Hava Kuvvetleri

Transkript

Hava Kuvvetleri
1
[Giriş]
[Ayın As‘ı] Yüzbaşı Alexandru Şerbănescu…………………………………………………………….. 2
Bf 109 G6 Duvar Kağıdı; Bf.109G-6, Cpt. Alexandru Serbanescu, Grupul 9 Vanatoare 1944
İlkbahar/yaz kamuflajı , yapan : NoRemorses
[Hava Kuvvetleri] Danimarka Kraliyet Hava Kuvvetleri ……………………………………… … 7
'Danimarka Spitfire F. Mk IX', Kamuflajı yapan balthe_onFire
[Etkinlik] Kursk Savaşı........................................................................................... 10
Duvar Kağıdı
[Özel] Bağımsızlık Günü……………………………………………………………………………………… 12
Duvar Kağıdı
*Araç Profili+ Ağır Tank M6A1……………………………………………………………………………… 14
[Hava Kuvvetleri] Arjantin Hava Kuvvetleri…………………………………………………………. 18
F-86F-30 Arjantin Hava Kuvvetleri C-108 No. 251-06, kamuflajı yapan : Guillermo241
[Etkinlik] Britanya Savaşı……………………………………………………………………………………. 22
Duvar Kağıdı
[Tarihi] 2. DS’nin Uçan Botları…………………………………………………………………………….. 24
Duvar Kağıdı
[Etkinlik] Stalingrad Savaşı…………………………………………………………………………………. 28
Duvar Kağıdı
[As Profili+ Ace Tanker Otto Carius……………………………………………………………………… 29
'Otto Carius' Erken Tiger 213 of sPzAbt 502, Estonya , 1944' yapan Tiger_VI
[Araç Profili+ Douglas A-26C………………………………………………………………………………… 32
Douglas A-26C tamamen metal kamuflaj yapan : Pacifica
[Etkinlik] Kafkas ve Ruhr Savaşları………………………………………………………………………. 36
[Araç Profili+ Supermarine Attacker……………………………………………………………………. 39
Supermarine Attacker FB.1 WA530 kamuflajı yapan : qqq12378
[Araç Profili] T-34 57…………………………………………………………………………………………… 43
[Etkinlik] Kara Perşembe…………………………………………………………………………………….. 47
F-86A-5-NA Yüzbş. James Jabara tarafından uçurulmuş kamuflajı yapan Enzofer
1
Duvar Kağıdı 1280x1024 | 1920x1080
[Ay’ın Ası] Yüzbaşı Alexandru Şerbănescu
1 Temmuz – Yazar: Mark Barber
Doğu Romanya’nın Olt vilayetinde
Coloneşti’de 17 Mayıs 1912’de doğan
Alexandru Şerbănescu altı çocuğun
üçüncüsü idi. Babası, Alexandru, noter
olarak çalışıyordu. Kendini derslerine
vermiş bir öğrenci olan Şerbănescu
gayreti, pozitif tavrı ve spora olan aşkı
ile
eğitimi
sırasında
akranları
arasından kendini gösterdi. İaşi’de
orta öğrenimini tamamladıktan sonra
15 yaşında, 4 yıl sonra devam edeceği
Sibiu’daki Prens Charles Piyade
Okulundan önce, ‘Nicolae Filipescu’
Askeri Lisesine kaydoldu. 1933’de 21
yaşındayken, Şerbănescu Teğmen
rütbesi ile subay oldu ve orta
Romanya’da Braşov’daki 3ncü Dağ
Birlikleri Taburu’na gönderildi.
Şerbănescu piyade subayı olarak
parladı. Kısa sürede liderlik, nişancılık
ve fiziksel dayanıklılık gibi esas
becerilerde doğal bir yetenek
sergiledi. Ayrıca bir dağ müfrezesi
lideri için daha uzmanlık gerektiren
becerilerde büyük yetenek sergiledi.
Bununla
beraber,
Romanya
ordusunda 1930’lar boyunca askeri
havacılık gelişmeye devam ederken,
Şerbănescu yeni bir mücadeleye
2
susamıştı. Şubat 1939’da Romanya
Hava
Kuvvetlerinde
gözlemci
eğitimine başladı. Havacılıkla çoşan
Şerbănescu’nun tüm kariyer yolu
değişmişti ve 1940 başlarında pilot
eğitimine başlamadan önce gerekli
havacılık tekniği ve teorik uçuş
kurslarını tamamlamak için devam
etti.
bitti. Ülke içindeki faşist öğeler Nazi
Almanya’sının popülerliği sayesinde
artan
destek
gördüler.
Şerbănescu’nun pilot olması ve avcı
olarak seçilmesi ile birlikte, Romanya
Britanya ve Fransa ile olan tüm
bağlarını kopardı ve destek için
yüzünü
git
gide
Almanya’ya
dönmekteydi.
Sonuç
olarak
Şerbănescu, Romanya’nın Britanya ile
olan önceki bağlarından gelen
Hurricane
uçakları,
Almanya
tarafından sağlanan Bf109’lar ve
Romanya’nın kendi harikası IAR 80
avcısı gibi çeşit çeşit uçakla eğitildi.
Ekim 1940’da savaş pilotu olarak
ehliyet aldığı uçak ise IAR 80 idi.
Grubundaki en tecrübeli havacı
olmadığı halde, Şerbănescu’nun subay
olarak kıdemi ve piyade olarak
tecrübesi dikkate alınıp değerlendirildi
ve Rus cephesine mevzilenme emri
geldiğinde filosunun ikinci komutanı
yapıldı. 7nci Avcı Grubu, hali hazırda
sahnede olan Almanların sağladığı
Bf109E’ler ve IAR 80’lerin bir karışımı
ile donatılmış olarak tecrübeli
Luftwaffe birimleri ile birlikte çalışmak
üzere Stalingrad’a gönderilmişti.
Şerbănescu ilk düşman uçağını 17
Eylül’de düşürdü; yedi gün sonra
muhtemelen Po-2 olan ikinci bir
Sovyet uçağını düşürdü.
Alexandru Șerbănescu
En hafif tabirle Romanya’nın o
dönemde politik durumu oldukça
karışıktı.
1930’lar
Romanya’nın
Britanya ve Fransa ile müttefik
olduğuna şahit oldu ancak toprak
anlaşmazlıkları Romanya için kötü
3
Bf.109G-6, Yüzbş. Alexandru Serbanescu, Grupul 9 İlkbahar/Yaz 1944
kamuflajı yapan NoRemorses | Buradan indirin
Amansız savaş 1942 sonbaharı
boyunca devam etti, Sovyet ilerleyişini
bölge boyunca püskürtmek için
yapılan tüm çabalar görünüşe göre
hiçbir işe yaramıyordu. 22 Kasımda, 7.
Avcı
Grubu’nun
Karpovka’daki
havaalanı Sovyet güçleri tarafından
sarıldı ve tahliye emri verildi. Rus
kışının
şiddetli
karı
altında,
Şerbănescu’nun dağ liderliği deneyimi
önem kazandı; eski piyade subayı,
tahliye
sırasında
havaalanının
savunmasının komutasını aldı. Sabit
duran uçakların silahlarını da devreye
almak adına Bf109’unun kuyruğunu
variller üzerinde dikmek sureti
20mm’lik topları ile emrinde bulunan
iki uçak savar bataryasını takviyeledi.
Ağır ateş altında, ufacık kokpite iki üç
kişi sıkışmış olarak onbir Bf109
gökyüzüne
havalandı.
Sovyet
saldırısından sekizi kaçtı; üçü kalkış
yapmaya çalıştıkları sırada vurulup
imha edildi. Şerbănescu kurtulanlar
arasındaydı.
7nci Avcı Grubu, 1943 Ocak ve Şubat
ayları boyunca operasyonel sortilerde
uçmaya devam ettiler ancak Şubat
sonu ile birlikte geriye sadece üç
çalışır durumda savaş uçağı kalmıştı.
Olağanüstü zorluklarla savaşılan bir
kıştan
sonra,
Gruba,
yeniden
donanmak ve silahlanmak üzere bir
umut gönderildi. Kendi adına altı
teyitli zaferle Şerbănescu Yüzbaşılığa
terfi etti. Sadece kısa bir dinlenmenin
ardından Bf109G’ler ile donanmış 57.
Filonun kumandanı olarak Rus
cephesine geri döndü.
4
Savaş,
57
Numaralı
Filonun
Şerbănescu’nun
liderliği
altında
önemli başarıları ile bahar boyunca
devam etti. Haziranda, yeteneği ve
cesareti
adına
tüm
Romanya
ordusunun en yüksek rütbeli subayı
Mareşal
Antonescu
tarafından
Havacılık Fazilet Nişanı Altın Haçı ile
ödüllendirildi. İki haftadan kısa bir
süre sonra, kendisini en skorer Roman
savaş pilotu yapan 23 teyitli zaferi için
Birinci Sınıf Alman Demir Haçı ile
ödüllendirildi.
kadar canlı, savaşa hazır olduğunu
görme fırsatı sunduğu hikayesi
anlatıldı
Grup yaz boyunca ön cephe
operasyonlarına
devam
etti;
Ağustosta Şerbănescu’nun 109’u
vuruldu ve yüzünde kalıcı iz bırakarak
yaralandı. Ayın sonunda en başarılı
pilotları ile beraber Üçüncü Sınıf Cesur
Michael nişanı ile donatıldı. Sonraki ay
bir Romanya Bf109 formasyonu bir
grup IL-2’ye saldırdıkları sırada Sovyet
savaş uçakları tarafından püskürtüldü.
İrtifa dezavantajı ile gafil avlanmış
olarak
Romanyalılar,
Sovyet
avcılarının elinde ağır kayıp verdiler.
Şerbănescu’nun kendisi de vurulmuş
olmasına rağmen paraşütle atlamayı
reddederek hasarlı uçağını dost
hattının gerisine getirip havaalanına
zorunlu bir iniş gerçekleştirdi. Sonraki
birkaç günde Sovyet gazetelerinde
Romanya 7nci Avcı Grubunun top
yekün imha edildiğinin iddia etmesi
üzerine
Şerbănescu’nun
nasılda
Sovyet havaalanına uçup bir mesaj
bıraktığı ve kimsenin saldırmadan
öylece duracağı sözüyle onları kendi
havaalanına uçup gelip aşağı bakmaya
davet ettiği ve kendilerinin halen ne
Alexandru Şerbănescu’nun mezarı
Ghencea Mezarlığı, Bükreş
Savaş, Romanyalılar için hiçbir kırılma
belirtisi olmaksızın 1943’ün sonlarına
yeni yılın içine kadar devam etti.
