şeytan üçgeni

Transkript

şeytan üçgeni
TAŞIT ARAÇLARI YAN SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
ASSOCIATION OF AUTOMOTIVE PARTS & COMPONENTS MANUFACTURERS
Ma
t
abe
ŞEYTAN
ÜÇGENİ
k
Re
liy
et
YILYEAR: 17 SAYIISSUE: 84 TEMMUZJULY- AĞUSTOSAUGUST 2015
Duruşlar
Otomotiv Sektörü
Ford Trucks Genel Müdür Yardımcısı
Ahmet Kınay:
“Küresel dünyada rekabet edecek iş
ortaklarına ihtiyacımız var”
Otomotiv Sektörü ve İnsanlar
Çalışma Barışı
Opaş Otomotiv 41 yıldır istikrarlı
gelişim çizgisini sürdürüyor
Üretim duruşu otomotiv ihracatını
yüzde 27 düşürdü
EDİTÖRDEN
TAŞIT ARAÇLARI YAN SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
ASSOCIATION OF AUTOMOTIVE PARTS & COMPONENTS MANUFACTURERS
Sahibi Publisher
TAYSAD adına Yönetim Kurulu Başkanı
For TAYSAD, Chairman of the Board of Directors
Dr. Mehmet Dudaroğlu
Yazı İşleri Müdürü Editor in Chief
SEVGİ ÖZÇELİK
TAYSAD Kurumsal İletişim Uzmanı
Sevgi Özçelik
Yayın Kurulu Editorial Board
Dr. Mehmet Dudaroğlu
Alper Kanca
Albert Saydam
Süheyl Baybalı
Sevgi Özçelik
Editör Editorial
Burçin Yeşiltepe
[email protected]
Riskler, tehditlere karşı yeni
bir dönüşüm yaratmalıyız
Yayın Yönetmeni Publishing
Sevgi Özçelik
[email protected]
Görsel Yönetmen Art Director
İlter Çıtak
[email protected]
B
u sayımızda Mayıs ayında yaşadığımız üretim duruşlarını ele aldık.
Tedarik sanayicilerimizi günümüz dünyasında, rekabet ve maliyet
kadar, yaşanan ani üretim duruşları da derinden etkiliyor.
TİSK’in yaptığı hesaplamalara göre, 14 Mayıs - 4 Haziran arasında yaşananlar, 12 işyerinde 32 bin 944 personelin çalışamamasına ve 236
bin 235 günlük kayba yol açtı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na
göre, 2014 yılının tümünde grevler nedeniyle kaybedilen işgünü sayısının 365 bin 411 olduğu dikkate alındığında, yaklaşık üç hafta süren duruşların olumsuz etkisi daha net biçimde ortaya çıktı.
İş dünyamızın, zorlaşan rekabet şartlarında göstereceği stratejik girişimlerin önemli bir boyutu da, günümüzün ve geleceğin işgücü yapısıyla ilişkilidir. Özellikle işgücünün stratejik bir rekabet gücü olarak kullanımı, hem sektörümüzün hem de ülke ekonomimizin başarısında kritik öneme sahiptir. Bunun için sadece şirketler bazında değil ülke bazında bazı adımlar atılması gerekiyor. İnsan kaynaklarımızı sürekli öğrenme ve bilgi paylaşımı sistemleriyle çağdaş hayatın gereksinimlerine entegre etmeliyiz. Sürekli öğrenme ve gelişme süreci, vizyonumuzun temeli olmalıdır.
Gelecek hedeflerimizi dikkate aldığımızda, yeniden bir dönüşüm yaratmak zorunda olduğumuz belirginleşiyor. İnsanı temel alarak, toplumsal
dinamikleri harekete geçirmeli ve Türk işgücünün rekabetçi potansiyelini artırmaya odaklanmalıyız.
Yeni sayımızda görüşmek üzere...
Fotoğraf Photographer
Emre Topdemir
www.emretopdemir.com
Reklam Advertising
Fırtına Arısoy
[email protected]
Yönetim Yeri Management Centre
TOSB - TAYSAD Organize Sanayi Bölgesi
41420, Şekerpınar, Çayırova - KocaeliTÜRKİYE
Tel: + 90 262 658 98 18
Faks: + 90 262 658 98 39
www.taysad.org.tr • [email protected]
Yapım Production
Mavi Tanıtım ve İletişim
Ayrılık Çeşme Sok. No: 122
Yeldeğirmeni 34500 Kadıköy - İstanbul
Tel: +90 216 418 59 31
Faks: +90 216 348 95 22
www.mavitanitim.com.tr
Baskı Printed by
Özgün Ofset Tic. Ltd. Şti.
Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No: 21
Otosanayi 4. Levent-İstanbul
Tel: +90 212 280 00 09
Yerel - Türkçe - İlmi
İki Ayda Bir Yayımlanır
Tüm yayın hakkı TAYSAD’a ait olup kaynak gösterilmek
suretiyle alıntı yapılabilir. Tüm reklamların sorumluluğu
reklam veren firmalara, yazılardaki görüşler yazarlarına
aittir. TAYSAD Dergi parayla satılmaz.
All publishing rights reserved by TAYSAD and the content may
be quoted by indicating source. Advertisements are the liability
of advertising firms. Opinions are the liability of writer. TAYSAD
Magazine is distributed free of charge.
CLEPA
An English version is also available at www.taysad.org.tr
4
Temmuz July - Ağustos August 2015
Avrupa Otomotiv Yan Sanayicileri Derneği
TAYSAD CLEPA üyesidir
TAYSAD is a Member of CLEPA
www.taysad.org.tr
İÇİNDEKİLER
An English version is also available at www.taysad.org.tr
OTOMOTİV
SEKTÖRÜ
22 “Küresel
dünyada
rekabet edecek
iş ortaklarına
ihtiyacımız var”
ÇALIŞMA BARIŞI
40 “Zorlukla
kazanılan pazarların
kaybedilmesi
ihtimali gündemde”
AHMET KINAY
Ford Trucks Genel
Müdür Yardımcısı
TAYSAD DERGİ’DEN
04 Riskler,
tehditlere karşı
yeni bir dönüşüm
yaratmalıyız
SEVGİ ÖZÇELİK
TAYSAD Kurumsal
İletişim Uzmanı
TAYSAD'DAN MESAJ
08 Çatışmacı
kültürün
oluşmasının
önüne geçmek
durumundayız
Dr. MEHMET
DUDAROĞLU
6
OTOMOTİV SEKTÖRÜ
VE İNSANLAR
30 Opaş Otomotiv
41 yıldır istikrarlı
gelişim çizgisini
sürdürüyor
TAYSAD’ın ilk
üyelerinden olan Opaş
Otomotiv’in Yönetim
Kurulu Başkanı Nuri
Yenigün ve Yönetim
Kurulu Başkan
Yardımcısı Nurgül
Yenigün Uras ile
sektör ve aile şirketleri
üzerine konuştuk.
ÇALIŞMA BARIŞI
AVUKAT HAKAN
YILDIRIMOĞLU
MESS Genel Sekreteri
44 “Sektörün
itibarı zedelenirken,
ekonomi ve
istihdamı da
olumsuz etkiledi”
SAMİ EROL
Aktaş Holding İcra Kurulu
Başkanı ve
Yönetim Kurulu Üyesi
TAYSAD ALMANYA
TEMSİLCİLİĞİ
46 Rekabetçilik
İş Barışının Teminat
Altına Alınmasıyla
Güçlenir
AHMET YILMAZ
TAYSAD Almanya
Temsilcisi,
TAYSAD Yönetim
Kurulu Başkanı
34 Üretim duruşu,
otomotiv ihracatını
yüzde 27 düşürdü
exTim GmbH Yönetim
Kurulu Başkanı
08
22
30
Temmuz July - Ağustos August 2015
AMERİKA'DAN
HABERLER
GÖRÜŞ
48 Detroit’te
pazarlık başladı
78 Türk otomobili
yerine Türk kamyonu
verelim
Negotations began in
Detroit
INDUSTRY 4.0
VAROL KARSLIOĞLU
68 “Dördüncü
sanayi devrimi
Yarının fabrikaları
neye benziyor?
TAYSAD
İNFOGRAFİK
52 Dünya Üretkenlik
Düzeyi
TAYSAD'DAN
HABERLER
54 ISO 500’e
TAYSAD Damgası
56 BMW, Türk
tedarikçilerle
işbirliğini artırmayı
hedefliyor
58 Ford global satın
alma yönetimi,
TAYSAD üyeleri ile
bir araya geldi
KAVEH TAGHIZADEH
IKPMG Türkiye Yönetim
Danışmanlığı Hizmetleri
Başkanı, Şirket Ortağı
GENÇER KESER
IKPMG Türkiye Yönetim
Danışmanlığı, Kıdemli
Müdür
EKONOMİK
İLİŞKİLER: İRAN
72 Nükleer anlaşma
Türkiye’yi nasıl
etkileyecek?
BENİM YOLUM
BENİM KİTABIM
60 Tedarik sanayi
satış sonrasında
kazanacak
76 Michio Kaku:
Geleceğin Fiziği
ÖZLEM GÜLŞEN
ARKAN
EĞİTİM
62 MOSTEM,
sanayinin nitelikli
işgücü arayışına
çözüm üretiyor
Maxion Wheels Binek
Araç Jantları Satış
Direktörü, Türkiye
Operasyonları
62
ERDEM BEKTAŞ
Y. Makine Mühendisi
YTÜ Teknopark Başkanı
OTOMOTİV SEKTÖRÜ
80 Motorlu araç
mevzuatında
yeni dönem
ÜYELERDEN
HABERLER
84 TAYSAD üyeleri
verimlilik projeleriyle
yarıştılar
86 Cavo Otomotiv,
Ford Global Kalite
sertifikası olan Q1
Belgesini Aldı
“Renault Tedarikçi
Kalite Ödülü”
Ak Pres Otomotiv’in
88 Yeni nesil için
Delphi Akademi
90 Maysan Mando
bayileri ile
Moskova'da biraraya
geldi
Yiğit Akü ile “Akıllı”
Yolculuk!
80
www.taysad.org.tr
TAYSAD’DAN MESAJ
Dr. Mehmet Dudaroğlu
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı
Çatışmacı kültürün oluşmasının
önüne geçmek durumundayız
Değerli Üyelerimiz,
S
ektörümüzün son dönem üretim ve ihracat
verileri, sektörümüzde yaşanan işçi eylemleri ile bağlantılı olarak verilmekte. Yakın geçmişte
yaşadığımız üretim ve ihracat kayıplarımızdaki ana
etken, işçi eylemleri olarak gösterilmekte. Ulusal
kamuoyunda güncelliğini yitiren bu konu, sektörümüzde güncelliğini korumakta ve artçı etkileri devam etmekte.
Övgüyle bahsettiğimiz çalışma barışımız, üretim
ve ihracat başarımız büyük bir tehdit ile karşı karşıya. İhracat müşterilerimiz, sektörümüzde yaşanan işçi eylemlerini kaygıyla, rakiplerimiz ise büyük bir mutlulukla izlemekte.
Yaşananları ekonomik, stratejik ve davranışsal
boyutu ile irdemeliyiz diye düşünüyorum. Bilindiği gibi uzlaşma kültürü, toplu iş sözleşmelerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Uzlaşma kültürü sayesinde oluşturduğumuz çalışma barışından hep
övgü ile bahsederiz. Çalışma barışı sektörümüzün en önemli rekabet avantajlarından birisi. Sektörümüzde yaşadığımız işçi eylemleri, uzlaşmacı
kültürü çatışmacı kültüre dönüştürmekte. Bu çatışmacı davranış şeklinin alışkanlığa dönüşmesi
sektörümüz için en önemli tehditlerden birisi.
Bilim insanları alışkanlıkları üç aşamalı bir döngü
olarak açıklıyorlar; işaret, rutin ve ödül. Ödüle
duyulan arzu, alışkanlık döngüsünü harekete geçiriyor. Her defasında, ödüle duyulan arzuların ben-
Çalışma barışı
sektörümüzün en önemli
rekabet avantajlarından
birisi. Sektörümüzde
yaşadığımız işçi
eylemleri, uzlaşmacı
kültürü çatışmacı
kültüre dönüştürmekte.
Bu çatışmacı davranış
şeklinin alışkanlığa
dönüşmesi sektörümüz
için en önemli
tehditlerden birisi.
zer şekilde tatmin edilmesi alışkanlık döngüsünü
pekiştiriyor (detay bilgi için; Charles Duhigg, Alışkanlıkların Gücü, Boyner Yayınları, 2012). Bu açıklamadan hareketle işçi eylemlerini alışkanlık döngüsüne uyarlayalım;
Arzu: Daha iyi bir yaşam ödülüne kavuşmak.
İşaret: Herhangi bir sebepten ötürü çalışanların
memnuniyetsizliğinin veya beklentilerinin artması,
toplu iş sözleşme tarihinin yaklaşması.
Rutin: Uzlaşmacı kültür ile toplu iş sözleşmeleri
sürecinin yürütülmesi.
Ödül: Toplu iş sözleşmesinin bağıtlanmasıyla başarıya ulaşmanın mutluluğu.
İşaret ve ödül aynı, fakat eski rutinin yerine yeni
rutin konarak (Uzlaşmacı pazarlık süreci yerine yasadışı eylemler) ödüle ulaşılmıştır. Yeni rutin
alışkanlık döngüsü içerisindeki yerini sağlamlaştırır ise zorlu bir mücadele bizi bekliyor. Şirket sahipleri olarak bizler, bu konuda çok duyarlı davranmalıyız. Çatışmacı kültürün oluşmasının önüne mutlaka geçmeliyiz.
Değerli üyelerimiz, bildiğiniz gibi 29-30 Temmuz
tarihleri arasında TAYSAD olarak 21 üye firmamız
ve 55 kişilik bir delegasyonla, BMW Munich’te,
TAYSAD-BMW Tedarikçi Günü etkinliğini gerçekleştirdik. Çok başarılı geçen etkinliğimize T.C
Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Veysel
Parlak da katıldı. Memnuniyetle belirtmeliyim ki,
BMW firması üyelerimizle olan iş hacmini iki misline çıkartacağını açıkladı. Ar-Ge ve İnovasyon faaliyetlerimiz ilgi ve memnuniyetle karşılandı. BMW
yönetiminde etkin pozisyonlardaki yurttaşlarımızla
tanışmak bizleri çok gururlandırdı.
Siz üyelerimizi yurt dışı ana sanayilerle buluşturmak
TAYSAD’ın en önemli misyonlarından biridir. 6-8
Ekim tarihinde TAYSAD-Scania Tedarikçi Günü’nü,
14-16 Ekim tarihinde ise TAYSAD-Jaguar/Land Rover Tedarikçi Günü’nü düzenliyoruz. İnanıyorum
ki her iki tedarikçi günlerini de başarı ile gerçekleştireceğiz.
Saygılarımla, n
An English version is also available at www.taysad.org.tr
8
Temmuz July - Ağustos August 2015
www.taysad.org.tr
SEKTÖR ANALİZİ
1.779
A.I.O.S.
9.545
Ford Otosan
91
2
101
1
2.045
1
5.184
32
113.045
52
165
4
926
31.667
Toplam
Totals
%
Traktör
F. Tractor
%
Midibüs
Midi-Bus
%
Minibüs
Mini-Bus
%
Otobüs
Bus
%
Kamyonet
Pick Up
%
B. Kamyon
M. Truck
%
K. Kamyon
L. Truck
%
Otomobil
Pass. Car
Firmalar
Companies
Otomotiv sanayi firmalarının 2015 yılı 6 aylık üretimleri
Production of Vehicle Manufacturers 6 Months of 2015
29
5.016
97
159.441
1.599
Hattat Tarım
7
1.599
Honda Türkiye
6.763
2
6.763
Hyundai Assan
113.100
29
113.100
1.333
Karsan
11.065
M. Benz Türk
1
68
Man Türkiye
182
Otokar
Oyak Renault
167.341
9
131
0
4
0
2.203
52
944
3
297
9
977
23
251
6
1.220
38
977
643
15
796
25
Tofaş
36.091
9
167.341
Toyota
59.137
15
100.657
100
1.439
46
136.748
59.137
Türk Traktör
391.977
1.784
43
Temsa Global
Toplam
2.578
13.268
1.961
100
16.350
100
217.211 100
4.243
100
32.611
100
3.239
100
22.716
93
22.716
24.315
100
691.907
Kaynak: OSD K. Kamyon: AYA 3.5-1.2 Ton, L. Truck: GVW: 3.5-12 Ton, B. Kamyon: AYA 12 Ton’dan Büyük, M. Truck: GVW 12 Ton And Up
Otomotiv üretimi yılın ilk yarısında arttı
Otomotiv Sanayii
Derneği'nin (OSD)
açıkladığı rapora
göre, geçen yılın ilk
6 ayında 564 bin 77
adet olan otomotiv
üretimi, bu yıl 667
bin 592 adete
yükseldi.
Otomotiv pazarı
O
SD verilerine göre
2015 yılı Ocak-Haziran
döneminde toplam pazar,
2014 yılı aynı dönemine göre
yüzde 49 oranında artarak
455 bin adet düzeyinde
gerçekleşti. Bu dönemde
otomobil pazarı yüzde 45 arttı
ve pazar 328 bin adet olarak
gerçekleşti.
2015 yılı Ocak-Haziran
döneminde hafif ticari araç
10
Temmuz July - Ağustos August 2015
18
%
TOPLAM ÜRETİM
668
BİN
TOPLAM OTOMOTİV ÜRETİMİ
Bir önceki yılın ilk altı ayına
göre toplam üretim yüzde 18,
otomobil üretimi ise yüzde 9
oranında arttı.
Yılın ilk altı ayında toplam
üretim 668 bin adet, otomobil
üretimi ise 392 bin adet
düzeyinde gerçekleşti.
pazarı bir önceki yılın ilk altı
ayına göre yüzde 71 artarak
105 bin adet düzeyine
yükseldi ve toplam pazardaki
artışa önemli destek oldu.
yükselirken, otobüs pazarı
ise yüzde 14 oranında artarak
922 adet olarak gerçekleşti.
2015 yılı Ocak-Haziran
döneminde bir önceki yıla
göre ağır ticari araç pazarı
yüzde 24 oranında artarak 23
bin düzeyinde gerçekleşti.
İnşaat sektöründeki
gelişmelerin etkisiyle
2015 yılında 2014 yılı aynı
dönemine göre kamyon
pazarı yüzde 27 oranında
artarak 20 bin adede
Son 10 yıllık ortalamalara
göre toplam pazar yüzde 33
otomobil pazarı ise yüzde 45
hafif ticari araçlar (HTA) pazarı
ise yüzde 7, kamyon pazarı
yüzde 28 oranında artarken,
otobüs pazarı ise yüzde 19
oranında düşüş gösterdi.
Otomotiv üretimi
2015 yılı Ocak-Haziran
döneminde bir önceki yılın ilk
altı ayına göre toplam üretim
yüzde 18, otomobil üretimi
ise yüzde 9 oranında arttı. Bu
dönemde, toplam üretim 668
bin adet, otomobil üretimi
ise 392 bin adet düzeyinde
gerçekleşti.
Ticari araçlarda 2015 yılı
Ocak-Haziran döneminde
üretim, minibüste yüzde
114, kamyonette yüzde 31,
otobüste yüzde 26, büyük
kamyonda yüzde 21, küçük
kamyonda yüzde 18 ve
midibüste yüzde 3 oranında
arttı.
Bu dönemde, traktör üretimi
yüzde 1 oranında azalarak
24.315 adet oldu.
2015 yılı Ocak-Haziran
döneminde 304 bin adedi
otomobil olmak üzere, toplam
486 bin adet taşıt ihraç
edildi. 2015 yılı Ocak-Haziran
döneminde gerçekleşen
taşıt aracı ihracatı, 2014 yılı
aynı dönemine göre yüzde 8
oranında arttı. n
www.taysad.org.tr
SEKTÖR ANALİZİ
Temmuz ayında bir milyar 644 milyon dolar ihracata imza atan otomotiv endüstrisi,
yılın 7 aylık döneminde de yüzde 11.5 azalışla 12 milyar 135 milyon dolarlık dış satış
gerçekleştirdi.
Otomotiv endüstrisi Temmuz ayında
ihracat liderliğini sürdürdü
T
ürkiye ihracatının
değişmez lideri otomotiv
endüstrisi, Temmuz ayında
da sektörel bazda birinciliğini
korudu. Otomotiv endüstrisi
Temmuz ayında geçen yılın
aynı dönemine göre yüzde 17
kayıpla 1 milyar 644 milyon
dolar ihracata imza atarken,
yılın 7 aylık döneminde ise
ihracat yüzde 11.5 azalışla 12
milyar 135 milyon dolar olarak
gerçekleşti.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi
İhracatçıları Birliği (OİB),
otomotiv endüstrisinin
Temmuz ayı ihracat verilerini
açıkladı. Buna göre tüm ana
ürün gruplarında kayıplar
yaşanmasına rağmen,
otomotiv endüstrisi sektörel
olarak ihracattaki liderliğini
bırakmadı. İspanya’ya yüzde
13, Birleşik Krallık’a otobüs
minibüs midibüs ürün
grubunda yüzde 147, Birleşik
Devletler’e tedarik sanayide
yüzde 21 büyümeye rağmen
Temmuz ayında Almanya,
Fransa, İtalya gibi büyük
pazarlarda yaşanan kayıpların
önüne geçilemedi.
Miktar bazında artış
Temmuz ayında otomotiv
ihracatında değer bazında
4 MİLYAR
965 MİLYON
DOLAR İHRACAT
Otomotiv tedarik sanayi
ihracatı 2015 yılı Ocak-Temmuz
döneminde geçen yıla göre
% 13 azalarak 4 milyar 965
milyon USD olarak gerçekleşti.
yüzde 17, ağırlık bazında
yüzde 2 düşüş yaşanırken,
miktar bazında ihracatta
yüzde 9,5 artış sağlandı. Ürün
grupları incelendiğinde ise
tedarik sanayi geçtiğimiz ay
yüzde 12 kayıpla 681 milyon
dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Temmuz ayında tedarik
sanayiyi yüzde 32 gerileme
ve 485 milyon dolarla binek
otomobiller, yüzde 2.5 azalış
ve 367 milyon dolarla eşya
taşımaya mahsus motorlu
taşıtlar, yüzde 7 kayıp ve
90 milyon dolarlık otobüs
minibüs midibüs ürün grubu
Temmuz July - Ağustos August 2015
Otobüs minibüs midibüs 7
ayda ihracatını artırdı
Ürün bazında yılın 7 aylık
döneminde de tedarik
sanayide yüzde 13 azalış ve
4 milyar 965 milyon, binek
otomobillerde yüzde 12
kayıpla 4 milyar 42 milyon,
eşya taşımaya mahsus
motorlu taşıtlarda yüzde 10
düşüş ve 2 milyar 301 milyon,
Otobüs, minibüs, midibüs
7 ayda ihracatını artırdı.
2015 yılı Ocak-Temmuz döneminde
AB-28 ülkeleri %76 pay ve 9 milyar
245 milyon USD ihracat ile otomotiv
ihracatımızda en önemli pazar
konumunu korumaktadır.
Otomotiv tedarik sanayinde en
fazla ihracat yapılan ilk üç ülkeden
Almanya’ya %12, Birleşik Krallığa %9
ihracat düşüşü görülürken, İtalya’ya
yönelik ihracat %4 arttı. Buna karşılık
Birleşik Devletlere yönelik tedarik
sanayi ihracatı %21 artmıştır.
12
izledi. Diğer başlığı altında
ise yüzde 29 gerilemeyle
21 milyon dolarlık dış satış
gerçekleşti.
%
9,5
MİKTAR BAZINDA ARTIŞ
Temmuz ayında otomotiv
ihracatında miktar bazında
ihracatta yüzde 9,5 artış
sağlandı.
1 MİLYAR
644 MİLYON
DOLAR İHRACAT
Temmuz 2015’te otomotiv
endüstrisi 1 milyar 644 milyon
USD’lik ihracata imza atmıştır.
otobüs minibüs midibüs ürün
grubunda da yüzde 5 artışla
660 milyon dolarlık dış satış
yapıldı.
Birleşik Devletler’e yüzde
111 artış
İhracat verileri ülke bazlı
incelendiğinde de geçtiğimiz
ay en fazla ihracat önceki
dönemlerde olduğu gibi
Almanya’ya oldu. Almanya’ya
ihracat yüzde 25 gerileme ile
238 milyon, Birleşik Krallık’a
yüzde 18 kayıpla 214 milyon,
Fransa’ya da yüzde 10
azalışla 166 milyon dolarlık dış
satış gerçekleşti. Bu ülkeler
dışında İspanya’ya yüzde
13 büyümeyle 100 milyon,
Birleşik Devletlere yüzde 111
artışla 71 milyon, Slovenya’ya
da yüzde 19 yükselişle 53
milyon dolarlık dış satış
gerilemenin önüne geçemedi.
Ülke bazlı 7 aylık dönemde de
Almanya’ya yüzde 15 azalışla
bir milyar 915 milyon, Birleşik
Krallık’a yüzde 5 büyümeyle
bir milyar 587 milyon,
Fransa’ya da yüzde 18
kayıpla bir milyar 204 milyon
dolarlık dış satış yapıldı. Aynı
dönemde Birleşik Devletler’e
yüzde 81 büyümeyle 411
milyon, İspanya’ya da yüzde
10 artışla 645 milyon dolarlık
ihracat gerçekleşti. n
www.taysad.org.tr
SEKTÖRDEN HABERLER
Türkiye, otomotiv sektöründe
merkez haline geliyor
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim
Kurulu Başkanı Kudret Önen, Türkiye'nin bu
yıl devreye alınacak yatırımlarla hafif ticari
araç üretiminden sonra otomobil üretiminde
de Avrupa'da önemli merkez olma yolunda
ilerlediğini belirterek, "Türkiye artık otomobil
üretim üssü de oldu" dedi
O
tomotiv Sanayi Derneği
(OSD) Başkanı Kudret
Önen, Avrupa pazarındaki
canlanmanın yanı sıra,
teşvik sisteminin desteğiyle
otomotiv sektöründe
yatırımların meyvelerinin
2015 ilk yarı yılda alınmaya
başladığını belirtti. Önen,
otomotiv sanayi üretiminin
yıl sonunda yaklaşık yüzde
5 artışla 1.225 milyonu
aşmasını, ihracat, iç pazar
ve üretim açısından rekor
bir yıl olmasını beklendiğini
söyledi. OSD tarafından
hazırlanan “2015 İlk Yarı Yıl
Değerlendirme Raporu”na
göre, 2015 yılında yeni
yatırımların ve projelerin
devreye girmesi, büyüyen iç
pazar ve artan ihracat sonucu
üretim adetlerinde ciddi
artış kaydedildi. 2015 yılı ilk
yarısında, geçen senenin aynı
dönemine göre, üretimde
yüzde 18 ve ihracatta ise
yüzde 7,5 artış gerçekleşti.
925
BİN ADET
İHRACAT
Kudret Önen, bu yıl ihracatın
ise 925 binle yeni bir rekor
düzeyinde gerçekleşmesini
beklediklerini dile getirdi.
14
Temmuz July - Ağustos August 2015
Moralimiz düzgün
OSD Başkanı Kudret Önen şu
değerlendirmelerde bulundu:
“Avrupa büyümesine kıyasla
üretim adedindeki büyüme
oranımızın daha büyük olması
güzel . Türkiye otomobilde
de dünyadaki rekabetçiliğini
kanıtladı hafif ticariden sonra
OSD Başkanı Kudret Önen
İhracat 500 bine yaklaştı
2015'te başlayan yeni yatırımlarla üretim kapasitesi
1,8 milyon adedin üzerine çıkacak. Kurulu kapasitenin
ise 2 milyon adedin üzerine çıkması çok uzak değil.
Türkiye, bu yıl devreye alınacak yatırımlarla hafif ticari
araç üretiminden sonra otomobil üretiminde de Avrupa'da
önemli merkez olma yolunda ilerliyor. Türkiye artık
otomobil üretim üssü de oldu.
aynı zamanda artık otomobilci
de oldu. Normalleşme
yolundayız ve bizi mutlu
eden bir toparlanma var
ama geçmiş rakamlara
bakıldığında hala “çok iyiyiz”
diyemeyiz. İhracatta yeni
ürünler için teşvik destekli
yeni yatırımlar geldi ve
ülke üretim anlamında
sürdürülebilir bir büyüme
yakaladı. Bundan sonraki 4-5
yıl önemli ve rekabetçiliğimiz
korunmalı.İhracatta Euro
bazında bakıldığında artış
var ve moralimiz iyi.Tehlike
görmüyoruz ama yine de
temkinli konuşmak gerekiyor.
İhracat fazlası vermeye
devam edeceğiz.”
1 milyonluk satış
Üretim ve ihracatta rekor
beklediklerini söyleyen Önen,
"Yılsonu üretim trendi 1.225
milyon adedin üzerinde
olabilir. Adet bazlı büyümeye
bakıp sektöre pozitif bakmak
lazım. Türkiye bu yıl 1
milyonluk pazarı görmeyi hak
etti. Matematiksel olarak çok
negatif bir dış etken olmazsa
görülebilir “ dedi.
