21-30 KASIM 2011 ETKİNLİK TAKVİMİ SEMİNER 21 Kasım
Transkript
21-30 KASIM 2011 ETKİNLİK TAKVİMİ SEMİNER 21 Kasım
21-30 KASIM 2011 ETKİNLİK TAKVİMİ SEMİNER 21 Kasım Pazartesi Saat:18.30 DİVAN EDEBİYATI VAKFI KONUŞMALARI Düzenleyen: Ahmet Turan Alkan Yer: Divan Edebiyatı Vakfı Bu ay ki programda “Herkes İçin Mimarlık” başlığı üzerinde durulacak. SEMİNER 21 Kasım Pazartesi Saat: 18.30 HALK EDEBİYATINDAN SEÇME HİKAYELER Düzenleyen: Şeyma Güngör Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi Kerem ile Aslı Hikayesi XVI. yüzyılda oluşmuş olan Kerem ile Aslı, Türk halk edebiyatının en önemli hikayelerinden birisidir. Âşık tarzı halk şiirinin gurbet geleneği ile aşk temasının birleştirildiği bu eser günümüzde de Taşkent’ten Rumeli’ye kadar geniş coğrafî alanda yaşamaya devam etmektedir. Bu programda Kerem ile Aslı’nın aşkı görsel malzeme eşliğinde dile getirilirken, sunum değerli saz ve söz sanatçıları tarafından seslendirilecek türkülerle zenginleştirilecektir. SEMİNER 22 Kasım Salı Saat:18.30 EDEBİYAT VE BİLGELİK Düzenleyen: Sadık Yalsızuçanlar Yer: Atatürk Kitaplığı SEMİNER 22 Kasım Salı Saat: 18.30 MESNEVİ OKUMALARI Düzenleyen: Emin Işık Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi KONSER 22 Kasım Salı Saat: 20.00 İNCE SAZ KONSERİ Solist: Dilek Türkan Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi İncesaz İncesaz’ın tarihi Murat Aydemir ve Derya Türkan’ın 1997 yılında Ahenk isimli tanbur – kemençe albümünün (Golden Horn Production, California, ABD, 1999) kayıtları sırasında Cengiz Onural ile bir araya gelmesiyle başlıyor. Bu üçlüyle yola çıkan İncesaz grubuna 1997’de ilk albümün çalışmaları sırasında gruba kanunda Taner Sayacıoğlu katılıyor ve “bir / Eski Nisan” (Kalan Müzik, 1999) bu kadroyla hazırlanıyor. Daha sonra grup Türk Televizyon tarihinin iz bırakan dizilerinden birine müzik yapıyor: İkinci Bahar. Bu dizinin soundtrack albümü de 2000 yılında yayınlanıyor (Post Müzik). Grubun üçüncü albümü “iki / Eylül Şarkıları” (Kalan Müzik, 2002) bir şarkılar albümü ve solisti TRT İstanbul Radyosu’nun değerli sanatçısı Melihat Gülses. Bu albümle birlikte İncesaz’a Akın Aral da bas gitarı ile katılıyor. 2003 yılında vurmalı çalgılarda Engin Gürkey’in katılımıyla İncesaz bugünkü halini alıyor. Bu ekiple 2003 yılı içinde üçüncü albüm tamamlanıyor ve mayıs 2004’de yine Kalan Müzik tarafından yayınlanıyor: “üç / İstanbul’a Dair”. Incesaz’ın Aralık 2005’te yayınlanan son albümü “Mazi Kalbimde” ise yine bir şarkılar albümü. Bukez solist Dilek Türkan. Incesaz, bu son albümde kendi yeni eserlerinin yanısıra 1900’lerin başlarında popüler olmuş ve artık klasikleşmiş olan başta Türk tangoları olmak üzere çeşitli eserleri yorumluyor. Ekim 2007 tarihinde halk müziği sanatçısı Cengiz Özkan’ın solist olarak yer aldığı “Elif” adlı albüm yayınlanıyor. Bu albümde genel olarak şarkı formuna yakın türküler, İncesaz’ın müzikal üslubu çerçevesinde ele alınıyor. Türk Hava Yolları’nın 75. yılı onuruna Macar Radyo Senfoni Orkestrasıyla birlikte “Yollar” adlı senfonik albümü Mayıs 2008’de yayınlayan İncesaz, aynı ay, aynı orkestrayla İstanbul’da bir konser veriyor. Son albümü “Kalbimdeki Deniz” 2009’da Kalan Müzik tarafından yayınlanıyor. İncesaz geçtiğimiz yıllarda Show TV’de yayınlanan “Ekmek Teknesi”, TRT’de yayınlanan “Çınaraltı” dizilerinin müziklerini yaptı, şu sıralar da Kanal D’de yayınlanan “Sev Kardeşim” dizisinin müziklerini yapıyor. İncesaz’ın bugüne kadar çeşitli projelerde birlikte çalıştığı solistler arasında Sezen Aksu, Leman Sam, Zuhal Olcay, Melihat Gülses, Münip Utandı, Cengiz Özkan, Çiğdem Kırömeroğlu, Dilek Türkan, Gülcan Kaya, Cengiz Özkan, Baki Kemancı, Hüsnü Şenlendirici, Muammer Ketencoğlu, Uğur Işık ve Serkan Çağrı bulunuyor. SEMİNER 23 Kasım Çarşamba Saat:18.30 İSİMLERİMİZ NEYİ ANLATIYOR Düzenleyen: Emine Gürsoy Naskali Yer: Atatürk Kitaplığı Soyadlarımızın Hikayesi 1935'te çıkarılan soyadı kanunu ile aldığımız soyadları; o dönemin ve sosyal yapımızın bir göstergesidir. Soyadlarımızın alınışında ilginç hikayeler yatıyor. Konuşmamda bu hikayelerin bir kısmını nakledip soyadlarımızın yansıttığı ortamı anlatacağım. SEMİNER 23 Kasım Çarşamba Saat: 18.30 İSLAM VE AYDINLANMANIN KAVRAMLAR VE OLGULAR ÜZERİNDEN MUKAYESESİ Düzenleyen: Ali Bulaç Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi "Aydınlanmanın iki anahtarı medeniyet ve kültür 2" SEMİNER 23 Kasım Çarşamba Saat: 18.30 OSMANLI MODERLEŞMESİNİN ŞEHİR HAYATINA YANSIMALARI Düzenleyen: Bedri Gencer Yer: İstanbul Tasarım Merkezi SEMİNER 23 Kasım Çarşamba Saat: 18.30 ÇAĞDAŞ ORTADOĞUYU OKUMAK Düzenleyen: Nuh Yılmaz Yer: Türkiye Yazarlar Birliği Programımızda işleyeceğimiz konuların ana başlıkları şöyledir; - Ortadoğu'da krizin kaynağı: Siyasi Temsil Sorunu - Ortadoğu'da Sömürgeciliğe verilen cevaplar - Baasçılığın çıkmazı: Hem Batıcı hem Batı Karşıtı - Ortadoğu'da düzen krizi - Post-Davos Süreci ve Krizin belirginleşmesi - Baasçı yapıların dağılması - Arap Baharı ve Yeni Düzen KONSER 23 Kasım Çarşamba Saat:20.00 BURAK KİBAR KONSERİ Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi KONSER 23 Kasım Çarşamba Saat: 20.00 BURAK KUT KONSERİ Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi Burak Kut Burak Kut, 27.08.1973 tarihinde İstanbul'da doğdu. Müziğe Çapa Ortaokulu'na gittiği yıllarda okul orkestrasıyla birlikte yaptığı çalışmalarla başladı. Daha sonra Şehremini Lisesine devam eden sanatçı, müzik derslerinin olmaması sebebiyle, ikinci senesinde olmasına rağmen oradan ayrılarak İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'ne başvurdu ve sınavlardan birincilikle geçerek okula girmeye hak kazandı. Sanatçı burada flüt ve piyano eğitimi aldı. Okul korosunun solistliğini üstlendiği lise yıllarında gerek