Meyve ve Sebzelerin Işınlanarak Muhafazası

Transkript

Meyve ve Sebzelerin Işınlanarak Muhafazası
Meyve ve Sebzelerin
Işınlanarak Muhafası
Gıdaların ışınlarla muhafazasında
elektromagnetik enerjiden, diğer bir ifade ile
“iyonize eden enerjiden” yararlanılmaktadır.
Uygulandığı materyalde iyonizasyon
gerçekleştiren alfa, beta ve gama ışınlarına
“iyonize eden ışınlar” adı verilmektedir.
Bazı maddelerin atomları sürekli olarak
parçalanırlar ve bu sırada çevreye iyonize eden
ışın yayarlar.
Bu şekilde bir parçalanmaya uğrayan maddelere
radyoaktif maddeler denir.
gibi elementler, doğal olarak
radyoaktif nitelikli maddelerdir.
 Uranyum
Bazı elementler ise, kendine özgü yöntem ve
işlemler sonucunda yapay olarak radyoaktif
madde haline dönüştürülmektedir.

Co60 veya Cs137 gibi elementler, yapay olarak
radyoaktif hale getirilmiş maddelere örnek
olup, bunlara radyoaktif izotoplar (radyonuklid)
denir.
Radyoaktif maddelerin çevreye yaydıkları ışınlar
çarptıkları materyalde iyon adı verilen elektrik
yüklü parçacıklar oluştururlar.
Bu nedenle bu ışınlara “iyonize ışın” veya
iyonize eden ışın adı verilmektedir.
Ortak Uzmanlar Komitesinin kararıyla 1980
yılında ışınlanmış gıdayı sembolize eden
“radura sembolü” ilk kez Hollanda’da
kullanılmıştır
Gıda ışınlamanın tarihçesi
1885 ve 1886 yıllarında iyonize radyasyon keşfedilmiş
ve bunu takip eden yıllarda iyonize radyasyonun
bakterisidal etkisi tanımlanmıştır.
1950’lerden önce endüstriyel kullanım için yeterli
güçte olmadığı halde,
1955 yılında Amerikan Ordusu Tıp Departmanı
ışınlama kullanımıyla besin güvenliği sağlamaya
başlamıştır.
FDA’dan spesifik gıdaların ışınlamasının kabulü
istenmiş ve 1963 yılında ilk kez buğday ve buğday
ununun ışınlaması kabul edilmiştir.
Gıda ışınlamanın tarihçesi
1980lerde baharat ve çeşnilere, domuz eti, taze
meyve, kuru ya da suyu çıkarılmış maddelerin
ışınlanması kabul edilmiştir.
1980 yılında ışınlanmış gıdaların güvenli ve sağlıklı
olduğu deklare edilmiş ve birçok hükümet gıda
ışınlamasına izin vermiştir
1990’da kümes hayvan etlerinin, 1997’de kırmızı etin
ışınlanması FDA tarafından kabul edilmiştir.
Türkiye’de 1999’da yönetmelik çıkartılmıştır.
Işınlama ilkeleri
Radyoaktif maddeler, atomların sürekli olarak
parçalanması sırasında çevreye alfa, beta,
gama, X-ışınları gibi ışınlar yaymaktadır. Bu
ışınlar çarptıkları materyalde elektrik yüklü
iyonların oluşmasına neden olmaktadır.
Gıda materyali özel çevresel koşullar altında
dikkatle kontrol edilmiş iyonize radyasyon
enerjisine maruz kalmalı ve iyonize
radyasyon enerjisi istenilen sonuçları elde
etmek için yeterli olmalıdır.
Işınlama kaynakları
Gıdaların muhafazasında;
 Gamma ışınları
 X-ışınları
 Hızlandırılmış elektron ışınları kullanılmaktadır.
Endüstride
en yaygın olarak kullanılan kaynak
Gamma ışınlarıdır.
Gamma ışınları
 Gıdaların muhafazasında en yaygın
kullanılan iyonize ışın, gamma ışınlarıdır.