2015 yılı ilk yarısında,
Otomotiv Sanayii İhracatı
bir önceki yıla göre yüzde
7,5 oranında arttı ve 486
bin adet oldu. Geçen sene
aynı dönemde 452 bin adet
araç ihraç edilmişti.Türk
Otomotiv Sanayii’nin 2015 yılı
ilk yarısındaki performansını
değerlendiren ve 2015
yılı ikinci yarısına ilişkin
beklentilerini paylaşan Önen,
“2014 yılında sanayimiz
oldukça başarılı bir yılı
geride bıraktı. 2014 yılında
önemli projeler için yapılan
yeni ve kapsamlı yatırımlar,
2015 yılı ilk yarısında üretim
ve ihracatın artmasını
sağlayan en büyük etken
oldu. Otomotiv sanayimiz,
tarihinin en büyük yatırım
dönemini yaşıyor ve yeni
yatırımlarla otomotiv ihracatı,
önümüzdeki yıllarda çok daha
hızla artacak." dedi. n
www.taysad.org.tr
SEKTÖRDEN HABERLER
Fiat'ın yeni projesi: Aegea
40 ülkeye ihraç edilmesi planlanan
Ege, Bursa’da üretilecek üç yeni
modelin ilki ve öncüsü olarak
niteleniyor. Proje adı, Ege Denizi’ne
atıfta bulunmak amacıyla Ege
konulmuş. Ancak ismin, Kasım'da
değişebileceği belirtiliyor.
K
oç Holding ve
Tofaş Yönetim
Kurulu Başkanı
Mustafa Koç yaptığı
açıklamada yeni
kompakt sedanın
üretileceği Tofaş’ın
Bursa fabrikasının
Fiat Chrysler
Automobiles’in (FCA)
EMEA Bölgesi’ndeki
en gelişmiş üretim
merkezlerinden biri
olduğunu hatırlattı.
Koç, Aegea projesinin
dünya çapında önemli
bir örnek teşkil ettiğine
dikkat çekerken
başarısı ile de FCA
ve Tofaş için önemli
bir hamle olacağına
inandığını belirterek
sözlerini şöyle
sürdürdü:
Yeni ufuk açacak
Sedan gövdeyle geliştirilen bu yepyeni araç, geniş iç hacim sunmanın
yanı sıra şık stili ile göz dolduruyor. Projenin ismi, Türkiye’yi batıya bağlayan Ege Denizi’ne atıfta bulunuyor ve FCA yani Fiat Chrysler Automobiles tarafından stratejik olarak her zaman büyük önem taşıyan Türkiye’ye
bir övgü niteliği taşıyor.
520
700
520 milyon dolar
yatırımla Bursa’da
üretilmeye başlanacak.
2023 yılına kadar
toplamda 700 bin
adedin üzerinde
üretilecek.
MİLYON DOLAR
16
“Ülkemiz otomotiv
sanayinin dünya
ile entegrasyonu
ve Ar-Ge alanında
gerçekleştirdiğimiz
atılımlar hem
ekonomimize
önemli katma değer
sağlıyor hem de
rekabet avantajımızı
güçlendiriyor.
Otomotiv sanayimizin
bugün geldiği
nokta hepimizi
gururlandırıyor. Biz
de Koç Topluluğu
olarak, ülkemize
ve sanayimize
olan inancımız
ile yatırımlarımızı
var gücümüzle
sürdürüyor, Ar-Ge
gücümüzü artırmak
için önemli çalışmalar
yürütüyoruz. Bunun
en güzel örneklerinden
biri de Tofaş’ın yeni
projeleridir. n
BİN ADET
Temmuz July - Ağustos August 2015
Tofaş’ın 520 milyon dolarlık yatırımla Bursa’da üretimine başlamaya
hazırlandığı ve dünya tanıtımı İstanbul Autoshow 2015’te gerçekleşen
yeni B sınıfı sedan Aegea (Ege), “gereksiz donanımlarla yüklü olmayan”
ve mütevazı bir otomobil olacak.
www.taysad.org.tr
SEKTÖRDEN HABERLER
TürkTraktör Erenler Fabrikası,
ilk yılında 30 bin traktör üretti
TürkTraktör’ün,
kuruluşunun 60. yıl
dönümünde açtığı
Erenler Fabrikası
faaliyete geçişinin
ilk yılını doldurdu.
Sakarya’nın Erenler
beldesindeki
fabrikada, bir sene
içinde tam 30 bin
traktör üretildi.
T
ürkTraktör’ün
kuruluşunun 60. yıl
dönümünde açtığı Erenler
Fabrikası faaliyete geçişinin
ilk yılını doldurdu.
Daha önce tüm üretim
ve montaj çalışmalarını
Ankara’daki fabrikasında
gerçekleştiren TürkTraktör;
geçtiğimiz yıl boyahane ve
montaj süreçlerini toplamda
402 bin m² alana kurduğu
Erenler’deki fabrikasına
taşıyarak, traktörlerini
buradaki üretim bantlarından
indirmeye başladı.
kısa bir değerlendirmesini
yaptı: “Türkiye’nin en
büyük traktör üreticisi ve 8
yıldır kesintisiz pazar lideri
olarak; geçtiğimiz yıl üretim
kapasitemizi 50 bin adede
ulaştırdık. TürkTraktör ailesi
yeni fabrikamızın da faaliyete
geçmesiyle birlikte daha
da büyüdü. Geçtiğimiz yıl
3.040 olan çalışan sayımız
gerçekleşen işe alımlarla
birlikte bu yıl 3.518’e ulaştı.”
kuruluşundan bugüne, 45.823
adedi 2014 yılı içerisinde
olmak üzere 750 bin traktörün
üretimini gerçekleştirdi.
İhracat edilen traktörlere iki
model eklendi
TürkTraktör bu yılın başından
itibaren, üretimini yaptığı
iki modelinin ihracatına da
başladı. TürkTraktör’ün
yurt içinde New Holland
T480 olarak satışta olan
modeli; artık TD 3.50 olarak
Amerika’ya ihracat ediliyor.
emisyon seviyesine uygun
Buna ek olarak, Utility Light
modeli de hedef pazar
olan Amerika’daki mevcut
Marco Votta gerçekleşen
Tier 4 motor ile TürkTraktör
bantlarından çıkarak;
yurt dışındaki çiftçileri
TürkTraktör’ün yenilikçi
ve son teknolojiye sahip
traktörleriyle buluşturuyor.
TürkTraktör Genel Müdürü
üretim rakamları ve bu yılın ilk
altı ayında yapılan çalışmaların
TürkTraktör Ankara
fabrikasına ek olarak hizmete
açtığı Erenler’le birlikte yıllık
traktör üretim kapasitesini 50
bin adede çıkardı. TürkTraktör
750
50
.000
BİN ADET
ÜRETİM KAPASİTESİ
Erenler Fabrikası birlikte yıllık
traktör üretim kapasitesini 50
bin adede çıkardı.
18
Temmuz July - Ağustos August 2015
TürkTraktör’ün dünya
çiftçilerinin kullandığı ürünleri,
Türk çiftçisinin hizmetine
sunma yaklaşımının;
kendilerini hedefleri
yüksek tutmaya da sevk
ettiğini sözlerine ekleyen
Marco Votta açıklamalarını
şöyle tamamladı: “Bu
kapsamda yürüttüğümüz
çalışmalarımızla, bu yılın
ilk 6 ayının sonunda brüt
kârımız 268 milyon TL;
FAVÖK marjımız yüzde 13,
net kârımız ise 112 milyon
TL olarak gerçekleşti.
Bundan sonraki dönemde
de, çiftçilerin hayatını
kolaylaştıran yenilikçi ve
son teknolojiye sahip
modellerimizle; sektörümüzü
de geliştirmek adına
üzerimize düşen çalışmaları
hayata geçirmeye devam
edeceğiz.”n
TRAKTÖR ÜRETTİ
TürkTraktör Genel Müdürü Marco Votta
45.823 adedi 2014 yılında
olmak üzere 750 bin traktörün
üretimini gerçekleştirdi.
www.taysad.org.tr
SEKTÖRDEN HABERLER
Honda Türkiye, üretim kapasitesini
2016 sonunda 50 bine çıkaracak
Honda'nın 2008'de Türkiye'de 50 binlik
üretim kapasitesi hedefi vardı. Kriz döneminde
beklemeyi tercih eden Japon üreticinin
Türkiye Başkanı Hideto Yamasaki, yeni
Civic'in üretiminin başlamasıyla birlikte 2016
sonundan itibaren 50 bin adetlik üretim
kapasitesine çıkacaklarını duyurdu.
planlarını askıya almasına
sebep oldu.
H
onda, 2014'te 4,3
milyon otomobil, 17
milyon motosiklet, 6 milyon
Bugün İzmit'teki fabrikasında
yeni Civic'in üretimini de
başlatan Honda planlarını
revize etti. Honda Türkiye
Başkanı Hideto Yamasaki,
gelecek yılın sonundan
itibaren 50 bin adetlik üretim
kapasitesine ulaşacaklarını
açıkladı. Üst yönetici, yan
model sayısını artırdıkları
Türkiye'de iç pazarda daha
aktif bir marka olmaya
hazırlandıklarını da sözlerine
ekledi. Şirket, Mayıs'taki
İstanbul Autoshow'da ‘Her
şey şimdi başlıyor' sloganı
ile hareket eden şirket,
Türkiye'de dizel araçları ile
fark oluşturmayı planlıyor.
Civic'in ülke içindeki
üretiminin yanında bu sene
6 yeni modeli tanıtan şirket,
bunlardan biri olan yeni 1,6
litre dizel motorlu ve otomatik
şanzımanlı Honda CR-V'yi de
üretim gerçekleştirdi. 2008'de
küresel krizden en fazla
etkilenen ülkelerin başında
Rusya'nın gelmesi, bu ülkeye
ihracat için Türkiye'deki
üretim kapasitesini 50 bine
çıkarmayı hedefleyen şirketi
Temmuz July - Ağustos August 2015
Honda’nın yeni başkanının,
önceden Avrupa’da Ar-Ge’nin
başında olduğunu ifade eden
Yamasaki, şöyle devam etti:
“Türkiye’yi yakından tanıyor.
Onun talimatıyla 2 yıl önce
Türkiye’de Ar-Ge bölümünü
kurduk. Şu an çok küçük,
sadece 8 kişinin çalıştığı bir
bölüm. Fakat yeni Civic ve
olası ikinci bir modelle birlikte
bu bölüm genişletilecek.
toplamda 27 milyon adet
20
Dizel modeli sadece Türkler
istiyor
Yeni Civic’in üretiminin başlamasıyla yıllık 50 bin
adetlik üretim kapasitesini doldurmayı planlayan marka,
çeşitliliği artan modelleriyle birlikte ülkemiz pazarındaki
güçlü oyuncular arasındaki yerini alacak. Aynıca Honda
Türkiye’nin 2016’dan itibaren ihracattaki payı da
üretilecek Civic ile birlikte önemli derecede yükselecek.
güç ürünü olmak üzere
Japon Honda, aynı
zamanda dünyanın en
büyük içten yanmalı motor
üreticisi. Kara, hava
ve marin motorlarında
dünya ölçeğinde söz
sahibi. Geçtiğimiz yıl
4.3 milyon otomobil,
17 milyon motosiklet
ve 6 milyon güç ünitesi
üretimi gerçekleştiren
Honda, yeni jetiyle birlikte
havacılık alanında da
büyümeyi planlıyor.
önceki hafta satışa sundu.
Bununla ilgili toplantıda
konuşan Honda Türkiye
Başkanı Hideto Yamasaki,
1962'den bu yana Avrupa'da
üretim yaptıklarını belirterek,
yeniledikleri CR-V ile pazar
payını artıracaklarını kaydetti.
Honda Türkiye Başkanı Hideto Yamasaki
Buradaki arkadaşlar,
yeni araçların özelliklerini
değiştirebilecek. Fakat şu
anda bu dizayn için değil,
araca Türkiye’ye uygun
donanım ve teknik detayların
sağlanması için çalışıyor.
Örneğin LPG dönüşümünü
isteyen ve kullanan ilk ülkeyiz.
Yeni Civic sedan’ın da dizeli
ilk kez Türkiye’de satılacak.
Bunu şu anda sadece biz
istiyoruz.”n
www.taysad.org.tr
OTOMOTİV SEKTÖRÜ
Ford Trucks
Genel Müdür
Yardımcısı
AHMET KINAY
“Küresel dünyada
rekabet edecek
iş ortaklarına
ihtiyacımız var”
Kamyon pazarının kendine özgü dinamikleri var
A
ğır ticari araç pazarının ve özellikle de kamyon
pazarının otomotivin genelinden farklı bir dinamiği var. Kamyon pazarının gelişiminde ekonominin
genel akışının yanı sıra inşaattan lojistiğe çok farklı kulvarlardaki dinamikler etkili oluyor. Türkiye gibi
kara taşımacılığının etkili olduğu bir ülkede bu durumun önemi daha da artıyor. Bu aşamada sunduğunuz ürünlerin kalitesi ve rekabetçiliği pazardaki konumunuzu belirliyor.
Kamyon pazarında müşteriler iş modellerine en uygun, kişiselleştirilebilen ürün ve hizmetleri tercih
ediyorlar. Biz de Ford Trucks olarak müşterilerimizin
güvenilir iş ortağı olma hedefiyle hareket ediyor ve
sadece araç satın alırken değil, tüm hizmetlerimiz
ile müşterilerimizin yanında olmaya gayret ediyoruz.
Ford Trucks rekabet gücünü artırmaya devam
ediyor
Ağır ticari araç sektörünün en önemli oyuncularından biri olan Ford Otosan, geçtiğimiz aylarda 200
bininci kamyonunu İnönü Fabrikası’nda bantlardan
indirdi. Ürün geliştirme ve üretim gücümüzle ürün
yelpazemizi sürekli genişletiyor, rekabetçi modellerimizle pazardaki konumumuzu güçlendiriyoruz. Pazardan gelen taleplere göre müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik özel ürünleri de ürün gamımıza dahil
ederek müşterilerimizin kullanımına sunuyoruz.
Son 3 yılda devreye alınan x4 inşaat serisi, 1846T
ve 1846T Midilli Çekici bunun en iyi örneklerini oluşturuyor.
22
Temmuz July - Ağustos August 2015
İNÖNÜ FABRİKASI ULUSLARARASI İMALAT MERKEZİNE DÖNÜŞECEK
Ağır ticari araç sektörünün en önemli oyuncularından
biri olan Ford Otosan, geçtiğimiz aylarda 200.000’inci
kamyonunu İnönü Fabrikası’nda bantlardan indirdi.
İnönü fabrikamızda da yeni yatırımlara gidiyoruz. Yeni
geliştirmekte olduğumuz, Global Kamyonumuz ile birlikte
İnönü Fabrikamızı da uluslararası imalat merkezine
dönüştüreceğiz.
www.taysad.org.tr
OTOMOTİV SEKTÖRÜ
İnönü Fabrikamız Uluslararası İmalat Merkezi’ne
dönüşecek
70
%
YERLİLİK ORANI
2015 itibariyle
ulaştığımız yüzde
70 yerlilik oranında
imalatçılarımızın desteği
büyük.
İnönü fabrikamızda da yeni yatırımlara gidiyoruz.
Yeni geliştirmekte olduğumuz, Global Kamyonumuz ile birlikte İnönü Fabrikamızı da Uluslararası İmalat Merkezi’ne dönüştüreceğiz. Bu sürecin
adımlarını yakında paylaşıyor olacağız.
Çekici ve kamyonlarda, binek araç
kalitesini yakaladık
Ağır ticari araç müşteri portföyüne, hem çok hızlı, hem de özel çözümler sunabilmek için özel bir
odaklanma gerekiyordu. Biz de 2010 yılında Ford
Otosan çatısı altında Ford Trucks olarak ayrı bir iş
200.000 Aracın Hattan İniş Töreni
Soldan sağa: Sn. Haydar Yenigün – Genel müdür, Sn. Ahmet Kınay – Ford
Trucks Genel Müdür Yardımcısı, Sn.William Periam – Genel Müdür Baş
Yardımcısı,Sn. Gültekin Hanlıoğlu – Ford Trucks İnönü Fabrika Müdürü, Sn.
Mehmet Candan Günel – CMO ( Chief Manufacturing Officer) , Sn. Cengiz
Kabatepe - Malzeme Planlama ve Lojistik Genel Müdür Yardımcısı
Ford Trucks olarak geleceğimizin yurtdışı pazarlarda olduğuna inanıyoruz. Kendimize 2020 yılında her satılan
3 araçtan 1’inin ihracat satışı olması gibi bir hedef koyduk. Yaptığımız çalışmalar sonrası bize tanımlı 60 ülkeden öncelikli pazar olarak Rusya, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa’yı hedefledik. Bu pazarlarda etkin rol
oynayabilmek için Yerel ofis stratejisine geçtik.
www.taysad.org.tr
birimi kurduk. Yeni kurulan organizasyonun altında;
Strateji ve Ürün Planlama, Ürün Geliştirme, Satınalma, Üretim (İnönü Fabrikası), Satış, Pazarlama, Satış Sonrası ekiplerini içeren tüm birimleri toparlayarak öncelikle Ford Otosan içerisindeki koordinasyon, odaklanma ve sinerjiyi arttırdık.
Yeni kurulan organizasyon ile, Ford Trucks ana stratejilerini belirledik. Belirlenen 5 ana stratejide son 5
yılda ciddi ilerlemeler kaydettik, bu ilerlemeler sayesinde de pazar payımızda önemli artışlar yakaladık.
İlk olarak işe mevcut ürün kalitemizin iyileştirilmesiyle başladık. Yapılan yatırımlar ve çalışmalar sonucunda artık ürettiğimiz çekici ve kamyonlarda bi-
Temmuz July - Ağustos August 2015
23
OTOMOTİV SEKTÖRÜ
nek araçların kalite seviyesine ulaştığımızı söyleyebiliyoruz.
Dubai Ford Trucks– Al Tayer Motors
İkinci olarak, 2012’de bayi teşkilatımızı tamamen yenileme sürecini başlattık. 2015 itibariyle Türkiye’nin
her köşesinde yeni inşaa edilmiş, Türkiye’nin en
modern, Satış & Servis & Yedek Parça & 2. El entegre ağır vasıta tesislerine sahip durumdayız. Yeni
tesislerimiz Türkiye çapında 26 noktada hizmet veriyor, 2015 sonuna kadar bu sayı 30’a ulaşacak ve
Türkiye’de bayi yapılanmamızı tamamlayacağız.
Her 2 yol kamyonundan biri Ford marka
Ağır Ticari Araç pazarında tüm dünyada satış yapan
global rakipler mevcut, bu firmalarla rekabet edebilmek için biz de sürekli yeni yatırımları planlamak durumundayız. Ford Trucks olarak ana stratejilerimizden birini de yeni ürün stratejisi olarak belirledik. Bildiğiniz gibi yol kamyonlarında da güçlü bir geçmişimiz bulunuyor, uzun yıllardır her satılan 2 yol kamyonundan 1’i Ford marka olmaya devam ediyor. Yakın,
orta ve uzun vadede bu yatırımlar devam edecek ve
2014 Temmuz ayında bu başarıya bir yenisi daha eklendi. Mevcut
kamyonların şasi, kabin ve parçalarının teknolojisine ilişkin olarak aynı
firmayla bir lisans anlaşması daha
imzalandı. Böylelikle sektörün mühendislik ihracatı gerçekleştiren ilk
şirketi olduk.
çok önemli ürünleri piyasaya sunarak rekabetçiliğimizi daha da arttıracağız.
Global arenada rekabet edebilmek için araç başı maliyetlerimizi düşürmemiz ve üretim adetlerimizi yükseltmemiz gerekiyor. Bunu yakalayabilmek için de
Türkiye pazarıyla birlikte uluslararası arenada oyuncu olmamız gerekiyor. Bu kapsamda son stratejimizi ihracat satışlarının artırılması olarak belirledik.
Yüzde 70 yerlilik oranına ulaştık
Ford Otosan kurulduğu günden beri imalatçılarıyla birlikte gelişmeyi kendine ilke edinmiş bir firma.
Biz de Ford Trucks olarak aynı paralelde stratejimizi
oluşturduk. 2015 itibariyle ulaştığımız yüzde 70 yerlilik oranında imalatçılarımızın desteği büyük. İmalatçılarımızla beraber bu oranı daha da yükselterek maliyet yapımızı ucuzlatmak ve ülke ekonomisine yaptığımız katkıyı arttırmak için çalışmalarımıza büyük
bir heyecanla devam ediyoruz. Global hedefleri olan
Ford Trucks markasının bu yolda kendi gibi büyük
düşünen, Ford Trucks araçlarla birlikte uluslararası
24
Temmuz July - Ağustos August 2015
İmalatçılarımızdan
inovatif çözümler
bulma ve geliştirme
konusunda her
zaman daha fazla
beklenti içerisindeyiz.
Esnek çözümler
oluşturma, bunları
hızlı, zamanında
ve kabul edilebilir
maliyet seviyelerinde
sunmaları durumunda
küresel pazarlarda
rekabet avantajı
yakalayabileceğimize
inanıyoruz.
arenada rekabet edecek parçaları üretecek iş ortaklarına, imalatçılara ihtiyacı var. Biz de bu desteği yerli imalatçılarımızdan gördüğümüz için çok mutluyuz.
Tüm bunlarla birlikte, imalatçılarımızdan inovatif çözümler bulma ve geliştirme konusunda her zaman
daha fazla beklenti içerisindeyiz. Esnek çözümler
oluşturma, bunları hızlı, zamanında ve kabul edilebilir maliyet seviyelerinde sunmaları durumunda küresel pazarlarda rekabet avantajı yakalayabileceğimize inanıyoruz.
Ecotorq motorlar yüzde yüz yerli yatırım
2016 itibariyle Euro 6 normlarına geçilmesi ile beraber Türkiye’de yeni bir dönem başlayacak. Euro
6 normlarına geçişle üretici firmaların maliyet yapısı artacak, bu sebeple araç satış fiyatlarında da yükseliş gerçekleşecek. Ağır Ticari firmalarının bu fiyat
artışından etkilenmemek için 2016 yılı alımlarını öne
çekerek özellikle 2015 yılının son 3 ayında alımlarını
arttıracaklarını düşünüyoruz.
Ford Trucks olarak bu yeni dönem için hazırlıklarımızı tamamlamak üzereyiz. Euro 6 emisyon seviyesine uygun yeni Ecotorq motor yatırımımız başta Avrupa pazarı olmak üzere gelecek planlarımız içerisinde son derece önemli bir rol oynuyor. Yüzde 100
yerli yatırım ile geliştirdiğimiz ve yüksek teknolojiye sahip Ecotorq motorlarımızın hem çevreci olması hem yakıt tüketimindeki cimriliğiyle rakipleri zorlayacak bir ürün olacağına inanıyoruz.
Ford Otosan ile özdeşleşen isim: Turgay Durak
Şirketimizin bugünlere gelmesinde büyük emekleri olan, Ford Otosan Genel
Müdürlüğü ile özdeşleşmiş bir isim Turgay Durak. Satınalma departmanında
çalıştığım yıllarda kendisi ile yakın çalışma fırsatı buldum. Koç Holding
CEO’su olduğu dönemde bile yoğun temposuna rağmen bir çok Ford Otosan
etkinliğinde bizlerle bir arada olmuş ve bizden hiçbir zaman desteğini eksik
etmemiştir.
www.taysad.org.tr
OTOMOTİV SEKTÖRÜ
Bilinmeyen Yönleriyle
Ahmet Kınay
Güne Nasıl Başlar?
Enerjik.
Hangi Sporları Yapar?
Yelken, sörf, kayak, motorsiklet, bisiklet, koşu.
Düzenli Takip Ettiği Yayınlar?
Yelken dergileri.
En Sevdiği Yemek?
Etli yaprak sarma.
En Sevdiği Şehir?
İzmir
Sevdiği 3 Özelliği?
Mücadeleci, sıra dışılık, disiplinli olmak.
İş Hayatında En Çok Kızdığı Durum?
İşin sahiplenilmemesi, takip edilmemesi.
Hangi Tür Müzikleri Dinler?
Jazz
Son Okuduğu Kitap?
Adalet Ağaoğlu – Ölmeye Yatmak
Son İzlediği Film?
Mad Max: Fury Road
Ahmet Kınay ve 1846T – 940mm Midilli Çekici
Yakın zamanda tüm araçlarımızda yerli Ecotorq motorumuzu kullanmaya başlayacağız. Bu motorun
tüm araştırma ve geliştirme çalışmalarını da Ford
Otosan mühendislik ekibinin yaptığını belirtmek isterim. Motorun yanında Ford Otosan üretimi arka
aksı 2015 yılında devreye aldık. Bu aks, hem performans, hem fiyat olarak bize avantaj sağlıyor.
Ailesiyle/Arkadaşlarıyla Yapmaktan
Hoşlandığı Şeyler?
Yelken ve kayak yapmak.
Tatillerini Nerede Geçirir?
Teknede
Kullandığı Otomobil?
Ford Mondeo
En Sevdiği Söz
Bir araya gelmek bir başlangıçtır, beraberliği
sürdürmek bir ilerleme. Beraber çalışmaksa
gerçek başarıdır. (Henry Ford)
Ford Trucks’ın küresel projeleri
Ford Motor Company ile 2010 yılında imzalanan
Global Kamyon anlaşması çerçevesinde yeni pazarlara giriyoruz. Ford Otosan olarak, Global Cargo Büyüme Stratejisi doğrultusunda Doğu Avrupa, Ortadoğu, Rusya, Türki Cumhuriyetler ve Kuzey Afrika
pazarları başta olmak üzere 3 kıtada toplam 60 ülkenin kamyon özelinde satış, organizasyon ve distribütör atama haklarına sahibiz. Bu ülkelerde yayılma stratejimiz tüm hızıyla devam ediyor. Bu yıl 6 ülkede daha yapılanmamızı tamamlayarak 2015 sonuna kadar 23 ülke 28 tesiste hizmet vermeyi planlıyoruz. Bu adet 2020 yılına ulaştığında 50 ülke, 102 tesise ulaşacak. Bu da ciddi anlamda rekabetçiliğimizi arttıracak.
Global Cargo işbirliği kapsamında, birinci aşama olarak Güney Amerika’da Brezilya’da üretilen
Cargo’larda Ford Otosan’ın ihraç ettiği kabinler kul-
26
Temmuz July - Ağustos August 2015
www.taysad.org.tr
OTOMOTİV SEKTÖRÜ
lanılmaya başlandı. 2013 yılında pazara yeni 1846T
çekici modelimizi pazara sunduk. Ford’un ağır ticari mühendislik ve geliştirme merkezi olan Ford Otosan tarafından geliştirilen 1846 T çekici aracımız Eskişehir İnönü fabrikamız ile birlikte Brezilya Sao Paolo fabrikasında da üretilmeye başlandı. Mühendislerimiz tarafından yeni global aracımzın da çalışmaları devam etmekte.
İyi bir ajanda yönetimi, yoğun temponun çözümü…
Yoğun tempoyla başa çıkabilmek için mutlaka ajanda yönetimini iyi yapmak
gerekiyor. Bu çerçevede ajandamda rutine oturttuğum toplantılar var. Rutin
ayarlanamayacak toplantılar içinse bir hafta öncesinden toplantıları oluşturmaya,
mümkün olduğunca da buna sadık kalmaya çalışıyorum.
55 yıllık Ar-Ge geçmişimizden aldığımız güçle ürün
geliştirme standartlarımızı dünyanın tüm pazarlarına uygun modeller yaratarak gösteriyoruz. Sadece ürün geliştirmekle kalmıyor, mühendislik de ihraç ederek ülkemize katma değer sağlıyoruz. 2013
yılında Çin’li Jiangling Motor Corporation firmasıyla
imzaladığı teknoloji lisans anlaşması ile Türkiye otomotiv sektöründe önemli bir ilki daha gerçekleştiren
Ford Otosan, fikri mülkiyet haklarının yüzde yüzüne
sahip olduğu Ecotorq motorların, dünyanın en büyük kamyon pazarı olan Çin’de JMC markalı araçlarda kullanılmak üzere üretilmesine izin verdi.
2014 Temmuz ayında bu başarıya bir yenisi daha eklendi. Mevcut kamyonların şasi, kabin ve parçalarının teknolojisine ilişkin olarak aynı firmayla bir lisans
anlaşması daha imzalandı. Böylelikle sektörün mühendislik ihracatı gerçekleştiren ilk şirketi olduk.
Global distribütörlük ve bayilik çalışmalarımıza devam ediyoruz. Önemli kamyon pazarlarından Ortadoğu bölgesindeki varlığımızı güçlendirmek amacıyla Dubai Ford Trucks ofisimizi açtık. Bununla birlikte, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’daki
yeni bayiliklerimizi devreye aldık. Ortadoğu bölgesinin kalan ülkelerine de 2015 yılı içinde giriş yapmış olacağız.
Diğer yandan, Rusya pazarındaki rekabet gücümüzü artırmak üzere 2014 Aralık ayında Ford Trucks
kamyon ve çekicilerin üretimi için Rusya’nın en büyük otomotiv üreticilerinden Avtotor Holding ile anlaşma imzaladık ve Eskişehir’den sonra, Rusya’nın
“Krallar Şehri” Kaliningrad’da da kamyon üretmeye
başladık.
2013 yılında Çin’li Jiangling Motor Corporation firmasıyla
imzaladığı teknoloji lisans anlaşması ile Türkiye otomotiv
sektöründe önemli bir ilki daha gerçekleştiren Ford Otosan, fikri
mülkiyet haklarının yüzde yüzüne sahip olduğu Ecotorq motorların,
dünyanın en büyük kamyon pazarı olan Çin’de JMC markalı
araçlarda kullanılmak üzere üretilmesine izin verdi.
