HAZİRAN 2015

Transkript

HAZİRAN 2015
HAZİRAN 2015
10
DEKORASYON
14
32
SEYAHAT
02
KÜLTÜR SANAT
MODA
26
CINEMAXIMUM
20
TEKNOLOJİ
06
BAKIM
23
MÜZE VE ÖREN YERLERİMİZ
mo
da
2015 PLAJ MODASI
BU YAZ SAHİLLERDE HANGİ DESEN VE MODELLER HÜKÜM SÜRECEK?
VAHŞİ DOĞA ESİNTİSİ
Hayvan derisi desenli mayo ve
bikinilere aslında bir önceki sezondan
aşinayız. Bu akım 2015 yazında da
hüküm sürmeye devam edecek.
Leopar ve çita gibi hayvanların
desenlerine ek olarak bu hayvanların
fotoğrafları da özellikle mayolarda
sıklıkla karşımıza çıkacak.
Deniz sezonu açıldı…
Güneş gözlüğünüz,
şapkanız, koruyucu
kremleriniz hazır. Peki
ya mayo ve bikinileriniz?
Havuzun kloru, denizin
tuzu derken bikini ve
mayolar kısa sürede
renklerini ve elastik
yapılarını kaybedebiliyor.
Bu durumda her sezon
onları yenilemek zorunlu
hale geliyor.. Yeni bir
mayo veya bikini ihtiyacı
olanlar ya da sadece
trendlerden geri kalmak
istemeyenler için 2015
plaj modasında öne
çıkan parçaları derledik.
ŞERİTLİ BİKİNİLER
İpli ve şeritli bikinilerin modası hiç
geçmeyecek gibi. Ama bu sezon şeritli
bikinilerin yıldızı daha da parlıyor.
Hem omuzdan ve boyundan bağlama
stilleriyle farklı kullanımlara açık
olması, hem de daha ince bir görünüm
yaratması bu bikinileri tercih sebebi
haline getiriyor.
ETNİK DESENLER
Mayo ve bikini
tasarımcıları bu sezon
etnik desenlere de
ağırlık veriyor. Afrika
kabilelerinin yerel
kıyafetlerinden esintiler
taşıyan etnik çizgiler,
hem mayo hem de
bikinilerde karşımıza
çıkıyor.
SPORTİF GÖRÜNMEK İSTEYENLERE
Rahatlığa öncelik veren ve sporu sevenler bu
sezon çok şanslı. Askısız, geniş kesim, bustiyer
tipi bikiniler hiç olmadıkları kadar revaçta.
Sörf yaparken, plaj voleybolu oynarken ya da
sahilde koşarken bu bikinilerden daha iyi bir
seçenek yok gibi!
YÜKSEK BEL
2015’te yüksek belin geri
dönüşünü kutladık adeta.
Pantolon, etek ve taytlardan
sonra şimdi sıra kumsallarda…
Yüksek bel modası retro
esintisiyle bikinilerde de
kendini gösteriyor. Kalça
kısmını toparlayan, beli
de olduğundan daha ince
gösteren yüksek bel kesimli
bikinilere gözümüz yeni
alışıyor olsa da, önümüzdeki
sezonlarda da yine karşımıza
çıkacak gibi görünen
modeller arasında.
ERKEKLER İÇİN
3 RENKLİ
Yıllara göre uzun modası olur, zaman geçer kısalır ama 3 renkli
erkek mayolarının modası kolay kolay geçmez. Hem sportif hem
şık olmak isteyen beyler, 3 renk kombininden vazgeçmesin deriz.
TROPİK DESENLER
Geçtiğimiz sezona damgasını vuran tropik desen akımı bu sezon
yine oldukça moda. Şort mayoların boyu giderek kısalsa da,
hem uzun hem de kısa şortlarda tropikal ağaç ve yaprak baskılı
modellerin sayısı azımsanmayacak kadar fazla.
