90 4. HARİTA BİLGİSİ VE ORMANCILIKTA HARİTA KULLANIMI 4.1

Transkript

90 4. HARİTA BİLGİSİ VE ORMANCILIKTA HARİTA KULLANIMI 4.1
90
4. HARİTA BİLGİSİ VE ORMANCILIKTA HARİTA KULLANIMI
4.1. Haritacılığın Tarihçesi
Tarihin yazı ile başladığı düşünülürse, haritacılığın tarihten de eski bir geçmişi olduğu
söylenebilir. Bulunan örnekler yazının keşfinden önce bile ilkel toplumlarda harita çizebilme
yeteneğinin gelişmiş olduğunu kanıtlamaktadır. Büyük Okyanus’taki Marshall adalarında
yaşamış olan insanların yaptıkları deniz haritaları, bu görüşü kuvvetlendirmektedir. Bu
haritalarda, düz çubuklar ile açık deniz, eğri çubuklar ile adalara yaklaşan dalga cephesi ve
istiridye kabuklarıyla adalar gösterilmiştir. Şekil ve resim kullanarak tarihi olayların
canlandırıldığı Aztekler tarafından yapılan haritalar da ilk örnekler arasındadır.
İlkçağ haritacılığının ana örnekleri MÖ 4000 yılında Babil’de bulunan kadastro
haritası ve Mısır’daki haritalar olduğu düşünülmektedir. M.Ö. II. Yüzyılın ilk yarısında
dünyanın yuvarlaklığını hesaba katılarak ilk kez konik projeksiyon (izdüşümü düzlemi)
sistemi kullanılmış, boylam ve enlem daireleri çizilmiştir. Bununla M.Ö. 60 yılında Krates ve
M.S. 80 yılında Pomponius Mela tarafından dünya haritaları çizilmiştir. Kağıdın keşfinden
sonra M.S. 100’de, Çin’de bölgelerin karelerle gösterilmesi, uzaklıkların kesin olarak
belirtilmesi, yükseklik farklarının gösterilmesi ve açıların belirtilmesi başlamıştır.
Ortaçağ haritacılığında, batıda o dönemin felsefesine uygun olarak efsanelerin etkisi
görülmektedir. Örnek olarak Avusturyalı rahip Beatus'un 778 tarihini taşıyan haritasında
cennetin katları açıklanmaktadır. 950 yılında Coğrafyacı Ebu İshak İstikrari geometrik bir
dünya haritası çizmiştir. Türk asıllı Biruni'nin XI. Yüzyılın ilk yarısında çizdiği denizler
haritası da önemli bir çalışmadır. Kaşgarlı Mahmut'un 1072-1074 yılları arasında yazdığı
"Divanı Lügat-üt Türk" adlı eserinde yer alan daire biçimindeki dünya haritası Türk
Bilginlerinin yaptığı ilk harita olarak kabul edilmektedir. İdrisi'nin 1154'de Palermo Kralı için
çizdiği dünya haritası verdiği ayrıntılar bakımından gelecek dönemin öncü yapıtlarından biri
olarak kabul edilmektedir.
Şekil 86. Kaşgarlı Mahmut'un çizdiği dünya haritası
Yeniçağların başında, 15. Yüzyılın sonlarına doğru Venedik’te ilk harita baskısı
gerçekleştirilmiştir. Önceleri kalıp olarak tahta üzerine kazınan kalıplar kullanılırken daha
sonraları bakır levhalar kullanılmaya başlanmıştır. Basılan haritaların renklendirilmesi ise elle
yapılmıştır. Dünyayı iki yarım küre biçiminde ilk gösteren Alman denizci Behaim, bu eserini
1492 yılında tamamlamıştır. Mercator, 15.Yüzyılda, kendi adı verilen projeksiyon yöntemini
uygulayarak bakır levha üzerine bir harita yapmıştır.
91
Şekil 87. Behaim’in çizdiği dünya haritası
Osmanlı haritacılığında, XVI. yüzyılın hemen başında Piri Reis'in haritaları, Akdeniz
Bölgesinde uzun zaman hem Osmanlılar hem de batılı haritacılar için önemli bir kaynak
olmuştur. Piri Reis’in 1513 yılında ceylan derisi üzerine çizdiği ve halen Topkapı Müzesi’nde
bulunan haritası Amerika, Afrika ve Atlas Okyanusu’nu ayrıntılı biçimde gösteren çok değerli
bir eserdir.
Şekil 88. Piri Reisin Amerika, Afrika ve Atlas Okyanusu’nu ayrıntılı gösteren haritası
Ülkenin baştanbaşa bir nirengi ağı ile birleştirilerek haritasının çıkarılması düşüncesini
ilk kez Hollandalı Snellius önermiş, uygulaması ise Fransa'da Cassini (1696) tarafından
yapılmıştır. 18.-19.yüzyıllar arasında İngilizler, İtalyanlar ve Avusturyalılar da ülkelerinin
ayrıntılı haritalarını çıkarmışlardır. 19. yüzyılda haritalarda çizgisel ölçekle beraber oransal
ölçekte kullanılmaya başlanmıştır. 20. yüzyılın ilk yarısında geliştirilen fotogrametrik
yöntemler haritacılıkta önemli bir dönüm noktası olmuştur. 20. yüzyılın ikinci yarısında,
haritacılık, tam otomasyon olanağına kavuşturulmuştur. Son olarak geliştirilen uydu tekniği
ve uzaktan algılama yöntemleriyle oldukça yüksek doğruluklu harita yapımı olanaklı hale
gelmiştir.
92
4.2. Haritanın Tanımlanması ve Elemanları
4.2.1. Haritanın Tanımlanması
Harita, dünya üzerindeki yüzeysel şekiller ve insanlar tarafından yapılan tesislerin
kuşbakışı görünümünün istenilen ölçeğe göre küçültülerek özel renk ve işaretlerle bir düzlem
üzerinde sistematik gösterimidir.
Şekil 89. Bir arazi parçasının perspektif görüntüsü (sol) ve haritası (sağ)
Bir harita, temsil ettiği arazinin çizilmiş bir modelidir. Haritaya çizilecek bilgiler genel
olarak deniz, göl, akarsu, dağ, tepe mağara vb. doğal şekillerle; yol, baraj, sulama kanalı, çit,
duvar, bina vb. yapay tesislerdir. Haritalarda bunların dışında coğrafi koordinat ağı
gösterilmektedir. Doğal ve insan eliyle yapılmış ayrıntılar; özel işaretler, çizgiler, renkler ve
şekillerle gösterilir. Haritalar, arazideki bütün ayrıntıları göstermeyip bulunacak bilgiler o
haritanın ölçeğine ve yapılış amacına bağlı olarak belirlenir. Haritanın amacına bağlı olarak
arazide önemli görülmeyen bilgiler haritaya geçirilmeyebilir ya da önemli görülen bazı
bilgiler daha belirgin olarak ön plana çıkarılabilir.
4.2.2. Haritanın Elemanları
Bir haritada bulunması gereken ana elemanlar haritanın adı, çerçeve, coğrafi yönü,
ölçek, harita anahtarı ve enlem-boylam değerleri olarak sıralanabilir.
Haritanın adı: Haritanın kullanım amacını belirtmeli, haritayı tanıtacak açıklıkta ve
kısa olmalıdır.
Çerçeve: Tüm haritalarda, haritası yapılacak alanı sınırlayan bir iç çerçeve ve diğer
harita elemanlarını sınırlayan bir dış çerçeve çizilmelidir. Çerçeve bilgileri, pafta bünyesini
saran bölüm içinde bulunan bilgilerin bütünüdür. Çerçeve bilgileri; varsa demir yolları ve yol
giderleri, pafta köşe koordinatları, komşu pafta adları, boylam başlangıç notu, haritanın
gerçek kuzey yönüne konulmasını sağlayan P noktası, grid çizgi ve değerleri, iç çerçeve
çizgisinde gratükellerde derece taksimatı için bir siyah ve bir beyaz, gred taksimatı için içi
çizgili bölümler, dilim kenarı grid çizgileri ve karşılıklı gridlerin değerleri olarak sıralanabilir.
Coğrafik yön ve kuzey işareti,
Harita ölçeği, Kesir ya da grafik olmak üzere iki şekilde gösterilir. Kesir ölçek
paftanın üst sol köşesi ile alt ortasında “TÜRKİYE” yazısı ile birlikte yazılır. Grafik ölçek ise
paftanın alt kenarının ortasında bulunur.
93
Harita anahtarı (Lejand): Yurdumuzda üretilen haritalarda, sağ çerçeve dışında
kalan bölgenin pafta üst köşesinden başlayarak belirtilen klasik işaretlerdir. Haritada
kullanılan özel işaretlerin ne anlama geldiğini gösteren bölümdür. Her haritanın kullanım
amacına göre farklı işaretlerle gösterilirler. Bu işaretler kullanıcıya kolaylık sağlamak ve
harita okumalarda belirli bir standart sağlamak için kullanılır.
Enlem ve boylam değerleri,
Haritalardan elde edebilecekleri ana bilgiler aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
• Haritada bulunan yeryüzü şekilleri, yerleşim yerleri ve yollar gibi detayların yatay ve
düşey konumları,
• Haritada yer alan detayların aralarındaki mesafeler,
• Haritada belirtilen bitki örtüsü hakkında ayrıntılı bilgi,
• Arazi yapısındaki değişimler,
• Doğal yeryüzü şekillerinin yükseklikleri,
• Kadastro haritalarında mülkiyet unsurları,
4.2.3. Harita Ölçeği
Bir yeryüzü parçasının (veya bir cismin) plan, maket veya harita gibi yöntemlerle
gösterilmesi için kullanılan büyültme veya küçültme oranına ölçek denir. Diğer bir deyişle,
ölçek, harita üzerinde belli iki nokta arasındaki uzunluğun, arazi üzerinde aynı noktalar
arasında ölçülen yatay uzunluğa oranıdır. Ölçek, haritaya değer kazandıran önemli bir
özelliktir. Ölçeğin sayısal büyüklüğü ait olduğu haritanın araziye uyum oranını belirtir.
Ölçek =
Haritadaki _ uzunluk HU
=
Arazideki _ uzunluk
AU
Ölçeği ifade etmek için kullanılan bu oranda, paydanın değeri ne kadar büyükse ölçek
o kadar küçüktür. 1/25.000 ölçekli bir haritada harita üzerindeki 1 cm uzunluk, gerçekte yani
arazide 25.000 cm’e karşılık gelir.
Şekil 90. Değişik ölçeklerde haritalar
Haritaların üretilmesinde ve kullanılmasında önemlidir. Ölçek, haritanın içeriğini,
doğruluğunu ve kullanım alanını belirleyen bir ölçüttür. Ölçeğin sayısal büyüklüğü ait olduğu
haritanın araziye uyum oranını belirtir. Haritanın ölçeği ne kadar büyük olursa, içeriği de o
kadar zengin, doğru, tam ve doğaya yakın olur. Küçük ölçekli haritalarda, büyük ölçekli
haritalarda görülen tüm ayrıntılar gösterilemez.
94
Örnek 1: Gerçek uzunluğu 92m. ve plan uzunluğu 4,6cm. olan iki noktanın
bulunduğu planın ölçeğini hesaplayınız?
M =
Haritadaki _ uzunluk
92m
9200cm
=
=
= 2000
Arazideki _ uzunluk
4,6cm
4,6cm
4,6cm
1
= 1: 2000.
=
9200cm 2000
Örnek 2: Gerçek alanı 1 ha. ve harita üzerindeki alanı 25 cm2 olduğuna göre haritanın
ölçeğini hesaplayınız?
M 2=
Haritadaki _ alan
1ha
1000.000.000cm 2
=
=
= 4.000.000
Arazideki _ alan 25cm 2
25cm 2
M 2 = 4.000.000
425cm 2
1
=
2
4.000.000
1.000.000.000cm
M = 2.000
Ölçek = 1: 2000
Harita üzerinde yapılacak ölçme ve etütler ancak haritanın ölçeğinin elverdiği oranda
gerçeğe yakındır. Harita üzerinden okunan her değer grafik çizim hatası sınırları içinde
doğrudur. Yani bir uzunluk bir haritada ± 0,2 mm. hata ile okunabilir. Bu hatanın
yeryüzündeki gerçek değeri harita ölçeğinin büyüklüğüne göre değişir.
4.2.3.1. Ölçeğin haritada gösterimi
Harita üzerinde ölçek, çizgisel ölçek ya da kesir ölçek olmak üzere iki şekilde
gösterilir.
Kesir ölçek, haritalardaki küçültme oranını basit kesirle ifade eden ölçek türüdür.
1/25.000, 1/500.000, 1/1.000.000 gibi ifadeler birer kesir ölçektir. Kesir ölçekte, pay ile
paydanın birimleri aynı olup uzunluk birimi olarak santimetre (cm) kullanılır. Kesir ölçek
paftanın alt kenar ortası ile sol üst kenarında TÜRKİYE yazısıyla beraber yazılır.
Hesap yapmada kullanıcılara kolaylık sağlaması ve çizim yapılan kağıdın uzama,
kısalma ya da büzülme riskine karşı tedbir olarak çoğunlukla çizgisel ölçek kullanılmaktadır.
Haritadaki uzunlukların, gerçek arazi uzunlukları olarak ölçülebildiği, harita üzerinde basılı
olarak bulunan ve haritalardaki küçültme oranını gösteren bir cetveldir. Grafik ölçek,
genellikle paftanın alt kısmında ortada bulunur ve kullanıcıya mesafe ölçme konusunda büyük
kolaylık sağlar. m, km, deniz mili, kara mili, yarda ölçü birimlerine göre gösterilir.
Grafik ölçeğinde, sıfır (0) ile gösterilen bir başlangıç noktası ve bu noktanın sağ ve sol
yanlarında uzunluk birimlerine göre ilerleyen bölümler vardır. Başlangıç noktasının sağında
kalan bölüme ek ölçek adı verilir. 1/25.000 ölçekli bir haritada 0 başlangıç değerinin solunda
kalan 4cm’lik bir ek ölçek bulunur. Ek ölçek üzerinde 500m ve 1.000m uzunluklarını
gösteren rakamlar bulunur. On eşit parçaya bölünen bu kısımda her bir bölüm100m uzunluğu
gösterir.
95
m. 100
50
1000 m
0
Ölçek = 1/ 10.000
m
250
125
2 km
500
0
Ölçek = 1/ 25.000
km 5
4
3
2
20 km
1
1
0
5
10
15
Ölçek = 1/ 250.000
Şekil 91. Değişik ölçeklerde çizgi ölçek örnekleri
4.2.3.2. Çizgisel ölçeğin kullanımı
Çizgisel ölçekle harita üzerinde ölçülen bir uzunluğun, gerçekte arazi üzerindeki
karşılığını bulmak için istenilen uzunluk haritada bir pergelle ya da düzgün kağıtla ölçülür.
Pergel açıklığı bozulmadan pergelin bir ayağı ölçeğin başlangıç noktasına koyularak diğer
ayağın çizgisel ölçek üzerinde kestiği yer tespit edilir. Pergel açıklıklarının ölçek taksimatı
üzerine tam olarak çakışmadığı durumlarda, pergelin sağ ucu esas ölçek üzerindeki iki tam
bölüntü üzerine konularak diğer ucun ek ölçek üzerinde gösterdiği değer ölçülür. Ana ölçekte
ve ek ölçekte ölçülen değerlerin toplanması ile gerçek değer bulunur. Çizgisel ölçek üzerinde
ölçülen değerin ölçek sayısı ile çarpılması ile arazi üzerindeki yatay uzunluk bulunur.
Düzgün kağıt ile ölçülmesinde, kenarı düzgün bir kağıt parçası noktalar arasına
yerleştirilip uzaklık kalemle kağıt üzerine çizilir. Daha sonra bu çizgi harita üzerindeki
çizgisel ölçeğe tatbik edilerek arazi uzunluğu bulunur.
4.3. Haritaların Sınıflandırılması
Karayolu, demiryolu ya da köprü yapımı için en uygun yerlerin belirlenmesi, kent
imar planlarının yapılması, arkeoloji, coğrafya gibi birçok alanda yardımcı araç olarak
haritalardan yararlanılır. Haritalar yapılış amaçlarına göre, ölçeklerine göre ve tiplerine göre
olmak üzere üç ana sınıfa ayrılırlar.
4.3.1. Yapılış amaçlarına göre haritalar
ayrılır.
Haritalar yapılış amaçlarına göre genel haritalar ve özel haritalar olarak iki sınıfa
1.Genel Haritalar: Dünyanın tümünün ya da bir kısmının yüzeysel yapısını genel
olarak gösteren ve ölçeği 1:1.000.000'dan küçük olan haritalardır. Genel haritalar çoğunlukla
genel planlama ve öğretim gibi amaçlarla kullanılırlar. Bu haritalar kendi içlerinde topoğrafik,
fiziki, siyasi ve duvar haritaları olmak üzere dört gruba ayrılırlar.
Topoğrafik Haritalar: Arazinin topoğrafik yapısını gösteren ve ölçeğin büyüklüğüne
göre her türlü arazi bilgilerini göstermeyi amaçlayan eşyükselti eğrili haritalardır. Topoğrafik
haritaların ölçekleri 1/20.000 ile 1/500.000 arasında değişir. 1/20.000'den büyük ölçekli
96
olanlar kadastro işlerinde ve askeri amaçla kullanılır. Bu haritalardan ölçek, uzunluk, alan ve
eğim hesaplamada yararlanılır.
Fiziki Haritalar: Yeryüzünün girinti ve çıkıntılarını gösteren orta ya da büyük ölçekli
haritalardır. Fiziki haritalar hazırlanırken eş yükselti ve eş derinlik eğrileri geniş aralıklarla
geçirilir. Bu aralıklar değişik renklere boyanır. Yükseltiler genellikle yeşil, sarı ve
kahverenginin tonları ile derinlikler ise açıktan koyuya doğru mavi rengin tonları ile
gösterilir.
Siyasi ve İdari Haritalar: Yeryüzünde veya bir kıtada bulunan ülkeleri, bir ülkenin
idari bölünüşünü ya da yerleşim merkezlerini gösteren haritalardır. Bu haritalardan uzunluk
ve alan bulma işlemlerinde yararlanılır ancak yer şekilleri hakkında bilgi edinilemez.
Duvar ve Atlas Haritaları: Dünyanın tümünü, kıtaları veya ülkeleri gösteren eğitim
ve öğretim amacına yönelik hazırlanan haritalardır. Bu haritaların ölçekleri 1/100.000'den
daha küçüktür.
2. Özel Haritalar: Özel bir kullanım amacına yönelik yapılan haritalardır.
Kadastro haritaları: Taşınmaz malların konumlarını, yerlerini ve geometrik
durumlarını gösteren haritalardır. Gelişen bilgisayar teknolojisi ile kadastro, üretim ve
depolama çalışmalarında, tüm noktaların sayısal olarak bulunması gerekmektedir. Bu yüzden
kadastro haritaları ülke geodezi ağına dayalı olmaları ve ülke pafta bölümleme sisteminde
bulunmaları gereklidir. Kadastro haritaları kullanıcıya yer kontrol noktalarını, yatay kontrol
noktalarını, sıklaştırma noktalarını ve düşey kontrol noktalarını içeren bilgiler sunar.
Araziden kullanım haritaları: Bir bölgede arazinin nasıl kullanıldığını gösteren
haritalardır. Bu haritalar yardımıyla ekili-dikili alanlar, çayır ve mera alanları, orman alanları
ve kayalık, bataklık gibi kullanılmayan alanlar hakkında bilgi edinilir. Bu haritalarda ayrıca
tarım alanlarında yapılan tarımın türü ve tarım ürünleri de gösterilir.
Kent haritaları: Bir kentin yerleşim durumunu gösteren ve imar çalışmalarına temel
oluşturan haritalardır.
Deniz ulaşım haritaları: Deniz ulaşım hizmetlerini düzenleyen, limanlar, su
derinlikleri, gemi trafiğini etkileyen engeller, deniz fenerleri ve benzeri konuları geniş
ayrıntılarıyla gösteren haritalardır.
Hava ulaşım haritaları: Hava ulaşımı konusunda; hava alanları, alanlar arasındaki
bağlantı yolları, uçuş tekniği gibi konularda her türlü bilgiyi gösteren haritalardır.
Yol haritaları: Yolların özellikleri, uzunlukları, bağlantıları gibi bilgileri gösteren
haritalardır.
Toprak haritaları: Bir bölgenin toprak özellikleri ve dağılışları hakkında bilgi veren
haritalardır. Bu haritalardan yetiştirilecek ürünlerin belirlenmesi ve topraklardan daha iyi
verim alınabilmesi gibi birçok konuda yararlanılır.
Çeşitli bilim haritaları: Astronomik haritalar, jeolojik haritalar, ormancılık haritaları,
madencilik haritaları gibi değişik bilim dalları için hazırlanmış haritalardır.
Turistik haritalar: Bir kentin ya da ülkenin turistik değerlerini gösteren, turistler için
rehberlik ödevini amaçlayan haritalardır.
Tematik haritalar: Çoğunlukla tek bir istatistik konuyu işleyen, bu istatistik bilginin
o bölge içindeki dağılımını iki ya da üç boyutlu olarak gösteren haritalardır.
4.3.2. Ölçeklerine göre haritalar
1. Büyük ölçekli haritalar: 1:100.000 - 1:1.000 arası ölçeğe sahip haritalardır.
Arazinin topoğrafik yapısını ve gerekli ayrıntıları göstermeyi amaçlayan haritalardır.
97
2. Orta ölçekli haritalar: 1:500.000 - 1:100.000 arasında ölçeğe sahip haritalardır. Bu
haritalar ayrıntılı planlama haritaları olup memleket haritalarının yapımında ve orta ölçekli
plastik kabartma haritalarının yapımında kullanılırlar.
3. Küçük ölçekli haritalar: Genel planlama ve stratejik etütler için kullanılan
1/500.000’den daha küçük ölçekli haritalardır. Coğrafi haritalar, atlas ve duvar haritaları
şeklindeki haritalardır.
Küçük ölçekli harita
Büyük ölçekli harita
Orta ölçekli harita
Şekil 92. Ölçeklerine göre haritalara örnekler
Planlar: 1/2.000 ve 1/500 ölçekli haritalardır. Kadastro planları gibi…
Ölçeklerine göre haritalar karşılaştırıldığında büyük ölçeklilerle küçük ölçekliler
arasındaki farklar Tablo 20’de verilmiştir.
Tablo 20. Büyük ve küçük ölçekli haritalar arasındaki farklar
Büyük ölçekli haritalarda
Küçük ölçekli haritalarda
Ayrıntı fazladır
Ayrıntı azdır
Dar alanları gösterir
Geniş alanları gösterir
Bozulma oranı azdır
Bozulma oranı fazladır
Küçültme oranı azdır
Küçültme oranı fazladır
Ölçekte payda küçüktür
Ölçekte payda büyüktür
Eşyükseklik eğrileri arasındaki yükseklik Eşyükseklik eğrileri arasındaki yükseklik
farkı azdır
farkı fazladır
4.3.3. Tiplerine göre haritalar
4.3.3.1. Topoğrafik haritalar
Yeryüzü şekillerini birtakım çizgi, işaret, renk ve simgeler yardımıyla, belirli bir
ölçeğe göre küçültülmüş olarak gösteren haritalara topoğrafik haritalar denir. Topoğrafik
haritaların ayrıntıları ölçeklerine bağlı olarak değişmektedir. Ölçek seçimi, yapılacak
çalışmanın hassasiyet durumuna göre değişir. Topoğrafik haritalar çizgisel ve sayısal olarak
ikiye ayrılır.
1. Çizgisel Topoğrafik Haritalar: Yeryüzü üzerindeki kabartı ve girintilerin eş
yükselti eğrileriyle, ayrıntıların ise çizgi ve sembollerle gösterildiği haritalardır.
2. Sayısal Topoğrafik Haritalar: Değişik yöntem ve cihazlarla doğrudan sayısal
olarak hazırlanan veya mevcut çizgisel haritalardan sayısallaştırıcılar kullanılarak elde edilen
haritalardır. Bu haritalar vektör veya raster yapıdaki sayısal verilerin işlenmesi,
98
zenginleştirilmesi veya genelleştirilmesi ile elde edilen ve çeşitli katmanlara ayrılabilen
sayısal bilgilerdir. Sayısal haritalar, raster ve vektör olarak iki şekilde tasnif edilir.
(a)
(b)
Sayısal topoğrafik harita
Çizgisel topoğrafik harita
Şekil 93. Topoğrafik harita tiplerine örnekler
Ormancılıkta harita deyince, öncelikle 1/25 000 ölçekli topoğrafik haritalar akla gelir.
Bu haritalar, Milli Savunma Bakanlığına bağlı Harita Genel Komutanlığı tarafından üretilmiş
gizlilik dereceli haritalardır. Devletin emniyeti ile ilgili bir Milli Savunma sırrı olan bu
haritaların amacı dışında kullanılması, aslının veya kopyasının herhangi bir tarzda yetkisi
olmayan kimselere verilmesi veya içeriğinin açıklanması, Askeri Ceza kanununun 121 ve
Türk Ceza Kanununun 132 ve133’ncü maddelerine göre ağır ceza gerektirir. Türkiye’nin
5557 adet 1/25.000 ölçekli topoğrafik haritası mevcut olup bunun 1000 adedi orman
mühendisleri tarafından yapılmıştır. 1968 yılında tamamlanan bu haritalar fotogrametrik
yöntemle üretilmişlerdir. Bu tarihten itibaren yenilemesi yapılan topoğrafik haritalar ilgili
kurum tarafından sayısal olarak da üretilmektedir.
Tablo 21. 1/25.000 ölçekli standart topoğrafik haritaların teknik özellikleri
1. Ürünün Adı
Topoğrafik Harita
2. Ürünün Tanımı
Havadan Fotogrametri Yöntemi İle Üretilen
Standart Topoğrafik Haritalardır.
A. Ölçeği
1/25.000
B. Serisi
K-816
C. Projeksiyonu
Transvers Merkator (Gauss-Kruger)
D.
Datumu
Ed-50
3. Ürünün
Özellikleri
E. Üretim Tarihi
Bögelere Göre Muhtelif
F. Ebatları
51x69 Cm. (7,5' X 7,5')
G. Doğruluğu
Yatay: 5 M. (Ortalama) Düşey: 2,5 M.
H. Kaynağı
Hava Fotoğrafları
4. Ürünün Üretim Yöntemi
Fotogrametrik
5. Ürünün Arşivleme Ortamı
Kağıt
6. Ürünün Gizlilik Derecesi
Hizmete Özel
Topoğrafik haritaların yapımı, Gauss-Kruger Projeksiyon Yöntemi temel alınarak
geliştirilmiş UTM projeksiyon yöntemine göre gerçekleştirilmiştir. 7' 30" boyutlarında olan
1/25.000 ölçekli topoğrafik haritalar, ortalama 150km2 (15.000ha) alan kapsamaktadır. Harita
üzerinde 4 x 4cm lik ve 100ha’lık bir grid karelaj sistemi mevcuttur. 10m’de bir eş yükselti
99
eğrileri geçirilmiştir. 50 veya 100m’de bir geçen eğriler daha kalın ve koyu renkte
çizilmişlerdir.
Basılı haritalarda büyük yazılar doğru okunacak şekilde tutulduğunda, ön taraf genel
olarak kuzeyi gösterir. Buna ek olarak harita üzerinde yön işareti ok ve harflerle belirtilir.
Yönler uluslararası kısaltılmış harflerle; N: North (kuzey), S: South (güney), E: East (doğu),
W: West (batı) şeklinde verilmiştir. Ancak ülkemizde yönlerin Türkçe karşılıklarının
kısaltılmış şekilleri de (K, G, D, B gibi) kullanılmaktadır.