kendi okulu adına, gerekse Kabataş Erkek Lisesi adına katıldığı yarışmalarda üç yıl üst üste birinci oldu. Bu dönemde İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere Türkiye'nin en iyi bar ve gece kulüplerinde çeşitli pop orkestralarında perküsyon, flüt çalarak ve şarkı söyleyerek profesyonel yaşama adım attı ve sahne tecrübesi elde etti. Mezuniyeti sonrasında Peker Müzik'le anlaşarak ilk albümünü, "Benimle Oynama / Çılgınım" adıyla çıkardı. Hem müziği, hem de kişiliğiyle bir anda dikkatleri çeken ve Türkiye'nin Bebetosu lakabı yakıştırılan sanatçı, milyon barajına yakın bir tiraj elde eden bu albümün çıkışını takip eden iki sene içerisinde 300'e yakın konser verdi. Pek çok başarıyı beraberinde getiren bu albümle birlikte, o yıllarda Türkiye'de verilen hemen hemen bütün müzik ödüllerinin sahibi oldu. Ayrıca Avrupa MTV Local Hero ödülünü de kazandı. İkinci albümü "Nereden Geldim, Nerelere Gideceğim" ile kendini daha geliştirdi ve söz ve beste yazmaya ağırlık verdi. "Yaşandı Bitti" isimli parçasına New York' da çekilen klip büyük ses getirdi. Bu arada albüm çalışmalarının dışında da müzik etkinliklerini sürdüren sanatçı; Sarah Brightman'la düet yaptı. Ayrıca "Notre Dame'ın Kamburu" isimli filmde hem soundtrack'i seslendirdi, hem de dublajını gerçekleştirdi. Aynı projeyi Yunanistan'da yapan ünlü Yunanlı şarkıcı Sakis Rouvas ile düet yaptı ve Kıbrıs -Yeşil Hatta birlikte verdikleri konser ile Abdi İpekçi Barış Ödülzi'ne layık görüldü. Bu yoğun etkinliklerden sonra tüm söz ve besteleri kendisine ait olan 3. albümü "Küçük Prens" i kendi şirketinden çıkaran Burak Kut, ardından bir buçuk yıllık askerlik görevinin acemi birliğini Isparta'da usta birliğini ise Erzincan'da tamamladı ve askerliği boyunca Tunceli, Bingöl, Erzurum, Erzincan, Kayseri gibi birçok doğu ilimizdeki ve bu illerin kazalarındaki askeri birliklerde görev yapan askerlere konserler düzenleyerek moral kaynağı oldu. Askeri bandoda flüt çalarak bandoda da görev aldı. 2000 yılında yine tüm söz ve bestelerinin kendine ait olduğu şarkılardan oluşan “Burak Kut” isimli 4. albümünü ise Üniversal Müzik’ten çıkardı. Ve müzik hayatına 7 yıl uzun bir ara verdikten sonra tekrar 2007 yılında (DMC) Doğan Müzik Company'den çıkardığı ''Komple'' adlı albümü ile sevenlerine yeniden merhaba dedi. Bu uzun ara içerisinde Burak Kut sevenlerin ona olan özlemlerinin daha çok artmasına neden oldu. KONSER 24 Kasım Perşembe Saat: 18.30 FLÜT&ARP İKİLİSİ Yer: Atatürk Kitaplığı SEMİNER 24 Kasım Perşembe Saat:18.30 MEDENİYET VE MİMARLIK Düzenleyen: Saadettin Ökten Yer: İstanbul Tasarım Merkezi SEMİNER 24 Kasım Perşembe Saat: 18.30 ÇAĞDAŞ TÜRK DÜŞÜNCESİ DERSLERİ Düzenleyen: İsmail Kara Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi ÇOCUK OYUNU 25 Kasım Cuma Saat: 13.30 KUKLA SHOW Düzenleyen: Tomurcuk Çocuk Tiyatrosu Yer: Şile Kültür Merkezi 3-12 Yaş grubu çocuklar için hazırlanmış kukla oyunumuzdan velilerinde sıkılmadan izleyebilecekleri, anne ve babaların çocukları ile birlikte keyif alacakları bir oyundur. Oyunumuzun içinde çocuklarımızı sıkmadan sağlık-hijyen-beslenme ve dikkat üzerine bilgilendirmeler verilmektedir. Blacklıght Kukla Tiyatrodan örnek sunduğumuz oyunda sahne önü Kuklacı amca interaktif performans sunmaktadır. SEMİNER 25 Kasım Cuma Saat:18.30 TANZİMATTAN CUMHURİYETE EDEBİYAT – SİYASET İLİŞKİSİ Düzenleyen: Nuri Sağlam Yer: Atatürk Kitaplığı Tanzimat romanının günah keçileri: Alafranga züppeler ve fahişeler Batılılaşma sürecinde, batılılaşmayı öngören fakat batıyı genellikle güzel, çekici ve aldatıcı fahişeler üzerinden tanımlayan ve yarattıkları birtakım alafranga züppe tiplerini bu fahişelerin tuzağına düşürerek onlarla dalga geçen yahut gülünç gösteren romanlardaki paradoksal durum tartışılacak ve Türk modernleşmesinin Tanzimat romanı üzerinden okunup okunamayacağı bahis konusu edilecektir. SEMİNER 25 Kasım Cuma Saat:18.30 YENİ GELİŞMELER IŞIĞINDA İSLAM DÜNYASI Düzenleyen: Ahmet Kavas Yer: İstanbul Tasarım Merkezi KONSER 25 Kasım Cuma Saat: 20.00 MEMLEKET HAVALARI Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi KONSER 25 Kasım Cuma Saat: 20.00 KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR MUSİKİ DERNEĞİ KONSERİ Düzenleyen: Vehbi Hopalı Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi KONSER 25 Kasım Cuma Saat:20.00 AYKUT KUŞKAYA KONSERİ Düzenleyen: Serdar Kuşkaya Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi KONSER 25 Kasım Cuma Saat:20.00 NAZLI DENİZ BORAN SOPPERO Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi KONSER 25 Kasım Cuma Saat: 20.00 NERMİN KUŞUN KONSERİ Yer: Yeşilpınar Kültür Merkezi Sanat eğitimine 90’lı yılların sonunda başlayan Nermin Kuşun, 2003-2004 yıllarında Şahin Özer Eğitim Merkezi’nde şan dersleri aldı. Kuşun, 2004 yılından itibaren Beylikdüzü Musiki Cemiyeti, Bakırköy Halk Eğitim Merkezi, İstanbul Barosu Halk Müziği Korosu ve Ekrem Ataer yönetimindeki Bakırköy Belediyesi Korosu’nda çalışmalarını sürdürmektedir. KONSER 25 Kasım Cuma Saat:20.00 BAKİ DUYARLAR CAZ KONSERİ Yer: Başakşehir Kültür Merkezi KONSER 25 Kasım Cuma Saat: 20.00 SARAY FISILTILARI Düzenleyen: Can Gülbal Yer: Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi Saray Fısıltıları Osmanlı saray musikisi kültürünün tarihine baktığımızda, imparatorluğun kuruluşundan itibaren müziğin toplumda çok önemli bir yer aldığını, Topkapı Sarayı’nın adeta bir konservatuar gibi kullandığını ve yoğun bir müzik eğitimi verildiğini görüyoruz. Osmanlı Padişahları ve yönetimde bulunan birçok kişi diğer sanatlarla ilgilendikleri kadar musikiyle de ilgilenerek birçok esere imza atmışlardır. Saray bir kurul gibi çalışarak Osmanlı topraklarında yaşayan elit musiki şinasları bünyesine katıp saray içerisinde görevler