Kültür Evreni 1

Transkript

Kültür Evreni 1
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
KÜLTÜR EVRENİ
ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Kış / Зима / Winter 2009 ▪ Yıl / Год / Year 1 ▪ Sayı / Число / Number 1
ÜÇ AYDA BİR YAYIMLANAN ULUSLARARASI HAKEMLİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ
ЕЖЕКВАРТАЛЬНЫЙ МЕЖДУНАРОДНЫЙ ЖУРНАЛ ОБЩЕСТВЕННЫХ НАУК
QUARTERLY SOCIAL EDUCATION JOURNAL SUBJECT TO INTERNATIONAL PEER REVIEW
ISSN: 1308-6197
Sahibi / Xозяин / Owner
Hayrettin İVGİN
Kültür Ajans Tanıtım ve Organizasyon Ltd. Şti. - Konur Sokak 66/9 Bakanlıklar-ANKARA
Tel: 0090..312 4259353 – [email protected]
Sorumlu Yazı İşleri Md./Ответственный
Editör
секретарь/Associate Editor
Руководитель работы / Editor
Ömer ÜNAL
Erhan İVGİN
Genel Koordinatör / Директор / Director
Erhan İVGİN
Yayın Kurulu / Редколлегия / Editorial Board
Prof. Dr. Ali Berat ALPTEKİN▪Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN▪Prof. Dr. İsmail PARLATIR▪Prof. Dr. Mehman
MUSAOĞLU▪Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU▪Prof. Dr. Taciser ONUK▪Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY
Yabancı Dil Danışmanları / Советники по иностранным языкам
Foreign Language Consultants
Prof. Dr. Elçin İSKENDERZADE ▪ Doç. Dr. Makbule MUHARREMOVA ▪ Nilüfer NAHYA
Yazışma Adresi / Адрес издательства / Correspondance Addres
Kültür Ajans Ltd. Şti.
Konur Sokak No: 66/9 Bakanlıklar/ANKARA-TÜRKİYE
Tel.: 0090.312 425 93 53 (PBX) - Fax: 0090.312 419 44 43
E-mail: [email protected][email protected]
Fiyatı / Стоимость / Price
Abone Bedeli / Стоимость подписки
10 TL (Yurt içi / для граждан Турции)
Subsciption Price
15 $ / 10 Euro (Yurt dışı / для граждан
40 TL (Yurt içi / для граждан Турции)
других стран)
60 $ / 50 Euro (Yurt dışı / для граждан
других стран)
Baskı Tarihi/ Press Date
23 Şubat 2009
Baskı / Типография / Press
BRC BASIM
Büyük Sanayi 1. Cad. Elif Sk. No: 7/243 Akköprü/ANKARA
Tel: 0090.312.384 44 54
1
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Temsilcilikler / Представители / Representative
AZERBAYCAN
Doç. Dr. Nezaket Hüseynova
e-mail: [email protected]
Tel: 00994503441135
Dr. Meyser Kaya
e-mail:
Tel: 00994503290442
Prof. Dr. Elçin İSKENDERZADE
e-mail: [email protected]
Tel: 00994703007000
TÜRKİYE
Ömer ÜNAL
Email: [email protected]
Tel: 00905337706462
Kültür Evreni dergisinin yayın ilkelerine göre yazılarını yayımlatmak isteyenler,
yazışma adresine veya temsilcilerimize başvurmalıdırlar.
Желающим публиковаться в журнале Вселенная Культуры следует оформлять
материалы в соответствии с требуемыми правилами и обратиться к указанному
адресу или к местным представителям журнала
Articles submitted for publication will comply with the Publication Policy and the
Submission İnstructions for manuscripts. For publication you can refer to adres or
to our representative
2
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Hakem Kurulu
Консультативный совет – Редколлегия
Editorial Board
Prof. Dr. Abdülkadir GÜRER (Anadolu Üniversitesi)
Prof. Dr. Ahmet BURAN (Fırat Üniversitesi)
Prof. Dr. Ahmet GÖKBEL (Cumhuriyet Üniversitesi)
Prof. Dr. Ali Berat ALPTEKİN (Selçuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK (Çanakkale Onsekizmart Üniversitesi)
Prof. Dr. Ali UÇAN (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK (Çanakkale Onsekizmart Üniversitesi)
Prof. Dr. Asker KARTARI (Hacettepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Atabay KILIÇ (Erciyes Üniversitesi)
Prof. Dr. Bilge SEYİDOĞLU (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Celil Garipoğlu NAGIYEV (Bakü Asya Üniversitesi)
Prof. Dr. Dursun YILDIRIM (Hacettepe Üniversitesi)
Akd. Prof. Dr. Ebulfez AMANOĞLU (Nahçıvan AMEA)
Prof. Dr. Edip GÜNAY (İstanbul Teknik Üniversitesi)
Prof. Dr. Elçin İSKENDERZADE (Azerbaycan Vektör BEM)
Prof. Dr. Erdoğan BOZ (Osmangazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Erman ARTUN (Çukurova Üniversitesi)
Prof. Dr. Esma ŞİMŞEK (Fırat Üniversitesi)
Prof. Dr. Fatih KİRİŞÇİOĞLU (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN (Ege Üniversitesi)
Prof. Dr. Fuat BOZKURT (Akdeniz Üniversitesi)
Prof. Dr. Gülnaz ABDULLAZADE (Azerbaycan Devlet Konservatuvarı)
Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN (Ege Üniversitesi)
Prof. Dr. Harun GÜNGÖR (Erciyes Üniversitesi)
Prof. Dr. Haşim KARPUZ (Selçuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Hayrettin RAYMAN (Bozok Üniversitesi)
Akd. Prof. Dr. İsa HABİBBEYLİ (Nahçıvan Devlet Üniversitesi)
Prof. Dr. İsmail GÖRKEM (Erciyes Üniversitesi)
Akd. Prof. Dr. İsmail HACIYEV (Nahçıvan AMEA)
Prof. Dr. İsmail ÖZTÜRK (Dokuz Eylül Üniversitesi)
Prof. Dr. İsmail PARLATIR (Ankara Üniversitesi)
Prof. Dr. İsmet Çetin (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Kurtuluş KAYALI (Ankara Üniversitesi)
Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Mehman MUSAOĞLU (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Muharrem CAFERLİ (Nahçıvan AMEA)
3
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Prof. Dr. Naciye YILDIZ (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Namık AÇIKGÖZ (Muğla Üniversitesi)
Prof. Dr. Nazım Hikmet POLAT (Niğde Üniversitesi)
Prof. Dr. Necati DEMİR (Cumhuriyet Üniversitesi)
Prof. Dr. Nevzat ÖZKAN (Erciyes Üniversitesi)
Prof. Dr. Nimetullah HAFIZ (Prizren Üniversitesi)
Prof. Dr. Özkul ÇOBANOĞLU (Hacettepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Reşat GENÇ (Gazi Üniversitesi-em.)
Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU (Selçuk Üniversitesi-em.)
Prof. Dr. Sevim AKTEN (Erzurum Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Şuayip KARAKAŞ (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Tacida HAFIZ (Prizren Üniversitesi)
Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY (Erciyes Üniversitesi-em.)
Prof. Dr. Tülay UĞUZMAN (Bilkent Üniversitesi)
Prof. Dr. Umay GÜNAY (Girne Amerikan Üniversitesi)
Prof. Dr. Zafer ÖNLER (Çanakkale Onsekizmart Üniversitesi)
Doç. Dr. Makbule MUHARREMOVA (Osmangazi Üniversitesi)
Doç. Dr. Mehmet AÇA (Balıkesir Üniversitesi)
Doç. Dr. Muhtar KUTLU (Ankara Üniversitesi)
Doç. Dr. Nebi ÖZDEMİR (Hacettepe Üniversitesi)
Doç. Dr. Nezaket HÜSEYNOVA (Bakü Devlet Üniversitesi)
Yrd. Doç. Dr. Erdoğan ALTINKAYNAK (Giresun Üniversitesi)
Not: Alfabetik olarak sıralanmıştır.
К сведению: Следует в алфавитном порядке
Note: it is arranged in accordance with an alphabetical order.
4
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
KÜLTÜR EVRENİ
ULUSLARARASI HAKEMLİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ
(ISSN: 1308-6197)
Yayın İlkeleri
1. Kültür Evreni Dergisi yılda dört defa yayımlanan uluslararası hakemli bir
dergidir.
2. Kültür Evreni Dergisinde [• halk bilimi • edebiyat • iletişim • arkeoloji
(kazı bilimi) • sosyoloji (toplum bilimi) • müzik • tarih • antropoloji (insan bilimi) •
etnoloji (bodun bilimi) • psikoloji (ruh bilimi) • etnografya • dil bilimi • onomastik
(ad bilimi)] alanlarında makalelerin yanı sıra; söyleşi, eleştiri, tanıtım ve haberler
yer alabilmektedir.
3. Kültür Evreni Dergisinde yayımlanacak yazılar, daha önce herhangi bir
yayın organında veya internette yayımlanmamış olacaktır.
4. Kültür Evreni Dergisinde yayımlanacak yazılar metin olarak; resim, belge,
kroki, harita vb. malzemelerle birlikte 20 (yirmi) sayfayı aşmamalıdır. Eğer 20
(yirmi) sayfayı aşma durumu varsa bu yazı I – II ve daha fazla bölümlere ayrılarak
değişik sayılarda yayımlanma durumunda kalınacaktır.
5. Türkiye Türkçesi ve Türk dilinin diğer şiveleriyle bir Türkçe özet
(ortalama 50 kelime), anahtar kelimeler (ortalama 5 kelime) eklenecektir. Türkçe
özetin ve anahtar kelimelerin mutlaka bir İngilizce veya Rusça karşılıkları da
ölçüler çerçevesinde verilecektir.
6. Türkçe dışında İngilizce ve Rusça ile yazılmış yazılara, yazının Türkçe
özeti de eklenecektir.
7. Dergimize Türkçe, İngilizce ve Rusça olmak üzere üç dilde ve Türkçenin
diğer şivelerinde (Azeri Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Özbek Türkçesi, Kırım
Türkçesi, Kazak Türkçesi, Türkmen Türkçesi vb.) yazı kabul edilir.
8. İngilizce, Rusça ve Türkçenin diğer şiveleriyle yazılan yazılara Türkiye
Türkçesiyle genişçe bir özet (en az 150 kelime) konulmalıdır.
9. Yazılar; A4 boyutunda, 12 punto büyüklüğünde Windows (Microsoft
World) uyumlu sözcük işlemci programıyla yazılmalıdır. Üst, Alt, Sol ve Sağ
marjları 2.5; paragraf aralığı 6 nk, satır aralığı tek verildiğinde yaklaşık Kültür
Evreni dergisinin 1 sayfasına tekabül etmektedir. Yazı Türkçe veya İngilizce ise
Times New Roman, Azeri Lehçesinde ise Times Roman AzLat (veya benzeri),
Rusça ise Times Roman Cyr (veya benzeri) olmalıdır. Gönderilen yazının yanında,
yazının fontları muhakkak olmalıdır. Yazının içinde resim, nota vb var ise baskıya
uygun resilasyonlar da gönderilmelidir. Yazılar; Disket / CD kaydı ile birlikte 4
(dört) nüsha hâlinde olmalıdır. Bu yazılardan sadece birinde yazar adı olacak, diğer
üç nüshada yazar adı belirtilmeyecektir.
5
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
10. Yazılar Times New Roman (11 punto) yazı karakteriyle tek satır
aralığıyla yazılacaktır.
11. Metin içindeki alıntılar ve göndermeler yazar soyadı, yayın yılı, sayfa
numarası biçiminde parantez içinde belirtilecektir. Mesela; (Boratav 1987: 9).
Dipnotlar yalnızca açıklamalar için kullanılacak ve aynı yazı karakteriyle 10 punto
ile yazılacaktır. Dipnotlar “DİPNOTLAR” başlığı altında yazının sonunda
verilecektir. Metin içinde belirtilen alıntıların ve göndermelerin kaynakları
“KAYNAKÇA” başlığı altında soyadı başta olmak üzere alfabetik sıraya göre adsoyad yazılarak, eserin basım tarihi sırasına göre en sonda yer alacaktır.
12. Dergimize yayımlanmak üzere verilen yazılar; hakem heyeti içinde yer
alan konuyla ilgili en az iki uzmana gönderilecek ve yazılar gelecek raporlara göre
yayımlanacak veya düzeltmeler varsa yazı sahiplerine düzeltmelerin yapılması
amacıyla gönderilecektir. İncelenmek üzere yazı gönderilen uzmanların
(hakemlerin) adları yazarlara, yazarların adları uzmanlara (hakemlere) kesinlikle
bildirilmeyecek, gizli tutulacaktır. Hakemlerin yazı ile ilgili verdiği karar Yayın
Kurulu’nda değerlendirilecektir. Yazıların yayımlanıp yayımlanmayacağı veya
değişikliklerin neler olması gerektiği Yayın Kurulu tarafından kararlaştırılacaktır.
13. Dergimize gönderilen yazılara yayımlandığında herhangi bir telif ücreti
ödenmeyecektir.
14. Yayımlanan yazıların tüm sorumluluğu yazı sahiplerine ait olacaktır.
Yayımlanan veya yayımlanmayan yazılar yazarlarına iade edilmez.
6
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
İÇİNDEKİLER/ СОДЕРЖАНИЕ / CONTENT
A SHORT GENERAL DESCRIPTION OF EMILY BRONTE’S NOVEL
“WUTHERİNG HEIGHTS”
Ehsan SHAFİGİ - Roya RASİZADEH ................................................................. 9
IMRU’ULQAYS AND SİMİLE
Ahad PISHGAR .................................................................................................. 17
АЗЯРБАЙЖАН ЯДЯБИЙЙАТЫНДА СОНЕТ ЪАНРЫНЫН ТЯШЯККЦЛЦ
Мяммядова Тяраня ЛЯТИФ ГЫЗЫ................................................................... 23
КУР’АН-Ы КЕРИМ’ДЕ БЕНЗЕМЕЛЕР ВЕ ФАРКЛЫЛЫКЛАР
Nesrulla Naiboğlu MEMMEDOV....................................................................... 29
MISIR AĞZINDA FİİLİN ŞİMDİKİ GELECEK, ŞİMDİKİ VE GELECEK
ZAMAN KİPLERİNDE ORTAYA ÇIKAN DEĞİŞİKLİKLER
Musayeva Kemale REŞİDKIZI........................................................................... 39
ДЮНМЯЗЛИЙИН ТЯНТЯНЯСИ
Самиря МЯММЯДЛИ ................................................................................ 47
ROLE OF EDUCATION IN RATIONAL LIFE
Valiyollah KHOSHTİNAT.................................................................................. 53
ИБН ЯЛ-ВЯРДИНИН «ХЯРИДЯТ ЯЛ-ЯCАИБ ВЯ ФЯРИДЯТ ЯЛГЯРАИБ» ЯСЯРИ
Аббас ИБРАЩИМОВ ................................................................................. 61
DEATH IN MASNAVI
Shokrollah Poor Alkhas NOKANDEEİ .............................................................. 69
РОЛЬ ОРИЕНТАЛИЗМА В РАЗВИТИИ АЗЕРБАЙДЖАНО - РУССКИХ
МУЗЫКАЛЬНЫХ СВЯЗЕЙ
7
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
İrade HÜSEYHOVA ........................................................................................... 73
DOĞU VE BATI KÜLTÜREL İLİŞGİLERİ Q. N. POTANİNİN
YARATICILIĞINDA
Ülker QEZENFERKIZI....................................................................................... 85
PETROLEUM AND THE STRUCTURE OF THE
NATIONAL PRODUCTION IN IRAN
Jalil Haggi GARADARVISHLI .......................................................................... 91
АЗЕРБАЙЖАН БЕСТЕЖИЛЕРИНИН ЧАЛЫШМАЛАРЫНДА СЦИТ ЪАНРЫ
Земине Нежефова МЕЩЕРРЕМКЫЗЫ .......................................................... 101
И. ЯФЯНДИЙЕВИН ДРАМАТУРЭИЙАСЫНДА
ЛИРИК-ПСИХОЛОЪИ ТЯМАЙЦЛ
Мяleykя Eyyubqыzы ЩЦСЕЙНОВА............................................................... 107
SOFİZMİ DİNSEL -FELSEFİ (ÖĞRETİM GİBİ) OLUŞTURAN MUHİT
(ÇEVRE) VE KAYNAKLARI
Salmanova Şelale SABİRKIZI .......................................................................... 113
8
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
A SHORT GENERAL DESCRIPTION OF EMILY
BRONTE’S NOVEL “WUTHERİNG HEIGHTS”
Ehsan SHAFİGİ* - Roya RASİZADEH**
Özet
Bu yazıda Emili Bronten’in “ Tufanlı Aşırım” adlı eseri araştırmaya ve
incelemeye söz konusu olmuştur. “Tufanlı Aşırım” eserinde İngilterenin 1847
yılında sosyal ve maddi hayatında baş gösteren olaylar göz önüne getirilmiştir.
Anahtar kelimeler: Roman, Tufanlı Aşırım, Emili Bronte, tenkid, İngiltere
Abstract
The novel of Wuthering Heights which is written by Emily Bronte is about
England in 1847. In this essay, in addition of brief consideration of Emily Bronte's
biography, we will give a short explanation about protagonists and characters. This
study focuses on the human being’s historical relationships, social conflict aspects
especially the generosity of characters, love and their appearance and finally the
agnostic and religious background of the work. The most important ties that opens
in this analysis, is the manifestation and attendance of Emily Bronte in the
characters of two persons i.e. Heath cliff and Catherine. The main relationship in
this novel is, the relationship between love and Evil. This relationship shows us
what may happen if evil and love tied to each other. In this novel, Death is not
only a literal happening or a plot device, but also is a psychological concern. So the
early time death of human beings (almost all of them died before forty years old)
intends to carry this thought, that the world after death, is the world of eternity
which is completely evacuated of the entertainment of this modern life. But the
other side of these forty years, the material life, which is showed shortly and
briefly, is full of tension, wornness and disturbance.
Key words: Novel , Wuthering Heights , Emily Bronte , criticism , England.
*
Dr., Mohageg University of Ardabil, Iran
Mohageg University of Ardabil, Iran
**
9
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Introduction
These three sisters, charlotte, Emily and Ann Bronte, are of greatest poets and
historical authors of England who died before reaching to forty. Charlotte died in
thirty – seven, Emily in thirty and Ann Bronte in twenty – nine. In the life of these
three sisters love played a great rule. But it was failure for all of them. Emily loved
his young teacher. But this teacher loved the elder sister, charlotte. Emily kept, this
grief of love as a secret in her own, and only reflected it in her own book; and after
her death, they understood her inner secret. In the history of literature and art of
human being, it is seen less that three members of a family have had a failure and
disappointed fate and died soon. But the result of these failures and disappointment
is the three eternal literary works of England. “Jane Eyre” charlotte Bronte’s work,
"Wuthering Heights” Emily Bronte’s work, and “Vagness Ghary” Ann Bronte’s
work are counted as the three literary treasures in the history of England.
Emily Bronte was a secluded person with self-possessed characteristic.
Charlotte wrote to one of her friends: “self-possessed makes me trouble. Asking
her was nonsense. Because it didn’t have any answers. Less than it was speaking
about medicine and remedy which never accepted them. (Bahram Beygi, 1990. p.
18). When had been sent for doctors, Emily didn’t want to see them. She hadn’t
had any protest, she didn’t want any one for sympathy and help; didn’t permit
anyone to do something for her and when anyone wanted to help her, she became
angry. Somerset Moam wrote about her novel and short story in his book: “she
was a strange, secret and ambiguous person. She was fierce, unhappiness and
secluded person. Emily spoke scarcely with everyone. After the death of her aunt
she returned to Harores and didn’t leave there”. (Dehghan, 1977. p. 29). The
author of the history of the literature of the world writes: “for her brilliant novel Wuthering Heights (1847)- and pieces of beautiful poems usually people knew
Emily Bronte as the pleasant ugliness person among her sisters. Wuthering Heights
which until today is counted extraordinarily masterpieces among the classical
works of the world is the greatest passionate story that swallows a generation. It is
the story of ugly and abnormal person with lust and wonderful love (Rezaei, 1997.
p. 73). A person wrote to lady Ghasekel _the author of Charlotte Bronte’s
biography_ that Emily never showed any interest to any person and all of her love
was saved for animals (Rezaei, 1997. p. 213). Somerse Maom writes about
Wuthering House: that Wuthering House is one of the extraordinarily book. It is a
bad book. It is a very good book. It is beautiful and pretty. It is ugly. It is
wonderful, troublesome and excitement.( (Rezaei, 1997, p. 213)
For some, it was unbelievable that the girl of a priest who had a monotonous
secluded life and few knew her and no one knew any thing about her world, could
write a book. This idea in my opinion is nonsense. Wuthering Heights was
extremely romantic and by noticing morality, mental and spiritual characteristics of
Emily Bronte and by noticing the doomed passionate of her, this book is the book
that every one wants to be as its characters.( Rezaei, 1997, p. 214.). As Henry
Jimes says, "Feeling or sensing more than the way of occurring events doesn’t
10
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
involve romance". For it is possible for Romance to work with magic affairs or at
last have characters who don’t band to the social conditions. In novel, characters
are involved in these kinds of necessities. (Parvini, 1986, p. 125) .Sticking the
pieces of novel also apparently was suffering of a kind of apparent separation, but
in the inner layers of it is puzzles and their connection .
The new criticism wants to have a new glance without any social, historical
and personal regards to the literary categories, and the lords of ‘Author Death’
invites us to volley on the temple of the author. Regardless of their opinions, we try
to have imposed on the personal categories and the kinds of literary. We search the
triangles and corners that the self-answer writer is completely unfamiliar. But in
this research we try to take a distance between this new thought and new criticism
and more pay attention to the classic and logical analysis of the novel. On the other
hand, Wuthering Heights has been analyzed for more than one hundred and fifty
years. But in this writing it is tried without paying attention to the previous
analyses just pay attention to the nature of this novel.
Survey of Characters
Wuthering House is about England in 1847 and the people who are mentioned
in this novel had lived in Yorkshire. The building of Wuthering House is the place
which in the imposing of intensive winds is set in the winter. The narrator of the
story, means ‘Lockwood’, is the new household of Girding ‘Kiras Tirash’. He is a
man who is tired of the city’s roaring and wants to have a refresh soul. Unusual
behaviors that he faced at first are the starting point of the excitement which
announces the beginning point of the story. Mr. Lockwood who watches from the
other side of the events, his second personality is manifested in the from of a good
and patient servant , Mrs. Alen Diyin. She is a lonely person who has a normal
behavior. In addition of these two main characters, Mr. Lockwood and Mrs. Allen
are in all scenes and the people of the novel are the same. Mr. Allen who has
interference in some of fates only in one or two cases perhaps for creating the
variety and discarding monotonous taken out of the scene and other people attend.
Hindley Earnshaw
He was the lord of the Building of Wuthering Heights and the fields of around.
He was a kind and nice man. A long his trip to Liverpool, he brought a black child
whose parents were unknown with himself to the Building. And he said to his wife
that he thought he was sent by God. But this creature was black and dirty, as if he
had come of Satan. (Bahram Bigi ,1990. p. 41). At that moment, Mrs. Earnshaw
wanted to take out the poor child and she was angry of his husband’s gift and
blamed him.
HeathCliff
HeathCliff was a child who had been born in the dirty, ragged and disordered
environment and had been brought by Hindley to the Building of Wuthering
Heights. He was a child with black-hair which hadn’t had any symmetry with new
11
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
environment. He grew up with other members of the family. He was a child who
didn’t feel any harmony with environment and was hated by others. He was
unhappy for his abnormal behavior with others. Mrs. Servant was aware of his
spiritual crisis. She sympathized with him in this way "my little son remember, if
you have a kind and clean heart, it is better than you have blue eyes, and sooner
you can gain people’s kindness".
Heathcliff as the source of Angry and Hateness
In that building two characters supported Heathcliff; Hindly Earnshaw
Landlord and his playmate girl, Katbrine. Kathrine had halfed whole of hateness
which had reached to Heathcliff and patiently imposing the harshnesses and
beatings. This childhood kindness gradually turned to deep love. After the death of
Earnshaw, his son showed his hatness to Heathcliff. Because of special low
position, Heathcliff get married with Catherine and their long love was based on
this failure. This love and failure gave Catherine and Heathcliff the symbolic and
metaphysical characteristic. And as we know, love itself is wishing of some
unavailable thing and really as Araghoen said "there isn’t any successful love" .
Love isn’t always victorious
As the marriage of Catherine with Edgar couldn’t dry the source of love in the
Heathcliff and Catharine's, love with its great and magnificent nature couldn’t
prevent the marriage of Catherine and Edghar Linton, the landlord of Teras Kiras
Ghiring. Edgar Linton was well-bred handsome and ideal gentleman. But with
these full assortment of gentlemanly characteristics, proved useless in Edgar’s
clashes with his foil, Heathcliff and cathrinc. After her decision ,Cathrine said to
Mrs. Alen on her marriage with Edgar: "As being in paradise, getting married with
Edgar doesn’t satisfy me too. If I get marry to Heathcliff, I will lose my position.
Thus he never understands how much I love him. My love to him isn’t because of
his face and appearance, we in fact, are like a spirit in two bodies. Our spirits are
completely similar to each other. But the soul of Edgar hasn’t had any similarity
with me. Like the difference between light and thunderbolt with dew and fire, from
spiritual manner, there is a difference between us too. (Bahram Beygi, 1990. p.
105).
Heathcliff is the Investment of Hateness and Love
Heathcliff had been absent for three years. In his absent periods, he beloved, its
result was the hateness that had reached to its highest point in that period. It was
the stored investment which its source hadn’t been clear and with the help of these
hateness and love one can reach to the Building of Wuthering Heights with its
whole proportions. In the absence of Heathcliff, Cathrine and Edgar had apparently
lived well. Edgar liked his own young and beautiful wife. And he boasted upon
having such a beautiful wife. But he felt the shadow of his own rival upon his own
life. Catherine was somehow delivered from the reformative action. The marriage
12
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
of Catherine with Edgar was optional and fateful. After three years, Heathcliff
reached to likely destructive fate and fires the existence of Catherine and in spite of
being the provider like Edgar Linton, he could enter into his own beloved heart and
he visited her. Visiting Heathcliff and Catherine was equal to the awareness of
Catherine and was like the storm which destroyed Cathrine’ dream.
Isabella
Edgar Linton’s sister, who was deceived by his handsome appearance, was
involved in his deathful webs and died. Heathcliff get married not for her ownself
but for his own predetermined purposes. Heathcliff is a fate that couldn’t escape of
that. Isabella who was Linton’s sister, was the sacrifice of this adventure. She never
set in favor of kindness of Heathcliff during her common life with him and died in
the corner of London with humiliation. And she left only a boy called Linton, the
son of Heathcliff, who later must have been the heir of Heathcliff’s proportions and
his agent to do his Satan plans. Catherine became ill, and hopeless, love, insanity
and hundred secrets had filled her existence. In the last visiting that Mrs. Alen had
arranged, she victimed her own body and died.
Heathcliff is the composing of destructivity
Heathcliff ,the deathful lover, went so intensively that he opened the grave of
his beloved and embarrassed her. When, at first, Catherine left the scene,
apparently, it seems all the adventures had reached to the end. But the writer
reconstructed her existence and spilled it in the frame of second generation. The
kind of frame had been reconstructed was Catherine, her small child. There was a
second Catherine like the first one in the shadow of Heathcliff. The son of Isabella,
Linton, that should be the agent of love and was equal to him, couldn’t reach to this
position. Heathcliff in his three absent years had saved investment, and took the
building “Wuthering House”. The last event that must have taken place was the
marriage of Linton, his son, with second Catherine, Edgar’s daughter. One of the
strange and funny stages of the story was the love of Catherine, Edger’s daughter,
to Linton’s cousin, Heathcliff’s son who hadn’t had any similarity to his father but
meanwhile had healthy problem.
They created a lie love among themselves. Catherine loved him and at nights
far from her father’s eyes visited him, whom neither spiritually nor physically
hadn’t had any attraction . And in my opinion the limited space of the story had
created funny stages. And more funny part is imprisoning Catherine in a room in
Wuthering House by Heathcliff and enforced her to marry with Linton who was
sick and was full of hatefulness. Any way, this enforced marriage was the last stage
of omen fate with the name of Heathcliff that governed through the story.
Heathcliff as the two-aspects of human being which is full of contrasts
Both of these two characteristics are reflectors of Emily Bronte’s own
characterizations which appeared in the form of Heathcliff. Samers Moam says, "In
my opinion Emily Bronte herself was Catherine Earnshaw who is full of severe
13
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
sensuous feeling and I believe she herself was Heathcliff, " Samers Moam says, "it
isn’t strange that she puts herself in two bodies. We never are unique. In our
existence, there are many characters that are often unhappy of being with each
other. And it is the characteristic of author who has this ability to give existence to
the characters who is part of him ".
The End of Adventure
By Edgar and Linton’s death and Heathcliff’s last work, the sorrowful clouds
had been banished and lightened the foggy and dark space. By coming Hearton
Earnshaw, who in spite of his capability worked as a servant and changed every
thing with his marriage to the second Catherine had changed everything. And
finally he destructed everything which Heathcliff has made and once more
overlapped the quite and common space, and life continued. Graham Hoof writes:
"every truth isn’t upon a fact, it is possible to allow a novelist to invent a province.
But the political groups should be mainly the same groups that have existed at that
time". The relationship must neither be in its level nor its deep concept be upon the
correct and factual base. (Dehghan, 1977, p. 122). Anyway, the subject is
expanding and generally every novel against history has an uncertain boundary,
and one part of it is historical is a report of social reality.
The Historical Aspects of Novel
Every narrative consists of series cause and effect chains of events in time and
place. Every narrative which is started with a fix situation consists of series
changes. It is created with specific cause and effect. Graham Hoof says, "every
criticism which is written about the novel, ignorance of its dependence on the facts
of history, consists of lie realities which can be general but appears empty".
(Parvini, 1986. p.123). Arnold Kotel’s believes about this novel is wonderful:
"This novel is about England in 1847; the people who mentioned in this novel
don’t live in any places but are in Yorkshayer. Heathcliff wasn’t born in the
regions of Biro but in the dirty and crowded place in Liverpool. It is about the life
and social facilities of marriages, the importance of education, the assessment of
religion, the relationship among richness, poverty and etc.( Parvini, 1986. p.123)
The only element which has a middle spiritual manner is Mrs. Alen Din, the
servant of Wuthering House. No one feels the quite feeling in speaking with others.
Individuals are strangers with each other and no one feeling any closure with others
that be very enjoyable for him.
Human Being’s Relationships and Social Struggles by Emphasizing on
Psychological Analysis
If we limit literary criticism to the psychological aspects, we may be far from
the realities. Looking at poetry or a work from psychological point of view may
make us to ignore the aesthetical aspects of it. Most of the great literary works
inspite of Frod’s followers’ believes cann’t be put in this form.
14
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Dr. Mohammad Mandoveir in his famous book speaks about the applying of
psychology in the literary type of criticism," we accept applying of psychology in
the study of literary, but we always prevent entering the scientific psychological
terms in its own literary investigations. And we don’t place the general rule of this
science in the literary results". (Mandoveoir, 1967. p.79). He adds,"it is clear that
we can recognize the psychological characteristics of individuals without using of
these terms, and recognizing human being’s soul and ordering the psychological
theories of scientists are the main problems" .( Mandoveoir, 1967. p.79)
Love and its Manifestation
In the form of literary works the theme of the love is moral and it is the
perfection of virtues for the lover. But it is amazing that by noticing depth and
dignity, this love brings in destruction for Heathcliff. Sometimes the manner of
Heathcliff is very hateful so that prevents human being from reading the novel, but
the reader never supports it. If we can compare Heathcliff with Othello and put
DezdMona against Catherine, the result is that Othello has reached to a dignity
with his dark space and violence upon the shadow of love and observes his face as
a human being and gives delight and happiness to the reader. DezdMona is the
victim of misunderstanding but in spite of that, Othello can enjoy of others
protections and arouses the sense of reader’s sympathy. Except in the case of
victory and poverty, the only sense that can be aroused is hatefulness.
(Naserrolmalek, 1997. p.45). But it is wonderful that this hateful creature has been
loved very much. Here we want to refer to some examples about the Catherine’s
love to Heathcliff and compare them with a character that the reader has in his own
mind; " at this moment, Catherine is crying. He is alone? We should leave each
other? Who can separate us from each other, Alen is certain until I am alive, and no
one can separate me from Heathcliff. I will not change whole of Linton family with
a hair of Heathcliff. Isabella, Heathcliff’s wife, also cannot avoid of remarking
this wandering. "I surprise if Catherine knew him well and was familiar with his
manner, how she had loved him deeply. This Satan is sculpture. O’ God I wish to
see the trace remained of him on the earth.
Conclusion
The novel of Wuthering Heights, Bronte’s work, is a masterpiece which in the
Eighteenth century literature of England is more enjoyable than the remaining
work. In this novel in addition to all important aspects such as history, society,
psychology and gnosticism, the aspect of humanity is more important. Human
being as the two-sided being character who has a connection with the earth and life
at the same time, is connected with the other thousand chains to the other sense of
the world. Man loves both aspects and cannot ignore any of them. Heathcliff and
Catherine, who are the manifestation of one aspect of human being, are the two
main characters of novel. Heathcliff is the aspect of materialism, wildness, and
desires of this world, and Catherine is the aspect of heaven and is separated from
this material world. The composition of these two aspects with each other is the
15
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
main identification of man’s reflection. Undoubtedly if Emily has reached to this
conclusion or not, it isn’t important, what is more important is the results of
thoughts and approaches which were analyzed. Even the continuous of thought and
believes in the other characters and in the second generation narrates this fact that
although the building of Wuthering Heights had reached to a quite and temporary
tranquility, the material aspect never remained completely inactive.
References:
1. Ahmadi, Babak, 2000. From pictorial signs to context. Markaz publication.
The third eddition.
2. Bahram Beygi, Ali Asghar, 1990, Translation of Wutheting Heights, Bronte,
Emile. No publication. Tehran. Tenth edition.
3. Dehghan, Kaveh, 1977. About Novel and Short story, Moam Samers. –
Pocket book publication. Tehran.
4. Khoramshahi, Bahaaddin, 2000. Translation of the eternal pain , Migel
Davnamono. Nahid publication – Tehran. The Fourth edition.
5. Mandoor, Mohammad, 1967, about criticism and literary. Translated by Dr.
Ali Shariati. Nashr publication.
6. Mir Sadeghi, Meymanat,1994. Poetical lexical. Mahnaz book.
7. Parvini, Nasrin, 1986. About critics, Hoof Graham. Amirkabir publication.
8. Rezaei, Arabali, 1997, Translation of the history of world literature, Bakner
Teravic. Foorrozan publication, Tehran. The second edition.
9. Rommi Jalaladdin, Mohammad, 1996. Masnavi Manavi in the correction of
Rinoladdin Nikelson. Toos publication. Tehran.
10. Naserolmolk, Abolgasem, 1996. Translation of Otello tragedy. Nilofar
publication. Tehran. Third edition.
11. Mihankhah, Zahra,1994.Translation of guidelines of literary critics,
Vilfered Elgorin and etal. Etelaat publication. Tehran. Second edition.
16
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
IMRU’ULQAYS AND SIMILE
Ahad PISHGAR*
Özet
Bu yazıda islama kadar olan Arab edebiyatının büyük şairi Emir-ül Gays’ın
“Muallagah” divanının şiir özelliklerinden söz edilmektedir. Aynı zamanda bu
şairin divanına dahil olan 25 kasidesi ve muhtelif türlü şiirleri de geniş alanda
araştırmanın konusunu teşkil etmektedir.
Anahtar kelimeler: Emir-ül Gays, Muallagah, poema, teşbih, İslama kadar
Arab edebiyatı
Abstract:
25 odes and some odd literary pieces are all that have survived of Imrű’ulQays’s poetry, but still he is unanimously acclaimed to be one of the foremost
bards of pre-Islamic Arabia. The most famous of his poems is his Mu‘allaqah
(‘suspended poem’) which has been explained and commented upon by several
classical scholars. He was the first poet who began his odes with crying over the
relics of his beloved’s tent. Strong expression of passionate love, use of beautiful
images, in addition to skillfully woven short and meaningful descriptions of
women, hunting scenes, animals like horse and camel, and phenomena of nature
such as night and thunderstorm are other salient features of his poetry which left an
indelible impression on his contemporary and subsequent generations of poets. His
numerous travels, varied companionships, together with his incisive power of
observation, tremendously contributed towards the strengthening of his poetic