Harita üzerindeki ayrıntıların tanınmasını kolaylaştırmak üzere bunları gerçek
görünüşleriyle verebilmek için topoğrafik işaretler değişik renklerle gösterilmiştir.
Siyah: Yollar, demiryolları ve bunlara ait yapılar, nirengi ve rakım noktaları, elektrik
tesisleri, enerji nakil hatları, yapay yarma ve dolmalar, tepe, sırt gibi doğal ayrıntı isimleri,
kamu istifadesine açık tüm tesisler (cami, okul, besihane vb.), kenar bilgilerine ait açıklama
yazıları, taşlık ve kayalıklar.
Mavi: Su ile ilgili tüm yapay ve doğal ayrıntılar ve bunların isimleri; göl, deniz, su
deposu, sarnıç, sulama kanalları, su yolları, çeltik, havuz (bunlara ilaveten 1:250 000 ölçeği
için grid çizgileri de mavi gösterilir), dilim kenarı paftaları içinde komşu dilime ait grid
çizgileri ve bunlara ait kenar bilgileri, daimi kar altında olan bölgelerin eş yükseklik eğrileri.
Yeşil: Orman, çalılık, meyvelik ve bağlık gibi bitki örtüsü içeren yerler.
Beyaz veya Gri: Açıklık alanlar.
Kırmızı: Yol dolguları, yerleşim yerleri, özel kullanılan binalar gibi ayrıntılar ile
dikkat çekici olması bakımından deniz fenerleri, hava alanı işaretleri, haritanın gizlilik
dereceleri.
Kahverengi: Eş yükseklik eğrileri, eş yükseklik eğri değerleri, şose ve asfalt yollar,
kumul vb. (1999 yılından itibaren yapılan haritalarda).
4.3.3.2. Planimetrik haritalar
Arazinin yalnızca yatay durumlarını gösteren haritalardır. Yeryüzü şekillerinin
ölçülebilir şekilde bulunmaması ile topografik haritalardan ayrılır. Yatay düzlem üzerindeki
ayrıntıların konumu sadece x, y değerleri ile hesaplanan haritalardır.
Şekil 94. Planimetrik harita
100
4.3.3.3. Plastik kabartma haritalar
Bir topoğrafik haritanın, özel plastik tabakalar üzerine basılması ve bu plastik
tabakaların üç boyutlu arazi modeli şekline getirilmiş alçı veya sentetik bir kalıp üzerine
ısıtılarak vakumlanması ile elde edilen üç boyutlu haritadır. Bu tür haritalarda genellikle
düşey ölçek yatay ölçeğe göre daha büyüktür.
4.3.3.4. Piktomap (PICTOMAP) haritalar
Photographic Image Conversion by Tonal Masking Procedures (fotoğrafların değişik
renk tonu ile maskelenmesi tarzı) kelimelerinin baş harflerinden oluşmuş kısaltmadır. Renkli
ve çizgili standart fotoğraf üzerine eş yükselti eğrileri, harita işaretleri ve yer adları eklenmek
suretiyle elde edilirler.
4.3.3.5. Hidrografik haritalar
Denizin derinliği, su dibinin şekli ve seyir için gerekli olan denizdeki her türlü yapı ve
ayrıntıyı gösteren deniz haritalarıdır.
Hidrografik Haritalar
PICTOMAP Haritalar
Plastik Kabartma Haritalar
Şekil 95. Plastik kabartma, PICTOMAP ve Hidrografik harita örnekleri
4.3.3.6. Hava fotoğrafları
Bunlar araziyi tahlil ve yol planlamaya yardımcı olmak için harita tamamlayıcısı veya
harita yerine kullanılabilirler.
101
Şekil 96. Hava fotoğrafı ve uydu görüntüsü
4.3.3.7. Ortofoto haritalar
Perspektif resimlerdeki eğikliği ve arazi yükseklik farklarından oluşan görüntü
kaymalarının giderilmesi ile elde edilmiş, belli bir ölçeği olan fotoğrafik görüntüye ortofoto
denir. Orotofotoların üzerine kartoğrafik bilgilerin (Kenar bilgileri, gridler, eş yükseklik
eğrileri, isimler vb.) eklenmesi sonucu oluşan haritaya Ortofoto Harita denir.
Şekil 97. Ortofoto harita
4.3.4. Ormancılıkta kullanılan haritalar
Ormancılık faaliyetleri genel olarak meşcere denen küçük orman birimlerinde
gerçekleştirilir. Ana ormancılık faaliyetleri; kesim, bölmeden çıkarma ve taşıma
aşamalarından oluşan odun hammaddesi üretimi çalışmaları, silvikültürel müdahaleler,
amenajman uygulamaları, orman yollarının planlanması ve inşası ile orman kadastrosu
şeklinde sıralanabilir. Bu faaliyetlerin hepsi meşcere bazında ele alınarak gerçekleştirilir. Bu
faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde kullanılan ana haritalar, meşcere tipleri haritası, bakım ve
gençleştirme haritası, yaş ve çap sınıfları haritaları, bonitet haritası, orman kadastrosu haritası
ve yol haritalarıdır.
102
Orman Kadastro Haritaları: Orman kadastro haritaları, devlet ormanlarının
kadastrosunu ve bu ormanları içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malın ve diğer
ormanların devlet ormanları ile müşterek sınırlarını gösterir. Orman kadastro haritaları 1/5000
ölçekli olup bazı hallerde 1/10.000 olarak da hazırlanabilir. Bu haritalar 50 x 70 cm
ebatlarında kesilmiş harita muşambaları, astrolon ve polyester tabanlı aydınger gibi altlıklar
üzerine yapılır. Orman sınır noktaları ve hatları bu altlıklar üzerine işlenir. Bu haritalarda
devlet ormanları yeşil, Tarım alanları sarı ve orman rejimi dışına çıkarılan alanlar kırmızı
renkle gösterilirler. Mevcut orman kadastro haritaları üzerine 3302 sayılı kanunun 2/b
uygulamasına göre eklemeler ve düzeltmeler yapılır. Orman kadastro çalışmaları 5403 sayılı
kanuna göre yapılmakta olup genel kadastro çalışmaları ile birleştirilmiştir.
Şekil 98. Orman kadastro haritası
Orman Amenajman Haritaları: Üzerinde eşyükselti eğrileri bulunmayan, okunabilir
halde, olabildiğince az fakat gerekli bilgi içerecek biçimde düzenlenmiş haritalardır. Bunun
üzerine iç taksimat şebekesine esas oluşturan, bölme taksimatının yapılabilmesini sağlayacak
sırt, dere ve yollar yer alır. Tepelere, dere ve sırtlara isim verilmesine dikkat edilir.
Uygulayıcının ormanda yerini bulabilmesi yönünden önem taşımaktadır. Plan ünitesi dışında
da, 500 m kadar olan bantta yukarıda değinilen bilgiler haritada yer almalıdır. Yerleşim
yerleri, küçük mera, mahalle, lokal yer, yayla, pınar vb. diğer isimler haritada gösterilir. Bu
harita düzenlendikten sonra meşçere tipleri sınırları da buna geçirilir. Uygulamada kullanılan
meşçere haritası, bonited haritası, yaş ve çap sınıfları haritaları aynı haritadan yaralanılarak
düzenlenir ve kendi özel renkleri ile boyanır.
Şekil 99. Meşcere Tipleri Haritası
103
Orman Yolları Haritaları: Orman yol ağı planı haritaları 1/25 000 ölçekli eşyükselti
eğrili meşcere haritaları üzerinde hazırlanırlar. Planlama birimi kabul edilen Orman İşletme
Şefliği bölme numaraları, meşcere tipleri, orman deposu, fidanlık yerleri, yerleşim birimleri
ve diğer ulaşım tesisleri bilgileri bu haritalara eklenir. Yollara ilişkin olarak yolun kod
numaraları, eğim değerleri ve taşıma yönleri bilgileri harita üzerinde belirtilir.
Şekil 100. Orman Yolları Haritası
Arazi Krokileri: Bir bölgenin veya arazi parçasının ön çizimleridir.
Şekil 101. Arazi krokisi örneği
4.4. Harita Yapım Teknikleri
Harita yapım çalışmaları, arazi bilgilerinin ya da detay bilgilerinin toplanması,
kartografik çalışmalar ve orijinal haritanın hazırlanışı aşamalarından oluşur.
Haritalar hazırlanırken öncelikle yer kürenin modellenmesi gereklidir. Bu yapılırken
yer kürenin geometrik şekli Jeoid veya Elipsoid model olarak kabul edilir. Farklı sistemlerde
farklı kabuller kullanılabilmektedir. Sonra modelin Datum yani model ölçüm yöntemi
104
belirlenir. Model üzerinde konumların belirlenmesi için geliştirilen koordinat sistemine karar
verilir. Harita ve ölçekli krokiler 2 boyutlu olarak çizilirken araziden elde edilen veriler 3
boyutludur. Haritaların oluşturulması için alınan ölçüler geliştirilmiş özel projeksiyon
sistemleri ile 2 boyuta indirilmesi gereklidir.
Bu aşamaların sonunda önceden saptanan amaca, ölçeğe ve yönteme göre orijinal
haritaların bir bütün olarak tamamlanması amaçlanır. Kartoğrafik değerlendirme konuları;
haritaların çizileceği altılıkların, pafta büyüklüklerinin irdelenmesi ve çizime hazır duruma
getirilmesi, arazi bilgilerinin gösterim biçimlerinin irdelenmesi ve çizim teknikleridir.
4.4.1. Jeodezik çalışmalar
İnsanlığın tüm yaşamını sürdürdüğü dünyayı tanıma arzusu yaradılışından beri
süregelmektedir. Jeodezi, yeryuvarının şekil, boyut ve gravite (yer çekimi) alanı ile zamana
bağlı değişimlerinin 3 boyutlu bir koordinat sisteminde tanımlanmasını amaçlayan bir bilim
dalıdır. Bütün jeodezik çalışmaların en somut sonucu farklı ölçekteki topoğrafik haritalardır.
Sözcüğün etimolojik anlamı arazi ölçme ve sınır belirlemektir. Jeodezinin ödevi ise tümde ve
detayda yerin şeklini belirlemektir.
1880 yılında Friedrich Robert Helmert (1843-1917)'in bugün de geçerli olan tanımına
göre, jeodezi, yeryüzünün ölçümü ve şeklinin belirlenmesi ile uğraşan bir bilim dalıdır. Bir
şehrin küçük bir bölgesi referans yüzeyi olarak yatay bir düzlem üzerine izdüşürülebilir. Eğer
caddeler, binalar ya da işaretli arazi noktaları gibi önemli objeler ölçülür ve bu objelerin X, Y,
Z koordinatları hesaplanıp referans yüzeyi üzerine dik açılı projeksiyonu yapılırsa gerçeğinin
düzlem şekli olan harita elde edilir. X ve Y koordinatları objenin konumunu, Z koordinatı ise
objenin yüksekliğini tanımlar.
Projeksiyonda arazi yükseklikleri alışılmış tarzda eş yükseklik eğrileri ile gösterilir.
Büyük bir alanın haritası yapılırken yer eğriliği etkisi nedeniyle yatay düzlem yerine eğrisel
bir referans düzlemi gerekir. Yerin deniz yüzeyi ile aynı düzeye getirildiği düşünüldüğünde
kutuplarda bir basıklık, ekvatorda ise bir şişkinlik olduğu görüleceği için küre yüzeyi bunun
için uygun değildir. Bu yerin şeklinin küre olmadığını aksine a (büyük yarı ekseni) ve b
(küçük yarı ekseni) gibi iki yarı ekseniyle belirlenen bir “dönel elipsoit” olduğunu
göstermektedir. Dönel elipsoit, bir elipsin küçük ekseni etrafında dönmesiyle meydana gelen
yüzeydir.
Şekil 102. Dönel elipsoit
Jeodezinin çalışma tarzını kesinlikle etkileyen bir problem de yerin şekliyle olan
ilişkisidir. Konum için referans yüzeyi olarak, elipsoit uygun olmasına karşın, yükseklikler
yatay ve düşey kavramlara bağlıdır. Bu nedenle yerin gravite alanı ile bağlantılı bir referans
yüzeyi gereklidir.
105
Yer küresinin durgun yüzeye sahip deniz ve okyanusların kıtaların altından geçen ve
kapalı bir yüzey olarak tanımlanan şekline jeoid denir. Elipsoid ise yer yüzeyinin
matematiksel model yüzeyine verilen addır.
Deniz yüzeyinin, rüzgarsız bir gündeki gibi hiçbir şeyden etkilenmediği düzgün bir
hali düşünülürse, yüzeyin her noktası çekül doğrultusuna, başka bir deyişle kütlesel çekim
kuvveti ve yer dönmesinin oluşturduğu merkezkaç kuvvetinin bileşkesi olarak tanımlanan
yerçekimi (gravite) kuvvetine diktir. Jeoid olarak adlandırılan, kıtaların altından geçtiği
düşünülen bu ideal deniz yüzeyi, yüksekliklerin hesabı için özel bir referans yüzeyi olarak
alınır. Yeryüzündeki bir noktanın yüksekliği (ortometrik yükseklik), jeoid ve yeryüzü noktası
arasındaki çekül doğrultusu boyunca olan uzunluktur. Her iki referans yüzeyi elipsoit ve
jeoidden; elipsoid; yerin şeklini iyi bir yaklaşımla göstermesine rağmen, jeoid için gravitenin
dikkate alınması gerekmektedir.
Yeryüzünün ölçümü ve şeklinin belirlenmesi çözüm yolu şöyledir. İlk önce yer
ölçmesi ile yer elipsoidi ve jeoidi belirlenir, sonra da uygulamalı jeodeziyle yeryüzündeki
detay ölçme ve hesaplarının kartoğrafik değerlendirilmesi sonucunda harita elde edilir.
Jeoid
Jeoid Yükseklik
Şekil 103. Geometrik ve fiziksel yüzeyler
4.4.1.1. Türkiye’de jeodezik çalışmalar
Türkiye'de jeodezik çalışmalara bilinen üç nirengi ağının kurulmasıyla başlanmıştır.
Ülke nirengi ağları, jeodezik çalışmalar ve araştırmalarda amaç olmayıp birer araçtır. Bu
nedenle jeodezik ağların tanım, amaç, kapsam ve hizmet alanları çok iyi belirlenmelidir. Ülke
nirengi ağlarının amaçları, o ülkede yürütülecek askeri, ekonomik ve toplumsal faaliyetler
başta olmak üzere, ülke kalkınmasında her türlü plan ve projelere doğrudan veya dolaylı
yoldan yardımcı olmak diye tanımlanabilir. Ülke nirengi ağına ihtiyaç duyulan faaliyetler:
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Ülke temel haritalarının yapımı ve güncelleştirilmesi,
Ulusal savunma,
Her türlü kadastro,
İmar uygulamaları,
Belediye Hizmetleri,
Arazi düzenlemesi,
Arazi kullanımının denetimi,
Arazi bilgi sistemi,
Kentsel ve kırsal alan planlamaları,
Doğal kaynakların envanteri,
Yeryuvarının geometrik biçimi ve büyüklüğünün belirlenmesi,
Yeryuvarının gravite alanının belirlenmesi,
106
•
Yapay uydu yörünge analizleri,
•
Petrol, maden ve cevher arama ve çıkarma,
•
Yer dinamiği parametrelerinin belirlenmesi,
•
Depremlerin önceden kestirilmesi,
•
Sulama-kurutma,
•
Enerji nakli,
•
Karayolu, demiryolu vb. yol yapımı,
•
Su getirme-götürme,
•
Sanat yapılarının yapım ve denetimi,
•
Endüstri tesislerinin montajı ve denetimi,
•
Çevre koruma ve düzenleme
şeklinde sıralanabilir. Bu faaliyetler kendi içlerinde farklı ağ yapılarına ihtiyaç
göstermektedir. Bu nedenle, ülke temel jeodezik ağ uygulamaları; yatay kontrol (Nirengi)
ağları, düşey kontrol (Nivelman) ağları ve gravite (Yer Çekimi) ağları olarak karşımıza
çıkmaktadır.
4.4.1.1.1. Türkiye ulusal nirengi ağı
1910 yılında başlanmış olan ve 1942 yılında Meşedağ noktası başlangıç seçilerek 1953
yılında bitirilen I. derece nirengi ağı ortalama 180 km uzunluğunda 66 zincir ve 27
poligondan oluşmuştur. Ayrıca 1944-1946 yılları arasında köşegenli dörtgenlerle kurulan bu
zincirler daha sonra iş hızında %25 artma sağladığı gerekçesi ile kenarları 25-35 km olan
üçgen zincirlere dönüştürülmüştür.
Doğrultu ölçmelerine çekül sapmaları bileşenlerinden dolayı alanların dışında her türlü
indirgeme, elipsoit yüksekliği yerine ortometrik yükseklikler alınarak yapılmıştır. Bazların
yani koordinatları bilinen iki nokta arasındaki kenar ölçümlerin indirgemelerinde de elipsoid
yüksekliği yerine ortometrik yükseklikler kullanılmıştır. Noktaların koordinatlarının
hesaplanmasında dolaylı ölçüler dengelemesi kullanılmıştır.
Ülke nirengi ağının II. Derece noktaları, I. derece zincir arasında ve poligonlar
ortasındaki boşlukları doldurmak amacı ile oluşturulan, birbirleri ile komşuluk bağlantıları
sağlanmış yüzey ağları yapısındaki II. Derece I. basamak noktaları ile I. derece içindeki
boşlukları doldurmak ve sıklaştırmak amacıyla kurulan II. Derece 2. Basamak noktalarından
oluşmaktadır. III. Derece noktalar ise I., II. ya da kendilerinden önce belirlenmiş III. Derece
noktalara dayalı olarak nokta dengelemesi yöntemi ile hesaplanmıştır.
Türkiye Yatay Kontrol (Nirengi) Ağının değerlendirilmesinde HAYFORD 1910
elipsoidi kullanılmıştır. Hayford Elipsoidinin konumlandırılması, yönlendirilmesi ve
başlangıç noktası seçiminde Türkiye’de iki sistem uygulanmıştır; Ulusal Datum ve Avrupa
1950 Datumu.
4.4.1.1.2. Türkiye ulusal nivelman ağı
Türkiye'de ülke nivelman ağı oluşturma çalışmalarına 1934 yılında başlanmıştır. 1953
yılında kabul edilen nivelman yönetmeliğine göre ülke nivelman ağı I., II., ve III. Derece
biçiminde üç sınıfa ayrılmıştır. Ölçüler, Wild N3 ve 1988'den itibaren Zeiss Ni 002 nivoları
ile invar miralar kullanılarak yapılmıştır. 1965 yılında nivelman ağı dengelemesine başlanmış
ancak bu hesaplamalarda yer çekimi ölçülerinin önemi anlaşıldığından 1966 yılından itibaren
geometrik nivelman noktaları üzerinde gravite ölçülerinin yapılmasına başlanmıştır.
107
4.4.1.1.3. Türkiye ulusal gravite ağı
Türkiye'de ilk gravite çalışması Fransa'dan getirilen DEFFORGES'in 1896'da
Eskişehir ve Bakırköy'ü sarkaçla ölçtüğü mutlak gravite ile başlamıştır. Türkiye'de genel
anlamda gravite çalışmalarına 1956 da gravite ağı yapımı ile başlandı. 24 noktadan oluşan I.
derece gravite ağı 1956-58 yılları arasında kurulmuştur. II. Derece gravite istasyonları, I. ve
II. Derece nivelman geçkilerinde 5-10km aralıklarla alınmıştır. III. ve IV. Derece noktaları
(5400 nokta) her 1:25 000 ölçekli paftada 6-10 nokta olacak şekilde alınmıştır. Bu geçkilerin
dışındaki noktaların yükseklikleri nivelman veya trigonometrik yöntemle +10 cm incelikle
hesaplanmıştır. I. derece gravite ağı 1958 de dengelenmiştir.
4.4.1.2. Lokal ve global referans
Datum, herhangi bir noktanın yatay ve düşey konumunu tanımlamak için başlangıç
alınan referans yüzeyidir. Datum, yerin şeklini ve boyutunu tanımlayan bir referans sistemi
olup harita üretiminde kısaca “BAŞLANGIÇ” anlamına gelmektedir. Datum, yatay ve düşey
datum olmak üzere ikiye ayrılır. Koordinatlar için referans alınan başlangıç yüzeyi “yatay
datum”, yükseklikler için referans alınan başlangıç yüzeyi ise “düşey datum” olarak
isimlendirilir. Her haritanın alt bölümünde yatay ve düşey datumlar ile ilgili açıklama
bulunur. Bir datum; elipsoit, enlem-boylam koordinatları ve fiziksel bir orijin ile tanımlanır.
Şekil 104. Referans elipsoitler ve parametreleri
Tablo 22. Referans datum ve parametreleri
Elipsoid
Büyük-Yarı Eksen
Clarke 1986
6378206,4
İnternational
6378388,0
GRS 80
6378137,0
WGS 84
6378137,0
Basıklık
294,9786982
297,0
289,257222101
298,257223563
Tablo 23. En yaygın kullanılan datum ve parametreleri
Datum
Alan
Başlangıç
Başlangıç Nok. Elipsoidi
Koordinatları
NAD 27
Kuzey Amerika
Kansas, Meades 39 13 26.686 N Clarke 1866
Ranch
98 32 30.506 W
ED 50
Avrupa, Orta Doğu, Postdam, Helmert 52 22 51.4456 N İnternational
Kuzey Afrika
Tower
13 03 58.9283 E
108
WGS 84
ITRF
Global
Global
Yer kütle merkezi
Yer kütle merkezi
WGS 84
GRS 80
Harita üzerinde noktalar enlem, boylam veya UTM (Universal Transvers Merkator)
projeksiyonunda sağa değer, yukarı değer ile bir koordinat sisteminde (yatay datum)
tanımlanır. Ülkeler haritalarını üretmek amacıyla genellikle kendi koşullarına uygun bir yatay
datum oluşturur. Ülkemizde üretilen 1 / 25.000, 1 / 50.000, 1 / 100.000 ve 1 / 250.000 ölçekli
haritaların yatay datumu Avrupa Datumu 1950 (European Datum 1950: ED50)'dir. Harita
üzerindeki noktaların yükseklikleri ise ortalama deniz seviyesi başlangıç yüzeyi (düşey
datum)'ne göre tanımlıdır.
Küresel Konumlama Sistemi (GPS) “Dünya Jeodezik Sistemi 1984” (WGS84)
datumunda koordinat üretmektedir. 1990-1994 yılları arasında yapılan NATO Coğrafya
Konferanslarında NATO ülkelerinin haritalarını; WGS84 datumunda üretmeleri talep
edilmiştir. Harita Genel Komutanlığınca tüm Türkiye için üretimleri tamamlanmış olan
haritalar, Hayford Elipsoidini kullanan “Avrupa Datumu 1950” (ED50)’de üretilmişlerdir.
GPS alıcıları ile ölçülen koordinatlar (enlem, boylam veya sağa değer, yukarı değer)
için yatay datum Dünya Jeodezik Sistemi 1984 (World Geodetic System 1984: WGS84)
olmasına karşılık yükseklik olarak Elipsoid yüksekliği ölçülebilmektedir. Elipsoid yüksekliği
için düşey datum WGS84 elipsoidi, kot için düşey datum ise ortalama deniz seviyesidir.
WGS84 düşey datumu ED50'de üretilen haritaların düşey datumu ile aynı olmadığından, GPS
alıcısı ile bulunan yükseklik ile harita üzerindeki nokta yüksekliği farklı olup, bu farklar
Türkiye'nin değişik bölgelerinde farklı değerler almaktadır. Haritadan alınacak koordinat ve
yüksekliğin GPS ile bulunan koordinat ve yükseklik değeri ile uyumlu hale getirilmesi için
ED50 datumundaki koordinat ve yükseklik değerleri ile GPS ile bulunan WGS84
datumundaki koordinat ve yükseklikler arasında dönüşüm yapılması gerekir. Konum
belirlemek için kullanılan el GPS alıcıları yatay datum ve düşey datum olanaklarına sahip
olarak üretilmektedir. GPS alıcılarının menüsüne girilerek ölçü ile bulunan koordinatlar
WGS84 veya ED50'de enlem - boylam veya sağa değer - yukarı değer olarak bulunabilir.
Ayrıca Ortalama Deniz Seviyesi (Mean Sea Level - MSL veya Altitude) seçeneği ile de
doğrudan harita üzerindeki yüksekliği ölçülebilir.
Aynı yerin farklı datumlar referans alınarak üretilen haritaları arasında datum
uyuşumsuzluğu meydana gelecektir. Harita kenar bilgileri içinde, haritaların yatay ve düşey
datum bilgiler ile ED50'den WGS84'e koordinat dönüşüm bilgileri yer almaktadır.
Şekil 105. Datum uyuşmazlığı
109
Şekil 106. ED50'den WGS84'e dönüşüm bilgileri (sol) ve haritanın datum bilgileri (sağ)
4.4.2. Koordinat sistemleri
Arazi veya harita üzerindeki bir noktanın dünya üzerindeki yerinin kabul edilen bir
başlangıç sistemine göre enlem ve boylam eksenleri ile yaptığı açı cinsinden ya da bu
eksenlere uzaklığının metre cinsinden belirtildiği sistemlere denir. Bu sistemde noktanın
yerini belirlemeye yarayan elemanlara da koordinat denir.
Yer yüzeyi üzerindeki noktaların birbirlerine göre olan konumlarının belli bir sistemde
tanımlanması gerekir. Dünya üzerindeki her hangi bir noktanın yeri, enlem ve boylam
değerleri ile belirtilir.
Yerin dönme eksenin yer yuvarlağını deldiği noktalara yerin kutupları, yer merkezinde
dönme eksenine dik olan düzleme ekvator düzlemi ve ekvator düzlemi ile yer yuvarlağının ara
kesitine ise ekvator denir. Ekvator düzlemine paralel düzlemlerin yerküre yüzeyi ile
oluşturdukları çizgiler ‘paralel daire’ olarak isimlendirilir. Paralel daireleri kuzey ve güneyde
1° aralıklı 90'ar tane olmak üzere toplam 180 tanedir. Ekvatordan kutuplara doğru (kuzeye ya
da güneye) gidildikçe paralel daire çapları küçülür.
Ekvatora dik olan ve kutuplarda birleşen dairelere meridyen denir. Yerin dönme
ekseninden geçen düzlemlere meridyen düzlemleri, bu meridyen düzlemleri ile yer
yuvarlağının ara kesitine ise meridyen veya boylam dairesi denir. Meridyenler 1° aralıklı 180
doğu ve 180 batı meridyeni olmak üzere toplam 360 tanedir. Londra'da Greenwich'teki
gözlem evinden geçen meridyen, başlangıç meridyenidir. Ekvatora koşut düzlemlerin yer
yuvarlağı ile arakesitlerine koşut veya enlem daireleri ve bir noktadan geçen paralel dairesinin
ekvatora olan uzaklığına o noktanın enlemi denir. Bir noktadan geçen meridyen dairesinin
başlangıç meridyeni düzlemi ile arasındaki açıya ise o noktanın boylamı denir.
110
Şekil 107. Paralel dairesi ve meridyen yayı
Bir koordinat sistemini tanımlamak için; başlangıç noktasını (origin), dönüklüğünü
(orientation) ve birimini (units) tanımlamak gerekir.
Koordinatların kullanım alanları;
•
Yeryüzünde bir noktanın ya da bir bölgenin yerinin tarifinde,
•
Harita üzerinde bir noktanın yerini belirtmekte,
•
Koordinatları hesaplanmış noktaları haritaya geçirmekte,
•
Koordinatları belli noktalar arasındaki kenar uzunluğu ve bu kenarın kuzeyden
olan açıklığını (istikamet açısını) hesaplamakta,
•
İki nokta arasındaki yerel saat farkının hesaplanmasında,
şeklinde sıralanabilir.