Gelecek gelişen pazarların içinde olmayı gerektiriyor
Ford Trucks olarak geleceğimizin yurtdışı pazarlarda
olduğuna inanıyoruz. Kendimize 2020 yılında her satılan 3 araçtan 1’inin ihracat satışı olması gibi bir hedef koyduk.
Dijital iletişimde etik kurallar fayda sağlıyor
Günümüz koşullarında iletişimin en etkili yolu olan sosyal medya teknolojinin
her alanında olduğu gibi faydaya yönelik kullanıldığında değer katmakla beraber,
kötüye kullanımda ise tehlike arz ediyor. Geçiş dönemindeki aksaklıkların
olumsuz etkilerini görmekle beraber yasal düzenlemelerle sosyal medya ve
dijital iletişimin de bir etik ve düzen içinde ilerlemesinin faydalarını hep birlikte
görüyoruz. Bugün gelinen noktada, yaşanan bir olayın, haberin tüm detaylarına
ve fotoğraflarına sadece birkaç saniye içinde ulaşabiliyoruz.
28
Temmuz July - Ağustos August 2015
Yaptığımız çalışmalar sonrası bize tanımlı 60 ülkeden öncelikli pazar olarak Rusya, Ortadoğu, Kuzey
Afrika ve Doğu Avrupa’yı hedefledik. Bu pazarlarda etkin rol oynayabilmek için yerel ofis stratejisine
geçtik. Bu kapsamda Rusya’da 2008 yılından beri
faaliyet gösteren bir ofisimiz var. Bu yıl içinde de
Avtotor firması ile başlanan lokal üretimin katkısı ile
ülkenin mevcut durumdaki düzelme sonrasında satışlarımızı arttıracağız.
Ortadoğu’da 2014’te Dubai ofisini açarak bölgedeki etkinliğimizi arttırdık ve bu yıl ciddi siparişler alıyoruz. Yine bu yıl içinde Kuzey Afrika’ya da ofis açıyoruz. Kuzey Afrika’da da Arap baharı sonrası toparlanma yaşanan ülkelerden önemli filo işleri almaya başladık. 2016 sonuna kadar da Doğu Avrupa’da planlanan noktalarda yerel ofislerimizi açacağız. Euro 6
emisyon seviyesine sahip Yeni Ecotorq motorumuza sahip ürünlerimizle, Avrupa pazarında 2016 itibariyle önemli başarılar imza atacağımıza inanıyoruz. n
www.taysad.org.tr
OTOMOTİV SEKTÖRÜ VE İNSANLAR
Opaş Otomotiv 41 yıldır istikrarlı
gelişim çizgisini sürdürüyor
41 yıllık yolculuk
1974 Yılında İstanbul’da kurulan Opaş, o tarihten bu yana istikrarlı gelişim
çizgisini sürdürerek günümüz Türk otomotiv tedarik sanayisinin gurur duyacağı
şirketlerden biri haline gelmiştir. TAYSAD’ın ilk üyelerinden olan Opaş
Otomotiv’in Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Yenigün ve Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Nurgül Yenigün Uras ile sektör ve aile şirketleri üzerine konuştuk.
NURİ YENİGÜN: Türkiye’nin otomotiv sanayine adımını attığı yıllarda, bizde otomotiv sanayine nasıl bir katkı sağlarız düşüncesiyle 1974 yılında otomotiv ateşleme
sistemleri konusunda üretim yapmaya karar verdik.
O yıllarda ülkenin içinde bulunduğu durumdan kaynaklı olarak yaşanan döviz sıkıntısı,
otomotivde ithal parçaların Türkiye’ye getirilmesi konusunda aksamalara yol açıyordu. Dolayısıyla şirket olarak o dönem
hangi parçayı üretirsek, otomotiv sanayine OEM parçası olarak tedarik edersek bir
katma değer sağlarız diyerek üretime başladık. O dönem ayrıca bir çok parçanın ithal olarak Türkiye’ye gelmesi nedeniyle
parçaların yerlileştirilmesi daha çok teşvik
ediliyordu. Bütün bunlar bir araya gelince
bizde otomotivde imalat sanayine yönelmiş olduk.
İmalata başladığımızda ilk müşterimiz Tofaş oldu. Daha sonra Renault-Mais ile devam ettik. Üretim konumuzda ithalatı keserek, ülke ekonomisine ve sektöre de
ciddi bir katkı sağlamaya odaklandık.
Üretimimizi Alman lisansı ile Türkiye’de
yapmaya başladık
Almanların alanında 50 yıllık bir geçmişi olan markası Doduco’nun lisansıyla
Türkiye’de üretim yapmaya başladık. İşbirliğimizin ilk yıllarında her yıl bir lisans ücreti ödeyerek, üretime devam ederken, geçen yıllar içinde karşılıklı iyi ilişkilerin kurulması sonucu işbirliğimiz daha üst boyuta
taşındı.
Almanya’da üretim yapan fabrikası komple sökülmek suretiyle tüm makina ve kalıplar Türkiye’ye gönderildi. Bir teşvik kapsamında Doduco’nun üretimini Almanya’dan
Türkiye’ye taşımış olduk. Türkiye’de Almanların makina ve parkıyla, üretim sistemleriyle ve otomasyonlarıyla parça üretmeye başladık.
Üretteğimiz ürünler “Made in Turkey”
damgasıyla dünyaya dağıldı
Türkiye’de üretilen ürünler Almanya’ya
gönderilerek, dünyaya dağılıyordu. Bu sü-
30
Temmuz July - Ağustos August 2015
www.taysad.org.tr
OTOMOTİV SEKTÖRÜ VE İNSANLAR
reçte belirli dönemlerde Alman firmanın
ve büyük tedarikçilerimizin denetimlerine tabi tutulduk. Denetimler sonucunda
Türkiye’de üretimini yaparak Almanya’ya
gönderdiğimiz ürünlerin üzerine ilk kez
1995 yılından itibaren “Made in Turkey”
yazılmaya başlandı.
1974 yılında kurulan şirketimiz bugün 41.
yılını kutluyor. Halen Almanya’ya, Federal
Mogul, Standart Motor Products Europe
Limited, Intermotor, Borg Warner Beru,
Lucas gibi dünya markalarına üretim yapmaktadır.
Üç kuşak devam eden aile şirketi
Şirketin kurucusu babamız Mustafa
Yenigün’dür. Daha sonra bizler şirkette çalışmaya başladık, sonra üçüncü kuşak dahil oldu. Babam Perşembe Pazarı’nda ticaret ile uğraşıyordu. Bunun yanı sıra kısıtlı
da olsa imalata yönelik ürünler üretmeye
de çalışıyordu. 1970’li yıllarda otomotiv sanayinin Türkiye’de gelişmesi bir çok işletmeyi çok heyecanlandırdı. Aynı şekilde bizim işletmemizde bu heyecanın verdiği girişim ruhuyla otomotiv sektörüne yöneldi.
O dönem Tofaş fabrikası açılmış, Şerçe
modeli pazara sunulmaya başlıyordu. Otomotivin gelişimi ticaret ve imalat yapanlar için yeni bir kapı aralıyordu. Bir gelecek
görerek böyle bir dönemde sektörün içine
adım attık. Bende o dönem üniversite öğrencisiydim. İşletme üzerine eğitim alıyordum. Yine o dönem kardeşimle hem üniversiteye devam edip hem de imalat sanayine yavaş yavaş adım attık. Böylece imalatın getirdiği farklı bir anlayışı görüp ve bilerek adım atmış olduk.
O dönem üretilen bir çok ürün Tofaş ve
Renault lisansıyla üretiliyordu. Sektöre
yeni adım atmış imalatçılar için bu ürünleri OEM’ler nezdinde kabul ettirmek çok da
kolay bir iş değildi. Ciddi testler ve üretim
analizleri gerektirmekteydi. Ayrıca ürünler
OEM’ler nezdinde kabul görünce, bu ürünün ithalatı kesilmiş ve yerlileşmiş oluyordu.
Opaş uzun yıllar boyunca Tofaş’ın ve
Renault’ün Türkiye’de üretilen bütün araçlarında kendi üretim alanındaki orjinal parçalarını üretmiş oldu. Daha sonra teknolo-
jinin ilerlemesiyle birlikte araçlarda model
yenilikleri ve versiyon değişiklikleri olmaya
başladı. Araçlar için farklı ürün gereksinimleri ortaya çıktı. Gelişen teknolojiyle yeni
nesil araçlar için de yeni ürünler üretmeye
devam etmekteyiz.
Almanlar ile işbirliği
kurumsallaşmayı sağladı
1982 yılında lisans altında üretim yapmaya
ve Almanlar ile çalışmaya başladık. Almanların üretim ve yönetim anlayışını bir kendimize aktardık. Almanya’dan bize gelen
komple tesisin, aynı zamanda bir alt yapısı da geldi. ERP’yi 1992 yılında kullanmaya
başladık. Almanlar ile işbirliği aynı zamanda şirketimizin kurumsallaşmasına da ön
ayak oldu.
Aile anayasamız kurucu
ilkelerimiz oldu
NURGÜL YENİGÜN URAS: Şirketimiz
yıllar önce kardeşlerin oluşturduğu bir aile
şirketiydi. Aile anayasımız gereğince her
aileden bir kişi şirkette çalışması gerekiyordu. Babam Nuri Yenigün’ün benimle
beraber üç kızı vardı. Aile yasamız gereğince ben aile şirketinde görev almaya uygun
görüldüm. Yine aile anayasamız gereğince
çocuklar bir yıl başka şirketlerde çalışarak,
kendi şirketimize döneceklerdi. Bu çerceveden hareketle 2003 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi bölümünden mezun
oldum. Üniversite sonrası farklı şirketlerde
bir kaç yıl çalıştıktan sonra aile şirketimiz
olan Opaş’a geldim. İhracat ve ithalat sorumlusu olarak işe başladım.
Sektörde bir kadın olarak farklı
kültürlerdeki yapılar içinde çalışma
fırsatı buluyorum
NURGÜL YENİGÜN URAS: Otomotiv erkek egemen bir sektör olmasına rağmen,
kadınlar yapıları gereği biraz duygusal ve
hassastırlar. Özellikle müşteri ilişkilerinde
kadınların daha ikna edici olduğunu düşünüyorum.
Olayları yönlendirmek, bakış açısı ve siparişi almak konusunda özellikle de yurt dışı
ile çalışırken daha ikna edici oldukları kanaatindeyim. Fakat bu yurt içindeki ilişki-
Nuri Yenigün, otomotiv sektörünün olmazsa olmazlardan birinin Ar-Ge
çalışmaları olduğunu söyledi. Yüzde yüz yerli sermayeli bir aile şirketi olan
Opaş Otomotiv’in orijinal imalatçılara ve tedarik sanayi firmalarına ateşleme
parçaları ürettiğini dile getirdi.
www.taysad.org.tr
TAYSAD’ın
ilk üyelerinden
Opaş Otomotiv
NURİ YENİGÜN: Opaş Otomotiv,
TAYSAD’ın ilk üyelerinden birisidir.
TAYSAD’ın kurulduğu dönemde
Opaş Otomotiv’in merkezi İstanbul
Taksim’deydi. Hatta o dönem
otomotiv tedarik sanayinin merkezi
de Taksim’di. Türkiye’ye toptan
ürün satan ve parçaların Taksim’den
dağıldığı bir dönemdi. Adeta bir
merkez gibi çalışıyordu.
TAYSAD’ın kurulma aşamasında, bu
girişimden haberdar olduk. Derneğin,
tedarik sanayi imalatçılarının
sıkıntılarını çözebilecek adımlar atmak
için bir araya gelmeyi hedeflediğini
öğrendik. Tedarik sanayi o zaman
birbirinden çok kopuk ve farklı
yerlerde faaliyetler yürütüyordu.
Biraraya gelmek, bir sinerji yaratmak
adına güzel bir girişim oldu, bizde ilk
üyelerinden biri olduk.
Kuruluş aşamında hemen TAYSAD’a
üye olduk. TAYSAD Organize Sanayi
Bölgesi’nin yeri satın alınırken Opaş
olarak belirli taahhütlerimizi verdik. 86
yılından itibaren OSB için çalışmaya
başladık. O dönemin yönetim kurulu,
başkanları ve üyeler gayet özverili bir
şekilde çalıştılar. Hep birlikte güzide
bir OSB’yi inşa etmiş olduk.
ler için çok da geçerli değil, en önemli ayrım noktası ise aynı dili konuşmak oluyor.
Otomotiv sektöründe bir kadın yönetici
olarak yurt dışı müşteri ilişkilerini yönetmeyi daha çok seviyorum. Yurt dışı müşteri yelpazemiz çok geniş; Araplardan İngilizlere, Almanlardan Uzak Doğululara kadar uzanıyor. Bu çok çeşitlilik ve kültürlülüğü bir arada olmasını sağlıyor. Bu şekilde
farklı yapılardaki kültürleri de öğrenmeme
fırsat tanıyor.
Otomotiv kolay bir sektör değil
Ben evliyim ve bir kızım var. Kızımın ileride büyüdüğünde otomotiv sektöründe
çalışmasını sanırım istemiyorum. Otomotiv kolay bir sektör değil, özellikle biz imalatçılar için. Artık bizden sonra gelecek kuşak için yeni bir sürü iş alanları ve fırsatları oluşuyor.
Ben kızımın teknoloji ağırlı bir işte çalışmasını ve daha çok katma değer üretecek bir
Temmuz July - Ağustos August 2015
31
OTOMOTİV SEKTÖRÜ VE İNSANLAR
alanda yoğunlaşmasını arzu ederim. Fakat
yine de kızımın kendi mesleğini kendisinin
seçmesini isterim.
Ailemizin genlerinde üretim ve yoğun
çalışmak var
NURİ YENİGÜN: Benim bir kızım otomotiv sektöründe diğer iki kızım ise başka bir
sektörde kendi işlerini yapıyorlar. Bizim ailede çalışmak, üretmek ve ticaret yapmak
sanırım genlerimize işlemiş. Evimizin içinde bu atmosfer hakim olmuş, çocuklarımız farklı kulvarlarda olsa da çalışma hayatlarını başarıyla sürdürüyorlar. Torunumda genlerimizden geçen çalışma dürtüsüyle büyüyecektir. Belki aile şirketimizin dördüncü kuşak olarak devamını sağlayacaktır. Elbette Türkiye gibi bir ülkede
Kobi’lerin yüzde 90’ını aile şirketleri oluşturuyor. Aile şirketleri parçalanarak kendilerini devam ettirmeye çalışıyorlar. 41 yıla
damgasını vuran şirketimizin gelecekte de
kendisini var edeceğini umuyorum.
Şirket işi, şirkette kalmalıdır
NURİ YENİGÜN: Bizler aile olarak bir araya geldiğimizde çok fazla iş odaklı konuşmayız, bu hatta tavsiye etmediğim de bir
durumdur. İş her zaman işte halledilir. Ailede bir araya geldiğimizde günlük hayata
ilişkin değerlendirmelerimiz ve paylaşımlarımız olur. Aile şirketlerinin sıkıntılarından
ve fazla uzun süreli olmayışlarından bir tanesi de aile içinde diğer fertlerin bu işlere
dahil olmasıdır. Bana göre de şirket işi, şirkette kalmalıdır. Ve sorunlar işte çözülmelidir. Sorunlar aile içine girdiği zaman adeta çıkmaz bir yola saplanmış olur.
Aile şirketlerinin Türkiye’deki kültürün getirdiği farklılıklar yüzünden uzun soluklu
olması çok zor. Aile şirketlerinde sadece
maddi anlamda bir kavga yoktur, işin içine
duygusallıkta girmektedir. Aynı zamanda
bir başarı kavgası da vardır. Sonuç itibariyle kültürümüzden gelen bazı olumsuz etkiler aile şirketinde bir takım rahatsızlıkların büyümesine yol açıyor. Bunun önemlerinin alınmadığı durumlarda ise aile şirketleri çok kalıcı olamıyorlar.
Opaş Otomotiv’in ileriye dönük bakış açısı ve projeleri arasında sürekli artan
ihracat, teknik ve ticari yetkinlik,uzun yıllara dayanan tecrübesi ve bilgi
birikimi ile tedarik sanayi “ Know - How “ın önemli bir aşamaya gelmiş olması
ve bu aşamada Opaş Otomotiv’in de bulunması, küreselleşme sürecine uyum
yeteneği, konjönktürdeki değişimlere ve değişen dünya standartlarına uyum
sağlayabilme, düşük miktarlardaki üretimlere parça üretebilme, üretim ve
teslimatta esnek ve terminlerine zamanında uyma, lisans üstü mühendisleriyle
sektörde Opaş Otomotiv olarak hedeflerimiz arasına almış bulunuyoruz
Çalışan, işleyen, gelişime açık firmalar
parçalanmaz ya da yok olamaz
NURİ YENİGÜN: Aile şirketlerinin kalıcı
olabilmesi için en önemli nokta bana göre
ekonomik işleyişin ve modellerin kurallarına uygun bir şekilde tesis edilmesidir.
Rahmetli Özal’ın başbakanlık yaptığı dönemde uyguladığı bir politika vardı. Yabancı sermayeyi ülkeye yatırıma çağırırken, bir
çok konuda bu firmalara teşvikler sunuyordu. Ülkemizde otomotiv sektörünü yıllarda ayakta tutmuş ve emek vermiş bir tedarik sanayi var. Yabancı yatırımcılar ülkemize gelirken, ülkemizin köklü yerli tedarik sanayicilerinin de bana göre desteklenmesi gerekmektedir. Örneğin bir otomotiv fabrikası Türkiye’ye yatırım yapıyor.
Bir tedarikçi örneğin kablo üretiyor, ürününü Avrupa’ya gönderiyor, hatta dünyanın en önemli firmalarına ürün tedarik ediyor. Ama Türkiye’deki ana sanayi firmasına ürün tedarik ederken bir çok zorlukları
aşması gerekiyor. Ülkemizdeki Kobi düzeyindeki bir çok işletme maddi imkansızlar
yüzünden parçalanıyor.
Aile şirketlerinde baştan kuralların
belirlenmesi gereklidir
Aile şirketlerinin mutlak bir anayasası olması gerekiyor, bu anayasayı da dışarından bir kurumsal firmanın oluşturması
şarttır. Aile de bu anayasaya uymayı taahhüt etmelidir.
Otomotiv Türkiye’nin öncü
sektörlerinden birisi
Türk otomotiv sanayinin geleceği bana
Kurulduğu günlerde otomotiv ateşleme sistemleri üreten şirket, ürün
yelpazesini devamlı genişleterek modern araçlarda bulunan her türlü
ateşleme sistemi elemanını üretebilecek teknoloji ve insan gücüne erişmiştir.
Belli başlı ürünleri arasında halen, Platinler, distribütör kapakları, çeşitli tipte
kondansatörler, buji kablo setleri ve tevzi makaraları, ağır hizmet endüksiyon
bobinleri, yeni nesil ateşleme bobinleri, sensörler, lambda sensörleri, hava
akış metreleri sayılabilir.
32
Temmuz July - Ağustos August 2015
göre umut vermektedir. Ülkemiz imalatçıları belirli bir tecrübeye sahip oldular,
dünyanın kabul gördüğü kalite seviyesini aştılar. Otomotiv tedarikçileri, lisans ve
know-howla çalışmak suretiyle AB standartlarında üretim yapmayı öğrendi. Otomotiv sektörü Almanya ağırlıklı çalıştığı
için, onların getirdiği disiplin, terbiye ve iş
ahlakını iyi taşıdı. Türkiye otomotiv tedarik
sanayisinin geldiği noktayı, TAYSAD Organize Sanayi Bölgesine bakarak görebilirsiniz. Altyapısı ve üst yapısıyla Türkiye’de ilk
kez otomotiv tedarik sanayi ihtisas organize sanayi bölgesine sahibiz.
Karşındakini dinlemeyi ve sabretmeyi
babamdan öğrendim
NURGÜL YENİGÜN URAS: Babamdan
çok şey öğrendim, bunların başında da
sabretmek geliyor. Bunun dışında iletişim çok önemli, yönetmek için iletişim dilini kullanmayı yine babamdan öğrendim.
Bazen duymamayı, görmemeyi ve empati kurmayı seçtim. Bizim şirkette aynı otomotiv sektörümüzde olduğu gibi erkek çalışan çok fazla, kadınların sayısının az olmasının bazen avantajlarını bazen de dezavantajlarını yaşıyorum.
Babam sektörde ve iş ilişkilerinde büyük bir tecrübe sahibi, işletmemizde yaşça benden büyükleri ikna ederken babamı devreye sokuyorum. Güven kazanmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum,
bunun yollarını ve yöntemlerini bazen babamın şirketteki varlığıyla çözüyorum. Babam çok sakin biridir, karşındakini dinler,
az konuşur ve o an düşünür. Sanırım bu
genlerimizde taşıdığımız bir durum. Hepimiz sakiniz, karşımızdakini dinliyoruz, hızla sessizce düşünüp çok kolay kararlar alabiliyoruz.
Ben hata yapmamaya aşırı özen gösteriyorum bu yüzden çok fazla detaylara iniyorum. Babam bu konularda hatalara karşı
daha toleranslıdır. Şirketimizde iç denetim
sistemini kurduk, ben aynı zamanda iç denetimden sorumluyum. Artık kişilere güvenmektense, sisteme güveniyoruz.n
www.taysad.org.tr
ÇALIŞMA BARIŞI
Üretim duruşu, otomotiv
ihracatını yüzde 27 düşürdü
TSKB tarafından hazırlanan Mayıs 2015 tarihli rapordan sizler için derledik.
Oyak Renault, Tofaş ve Ford Otosan’da üretimin kesintiye uğraması, Türk
otomotiv sektöründe kırmızı alarm verilmesine neden oldu. 1 milyon adede
doğru giden iç pazar satışları ve büyüme trendine giren Avrupa Birliği pazarları
nedeniyle araç tedariğinde sıkıntı yaşayan otomotiv devleri, üretimin durması
yüzünden çaresiz kaldı. 6 günlük üretim kaybı Ford Otosan’ın da eklenmesiyle
yaklaşık 12 bin araca çıktı. Yetkililerin verdiği bilgiye göre, zarar 1 milyar
lirayı geçmiş durumda.
Y
ıllık 22 milyar dolarlık ihracatla Türkiye ihracatının en büyük parçasını
oluşturan otomotiv sektörünün merkezi
konumundaki Bursa'da, otomotiv işçilerinin 'ücret zammı' talebiyle başlattıkları iş
bırakma eylemine 15 bin 600 işçi katıldı.
ğünde yaklaşık 1 milyon kişi geçimini otomotiv sanayisinden sağlıyor. MESS’den
yapılan açıklamada, bir günlük gecikmenin
ana sanayiye maliyetinin 175 milyon TL olduğu tahmini yapıldı.
Türk Metal-Sen’e bağlı olarak çalışan Renault işçilerinin 14 Mayıs gecesi ücretlerinin iyileştirmesi talebiyle başlattığı eylemler, önce TOFAŞ’a ardından da başta Bur-
Türkiye’de otomotiv ana sanayisinde 50
bin, tedarik sanayisinde 250 bin çalışan
bulunuyor. Bağlı iş kolları da düşünüldü-
salı metal firmaları olmak üzere farklı illere de sıçradı. Bugün gelinen süreçte, işçiler eylemlerini sonlandırmış olsalar da,
olan Türkiye ekonomisine oldu ve son 9
yılın ihracat şampiyonu olan otomotiv endüstrisi yara aldı.
Otomotiv Sektörünün Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri
Otomotiv ve tedarik sanayi üretiminin,
imalat sanayi gayri safi hasılası içindeki
payı %20, GSYH içindeki payı ise %5 civarında tahmin edilmektedir.
İmalat sanayi alt sektörlerinden “motorlu
kara taşıtı, treyler ve yarı treyler”e ek olarak “ana metal sanayi”, “fabrikasyon metal parçalar”, “plastik ve kauçuk ürünler”,
“elektrikli teçhizat” ve “diğer ulaşım araçları”, otomotiv ve otomotiv tedarik sanayi
ürünlerini değişik oranlarda barındıran alt
sektörlerdir. Bunlar dışında tekstilden kim-
Otomotiv Sektörü
%
16,8
%
8,14
İhracat İÇİNDEKİ PAY
İMALAT SANAYİ İÇİNDEKİ PAY
22,8
1
MİLYAR DOLAR
MİLYON
İhracat tutarı
DOLAYLI İSTİHDAM
300
BİN ÇALIŞAN
DOĞRUDAN İSTİHDAM
34
Temmuz July - Ağustos August 2015
www.taysad.org.tr
ÇALIŞMA BARIŞI
Otomotiv, Tedarik Sanayi ve Yüksek Geri Bağlantılı Sektörlerin İmalat
Sanayi GSH İçindeki Payı % (2013)
Ana Metal
7,8%
Motorlu Kara
Taşıtları 8,9%
Fabrikasyon
Metal Ürünleri
6,4%
Elektrikli
Teçhizat 5,6%
Kauçuk ve
Plastik 5,3%
Diğer % 64,8
Diğer Ulaşım
Araçları 1,2%
yasallara otomotiv ve otomotiv tedarik sanayiine girdi sağlayan pek çok sektör bulunmaktadır. (Emniyet kemerlerinde kullanılan dikiş iplikleri, emniyet kemeri, koltuk,
iç döşemedeki tekstil ürünleri, boya, sensör vb.)
Dolaylı geri bağlantılar dahil edildiğinde
otomotiv sektörünün imalat sanayi içindeki ağırlığının %30’u geçtiği düşünülmektedir. Akaryakıt, distribütörlük, servis hizmetleri vb ileri bağlantılar da dikkate alındığında sektörün geri ve ileri bağlantılarıyla GSYH içindeki payının %10-12 civarında
olduğu tahmin edilmektedir.
Otomotiv ana sanayiinden ilk çeyrek
GSYH büyümesine 0,5 puan civarında katkı geldiği, tedarik sanayi, geri ve ileri bağlantılar dahil edildiğinde bu katkının 0,7-0,8
puana yaklaştığı tahmin edilmektedir.
Hem iç talep hem dış talepteki güçlü seyre bağlı olarak gerçekleşen üretim artışı
Nisan ayında da devam etmiş, Nisan üretimi 2014 yılının aynı ayına göre %22 artış göstermiştir. Sanayi üretime katkının
Nisan ayında da yılın ilk çeyreğine benzer
düzeyde sürdüğü tahmin edilmektedir.
Mayıs ayındaki üretim kaybının ise sanayi üretim ve GSYH artışı üzerinde olumsuz
etkisi olacağı düşünülmektedir.
%6,6’dır.
Kuvvetli talep nedeniyle stokların sınırlı olduğu hesaplanmaktadır. Mayıs’taki üretim
kaybının Haziran ayı iç satışlarına ve ihracatına yönelik olumsuz etkileri olabileceği
öngörülmektedir.
İlk çeyrekte toplam sanayi üretim endeksi
En Fazla İhracat Yapan Sektör
%1,26 artarken motorlu kara taşıtları, trey-
Otomotiv sektörü Türkiye’nin toplam ihracatına en fazla katkıda bulunan sektör konumundadır. 2014 yılı genelinde otomotiv
ihracatı 22,8 milyar $ olmuştur.
lat sanayi üretimi içerisindeki payı %8,14,
toplam sanayi üretimi içindeki payı ise
ler ve yarı treyler üretim endeksi %22 artış göstermiş ve ilk çeyrekte toplam sanayi üretimine otomotiv ana sanayiinden 1,5
puan katkı gelmiştir. Otomotiv sektörünün
sanayi üretimindeki pozitif seyirde en büyük katkıyı sağladığı görülmektedir.
2015 yılının ilk çeyreğinde otomotiv ihracatının toplam ihracat içindeki payı ise
%16,8’e ulaşmıştır.
Otomotiv sektörünün sanayi istihdamı
içindeki doğrudan payı %6 iken, tedarik
sanayi ve diğer ileri-geri bağlantıları dahil
edilerek düşünüldüğünde sanayi istihdamı
içindeki payı %20’ye ulaşmaktadır.
Otomotiv, orta-yüksek teknolojili sektörler arasında yer almakta ve ihracat tutarının yüksekliğinin yanı sıra hem ana sanayi hem de tedarik sanayi ihracatında birim
katma değeri de en yüksek sektörler arasında bulunmaktadır.
İstihdamdaki payı, en fazla ihracat yapan
sektör olması gibi noktalar da göz önünde
bulundurulduğunda sektördeki gelişmelerin hem diğer sektörler hem de ekonominin bütünü üzerinde kuvvetli etkiye sahip
olduğu söylenebilir.
İlk 4 Ayda Sürükleyici Sektör
Motorlu kara taşıtı, treyler (römork ve yarı
treyler yarı römork) imalatının toplam ima-
www.taysad.org.tr
İÇ PAZARI DA VURDU
Otomotiv işçilerinin eylemi iç pazar satışlarını da vurdu. 90 bin
adetlerin üzerine doğru giden binek oto ve hafif ticari araç pazarının araç
tedariğinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle 84 bin adetlerde kalması bekleniyor. Özellikle yerli araç satışlarının ağırlıkta olduğu Renault, Tofaş ve Ford
gibi markalar, ürün bulamadığı için hedeflerini revize etmek zorunda kaldı.
Satışlarda 8 bin adetlik kayıp yaşandı.