 Gamma ışınları yüksek enerjili,
elektromagnetik ışınlar olup dalga boyları
kısadır.
Gamma ışınları
Gamma ışınlarının üretiminde Co60 veya Cs137 ışın
kaynakları olarak kullanılmaktadır.
 Uygulandıkları
gıdalara radyoaktif özellik
vermezler.
 Nüfuz etme özellikleri fazladır. 20 cm
kalınlığında su tabakasından geçirilirse
aktiviteleri %50 oranında azalır.
Gamma ışınları
 Gıdaların muhafazasında kullanılabilen
ışınların en ucuzudur.
 Paketlenmiş gıdaların ışınlanmasında da
kullanılabilirler.
Gamma ışınları
Patates, soğan, sarmısak
gibi bitkisel ürünlerde
çimlenmeyi önlemek,
baharat ve hububatta
böcekleri öldürmek
amacıyla
kullanılabildiği gibi,
meyvelerin küfler
tarafından
bozulmalarına karşı
korunması amacıyla
da kullanılabilir.
Gamma ışınları
Kaynak tipi
Co-60
Cs-137
Kullanım düzeyi
Yaygın
Sınırlı
Işın tipi
Beta ve Gamma
Gamma
Enerji düzeyi
1.17 ve 1.33 MeV 0.662 MeV
Yarılanma ömrü
5.26 yıl
30.2 yıl
Giricilik
Yüksek
Yüksek
X ışınları
Elektron hızlandırıcılarından üretilmiş yüksek enerjili
elektronların tungsten bir plakaya çarptırılması ve bu
çarpışma sonucu elektronlar durdurulurken
elektronların kaybettiği enerji X ışınları olarak yayılır.
Bu olaya Bremmstrahlung (Frenleme Işını) olayı, çıkan X
ışınlarının oluşturduğu sürekli spektruma da
Bremmstrahlung adı verilmektedir.
X ışınları
 X ışını üreten kaynaklar 5 MeV
ve daha düşük enerjidedir
 X ışınlarının, hızlandırılmış
elektronlardan farklı olarak
nüfuz yetenekleri çok fazladır.
 Gıda endüstrisinde kullanılan
Röntgen ışını jeneratörleri tıpta
kullanılan jeneratörlere
benzerler
Beta ışınları
Beta ışınları, bir elektrik alanında, elektron hızlandırıcı
düzenlerde gerekli enerji verilmiş olan elektronlardır.
Işınların gıdalarda sızma düzeyi ışınların enerji seviyesi
ile ilişkilidir.
Maksimum 10 MeV düzeyinde enerji seviyeli ışınlardan
“yararlanılabilir maksimal sızma” derinliği yaklaşık 5
cm
kadardır.
Bu
nedenle
gıdaların
yüzey
ışınlamalarında kullanılır.
Daha yüksek enerjili elektronlar ise çekirdek
reaksiyonlarına yol açtıklarından gıdaların radyoaktif
özellik almasına neden olurlar.
Ultraviyole ışınları (UV)
Gıdaların muhafazasında radyoaktif maddelerden
sağlanan iyonize ışınlar dışında ultraviyole
ışınlarından da yararlanılmaktadır.
Ultraviyole (UV) ışınları elektromagnetik ışınlardır,
oldukça düşük enerjili ışınlardır.
260 nm dalga boyundaki
UV ışınları çok aktif olup
mikroorganizmaların
nükleik asitleri tarafından
absorbe edilirler.
Ultraviyole ışınları (UV)
Ultraviyole ışınları
özellikle bakteriler
üzerinde çok
etkilidirler. Bu ışınlar
proteinler ve nükleik
asitler tarafından
absorbe edilirler.
Hücrede neden
oldukları fotokimyasal
değişimler sonucunda
ölüme neden olurlar.
Ultraviyole ışınları (UV)
 Enerji birimi W/cm2’dir.

1 cm2 yüzey alanı tarafından absorbe edilen enerji
(Watt) olarak ifade edilir.
