Otohemoterapi-Proje - Otohemoterapi (Autohemotherapy)

Transkript

Otohemoterapi-Proje - Otohemoterapi (Autohemotherapy)
T.C
BEYKENT ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
ĠġLETME YÖNETĠMĠ ANABĠLĠM DALI
HASTANE VE SAĞLIK KURUMLARI YÖNETĠMĠ BĠLĠM DALI
OTOHEMOTERAPĠNĠN YÖNTEMLERĠ, SOSYAL VE
MALĠ AVANTAJLARI
(Yüksek Lisans Projesi)
Projeyi Hazırlayan :
Atilla YAZICIOĞLU
Ġstanbul, 2013
T.C
BEYKENT ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
ĠġLETME YÖNETĠMĠ ANABĠLĠM DALI
HASTANE VE SAĞLIK KURUMLARI YÖNETĠMĠ BĠLĠM DALI
OTOHEMOTERAPĠNĠN YÖNTEMLERĠ, SOSYAL VE
MALĠ AVANTAJLARI
(Yüksek Lisans Projesi)
Projeyi Hazırlayan :
Atilla YAZICIOĞLU
Öğrenci No:
1207460377
DanıĢman :
Yrd. Doç. Dr. Ġsmail YILDIZ
Ġstanbul, 2013
YEMĠN METNĠ
Yüksek Lisans Projesi olarak sunduğum “Otohemoterapinin
Yöntemleri, Sosyal ve Mali Avantajları” baĢlıklı
bu
çalıĢmanın,
bilimsel ahlak ve geleneklere uygun Ģekilde tarafımdan yazıldığını,
yararlandığım eserlerin tamamının kaynaklarda
gösterildiğini ve
çalıĢmamın içinde kullanıldıkları her yerde bunlara atıf yapıldığını
belirtir ve bunu onurumla doğrularım. 26/08/2013
(Ġmza)
Aday: Atilla YAZICIOĞLU
Adı ve Soyadı
: Atilla YAZICIOĞLU
Danısmanı
: Yrd.Doç.Dr.Ġsmail YILDIZ
Türü ve Tarihi
: Yüksek Lisans Projesi, 2013
Alanı
: ĠĢletme, Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi
Anahtar Kelimeler : Otohemoterapi, PubMed, Sosyal-Mali Avantaj, Ġmmünite.
ÖZ
OTOHEMOTERAPĠNĠN YÖNTEMLERĠ, SOSYAL VE MALĠ
AVANTAJLARI
Bu proje çalıĢmasında ; otohemoterapi olarak adlandırılan tedavi yönteminin
bilimsel gerçekliği ele alınmaktadır. Bu konuyla alakalı yapılmıĢ olan birçok tıbbi
çalıĢmalar kazanılan deneyimlerle birleĢtirilerek; kavram, yöntem ve bilimsel
tespitler ıĢığında yorumlanmaktadır. Ayrıca; meseleye sağlık sosyolojisi ve
farmakoekonomi penceresinden bakılarak, otohemoterapinin sosyal ve mali açıdan
avantajları da izah edilmiĢtir.
Bu çalıĢma hazırlanırken, yöntem olarak dünyanın en güvenilir ve güncel
tıbbi literatür sitelerindeki makaleler ve yayınlardan yararlanılmıĢtır. Özellikle,
NCBĠ-PubMed, Locatorplus baĢta olmak üzere farklı uluslararası literatür
kaynaklarına baĢvurulmuĢtur. Bununla birlikte, muhtelif hastalarda uygulanan
otohemoterapi tedavisi ile elde edilen olumlu sonuçlar kapsamında bu tedavi
metodunun ne kadar etkin ve kalıcı iyileĢme sağladığını gösteren vaka örnekleri de
projede sunulmuĢtur.
Otohemoterapinin etkinliği ve güvenilirliğiyle ilgili farklı ülkelerin üst düzey
tıbbi merkezlerinde yapılan sayısız bilimsel çalıĢmalar, bu yöntemin hastalıkların
birçoğunda hızla iyileĢmelere ve süregen-zinde immün aktivasyona vesile olduğunu
gözler önüne sermektedir. Bu etkisi sayesinde, günümüz tıbbının tedavi etmekte
zorlandığı ağır ve kronik seyirli birçok hastalığın beklenenden çok daha kısa sürede
düzelmeye baĢlaması, oluĢan iyilik halinin devamlılığı ve hastalık nükslerinin
minimize olması da OHT’nin gündemde tutulması gerektiğinin bir göstergesidir.
i
Proje kapsamında; otohemoterapi tedavi yönteminin bilimselliği, tüm
dünyada güvenle uygulandığı,
immün aktivasyon oluĢturarak hastalıklara karĢı
koruyuculuğu izah edilmiĢtir. Bununla birlikte, bu yöntemin hastalarda kısa sürede
etkin bir iyileĢme sağlayarak relapsları (nüksleri) önlediği, ne denli kolay ve maliyeti
düĢük bir tedavi yöntemi olduğu, bilimsel verilere dayalı olarak ortaya koyulmuĢtur.
Anahtar kelimeler : Otohemoterapi, PubMed, Sosyal-Mali Avantaj, Ġmmünite.
ii
Name and Surname : Atilla YAZICIOĞLU
Supervisor
: Yrd. Doç.Dr.Ġsmail YILDIZ
Degree and Date
: Master Project, 2013
Major
: Execution, Hospital and Health Center Management
Key Words
: Autohemotherapy, PubMed, Social and Financial Advantage,
Immunity.
ABSTRACT
THE AUTOHEMOTHERAPY METHOD, ITS SOCIOLOGICAL AND
FINANCIAL ADVANTAGES
In this project; the autohemotherapy reality of so-called scientific method of
treatment are discussed. Many medical studies that have been made about this topic,
and gained experience combined, concepts, methods and scientific findings are
interpreted. In addition, the window looking at the issue of health sociology and
pharmacoeconomics, autohemotherapy social and financial advantages have been
described.
This study was prepared, as the world's most reliable and up to date methods,
articles and publications in the medical literature were used sites. In particular, the
NCBI-PubMed, Locatorplus mainly applied in different international literature
sources. However, the benefits achieved with the various patients under treatment
applied autohemotherapy how effective and lasting improvement of this method of
treatment showing that case examples are presented in the project.
Autohemotherapy on the effectiveness and reliability of the medical centers
in different countries with the highest level of scientific studies, the miraculous
improvements in this method, and is instrumental in immune activation in chronic-fit
to reveal. Thanks to this effect, many of today's medicine to treat a chronic illness
forced heavy and much better than expected start to improve as soon as possible, to
iii
do minimization the recurrence of the disease in the continuity of well-being should
be kept on the agenda is an indication of autohemotherapy.
Scope of the project; autohemotherapy scientific method of treatment, safely
applied all over the world, creating immune activation against the disease has been
described retention. However, this method is an effective and lasting improvement in
a short time by providing patients with relapse (recurrence) prevents how easy and
cost effective method of treatment based on scientific evidence that has been
revealed.
Key words: Autohemotherapy, PubMed, Social and Financial Advantage, Immunity.
iv
ĠÇĠNDEKĠLER
Sayfa No.
ÖZ
ABSTRAC
ġEKĠLLER LĠSTESĠ
KISALTMALAR
GĠRĠġ
……………………………………………...……….. i
………………………………………………………. iii
....……………………….........……………...………..ix
………………….……………………………….……x
…………………………………………….………….1
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
OTOHEMOTERAPĠ KAVRAMI, ÖNEMĠ, TARĠHÇESĠ
TIBBĠ LĠTERATÜRLERDEKĠ YERĠ,
ÖNEMLĠ ÖZELLĠKLERĠ
1. OTOHEMOTERAPĠNĠN MANASI .....................................................................4
2. OTOHEMOTERAPĠNĠN TARĠHÇESĠ ...............................................................4
3. OTOHEMOTERAPĠNĠN ÖNEMĠ .....................................................................11
4. OTOHEMOTERAPĠNĠN TIBBĠ LĠTERATÜRLERDEKĠ YERĠ .................12
5. OTOHEMOTERAPĠNĠN BAZI ÖNEMLĠ ÖZELLĠKLERĠ ..........................12
5.1. Otohemoterapinin Vücuda Etki EdiĢ Mekanizması ................................12
5.2. Otohemoterapinin Diğer AĢılardan Farkı ...............................................13
5.3. Otohemoterapinin Markofajlar Üzerindeki Etkisi ..................................13
5.4. Otohemoterapi ve RES’in (Retiküloendotelyal Sistem) Başlıca Etkileri
........................................................................................................................ 14
5.5. Otohemoterapinin Antibiyotiklerle Birlikte Kullanımı............................14
5.6. Otohemoterapide Dozaj. ..........................................................................15
5.6.1. AĢılama Kürü Olarak Ġlk Uygulama Süreci. .............................15
5.6.2. Rapel (Hatırlatma-PekiĢtirme) Dozları. ....................................16
5.7.Otohemoterapi’nin Diğer Tedavilerden Farklılığı ve Üstünlüğü..............17
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
OTOHEMOTERAPĠNĠN UYGULAMA YÖNTEMLERĠ
1. MĠNÖR OTOHEMOTERAPĠ ............................................................................19
1.1. Ozonsuz Minör Otohemoterapi ...............................................................20
1.2. Ozonlu Minör Otohemoterapi .................................................................20
2. MAJÖR OTOHEMOTERAPĠ…………………………………………………21
v
2.1. Otohemoterapide Kanla KarıĢtırılan Ozon Gazı ve Biyokimyasal Etkileri
.........................................................................................................................22
2.2. Ozonterapi Kavramı ve Oksijen Yetersizliği .........................................24
2.3. Sağlıklı KiĢilerde Ozonlu Otohemoterapi Uygulaması ..........................25
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SAĞLIK SOSYOLOJĠSĠ VE FARMAKOEKONOMĠ
KAVRAMLARI, OTOHEMOTERAPĠNĠN SOSYAL VE MALĠ
AVANTAJLARI
1. SAĞLIK SOSYOLOJĠSĠ KAVRAMI ................................................................26
1.1. Dünya Sağlık Örgütü’nün Sağlık Tanımı ................................................27
1.2. Etyolojik (Sebebe Yönelik) Bilimsel ÇalıĢmalar ....................................27
1.3. Mortalite (Ölümlülük Örüntüsü) Oranları ve Nedenlerinin AraĢtırılması
.........................................................................................................................27
1.4. Koruyucu Tıp Ve Toplum Sağlığı YaklaĢımındaki Ġvme Süreci ............28
1.5. Hasta Psikolojisi ve Hastaya Psikolojik Kazanım Sağlama ....................28
1.6. Sağlık Sosyolojisinde Tıbbi Bakım ve YaĢam Kalitesi Kavramları .......29
2. SAĞLIK EKONOMĠSĠ KAVRAMI ..................................................................29
2.1. Farmakoekonomi Olgusu ........................................................................29
2.2. Ekonomik Amaç Kavramı ......................................................................30
2.3. Planlanan Tedavilerde En Önemli Ekonomik Amaç ..............................31
2.4. Hastalıkların Maliyetleri .........................................................................31
2.5. Hastalıkların Maliyet Etkinlik Analizleri ................................................32
2.5.1. Maliyet Faydalılığı ...................................................................32
2.5.2. Maliyet KullanıĢlılığı ...............................................................33
2.5.3. Maliyetin En Aza Ġndirilmesi ...................................................33
3. OTOHEMOTERAPĠNĠN SOSYAL AVANTAJLARI ....................................34
3.1. Sebebe Yönelik (Etyolojik) Etkileriyle Otohemoterapi ..........................35
3.2. Kolay Uygulanabilir Olması ...................................................................35
3.3. Tedavide EriĢim Kolaylığı ......................................................................36
3.4. Yan Etkilerinin Olmaması ......................................................................36
3.5. Koruyucu Tıp Açısından Çok Önemli OluĢu ..........................................37
3.6. Mortalite Oranlarına Olumlu Katkısı ......................................................37
3.7. Hastalara Psikolojik Kazanım Sağlaması ...............................................38
3.8. Hamileler veya Emziren Annelerde Uygulanabilir OluĢu.....…………..38
3.9. Her YaĢ Grubunda ve Her Zaman Kullanılır Olması .............................38
3.10.Uygulanmasında Cinsiyet Farkı Olmaması ...........................................39
3.11.Diğer Ġlaçlar ve Tedavi Metodlarıyla Birlikte Kullanılması ..................39
vi
3.12.Sağlıklı Ġnsanlarda Kullanılabilirliği ......................................................39
3.13.Mali Açıdan Çok Avantajlı Bir Tedavi Yöntemi Olması ......................40
4.OTOHEMOTERAPĠNĠN MALĠ AVANTAJLARI ........................................40
SONUÇ ......................................................................................................................44
KAYNAKÇA .............................................................................................................49
EKLER
Ek-1: Otohemoterapiyle Alakalı Tıbbi Literatür Kaynaklarında Yabancı
Ülkelerde Yapılan Bilimsel ÇalıĢmalardan Örnekler ....................................55
a: Çin’de OHT ÇalıĢmasına Ġki Örnek ..........................................................55
a1: “Akupunktur Noktasına Yönelik Otohemoterapi
Uygulamasıyla Serum IL-12 Ve IFN-Gama Ġle Allerjik
Rinitteki Etkisi ....................................................................................55
a2: “Kronik Ağır Hepatit Hastalarının Böbrek Kan Akımı ve
Böbrek Fonksiyonu Üzerinde Ozonlu Otohemoterapi
Tedavisinin Etkisi ...............................................................................56
b: Ġtalya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Randomize Bir Klinik ÇalıĢma Ġle
Majör Ozonlu Otohemoterapinin YaĢa Bağlı Kuru Makula Dejenerasyonu
(AMD) Tedavisindeki Etkisi ..........................................................................56
c: Ġspanya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Ozonlu Otohemoterapi Sonrası
Dirençli BaĢ Ağrısında Uzun Süreli ĠyileĢme ................................................57
d: Polonya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Ozonlu Otohemoterapi Uygulanan
Hemodiyaliz Hastalarında Kan PıhtılaĢması OluĢmaması .............................58
e: Amerika’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Minör Ozonlu OHT’nin Lokaliz
Proliferatif Tedavi Ġle Kombinasyonunda Doğal ĠyileĢme Sürecini Geri
Getirmesi ........................................................................................................58
f: Hindistan’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Tibia Üzerinde GeniĢ Yara Ġçin
Kombine Otohemoterapi Tedavisi .................................................................59
g: Mısır’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Kronik Hepatit-C’si Olan Hastalarda
Tedavi Olarak Otohemoterapinin Sonuçları ..................................................60
h: Küba’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Astım’da Akciğer Fonksiyonu ve
Biyomarkırlar Üzerinde Ozonlu Otohemoterapinin Etkisi ............................61
i: Ġsrail’de OHT ÇalıĢmasına Örnek “Ozonlu Otohemoterapinin Nötrofil
Fonksiyonları Üzerindeki Etkisi ..................................................................61
j: Japonya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Minör Otohemoterapiyle Plazma
Antioksidan ve Eritrosit BileĢenlerinin Duyarlılıkları ..................................62
k: Hollanda’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Ülserasyonlu Kronik Ekstremite
Ġskemilerinde, Majör Otohemoterapinin Etkisi .............................................63
l: Rusya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Maksillofasiyal Bölgenin SüpüratifĠnflamatuvar Hastalığı Olan Hastalarda Otohemeterapi ................................63
vii
Ek-2: Hayvanlar Üzerinde Yapılan Bazı Bilimsel Otohemoterapi ÇalıĢma
Örnekleri....................................................................................................................65
a: “Ozonlu Otohemoterapiyle Tek Taraflı Böbreği AlınmıĢ Sıçanlarda Sağlam
Tek Böbreğin Ġskemiden Korunması ..............................................................65
b: “Bir Boğada Gözlenen Penis Fibropapillomunun Sağaltımında Otolog AĢı
ve Otohemoterapi Kombinasyonunun Etkisi .................................................65
c: “Ġnek ve Düvelerde Meme Papillomatozisinin Tedavisi ve Etiyolojisi
Üzerine ÇalıĢma .............................................................................................66
d: “Kedi Ve Köpeklerde Egzama Tedavi Ve Belirtiler Otohemateropi
Tedavisi Üzerine ÇalıĢma ..............................................................................66
e: “Otohemoterapinin Serum Biyokimyasal Parametreleri ve Mineral
Madde Düzeyleri Üzerine Etkileri .................................................................67
Ek-3: Otohemoterapiyle Ġlgili Kazanılan Bazı Tecrübe ve Deneyimler ............68
a: Otohemoterapi Hakkında Ġlk Bilgilenme ve Gözlemler .............................68
b: Otohemoterapiyle Alakalı Tecrübeye Dayalı Bazı Önemli Tespitler ........70
Ek-4: Otohemoterapiyle Tedavi Edilen Bazı Vaka Örnekleri .............................71
a: Migren Hastası 2,5 Aylık Hamile, DiĢhekimi Bayan ................................71
b: Kronik, Ağır Migren Ataklarından Müzdarip Bayan Hasta .......................72
c: Vücut Kat Yerlerinde Yaygın Egzemaları Olan Çocuk Hasta ..................72
d: Kronik Allerji Hastası Sağlık Bakanlığı MüfettiĢi .....................................73
e: Yaygın ve Kronik Psöriasis (Sedef) Hastaları Olan Kız Çocuğu ve Dayısı
.........................................................................................................................73
f: Psöriasis Hastası 38 YaĢında Emniyet Mensubu Bir BaĢkomiser ..............74
g: Kronik Allerji Hikayesi Olan 42 YaĢında Bir Herbalist (Doğal Bitkisel
Tedavi Uzmanı) Erkek Hasta .........................................................................74
ÖzgeçmiĢ ...................................................................................................................76
viii
ġEKĠLLER LĠSTESĠ
ġekil-1: Otohemoterapi Uygulama Teknikleri…………………………………..…19
ix
KISALTMALAR
AHT
: Autohemotherapy
DSÖ
: Dünya Sağlık Örgütü
ET
: EriĢim Tarihi
GATA : Gülhane Askeri Tıp Akademisi
HCV
: Hepatit-C Virüsü
NCBI : National Center for Biotechnology Information
OHT
: Otohemoterapi
OAH
: Ozonated Authemotherapy
RIT
: Regenerative Injection Therapy
RES
:Retikülo-Endoteliyal Sistem.
x
GĠRĠġ
ÇalıĢma Konusunun Seçimi:
Hastalık-hasta iliĢkisinin tanımlanması ve
uygun tedavi protokollerinin tercih edilip belirlenmesi noktasında ideal olan; en
doğruyu yakalayabilmeyi hedef edinmektir. Dünyanın en saygın tıbbi literatür
sitelerinde sayısız bilimsel çalıĢmalar mevcuttur. Otohemoterapi olarak bilinen
tedavi yöntemiyle alakalı çalıĢma ve tespitler, bunlar arasında en dikkat çekici ve en
önemli sonuçların elde edildiği çalıĢmalar arasında olup, insan sağlığı ve sosyoekonomik avantajlar açısından ciddi kazanımlar sağlayacağı düĢünülerek konu
seçimi yapılmıĢtır.
ÇalıĢmanın Amacı: Dünyanın birçok ülkesinde kürsüleri ve ilgili branĢları
bulunan, tedavinin uygulanıĢ amacı, Ģekli ve elde edilen sonuçların değerlendirilmesi
dikkate alındığında aslında çok önemli bir tıbbi tedavi yöntemi olan, ülkemiz tıp
camiasında ise malesef bilinmeyen veya alternatif tıp gibi algılanan otohemoterapiyi
tekrar gündeme getirmek, bilimsel gerçekliğiyle otohemoterapi yönteminin tercih
edilebilirliğini anlatmaktır. Kelime olarak dahi çoğu hekimlerimizin duymadığı ve
bilmediği, aslında daha manidar bir söylemle; tıp fakültelerimizde 50 yılı aĢkın
bir süredir anlatılmayan ve öğretilmeyen bu mükemmel bilimsel tedavi yöntemini
yeniden gündeme taĢımaktır.
ÇalıĢmanın Önemi: Bu çalıĢmada, otohemoterapinin 100 yılı aĢkın bir
süredir tıp alanında en geliĢmiĢ ülkeler dahil dünyanın hemen hemen tamamında
uygulandığı gösterilmektedir.
Modern tıbbın tedavi edemediği veya tedavisinde
zorlandığı hastalıklar da dahil birçok hastalıkta tedavi olarak uygulandığında
mucizevi sonuçlar elde edilen otohemoterapi, en saygın tıbbi literatürlerde sayısız
çalıĢma ve tespitler yayınlanan, uygulaması kolay, yan etkisi olmayan, tercih
noktasında mükemmellik arzeden bir tedavi yöntemidir. En önemli husus ise; dünya
tıbbının bütün medikal akademik kategorilerinde otohemoterapiyle alakalı birçok
baĢarılı vaka örnekleri ve bilimsel çalıĢma sonuçları olmasına rağmen, ülkemizde
halen tıp camiasının gündeminde bulunmamasının sorgulanmasıdır. Ayrıca, bu
proje çalıĢmayla bilimsel bir tedavi ve hastalıklardan korunma yöntemi olan
OHT’nin, yarım asır öncesinde tıp fakültelerimizde ders olarak okutulurken
bugün çoğu hekimlerimizce bilinmemesinin veya tıp dıĢı bir uygulamaymıĢ gibi
1
algılanmasının ne kadar hatalı olduğu gösterilmiĢ, otohemoterapiyle alakalı olarak
yaygın-yanlıĢ algılama ve akademik duyarsızlığın gerekçe ve sebeplerinin
sorgulanmasına bir kapı aralanmıĢ ve otohemoterapinin bilimsel gerçekliğiyle
anlaĢılmasına çalıĢılmıĢtır.
ÇalıĢmanın Planı ve Kapsamı: Projenin planlanmasında; bilimsel tespitler
ıĢığında otohemoterapinin kavramsal olarak gerçekliği, uygulama yöntemleri,
hastalar, hekimler, tedavi kurumları, devlet bütçesindeki sağlık harcamaları, ve
birçok açıdan avantajları hususunda bilimsel verilere dayalı bir ufuk oluĢturması
düĢünüldü. Asıl önemlisi ise; sadece farmasötik preparatlara dayalı klasik tedavi
anlayıĢıyla özdeĢleĢen ilaca bağımlı tedavi protokolleriyle OHT arasındaki
farklılığın bilimsel verilere dayalı olarak ortaya konulması tasarımlandı. Bu
bağlamda uzun süreli ve çoğu kez oldukça pahalı ilaçların kullanımı sonucu oluĢan
hastalardaki yan etkileri, psiko-sosyal dezavantajları ve global bütçede oluĢturduğu
mali yük bireysel ve toplumsal anlamda tanımlanacak Ģekilde planlandı. Umut edilen
ise; otohemoterapinin tedavideki üstünlüğünün ve avantajlarının gözler önüne
serilmesiydi.
Kullanılan Metod ve Teknikler:
Otohemoterapiyle alakalı bu projede
yöntem ve kaynak olarak; dünyanın en geniĢ, saygınlığı ve veri güvenilirliği
kabullenilmiĢ tıbbi literatür tarama sitesi olan NCBI (National Center for
Biotecnology Information) ve bu bilimsel sitenin içinde en fazla bilimsel
çalıĢmaların yayınlandığı ve tarandığı veritabanı PubMed baĢta olmak üzere,
Locatorplus dahil birçok yabancı ve yerli bilimsel web sitelerindeki çalıĢmalardan
yararlanıldı. Yabancı tıbbi literatür sitelerindeki birçok çalıĢma tercüme edilerek
metnin içeriğinde yorumlandı. Ayrıca; otohemoterapi uygulanarak birçok hastalığın
tedavi edilmesi sürecinde edinilen deneyim ve gözlemler de bu bilimsel tespitlerle
sentezlenip çalıĢmada takdim edildi. Elde edilen bu verilerle birlikte birçok farklı
ülkede otohemoterapiyle ilgili bilimsel çalıĢmalardan örnekler de amaç-sonuç
iliĢkisi kapsamında özetlenerek çalıĢmanın içinde sunuldu.
KarĢılaĢılan Zorluklar ve Sınırlamalar: Bu çalıĢmayı hazırlarken
karĢılaĢılan en önemli sıkıntılar;
2
 OHT’yle alakalı Türkçe yazılı herhangi bir kaynak kitap olmayıĢı ve yerli
web sitelerindeki kaynakların ise oldukça yetersiz olmasıydı.
 OHT yönteminin çoğunlukla yabancı literatür sitelerinde yer almasıydı.
Nitekim, bu kaynaklara ulaĢıp otohemoterapiyle alakalı çalıĢmaları ve
tespitleri bulup tercüme etmek, istinbat edilecek kısımlarını da özümleyerek
anlaĢılır bir üslupla çalıĢmaya aksettirebilmek epey yorucu olduğu gibi
yabancı dildeki bu çalıĢmaların tercümeleri için oldukça fazla zaman
ayrılmasına da gerek duyuldu.
Varsayımlar: Dünya tıbbında yaygın olarak uygulanan, bilimsel çalıĢmalarla
yararlılığı sayısız literatür kaynaklarında yayınlanan OHT’yle ilgili bu çalıĢmada öne
sürülen ve ispatlanmaya çalıĢılan hipotezler Ģunlardır :
i.
Otohemoterapi, bir alternatif tıp yöntemi değildir.
ii.
OHT, tüm dünyada 100 yıldan beri güvenle uygulanan bir tıbbi tedavi
yöntemidir.
iii.
OHT’nin immün sistemde oluĢturduğu aktivasyon ile kronik ve en ağır
hastalıklarda dahi etkin ve kalıcı bir iyileĢme sağlanabilmektedir.
iv.
OHT sağlıklı bireylerde uygulandığında hastalıklara karĢı süregen bir
koruyucu etki sağlamaktadır.
v.
Tıbbi tedavi yöntemleri içinde en kolay ve en ucuz bir yöntem olarak
OHT’nin sosyal ve mali açıdan çok önemli avantajları vardır.
vi.
Bu tedavi yönteminin ülkemizde yarım asırdır tıp gündeminin dıĢında
tutulması ciddi bir kayıptır.
Bu durumun hem ayrıntılı olarak
sorgulanması, hem de bilimsel gerçekliğiyle fakültelerimizin ders
müfredatına koyularak OHT hususunda bir ihtisas dalı oluĢturulması
gerekmektedir.
3
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
OTOHEMOTERAPĠ KAVRAMI, ÖNEMĠ, TARĠHÇESĠ,
TIBBĠ LĠTERATÜRLERDEKĠ YERĠ, ÖNEMLĠ ÖZELLĠKLERĠ
1. OTOHEMOTERAPĠNĠN MANASI
Otohemoterapi kelimesi Latince kökenli tıbbi bir kelime olup orijinal haliyle
autohemoterapia, ingilizce bilimsel kaynaklarda ise autohemotherapy Ģeklinde
yazılmaktadır. Kelime, genel anlam bütünlüğünü oluĢturan üç ayrı kelimenin
birleĢiminden oluĢmuĢtur: Auto; kendi kendine, hemo ; kan, terapia; tedavi. Yani;
kendi kanınızla tedavi edilmeniz manasındadır. Aslında sadece kelime manası dahi
bu tedavi metodunun farklılığı ve önemi
hakkında bir kanaat oluĢturmaktadır.
Türkçe tıbbi literatür kaynaklarında ise sadece bazı veterinerlik çalıĢma örnekleri
mevcut olup, literatür niteliğinde olmayan bireysel uygulamaların tanımlanıp izah
edildiği tıp menĢeyli bireysel ve sporadik nadir bazı çalıĢmalarda ise ozonlu
otohemoterapi olarak geçer.
