Peçeneklere dair araştırmalar

Transkript

Peçeneklere dair araştırmalar
Peçeneklere dair araştırmalar
Dr.
AKDES K U R A T
I
KARADENİZİN
ŞİMALİNDEKİ BOZKIRLARDA
PEÇENEKLER
Cenubî Rusya Bozkırları
V].
Her o do t Daı anın Skitlere karşı yaptığı seferi anlatırken, Skit mem­
leketini şöyle karakterize e d e r : r\ xe yâç yr\ tovaa jteSıaç aüri] JIOLCOST^ re
xai
Evvbçoç
iöTiv,
îrorafioi
TE 8î
caiTÎjç peoı>aıv
OIJ JIO/JM
T£CO
dpı-i)|iöv
6/axaaov£ç TCÜV ev AîyuJtTco bıcoçvym'.
Bu arazi bol otlu ve çok sulu düz
ovadan ibaret olup, buradan adet itibariule Mısır kanallarından
pek de
az olmıyan
nehirler akmaktadır
( L i b . I V . kap. 47). A y n i eserin müellifi,
Lib. I V . kap. 100 ve 101 de, Skit arazisinin büyüklüğünü de tayin ile
bunun uzunluğunun 4000 stadion genişliğininde aynı olduğunu söyler.
"Tarihçilerin babası,, tarafından b u suretle tasvir olunan, ve H e r o d o t u
takiben, ondan sonraki antik ve Bizans yazıcıları tarafından S k y t h i a ,
ve bazen de S a r m a t h i a , adını taşıyan Karadenizin şimalindeki bozkır­
ların sonraları D e ş t - i K ı p ç a k (Kıpçak sahraları) adını aldığını biliyo­
ruz.
Buraları dünyanın en zengin kara toprağına, çernozema
maliktir.
Yer kabuğu teşekkülünün icabı olarak Ural dağlarından Karpatlara kadar
bir tepe silsilesi Rusyayı şarktan garbe doğru kateder. Bu silsile, Ural
dağlarından başlıyarak, " O b ş ç i j syrt,, adiyle İdile (Volga) doğru gelir;
bu büyük nehri geçtikten sonra, D o n ile Medviedica nehirleri arasında
oldukça yükselir. D o n ile Donec aralarında da epey büyüdükten sonra,
Şamara, K r y n k a ve Mius nehirleri boyunda aynı şekilde devam edip,
- Kalmius, Dnepr, İngul, B u g ve Dnestr nehirlerinde küçük şelâleler
(porogi) teşkil ederek, Karpatların etekleriyle birleşir. Bu tepe silsilesinin
cenub kısmı tam manasiyle bozkırlar sahasıdır. D o n nehrinin şarkı
A r a l o - K a s p i k u m sahralarının devamı olup, susuz, otsuz ve ıssız Boz[ ] Cenubî Rusya sahralarına dair: R o s s i j a, polnoe geografiçeskoe opisaaie naşego
oteçestva, izd. V . P. Semenov - Tjan - Şanskij. T . X I V . N o v o r o s a i j a , K r y m . Sonra :
G o l u b o v s k i j . Peçenegi, Torki i Polovcy. Kiev 1884.
l
102
Akdes Kurat
kırlardan ibarettir; fakat Dondan Kafkaslara doğru uzanan ve Kuban nehri
havzasını teşkil eden yerler çok mümbit bir sahadıra. Don'un garbı ise
şarkına nisbeten, büsbütün başka bir manzara gösterir. Bu kısmın bozkır­
ları birçok büyük ve küçük nehirlerle sulanır; bu hususiyetin Herodotun
bile nazarı dikkatini celbettiğini gördük. Bozkırlar, nehir ve ırmaklardan
maada, Rusların "balki,, dedikleri, çukurlarla doludur, k i bunlar ilkbahar­
d a birden eriyen karların, veya kuvvetli yağmurların, selleriyle kazılarak
vücude gelmiştir. Denize yaklaştıkça büyüyen bu çukurlar etrafında çalı
ve otlar biter. Cenubî Rusya sahraları umumiyetle ağaçtan mahrumdur.
A n c a k tepelerde ağaçlara tesadüf edilir. Cenuba gittikçe tam b i r bozkır
nebatatı hâkimdir ve denize yaklaştıkça k u r u , dikenli cinsler çoğalır. Bu
bozkırlar vaktiyle, ekilmemiş, biçilmemiş iyesiz (sahipsiz) sahalardan
ibaret olup göçmenler ve Rus kazakları için çok elverişli bir yerdi. Daha
geçen yüz yılın ortalarında bile sapan görmemiş birçok saha vardı.
H . S i e n k i e w i e z'in "Ateşle ve kanla,, adlı meşhur romanında olduğu
g i b i , bilhassa N . W . G o g o l ' i n " T a r a ş Bul'ba,, sı ile "Ölmüş köylüler,,
inde bu steplerin çok güzel tasvirleri vardır. Bozkırlar Karadeniz ve Azak
denizi sahillerine yaklaşdıkça çok ıssızdır; geniş sahalar tamamiyle nebat­
tan mahrum olup denize uzanan burunların sayılmıyacak kadar çok
"limanlar,, teşkil ettiği görülür. Fakat nehirlerin denize döküldüğü yerler,
yani D o n , Dnepr, Bug, Dnestr ve T u n a - b i r ç o k küçük ırmakları saymaz­
sak- mansapları bataklık olup burada orman gibi kamışlar biter; g ö ç ­
menlere kışlak vazifesini gören bu yerler hem kar fırtanalarma karşı
sığınmak hem de hayvanlar için kuru ot bulmak imkânını veriyorlardı.
Uralo - K a r p a t tepeliği Rusya ovasını ikiye ayırır: bunun cenub kıs­
mı bozkırlar, şimal kısmı da ormanlıktır. Eskiden ormanlık sahanın çok
daha cenubta olduğu anlaşılıyor. V a k t i y l e T a m b o v , Rjazan', Gluchov,
Sosnicy, Kozelec, Vasil'kov, Berdiçev ve Kamenec şehirlerinin cenubun­
da da ormanlar vardı. Bunların yokolmasına, orman aralarında yaşıyan
ahalinin ekin ekmek İçin ağaçları yakmaları sebeb olmuştur. 14. ve
15 inci asırlarda, Rusyanın bu kısmında, ve daha şimalde, ormanları ya­
karak tarla yapmak adeti mevcuttu. 9-12 inci asırlarda da bunun başka
türlü olmadığı muhakkaktır. Ormanlık saha bilhassa Donec ile İdil (Volga)
arasında Don'un ortalarına, ve hatta vaktile aşağılarına kadar, epey ce­
nuba doğru uzamış olduğu anlaşılmaktadır. A y n i suretle garpte, Karpat
eteklerindeki o r m a n l a r d a vaktiyle daha geniş bir saha işgal ediyorlardı.
Ormanlık yerler göçmenlik İçin müsait olmadığından göçmenlerle nazarî
hayat yaşıyan ahalinin sınırı, ormanın bitip bozkır başlıyan yerlerdi.
Cenubî Rusya sahraları, yani Deşt-i Kıpçak, O r t a A s y a bozkırlarının
tabiî bir devamıdır. Buraları O r t a Asyadan hicret etmek mecburiyetinde
Peçeneklere dair araştırmalar
103
kalan kavimlere, eski vatanlarındaki yaşayış tarzım devam ettirmek i m ­
kânını vermiştir; hatta, bu yerlerin ot ve su itibariyle O r t a Asyadan
çok daha zengin olmasını nazarı itibara alırsak - buralara gelen göç­
menlerin eski vatanlarına nisbeten daha i y i şarayit buldukları muhakkaktır.
İlkbahar ve yazbaşlarında Deşt-İ Kıpçağın geniş ovaları koyun, at ve
başka hayvan sürülerini beslemek için bol miktarda ot yetiştirir; yaz
sıcaklarında tepelik ve orman yanları ile nehir ve çukur boyları yaylak
olur; kışın da nehir mansabları çok i y i kışlak vazifesini görür. T a r i h ,
buraları mütemadiyen O r t a Asyadan gelen kavimlerin bir geçit yeri ola­
rak kaydetmiştir. Bunların bilhassa Türk ırkına mensup olduklarını bili­
yoruz. Fakat bu hareketlerin kısmı azamı tarihin kaynaklarına gereği
gibi girmediğinden bu cins kavimler hareketini bir kül halinde kaleme
almak imkânsızdır. A n c a k 9-uncu asırdan itibaren cereyan eden göçlere
dair müsbet kaynaklara malikiz. Bunlar arasında P e ç e n e k ' l e r i n O r t a
Asyadan Cenubî Rusyaya geiip yerleşmeleri kaynaklarca oldukça i y i
tenvir edilmiş, g ö ç hareketlerinden birini teşkil ediyor.
1
Peçeneklerin
Türk ırkına mensub olmaları
ve
atlan.
9-uncu asrın sonu ve 10-uncu asrın başlarında Şarkî ve O r t a A v r u p a
ile Balkan yarımadasında çok ehemmiyetli vakalar cereyan etmişti. Bîr
taraftan büyük bir Türk devleti olan Hazar hakanlığı yıkılırken, diğer ta­
raftan onun tebaaları olan şark Slavları bir Rus devleti kurmakla meşgul
oluyorlardı; sonra, bu zamana kadar tarih sahasında isimleri çok az ge­
çen Macarlar, Panonyaya giderek orada bir devlet vücuda getirmişler ve
Garbî Avrupada mühim bir r o l oynamaya başlamışlardı. A y n izamanda
Balkan yarımadasında Bulgar Türklerinin tesis ettikleri Bulgar - Slav
devleti büyük bir faaliyet göstermiş ve Şarkî Roma tmperatorluğu için
mühim bir tehlike teşkil etmişti. Bütün bunlardan maada Karadenizin şimalindeki bozkırlar yeninden Türk zümrelerine y u r d olmuştu; buraları 860
tarihlerinde Peçenek
adını taşıyan, bir Türk kavmi tarafından işgal
edilmişti. T a m 200 yıl, yeni Kumanların gelmesine kadar, Peçenekler
Karadenizin şimalindeki Bozkırların yegâne hâkimi olmuşlardı. Oların b u ­
radaki hayatları, 10. ve 11-inci asır Şarkî A v r u p a tarihine fevkalâde büyük
bir tesir yapmış olduğundan, araştırılmağa değer bir mevzu teşkil eder.
Peçeneklerin Deşt-i Kıpçakta yaşadıkları devirlerine dair en mühim
kaynak Bizans İmperatoru Kostantin V I I . Porphyrogennitos ( 9 1 3 - 9 5 9 ) u n
950 yıllarında yazılan, müdakhiklerce "De administrando
imperio,,
adı
verilen, eseridir, [ i ]
[]
l
Konstantin Porpyhrogeıınİtoşun « D e Administrando Imperio» sine ait ve
imperato-
run kendi şahsı hakkında birçok tetkik vardır. Bu hususla esas eser A l f r e d R a m b a u d.
104
A k d e s Kurat
10-uncu asırda Bizarısın haricî siyaset e! kitabı mahiyetinde olan " D e
Administrando lmperio„yı açar açmaz ilk sekiz babtan başka bir de37-inci
babın Peçenekler hakkında olduğunu görürüz. Demekki, Bizans devlet
adamları bu kavime fevkalâde ehemmiyet veriyorlardı. Bu kavmin tarihini
araştırmadan evvel menşeleri ve adlarına dair birkaç söz söylemek lâzım­
dır. Peçenekler halis bir Türk kavmidir. Buna birinci delil onların yaşayış
tarzları ve şahıs isimlendir. Peçenek başbuğlarının adları arasında : K o r k u t ,
K a y d u , Karabay, Çoban, Turak [ ' ] g i b i , diğer Türk zömrelerindde de tesadüf
ettiğimiz, ismi hasların olduğunu görüyoruz. Sonra, 10-uncu asır A ı a b müelliflerindan İ s t a h r i foiL-i) ¿111.11 diı— t . r adlı eserinde şu sözlerile bunla­
rın Türk olduklarını sarahaten söyler : j>ı^> ı<J I « U Î ^Mıy A/V^^-*ı •*)
v
«L'Empire grec au dixème siècle* Constantin Porphyrogènete. Paris 1870. Rambaud bu eserin
kıymetini doğru olarak şu cümle ile hulâsa etmiştir : «L'histoire de toutes ces régions du
IX,e au X e siècle aurait été presque
C ' e s t là que les Hongrois,
perdue
pour
les Yugo - Slaves,
nous si ce livre ne nous
fût parvenu.
les populations de la Russie méridionale
retrouvent le berceau de leur nation et l'histoire de ses premiers pas dans le Nord. Il est
le poiut de départ des annales de vingt peuples divers.» ( P . 173-174) K . K r u m b a c h e r 'io
meşhur eseri olaa : Cesehichte der byzaotinischen Lileratur. 252, 253, 255*56. D e adminis­
trando Imprio'da muhtelif kavimlere ait verilen malûmat: C . Y . G r o t .
tina Porphyroroduogo o Serbach iChorvatach, S . Petersburg
Archiv fur Slavische
N . P . cilt 214 Mart
1888.
Izvestija Konstan¬
Bundan
bir iktibas:
Philologie 5 (1881) 390-397; sonra - tenkidi ; T . F l o r i D s k i Z . M.
S . 139-170.
Cilt
215
Haziran
S . 200-322.
Ayni
mevzua
ait:. F r .
R a c k i , Ağram (Zagreb); bu hususta V . Y a g i c, Archiv fur Slavische Philologie 5 (1881)
178 devamı. Macarlardan P . K u n f a I v y, Macarlara ait kısmı tetkik etmiştir: Magyarorszag
Ethnographiaja. D e adm. Imp.; Rusça tercemesi:
G. L a s k i n ,
Ç t e n ï j a v Imp Obşçestve
istorii i drevuostei pri Mosköv. Universit, 1899; bunun t e n k i d i : Byz. Z . I I (1900) 515-523
Papadimitrius.
D e adm. imp. ait yeni tetkiklerden en mühimi
(1906) 511 - 575. T h e treatise
G e z a Feher'in.
risehe
the
Ungarns
Jahrbiicher
ninth
B,
century
ile J . M a r g u a r t
• administrando
İmperio » dır.
J . B u r y nin B . Z . X V
Sonra,
bu mevzua dair
Gebietsgrenzeu iu der Mitte des X . es Jahrhuudertes.
I I Het. 1 (April 1922) ve
Cambridge
(1930) pp.
ve Gyula C e b e
C . A . M a e a r t n e y,
80-117,
Unga-
The Magyars in
şayanı zikirdir. Prof.
J. N e m e t h
lerin de A d m . imp. ya dair görüşleri vardır;
bunlara
ait sırası gelince malûmat verilecektir.
Kons. Porp.
D e adm. Imp. telif
adamlarla toplatmıştır.
Z. X V , 511-577.
Eser
ederken
işlenmiş tam bir
Macartney,
lâzımgelen
malûmatı
kül teşkil etmez.
muhteiif
vasıta ve
Bu hususta J . B u r y B.
T h e Magyars 80 ve sonraları. Malzeme muhtelif şahıslar
tarafından toplanılmıştır, ki B u r y n i n : W e have no reason to question his ( KoDst. Porg,)
personal responsibility for allı parts of the treatise ( S . 519) demesine iştirak ediyoruz. D e
adm.
telifi semsi meselesi hayli mûnazaalıdır.
J. M a r g u a r t a
göre 948 de yazılmıştır.
(Über das Volkstum der Komaneu S . 25 n. 3) J . N e m e t h 950 de yazıldığını kabul ediyor.
(Die Inschrİften 58.) Halbuki (Constantin iki defa - 9457 - 949 da yazdığını söylüyor. C . A .
Macartney
Konta, nin muhtelif zamanlarda, fasılalarla yazdığını ve bize bilhassa alâkadar
eden klsmln, yeni 37 inci babın, 948-949 da yazıldığını kabul ediyor. The Magyars, S. 80.
['] Kedrenos: Tıiçcıjy Theophanes
j l j y . Hazİnei evrak, mühimme defteri ;
1,269 : ST-ÛOCIŞ, Neşri, Osmanlıların şecere kısmı:
ÖI^J1-IÎ:U.
Peçeueklere dair araştırmalar
105
"/"tseJi pill. y}\) [ ı ] . M a h m u d
K â ş g a r î d e şu cümlelerle bunu teyit
eder : [ ]
*4 -i tf^ [-]*db*< îj~te î—uı ...utı ü)_r**3 iiiı
...jİJU'û- "-1~> i»)
f
3
:
Nihayet Bizans kaynaklarında Peçeneklerin g e ı e k Anadolu Selçukîleri
ve gerek Kumanlar ile hemcins olduklarını açıkça yazarlar.
Mahmud
K â ş g a r î den görüldüğü veçhile Peçenekler Oğuz zümresinin 19 uncu
boyunu teşkil etmişlerdir. R e ş i d e d d i n i n Camiüt-tevsrihine göre de,
Peçenekler [ C J - J Gök-hanın neslinden geliyorlar.
Şimdi isimlerinin izahına geçelim. 892-899 senelerinde Prium manas­
tırının baş keşişi olup 915 tarihinde Trierde vefat eden R e g i n o nın [*\,
İsanın doğuşundan başhyarak 906 senesine kadar cereyan eden vekayü
içine alan, ve «Reginonis abbatis Prumiensis Chronicon» namını taşıyan
eserin 889 senesi vekayü arasındaki kayıtta şu sözleri buluyoruz: «Anno
dominlcae incarnationis D C C C L X X X V U I I gens H u n g a r o r u m . . . A Scythicis
regnis et a palludibus quas Tanais... porrigit, egressa est... Ex supradictis
igitur locis gens memorata a finitimussibi populis, qui P e c e n a c i
(aralık benimdir) vocantur, a propriis sedibus expulssa est... [ ]„.
fl
Bu suretle Peçenek ismini i l k defa Reginonin eserinde buluyoruz. Sonra,
Rus vekayinameleri 915 senesindeki vukuat münasebetile Peçeneklerden
bahsile onları P e ç e n e g i (peçenezi) şeklinde yazmışlardır. Rus vekayinamelerinin en eskisi sayılan " L a v r e n f evskaya Letopis'„İnbaş kısmında, yani
"Povest vremennych let„ i n 915 senesi altında şu kaydı buluyoruz: "V let
(6423—915) priidoşa
Peçenezi pervoe na russkuju zemlju i sotvorivşe
mir
so Igore i priidoşa
k Dunaju...
[ ]„ (915 yılında Peçenekler ilk defa Rus
yurduna geldiler ve Igor ile sulh yaparak Tuna boyuna gittiler.) Y u k a r d a
gördüğümüz veçhile, Konstantin Prophyrogennitosun eserinde Peçeneklere
naT^ivmaxai denilmiştir [ ' ] . 11-inci asır A l m a n misyonerlerinden B r u n o
da P e z e n g i [ ] ; 12- inci asır Bizans müverrihlerinden K i n p a m o s t a
6
8
['] Bibliotheca geographorum arabİcorum. E d . D e G o e j e . Pars primus (ed. sec.) p. 10.