 Ürün tarafından belli bir zaman biriminde absorbe
edilen ışın dozu ise µW Sec/cm2’dir.
Ultraviyole ışınları (UV)
Birçok ülkede, UV ışınlarının içme suyu, meyve ve
sebzelerin yüzey mikrofloralarının redüksiyonu
amacıyla kullanılmasına izin verilmektedir.
UV ışınlarının gıdaların muhafazasında yaygın
olarak kullanılmamasının nedeni derinliğine nüfuz
edememesidir. Bu nedenle yalnızca yüzey
sterilizasyonuna elverişlidir.
Örneğin su ince bir film haline
akıtılırken UV ışınlarının
etkisiyle mikroorganizma
yükünün redüksiyonu sağlanır.
Ultraviyole ışınları (UV)
Ayrıca gıda endüstrisinde kapalı alanların
dezenfeksiyonunda ve ambalaj malzemesinin
sterilizasyonunda da UV ışınlarından yararlanılır.
Ancak ışın kaynağının uzaklığı antimikrobiyel etkiyi
önemli düzeyde azaltmaktadır
Mikrodalga Işınları
Bir
elektriksel alan oluşturulmasıyla bir bölgeye enerji
veriliyorsa, alanı oluşturan neden ortadan kaldırılınca bu ilk
konumda elektriksel alan azalmaya başlar ve bir manyetik
alan oluşur. Bu manyetik alanın değişmesi de çevrede yeni
elektriksel alanların üretilmesine neden olur ve enerji
taşıyan bir elektrik alan dalgası dışa doğru yayılır.
Elektromanyetik dalgalar foton adı verilen belli enerji birimleri
halinde emilir veya bırakılırlar. Bir fotonun taşıdığı enerji
yayılmanın dalgaboyu veya frekansına bağlıdır.Mikrodalga
uygulamalarında genellikle kullanılan birimdir (mW/cm2).
Mikrodalga yayılmada, ışıkta olduğu gibi yansıma, kırılma
ve polarizasyon gözlenebilir.
Mikrodalga Işınları
 Mikrodalgalar gıda endüstrisinde değişik amaçlarla




kullanılmaktadır.
Dondurulmuş gıdanın çözülmesi
Ürünün yapısını bozmadan yalnızca sıcaklığını
artırılması
Gıdaların kurutulmaları
Mikroorganizmaların öldürülmesi
Gıda endüstrisinde frekans bandı 915-2450MHz
olan mikrodalgalar kullanılır.
Mikrodalga Işınları
Gıdaların ısıl işlemlerle muhafazasında,ısıtma süresini
kısaltmak ve muntazam bir sıcaklık dağılımı sağlamak
amacıyla mikrodalgalarla ısıtma kullanılmaktadır.
Bu yöntemde ürün sıcak bir yüzeyle doğrudan temas
etmediğinden yanma söz konusu değildir.
Sıvı veya yarı sıvı gıdalar örneğin; meyve ve sebze suları,
meyve pulpları, süt ve süt ürünleri gibi gıdaların
pastörizasyon ve sterilizasyonunda mikrodalgalardan
yararlanılmaktadır.
Bu
gıdalar
mikrodalga
uygulamasından sonra aseptik olarak doldurulup
paketlenirler.
Katı gıdalar ise ısıl işlemden önce sentetik veya cam
ambalajlara doldurulur ve mikrodalga tünellerinden
geçirilerek işlem tamamlanır
Mikrodalga Işınları
Sebzelerin haşlanması amacıyla da mikrodalgadan
yararlanılmaktadır. Bu şekilde haşlanan sebzelerde
suda çözünen mineral madde kayıpları, geleneksel
su haşlamaya göre % 30 daha az olmakla birlikte
üründeki suyun haşlama sırasında buharlaşarak
uzaklaşmasından dolayı ağırlık kayıpları daha fazla
olmaktadır. Patates, ıspanak ve benzeri bazı
sebzelerin mikrodalga ile haşlanması peroksidaz gibi
ısıya dirençli enzimleri inaktive etmeğe yeterli
olmakla birlikte bazı sebzelerde iyi sonuç alabilmek
için bu yöntemin geleneksel haşlama yöntemleri ile
kombinasyonu daha uygundur.