vererek Türk Musikisinin gelişiminde büyük rol oynamıştır. Saray Fısıltıları Projesinde; Osmanlı Musikisi’nin üstat bestekarlarının eserleri ve Neyzen Can Gülbal’ın onlardan esinlenerek bestelediği eserlerden oluşan bir repertuarı insanların beğenisine sunmaktayız. Can Gülbal Bestelerin bazıları: 1- Saray Fısıltısı (Acemkürdi Saz Semaisi) 2- Topkapı Bahçesi (Suzidil Saz Semaisi) 3- Haremden Nağmeler (Hicaz Sirto) 4- Yeniçeri Zeybeği (Nikriz Zeybek) 5- Yeminimsin (Nihavent Şarkı) 6- Yine Zevrak-ı Derunum ( Isfahan Şarkı) 7- Enderun Peşrevi (Şevkefza Peşrev) 8- Saltanat (Hüzzam Saz Semaisi) 9- Sultan Düğünü (Hüseyni Longa) 10- Köçekçeler (Karcığar Köçekçe) Günümüz müzik anlayışına baktığımızda, Klasik Türk Musikisi’ne verilen önemin gittikçe azaldığını ve neredeyse yok olma aşamasına geldiğini görmekteyiz. Klasik Türk Musikisi’ne bir nebzede olsa can vermek, halkımıza günümüzde de bu kültürün geçerliliğini sürdürdüğünü yeni eserler besteleyerek ve icra ederek göstermek amacındayız. KONSER 25 Kasım Cuma Saat: 20.00 YIRTIK UÇURTMA GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ANADOLU ROCK Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi KONSER 25 Kasım Cuma Saat: 20.00 DÖNÜŞ YOLU COŞKUN KARADEMİR KONSERİ Düzenleyen: Cihat Güven Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi Dönüş Yolu Nefsî birçok duygudan uzak durarak ve hiçbir türün ayrımını yapmadan bir araya gelen 3 genç müzisyenin kayıt altına aldıkları bir çalışma. İcra edilen eserlerde, âdeta insanı kendi iç âlemine döndüren rûhuna, kendi derinliklerinden hakîki sahibine yol aldıran bir mânâ mevcut. Coşkun Karademir, Emirhan Kartal, Hatice Doğan Sevinç sizlerle… KONSER 25 Kasım Cuma Saat: 20.00 OYA İŞBOĞA KONSERİ Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi İTÜ Türk Mûsikisi Devlet Konservatuarı lisans ve Haliç Üniversitesi Yüksek Lisans mezunu Oya İşboğa, “Şimdi Hatırda mıdır?” adlı albümünde, konservatuardan hocası Nevzat Sumer’in şarkılar üzerindeki karakter, renk, üslup, söz, müzik ve bunların birbiriyle ilişkilerindeki titiz çalışmasına buğulu ve duygulu sesiyle hayat verdi. Albümde, Hacı Arif Bey ve romantik Türk Müziği ekolünün son büyük bestecileri ile 20. yüzyılın önemli bestecilerinin eserleri arasından seçilen "Şarkı"ların yanı sıra "Yürük Semai" ve "Divan" formlarında sözlü eserler ile aynı dönemlere ait "Saz Eserleri" de yer almaktadır. Genç sanatçı Oya İşboğa, yönetmenliğini Osman Sınav’ın yaptığı “Kapıları Açmak” dizisinde seslendirdiği gazellerle de seyircilerin takdirini kazanmış olup, “Hatırla Sevgili” adlı dizide Şahnaz Çakıralp’in okuduğu şarkıların da seslendirmesini yapmıştır. Nevzat Sumer yönetimindeki İ.K.T.M.O ile konserler vermektedir. 2005 yılında kurulan İ.T.Ü “AVAZE “ Türk Müziği Kadınlar Topluluğunda solist ve korist olarak görev almaktadır. Oya İşboğa aynı zamanda, Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Türk Müziği Nazariyatı dersleri vermektedir. ÇOCUK OYUNU 26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00 MERAKLI PENGUENLER Düzenleyen: İstanbul Çocuk Sanat Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi Buz dağlarında kaybolan arkadaşlarını arayan penguenlerin öyküsü komik bir dille anlatılmaktadır. Oyunumuzda 11 şarkı bulunmakta ve tüm şarkılarımıza koreografi uygulanmıştır. Oyunumuzda 7 oyuncu ve 2 teknik bulunmaktadır. Oyunumuz 1 saat sürmektedir. Oyunda doğal dengenin korunması ve çevre bilincinin geliştirilmesi ana mesajlar olarak verilmektedir. ÇOCUK OYUNU 26 Kasım Cumartesi Saat:12.00 FARELİ KÖYÜN KAVALCISI Düzenleyen: Tiyatro Mie Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi 18 yıldır perde açan, ülkemizin önde gelen çocuk tiyatrosu Tiyatro Mie her zaman ilke edindiği titiz ve özenli çalışması ile unutulmayacak bir eser ortaya çıkardı... “ Fareli Köyün Kavalcısı” Fareli Köyün Kavalcısı oyununda fırıncı, manav, bakkal, sevimli farelerle karşılaşır. Fareler şehri ele geçirmek için komik bir yol bulurlar, halkı şakalar yaparak şehirden uzaklaştırırlar. İnteraktif sahnelerle çocukları oyuna katarlar, çocukların kahkahaya doyacakları oyunda, farelerin şehri ele geçirmesi ile eğlence ve heyecan doruğa çıkar. Sevimli fareler, Şakacı, Uzun kuyruk, Ponpon, Uykucu bir gün kaval sesi duyarlar. Kavalcı ve sevimli fareler arasında heyecanlı serüven başlar. Tiyatro Mie göz alıcı kostümleri, muhteşem dansları, dekor ve müzikleri ile Çocuklar Tiyatro ziyafeti sunar. Ülkenin birinde bir köy varmış, bu köydeki halk mutlu günlerini geçirirken bir gün köyü sevimli fareler basar. Komik Fareler Köydeki bütün evleri ve dükkanları ele geçirirler. Fırıncının ekmekleri, bakkalın peynirleri, manavın meyve sebzeleri hepsi sevimli fareler tarafından yenir. Danslar, şarkılarla şirin fareler ve insanlar arasında kovalamaca başlar. Bu durumdan rahatsız olan halk bir çözüm aramak için toplanırlar. Çözüm olarak kralın huzuruna çıkıp ondan yardım istemeye karar verirler. Kralın huzuruna çıktıklarında akıllarına bir fikir gelir ve kraldan kedisini fareleri kaçırmak için vermesini isterler. Kediyi köye getirip farelerin üstüne salarlar fakat fareler kediyi kaçırıp galip gelirler. Halk başka bir çare ararken kaval çalan bir genç şehri farelerden kurtarabileceğini söyler ve bunun karşılığında kraldan talepleri olur. Halk sevimli farelerden kurtulacakları için aldıkları bu haber karşısında çok sevinirler. Kavalcı güzel, melodik bir müzik çalmaya başlar. Sürprizlerle dolu sahneler birbirini izler… ÇOCUK OYUNU 26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00 BİLGİSARAYI.COM Düzenleyen: Renkli Sahne Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi Maviş ve arkadaşları ormanda yaşayan kelebeklerdir. Maviş, kalıplaşmış düşünce ve inançlara sahip kelebekler