Coğrafi koordinat sistemleri (Enlem-Boylam), dik koordinat sistemi (Y, X), kutupsal
koordinat sistemleri ve uzaysal koordinat sistemleri olmak üzere 4 çeşit koordinat sistemi
vardır. Ormancılık çalışmalarında en yaygın olarak kullanılan koordinat sistemleri Coğrafi ve
Dik Koordinat sistemleridir.
4.4.2.1. Coğrafi koordinat sistemi
Bir noktanın dünya üzerindeki yerinin o noktanın eksenlerle yaptığı açılar kullanılarak
belirlendiği sisteme Coğrafi Koordinat Sistemi denir. Coğrafi koordinat sisteminin eksenleri
ekvator dairesi ile Greenwich'den geçen boylam dairesidir.
111
Şekil 108. Küresel koordinat sistemi
Yerküre üzerindeki herhangi bir noktanın enlemini, ilgili noktayı yerkürenin merkez
noktası ile birleştirdiği düşünülen doğrultunun ekvator düzlemi ile yaptığı açı
tanımlamaktadır. Enlem değeri, (j) harfi ile gösterilir ve (fi) olarak okunmaktadır. Derece
birimini gösterirken uluslararası kabul görmüş (°) işareti kullanılmaktadır. Yerküre üzerinde
küresel coğrafi koordinatları bilinmek istenen nokta kuzey yarı kürede ise enlemin (+) pozitif,
güney yarı kürede ise (-) negatif değer aldığı kabul edilmiştir. Bu durumda kuzey kutup
noktasının enlemi +90°, güney kutup noktasının ise -90° olacaktır. Buna karşın tam ekvator
dairesi üzerindeki yer noktalarının enlemi ise 0° dir.
Doğu Boylamları
Kuzey
Batı Boylamları
2
3
1:80o - 60o B
20o - 40o D
4
Güney
1
2:140o - 120o D
3:180o - 140o B
4:120o - 140o D
40o - 60o K
20o - 40o G
20o - 40o G
Şekil 109. Coğrafi koordinat sitemi
Türkiye topraklarının tamamı kuzey yarı kürede yer aldığından her noktasında enlem
pozitif değere sahiptir. Örneğin İstanbul’da Sultanahmet Meydanı civarındaki bir noktanın
enlemi 41° civarındadır.
Yerküre üzerinde herhangi bir noktadan geçen meridyenin ve başlangıç meridyeninin
herhangi bir paralel daire ile kesişme noktalarının, ilgili paralel dairenin merkezi ile
birleştirildiği varsayılır. Paralel daire merkezlerinin yerkürenin dönme ekseni üzerinde
olacakları açıktır. Böylece oluşan doğrular arasında kalan açı ise, ilgili noktanın ‘boylamı’
olarak adlandırılmıştır. Boylam değeri genellikle (l) harfi ile gösterilir ve lamda olarak
okunur. Aynı meridyen üzerindeki tüm noktalar şüphesiz aynı boylam değerine sahiptirler.
112
Derece, en çok kullanılan açı birimlerinden biri olup alt birimleri dakika ve saniyedir.
1° = 60', 1' = 60 "dir (1 ° = 60' = 3600"). Coğrafi koordinat sisteminde bir noktanın
koordinatı, 43° 24' 56" (43 derece, 24 dakika, 56 saniye). 1/25000’lik paftalarda; 1 derece
dakikası enlemde 73,5mm ve boylamda 57,5mm dir. Topoğrafik haritada koordinatını bulmak
istediğimiz noktadan enleme ve boylama dikler çıkılır. Çıkılan diklerin kendisine en yakın
dakika işaretinden cm olarak mesafesi ölçülür ve yukarıdaki katsayılar kullanılarak dakika
cinsinden değeri bulunur. X ekseninde kendisine soldan en yakın, Y ekseninde kendisine
alttan en yakın dakika değeri üzerine eklenerek noktanın coğrafi koordinatı bulunur.
Örnek: 1:25000 ölçekli topoğrafik haritada A noktasının en yakın enleme mesafesi
22mm ve en yakın boylama 25mm olduğuna göre bu A noktasının coğrafi koordinatlarını
hesaplayınız?
25mm boylam
0
26 46 26
B
/
//
0
/
39 21 18
22mm enlem
//
A
E
A noktasının 1 derece dakikası enlemde 73,5 mm olduğuna göre,
Enlem = (
22
) * 60' ' = 17.90 dir.
73.5
1 derece dakikası boylamda 57,5 mm olduğuna göre,
Boylam = (
25
) * 60' ' = 26.10 dir. Bu durumda:
57.5
A noktasının Enlemi = 39° 21’ 00’’ + 18’’ = 39° 21’ 18” dir.
A noktasının Boylamı = 26° 46’ 00’’ + 26’’ = 22° 46’ 26” dir.
4.4.2.2. Dik koordinat sistemi
113
Bir noktanın dünya üzerindeki yeri, eksenlere ya da başlangıç noktasına uzaklığı m
cinsinden belirlendiği sisteme Dik Koordinat Sistemi denir. Dik koordinat sistemine, GaussKruger Koordinatlar, Grid Koordinatları veya Memleket Koordinatları adı da verilir.
Dik Koordinat Sisteminde harita gridlere bölünmüştür.
•
•
•
•
1/25000 ölçekli haritalarda grid aralığı 1000 m. (1 km. 4 cm.)
1/50000 ölçekli haritalarda grid aralığı 1000 m. (1 km. 2 cm.)
1/100000 ölçekli haritalarda grid aralığı 5000 m. (5 km. 5 cm.)
1/250000 ölçekli haritalarda grid aralığı 10000 m. (10 km. 4 cm.)
Koordinatı bulunacak noktadan kendisine soldan (batıdan) en yakın y eksenine ve
alttan (güneyden) en yakın x eksenine dikler çıkılır. Bu diklerin grid eksenlerine olan
mesafeleri mm. cinsinden ölçülür. 1/25000 ölçekli haritalarda grid aralığı (x ve y eksenleri)
1000 m.= 40 mm. olduğundan hareketle 1mm. = 25m.dir. Buna göre ölçülen aralığın
haritadaki uzunluğu hesaplanır ve y değeri için kendisine en yakın sol (batı), x değeri için
kendisine en yakın alt (güney) grid koordinat değerleri üzerine eklenerek noktanın dik
koordinatı bulunur.
Örnek: Aşağıda verilen 1:25000 ölçekli topografik haritada gösterilen yatay ve dikey
doğruların kesişim noktasının (A) dik koordinatlarını hesaplayınız.
Dik Koordinatı bulunacak A noktasının en yakın Y ve X eksenine mesafesi;
Y = 21 mm ve X = 11 mm olarak ölçülmüştür.
1:25000 ölçekli haritada 21 mm olan Y uzunluğunun arazideki gerçek uzunluğu;
Y = 21x25000/1000 = 525 m’dir.
Haritadaki uzunluğu 11 mm olan X uzunluğunun arazideki gerçek uzunluğu ise;
X = 11x25000/1000 = 275 m’dir.
A noktasının X koordinatı = 4356000 + 275 = 4356275 m’dir.
A noktasının Y koordinatı = 480000 + 525 = 480525 m’dir.
114
Y
80 525
43
56 275
4
A
X
Şekil 110. Dik koordinatların hesaplanması
4.4.3. Harita projeksiyon sistemleri
Dünya haritalarını en az hata ile çizmek için geliştirilen yöntemlere projeksiyon (iz
düşüm) denir. Harita projeksiyonu, eğri yüzeylerin belli bir ölçek dahilinde matematiksel ve
geometrik yöntemlerle harita düzlemine geçirilmesidir. Dünya üzerinde herhangi bir şekli
haritaya geçirirken oluşan bozulmaları en aza indirgeyen sistemler ise projeksiyon
sistemleridir. Harita projeksiyonunda, yeryüzü bilgileri doğrudan doğruya düzleme
geçirilmeyebilir. Harita projeksiyonunda kullanılan düzlem ya da düzleme dönüşebilen diğer
yardımcı yüzeylere “Projeksiyon Yüzeyi” denir.
Dünya üzerinde bulunan ve harita yapımına konu olan bilgiler arasında uzunluk, alan
ve şekil bakımından daima bir ilişki vardır. Bu bilgiler bir projeksiyon yüzeyine
geçirildiğinde aralarında bulunan ilişkiler orijinal yüzeydeki gibi kalmaz, bazı değişmeler
olur. Projeksiyonda ortaya çıkan değişme ve bozulmalara “Deformasyon (Bozulma)” denir.
Deformasyon, projeksiyon yüzeyine, projeksiyon şekline ve projeksiyon merkezinin yerine
göre değişir
En çok kullanılan projeksiyon sistemleri; Merkator, Gauss-Kruger, Universal
Transversal Merkator (UTM), Universal Polar Siteografik (UPS) ve Lambert Konform Konik.
Ormancılıkta en çok kullanılan 1/25.000 ölçekli haritaların yapımında UTM projeksiyon
sistemi kullanılmıştır. Bu sistemde dünya bir silindirin açılımı şeklinde çizilmektedir.
4.4.3.1. UTM (Universal Transversal, Mercator) projeksiyonu
UTM projeksiyonu Gauss-Kruger projeksiyonu esas alınarak geliştirilmiştir.
“Konform Transversal Silindirik Projeksiyon” adıyla da bilinen Gauss-Kruger projeksiyonu,
kürenin bir başlangıç meridyenine teğet olan silindire izdüşümüdür. Bu projeksiyon, açı
115
koruyan bir izdüşüm sistemi olup, silindir ekseni dünyanın dönme eksenine diktir veya belli
bir açı yapar. Silindirin teğet olduğu dilim orta meridyeni boyunca uzunluk deformasyonu
yoktur. Dilim orta meridyeninden uzaklaştıkça gittikçe artan deformasyonlar oluşur.
Şekil 111. Transversal merkator (sol) ve eğik transversal merkator (sağ) projeksiyonu
UTM projeksiyon sisteminin başlıca özelliği açıların ve dilim orta meridyeni
uzunluğunun doğru oluşudur. Orta meridyen ve ekvator doğru olarak izdüşürülür. UTM
projeksiyonunda, 180° meridyeninden başlamak üzere dünya, 6° derecelik boylam aralıklı 60
dilime ayrılmıştır. Dilimler 1’den başlamak ve doğuya doğru artan sırada 60’a kadar
numaralanmıştır. Her bir dilim bir projeksiyon sistemini belirtir. Silindir dilimin orta
meridyeni boyunca dünyaya teğet geçirilir. Böylece bir dilimin 3° sağı ve 3° solu aynı bir
dilim içinde yer alır.
Türkiye toprakları dilim orta meridyeni 27°, 33°, 39° ve 45° olan dilimlerde
bulunmaktadır ve bu dilimlerin numaraları 35, 36, 37 ve 38'dir. Bu dilimler 1:25000 ve daha
küçük ölçekli haritaların yapımı için esas alınır. Daha büyük ölçekli (Örneğin 1:5000)
haritaların yapımı için ise dilim genişlikleri 3° alınır. Böylece Türkiye için 27°, 30°, 33°, 36°,
39°, 42° ve 45° dilim orta meridyenleri büyük ölçekli harita yapımında kullanılmaktadır.
Türkiye'de harita üretim yetkisi Harita Genel Komutanlığında olan 1:25.000, 1:50.000,
1:100.000 ve 1:250.000 ölçekli topografik haritalar UTM projeksiyonu kullanılarak üretilir.
UTM projeksiyonunda bir dilime 84° kuzey paraleliyle 80° güney paraleli arasında
kalan bölgelerin projeksiyonu yapılır (Şekil 84). 84° kuzey paraleli ve kuzey kutbu ile 80°
güney paraleli ve güney kutbu arasında kalan kutup bölgelerinin haritaları ise “Universal
Polar Stereografik (UPS) Projeksiyon” sistemine göre yapılır.
UTM projeksiyon sisteminde silindirin teğet olduğu meridyen (dilim orta meridyeni)
X ekseni ve ekvator da Y eksenidir. İkisinin kesişimi başlangıç noktasını temsil eder. UTM
projeksiyon sisteminde orta meridyende deformasyon yoktur. Bu durumda, X değerleri
dünyadaki uzunluklara eşittir. Ancak, Y değerleri ise dünyadaki uzunluklardan biraz daha
uzundur. UTM projeksiyonunda uzunlukların anormal büyümesini (aşırı deformasyonları)
önlemek amacıyla X ve Y koordinat değerleri küçültme faktörü denen 0.9996 değeri ile
çarpılarak kullanılır.
Dilim orta meridyeninin solundaki X değerini eksi değerden kurtarmak için küçültme
faktörü ile küçültülen X değerine 500000 metre değeri eklenir. Y değerleri kuzey yarım
kürede pozitif olduğu için herhangi bir sabit değer eklenmez, ancak güney yarım küre için
küçültme faktörü ile küçültülen y değerine 10 000 000 metre eklenir. Bu şekilde elde edilen
koordinatlara SAĞA değer (Y) ve YUKARI değerler (X) denir. Uzunluk birimi metredir.
UTM Koordinat sisteminin çalışma prensibi;
116
1000 m = 1 km
A
1000 m = 1 km
Şekil 112. UTM’de yatay ve dikey grid çizgileri
Topografik haritadaki A noktasının UTM koordinatı:10 S 0559741, 4282182 10 S,
UTM numaralama (10) ve harf sistemindeki (S) zonu temsil etmektedir.
0559741 değeri A noktasının sağ değerini (doğu-batı) metre cinsinden göstermektedir.
4282182 değeri A noktasının yukarı değerini (kuzey-güney) metre cinsinden
göstermektedir.
8°’lik Dilimler
UTM Numaralama Sistemi
UTM Harf Sistemi
6°’lik Dilimler
Başlangıç Meridyeni
Şekil 113. 10 S UTM Projeksiyon zonu
117
4.4.3.2. Küçük ölçekli haritalarda projeksiyon
Büyük bir bölgenin küçük ölçekli (ölçekleri 1:1 000 000 dan daha küçük olan
haritalar) haritası yapılması gerektiğinde yeryuvarının biçiminin küre olarak alınması
kesinlikle yeterlidir. Küçük ölçekli haritalarda küre ile elipsoit arasındaki büyüklük farkı
haritaya yansımadığından yerin biçimi küre alınmaktadır.
Yerküre üzerindeki büyük bölgelerin küçük ölçekli haritalarının yapılmasında
kartografik projeksiyon kullanılır. Küresel coğrafi koordinatlara bağlı olarak matematiksel
bağlantılar yardımıyla harita yüzeyinde ilgili noktaların konumlarının belirlenmesine
‘kartografik projeksiyon’ adı verilmektedir. Harita yüzeyler, ya da ‘projeksiyon yüzeyleri’
olarak anılan bu yüzeyler yırtılmalar olmadan bir düzleme açılımı yapılabilen yüzeylerdir. Bu
yüzeyler çoğu kez, silindir, koni ve düzlemin kendisidir. Bir bölgeye ait aynı ölçekli de olsa
farklı kartografik projeksiyonlara göre harita yapılırsa farklı büyüklükte haritalar elde edilir.
Bunun temel nedeni, küre üzerinde herhangi bir nokta ile küre üzerindeki diğer noktalar
arasındaki uzaklığın aynı değerde (ölçek faktörü kadar küçülerek) gösterilememesidir.
Şüphesiz bir noktadan itibaren belli doğrultularda haritadaki uzunluğun küredeki uzunluğa
eşit olmasını sağlayan projeksiyon yöntemleri de vardır. Örneğin yalnızca kuzey-güney
yönündeki küre uzunluklarının haritada aynı kalması, ya da yalnızca doğu-batı doğrultusunda
küredeki uzunlukların haritada aynı kalması gibi. Bunlardan birincisine ‘meridyen boyları
koruyan’ projeksiyonlar denilmektedir. Benzer biçimde harita edilen bölgenin alanının
değişmeden (yalnızca ölçeğin etkisi çerçevesinde) aktarıldığı projeksiyonlar da vardır. Bu tür
kartografik projeksiyonlara ise ‘alan koruyan’ projeksiyonlar adı verilmektedir. Alan koruyan
projeksiyonlarda tüm uzunluklar korunamayacağından harita yapılan bölge kuzey güney
yönünde daralıyorsa, doğu-batı doğrultusunda genişlemek durumundadır (haritadaki alan
eşitliğini temin etmek üzere).
Örneğin Merkator projeksiyonuna göre yapılmış tek parça bir Türkiye haritasında,
ülkenin en güneybatı ve en kuzeybatı noktası arasındaki kuş uçuşu uzaklık yaklaşık 1.3 katı
büyük haritaya aktarılır. Bu değer gerçekte 1697 km iken, haritadan 2187 km alınacaktır.
Aynı projeksiyonda ise Türkiye’nin alanı yerküre üzerindeki gerçek değerinden yaklaşık 2
misli büyük gözükecektir. Bunun nedeni bu projeksiyon yönteminin coğrafi amaçlar için
değil, navigasyon amaçlı olarak (açı koruyan projeksiyonlar) geliştirilmiş olmasıdır. Buna
karşın coğrafyacılar alan koruyan projeksiyonlara göre yapılmış haritaları tercih ederler.
Atlaslarda da bu tür projeksiyonların kullanılması önerilir. Bunu nedeni projeksiyon
kavramını bilmeyen vatandaşların ülkelerin, karaların denizlerin büyüklüklerini haritadan
karşılaştırırken yanlış bilgi sahibi olmalarını önlemektir. Bu nedenlerle küçük ölçekli
haritalardan büyüklük elde etmek, ancak küçük ölçekli bir haritanın yapılmasında zorunlu
olarak kullanılan kartografik projeksiyonların matematik esaslarını bilen uzmanlar tarafından
gerçekleştirilebilir. Buna karşın sade vatandaş haritadan değer alırken şüpheci davranmak
zorundadır.
Aşağıda değişik projeksiyonlarda yeryuvarının tümünü aynı ölçekte gösteren üç
değişik harita görülmektedir. Örnek olarak seçilen projeksiyonlar ve özellikleri aşağıdaki
gibidir:
Eckert IV Projeksiyonu: Alan koruyan bir projeksiyondur. Ancak önemli
sayılabilecek şekil bozulmaları söz konusudur.
Merkator Projeksiyonu: Alan koruma özelliği yoktur. Bu nedenle kıtaların birbirine
göre alansal oranları önemli ölçüde bozulmuştur.
Mollweide Projeksiyonu: Alan koruma özelliğine sahip bu projeksiyonda
yeryuvarının küreselliğinin hissedilmesi mümkündür.
Robinson Projeksiyonu: Alan koruma özelliği olmamasına rağmen ana karaların
birbirine oranları çok fazla bozulmamıştır.
118
Eckert IV projeksiyonu
Merkator Projeksiyonu
Mollweide Projeksiyonu (Alan koruyan)
Robinson Projeksiyonu
Şekil 114. Projeksiyon sistemleri
4.4.4. Pafta bölümlemesi
Bir haritanın çizimi için kullanılan kağıt ve benzeri altlıklar çoğunlukla standart
boyutlardadır. Harita alanının büyüklüğü ve çizim ölçeğinin değerine göre, bir alanın haritası,
tek bir harita altlığına sığmayabilir. Bu durumda o bölgenin haritası, ayrı ayrı altlıkların yan
yana getirilmesiyle tamamlanmış olur. Jeodezide, tek bir altlığa çizilmiş birim haritaya Pafta
adı verilir. Paftaların sayısı birden fazla olunca, karışıklığı önlemek ve paftaların komşu
paftalarla ilişkisini kurmak amacı ile haritası yapılacak alan için uygun bir pafta
bölümlemesine gerek duyulur. Pafta bölümlemesinde her bir paftanın tanıtma işareti yahut
ismi ile yeryüzünde kaplayacağı alan belirtilir. Bu isimlendirmeye Pafta İndeksi adı verilir.
Haritalarda pafta bölümlemesi, genellikle coğrafi koordinatlara göre yapılır.
Yeryüzü paralel ve meridyen yayları ile parçalara ayrılmıştır. Bu parçaların
büyüklükleri seçilecek paralel ve meridyen yaylarının değerlerine göre, dakika aralıklarına
karşılık gelen çok küçük alanlar olabileceği gibi, birkaç derecelik aralıklara karşılık gelen
büyük alanlar da olabilir. Haritanın ölçeğine ve altlığın boyutlarına göre seçilecek uygun
aralıklı paralel ve meridyenlerin sınırladığı alanlar bir paftaya girecek alanı belirtir. Paralel ve
meridyen yayları paftanın kenar çizgilerini oluşturur.
Paftalar, içinde bulunan en büyük kentin ismi, bir numara, bir harf ya da harf ve
numaranın birlikte kullanımı ile tanımlanır. Uluslararası standartlara göre ülkelerin gerek
ulusal, gerekse uluslararası temel haritaları genellikle UTM projeksiyonunda yapılmaktadır.
Türkiye'nin temel haritaları UTM projeksiyon ilkelerine göre yapılmış olduğundan, bu
sistemdeki pafta bölümlemesi incelenecektir.
UTM projeksiyonunda yeryüzü başlangıç meridyeninden (Greenwhich) başlayarak 6o
boylam aralıklı 60 dilime ayrılmıştır. Bunlara "grid dilimi" adı verilir. Her bir grid dilimi
başlangıç meridyeninden doğuya doğru 31, 32, 33, .... numaraları ile, batıya doğru da 30, 29,
28, ... numaraları ile numaralanmıştır. Türkiye 35-38 numaralı doğu dilimleri arasında yer
almaktadır. Ekvatordan başlayarak 80o kuzey ve 80o güney paralel dairelerine kadar 8o enlem
aralıklı kuşaklar meydana getirilmiştir. Bu kuşaklar da kuzeye doğru N, P, Q, ..; güneye doğru
119
M, L, K, .. harfleri ile isimlendirilmişlerdir. 6o aralıklı meridyen ve 8o aralıklı paralel
dairelerin oluşturduğu bu küçük coğrafi alanlara "Grid Bölgesi" denir. Bir grid bölgesi,
bulunduğu grid diliminin numarası ve bulunduğu enlem kuşağının harfi ile isimlendirilir (61S
gibi). Uluslararası indeks 1/1.000.000, 1/500.000 ve 1/250.000 ölçekleri kapsar. Bu
ölçeklerdeki haritaların grid bölge boyutları ve adlandırılmaları Tablo 24’te verilmiştir.
Tablo 24. Küçük ölçekli haritaların grid coğrafi koordinatlara göre pafta bölümlemesi
Pafta Boyutları
Ölçek
Pafta İsmi
Boylam
Enlem
o
1/1.000.000
En büyük kentin ismi
6
4o
1/500.000
En büyük kentin ismi
3o
2o
1/250.000
En büyük kentin ismi
1o 30'- 4 o
1o
1/250.000'den büyük ölçeklerin pafta bölümlemeleri ulusal olup, her ülke kendine
uyan bir bölümleme yaparak indekslerini oluşturmuşlardır. 1/250.000 ve daha büyük ölçekli
paftaların bölümlenmesi Şekil 110’da gösterilmiştir.
120
Şekil 115. 1/250.000’den büyük ölçekli pafta bölümlemesi
1/250.000 ölçekli paftanın altıya bölünmesiyle boyutları 30' x 30' olan 1/100.000
ölçekli paftalar elde edilir. Paftaları isimlendirmek için, herhangi bir meridyenden başlayarak
doğuya doğru her 30' lık boylam aralığına 1 den itibaren numara verilir. Ayrıca herhangi bir
paralelden başlayarak, örneğin güneye doğru her 30' lık enlem aralığında A'dan itibaren bir
harf verilir. Oluşturulan bu karelaj içinde 1/100.000 ölçekli pafta, hangi karelaja rastlıyorsa,
bulunduğu enlem aralığının harfi ve boylam aralığının numarası ile isimlendirilir. Paftanın
isminin başında, içinde bulunduğu 1/250.000 ölçekli paftanın ismi de yer alır. TRABZONC29 gibi
Türkiye’de, 24o - 48o doğu meridyenleri arası 30' lık bölümlere ayrılmış, batıda 11
numaradan başlanarak doğuda 59’a kadar numaralandırılmış, 44o kuzey enleminden güneye
doğru 36o kuzey enlemine kadar 30' enlem aralıkları yapılmış ve A’dan P’ye kadar
harflendirilmiştir.
1/100.000 ölçekli paftanın dörde bölünmesiyle 15' x 15' boyutlarında 1/50.000 ölçekli
paftalar elde edilir. Her pafta, sol üst köşedeki paftadan başlanarak saat ibresi yönünde sırayla
a, b, c, d harflerinden birini alır ve içinde bulunduğu 1/100.000 ölçekli paftanın ismiyle
birlikte isimlendirilir. (İZMİR-L20-b).
1/50.000 ölçekli pafta dörde bölünerek 7’30”x7’30” boyutlarında 1/25.000 ölçekli
paftalar elde edilir. Her pafta, sol üst köşedeki paftadan başlanarak saat ibresi yönünde sırayla
1, 2, 3, 4 rakamlarıyla numaralanır ve içinde bulunduğu 1/50.000 ölçekli paftanın ismiyle
birlikte isimlendirilir. (İZMİR-L20-b1).
Buraya kadar pafta bölümlemeleri 6° dilim esaslarına göre yapılmıştır. 1/10.000 ve
1/5.000 ölçekli haritalarda ise 3' dilim ilkelerine göre geliştirilen değiştirilmiş UTM
projeksiyonunda yapılmaktadır. Pafta bölümlemesi, 1/50.000 ölçekli pafta her iki yönde 3'
aralıklı 25 eşit parçaya bölünerek yapılmaktadır. Ortaya çıkan pafta 1/10.000 ölçekli olup,
boyutları 3'x3' dır. Bu paftalar 01'den başlayarak 25'e kadar numaralanır. Paftanın ismi, içinde
bulunduğu 1/50.000 ölçekli paftanın ismine göre isimlendirilir. TRABZON-C29-c-25 gibi.
1/10.000 ölçekli pafta dörde bölünerek 1/5.000 ölçekli pafta elde edilir. Bunların
boyutları 1'30" x 1'30" dır. Her pafta, sol üst köşedeki paftadan başlanarak saat ibresi yönünde
sırayla a, b, c, d harfleri verilerek ve içinde bulundukları 1/10.000 ölçekli paftaların isimleri
ile birlikte isimlendirilirler. Coğrafi koordinatlara göre pafta bölümlemesi 1/5.000 ölçekli
haritalarda son bulmaktadır.
1/5.000 ölçekli haritalarda son bulan coğrafi koordinatlara göre pafta bölümlemesi
akışına göre devam edilmek istenirse 1/2.500 ölçeğine geçilmesi beklenir. Ancak pafta boyutu
değiştirilerek 1/2.000 ölçeğine geçilir. 1/2.000 ölçekten büyük ölçekli haritaların coğrafi
koordinatlara göre pafta bölümlemesi Tablo 25’te verilmiştir.
Tablo 25. 1/2000’den büyük ölçekli haritaların coğrafi koordinatlara göre pafta bölümlemesi
Pafta Boyutları
Ölçek
Pafta İsmi
Boylam
Enlem
1/100.000
URFA- G26
30'
30'
1/50.000
URFA-G26-a
15'
15'
1/25.000
URFA-G26-a1
7'30"
7'30"
1/10.000
URFA-G26-a-01
3'
3'
1/5.000
URFA-G26-a-01b
1'30"
1'30"
121
4.5. Topoğrafik Haritalarda Eş Yükseklik Eğrilerinin Özellikleri
Deniz seviyesinden itibaren eşit aralıklarla üst üste sıralandığı varsayılan yatay
düzlemlerin, yeryüzü kabartılarını kesme çizgilerinin yatay düzlem üzerindeki izdüşümlerine
Eş Yükselti Eğrisi (münhani-kontur-izohips) denir. Diğer bir anlamda paralel yüzeyler ile
arazi arızalarının kesişme varsayımı ile oluşacak ara kesitin harita düzlemi üzerindeki
izdüşümüdür. Yeryüzünün en ayrıntılı ve hassas tanımlaması eşyükselti eğrilerinin
(münhanilerin) kullanımı ile sağlanabilmektedir.