Şubat 1944’de Şerbănescu’ya 47, 48
ve 56. Filolardan oluşan, 13. Avcı
Grubunun komutası verildi. O anda
Romanya
anavatanının
Amerika
Birleşik
Devletleri
Ordu
Hava
Kuvvetleri tarafından bombalanarak
harabeye çevrilmesiyle, Şerbănescu
ve
adamları
vatanın
hava
savunmasının bir parçası olmak üzere
eve döndürüldüler. 11 Haziran
1944’de Şerbănescu ilk Amerikan
uçağını düşürdü; kendisinin 45nci
5
zaferi olan bir B17. Kalabalık Amerikan
bombardıman akınlarına karşı düzenli
uçtuğu sonraki iki hafta içinde iki P51’i de düşürmeyi başardı.
çıkarmıyordu, bu muhtemelen onun
ölümcül olarak yaralı olduğunun bir
belirtisiydi. Son sözleri “Çocuklar, ben
düşüyorum.” olmuştu. Bundan beş
gün sonra bir ihtilalle Romanya
müttefiklere katıldı.
Romanya’da büyüyen faşizm karşıtı
bir gelgit dalgası ile son sahneye
gelinmişti. Trajik olarak Şerbănescu
için son, pek de çabuk gelmeyecekti.
18 Ağustos’da 12 pilotuna liderlik
etmek üzere yaklaşmakta olan ABD
akınına karşı aceleyle havalandı.
Bf109’lar Amerikan eskort uçaklarının
safları ile çarpışarak, dağıldılar ve P51’ler ve P-38’lere karşı birebir it
dalaşına girdiler. Şerbănescu’nun iki
pilotu, onun kuyruğuna yapışmış iki
Amerikan avcı uçağı gördüler ancak
zamanında
yardım
etmeyi
başaramadılar. Şerbănescu radyodan
konuşabiliyordu ancak paraşütünü
Yüzbaşı Alexandru Şerbănescu, önce
bir lider sonra savaş pilotu olarak
sadece kendi adamlarının değil, belki
iddialı
olacak
ama
Luftwaffe
komutasının da beğenisini ve saygısını
kazanmıştı. Kendi ulusunun en yüksek
kahramanlık ödüllerini almış ve 47
teyitli zaferi kayıtlara geçmişti.
Günümüzde hem Bükreş’te bir
bulvara hem de bir Romanya Hava
Kuvvetleri üssüne onun adı verilmiştir.
Ölüm yıldönümü hava kuvvetleri
tarafından her yıl anılmaktadır.
Gelecek güncellemelerin birinde War Thunder'a ekleyeceğimiz Grupul 9 Vânãtoare Amblemi:
, yapan : Jej 'CharlieFoxtrot' Ortiz
6
Danimarka Spitfire F. Mk.IX’i yapan: balthe_onFire | buradan indirin
[Hava Kuvvetleri] Danimarka Kraliyet Hava
Kuvvetleri
2 Temmuz - Yazar: Adam "Bonkers" Lisiewicz
Danimarka Hava Kuvvetlerinin tarihi
1911’de
başladı.
Danimarka
Donanmasının
hava
kolunun
(Marinens
Flyvevæsen)
hayata
geçirilmesi o tarihteydi. Sadece bir yıl
sonra Danimarka Ordusu kendi hava
formasyonunu oluşturdu (Hærens
Flyvertropper). Başta, her iki kuvvetin
ekipmanları Farman HF.20 ve Caudron
G.3. gibi Fransız keşif uçaklarıydı.
Danimarka'nın 1. Dünya Savaşında
tarafsız olması sayesinde ülke savaşın
neden olduğu hasardan kaçabildi ve
hava kuvvetleri dağılmadan kaldı.
İhtilaf,
havacılığın
savaştaki
potansiyelini
gösterdi
ve
Danimarkalılar çabucak Alman HansaBrandenburg W.29, Fransız Breuget
XIV ve İngiliz Avro 504’ler gibi savaş
uçaklarını sipariş etmeye başladılar.
Danlar
orada
durmadılar,
Orlogsværftet tersanesinde kendi
uçaklarının üretimine başladılar. Yurt
dışına sipariş edilen uçakların bazıları
Danimarkalıların şartnamelerine göre
değiştirildi ve bunlar yeni isimler aldı.
Buna bir örnek olarak daha sonra
Danecock olarak bilinen Hawker
Woodcock gösterilebilir.
İkinci Dünya Savaşından hemen önce,
Danimarkalılar her iki Hava Kuvveti
Kanadını yeni uçaklarla modernize
etmeyi planladılar. Buna ilk adım 12
adet Fokker D.XXI tayyaresinin
1938’de alımıydı. İlerideki planlar için
üretim lisansı ile birlikte Fokker G.I
ağır avcı uçağı ile birlikte Fairey Battle
hafif bombardıman uçağının alımına
karar verilmişti. Son iki alım
7
zamanında gerçekleşmedi, 9 Nisan
1940’da Danimarka Weserübung
harekat planını izleyen Wehrmacht
tarafından istila edildi. İstilanın
başlamasından sadece 2 saat sonra
Danimarka teslim oldu, hükümet
direnişin
nafile
olduğunu
ve
Danimarka Kuvvetlerinin çok ciddi
anlamda sayıca yetersiz olduğunu
kavramıştı.
Danimarka
çabucak
kendini Alman güçleri tarafından işgal
edilmiş olarak buldu. Danimarka'nın
ele geçirilmesi stratejik sebeplerden
dolayı önemliydi zira sonrasında
Norveç'in istilasını Wehrmacht için bir
parça daha kolaylaştırıyordu.
oluşturulmuş askeri bir birim) bir
parçası olarak Luftwaffe’ye hizmet
etmişti.
Danimarka
müttefikler
tarafından 1945’de kurtarıldı. .
Savaştan sonra Danimarka biranda
kendini Batı etkisi altında buldu.
1950’de birleşmiş bir Danimarka Hava
Kuvvetleri (Flyvevåbnet) oluşturuldu
ve çabucak 39 adet Mk.IX Spitfire
savaş uçağı tedarik edildi. Soğuk Savaş
boyunca, North Amerikan F-36 Sabre,
Republic F-84 Thunderjet ve Lockheed
F-104 Starfighter gibi uçakların alımını
da içeren bir dizi modernizasyon
geçirdi. Günümüzde Danimarka Hava
Kuvvetleri gelecekte F-35 Lightning II
ile değiştirilecek olan LockheedMartin F-16 çok amaçlı savaş uçağını
ana
muharebe
uçağı
olarak
kullanmaktadır.
Danimarka kendini işgal altında buldu.
İşgalcilerin ilk hükümlerinden biri
herhangi bir askeri hava kuvvetinin
varlığını yasaklamaktı. O vakitte,
Luftwaffe Danimarka’da hava üsleri
inşa etmeye başlamıştı, hatta
Danimarkalıların önceki altyapısını
kullanıyorlardı. Bazı Eski Danimarka
Hava Kuvvetleri pilotları Danimarka'da
kalmışken diğerleri Britanya adalarına
kaçtılar. Bunlardan biri 11 zaferle
savaşın en skorer Danimarkalı ası olan
Kaj Birksted idi. Diğer bir as, Peter
Horn, doğu cephesinde Özgür
Danimarka Kolordusunun (Sovyetler
Birliğine
karşı
savaşmak
için
Danimarkalı katılımcılar tarafından
Hærens Flyvertropper (Danimarka Ord.
Hava Kolu) 25. Yıldönümü Kløvermarken,
Copenhagen, 1937
8
Gelecek güncellemelerin birinde War Thunder'a ekleyeceğimiz
'Danimarka Kraliyet Hava Kuvvetleri amblemi' çıkartması , yapan : Colin ‘Fenris’ Muir
9
Wallpaper
[Etkinlik] Kursk Muharabesi
3 Temmuz 2015- Yazar : War Thunder Ekibi
Kursk Savaşı tarihin en büyük zırhlı
birlikler savaşlarından biriydi ve
muhtemelen en büyük hava savaşıydı.
Alman ve Sovyet güçlerinin önceki
çarpışmalarında net bir sonuç
çıkmamıştı ve savaş çıkmaza girmişti,
bu yüzden Kursk savaşı, 2. Dünya
Savaşının sonucunu belirleyen savaş
olarak
görülür.
Savaş,
Güney
Rusya’da,
Moskova
Rostov
demiryolu hattı üzerindeki küçük
Kursk
kasabası
yakınlarında
gerçekleşti. Almanlar savaşı “Hisar
Harekatı” olarak isimlendirirken,
Sovyetler
savunma
aşamasına
“Kutuzov
Harekatı”,
taarruz
aşamasına
ise
“Polkovodets
Rumjantsev Harekatı” dediler.
Savaş 4 Temmuz tarihinde Ju87
Stukaların
hafif
zırhlı
Sovyet
tanklarının tepe noktalarına ateş
açmasuı ile başladı. Bunu topçu baraj
ateşi takip etti. 2. SS Panzer
Kolordusu, 3. Panzer Kolordusu ve 11.
Panzer Tümeni hemen ardından
Sovyet
mevkilerine
saldırmaya
başladı. Gün boyunca Alman ilerleyişi
sürdü ancak Sovyet birlikleri de
kaydadeğer direnç gösterdi ve Alman
ilerleyişini yavaşlattı. Her iki taraf da
büyük kayıplar vermişken sürpriz bir
şekilde Hitler Alman güçlerinin bir
kısmını, Sicilya’ya başarılı bir çıkarma
yapan müttefiklere karşı koymak için
geri çağırdı. Alman birlikleri güç
kaybedince Sovyet güçleri Almanlara
10
karşı saldırı başlattı ve savaştan sorna
Oryol, Belgorod, ve Kharkov geri
alındı.
Çarpışma Sovyetler için açık ve net bir
zafer olmasa da Alman için açık bir
yenilgi oldu. Kursk Savaşından sonra
1943 için yapılan planlar büyük ölçüde
bozuldu ve yeni açılan İtalya cephesi
durumu daha da kötüleştirdi. Her iki
tarafından büyük kayıplar verdiği
savaşta iyileşmek için gereken insan
gücü ve sanayi kapasitesi yalnızca
Sovyetler’de vardı.
Kursk’da Sovyet Makineli Tüfekçisi
Alman Tiger’ı ve Alman Askerleri , 1943
11
Duver Kağıdı 1280x1024 | 1920x1080
[Özel] Bağımsızlık Günü
4 Temmuz - Yazar: War Thunder Ekibi
Dört Temmuz tarihi bir çok kitle
tarafından kutlanan ABD tarihindeki
en önemli günlerden biridir. Dünya
çapında bu gün, “Bağımsızlık Günü”
olarak bilinir. .