Mikrodalga Işınları
Mikrodalga ile haşlamada C vitamini ve tiyamin
(B1 vitamini) gibi suda çözünen vitaminlerdeki
kayıplar
geleneksel
yöntemlere
göre
sırasıyla yaklaşık %6 ve %5 düzeyinde daha
azdır. Ancak mikrodalga ile haşlamada,
sebzelerin arzu edilmeyen çiğ koku veya
lahana gibi sebzelerdeki acılık maddelerinin
uzaklaştırılamaması bir olumsuzluktur.
Işınlama işleminde, ışınların madde tarafından absorbe
edilen radyasyon miktarı yani, radyasyon dozu
önemlidir.
Doz, bir taraftan ulaşılmak istenen amaç, diğer taraftan
ışınlanan gıdanın kalitesi ve insan sağlığı açısından
yani emniyet bakımından önemlidir.
Radyasyon birimlerine ait genel tanımlar aşağıda
verilmiştir;
1 Gray (1 Gy): İyonize radyasyon etkisinde kalan
homojen bir maddenin 1 Kg’ na verilen 1 Joule
enerji miktarıdır.
1 Gy = 1 J/Kg
Birçok kaynakta ışınlama dozu rad (radiation absorbed dosis)
olarak da verilmektedir:
1 Gy = 100 rad ; 1 Mrad = 10 kGy
Bir ışın kaynağının, örneğin Co60 gamma ışınları kaynağının
gücü; aktivitesi ile karakterize edilir. Aktivite birimi
Becquerel (Bq) olup, daha önceleri bu amaçla Curie (Ci)
kullanılmıştır.
1 Becquerel (Bq)
= 1 Parçalama/s
Yüksek enerjili elektronların örneğin gamma ışınlarının nüfuz
yetenekleri enerjilerine bağlıdır. Enerji birimi Joule (J) dur.
Işınlama dozu
1980 yılında WHO ve FAO komitesi 10 kGy’ye
kadar ışınlama dozunda ışınlamanın gıda
üzerinde toksikolojik etkisi olmadığı ve gıdada
mikrobiyolojik
ve
beslenme
yönünden
problem yaratmadığını bildirilmiştir.
FAO/IAEA/WHO-1997 çalışma grubu 10 kGy
maksimum doz limiti yerine “istenilen
teknolojik amaca ulaşmak için uygun dozla
ışınlanan gıda tüketim için güvenlidir ve besin
değeri
yönünden
yeterlidir”
ifadesini
önermiştir.
Radaperdizisyon
Işınlamanın yüksek dozda (10 kGy ve üzeri)
uygulanmasıdır
 Virüsler hariç yaşayan mikroorganizma
sayısını azaltmak için gıdaya uygulanan
yeterli dozda iyonize radyasyondur.
 Sterilizasyon sağlamak için 10-50 kGy
dozunda ışınlamanın uygulanmasıdır.
 Mevcut mikroorganizmaların büyük
çoğunluğu yok edilmektedir
Radaperdizisyon
Doz Grubu Amaç
Doz (kGy) Ürün
Endüstriyel
sterilizasyon
30-50
Et,
kümes hayvanları,
su ürünleri,
hazır gıdalar,
sterilize edilmiş
hastane gıdaları
(Uygun sıcaklık
kombinasyonunda)
Belirli gıda katkı
maddeleri ve
bileşenlerin
dekontaminasyonu
10-50
Baharatlar,
enzim karışımları,
doğal sakız, vb.
Radisidasyon
Spor oluşturmayan patojen mikroorganizma
yükünün azaltılmasında ≤10 kGy gibi daha
düşük dozda ışınlama kullanılmasıdır.