[-] M .
ahmud
Kâşgarî.
Divan-ii Lûgat-it Türk.
1. 56, 57.
R e | i d e d d i a İn,
Cami-üt-tevari hinde Topkapı sarayı kütüphanesi nüshası. S . 9. ve B e r e s i n neşri S . 35 G o k
hanın dört oğlu arasında ikincisi olan
şekli olması
oğulları
muhtemeldir.
arasında
<jf
(Becne), ilerde görüleceği veçhile, Peçenek'iu ilk
Ebülgazi Bahadır- handa,
adını da
Cami-üt-tevarİhe uyarak, Gök-hanın
verir.
[-] Kezâ 1, 404.
[]
4
Buna ait: Geschichte der latenischen Literatur d. Miltelalters, v. Maternus (Hand­
buch der klassischen Altertumswissenschaften).
[ ] Reginonis abbatis prumiensis
5
Germanicorum. Hannover 1890.
| ] P.S.R.L.
6
chronİcon. Recogn.
Fr. K u r i e
131-132.
L Leningrad 1926 S . 42.
I L 241; V . 97 v . s .
[*] Konst. Porphyrog. De adm. imp. 67 et passim.
[-1 Giesebrecht, W . Geschichte d . d . Kaiserzeit, B . II, 702 — 703.
Scriptores remm
1Ü6
Akdes Kurat
ITetÇtvcbiot, ['] şeklinde yazılmıştır. Macar kaynaklarında
Bysseni,
B es e n e u P] dir. Sonra, muhtelif garb kaynaklarında bunların isimleri
P a c i n a c i , P a c i n a c a e , P a t z i n a c i t a e dir. A r a b kaynakları b u
kavmin ismini d U J i . ü ı ^ [ ] şeklinde yazmışlardır. Peçenekierin Orta Asy a y ı terketmelerini müteakıb 200 sene sonra eserini yazan M a h m u d .
K â ş g a r î , yukarıda gördüğümüz üzere, bu ismi harekeli olarak
^
şeklinde yazmıştır. Araplarda «p» ile «ç» harfleri olmadığından Ju?, ¿1«
sözünün arab harfleriyle yazılı şeklinden aslını çıkarmak imkânsızdır. Bu
kelimenin menşei bir k a ç mudakkik tarafından araştırılmış olmasına rağ­
men müsbet bir neticeye varılamamıştır. Bu hususta bilhassa Macar âlim­
lerinden Zoltan G o m b o c z un tetkiki g ö s t e r m e ğ e d e ğ e r . O , Peçenek
isminin eski şeklinin Beçe den alınarak, gitgide Beçenek
olduğunu dil
ve tarihten misaller alarak isbata çalışmıştır [*].
3
['] J ° h - Kinnamos, E d . Bonn
107.
f ] M. J . de Thwrocz, Chronica Hungarorum, passim.
2
[ | M, Kâşgari I , 57. Istahrİ; Bibi. geogr. a-ab. I. 20.
3
['i G o m l j o c z
Zoltan,
Ü b e r den Volksnamen
besenyo.
Turan 4 ( 1 9 1 8 ) ,
B a n g W . , Über den Volksnamen besenyo, Turan (1918), 436 - 437.
S . 209.
Gomboczin
ileri
sürdüğü nazariye şudur: G . Maruf Türk menkabe'eriude (Reşid - eddin de) Gök - hanın İkinci
oğlu
ve
göre
Bizans
Oğulların 1 4 - ü n c ü
G . Bizanslıların *3T» yi « b
yor.
batnının adı «
kaynaklarında
Bu suretle
Bizans
'O.» türkçedeki
»
olduğunu
«e»
soie
başlıyor.
edilmiştir;
ayni
G. a
zamanda
şeklinde telâffuz etliklerini zannediyor ve buna misaller getiri­
u
kaynaklarındaki
telâffuz olunmuştur ( S . 210).
ïïaiÇivdK
Macarcada Peçenek
Gombocz>-ya
beseneu
Macaıcadakî «s" eski bulgarcada «şı> ve umum türkçede
türliç. btırçak)
bahisle
gibi telâffuz
O halde macarcadaki b e s e n e u
B
göre
(beşenö)
B e c in ek
gibi
olduğuna
göre
ç » olup (mac, borso,
bulg.
btırşa.
türkçedeki b e ç e n e k in tam mukabilidir.
Gombocza göre, Macarlar Peçenek ismini ilkdefa Bulgarlar vaaıtasile Öğrenmişlerdir(S.
211).
Rusçadaki «Peçenegi» nin
eden
türkçede bu kavmin ismi
Beçeneg
olduğuna
delâlet
Peçenegi nin ' k a r a ciğerin» mukabili olan Peçen'le yapılan bir halk etimolojisîdir diyor. G . a
göre P e ç e . n e - k isminin türkçede hiçbir manası yoktur; bu kelimenin ancak gramer itibarile
tahlili yapılabilir. (Beçenek bedeutet auf tiirkiseh garnichts; wir mussen uns damit begnügen,
wenn wir es grammatikalisch
analysieren
kÖnnen undden Zusammenhang des W o r t e 3 mit
anderen Stammnamen oder Personennamen nachzuweisen vermögen S . 212). Gombocza göre
B e ç e n ek ismi Diminutif - Suffiks 1er olan «n> ve «ka ların ilâvesİle yapılmıştır; daha doğrusu
«nek>> Suffiksli bir sözdür. Gomboczin «k» Suffİksına misal olarak aldığı sözler: başak, bacak
ve kırgızca: başa (Unterschenkel, Pfote) ; sonra
( Ş o r ) , toktan
(Sag) ; köjönök
(tel),
tigenek
(Dornenstrauch)
köjon (tel. alt); « n »
Suffiksi
tiken; Toktanak
için de: kezen (çuv) ,
kiçin, kİçi, keçe; bögelçen, kügerçen;
küzenek (Zelle) , közünük (Fenster) ; kiçinek, küçü-
ııek, küigenek
B e e e n e k isminin
( K r m ) tiv.
Bu suretle
bu nèvi
bïr Dérivât olduğunu
Zannediyor; yani Beçe - ne - k şeklinde ayırması mümkün olduğunu söylüyor. Gombocz arab
kaynaklarında Beçe isminin
mek i s t i y o r . ( S . 2 1 4 ) .
olduğunu
Marquartln
alarak
neşrettiği
eski türkçe metinlerdeki
olduğunu kabul
yoldan yürüdüğüne
işaret ederek Kazviniü Abu
Masudideki ¿ 0 , ¿.3- ; Reşidettİniıı «•<:£»
Dulaftan
ismi
yazdığı
zannediyor ve bunu uzun uzadıya misallerle göster­
ayni
ediyor.
G.
sini, ve 77ıom3en'İQİn
Beçe - Apa - Içreki ismine İşaretle B e ç e nin bir şahıs
Macar kaynaklarında da «Beace» ile yapılan şahıs isim­
lerinin olduğunu misallerle gösteriyor.
Peçeneklere dair araştırmalar
107
Peçene/ilerin
Emba - Yayık boylarına gelmeden evvelki tarihlerine
dair.
Peçeneklerin E m b a , Y a y ı k ve İdil boylarına gelmeden evvelki
tarihlerinin çok karanlık olduğuna işaret etmiştik. Bu hususta ancak bir
faraziye kabilinden şu sözler söylenebilir: Alman
müstrşriklerİnden
Marquart in fikrine göre Peçenekler (o zaman isimlerinin ne olduğunu
Marquart s ö y l e m i y o r ) 8 - i n c i asrın ilk nısfında S i r Daryanın son mec­
rasında oturuyorlardı [ ' ] . Daha evvel Peçenekler, galiba, 6 - 8 - i n c i asır­
larda mevcud olan G a r b î Türk devletine dahildiler [-]. O n d a n daha
evvelki hayatlarına ait müsbet bilgimiz y o k t u r . . Peçenekleri antik kay­
naklardaki M a s a a g e t lerden çıkarmak istiyenler de v a r d ı r [ ] . Fakat
bunu t e y i t edecek elde mevcut hiçbir esaslı malzemeye malik değiliz.
Onun için bu milletin tarihini müsbet bir şekilde ancak 9 - u n c u asrın
sonlarında başlıya biliriz.
3
G a r b î Türk devleti yıkıldıktan sonra ( 5 8 4 ) Ç u ve T a l a ş nehirleri
boyundaki meralar K a r l u k l a r tarafında n işgal edilmişti. Karlukların
tazyiki altında « o n - o k » ismini taşıyan G a r b Türkleri şimali garba
doğru yürümüşler ve önlerindeki diğer Türk zümrelerini yerlerinden
çıkarmışlardı. Bu zümrelerden birinin de Peçenekler olduğu ihtimali
vardır. Marquartîn fikrine gÖı e, Peçenekler bu zamanda - ermeni coğraf­
yacısı A n a n i a Ş i r a k a c n ı nın kaydettiği - İdil nehrinden S o ğ d i y a n a y a
kadar uzanan sahayı işgal eden B u ş c h k ,
yahut B u k u k ( ? ) l a r l a
bir konfederasyon teşkil etmişlerdi; Marquarta g ö r e Peçenekler bu
teşkilâtın başında bulunuyorlardı [*]. Maamafih Peçeneklerin Bukuklarla
['] M a r q ıı a r t, Chronologİe, 10; 12-inci asır Arab coğrafyacılarından İdrisi nin, Sicilya
kralı Rogen
İ l i n emriyle yazmış olduğu
neklere ait kısımlar
Mehmet
Paşa
hem
Kütüphanesi,
Mehmet
J1™1'
Jljij-I j
çok az hem de
•jU-f'adlı eserinde
Peçe­
mübhemdir. ( Yazma nüshası İstanbul Köprülü
Paşa
Kitapları
N . 955, S .
564, 565, 569,
605).
Marquart, Über das Volkstum der Komaneo, S . 35.
| ] Marquart, Ü b . d. Volk. d. Komanen, S. 35.
2
[ ] Orhun mecmuasından 1933 No. 1. Bu nazariyenin A . Z . Validi Beye ait olduğunu
3
gösteriyor. Milâttan 5Q0 yıl evvel Baktrİyanada yaşıyan bir zümrenin milâttan sonra, daha
5 asır kendini
Orta Asya,
muhafaza
ederek,
Baktrİyana
Peçenek zümresini
ve Horasanda cereyan etmiş
Massagetlerin de, birçok diğer
teşkil
edebilmesine imkân yoktur.
olan mücadeleler, göçler neticesinde
kavimler gibi, şimali şarkîden gelen tazyikle Baktriyananın
cenubuna İnmeleri daba çok muhtemeldir.
Netekim Sakaların, daha sonraları
Eftalitlerin
şimalden gelen tazyıkla O r t a Asyanın cenubuna gittiklerini biliyoruz.
Massagetlere dair
Orta
Asyalı
ve
malûmat,
halis
nomad
sonra, ( L i b . 1. cap. 2 1 5 ) .
sub oldukları ileri
der
klassischen
Garb
olduğu
üzere, Herodot ta mevcuttur. Bunların
sarahaten
sürülen Sakaların da (Herrmann
itibariyle
(Lib.
1920)
bir
1 cap.
201);
İran budağına men-
, Pauly - Wıasowras
Reih 2. B. 1 . ,
çıkmıştır (Lîb. V I I . cap 64). .
t ] Marquart, Komanen 35.
söyleniyor:
mudakkiklerinin menşe
Altertumsvvİssenchaft.
Herodotun sözlerinden
1
malûm
oldukları
Realenzyklopedİe
Skit kavmi olduğu kezâ
108
A k d e s Kurat
beraber yaşadıkları zamana ait esaslı bir mehaz yoktur. Bu konfede­
rasyonun ne kadar sürdüğünü ve kimler tarafından yıkıldığını bilmi­
yoruz Malûm olan şey şudur k i 8- inci asırda Türkistanda muhtelif Türk
zümreleri arasında mücadele devam etmiştir, buna başlıca sebeb te
Çu, Talas ve Sır, Darya nehirleri boyundaki mer'aları ve A r a l gölüne
yakın kışlakları her zümrenin almak isteyişi olmuştur. Bir taraftan
Oğuzlar ve Karluklar [ ' ] . diğer taraftan da Irtiş boylarından Kimakların
Peçeneklerin işgal ettikleri sahaya doğru yürüyüşleri başlamıştır. M e s' u d i
Peçeneklerin düşmanları, arasında Guz, Karluk ve Kimakları sayıyor, ve
bu üç kavimle Peçenekler arasında, A r a l gölü boyunda, birçok harblerin
vukubulduğunu ima ediyor [*]. Bu mücadelelerin neticesinde Peçeneklerin
oturdukları eski yerler kâmilen Karluklar tarafından işgal edilmiş oldu­
ğundan Peçenekler de Yayık ve İdil nehirlerine doğru çekilmişlerdi. Bu
hareketin tarihini kaynaklar bize bildirmiyorlar. Bunun 8 - i n c i asrın sonu
ile 9-uncu asrın başlarında cereyan etmiş olması muhtemeldir.
Ondan sonra Peçenek zümresi Emba ile Yayık ve idil nehirleri
arasındaki yerleri işgal etmiş ve ancak bu zamandan sonradır k i bunlar
hakkında ilk müsbet malûmat verilmektedir, o da «De administrando
imperio» daki malûmattır. Peçeneklere dair kayıdlardır.
Peçeneklerin
Emba ile İdil arasında
yaşadıkları
devir.
İngiliz âlimlerinden byzantinist J. B u r v 1 0 - u n c u asır Şarkî A v r u p a
tarihi ve entolojisi için esas eser olan " D e adm. i m p . „ d a k i Peçeneklere
dair malumatın Peçenek menbamdan alınmış olduğunu söylüyor ["].
Bu hususta daha mufassal malumat C. A . Macartney tarafından birçok
misallerle gösterilmiştir [ ' ] . Peçenekler tarihine müsbet olarak başlarken
onların kendilerinden alındığı anlaşılan ilk malûmatı buraya naklediyoruz.
Bizi alâkadar eden yer şudur:
37 - inci bab. Peçenek
kav m ine dair.
Peçeneklerin
önce oturdukları
yer Idİl
('Azr\k) nehri boyunda
idi;
ayni zamanda bunlar Yay ık (Tetfo) boyunda da yaşıyorlardı.
Komşuları
Mazarlar [ ]
(MaÇripO'uç) ve Uz (OTJÇ) ismini
taşıyan
bir
(kavimdi).
5
[') Bu göçmenlerin ilerlemelerine ait: Eucyclopedîe de I' islam. K a r i - Lüks (Barthold).
[ ] M e s u d i , ed De Goeje, Bib. geogr. arab. Maiquart. Chronologİe 10, 11.
[ ] J . B u r y , The treatİse D e administrando imperio. B. Z. X V . 567.
[*] C . A. M a c a r t n e y , The Magyars in the ninth century, 81 ve paasim.
['I Bonnus Coıpustaki metinde bu söz izahat kısmında X â ^ a g o u ç olması icab ettiği
aöylenilmektedir.
3
3
Müdakkiklerin kısmı azamı. B u r y de dahil olduğu halde, bu tashihe itiraz etmeksizin
ğeçlyorlar. 0 zamanlarda Peçeneklerin Macarlarla hemlıudud olmaları hayli şübhelidir;
her iki kavım arasında I d İ l ile D o n nehirlerini ayıran tepeler ve ormanlar nazarı itibara
Peçeneklere dair araştırmalar
109
Bundan elli sene evvel Uzlar Hazarlarla
ittifak aktedereek
Peçeneklere
karşı harb açmışlar
ve (Peçenekleri)
azimete
uğratarak
oturdukları
yerlerinden
çıkarmışlardı.
Peçeneklerin
işgal ettikleri
yere Uzlar gel­
mişler
ve bugüne kadar orada oturmaktadırlar.
Peçenekler
kaçmışlar
ve yerleşebilecek
bir yer aramaya koyulmuşlardı.
Onlar,
hali
hazırda
işgal etmekte oldukları
yere geldikten
sonra, orada Türkleri
(oku:
Macarları)
bularak harbe
başlamışlar
ve bunlar (Macarları)
mağlub
etmişler
ve yerlerinden
çıkarak
ileriye
doğru sürmüşlerdir,
kendileri
Türklerin
(oku: Macarların)
arazisini işgal ile, denildiğine
göre bundan
elli beş sene evvel, burasını tam bir hâkimiyetleri
altına
almışlardır.
De adm. i m p . yazılmadan 50-55 sene evvel Peçeneklerin İ d i l ile
Y a y ı k nehirleri arasında yaşamış oldukları görülmektedir. Konstantin
Porphyrogennitosun bu malûmatı A r a b kaynakları tarafından da tasdik
ediliyor, fakat şu farkla k i A r a b menbalarındaki -yerler oldukça karışık ve
Peçeneklerin ilk oturdukları mevkiler sonrakilerle beraber gösterilmiştir.
Maamafi dikkatli tetkik neticesinde bu karışıklıktan bazı müsbet netice
de çıkarmak imkânı vardır. Peçeneklerin î d i l nehrinin şarkında yaşadık­
larına ait ilk malûmat veren İslâm müellifi İ b n H o r d a d b e h d i r [ ' ] .
756/874 (240 - 260) senelerinde eserini yazan İ b n H o r d a d b e h "Hüdud,,
boyunda yaşıyan kavimler arasında Dokuz Oğuzlar, Çinliler, Kankiılar,
Guzlar, v . s. ile beraber Peçenekleri de sayar. İ b n H o r d a d b e h in
bu malûmatı Peçeneklerin daha İ d i l i geçmedikleri bir zamana aittir
Sonra, 1050-52 senelerinde kaleme alınan G e r d i z i nin [ ] eserrinde ŞU kaydı buluyoruz: Peçeneklere
gelince, onlara giden yol
Gurgençten Harezim
gölüne
trişince onu sağ kolda bırakarak
daha Heri gider.
Kuraklık
bir isiepe gelinir ve buradan dokuz gün gidilir: her gün yahut
iki günde bir koyunun bulunduğu
vere vasıl olunur, ip atarak atlar için
su çıkarırlar.
Onuncu gün memba/arın,
suyun, ve her nevi
yabaninin-,
kuş ve gazalin bulunduğu yere gelirntr; (orada) ot çok değildir.
Bu saha
üzerinde on altı gün gidilir ve onyedinci günü Peçeneklerin
çadırlarına
vasıl olunur. Peçeneklerin
memleketi otuz günlük yol uzunluğundadır.
On8
alınmaısa bile,
oturduklarını
tedir.