PARLAK RENKLER
Erkekler kış ayları boyunca parlak renklerden genellikle uzak
duruyor olsalar da, yaz geldiğinde renkler konusunda daha cesur
davranabiliyorlar. Bunun en iyi örneklerinden birini de yine şort
mayolarda göreceğiz. Çünkü 2015 erkek mayolarında parlak
renkler hüküm sürecek.
ba
kım
YAZ AYLARINDA DAHA FAZLA
SU İÇMENİZ
GEREKTİĞİNİ
BİLİYOR MUSUNUZ?
HAVALAR ISINIYOR, SUYA OLAN İHTİYACIMIZ ARTIYOR.
GÜNLÜK İHTİYACINIZ KADAR SU İÇEMİYORSANIZ, BU YAZIYI
OKUMANIZDA FAYDA VAR.
Su içmek gibi basit bir eylem kimi insan için zorlu
bir mücadeleye dönüşebiliyor. Suyun tadından
hoşlanmamak, susamış hissetmemek, su ihtiyacını çay,
kahve, meyve suyu gibi farklı sıvılarla gidermek günlük
olarak almanız gereken su miktarından sizi alıkoyabilir.
Her insanın ihtiyacı olan su miktarı beden yapısına
ve yaşam tarzına göre değişiklik gösterir. Örneğin,
egzersiz yapan veya diyette olan insanlar için ihtiyaç
duyulan su miktarı diğer kişilere göre çok daha fazla
olabilir. Su içmeyi unutanlar ya da suyun tadından
hoşlanmayanlar son derece basit yöntemler ile daha
fazla su içebilirler. Nasıl mı?
SEVDİĞİNİZ BİR SÜRAHİNİZ OLSUN
Tarzınıza ve kişiliğinize uygun biçim ve renkte bir
sürahi alabilirsiniz. Bu sürahiyi de gün boyunca
yakınınızda tutmaya özen göstermelisiniz. Cam veya
paslanmaz çelik, su kapları için ideal materyallerdir.
Dekoratif bir sürahi seçmeniz, masanıza da şıklık
getirecek, suyunuz her zaman göz önünde olacağı için
siz de su içmeyi ihmal etmeyeceksiniz.
MEYVE KULLANIN
Özellikle suyun tadından hoşlanmayanlar için en iyi
çözümlerden biri suyun içine sevdiğiniz bir meyve
atmaktır. Taze meyveler veya otlar suyun tadını
değiştirecek, içimi daha keyifli hale getirecektir. Bir
dilim limon veya bir iki tutam nane yaprağı son derece
pratik çözümler olarak ilk akla gelenlerdir.
ŞİŞENİZİ YANINIZDAN AYIRMAYIN
Toplantıya, alışverişe ya da bir arkadaşınızla buluşmaya
gidiyor olabilirsiniz. Nereye giderseniz gidin, küçük bir
şişe suyu da yanınızda götürün. Eğer su şişesi taşımak
hoşunuza gitmiyorsa, şık görünümlü bir termos bardak
da kullanabilirsiniz. Bu sayede suyunuzu gün boyunca
soğuk tutabilirsiniz.
DAHA BÜYÜK BİR BARDAK EDİNİN
Gün boyunca su içmek için kullanacağınız büyük
bir bardak alın. Bardağınızı ne kadar büyük boyutlu
alırsanız, içeceğiniz su miktarı da o kadar artmış
olur. Örneğin günde iki bardak su içiyorsanız, bardak
çapının büyümesi bu noktada anlamlı bir değişim
sağlayacaktır.
ABUR CUBUR YERİNE SU
Ofiste veya evde, sadece can sıkıntısından bir şeyler
atıştırma ihtiyacınız oluyor mu? Aslında karnınız henüz
acıkmamış oluyor ama eliniz abur cubura gidiyor. İşte o
anlarda, bir bisküvi yemek yerine su içmeyi deneyin.