 2-8 kGy dozunda ışınlama ile ette trichina ve
tapeworm gibi organizmalar yok edilir,
 Spor oluşturmayan patojenik
mikroorganizmaların sayısı azalır
Radisidasyon
Doz Grubu Amaç
Doz
(kGy)
Ürün
Patojen
1.0-7.0
mikroorganizma
ve bozulmanın
önlenmesi
Taze ve dondurulmuş
deniz ürünleri,
çiğ ya da dondurulmuş
et ve tavuk eti vb.
Gıdanın
teknolojik
özelliklerinin
geliştirilmesi
Üzümler
(üzüm suyu verim artışı),
kurutulmuş sebzeler
(azalan pişirme süresi vb.)
2.0-7.0
Radurizasyon
Gıdada bozulmaya neden olan mikroorganizmaların
sayılarının azaltılmasına neden olarak depolama
kalitesini artırmak için gerekli olan yeterli ≤1 kGy
dozlarındaki ışınlamadır.
Radurizasyon
Doz
Amaç
Grubu
Doz
(kGy)
Ürün
Filizlenmenin
engellenmesi
0.05-0.15
Patates, soğan, sarımsak,
zencefil vb.
Böcek ve parazit
dezenfeksiyonu
0.15-0.50
Tahıllar ve baklagiller,
taze ve kurutulmuş meyveler,
kurutulmuş balık ve et
Fizyolojik
işlemlerin
gerçekleştirilmesi
0.50-1.0
Taze meyve ve sebzeler
Gıda Işınlama Düzenleri
Gıdaların ışınlanmaları amacıyla değişik
konstrüksiyon ve fiziksel özelliklerde düzenlerden
yararlanılmaktadır.
Işın kaynağı olarak radyonuklidler veya ışın üreten
sistemler kullanılır.
Gıda Işınlama Düzenleri
Bu düzenlerin kesikli ve kontinü çalışan tipleri bulunmaktadır.
Kesikli düzenlerde belli bir miktarda
gıda maddesi ışınlama hücresine
yüklenir ve belli bir süre ışınlandıktan
sonra hücreden çıkartılır.

Kontinü düzenlerde
gıda belli bir hızla
ışın kaynağının
yanından
geçirilerek ışınlama
işlemi tamamlanır.
Gıda Işınlama Düzenleri
Gıdaların
ışınlanmasında
gıda,
enerji
kaynağından istenilen dozda ışın alabilecek
şekilde yerleştirilir. Bunun için, kaynağın belli
bir zaman biriminde verdiği enerji, ışınlanacak
materyalin enerji kaynağına uzaklığı ve süre
gibi parametrelerin bilinmesi gerekir .
Işınlamanın gıda bileşenlerine etkileri
1. İndüklenmiş radyoaktivite
Yüksek enerjili iyonize ışınlar, gıdalardaki bazı maddelerin
radyoaktivite kazanmalarına yol açabilir. Ancak belli bir
enerji eşiğinin altında böyle bir etki söz konusu
olmamaktadır. Diğer taraftan ışınlamada eğer gamma
ışınlarının enerjisi Co60 ve Cs137 kaynaklarından
sağlanmışsa, gıdalarda radyoaktivite oluşumu çok az
olmaktadır. Buna karşın yüksek enerjili Röntgen veya
elektron ışınları kullanılması halinde radyoaktivite
oluşabilmektedir. Ancak gıdaların izin verilen sınırlar içinde
ışınlanması sonucunda oluşan toplam radyoaktif maddeler
miktarı, gıdaların doğal olarak içerdikleri radyoaktif madde
miktarının çok altındadır .
Işınlamanın gıda bileşenlerine etkileri
2.Kimyasal Değişimler
 Lipidlerin radyolitik olmayan oksidasyonu
 Serbest radikallerin oluşumu
 Proteinlerin denatürasyonu
 Nişasta moleküllerinin parçalanması ve suda
çözünürlüğünün artması
Işınlamanın gıda bileşenlerine etkileri
3.Besin öğesi değişimleri
Vitamin kayıpları

Pratikte, tiamin, askorbik asit, A ve E vitaminleri ışınlamaya
en duyarlı vitaminlerdir

Sebze ve meyvelerde ışınlama dozu 0,3 ve 0,5 kGy
olduğunda C vitamini içeriği ve organoleptik kalitenin
korunması açısından alternatif olabileceğini göstermiştir.