Macarların
hatırlarsak,
o sıralarda Donun aşağı kısımlarda ve
onlarla
Peçenekler
arasında
komşuluk
Kubana yakın yerlerde
olmadığı akla gelmek­
Bu itibarla MaÇdçEruç un XuÇdgouç oluşu pek mümkündür; zira Konstantin Porphy-
rogennitos ikinci cümlede Oğuzlardan sonra derhal Hazarlardan bahsediyor ve Peçeneklerin
mağlub olduktan sonra yerleşe bilecek bir yer aradıklarından ve nihayet Macarları bulduk­
larını söylemektedir;
bu İtibarla
Macartney nin
metini
olduğu
gibi
bırakması ve bunu
MeyEgi] olarak görmesi, hayli münakaşalıdır.
['] Jaurnal Asiatique Série V I ?. 5. 1865 o. 50 P. 268. De Goeje, Biblioth, geogr. arab.
I ] Chwolson, D . Izvestija o Chazarach. ibn Dasta (Rosta), 47 - 48.
2
[ ] Bu müellife ait: Barthold, W . Otçet o poezdke v Srednjuju Aziju (Zap. Imp. A k .
a
N . C i . h i s t - p h i l . VlIIsérie. T . I X . 4) S . Psbg. 1897.
78-80.
Alecto
11Ö
Knfat
lara her taraftan herhangi bir kavimle hemhuduttur;
şarktangarbîcenubtan
• Hazarlar;
garbten Slavlar;
bütün bu kavimler
Kıpçaklar,
Peçenekler
üzerine hücum
edip onları esarete götürürler
ve (küleliğ)
satarlar.
Bu
Peçeneklerin
hayvan sürüleri vardır;
onların atları ve koyunları,
birçok
altın ve gümüş (tabakları),
silâhları
vardır. Onlar gümüş kemer
taşırlar.
Onların harb esnasında havaya kaldırdıkları
süngü ve bayrakları
vardır;
harp esnasında
çaldıkları
trampetleri
öküz kafası
şeklinde
yapılmıştır
(Barthold teıcümesi). Peçenek
memleketine giden yollar çok güç ve na­
hoştur;
eğer (bir kimse) oradan başka
bir memlekete gitmek
islerse at
tedarik etmek mecburiyetindedir;
çünkü onların memleketinden
başka
bir
vasıta
ile, yolların
fena olmasından
dolayı,
ata binmeksizin
gitmek
mümkün değildir,
Tüccarlar
oraya giderken hiç bir yolu takib etmezler,
çünkü bütün yollar ormanlarla kapalıdır;
onlar (tacirler) yolları
yıldızlara
bakarak tayin
ederler.
Peçeneklerle
Hazarların
memleketi arasında
step ve çam
ormanları
olup orman arasından
on günlük yoldur. A y n i malûmat e 1-B e k r i nin eserindede müvcuttur. Fakat, el-Bekri nin 1094 te yazdığından
"Peçeneklerin
memleketinde dağların
olmadığı
ve hep düz saha teşkil ettiği,, kaydı ile
Peçeneklerin daha sonraki yerlerini kastettiği anlaşılıyor; el-Bekrinin ver­
diği malumat zaman itibarile biribirinden çok farklıdır; burada Gerdiziden
naklettiğimiz kısım, Peçeneklerin Y a y k - İ d i l havzasındaki hayatlarına
aittir. Şayanı dikkat cihet şudur k i , gerek Gerdizi ve gerek El-Bekirde
Peçeneklerin garb komşuları olarak Slavlar gösterilmiştir. Bu söz, her
halde, daha sonraki ilâve olacaktır, çünkü, Peçeneklerin idil boyunda
yaşadıkları zaman, g a r b komşuları Slavlar değil B u r t a s l a r d ı .
De Administrando Imperio de Peçeneklerin İdil-Yayık boyunlarında
oturdukları zaman şimali-şarkî ve şimal hudutları gösterilmiyor. Halbuki
b u ciheti az çok tenvir eden malûmatın Arapça ve F a r s ç a yazılan kay­
naklarda buluyoruz. Ezcümle 982/3 milâdîde yazılıp Tumanskij elyaz­
ması altındaki maruf olan A U I Î J J * - "Peçenek,, dağları mevzuu bahistir [ ' ] .
Abulfeda coğrafyesinde de ayni sözleri buluyoruz; bu dağla, Ural dağları
kasdedilmektedir [*]. Bu suretle Peçeneklerin şimalde ve şarkta Ural
dağlarına kadar olan sahayi işgal ettikleri anlaşılıyor. Fakat garbtaki
h u d u d l a n vazih değildir, idil nehrini geçmediklerini kabul edebiliriz.
Kaynakların verdiği bu malumattan Peçeneklerin o zaman işgal ettikleri
sahanın Samara nehiri ile Ik ve A k İdilin başlarına kadar uzadığı anla­
şılıyor. Peçeneklerin bu sahayı birden işgal etmelerine imkân y o k t u r ;
bunlar göçebe hayatı yaşadıklarından ilkbahar, yaz ve sonbaharın başını
['] Tumaoski el yazması. W . BarHıold neşri S . 32.
H
Abulfeda.
205.
Peçeneklere dair araştırmalar
İli
yukarıda söylediğimiz nehir boylarında otlan mebzul, suları bol nehir
ovalarda ve kışı da idilin şarkında, sonraki Altın O r d u n u n paytahtı
olan Saraya yakın yerlerde, geçirmiş olsalar gerektir. Bu hususta menbalarda hiç bir kayıt olmamakla beraber, Peçeneklerin bu zamanlar iş­
gal etmiş oldukları sahanın coğrafî vaziyeti bunu taleb etmiştir.
Peçeneklerin en yakın komşularından biri de Hazarlardı [ ' ] . P e ç e nekler İdil boyuna geldikleri sırada artık Hazaıiarın şevketli devirleri
geçmiş bulunuyordu. 9 - uncu aşırın ortalarına kadar Hazarlar Şarkî
Avrupanın en kuvvetli devleti olup yukarı Dnepr ve O k a membala­
rından başlıyarak o r t a Dnepr ve Dona kadar uzanan sahadaki Fin ve
Slav ahalisi, Kama İdil boylarında yaşıyan muhtelif Fin kavimleridi.
Kama Bulgari da Hazarların hâkimiyeti altında bulunuyorlardı; Hazarla­
rın b u devirde Bizansın haricî seyasetinde büyük bir rol oynadıklarını
biliyoruz. Harbçi olmaktan ziyade tüccar olan Hazarların bu kavimler
üzerindeki hâkimiyetin çok hafif olduğu anlaşılıyor. Bilhassa Skandinavya
yarım adasından gelen Normanlarm (Vareg) tesirile Slav kabileleri
bir devlet halinde birleşmelerinin ilerlediği nisbette Şarkî A v r u p a d a
Hazar hâkimiyeti zayıflamış ve 10-uncu asırda nihayet bulmuştur. Hazar
devletinin inkırazında Peçeneklerin de hisseleri vardır; Peçenekler müte­
madi hücumlar ve harblerle Hazarları İşgal etmişler ve Hazarları Peçeneklere karşı mücadele için müttefikler aramaya mecbur kılmışlardır;
neticede Peçeneklere karşı bir Hazar - Oğuz b l o k u teşekkül etmiş ve
vukubulan mücadele Peçeneklerin tam bir mağlûbiyeti ile neticelenmiştir.
Bu hususta tafsilât ileride verilecektir.
Peçeneklerin şark komşuları da Konstantin Porphyrogennitosun ve
Bizans membalarının O d l a r ı ve Rus vekayinamelerini T o r k i leri olan
Uzlardır
Bunlar Oğuzlardan olup Garbı Türk devletinin yıkılmasını
müteakıb diğer Türk zümreleri g i b i kendi başlarına idare edilmiş ve
8 - 9 - u n c u asır Türkistanda cereyan eden mücadelelere karışmış olsalar
gerektir. Bir taraftan Karlukların ta Sir Deryanın mansabına kadar
uzanan sahaları işgal etmeleri; diğer cihetten Irtış boylarında Kimakların
(Kıpçakların) garba doğru ilerlemelerinden dolayı Oğuzların bu kısmı
Yayık nehrine yaklaşmış ve Peçeneklerle hemhudud olmuştu. Elde mev­
cut tarihî kaynaklar Uzları Peçeneklerin en büyük düşmanları arasında
gösteriyorlar. Bunlar d a birçok diğer Türk göçebeleri, ve başka kavimler
['] Hazarlara ait kaynaklar ve bibliografya: Encyclopédie de l'Ialam-Khazara (Barthold)
maddesinde gösterilmiştir.
[ ] Uzlar (Torki) K a r a m z i D. Istor. Gos. Roa. Tom. I. p. 90. F . B r u n ,
3
(Zap. Imp. Novor. Univ. 1879. T . 28 a. 97). P. G o l u b o v a k İ j
(Kiev) s. 131-154. ayui müellifin: O b Uzah İ Torkach Z. M . N. P. 1884.
Peçenegi... a. 3,
Çernomorie
Peçenegi, T o r k i i Polovcy
D , ,R a s a o y ak_y,
A k d e s K u r at
112
gibi, yabancı kavimlerin hizmetine girererek hemcinsdaşlarına karşı mü­
cadele etmişlerdir [']. Ez cümle Uzların Rus knezi Vladimirin ordusunda
ücretli asker olarak Kama Bulgarlarına karşı yapılan harbe (895 te) iştirak
ettiklerini biliyoruz. Uzlar i l k ö n c e Yayık-ldif arasında, sonra Don-Dnepr
ve nihayet Tuna boylarında ve Balkan yarımadasında Peçeneklerle harbetmişler ve Peçeneklerin mütemadiyen garba hareketlerinde en büyük
âmil bunlardır.
Uzların Peçenekleri İdil boyundan tazyikle D n e p r sahillerine doğru
getirmelerinin ne suretle cereyan ettiğini bilmiyoruz. Hatta Uzların İdili
ne zaman geçtikleri de belli değildir. Konstantin Porphyrogennitosun
zamanında (950) lerde Uzların işgal ettikleri saha bile vazih değildir.
De admistrando
imprio da bunların Peçeneklerden beş günlük bir mesa­
fede bulundukları söyleniyor [ ' ] . Marquartin fikrine göre Mesudî zamanında
(10- ncu asırda) Uzlar İdilin şarkında yaşıyorlar ve Peçenekler ile harb
için bu nehri geçmeleri icab ediyordu [*]. H a l b u k i Westberg bu sıralarda
Uzların D o n nehrinin şimalinde bulunduklarını ileri sürmektedir [*].
O sıralarda D o n nehri boyunda ve Kubana doğru uzanan sahralarda
Macarlar bulunuyorlardı. Konstantin Porphyrogennitosun sözlerine naza­
ran bunlar Hazarlara tabi olup, Hazarların seferlerine iştirak ederlerdi[ ].
Bizans imparatoru bu tabiiyetin yalnız üç sene devam ettiğini gösteriyor;
Marquarta göre ise bu vaziyet y i r m i yıl sürmüştür [ ] , Ru devirde Kama
ile V o l g a n m birleştiği yerde bîr devlet kurarak 921 tarihinden itibaren
islâmiyeti kabul ettiklerine kat'î b i r şekilde bildiğimiz ['] Kama Bulgarları
ite Peçeneklerin, her halde, temasta bulundukları muhakkaktır. Fakat bu
hususta elimizde hiç bir malzeme mevcut değildir.
5
8
D o n nehrinin başlarına doğru olan yerlerde İdile kadar Fin kavim­
leri bulunuyorlardı; membalar bilhassa B u r t a s ' l a r d a n bahsetmektedirler.
Daha garbte, O k a ve Dnepre doğru, muhtelif Slav kavimleri yaşıyor­
lardı. Bu sonunculara ait tafsilât ilerde verilecektir.
Peçeneklerin komşuları hakkında bu kadar malumat verildikten son­
ra, onların İdil boyundan çıkarılarak Cenubî Rusyaya gelmelerine ait De
Adminisrando Imperio da mevcud malumatın tetkikine geçelim. Bizi alâ­
kadar eden
cihet
Peçeneklerin
buraya nasıl
ye
ne
zaman
gelmele­
r i P. S . R. R 895 yılında
I ] D e admiaistrando imperio
1
[3] M a r q u a r t ,
Streİfzüge,
166.
340.
Y\ W e s t b e r g , Z. M. N . P. 1908 No.2, 383-4.
[ ] D e adm. i m p . .
5
168.
(*] M a r q u a r t ,
Streifziige 33.
['] Ibni-Fazlanın
Bulgarlara
«Bulghars» maddesi.
seyahati.
B a r t h o I d'ıu
Encyclopédie
de
l'Islam
de
Peçeneklere dair araştırmalar
İi3
ridir. Peçeneklerin Hazarlara fazla yakınlıkları Hazar devleti için büyük
bir tehlike teşkil ediyordu. Bir taraftan Hazarların Harezİmle yaptıkları
kervan, ticaretinin sık sık Peçeııek baskınlarına maruz kalması, diğer
taraftan Peçeneklerin Hazar yurduna akınları, Peçenek tehlikesinin ne
kiidar büyük olduğunu göstermeğe kâfidir. Bu vaziyet karşısında Hazar­
lar Uzlarla bir ittifak yaparak müştereken Peçenekler üzerine yürümüş­
lerdi. İki yandan gelen hücumun neticesinde Peçenekler idili geçerek
Dona doğru ilerlemek mecburiyetinde kalmışlardı. Bu mücadele hakkın­
da malûmatımız çok eksiktir; Konstantin Pıophyrogennitosun b i r k a ç
satırı bizim başlıca membaımızdır [ ' ] . O r t a kurunlarda, O r t a A s y a d a n
A v r u p a y a gelen Türk zümrelerinin hareket sebeblerinin araştırırsak, en mü­
him âmillerden birinin siyasî vakalar olduğunu görürüz. Hunlaıın - Çinliler
tarafından mağlûbiyetini müteakıb garbe doğru yürüyerek Alanları yer­
lerinden çıkardıklarını biliyoruz [*]. Daha sonraları Garb Türkleri
(Tukyuiar) Avarları garbe, A v r u p a y a , itmişlerdi^]. Buna Türk tarihinden
birçok misaller göstermek mümkündür. Zaten, Peçenelderin ta baştan,
Talâs boylarından, diğer Türk zümreleri tarafından tazyik edilerek, boyuna
garba doğru itildiklerini biliyoruz. Görülüyor, k i Peçenekleri Kara-denizih
şimalindeki steplere getiren âmil de diğer bir Türk zümresinin tazyikidir.
Peçeneklerin
idil'in
garbına
hareketleri.
Peçenekler
d i l - Y a y ı k sahasını terk ettikten sonra yaşayışlarına
uygun bir yer bulmaları lâzımdı. Göçebelik İçin en müsait saha D o n
nehrinin son mecrasından başlıyarak Tunaya doğru uzanan^ sonraları
Deşt-i kıpçak namile maruf olan, Karadenizin şimalindeki geniş ve
b o l otlu steplerdi. Bu stepler tarihin bildiği zamanlardanberİ müteaddit
göçebe kavimler görmüştü; bunların bilhassa Türk unsurundan teşekkül
etmiş olduğunu bildiren birçok deliller vardır. Hunlar, Avarlar, Bulgarlar
ve başkalar hep bu sahralarda yaşamışlar ve buralardan diğer memle­
ketlere akınlar yapmışlardı; Şarkî ve orta A v r u p a y a Türklerin devlet ve
askerî teşkilâtı hep bu yollardan gitmişti. Peçenekler Dona geldikleri
sırada buralarda Macarların yaşadıklarını yukarda söylemiştik. Bu suretle
Peçeneklerin yeralmaları (Landnahme) ancak Macarların mağlûbiyeti ne­
ticesinde olacaktı. Burada bilmünasebe Macarların.. Don boylarından git­
melerine temas etmek mecburiyetindeyiz. Macarlarla Peçenekler arasında
birçok mücadelelerin cereyan ettiği anlaşılıyor. Fakat bu hususta elimiz­
de malzeme çok değildir. T e k r a r Kosnstantin Porphyrogennitosun eserine
[I] De A d m . Imp.164.
PJ Buna dair F.' H i r t h i n . Über Wolğa-Huunen und Hİung-nu (1899).
[ ] M e n a n d r i Historia (Corpus Bonnus)
3
299.
Türkiyat Mecmuası — 8
114
A k d e s Kurat
müracaat etmek mecburiyetindeyiz. Bizans imperatoru bu hususta şu
malûmatı veriyor: O sırada (tarih gösterilmiyor) Türklerle
(Mucurlarla),
o zaman Kankar tesmiye edilen Peçenekler
arasında
bir harb vukua
gelmiş
ve Türklerin
(Macarların)
ordusu mağlub olarak ikiye ayrılmıştı.
Bun­
lardan
biri şarka,
Perslere
yakın
yerde yaşamaktadır
ve
Türklerin
(Macarların)
eski isimleriyle
SapaoTOLdocpcdoL tesmiye ediliyorlar.
Diğer
kısmı da voyevoda (T.(J> fJoEpoSuî) lan olan, Ae|3e5iaç m rehberliği
altında
'ATEÎ.KOIJÇOV denilen mahalle gelmişlerdir;
o yerde halihazırda
Peçenekler
yaşamaktadırlar
[ ' ] . Sonra 4 0 - m c ı babia da şu satırları buluyoruz:
Eskiden
Türklerin
(Macarların)
işgal ettikleri,
ve oradan akan 'ETE?!
ve Km>t,oü nehrine göre, Atelkuzu
tesmiye edilen, yeri şimdi
Peçenekler
işgal etmektedir [*]. Bu suretle Peçenekler Macarları "Atelkuzu, Etelkuzu,,
ismini taşıyan yerden tardederek orasını yurt edinmişlerdi. A t e l k u z u ,
yahut Etelkuzunun vaziyetini tayin hususunda birçok mütalaa yürütülmüş­
tür [ ] . Marquart, Konstantin Porphyrogennitosun "vaktile
Türklerin
(Macarların)
oturdukları
ve şimdi Peçeneklere
ait olan yer,
oradaki
nehirlere
göre
tesmiye
edilmektedir.
Bunların
atları
Dnepr,
Bug,
Dnester, (Türkçe Turla),
Prut ve Seret,, demesine istinaden «Atelkuzu»
nun Mesopotamya, farisi j t i j j ¿1.. yani «nehir arası» demek olduğunu
zannediyor [ ] . Fakat Marquartin bu mütalaası doğru değildir. Konstantin
Porphyrogennitos iktibas ettiğimiz bu yerde nehir isimlerini sayarken
«Atelkuzu» adını anmıyor.
a
4
De adm. i m p . S. 168 görüldüğü veçhile Macarların Peçeneklerle i l k
çarpıştıkları sırada oturdukları yer L e b e d e i a adını taşıyordu. Lebedeia
aynı zamanda başbuğlarının ismi idi. Aynı kaynağın S. 169 d a söylediğine
göre Macarların Peçenekler tarafından vukubulan hücumları üzerine yer­
lerinden çıkarıldıklarını, ve bir kısmının (garbte oturanlarının) Lebedeianın
idaresi altında Atelkuzu denilen bir yere geldiklerini görüyoruz. Demek
k i burası Don nehrinden batıya doğru y a Dnepr boyunda veya onun
|'| D e Administrando İmperio, bab. 38 s. 69.