NEDEN SU
İÇMELİYİZ?
Cildimize faydalıdır: Bakım kremlerini, kırışık
giderici ürünleri kullanmayın demiyoruz ama
hiçbiri su kadar cildimize iyi gelemez. Cildi
genç tutmak için yapılacak en iyi şeylerden biri
bol su içmektir.
İştahı yatıştırır: Yemeklerden önce bir bardak
su içmeniz tokluk hissi yaratır. Bu nedenle daha
az yemek yemenizi sağlar.
Kalori yakmanızı sağlar: Egzersizden önce
ya da sonra bol su içmek daha fazla kalori
yakmanızı sağlar.
Vücuda faydaları saymakla bitmez: Hücrelere
besin ve oksijen taşır, atıkları uzaklaştırır,
böbreklerin toksik maddelerden
temizlenmesine yardımcı olur. Eklemlerin
kayganlığını sağlar. Vücudumuz için gerekli
olan, kalsiyum, magnezyum ve sodyum gibi
mineralleri almamızı sağlar.
de
ko
ras
yon
EVLERDE
BOHEM BİR
HAVA
SANATI, RENKLERİ, RAHATLIĞI BULUŞTURAN
BOHEM TARZI
Bohem tarz denilince akla etnik stiller, zengin renkler, canlı
ve farklı desenler gelmelidir. Benzersiz bir ev dekorasyonu
isteyenler bohem tarzı tercih edebilirler. Bu dekorasyon tarzını
elde etmek için antika bir mobilya da tercih edebilirsiniz, Fas
esintili fener lambalar da. Sonuçta amaçlanan, orijinallikte
maksimum seviyeyi yakalamaktır.
ZENGİN RENK PALETİ
Güneş sarısı, koyu mor, elektrik mavisi, yoğun pembe bohem
tarzın başlıca renkleridir. Renklerin göze çarpması için
olabildiğince yoğun tonlar seçilmelidir. Yoğun renklere alternatif
ise duvar kağıtları olabilir. Duvarlardaki yoğun renkler sizi
aksesuarlarda sadeliğe itmesin. Aksesuar seçiminizi de son
derece renkli objelerden yana kullanabilirsiniz.
ETNİK DESENLER
Bohem dizayn ilhamını çoğunlukla Latin Amerika’dan,
Afrika’dan ve Hindistan’dan alır. Bu nedenle etnik
desenli kumaşları olabildiğince fazla kullanmak
gerekir. Yerlere yine etnik desenli büyük yastıklar
koyarak, koltuklar dışında oturma alanları yaratılabilir.
Yatakların ve koltukların üstüne de daha küçük çaplı,
üstü renkli ipeklerle kaplı yastıklar yerleştirilir.
AYDINLATMA
ÇEŞİTLİLİĞİ
Aydınlatmalarınızda
çeşitliliğe önem
verin. Örneğin, yatak
odanızda, yatağınızın
yanına Marok tarzı bir
lamba yerleştirirken,
oturma odanızda
retro tarzda bir
lava-lambası tercih
edin. Yumuşak bir
atmosfer için pembe
ışıktan yararlanabilir
ya da tavan aydınlatmanızın üzerine renkli bir eşarp
örtebilirsiniz. Tavana bir disko topu yerleştirmek gibi
cesur hareketlerden bile çekinmeyin. Farklı stilleri yan
yana getirmek bohem tarzın en sevilen yanıdır.
İKİNCİ EL MOBİLYALAR
Vintage esintileri taşıyan, eklektik mobilyaları
bulabileceğiniz en iyi yerlerden birisi ikinci el
pazarlarıdır. Bu mobilyalar evinize hem rahat
bir hava verirler hem de yaşanmışlık hissi
uyandırırlar. Mobilyaları gökkuşağının herhangi
bir rengine boyayabilir, modern stile sahip
mobilyalarınızla daha uyumlu görünmelerini de
sağlayabilirsiniz.