2. OTOHEMOTERAPĠ’NĠN TARĠHÇESĠ
“1913 yılında Fransız asıllı bir hekim olan F. Ravaut, otohemoterapiyi ilk
olarak tanımlayan ve uygulayan bilim adamıdır. Özellikle tifo ve cilt hastalıkları,
çeĢitli bulaĢıcı hastalıklar, astım, ürtiker gibi alerjik hastalıklarda otohemoterapiyi
uygulamıĢ ve tanımlamıĢtır. Bu konudaki bazı çalıĢmalar 1920'lerde genel tıp
dergilerinde yayınlanmıĢtır. Index Medicus’ta ise birkaç yüz makale listelenerek
1940'ların baĢlarında yayınlanarak literatürlere girmiĢtir”1
Tıbbi literatür kaynaklarında görülmektedir ki, OHT yabancı ülkelerde bir
asır öncesinden beri uygulanmaya baĢlamıĢ bir tedavi yöntemidir. Üstelik ilk
uygulandığı zamanda henüz modern tıbbın geliĢmiĢ imkanları olmamasına rağmen
1
S. H. Shakman, Autohemotherapy - The Magıc Shot?, 1998, http://www.angelfire.com/ca/instituteofscience
/hemo.html, (15.05.2013)
4
OHT tekniği çok farklı hastalık gruplarında baĢarıyla tatbik edilmiĢtir. Bu bilimsel
gerçeklik; günümüzün üst düzeyde geliĢmiĢ tıbbi imkanlarına karĢın gecikmiĢ olunsa
da ülkemizde de OHT’nin bilimsel olarak ciddi manada değerlendirilmesi gerektiğini
ortaya koymaktadır.
“1938 yılında Amerikan Tıp Derneği Dergisinde yetkili editörün de
onayıyla minör OHT’nin sedef hastalığını tedavi edilebileceği ve hastalıklara karĢı
önleyici bir tedbir olarak uygulanabileceği, makale olarak yayınlanmıĢtır. ABD’de
1940’lı yıllarda Dr.EC.Rosenow tarafından yapılan çalıĢmalarda, minör
otohemoterapi ile kiĢiye geri enjekte edilen kendi kanının immün aktivasyon
oluĢturarak antikorların üretimini teĢvik ettiğini bilimsel olarak izah etmiĢtir.”2
Dr.Rosenow, bu çalıĢmalaryla OHT’nin
güvenilirliğini ve tedavideki desteğini
literatür çalıĢmasıyla da göstermiĢtir. Ayrıca, literatür kaynakları Dr.Rosenow’un
haftada en az iki kez OHT uygulayarak MS (multipl skleroz) gibi ilerleyici kronik
hastalıkların tedavi edilebildiğini bilimsel olarak ispatladığını göstermektedir.
Multipl skleroz hastalığı, ilerleyici ve tıbbi olarak en üst merkezlerde bugün dahi
tedavisi tam sağlanamayan, sonuçta hastanın multipl doku ve organ hasarlarıyla
ölümüne sebep olan oldukça kötü seyirli bir hastalık olduğu halde, 1940’lı yıllarda
otohemoterapiyle tedavi edildiği dikkat çekicidir.
“1940 yılında;
Profesör Jesse Teixeira, Brezilya’daki bir dergide
yayınlanan makalesiyle, OHT’nin hastalıkların birçoğunun tedavisinde ne kadar
etkin olduğunu kanıtladı.”2 Prof.Teixeira’nın bilimsel araĢtırmalarıyla ve OHT’yle
alakalı çalıĢmalarındaki üstün baĢarıları araĢtırıldığında, bu bilim adamının OHT
alandaki çalıĢmalarından dolayı ödüllendiriliği görülmektedir. Jesse Teixeira, OHT
çalıĢmaları sırasında hastalarda otohemoterapi öncesi makrofajların sayısının % 5
iken otohemoterapi sonrası 1. saatte % 22’ye yükseldiğini ispatlamıĢtır. Bu oran 5
gün boyunca % 22 seviyesinde kalmıĢtır ve nihayet uygulama sonrası 7. günde tekrar
% 5'e gerilemiĢtir. Yine Prof.Teixeira ameliyat sonrası enfeksiyonların ortaya
çıkmasını önlemek amacıyla OHT yöntemini benimsemiĢ ve hastalarında baĢarıyla
uygulamıĢtır.
2
S. H. Shakman, Autohemotherapy - The Magıc Shot?,1998, http://www.angelfire.com/ca/instituteofscience
/hemo.html, (15.05.2013)
5
“Genel cerrah Dr Pedro Moura, Brezilya’da 1940 yılında post-operatif
enfeksiyon komplikasyonlarını önlemek amacıyla otohemoterapi uygulanan
hastalarda çok baĢarılı sonuçlar elde etmiĢtir.”3 Günümüzde post-operatif (ameliyat
sonrası) geliĢen enfeksiyonlar, tıbbi tedavi komplikasyonları içinde en istenmeyen ve
bazen hayati tehlike oluĢturabilecek Ģekilde seyreden problemlerdir. Genellikle de
ağır antibiyotiklerle tedavi yoluna gidilmektedir. Oysa ki, 1940’lı yıllarda bu
komplikasyonu önlemede OHT uygulanmıĢ ve baĢarılı sonuçlara ulaĢılmıĢtır.
“1941 yılında; Dr Leopoldo Cea, Tıp Terimleri Sözlüğü içinde
otohemoterapiyi tanımlamıĢ ve uygulama Ģeklini izah etmiĢtir. Yine, 1941
yılında H. Dousset, otohemoterapinin immün sistemdeki uyarıcı etkisini ve
birçok hastalıkta kullanılmasının etkili olabileceğini tanımlamıĢtır.”4
Muhtelif tıbbi literatür kaynaklarında OHT’nin tarihçesiyle alakalı tarihi
belgeler sunulurken, bu tedavi yönteminin
uygulama dozlarıyla ilgili önemli
tespitlere de dikkat çekilmektedir. Özellikle, 1943 ve 1947 yılları arasında; Ulusal
Tıp Okulunda Profesör Pedro Moura ve Rio de Janeiro Joseph’in, her enjeksiyonda
10 ml’lik dozlarda OHT uygulayarak muhtelif vakaları baĢarıyla tedavi ettikleri ve
bu çalıĢmalarını yayınladıkları birçok tıbbi literatür kaynaklarında belirtilmektedir.
“Prof.Pedro ve R.J.Josefh’in baĢarıyla sonuçlanan OHT uygulamaları içinde en
dikkat çekici olanlarından biri de, eter ile yapılan anestezinin akciğerlerde oldukça
rahatsız edici etkilere yol açması nedeniyle oluĢan olumsuz zemin üzerinde,
enfeksiyon veya diğer bulaĢıcı akciğer komplikasyonlarının ortaya çıkmasını
önlemesi olmuĢtur.”5 Bu bilim adamları, OHT’nin baĢarılı sonuçlarını yaptıkları
bilimsel çalıĢmalarının sonuçlarıyla birlikte dünya tıp camiasına böylece deklere
etmiĢ oldular. Prof.Pedro’nun OHT çalıĢmalarında çok yönlü bilimsel tespitleri
mevcut
olup,
O.H.T’nin
hem
uygulamadaki
dozajıyla
alakalı
hem
de
enfeksiyonlardan korunma amaçlı çok önemli sonuçlar elde edildiği görülmektedir.
3
L. Moura, Auto-Hemoterapia, 2004, http://www.rnsites.com.br/aht_luiz_moura.pdf, (16.05.2013
4
L. Moura, Autohemotherapy, 2006, http://www.medicinacomplementar.com.br/temaasp, (18.05.2013)
5
L. Moura, 0070509 (AHT), Autohemoterapia Coluna Revısado Com Capa, 2004, http://www.rnsites.com.br/
aht_luiz_moura.pdf , (17.06.2013)
6
“Ġntravenöz Ģekilde ozonlu majör otohemoterapi uygulaması ilk kez
1940 ve 1950'li yıllarda Dr. H. Wolff tarafından yapıldı ve geliĢtirilerek tıbbi
literatürlere girdi.”6 Otohemoterapi tedavi yönteminde alınan venöz kana ozon
gazı katılarak hastaya tekrar geri verilmesi usulü bu tarih itibariyle uygulanmaya
baĢlamıĢtır. Bu tarihten önce yapılan tüm OHT tedavileri ozonsuz minör
otohemoterapi Ģeklinde uygulanmıĢtır.
“1979 yılında, ABD’de Dr. George Freibott ozonlu OHT ile ilk kez
bir Aids hastasını tedavi etmiĢtir. 1980 yılında , Dr. Horst Kief da ozon ile
Aids tedavisinde baĢarılı sonuçlara ulaĢıldığını bildirmiĢtir.”7 Günümüzde hala
Aids hastalığının ilaçla tadavisi yapılamamaktadır . Bu ağır hastalığın tedavisiyle
ilgili bilimsel çalıĢmalar devam etmekte olup, OHT’nin etkin olduğu bu vaka
dikkate alınarak birçok umutsuz Aids hastasında uygulanmasıyla Dr.G.Freibott’ un
elde ettiği baĢarıya ulaĢılması kuvvetle muhtemeldir.
“1976 yılında; Stedman, Tıp Sözlüğü sayfa 129’da otohemoterapiyi
açıklamıĢ, çok değerli bir tedavi metodu olduğunu ifade etmiĢ, uygulama tekniğinin
ise hastanın kendi kanının damar yolundan enjektöre alınarak kalçadan reenjeksiyon
ile geri verilmesi olduğunu ifade etmiĢtir.”6
Yine tıbbi birçok literatür kaynağında, 1976 yılında; angiologist Dr. Antonio
Vieira de Melo’nun, OHT’nin daha geniĢ spektrumlarda tedavi edici bir yöntem
olduğunu ve çok farklı hastalıklarda da baĢarılı sonuçlar verdiğini ispatladığına dair
kanıta dayalı bilgiler mevcuttur. Dr.A.V. de Melo, Dr. Garofalo Floramante’ye
uyguladığı tedaviyle bunu bilimsel olarak ispatlamıĢtır. Dr. Garofalo’da Mart
1976'da sağ femoral arterde 10 cm ciddi arter daralması tespit ediliyor. Daha sonra
belli aralıklarla 10 cc enjeksiyonlar Ģeklinde OHT uygulamasının ardından
Dr.Garafalo’ya arteriyografi tekrarlandığında mucize bir sonuçla karĢılaĢılıyor; sağ
femoral arterde herhangi bir engel kalmamıĢ ve damar tıkanıklığı tamamen
kaybolmuĢtur. Bu uygulama ve sonuçları, otohemoterapinin ne kadar farklı
6
K. Novakova, Ozone Therapy and How It Helps With The Treatment of The Flu, http://drkatkanovakova.com
/ozone therapy/, (16.05.2013)
7
….. , http://docs.google.com/Doc?id=ddq5qwkp_61gg74q3gs, (16.05.2013)
7
hastalıklarda baĢarılı sonuçlar sağladığını ispatlayan en önemli bir bilimsel çalıĢma
örneği olarak tıp literatür tarihine geçmiĢ oldu.
OHT’nin tarihçesindeki en önemli geliĢmelerden biri de, 1940 yılında
Ricardo Verones’nin, 1976’da ise Garofalo’nun çalıĢmaları ile; tıbbın ilaçla tedavide
en çok zorlandığı ve çoğu kez aciz kaldığı otoimmün hastalıkların tedavisinde çok
büyük bir alan açılmıĢ olmasıydı. Otoimmün hastalıklar, kronik ve çoğu kez
ilerleyici, illaçlı tedavilerle seyri yavaĢlatılsa bile ilerlemesi durdurulamayan, hastayı
tamamen ilaç ve hekim bağımlısı yapan ağır hastalıklardır. Bu hastalıklarda
OHT’iyle baĢarılı sonuçlar elde edildiğine dağir birçok literatür çalıĢmaları
mevcuttur. Bu çalıĢmalar içindeki en çarpıcı vakalardan biri Ģudur : Eylül 1976’da
Cardoso Fontes Hastanesi dermatoloji kliniğinde Dr. Alvares Ryssia Floriao
otoimmün bir hastalık olan skleroderma hastasına OHT uyguluyor. Dr.Floriao,
hastasının immün yanıtı güçlendirmek amacıyla hem gluteal kas (kalça kası) içine
hem de deltoid kas (omuz kası) içine belli süre ve arlıklarla 5’er cc. hastanın kendi
kanını enjekte ederek OHT uyguluyor. Uygulanan OHT tedavisi sonunda, hastanın
yemek borusundaki yutma fonksiyonundaki bozukluk nedeniyle katı gıdaları
yutamama ve sadece sıvı gıdalarla beslenebilme, uzun yürüyüĢ yapamama gibi
muhtelif birçok Ģikayetleri gerileyip düzeliyor. 1977 yılının Mayıs ayında hasta
tekrar değerlendirmeye alınıp kontrol ediliyor. Önceki yıla oranla iyileĢmede büyük
bir geliĢme sağlandığı tespit ediliyor. Dr.Floriao’nun bu çalıĢması, otoimmün
hastalıklarda baĢarılı bir OHT tedavisi olarak tıp literatür tarihindeki yerini almıĢtır.
“1977’de Blacove Alain Belair, otohemoterapinin bağıĢıklık sistemindeki etki
mekanizmasının bilimsel izahını yapmıĢ ve çalıĢmalarıyla da bunu ispatlamıĢtır.
1980 yılında, RJ.Avenue Pasteur tarafından Nöroloji Enstitüsü’nde myastenia gravis
olarak teĢhis konulan 55 yaĢındaki hastaya, OHT uygulandı. Bu hasta, 1980’de
Nöroloji Enstitüsünde myastenia gravis tanısı alanlar arasında hayatta kalan tek
olgudur.”8 Dikkat edilirse, myastenia gravis tanısı alıpta adı geçen nöroloji
enstitüsünde tedavi edilen hastalardan yalnızca otohemoterapiyle tedavi edilen hasta
8
L. Moura, 0070509 (AHT), Autohemoterapia Coluna Revısado Com Capa, 2004, http://www.rnsites.com.br/
aht_luiz_moura.pdf , (17.06.2013)
8
hayatta kalabilmiĢtir. Bilimsel açıdan bu vaka tıbbi literatür tarihine geçmiĢ çok
önemli bir olgudur.
“1983 yılında ABD’de; AIDS, kanser, herpes, hepatit, ve enfeksiyöz
mononükleoz gibi 33 önemli hastalığın tedavisinde kullanılıp baĢarılı sonuçlar elde
edilen ozonlu OHT çalıĢmaları, DC 6. Dünya Ozon Kongresi’nde sunuldu. 1987’de
Almanya’da ; Dr Horst Kief tarafından hemen hemen hiçbir yanetkisi olmayan majör
OHT ile 3 AIDS vakası baĢarıyla tedavi edilip tıbbi literatürlere girmiĢtir. 1987 yılın
da yine Almanya’da Karl F. Haug tarafından yayınlanan çalıĢmayla, ozonlu OHT
uygulanan 225 hastada mevcut 48 farklı hastalığın tedavi edildiği bilimsel olarak
gösterilmiĢtir.”9 OHT’yle alakalı yabancı kaynaklı web siteleri incelendiğinde
görülmektedir ki ; bugün Almanya’da yaklaĢık 10.000 hekim tarafından ozonlu OHT
tedavisi kullanmaktadır. Almanya, kendi tıp fakültelerinde uzun yıllardan beri
ozonlu OHT’yi öğreten bir ülkedir. Ozon tedavisinde en farklı ve önemsenecek
araĢtırmalar genellikle iki ülkede gerçekleĢmektedir: Bunlar, Rusya ve Küba’dır. Her
iki ülkede de yıllardır özel ilaç üreticileri geleneksel sağlık sisteminin yönünü
belirlemede
küçük
veya
varolmayan
bir
rol
oynamıĢtır.
“Amerika BirleĢik Devletleri gibi ülkelerde büyük ilaç Ģirketleri doğrudan
tüm tıbbi araĢtırma ve hükümet politikasını etkilemek için lobiler oluĢturmuĢ
olmalarına rağmen ozonlu OHT tedavi olanaklarının araĢtırılması yönünde
tıbbi çevrelerde önemli
bir ilgi vardır.”10 Bu bilimsel tespitlerde oldukça
düĢündürücü ve manidar bir tarihi gerçeklik vurgusu net olarak farkedilmektedir ki o
da Ģudur : Ġlaç firmalarının oluĢturdukları karanlık lobiler, kendi çıkar ve rant
hesapları doğrultusunda ABD gibi tıbbi çalıĢmaların doruğundaki bir ülkede dahi
otohemoterapiyle alakalı çalıĢmaları bloke etmeye çalıĢmıĢsa da tıbbi çevrelerin
kararlı duruĢuna karĢılık muvaffak olamamıĢlardır.
“1990 yılında Dr. Bocci ozonun immün sistemi nasıl güçlendirdiğini bilimsel
olarak kanıtladı.”11 Bocci’nin bu çalıĢmasıyla OHT’nin vücut savunma sistemindeki
9
….. , http://ozoneforhealth.com/ozone/ozone-is-a-medical-treatment/, (17.05.2013)
L. Moura, 0070509 (AHT), Autohemoterapia Coluna Revısado Com Capa, 2004, http://www.rnsites.com.br/
aht_luiz_moura.pdf , (17.06.2013)
11
….. , http://ozoneforhealth.com/ozone/ozone-is-a-medical-treatment/, (17.05.2013)
10
9
pozitif etkisi literatürlere girmiĢ oldu. OHT’nin immünite üzerindeki etkisinin
anlaĢılması açısından bu çalıĢmanın ayrı bir önemi vardır.
“1990’da Dr.Pedro, otorrhagia purpura nedeniyle hematologların kimyasal
tedavi uyguladıkları ancak bir türlü iyileĢmeyen hastayı otohemoterapiyle baĢarıyla
tedavi etti. 1997’de yine Dr.Pedro, otoimmün SLE (sistemik lupus eritematozis)
hastasında uyguladığı otohemoterapi ile hasta tamamen iyileĢti ve literatürlerde
yayınlandı.”12 Bu çalıĢmalar, otohemoterapinin uygulandığı tarihi süreç içinde kanıta
dayalı sayısız bilimsel çalıĢma sonuçlarından tıbbi literatür kaynaklarına geçmiĢ
dikkat çekici bazı örnek vakaların kronolojik olarak bir tanımlamasıydı. 2000’li
yıllarda da, sürekli geliĢen bilimsel çalıĢma ve araĢtırma imkânlarına paralel olarak,
otohemoterapi konusunda dünyanın birçok ülkelerinde çok farklı perspektiflerden
çalıĢmalar yapılıp yayınlanmıĢtır.
Günümüzde, otohemoterapinin hastalıklardan korunma ve hastalıkların
tedavisinde ne kadar etkili olduğuna dair biyomoleküler en üst düzey bilimsel
çalıĢmalar dünyanın birçok ülkesinde yapılmaya devam etmektedir. Bu çalıĢmalarla
OHT’nin iyileĢtirici etki spektrumunun ne kadar geniĢ olduğu her geçen gün daha iyi
anlaĢılmakta ve tıbbi literatür kaynaklarında yayınlanmaktadır.
OHT ile alakalı birçok geliĢmiĢ ülkede yapılan bilimsel çalıĢmalar ve
sonuçlarına bakıldığı zaman dikkati çeken en önemli husus Ģudur : Hiçbir tıbbi
tedavi yöntemi OHT’deki kadar farklı hastalık gruplarında güvenle ve etkin
olarak kullanılamamaktadır. Üstelik bir asır öncesinden bugüne değin OHT’yle
ilgili her yapılan bilimsel çalıĢma, hastalıkların tıbbi tedavileri bağlamında bu
yöntem açısından yeni ufuklar oluĢturmaktadır. OHT’nin vücut immünitesi
üzerindeki olumlu etkileri, hastalıklara karĢı oluĢan koruyucu yanıtın etki spektrumu,
mekanizması, etki süresi gibi birçok hususta oldukça ayrıntılı biyokimyasal
araĢtırmalar tüm dünyada devam etmektedir.
12
L. Moura, Ozone is Medical Treeatment, 2010, http://pdfcast.org/pdf/autohemoterapia-contribucion-para-la
saude-espanol, (18.05.2013)
10
3. OTOHEMOTERAPĠNĠN ÖNEMĠ
“Bu tedavi yöntemi ile tıbbın tedavide zorlandığı veya imkânsız gibi kabul
edilen birçok vaka dâhil hastalıkların birçoğunun tedavisinde çok kısa sürede
olumlu sonuçlar alınmaktadır. Ġlaçların birçok yan etkileri olmasına rağmen
otohemoterapide herhangi bir yan etki ve kontraendikasyon görülmemektedir.”13
Zira enjeksiyonla geri verilen, kiĢiye hiçbir yabancı antijenik özelliği olmayan, en
dost bir materyal olarak kiĢinin kendi kanıdır. Uygulamada sadece bir enjektör
parası kadar ucuz bir maliyetle ve en kolay bir uygulama Ģekliyle mucize
denebilecek sonuçlara ulaĢılabiliyor olması, tedavinin önemini açıkça ortaya
koymaktadır. Bilimsel çalıĢmalarla elde edilen sonuçlarda; OHT’nin bağıĢıklık
sistemini kısa sürede aktive ederek oluĢan immün yanıtın hastalıkların pek
çoğunda hızlı bir iyileĢme sürecini hemen baĢlatması oldukça önemlidir. Özellikle
de kronik seyirli ilaca bağımlı ancak çoğunlukla tedaviye dirençli veya yetersiz
yanıt veren vakalarda OHT sayesinde kısa sürede iyileĢmenin baĢlaması,
gittikçe artan bir iyileĢme trendi, ve tedavi sonrasında ise hastalardaki iyileĢme
bulgularının kalıcı olması, otohemoterapiyi diğer tedavi metodlarından ayıran
en önemli özellikleri olarak gözler önüne serilmiĢtir.
OHT’nin 1900’lü yılların baĢından günümüze kadar devam eden sayısız
çalıĢmada ne kadar güvenilir ve etkin bir tıbbi tedavi olduğu kanıtlanmıĢtır. OHT;
halen tüm geliĢmiĢ ülkelerdeki en üst düzey akademik tıbbi merkezlerde birçok
hastalığın tedavisinde
biyokimyasal
ve
uygulanmaktadır. Bu ülkelerde OHT yöntemiyle alakalı
immün
düzeyde
yapılan
bilimsel
araĢtırmalar
sonucu,
otohemoterapideki etki spektrumunun oldukça geniĢ ve hayret verici boyutlarda
olduğu tıbbi literatür kaynaklarında ayrıntılarıyla açıklanmaktadır. OHT, diğer tıbbi
tedavi yöntemlerine kıyasla sosyo-ekonomik avatajları açısında da oldukça önem
arzetmektedir. Ayrıca, her yaĢ grubunda, her cinsiyette, her zaman uygulanabilir
oluĢu, bu tedavi yönteminin önemini daha da arttırmaktadır.
13
L. Moura, Autohemotherapy, 2006, http://www.medicinacomplementar.com.br/temaasp, (18.05.2013)
11
4.OTOHEMOTERAPĠNĠN TIBBĠ LĠTERATÜRLERDEKĠ YERĠ
GeliĢmiĢ ülkeler dahil yabancı ülkelerin hemen hemen tamamında
otohemoterapi ile alakalı sayısız bilimsel çalıĢmalar tüm hızıyla sürdürülmektedir.
Bu
çalıĢmaların
yayınlandığı
kaynaklar,
akademik
çevrelerce
güvenilirliği
tartıĢmasız kabullenilmiĢ, tespitleri birer bilimsel kanıt niteliğinde olan NCBIPubmed, Locatorplus, Medline, Cochrane Library, vs. literatür kaynaklarıdır.
Bu tıbbi literatür kaynaklarının tamamı Ġngilizce olup, OHT hakkında yapılan
bilimsel çalıĢmalara Ġngilizce olarak ; autohemotherapy yazarak ayrıntılı eriĢim
mümkün olabilmektedir. Literatür kaynaklarında OHT hakkındaki bilimsel tespitlere
ulaĢma hususunda en düĢündürücü husus; yabancı literatür kaynaklarında sayısız
vaka sunumları ve çalıĢma örnekleri varken, ülkemizin tıbbi literatür
sitelerinde OHT’yle ilgili akademik çalıĢmaların olmayıĢıdır.
Yabancı
literatür
kaynaklarında
takdim
edilen
çalıĢmalarda;
otohemoterapinin bağıĢıklık sistemini kısa sürede aktive ederek oluĢturduğu
immün yanıtın hastalıkların pek çoğunda hızlı bir iyileĢme sürecini hemen baĢlattığı
ispatlanmaktadır. Özellikle de kronik seyirli ilaca bağımlı ancak çoğunlukla tedaviye
dirençli veya yetersiz yanıt veren vakalarda kısa sürede iyileĢmenin baĢlaması
önemle vurgulanmaktadır. OHT uygulanan hastalarda gittikçe artan bir iyileĢme
trendi, ve tedavi sonrasında ise hastalardaki iyileĢme bulgularının kalıcı olması ,
bu literatür kaynaklarında bilimsel kanıtlarıyla gözler önüne serilmiĢtir.
5. OTOHEMOTERAPĠNĠN BAZI ÖNEMLĠ ÖZELLĠKLERĠ
Bu tedavi yönteminin diğer tıbbi tedavilere kıyasla vurgulanması gereken mühim
bazı farklılıkları ve bilimsel kanıta dayalı kendine has bazı önemli özellikleri vardır.
Bu özellikler akademik tıbbi çalıĢmalarla ispatlanmıĢ, bilim çevrelerince de
kabullenilmiĢtir.
5.1.
Otohemoterapinin
Vücuda
Etki
EdiĢ
Mekanizması
Otohemotherapi, en yalın tanımıyla aslında kiĢinin kendi kanıyla yapılan bir
aĢılamadır. KiĢinin kendi venöz kanı birkaç cc enjektöre çekildikten sonra, biyolojik
12
ortam dıĢına çıkan bu kanın; farklı ortam, ısı, ıĢık, basınç altına girmesinden sonra
tekrar vücuda geri verildiği zaman vücut bağıĢıklık sistemi: Bu benim kanımdır,
demez. Bu nedir ?! diye sorar. Vücuda kanın enjekte edilmesiyle birlikte kiĢinin
kendi immün sisteminin o ana kadar analiz etmediği, sorgulamadığı kendi kanını
bağıĢıklık sisteminde çok ayrıntılı bir analize tabi tutar ve kanda mevcut olan
hastalıklar ile ilgili Ģu anda tanımlayamadığımız birçok hastalık etkenlerine karĢı
kendi bağıĢıklık sisteminden tedavi edici bir immün yanıt oluĢturur.
Otohemoterapi allerjik reaksiyon vermez, yan etkiler görülmez, fakat vücudun
immün sistemi o güne kadar fark edemediğini fark eder ve yaptığı biyokimyasal
analiz sonucu bağıĢıklık sisteminden geliĢen yanıt sayesinde sayısız sağlık
sorunlarına çözümler üretilir.
5.2. Otohemoterapinin Diğer AĢılardan Farkı
OHT’le alakalı literatür kaynaklarında yayınlanan çalıĢmalardaki ortak tespit,
yapılan uyAĢılar, protein yapısındaki moleküllerden oluĢan antijenik özellikte
yabancı maddelerdir. Otohemoterapi ise kiĢinin kendi kanıdır. Diğer aĢılarda 6 ay,
1’er veya 2’Ģer yıl arayla pekiĢtirme dozu (rapel) yapılsa bile, otohemoterapide
uygulanan bireyin kendi kanı olduğu için, ilk kürde vücut biyokimyasında az
aralıklarla (günaĢırı) azar azar arttırılan dozlar uygulanır. Biyokimyasal yanıtın
devamlılığını ve kararlılığını vücuda hatırlatmak için enjeksiyon sayısı ilk baĢlarda
yüksek tutulur.