( ] D . A . I. bab, 49 s. 137
2
t ] Jireçeke
g ö r e bu isim altında Türklerin «Bucak» ve Islavların «Ugol» dedikleri
Dnestr - Prut ve Seret üzerindeki yer kastedilmektedir, Geschichte der Bulgaren (Rusça
tercümesi) s. 201;
Zlafarski
bunu Dnepr ile aşağı Tuna arasında zannediyor, p. 290
Macartney ise tamamile başka bir fikir ileri sürüyor. M acar t ney't be Magyars s. 96
Macarların eskiden Don nehrine. Etet demelerini ve K o z u n Macarca «ver- denilmesini
•azarı itibara alarak Atelkuzu, Etelküzüyü «Donboyu- (Don üzerinde bir yer) gibi tarif
ediyor. O n a göre, Bizans imparatorunun Macarların başbuğu olarak gösterdiği Lebedia
da Atelkuzuyu ifade eden bir yer ismidir.
3
[]
4
Marquart,
a dl ariy 1 e - ga ster i 1 mistir.
Streifzüge, 33. De A d m . İmp. da nehir adaları o zamanki
Rumca
P e ç e n e k l e r e dair araştırmalar
garbmdaki bir yerdir. Bu mevkie dair D . A . 1. de
verilmemiştir.
ll5
kâfi derecede izahat
Konstantin Prophyrogennitos bütün bu mücadeleleri çok kısa geçi­
yor; bundan dolayıdır k i Peçeneklerin D o n boylarını işgal edişlerinin
zamanı ve şeraiti bizce kat'î olarak tesbit olunamıyor. Bilinen şey ancak
Macarların tamamiyle Kıpçak sahralarından tardedilerek Panonyaya
gelmiş bulunmalarıdır. D . A . I . Macarların Peçenekler karşısında daimî
bir k o r k u beslediklerini gösteren müteaddit yerlere tesadüf ediyoruz [*].
Bu- cins malûmatın, her halde, bir Peçenek kaynağından gelmiş olduğu
anlaşılıyor. Mamafih Macarların birdenbire Peçenek "hücumu karşısında
çekilip gitmedikleri muhakkaktır. Peçenekler Donu geçerek Macaılarla
temasa geldikleri zaman Hazarlarla Macarların anlaşarak bunlara karşı
mücadele ettiklerini görüyoruz. Bir nevi .Hazar hegemonyası altında yaşıyan Macarlar, Hazarların D o n nehri vasıtasiyle yürüttükleri Bizans ve
Vareg-Slav ticaretini tehlikeye düşürdüklerine dair her hangi bir sarih
malûmat yoktur. Fakat Peçeneklerin bu ticaret yolu üzerinde oturmala­
rından Hazarlar bittabi mutazarrır olacaklardı. Bundan dolayıdır k i Hazarlar
kendileri için en faydalı bir hareket olarak Peçeneklerle Macarları harbe
tutuşturmak olduğunu benimsemişler ve Macarları bu mücadeleye teşvik
etmişlerdir. Hazarların böyle bir siyaset yürüttüklerini D . A . I . den anlı­
yoruz. Orada, Hazar hakanının, Macarların Atelkuzuda yerleşmelerinden
bir az sonra, bir elçi göndererek, Macar başbuğlarından Lebediyanın
mülakat için gemiye (chelandia) çağrıldığı yazılıdır. «Chelandia»nin Kons¬
tantinin eserinden alelûmum "gemi,, manasında olduğunu nazarı itibara
alarak [*], muhtelif kimselerin bu sözü muhtelif şekilde izah etmelerine
bakmaksızın, [*], Macar başbuğunun mulâkat için deniz sahilindeki her
hangi bir yere çağırıldığı anlaşılıyor. Denildiğine göre Hazarlar Lebedi­
yanın bütün Macar kabileleri reisi olmasını istemişler, fakat o bu teklifi
nezaketle redetmiş ve bu mevkie Arpadın daha münasib olduğunu söy­
lemiştir. Güya, Hazar hakanı da bunu kabul etmiş ve hakan tarafından
gönderilen adamlar, Hazar adetine uyarak Arpadı kalkanlar üzerinde kal­
dırarak ve bütün Macarların reisi ilân etmişlerdi. [*] H e r halde Macar
an'anesinden alınan bu parçalar Macarların A r p a d sülâlesinin başlangıcını
bu şekilde Macar - Peçenek mücadelesile bağlıyor, ve Arpadın hâkimi­
yetine bir nevi meşruiyet vermek için de Arpadın eskiden Macarlar
[ i ] D e A d . I m p . 70.
[ ] Du Canje,
a
'
Glossarİum ad acrîptores mediae et inflmae Graecitatİs T . I I . 1748.
[ ] Marquart, Strelizüg-e 34. Chelandia'nııı
3
olduııııvıı söyliyor, rık-at b i y - e bir şth/ıo o
yoktur.
. [*] D e A d m . I m p . 170.
bugünkü
Kalançaya yakın b i r şehrin ismi
yerde mevcud olduğuna dx-ı
hiç b i r malumat
A k d e t Kurat
116
üzerinde hükmü olan Hazar kağanı tarafından reisliğe getirtmiş oldu­
ğu gösterilyor. Biz bu cins Hazar • Macar münasebetinin ne dere­
ceye kadar doğru olduğunu kontrol etmek imkânını haiz değiliz; fakat
Hazarların Peçenekler üzerine Macarlan ayaklandırmaları Hazar siyaseti
noktai nazarından pek tabiî bir hareket oluğunu kabul edebiliriz. Kayna­
ğımız Hazarların bu teşebbüslerinin akim kalışından ve Macarların yeni
reisleri A r p a d l a Peçeneklere mağlub olarak Atelkuzuyu terketmelerinden
bahsediyor. Macarlann Peçenekler tarafından koğulmaları yukarda ismi
geçen R e g i n o n m kronikinde 889 senesi olrak gösterilmiştir [ ' ] . B u . t a ­
linden itibaren Peçenekler Dnepr nehrini de geçerek Dnestr ve Serete
doğru yüıümüşler ve Karadenizin şimalindeki steplerin hâkimi mutlakı
olmuşlardır.
Bir göçebe millet yerini bırakıp başka bir sahaya gittiği zaman
o kavmin bir kısmı eski yerinde kalarak yeni gelen zümre ile birlikte
yaşamakta devam ettiğini birçok misallerle biliyoruz [*]. Aynî vaziyet
Peçenek tarihinde de görülmekledir. Onların i d i l - Y a y ı k sahasından
Hazar ve Uzlar tarafından koğuldukları zaman, Konstanlin Porphyrogennitos Peçeneklerin bir kısmının Uzlar yanında kaldıklarım söyliyor:
Peçenekler
kendi memleketlerinden
tardolundukları
zaman,
bunların
bir kısmı kendi
arzuları
ile eski yerlerinde kalarak
Uzlarla
karışmış­
lar ve bugüne kadar
oradadırlar.
Bunların
Uzlardan
ayrı
oldukla­
rını ve nereden ayrıldıklarını
gösteren
alâmetleri
vardır. Ezcümle
bun­
ların
elbiseleri
kısa
olup ancak dizlerine
kadar gelir, ve kolları
da
omuzlarından
ayrılmıştır;
güya bununla kendilerinin
öz
uruğdaşlarmdan
ayrı düşmüş olduklarını
göstermek
istiyorlar
[ ].
a
Bunların Uzlarla olan münasebeti tasrih edilmiyor; Bizans İmparato­
runa verilen malûmata göre, orada kalan Peçenekleri Uzlardan tefrik
etmek pek kolaymış; onlar, güya, vatanlaı ından (yani hemcinslerinden)
uzak olduklarını göstermek için k o l l a n omuzlarından ayrılmış ve. ancak
dizlerine kadar gelen kısa elbise taşırlarmış. Bizans İmparatorunun. Uz­
lar yanında kalan Peçeneklere ait notu İbnü Fazlan tarafından tasdik
edilmektedir. İbnü Fazlan 922 senesinde Bulgar seyahatından döndüğü
zaman Yayık nehrine yakın yerlerde Peçeneklerin bir kısmına tesadüf
ettiğini söylüyor [*] Bu i k i kaynakdan maada Peçeneklerin bu kısmı
hakkında malûmat verilmiyor; onlar az bir zaman sonra Uzlar arasında
erimiş gitmiş olsalar gerektir.
[1] Regİno. 13L
l ] Meaandrİ Historia {.Corpus Boonus) 299
1
[3] De A d m . Imp.
166.
[•*] Ibn Fazlan, Fraehıı neşri.
Barthold,
Orta Asya Türk tarihi hakkında dersler,
93.
Peçeneklere dair araştırmalar
1Ï7
Peçeneklerin İdil boyundan çıkarılmalarına ait kat'î bir tarih yoktur.
Konstantin Porphyrogennitos 37- inci babında Peçeneklerden uzun uzadıya bahsederken b i r k a ç satır farkla i k i muhtelif tarih veriyor. Başta
bu vak'anın kendisinden 50 sene evvel cereyan ettiğini ve bir kaç satır
sonra bu vak'a g-eçeli 55 yıl olduğunu yazmıştır [']. Bu birbirine uymıyan
ve ayni sahifede olan İki tarih birçok araştırmalara rağmen halâ halledil­
memiştir. Bury baştaki 50 yanına bir nevrs koyarak meseleyi halletmek
İstiyor[*], Macartney
her İki tarihin de doğru, fakat muhtelif vak'alara
ait olduğunu ileri sürüyor ve bu münasebetle Konstantin Poıphyrogennitosun verdiği .malûmatı Macar tarihine bağlıyarak, tamamile başka bir
şekilde izah ediyor.
Macartney, Konstantin Porphyrog-ennitosun verdiği ilk tarihi, yani
kendisinden 50 sene evvel, Guzlarla Hazarların birleşerek Peçenekler
üzerine hücumları; ve ikinci tarih de, yani 55 yıl önce, Macarların Pe­
çenekler değil, Çerkeslerin hücumuna maruz kalmalaıı şeklinde izah
etmek İstiyor [*]. Lâkin onun bu fikrini takviye edecek esaslı hiç bir mal­
zeme yoktur; Macarlara hücum eden milletin, sonraları Macarların mem­
leketlerine hâkim olduklarını metnin teıcümesinde gördük; Macarlaım
arazisini ele geçirenlerin de Peçenekler olduğunu biliyoruz.
Bizans imparatorunun eserini 948 - 949 larda tertip ettiğini biiiyoruz[ ];
o halde Peçeneklerin İdil boyunu terketmeleri 8 9 3 - 8 9 8 senelerine
tesadüf etmesi lâzımgelir. Fakat o harekelin bu tarihlerden daha evvel
cereyan elmış olduğunu gösteren deliller vardır. Slavlar arasında htristiyanlığı yaymakla şöhret bulan Selânikli Konstantin 8 6 0 - ı n sonu 861-in
başında Bizans imparatoru tarafından hlristlyanlığı müdafaa maksadile
Hazar memleketine gönderilmişti [ ] . Konstantin Cherson tariküe gitmiş
ve oradan Hazarlara giderken yolda Macarların hücumuna maruz
kalmıştı [ ] ,
4
&
B
860- 861 senelerinde
['] D e A d m . Imp.
Macaıların
Chersondan
Hazar
memleketine
164.
L ] B u r y . The treatise «De admin. Imps Byz Z . X V , 5 1 1 - 5 1 7 .
2
[j Macartney
3
tenth
centuries
may
they were attacked
into two parts;
went
to the
T h e Magyars 108:
be summed
in the early
the one
mouth
and
driven
west
negs
and
Magyars,
part
went to live
of the Don,
of the ninth
About
migrated
history
as follows:
İn the
to the Dnieper-Danube
and
The
up shortly
into
the
district;
in the
Don
century
Caucasus
888-9
af the Magyars
Living
and
by the Circassians,
(the
latter
on the
Sevo'dikl;
was
attacked
in 895
again
the
ninth
and
and
Cuban
and
divided
other
by the
attaaked
moved
Petchenegs
by
Petche-
Hungary.
[*J De A d m . Imp. 120 ve 137. Bury, the Treatise... 511-517.
[]
s
D v o r n . i k , F . L e s Slaves, Byzance et Rome au I X è m e siècle p.
137.
I ] L . K . G o e 11, Geschİchte der Siavenapostel Konstantinus uud Methodius, 126-127,
6
Marquart,
Streifziige 33. M a c a r t n e y
The Magyars, 71.
A k d es K u r a t
118
giden y o l üzerinde bulundukları görülüyor; bu y o l da Kırımdan çıktıktan
sonra Dona doğru gider. Bir kaç defa ismini saydığımız, garb vakanüvislerinden Regino
açık olarak Macarların Peçenekler tarafından
tard edilmelerini 889 tarihinde gösteriyor. Macarların 892 senesinde
A l m a n imparatoru A r n u l f tarafından Moravya Slavlarınm Beyi olan
S w a t o p l u k ' a karşı mücadeleye davet edildikleri malumdur[']. Nihayet,
893 senesinde, Peçeneklerle Bulgarların birleşerek Macarlar Arnulfa yardı­
ma gittikleri sırada Dnestıle Tuna arasında kalan Macarlan tardettiklerini
biliyoruz p ] . Bu suretle Konstantin Porphyrogennitosun gösterdiği tarih
doğru değildir. Fakat Peçeneklerin İdilden hareketlerinin kat'î tarihim
bildiren başka bir kaynak olmadığı için biz bunu ancak takriben tahmin
edebiliriz; o da 860 ile 889 seneleri arasında olsa gerektir [ ' ] .
Peçeneklerin İdili geçmeden evvel sekiz uruğ (kabile) teşkil ettikleri
ve bu sekizin ayrıca kırk kısma bölündüğü anlaşılıyor, k i bu taksimat
temamiyle Türk kabile teşkilatına uygundur. Sekiz uruğun başbuğlarının
adlan da muhafaza edilmiştir. Sözü yine imperator Konstantine bırakalım:
Bütün Peçenek memleketi sekiz uruğa ayrılmıştır
ve o kadar
büyük
başbuğları
vardır.Bu
uruğlar şunlardır:
Birinci uruğun ismi Ertim,
ikin­
cisinin Çur,
üçüncüsünün
Cüla,
dördüncüsünün
Kulpey,
beşincisinin
Harobay, altıncısının
Talmat, yedincisinin
Hopon, sekizincisinin
Çopondur. Pezenekler
ilk oturdukları
yerlerinden
atıldıkları
zaman
Ertim
uruğunun başında Mayçan, Cur uruğunun başında Kuel, Güla
uruğununKurkutan,
Kulpey uruğunun-Ipaon,
Haroboy uruğunun-Kaydum,
Talmat
uruğunun-Kostan,
Hopon uruğunun Giadzi ve Çopon uruğunun
başında
da Batan
bulunuyorlardı.
Bizans imperatorunun verdiği bu kıymetli malûmata göre sekiz uruğ
sıra ile şunlardır:
1 — Ertim, (Erdem?)
2 — Çur
['] A O n.
Baioarİes,
F u I d:
Alamannis,
Anno 892:
mense
tauta multitudine Uugaris
Julio
Rex (Arnulfııs)
Moravam
etiamibidem
equidem,
veuit.
ad se cum
İbi per
assumptİs
quatuor
secum
Francis,
ebdomadas
cum
expeditioue venientibus, omnem illam
regionem iucendio devastawdam versabat.
L i u d p r a n d u s Antapodosİs, lib. I, P h . 13: Arnulfus... cum centebaldum Moravanorum ducem ... sibi viriliter
repugnantem
debellare
nequiret... Hungariorum
gentem ... in
auxilium convocat.
[*] D e A d m . İmp. 172[]
3
173.
Peçeneklerin garbe gidişlerini I s t a h r i de zikrediyor. Bib. geogre. arab. ed. D e
Goeje. P. l . , S . 10. W * j j l i t U j i U . 1 Vjjffcfl à ¿ 1 ^ j l *
f
„ ^ 1 , y i i * J l ^1 J l l ^}\,
f
jjli%>
M a r q u a r t'a g ö r e Uzlarm Peçenekleri maglub etmeleri 860 yıllarında olmuştur. Streifzu­
ge, 63, not. 3
Akdes Kurat
120
3
4
5
6
1
8
— Güla, (Yula?)
— K u l p e y , (Kulbay)
— Haroboy, (Karabay)
— Talmat, ( T ı l m a ç ? )
—- H o p o n .
— Çopon, ( Ç o b a n ? )
Her bir uruğun başında duranlar da
1 — Ertİm uruğunun Mayçan.
2 — Çur
»
Kuel.
3 — Gülâ '
» .
K u r k u t (an). "¬
4 — Kulbey
»
Ipaon ?
5 — Karabay
»
Kaydu(m).
6 — Talmat
-»
Kostan ?
7 — Hopon
*
Giadzi, Y a z i ?
8 — Çoban
>Batan, (Pata)?
Göçebeliğin icabı olarak, göçmen bir zümre işgal ettiği yerde da­
ğınık bir halde yaşamak mecburiyetindedir. Hayvan sürülerini beşliye
bilmeleri için Peçenekler de Deşt-i Kıpçağın muhtelif yerlerine dağılmış­
lar ve herbir uruğ kendisine düşen mevkii işgal etmiştir. De A d m . Imp.
da bu cihet sarahaten gösterilmiştir. Konstantin Porphyrogennitns Peçeneklerin Kıpçak bozkırlarında şu suretle yerleştiklerini yazıyor:
Peçenek
uruğlarının
dördü, ezcümle:
Kuarçiçur,
Sürokalpey,
Borotalmat, Bulaçospon
uruğları Dnepr nehrinin
öteki tarafında
olup şark
ve şimal cihetinde, Hazar, Oğuz ve Alan memleket/erine
bakar.
Diğer
dört uruğ ise Dnepr nehrinin bu tarafında,
garb ve şimal
istikametinde
uzanan sahayı işgal ederler. Bunların isimleri:
Ciadzihopon uruğu,
Bulgaristanla hemhududlur; aşağı Güla uruğu Macaristanla
komşudur;
Haroboy
uruğu Ruslara yakındır,
Yabdiertim
uruğu da Ruslara vergi veren
Ultin
(Ugliçj: Derblen (Drevlen),Lendzen
(Lutiç) ve başka Slavlarla
hemhududtur. Peçenek memleketi Oğuz ve Hazar yurdundan beş günlük yol,
Alan­
lardan altı günlük, Bulgaristandan
da yarım günlük
bir yol
uzaklığındadır. Chersona yakındır,
Bosporosa bilhassa
yakındır,
Burada Peçenek uruğ adları mürekkeb olarak gösterilmiştir.