talent and appeal. Generally drawn from nature, wine drinking parties and pleasure
bouts, similes are the most favorite of his devices which he employs to such a great
effect that he has come to be looked upon as the father of simile in pre-Islamic
times.
Keywords: Imru’ulqays, Mu‘allaqah, Simile, Pre-Islamic Poetry. poetry,
*
Dr., Faculty Member of the Islamic Azad University, Astara branch, Iran
17
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Imru’ul-Qays, Abū’l-Hārith Hunduj, son of Hijr al-Kindī, one of the foremost
poets of the 6th century pre-Islamic Arabia whose unparalleled poetic talent and its
injurious impact on society were epitomized in the following saying of the Holy
Prophet (Peace be upon him) that “he was the most poetic of all poets, and their
leader to Hell-fire” was the scion of the precarious north Arabian kingdom of
Kindah and on his mother’s side he was descended from the famous tribe of
Taghlib. His father who ruled over the tribe of Banū Asad was treacherously killed
by one of his subjects. Having failed to muster enough support despite his
relentless efforts to avenge this dastardly act, Imru’ul-Qays finally took refuge at
the court of the Roman emperor, Justinian I. After a long stay at Constantinople, he
was named the phylarch of Palestine and received a body of troops from Justin II.
Strengthened by this newly acquired military contingent, Imru’ul-Qays once
again set out for Arabia to settle score with the assassin of his father, but, in the
meanwhile, one of his inveterate enemies from the same tribe of Banū Asad, who
had been following him from place to place, charged him before the emperor with
the seduction of a princess. Consequently, the emperor sent him a poisoned cloak,
which caused his death at Ancyra.
Most of Imru’ul-Qays’s poems have been lost and what is left is a small
book of poems including about 25 odes together with some literary pieces. It was
first published by MacGuckin de Slane at Paris, in 1837. However, his most
famous contribution is his Mu‘allaqah, or the “suspended poem” which comprises
82 verses and starts with the following couplet:
ّ ‫ﺑﺳﻘط‬
ْ ِ ‫ﻣن‬
‫ِﻓﺣوﻣل‬
‫وﻣﻧزل‬
‫ﺣﺑﻳﺑب‬
‫ذﻛري‬
َ ْ َ ‫اﻟﻠوي‬
ْ ِ ‫ﻧﺑك‬
ّ ‫ﺑﻳن‬
ِ ْ ِ
ِ ْ َ ‫ِﻗﻔﺎ‬
ٍ
ِ َ ْ َ ‫اﻟدﺧول‬
ِ
Oh, co-travellers let us stop and, for the sake of the beloved’s memory,
cry in the sandy place between Dakhūl and Haumal
The poem has been extensively written about and commented upon, over the
centuries, by numerous renowned authorities, such as Ahmad bin Muhammad alNahhas (d. 949 A.D.), Abu ‘Abd Allah Husayn bin Ahmad Zuzani (d. 1091 A.D.)
and Khatib Tabrizi (d. 1108 A.D.). It has also been translated, from time to time,
into German, English and Persian languages.
Imru’ul-Qays who led a dissolute life and was known for his overindulgence in
winebibbing and carefree manners, passionately loved his cousin, ‘Unayzah and
as the legend goes, once he followed her to the pool Dārati Juljul where she had
gone picnicking with her friends. While the maidens were bathing in the pool,
Imru’ul-Qays captured their clothes and would not surrender these until each one
of them came out of the water and asked for hers. They held back as long as
possible before they yielded to this demand of his. Afterwards, when the damsels
complained of hunger, Imru’ul-Qays forthwith slew his camel to feed them.
Having eaten their food, lest he should be left stranded in the desert, the girls
divided the trappings of his camel, each carrying home a part upon her beast, while
18
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
the carrying of the poet himself fell to the lot of ‘Unayzah, who jestingly protested
that the howdah on her camel’s back was too small to accommodate them both.
The Mu‘allaqah of Imru’ul-Qays mainly revolves around three main themes,
namely, the elegiac reminiscence of love and poet’s mourning at the erstwhile
encampment of his beloved (verses 1-9), the frank restatement of his amatory
adventures, especially at the Dārati Juljul (verses 10-43), and the glimpse of
whatever he had encountered in the course of his wanderings during his
homelessness. This last includes beautiful portrayal of phenomena of nature such
as night (44-49), animals like wolves (50-52) and horse and his hunting exploits
(53-70)thunderstorm (verses 71-73)and flood (verses 74-82.) (1)
Not only first in point of time, but in poetic talent also, according to most of
the critics, Imru’ul-Qays’s Mu‘allaqah stands unrivalled and Arabs, in general,
looked upon it as an example par excellence of beauty and creativity. According to
H. A. R. Gibb, this “poem is entirely self-centred, and noted for its natural
descriptions, including a fine picture of a thunderstorm, as well as for the frankness
of his amatory passages.” (2)
Imru’ul-Qays is credited with the innovation of starting his odes with crying
over the relics of the deserted encampment of the beloved, of speaking of love so
passionately, of weaving beautiful images into his poems, and of skillfully
employing short and meaningful descriptions (of women, hunting scenes, horses,
camels and nights). These themes not only possessed an enduring appeal for the
poet and his audience, but they also left an indelible imprint on the poetry of
succeeding generations of poets as well. Summarizing this aspect of the pre-Islamic
poetry, in which Imru’ul-Qays, no doubt, excelled all his contemporaries, H. A. R.
Gibb rightly observes:
After depicting the final separation from his beloved as her tribe moves off to
seek fresh pastures, the poet pursues his journey and seizes the occasion to
describe, some time briefly but often with all an expert’s enthusiasm, the fine
points of his camel or horse. Its swiftness and endurance of fatigue on his long and
dangerous journeys leads him to compare it to a wild ass, ostrich, or oryx, but the
comparison often seems to become submerged as the theme is developed into a
lively picture of animal life or of a hunting scene, which to western taste is often
the most attractive section of the poem.
Characterized by peculiar aesthetic sensibilities, apt use of words, irresistible
emotive power, one of the most important hallmarks of Imru’ul-Qays’s poetry is
his exquisite employment of similes, a trait which has deservedly earned him the
epithet of the ‘creator of images’. The chief characteristic of his similes is that they
are sensory, a feature which is amply illustrated by the following verses of his
Mu‘allaqah. The chief characteristic of his similes is that they are sensory such as
his similes on woman:
ُ ْ‫ََﱠ‬
‫ﻟﮫو ﺑﮫﺎ‬
‫ﺧﺑﺎؤھﺎ‬
(3)‫ﻣﻌﺟل‬
َ
ْ ِ ‫ﺗﻣﺗﻌت‬
ِ ‫ﻻﻳرام‬
ِ َ َْ َ
ِ َ ْ ُ ‫ﻏﻳر‬
ُ ُ ‫ﺧدر‬
ٍ َ ‫ﻣن‬
ٍ ْ ِ ‫وﺑﻳﺿﻪ‬
Many a veiled and white – bodied woman like eggs, whom has not been
misused by anybody I, hurriedly enjoyed playing with her.”
19
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Here, through simile, the purity, delicacy and virginity of the beloved is
emphasized. In another couplet:
ٌ َ ْ‫ﺗراﺋﺑﮫﺎ َﻣﺻ‬
ٌ ََ َْ ُ
(4)‫ﻛﺎﻟﺳﺟﻧﺟل‬
‫ﻘوﻟﻪ‬
‫ﻣﻔﺎﺿﻪ‬
‫ﺑﻳﺿﺎء‬
ْ َ ‫ﻣﮫﻔﮫﻔﻪ‬
ُِ
ُ ‫ﻏﻳر‬
ُ
ُ
ٍ َ
ِ َ َْ ‫ﱠ‬
“She is slim, white- bodied and not too fat. Her heart is quite like a soft, bright
and shining mirror.”
Here, the woman’s heart is the tenor and mirror is the vehicle. Her softness and
brightness is portrayed through this simile.
ْ ُ ‫ﺳﺎق‬
(5) ‫اﻟﻣذﻟل‬
‫و‬
‫ﻣﺧﺿر‬
‫ﻟطﻳف‬
‫ﻛﺷﺢ‬
ّ ّ ‫ﻛﺄﻧﺑوب‬
ِ
ٍ
ِ ‫اﻟﺳﻘﻲ ُ َ ﱠ‬
ِ
ٍ
ٍ ‫ﻛﺎﻟﺟدﻳل ُ َ ﱠ‬
ٍ ْ َ ‫و‬
“Her soft, thin and flexible waist is like a leather bridle. She is of soft, white
and delicate feet like a cane under leafy branches of a palm tree.”
Here the simile is sensory and both the tenor and vehicle consist of single
words. The softness, whiteness, delicacy and slenderness of the beloved are
portrayed through simile.
In another couplet he says:
ُ ّ ‫ﺷﺗن‬
(6)‫أﺳﺣل‬
‫أو‬
‫ﻛﺄﻧﻪ‬
‫ص‬
َ ‫ﺗﻌطو‬
ْ ‫ظﺑﻲ‬
ْ َ ‫َو‬
ُ
ُ
ٍ ْ‫ﺑرﺧ‬
ِ ِ ْ ‫ﻣﺳﺎوﻳك‬
ِ
ٍ ْ َ ‫أﺳﺎرﻳﻊ‬
ٍ ْ َ ‫ﻏﻳر‬
“She takes the things with her quite soft and not coarse fingers. It seems her
fingers are as soft as Zabi worms or as soft as Eshal brushes.”
Here the simile is sensory and extended. In another couplet he says:
ُ َ ِ ‫ﻛﺄن‬
(7)‫ﻣذﻳل‬
‫ﻧﻌﺎﺟﻪ‬
‫ﺳرب‬
َ َ
َ
ٌ ْ ِ ‫ﻓﻌن ﻟﻧﺎ‬
‫َ َ ﱠ‬
ٍ ُ ‫دوار ﻓﻲ‬
ِ ‫ﻣﻼء ُ َ ﱠ‬
ٍ َ ‫ﻋذاري‬
“We faced a group of wild cows whose female ones were like mistresses with
long skirts going round some idols” (It means that when the cattle saw us they
came together and turned round each other).
Poets usually compare woman to she cows and they have learned it from
Emraolgheis
Now let’s see the similes on horse:
ْ ُ َ ‫درﻳر‬
ُ ‫اﻟوﻟﻳد َ ﱠ‬
(8)‫ﻣوﺻل‬
‫أﻣره‬
ُ ُ
ِ ْ ّ َ ‫ﺗﺗﺎﺑﻊ‬
ِ َ ‫ﻛﺧذروف‬
ِ
ٍ ْ َ ‫ﻛﻔﻳﻪ‬
ِ ‫ﺑﺧﻳط ُ َ ﱠ‬
ٍ َ
“a fast horse is like a toy in the hands of a child turned round by a strong long
string”
Here we have sensory simile and the speed and fast – footedness of the horse is
shown.
َ
ُ َ
‫ﻧﻌﺎﻣﻪ‬
‫ﻟﻪ‬
(9)‫ﺗﻧﻔل‬
ْ ِ ‫أرﺧﺎء‬
ُ ِ ْ َ ‫ﺳرﺣﺎن و‬
ُ ْ ‫و‬
ٍ َ َ ‫ظﺑﻲ و ﺳﺎﻗﺎ‬
ِ ُ ْ َ ‫ﺗﻘرﻳب‬
ٍ ْ َ ‫أﻳطﻼ‬
ٍ
“The waist of that horse was like that of a deer in slenderness and its shank was
like that of an ostrich in height and its running was wolf- like and jumping fox –
like."
Here again the similes are sensory and both the tenor and vehicle are of single
words. The slenderness, height, running and jumping of the horse is portrayed.
ً ‫ﻣدﺑر‬
ُ ‫ﺻﺧْ ٍر َ ﱠ‬
َ ‫ﻛﺟﻠﻣود‬
(10)‫ﻋل‬
‫ﻣﻌﺎ‬
‫ﻣﻛر ِ َ ﱟ‬
‫ِ َ ﱢ‬
ُ ‫ﺣطﻪ ﱠ‬
ِ
ِ َ ‫اﻟﺳﻳل ِﻣن‬
ٍ ِ ْ ُ ‫ﻣﻔر‬
ٍ ِ ْ ُ ‫ﻣﻘﺑل‬
20
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
“My horse is a horse that we can use for invading and escaping .It goes for
word and backward well .In fastness, it is like a soft level rock washed down by the
flood”
Here by using sensory similes, the speed and fastness of the horse is shown.
َ
َ ْ ‫ﻣﻧﻪ اذا‬
ُ ‫اﻟﻣﺗﻧﻳن‬
َ ‫أو‬
(11)‫ﺣﻧظل‬
‫اﻧﺗﺣﻲ‬
َ ‫ﻣداك‬
َ َ
َ ‫ﻛﺄن‬
ْ ‫ﻋروس‬
ّ
ِ َ ْ َ ‫ﺻﻼﻳﻪ‬
ِ ْ َ ْ َ ‫ﻋﻠﻲ‬
ٍ
“Its soft .level back is like the bride’s sweet smelling stone or like colocynth.”
Now we come to the description of rain and flood which is used beautifully in
similes by Emraolgheis.
ُ ‫ﻛﺑﻳر‬
ً َ ‫ﺄن‬
‫وﺑﻠﻪ‬
(12)‫ﻣزﻣل‬
َ ‫ﺛﺑﻳرا ﻓﻲ‬
ّ ‫ﻛ‬
ُ َ
ِ ِ ْ َ ‫ﻋراﻧﻳن‬
ٍ ِ ‫أﻧﺎس ﻓﻲ‬
ِ ‫ﺑﺟﺎد ُ َ ﱠ‬
ٍ
“At the start of the rain Thabir Mountain was like the head of the tribe wrapped
in striped clothes” (running down the mountain. the flood’s direction is of different
color compared to the other parts of the mountain and it looks like a striped clothes
from afar )
ً َ ْ ُ ‫اﻟﻣﺟﻳﻣر‬
ُ ْ َ ‫ﻏﺛﺎء‬
(13)‫ﻣﻌزل‬
‫ﻏدوه‬
َ ِ
َ ُ ‫ﻛﺄن‬
ّ
ِ ْ ‫اﻟﺳﻳل و اﻷ‬
ِ َ ْ ِ ‫ﻓﻠﻛﻪ‬
ِ ‫ﻣن ﱠ‬
ِ ِ ْ َ ُ ‫رأس‬
ِ َ ‫ذري‬
“In the morning the top of Mojaymer hill was like a spinning wheel because of
flood and its remnants.” (Mojaymer was surrounded in water and its top was
surrounded with flood and the remnants turning round it like a spinning wheel.)
Now let us discuss similes on thunder:
ً ْ َ ‫ﺗري‬
ُ َ
‫أرﻳك َو‬
‫ﻣﻳﺿﻪ‬
(14)‫ﻣﻛﻠل‬
َ ُ ‫ﺑرﻗﺎ‬
َ َ ‫أﺻﺎح‬
‫اﻟﻳدﻳن ﻓﻲ َ ﱟ‬
ِ ‫ﺣﺑﻲ ُ َ ﱠ‬
ِ ْ َ َ ‫ﻛﻠﻣﻊ‬
ِ ََْ
ِ
“oh ,my friend , can you see the thunder whose brightness is like the movement
of two hands among thick clouds and whose top is like a crown over the others?
“(Only he who has been in deserts at dark, cloudy nights and has seen this thunder
with his own eyes can understand this simile)
ُ َ ‫ﻳﺿﻲء‬
‫راھب‬
‫ﻣﺻﺎﺑﻳﺢ‬
(15)‫اﻟﻣﻔﺗل‬
َ
َ ‫أو‬
ْ ‫ﺳﻧﺎه‬
‫أﻣﺎل ﱠ‬
ُ
ُ
ُ
ٍ ُ
ِ ‫ﺑﺎﻟذﺑﺎل ُ َ ﱠ‬
ِ ‫اﻟﺳﻠﻳط َ ﱠ‬
“It shines, or it is like a nun’s lantern whose wick is bent by pouring oil.”
Whoever reads Emraogheis’s Moallaga faces various nice and ordered words
and expressions which show his mastery .There are almost no mistakes in them..
That Ebn Sallam has considered Emraolgheis as the best creator of simile is quite
true.
His Moallaga is so replete with nice and new similes that have made him the
master of simile in Pre_Islamic Time.
Ebn Sallam,in his book, Tabaghat, allocates a chapter to him. It seems in
Emraolgheis,s view a poem without simile is not a poem. That is the reason why he
has decorated every subject of his Moallaga with beautiful similes. (16)
Conclusion:
The above discussions show Emraolgheis is highly interested in simile. He
takes his simile from his environment, nature, wine drinking, and pleasure making.
The main feature of his similes is that they are sensory. He is the most prominent
21
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
creator of simile and his Moallaga is full of nice and new similes imitated by Arab
and Non-Arab poets’.So, he is considered as the master of simile in Pre-Islamic
time.
Reference:
1- Alfakhoori, Hanna. The history of Arabic literature. Trans, Abdol
Mohammad Ayati (pp 58-59)
2- H. A. R. Gibb. Arabic Literature, An Introduction, London, OUP, 1974
3- Zoozani, Explanation of Moallagha-Alsab-Altaval. Explained by Omarol
Taba.( p72 L23)
4- Ibid, P 76, L 31
5- Ibid, P 78, L 37
6- Ibid, P 78, L 39
7- Ibid, P 89, L 63
8- Ibid, P 87, L 58
9- Ibid, P 87, L 59
10- Ibid, P 84, L 53
11- Ibid, P 88, L 61
12- Ibid, P 93, L 77
13- Ibid, P 94, L 78
14- Ibid, P 91, L 70
15- Ibid, P 90, L 71
16- Zeif, Shoghi. History of Arabic literature. Trans, Ali Reza Zakavati
Gharagozlu. (P 282)
22
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
АЗЯРБАЙЖАН ЯДЯБИЙЙАТЫНДА
СОНЕТ ЪАНРЫНЫН ТЯШЯККЦЛЦ
Мяммядова Тяраня ЛЯТИФ ГЫЗЫ*
Юзет
ХХ. йцзйылда Азербайжан сонет шиир тцрцнцн илк йарадыжысы Адил Бабайев олмуштур.
Азербайжан едебийатынын сонракi дюнемлеринде шаирлерден Самед Вурgун, Абдулла
Шаик, Шекер Аслан, Вагиф Щцсейнов ве башкалары да сонет шиир тцрцнде değerli санат
есерлери йаратмышлар.
Anahtar kelimeler: Azerbaycan, sonet, şiir, edebiyat, sanat
Абстраct
Iн тще Жентурй, А.Бабайев щад wоркед нот онлй он тще просе анд соннет эенре оф
Азербаиъан, бут алсо он тще щуман беинэ’с релатионсщипс. Он тще отще щанд, тще
фамоус поетс оф Азербаиъан сужщ ас Самад Вурэщун, Абдолла Шщаиг, Шщакар Аслан,
Вагиф Щцссейноф анд етж. Щад суъъежжфуллй wоркед он тще эенре оф соннет анд
литературе.
Key words: Azarbaijan, sonet, poetry, literature, work
ХХ яср Азярбайжан поезийасында, артыг гейд етдийимиз кими, сонет ъанрынын системли сурятдя ишляниб вятяндашлыг щцгугу газанмасында А.Бабайевин явязсиз хидмятляри
олмушдур. Мящз онларын йаратдыьы нцмуняляр нятижясиндя ютян ясрин яввялляриндя шеиримиздя ара-сыра эюрцнян сонет ъанры 1960-70-жи иллярдя йенидян дирчялмиш вя лирик
шеиримизин чохясрлик яняняняляриндян бящрялянмяк йолу иля севилиб охунан нцмуняляря
чеврилмишдир. Адил Бабайев саьлыьында шяхсян тяртиб етдийи китаба, нядянся, он сонет
дахил етмиш, галан шеирлярини шяхси архивиндя сахламышдыр. Мялумдур ки, сонет шаирин
йарадыжылыьынын мцдрик чаьында мцражият етдийи шеир ъанрыдыр вя тябии ки, бу шеирляр онун
щиссиййат вя мцшащидяляринин дяринляшдийи 70-жи иллярин мящсулудур. Она эюря дя Адил
Бабайевин бу ъанрда йаздыьы ясярляри сырасында дярин олмайан, фялсяфи фикирлярдян узаг,
бясит мязмунлу нцмуняляря раст эялинмир. Онун илк сонетляриндян олан «Баьбанлар
эюзлямир юлдцйц эцнц» мисрасы иля башланан сонети щямин ъанрын поетехники тяряфляриня
там жаваб вермякля йанашы, дярин фялсяфи мязмуна маликдир:
*
Bakü Devlet Üniversitesi
23
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Баьбанлар эюзлямир юлдцйц эцнц,
Баьбанлар цмидля йашайыр щяр вахт.
Узадыр баьбанын бялкя юмрцнц,
Якдийи щяр чичяк, щяр йашыл будаг.
Баьбанлар эюрмцшям сач-саггалы чал,
Бахыр щяйатына дан йери кими.
Дцшцнжяси шяффаф, зящмяти щалал,
Ялляри бир лоьман ялляри кими.
Баьбанлар еля бил щяйат рямзидир,
Кюкц аьажларла торпаьа эедир,
Торпагда горуйур юз вцгарыны.
Бяли, дцшцнмцрляр юлцмц онлар.
Ахы, щяр йай фясли баьбан оланлар
Эюзляйир салдыьы баьын барыны
(Бабайев, 32).
Инсан щяйат фялсяфясини баьбанын ямяйи тимсалында якс етдирян бу сонет Адил
Бабайевин бу мювзуда йаздыьы илк нцмунялярдяндир.
Адил Бабайеви бу ъанра мцражият етдирян щеч дя дярин вя эениш мятляблярин,
щадисялярин ири щяжмли шеирлярля ифадяси ола билмяз. Бир дя щямин эениш мязмунун,
щадисянин тясвири цчцн, ян ашаьысы, поема ъанрына мцражият етмяк оларды. Демяли, Адил
Бабайевин сонет ъанрына мцражият етмясиня тякан верян тамамиля башга бир гцввядир.
Бу, онун тяржцмячилик фяалиййятиндян доьан гцввядир, йяни Гярб ядябиййатынын дащи
сималарындан олан Уилйам Шекспир йарадыжылыьы вя онун шеирляриня олан мяфтунлуг вя
марагдыр. Йени сюз демяк, йени ифадя формасы, йени цслуб йаратмаг жящди дя бу тясири
эцжляндирян факторлардандыр. Адил Бабайевин сонет ъанрына мцражият етмясиндя гейриади, сцни бир шей йохдур. Йяни бу жящд цмуми инкишафдан доьан зяруриййятдир. Беля ки,
Азярбайжан вя цмумиййятля, истянилян диэяр халгын ядябиййаты тяшяккцл едиб
формалашдыьы илк дюврлярдян башлайараг узаг, йахын халгларын ядябиййатлары иля даим
гаршылыглы ялагядя вя тямасда олмуш, онлара юз йарадыжылыг тяжрцбясиндян ня ися вермиш
вя тябиидир ки, щямин просесин якси дя баш вермиш, йяни щямин ядябиййат диэяр халгларын
ядябиййатындан файдаланмышдыр. Тарих бойу давам едян гаршылыглы файдаланма просеси
бядии йарадыжылыьын даща чевик вя динамик ъанры олан лирик поезийада юзцнц хцсусиля
габарыг бирузя верир. Мящз бу йолла милли поезийамыз доьма ъанрларла бярабяр, няинки
тякжя сонет, баллада вя саирляр кими алынма, синтез ъанрларла да зянэинляшмишдир. Вя
демяк лазымдыр ки, щямин ъанрлар уьурлу гялям тяжрцбяси сайясиндя ядяби просесдя там
вятяндашлыг щцгугу газанмыш, мцхтялиф шаирлярин йарадыжылыьында бир лай тяшкил етмишдир.
Бир жящяти дя гейд етмяк важибдир ки, Адил Бабайев сонет ъанрыны сечяркян, ону
Азярбайжан ядябиййатына эятиряркян механики тятбиг цсулуна алудя олмамыш, щямин
ъанра милли овгат, Азярбайжан поезийасына хас лириклик вермишдир.
Лакин сонетя мараг щяр заман ейни олмамыш, беля ки, ХЫВ-ХЫХ ясрляр арасында бу
ъанра мараг о дяряжядя азалмышдыр ки, щятта о, сцгута уьрамыш сайылырды. ХВЫ ясрдя
сонетя артан нисби мараг ХХ ясрин 30-жу илляриндя даща да артмышдыр. Тябиидир ки, бу
ъанр Азярбайжан ядябиййатында да ХХ ясрин 30-жу илляриндян сонра таныныб. Сонет
Азярбайжан шеириндян форма етибары иля фярглянся дя, бу ъанра мцражият едян
сяняткарларын миллилийи горумасы щесабына мязмун, лирик тящкийя цсулу, бядии тясвир вя
ифадя васитяляриня эюря поезийамызда гондарма ъанр кими эюрцнмир.
24
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Мцяййян дяряжядя сцгута уьрамасына бахмайараг, ХВЫ ясрдян башлайараг сонет
Авропанын диэяр юлкяляринин поезийасында эениш йайылмаьа башламыш, ейни заманда
тякмилляшмиш вя йени формаларла зянэинляшмишдир.
Авропа поезийасынын сонет ъанрыны Азярбайжан поезийасында вятяндашлыг щцгугу
верян йазарлардан бири дя Адил Бабайев олду. Демяк лазымдыр ки, Адил Бабайевя гядяр
дя сонет ъанры Азярбайжан поезийасында айры-айры шаирлярин мцражият етдийи шеир
формаларындан олуб. Лакин бязян бу мягсядли йох, тясадцфи характер дашыйыб.
Азярбайжан шаирляриндян Сямяд Вурьун, Абдулла Шаиг, Шякяр Аслан, В.Щцсейнов вя
башгалары да бу ъанрда уьурлу бядии нцмуняляр йаратмышдыр. Бунлардан биринжиси бу вя
йа башга лирик ъанрларда йаздыьы ясярлярдя бязян адыны чякмядян сонетляря хас
гурулушдан истифадя етмишдир. Мясялян, Сямяд Вурьунун «Комсомол поемасынын» илк
мисралары белядир:
Айазлы, шахталы бир гыш ахшамы,
Йедди йолдаш олуб йола дцзялдик.
Гарларла юртцлц бир дцзя эялдик.
(Вурьун, 7).
Поема классик мясняви ъанрында йазылмыш, онун гафийя системи дя щямин мисралар
истисна олмагла, бу ъанрын тялябляриня уйьундур. Лакин йухарыда эятирдийимиз цч
мисралыг парча Гярб поезийасындакы совет ъанрынын цчлцйцнц, йяни «Илащи комедийа»нын
формасыны хатырладыр. Ола биляр ки, бу бир тясадцф олсун вя сюзэялиши ишлядилсин. Амма
шаирин щямин формадан сонракы ясярлярдя дя истифадя етмяси, зяннимизжя, онун бу
истигамятдя йени бядии ифадя ахтарышлары иля ялагядардыр. Шаирин «Муьан» поемасында еля
парчалар вар ки, анжаг цчлцклярля йазылмышдыр:
…Кцрцн гыраьында, Муьан дцзцндя,
Зямиси, тарласы суйун эюзцндя.
Салманлы адланан бир кяндимиз вар.
Онун дюрд йанында йашыл тарлалар,
Сейряк аьажлыглар, гамышлыглар да,
Там йашыл эюрцнцр лап сон бащарда.
…Цз-цзя дурмушдур суваглы дамлар,
Щай вериб, щай алыр эцмращ адамлар.
Гызлар су эютцрцр лилли архлардан.
(Вурьун, 386)
Вердийимиз бу парчада сонетин цчлцк формасы иля охшарлыг айдын эюзя чарпыр. Лакин
мювзудан, даща доьрусу, лирик тяряннцм сяжиййясиндян асылы олараг, бядии ифадя тярзинин
ряванлыьыны вя эюзяллийини тямин етмяк цчцн мцяллиф шеирин гафийя гурулушунда мцяййян
дяйишикликляр етмишдир. Башга сюзля, о, поезийамыза йенижя гядям гоймуш ъанра, онун
бядии имканларына йарадыжылыгла йанашмышдыр. Ону да демяк лазымдыр ки, сонет ъанрынын
тяшяккцлцндя, формалашмасында вя ишлянмя тяжрцбясиндя беля вариасийалара, дяйишиклик
вя тякмилляшмя щалларына башга юлкялярин бядии ядябиййатларында да раст эялмяк
мцмкцндцр. Даща доьрусу, бядии просес цчцн беля щаллар ади щадисядир. Тясадцфи щал
дейил ки, мцасир ядябиййатшцнаслыьымызда йухарыдакы нцмуняйя уйьун олан сонетляр
чялянэини бязян поема адландырырлар. Фикримизжя, бу истилащы дягигляшдирмяйя ещтийаж
вар. Яслиндя, щяр чялянэ ейни вя йа йахын мювзуда йазылмыш шеирляр топлусудур.
Поемаларда мцяййян сцъет хятти, щадисяляр, тящкийяляр вя нящайят сурятляр олдуьу
щалда, чялянэлярдя бунлар йохдур. Айрылыгда эютцрцлмцш лирик шеирляр, силсилялярдя дя лирик
25
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
гящряман мцяллифин юзцдцр. Ейни бир щал сонетдя дя юзцнц эюстярир. Йери эялмишкян,
сонет чялянэи адландырылан щямин топлу шеирляр сонетлярин ян мцряккяб вя чятин
формасыдыр. О, шаирдян бюйцк истедадла бярабяр, дярин билик вя мцшащидя бажарыьы,
бядии-фялсяфи идрак, цмумиляшдирмя тяжрцбяси, поетик вярдиш, йцксяк бядии дил
мядяниййяти тяляб едир. Сонет чялянэи гаршыйа гойулан проблеми комплекс шякилдя щялл
етмяйя чалышыр вя шярти олараг дейя билярик ки, о, поема ъанрына уйьун эялир. Сонет ися
кичик щяжмли олмагла, ян йахшы щалда, силсиля тяшкил едя биляр. Азярбайжан поезийасында
сонет чялянэи Сямяд Вурьун йарадыжылыьы тимсалында мцшащидя едилир вя бу да, гейд
етдийимиз кими, мягсядли шякилдя олмайыб. Диэяр сонет йарадыжылары, о жцмлядян, Адил
Бабайев сонет чялянэи йаратмайыб. Анжаг сонет чялянэи вя йа сонет формасында ифадя
олунмасындан асылы олмайараг бу ъанрда йазылмыш ясил бядии сюз нцмуняси мязмунун
дярин ифадяси цчцн щяжмдян асылы олмур. Мясялян, сонетчи шаир кими танынан Вагиф
Щцсейнов «Инсан» адлы сонетиндя инсанын жямиййятдя йери, онун мянявиййаты, онун
инсан топлумунда мювгейи вя гаршылыглы ялагяляри, нящайят, щяйат вя тябиятя даир
мцяллифин ижтимаи фялсяфи фикир вя дцшцнжяляри ясас йер тутур. Щям дя шаирин юз оьлу иля
мящраманя сющбяти щяр щансы дидактикадан чох-чох узагдыр, о, нясищят вермир, яксиня,
инсаны онун сирли-сещрли мяналарла долу дцнйасыны сяхавятля, шювгля тясвир вя тяряннцм
едир.
Щамыдан аьыллы, щамыдан эюзял,
Бир гыз йолларында дайаныб, оьул!
Ня хына эюрцбдцр о эюйярчин ял,
Ня дя сир-сифяти бойаныб, оьул.
Еля эюзялдир ки, сян йемя, ичмя,
Тамашасына дур щцснцн, гамятин.
О гызын йанындан мцрэцлц кечмя,
Сянин талейиндир, сянин гисмятин.
Онун сачларында йайлаьын ятри,
Онун няфясиндя булаьын ятри.
Щцнярдя, гейрятдя бир диши аслан.
Жащанда юлцм дя ешгя баш яйир,
Йер дейир, эюй дейир, дянизляр дейир:
Щамыдан эцжлцсян, Инсан, ей Инсан.
(Щцсейнов, 66).
Эюрцндцйц кими, сонет силсиляси бир щадисядян, мятлябдян диэяриня кяскин маневр
етмякля кечмяйя эениш имкан йарадыб. Эюзялин тясвириндян бирдян-биря щяйат вя
ижтимаи фялсяфи фикирляря, дцшцнжяляря кечилмяси охужуну о гядяр дя диксиндирмир, чцнки
шеирин гурулушу, дюрдлцкляр вя цчлцклярин нювбяляшмяси ритмиклийин мязмуна хидмят
етмясиня бир гядяр имкан верир. Шцбщясиз ки, беля мязмун сычрайышы мясняви ъанрында
олса иди, ясярин щиссяляри арасында щармонийа, ащянэдарлыг позуларды. Демяли, шеирдя,
нязмдя форма ритмиклийя хидмят етмякля йанашы, мязмун дольунлуьуна да истигамят
верир. Лакин мювзудан мювзуйа кечмяк цчцн едилян бу кяскин маневр Адил Бабайев
сонетляриндя тясвир вя фялсяфи йекун истигамятиндя эетдийиндян, о гядяр дя цздя олмур:
Ряссам лювщя йарадыр, чюрякчи ун яляйир,
Гяввас суйун дибиндян тапыр мирвари, инжи.
Инсанын цряйиня эцняшдян нур чиляйир
Юз ялинин зящмяти, юз ишинин севинжи.
26
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Юзэянин мющнятиндян, юзэянин зящмятиндян
Варланыб хош йашамаг хошбяхтлик сайылармы?
Тяр иля зинятлянян зящмятин шющрятиндян
Бюйцк шющрят олармы, бяхтийарлыг олармы?
Унутмайаг бир ан да инсанлыг гцруруну,
Юмрцмцзя ичирдяк эюзцмцзцн нуруну.
Фяхр еляйяк щяр заман алнымызын тярийля.
Дцшмяйяк щярислийин чиркаблы изляриня,
Бахаг ясрин, щяйатын, инсанын эюзляриня,
Намуслу бир инсанын горхусуз эюзлярийля.
(Бабайев, 109)
Вагиф Щцсейновин йухарыда вердийимиз сонетиндя олдуьу кими, бу сонетдя дя яввял
тясвир, сонра фялсяфи йекун, нятижя эялир. Етираф едяк ки, Вагиф Щцсейнов сонетиндя
мювзудан мювзуйа кяскин сычрайыш щисс едился дя, Адил Бабайевдя бу кечид бир гядяр
щармоникдир, рабитялидир. Чцнки икинжи дюрдлцкдя суаллар силсиляси охужуну йекун, фялсяфи
жаваба щазырлайыр.
Адил Бабайевин сонетляри мювзу вя мязмун етибариля рянэарянэдир, ялвандыр, даща
доьрусу, поезийанын милли ъанрларында яслини тапан мотивляр сонетляр цчцн дя ейни жцр
актуалдыр вя тябият вя инсан, торпаьа баьлылыг, йашамаг вя йаратмаг щявяси, севэи вя
мящяббят дуйьулары, мяняви-психолоъи мягамлар, фялсяфи дцшцнжяляр охужу цчцн
мараглы мювзулардан ола биляр.
Адил лирик шаирдир. Онун шеир рцбабынын сядалары рянэарянэдир, щяйатын, тябиятин щяр
щадисяси онун шаир кюнлцнц щяйяжана, риггятя эятирирди, онун цчцн бюйцк-кичик мювзу,
бюйцк-кичик щадися йох иди. О, истянилян проблеми, мювзуну хцсуси бир илщамла ясас бир
ядяби анлайыш, мяфщум ятрафында жямляшдирирди – Инсан. Вя онун арзуларына, эяляжяйиня
хидмят. О, Вятяндян дя, онун йолларындан да, тябият тясвириндян дя, ижтимаи-сийаси
щадисялярдян дя, щятта кцлякдян дя, улдузлардан да данышанда сон нятижя кими Инсана
эялиб чыхырды. Инсан Адил Бабайевин юлчц ващидидир. Онун гялби Инсана мящяббятля вя
шяфгятля долудур. Инсана, онун гурдуьу жямиййятя файда эятирян щяр щансы щадися
йахшыдыр, эюзялдир, мягбулдур, инсана зийан верян, онун сяадятиня гаршы чеврилян щяр
щансы щадися писдир, ейбяжярдир, нифрятя лайигдир. Инсанын инсандан няйися ясирэямяси
бюйцк бир ел гынаьыдыр.
Адил Бабайев сонетляриндя хошбяхтлик анлайышы да юзцнямяхсус шякилдя изащыны
тапыр. О, бу анлайышы дяйишмяз, донуг, бцтцн дюврляр цчцн ейни бир мяна верян
мяфщум кими эютцрмцр. Халгымызын кечмиши цчцн вятяни азад эюрмяк, зцлм вя
истисмары арадан галдырмаг хошбяхтлик сайылырдыса, шаирин дюврц цчцн щямин анлайыш йени
мащиййят дашыйырды. Щямин мювзудан данышан Айдын Микайылов Адил Бабайев
сонетляриндяки хошбяхтлийи бу ъцр сяжиййяляндирир: «Хошбяхтлик инди совет адамларындан
ютрц даща чох яхлаги, мяняви мязмунла зянэинляшмишдир» (Микайылов, 6.) Шаир
хошбяхтлийи вясф едяряк бяхтийарлыьы беля сяжиййяляндирир:
Юзэянин дювлятиндян, юзэянин зящмятиндян,
Варланыб хош йашамаг хошбяхтлик сайылармы?
Тяр иля зинятлянян зящмятин шющрятиндян
Бюйцк шющрят олармы, бяхтийарлыг олармы?
Адил Бабайев сонетляринин цмуми мязмуну щаггында данышаркян онун бу ъанрда
йаздыьы илк вя сон шеириня диггят йетирмямяк мцмкцн дейил. Шаир илк сонетини 1949-жу
27
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
илин нойабрында йазмышдыр. Бу, «Кешикдя» адланыр вя ХХ ясрин ян дящшятли
мцщарибясиндян мяьлуб чыхан Берлинин мянзярясиня, онун кцчяляриндя кешик чякмякля
дцнйанын динжлийини горуйан Азярбайжанлы ясэярин хяйал аляминин лирикасына щяср
едилмишдир:
Сакит няфяс алыр Берлин шящяри,
Чюкцр мешялярин гойнуна ахшам.
Бир ясэяр гялбиндя сонсуз бир илщам,
Динляйир ужалан тяраняляри.
Бюйцк бир бинанын дурмуш йанында,
О жаван тутараг ялиндя йараг.
Няьмя эянж гялбиня мизраб вурараг
Язиз бир дийары эятирир йада.
(Бабайев, 27).
Щямин бу сонет гурулуш вя гафийя системиня эюря мцкяммялдир вя бу шеирдя
Азярбайжан поезийасындан эялян бир сяжиййя, хцсусиля сцъетли шеир яламяти диггяти жялб
едир. Беля ки, лирик сонетдя мцхтясяр бир сцъет, шаирин юзц иля бярабяр ясэяр вя ана суряти
дя йарадылмышдыр.
Шаирин сонунжу сонети ися чап едилмяйиб, чцнки онун оьлу Етибар Бабайевин етираф
етдийи кими, «Адил Бабайевин ев архивиндя олан, истифадя етмядийи гейд дяфтярлярини
эютцрцб ишлятмяк аьырдыр. Чцнки бунлар Адил Бабайевин йазылмайан шеирляри,
сяслянмяйян няьмяляридир:
Мян юмцр истямирям рийа, хяйанят цчцн,
Йурдума эяряк олан сюз цчцн, сянят цчцн,
Юмцрдян доймамышам, щяйатдан доймамышам...
Бу, онун йаздыьы сон сонетин сон мисраларыдыр» (Етибар, 10).
Цмуми мянасы, мяьзи вя гайяси вятянпярвярлик, щуманизм, камил инсан олан Адил
Бабайев сонетляри инсан вя жямиййят, инсан вя тябиййят, инсанын башгаларына вя юзцня
мцнасибяти онун дахили щяйяжанларыны, истяк вя арзуларыны ишыгландырыр. Бу гайя вя
идейалар щамымыза юрняк олмалыдыр, инсан --- халгынын, вятянинин ювлады олан щяр бир
адам щяйатда чятинликдян горхмамалы, башгаларынын дярдиня шярик, севинжиня ортаг
олмаьы бажармалыдыр.
Ядябиййат сийащысы
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
А.Бабайев. Гылынжлар арасында. Бакы, Эянжлик, 1970, с.32.
Сямяд Вурьун. Ясярляри, ЫЫЫ жилд, Бакы, ЕА-нын няшриййаты, 1960, с.7.
Сямяд Вурьун. Ясярляри, ЫЫЫ жилд, Бакы, ЕА-нын няшриййаты, 1960, с.386.
В. Щцсейнов. Дцнйа, сяня боржум галды. Бакы, Дцнйа, 1996, с.66.
А.Бабайев. Сонетляр. “Азярбайжан” ъурналы, 1971, № 2, с.109-113.
А.Микайылов. Лирик сятирляр. “Ядябиййат вя инжясянят” гязети, 16 октйабр 1971-жи ил.
А. Бабайев. Мяним абидям. Бакы, Эянжлик, 1979, с. 120 с.
Е.Бабайев. Ата олсам беля, ата истярям. “Жцмя ахшамы” гязети, Бакы, 2000-жи ил,
25-27 йанвар.
28
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
КУР’АН-Ы КЕРИМ’ДЕ БЕНЗЕМЕЛЕР ВЕ ФАРКЛЫЛЫКЛАР
SIMILARITIES AND VARIETIES IN QU’RAN
Nesrulla Naiboğlu MEMMEDOV*
Özet
Kuran-ı Kerim’ de sıradan yazım farklılığı gibi görüken bir takım kelimeler var
ki, aslına bakılırsa söz konusu kelimeler belağat ve icaz özelliği taşırlar. İlk
baktığımızda yaklaşık olarak aynı anlam gibi etki yapan bu sözcükler derinden
incelemeler yapılınca onların ince anlamlar bildirdiğini görebiliriz. Kuran’da her
kelime kendine has yerini bulmuştur. Bu yüzden de tabirlerdeki benzemeler ve
farklılıklar güzel görünüm için değil, daha derin anlamlar ibraz etme amacını taşır.
Bu da anlamın daha etkili daha anlaşılır iletilmesine hizmet etmiştir. Söz konusu
durum Kuran’ın genel uslübu içerisinde bir uyum ve aheng sağlamaktadır.
Anahtar kelimeler: Kuranın uslübu, belağat, icaz, benzemeler ve farklılık,
ahengtarlık.
Abstract
Some words seemed to be simple orthographical unit in Qu’ran, but in reality
meanings have their own unique, eloquence and miracle. The words have the same
meanings at the first sight, but if we look throw them attentively we can see their
irreplaceability. Each word has been used in Qu’ran in its unique precise meaning.
That’s why the similarity of expressions and its variety has not been created for the
play of the words. It was used to express deeper meaning, and this helps to
understand it in the best way. This case helps to create special harmony in Qu’ran.
Key words: Style of the Quran, eloquence, miracle, similarity, variety,
harmony.
*
Doç. Dr., Bakü Devlet Üniversitesi
29
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Кур’ан услубцндеки юнемли ве диккатешайан юзелликлерден бири де айат ве
ибарелерде кими щаллерде келиме ве келимелердеки щарфлерин фарклы кулланым
шекиллеридир.
Сырадан имлâ фарклылыьы эиби эюзцкен ишбу келимелер ъидди теткик едилинъе сюз
конусу келиме ве щарфлерин балаьат ве еъаз юзеллиьин ташыдыьы мейдана чыкыйор
ве диьер услуп юзелликлери эиби бу дурумун Илащи Китаб’ын сырларыны юьренмеде
йардымъылыьы белли олуйор. Конуйу кыса кеселим дийе Кур’ан’даки Мекке
кентинин адыны билдирмек амаъыйле кулланылмыш ‫ ﻣﻜﺔ‬ве ‫ ﺑﻜﺔ‬келимелерин кулланым
услубуна диккат еделим.
.‫ِﻴﻦ‬
َ ‫س َﻟﱠﻠﺬِي ِﺑ َﺒ ﱠﻜ َﺔ ُﻣﺒَﺎرَآ ًﺎ َو ُهﺪًى ﱢﻟ ْﻠﻌَﺎ َﻟﻤ‬
ِ ‫ﺿ َﻊ ﻟِﻠﻨﱠﺎ‬
ِ ‫ﺖ ُو‬
ٍ ‫ن َأ ﱠو َل َﺑ ْﻴ‬
‫ِإ ﱠ‬
(Доьрусу инсанлар ичин илк курулан ев Мекке’де, дцнйâлар ичин мцбарек ве
доьру йол эюстерен Кâбе’дир (Али Имран: 96)
Эюрцндцьц цзере, айет’те Мекке анламыны вермиш келиме ‫ِ ﺑﻜﺔ‬шеклинде
кулланылмыштыр.
Башка бир айет’те де О, ‫ ﻣﻜﺔ‬шеклиндедир. Юрнеьин:
‫ن‬
َ ‫ن اﻟﱠﻠ ُﻪ ِﺑﻤَﺎ َﺗ ْﻌ َﻤﻠُﻮ‬
َ ‫ﻋ َﻠ ْﻴ ِﻬ ْﻢ َوآَﺎ‬
َ ‫ﻇ َﻔ َﺮ ُآ ْﻢ‬
ْ ‫ن َأ‬
ْ ‫ﻦ َﻣ ﱠﻜ َﺔ ﻣِﻦ َﺑ ْﻌ ِﺪ َأ‬
ِ‫ﻄ‬
ْ ‫ﻋ ْﻨﻬُﻢ ِﺑ َﺒ‬
َ ‫ﻒ َأ ْﻳ ِﺪ َﻳ ُﻬ ْﻢ ﻋَﻨ ُﻜ ْﻢ َوَأ ْﻳ ِﺪ َﻳ ُﻜ ْﻢ‬
‫َو ُه َﻮ اﱠﻟﺬِي َآ ﱠ‬
‫َﺑﺼِﻴﺮًا‬
(Сизи онлара-(мцшриклере) цстцн кылдыктан сонра, Мекке бюлэесинде,
онларын еллерини Сизден, Сизин еллеринизи онлардан эери тутан, савашы юнлейен О’дур.
Аллащ йаптыкларынызы эюрендир. (Ел-Фетищ 25)
Айетте сюз конусу анлам даща чок йайэын олан ‫ ﻣﻜﺔ‬келимесийле ифаде
едилмиштир.
Âли Имран суресиндеки айны анламын ‫ ﺑﻜﺔ‬келимеси йардымыйле ифаде
едилмесине эелинъе, бу сонраки айетин манасыйле илэили олабилир. Чцнкц, билэинлер,
сонракы айетте
...‫ﻼ‬
ً ‫ﺳﺒِﻴ‬
َ ‫ع ِإ َﻟ ْﻴ ِﻪ‬
َ ‫ﺳ َﺘﻄَﺎ‬
ْ ‫ﻦا‬
ِ ‫ﺖ َﻣ‬
ِ ‫ﺞ ا ْﻟ َﺒ ْﻴ‬
‫ﺣﱡ‬
ِ ‫س‬
ِ ‫ﻋﻠَﻰ اﻟﻨﱠﺎ‬
َ ‫ َو ِﻟّﻠ ِﻪ‬...
(Орайа йол була билен инсана, Аллащ ичин о еви ( Кабе’йи) щаъъетмеси
эереклидир.
(Âли Имран 97 ) денилдиьинден долайы
‫ﺑﻜﺔ‬
келимесинин
кулланылмасынын анлама даща йакын олмасыны белиртмишлердир. Малûм, Щаъ
заманы чок бцйцк бир калабалык олушуйор ве ‫ ﺑﻚ‬келимеси де калабалыьы ифаде
еттиьи ичин ‫ ﺑﻜﺔ‬келимеси уйэун келиме оларак сечилмиштир (Ес-Семерраи 1974: 154).
Ел-Фетищ сцресиндейсе сюз конусу мâнâ сык сык кулланылмыш ‫ ﻣﻜﺔ‬келимесинин
йардымыйле ифаде едилерек кендине щас позисйонда кулланылмасыны саьламыштыр.
Йукарыйа эечирдиьимиз айетте йине айны анламын ‫ ﺑﻜﺔ‬шеклинде ифадесинин бир
себеби де шюйле ачыкланмыштыр:
Сюз конусу айеттеки келиме ‫ ﺑﻜﺔ‬шеклинде йазылмыш олсайды о заман суредеки
щарфлерин сайысыйле илэили варолан бюлэц бозулабилирди. Чцнкц суренин башындакы
мукатте щарфлерин (‫ )اﻟﻢ‬эенелде, кулланым тезлиьи суреде 5662 кез олуб 19
ракамынын 298’е чарпылмасындан алынмыш щасыла берабердир. Еьер келиме ‫ﻣﻜﺔ‬
шеклинде назыл олмуш олсайды о заман онун топламы мукатте щарфлер ичин ортак
ракам олан 19’а таксим олунмазды (Щелифе 1983: 47).
30
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Йукарыда кайдеттиьимиз щер ики себеп де келименин ‫ ﺑﻜﺔ‬шеклинде назыл
олунмасына есас алынабилир.
Конуйле илэили диьер келимелерин кулланым услûбцнц эюзден эечирмек уйэун
олурду. Юрнеьин:
‫ﻋ ُﻔ ّﻮًا َﻗﺪِﻳﺮًا‬
َ ‫ن‬
َ ‫ن اﻟّﻠ َﻪ آَﺎ‬
‫ﺳ َﻮ ٍء َﻓ ِﺈ ﱠ‬
ُ ‫ﺨﻔُﻮ ُﻩ َأ ْو َﺗ ْﻌﻔُﻮ ْا ﻋَﻦ‬
ْ ‫ﺧﻴْﺮًا َأ ْو ُﺗ‬
َ ‫إِن ُﺗ ْﺒﺪُو ْا‬
(Бир ийилиьи ачыьа вурур, йащут эизли тутсаныз вейâ сизлер бир кютцлцьц
аффедерсениз, билин ки Аллащ да Аффеден’дир. Эцчлц олан’дыр. Ен-Ниса:149)
Диьер бир айет’те де шюйле буйурулмактадыр.
‫ﻋﻠِﻴﻤ ًﺎ‬
َ ‫ﻲ ٍء‬
ْ ‫ﺷ‬
َ ‫ن ِﺑ ُﻜﻞﱢ‬
َ ‫ن اﻟﱠﻠ َﻪ آَﺎ‬
‫ﺨﻔُﻮ ُﻩ َﻓ ِﺈ ﱠ‬
ْ ‫ﺷﻴْﺌ ًﺎ َأ ْو ُﺗ‬
َ ‫إِن ُﺗ ْﺒﺪُوا‬
(Бир шейи ачыкласаныз ды эизлесениз де Аллащ шцбщесиз щепсини билир. ЕлЕщзаб:54)
َ ‫ إِن ُﺗ ْﺒﺪُوا‬фарклы кулланымыны
Биринъи юрнекте ‫ﺧﻴْﺮًا‬
َ ‫إِن ُﺗ ْﺒﺪُو ْا‬, икинъи юрнектейсе ‫ﺷﻴْﺌًﺎ‬
эюрмектейиз. Бу, Ен-Ниса суресиндеки сюз конусу ифадеден юнъеки айетте:
‫ﻋﻠِﻴﻤ ًﺎ‬
َ ‫ﺳ ِﻤﻴﻌ ًﺎ‬
َ ‫ن اﻟّﻠ ُﻪ‬
َ ‫ﻇ ِﻠ َﻢ َوآَﺎ‬
ُ ‫ﻦ ا ْﻟ َﻘ ْﻮ ِل ِإ ﱠﻻ ﻣَﻦ‬
َ ‫ﺴ َﻮ ِء ِﻣ‬
‫ﺠ ْﻬ َﺮ ﺑِﺎﻟ ﱡ‬
َ ‫ﺤﺐﱡ اﻟّﻠ ُﻪ ا ْﻟ‬
ِ ‫ﱠﻻ ُﻳ‬
(Аллащ зулме уьрайан кимседен башкасынын, кютцлцьц сюзле биле ачыкламасыны
севмез, Аллащ ишитир ве билир) денилмесийле иллэили олуп айны услцбе уйэун оларак
сонраки айетте: Еэер ийилиьи ачыьа вурурсаныз...дийе кайдедилмектедир ки,
бурадаки ийилиьин ачыьа вурулмасы , кютц сюзцн ачык сюйленмесинин ( кютцлцьц
сюзле ачыклама) акси олуп каршыт анлам ташыр.
Сонраки юрнеье эелдиктейсе, ондан юнъеки айетлерде:
...‫وَاﻟﱠﻠ ُﻪ َﻳ ْﻌ َﻠ ُﻢ ﻣَﺎ ﻓِﻲ ُﻗﻠُﻮ ِﺑ ُﻜ ْﻢ‬...
«Аллащ калблеримизде оланы билир» (Ел-Ещзаб: 51)
‫ﻲ ٍء ﱠرﻗِﻴﺒًﺎ‬
َ ‫ن اﻟﱠﻠ ُﻪ‬
ْ ‫ﺷ‬
َ ‫ﻋﻠَﻰ ُآﻞﱢ‬
َ ‫ َوآَﺎ‬...
«Аллащ щер шейи эюзетмектедир» (Ел-Ещзаб: 52) буйурулдуьу ичин сонраки
(54’нъц) айетте де услубе уйэун оларак: Бир шейи ачыкласаныз да эизлесениз де
(фаркетмез!) «Аллащ шцбщесиз щепсини билир» денилмектедир. Бюйлеъе, щер бир
келиме кендине уйэун йерде кулланыларак долу анлам арзетмейе щизмет едер.
Диьер йандан, айетлердеки келимелерин кулланылмасы ики юнемли пренсипи
ищтива едер: Биринъиси, анлам ве метин, икинъиси, келименин шекил ве телâффцзц.
Аъеба, бюйлеъе не дцшцнцлмцш? Кайдеттиклеримизле илэили оларак айетлере
баш вуралым.
...‫ﻦ ا ْﻟ َﻘ ْﺘ ِﻞ‬
َ ‫ﺷ ﱡﺪ ِﻣ‬
َ ‫ﺧ َﺮﺟُﻮ ُآ ْﻢ وَا ْﻟ ِﻔ ْﺘ َﻨ ُﺔ َأ‬
ْ ‫ﺚ َأ‬
ُ ‫ﺣ ْﻴ‬
َ ‫ﻦ‬
ْ ‫ﺧ ِﺮﺟُﻮهُﻢ ﱢﻣ‬
ْ ‫ﺚ َﺛ ِﻘ ْﻔ ُﺘﻤُﻮ ُه ْﻢ َوَأ‬
ُ ‫ﺣ ْﻴ‬
َ ‫وَا ْﻗ ُﺘﻠُﻮ ُه ْﻢ‬
(Онлары (Мекке мцшриклерини ) булдуьунуз йерде юлдцрцн. Сизи чыкардыклары
йерден (Мекке’ден) сиз де онлары чыкарын. Фитне чыкармак (Мцшриклерин фитнеси),
адам юлдцрмектен даща кютцдцр... (Ел-Бакара:191)
Ве
‫ﺤﺮَا ِم‬
َ ‫ﺠ ِﺪ ا ْﻟ‬
ِ‫ﺴ‬
ْ ‫ﺳﺒِﻴ ِﻞ اﻟّﻠ ِﻪ َو ُآ ْﻔ ٌﺮ ِﺑ ِﻪ وَا ْﻟ َﻤ‬
َ ‫ﺻ ﱞﺪ ﻋَﻦ‬
َ ‫ﺤﺮَا ِم ِﻗﺘَﺎ ٍل ﻓِﻴ ِﻪ ُﻗ ْﻞ ِﻗﺘَﺎ ٌل ﻓِﻴ ِﻪ َآﺒِﻴ ٌﺮ َو‬
َ ‫ﺸ ْﻬ ِﺮ ا ْﻟ‬
‫ﻦ اﻟ ﱠ‬
ِ‫ﻋ‬
َ ‫ﻚ‬
َ ‫ﺴ َﺄﻟُﻮ َﻧ‬
ْ ‫َﻳ‬
...‫ﻦ ا ْﻟ َﻘ ْﺘ ِﻞ‬
َ ‫ج َأ ْه ِﻠ ِﻪ ِﻣ ْﻨ ُﻪ َأ ْآ َﺒ ُﺮ ﻋِﻨ َﺪ اﻟّﻠ ِﻪ وَا ْﻟ ِﻔ ْﺘ َﻨ ُﺔ َأ ْآ َﺒ ُﺮ ِﻣ‬
ُ ‫ﺧﺮَا‬
ْ ‫َوِإ‬
Ей Мущаммед! Сана щцрмет едилен ай’ы, о ай’даки савашы сорарлар. Де ки,
«О айда савашмак бцйцк сучтур. Аллащ йолундан алыкоймак, О’ну инкâр етмек,
31
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Месъид-и Щарам’а енэел олмак ве щалкыны орадан чыкармак Аллащ катында даща