AKSESUARLAR
Gözünüze çarpan her köşeyi sıra dışı desenlere
sahip aksesuarlarla donatabilirsiniz. Zebra
desenli bir halıyı yere serebilir, rengarenk
boyanmış bir çömleği rafa yerleştirebilir,
nostaljik vintage bavulları üst üste koyarak ara
sehpa olarak kullanabilir, orta sehpanızın üstüne
renkli kutular yerleştirebilirsiniz.
se
ya
hat
EKOTURİZM NEDİR?
GÜNÜMÜZÜN EN TREND TURİZM AKIMI
E
koturizm, doğal kaynakları koruyarak, çevreye zarar vermeden
yapılan turizmdir. Kavram olarak ekoturizm ilk kez 1992 yılında
Rio Çevre Zirvesi’nde telaffuz edilmiş, 2002 yılında Kanada’nın
Quebec kentinde, 133 ülkeden 1100 delegenin katılımıyla düzenlenen
“Dünya Ekoturizm Zirvesi” nde, tüm katılımcıların üstünde mutabık olduğu
ortak bir tanım saptanmıştır. Bu tanıma göre ekoturizm, “Yeryüzünün
doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini güvence altına alan, bunun yanı sıra
yerel halkların ekonomik kalkınmasına destek olurken, sosyal ve kültürel
bütünlüklerini koruyup gözeten bir yaklaşım ya da tavırdır.”
Ekoturizm denildiğinde akla ilk gelecek örneklerden biri doğa turlarıdır.
Milli parklar, doğal koruma alanları ekoturizm rotaları arasında sayılır.
Bu doğal alanlar için belirlenen kurallar vardır. Eğer siz de kendinizi bir
“ekoturist” olarak tanımlıyorsanız, bu kurallara harfi harfine uymanız
gerekir. Doğal alanlar için belirlenen yürüyüş rotaların dışına çıkmamak,
kamp yapma kurallarına uymak, hiçbir şekilde yaban hayata ya da
doğal hayata müdahalede bulunmamak, çöp atmamak, gürültü kirliliği
yapmamak, ziyaret edilen bölgede yaşayan kişilerin geleneklerine saygılı
davranmak ekoturizm için uyulması gereken kuralların başında geliyor.
Örneğin Karadeniz’de bir yaylaya gittiğinizde, oradaki çok katlı betonarme
bir otel yerine, yerel halkın işlettiği bir pansiyonda kalmak, ekoturizmi
desteklemek için yapılacaklar listesinde sayılabilir.
Ekoturizmin ne olduğu ve genel olarak kuralları üzerinde durduktan sonra,
isterseniz bir de dünyada en ünlü ekoturizm rotaları nerelermiş, onlara bir
göz atalım.
GÜNEY AFRİKA
Ekoturizmin dünyadaki en iyi örneklerinden biri Afrika
kıtasında yapılan safari turlarıdır. Safari sayesinde,
doğal yaşama hiçbir müdahalede bulunmadan, günlük
yaşamda asla tanık olamayacağımız vahşi yaşam
karelerine şahitlik edebiliriz. En zengin biyoçeşitliliğe
sahip ülkeler arasında dünyada üçüncü sırada yer alan
Güney Afrika, ekoturizm için ideal bir destinasyondur.
BALİ – ENDONEZYA
YENİ ZELANDA
Pirinç tarlaları, organik kahve yetiştirilen tarım alanları,
Ekoturizmin en popüler seyahat noktalarından biri de Yeni
meyve ve yosun çiftlikleri… Bali, hala her şeyin doğalını
Zelanda. Hatta burası için kullanılan bir slogan bile var: Yüzde
bulabileceğiniz yerlerden biri. Son yılların en gözde balayı
yüz saf Yeni Zelanda. Harika kumsalları, alabildiğine geniş
mekanları arasında da sayılan Bali’nin bir diğer ilgi çekici
yeşil alanları, inanılmaz çeşitlilikteki bitki ve hayvan türleri ile
özelliği ise el değmemiş mercan resifleri.
