tefsir ilmi ve esbab-ı nüzulün önemi

Transkript

tefsir ilmi ve esbab-ı nüzulün önemi
TEFSİR İLMİ VE ESBAB-I NÜZULÜN ÖNEMİ
Soru: "Bazı arkadaşlar ile tefsir dersleri yapıyoruz. Geçtigimiz hafta bir kardeşimiz "Her ayetin,
kendine mahsus bir nüzul sebebi var mıdır, yok mudur?" sualini sordu. Meselenin içinden
çıkamadık. Bu suale cevap verirseniz seviniriz.(...) Sahabe-i kiram döneminde tefsir ilmi, sadece
nüzul sebebini bilmekle mi sınırlıdır? Pratik açıdan nüzul sebebini bilmenin, ne gibi faydaları
vardır? Kafirlerin, müşriklerin veya kitap ehlinin durumunu bildiren bir ayet; Müslümanları tenkit
için, aynen kullanılabilir mi?"
CEVAP: Kur'an-ı Kerim'de; Resul-i Ekrem (sav)'e sorulan bir sual veya meydana gelen bir
hadise sebebi ile inzal buyurulan ayetler vardır. Bunların nüzul sebeblerini araştırmak ve
ögrenmek gerekir. Elbette herhangi bir sebebe bağlı olmadan inzal buyurulan ayetler de vardır.
Bunların hususi değil umumi bir inzal sebebi sözkonusudur. Sahabe-i kiram döneminde; tefsir
ilmi, sebeb-i nüzulü bilmekle sınırlıdır. Hz. Abdullah b. Mes'ud (R.a.)'un "Allah'a yemin ederim ki,
Kur'an-ı Kerim'de bulunan ayetlerin kim için, hangi hadise üzerine ve nerede nazil olduklarını en
iyi bilenlerden birisi benim"(1) demesi; bu ilmin önemini ortaya koymaktadır. Ebu'l Hasan El
Vahidi; tefsir ilminde, sebeb-i nüzulün ehemmiyetini belirtmek için "Bir ayet-i kerimenin
anlaşılması; ona ait hadiseye vakıf olmadan ve nüzul sebebini bilmeden mümkün olamaz"(2)
demiştir. Ayetlerin nüzul sebebleri bilmek, teşri hikmetini kavramaya vesile olabilir. Bazı alimler
de "Esbab-ı nüzul haberlerinin büyük bir bölümü mürseldir. Müsned degildir"( 3) diyerek, nüzul
sebebi olarak rivayet edilen her habere itibar edilmemesini tavsiye etmişlerdir. Bu kısa izahtan
sonra, "Pratik açıdan nüzul sebebini bilmenin, ne gibi faydaları vardır?" sualinize geçebiliriz.
Bir ayet-i kerimenin nüzul sebebini bilmek, kastedilen mananın kolaylıkla anlaşılmasına ve
şüphelerin izale edilmesine vesile olur. Mesela; şarabın haram kılındığını bildiren ayet ( El
Maide Suresi: 90) nazil olunca; bazı kimseler Resul-i Ekrem'e (sav), "Bu ayet inzal olmadan
evvel şarap içen ve serhoş iken ölen Müslümanların durumu nedir?" sualini sormuşlardır. (4) Bu
sual üzerine "İman edip, güzel amel işleyenlere, taddıklarından dolayı hiçbir günah yoktur" (El
Maide Suresi: 93.) ayeti nazil olmuştur. Bir rivayete göre; sualden haberi olmayan bazı
sahabeler, bu ayet ile şarabın mübah kılındığını zannetmişlerdir. (5) Buna benzer bazı
hadiseleri, İmam-ı-Şatıbi "El Muvafakat" isimli eserinde zikretmektedir.(6) Bir ayetin nüzul