arasında öğrenmeyi seven, sürekli araştıran ve yeni bilgiler edinmeye çalışan bir kelebektir. Maviş kelebek avcılarından ve kuşlardan nasıl korunabileceği konusunda sürekli araştırma yapar. Yeni bilgilere ulaştıkça insanlardan ve diğer canlılardan nasıl korunabileceği konusunda yöntemler bulur. Öğrendiği bilgileri arkadaşları ile paylaşan Maviş’e arkadaşları bu bilgileri nereden öğrendiğini sorarlar. Maviş onlara bilgisayarı gösterir ve anlatır. Maviş sahip oldukları düşüncelerin tam tersini söylemektedir ve bu onları korkutur. Bunun üzerine Maviş’in babasına bilgisayarı ve söylediklerini anlatırlar. Babası söylediklerini ispatlaması için Maviş’e bir şans verir. Bu arada arkadaşları Maviş’in bilgisayarını karıştırırken bazı oyunlar bulurlar. Bunu Maviş’e söylerler, Maviş onlara iyi ile kötünün hep yan yana olduğunu ama iyiyi seçmeye kendilerinin karar vereceğini söyler ve kendisinin bilgisayarı oyunlar için değil dünyadaki yepyeni bilgilere ulaşmak için kullandığını açıklar. İkna olan arkadaşları Maviş’e söylediklerinin doğruluğunu kanıtlaması konusunda yardımcı olmaya karar verirler. Hep birlikte avcı için bir oyun hazırlayarak avcıdan bir daha kelebekleri avlamayacağı konusunda söz alırlar. ÇOCUK OYUNU 26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00 RENKLER ÜLKESİNİN HİKAYESİ Düzenleyen: Temmuz Yapım Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi Yazan-Yöneten: İlknur Kandemir Oyuncular: Begüm Hergüvenç, Burçak Yüksektepe, Esat Bağış, İbrahim Yakut Ödevi için hikâye okuması gereken Işıl çok sıkılır ve ailesinden yardım ister. Işıl’ın hikayeyi okumadan özetini çıkarmak istediğini anlayan ablası ona bir kalem verir ve arkadaşları gelmeden ödevini bitirmesini ister. Hikayeyi okumaya başlayan Işıl kalemini yatağının altına düşürür ve kalemini ararken kendisini Renkler Ülkesi’nde bulur. Burada tanıştığı Kırmızı kalem, Kurşunkalem, Silgi ve Suluboya’dan okuduğu hikayeyi anlatmalarını ister. Hikayeyi anlatmanın Işıl’a faydası olmayacağını düşünen kahramanlarımız hikaye okumayı nasıl eğlenceli hale getirebileceğini göstermek için Işıl’ın okuduğu hikayeyi canlandırmak isterler. Renkler Ülkesi’ndeki kahramanlarımız Işıl’ın anlatımıyla hikayedeki eşek, kedi, köpek ve horozun başına gelenleri oynarken sizin yardımınıza ihtiyaçları olacak. Peki, siz Renkler Ülkesi’nde olacak mısınız? ÇOCUK OYUNU 26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00 KAPTAN AMCA VE TAYFASI Düzenleyen: Mavi Uçırtma Komedi Tiyatrosu Yer: Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi Kaptan Amca trafik kurallarına uymayan bir sürücü yüzünden hanımını ve çocuğunu kaybeder ve daha sonrasında bir limanda gördüğü ufak bir çocuğu yanına alıp, ona evlat sevgisini vermek ve okula gönderip, iyi bir geleceğinin olmasını sağlamak ister. Fakat, Tayfa çok yaramaz ve bir o kadar da zekidir. Yalnız okula gitmek istememektedir. Gezmek dolaşmak onun için daha keyiflidir. Kaptan Amca ise, gemide tanıştığı bir öğretmenden bu konuda yardım ister ve yardımlaşma sonucu çocuğa kazandırılan güzel alışkanlıklar. Akabinde, birlikte gemide yaşayan bu insanların aralarında gelişen esprili sahneler ve her espirinin ardından verilen mesajlar. Tutumlu olmak, yalan söylemek, diş fırçalamak, el ayak temizliği "KİM O" demeden kapının açılmaması, izinsiz bir yere girilmesi, okulun ve öğretmenin önemi, yemek yeme adabı, sigaranın zararları, çevreyi kirletmemek, kitap okuma alışkanlığı, başkalarına ait eşyaların karıştırılmaması, büyüklere saygı, orman yangınlarının önlenmesi, büyüklere yardım etmek, tertipli ve düzenli çalışmak, trafik kurallarına uymak, telefon görüşmelerinde gereken diyalog ve eylemler. ÇOCUK OYUNU 26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00 OYUNCAKLAR Düzenleyen: Tiyatro Alkış Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi Bozuldukları için bir rafa atılan oyuncaklar artık işe yaramadıkları için çok üzgündürler ama yaz gelince açılan pencereden tesadüfen eve giren uğur böceği ile bir anda hayatları değişir. Çünkü Uğur böceğinin tamir etme yeteneği vardır. Bozuk oyuncaklarla dost olan Uğur böceği, onları teker, teker tamir etmeye başlar. Bu arada çocuklara yeni bir robot oyuncak alınmıştır. Bu robot, bozuk oyuncakların tamir olduğunu görünce gözden düşmemek için, bir gece tamir olan oyuncakları tekrar bozar. Sabah uyandığında Uğur böceği hem bozuk oyuncakları hem de sonbahar geldiği için kapanmakta olan pencereyi görür. Çok acil bir karar vermek zorundadır. Yaşamak için doğada olmak zorundadır. Bozuk oyuncaklara ve kendine bir dahaki yaza onları tamir etmek için geri döneceğine söz verir ve gider. Bu sefer çocuklar, sırf sıkıldıkları için robot oyuncağı bozuk oyuncakların yanına atarlar. Bütün oyuncakları bozduğu için robot yalnız kalır, konuşacağı hiç kimsesi yoktur. Yaptığına çok pişmandır. Yaz gelir, Uğur böceği sözünü tutar ve geri döner. Hemen bozuk oyuncakları tamir eder ve en büyük yardımcısı da robot olur. Yönetmen Yönetmen Yardımcıları Müzik Koreografi Aranjör Kostüm Dekor Yapım : Oktay Şenol : Didem Aslan, Sibel Akyüz : Oktay Şenol : Oktay Şenol, Selin Zeyli : Ayhan Yavaş : Şenay Korgül, Şenol Korgül : İ. Ümit Erzurumlu : Tiyatro Alkış – Okay Şenol Oyuncular Başak İleri, Ezgi Bozan : Murat Ergür, Burcu Saraçoğlu, Tan Güneş, Fahri Öztezcan, ÇOCUK OYUNU 26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00 ALADDİN ‘İN SİHİRLİ LAMBASI Düzenleyen: Altınok Tiyatrosu Yer: Başakşehir Kültür Merkezi Mucizeler Mağarasında bulduğu sihirli lamba Alaaddin’in hayatını değiştirir. Ancak kötü kalpli Cafer ve papağanı Yagu lambanın gizli güçlerinin peşindedir. Alaaddin ve maymunu Abu, Lamba Cini ile birlikte, güzel prenses Yasemin’i kötü yürekli Cafer’den kurtarmak ve kendisiyle