Yeni Zelanda, ekoturizm için biçilmiş kaftan.
KOSTA RİKA
Ekoturizm konseptinin
bu topraklarda
doğduğu söylenir.
Tertemiz denizi, göz
alıcı sahilleri, yağmur
ormanları ve bu
ormanların ev sahipliği
yaptığı yüzlerce çeşit
egzotik canlısıyla Kosta
Rika, dünya üzerinde
hala ekoturizmin en
iyi temsilcilerinden biri
olarak kabul ediliyor.
tek
no
loji
SAHİLDE
TEKNOLOJİ
BU CİHAZLAR TATİLİNİZE RENK KATACAK
Teknolojik cihazların başlıca düşmanlarından biridir su. Dolayısıyla havlunuz omzunuzda, şnorkeliniz elinizde
denizin yolunu tutmuşken, fotoğraf makinenizi veya tabletinizi evde bırakmayı tercih ediyor olabilirsiniz.
Oysaki enerji dolu yaz günlerinde plajda olmayı seven ve sudan hiç mi hiç korkmayan teknolojik aletler de
mevcut.
MÜZİKSİZ KALMAYIN
KAMERALI ŞNORKEL
Dalış keyfini kayıt özelliğiyle buluşturan bu şnorkel, sadece 120 derecelik
bir bakış açısı sunmakla kalmıyor, 40 metre derinlikte bile çekim yapmanızı
sağlıyor. 12 megapiksel çözünürlükte fotoğraf ve 720p çözünürlükte video kayıt
özelliği bulunuyor. Sağ göz kısmının üstünde yer alan deklanşöre bastığınız an,
gördüğünüz her şey mikro SD karta kaydediliyor.
En sevdiğiniz yaz şarkılarını
sahilde dinlemekten daha keyifli
ne olabilir? Hele ki siz ve yakın
arkadaşlarınızdan başka kimsenin
olmadığı, el değmemiş bir
koydaysanız. Ama kimse güzelim
hoparlörlerine kıyıp onları deniz
kenarına getirmek de istemez.
Bu durum suya dayanıklı, portatif
hoparlör sayesinde değişebilir.
Bluetooth özelliğinin yanı sıra
darbelere de dayanıklı olan bu
hoparlör, 40 saat çalışma pil ömrü
ile kesintisiz bir müzik zevki sunuyor.
SUYA DAYANIKLI KAMERA
TABLET KEYFİ DENİZ KENARINDA
Bir tablet düşünün… Diğer tabletlerde olan tüm özellikler
onda da var. Müzik dinleyebiliyor, video izliyor, internete
girebiliyorsunuz. O da gözünüze tıpkı diğer tabletler
gibi görünüyor ama bu tabletin bilmediğiniz bir yönü
bulunuyor. Kendisi tozdan ve sudan hiç etkilenmiyor.
Böylelikle sudaki balıklardan, denizde oynayan
çocuğunuza kadar her şeyin fotoğrafını çekebilme ya da
video kaydı yapabilme imkanı sağlıyor.
KİŞİYE ÖZEL UV MONİTÖRÜ
İster açık tenli olun, isterseniz koyu.
Hiç kimse için uzun süre Güneş
ışınlarına maruz kalmak olumlu
sonuçlar doğurmaz. Bu küçük
sensör ise Güneş’in akımını ölçerek,
cilt tipiniz ve kullandığınız koruma
faktörüne göre Güneş’in altında ne
kadar kalabileceğinizi gösteriyor.
Size tanınan zaman dolduğunda
bunu bir alarmla hatırlatıyor.
Bileğinize takabileceğiniz şekilde
dizayn edilmiş olan cihaz, dijital
saate ve termometreye de sahip.