Temmuz July - Ağustos August 2015
35
ÇALIŞMA BARIŞI
Ana Sanayi İhracatının Dağılımı (2014)
Tedarik Sanayi İhracatının Dağılımı (2014)
Römork-Yarı
Römork 0,3%
İç ve Dış Lastik
11,9%
KamyonKamyonet
31,7%
Otomobil
54,8%
Diğer Aksam
ve Parçalar
81,8%
14-22 Mayıs 2015 Üretim Kaybı Tahmini: 15.158 Araç
7.912
5.362
1.884
OYAK RENAULT
TOFAŞ
FORD OTOSAN
Ana sanayi üretiminin %75’i tedarik sanayi üretiminin de %40’ı ihracata yöneliktir.
2015 yılının ilk 4 ayında adet bazında %10
artış gösteren otomotiv ihracatı, Nisan
ayında %2 artmıştır.
14-22 Mayıs Üretim Kaybı Tahmini:
15.158 Araç
14 Mayıs’tan itibaren önce Oyak
Renault’da, ardından Tofaş, Coşkunöz,
Mako, Valeo, Delphi, Ototrim gibi fabrikalarda çalışanlar, ücret artış talebi ile
iş bırakmıştır. Ford’da ise Coşkunöz ve
Mako’dan girdi tedarik edilemediği için
üretime ara verilmiştir. 22 Mayıs’ta Ford,
Tofaş ve Coşkunöz’de üretime başlandığı,
bir anlaşma zeminin oluşmakta olduğu bilgisi gelmiştir.
Oyak Renault, Tofaş ve Ford’da önceki aylardaki üretim adetlerinden hareketle 1422 Mayıs tarihleri arasında üretim kaybı 15
bin 158 adet araç olarak hesaplanmaktadır. Ocak-Nisan dönemindeki üretim gerçekleşmesinden hareketle Mayıs ayı üretim programının %13 altında kalındığı tahmin edilmektedir.
Ayın kalanında sektörün iki vardiya çalışmaya dayalı yüksek KKO düzeyleri ve kalifiye işgücü yapısı göz önüne alınarak söz
36
Temmuz July - Ağustos August 2015
Akümülatör
3%
konusu kaybın telafi edilmesinin güç olduğu düşünülmekte, buna bağlı olarak da
Mayıs ayı sanayi üretimine otomotiv ve tedarik sanayiden hareketle 1 puan civarında
negatif etki geleceği tahmin edilmektedir.
Tüm geri ve ileri bağlantılar dikkate alındığında ikinci çeyrek GSYH büyümesini de
aşağıya çekecek bir etki söz konusudur.
Üretim kaybına ve üretimin durduğu fabrikaların ihracattaki payına bağlı olarak Mayıs ayı otomotiv ihracatında da %10-15
aralığında gerileme yaşanacağı, bunun
toplam ihracata yansımasının da %2-2,5
düşüş olacağı düşünülmektedir. İş bırakmaların uzaması durumunda ihracat tesli-
matlarının yapılamaması, sipariş iptalleri,
kontratlardaki cezai maddelerin uygulanması gibi daha uzun vadeli ve kalıcı etkilerin ortaya çıkması olasıdır. Böylesi bir durumda otomotiv sektöründe çok uzun yıllara dayanan çalışma ilişkileri paradigmasının bozulması da önemli bir ek maliyet olarak değerlendirilmektedir.
Otomotiv sektörünün sanayi sektörleri
içinde en kalifiye mavi yakalı işgücünü istihdam etmesi de dikkate alınması gereken bir noktadır. İşgücü arzının diğer sektörlere göre daha düşük esnekliği sahip olması, işgücü kaybına yol açacak bir sonucun üretim kabiliyetinde aşınma yaratma
olasılığına işaret etmektedir.
Ücret artışının kabul edilmesi ve anlaşmanın hızlı sağlanması, kısmi verimlilik artışının da yardımıyla Haziran ayında üretim
kaybının telafi edilmesini sağlayabilir.
Olası bir ücret artışının diğer sanayi sektörler için de emsal oluşturması ve genel ücret düzeyine cüz’i de olsa etkide bulunması söz konusu olabilir.
Anlaşmanın hız ve kapsamından bağımsız,
orta vadede otomotiv sektörünün teda-
İŞ DURAKSAMALARI İHRACATI
4 PUAN ETKİLEDİ
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, otomotiv
sektöründeki iş duraksamalarının üretim ve
ihracatı olumsuz yönde etkilediğini belirterek,
“Yaptığımız hesaplamalara göre tedarik
sanayide 250, ana sanayide 300 milyon
dolarlık ihracat ve üretim kaybı olduğunu
görüyoruz. Yani kayıplar 500 milyon doları aştı,
aylık ihracata 4 puan negatif etki oluştu” dedi.
MEHMET BÜYÜKEKŞİ
TİM Başkanı
www.taysad.org.tr
ÇALIŞMA BARIŞI
Araç Üretim Adedi (Ocak-Nisan 2015)
İhracat Gelişimi (Adet)
Otomotiv sektörünün sanayi
istihdamı içindeki doğrudan payı
%6 iken, tedarik sanayi ve diğer
ileri-geri bağlantıları dahil edilerek
düşünüldüğünde sanayi istihdamı
içindeki payı %20’ye ulaşmaktadır.
ulaşmıştır. Üretimin 10 gün daha devam
etmemesi halinde bu rakam 43 bin 70, 1
aya uzaması durumunda ise 70 bin 40 araç
kayıp yaşanmış olacaktır, ki bu rakam 12
aylık toplam araç üretiminin %11’ini oluşturmaktadır.
rik yapısı ve süreçleri, stok yaklaşımı gibi
konularda rekabet gücünü de etkileyecek
kimi değişiklikler yaşanabileceği düşünülmektedir.
Yılın ilk 4 ayında araç ihracatında görülen
48 bin 930 adetlik artışın %56’sı Ford’dan
kaynaklanmıştır. Firmaların üretim ve ihracat rakamları karşılaştırıldığında üretim
kaybının ihracata yönelik etkisinin süre arttıkça kuvvetlendiği açıkça görülmektedir.
Ana Sanayide Kayıplar
2015 yılının ilk 4 ayında Tofaş’ın üretim
hacmi, önceki yılın aynı dönemine göre
%25,6 artarak 91 bin 290 adet olmuştur.
Tofaş’ın otomotiv sektöründeki pazar payı
%12 civarındadır. Üç vardiya üzerinden
hesaplanan kapasite kullanım oranı %65,1
seviyesinde görülse de, iki vardiya düzenine göre çalışılıyor olması sebebiyle fiili kapasite kullanım oranı %97,6 olmuştur. Çalışan sayısı yaklaşık 6 bin 500 kişidir.
2015’in ilk 4 ayına ait rakamlara göre günlük araç üretimi, Oyak Renault’ta 989,
Tofaş’ta 766 ve Ford Otosan’da 942 adet
olmuştur. 22 Mayıs itibariyle Renault’ta
7 bin 912, Tofaş’ta 5 bin 362, Ford
Otosan’da 2 bin 826 adetlik araç üretim
kaybı söz konusudur. Üç fabrikadaki toplam üretim kaybı 16 bin 100 adet araca
5-15
%
BİST ve Otomotiv Firmaları
Otomotiv sektörünün güçlü iç talep ve artan ihracatı yılbaşından beri hisselere pozitif yansımış, endeksin üzerinde getiri izlenmiştir. 14 Mayıs’ta başlayan olumsuz
haber akışıyla performanslar tersine dönmüş olsa da, şimdilik düşüşlerin çok sınırlı
kaldığı söylenebilir. 14 Mayıs-21 Mayıs tarihleri arasında Ford Otosan hisseleri %3,
Tofaş Oto %1 gerilemiştir. Basında geniş
yankı bulan ve devam etmesi halinde bir
aylık üretim kaybının 750 milyon dolara
ulaşacağı tahmin edilen eylemin yatırımcılar nezdinde kısa sürede çözüm bulacağı
inancı olduğunu düşünülmektedir. Olumsuz haber akışına rağmen, yılbaşından beri
Ford Otosan %13, Tofaş Oto %22 primli
durumunu korumaktadır.n
2,5
%
ÜRETİM GERİLEMESİ
ÜRETİM GERİLEMESİ
Mayıs ayında otomotiv, tedarik sanayi ve
bağlantılı sektörlerde %5-15 aralığında
üretim gerilemesi yaşandı.
Mayıs otomotiv ihracatında %10-15 kayıp,
genel ihracatta %2-2,5
düşüş yaşandı
38
Temmuz July - Ağustos August 2015
İBRAHİM BURKAY
BTSO Başkanı
SAĞDUYULU OLMALIYIZ
BTSO Başkanı İbrahim Burkay:
"Ülkemizde ilk 4 ayda otomotiv
sektörü rekorlar kırdı. Mevcut
gücü ve performansı ile
kentin moralini yüksek tuttu.
Otomotiv sektöründe son
zamanlarda arzu etmediğimiz
bazı olaylar yaşanıyor. İş
bırakma eylemleri ile ilgili
olarak bakanlığımız ve Valimiz
Sayın Münir Karaloğlu'nun
önemli adımları oldu. Çalışanın
hakkı kutsaldır. Çalışanın
hakkı teri kurumadan
verilmelidir. Atalarımızdan
bunu gördük. Bu konuda tabi
ki eksiklikler olabilir. Ancak
bunu talep etmenin yolu, iş
bırakmak değildir. İşverenin
masaya oturma yönünde açık
çağrısı var. Hukuk zemini ve iş
barışı anlayışı içinde çözülmesi
gereken anlaşmazlıkların, bu
tür eylemlerle üretime darbe
vurmasının hiçbir zaman
kazananı olmaz. Kaybedeni
çalışanlarımız, Bursa'mız ve
ülkemiz olur."
www.taysad.org.tr
ÇALIŞMA BARIŞI
MESS Genel Sekreteri Avukat Hakan Yıldırımoğlu:
“Zorlukla kazanılan pazarların
kaybedilmesi ihtimali gündemde”
dışı eylemleri, kanuni bir grevmiş gibi algılamasına neden olmuştur.
Eylemler nedeniyle duran üretim, ithal otomobillerin Nisan ayında %72 olan
pazar payını %80’e yükseltmiştir. Otomotiv sektöründe ağır vasıtalar dâhil
toplam pazar kaybı %10’a çıkmıştır. Bu durum cari açığı da olumsuz yönde
etkilemiştir. Öte yandan eylemler toplu sözleşmesi düzenini ve sosyal barışı da
zarara uğratmıştır
Oysa işçi olup olmadığı bile şüpheli bazı
kötü niyetli kişiler tarafından işçilerin provoke edilmesi suretiyle iş barışının bozularak, işçilerle işverenleri karşı karşıya getiren bu yasa dışı eylemleri masum bir işçi
protestosu olarak değerlendirmek doğru
değildir.
B
Söz konusu yasa dışı eylemler nedeniyle
başta otomotiv sanayi olmak üzere çalışma barışı, Ülkemiz endüstrisi ve ekonomisi maalesef zarar görmüştür. Bu durum
kamu otoriteleri ile yapılan toplantılarda da
tespit edilmiş ve sorunun diyalog yolu ile
çözümlenmesi amacıyla çalışmalar başlatılmıştır. Aynı zamanda bu süreçte, özellikle Türk otomotiv sektörünün dünya tedarik
sisteminin bir parçası olduğu, sektörün küresel açıdan stratejik nitelikte bulunduğu,
Bakanlarımızın açıklamaları ile Sendikamızın, TİSK’in ve diğer işveren kuruluşlarının yanı sıra Türk-İş’in kamuoyuna yönelik çağrıları ve üyelerimizin, eylemci işçileri
sağduyuya, diyalog ve üretimin başlamasına davet eden duyuruları ile tekrarlanmıştır. Başlatılan diyalog çabaları, sağduyulu
çalışanlarımızda karşılık bulmuş ve fabrikalarında üretime yeniden başlanmıştır.
ilindiği üzere geçen yıl yeni döneme
ilişkin MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine üç ayrı işçi sendikası ile
eş zamanlı olarak başlanmış ve Sözleşme,
Türk Metal Sendikası ile 15 Aralık 2014 tarihinde; Çelik-İş Sendikası ile de 17 Aralık
2014 tarihinde, aynı şartlarda 3 yıllık olarak imzalanmıştır. Ancak Birleşik Metal-İş
Sendikası ile anlaşma sağlanamamış ve
Sendikaca 29 Ocak 2015 tarihinde grev
uygulanmaya başlanmıştır.
Söz konusu grevin 30 Ocak 2015 tarihinde Bakanlar Kurulu’nca ertelenmesini takiben uyuşmazlık, yasal prosedür gereğince Yüksek Hakem Kurulu tarafından
12.05.2015’te diğer iki sendika ile imzalanan Grup TİS ile aynı şartlarla karara bağlanmıştır. Bu itibarla her üç işçi sendikası
ile yapılan Grup TİS, 31.08.2017’ye kadar
yasal prosedürler çerçevesinde geçerlidir.
Yasal durum böyle iken sosyal medya marifetiyle Bursa’daki bazı işyerlerinde işçiler
provoke edilerek, önce işçi ile işçi sendikası ve daha sonra işçi ile işverenler karşı
karşıya getirilmiştir. İşçiler yürürlükte olan
2014-2017 dönemi Grup Toplu İş Sözleşmesinde sağlanan hak ve menfaatlerin artırılmasına yönelik haksız taleplerini kabul
ettirebilmek amacıyla işyerlerini terk etmeyerek, topluca iş bırakmışlardır.
Önce Bursa’daki işyerlerinde başlayan
daha sonra diğer illerdeki fabrikalara sirayet eden ve 13 gün ile 5 gün arasında değişen sürede devam eden yasa dışı üretimi durdurma ve işyerlerini işgal etme eylemleri, sosyal medya üzerinden yönlendirilmiştir.
40
Temmuz July - Ağustos August 2015
Zorlukla kazanılan pazarların yoğun
rekabetçi ortamda kaybedilmesi
ihtimali gündeme gelmiştir. Bu
kapsamda küresel boyuttaki
yatırımcıların, işçilerin iş bırakma
eylemlerinin istikrar ortamını ve
sosyal barışı tehdit ettiğini, bu
durumun devam etmesinin uzun
vadeli yatırım planlarının gözden
geçirilmesini gerektireceği
yönündeki açıklamaları dikkat çekici
olmuştur.
Özellikle süreç içinde hem metal işkolunda hem de diğer işkollarındaki bazı işçi
sendikalarının yetkililerinin söz konusu
yasa dışı eylemlerin, hukuka uygun olduğuna dair yaptıkları açıklamalar, olayların
hukuki boyutunu bilmeyen işçiler ve yakınlarını ne yazık ki yanlış yönlendirmiştir.
Bu açıklamalar aynı zamanda medya üzerinden de yapılmış ve kamuoyunun yasa
Şu an için yasa dışı eylemler sona ermiştir
ve üretim devam etmektedir. Ancak 2015
yılı içinde çok başarılı performans gösteren özellikle otomotiv ana ve tedarik sanayi firmaları açısından yaşanan bu üretim
kaybı, büyük bir zarara sebebiyet vermiştir. Sadece ihracatın kesintiye uğramasının ötesinde yurtdışındaki önemli otomotiv firmaları da tedarik sürecindeki sıkıntılar nedeniyle durma tehdidi ile karşılaşmışlardır. Dolayısıyla zorlukla kazanılan pazarların yoğun rekabetçi ortamda kaybedilmesi ihtimali gündeme gelmiştir. Bu kapsamda küresel boyuttaki yatırımcıların, işçilerin iş bırakma eylemlerinin istikrar ortamını ve sosyal barışı tehdit ettiğini, bu durumun devam etmesinin uzun vadeli yatırım planlarının gözden geçirilmesini gerektireceği yönündeki açıklamaları dikkat çekici olmuştur.
www.taysad.org.tr
ÇALIŞMA BARIŞI
2015 yılı içinde çok başarılı performans gösteren özellikle otomotiv ana
ve tedarik sanayi firmaları açısından yaşanan bu üretim kaybı, büyük bir
zarara sebebiyet vermiştir. Sadece ihracatın kesintiye uğramasının ötesinde
yurtdışındaki önemli otomotiv firmaları da tedarik sürecindeki sıkıntılar
nedeniyle durma tehdidi ile karşılaşmışlardır.
Eylemlerin ülkemiz ekonomisinde yarattığı
olumsuz sonuçlar Mayıs ayına ait göstergelere yansımıştır. Otomotiv üretimi Mayıs ayında yüzde 13 azalmış, otomobil üretiminde kayıp 15 bini aşmıştır.
Mayıs ayında yaklaşık 25 bin araç ihraç
edilememiş; otomotiv ihracatı yıllık bazda
yüzde 28, aylık bazda yüzde 30 azalmıştır.
Otomotivde yaşanan eylemler, Türkiye’nin
Mayıs ayı ihracatının yüzde 17,8 oranında
gerilemesinin en önemli nedenlerinden birini oluşturmuştur.
Ayrıca, eylemler nedeniyle duran üretim,
ithal otomobillerin Nisan ayında %72 olan
pazar payını %80’e yükseltmiştir. Otomotiv sektöründe ağır vasıtalar dâhil toplam
pazar kaybı %10’a çıkmıştır. Bu durum
cari açığı da olumsuz yönde etkilemiştir.
Öte yandan eylemler toplu sözleşmesi düzenini ve sosyal barışı da zarara uğratmıştır. Gerçekten de toplu iş sözleşmesinin
18
%
İHRACAT KAYBI
Otomotiv sektöründe yaşanan iş durmaları,
Türkiye’nin Mayıs ayı ihracatının %17,8
oranında gerilemesinin en önemli
nedenlerinden birini oluşturmuştur.
düzen ve barış işlevi bulunmaktadır. Çünkü bir toplu iş sözleşmesi yapıldığında, bunun süresinin bitimine kadar taraflar iş mücadelesine girmemeyi kabul etmiş sayılırlar. Nitekim toplu iş sözleşmeleri tarafların yaptığı müzakereler ve bir noktada uzlaşmaları sonucu ortaya çıkar. Ve böylelikle işyerinde çalışma barışı sağlanmış olur.
Oysa gelinen nokta itibariyle toplu iş sözleşmelerinin yürürlükte kaldığı “düzen ve
barış” dönemi içinde haksız ve yersiz bir-
Mustafa M. Alaca
Autoliv Cankor Otomotiv
Emniyet Sistemleri San.
Ve Tic. A.Ş.
Murahhas Aza ve Ülke
Yöneticisi
“Çalışma barışının
önemi tartışılmaz”
Ülkemizde otomotiv sektörü kaliteli,
verimli iş gücü ile son 15 yıldır önemli
başarıları gerçekleştirmiş ve karşılığında ciddi ihracat potansiyelleri de elde
etmiştir. Ülkemizin global pazarlarda
önde gelen bir oyuncu olmasının en
önemli yönü güvenilirlik ve istikrar ortamından geçmektedir.
Sektörümüzde son dönemlerde, bazı
önemli ana ve tedarik sanayi üreticilerinde endişe ile izlediğimiz çalışan ey-
42
Temmuz July - Ağustos August 2015
lemleri ve bunların yasal dayanaklara bağlı
olmadan oluşumu, ülkemizin bu sektördeki
rekabetçiliğine ve imajına
bir ölçüde zarar verdiği düşüncesindeyim.
Özellikle bazı yabancı sermayeli firmaların genel merkezlerinde ileriye dönük ihracat programları ile ilgili kaygılar oluştuğunu duymaktayız. Çalışma barışının, hem çalışanlar hem işverenler açısından önemi tartışılmazdır
ve sürekliliğinin sağlanması gereklidir.
Bu nedenle son 15 yılda tüm zorluklara rağmen aldığımız başarılı yoldaki bu
gölgenin etkilerini kaldırmak için, hep
birlikte tüm sektör paydaşları olarak elbirliği ile çalışmalı, ülkemiz için önemli olan bu sektörün gelecekte de öncü
konumda kalmasını sağlamalıyız.
takım isteklerin yasa dışı eylemlerle kabul
ettirilmesinin mümkün olabileceğine yönelik çok yanlış/hukuka aykırı bir durum
oluşturulmaya çalışılmıştır. Ancak bu durumdan çalışma barışının, endüstri ilişkilerinin ve sendikaların büyük bir zarar göreceği aşikârdır. Ayrıca söz konusu yasa dışı
eylemlerin, yalnızca metal işkolunda değil
diğer işkollarında da benzer şekilde yasa
dışı bir hak arama yöntemine dönüşme
riski de bulunmaktadır. Bu durum ise ülkemizde neredeyse hiçbir sektörde toplu
sözleşme yapılamayacağı endişesine neden olmaktadır. Oysa toplu sözleşme düzeninin ve çalışma barışının yerine kaosun
hüküm sürmesi anlamına gelecek bu sonucun işçi, işveren, sendikalar ile ülkemiz
geleceği açısından telafi edilemez zararlara neden olacağının bilinmesi gerekmektedir.
Üstelik bahsi geçen bu yasa dışı eylemlerin 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda belirlenen hukuki çerçevenin dışında sürdürülmesi nedeniyle iş
sözleşmeleri açısından haklı fesih sebebi
oluşturduğu; aynı zamanda, Türk Ceza Kanunu kapsamında suç niteliği taşıdığı da
unutulmamalıdır.
Diğer taraftan ülkemizdeki sendikalarına
oranın %10 toplu iş sözleşmesinden yararlanma oranının ise %5 civarında olduğu dikkate alındığında işçi sendikalarının
hâlihazırda örgütlü işyerleri üzerinden sürdürdükleri sendikal rekabeti terk etmeleri
gerektiği ortaya çıkmaktadır. Yaşananlarda büyük payı olan sendikal rekabet örgütlü ve toplu iş sözleşmesi olan %5’lik işçini çalıştığı işyerleri üzerinden yürütülmektedir.
Bu nedenle Türk endüstri ilişkileri sisteminin geleceği bakımından yaşanan bu eylemlerin ve ortaya çıkan sonucunun her
kesim tarafından büyük bir dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirme yapılırken işçilerin, işverenlerin ve
sendikaların toplu iş sözleşmesinin düzen
ve barış işlevini dikkate almaları önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, Türk sanayiinin uluslararası
piyasalardaki itibarına ve rekabet gücüne
zarar verecek ve ülkemiz ihracatı ile ekonomisini olumsuz yönde etkileyecek davranışlardan kaçınılarak; sipariş iptalleri ve
pazar kaybına yol açabilecek ve işletmelere olduğu kadar istihdama da zarar verecek yasa dışı davranışlara tevessül edilmeden çalışma barışını sürdürülebilir kılmanın
işçilerimiz, işyerlerimiz ve her şeyin ötesinde ülkemiz menfaatinin bir gereği olduğu unutulmamalıdır. n
www.taysad.org.tr
ÇALIŞMA BARIŞI
Aktaş Holding İcra Kurulu Başkanı ve
Yönetim Kurulu Üyesi Sami Erol:
“Sektörün itibarı zedelenirken, ekonomi
ve istihdamı da olumsuz etkiledi”
Üretim açısından, bir günlük gecikmenin dahi maliyete 100 milyonlarca
lira gibi büyük bir etki yarattığı iş duraksamaları, şüphesiz ki ülkemiz adına
gerek ihracat, gerek Ar-Ge hamleleri, gerekse de istihdam ağıyla öncü
sektör konumunda bulunan otomotivde, işçi-işveren ve sendikalar arasındaki
anlaşmazlıklardan ötürü zorlu bir süreç yaşanmasına neden oldu.
Kurum olarak herhangi bir eylem süreci
yaşamadık. Yönetim kadrosu olarak, çalışanlarımızın işyerinde her koşulda kendilerini mutlu ve huzurlu hissetmeleri, emeklerinin karşılığını eksiksiz olarak görebilmeleri için her fırsatta kendileriyle irtibat halindeyiz.
1
5 Mayıs tarihinde başlayan iş bırakma
eylemleri Bursa ve ülkemiz otomotiv
endüstrisinin temel yapı taşları üzerinde
çok ciddi etkiler yaratırken, eylemlerin yılda 20 Milyar Dolar’ın üzerinde ihracat geliri ile ülkemizin en önemli ihracat kolunu
oluşturan otomotiv sektöründe, ciddi kayıplara yol açtığını söyleyebiliriz.
Üretim açısından, bir günlük gecikmenin
dahi maliyete 100 Milyonlarca Lira gibi büyük bir etki yarattığı eylemler, şüphesiz
ki ülkemiz adına gerek ihracat, gerek ArGe hamleleri, gerekse de istihdam ağıyla
öncü sektör konumunda bulunan otomotivde, işçi-işveren ve sendikalar arasındaki
anlaşmazlıklardan ötürü zorlu bir süreç yaşanmasına neden oldu.
Ayrıca tüm bu eylem sürecinde art niyetli bir takım grupların da firmalar içerisinde
faaliyetlerine şahit olduk. Bu tarz grupların
kışkırtması maalesef sektör çalışanlarının
kendi temel haklarını kaybetmelerine neden oldu.
İş barışı sürecini zedeledi. Sağduyulu davranışların önemi bir kez daha ortaya çıktı.
Bilindiği gibi otomotiv ana sanayiinde 50
binin üzerinde, otomotiv tedarik sanayi
sektöründe de 250 binin üzerinde bir istihdam söz konusu. Farklı iş kollarıyla birlikte
yüzbinlerce insanın geçimini sağladığı sektörde yaşanan en ufak bir hareketlenme,
sadece yerel bazlı değil, ülkemiz açısından
da birçok yansıma ortaya çıkarıyor.
İşçilerin, mevcut maaşlarının artırılması,
sendika temsilcilerinin kendileri tarafından
seçilmesi ve toplu sözleşmelerin yenilenmesi gibi isteklerde bulunmasının ardın-
44
Temmuz July - Ağustos August 2015
vermeleri ve yaşanan talihsiz sürecin tatlıya bağlanmasıyla birlikte, ülkemizin gelecek hedefleri doğrultusunda yürüyüşünün
tüm hızıyla süreceğini ve gelinen noktada
da otomotiv sektörünün, bu yürüyüşte en
önemli destekçilerden biri olacağına dair
inancımız sürüyor…
Çalışanlarımızla kurmuş olduğumuz samimi ve güvene dayalı bu güçlü bağda, eylemlerin başlayıp sonuçlanması arasında
geçen zaman zarfında, şirketimize herhangi bir yansıma olmasına fırsat vermedi.
Aktaş Holding olarak, çalışanlarımız, tedarikçilerimiz ve müşterilerimiz başta olmak
üzere; tüm paydaşlarımız nezdinde, samimiyeti ve karşılıklı memnuniyeti kendimize
temel ilke olarak benimsemiş durumdayız.
Ülkemiz adına gurur kaynağı olan
otomotiv sektöründe yaşanan bu
süreç, ne yazık ki rekabetin en
üst düzeyde yaşandığı küresel
piyasalarda var olan itibarımızı
zedelerken, ekonomiye ve istihdama
da direkt olarak etki etti.
dan, işverenlerin de sağduyu ağırlıklı, çözüm odaklı yaklaşımları, sürecin daha fazla
uzamadan çözümlenmesiyle, bir nevi daha
büyük risklerin ortaya çıkmasını da engellemiş oldu.
Ülkemiz adına gurur kaynağı olan otomotiv sektöründe yaşanan bu süreç, ne yazık
ki rekabetin en üst düzeyde yaşandığı küresel piyasalarda var olan itibarımızı zedelerken, ekonomiye ve istihdama da direkt
olarak etki etti.
İşçilerin, işverenler ve siyasi otoriteler tarafından yapılan sağduyu çağrısına kulak
Tüm çalışmalarımızda ve planlamalarımızda, Aktaş’ın kurumsal değerlerini ön planda tutarak, her bir çalışanımızın bizler için
çok önemli olduğu gerçeğine göre hareket ediyor olmamız, bu gibi zorlu süreçlerde kurumumuzdaki güçlü yapının zarar
görmesini engellemiş oluyor.
Dünya genelindeki tüm Aktaş çalışanlarına aynı doğrultuda yaklaşmamız, şüphesiz
ki işlerine bağlı, yaptığı işten keyif alabilen,
kuruma olan bağlılığı üst düzeyde olan bireyleri bünyemizde barındırmamızı sağlarken, rekabet halinde olduğumuz ulusal ve
uluslararası pazarlarda Aktaş markasını ön
plana taşıyor.
Hangi iş kolunda faaliyet gösteriyor olsun, işletmelerin paydaşlarıyla kuracağı
memnuniyete ve samimiyete dayalı ilişkiler, önce insan prensibiyle hareket ederek
gerçekleştirilecek çözüm odaklı yaklaşımlar, mutlaka zaman içerisinde pozitif yönde karşılığını bulacaktır. n
www.taysad.org.tr
ALMANYA TEMSİLCİLİĞİ
Rekabetçilik
İş Barışının
Teminat Altına
Alınmasıyla
Güçlenir
Ahmet Yılmaz
TAYSAD Almanya Temsilcisi,
exTim GmbH Yönetim Kurulu Başkanı
A
lmanya, bilhassa
otomotiv ve makine
sektöründe rekabetçi
pozisyonunu günbegün
artırıyor. Bunda geçmiş
dönemlerde uygulanan
ekonomik ve sosyal
reformların katkısı büyük.
Ülke içinde iş barışını temin
etmeden küresel olarak
güçlü olmak mümkün değil.