evlenebilmek için uçan halıları ve bayan halıyı da yanlarına alarak saraya gelirler. Alaaddin’in kimse de olmayan bir gücü vardır. O da Sihirli Lambası… Kılıktan kılığa giren yerinde duramayan, çılgın cini sayesinde Alaaddin artık bir prensdir. Oyunun Türü: Müzikal Çocuk Oyunu Yazarı & Yönetmeni: Murat Altınok Koreografi: Berke Yüksel Oynayanlar: Murat Altınok, Ece Bozkaya, Volkan Ceylan, Onur Ertaman, Fatih Ermiş, Sezer Arıçay, Tuba Özoğlu, Ezgi Serdaroğlu, Dilara Uzan, Setenay Karadaş ÇOCUK OYUNU 26 Kasım Cumartesi Saat:12.00 KÜÇÜK KIZ VE YILDIZ Düzenleyen: Uygur Çocuk Tiyatrosu Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi ÇOCUK OYUNU 26 Kasım Cumartesi Saat:12.00 GELENEKTEN GELECEĞE KARAGÖZ Düzenleyen: Unima İstanbul Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi Milletlerarası Kukla ve Gölge Oyunu Birliği (Unıma - Unıon Internatıonal De La Marıonette) 1929 Yılında Çekoslovakya, Sovyetler Birliği, Romanya, Avusturya, Almanya, Yugoslavya, Fransa ve Bulgaristan gibi ülkelerin temsilcilerinin katıldığı toplantıda Unıma’nın kuruluş çalışmaları başlatılır. Aynı yıl Paris’te, 1930’da Fransa’da ve 1933 yılında Yugoslavya’da toplantılar sürdürülür. Kukla ve Gölge Oyunu Sanatları’yla ulusların birbirlerini tanımalarına hizmet etmek, dostluk ve kardeşliği pekiştirmek, barış içerisinde birarada yaşamlarına katkı sağlamak, kukla ve gölge oyunu sanatıyla ilgilenen sanatçı, araştırmacı, uzman, yazar, bilim adamı ve teknisyenlerin birbirleriyle bilgi alışverişinde bulunmalarını sağlamak amacıyla kurulan Unıma, gün geçtikçe gelişerek uluslararası örgütlenmesini genişletmiştir. Bu gün yaklaşık yüz ülkenin üyesi olduğu Unıma’nın Merkezi, Fransa’nın Charleville Mezieres kentinde bulunmaktadır. Zengin ve köklü bir kukla ve gölge oyunu geleneğine sahip olan Türkiye’nin, Unıma içerisinde yer almasının yararı uzun yıllar tartışılmış ama bir türlü olumlu çalışmalar yapılamamıştır. Sonunda konu Kültür Bakanlığı’nca 23-27 Ekim 1982 tarihleri arasında Ankara’da toplanan I. Milli Kültür Şurası’nda ele alınarak Unıma Türkiye Milli Merkezinin kurulması çalışmalarına başlanması konusunda tavsiye kararı alınmıştır. Çeşitli nedenlerden dolayı gerçekleştirilmeyen kuruluş çalışmaları, 1988 yılında Kültür Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi Başkanlığı’nın çalışmaları üstlenerek yürütmesiyle sonuca ulaşmış ve Unıma Türkiye Milli Merkezi 27.09.1990 tarih ve 90-1013 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla 1908 sayılı Dernekler Kanununun 11. ve 12. maddelerine göre kurulmuştur. Türk kukla ve gölge oyunu sanatlarını yurtiçinde ve yurtdışında, diğer milletlerin kukla ve gölge oyunlarını da ülkemizde tanıtarak, bu sanatların araştırılmasını, geliştirilmesini, korunmasını ve yaşatılmasını sağlamak amacıyla kurulan merkez, kısa sürede kukla ve gölge oyunumuzun yurtiçi ve yurtdışında tanıtımı, sanatçıların haklarının savunulması, sanatın geliştirilmesi, yaygınlaştırılması konularında birçok çalışmaları gerçekleştirilmiştir. 1997 yılında kurulan Bursa Şubesi ardından 2009 yılında İstanbul Şubesi kuruluşunu tamamlamıştır. Özellikle Karagöz’ün yaşayan kültür hazinesi olarak Unesco tarafından kabul edilmesiyle, yaşayan kültür mirası olarak dünya literatürüne geçen sanatçıların yaşadığı İstanbul’da Unıma’nın İstanbul Şubesinin varlığı bir başka anlam ve önem taşımaktadır. ÇOCUK OYUNU 26 Kasım Cumartesi Saat: 12.30 NASRETTİN HOCA İLE KARAKAÇAN Düzenleyen: Goncagül Tiyatrosu Yer: Yeşilpınar Kültür Merkezi Düzenleyen: Hüseyin Goncagül Halk bilgemiz Nasreddin Hoca bu kez emektar eşeği Karakaçan ile fıkralarında canlanarak Hüseyin Goncagül'ün sahne yorumuyla sevenleriyle buluşuyor. Asırlar sonra Karakaçanı ile karşımıza çıkan Hoca kendi çağında güldürerek verdiği derslerin aynısını bir kez daha günümüz diliyle aktarmakta izleyenlerine. Hoca’nın yol arkadaşı eşeği Karakaçan ile ilgili maceraları bu sahnede müzikli şarkılarla canlandırılıyor. Zaman zaman seyircilerin arasına da karışan sevimli Karakaçan bazen de sahnede minikleri sırtına bindirip Hoca’nın küçük torunlarına keyifli dakikalar yaşatmakta. Her çağda güncelliğini koruyabilmiş Hoca’nın fıkralarında O’nun yol gösterici kimliği, hazırcevaplılığı, ince mizah anlayışı bu kez Karakaçan ile yaşadıklarıyla yine sahnede ön planda. “Düşmeseydim eşekten inecektim ben zaten”, ‘ödünç eşek’, ’eşek pazarlamacı’, ‘Eşeğini bağla sonra tevekkül et’, ‘eşeğe yazı değil mi?’ gibi fıkraları günlük hayatımızda yer etmiş kullanageldiğimiz deyimler bu oyunumuzla canlanmakta… Bu yeni çalışmamızla, sizleri bir nebzede de olsa gülümsetebilir ve düşündürebilirsek ne mutlu bizlere... Oyuncular: Nasreddin Hoca……………………………..…….Ümit Kaplan Kapı komşusu........………………………………….Hüseyin Goncagül Karakaçan...................................................................Emrah Gökçe Yolcu..........................................................................Fırat Daldaler Esnaf............………………………………………..Yusuf Koncagül Ahmet Efendi............................................................Ahmet Ayanoğlu Cemaleddin Efendi……………………………....…Cem Çakır Efektör:………………………………………….….Osman Nazlı Kostüm Tasarım:… ………………………….....…Armelit Dekor Tasarım: ……………………………...…….. Elvan Reklam SEMİNER 26 Kasım Cumartesi Saat: 14.00 TÜRK MUSİKİSİ SEMİNERİ Düzenleyen: Fırat Kızıltuğ Yer: Türk Edebiyatı Vakfı Hüseynî Makamındaki eserler sırasıyla icra edilerek açıklamalar yapılacaktır. 