Temmuz 1776 tarihiydi. Bildirge 11
Haziran tarihinden beri Thomas
Jefferson ve Beşli Komite tarafından
hazırlanmaktaydı ve iki gün sonra
yayınlandı. Bütün insanların eşit
doğduğu, kendi hükümetlerini seçme
haklarının olduğu gibi konulara
değinmesiyle bilinen bu bildirgenin
ideallerinin
üzerine
Amerikan
demokrasisi kurulmuştur.
Birleşik Krallık’tan ayrılışı, yani
Bağımsızlık
Bildirgesinin
imzalanmasını, uygulanmasını ve
işleme konmasını anmak için bu gün
kutlanır. Tarih federal bir tatil günü
olmasına rağmen aslında 13 Koloninin
Birleşik Krallık’tan ayrılma tarihi, İkinci
Kıtasal Kongre’nin kararı onayladığı 2
Bağımsızlık Günü’nün ilk belgelenmiş
kutlaması, Bristol, Rhode Island’da
12
yapılan Bristol Dört Temmuz Geçit
Törenidir. 1785’te başlamış ve bugüne
kadar devam etmiştir. Çeşitli temalar
kullanılmış ve elbette modern
kutlamaların vazgeçilmezi olan havai
fişekler kullanılmıştır. New York’ta ki
Macy’s en büyük havai fişek
kutlamalarına ev sahipliği yapmış,
75000 lb’den fazla yıldırım yarım saat
içinde hava gönderilmişti.
aktivitelerle bu günü kutlar. Dört
Temmuz kutlamaları geleneksel olarak
halat çekme ve yüzme oyunları ile
beyzbol ve futbol gibi spor
aktiviteleriyle bilinir. Büyük kentlerde
politikacılar halk arasında görünür ve
Amerikan
demorkasisinin
ilk
jenerasyonlarını
vatansever
konuşmalarla överler. Savaştan sonra
Britanyalılarla alay etmek ve onları
savaşa çağırmak da bir gelenek
olmuştur.
“Aslanın
kuyruğunu
çekme”,
Amerikalılar
tarafından
eğlenerek kutlanır.
Federal bir tatil olduğu için okullar ve
postaneler gibi kritik olmayan bütün
federal kurumlar bu gün tatil yaparlar.
Etkinlik genellikle büyük kitleler
halinde halk tarafından ailece dışarıda
oturarak ve dostlarla barbekü yada
piknik yaparak kutlanır. Kasabalarda
ve banliyölerde topluluk etkinlikleri
düzenlenir, her biri çeşitli oyunlar ve
Amerikan tarihinde en önemli
etkinliklerden biri olan Bağımsızlık
Günü,
günümüz
ABD’sinin
oluşmasında büyük paya sahiptir.
13
War Thunder’de M6A1. Daha Fazlasını şurada bulabilirsiniz : War Thunder Wiki!
[Araç Profili] Ağır Tank M6A1
6 Temmuz – Yazar: Jan "RayPal" Kozák
M6A1, War Thunder’da 5.0 Muharebe
Puanı ile III seviyedeki ilk Amerikan
ağır tankıdır. 8.4 saniyede ulaştığı
azami 35 km/sa’lik hıza sahip olup
tonlarca
ağırlıktadır.
Bütün
modifikasyonlarla birlikte taret 360
derecelik tam bir daireyi 20 saniyede
tamamlayabilir yani saniyede 18
derece kat eder. Tam eğitimli bir
yükleyici ile yükleme süresi 76 mm
top için 6,2 saniyedir (dakikada 10
turluk atış hızı sağlar), 37 mm top ise
3 saniyede yüklenir (dakikada 20 atış).
101.6 mm’dir ve taretin en kalın kısmı
ise 250mm kalınlık ile kalkan
kenarıdır. Taretin yan zırhı çepeçevre
82.5 mm’dir. Paletlerin gerisindeki alt
yan zırh 69,8mm kalınlıkta iken üstyan zırh 44.4 mm kalınlıktadır ve
süspansiyonları kapatan 25.4 mm’lik
ek bir plaka ile takviye edilmiştir. Arka
zırh, yanlardaki sponsonların ardında
44.4 mm’ye kadar varır.
76.2 mm’lik ana M7 topu iki tip
cephane kullanabilir – M79 Zırh Delici
(AP) temel mermi ve kilidi açılabilir
M62 zırh delici kapaklı balistik başlıklı
(APCBC) mermi. Yakın menzilde ve
taarruz açısına (AOA) bağlı olarak M79
mermisi sırasıyla 155 mm zırhı (0°
AOA), 139 mm (30° AOA) veya 56 mm
(60° AOA) delebilirken 2000 metre
menzilde bu değerler 72/64/26
Zırh korumasına gelince, M6A1’in ön
zırhı, alt eğiminin en kalın kısmında
101,6 mm kalınlıktadır. Üst ön eğimde
82.5mm kalınlıktadır ve üst-alt eğimin
kesişim yerinde ise 69.8 mm’dir.
Taretinin önünde birleşik kalınlık
14
mm’ye düşer. Geliştirilmiş M62 APCBC
mermisi patlayıcı dolgu sayesinde
127/115/56
mm’lik
zırhı
sıfır
noktasından delebilirken mermiler
2000 metre menzilinde 89/80/39
mm’yi delebilir. 37 mm M3 topunun
temel M74B1 AP mermi ile deliş
değerleri sıfır noktasında 90/90/39
mm’dir ve 2000 metre menzilde
27/24/9’dur. Geliştirilmiş M51B1/B2
zırh delici başlıklı (APC) mermi
değerleri sıfır noktasında 79/71/35’dir
ve
2000
metre
menzilinde
43/38/19’dur.
Bununla birlikte, bu tank ihtiyatlı bir
oynama tarzı gerektirir ve ikincil
hatlarda
destek
aracı
olarak
oynanması tavsiye edilir çünkü
hücuma öncülük edecek zırha, uzun
mesafeli sniper olarak davranacak
ateş gücüne veya kanat saldırısı
yapacak hareket kabiliyetine sahip
değildir. .
Konuştuklarımızı
toparlayacak
olursak, M6A1, birçok oyuncunun onu
bir
tür
beyaz
fil
olarak
değerlendirmesi ile birlikte son derece
acayip bir araçtır. Ancak tüm
dezavantajların üstesince gelecek
kadar
cesaretli
yetenekli
bir
oyuncunun elinde her şeye rağmen
muhteşem sonuçlar kazanabilir.
M6A1
ağır
tank
olarak
sınıflandırılmıştır ancak bunun sizi
yanıltmasına izin vermeyin. Zırh
koruması gerçekte oldukça yetersizdir
zira kendi Muharebe Puanı (BR)
aralığındaki topların mutlak çoğunluğu
sizin tankınızın ön zırhınızı delmekte
hiç zorluk çekmeyecektir. Ana 76.2
mm top belirlenmiş Muharebe Puanı
(BR) için yeterli ateş gücüne sahiptir
ancak ikincil 37 mm’lik toplar ana
topunuz devre dışı kalırsa ya da dikkat
dağıtmak için ancak son çere olarak
kullanılırsa
fayda
sağlayabilir.
İvmelenmesi iyidir ama gövdenin
dönüşü zayıftır ve tankın kendisi de
büyük ve yüksek bir hedeftir. Aynı
muharebe puanında (BR) aynı ana
silahı sunan, sadece hafifçe daha zayıf
zırhı olan ve çok daha iyi hareketliliği
olan M4A2(76)W Sherman orta sınıf
tankı ile kıyaslandığında M6A1’in tek
avantajı daha kalın olan taret zırhı ve
arkaya
yerleştirilmiş
şanzımanın
hasara karşı daha korunaklı olmasıdır.
M6A1 Röntgen Görüntüsü
İki cihan savaşı arasında geçen
yıllarda,
tank
gelişimi
Birleşik
Devletlerde büyük ölçüde göz ardı
edildi. Bu durum İkinci Dünya
Savaşında’ki bir salgından sonra
değişti. 1940’da Almanların tankları
ekin kullanmalarının bıraktığı tesir
altında ABD Ordu Donatım Teşkilatı
1940’da
yeni
bir
ağır
tank
15
geliştirilmesine emretti. Başlangıçta,
tasarım 4 tareti olan çok taretli M1
Ağır tankı olarak planlandı. Ancak bu
konseptin demode olduğu ispatlandı
ve tank iki topa (T9 uçak savar
topundan türetilmiş ana 3 inçlik
(76,2mm) yüzsek hızlı top (sonrasında
M7 olarak standardize edilmiştir) ve
eş eksenli 37mm M5E1 topu) ev
sahipliği yapan tek taretli şekilde
yeniden dizayn edildi. Zırh kalınlığı ise
25.4mm ve 101.6 mm olarak değişiklik
gösterdi.
şanzıman ve döküm gövde ile (T1E1
olarak sınıflandırılmıştı) ve diğer ikisi
de tork dönüştürücü şanzıman ile
donatılmıştı (döküm gövdeli T1E2 ve
kaynak gövdeli T1E3). Bir seri testten
sonra tank, Aralık 1942’de M6 (T1E2)
ve M6A1 (T1E3) adı altında üretime
kabul edildi.
Ne yazık ki ilk M6 tamamlandığında,
ABD Ordusu ilgisini yitirdi. Bu sadece
tasarımdaki dezavantajlardan değil
(büyük siluet, lojistik problemler,
kullanışsız iç yerleşim ve güvenirlik
konuları) aynı zamanda kendinden
çok daha hafif, ucuz, daha güvenilir ve
taşıması kolay M4 Sherman orta sınıf
tankının ABD ordusunun ihtiyaçlarına
uyduğu gerçeğine bağlıydı. Diğer
yandan lafın kısası M6, taktik bir varlık
olmak için çok ağır ve yavaştı. Fort
Knox’da 1943’ün başlarındaki bunu
takip eden operasyonel denemeler
M6’da daha da çok açık olduğunu
ortaya koydu, 37 mm top tamamen
nafileydi ve ana 76.2 mm top bir ağır
tanktan beklenen ateş gücünden
yoksundu. Tasarımı iyileştirmek için
birkaç deneme yapıldı ama bu
gayretlere rağmen (90mm toplu T1E1
prototipi veya daha kalın zırhı,
105mm topu ve yeni tareti olan
M6A2E1 gibi) M6 1944’de işe yaramaz
olarak ilan edildi. Prototipler dahil
sadece 40 adet M6 ve M6A1 tankı
üretildi ve hiçbiri işlevsel olarak
kullanılmadı. Aberdeen’de ABD Ordu
Donatım Müzesinde sergilenen tek bir
T1E1 prototipi haricinde tüm birimler
daha sonra ıskartaya çıkartıldı.