Askorbik asit içeriği ışınlamanın hemen ardından %50
azalmakta fakat ışınlanmamış gıda arasındaki bu fark
2°C’de 6 hafta depolama sonunda önemsiz olmaktadır
Işınlamanın gıda bileşenlerine etkileri
4.Mikrobiyolojik değişimler
 İyonize radyasyonbirçok patojen bakteri için öldürücüdür.
 Birçok bakteri inaktivasyonunda kritik hedef kromozom,
DNA molekülüdür. Mikrobiyal DNA hasarının üreme
yeteneğinin kaybıyla sonuçlanmaktadır.
 Yaygın olarak gıdalarda bozulmalara neden olan patojenik
gram negatif bakterileri genellikle ışınlamaya gram pozitif
bakterilerden daha duyarlıdır.
Işınlama direnci genellikle aşağıdaki sırayı takip etmektedir;
gram negatif< gram pozitif ≈ Küf< sporlar ≈ maya < virüsler
Işınlanan gıdaların teşhisi
Bugüne kadar elde olunan bilimsel veriler ve resmi
kuruluş raporları, ışınlanan gıdaların en az
geleneksel yöntemlerle dayanıklı hale getirilen
gıdalar
kadar
güvenilir
olduklarını
ortaya
koymaktadır. Buna karşın tüketicilerin büyük bir
bölümünün ışınlanmış gıdaları hala güvenilir
bulmadığı da bir gerçektir.
Işınlanan gıdaların teşhisi
Ancak gıdaların ışınlanmış olup olmadıklarının
saptanması
hala oldukça güçtür. Işınlama
sonucunda gıda bileşenlerinde oluşan değişimler çok
sınırlı kalmakta ve ayrıca bu değişimler diğer gıda
proseslerindeki örneğin pişirme sonucunda oluşan
değişimlere çok benzemektedir. Bu konuda henüz
tüm gıdalara uygulanacak genel bir yöntem
geliştirilememiştir.
Bununla birlikte ışınlama sonucunda
gıdalarda oluşan fiziksel, kimyasal,
mikrobiyolojik ve biyolojik değişimlerden
yararlanılarak,
ışınlamanın
teşhisi
amacıyla
bazı
yöntemler
ortaya
konulmuştur.
Aşağıda
bunların
başlıcalarına kısaca değinilmiştir.
1. Fiziksel yöntemler
1.1 Limunisens yöntemleri
Baharatta ışınlamanın teşhisi için;


termolimunisens (TL) ve
kemolimunisens (CL) olmak üzere iki yöntem öngörülmektedir.
Bu yöntemlerden TL, CL’ye nazaran daha az problemli olup taze
meyve
ve
sebzelerde
ışınlamanın
teşhisinde
de
kullanılmaktadır.
Termolimunisens yönteminin ilkesi; meyve ve sebzelerde kirlilik
olarak bulunan silikat, kuartz gibi toprak kökenli unsurların
uygun bir şekilde ayrılmasından sonra bunların, TL cihazında
oluşturduğu sinyallerden yararlanılmasına dayanmaktadır. Bu
yöntem yardımıyla meyve ve sebzeler ile baharat ve diğer
bitkisel kökenli gıdalardaki ışınlama teşhisinin sınırı; minimum
1 kGy’dir.
1. Fiziksel yöntemler
1.2 Elektron Spin Resonans Spektroskopi (ESR) yöntemi
ESR spektroskopi yöntemi, gıdalarda ışınlama sırasında
oluşan serbest radikaller gibi reaktif parçacıklardaki çift
oluşturmayan elektronların saptanmasına dayanmaktadır.