5.3. Otohemoterapinin Markofajlar Üzerindeki Etkisi
“Markofajlar, bakteriler, virüsler ve neoplastik kanser hücrelerini ve
pıhtılaĢmıĢ kan fibrin oluĢumunu ortadan kaldırırlar. Otohemoterapi enjeksiyonu ile
birlikte hemen RES (retikülo-endotelyal sistem) devreye girmektedir. RES tarafından
zararlı faktörlerin elimine edilebilmesi için kemik iliği tarafından makrofaj
üretiminde artıĢ olur.
Kandaki makrofajların normal oranı % 5 (yüzde beĢ) iken, otohemotherapi ile
5 gün içinde bu oran % 22’ye yükselmektedir. 5 gün içinde tekrarlanmazsa, 7. gün,
13
bu makrofaj oranı düĢmeye ve % 5’e doğru azalmaya baĢlar.”14 Bu bilimsel tespitler
göstermektedir ki; otohemoterapi kürlerinde immün yanıtın devamlılığı açısından, iki
enjeksiyon arasındaki süre 5-7 günü aĢmamalıdır. Aksi halde RES’teki aktivasyon
ve yükselen makrofaj seviyesi tekrar eski seviyesine doğru azalmaya baĢlamaktadır.
Bu süreye dikkat edilirse bağıĢıklık sisteminden sağlanan olumlu yanıt eksilmeden
devam etmekte, hatta bu etki her geçen gün daha da artmaktadır.
5.4. Otohemoterapi ve RES (Retiküloendotelyal Sistem)’in BaĢlıca
Etkileri“
Otohemoterapinin vücutta RES’i aktive etmesiyle oluĢan immün cevap
sayesinde; kanser hücreleri, toksinler ve diğer toksik maddelerin eliminasyonu
sağlanır. Ayrıca, mikroagregasyonun kaldırılması ile damar içi pıhtılaĢmalar
engellenir.”15 Tıbbi olarak bilinen bir gerçekte Ģudur ki ; damar tıkanıklıkları, serebral
tromboz, koroner arter enfarktüsünün önlemesinin asıl nedeni bu mikroagregasyonun
önlenmesidir. Nitekim otohemoterapinin etkisiyle pıhtılaĢma olasılığı ortadan
kaldırılmaktadır. Bu sayede olası felçler de önlenmiĢ olmaktadır. Daha sonra B ve Tlenfositler devreye girmekte; antijeni yakalayıp immün analizini sağlama, tanımlama
ve sorunu çözümleme süreci baĢlatmaktadır. Otohemoterapinin RES’le eĢzamanlı
vücut metabolizması üzerindeki pozitif etkileriyle de; biyotransformasyon ve
kolesterol atılımı, demir metabolizmasının düzenlenmesi, denatüre (anormal)
proteinlerin ortadan kaldırılması ve Ġlaçların detoksifikasyonu da gerçekleĢmiĢ
olmaktadır.
5.5. Otohemoterapinin Antibiyotiklerle Birlikte Kullanımı
“Alexander
Fleming’in
penisilini
antibiyotik
olarak
keĢfetmesi,
otohemoterapinin uygulama ve geliĢme sürecinde geçici bir duraklamaya sebep
oldu. Oysa ki, antibiyotikler mikroplarla birlikte bağıĢıklık sistemi hücrelerinin de
üremesini engellemeye çalıĢırlar. Otohemoterapi ise; makrofajları aktive ederek
mikropların
fagosite
edilmesini
sağlayarak
antibiyotiklerin
görevini
tamamlar. Antibiyotikler ayrıca mikropların dirençli suĢlarının oluĢmasına neden
14
L. Moura, Homologada na Resolução com a Assessoria da Associação Brasileira de Medicina Biomolecular,
2006, http://www.medicinacomplementar.com.br/tema130206.asp., (18.05.2013)
15
…. , http://autohemo.blogspot.com/2007/05/comunidade.html, (18.05.2013)
14
olur, ancak otohemoterapiyle eĢzamanlı kullanıldığında; herhangi bir dirençli suĢ
geliĢmesine fırsat vermez.”16
Daha önceleri genellikle otohemoterapinin etkisinin sadece mikroplara karĢı
mücadele olduğu biliniyordu. Daha sonra otohemoterapiyle alakalı yapılan
immünolojik çalıĢmalarda ciddi bir geliĢme sağlandı ve görüldü ki; otohemoterapi
antibiyotiklerin mikroorganizmaları elimine eden etkilerine farklı ve çok önemli bir
katkı sağlayarak, mikropları yakalayıp imha eden makrofajlara uyarıcı etki
yapmaktadır. Bu etkisiyle otohemoterapi, antibiyotiklerin etkisine ciddi destek
olmaktadır. Aslında antibiyotikler, bakterilerin üremesini engeller ve yokederler.
Gerçekte bakterileri yokedip öldüren ve antibiyotikler tarafından elimine edilmesini
tamamlayan ise; bağıĢıklık sistemidir. ĠĢte OHT sayesinde bu kazanım
sağlanmaktadır.
5.6. Otohemoterapide Dozaj
Hem hastalıklardan korunma hem de tedavi amaçlı yapılabilen OHT
uygulamalarında, bilimsel çalıĢmalarla belirlenmiĢ olan dozaj, kür ve rapel
(pekiĢtirme kürü) usülleri mevcuttur. KiĢinin hastalığının türüne, hastalık düzeyine,
yaĢ ve kilosuna vs. göre enjekte edilen kanın miktarı, uygulama aralıkları, uygulama
sayıları ve pekiĢtirme kürleri değiĢkenlik gösterebilmektedir.
5.6.1. AĢılama Kürü Olarak Ġlk Uygulama Süreci
Prof. Ravaut, otohemoterapiyi uygularken 1cc.’yle baĢlayıp artan dozlarla en
fazla 10 (on) cc.ye çıkmıĢ, artıĢ miktarlarını 2 (iki), 3 (üç), 4 (dört), 5 (beĢ) cc.
Ģeklinde yavaĢ yavaĢ arttırarak uygulamıĢtır. Daha sonra Profesör Jesse Teixeira,
ameliyat sonrası enfeksiyonları önlemek için sadece bir doz tekrar yapmıĢtır. Yani,
baĢta 10 (on) cc. , 5 (beĢ) gün aradan sonra tekrar 10 (on)cc. hatırlatma dozu (rapel)
uygulamıĢtır. Doz uygulaması hastalığın ciddiyetine göre 5cc.’den 10cc.’ye kadar
yükseltilebilir. Örneğin; lupus, ciddi miastenias ve romatoid artrit gibi otoimmün ağır
vakalarda 10 cc. dozunda, allerjik rinit, astım gibi vakalarda ise 5 (beĢ) cc.yeterli
olmaktadır.
16
L. Moura, Homologada na Resolução 1938/2010 com a Assessoria da Associação Brasileira de Medicina
Biomolecular, 2006, http://www.medicinacomplementar.com.br/tema130206.asp, (18.05.2013)
15
Umutsuz vakalarda veya mesela ağır skleroderma gibi hastalıklarda, 20
(yirmi) cc. kullanılabilir. Otohemoterapi; alzheimer, geçirilmiĢ beyin kanaması veya
embolisi sonrası oluĢan hemipleji (felç) gibi kronik ve tedaviye dirençli vakalarda
10, 15 ya da 20 yıllık bir süre boyunca da uygulanabilmektedir. Bu uygulamanın
tıbbi olarak hiçbir kontraendikasyonu yoktur.
Tıbbi birçok literatür kaynaklarındaki kayıtlarda görülmektedir ki ;
otohemoterapinin 1914 yılında ilk uygulanmaya baĢlandığı dönemde, Fransız
Prof.Ravaut hastalarını minör ozonsuz otohemoterapi ile baĢarıyla tedavi
etmiĢtir. Prof.Ravaut, yaptığı bu çalıĢmalarla ödüller almıĢ, literatürlerde Ģahsına
sayısız atıflar yapılan bir bilim adamı olarak tıp tarihine geçmiĢtir. Burada
vurgulanması gereken çok önemli bir hususta Ģudur ki; bu baĢarılı çalıĢmalarda
otohemoterapi uygulanırken alınan kana ozon gazı karıĢtırılmadan geri enjekte
edilmiĢ, ve iyileĢtirici sonuçlar elde edilmiĢtir. Demek ki; alınan venöz kana
ozon
gazı
karıĢtılmasa
da
iyileĢtirici
ve
kalıcı
etki
sağlanmaktadır.
Otohemoterapinin uygulama teknikleri içinde bu usül, en kolay ve en ucuz
olanıdır. Dolayısıyla birçok hastada bu tekniğin tercih edilmesi birçok yönden
daha avantajlıdır. Zira, 1914’ten itibaren yaklaĢık 30 yıl boyunca sayısız vaka
sadece ozonsuz minor OHT tekniği kullanılarak tedavi edilmiĢtir.
5.6.2. Rapel (hatırlatma-pekiĢtirme) Dozları
“Aralıklarla otohemoterapi uygulanması, amacına bağlıdır. Gerekliliğine göre
daha büyük aralıklarla yapılabilir: 2 (iki) veya 3 (üç) aylık bir aradan sonra tekrar
pekiĢtirme tedavisi (rapel) olarak bir aĢılama kürü daha uygulanabilir. Amaç; belli ve
kontrol altında tutulması gereken bir sorun ya da bir hastalık ise, o zaman daha küçük
Aralıklarla, 10 (on) veya 30 (otuz) gün ara ile tekrar uygulamalar yapılır. Birçok
hastada hastalığın akut fazında 10 (on) cc. ile baĢlanır, daha sonra haftada 5 cc.
azaltılır.”17
Bilimsel çalıĢmalar incelendiğinde, OHT’deki uygulama dozlarıyla
hatırlatıcı aĢılamaların vakaların durumuna göre ayarlanabildiği görülmektedir.
17
I.Zaslavsky, AHT Hemoterapia,189.63.220.85, 2010, http://www.hemoterapia.org/informacoes_e_debate/
comentarios/ver_opiniao/ida-zaslavsky-autohemoterapia-terapeutica-que-utiliza-o.asp, (20.05.2013)
16
PekiĢtirme dozları, aĢıyla korunabilen hastalıklarda olduğu gibi OHT’de de
uygulanması gerekli hatırlatmak ve etkiyi süregen kılmak içindir. Koruyucu veya
hastalıklarda tedavi edici amaçla yapılan uygulamalarda, aĢılamadaki hedef veya
hastalığın seyrindeki farklılıklara göre dozlar ve rapel aralıklarında değiĢkenlikler
söz konusu olabilmektedir. Mesela; akut seyreden bir olguda daha düĢük doz ve
daha az sayıda aĢılama, kronik ve ağır seyreden olgularda ise biraz daha arttırılmıĢ
doz, sık aralıklarla daha uzun süre ve daha fazla rapel gerekebilmektedir. Bu
uygulamalar sırasında kiĢinin klinik ve biyokimyasal bulguları belirli aralıklarla
kontrol edilerek OHT’ye ne Ģekilde devam edileceğine karar verilebilmektedir.
Mortalitesi yüksek ve çok ağır seyreden kronik vakalarda, OHT’nin kalıcı etkisinin
sağlanabilmesi için kürlere ara verilmeden veya kısa aralıklı hatırlatma dozlarıyla
tedavi sürdürülebilmektedir. Bu kararlı ve etkin uygulama sayesinde, otoimmün
hastalıklar, damar tıkanıklıkları, AĠDS, kanser, hepatit-B ve hepatit-C gibi tıbbın
tedavide zorlandığı ağır hastalıklarda baĢarılı sonuçlar elde edildiğine dair tıbbi
literatür sitelerinde yayınlanmıĢ birçok çalıĢma örneği mevcuttur.
5.7. Otohemoterapinin Diğer Tedavilerden Farklılığı ve Üstünlüğü
Otohemoterapi kavramının tıptaki ve dünya literatürlerindeki yeri, bu
tedavinin ne kadar önemsenmesi gerektiğini bilimsel verilere dayalı olarak
göstermektedir. Tıbbi tedavi usullerinin kalitesini belirleyen birçok parametreler
vardır. Dünya tıbbının ulaĢmıĢ olduğu seviyeye paralel olarak bu değerlendirme
kriterlerinin de nitelikleri bilimsel dayanaklar ıĢığında sosyolojik yorumlamalar
yapmayı gerekli kılmaktadır. Bilinen bir gerçektir ki; hastaların tedavilerinden
daha önemlisi hastalanmayı önleyici tedbirlerin ve iĢlemlerin uygulanmasıdır.
Genel anlamda, koruyucu tıbbi hizmetleri olarak tanımlanan bu bilimsel olgu,
sağlıkla ilgili hususlarda ilk sırada yerini alacak kadar güncel öneme haizdir. Bunun
bir adım ötesinde ise , hastaların en kolay, en ucuz ve en etkili tedavi usulleriyle
tedavi edilmeleri hususu gelmektedir. Otohemoterapiyi diğer tedavilerden farklı
ve üstün kılan birçok özellikleri vardır.
Dünya tıp literatür kaynaklarında yayınlanan çok sayıda bilimsel çalıĢmalar
ve yorumlar, otohemoterapinin bu farklılığını ispat etmektedir. Bu bilimsel tespitler
17
doğrultusunda otohemoterapinin baĢlıklar halinde özetlenebilecek en dikkat çekici
özellikleri :
 Dünya genelinde geliĢmiĢ tıp merkezlerinde güvenle uygulanıyor olması.
 Ülkelerin birçoğunda bu tedaviyle alakalı sayısız bilimsel çalıĢma
örnekleriyle tedavi etkinliğinin ispat edilmiĢ olması.
 Hemen hemen bütün hastalıklarda uygulanabilirliği.
 Yan etki ve kontraendikasyonlarının olmaması.
 Kısa sürede iyileĢme bulgularının ortaya çıkması.
 Tedavi sonrası oluĢan iyileĢmenin, çoğu kez rapel (pekiĢtirme kürü)
gerektirmeyecek Ģekilde kalıcı olması.
 Kolay eriĢilebilir ve uygulanabilir bir tedavi metodu olması.
 Herhangibir yaĢ, cinsiyet, hamilelik, emzirme vs. sınırlaması olmaması.
 Uzun süre ilaç kullanımından hastayı kurtarması.
 Maliyetinin oldukça ekonomik olması. OHT’nin farklılığını ortaya koyan bu
üstün özellikleri, çalıĢmanın sonunda sosyoekonomik avantajları irdelenirken
daha ayrıntılı olarak anlatılacaktır.
18
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
OTOHEMOTERAPĠNĠN UYGULAMA YÖNTEMLERĠ
Otohemoterapi’nin temelde 2 uygulama Ģekli vardır;

Minör otohemoterapi.

Majör otohemoterapi.
ġekil : 1
Otohemoterapi Uygulama Teknikleri
OTOHEMOTERAPĠ
MĠNÖR
OZONSUZ MĠNÖR
OTOHEMOTERAPĠ
MAJÖR
OZONLU MĠNÖR
OTOHEMOTERAPĠ
OZONSUZ MAJÖR
OTOHEMOTERAPĠ
OZONLU MAJÖR
OTOHEMOTERAPĠ
1. MĠNÖR OTOHEMOTERAPĠ
KiĢiden küçük dozlarla alınan kanın kalçadan enjekte edilmesidir. Bununla
alakalı 1914 yılından beri ciddi bilimsel çalıĢmalar yapılmıĢtır. Yapılan tedavi
aslında kiĢinin kendi kanıyla aĢılanmasıdır.
19
Minör Otohemoterapi iki farklı Ģekilde uygulanabilmektedir: Ozonsuz ve
ozonlu minör OHT.
1.1. Ozonsuz Minör Otohemoterapi
Otohemoterapi’nin ilk uygulama Ģekli budur. 1914 yılında Prof.Ravaut’la
baĢlayıp günümüze kadar da bu metodla tedaviler devam etmektedir. KiĢinin kendi
damarından alınan birkaç cc. venöz kan kalçasından tekrar geri enjekte edilmek
suretiyle geri verilmektedir.
Bu enjeksiyonların hangi aralıklarla ve hangi dozlarda verileceğine dair farklı
yaklaĢımlar var ise de, çoğunlukla günaĢırı veya belli aralıklarla tekrarlanacak
Ģekilde ve 1cc’den 10cc’ye kadar tedricen arttırılmak suretiyle uygulanmaktadır. Ġlk
kür bittikten sonra bir süre (1-2 ay) ara verip tekrar bir rapel (pekiĢtirme kürü)
uygulanabilmektedir.
1.2. Ozonlu Minör Otohemoterapi
Ozonun alınan kanla karıĢtırılarak kas içi uygulanması, ozonlu minör
otohemoterapi olarak adlandırılır. Bu uygulama Ģeklinde, hastadan daha az miktarda
(3-5 ml) kan alınarak, eĢit hacimde medikal ozonla karıĢtırılır ve aynı hastaya kas içi
enjeksiyon ile verilir. Kas içi uygulama, bir çeĢit otovaksinasyon (kendi kanıyla
aĢılanma) etkisi oluĢturarak hem antioksidan enzimlerin hem de birçok biyolojik
cevabın ortaya çıkmasını sağlar.
“Ozonlu otohemoterapi; otoimmün hastalıklar, dirençli allerjik vakalar,
kronik viral ve bakteriyel hastalıklar, psoriasis ( sedef hastalığı ), migren, uyku
apnesi, intestinal spazm (irritabl kolon, kolit v.s. ) yapan hastalıklar, anksiyete, stres,
uyku bozukluğu, romatizmal hastalıklar, romatoit artrit, bağıĢıklık sistemi zayıflamıĢ
sık viral enfeksiyon geçiren hastalarda, hepatit-C, HIV(aids) ve kanser vakalarında
uygulanmaktadır. ĠĢin ilginç tarafı tedavi belli kürlerle uygulanırken daha tedavinin
baĢında ilk on günde %50 iyileĢme görülmektedir. Bu hastalıklarda ilaçlarla
sağlanamayan etkilerin bu tedavilerle sağlandığı bilimsel araĢtırmalarda yer
almaktadır. Kronik yara iyileĢmesinde özellikle de atrofik ve iskemik ülserler ile
diyabete bağlı yaraların sağaltımında kullanılmaktadır. Ozonun tümörler üzerine
20
olan sağaltıcı etkisini, tümörlü dokunun oksijen oranını artırmak suretiyle yaptığı
bildirilmektedir.”18 Günümüzde geliĢmiĢ ülkelerin hemen tamamında, diğer tıbbi
tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı bu tür umutsuz vakalarda OHT sayesinde çok
önemli sonuçlara ulaĢılmıĢ, immün ve biyokimyasal kapsamda yapılan bilimsel
çalıĢmalar mikromoleküler seviyede daha da derinleĢtirilerek devam etmekte olup bu
hastaların Ģifa bulmasında yeni ufuklar açılmaktadır.
Tıbbi Ozon Tedavisi (ozonlu otohemoterapi)’nin nasıl etki ettiği bilimsel
olarak araĢtırılmıĢtır. AraĢtırmalar, ozonun önemli ölçüde anti-bakteriyel, anti-viral
ve anti-fungal etkisi olduğunu göstermiĢtir. Ozonun çeĢitli dolaĢım bozukluklarının
tedavisinde dolaĢımı uyarıcı olarak yararlı olduğu ve organik iĢlevlerin yeniden
canlandırılmasında çok etkili olduğu ispat edilmiĢtir. “Ozon, bağıĢıklık sisteminin
güçlü bir düzenleyicisidir. Bu benzersiz özelliği ile aktif olarak bağıĢıklık sistemleri
üzerinde etkilidir.. Ozon da glutatyon ve süperoksit dismutaz uyararak vücudun
kendi antioksidan sistemleri ve serbest radikal temizleyiciler aktive eder ve bu
nedenle, kronik inflamasyon ve mitokondriyal iĢlev bozukluğu ile bağlantılı
hastalıkların yararlıdır.”19
2.MAJÖR OTOHEMOTERAPĠ
“Ġntravenöz olarak ozonlu majör otohemoterapinin ilk kullanımı 1940 ve
1950'li yıllarda Dr.H.Wolff tarafından yapıldı ve geliĢtirilerek literatürlere girdi”20
O.H.T’nin bu tekniği ozonsuz olarak pek uygulanmamaktadır. Ancak nadir de olsa
uygulayanlar vardır. Majör otohemoterapide genellikle kana belli oranda ozon gazı
karıĢtırılır. Bu metotta, kiĢiye her iki koldan damar yolu açılır. Bir koldan belli
miktarda alınan kana bu tedavi için özel olarak üretilmiĢ bir cihazla steril koĢullarda
uygun miktarda ozon gazı karıĢtırılarak diğer koldan damar içine geri verilir. Bunun
nedeni ise tedavi etkinliğini arttırmaktır. Yapılan çalıĢmalar neticesinde kana verilen
ozonla daha hızlı ve daha etkili sonuçlar elde edildiği tespit edilmiĢtir.
18
….. , http://autohemo.blogspot.com/2007/05/comunidade.html, (17.05.2013)
….. , http://www.ozonterapist.com/ozon-terapi-nedir, (19.05.2013)
20
K. Novakova, Ozone Therapy and How It HelpsWwith The Treatment of The Flu, October 10. 2012,
http://drkatkanovakova.com/ozone-therapy/, (20.05.2013)
19
21
Ozon, güçlü bir oksidasyon oluĢturma yeteneğine sahiptir. Bu nedenle,
bakterisid, virüsid ve fungusid olarak etki gösterir. Bu iĢlem steril ortamda yapılır.
Yöntem aslında bir serum takmak kadar ağrısız ve pratik bir uygulamadır. Geriatride
(yaĢa bağlı problemler), dolaĢım bozukluklarında, yeniden canlanmayı sağlayıp
yaĢlanmayı yavaĢlatmak için (anti-aging), viral kökenli hastalıklarda ve genel
bağıĢıklık sistemi aktivasyonu ve sayısız hastalıkların tedavisinde ozon etkilidir.
Majör OHT’de, özel steril bir düzenek yardımıyla, 50 ila 100 ml kan yavaĢça alınır,
tam olarak hesaplanmıĢ dozda ozonla karıĢtırıldıktan sonra kiĢiye geri verilir. Bu
uygulamada,
steril
ozona
dayanıklı
tek
kullanımlık
sarf
malzemesi
kullanılmaktadır.”21 OzonlaĢtırılmıĢ kanda ozon gazı, kırmızı ve beyaz kan hücrelerini
oluĢturan spesifik maddelerle hızla reaksiyona girmekte, böylece yaĢamsal
aktivitelerini ve metabolizmayı arttırıcı etki sağlamaktadır. Majör ozonlu OHT’de,
iĢte bu aktive edilmiĢ kan, hastaya hemen aynı düzenek kullanarak tekrar geri
verilmektedir.
Bu yöntemde, hastanın vücut ağırlığına oranlanarak bir miktar kan ozona
dayanıklı antikoagülanlı bir cam ĢiĢe içine alınır. Alınan kan, her mililitresinde 1080μg/ml dozda ozon olacak Ģekilde, eĢit hacimde medikal ozon ile karıĢtırılır. Bu
iĢlem, yaklaĢık 5-10 dakika içerisinde yapılmalıdır. OzonlanmıĢkan tekrar aynı
hastaya yaklaĢık 15 dakikalık bir süre içerisinde yavaĢça geri verilir.
2.1. Otohemoterapide Kanla KarıĢtırılan Ozon Gazı ve Biyokimyasal
Etkileri
“Ozon bir gazdır. Tedavi amaçlı kullanılacak ozon gazı Medikal Ozon
Jeneratörlerinde saf oksijenden üretilir. Üretilen ozon tedavide daima oksijen ile
karıĢım halinde kullanılır. Tek baĢına saf ozon kullanılmaz. Tedavide kullanılacak
bu karıĢımda oksijen / ozon oranı % 99,5 ila % 95 arasında değiĢir. Diğer bir
deyiĢle karĢımın ozon oranı % 0,05 ila % 5 arasındadır.”22 Ozon gazı, tıpta
hastalıkların tedavisinde, immün sistemin güçlendirilmesinde, yaĢam standartlarının
21
….. , http://www.ozonterapist.com/ozon-terapi-uygulamalari/ozon-terapi-uygulama-yontemleri-101.html,
( 20.05.2013)
22
….. , http://www.marmaraozon.com/L/TR/mid/128/Ozon_Terapisi_Hakkinda.htm, (13.06.2013)
22
yükseltilmesi ve diğer amaçlarla 150 yıldan fazla zamandır Avrupa, Asya ve
Amerika'da yaygın bir Ģekilde kullanılmaktadır.
“Ozon sayesinde oluĢan aktivasyona cevap olarak, vücudun bağıĢıklık
hücreleri cytokin adı verilen özel habercileri üretir. Cyotokin interferones ya da
interleukins gibi önemli aracıları içerir. Bu haberciler hastalıklara direnmek için
görevli bütün bağıĢıklık sistemi boyunca zincirleme bir Ģekilde pozitif değiĢiklikler
oluĢturarak diğer bağıĢıklık hücrelerini haberdar ederler.”23
Yapılan bilimsel araĢtırmalarda tespit edilmiĢtir ki; medikal ozon, özellikle
bağıĢıklık sisteminin zayıf olduğu veya bozuk olduğu hastalara uygulandığında çok
baĢarılı sonuçlar vermektedir. BağıĢıklık sisteminde sorun olan hastaların diğer tıbbi
tedavilerle iyileĢtirilmeleri çok zordur. Zira, yapılan tedavinin eĢ zamanlı olarak
immün sistem tarafından da desteklenmesi gerekmektedir. Aksi halde Ģeklen tedavi
uygulanmıĢ olsa da vücut savunma sisteminin yetersiz oluĢu nedeniyle hastanın
iyileĢmesinde umut edilen kazanım elde edilemeyecek veya geçici bir iyileĢme
oluĢacaktır. ĠĢte medikal ozonla karıĢtırılan kanın kiĢiye geri enjekte edilmesiyle,
immün yetmezlikten kaynaklanan bu komplikasyonlar önlenmekte, oluĢturulan
immün aktivasyon sayesinde tedavinin daha etkin ve iyileĢmenin daha kalıcı
olması temin edilmektedir. Ozonlu OHT, bağıĢıklık sistemini güçlendirmekte ve
vücut direncini arttırmaktadır. Bu nedenle ozon tedavisi olanlar kendilerini
yenilenmiĢ hissetmektedirler.
Ayrıca, yine yapılan birçok bilimsel çalıĢma, OHT’nin vücut biyokimyasında
birçok olumlu kazanımları da sağladığını ispat etmiĢtir. Tıbbi literatür kaynaklarında
OHT’nin bu yararlarıyla alakalı vurgulanması gereken bazı önemli tespitlerin bir
kısmı Ģunlardır: “OHT, vücudun kendi anti-oksidanlarını harekete geçirir.
Virüsleri, bakterileri ve toksinleri etkisiz hale getirir. BağıĢıklık sistemini
güçlendirir, kan ve lenfi arındırır. Atardamar cidarını temizler ve kan dolaĢımını
geliĢtirir. Beyin fonksiyonlarını ve hafızayı güçlendirir. Hormon ve enzim
üretimini düzenler. Tüm eklem rahatsızlıkları, kemik iltihabı ve enfeksiyonların
tedavisinde hastaları rahatlatır. Sinirleri sakinleĢtirir, ağrıları azaltır ve uykuyu
23
….. , http://www.ozonterapist.com/ozon-terapi-nedir, (13.06.2013)
23
geliĢtirir. Kanamayı durdurur. Allerjik reaksiyonları hafifletir. Haricen
kullanıldığında; akneleri, yanıkları, bacak kanserlerini, açık yaraları, egzema ve
mantarları
iyileĢtirir.