1990’lı yıllarda küresel
rekabetçi pozisyonunu
sadece küresel yurtdışı
yatırımlar üzerinden sağlayan
Almanya’nın bugünkü güçlü
konumuna gelmesinde,
sosyal demokrat Gerhard
Schröder’in iktidarlığında
‘Agenda 2010’ başlığı
altında başlatılan sosyal
reform paketi de önemli rol
oynadı. Kilise, sendikalar ve
STK’lar tarafından eleştirilen
reform paketinin en önemli
başlığını ‘Sosyal Güvenlik ve
İş Piyasası Düzenlenmeleri’
oluşturuyordu. İş barışını
bozmadan daha liberal
bir iş piyasa düzenlemesi
getiren reform paketinin
ilgili bölümünün yazarı,
komisyon başkanı
dönemin Volkswagen
İnsan Kaynakları’ndan
sorumlu Yönetim Kurulu
Üyesi Peter Hartz idi.
Bu bir tesadüf değildi,
zira Peter Hartz liberal iş
46
Temmuz July - Ağustos August 2015
piyasası uygulamalarını
Volkswagen bünyesinde
yürürlüğe koymuş ve başarılı
olmaya başlamıştı. Peter
Hartz’ın VW örneğinde
neler yaptığını kısa da olsa
belirtmeden önce, gelin iş
piyasasının Almanya’da nasıl
düzenlendiğini hatırlayalım.
Çünkü Almanya’nın
başarısının altında yatan
en önemli etken ülke içi iş
barışının sağlanmış olmasıdır.
uygulamayı sağlar. Bu
konsey üyeleri , 2 yılda
bir işletme çalışanları
tarafından direkt seçilir,
görevi işletme sahipleri/
yöneticileri ile birlikte
işletmenin varlığını, çıkarlarını
korumak ve kollamaktır. İşten
çıkarılmalarda, sosyal plan
uygulamalarında, işletme içi
mesleki eğitim ve çıraklık
alanlarında bu konseyin
onayı alınmadan işletmede
Almanya’da iş piyasası federal bir yasa ile düzenlenmiştir
ve bu yasa bir nevi çerçeve yasasıdır. İşçi-işveren arası
tarif sözleşmeleri otonom bir şekilde sendika ve işveren
örgüt temsilcileri arasında gerçekleşir.
Almanya’da iş piyasası
federal bir yasa ile
düzenlenmiştir ve bu yasa
bir nevi çerçeve yasasıdır.
İşçi-işveren arası tarif
sözleşmeleri otonom
bir şekilde sendika ve
işveren örgüt temsilcileri
arasında gerçekleşir.
Ama bir yasa vardır ki adı
Betriebsverfassunggesetz
-dilimize İşletme Anayasası
olarak tercüme etmek
mümkün- işletme bahsinde
uyulması gereken ana
noktaları belirler ve ‘İşletme
Konseyi’ adı altında bir
organizasyon ile pratikte
yaprak kıpırdamaz. Her ne
kadar bu konseyde sendika
üyesi insanlar çoğunlukta
da olsa, sendikanın önerdiği
her tavrın illa bu konsey
tarafından benimseneceği
veya savunulacağı anlamına
gelmez, yani bağımsız bir
kurumdur. İş piyasasında bu
kurumun varlığı Almanya’da
sosyal iş barışının teminatı
olarak görülür ve işletmelerin
işveren-işçi olarak ortak
tavır sergilemelerine zemin
sunar. İşte, Peter Hartz da
Volkswagen’de bu kurumun
onayını, işbirliğini kazanarak
Almanya’da liberal iş piyasa
düzenlenmesi olarak
adlandırılan uygulamaların
başlangıcını, ilk örneğini
oluşturdu. Bu yeni
düzenlemeler ile otomotiv
sanayinde taşeron işçi
çalıştırılması, iş zamanlarının
liberalleşmesi gerçekleşti.
Bununla birlikte, taşeron
işçi statüsünün de işletme
konseylerinde belirlendiğini
belirtelim.
Schröder hükümeti işte
tam da bu uygulamayı
ülke sathına yayan yasal
bir çerçeve hazırlayarak
yürürlüğe koydu. Fakat
hükümet Almanya’nın
sorununun sadece iş
gücü regülasyonlarında
olmadığının farkında olarak;
verimliliğin artırılması
hedefiyle mesleki eğitime ve
Ar-Ge harcamalarına devasa
bir bütçe ayırdı. Dolayısıyla
ülke, gelecek dönemin zorlu
rekabet şartlarına hazırlandı.
Bu alanda kazanılan
esnekliklerle Almanya,
küresel alanda otomotivin
lideri olma konumunu
pekiştirdi.
Kısaca, rekabetçilik iş
barışının teminat altına
alınması ile güçleniyor ve
gelişiyor. İş barışını temin
etmek için uygun yasal
çerçeve de şart.n
www.taysad.org.tr
AMERİKA’DAN HABERLER
Detroit’te
pazarlık başladı
General Motors, Fiat-Chrysler
Automobiles ve Ford yeni döneme
hazırlanıyor
Varol Karslıoğlu
A
merikan otomotiv
sektörü, yedi yıl önceki
kriz günlerinde hayal bile
edilemeyecek parlak bir
dönem yaşıyor. Satışlar yıllık
17 milyon adet civarında.
Düşük petrol fiyatlarının
da yardımıyla kar marjı
yüksek kamyon ve SUV
türü araçların satışı rekor
düzeyde. Avrupa’nın zorlu
yeniden büyüme çabaları ve
Çin piyasasındaki gerilemenin
yanında Amerikan piyasası
hayati öneme sahip.
Bu iyimserlik günlerinde,
Birleşik Otomotiv İşçileri
Sendikası (UAW) ile
Detroit’in (ve hala dünyanın)
üç büyük üreticisi, General
Motors (GM), Fiat-Chrysler
Automobiles (FCA) ve
Ford arasındaki, yeni
katlandığı özverilerin,
çektiği acıların karşılığını bu
dönemde almak istiyor. GM,
FCA ve Ford ise, krizi çoktan
geride bırakmış olsalar da
tüm zamanların en rekabetçi
dönemini yaşayan sektörde
aynı kabusları görmek
istemiyor.
Sergio Marchionne ve Dennis Williams görüşmeleri başlatırken
Kar paylaşım planlarında da değişiklik bekleniyor.
Özellikle FCA, kıdemli işçilerin ücretlerindeki artışların
tümüyle ya da büyük ölçüde verimlilik ve kar artışına
endekslenmesi konusunda ısrarcı olacak gibi görünüyor.
toplu sözleşme dönemi
görüşmeleri Temmuz ayının
ikinci yarısında, geleneksel el
sıkışma törenleri ile başladı.
Artık ne UAW eski gücünde
ne de Detroitli üç firma
dünyanın en büyüğü.
Ancak yine de 138 bin
çalışanı ilgilendiren ve 14
Eylül’den itibaren dört yıllık
bir dönemi kapsayacak olan
görüşmelerin önemi büyük.
Ford Michigan Fabrikası
48
Temmuz July - Ağustos August 2015
UAW, küresel finansal
krizden beri, yedi yıldır
UAW, özellikle on yıldır
artış alamayan kıdemli
işçilerin, 28 dolar civarındaki
saat ücretinde iyileştirme
yapmanın yanısıra, kriz
sonrası dönemde işe alınan
daha az kıdemli işçilerin
16 ila 19 dolar arasında
değişen ücretlerini de makası
kapatacak şekilde artırmak
istiyor.
Detroit’in üç büyüğü
açısından duruma bakıldığında
bu hiç de kolay değil.
Firmalar, 2008 krizinden
büyük bedeller ödeyerek
önemli dersler aldılar. GM ve
FCA iflas sonrasında hayata
dönmelerini, Amerikan ve
Kanada hükümetlerinin
desteğine borçlular.
Ve bu kez CEO’lar pazarlıkları
yakından takip etmekteler.
Amerikan piyasasında işler
bu kadar düzelmişken, Eylül
ayında bir grevle karşılaşmak
hiçbir firmanın düşünmek bile
istemediği bir sonuç.
www.taysad.org.tr
AMERİKA’DAN HABERLER
İşçilik ücretleri açısından en
dezavantajlı durumda olan
Ford, talebi düşen Focus ve
C-Max modellerinin üretimini,
2018 yılından itibaren
Meksika’ya kaydıracağını
ve -en azından şimdilikMichigan’daki fabrikayı
kapatmayarak daha üst
modelleri -ki muhtemelen
Lincoln Continental olacak- bu
fabrikada üreteceğini açıkladı.
GM’nin CEO’su Mary Barra
ise, Ford’un aksine, küçük
otomobil üretimini ABD dışına
taşımak gibi bir niyetleri
olmadığını söyledi. Ancak
Meksika faktörü, UAW
üzerinde Demokles’in kılıcı
gibi asılı duracak.
Toplu sözleşme
görüşmelerinde ele alınacak
bir başka önemli başlık
da sağlık yardımları. Bu
bağlamda, 2018’de yürürlüğe
girecek “Cadillac Vergisi”
önemli bir sorun teşkil
ediyor. Bu verginin firmalara
toplam maliyeti şu anda belli
olmamakla birlikte yasa, işçi
başına 10 bin 200 ve aile
başına 27 bin 500 doları aşan
sağlık yardımlarının yüzde 40
oranında vergilendirilmesini
öngörüyor.
Kıdemli bir işçinin sağlık
giderleri yılda ortalama,
FCA’da 18 bin, Ford’da ise 15
bin doları buluyor. GM ise bu
konuda bir rakam açıklamadı.
Saat ücreti olarak bakıldığında
FCA’da toplam 47 dolarlık
maliyetin 9 dolarını sağlık
harcamaları oluşturuyor.
Ford’un sağlık sigortası
yardımlarına ilişkin maliyetleri,
2011-14 arası, 550 milyondan
800 milyona çıktı. Aynı
dönemde FCA’nın giderleri
ise, 347 milyondan 615
milyona yükseldi.
artışların tümüyle ya da
Ancak “üç büyükler” ile UAW
arasındaki toplu sözleşmelerin
tarihine baktığımızda, sağlık
harcamalarının bir tabu
olduğunu söyleyebiliriz. UAW,
bu alanda elde edilen hakların
yılllar boyunca vazgeçilen
ücret artışlarının bir bedeli
olduğunu savunuyor. Bu
üç şirketteki mavi yakalılar,
sağlık giderlerinin yüzde 6’sını
karşılarken, beyaz yakalılarda
bu oran yüzde 30-35 arasında
değişiyor. Detroit’in üç
firmasında işçiler, endüstriyel
ABD’nin en geniş kapsamlı
sağlık pakedine sahipler.
konusunda ısrarcı olacak gibi
Kar paylaşım planlarında
da değişiklik bekleniyor.
Özellikle FCA, kıdemli
işçilerin ücretlerindeki
büyük ölçüde verimlilik ve
kar artışına endekslenmesi
görünüyor. FCA’nın CEO’su
Sergio Marchionne’nin aynı
zamanda stratejik bir ortak
araması ve özellikle GM ile
birleşme konusuna sıcak
bakması, önümüzdeki on yıllık
dönemde binlerce işçinin işini
kaybetmesine yol açabilir.
Detroit büyüklerinin karlı
bir dönemde olması,
görüşmelerde UAW’nin
fazla taviz vermemesine yol
açabilir.
Bu görüşmelerin ve
sonuçlarının, Türk otomotiv
sektörü açısından da öğretici
olmasını diliyoruz.n
Negotations began in Detroit
U
nited States’
automotive industry
is in a bright period, which
was even unthinkable of
seven years ago back in
the crisis days. Annual
sales are around 17 million
units. Sales of high – trucks
and SUVs, which have
higher profit margins,
break records, due to low
oil prices. Considering
the Europe’s tough regrowth efforts and China’s
recession American market
becomes vital.
In these days of optimism,
the contract negotiations
were kicked – off with
handshake ceremonies
between United Auto
Workers (UAW) and 3
major producers of Detroit,
and the world indeed, the
General Motos (GM), FiatChrysler Automobiles (FCA)
and Ford in the second half
of July.
Neither UAW has its power
nowadays nor these 3
companies are the biggest
50
Temmuz July - Ağustos August 2015
of the world. However, these
negotiations, which covers
138.000 workers and the next
4 years starting from 14th of
September, are important.
UAW looks for the reward of
their dedication and suffering
of seven years since the
global crisis. On the other
hand, though they left the
crisis behind GM, FCA and
Ford do not want to see
new nightmares in the most
competitive period of the
sector of all times.
UAW wants both to improve
28 USD / hour fee of the
veteran workers and to
increase the new hired
workers’ fees, which are
between 16 to 19 USD,
in a way to close the gap
between. However this does
not seem easy from the
Detroit Three’sperspective.
The companies learnt
important lessons in 2008
crisis and paid big prices. GM
and FC returned back to life
following their bankruptcies
only through the support
from the US and Canadian
governments. And this time
CEOs watch the negotiations
closely. Facing a strike at
a time when the american
market improved that much,
is a conclusion noone ever
wants to think about.
Ford, which is the most
disadvantaged in terms of
labour costs, announced
that the production of Focus
and C-Max models, which
have decreasing demand,
will continue in Mexico. The
current factory in Michigan
will not be closed but
continue with the production
of higher models, probably
the Lincoln Continental.
“Cadillac Tax”, which will
enter into force in 2018, is
an important problem in that
sense. Though the total cost
of this tax to the companies
is unknown right now, it is
envisaged in the law that
health benefits that surpass
10.200 USD per person and
27.500 USD per family will
have 40 percent of tax.
GM’s CEO Ms. Mary Barra
announced that they have
no intention of moving their
small automobile production
out of US unlike Ford. But
the Mexico will be the sword
of Democles that hangs over
UAW.
A change in the profit
distribution is also
expected. Especially FCA
seems to be insistent on
indexing the increase in
the veteran workers’ fee
totally or to some extend
to the efficiency and profit
raise. FCA's CEO Sergio
Marchionne’s look for a
strategic partner and being
especially sympathetic to
the merger with GM, could
lead thousands of workers
to lose their jobs in the next
decade.
Another important topic on
the agenda of the talks will
be the health benefits. The
We wish these talks to be
educational for the Turkish
automotive sector too..n
www.taysad.org.tr
TAYSADinfografik
ÜRETKENLİK DÜZEYİ
TÜRKİYE
TOPLAM İSTİHDAM
25,3 MİLYON
Cari Fiyatlarla GSYİH (USD Milyon)
CARİ FİYATLARLA GSYİH (MİLYON USD)
1.356.741 TÜRKİYE
Nüfus (Milyon)
52
Temmuz July - Ağustos August 2015
GSYİH / Toplam Çalışma Saati (USD)
28,9
GSYİH / Toplam Çalışma Saatİ (USD)
TÜRKİYE
Toplam İstihdam (xBin)
www.taysad.org.tr
www.taysad.org.tr
23.442
53.504
54.900
56.067
49.701
51.623
53.716
46.013
49.663
41.940
43.028
41.496
35.473
38.699
40.352
33.194
34.965
35.033
28.794
31.957
32.227
40.516
45.356
47.004
47.458
Yıllık Ortalama Maaş (USD)
14.245
18.651
16.278
19.174
20.323
31.966
33.506
36.039
34.704
34.613
35.167
41.909
72.133
73.361
52.447
53.879
55.176
44.805
47.840
48.209
37.344
38.306
39.913
36.141
38.701
39.839
34.809
35.193
34.397
28.844
30.947
26.846
23.065
23.065
23.115
19.758
21.449
22.407
21.291
22.411
20.391
18.254
20.293
21.037
46.936
46.779
47.717
Ortalama Çalışma Saati (Adam/Yıl)
Toplam Çalışma Saati (xMilyon)
YILLIK ORTALAMA MAAŞ (USD-2012)
23.442 TÜRKİYE
OECD ve TÜİK’in 2012 veri tabanından derlenmiştir.
Tüm tablolar satınalma gücü paritesine göre hazırlanmıştır.
Temmuz July - Ağustos August 2015
53
TAYSAD’DAN HABERLER
11 ÇolakoğluMetalurjiA.Ş.
22 BoschSan.veTic.A.Ş.
34 BorçelikÇelikSan.Tic.A.Ş.
83 DelphiAutomotiveSystemsLtd.Şti.
93 TrakyaCamSanayiiA.Ş.
102 TürkHenkelKimyaSan.veTic.A.Ş.
112 RavagoPetrokimyaÜretimA.Ş.
116 AsilÇelikSan.veTic.A.Ş.
130 ComponentaDökümcülükTic.veSan.A.Ş.
137 ErdemirÇelikServisMerk.San.veTic.A.Ş.
138 AutolivCankorOtomotivEmniyetSistemleriSan.
veTic.A.Ş.
156 BeyçelikGestampKalıpveOtoYanSanayi
PazarlamaveTicaretA.Ş.
157 SchneiderElektrikSan.veTic.A.Ş.
158 CMSJantveMakinaSanayiiA.Ş.
159 TırsanTreylerSan.veTic.A.Ş.
163 CoşkunözMetalFormMakinaEnd.veTic.A.Ş.
166 YazakiOtomotivYanSan.veTic.A.Ş.
54
Temmuz July - Ağustos August 2015
168 HemaEndüstriA.Ş.
183 MaxionİnciJantSanayiA.Ş.
196 Federal-MogulPistonSegmanveGömlekÜretim
TesisleriA.Ş.
216 MutluAküveMalzemeleriSanayiA.Ş.
223 AssanHanilOtomotivSan.veTic.A.Ş.
230 HasçelikSan.veTic.A.Ş.
234 İnciAküSan.veTic.A.Ş.
236 StandardProfilOtomotivSan.veTic.A.Ş.
251 TeklasKauçukSan.veTic.A.Ş.
272 KerimÇelikMamülleriİmalatveTic.A.Ş.
273 NormCıvataSan.veTic.A.Ş.
275 BoschRexrothOtomasyonSan.veTic.A.Ş.
282 GatesPowertrainPlastikMetalveMakinaSan.
veTic.Ltd.Şti.
286 OrtadoğuRulmanSan.veTic.A.Ş.
293 KansaiAltanBoyaSan.veTic.A.Ş.
338 FarplasOtoYedekParçalarıİmalatıİthalatıve
İhracatıA.Ş.
357 CMSJantSanayiA.Ş.
360 ElbaBasınçlıDökümSanayiiA.Ş.
366 MaxionJantaşJantSan.veTic.A.Ş.
367 ToyotaBoshokuTürkiyeOto.San.veTic.A.Ş.
368 DinizJohnsonControlsOtoDon.San.veTic.A.Ş.
395 TrakyaDökümSan.veTic.A.Ş.
396 EgeEndüstriveTicaretA.Ş.
397 LeoniKabloveTekno.San.veTic.Ltd.Şti.
416 FarbaOto.Aydın.vePlastikFab.A.Ş.
424 TeknorotOtomotivÜrün.San.veTic.A.Ş.
429 YiğitAküMalzemeleriNakliyatTurizmİnşaat
San.veTic.A.Ş.
439 ÇEMTAŞÇelikMakinaSan.veTic.A.Ş.
456 B-PlasBursaPlastikMetalİnşaatEnerjiMad.
JeotermalTur.TarımSan.veTic.A.Ş.
480 AydınlarYedekParçaSan.veTic.A.Ş.
482 ErmetalOtomotivveEşyaSan.Tic.A.Ş.
489 FerroDökümSan.veDışTic.A.Ş.
www.taysad.org.tr
TAYSAD’DAN HABERLER
www.taysad.org.tr
Temmuz July - Ağustos August 2015
55
TAYSAD’DAN HABERLER
BMW, Türk tedarikçilerle
işbirliğini artırmayı hedefliyor
oldu. BMW, Türk firmalarının maliyetlerine etki eden lojistik faktörü için çalışma
5 yıl önce TAYSAD-OİB işbirliğiyle düzenlenen BMW Sektörel Ticaret
Heyeti’nin ikincisi, TAYSAD organizasyonuyla, Münih’te gerçekleştirildi. TC
Ekonomi Bakanlığı’nın desteğiyle düzenlenen ve 2 gün süren ziyarete katılan
21 firma ilk gün, BMW Welt ve BMW Müzesini gezdiler. İkinci gün, BMW’nin
Proje Evi olan FIZ binası ana holünde ikili görüşmeler için tasarlanmış
stantlarda firmalar, BMW yetkilileri ile görüşme fırsatı buldu.
nü de aktardı. Zira birçok üründe lojistik
ve ürünlerin depolanma lokasyonlarında,
Türkiye’den gelen ürünlerin avantajlı halde olması gerektiği dile getirildi.
Katılımcılar, BMW’nin
ilgisinden memnun
H
eyet ziyaretine BMW’den Satın
Alma Kıdemli Başkan Yardımcısı
Dr. Johan Wieland, Şasi Satın Alma Yöneticisi Murat Aksel ve Doğu Avrupa Satın alma Sorumlusu Eşref Mermer katıldı.
30 Temmuz günü stantların açılmasından
önce yapılan resepsiyonda konuşan Aksel, Türk tedarikçilerinin BMW içerisinde
artmasını arzu ettiklerini, bu konudaki isteklerini her fırsatta adıma dönüştürmeye
de gayretli olacaklarını aktardı.
30 dakika süren ön bilgilendirme toplantısında, TC Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Veysel Parlak ve TAYSAD
Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu da birer
konuşma yaptı.
Stantlar tüm gün
BMW çalışanlarına açıktı
Ziyarettin ikinci gününde ise Dr. Johan
Wieland, Murat Aksel, BMW bölüm müdür ve şefleri ile Türk heyeti, kurulan
stantları tek tek gezip bilgi aldı. Katılımcı
firmalar, stantlarında hem ürün numunelerini sergileme hem de yaptıkları geliştir-
56
yapmasını bir zorunluluk olarak gördüğü-
Temmuz July - Ağustos August 2015
me faaliyetlerini video sunumu ile ziyaretçilerle paylaşma imkânı buldu.
İnovasyon odaklı yaklaşım
BMW tüm ziyaret planı içerisinde öncelikli olarak, firma görüşme seçimlerinde inovasyon odağında yaklaşımları görmeyi tercih etti. İlettiği formda sorduğu soru başlıklarında da inovasyon odağının ön plana çıktığı gözlemlenirken, artı değer yaratan ve firmaların kendi içlerinde ya da
ortak olarak geliştirdiği ürünlerin geliştirme metotları, uygulama teknikleri ve
bunu kurumsal yapıda paylaşma becerileri soruldu. Yeniçağda araçları yenilikçi uygulamaların seçici kılacağı gerçeğini,
BMW’nin tedarikçi düzeyinde de işletmek
istediği bu çerçevede göz önüne konmuş
Uluslararası düzeyde otomotivin sayılı
markaları arasında yer alan BMW’ye yapılan ziyarette katılımcılar, firmanın ciddiyet
ve özenle kendileriyle ilgilenmiş olmasından memnuniyet duyduklarını aktardı. Katılımcı firmalar ayrıca, BMW yetkililerinin,
ziyaret öncesi gönderilen firma bilgilerini
incelemiş olduklarını ve görüşmelerin hedef odaklı yapıldığını, ürün gamları hakkında detaylı bilgi istendiğini belirttiler.
Ziyarette, Türkiye’de tedarik sanayinin küresel anlamda ana sanayi ağına katılım gücünü ve yetisini görmek, tüm iştirakçileri
cesaretlendirdi. n
Derleyen: Sercan Duygan
Heyet katılımcıları nasıl belirlendi?
2014 yılında BMW ile TAYSAD arasında başlayan görüşmelerde BMW, ön başvuru
yapan TAYSAD üyesi 60’a yakın üye firmayı inceledikten sonra katılımcıları belirledi.
Görüşmeler için mevcut FIZ Binasındaki maksimum stant alanı kapasitesi ve
öncelikli tedarik konularını değerlendiren BMW, 21 firmayı ziyaretçi olarak davet etti.
www.taysad.org.tr
TAYSAD’DAN HABERLER
Ford global satın alma yönetimi,
TAYSAD üyeleri ile bir araya geldi
TAYSAD Genel Koordinatörü Süheyl Baybalı, Ford Otosan Satın Alma Direktörü Murat Senir, Ford Motor Company Satın Alma Direktörü Chris
Woodmore Chris Woodmore, Ford Otosan Ürün Grubu Satın Alma Müdürü Hüseyin Yılmaz, Kansas Şehri Geliştirme Ofisi Başkanı Chris J. F. Gutierrez
tor Company Satın Alma Direktörü Chris
Woodmore, sanayicilerimizin bu yete-
Ford Motor Company Gobal Satın Alma Direktörü ile
Ford Otosan Satın Alma Direktörü yapılan geniş katılımlı bir toplantıda
TAYSAD üyeleriyle bir araya geldi.
neğini ABD pazarında da göstermelerini
beklediklerini söyledi. Ford’un global satın
alma stratejilerine de değinen Woodmore, bugün Türkiye’de gelinen üretim kalitesinin, pazarlama ile birleşmesinin bir yo-
F
ord Motor Company Michigan Genel
Müdürlüğü’nü, 2015 Nisan ayı içinde
sektörel ticaret heyeti olarak ziyaret eden
TAYSAD üyeleri, Ford satın alma gurubu ile yüz yüze görüşmeler yapmış ve
bu görüşmelere Ford Başkan Yardımcısı
Sn. Birgit Behrendt de katılmıştı. Kendisinin Türkiye’deki otomotiv tedarik sanayinin geldiği noktadaki çalışmaları yerinde
görmesini önerdiği, FMC’nin Global Satın Alma Direktörü Chris Woodmore ve
Ford Transit üretim tesislerinin bulunduğu
ABD’nin Missouri Eyaletinin Kansas Şehri
Kalkınma Ajansı Başkanı TAYSAD’a gele-
58
Temmuz July - Ağustos August 2015
rek üyelerimizle buluştu. Bu önemli buluşma için Amerika’nın Kansas Şehri ile İngiltere Ford Dunton’dan gelen konuklara,
Ford Otosan Satın Alma Direktörü Murat
Senir ve FORD Otosan Ürün Grubu Satın
Alma Müdürü Hüseyin Yılmaz da katılarak
TAYSAD üyelerinin sorularını cevapladılar.
lunun da yurt dışı yatırımlardan geçtiğini
21 Mayıs 2015 tarihinde TAYSAD’da yarım gün yapılan toplantıya, 70 firmadan
150’ye yakın katılımcı hazır bulundu. Konuşmasında Ford araçlarının üretim ve tedariğinde Türkiye’deki sanayicilerinin başarılarını takdir ettiğini belirten, Ford Mo-
duğunu aktardı.
aktardı.
ABD’nin Missouri Eyaleti Kansas Şehri Geliştirme Ofisi Başkanı Chris J. F. Gutierrez bu ziyareti yapmasının kendisine
Ford Başkan Yardımcısı Sn. Behrendt’in
önerdiğini, katılım ve ilgiden memnun ol-
Yarım gün süren toplantının ardından üyeler tek tek konuklarla görüşerek FORD
ile yürüttükleri ve yürütmeyi arzu ettikleri projeler hakkında görüştüler.n
www.taysad.org.tr
TAYSAD’DAN HABERLER
Tedarik sanayi satış sonrasında
kazanacak
Aftermarket Konferansı’nda konuşan TAYSAD Başkanı
Dr. Mehmet Dudaroğlu, "Araç teknolojisindeki her türlü gelişim, Aftermarket
piyasasını da doğrudan etkilemektedir" dedi.
T
AYSAD ve Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) tarafından ortaklaşa düzenlenen ve Otomotiv Yenileme Pazarı Geliştirme Derneği (OYPG) tarafından desteklenen, Aftermarket sektöründeki son yenilikler ve gelişmelerin
nabzının tutulduğu Aftermarket Konferansı yoğun ilgi gördü
Türkiye’de sadece TAYSAD tarafından
gerçekleştirilen Aftermarket etkinliğinin
açılış konuşmalarını OYPG Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Urgancılar, TAYSAD
Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu ve OIB Yönetim Kurulu Başkanı
Orhan Sabuncu yaptı. Açılışta konuşan
TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu,
“TÜİK verilerine göre, toplam araç parkımız Mart 2015 sonu itibariyle 19,1 milyon
adede ulaşmıştır. 2003 yılında Türkiye’de
bin kişiye 95 araç düşerken, son 12 yılda
görülen büyümeyle bu rakam 2014 sonunda 173’e ulaştı” dedi.
IHS/POLK Otomotiv Aftermarket Satış
Müdürü Marcus Zahren’in ‘Sektöre ilişkin Genel Global Değerlendirme’ başlığı
altında konuşma yaptığı etkinlikte, ‘Türkiye Otomotiv Aftermarket Değerlendir-
60
Temmuz July - Ağustos August 2015
mesi’, ‘Avrupa Otomotiv Aftermarket Değerlendirmesi’, ‘Çin Otomotiv Aftermarket Değerlendirmesi’ ve ‘Amerika Otomotiv Aftermarket Değerlendirmesi’ konuları da alanında uzman isimler tarafından işlendi. Yıllık satın alma hacmi 21,5
milyar doları bulan ABD’nin otomotiv parça satın alma gruplarından Auto Parts Alliance ve 1Parts Global AfterMarket Services temsilcileri konferansa katılarak TAYSAD Üyeleri ile yüz yüze görüşmeler yaptı ve konferans haftası kapsamında fabrika ziyaretleri gerçekleştirdi.