M6A1 Tarihi görüntüsü
Tankın ağırlığına bağlı olarak uygun bir
güç kaynağına ihtiyaç duyuldu. Onun
üzerine 2300 devirde 950 beygir gücü
üreten Wright G-200 9 silindirli hava
soğutmalı radyal motor kullanılmasına
karar verildi. Buna rağmen bu güçteki
bir motor için mevcut bir otomotiv
şanzımanı bulunmamaktaydı. Çeşitli
sistemler önerildi; gazlı-elektrikli
şanzıman, geleneksel senkromeç
şanzıman ve hidromatik otomatik
şanzıman.
Elektrikli
ve
tork
dönüştürücülü şanzımanlar ilerideki
çalışmalar için tavsiye edildiği halde
bu
saydıklarımızdan
sonuncusu
seçilmişti. Hidromatik şanzıman ne
yazık ki çok problemli idi ve prototipi
hiçbir zaman bitirilemedi. Onun
yerine, 1941-1942 yılları arasında üç
prototip tamamlanmıştı, biri elektirik
16
70. Zırhlı Tabur Amblemi Çıkartması yapan Branislav ‘InkaL’ Mirkov
17
F-86F-30 Arjantin Hava Kuvvetleri C-108 No. 251-06,
kamuflajı yapan - Guillermo241 | buradan indirin
[Hava Kuvvetleri] Arjantin Hava
Kuvvetleri
9 Temmuz - Yazar: Adam “BONKERS” Lisiewicz
Arjantin Hava Kuvvetlerinin öyküsü 10
Ağustos 1912 tarihinde başlar. Bu
tarihte Askeri Havacılık Okulu (Escuela
Militar de Aviación), El Palomar
kasabasında kurulmuştur. Ancak
havacılığın popüler hale gelmesi
bundan daha öncesine dayanır: dört
yıl önce kurulan Arjantin Hava Kulübü,
halkın havacılığa karşı tutuşturan bir
kıvılcım olmuştur. Havacılık okulunun
açılması ve Villa Lugano'da ilk
havalimanının kurulması ile geleceğin
pilotlarının eğitimi hız kazandı. Bu
geleceğin havacılarından bir çoğu
ileride havacılık alanının öncülerinden
olacaklardı. Bunlardan biri olan Pablo
Teodoro Feis, Buenos Aires'ten
Montevideo'ya
gerçekleştirdiği
uçuşunda 2 saat 20 dakika boyunca
deniz üzerinde uçarak su üzerinde
gerçekleştirilen
en
uzun
uçuş
rekorunu kırmayı başarmıştı: bu
başarı sürekli Rio de La Plata üzerinde
uçması saysinde geldi. 1916 yılında
Donanma Hava Kolu (Comando de
Aviación Naval Argentina), La Plata
yakınlarındaki Fuerte Barragan'da bir
Donanma Hava Üssünün açılmasından
sonra kuruldu. Savaş arası dönemde
her iki hava birimi de, North American
T6 Texan eğitim uçakları, Curtiss P-36
Hawk avcıları ve Supermarine Walrus
uçan botları gibi araçları envanterine
katarak sürekli modernize oldu ve
güçlendi. 1927'te Cordoba'da Fábrica
Militar de Aviones adında yerli bir
uçak üretim fabrikası kuruldu.
18
2. Dünya Savaşı boyunca Arjantin
tarafsız kalmayı başardı. Savaştan
sonra
Nazi
rejimi
döneminde
işledikleri
suçlardan
dolayı
cezalandırılmaktan korkan bir çok
Alman
Arjantin'e
kaçtı.
Savaş
suçlularının yanında bir çok mühendis
ve teknik eleman da yeni evlerini
Arjantin'de
buldular.
Bu
mühendislerden biri ünlü Focke-Wulf
Fw 190'ın yaratıcısı Kurt Tank idi.
Uzmanlığı,
Arjantin
hükümeti
tarafından
hava
kuvvetlerini
modernize etme amacıyla kullanıldı.Ta
183 prototipi ile olan tecrübeleri
sayesinde Kurt Tank, I.Ae 33 Pulqui II
uçağını yaratmayı başardı. Bu uçak
asla prototip aşamasını geçemese de
Arjantin'in sofistike yerli uçaklar
üretebilme
kabiliyetine
sahip
olduğunu ispatladı. Aynı zamanda
yeni silah ithalatları da devam etti:
Gloster Metejor jet avcıları ve Avro
Lancaster ağır bombardıman uçakları
gibi yeni uçaklar alındı.
durum dramatik bir şekilde değişti.
1955'te askeri bir darbe ile Juan
Domingo Peron hükümeti düşürüldü
ve Peron İspanya'ya sürgüne gitmeye
zorlandı. Arjantin Hava Kuvvetleri ve
Donanma jetleri Peron'a bağlı asilere
karşı kullanıldı. 1970'de gerçekleşen
bir başka darbe ile birlikte “Kirli
Savaş”
başladı:
askeri
cunta
hükümetinin rejime muhalif herkesi
imha etme girişimi. Solcu ve Komünist
gruplar CIA destekli operasyonlar ile
etkisiz hale getirildi.Arjantin Hava
Kuvvetleri ve Donanma Hava Kolu bu
“savaş” sırasında görev yaptı. Hava
kuvvetleri jetleri, ERP asilerine karşı
1975
yılındaki
“Bağımsızlık”
Operasyonunda yakın hava desteği
görevlerinde
kullanıldı.
Cunta
diktatörlüğü sırasında hem donanma
hava kolu hem de hava kuvvetleri,
Douglas A-4 Skyhawk, Dassault Super
Étendard ve Dassault Mirage III gibi
yeni araçlara sahip oldu. Yeni jet
avcılar yerli üretim pervaneli FMA IA58 “Pucara” anti-isyancı taarruz
uçakları ile desteklendi.
Nisan 1982'te Arjantin ordusu,
Arjantin'de Malvinas olarak bilinen
Falkland Adalarını işgal etti ve adalara
hükmetmeye çalıştı. Britanya hemen
cevap verdi ve bir Kraliyet Donanması
görev grubu adaları geri almak için
bölgeye gönderildi. Kısa süre sonra iki
ülke kendilerini savaşta buldu.
Arjantin Hava Kuvvetleri ve Britanya
Donanma Hava Kolu çarpışmada
görev yaptı. Arjantinliler sıkı savaştı ve
içlerinde iki destroyer (HMS Sheffield,
HMS Coventry) ve iki fırkateynin de
FMA Curtiss Hawk 75O
Soğuk Savaş doruk noktalarına
ulaştığında Arjantin'de ki politik
19
(HMS Ardent, HMS Glamorgan)
bulunduğu bazı Britanya gemilerini
normal bombalar ve Exocet anti-gemi
füzeleri kullanarak batırmayı başardı.
Ancak bunun bedeli ağır oldu. 60'tan
fazla uçak ve 25'ten fazla helikopter
Britanya güçleri tarafından düşürüldü.
Donanma Hava Kolu'nun Sea Harrier
jeti yenilgisiz havadan havaya savaşta
kaldı ve büyük kayıplar Britanya
ordusuna adalara kara birimleri
çıkarma fırsatını verdi. Adalar Haziran
1982'de
geri
alındı.
Fakland
başarısızlığı
askeri
diktatörlüğün
düşüşünü hızlandırdı. Ancak Arjantinli
düşmanlarının yeteneği ve cesareti
zamanın Britanyalı havacıları arasında
büyük saygı gördü.
Donanma geliştirilmiş Dassault Super
Étendard'ları kullanmaya devam
etmektedir. Çeşitli politik sebeplerden
ötürü hava kuvvetlerinin yenilenmesi
sürekli gecikmektedir. Arjantin şu an
Sukhoi Su-24 ve Chengdu J-10 gibi
araçların alınabilmesi amacıyla Çin ve
Rusya
ile
işbirliği
yapmayı
hedeflemektedir.
Bugün hem Hava Kuvvetleri Hem
Donanma
Hava
Kolu
varlığını
sürdürmektedir. Hava Kuvvetlerinin
ana uçağı Douglas A4AR Skyhawk iken
Gloster Meteor F.4 C-041 Arajntin Hava
Kuvvetleri BsAs Aeroparque’de 1975’de
gösterimde
Gelecek güncellemelerin birinde War Thunder'a eklenecek olan Arjantin Hava Kuvvetleir &
Arjantin Donanma Hava Kuvvetleri çıkartmaları , yapan : Colin ‘Fenris’ Muir
20
21
Duvar Kağıdı 1280x1024 | 1920x1080
[Etkinlik] Britanya Savaşı
10 Temmuz - Yazar: War Thunder Ekibi
1940 yazı ile birlikte müttefiklerin
durumu oldukça vahim bir hale geldi.
Alman güçleri Polonya, Hollanda ve
Belçika'da rahatlıkla ilerlemiş daja
sonra Fransa'yı yenmişti. Norveç
cephesi ise Üçüncü Reich için bir
başka önemli zafer haline geldi. Henüz
Rusya ve ABD tam anlamıyla savaşa
girmediği için Britanya'nın, Hitler'in
Almanya'sının gücü karşısında tek
başına durması gerekiyordu.
üstünlük kurmuş ve önemli zaferler
kazanmış olsa da Britanya Ordusu ve
Hava Kuvvetleri (RAF) Norveç ve
Fransa'da büyük kayıplar verdi ve
mağlup oldu. Artık Alman güçleri
Kuzey Fransa'da konuşlanmıştı ve
Britanya birden kendini bir sonraki
hedef olarak, istila tehdidi altında
buldu.
Kraliyet Donanmasının açık
yüzünden Hitler, İngiliz
geçilmesinin neredeyse
olduğunun bilincindeydi.
Kraliyet
Donanması,
Norveç'te
Kriegsmarine'e karşı kaydadeğer bir
22
üstünlüğü
Kanalının
imkansız
Tarihçiler
halen Hitler'in Britanya'nın doğrudan
istilasını mı hedeflediğini yoksa
sadece Britanya'yı diz çöktürmeye mi
çalıştığını tartışmaktadır: fakat her iki
durum için de gerekli olduğu üzere
Luftwaffe'ye Britanya hava sahası
üzerinde üstünlük kurması ve RAF
Avcı Komutanlığını imha etmesi görevi
verildi. Britanya ve İngiliz Kanalı
üzerindeki göklerde, 18 Haziran
1940'ta
Winston
Churchill
tarafından "Britanya Savaşı" olarak
adlandırılan korkunç çarpışmalar
gerçekleşti.