Vücut
direncini
artırarak,
anti-aging
(yaĢlanmayı
geciktirme) ve kronik yorgunluk tedavisinde büyük destek sağlıyor. Kanserde
dahi etkilildir. Kanser hastalarında ozonlu OHT tedavisi tamamlayıcı tedavi olarak
oldukça baĢarılıdır.”24
2.2. Ozonterapi Kavramı ve Oksijen Yetersizliği
Aktif oksijen molekülü olarak bilinen ozon gazıyla desteklenerek yapılan
OHT dahil diğer lokal veya sistemik ozon gazı uygulamalarıyla yapılan iyileĢtirici,
destekleyici tedavilere kısaca ozonterapi denilmektedir. Ozonterapi, bir alternatif
tıp yöntemi değildir. Yapılan tıbbi tedavileri tamamlayıcı, hatta ana tedavi yöntemi
olarak kullanılmaktadır. Son yıllarda giderek artan bilimsel çalıĢmalar sayesinde
ozonun özellikleri daha iyi anlaĢılmıĢ, birçok hastalıkta baĢarıyla kullanılabileceği
klinik araĢtırmalarla ortaya konmuĢtur.
Oksijensiz
yaĢam,
mümkün
değildir.
Sağlıklı
bir
yaĢam
sürmek,
hastalıklardan iyileĢmek, enerjik olabilmekte oksijensiz gerçekleĢemez. Maalesef
Ģehirlerimizin birçoğunda soluduğumuz havadaki oksijen düzeyi doğal seviyesi olan
%21’in altına inerek, nefes alarak sağlığımız için yeterli oksijeni almamız
zorlaĢmaktadır. Ayrıca kiĢileri bireysel olarak olumsuz etkileyen sigara kullanımı,
stres, hareketsiz yaĢam, sağlıksız beslenme gibi durumlar da vücutta zararlı
toksinlerin birikimine sebep olurlar. Bu toksinler ise vücut biyokimyasında zararlı
etkiler oluĢturmaktadır. Tüm bu olumsuz etkenler, vücudumuzun oksijene
gereksinimi daha da arttırmaktadır.
“Oksijen
yetersizliği
kronik
yorgunluğa,
erken
yaĢlanmaya,
direnç
mekanizmasının düĢmesine, hastalıklara kolay yakalanmaya, kanser gibi hastalıklara
zemin hazırlar. Vücudumuz için yeterli oksijenlenmeyi sağlamak için nefes almanın
dıĢında daha fazla Ģeyle yapmalıyız. YaĢadığımız ortamı değiĢtirmek, sağlıklı çevre
yaĢam alanları yaratmak bu yöntemlerden birkaçıdır. Ozonterapi vücudumuzda
24
V. A. Bocci- I. Zanardi- V. Travagli, Ozone Acting on Human Blood Yields a Hormetic Dose-response
Relationship, 2011, Journal of Translational Medicine, Dipartimento di Fisiologia, Università degli Studi di
Siena, Viale Aldo Moro, 2, 53100, Siena, Italy, Journal of Translational Medicine 2011, doi:10.1186/14795876-9-66, http://www.translational-medicine.com/content/9/1/66, (23.05.2013)
24
doku ve hücrelere ihtiyacı olan oksijeni en etkili Ģekilde sağlayan ve toksinleri yok
eden, bilinen en güçlü tedavi yöntemidir.”25
2.3. Sağlıklı KiĢilerde Ozonlu OHT Uygulaması
“EndüstrileĢmenin ve sanayileĢmenin yüksek trendi nedeniyle malesef hava
kirliliği, sağlıksız besinler gibi yaĢamı ve canlı organizmaları tehdit eden birçok
zararlı etken de yaĢam kalitesini tehdit etmektedir.. Soluduğumuz hava, içtiğimiz su
ve birçok yiyecekler bize zararlı olabilecek baĢka maddeler içermektedir. Bu zararlı
maddeler vücudun atılım ve boĢaltım sistemleriyle bertaraf edilmeye çalıĢılsa da,
birçok toksin denilen zararlı atıklar da vücut biyokimyasında, hücrelerimizde ve
dokularımızda kalarak olumsuz etkiler oluĢtururlar.”24
Bu mevzuda literatürlerde birçok vurgular ve tavsiyeler vardır. Yapılan
bilimsel çalıĢmalarda OHT sayesinde iyileĢme gösteren psikososyal sıkıntıları olan
birçok olgunun düzeldiği ispatlanmıĢtır. Örneğin stres, kronik yorgunluk ve
tükenmiĢlik (burnout), uyku bozuklukları, kronik baĢağrıları bunlardan bir kısmıdır.
Stres, günümüzde herkesin ortak derdi gibidir. Ayrıca, insanın kendisine yeterli
dinlenme zamanı ayıramıyor olması da sorunların kaynağı gibi görülmektedir.
Sorguladığımız zaman herkesin iĢiyle, eviyle, ailesiyle, yakınlarıyla bazı sıkıntıları,
maddi ve manevi birtakım rahatsız edici sorunları olduğunu görürüz.
Birçok insan yetersiz uyku uyumaktadır. Çoğu kez uyku süresi zaman olarak
yeterli ise de uykudan dinlenmiĢ olarak uyanılmamaktadır. Modern çağımızın günlük
yaĢamda getirdiği kronik yorgunluk, hayattan zevk alamamak, stres ve çeĢitli vücut
ve baĢ ağrıları bulguları yetersiz oksijenlenme ve toksinlerin birikiminden
kaynaklanır. ĠĢte, günlük yaĢam ve çağımızın sorunu olan bu negatif bulgulardan
ozonlu OHT sayesinde kurtulmak mümkündür.
25
….. , http://www.ozonterapist.com/ozon-terapi-nedir, (13.06.2013)
25
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SAĞLIK SOSYOLOJĠSĠ VE FARMAKOEKONOMĠ
KAVRAMLARI, OTOHEMOTERAPĠNĠN SOSYAL VE MALĠ
AVANTAJLARI
Sağlıkta sosyolojik yaklaĢım parametrelerini tanımlayan birçok bilimsel
çalıĢmalar ve yorumlar yapılmıĢtır. Sağlık sosyolojisiyle ilgilenen bilim adamları bu
alanda farklı perspektiflerden bilimsel araĢtırma ve çalıĢmalarını literatür
kaynaklarında yayınlamıĢtır. Ancak bunların birçoğu ortak sosyolojik paydalarda
buluĢmuĢlardır. Otohemoterapinin sosyal ve mali avantajlarının bilimsel açıdan izah
edilebilmesi için, sağlık sosyolojisinin ve bu kavramın bir alt baĢlığı olarakta
farmakoekonominin anlaĢılması uygun olacaktır.
1. SAĞLIK SOSYOLOJĠSĠ KAVRAMI
Sağlık-hastalık olgularını etkileyen hususların irdelenerek araĢtırılması,
sosyolojik bir bakıĢı gerekli kılmaktadır. Sosyolojik pencereden, kiĢinin içinde
bulunduğu sosyal, psikolojik, kültürel ve ekonomik yapı ile birlikte sağlık ve hastalık
kavramlarına yüklenen tanımlamaların, hastalığa karĢı verilen tepkilerin, rahatsızlığı
anlayabilme ve yardım arama reflexinin anlaĢılması; sağlık sisteminin hastalar,
sağlık çalıĢanları, sağlık politikaları, sağlık finansmanı ve diğer açılardan analiz
edilebilmesiyle ilgilenen sosyoloji dalı, Sağlık Sosyolojisidir.
“Sağlık Sosyolojisi, sosyolojinin diğer ilgi alanlarına benzemektedir.
Sosyoloji bağlamında; aile, eğitim, politik sistem ve ekonomi birer sosyal kurum
olarak kabul edilir. Bu kurumların herbirinin sosyal yapıları vardır ve onlar
insanların gereksinimlerini karĢılarlar.”26 Bilimsel çalıĢmalardan anlaĢılmaktadır ki;
sağlık sosyolojisi sağlık ve hastalık olgularını toplumsal ve kültürel kavram içine
yerleĢtirerek sosyo-kültürel objektif ve analitik yaklaĢımla değerlendiren, toplum
26
A.ġ. Tav, ġizofreni Tedavisinde Direkt Maliyeti Belirleyen DeğiĢkenlerin KarĢılaĢtırmalı Değerlendirilmesi
YayınlanmamıĢ Uzmanlık Tezi, Sağlık Bakanlığı, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve AraĢtırma
Hastanesi, Ġstanbul,2006, s.7
26
ve sağlık alanında nedensellik bağlantıları oluĢturan, bu iliĢkileri bilimsel metodlarla
araĢtırıp irdeleyerek en doğru sonuca ulaĢmaya çalıĢan, teorik ve uygulamalı bir
sosyoloji dalıdır.
Bilinen bilimsel bir gerçektir ki; doktorların hasta ve hastalığa karĢı
davranıĢlarında zamanla değiĢimler olmuĢtur. Hastayı saran sosyal atmosferin
anlaĢılması ve kavranılması gerektiği düĢüncesi ve tıpta hastalık yok, hasta var
gerçeğiyle hastanın sadece fiziksel rahatsızlığı yönünden değil; sosyal faktörler, aile
iliĢkileri, topluluk tipi vs. ile bir bütün olarak ele alınması ön plana çıkmıĢtır.27
1.1. Dünya Sağlık Örgütü’nün Sağlık Tanımı
DSÖ’nün (1947) “Sağlık, sadece hastalık ve sakatlığın olmayıĢı değil;
fiziksel, psikolojik ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir” Ģeklindeki sağlık
tanımı sağlığın aynı zamanda sosyal bir olgu olarak görülmesini sağlamıĢtır.
Hastalıkların dağılımını inceleyen epidemiyoloji alanındaki geliĢmeler sağlık
sosyolojisinin geliĢimine zemin hazırlamıĢtır. Toplumun farklı kesimlerinin
tanınması gerektiren bu çalıĢmalar tıp-sosyoloji iliĢkisinin kurulması gerekliliğini
ortaya çıkarmıĢtır.
1.2. Etyolojik (Sebebe Yönelik) Bilimsel ÇalıĢmalar
Hastalıkların nedenlerini ve kaynaklarını inceleyen etyoloji alanında yapılan
klinik araĢtırmalar ve istatistikleri dikkatle incelediğimiz zaman, bu veriler bize
hastalıkların meydana gelmesinde biyolojik yapının, virüs ve bakteri faktörlerinin
ötesinde sosyo-ekonomik faktörlerin de oldukça etkili olduğunu göstermektedir.
Bilim adamlarınca, özellikle ruhsal hastalıklar, intiharlar, kalp hastalıkları ve kanser
gibi ağır hastalıkların sosyo-ekonomik ve kültürel faktörlerle yakından ilgili
olduğu kabul edilmektedir. Sebep-sonuç süreçlerinin analitik yorumlanması, bu
tespitin gerçekliğini doğrulamaktadır.
1.3. Mortalite (Ölümlülük Örüntüsü) Oranları
ve Nedenlerinin
AraĢtırılması
Ölümlülük örüntüsündeki değiĢmeler ve bunların nedenlerinin araĢtırılması
27
Tav, s.9
27
toplumsal değiĢme ve sağlık iliĢkisini gündeme getirmiĢtir. Demografik profildeki
değiĢmeler, yaĢam beklentisine iliĢkin değiĢmeler toplumsal değiĢme süreciyle
yakından iliĢkilidir.28 Tıbbi araĢtırmalarda veya tedavi amaçlı yapılan klinik
çalıĢmalarda baĢarı parametrelerinin en önemlilerinin baĢında mortalite oranlarının
düĢürülmesi gelmektedir. Yapılan iyileĢtiricı uygulamalarda hastaların ölüm
oranları ne kadar aĢağı çekilebilirse, bununla ters orantılı olarak baĢarı trendi
de yükselmiĢ olarak kabul edilmektedir.
1.4. Koruyucu Tıp ve Toplum Sağlığı YaklaĢımındaki Ġvme Süreci
Koruyucu tıp ve toplum sağlığı alanındaki geliĢmeler sağlık sosyolojisinin
geliĢiminde önemli bir adımı teĢkil eder. Sosyal tıp anlayıĢının geliĢmesiyle sağlık
eğitimi, evde bakım programları, hasta bireylerin topluma uyumu ile sağlığın
sürdürülmesi ve hastalıkların önlenmesinde önemli sonuçlar elde edilebilmektedir.
1.5. Hasta Psikolojisi ve Hastaya Psikolojik Kazanım Sağlama
Bilimsel paylaĢım platformunda, sağlık sosyolojisinin yandaĢı çoğu kez
psikiyatri olmuĢtur. Psikolojik problemlerin zuhur etmesinde sosyal faktörlerin
etkili olduğu anlaĢılmıĢ, bu anlayıĢla sosyolog ve psikiyatristlerin birlikte çok
sayıda ortak araĢtırmaları ve çalıĢmaları olmuĢ ve bu sayede sosyopsikolojik
sahada çok önemli ve insan sağlığına ciddi katkılar sunan çeĢitli geliĢmeler
kaydedilmiĢtir.
Günümüzde stres, yaĢam biçimi, gelir, iĢsizlik, konut, yoksulluk gibi sosyal
faktörlerin ruhsal hastalıkların ortaya çıkmasında oldukça önemli olduğu, diğer
yandan ruhsal bozuklukların iyileĢme sürecinde aile, sosyal bağlar, meslek vb. sosyal
faktörlerin olumlu etkilerinin olduğu kabul edilmektedir. Ġnsan sosyal bir varlıktır ve
içinde yer aldığı toplumdan izole edilerek sağlıklı bir yaĢam sürmesi beklenemez; bu
nedenle uzun yıllar kapalı mekanlarda tutulan ruhsal bozukluğu olan kiĢiler için,
28
Tav, s.26
28
günümüzde toplumdan tecrit etme yerine toplum içinde bakım görüĢü önem
kazanmıĢtır.29
1.6. Sağlık Sosyolojisinde Tıbbi Bakım ve YaĢam Kalitesi Kavramları
"Hastalık kavramı, çağdaĢ dönüĢümler sonucu sağlık kavramına göre önemini
yitirirken; hastalıkların tedavisinden çok hastalanmadan önce bireyleri koruma ve
sağlığın sürdürülmesi ön plana çıkmıĢtır.”27 Proje çalıĢması kapsamında, OHT’nin
sosyal avantajlarını bilimsel gerçekliğe uygun izah edebilmek için sağlık
sosyolojisiyle alakalı yapılan birçok literatür taramalarında görülmektedir ki ; akut
seyreden hastalıklardan çok süregen-kronik hastalıkların çok daha daha önemli bir
sağlık sorunu olduğu günümüz toplumlarında, bu hastalıklara maruz kalan bireyler
için takip, bakım ve yaĢam kalitesi gibi kavramlar ön plana çıkmaya baĢlamıĢtır.
Aynı zamanda bu yaklaĢım, sağlık-hastalık olgularında devamlılığı veya olumsuz
etkilenmeyi değerlendirip analitik bir paradigmayla aĢağıda sıralanan etmenler
üzerinde yoğunlaĢmayı da gerekli kılmaktadır.
2. SAĞLIK EKONOMĠSĠ KAVRAMI
Sağlık ekonomisi ; kısıtlı kaynaklarla toplum sağlığının olası en iyi düzeye
çıkmasını sağlayacak tedavi ve korunma hizmetleri, uygun sağlık yatırımları,
maliyet-etkili tedavi rehberleri gibi hizmet kombinasyonlarını bulmayı hedefler.26
Sağlık ekonomisi , sağlık hizmetleri içerisinde en yararlı olanı bulmayı
hedeflerken bu hizmetlerin topluma sadece maddi değil, sağlık ve diğer olası yaĢam
kalitesi, bireysel ve toplumsal huzur parametleri açısından elde edilen sonuçların
karĢılaĢtırmasını yapmayı sağlayacak bazı yöntemleri de içermektedir. Bu yöntemler
esas olarak farmakoekonomi baĢlığı altında incelenir.
2.1. Farmakoekonomi Olgusu
Bu alanda yapılmıĢ araĢtırmalarda tespit edilen Ģudur ki; farmakoekonomi
29
Tav, s.11
29
sağlık alanında sunulacak her türlü hizmetin, teknolojinin, giriĢimin veya ilaçlı
tedavilerin sonuçlarını değerlendirmeyi ve karĢılaĢtırmalarını yapabilmeyi sağlar.
“Farmakoekonomi’nin ana kavramı, ucuz ilaç seçimi değil, topluma ucuza
mal olacak tedavi seçeneklerini elde edecek yaĢam kalitesi ile birleĢtirerek gerçek
maliyet / sağlık oranlarını bulmaktır. Yalnız ilaç kullanımını ile ilgili tasarruf
yapmak veya maliyeti azaltmayı hedeflemez. Sağlık için harcanan kaynakların belirli
bir değeri elde etmesini amaçlar.”30 Farmakoekonomi günümüzde giderek önem
kazanmaktadır, çünkü sağlık harcamaları toplam harcamalar içinde oldukça yüksek
bir meblağdır. Ġlaç harcamaları, geliĢmiĢ ülkelerde toplam sağlık harcamalarının
küçük bir parçası olsa da, Türkiye’de bunun tam tersi olup, sağlık harcamalarının
büyük kısmını teĢkil etmektedir. Yüksek ilaç fiyatları hastanede yatma süresini
azaltırsa veya tedavi maliyetini düĢürürse göz ardı edilebilir. Farmakoekonomi,
ilaç, tedavi yöntemi seçiminde ve karar vermede yol göstericidir.
Sağlık tedavi profesyonelleri ve iĢletme yetkilileri için kullanımın en temel
amacı güncel olarak ulaĢılabilir kaynakların en etkin biçimde kullanılmasının
yollarını bulmaktır. Bazı ilaçlar baĢlangıçta daha az maliyetli olabilir, fakat hastanın
tüm maliyeti yatarak tedavide içinde olmak üzere diğer hizmetlerin daha fazla
kullanılması nedeniyle artabilir. Bir tedavi organizasyonu, medikasyonlar seçeneğini
sınırlandırmaktan daha çok sonuçları optimize ederek harcamaları daha da
azaltabilir. Hastaneye yatırma sonuçları genellikle ölçülebilir ve iĢletmecilerin özel
ilgisi bu alanda yoğunlaĢır, çünkü hastaneye yatırma tek baĢına oldukça büyük
maliyet baĢlığı oluĢturmaktadır.
Hastanede kalınan gün sayısında bir azalmayı
gösteren çalıĢmaların iĢletilen tedavi perspektifini etkilemesi muhtemeldir. Ayaktan
tedavi gören hastanın hastane yatıĢı dıĢındaki nükslerinin ölçülmesi güçtür.31
2.2. Ekonomik Amaç Kavramı
Ekonomik amaç; tedaviyle iliĢkili toplam medikal maliyetlerin tahmin
edilmesi veya doğrudan bir Ģekilde ölçülmesidir. Medikal kaynakların ve bunlarla
iliĢkili maliyetlerin kullanılması üzerine elde edilen veriler prospektif veya
30
31
Tav, s.15
Tav, s.16
30
retrospektif çalıĢmalarda bir araya getirilebilir, ya da uzman görüĢü ve varolan
veriler temelinde modellenebilir.
2.3. Planlanan Tedavilerde En Önemli Ekonomik Amaç
Bu husus, doğrudan
yapılan tedavilerin etkinliğini ve
kalitesini
etkilemektedir. Bundaki amaç ; varolan kaynakların en etkin biçimde kullanılmasının
yollarını bulmaktır. “Rasyonel modeller belirli popülasyonlarda beklenilen tedavinin
maliyetini kestirmek için dizayn edilebilir ve modellerden elde edilen veriler
sonuçlara karĢın harcamaların optimize edilmesi için kullanılabilir.”32 Bu konuda
yapılan araĢtırmalarda anlaĢılan Ģudur ki; spesifik tedavilerin maliyet cihetiyle
etkinliğini gösteren kriterler; ulaĢılan kabul edilebilir sonuçlar, doğrudan tedavi
maliyetleri ve yapılan tedavinin kalitesidir.
2.4. Hastalıkların Maliyetleri
Modern tıbbın analitik paradigmalarında, bu konu ciddi bir önem
arzetmektedir. Bu alanda yapılan bilimsel çalıĢmalarda hastalıkların herbirinin farklı
perspektiflerden oluĢturduğu maliyet en reel boyutlarıyla belirlenerek, ona göre çok
yönlü değerlendirmeler yapılmaktadır. Hastalıkların maliyetlerini belirlemeyle
alakalı çalıĢmalar, belli bir hastalığa atfedilebilir bir Ģekilde hesaplanmak suretiyle
topluma olan toplam maliyetleri analiz etmektedir.
“Maliyetler,
doğrudan
ve
dolaylı
maliyetler
olarak
iki
kısımda
incelenmektedir.

Doğrudan maliyetler
Genel anlamda; harcananlardır. Bunlar;
 Hekim vizitleri.
 Toplum temelli mental sağlık sistemleri.
 Ayaktan hasta bakımı ( acil servis vizitleri, günlük bakım dahil).
 Evde bakım - Bakımevi hizmetleri.
 Hastaneye yatıĢ ve rehabilitasyonlar.
32
Tav, s.16
31
 Ġlaç tedavisi ve ilacın istenmeyen etkilerinin tedavisi..
 Tanı ve laboratuar iĢlemleri.
 Tıbbi kurumların sermaye yatırımları.
 Tıbbi olmayan maliyetler( hastanın taĢınması, araĢtırma ve eğitim
masrafları ve diğerleri).
 Dolaylı Maliyetler
Bu maliyetler, aslında kaynakların kaybıdır. Bunlar;
 Hastanın hastalığa ve erken ölümüne bağlı iĢgücü( üretkenlik) kaybı.
 Hastaya bakan aile bireylerinin ya da diğer kimselerin iĢgücü
(üretkenlik) kaybı.
 Hasta ve ailesi açısından duyulan acı ve ıstırabların oluĢturduğu
manevi maliyetler.
 Aile ve arkadaĢlarının sağladığı yiyecek, giysi, barınma v.b.
 Sosyal bakım hizmetleri ve iĢsizlik sigortası.
 Ceza yargısı hizmetleri.
 Hastalığın topluma maliyeti.”33
2.5. Hastalıkların Maliyet Etkinlik Analizleri
Bu analizlerde maliyet, yapılan olumlu çalıĢmalar sayesinde kazanılan yaĢam
yılları, geri kazanılan çalıĢma yılları ya da hastalıkların pozitif belirtileri olmaksızın
geçirilen sağlıklı süre Ģeklinde değerlendirilmektedir. Neticede ise, maliyetin
minimize edilmesiyle eĢgüdümlü olarak sağlanılan yararla birlikte maliyetin
kullanılabilirliği de önemli bir parametre olarak kabul edilmektedir.
2.5.1. Maliyet Faydalılığı
Bu analiz, hastalıkların tedavileri açısından uygulanabilecek iki farklı tedavi
yaklaĢımını mukayese ederek, diğer tedavi alternatiflerinin maliyet ve yararlarını
ekonomik ölçütlerle belirlemeye çalıĢır. Bu çalıĢmalar kiĢisel anlamda maliyet ve
33
Tav, ss.17-18
32
kazanımları içermez. Çünkü bu maliyetlerin reel bir Ģekilde ekonomik kriterlerle
değerlendirilmesi mümkün değildir.
2.5.2. Maliyet KullanıĢlılığı
Bu analiz için geçerli olabilecek ve kolay uygulanabilen hayat kalitesi
ölçütlerine gereksinim vardır. Elde edilen sonuçlar, yaĢam kalitesine aksettirilmiĢ
yaĢam yıllarının tahminini oluĢturabilmek için hayatta kalma verileri ile
birleĢtirilebilir.
2.5.3. Maliyetin en aza indirilmesi
“Bu iĢlem alternatif tedavi yöntemlerinin maliyetlerini değerlendirir. Ġki
alternatif tedavi aynı sonucu sağlıyorsa, daha az maliyeti olan yöntem tercih edilir.
Maliyet yönünden etkinlik analizleri, sağlık için veya alternatif bir stratejiyle
karĢılaĢtırıldığında
medikal
müdahale için kullanılan kaynaklar ve baĢarılan
sağlık faydaları arasındaki iliĢkiyi ayrıntılı irdeleyerek göstermektedir.”34
Sonuç olarak anlaĢılan Ģudur ki; ekonomi, sınırlı mali kaynaklarla, sınırsız
ihtiyaçların karĢılanması uğraĢısında bizlere rehberlik eden bir bilimdir. Sağlık
hizmetlerindeki maliyetlerin yüksek olması ve her geçen gün artmasına bağlı
olarak,
ekonominin
yol
gösterici
ve
aydınlatıcı
kurallarının
sağlığa
aksettirilmesi gerekmektedir. Sağlıkta tüm planlamalar ve stratejik kararlar
temelde hasta içindir. Diğer tarafların çıkar ve beklentileri, hastanın çıkar ve
ihtiyaçlarının asla önüne geçirilemez. Sağlık giderlerinin kontrol altına alınarak
azaltılması yönündeki uygulamalar, ancak sağlık hizmetlerindeki sürekliliğin ve
sürdürülebilirliğin sağlanması bağlamında kabul edilebilir. En önemlisi ; hayata
kazandırılması istenen bu uygulamalar, hasta haklarını ihlal etmemeli ve hasta
güvenliği
34
açısından
da
herhangi
bir
risk
unsuru
taĢımamalıdır.
T.Özlü, “Hasta Hakları Bağlamında Sağlık Finansmanı” Sağlıkta Performans ve Kalite Dergisi, S.2,
Ankara,, 2010, s.10
33
3. OTOHEMOTERAPĠNĠN SOSYAL AVANTAJLARI
Hastalıkların önlenmesi ve tedavisi konularının Tıp-Sosyoloji iliĢkisi
kapsamında değerlendirilmesi, takip edilen sürece her zaman olumlu olarak yansır.
Ġster koruyucu sağlık hizmetleri isterse hastalıkların tedavi metodları hususunda
olsun, meselelere sosyolojik açıdan bakılması, baĢlangıç-sonuç iliĢkilerinin doğru
izah edilmesini sağlayacaktır. Ayrıca; yine sosyolojik terminolojide bir sosyal
kurum olarak ifadelendirilen ekonomi açısından yorumlanması da maliyet avantajı
cihetiyle konuya ıĢık tutacaktır.
Otohemoterapiyle alakalı bilimsel tanımlamalar ve çalıĢmalar, bu tedavi
metodunun sosyal boyutunu gözler önüne sermektedir. DSÖ’nün sağlığı sosyal
bir
olgu
olarak
deklere
eden
tanımlamasının
ıĢığında
otohemoterapiyi
değerlendirdiğimiz zaman, bu tedavi metodunun sosyal açıdan ciddi değerler
taĢıdığı görülecektir. Hangi tedavi metodu olursa olsun, o tedavi usulünün hastanın
iyileĢmesine sunduğu katkının yanı sıra, hastaya, hasta yakınlarına ve tedaviyi
uygulayan hekime yönelik sosyal yansıması da en az uygulanan tedavinin iyileĢtirici
etkisi kadar önemlidir. Tedavi metodlarıyla elde edilebilecek sosyal kazanımların,
bireysel ve kurumsal boyutuyla olduğu kadar, aile, toplum ve ülke genelinde
oluĢturacağı etkilenmeler de oldukça önemlidir.