Çin’de aftermarket alanında 11 milyar dolar yıllık satın alma hacmi olan Çin Otomotiv Parça & Aksesuarları Kurumu CAPAC başkanının da sunumuyla katıldığı
konferansta Çin’de sektörün işleyişi anla-
tıldı. TAYSAD ile işbirliği anlaşması bulunan CAPAC, mevcutta Avrupa’dan yaptığı otomotiv yedek parça satın alma hacmini Türkiye’ye kaydırmak ve Türk otomotiv tedarik sanayinin Çin’deki pazar payının arttırmayı amaçlamakta.
Sektörün öncü kurumlarından 300’ü aşkın kişinin katıldığı ve bu yıl 6’ncısı gerçekleşen Aftermarket Konferansı’nda ayrıca ‘ABD’de Aftermarket Yapısı ve Network Sistemi’ konulu bir panele de yer verildi. Valeo Türkiye Ülke Direktörü & Orta
Doğu Genel Müdürü Burak Akın’ın ‘Satış
Sonrasında Yeni Trend ve Zorluklar, Tedarikçiler tarafından İnovatif Çözümler’ başlıklı sunumunun yoğun ilgi gördüğü etkinlikte, TAYSAD & AUTOCARE İşbirliği
Anlaşması’nın imza töreni yapıldı. AUTOCARE, 2 binden fazla üye şirket ile 4 milyon kişiye istihdam olanağı sağlayan ve
ABD’nin yıllık gayri safi hasılasının yüzde
2’si olan (328 milyar dolar) otomotiv Aftermarket piyasasını başarılı bir şekilde temsil eden, seçkin ve bağımsız bir kuruluş
olarak biliniyor.n
Dr. Mehmet Dudaroğlu "Bugün itibariyle yaklaşık yüzde 40 seviyesinde olan
elektronik aksam kullanımının, 2030’lara gelindiğinde, yüzde 50’nin üzerinde
seyredebileceği öngörülmektedir. Dolayısıyla Aftermarket piyasasında
varlığını sürdürmek isteyen firmaların, yeni teknoloji ve trendleri yakından
takip etmesi önemlidir” dedi.
www.taysad.org.tr
EĞİTİM
MOSTEM, sanayinin nitelikli
işgücü arayışına çözüm üretiyor
Yetişmiş eleman sorunu yaşayan sanayiciler, ihtiyaçlarına kendileri
çözüm arıyor. Manisa Organize Sanayi Bölgesi (MOSB) tarafından 2012
yılında özelleştirilen Özel MOSB Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
(MOSTEM), sanayicinin nitelikli işgücü arayışına çare oldu. TAYSAD üyesi
Sarıgözoğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve MOSTEM Danışma
Kurulu Başkanı Levent Sarıgözoğlu, okul sanayi işbirliğinin güzel örneklerinden
biri olan MOSTEM hakkında bilgiler verdi.
yapılması OSB yönetim kurulu tarafından
uygun görülerek Manisa OSB’deki Meslek
Lisesi 2010 yılında da hizmete açıldı.
Fakat bir süre sonra klasik yaklaşımla verilecek mesleki ve teknik eğitimin sonuçlarının bölge sanayicisinin beklentisine cevap veremeyeceği görüldü. Bunun üzerine Manisa Organize Sanayi Bölgesi ilgili bakanlıklara değişik bir model teklif etti.
Yönetimlerini sanayicilerin oluşturduğu “Özel Endüstri Meslek Lisesi” modeli Türkiye’de ilk defa Manisa OSB’de ortaya çıkmış oldu.
İlk ve en başarılı örneğinin Manisa OSB’de
olmanın gururunu yaşıyoruz. Bizler Bölge
sanayicileri olarak gerekli her türlü desteği sağlama noktasında gayret sarf ettik.
Hem başarılı, genç dinamik ve sevgi dolu
öğretmenlerle ve eğiticilerle çalışıyoruz,
hem de gelişmiş dünya teknolojisini anında okulumuza getirme gayreti içerisindeyiz. Öğrencilerimize çok önem veriyoruz,
onların eğitimde ve öğretimde başarılı olmaları için okul yönetimi ve OSB yönetim
kurulu ve danışmanlar kurulu her türlü çabayı sarf ediyor.
Sanayiciler okula danışmanlık yapıyor
MOSTEM’in özel okul statüsüne kavuşmasından hemen sonra gönüllülük esasıyla, özellikle meslek lisesi mezunu olan mühendis sanayicilerimizden oluşan 15 kişilik
bir danışma kurulu oluşturduk.
Bu kurul okulun eğitim ve öğretim stratejisini belirleyerek bu strateji çerçevesinde
tüm ihtiyaçlarını tespit etmek ve faaliyetine yön vermek amacıyla çalışmaktadır. Bu
güne kadar okulumuza çok büyük katkılar
LEVENT SARIGÖZOĞLU
Mostem fikri nasıl doğdu?
M
eslek eğitiminin önemi ve bunun
hayata geçirilmesi konusunda Koç
Grubu “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” sloganı ile yeni bir farkındalık yarattı. Sanayicinin en büyük ihtiyacı eğitilmiş, bilgi sahibi ve kendisini geliştirebilen ara elemanlardır. Bunların da yetişebileceği en güzel ortam teknik liselerdir. Bunun için ara eleman ihtiyaçlarımızı karşılamak ve ileride sanayi kuruluşlarımızda çalışacak mühendislerimizin de temel eğitimlerini bu okullardan almalarını sağlamak
amacıyla OSB içerisinde bir meslek lisesi
62
Temmuz July - Ağustos August 2015
www.taysad.org.tr
EĞİTİM
ODTÜ SUMO ROBOT YARIŞMASI TÜRKİYE BİRİNCİLİĞİ
sağlayan danışma kurulumuz ayda en az 2
kez bir araya gelerek okulun gidişatı hakkında bilgi sahibi oluyor ve okul-sanayi işbirliği adına faydalı olacak faaliyetlerde bulunuyorlar. Özellikle danışma kurulunun
belirlediği yöntemler ve tespit ettiği ihtiyaçlar okul içinde bir anlamda talimat niteliği taşımaktadır.
Yaparak öğrenmenin önemine
inanıyoruz
MOSTEM’deki eğitim programı için; öncelikle okulda açılacak alan ve dallar konusunda saha araştırması yapılıyor ve ihtiyaç
analizleri sonucunda elde edilen veriler ışığında açılacak olan alan ve dallar belirleniyor. Bu araştırma sayesinde; bölge sanayicileri nasıl bir okul hayal ettiklerini, bu okulda kendileri için nasıl bir eleman yetişmesi gerektiğini ve bir okulda olması gerektiğine inandıkları sistemleri okul yönetimine
ve danışma kuruluna aktarıyorlar.
Çalışmaların tümü ve öğrencilerin yetiştirilmesi bu belirlenmiş yöntemler çerçevesinde oluyor. Yaparak öğrenmenin önemine inanıyoruz, bu sebeple bizim okulumuzda özellikle atölye ve laboratuarlarımız
çok iyi donatılmış. Öğretmen olup ve eğitmenlerimiz de kendilerini alanlarında en iyi
şekilde geliştirmiş kişilerden seçilmiş, öğrencilerin atölye ve laboratuar derslerinde
daha mutlu olduklarını da yakından gözlemleyebiliyoruz. Pratik eğitim alarak iyi birer işletme operatörü olarak yetişen elemanlarımız gittikleri yerlerde büyük başarılar sağlıyor. Bunu gerek staj gerekse iş hayatına atılan öğrencilerimizin amirlerinden
aldığımız olumlu geri bildirimlerden dönüşlerden anlıyoruz.
Fabrikalarımızın kapılarını öğrencilere
ve öğretim üyelerine açıyoruz
Sadece MOSTEM’le değil başta şehrimiz-
64
Temmuz July - Ağustos August 2015
deki Manisa Celal Bayar Üniversitesi olmak üzere Türkiye’deki tüm üniversitelerle ve ilgili fakülteleri ile temas halindeyiz.
Onlarla birlikte projeler ve saha çalışmaları
yapıyoruz, fabrikalarımızın kapılarını öğrencilere ve öğretim üyelerine açıyoruz, bu
konuda gerekli gayreti karşılıklı olarak gösteriyoruz. Ancak bunun yeterli düzeyde olduğu kanaatinde değilim, bu geliştirilmeye
açık bir konudur. Bu anlamda üniversitelerimize de düşen görevler var, üniversitelerimizin de kendilerini geliştirmesi ve sanayici ile iç içe olması ve sanayiye aktarılabilir çalışmalar yapması gerekiyor.
Eğitilmiş iş gücü her sektörde büyük bir ihtiyaç haline geldi, bunun için meslek lisesi ve teknik liselerimizin sayısının çoğaltılması, öğrenci kapasitesinin arttırılması ve
hepsinden önemlisi öğrencilerin çok daha
iyi metotlarla yetiştirilmesi gerekmektedir.
Bu konuda sanayicimizde bilinçlenmiştir.
İlgili bakanlıklar da sanayicinin önünü açmakta bu okulların açılmasını ve yaşatılmasını desteklemektedir.
Otomotiv için de nitelikli iş gücü temin edilecek merkezler bu okullardır. Gerek ana
sanayi gerekse büyük tedarik sanayi firmalarımızın bu okullara destek vermesi, bizzat kendilerinin ve çalışan mühendislerinin
bu okullara giderek ders vermeleri gerekmekte, fabrikalarının kapılarını öğrencilere
açmaları gerekmektedir.n
MEB ROBOT YARIŞMASI TÜRKİYE BİRİNCİLİĞİ
Yaşam boyu eğitim felsefesini
hayata geçirmek için çalışıyoruz
S
arıgözoğlu kavram olarak tüm konularda eğitim çalışmalarına daima
en nitelikli katkıları verme gayreti içindedir. Yaşam boyu eğitim felsefesini hayata geçirmek için işyerinde işyeri dışındaki eğitimlerin destekçisi olduk.
Neredeyse tüm üniversitelerin güneş ve
rüzgâr enerjili araç tasarım ve üretimine
ciddi maddi ve manevi katkılar koymaktayız.
Hiçbir zaman zorunluluk ve ön koşul olmaksızın (teknik dışı branşlarda dahi)
başarılık öğrencileri desteklediğimiz bir
burs fonumuz var. İleride bu fonu vakıf
haline dönüştürülmesi projemiz var.
Halen Manisa’daki kalıp ve pres metal
fabrikamızda 2 ayrı çıraklık eğitim merkezi Milli Eğitim Bakanlığı ile koordineli
bir şekilde faal olup bu yıl ilk mezunlarını
verdi; tüm mezunlar hemen asli kadroya
alındı. Bu uygulama da Manisa’da bir ilk
olup başarılı netice sonucu bölgemizdeki
birçok değerli sanayi kuruluşuna örnek
teşkil etmenin sevincini yaşamaktayız.
Üniversite öğrencilerinin staj programlarının nicelik ve de nitelik anlamında etkinleşmesi en çok üzerinde durulan hususların başında gelmektedir.
Türk Eğitim Vakfı (TEV) bünyesinde “İsmail Sarıgözoğlu Kalıpçılık Bursu” kurulmuş olup yaklaşık 15 yıldır TEV aracılığı ile de kurumsal olarak teknik eğitime
destek amacıyla burs sağlamaktayız.
Vizyonumuzda var olan “İsmail Sarıgözoğlu Teknik Lisesi” fikrini önümüzdeki
birkaç yıl içinde gerçekleştirerek naçizane desteklerimizin sürdürülebilir olmasını sağlama amacındayız.n
www.taysad.org.tr
EĞİTİM
Bayraktar Grubu Çalışanları 2 yıl boyunca
“Gönüllü Koçluk” yaptıkları Meslek Lisesi
Öğrencilerini yeni hayatlarına yolcu ettiler
lerinin ilgili departmanlarında stajyer olarak istihdam etti. Gönüllü koçların katkıları Ankara’da 10’ncu sınıf öğrencileri ile devam ediyor.
“Gönüllü Koçlar” çocukların hayatlarındaki eksik noktalara dokunuyor
Bayraktar Grubu’nun gönüllü çalışanları, öğrenciler ve öğretmenler, programın
ikinci yılının tamamlanması nedeniyle tarihi yarımadayı gezerek, Topkapı Sarayı’nı
ziyaret ettiler. Rehber eşliğinde Topkapı
Sarayı’nı gezen öğrenciler, müfredatlarında bulunmayan tarih dersi konularını da bir
nebze olsun öğrenme şansı yakaladılar.
M
eslek Lisesi Koçları Programı’na İstanbul, İzmir ve Ankara’daki çalışanları arasından gönüllü olmayı seçen koçlarıyla katkı sağlayan Bayraktar Grubu, ikinci
eğitim dönemini tamamlayarak 42 öğrencisini yeni hayatlarına yolcu etti. Programın birinci yılında ‘Kendilerini Keşfetme ve
Hayata Uyum Sağlama’ konularında koçluk alan İstanbul Büyükhanlı Ticaret Meslek Lisesi ve İzmir Çınarlı Endüstri Meslek
Lisesi öğrencileri, programın ikinci yılında
ise ‘İş hayatına Hazırlık’ anlamında koçluk
aldılar. Bayraktar Grubu, hayata hazırladığı ilk öğrenci grubunu geçtiğimiz günlerde
mezun etti.
Bayraktar Grubu, koçluk verdiği öğrencilere şirketleri bünyesinde staj imkanı da
sağladı. Bayraktar Grubu İnsan Kaynakları Departmanı, 12 öğrenciyi, grup şirket-
2006’den bu yana uygulanmakta olan koçluk programının kalbinde, Özel Sektör Gönüllüleri Derneği’ne (ÖSGD) üye şirketlerden gönüllü çalışanların 11. sınıf meslek lisesi öğrencilerine mezuniyetlerine kadar
grup mentorluğu yapması yatmaktadır.
İlk yıl 2, ikinci yıl ise 1 günlük olmak üzere toplam 3 günlük eğitimin ardından belirli bir program çerçevesinde, iki yıl boyunca aynı öğrenci grubu ile en az 12 defa bir
araya gelen Koçlar, her buluşmada öğrenciler ile farklı kişisel gelişim modülleri uygulamakta, böylece bir yandan sosyalleşmelerine ve gelişimlerine destek olurken,
bir yandan da rol model olarak öğrencilerin
hayatlarına dokunmaktadır. n
Tedarik sanayiciler mesleki eğitimi desteklemeye devam ediyor
Bantboru, Van Mehmet Erdemoğlu Mesleki ve
Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerini ağırladı
M
ETEK hibe programı kapsamında,
Avrupa Birliği desteği ile yürütülen
‘Mesleki ve Teknik Eğitim Kalitesinin Arttırılması Projesi’ nin tamamlanması için
5 günlük saha gezisine çıkan Van Mehmet Erdemoğlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencileri, 11
Haziran’da Bant Boru Firması ziyareti ile
etkinliğin Kocaeli ayağını tamamlamış oldular.
Elektronik, elektrik, bilgisayar, otomasyon ve makine bölümden toplam 48 öğrenci ve 6 öğretmenden oluşan ekibe
fabrika genel sunumu yapıldıktan sonra
üretim bölümleri gezdirildi. Her operasyonu tek tek ve yerinde inceleme şansı
bulan öğrencilere, denemeler yapma imkanı da sağlandı. İlk defa bir fabrika gezisine katılan öğrenciler büyük sevinç ve
heyecan yaşadılar.
66
Temmuz July - Ağustos August 2015
Öğrencileri karşılayan Bantboru Genel
Müdürü Utku Çağatay Aksoy; Avrupa Birliğinin de desteklediği bu sosyal sorumluluk projesinde görev almanın onlar için de
çok keyifli ve heyecan verici bir deneyim
olduğunu belirtti.
Proje kapsamında yer alan beş günlük ge-
zide, öğrencilerin Ankara, Kocaeli, Bursa
ve İstanbul’da özellikle üretim yapan işletmeleri ziyaret etmeleri, üretimi yerinde görüp süreçleri deneyimlemeleri, bu
illerdeki tarihi - kültürel mekanları gezmeleri ve ayrıca yıl sonu ödülü olan bu gezinin moral ve motivasyonlarını arttırması hedeflendi.n
www.taysad.org.tr
INDUSTRY 4.0
Dördüncü sanayi devrimi
Yarının fabrikaları
neye benziyor?
Kaveh Taghizadeh
Alman hükümeti, üretim endüstrisinin yakın gelecekteki konumunu güvence
altına alabilmek adına Sanayi 4.0 kapsamında bir proje başlattı. Bu proje
Alman hükümetinin ‘yüksek teknoloji stratejisi’ olarak 2011 yılında başlatıldı
ve 2013 yılında geliştirilerek bir araştırma gündemine dönüştürüldü. Federal
Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanlığı projenin ilk aşamasına 120 milyon
Avro tutarında bir fon sağlama kararı aldı.
İ
lk Sanayi Devrimi 18. yüzyılda görülmüştü. Suyun gücünden faydalanılan
mekanik tezgahlar bulundu, buhar gücü
gittikçe daha fazla kullanılmaya başladı
ve makineler için çeşitli araçlar geliştirildi. Daha sonra 1870 yılında elektrikle çalışan ve bir kitle üretim hattı (montaj hattı) bulunan ilk üretim hattı kullanıldı ve bu
da bizleri ikinci sanayi devrimine götürdü.
Üçüncü sanayi devrimi 1969 yılından itibaren yaşanmaya başladı. İlk Programlanabilir Mantıksal Denetçi (Programmable Logic Controller PLC) İmalatın otomatikleştirilmesi için elektronik ve bilişim alanlarında
kullanılmaya başlandı. Endüstri 4.0 nedir?
“Sanayi 4.0” terimi bir sonraki sanayi devrimi için kullanılıyor - ve bu devrimin gerçekleşmesi artık an meselesi. ‘Her şey
için internet’ veya ‘endüstriyel internet’
olarak da bilinen bu devrim, akıllı bir fabrika vizyonuyla bugünkü üretimin teknolojik değişimini tarif ediyor ve siber fiziksel
üretim tekniklerini tanımlıyor. Bununla ilgili
en yaygın anlayış, ürünlerin yaşam döngülerine ait değer zincirinin tamamı üzerinde
yeni bir düzen ve kontrol düzeyi olduğu yönündedir. Bugün bilindiği haliyle çok daha
karmaşık sistemleri yönetebilen bir fabrikanın oluşturulabilmesi için, bilişim, yerleşik sistemler, üretim, otomasyon tekniği
ve makine mühendisliği alanlarındaki inovasyonlar bu yeni sürecin gelişimini sürüklemektedir.
68
Temmuz July - Ağustos August 2015
KPMG Türkiye Yönetim
Danışmanlığı Hizmetleri Başkanı,
Şirket Ortağı
Fabrikalarımızın içerisinde de; cep telefonları, fotoğraf makineleri ve arabalar gibi her
gün kullandığımız nesnelerin küresel internete bağlanarak gittikçe daha “akıllı” hale
gelmesine benzer bir gelişim izlenebilir.
Fabrikaların belli bir hedefe yönelik olarak
tamamen otomatik hale getirilmesi iş yükünü adım adım makinelere devredecektir. ‘Akıllı’ ürünler ve makineler bir ağ içerisinde birbirlerine bağlanabilecek ve üretim sürecini daha az kırılganlık ve daha fazla verimlilikle yönetip kontrol edebilecekler. Bu döngü ürünün henüz fikir aşamasındayken başlar, siparişlerin verilmesinden gelişim ve imalatın yanı sıra ürünün
son kullanıcıya teslim edilmesine kadar
her yere uzanır ve ortaya çıkan bütün hizmetlerin geri dönüştürülmesi ve sürece
dahil edilmesiyle sonuçlanır.
Dördüncü sanayi devriminin dayanağı, değer zincirindeki birbirine bağlanmış bütün
bileşenlere ait önemli bilgilerin gerçek zamanlı olarak ulaşılabilir hale gelmesidir. İnsanların, nesnelerin ve sistemlerin birbirine bağlı hale gelmesi; şirketlerin hem kendi içlerinde hem de birbirleri arasında dinamik, kendi kendini düzenleyen, gerçek
zamanlı olarak iyileştirilmiş katma değerli bağlantıların yaratılmasını sağlar. İnternet; akıllı makinelerle, sistemlerle, üretim
ve süreçlerle birleşerek daha gelişmiş ağların kurulabilmesini sağlıyor. Gerçek dünya devasa bir bilgi sistemi haline geliyor.
Dünya endüstrisi 21. yüzyılın
başından beri dijital bir
dönüşüm geçiriyor. Bunlar
toplumun ve ekonominin
her kesiminde görülen
dijital teknoloji alanındaki
inovasyonlarla ilgili
değişiklikler. Ancak uzmanlar
Endüstri 4.0 derken ne demek
istiyorlar?
www.taysad.org.tr
INDUSTRY 4.0
Sanayi 4.0 küresel anlamda bütün imalat
şirketlerine önemli fırsatlar sunacak. Bu
yeni vizyon, yeni sanayi ortamının beş temel özelliğiyle tanımlanabilir.
1. Siber-Fiziksel sistemler
Gençer Keser
KPMG Türkiye Yönetim
Danışmanlığı, Kıdemli Müdür
Bugünün bilişim sistemleri zaten üretim
sistemlerinin merkezinde yer almaktadır.
Bütün alt sistemlere, süreçlere ve hem
içerideki hem de dışarıdaki nesnelere, tedarikçi ve müşteri ağlarına bağlı olan bu
yeni sistemler, bugünün sistemleriyle karşılaştırıldığında çok daha büyük bir karmaşıklığa sahip olacak ve pazara yapılan sunumların çok daha gelişmiş olmasını gerektirecek. Makineler ve depolama sistemleri bilişim sistemleriyle donatılacak
ve Siber Fiziksel Sistemler (Cyber-Physical
Systems CPS) olarak birbirlerine bağlanacaklar. Gelecekteki fabrika ve sistemler
liyor. Bu, şirketlere daha fazla üretkenlik
sağlayacak olsa da robotların insanların
yerini alacağı anlamına gelmiyor. Yarının
üretim sektörü çalışanları, bugün daha fazla eğitim ve beceri gerektirdiğini bildiğimiz
diğer alanlara yoğunlaşacaklar. Sanayi 4.0
gerçekleştiğinde, robotlar ve insanlar akıllı sensörlerle yönlendirilen insan-makine
arayüzlerinden faydalanarak dayanışma
içinde çalışıyor olacaklar. Herhangi bir sorun oluştuğunda çalışanların taşınabilir telefonlarına veya cihazlarına bir ileti gelecek
ve sorunun ne olduğunun daha iyi anlaşılabilmesi için bu iletide gönderilen görüntülü çağrı linki sayesinde üretimin devamını
sağlamaya yönelik talimatlar verilebilecek.
Üretim tesisi 7-24 faaliyette olsa da çalışanlar yalnızca normal çalışma saatlerinde
kendi işlerinin başında olacaklar.
3. Büyük Veri
Kaynak: www.electronics-eetimes.com -robotic-photo
Yarının üretim tesisleri büyük miktarlarda
veri üretiyor olacak ve bu verilerin kaydedilmesi, işlenmesi ve analiz edilmesi gerekecek. Büyük verinin işlenmesini ve bulut
tabanlı bilgisayar sistemlerinin potansiyelinden tam anlamıyla yararlanılmasını sağlayacak yenilikçi yöntemler, bilgilerin kullanımına yönelik yeni alanlar yaratacak. Her
şeyden büyük verinin analiz edilmesi, yöneticilerin üretim sürecindeki kusurları,
yanlışlıkları ve eksiklikleri erken bir aşamada tespit edebilmelerine, üretim süreçlerini iyileştirebilmelerine, kaynakları daha verimli kullanabilmelerine ve öngörüye dayalı bakım faaliyetlerini gerçekleştirebilmelerine imkan sağlayacak.
Şirketler için değişen ne?
Geleneksel anlamıyla üretim
şirketleri pazarda var olmayı
sürdürecekler. Ancak yerleşik
oyuncular sanayi devrimi sırasında
düzenlerini, süreçlerini ve
yeterliliklerini değiştirmiş olacak.
Yeni endüstriyel iş modellerine sahip
yeni rakipler olacak. Cep telefonları
gibi yeni teknolojilerin bu kadar
başarılı olmasının nedeni, ortaya
çıkmalarıyla beraber toplumsal
bir dönüşüme öncülük etmiş
olmalarıdır. İnternet bir teknoloji
olarak sosyal ağları icat etmemiş
olsa da, sosyal ağlar internet
sayesinde daha fazla gelişti ve
çağdaşlaşmayı gerektirdi. Sanayi
4.0 için de aynı durum söz konusu.
Yeni işlevler sektör oyuncuları için
yeni kurallar ortaya çıkaracak. Çeşitli
endüstrilerin gelişimi arasında
farklar bulunacak.
www.taysad.org.tr
Fabrikaların belli bir hedefe yönelik olarak tamamen otomatik hale getirilmesi
iş yükünü adım adım makinelere devredecektir. ‘Akıllı’ ürünler ve makineler
bir ağ içerisinde birbirlerine bağlanabilecek ve üretim sürecini daha az
kırılganlık ve daha fazla verimlilikle yönetip kontrol edebilecekler.
de buna benzer şekilde açıkça tanımlanmış, gerçek zamanlı olarak kontrol edilebilen arayüzlere sahip olacak ve yenilikçi
teknolojilerle beraber değer zinciri boyunca makinelerin değiştirilmesi açısından esneklik sağlayacak. Böylece üretim sistemlerinin çabucak değiştirilebildiği, faaliyetsizliğin giderilebildiği oldukça verimli bir
üretim mümkün hale gelecek.
2.Akıllı Robot ve Makineler
Robotlar gelecekte daha akıllı olacaklar ve
bu da bulundukları ortama uyum sağlayabilecekleri, iletişim kurabilecekleri ve etkileşimde bulunabilecekleri anlamına ge-
4.Makinelerin, iş bileşenlerinin, sistemlerin ve insanların birbirine bağlanabilirliği
Sanayi 4.0 gerçekleştiğinde dijital ve gerçek dünyalar birbirine bağlı hale gelecek.
Makineler, parçalar, sistemler ve insanlar internet üzerinden kesintisiz bir şekilde dijital bilgileri paylaşıyor olacaklar. Üretim oldukça pürüzsüz bir şekilde ilerleyecek: Herhangi bir makinenin yanı sıra aktarım bandı ve lojistik robotu başka bir makinenin belli bir parçayı ürettiğinden anında
haberdar olacak. Makineler üretilecek parçanın üretim aşamalarının her birine oto-
Temmuz July - Ağustos August 2015
69
Kaynak: Siemens.com (Hannover Messe 2014 standı)
INDUSTRY 4.0
matik olarak uyum sağlayacak, otomatik
bir şekilde koordine olup üretilecek birimi
ayarlayacaklar. Üretim planlarının ve kapasitesinin optimizasyonu çok daha iyi bir şekilde işleyecek.
5. Dijital Sanayileşme
Yeni bir üretim tesisi açmanın veya mevcut bir tesiste yeni bir ürünün üretimine
başlamanın oldukça zorlu aşamaları vardır: Uyum süresi, denemeler, seri üretim
öncesi testler ve çok sayıda beklenmedik maliyet aşımları. Faaliyetlerin beklenmedik bir şekilde bir gün boyunca durması birçok işletme için oldukça büyük bir gelir kaybı demektir. Sanayi 4.0 fiziksel üretime hazırlanılabilmesi için üretim tesislerini ve ürünleri sanal ortamda sunacak. Süreçlerin her biri fiziksel haritalandırma tamamlanmadan önce sanal olarak simülasyondan geçip doğrulanmış olacak.
“Sanayi 4.0” terimi bir sonraki sanayi devrimi için kullanılıyor. Bu devrimin
gerçekleşmesi artık an meselesi. ‘Her şey için internet’ veya ‘endüstriyel
internet’ olarak da bilinen bu devrim, akıllı bir fabrika vizyonuyla bugünkü
üretimin teknolojik değişimini tarif ediyor ve siber fiziksel üretim
tekniklerini tanımlıyor.
şünün ne kadar olacağı belirsiz. Henüz somut bir icra planının mevcut olmayışı daha
büyük yatırımlar yapmış olan şirketlerin bu
konuya tereddütle yaklaşmasına neden
oluyor.
2. Bilişim Güvenliği
İnternet üzerinden veya bulut tabanlı bir
teknoloji aracılığıyla büyük miktarlarda bilgi paylaşımında bulunan birbirine bağlı cihazlar belli bir güvenlik ihlaline de ortam
Zorluklar ve Riskler:
3. Nitelikli Çalışanlar
Sanayi 4.0 üretim şirketlerinin odaklanabileceği bir konu gibi görünüyor. Ancak bütün oyuncular bu yeni vizyonun beraberinde yeni yatırımları da getireceğini anlıyorlar. Birçok şirket için yatırımın geri dönü-
Sanayi 4.0 gerçekleştiğinde dijital ve gerçek dünyalar birbirine bağlı hale
gelecek. Makineler, parçalar, sistemler ve insanlar internet üzerinden
kesintisiz bir şekilde dijital bilgileri paylaşıyor olacaklar.
70
Temmuz July - Ağustos August 2015
Kaynak: www.festo.com
Bu yeni vizyonun, yeni fırsatların yanı sıra
bazı zorlukları ve riskleri de içerdiğine dikkat etmemiz gerekiyor.