бцйцк сучтур. Фитне чыкармак исе юлдцрмектен даща бцйцктцр.(Ел-Бакара:217)
Биринъи айетте ‫ اﻟﻔﺘﻨﺔ أﺷﺪ ﻣﻦ اﻟﻘﺘﻞ‬денилдиьи щалде, икинъи айетте ‫اﻟﻔﺘﻨﺔ أآﺒﺮ ﻣﻦ اﻟﻘﺘﻞ‬
денилмектедир. Бюйле ифаде икинъи айетте бцйцк чалышмалар сюз конусу
олдуьундандыр. Шюйле ки, ‫ ﻗﻞ ﻗﺘﺎل ﻓﻴﻪ آﺒﻴﺮ‬ве ‫ وإﺧﺮاج أهﻠﻪ أآﺒﺮ ﻋﻨﺪ اﷲ‬дийе буйурулур ве
метне ве мâнâйа уйсун дийе ‫ أآﺒﺮ‬келимеси кулланылмыш ве бунунла да анлам
тамамланмыштыр.
Икинъи айетте исе метинде проблем башка шекилде олуп Кâфирлере шиддет
уйэулама емролунур. Бу йцзден де бу айетте ‫ أﺷﺪ‬келимеси юзел бир шекилде
кулланыларак кендине щас йерини тутмуштур.
Айры айры айетлерде буна бензер фарклы куллланымлардан йарарланыларак
йцксек мантык ве исабетли анламлар тцретилмесине Кур’анын бирчок йерлеринде
растланылабилир. Юрнеьин
‫ﻦ‬
َ ‫ﺧﺮِﻳ‬
ِ ‫ض ِإﻟﱠﺎ ﻣَﻦ ﺷَﺎء اﻟﱠﻠ ُﻪ َو ُآ ﱞﻞ َأ َﺗ ْﻮ ُﻩ دَا‬
ِ ‫ت َوﻣَﻦ ﻓِﻲ ا ْﻟ َﺄ ْر‬
ِ ‫ﺴﻤَﺎوَا‬
‫ع ﻣَﻦ ﻓِﻲ اﻟ ﱠ‬
َ ‫ﺦ ﻓِﻲ اﻟﺼﱡﻮ ِر َﻓ َﻔ ِﺰ‬
ُ ‫َو َﻳ ْﻮ َم ﻳُﻨ َﻔ‬
Сûр’а цфцрцлдцьц эцн, Аллащын диледиклери бир йана, эюклерде оланлар да йерде
оланлар да корку ичинде калырлар, щепси Аллащ’а бойунлары бцкцлмцш оларак
эелирлер (Ен-Немл:87)
Ве
‫ﺧﺮَى َﻓ ِﺈذَا هُﻢ‬
ْ ‫ﺦ ﻓِﻴ ِﻪ ُأ‬
َ ‫ض ِإﻟﱠﺎ ﻣَﻦ ﺷَﺎء اﻟﱠﻠ ُﻪ ُﺛﻢﱠ ُﻧ ِﻔ‬
ِ ‫ت َوﻣَﻦ ﻓِﻲ ا ْﻟ َﺄ ْر‬
ِ ‫ﺴﻤَﺎوَا‬
‫ﻖ ﻣَﻦ ﻓِﻲ اﻟ ﱠ‬
َ ‫ﺼ ِﻌ‬
َ ‫ﺦ ﻓِﻲ اﻟﺼﱡﻮ ِر َﻓ‬
َ ‫َو ُﻧ ِﻔ‬
‫ن‬
َ ‫ﻈﺮُو‬
ُ ‫ِﻗﻴَﺎ ٌم ﻳَﻨ‬
Сûр’а цфленинъе, Аллащын диледиьи бир йана эюклерде оланлар, йерде оланлар
щепси дцшцп юлцр. Сонра Сûр’а бир даща цфленинъе щемен айаьа калкып бакышыр
дурурлар.(Яз-Зумер:68)
Эюрцндцьц цзере, биринъи юрнектеки айетте ‫( ﻓﺰع‬коркмак) келимеси
кулланылдыьы щалде, икинъи айетте ‫( ﺻﻌﻖ‬сарсмак) ейлеминден йарарланылмыштыр.
Айетлерин услûбцне эюз атаъак олурсак, илк бактыьымызда юнемсиз эюзцкен бу
фаркларын, аслына бакылырса, метин ичерисинде щассас анлам тцретмейе йардым
едер ве мантыьы даща еткили кылмайа щизмет еттиьи белли олур. Суре ичерисинде сюз
конусу айетлерден еввел ве сонра эелен айетлере бактыьымызда, бу келимелерин
щер биринин онлара уйэун йерлерде илащи такдире есасен кулланыларак олаьанцстц
щассасиййетле ве титизликле сечилдиьи тезащцр едер.
Кирманинин фикрине эюре, ен-Немл суресинде ‫ ﻓﺰع‬ейлеминин кулланылмасы
суренин 89’нъу айетиндеки ‫وهﻢ ﻣﻦ ﻓﺰع ﻳﻮﻣﺌﺬ ﺁﻣﻨﻮن‬... «онлар о эцнцн (кыйамет
эцнц) коркусундан эцвен алтындадырлыр» фикрийле, «ез-Зумер» суресинде ‫ﺻﻌﻖ‬
ейлеминин кулланылмасы исе айны суренин 30’нъу айетинде ‫اﻧﻚ ﻣﻴﺖ واﻧﻬﻢ ﻣﻴﺘﻮن‬
«шцбщесиз ки, сен де юлеъексин, онлар да юлеъеклер» фикрийле илэилидир (Ел-Кирмани
1964: 359).
Бу кабилден олан щаллерин Куран’ы Керим’де эениш чапта йер алмасы чок
илэинчтир. Конуйу даща деринине инъелемек максадыйле «ел-Енам» суресинин
5’нъи ве «еш-Шцара» суресинин 6’нъы айетлерини даща титизликле инъелемейи уйэун
булдук:
‫ن‬
َ ‫ﺴ َﺘ ْﻬ ِﺰﺋُﻮ‬
ْ ‫ف َﻳ ْﺄﺗِﻴ ِﻬ ْﻢ أَﻧﺒَﺎء ﻣَﺎ آَﺎﻧُﻮ ْا ِﺑ ِﻪ َﻳ‬
َ ‫ﺴ ْﻮ‬
َ ‫ﻖ َﻟﻤﱠﺎ ﺟَﺎء ُه ْﻢ َﻓ‬
‫ﺤ ﱢ‬
َ ‫َﻓ َﻘ ْﺪ َآ ﱠﺬﺑُﻮ ْا ﺑِﺎ ْﻟ‬
32
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Эерчек Кур’ан кендилерине эелинъе ону йаланладылар. (Мцшриклерин) алайа
алдыклары шейин щаберлери кендилерине эелеъектир. (ел-Енам:5)
‫ﺴ َﺘ ْﻬ ِﺰﺋُﻮن‬
ْ ‫ﺴ َﻴ ْﺄﺗِﻴ ِﻬ ْﻢ أَﻧﺒَﺎء ﻣَﺎ آَﺎﻧُﻮا ِﺑ ِﻪ َﻳ‬
َ ‫َﻓ َﻘ ْﺪ َآ ﱠﺬﺑُﻮا َﻓ‬
Евет, йаланладылар ( Кур’аны) алай едип дурдуклары шейлерин щаберлери
кендилерине улашаъактыр (еш-Шуара:6)
Шу ики айети диккатле эюзден эечирирсек эюрцрцз ки, биринъи айетте эелеъек
заманы белиртмек ичин ‫ ﺳﻮف‬кулланылдыьы щалде, икинъиде ‫ ﺳـ‬едаты кулланылмыш,
биринъи айетте ‫ اﻟﺤﻖ‬келимеси кайдолундуьу щалде, икинъи айетте бу келиме
кулланылмамыштыр. Кур’ан-ы Керимде ек илâвелерин булунмадыьыны, лцзумсуз
келимелерин ве щарфлерин олмадыьыны диккате алырсак, бюйлесине щаллерин кесин
себеплер йцзцнден мейдана чыктыьыны эюрцрцз.
Юнъеликле, шуну белиртелим ки, ‫ اﻟﺤﻖ‬келимеси «ел-Енам» суресинин чешитли
айетлеринде он ики кез кулланылдыьы щалде «еш-Шуара» суресинде кайдолунмамыш
булунмактадыр. Эенел табир акынына уйэун оларак бу келиме биринъи айетте
кулланылдыьы щалде, икинъиде булунмамыштыр дийе тащмин едебилириз.
«Ел-Енам» суресинде ‫ ﺳﻮف‬едатынын кулланылмасына эелинъе, сюз конусу
суреде вадолунмуш йцклемин (щаберин) «еш-Шуара» суресине оранла онлара
даща узак эелеъекте вармасына бир ишарет оларак йорумланса эерек. Бюйле ки,
‫ ﺳﻮف‬едаты ‫ ﺳـ‬едатына ниспетте даща узак заманы белиртмейе щизмет едийор.
Бунун йанысыра, о едатлардан щер биринин ады эечмиш айетлерде йер алмасынын
бир кач недени вардыр, инъелемемизин имкâнына дайанарак бунлардан йалныз
икисине деьинелим:
1) «Еш-Шуара» суресинде бащсы эечмиш кâфирлер Мущаммед (с.а.с)
ресулиллащын заманында йашамышлар ве буну юнъеки айетлер канытлар. «Ел-Енам»
суресине эелинъе бурада эенелде кâфирлерден бащседилир.
2) «Ел-Енам суресинде «еш-Шуара»дан фарклы оларак тцм суре бойу
вадолунмуш сон’ун эеъиктирилмесинден бащседилийор ве бу услûп сонуна кадар
девам едер.
Конуйла илэили башка бир меселе келименин белиртили ве белиртисиз
кулланылмасыйле баьлыдыр. Юрнеьин:
...‫ﻖ‬
‫ﺤ ﱢ‬
َ ‫ﻦ ِﺑ َﻐ ْﻴ ِﺮ ا ْﻟ‬
َ ‫ن اﻟ ﱠﻨ ِﺒﻴﱢﻴ‬
َ ‫ت اﻟﱠﻠ ِﻪ َو َﻳ ْﻘ ُﺘﻠُﻮ‬
ِ ‫ن ﺑِﺂﻳَﺎ‬
َ ‫ﻚ ِﺑ َﺄ ﱠﻧ ُﻬ ْﻢ آَﺎﻧُﻮ ْا َﻳ ْﻜ ُﻔﺮُو‬
َ ‫ َذ ِﻟ‬...
Бу, (ъеза) Аллащын айетлерини инкâр еттиклерине ве (Зекериййа, Йащйа ве
Шуейб эиби) щаксыз йере пейэамберлери юлдцрмелериндендир. .(Ел-Бакара: 61)
Эелелим «Али Имран» суресине:
َ ‫ت اﻟّﻠ ِﻪ َو َﻳ ْﻘ ُﺘﻠُﻮ‬
‫ﻖ‬
‫ﺣ ﱟ‬
َ ‫ن اﻷَﻧ ِﺒﻴَﺎ َء ِﺑ َﻐ ْﻴ ِﺮ‬
ِ ‫ن ﺑِﺂﻳَﺎ‬
َ ‫ﻚ ِﺑ َﺄ ﱠﻧ ُﻬ ْﻢ آَﺎﻧُﻮ ْا َﻳ ْﻜ ُﻔﺮُو‬
َ ‫َذ ِﻟ‬
(Бу Аллащ’ын айетлерини инкâр етмелери ве щаксыз йере пейэамберлери
юлдцрмелериндендир. «Али-Имран:112»
Эюрдцьцмцз цзере, биринъи юрнекте ‫ اﻟﺤﻖ‬келимеси белирлилик билдирдиьи щалде,
икинъи юрнекте ‫ ﺣﻖ‬келимеси белирсизлик шеклиндедир. Бюйле бир дурум шюйле
ачыкланабилир: биринъи мисалде онларын пейэамберлери юлдцрмелерине белли ве
33
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
эерчектен щаклары олмадыьы щалде кендилерини юлдцрмцшлер (Ел-Ьарнати 1975: 7173).
Икинъи мисалдейсе, бурада кону
пейэамберлерин щаксыз фалансыз
юлдцрцлмесийле илэили олдуьу ичин ‫ ﺣﻖ‬эайр-и муаййен (белирсиз) оларак
кулланылмыштыр.
Сюз конусу айетлерле баьлы диьер фарклылык, юлдцрцлен пейэамберлерин
сайысыйле илэилидир. Биринъи айетте ъем-и салим шеклиндеки ‫ اﻟﻨﺒﻴﻴﻦ‬кулланылдыьы щалде,
икинъи айетте ‫ اﻻﻧﺒﻴﺎء‬ъем-и мцкессер шеклиндедир ки, бу да икинъи айетте
юлдцрцлмеси сюз конусу олан пейэамберлерин сайысынын даща чок олмасыны
саптамактадыр. Бундан да шюйле бир сонуъа варабилириз: щаксыз щукуксуз
катледилмиш пейэамберлерин сайысы даща чок олмуштур. Айны заманда щем ъеми салим, щем де мцкессер шеклинде чоьул анламы ифаде еден келимелерде ъем-и
мцкессерин даща бцйцк кемийет (сайы) белиртмеси арапъада йайэындыр (ЕсСемерраи 1991: 87).
. Шуну да еклийелим ки, келимелерин мâнâйа баьлы базен белирлилик, базен де
белирсизлик шеклинде кулланымы Кур’ан’да эениш чапта йайэын бир щалдир.
Эелелим баьламларын чешитли айетлердеки фарклы шекиллерде кулланымына:
Баьламлардан ‫ واو‬ешсойлу тцмъе цйелери арасында, ‫ ﻓﺎء‬тертип ве ардыъыллык ‫ﺛﻢ‬
исе ардыъыллык ве бир аз сонрайа аит олма анламлары тцретмейе йарар.
‫’واو‬ын кулланымында тертибат деьил, йалныз ешъинслилик касдедилийорса ‫’ﻓﺎء‬нин
кулланылмасында тертибат ве ардыъыллык
касдедилийорса ‫ ﺛﻢ‬едатынын
кулланылмасында тертибат ве ардыъыллык’ын
йанысыра бир де заман сцреси
касдедилир.
Йукарыда эечирдиьимиз баьламларын кенди позисйонларында ве доьру
кулланым шекли Кур’ан’да булунмактадыр. Юрнеьин:
‫ﺸ َﺮ ُﻩ‬
َ ‫ُﺛﻢﱠ َأﻣَﺎ َﺗ ُﻪ َﻓ َﺄ ْﻗ َﺒ َﺮ ُﻩ ٭ ُﺛﻢﱠ ِإذَا ﺷَﺎء أَﻧ‬
(Сонра ону юлдцрцр ве кабре койар. Сонра, диледиьи заман ону текрар
дирилтир). (Ебесе 21-22).
Диккатле бакаъак олурсак, ‫ ﻓﺄﻗﺒﺮﻩ‬келимесинин еввелинде ‫ ﻓﺎء‬баьламы
булундуьуну эюрцрцз. Бу да инсанын дефн олунмасынын юлцмцнден щемен
сонра вуку булмасыйле баьлыдыр. Ондан сонра ‫ ﺛﻢ‬баьламынын эелмеси де
дирилтменин дефинден даща сонра вуку булаъаьына ишареттир.
Конуйле илэили башка бир айете эюз аталым.
‫ن‬
َ ‫ﺟﻌُﻮ‬
َ ‫ﺤﻴِﻴ ُﻜ ْﻢ ُﺛﻢﱠ ِإ َﻟ ْﻴ ِﻪ ُﺗ ْﺮ‬
ْ ‫ﺣﻴَﺎ ُآ ْﻢ ُﺛﻢﱠ ُﻳﻤِﻴ ُﺘ ُﻜ ْﻢ ُﺛﻢﱠ ُﻳ‬
ْ ‫ن ﺑِﺎﻟﱠﻠ ِﻪ َوآُﻨ ُﺘ ْﻢ َأ ْﻣﻮَاﺗ ًﺎ َﻓَﺄ‬
َ ‫ﻒ َﺗ ْﻜ ُﻔﺮُو‬
َ ‫َآ ْﻴ‬
Юлц идиниз сизлери дирилтти, сонра юлдцреъек текрар (кыйаметте) дирилтеъек ве
сонунда О’на (О’нун щузуруна) дюнеъексиниз, юйлейкен Аллащы насыл инкâр
едеъексиниз. (ел-Бакара:28)
Эюрцйоруз ки, баьламалар мантыкауйэун бир шекилде дизилмишлер.
Биринъи келименин булундуьу ‫ ﻓﺄﺣﻴﺎآﻢ‬келимесинден сонра диьер йерлерде ‫ﺛﻢ‬
баьламы теръищ едилмиш, ки бу да сюз конусу дурумлар арасындакы заман
фаркыйла илэилидир.
34
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Куран цслубцнцн конуларындан олан бензерлик ве мущтелифлиьин
(фарклылыкларын) тезащцрлеринден бири де олумсузлук едатларыдыр. Юрнек:
‫ﻦ‬
َ ‫ﻋﻠِﻴ ٌﻢ ﺑِﺎﻟﻈﱠﺎ ِﻟﻤِﻴ‬
َ ‫ﺖ َأ ْﻳﺪِﻳ ِﻬ ْﻢ وَاﻟﱠﻠ ُﻪ‬
ْ ‫َوﻟَﺎ َﻳ َﺘ َﻤ ﱠﻨ ْﻮ َﻧ ُﻪ َأﺑَﺪًا ِﺑﻤَﺎ َﻗ ﱠﺪ َﻣ‬
(Йаптыкларындан ютцрц, юлцмц асла дилемезлер. Аллащ залимлери (кâфирлери)
билендир. (Ел-Ъумна:7)
Ве:
‫ﻦ‬
َ ‫ﻋﻠِﻴ ٌﻢ ﺑِﺎﻟﻈﱠﺎﻟِﻤﻴ‬
َ ‫ﺖ َأ ْﻳﺪِﻳ ِﻬ ْﻢ وَاﻟّﻠ ُﻪ‬
ْ ‫َوﻟَﻦ َﻳ َﺘ َﻤ ﱠﻨ ْﻮ ُﻩ َأﺑَﺪًا ِﺑﻤَﺎ َﻗ ﱠﺪ َﻣ‬
(Буну, юнъеден ишледиклеринден ютцрц, асла дилемийеъеклердир. Аллащ залимлери
(кâфирлери) билендир.). (Ел-Бакара:95)
Щер бир айетин эенел окурлулуьуна, тонуна ве юндеки айетлерле бирарада
белирттиьи анлам баьлылыьына уйэун оларак биринъи юрнекте олумсузлук билдирме ‫ﻻ‬
едатынын йардымыйле, икинъиде исе ‫ ﻟﻦ‬едатынын йардымыйле, ифаде едилмиштир. Шу ики
айеттеки олумсузлук едатларынын деьишик шекилде кулланылмасына заруретин
булундуьуну ачыьа кавуштурмадан ютрц сюз конусу меселе цзеринде дурмак
эерекир.
Сюз конусу айетлерден доьрудан доьруйа юнде эелен айетлере бакаъак
олурсак, эерчектен де щер едатын кендине аит йеринде кулланылдыьыны эюрцрцз.
َ ‫ُﻗ ْﻞ ﻳَﺎ َأ ﱡﻳﻬَﺎ اﱠﻟﺬِﻳ‬
‫ت إِن آُﻨ ُﺘ ْﻢ‬
َ ‫س َﻓ َﺘ َﻤ ﱠﻨﻮُا ا ْﻟ َﻤ ْﻮ‬
ِ ‫ن اﻟﻨﱠﺎ‬
ِ ‫ﻋ ْﻤ ُﺘ ْﻢ َأ ﱠﻧ ُﻜ ْﻢ َأ ْو ِﻟﻴَﺎء ِﻟﱠﻠ ِﻪ ﻣِﻦ دُو‬
َ ‫ﻦ هَﺎدُوا إِن َز‬
‫ﻦ‬
َ ‫ﺻَﺎ ِدﻗِﻴ‬
(Ей Мущаммед!) Де ки, «Ей Йащудилер! Бцтцн инсанлар бир йана йалныз
кендимизин Аллащын достлары олдуьунузу иддиа едийорсаныз ве бунда самими исениз,
юлцмц дилесенизе!» (Ел-Ъумна: 6)
Шимди де «Ел-Бакара» суресинин 94’нъц айетини инъелейелим:
‫ﻦ‬
َ ‫ت إِن آُﻨ ُﺘ ْﻢ ﺻَﺎ ِدﻗِﻴ‬
َ ‫س َﻓ َﺘ َﻤ ﱠﻨ ُﻮ ْا ا ْﻟ َﻤ ْﻮ‬
ِ ‫ن اﻟﻨﱠﺎ‬
ِ ‫ﺼ ًﺔ ﻣﱢﻦ دُو‬
َ ‫ﺧ َﺮ ُة ﻋِﻨ َﺪ اﻟّﻠ ِﻪ ﺧَﺎ ِﻟ‬
ِ‫ﻵ‬
َ ‫ﺖ َﻟ ُﻜ ُﻢ اﻟﺪﱠا ُر ا‬
ْ ‫ُﻗ ْﻞ إِن آَﺎ َﻧ‬
(Де ки «Еьер âщирет йурду Аллащ катында башкаларына деьилде йалныз сизе
мащсус исе ве еьер доьру сюзлц исениз, юлцмц дилесенизе!» Ел-Бакара: 94)
Йукарыйа эечирдиьимиз ики айети диккатле эюзден эечирдикте эюрцйоруз
ки, щер олумсузлук едаты метне уйэун оларак, там ве кенди позисйонунда
кулланылмыштыр. Нитеким «Ел-Бакара» суресинде ащирет евинден бащседилдиьи ве
бу узак бир замана аит бир меселе олдуьундан сонракы айетте метине уйэун
оларак эелеъек заманын олумсузуну билдирен ‫ ﻟﻦ‬едаты кулланылмыштыр.
Биринъи юрнектейсе кону эенел заман олдуьу ичин ве эелеъекле илэиси
олмадыьындан метине уйэун оларак эенел ве кесин олумсузлук едаты олан ‫ﻻ‬ден йарарланмыштыр.
Бунунла илэили диккат чекен щаллерден бири де бирбирине бензер айетлерде
фарклы юнтакыларын кулланылмасыдыр. Илк оларак бактыьымызда айетлерде айны
анлама эелдиьи щалде чешитли юрнеклерин кулланылмасыйле келимелерин мущтелиф
шекилде кулланылмасы эиби эюзцкен бу иште аслына бакылырса, чок бцйцк щикмет ве
анлам фаркы вардыр. Бюйле щаллерде сюз конусу фаркы анламак щич де колай
деьилдир. Бунун ичин арапчанын эрамерини ийи ми ийи билмекле берабер, щем де
тефсирлерден эениш чапта файдаланмак эерекир. Сюзцэечен щаллери эюрдцкте Аллащ
35
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
келамынын йетишемедиьимиз ве текраролунмаз анламлары каршысында щайрете
дцшмемек имкансыз! Бунунла илэили «Ел-Бакара» ве «Али-Имран» сурелерине
бакалым.
‫ﻲ‬
َ ‫ط َوﻣَﺎ أُو ِﺗ‬
ِ ‫ﺳﺒَﺎ‬
ْ ‫ب وَاﻷ‬
َ ‫ق َو َﻳ ْﻌﻘُﻮ‬
َ ‫ﺳﺤَﺎ‬
ْ ‫ﺳﻤَﺎﻋِﻴ َﻞ َوِإ‬
ْ ‫ﻗُﻮﻟُﻮ ْا ﺁ َﻣﻨﱠﺎ ﺑِﺎﻟّﻠ ِﻪ َوﻣَﺎ أُﻧ ِﺰ َل ِإ َﻟ ْﻴﻨَﺎ َوﻣَﺎ أُﻧ ِﺰ َل ِإﻟَﻰ ِإ ْﺑﺮَاهِﻴ َﻢ َوِإ‬
‫ن‬
َ ‫ﺴ ِﻠﻤُﻮ‬
ْ ‫ﻦ َﻟ ُﻪ ُﻣ‬
ُ‫ﺤ‬
ْ ‫ﺣ ٍﺪ ﱢﻣ ْﻨ ُﻬ ْﻢ َو َﻧ‬
َ ‫ﻦ َأ‬
َ ‫ق َﺑ ْﻴ‬
ُ ‫ن ﻣِﻦ ﱠر ﱢﺑ ِﻬ ْﻢ َﻻ ُﻧ َﻔﺮﱢ‬
َ ‫ﻲ اﻟ ﱠﻨ ِﺒﻴﱡﻮ‬
َ ‫ﻣُﻮﺳَﻰ َوﻋِﻴﺴَﻰ َوﻣَﺎ أُو ِﺗ‬
(Аллащ’а, бизе эюндерилене, Ибращим’е, Исмаил’е, Исщак’а, Йакуб’а ве
торунларына эюндерилене, Мûсâ ве Исâ’йа верилене, Раблери тарафындан
пейэамберлере верилене, онлары бирбиринден айырт етмейерек инандык, биз О’на
теслим оланларыз дейин. Ел-Бакара: 136)
ِ ‫ﺳﺒَﺎ‬
ْ ‫ب وَا َﻷ‬
َ ‫ق َو َﻳ ْﻌﻘُﻮ‬
َ ‫ﺳﺤَﺎ‬
ْ ‫ﺳﻤَﺎﻋِﻴ َﻞ َوِإ‬
ْ ‫ﻋﻠَﻰ ِإ ْﺑﺮَاهِﻴ َﻢ َوِإ‬
‫ﻲ‬
َ ‫ط َوﻣَﺎ أُو ِﺗ‬
َ ‫ﻋ َﻠ ْﻴﻨَﺎ َوﻣَﺎ أُﻧ ِﺰ َل‬
َ ‫ُﻗ ْﻞ ﺁ َﻣﻨﱠﺎ ﺑِﺎﻟّﻠ ِﻪ َوﻣَﺎ أُﻧ ِﺰ َل‬
‫ن‬
َ ‫ﺴ ِﻠﻤُﻮ‬
ْ ‫ﻦ َﻟ ُﻪ ُﻣ‬
ُ‫ﺤ‬
ْ ‫ﺣ ٍﺪ ﱢﻣ ْﻨ ُﻬ ْﻢ َو َﻧ‬
َ ‫ﻦ َأ‬
َ ‫ق َﺑ ْﻴ‬
ُ ‫ن ﻣِﻦ ﱠر ﱢﺑ ِﻬ ْﻢ َﻻ ُﻧ َﻔﺮﱢ‬
َ ‫ﻣُﻮﺳَﻰ َوﻋِﻴﺴَﻰ وَاﻟ ﱠﻨ ِﺒﻴﱡﻮ‬
(Аллащ’а Бизе индирилене,
Ибращим’е, Исмаил’е, Исщак’а, Йакуб’а ве
торунларына индирилене, Раб’лери тарафындан Мûсâ, Исâ ве пейэамберлере верилене
инандык, онлары бирбиринден айырт етмейиз, биз О’на теслим оланларыз де) (Алиимран: 84)
Биринъи юрнекте ‫ وﻣﺎ أﻧﺰل إﻟﻴﻨﺎ‬денилдиьи щалде, икинъи юрнекте ‫ وﻣﺎ أﻧﺰل ﻋﻠﻴﻨﺎ‬дийе
буйурулмуштур. Аъаба бунун себеби недир? Конуйла илэили йапдыьымыз
инъелемелер ве тефсирлере башвуруларымыз сонуъу оларак шюйле бир каныта вармыш
булунмактайыз. Икинъи юрнекте ‫ ﻋﻠﻰ‬юнтакысынын кулланылмасына себеп юнтакынын
юзеллиьи иле баьлыдыр. Кур’анын доьрудан доьруйа Мущаммед алейщисселâма
назыл олмасы себебинден, сюз конусу йарэынын О’нун (с.) йардымыйле
илетилмесинден орада ‫ ﻋﻠﻴﻨﺎ‬эюстерилмиштир. Биринъи мисале эелинъе бурада муминлер
мевзуйу-бащис олдуьундан ве онлара назыл олунманын доьрудан деьил,
Пейьамбер (с.) йардымыйле кендилерине илетилмеси себебинден айетте ‫ إﻟﻴﻨﺎ‬дийе
буйурулмуштур ве бюйлеъе де щер келиме кендине щас йерини булмакла
юнэюрцлмцш анламын илетилмесинде мантык рюлцнц ойнамыштыр (Ес-Семерраи
1973: 34-36) . Бу сырадан эцзел табирлерден бири де «Лукман» ве «ез-Зумер»
сурелеринде вардыр. Конунун ачыклыьа кавуштурулмасы амаъыйле ики айети де
юрнек оларак еле алмак истериз:
‫ﺧﺒِﻴ ٌﺮ‬
َ ‫ن‬
َ ‫ن اﻟﱠﻠ َﻪ ِﺑﻤَﺎ َﺗ ْﻌ َﻤﻠُﻮ‬
‫ﻰ َوَأ ﱠ‬‫ﺴﻤ‬
َ ‫ﺟ ٍﻞ ﱡﻣ‬
َ ‫ﺠﺮِي ِإﻟَﻰ َأ‬
ْ ‫ ُآ ﱞﻞ َﻳ‬...
(... Онларын (йани Эцнеш ве Ай’ын) щер бири (кенди мащверинде) дюнер,
эерчектен, Аллащ йаптыкларынызы билендир) (Лукман:29)
‫ﻰ َأﻟَﺎ ُه َﻮ ا ْﻟ َﻌﺰِﻳ ُﺰ ا ْﻟ َﻐﻔﱠﺎ ُر‬‫ﺴﻤ‬
َ ‫ﺟ ٍﻞ ُﻣ‬
َ ‫ﺠﺮِي ِﻟ َﺄ‬
ْ ‫ ُآ ﱞﻞ َﻳ‬...
(Эюклери ве йери эерчектен йаратан О’дур, эеъейи эцндцзе долар, эцндцзц
эеъейе долар. Щер бири белирли бир сцрейе кадар йюрцнэелеринде йцрцйен эцнеш ве
ай’ы буйрук алтында тутар. Диккат един, эцчлц олан чок баьышлайан О’дур. (ЕзЗумер:5)
Меселенин илэинч йюнц шу ки, ашаьы йукары айны анлама эелен бу ики айетте
щассас нокталар вардыр. Ъцнеш ве Ай’ын щарекет ве дюнмеси кесин заман
зарфында (кыйамет эцнцнцн эелмесийле ) сона ерийор. Âмâ сюз конусу замана
йаклашма биринъи юрнекте ‫إﻟﻰ‬, икинъидейсе ‫ ﻟـ‬юнтакысынын йардымыйле верилмиштир.
36
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Бюйлеъе, биринъи юрнекте щарекет ‫ إﻟﻰ‬юнтакысыйле сона ерийор, икинъиде исе ‫ﻟـ‬
юнтакысыйле де щарекетин сону йетишийор (эелийор).
Эюрцндцьц цзере илк бактыьымызда бирбиринин айнысы эиби эюзцкен мâнâ,
тек бир юнтакынын деьишмесийле олдукча инъе анлам фаркы белиртмиштир.
Кур’ан’да бензерлик ве фарклылык конусуну битириркен, шюйле бир сонуъа
вармыш олуйоруз: Кур’ан’да щер сюзъцк илащи тамлыьыйле кенди йеринде
куланылмыштыр. Бу да келименин капсамлы анлам ташымасийле баьлыдыр. Бунлар
эиби табир усулц Кур’ан’ын эенел услуп эцзеллиьи ве ифаде тарзы ичерисинде ащенк
ве акарлылык тцретмек’ин йанысыра мâнâнын доьру ве капсамлы верилмесине
йардым едер. Щаккында бащсеттиьимиз бу дурум биртек айры айры айетлере деьил
бцтцн Кур’ан метинлеринде растэелинир бир дурумдур.
Кайнаклар:
1. Касымова А.Ш. ХВЫ-ХЫХ йцзйылларда Азербайъан едебийаты ве Кур’ан кысселери .
Бакц-1998
2. Кулийева М.Щ. Класик шарк балаьаты ве Азербайъан едебийаты. Бакц-1999
3. Меммеделийев В.М. Арап дилбилэиси Бакц-1985
4. Виноградов В.В. Стилистика Теорийа поетической речи М.-1963
5. Эоловин Б.Н. Йазык и стилистика Москва 1971
6. Йефимов А.Ж. Стилистика художественной речи Москва-1961
7. .١٩٨٥ ‫ ﺑﻴﺮوت‬،١٠ ‫اﻟﻤﺠﻠﺪ‬،‫ ﻣﻼك اﻟﺘﺄوﻳﻞ اﻟﻘﺎﻃﻊ‬،‫اﺑﻮ ﺟﻌﻔﺮ ﺑﻦ اﻟﺬﺑﻴﺮ اﻟﻐﺮﻧﺎﻃﻲ‬
8. .‫ اﻟﻄﺒﺎﻋﺔ اﻟﻤﻨﻴﺮﻳﺔ‬،‫ ﺑﺪاﺋﻊ اﻟﻔﺮاﺋﺪ‬،‫اﺑﻦ ﻗﻴﻢ اﻟﺠﻮزﻳﺔ‬
9. .‫ اﻟﻘﺎهﺮة‬،‫ ﺗﺤﺮﻳﺮ اﻟﺘﺤﺒﻴﺮ‬،‫اﺑﻦ اﻳﻰ اﻻﺻﺒﻊ اﻟﻤﺼﺮي‬
10. .١٩٧٣ ‫ ﺑﻴﺮوت‬،‫ درة اﻟﺘﻨﺰﻳﻞ وﻋﺰة اﻟﺘﺄوﻳﻞ‬،‫اﻻﺳﻜﺎﻓﻲ اﻟﺨﻄﻴﺐ‬
11.
12.
13.
14.
15.
16.
.١٩٧٣ ‫ دار اﻟﺸﺮوق‬.‫ اﻟﻔﻨﻲ ﻓﻲ اﻟﻔﺮﺁن‬،‫اﻟﺪآﺘﻮر ﺑﻜﺮي ﺷﻴﺦ اﻣﻴﻦ اﻟﻨﻐﺒﻴﺮ‬
.١٩٨٣ ‫ ﺑﻴﺮوت‬،‫ ﻣﻌﺠﺰة اﻟﻘﺮﺁن اﻟﻜﺮﻳﻢ‬،‫اﻟﺪآﺘﻮر رﺷﺎد ﺧﻠﻴﻔﺔ‬
.١٩٨٤ ‫ ﺑﻐﺪاد‬،‫ اﻟﺘﻌﺒﻴﺮ اﻟﻘﺮﺁﻧﻲ‬،‫اﻟﺪآﺘﻮر ﻓﺎﺿﻞ ﺻﺎﻟﺢ اﻟﺴﺎﻣﺮاﺋﻲ‬
.١٩٩١ ‫ ﺑﻴﺮوت‬،(‫ ﻣﻌﺎﻧﻲ اﻟﻨﺤﻮ )ﺑﺎب اﻟﻤﻌﺮﻓﺔ واﻟﻨﻜﺮة‬،‫اﻟﺪآﺘﻮر ﻓﺎﺿﻞ ﺻﺎﻟﺢ اﻟﺴﺎﻣﺮاﺋﻲ‬
.١٩٩٤ ‫ ﺑﻴﺮوت‬،‫ اﻻﻋﺠﺎز اﻟﻌﺪدي ﻟﻠﻘﺮﺁن اﻟﻜﺮﻳﻢ‬،‫ﻋﺒﺪ اﻟﺮزاق ﻧﻮﻓﻞ‬
.‫ اﻟﺒﺮهﺎن ﻓﻲ ﻣﺘﺸﺎﺗﻪ اﻟﻘﺮﺁن‬،‫اﻟﻜﺮﻣﺎﻧﻲ ﻣﺤﻤﺪ ﺑﻦ ﺣﻤﺰة‬
37
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
38
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
MISIR AĞZINDA FİİLİN ŞİMDİKİ GELECEK,
ŞİMDİKİ VE GELECEK ZAMAN KİPLERİNDE
ORTAYA ÇIKAN DEĞİŞİKLİKLER.
THE CHANGES IN THE PRESENT-FUTURE, PRESENT
AND FUTURE TENSE FORMS OF THE VERB IN EGYPTIAN
DIALECT
Musayeva Kemale REŞID KIZI
Özet
Bu yazı; Mısır ağzında fiilin şimdiki-gelecek, şimdiki ve gelecek
zamanlarından söz etmektedir. Şimdiki-gelecek zaman şekli hem şimdiki, hem de
gelecek zamanlarda vukubulur. İş, durum ve olayları anlatmaya yarıyan başlıca
şekillerdir. Bu zaman şeklinin preformativi (öntakısı), 1. şahıs hariç, geri kalan tüm
şahıslarda [i] ünlüsünü alır. Şimdiki zaman, konuşma anında (momentinde)
vukubulan haraketi ifade eder ve ‫ ﺒـ‬öntakısı yardımıyle yapılır. Söz konusu ünlü 1.
şahıs hariç, bütün şahıslarda aynı olarak kalır [i], gelecek zaman gelecekte veya
geçmişe oranla gelecek zamanda baş gösteren haraketi belirtir ve ‫[ ﺤــ‬ha; he]
öntakısı yardımıyle yapılır.
Anahtar kelimeler: Arap, Mısır, ağız, fiil, zaman.
Abstract
The article is dedicated to the present-future, present and future tense forms of
the verb in Egyptian dialect. The present-future tense form is assumed as a basis
form of the present and future tenses. The present-future tense expresses both the
present and future time. The vowel of the prefix of the present-future tense form of
the verb is [i], except the first person. The present tense expresses action that
happens at the speech moment and is put in order by the prefix ‫ﺒــ‬. The vowel of
this prefix is [i] except of the first person. The future tense expresses the action that
will happen in the future or in future compare to the past and is put in order with
the prefix ‫[ ﺤـ‬ha; hə].
Key wards: arab, Egypt, dialect, verb, tense.
39
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Çağdaş arapçada fiilin üç basit (geçmiş (‫)ﻓﻌل‬, şimdiki-gelecek (‫)ﻴﻔﻌل‬, gelecek
(‫ ))ﺴﻭﻑ( ﺴﻴﻔﻌل‬ve dört birleşik zaman kipi vardır (bitmemiş veya süreklilik bildiren
geçmiş zaman (‫)ﻜﺎﻥ ﻴﻔﻌل‬, uzak geçmiş zaman (‫)ﻜﺎﻥ ﻗﺩ ﻓﻌل‬, gelecek perfekt zaman
(‫))ﺴـ( ﻴﻜﻭﻥ ﻗﺩ ﻓﻌل‬, gelecekli geçmiş zaman (‫( ))ﻜﺎﻥ ﺴﻴﻔﻌل‬Şarbatov 1961: 52-55;
Memmedeliyev 1992: 77; Kovalev, Şarbatov 1960: 131). Mısır ağzında ise dört
basit (geçmiş (‫)ﻓﻌل‬, şimdiki gelecek (‫)ﻴﻔﻌل‬, şimdiki (‫)ﺒﻴﻔﻌل‬, gelecek (‫ )ﺤﻴﻔﻌل‬ve iki
birleşik zaman kipi (bitmemiş veya süreklilik bildiren geçmiş zaman ( ‫ﻜﺎﻥ ﻴﻔﻌل‬
(‫))ﺒﻴﻔﻌل‬, gelecekli geçmiş zaman (‫ ))ﻜﺎﻥ ﺤﻴﻔﻌل‬vardır. Fakat bazen uzak geçmiş zaman
(‫ )ﻜﺎﻥ ﻓﻌل‬kipine de raslanmaktadır.
Şimdi ise Mısır ağızında olan zaman kiplerinden şimdiki ve gelecek zamanları
kapsayan üç basit zaman kipinde ortaya çıkan değişiklikleri gözden geçirelim:
Şimdiki gelecek zaman. Arap yazı dilinde fiilin şimdiki gelecek zaman kipi,
müzare adından da göründüğü gibi, hem şimdiki, hem de gelecek zamanı bildirir.
Bu bakımdan o fiilin farsçadaki aynı zaman kipiyle çok bağdaşıyor.
Müzare anlam bakımından arapçanın zaman sisteminin en yüklü kipi sayılır.
Arap edebi dilinde müzarenin şimdiki ve gelecek zamanlarını gösterebilme
fonksiyonlarını kiyasladıkta şimdiki zamana ait olan iş o kipin esas anlamı görevini
taşır. Çünkü burada şimdiki zamana ait olan iş metin anlamına asgari derecede
bağlı olduğu için, gelecek zamana ait olan iş diğer ek anlamlar olarak metin ve bazı
leksikolojik birimlerle daha çok ilgilidir. Müzarenin şimdiki zaman anlamının
gerçekleşmesi için ise metinde fazla gereksinim duyulmuyor. Bundan başka
arapçanın zaman sisteminde gelecek zamanı tam, metin dışında ifade etmek için
özel kip mevcut ki bu da müzarenin gelecek zaman kavramını bağımsız şekilde
belirtememesi, dilde ise buna fazla ihtiyaç duyulması gereksiniminden doğan özel
çekim örneği üyesidir. Doğru, arap edebi dilinde dolaysıyla konuşma zamanına
uygun gelen şimdiki zamanı belirtmek için bazen isim cümlesinin yüklemi
görevinde olan ortacın belirli kipi de kullanılır (‫ ﻫل ﺃﻨﺕ ﻜﺎﺘﺏ ﺍﻟﺭﺴﺎﻟﺔ؟‬Sen şimdi
mektup mu yazıyorsun? (Sen şimdi mektup yazanmısın?)). Fakat burda durum
biraz farklı. Ilk önce şunu belirtelim ki isim cümlesinin yüklemi olan ortaç zaman
sistemi içinde özel bir kip olarak devamlı kullanılmadığı için sistemin bağımsız
çekim örneği üyesi olamıyor. Diğer taraftan dolaysıyla konuşma zamanına uygun
gelen şimdiki zamanın özel bir anlamı olduğu için metinsiz veya metin içinde
müzarenin kendisiyle belirtilir. Müzare kipiyle belirtilen işin geleceğe ait olmasıysa
sadece metin içinde belirtilir.
Mısır ağızında şimdiki gelecek zamanda fiil kipinin seslisi [e] değil [i] olur.
Sadece 1. tekil şahısında kipin seslisi olduğu gibi kalır: ‫ﺏ‬
ُ ‫ﻴ ﹾﻜﺘﹸ‬ о (erkek cinsi)
yazıyor - ‫ﺏ‬‫ﻴ ﹾﻜﺘ‬ , ‫ﺏ‬
ُ ‫ َﺃ ﹾﻜﺘﹸ‬ben yazıyorum - ‫ﺏ‬‫َﺃ ﹾﻜﺘ‬. Bilginler kipin seslisindeki bu
değişiklikler konusunda farklı düşüncelere sahipler. İbn Hişam Benet Suad
40
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
kasidesini yorumlarken şöyle der: bir bedevinin ağıtında şöyle dediğini duydum:
‫ﻌﻠﻡ‬‫ﻌﻠﻡ ﻤﺎ ﻻ ﻨ‬‫ ﺍﻨﻙ ﺘ‬Sen bizim bilmediğimizi biliyorsun (Dayf 1994: 27). İbrahim Enis
bunun eski ibranicenin etkisiyle meydana geldiğini söylemiştir. (Enis 1952: 42). G.
Ş. Şarbatov ise arap ağızlarında kipin [i] sesli almasının diğer Sami dillerinin
etkisiyle değil, diyalekt sistemin gelişimiyle ortaya çıktığını belirtmiştir. Fakat
şunu da itiraf edelim ki diyalekt sistemin gelişimiyle eski Sami dillerinin gelişim
yolları arasında bir çok diğer meselelerde olduğu gibi (eklerin düşmesi, tesniyenin
olmaması ve s. ) bu meselede de genel taraflar mevcuttur (Şarbatov 1968: 123).
Dr. Şaugi Dayf sadece şu durumlarda bu değişimin ortaya çıktığını söylemiştir:
1) Ikinci kök sessizinin (ünsüz) seslisi [i] olan salim fiilerde: ‫ﻡ‬ ‫ﻠ‬ ‫ﻋ‬
 - ‫ﻌﻠﹶﻡ‬ ‫ﻴ‬ .
2) Ikinci kök sessizinin seslisi [i] olan boş fiilerde: ‫ ﺨﹶﺎ َل‬- ‫ﻴﺨﹶﺎل‬ (aslı ‫ َل‬‫ﺨﻴ‬
‫) ﹶ‬.
3) Ikinci kök sessizinin seslisi [i] olan nagis fiilerde: ‫ﻲ‬‫ﺨﺸ‬
‫ ﹶ‬- ‫ﻴﺨﹾﺸﻰ‬ .
4) Ikinci kök sessizinin seslisi [i] olan müdaaf fiilerde: ‫ﺽ‬
 ‫ﻏ‬
‫ ﹶ‬-‫ﺽ‬
 ‫ﻴ ﹶﻐ‬ .
5) Birleştirici hemze ile başlayan cinsler: ‫ﺴ ﹶﺘ ﹾﻐ ﹶﻔﺭ‬
 ‫ ﺍ‬- ‫ﺭ‬‫ﺴ ﹶﺘ ﹾﻐﻔ‬
 ‫ﻴ‬ .
6) ‫ ﺕ‬harfi ile başlayan cinsler: ‫ﱠﻠﻡ‬‫ ﹶﺘﻌ‬- ‫ﻌﱠﻠﻡ‬ ‫ﺘ‬‫ﻴ‬.
Fakat bilgin Ikinci kök sessizi [i] olan misal fiilerde kipin değişilerek [i]
seslisine dönüştüğünü de belirtmiştir, örneğin ‫ﺠﹺ َل‬‫ ﻭ‬- ‫ل‬‫ﻭﺠ‬ ‫ﻴ‬ ; ‫ﻊ‬ ‫ﺠ‬
‫ﻭ ﹺ‬ - ‫ﻊ‬‫ﻭﺠ‬ ‫ﻴ‬ . ‫ل‬‫ﻭﺠ‬ ‫ﻴ‬ yerine
‫ل‬‫ﻴﺠ‬ ‫ﻴ‬ denir (Dayf 1994: 27). Lakin bu şıkların hepsinin doğruluğunu kabul etmek
yanlış olurdu.
Yazı dilinde 2. tekil şahıs kadın cinsinde, 2. ve 3. tekil şahıs tesniyede ve ikinci
ve üçüncü çoğul şahıs erkek cinsinde olan fiilerde ‫ ﻟﻡ‬ve ‫ ﻟﻥ‬olumsuzluk edatlarından
sonra ‫ ﻥ‬düşer. Ağızlarda o, tüm durumlarda düşer ve tesniye sonları ve 2. ve 3.
tekil şahıs kadın cinsinin eki yerine erkek cinsinin çoğul şahıs eki kullanılır: ‫ﻤﺩﺭﺴﺎﺕ‬
‫ﺭﺤُﻭﺍ‬ ‫ﺸ‬
‫ﻴ ﹾ‬ - ‫ ﻤﺩﺭﺴﺎﻥ – ﻤﺩﺭﺴﺘﺎﻥ‬İki öğretmen (veya bayan öğretmen ve yahut da
öğretmenler) yorumlar. Genelde ağızlarda tesniye şekli kullanılmaz.
Arap edebi dilinde şimdiki gelecek zaman kipinin olumsuzu fiilin başına ‫ﻻ‬
(bazen ‫ )ﻤﺎ‬edatı getirilmekle yapılıyorsa, Mısır ağızında fiilin başına ‫ ﻤﺎ‬edatı,
sonuna ise ‫ ﺵ‬harfi getirilmekle yapılır: ‫ﺤﺏ‬
 ‫ ﻻ ُﺃ‬ben sevmiyorum, sevmiyorum –
‫ﺵ‬
‫ﺤ ّﹺﺒ ﹾ‬
 ‫ﺎ‬‫[ ﻤ‬mehebbiş]; ‫ﻑ‬
‫ﻋ ﹺﺭ ﹸ‬
 ‫ ﻻ َﺃ‬bilmiyorum - ‫ﺵ‬
‫ﺭ ﹾﻓ ﹾ‬ ‫ﻋ‬
 ‫[ ﻤﺎ ﺍ‬me‘arafş].
Büyük olasılıkla Mısır ağızında fiilin sonuna getirilen bu ‫ ﺵ‬harfi «‫»ﺸﻲﺀ‬
kelimesinden alınmıştır. Şöyle ki, önceleri fiilin «‫ »ﺸﻲﺀ‬kelimesiyle birlikte
kullanıldığı, zaman geçtikçe ise, kısaltılarak olumsuzluğu kuvvetlendirmek için
kullanılıdığı gösterilmektedir. Aynı zamanda diyalektteki ‫ﺵ‬
‫ﻤ ﹾ‬ (veya ‫ﺵ‬
‫ ) ُﻤ ﹾ‬edatının
da, fiilin başına getirilen ‫ ﻤﺎ‬edatının ve «‫ »ﺸﻲﺀ‬kelimesinin kısaltılması olan ‫ـﺵ‬
ekinin eklenmesinden oluştuğu belirtilmektedir. (Dayf 1994: 37-38). Şöyle ki
şimdiki gelecek zaman kipinde fiilin olumsuzu bazen fiilin başına ‫ﺵ‬
‫ﻤ ﹾ‬ (veya ‫ﺵ‬
‫) ُﻤ ﹾ‬
edatı ilave edilmekle yapılır. Fakat bu zaman fiile ‫ ـﺵ‬eki ilave edilmez: ‫ﻱ‬‫ﻭﺩ‬ ‫ﻻ ﹸﺘ‬
41
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
sen (erkek cinsi) götürmüyorsun, götürmezsin -‫ﻱ‬‫ﻭﺩ‬ ‫ﺘ‬ ‫ﺵ‬
‫ﻤ ﹾ‬ [miş tıvaddi]; ‫ﻥ‬
 ‫ﻴﺠﹺﻴﺌُﻭ‬ ‫ﻻ‬
onlar (erkek cinsi) gelmiyorlar, gelmezler - ‫ﻴﺠُﻭ‬ ‫ﺵ‬
‫ﻤ ﹾ‬ [miş yigu:].
Arap edebi dilinde fiilin şimdiki gelecek zaman kipi ُ‫ﻌل‬ ‫ ُﻴ ﹾﻔ‬modeliyle ifade edilir.
Mısır ağızında bu modele raslanmaz, onun yerine 7. (‫ )ﻴﻨﻔﻌل‬ve 8. cinsler (bablar)
(‫ ﻴﺘﻔﻌل‬şeklinde) kullanılır.
Belirtilen biçim hem arap edebi dilinde hem de Mısır ağızında dolayısıyla
konuşma zamanına uygun gelen, konuşma anıyla sınırlı bulunan iş, hal ve hareketi
analatabilir: ‫ﺓ؟‬‫ﺎﺭ‬‫ﺴﺠ‬
 ‫ﻟ‬‫ﺨ ﹾﺫ ﺍ‬
‫[ ﺘﹶﺎ ﹸ‬ta’xud is-siga:ra] Sigara içiyor musun?
Fakat Mısır ağızında bu zaman kipi yukarıda yazılı bulunan anlamda çok
nadiren kullanılır. Yalnızca gerçek şimdiki zaman kipini anlatmak için Mısır
ağızında şimdiki zaman kipinden (aşağıda bu zamandan bahsedeceğiz) ve yahut
şimdiki zaman ortacı kullanılır.
Şimdiki gelecek zaman kipi aynı zamanda konuşma anında başlamasını
bildirdiği gibi, devamlı olan hareketi ve belirli şimdiki zamanı da ifade edebilir:
..‫ﺎ‬‫ﻴ ﹾﺘﻬ‬‫ﻨﺴ‬ ..‫ﺕ‬
‫ﻭ ﹾﻗ ﹾ‬ ‫ﺩ ﹾﻟ‬ ‫ﺵ‬
‫ﺎ ﹾ‬‫ﺭ ﹾﻓﻬ‬ ‫ﻋ‬
 ‫ﺎ ﺍ‬‫ﺃﻨﺎ ﻤ‬
[ene: ma‘rafhe:ş dilva’t nisi:teh] Ben şimdi onu tanımıyorum...unutmuşum.
Bundan başka belirtilen şu kip hem edebi dilde hem de Mısır ağızında geçmiş
ve geleceğe ait anlamlarda olabilir:
‫ﺭﻑﹾ؟‬ ‫ﻌ‬ ‫ﺘ‬ ‫ﺎ‬‫ﺘ ﹾﻨ ﹺﺯ ْل ﹶﻟﻤ‬ ‫ﻙ‬
 ‫ﻲ ِﺇ ﱠﻨ‬‫ﺩ ﹶﺘﻨ‬ ‫ﻋ‬‫ﺵ ﻭ‬
‫ﻤ ﹾ‬ ‫ﺕ‬
‫’[ ﺇِ ﹾﻨ ﹶ‬inte miş va‘atte:ni: ’innek tinzil lemme ti‘raf]
Sen (erkek cinsi) bana bildiğinde gideceğine dair söz vermedin mi?
Ata sözleri, deyimler ve özlü sözlerle kullanıldığı zaman tüm zamanları
kapsar; örnek:
Misafir ekmeğini kendisiyle getirir. [iddi:f yigi:b rız’u: ma‘a:h] ‫ﺯﻗﹸﻪ‬ ‫ﺏ ﹺﺭ‬
 ‫ﻴﺠﹺﻴ‬ ‫ﻑ‬
‫ﻴ ﹾ‬‫ِﺇﻟﻀ‬
.‫ﻪ‬‫ﻤﻌ‬
Hem arap edebi dilinde, hem de Mısır ağızında şimdiki gelecek zaman kipi
konuşma anı ile ilgili, yaklaşık ona yakın olan gelecek zaman görevinde kullanılır.
Bu kiple anlatılan işin gelecek zamana ait olması çoğunlukta metin içinde belli
oluyor. Burada aynı zamanda gelecek zamana ait olan zarflar da önemli role
‫ﺩ ﹶ‬ ‫ﻤ‬ ‫ﻲ ﺍ ﹾﻟ‬‫ﻙ ﻓ‬
 ‫ﺴ ﹶﺘﻨﱠﺎ‬
 ‫َﺃ‬
sahipler. Örnek: Seni girişte bekleyeceğim [’estenne:k fil medxel] ..‫ﺨ ْل‬
Şimdiki zaman. Mısır ağızında bir çok diğer arap ağızları için de özellik
taşıyan, fakat çağdaş arapçaya yabancı olan şimdiki zaman kipi kullanılmaktadır.
Mısır ağızında hareketin konuşma anında olduğunu bildirmek için fiilin başına ‫ﺒـ‬
biçimlendiricisi getirilir. 1. tekil şahıstan başka diğer şahıslarda bu kipin seslisi [i]
olur: ‫ﺏ‬‫ﺎ ﹾﻜﺘ‬‫( ﺒ‬hemze birleştirici hemzeye dönüşür); ‫ﺏ‬
 ‫ﺘ‬ ‫ﺘ ﹾﻜ‬ ‫ﺏ ; ﹺﺒ‬
 ‫ﺘ‬ ‫ﻴ ﹾﻜ‬ ‫ﺘﺒُﻭﺍ ; ﹺﺒ‬ ‫ﺘ ﹾﻜ‬ ‫ﺘﺒُﻭﺍ ; ﹺﺒ‬ ‫ﻴ ﹾﻜ‬ ‫ ﹺﺒ‬ve s.
Farklı bilim adamları kipin kendine özgü özelliğine dikkat etmişler ve bu ‫ﺒـ‬
biçimlendiricisinin kaynağını tetkik etmeğe çalışmışlar. Hiç kuşkusuz ki Mısır
42
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
ağızında fiilin başına getirilen bu ‫ ﺏ‬harfi ‫ ﺒﹺـ‬öntakısı değildir. Çünkü öntakı fiilerin
başına getirilmez. Hele siryani ve ibrani dillerinde kelimenin başına ‫ ﺏ‬harfi
getriliyordu ki onun da «‫ »ﺒﻴﺕ‬kelimesinin kısaltılması olduğu bildirilmektedir.
Örneğin, ‫ﺯﻤﺎﺭ‬‫ ﺒ‬yani ‫ ﺒﻴﺕ ﺯﻤﺎﺭ‬müzisyenin evi. Bazı bilginlerse bu ‫ ﺏ‬harfinin kıpti
dilinden kaldığını, o dilde de fiilerin başına getirildiğini öne sürmüşler. Graberg de
Gemso ve daha sonralar S. Willimore gibi avrupa bilim adamları arap ağızlarının
‫ ﺒـ‬biçimlendiricisinin farsçadan alındığı düşüncesindeler, şöyle ki farsçadaki bu
kip aoriste (bazı dillerde fiilin geçmiş zaman kiplerinden biri olup, hareketin
aniliğini, bitkinliğni anlatır) mevcuttur. Bunun yanısıra farsçada ‫ ﺫﻭ‬anlamında
kelimelerin başına ‫ ﺏ‬getirilir: ‫ ﺒﺎ ﺃﺴﺏ‬yani, ‫ ﺫﻭ ﻓﺭﺱ‬atlı. ‫` ﺏ‬nin farsçadan geçmesi de
bir ihtimal. Lakin G.Ş. Şarbatov doğru olarak bu fikrin dayanaksız olduğunu
söylemiştir (Şarbatov 1968: 124). Farsçada ‫ ﺒـ‬biçimlendiricisi bağımısz kelimeden
oluşmuştur. Ilk defa o farsça döneminin başlarına ait (9. yüzyıl) abidelerde
görülmüştür. Arap ağızlarında ‫ ﺒـ‬biçimlendiricisi ilk kez Margolius tarafından 11.
yüzyıl el yazısında bulunmuştur.
Arabistan yarımadasındaki tarihi ekenomik durumu, onun kapalı olmasını ve
diğer ülkelerle ilişkilerinin kuvvetli olmasını dikkate alsak farsçanın etkisinden
konuşmak doğru olmazdı. Bu kipin İran kökenli olmaması dolaysıyla onun Iran
ağızında olmamasıyla onaylanıyor. Aksi halde o yalnızca farsçayla temasta olan ve
onda bir çok unsurları benimseyen Irak ağızında mevcut olması gerekirdi.
G.Ş. Şarbatov`a göre arap ağızlarında ‫ﺒـ‬, ‫ ﻤـ‬biçimlendiricisinin mevcutluğu
ağızların gelişiminin sonucudur ve sesbilimsel sıralama ve yalnızca kalın sessizin
müdahelesinin gerekliliği nedeniyledir. (Şarbatov 1961: 42).
Şimdiki zaman kipi Fas ve Cezayir de (‫ﻜـ‬, ‫ ﺘـ‬kipiyle) kullanmaktadır.
Profesör G.B. Tseriteli buhar araplarının (Orta Asya) dilinde şimdiki zaman
fiilinin her üç şahısında ‫ ﻤـ‬biçimlendiricisinin mecvutluğunu belirtmişti. (Tsereteli
1954: 17). Prof. İ.N. Vinnikov`un buhar dili sözlüğünde fiillerde bu kip farklı
durumlarda ve varyantlarda sistem halinde gösterilmiştir: [misillim]-[sellem]selamlamak, [muskut]-[seket]- susmak ve s. Bu olgu o kipin eskiliğine işaret
etmektedir.( Vinnikov 1962: 246).
Dr. Şaugu Dayf ise bu meseleye dair iki ihtimal öne sürmüştür: birinci ihtimale
göre bu kip ağızda kullanılan «‫ﺩّﻱ‬ ‫ » ﹺﺒ‬istiyorum kelimesinin (aslı ‫ﺩّﻱ‬ ‫) ﹺﺒ ﹺﻭ‬
kısaltılmasıdır. Ikinci ihtimale göre bu ‫ ﺏ‬harfi hem edebi dilde altı halde ısrar,
onaylama anlamında kullanılan ‫ ﺏ‬harfi ile aynıdır. Bu altı hal şunlardır: 1) ‫ﺒﺤﺴﺒﻙ‬
gibi kelimelerde; 2) özne ile‫ ; ﻭﻜﻔﻰ ﺒﺎﷲ ﻨﺼﻴﺭﺍ‬tümleçle: ‫ﺫّﻉ ﺍﻟﻨﺨﻠﺔ‬ ‫ﺠ‬
 ‫ ;ﻭ ُﻫ ﹺﺯّﻱ ﺃﻟﻴﻙ ﺒ‬4)
43
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
yüklemle: ‫ ;ﻭﻤﺎ ﺍﷲ ﺒﻐﺎﻓل ﻋﻤﺎ ﺘﻌﻤﻠﻭﻥ‬5) ‫ ﻨﻔﺱ‬sözcüğü ile: ‫ ;ﺠﺎﺀ ﺨﺎﻟﺩ ﺒﻨﻔﺴﻪ‬6) ‫ ﻋﻴﻥ‬sözcüğü
ile: ‫( ﺃﻗﺒل ﺨﺎﻟﺩ ﺒﻌﻴﻨﻪ‬Dayf 1994: 29).
Mısır ağızında hem şimdiki gelecek zaman kipi, hem de şimdiki zaman kipi
kullanılmaktadır. Fakat ifade ettikleri zaman anlamları bakımından, kullanma
durumlarına göre bu kipler birbirinden oldukça farklı özelliklere sahipler. Bundan
başka ‫ ﺒـ‬biçimlendiricisinin kendine özgün özelliği şu ki şimdiki gelecek zaman
kipinden farklı olarak o dilek, şart anlamlarını ifade etmek için kullanılmaz,
gelecek zaman anlamı taşımaz ve b. Bu kipin zaman anlamı görevini dikkate alarak
ona şimdiki zaman adını veriyoruz. Genellikle Mısır ağızında ‫ ﺒـ‬biçimlendiricisi
biçimlendiricisiz şeklini sıkıştırarak ortadan kaldırmıştır ve gerçek şimdiki zaman
anlamında ‫ ﺒـ‬biçimlendiricisi, şimdiki gelecek zaman kipi daha çok
kullanılmaktadır.
Bu kipin olumsuzu da ya fiilin başına ‫ﺎ‬‫ ﻤ‬edatı, sonuna ise ‫ ﺵ‬harfi getirilmekle,
ya da fiilin başına ‫ﺵ‬
‫ﻤ ﹾ‬ (veya ‫ﺵ‬
‫ ) ُﻤ ﹾ‬edatı getirilmekle yapılır: ‫ ﹶﺘ ﹶﻜﱠﻠ ُﻡ‬‫ ﻻ ﻴ‬konuşmuyor
(erkek cinsi)- ‫ﺵ‬
‫ﻤ ﹾ‬ ‫ﻠ‬ّ‫[ ﻤﺎ ﺒﹺﻴ ﹾﺘ ﹶﻜ‬me: bitkellimş]; ‫ ﻻ َﺃﻗﹸﻭ ُل‬söylemiyorum - ‫ﺎﻗﹸﻭ ْل‬‫ﺵ ﺒ‬
‫ﻤ ﹾ‬ [miş
be’u:l] (Mısır ağızında «‫ﻴﻪ‬‫ﻙ ﺍ‬
 ‫ﺎﻗﹸﻭ ْل ﹶﻟ‬‫[ »ﺒ‬be’ullek e:] bak ne diyorum hitap şekli çok
yaygındır.).
Yukarıda belirttiğimiz gibi Mısır ağızında iş veya hareketin konuşma anına
uygun olduğunu bildirmek için ismi fail - şimdiki zaman ortacı da geniş
kullanılmaktadır: ‫ﻴ ﹲﺔ‬ ‫ﺎ ِﺌ‬‫ﻲ ﺠ‬
 ‫ﻫ‬ o (kadın cinsi) geliyor - ‫ﻴﺔ‬ ‫ﺎ‬‫ﻲ ﺠ‬
 ‫ﻫ‬ [hiyye ge:yye], ‫ﻱ‬
 ‫ُﺃﺭﹺﻴ ُﺩ ﺍﻟﺸﱠﺎ‬
ben çay istiyorum - ‫ﻱ‬
 ‫ﺯ( ﺸﹶﺎ‬ ‫ﺎ ﹺﻭ‬‫ﺯ )ﺍﻭ ﻋ‬ ‫ﻴ‬ ‫ﺎ‬‫’[ ﺃﻨﺎ ﻋ‬ene ‘ayiz (veya [‘a:viz]) şe:y] ben çay
istiyorum. Bu kipin olumsuzu ise ismi failin başına ‫( ﻤﺵ‬veya
‫ﺵ‬
‫ ) ُﻤ ﹾ‬edatının
‫ﺎ ﹺﺭ ﹾ‬‫ﺵ ﻋ‬
‫ﻤ ﹾ‬ ‫[ ُﻫﻭ‬huvva miş
getirilmesiyle yapılır: ‫ﺎﺭﹺﻓ ﹰﺎ‬‫ ﻋ‬‫ﻴﺱ‬ ‫ ﹶﻟ‬o (erkek cinsi) bilmiyor - ‫ﻑ‬
‘a:rif], ‫ﻴﻥ‬‫ﻫﻤ‬ ‫ﺴﻨﹶﺎ ﻓﹶﺎ‬
 ‫ ﹶﻟ‬biz anlamıyoruz - ‫ﻥ‬
 ‫ﻴ‬‫ﻬﻤ‬ ‫ﺵ ﹶﻓ‬
‫ﻤ ﹾ‬ ‫ﺤﻨﹶﺎ‬
 ‫’[ ﺇ‬ihne miş fehmi:n].
Gösterilen kip gerçek şimdiki zamanı anlatıyor. Şimdiki zamanda meydana
gelen olayları tanımlasak şu kesin anlamlar ortaya çıkabilir: a) konuşma anıyla
sınırlı bulunan şimdiki zaman, gerçek şimdiki zaman:
("‫ﺎﺕﹾ؟" )"ﻋﻭﺩﺓ ﺍﻟﺭﻭﺡ‬‫ﺭﺒ‬ ‫ﺸ‬
‫ﺍﻻ ﹸ‬‫ﺓ ﻭ‬‫ﻬﻭ‬ ‫ﺏ ﹶﻗ‬
 ‫ﺭ‬ ‫ﺸ‬
‫ﺘ ﹾ‬ ‫ﻙ‬
 ‫ﻡ" ﹺﺒ ﹾﺘﻘﹸﻭ ْل ﹶﻟ‬ ‫ﻨ‬ ‫ﺎ‬‫ﻴﺔ ﻫ‬‫ﺴﻨ‬
 "
[Siniyya he:nim bit’u:l lek tışrab ’ahva vala: şurbe:t] Siniyye hanım kahve veya
serin içkiden hangisini içeceğinizi soruyor (erkek cinsi)?
b) Bu kip geniş şekilde şimdiki zamanı, devamlı ve tam şimdiki zamanı ifade
eder ve tam olarak konuşma anıyla birleştirir:
‫؟‬‫ﻴﻥ‬‫ﺩ ﻤ‬ ‫ﻋ ﹾﻨ‬
 ‫ﻙ‬
 ‫ﺭ‬ ‫ﻌ‬ ‫ﻕ ﺸ‬
‫ﺤ ﹶﻠ ﹾ‬
 ‫ﺘ‬ ‫ﺕ ﹺﺒ‬
‫ﺇِ ﹾﻨ ﹶ‬
[İnte bitihla’ şa‘rak inde mi:n] Senin (erkek cinsi) saçını kim kesiyor?
Bu iki anlam şimdiki zamanı anlatan temel kiplerdir. Bundan başka o
karşılaştırmalı geşmiş zamanı ifade etmek için de kullanılır:
.‫ﻙ‬
 ‫ﻴﻘﹸﻭ ْل ﹶﻟ ُﻪ ﺘﹸﻭ ﻓﺭﹶﺍ ﹾﻨ‬ ‫ﻓﻬﹺﻡ ِﺇ ﱠﻨ ُﻪ ﹺﺒ‬ ‫ﺴ ﹶﻜﺭﹺﻱ‬
 ‫ﻌ‬ ‫ﺍ ﹾﻟ‬ ‫ﻥ‬
 ‫ﻜ‬ ‫ﹶﻟ‬
44
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
[La:kin il‘askari fihim innu: biy’u:l-lu: tu: frank] Fakat asker onun ona (erkek
cinsi) dediğini anladı.
Gelecek Zaman. Arap edebi dilinde fiilin gelecek zaman kipinin iki şekli ‫ﺴﻴﻔﻌل‬, ‫ ﺴﻭﻑ ﻴﻔﻌل‬vardır. Arap gramercileri bu kipin ‫ ﺴﻭﻑ ﻴﻔﻌل‬tipiyle anlatılan iş, hal,
hareketin, ‫ ﺴﻴﻔﻌل‬tipiyle anlatılan iş, hal, harekete oranla daha uzak geleceğe ait
olmasını göstermişler. (El-Şartuni 1920: 4\377; Hasan 1966: 1\35). Fakat şunu da
belirtelim ki bu tür ayrıt etme çağdaş arapça için o kadar da özellik taşıyıcı
değildir. Çağdaş arapçada gelecek zaman kipinin her iki nevi aynı bir durumda
kullanılabilir ve aynı bir kipin farklı türleri görevinde bulunabilirler.
(Memmedeliyev 1992: 150).
Biz yukarıda arapçada gelecek zamanın bazen fiilin şimdiki gelecek zaman
kipiyle ifade olunabileceğini belirttik. Bu kiple anlatına işin gelecekte yapılıp
yapılmaması metin içinde belli olacaktır. Bundan farklı olarak gelecek zaman kipi
konuşma anıyla ilgili bulunmayan belirli bir işin, hareketin yapılmasının kesin
olduğunu, gelecekte onun yapılmasında herhangi bir kuşku olmadığını bildirir. Bu
bakımdan bu kip görev açısından Azericedeki fiilin kesin gelecek zaman kipine
uygun geliyor. Fakat Mısır ağızında gelecek zamanın şimdiki gelecek zaman
kipiyle ifade edilmesi pek yaygın değildir. Bu gelecek zaman kipi ağızlarda
kullanılmaktadır.
Edebi dilde geleceğe işaret etmek için şimdiki gelecek zaman fiiline ‫ﺴـ‬
veya
‫ ﺴﻭﻑ‬biçimlendiricileri getirilirse ağızlarda ‫[ ﺤـ‬ha-;he-] biçimlendiricisi
eklenir: ‫ﺏ‬
ُ ‫ﺸﺭ‬
‫ ﹶﻨ ﹾ‬‫ ﺴ‬biz içeceğiz– ‫ﺏ‬
 ‫ﺭ‬ ‫ﺸ‬
‫ﻨ ﹾ‬ ‫ﺤ‬
 [hanışrab]. Biçimlendiricilerdeki fark (‫ﺴـ‬-‫)ﺤـ‬
ve fiil üzerindeki aynılık (ُ‫ﺭﺏ‬ ‫ﺸ‬
‫ ﹶﻨ ﹾ‬- ‫ﺏ‬
 ‫ﺭ‬ ‫ﺸ‬
‫ﻨ ﹾ‬ ) edebi dil ve ağızlardakı gelecek zaman
kipinin şimdiki gelecek zaman kipinden oluştuğunu göstermektedir. Şimdiki zaman
kipinde olduğu gibi bu zaman kipinde de 1. şahısta hemze birleştirici hemzeye
dönüşür: ‫ﻲ‬‫ﻤﺸ‬ ‫ﺴ َﺄ‬
 gideceğim – ‫ﻲ‬‫ﻤﺸ‬ ‫ﺎ‬‫[ ﺤ‬hemşi:].
Suriye, Filistin ve Irak ağızlarında, uygun olarak Orta Asya arap ağızında
da (‫ ﺤﺘﻰ( ﺘﹶـ‬kelimesinden) şekillendiricisi aracıyla yapılan) gelecek zaman kipi
oluşmuştur (Tsereteli 1954: 19).
Kök bakımından Mısır ağızında kullanılan ‫ ﺤـ‬şekillendiricisinin ‫ﺭﺍﺡ‬
«gitmek, başlamak, neyise yapmaya hazır olmak» fiilinden alındığı
düşünülmektedir. Şöyle ki örneğin, diaylektte «‫ »ﺭﺍﺡ ﺁﻜل‬ifadesinde ‫ ﺭﺍﺡ‬sözcüğü
çıkarılmış ve iki sözcük birleşmiştir: «‫»ﺤﺎﻜل‬. Willmore ve Dr. Şaugi Dayf ise bu
bicimlendiricinin ‫ ﺭﺍﻴﺢ‬şimdiki zaman ortacının kısaltılarak ‫ ﺭﺍﺡ‬haline gelmesinden
ve onun da çıkarılmasından oluştuğunu belirtmişler (Willmore 1905: 79; Dayf
1994: 30). Mısır ağızında çok az hallerde ‫ ﺭﺍﺡ ﻴﻔﻌل‬şekline de raslanmaktadır. Fakat,
45
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
örneğin, Irak ağızında yalnızca bu kip gelecek zaman fiilinin temel ve tek şekli
olmuştur.
Gelecek zaman kipinde hareketin olumsuzluğunu ifade etmek için ‫ﺵ‬
‫ﻤ ﹾ‬
(veya ‫ﺵ‬
‫ ) ُﻤ ﹾ‬edatı kullanılır: ‫ﻑ ﻻ َﺃﺠﹺﻲ ُﺀ ﺒﹺﹻ‬
‫ﻭ ﹶ‬ ‫ ﺴ‬getirmeyeceğim- ‫ﺏ‬
 ‫ﺎﺠﹺﻴ‬‫ﺵ ﺤ‬
‫ﻤ ﹾ‬ [miş hagi:b].
‫ ﺤـ‬biçimlendiricili bu kip gelecek zamanda meydana gelecek hareketi
bidirir, hem de gelecek hareket zaman açısından konuşma anından sonra ortaya
çıkabilir veya onun sonucu olarak meydana gelebilir. O aynı zamanda bağımsız
olabilir veya şimdiki zamandaki herhangi bir ana bağlı olmayabilir:
.‫ﺔ‬‫ﻴﺠ‬‫ﻥ ﹶﻟ ُﻪ ﹶﻨﺘ‬
 ‫ﻴﻜﹸﻭ‬ ‫ﺤ‬
 ‫ﻱ‬‫ﺴ َﺄﻟﹶﺔ ﺩ‬
 ‫ﻤ‬ ‫ﻲ ﺍ ﹾﻟ‬‫ﻤﻨﹶﺎ ﻓ‬ ‫ﻥ ﹶﻜﻠﹶﺎ‬
‫ﺵﺇ‬
‫ﻅﻨﱡ ﹾ‬
‫ﺎ ﺍ ﹸ‬‫ﻤ‬
[me:zunnuş inn kele:mne fil-mes’ele di hayku:n lu nati:ga] Bizim bu konuya
dair söhbetimizin bir sonucu olacağını zannetmiyorum.
Gelecek zaman kipi aynı zamanda karşılaştırmalı geleceği yani, geleceğe
oranla geçmiş zamanı, gelecekli geçmiş zamanı ifade eder:
[‘irif ’izzeyy innil bint hatigi:
‫ﺓ؟‬‫ﺘﺠﹺﻲ ُﺒ ﹾﻜﺭ‬ ‫ﺤ‬
 ‫ﺕ‬
‫ﻥ ﺍ ﹾﻟ ﹺﺒ ﹾﻨ ﹾ‬
 ‫ﻱ ِﺇ‬
ْ ‫ﺯ‬ ‫ﻑ ِﺇ‬
‫ﻋ ﹺﺭ ﹾ‬