YaĢamı etkileyen sosyal atmosferin iyi algılanması gerekmektedir. Hastaya
veya hastalığa yaklaĢım süreçlerinde, tıpta hastalık yok, hasta var tanımlamasıyla
hastanın sadece bedensel rahatsızlığı açısından değil; sosyal parametreler, hastahekim, hasta- aile-toplum iliĢkileri, vs. ile bir bütün olarak ele alınması ön plana
çıkmıĢtır. Nitekim, sosyolojik terminolojide ; aile, eğitim, mali hususlar, bunları ve
sağlığı yöneten politik sistemler, birer sosyal kurum olarak kabullenildiğinden
dolayı, tedavi usüllerinin değerlendirilmesinde, bu kurumların sosyolojik rezonansı
mutlaka dikkate alınmalıdır. Otohemoterapi, iĢte bu özelliğiyle diğer tedavi
usüllerine kıyasla farklılık arzetmektedir. OHT’yle tedavi yöntemi sosyal açıdan
irdelendiği zaman görülecektir ki; sadece bedensel açıdan hızlı ve kalıcı bir iyileĢme
süreci olarak değil, hasta-hasta yakınları ve hekim psikolojisi, ilaçların yan etkileri,
ilaca rağmen iyileĢmedeki direnç veya hastalığın nüksetmesi, kullanılan ilaçların
oluĢabilecek yan etkileri, kontraendikasyonları, iyileĢme hususunda karamsarlık ve
34
umutsuzluk, yüksek maliyetler vs. gibi birçok olumsuz sosyal etkilenmeler,
otohemoterapide görülmemektedir. Uzun ve yıpratıcı tedavi süreçleriyle sosyopsikolojik travmaya maruz kalan birçok hastanın durumu, aile ve toplum açısından
oluĢabilecek zorluk ve sıkıntılar, otohemoterapide söz konusu değildir. Dünya tıp
literatür kaynaklarında bu konuda sayısız tespitler ve yorumlar mevcuttur.
Otohemoterapinin sosyal avantajları olarak tanımlanabilecek bu hususlar, bilimsel
veriler ve OHT’yle alakalı deneyimler ıĢığında izah edilebilmektedir.
3.1. Sebebe Yönelik (Etyolojik) Etkileriyle Otohemoterapi
Otohemoterapinin diğer tedavi metodlarına kıyasla en önemli farklarından
biri, vücut bağıĢıklık sistemini aktive ederek
hastalığı oluĢturan sebebi tespite
yönelik bir analiz sürecini baĢlatmasıdır. Diğer bir tanımla , immün sitemin tüm
ayrıntılarıyla kendi bünyesinde biyokimyasal ve moleküler düzeyde sıfırdan bir
tarama ve tespit mekanizmasını baĢlatmaktadır. Bu sayede, o zamana kadar farkına
varılamayan hastalıklar veya hastalıklara yol açabilecek her sebep ayrıntılı tespit
edilmektedir. Oysa ki günümüz tıbbının ulaĢmıĢ olduğu seviyeye rağmen mevcut
imkanlarla hastaların veya sağlıklı kiĢilerin böyle bir kazanımı elde etmeleri
mümkün değildir. Sadece bu özelliğiyle değerlendirilse dahi , hastane hastane
dolaĢan hasta ve hasta yakınlarının çektikleri sıkıntıları önlemedeki etkileri,
kurumsal boyutta artan iĢ yükünü ve meĢguliyeti azaltmaya
sunduğu katkıları
düĢünüldüğü zaman, OHT’nin sosyal açıdan ne kadar önemli sonuçlar doğurduğu
daha iyi anlaĢılacaktır.
3.2. Kolay Uygulanabilir Olması
Hastalıkların tedavilerinde birçok farklı usüller uygulanmaktadır. Sağlık
sosyolojisi kapsamında meseleye bakıldığında, hasta-hasta yakınları ve tedaviyi
uygulayan hekim açısından tedavinin kolaylıkla uygulanması her açıdan olduğu
kadar özellikle sosyal açıdan çok önemlidir. Uzun süreli ve zor uygulanan tedavi
metodlarının hastalar üzerinde sosyo-psikolojik olarak ne kadar travmatize edici
olduğu aĢikardır. Sunulacak sağlık hizmetinin kolayca verilebilmesi hizmet kalite
standartlarında çok değerli bir parametredir. Otohemoterapinin uygulanmasında çok
35
pratik ve kolay usülle uzun ve yıpratıcı tedavilerde elde edilemeyen mükemmel
sonuçlar elde edilmektedir.
3.3. Tedavide EriĢim Kolaylığı
Otohemoterapinin en yakın bir sağlık birimine kolayca eriĢerek yetkin bir
sağlıkçı tarafından rahatlıkla uygulanması mümkündür. Bu sayede hastaların
tedavilerini uygulatabilmeleri için üst düzey veya donanımlı bir sağlık kuruluĢuna
gitme zorunluluğu ortadan kalkmaktadır. Otohemoterapinin diğer tedavi usullerine
göre eriĢim kolaylığında olması ayrı bir üstünlüğüdür. Hizmetlerin sosyolojik olarak
değerlerinin belirlenmesindeki en önemli ölçütlerden ikisi ; zamansal ve mekansal
olarak kiĢiye rahat eriĢim imkanını sağlamasıdır. Diğer bir deyimle, bir sağlık
hizmetine veya uygulanacak bir tedaviye ne kadar kısa sürede ve ne kadar yakın
mesafede
eriĢilebiliyorsa, sosyal açıdan bu yöntem o kadar önemlidir. OHT,
hastalara bu imkanı sunmaktadır.
3.4. Yan Etkilerinin Olmaması
Hastalıkların tedavilerinde uygulanan yöntem ister tıbbi uygulama metodu
isterse farmasötik preperatlar olsun, yan etkilerinin olması muhtemeldir. Bu olumsuz
etkilerin görülme insidansı ne kadar fazla ise tercih edilebilirliği de o oranda
azalacaktır. Özellikle ilaçların kullanım süresi uzadıkça yanetkilerinin ortaya çıkma
ihtimali de artmaktadır. Kullanılan ilacın oluĢacak yan etkileri ise kiĢiden kiĢiye
farklılık gösterir. Dokularda veya vücut biyokimyasının herhangi bir kademesinde
beklenen yan etkiyle alakalı mevcut hassasiyet veya zaafiyet söz konusu olduğunda,
yan etkiler daha bariz hatta yaĢamı tehdit eder boyutlarda oluĢabilmektedir.
Otohemoterapiyle alakalı yapılan bilimsel çalıĢmalarda tespit edilen en önemli
gerçeklerden biri de bu tedavi metoduyla kısa zamanda yüksek yararlanım
sağlanmakta, ancak diğer tedavi usüllerinde görülebilen yan etkiler görülmemektedir.
Otohemoterapideki bu farklılık; tedaviye uyum, devamlılık, moral vs. gibi kiĢinin
sosyal atmosferinde pozitif yansımalar oluĢmasını sağlar. Zaten kullanılan materyal
kiĢinin kendi kanı olduğu için, yabacı bir etken maddeyle oluĢabilecek zararlı etkiler
elbette bunda görülmeyecektir.
36
3.5. Koruyucu Tıp Açısından Çok Önemli OluĢu
Modern tıbbi anlayıĢta, etkin tedaviyle hastayı iyileĢtirmekten çok daha
önemlisi oluĢabilecek hastalıkların önlenmesi, yani koruyucu tıptır. AĢıyla
korunabilir
hastalıklara
karĢı
uygulanan
aĢılamalarla
o
hastalıklardan
korunulabilmesi buna bir örnektir. Bu sayede, oluĢması muhtemel hastalıklar
engellenerek hastalık süresince oluĢacak sosyal ve mali komplikasyonların da
önüne geçilmiĢ olmaktadır. OHT uygulaması da temelde kiĢinin kendi kanıyla
aĢılanmasıdır. Bu metodla oluĢan immün yanıt sonucu kiĢide mevcut hastalıklar
dahil bulgu vermeyen muhtemel hastalıkların da engellenmesi söz konusudur. Bu
ayrıcalık, en kolay ve en ucuz usül olarak sadece otohemoterapide vardır. Buna
benzer bir etki bağıĢıklık sistemini aktive edici ilaçlarla kısmen sağlansa da, bu
ilaçların oldukça pahalı olması, zor temin edilebilmeleri ve yan etki insidansları,
yararlanımlarını ve eriĢebilirliklerini azaltmaktadır. Oysa ki otohemoterapide böyle
bir tıbbi zaaf yoktur.
3.6. Mortalite Oranlarına Olumlu Katkısı
Sağlık sosyolojisindeki en önemli konulardan biri mortalite oranlarıdır.
Fert, aile ve toplum bazında etkileri olan bu kavramın her hastalık ve her tedavi
metodunda ayrı ayrı irdelenmesi gerekmektedir. Yani; hangi hastalıklarda mortalite
(ölüm oranı) hangi oranlarda olumsuz etkilenmekte veya hangi tedavilerle mortalite
oranları azalıp olumlu etkilenmektedir. OHT’nin geniĢ kullanım spektrumu, yan
etkisiz hızlı iyileĢtirici vs. özellikleriyle mortalite oranlarını azaltmadaki etkisi
bilimsel çalıĢmalarla da kanıtlanmıĢtır. Tıbbi tedavilerin aciz kaldığı birçok
hastalıkta (otoimmün hastalıklar, aktif hepatit-C, aids, kanser vs) OHT’nin etkili
olması, bunun bariz olarak ispatıdır. Özellikle tedaviye dirençli ve kronik seyirli
olup gittikçe kötüleĢen hastalıkların tedavilerinde otohemoterapiyle alakalı birçok
baĢarılı bilimsel çalıĢmalar yapılmıĢ, bu çalıĢmalar literatür kaynaklarında
yayınlanmıĢtır. KötüleĢme sürecinden kurtulup hızla düzelmeye baĢlayan sayısız
vaka örnekleri otohemoterapinin tedavideki etkinliğiyle ölüm oranlarını azalttığını
göstermektedir.
37
3.7. Hastalara Psikolojik Kazanım Sağlaması
Uzun süren kronik hastalıklar, yorucu ve uzun süreli tedaviler hastaların ve
hasta yakınlarının psikolojilerini olumsuz etkilemektedir. Bozulan hasta psikolojisi
ise hem tedavi ve iyileĢme süreçlerine, hem de hastaların sosyal ortamlarına negatif
etki yapmaktadır. Otohemoterapiyle iyileĢme trendine giren hastaların aynı zamanda
psikolojileri de düzelmekte, hem kendileri hem de yakınları psikolojik kazanım
sağlamaktadırlar.
3.8. Hamileler veya Emziren Annelerde Uygulanabilir OluĢu
Ġlaçların birçoğu hamilelerde özellikle ilk 3 ayda ve emziren annelerde
kullanılamamaktadır. Kullanıldığı zaman ise teratojenik etkisinden (anne karnındaki
fetusa zarar verici etkisi) endiĢe duyulur. Oysa ki bilimsel çalıĢmalarla da
ispatlanmıĢtır ki, hamile ve emziren kadınlar otohemoterapi yaptırabilirler. Bu
yöntemle yapılan tedavilerde herhangi bir tehlike mevcut değildir. Hatta bu Ģekilde
süt emen çocuğun da daha fazla antikor aldığı için bağıĢıklık sisteminin güçlendiğine
dair literatürlerde birçok bilimsel tespitler vardır.
3.9. Her YaĢ Grubunda ve Her Zaman Kullanılır Olması
Otohemoterapi her yaĢ gurubunda rahatlıkla uygulanabilmesi sağlık
sosyolojisi açısından çok önemli bir üstünlüktür. Birçok ilaç belli yaĢ gruplarında
uygulanamadığı için kulanım aralığı daralmaktadır. Otohemoterapi ise sıfır yaĢtan
baĢlayarak daha ileri yaĢlara kadar immün sistemin uyarılmasında çok değerli bir
tedavi yöntemi olduğu için tüm yaĢ gruplarında rahatlıkla uygulanabilmektedir. Bu
tedavide çocuk hastalarda ozonlu veya ozonsuz uygulanan doz miktarı kiloya göre
ayarlanmaktadır. Bununla birlikte otohemoterapi uygulamasında herhangi bir zaman
kısıtlılığı da yoktur. Her zaman ve her mevsimde rahatlıkla uygulanabilmektedir.
Aralıklarla otohemoterapi uygulanması da bu tedavinin ayrı bir sosyal avantajı olup
bu da amacına bağlıdır. “Gerekliliğine göre daha büyük aralıklarla da yapılabilir: 2
(iki) veya 3 (üç) aylık bir aradan sonra tekrar bir aĢılama kürü (rapel-hatırlatma kürü)
uygulanabilir. Amaç belli veya kontrol altında tutulması gereken bir sorun ya da bir
hastalık ise, o zaman daha küçük aralıklarla, 10 (on) veya 30 (otuz) gün ara ile tekrar
38
uygulamalar yapılır. Birçok hastada hastalığın akut fazında 10 (on) cc. ile baĢlanır,
daha sonra haftada 5 (beĢ) cc azaltılır.”35
3.10. Uygulanmasında Cinsiyet Farkı Olmaması
Tıbbi birçok tedavi yöntemleri ve ilaçların kullamında cinsiyet farkı söz
konusu olabilmektedir. Bu nedenle her tedavinin her cinsiyette uygulanamaması,
kullanım aralığını da daraltmaktadır. Oysa ki uluslararası bilimsel literatür
sitelerindeki çalıĢmalarda cinsiyet farkı olmadan otohemoterapi uygulamasının kadın
ve erkek vakalarda hiçbir olumsuzluk göstermediği tespit edilmiĢtir. Bununla ilgili
sayısız yayın ve çalıĢma vardır. Yani, OHT kadın-erkek ayırımı yapılmadan
güvenle uygulanabilen bir tedavi yöntemidir.
3.11. Diğer Ġlaçlar ve Tedavi Metodlarıyla Birlikte Kullanılması
Bir ilacın veya tedavi metodunun kontraendike olma hali, yani birlikte
kullanılması halinde sakıncalı olabileceği hususlar apayrı bir önem arzetmektedir.
Tıbbi tedavi usullerinde bu konu ayrı bir baĢlık altında vurgulanır. Uygulanan
tedavinin kontraendikasyon spektrumu geniĢledikçe tedavinin uygulanabilirlik alanı
da ters orantılı olarak daralır. Bu konu, birçok tedavide sosyal verimlilik açısından
çok yönlü olumsuz bir durumdur. Yapılan bilimsel çalıĢmalarda otohemoterapi
uygulamasının kontraendike olduğu herhangi bir husus tespit edilememiĢtir. Bu
üstünlüğünün yanı sıra çok farklı ve ağır tedavilerle eĢzamanlı uygulanmasının
iyileĢme sürecini hızlandırıyor olması da otohemoterapiye daha çok önem
kazandırmaktadır.
3.12. Sağlıklı Ġnsanlarda Kullanılabilirliği
“OHT, sağlıklı görünen bireylerde günlük hayatta oluĢabilecek hastalıkları
önlemek veya mevcut olupta farkında olunamayan latent (sessiz ve gizli) seyreden
hastalıkların tedavisini sağlamak amacıyla tereddütsüz uygulanabilir. Bu sayede,
geliĢebilecek kardiyak veya serebrovasküler hastalıkların geliĢmesi önlenmiĢ
35
….. , http://paginas.terra.com.br/saude/Autohemoterapia/, (08.06.2013)
39
olur. Aynı zamanda; bağıĢıklık sistemini aktive edip zinde tutarak kanser gibi
tehlikeli hastalıkların oluĢmasına da engel olur.”36
3.13. Mali Açıdan Çok Avantajlı Bir Tedavi Yöntemi Olması
Medikal tedavi yöntemlerinin mali avantaj açısından yorumlanması da
sağlık sosyolisinin konusudur. Meselenin ekonomik boyutunu, bireysel, kurumsal
veya devlet bütçesi açısından düĢündüğümüz zaman tedavi giderlerinin global olarak
dünya ekonomisinde tarife sığmaz bir mali yük oluĢturduğu daha iyi anlaĢılacaktır.
Otohemoterapi
kavramına
sağlık
ekonomisi
veya
farmakoekonomi
penceresinden bakıp maliyet analizleri kapsamında değerlendirildiği zaman, birçok
yönden avantajlı olduğu görülecektir. KiĢinin kendi kanının sadece bir enjektör ve
enjeksiyon iĢleminin maliyetiyle kendisine uygulanması yönüyle, diğer tedavi
usülleriyle
kıyaslanmayacak
kadar
ekonomik
olan
otohemoterapinin
mali
avantajlarını farklı baĢlıklar altında izah etmek mümkündür. Mali avantaj kavramı,
her ne kadar sosyolojik tanımlamalar baĢlığı altında irdelense de, bu hususu önemine
binaen ayrı bir baĢlık altında ve farmakoekonomi kapsamında yorumlamak daha
uygun olacaktır.
4.OTOHEMOTERAPĠNĠN MALĠ AVANTAJLARI
Dünya tıp literatürlerinde otohemoterapiyle alakalı yayınlanan çalıĢmalarda
üç önemli özelliğinin ön plana çıktığını görülmektedir:
 Hastalıkların hemen hemen tamamında çok etkili olması.
 Çok kolay uygulanabilmesi.
 Ekonomik anlamda maliyetinin çok ucuz olması.
36
L. Moura, Auto-Hemoterapia, 2006, A Medicina Biomolecular foi regulamentada pelo Conselho Federal de
Medicina na Resolução 1500/1998 e homologada na Resolução 1938/2010 com a assessoria da Associação
Brasileira de Medicina Biomolecular, http://www.medicinacomplementar.com.br/tema130206.asp,
(09.06.2013)
40
OHT’nin etki spektrumunun ne kadar geniĢ olduğunu ve ne kadar kolay
uygulanabildiği proje çalıĢmasının içeriğinde detaylandırıp izah edilmiĢti. Bu tedavi
yönteminin sağlık ekonomisi kapsamında değerini anlayabilmek için meseleye
farmakoekonomi açısından bakılmasıyla, bireysel, toplumsal ve global manada
mali yönden sağladığı avantajlarının daha net görülmesi mümkün olacaktır.
Toplum sağlığına en iyi hizmeti sunarak en yüksek seviyeye ulaĢtırabilmeyi
gaye edinen sağlık ekonomisi, ideal tedavi ve koruyucu sağlık hizmetlerini, sağlığa
gerekli yatırımları, maliyeti minimize edecek en etkili koruyucu sağlık ve tedavi
rehberlerini oluĢturmaya çalıĢır. Bu bağlamda oluĢturulan algoritmalarla, en etkili-en
ucuz sağlık hizmetleriyle alternatiflerinin sosyo-ekonomik mukayesesi de mümkün
olmaktadır. Bu bilimsel yaklaĢım ve değerlendirme mevzusu ise farmakoekonomi
parametreleriyle incelenir, değerlendirme ve karĢılaĢtırmalar bu doğrultuda yapılır.
OHT yöntemi, farmakoekonomi ölçütleriyle incelendiğinde görülmektedir ki;
bu yöntemle birey, toplum ve devlet bütçesiyle birlikte dünyada sağlığa harcanan
global sağlık bütçesi açısından en ucuza mal olabilen bir koruyucu sağlık yöntemi
ve tedavi seçeneğidir. Otohemoterapi gibi en kolay ve en hesaplı bir bilimsel-tıbbi
uygulama yöntemi sayesinde sağlıklı ve hasta insanların yaĢam kalitesine ciddi
katkılar sunulmakta, sağlık alanında gerçek maliyet / sağlık oranları en üst düzeyde
olumlu etkilenmektedir. Dünya tıbbında hedeflenen en önemli sağlık normlarından
biri; yalnızca ilaç kullanımından tasarruf yapmak veya maliyeti azaltmak değildir.
Asıl hedef; sağlık için kullanılmakta olan kaynakların da belirli bir değeri elde
etmesidir. Otohemoterapinin sadece bu bağlamdaki değeri tartıĢılmazdır. Kullanılan
kaynak, ozonsuz minör otohemoterapide sadece damardan alınan birkaç cc kan ile
bir enjektör, ozonlu otohemoterapide ise buna ilaveten kana karıĢtılan birkaç cc ozon
gazıdır. Bu tedavi yönteminde kullanılan kaynağın bu kadar kolay ve düĢük
maliyetle temin edilmesi ve uygulanmasıyla, en ağır ve kronik hastalıkların dahi
yüksek maliyet ve harcamalarından kurtulmak mümkündür.
Farmakoekonomi kapsamında en temel amaçlardan bir diğeri, güncel olarak
sağlanabilen kaynakların en etkin biçimde kullanabilirliğini temin etmektir. Belki
bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların maliyeti ucuz olabilir ancak;
yatarak tedavi, hastanede kalınan gün sayısının fazlalığı veya kronik vakalarda uzun
41
süreli tedavi gibi nedenlerle hastaya maliyeti oldukça artabilir. Otohemoterapinin
sağladığı en önemli mali avantajlardan biri, hasta ve yakınlarıyla genel sağlık
bütçesinde ciddi sıkıntılar oluĢturan hastanede yatma süresinin azalmasını
sağlamasıdır. Bu sayede tedavi maliyetini büyük oranda düĢürdüğü de göz ardı
edilemez. Zira, çok önemli bir hedef olan ekonomik amaç tedaviyle alakalı toplam
maliyetlerin tahmin edilmesi veya bir Ģekilde hesaplanabilmesidir.
Otohemoterapinin sağladığı çok önemli kazanımlardan biri de, immün sistemi
aktive ederek hastalıkların nüksetmesini önlemesidir. Hastalıkların nüksedip tekrar
ortaya çıkması, yeniden bir maliyet demektir. Üstelik, ayaktan tedavi gören
hastaların hastane yatıĢı dıĢındaki nükslerinin ölçülmesi çok zordur. Astım, allerjik
ürtiker, gastrit, bruselloz, migren gibi relaps olan (tekrarlayan) birçok hastalık vardır
ki relaps maliyetleri ilk tedavi maliyetinin çok çok üzerinde bir mali gider oluĢturur.
Otohemoterapinin bağıĢıklık sistemini uyarıcı ve zinde tutucu etkisi sayesinde bu tür
yüksek meblağlardaki relaps maliyetleri engellenmiĢ olur.
Tedavi kaynaklarının daha iyi tahsis edilebilmesi için, farmakoekonomistler
hastalık maliyetleri hususunda bazı
ideal analiz usüllerini önermektedirler. Bu
maliyet analizleriyle hedeflenen; hastaların tedavi giderlerini gerçeğe en yakın
boyutlarıyla tespit edip tedavi kaynaklarını daha hassas ölçülerde kullanmak, kaynak
israfının ve gereksiz kaynak kullanımının önüne geçmektir. Otohemoterapinin
sağladığı en mühim mali avantajlardan biri de budur. Kısa sürede ve kalıcı olarak
sağladığı iyileĢme sayesinde gereksiz ilaç kullanımı ve kaynak israfının oluĢturduğu
mali yükü, bireysel ve dolayısıyla da global manada ortadan kaldırmaktadır.
Otohemoterapinin mali kazanımları sayesinde doğrudan ve dolaylı maliyetlere de set
çekilmiĢ olmaktadır. Otohemoterapi uygulamasıyla akut veya kronik seyirli
hastalıkların iyileĢmesi sayesinde engellenen yüksek meblağlardaki maliyetleri,
sadece ilaçlar olarak düĢünmemek gerekir. Doğrudan maliyetler olan ; ayaktan veya
hastaneye yatarak tedaviler, rehabilitasyonlar, ilaçların yan etkilerinin ayrıca tedavisi,
evde bakım hizmetleri, laboratuar ve görüntüleme hizmetleri, hastanın yol ve transfer
masrafları vs. birçok maliyetler, ayrıca dolaylı maliyetler olan iĢgücü kaybı,
üretkenlik kaybı, hastaya bakan aile bireylerinin iĢgücü ve üretkenlik kaybı, sosyal
bakım hizmetleri vs. maliyetler, OHT uygulaması sayesinde minimize olmakta ve
42
ortadan kalkmaktadır. Farmakoekonomide bu durum maliyetin en aza indirilmesi
baĢlığı altında irdelelenmektedir. Bu sayede alternatif tedavi yöntemlerinin
maliyetleri değerlendirilmektedir. Bu çalıĢmalarla farmakoekonomistler Ģu sonuca
ulaĢmaktadırlar: Ġki alternatif tedavi aynı sonucu sağlıyorsa , daha az maliyeti
olan yöntem tercih edilir. Bu bilimsel tespit o kadar mükemmeldir ki, tıbbi literatür
çalıĢmalarında hastalıkların otohemoterapiyle tedavisi sayesinde elde edilen
sonuçlara bakıldığı zaman; en az maliyetle en üst seviyede tedavinin otohemoterapi
ile nasıl sağlanmakta olduğu net bir Ģekilde görülebilmektedir.
43
SONUÇ
Bu proje çalıĢmasında, yapılan literatür taramalarıyla elde edilen bilimsel
tespitler neticesinde OHT’nin, bir alternatif tıp yöntemi olmadığı gösterilmiĢtir.
Ayrıca bu tedavi yönteminin bir asır öncesinden beri tüm dünyada bilimsel
gerçekliğiyle kabul edildiği ve dünyanın tamamında önemli bir tedavi yöntemi olarak
kullanıldığı ispat edilmiĢtir. Yine görülmektedir ki; OHT; maliyeti oldukça az,
uygulanması çok kolay, etkinliğiyle tahminlerin ötesinde hızlı ve kalıcı
iyileĢmelere sebep olan, immün sistemde oluĢturduğu aktivasyon ile de kronik ve
en ağır hastalıklarda dahi etkin ve kalıcı iyileĢme sağlayan bir tedavi yöntemidir.
Bu çalıĢmada gösterilen en önemli bir gerçekte Ģudur ki; OHT sağlıklı bireylere
uygulanabilmekte ve uygulandığı zaman ise hastalıklara karĢı süregen bir
koruyucu etki sağlamaktadır.
Proje kapsamında sunulan tespitler, saygın tıbbi literatür kaynaklarında
konuyla ilgili çalıĢma sonuçları yayınlanan bilim adamlarınca da deklere
edilmektedir. Bu çalıĢmada, otohemoterapinin kelime manasından tarihçesine,
hayvan
deneylerinden
insanların
hastalıklarının
tedavilerine,
uygulama
tekniklerinden sosyal ve mali avantajlarına kadar birçok hususta OHT yönteminin
insan sağlığı, bireysel ve global ekonomi, sağlık sosyolojisi açısından ne kadar
kıymetli olduğu net bir Ģekilde gözler önüne serilmiĢtir.
OHT, sadece kelime manası olarak kiĢinin kendi kanıyla tedavi edilmesi
anlamına geldiğine göre, zaten içerdiği mana itibariyle tedavinin mahiyeti hakkında
bilgi vermektedir. Bir çok farklı hastalık gruplarında kısa sürede baĢarılı ve kalıcı
iyileĢmeler sağladığı ispatlanan OHT’nin, ülkemizde özellikle son 50-60 yıldır tıp
gündeminin dıĢında tutulmuĢ olması ise oldukça düĢündürücüdür.