Şu anki bilgilere göre savaş 10
Temmuz - 31 Ekim tarihleri arasında
gerçekleşmiştir.
23
Duvar Kağıdı 1280x1024 | 1920x1080
[Tarihi] İkinci Dünya Savaşının Uçan
Botları
20 Temmuz - Yazar: Joe “Pony51” Kudrna
İsimden
de
anlaşılacağı
gibi,
desteklerle duba eklenmiş Yüzen
Uçakların aksine Uçan Botlar bir
teknenin gövdesini alıp üzerine kanat
ve kuyruk eklemiştir (her iki tipte
Deniz uçağı olarak kategorize
edilmiştir). Hazırlanması için hiçbir
büyük masraf gerektirmeyen çok az
miktarda kara parçası bulunurken
yeryüzünün ¾’ünü kaplayan, nehirler,
göller ve okyanuslar Deniz uçakları
tarafından kullanılabilen çok bariz bir
pist
oluşturmaktaydı.
Wright
Kardeşlerin ilk uçuşundan bile önce
bazı deneysel olarak bulundukları
halde uçan botların pratikte varlık
bulması 1910’ların başlarına kadar
gerçekleşmemişti. Bu terim Wright
Kardeşlerin rakibi Glenn Curtiss
tarafından yakıştırılmıştı.
Uçan botların iri cüsseli gövdelerini
kaldıracak kadar güçlü yeni motorlar
gelişimi ve deniz uçağı rekabetini
hızlandırdı. direnç gösteren iniş
takımlarının ve ağır destek yapıları
tarafından
engellenmeyen
geniş
açıklıklı gövdeler Uçan Botlara kara
uçaklarının çoğuna nazaran daha fazla
menzil sağlayan yakıt için daha fazla
boşluk sağlıyordu. Bolca bulunan
24
“pistler” ile eşleştirildiklerinde ticari
ve askeri kurumların sevgilisi olmuştu.
akınları düzenlemek için halen önemli
bir uçaktı. 5 adet Tip 92 (Lewis
kopyası) 7.7mm (.30”) makineli tüfek
ile silahlandırılmış olmasına rağmen
20mm’lik Tip 99 Mark 1 kuyruk
topuna sahip değildi (Alman MG-FF ile
aynı kökene sahip Oerlikon FF’in yakın
bir kopyası). Kayda değer bilinen bir
vaka, tek bir Mavis’in Guadalcanal’ın
güneyinde kendini tespit eden bir
yada iki B-17’i başarı ile püskürtmüş
olmasıdır.
İki cihan savaşının arasındaki yıllar
ticari modellerde bir patlamaya tanık
olmuştu ve açık ara en başarılı olan ise
Dornier Do-J Wal (Balina) idi ancak
askeriye de bu dönüşümün ve özel
tasarımların çok gerisinde değildi.
Devasa ve fevkalade lüks, 12 motorlu
Do-X (zamanın Airbus 380’i) uçaklara
ait ebatların rekorlarını paramparça
etmiş ve dünya genelinde daha büyük
uçan botları tahrik etmiş ve harika ve
zengin
“Uçan
Botlar
Çağı”nı
müjdelemişti. ”.
Savaşta, denizlerin kontrolü için uzun
menzilli keşif uçuşlarının kritik olduğu
Pasifikte Uçan Botlar odak noktası
olmuştu hatta sadece denizlerde değil
Avrupa’da nehirlerde ve göllerde de
her iki taraf için de hayati rol
oynamıştı.
Kawanishi Uçuşta. Kanat gergilerindeki
bomba askılarına dikkat
Short Sunderland
Ünlü Imperial Havayollarının bayrak
gemisi “İmparator” uçan botunun
askeri bir versiyonu olan Sunderland,
savaş ve barışta uçan botlar arasında
bir efsaneydi. Dikkat çeken özelliği
kanatların altında gövdenin dışında
duran kızaklar üzerindeki iki bomba
rafıydı. Sonradan geliştirilen derinlik
bombaları ve erken dönem yüzey
radarının eklenmesi geniş çapta Ubotlarının temizledi. Burun, kuyruk,
bel ve sonrasında sırt taretleri, 16
adet Browning .303 (7.62mm) MG ile
donanmış halde “uçan kirpi” takma
Kawanishi H6K
Japonya’nın
ilk
özgün
olarak
tasarlanmış büyük ve uzun menzilli
uçan botu, “Mavis” (Müttefiklerin
taktığı kod adı) hayrete düşüren 6500
km (4000 mil) menzil ile son derece
sağlam bir tekneydi. 1941’de bir
bakıma modası geçmiş olmasına
rağmen, Japonlar için Müttefik
hareketlerini izlemek ve gerektikçe
Avusturalya gibi uzak Müttefik
mevzilerini taciz eden bombardıman
25
adını almıştır. Tek bir Sunderland
kendine saldıran 6’dan fazla Ju-88C
ağır avcı uçağını düşürdüğünden
dolayı bileğinin hakkıyla kazanılmış bir
takma isimdir.
Midway’e yaklaşması ve bir diğerinin
Hindistan
donanmasına
sürpriz
yapmaya çalışırken görülmesi idi.
Devriye görevinin dışında Japon
üslerine uzun menzilli gece taciz
bombardımanları ve arama kurtarma
görevleri yaptılar. En ünlüsü USS
İndianapolis’in
kurtulan
56
denizcisinin
kurtarılması
idi.
Uçabilmek için çok kalabalık oldukları
için bir gemi onları alıncaya kadar bir
cankurtaran botu gibi davranmıştı.
Savaşta askeri kullanımından onlarca
yıl sonra ekonomik tasarımı ticari
girişimler için de karlıydı ve
günümüzde sayıca en fazla İkinci
Dünya savaşı uçaklarından biridir.
Sunderland'in kanat altındaki bomba
askıları,
uçağın
içindeki
patlayıcı
deposundan görüntü.
PBY Catalina
Savaşın en becerikli uçan botu
olmamasına rağmen diğerlerinin
arasında en bilinen ve efsane olandır.
PBY, fazlasıyla uzun menzili ve eşsiz
toplanabilir iniş takımları sayesinde
basit ancak fonksiyonel bir tasarımın
zaferiydi. Bel bölgesindeki kocaman
kabarcıklar düşman faaliyetlerini
taramak için kolaylık sağlıyordu. En
bilinenler KMS Bismark’ın tespit
edilmesi,
Japon
donanmasının
PBY gövde nişancısı uçağın yanındaki
nişancı yuvasına yerleşirken.
Gelecek güncellemelerin birinde War Thunder'a ekleyeceğimiz 'Viking Longship, 333 Filo,
RAF' Amblemi ve 'Birleşik Devletler Sahil Güvenlik' Amblemi:
26
Çıkartmalar: Colin 'Fenris' Muir ve Jej 'CharlieFoxtrot' Ortiz
27
Duver Kağıdı 1280x1024 | 1920x1080
[Etkinlik] Stalingrad Savaşı
20 Temmuz - Yazar: War Thunder Ekibi
Stalingrad’da ki Alman kuvvetlerini
yok etme amacıyla 19 Kasım 1942
tarihinde
başlayan
Uranüs
Operasyonu anısına düzenlediğimiz
aynı isimli War Thunder etkinliğine
Gerçekçi ve Simülatör savaşları
modlarında katılabilirsiniz.
1 Şubat 1943’te Sovyet kuvvetleri,
Stalingrad’ın Kuzey kesimlerinde son
kalan Alman direniş gruplarına, bütün
türlerde
ağır
silahlar
ile
yoğunlaştırılmış
ateş
tekniği
kullanarak ezici bir darbe indirmeyi
başardı.
Stalingrad’ın
fabrika
bölgesine
yöneltilen
ağır
bombardımanlardan sonra 2 Şubat
1943 günü son kalan 40,000
Wehrmacht askeri nihayet teslim
oldu.
Uranüs Operasyonunda elde edilen
kesin Sovyet zaferi sadece Stalingrad
Muharebesinin sonucunu değil, bütün
savaşın sonucunu etkilemiş olup,
1945’te Üçüncü Reich’ın sonunu
getiren Berlin Kuşatmasına kadar
uzanan bir taarruzu başlatmıştır.
28
tto Carius' Erken Tiger 213, sPzAbt 502, Estonya, 1944',
kamuflajı yapan: Tiger_VI | buradan indirin
[As Profili] Tankçı As Otto Carius
21 Temmuz - Yazar: Sergej 'NuclearFoot' Hrustic
Otto Carius, 27 Mayıs 1922 tarihinde
Almanya'nın Zweibrucken kentinde
doğdu. Liseden mezun olduktan
hemen sonra İkinci Dünya Savaşı
başladı ve Carius piyade olarak
gönüllü oldu. Doğu cephesindeki bir
yıllık Panzer 38(t) yükleyiciliği
tecrübesinden sonra Carius bir Subay
Eğitim Kursuna katıldı ve 1943
Nisanında başarıyla tamamlayarak
502. Tank taburu, 1. Bölük
komutanlığına getirildi.
Yeni Tiger tanklarıyla donatılan 2.
Bölük Doğu Cephesinde bir çok farklı
operasyonda görev aldı. Bunların en
önemlilerinden biri 22 Temmuz 1944
tarihinde, Dunaburg yakınlarındaki
Malinava köyünde olandır. Sekiz
Tiger'ı yedekte tutan Carius ve onun
Otto Carius 1944‘de. Fotoğraf
Bundesarchiv‘den
29
üsteğmeni Albert Kerscher bir
Kubelwagen
kullanarak
köydeki
düşmanlar birimlerini gözledi.
geri püskürttükten sonra Carius bir
sıhhiyeci tarafından muayene edildi ve
mucizevi bir şekilde sağ olduğu fark
edildi.
Köyün halihazırda Ruslar tarafından
ele geçirildiği fark ettiler ve ele
geçirilmesi için kenti Tiger'larını
yolladılar. Köy ele geçirildi ve köyü
savunan dört T-34 imha edildi. Kalan
altı Tiger da onlara katıldı ve sekiz
tank köye yardıma gelen ve biri yeni
IS-1 tankı olan 17 tanklık Rus
müfrezesine karşı savundu.
Carius' Tiger 213 in War Thunder
İyileşme döneminde Carius 512. Ağır
Anti Tank Taburuna transfer edildi. Bu
tabur, güçlü 128 mm silahlara sahip
yeni Jagdtiger'ları kullanmak için
eğitim alıyordu. 8 Mart 1945'te
Carius'un bölüğü henüz eğitimlerini
tamamlamamış olmalarına rağmen
Siegburg
yakınlarına
cepheye
gönderildi.