1. Yatırımlar
hazırlamış oluyor: Bir bilişim korsanının potansiyel olarak bir şirketin lojistik sistemini tamamen felç etmesi veya gizli müşteri sipariş bilgilerine ulaşması ve bunları rakiplerle paylaşması mümkün. Şirketlere ait
verilerin, fikri mülkiyetin ve iş sırlarının korunması en büyük zorluklardan biri. Bu tür
bilgilerin kaybı, bir üretim şirketinin kendisine özgü bilgi ve becerilerinin görünür
hale gelmesine yol açabilir ve pazardaki
konumunu, işini ve varlığını olumsuz yönde etkileyebilir.
Çalışanların nitelikliliği üretim şirketlerindeki en önemli konulardan biridir. Bilişim
sistemlerinin ve üretim süreçlerinin bütünleşmesi, çalışma şekli, iş tanımları ve çalışanların iş içeriği açısından yeni gereksinimler ortaya çıkaracak. Şirketlerdeki çalışan niteliği profillerinin genişletilmesi henüz oldukça erken aşamalarda. İlerleyen
dönemde çalışanların bugünkü üretim şirketlerinin “çalışanlarına” kıyasla şirkete
çok daha yüksek nitelikler sunmaları gerekecek. Yeni iş modelleri ve süreçleriyle bağlantılı olarak modern cihazların, akıllı
teknolojilerin ve bilişim sistemlerinin kullanımı ve dijitalleşmenin artması yarının “çalışanları” için çok daha yüksek kalitede bir
eğitim gerektirecek. n
www.taysad.org.tr
EKONOMİK İLİŞKİLER: İRAN
SON BÜYÜK PAZAR: İRAN
Nükleer anlaşma
Türkiye’yi nasıl etkileyecek?
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ve Almanya'dan oluşan
P5+1 ülkeleri (P5: ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin) ile İran arasında
Viyana'da süren görüşmelerde sonuca ulaşıldı. Görüşme sonucunda İran'ın
nükleer programının kısıtlanmasına karşılık ülkeye yıllardır uygulanan
ekonomik yaptırımların hafifletilmesine yönelik anlaşma kabul edildi.
İran ambargodan sonra 250 milyar dolarlık
bir dış ticaret hacmi oluşturacağı ve
Türkiye’nin de bu pastadan en az yüzde 10
pay alacağı belirtiliyor.
İ
ran ve dünya güçleri arasında iki yıldır süren müzakerelerin sonundaki bu
adım, dünyanın devleri arasındaki ilişkilerde büyük bir atılım anlamına geliyor. Yaptırımların kaldırılması karşılığında İran İslam
Cumhuriyeti’nin nükleer programı frenlenecek.
Anlaşmada neler var
400.000
ARAÇ SATIŞI
İran ne kazanacak?
Anlaşmanın tam olarak uygulamaya konması aylar sürebilir ancak yaptırımların kaldırılmasının zamanla petrol zengini İran’ın
enerji ihracatını etkinleştirmesine, ülkenin
uluslararası finansmana erişimin kolaylaşmasına ve küresel yatırımcılara kapılarını
açmasına yardımcı olması bekleniyor.
İran pazarı iştah kabartıyor
Yaptırımların
kaldırılmasıyla
Tahran
Borsası’nın 2016 başında yatırımclara açılması bekleniyor. İlk yıl sermaye girişlerinin 1 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor.
Şu ana kadar kurumsal yatırımcılara kapalı
olan İran pazarı iştah kabartıyor.
250
MİLYAR DOLAR
PSA, önümüzdeki süreçte İran’da yılda
400 bin araç satışı hedefliyor.
Yıllardır uygulanan yaptırımlarla dünyadan
izole edilen Perslerin yurdunda ekonomi
durma noktasına gelmişti. Uzun ve zorlu görüşmelerden sonra varılan uzlaşmanın etkisi bugünden yarına görülmeyecek
olsa da İran hisseleri şimdiden yükselmeye başladı bile. Anlaşmanın İran ekonomisi
ve küresel enerji piyasalarında önemli sonuçları olacak. Nihai anlaşma İran’ın kapılarını açacak ve ekonomistlere göre bu açılımın iç tüketim, yatırımlar ve ticaret üzerindeki etkisi çok büyük olacak.
İran nükleer tesislerinin kontrol edilmesini kabul etti. BM denetçileri askeri alanları İran’ın izni ile kontrol edebilecek. Bu Irak
için aynı zamanda bir risk. Saddam Hüseyin BM denetçilerini kabul etmediğinde
Bağdat bombalanmıştı.
Anlaşmaya göre petrol, doğal gaz, finans,
havacılık ve deniz taşımacılığı alanlarında yıllardır süren yaptırımlar kalkacak, İran
yurtdışındaki milyarlarca dolarlık varlığına
yeniden ulaşabilecek. BM silah ambargosu beş yıl, füze yaptırımı ise sekiz yıl daha
yürürlükte kalacak. Eğer İran anlaşmayı ihlal ederse yaptırımlar 65 gün içinde tekrar
başlayacak.
Küresel otomotiv sektörü İran pazarına
odaklandı
P5+1 ülkeleri ile İran arasında varılan anlaşma sonrası global otomotiv endüstri-
İRAN OTOMOTİV SEKTÖRÜ ÜRETİMİ (ADET)
2010
2011
2012
2013
2014
2014 %
1.599.454
1.649.311
1.000.089
743.647
1.090.846
46,7
İRAN OTOMOTİV PAZARI (ADET)
2010
2011
2012
2013
2014
2014 %
1.530.000
1.630.000
1.030.000
804.750
1.287.600
60,0
72
Temmuz July - Ağustos August 2015
www.taysad.org.tr
EKONOMİK İLİŞKİLER: İRAN
si hızlı bir şekilde İran pazarına odaklandı. Özellikle burada hazır altyapısı bulunan
Avrupalı OEM’ler birbiri ardına İran pazarı
planlarını açıklamaya başladı. Fransız otomobil firması PSA Peugeot Citroen’in de
İran’a dönmek için partneri olan Iran Khodro ile ‘ortak girişim oluşturulması’ amaçlı
görüşmelerini hızlandırdığı biliniyor.
Proje kapsamında bir otomobilin tüm
montajının İran’da yapılması konuşuluyor.
PSA İran iç pazarını hedeflemenin yanı sıra
burada ürettiği araçları komşu ülkelere de
satmayı planlıyor. 2012 öncesinde İran’da
yıllık satışı 500 bin adedi bulan PSA, önümüzdeki süreçte İran’da yılda 400 bin araç
satışı hedefliyor.
87
MİLYON DOLAR İHRACAT
Bu yılın ilk 6 ayında İran’a yönelik otomotiv
ihracatı yüzde 7 artışla 87 milyon dolar oldu.
da girişimde bulunmayı planlarken, Uzakdoğulu markaların da pazarda etkin olmak
için harekete geçmeye başladığı ifade ediliyor.
İran’a otomotiv ihracatı 300 milyon doları aşabilir
Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Koordinatör Başkanı ve Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Orhan
Sabuncu, İran’ın diğer sektörlerle birlikte
özellikle otomotiv tedarik sanayi ihracatçıları açısından her zaman önemli bir alternatif pazar olduğuna, İran’a yönelik otomotiv
ihracatın 2011 ve 2012 yıllarında 300 milyon doların üzerine yükseldiğine dikkat
BÜYÜKEKŞİ: BÖLGE TİCARETİNE POZİTİF KATKI
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, İran nükleer
anlaşmasının bölge ticaretine pozitif katkı sağlayacağını, yılın ilk altı ayında
1.9 milyarda kalan İran'a ihracatın nükleer anlaşmanın desteğiyle bu yıl 16
milyar dolara, 2016'da 35 milyar dolara yükseleceğini belirtti.
Öte yandan Avrupalı üreticilerden Renault ve Volkswagen de İran pazarına ilgisiz değil. İran’da yüzde 6 civarında pazar
payı bulunan Renault, “Tondar 90” adıyla İran’da ilk nesil Logan’ı üretiyor. Daha
önce İran’da “Volkswagen Golf” modelini
üreten Volkswagen Grubu’nun da Skoda
ve Seat markaları için planlamalar yaptığı
biliniyor. Öte yandan Ford ve General Motors Amerika’nın politikası doğrultusun-
2MİLYON
ARAÇ ÜRETİMİ
Uluslararası markaların ülkede üretime
başlamasıyla 2019 yılı sonuna kadar 2
milyon araç üretiminin aşılması bekleniyor.
74
Temmuz July - Ağustos August 2015
çekti. Bu yılın ilk 6 ayında İran’a yönelik
otomotiv ihracatının yüzde 7 artışla 87 milyon dolar olduğunu ifade eden Orhan Sabuncu, “İran otomotiv pazarının önümüzdeki yıllarda çok daha cazip hale geleceğini
söyleyebiliyoruz. Nitekim başta Renault ve
PSA olmak üzere pek çok OEM’in İran pazarına geri dönmesi beklenmektedir. İran,
80 milyonu aşan nüfusu, 1-1,5 milyon adet
aralığında seyreden motorlu araçlar pazarı
ve coğrafi yakınlık göz önünde bulundurulduğunda otomotiv ihracatçılarımız açısından önemli bir alternatif pazar konumunda bulunmaktadır. P5+1 ülkeleri ile varılan
anlaşmanın uzun vadeli olması halinde bu
ülkeye yönelik geçmiş yıllarda 300 milyon
doları aşan otomotiv ihracatımızın yeniden
bu rakamlara ulaşmasını, hatta bu rakamları aşmasını bekleyebiliriz” dedi.
Anlaşma, gerileyen pazarı yeniden hareketlendirdi
Uluslararası
Otomotiv
Sanayicileri Birliği’nden (OICA) alınan verilere göre
İran’ın motorlu araç üretimi 2012 yılına kadar artış göstererek 1.6 milyon adede kadar ulaştı, ancak ambargoların genişlemesi sonrasında üretim 2012 yılında yüzde 39, 2013 yılında ise yüzde 38 geriledi. P5+1 ülkeleri ile varılan geçici anlaşma sonrasında geçen yıl ülkedeki motorlu
araç üretiminin tekrar toparlandığı gözlendi. İran motorlu taşıtlar pazarında da benzer bir seyir izlendi. Pazar 2012 yılında yüzde 40, 2013 yılında ise yüzde 29 gerilerken, geçen yıl ambargoların hafifletilmesi
ile yüzde 60 artışla 1 milyon 288 bin adede yükseldi.n
İran Fırsatını Kaçırmayalım
Ahmet Yılmaz
TAYSAD Almanya Temsilcisi,
exTim GmbH Yönetim Kurulu Başkanı
Uzun zamandır bilhassa da tedarik sanayimizin İran’da angajmanlara girmesi gerektiğini salık veririm. Nedenleri gayet açıktır. Birincisi, İran’ın otomotiv ölçeği oldukça iyi bir konumdadır ve daha
da gelişecektir, ikincisi ileri kalite ve teknik olarak onlara sunacağımız ürün grubu
çoktur, üçüncüsü de tabii ki lojistik avantajımızdır.
Bilindiği üzere BM Güvenlik Konseyi’nin
beş daimi üyesi (P5) artı 1, yani Almanya, İran’a yaptırımların kaldırılması konusunda anlaşmaya vardılar. Bu anlaşmada
Almanya’nın rolü yadsınamaz. İşte tam
da bundan dolayı, anlaşmanın yapılmasının hemen ardından Almanya Ekonomi
Bakanı Tahran’a geniş bir işadamı heyeti ile gezi düzenledi. Heyette otomotivciler çok. Hatta VW’nin İran’da yatırım yapabileceği bile konuşuluyor. Türkiye’ye
bir türlü gelemeyen VW, komşu ülkemize geldiği takdirde -veya orada yapacağı başka iş modellerinde- tedarik sanayimize ihtiyacı oldukça fazla olacaktır. Hakeza Fransız ve İtalyan otomotiv devlerinin de yakın zamanda İran’a seyahat düzenlediklerini biliyoruz. Türk tedarik sanayisinin yakından tanıdığı ve bizzat iş süreçlerinde yeraldığı otomotiv aktörlerinin
bu ülkedeki angajmanlarına zaman geçirmeksizin entegre olmalıyız, hatta inisiyatif kullanmalıyız.
www.taysad.org.tr
BENİM YOLUM, BENİM KİTABIM
ÖZLEM GÜLŞEN ARKAN: “Anı yaşa, geçmiş için artık bir şey yapamazsın, gelecekte ise daha ne kadar var olacağın belli değil” kavramlarının son yıllarda daha
ön plana çıktığı dünyamızda; Michio Kaku’nun 2100 yılına kadar bilimin, insanlığın kaderini ve günlük yaşamlarımızı nasıl şekillendireceği konusundaki kitabı
“Geleceğin Fiziği” benim gibi “bizi neler bekliyor” meraklıları için biçilmiş bir kaftan. Her zamanki sade ve eğlenceli üslubu ile yazdığı bu kitabı okurken kendinizi
2100 yılında bir günde canlandırmanız gayet mümkün.”
Michio Kaku:
Geleceğin Fiziği
ÖZLEM GÜLŞEN ARKAN
Maxion Wheels Binek Araç Jantları
Satış Direktörü, Türkiye Operasyonları
G
eleceği tam bir kesinlik ile tahmin etmek imkansızdır. Ancak geleceği yaratma cüretini gösteren vizyon sahibi insanların icatları vardır. Kaku, bugüne dek
sayısı 300’den fazla bilim insanı ve düşünür ile yaptığı röportajları dikkate alarak bu
kitabı yazmıştır. Kaku, bu konudaki rüştünü “Görüntüler” adlı kitabında yaptığı öngörülerinin birçoğunun bugünlerde gerçekleşmekte olması nedeni ile ispatlamıştır.
Önümüzdeki birkaç yılı bile tahmin etmekte zorlanılan bir dönemde 2100 yılına doğru bir yolculuğa çıkmak düşüncesi, ilk başta ürkütücü ve uzak gelebilir. Ancak kitabı
okurken bu yolculuğa çıkmış olduğunuza
çok mutlu olacağınızdan eminim.
Örneğin bilgisayarlar yakın bir gelecekte
artık dizinizin üstünde ya da dibinde değil, gözünüzün içinde olacak desem? İnternet gelecekte her yerde var olacak; duvar ekranlarında, mobilyalarda, panolarda
ve hatta kontakt lenslerinizde.
Sektörümüzü de ilgilendiren sürücüsüz
araba hayali de çok uzakta değil, bu konudaki araştırmalara ayrılan finansman gün
geçtikçe artıyor. GPS ve internet teknolojisi ile birlikte artık işe giderken, internette
sörfünüzü yapıp güvenli bir şekilde ofisinize varabileceksiniz.
Arttırılmış gerçeklik de bu işin tuzu biberi olacak. Bir müzeyi gezerken bu teknoloji sayesinde her şeyi tarihsel anekdotları ile birlikte deneyimleme ve bizzat ken-
76
Temmuz July - Ağustos August 2015
de belirecek. Yaygın hastalıkları yüzde 95
oranında doğru tespit edebilecek bir robot
yazılım programı ile bizi anlık olarak yönlendirebilecek. Tüm genetik risk faktörleriniz tanımlanmış olacağından sadece bir
test çubuğunu vücudunuz üzerinde gezindirmeniz yeterli olacak. Buna şu anda
inanmayabilirsiniz; o zaman kısa bir süre
öncesine kadar tonlarca ağırlıkta olan MRI
makinelerinin bugün nasıl 30 cm’ye kadar
küçüldüğünü düşünün.
Şimdi 2100 yılında bir güne gidelim. Sabah duvar ekranınız bir anda aydınlandı. Yeni satın aldığınız yazılım programınız “Molly” sizi uyandırdı. Ofisle ilgili halledilmesi gereken bir konu var. Siz yataktan kalkarken Molly tüm detayları, katılımcıları, beklentileri önünüze serdi. Banyonuza gittiğinizde lavabonuz ve tuvaletiniz
DNA alıcıları ile testlerinizi yapıp sonuçlarını doktorunuza iletti bile. Robot aşçı kahvaltınızı tam sizin istediğiniz gibi hazırlarken siz her şeyi telepatik kontrol etmenizi sağlayan tellerinizi taktınız. Ortam ısısını kontrol ettiniz, müziğinizi ayarladınız ve
manyetik aracınızın sizi almak üzere hazır
olmasını istediniz. Lenslerinizden güncel
haberleri taradınız ve sizin ilgi alanınızda
olan konular zaten otomatik olarak ilk gelenlerdi. Toplantınız başladı ve hologram
katılımcıların tüm bilgileri lensinize otomatik yansıtıldı.
Günün devamı için kitabı almanızı ve okumanızı tavsiye ediyorum.n
dimizi o dönemin içinde hissetme olanağımız olacak. Toplantılara da hologram ile
katılabilir hatta artık aynı anda birkaç yerde olamıyorum derdinden de kurtulabiliriz. Sonuçlarına da katlanmak zorundayız;
zira “ben demedim hologramım demiş”
deme şansımız olmayacak, şimdiden söyleyeyim: hologram yüklemeleri bize ait
olacak.
Robotlar önümüzdeki 30 yılın en önemli gündemi; bu alanda çok hızlı bir gelişme bekleniyor. Özellikle insan hayatını
her alanda kolaylaştırıcı yönde çalışmalar mevcut. Robot tedarik sanayini olumlu
günlerin bekleyeceği kesin.
Tüm bu hızlı gelişmeler içinde insan ve
sağlığı ne olacak? Doktora gitme rutinimiz
tamamen değişecek. Doktorumuz ya duvarımızda ya gözlüğümüzde ya lensimiz-
Geleceğin Fiziği
Yazar
: Michio Kaku
Çeviren
: Hüseyin Oymak,
Yasemin Saraç Oymak
ISBN
: 9786055164676
Sayfa Sayısı : 454
İç sayfalar 1. Hamur
ODTÜ Popüler Bilim Dizisi, 2014
www.taysad.org.tr
GÖRÜŞ
Türk otomobili yerine
Türk kamyonu verelim
Erdem Bektaş
Y. Makine Mühendisi
YTÜ Teknopark Başkanı
2014 yılı sonu itibari ile Türkiye otomotiv sanayi 14 ana üreticisi, binek ve
ticari olarak, 1.218.848 adet üretim yapmış ve bu üretimin 902,194 adedini
ihraç etmiş, tedarik sanayisi ile birlikte 24 milyar dolar döviz kazanmış.
Sıfırdan yüzde yüze kadar değişen yabancı sermaye pay oranlarına sahip
olan bu sektör yapılan bazı tenkitlere rağmen başarılı kabul edilmesi ve
desteklenerek geliştirilmesi gereken stratejik bir sektördür.
O
tomotiv Sanayi Derneği’nin (OSD)
Mart ayında yapılan 40. yıl kutlamasında, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi
yaptığı konuşmada “Türk sanayi otomobilini üretecek yeteneğe sahip ancak pazar koşulları şimdilik üretim yapmayı ekonomik kılmıyor” dedi. Elbette bu çok doğru bir tespit. İç pazar zaten küçük ve tüketici yüzde 70 oranında ithal otomobil satın
alıyor. Dış pazar ise kanıtlanmış markaların
elinde. Yüksek vergilerle ezilen yerli otomotiv sanayi, kaliteli üretim ve ihracatı ile
her şeye rağmen yüzümüzü güldürüyor.
Türkiye sanayinin bir başka başarı hikayesi de ticari araç sektöründe. Bu başarıyı irdelemek, anlamak ve daha büyük başarılar için desteklemek gerekiyor. 2014
yılı sonu itibari ile Türkiye otomotiv sanayi 14 ana üreticisi, binek ve ticari olarak,
1.218.848 adet üretim yapmış ve bu üretimin 902,194 adedini ihraç etmiş, tedarik sanayisi ile birlikte 24 milyar dolar döviz
kazanmış. Sıfırdan yüzde yüze kadar değişen yabancı sermaye pay oranlarına sahip
olan bu sektör yapılan bazı tenkitlere rağmen başarılı kabul edilmesi ve desteklenerek geliştirilmesi gereken stratejik bir sektördür.
Bu yazıda öncelikli olarak ele almak istediğim ticari sektör dediğimiz kamyon, otobüs, traktör ve hafif ticari araçlar sektörleridir. Otobüs üretimi Mercedes-Benz Türk,
MAN ve Temsa gibi büyük üreticilerin tasarım ve üretimini büyük ölçüde yerli yaptıkları ürünler ile iç ve dış pazarlarda başarılı olarak rekabet edebiliyorlar.
78
Temmuz July - Ağustos August 2015
Yine Türkiye’de önde gelen sanayi firmaları ziraat traktörü üretiminde de iç ve dış
pazarlarda rekabet ederek başarılı olmaktadırlar. Yedi ton ve altındaki küçük ticari
araç sektörü de hem tasarım hem de üretme yetenekleri ile Avrupa’da ilk üç sırada
yer alan başarılı bir sektördür.
Bu sektörlerin başarılı hayat hikayelerini
başka bir yazıda ele alabiliriz. Burada başarısını öncelikli olarak konu etmek istediğim 7 tonun üzerindeki kapasitedeki kamyon üretimi yapan sektörümüzdür.
Büyük kamyon adıyla tanımlanan bu sektör rijid akslı kamyon ve çekici tabir ettiğimiz sektördür. Türk otomotivinin 60’lı yıllarda başlayan serüveninde bu segmentte, Chrysler, Man, Leyland, Fiat, Bedford,
İnternational, BMC, Ford ve MercedesBenz Türk üretim yaparken bugün sadece iki marka; Ford ve Mercedes-Benz Türk
kalmıştır. Bu firmalardan Mercedes-Benz
türk küresel olarak dünyanın en büyük
üreticisidir. Ford ise dünyanın büyük kamyon üreticilerinden biri iken doksanlı yıllarda yavaş yavaş bu sektörden çekilmeye başladı. Ülkemizde Ford Otosan olarak
bilinen yerli ortağını kendi başına bırakmaya başladı.
Buradaki hikayemiz Ford Otosan kamyonunun nasıl ayakta kaldığı ve Ford markasını Türkiye üretimi ve teknolojisi ile nasıl
dünyada başarılı kıldığı hakkındadır.
Ford kamyonları 60’lı yıllardan başlayarak
fiberglas kabini ve Otosan adı ile ve Ford
markası ikinci planda kalarak üretilmeye
başlanmıştı. Takip eden yıllarda kamyon
gelişmeye devam etmiş, daha sonraları
çelik kabine geçilmiş ve Ford motoru yerli montajla yapılmaya başlamıştır. Bu yıllarda Türk otomotiv sanayiinde yerli motor,
şanzuman ve diferansiyel tartışmaları yapılmaya başlamıştır.
Önceleri sanayinin ortak kullanımı için
Perkins motor ve EATON şanzuman ve diferansiyel fabrikalarının temelleri atılmış
ve kamyon sanayinin bu komponentlerle
kamyon üretmesi öngörülmüştür. Serbest
pazar şartlarına uygun olmayan bu yaklaşım Süleyman Demirel‘in başbakanlığı döneminde çıkarılan finansman kanunu dolayısı ile yatırımlar durunca gerçekleşmemiştir. Daha sonra gelen hükümetleri döneminde bu defa Tümosan adlı devlet şirketi eliyle motor, şanzuman ve diferansiyel fabrikaları temeli atılmıştı. Ama bu durum sürdürülebilir olamadı.
Türkiye’nin kaybedilmiş bu yılları sırasında Ford Otosan İnönü’de yeni bir kamyon fabrikası kurarak üretimi oraya taşımış
ve motor yatırımına başlamıştır. Küçükten büyüğe kadar dizel motorlarını geliştirip üretmeye başladığı bu tesislerde devamlı yatırım yaparak Ar-Ge yeteneğini artırmış ve daha sonra Ford İnternational’ın
üretimine son verdiği büyük kamyon motorlarını da Türkiye’de üreterek bugünlere
gelmişlerdir.
Yarı yarıya ortak oldukları Ford İnternational firmasını motor yatırımı yapmaya ikna
edebilen Otosan üst yönetimin ileri görüşlülüğünü ve yine fabrika yöneticilerinin
Ford’u ve Koç grubunu ikna etme başarısını ne kadar kutlasak azdır. Türkiye için bu
bir başarı ve şans olmuştur.
Ford Otosan, teknoloji ve Ar-Ge yatırımları
ve 15.00 civarındaki Ar-Ge çalışanı ile, sıfırdan başlayarak ağır kamyon sektöründe
bütün dünyaya Ford adı ile kamyon üreten
ve satan bir şirkettir. Daha büyük başarılar
için Ford’un üretimini yaptığı Türk kamyonu desteklenmelidir.n
www.taysad.org.tr
OTOMOTİV SEKTÖRÜ
Motorlu araç mevzuatında
yeni dönem
(AB/1003/2010)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
Motorlu araçlar ve bunlara takılan aksam, parça ve sistemlere ilişkin mevzuat,
Avrupa Birliği (AB) standartlarıyla uyumlu hale getirildi.
• Motorlu Araçların ve Değiştirilebilir Susturucu Sistemlerinin Ses Seviyeleri ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği (AB/540/2014)
M
• Motorlu Araçların Belirli Kategorileri İçin Gelişmiş Acil Frenleme Sistemi ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği
(AB/347/2012)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
• Tekerlekli Araçlar ile Bu Araçlara Takılan
ve/veya Araçlarda Kullanılan Aksam ve
Parçalar ile İlgili Teknik Mevzuatın Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik
• Motorlu Araçların ve Römorklarının Lastiklerinin Yerleştirilmesi ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği (AB/458/2011)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
• Motorlu Araçların ve Römorklarının Araç
Tanıtım Numarası ve İmalatçının Zorunlu Levhaları ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği (AB/19/2011)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
otorlu araçlarda yönetmelik ve tebliğde değişik öngören düzenlemeler, Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna
göre, AB’nin direktif ve teknik düzenlemeleri ile yapılan değişiklikler dikkate alınarak, ilgili yönetmelik ve tebliğler AB
mevzuatına uyumlu hale getirildi.
Değişikliğe gidilen yönetmelik ve tebliğler şöyle:
• Motorlu Araçlar ve Römorkları Tip Onayı
Yönetmeliği (2007/46/AT)’nde Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik
• Motorlu Araçların ve Römorklarının Belirli Sınıflarına Ait Paçalık Sistemleri ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği
(AB/109/2011)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
80
Temmuz July - Ağustos August 2015
• Motorlu Araçların ve Bunlar İçin Tasarlanan Römorklar, Sistemler, Aksamlar ve Ayrı Teknik Ünitelerin Genel Güvenliği ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği
(661/2009/AT)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
• Motorlu Araçların ve Römorklarının Arka
Tescil Plakasının Takıldığı ve Sabitlendiği Alan ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği
• Motorlu Araçların ve Bunlar İçin Tasarlanan Römorklar, Sistemler, Aksamlar ve
Ayrı Teknik Ünitelerin Genel Güvenliği
ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği (661/2009/
AT)’nin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ (SGM-2014/33)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (SGM2015/23) .n
www.taysad.org.tr
YENİLİKLER
Optimum Hareket ile zaman kazanmak
Pazara daha hızlı ulaşmak
Katma değer sürecinin tamamını analiz ettiğiniz zaman, otomasyon
modülleriyle ne kadar zaman kazanabileceğinizi açık bir biçimde görürsünüz.
Optimum Hareket Serilerinin elektrikli silindiri olan EPCO, örneğin,
mühendislik, satın alma ve devreye alma konularında harcanan süreyi önemli
ölçüde kısaltabilir.
Festo San. ve Tic. A.Ş.
O
tomasyon modülü bir makine veya
sistemin bir parçası haline gelmeden
önce, katma değer zincirinin çeşitli duraklarından geçmek zorundadır. Zaman faktörü göz önüne alındığında bu zincir aşağıdaki yapıcı öğelerine ayrılabilir: geliştirme ve
tasarım, mühendislik, seçim ve boyutlandırma, sipariş ve satın alma yanı sıra devreye alma ve montaj. Optimum Hareket
Serileriyle en büyük zaman kazancı mühendislik, sipariş ve satın alma alanlarında elde edilir; yapılandırma esnasın- daki
zaman kazancı yüzde 70’lere kadar yükselebilir.
Daha kısa pazara ulaşma süresi
Son derece rekabetçi pazarlarda bir adım
önde kalabilmek için makine ve sistemle- rinizde doğru otomasyon modüllerini
ra- kiplerinizden daha hızlı devreye alabilmek sonuçta rol oynayan bir avantaj olabilir. Burada anahtar pazara ulaşım sü- residir. Bu süre ne kadar kısaysa makine ve
ekipman üreticileri müşterilerine son teknolojiyi o kadar daha hızlı sunabilir. “Artık
hangi balığın kendinden daha küçük balığı yediği değil, hangisinin daha yavaş balığı yediği önemli” diye konuşan yönetim
araştırmaları haklı.
leme fark ettiler. Mühendislik, seçim ve
boyutlandırma süreçlerinde ve bunların
yanı sıra sipariş ve satın alma sürele rindeki tasarruf önemli düzeyde. Yalnızca bir
tür-kodunu kullanarak elektrikli silindir kolayca yapılandırılabilir ve doğru boyutta ve
kombinasyonda sipariş edilebilir. Kullanıcı
yalnızca elektrikli silindirin kendisini edinmekle kalmaz aynı zamanda doğru motoru, hareketli kablo kanalları için kullanıma
uygun önceden monte edilmiş kabloları
ve CMMO-ST konumlandırma kontrolörünü de alır. “Tek yapmanız gereken sipariş
kodunu girmektir ve sürücü paketi makine ve sisteme monte edilmeye hazır bir biçimde gelir” diye açıklıyor Festo Elektrikli
Sürücüler Ürün Yöneticisi Thomas Häckel.