Dijital fotoğraf kameraları deniz
kenarında kum ve deniz tuzu
yüzünden yapış yapış bir hale
gelebilirler. Bu etkenler sadece
kameraların dış yüzeylerini değil,
mekanizmalarını da olumsuz
yönde etkileyebilir. Bu kamera
ise hem toza hem kuma hem de
suya dayanıklı. Yaklaşık 2 metre
derinlikte suda bile çalışabilen
kamera 16 megapiksel kalitede
fotoğraf çekebiliyor. Ayrıca hd
video kayıt özelliği de bulunuyor.
En güzel özelliklerinden biri de
kablosuz bağlantı ile çektiğiniz
fotoğrafları akıllı telefonunuza
doğruca aktarabilmeniz.
mü
ze
VE ÖREN
YERLERİMİZ
OLYMPOS ÖRENYERİ
S
on 20 yıldır popülerliği giderek artan, özellikle yaz
aylarında gençlerin akınına uğrayan Olympos, Eski
Yunanca’da ulu dağ anlamına gelir. Antalya’nın
batısında Kemer ile Adrasan arasında yer
alan Olympos, eşsiz doğal güzelliklere de ev sahipliği
yapmaktadır. Olympos, Lykia Birliği’nin önde gelen antik
kentlerinden biridir. Kentin kuruluş tarihi M.Ö. 167-168
yıllarına dayanmaktadır. M.Ö. 78 yılında Roma topraklarına
katılan Olympos’un içinden bir dere geçtiği için şehir bu
derenin iki tarafına yayılmıştır. Günümüzde antik kentten
geriye maalesef çok az eser kalmıştır. Kentin akropolü
yüksek bir tepede yer alır. Bu tepede hala bazı yapı kalıntıları
görmek mümkündür. Bu kalıntılar Ortaçağ’da yapılan
bir kaleye ait surlardır. Derenin iki yakası bir köprüyle
birbirine bağlanmıştır. Bugün de köprünün izlerini görmek
mümkündür.
Kentin günümüze ulaşmış kalıntılarının çoğu orman içinde ağaç
ve çalılarla örtülü olup, Helenistik dönem, Roma dönemi ve
Bizans dönemine aittir. Antik kentte bizi geçmişe götürecek,
bugün de varlığını devam ettiren yapılar arasında Roma dönemi
tiyatro yapısı, bazilika ve hamam sayılabilir. Kalıntılar arasında
en dikkat çekici olansa Antalya Müzesi tarafından yürütülen
kazılarla gün ışığına çıkarılan “Kaptan Eudomus’un Lahdi” dir.
Nehir ağzının hemen yanında yer alan lahit, uzun kenarındaki
gemi kabartması açısından oldukça dikkat çekicidir.
Olympos’un en ilgi çekici yanlarından biri de Çakaltepe
bölgesinde yanan ve 2000 yıldır hiç sönmediği söylenen alevdir.
Metan gazının neden olduğu bu ilginç doğa olayı Bellerophontes
efsanesinin doğmasına da neden olmuştur. Ateşin olduğu
alanda da bazı tarihi yapılar bulunmaktadır. Bunlardan biri de iç
duvarları freskolarla süslü Bizans Kilisesi’dir.
CINEMAXIMUM’DA HAZİRAN VİZYON
FİLMLERİNDEN SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ…
TARİHİ
N
O
Y
Z
İ
V
15
İRAN20
Z
A
H
2
1
AJAN
Susan Cooper (Melissa McCarthy) masa başı çalışan alçakgönüllü
bir CIA analisti, aynı zamanda en tehlikeli görevlerin ardındaki
duyulmamış kahramandır. Ancak partneri (Jude Law) ve diğer
gözde ajan (Jason Statham) deşifre olunca, öldürücü silah
tüccarlarının dünyasına sızmak ve dünya çapında bir felaketi
önlemek için gönüllü olur.