Yeryüzünün veya bir parçasının morfolojik (şekilsel) yapısının belli bir ölçek içinde eş
yükseklik eğrileri yardımıyla yatay düzlem üzerinde gösterilmesiyle elde edilen haritalara
topoğrafik haritalar denir.
Şekil 116. Eş yükselti eğrileri ile yeryüzü şekillerinin gösterimi
Bu yöntemle üretilen haritalardan yatay doğrultu ölçülerinin yanında yüksekliklerle
ilgili ölçüler de alınabilmektedir. Bu özellik sayesinde üç boyutlu koordinat tespitleri, yüzey
eğim hesapları, görüş analizleri ve arazideki her türlü insan-silah etkinlikleri önceden
planlanarak gerçekleştirilebilmektedir.
Şekil 117. Arazi şekillerinin eş yükselti eğrileri ile gösterimine örnekler
122
Eşyükseklik eğrilerinin birbirlerine göre durumları değişik arazi şekillerini ifade
etmektedir.
1. Bir eş yükseklik eğrisi üzerindeki bütün noktalar deniz seviyesinden aynı
yüksekliktedir.
2. Her eş yüksekti eğrisi kendi üzerine kapanır. Haritanın kenarında kesilse bile komşu
haritada devam eder ve kapanır.
3. Kapanan bir eş yüksekti eğrisi, tepe veya çukuru gösterir. Tepe ve çukuru ayırt
etmek için çukur merkezini gösterecek şekilde ok konur.
123
4. Eş yükselti eğrileri çatallaşmaz ve birbirini kesmezler.
5. Yer yüzeyinin eğimi arttıkça (dikleştikçe) eş yükselti eğrileri de birbirlerine daha
yakın olarak geçerler.
6. Düzgün (eş-uniform) eğimli arazide eş yükselti eğrilerinin aralıkları eşittir.
124
7. Üstü yassı ve yuvarlak tepelerde eş yükselti eğrileri tepeye doğru ve eteklerde,
ortaya yakın yerlere nazaran daha aralıklıdır.
8. Bir vadiyi takip eden eş yükselti eğrisi vadinin bir kenarı boyunca yukarı çıkar,
sonra dönüş yaparak vadi tabanından geçer, vadinin diğer kenarından aşağı doğru iner. Vadi
yamacındaki eş yükselti eğrileri yamaç eğim doğrultusuna dik bir yol izlerler.
9. Bir sırttan geçen eş yükselti eğrisi, sırtın bir kenarını takip ederek gelir, su bölümü
hattından döner ve sırtın diğer kenarı boyunca geri gider.
125
10. Akarsu kaynağında su yatağı dik olduğundan eş yükselti eğrileri daha sık, akarsu
büyüyüp kollar aldıkça eğim azalacağından, eş yükseklik eğrileri daha seyrek geçer.
11. Eş yükselti eğrisi akarsularda V harfi şeklinde geçerler. Harfin sivri ucu akarsuyun
kaynağını gösterir.
126
12. Birbirine paralel iki dereden hangisi daha derin (rakımı az) ise aynı rakamlı eş
yükselti eğrisi derin olan derede daha ileri gider.
13. Eş yükselti eğrileri sağrı ve sırtlarda U harfi şeklinde geçer. U harfinin kapalı
kısmı sağrı veya sırtın etek kısmını, açık tarafı da tepe istikametini gösterir.
14. Eş yükselti eğrileri geniş sağrı ve sırtlarda yayvan ve küt, sivri sağrı ve sırtlarda ise
dar kavisli şekilde geçerler.
127
15. Deniz dibi derinliklerini göstermek için yine eş yükselti eğrileri kullanılır. Bu eş
yükselti eğrilerine derinlik eş yükselti (İzobat) eğrileri denir.
4.5.1. Eş yükseklik eğrilerinin çeşitleri
1. İnce Eş Yükselti Eğrisi (Ara Münhani): Her haritanın ölçeğine göre belli aralıklarla
çizilen eş yükselti eğrisidir (Topoğrafik haritalarda 0,1 mm çizgi kalınlığındadır.)
2. Kalın Eş Yükselti Eğrisi (Ana Münhani-Gösterge Münhanisi): Her ince dört eş
yükselti eğrilerinden sonra gelen, üzerine genelde eş yükselti değeri yazılan ve diğerlerine
nazaran daha kalın çizilerek rakım okumasını kolaylaştıran eş yükselti tipidir. (Topoğrafik
haritalarda 0,2mm çizgi kalınlığındadır).
3. Yardımcı (Ara) Eş Yükselti Eğrisi: Eşyükselti eğrilerinin ara uzaklıkları araziyi
belirtmek için yeterli olmadığında, eğriler arasından geçirilen eğrilere “Yardımcı Eşyükselti
Eğrileri” denir. Kesikli çizgi şeklinde gösterilir. Topoğrafik haritalarda çizgi kalınlığı
0,1mm'dir.
Şekil 118. Eş yükseklik eğrisi tipleri
Yardımcı eş yükselti eğrilerinin kullanılma amaçları:
a.
İki ince eş yükselti eğrisi arasındaki arazinin normal seyrine uymayan şekil
değişikliklerini göstermek
b.
Düzgün eğimli yükselen sırtlarda ani eğim değişikliğini göstermek için,
c.
Boyun şeklinin belirlenmesi
128
d.
Ova ve düzlüklerde seyrek geçen münhaniler arasındaki yükseklik farkını
göstermek ve arazi yapısını daha ayrıntılı belirleyebilmektir.
Şekil 119. Yardımcı eş yükselti eğrilerinin kullanıldığı yerler
4.5.2. Arazi Şekilleri
4.5.2.1. Çukurluklar
ÇATAK (DERECİK): Yağmur sularının akışı ile yamaçlarda oluşmuş yarıntılardır.
Şekil 120. Çatak (Derecik)
DERE: Birden fazla çatağın birleşmesiyle meydana gelen akarsulardır. Doğada
mevsime göre kuru dere veya sulu dere olarak oluşur.
129
Şekil 121. Dere
ÇAY: Derelerin birleşmesi ile meydana gelen akarsulardır ve genellikle suludurlar.
Şekil 122. Çay
IRMAK VE NEHİR: Birden fazla çayın birleşmesi ile meydana gelen büyük
akarsulardır. Nehir ırmağa nazaran daha büyük olan akarsudur.
130
Şekil 123. Irmak ve nehir
TALVEG: Akarsu yatağının akıntı istikametinde en derin yerlerinden geçtiği
varsayılan hattır. Bu hat suyun tabanından geçer.
Şekil 124. Talveg
GÖL: Çukurları dolduran ve bazen bir yöne akıntısı olan durgun su birikintileridir.
Şekil 125. Göl
KOKURDAN: Bulunduğu yere göre derinlik gösteren ve dışarıya akıntısı olmayan
çanak şeklindeki doğal susuz çukurlardır. Haritalarda çukurun merkezine doğru bir ok
koymak suretiyle belirtilir. Genellikle volkanik arazide bulunurlar.
131
Şekil 126. Kokurdan
VADİ: Akarsuların parçalanma, ufalama, aşındırma, eritme ve taşıma etkileri ile
meydana gelmiş devamlı inişi bulunan çukurlardır.
Şekil 127. Vadi
HAVZA: Genel anlamda çevresel dağlar veya sıradağlarla çevrili, çevre sınırları
içinde kalan alanın yağış ve akışlarını toplayan tekne şeklindeki büyük çukurlardır. Havzanın
akarsular için de özel bir tanımlaması vardır. Buna göre; bir akarsuyun yağış ve akışlarla
beslenmesini sağlayan alanın sınırları o akarsuyun havzasıdır. Genel tanımlamada belirlenen
havzalar, açık ve kapalı olarak iki gruba ayrılmaktadır.
1. Açık Havza: Suları akarsu yatakları ile boşalan havzalardır.
2. Kapalı Havza: Çevresindeki yüksekliklerle sınırlandırılmış alanın yağış ve
akışlarını, yamaçlardan yüzeysel akışla ve vadilerde akarsularla toplamakla birlikte; dışarıya
akışı olmayan büyük tekne şeklindeki çukurluklardır. Toplanan sular kapalı havza içinde göl
veya bataklık oluşturabildiği gibi, buharlaşma ve yeraltına sızmanın yağışlarla
karşılanamadığı kapalı havzalarda ise göl veya bataklık gibi oluşumlarla karşılaşılmaz.
132
Şekil 128. Havza
4.5.2.2. Yükseklikler
SAĞRI: İki derecik arasında meydana gelmiş yayvan arazi kabartısıdır. Sağrılar da
sırtlar gibi, izdüşüm görüntülerine göre yayvan, yuvarlak, sivri özellikler gösterir.
Şekil 129. Sağrı
SIRT: Dış etkenler muntazam bir tepeyi aşındırarak üzerinde gittikçe gelişen dere
yataklarının oluşmasına sebep olurlar. Böylece oluşan iki dere arasındaki uzunlamasına arazi
kabartılarına sırt denir.
133
Şekil 130. Sırt
TEPE: Çevresindeki alçak yerlere nazaran yükseklik gösteren ve her yöne eğilim
veren arazi kabartısıdır.
Şekil 131. Tepe
HÖYÜK: Tarih boyunca savaşlar, depremler ve ölümlerle ilgili insan yapısı yıkıntı
veya kalıntıların zamanla üstlerinin örtülmesi sonucu meydana gelmiş kabartılardır.
Şekil 132. Höyük
YAMAÇ: Değişik arazi şekillerine göre çeşitlidir. Sağrılarda ve sırtlarda su bölümü
çizgisi ile dere ve derecik arasındaki eğimli kısım, kabartılarda su bölümü çizgisinin iki
tarafında kalan eğik yüzeylerdir.
134
Şekil 133. Yamaç
BOYUN: Dağlık yerlerde, doruk boylarında yer yer görünen çukurluklardır. Su
bölümü çizgisi üzerinde bulunurlar. Geçitten farkı yaz kış ulaşım imkanı vermesidir.
Şekil 134. Boyun
GEDİK: Dar ve derin boyunlara denir.
Şekil 135. Gedik
GEÇİT: Gediklerden daha derin ve iki yanı sarp olan uzun boyunlara denir.
135
Şekil 136. Geçit
BEL: İki dağın iki tepesi arasında geçit veren çukur yere denir.
Şekil 137. Bel
DAĞ: Üzerinde her türlü arazi şekillerini bulunduran yüksek ve geniş alanları
kapsayan arazi kabartılarıdır.
Şekil 138. Dağ
BOĞAZ: İki eğik yüzey arasına sıkışmış uzun geçitlere denir.
136
Şekil 139. Boğaz
BİRİKİNTİ KONİSİ: Dağların düzlüklerle birleştiği yerlerde akarsuların sürüklediği
kum, çakıl ve kil gibi süprüntülerin vadi eteklerinde birikmesiyle oluşan yelpaze şeklindeki
birikintilerdir.
Şekil 140. Birikinti konisi
UÇURUM: Düşey ve düşeye yakın eğimi gösterir. Arazi dikleştikçe eş yükselti
eğrileri birbirine yakınlaşırlar ve birbirine teğet olurlarsa arazi uçurum durumundadır.
Şekil 141. Uçurum
ŞÜT: Düşey ya da düşeye yakın eğimli yerlerdir ve eş yükselti eğrileri taramalarla
belirtilir.
137
Şekil 142. Şüt
ÇÖKÜNTÜ: Kapalı bir poligon şeklindeki Şüt’lerdir. Eş yükselti eğrileri taramalarla
gösterilir.
Şekil 143. Çöküntü
SU DAĞITMA VE TOPLAMA ÇİZGİSİ: Sırt ve sağrı gibi arazi kabartılarının en
yüksek yerlerinden geçen çizgidir. Bir sırtta, eş yükselti eğrilerinin dönüş noktalarını
birleştiren çizgiye “Su Dağıtma Çizgisi” denir. Yağmur suları bu çizgi boyunca ikiye ayrılır.
Bir vadide, eş yükselti eğrilerinin dönüş noktalarını birleştiren çizgiye ise “Su Toplama
Çizgisi” denir. Yağmur suları vadide bu çizgi boyunca toplanıp akar. Eş yükselti eğrileri bu
çizgileri dik olarak keser. Bu çizgilerin arasındaki alana yamaç denir.
Su Dağıtma
Çizgisi
8
8
5
6
7
6
7
5
Su Dağıtma
Su Toplama
Çizgisi
Çizgisi
Şekil 144. Su dağıtma çizgisi ve su toplam çizgisi
DORUK ÇİZGİSİ: Bir dağ kütlesinde doruklardan ve boyunlardan geçtiği düşünülen
su bölümü çizgisidir.
138
Şekil 145. Doruk çizgisi
4.5.2.3. Düzlükler
OVA: Bulunduğu yerde çevresine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonlarla
örtülü, akarsu eğimlerinin az ve derine gömülememiş olduğu, geniş veya dar düzlükler ile
hafif dalgalı, yer yer tepeleri de bünyesinde bulunduran yeryüzü parçasıdır.
Şekil 146. Ova
PLATO: Dağlar üzerinde meydana gelmiş, akarsularca derince yarılmış ve
parçalanmış, fakat üzerinde düzlüklerin (masa duruşlu düzlükler) belirgin olduğu arazilere
denir. Bu kavramın halk dilindeki karşılığı yayladır.
139
Şekil 147. Plato
SEKİ (TERAS): Vadi yamaçlarındaki dar ancak kabaca akarsulara paralel olarak
uzanan, bazen akarsulara doğru hafifçe eğimli düzlüklerdir.
Şekil 148. Seki
TABAKA DÜZLÜKLERİ: Bunlar arazinin her yerinde bulunabilecek büyük ve küçük
tortul tabaka düzlükleridir. Sert ve yumuşak tortul tabakaların üst üste istiflendiği arazilerin
bazik lavların yayılma alanlarının veya volkanik kökenli olan tüf tabakalarının bulunduğu
sahaların zamanla akarsular tarafından yarılarak aşındırılması ile meydana gelirler.
Şekil 149. Tabaka düzlükleri
140
4.5.2.4. Diğer arazi şekillileri
DIŞBÜKEY VE İÇBÜKEY: Eş yükselti eğrileri tepede birbirinden uzak ve aşağıda
birbirine yakınsa, eş yükselti eğrileri “dışbükey” bir eğimi gösterir (Şekil 149). Eş yükselti
eğrileri tepede birbirine yakın ve aşağıda birbirinden uzaksa, eş yükselti eğrileri “içbükey” bir
eğimi gösterir.
Dışbükey yapı
İçbükey yapı
Şekil 150. Dışbükey ve İçbükey arazi şekilleri
DOLGU VE YARMA: Arazinin belli bir genişlik ve yükseklikte doldurulması veya
kazılması sonucu ortaya çıkan arazi şeklidir.
Kazı
Kazı
Dolduru
Dolduru
Şekil 151. Dolgu ve yarma (Kazı-Dolduru)
4.5.3. Harita tasarlama ve çizimi
4.5.3.1. Özel işaretler
Haritaya geçirilen yeryüzü noktalarının ve bilgilerinin büyük bir kısmı "Özel İşaret"
adı verilen sembollerle gösterilir. Özel işaretler, haritanın türüne ve ölçeğine göre değişik
biçimlerde düzenlenmiştir. Haritanın ölçeği küçültüldüğünde, haritada görülmeyecek kadar
küçülen bilgiler özel işaretler sayesinde görülebilmektedir. Örneğin 5m. genişliğindeki bir
yolun 1/25.000 ölçekli bir haritada 0,1mm. genişliğinde bir çizgi ile gösterilmesi gerekecektir.
Harita ölçeği küçüldükçe gösterim güçlüğü daha da artacaktır.
141
Şekil 152. 1/25 000 ölçekli topoğrafik haritalardaki özel işaretler
4.5.3.2. Harita kenar bilgileri
Pafta bünyesini çevreleyen iç çerçeve çizgisi, dış çerçeve çizgisi ve bu çizgiler
arasında kalan bölüme kitabe denir.
Şekil 153. Harita kitabesi
142
Pafta adı ve numarası, paftanın üst kenarının ortasında gösterilir (Elbistan K-37). Pafta
numarası ayrıca sağ üst ve sağ alt kenardaki tanıtım panosunda da gösterilir. Ayrıca bütün
paftalar bir seri numarası ile belirtilir. Seri numarası; aynı ölçekte, aynı pafta bölümlemesine
göre yapılmış benzer haritaları tanımlamaya yarayan sayı veya harf gruplarıdır. Haritanın sağ
üst ve sağ alt kitabe dışı boşluğunda tanıtım panosunda yazılır (Seri: K-816)
143
Şekil 154. Haritalarda kitabe bilgileri
4.5.3.3. Harita yazıları
Haritaları isimlendirilmesi, haritaya çizilen detayların tanımlanması açısından çok
önemlidir. Harita yazıları; elle, yazı şablonlarıyla ya da önceden basılmış harflerin harita
üzerine yapıştırılması yoluyla yazılır.
Harita yazıları, haritanın ölçeğine ve türüne göre değişik karakter ve büyüklüktedirler.
Çok büyük ölçekli haritalarda yazı türlerinin ve yüksekliklerinin bütün ayrıntıları özel işaret
listesinde verilir. Küçük ölçekli haritalarda ise türleri ile yükseklikleri önceden saptanmış ve
yazılar standart biçime getirilmiştir. Çok küçük ölçekli coğrafya ve atlas haritalarında ise yazı
tipleri standart olup büyüklük için kesin bir tanımlama yoktur. Bu haritalarda genel ilke; yazı
konunun içine yazılıyorsa büyük kitap harfleri ile dışına yazılıyorsa ilk harf büyük olmak
üzere küçük kitap harfleri ile yazılır. Örneğin bir göl ismi, gölün sınırları içine yazılıyorsa
büyük, dışına yazılıyorsa küçük kitap harfleriyle yazılır. Yazı türleri de konulara göre şöyle
saptanmıştır:
•
•
•
•
Başlık yazıları; klasik bazlı yazı ile
Deniz ve göl isimleri; yatık yazı ile
Akarsular; italik yazı ile
Diğer yazılar ise; dik yazı karakteri ile yazılır.
Haritalarda yazıların okunuş yönüne uygun biçimde yazılmaları gerekir. Buna göre
yazı yönleri aşağıdan yukarıya, soldan sağa, sol aşağıdan sağ yukarıya ya da sol yukarıdan sağ
aşağıya doğru olmalıdır. Verilen ilkelere ters yöne yazılacak yazılar okumayı güçleştirir ve
haritayı kullanacak kimseyi yorar.
4.5.3.4. Harita yönü
Harita yönlerinden temel kuzey istikametleri anlaşılmalıdır. Herhangi bir noktayı
belirlemek, yerini tanımlamak için ortak bir başlangıç değerine gereksinim vardır. Aynı
şekilde bir istikameti tanımlamak için ise bir açı birimine, başlangıç notasına veya müracaat
noktasına ihtiyaç vardır. Açı birimi için üç ana başlangıç yönü vardır.
Herhangi bir doğrultunun iki yönü olup bu iki yön arasında 180o lik bir açı vardır.
Yönün tanımlanması veya ölçülebilmesi için bir başlangıcın kabul edilmesi gerekir. Kuzey
144
oku 0o veya 360o başlangıç oku olarak alınır ve yön değerleri açı ile ölçülür. Yön açısı kuzey
oku ile herhangi bir AB yön oku (gözetlenen yön) arasında kalan yatay düzlemdeki açıdır
Yön açısı (α) kuzeyden itibaren saat yelkovanı yönünde 0o den 360o ye kadar değerler alır.
Buna göre α = 0o veya 360o kuzey; α = 90o doğu; α = 180o güney ve α = 270o batı yönlerine
karşılık gelir.
Gerçek Kuzey (Coğrafi Kuzey; CN):
Yerküre üzerinde bulunan bir noktayı kuzey kutup noktasına birleştiren doğru
üzerinde bulunan ve kuzey kutup noktasına yönelik olan okun gösterdiği yöndür. 1/25 000
ölçekli haritalarda gerçek kuzey, sağ alt köşede üzerine bir yıldız konularak gösterilir.
Grid Kuzey (Harita Kuzeyi, GN):
Harita üzerindeki grid çizgilerinin gösterdiği doğrultudur. Elipsoit şeklindeki dünyada
boylam daireleri birbirlerine enlem daireleri gibi paralel değildir. Çeşitli boylam daireleri
üzerinde bulunan noktaları birleştiren doğruların iki ucundaki gerçek kuzey istikametleri de
birbirlerine paralel değildir. Fakat haritalardaki grid çizgileri, birbirine paralel olarak
çizilirler. Başlangıç boylamlarından doğuya ve batıya doğru gidildikçe gerçek kuzey ile grid
kuzeyi arasında meydana gelen açıya yaklaşma açısı denir. Topoğrafik haritalardaki dere, sırt,
tepe, taşlık, kayalık gibi araziler eş yükselti eğrileri ile gösterilmektedir. Belirli bir noktadan
başka bir noktaya giderken genellikle pusula kullanılmaktadır. Pusulanın kuzeyi manyetik
kuzeydir. Harita kuzeyi ise grid kuzeyi olduğuna göre arasındaki farkın hesaplanması gerekir.
Manyetik Kuzey (Pusula Kuzeyi, MN):
Arazi üzerinde belirli herhangi bir noktadan manyetik kutba yönelen doğrultudur.
Serbest bırakılan pusula ibresinin çevre manyetik alanlarından herhangi bir etkiye uğramadan
gösterdiği istikamettir. Manyetik kuzey, 1/25.000 ölçekli haritaların sağ alt köşesinde yer alır
ve yarım ok ile tanımlanır.
Şekil 155. Haritada kuzey işaretleri
Yeryüzünde herhangi bir bölgedeki grid kuzeyi ile manyetik kuzey arasındaki sapma
açısına iğne sapması; grid kuzeyi ile coğrafik kuzey arasındaki açıya boylam açınımı;
coğrafik kuzey ile manyetik kuzey arasındaki açıya da denklinasyon adı verilmektedir.
145
Harita üzerinde manyetik kuzeyi bulmak
Haritanın kuzey kenarında sağ üst köşeye yakın, derece taksimatlı sapma göstergesi
yer alır. Grid kuzeyi ile magnetik kuzey arasındaki ilgili yıl için hesaplanan açı değeri bu
göstergeden bakılarak işaretlenir. Haritanın güney kenarı üzerinde yer alan P noktası ile
birleştirilir. Çizilen bu doğru, o yıldaki magnetik kuzey hattı olup, pusulanın kuzey
göstergesinin çizilen bu doğrultuda olduğu kabul edilir ve bu sayede istenilen noktaların
yerlerini bulabilmek mümkün olur.
Örnek: Bir haritanın sağ alt köşesinde grid kuzeyi ile manyetik kuzey arasında
4 00’lık bir manyetik sapma olduğu ve 1955 yılı için ortalama 2 dakikalık artı yıllık değişim
miktarı olduğu verilmiştir. 2000 yılına kadar olan değişimi hesaplayınız?
o
(2000 − 1955) * 2 = 90 ’=1o 30’
2000 yılındaki değişim için bu miktara haritada verilen manyetik sapma eklenir;
4o00’ + 1o30’= 5o30’ elde edilir.
Paftanın sağ üst köşesindeki sapma göstergesi üzerinden
5o30’ noktası, güney kenarı üzerindeki P noktası ile birleştirilerek;
2000 yılındaki yıldaki manyetik kuzey hattı çalışmakta olduğumuz haritamızda
belirlenmiş olur. Pusulanın gösterdiği kuzey artık bu yöndedir.
Eğer ulaşılmak istenilen nokta ile harita üzerindeki belirgin nokta arasında grid kuzeyi
esas alınarak belirlenen açıklık açısı değeri 141o30’ olarak ölçülmüş ise,
141o30’ - 5o30’ = 136o00’ lık
Arazideki belirgin noktadan itibaren pusula kullanılarak ulaşılmak istenilen noktaya
doğru bu açı doğrultusunda gidilirse ulaşılabilir.
146
4.6. Harita Üzerinde Ölçmeler
Harita üzerinde bulunan yeryüzü bilgileri arasındaki uzunluk, açı, alan vb. büyüklükler
grafik yöntemler kullanılarak ölçülüp hesaplanabilir. Yol geçkisinin saptanması, sulamakurutma ağının genel etüdü, inşaat alanlarının etüdü ve benzeri incelemeler için düzeç eğrili
haritalardan yararlanılır. Bu yararlanmanın temeli arazinin topoğrafik yapısının düzeç eğrili
haritalar yardımıyla belirtilebilmesidir. Ayrıca, eşyükselti eğrili haritadan yararlanarak, iki
nokta arasındaki arazi profili hakkında, haritanın istenen bir kesimindeki ya da tümündeki
ortalama eğim hakkında, ek arazi ölçmesi yapmadan bilgi edinmek mümkündür.
Harita üzerinde ölçme yapılmasında oluşabilecek hatalar:
• Harita projeksiyonlarındaki deformasyonlar: Bu deformasyonlar özellikle çizim
ölçeğinin küçüklüğüne ve ölçmelerin genişliğine bağlı olarak önem kazanacak etkiler
yaparlar.
• Harita çizimindeki presizyon: Bu presizyon topoğrafik ölçmelere, kağıtta
işaretlemeye, çizimin ve genelleştirmenin doğruluğuna bağlıdır.
• Çizim kağıdının büzülmesi: Çizimde eğer çizgisel veya geometrik ölçek var ise,
bunlar da aynı büzülmeye uğrayacağından, herhangi bir düzeltmeye gerek kalmadan ölçüler
kıymetlendirilir.
4.6.1. Uzunluk ölçümü
Harita üzerinde ölçülen tüm uzunluklar yatay veya harita düzlemindeki uzunluklardır.
İki nokta arasındaki gerçek uzunluğun bulunması gerekirse noktalar arasındaki yükseklik
farkını da dikkate almak gerekir. Engebeli bir arazideki A ve B noktaları arasındaki gerçek
uzunluk "s", harita düzlemi üzerindeki "S" uzunluğundan daha büyüktür.
Harita üzerinde uzunluk ölçülmesi istendiğinde hassas bölümlü bir cetvel kullanılarak
uzunluğun iki uç noktası arasındaki uzaklığı okunur. Bu değer harita ölçeğine göre değiştirilir
ve projeksiyonunun türüne göre uzunluk deformasyonu ölçülen uzunluğa uygulanarak kenarın
gerçek değeri bulunur.
A
s
Arazi Yüzeyi
α
Harita Yüzeyi
B
S
Şekil 156. Arazi ve harita yüzeyi üzerindeki uzunluklar
s: İki nokta arasındaki haritada ölçülen uzaklık,
M: ölçeğin paydası olmak üzere iki nokta arasındaki gerçek yatay uzaklık (L),
L = L’ x M şeklinde hesaplanır.
Yahut da noktaların coğrafi koordinatları bulunur ve yatay uzunluk (L);
L2 = (x A -x B )2 + (y A -y B )2 formülünden hesaplanır.
147
Bazı durumlarda bu iki nokta arasındaki eğik uzunluk istenebilir. O takdirde iki
noktanın yükseklik farkı (h) = H A -H B şeklinde bulunur ve l eğik uzunluğu; l2 = L2 + h2
bağıntısından hesaplanır. Eğik uzunluk ile yatay uzunluk arasındaki fark göründüğü kadar
büyük değildir. Aralarındaki yükseklik farkı 200 m. olan iki nokta arasındaki topoğrafik
(yatay) uzunluk 1000m. ise buna tekabül eden gerçek (eğik) uzunluk 1019,8m. dir. Gerçek
uzunluğa bazı hallerde kuş uçuşu uzunluk da denir.