1 — Yabdiertim.
2 ~ Kuarçiçur.
3 ' — KabuksîngUİa (bu ad sonra zikrolunacaktır.)
4 — Sürukulpey.
5 — Haroboy-Karabay.
6 — Borotalmat.
Peçeneklere dair araştırmalar
İ2I
7 — Giadzihospon- Yazihopon.
8 — Bulaçospon [']
Bu sekiz uruğun Konstantin Porbhyrogennitosa göre işgal ettikleri
sahanın haritası şöyledir: [*] (Sahife 119a bakınız.)
Konstantin Porphyrogennitos eserini yazdığı zaman (949lerde), Peçenekleri İdil boyundan Deşt-i Kıpçağa getiren başbuğlar artık Ölmüş
bulunuyorlar; onların yerine yeni reisler geçmişlerdi. Bu münasebetle,
De A d m . İmp. da Peçeneklerde hâkimiyetin ne suretle devam ettirildiğine
dair çok enteresan bir kayda tesadüf ediyoruz. İdili geçerken başbuğ
olanların adları sayıldıktan sonra, deniliyor k i :
Bunların
ölmelerini
müteakıb
hâkimiyete
kardeş
çocukları
halef
olmuşlardır;
çünkü bunlarda eskidenberi kanun vardır ve örfü-âdet
sağ­
lamca yerleşmiştir
ki, ona göre idareyi elinde bulunduran kimse
hâkimi­
yetini oğullarına
terketmek hakkını
haiz değildir;
reisler ancak
hayatla­
rının sonuna kadar hâkimiyeti
ellerinde bulundurmakla
iktifa ederler ve
öldükleri
zaman bunu (hâkimiyeti)
ya kardeş çocuklarına
veya
kardeşle­
rinin torunlarına
bırakırlar,
ki bu suretle hâkimiyet
uruğun yalnız
bir
kısmında
kalmasın,
böyle bir şerefi uruğun
başka budakları
da
tevarüs
etsinler ve ellerine alsınlar;
o uruğa mensub olmıyan
bir kimse
idare
başına geçemez.
Bu sekiz uruğ ayrıca kırk küçük kısma
ayrılır
ve her
kısmın başında kendi (daha küçük) reisleri
vardır.
Diğer Türk zümreleri arasında başbuğluğun bu şeklinin olup olmadığı
bence belli değildir. Her halde Peçenekler arasında mevcud olan bu
"âdet,, in diğer Türk göçmenleri arasında da benzeri olması icab eder.
Nihayet De A d m . I m p . müellifi Dnepr geçitlerinde Bulgaristana bakan
cihette, altı kale harabesi olduğunu da söyliyor:
Dnepr nehrinin
bu tarafında,
yani
Bulgaristana
doğru
kısmında,
nehrin geçitlerinde
kale harabeleri vardır; birinci kaleyi Peçenekler
bem­
beyaz taşlarından
dolayı Aspron tesmiye ediyorlar;
ikinci kaleye Tungatay derler.
Üçüncü - Kraknakatay:
dördüncü
- Salmakatay;
beşinci Sakakatay
ve altıncı
kaleyi de Ciainkatay
tesmiye
ederler.
Bu
eski
kale binaları
üzerinde
kilise
alâmetleri
de bulunuyor.
Bazı
mer­
mer tuğlalar
üzerinde
haç hakedilmiştir.
Bundan
dolayı
bazı kim­
seler
tarafından
burada
eskiden
Romalıların
oturdukları'
rivayet
edilmektedir.
De A d m . İmp. nun 37 inci babının sonunda şu kaydı görüyoruz:
Peçenekler
Kankar
tesmiye ediliyorlar,
fakat
hepsi değil,
ancak
1'] De A d m . imp. K o p . 37.'
[!| C ı e b e ,
C y . Türco-byzantİnische
Miszellen,
Kor.
Peçenek uruğlarının oturduklar yerleri bir şema İle gösteriyor.
C s . A r c h . I (1912)
209-219.
122
A k d es K u r a t
başka uruğla'r arasında
en cesur ve kibar
Kuarçicur
ve Habuksingüla
kabileleri,
ba
cesur ve kibarları
bu) Kangar kelimesinden
olan üç uruğ, Yabdierti (m) ,
ismi taşıyorlar,
ki
(onların
de açıkça
anlaşılmaktadır.
Bu kaıyddan görüldüğü üzere kale harabelerinin adları şunlardır:
1
2
3
4
5
6
—
—
—
—
—
—
Aspron.
Tüngatay.
Kraknakaty.
Salmakatay.
Sakakatay.
Giaukatay, (Yavkatay) [*]
Peçenek
uruğ ve şahıs
adlarının
izahı
meselesi
Konstantin
Porphyrogennitosun Peçeneklere dair malûmatından
b i r taraftan Peçeneklerin uruğ isimlerini, diğer cihetten şahıs adlarını
harabe isimlerini öğrenmiş bulunuyoruz. Bütün bu isimlerin izahı
yolunda birçok
tetkikler
yapılmasına
rağmen bunlardan
hiçbiri,
fikrimize göre, meselenin kat'î bir şekilde halline kâfi değildir. Bu
hususta malûmat edinmek istiyenlere bilhassa /. Nemeth
[ ] ve
2
[ ı ] De A d m . irap.
['I
J. N e m e t h ,
164.
Zur
Kenntnis
219-225. Dİe petchenegischen
der Petschenegen, Körösi Csoma Archivum 1 (1922)
Stammsnamen,
D i e Inschriften des Schatzes von
Uııgarische
Yahrücher.
Peçenek uruğ isimlerinin baş kısmı bir
r e n k ve son kısmı da bir
Uruğun İsmi irs" bir devlet makamını haiz
bir reisin unvaniyle
unvanın
atlarının (başlıca)
başında da
sık sık,
o
B . X. 1930,
kabilenin
u n v a n dan ibarettir.
tesmiye olunuyor,
renk! ilâve
B o r o t a l m a t ( B o r o - t e l m a ç ) kabilesi ismi boru - boz (grau). taîmat
rinden mürekkeb olan
26-34.
Nagy-Szcnt-Miklos (1932), 50. Nemethe göre mürekkeb
^atların renki
boz - kır olan
Felmaç
edilir.
ve
bu
Meselâ:
- telmaç isimle­
uruğu? demektir.
Nemethe
göre Peçeneklerde her hangi bir devlet makamı her zaman için aynı kabile reisi tarafından
işgal edilmekte olup irsi bir vazife teşkil etmektedir.
şahsî
bir isim olmayıp
bîr unvandır
ve
idarî
Bu suretle kabile reislerinin İsimleri
teşkilâtla
bağlıdır.
Prof. Nemeth fikrinin
doğru olduğunu göstermek için mürekkeb Peçenek kabile isimlerini misal olarak getiriyor:
1 —
Yavıdı - çagat.
"yagdu,, - parlayan,
Ertim - erdim
"liyaket,
cesaret, yararlık,,.
Kabilenin i s m i : atları parlayan Ertİm kabilesi.
2
-
- mavi, Çur - bir unvandır: Atlarının rengi mavi (?) olan Çur kabilesi.
Kiierçi
3 — Kabaksın
- ağaç kabuğu renginde.
Gnla - Atlarının rengi ağaç kabuğu renginde
olan Güla kabilesi.
4 — Suru - boz, kır, alaca. Atların rengi boz kır olan Külbey kabilesi.
5 — Haro
6— Boro
7 —
Yazı
8 — Bula
kabilesi.
G K a r a . Atlarının rengi kara olan Bay kabilesi.
- bir at rengi. Atlarının regi 'boro» olan Felmaç kabilesi.
Atlarının rengi
Kapan kabilesi.
- ala bula, çagat. - alaca - bulaca. Atlarının rengi alaca - buleca olan Çoban
Peçeneklere dair araştırmalar
123
J. Marquart[ ]
tetkiklerine müracaat etmelerini tavsiye ederiz. Konstan¬
tin Prophyrogennitos zamanındaki sekiz Peçenek uruğ adının asıl şekli
başta getirilen, g a y r i mürekkeb şekil olsa gerektir, Sonra sayılan mürekkeb atlar, fikrimize g ö r e , her bir uruğun, mahiyeti şimdilik bizce pek te
saı ih olmıyan, bir vasfı olacaktır. Bu uruğ başbuğunun kendi adı olabilir
"Yazıçoban,, da sarahaten görüldüğü g i b i . Fakat bütün sekiz uruğun,
yani bütün Peçenek zümresinin hep birden, yalnız atlarının rengiyle
tesmiye edilmeleri, Nemeth'in dediğinin hilâfına olarak, hayli şübhelidir.
Türk
zümreleri arasında,
Kara - Aygır, A k - K o y u n , Kara - K o y u n ,
K a r a - K e ç i adlarını taşıyan uruğlar vardı ve halâ vardır; fakat bunlar
ancak büyük bir zümrenin yalnız bir kısmını teşkil ediyorlar. Onun için
Nemeth'in nazariyesi meseleyi tamamiyle halledemiyor ve Peçenek uruğ
atları - ancak eski ve yeni Türk uruğ adlarına dair etraflı, eski ve yeni
malzemeye istinaden kanaat, verici bir tarzda halledilebilir.
l
Peçeneklerin Y a v d i e r t i ( m ) , Kuarçiçur ve Habuksin - gula uruğlarının
De A d m . Imp. da K a n k a r tesmiye edildiği söyleniyor [*]; bu adın y u ­
karda getirmiş olduğumuz cümleden maada i k i yerde daha geçer. Bunların
birincisinden Peçeneklerin en kibar ve cesur kabilelerinin ismi " K a n g a r » , ,
olduğu, ve ikincisinden de bu kavmin o zaman "Kangar,, adını taşıdıkları
anlaşılmaktadır. K a n k a r , K a h g a r-Konstantinde «kibar ve cesur» diye
tasrih edilmiştir. Fakat bildiğimize göre bu manada bu söze benzer hiç bir
kelimeye tesadüf edilemiyor; çagataycadaki k i n g i r [ ] İn bununla her hangi
bir münasebeti olması hayli şübhelidir. Her halde bu isim de Bolgar,
Hazar, Balkar, Kaçar Tatar g i b i izahı çok müşkül olan Türk kavim isimleri
sırasına ait olup fikrimize göre, hali hazırda bunu izah için elimizde
kâfi deı ecede malzeme y o k t u r . Marquart ın bunu O r h o n abidelerindeki K a n g a r i s le, ve A r a p kaynaklarında Sır-Daryanın Ş a ş şehrinden
3
['] M a r q u a r t, Ungarische jahrbiiclıer I X . 68-103 . . . , M a r q u a r t
neklerdeki Güla ile meşgul oluyor. Onun fikrine göre "güla,, Macarlarda
evvelâ P e ç e -
halis bir
majör-
domus olup Hazarlardaki İl - şad in aynidir; ayni g ü l a Poçeueklerde de mevcuttur. « Ç u r»
eski TÜrk
rütbelidir;
yan - yana kullandıkları
ve ücretli
kıt'a
kul pey
ücretli
manasına
Bizanslıların
kıtaların
gelen
Wareglerden
ismi olan ve
eski türkçedeki
aldıkları
Ruslardaki
"külbag,, tir;
ücretli askerler ile
"Kolbeg,, in
"Harobay,,
mukabili
eski türkçe -
"kara -bay,, dir; "Hopon,, eski türkçe "kap - g - an„ olup "g,, kaybolmuştur; "Çopon,, türkçe
"çoban,, dır. Marquart,
mürekkeb
Peçenek
urug isimlerini
izah öderken
bunların kabile
reisinin ölümünü müteakıb, eski reisin isminin önüne yeni reisin adı ilâve edilmesiyle vücuda
geldiğini yazıyor. Meselâ kabile isminin evvelki "Hopon,, dan "Glazihopon,, şekline
sini, eski reisi ölümünü müteakıb, onun ismi başına yeni reisin adı
girme­
olan " G i a z i , , nin ilâve
edilmesi suretiyle izah ediyor. Macaristanla hemhudud olan "Kapıgçı - Yula,, , nın "hududbeyi,, manasında olduğu fikrindedir.
p ] De A d m . Imp. 167.
*
P] A h m e d Vefik Paşa, Lehçei osmanî.
A k d a s K u r a t'
124
İtibaren jLs ismini
minin, Peçeneklerin
dan ileri geldiğini
uğraşanlarca kabul
['] taşıması ile izah etmek istemesi, ve Kankar İs­
Sır-Deryanın K e n g e r denildiği yerde oturmaların­
k a b u l ' etmesi [ ] malum olduğu veçhile, bu mesele ile
edilmemiştir [ ] .
2
a
Peçeneklerin Cenubî Rusya sahralarında b u suretle yerleştiklerini,
oturdukları yerleri ve komşularını öğrendikten sonra, onların, b u sıralar­
da henüz teşekkül halinde bulunan şark Slavları, yani Rus devleti ile
münasebetleri bahsine geçeceğiz.
II
PEÇENEK - RUS MÜNASEBETLERİ [*]
Slavların üçüncü büyük şubesini teşkil eden Şark zümresi diğer Slav
gruplarına nisbeten tarih sahnasına daha g e ç çıkmıştır. Bunlar, galiba,
["] İbn. Hordadbih, E d . de G o e j e , 170.
[ ] M a r q u a r t, Die Chronologie der alttürkischen Inschriften, 10.
2
[ ] Peçenekler, G o l u b o v s k i j y e göre, Plano • Karpinidekİ K a n g i t le
Kanklı
3
(kanglı) lar ayni ise, Peçeneklerin Kanklı-lardan çıkmaları
G r u m. G r z i m a i I o, Zapadııaja Mongolija II (1926)
icab eder (Peçenegî, Torki, 55}
314, Peçenek zümresine
I a r ı a da girmiş olduğunu kabul ediyor, fakat, ona göre,
o halde
lesmİye
Macartneyin
edilmeleri
İcab
ederdi, ki
buna imkân yoktur.
Kangarları- Kanglı (Kany eri) şeklinde
leadan doğmuştur.
etmişti:
Marquartın,
Z V O ( X I ) 126 s.
das Valkslum
izah
Ayni suretle
der Komanen,,
etmek
bu sözü Kangaras
adlı
istemesi,
eseıini
tenkit
ederken
Kangarej
Peçeneklerin
burada ileri sürfilen müla-
yaklaştırmasına
akademik V. Barthold
Kanglı-
Kanglıların
P. MAioranski
itiraz
Marquartıu,
"Ueber
de
(Rus?kij Istorİçeskİj
kniga 7,(1922) Petıograd, S . 142-143) Kangar İle Kerger (Sır-Derya)
Jurnal,
arasındaki münase­
bete karşı müsbet bir vaziyet almıyor.
l ' J P e ç e n e k - R u s münasebeline dair birinci derecede kaynak olan R u s v e k a y i n amelerinde
birçok malûmat vardır. Bu vekayinameler, lelopisi,
mağa başlanarak,
galiba 11-inci asırda yazıl­
sonraları muptazam bir şekilde, her bir yılın vekayii gösterilmek suretiyle,
ta Büyük Petro zamanına kadar devam ettirilmiştir. E n eski nüshaları 14- üncü asra kadar
çıkan Rus vakayinamelerinin, baş kısımları bilhassa, Bizans kroniklerinden Hamartoius kro­
niği esas ittihaz edilerek, ona Rusyada cereyan etmiş olan vekayi - belki de bazı yazılı par­
çalar halinde muhafaza olunan, fakat daha ziyade şifahî rivayetler halinde dolaşan malûmateklenmiştir. Türk tarihi için de fevkalâda ehemmiyeti olan '"letopis,, lere dair B e s t u z e v
-Rjumin,
Nestor a
R.
Şachmatov
ait
olduğu
Sobranie
nin
Russh'ch
Cenubî
meşhur
Rus âlimlerininaraştırmaları
kısmının,
tarafından yapılmıştır. Bakınız
Trautmann
Ktjuçevskij
gibi
zannolunan
meşhur
ezcümle
ve
kroniğin,
almancası
S . 59-60. Sonra
B u r a d a Rus vakayinameleri
Polnoe
sözlerinin baş harflerile P . S . R. L . olarak gösterileceklir.
Ukrayna
Gruşevskİ
istifade imkânı bulunamadı.
vardır;
tercümesi: L. Leger,
benim, B i b l i o g r a f y a
Rus tarihinin 5 inci dersinde.
Letopisej
Rusya,
Ukraynalı tarihçi
fransızca
milleti tarihi
için çok ehemmiyetli
olan,
meşhur
nin ' U k r a y n a milletinin tarihi» adlı eserinden maatteessüf,
Peçeneklere dair araştırmalar
125
7 -inci yüzyıllarda Karpat dağlarının şimali-şarkından kalkarak Dnepr ve
Dnestr nehirlerine doğru hareket etmişler, ve az bir zaman sonra yukarı
Dvina, İlmen gölü ve O k a nehrinin yukarı kısımlarına kadar ilerlemiş­
lerdi [ ' ] . Bu sahayı işgal eden Slavlar garbten Litvanyalılar, şimalden
ve şimalü şarkıdan muhtelif Fin kavimleri, cenubten ve cenubu şarkî­
den de muhtelif Türk kavimleriyle temasa gelmişlerdi. Geniş bir sahaya
yayılan ve adetçe az olan Finler Slavlara karşı mukavemet göstermek­
sizin onlatm tabiiyetini kabul ve kısa b i r zaman zarfında slavlaşarak
V e l i k o r u s (Büyük Rus) ların vücuda gelmesinde en büyük âmil ol­
muşlardı; halbuki Tüı kler Slav yayılışı karşısında geri çekilmemişler, bilâ­
kis birçok yüzyıllar şark Slavlarının ç e n u b t a - Karadeniz sahillerine, Şarkta
İdil boyuna gelmelerine mani olan birkuvvet kesilmişlerdir.
Şark Slavları birçok uruğlara ayrılıyorlardı. Bunlardan P o l j a n l e r
şimdiki Kievin civarında; onların garbında V o l y n j a n l e r ve O k a neh­
rinin başlarında S e v e r j a h l e r bulunuyorlardı. Kiev'e yakın.oturan P o l j a n l e r i n şimalinde D r e v l j a n l e r ve D r e g o v i ç l e r yaşıyorlardı. D v i nanın yukarı kısmında P o l o ç a n lar; İlmen gölünden bugünkü Smolensk
şehrine kadar olan yerlerde K r i v ç l e r ; yukarı Volga ile Onega ve İlmen
gölleri arasında da S l o v e n l e r yaşıyorlardı.
Bu Slav kabilelerinin 8. ve 9- uncu asırlarda medeniyet itibariyle ayni
asırdaki Germanlardan aşağı ve Finlerden yukarı oldukları anlaşılıyor.