bukra]
O (erkek cinsi) kızın geleceğini nerden bildi?
Kaynaklar
1. Memmedeliyev V.M. Ereb edebi dilinde felin zaman, şehs ve şekil
kategoriyaları. Bakı, 1992.
2. Memmedov E.C. Ereb dili. Bakı, 1998.
3. Vinnikov İ.N. Slovar dialekta buharskih arabov. «Palestinskiy sbornik»,
vıp. 6., Moskva, 1962.
4. Kovalev А.А., Şarbatov G.Ş. Uçebnik arabskogo yazıka. Moskva, 1960.
5. Şarbatov G.Ş. Sovremennıy arabskiy yazık. Moskva, 1961.
6. Şarbatov G.Ş. Vırajeniye vremeni v sovremennom egipetskom dialekte.
Arabskаya filologiya. Sbornik statey. Pod redaksiey А.А. Kovaleva i G.М.
Gabuçana. Izdatelstvo Moskovskogo Universiteta, 1968.
7. Tsereteli G.V. Arabskiye dialektı v Sredney Azii. Moskva, Izdatelstvo
vostoçnoy literaturı, 1954.
8. Yuşmanov N.V. Grammatika literaturnogo arabskogo yazıka. Leningrad,
1928.
9. Willmore S. The spoken arabic of Egypt. London, 1905.
10. .١٩٥٢ ،‫ ﺍﻟﻘﺎﻫﺭﺓ‬.‫ ﺍﻟﻠﻬﺠﺎﺕ ﺍﻟﻌﺭﺒﻴﺔ‬.‫ﺍﺒﺭﺍﺤﻴﻡ ﺍﻨﻴﺱ‬
11. .١٩٩٤ ‫ ﺍﻟﻘﺎﻫﺭﺓ‬.‫ ﺘﺤﺭﻴﻔﺎﺕ ﺍﻟﻌﺎﻤﻴﺔ ﻟﻠﻔﺼﺤﻰ‬.‫ﺩﻜﺘﻭﺭ ﺸﻭﻗﻲ ﻀﻴﻑ‬
12. .١٩٢٠ ،‫ ﻭﻴﺭﻭﺕ‬.‫ ﻤﺒﺎﺩﺉ ﺍﻟﻌﺭﺒﻴﺔ‬.‫ﺭﺸﻴﺩ ﺍﻟﺸﺭﺘﻭﻨﻲ‬
13. .١٩٦٦ ،‫ ﺍﻟﻘﺎﻫﺭﺓ‬.‫ ﺍﻟﻨﺤﻭ ﺍﻟﻭﺍﻓﻲ‬.‫ﻋﺒﺎﺱ ﺤﺴﻥ‬
46
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
ДЮНМЯЗЛИЙИН ТЯНТЯНЯСИ
ДЮНМЕЗЛИĞИН ТАНТАНАСЫ
THE TRIUMP OF PERSISTENCE
Самиря МЯММЯДЛИ*
Юzet
«Дюнмезлийин Tантанасы» адлы bu yazı; чаьдаш Азербайъан едебиййа-тынын
юнемли йазарларындан бири олан Теййуб Курбанын «Дюнмезлик» есериня
щаср olundu.
Yazıda есас диккат бедии образ эиби такдим олунан Азербайъан Демокratik Республикасынын идеоложи фикир babası сайылан
М. Е. Ресулзадейе
айрылмыштыр. Бурада Ресулзаде ве Коба (Сталин), Ресулзаде ве Нериманоф,
Ресулзаде ве Щитлер арасындакi илишkилерин ilginç tarafları да эюз юнцне getirilir.
Анащтар келимелер: повест, чаьдаш, идейа, Азербайъан, едеби.
Abstract
The novel by the leading representative of modern prose Teyyub Qurban
“The Persistence” has become the main point of view of the article “The
triump of Persistence”.
A Special attention was paid to the main idea of the novel – the creation of
the literary character of the literary character of the founder of the Azerbaijan
Democratic Republic – the great ideologist Mahammad Emin Rasulzadeh and
the description of the democratic life
When being canalized the Rasulzadeh – Koba, Rasulzadeh – Narimanov,
Rasulzadeh Hitler lines evoking a great interest were mentioned.
Keywords: novel, modern, idea, Azerbaijan, literaty.
*
Dr.
47
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Азярбайъанын йенидян истиглалиййятиня говушмасы иля ъямиййятин иътимаисийаси щяйатында олдуьу кими, ядяби-мядяни сферада да кюклц дяйишикликлярин
ясасы гойулду. Ядябиййатын тякметодлулугдан, идеоложи тязйиг вя диктялярдян
хилас олмасы онун инкишафы цчцн шяраит йаратды. Беля ки, яввялляр адлары, ясярляри
йасаг олунмуш бир чох сяняткарларын йарадыъылыг ирсинин юйрянилмяси цчцн имканлар ачылды. Сон иллярдя щяйатынын мцщцм бир мярщялясини мцщаъирятдя йашамыш олан Яли бяй Щцсейнзадя, Ящмяд бяй Аьаоьлу, Мящяммяд Ямин Рясулзадя, Ящмяд Ъяфяроьлу, Мирзя Бала Мяммядзадя, Щцсейн Байкара, Цммцлбану (Банин), Алмас Илдырым, Абай Даьлы, Кярим Одяр вя диэяр сяняткарларын йарадыъылыг ирсинин юйрянилмяси сащясиндя атылмыш ъидди аддымлар бунун
ъанлы юрняйидир.
Ъцмщуриййят дюврцнцн бядии нясрдя тяъяссцмц Азярбайъанын йенидян истиглалиййятиня говушдуьу тарихдян етибарян даща интенсив характер дашымаьа
башламышдыр. 1991-ъи илин октйабр айынын 18-дя Азярбайъанын мцстягиллик актыны
имзаламасы иля юлкянин иътимаи-сийаси щяйатында йаранан кюклц дяйишикликляр
ядяби просеся дя тясирсиз галмамышдыр. Йаранан елми вя публисистик йазыларда,
бядии юрняклярдя Ъцмщуриййят дюврцнцн айры-айры проблемляриня бу вя йа диэяр
шякилдя тохунулмуш, онун юйрянилмямиш мягамларынын цзя чыхарылмасына чалышылмышдыр.
Еляъя дя, Ъцмщуриййят щяйатынын тясвириня щяср олунмуш бядии няср
нцмуняляриндя бир тяряфдян дюврцн иътимаи-сийаси мцщитинин ъанландырылмасына
чалышылмыш, диэяр тяряфдян щямин иллярин сийаси идеоложи мяфкурясини йцрцдян
шяхсиййятлярин образы йарадылмышдыр. Бу бахымдан йахын кечмишдя йаранан
бядии няср юрнякляри ичярисиндя Чинэиз Щцсейновун, Ялиса Ниъатын, Нащид
Щаъызадянин, Теййуб Гурбанын тарихи роман вя повестляри мараг
доьурмагдадыр. Щямчинин,
сон иллярдя йаранан бир сыра щекайялярдя
Ъцмщуриййят щяйатынын тясвириня чалышылмышдыр.
Чаьдаш дюврцмцздя юз мцстягиллийини йенидян бярпа етмиш бир
ъцмщуриййятин вятяндашы кими, мцхтялиф архив материаллары, тарихи сянядляр
ясасында узун мцддят бизляря йанлыш таныдылан ъцмщуриййят тарихинин гаранлыг
сящифялярини ишыгландырмаг вя о дюврцн тарихи шяхсиййятляринин щягиги образыны
йаратмаг мягсядиля фяалиййят эюстярянлярдян бири дя йазычы Теййуб Гурбандыр.
Мцяллиф щяля 80-ъи иллярин сонларында Азярбайъанын истиглал мцъащиди,
дюнмяз идеологу М.Я.Рясулзадя вя онун щяйатда олан йахынлары иля
марагланмаьа башлайыр. Мцхтялиф архив материалларына, тарихи сянядляря
мцраъият едир, о дюврцн мятбуатыны изляйир, мяктублашмаларла таныш олур. Бу
ахтарыш яснасында улу юндярин саь галан йеэаня ювлады – Азярин сораьыны алыр вя
узун мцддят «мяъщул дювр» кими щафизяляря щякк олунмуш истиглал мцъадиляси
тарихини вя бу тарихи йарадан дащи Мящяммяд Ямин Рясулзадяни бир дя ъанлы
шащиддян динлямяк цчцн дярщал Газахыстана йола дцшцр. Щямин эюрцшцн тяяссцратларыйла «Мцтляг Бакыйа гайыдаъаьам» (Гурбан 1990: 4) сярлювщяли
сянядли щекайяни йазыр.
48
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Онун цч иллик эярэин ахтарышларынын сямяряли нятиъяси олан «Дюнмязлик» повести мювъуд дюврцн тарихи олайларынын дягиг вя тяфяррцатлы ишыгландырылмасы вя
сийаси шяхсиййятлярин характерик ъизэиляринин доьру тясбити бахымындан тягдирялайиг ясярдир.
«Дюнмязлик» - Мящяммяд Ямин Рясулзадя щейкялинин йапылдыьы няср нцмуняси цчцн сечилмиш ян уьурлу аддыр. Отуз алты фясилдян ибарят бу бядии-тарихи
повест киноссенари жанрына мяхсус бир цслубда гялямя алынмышдыр. Йазычынын бу
манерасы илк бахышда повест янянясиндян узаг эюрцнся дя, ясярин цмуми рущуна бир динамизм эятирир.
Мцхтялиф мяканларда ъяряйан едян щадисялярин изляндийи сцжет хятти бойунъа
тящкийячинин щярякят контурлары мцхтялиф истигамятляря шцтцйяряк фаъияли бир
юмрцн чешидли анымларыны якс етдирян гярибя, мцряккяб щоризонталлар ъызыр. Бу
да бюйцк идеологун мцряккяб юмцр йолу вя чохшахяли фяалиййятиндян доьан бир
тенденсийадыр.
Гейд едяк ки, «Дюнмязлик» повестиндя Няриман Няриманов, Коба, Адолф
Щитлер вя Мящяммяд Ямин Рясулзадя паралелляри кясишян образлар системини
йарадыр.
Ясяр Мящяммяд Ямин Рясулзадянин Сталин васитясиля Байыл щябсханасындан гачырылыб Москвайа апарыларкян гатарда кечмиш ягидя досту Няриман
Няримановла гаршылашмасы вя мцкалимяси иля башлайыр.
«Язиз дост! Мцстягил Азярбайъан Ъцмщуриййятини йаратмагла халга щеч бир
хошбяхтлик эятиря билмядийимиз артыг реал щягигятдир. Мян сяндян фяргли олараг,
Русийадакы ингилабын бюйцк тарихи ящямиййятини дуйур вя бу ингилаба
архаланмагла Азярбайъанда щакимиййяти яля алмаьы зярури щесаб едирдим. Инди,
сяни Русийайа йола саларкян, бир даща тясдиг едирям ки, биз щятта Русийанын
тяркибиндя олсаг да, бу щеч дя о демяк дейилдир ки, ясарятдя галаъаьыг. Биз нящянэ бир юлкядя бир аилянин бярабяр щцгуглу цзвц кими йашайаъаьыг. Юз милли
варлыьымызы бцтцн дцнйайа таныдаъаьыг» (Теййуб 1997; 6-7) - дейян
Няриманова Мящяммяд Ямин ъавабында: «Няриман бяй, Дцнйа Азярбайъаны
дейил, йалныз вя йалныз дедийиниз нящянэ юлкяни таныйаъагдыр» - дейир (Теййуб
1997: 6-7).
Ялбяття, тарихи гайнагларын арашдырылмасы Няриман Няримановла
Мящяммяд Ямин Рясулзадя арасында щямин яряфядя беля бир гаршылашма вя
мцкалимянин олдуьуну тясдиг етмир. Лакин йазычы тарихи-сийаси просеслярин
цмуми ащянэини ясас эютцрдцйцндян бу факты тясвир етмяйи мягсядяуйьун
щесаб етмишдир.
Азярбайъан Халг Ъцмщуриййятинин гуруъусу, халгымызын юлцмсцз лидери
Мящяммяд Ямин Рясулзадянин щяйат вя мцбаризя йолундан бящс едян повестдя йазычы Ъцмщуриййят щяйатыны якс етдирмяйи гаршысына мягсяд гоймаса
да, бу дювря хцсуси юням вермишдир. Бу да тясадцфи дейилдир, чцнки Мящяммяд
Ямин Рясулзадянин сийаси мцбаризя йолунун ян уъа зирвяси мящз Азярбайъан
Халг Ъцмщуриййятинин гурулмасы иля баьлыдыр.
49
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Теййуб Гурбанын «Дюнмязлик» повестинин баш гящряманы Мящяммяд
Ямин Рясулзадядир. Повестдя йазычы онун щяйатынын бцтцн мярщялялярини якс етдирмяйя чалышмышдыр. Ясярдя Мящяммяд Ямин бяйин истяр аиля щяйаты, истярся дя
щяйатынын иътимаи-сийаси мцбаризялярдя кечян илляри ъанлы бядии тяъяссцмцнц тапмышдыр.
Дюнмяз рящбярин щяйатынын мцхтялиф анымларына нязяр салдыгда бязи
лювщяляр гаршысында щям щейрятлянир, щям дя бу феноменал шяхсиййятин мяняви
бюйцклцйц юнцндя сяъдя едирик. Юз мцгяддяс идеолоэийасы уьрунда бцтцн
аилясини гурбан верян Мящяммяд Ямин Нясиб бяй Йусифбяйли, Фятялихан
Хойски, Щясян Аьайев кими силащдашларынын гятля йетирилдийини ешидяндя
щюнкцряряк аьлайыр.
Рясулзадянин Финландийада шящид мязарыстанлыьындакы дцшцнъяляри дя бу
мянада диггяти ъялб едир: «Татар колонийасында галдыьым бир ай мцддятиндя
щяр эцн йолуму бурадан салырам. Фин халгынын мцстягиллийи йолунда щялак
олмуш шящидляря баш яйирям…
… Инди Азярбайъанын щяр йериндя азадлыг байраьыны мцстямлякя байраьы
явяз етмишдир.
Азярбайъанын мцстягиллийини бизим ялимиздян зор эцъцня алдылар. Чцнки
бизя щярби гцввя иля кюмяк едяъяк гцввя йох иди. Финландийанын азадлыг
ашигляриня ися Русийанын эцъц чатмады. Гардаш алман халгы онун архасында
мярд-мярданя дурду. Щеч олмаса, бир мямлякятдя истиглал оду сюнмяди.
Буна эюря дя фин шящидляринин рущу Азярбайъан тцрк шящидляринин рущу иля
бирляшмишдир. Чямбярякянддяки
гябиристанда йатан шящидляри мян бурада
анырам.
… Заман эюстяряъяк ки, инсанлара щансы ъямиййят ябяди сяадят эятиряр.
Зорян йарадылан совет режими, йохса Финландийа кими демократик ъямиййят»
(Теййуб 1997: 22)
Рясулзадя щямчинин Москвада олдуьу ики иллик тяърцбясиндян шярг
миллятляринин вя хцсусиля тцрк елляринин ниъатынын йалныз юзляриндя олдуьуну
анладыьыны гейд едирди.
Повестдя йазычы Мящяммяд Ямин Рясулзадя иля йанашы, онунла якс гцтбдя
дайанан Няриман Няримановун да образыны йаратмышдыр. Мцяллиф Вятянин вя
миллятин азадлыьы наминя яввялляр ейни тяшкилатда мцбаризя апармыш, даща сонра
йоллары щачаланан бу ики сийаси шяхсиййяти бир-бириндян фяргляндирян мягамлара
диггят йетирмишдир.
Щяр ики шяхсиййятин тарих сящнясиндяки йерини вя мювгейини мцяййянляшдиряркян беля бир гянаятя эялирсян: Рясулзадя ейни дяряъядя миллятини севян вя
олдугъа щуманист тябиятя малик Няримановдан «азадлыг» анлайышыны Совет
Русийасындан кянарда тясяввцр етмясиля сечилирди. О, истиглалын йенидян рущ
шяклиндя Азярбайъана гайыдаъаьына инанырды. Заман да ону щаглы чыхарды.
Цмумиййятля, бу мянада Няриманов шяхсиййятиня мцнасибят щеч вахт бир
50
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
мяналы олмамышдыр. Бизъя, онун миллятиня севэисиндя вя сямимиййятиндя зярряъя
нагислик йох иди. Садяъя олараг Няриман бяй юзцнцн дя етираф етдийи кими,
халгынын сяадят йолунун йалныз Совет Русийасындан кечя биляъяйиня садялювщъя
инанмышды. Бязян дащиляр дя юз инанъларында йанылырлар.
Рясулзадя вя Сталинин гатарда бир арайа эятирилмяси вя дащи сийасятчилярин
сийаси бахышларыны ортайа гойан мараглы диалог ясярдя юзцнямяхсус епизодлардан бирини тяшкил едир.
Сталин – ган бащасына йаратдыьы бюйцк империйанын она вердийи эцъля
дцнйайа мейдан охуйан гяддар бир мцстябид, Рясулзадя ися садяъя халгын
варлыьына сюйкяняряк инандыьы щягигятляр уьрунда мцбаризя апаран, о дюврдя
хейли тящлцкяли сясляня биляъяк дцшцнъялярини ачыг ифадя етмякдян чякинмяйян
дюнмяз бир рящбярдир.
Сталин ону Шярг дцнйасынын йеэаня лидери, юзцнцнся эцълц рягиби щесаб едирди. Лакин буна бахмайараг о, Мящяммяд Яминин щябсханадан гачырылмасына кюмяк едир. Бурада бир нечя нцанс вар. Илк нювбядя Сталин заманында
едилмиш йахшылыьын явязини гайтарырды. Диэяр тяряфдян о, Ямин бяйин Бакыда
галдыьы мцддятъя Азярбайъанда сосиалист системинин гурулмасыны мцмкцнсцз
щесаб едирди. Онун бу барядя етдийи етирафа диггяти йюнялдирик: «Сян Бакыда
щябсханада олсан беля, Азярбайъанда коммунизм режими гурула билмяз.
Истяйирсян, щятта йцз Няриманов, милйон Шаумйан олсун» ( Теййуб 1997:10).
Сталинин «Емин, язиз дост Сиз инди мяьлубиййятя уьрадыьыныз бир вахтда
Азярбайъанын эяляъяйи барядя ня дцшцнцрсцнцз?» - суалына Мящяммяд Ямин:
«Бу мцвяггяти мяьлубиййятдир. Азярбайъан эеъ-тез мцстягил демократик
дювлят олаъагдыр» - дейя ъаваб верир ( Теййуб 1997: 19).
Сталин – Рясулзадя паралелиндя щяр бир миллятин милли варлыьынын эюстириъиси
олан байраьа мцнасибят мясяляси дя хцсуси хятт тяшкил едир.
Щямин дюврдя цчрянэли Азярбайъан байраьы юлкямизин гуртулушунун,
истиглалынын символуна чеврилмишди. Ядябиййатда ондан романтик образ кими
бящс едилирди. О байраьын тясисчиси олан Мящяммяд Ямин бяй дя ону бядяниня
сарыйаъаг гядяр бюйцк бир азадлыг ашиги иди. Сталин бир дяфя онун байраьы
бядяниндя эяздирдийини эюрцб «бу нядир?» - дейя сорушур. «Коба, бу байраг
мяним гювси-гцзещимдир. Онун рянэляри варлыьыма щопмушдур. Лащыъда да,
Байылда да о мянимля олмушдур. Йалныз вя йалныз вцъудума аь кяфян сарынанда ону мяндян айырмаг олар». Пычылтыйла дейир: «Бир кяря йцксялян байраг
бир даща енмяз».
Сталин гятиййятля ъаваб верир:
- Емин, бил ки, о байраьын анъаг гырмызы щиссяси йцксяляъякдир!» (Теййуб
1997: 13). Бу сятирляр миллятляри гондарма режимя табе олмаьа мяъбур едян
гясбкарын юлмяз милли рущ гаршысында эцъсцз чырпынышы кими сяслянир.
Йол айрыъына эялян «кечмиш дост»лар эюрцшцб айрыларкян: «Емин, сяндян бир
хащишим вар. Бядяниня сарыдыьын о байраьы мян дцшяндян сонра вагонун
51
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
оъаьына ат йансын» - дейян Сталиня Ямин бяй: «Йох, Коба, хащишиня ямял едя
билмяйяъяйям. Байраг мяним мяслякимдир. Мясляк йанмаз, йандырар!»
(Теййуб 1997: 19) - сюйляйир.
Бу йалныз дюнмяз лидерин дейил, милли рущу уьрунда мцбаризяйя галхмыш
Азярбайъан халгынын хариъи империалистляря сон ъавабы иди.
Гайнаглар
1. Гурбан Теййуб. Дюнмязлик, Бакы, Ширванняшр, 1997.
2. Гурбан Теййуб. Мцтляг Бакыйа гайыдаъаьам, «Республика» гязети, 28
ийул 1990
Насир Щясян. Вахтында йазылмыш ясяр, «Вятянин сяси», 7 сентйабр 1994
52
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
ROLE OF EDUCATION IN RATIONAL LIFE
FELSEFİ DÜŞÜNCEDE ÖĞRENMENİN AMACI
Valiyollah KHOSHTİNAT*
Abstract
This study gives an overview of the definition of education and life as
characterized by the scholars of the field and then offers the role education plays in
rational life. Literally, education means to teach something and transfer knowledge
from the teacher to the learner. Specifically it refers to developing the intellectual
abilities of an individual. Training, on the other hand, refers to flourishing the
potential abilities. Other definitions have been offered in this regard. The life
literally means the state of being alive thought practically different scholars have
offered different definitions and in so doing have focused on different
characteristics of life. However it is defined, there is a consensus among scholars
on its existence and they believe in its consequences such as reproduction and goalorientedness, etc. Generally speaking, there are two kinds of life: one is the natural
life which human beings practice to survive; the second type is rational life. This
refers to those conscious activities which try to lead deterministic and pseudodeterministic forces of human life towards perfection. Human beings possess lots
of potential abilities that can be flourished through education and only proper
education can pave the way and lead human beings to virtues. The present research
is an attempt to make integration between education and rational life and believes
that this integration can best clarify the development paths detailed by Islamic
teachings. This is the point the present study intends to add to the previous
literature.
Keywords: education, training, rational life, instructor, learner
*
Payame Noor University (PNU)
53
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Özet
Bu bildiride öğrenme ve hayat meseleleri manevi düşünceye dayanarak
gösterilir. Öğretmenin manası ilmi terbiyeyi başkasına nakletmektir. Hayatın
manası ise gelişme ve yaşamaktır. Hayatın 2 bölmesi var: 1. maddi, 2.manevi. Bu
bildiride manevi hayatda İslam’ın rolünden söz edilir.
Anahtar kelimeler: öğrenmek, öğretmek, manevi, öğretmen, öğrenci
Introduction
Education is conceived to be able to activate the potential abilities of
individuals. In fact, these potential abilities and characteristics form the underlying
principles of all educational systems. Education, if conducted properly, can raise
individuals to higher values and ethics. In contrast, the learner can be devoid of
values under corrupt training.
According to the principles of Islamic anthropology, it is evident that humans
are innately predisposed to good as well as evil and both are ingrained in his
nature.
Only flawless education can pave the way for perfection and righteousness and
confront the negative moral influence exerted on the part of industrialization and
materialistic foundations.
The presents study sets out to presents an overview of the role of education in
the framework of rational life as termed ‘pure life’ in Quran and accordingly
investigates basic tenets, objectives, responsibilities and educational principles.
Definition of important terms
To appropriately pin down the role education plays in rational life entails a
comprehensive knowledge of terms employed in the literature. Following comes
the definitions of important terms used in this research.
Education
Different scholars have offered different definitions for education. Lucas and
Bernstein (2004) believe:
Education is the learning of knowledge, information and skills during the
course of life. Teachers may draw on many subjects, including reading, writing,
math, science and history. Teachers in specialized professions such as astrophysics,
law, or zoology may teach only a certain subject, usually as professors at
institutions of higher learning. There is much specialist instruction in fields for
those who want specific skills, such as required to be a pilot, for example. Finally,
there is an array of educational opportunity at the informal level- such as with
museums, libraries and the Internet. Informal education also includes knowledge
54
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
and skills learned during the course of life, including education that comes from
experience. (p. 36)
Richard and Schmidt (2002) offer the following definition:
in a general sense, the formal and informal processes of teaching and learning
used to develop a person’s knowledge, skills, attitudes, understanding, etc., in a
certain area or domain. A distinction is sometimes made between the broader goals
of education, described above, and training, which refers to the processes used to
teach specific practical skills. (p. 174)
Sadat (1987) states that education is preparing the ground for the development
to of individuals’ cognitive abilities. Rahbar (1998) defines education as the
transfer of knowledge from the instructor to the learner.
Training
Deilami (2003) believes that training is to know how to employ and develop
internal abilities and potentials in order to establish and expand ethically approved
qualities and behaviors and achieving higher moral virtues. Shokouhi (1995)
defines training as taking measures to pave the way for the development.
Life
Literally, life refers to state of being alive. However, there is no consensus on
its specific definition. It seems that the essence of life, as it is true about the
essence of existence, is an unknown fact.
Biologists give different definitions for life most of which refer to the outcome
of life such as nutrition, growth and reproduction. What is common among all
these definitions is the high degree of organization and cooperation among
creatures. What is more, there exists a single destination for all forms of life
activities. Materialists including Aparin also believe in these two points.
Philosophers, theosophists and biologists each view it partially from a certain
perspective. They have in effect characterized the outcome of life rather than its
essence. Sadr’almotaahelin argues that life is a certain form of the existence of
something which emanates effects supposed to be issued from a living organism.
Sohrevardi (2001) contends that ‘life is the very embodiment of existence for an
individual and a living thing is supposed to be perceptive and agentive.’ (p. 117)
According to Tabatabaei (1983) ‘a living creature is perceptive and performer; then
life is the origin of perception and action is the departure point of knowledge and
power.’ (p.169) Akhavan’alsafa (1957) believes ‘life and death to be of two kinds:
life as belonging to body and that belonging to soul.’ (p.57)
55
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Rational Life
Rational life is defined by Jafari (1980) as a conscious life which using volition
regulates the deterministic and pseudo-deterministic forces and activities of natural
life, on the way to achieve partial perfection, and gradually promotes human
personality to the sublime goal of life.
Awareness to life means being aware of the objectives and basic principles and
values of life. In other words, it was a feeling of being alive on the part of the
human being and this confirms the superiority of his existence compared to other
creatures. Without this, human beings would be alienated and this ignorance would
make him unaware of the basic regulations of life. If this occurs, the objectives and
values of life would flee his conscious attention. Such a life would be comparable
to a plant or animal life being easily affected by temporary changes.
Method
The study aims to investigate the role of education in rational life. Since, key
books and sources have been employed to expose the problem, it can be considered
as a survey. Similarity, as the study makes an attempt to confirm the influence of
education in rational life, inference is adhered to as the basic analytical technique.
The Role of Education in Rational Life
Education has been assigned three tenets, namely:
1) principles of education
2) educator
3) learner
As regards the first tenet, two meanings are attached to these principles in
Islamic teachings:
a) The original and classic Islamic resources assumed to describe ‘mankind
the way it is’ and ‘mankind the way it should be’. These Resources include Koran,
Sunna, Consensus and Intellect. Two sources have been thought to contribute to the
achievement of Wisdom through education which are analogous to the relation of
‘eye’ to ‘light’. These sources are i) perfect thought and ii) the divine Script,
Sunna, Consensus, which altogether shed light on the Divine will regarding what is
to man’s benefit and what to his harm. These sources also provide the preliminaries
necessary to arrive at the end-point objective of this life, namely approaching the
Divinity in Paradise on Divine days. (Jafari, 1985)
b) Principles, regulations and objectives that are focused on in Islam for
education. These include all rules and instructions which derive from four abovementioned sources. Principles, with this meaning assumed, have two subdivisions:
56
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
1) absolute and relative purposes which are considered the end objective in
education and 2) principles and rules that are the foundations of education.
Objectives and Duties of Education
1. Controlling raw emotions and correcting false beliefs existing in one's
mind.
2. Making acceptable for the learner the facts and high values and virtues.
3. Purifying and training individuals and teaching Wisdom to them. As it
comes in Qoran, ‘It is He who has raised up from among the common people a
Messenger from among them to recite his signs to them and to purify them and to
teach them the Book and the Wisdom, though before that they were in manifest
error.’ (Jomoah, verse 2)
4. The end objective of Islamic education is the worship of God and
approaching Him. ‘We have raised a Messenger in every nation to worship only
God.’ (Nahl, verse, 36). ‘So those who are hopeful to meet God are expected to do
valuable things and take no one second to the worship of God.’ (Kahf, verse, 110)
Tenet One: Principles of Education
There are some principles for education:
1. Education is a gradual process and there is no exception to this rule.
2. No definite promise in any form can be given in education.
3. High virtues should be conveyed and clarified in education.
4. Education requires discipline and perseverance.
5. In education and perfection-seeking self rather than natural-self should be
targeted.
6. Education should pay special attention to individual differences since each
individual possesses different personalities and motivations. ‘While He created you
in various stages.’ (Nooh, verse 14). As a result, education needs to have
personalized orientation.
7. The crucial principle in education is to know that virtues should be highly
valued and should not be subjected to mere achievement of the results.
8. Every action entails a reaction. Jafari (1986) argues, ‘if we bestow a bunch
of flowers to a person or population, we are doomed to receive one. If this fact is
taken seriously in education, the spiritual revolution of mankind will follow. (p.
301)
9. Both the instructor and the learner should know that they should not expect
any payments before making an attempt. ‘There is no benefit for mankind but
through his efforts.’ (Najm, verse 39)
57
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Tenet Two: Instructor
God is the first trainer. He has taken the responsibility through sending profits.
This fact has been emphasized in Koran was mentioning the words ‘Rabb’ a
thousand times. He has emphasized his being a trainer to his creatures. He has
granted them the potential to learn and move to perfection. On the other hand, he
has sent prophets to them to lead them to perfection through education.
Those who consider themselves as instructor should meet some requirements
some of which are as follows:
1. Instructors should have a complete dominance over the materials they aim
to teach. ‘Don't follow that which you lack knowledge about.’ (Asra, verse 36)
2. Teachers should be devoted to their job and know that they would be
profited sooner or later.
3. Teachers should know that their deeds take precedence over their words.
Their external and explicit behavior is a sign to show their degree of devotion.
Indeed, deeds are more influential.
4. ‘The trainer is expected to be trained and feel a permanent need to train
himself.’ (Taha, verse 114). Jafari (1978) believes that the best teacher is one who
always sees himself in need of education. Put another way, the best teacher is most
of all the best students. One who sees himself leader of a group should first behave
himself and before training others in words should teach them through his deeds.
5. Interest of the teacher to the progress and development of the learners.
6. Seek help from God.
Tenet Three: The Learner
Human is a flexible creature; in the world every creature stays the same during
the course of his life. For instance, no mosquito changes to eagle or no whale
changes to lion. However, human is the only creature which experiences and has
potential to change widely. Teachers should know that a novice in front of them is
likely to change to a prominent figure or in reverse to a mean person. This said, we
can go through principles governing human education:
1. The education history of the learners: since each life period has its own
particular specifications, each stage of education requires special care. For
example, a child is firmly dependent on parents and models them. The child's
personality prior to cognitive development depends on others. But when he is able
to take control over his affairs and characters, he will develop an independent
personality. In fact, the physical growth decreases from youth to middle age and
under proper conditions potential abilities flourish.
2. The more one gives value to the learner, the more efficient learning can be
expected. The more one considers teaching/learning materials significant, the more
vigorously one will go through them. The reason why knowledge is acquired more
efficiently in the early years of life is that what is taught in this period is considered
58
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
the most important element of life. In every stage of life, if a fact is vitally
important for you, its psychological influence would be remarkable. Given these
facts, teachers should always make palpable the significance of the learning
materials provided that the teachers themselves believe in their importance.
3. The importance of conformity between parents and teachers’ line of
thought.
4. Raising interest in learners to be inquisitive. Measures should be taken to
help the learners develop an argumentative mind. Only in this way can a celebrity
with a highly creative mind be expected.
5. Avoiding the learners to be award-oriented: they should be trained to seek
for the facts. They should teach their learners the importance of following truth in
order not to think superficially in their life.
Conclusion
The findings regarding the role of education in rational life imply that humans
have potential abilities which can flourish if appropriately channeled through
education. Humans are psychologically flexible and only proper education can lead
them to virtues and values. In this industrialized world, an increasing need is felt
for education which is in line with human nature. The present study integrates
education with rational life and presents new horizons in this area. It is suggested
that those who experience rational life will give a new direction to their education.
References
Akhavan’alsafa (1957). Rasael’alakhavan, vol. 3. Dar’alehya, Beirut, Lebanon.
Deilami. A. (2003). Islamic Ettthicsss. Center for Dissemination of Islamic
Thought. Qom, Iran.
Holy Qoran.
Jafari, M. T. (1980). Translation and Interpretation of Nahj’albalagheh. Center
for Dissemination of Islamic Thought, Tehran, Iran.
Jafari, M. T. (1985). Translation and Interpretation of Nahj’albalagheh. Center
for Dissemination of Islamic Thought, Tehran, Iran.
Jafari, M. T. (1986). Translation and Interpretation of Nahj’albalagheh. Center
for Dissemination of Islamic Thought, Tehran, Iran.
Lucas, S. A. and Bernstein, A. (2004), Teaching Psychology. Lawrence
Erlbaum Associates Publishers, New Jersey.
Richards, J. C. and Scmidt, R. (2002). Longman Dictionary of Language
Teaching and Applied Linguistics. Longman, UK.
Sadat. M. A. (1987). Islamic Ethics. Samt Publications, Tehran, Iran.
59
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Sohrevardi S. (2001). Hekmat’aleshragh. Tehran, Iran.
Shakiba, K. Face to Face with Aparin regarding the origin of life. Kokab
Publications, Tehran, Iran.
Shirazi, S. M. Hekmat-e-Motaalie. Dar’alehya’altoraso’aleslamiah. Beirut,
Lebanon.
Tabatabaei, M. H. (1983). Bedayat’alhekmah. Nashr-e-eslami, Qom, Iran.
60
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
ИБН ЯЛ-ВЯРДИНИН
«ХЯРИДЯТ ЯЛ-ЯCАИБ ВЯ ФЯРИДЯТ ЯЛ-ГЯРАИБ»
ЯСЯРИ
(Ibn Al-Vardi’s “Al-Adjaib Va Faridat Al-Qaraib” Poem)
Аббас ИБРАЩИМОВ∗
Юзет
Бу макале ХВ. йцзйылын мешщур Aраб алими, дилcиси Сираъеддин Ебу Щебс
Юмер ибн Ел-Вердинин тарихи-ъоьрафйайа щаср едилмиш, «Щаридат ел-аъаиб ве
феридет ел-караиб» есеринин арашдырылмасына щаср едилмишдир. « Щаридат ел-аъаиб
ве феридет ел-караиб» есери елмин мuщтелиф сащaлaрıнı, о ъцмледен бедии
едебийатын назıм ве нesir формаларыны, тарищи-ъоьрафйасыны, биоложиsiни, зооложиsiни, минераложиsiни ve тыббыnы kapsar. Мaкаледе есер щер тaрaфлı арашдырылмыштыр.
Anahtar Kelimeler: бедии едебийат, дилcилик, едеби поезийа, минеролоэийа,
зоолоэийа, тарищи-ъоьрафи, тыббы.
Abstract
This article was dedicate the investigation of literary work of Arabian scientist,
literary man, linquist of 15 century Siradjeddin Abu Havs Omar ibn el-Vardi
“Xaridat el-Adjaib ve Feridat el-Garaib”, dedicated history and geography. The
literary work “Xaridat el-Adjaib ve Feridat el-Garaib” envelop different areas of
science, including and forms of literature-poetry and prose, history-geography,
biology, zoology, mineralogy, medicine and etc. In this article is investigated every
parts the work and is shown consider its maintenance and areas of science.
Key Words: belles-lettres, linguistics, literature-poetry, mineralogy, zoology,
history-geography, medicine.
∗
Др., Азербайъан Елйазмалар Енститису
61
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Эириш:
Ибн ял-Вярди кичик йашларындан етибарян елмя вя ядябиййата бюйцк щявяс
эюстярян Ибн ял-Вярди илк тящсилини доьма шящяри Мяяррят ян-Нуманда алмыш,
сонра ися тящсилини давам етдиряряк, Щямада гази Шярафяддин ял-Бярзидян, даща
сонра ися Щяляб шящяриндя Хятиб ял-Фяхрдян фигщ елминя мцкяммял
йийялянмишдир. Кяскин зякасы олан Ибн ял-Вярди аз бир заман кясийиндя елмляря
дяриндян йийяляня билмиш вя мяшщурлашмышдыр. Щяля эянъ йашларында Щяляб газиси
Шямсяддин ибн ян-Нагибин мцшавири вязифясиня тяйин едилмишдир. О, гази
мцшавирлийиндян сонра бир мцддят Мянъаб газиси вязифясиндя ишлямишдир. О,
дюврцнцн танынмыш, йцксяк сявиййяли фягищляриндян бири олмушдур. Буна сцбут
олараг Таъяддин яс-Сцбки йазыр ки, шейх бин ял-Вярди Шам шящяриня эяляркян
онун мяишяти аьыр олдуьундан онун палтары кющнялмиш вя хариъи эюрцнцшц пис
иди. Ону таныйан шащидлярин тякиди иля Ибн ял-Вярди гази Няъмяддин бин
Сясяринин мяълисиня эялир. Ону мяълисин бир кцнъцндя отурдурлар. Щямин эцн
алгы-сатгы иля баьлы бир мцлк мцштяриси эялир. Мяълис иштиракчыларындан бязиси
кинайя иля эцлцмсяйяряк дейирляр ки, гой бу алгы-сатгы мцгавилясини ял-Мяярри
йазсын. Шейх Ибн ял-Вярди сорушур ки, мцгавиляни нясрля, йахуд нязмлями
йазым? Бу заман мяълис иштиракчыларынын истещзалы тябяссцмляри даща да чохалыр
вя дейирляр ки, нязмля йаз. Шейх Ибн ял-Вярди гялям, каьыз эютцряряк, нязмля
эюзял бир мцгавиля йазыр. О, он сяккиз бейтдян ибарят, сцрятля йаздыьы мянзум
мцгавиляни мяълис иштиракчыларына тягдим едир. Онлар бу мянзумяйя бахдыгдан
сонра, Ибн ял-Вярдидян истещзаларына эюря цзр истядиляр вя онун ялини юпяряк,
юзляриндян даща фязилятли олдуьуну етираф етдиляр (4, Ы, 282).
Мятн:
Ибн ял-Вярди йалныз фигщ сащясиндя дейил, ейни заманда дилчилик вя ядябиййат
сащясиндя дя дюврцнцн мяшщур шяхсиййятляри арасында юзцня хас лайигли бир йер
тутмушдур. Таъяддин яс-Сцбки онун поезийасы щаггында беля йазыр: «Онун
тямизлянмиш, шякярдян ширин вя гиймятли даш-гашдан дяйярли поезийасы вардыр» (4,
Ы, 282).
Ибн Яййяс юз тарихи ясяриндя гейд едир ки, Ибн ял-Вярдинин гярибя щекайяляри
вардыр (4, Ы, 282). Ибн ял-Вярди эюрдцйц бир йухудан сонра газилик вязифясиндян
айрылыб ибадят, бядии вя елми йарадыъылыгла мяшьул олмаьа башламышдыр. О,
мящсулдар арашдырмалар апарараг дилчилик, тарих, фигщ вя тясяввцфя даир бир чох
дяйярли ясярляр йазмышдыр.
Сираъяддин Ибн ял-Вярдинин «Хяридят ял-яъаиб вя фяридят ял-гяраиб» ясяри тядгигатчыларын даща чох диггятини ъялб етмиш вя дцнйада даща чох йайылмышдыр.
Тарихи-ъоьрафийайа щяср олунмуш бу бюйцк щяъмли дяйярли абидя узун мцддят
мцсялман Шярги алимляри иля йанашы Авропа тядгигатчыларынын диггят мяркязиндя
олмуш, дяфялярля тцрк вя фарс дилляриня, еляъя дя щиссялярля Авропа дилляриня
тяръцмя олунмушдур (1, ЫВ, 390-396).
62
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Азярбайъан Милли Елмляр Академийасы Ялйазмалар Институтунда бу ясярин
ХВЫЫ-ХЫХ ясрлярдя айры-айры йерлярдя цзц кючцрцлмцш дюрд ялйазма нцсхяси вя
яски Мисир чапы сахланылыр.
Апарылан арашдырмалар эюстярир ки, Ибн ял-Вярдинин «Хяридят ял-яъаиб вя фяридят ял-гяраиб» ясяри бязи ялйазма нцсхяляриндя 14 фясиля, бязиляриндя ися 15 фясиля
бюлцндцйц мцшащидя олунур. Бу ясярин мязмунуну, йахуд щяъмини дяйишмир.
Лакин ясярин айры-айры дюврлярдя цзц кючцрцлмцш нцсхяляриндя мцяллифя мяхсус
олмайан мцхтялиф ялавяляр едилмишдир. Абидянин щиъри 1324 (1906-1907)-ъц илдя
Мисир няшриндя ися ясярин мятни 17 фясиля бюлцнмцшдцр. Бунунла бярабяр ясярин
дахилиндя бу фясиллярин юзляри дя айры-айры фясилляря бюлцнмцшдцр. Мясялян, Хязяр
дянизи щаггында мялуматлар, щекайят вя рявайятляр айрыъа бир фясилдя
верилмишдир. Одур ки, ясярин фясилляринин сайы 24 ядядя чатмышдыр (2, 105-107).
«Хяридят ял-яъаиб вя фяридят ял-гяраиб» ясяринин биринъи фясли онун ян бюйцк
фясилляриндян олуб, абидянин демяк олар ки, 1/3 щиссясини ящатя едир. Бу фясилдя
айры-айры юлкяляр, вилайятляр вя онларын ян бюйцк вя гядим мядяниййят
мяркязляри олан шящярляр щаггында билэиляр верилир. Икинъи фясил дяниз вя
кюрфязляря, цчцнъц фясил адалара, дюрдцнъц фясил инсанлары юйрятмяк цчцн
гярибяликляря, бешинъи фясил мяшщур чайлара, алтынъы фясил су мянбяляриня вя
гуйулара, йеддинъи фясил йцксяк бюйцк даьлара, сяккизинъи фясил дашларын
хцсусиййятляри вя онларын мянфяятиня, доггузунъу фясил мядянляря, ъаващират вя
онларын хцсусиййятляриня, онунъу фясил нябатат, мейвяляр вя онларын
хцсусиййятляриня, он биринъи фясил тохумлар вя онларын хцсусиййятляриня, он икинъи
фясил тярявязя, он цчцнъц фясил мцхтялиф отлара вя онларын хцсусиййятляриня, он
дюрдцнъц фясил тохумлара, он бешинъи фясил щейванлара вя гушлара щяср
олунмушдур. Ясяр сонлугла баша чатыр.
Сираъяддин Ибн ял-Вярдинин «Хяридят ял-яъаиб вя фяридят ял-гяраиб» ясяри бюйцк бир мцгяддимя иля башлайыр. Мцяллиф мцгяддимядя гейд едир ки, бу ясяр Щяляб галасынын щюкмдары Шащин ял-Мцяййядин сифариши иля йазылмышдыр. Даща сонра
о, бу ясярин йазылмасында щансы мяхязлярдян истифадя вя мцталия етдийини гейд
едир. Бу мяхязляр сырасында Ибн ял-Вярди бир сыра мцяллифлярин ясярляринин, о
ъцмлядян Нясряддин Тусинин «Шярщ ят-тязкиря», Пталомейин «Ъяфр ял-янбийя»,
ял-Бяляхинин «Тягвим ял-булдян», ял-Мясудинин «Муруъ яз-зящяб», Ибн ял-Ясир
ял-Ъязяринин «Яъаиб ял-мяхлугят», ял-Мяррякушинин «ял-Мясалик вял-мямалик»,
«Китаб ял-ибтидя» кими орта яср абидяляринин адларыны чякир. Бу эириши баша
чатдырдыгдан сонра ися мцяллиф дцнйанын даиряви хяритясинин тясвирини верир.
«Ислам атласы» (1, ЫВ, 494) кими адландырылмыш бу хяритядя вя онунла баьлы
юлкялярин, вилайятлярин вя онлар арасындакы мясафяляр, океанлар, дянизляр, эюлляр,
кюрфязляр, ъящятляр, даьлар, о ъцмлядян Гаф даьы щаггында, халглар вя с.
щаггында мцхтялиф мялуматлар вя тясвирляр верилмишдир. Дцнйанын даиряви
хяритяси ясярин мцхтялиф ялйазмаларында бир-бириндян фярглянир. К.Миллер (7, 134139) апардыьы ясаслы арашдырмалар нятиъясиндя ясярин 20 ялйазмасындакы 17
хяритяни мцгайися едяркян щямин даиряви хяритяляр арасында ъидди фяргляр ашкар
етмишдир. О, щаглы олараг, айры-айры нцсхялярдя хяритялярин бири-бириндян фяргли
олмасынын щеч дя мцяллиф редаксийасы иля баьлы олмадыьыны сюйлямишдир. Хяритяляр
арасында мейдана эялян бу ихтилафлар ясярин айры-айры нцсхялярини кючцрмцш
63
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
катиблярин билик сявиййяси вя тяърцбяси иля баьлы олмушлар. Онларын щамысы эюрцнцр
хяритянин чякилмясиня мясулиййятля йанашмамышлар. Онларын бязиси хяритяйя бир
сыра ялавяляр етмишлярся, башгалары орада ихтисарлара йол вермишляр. Бу да ясярин
мцхтялиф ялйазма нцсхяляриндя хяритялярин бир-бириндян фярглянмясиня эятириб
чыхармышдыр. Бу фяргляр ясярин Мисир чапында (2, 39), Азярбайъан дилиня тяръцмясинин (10) вя ясярин Азярбайъан МЕА Ялйазмалар Институтунда сахланылан
ялйазмаларында да мцшащидя олунур. Бунунла бярабяр Ибн ял-Вярди ясяриндя
гиблянин хяритясини дя вермишдир. Ибадят заманы щямин хяритя айры-айры
юлкялярдян гиблянин истигамятини эюстярир.
Ясярин биринъи ян бюйцк фясли юлкяляря вя вилайятляря щяср олунмушдур. Китабын цчдя бир щиссясини ящатя едян бу фясилдя Авропа, Асийа, Африка гитяляриндяки
юлкяляр вя вилайятляр, орадакы мяркязи шящярляр щаггында мцхтясяр билэиляр, тябии
шяраити, биткиляри, мейвя аьаълары, чайлары, эюлляри, щейванлар алями, филизляри, ялван
металлары вя с. щаггында шярщляр верилмишдир. Шярщляр, юлкяляр вя башга
мювзуларла баьлы айры-айры щекайяляр вя мянзум парчалар да верилмишдир.
Щямин щекайяляр «‫«( »ﻭ ﻴﺤﻜﻰ‬вя щекайят едилир»), йахуд «‫«( »ﻭ ﺤﻜﻰ‬вя щекайят
едилди») кими сюзлярля башлайыр.
Ибн ял-Вярди бу фясилдя тцрк халглары вя онларын юлкяляри, вилайятляри вя шящярляри щаггында да билэиляр вермишдир. О, Азярбайъанын Гязвин, Щямядан,
Бейляган, Мараьа, Ярдябил, Нахчыван вя башга шящярляри иля баьлы ясяриня
мцяййян мялуматлар дахил етмишдир. Мцяллиф Гязвин шящяри иля ялагядар беля
йазыр:
«О, тцрк торпаьыдыр, она Гязвин дейирляр» (2, 39).
Ясярин икинъи фясли дянизлярдян вя кюрфязлярдян бящс едир. Бу фясилдя мцяллиф
айры-айры дяниз вя кюрфязляр щаггында мялумат веряряк онларын адларыны, узунлуьуну вя енини, щансы дянизлярля бирляшдийини, сащилляриндя щансы юлкялярин, шящярлярин, даьларын вя онларын мювгелярини тяфсилаты иля охуcуйа чатдырмаьа
чалышмышдыр. Бу бахымдан мцяллифин Хязяр дянизи щаггында вердийи билэиляр
хцсуси мараг доьурур. Ибн ял-Вярди дяниз щаггында мцхтясяр мялуматлар
йаздыгдан сонра, айры-айры мцяллифлярин вя тарихи шяхсиййятлярин Хязяр дянизи
щаггында вердикляри билэиляри охуъуларын диггятиня чатдырыр. Инди ися Ибн ялВярдинин айрыъа бир фяслиндя Хязяр дянизи щаггында вердийи мялуматлара
мцраъият едяк. О, йазыр:
«О, тцрклярин дянизи олуб, Ъцръан вя Тябяристанын шимал-шяргиндя йерляшир.
Онун шималында Хязяр юлкяляри, гярбиндя ял-Лан вя ял-Габаг даьлары,
ъянубунда ися Дейлям даьыдыр. О эениш, дянизлярля ялагяси олмайан бир
дяниздир. Дяниз йоллары тящлцкяли, сцрятля щялак едян, шиддятли туфан вя дальалары
олан чятин бир дяниздир. Хязяр дянизиндя ня габарма, ня дя чякилмя вардыр.
Орада мирвари вя даш-гашлар йохдур» (2, 105).
Ибн ял-Вярди сонра сюзцня давам едяряк, яс-Сямяргяндинин китабында
Хязяр дянизи щаггында верилмиш мялумата мцраcият едир. О, яс-Сямяргяндинин
64
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
китабына ясасланараг йазыр ки, Зцлгярнейн бу дянизин сащиллярини юйрянмяк
мягсядиля дянизя бир груп адамла бир эями эюндярмишдир. Зцлгярнейн онлара
ямр едир ки, там бир ил дяниздя цзяряк, онун сащилляри иля баьлы она мялуматлар
эятирсинляр. Онлар там бир ил дяниздя цзяряк, суйун сятщиндян вя мави сямадан
башга щеч бир шей эюрмямишляр. Онлар эери гайытмаг истяйяркян, онларын бязиляри
даща бир ай дяниздя сяфярлярини давам етдирмяйи тяклиф едирляр ки, бялкя бир
мялумат юйряниб Зцлгярнейнин йанына бир хябярля гайытсынлар. Онлар даща бир
ай сяфярлярини давам етдирдиляр вя ичиндя адамлар олан бир эями иля растлашырлар.
Щяр ики эями бир-бири иля йахынлашараг эюрцшцрляр, лакин онлардан щеч бир кяс
диэяр эямидя оланларын данышыгларыны (дилини) баша дцшмядиляр. Зцлгярнейнин
адамлары диэяр эямидя оланлара бир гадын веряряк, явязиндя онлардан бир киши
эютцрцб, Искяндярин йанына гайыдыр вя ящвалаты она данышырлар. Искяндяр
эятирилян кишини юз ясэярляриндян олан бир гадынла евляндирир. Гадын валидейнлярин
дилини баша дцшян бир оьул доьур. Искяндяр щямин оьлана дейир ки, атандан
щарадан эялдийини соруш. Оьлан сорушур вя дейир ки, о тяряфдян эялмишдир. Она
дейилди ки, орада щюкумят вармы? Дейир ки, бяли, бу щюкумятдян дя бюйцк
дювлят вар. Ондан сорушурлар ки, ня гядяр мцддятдир ки, дяниздя цзцрдцнцз.
Киши ъаваб верди ки, ики ил ики айдыр ки, дяниздяйик. Дейилди ки, бу дянизин чевряси
2500 фярсях, узунлуьу 800 фярсях вя ени 600 фярсяхдир. О, узунсов даиряви
шякилдядир. Бу дяниздя чохлу гярибя шейляр вардыр.
Бу щекайятдян сонра мцяллиф Хязяр дянизи иля баьлы башга щекайятляр вя рявайятляр веряряк, дяниздя тутулан нящянэ балыглар вя онун гярибяликляриндян
бящс едир (2, 105-107). Ибн ял-Вярди ясяринин башга бир йериндя ися ял-Ъявалигийя
истинад едяряк Хязяр дянизи иля баьлы ашаьыдакы билэиляри вермишдир:
«Ял-Ъявалиги гейд етмишдир ки, бу дянизин диби гаранлыгдыр. О, йерин алты иля
Нитиш дянизиня бирляшир. Бу дяниз гярб тяряфдя Азярбайъан юлкяси, ъянуб тяряфдян
Тябяристан юлкяси, шярг тяряфдян яряб торпаьы вя шимал тяряфдян Хязяр торпаьы иля
говушур» (2, 78).
Бу ясярдя Азярбайъанын чайлары вя даьлары иля ялагядар да мцяййян мялуматлар верилмишдир. Мцяллиф Азярбайъанда йерляшян даьлардан бири щаггында
ашаьыдакылары йазмышдыр:
«Сябялан (Савалан) даьы Азярбайъанын Ярдябил шящяринин йахынлыьындадыр.
О, дцнйа даьларынын ян бюйцйцдцр» (2, 127).
Ибн ял-Вярди Сябялан даьы иля ялагядар вердийи мялуматы давам етдиряряк
беля йазыр: «Аллащын Рясулу ялейщиссалам демишдир ки, сизлярдян ким эцнц ахшам
едяркян вя сящяри ачаркян, еляъя дя бир йеря чыхаркян «Сцбщан Аллащ» дейярся,
Аллащ она Сябялан даьына йаьан щяр гар тябягясинин мигдары гядяр саваб
йазар. Бу кяламлары дейяркян Пейьямбяр ялейщиссаламдан сорушурлар ки,
Сябялан даьы щарададыр, йа Рясул Аллащ? О, ъаваб верир ки, бу даь