İki nokta arası, sivri uçlu bir pergel ile de ölçülebilir. Haritadan pergel yardımı ile
ölçülecek uzunluk çizgisel ölçek yardımıyla gerçek değerine dönüştürülür. Elde bir pergel
yoksa aynı AB uzunluğu bir kağıt şerit ve çizgisel ölçek ile de ölçülebilir.
Harita üzerinde düz uzunluklar ender hallerde bulunur. Akarsular, yollar, sınırlar,
şekiller vb. eğri veya kırıklık gösteren çizgiler şeklindedir. Bunların ölçülmesi farklı metotlar
kullanılarak yapılabilir.
Kırık harita uzun1uğu bölümlere ayrılır ve her bölüm uzunluk doğrusal kabul edilir.
Pergelin iki ucu, çizgisel (veya geometrik) ölçekten, açılabilecek en ufak aralık kadar açılır.
Sabit tutulan bu açıklık, ölçülecek uzunluğun üzerinde, pergelin iki ucu ile uygulanır. Her
pergel adımı sayılır ve bu sayı pergel arasının sabit açıklık değeri ile çarpılarak gerçek
uzunluk bulunur
Harita üzerindeki düz uzunlukları herhangi bir cetvelle ölçmek mümkündür. Yatay
arazi uzunluğu, harita üzerinde ölçülen uzunluğun ölçek sayısı ile çarpılmasıyla bulunur.
Ayrıca çeşitli ölçeklere göre düzenlenmiş ölçekli cetveller mevcuttur. Bu cetveller genellikle
üçgen prizma biçiminde olup prizmanın her yüzü iki farklı ölçeğe göre düzenlenmiştir. Arazi
uzunluğu belirlenecek haritanın ölçeğine göre cetvelin uygun ölçekli bölümü seçilerek
ölçülecek uzunluğa tatbik edilir ve doğrudan arazi uzunluğu bulunmuş olur.
Harita üzerindeki uzunluklar, çoğu zaman harita üzerindeki grid koordinat kareleri
yardımıyla da tahmin edilebilir. Bu durumda dikkat edilmesi gereken, haritanın ölçeğine göre
kare çizgileri aralıklarının değiştiğidir.
4.6.2. Açı ölçümü
Harita üzerinde yatay açı ölçülmesi için açının kenarlarını oluşturan doğrultuların
ölçülüp projeksiyona göre bu doğrultulara uygulanacak redüksiyonların hesaplanması gerekir.
Açıklık açısı bir iletki ile ölçülebilirken düşey açılar dolaylı olarak belirtilebilir. İki komşu
nokta arasında yatay uzunluk (L) ve yükseklik farkı Δ
( h) hesaplandıktan sonra eğim açısı (α)
şu şeklinde hesaplanabilir:
Δh = h A - h B
tg α =
∆h
L
4.6.3. Koordinatların belirlenmesi
Büyük ve orta ölçekli haritalarda jeodezik koordinatların, küçük ölçekli haritalarda ise
çoğu kez coğrafi koordinatların ölçülmesi ve taşınması söz konusu olur. Seçilen bir nokta bir
boylam ile bir enlemin kesişme noktası ise koordinatları o enlem ile boylamın değerlerini alır.
Eğer nokta iki enlem ya da iki boylam arasında kalırsa koordinatları enterpolasyonla bulunur.
4.6.4. Nokta kotlarının belirlenmesi
Harita üzerindeki bulunan bir noktanın, denizden olan yüksekliğini bulmak için,
ortalama deniz seviyesi ile bu nokta arasındaki farkın belirlenmesi gerekir. Bu fark değeri,
148
harita üzerindeki noktanın rakımını gösterir. Rakımı bulunacak nokta, eşyükseltilerin üzerinde
yer almış ise eşyükseltilerin değer artışı ve alçalışı göz önüne alınarak rakım bulunur. Harita
üzerindeki bir noktanın kotu, o noktanın arasında kaldığı iki eşyükselti eğrisi arasında lineer
enterpolasyon ile bulunur.
Örnek: Yükseklikleri 1010m ve 1020m olan iki eşyükselti eğrisi arasında kalan bir A
noktasının yüksekliğini bulunuz? A noktasının 1010m yükseklikteki eşyükselti eğrisine
uzaklığı 4mm iken 1020m yükseklikteki eşyükselti eğrisine mesafesi 14mm’dir.
10 m. lik eşyükselti farkı
X m. lik
X=
“
“
18 mm
4 mm
ise
olur.
(10 * 4) = 40 = 2.2 m
18
18
Netice olarak, N noktasının rakımı; 1010 + 2.2 = 1012.2 m
4.6.5. Eğim ölçümü
Eğimi belirlenmek istenen alanın eşyükselti eğrili haritasında en yüksek ve en düşük
yükseltisi okunur. Bu yükseltilerin farkı alınarak kot farkı (h) hesaplanır. Alanın iki ucu
arasındaki mesafe (l) cetvelle ölçülür ve harita ölçeğine göre arazi uzunluğuna çevrilir.
Bulunan kot farkının iki nokta arasındaki yatay uzunluğa bölünmesi ile eğim yüzde oranı
veya açı oranı olarak hesaplanır.
Haritalarda eşyükselti eğrileri paftanın her yerinde aynı aralıkta değildir. Bu nedenle
eğim hesabında muhtelif eğimlerle karşılaşırız. Eşyükselti eğrileri arasındaki mesafeler
birbirlerine eşit uzaklıkta ise arazide düzgün bir eğimden söz edilir. Eşyükselti arasındaki
uzaklıklar farklı ise böyle arazilerde çeşitli eğimler vardır ve eğim hesaplamalarında bunların
ortalaması alınır. Bunun gibi çeşitli eğimlerin bulunduğu noktalar arasındaki gerçek eğimi
bulmak istersek, bu eğimlerin hepsini ayrı ayrı hesaplamak gerekir.
Ortalama eğimi hesaplanacak arazide, çok sayıda kesit alınarak her birinin eğim değeri
hesaplanabilir. Alınan kesitler alındıkları arazinin eğimini karakterize edecek uzunlukta
alınmalıdır ve her kesitin parçacıkları farklı eğimde ve uzunlukta olduklarından ortalama
eğimin ağırlıklı ortalama ile hesaplanması gerekir. Arazide alınan kesitlerde her kesit
kenarının uzunluğu sırayla S 1 , S 2, S 3, ………., S n bu parçalara ait eğimler % olarak e 1 , e 2 , e 3
,……., e n ise;
e ort =
(e1 * S1 + e2 * S 2 + ......... + en * Sn )
(S1 + S 2 + ...... + Sn )
biçiminde hesaplanılır.
4.6.6. Alan hesabı
Harita üzerinde alan hesaplamasında genellikle şeffaf milimetrik bölümlü kareler ağı,
noktalı saydam şablon ya da planimetre aleti gibi metotlar kullanılır. Harita üzerindeki alan
geometrik şekillere benzer ise parselin alanı; üçgen, kare, dikdörtgen, yamuk vb. düzgün
şekillere bölünür. Bölünen şekillerin alanları ayrı ayrı hesaplanarak toplandığında istenilen
şeklin alanı bulunmuş olunur. Harita üzerinde kenarları eğri çizgilerden oluşan düzensiz
şekillerin alanlarının ölçülmesinde büyük oranda planimetre kullanılır. Planimetreler kutupsal
149
ve dijital olmak üzere iki çeşit olup hassasiyeti yüksek durumlarda dijital planimetreler
kullanılır..
Haritanın yapımında genellikle deniz seviyesindeki uzunluklar esas alındığında
haritalardan elde edilen uzunluk ve alan büyüklüklerinin de bu düzeyde olacağı açıktır.
Ölçülen kenar ve alanın bölgenin bulunduğu yükseltideki değerleri istenirse;
L = L 0 *(1+
H
)
R
F= F 0 *(1+2*
H
) bağıntıları ile hesaplanır. Burada;
R
H: kenarın yahut alanın ortalama yüksekliğini,
L 0 ve F 0 : deniz seviyesindeki uzunluk ve alanı,
L ve F: ortalama H yüksekliğindeki uzunluk ve alanı göstermektedir.
4.6.7. Hacim hesabı
Herhangi bir doğal gölün, baraj yapılacak bir vadinin veya arazideki tepe şeklindeki
bir çıkıntının hacmi düzeç eğrili haritadan yararlanarak hesaplanabilir. Enkesitlerde alan
hesabına benzemekte olup kullanılan bağıntılar burada da geçerlidir. Yalnız, enkesit
alanlarının yerini, eşyükseklik eğrilerinin çevrelediği alanlar (A), enkesitler arasındaki
uzaklığın yerini ise eşyükseklik eğrileri arasındaki yükseklik farkları (h) almıştır. Eğrilerin
çevrelediği alanlar planimetre aleti ile bulunmaktadır. Düzeç eğrinin içinde kalan ve
birinciden h kadar küçük değerli ikinci düzeç eğrinin o bölge içinde çevrelediği A 2 alanı da
haritadan hesaplanır. Aynı biçimde düzeç eğrilerin sınırladığı diğer alanlar da bulunur.
A + An
A1 + A2 A2 + A3
+
+……..+ n −1
)
2
2
2
A1
V= h*(
+A 2 +A 3 +……..+A n-1 +A n )
formülü ile hesaplanır.
2
V = h*(
Burada;
V: hacim
A 1 : en yüksek değerli düzeç eğrinin kapladığı alan,
A n: en düşük değerli düzeç eğrinin kapladığı alan.
İki eş yükseklik eğrisi arasındaki hacim, (h) eğriler arasındaki yükseklik farkını
göstermek üzere;
V=
F1 + F 2
* h bağıntısı ile bulunur.
2
150
5. COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ (CBS)
Coğrafi bilgi sistemleri, dünya üzerinde karmaşık sosyal, ekonomik ve çevresel v.b.
sorunların çözümüne yönelik büyük hacimli coğrafi verilerin; depolanması, işlenmesi,
mekansal analiz ve sorgulamalar ve buna bağlı olarak çok çeşitli görüntüleme işlemlerini
yapabilmek için geliştirilmiş donanım, yazılım ve yöntemler sistemidir.
Coğrafi Bilgi Sistemi; coğrafya, bilgi, coğrafi bilgi, sistem ve bilgi sistemi
kavramlarından oluşur.
Coğrafya; yeryüzünde herhangi bir bölgenin, fiziksel ve beşeri (insanla ilgili)
özelliklerinin bütünüdür.
Bilgi kavramı; "objektif gerçeğin belli bir kısmına ait ifadeler" olarak
tanımlanmaktadır. Objektif gerçek olarak "köprü" alınırsa, bu köprünün "yüksekliğine" ilişkin
"20m." ifadesi bilgidir. Bilginin temsil biçimi veri olarak adlandırılmaktadır. Örneğin, bir
binanın alanı hakkındaki bilgiyi temsil eden "1000" sayısı bir veridir. Harita üzerinde araz
üzerindeki tel çitin konumunu gösteren “bir çizgi“ bilgiyi temsil eden bir veridir. Türkiye'nin
coğrafyası denildiğinde, Türkiye'nin yeryüzünde kapladığı bölgenin fiziksel ve beşeri
özelliklerinin bütünü anlaşılmaktadır.
Coğrafi veri; coğrafi bilginin bilgisayar ortamında temsil ediliş biçimidir. Veriler
nokta, çizgi, veya alanlar şeklinde “vektör” yapıda temsil edilerek depolanabileceği gibi
hücreler şeklinde “raster” yapıda da temsil edilebilmektedir.
Sistem; belli bir işlevi yerine getirmeyi amaçlayan bileşenlerin bütünüdür. Örneğin;
üretim sistemi gibi.
Bilgi Sistemi; "haberleşme ile bilginin bir kişiden başka bir kişiye iletilmesinde
kullanılan araçtır“.
CBS'nin temel amacı; bilgisayar destekli harita üretimi, konumsal veri tabanı yönetimi
ve kartografik modellendirme olarak üç gruptan oluşan işlevsel alanlarda konumsal verilerin
işlenmesidir. Bilgisayar destekli harita üretimi (otomatik kartografya) ile çeşitli harita ürünleri
elde edilmektedir. Bu işlemler genellikle sayısal harita bilgilerinin toplanması ve
sunulmasından oluşmaktadır.
Gerek günlük yaşamda gerekse çeşitli hizmet, yönetim ve karar organlarında ihtiyaç
duyulan bilgilerin içerisinde konuma bağlı bilgiler önemli bir yer tutmaktadır. Bilgisayar
yazılım ve donanımlarında meydana gelen gelişmeler sonucu ortaya çıkan Coğrafi Bilgi
Sistemleri (CBS) günümüzde birçok alanda kullanım olanağı bulmuştur. Harita, plan gibi
ortamlar üzerinde yol, nehir, bina vb. dünya varlıklarına ait grafik gösterimler ile çeşitli basılı
materyal ve formlar üzerinde yer alan nüfus sayımı, hava sıcaklığı, seçim oy yüzdeleri, vb.
varlık ve olaylar hakkındaki rakamlar ve yazılar, konuma bağlı olduklarından coğrafi bilgi
niteliğindedir. Yeryüzünün en önemli doğal kaynaklarından biri olan ormanların işletilmesi,
planlanması ve yönetimini konu alan ormancılık ise coğrafi bilgi sistemlerinin en önemli
uygulama alanlarından birini oluşturmaktadır.
Günümüzde coğrafi bilgiler, grafik ve grafik olmayan (öznitelik) bilgiler olarak ikiye
ayrılır. Grafik bilgiler için Bilgisayar Destekli Tasarım Sistemleri kullanılırken grafik
olmayan bilgiler için Veri Tabanı Yönetim Sistemlerinden yararlanılmıştır. Bu tür sistemler,
coğrafi bilgilerin toplanması, depolanması, işlenmesi ve sunulmasında tatmin edici sonuçlar
verirken; bu bilgilerin analizinde yetersiz kalmıştır. Bu nedenle kullanıcıların konuma dayalı
kararlar vermelerine yardımcı olma amacını tam olarak karşılayamamıştır. Bunun sonucu
olarak grafik ve grafik olmayan verileri ve bu veriler arasındaki mantıksal ve topolojik
151
ilişkileri bütünleşik olarak işleyebilme ve böylece konuma dayalı analizleri gerçekleştirme
olanağına sahip “Coğrafi Bilgi Sistemi” (CBS) teknolojisi geliştirilmiştir.
Şekil 157. Coğrafi bilgi sisteminde veri tipleri
Sayısal harita, çeşitli kaynaklardan toplanan; nokta, çizgi ve alan verilerinin ne
olduğunu belirten, renk ve sembol bilgilerinin depolanmasıyla oluşturulan kütüklerdir. Genel
olarak bilgisayar destekli sayısal haritalarda bulunan bütün olanaklar CBS’lerde de bulunur.
Ancak temel yaklaşım açısından CBS’lerde sayısal haritalara göre birçok başka özellik daha
bulunur. Bu farklılıklar; içerik zenginliği, gelişmiş veri yapısı olanakları, gelişmiş analiz
dönüşüm ve sorgulama olanakları şeklinde sıralanabilir.
5.1. Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Bileşenleri
CBS'nin kurulması ve işletilmesi için temel hammadde “veriler”dir. Sistemin toplam
maliyetinin yaklaşık %75’ini verilerin elde edilmesi, disipline edilmesi ve depolanması
oluşturmaktadır. CBS’nin kurulum aşamasında sistem analizi çalışmalarıyla eşzamanlı olarak
donanım-yazılımın temini, kalifiye personel istihdamı ve eğitimi çalışmaları kademeli bir
şekilde yürütülmelidir. CBS’nin donanım, yazılım, veri, yöntem ve insan olmak üzere 5 temel
bileşeni vardır.
Şekil 158. CBS bileşenleri
152
5.1.1. Donanım (Hardware)
CBS'nin işlemesini mümkün kılan bilgisayar ve buna bağlı yan ürünlerin bütünüdür.
Yan donanımlar; yazıcı, çizici (plotter), tarayıcı, sayısallaştırıcı (digitizer), veri kayıt üniteleri
(data collector) gibi bilgi teknolojisi araçlarıdır. Günümüzde, merkezileştirilmiş bilgisayar
sistemlerinden masaüstü bilgisayarlara, kişisel bilgisayarlardan ağ (network) donanımlı
bilgisayar sistemlerine kadar çok değişik donanımlar mevcuttur
5.1.2. Yazılım (Software)
Coğrafik bilgileri depolamak, analiz etmek ve görüntülemek gibi ihtiyaç ve
fonksiyonları kullanıcıya sağlamak üzere, yüksek düzeyli programlama dilleriyle
gerçekleştirilen algoritmalardır. Yazılımların pek çoğu ticari amaçlı olup üniversite ve
araştırma kurumlarınca yapılan eğitim ve araştırmaya yönelik olanları da mevcuttur. En
popüler CBS yazılımları; Arc/Info, ERDAS Imagine, Intergraph, MapInfo, Idrisi, Grass vb.
CBS yazılımında olması gereken temel unsurlar;
- Coğrafik veri/bilgi girişi ve işlemi için gerekli araçlar,
- Veri tabanı yönetim sistemi,
- Konumsal sorgulama, analiz ve görüntüleme
- Ek donanımlar ile olan bağlantılar için ara-yüz desteği,
şeklinde sıralanabilir.
5.1.3. Veri (Data)
Grafik yapıdaki coğrafik veriler ile tanımlayıcı nitelikteki öznitelik verileri gerekli
kaynaklardan toplanır ya da satın alınır. CBS konumsal veriyi diğer veri kaynaklarıyla
birleştirebilir. Böylece birçok kurum ve kuruluşa ait veriler organize edilerek konumsal
veriler bütünleştirilebilir. Veri, CBS için temel öğe olup elde edilmesi en zor bileşendir.
5.1.4. Yöntem
CBS'nin kurumlar içerisindeki birimler veya kurumlar arasındaki konumsal bilgi
akışının verimli bir şekilde sağlanabilmesi için gerekli kuralların yani metotların geliştirilerek
uygulanıyor olması gerekir. Konuma dayalı verilerin elde edilerek kullanıcı talebine göre
üretilmesi ve sunulması mutlaka belli standartlar yani kurallar çerçevesinde gerçekleşir.
Genellikle standartların tespiti şeklinde olan bu uygulamalar bir bakıma kurumun yapısal
organizasyonu ile doğrudan ilgilidir
5.1.5. İnsan
CBS kullanıcıları, sistemleri tasarlayan ve koruyan uzman teknisyenler ve günlük
işlerindeki performanslarını artırmak için bu sistemleri kullanan kişilerden oluşan geniş bir
kitledir. CBS'nin gelişmesi; kullanıcıların ona sahip çıkmalarına ve konuma bağlı her türlü
analiz için CBS'yi kullanma yeteneklerini artırmalarıyla mümkün olabilecektir.
5.2. Coğrafi veri yapıları
Coğrafi Veriler, bilgisayarda depolama tekniği açısından vektör ve raster (tarama)
olmak üzere iki ayrı yapıdadır.
153
Vektör veri yapısında; nokta detaylar, koordinat çiftleri; çizgi detaylar, çizgi
üzerindeki noktalar zinciri ile; alan detaylar ise, alanı çevreleyen çizgiler ile temsil edilirler.
Raster (tarama) veri yapısında ise tüm detay türleri, koordinatları (satır ve sütun numaraları)
bilinen resim elemanları (pikseller) ile temsil edilirler.
Şekil 159. CBS veri yapıları
Bir harita paftasının kapladığı alan, raster veri yapısında N x M'lik bir grid ağından
oluşur. Grid ağı içerisinde yer alan her bir hücre (piksel), harita üzerinde ayırt edilebilen en
küçük elemanı temsil eder. Nokta detaylar tek bir grid hücresi ile; çizgi detaylar, üzerindeki
grid hücreleri ile; alan detaylar ise, bu alanı kaplayan grid hücreleri ile temsil edilirler.
Her bir piksel tek bir değer içerir. Pikselin minimum linear boyutuna “çözünürlük”
denir. Piksel boyutları küçüldükçe çözünürlük artar ve veri depolama hacmi oldukça
büyümektedir. Raster veri yapısı kullanılarak temsil edilen coğrafi varlıklara ilişkin küçük
grafik özellikler kaybolur. Piksel boyutları büyüdükçe veri kaybı artar.
Bindirme (overlay), alan hesabı, yakınlık analizi vb. fonksiyonlar raster veri
yapılarında zor iken, vektör veri yapısında kolaydır. Vektör veri yapısı gerçek dünyayı iyi
yansıtır, ancak karmaşıktır. Her iki tür yapıdaki verilerin birbirine dönüşümü mümkündür.
5.3. Ormancılık Alanında CBS Uygulamaları
Ormancılıkta yapılan tüm faaliyetler planlara dayalı olarak gerçekleştirilmektedir. Bu
nedenle ormancılıktaki en önemli coğrafi bilgi altlıkları haritalar ve planlardır.
Orman Envanteri: Doğal gençleştirmenin başarısının tespit etmek için önceden
kesilmiş meşcerelerin konumunu ve dağılımını gösteren haritalar
154
Şekil 160. CBS ortamında orman envanter haritası
Orman Koruma ve Yangın Yönetimi: Geniş alanları kaplayan orman alanlar için
yangın, böcek zararları, mantar zararları ve erozyon kontrol çalışmaları için haritaların
geliştirilmesi,
Şekil 161. Türkiye ormanlarında yangın risk haritası
Yetişme ortamı envanteri: Yetişme ortamını etkileyen faktörlerin -iklim, toprak örtüsü,
vejetasyon- haritalanması
Yaban Hayatı: Özellikle nesli tükenmekte olan hayvanların yaşam alanlarını
belirleyerek haritalandırılması
Ayrıca orman yönetim planlaması, orman ulaşım tesisleri planlaması, üretim ve taşıma
planlaması ve orman kadastrosu yer alır. Bunların dışında; eğim-bakı hesapları, peyzaj
planlaması, milli parklar, arazi örtüsü ve toprak haritaları gibi çalışmalarda da CBS yaygın
olarak kullanılmaktadır.
5.4. CBS Ortamında Sayısal Haritaların Hazırlanması ve Kullanılması
Orman mühendisliğinde gerek planlama ve gerekse projelendirme çalışmalarında arazi
ve araziye dayalı veriler kullanılmaktadır. Genel olarak bütün orman mühendisliği
uygulamaları 1/25000 ölçekli Standart Topoğrafik Haritalar esas altlık kabul edilerek plan ve
projelendirilir. Bu açıdan bakıldığında orman mühendisliği harita üzerinde başlar denilebilir.
Bu nedenle ormancılıkta harita kullanımı son derece önemlidir.
155
Sayısal haritalar, çeşitli kaynaklardan toplanan; nokta, çizgi ve alan verilerinin ne
olduğunu belirten renk ve sembol bilgilerinin depolanmasıyla oluşturulan kütüklerdir.
Günümüzde, bilgisayar ve yazılım teknolojisinde ulaşılan seviyeye paralel olarak artık bütün
plan ve proje çalışmalarında CBS ve önemli bileşeni olan sayısal haritalar kullanılmaktadır.
Sayısal haritalar, basılı kağıt haritalar CBS araçları kullanılarak sayısal hale
getirilebildiği gibi doğrudan arazi ölçümleri ile elde edilen verilerin CBS de yapılandırılması
ile de elde edilebilir. Bunların dışında yine çağımızın önemli bir veri elde etme aracı olan
uzaktan algılama yöntemi ile elde edilen uygu görüntülerinin işlenmesi ile de oluşturulabilir.
5.4.1. Standart topoğrafik haritaların sayısallaştırılması
Basılı haritaların CBS ortamında tanımlanması ve kullanıma hazır hale getirilmesi için
öncelikle haritaların taranarak resim formatına dönüştürülmesi gereklidir. Bunun için büyük
boyutlu renkli tarayıcılar kullanılmaktadır. Tarama çözünürlükleri kullanım amacına göre
tercih edilebilir. Özellikle mülkiyete konu çalışmalarda yüksek çözünürlükler tercih edilmesi
gerekirken, diğer planlama çalışmalarında düşük çözünürlükler yeterli olmaktadır.
Tarama işlemi ile resim haline dönüştürülen haritalar coğrafi bilgi sistemleri içerisinde
raster formatı ile isimlendirilirler ve kullanılırlar. Resim formatı Windows işletim sisteminde
“.tif” veya “.jpg” uzantılı olabilirler. Resim formatındaki haritanın koordinat değerleri
girilerek sayısal halde kullanımı için dönüşüm yapılması gereklidir.
Netcad yazılımında raster harita resimlerinin dönüşümlerinin yapılması için
Raster/Register (2 nokta) işlemi kullanılır. Dönüşüm işlemi, en az dört nokta verilerek, pafta
köşe koordinatlarını ekrandaki pafta pindeksinden okutarak ya da koordinatsız olarak yapılan
1-1 dönüşüm yöntemleri olmak üzere 3 değişik şekilde yapılabilmektedir.
Bu ders kapsamında en az dört nokta girilerek yapılan dönüşüm işlemi anlatılacaktır.
Bu amaçla kullanılacak noktalar, harita üzerinde bulunan ve koordinatları bilinen (paftaların
köşe koordinatları, gridler, poligon ya da nirengi noktaları) noktalar olarak seçilebilir.
Yazılımda Raster/Register işlemine girilerek buradan Raster Yükle arayüzü ile tarayıcıdan
(scanner) taranmış olan (.tif formatı) pafta bilgisayarda bulunarak yüklenir.
156
Şekil 162. Netcad programında raster harita ekleme
Yükleme işlemi sırasında haritanın grafik ekranda ekleneceği alan öncelikle sol alt
köşe ve sonrasında sağ üst köşe olarak işaretlenmesi gereklidir. Bu işaretlemeden sonra çıkan,
mesajda hayır seçeneği tıklanmalıdır.
Paftanın eklenmesinden sonra noktaların koordinat değerlerini tanımlamak için
Raster/Raster Dönüştür işlemi uygulanarak Şekil 156’daki iletişim arayüzü açılır.
Şekil 163. Raster/Raster dönüştür işlemi arayüzü
Raster Dönüştür arayüzünde Dönüşüm Yöntemi hanesinde Affine Dönüşümü,
Enterpolasyon Yöntemi bölümünde ise Bilineer yöntemleri seçilir.
157
Şekil 164. Raster/Raster dönüşüm ve enterpolasyon yöntem seçme arayüzü
Daha sonra, noktalar bölümünde farenin sağ tuşu tıklanarak çıkan menüden Nokta
Ekle komutu seçilir. Harita üzerindeki koordinatı bilen nokta üzerine zoom yaparak yeteri
kadar hassasiyet sağlanıncaya kadar büyültme uygulanır ve nokta işaretlenir. İşaretlemeden
sonra boşluk tuşuna tıklanarak çıkan menüden xyz seçilir;
Şekil 165. Koordinat hesaplama arayüzü
arkasından değişen menüde işaretlenen noktanın, pafta kenarında yer alan UTM
koordinatları Sağa değer (Y) ve yukarı değer (X) olarak girilir. Z değeri yükseklik değeridir.
Bilinen yükseklik değerleri girilebilir.
+
Şekil 166. Raster haritaya dönüşüm noktası ekleme
İlk nokta değerinin girilmesinden sonra paftanın ekrandan kaydığı görülür. Tekrar
ekrana çağırmak için Daha sonra sırası ile paftanın yaklaşık olarak 4 köşe noktalarına yakın
bölümlerindeki grid noktaları kullanılarak tanımlama tamamlanır. Görüntü / Tümünü Gör
158
komutları uygulanır ve ikinci nokta üzerine gidilerek önceki aşamada yapılan işlemler
tekrarlanarak koordinat tanımlaması yapılır. En az 4 nokta tanımlaması yaptıktan sonra Raster
Dönüştür menüsü tıklanarak girilen nokta değerleri ile ortalama hata değerleri bilgileri kontrol
edilir.