İZLE
BİLET AL
TARİHİ
N
O
Y
Z
Vİ
15
RAN20
İ
Z
A
H
12
JURASSIC WORLD
Steven Spielberg, çığır açan Jurassic Park serisinin uzun süredir beklenen
yeni filmi Jurassic World’ün sorumlu yapımcısı olarak geri dönüyor. Colin
Trevorrow, Derek Connoly ile birlikte yazdığı senaryodan uyarlanan
epik macerayı yönetiyor. Frank Marshall ve Pat Crowley ekibe yapımcı
olarak katılıyorlar. Film, Jurassic Park’ın üstünden 22 yıl geçtikten sonra
Jurassic World adıyla yeni bir dinozor tema parkının açılmasıyla başlıyor.
Tema parkına olan ilginin yıllar içinde azalmasıyla ziyaretçi sayısında artış
sağlamak için yeni bir dinozor türü yaratılıyor fakat her zaman olduğu gibi
işler istenilenden çok farklı yönde ilerleyerek adeta rayından çıkıyor.
İZLE
BİLET AL
TARİHİ
N
O
Y
Z
Vİ
15
RAN20
İ
Z
A
H
19
KUZU
Köyün en fakir ailesinin hanımı olan Medine, oğlu Mert’in sünneti için köyde
ufak da olsa bir şölen yaparak toplum içerisinde varlık gösterebilmeyi
çok arzular. Şölen için tandırda pişirmek üzere bir kuzuya ihtiyacı vardır.
Kocası İsmail’in tek derdiyse şehre gelen şarkıcıdır. Mert’in ablası Vicdan,
kardeşini eğer düğün için kesecek kuzu bulamazlarsa onu keseceklerine
inandırır. Kesilmekten korkan Mert, düğün için kuzu aramaya başlar. Şölen
günü yaklaştıkça, fakirlik ve toplum baskısı ile baş etmeye çalışan Medine,
misafirlerine unutamayacakları bir ziyafet verecektir.
İZLE
BİLET AL
TARİHİ
N
O
Y
Z
Vİ
15
RAN20
İ
Z
A
H
26
TERMINATOR GENISYS
İnsan direnişinin lideri John Connor (Jason Clarke), Çavuş Kyle Reese’i (Jai
Courtney) Sarah Connor’ı (Emilia Clarke) koruması ve geleceği güvence
altına alması için 1984’e geri gönderdiğinde olayların beklenmedik bir
şekilde yön değiştirmesi zaman çizgisinde kırılma yaratır. Şimdi kendisini
geçmişin yeni ve yabancı bir versiyonunda bulan Çavuş Reese, Gardiyan’ın
da (Arnold Schwarzenegger) dahil olduğu olasılık dışı müttefiklerle, tehlikeli
yeni düşmanlarla ve beklenmedik “geleceği yeniden başlatmak” göreviyle
karşı karşıya kalır.
İZLE
BİLET AL
İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI’NDAN SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ…
MARNE 1914
IAN SUMMER
DOKSAN BEŞ YILDAN SERPİNTİLER
AYDIN BOYSAN
Tarihin en büyük
savaşlarının ayrıntılı
dökümleri, hasım
kuvvetlerin stratejileri,
taktikleri, askerî
harekâtın düğüm
noktaları.
Alman ordularının
Paris’e yaklaşmaları ve
Fransa’yı yenmenin
eşiğine gelmeleri,
Fransız ordularının
toparlanışı, karşı
taarruza geçmeleri
ve hasımlarının dikkatsizliğinden faydalanarak iki
Alman ordusunun arasına girmeleri; Almanların geri
çekilişi, Paris’in ve Fransa’nın kurtuluşu, siper savaşının
başlaması bu kitapta ayrınıtılı olarak ele alınıyor. Askeri
tarihe ve savaş stratejilerine ilginiz varsa mutlaka
okumanızı öneririz.
Aydın Boysan Doksan Beş Yıldan
Serpintiler’de insana ve hayata dair
pek çok konuyu kahkahalar eşliğinde,
ciddiyetle ele alıyor.