Азярбайъандадыр. Ъяннят булагларындан бири вя пейьямбярлярдян биринин гябри
бу даьдадыр» (2, 127).
Ябу Щамид ял-Яндялуси Сябялан даьы иля баьлы беля демишдир ки, бу даьын
башында кифайят гядяр йцксякликдя бир бюйцк булаг вардыр. Онун суйу буздан
сойугдур, дады ися о гядяр ляззятлидир ки, санки балла гарышдырылмышдыр. Бу даьын
65
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
дюшцндян бир булаг чыхыр ки, онун суйунун щяраряти йумуртаны биширир. Инсанлар
бу булагдан юз мянафеляри цчцн истифадя етмяк мягсядиля орайа ъан атырлар. Бу
даьын ятяйиндя чохлу аьаълар вя тарлалар вардыр. Бурада бир нюв от вардыр ки,
ону ня щейван, ня дя инсан йемир, яэяр йейилярся, о саат юлдцрцр (2, 127).
Ял-Гязвини дейир: «Мян даьы эюрмцшям. Бу йердя щейван отарылыр. Щейванлар щямин ота йахынлашаркян щцркцр вя мяьлуб едилмиш говулан ясэярляр кими
гачырдылар. Бу даьын ятяйиндя бир шящяр вар. О шящярин газиси иля сющбят етдим.
Газинин ады Ябу ял-Фяряъ Ябдцррящман ял-Ярдябилидир. Мян бу отлар щаггында
ондан сорушдугда о, деди: Щямин отлары ъинляр щимайя едир. Гази ону да гейд
етди ки, о кянддя бир мясъид тикилирди. Бу заман дайаг цчцн бюйцк даш сцтунлар
лазым эялди. Сящяр олду, мясъидин гапысында бюйцк сяняткарлыгла, ян йахшы
шякилдя дашдан йонулмуш сцтунлар гойулдуьуну эюрдцляр» (2, 127-128).
Ибн ял-Вярдинин Савалан даьы щаггында вердийи мялуматлары Шямсяддин Саминин йаздыьы билэиляр дя тясдиг едир. Ш.Сами йазыр ки, «Азярбайъанда Ярдябил
йахынлыьында, бир даь вардыр ки, зирвяси йайда вя гышда щямишя гарла юртцлц олур.
Вулкан пцскцрмяси нятиъясиндя йаранмыш вя 4844 метр щцндцрлцйц олан бу
даьда, ятрафда йашайан инсанларын язиз тутдуглары бязи мюминлярин гябри вардыр.
Даьын ятякляриндян бир хейли исти минерал сулар чыхыр» (3, ЫВ, 2534).
Ибн ял-Вярди Азярбайъанын Кцр, Араз вя башга чайлары щаггында да мялуматлар вермишдир (2, 107-105). Мцяллиф су мянбяляри, гуйулар вя онларын гярибяликляриня айырдыьы фясли Азярбайъанын су мянбяляри иля башлайыр. О, «Тющфят ял-гяраиб» ясяриня сюйкяняряк «Айн Азярбайъан» («Азярбайъан булаьы»)
адландырдыьы су мянбяйиндян тикинти цчцн дцзялдилмиш кярпиълярин
мющкямляндирилмясиндя истифадя едилмяси щаггында йазыр. Сонра ися Гязвин
йахынлыьындакы Бядихани адлы булагдан йазараг гейд едир ки, инсан онун
суйундан ичярся мющкям гарын аьрысына (исщял) дцшяр. Йцнэцллцйцня вя
сафлыьына эюря инсан онун суйундан 10 ратл (4492,8 г) ичя биляр. Яэяр бу булаьын
суйу щямин кяндин кянарына чыхарыларса юз хцсусиййятини итиряр (10, 136а).
Ибн ял-Вярди юзцнцн бу ясяринин адында «мюъцзяляр» вя «гярибяликляр» сюзлярини хцсусиля вурьуламагла ясяря гаршы охуъуларда бюйцк мараг
доьурмушдур. Тясадцфи дейилдир ки, онун космографийайа даир йазылмыш бу
ясяри истяр мцсялман шяргиндя, истярся дя Авропада хцсуси шющрят тапмыш, ясярин
орта яср ялйазмалары реэионларда эениш йайылмыш, алимлярин вя тядгигатчыларын
диггятини юзцня ъялб етмишдир. Щяля яряб мядяниййятинин вя ядябиййатынын илк
дюврляриндян башлайараг равилярин сюйлядикляри щекайятляр (гиссяляр) эениш халг
кцтляляри дахилиндя, еляъя дя сарай мяълисляриндя хцсуси дябдя олдуьундан вя
эениш йайылдыьындан вя Ибн ял-Вярдинин юз ясяриндя тарихи вя ъоьрафи билэилярля
йанашы беля мюъцзяли щекайятляря вя тямсилляря эениш йер вермяси охуъуларда
ясяря гаршы бюйцк мараг ойатмышдыр. Ясярин ясас щиссясини дя мящз бу гябилдян
олан мюъцзяли вя гярибя щекайятляр тяшкил едир.
Бунунла йанашы йухарыда гейд едилдийи кими ясярин ящямиййятли ъящятляри аз
дейилдир. Ибн ял-Вярдинин «Хяридят ял-яъаиб вя фяридят ял-гяраиб» ясяринин Авропа
юлкяляриндя йайылмыш чохсайлы орта яср ялйазмалары бу юлкялярин алим вя тядгигатчыларынын диггятини юзцня ъялб етмишдир. Онлары юзцня ъялб едян ясярин ясасян
66
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
ботаникайа даир фясилляри олмуш вя бу фясиллярдян истифадя едяряк, диссертасийалар
йазылмыш, онун айры-айры щиссяляри мцхтялиф Авропа дилляриня тяръцмя
олунмушдур. 1752-ъи илдя Ауривиллиус ясярин палма щаггында олан щиссясини чап
етдирдикдян сонра (1, ЫВ, 495), А.Щйуландер (1784-1823) (6), Торнберг (18351839) (9) вя башгалары ясярин айры-айры фясиллярини, о ъцмлядян Сурийа вя Мисир
тарихиня даир бюлмялярини тяръцмя вя шярщлярля чап етдирмишлярся, 1789-ъу илдя Де
Гин (5, 19-59) ясярин цмуми характеристикасыны вермиш вя бунунла да абидянин
шющрятини даща да эенишляндирмишдир. ХЫХ ясрин орталарындан етибарян, тарих вя
ъоьрафийайа даир даща мцкяммял абидяляр ялдя едилдикдян сонра Ибн ялВярдинин ясяриня олан мараг азалмаьа башламышдыр.
Сонуъ:
Ибн ял-Вярдинин «Хяридят ял-яъаиб вя фяридят ял-гяраиб» ясяри ишыг цзц эюрдцкдян сонра, онун ялйазмалары Йахын вя Орта шяргдя сцрятля йайылмаьа
башламышдыр. Бунун нятиъясиндя дя ясяр айры-айры елм хадимляринин диггятини
юзцня ъялб етмишдир. Абидяни ориъиналда охуйан вя юйрянян дюврцнцн зийалылары
ону диэяр халгларын эениш охуъу кцтляси иля йахындан таныш етмяк, йахуд айрыайры щюкмдарларын сифариши иля тцрк, фарс вя башга Шярг дилляриня тяръцмя етмяйя
башламышлар. Абидянин фарс дилиня тяръцмя олунмасы щаггында айры-айры
мяхязляр мялумат вермишдир. Фарс дилиня тяръцмядян фяргли олараг, ясяря тцрк
халглары арасында бюйцк мараг олдуьундан, бир нечя дяфя тцрк дилиня, еляъя дя
Азярбайъан дилиня тяръцмя олунмушдур. Тцрк ъоьрафийасы цзря танынмыш
тядгигатчы олан Ф.Тешнерин вердийи билэиляря эюря «Хяридят ял-яъаиб вя фяридят ялгяраиб»ин тцрк дилиня беш тяръцмяси олдуьуну гейд едир (8, 86-87). Онунла
йанашы бу тяръцмяляр щаггында диэяр мянбяляр, еляъя дя тцрк мяхязляри дя
мялумат верир (11, Ы, 701). Бу ясярин ян гядим тяръцмяси мящз тцрк дилиня
едилмишдир. Ибн ял-Вярдинин бу ясярини Мащмуд Ширвани 970 (1563)-ъи илдя 80
йашында икян Осман шащ Исэяндяр паша оьлунун щимайядарлыьы иля тяръцмя
етмишдир. (10, 282 а).
ЯДЯБИЙЙАТ
1. ،‫ ﺧﺮﻳﺪة اﻟﻌﺠﺎﺋﺐ و ﻓﺮﻳﺪة اﻟﻐﺮاﺋﺖ ﻣﺼﺮ‬.‫ﺴﺭﺍﺝ ﺍﻟﺩﻴﻥ ﺍﺒﻭ ﺤﻔﺹ ﻋﻤﺮ ﺑﻦ ﻣﻈﻔﺮ ﺑﻦ اﻟﻮردى‬
.٢٢٢.‫ ﺹ‬،.‫ﻩ‬١٣٢۴
2. .‫ﻩ‬١٣٠۶ ‫ ﺍﺴﺘﺎﻨﺒﻭل‬.‫ ﺍﻟﺠﻠﺩ ﺍﻻﻭل‬.‫ ﻗﺎﻤﻭﺱ ﺍﻻﻋﻼﻡ‬.‫ﺸﻤﺱ ﺍﻟﺩﻴﻥ ﺴﺎﻤﻰ‬
3. ‫ ﻤﻁﺒﻌﺔ ﺴﺭﻜﻴﺱ‬.‫ ﺍﻟﺠﺯﺀ ﺍﻻﻭل‬.‫ ﻤﻌﺠﻡ ﺍﻟﻤﻁﺒﻭﻋﺎﺕ ﺍﻟﻌﺭﺒﻴﺔ ﻭ ﺍﻟﻤﻌﺭﺒﺔ‬.‫ﻴﻭﺴﻑ ﺍﻟﻴﺎﻥ ﺴﺭﻜﻴﺱ‬
.١٩٢٨ ،‫ﺒﻤﺼﺭ‬ 4. GUIGNES, De. Haridat al-adjaib. Notices of Extraits, II Paris,
1789,p. 19-59.
5. HYLANDER, A. Operis Cosmographici ibn el-Vardi caput primum
de regionnibus. Lundae, 1823.
6. MILLER, K. Mappae arabicae.- Arabische weltund landerkarten, V.
Stuttgart, 1927, p. 134-139.
67
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
7. TAESCHENER, F. Der Bericht des arabischen geographen ibn elVardi uber Konstantinopel. BHG, 1929.
8. TORNBERG, C.J. Fragmentum libri Morgarita mirabilium, Auctore
Ibn el-Vardi. Pars prior. Upsaliae, 1895.
9. .‫ ﺨﺭﻴﺩﺓ ﺍﻟﻌﺠﺎﺌﺏ ﻭ ﻓﺭﻴﺩﺓ ﺍﻟﻐﺭﺍﺌﺏ‬.‫ﺴﺭﺍﺝ ﺍﻟﺩﻴﻥ ﺍﺒﻭ ﺤﻔﺹ ﻋﻤﺭ ﺒﻥ ﻤﻅﻔﺭ ﺒﻥ ﺍﻟﻭﺭﺩﻯ‬
(Azяrbaycan dilinя tяrcцmяsi) FS-386, AМEA. Mящяммяд Fizuli adыna
Яlyazmalar Иnstitutu.
10. ‫ ﻜﺸﻑ ﺍﻟﻅﻨﻭﻥ ﻋﻥ ﺍﺴﺎﻤﻰ ﺍﻟﻜﺘﺏ‬.‫ﻤﺼﻁﻔﻰ ﺒﻥ ﻋﺒﺩ ﺍﷲ ﺍﻟﺸﻬﻴﺭ ﺒﺤﺎﺠﻰ ﺨﻠﻴﻔﻪ ﻭ ﺒﻜﺎﺘﺏ ﭽﻠﺒﻰ‬
١٩۴١ .‫ ﺍﺴﺘﺎﻨﺒﻭل‬.‫ ﺍﻟﻤﺠﻠﺩ ﺍﻻﻭل ﻭ ﺍﻟﺜﺎﻨﻰ‬.‫ﻭ ﺍﻟﻔﻨﻭﻥ‬
68
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
DEATH IN MASNAVI
Shokrollah Poor Alkhas NOKANDEEİ*
Özet
Ölüm bir hakikattir ki, ondan kaçmak mümkün değildir. Bu sebeple, kişi
mutlaka ölümle yüz yüze gelir. Büyük Mevlana der ki “Gerçek hayat ölümden
sonradır.” Ölüm yeni bir hayat mıdır? Evet gerçek hayatın kendisine başlamaktır.
Mevlana diyor ki “Ölmek yeni hayattır. Maddi hayatı terk edip Allah’a doğru göç
etmektir.
Abstract
Death, from which there is no way out, is a true event. Moreover, eventually
every body will face it. The question that what happens after death has fascinated
the mind of all wise men, educated men and mystics. Therefore, they have
expressed their views and understandings of it. No doubt, Molavi (The true mystic)
who is of high thoughts and understanding in divine knowledge and feels
responsible for society and for the guidance of humankind cannot ignore such a
high matter. In this study, we look for Molavi’s views in his teachings, parables
and stories. We portray Molavi’s beliefs that death means rebirth, quitting the
world, God’s blessing, the ladder to the beloved’s roof, the continuity of life,
getting rid of selfishness, seeing the true world, taking a journey in God. Living
after death and finally visiting God. He divides death in to two parts: natural or
compulsory death and voluntary death. Of these, he prefers the voluntary one. He
believes that since man understands the universe and its order, since he is
responsible for his deeds, since nature with all its appearances is transient, since
death equals everyone and eradicates all human qualities, so this world is not worth
relying, so he gives no heed to his desires, undergoes a kind of rebirth and lovingly
welcomes the bride of death.
*
Dr., Assistant professor of Persian Language and Literature in Mohaghegh Ardabili
University, Ardabil, Iran
69
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Introduction
All living things on this planet are subject to death and among all the mortal
things only man is aware of his doomed destiny, at the beginning, he knows
nothing of death but gradually gets an understanding of it first through death of
others and later of his own. As he understands what death is he suffers from some
sort of anxiety and some basic questions occur to him such as:
Does death lead to his ruin? If so, some terrible end is awaiting him. But if
there exists an afterlife what is man’s destiny there? How are his life here and there
related? In case there is some relationship between these two, what is his duty
here? Is it possible to live with no heed to and dread from there?
Besides calling to God, the main thing the prophets emphasized was to make
man aware of the world to come after death. They gave him a vast knowledge and
asked him to leave the dark world he is imprisoned in. Unfortunately man is
obsessed with his passionate feelings and is almost deaf to this great spiritual call,
lost in the world of appearances and drowned in sexual gratifications, he thinks his
life is only for eating and sleeping and there is no other world but this. In this way,
he has deprived himself of the immortal prosperity. Imam Ali ( PBUH) who was
well aware of the vast immortal life said : your value is not a bit less than paradise.
Therefore, you must exchange your life with nothing but paradise. However, alas,
the ignorant people stick to this transient, troublesome world, whereas God prefers
celestial life for them. Nevertheless, lost in their endless desires, they dread death.
They compare death to a dragon swallowing man, and putting an end to all they
have here. However, those who have a divine attitude to death believe death is not
an end but a new beginning and that there is no complete death. For true believers
death is not horrible because it is a bridge to immortality. Imam Ali states: “my
love of death exceeds the love of a baby to his/her mother’s breast”. So after 63
years of battle and endeavor in the way of truth, when stabbed in Kufeh mosque by
hypocrites he cried out: “I swear I am saved”. Such an interpretation of death
shatters the visage of life and moves the heart to such an extent the thought of
death is no longer frightening but relieving.
The definition of death
For Molavi death is a means to God and a way through which a drop joins the
vast sea of God for him, death is a blessing of God through which man can enter
eternity. Molavi believes since man does not know it well, he thinks of it as a sort
of separation. However, after the army of Islam got enter eternity. However, After
the aemy of Islam got victory in Badr and they threw the copses of the unbelievers
in Badr well, the holy prophet ( PBUH) put his head into the well and started
blaming them . His comrades asked whether the dead heard him. “The holy prophet
replied”: “their hear better than you now” . In some lines Molavi states Sheikh’s
not mourning over his children as such: They start to live when they die. They are
not absent from the inner eye. Since I clearly see them before my eyes. Why should
70
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
I hit myself and mourn for them? The prophets who willingly died before their
natural death were well aware of the unseen world through the mirror of the heart.
Since they were quite informed of the unseen things, they had achieved some sort
of peace and tranquility.
Death is to see the real world and the reality of life
Man is instantly dying and living. His life and death is so that he does not
understand it. His life is compared to a vast, deep viver moving non – stop.
Because its stop equals its death. ( Ibid , line 1144 – first book )
As far as he is bounded with the material life, he has not attained his true self,
and his death is his true life (Ibid, line 1750-51. first book) unfortunately, some
consider death as absolute devastation. Contrarily, the desire of free men for death
is very fascinating. A man thinking of death gets to a position not understood by
others. They believe that this world compared to afterlife is as sleep compared to
wakefulness. In the holy Koran, the desire to death shows man’s love to God “If
you say the truth you must wish for death”. (chapter Baghare : versw 94 ) Because
the end of life is to reach the beloved or better say God, so passing of time is of no
value and what matters is the end, the beloved or God. Therefore is no need to
regret for passing of time and this is what Molavi believes in.
Death as ladder
God has set various ladders in the world for humankind. Man can use his
senses as ladder but his senses can lead him only up to the shore of this terrestrial
world. However, his religious insight and belief lead him to heaven that is why his
spiritual leader or guru is named as a ladder. The spiritual leader gradually guides
him towards higher truth and when God’s blessings are opened to him and he finds
love, there is no need to ladder then. Death, whether physical or spiritual, is a
ladder to heaven.
For Molavi death is a way to God and a way to accompany God and his
prophets. Men of God are bereft of human characteristic. A divine Tradition says:
“God says if I love a man”, I will be his ears his eyes and his tongue so he hears
with me, he sees with me . He walks with me. Moreover, he speaks with me.
Revealing the hidden in Ressurection in the holy Koran, (chapter Ghaf: verse 22)
God says: “today We remove the covering of your eyes and then you see the
hidden”.
Your resurrection shows the mystery of lifeAs fruits show the mystery of
leaf. (Ibid, p. 346, second book )
Mystics and prophets who take death as a stage of man’s life leading us from
the dark to the higher light are not afraid of it. For them death is like the dropping
of embryo from the womb. First, it seems frightening for the embryo to leave the
womb but when dropped, he finds himself in the nice and colorful world and so is
the case when man leaves this world for the next. Molavi mentions the stages of
71
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
life in his poems. That man is first inanimate, then animate, then animal, then man
and then he can reach higher than angels do. It is in the last stage that he joins God
and there is nothing left but God. Because “All things spoil but Him “Molavi
himself has attained this same stage which is called by mystics as dying in God and
living with God. For Molavi a person’s death depends on the kind of belief he has
of death. Those fearing death. Those fearing death see it as a dragon but for
believers’ death removes the distance between the creatures and the creator and
they see it as a beautiful bride. So in death every body sees his own true image.
( Molavi, 1368 . L 3439 – 43, Third book )
Relativity of death
In Molavi’s idea, total ruin is not for man and man’s soul continues to live after
he dies physically. In appearance death leads man to grave but when the corpse is
laid in the grave, the soul returns to the world of angels and then the soul can
address and speak to Him directly. Molavi compares man to a seed that once
dropped into the soil starts growing and so is the case with man.
References
1. The Holy Koran
2. Akbar Abadi Vali, mohammad (2004) Interpretation of Masnavi Molavi
volumes 1-3-4, Tehran: Gatre publications.
3. Jafari , Mohammad Taghi (1978) Molavi and ideologies . Tehran Bethat
publications.
4. Hakimi, mohamood (2000) In Molana school. Tehran; Ghalam
publications, Nahjul-Balage. Trans, Mohmmad Dashti. Zohd publications.
5. Zarrinkoob, AbdolHossein. (1998) Step by step to visit God. Tehran:
scientific and cultural publications.
6. Zarin koob, Abdol Hossein (1987) A sea in a jar. Tehran; scientific and
cultural publications.
7. Zarrin koob, Abdol Hossein (2003) A broken Lodder Tehrani sokhan
publications.
8. Zamani, karim (1999) A complete interpretation of Masnavi Manavi.
Tehran: Ettelat publication.
9. Sepahsalar, Feridoon Ahmad (1999) Molana’s Biogrphy. Tehrani Eghbal
publications.
10. Foroozanfar, Badiozzaman (2004) An Interpretation of Masnavi Sharif
Tehran : zovver publications.
11. Homaei, Jalaladdin (1997). Molavi Nameh. Ghom: Homa publications.
72
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
РОЛЬ ОРИЕНТАЛИЗМА В РАЗВИТИИ
АЗЕРБАЙДЖАНО - РУССКИХ МУЗЫКАЛЬНЫХ
СВЯЗЕЙ.
Азербайжан Рус илишклилеринин эелишмесинде орийентализмин ролу.
The role of orientalism in the development of Azerbaijan-Russian
music relations.
İrade HÜSEYNOVA*
Юзет
Бу макале, Азербайжан Рус мцзик илишклилеринин эелишмесинде
орийaнтализмин ролцне аит едилмиштир. ХЫХ. yцзйыл Рус мцзиьинде орйентализм
Доьу'нун танынмасында юнемли фактюр йер алмактадыр.
Рус класик мцзиьинин куружусу М.И.Элинка, Доьу имэелерини йаратыркен
бирчок Кафкасйа щалкларынын мцзиьине башвуруйорду. Юрнеьин, макаледе
«Руслан ве Лйудмила» операсында сесленен «Каледен калейе» Азербайжан щалк
шаркысы эюстерилмектедир. Макаледе, айны шаркынын Рус мцзиьинде Доьу'йу васф
еден ен цнлц конулардан олдуьу вурэуланмактадыр.
Анащтар Келимелер: Азербайжан Рус илишклилери, Рус орйентализми, Рус
шаркийатчылары (Рус орийенталистлери), тон варйантлары.
РЕЗЮМЕ.
Представленная статья посвящена роли ориентализма в развитии
азербайджано - русских музыкальных связей. В русской музыке ХЫХ века
ориентализм знаменателен как фактор, знакомящий с Востоком.
Основоположником русской классической музыки М.И.Глинка, создавая
восточные образы, обращался к музыке многих кавказских народов. Как
пример в статье приводится звучащая в опере «Руслан и Людмила»
*
Azerbaycan Milli Konservatuarı; Müzik Teorisi Kürsüsü Öğretim Görevlisi
73
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
азербайджанская народная песня «Галадан галая» («От крепости к
крепости»).
В статье подчеркивается, что эта песня является одной из самых
знаменитых тем, воспевающих Восток в русской музыке.
Ключевые слова:
Азербайджано - русские музыкальные связи, русский ориентализм,
русские востоковеды, интонационные варианты.
Мы часто и справедливо говорим о диалектике взаимосвязи культур и
национальной самобытности каждой из них. Очевидно, что суть ее
заключается в углублении и расширении сотрудничества, взаимообогащении
опытом и совместном поиске путей для решения исторических задач,
стоящих перед обществом и его культурой, а с другой стороны, – в
сохранении самобытности оригинальных черт, своих коренных свойств,
развитии
традиции
национального
художественного
мышления.
Современность – лучший измеритель жизнеспособности вековых традиций
взаимосвязи культур. Трудно представить себе единство мировой культуры
без взаимодополняемости ее составных частей, без признания того факта, что
каждая из них обладает своим неповторимым обликом, внутренне суверенна,
свободна, исходит из национальных особенностей своего народа, воплощает
его черты, его психологию и темперамент, его жизненный уклад, его
художественное мировосприятие.
«Взаимодействие культур – это не просто обмен духовными ценностями
между народами. Это процесс живой, активный, приводящий к новым
качественным, результатам. Его пути и формы могут быть самым
различными» – пишет Н.Димитриади. (Димитриади 1974,107)
Изучение вопроса азербайджано - российских музыкальных связей,
исследование, достоверно восстановившее бы всю картину азербайджано российских музыкальных контактов, необходимо осуществлять в аспекте
рассмотрения культурных тенденций ХЫХ - начала ХХ веков. Только
анализируя на культурологическом уровне область музыкального общения
двух народов, можно постичь всю глубину постоянно усиливавшегося
контакта, закономерно подготавливавшегося самим историческим процессом.
Научный поиск фактологического материала азербайджано- российских
связей в настоящей статье основывается на таких важных моментах в
культуре двух народов, как русский ориентализм и азербайджанский
фольклор.
Волевое общение Азербайджана и России безусловно способствовало
взаимодействию двух культур, неоднократно обнаруживая неоспоримые
доказательства взаимных приобретений на поприще науки и искусства,
литературы и музыки. Внутригосударственные и культурные связи с Россией
послужили важным стимулом для становления азербайджанской
74
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
профессиональной музыки. На всем пути развития последней
прослеживается взаимодействие с русским искусством, музыкой,
литературой, как классической, так и современной. Эти связи проявляют себя
в достаточно широком плане, временной диапазон их не ограничен.
В начале ХЫХ века во всех областях русской культуры начался процесс
навстречу познаванию культур Востока. Именно, «это «навстречу» никогда
не означало и не таило в себе чувства враждебного противопоставления
высшей культуры низшей» (Асафьев 1955, 139).
В русском энциклопедическом лексиконе 30-х годов ХЫХ века читаем:
«... знание Востока составляет для многих европейцев, можно сказать,
роскошь просвещения, плод любознания и далеко распространенной ученой
деятельности, которая достигла у них величайшего разнообразия; напротив,
для России знакомство с Востоком - предмет не простого любопытства, а
насущной потребности» (Соколова 1960, 460 - 461)
Президент Петербургской Академии наук граф С.С.Уваров создал проект
Азиатской Академии, в которой он в 1810 году предлагал сформировать
научную базу для изучения Индии, Китая, Персии, Турции, Грузии, народов
Тибета, евреев, арабов и татар. Передовой русский ученый, профессор
Московского университета Т.Н.Грановский занимался изучением Востока в
рамках исследования всеобщей истории. В определенной степени он
формировал общественное мнение России в первой половине ХЫХ века в
демократическом направлении, используя материалы истории Востока.
Первый русский академик - востоковед В.В.Вельяминов - Зернов
опубликовал значительное количество работ по истории Востока, в том числе
Крымского, Казанского, Астраханского ханств, народов Средней Азии.
Занимаясь изучением обычаев, быта и истории жителей степей, он владел
татарским и несколькими тюркскими языками. Другой известный востоковед
А.М.Позднев являлся видным монголоведом; при его непосредственном
участии были созданы Восточный институт во Владивостоке и практическая
восточная академия в Петербурге.
В исследовании литератур народов Востока как органической части
мирового литературного процесса особенно велика заслуга академика
Н.И.Конрада. Опровергая получившее довольно широкое распространение на
Западе представление о «замкнутости» локальных цивилизаций, Н.И.Конрад
ощущал и осознавал различия Запада и Востока, но в то же время выделял
многие их общие черты развития. Сравнительному изучению литератур
Востока и Запада посвящено немало работ известного русского академика.
Русские ученые - востоковеды сыграли свою положительную роль в
формировании представлений о странах Востока у жителей России.
«Значение востоковедения для культуры России можно определить многими
параметрами: это и европейско - азиатское географическое расположение
нашей страны и глубокое воздействие восточных цивилизаций на
формирование цивилизации России, это и углубляющиеся процессы
75
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
глобализации, которые заставляют народы по доброй воле и вопреки
субъективному желанию сближаться» – пишет А.Ю.Саран в своем
исследовании. (Саран 2005, 3)
Разумеется, что территориальная близость Востока (Кавказа и Крыма) к
России обусловила особенно широкие возможности изучения его природы,
народов, их истории, культуры, быта. В начале ХЫХ века в русскую жизнь, в
русскую культуру стали активно внедряться понятия, образы связанные с
Востоком. Они получали воплощение в живописи, в музыкальных
произведениях, литературных поэмах. «Прежде всего тут играло роль
постепенное знакомство русских с Кавказом и удивление перед
многообразием его «музыкальных языков» и музыкально - языковых культур.
Мне всегда думается, что Кавказ – колыбель музыкальных интонаций,
уходящих в глубь времени и в праисторию музыки значительной части нашей
страны. И не только нашей. Есть интонационные переклички музыкальных
культур Кавказа с процессами, происходящими в западноевропейской
музыке...» – пишет Б.Асафьев (Асафьев 1955, 139).
Благодаря ознакомлению с подлинным Востоком (Кавказом) значительно
обогащается область русского искусства, называемая ориентализмом. Нет ни
одной стороны в Европе, где преломление в музыке образов Востока
разрабатывалось бы так, как это решалось русскими музыкантами. Эта
традиция, установленная М.Глинкой, традиция, получившая широкое
распространение в русской музыке, наряду с тем, что русские музыканты все
время занимались практическими и теоретическими вопросами восточных
культур, помогла сближению двух культур, сыграла свою определенную роль
в развитии профессионального композиторского творчества в странах
Востока.
Русскому музыкальному искусству принадлежит заслуга первого
«открытия» для Европы подлинного мелоса восточных народов.
Запечатленный русскими композиторами музыкальный фольклор народов,
населявших Кавказ, оказался сохранен для истории в многочисленных
произведениях ориентального склада. Кавказ обострял слуховую настройку
русских композиторов в смысле восприятия и отбора ими наиболее
характерных восточных мелодических оборотов. Историческая миссия
русских композиторов - классиков заключалась в том, что они готовили
благодатную почву для развития композиторских школ Кавказа, средней
Азии и Казахстана.
Примечательно, что «творческий метод классиков, основанный не только
на гениальной интуиции, и главном образом на глубоком постижении музыки
восточных народов (в том числе и азербайджанского), населявших
тогдашнюю Россию, непрерывно эволюционировал на протяжении ХЫХ века
в направлении все большего приближения к подлинно национальным
стилевым признакам» (Исмайлов 1961, 55 ).
76
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Атмосфера музыкального быта Петербурга и Москвы ХЫХ века была
насыщена восточными отзвуками. В Россию мелодии Кавказа проникали
разными путями. К примеру, М.Глинка мелодию для «Персидского хора», по
его утверждению, услышал в Петербурге от секретаря Персидского посла
Хозрева Мирзы, Н.Римский - Корсаков персидскую мелодию для «Млады»
записал в Лигове от странствующего перса. Н.Римский- Корсаков
рассказывает также об исполнении в казармах на Шпалерной улице мелодии,
которая позднее была взята М.Балакиревым в качестве первой темы для
Аллегро «Тамары» и которая, по славам Л.Карагичевой является вариантом
припевного элемента темы «Персидского хора» (Карагичева 1974, 67 -68).
Планомерно направленных усилий по собиранию национального
фольклора в царской России не было. Инициатива в этом важном деле в
большой степени исходила от отдельных частных лиц. В этом смысле
большое значение имеют первые записи восточного фольклора, в том числе
азербайджанского, осуществленные И.Добровольским, П.Сияльским и
русским консулом польского происхождения А.Ходьзко. Они сохранили для
истории взаимодействия русской и азербайджанской культур ценные
материалы.
Принято считать, что И.В.Добровольский первый записал, обработал и
опубликовал в 1816 - 1818 годах несколько мелодий народов Востока, в том
числе калмыков, казанских и астраханских татар, персов, хивинцев, киргизов
(казахов), туркмен, горцев, черкесов, чеченцев, бухарцев, кабардинцев,
лезгин, нагайцев и тунгусов. Около 30 образцов обработок народных песен и
плясок были помещены в нескольких номерах «Азиатского музыкального
журнала», который выходил в Астрахани. Безусловно, что первые опыты
записи восточных мелодий русскими собирателями в большинстве своем
носили несовершенный характер. Вот, что пишет В.Виноградов об
обработках И.В.Добровольского: «И.В.Добровольский свои записи
представил в фортепианной обработке, выполненной стереотипно и бедно:
октавное удвоении мелодии и одновременно сконструированные по правилам
учебника гармонии, сочные трезвучия на каденциях, идущие в разрез с
ладовой основой самой песни» (Виноградов 1987, 204).
В 1861 году в журнале «Иллюстрация» (№№193, 194, 196 и 197), который
издавался еженедельно в Петербурге, была издана статья П.Сияльского
«Нечто о песнях и музыке в Закавказском крае» с приложением «Восемь
песен Азиатских и одна лезгинка, собранные и описанные с голосов и
инструментов П.Сияльским, положенные для фортепиано А.Данилевским».
Грузинские, курдские, азербайджанские мелодии были собраны П.Сияльским
в 1832 - 1834 годах. Интерес представляет одна из трех азербайджанских
песен «Каладан калая мен гердюм», интонационно - родственная
«Персидскому хору» М.Глинки. В статье Н.Димитриади приводится запись
данной мелодии (Димитриади 1968, 63). П.Сияльский свидетельствует о том,
что эту «Татарскую песню» в Грузии все поют, и татары, и грузины, и
армяне.
77
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Характерно, что польский этнограф А.Ходзько издает в Лондоне в 1842
году книгу «Образцы народной поэзии Персии», куда вошел вариант той же
восточной мелодии. А.Ходзько отмечает, что эта мелодия очень популярна в
Северной Персии, автор книги фиксирует не только нотную запись, но и ее
стихотворный текст.
Упоминание об этой песне содержится и в «Путешествии по Дагестану и
Закавказью» (1849) русского востоковеда И.Н.Березина. Последний уточняет,
что песня «поется очень часто в Закавказье и на севере Персии» и «составлена на тюркском азербайджанском диалекте» (Карагичева 1974, 65).
Интерес к мелодии «Персидского хора» проходит через весь ХЫХ век, от
первых шагов русского музыкального востоковедения, первых опытов в
области собирательства фольклора восточных народов.Н.Димитриади
приводит в своей статье до 20 мелодий различных народов, родственных
мелодии М.Глинки (Димитриади 1968, 63-73). Привлекая широко
сравнительный материал, она выделяет стилевые черты, общие многим
разнонациональным вариантам, и одновременно раскрывает различия,
освещающие азербайджанскую «Галадан галая» как один из возможных
источников «Персидского хора» русского классика.
Карагичева Л., опираясь на многочисленные архивные материалы ХЫХ
начала ХХ в.в, работы известных историков, фольклористов, приходит к
выводу, что «темой «Персидского хора» Глинки является широко известная
азербайджанская народная песня «Галадан галая» («Из крепости в
крепость»), которую в народе еще чаще называют «Галанын дибинда» («У
подножия крепости»). Она является почти буквальным двойником мелодии
хора Глинки» (Карагичева 1974, 64).
О глубоком проникновении русских композиторов в «тайны» восточной
музыки свидетельствует не только отражение в их ориентальных сочинениях
особенностей музыкального языка и образного мира национальной музыки
Востока, но и тот факт, что народные темы, использованные ими в
творчестве, оказывались в числе самых популярных на протяжении многих
лет и даже столетий. Безусловно, в качестве классического примера можно
назвать азербайджанскую народную песню «Галадан галая».
Перечислим произведения русских классиков, в которых нашли
отражение интонационные варианты данной азербайджанской песни:
1. «Персидский хор» из оперы «Руслан и Людмила» М.Глинки.
2. «Французская кадриль из Азиатских песен» А.Алябьева
3.Симфоническая поэма «Тамара» М.Балакирева.
4.Ариозо Звездочета из оперы «Золотой петушок» Н.Римского Корсакова («Мудрецам дары не лестны»).
«Французская кадриль была написана А.Алябьевым в 1834 году, среди
целой серии мелодий Востока исследователи выделяют среди них –
черкесскую, азербайджанскую, кумыкскую, персидскую и несколько
78
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
грузинских. Карагичева Л., исследуя тематизм «Французской кадрили»,
пишет что ее «музыкальный текст не всегда прямо указывает на народно национальный прообраз. Лишь две мелодии этого сочинения «Баиазетская» и
«Аррало» – бесспорные фольклорные цитаты» (Карагичева 1974, 90).
Именно «Кадриль» открывает собой список композиторских
интерпретаций азербайджанской «Галадан галая», которая использована в
«Баиазетской». Карагичева Л. приводит в своей публикации запись данной
мелодии, принадлежащую польскому поэту и востоковеду А.Ходзько.
Последний указал в своей книге на принадлежность восточной песни
азербайджанской провинции Персии. Приведем небольшой фрагмент этой
записи:
По мнению ученого именно запись А.Ходзько и послужила прототипом
тематизма «Баиазетской» во «Французской кадрили». Более того,
Л.Карагичева выделяет еще один фрагмент названного сочинения –
«Азербиджанскую». Она отмечает, что последняя «выглядит в сущности
«скелетом», просматривающимся в живой ткани многих азербайджанских
народных песен и танцев весьма распространенного мелодического типа:
Вариант каденции:
(Карагичева 1974, 90).
Серьезное отношение к национальной культуре восточных народов
проявил М.Балакирев. В этом смысле особую ценность представляют его
фольклорные записи, сделанные в период пребывания на Кавказе в 1868 году.
Несмотря на фрагментарность и несовершенство Кавказских записей
М.Балакирева, она обогатили творчество всех членов «Могучей кучки»
большим запасом восточных мелодий, послужив интонационной основой
многих произведений «русской музыки о Востоке». Более того, в литературе
упоминается факт о том, что М.Балакирев выслал свои кавказские записи
французскому композитору - ориенталисту Л.А.Бурго- Дюкудрэ. При этом
русский автор отметил, что «они слышаны мною в Тифлисе, но могут
79
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
принадлежать и Баку, в особенности, вторая песня («Ах, дилав,
дилав»)(Балакирев 1962, 225).
В результате кавказские записи М.Балакирева расширили представление
европейских музыкантов о музыке народов Кавказа, в том числе
Азербайджана. «Вам я обязан самыми драгоценными материалами, которые
смогли дать мне представление о Кавказской народной песне, и если в моей
партитуре имеются хотя бы следы верного колорита, я этим обязан Вам», –
писал Л.А.Бурго - Дюкудрэ в ответ М.Балакиреву(Балакирев 1962, 205).
Последний использовал записи русского классика в своей опере «Тамара» на
сюжет грузинской легенды.
Кавказские записи М.Балакирева представляют собой один из
немногочисленных ранних примеров фиксации кабардинской, чеченской,
грузинской и азербайджанской народной музыки. Классификацию
фольклорного
материала
М.Балакирева
осуществил
условно
Б.Добровольский, так как у самого автора не было никаких указаний на этот
счет (Балакирев 1962, 432). В разделе азербайджанского материала вошло три
номера, аналитическое исследование которого провела Н.Абдурашитова. Для
нашей работы интересны выводы, к которым пришла вышеназванный
исследователь.
Первую мелодию Н.Абдурашитова относит к танцевальной теме
«гайтагы»:
Она отмечает по поводу данной темы следующее: « О принадлежности
этого фрагмента именно к азербайджанской танцевальной музыке могут
свидетельствовать и характерная ладовость, и такое не менее характерное
средство выразительности как ладовые контрасты: срединное построение
мажорного склада в до - раст, то есть в ладе раст с тоникой «до», крайние же
части – в ладе ля-баяты-шираз» (Абдурашитова 1991, 101). Автор статьи
добавляет к перечисленному еще и небольшой диапазон мелодии,
секвенционно нисходящей по ступеням лада - от квинты лада к тонике.
Два других фрагмента, по мнению ученого, представляют собой
рянги – инструментальные эпизоды мугама «в данной случае – раздела
«Шикястеи - фарс» в ладе ми - сегях» (Абдурашитова 1991,101). Приведем
один из фрагментов:
80
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Примечательно, что Н. Абдурашитова установила интонационную
близость записи грузинской песни «Ах, дилав, дилав», отправленной
французскому ориенталисту, и азербайджанской народной песни «Ай
лачын». «И ладовая основа, и композиционное построение и использованные
средства выразительности говорят об азербайджанском складе этого напева –
пишет ученый, – тем более, что в архиве азербайджанского фольклора есть
сходная по интонациям мелодия» (Абдурашитова 1991,102).
Именно М.Балакирев стал одним из первых после Глинки
проницательнейших русских музыкантов, постигших тонкие особенности
интонаций и ритмики Кавказа». Русскую музыку невозможно представить
без восточных образов «Руслана» М.Глинки, без «Тамары», «Исламея»
М.Балакирева, «Антара», «Шехеразады», «Золотого Петушка» Н.Римского Корсакова, «Половецких плясок» П.Бородина, «Плясок персидок»
М.Мусоргского и многих других произведений, ставших неотъемлемой
частью мировой музыкальной культуры. Демократическая направленность
творчества русских композиторов, уважительный интерес и глубокое
постижение особенностей музыки народов Кавказа обусловили как широкие
масштабы русского музыкального ориентализма, так и высокий уровень его
художественных достижений.
Использование подлинных восточных тем было самым «надежным»
приемом в процессе отражения представителями русской культуры
восточного мира. О многих замечательных, иногда уникальных находках
русских классиков в сфере восточного мелоса, ритма и синтаксиса пишет в
своей книге И.В.Абезгауз. Она отмечает, что «эти отдельные» «прозрения»
органично вписывались в стилистическую палитру того или иного
художника, и следовательно, осмысливались в рамках целостной,
принципиально иной системы мышления» (Абезгауз 1987, 180-181).
Русские композиторы своими поисками и находками дали в своем
творчестве первые примеры обработки восточного фольклора. Создавая
высококультурные традиции собирания и изучения народной музыки,
композиторы ХЫХ века и в своих народно песенных сборниках и в своих
произведениях указали многие ранее неизвестные пути обогащения
профессионального искусства развитием возможностей, которые заключает в
себе музыкальное творчество народа.
««Орнаментальная», «ажурная» мелодика, изощренный, прихотливый
ритм, необычные ладовые обороты, терпкие гармонии, изысканные
81
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
оркестровые краски – все это рождается в результате переосмысления
особенностей азербайджанского (шире - восточного) национального стиля.
Все эти средства, применяемые первоначально для создания восточных
образов, постепенно ассимилировались русской музыкой и сливались с
русскими интонациями ...» – пишет в своей статье И.Пазычева (Пазычева
1999,175). Таким образом, именно от ориентализма русских классиков ХЫХ
века, чутко уловивших специфику музыкального мышления Востока,
начинается один из путей, приведших к коренному повороту в развитии
европейской музыки вообще. В то же время опыт классиков русской музыки
во многом становится примером для таких композиторов, как З.Палиашвили,
Д.Аракишвили, Уз.Гаджибеков, М.Магомаев, которым суждено было стать
основоположниками грузинской и азербайджанской профессиональных
музыкальных культур. «В советский период в республиках советского
Востока в удивительно короткий срок возникали национальные
композиторские школы, которые использовали и развивали методы
претворения восточного фольклора, найденные классиками русской музыки»
– читаем у Н.Димитриади. (Димитриади 1974, 125)
В рамках данной статьи нельзя не упомянуть об опере «Шахсенем»
Р.Глиэра. Творческие связи этого композитора с азербайджанским
искусством составляют особый раздел в истории нашей культуры. Р.Глиэр
создает оперу в 1924 году специально для Азербайджана. В качестве
либретто он использовал народный дастан «Ашиг - Гариб», повествующий о
вечной любви. «В создании оперы «Шахсенем» Глиэр пошел по пути
непосредственного цитирования музыкального фольклора Азербайджана ...»
– пишет Н.Мехтиева, – «здесь и лирические народные песни,
инструментальные мелодии – рянги, мугамы, национальные танцевальные
мелодии» (Мехтиева 1992, 28).
Р.Глиэр бывал в республике, общался с Уз.Гаджибековым, музыкантами
Дж.Карягды, К.Примовым, певицей Ш.Мамедовой, поэтом Д.Джаббарлы,
имел в своем распоряжении богатейший фольклорный материал. Композитор
использовал в «Шахсенем» 28 народных мелодий. Метод развития и круг
музыкально - выразительных средств в его опере основаны на традициях,
утвердившихся в русской классической музыке. «Шахсенем», основанная на
азербайджанском тематическом материале, обогатила ориенталистическую
традицию новыми формами и жанрами. Вместе с тем «именно» «Шахсенем»
приобщила азербайджанского слушателя к восприятию современных
оперных форм и подтвердила полную возможность слияния фольклорных
жанров и форм с современной техникой оперного и симфонического письма,
и в этом важное историческое значение оперы Глиэра» (1992, 156).
Написанная первоначально на русский текст либретто М.Гальперина, опера
была поставлена в 1934 году с новым либретто Дж.Джаббарлы на
азербайджанском языке. В 1938 году «Шахсенем» с большим успехом
демонстрировалось в Москве на Декаде азербайджанского искусства в
Москве.
82
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Еще одним значительным произведением, написанном на материале
азербайджанского фольклора, являются «Тюркские фрагменты» для
симфонические оркестра М.Ипполитова - Иванова.
Музыкально - художественное наследие русского ориентализма,
сыгравшее положительную роль в развитии русской музыки, в становлении
музыкальных культур восточных народов и обогащении заподно европейской музыки, служит ярким примером преемственности традиций.
Творческий опыт русских композиторов – это практическое обоснование
возможности, и одновременно необходимости положительного разрешения
проблемы взаимодействия разных систем музыкального мышления.
БИБЛИОГРАФИЯ
Абдурашитова Н. (1991),У истоков. «Советская музыка» № 11
Абезгауз И. В. (1987), Опера «Кероглы» Узеира Гаджибекова. О художественных
открытиях композитора. М.: Сов.композитор.
Асафьев Б. (1955), О чужих странах и людях. Избранные труды, том ЫВ. М.: АН
СССР.
Балакирев М.А. (1962), Воспоминания и письма. Л.: Гос. муз. изд - во.
Виноградов В. (1987), Заметки по русскому музыкальному востоковедению.
Музыка народов Азии и Африки, выпуск В. М.: Сов.композитор.
Димитриади Н.Б. (1974), Некоторые стилевые особенности русской музыки о
Востоке. /Вопросы теории и эстетики музыки, вып. 13. Л.: Музыка.
Димитриади Н.Б. (1968), К вопросу о первоисточнике «Персидского хора» из
оперы «Руслан и Людмила» М.И.Глинки.Ученые записки АГК, Баку, №1.
Исмайлов М., Карагичева Л.В. (1961), Народная музыка Азербайджана/
Азербайджанская музыка. М.:Музгиз.
(1992), История азербайджанской музыки. Часть Ы. Баку: Маариф.
Карагичева Л.В. (1974), К истории темы «Персидского хора» М.И.Глинки.
Ученые записки АГК, Баку, №2.
Карагичева Л.В. (1974), Любопытный документ «русского ориентализма».
«Советская музыка» №2.
Мехтиева Н.М. (1992), Опера Р.М.Глиэра «Шахсенем» и русский ориентализм.
Баку.: АГК им.Уз.Гаджибекова.
Пазычева И.В. (1999), Азербайджанская музыка в системе русского
ориентального стиля ХЫХ- начала ХХ веков. Сборник докладов ЫВ Бакинского
Международного Симпозиума «Азербайджан в многовековых многогранных
культурных взаимосвязях». Баку.: Насир.
Саран.А.Ю. (2005), Российские востоковеды в орловском контексте. Орел.:
«Орлик».
Соколова Т.И. (1960), И. У истоков русского ориентализма. Вопросы
музыкознания, том ЫЫЫ. М.: Музгиз.
83
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
84
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
DOĞU VE BATI KÜLTÜREL İLİŞGİLERİ
Q. N. POTANİNİN YARATICILIĞINDA
Ülker QEZENFERKIZI*
Özet
Doğu ve Batı halklarının epik yaratıcılığındaki benzerlikler uzun müddet
araştırıcıların dikkatını celb etmiş ve bu hususda farklı fikirler söylenmiştir.
Makalede böyle araştırıcılardan biri Q. N. Potaninin iktibas teorisine dair fikirleri
araştırılmıştır.
Anahtar kelimeler: Q. N. Potanin, Doğu, Batı, Avrupa, Turan halkları, epos.
Abstract
Plot similarity and the reasons which caused it were among the main problems
for folklore studies of XIX century. Up to G.N.Potanin the oral heritage of TurkicMongolian peoples has been rarely involved to comparison. G.N.Potanin in his
article “Oriental origin of Russian bylines” had returned again to the matter of
influence of West on East and tried to clear up the subject.
Key words: G.N.Potanin, Turan peoples, Russian Geographic Association,