Sadece iki gün sonra etrafını gözleyen
Carius ve az sayıda adamı bir Panzer
siperine saklandılar, birliklerinin geri
kalanı kısa bir mesafe geride
bekliyordu. Aniden Rus piyadesi ve
tankları tarafından baskına uğradılar.
Carius makineli tüfek ateşiyle
bacağından vuruldu ve hareket
edemez hale geldi. Bölüğün geri
kalanını bilgilendirmek için bir
adamını geri gönderdi ve siperde
ölümü beklemeye başladı.
Carius
herkese
savaşın
zaten
kaybedildiğini, yapmaların gerekenin
müttefikleri Almanya topraklarınndan
olabildiğince uzak tutmak olduğunu
söyledi. 15 Nisanda yoğun baskıya
dayanamayan
Carius'un
bölüğü
Birleşik Devletler Ordusuna teslim
oldu.
Bu sırada bacağına ve koluna birer
tane daha mermi isabet etti. Başında
ayakta duran Rus subayını görmeden
önce son olarak sırtından 2 mermi
daha yemişti. Carius'un madalyalı bir
subay olduğunu fark eden Rus subayı
ilk olarak onu esir almaya çalıştı ancak
bunun için yeterli kaynağı olmadığını
hatırlayınca
onu
öldüreceğini
düşünerek Carius'u çenesinden vurdu.
Ancak Carius'un bölüğü baskıncıları
Savaştan sonra Carius Heidelberg
Üniversitesinde
eczacılık
okudu,
diplomasını aldıktan sonra Tiger
tankının anısına, 2011 yılına kadar açık
tutacağı Tiger Eczanesini açtı. Otto
Carius 24 Ocak 2015 tarihinde 92
yaşında öldü.
30
Gelecek güncellemelerin birinde War Thunder'a ekleyeceğimiz "217" Tank Numarası &
512. Ağır Panzerjäger Taburu Amblemi Yapan : Branislav 'InkaL' Mirkov
31
Douglas A-26C tamamen metal boyama ,yapan : Pacifica | buradan indirin
[Araç Profili] Douglas A-26C
23 Temmuz - Yazar: Joe "Pony51" Kudrna
Ateşli bir uçak olarak 400km/sa’lik
seyir hızı sayesinde kazandığı ün
hemen hemen doğrudur ama hafif bir
dalışta bile kanatlarını kıracak
710km/sa hıza (Vx) ulaşabilir.
Cüssesine göre manevra kabiliyeti
şaşırtıcıdır, dikkatsiz bir düşman uçağı
kolay bir av olabilir. Bu gibi
sebeplerden dolayı basitleştirilmiş
savaşlarda 5.7’lik ve RB/SB de 6.0’lık
yüksek Muharebe Puanı (BR) onu
erken dönem jetleri arasına yerleştirir
böylece hız avantajını kaybetmiş olur
ama kesinlikle çantadaki keklik
değildir.
alacağı hasardır. Bir A-26 ile
basitleştirilmiş savaşlarda havada
yükleme sayesinde düşman üssünü
yok ederek maçı kazanma şansınız
yüksektir ama diğer oyun türlerinde
bomba yükü bu kadar belirleyici
değildir.
Bu nadir kazanılması son derece zor
premium uçak hakkındaki her şey de
yüz güldürmeyebilir; diğerlerinden
farklı olarak tüm modifikasyon
eklentileri açmalısınız ki bomba
kızaklarının ve cephanenin açılması
son derece yavaş seyreden bir
işlemdir. Diğer bir sıkıntısı da düşük
olan %440'lük Ödülü ve %78 Puan
Bonusudur (diğerleri için %150). Siyah
Kore savaşı gece kamuflajı da tespit
edilmesini kolaylaştırır.
Nadirde olsa bunlardan birine
saldırma
şansı
yakalarsanız
silahçılarından kaçınmanız mümkün
olmayabilir dolayısı ile sert ve hızlı
saldırmalısınız; zayıf noktası kuyruktan
32
Bariz noksanlıklarını bilerek, bir dahaki
sefere özel taarruz uçağı ödülü teklif
edildiğinde peşinden gitmeye değer
mi (bugüne kadar 3 sefer oldu)?
Kesinlikle değer! Son derece iktidarlı
bir uçaktır, uçurması keyiflidir ve
abasının altında çeşitli numaralar
saklar ve oyundaki en kendine
münhasır uçağa sahip olmanın verdiği
prestij de başlı başına çabaya değer.
bombardıman uçaklarından ziyade
tipik Avrupa bombardıman uçakları
gibi tek pilotlu bir uçaktır. Ağabeyinde
olduğu gibi, burnu kolaylıkla silahla
paketlenmiş katı bir burundan yüksek
irtifa
bombardıman
burnu
ile
değiştirilebiliyordu ki 75mm top dahil
olarak B25’den bile daha fazla
kombinasyon sağlıyordu. Şimdi daha
geniş olan bomba yuvaları daha büyük
bombalar konmasını sağlayan daha
fazla seçenek sunuyordu. Laminer
hava akışlı kanat profilleri bu ağır
uçağın daha hızlı uçmasını sağlıyordu
(max 570 km/sa, 355 m/sa), ancak
bunun da cezası zamanın kanat
profilleri
ile
kıyaslandığında
perdovites süratinin çok daha yüksek
olmasıydı. Yenilikçi çift gözlü Fowler
flapları iniş süratinin azaltmak için
dahil edilmişti (o vakitte olağandışıydı
ancak günümüzde yaygındır).
Başarılı ancak çabucak kullanım dışına
çıkan DB-7/A-20 Douglas alınıp bir
vücut
geliştirme
programına
sokulmuştur. A-20 programından
başmühendis Edward (Ed) Heinemann
ile Ted R. Smith ce onlara ilave olarak
Robert Donovan ve A.M.O Smith
(aerodimikçi) bu uçak için iki güçlü
2000 BG (1500 kW) Pratt & Whitney
R-2800-27 “Double Wasp” motoru ile
birleştirdikleri daha yüksek hızlar vaat
eden yenilikçi bir NACA 65-215
laminer hava akışlı kanat profilleri
seçmişlerdir.
Radikal yeni bir savunma taret
sistemi,
silahçıyı
bir
kontrol
istasyonunun içine koyarak alçak
profil
oluşturacak
şekilde
planlanmıştı. Alttaki ve üstteki yarı
küre şeklindeki düşük hava dirençli
taretler sayesinde tek bir silahçının
kumandasında neredeyse tam küre
şeklinde bir kapsama alanına sahipti
ancak buna rağmen açılı pencerelerin
ve periskobunun dışında kalan görüş
alanları biraz sıkıntılıydı.
A-26 periskoplu silahçı istasyonları (alt ve
üstteki üçgen biçimki objeler); Douglas A26C "Hard to Get", Cavanaugh Uçuş
Müzesinden
Yeni bombacı ilk bakir uçuşunu 10
Temmuz 1942’de gerçekleştirdi ve
Önceki DB-7’den daha geniş olmakla
birlikte her şeye rağmen Amerikan
33
test pilotları performansını göklere
çıkarttılar. 1943 Ağustosu ile beraber
Douglas şirketi Pasifikte ilgisiz bir
kabulle “sabit burunlu” A-26B’lerin
teslimine başladı ancak o Eylül’de
Avrupada’ki ilk görevinden sonra
coşkuyla talep edilmeye başlandı.
özel yönetici
oluşturmuştu.
uçağı
versiyonlarını
Nihayetinde 33 yıldan daha fazla
süren askeri kullanımının ardından
emekliye ayrıldı. Amerikan hükümeti
tarafından, bir yıldıza dönüştüğü ve
“Daima” filminde ölümsüzleştiği,
orman yangınlarının üstüne yavaşlatıcı
dökmek gibi farklı “bombardıman”
görevleri için çalıştırılmaya devam
edildi.
Savaş sonrası yapılanması A-26’yı B-26
olarak yeniden tasarladı (B-26
Marauder ile karıştırılmasına sebep
oldu). Kore anlaşmazlığı A/B-26’ları jet
çağında takdir edilen bir performans
gösterdikleri
yeni
bir
sınavla
yüzleştirdi. Fransızlarla birlikte kendini
Vietnam’a dahil olarak buldu,
nihayetinde birçok hava kuvveti
tarafından kullanıldı. Dünya’nın diğer
ucunda Küba’da Domuzlar Körfezi
ayaklanmasında kullanıldı, ironik
olarak, Küba kuvvetleri A-26C’leri
kendilerine karşı kullandılar! Bu sırada
Amerikan şirketi “On Mark” son
derece kendine göre özelleştirilmiş,
A-26 “Ateş Yutan” N4818E,
“Daima” filminden, özel bir kolleksiyoncu
tarafından gösterilmiştir.
Joe Kudrna tarafından oluşturulmuştur
34
Gelecek güncellemelerin birinde oyuna ekleyeceğimiz, 13. Bombacı Filosu tarafından
kullanılmış "The Wench" ve "The Reaper" yapan : Jej “CharlieFoxrot” Ortiz
35
[Etkinlik] Kafkasya ve Ruhr Savaşları
24 Temmuz - Yazar: War Thunder Ekibi
Schweinfurt
Nazi
Almanyası'nın
üretim kapasitesinin çok büyük bir
kısmına ev sahipliği yapan bir
konumdu. II. Dünya Savaşı sırasında
müttefikler bu bölgeyi çok önemli
olarak görüyorlardı. Bu yüzden bu
bölgeye bir dizi Müttefik stratejik
bombardıman
operasyonu
gerçekleştirildi.
Şehirde
bulunan
fabrikaların yok edilmesi ve bu şekilde
Alman tank, uçak üretiminin ve
dolayısıyla
Alman
birliklerinin,
Müttefikler
ilerlerken
savaştaki
etkinliğinin azaltılması
amaçlanıyordu.
Bu
amaçla
bir
çok
saldırı
gerçekleştirildi. Ancak bunlardan iki
tanesi: Schweinfurt-Regensburg
Görevi ve İkinci Schweinfurt Saldırısı,
ABD Ordusu Hava Kuvvetlerine çok
pahalıya mal oldu. 17 Ağustos 1943
tarihinde, Regensburg'a saldıran bir
başka kuvvete ikinci dalga olması
planlanmış olan USAAF 8. Hava
Gücüne ait 230 B-17 yanlarındaki 300
avcı destek uçağıyla birlikte çok ağır
uçaksavar baraj atışına maruz
kaldı. Sonuç olarak yalnızca 184 B-17
hedefini bombalayabildi ve 36 tanesi
İngiltere'de ki üslerine dönemedi
36
önleyici uçağını Schweinfurt koridoru
civarına konumlandırdı.