1- Lem'i Atlı/ Güfte: Faik Ali Bey Zaman olur ki anın halce-i visâlinde Bir inzivâ ile canânı bî-vefâ bulurum Zaman olur ki gözümden kaçan hayalinde Hayat-ı ruhuma müşfik bir âşinâ bulurum 2- Rumeli Türküsü / Osman Pehlivan'dan Yalı kenarında zülfüm tararım aman Zülfüm tarağını kaybettim ararım Benim yoktur kimseye de zararım aman Hanım senin pamuk ellerin kınalı aman Yalı kenarına serdim postumu aman Gelen geçen çiğner benim üstümü aman Şimdi bildim düşman ile dostumu aman Hanım senin pamul ellerin kınalı 3- Rumeli Türküsü Yağmur yağar taş üstüne İnce kalem kaş üstüne Selâm verir baş üstüne Vay dili dili kuş dili dili Mevlâm kulu sevdim seni Vay dili dili dili vay Yağmur yağar şurdan buradan Üstümüze çekek yorga Öpeceksen işte burdan Vay dili… Yağmur yağar sepe Kulağında elmas küpe Uyandırdım üpe üpe Vay dili… 4- Münir Nurettin Selçuk / Güfte Sebkatî (1.Sultan Mahmud Han) Varalım kûy-i dilâraya gönül hû diyerek Kokalım güllerini gonca-i hoş-bû diyerek Şerbet-i lâl-i hayali bizi öldürdü meded Varalım kûyine yârin bir içim su diyerek 5- Fehmi Tokay / Güfte: Emrah Tutam yâr elinden tutam Çıkam dağlara dağlara Olam bir yâreli bülbül İnem bağlara bağlara Birin bilir binin bilme, Bu dünya kimseye kalmaz. Yâr ismini desem olmaz Düşer dillere dillere Emrah eydür bu günümdür Arşa çıkan tütünümdür Yâre varacak günümdür Düşem yıllara yollara 6-Selâhattin İnal / Güfte Necdet Atılgan Tez geçse de her sevgiden bin hâtıra vardır Sevdâ denilen şey yaşayan hatıtalardır Sevmek de sevilmek de bahar ömrü kadardır Sevdâ denilen şey yaşayan hatıralardır. 7- İsmail Baha Sürelsan Seven yok sevdiğim dilhûn eden çok Ömür anlatmaya yetmez keder çok O zâlimden gönül pek çok çeker çok Ömür anlatmaya tetmez keder çok 8- Râkı8m Elkutlu / Güfte Bakî Müheyyâ oldu meclis sâkıyâ peymâneler dnsün Bu bezm-i ruhbahşın şevkine mestâneler dönsün Bu bezm-i dil-güşâya mahrem olmaz Bakîyâ herkes Di gelsün gelmesün ehl-i diller gelmesün bî-gâneler dönsün. 9- Selâhattin Pınar / Güfte Nacdet Atılgan Hayal deryasına ben bazı bazı Dalmasam bir türlü dalsam bir türlü Derdime âşinâ olan bu sazı Çalmasam bir türlü çalsam bir türlü Âşıkım ben dahi Mecnun misâli Beklerim son anda bile visali Güzeller yüzünden bunca vebâli Almasam bir türlü alsam bir türlü 10- Fırat Kızıltuğ / Güfte Necip Fazıl Kısakürek Aydınlık Uyan yârim uyan söndü yıldızlar Gün karşı tepeden doğmak üzredir Her sabah güneşi seyreden kızlar Mahmur gözlerini oğmak üzredir. Uyan yârim sesler geldi derinden Karanlık oynadı koptu yerinden İlk ışık kapının eşiklerinden Şimdi bir gölgeyi koğmak üzredir Sevgilim kapımı çaldı aydınlık, Baygın gözlerimi aldı aydınlık İçimde tıkandı kaldı aydınlık Bu aydınlık beni boğmak üzredir. 11- Fırat Kızıltuğ Hüseynî Koşma Turnalarla kanat çırpar Telim telinden telinden Ay devşirir yıldız kırpar Elim elinden elinden Gurbetim içimde ağlar Sıla türküsüyle çağlar Mısrayı mısraya bağlar Dilim dilinden dilinden Maviliklere bak seyret Şekil şekil demetedemet Baharda bahara hasret Gülüm gülünden gülünden 12- Şerif İçli / Güfte Mehmed âkif Ersoy Ezelden âşinânım ben ezelden hem zebânımsın Beraber ahde bağlandık ne olsan yar-i canımsın Ne olsan zerrenim kalbimde halâ çarpar esrârın Gel ey cânan gel ey can kalmasın ferdâya didârın 13- Tanbûrî Ali Efendi / Güfte Osman Nevres Senden bilirim yok bana bir faide ey gül Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül Etsem de abestir sitem-i hâre tehammül Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül SEMİNER 26 Kasım Cumartesi Saat:14.00 EDEBİYAT ATÖLYESİ Düzenleyen: Alim Kahraman Yer: Divan Edebiyatı Vakfı Yahya Kemal: Aziz İstanbul Yahya Kemal’in 1942’de verdiği bir konferanstan yola çıkarak İstanbul duyarlığının zemini incelenecektir. Şairin bu konuda yol açıcı bir işlevi olmuş mudur, sorusuna yaşadığı dönemin şartlarına da bakılarak cevap bulunmaya çalışılacaktır. SEMİNER 26 Kasım Cumartesi Saat: 14.00 GÜNLÜK HAYATIN KÜLTÜREL YANSIMALARI Düzenleyen: Süleyman Seyfi Öğün SEMİNER 26 Kasım Cumartesi Saat: 14.00 OKUMA GÜNLERİ Düzenleyen: Sevim Arslan Yer: Türkiye Yazarlar Birliği Türk ve Batı Edebiyatı'ndan seçilen örnekler; konuklarla birlikte okunacak. Bir paragraftan, bir cümleden, bir kelimeden yola çıkılarak hayata dair sohbet edilecek. KONSER 26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00 NİHAT DOĞAN KONSERİ Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi Nihat Doğan 1979 yılında İstanbul’da hayata gözlerini açan Nihat Doğan İlk, orta ve lise eğitimini tamamladıktan sonra 1996 yılında profesyonel müzik kariyerine "Kırdın kalbimi" adlı albümü ile başladı. 500.000 adetlik satış grafiği ile müzik piyasasını alt üst eden sanatçı daha sonra 1998 yılında vatani görevi nedeniyle müzik çalışmalarına bir süre ara vermek zorunda kalmıştır. Yaklaşık 4 yıl kadar süre ile ayrı kaldığı müzik sektörüne ve kendisini özleyen müzik severlere vatani görevini ve albüm çalışmalarını tamamlayarak 2000 yılında" Ölürem Kızlar" adlı albümü ile ile tekrar dönen Sanatçı, bu albümün başarısı ile beraber yoğun istek üzerine TV kanallarından gelen dizi isteklerine duyarsız kalamayıp Star TV’ye "Sultan" adlı dizi( 26 bölüm) çekmiştir. 2003 yılında sözü ve müziği Yıldız Tilbe'ye ait olan "Seni Seve Seve", 2005 Yılında "Bitanesinden Bitanesine", 2007 Yılında "Zorunamı Gitti" Albümleri ile müzik sektöründe yerini sağlam temeller üzerine oturtmuş olan sanatçı; 2010 da ise ülkemizin yaşamış olduğu antidemokratik uygulamalara 26 yıllık PKK Sürecinde yaşanan akan göz yaşları, anaların ağlaması, şehitlerimizin gelmesi vs… gibi her ülke evladının yüreğini acıtan hadiselere duyarsız kalamayıp, sanatçı olarak üzerine düşen sosyal sorumluluk bilinci ile yaptığı "1071" adlı barış ve kardeşlik (Açılım) şarkısı ile kendi duygu ve düşüncelerini dile getirmiştir. Ülkemizin 30 yıllık Cunta Anayasası’nın referanduma götürülmesi noktasındaki seçime "Demokrasiye Evet Özgürlüklere Evet Evet" adlı single çalışmasıyla katkıda bulunmuştur. Sanatçımız Star TV, TGRT, Fox TV, Kanal D, Flash TV gibi ulusal kanallarımızda