Bunların bilhassa devlet kurucu bir millet olmadıklarını da biliyoruz. İş­
gal ettikleri sahanın çok büyüklüğü, ormanlar ve nehirlerle biribirlerinden
ayrılmaları- muhtelif Slav kabilelerinin bir tek devlet halinde birleşmele­
rine engel olmuş olsa gerektir. 8 - i n c i ve 9 - u n c u yüzyılların orta­
latma kadar şark Slavları - yukarda isimleri geçen uruğiar halinde - patriyarhal bir hayat geçirmekte idiler. O r m a n , mera ve tarlalarının müşterek
olması esasına kurulan "köy,, iktisadî bir birlik teşkil ediyordu; bu
«köy»lerde ilk önce ayni soya mensub kimseler yaşamış olsalar gerektir.
Esas meşgaleleri ziraat ve avcılık olan Slavların kıymetli hayvan derileri,
balmumu satmak yahut mübadele etmek suretiyle çok eskiden diğer
kavimlerle tüccarı münasebata girişmişlerdi. Şimdi bile Rusyadan getirilen
(satın alınan veya hediye edilen) en kıymetli eşya meyanında nadir kürkler
bu işin en ehemmiyetlisidir. Şu farkla, k i o zaman hayvanlar orta
Diıepr ve O k a boylarındaki ormanlarda avlanırdı; şimdi ise Sibiryadan
getirilmektedir.
8- inci asırda Şark Slavları Hazar devletine tabidiler. Rus vekayinamelerinde Slavların Hazarlardan her "ocak,, başından muayyen miktarda
[2] N i e d e r le, ; L . Manuel de 1'..anti.qu.ite slave, Paris 1923 . 206 nci sahİfa ve devamı.
126
A k d e s Kurat
"kürk,, verdikleri kaydı da Slavların başlıca meşgalelerinin ne olduğuna
işaret etmektedir.
Şark Slavlarını bir devlet halinde birleştiren ve onlara " R u s „ [ ' ]
ismini veren zümre Şarkî Skandinavyadan gelen, Finlerin R u o t s i , B i ­
zanslıların °Pc5ç tesmiye ettikleri Normanlardır, k i Şarkî A v r u p a d a ve Bizansta bunlar daha ziyade V a r e g ismiyle tanınmışlardı. Bunlar Fin körfe­
zi sahillerinden başlıyarak Bizansa giden ticaret yolu üzerindeki belli başlı
mevkileri ellerine geçirmişler, ve neticede şark Slavları ile meskûn bütün
yerler bunların eline girmişti. Rus vekayinameleri Slavlar üzerinde hâkini
olan ilk Norman beyinin ismini R j u r i k olarak kaydetmişlerdir k i , eski
Skandinavyadaki karışıklığı H r o e r e k t i r [-]. Bu başbuğun davet edil­
mesine ait vekayinamede çok güzel bir efsane mevcuttur. İlmen gölünün
şimal sahilinde olan N o v g o r o d d a 862 den 879 kadar hâkimiyet sür­
düğü rivayet edilen R j u r i k ten soma, onun yakın akrabası O l e g
(skandinavyaca H e l g i ) bey olmuştu". Bu knezin (beyin) idaresinde ve
hayatına dair Rus vekayinamelerinde birçok şeyler mevcuttur. O r a d a O l e g , Rus tarihinin şafakı belirirken gece karanlığı ile gündüzün aydın­
lığı arasında duran bir kahraman gibi tasvir olunuyor! o - R u s devletinin
hakikî banîsıdır. Devlet merkezinin şimalden cenuba, N o v g o r o d d a n - K i e v e
onun zamanında nakledildiği anlaşılıyor. Malumdur, k i ancak Kieve gel­
dikten sonra Rus devleti geniş bir inkişaf ve terakki gösterebilmişti.
Oleg, mevcut siyasî vaziyetten istifade ederek, birçok Slav kabilelerini
Hazar tabiiyetinden çıkarmıştı. Onun zamanında Rusların Bizansa karşı
da muvaffakiyetli harbler yaptığı anlaşılıyor, mamafih bu hususta Bizans
kaynaklarında hiç bir kayit yoktur; Rus vekayinamelerinde Oleg'in 907
tarihinde Bizansla Ruslar için çok müsaid şeraitli bir ticaret muahedesi
akdetmiş olduğu yazılıdır. Peçeneklerin 860 Üe 889 yılları arasında İdili
geçerek Cenubî Rusya sahralarına gelmiş olduklarını, nazarı itibara alır­
sak, onların Ruslarla ilk temasları Oleg zamanında olsa gerektir. Bu
knezin 912 senesine kadar saltanat sürmesine rağmen, Rus vakayina­
melerinde Peçeneklere ait ilk kayıd ancak 915 senesinde başlar. Burada
"Peçeneklerin 915 yılında ilk defa Rus yurduna gelmiş oldukları,, söy­
leniyor p j . A y n i senede "onların knez İ g o r (912-946) ile bir sulh
['] Buna ait biblografya benim: O r t a zaman tarihine ait kısa bir biblografya, istanbul
(1934)-, a. 62.
Rus knezleriuin kronologyası:
Rjurik 862 ( ? ) - 879.
Ol'ga (oğlu Svjatoslav namına) 946 - 968;
O l e g 879 - 912;
İgor 912 - 946;
Svjatoslav 946 - 972; Vladimir 972 - 1015; Yaros-
lav Mudryj 1014-1054.
[-] Rus devletinin başlanmasına dair: L a e h r, A . ve Rus tarihine ait eserler: Benim,
Biblografya, S . 63 - 64.
[ ] P. S . R. L . 1. 18; I I . 241 ve diğer
3
vakayinamelerde bu senedeki kayidler.
Peçeneklere dair araştırmalar
127
yaparak Tunaya doğru g-ittikleri,, mukayyedtir. Tabiî, vakayinamenin b u
kayidlerini harfiyyen almak doğru değildir; burada, her halde, Peçeneklerin 915 yılında umumiyetle Slavların oturdukları yere değil de, o sıra­
larda "Rus yurdu,, ismi altında anladığımız K i e v civarı - Poljanlerin
bulundukları yeri baskın ettikleri anlaşılmalıdır. İkinci kayda gelince Peçenekler çok evvel Tunaya doğtu gitmiş bulunuyorlardı. Peçenekler
895 tarihinde Bulgar kralı S i m e o n (893-927) tarafından Macarlara
karşı harbe çağrılmışlardı. Bu kral tahta geçer geçmez, evvelce yapılan
muahedeyi bozarak Bizansla da harbe tutuşmuştu [ ' ] . Bizanslılar o sırada
Araplara karşı mücadele etmek mecburiyetinde bulunduklarından, Bul­
garlara karşı cenketmek için yardıma Macarları çağırmışlardı. Macarla­
rın hücumlarına karşı güç hal dayanan Bulgarlar b u kerre Bizans
imparatoru Leo V I . ile müzakereye başlamak mecburiyetinde idiler;
fakat ayni zamanda d a Dnepr ve Dnestr boylarına gelmiş olan Peçeneklerle anlaşarak Macarlardan intikam almağa
hazırlanıyorlardı.
892 de İmparator A m u l f u n daveti üzerine Moravyalılara kaışı baskına
giden Macarlar, Dnestr boylarına (Atelkuzu) döndükleri zaman orada
bıraktıkları kadın, ç o l u k - ç o c u k ve ordugâhlarını tamamlle Peçenekler
ve Bulgarlar tarafından imha edilmiş bir halde bulmuşlar, ve bunu
müteakıb yeni bir Peçenek tazyiki altında P a n n o n y a y a
kadar
giderek bu-asını kendilerine yeni bir yurt edinmişlerdi [ * ] .
Fakat 895 (?) senesi vücuda gelen Peçenek - Bulgar dostluğu çok
sürmemişti; bu vakayİ az bir zaman müteakıb Bizanslılar Peçenekleri
Bulgarlara karşı harbe teşvik etmişlerdi ["]. Eski adet üzere B i ­
zans sarayı Balkanlarda baş gösteren tehlikeye karşı Tunanın şimalinde
ve şarkında bulunan diğer bir kuvveti karşı koymak siyasetini takib
ile, Bulgarlarla harb için Peçenekleri elde etmişlerdi [*]. Peçenek ordusu
Tuna sahiline gelip Bizans gemileri ile karşı tarafa çıkmak için bekler­
lerken, Bizans kumandanları olan Joann ile Baga arasında ihtilâf baş
göstermiş ve bu yüzden Peçenekler de geri dönerek kendi yerlerine
gitmişlerdi [*]. Bizans ordusunun da Bulgarlar tarafından büyük bir mağ['] Bu harbin tarihi kat'î
olduğunu
olarak tesbit
edilmemiştir,
Jireçek
buuu 885 ten sonra
yazıyor; son tetkikler bunun 895 ten sonra olduğunu gösteriyorlar.
ye göre 895 te
yaz veyahud son baharda, the Magayars p. 184;
Macartney
R u n c i m a n ise 894 te,
History of the firat Bulgarian empire p. 144, 303, olduğunu söyliyor.
p ] D e . A d m . İmp. 1 7 2 - 1 7 3 .
P j Leon Diakonos 157; Leon Grammatikos 293; Georgios
(sene 9 1 5 ) .
Runciman, 159 ff.
[*] Leon Grammatikos I. 293.
•
[5] Leon Grammatikos, 295 - 296.
Monachos 872; P . S . R . L .
A k d e s Karat
128
lubiyete uğradığını
cereyanı 917 de d i r .
bize . kaynaklar
bildiriyorlar.
Bu
vak'anın
tarihi
915-senesinde Ruslarla Peçenekler arasında vücuda gelen anlaşma
çok devam etmemiştir. Vakayinamenin kaydına göre İgor 920 senesinde
Peçeneklere karşı harbetmiştir [ ' ] .
Bu harbin tafsilâtını bilmiyoruz. Fakat bu vak'adan 24 yıl sonra
Peçeneklerin Rus knezinİn ücretli ordusunda Bizanslılara karşı harbe
iştirak ettiklerini görüyoruz [•], Vakayinamedeki kayda göre İgor 944
senesinde Bizansa karşı sefer açarken birçok ücretli Peçenek kıt'alarını
da yanına almıştı. De A d m . İmp. da deniliyor k i : Bu kavim
(Peçenekler)
kuvvetli
olduklarından,
Ruslar bunların zararından
kurtulmak
ve onlar­
dan gardım
alabilmek için bunları mütttfik
edinmeğe
çok gayret eder­
ler, ki bu suretle kem onların şerrinden kurtulsunlar,
hem de onlarden yar­
dım alabilsinler^.
Bizans kaynaklarında bu Rus seferi hakkında hiçbir kayit
yoktur. Rus kaynağına göre, İgor seferini sulha bağlamış, Bizanslılardan
kendileri (Ruslar) ve Peçenekler için biıçok hediye aldıktan maada
Ruslara G l e g zamanında Bizanslıların vermiş oldukları "vergi,, yi de
alarak memleketine dönmüştür [ * ] . Peçeneklere de, güya, Bulgarlar
üzerine yürümeği emretmiştir.
Peçeneklerle Ruslar arasındaki mukabil munasebtın 950 senelerindeki
vaziyeti De. A d m . Imp. nun şu satırlarında açıkça hulâsa edilmiştir:
Peçeneklerle
Ruslar
komşudurlar;
eğer bu iki kavim
arasında
sulh
berdevam değilse Peçenekler
Rus yurduna
sıksık akın yaparak
Ruslara
büyük ziyanları
dokunur; bundan ötürü Ruslar Peçeneklerle
sulhu mu­
hafaza etmeğe gayret ederler.
Ruslar Peçeneklerle
sulh yapmadan harbetmek için
memleketlerinin
haricine çıkamazlar;
sulh yapmadan harice gittikleri
zaman
Peçenekler
onların yurduna hücum ile memleketlerini
yağma ve tahrib ederler. Pe­
çenekler tarafından
müihiş bir tahribata maruz kalmamak için
bunlarla
dost geçinmeğe
çok gayret ederler. Bu Peçenek
kavmi
çok
kuvvetlidir;
Ruslar da bunlarla sulh yaparak hem husumetlerinden
kurtulma, hem de
onları müttefik
edinip yardımlarından
istifade etmeği düşünürler.
Ruslar,
Peçeneklerle
sulhu muhafaza edemezlerse, Bizans imparatorunun
şehirle­
rine ne harp ve ne de ticaret maksadile
gelebilirler.
Ruslar,
Deneprin
kayalıklardan
aktığı yere geldikleri
zaman,
gemilerini
karaya
çıkarıp
p | P. S . R . L . II. 34.
[ j P . S . R L . 1. 72
3
p] De. A d m . İmp. 69.
[ \ P. S. R. L . II. 36 / povele
l
İmp.69.
Peçenegom
voevait
Bplgarska
zemlju
I I . 36. De. A d m .
Peçeneklere dair araştırmalar
129
omuzları
üstünde taşıdıkları
zaman
Peçenekler
bunlar üzerine
hücum
edip kolayca kaçmaya
mecbur ederler [ ] , Rus tarihinin steple müca­
dele devrinin en şiddetli kısımlarından birini teşkil eden Peçenek - Rus
mücadelesi Bizans kaynağına b u tarzda girmiştir.
J
Rusların knezi İgorin 946 senesinde Drevlenler tarafından öldürülme­
sini müteakıb başbuğluk, ölen knezin oğlu Svjatoslav genç olduğundan,
îgorin karısı O l g a ya geçmişti. Olğa oğlu namına idare ediyordu.
S v j a t o s l a v büyüdükten sonra da Kievta kalmak istemedi. O başka
milletlerle harb etmek suretiyle şan ve nam kazanmak istiyordu.
Svjatoslav 965 te Hazarları yenerek S a r k e l ' i ve Î t i l ' i yıkmış ve hatta
tamamiyle burada kalmağı düşünmüştü [ ] . Fakat, Bizans imparatoru
Nicephor Phokas'in (963-969) daveti üzerine, Bulgarlara karşı harb et­
mek için Hazar ilini terk ile Balkan yarım adasına giderek 967 de Tuna
üzerindeki P e r e y a s l v şehrini zabtetmişti [ ] ,
2
3
. Rusların Hıristiyanlığı kabullerinden evvelki devrin en meşhur knezlerinden olup, bilhassa bir g ö ç e b e başbuğu evsafını haiz olan Svjatoslav
ile Peçeneklerin münasebatma dair vakayinamelerde malûmat vardır. Bu­
rada Svjatoslav emsalsiz bir kahraman olarak tasvir edilmiştir. Rus tarihini
yazan müverrihler de onu vekayinamedeki g i b i tasvir ediyorlar. Meşhur Rus
tarihçisi K a r a m z i n Svjatoslavı «eski Rus tarihinin Büyük Iskenderi» olarak
karaklerizee diyor; işle bu knez Peçenekler tarafından öldürülmüş ve kafa
tası da Peçenek başbuğlarına ziyafet esnasında kadeh vazifesini görmüştü.
De A d m . I m p . dan öğrendiğinize göre Ruslar ancak Peçeneklerle'
anlaştıktan sonra Bizans arazisine hücum edebilirlerdi [*]. Bu suretle
Svjatoslavm Balkanlara geçmesi - y a doğrudan doğruya veya Bizans va­
sıtası İle - Peçeneklerle anlaştıktan sonra mümkün olmuştur. Peçenek­
ler arasında k i m daha çok menfaat temin ederse onun tarafını almağa
hazır olan unsurların her zaman bulunduğundan, Svjatoslav Balkandaki
seferlerine Peçeneklerden de kıtalar temin edebilmişti [ ] .
6
A y n i zamanda Peçeneklerin diğer bir kısmının (Yavdi-ertim ve
Çur uruğlarının) Svjatoslav Balkanlarda meşgulken (967-968) yıllarında
Rus y u r d u üzerine yürümekte gecikmemişlerdi. Vakayiname 998 senesi
vukuatını kaydederken Peçeneklerin K i e v i muhasara ettiklerini uzun uzadıya anlatıyor. Bu sırada Svjatoslav Tuna üzerindeki Bizans kalesi olan
Pereyaslavta bulunuyordu. Vekayinamede şunları o k u y o r u z :
[i] De A d m . Imp.
i ] P. S . R. L . I . 65; Barthold, O r t a A s y a Türk tarihi 56-57.
2
[ ] Leon. Diakonos; Jireş=k, Geschichte der Bulgaren, K a p . X . Runcimau, 201.
a
[->] De A d m . Imp. K a p . 2, s. 69.
p] P. S . R . L . T . I , 72. V . 109. V I I , 290:
a Peçenczi
s nami
raini.
Kedrenos
384 : Zonaraa I I I , 523. Leoo Diakonos 149.
Türkiyat Mecmuası — 9
II,
130
Akdes Kurat
(968)
senesi - Peçenekler
Rus yurduna geldiler. Bu zaman
Svjatoslav Pereyaslavta
bulunuyordu.
Knezin annesi Olğa, çocukları
Yaropolk,
Oleg ve Vladimir
Kievte kapanmışlardı.
Peçenekler
büyük
kuvvetlerle
şehri mahasara altına almışlar,
haddi hesabı
olmayan
bu kütle
Kievin
etrafında
duruyordu,
Kievten ne çıkmak,
ne de harice haber
göndermek
mümkündü.
Ahali açlıktan
ve susuzluktan
bitab düşmüştü. Şehrin
kar­
şısındaki
Dnepr sahilinde
adamlar toplanmışlar,
lâkin ne onlar
şehire,
ve ne de şehirdekiler
oraya gidebiliyorlardı.
Şehir ahalisi toplanarak
ne
yapacaklarını
düşünüyorlar,
eğer ertesi gün karşıdaki
adamlar
şehire
yaklaşmazlarsa
Peçeneklere
teslim olacaklarını
haber vermek için
karşı
sahile gidebilecek
bir adam arıyorlardı.
Bunun üzerine
gençlerden
biri
bu vazifeyi
başaracağını
söylemiş
ve eline bir yular
alarak
şehirden
çıkmıştı.
O, Peçenekler
arasında
dolaşarak
atını aradığını
söyliyor,
Peçeneklere
atını görüp görmediklerini
soruyorduçünkü Peçenekce
ko­
nuşmayı
biliyordu.
Onlar bu Rus gencini kendi adamları
zannetmişlerdi.
O genç Dnepre yaklaştıktan
sonra esbabını
çıkararak,
kendini
nehire
atmış ve karşı tarafa yüzmeye
başlamıştı.
Peçenekler
bunu görerek
sa­
hile koşmuşlar
ve arkasından
ok atmaya başlamışlarsa
da, isabet ettirememişlerdi;
ayni zamanda kaışı
sahilde bulunanlar
kayığa binerek gel­
mişler ve genci yanlarına
alarak kıt'anın bulunduğu
yere
dönmüşlerdi.
Genç: "eğer ertesi gün kurşı sahildeki kıt'anın şehire yaklaşmazsa
Kiev
ahalisinin
Peçeneklere
teslim olmaya karar verdiklerini,,
bildirmişti.