sebebi; ihtiva ettiği hükmün tahsis veya hasr edilmesine vesile olabilir. Mesela, el-Mücadele
suresinin başında yer alan zıhar ayetleri; sahabe-i kiram'dan Evs b. Samit'in; karısı Havle bintü
Salebe'ye kızması ve "Sen bana annemin sırtı gibi ol!.." diyerek, evi terketmesi üzerine nazil
olmuştur. (7) Bu hadiseden sonra Hz. Havle bintü Salebe (r.Anha); Resul-i Ekrem (sav)'in
huzuruna defalarca çıkmış, "fakirliğini, ihtiyarlığını ve çocuklarına bakacak durumda olmadığını"
beyan ederek, buna bir çare bulmasını istirham etmiştir. Bunun üzerine: "Zevci hakkında seninle
direşip duran ve (içinde bulunduğu halden) şikayet etmekte olan kadının sözünü (umulduğu
vech ile) Allah dinlemiştir. Allah sizin konuşmanızı zaten işitiyordu. "buyurulmuş ve zıhar yapan
kimseler ile ilgili hükümler indirilmiştir. Bu ayetlerin muhtevi olduğu hükümler, öncelikle bu
kimseler ile ilgilidir. Bunların haricinde kalanların durumunun tesbiti, istinbat ve kıyas ile
mümkündür. Nüzul sebebinin bilinmesi, meselenin kavranmasını kolaylaştırmaktadır. (8)
Dolayısıyle bir ayet-i kerimenin; kimler hakkında (mü'min, müşrik, münafık, kafir vs.) ve hangi
hadise üzerine nazil olduğunu bilmekte fayda vardır. Nitekim İmam-ı Bukeyr; ilminden istifade
ettiği Hz. Nafi (rh.a)'ye "Hz. Abdullah İbn Ömer'in Haruriyye fırkası hakkında görüşü nedir?" diye
1/2
TEFSİR İLMİ VE ESBAB-I NÜZULÜN ÖNEMİ
sormuş ve şu cevabı almıştır: Ben Hz. Abdullah b. Ömer'in "Onları Allah'ın mahlukatının en
şerlisi olarak görüyorum. Zira onlar, kafirler hakkında nazil olan ayetleri, mü'minler hakkında
nazil olmuş gibi gösteriyor ve tekfir etme yoluna gidiyorlar" dediğini işittim (9) Günümüzde
bilmedikleri için, aynı hataya düşen Müslümanlar vardır.Meselenin özü budur. Birbirimize dua
edelim.
(1) Ez Zerkani-Menahil'u'l İrfan fi Ulumi'l Kur'an-Kahire: 1372 C: 1 Sh:102, Ayrıca İmam-ı
Suyuti-El İtkan fi Ulumi'l Kur'an-Kahire: 1368.. C: 1 Sh: 9.
(2) El Vahidi-Esbabu'n Nüzul-Beyrut: ty Sh: 4.
(3) İbn-i Hacer-Lisanu'l Mizan-Beyrut: 1971 (2 bsm) C: 1 Sh: 13, Ayrıca Ez Zerkani-A.g.e. C: 1
Sh: 101. İbn-i Teymiyye-Minhacu's Sünne-Riyad: ty C: 4 Sh: 117.
(4) Sahih-i Buhari-İst.: 1401 C: 6 Sh: 68, Ayrıca İbn-i Kesir-Tefsiru'l Kur'an'il Aziym-Beyrut: 1969
C: 2 Sh: 95-97.
(5) İmam-ı Suyuti-A.g.e. C: 1 Sh: 29.
(6) Ebu İshak Eş Şatibi-El Muvafakat fu Usuli'ş-şeria-Kahire: ty C: 3 Sh: 349
(7) Mecmuatu't Tefasir-İst.: 1979 C: 6 Sh: 194 vd, İbn-i Kesir- A.g.e. C: 4 Sh: 318,
(8) Ez Zerkani-A.g.e. C: 1 Sh: 106.
(9) M. Cemaleddin El Kasimi-Mehasinu't Te'vil-Kahire: 1376 C: 1 Sh: 38
2/2