Şekil 167. Koordinat dönüşüm noktası kontrolü
Pafta üzerindeki noktaların gerçek koordinat değerleri verildikten sonra bunların
dönüşüm işlemi öncesinde ortalama hata oranlarının raporu alınır. Bu rapor doğrultusunda
yeni nokta eklenir ya da çıkartılır. Dönüşümde hata oranı paftanın ölçeğine göre belirlenir.
Hata hesaplamasının en kolay yöntemi:
Hata = Göz Yanılması * Ölçek (Göz yanılması değeri 0.2mm’dir.)
Buna göre 1/25000 ölçekli standart topoğrafik haritada hata değeri:
Hata = 0,2 * 25000 = 5000mm, 5m’ dir.
159
Hesaplanan ortalama hata değerinin 5m’nin altında olmasına dikkat edilmelidir. Eğer
daha yüksek bir hata değeri varsa, bu haritanın taranması veya resmin ekrana tam olarak dik
yerleştirilememesinden kaynaklanabilir. Bu durumda hata Hata Y ve Hata X değerleri kontrol
edilerek belirlenen hata miktarına göre Harita Koordinatları ikinci işlem olarak düzeltilir.
Hata değerlendirmesinden sonra, Dönüştür kutucuğu tıklanarak resim formatındaki
harita Netcad raster haline yani koordinat değerli sayısal harita haline “.dre” uzantısı ile
dönüştürülür.
Bilgi olarak dönüşüm hata oranı verilir. Daha sonra değişiklik onayı istenir. Burada
haritanın kayıt yeri seçilerek Tamam kutucuğu tıklanır.
İşlem tamamlandıktan sonra, Raster/Raster Yöneticisinden, raster üzerine sağ fare
tıklaması ile açılan menüden Özellikler seçilerek Projeksiyon tanımlaması yapılır. Burada
tanımsız olarak görülen projeksiyon kutucuğunun sonunda yer alan “…” kısmı tıklanarak
tanımlama yapılır.
160
Şekil 168. Sayısal haritada projeksiyon tanımlaması
Standart Topoğrafik Haritalar (UTM) Universal Transvers Merkator 60 ve Datum
olarak da EUROPEAN 1950 değerlerinde üretildiklerinden bu değerlerin seçilmesi gereklidir.
Ekran yenilenerek harita kullanımına geçilebilir. Dilim No tıklandığında ise çıkan Türkiye
haritasında paftanın ait olduğu kare işaretlenerek bu değer ve Dilim Orta Meridyeni belirlenir.
Şekil 169. Sayısal haritada projeksiyon parametreleri penceresi
161
Bundan sonra uygula komutu kullanılarak projeksiyon tanımlama işlemleri
tamamlanır. Tanımlama tamamlandıktan sonra sayısal haldeki harita kullanıma hazır hale
gelmiş olur.
Şekil 170. Sayısal haritada detay koordinatlarının belirlenmesi
Koordinatları verilerek yapılan dönüşümle elde edilen haritada kursor hareket
ettirildikçe yazılımın üst kısmında bulunan Koordinat Panelindeki Y ve X değerlerinin
değiştiği ve kursorun bulunduğu noktanın koordinat değerlerini gösterdiği görülür. Bu
bölümde haritanın o andaki büyültme veya küçültme durumuna (ekrandaki görünüme göre)
göre haritanın ölçeğinde görülebilir. İstenen ölçek bu bölüme tıklanarak anında değiştirilebilir
ve ekran görüntüsü bu ölçeğe göre yeniden otomatik olarak düzenlenebilir.
162
Şekil 171. Sayısal haritada ölçek belirlenmesi
5.4.2. CBS ortamında sayısal topoğrafik haritaların kullanılması
Sayısal haritalar üzerinde, araziden elde edilen detayların işaretlenmesi ve noktaların
birleştirilmesi ile elde edilen detay uzunlukların belirlenmesi, kapalı alanların yüz ölçüm
hesaplanmaları, yükseklik modelleri ile eğim ve hacim hesaplamaları vb. işlemlerin yapılması
klasik baskı haritalara göre çok yüksek hassasiyetle gerçekleştirilmesi mümkündür.
CBS yazılımları ile her türlü haritanın başlık, özel işaretler ve boyama işlemleri
kolaylıkla yapılabilmektedir. Sayısal olarak hazırlanan bu haritaların basım işlemleri ise harita
çizicileri sayesinde dakikalar ile ifade edilebilen sürelerde gerçekleşmektedir. Haritaların
çoğaltılması ise sınırsız sayıda orijinal kopya şeklinde gerçekleştirilmektedir.
CBS yazılımlarında alan ölçümleri, program tarafından otomatik olarak yapılmakta
olup hata oluşmamaktadır. Bütün hesaplamalar koordinat geometrisi ile yapılmaktadır. Bu
değerler, her haritanın öznitelik bilgilerinin kayıt edildiği tablolarda yer alır. Değerlerin
toplanması veya sorgulanması yine programın fonksiyonlarından olan istatistik modülü
aracılığı ile yapılmaktadır. CBS ortamında kullanılan haritalar aşağıdaki ana başlıklarda
toplanabilir:
• Kadastral amaçlı haritalar
• Hizmet amaçlı haritalar (gaz, su, atık su, elektrik, telefon, kablolu yayın vb)
• Sosyo-ekonomik amaçlı haritalar (nüfus, altyapı, yerleşim, iş dağılımı, öğretim, tarım
vb konularda ilgili istatistiklerden türetilen haritalar)
• Çevre amaçlı haritalar (bitki örtüsü, toprak, hidroloji, jeoloji, orman vb)
• Diğer haritalar (su kirliliği, hava ve toprak kirliliği gibi kaynakların kullanımı veya
özellikle yanlış kullanımı ile ilişkili haritalar)
Kadastro ve hizmet amaçlı haritalar genellikle büyük ölçeklidirler. Coğrafi konumsal
analizde ise genellikle küçük ölçekli haritalar kullanılır. CBS ortamında konumsal veri ile
çalışırken “Ne?, Nerede?, Ne zaman?” gibi üç temel sorgulama türü ile karşılaşılır:
5.4.3. Sayısal yükseklik modeli ve sayısal arazi modeli
Sayısal yükseklik modeli (SYM), yeryüzü topoğrafyasını en sade şekilde X, Y
planimetrik ve Z yükseklik değeriyle üç boyutlu olarak ifade eden modeldir. Bir SAM,
topoğrafya üzerindeki bina, bitki örtüsü, orman v.b. farklı yükseklik değerlerine sahip
detayları içerirken SYM’ler bu detayları tümden elemine ederek yalnızca çıplak yeryüzünü
yansıtan modeli sunarlar. Tüm bu özellikleriyle SYM’ler yeryüzü topoğrafyasını en basit
şekilde yansıtan en genel ve yaygın model olarak tanımlanmaktadırlar.
(SAM)
(SYM)
163
Şekil 172. Aynı bölgeye ait SAM ve SYM görüntüleri
Günümüzde SYM’ler, özellikle mühendislik, coğrafi bilgi sistemleri, doğal
kaynakların yönetimi, proje planlama çalışmaları gibi birçok alanda kullanılmaktadır.
Ormancılıktaki kullanım alanları ise arazi tanımlaması, nokta yükseklikleri, eğim, mesafe
sorgulamaları, hidrolojik etmenlerin modellenmesi, kartoğrafya, orman yangınları, sel
yönetimi, erozyon kontrolü, orman yolları için yer seçimi şeklinde sıralanabilir.
5.5. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve Küresel Konum Belirleme Sistemi (GPS)
Uygulamaları
GPS'in coğrafi verilerin koordinat tespitindeki başarısı, CBS için veri toplamada ön
plana çıkmaktadır. Doğal kaynaklar coğrafik olarak dağıldığından GPS ile CBS veri tabanına
veri girişi bağımsız olarak arazide kullanılabildiğinden kolaylık sağlamaktadır. Nispeten ucuz
olan GPS alıcıları doğru veri elde edilmesi ve özellikle konumsal hataların düzeltilmesinde
farklılıkların giderilmesi gibi özellikleri bulunduğundan coğrafik objelerde etkili bir şekilde
kullanılabilir. Çeşitli gerçek zaman farklılık düzeltici alıcıları sayesinde kullanıcılar arazide
çok hassas olan 1 ile 15 m arasında değişen doğrulukta ölçüm yapılabilmektedir.
Mobil hesaplamalardaki ilerlemeler, arazide çalışan personele doğrudan masa üstü
bilgisayarlardaki gibi veri elde etme, analiz ve karar desteği gibi çalışma gücü vermektedir.
Veri girişi yapan donanımlar arazide çalışma gücü, ergonomi ve etkinliği geliştirmektedir.
Bu teknolojilerin entegrasyonu veri toplama etkinliği gibi arazi verilerinin doğruluğu
ve kalitesini de büyük ölçüde artıracak potansiyele sahiptir. Bu durum özellikle temel
anlamda verilerin depolanması ve analizini CBS ye taşımış olan birçok orman kaynakları
yönetim organizasyonları için doğrudur.
164
6. ORMAN KADASTROSU VE TEKNİĞİ
Kadastro, taşınmaz mallarla ilişkili olan ve bu ilişkilerin hem miktarını hem de
karakterini içeren yasal bir kayıt olarak tanımlanır. Ülkemizde kadastro faaliyetleri 3402
sayılı Kadastro Kanunu’na göre yürütülür. Bu kanuna göre kadastro; “memleketin kadastral
topoğrafik haritalarına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde
belirterek hukuki durumlarını tespit etmek ve bu suretle Türk Medeni Kanunu’nun öngördüğü
tapu sicilini kurmak” olarak tanımlanır.
Kadastro; sınırlandırma, tespit, ölçüm/hesaplama ve tescil gibi aşamalardan oluşur.
Sınırlandırma; çekişmesiz sınırların arazide gösterilmesidir. Tespit faaliyeti; konu olan
arazinin malikinin veya maliklerinin belirlenmesidir. Ölçü, hesap ve çizim işleri; parselin
ölçülmesi ve ölçülen değerlerden sayısal veya çizgisel bilgiler üretilmesidir. Tescil faaliyeti;
parselin hak sahibi veya sahipleri adına tapuya kaydedilmesidir.
Kadastroya konu olan taşınmaz malların sınıflandırılması Şekil 173’te verilmiştir.
Şekil 173. Taşınmaz malların sınıflandırılması akış şeması
Orman kadastrosu, çalışma birimi (Köy/Belde) içinde bulunan ormanların, hukuki ve
geometrik durumları ile bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her türlü taşınmaz
malların ve diğer ormanların, Devlet Ormanları ile müşterek hudutlarını tespit ederek,
haritalarının ve dosyalarının düzenlenmesi, sınırları kesinleşen ormanların tapuya tescillerinin
yapılmasıdır.
165
6.1. Kadastronun Tarihi Gelişimi
Cumhuriyetin ilanından sonra 1925 yılında 658 Sayılı yasa ile Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğü’ne bağlı bir “Kadastro” örgütü kurularak çalışmalara başlamıştır.
Çalışmalar, Türk haritacılık tarihinde modern kadastronun kurucusu olarak bilinen Halit Ziya
Türkkan (1866-1966)’ın yönetiminde başlatılmıştır. Gerekli personelin yetiştirilmesi
amacıyla, o tarihlerde, yüksek dereceli bir Kadastro Okulu açılarak öğretime başlamıştır.
Kadastro hizmetleri, tekniğin sağladığı araç ve gereçlerle, günümüzde büyük bir hızla
sürdürülmektedir. İl, ilçe, belde ve köylerin değişik ölçekli kadastro planlarının yanı sıra,
diğer kuruluşların proje çalışmalarında kullanılan, 1/5000 ölçekli değiştirilmiş UTM
projeksiyon sisteminde ve fotogrametrik yöntemle topoğrafik ve Topoğrafik-KadastralStandart haritaların üretimi de 1950 yılından beri devam etmektedir. Bu haritalar, Harita
Genel Komutanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün ortak çalışmaları ile
yürütülmektedir. 1974 yılına kadar kadastro ve kent durum haritaları ayrı Teknik
Yönetmeliklere göre yapılmaktaydı. 1974 tarihinde yürürlüğe giren ve zaman zaman
değişikliğe uğrayan Teknik Yönetmelikle haritaların yapımında standart birliği sağlanmış,
büyük ölçekli haritalar, belirtilen tarihten beri aynı standartlarda üretilmeye başlanmıştır.
1856 Tarihli Orman Kanunnamesi
Ormanlarla ilgili hukuki kuralların yer aldığı ilk kanundur. Bu kanuna göre; Miri
(Devlet) Ormanları, Eşhas (Şahıs) Uhdesindeki Ormanlar, Vakıf Ormanları ve Cibali Mubaha
Ormanları (hiç kimsenin mülkiyeti altında olmayan; köy ve kasabalara ait) olarak ayrıma tabi
tutulmuştur. Gerek Miri Ormanlarında, gerekse Cibali Mubaha da kimseye tapu
verilmeyeceği, özel mülkiyete konu olamayacağı hükme bağlanmış ve bu hüküm, bu güne
kadar hiçbir yasal düzenlemede değişmemiştir.
1870 Tarihli Orman Nizamnamesi
Ormanlarla ilgili ilk toplu mevzuattır. Padişah iradesiyle yürürlüğe girdiği için kanun
hükmündedir. Bununla Cibali Mubaha Ormanları da Devlet ormanlarına katılmıştır. Devlet
Ormanlarının, zilyetlik (zaman aşımı) yoluyla mülk edinilemeyeceği hükmüne bağlanmıştır.
Uymayanların cezalandırılacağı kuralı getirilmiştir.
1917 Tarihli Devlet Ormanlarının Usulü İdaresi Fenniyeleri Hakkında Kanun
Bu kanunda ormanların idaresi ve tahdidi ile ilgili hükümler yer almışsa da uygulama
imkanı olmamıştır.
1920 Tarihli Baltalık Kanunu
Köylülere sınırlı ölçüde bazı baltalıkların verilmesine ait hükümler getirmişse de
kanunun yürürlük süresi çok kısa olduğundan uygulama imkanı olmamıştır.
1924 Tarihli Türkiye’de Mevcut Bilumum Ormanların Fenni Usulü İdare ve
İşletilmeleri Hakkında Kanun
Bu kanun 1917 tarihli kanunu yürürlükten kaldırmıştır.
1934 Tarihli 2644 Sayılı Tapulama Kanunu
Devlet Ormanlarını ve bu ormanlar içerisindeki orman içi açıklıklarının el değiştirme
ve özel mülkiyete geçme yollarını kapatmış, tapu verilmesini yasaklamıştır.
166
1937 Tarihli 33l6 Sayılı Orman Kanunu
Cumhuriyet döneminin, ormanlarla ilgili toplu mevzuat içeren ilk orman kanunudur.
Bu kanunun 1.inci maddesi ile ormanların tanımı yapılmıştır.
Madde 1 – Bu kanunun tatbikinde, kendi kendine yetişmiş veya emekle yetiştirilmiş
olup da herhangi bir çeşit orman hasılatı veren ağaç ve ağaççıkların toplu halleri yerler ile
beraber orman sayılır.
Sazlıklar ve muhitin tabiati itibariyle koru ve baltalık yapılamayan veya step florası ile
örtülü yerler, her çeşit dikenlik ve fundalıklarla parklar ve ormanlara bitişik olmayan beş
hektardan az sahipli arazi üzerindeki ağaçlar ve ağaççıklar ormandan sayılmaz
Hükmünü getirmiştir.
İlk orman dışına çıkarma işlemi de bu kanunla getirilmiştir.
Madde 2 – Bulundukları mevki ve vaziyet ve haiz oldukları hususiyet noktasından
halkın, memleketin sıhhat, selamet ve menfaatine yarayacak olup da birinci madde şümulüne
giremeyecek olan muayyen ağaçlı sahalar İcra Vekilleri Heyeti Kararıyla belli edilerek
Buralardaki ağaç katiyatı Orman İdaresinin iznine tabi tutulabilir. Hükmü bulunmaktadır.
Bu orman dışına çıkarma yetkisi 1744 sayılı kanunla orman kadastro komisyonlarına
devredilmiştir
Ormanların tahdidine, Bu kanunun beşinci maddesinde yer verilmiş ve bu kanunun
yürürlüğe girdiği 1937 yılından itibaren büyük işletmelerimizin ve ormanlarımız Orman
Tahditlerinin yapılmasına başlanmıştır. Yalnız Devlet ormanlarının tahdidinin yapılacağı
hükme bağlanmıştır. Bu durum, 4785 Sayılı Kanunun kabul edildiği 13.07.1945 tarihine
kadar devam etmiştir. Aynı madde ile orman tahdit komisyonlarının kurulacağı ve orman
tahdidini de bu komisyonlar tarafından yapılacağı hükme bağlanmıştır.
13.07.1945 Tarihli ve 4785 Sayılı Kanun (Devletleştirme Kanunu)
Madde 1 – Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte var olan gerçek veya tüzel kişilere,
vakıflara ve köy, belediye, özel idare kamu tüzel kişiliklerine ilişkin bütün ormanlar bu kanun
gereğince devletleştirilmiştir. Bu ormanlar hiçbir işlem ve bildirime lüzum olmaksızın
Devlete geçer. Hükmünü getirmiştir.
Madde 12 – 3116 Sayılı Kanunun birinci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Bu kanunun uygulamasında kendi kendine yetişmiş veya emekle yetiştirilmiş olup da
her hangi bir çeşit orman hasılatı veren ağaç ve ağaççıkların toplu halleri yerleriyle beraber
orman sayılır.
a) Sazlıklar
b) Yöresinin özelliği yüzünden orman sayılamayan yerler,
c) Her çeşit dikenlikler ve fundalıklar,
d) Parklar, orman sayılmazlar. Bu hükümlere göre bir yerin orman sayılıp
sayılmayacağını Tarım Bakanlığı belli eder. Hükmünü getirmiştir.
Buradan da anlaşılacağı gibi; 3116 Sayılı Kanunda belirtilen “beş hektara kadar sahipli
ağaçlık alanların orman sayılmayacağı” hükmü kaldırılmış ve yüzölçümüne bakılmaksızın
tüm ağaçlık alanlar devletleştirilmiştir.
Ancak, 4785 Sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile de;
a) Devlet Ormanlarının ve ya bu kanunla devletleştirilen ormanların içinde veya
bitişiğinde bulunmak şartıyla 3116 sayılı Orman Kanunundaki ödevlere ve izinlere
dayanılarak ekim veya dikim yoluyla emek harcanıp yetiştirilmiş ormanlar,
b) Sahipli Fıstık Çamı, Palamut Meşesi ve aşısız Kestane Ormanları,
c) Devlet ormanları ve kanunla devletleştirilen ormanların içinde olmayan topraklarda
ekim ve dikim yoluyla özel emekle yetiştirilmiş Kavak, Söğüt, Kızılağaç, Akasya, Okaliptus
ve Servi ormanları,
167
d) Devlet Ormanlarına veya bu kanunla devletleştirilen ormanlara bitişik olmadığı ve
çevresinin güzelliğini sağladığı Çevre ve Orman Bakanlığınca belli edilecek olan köy,
belediye, özel idare, kamu tüzel kişiliklerine ait ormanlar (layıkıyla korunup bakılmak
şartıyla), Devletleşme kapsamı dışında bırakılmıştır.
Madde 5 – Devletleştirilen ormanların sahipleri bu kanunun yürürlüğe girmesinden
başlayarak en geç bir yıl içinde ihtiyaca Salih mülk edinme belgeleri ve vergi kayıtlarıyla
birlikte ve iş ilgililer arasında ihtilaflı bir durumda ise, mahkemede incelenmekte olduğuna
dair alacakları belgeleriyle ormanlarının bağlı bulundukları Devlet Orman İşletme
Müdürlüğüne veya o yeri mülkiye üstüne başvurmak zorundadırlar. Bir yıl içinde bu ödevi
yerine getirmeyenler, devletleştirilen ormanın karşılığını almak hakkını kaybederler.
Madde 4 – Bu kanunun yürürlüğe girmesi tarihinden başlayarak altı ay içinde
ormanların bağlı bulundukları Devlet Orman İşletmesi Müdürlüklerinden yazı ile sahipleri
istedikleri takdirde devletleştirilen ormanlardaki yapı ve tesislerini orman idaresi satın almak
zorundadır.
Hükümleri bulunmaktadır.
Orman Tahdit Komisyonları 13.07.1945 tarihine kadar yalnızca Devlet Ormanlarının
tahdidini yaparken, bu kanunla tüm ormanlar devletleştirildiği için, tüm ormanların
tahditlerinin yapılmasın başlanılmıştır. Bazı ormanların tahdidine 4785 Sayılı Kanun
yürürlüğe girmeden önce başlanmış ve bu kanun yürürlüğe girdikten sonra bitirilmiştir. Buna
rağmen, tahdit tutanaklarında, 4785 Sayılı Kanundan bahsedilmediğinden yalnızca Devlet
ormanlarının tahdidi yapılmış olarak düşünülmektedir. 4785 Sayılı Kanunla 13.07.1945 tarihi
itibariyle var olan tüm ormanlar hiçbir bildirime gerek olmaksızın devletleştirildiğinden,
devletleştirme esasları halen yürürlüktedir
1950 Tarihli 5653 Sayılı Kanun
Bu kanunla, 3116 Sayılı Orman Kanunu’nun birçok maddesi değiştirilmiştir. Ancak
mülkiyet yönünden en önemli değişiklik ormanın tanımına ilişkin1.inci madde değişikliğidir.
Madde 1 - kendi kendine yetişmiş veya emekle yetiştirilmiş olup herhangi bir çeşit
orman hasılatı veren ağaç ve ağaççıkların toplu halleri yerleriyle birlikte orman sayılır.
Ancak;
a) Her Çeşit Dikenlikler,
b) Parklarla şehir, kasaba ve köy mezarlıklarındaki ağaçlıklar,
c) Sahipli her çeşit ziraat arazisi içinde emekle yetiştirilen ve tabii olarak ormanlarda
yetişmeyen kavak, okaliptüs, söğüt, akasya gibi ağaçlar,
d) Ormanların dışındaki sahipli arazide ve bunların kenarlarında bulunan dağınık veya
yüz ölçümü üç hektarı geçmeyen ve devlet ormanlarına mesafesi en az üç kilometre olan grup
halindeki her nevi ağaç ve ağaççıklar,
e) Maki cinsinden her türlü ağaççıklarla örtülü yerler,
Orman sayılmaz.
Bu kanunun 43.üncü maddesi gereğince muhafaza ormanı mahiyetini taşıdığı veya
devamlı orman hasılatı verdiği Tarım Bakanlığınca fennen belirtilecek olan makilerle örtülü
sahalar yukarıdaki (e) fıkrası hükmünün dışındadır. Hükmünü getirmiştir.
1950 Tarihli 5658 Sayılı Kanun (iade kanununu)
Bu kanunla, 4785 Sayılı Kanuna göre; devletleştirilmiş ormanlardan, Devlet
Ormanları içinde olmayan ve etrafı tarla, bağ, bahçe, gibi kültür arazisi, özel orman, şehir,
kasaba ve köy merası ve Orman Kanununun birinci maddesine göre orman sayılmayan
yerlerle çevrili olmak şartıyla Devlet Ormanlarından tamamen ayrılmış bulunan köy, Belediye
Tüzel Kişiliklerine ve gerçek kişilere ait ormanlar; sahipleri veya mirasçıları istedikleri
takdirde geri verilir hükmü getirilmiştir. İade ile ilgili hüküm halen yürürlüktedir.
168
4785 Sayılı Kanunla devletleştirilen ormanlar için, bu kanunun yayımı tarihinden
itibaren bir yıl içerisinde müracaat edilir ise bedellerinin alınabileceği, bu kanunun 5.
maddesinde hükme bağlanmıştır. Şayet bu müracaat geçirilmiş ise 5658 Sayılı Kanunla, bu
müracaat hakkı yine aynı sürede (bir yıl) olmak üzere ikinci defa tanınmıştır. Bu bir yıllık
süreler devletleştirilen ormanların bedellerinin alınması ile ilgilidir ve iade talebini sınırlayan
bir süre değildir.
5658 Sayılı Kanun’un 1. inci maddesine göre geri vermenin (iadenin) şartları
şunlardır;
1- Devlet Ormanı içinde olmamak,
2- Etrafının tamamen;
a) Tarla, bağ, bahçe gibi kültür arazisi,
b) Özel orman,
c) Orman kanununun 1. maddesine göre orman sayılmayan yerlerle çevrili bulunmak,
3- Devlet ormanlarından tamamen ayrılmış bulunmak,
Devletleşmiş ormanlardan bu şartları kapsayanlar istedikleri takdirde sahiplerine geri
verilir.
Geri verme iki şekilde olmaktadır;
1-Devletleşme karşılığı ödenmemiş ormanlar, bir işleme tabi olmaksızın sahiplerine
intikal eder, sahibinin rızası yoksa geri verme mümkün değildir.
2-Devletleşme bedeli kısmen veya tamamen ödenmiş bulunan ormanların geri
verilmesi için ödenen Devletleştirme bedelinin geri alınması gerekir.
Sonuç olarak bir iade işleminin yapılabilmesi için;
1-Talep konusu ağaçlık sahanın 4785 Sayılı Kanunun 1.inci maddesi gereğince
devletleştirilen ormanlardan olması,
2- 4785 Sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce geçerli bir mülkiyet belgesi ile
sahipli bulunması ve bu mülkiyet belgesinin miktar ve sınırları itibariyle bu sahaya uyması,
3-Ağaçlık sahanın Devlet ormanlarına bitişik olmayıp, etrafının tamamen 5658 Sayılı
Kanunun 1.inci maddesinde açıklanan ayırıcı unsurlarla çevrili olması, gerekmektedir.
1970 tarih ve 1255 sayılı Yasa
1961 tarihli T.C. Anayasa’sının 131.inci maddesi bu kanunla değiştirilmiş ve
22.04.1970 tarihinde 13478 sayılı R.G. ile yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Değişik 131. inci
maddenin beşinci fıkrasında ”Anayasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce bilim ve fen
bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi
çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar bulunan topraklarla, şehir,
kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında orman sınırlarında hiçbir
daraltma yapılamaz. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir ve bu yerlerde başka
çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.”hükmü getirilmiştir. Bu değişiklikle, Orman sınırları
dışına çıkarma uygulamalarına imkan tanınmıştır. 1974 tarihli 1744 sayılı Yasa ile de
uygulamalara başlanılmıştır.
1956 Tarihli 6831 Sayılı Orman Kanunu
Halen yürürlükte bulunan Orman Kanunu’dur. 1744, 2896, 3302, 3373, 4999, 5177,
5192 sayılı kanunlarla birçok maddesi değiştirilmiştir. Hatta bazı maddeleri bu kanunlarla
birçok kez değişikliğe uğramıştır.
28.06.1966 Tarihli 766 Sayılı Tapulama Kanunu
Bu kanunla; kadastro programına alınan Köy ve Beldelerde sadece özel mülkiyete
konu olan taşınmazların kadastrosunun yapılması yoluna gidilmiştir. Bu kanunun 2.
maddesinde, Orman Yasası uyarınca orman sayılan yerlerin Tapulamaya tabi tutulamayacağı
169
hükmü bulunmaktadır. Bu sebeple TKGM tarafından orman alanları da dahil olmak üzere
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan taşınmazların ölçme ve tescil işlemleri yapılmamış,
tapulama harici olarak bırakılmıştır. Bu kanun, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun yürürlüğe
girdiği 09/10/1987 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılmıştır.
20.06.1973 Tarihli 1744 Sayılı Kanun
Bu kanunla, 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun orman kadastrosu ile ilgili 2.-7.-8.-9.10.-11.-12. Maddeleri değiştirilmiştir. Orman Tahdit Komisyonları yerine Orman Kadastro
Komisyonları kurulmuş ve kuruluşları yenilenmiştir. 2. maddede yapılan değişiklikle,
15.10.1961 tarihinden önce orman niteliğini kaybetmiş orman alanları tapulu ise sahipleri
adına, tapulu değilse Maliye Hazinesi adına orman sınırları dışına çıkarılmaya başlanmıştır.