Ancak bu radikaller gıdalarda çok kısa ömürlü
olduklarından daha uzun ömürlü oldukları kemik, çekirdek
ve sert kabuklar gibi kısımlarda ESR spektroskopi yöntemi
uygulanabilmektedir. Bu nedenle çekirdekli kuru üzüm ve
fındık, antep fıstığı gibi sert kabuklu ürünlerle balık ve
kabuklu deniz hayvanları için uygundur.
2. Kimyasal yöntemler
Uzun zincirli hidrokarbonların ve 2-alkilsiklobutanonların
gaz kromotografisi-kütle spektrometrisi yöntemi ile
tayini gibi kimyasal yöntemler meyve ve sebzelerin
ışınlanıp ışınlanmadığını ve ışınlama düzeyini
saptamada kullanılabilmektedir.
Ayrıca DNA fragmanlarının mikroelektroforezi yöntemi
ile incelenmesi de aynı amaçla uygulanabilmektedir.
3. Mikrobiyolojik yöntemler
Işınların mikroorganizmalar üzerindeki öldürücü etkisinden
yararlanılarak geliştirilen bir yöntemdir. Baharat ve tavuk
eti gibi gıdalarda uygulanabilmektedir.
Bu yöntemde ışınlanmış gıdalarda
aerobik plaka sayımı tekniği (APS) ve
direkt epifloresans filtre tekniği (DEFT)
kullanılarak canlı ve canlı olmayan mikroorganizma sayıları
saptanır.
Elde olunan bu değerler birbirleriyle kıyaslanarak gıdanın
ışınlanıp ışınlanmadığı tespit edilebilir. Örneğin baharatta
DEFT değerinin APS değerinden 4 logaritmik ünite fazla
olması ürünün ışınlandığını gösterir. Ancak baharatta
etilen oksit uygulaması da benzer sonuçlar vermektedir.
Bu nedenle mikrobiyolojik testlerden elde olunan sonuçlar
diğer yöntemlerle örneğin TL-yöntemi ile doğrulanmalıdır.
Meyve ve sebzeler için uygun bir yöntem değildir.
Sonuç
Gıda ışınlamasının güvenliği ve etkinliği FDA, USDA,
WHO ve FAO gibi otoriteler tarafından bilimsel alanda
geniş çalışmalarla onaylanmıştır. Fakat ışınlanmış
gıdaların satışı istenilen düzeyde değildir. Bu durum
tüketicin ışınlanmış gıdanın radyoaktif hale geldiği ve
ışınlamayla gıdada zararlı maddelerin oluşması gibi
hatalı korkulardan kaynaklanmaktadır
Amerika’da tüketicilerin %30’u ışınlanmış gıdaların
radyoaktif bir nitelik taşıdıklarını düşünmektedirler.
Türkiye’de yapılan çalışmada,
 Işınlamadan haberdar olan tüketici oranı oldukça düşük
ve %29 oranında bulunmuştur.
 Tüketicilerin %80’i ışınlanmış gıdanın güvenliğinden
emin olmadıklarını yalnızca %11’i ışınlanmış gıdanın
güvenilir olduğunu bildirmiştir.
Sonuç
 İyonize
radyasyon enerjisi gıdaların bozulmasına
neden olan ve insanlarda gıda kaynaklı hastalıklara
neden olan mikroorganizmaların sayılarının azaltılması
veya yok edilmesini sağlarken duyusal ve besinsel
kaliteyi
de
maksimum
düzeyde
korunmaya
çalışılmaktadır.
 Gıdaların ışınlama yöntemiyle muhafazası sağlık
risklerini en aza indirmekle birlikte günümüzde
üzerinde halen çalışılmaktadır.
 Gıdaların ışınlanması konusunda ülkemizde ve
dünyada tüketicilerin bilgi eksiklikleri ve ışınlanmış
gıdaya bakış açılarının olumlu olmaması nedeniyle
pazarda ışınlanmış gıdalar yeterli ilgiyi görememiştir.