Sonuç olarak satın alma departmanınızın,
deponuzun iş yükü azalır ve ayrı parçaların
birleştiril- mesi artık gerekmediği için zamandan tasarruf edersiniz.
Yüzde 70 zaman tasarrufu
Optimum Hareket Serilerinin elektrikli silindiri olan EPCO devreye alma ve montaj
sürelerini azaltır. Çünkü sürücü paketinin
tamamını oluşturan bileşenlerin birbiriy-
le uyumu önceden sağlanmıştır, her şeyi
bir araya getirmek için çaba harcamanıza
ge- rek yoktur. Açık bir biçimde tanımlanmış yapılandırma opsiyonları devreye alma
süresinin kısa olmasını güvence altına alır.
“Sadece Festo Konfigürasyon Aracıyla
bile 31 konumlandırma opsiyonuna ve ek
olarak hata giderme fonksiyonlarına erişebilirsiniz. Yapılandırmada gerçekten yüzde
70 civarında zaman tasarruf edebilirsiniz”
diyor Thomas Hackel. Bir PLC gerekmeden bir PC’den 31 konumlandırma opsiyonunu yapılandırabilir, hızlanma, hız, güç
ve kalkış sınır değerlerini girebilirsiniz. Söz
konusu süreç bir PLC ile daha hızlı, Festo parametre bulutuyla daha da hızlı gerçekleşir. “Web-Config ile EPCO sıfıra yakın zamanda yapılandırılabilir” diye açıklıyor Häckel. Denetleyici kendi IP ad- resine
sahiptir ve Festo parametre paneli önceden tanımlanmış ve test edilmiş ya- pılandırmalar için gereken tüm verileri sağlar.
Böylelikle kullanıcılar önemli ölçüde zamandan tasarruf eder ve özgür biçimde
tanımlanabilen yedi konuma yakınlaşabilir. EPCO elektrikli silindir amacınıza herkesten hızlı ulaşmak için tekerleği yeniden
icat etmenize gerek olmadığını gös- terir.
Araç ve bölgeyle mükemmel bir biçimde
uyumlu olması gereken tek şeydir. Zaman
tasarrufu başarının ölçülebilir bir belirtisi
olduğu için Optimum Hareket Serileriyle
Festo müşterilere gerçek bir katma değer
sunan karmaşık çözümlere yö- nelik artan
ihtiyaca yanıt veriyor.n
Geliştirme ve tasarım süresini en aza indiren şirketler müşterilerinin ürünlerini pazara daha hızlı çıkarmasına olanak veriyor.
Örneğin Festo’da, geliştirme projeleri Kritik Zincir Süreç Yönetiminden geçmek zorunda. Geliştirme mühendisleri, yeni ürün
geliştirme sürecinde, sürekli olarak geliştirme sürelerinin ve maliyetlerinin düşürülebileceği alanlar arıyorlar.
Hızlı yapılandırma
Makine ve ekipman üreticileri EPCO elektrikli silindiri seçtikleri zaman önemli bir iler-
82
Temmuz July - Ağustos August 2015
www.taysad.org.tr
ÜYELERDEN HABERLER
2015 Verimlilik Proje Ödülleri sahiplerini buldu
TAYSAD üyeleri verimlilik projeleriyle yarıştılar
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğünce
düzenlenen “2015 Verimlilik Haftası”, 27 Nisan – 3 Mayıs 2015
tarihleri arasında ülke genelinde çeşitli etkinliklerle kutlandı. Hafta’nın
açılış töreni, 27 Nisan 2015 tarihinde Ankara ATO Congresium Kongre
Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Verimlilik Vazgeçilmez Bir
Kavram
T
örenin açılışında
konuşan Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakan
Yardımcısı Prof. Dr. Davut
Kavranoğlu, verimliliğin insan
hayatında, işletmelerde ve
ülkenin bütününde temel
ve vazgeçilmez bir kavram
olduğunu söyledi. Verimliliğin
hayatı her alanda etkileyen
bir kavram olduğunu dile
getiren Kavranoğlu, dünyanın
gelişmiş ülkelerinin doğal
kaynakları olmamasına
karşın, doğru ekonomi
politikalarıyla ve ülke
kaynaklarının verimli
kullanılmasıyla dünyanın
örnek aldığı ülkeler haline
geldiklerini ifade etti.
Birçok ülkenin ise önemli
petrol kaynakları bulunmasına
rağmen kalkınamadığını
anlatan Kavranoğlu,
84
Temmuz July - Ağustos August 2015
“Buradaki fark; ülkelerin
verimlilik yaklaşımlarıdır”
dedi.
verimliliği hayata geçirmek
için önemli bir adım daha
atılacağını söyledi.
Verimlilik Konusunda
Kararlı Adımlar Atıyoruz
Danışmanlık Alarak
Sorunlarımızı Çözdük
Törende konuşma yapan
Verimlilik Genel Müdürü
Anıl Yılmaz, hafta boyunca
yapılacak etkinliklerle
Davetli konuşmacı olarak
söz alan Erkunt Traktör
Sanayii A.Ş. Genel Müdürü
Zeynep Erkunt Armağan
Büyük İşletme Ürün Geliştirme Kategorisi
• Birinci: AUTOLİV Cankor Oto. Emn. Sis. San. ve Tic.
A.Ş., “Dikiş Prosesinde Makine İşletim Maliyeti
Azaltma ve Hurdaların Düşürülmesi Projesi”
• İkinci: İNCİ AKÜ San. ve Tic. A.Ş., “Kurşun Asit
Akülerde Negatif Izgara Alaşım Optimizasyonu Projesi”
Büyük İşletme Süreç İyileştirme Kategorisi
• BORÇELİK Çelik San. ve Tic. A.Ş., “CGL 1 Z Kalite
Teknik Veriminin Arttırılması Projesi”
Orta Büyüklükteki İşletme Kategorisi
• Farplas Oto Yedek Parçaları İml. İth.ve İhrc. A.Ş.,
“Enjeksiyon Bölümü Endirekt Kadro Organizasyon
Değişikliği Projesi”
da verimliliğin kurumlar
açısından oldukça önem
taşıdığını ifade etti. İsrafın
önüne geçmeye, verimliliği
artırmaya çalıştıklarını
dile getiren Armağan, bu
çalışmaların yeni yatırımlar
yapmaya teşvik edecek
sonuçları olduğunu kaydetti.
Son üç yıldır profesyonel
verimlilik danışmanlığı
hizmeti aldıklarını kaydeden
Armağan, bu sayede israfın
önüne geçtiklerini ve önemli
ölçüde verimlilik artışı
gerçekleştirdiklerini söyledi.
İş hayatında karşılaştıkları
zorluklara dair örnekler veren
Armağan, bu zorlukları nasıl
çözdüklerini ve başarıya nasıl
ulaştıklarını katılımcılarla
paylaştı.
2015 Verimlilik Proje
Ödülleri, sahiplerini buldu
2015 Verimlilik Proje
Ödülleri’ne 131’i büyük
ölçekli işletme olmak üzere,
toplam 193 başvuru yapıldı.
Başvurusu kabul edilen
projeler öncelikle, üniversite,
özel sektör, kamu kurumları
ve sivil toplum örgütü
temsilcilerinden oluşan
toplam 45 gönüllü bağımsız
değerlendirici tarafından
yerinde inceleme ziyaretleri
yapılarak değerlendirildi.
Bu ziyaretler sonrasında
başarılı bulunan 41 proje,
Müsteşar Yardımcısı Prof.
Dr. Cevahir Uzkurt, TOBB
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Adem Şahin, MÜSİAD Genel
Başkanı Nail Olpak, Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Serpil Erol
ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı Verimlilik Genel
Müdürü Anıl Yılmaz’dan
oluşan ödül jürisi tarafından
nihai olarak değerlendirildi. n
www.taysad.org.tr
ÜYELERDEN HABERLER
Cavo Otomotiv, Ford Global Kalite
sertifikası olan Q1 Belgesini Aldı
detaylı bir biçimde analiz
ediliyor. Bu analizde gerek
teorik yaklaşımlar gerekse
bu yaklaşımların pratik
sonuçları bir yıl boyunca aylık
periyotlarda ölçülüyor. Bu
bir senelik süreçte konulan
tüm göstergelerde hedefleri
yakalayan Cavo otomotiv, Q1
belgesine sahip olmaya hak
kazandı.
F
Türkiye’nin tek otomotiv ihtisas sanayi
bölgesi TOSB'da üretim faaliyetini yürüten
Cavo Otomotiv, Ford Motor Company ve Ford
Otosan'ın Küresel Kalite Sertifikasi olan Q1
belgesini teslim aldı.
ord Q1 Kalite Sistemi,
firmanın yalnızca teknik
konularına odaklanmakla
kalmıyor, aynı zamanda
tüm süreçlerini; yönetim,
tedarik zinciri uygulamaları,
insan kaynakları yönetimi,
proje gelişimi, üretim
yönetimi ve kalite süreçleri
“Renault Tedarikçi Kalite Ödülü”
Ak Pres Otomotiv’in
O
1985 yılından beri Datatech Şirketler
Grubu’nun bünyesinde, otomotiv tedarik
sanayinde, otomobil gövde şasi ve mekanizma
parçaları üreten Ak Pres Otomotiv, ”Renault
Tedarikçi Kalite Ödülü”nü aldı.
86
Temmuz July - Ağustos August 2015
yak Renault Otomobil
Fabrikaları ile gelişen
iş hacmi nedeniyle
1990 yılında, daha çevik
çözümler üretebilmek adına
İstanbul’daki fabrikasını
Bursa’ya taşıyan Ak Pres
Otomotiv, Renault’nun
Avrupa’daki tüm tedarikçileri
arasından sıyrılarak Renault
Tedarikçi Ödülü’nün sahibi
olan tek Türk markası oldu.
16 Haziran tarihinde, Paris’te
yapılan törende ödülü
alan Ak Pres Otomotiv
Yönetim Kurulu Başkanı
Oğuzhan Küçükoğlu, "Firma
Q1 Belgesi, Cavo Otomotiv
için sadece Ford Motor
Company bünyesinde değil,
dünyadaki diğer otomobil
üreticileri için de önemli bir
referans noktası oluşturuyor.
Cavo Otomotiv; Ford Otosan
yöneticileri, işci sendika
başkanı ve temsilcileri ve
Cavo Otomotiv ortağı Magal
Engineering yöneticilerinin
katılımı ile düzenlenen
törenle belgesini aldı.n
olarak her zaman çevreye,
topluma duyarlı kalarak,
insana saygı ve sürekli
iyileştirme prensiplerimiz
çerçevesinde, koşulsuz
müşteri memnuniyeti
hedefiyle üretimimizi
gerçekleştiriyoruz. Bu
hassasiyetimizin ödül olarak
bize dönüşü gurur verici
bir sonuç“ diye konuştu.
Sürdürülebilirlik çalışmalarıyla
ön plana çıkan Ak Pres
Otomotiv, 2013 yılında da
kalite, maliyet ve sevkiyat
konularında gösterdiği üstün
performans neticesinde,
Renault’dan “En Başarılı
Tedarik Sanayici” ödülünü
almıştı. n
www.taysad.org.tr
ÜYELERDEN HABERLER
Nesiller için Delphi Akademi
adı verildi.
DANG. “Yeni Nesil için
Delphi Akademi”yi 22-32
yaş arası Delphi bayrağını
taşımayı devam ettirecek
yetkili servis yakınlarına özel
bir eğitim ve koçluk sistemi
olarak tanımlanıyor. 4 Haziran
2015 tarihinde ilk oturumu
gerçekleştirilen eğitime
Türkiye’nin çeşitli illerindeki
servislerden 15 genç katıldı.
Yeni nesil için Delphi Akademi
2011 yılında İzmir’de açılan Delphi'nin Eğitim Merkezi'nde başta Delphi
Dizel Yetkili servisleri olmak üzere Türkiye genelinde satış sonrası
alanında hizmet veren servis ve tamirhanelerin teknik elemanlarına; her
geçen gün hızla gelişen teknolojilere sahip günümüz modern araçlarına
hizmet sunmaları için gerekli teknik ekipman ve cihazlar tanıtılıyor ve
ilgili eğitimler gerçekleştiriliyor.
D
elphi Otomotiv,
dünyanın dört bir
yanındaki en büyük 25 araç
üreticisinin en önemli iş
ortaklarından biri olarak;
binek, ticari, ağır vasıta ve
diğer pazar segmentlerinde,
ürünleri daha güvenli,
daha çevre dostu ve daha
birbirine bağlı hale getiren
yenilikler sunmaktadır.
Bugün Delphi satış sonrası
teknolojileri; ister dizel, ister
benzinli, ister hibrit olsun, bir
aracın frenden direksiyona,
klimadan ateşlemeye,
motor yönetiminden yakıt
sistemlerine kadar tüm
unsurlarını kapsıyor.
32 ülkede 160.000'den fazla
çalışanı bulunan Delphi’nin,
Türkiye'de, ikisi İzmir'de ve
diğeri Bursa’da olmak üzere
toplam 3 fabrikası, açılışı
2011 yılında yapılan 1 eğitim
merkezi bulunuyor.
88
Temmuz July - Ağustos August 2015
4 yıldır eğitim merkezinde
yaklaşık 75 farklı teknik
ve teorik eğitimde, servis
sahiplerinin ve mühendislerin
bir araya gelmesine olanak
sağlanmış durumdadır.
DANG: “Yeni Nesil için
Delphi Akademi”
Çok yakın bir zamanda
Delphi eğitimlerine bir
yenisi eklendi. Bu eğitim
programına DANG – Yeni
“Yeni Nesil için Delphi Akademi” 22-32 yaş arası
Delphi bayrağını taşımayı devam ettirecek yetkili servis
yakınlarına özel bir eğitim ve koçluk sistemidir. 2011
yılından bu yana Delphi eğitim merkezi, yaklaşık 75
farklı teknik ve teorik eğitimde, servis sahiplerinin ve
mühendislerin bir araya gelmesine vesile oldu.
Daha önce bu konularda
eğitim almamış gençlere
Satış & Pazarlama,
Müşteri İlişkileri, Liderlik,
Finans, Bilgi Teknolojileri
ve Yalın Servis hakkında
temel eğitimler verildi.
Böylece tüm katılımcılar
işlerini nasıl daha verimli
yerine getirebileceklerini,
pazarlamanın ne olduğunu,
DANG – Yeni Nesil için
Delphi Akademi - daha
önce bu konularda eğitim
almamış gençlerimize
Satış & Pazarlama,
Müşteri İlişkileri, Liderlik,
Finans, Bilgi Teknolojileri
ve Yalın Servis hakkında
temel bilgiler vermek için
tasarlanmış bir eğitim
programıdır.
satışlarını artırmak ve
müşterileriyle ilişkilerini
gerçekleştirmek için
hangi araçlardan
faydalanabileceklerini,
firmalarının tanıtımı
için medyadan nasıl
faydalanabileceklerini,
finansal tabloları,
muhasebeyi ve en önemlisi
gelecekte nasıl daha iyi
liderler olabileceklerini
öğrenme şansı buldular.
Aynı zamanda kendi iş
yerlerinde uygulayabilecekleri
pazarlama stratejilerini
yazmak üzere de bir sonraki
oturum da paylaşmak üzere
ödev aldılar.n
www.taysad.org.tr
ÜYELERDEN HABERLER
Maysan Mando’daki
yenilikler ile ilgili
bilgilendirmelerin yapıldığı
özel buluşmaya Maysan
Mando üst düzey yöneticileri
ile satış ve pazarlama
departmanı çalışanları katıldı.
başarı odaklı takım ruhunu
oluşturmak ve birlikte
başarmaktır. Hedefimiz
üretimde kaliteden taviz
vermeden, müşteri
memnuniyetini ön planda
tutarak ve tüm talepleri en
kısa sürede karşılayarak,
Maysan Mando’yu hep
beraber büyütmek," diye
konuştu. Anıl Yücetürk
ayrıca, bu tür paylaşımlara
olanak sağlaması
nedeniyle organizasyona
katılan bayilere teşekkür
ederek, geçmiş yılın
değerlendirilmesi, yeni
hedeflerin belirlenmesi,
beklenti ve taleplerin
karşılıklı iletilmesi adına bu
tür etkinliklerin çok faydalı
olduğunu belirtti.
Yurtiçi bayilerinin katılımıyla
gerçekleştirilen toplantıda
Maysan Mando Genel
Müdürü Anıl Yücetürk
“Bayilerimizi Maysan Mando
ailesinin çok önemli bir
değeri olarak görüyoruz.
Başarıyı getiren unsurlardan
en önemlisi doğru ekibi
kurmak, işini tutkuyla yapan
Organizasyon içerisinde
Moskova’nın mimari ve
tarihi yerlerini görme fırsatı
da yakalayan katılımcılar,
toplantı sayesinde güzel ve
eğlenceli bir tatil geçirerek,
2015 yılında da hep
birlikte başarılarının artarak
devam etmesi dileğiyle
Moskova’dan ayrıldılar.n
Maysan Mando bayileri ile
Moskova'da biraraya geldi
M
aysan Mando, 14-17
Mayıs 2015 tarihleri
arasında gerçekleşen
toplantıda bayileri ile bir
araya geldi. 2015 yılı sektör,
pazar ve mevcut sistem
değerlendirmeleri ve
Otomotiv tedarik sanayinin önde gelen
temsilcilerinden, Maysan Mando,
“Geleneksel Bayi İletişim Toplantısını”
bu yıl Moskova’da gerçekleştirdi.
Yiğit Akü ile “Akıllı” Yolculuk!
A
Yiğit Akü Genel Müdürü Erinç Çetin Miser
Yiğit Akü, teknolojinin son noktası “Akıllı
Akü”yü üreterek dünyada bir ilke imza attı.
Akıllı Akü için telefonunuza indireceğiniz
uygulama ile artık akünüzün şarj durumundan
aracınızın elektrik sistemine kadar her şeyi
kolayca takip edebilirsiniz.
90
Temmuz July - Ağustos August 2015
r-Ge çalışmaları
sonucunda geliştirdiği
inovatif ürünleriyle sektörde
fark yaratan, bugün 5 kıtada
87 ülkeye ihracat yapan
yüzde yüz Türk markası
Yiğit Akü, yepyeni ürünü
Prestige v3.0 Akıllı Akü’yü
sunuyor. "Akıllı Çip / Mikro
Devre" teknolojisi ile üretilen
Prestige v3.0 Akıllı Akü’de
bulunan garanti sayacı,
araca ilk takıldığında devreye
giriyor ve tüm verileri
kaydediyor. Aküde problem
yaşanması durumunda bu
veriler sayesinde, hatanın
araçtan mı, yoksa aküden
mi kaynaklandığının tespitini
sağlanıyor. Bluetooth
Low Energy teknolojisinin
kullanıldığı Prestige-akıllı
aküler, aracın kaputunu
açmadan, cep telefonuyla
akünün ve aracın şarj
durumu kontrol etme
kolaylığı sağlıyor. Uygulama
sayesinde, en yakın servis
ve bayi noktasını navigasyon
yardımı ile ulaşmak ve
online akü satın almak da
mümkün.n
www.taysad.org.tr
TEKNOLOJİ
Nokia Here Alman otomobil firmalarına satıldı
A
lmanya merkezli önemli
otomobil üreticileri
Audi, BMW ve Mercedes
tarafından kurulan ortak
konsorsiyumun yaklaşık
3 milyar dolar ödediği
belirtilen Nokia HERE
Haritalar, bildiğiniz üzere
özellikle Avrupa bölgesinde
kapı numarasına kadar
kararlı sonuçlar ortaya
koyabiliyor. Audi, BMW ve
Mercedes'in servis ile bu
kadar ilgilenmesinin altında
ise bu tarz bir harita bilgisini
günümüzde Google haricinde
bulmanın oldukça zor olması
yatıyor. Harita bilgileri özellikle
sürücüsüz otomobillerin
gelecek performansları için
çok büyük önem taşıyor ve
Avrupa merkezli otomobil
üreticileri için en iyi alternatifi
HERE Haritalar oluşturuyor.
Nokia, harita servisi Nokia HERE‘nin Almanya’daki
popüler otomobil firmalarına satıldığını yaptığı bir
açıklama ile duyurdu. 3 milyar dolar karşılığında satışı
gerçekleştirilen Nokia HERE servisini otomobillerinde
kullanmak üzere bundan böyle AUDI AG, BMW Group ve
Daimler AG konsorsiyumu kullanacak.
bir açıklama bulunmuyor.
Android, iOS ve Windows
Phone platformunda yer alan
servisin uygulama tarafından
çıkması kullanıcıları oldukça
üzecek gibi görünüyor çünkü
servis, en çok beğenilen
navigasyon hizmetleri
arasında yer alıyor.n
2016'nın ilk çeyreğinde
tamamlanması beklenen
satın alma işlemi sonrası
HERE Haritalar'ın mobil varlığı
hakkında ise şimdilik yapılmış
Sürücüsüz araçlar bu yıl yollara iniyor
TomTom ve otomobiller için geliştirdiği teknolojilerle
tanınan Bosch, otonom yani kendi kendine yol alabilen
sürüş sistemi konusunda işbirliği yaptı. Bosch otomatik
sürüş yapabilen test araçlarında TomTom’un özel
haritalarını kullanacak. Otonom araçlar, Almanya’da bu
yılın sonunda otoyollara inecek.
T
omTom ve Bosch
otonom sürüş için
haritalar alanında işbirliği
konusunda anlaşmaya vardı.
Bu anlaşma çerçevesinde,
TomTom, gerekli haritaları
tasarlarlarken, Bosch, sistem
mühendisliği çalışmaları
temelinde, bu haritaların
karşılamak zorunda olduğu
özellikleri tanımlıyor. Haritalar,
şimdiden Bosch’un Almanya
(A81) ve ABD’nin (I280)
bazı ana yollarında test ettiği
otomatikleştirilmiş araçlarda
kullanılıyor. Otomatik sürüş
gelişimi birçok parçalardan
oluşan bir bulmaca gibi kabul
ediliyor. Hollandalı harita ve
92
Temmuz July - Ağustos August 2015
trafik bilgi sağlayıcısı TomTom
(TOM2) ve Bosch birlikte
bu resmi tamamlamaya
yaklaşıyor.
Bu girişimin önemine değinen
Bosch Yönetim Kurulu Üyesi
Dr. Dirk Hoheisel, “2020’de
sadece yüksek hassasiyetli
haritalar ile otoyollarda
otomatik sürüş yapılabilecek”
diyor. TomTom Başkan
Yardımcısı Jan Maarten de
Vries ise konuyla ilgili şunları
söylüyor: “2015 sonuna
kadar, Almanya'daki tüm
otoban ve otoban benzeri
yollarda otomatik sürüş için
yeni yüksek hassasiyetli
haritalara sahip olmak
istiyoruz. Yol kapsamı daha
sonra Avrupa ve Kuzey
Amerika'nın geri kalanına
genişletilecek.”
Mevcut haritadan farkı ne?
Mevcut navigasyon
sistemlerinde ve yüksek
otomasyonlu sürüş için
kullanılan haritalar iki açıdan
farklılık gösteriyor. Birincisi,
doğruluk oldukça yüksek.
(desimetre hassasiyeti
açısından). İkincisi, yüksek
otomasyonlu sürüş için
harita bilgileri birden fazla
katmandan oluşuyor.
Geleneksel temel navigasyon
katmanı sürülecek yolların
devamı da dahil olmak üzere,
A noktasından B noktasına
yolları hesaplamak için
kullanılıyor. Yerelleştirme
katmanı son derece hassas
harita verileri sağlayan
yeni bir konumlandırma
kavramı kullanıyor. Bu bilgi,
otomatik aracın şerit içindeki
konumunu doğru bir şekilde
hesaplamak için kullanıyor.
Bunu yapabilmek için araç,
lokalizasyon katmanındaki
bilgiyi sensör ile algıladığı
çevre ile karşılaştırıyor.
Böylece araç konumunu
yol ile göreceli olarak
çevresi ile doğru bir şekilde
tanımlanıyor.n
www.taysad.org.tr
TEKNOLOJİ
Giyilebilir
Audi A4!
Akıllı telefonların klimaya ihtiyacı var mı?
Chevrolet’e göre var!
Audi’nin Yeni A4 modelinin
ön kısmı ve gösterge
panellerinden esinlenerek
tasarlanan kıyafetler Berlin’de
tanıtıldı Almanya’nın başkenti
Berlin’de geçen haftalarda
düzenlenen ve ülkenin
en önemli moda-tasarım
organizasyonlarından biri olan
Berlin Tasarım Ticaret Şovu
kapsamında Audi tasarımcıları
ve moda tasarımcılar bir araya
geldi. Yeni A4’ün ön ızgara
kısmı ve gösterge panelinden
esinlenerek ve bu kısımlar ile
aynı materyallerden üretilen
kıyafetler büyük ilgi gördü.
Günümüz akıllı telefon
modellerinin güçlü işlemcileri
nedeniyle ısındıkları bir
gerçek. Ancak bu ısınma
klima ile soğutma gerekecek
düzeye geliyor mu?
Geçtiğimiz dönemde ülkemiz
pazarından çıkan Chevrolet'e
göre geliyor. Chevrolet,
bu doğrultuda 2016 model
Impala, Malibu, Volt ve Cruze
otomobil modelleri içerisine
Sürücüsüz araçlar
için kasaba
Google’ın ABD’de test
etmeye başladığı sürücüsüz
araçları bugüne kadar birçok
kazaya karıştırlar. Bu kazaların
tamamı insan hatalarından
kaynaklanmış olsa da,
sürücüsüz araçların test
sürecini sekteye uğratmaya
yettiler. Sürücüsüz araçlarının
test edilmesi sırasında ortaya
çıkan bu sorunlar, Michigan
Üniversitesi’ndeki uzmanları
bu araçlar için ideal bir test
ortamı yaratmak için harekete
geçirdi. Caddelerdeki kaotik
deneyimi kontrollü bir
ortamda yeniden yaratmaya
karar veren Michigan
Üniversitesi, sürücüsüz
araçların test edilmesi için
Mcity adını verdiği sahte
kasabayı kurdu.
ABD araçların birbirleriyle iletişime geçmesi için
çalışmaları hızlandırıyor
ABD ulaştırma bakanı
Anthony Foxx araçlar arası
haberleşmeyi zorun kılacak
yeni yasayı açıkladı. Yasanın
ilerleyen dönemlerde
yürürlüğe girmesi planlanırken
altyapı çalışmalarının da
başladığı belirtiliyor.
Araçların birbirleriyle
iletişim kurmasının
zorunlu hale getirilse de
kullanımda hali hazırda
bu özelliği barındırmayan
bir çok araç bulunuyor.
Bu nedenle sistemin bir
kaç on yıl içerisinde tam
anlamıyla hayata geçirileceği
düşünülüyor.
"Araçtan araca" haberleşme
fikri yol üzerinde birbirlerine
yakın olan araçların bu
94
Temmuz July - Ağustos August 2015
durumdan haberdar olması
anlamına geliyor. Bu noktada
araçlar uzaklık, hız gibi bilgileri
birbirleriyle paylaşacaklar.
Sıradışı bir durum olması
halinde sürücüye ikaz
gönderecek sistem kazaların
bu şekilde azaltılmasını
amaçlıyor. Ayrıca ulaştırma
bakanı bu teknolojinin
sürücüsüz araçlarla birlikte
kullanılmasının da kazaları
büyük oranda azaltacağını
belirtiyor.
"Active Phone Cooling" ya
da Türkçe karşılığıyla "Aktif
Telefon Soğutma" sistemi
yerleştirmiş durumda.
Y Kuşağı, Sürdürülebilir Teknolojiye
Sahip Araçlar İstiyor!
Goodyear tarafından
gerçekleştirilen “Mobilitede
Olumlu Düşünce”
araştırması, aralarında
Türkiye’nin de olduğu 12
ülkede bilim, teknoloji,
mühendislik, sanat,
tasarım ve matematik
bölümlerinde okuyan 18
ila 30 yaş aralığındaki
2500'den fazla üniversite
öğrencisine yönelik
yapıldı. Araştırma, 2025’te
mobilitenin geleceğine dair
beklentileri ve görüşleri
içeriyor. Goodyear,
ThinkYoung ile işbirliği
yaparak Y kuşağına yönelik
hazırladığı “Mobilitede
Olumlu Düşünce”
(Think Good Mobility)
araştırmasıyla, gelecek on
yılda, otomotiv endüstrisinin
en büyük mücadelesinin
çevre ile dost, teknoloji
odağında sürdürülebilir
araçlar üretmek olacağını
öngörüyor.
Volvo'dan ilginç araç içi çocuk
koltuğu konsepti!
Volvo, çocuk koltuklarını
temel alan ilginç bir konsept
hazırladı. Bildiğiniz gibi
günümüzde çocuk koltukları
otomobillerin arka koltuğuna
takılıyor. Bu nedenle de
önde oturan anne ya
da babanın çocuklarıyla
ilgilenmek için sürekli olarak
geriye dönmesi gerekiyor.
Bu noktada Volvo'nun
hazırladığı konsept ise anne
ile çocuğun yer değiştirerek
yüz yüze bakmasına
dayanıyor. Ön yolcu koltuğu
yerine çocuk koltuğu
yerleştiriliyor, böylelikle de
anne hem çocuğuyla rahatça
ilgilenebiliyor hem de daha
konforlu bir yolculuk yapıyor.
www.taysad.org.tr

Benzer belgeler