müzik ve eğlence programlarıyla da bu anlamda halka hizmet etmiştir. Sanatçı yeni albümü için stüdyo çalışmalarını yürütürken, yurtdışı ve yurtiçi konserlerine de başarı ile devam etmektedir. KONSER 26 Kasım Cumartesi Saat:20.00 ERCAN IRMAK NEY İLYAZ MİRZAYEV PİYANO Düzenleyen: Arda Aydoğan Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi Ercan Irmak Eskişehir’de doğdu. Müzik tutkusu, çocukluk yıllarında kaval çalarak başladı. Bu tutku onun önce Bursa’ya, sonra İstanbul’a yerleşmesine neden oldu. 1980 yılına kadar birçok sanatçının albümünde kaval çalan Irmak, aynı yıl merhum Aka Gündüz Kutbay’ın ve besteci Vedat Yıldırım Bora’nın önerisi doğrultusunda, neyzen Aka Gündüz Kutbay’ın hediye ettiği Mansur Ney ile neyzenliğe ilk adımını attı. Yurt içi ve yurt dışında konserler veren ve çeşitli albüm çalışmalarına katılan Irmak, 1999’da kompozitör İlyas Mirzayev ile Tasavvuf Senfonisi’nin 1. bölümünü Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde Adana’da seslendirdi. İstanbul, Antalya, Bursa Devlet Senfoni Orkestraları’na ve CRR Senfoni Orkestrası’na solist olarak katıldı. İlyas Mirzayev ile birlikte hazırladıkları Ney Konçertosunu; Prof. Saim Akçıl yönetimindeki Tekfen Filarmoni Orkestrası ile İstanbul (Uluslararası İstanbul Müzik Festivali), Ankara, İzmit, İzmir, Bursa’da ve yurtdışında; Japonya, Bakü, Almaata, Bişkek Taşkent, Selanik ve Brüksel’de seslendirdi. Piyanoda İlyas Mirzayev ile Berlin Filarmoni Orkestrası’nın konser salonunda ve Viyana’da Klasik Türk Müziği eserleri ve Anadolu ezgilerini seslendirdi. Hamburg, Londra ve İstanbul Aya İrini konserlerinde; Mirzayev’in hazırladığı, şef Howard Griffiths yönetimindeki London Mozart Players Orkestrası ile Güher ve Süher Pekinel kardeşlerin de solist olduğu, “Janus in Orient” adlı eserde solist olarak ney üfledi. Ney konçertosunu; 20 Ocak 2006’da şef Fahrettin Kerimov yönetiminde, Bursa’da Bursa Devlet Senfoni Orkestrası ile 6-7 Nisan 2006 ‘da Şef Naci Özgüç yönetiminde Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile seslendirdi. Şef Saim Akçıl yönetimindeki, Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın verdiği konserlerde; İlyas Mirzayev’in hazırladığı Üç Denizin Senfonisi’nde, 2 Ekim’de Brüksel’de, 4 Ekim’de Paris’te, 5 Ekim’de Berlin’de solist olarak ney üfledi. Amerika Boston’da ilk kurulan New England üniversitesi konservatuarına davet edildi, orada Türk klasik müziğimiz ve halk müziğimiz hakkında örnekler vererek bilgilerini dile getirdi. Halen Kültür Bakanlığı Devlet Modern Folk Müziği Topluluğu’nda Ney Sanatçısı olarak görev yapmaktadır. KONSER 26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00 SİBEL PAMUK KONSERİ Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi KONSER 26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00 KÜRŞAT BAŞAR CAZZ KONSERİ Düzenleyen: Gürtuğ Yılmaz Yer: Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi KONSER 26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00 ŞİİRLERLE ŞARKILAR Düzenleyen: Sadun Aksüt Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi Sadun Aksüt Ünlü tanbûrî, bestekâr, yazar ve musiki şinas Sadun Aksüt, 1932 yılında Merzifon'da doğdu. Konservatuarı bitirmeden Türk Musikisi Konservatuarı Derneği'ne giren Aksüt; burada Hüseyin Sadettin Arel, Dr. Suphi Ezgi ve Laika Karabey'den dersler aldı. Uzun yıllar İstanbul Radyosu'nda saz eserleri çaldı. İstanbul Radyosu Türk Musikisi Nota Kütüphanesi'ne memur olarak çalıştı. Bir yandan da solo ve topluluk programlarında tanbur çaldı. TRT Türk Sanat Musikisi Repertuar Kurulu üyeliği yapan Sadun Aksüt'ün 100 kadar şarkı, 24 ilâhi, 50’ye yakın çeşitli makamlardan saz eserleri, üç çocuk şarkısı ve sazkâr makamında bir Mevlevî âyin-i şerifi bulunmaktadır. Tam 50 yıldır Türk sanat müziğini dostlarıyla paylaşan Sadun Aksüt, 50 yıldır müziğin devleriyle birlikte çalıp söylüyor, Radyoevi, gazino ve konser salonlarındaki müzisyenlerin, müziğin ve yankılarının tanıklığını yapıyor. KONSER 26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00 ZEYNEP NURDOĞAN KONSERİ Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi KONSER 26 Kasım Cumartesi Saat:20.00 ERDAL KÜÇÜKKAYA KONSERİ Yer: Yeşilpınar Kültür Merkezi KONSER 26 Kasım Cumartesi Saat:20.00 MİNE GEÇİLİ İLE ZEKİ MÜREN BESTELERİ Düzenleyen: Volkan Kara Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi KONSER 26 Kasım Cumartesi Saat:20.00 UMUT AKYÜREK KONSERİ Düzenleyen: Umut Akyürek Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi Türk Sanat Müziği’nin son yıllardaki önemli icracılarından Umut Akyürek, klasik dönem eserlerden çağdaş döneme uzanan eserleri seslendireceği programda dinleyenleriyle buluşuyor. KONSER 26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00 GÖNÜL MAKAMI KONSERİ Yer: Başakşehir Kültür Merkezi SEMİNER 28 Kasım Pazartesi Saat: 18.30 BATININ DOĞUSU Düzenleyen: Ali Şükrü Çoruk Yer: Atatürk Kitaplığı Tarih boyunca doğu batı ilişkileri her zaman için sorunlu olmuştur. Bazen karşılıklı, bazen de tek taraflı red ve inkarların sevkiyle ortaya çıkan bu sorunların uzantısını günümüzde de müşahede etmek mümkündür. Seyahatnameler, sefaretnameler ve hatıratlar batılı aydınların Müslüman dünyası karşısındaki tutumunu anlamamıza yarayacak önemli bilgiler içermektedir. Bu seminerlerde şahsiyetler ve eserlerden hareketle batılı aydınların Osmanlı temelinde İslâm medeniyeti karşısındaki tutumu devirlere bağlı olarak tespit edilmeye çalışılacaktır. SEMİNER 28 Kasım Pazartesi Saat: 18.30 İSTANBUL EFSANELERİ Düzenleyen. Ferhat Aslan Yer: Türk Edebiyatı Vakfı Süleymaniye Camii Efsaneleri I Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan ve İstanbul'un en önemli simgelerinden biri olan Süleymaniye Külliyesi ve