Kendinden bahsederken, “Eğer ben,
doğduğum (1921, İstanbul) yılda
dünyaya gelmeseydim, olağanüstü
kibar (!) mahallelerde çocukluğum
geçmeseydi, Davutpaşa Çöp
İskelesi, Ispanak Viranesi, Samatya
Narlıkapı Çıkmazı, Yeşilköy Bamya
Tarlası gibi, kibar semtlerde (!) yetişmeseydim, ben ‘ben’
olamazdım,” diyen 94 yaşındaki yaşam ustası 1945 yılında
Akademi’yi bitirip mimarlığa başladı. 62 yaşından beri
köşe yazıları yazıyor. Kaliforniya’dan Sibirya’ya kadar yedi
iklim, beş kıtayı gezdi. İlk kitabı 1984 yılında yayımlandı:
“Umut Simit”... Bunu izleyen 30 yıl boyunca yayımlanan
kitaplarının sayısı 42’ye ulaştı. Her eserinde insana ve
yaşama, çevreye ve zamana, sanata ve bilime duyduğu
saygıyı keskin bir zekanın ürünü olan mizahla renklendirdi.
Doksan Beş Yıldan Serpintiler Aydın Boysan’ın 30 yıllık
yazarlık yaşamının neşe saçan damlalarından oluşuyor.
DENİZ FENERİ
VIRGINIA WOOLF
AVRUPALILIK NEDİR? TÜRKİYE
NE KADAR AVRUPALIDIR?
ONUR BİLGE KURA
İngiliz edebiyatının başyapıtlarından
biri olan Deniz Feneri, son derece
basit olay örgüsünün ardında
yaratıcısının öz yaşam ayrıntılarını,
toplumsal meselelere ilişkin
sorgulamalarını, iç gözlemlerini ve
derin felsefi gizemleri barındırır.
Deniz Feneri ‘nin merkezinde
I. Dünya Savaşı’nın öncesinde
ve sonrasında İskoçya’nın Skye
Adası’ndaki evlerinde kalan Ramsay
ailesi ve konukları vardır. Çocuklar
oynarken, yetişkinler sohbet eder,
düşüncelere dalar ve keşiflerde
bulunur. Yapıtın roman türünde alışık olduğumuz anlatı
sürekliliğini kesintiye uğratan yapısı ve her bir anlatıcının
kendi bilinç akışının perspektifiyle çözülen olay örgüsü, bir
deniz fenerinin kendi ekseni etrafında dönen ışığını andırır.
Böylece Ramsay ailesinin sıradan gündelik yaşamı zaman,
ölüm, toplumsal cinsiyet ve ahlak üzerine derin düşüncelere
gömülür.
50 yılı aşkın bir süredir
Türkiye’nin gündemini işgal
eden Avrupa Birliği’ne ortaklık
konusunu felsefi anlamda ele
alıyor. Avrupalılık nedir veya
Avrupalılığı oluşturan özellikler
nelerdir? Avrupalılık felsefi
açıdan kesin tanımlanabilir
bir kavram mıdır? Avrupa
tümlenmiş ve kesinleşmiş bir
yapı mıdır, yoksa sürmekte olan
bir oluşum mudur? Türkiye
toplumunun Avrupa’yla ilişkisi
nasıl belirlenebilir? Türkiye’nin
toplumsal-kültürel yapısıyla Avrupa’nın toplumsal-kültürel
yapısı arasında benzerlikler veya benzemezlikler var mıdır?
Varsa, bunların tarihsel-toplumsal nedenleri nelerdir? Bu
kavramlar nasıl tanımlanabilir? Türkiye, bütün bu ve benzeri
soru ve sorunları, şimdiye değin felsefi anlamda ve yeterli
ölçüde tartışmamıştır. Bu kitap, söz konusu kuramsal
boşluğun giderilmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

Benzer belgeler