Ġnsan sağlığı ile alakalı ilaç, aĢı ve bir çok medikal malzemelerin tedavi
sektöründeki devasa sermayeleri, dünya genelinde bazı çıkar ve rant çevrelerinin
tekelinde toplanmıĢtır. Bu ve benzeri sektörlerde dünyadaki en büyük pay sahipleri
çoğunlukla bu rant odaklardır. Bu piyasalardaki baĢ döndürücü maddi menfaat
boyutu, çoğu kez sağlığı olumsuz etkileyecek yanlıĢ tespitleri ve yönlendirmeleri
içeren reklam ağırlıklı çalıĢmaları da ön plana çıkarabilmektedir. Meselenin daha
44
iyi anlaĢılabilmesi için (her ne kadar proje konusuyla doğrudan ilgili değil gibi
addedilse de) temelde yatan esas soruna ıĢık tutabilecek nitelikte çarpıcı bir
örnekleme yapılacak olursa: Bu çıkar odaklarının yıllarca ayçiçek yağı ve paket
margarinlerin tüketimi ile ilgili bir Ģekilde ulaĢtıkları sözde sağlıkçılar vasıtasıyla
yaptıkları yanlıĢ yönlendirmeler, özendirmeler ve sağlığa zararlı teĢvikler sonucu
bu yağların onların anlattıkları Ģekilde vücut dostu olmadığı, aslında damarları büyük
ölçüde tıkayıp kalp ve damar hastalıklarına zemin hazırladığı günümüzde yapılan
bilimsel çalıĢmalarla ispatlanmıĢtır. Yine bir zamanlar yumurta yemeyin,
kolesterolünüz yükselir deyip çok değerli bir besin kaynağı olan bu doğal gıdadan
insanları mahrum bıraktıran zihniyetle, daha sonra oldukça pahalı olan kolesterol
ilaçlarını gereksiz yere sayısız sağlıklı insanlara reçete olarak yazdırıp kullandırtan
zihniyet eĢgüdümlü olup, bunların sağlığa verdikleri zarar, bugün sağduyulu bilim
adamlarınca da kabullenilmektedir. Nitekim son yıllarda yapılan bilimsel
çalıĢmalarla, yumurtanın, zeytinyağının, tereyağının vs. aslında sağlık için ne kadar
yararlı olduğu ispatlanmıĢtır. Tıpkı bu örnekte olduğu gibi; dünyada sağlık alanında
kullanılan ilaç hammaddeleri dahil medikal birçok sektörü elinde tutan bu rant
odaklarının çıkarlarına ters düĢtüğü içindir ki; en az maliyetli ve en etkili bir tedavi
yöntemi olarak OHT yöntemini gündem dıĢında tutmak için dünya genelinde sürekli
gayret etmiĢlerdir. Örneğin; Brezilya’da otohemoterapi’nin etkinliğini dünyaya ispat
eden, yaptığı sayısız baĢarılı çalıĢmalarla literatürlere giren, Dr. Luiz Moura’nın bu
rant
çevrelerinin
uyguladıkları
karalama
politikaları
sonucu
onlarca
yıl
mahkemelerde yargılatılması, bunların en çirkin oyunlarına sadece bir örnektir.
Yabancı web sayfalarında bu bilim adamının ismiyle girildiğinde, OHT uygulamaları
nedeniyle ne kadar karanlık senaryolara maruz bırakıldığı görülecektir. Sonuçta ise
tüm Brezilya’daki mahkemeler Dr.Luiz Moura’nın lehine karar vermiĢ, saygın bir
bilim adamı olarak tıp literatür tarihindeki yerini almıĢtır.
Ülkemizde 45’li yıllarda Ġstanbul Tıp Fakültesinde yabancı
profesörleri tarafından OHT
asıllı tıp
ders olarak anlatılırken, sonraki zamanlarda tıp
fakültelerindeki eğitim müfredatından bu bilimsel tedavi yöntemi çıkartıldı ve son
yarım asırdır ülkemizde altı yıllık tıp eğitiminde hiçbir derste OHT’nin kelime olarak
dahi talebelere bahsedilmedi. GeliĢmiĢ birçok ülkede kürsüleri ve branĢları bulunan
OHT, ülkemizde tıp gündeminin dıĢında tutulmaya çalıĢıldı. Belki de bu tedavinin
45
en kolay ve en az maliyetle hastaları iyileĢtirmesi, ilaç, aĢı, ortez, protez ve benzeri
baĢ döndürücü medikal sektörlerin çıkarlarına zarar verecekti. Tıpta hastalık yok,
hasta vardır kavramıyla vicdan perspektifinden meseleye bakıldığı zaman aslında
hasta için en yararlı olan yol takip edilmelidir. Elbette tercih noktasında en ucuz ve
en etkili usulün tercih edilmesi gerekirdi. Ancak hem parasal boyutuyla bu
sektörlerdeki menfaat odaklarının, hem de tıp fakültelerindeki akademik egoizmin
temsilcileri konumunda olan bazı otoritelerin böyle bir tedavi metoduyla yıldızlarının
sönmeye baĢlayıp rant ve çıkarlarının azalmaya baĢlayacağı endiĢesi inkar edilmez
bir gerçek olarak görülebilmektedir. Dolayısıyla sorunun cevabının net olarak
yorumlanmasında ne kadar tereddütsüz olunsa dahi, asıl üzüntü verici nokta,
dünyanın bir çok üst seviyede tıp merkezlerinde bu hususla alakalı mikromoleküler
ve biyokimyasal düzeyde bilimsel çalıĢmalar son hızıyla devam ediyorken,
ülkemizde OHT’yle ilgili sadece bireysel- sporadik uygulamaların dıĢında bir
çalıĢma yapılmayıĢıdır.
Bu çalıĢmayı yaparken karĢılaĢılan en önemli zorluk, yerli tıbbi yazılı kaynak
bulunamayıĢıydı. Zira yıllarca tıp gündeminin dıĢında tutulmuĢ bir konu hakkında
yerli tıp kitaplarında elbette otohemoterapi ile alakalı bir çalıĢmaya ulaĢılamazdı.
Daha sonra ise ülkemizde sadece bireysel olarak ozonlu otohemoterapi yöntemini
uygulayan birkaç özel tıbbi tedavi merkeziyle ve hayvanlar üzerinde OHT uygulayan
birkaç veteriner fakültesinin web sayfalarında yayınladıkları bazı çalıĢmalara
eriĢilebildi. Ancak bunların dıĢında malesef fakülte bazlı herhangi yerli bir yazılı
kaynağa ulaĢılamadı. Daha sonra Amerika’nın en büyük sanal bilimsel tıp
kütüphanesi konumunda olan NCBI- PubMed baĢta olmak üzere, Medline,
Cochrane Library, Locatorplus gibi saygın tıp literatür sitelerinde bu konu
araĢtırıldı. KarĢılaĢılan durum çok manidardı. Zira, dünyanın geliĢmiĢ ülkeleri baĢta
olmak üzere hemen hemen tamamında tıbbın birçok alanında, hatta en ileri
biyomoleküler seviyelerde çok ayrıntılı ve değerli çalıĢma sonuçları ile karĢılaĢıldı.
ÇalıĢmanın en düĢündürücü yönü de buydu. Ne yazık ki ülkemizde böyle değerli bir
tedavi metodu ne üniversitelerde, ne bilimsel ve akademik eğitimlerde, ne de seminer
ve kongrelerde anlatılmadı, öğretilmedi, üzeri hep siyah bir örtüyle kapalı tutuldu.
46
Bu konunun gündeme getirilmesindeki temel amaç; ülkemizde verilen tıp
eğitimi ve insanımızın sağlığı adına otohemoterapi yönteminin üzerindeki kalın
sis perdesinin biraz olsun aralanabilmesidir.
Bu proje çalıĢmasıyla gösterilmiĢtir ki; OHT kavramı, bilimsel tıbbi bir
gerçekliktir. Ayrıca dünyanın bir çok ülkesinde bu konudaki çalıĢmalar devam etmiĢ
ve etmektedir. GeliĢmiĢ ülkelerde bununla ilgili kürsüler, branĢlar ve üst düzey
tedavi merkezleri bulunmaktadır. Ne yazık ki ülkemiz bu konuda bir mahrumiyet
içerisinde olup mutlak surette bu önemli konunun yeniden gündeme getirilmesi, hem
tıbbi eğitim müfredatına bırakılması, hem de bu tedavi yöntemi hususunda tıp
fakültelerinde ilgili birimlerin ve kürsülerin oluĢturulması gerekmektedir.
Daha
sağlıklı bir nesil ve daha parlak bir gelecek için sağlık adına bu açılımın yapılması
elzemdir.
Varsayımların değerlendirilmesi ise Ģu Ģekildedir:
i. “ Otohemoterapi, bir alternatif tıp yöntemi değildir.” Bu varsayım
tutarlıdır. Çünkü; bu proje çalıĢmasında taranan birçok tıbbi literatür
kaynaklarından sağlanan veriler ve OHT’nin hastalarda tedavi yöntemi olarak
uygulanmasından oluĢan tespitler neticesinde,
OHT’nin, bir alternatif tıp
yöntemi olmadığı gösterilmiĢtir.
ii. “OHT, tüm dünyada 100 yıldan beri güvenle uygulanan bir tıbbi
tedavi yöntemidir.” Bu varsayım tutarlıdır. Çünkü bu tedavi yönteminin 1913
yılından günümüze dek baĢarıyla uygulanarak bilimsel gerçekliğiyle kabul
edildiği ve dünyanın hemen tamamında önemli bir tedavi yöntemi olarak
kullanıldığı proje kapsamında ispat edilmiĢtir.
iii. “OHT’nin immün sistemde oluĢturduğu aktivasyon ile kronik ve en
ağır hastalıklarda dahi etkin ve kalıcı bir iyileĢme sağlanabilmektedir.” Bu
varsayım tutarlıdır. Zira OHT; tıbbi tedavideki etkinliğiyle tahminlerin ötesinde
mucizevi iyileĢmelere sebep olmaktadır. Projenin içeriğinde ve eklerinde bu
hipotezi ispatlayan tıbbi literatür menĢeyli bilimsel çalıĢma örnekleri mevcuttur.
47
iv.“OHT sağlıklı bireylerde uygulandığında hastalıklara karĢı süregen
bir koruyucu etki sağlamaktadır.” Bu varsayım tutarlıdır. Çünkü OHT vücut
savunma sisteminde oluĢturduğu aktivasyon ve immün yanıt sayesinde sağlıklı
insanlarda hastalıkların oluĢmasını engellemekte, tıpkı aĢıyla korunabilen
hastalıkların aĢıyla önlenmesi gibi kiĢinin kendi kanıyla genel bir immünizasyon
sağlanmaktadır.
v.“Tıbbi tedavi yöntemleri içinde en kolay ve en ucuz bir yöntem olarak
OHT’nin sosyal ve mali açıdan çok önemli avantajları vardır.” Bu varsayım
tutarlıdır. Çünkü OHT; maliyeti sadece bir enjektör maliyeti kadar az,
uygulanması ise oldukça kolay, sosyal ve mali açıdan birçok avantajları olan
çok kıymetli bir tıbbi tedavi yöntemidir.
vi. “Bu tedavi yönteminin ülkemizde yarım asırdır tıp gündeminin
dıĢında tutulması ciddi bir kayıptır. Bu durumun hem ayrıntılı olarak
sorgulanması,
hem
de
bilimsel
gerçekliğiyle
fakültelerimizin
ders
müfredatına koyularak OHT hususunda bir ihtisas dalı oluĢturulması
gerekmektedir.” Bu varsayım da tutarlıdır. Çünkü bu tedavi yöntemini
uygulayan ülkelerde oldukça çarpıcı ve güzel sonuçlar elde edilmiĢtir, sayısız
bilimsel çalıĢma sonuçları literatür kaynaklarında yayınlanmıĢtır. Ülkemizde ise
maalesef yarım asırdan beri tıbbi gündem dıĢında tutulmuĢ, eğitim müfredatından
dahi çıkartılmıĢtır. OHT gerçeği ülkemiz tıbbına aksettirip hayata geçirildiği
zaman, her yıl en büyük bütçe açığını veren Sağlık Güvenlik Bütçesi’nin tedavi
ve ilaç maliyetlerini de ortadan kaldıracaktır.
Son olarak proje Ģu cümle ile özetlenebilir:
 Herkesin hastalığının ilacı; kendi kanında mevcuttur!
48
KAYNAKÇA
Biedunkiewicz B.-Lizakowski S.- Tylicki L.- Skiboeska A.- Nieweglowski T.Chamienia A.- Debska-Slizien A.- Rutkowski B.,
Blood Coagulation
Unaffected by Ozonated Autohemotherapy in Patients on Maintenance
Hemodialysis, 2006, Arcmed-D-06-00197, Department of Nephrology,
Transplantology and Internal Medicine, Medical University of Gdansk,
Gdansk, Poland, http://www.arcmedres.com/article/S0188-4409(06)002232/abstract , (29.05.2013)
Biricik H.S.- Çimtay Ġ.- Keskin O.- Baba Z.F., Bir Boğada Gözlenen Penis
Fibropapillomunun
Sağaltımında
Otolog
AĢı
Ve
Otohemoterapi
Kombinasyonunun Etkisi, Veteriner Hekimleri Mikrobiyoloji Dergisi
ElektronikVersiyonu,http://perweb.firat.edu.tr/personel/yayinlar/fua_851
/851_25844.pdf, (02.06.2013)
Bocci V.A.- Zanardi I.- Travagli V., Ozone Acting on Human Blood Yields a
Hormetic Dose-response Relationship, 2011, Journal of Translational
Medicine, Dipartimento di Fisiologia, Università degli Studi di Siena, Viale
Aldo Moro, 2, 53100, Siena, Italy, Journal of Translational Medicine 2011,
doi:10.1186/1479-5876-9-66,
http://www.translationalmedicine.com/content/ 9/1/66, (23.05.2013)
Clavo B.- Santana-Rodriguez N.- Gutierrez D.- Lopez JC.- Suarez G.- Lopez L.Robaina F.- Bocci V., Long Term Iimprovement in Refractory Headache
Following Ozone Therapy. 19(5):453-8.doi:10.1089/acm. 2012.0273, Epub
2012 Dec 7, Department of Radiation Oncology, Chronic Pain Unit of
The Dr.Negrin University Hospital, Las Palmas, Canary Islands, Spain,
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23215625, (29.05.2013)
49
Diadori A.- Zalaffi A.- Bocci V., Effects of Major Ozonated Autohemotherapy in
The Treatmentof Dry Age Related Macular Degeneration: a Randomized
Controlled
Clinical
Study,
2012,
Department
of
Surgery
and
Bioengineering, Policlinico Le Scotte, University of Siena,Siena, Italy,
PMID:23275905
[PubMed],
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/
23275905,
(27.05.2013)
Foglieni C.- Fulgenzi A.- Belloni D.- Sciorati C.- Ferrero E.- Ferrero M.E.,
Ozonated Autohemotherapy: Protection of Kidneys From Ischemia in
RatsSsubjected to Unilateral Nephrectomy, BMC Nephrology, 2011,
Clinical Cardiovascular Biology Laboratory, San Raffaele Scientific
Institute,
Milano,
Italy,
12:61 doi:10.1186/1471-2369-12-61,
http://www.biomedcentral.com/1471-2369/12/61, (11.06.2013)
Frank A.- Rosales H.- José L.- Calunga F. - .Figueras J.T.- Cepero S.M., Ozone
Therapy Effects on Biomarkers and Lung Function in Asthma, et al.
Departmento de Biomedicina, Centro de Investigaciones del Ozono del
Centro Nacional de Investigaciones Científicas, Ciudad de la Habana, Cuba,
Received 18 February 2005; accepted 22 April 2005., (Arcmed-D-00072),
http://www.arcmedres.com/article/S0188
4409(05)00246-8/abstract,
(02.06.2013)
Gracer RI.- Bocci V., Can The Combination of Localized "Proliferative Therapy"
with "Minor Ozonated Autohemotherapy" Restore The Natural Healing
Process?, , 2005;65(4):752-9, Gracer Medical Group, 5401 Norris Canyon
Road, Ste. 102, San Ramon, CA 94583, USA, PMID:15951134 ,(PubMed indexed for MEDLINE), http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15951134,
(29.05.2013)
Gu XB- Yang XJ.- Zhu HY.- Xu YQ.- Liu XY., Effect of Medical Ozone Therapy
on Renal Blood Flow and Renal Function of Patients With Chronic Severe
Hepatitis, Chin Med J (Engl). 2010 Sep;123(18):2510-32010, Department of
50
Liver Diseases, Wuxi Hospital for Infectious Diseases, Jiangsu, China,
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21034619, (27.05.2013)
Karademir B., Kafkas Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, YYU Veteriner Fakultesi
Dergisi, C.22 S.1, Kars, 2011, orijinal MAKALE ISSN: 1017-8422; eISSN: 1308-3651, http://abs.kafkas.edu.tr/upload/594/ otohemoterapi.pdf,
(15.06.2013)
Liang C.- Jiang T., Acupoint Autohemotherapy for
Allergic
Rhinitis And
Ġts Effect on Serum IL-12 and IFN Gamma, Zhongguo Zhen Jiu. 2012
Dec;32(12):1077-80,
Orthopaedics,
College
of
Acupuncture-Moxibustion
and
Hubei University of CM, Wuhan 430065, China.
[email protected], PMID:23301470, [PubMed - indexed for MEDLINE],
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/
pubmed/23301470,
(19.06.2013)
Margalit M.- Attias E.- Attias D.- Elstein D.- Zimran A.- Matzner Y., Effect of
Ozone on Neutrophil Function In Vitro, Clin Lab Haematol. 2001
Aug;23(4):243-7, Gaucher Clinic And The Department of Medicine
And Surgery A, Shaare-Zedek Medical Center, Hadassah University
Hospital (Mount Scopus), Jerusalem, Israel, PMID:11683785 [PubMed indexed for MEDLINE], http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/11683785,
(01.06.2013)
Monte A., Zee H., Bocci V., Major Ozonated Autohemotherapy in Chronic Limb
Ischemia With Ulcerations, JAltern Complement Med. 2005 Apr;11(2):3637, Erasmus Medical Center, Rotterdam, Netherlands,
[PubMed
-
indexed
PMID:15865505
for
MEDLINE],
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15865505, (04.06.2013)
Moura L., 0070509 (AHT), Autohemoterapia Coluna Revısado Com Capa, 2004,
http://www.rnsites.com.br/aht_luiz_moura.pdf , (17.06.2013)
51
Moura L., Auto-Hemoterapia, 2004, http://www.rnsites.com.br/aht_ luiz_moura.pdf,
(16.05.2013)
Moura L., Auto-Hemoterapia, 2006, A Medicina Biomolecular foi Regulamentada
Pelo Conselho Federal de Medicina na Resolução 1500/1998 e homologada
na Resolução 1938/2010 com a Assessoria da Associação Brasileira de
Medicina
Biomolecularhttp://www.medicinacomplementar.com.
br/tema130206.asp, (09.06.2013)
Moura
L.,
Autohemotherapy,
2006,
http://www.medicinacomplementar.
com.br/temaasp, (18.05.2013)
Moura L., Homologada na Resolução
Associação
Brasileira
de
1938/2010
Medicina
com a
Assessoria da
Biomolecular,
2006,
http://www.medicina. complementar.com.br/tema130206.asp, (18.05.2013)
Moura
L.,
Ozone
is
Medical
Treeatment,
autohemoterapia-contribucion-para-la
2010,
http://pdfcast.org/pdf/
saude-espanol,
(18.05.2013)
Novakova K., Ozone Therapy and How It Helps With The Treatment of The
Flu, October
10.
2012,
http://drkatkanovakova.com/ozone-therapy/,
(20.05.2013)
Özlü T.,
“Hasta
Performans
Hakları Bağlamında
ve
Kalite
Sağlık Finansmanı” ,
Dergisi,
S.2,
Sağlıkta
Ankara,
2010
Petrosian N.E. - Nedel'ko N.A. - Gorbov L.V.- Petrosian E.A. , Use of Multidimensional Statistic Analysis or Integral Evaluation of Treatment Quality
in Patients With Suppurative-Inflammatory Diseases of Maxillofacial
Region, 2004;83(6):26-30, Stomatologiia (Mosk). [Article in Russian],
PMID:15602469
[PubMed
indexed
for
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/ 15602469 , (07.06.2013)
52
MEDLINE],
Shah P.- Shyam A.K.- Shah S., Adjuvant Combined Ozone Therapy For Extensive
Wound Over Tibia,
Leelavati
Hospital,
2005;65(4):752-9, Department of Orthopaedics,
and
Saifee
Hospital,
Mumbai,
India,
Indian
J Orthop. 2011 Jul;45(4):376-9. doi: 10.4103/0019-5413.80332D:21772635
[PubMed], PMCID: PMC313402, http://www.ncbi.nlm.nih.gov/ pubmed/
21772635, (30.05.2013)
Shakman S.H., Autohemotherapy - The Magıc Shot?, 1998, http:// www.angelfire.
com/ca/ instituteofscience/hemo.html, (15.05.2013)
Shinriki N., Suzuki T., Takama K., Fukunaga K., Ohgiya S., Kubota K., Miura T.,
Susceptibilities of Plasma Antioxidants and Erythrocyte Constituents to
Low Levels of Ozone, Haematologia (Budap). 1998;29(3):229-39, Sapporo
Branch of Tsukuba Materials Information Laboratory, Sapporo, Japan,
PMID:10069448 [PubMed- indexed for MEDLINE], http://www.ncbi .nlm.
nih. gov/ pubmed/10069448, (03.06.2013)
Tav A.ġ., ġizofreni
Tedavisinde Direkt
Maliyeti Belirleyen DeğiĢkenlerin
KarĢılaĢtırmalı Değerlendirilmesi YayınlanmamıĢ Uzmanlık Tezi, Sağlık
Bakanlığı, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve AraĢtırma
Hastanesi, Ġstanbul, 2006, s.7
Tolgay, http://forum.petarkadas.com/kopek-sagligi/egzama-tedavisi-ve ilaç ,
(02.06.2013)
Zaky S.- Kamel S.E.- Hasan M.S.- Sellem'in N.A.- Shahata M.A.- Helal S.R.
Mahmud H.,
Preliminary Results of Ozone Therapy as a Possible
Treatment For Patients With Chronic Hepatitis C. , J Altern Complement
Med. 2011 Mar;17(3):259-63. doi: 10.1089/acm.2010.0016, Department
of Tropical Medicine and Gastroenterology, Assiut University, Assiut,
Egypt,
PMID:21417811
[ PubMed - indexed
for MEDLINE ],
http://www.ncbi. nlm.nih.gov/pubmed/21417811, (01.06.2013)
53
Zaslavsky I., AHT Hemoterapia, 189.63.220.85, 2010, http://www.hemoterapia.
org/informacoes_e_debate/comentarios/ver_opiniao/ida-zaslavskyautohemoterapia-terapeutica-que-utiliza-o.asp,
(20.05.2013)
…..,http://www.arcmedres.com/article/S0188-4409(05)00246-8/abstract,
(02.06.2013)
….., http://autohemo.blogspot.com/2007/05/comunidade.html, (18.05.2013)
…..,http://docs.google.com/Doc?id=ddq5qwkp_61gg74q3gs, (16.05.2013)
…..,http://ozoneforhealth.com/ozone/ozone-is-a-medical-treatment/,
(17.05.2013)
…..,http://paginas.terra.com.br/saude/Autohemoterapia/, (08.06.2013)
…..,http://www.marmaraozon.com/L/TR/mid/128/Ozon_Terapisi_Hakkinda.html,
(17.05.2013)
…..,http://www.ozonestudios.co.za/ozone-therapy/history, (16.05.2013)
…..,http://www.ozonterapist.com/ozon-terapi-nedir, (13.06.2013)
…..,http://www.ozonterapist.com/ozon-terapi-uygulamalari/ozon-terapi-uygulamayontemleri-101.html, (20.05.2013)
54
Ek-1:
Otohemoterapiyle
Alakalı
Tıbbi
Literatür
Kaynaklarında
Yabancı Ülkelerde Yapılan Bilimsel ÇalıĢmalardan Örnekler
Projenin hazırlanması süresince üzerinde en çok yoğunlaĢılan ve en fazla
zaman harcanan kısmlarından biri bu bölümdü. Zira bu örnek vakaların yayınlandığı
literatürlerin tamamı yabancı dildeydi ve aslına sadık kalınarak tercüme edilmeleri
gerekiyordu. Farklı literatür kaynakları taranarak değiĢik yabancı ülkelerdeki
OHT’yle alakalı bilimsel çalıĢma örnekleri özetlenerek bu bölümde sunulmuĢtur.
a: Çin’de OHT ÇalıĢmasına Ġki Örnek
a1: Akupunktur Noktasına Yönelik Otohemoterapi Uygulamasıyla Serum
IL-12 Ve IFN-Gama ile Allerjik Rinitteki Etkisi
Bu çalıĢmada, alerjik rinit hastalarında farmakolojik preparat olarak tedavide
kullanılan antiallerjik loratadin etken maddeli ilaçla mukayese edilmek suretiyle,
otohemoterapinin allerjik rinit tedavisinde daha etkili olduğunun ispatı yapılmıĢtır.
Bu bilimsel çalıĢma, mikromoleküler düzeyde gerçekleĢtirilen üst düzeyde bir tıbbi
çalıĢma örneğidir. Yapılan çalıĢma süresince, mukayeseli tedavi uygulamasıyla OHT
uygulanan hastalarda tedavinin toplam etkinlik oranı % 83.3 (20/24) olarak
sonuçlanırken , loratadin uygulanan diğer hasta grubunda ise % 66.7 (14/21) oranla
sonuçlanması gösterdi ki, alerjik rinit tedavisinde OHT daha etkili olmuĢtur.
Tedaviden sonra, her iki grupta hastaların klinik semptom skorları düĢürülmüĢ, bu
kez hapĢırma ve burun akıntısı skorlarındaki gerileme otohemoterapi grubunda çok
daha belirgin hale gelmiĢtir.
Sonuç olarak; OHT tedavisiyle önemli ölçüde allerjik rinitin klinik
belirtilerinin
rahatladığı ve tedavi edici etkisi ile aynı zamanda serum IL-12
içeriğive IFN-gama sentezinin artıĢının da loratadin tablete kıyasla OHT’de daha
etkili olduğu tespit edilmiĢtir.37
37
C. Liang- T. Jiang, Acupoint Autohemotherapy for Allergic Rhinitis And Ġts Effect on Serum IL-12 and IFN
Gamma, Zhongguo Zhen Jiu. 2012 Dec;32(12):1077-80, College of Acupuncture-Moxibustion and
Orthopaedics,Hubei University of CM, Wuhan 430065, China. [email protected], PMID:23301470 [PubMed indexed for MEDLINE], http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23301470, (19.06.2013)
55
a2: Kronik Ağır Hepatit Hastalarının Böbrek Kan Akımı ve Böbrek
Fonksiyonu Üzerinde Ozonlu Otohemoterapi Tedavisinin Etkisi
Ozonlu otohemoterapinin ciddi hepatit tedavisinde bazı etkileri olduğu
bildirilmiĢtir, ancak mekanizması açık açıklananamamıĢtır. Ağır hepatitte ölüm
nedenlerinden biri böbrek hasarı veya hepatorenal sendromun komplikasyonudur. Bu
nedenle, plazma renin aktivitesi (PRA), anjiotensin II (AII), aldosteron (ALD), renal
kan akımı ve kronik ağır hepatit hastalarının böbrek fonksiyonu üzerinde ozonlu
otohemoterapi tedavisinin sistemik etkilerini gözlemlemek ve tıbbi ozon tedavisinin
etki mekanizmalarını keĢfetmeyi amaçladık. Ve sonuçta gördük ki Ģiddetli hepatit
tedavisinde ozonlu otohemoterapi faydalıdır.