Camii hiç şüphesiz Osmanlı mimarisinin şaheserlerinden biri olarak kültür tarihimizdeki yerini almıştır. Tarihî ve mimari özellikleri bakımından önemli bir yere sahip olan Süleymaniye Camii’ne sözlü kültür geleneğimiz de ilgisiz kalmamıştır. Milletimiz sözlü kültür geleneği içerisinde, caminin yapıldığı XVI. yüzyıldan günümüze gelinceye kadar Süleymaniye Camii etrafında pek çok efsane teşekkül ettirmiştir. Bu programda sözlü ve yazılı kaynaklardan tespit edilen efsaneler incelenmeden önce bu efsanelerin hangi sebeplerle oluştuğu, toplumun Süleymaniye Camii’ne ne gibi anlamlar yüklediği, teşekkül eden bu efsanelerin dayandıkları tarihî gerçekler ve kültürel art alandan bahsedilecektir. SEMİNER 28 Kasım Pazartesi Saat: 19.00 SÖMÜRGECİLİK VE İSLAM DÜNYASI Düzenleyen: Azmi Özcan Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi SEMİNER 29 Kasım Salı Saat:18.30 SEDAT UMRAN’LA EDEBİYAT ORTAMI Yer: Atatürk Kitaplığı SEMİNER 29 Kasım Salı Saat: 18.30 MÜZİK VE MEDENİYET Düzenleyen: Savaş Barkçın Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi Medeniyetimizin temel değerleri ve ilkeleri müziğimize nasıl yansıyor? Bu seminerin amacı dostlarımızla bu konuyu beraber düşünmek, müzikle tefekkür etmek... Müzik aynasında medeniyetimizi tanımak ve hayatımızda müziğe farklı bir bakışla bakmamız için bir muhabbet deminde bir arada olacağız. Her bir seminerde medeniyetimizin bir değer veya boyutu üzerinde duracağız. O konu etrafında müziğimizden örnekler dinleyeceğiz, o değerin ve ilkenin müziğimize makam, usûl, nağme ve güfte olarak nasıl yansıdığına şahit olacağız. SEMİNER 29 Kasım Salı Saat: 18.30 ŞEHİR VE ESTETİK Düzenleyen: Aynur Can Yer: İstanbul Tasarım Merkezi SEMİNER 29 Kasım Salı Saat: 20.00 İSTANBULLU BESTEKARLAR KONSERİ Yer: Başakşehir Kültür Merkezi SEMİNER 30 Kasım Çarşamba Saat: 18.30 50 YIL ÖNCE 50 YIL SONRA Düzenleyen: Üstün İnanç Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi Tanıklarla Yakın Tarih Söyleşileri Üstün İnanç Türkiye'nin yakın tarihini ele alıyor. Eski bir gazeteci, yazar ve sanatçı olarak gözlemlerini, analizlerini aktarıyor. Fotoğraflar ve gazete başlıkları eşliğinde bir zaman ve tarih yolculuğu. 50 yıl önce İstanbul, Ankara ve Türkiye. 1950'lerin 60'ların 70'lerin Türkiye'si… Önemli kültürel, sosyal, siyasal olaylar. Yazılanlar, konuşulanlar; bunların ötesinde günlük hayat… Kıyıda köşede kalan ya da unutulmuş olan bazı ayrıntılarla kent ve toplum. Zamanın tanıkları ve aktörleri de konuk olarak yer alıyor sohbetlerde. Dönem fotoğrafları, dillerden düşmeyen şarkılar, belleklere kazınan dizeler. Şiirleri Harun Yöndem, şarkıları Levent Çelik seslendiriyor. SEMİNER 30 Kasım Carşamba Saat: 18.30 TÜRK ROMANINDA AKIMLAR Düzenleyen: Mustafa Miyasoğlu Yer: Türkiye Yazarlar Birliği Türk Romanında Akımlar: Geleneğe açılan kapılar… Mesnevi ve Halk Hikâyesinden Romana geçen Osmanlı nesri, 19. yüzyıl boyunca bir değişim yaşadı. Muhayyelat ile Letâif-i Rivâyât dizisindeki hayallerin her zaman “anlatı dilimiz”i etkilediği görüldü. Bayburtlu Zihni’nin Divan nesriyle yazdığı Kitâb-ı Hikâye-i Garibe adlı kitabı ile Hançerli Hanımın Hikâye-i Garibesi adlı halk hikâyesinin farkları yanında gerçekçi bir dille hikâye edilen maceralarının benzer yanları da görülüyor. SEMİNER 30 Kasım Çarşamba Saat:18.30 İSTANBUL VE HİKAYE Düzenleyen: İbrahim Yarış Yer: Atatürk Kitaplığı Yazar İbrahim Yarış İstanbul’da yaşanmış, yazılmış ve söylenmiş hikâyeleri inceleyerek geçmişten günümüze geniş bir ufuk turuna çıkıyor. Hikâyede saklı hayatların izinde İstanbul’u anlamaya çalışıyor. İstanbul ve Ayasofya efsanelerinden, Reşat Ekrem Koçu’nun anlattığı yaşanmış İstanbul olaylarına, bu şehirde edebi olarak üretilen hikayelerin benzerliklerini ve farklılıklarını ortaya koyuyor. KONSER 30 Kasım Çarşamba Saat: 20.00 ALİHAN SAMEDOV KONSERİ Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi Alihan Samedov, 1964 yılında Azerbaycan’ın Sumgayıt şehrinde müzisyen bir ailede dünyaya geldi. 1971– 1979 yılları arasında ilk ve orta öğrenimini tamamladı. Samedov, 1979 -1982 yılları arasında Samet Vurgun adına müzik okulunda Obua ve Neriman Nerimanov Kültür Evinde ise Garmon (Azerbaycanda kullanılan akardiyona benzer müzik aleti) eğitimini aldı. 1986 yılında ise kazandığı Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesini, 1990 yılında Rus dilinde tamamladı. Nefesli sazlar (balaban, klarnet, tütek, zurna, obua, saksafon) ve Azerbaycan Yöresel Halk Sazlarını ( Nağara, Goşanağara, Def, Garmon) büyük bir ustalıkla kullanmaktadır. Rusça dilini iyi bilen Samedov, aynı zamanda iyi bir satranç ustasıdır. 1993 yılında müzik çalışmalarını daha da geliştirmek için Türkiye’ye yerleşen Samedov, ustaca kullandığı Balabanı ile kısa sürede önemli müzik kuruluşlarının ilgisini çekmiştir. Türk ve Azerbaycan müzik motiflerini büyük bir titizlikle inceleyen Samedov, birçok albümlerini bu araştırmalara dayanarak yapmıştır. “Balaban” adını verdiği ilk albüm çalışmasıyla kısa sürede müzik severlerin ruhlarını fethetmeyi başaran Samedov, etnik müzik motif araştırmaları ve birbirini takip eden albüm çalışmalarıyla ünü ülke sınırlarını aşan, müzik dünyası içinde beğeni ile dinlenen Balaban virtüözü olarak kabul edilmiştir. Alihan Samedov’un çaldığı balaban sesi bugün ülkemiz ve yurt dışındaki birçok TV programı jeneriklerinde, sinema müziklerinde, belgesellerde duyulmaktadır. Hatta ”Casio” Firması tarafından üretilen çeşitli elektronik klavyeli müzik aletlerine, onun sayesinde Balaban sesi de eklenmiştir. Bu güne kadar birçok ödül alan Samedov, Azerbaycan milli müzik aleti olan balaban’ ı müzik ve sanat alanında yapacağı çalışmalarla, gelecek nesillere tanıtabilmek için iki vatanından biri olan Türkiye’de devam ettirmektedir.