Bu­
nun üzerine kıt'a kumandanı
Pretiç,
şehire
yaklaşacaklarını
ve knezin
annesi ile çocuklarını
kurtaracklarını,
aksi takdirde Svjatoslavm
kendi­
sini mahvedeceğini
söylemişti.
Sabah olunca Dneprin öteki
tarafındaki
askerler
kuvvetle
trampet çalarak
kayıklara
binip şehire
yaklaşmaya
başlamışlar
ve şehir ahalisi de bunu görerek yüksek seslerle
bağırmaya
başlayınca,
Peçenekler
knez (Svjatoslav)
avdet ediyor zanniyle
şehirden
uzakluşmışlardı.Karşıdaki
kıfalar
kayı'klariyle
Kiev tarafındaki
sahile ya­
naşmışlar
ve Olga ile torunlarını şehirden
kaçırmışlardı.
Peçenek
başbuğu
bunu görerek tek başına Pretiç yanma gelmiş,
ve "Sen knez mi
sin?,,
diye sormuştu.
Öteki de "hayır, onun adamıyım
ve ön kıt'asıyım;
arkam­
dan knez haddi-hesabı
olmıyan
büyük bir ordu ile gelmektedir,,
demişti.
Bunun üzerine Peçenek başbuğu korkmuş, Pretiçe dostluk teklifinde
bulun­
muştu. Pretiç te bunu kabul edince birbirlerine ellerini uzatmışlardı.
Peçe­
nek başbuğu Pretiçe at, kılıç ve ok hediye etmiş; Rus da zırh, kalkan ve
büyük bir kılıçla mukabele etmişti. Peçenekler
şehirin yanından
çekilmiş­
ler, amma atlara su vermek kabil değildi:
Çünkü Lebedİ (bir ırmak)
üze­
rinde bulunuyorlardı.
Bu vaziyet
karşısında
Kiev ahalisi
Svjatoslava
adam göndererek:
"Knez, sen başkalarının
arazisini zabtetmek
istiyorsun;
Peçeneklere dair araştırmalar
131
fakat kendi devletini
müdafaa
etmiyorsun;
az kaldı
şehiri, anneni ve
çocuklarını
Peçenekler
ele geçireceklerdi.
Ve iş böyle devam ederse onlar
şehri (anneni ve çocuklarını)
alacaklardır;
onlara hiç acımıyor
musun?,,
Svjatöslav
bu sözler
üzerine
atma
binerek
Kieve
avdet
etmiş, ve
Peçenekleri
şehrin yanından
koğmuş, ve asayişi temin etmişti ['].
Galiba burada b i r k a ç vak'a bir araya getirilmiştir. Muhakkak olan şey
Peçeneklerin K i e v i muhasara altına almalarıdır. Fakat muhasara âletlerine
malik olmadıkları için şehri zabtedemeyüp dönüp gidiyorlar. Biraz sonra
Kieve Svjatöslav da dönüyor; ve vak'anüvis te knezin avdeti ile Pe­
çeneklerin çekilmeleri arasında bir münasebet olduğuna karar vermiş
olacak k i , Svjatosİavın Peçenekleri Kievin civarından tardetiğİni yazıyor.
Bu malumatın enteresan bir ciheti de, K i e v ahalisi arasında peçenekçe
konuşmasını bilenlerin mevcut olduğuna işarettir. Sonra, Peçenek ve Rus
başbuğlarının biribirierine verdikleri hediyeler de karakteristiktir. P e ç e ­
nek hücum aleti olan at, ok ve kılıç veriyor; Rus da müdafaa silâhı olan
zırh, kalkan ve geniş kılıçla mukabele ediyor. Bu silâhlar her i k i millet i d biribirine karşı olan vaziyetlerini bariz bir şekilde göstermektedir.
968 yılında Peçeneklerin K i e v i muhasaraları üzerine Bulgaristanı
terkle Kieve dönmek mecburiyetinde kalan Svjatöslav, Peçenek tehlikesi
bertaraf olduktan sonra, 969 senesi yazın, tekrar Tunayı geçerek Bulga¬
ristana girmiş ve az b i r zaman sonra Bulgar kralı B o r i s i Preslavl şehrin­
d e esir almış, ve 970 de T r a k y a y a kadar gelmişti. Svjatosİavın Tuna
üzerindeki Pereyaslavl'da temamile kalmak arzusunu beyan etmesi vaka­
yinamede mukayyettir. Fakat Svjatosİavın burada kalması Bizans için
büyük bir tehlike teşkil ettiğinden, 969 da tahta geçen Joann Tzimisces
kuvvetli bir o r d u başında Rus knzine karşı yürüyerek onu mağlub
etmişti [ ' ] .
Bizans kaynağı bu harbten bahsederken Ruslarla beraber bu harbe
Peçeneklerin de iştirak etliklerini yazıyor[ ]. Bu tarihten evvel Peçeneklerin
Bizanslılara karşı harbetmek için Balkan yarımadasına geçtiklerini kay­
naklar göstermiyorlar. Peçeneklerin daha Balkan yarımadasına hücum
yaptıkları yoktu; buradaki dağ yollarını, mevkii bilmiyorlardı. Peçeneklerin
Ruslardan ayrılmış olan b i r kıt'ası Bizanslılara tesadüf etmiş ve mağlub o l ­
muştu. Bu münasebetle Bizans müellifleri Peçeneklerin mağlûbiyetini süslü
b i r tarzda tasvir ediyorlar. Kedrenos ve Zonarasda Bizans başbuğlarından
Bardasın, vücutça gayet iriyarı bir Peçenek atlısını kılıciyle ta kafasından
3
[ ' ] P. S . R. L . I , 65-67; V , 106-107; V I I , 287-288. Solov'ev. İstorija Raasİİ I. 142-144
[]
2
A . Auastasijevic,
La
Chronologie
de la guerre
russe de
Tzimisces
(972-073)
Byzantion V I (1931) 336-42.
[ İ Leon Diakonos, 157. Jıreçek, K . Geschiehte der Bulgaren K . X . S e h l u m b e r g e r,
3
Epopee Bysantin I. C h a p . I-III. Runciman, History of the first Bulgarian Empire,
214.
132
A k d e s Kurat
başlıyarak bütün vücudunu ikiye parçaladığı ve binmiş olduğu atını bile
yaraladığını yazıyorlar; güya, Peçenekler bunu görünce korkmuşlar ve kaç­
mışlardı [ ' ] . Birçok Peçenek te Bizanslılar tarafından öldürülmüş veya esir
edilmişti. A z b i r zaman sonra Peçeneklerin Ruslardan ayrıldıklarını görüyo­
ruz. Svjatoslavm bu seferine iştirak edenlerin anlaşılan adedi ç o k değildi
ve, galiba, asıl kitle Bizanslılara sadık kalmıştı. 971 senesinde Svjatoslav
imperator j o a n n Tzimisces (969-976) tarafından kat'î bir suretle mağlûb
edilerek Perejaslavı terk ve Bizanslılardan sulh istemeye icbar edildiği za­
man, Rus knezi imperatora müracaatla, memleketine dönerken Peçeneklerin
hücum etmemeleri hususunda imperatorun tavassutunu rica etmişti.- Tzimis­
ces b u münasebetle Peçeneklere adam göndererek, onların Tunayı geçir>
Bulgaritana hücum yapmamalarını, ve ayni zamanda Svjatoslava memle­
ketlerinden serbestçe geçmesine müsaade etmeleri ricasında bulunmuştuP]. Peçenekler buna cevaben, imperatorla müttefik olduklarından Tunayı
geçmiyeceklerini, fakat Svjatosîavı yurduna dönerken memleketlerinden
geçirmiyeceklerini bildirmişlerdi [ ] . Hakikaten Rus knezi Kieve avdet eder­
ken Dneprin kayalıklarından aktığı yerlerde Peçeneklerin hücumuna maruz
kalmıştı (972 senesi ilk b a h a r ) . Yanındaki birçok adamları ve Sljatoslav
kendisi öldürülmüş [*] ve Peçenek başbuğu Kure, 251 tarihinde impara­
t o r Deciusun kafa tasından Gotlarm yaptıkları g i b i , onun kafa tasından
İçmek için bir kadeh yaptırmıştı. Rus vekayinamelerine bakılırsa P e ç e ­
neklerin Ruslara hücumları Bizans teşviki ile hazırlanmıştı. Hakikaten Svja­
toslavm Peçenekler tarafından öldürüldüğü sıralarda, veya ondan biraz
evvel, Peçenek başbuğu (Küre?) nun yanında Bizans sefiri Philotheus Eu
chaita bulunuyordu. O , Bİzansla Peçenekler arasında bir sulh muahedeisî
akdetmeğe muvaffak olmuştu. Güya, Peçenekler hiçbir zaman Tunayı g e ç ­
memeğe söz vermişler, elçi de imperator namına Svjatosiavın Peçenek
arazısından geçirilmesini recada bulunmuşsa da ötekiler bunu kabül et­
memişlerdi [ ] ,
3
s
Rus vakayinamelerinde bu vak'a şöyle tasvir olunmuştur:
Svjatoslav
Bizans imparatoru ile sulh aktettikten sonra gemileri ile Dnepr
kayalık­
larına doğru yaklaşmakta
idi. Başbuğlarından
Svendel ona dedi ki: "~Knez
kayalıklar
yanından atlarla geçmiyelim,
çünkü Peçenekler orada
bulunuyor­
lar.,, Knez onu dinlemedi ve ilerilemekte
devam etti; Pereyaslavl'
ahalisi
Svjatoslavm
Bizans seferinden döndüğünü, birçok ganimet ve saire getir­
r
in Kedrenos II, 387. Zonaras I I I , 524
[ ] Leon Diakonos 157. Zonaras III, 535.
2
[ | Leon Diakonos 157.
s
[*] Leon Diakonos,
157 Zonaras I I I . 536.
R u n e i m a n 214
[s] Kedrenos II
412;
Runciman, 214
Jireçek,
K.
X;
S o l o v i e v,
1.150.
Peçeoe'dere dair araştırmalar
133
diğini ve yanında
da pek az askeri olduğunu Peçensklere
haber
verdiler['].
Peçenekler
bunun üzerine Dneprin kayalıklardan
akan kısmını işgal ettiler.
Bu vaziyet karşısında
Svjatoslavm
kayalıklardan
geçmesine
imkân
yok­
tu ve kışı Beloberez'ede geçirmek
mecburiyetinde
kalmıştı.
Ordunun
er­
zakı temamile tükenmiş ve müdhiş bir açlık baş göstermişti;
bir tek at
kafasının
fiatı yarım"grivna„idi.
Svjatoslav
burada kışı geçirdikten
sonra
ilk baharda
tekrar Dnepr yolu ile hareket etmişti;
Peçenek
başbuğu
Kure Svjatoslava
hücum
edip öldürmüş
ve kafa tasından içki
kadahı
yapmıştı.
Svjatoslavm
başbuğlarından
Svenald (Svendel) ise Kieve
avdet
edebilmişti.
„ [*]
Svjatoslavm ölümünü müteakıb bunun oğulları ( Y a r o p o l k , Oleg", Vladi¬
mir) arasında kanlı mücadelelerin cereyan ettiğini biliyoruz; buna P e ç e ­
nekler de karışmışlardı. Svjatoslavm oğulları arasında cereyan eden harbler
zamanında, Jaropolk'un süâh arkadaşları, kardeşi Vladimire karşı P e ç e nekleri müttefik edinmesini teklif etmişlerdi P ] . Fakat j a r o p o l k nedense
buna razı olmamıştı. Bu mücadeleden Vladimir g-alib çıkmış ve Kieve
gelerek Rusların knezi olmuştu.
[']
Burası
çok
dostaua yaşadıkları
Severjanlar,
enteresandır.
Peçeneklerin
Dneprin
sol
tarafındaki
Severjanlarla
görülüyor. Perejaslavl ahalîsi - Se-verjan kısmına mensubtur.
Kievdeki
Anlaşılan
Roslar, ve Poljanlarla düşmandılar ve, belki de, onlarla mücadelede
Peçeneklere istinad ediyorlardı.
[»] P . S . R . L . I, 73-74; I V , 110; V I I ,
291.
[3] P . S . R . L . l j 78; V . 112; V I I , 2 9 3 .
34
A k d e s Kurat
Hiristiyanlığı
kabui
eden ilk Rus knezi
V I a d i m i r in bütün
İdaresi müddetince Ruslar Peçeneklerle şiddetli mücadelelerde halinde
bulunmuşlardı. 10 - uncu asrın ortalarına doğru K i e v Rusyanın cenub
hududu payıtahıttan ancak bir günlük mesafede bulunan Stugna nehri
üzerindeki şehirler i d i . Vladimir, Peçeneklere karşı müdafaa tertibatı
olarak Kiev devletinin steplere yakın hududuna yeni yeni şehirler ve.
kaleler inşa ettirmişti. Bu cins şehirler Desna, Vostra, Tıubez, Stula ve
Stugna nehirleri boyunda yapılmış, ve buraya Sloven, Kriviç ve Çud'dan
harbe yarar sağlam ahali celbedilmişti [ ' ] . Bu suretle Kiev knezi cenub
hudutlarını şimalden gelen unsurla iskân ediyor; galiba, cenub hudutla­
rına yakın yerli ahaliye, meselâ Poljanlere, itimad etmiyordu.
Parchomenko'nm fikrine göre p ] , Peçenekler Kievin etrafındaki Poljanlar tes­
miye olunan Slav kabilesi ile müttefik idiler, ve bunlar müştereken K i e v
tahtını işgal eden V a r j a g knezlerine karşı mücadele ediyorlardı. Bu husus­
taki malzemenin noksan olması Parchomenkonun fikrinin doğru yahud
yanlış olduğunu isbata imkân vermediğinden, bu meselenin halline:
girişmeden geçiyoruz.
Peçenekler bütün hayatlarını at Üzerinde, elde kılıç ve okla geçir­
diklerinden, gayet kuvvetli bir askeri teşkilâta malik, her zaman için se­
fere hazır bir atlı o r d u halinde bulunduklarından, harbçılıkta da Ruslar­
dan çok üstündüler. Bu vaziyet karşısında Ruslar ancak kaleler yapa­
rak, yahud orman aralarında Peçenek atlılarının serbestçe hareket edeme­
dikleri yerlerde, pusular kurmak, istihkâmlar yapmak suretiyle, Peçeneklere
karşı müdafaada bulunabilirlerdi. Rus vekayinamelerinde Vladimirin b i r
kaç defa Peçenekleri mağlub ettiği P ] , ve kendisinin de onlar tarafından
mağlub olduğu kaydı vardır. V l a d i m i r zamanında Peçenekler arasın­
da hiristiyanlığı dağılmak için giden Alman misyoneri B r u n o (1007)
Rusların cenub hudutlarının Kievten i k i günlük mesafede olduğunu
söylüyor [*]. Demek k i Ruslar kaleler inşa etmek suretiyle hudutlarını
bir günlük y o l mesafesinde genişlete bilmişlerdi. Mamafih Peçeneklerin
K i e v civarından çekilerek Tuna boyuna gitmelerini Ruslardan ziyade d i ­
ğer Türk kavimlerinin, ezcümle Oğuz ve Kumanların tazyikına atfetmek
icab eder.
Vekayinamenin kaydına göre, V l a d i m i r 988 senesinde Peçenekleri
mağlub etmişti. 992 senesinde Peçenekler Sula nehri tarafından Trubez
['] P. S . R. L .
1,
121.
J] Parchomenko,
3
V I . Rua'i Peçenegİ.
Roçuik VIII, Praha. 1929-1930, 1 3 8 P] P. S . L . 1,121. V I I , 313:
Slavia - çasopis pro
alovanskou filologü.
144.
i be vojujasja
s nîmi
i adoljaja
im.'
p ] Brunonm imparator Heinrich I I . ye mektubu. G i e s e b r e c h l , Geschiche der deut.
Kaİserzeit. B. 2. 703.
.'
*
Peçcneklere dair araştırmalar
135
ırmağı yanına, o zamanda Pereyaslavl' şehrinin bulunduğu yere, gelmiş­
lerdi. Vladimir bunlara karşı çıkarak, nehrin öteki tarafında mevki almıştı.
Ne Peçenekler ve ne de Ruslar hücuma cesaret edememişlerdi. Nihayet
Peçenek başbuğu ırmağın sahiline gelerek, Vladimire h i t a b e n : "Sen ken­
di adamlarından birini seç ve ben de seçeyim: onlar mücadele etsinler.
Eğer senin adamın galip gelirse uç sene harb etmiyeceğiz; eğer benim
ki yenerse - üç sene savaşacağız,, demişti. Bu münasebetle vekayinamede Vladimirin güç halle bir muhaıib bulduğu, ve onun Peçenek pehli­
vanını elleri arasında boğarak öldürdüğü hikâyesi anlatılıyor [ ' ] . Bu tasvir
Rus vekayinameleri içini t i p i k t i r : sonraki zamanlarda da Rus muharibleri karşı karşıya çarpışmada düşman bahadırla: ını mağlub ediyorlar, ve
bunu müteakıb düşman ordusu da kaçıyor. T a b i i bu gibi hikayelerdeki
teferruat tarihî olmaktan ziyade e d e b i d i r : Burada getirilen hikâyeden
bu sıralarda Vladimir ile Peçenekler arasında bir harb olduğunu ve Rus
knezinin galib geldiği anlaşılmaktadır.
Dört sene sonra, yani 996 da Peçenekler tekrar Kiev Rusyası üze­
rine sefer açmışlardı. V l a d i m i r karşı çıkmış; fakat yanındaki kuvvetleri­
nin azlığından, yenilerek kaçmaya koyulmuş ve ancak bir köprünün
altında gizlenerek, güçhal kendini kurtarabilmişti.
Bu müsademenin
6 Ağustos 996 da cereyan ettiği de mukayyedtir [*]. Rus vakayinameleri,
o devrin diğer milletler kroniklerinde de olduğu g i b i , knezlerinin mağ­
lubiyetlerini anlatmayı sevmezler. Anlaşılan Rusların hezimeti oldukça
büyüktü; çünkü Kievteki kuvvetler Peçeceklerle mucadeye kâfi gelme­
diğinden, Vladimir yeni bir o r d u toplamak için şimale, N o v g o r o d a ,
gitmişti. Peçenekler bundan istifade ve Belagorod şehrini muhasara
altına almışlardı. V l a d i m i r şehire yardım edebilecek bir vaziyette olma­
dığından Belagorod kendi haline bırakılmıştı. Şehirde büyük bir açlık
başlamış, ve galiba, ancak kış mevsiminin gelmesi ile Peçenekler çekilip
gitmişlerdi. Vakayinamede bu vak'a masallarla süslenmiştir,
Vladimir idaresinin son senesinde, 1015 de, kendisi rahatsız iken,
oğlu B o r i s i (Rus klişesinin i l k azizlerinden olan B o r i s - G l e b biraderler­
den biri) Peçeneklere karşı mücadele için göndermişti. Borisin bunlara
tesadüf edemiyerek geri döndüğü anlaşılıyor. Viadimirin ölümünden sonra
Peçeneklerin Rusların iç siyasetlerine de karıştıklarını görüyoruz. Knezin
oğullan arasında baş gösteren veraset ve taht kavgaları esnasında
Svjatopolk, kardeşleri Boris ile Glebi Öldürterek, K i e v baş knezlik maka­
mını işgal etmişti. N o v o g o r o d t a k i diğer kardeşi Jaroslav isyan ederek
ona akarşı savaş açmıştı. Bu vaziyet karşısında Svjatopolk Peçeneklerden
['] P. S . R. 1,124.