8. Hava Kuvvetleri tekrar güç kazanır
kazanmaz, 14 Ekim 1943 tarihinde
ikinci bir saldırı düzenledi. Ancak bu
saldırı ilkinden bile daha maliyetli oldu
ve "Kara Perşembe" adıyla bilindi. Bu
baskın sırasında toplam 60 B-17
kaybedildi ve 291 tanesinden yalnızca
229 tanesi hedefini bombalamayı
başardı. Bu kayıpların çok büyük
olduğu düşünülüyordu. Sonuç olarak
8. Hava Kuvveti kayıplarını kolay kolay
telafi edemedi ve Almanya'nın içlerine
yapılan eskortsuz bombardıman uçağı
seferleri 1944 yılına kadar yasaklandı.
Bu yılın Şubat ayında Schweinfurt
baskınları tekrar başladı ve bu tarihler
"Büyük Hafta/Big
Week"
olarak
bilindi.
Me 262 tarafından imha edilen bir B-17F
Ancak yine de bu saldırı, üretim
gücünün %34 oranında kesilmesini
sağladı ve fabrikalardan en büyüğü
hariç hepsi yandı. Fakat buna rağmen
var olan endüstriyel alt yapı tek bir
yağmayla yok edilebilir değildi. Kalan
makinelerin yok edilmesi amacıyla
hemen çalışmalar başlatıldı ve buna
cevap olarak Luftwaffe büyük sayıda
Savaşının Doğu Cephesinde, Sovyetler
Birliği ve Mihver Devletleri arasında,
Kafkasya
bölgesinde
geçmiş
çatışmaları tanımlamak için kullanılır.
Alman
tarafı
için ‘Edelweiss’
operasyonu planlanmıştı ve Bakü
37
petrol
sahalarının
kontrolü
amaçlanıyordu. Bu operasyon 23
Temmuz 1942 tarihinde doğrudan
Hitler tarafından başlatıldı ve planların
gerçekleştirilebilmesi
için
büyük
hazırlıklar yapıldı. Örnek olarak bir çok
Alman petrol firması, Kafkas petrol
sahalarını
kullanabilmek
için
yetkilendirildi ve petrol transferi için
bölgeye boru hatları döşenmeye
başlandı.
dağlık kesimlerine girmişlerdi. Bu
arada Alnan birlikleri, Stalingrad
civarlarında
Sovyet
yarmaları
gerçekleştikten sonra bir Sovyet karşıatağını geri püskürtmeyi de başardılar.
Almanlar,
1943
yılında
diğer
bölgelerde aldıkları yenilgilerden
ötürü geri çekilmeye başladılar. Tekrar
toparlanıp, kayıplarını telafi edip
savunma ve geri çekilme posizyonuna
geçtiler. Önemli bir başarı elde
edilemedi. Eylül 1943'te son Alman
kuvvetlerinin
geri
çekilmesiyle
bölgedeki çatışmalar sona erdi.
Petrol
sahalarını
bombalamak
yasaklandığı için bu olay ciddi sayıda
tank gücünün katıldığı savaşlarla
bilinir. Ana vurucu güç; Ordular Grubu
A, 1. Panzer Ordusu, 4. Panzer
Ordusu, 17. Ordu, Luftflotte 4'ün bir
parçası ve 3. Romanya Ordusundan
oluşuyordu. 4. Hava Filosundan 1,000
civarı uçak da savaşa katıldı.
Sovyet tarafı için ise Kafkasya yeni
kurulmuş bir sanayi bölgesiydi. Alman
güçleri Edelweiss
operasyonunu
başlattıklarında ilerleme hızları düştü
çünkü Güney Kafkasya bölgesinin
Gebirgsjäger Kafkasya savaşı sırasında
38
Supermarine Attacker FB.1 WA530, kamuflajı yapan qqq12378 | buradan indirin
[Araç Profili+ Supermarine Attacker
28 Temmuz - Yazar: Scott “Smin1080p” Maynard
Sea Fury’nin ardından Donanma Hava
Kolunda,
Kraliyet
Donanması
envanterindeki ilk uçak gemisi
konuşlu operasyonel jet Supermarine
Attacker’dır. Attacker, Britanya’nın ilk
Donanma jetidir ve neslinin ilki olan
bir jet tasarımı için havadan karaya
taarruz
ve
avcı-bombardıman
yetenekleri gibi çeşitli durumlar için
her yönden iyi bir performans sergiler.
Sea Fury’den sonra araştırılmaya
müsait
hale
gelen
Attacker,
Meteorlar, Vampirler ve Venomlar ile
karşılaştırıldığında avcı jet uçaklarına
farklı bir bakış açısı getirmektedir.
dönemdeki kanatlara monteli silahları
olan tek İngiliz jet uçağıdır. Buruna
yerleşik bir düzen benimseyen diğer
İngiliz jet avcı uçaklarının aksine
Attacker’daki 4x20mm Hispano Mk V
topları
yerleşiminden
dolayı,
kendinden önceki Sea Fury ve
Seafirelar’da olduğu gibi silah
kavuşma açısına dikkat edilmesini
gerektirir.
Attacker’ın en sıra dışı ve benzersiz
özelliği kuyruk tekerlekli olması ve
silahlarının kanatlara yerleştirilmiş
olmasıdır. Kanat ve iniş takımları diğer
bir Supermarine uçağı Spiteful ile
ortak olmakla birlikte, Attacker o
Supermarine Type 398
39
“Hava
Hedefleri”
kemerinin
kullanılması ve saf avcı rolünün
benimsenmesi durumunda ise uçağın
her açıdan iyi performansı, kabarcık
kanopisinin sağladığı çepeçevre görüş
alanı, uçağı yavaşlatmaya yarayan
kanatlara yerleşik hava freni ve idareli
enerji kullanımı sayesinde Attacker,
en az kara saldırı rolü kadar etkilidir.
Attacker FB.Mk 1’in Röntgen görüntüsü
Kendinden önceki piston motorlu
uçaklara kıyasla daha büyük kapasite
sağlayan, her bir kanatta çiftler
halinde bulunan topları için 624 adet
Hispano mermisi bulunmaktadır.
Attacker ayrıca GLBC Mk3 ve GRC
Mk8 modifikasyonları ile beraber
sırasıyla 2x500lb veya 1000lb bomba
taşıyabildiği gibi 12x76mm RP-3
roketleri de taşıyabilir. Pilotların uçağı
süratli bir avcı-bombardıman rolü için
kullanmayı
seçmeleri
halinde
“Evrensel” veya “Kara Hedefleri”
kemerleri ile adına yakışanı yapar.
Ayrıca sıra dışı geniş bir açıklığa sahip
iniş takımları hem kara hem de uçak
gemilerine iniş sırasında sayesinde
oldukça
hoşgörülüdür
ancak
Simulatör Savaşları meraklıları ve
kokpit görünümünde uçmayı seven
pilotlar için bu durum bir engeldir zira
uçak gerçek bir kuyruk tekerlidir ve
bundan ötürü yerdeyken ve özellikle
de bir uçak gemisine inerken son
derece kısıtlı bir görüş sağlar.
Attacker,
Kraliyet
Donanması
hizmetine giren ilk nesil jet uçaklarının
bir parçasıydı ve bir İngiliz uçak
gemisindeki ilk operasyonel savaş jeti
olarak temayüz ediyordu. Kraliyet
Hava
Kuvvetleri
hali
hazırda
40
Meteor’lar
ve
Vampir’ler
ile
donanmışken Deniz Filosunun Hava
Kolu (Fleet Air Arm - FAA) böylesine
radikal yeni bir teknolojinin mevcut
uçak gemilerinde kullanılmasının
doğurduğu güçlükler nedeni ile geride
kalmıştı. Bu durum kısmen elindeki ile
yetinmeye çalışan FAA’in Sea Furry ve
sonrasında
Griffon
Seafire’larla
ilgilenmesinden kaynaklanmıştı.
olmuştu; ne yazık ki 1954’de ön cephe
hizmetinden alınınca son derece kısa
bir kariyeri oldu. Bu esasen uçağın
kuyruk tekerli olmasından dolayı jet
egzozunun uçak gemisi güvertesi
haricinde
kullanımından
doğan
kısıtlamaların yarattığı problemlerden
dolayıydı. Arka kuyruk tekeri, uçak
gemisinde bir jetin zaten tehlikeli olan
operasyonunu, pilotlar için daha da
problemli hale getirmekten başka bir
işe yaramamıştı.
Attacker çabucak Hawker Sea Hawk
ve De Havilland Sea Venom ile
değiştirildi. Her iki uçakta daha güçlü
motorlar, üç tekerlekli iniş takımları
gibi özellikler ile çok daha arındırılmış
modern bir tasarım sunuyordu ve
daha üstün bir performansa sahipti.
Her şeye rağmen, burun ve gövdedeki
benzerliklerden de görüleceği üzere,
Attacker, Supermarine’in RAF için ilk
ok kanatlı jeti Swift’in temelini
oluşturdu. Hatta 1950’lerin son
dönemlerinde daha da başarılı olan
Supermarine Scimitar donanma savaş
jetininin yolunu açtı.
Attackerler HMS Eagle’da
De Havillan Sea Vampire ile olan
denemelerin ardından, Donanma
mevcut gemilerinde çalıştırılabilecek
bir
jet
uçağı
istemekteydi.
Supermarine’in başarısız
Spitfire
ikamesi olan Spiteful, hem FAA hem
de RAF tarafından, piston motorlu
operasyonel uçaklardan yeterince
stok
bulunması
gerekçesi
ile
reddedilmişti. Lakin bu durum sonuç
olarak Spiteful ile aynı iniş takımlarını
ve kanatları barındıran ve Rolls Royce
Nene jet motoru ile işletilen, kuyruk
teker düzeneğindeki bir jet tasarımına
yol açmıştı.
Supermarine 510
Bu oldukça ilkel ve acele edilmiş
tasarım 1951 yılında operasyonel
41
Operasyonel açıdan büyük hizmet
görmemiş ve nispeten kısa ömürlü
olmuş olsa da Attacker her şeye
rağmen uçak gemisinden kalkabilen
çok yeni bir neslin ilki olma
ayrıcalığına
sahiptir
havacılık
evriminde hızla gelişen bir çağın ilk
faslıdır.