West, East.
Giriş:
Q.N.Potanin 1835’ yılında İrtış irmağı kıyısında yerleşen Yamışev ilçesinde
kazak subayı ailesinde doğulmuştur. On senesinde iken validleri onu o devrde
Kazahıstan ve Sibiryada en yüksek orta egitim merkezi gibi tanınan Omsk harb
okuluna koyurlar. O, Peterburq Universitesinin fizika-matematik fakültesinin
tabiyat bilimler bölmesine dahil olur. Universitede okuduğu devrde o, Sibiryanın
öyrenilmesi derneyinin teşkilinde aktif çalışmış ve N.M.Yadrinçev, S.S.Şaşkov,
F.N.Usov gibi sibiryalı öyrencilerle birlikde Sibiryanın istiklalı yolunda aktif
mücadileye kalkmıştır. 1861’yılında Universitede baş kaldırmış öyrenci
herekatında iştirak etdiyi için Q.N.Potanin habs olunarak iki ay göz altında
*
Dr., Azerbaycan Bilimler Akademisi Folklor Enstitüsü, Bakü
85
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
saklanmıştır. Bu ixtişaşlaradan sonra Universite kapandığından o, Sibiryaya
qayıdır. Q.N.Potanin o devrde yerli qazetelerde Sibiryada vetenperverliyin inkişafı,
universitenin açılması, islahatların keçirilmesi gibi meseleler etrafında keçirilen
müzakirelerde aktif iştirak ediyordi. Siyasi (Politik) görüşleri yüzünden o, beş
yıllık katorqa cezasına mehkum edilmiş; 1871’yılında katorqa cezası sürgünle evez
olunur ve o, cezasının kalan hissesini Toten şeherinde ve Nikolsk Voloqdsk
quberniyasında sürgünde keçirir. Q.N.Potanin 1874’ yılında Rus Coğrafiya
Cemiyyetinin ricası ile efv olunarak hemin yıl Cemiyyetin teşkil etdiyi ekspedisiya
heyetinin terkibinde Monqolustana ve onun Güney Sibiryayla sınır erazilerine
yollanır. 1874-1886’ yıllarında Q.N.Potanin bir-birinin ardınca Merkezi Asiyaya,
Monqolustana ve Çine dörd ekspedisiya gerçekleştirmiş, türk ve monqol
halklarının halk bilimine ve etnoqrafisine dair çok sayda materiallar kayd etmiştir.
Q.N.Potanin 1920’ yılda yoğun hastalıkdan vefat etmiştir.
Q.N.Potaninin eserlerinde Merkezi Asiya halkları bir isimle – «turanlı» termini
ile adlandırılıyor. Bu deyime onun eserlerinde «Turan halkları» (Potanin;1882),
«turanlılar» (Potanin; 1882) ve «Turan mitolojisi» (Potanin; 1882) şeklinde rast
gelinir. Türkler, monqollar, mancurlar, uqro-finler ve samoyedlerin dahil olduğu bu
qrup çağdaş ilmi araştırmalarda Ural-Altay halkları gibi tanınır. Q.N.Potanin bu
halkların aynı soyköke malik olmasını, ayni coğrafi erazini paylaşmasını, tarihi
akrabalıklarını esas getirerek onların kültürünü, tefekkürünü ve halk bilimini
vehdet halında götürmüştür. Eserlerinde bu halkları Turan halkları anlayışı altında
kabul etmiş, onların folklorunu, etnoqrafiyasını ve mitoloji inanışlarını tam
öyrenmişdir.
"Orta yüzyıllık Avrupa eposunda Doğu motifleri" eseri: Q.N.Potaninin
iktibas teorisine dair esas fikirleri "Orta yüzyıllık Avrupa eposunda Doğu
motifleri" eserinde eksini tapmıştır. O, bu eserinde türk ve monqol halklarının
eposunun Batı eposuna tesiri meselesini daha da genişlendirmişdir. Bu eseri
yazarken Q.N.Potaninin hazırlığı, mövzuya dair ilmi edebiyyatdan istifade seriştesi
az idi. Bu, onun elini işten soyutmurdu. Eksine, Turan halklarının folklorunu
karşılaştırmanın ilim için ne kadar gerekli olacağı hakkında çağdaşı olduğu
şahsların fikirleri onu daha da ruhlandırırdı. Araştırıcı emin idi ki, onun işi
heveskar seviyyede olsa da, ilme bir çok akademik araştırmalardan daha çok fayda
vere biler. Hatta ireli sürdüyü fikirler kabul olunmayacağı teqdirde onun bazi
detallarının ilim için gerekli olacağına inanıyordu.
İster "Orta yüzyıllıklar Avrupa eposunda Doğu motifleri" eseri, isterse de
Q.N.Potaninin sonrakı yıllarda yazdığı «Erke. Qüzey Asiyada Göy oğlu kultu.
Turan mitolojisine dair materiallar» ve «Solomon hakkında saqa» eserlerinin esas
qayesi Doğu ve Batı kültürlerinin aynı menbeden kidalanması fikrini
esaslandırmağa yönelmiştir. Q.N.Potanin böyle hesab edir ki, Doğu ve Batı epos
yaratıcılığının esasında Arya Balo tanrısı hakkında halk bilimi metinler durur. Şu
metinlerde takib olunan şahzadeden, Arya Balo tanrısının doğulmasından, onun
kardeşlerı tarafından takib olunmasından, yad ülkeye qaçmasından, burda hizmet
etmesinden, muharibede iştirak etmesinden, hamin ülkenin hökümdarının oğlu
tarafından tahlükeyle karşılanmasından bahs olunur. Q.N.Potanine göre, bu
86
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
hekayenin takib olunan şahzade hissesi sonralar Erdeni-Xaralik obrazına, AryaBalo tanrısının kardeşlerinin takibinden kaçması ve ondan sonra başına gelen
hadiseler ise Çingiz han obrazına transformasiya olunmuştur. Sonralar Çingiz han
hakkında tasavvurların Batıya getirilmiş ve onun esasında Yeruslan Lazareviç, Ilya
Muromeç, Borma hakkında rus bılinaları, Karlovin eposu ve s. formalaşmıştır
(Potanin; 1896).
Q.N.Potanin anlıyordü ki, epik mehsulların Monqolustandan – Orhon
kıyılarından Fransaya – Sena kıyılarına gibi geniş bir erazide yayılması fikri o
kadar da inandırıcı görünmeye biler. İkinci, mümkündür ki, araştırıcılar Avrupada
barbar gibi tanınan ordalıların Batı kültürüne tesirini birmenalı qarşılamasın.
Bununla bele, Q.N.Potanin böyle tesirlerin mümkünlüyüne inanıyordı. Onun
fikrince, Doğudan iktibaslar kısa süreli bir proses olmamış, yıllarla davam etmiş ve
Doğu süjetleri (tipleri) hisse-hisse Batı kültürine dahil olarak burada kendine
möhkem yer tutmuştur.
Q.N.Potanine göre, Doğu devletlerinin Avrupaya harbi hücumları, halkların
büyük köçü, Batı Avrupadan Doğuya haç yürüşleri – tün bu ictimai-siyasi, politik;
harbi ve sosial-iktisadi sahelerde karşılıklı münasibetler onlar arasında kültürel
ilişkilerin yaranmasına şerait yaratmışdı. Bunun sonucunda da orta yüzyıllık
Avrupa edebiyyatına Doğu motiflerinin bedii-estetik tesirleri olmuşdur. Doğu ile
Batı arasında merhelelerle genişlenen bu tür ictimai-siyasi, harbi ve sosial-iktisadi
münasibetler Q.N.Potanin, E.M.Meletinski, V.M.Jirmunski, M.P.Alekseyev,
U.Q.Qerder, A.A.İqnatenko, İ.N.Qolenişyeva ve başkalarının ilmi- teoretik
araştırmalarında öyrenilmiştir.
Q.N.Potanin böyle hesab ediyordu ki, süjetlerin (tiplerin) keçidi ordalıların
Avrupaya yürüşlerine kadar baş vere bilerdi.O devrde Avrupa ve Asiya kültürleri
arasında ciddi farkların olmaması süjet (tip) keçidleri için güzel zemin yaratmışdı.
Q.N.Potanin hunların ismini çekse de, şurada esas rolu ordalılara veriyordu ve
güman ediyordu ki, Doğu süjetlerinin (tiplerinin) büyük ekseriyyeti Avrupaya
mehz ordalılar tarafindan getirilmiştir. Amma bu heç de ordalıların hemin
süjetlerin (tiplerin) birbaşa varisi olduğu anlamına gelmir. Q.N.Potaninin fikrince,
ordalılar Doğu kültürünün Batıya ötürülmesinde vasiteçi olmuşlar.
Q.N.Potanine göre, Doğu ile Batı arasındakı tesirler birtaraflı deyil, karşılıklı
olmuştur. Doğudan Batı’ya axınlar olduğu gibi, Batıdan da Doğu’ya axınlar
olmuştur. Orta yüzyıllıklar selib yürüşleri zamanı, elece de Doğudan köçen
tayfaların bir kısmının yeniden öz vatanlarına kayıtması ile bir çok Batı süjetleri
(tipleri) de Doğuya getirilmişdi. Amma tarihen esas köçler Xezer denizinin Qüzeyi
boyunca Doğudan Batıya olduğundan araştırıcı ikinci ile mükayisede birinci tesiri
daha güclü hesab ediyordu.
Q.N.Potanin «Rus bılinalarının Doğu menşeyi» makalesinde Batının Doğuya
tesiri meselesine yeniden kayıtmış ve ona bir kadar da aydınlık getirmeye
çalışmıştır. Onun fikrince, Batının Doğu ile münasibetleri ticaret ve sefirlikler
seviyyesinde olduğundan o kadar da güclü olmamıştır. Doğudan Batıya ise tayfalar
dini ve tayfa teşkilatları ile birlikde köç ediyordular. Onlar kendileri ile birlikde
87
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
dini tesevvürlerini getirir, mebedler tikir, onun içini öz tanrılarının tesviri ile
bezeyirdiler. Kütlevi meskunlaşmalar zamanı türk tayfaları yerli ülkede hemişelik
qalır ve yerli ehali ile qaynayıb qarışırdılar. Ona göre de Q.N.Potanin böyle hesab
edirdi ki, bu yolla baş veren tesirler ticaret karvanları ve sefirlikler vasitesi ile
edilen tesirlerden daha derin olmuşdu ( Potanin; 1882).
Q.N.Potanin süjetlerin (tiplerin) Batıya ahınının mümkün yollarını
göstermişdir. Bu yollar Turan halklarının Batı’ya yürüşleri zamanı istifade etdiyi
yolla üst-üste düşür. Bu yollardan biri vaxtile Selcuqların, Çingiz hanın ordusunun
Batı’ya yürüş etdiyi yoldur ki, Türküstanı keçmekle İrana, Ermenistana, oradan da
Felestin ve Suriyaya uzanır. İkinci yol ise, – tarihen esas köçler bu yolla baş verdiyinden Q.N.Potanin onu esas yol hesab edirdi – Xezer denizinin Qüzeyi boyunca
Gürcüstanı, Ermenistanı keçmekle Felestine kadar uzanırdı. Bu yol Batıda iki qola
ayrılmış, bir qol Krıma, Balkan yarmadasına, diger qol ise Qüzey-Batiya
yönelmişdi. Q.N.Potanine göre, Qüzey-Batiya ahınlar Volqa kıyılarından başlamış,
Rusiyanın içerilerinden keçmekle İsveçe, Pomeraniyaya kadar davam etmişdir.
Rusiya devleti qurulmamışdan evvel bu yolla hem de ticaret ilişkileri hayata
keçirilirdi. Tacirler ticaret fealiyyeti ile ilgili geldikleri ülkede uzun süre yaşamış,
kendi adet-eneneleri ile yerli kültürün zenginleşmesinde rol oynamışlar. Bu
sebebden Q.N.Potanin böyle hesab ediyordu ki, bu istikametdeki iktibaslar yalnız
tayfalar vasitesi ile deyil, hem de ticaret ilişkileri vasitesi ile gerçekleşmiştir.
Ümumiyyetle, Q.N.Potanin süjetlerin (tiplerin) iktibas olunmasının dörd mümkün
variantını kayd edirdi: 1) sefirlikler vasitesi ile, 2) ticaret ilişkileri vasitesi ile, 3)
harbi yürüşler vasitesi ile, 4) tayfaların köçü vasitesi ile.
Araştırıcının fikrince, Doğu süjetleri (tipleri) Rusiyaya iki istikametden –
Güneyden hezerler tarafından, Doğudan ise ordalılar tarafından getirilmiştir.
Güneyde baş veren iktibaslar hezerlerin Qara deniz kıyılarında yaşayan yunanlarla
tanışlığından sonraya tesadüf edir. Yunanlar Doğu süjetlerini (tiplerini) hezerlerden
menimsemiş, daha sonra onu yunan işlemeleri altında konşu ülkeye, Rusiyaya
ötürmüşler. Amma Q.N.Potanin bu kanaetde idi ki, Doğu süjetlerinin (tiplerinin)
büyük ekseriyeti Rusiyaya Doğudan ordalılar tarafından getirilmiştir.
İlmi edebiyyatda araştırmaçının eserlerine, onun Doğu ve Batı kültürlerinin
aynılıgı hakkında söyledigi fikirlere münasibet heç de birmenalı olmamıştır.
Kaldırılan problemlerin aktuallığına bakmayarak, bazi araştırıcılar süjetlerin
(tiplerin) keçidini eks etdiren tarihi faktların yokluğunu Q.N.Potaninin eserlerinin
zayıf tarafı gibi seciyyelendirmişler. Onların fikrince, «Orta yüzyıllıklar Avrupa
eposunda Doğu motifleri» eserinin esas ideyasını Doğu süjetlerinin (tiplerinin)
Avrupa epos yaratıcılığına tesiri teşkil etdiyinden, ilk növbede, türk tayfalarının
Avrupaya köçmesi tarihine müraciet etmek, türk tayfalarının çıkdıkları yere – Orta
Asiyanın keçmişine seyahet etmek gerekir. Q.N.Potaninin eserleri ise bu cür
faktlardan ve seyahatlardan kasad olduğundan onun söylediyi fikirleri inandırıcı
saymırdılar ( Lyaçkiy; 1899).
Yalnız tarihi faktlara etinasızlık deyil, aynı zamanda tutuşdurduğu faktları tam
ciddi yoklamadan, Doğu ve Batı eposunu motiflerin, şahs isimlerinin zahiri benze88
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
yişi esasında karşılaştırarak onların uyğunluğunu sübut etmeye çalışması da
Q.N.Potaninin eserlerinin zayıf tarafıtır. Q.N.Potaninin karşılaştırmaları çok zaman
tesadüfi olurdu. Mesela, onun Xlamo (Tibet allahı) ve Kliment isimleri ile xristian
ismi Andrey arasında, elece de Solomon-Solmon (Veneranın türk–monqol
mitolojisinde ismi)-Muromes-Burma-Borma isimleri arasındakı karşılaştırma buna
misal ola biler. Q.N.Potaninin karşılaştırmaları şübheli uyğunluklar içerisinde itib
batdığından onun söylediyi fikirler çok zaman keserini itirirdi. Bu bakımdan,
V.M.Jirmunskinin «Q.N.Potaninin uluslararası folklor süjetlerinin (tiplerinin)
karşılıklı öyrenilmesine hesr edilmiş eserleri, hüsusile Batı Avrupa ve rus eposunun
Doğu menbeyi barede araştırmaları teleskenlik ve esassız karşılaştırmaları ile
seçilir» fikri özünü doğruldur (Jirmunskiy; 1974).
Bundan elave, Q.N.Potaninin teorik fikirlerini çok zaman ehtimallar ve
ferziyyeler yüzerinde kurulurdu. Metinler ona fikirlerini isbata yetirmek için
yeterince material vermedikde, bu zaman Q.N.Potanin hemin metinin ilme malum
olmayan hansısa bir variantına istinad edirdi. Böyle bir variantın mövcutluğu ise
şubheli oluyordu.
Bu gibi kusurlara bakmayarak, araştırıcılar Q.N.Potaninin eserlerinin esas
ideyasına – Doğunun Batı kültürüne, epik tehkiye folkloruna tesirine karşı
çıxmamışlar. Tarihin kendi bele bu tesirlerin mümkünlüyünü gösteren faktlarla
zengindir. Böyle ki, II yüzyıllıgın ortalarından başlayarak türk tayfalarının Batıya
ahınları başlayır ve bu köçler fasilelerle Osmanlıların Viyana yakınlığındakı
meğlubiyyetine kadar (XVI yüzyıllık) davam ediyor. Doğudan köçen türk tayfaları
özleri ile birlikde yalnız harbi sistemini deyil, aynı zamanda kültürünü, folklorunu,
dini tesisatlarını da Avrupaya getirmişler. Onların bir kısmı sonradan geri kayıtsa
da, ekseriyyeti hemin erazide oturaklaşmış, yerli ehali ile kaynayıb-karışmışlar.
Bunun sonucunda da Çinin Qüzey -Doğusundan tutmuş Balkanlara kadar geniş bir
erazide yaşayan halkların halk biliminde ümumi cehetler yaranmıştır. Bu hüsusda
S.Y.Neklyudov yazıyor: «Burada üze çıkan epik enenenin ehemiyyetli derecede
okşar cizgilere malik olması ümumi epik elementlerin varlığı hakkında danışmağa
esas verir ki, bu da kendi növbesinde regionun tehkiye folklorunun ümumiliyi
meselesini kaldırmağa imkan verir» ( Neklyudov; 1974). Böyle bir ohşarlık
kendini, her şeyden evvel, bu regiona dahil olan halkların halk bilimindeki süjet ve
mövzularda, kompozisiya-stilistik elementlerde, personaj isimlerinde gösterir.
Avrupa halkları arasında Atilla hakkında revayetlere, «Kalevala» eposunda Doğu
dastanları ile sesleşen motiflere tesadüf olunması bu cür tesirlerin sonucudur. Bu
barede folklorşünaslıkda kifayet kadar araştırmalar aparılıb, hatta Nart eposunun
esas kahramanlarının isimleri – Hamuş, Batradz, Toquş-aldar, Eltaqan, Badanaqaldar, Arax-çau, Balqa, Soxır-yauq ve s. monqol menşeli olması, kalmıkların
«Canqar»ının, Orta Asiyanın bahadırlık poemalarının rus bılinaları ile aynı inkişaf
yolu keçmesi hakkında fikirler söylenilib (Neklyudov; 1974). Bu faktın kendi bele
Q.N.Potaninin «Orta yüzyıllıklar Avrupa eposunda Doğu motifleri» eserinde ireli
sürdüyü Avrupa ve Asiya epos yaratıcılığının aynı menbeden kidalanması fikrinin
kendinde de hakikatlar olduğunu gösterir.
89
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
KAYNAKÇA
1. Jirmunskiy V.M. (1974) Turkskiy qeroiçeskiy epos. L.: Nauka, 712 s.
2. Lyaçskiy E.A. (1899) Vostoçnıe motivı v srednevekovom yevropeyskom
epose. Jurnal "Russkoe boqatstvo", №5, s.42-57
3. Neklyudov S.Y. (1974) İstoriçeskie vzaimosvyazi turko-monqolskix folklornıx tradisiy i problema vostoçnıx vliyaniy v yevropeyskom epose // Tipoloqiya i
vzaimosvyazi srednevekovıx literatur Vostoka i Zapada. M.: Nauka, s. 192-272
4. Potanin Q.N. (1882) Qromovnik po poverem i skazanie plemen Yujnoy
Sibiri i Severnoy Monqolii. Jurnal Ministerstvo narodnoqo prosveşenie. Spb, çast
219, s.116-331
5. Potanin Q.N. (1896) Vostoçnıe osnovı russkovo bılinnovo eposa. Jurnal
"Vestnik Yevropı", kniqa 4, s.605-634
6. Potanin Q.N. (1896) Vostoçnıe osnovı russkovo bılinnovo eposa. Jurnal
"Vestnik Yevropı", kniqa 5, s.65-101
7. Potanin Q.N. (1899) Vostoçnıe motivı v srednevekovom Evropeyskom
epose. M.: İzd. Qeoq. Otd. İmper. Obh, 654 s.
8. Potanin Q.N. (1912) Saqa o Solomone. Tomsk: İzdat. Sibirskovo Peçatnovo
otd, 185 s.
9. Potanin Q.N. (1916) Erke. Kult sına neba v Severnoy Azii. Materialı k
turko–monqolskoy mifoloqii, Tomsk: Tipo–lit. Sibirskovo Peçat. Dela, 130 s.
90
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
PETROLEUM AND THE STRUCTURE OF THE
NATIONAL PRODUCTION IN IRAN.
Jalil Haggi GARADARVISHLI
Abstract:
This article deals about the role of oil factor in the economy of Islamic
Republic of Iran. It’s indicated that more than 2/3 of foreign currency profit to
country is profit from oil in Islamic Republic of Iran. This shows the little share of
other industrial fields in export in the economy of Islamic Republic of Iran. That’s
why the author analyzing the internal incomplete goods production rate in Iran
economy shows ways out of this situation and forwards the idea to increase non-oil
products’ export for eliminating dependence of Iran economy from oil profits and
proposes to correct mistakes of shah regime, that is to stop paying interests for
foreign credits with the help of oil profits.
Key words: Petroleum, İran, consorsium, indisturual
Introduction
Petroleum and petroleum industry play great role in the basis of the industry of
the countries producing this valuable product. The industry of Iran completely has
been based and made on petroleum in a substantial form.
For the first, petroleum in Iran becomes the industrial, energy and vital base of
the nation and it was the basis to the development of the industry of the country.
And for the second, the profit getting from the petroleum was the cause of the
development and flourishing of all branches of industry and the community. In
Iran, recently before the revolution, the production of petroleum consists of 6 mln.
barrel in a day and its export consists of 5.2 mln. barrel in a day. The volume of all
export sale of the National petroleum Company of Iran consists of 2 mln. barrel in
the international markets. But the rests was sold by the companies being the second
side of service headquarters and the representative of the Consorsium. Recently
before the revolution all sales were sold in the determined official price by OPEC
to the daily market prices and the price of 1 barrel of raw petroleum wasn’t more
91
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
than 13 Dollar. In 1973 according to this resolution on the sale and purchase of
petroleum, the companies being the representatives of the Consorsium undertook
and in the executing time of the programs on development of the prospecting and
producing of the petroleum decided that, they would supply 40 % of the necessary
capital and they would fulfill the care and service work for the national petroleum
company in the area of producing of the petroleum. 22 cent was added to the
determined price for each barrel by OPEC for the executing these duties.
The role of petroleum and the inflation of Iran in the industrial
development.
At present petroleum market plays great role in the industrial development of
the country and in stagnant as the currency profit of Iran forms the profit getting
from the 3/2 part of petroleum. According to the published statistical information
the development of the petroleum market and the increasing the prices helped to
the industrial development of Iran last two years. «So that, the employees of the
Central Bank showed the additional petroleum profit more than 10 mlrd in current
year and consider that, the industrial development of Iran will form 5 or 5,2 %.
And such kind of development shows that, at present there is not any stagnation
period in Iran industry. And it happens in such a condition that, in last two years
with the decreasing of the price of the petroleum, the unclear product manufacture
in Iran forms 4,7 % in 1361 (1982), 3,1 % in 1375 (1996), 2,1 % in 1376 (1997)
and before 1377 (1998) in Iran.
According to the published in formation of Central Bank of the Islamic Iran
Republic inherent unclear product manufacture increased 2,4 % in 1377 (1990)
And it is less than 1377 (1999) year whereas, petroleum production underwent to
insignificant changes during the very period in Iran and it influenced to the
exportation. In the world markets the prices of raw petroleum influenced to the
industrial development of the country directly.
According to the report of the central bank of 1376 (1997), 3,623 mln barrel in
1375, and in 1375 (1996) 3, 61 barrel petroleum has been produced. In 1376 (1997)
3,623 barrel, then in 1377 (1990), 3,666 mln barrel petroleum has been produced.
But in 1378 (1999) petroleum production decreased to 3,373 mln barrel in a day.
And it was according to the proposal of OPEC». (3.201)
«During the very period petroleum production decreased from 2,551 mln barrel
in 1375(1996) to 2,496 mln barrel in 1376 (1997). But on average the daily
petroleum production (in1377) (1990) decreased from 2,205 mln barrel (in 1378)
(1999). So, petroleum production decreased 5,5 % during this period. Daily
petroleum production and exportation in the first three months of the current year
remarked 2,501 and 3,637 mln barrel and from the second three months remarked
2,627 and 3,739 mln barrel. It is impossible to deny the direct effect of the
petroleum to the Iran industry and Iran industry is connected with petroleum and it
depends on it. And so, the flourishing of the industry of the country and stagnation
are directly connected with the development of the world market and stagnation.
92
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
The price of petroleum has developed as the petroleum market has developed lat
two years. The very effect is able to observe from the Iran industry». (10.523)
«It is very important to notify that, the effect of the inherent effects to the other
branches of national industry of Iran is observed. The information given by Central
Bank shows that, the surplus cost of non – petroleum areas of Iran on 1375 (1996)
increased 5,3% than the previous year and the development of the petroleum area
increased 1,9% in the very year». (7.25)
«The development of non – petroleum area was 4,7% in 1376 (1997) and 2,6%
in 1377 (1998). Being the witness of the decreasing the surplus cost in the
petroleum, the decreasing of the market price in the non – petroleum area was in
1376 (1997) and in 1377 (1998). As it is noted the decreasing of the market price in
the non – petroleum area was 5,3 % in 1376 (1997) and 0,8 % in 1377 (1998).
According to the very statistical information market price in the non – petroleum
area was 3,2 % last year. And the market price was 0,3 % in the result of the aridity
in the non – petroleum area. And it is considered as stagnation in the industry of
the country». (2.12)
«Taking into consideration the role of the petroleum in the unclear inherent
product manufacture of the country, specialists consider that, the effect of the
petroleum to the industrial stagnation of the country is connected with the
supplying of the receiving currency from the petroleum exportation with the need
of the different area of industry to the currency and it reflects itself much. These
specialists consider that, and according to the information published by Central
Bank the share of the inherent unclear manufacture in 1378 (1999) was in the
level of 14 %». (4.222)
And before it was in the level of 20 %. Because the adornment and stagnation
of the petroleum market didn’t influence to the non – petroleum areas. It showed
that, the first place of the manufacture in the other areas depends on the demands of
the inherent market that, and it also depends on currency and rial (inherent
currency) profits and purchase ability of the producer. And for the second the
depending of the non – petroleum areas and needs of the currency on petroleum
profit, causes to the influences to the activities of the other areas and petroleum
market. Specialists consider that, the necessity of the connecting the exportation of
non – petroleum industry with the development process of the industry of Iran for
the stopping of crisis occurring in the petroleum market, regulating of country
industry that, the first non – petroleum areas is free in account of the currency
receiving from the exportation and the second limit of inherent demand prevents
from the stagnation in the manufacture of the non – petroleum areas.
The surplus cost of petroleum area with the constant costs of 1361 was 2386,3
mlrd rial in 1378 (1989) and the cost of inherent unclear product manufacture was
174551,1 mlrd rial in the very year.
«Specialists consider that, the development of unclear inherent product
manufacture was 2,4 % in the industry of Iran last year. This development is too
little because, less development criterion than 5 % in the countries being developed
93
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
is not considered as an acceptable figure. As to this, some specialists consider the
period of the industry of Iran in last year as a stagnation period.» (10.3)
With this account industry of Iran was out of the stagnation current year and it
entered into the development period gradually. Because the development of the
national industry in current year is expected to be more than 5%. Responsible men
of the industry of the country, specially the responsible men of the Central Bank
predict that, the development of the industry of the country in the current year will
be 5 and 5,2 %. If this prognosis proves its value, its effect will be observed and
felt in the commodity market and in the service area. Industrial adornment period
had already begun. “That’s why, men planning the industry and political figures
have to make any effort in the extending of its period.» (2.8)
Industrial development period will not be easy because of the appearing the
indicators of decreasing of petroleum costs in the fourth three months in the World
petroleum market. It is important to improve the situation in the petroleum market,
to invest into the exportation areas from the surplus petroleum profit and to find the
non – petroleum currency profit area.
The director of the Central Bank of the Islamic Iran Republic made a speech in
the general meeting of the banks while explaining the situation of the main industry
of the country in 1378 (1999) and said that, banks confront with the crisis
appearing from the budget remnant in the initial months of 1378 (1999) and at the
end of 1377 (1998) and with the spreading of money source in the last months of
the year.
«In the beginning of 1378 (1999) improvement of financial position of the
country and industrial position of the country are expected in 1378 than the last
year with the increasing of the petroleum costing the world market and executing
the reform politics in the money and currency area from the beginning of this
year». (7.20) The main industrial indicators determining the industrial position of
the country are remarked:
Criterion of the inflation:
«In last four years the criterion of the inflation was 11, 4,15,8,15,6 and 15,2 %
from the beginning of 1383 (2007). And it forms 14, 4 % on average in a year. It
was happened when the criterion of the inflation was 3, 4 and 5, 8 % in the being
developed countries on the world». (8.3)
The leading of the industrial reforms were very successfully in the countries
where the level of the criterion of the inflation is low. And that’s why the
decreasing of inflation has superiority. If the criterion of the inflation is high, it will
be caused to the decreasing of the levels of the bank percentages and the national
currency. It will influence to the national industry non – convenient.
«The important factor of the inflation in the country is the increasing of cashes
in the increasing way. 70-80% of increasing of inflation forms the increasing the
cashes according to the investigations. The increasing of cashes forms 29 % from
the beginning of 1383(2007) during 4 years. It is a high indicator and no industry
94
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
has preventing ability. The appearing of the cash in the country because of the
existing no financial rules of the country. The increasing of the budget source in
reasonlessness form caused to the decreasing of the national currency cost. At
present we live under the low inflation condition and it makes the decreasing of the
inflation easy in this position. And also the keeping the constructions and
adaptation with it makes necessary the decreasing of the inflation». (22.153)
In a addition to all said the determining of the exist cashes in non – convenient
form, being no other necessary financial rules in the different areas of the industry
caused to the increasing of the some commodities and services in the non –
manufacture area and the decreasing of the national currency cost than in previous
6 years (excluding 1384 – 1995) and the increasing the inflation in two figures.
«Low inflation makes opportunity to accept the decisions for all citizens and makes
the separating of financial source with work– ability and it influences to the sharing
of profit positively». (5.4)
Unclear profit and unclear production per man
«According to development indicators information printed by World bank
unclear profit per man in Iran is 2010 dollars in 2003. whereas this indication on
world is 5510 dollars in near and middle east in 2003, 1930 dollars in north African
states .as we paid attention difference between Iran and world countries is more,
near and middle east counties is less and North Africa states unclear profit was
more. This means that during 20 years to reach 1 place that is economical,
scientific, technology in South Asia is difficult and hard way. Internal unclear
production per man due to people’s purchase ability amount is better. Internal
unclear profit per man according to people’s purchase ability was 8280 and 8670
dollars in 2003 and 2004. Therefore occupies middle places in the world due to
unclear production per man.
Because Iran population consists of 1.1% of world people’s due to 2003.
Unclear profit production per man of Iran is 0.37 and people’s purchase ability
was 1.14% in front of unclear internal production in the world.»(15.605)
«Unclear internal production was 3, 3, 7,5,6,7 and 4.6% starting from
1383(2004) that consisted 5.3% of internal unclear production for these 4 years.
Whereas this indication in the world internal production development was 2.8% in
2008 and internal production development for middle profit was 4.9%, internal
production development near and middle East countries was 5.7%, the countries
belonging to low profit was 6.9%,the countries belonging to high profit was
2.2.%/(information of world bank) as we paid attention the countries belonging to
middle profit and countries belonging to low profit, internal unclear production was
more than countries belonging to low profit. This comes across from capacities of
these countries and shows development possibility here»(21.35)
«as our main aim is to reach first place in region level for 20 years we must
compare our position with the position of region countries and world countries. As
we paid attention, internal unclear production was subject to changes and the cause
of its change was amount of petroleum and profit from petroleum. This overcame
95
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
the stable development of economy. According to accumulated numbers the
countries which has high petroleum profit internal unclear production was low in
1383 (2004) that was connected with invest to construction of apartment, nonconvenient of securities, and ninth presidential elections was connecting with
acceptance of decisions slow. Increase of efficiency of two development policy and
capacity and directs us to high, stable economical development, that is our main
aim» (9,375)
Unemployment criteria
To liquidate unemployment problems in official and non-official education
system taking into consideration needs of present and future times to adjust
education institutions, to create employment places we must pay attention to open
service branches enabling to create new work places in a short time.
«Approaching of investment, decreasing of inflation , in the result of it
decreasing of bank interests, efforts for increasing of foreign investments,
increasing of economical relations with foreign world countries, intensification of
business men’ activity are considered one of the main needs» (16,23)
Rate of exchange
«Rate of Iran rial was 8000 rial April-may months of 1382 (2003)against of
dollar and reached to 8900 rial in April –may of 2005(1384). This shows that Iran
exchange decreased 11% (against dollar). Also this position was against EURO. In
April-may of 2003(1382) if 1 EURO was 9000 rial, April-may of 2006 (1384)
1EURO was 11600 rial. This digit shows 29% decrease of national currency during
two years. As well as in indicted period Iran rial was 24% decreased than Japan
yen .In most countries decrease of religion happens during bad position of
economy, wars, or limitation of export».(17,103)
«Most researches show that decreasing of national currency instigates not only
non-petroleum productions’ export. Even decreasing of national currency recent
years did not affect to the export of non-petroleum products.» (23,96)«Non-petroleum
products were 4,2,4,6 and 5, 6 milliard dollars in 1380-1382(2001-2003). This
price nearly equals to amount used from currency stock till 1381-1383 (20022004). During 1381-1383 years (2002-2004) accordingly 4,5 5,2 and 5,3 milliard
currency stock fund was used. Non-petroleum products export will affect to
country’s population.» (27,85)
Export of non-petroleum products
At present compete ability of internal product production have foreign goods
and political possible relations, has two main conditions with foreign countries.
Difference between non-petroleum products export and import products of country
is very high. «(starting from 1385 starting 2003 export of non-petroleum products
in the country accordingly was 4,2 4,6 and 5,6 milliard dollars. That is during this
96
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
time difference between non-petroleum products and import was increased day by
day.
By the way of decreasing of national currency amount to help to people who
are engaged in economy did not give any benefit and serious damage was done to
other branches of economy. In the export of non-petroleum products advantage
countries help to countries engaging with export under foreign firms license or
help them involving foreign investors by help of leadership for resent times. The
main condition of exporting of non-petroleum products is to create compete
opportunity with foreign world». 13,222)
That is why by export of non-petroleum products there must be short period
programs to be free from strong dependence from petrol profit. In this direction it
is important to foster political relations with foreign countries especially with
advanced countries. The limitation of trade relations in poor and undeveloped
countries, the quality of our export will be kept lower than world standard.
Certainly, to reach long-lasting aims establishing trade relations with region market
have special meaning. In this direction to increase efficiency of workers, capital
must afford in carrying work, ( this is other concept of this compete), must involve
foreign investments, to improve education level, to cooperate with the most wellknown enterprises, must participate in joint investments, it is important to
participate in other investments according to every branch of economy.
«According to 2002 and 2003 276 and 120 mln dollars direct invested
accordingly».(1,51)
«This happened when foreign investment for 2002 and 2003 accordingly was
699 and 573 milliard dollars. If we calculate it compare with world population and
our population, our country consist 1.1.% of world population according to 2002
and 2003 must involve 7.7 and 6.3 milliard dollar foreign investment. Whereas
difference between executed capacity and noted capacity is more and even less
than 0.1%.» (9,174)
Distributing of profit
Defining of inequality of coefficient in dividing profit and to research the
position is the best way. «According to information of Center bank of Islamic
Republic of Iran in city parts of country in 1379 and 1382 (2000 and 2003) these
indications were 0,40 0,40 and 0,42 0,42 % .as well as in 1382 (2003) the share of
less profit families in all costs was 15% and share of high profit families were
48.4%. The percent of people who are poor in 1382 (2003) (percentage of less than
half of middle cost) was 31%. Of course, it must be noted that in our country
coefficient families are calculated according to calculation of their profit, and there
is opportunity of showing cost and profit and this cost can be shown less». 17,445)
«In most countries of the world, especially getting enough information about
profit of families in advanced countries is defined, the indications of inequality of
profits is more. But in each case this change can be outlet of learning the process
(defining of coefficient) improving of profit distributing or its improvement.
97
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Because, errors during this period can be misrepresentation in time period and to
compare it is possible in definite period». (12,233)
The indicators defining of distributing of profit does not create any change
during the period and its change happen slowly.
Conclusion (result)
Iran being engaged in foreign trade business actively according to its past
variegated structure also had derived benefit from its advantages. But little by little
by application of international labor use (it also had continued in new colonization
and self colonization periods) factually export activity of the country continued, at
first in this labor division export of agricultural stuff was substituted with oil
exportation, despite import capacity was little before. But consumption showing
made proportion to production indicator and the import weren’t to have influence
on all economy of the country. But, in the next steps owing to collapse of Iran
industry this showing increased by consumption of import products on account of
oil income and use of international labor division exceeded economy of the
country. At this stage capacity and type of the imported products became
determinant factor of the Iran economy, in the result of its continuity «increasing of
crude oil exportation capacity turn to inherent necessity. The European countries
were considered as countries exporting more goods to Iran with low interest 52%
between 1355-1373 years (1976-1994 years) and with more interest 61% between
1365-1372 years (1986-1993 years) and in 1370 (1991). After Europe the Asian
countries were considered as continent which exported many goods to Iran with 25,
91% in a year and 36, 3% in 1372”. So import from Iran by Europe in prerevolutionary period relatively remain stable, but import share of Asia from Iran
increased and import share of the third continent USA from Iran decreased» (19.144)
Though import share of Japan in Asia continent was considered more, (of
course this comparison was decreased comparatively pre-revolutionary years) but
in the European continent among European countries Germany was considered the
country which import more stuff from Iran. This country also was considered as
the country exporting many goods to Iran among countries which exported more
commodities to Iran. The European Countries and Japan were considered the
countries exporting much crude oil from Iran. In 1373 (in 1994) from 62% till
750,5% crude oil was imported. «In 1373 (1994) just four countries Germany,
Italy, England and France were imported 35% goods from Iran. From other hand
the countries as China, India imported fewer goods. In the post-revolutionary years
positive changes aroused and these countries included to the countries exporting
more goods to Iran. In the post-revolutionary years, especially in 1365 (1986) the
United Arab Emirates became the country importing more goods from Iran. The
United Arab Emirates gained more profit by reexport to Iran as a result of Iran-Iraq
war and appearing of Free Economic Zones in Iran.» (20:35”)
Thus, as to the conclusion (excluding oil) being trade companions of Iran they
got positive commerce activity. Some of them had considerable share in
98
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
importation of goods from Iran. It should be noted that, the countries exporting
more goods are the countries importing crude oil from Iran. (Dependence of
economy of country from abroad) necessity of selling of crude oil in quantity and
necessity of purchasing of most of the commodities, bilateral dependence from
developed countries distinctly defines peculiarity – feature of the foreign trade.
Germany, Japan and America (USA before revolution) took the first place among
the countries importing crude oil and England, Italy and France took the second
place among the countries selling a lot of goods to Iran. «In some years profit
payment gained from oil exportation notwithstanding, the payment of import fee
was possible only at the cost of currency, credits received from abroad. So,
implementing of payment of foreign credits interest and real payment again was
realized in the next years by oil exportation»(18.605)
References
1. Research, education and information No.11,12 summer, autumn, p.15
2. Peyam-e emruz newsletter No.40 1379 (2000), tir and mordad months,
p.17
3. Economic-political problems of Zovgi Iraj Iran oil 1374 (1995), p.271
4. Days and events. Mohammad Reza Motiyan, Majid Tor Kashvand, Ali
Bari Dizchi 1384 (2005).p353
5. Ettelaat newspaper No.7498, 31farvardin 1380 (2001), p.18
6. Elul Saten, Iran oil. Translation of Reza Reis Tusnin, Tehran Saberin 1382
(2003), p.256
7. Newsletter of perspectives No.24, Irvandin Abrahamiyan article. Military
coup 1332 in Iran (1953),p.25.
8. Hamshari newspaper 25 ordibehesht 1384(2005), p.23
9. Mohammad Ali Humayun Katoziyan Hovnun political-economical I,
Mohammad Reza Nafsi and Kambiz Azizi`s translation, Markaz publication
1382(2003), p.453
10. Reza Rais Tusi, “Energy crisis and oil”. Keyhan publication 1383(2004),
p.565
11. Farsad Momeni, Economy and its crisis in Iran economy. Politicaleconomic information No.163, p.554
12. Adl, Abdulhamid Ali, Globalization and its influence to III world
countries. Seyid Asgar Goreyshi`s translation- economical-political information
No.155-156, p.446.
13. Chegini, Soheyla, Iran economy and industrial culture, research and
calculation magazine No.25, Tehran 1380(2001), p.335
14. Moti Seyid Hasan 1383(2002), Economical geography of Iran-Jehade
daneshgah publication, p.378
99
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
15. Mansuri Javad “of Islamic revolution contemplation” Publication center of
Azad Islam University, Tehran 1373(1994), p.667
16. Shekari Abdulqayyum. Islamic revolution and theory of state educationCenter of documents of Islamic revolution. Tehran 1379(2000), p.558.
17. Rafipur, Faramaz “development and contradiction” Companies Sahami
Tehran 1347(1968), p.446
18. Islamic revolution, features of its appearance and reasons, authors:
Mohammad Pezeshki, Seyid Mohammad Ali Huseyni zadeh, doctor Seyid Sadeg
Hagigat, Abdul Vahab Farati and doctor Mustafa Malakutiyan, Maarif publishing,
Client, summer 1371(1991) p.688
19. Rahbari Mehdi. What is Globalization? Entekhab No.773, azer month
1380(2001), p.20-22, p.365.
20. Moini Mahammad Reza (1381)(2002) “Economical policy-public policy”
Goftegu magazine No.35, p.43
21. Mohsini Tabrizi Alireza (1380).(2001) “social ensuring newsletter”
Investigation of condition of orphans in Iran No.9, p.36
22. Planning and management organization of the country (budget and plan
committee 1378(1999) “first report about national human development in Iran” )
p.10
23. Rais Dana, Fariborz and collaborators (1379) (2000) poverty in Iran scope
of articles, Tehran, Publication of Rifash living sciences, p.720
24. Haji Hashimi “development and non-development ” Nashir and Vespan,
p.333
100
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
АЗЕРБАЙЖАН БЕСТЕЖИЛЕРИНИН
ЧАЛЫШМАЛАРЫНДА СЦИТ ЪАНРЫ
SUITA GENRE IN AZERBAIJANIAN COMPOSERS’
CREATIVE WORKS
Земине Нежефова МЕЩЕРРЕМКЫЗЫ*
Юzet
Бу макаледе ХХ. йцзйылын 40-60. йылларында Азербайжан бестежилеринин
йарадыжылыьынdа сцит janrыna илишкин белэилер верилмиштир. Бурадан илк кез
Азербайжан бестежилеринин 40-60. йылларында йаздыклары баз сцитлерин анализинден
единилен сонучлар йансытылмыштыр. Шюйле ки, Азербайжан бестежилеринин сцит ъанрына
мцражаат етмеси бир чок юзелликлери иле фарклылык арзетмиштир. Бу сциталар
эенелликле цч бюлцмлц, дюрт бюлцмлц ве програмлы шекилде мевжут олмушлардыр.
Сциталарын ич бюлцмлеринде цч щисселилик, рондо ве силсилели бичимлер есас йер ишьал
етмиштир.
Сцитлерин ентонасйон юзелликлери, метроритмик йапысы, темпо ве оркестра
фатурасы бакымындан анализи де макаледе йер алмыштыр.
Макаленин башында эенел сцит йапысы, онун Баты Авропа мцзиьинде ишьал
еттиьи йери ве дурумуна илишкин билэи верилmektedir.
Anahtar Kelimeler: Azerbaycan bestecileri, suit janrı, besteci, müzik, halk