Kronik ağır hepatitli hastalar için temel tıbbi tedaviyle birlikte otohemoterapi
tedavisi uygulandığında, hastalarda önemli ölçüde PRA, AII ve ALD düzeyleri
etkilenmiĢ, böbrek kan akıĢını hızlanmıĢ, belli ölçüde böbrek hasarı önlenmiĢ ve
hastaların hayatta kalma oranını artırabileceği tespit edilmiĢtir.38
b: Ġtalya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek
Randomize
Bir
Otohemoterapinin YaĢa
Klinik
Bağlı
ÇalıĢma
Kuru
Makula
Ġle
Majör Ozonlu
Dejenerasyonu
(AMD)
Tedavisindeki Etkisi
Bu çalıĢma randomize, kontrollü klinik bir çalıĢmadır. Her iki gözünde kuru
AMD (sarı nokta hastalığı) tanısı kesinleĢmiĢ 140 hastalardan rastgele 27’Ģer kiĢilik
iki ayrı hasta grubu oluĢturuldu. Kuru makula hastası (AMD) olan birinci gruba 12
ay boyunca ozonlu otohemoterapi uygulandı, diğer gruba ise kuru AMD tedavisinde
standart olarak kullanılan ancak sadece hastalığın ilerlemesini yavaĢlatıcı etkisi olan
multi-vitamin tedavisi verildi. Otohemoterapi uygulanan birinci hasta grubunda, 6 ve
12 ay arasında gittikçe düzelen görme keskinliği tespit edildi. OHT uygulanmayan
38
XB. Gu- XJ. Yang- HY. Zhu- YQ Xu- XY. Liu, Effect of Medical Ozone Therapy on Renal Blood Flow and
Renal Function of Patients With Chronic Severe Hepatitis, Chin Med J (Engl). 2010 Sep;123(18):2510-32010,
Department
of
Liver
Diseases,
Wuxi
Hospital
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21034619, (27.05.2013)
56
for
Infectious
Diseases,
Jiangsu,
China,
diğer hasta grubunda ise görme keskinliğinde herhangi bir düzelme tespit edilemedi.
Bu çalıĢmanın sonucunda ; majör ozonlu otohemoterapinin, kuru AMD’li
yüksek riskli hastalar için güvenli ve etkili bir tedavi seçeneği olabileceği bilimsel
olarak kanıtlanmıĢ oldu.39
c: Ġspanya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek
Ozonlu Otohemoterapi Sonrası Dirençli BaĢ Ağrısında Uzun Süreli
ĠyileĢme :
Tıbbi terminolojide sefalji olarak bilinen baĢ ağrısıyla alakalı yapılan
istatistiki çalıĢmalarda, genel nüfusun yaklaĢık 10% -15%’inin bu rahatsızlıktan
müzdarip olduğu tespit edilmiĢtir. BaĢ ağrısının iyileĢtirilmesinde tıbbi olarak çeĢitli
tedaviler uygulanmaktadır. Tıbbi tedavi usülleri dıĢında hipnoz, akupunktur,
biyoenerji vs alternatif tıp metodlarıyla da baĢağrısını tedavi eden merkezler
mevcuttur. Tıbbi olarak ise genellikle ilaçlar, oksijen inhalasyonu, davranıĢ
psikolojisi, fizik tedavi gibi metodlar uygulanmaktadır. Tedaviye dirençli olduğu
zaman, bunun yaĢam kalitesi üzerinde ciddi etkisi vardır.
ÇalıĢma neticesinde; otohemoterapi uygulanan, tedaviye dirençli kalıcı /
Ģiddetli baĢ ağrısı Ģikayeti olan hastalarda, OHT öncesi ve sonrası (ortalama : 64.6 ±
36.8 ay) ağrıları izlenmiĢ, otohemoterapi tedavisinin etkisiyle hastalardaki
dayanılmaz baĢ ağrısının sıklığı ve Ģiddeti azalmıĢtır40
39
E. Borrelli- A. Diadori- A. Zalaffi- V. Bocci, Effects of Major Ozonated Autohemotherapy in The Treatment
of Dry Age Related Macular Degeneration: a Randomized Controlled Clinical Study, 2012, Department of
Surgery and Bioengineering, Policlinico Le Scotte, University of Siena, Siena, Italy, PMID:23275905
[PubMed], http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23275905, (27.05.2013)
40
B. Clavo- N. Santana-Rodriguez- D. Gutierrez- JC. Lopez- G. Suarez- L. Lopez- F. Robaina- V. Bocci,
Long Term Iimprovement in Refractory Headache Following Ozone Therapy. 19(5):453-8.doi:10.1089/acm.
2012.0273, Epub 2012 Dec 7, Department of Radiation Oncology, Chronic Pain Unit of The Dr.Negrin
University Hospital, Las Palmas, Canary Islands, Spain, http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23215625,
(29.05.2013)
57
d: Polonya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek
Ozonlu Otohemoterapi Uygulanan Hemodiyaliz Hastalarında Kan
PıhtılaĢması OluĢmaması :
Ozonlu otohemoterapi, periferik arter tıkayıcı hastalığı ile hemodiyaliz
uygulanan hastalarda klinik olarak yararlı bir tedavi yöntemidir. Diyaliz hastalarının
çoğunluğunda bir hiper pıhtılaĢma durumu vardır. Trombotik (damar tıkayıcı)
komplikasyonlar morbidite ve hemodiyaliz uygulanan hastalarda mortalitenin
(ölümcül olmanın) en önemli nedenidir. Hemodiyaliz uygulanan 11 hastada
otohemoterapinin kan pıhtılaĢması üzerindeki etkileri bilimsel bir klinik çalıĢmayla
değerlendirildi. Sonuçta; dokuz seans sonra ölçülen parametrelerin değerlerinde
istatistiksel olarak kan pıhtılaĢması komplikasyonu gözlenmedi. Ölçülen değiĢkenler
doğrultusunda hastaların durumu tedavi öncesi değerler ile karĢılaĢtırıldığında,
herhangi bir trombotik sorun oluĢmadı.41
e: Amerika’da OHT ÇalıĢmasına Örnek
Minör
Ozonlu
OHT’nin
Lokaliz
Proliferatif
Tedavi
ile
Kombinasyonunda Doğal ĠyileĢme Sürecini Geri Getirmesi
Proliferatif tedavi olarak bilinen rejeneratif enjeksiyon tedavisi (RIT), spinal
ve periferik eklem ve bağ dokusu patolojileri olan hastalarda ABD’de 30 yılı aĢkın
bir süredir kullanılmaktadır. Rejeneratif enjeksiyon tedavisinin en sık uygulama
Ģekli, eklemeler,
bağlar ve tendonlar üzerine hafif irrite edici ilaçların
enjeksiyonudur. Bu enjeksiyonlar normal iyileĢme sürecini ve bu yapıların
yenilenme sonuçlarıyla hafif bir inflamatuvar yanıta neden olur. Aynı zamanda,
küçük sinir lifleri (C lifleri) ve temel yapıların artmıĢ nörolizinin bir kombinasyonu
yoluyla acıya daha az duyarlı hale gelir. Otohemoterapi bugün pek çok Avrupa
41
B. Biedunkiewicz- S. Lizakowski- L. Tylicki- A. Skiboeska- T. Nieweglowski- A. Chamienia- A. DebskaSlizien- B. Rutkowski, Blood Coagulation Unaffected by Ozonated Autohemotherapy in Patients on Maintenance
Hemodialysis, 2006, ARCMED-D-06-00197, Department of Nephrology, Transplantology and Internal
Medicine, Medical University of Gdansk, Gdansk, Poland,
http://www.arcmedres.com/article/S01884409(06)00223-2/abstract , (29.05.2013)
58
ülkesinde uygulanan bilimsel olan bir tedavi yöntemidir. Otohemoterapi , ya
intravenöz ozonlu kan verilerek veya kas içi enjeksiyon ile yapılır. OHT sayesinde
bağıĢıklık sistemi ve Ģifa sistemlerinin uyarılmasını sağlar. Rejeneratif enjeksiyon
tedavisine (RIT)
ek olarak, iyileĢme . sürecini artırmak ve desteklemek için
bağıĢıklık sistemini uyaran intravenöz majör otohemoterapi ile birlikte uygulanan
hastalarda, rejeneratif enjeksiyon tedavisi ve otohemoterapinin etkileri ayrıntılı
olarak ayrı ayrı incelenmiĢ ve bilimsel açıdan oldukça önemli sonuçlara ulaĢılmıĢtır.
Bu tedavi yöntemleri arasında arayüz araĢtırılması sonucu elde edilen bu çok olumlu
sonuçların, bu alanda bilimsel çalıĢma yapanları OHT mevzuunda genel ilgiye teĢvik
edeceğini umuyoruz.42
f: Hindistan’da OHT ÇalıĢmasına Örnek
Tibia Üzerinde GeniĢ Yara Ġçin Kombine Otohemoterapi Tedavisi
OHT,
iyileĢmeyen
veya
iskemik
yaraların
tedavisinde
kullanılmaktadır. Proksimal tibia kırığı olup cerrahi tedavi sonrası kompartman
sendromu geliĢmiĢ yaĢlı bir kadın hastada yaygın enfekte yara oluĢmuĢ ve tibianın
(kaval kemiği) yüzde 80’ine bulaĢmıĢtı. Bu süreç içinde farklı komplikasyonlar da
geliĢmiĢ hastanın diz eklemi aktif iltihabi reaksiyon ile enfekte olmuĢtu. BaĢvuru
sırasında hastaya lokal ve sistemik tedaviye devam edilse de kalıcı yara iyileĢmesinin
baĢarısız olacağı söylendi, bu nedenle iltihabın diğer dokulara da yayılmaması için
tıbbi çözüm olarak ampütasyon (bacağın kesilmesi) tavsiye edildi. Ancak bir süre
daha ampute edilmeyip tekrar yara debridmanı ve parenteral antibiyotik tedavisiyle
eĢ zamanlı lokal ozon tedavisi ve OHT birlikte uygulanarak 15 gün boyunca tedavi
aldı. Topikal Ozon tedavisi günde iki kez, OHT ise günde bir kez ilave edilerek
günlük pansuman ve parenteral antibiyotik ile birlikte hastaya verildi. 5 gün içinde,
yaraya maruz tibia kemik bölgesinde hızlı bir iyileĢme gözlendi ve deri grefti için
yeterli hale geldi. OHT’yle
iyileĢmiĢ yara bölgesine 5 gün daha tedaviye devam
edildi. 15.gün implant çıkarılması, intramedüller çivileme ve latissimus dorsi
42
RI. Gracer- V. Bocci, Can The Combination of Localized "Proliferative Therapy" with "Minor Ozonated
Autohemotherapy" Restore The Natural Healing Process?, , 2005;65(4):752-9, Gracer Medical Group, 5401
Norris Canyon Road, Ste. 102, San Ramon, CA 94583, USA, PMID:15951134 ,(PubMed - indexed for
MEDLINE), http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15951134, (29.05.2013)
59
pediküllü flep yapıldı. Kemik ve yumuĢak doku daha da iyileĢti, ve 20 ay takip
edildi. 20 ayın sonunda ise artık hasta desteksiz olarak rahatlıkla yürüyordu.43
g: Mısır’da OHT ÇalıĢmasına Örnek
Kronik Hepatit-C’si Olan Hastalarda Tedavi Olarak Otohemoterapinin
Sonuçları
ÇalıĢmanın amacı HCV RNA’sı pozitif kronik hepatit-C’li hasatalarda ozonlu
otohemoterapinin
karaciğer
enzimleri
üzerindeki
etkisini
ve
rolünü
değerlendirmektir. Medikal ozon tedavisinin, bakteri mantar ve virüsleri elimine
ettiği,
hatta
bazı
çalıĢmalarda
virüsleri
%
100
öldürebildiği
kanıtlanmıĢtır. Ozonlu otohemoterapinin hepatit-C tedavisi için önemli bir rolü
olduğu ve güçlü bir hepatit-C virüsü (HCV) inaktivatörü olduğu bilinmektedir.
Yaptığımız çalıĢmada, klasik tedavi alan hepatit-C’li hastalara kıyasla, ozonlu
otohemoterapi uygulanan diğer gruptaki hastaların semptomlarında çok önemli
geliĢmeler
vardı. ALT
ve
AST
(karaciğer
enzimleri)
karĢılaĢtırıldığında,
otohemoterapi uygulanan grupta % 57.5 ve % 60 normalleĢtiği tespit edildi. HCV
RNA polimeraz zincir reaksiyonu (PCR), klasik tedavi verilen gruba kıyasla, ozonlu
otohemoterapi uygulanan hastalarda 30 ve 60 seanstan sonra % 25 ile % 44.4
arasında negatifleĢti. OHT, kronik hepatit-C ile iliĢkili klinik belirtilerde önemli
ölçüde düzelme sağlamakta ve hastaların çoğundakaraciğer enzimleri olan ALT ve
AST düzeylerinin normalleĢtiği görülmektedir. OHT ile kronik hepatit-C
hastalarının% 45’inde HCV RNA ortadan kaybolmaktadır.44
43
P. Shah- AK. Shyam- S. Shah, Adjuvant Combined Ozone Therapy For Extensive Wound Over Tibia,
2005;65(4):752-9, Department of Orthopaedics, Leelavati Hospital, and Saifee Hospital, Mumbai, India, Indian
J Orthop. 2011 Jul;45(4):376-9. doi: 10.4103/0019-5413.80332D:21772635 [PubMed], PMCID:PMC313402,
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21772635, (30.05.2013)
44
S. Zaky- S.E. Kamel- M.S.Hasan- N.A. Sellem'in- M.A. Shahata- S.R. Helal- H. Mahmud, Preliminary
Results of Ozone Therapy as a Possible Treatment For Patients With Chronic Hepatitis C. , J Altern Complement
Med. 2011 Mar;17(3):259-63. doi: 10.1089/acm.2010.0016, Department of Tropical Medicine and
Gastroenterology, Assiut University, Assiut, Egypt, PMID:21417811 [PubMed - indexed for MEDLINE],
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21417811, (01.06.2013)
60
h: Küba’da OHT ÇalıĢmasına Örnek
Astım’da Akciğer Fonksiyonu ve Biyomarkırlar Üzerinde Ozonlu
Otohemoterapinin Etkisi
Astım hastaları üç farklı ozonlu otohemoterapi tedavi protokolleri ile üç kür ;
5 ay, 6 ay ve yaklaĢık 1 yıl tedavi edildi. Serum IgE, PBMC ve antioksidan etkisi
için biyolojik HLA-DR, her döngü sonunda ölçüldü. Akciğer fonksiyon ve belirtileri
testin baĢında ve üçüncü aĢamadan sonra kaydedildi.
ĠndirgenmiĢ glutatyon, glutatyon peroksidaz, glutatyon redüktaz ve glutatyon
S-transferazdaki artıĢlar tüm tedavilerde elde edilmiĢken; IgE ve HLA-DR,
tedavilerin üç tipinde de azalmıĢtı. Akciğer fonksiyonları ve solunum testi bulguları
belirgin olarak düzeldi. Otohemoterapi öncesi, glutatyon antioksidan parametreleri
atopik astım ile iliĢkili oksidatif stres oluĢumu düĢündüren, normal referans
değerlerinin altındaydı.
Bu çalıĢma, antioksidan elemanların oluĢumu ile birlikte IgE ve enflamatuar
bulguların azaltılmasında otohemoterapinin etkinliğini göstermektedir. ÇalıĢmada
görüldü ki ; bağıĢıklık ve oksidatif stres düzenleme özellikleri ile atopik astımda,
sistemik majör otohemoterapinin rolü yükseltir.45
i: Ġsrail’de OHT ÇalıĢmasına Örnek
Ozonlu Otohemoterapinin Nötrofil Fonksiyonları Üzerindeki Etkisi
Ozonlu otohemoterapi yaygın olarak özellikle Almanya ve Doğu Avrupa’da
uygulanmaktadır. Ozonlu majör otohemoterapi’nin iskemik, bulaĢıcı, öz bağıĢıklık
ve neoplastik hastalıklar da dahil olmak üzere çeĢitli patolojik durumlarda tedavi
edici etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Bu çalıĢmada, ozonlu otohemoterapinin invitro periferik kan nötrofil fonksiyonu üzerindeki etkisini tespit etmek için sağlıklı
gönüllülerden alınan kandaki nötrofil yapıĢması ve kemotaksisi, otohemoterapiden
45
A.Frank- H.Rosales- L. José- F. Calunga- J. T.Figueras- S.M. Cepero, Ozone Therapy Effects On
Biomarkersand Lung Function in Asthma, et al.Departmento de Biomedicina, Centro de Investigaciones del
Ozono del Centro Nacional de Investigaciones Científicas, Ciudad de la Habana, Cuba, Received 18 February
2005; accepted 22 April 2005.,(ARCMED-D-00072), http://www.arcmedres.com/article/S0188
4409(05)00246-8/abstract, (02.06.2013)
61
önce ve sonra incelenmiĢtir . ÇalıĢmanın sonucunda;
ozonlu otohemoterapinin
nötrofil fonksiyonları açısından güvenli olduğu görülmüĢtür. Önceki veriler ile
birlikte değerlendirildiğinde, majör otohemoterapinin, klinik
çalıĢmalarda iyi
tasarlanmıĢ olduğu gibi teĢvik edilmesi gerektiği de anlaĢılmıĢtır.46
j: Japonya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek
Minör Otohemoterapiyle Plazma Antioksidan ve Eritrosit BileĢenlerinin
Duyarlılıkları
Bu çalıĢma, mikromoleküler düzeyde gerçekleĢtirilen oldukça önemli
biyokimyasal sonuçların elde edildiği üst düzeyde bir bilimsel çalıĢma örneği olup,
minör ozonlu otohemoterapi (40 microgO3/ml) ile insan kanı bileĢenlerinin
duyarlılıklarını değerlendirilmek hedeflenmiĢti. OHT uygulamasından sonra plazma
antioksidan ve eritrosit bileĢenlerinden kan askorbik asit, ürik asit, ve plazmadaki
a-tokoferol
azalmıĢ, buna
karĢılık
bilirubin
ise
etkilenmemiĢtir. Plazmada
tiyobarbitürik asit-reaktif maddelerin içeriği artmıĢtır . Ancak, eritrosit zarında
tiyobarbitürik asit-reaktif maddeler ve alfa-tokoferol içeriği önemli ölçüde
etkilenmemiĢtir. Katalaz, glütation peroksidaz, glutatyon redüktaz ve süperoksit
dismutaz seviyesi test edilmiĢ ve sonuçta, ozonlu minör OHT’nin kanda yararlı
kimyasal etkiler oluĢturduğu görülmüĢtür. Bu çalıĢma sonuçlandığı zaman, OHT
sayesinde kandaki plazma antioksidanları ve alyuvar bileĢenlerinin duyarlılıklarının
bilimsel olarak ispatı yapılmıĢtır.47
46
M. Margalit- E. Attias- D. Attias- D. Elstein- A. Zimran- Y. Matzner, Effect of Ozone on Neutrophil
Function Ġn Vitro, Clin Lab Haematol. 2001 Aug;23(4):243-7,
Of Medicine and
Surgery A,
Shaare-Zedek
Gaucher Clinic and The Department
Medical Center,
Hadassah
University Hospital
(Mount Scopus), Jerusalem, Israel, PMID:11683785, [PubMed – indexed for MEDLINE], http://www.ncbi.
nlm.nih.gov/pubmed/11683785, (01.06.2013)
45
N. Shinriki- T. Suzuki- K. Takama- K. Fukunaga- S. Ohgiya- K. Kubota- T. Miura, Susceptibilities of
Plasma
Antioxidants and
Erythrocyte Constituents to Low Levels of Ozone, Haematologia (Budap).
1998;29(3):229-39, Sapporo Branch of
Tsukuba Materials Information Laboratory, Sapporo, Japan,
PMID:10069448 [PubMed - indexed for MEDLINE],
(03.06.2013)
62
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/10069448,
k: Hollanda’da OHT ÇalıĢmasına Örnek
Ülserasyonlu
Kronik
Ekstremite
Ġskemilerinde,
Majör
Otohemoterapinin Etkisi
Bu makalede, otohemoterapinin ağrılı, inatçı bacak ülserleri ile tutulmuĢ iki hastada
uygulanan OHT’nin yararlı etkileri rapor edilmiĢtir. Hastaların birinde tip II diabet
(DM), diğerinde ise vaskülit hastalığı vardı. Her iki hasta da bir dermatolog, bir
dahiliye uzmanı ve bir de vasküler cerrah olmak üzere birçok uzman tarafından
muayene edilmiĢ, tedavileri verilmiĢ, ancak klinikleri kötüleĢmeye devam
etmekteydi. Bu hastaların ağrıları artık dayanılmaz hale gelince ağrılarının
durdurulması amacıyla ağrı kliniğine geldiler. Kimyasal bel sempatektomisinin
(sempatik sinirlerin kesilmesinin) yanı sıra bupivakain ve morfin ile epidural blokaj,
ağrıyı azaltmada orta derecede etkiliydi. OHT tedavisi bu hastalara birkaç ay
boyunca uygulandı ve tedavi sonucunda tatmin edici bir iyileĢme gözlendi.48
l: Rusya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek
Maksillofasiyal
Bölgenin
Süpüratif-Ġnflamatuvar
Hastalığı
Olan
Hastalarda Otohemeterapi
Bu çalıĢmada, çene-yüz bölgesinde kronik süpüratif-inflamatuvar (akıntılı
iltihap) hastalığı olan hastaların tedavisinde farklı yöntemlerle yapılan tedavilerin
etkinliğinin karĢılaĢtırmalı değerlendirilmesi yapılmıĢtır. Bu amaçla, öncelikli olarak
matematiksel istatistiki modern yöntemlerin olanakları analiz edildi. Yapılan analiz
sonuçları ayrıntılı olarak değerlendirildikten sonra, bu kronik akıntılı enfeksiyonu
olan hastalarda otohemoterapi uygulanmasına karar verildi. Tedavi etkinliğinin
ayrılmaz indeksi olarak uygulamada sodyum hipoklorit tedavisine ilaveten hastalara
intravenöz ozonlu otohemoterapi enjeksiyonu da uygulandı Düzenli aralıklarla ve
OHT’ye özgü uygulama protokolüyle hedeflenen tedavi tamamlandı. Yapılan OHT
48
A. Monte- H. Zee- V. Bocci, Major Ozonated Autohemotherapy in Chronic Limb Ischemia With Ulcerations,
J Altern Complement Med. 2005 Apr;11(2):363-7, Erasmus Medical Center, Rotterdam, Netherlands,
PMID:15865505 [PubMed - indexed for MEDLINE], http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15865505,
(04.06.2013)
63
tedavisi sonucunda; bu tıbbi tedavi yöntemi sayesinde, hasta kiĢilerde sağlıklı
kiĢilerdekilere eĢdeğer biyolojik kazanım sağlanmakta olduğu görüldü. Bu
çalıĢmayla, diğer tıbbi tedavi yöntemlerine göre OHT’nin, hastaların iyileĢmesinde
daha fazla etkinlik sağladığı kanıtlanmıĢ oldu.49
49
N.E Petrosian , N.A Nedel'ko , L.V. Gorbov, E.A. Petrosian , Use of Multi-dimensional Statistic Analysis
for Integral Evaluation of Treatment Quality in Patients With Suppurative-Inflammatory Diseases of
Maxillofacial Region, 2004;83(6):26-30, Stomatologiia (Mosk). [Article in Russian], PMID:15602469
[PubMed – indexed for MEDLINE], http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15602469, (07.06.2013)
64
Ek-2: Hayvanlar Üzerinde Yapılan Bazı Bilimsel Otohemoterapi
ÇalıĢma Örnekleri
a: Ozonlu Otohemoterapiyle Tek Taraflı Böbreği AlınmıĢ Sıçanlarda
Sağlam Tek Böbreğin Ġskemiden Korunması
Ozonlu otohemoterapi (OAH), daha önceden beri
periferal tıkayıcı arter
hastalığından etkilenen hastaların tedavisinde baĢarıyla kullanılmaktadır. Bu çalıĢma
iskemi ve iskemi / reperfüzyon hasarından sıçanlarda böbrek korumasında da
OAH’nin etkilerini analiz etmektedir.
Serum kreatinin ve kan üre azot seviyelerinin değerlendirilmesiyle
ve
histolojik çalıĢmalar sonucunda ; OAH’nin etkisiyle sıçan böbrek fonksiyonları ve
parankim yapısının önemli ölçüde düzeldiği, renal βNADPH-diaforaz enzim
seviyesinin istenilen seviyeye yaklaĢtığı,
önemli ölçüde oksijen tüketim oranının
arttığı, ve konfokal mikroskobu ile değerlendirilerek mitokondriyal aktivitenin de
oldukça arttığı tespit edildi.
Sıçanlarda ortalama arter basıncı önemli ölçüde iskemi sırasında artmıĢ ise de
kalp hızında belirgin olarak, deneysel iĢlem sırasında değiĢiklik yoktu. Ameliyat
sonrasında poliüri veya oligüri tespit edilmedi.
Bu bilimsel çalıĢmada ulaĢtığımız sonuçla aterosklerotik süreçlerde
komplikasyonların oluĢmaması için umut verici bir müdahale olarak OHTyi
öneriyoruz.50
b: Bir Boğada Gözlenen Penis Fibropapillomunun Sağaltımında Otolog
AĢı Ve Otohemoterapi Kombinasyonunun Etkisi
Bu çalıĢmada, 1.5 yaĢında HolĢtayn ırkı bir boğada rastlanan penis
fibropapillomu
50
olgusunun
sağaltımında
otolog
C. Foglieni- A. Fulgenzi- D. Belloni- C. Sciorati- E. Ferrero- M. E. Ferrero,
aĢı
ve
otohemoterapi
Ozonated Autohemotherapy:
Protection of Kidneys From Ischemia in RatsSsubjected to Unilateral Nephrectomy, BMC Nephrology, 2011,
Clinical Cardiovascular Biology Lab., San Raffaele Scientific Institute, Milano, Italy, 12:61 doi:10.1186 1471
-2369-12-61 , http://www.biomedcentral.com/1471-2369/12/61, (11.06.2013)
65
kombinasyonunun etkinliği araĢtırıldı. ÇalıĢma materyalini, özel bir iĢletmeye ait 1.5
yaĢında HolĢtayn ırkı bir boğa oluĢturdu. Otohemoterapi uygulaması için vena
jugularis'ten steril bir enjektöre alınan 40 ml kan, yine skapula gerisine deri altı yolla
1 hafta aralıklarla toplam 4 kez uygulandı. Ġlk uygulamadan sonra olgunun 20 gün
aralıklarla ve 4 ay süreyle kontrolü yapılarak iyileĢme derecesi takip edildi.Birçok
araĢtırıcı, deri papillomatozisinin tedavisinde otolog aĢının,bazıları da otohemoterapi
uygulamalarının baĢarılı sonuçlar verdiğini bildirmektedirler. Bu olguda, uygulanan
kombine tedavinin etkili olduğu ve kontrol süresi sonunda makroskobik olarak en az
% 50'ye yakın bir gerileme sağladığı tespit edildi.51
c: Ġnek ve Düvelerde Meme Papillomatozisinin Tedavisi ve Etiyolojisi
Üzerine ÇalıĢma
Bu çalıĢmada meme baĢında ve/veya meme derisinde papillom bulunan 58
baĢ inek ve düve materyal olarak kullanıldı. Otuz hayvanda bulunan papillomlar
elektrokoterle uzaklaĢtırılırken, geri kalan hayvanların 8’ine otohemoterapi, 10’una
otojen aĢı ve 10’una da otohemoterapi + otojen aĢı uygulandı.
Otuz hayvandan alınan siğil örneklerinin histopatolojik muayenesinde,
siğillerin 3’ünün (% 10) fibrom, 13’ünün (% 43.3) fibropapillom, 11’inin (% 36.7)
papillom, 1’inin (% 3.3) hemangiom ve 2’sinin (% 6.7) fibrosarkom olduğu
belirlendi.