Gelecek güncellemelerin birinde War Thunder'da ekleyeceğimiz çıkartmalardan iki tanesi ,
yapanlar : Jej 'CharlieFoxtrot' Ortiz ve Colin 'Fenris' Muir
No 800 NAS Amblemi
42
No 1831 NAS Amblemi
Kış kamuflajı ile T-34-57, 190 oyuncuyu imha ederek veya 200
karşılığı satın alınabilir
[Araç Profili] T-34 57
29 Temmuz - Yazar: Jan “RayPall” Kozák
T-34-57, 4.7 MP'li III. Seviye bir sovyet
orta tankıdır. En yüksek hızı 43 km/s
olup düz bir yüzeyde 21 saniyede bu
hıza ulaşabilmektedir. Tareti 360° tam
bir
dönüşü
14.6
saniyede
tamamlamaktadır ve bu ona saniyede
4.1° tarama açısı sunmaktadır. Kulenin
dönüş hızı ise saniyede 3.2°.
kalınlığa sahipken taretin üstü ise
15mm kalınlığa sahiptir.
Gövde zırhı her yerde 45 mm
kalınlığındadır
Ön
zırh
60°
açılandırılmıştır. Üst yan zırh 50°
açılandırılmış iken arka ve üst zırhlar
48° açılandırılmıştır. Son olarak ön
yüzeydeki eğimli bölgenin açısı 48°
olarak ayarlanmıştır. Taretin zırhı da
aynı gövde gibi her yerde aynı
kalınlığa sahiptir. Eğik ön kısım
maksimum 64° açıya sahipken yan ve
arka taret zırhı 34-31° arası
açılandırılmıştır. Gövdenin üstü 16mm
T-34-57’nin röntgen görüntüsü
Tank, uzun namlulu ZiS-4 57mm topu
ile silanlandırılmıştır. Tam eğitim almış
bir yükleyici ile yükleme süresi 6
saniyeye kadar düşebilir ve dakikada
10 atışlık bir oran elde edilebilir.
APHEBC BR-41 zırh delici mermilerle
çok kısa mesafeden yapılan atışlar,
açıya bağlı olarak 121mm (0°), 109mm
43
(30°) yada 49mm (60°) kadar zırh
delebilir. 2000 metreden yapılan
atışlarda ise bu değerler sırasıyla
68/61/28
mm
olarak
değişir.
Araştırılarak elde edilen daha başarılı
APHE BR-271K mermileri ise yine aynı
açılar için, kısa mesafede aynı açı
sırasıyla 135/121/48 mm, 2000
metrede ise yine aynı açı sırası ile
24/48/19 mm zırh delebilir.
tankları T-37/57'yi uzun mesafelerden
parçalarına ayırabilirler.
Düşman hatlarının arkasına doğru
hızınızı kullanarak alternatif bir yol
bulun ve rakiplerinizi zırhlarının zayıf
noktalarından vurun ve düşman
karşılık verme şansı bulamadan geri
çekilin. Silahınızın delme sonrası
etkisinin zayıf olmasını göz önünde
bulundurarak
sık
gördüğünüz
rakiplerin zayıf noktalarını öğrenin ve
buraları vurarak vereceğiniz zararı
maksimuma çıkarın.
Oynanışa
bakarak
T-37-57'nin
silahının eski modellerdeki 76.2 mm F34 topuna göre çok daha iyi delme
oranlarına
sahip
olduğunu
söyleyebiliriz
ancak
düşük
kalibresinden dolayı doğal olarak
delme sonrası etkisi oldukça azdır.
Yüksek hızlı fişekler sayesinde uzun
mesafeden nişan almak dahada
kolaylaşmıştır ancak top deliciliğini
mesafe ile birlikte hızlı bir şekilde
kaybeder
bu
yüzden
uzun
mesafelerde ağır zırhlı hedeflere karşı
etkisiz kalmaktadır. Diğer taraftan ise
4.7 MP bir tankın olağan rakipleri olan
Alman tank muhripleri ve Tiger ağır
Genel olarak T-37-57 oldukça
eğlenceli bir “flanker” tanktır. İyi atış
oranı
ve
mobilitenin
kombinasyonundan oluşan bu tankın
ileri araştırması yeni bir 85mm silah
kullanan T-34-85(D-5T) tankına gider.
Alternatif olarak T-34-57'nin gelişmiş
bir versiyonu olan premium T-34-57
Model 1943 tankını da satın
alabilirsiniz. Bu tank daha gelişmiş bir
tarete, yeni ZiS-4M topuna ve
200mm'ye kadar delebilen APCR BR271P mermilere sahiptir.
44
İkinci Dünya Savaşı boyunca Sovyet
zırhlı birliklerinin bel kemiği olan T-34
orta tankı hizmete 1940 eylülünde
girmiştir. İlk silahlanması 76.2 mm L11 topundan oluşuyordu. Halihazırda
bekleneni veremeyen olarak bilinen
bu topun değiştirilmesine karar verildi
ve Gorky kentinde fabrika No.92'de
yeni tasarlanan 57mm ZiS-2 anti tank
topunun tanka takılmasına karar
verildi. Bu tank 100 metreden 112mm
zırh delme kabiliyetine sahipti ve L11'e göre çok daha iyiydi. Bu silah ile
birlikte modeli ZiS-4 olan yeni bir tank
geliştirildi
takıldı. Tank muhribi olarak sipariş
edilen bu tanklar T34/57 olarak
adlandırıldı. Tam olarak kaç tane
üretildikleri bilinmese de çok az
üretildikleri düşünülmektedir çünkü
No.92 fabrika tahliye edilene kadar
fabrikaya nakledilen ZiS-4 toplarının
sayısı yalnızca 21'di.
Tam sayı bilinmese de bazı kaynaklara
göre 10 adet T-34/57 tankı
Vladimir'de ki Zırhı 21. Zırhlı Taburuna
1941 Ekim ayında gönderildi. 10 Ekim
1941 tarihinde, Moskova Savaşının ilk
aşamalarında Kalinin civarındaki bir
bölgede
T-34/57'ler
ilk
defa
muharebeye katıldı. 21. Zırhlı Taburu
bu 10-19 Ekim arasında 34 tank, 31
top ve 210 kamyonu imha ettiğini
raporladı. Bu sırada 2 adet T-34/57
imha edildi ve kalanlar Kalinin'de ki 8.
Zırhlı Taburuna gönderildi. Son kalan
sekiz
tankın
1941
kasımında
kaybedildiğine inanılıyor.
Nisan 1941 tarihinde T-34 taretine
takıldı ve silahçılar eğitime alındı.
Delme oranları çok iyiydi fakat
namlunun ömrü çok kısaydı ve üretim
maliyeti çok yüksekti, en büyük
problem
ise
yüksek
patlayıcı
çekirdeklerdi çünkü ciddi bir etki
yaratmak için çok küçüklerdi. 76.2
mm F-34 topunun ise ZiS-4'e göre çok
az delme oranı vardı ancak HE
çekirdekleri çok daha etkiliydi. Bu
yüzden F-34 topu T-34 ve KV-1
tanklarının ana silahı olarak seçildi,
ancak tank avcılarında ihtiyaç duyulan
yüksek performanslı anti-tank topu
ihtiyacından ötürü T-34 tanklarının
küçük bir grubuna bu ZiS-4 topu
1941 yılı başında T-34/57 projesi iptal
edildi ancak 1943 yılında Alman Tiger
ve Panther tankları ortaya çıktığında
tekrar başlatıldı. İyileştirilmiş ZiS-4M
topuna sahip üç adet T-34 model
1943 tankı 1943 yılı Ağustos – Eylül
aylarında test edildi ancak proje, çok
daha başarılı 85mm topa sahip T-3485 tanklarının ortaya çıkmasıyla
birlikte tamamen iptal edildi.
45
T-34-57 Sofrinsky eğitim alanında , Temmuz 1941
46
Duvar Kağıdı 1280x1024 | 1920x1080
[Etkinlik] Kara Perşembe
31 Temmuz - Yazar: War Thunder Ekibi
Kara Perşembe, USAF pilotları
tarafından ünlü “MiG Vadisi’nde”
gerçekleşen ve Kore üzerinde bir
bombardıman görevi sırasında Sovyet
MiG-15 jetlerinin B-29 Superfortress
uçaklarına saldırdıkları bir olaya
verilen takma isimdir.
olan havacılar bu bölgedeki hava
savaşlarında da rol almıştır. Bu takma
addaki “MiG” terimi anlaşmazlığın
büyük bölümünde baskın olarak
kullanılan Sovyet yapımı MikoyanGurevich MiG-15 uçağını ifade eder.
Bu yer, dünyanın ilk büyük çaplı jete
karşı jet hava savaşlarına ev sahipliği
yapmıştır. MiG-15’ler North American
F-86 Sabre gibi jetlerle çarpışmıştır.
Birleşmiş Milletler pilotları tarafından
ifade edildiği şekliyle MiG Geçidi, BM
ve Kuzey Kore güçleri arasında sayısız
it dalaşının yaşandığı Kuzey Kore’nin
bir bölümüdür. Kuzey Kore ile
müttefik olan milletler, Sovyetler
Birliği ve Çin Halk Cumhuriyetinden
12 Nisan 1951’de, üç MiG-15 filosu,
toplamda 30 uçak, bir grup USAF B-29
Superfortress bombardıman uçağına
saldırmıştır ve bu saldırı sırasında
47
gerçekleşen olayların ardından USAF
pilotları bu günü “Kara Perşembe”
olarak ifade etmeye başlamışlardır. B29 uçakları yaklaşık 100 F-80 Shooting
Star ve F-84 Thunderjet’in koruması
altındaydılar. Açıkça sayıca az
olmalarına rağmen MiG-15 pilotları ok
kanatlı olmayan hasımları geçip
gitmeyi başarmış ve B-29’lara
saldırmışlardır. Toplamda 3 tanesi
düşürülmüş 7 tanesi hasar görmüştür
ve Sovyet tarafı bunu hiç kayıp
vermeden başarmıştır. Bu olayın
ardından, bu bölgedeki ABD çıkışları 3
ay gibi bir süre için durdurulmuştur.
Bunun ardından küçük bombardıman
grupları halinde gece görevleri
yürütülmüştür zira Kore’ye gündüz
yapılan saldırılar kaldırılmıştır.
MiG-15’ler USAF B-29’larına saldırmak
için konum alıyor
F-86A-5-NA 48-257 334th FIS / 4th FIW Yüzbaşı James Jabara tarafından uçurulmuş.
Kamuflajı yapan Enzofer | buradan indirin!
Gelecek Güncellemelerin Birinde War Thunder'a ekleyeceğimiz
12. FBS 'Foxy Few' ve 8. Kings Royal Irish Hussars Çıkartmaları yapanlar:
Jej "CharlieFoxtrot" Ortiz ve Branislav "InkaL" Mirkov
48
49

Benzer belgeler