[Î] P. S. R. L. 1, 125.
A k d e s Kurat
136
yardım istemişti [ ' ] . Mamafih Peçenekler savaş meydanındaki mevkileri
biçimsizdi; iâzım gelen yardımı hakkiyle yapamadıklarından Jaroslav
galebe çalmıştı [*].
Bunun üzerine Svjatopolk kayinpederi olan Leh kiralı B o l e s l a v a
müracaatla onun yardımı sayesinde Jaroslavı Kievten koğmuştu[ ]. Jaroslav
tekrar N o v g o r o d a giderek, yeni kuvvetler toplamış ve yeniden Svjatopolka
hücum edip onu Kievten çıkarmıştı. Svjatopolkun sonra Peçeneklere kaçmak
mecburiyetinde kaldığını görüyoruz (1018) [*]. Svjatopolk 1019 senesinde
P e ç e n e k orduları ile Jaroslav üzerine yürümüş ve i k i o r d u A l t a nehri
yanında karşılaşarak gayet şiddetli bir çarpışma vukubulmuştu. Rus vekayinamesi "Rus yurdunda
böyle bir harb daha cereyan etmemişti,,
diyor[ ].
Svjatopolk Peçeneklerle beraber mağlub olarak kaçmıştı.
3
5
Bu vak'adan sonra Rus vekayinameleri tam 17 yıl Peçenekler hak­
kında hiç bîr şey yazmıyorlar. Onlar b u sırada Rus yurdundan uzakla­
şarak, gittikçe Tuna boyuna doğru ilerilemekte idiler. Bulgar kralı Joann
VJadislav (1015- 1018) Bizans imparatoru Basilius II. iye (976-1025) karşı
mücadelesinde Peçenekler! de müttefik edinmek istiyor [ ] , lâkin Peçe­
nekler bunu kabul etmemişlerdi [ ' ] . Galiba Tuna b o y u Bizans valisi hediyeleriyle Peçeneklere tesir etmesini bilmişti. Basilius I I . 1018-19 sene­
sinde Bulgarları tamamiyle Bizans hâkimiyeti altına aldıktan sonra P ] ,
Bizans ile Peçenekler hemhudut oluyorlar. Artık Peçeneklerin akın saha­
sını doğrudan doğruya Bizans y u r d u teşkiledecekti. Hakikaten böyle bir
akının 1026 senesinde olduğu mukayyettir. Peçenekler 1026 de Tunayı
geçerek Bulgaristana girmişler, birçok asker ve kumandanları öldürmüş­
ler, ve bir çoklarını da esir almışlardı. Bizans imparatoru bunlara karşı
Sirmius archontu (kumandanı) ve Bulgaristan valisi olan v e defaatla
Peçeneklere kaışı harbederek onları geri püskürten, Konstantin D i o g e nisi, göndererek Tunanın öteki tarafında sükûnetin yerine getirilmesini
6
['] P. S . R, L . 1, 141; I I I , 209; V , 13 1; V I I , 325.
P] A y n i yerde: I, 142.
P] S o l o v ' e v ,
1.200,
L e h kralının ordusunda 1000 ücretli Peçenek askeri olduğunu
yazıyor.
Pl
P . S . R . L . I, 144; II, 264; V , 133: Y I I , 232.
p ] Kezâ I , 144-145; II, 264.
P]
Kedrenos II, 465.
('] Ayni yerde,
466.
[ ] Birinci Bulgar devletinin Bizans impatoru Basil I I . Bulgar o ktonos tarafından zaba
tedilmesine dair başlıca kaynaklar: K e d r e n o s I I . 251
ve aşağısı, P s e 11 o s 1,75 (Chrooo.
graphie, E . Renauld tercümesi, Paris 1926) Eserler: J i r e ç e k. K . Gesehichte der Bulgareu
Kap. XI. Z l a t a r s k i
Istoria na blgarskata drzava prez
Hİst. of the firat Bulg. Emp. Kap. III 217 ve müteakıb
srednite vekove.
sayfalar.
R u n e i m a n,
Peçeneklere dair araştırmalar
137
emreiyor [ ' ] . Buradan anlaşıldığı veçhile Peçeneklerin Bizans memalikine hücumları 1026 senesinden evvel de defeatla vukubulmuştu. O sıra­
larda Peçenek yurdunda pek çok Bizans esiri bulunduğu anlaşılıyor. İm­
parator Roman (1028-1034) bilhassa bu esirleri Peçeneklerden satın
alarak ahalinin sevgisini kazanmak istediğini biliyoruz [ ] , Kedrenos, 1032
senesi temmuzun 2 8 - i n c i cuma günü gece saat ikide bir k u y r u k l u yıldızın
geçtiğini ve bunun Bizanslılar İçin bir felâket alâmeti olduğunu işaret
ettikten sonra, ayni yerde şark tarafından Arabların hücumunu ve garbta
da Peçeneklerin Tunayı geçerek Moesiayı yağma ettiklerini yazıyor["].
â
1035 senesinde Peçenekler tekrar Tunayı geçerek Selâniğe kadar
bütün Moesiayı yağma ve tahrip ediyorlar [ ] . Peçenekler i l k defa olarak
Balkan yarım adasında bu kadar cenuba inmişlerdi. Zonaras, onların
sıksık Tunayı geçerek Bizans ülkelerini yağma ettiklerini yazıyor [ ] .
Anlaşılan, Peçenekleri bilhassa zengin Bizans vilâyetleri celbedîyordu.
Onlar burada diğer ülkelere, meselâ fakir Rus yurduna nisbeten, daha
çok ganimet ele geçirebiliyorlardı. Artık Rus hudutlarına yakın yerlerde
gayet az Peçenek bulunuyordu; buraları diğer Türk kavimleri tarafından
işgal ediliyordu. Bunun içindir k i bu sıralarda Rus vakayinameleri 17
sene müddetle Peçeneklerden hiç bahsetmemişlerdir.
4
s
Rus müverrihleri Jaroslavın 1034 yahud 1036 senesinde Peçenekleri
müdhiş bir mağlubiyete uğrattığını yazarlar
bunun neticesi olarak ta
Peçeneklerin Kievin civarını terk ettiklerini ileri sürerler. Fakat, yukarda
gördüğümüz veçhile, Peçenekler daha evvelce Tuna boylarında toplan­
mış bulunuyorlardı. Jaroslavın 1036 senesinde bunları mağlub etmesi ile
Peçeneklerin K i e v havalisini bırakmaları arasında fazla bir münasebet
yoktur. Maamafih, bu hususta yegâne kaynak Rus vakayinameleridir; onun
için orada b u münasebetle verilen malûmatı nazarı itibara almamız zarurîdir.
Vakayiname bu vak'ayı şöyle tasvir eder: 1036 (6544) senesinde
Ja¬
roslav Novgorodda
bulunuyordu;
o, Peçeneklerin
Kiev civarında
toplan­
mış oldukları
haberini
aldı.
Varjag
ve Slovenlerden
ibaret büyük bir
ordu ile Kieve geldi. Peçeneklerin
haddi hesabı yoktu. Jaroslav
şehirden
['] Kedrenos II, 485 Zonaras III, 571. G e l l e r , Abriss d. Byzant. Kaisergesch. (Krumbacherin Bizans edebiyatı tarihine zeyil olralt) 9 9 8 - 9 0 bu vak'ayı 1027 de gösteriyor,
p ] Kedrenos II, 486. Gelzer,
[3] Kedrenos H," 499.
.
999.
Zonaras, I I I , 589.
[*] Kedrenos II, 512.
[5] Zonaras I I I , 590.
| | K a r a m z i n, İstorja G o s . Rössİysk. T . II, 28. P I a t o n o v, Uçebnik russkoj istorİi
!l
1911,
1034
S . 43
(1034
senesinde
senesinden gösterilmiştir.)
gösterilmiştir.
Lavrent,
G o I u b o v s k i j,
jevfskaja
1034 de gösterilmiştir: Solov'ev, I, 209. not 2.
Peçeneği,
Letopis 1036 da,
Torki...
kezâ
Ipat, jeviskaja da ise
A k d e s Kurat
138
çıkarak
Peçeneklerin
üzerine yürüdü.
Varjaglar
merkezde, Kievliler
sağ
kolda ve Novgorodlalar
da sol kolda mevkialmışlardı.
Peçenekler,
bugün
S. Sofya kilisesinin
bulunduğu
(o zaman oraları şehrin haricinde i d i . )
mevkie gelerek harbe tutuşmuşlardı.
Müthiş
bir harb olmuş ve güç hal
Jaroslav
akşama
doğru Peçenekleri
mağlub etmişti.
Peçenekler
muhtelif
taraflara kaçmışlar,
birçokları
da Setomli nehrinde ve birçokları
da diğer
nehirlerde
boğulmuşlardı;
ve kalanları
da bugüne kadar tamamile kay­
bolmuşlardır
[ ' ] . Vakayinamenin sözlerinden Rusların Peçenekleri ancak
akşama doğru güçhal yine bildiklerini öğreniyoruz; Rusların bunları
takib ettikleri anlatılmıyor; nehirlerde boğulma hikâyesi de umumî ma­
h i y e t t e d i r : Düşmanın arkasında bir nehir oldumu, kaçarken
birçokları
o nehirlerde boğulurlar. Bununla beraber vakayiname olmuş b i r v a k ' a y i
kaydetmiştir. Peçenekler 1034 veya 1036 da K i e v civarında Knez Jaros­
lav tarafından mağlub edilmişlerdir. Mamafih Peçeneklerin Ruslara yakın
olan yerleri terketmeleri bu vak'a ile fazla alâkası y o k t u r . Rus - Slav
kabilelerine yakın oturan Peçenek uruğlarınm Tuna boylarına çekil­
meleri Dneprin şarkından gelmekte olan U z (OvÇ) ların garba doğ­
ru ilerlemeleri ile bağlıdır [*]. Uzların K i e v civarına gelmeleri ile
Peçeneklerin 1034 (1036) da Rus Knezi tarafından mağlub edilmeleri
ayni sıralara tesadüf ettiğinden, vakayinameler bunu 1034 (1036) yıh
mağlubiyeti ile bağlı bilmişlerdir. 1036 dan sonra Rus y u r d u üzerine
Peçenek tazyiki bitmiştir. Onların yerini diğer Türk zümreleri işgal
ediyorlar.
Peçeneklerin b i r kısmı, anlaşılan, galib Uzlar yanında kalmışlardı;
çünkü 1036 senesinden sonra Rus vakayinameleri Peçenekleri hep Uzlar,
vakayinamelerin T o r k i dedikleri kavim ile beraber zikrederler. Uzların"
İdili ve D o n nehirlerini geçerek Peçenekleri Cenubî Rusya sahralarından
tardetmeleri vak'asıni tenvir eden hiçbir kaynak elimize kadar gelmemiştir.
A n c a k 11- inci ası a ait bir Bizans kaynağında Peçeneklerle Uzlar arasında,
Dnepr sahillerinde, şiddetli harbler vukubulduğunu istidlâl edebile­
ceğimiz bazı satırlar vardır. Peçeneklerin diğer bir kısmı da Rus knezleri ile anlaşarak hudud boylarında yerleşmiş olsalar gerektir.
Rus
121 yıl
vakayinamelerinde Peçeneklerin
zarfında, Ruslar
p ] P. S. R. L . \. 150; V . 136;
[]
2
Bu kavime ait başlıca
Kedreoos
ZMNP.1905,
IV.
Rassovskij,
Rus
vakayinameleri
kadar
yani
ve Bizans kroniklerinden
bir kaç cümle buluyoruz. Eserler:
maada) L j a s k o r o n s k l.j, V , K . voprosu
Vestberg,
1036ya
mukayyettir. Tabiî birçok
V I I . 330.
kaynaklar:
tur; D . A . I. da da
söylediklerimizden
915ten
üzerine 11 seferleri
F. K
(Yukarda
sahifede
o Pereiaslavskİeh T o r k a c h ,
analizu vost. ist. o Vost. E v r . Z M N P 1908
(Mart).
D . O r o 1 i Çernych Klobukov v istorii drevnej Rossii (Sem. K o n d . I.) ayni
müellifin: Peçenegi, T o r k i . . . Y u k . sah.bakınız..
Peçeneldere dair araştırmalar
139'
küçük akınlar buraya girmemiştir. Fakat her i k i millet arasındaki münasebatın yalnız harplerden ibaret olduğunu zannetmek doğru değildir.
Biri hazarı, diğeri g ö ç e b e olan i k i kavim arasında iktisadî münasebatın
cereyan etmiş olduğu muhakkaktır. Bu hususta Rus vakayinamelerinde
hiçbir şey olmamakla beraber Bizans imparatorunun eserinde ç o k ente­
resan bir kayıt bu ciheti epey tenvir etmektedir. De. A d m . İmp, nur*
2 inci babında şu sözleri okuyoruz [ ' ] ;
Ruslar
Peçeneklerle
iyi
geçinmeğe
gayret
ederler:
Onlar
Peçeneklerden
öküz
at ve koyun satın alırlar
ve bunlar sayesinde
daha
rahat bir hayat geçirirler,
çünkü bu söylediğimiz
hayvanlardan
hiçbirisi
Rusyada
bulunmamaktadır.
Bu suretle Peçeneklerin Ruslara öküz, at
ve koyun sürüleri sattıkları
görülüyor, tıpkı 19-uncu asrın sonlan v e
20 - i n c i asrın başlarında Kazak - Kırgızların Orenburga, Sibir şehirle­
rine ve Semiye yakın yerlerde Ruslara hayvan sürülerini sattıkları g i b i .
Bunun mukabilinde Peçeneklerin ne aldıkları kaydedilmemiştir; fakat
Rusların verebilecekleri şey malûmdur: Kıymetli kürkler, bal, balmumu
ve ticaret vasıtası ile ellerine geçirdikleri kıymetli madenler, kumaşlar
ve belki de kısmen b u b u b a t p ] .
R u s - P e ç e n e k münasebetinden bahsederken, knezlerin bunları taht
kavgaları münasebetile Rusyanın içişlerine karıştırdıklarını görmüştük.
Demek oluyor k i Rusların bir kısmı ile Peçeneklerin bir kısmı arasında
vakit vakit uzlaşmalar yapılıyordu. Bunun bilhassa Peçeneklerin kuvveti
bittikten sonra geniş bir mikyasta cereyan ettiğini müşahede ediyoruz.
Artık bir çok Peçenek kafileleri Rusların cenub hudutları boyunda yer­
leştirilerek hudud bekçiliği yapıyorlar. Bu gibiler bilâhara ya yerli R u s Slav zümresine karışmışlar, veya 1060 dan sonra Cenubî Rusyayı hâki­
miyetleri altına alan Kumanlarla birleşmişlerdir. 1060 tarihlerinden sonra
Peçeneklerin 150 yıldan fazla Ruslarla yaptıkları mücadeleyi, daha geniş
mikyasta ve büyük muvaffakiyetle Kumanlar devam ettirmişlerdir.
Bu bahsi bitirirken, Peçeneklerin Rus tarihinde oynamış oldukları
rolü bir kaç sözle hulâsa edersek şu neticeye varırız: Peçenekler Cenubî
Rusya bozkırlarını istilâlerile merkezi Kiev şehrinde olan Rus devletinin
daha cenuba inmelerine mani olmuşlardı; bununla Rus kolonizasyonunun steplere inmesine karşı gelinmişti. Peçenekler buralarda bulundukları
200 yıl zarfında K i e v Rusyasmın cenub hududu ancak 3 0 - 4 0 k i m . kadar
["1
De A d m . İmp. 69,
7-10.
[ ] J. M o r a v c s i k in A
2
kaynakları),
Budapest
1934,
Magyar tortenet bizanci
farrâsai
(Macar tarihinin Bizans
256 S . adlı eserinde (S. 19, 71, 72, 73, 74 - 9 )
Peçeneklerin
ticaret İşlerinde tavassut ettikleri vazılıyormuş-(Byz. Zeitschrift, B . 35 (1935) 400 - 406
D ar ko
resenziyonu).
E.
140
Altdes K u r a t
genişleyebilmişti. Diğer taraftan Rusların Peçeneklere karşı mücadelede
bütün kuvvetlerini cenuba, Kieve, sevketmek mecburiyetinde kalmaları,
K i e v de kuvvetli bir devlet makinesinin, ve kalabalık b i r kitlenin vücuda
gelmesini de mucib olmuştur. Sonra, Peçenelderle sıkı temas, harb ve tica­
ret yolu ile, muhakkak k i Rus askerî teşkilâtı üzerine de mühim tesirler
yapmıştı. Birçok P e ç e n e k kıt'asının Rus knezlerinin ordularında bul­
maları, b u tesirin Rus yurdunda kuvvetlenmesini temin e d i y o r d u . N i ­
hayet, kalabalık bir Peçenek kitlesinin K i e v civarında yerleşmiş ve Rus
knezleri yanında kalmış olması buradaki Slav unsurunun kan itibariyle
değişmesinde mühim tesirleri olduğunu kabul edebiliriz.

Benzer belgeler

PEÇENEKLER

PEÇENEKLER barbar kavim vasıtasıyla imha etmektir”. 9. yy. başlarında Bulgarlar’ın başında bulunan

Detaylı

osmanlı öncesi balkanlar`da türk izlerine dair toponimiler

osmanlı öncesi balkanlar`da türk izlerine dair toponimiler taraftan büyük bir Türk devleti olan Hazar hakanlığı yıkılırken, diğer ta­ raftan onun tebaaları olan şark Slavları bir Rus devleti kurmakla meşgul oluyorlardı; sonra, bu zamana kadar tarih sahasın...

Detaylı

PE ENEKLER N D L VE ERKEN TAR H ZER

PE  ENEKLER  N D  L   VE ERKEN TAR  H   ZER "Bu insanların (I-byil-kor kavminden) kuzeybatısında beşbin savaşçı çıkaran Peçenek boyu yaşar. Bunlar Hor (Uygur) halkıyla savaş halinde idi. Bunların batısında dru-gu (yani Türk) Ha-la-yun- log b...

Detaylı