23.09.1983 Tarihli 2896 Sayılı Kanun
Bu kanunla, 6831 sayılı orman kanununun orman kadastrosu ile ilgili maddeleri
yeniden değiştirilmiştir. Orman kadastro komisyonlarının kuruluşlarında değişikliğe gidilmiş,
kadastro ekipleri kaldırılmış, komisyonların çalışma şekil ve esasları ile itiraz usulleri
yeniden düzenlenmiştir. Adliye mahkemelerinde itiraz davası açılabileceği hüküm altına
alınmıştır. Orman sınırları dışına çıkarma işlemlerinde, 1982 Anayasa’sına dayanılarak, 2/B
uygulaması ile 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğini kaybetme durumu göz önüne
alınmıştır. Ancak, orman sınırı dışarısına çıkarma işleminde” orman bütünlüğünü bozmama,
toprak ve su rejimine zarar vermeme” şartları aranmaktadır. Ayrıca, 2/A Uygulaması ile
orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen, aksine, tarım alanlarına dönüştürülmesinde
kesin yarar bulunan yerlerin gerektiğinde orman içi köyler halkının yerleştirilmesi maksadıyla
orman sınırları dışına çıkarılabileceği hükmü getirilmiştir.
05.06.1986 Tarihli 3302 Sayılı Kanun
Bu kanunla, 6831 Sayılı orman Kanunu’nun orman kadastrosu ile ilgili 2.-7.-8.-9.-10.
ve 11. maddeleri değiştirilmiştir. 2. maddede orman sınırları dışına çıkarma esasları yeniden
düzenlenmiştir. Su ve toprak rejimine zarar vermeme ve orman bütünlüğünü bozmama şartları
kaldırılmıştır. Orman Kadastro Komisyonlarının kuruluşları yeniden değiştirilmiş, orman
kadastrosu ile ilgili çalışma şekli ve itiraz usulleri yeniden düzenlenmiştir. Orman kadastro
dosyalarının “Şekli ve Hukuki Noksanlıklarının İncelenmesi”, valilik Onayı ile yürürlüğe
girmesi gibi hükümler getirilmiştir. Orman İşletme Müdürlüklerinin aktif dava açma yetkisi
ellerinden alınmıştır.
22.05.1987 Tarihli 3373 Sayılı Kanun
Bu kanunla 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 1f-g-2-7-8-9-10-11-12. maddelerinde
değişiklikler yapılmıştır. Bu kanun’un 1.inci maddesi F bendinde “orman sınırları içinde veya
bitişiğinde geçerli tapu kaydına…” ifadesinden “geçerli” kelimesi çıkarılmıştır. G bendinde
ise; “Devlet ormanlarına bitişik olmayan, geçerli tapu ile sahipli arazi üzerindeki yüzölçümü
üç hektardan yukarı bulunmayan her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler” ifadesi “orman
sınırları dışında olup, yüzölçümü üç hektarı aşmayan sahipli arazideki her nevi ağaç ve
ağaççıklarla örtülü yerler” şeklinde değiştirilmiştir. Ayrıca, her hangi bir nedenle unutulan
ormanların sınırlandırılması hükmü 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesinden çıkarılmıştır.
09.10.1987 Tarihli 3402 Sayılı Kadastro Kanunu
Bu kanun ile ormanlarla ilgili yeni hükümler getirilmiştir. Kanunun 4. maddesinde
“Kadastro Çalışma Alanı sınırları içerisinde orman bulunduğu takdirde, durumun Orman
Genel Müdürlüğü’ne bildirileceği, 2 aylık süre içerisinde 6831 Sayılı orman Kanunu
hükümlerine göre orman sınırlaması ve orman sınırları dışına çıkarma işlemlerinin orman
170
kadastro komisyonlarınca tespiti ve haritasına işlenmesi ile tutanaklarıyla birlikte kadastro
ekiplerine teslim edileceği, ölçü ve ilan işlerinin kadastro ekiplerince yapılacağı, bu şekilde
yapılan çalışmalar sonunda da orman kadastro işlemlerinin ikmal edilmiş sayılacağı” hükme
bağlanmıştır.
Bu kanuna göre, orman kadastrosu arazi kadastrosuyla ayni zamanda yapıldığından
çalışmalara itiraz süresi 30 günlük hak düşürücü süredir. Gerek 6831 Sayılı Orman Kanunu,
gerekse 3402 Sayılı Kadastro Kanununda belirtildiği üzere, tapulu taşınmazlarda dava açma
süresi 10 yıl olarak hükme bağlanmıştır. Bu süre de hak düşürücü süredir. Bu kanun
uygulamalarının sonucunda Orman İşletme Müdürlüklerinin aktif dava açma yetkileri
bulunmaktadır.
18.11.2003 Tarih 4999 Sayılı, Orman Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun
Bu kanunla, 6831 Sayılı orman Kanunu’nun 1.-2.-7.-9.-10.-11.-12. Maddeleri
değiştirilmiştir. Orman içinde ve bitişiğinde tapulu, diğer yerlerde her türlü tasarruf belgesi
ile sahipli arazilerde ki Kızılağaç ve Aşılı Kestanelikler orman sayılmamıştır. Ancak bu
değişiklik Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir.
2. Maddenin uygulanamayacağı alanlar genişletilmiş, tabiat parkları ve tabiatı koruma
alanlarında da bu niteliklerinin devamı süresince orman dışına çıkarma işlemi yapılamayacağı
hükmü getirilmiştir.
7. Madde de yapılan değişiklikle; Evvelce sınırlaması yapılmış yerlerde her hangi bir
nedenle sınırlama dışında kalmış ormanların sınırlanmasına imkan sağlanmıştır. Hükmi
şahsiyeti Haiz Amme Müesseselerine ait ormanlarda 2/B uygulamalarının sahiplerinin
müracaatı üzerine bedeli karşılığında yapılacağı, Kadastro Komisyonunun,arazi
çalışmalarının atama merkezleri dışında yapılması halinde arazi tazminatı yerine yurtiçi
gündeliği ödeneceği hükümleri getirilmiştir.
9. Maddede yapılan değişiklikle; Evvelce sınırlaması yapılan yerlerde vasıf ve
mülkiyet değişikliği dışında aplikasyon, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan fenni
hataların orman kadastro komisyonlarınca düzeltilmesine imkan sağlanmıştır. Ayrıca,
“kadastrosu yapılan ormanların sınır noktaları sabit taş ve beton kazıklarla tespit edilir. Tespit
edilen sınır noktalarının tahrip edilmesi veya yerlerinin değiştirilmesi yasaktır” hükmü
getirilmiştir. Kadastro ve diğer ormancılık hizmetleri için gerekli hava fotoğrafları ve
haritaların Orman Genel Müdürlüğünce yapılması veya yaptırılması imkanı sağlanmıştır.
10. Maddede yapılan değişiklikle; Orman kadastro haritalarının yapılması, ölçme,
hesap, tersimat ve aplikasyon işleminde sorumluluk harita mühendislerine verilmiştir.
11. Maddede yapılan değişiklikle; Orman kadastrosunun 6 aylık ilan süresi içerisinde
Orman İşletme Müdürlüklerine aktif olarak dava açma yetkisi tanınmıştır.
Hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılacak sınırlamaya itiraz davalarında
hasımın Orman Genel Müdürlüğü, 2. maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine
karşı açılacak itiraz davalarında hasmın Çevre ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel
Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğünce açılacak davalarda hasmın; Gerçek ve tüzel kişiler
ile Çevre ve Orman Bakanlığı olacağı hükümleri getirilmiştir.
Uygulamalar ile orman sınırları dışına çıkarılan (2. madde, 2/A ve 2/B) fiilen orman
olduğu Orman Genel Müdürlüğünce tespit edilen yerlerin, talep üzerine Maliye Bakanlığınca
Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edileceği ve orman vasfıyla tescil edileceği de hükme
bağlanmıştır.
Bu maddede de “sınır noktaları ile ölçü işinde kullanılan tüm noktalardaki taş, beton
kazık ve diğer işaretler Orman Genel Müdürlüğünce korunur. Noktaların tahribatı veya
yerlerinin değiştirilmesi yasaktır.” Hükmü getirilmiştir.
171
12. Maddeye bir fıkra eklenmiştir. Bu fıkrada “Orman kadastrosu ve 2. madde
uygulamaları yapılıp kesinleşmiş ormanlarda, gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurun ve
kuruluşlarınca orman sınırlarının arazi üzerine aplikesi talepleri her yıl Orman Genel
Müdürlüğünün teklifi ve Çevre ve Orman Bakanlığının onayı ile belirlenen tarifeler üzerinden
ücreti karşılığı yapılır” hükmü getirilmiştir. 2006 yılında bu hizmetler karşılığı tahsil edilecek
bedeller, Orman Genel Müdürlüğünün 06.02.2006 tarih ve 286 sayılı emirleri ekindeki
03.02.2006 tarih ve 6 sayılı Orman Bakanlığı olurlarında belirtilmiştir.
03.03.2005 Tarihinde yürürlüğe giren 5304 Sayılı, Kadastro Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Bu Kanunla değiştirilen, Kadastro Kanunu’nun değişik 3. maddesi ile “Kadastro
Hizmetlerinin ihale yolu ile yaptırılabileceği, 2 ya da 1 kadastro teknisyeni ile kadastro ekibi
kurulabileceği” hükmü getirilmiştir.
Orman kadastro komisyonlarının, önceki yıllarda hem 6831 sayılı Orman Kanunu ve
bu kanunun bazı maddelerini değiştiren 3302 ve 3373 Sayılı Kanuna göre orman kadastrosu
hem de 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4. maddesi uyarınca orman sınırlarının tespiti ve
orman sınırları dışına çıkarma işlemi yapılmaktayken, 2005 yılında 3402 sayılı kanunda
değişiklikler yapılmış ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5304 sayılı Kanunla değişik 4.
maddesiyle “Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 Sayılı Orman Kanununa göre orman
kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve
bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti
kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel
Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman
mühendisi ile Tarım Müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya
ziraat mühendisinin bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu
çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re’sen devam ettirilir.
Ormanla ilgili yapılan itirazların incelenmesinde kadastro komisyonuna da itiraza
konu tespitlerde görev almayan Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek
bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince
görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisi iştirak ettirilmesi
zorunludur.
Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırma ve tespitleri yapılarak otuz
günlük kısmı ilana alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır. Orman Kadastrosu
kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur” hükmü getirilmiştir.
Değişik 22. maddesi ile evvelce kadastrosu yapılan yerlerde yapılacak işlemler
düzenlenmiştir. Değişik 41. maddesi ile hataların düzeltilmesi işlemlerinin ne şekilde
yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Kadastro Kanunu’na eklenen Geçici 7. madde ile de “6831 Sayılı orman Kanunu’na
göre başlanılan orman kadastrosunun, bu kanun hükümlerine göre orman kadastro
komisyonlarınca sonuçlandırılacağı” hükmü getirilmiştir.
6.2. Orman Kadastrosunun Hukuki Dayanağı
Orman kadastrosu ile ilgili hükümler, 6831 sayılı orman kanununun 7., 8. ve 9.
maddelerinde yer almaktadır. (Değişik: 5/6/1986 - 3302/2 md.) (Değişik birinci fıkra:
5/11/2003 - 4999/3 md.) Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi
bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, hükmî şahsiyeti haiz amme
müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde
ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve
tespiti ile 2 nci madde (2/A ve 2/B) uygulamaları ile ilgili olarak kadastrosu kesinleşmiş
172
yerlerde tespit edilen fennî hataların düzeltilmesi işleri orman kadastro komisyonları
tarafından yapılır.
Orman Kadastrosu Komisyonları (6831/7) (Ek fıkra: 5/11/2003 - 4999/3 md.)
Orman kadastro komisyonlarınca ormanların kadastrosu ve devlet ormanlarında
yapılacak 2.B bendi uygulamaları resen, 2(A) bendi uygulamaları müracaatın
değerlendirilmesi ve Bakanlığın onayı ile bedelsiz olarak, hükmî şahsiyeti haiz amme
müesseselerine ait ve hususi ormanlarda 2(B) bendi uygulamaları ise bu ormanların
sahiplerinin müracaatı üzerine bedeli karşılığında yapılır.
Orman kadastro komisyonları, Çevre ve Orman İşleri Bakanlığınca atanacak bir orman
yüksek mühendisi veya orman mühendisinin başkanlığında, bir orman yüksek mühendisi,
orman mühendisi veya bunların bulunmaması halinde orman teknikeri, bir ziraat yüksek
mühendisi veya ziraat mühendisi veya bunların bulunmaması halinde ziraat teknisyeni,
Mahalli ziraat odalarınca bildirilecek bir temsilci ile beldelerde belediye encümenince,
köylerde köy muhtarlığınca bildirilecek bir temsilci olmak üzere bir başkan ve dört üyeden
teşekkül eder.
Orman Kadastro Bölgelerinin Belirlenmesi (6831/8) (Değişik: 5/6/1986 - 3302/3)
Orman kadastrosunun ve bu Kanunun 2. maddesi gereğince orman sınırları dışına
çıkarma işlemlerinin yapılacağı il ve ilçeler, Çevre ve Orman Bakanlığınca belirlenir.
Kadastro çalışmalarının yapılacağı yerler en az bir ay önce radyo ve diğer yayın araçları ile
ilan olunur.
Orman kadastrosu ve sınırları dışına çıkarma işlerine ait arazi çalışmalarının başlama
tarihi ise, orman kadastro komisyonu tarafından en az 15 gün önceden çalışacak belde ve
köylerle bunlara bitişik belde ve köylerin uygun yerlerine asılarak ilan edilir. İlan işlemlerine
ait usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.
Orman Sınırlarının Belirlenmesi (6831/9) (Değişik: 23/9/1983 - 2896/5 md.)
İlan işleri tamamlanan belde ve köylerde kadastrosu yapılacak ormanların sınırları
komisyonlarca, arazi üzerinde belirlenir, ölçülür, varsa hava fotoğraflarına işaretlenir ve bu
işlemler tutanakla tevsik edilir. Bu tutanak; sınırlandırılan ormanların işletme şeklini, ihtiva
ettikleri ağaç türlerini, mülkiyet ve diğer ayni hakları, sınırda bulunan taşınmaz malların
cinsini, maliklerinin ve işgal edenlerin ad ve soyadını, gösterilen veya verilen belgelerin tarih,
numara ve nitelikleri ile ilgililer tarafından yapılan itirazları kapsayacak şekilde düzenlenir.
Tutanaklar (6831/9) (Değişik üçüncü fıkra: 5/6/1986 - 3302/4 md.)
Tutanaklar, orman kadastrosu ve bu Kanunun 2(B) bendinin uygulamalarında her
belde ve köy için, (A) bendinin uygulamasında ise bir veya birden fazla köy ve belde veya
ilçe hudutları içinde kalan bütün köyler için tutulur ve tutanak defterine yazılır. Bu tutanaklar
komisyon başkanı, üyeler, bilirkişiler ve hazır bulundukları takdirde orman içinde veya
bitişiğinde taşınmaz mal sahibi olanlar ile kullananlar veya kanuni mümessilleri veya vekilleri
tarafından imza edilir.
6.3. Orman Kadastrosu Uygulamaları
Kadastrosu çalışmaları sınırlandırma, tespitte bulunma, ölçü ve hesaplamaların
yapılması ile tescil faaliyetleri olmak üzere 4 aşamadan oluşur. Sınırlandırma, çekişmesiz
173
sınırlarının arazide gösterilmesidir. Tespit faaliyeti konu olan arazinin malikinin veya
maliklerinin belirlenmesidir. Ölçü, hesap, çizim işleri; parselin ölçülmesi ve ölçülen
değerlerden sayısal veya çizgisel bilgiler üretilmesidir. Son aşama olan tescil faaliyeti ise
parselin, hak sahibi veya sahipleri adına tapuya kaydedilmesidir.
Orman kadastrosu çalışmalarında öncelikle arazinin orman olup olmadığı belirlenir.
Orman olan araziler için ise devlet ormanı mı özel orman mı olduğuna karar verilir.
Bir yerin orman olması için, 6831 sayılı orman kanununda belirtilen tanıma uyması ve
yasada yapılan değişikliklerle tanım dışına çıkartılmış alanlardan olmaması gerekir.
Bir yerin devlet ormanı olabilmesi için ise sahipsiz arazilerde doğal olarak yetişmiş
orman olması, 4785 sayılı yasa ile devletleştirilen, 5658 sayılı yasa ile iade edilmeyen
arazilerden olması ya da devlet ve kamu kurumlarınca ağaçlandırılan alanlardan olması
gerekir.
Bir yerin orman olup olmadığını belirlemeye yönelik incelemelerin, Orman yüksek
mühendisi veya Orman mühendisi bilirkişiler tarafından yapılması şarttır. Tespit yapılacak
alanda hiç orman tahdidi yapılmamışsa ve o yerin mülkiyetine yönelik bir belge yoksa o yerin
orman olup olmadığı 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Kanunlar ve 6831 Sayılı Kanunun 1.’inci
Maddesi çerçevesinde uzman teknik elemanlarca bilgi ve belgeler (Memleket haritaları,
amenajman planları, hava fotoğrafları vs.) ile arazi bulguları esas alınarak tespit yapılacaktır.
Tespit yapılacak alanda hiç orman tahdidi yapılmamış olmakla birlikte mülkiyete
yönelik tapu kaydı var ise, bu durumda tapu kaydının tarihine bakılacak, tarihin 4785 Sayılı
Kanunun Yürürlük tarihi olan 13.07.1945 tarihinden önceye ait olması halinde, bu yerin 4785
Sayılı Kanunla devletleştirilen yerlerden, 5658 Sayılı Kanunla da iadeye tabi yerlerden olup
olmadığı araştırılacaktır. Yerin 4785 Sayılı kanunla devletleştirilen yerlerden olduğunun ve
5658 Sayılı Kanunla iadeye tabi yerlerden olmadığının tespiti halinde tapunun hukuki
değerini kaybettiği kabul edilecektir. Bu yerin iadeye tabi yerlerden olması halinde ise, bu
yerle ilgili tapu yeniden hukuki değerine kavuşacak, ihtilaflarda geçerli belge olarak kabulü
gerekecektir.
Tahdit görmeyen devlet ormanlarına bitişik yerlere ait kayıtlar miktarlarına göre
geçerlidir. Fazlalık miktarın orman olduğunun kabulü gerekir. Zira bu sınır değişebilir ve
orman aleyhine genişletilmeye elverişli bir sınırdır.
Tespiti yapılacak yerin ormana bitişik makilik ve fundalık alan olduğu anlaşılırsa “
Funda ve Makilik sahaların tespitine ait talimat” ın 6 ve 9’ uncu Maddelerinde belirtildiği
gibi, toprağın erozyona tabi olup olmadığı, böyle bir tehlikenin bulunup bunmadığı, toprağın
sığlığı ve vasfı, kayma tehlikesi bulunup bulunmadığı, meylin % 12 den fazla olup olmadığı,
hususları incelenecek, inceleme; yalnız makilik ve fundalık sahaya inhisar ettirilmeyerek
çevresinin de erozyon ve sel zararı yönünden jeolojik, klimatolojik, topoğrafik ve edafik
faktörleri de göz önünde bulundurularak toprak muhafaza karakteri taşımadığı belirlenecektir.
Bu bilgiler ışığında yerin orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyıp taşımadığı tespit
edilecektir.
Tahdit 4785 Sayılı Kanunun Yürürlük tarihi olan 13.07.1945 tarihi öncesinde 3116
Sayılı Kanun uyarınca yapılmışsa ve sonradan kesinleşmiş yeni bir tahdit işlemi
yapılmamışsa, 3116 Sayılı Kanun sadece devlet ormanların kadastrosuna yönelik olup, 4785
Sayılı kanunla özel mülkiyete konu yerlerde orman sayıldığından çalışma alanının tüm orman
alanını kapsadığından bahsedilemez. Çünkü 3116 Sayılı Kanun uyarınca sahipli yerler orman
dışında tutulmuştur. Bu durumda, bir yerin orman olup olmadığının tespitinde orman tahdit
harita ve tutanaklarının tatbiki ile yetinilmeyecek, 4785 Sayılı ve 5658 Sayılı Kanunlar
uygulamaları ile 6831 Sayılı Kanunun 1. Maddesindeki orman tarifi çerçevesinde yukarda
belirtilen ayırt edici hususlar gözetilerek inceleme yapılacaktır. 4785 Sayılı Kanunla
devletleştirilme yapılıp yapılmadığının tespitinde arz üzerinde mevcut ağaçların yada kesilmiş
ise ve varsa kütüklerinin yaşları da esas alınmalıdır.
174
Yapılan orman tahdit çalışmaları sonucunda tahdit kesinleşmiş ve o yer orman sınırları
içerisinde yer almışsa, varsa o yere ait tapu kaydı hukuki geçerliliğini yitirir. O yer orman
alanı olarak belirlenmiş olur. Bu yerlerin sonradan tahdit kapsamı dışarısına çıkarılmaları
önceki tapu kaydına hukuki geçerlilik tanımaz; bu yerler hazine adına tescil edilir.
1744 Sayılı Kanunun yürürlük tarihinde 2. Madde çalışmaları ile orman sınırları dışına
çıkarılan yerlerin eski tapu sahipleri adına tescilleri mümkün iken, bu hüküm 2896 Sayılı
Kanun uygulamasında yürürlükten kaldırılmıştır.
Orman Kadastrosu kesinleşen yerlere sınır teşkil eden arazilerin geçeli kayıtlarındaki
miktar fazlası yerler 20 yıl nizasız ve fasılasız malik gibi, zilyetlikle kazanılabilir.
İtilaflı alanın orman tahdit alanı dışında kalmakla birlikte, kendiliğinden ağaçlanmış
hazine arazisi olması durumunda da, 6831 Sayılı kanunun 1. Maddesinde belirtilen özellikler
bulunmakta ise bu yer ormanlık alanı olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ormanların mülkiyeti
zaten hazineye aittir ve belirtilen yer 1. Maddede belirtilen orman tarifi kapsamına girmekte,
istisnalar kapsamına ise girmemektedir.
2896 ve 3302 Sayılı Kanun Uygulamalarında herhangi bir nedenle orman tahdit
sınırları dışında bırakılan yerlerde, yeniden orman tahdidi çalışması yapılabilmesi imkanı var
iken, 28.05.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3373 Sayılı kanunla bu imkan ortadan
kaldırılmıştır. Ancak 4999 Sayılı Kanunla değiştirilen 6831 Sayılı Kanunun 7. Maddesine
göre; evvelce sınırlaması yapılmış olup ta herhangi bir nedenle kalmış ormanların orman
kadastrosunun yapılabileceği hükmü yeniden getirilmiştir. Bu hükme göre yapılacak
çalışmalar ikinci kadastro sayılamaz.
Orman kadastro çalışmaları ilanla başlayıp ilanla sonuçlanmaktadır. Çalışma yapılacak
köy veya belde ile komşu köylere arazi çalışmasına başlanılmadan en az 15 gün önce çalışma
yapılacağına dair ilanlar verilir. Bu ilanda; Komisyonun hangi köy ve beldede çalışma
yapacağı, ormanların içinde veya bitişiğindeki taşınmazların sahiplerinin veya kanuni
temsilcilerinin veya vekillerinin hazır bulunmaları, hazır bulunmadıkları takdirde çalışmalara
yokluklarında devam edileceği belirtilir. Ayrıca ilgili İşletme Müdürlüğü ile illerde
defterdarlık, ilçelerde mal müdürlüklerine çalışmaya başlanılmadan en az 15 gün önce
çalışma yapılacağı bir yazıyla bildirilir(Yönetmelik Madde:19) .15 günlük ilan süresi
dolmadan arazi çalışmasına başlanılamaz.
Bilindiği üzere; Orman Kadastro Komisyonları Bakanlıkça atanan başkan ve iki üye
ile Ziraat Odası Başkanlığınca görevlendirilecek bir temsilci üye ve köylerde köy muhtarlığı
beldelerde belediye başkanlığınca görevlendirilecek temsilci üye olmak üzere 5 kişiden
kurulmaktadır. Komisyonun kanuni kuruluşunun tamamlanması için birer yazıyla ilgili Ziraat
Odası Başkanlığı ile köylerde köy muhtarlığı, beldelerde belediye başkanlığından temsilci
üyeleri görevlendirilmesi talebinde bulunulur (Yönetmelik Madde:6). Yine köylerde köy
muhtarlığı beldelerde belediye başkanlığından, yüz kızartıcı bir suçtan ceza almamış 40
yaşından büyük ve mahalli özelliklerini, taşınmaz malların eski ve yeni sahiplerini, taşınmaz
malların bulunduğu yerlerin mahalli adlarını bilen kişilerden olmak üzere bir asil bir yedek
bilirkişi isminin bildirilmesi talep edilir (Yönetmelik Madde:7).
Çalışma yapılacak köy veya beldenin bağlı bulunduğu il valiliği ile ilçe
kaymakamlığına yazılacak birer yazı ile yapılacak çalışmalar hakkında bilgi verilir.
Orman Kadastro Komisyonlarınca arazi çalışmalarına başlanılmadan önce;
1. İlgili Orman İşletme Müdürlüklerinden çalışma alanlarıyla ilgili olarak,
a) Yürürlükten kaldırılan, 3116 sayılı Orman Kanununun geçici 1 nci maddesine göre
kamulaştırılmış bulunan ormanlara ait bilgileri,
b) 4785 sayılı Kanunla devletleştirilen ormanlara ait bilgi ve belgeleri,
c) 6831 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre orman rejimine alınmış yerlere ait bilgi
ve belgelerini,
175
ç) 6831 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin (B) bendine göre, devlet ormanı olarak
ağaçlandırılan ve ağaçlandırılacak yerlere ait bilgi ve belgeleri,
d) 6831 sayılı Kanunun 23 ve 24 üncü maddelerine göre muhafazaya ayrılmış veya
kamulaştırılmış yerlere ait bilgi ve belgeleri,
e) 6831 sayılı Kanunun 1744 ve 2896 sayılı kanunlarla değişik 2.–2/B madde
uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlere ait bilgi ve belgeleri,
f) Orman yetiştirilmek üzere kamulaştırılmış yerlere ait bilgi ve belgeleri,
g) Tüzel kişiliğe sahip ve gerçek kişilere ait ormanlara ait bilgi ve belgeleri,
h) Mülkiyet anlaşmazlığının orman sayılıp sayılmama yönünden tetkik ve hâlli
mahkemeye intikâl etmiş yerlere ait kesinleşme şerhi bulunan mahkeme kararları, bilirkişi
raporları, harita ve krokileri kapsayan bilgi ve belgeleri,
ı) Millî park alanları, tabiat parkları ve tabiatı koruma alanlarına ait bilgi ve belgeleri,
i) Ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesi kapsamına giren açma, işgâl ve
yerleşmeler için açılmış davalarla, kesinleşmiş olanlara ait suç tutanakları, kesinleşme şerhi
bulunan mahkeme kararları, bilirkişi raporları, harita ve krokileri kapsayan bilgi ve belgeleri,
j) 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun ile
bu Kanunu değiştiren 6777 sayılı Kanun ve değişikliklerine göre devlet ormanlarında imar ve
hak sahiplerine tahsis ve temlik amacı ile yetkili heyetlerce tespit, tefrik ve parselasyonu
yapılmış ise bu işe ait kroki, harita ve tutanakları,
k) 5653 sayılı Kanunun 1 nci maddesinin (e) bendi uygulamalarını gösterir, makilik ve
orman sahalarının tespitine ait yönetmelik ile 6831 sayılı Kanununun 1inci maddesinin (j)
bendi uygulamasını gösteren funda ve makilik sahaların tespitine ait talimatname, gereğince
yapılmış tespit ve tefrik ve parselasyon işlerine ait harita ve tutanakları,
l) 5658 sayılı Kanun kapsamında iade edilen ormanlara ait harita ve tutanakları,
m) 6831 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi ile aynı Kanunun 1744 sayılı Kanunla
değişik geçici 1 inci maddesine göre yapılmış bildiri, gerekçeli mütalâa, tutanak ve arza
uygulanabilecek nitelikteki harita ve krokileri,
n) Yangın görmüş sahalara ait belge harita veya krokileri,
o) İzin veya irtifak hakkı verilmiş sahalara ait bilgi ve belgeleri,
p) 4342 sayılı Mera Kanunu çalışmalarına ait bilgi ve belgeleri, (Yönetmelik
Madde:20)
2. Orman kadastrosu yapılacak yerlerin daha önce tapulaması yapılmış ise orman
sınırına mücavir taşınmazlara ait kadastro pafta örnekleri, gerekli diğer bilgi ve belgeler Tapu
ve Kadastro Müdürlüklerinden,(Yönetmelik Madde:21)
3. Belde ve köy sınırlarına ait belgelerin tasdikli örneği ile belde ve köylere bağlı
mahalle adlarını gösterir tasdikli liste örneği, mera alanları ile ilgili bilgi ve belgeler mülki
amirlikler kanalı ile ilgili kurumlardan, (Yönetmelik Madde:22)
Birer yazı ile talep edilir. Orman İşletme Müdürlükleri; Orman Kadastro
Komisyonlarınca istenen bilgi ve belgeleri en geç bir ay içinde Komisyonlara bildirmekle
görevli ve sorumludurlar.