çalgıları
Abstract:
The article is devoted to the investigation of the suita genre in Azerbaijanian
composers’ works in 40-60s of the 20th century. The suitas are analyzed from the
point of view of intonation properties, metrorythmic structure, temp and orchestral
facture. It is shown that these suitas existed in three parts-forms, four parts-forms
*
Азербайжан Жумщурийети Нащчыван Девлет Цниверситеси Щалк чальы алетлери
кафедрасы
101
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
and programmed forms. The three parts-forms, the rondo forms and the sequenced
forms took a main place in internal part section of the suitas.
Мцзик санатынын нередейсе бцтцн сащаларында мцкеммел есерлер йазан
Азербайжан бестежилери, сцит ъанрында да эцзел ве ренэаренк есерлер йазмышлар.
Бу мцзик есерлери, кендинещас щалк мцзиьинин юзелликлерини йансытмакла
берабер, бестежилерин бесте йапма калитесинин артмасына, бу юзелликлерин даща
дольун шекилде, уста бир бичимде сесленмесине себеп олмуштур ве щала да
олмактадыр.
Сцит сюзц франсызжадан тержцмеде дизилиш, севилик анламына эелмектедир.
Факат бу мцзик сащасынын кендинещас юзелликлери де вардыр. Шюйле ки, силсилели
шекле аит едилен бу ъанр биркач баьымсыз кысымдан ибарет олмакла бирликте, айны
бир едеби дцшцнжейе щизмет етмиштир. Бу колун илк эелишме заманында о, ики
йаваш ве щызлы данстан ибаретти. Йаваш кысма павана, щызлы кысма исе галйарда
денийорду. Даща сонра йаранан сцитлер йани ески сцитлерин ады конулан сцитлерсе
ылымлы йаваш-аллемандо, щызлы-куранта, ылымлы-сарабанда ве чок щызлы ъигадан
ибарет оларак дюрт кысымлыйды. Ески сцитлерде ъигадан юнже менuет, бурре, равот,
полонез кулланылыйорду. Айны заманда аллемандодан юнже прелцдийа (чоьу
заман фуга иле бирликте) чалынырды. Базан сцитлерин сырасына данс карактерли
олмайан пйеслер, рондо, каприжжио ве. б. да дащилди.
Ески сцитлерин ен мцкеммел шеклини исе И. С. Бажщ ве Щ. Ф. Щендел'ин
есерлеринде эюрцйоруз.
Баты Аврупада ХВЫЫЫ йцзйылын сонларында артык соновта, сенфони ъанрлары
сцити сыкыштырмайа башлыйор.
ХЫХ-ХХ йцзйылда йени типли сцитлер: йалныз пйеслерден ибарет, данслара баьлы
олмайан сцитлер ортайа чыкыйор.
Йени сцитилер, даща чох чешитли тоналителерден, мцтешеккилдир. Факат, илк ве
сон кысмын тоналлыклары айныдыр. Илаветен, бу девирде програмлы сцита шекиллерине
растламак мцмкцндцр. Юрнек оларак, Р.Корсаковун «Шещризат» сенфоник
süitini, М. П. Мусоргскинин «Серэиден шекиллер» сцитини эюстеребилириз.
Dоьуда силсилели йапынын ен бариз юрнеьи муьамлар, макомлар ве
макамлардыр. Лакин Азербайжанda мевжуд олан муэамларса сырф силсилели сцит
шеклинде олмуштур. Бундан долайыдыр ки, сцитлер бестежилеримизин есерлеринде
юнемли бир йере сащиптир.
ХХ йцзйылын 40-60. йылларында Азербайжан бестежилеринин чалышмалары
професйонел йюнден чокдаллы ве юнемли олмуштур. Шу бакымдан ону сюйлемек
эерекир ки, бестежилер сюzконусу девирде професйонел музиьин бир чок
аланларында кендилерини денемеье башламыш ве мцщим башарылар елде
етмишлердир. Бу башарылар опера, музиксел комеди, сенфони, контата ве башка
ъанрларда кендини эюстермиштир. Шюйле ки, дащи Ц. Щажыбейов, артык 1908.
йылындан итибарен опера ъанрынын темелини коймуш, ардындан музиьин йукарыда
102
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
бащседилен ъанрларынын бир чок тцрлеринде тцм девирлере щитап еден есерлер
йаратмыштыр. Азербайжан бестежилери Ц. Щажыбейов мирасыны девам еттиререк
даима йаратыжылык арайышларында олмуш ве бу тешеббцслер де музик санатымызын
тарищинде дерин ве силинмез излер быракмыштыр. Йалныз сцит ъанрында эцзел есерлерин
ортайа чыкмасы ве эелишме дюнеминин башланмасы Азербайжанлы бестежилерин
эениш йаратыжылык арайышларынын мащсцлцдцр дерсек, йанылмыш олмайыз. Бу
бакымдандыр ки, бестежилеримиз сцит ъанрында олан есерлерини щем сенфоник
оркестрасы ичин, щем де Азербайжан щалк чалэылары оркестрасы ичин
бестелемишлертир. Лакин, Азербайжан щалк чалэылары оркестрасы ичин йазылмыш
сциталар бу конуда йазып-йаратан бестежилерин кенди чалышмаларыны
эенишлетмесине оланак саьламыштыр. Бу йцзден Азербайжан щалк чалэылары
оркестрасы ичин йазылмыш сцитлер даща чок диккат чекмиш, эидерек китлесел юзеллиье
кавушмуштур. ХХ йцзйылын 40-60. йылларында биз артык С. Рцстемовун
йаратыжылыьында юнемли йер тутан сцит ъанрынын щем щиссе бюлцмлерине
дайанмасынын, щем де програмлы шекилде ортайа чыкмасынын шащитийиз.
ХХ асрын 40-60. йылларында бестежилеримиз йабанжы конулара мцражаат
едерек сцитлер йазмышлардыр. Темел щусуслардан бири де о олмуштур ки, бестежилер
Азербайжан щалк чалэылары оркестрасы ичин бюйле сцитлер йазарак башка миллетлерин
милли орнаментлерини, Азербайжан щалк чалэыларыны кулланарак аксеттирмеье
тешеббцс етмишлердир. Бу бакымдан С. Щажыбейов ве Ж. Жащанэиров йаратыжылыьы
диккат чекийор.
Бу дюнемде бестежилеримиз цч ве дюрт бюлцмлц сцитлер йазмайы мерак етмиш
ве башарылар казанмышлардыр. Бу бестежилере Щ. Жаферов ве Н. Гулийеви юрнек
эюстеребилириз.
ХХ асрын 40-60. йылларында бестежилеримизин йаратыжылыьында сцит ъанры
Азербайжан щалк чалэылары оркестрасы ичин йазыларак кендинещас юзелликлерийле
фарклылык эюстермиш ве онларын йарадыжылыьында юнемли рол ойнамыштыр. Бу юзеллик
исе, бестежилеримизин назарларыны кендисине чекмиштир. Бу щусуслар сцит ъанрыйла
даща йакындан баьлы олан шаркысаллык, карактерик данслар, силсилелилик, силсилелиьин
Азербайжан щалк музиьи ъанрына йакын олмасы ве д. юзелликлерле фарклылык тешкил
етмиштир. 40-60. йыллар дюнеминде С. Рцстемов, С. Щажыбейов, Ж. Жащанэиров,
Щ. Жаферов ве Н. Гулийев йаратыжылыьында сцит ъанрынын юнемли йер тутмасы
бунлара юрнектир. Эцзел санатларын диьер аланларында бцйцк щизметлер ве
калители санат адамлары бащш етмиш Азербайжан щалкынын професйонел
бестежилеринин кенди чалышмаларында Ц. Щажыбейовун чалышма пренсиплерине
садык калдыклары сюйленебилир. Бу ачыдан бакылдыьында, еьер Ц. Щажыбейов 1908.
йылында тцм доьунун илк операсы олан «Лейли ве Межнун»у йазмыш идийсе, онун
пренсиплерине вефа эюстерен Азербайжан бестежилери де йени ъанрлы есерлерин
йаранмасы ве эелишмеси ичин мцщим ишлер эюрмцшлердир. Сцит ъанрына мцражаат
етме бир неви бащси эечен анлайыша бариз юрнектир. Бу дюнемде С. Рцстемовун
чалышмаларында сцит ъанрынын щем цч бюлцмлц, дюрт бюлцмлц, щем де програмлы
бир бичимде олмасынын бцйцк юнеми вардыр. С. Рцстемовун о девирлерде
йаздыьы «Азербайжан», «Данс сцити» ве «3 сайлы сцит» онун йарадыжылыьында
юнемли йер ишьал етмектедир. Бестежи тцм сцитлеринда эенелликле, раст ве шур
103
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
ентонасйонларына юзел юнем атфедер. Факат шцштер ве чащарэащ
ентонасйоналарындан да эениш юлчцде истифаде етмиштир. Бу сцитлерде кулланылан
оркестра ики ве цч планлы шекилде кендини аксеттирир. Темпо бакымындан сцитлерин
Ы бюлцмц Мaестосо («Азербайжан»), Аллеэро («Данс сцити») ве Аллеэретто
модерато («3 сайлы сцит») иле фарклылык эюстерир. «Азербайжан» сцитинде тцтейин,
«Данс сцитасы»нда исе балаbанын соло чалэысы эиби кулланылмасы юнемлидир.
Бестежи, эенелликле сцитлерин ЫЫ бюлцмлеринде Анданте жантабиле, Антанте
эражиосо ве йа Аллеэретто эиби фарклы темполара мцражаат едийор. Онун «Данс
сцитасы» бюлцмлерин исминден де эюрцндцйц эиби даща илэи чекижидир. «Жыдыр»,
«Эелинлер», «Йаллы» адлы бюлцмлерде щызлы, ылымлы ве данссал пренсиплер есас
алыныр. Бестежи щем де бу исимлере уйэун олан 6/8 ве 12/8 метроритмик юлчцлере
эениш йер вермиштир. Онун «Азербайжан» сцитиндейсе 2/4, 3/4 ве 4/4 юлчцлер де
кендине щас йере маликтир. Бестежи «Данс сцити»нин цчцнжц бюлцмцнде
програмлы шекилде «Йаллы», «3 сайлы сцити»нде исе, «Комик данс»дан истифаде
етмишдир. Онун «3 сайлы сцит»и классик шекле уйэун оларак дюрт бюлцмлц олуп,
дюрдцнжу бюлцм исе «Гайтаьы» адланыр. Бу щызлы темполу данс исе рондо
йапысына уйьун дцшмектедир.
Бу дюнемде С. Щажыбейовун «Болэар сцити», Ж. Жащанэировун «Мысыр
левщалары» адлы йабанжы конулара илишкин сцитлери исе, юнемли фарклылык тешкил едер.
«Болэар сцити»нде С. Щажыбейов шур ентонасйонларыны тержищ едерек Анданте,
мено-моссо, Модерато ассаи, Аллеэро виво, Пиу-моссо темпоlarыnы есас алан
силсилеси йапыйа дайанак единмиштир. О, бир неви бу темполары кулланарак болэар
миллетине щас олан карактер, эенелликле де ритмик юзелликлери йансытмайа чаба
щаржамыштыр. Бестежи болэар щалк мелодисине уйэун сесленмелере кларинет ве
дцдцьцн сесленмелеринде юнемли йер вермиштир.
Ж. Жащанэировун цч бюлцмлц «Мысыр левщалары» сцити исе, бюлцмлери
бакымындан щем цч щиссели, щем де силсилели шекилдедир. Лакин, бестежи Ы бюлцмде
Аллеэро темпо ди валсе, ЫЫ бюлцмде Модерато, ЫЫЫ бюлцмде исе Аллеэро
темполарыны кулланмыштыр. Бурада бестежи оркестра чальыларындан саз ве
дцдцьцн солосундан эениш юлчцде истифаде етмишдир. Бестежи бу алетлерден
истифаде едеркен Мысыр щалкына юзэц орнаментлери мелодилерде йансытмайа
эайрет етмиштир.
Щ. Жаферовун «Данс сцити» исе, йине дюрт бюлцмлц оларак эенелликле силсилели
шекилде ве данссал юлчц пренсиплери иле фарклылык арз едер. Онун бу сцитинде де ики
ве цч планлы оркестра фатурасына йер верилир. Бестежи бурада эенелликле, шур
ентонасйонларыны тяржищ едер, ама ЫЫ бюлцмде сеэащ ентонасйонлары даща фазла
кулланылыр. Бурада да данс пренсибине уйэун оларак 6/8, 12/8, 4/4 метроритмик
йапы тержищ едилир.
Н. Гулийев исе, «Накши-Жищан» сцитини цч бюлцмлц бичимде сунмуштур.
Есерин бюлцмлери варйасйон ве силсилели бичимде йапылмыштыр. Бестежи эенелликле
шур, сеэащ ве байаты шираз ентонасйонларыны кулланыр. Бурада ики ве цч планлы
оркестра фатурасындан истифаде едилмиштир. Темел щусус одур ки, бурада зурна
соло чалэысы оларак Азербайжан щалк чалэылары оркестрасына дащил олунмуштур.
Щиссе бюлцмлери эенел оларак, Mодерато, Анданте, Ларэо ве Аллеэретто
104
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
темполарыны есас алыр. Бестежи щиссе бюлцмлеринде 3/4, 4/4, 6/8 эиби деьишен
юлчцлерден истифаде етсе де, эенелликле 6/8 юлчцсцнц тержищ едир.
Бюйлеже ону белиртмек эерекир ки, ХХ асрын 40-60. йыллары дюнеминде
Азербайжан бестежилеринин сцит ъанрына баш вурмасы базы юзелликлери иле фарклы
юнеме сащиб олмуштур. Бу сцитлер эенелликле цч бюлцмлц, дюрт бюлцмлц ве
програмлы шекилде мевжут олмушлардыр. Лакин, сцитлерин ич щиссе бюлцмлеринде цч
щисселилик, рондо ве силсилели бичимлер есас йере малик олмуштур. Бестежилер
ичерисинде бу дюнемде С. Рцстемовун жалышмалары юзелликле фарклы олмуштур. С.
Щажыбейов ве Ж. Жащанэиров исе йабанжы конулара мцражаат едерек чешитли милли
орнаментлери кенди сцитлеринде йансытмайа чаба эюстермишлердир. Онлар саз ве
тцтек эиби милли чалэылардан оркестранын сесленме арка планында истифаде
етмишлердир. Щ. Жаферов дюрт бюлцмлц сцит шеклинден истифаде едерек, чешитли
ентонасйон ве метроритмик йапылара эениш йер вермиштир. Н. Гулийев исе, цч
бюлцмлц сцит шеклинде йине чешитли ентонасйон ве метроритмик йапылары тержищ
етмишдир. О, чешитли ентонасйонларын кулланылмасы заманы зурнаны соло чальысы
оларак истифаде етмиштир. Бу бакымдан да араштырдыьымыз дюнемлерде
Азербайжан бестежилеринин йаратдыьы сцитлер милли сцитлер олмакла чок деьерлидир.
ЕДЕБИЙАТ ЛИСТЕСИ
1.Мазел Л.А. «Мусиги ясярляринин гурулушу». Бакы, 1988, 516 с.
2. Музыкальный энциклопедический словарь. М.Советская энциклопедия.
1990. 671 с.
3. Ц.Щажыбяйов. «Азярбайжан халг мусигисинин ясаслары». Ясярляри. ЫЫ жилд.
Бакы, 1965. 411 с.
105
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
106
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
И. ЯФЯНДИЙЕВИН ДРАМАТУРЭИЙАСЫНДА
ЛИРИК-ПСИХОЛОЪИ ТЯМАЙЦЛ
Мяleykя Eyyubqыzы ЩЦСЕЙНОВА*
Abstract
Lyric-psychological tendency in the plays of I. Efendiyev. In this article is
analysed specific manifestation of lyric-psychological tendency of the outstanding
azerbaijan master of words I. Efendiyev`s dramatic works, is investigating the role
of artistic detail in describing the inner life of the characters.
Key words: Lyric-psychologial, İ. Efendiyev, dramatic, role of artistic
Илйас Яфяндийев ХХ яср Азярбайжан ядябиййатынын зянэин вя узун
йарадыжылыг йолу кечмиш ян гцдрятли нцмайяндяляриндян биридир. Ясасян няср вя
драм нювцндя йазыб йарадан сяняткарын милли ядябиййат вя театр тарихиндя
данылмаз хидмятляриндян бири дя «И.Яфяндийев театры»ны йаратмасыдыр. Онун
ийирми пйеси(1,129) узун илляр (вя индинин юзцндя дя) милли театрларын сящнясиндян
дцшмямишдир. Онун няср вя драм ясярляри арасында нюв, ъанр
юзцнямяхсуслуглардан иряли эялян зярури фяргляр мювжуддур. Бунунла беля,
сяняткарын щяр ики нювдя йаздыьы ясярляри арасында йахын, ортаг, мцштяряк
жящятляр дя аз дейилдир. Бунларын сырасында илк нювбядя лирик-психолоъи хяттин щяр
ики нювдя олан ясярляриндя характерик жящят кими чыхыш етмясини эюстярмяк
мцмкцндцр.
Йазычынын юзц мцсащибяляринин бириндя гейд едирди ки, онун ясас мягсяди
щяйат щягигятлярини щяртяряфли юйряняряк бядии тящлилин мяркяzиня эятирмякдир вя
о, бу заман психолоэийайа айрыжа диггят йетирдийини дя хцсуси вурьулайырды.
«Бу башлыжа жящятдир ки, бизим щяйатда психолоэийайа hяm тясир едир, щям дя бу
тясир алтында психолоэийа да дяйишир вя инкишаф едир» (2,317). Демяли, йазычыны
бцтцн щалларда щяйат щадисяляринин инсан психолоэийасына, мяняви-яхлаги
*
Doç., Aзярбайжан Милли Консерваторийасы, Filologiya elmlяri namizяdi
107
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
аляминя тясири марагландырмышдыр. Ядяби ирси иля танышлыг эюстярир ки, бир чох
гялям щямкарларындан фяргли олараг И.Яфяндийев ону марагландыран проблеми,
йяни психолоэизми лирик планда мяналандырмаьа цстцнлцк вермишдир.
Йарадыжылыьынын бу жящятиня эюря тядгигатчыларын бир чоху ону щям нясрин, щям
драмын лирики адландырмышлыр. Эюркямли филолг Й.Гарайев И.Яфяндийевин насир вя
йа драматург олмасы мцбащисяляриня гошулмадан йазырды: «… Илйас Яфяндийев,
щяр шейдян яввял, бир лирикдир, шаираня истедад вя цслуба маликдир» (3,5).
Истянилян бядии ясяр инсандан данышдыьы вя инсан цчцн йазылдыьы цчцн
бунларда психолоэизмин тязащцрц гачылмаздыр. Ейни сюзляри мцяййян
истисналарла лиризмин тязащцрц щаггында да демяк олар. Амма И.Яфяндийев
йарадыжылыьында лирик-психолоъи хятт онун бцтцн бядии цслубуну формалашдыран
приоритет тямайцлдцр. Сяняткарын драматурэийасындан данышаркян беля бир
жящятя дя диггят йетирмяк лазым эялир ки, лирик-психолоъи хятт щеч дя онун бцтцн
драм ясярляриндя ейни тутумда вя ейни функсийада тязащцр етмямишдир. Башга
сюзля десяк, И.Яфяндийев илк драм ясярляриндя дя йарадыжылыьынын даща сонракы
мярщялясиндя гялямя алдыьы пйесляриндяки лирик-психолоъи хятти тятбиг етмямишдир.
Онун илк драмларында лиризм вя йа психолэизм елемент сявиййясиндя юзцнц
эюстярмякля иштирак едир. Ону да гейд етмяйя ещтийаж вардыр ки, йазычы илк
драмларында лирик хятти нисбятян габарыг верся дя, психолоъи хятти арха планда
сахламышдыр. Бунун да ясас сябяби ондан ибарятдир ки, дюврцн, заманын тяляби
иля уйьунлашмаг мяжбуриййятиндя галан сяняткар бязян проблемляри габарыг
вермяйя жящд эюстярмишдир, бязян дя «конфликтсизлик нязяриййяси»нин тясириня
дцшмцшдцр(4,118).
Дрматургун яксяр пйесляри сырф лирик-психолоъи планда гялямя алынмышдыр.
Тамашадан, фяргли олараг, мятн кими пйесдя сурятлярин психолоъи йашантылары
щярякятля, ъестля, мимика иля, сяс тембри иля вя с. (о жцмлядян лиризмин ифадясиндя
мусиги, сящня тяртибаты, щятта сурятлярин эейими вя с.) дейил, илк нювбядя йалныз вя
йалныз сюзля ифадя олунур. Сюз ися драм ясярляриндя нювцн бядии-естетик
принсипляриня-даща чох мцяййян мянада (мцяййян мянада она эюря ки, сон
иллярин бядии експериментляри драм нювц сащясиндя дя юзцнц эюстярир. Еля
пйесляр вар ки, заман-мякан щяддиндян артыг мящдуд олур, ясярдя бязян бир,
бязян дя бир-ики сурят иштирак едир вя с.) ямяли фяалиййят, щярякят принсипиня уйьун
тязащцрцнц тапыр.
И.Яфяндийевин яксяр драм ясярляриндя психолоъи тящлилин тязащцр дяряжясиндян
вя формасындан асылы олмайараг, лирик-емосионал хятт апарыжы мювгедядир.
Сяняткарын пйесляриндя лирик хятт ики аспектдя ифадясини тапыр: а) бцтцн ясяр
мигйасында. Бу типли ясярлярдя лиризм пйесин бцтцн сцъет хяттинин инкишафында,
сурятлярин характерик жизэилярин ифадясиндя, бцтцн епизодларда вя с. юзцнц
эюстярир; б) айры-айры епизодлар мигйасында вя йа сурятлярин тимсалында. Бу типли
ясярлярдя лиризм щям динамик, щям дя статик планда юзцнц эюстярир. Мцхтялиф
тязащцр формалары сырасында ян чох диггяти жялб едян илк нювбядя сурятлярин
диологунда юзцнц эюстярир.
Диологларда лиризмдян данышаркян беля бир жящятя дя диггят йетирмяк
лазымдыр ки, И.Яфяндийевин пйесляриндя лиризм ейни тонлу вя ейни мязмунлу
108
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
дейил. Башга сюзля десяк, лиризм онун драм ясярляриндя бязян там жидди планда
ифадясини тапыр, бязян хош овгатлы тябяссцм доьуран йумористик планда тязащцр
едир, бязян дя тянгиди-сатирик мязмун вя тутум газаныр. Лиризмин тонунун
дяйишкянлийи ясярдяки сурятлярин характериндян вя мювжуд конфликтин типиндян
асылы олур. Мясялян, «Мящв олмуш эцндяликляр» пйесинин гящряманлары ясасян
эянжлярдир, онлар али мяктяби йа бир мцддят яввял, йа да тязя гуртарыблар.
Эянжлик ещтирас, романтика, бюйцк арзулар вя хяйаллар, мящяббят… олдуьу
цчцн бу сурятляр емосийаларыны щям жидди, щям дя йумористик лиризмля бцрузя
вермяйя мейллидирляр.
Гянимят бцтцн варлыьы иля тялябя йолдашы Фяридяни севир. Гыз ися там
йахындан танымадыьы Ядалятя ашигдир. Бунларын щяр икисинин емосийаларынын
ифадяси лирик планда яксини тапыбдыр. Гянимят мигйасында тязащцр едян лиризм
мцяййян гядяр кядяр, аьры-ажы, нисэил цзяриндя кюклянибдир. «Гянимят. Бизим
арамызда щяр шей битди-эетди, Фяридя… Ялвида, мяним эюзял арзуларымын, эюзял
хяйалларымын йолдашы… Мян бцтцн язабларын, бцтцн изтирабларын, бцтцн
чякишмялярин фювгцндя дайанмыш щягиги инсан щисляринин ня демяк олдуьуну
сянинля дуйдум. Сян, яйниня эеймяйя бир йюнлц костйум тапмайан кимсясиз
тялябянин цряйини шащларын тажындан йцксяйя галдырдын»(5,26). Фяридянин
данышыьы да лирик пландадыр. Амма онун емосионал овгатынын ифадяси Гянимятин
лирик данышыьындан (вя йа илк ешгиндя хяйанятля гаршылашан, буна эюря дя
инсанлара инамсыз йанашан, бир нюв онлардан интигам алмаьа чалышан Анъелин
ироник лиризминдян) фяргли олараг, севэисиня-сяадятиня говушмуш Фяридянин
нитгиндя севинж, бяхтийарлыг, хошбяхтлик… нотлары даща габарыгдыр.
Драматург Фяридяни мурдарлыг, хябислик, йаланчылыг вя с. ня олдуьуну
билмяйян саф, садялювщ бир гыз кими тясвир етмишдир. Фяридя иля юзцнцн фяргини
Анжел даща дягиг ифадя едир. Анжел юзцнцн ясл щяйат олдуьуну билдирир вя
эерчяк щягигятляр щаггында сярт сюзлярини дедикдян сонра она йазыьы эялир:
«Зарафат еляйирям. Гой сянин хяйалында йаратдыьын сяадят сарайы учуб
даьылмасын» (5,29). Фяридянин хяйал алями иля йашамасы ону башгаларындан
характер бахымындан да, данышыьы бахымындан да фяргляндирир.
Валещ Кямаляни севир («Гярибя оьлан»), амма ешгини она демяйя цряк
елямир, буна эюря дя илкин танышлыг мярщялясиндя онлар бир-бирляри иля йуморла
данышырлар. Эянж оьлан юзцнц итирир, илк эюрцшдя лазым эялмяйян сюзляри дейир
(консерваторийада охуйан севдийи гызын цзцня мусуги истедадынын олмадыьыны
билдирир). Кямаля онун шяхси ишиня гарышмагда гынадыгда эянж космос ясриндя
йашадыгларыны билдирир. «Кямаля. Билирсиниз ня вар? Рижа едирям, космос сцрятиля
бурадан якилясиниз»(5,139). Щалбуки сонрадан бялли олур ки, Кямаля ону
чохдан таныйырмыш вя оьлана гаршы биэаня дейилмиш. Бцтювлцкдя лирик нотлар
цзяриндя кюклянмиш ясярдя ширин йумор, хош овгат йарадан эцлцш юн пландадыр.
Драматургун яксяр пйесляриндя лиризмля психолоэизм гаршылыглы ялагядядир,
онлардан бири диэярини тамамлайыр. Сяняткар пйесдя бу хятляри еля гурмушдур
ки, ясярдяки щяр бир лирик парча вя йа лирик тутумлу йумористик дейим, атмажа,
фикир сурятлярин психолъи дуруму вя йашантылары щаггында мцяййян мялумат верир
вя йа тясяввцр йарадыр.
109
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Йазычы йери эялдикжя дцнйа драматурэийасындакы бялли тяжцрбялярдян дя
йарадыжы шякилдя йарарланмышдыр. О, пйесляринин бязиляриндя сурятлярин дахили
сясини образ сявиййясиня галдырмышдыр (Мясялян, «Мящв олмуш эцндяликляр»).
Фяридянин дахили сяси онун санки щеч кяся охумадыьы эцндяликляринин сясли
ифадясидир. Сурятин дахили сясинин ясярдя ики функсийасы вардыр: биринжиси,
инфомасийа вермяк функсийасы; икинжиси, башгаларынын йанында ифадяси бу вя йа
диэяр дяряжядя мцнасиб олмайан дахили йашантылары чатдырмаг функсийасы.
«Фяридянин дахили сяси. Мян хошбяхтям… Бир ай бундан яввял политехники
битирдим. Индися истядийим оьлана яря эедирям. Сабащ йох, бириси эцн бизим
тойумуздур. Нишанлым эюзялдир, йцксяк вязифя сащибидир. Няжиб оьландыр. Ащ…
мян бу хошбяхтлийи эюзляйирдим. Мян анамын йарымчыг галмыш сяадятини
тамамламаг истийирдим… О, юмрцнцн ийирми жаван, язиз илини мяня щяср едиб…
Мян сяня раст эялдийим цчцн юз талейимя тяшяккцр едирям, Ядалят! Сян мяним
щимайядарым, достум, йолдашым, севэилим олажагсан! Биз сянинля эяляжяк илляри
црякля, жясарятля гаршылайажаьыг» (5,10).
Дахили сясин биринжи щиссяси информатив характер дашыйыр. Фяридя щадисялярин
йа башланьыж, йа да сонракы эедишиндя иштиракчылара вя тамашачылара истяр гисмян,
истярся дя тяфсилатлы шякилдя бялли олан щадисяляляр, мясяляляр щаггында мялумат
верир. Икинжи щиссядя ися тамашачылар артыг сурятин дахили йашантылары иля таныш
олурлар. Достларынын нишанлысындан хошларынын эялмядийини билян эянж гыз бир
тяряфдян хошбяхт олажаьына юзцнц инандырмагла шцбщялярини даьытмаг истяйир,
диэяр тяряфдян дя сяадятя говушмагла юмрцнцн ян йахшы иллярини баласынын
атасызлыг аьрысыны йашамадан бюйцмясиня щяср етмиш анасынын йарымчыг
севинжини тамамламаг истяйир.
Онун ичиндя ися шцбщялярин йаранмасы цчцн ясаслар вардыр. Бцтцн достлары
бирмяналы шякилдя Ядаляти Фяридянин эюзцндяки вя гялбиндяки кими гябул
етмирляр, йяни онун юзцнц эюстярдийи кими йахшы адам олдуьуна инанмырлар. Ян
йахын ряфигяси Анжелин яввялжя эяляжяк яри, даща сонра щяйат йолдашы щаггында
дедийи икибашлы сюзляр онун шцбщялярини даща да артырыр. Цзя вурмаса, етираф
етмяся дя, бу вязиййят Фяридяйя мянфи тясир эюстярир. Йазычы бу пак вя садялювщ
гызын писхолоъи сарсынтыларыны емосионал шякилдя, сурятин формалашмыш
характеринин принсипляриня хялял эятирмядян ифадя етмишдир. Ян мараглысы ися
бундан ибарятдир ки, драматург сурятин данышыьыны онун защири эюркяминин
шяраитя уйьун тясвирини ремаркаларда вермякля даща да дольунлашдырмышдыр.
«Фяридя (бир шейдян горхурмуш кими, онун ялиндян тутараг, ани бир щяйажанла).
Мян хошбяхтям, Анжел, еля дейил?» (5,28). Онун бу сюзляриндя йалныз сяадятини
итирмякдян горхан бир гадынын изтираблары дейил, щям дя аиля гурмаг сечиминдя
йанылмадыьына ямин олмаг истяйян бир инсанын язаблы, аьрылы тяряддцдляри яксини
тапмышдыр. «Драматуръи образ лирик гящряманын бир сыра кейфиййятлярини юзцндя
дашыйыр: о, дахили йашантыларыны юз-юзцня ямяля эялян формада ифадя едяряк бизим
гаршымызда етирафда булунур» (6,149). Етирафын ясас формаларындан бири дя мящз
дахили сясин мювжудлуьудур, ян азы бир дя она эюря ки, лирик ясярляря чох вахт
етираф ясярляри дейирляр.
110
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
И.Яфяндийив драм ясярляриндя психолоъи овгаты сяняткарлыгла ифадя етмяйин
устасыдыр. Фяридя ахырда щяйат йолдашы сечиминдя йанылдыьыны баша дцшцр.
Романтик, емосионал эянж бир гызын буну баша дцшдцкдян сонра няляр
чякдийини тяфсилатлы шякилдя дя вермяк мцмкцндцр, И.Яфяндийев кими ади бир
деталын ялавя шярщляря йол вермядян ифадяси васитяси иля дя. Фяридя яри барядя
йанылдыьына там ямин оландан сонра юмрцнцн салнамяси олан эцндяликлярини
йандырыр. Бу ися яслиндя онун йашадыьы йаланчы вя алдандыьы юмцрдян имтина
етмяси демякдир. Башга бир епизодда Фяридя айрыланда Гянимятдян мяни щяля
дя унутмамысан дейя сорушур. Гянимят ися Ядалятин евиндяки Фяридяни
унутдуьуну, Эювщяр ханымын (Фяридянин анасы-М.Щ.) евиндяки Фяридяни ися
унутмадыьыны дейир (5,38). Епизодда Гянимят психолоъи йашантылары, хцсусян
Фяридянин щяля дя хяйал аляминдя йашамасы иля баьлы изтираблары тамашачыйа бялли
ики мцхтялиф евин мцгайисясиндя даща габарыг шякилдя юзцнц эюстярир. Демяли,
сяняткар лирик ясярляр цчцн дейилян бир гайданы (лирик ясярлярдя сцъет
характерлярин дейил, йалныз бир характерин мцряккяб тарихи кими чыхыш едир. Бах:
7,241) йахшы мянада «позмушдур». И.Яфяндийевин драматурэийасында лирик
хяттин тязащцрц иля мцгайисядя психолоъи хяттин рянэарянэ вя мцряккяб ифадя
формаларынын тязащцрц иля растлашмаг мцмкцндцр, бцтцн бунлар ися онун
ясярляринин бядии дяйярини даща да артыран сяняткарлыг мящарятидир.
Ядябиййат:
1. Яфяндийев Я. Илйас Яфяндийевин йарадыжылыьы. Бакы, Елм, 2000
2. Богуславский В. Нравственная активность героя. Деяние и личность.
Москва, Советский писатель, 1976
3. Гарайев Й. Мцасирлийин сабитлийи. «И.Яфяндийев. Сечилмиш ясярляри. 6
жилддя, 1-жи жилд», Бакы, Йазычы, 1984
4. Исмайылов Й. Илйас Яфяндийевин йарадыжылыг йолу. Бакы, Елм, 1991
5. Яфяндийев И. Сечилмиш ясярляри. Йедди жилддя, 3-жц жилд, Бакы, Чинар-Чап,
2002
6. Добрев Ч. Лирическая драма. Москва, «Искусство», 1983
7. Эльяшевич Арк. Герои истинные и мнимые. Москва-Ленинград,
«Советский писатель», 1963
111
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
112
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
SOFİZMİ DİNSEL -FELSEFİ (ÖĞRETİM GİBİ)
OLUŞTURAN MUHİT (ÇEVRE) VE KAYNAKLARI
Salmanova Şelale SABİRKIZI*
Özet
Bildiride sufizmin yaranma tarihi, yaranma nedenleri, kaynakları ve özellikleri
yer almışdır. Burada hem de sufizmin nazarı özeyini teşkil etmiş mühtelif
cereyanlar, insanların adladığı manevi merheleler, sufizmin teşekkülü ve gelişmesi
neticesinde yaranan iki istikamet açıklanmışdır. Sufizmin mehz islam dininin
esasında yaranması fikri bu bildiride dikkata çekilir.
Anahtar kelimeler: sofizm, artikl, İslam, merhele
Abstract
In the article have been attached the creation of Sufism, its history, the reasons
of the creation, its sources and peculiarities. There have been told about different
currents of theorical base of Sufism spiritual periods which a man is crossing
directions of its development. In the article has been considered the thought about
creation of Sufism on the base of Islam.
Key words: sufizm,article,Islam,period
Monoteist (tektanrıcılık) dini olan Islam dininin yayılmasıyle dünyanın, insanlık
toplumunun siyasal, ekonomik, manevi ve kültürel manzarası (mozaiki) deyişti.
Kısa bir sürede İslamın temel ilkelerinın esasında türlü yeni dinsel- felsefi
öğrenimler (talimler) meydana geldi. Bunlardan biri de sofizm idi. Sofizm geniş
anlamda Kuran ve hedislerde yer alan sorunlara -insanın iç dünyasına, duyğularına
ve gönül sevgisine önem veren dünyanın faniliğini kavratmaya çalışan toplumsal
şuur biçimlerinden biridir. Sofizmin esaslarından 30 yıllık tecrübesinde faydalanan
ünlü psikolog, Sokramento Koliforniya Devlet Üniversitesinin profesörü Linn
*
Bakü Devlet Üniversitesi, Filoloji Fakültesi, ilmi işçi
113
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Vilkoks sofizm hakkında yazıyordu: “Sofizm dinin gerçekliği, peyğamberlerin
yoludur”( Vilkoks, 2005: 201).
Bellidir ki, Hazreti Muhammed Peyğamberin esabeleri sırasında terkidünyalar
olmuştur. Selman Farisi, Huzayfa, Ebu Zerr, Ebu- d-Derda, hanımı (karısı) Ümmed-Derda ve b. (10, 340). Bunlar ehl- es- suffa adı ile tanınan, fakir, evleri ve
sığınakları olmayan, Muhammed Peyğamberin evinin yakınlığındaki caminin
çardağı (tercümede sipervegi, çardak) altında yaşayan taraftarları, silah
arkadaşlarıdır. Burada 30 kadar adam yaşamış, genellikle ise ehl-es -suffadan
doksan üç kişinin adı bellidir. Bu kişiler sofi edebiyatında askerlik sembolu gibi
haraket etmış, sofizmin ilk temsilcileri gibi kabullenmişler fakat İslamda asketlikmistik (tasavvufçu) cereyanın oluşması tahminen VIII yüzyılın ortaları, IX yüzyılın
evvellerine aittir (İslam, 1985:225).
G.E. Fon Qrünebaum araştırmaların ve cereyanların politik ortamdan ve
sorumlardan meydana çıkması o zamanki İslam dünyası için karakteriktir
(Qryunebaüm,1988:86). Emeviler yönetimi Hazreti Osmanın halifeliği (661-750)
ile halifeliye özgü (has) dinsel yönetimi,iktidarı sona ermiş, bu da sırası geldiğinde
hoşnutsuzluğa neden olmuşdur. (Musa bin Zubeyrin, Abu Ubayd Sakafinin ve b.
üsyanları bunun sonucunda vuku bulmuştur).
O devirde halk kitleleri arasında büyük saygı gören müheddisler (onlar hem de
fikihçi idiler) aşikar (apaçık) şekilde Emevilerden yana oldukdan memnun olmayan
halk kitlesi arasından yeni miüheddisler çıktı. Onlardan talep olunan, kendilerinin
esas ilke (prensipi) idi: Hedisleri sadece düzgün biçimde ulaştırmak değil, hem de
kendi yaşamlarında yaşatmak asket (çilesi) cereyanın meydana gelmesine tekan
verdı (Masse A., 1992 :183; Bertels E., 1965: 14; Vasilyev Z.S.,
1983:143;Göyüşov N., 2004).
Kaydetmeliyiz ki, bu devirde “sofi” terimi henüz kullanmıyordu, sadece
“zahıt”– “ibadet eden” gibi terimler kullanılıyordu. “Sofi” terimi yalnız IX
yüzyıldan kullanır olmuştur (Vilkoks Z.,2005:17). İmam Al- Kuşayri bu olayın
Hicri takvimiyle II yüzyılın sonuna yakın veya milattan sonra 822’nci yılda vuku
bulduğunu gostermiştir (Mir Validdin, 2004:10).
Sofiliğin bu devrini bilim adamları zahitlik adı ile oğrenmektedirler (Gölpınarlı
A.,1965 ).
Tasavvuf tarihinde bu dönem Asri Saadetle başlayan, tabiin ve tabei-t-tabiin
devrini ve ilk iki yuz yılı içeren (ihtiva eden) tasavvuf anlayışının meydana
çıkmasına (zuhuruna) kadarki devir (dönem) sayılar (Kamil Yılmaz H.,2000:82).
İlk olarak zahitlik biçiminde görülen (meydana çıkan) sofizm esasen şu sorunlara
dikkat veriyordu.
1) Yalnız ve tenha yerlerde zikirle uğraşmak
2) Ahret dünyasını ve ahret gününü düşünmek
3) Cehennemin dehşetini düşünüp, cennetin faziletini anlayarak günahlarından
kaçmak.
114
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
4) Az yemek, az uyumakla daha fazla ibadetle uğraşmakla (ilave, fazla) nafile
namaz ve oruç.
Tanrıya kavuşmak için manevi hakk kazanmak, ilk sofiler keza Kura’nın
metnini esaslı şekilde kavramayı (benimsemeyi), kitabın ve hedislerin hükümleri
ve ciddi şekilde uymayı yalnız Allaha tapınmak ve güvenmeyi, kendi yaşam ve
akibetinden memnun olmayı (er-rida), fakir, yaşamı (el-fakr) zülümlere ve azaplara
dözmek, tahammül etmeği (sabretmeyi) (es-sabr) kendilerinin önemli işi saymışlar.
Göründüyü gibi, ilk tasavvufçular nazariyyeci değil, pratik iş yapanlar idiler. (Ateş
S.,1992:82).
Bu dönemde bir çok cereyanlar meydana geliyor. Bu cereyanlardan şunları
göstere biliyoruz: 1) Politika (siyasetle) ile bağlı. Allahın mutlak tekliği ile ilgili
sorulara cevap arayan xariciler; insan tam ihtiyar ve iradeye sahiptir ve bununla
bütün amellerine göre sorumluluk taşır diyen kaderiyeler; Kur’anın mecazi şerhini
talep eden ve bu şerhlerle de neoplatonizm talimini (öğretimini) yayan batiniler;
hind nezeriyyesinin etkisiyle ruhların göçmesini (tenasühü) iddia eden (direnen)
hammariler. Bunlarla yanısıra Bağdatta feodalizm (derebeylik) rejiminin aydılarını
temsil eden ve sofizmin kurumsal (teori) temelinin oluşumunda en büyük emeyi
olan Mütezile (kurucusu Vasil bin Ata) tarikati meydana çıkti.
Bellidir ki, Suriyede meydana gelmiş rasyonalizm (akılcılık, usluculuk) bu
talimde kendini göstermiştir. Keza o da bellidir ki, rasyanalistler akıl ve mantığa
istinat etmişler, mistikler (tasavvufçular) ise duyğu aracılığı ile hakikata ulaşmayı
(ermeği) mümkün sayıyorlardı (Masse A.,1992:182).Demeliyiz ki, mütezililik de
zahidlikten başlamış, sonra kelamın etkisile rasyonalizme varmışlardır. Ünlü bilgin
Y.E.Bertels sofizmin nazari temelinin esaslarını bu cereyanların meydana
gelmesinde görüyordu (Bertels E., 1965:41).
Hiristianlık gibi İslam dini de yunan felsefesinden yararlanmıştır. Bağdatta ilk
defa yunan felsefesini öğrenip kavrayan mütezililer olmuşlar. Z.S.Vasilyev bu
etkiye Hind- buddist ve hiristian asketliğini (çileciliğini) ilave etmiş (eklemiş)
(Vasilyev Z.S., 1983:144). A.Masse ise ellin eski yunan felsefesinin burada izleri
görünen Hırıstian, İran, Hind etkisinin daha fazla olduğunu söylemiştir (Masse
A.,1992:184). H.Bammat haklı olarak yazmışdır: “İslam bilginlerinin fikri
istikametinde (yönünde) yalnız yunan etkisinde olduğunu kabullenmemiz
insafsızlık olurdu, çünkü arap düşünce tarihi henüz yunan eserleriyle temasa
geçilmeden önce islamla birlikte başlar (Bammat H.,1994: 37)”. Onu da söylemek
gerekir ki, yunan eserleriyle tanışlık yalnız VIII yüzyılın ikinci yarımında ve IX
yüzyılın evvellerinde yunan ve Suriye dilinden Arapçaya çevirdikten sonra
mümkün olmuşdur (Belyayev Y.A.,1991:41).İ.Qoldsier, R.Nikolson, A. Arberri
gibi Avrupa şarkiyatçıları (doğubilimcileri) sofizmin islam kökenli olduğunu,
A.Şimmel ve P.Nviya ise Kur’anı ve islamı tasavvuf ve irfanın esas kaynağı
saymış, kendi fikirlerini güçlü kanutlarla tespit etmişler (Göyüşov N.,2004:58).
Şarkiyatçı (doğubilimci) N.Göyüşov doğru olarak yazmıştır ki, tasavvuf ve irfanın
başka kültürlerde benzeri yoktur ve bu da doğal bir durumdur. Ayrı-ayrı kültürlere
ait olan okullar arasında tipoloji benzerlik olsa da, bunlar arasında ayniyet aramak
115
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
bilimsel açıdan doğru olmazdı (Göyüşov N.,2004:70). Demek ki, islam zemininde
meydana gelmiş sofizm nazari temelinin biçimlenmesi (teşekkülü) ve gelişmesi
sonucunda iki kısma 1) mütedil, (uyanıklığı, yani mistik ayıklığı üstün tutan ve
İslamın sunni tarikatine yakın sofilere (ünlü temsilcileri Abdulla el-Mühasibi 1857
vef; Ebulkasim el-Cüneyt Bağdadi (910 öl)); 2) yabançı düşüncelerden
yararlanarak ittihadi (birleşmeyi) kabullenen ve sarhoşluğu severek (kabul ederek)
“Hakk benim” diyen panteist sofilere (Hüseyn El-Hellac Mansur, Ebu Yezid elBistami ve b). ayırmış (İslam,1985:109). Şunu da diyebiliriz ki, ittihat (hülalgeçme, girme) tecessüm ne inkarnasyon fikri esasen Hıristiyanlıktan doğmuştur.
Bu düşünceye göre, güya Allah İsa peyğamberde tecessüm etmisdir. Tabii ki, bu
şirktir (Tanrıya şirk koşma ve tevhit inancına tamamen aykırıdır (Göyüşov N.,
2001:83). Nasip Göyüşov bu mesele üzerine doğru olarak bir fikir söylemiştir. Ona
göre (Göyüşov N.,2001:83), akıl ve şariata aykırı olan ittihat, yani insanın şevk ile
hakka kavuşması böylelikle de beşerin hakkın zatında (supstansiyasında), fena
olması şirktir, çünkü varlığı mutlak tek Allahtır, mahlukat ise vücudu mümkündür
varlığı mümkün olandır.
Tasavvuf, Hellac Mansura kadar tedricen (azar azar) gelişerek sonda bütün
felsefi ve dini sorunları yanıtlayan bir sistem durumuna girdi. Belli olduğu gibi bu
sistem Allahla insan arasındaki ilişkiye esaslanır. Bir kaç bilim adamlarına göre,
sofizm, ilk önce tasaffufi (sofi) psikolojiden başlar. Sonra tasavvufi ahlaka, oradan
da metofizik (fizikötesi) teoriye ve sonunda sofi hukuk sistemine kadar gelişir
(Ülken H.Z.,1995: 111). Tasavvuf psikolojisine göre Allahla insan arasındakı ilişki
(münasebet) basamaklı (kademe kademe) yükselen bir alem ve Allah iki ayrı ayrı
anlayış değildir.Bunlar görünüşte (zahirde) ayrı ayrı görünürler, fakat anlam ve
mazmun itibarıyle ayrıdırlar. İnsan sofizmde şu anlamlardan (basamaklardan)
geçer: 1) Riza, Allahın rizasını kazanmak; 2) kendini teslim etmek; 3) Sabır; 4)
Tevekkül (her şeyi Tanrıya bırakmak ve Tanrıdan isteme); 5) Hicap (utanma,
utanc); 6) Fakirlik; 7) Hüzün; 8) Qürbet; 9) Bela; 10) Aşk. Bu psikoloji gelişim
sonucunda insan nefsini yenir. IX yüzyıldan sonra sofiler kendi öğrenimlerini daha
da geliştirerek, ona şu problemleri de eklemişlerdir: a) Vilayet anlayışı; b) Keramet
ve marifet özellikleri; v) Fena- fiillah konsepsiyonu (kavraması) ve onun
gerçekleştirme yolları; q) Kamil insan sorunu; c) İbn Arabinin meydana getirdiği
vahdeti- vücut felsefi öğrenimi (Tanrı birliği talimi).
Sofizm, kainatın (Evrenin) en üstün ve değerli varlığı olan insanla bağlı
olduğundan, onun ana hattını ve leitmotifini insan teşkil eder. İnsan, onun
psikolojisi, manevi- ahlakı egitimi, yüzyıllardan günümüze kadar sofileri ve sofi
şairlerini düşündüren esas sorun olmuştur. Hem ruhani-manevi bir yaşamı, hem de
felsefi bir düşüncenin önemli terkib hissesi olan kültürü çok etkilemiştir. Bu
bakıma bütün dünyada edebiyyata, sanata, ressamlığa sofizm kadar güçlü etki
gösteren ikinci bir cereyan bulmak zordur.
R.Aslanova haklı olarak demiştir: “Din bir raslantı eseri değil. Bütün dinler her
bir halkın toplumsal ve politik yaşam koşullarına uyğun olarak doğmuş (meydana
gelmiş), onun yakın ve ayrılmaz manevi değerine çevrilmiştir”. Ferdi (bireysel)
116
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
manevi değere çevrilmesine rağmen sofizm aslında biricik kaynaktan- islam
değerlerinden faydalanmıştır (Aslanova R.N., 2002 :215- 216).
Q.E.Fon Qrünebaum yazır: “İslamda her hangi dini yaşamın yönü (istikameti)
gibi, mistisizm de “Allahın kelamı (sözü) ile sıkı ilgili idi” (Mehdioğlu
A.,2007:122).
Sofizm diğer dini mistik cereyanlar gibi, meydana geldiği sosyal-politik
mühitle (atmosfer) ve pek çok ta kutsal kitapla- Kur’anla doğru ilgilidir. İslam
ahkamlarının (yargılarının) esasında (temelinde) Kur’an olduğu için tasavvufun ana
temeli de bu kitapla ilgili olmalıdır. Her şeyden önce, sofi zikr virt (dinsel bir sözü
devamlı yineleme) olarak islamın kutsal kitabını okur, onun ayelerinin anlam ve
sırları hakta düşünür, bu ayet ve sürelere yeni açıklamalar verir, onun gizli mana
inceliklerini açıklamaya çaba gösterir. Tasavvufun Kur’andan gelen temel ilkeleri
(prensipleri) hem sofizm nazari problemlerinde, hem de büyük sofi şairlerinin ilahi
(tanrısal) hikmet ve var sağılarında verilmiştir. Bu sorunun ilk araştırıcılarından
biri türk şairi Yaseviliğin banisi (kurucusu) Hoca Ahmet Yasevi olmuştur. Aynı
zamanda, tasavvuf edebiyyatının kocaman şairlerinden Yunus Emrede de meseleler
basit, anlaşıklı bir dille açıklanmıştır. Sofi kendi mesleğinde kamilleşdikçe talimi
de (öğrenimi de) genişliyordu. Ama o, tüm hallerde Kur’ani Kerimimn şu
ilkelerinden kenara çıkmıyor, bu ilkeler şunlardır: tövbe; tefekkür (kavram); tanrı
korkusu; göz yaşı; tevekkül (her şeyi Tanrıya burakma ve Tanrıdan bekleme); zikir
; ilmi-ledün.
Bununa beraber diyebiliriz ki, tasavvufun bu terimleriyle yanısıra farklı bir çok
anlayışları da vardır. N.Göyüşov yazıyor: İlginç durumdur ki, ne felsefe, ne dakik
bilimler, ne kelam ve ilahiyyatbilim (tanrıbilim), kısaca, sosyal ve tabii (doğal)
bilimlerden hiç biri bu kadar zengin terminolojiye sahib değil (terminolojisi yoktur)
( Göyüşov N.,2001:5) Sofizmin keza tasavvuf şiirinin bir kaynağı da hedislerdir.
Sorunlarla ilgili murac aat ettikleri esas kaynaklardan biridir. Muhammed
Peyğamberin hayatı, türlü sorunlarla ilgili söylediyi hedislere sofiler çoğu zaman
yeni anlam vermiş, bu hedisleri istedikleri biçimde açıklamaya çalışmışlardı. Hoca
Ahmet Yasevi ve Yunus Emre, diğer büyük tasavvufun esas konusu insandır. İnsan
hem de sofizmin üçüncü büyük kaynağı sayılmaktadır. İnsan doğuşu, topluma
getirdiği kendisine özgünlükleriyle her zaman gibi bilginlerini ve şairlerini
düşündürmüştür. Tabiatı itibarı ile insan derinliye (enginliğe) sırra ulaşmaya
meyilli (eyilimli) olduğundan sofiler bu konu üzerinde de düşünmüş, talimlerini
(oğrenimlerini) kurarken kamil insan konsepsiyanın da dikkatı çekmiştir. Bu
konsepsiya sofizmin ilk dönemlerinden kullansa da, kendisinin kamil (erişkin)
biçimine yalnız XII yuzyılda ulaşabilmiştir. Kamil insan hakkında Türk halkları
edebiyyatının büyük sofi şairleri getirtiği yenilikleri şu biçimde qruplaşdıra biliriz:
1. Mömin möminin aynasıdır. İlk mömin kamil insan, ikinci mömin ise
Allahın kendisidir. Sofi şairi Sezai bu mesele üzerine yazıyor:
Ademi manayı mirat eyleyenler zahira,
Seyr eder Allahı halkta, Allahda.
117
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
2. Möminin kalbi Allahın erşidir. Yani kamil insan Tanrısını gönlünde
bulandır. Yunis Emre yazıyor:
Gönül çelebin tahtı,
Çeleb gönüle baktı
İki cihan badbahtı
Kim gönül yıkar ise
(Yunus Emre.,1958 :176)
3. “Ben gizli hazine idim, bilinmek istedim”.
Bu Kur’an kelamından yola çıkan (yolculuk yapan) sofiler, Allahı öğrenip
tanımak için kainata (evrene) bakmanın gerekli olduğunu söylüyorlar. Kamil insan
alemin (dünyanın) özü ve yekunu olduğundan ona bakmak ve onu tanımak
(bilmek) yeterlidir. Niyazı Mısri şöyle söylemiş:
Gönlüne aşıkların hu diyerek hikmet dolar
“Küntü kenzen” haznesinden yanayana hu deyu.
Kamil insan ilahi tecellini (görünmeyi deyil (Aşkar M.,1998 :165) belirmeyi)
kendinde birleştirdiğinden bütün gerçeklere, gizli biliklere sahiptir.
İnsanın kamillik yolundakı en büyük engeli kendi nefsidir. Çok ünlü islamşünas
Vasim Memmadaliyev nefsin pek dakik çözümünü vermiş, mahiyyetini (niteliğini)
açıklamıştır: “ İslam tasavvufuna (sofizme göre, ruh Allahın yarattığı en değerli, en
temiz manevi cevheridir. Bedene dahil olan ruhun maddeyle kaynayıp birleşmesi
sonucunda meydana gelen derecelenmenin ilk katına (basamağına) nefis deyilir.
Aslında nefis de ruh demektir. Fakat o, ruhun madde ile birleşen, maddeye kavuşan
en alt katıdır. Bedene dahil olan ruh madde ile teması sonucunda nefis adlanarak
kendi aslından (kendinden), kendi saflığından (arılığından yedi tabaka (kat,
basamak) tecrit olunur... perdeler aradan kalktıktan sonra görülene (zahir olana) saf
(kamil adlandırılır). Bu nefis aslında Allahın ilk önce insanın bedenine üflediyi
temiz ruhtur”( Memmedalıyev V., 1999 :111-112).
Ruh üzerine insanın bildikleri pek azdır. Bir raslantı (tesadüfi) değildir ki,
kutsal kitabımız Kur’ani Kerimde Allah Teala buyurmuştur: “Ey Muhammed!
Sana ruhtan sorarlar. De ki: “Ruh, Rabbimin bileceği bir iştir. Size ancak, az bir
şey verilmiştir” (Kur’ani Kerimde İsra suresi (17), ayet 85).
Sofi edebiyatında Hazreti Muhammed Peyqamber kamil insan timsalı gibi ele
alınır. Ahmet Yasevinin hikmetlerinde Hazreti Muhammedi öven (taktir eden)
yerler kamil insana da ait edilebilir. Sofizmin esas yönlerinden tasavvuf
öğreniminin gelişiminden bahsederken fena-fillah kavrayışına (anlayışına) da
dikkat etmek gerek. Hoca Ahmet Yasevi, Yunus Emre yarattıkları araştırılanda bu
konuya bir daha dönüleceğinden burada bazı makamlara değinmekle yetindik.
Kaybolmak, erimek (zayıflamak) anlamlarına gelen fena Kur’anda da
görülmekdedir.(Er-Rehman suresi (Kur’ani Kerim:15/27) yer yüzünde olan her kes
fanidir. Fakat büyüklük, kerem sahibi olan Rabbinin zatı bakıdır (ölümsüzdür).
118
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
Anri Masse demiştir: “... İlahi kuvvet (güç) hak üreklerine dammış, böyle bir
belli sonuca vardırdı ki, dünya ilahi vücutu yansıtan aynadır, dünya ancak görülen
cihettir.
Demek, gerçeye (hakikata) ulaşmak (erişmek) için bu görünen (zahiri) cihetden
el çekmek (uzaklaşmak, yüz döndermek) gerek. Biricik hakikat sayılan Allaha
kavuşmak yoluyle kendi kişiliğini mahvetmek (fena) için şahsen mevcutluğundan
kurtarmak gerektir. Kimi ilk sofilere has olan vecde gelmek meyllerinin (ruh
bilimde özlem) (ses) mantıksal gelişimi böyledir”( 12,184).
Kaynaklar:
Azerbaycan ve Türk dillerinde
1. Ateş S. 1992, İslam tasavvufu, İstanbul, 591 s.
2. Aslanova R. 2002, N.İslam ve kültür. Bakü, Azerbaycan Universitesinin
Basımevi, 406 s.
3. Aşkar M. 1998, Niyazi Mısri ve Tasavvuf anlayışı, Ankara, 426 s.
4. Bammat H. 1994, Batı kültürünün gelişmesinde müslümanların rolu. Bakü,
ADN, 62 s.
5. Belyayev Y.A. 1991, Müslüman Tarikatları. Tarihsel reportajlar. Bakü.
Azerbaycan Ansiklopedisinin genel (baş) redaksiyonu, 104 s.
6. Göyüşov N. 2004, Kur’an ve İrfan işığında (Hikmet ve düşünce Kervanı
hakikat (gerçek) sorağında (aramasında). İktisat Universitesi yayımevi. Bakü, 288
s.
7. Gölpınarlı A. 1965, 100 soruda tasavvuf, Ankara, 222 s.
8. Göyüşov N. 2001, Tasavvuf Anlamları ve Dervişlik remizleri (simgeleri
küçük Ansiklopedik Açıklamalar.Bakü) “Tural-E” Basımevi (poligrafik
(matbacılık) Merkezi, 237 s.
9. İslam: 1985, Kısa bilgi kitabı / V. Memmedalıyev redaksiyonu ile Bakü,
Azerneşr, 163 s.
10. İmanov H., Ahmedli N. Etnik dinler ve dünya dinleri. Bakü. Elm, 2003,
369 s.
11. Kur’ani-Kerim (çevirenler Bünyadov Z.M., MemmedalıyevV.M.) 1992,
Bakü, Azerneşr, 710 s.
12. Masse A. İslam: Tarihi reportaj, 3-ncü Baskı (çevirenler.Cabbarov
C.:Aleskerov A.Bakü A.E.A. genel Redaksiyonu, 1992, 256 s.
13. Mehdioğlu A.İbn Haldun ve b. 2007, Bakü, Nurlan neşriyatı, 265 s.
14. Memmedalıyev V. 1999, İslam dininde Kamil insan Kavrayışı (idraki).
BDU’nun Dil ve Edebiyat Dergisi,№4 (22), s.111-112
15. Kamil Yılmaz H. 2000, Anahatlarıyla Tasavvuf ve Tarikatlar. Ensar
Basımevi, İstanbul, 357 s.
16. Ülken H.Z. 1995, İslam Düşüncesi. İstanbul, 163 s.
119
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE
17. Yunus Emre. 1958, Divan ve Risalet el-Nushiyye (haz.A.Gölpınarlı)
İstambul, 419 s.
Rus dilinde
18. Bertels E. 1965,Sofizm ve sofi edebiyatı. Moskova Nauka, 522 s.
19. Vasilyev Z.S. 1983, Doğunun Din Tarihi, Moskova, 368 s.
20. Vilkoks Z. 2005, Sofizm ve psikoloji (ingilisceden çeviri), MoskovaSankt-Peterburg. “Dilya”Basımevi, 256 s.
21. Qryunebaüm Q.E. 1988, Klasik islam. Moskova, Nauka, 215 s.
22. Mir Validdin. 2004, Kur’ani Sofizm. Moskova- Sankt- Petersburq,“Dilya”,
219 s.
120

