYZYZVncè
gV]Viaè`aVYZkVbZii^gZW^abZc^o^^c###
zor
&-nVēècèYdaYjgbjē!]Zg`Zh7^gZnhZa:bZ`a^a^`H^hiZb^ÉcZ`VièaVW^a^g#&DXV`'%&(iVg^]^^i^WVg^naZi“bW^gZnhZa
ZbZ`a^a^``VièaèbXèaVgèŽYZY^`aZg^Vnaè``Vi`èeVnècèc'*È^dgVcçcYV9ZkaZi@Vi`çhçVkVciV_ècVhV]^e
daVXV`aVgYèg#
6aa^Vco^aZ7^gZnhZa:bZ`a^a^`H^hiZb^ÉcZ`VièaYèčècèoYV!jobVcW^g`VYgd^aZnŽcZi^aZckZ^]i^nVXVjn\jc
WZa^gaZcb^ē[dcaVg^aZnViègèbēVchèZaYZZYZgh^c^o#
çözümler
66 - Buluşma 2013
Đēh^oa^`!iZ]a^`Za^]VhiVaè`aVgkW#g^h`aZg^aZ`VgēèaVēèabVhè]Va^cYZkZg^aZc@Vi`çEVnçyYZbZ<’kZcXZh^!
6aa^VcoÉècVcaVēbVaçdaYjčjhVčaç``jgjbaVgçcYV'%ÈnZkVgVc^cY^g^bhZZcZ`aZg^!
6bWjaVch\ŽcYZg^b^!ièWW^YVcèēbV]^obZi^kZZkYZWV`èb]^obZi^\^W^BZY^`Va6h^hiVch HizmetleriÉcYZcnVgVgaVcVW^a^gh^c^o#
6aa^Vco:bZ`a^a^`^aZnViçgçbaVgçcçoçcbZnkZh^c^ZbZ`a^a^`YcZb^c^oYZideaVnçc###
kolay
zor
orta
6ngèXVYV]V[VoaVVkVciV_^ZgZc6aa^Vco7:HPlus hŽoaZēbZc^okVghV“XgZih^odaVgV`hjcjaVc0
9ZkaZi^c`VièaèbXèaVgVYècVnViègVXVčè`Vi`èeVnèb^`iVgè!nèaaè`Wg“iVh\Vg^“XgZi^c'*É^c^\ZZbZnZXZ`i^g#
Allianz Acenteleri veya 444 45 46
www.allianzemeklilik.com.tr

Benzer belgeler

Buluşma Dergisi, 2013 Sayı 2 / 5,90 Mb

Buluşma Dergisi, 2013 Sayı 2 / 5,90 Mb adet üretilmiş. Her biri imzalı ve sertifikalı sunuluyor. (coprodotto.it)

Detaylı

Buluşma Dergisi, Sayı 34, 1,56 Mb

Buluşma Dergisi, Sayı 34, 1,56 Mb Öncelikle Allianz’ın geçirmiş olduğu harika yıl için hepinize teşekkür etmek istiyorum. Arkasında Avrupa’nın en büyük sigorta şirketi, AA notlu Allianz SE’nin yer aldığı Allianz, 2012 yılında da ve...

Detaylı

Buluşma Dergisi, Sayı 33, 1,86 Mb

Buluşma Dergisi, Sayı 33, 1,86 Mb başlıyor. Kalacağınız oteli şimdiden seçin

Detaylı

Buluşma Dergisi, 2014 Sayı 2 / 5,5 Mb

Buluşma Dergisi, 2014 Sayı 2 / 5,5 Mb Öncelikle Allianz’ın geçirmiş olduğu harika yıl için hepinize teşekkür etmek istiyorum. Arkasında Avrupa’nın en büyük sigorta şirketi, AA notlu Allianz SE’nin yer aldığı Allianz, 2012 yılında da ve...

Detaylı

Buluşma Dergisi, 2014 Sayı 1 / 6,80 Mb

Buluşma Dergisi, 2014 Sayı 1 / 6,80 Mb Öncelikle Allianz’ın geçirmiş olduğu harika yıl için hepinize teşekkür etmek istiyorum. Arkasında Avrupa’nın en büyük sigorta şirketi, AA notlu Allianz SE’nin yer aldığı Allianz, 2012 yılında da ve...

Detaylı

Buluşma Dergisi, 2016 Sayı 1 / 13,7 Mb

Buluşma Dergisi, 2016 Sayı 1 / 13,7 Mb yılında da verdiği sözleri tuttuğunu ve sektördeki finansal olarak güçlü ve sağlam şirketlerden biri olduğunu kanıtlamış oldu. Bu durum sigortalılarımız, acentelerimiz ve diğer iş ortaklarımız açıs...

Detaylı