Komisyon başkanlıklarınca süresinde verilmeyen, eksik veya yetersiz verilen bilgi ve
belgeler için tekrar talepte bulunulur. Ayrıca durum bölge müdürlüğüne bildirilerek
çalışmalara başlanılır. Komisyonca istenen bilgi ve belgeleri vermeyenler veya eksik verenler
hakkında genel hükümlere göre işlem yapılır.
Çalışacağı köy ya da belde ile ilgili bilgi ve belgelerini toplayan Orman Kadastro
Komisyonu başkanı köy veya belde temsilci üyesi ile ziraat odası temsilci üyesini ve
bilirkişileri çalışmaya başlanılacak tarihi belirtir bir yazı ile göreve davet eder.
Çalışmaya başlanılacağı tarihte, köy ya da belde ile ilgili olarak temin edilen tüm bilgi
ve belgeler ile altlık harita, hava fotoğrafı vb. belgelerle çalışma yapılacak yerleşim birimine
gelinir.
176
Komisyonun yasal kuruluşu sağlanmak suretiyle “İşe başlama tutanağı” tanzim
edilerek arazi çalışmalarına başlanır. İşe başlama tutanağında; çalışma yapılacak belde veya
köyün daha önce yapılmış orman tahdit veya kadastrosu ve tapulama çalışmaları gibi
mülkiyetle ilgili konularda açıklama yapıldıktan sonra hukuki kuruluşun ve katılımın tam
olduğu, ilanların ve ilgili birimlere bildirimlerin yapıldığı açıklanarak orman kadastrosu ve
2/B madde uygulamasına başlamada hukuki ve idari bir engel bulunmadığı belirtilir.(Talimat
Madde:19)
İşe başlama tutanağının tanziminden sonra orman kadastrosuna başlanır. Ormanın
kuzeybatı köşesinden başlanmak ve kırıklara OS numarası tesis etmek ve birbirini takip eden
numaralar vermek suretiyle çalışmaya devam edilir. Bu çalışmalarla ilgili olarak da
sınırlandırma tutanakları düzenlenir. Bu tutanakların günlük olarak mürekkepli kalemle
okunaklı ve düzgün bir şekilde arazide düzenlenip imzalanması gerekir.
Bu tutanaklarda; çalışmaya katılan başkan ve üyelerin ad ve soyadları, çalışmaya
başlanan yerin mahalli adı, hava fotoğraflarının kolon, film ve fotoğraf numaraları ve bunları
kullananların adları, kullanılan ölçü aletinin cinsi, markası, numarası ve aleti kullananların
adları, sınır noktasının cinsi, yerleri, orman sınırının gidiş yönü ve şekli, sınırlandırılan
ormanın işletme şekli, ihtiva ettiği ağaç türleri, mülkiyet ve diğer ayni hakları, orman
sınırında bulunan taşınmaz malların cinsi, maliklerinin adı ve soyadı, ölü ise varislerinin adı
ve soyadı, gösterilen veya verilen belgelerin tarih ve numarası ve kısaca nitelikleri ile
belgelerin ve ileri sürülen iddiaların ret veya kabul sebepleri açık olarak yazılır.
Günlük çalışma sonunda tesis edilen orman sınır noktaları ve bu noktaları birleştiren
orman sınır hatları detaylı tarifle tereddüde mahal bırakmayacak şekilde karara bağlanır. Bu
karar komisyon başkan ve üyeleri ile bilirkişiler ve hazır bulunanlarca imzalanır (Talimat
Madde:20). Bu şekilde çalışmaya devam edilir ve ormanın dış sınırlaması bitirildikten sonra
iç parsellere geçilir. İç parseller dahil bir ormanın sınırlandırması bitirilmeden diğer ormana
geçilmez.
Köy veya beldedeki bütün ormanların sınırlandırması tamamlandıktan sonra, 6831
sayılı Orman Kanununun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesine göre 31.12.1981
tarihinde önce orman niteliğini kaybetmiş yerlerin tespitine başlanır. 2/B madde uygulaması
ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerin kırıklarına da OS noktaları tesis edilir ve bu
noktalara 2001 başlanarak müteselsilen numaralar verilir. Bu çalışmalar tutanaklarla sabit hale
getirilir. Bu tutanaklarda; çalışmaya katılan başkan ve üyelerin ad ve soyadları, çalışmaya
başlanan yerin mahalli adı, ormanın adı, hava fotoğraflarının kolon, film ve fotoğraf
numaraları ve bunları kullananların adları, kullanılan ölçü aletinin cinsi, markası, numarası ve
aleti kullananların adları, sınır noktasının cinsi, yerleri, gidiş yönü, orman niteliğini kaybeden
yerin niteliği ve işgalcisinin adı-soyadı açıkça yazılır. 31.12.1981 tarihinden önce orman
niteliğini kaybetmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığına dair karar
yazılarak orman sınır tutanağında olduğu gibi komisyon başkan ve üyeleri ile bilirkişiler ve
hazır bulunanlarca imzalanır.
Bu şekilde, köy veya beldedeki bütün ormanların sınırlandırması ile orman niteliğini
kaybetmiş yerlerin orman sınırları dışına çıkarma işlemi tamamlandıktan sonra işi bitirme
tutanağı tanzim edilerek köy veya beldedeki arazi çalışmaları tamamlanır.
Arazi çalışmalarından sonra büro çalışmalarına geçilir ve büro çalışmalarında; arazide
yapılan ölçüye göre hasep işi bitip, orman sınır noktalarının ülke koordinat sistemine dayalı
koordinatları hesaplanarak haritalarına aktarılır ve bu suretle orman kadastro haritaları
oluşturulur. Yine orman sınır noktası koordinatlarına göre orman alanları ile orman sınırları
dışına çıkarılan yerlerin alanları hesaplanarak alanlar cetveli düzenlenir. Arazide tutulan
tutanakların suretleri hazırlanır.
Bu şekilde hazırlanan orman kadastro dosyası şekli ve hukuki inceleme için Orman
Bölge Müdürlüğüne gönderilir. Orman Bölge Müdürlüğünce şekli ve hukuki inceleme için 3
177
kişiden teşekkül bir heyet kurulur. Ayrıca bu heyete ilgili İşletmesinden de mutlaka bir kişi
iştirak ettirilir. Bu heyet yapılan orman kadastro çalışmalarını şekli ve hukuki yönden inceler.
Bu incelemenin mümkün olan en kısa sürede yapılması gerekir. Şekli ve hukuki noksanlık
varsa gerekçelerini yazmak ve belgelerini de eklemek suretiyle olması gereken yasal orman
sınırını da belirtir bir tutanak düzenlenir. Şekli ve hukuki bir noksanlık yoksa bulunmadığına
dair bir tutanak düzenlenir. Bu tutanaklar bir yazıyla ilgili Orman Kadastro Komisyonuna
intikal ettirilir.
Orman Bölge Müdürlüğünce kurulan heyet tarafından tanzim edilen ve Komisyona
intikal ettirilen tutanak ve eklerine göre Orman Kadastro Komisyonunca yapılan
incelemelerde; belge ve gerekçelerin karar değişikliğini icap ettirmesi halinde evvelce alınmış
olan karar iptal edilerek, yeni yapılan düzeltme şekline uygun olarak Komisyonca yeni karar
alınır. Tutanaktaki belge ve gerekçelerin önceden alınan komisyon kararında değişiklik
yapılmasını gerektirmemesi halinde, durum düzenlenecek tutanakta gerekçeleriyle birlikte
açıklanır.
Orman Bölge Müdürlüğünce kurulan heyet tarafından tanzim edilen tutanaktaki belge
ve gerekçelere uyulup düzeltme yapılması ya da belge ve gerekçelerin uygun görülmeyip
düzeltme yapılmaması halinde de Orman Bölge Müdürlüğünce aynı yerde ikince defa şekli ve
hukuki düzeltme talebinde bulunulamaz.
Şekli ve hukuki incelemelerin, varsa düzeltmelerin yapılması sonrasında Komisyonca
sonuçlandırma tutanağı düzenlenir. Düzeltilmiş olan orman kadastro dosyası bütün ek ve
belgeleriyle birlikte iki nüsha olarak Orman Bölge Müdürlüğüne gönderilir. Orman Bölge
Müdürlüğünce, dosyalardan bir nüshası onay için ilgili Valiliğe gönderilir. Valilik onayı alınan
dosya, onay yazısıyla birlikte askı ilanı için tekrar Orman Kadastro Komisyonuna intikal
ettirilir.
Valilikçe onaylanan orman kadastro çalışmasına ait tutanak suretleri haritaları ile
birlikte Orman Kadastro Komisyonunca ilgili köy veya beldenin uygun bir yerine asılmak
suretiyle ilan edilir. Bu ilanda;
a) Belde ve köy çalışma alanı hudutları içindeki ormanların sınırlamasının ve 2/B
madde uygulamasının bitirildiği,
b) Çalışmaların ilgili valilikçe hangi tarihte onaylanarak yürürlüğe girdiği,
c) Tutanak ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren altı ay içinde kadastro
mahkemelerine, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli
mahkemeye müracaatla sınırlamaya ve 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre orman
sınırları dışına çıkarma işlemlerine Çevre ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü ve
hak sahibi gerçek ve tüzel kişilerin itiraz edebilecekleri,
d) Altı ay içinde itiraz davası açılmadığı takdirde komisyon kararlarının kesinleşeceği
ve bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, ilk defa orman kadastro çalışmaları yapılan belde
veya köylerde tapulu gayrimenkullerin orman sınırları içerisinde kalması halinde tapu
sahiplerinin 10 yıllık süre içerisinde dava açabilecekleri,
e) Hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılacak sınırlamaya itiraz davalarında
hasmın Orman Genel Müdürlüğü, orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı açılacak
itiraz davalarında ise hasmın Çevre ve Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü,
Çevre ve Orman Bakanlığınca açılacak davalarda ise hasmın uygulama sonucunda
lehine hak doğmuş gerçek ve tüzel kişiler olduğu,
Orman Genel Müdürlüğünce açılacak davalarda hasmın, hak sahibi gerçek ve tüzel
kişiler ile Çevre ve Orman Bakanlığı olduğu,
f) Bu ilânın ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmünde olduğu,
Açıkça belirtilir.
178
Bu ilândan sonra; tutanak örnekleri ve haritalar ile ilânı tevsik eden belgeleri ihtiva
eden dosya komisyonca Orman Bölge Müdürlüğüne, İşletme Müdürlüğüne ve illerde
Defterdarlık ilçelerde Mal Müdürlüklerine, aynı gün birer yazı ile elden teslim edilir.
Askı tarihi beldelerde belediye encümeninin, köylerde ihtiyâr heyetlerinin tasdik
edecekleri belgelerle; ilgili Orman İşletmesine ve illerde Defterdarlık ilçelerde Mal
Müdürlüklerine, teslim edildiğine dair tebliğ yazısının 2’nci nüshasına alındı şerhi verilmek
suretiyle tevsik olunur. Bu belgeler komisyon dosyasında saklanır.
Orman kadastro komisyonları sınırlamasını ve 2/B madde uygulamasını tamamlayıp
belde ve köylerde ilân ettikleri dosyaların bir adedini Genel Müdürlüğe gönderir.
İlan süresi 6 ay olup, bu süre içerisinde bu çalışmalara karşı itirazı olan özel ve tüzel
kişilerce kadastro mahkemesine itiraz davası açılabilir. Orman Bölge Müdürlüğünce kurulan
şekli ve hukuki noksanlıkları inceleme heyetince tanzim tutanaktaki gerekçelerin ve eki
belgelerin uygun görülmeyip düzeltme yapılmaması halinde, Komisyonun aldığı karar uygun
görülmez ise 6 aylık bu ilan süresi içerisinde, şekli ve hukuki inceleme heyetince düzenlenen
gerekçeli rapor doğrultusunda Komisyon kararının iptali için Orman Bölge Müdürlüğünce de
yargıya itirazla dava açılabilir.
6 aylık askı ilan süresi hak düşürücü süre olup, bu süre içerisinde dava açılmaz ise
çalışmalar kesinleşir. Ancak tapulu gayri menkuller için tapu sahiplerinin on yıllık süre
içerisinde dava açma hakları mahfuzdur.
6.4. Orman Kadastro Haritalarının Düzenlenmesi
Orman kadastro komisyonları, önceki yıllarda hem 6831 sayılı Orman Kanunu ve bu
kanunun bazı maddelerini değiştiren 3302 ve 3373 Sayılı Kanuna göre orman kadastrosu hem
de 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4. maddesi uyarınca orman sınırlarının tespiti ve orman
sınırları dışına çıkarma işlemi yapmaktayken, 2005 yılında 3402 sayılı kanunda değişiklikler
yapılmış ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun, 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesiyle
“Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 Sayılı Orman Kanununa göre orman
kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve
bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti
kadastro ekibi tarafından yapılır. Hükmünün getirilmesi ile artık ayrı bir kadastro haritası
yapılmasına son verilmiştir.
Bu yeni düzenleme ile genel kadastro haritaları aynı zamanda orman kadastrosu
haritaları olarak da kullanıma girmiştir. Geçmişte orman kadastrosu haritaları 1/25.000 ölçekli
Standart Topoğrafik Haritalardan üretilen 1/10.000 ölçekli haritalar olarak düzenlenmekte idi.
Bu haritalarda orman sınırları ile özel ve tüzel kişiliklere ait mülkiyetlerin sınırları Orman
Sınır Noktaları ile belirlenen hatlar ile birbirinden ayrılmaktadır.
Genel kadastro çalışmalarında üretilen 1/2.000 ölçekli kadastro haritaları ile bu
haritalar, gerek harita teknik özellikleri ve gerekse de ölçekleri itibarıyla uyum sorunu
oluşturduğu için birçok itilaf oluşmuştur. Günümüzde uygulanmakta olan 5304 sayılı kanun
ile bu uyum sorunları aşılmış ve harita üretimi ve tescil işlemleri Kadastro Müdürlüğüne
devredilmiştir. Şekil 168’de, 5304 sayılı kadastro kanununa göre yapılmış bir kadastro
haritası görülmektedir.
179
139
1
OS 125
ORMAN
OS 124
OS 117
OS 118
OS 119
OS 123
OS 120
OS 122
OS 121
Şekil 174. Kadastro haritası
Kadastro haritasında özel ve tüzel kişiliklere ait araziler ile devlete ait ormanlar birlikte
ölçülüp, malikler parsel üzerlerine yazılmaktadırlar. Devlete ait ormanlar, çalışma alanındaki
(köy ve belediye sınırları) farklı ada numaralarının 1 nolu parseli olarak haritalandırılırlar.
Yukarıdaki haritada köy arazisinin 139 adasındaki 1 numaralı parselinin “orman” alanı olarak
ölçümü ve haritalandırılması görülmektedir. 1 nolu parsele komşu parsel numaraları ve
malikleri de belirtilmiştir. Orman arazisi ile özel mülkiyet alanları arasında ise orman sınırlarını
gösteren “OS 121” sınır noktaları tespit edilerek zemine işaretlenir.
Kadastro krokisi yukarıdaki haritada standart topoğrafik harita üzerinde gösterilmiştir.
Sınırların belirlenmesinde, bu haritaların yanında, eski tarihli hava fotoğrafları ile meşcere
haritaları ve zemindeki fiili durum da dikkate alınmaktadır.
Orman Genel Müdürlüğü 6831 sayılı orman kanunun 2/B maddesi gereğince orman
sınırları dışarısına çıkarılan alanların ölçümü ve tescil işlerine devam etmektedir. Aşağıdaki
harita 2/B uygulaması gereğince üretilen haritalara örnektir.
180
Şekil 175. Orman kanunun 2/B maddesi gereğince orman sınırı dışına çıkarma haritası
Şekil 176. GPS verilerinin değerlendirilmesi
181
Gerekli düzeltmelerin yapılmasından sonra bu veriler CBS yazılımlarında
kullanılabilmesi için DXF (Data Exchage Format) formatına kayıt yapılır. Günümüzdeki
birçok CBS yazılımı kendi içerisinde de doğrudan GPS den veri alabilmektedirler.
Verilerin CBS yazılımına aktarılmasından sonra istenen hesaplama ya da planlama
işlemleri doğrultusunda birçok analiz gerçekleştirilebilir.
Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS-GIS) ve Küresel Konum Belirleme Sistemi (GPS) ile
birlikte, ölçek değiştirme, haritaların güncelleştirilmesi, koordinat değerlerinin atanması, alan
ölçümleri gibi ayrıntılar hatasız, kolay ve süratle yapılabilmektedir. Ayrıca boyama, özel
işaretler, küçültme-büyültme ve çoğaltma gibi teknik ayrıntılar da hızla ve kolaylıkla
yapılabilir.
KAYNAKLAR
1. Acar, H.H., Gümüş, S., “Değişik Amaçlı Orman Haritaları Yapımı Ve Sorgulamalarında
Coğrafi Bilgi Sistemleri Uygulamaları”, Kafkas Üniversitesi Artvin Orman Fakültesi
Dergisi, Cilt 1 (1), 34-44 s., 2000.
2. Acar, H.H., Gümüş, S., “Orman Yol Ağı Planlanmasında Teknik Bilgi ve Haritaların
Coğrafi Bilgi Sistemleri Yoluyla Belirlenmesi”, Cumhuriyetimizin 75. Yılında
Ormancılığımız Sempozyumu, “Bildiri Kitabı”, 442-450 s., İstanbul, Türkiye, Ekim
1998.
3. Acar, H.H., Gümüş, S., Turan, S., Akgündüz, E., “Orman Kadastrosu Haritaları Üretiminde
GIS ve GPS Kombinasyonu Uygulaması”, Doğu Karadeniz Bölgesinde Kadastro ve
Mülkiyet Sorunları Sempozyumu, “Bildiriler”, 127-134 s., Trabzon, Türkiye, Ekim
1999.
4. Acar, H.H., Gumus, S., Yoshimura, T., Gandeseca, S., Topalak, Ö., Eroglu, H., Eker, M.,
Aricak, B., “GPS/GIS usage on Forest Boundary Points Surveying and Mapping”,
International Symposium on Geographic Information System, Proceedings GIS
2002, 1-6 pp., Istanbul, Turkey, September 2002.
5. Acar, H.H., Yavuz, A., Eroğlu, H., Doğu Karadeniz Bölgesinde Orman Kadastrosu
Çalışmaları, Doğu Karadeniz Bölgesinde Kadastro ve Mülkiyet Sorunları
Sempozyumu, “Bildiriler”, 219-228 s., Trabzon, Türkiye, Ekim 1999.
6. Akay, A., Harita ve Kadastro Ders Notu, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2010.
7. Anonim, Ölçme teknikleri ders notu, www.gencharitaci.net
8. Arıcak, B., Çalışkan, E., Gümüş, S., Acar, H.H., “Orman Yollarının Uzaktan Algılama ve
CBS ile Planlanmasının Değerlendirilmesi”, TMMOB Coğrafi Bilgi Sistemleri
Kongresi, “Kongre Bildiri Kitabı”, 6 s., Trabzon, 2007.
9. Aydın, Ö., 2000, Mühendislik Ölçmeleri, Yıldız Teknik Üniversitesi Basım Yayın Merkezi,
YTU.İN.DN-2000.0552, İstanbul.
10. Aydın, Ö., Erkaya, H., Deformasyon Ölçmeleri Ders Notları.
11. Aygül, E., Barajlarda Jeodezik Deformasyon Ölçmeleri ve Analizi, Doçentlik Tezi, 1982,
İstanbul.
12. Balcı, İ, 1998; Harita ve Kadastro, SDÜ, Basılmamış Ders Notu, Isparta.
13. Bayoğlu, S., Tokmanoğlu, T., Orman Mühendisliği El Kitabı, T.C. Orman Bakanlığı
Orman Genel Müdürlüğü, Sıra No: 57, Seri No:11 , Ankara.
14. Bayrak, T., Ölçme Bilgisi Ders Notu, Gümüşhane Üniversitesi.
15. Bertold Witte, Huber Schmidt, Vermessungkunde und Grundlagen der Statik für
Bauwesen, 1989, Aachen.
183
16. Büyükcangaz, H., Yaslıoğlu, E., Ölçme Bilgisi Ders Notları, Uludağ Üniversitesi Ziraat
Fakültesi, www20.uludag.edu.tr/~tys
17. Durgut, H., Harita Bilgisi, Harita Genel Komutanlığı, Ankara.
18. Erdaş, O., Gümüş, S., “Orman Yol Geçkilerinin Belirlenmesinde Coğrafi Bilgi
Sistemlerinden Yararlanma İmkanları Üzerine Bir Araştırma”, TÜBİTAK, Türk
Tarım ve Ormancılık Dergisi, Cilt 24, 611-619 s., 2000.
19. Erdin, K., 1991, Peyzaj Mimarlığında Ölçme Bilgisi, İÜ yayınları, No:3650, İstanbul.
20. Erkaya, H., 2006, Yükseklik Ölçmeleri, Ders Notları, İstanbul, 84s.
21. Erkaya, H., Ölçme Bilgisi Ders Notları, Yıldız Teknik Üniversitesi Jeodezi ve
Fotogrametri Mühendisliği Böl.
http://www.olcme.yildiz.edu.tr/web/content/EgitimOgretim.php?Bolum=21
22. ESRI., Undestanding GIS, John Wiley & Sons, Inc, New York, 1993.
23. ESRI., Arc/Info User's Guides
24. Gülal, E., Alet Bilgisi Ders Notu.
25. Gürdal, m.A., 2004, Sayısal Nivoların Teknolojisi ve Tarihsel Gelişimi, Harita Dergisi,
131, 20-33.
26. Horzum, T.F., 1999, Ölçme Bilgisi, Akdeniz Üniversitesi, Antalya.
27. İnal, C., Erdi, A., Yıldız, F., Topografya (Ölçme Bilgisi), 2001, Nobel Yayın Dağıtım,
ISBN 9944-77-035-3, 6. Baskı, Ankara, 266s.
28. Koç, A., Ormancılıkta Coğrafi Bilgi Sistemi, ARC/INFO ERDAS kullanıcıları toplantısı,
1995, Ankara.
29. Koç, A., Konusal orman haritalarının üretilmesi ve güncelleştirilmesinde orman bilgi
sisteminin sunduğu olanaklar, ARC/INFO ERDAS kullanıcıları toplantısı, 1995,
Ankara.
30. Koç, İ., Ölçme Bilgisi I, 1998, Gökhan Matbaası, İstanbul.
31. Maraş, H., Sayısal Arazi Modellerinde kullanılan matematik modeller ve kişisel
bilgisayarlarda örnek uygulamalar, CBS 94 1. Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemleri
Sempozyumu, bildiriler kitabı, s:228- 246, 18 - 20 Ekim 1994, Trabzon.
32. Netcad, 2008, GIS&CAD Uygulamaları, netcad kampus eğitim kitapları serisi 1, Başak
Matbaacılık, Ankara
33. Özbenli, E., Tüdeş, T., 1989, Ölçme Bilgisi (Pratik Jeodezi), KTÜ, No: 87, Trabzon
34. Özerman, U, Topoğrafya Ders Notları, İTÜ, 2007.
35. Özgen, G.M., Topografya (Ölçme Bilgisi), 1990, İTÜ İnşaat Fakültesi, Jeodezi ve
Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, İstanbul.
184
36. Öztürk, E., 1987, Dengeleme Hesabı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Basımevi, Trabzon.
37. Şahiner, Ş., Sayısal fotogrametri yöntemleri ile sayısal orman haritaları ve coğrafi veri
tabanının oluşturulması, Orman bakanlığı dergisi, yıl 1993, sayı 20, Ankara.
38. Şentürk, N., Ormancılık Çalışmalarında Altlık Harita Gereksinimi, İ.Ü. Orman Fakültesi
Dergisi, Seri B, Cilt 38, Sayı 3, 1988, İstanbul.
39. Songu, C., Ölçme Bilgisi I-II, 1981, Birsen Yayınevi, İSTANBUL
40. Soykan, B., Ormancılıkta Foto Yorumlama, Karadeniz Üniversitesi Orman Fakültesi,
1986, Trabzon.
41. Taştan, H., Bank. E., Coğrafi Bilgi Sistemlerinde konuma bağlı analizler, CBS 94 1.
Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemleri Sempozyumu, bildiriler kitabı, s:33- 52, 18 - 20 Ekim
1994, Trabzon.
42. Tokmanoğlu, T., Türkiye ormanlarının 1/25 000 ölçekli haritaları nasıl yapıldı?, Jeodezi
Bülteni, s: 203 - 206, 1974.
43. Tüdeş, T., Aplikasyon, KTÜ Yayın No: 105, 1979, Trabzon
44. Tüdeş, T., Baraj Deformasyonlarının Jeodezik ve Fotogrametrik Metodlarla Ölçülmesi ve
Keban Barajı Örneği, 1982, Trabzon
45. Tüdeş, T., BIYIK, C., 1994, Kadastro Bilgisi, Karadeniz Teknik Üniversitesi Basımevi,
No: 174, Trabzon.
46. TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, 1989, Büyük Ölçekli Haritaların Yapım
Yönetmeliği, İstanbul
47. Karayolları Aplikasyon İşleri Teknik Şartnamesi Taslağı, Y.Ü., İstanbul
48. Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği,15 Temmuz 2005 tarih
25876 sayılı resmi gazete.
49. Yol Etüt Proje Mühendislik Hizmetleri Teknik Şartnamesi Taslağı, İTÜ, İstanbul.
50. Yoshimura, T., Gandeseca, S., Gümüş, S., Acar, H.H., “Maçka Yöresi Ormanlarında
Global Position System (GPS) Konum Verilerinin Doğruluk Değerlendirilmesi”, II.
Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi, “Bildiriler Kitabı I. Cilt”, 62-69 s., Artvin,
Türkiye, Mayıs 2002.
51. Yavuz, A., Ölçme Bilgisi Ders Notları, Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi
52. Yanar, R.,1997, Sayısal Nivolar, Harita Dergisi, 117, 29-41.

Benzer belgeler

Harita bilgisi

Harita bilgisi harita okumalarda belirli bir standart sağlamak için kullanılır. Enlem ve boylam değerleri, Haritalardan elde edebilecekleri ana bilgiler aşağıdaki şekilde sıralanabilir: • Haritada bulunan yeryüzü...

Detaylı