Benzer belgeler

ibn bl-vbrdinin «xbridbt bl-bcaib vb fbridbt bl-qbraib

ibn bl-vbrdinin «xbridbt bl-bcaib vb fbridbt bl-qbraib This article was dedicate the investigation of literary work of Arabian scientist, literary man, linquist of 15 century Siradjeddin Abu Havs Omar ibn el-Vardi “Xaridat el-Adjaib ve Feridat el-Garai...

Detaylı

Hajj Guide in Turkish letter size 8.5 x11

Hajj Guide in Turkish letter size 8.5 x11 Şayet mümkünse Makâm-ı İbrahîm’in arkasında, mümkün değilse, Mescid-i Haram'ın herhangi bir yerinde iki rekât nâfile namaz kılınır. Birinci rekâtta fatihadan sonra "Kâfirun" sûresi, ikinci rekâtta ...

Detaylı

ingiliz atasözleri ve darbı-mesellerinin azerbaycan

ingiliz atasözleri ve darbı-mesellerinin azerbaycan Atasözü ve darbı-mesellerin başka dillere tercümesi dilcilikde en mühim ve karmaşık meselelerden biridir. Makale, Azerbaycan ve İngiliz dillerinin malzemeleri esasında İngiliz atasözleri ve darb-me...

Detaylı

üzeyir hacıbbyov vb ana dili problemi

üzeyir hacıbbyov vb ana dili problemi In article struggle for purity and preservation of mother-tongue conducted by Uzeyir Hajibeyov. Uzeyir Hajibeyov conducted the struggle for mother-tongue mainly in two directions - to create litera...

Detaylı