Otohemoterapi + otojen aĢı, koterizasyon, otohemoterapi ve otojen aĢı
Ģeklinde yapılan 4 farklı tedavi denemesi sonunda sırasıyla % 100, 86.6, 37.5 ve 70
oranında iyileĢmenin Ģekillendiği tespit edildi.
d: Kedi Ve Köpeklerde Egzama Tedavi Ve Belirtiler Otohemateropi
Tedavisi
Tedavide diyet önemli bir rol oynar vet tüm ilaçların 6-7 çeĢit eksiksiz
uygulanması gerekmektedir.. bu tedavilerde enfeksiyon tedavisi unutulmamalıdır son
51
H. S. Biricik- Ġ. Çimtay- O. Keskin- Z. F. Baba, Bir Boğada Gözlenen Penis Fibropapillomunun Sağaltımında
Otolog AĢı Ve Otohemoterapi Kombinasyonunun Etkisi, Veteriner Hekimleri Mikrobiyoloji Dergisi
Elektronik Versiyonu, http://perweb.firat.edu.tr/personel/yayinlar/fua_851/851_25844.pdf, (02.06.2013)
66
yıllarda veteriner ilaçları (yurtdıĢından ithal gelen)bu konuda veteriner hekimlerin
elini kuvvetlendirmektedir Bu vakalarda OHT tedavisiyle nonspesifik protein
sağlanması amaçlanmaktadır. Otohemoterapinin temel etkilerinden olan organizmada
RES (retiküloendoteliyal sistem) kamçılanarak fazla enzim salgılanması uyarılır ve
böylece vejetatif sinir sistemi stimule edilir. Bu uygulamayla, veteriner ilaçlarından
çok daha önemli Ģonuçlara ulaĢılıp , kalıcı ve hastalıkların oluĢumunu immün yanıtla
engelleyici süregen bir etki sağlanmıĢ olmaktadır.52
e: Otohemoterapinin Serum Biyokimyasal Parametreleri ve Mineral
Madde Düzeyleri Üzerine Etkileri
Bu araĢtırmada OHT’nin serum biyokimyasal parametreleri (TP, ALB, GLB,
ALT, AST ve LDH) ve mineral madde (Cu, Zn, Ca, Mg, K ve Na) düzeyleri
üzerindeki etkisi araĢtırıldı. Otuz erkek Yeni Zelanda ırkı tavĢan (6 aylık, ortalama
ağırlıkları 2.48±0.07 kg) 3 gruba ayrıldı. Tüm tavĢanlardan 4 ml kan alındı. Kontrol
grubuna (K) 4 ml serum fizyolojik, sonraki gruba (A) 2 ml serum fizyolojik + 2 ml
kendi kanı, son gruba (B) 4 ml kendi kanı deri altı verildi. Üç gün sonra araĢtırılan
parametrelerin ölçümleri için tüm gruplardan 3’er ml kan toplandı. Yapılan
biyokimyasal parametrelerin ölçümleri ve regresyon analiz sonuçlarına göre ise kan
miktarının bu parametreleri önemli düzeyde etkilediği gözlendi.
Sonuç olarak; bu araĢtırmanın nihai değerlendirmesinde, hastalık tedavisinin
prognostik kontrolü sırasında otohemoterapiyi takip eden AST, LDH enzim
düzeylerinde artıĢa ve Mg ve Na düzeylerindeki düĢüĢe uygulanan otohemoterapinin
doğal bir sonucu olarak gerçekleĢtiği Ģeklinde değerlendirilmesi gerektiği
anlaĢılmıĢtır.53
52
A. Tolgay, http://forum.petarkadas.com/kopek-sagligi/egzama-tedavisi-ve-ilac, (02.06.2013)
53
B. Karademir ,Kafkas Üniv., Veteriner Fak., Ġç Hastalıkları AD, Kars, Türkiye. YYU Veteriner Fakultesi
Dergisi, 2011, 22 (1), 23 - 26 orijinal MAKALE ISSN:1017-8422;
edu.tr/upload/594/otohemoterapi.pdf, (15.06.2013)
67
e-ISSN:1308-3651, http://abs.kafkas.
Ek-3: Otohemoterapiyle Ġlgili Kazanılan Bazı Tecrübe ve Deneyimler
a: Otohemoterapi Hakkında Ġlk Bilgilenme ve Gözlemler
Prof.Selahattin
YAZICIOĞLU,54
1940’lı
yıllarda
Ġstanbul
Üniv.Tıp
Fakültesinde okurken, Alman cildiye profesörü hocalarının cildiye dersinde
otohemoterapiyi ders konusu olarak kendilerine anlattığını söylemiĢ ve bu tedavi
yöntemini o dönemlerden beri tıp fakültesindeki derslerden öğrendiğini, ancak daha
sonraki dönemlerde yıllarca tıp fakültelerinin ders müfredatlarına
bu konuda
herhangi bir eğitim ile karĢılaĢmadığına bir mana veremediğini çoğu kez
bahsetmiĢtir. Kendisi otohemoterapinin çok önemli ve etkili bir tıbbi tedavi metodu
olduğunu sürekli savunmuĢtur.
Uygulamalı otohemoterapi ile gözlemsel olarak ise ilk tanıĢılması, Dr. Ahmet
Cemil ÇAĞIL
vesilesiyle olmuĢtur. Dr.A.C.ÇAĞIL’ın55 bu tedavi yöntemini
hastaları tamamen iyileĢtirecek Ģekilde baĢarıyla uyguladığı gözlemlenirken tedavi
ettiği hastaların birçoğuyla bizzat yapılan görüĢmelerle de mucizevi bir Ģekilde
iyileĢtikleri hastaların kendi anlatımlarıyla müĢahade edildi . Bu hastalar o kadar
farklı hastalıklar nedeniyle otohemoterapi aĢılama tedavisiyle iyileĢmiĢlerdi ki,
varılan sonuçlar gerçekten hayret vericiydi.
Daha sonra 1994 yılından itibaren OHT yöntemiyle alakalı yabancı
ülkelerdeki bilimsel çalıĢmalara web sayfalarından eriĢilmeye çalıĢıldı ve araĢtırıldı.
1994-2013 yılları arasında , otohemoterapiyle iyileĢen hastaların tavsiyeleriyle tedavi
olmak için baĢvuran hastaların kendilerinin talepleri doğrultusunda birçok farklı
hastalıkların tedavisinde OHT güvenle uygulandı ve beklenenin ötesinde olumlu
sonuçlar elde edildi.
54
Prof. Selahattin YAZICIOĞLU (1921-2002); “Çermik Hastalığı” olarak bilinen “Asbestin Akciğer
Kanserine Sebep Olduğunu” ilk kez ispatlayan çalıĢmasıyla 1980 yılında “Sedat Simavi Sağlık Bilimleri”
dalında “Altın Heykel Ödülü” almıĢ, bir bilim adamıydı. Literatür kaynaklarında bu bilimsel çalıĢmasıyla
alakalı sayısız atıflar bulunmaktadır.
55
Dr.Ahmet.Cemil ÇAĞIL (1932-2013); çok baĢarılı bir hekim ve araĢtırmacı bir bilim adamıydı.
Hastalara yaklaĢımı ve çok f arklı hastalık gruplarının tedavilerindeki üstün baĢarısıyla 40 yıla
yakın hekimlik hizmeti süresince, D.bakır halkının gönlünde bambaĢka bir değer kazanmıĢtı. OHT’yi
hekimlik yaptığı sürece Türkiye’de tedavi amaçlı en fazla uygulayan ve OHT yöntemi sayesinde sayısız
hastaların iyileĢmesine vesile olan, OHT alanında bu derece baĢarılı tek hekim ve bir bilim adamıydı.
68
Bu tedaviyle yapılan aĢılamada kullanılan kiĢinin kendi kanı olduğu için
hiçbir Ģekilde allerjik reaksiyon veya bununla ilgili zararlı bir komplikasyon
görülmemektedir. Yabancı literatür kaynaklarında da bu
vurgulanmaktadır.
durum önemle
Bu konuda bilimsel literatür taramalarında otohemoterapinin
uygulama sonrası hiçbir yan etkisi veya komplikasyonunun olmadığına dair sayısız
yayın mevcuttur. Yapılan araĢtırmalarda çok ilginç sonuçlara ulaĢıldı : Dünyada
geliĢmiĢ ülkelerden yarı geliĢmiĢ ülkelere kadar birçoğundaki üniversitelerinde bu
bölümün kürsüleri olduğu, hocaların bunu hem uygulayıp hem de ders olarak
anlattıkları görüldü. Daha sonra, NCBI-PubMed, Locatorplus gibi dünyanın en
saygın tıbbi literatür tarama sitelerinde, sayısız araĢtırma, çalıĢma ve bununla ilgili
makale ile elde edilen pozitif sonuçlara ulaĢıldı ki; otohemoterapinin hastalıkların
tedavilerinde neredeyse uygulanmadığı alan yok gibiydi. Fakat ne yazık ki, dünyanın
100 yılı aĢkın bir süredir bilimsel gündeminde saygınlığını koruyan ve her geçen gün
daha farklı hastalık spektrumlarında çalıĢmaların derinleĢtirildiği OHT, ülkemizde
bilimsel
tıbbi
gündemlerin
dıĢında
tutulmuĢ,
hekimlerimizin
birçoğu
otohemoterapinin ne manaya geldiğinden habersiz duruma gelmiĢlerdir.
Bilimsel tespitler ve özellikle de Dr.A.C.Çağıl’dan kazanılan tecrübe ve
deneyimler ıĢığında, 19 yıla yakın bir süre birçok farklı hastalık gruplarında
endikasyon hallerinde minör ozonsuz OHT uygulandı. Bu tedaviler sırasında hiçbir
komplikasyon ile karĢılaĢılmadı. Ayrıca, OHT ile damardan alınıp tekrar kalçadan
enjekte edilen kan kiĢinin kendi kanı olduğu için diğer enjeksiyonlara kıyasla çok
daha minimal ağrı hissedilmesi de ilgi çekici bir husustur. Belli periyotlar ile doz
artımı yapılarak uygulanan bu tedaviye ait elde edilen mesleki deneyimler sonucu
daha etkin olduğu tespit edilen bir aĢılama protokolu oluĢturuldu. Bu tedavi
protokolunda aĢılama dozları günaĢırı olacak Ģekilde 1 cc’den baĢlanarak kiĢinin yaĢ
ve vücut ağırlığına göre ayarlanan doz miktarları özel bir Ģema doğrultusunda
tedricen arttırılmakta, en son 10 cc’lik dozların belli sayıda tekrarıyla aĢılama kürü
durdurulmaktadır.
Hastaya 10 cc’lik kan enjekte edilirken bile pek ağrı
hissedilmemekte, herhangi bir hematom oluĢmamakta ve çok çabuk rezorbe
olmaktadır. Minör OHT uygulamasında birinci kürde ; aĢılama olarak günaĢırı,
toplamda 15 enjeksiyon olacak Ģekilde bir aylık bir tedavi yapılmaktadır. Daha sonra
bir ay tedaviye ara verilip 3. ay rapel olarak tekrar bir aylık 2. kür uygulanmaktadır.
69
Çoğunlukla birinci kürde hastalar iyileĢmekte ve ikinci küre gerek duyulmamaktadır.
Ancak, ileri tarihlerde olası nükslerin önlenmesi için pekiĢtirme kürünün
uygulanması en doğru olanıdır. Kronik ve ağır vakalarda tedavi süreleri uzatılabilir.
Bilimsel literatür çalıĢmaları ve deneyimler ıĢığında oluĢturulan rutin tedavi
protokolünde ise, ikinci kürden 6 ay sonra 3.kür (2.rapel), ve daha sonraki yıllarda
ise kiĢinin hastalığıyla alakalı yeniden nüksetme bulguları olsa da olmasa da , yılda
bir kez hatırlatma kürü uygulanması uygun görülmektedir.
b: Otohemoterapiyle Alakalı Tecrübeye Dayalı Bazı Önemli Tespitler
Otohemoterapiyle ilgili yapılan bilimsel literatür araĢtırmaları, Prof.Selahattin
Yazıcıoğlu’nun tespit ve anlatımları, Dr.A. C.Çağıl’ın birçok farklı hastalıklarda
yıllarca baĢarılı
uygulamalarıyla alakalı yakın gözlem ve araĢtırmaları ıĢığında
aĢağıda sıralanan tespit ve kanaatler, bu tıbbi tedavi yönteminin hastalarda güvenle
uygulanmasına vesile olmuĢtur:
 Yan etkisinin ve komplikasyonlarının olmaması.
 Literatürlerde 100 yıla yakın bir süredir yayınlanagelmiĢ, baĢarıyla
sonuçlanan sayısız vaka örnekleri, bilimsel çalıĢmalar ve yayınlar.
 Tedavi metodu ve tekniği olarak uygulama kolaylığı.
 Hastaya maliyetinin sadece bir enjektör parası kadar ucuz olması.
 Otohemoterapiyle tedavi edilerek tamamen iyileĢmiĢ birçok hastayla
yapılan sayısız görüĢmeler, ve bu vakaların çoğunun kısa sürede iyileĢmiĢ
olmaları.
 Özellikle tıbbın tedavisinde aciz kaldığı çok farklı hastalıklarda,
kronikleĢmiĢ vakalarda, otohemoterapi sonrası süratli iyileĢme süreçleri.
70
Ek-4: Otohemoterapiyle Tedavi Edilen Bazı Vaka Örnekleri
Gerekli görülen vakalarda 1994’ten bugüne ozonsuz minör otohemoterapi
tekniği baĢarıyla uygulandı. Otohemoterapi uygulanan tüm hastalar tedavinin
baĢında, kontrol ve devamında, ayrıntılı kaydedildi, iyileĢme süreçleri yakın takip
edildi. Bu kayıtlar ve gözlem süreçleriyle elde edilen deneyimler literatürlerdeki çok
farklı otohemoterapi kür uygulama teknikleriyle de sentezlenerek, uygulama
aralıkları , enjeksiyon dozları ve rapelleri (tekrarlama-pekiĢtirme kürü) gibi
hususlarda, en etkili ve yararlı olacağına kanaat getirilen uygulama metodu
geliĢtirildi. Sonuçta en baĢarılı olacağına inanılan ozonsuz minör otohemoterapi
tekniğinin Ģu uygulama Ģekli olduğu kanaatine varıldı: Birinci aĢılama kürü;
(günaĢırı-15 ayrı doz). Bu uygulamada hastanın yaĢ ve vücut ağırlığına uygun olarak
doze edilmiĢ, bir ay süreyle günaĢırı, 1.’den son 15. enjeksiyona kadar artan
dozlarda, hastanın venöz kanı enjeksiyona çekilerek derin gluteal (kalçadan)
enjeksiyonla hastalara tatbik edilir. Bir aylık uygulamanın sonunda, bir ay ara verilir.
Hastanın klinik bulguları ve Ģikayetlerindeki gerileme süreci göz önünde
bulundurularak, gerekiyorsa ikinci aĢılama kürüne baĢlanır.
a: Migren Hastası 2,5 Aylık Hamile, DiĢhekimi Bayan
Diyarbakır’da büyük bir hastanenin baĢhekiminin diĢ doktoru olan eĢine
tedavinin uygulandığı yıl 1996, hasta 28 yaĢlarındaydı. Hasta 2,5 aylık hamile
olduğu için ağrı kesici ilaç kullanamayan, migren ağrılarının Ģiddetinden Ģikayet
etmekteydi. Hikayesinde, bir çok geliĢmiĢ üniversitelere ve tedavi merkezlerine
gittiklerini, fakat gençliğinden beri var olan bu migren ağrıları olan hasta
hamileliğindeki ilk 3 ay içerisinde ağrı kesici ilaç kullanamadığı için bu ağrılarından
ciddi derecede müzdarip olduğunu ifade etmekteydi. Kendilerine otohemoterapiden
bahsedildiğinde , kendilerinin de en son GATA’ya tedavi için gittiklerinde oradaki
hekimin migren tedavisinin 3 Ģekilde yapıldığını, bunların da hipnoz, akupunktur, ve
Türkiye’de çok az bilinen, kan aĢısı olarak adlandırılan otohemoterapi olabileceğini
söylemesiyle haberdar olduklarını ifade ettiler. Hastaya uygulanan tedavi sonrası
migren ataklarının %95 civarında azaldığı görüldü. Bu iyileĢme hali sonraki
süreçlerde de takip edildi, nüksetmediği gözlemlendi.
71
b: Kronik, Ağır Migren Ataklarından Müzdarip Bayan Hasta
Hasta, Ģehir merkezine bağlı Ekinciler köyünde bir ailenin 27 yaĢındaki
gelini. Hasta muayene esnasında rahatsızlığını Ģöyle tanımlamaktaydı:
-Nöbetlerim o kadar ağır ve uzun sürüyor ki, baĢımı duvarlara vuruyorum!
Hiçbir ilaç bana fayda vermiyor! Gitmediğim nörolog neredeyse kalmadı. Ağrılara
artık tahammül edemiyorum. Migren nöbetlerimin Ģiddetinden bazen canıma kıymak
bile aklıma geliyor, ama Allah’a olan inancım buna engel oluyor!
Bu hastaya bir aylık günaĢırı bir kür tedavi uyguladıktan sonra kontrolde
artık migren nöbetleri geçirmediğini, ilaç dahi kullanmadığını ifadelendirmekteydi.
Bu hastanın OHT uygulanmasından beri çok iyi olduğu ve migreninin tamamen
iyileĢtiği bilinmektedir.
c: Vücut Kat Yerlerinde Yaygın Egzemaları Olan Çocuk Hasta
Hasta, toptan mefruĢat ticareti yapan bir esnafın 5 yaĢındaki kızıydı.
Vücudundaki tüm ekstremitelerde ve yüzeylerde çok yaygın egzamaları mevcuttu.
Doğumundan kısa bir süre sonra hastalığı baĢlamıĢtı. Bir çok geliĢmiĢ tıp
merkezlerine gitmiĢler, hastalığının sebebi tespit edilememiĢ ancak farklı cildiye
uzmanlarınca sürekli lokal ve sistemik steroid tedavisi verilmiĢti. Uzun süreli ve
yıllarca sık aralıklarla kortikosteroidli ilaçlarla tedavi gören bu hastada, yapılan
tedavilerde kullanılan kortizonun yan etkileri nedeniyle lokal pomad takip edilen
bölgelerde ciltte atrofiler ve buruĢukluklar oluĢmuĢtu. Hastanın yaĢ ve kilosunu göz
önünde bulundurarak dozu ayarlanıp otohemoterapi uygulamasına karar verildi.. Bir
aylık günaĢırı ozonsuz minör otohemoterapi uygulandı. Tedavi süresi boyunca
hastayı gün gün takip edildi. ĠĢin ilginç tarafı tedavinin uygulandığı zaman yaz
mevsimiydi ve hastanın anne-babası tarafından yaz sıcağında bu egzamaların tüm
vücudu sardığı, sürekli kaĢıntı ve bu lezyonlardan muzdarip olduğu, tüm vücuda
kortizon uygulamasının çok sıkıntılı olduğu ve bunun yan etkilerinden korktukları
dile getirilmekteydi. Otohemoterapi tedavi süresi boyunca kortizonlu pomatların
uygulanmasını kesildi. KaĢıntı durumları için antiallerjik Ģurup verildi. Yaz mevsimi
olmasına rağmen 1. kür bittikten sonra oldukça yaygın bir Ģekilde vücudu saran ve
72
tüm kat yerlerinde sıcaklar nedeniyle daha da yaygınlaĢacak olan bu lezyonlardan
eser kalmadığı görüldü. OHT uygulandıktan sonra yapılan kontrollerde bir daha bu
tür bir hastalık belirtisi yaĢanmadığı, egzama ile ilgili olarak bir daha cilt hastalıkları
uzmanına gitmedikleri tespit edildi.
d: Kronik Allerji Hastası Bir Sağlık Bakanlığı MüfettiĢi
Hasta 2013 yılı mayıs ayı ortalarında sağlık müdürlüğüne gelen, bir sağlık
bakanlığı müfettiĢiydi. Kendisinde yıllardır allerji olduğunu, kullandığı antiallerjik
ilaçları kullanmak zorunda olduğunu, hiçbir tedavi ile tam olarak iyileĢemediğini,
kendisinde var olan bu allerjik duruma neden olan Ģeyin bir türlü tespit edilemediğini
belirtmekteydi. Kalıcı bir çözüm açısından kendisine otohemoterapi tedavisinden
bahsedildi ve bu tedavinin uygulanması hasta tarafından talep edildi. Kendisine ilk
önce internetten PubMed vs literatür sitelerinden bu tedavi tekniğini biraz araĢtırıp
fikir sahibi olması önerildi. Hastanın en çok müzdarip olduğu bir hususta, kullandığı
allerji ilçlarının uyku yapıcı sedatize edici yan etkileriydi. Günlük yaĢamını bu
ilaçların etkilediğini, gece ise allerjik kaĢıntılardan dolayı uyuyamadığını
söylemekteydi. Uygulanan kürün henüz ilk ¼’ünde allerjilerinin kaybolduğu, çok
nadir antiallerjik aldığı gözlemlendi. Özellikle acılı yemeklerde yıllardır yaygın
ürtiker döküntüleri oluĢan hastada OHT uygulaması devam ederken bu Ģikayetlerinin
de kaybolduğu görüldü. Tedavi kürünün kalan yarısını Ankara’da tamamlayan
hastanın tedavisi bittikten sonra yapılan görüĢmede Ģikayetlerinin tamamen
kaybolduğu, rahatlıkla acı dahi yiyebildiğini ve bilinmeyen bir sebeple oluĢan
allerjinin vücudunu terkettiği öğrenildi.
e: Yaygın ve Kronik Psöriasis (Sedef) Hastaları Olan Kız Çocuğu ve
Dayısı
Annesinin yıllarca cildiye doktorlarına götürüp de bir türlü Ģifa bulamayan
hasta, 11 yaĢında bir kız çocuğu . Yüzünde, saçlarında, tüm vücudunda çok yaygın
sedef lezyonları mevcuttu . Bu hastaya 1. kür minör otohemoterapi uygulamaya
baĢlandı. 3. veya 4. aĢılamada psöriazis lezyonlarının kabuklanmaya baĢladığı, tedavi
bittiğinde ise bunların solup kaybolduğu, yerlerinde ise sedef hastalığının hafif
pembemsi izlerinin kaldığı, kür bittikten kısa bir süre sonra bunların da tamamen
73
düzeldiğini müĢahade edildi. Bu hastanın aynı hastalıktan müzdarip dayısı da bir süre
sonra tedavi olabilmek için otohemoterapi uygulanmasını talep etti. Muhtemelen bu
hastalık genetik bir yatkınlık nedeniyle aynı ailede iki ayrı bireyde beliren bir
olguydu. Bu hastaya da ozonsuz minör otohemoterapi aĢılamasına baĢlandı. Bir aylık
tedavi kürü bittiğinde lezyonlar tamamen kaybolmuĢtu. Birkaç ay sonra bu hastada
sedef lezyonları hafifte olsa tekrar ortaya çıkmaya baĢladı. Tekrar pekiĢtirme kürü
(rapel) olarak ikinci aĢılama kürüne baĢlandı. Bu kürün akabinde yine lezyonlar
kaybolmuĢtu. Bu hastada daha sonraki zamanlarda bir daha psöriasis Ģikayetleri
nüksetmedi.
f: Psöriasis Hastası 38 YaĢında Emniyet Mensubu Bir BaĢkomiser
Psörisis (sedef) Ģikayetleri olan hasta, emniyet teĢkilatında farklı birimlerde
çalıĢan (muhtemelen stresin provake ettiği) sedef hastası olupta OHT sayesinde
sağlığına kavuĢan bazı polis memurlarının tavsiyesi üzerine aynı tedavinin kendisine
de uygulanmasını talep etmekteydi. Bu hastanın da ilaca dirençli, ellerinde daha
belirgin olacak Ģekilde sedef lezyonları mevcuttu. Birinci aĢılama kürü bittiğinde
psöriasis lezyonları tamamen kayboldu.
g: Kronik Allerji Hikayesi Olan 42 YaĢında Bir Herbalist (Doğal Bitkisel
Tedavi Uzmanı) Erkek Hasta
Bu hasta en ilginç vakalardan biridir. Herbalist olan hasta, tıbbi ilaçlarla da
kendi branĢı olan doğal bitkisel ilaçlarıyla da yıllarca allerjiden kurtulamayıp
Gaziantep’te görevli dahiliye uzmanı bir doktorun tavsiyesiyle otohemoterapi
tedavisinin kendisine uygulanmasını talep etmekteydi. AĢılama kürüne baĢlandı,
tedavisini memleketi olan Gaziantepte uyguladı. Tedavinin baĢlagıcından takriben 10
gün sonra allerjisinin oldukça azaldığını, ancak çok ilginç beklenmedik bir durumla
karĢılaĢtığını ve asıl bu nedenle aradığını ifade etmekteydi. KarĢılaĢtığı hayret edici
durum Ģuydu: 20 yıldan fazladır sigara tiryakisi olduğunu, bırakmak için birçok
yollara baĢvurduğu halde sigarayı bırakamadığını, ancak otohemoterapinin ilk birkaç
uygulamasından sonra kendisinde sigaraya karĢı beklenmedik bir tiksinti hissinin
baĢladığını, bu sebeple artık sigara içemediğini söylemekteydi. Bu hastayla daha
sonraları da görüĢüldü, o günden beri sigara içemiyordu. Bu hastanın hem yıllardır
74
muhtelif tedavilerle bir türlü iyileĢmeyen kronik allerjisi kaybolmuĢ,hem de sigara
tiryakiliği son bulmuĢtu. (Daha sonraları literatür kaynaklarında otohemoterapi
uygulanan hastalardan sigara tiryakisi olanların sigarayı bıraktıklarına dair bilimsel
tespitler de yayınlanmıĢtır).
75
ÖZGEÇMĠġ
21 Ağustos 1963 tarihinde Diyarbakır’da doğdum. Ġlk, orta ve liseyi yine
aynı
ilde
tamamlayıp 1981 yılında Diyarbakır Anadolu Lisesi’nden okul
birinciliğiyle mezun oldum. Aynı yıl
Dicle
Üniversitesi Tıp Fakültesini
kazandım. Bu fakülteden 1987 yılında mezun olduktan sonra, mecburi hizmetimi
Erzurum Ġli AĢkale Ġlçesi Pırnakaban Köyü Sağlık Ocağı’nda yaptım. Mecburi
hizmet sonrası, 1989 yılında D.Bakır ġehitlik Sağlık Ocağına atandım. 1993 yılında
askerliğimi kısa dönem-bedelli olarak Van/Çaldıran Ġlçe Jandarma Taburu’nda
yaptım. 1994-2002 yılları arasında serbest hekim olarak çalıĢtım. 2002-2008
yıllarında D.Bakır ĠskenderpaĢa Sağlık Ocağı’nda sorumlu hekim olarak görev
yaptım. 2008 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından D.Bakır Çocuk Hastalıkları
Hastanesine baĢhekim yardımcısı olarak atandım. 2008 yılı sonlarında baĢhekim
olarak görevlendirildim. 2012 yılında Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na bağlı
D.Bakır Ġl Sekreterliği bünyesinde D.Bakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi
Yöneticiliği’ne getirildim. Halen aynı görevi sürdürmekteyim.
Ulusal basında ve internet haber sitelerinde muhtelif zamanlarda
yayınlanmıĢ tıbbi içerikli makalelerim mevcuttur. Bu makalelerden birkaçı
Ģunlardır :
 TükenmiĢlik Sendromunun Tedavisi (Burn-out)
 Obezite (Aynalara mı Küstünüz?)
 Bebek ve Çocuklar Ġçin Mükemmel Gıda : YOĞURT
Özel ilgi alanlarım, resim yapmak, Ģiir yazmak ve kitap okumaktır.
Yabancı dilim Ġngilizce olup, evli ve dört çocuk babasıyım.
76

Benzer belgeler