6. Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresi
Transkript
6. Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresi
1 Sevgili Arkadaşlar, Mesleki geleceğimiz adına büyük bir adım daha atmak ister misiniz? Öyleyse el ele verip çemberimizi genişletmemizin tam zamanı !.. İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu öğrencileri olarak 6. Ulusal - Uluslararası Katılımlı Hemşirelik Öğrencileri Kongresi’ne ev sahipliği yapmanın heyecan ve gururunu taşıyoruz. Öğrenci kongrelerinin bilimsel kimliğimizi kanıtlayacağı, mesleğimize olan bağlılığımızı ve birlik inancımızı pekiştireceği açıktır. Hemşirelik tarihine baktığımızda Florence Nightingale’i çağdaş hemşire yapan onun bilime ve mesleğine vermiş olduğu önem değil midir ? Kongremizin de profesyonelliğin gereği olan bilimsel gelişime ve mesleki örgütlenmeye hizmet edeceği inancındayız. Biz İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu öğrencileri olarak bilime, mesleğimize katkılarımızı sunmak için bir araya geliyoruz. Sizler de bu inançtaysanız ve bir adım daha atmak istiyorsanız her türlü bilimsel çalışmayla sizleri kongremize bekliyoruz. Bu özel, tarihi, büyüleyici iki kıtayı birleştiren şehirde buluşmak, sevinçlerimizi, kaygılarımızı, umutlarımızı paylaşmak ve geleceğimizi şekillendirmek dileğiyle… Kongre Düzenleme Kurulu Adına Öğrenci Ümmühan Esen Dear friends, Would you like to take another big step forward our professional future? Then, it is the time to join forces and expand our circle !.. It is our great pleasure to host the 6th National –with International Participation - Nursing Students Congress as the students of Florence Nightingale School of Nursing, It is obvious that, students’ congresses will prove our scientific identity and improve the solidarity and ties in our profession. When we look through the history of nursing, don’t we see that, what made Florence Nightingale a modern nurse was the importance she attached to the science and to her profession? We believe that our congress will contribute to the scientific improvement and organization of our profession as required for professionalism. As the students of Florence Nightingale School of Nursing, we are coming together in order to make our contribution to the science and to our profession. If you share our belief and want to take another big step, we invite you to our congress with any kinds of scientific works. We look forward to seeing you in Istanbul, a special, historical and charming city that join two continents, and wish to share our joy, worries and hope to shape the future together… On behalf of the Congress Organizing Committee Student: Ummuhan Esen 2 ONURSAL KURUL / HONORARY PRESIDENTS Prof. Dr. Mesut PARLAK İstanbul Üniversitesi Rektörü Rector of İstanbul University Prof. Dr. Güler AKSOY İ.Ü. Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Müdürü Director of Istanbul University Florence Nightingale School of Nursing DÜZENLEME KURULU / ORGANIZATION COMMITTEE Kongre Başkanı / Congress President Kongre Eş Başkanları / Congress Co-Presidents Ümmühan ESEN (öğrenci) Prof. Dr. Neriman AKYOLCU Prof. Dr. Sevim SAVAŞER Kongre Sekreterleri / Congress Secretariat Prof.Dr.Nursen NAHCİVAN Dr. Ergül ASLAN Rojda ÇETİNKAYA Filiz TÜFEK Üyeler / Members Öğretim Elemanları / Academicians Prof. Dr. Nezihe KIZILKAYA BEJİ Yard. Doç. Dr. Nuray AKYÜZ Yard. Doç. Dr. Gülbeyaz CAN Yard. Doç. Dr. Hatice KAYA Dr. Zeliha TÜLEK MSc. Aylin AKTAŞ MSc. Nihal BOSTANCI MSc. Gülhan COŞANSU MSc. İlkay GÜNGÖR MSc. Burçin IŞIK MSc. Selda SEÇGİNLİ MSc. Emine ŞENYUVA Araş. Gör. Seda ÇAĞLAR Bilimsel Kurul / Scientific Committee Prof. Dr. Hediye Arslan Prof. Dr. Türkinaz AŞTI Prof. Dr. Meliha ATALAY Prof. Dr. Sevim BUZLU Prof. Dr. Nevin KANAN Prof. Dr. Fatma ÖZ Prof. Dr. Ahsen ŞİRİN Yard. Doç. Dr. Rengin ACAROĞLU Yard. Doç. Dr. Makbule BATMAZ Yard. Doç. Dr. Hülya DENİZ BULUT Yard. Doç. Dr. Saniye ÇİMEN Yard. Doç. Dr. Hülya KAYA Yard. Doç. Dr. Ümmü YILDIZ FINDIK Yard. Doç. Dr. Perihan GÜNER Yard. Doç. Dr. Nazlı HACIALİOĞLU Yard. Doç. Dr. Şerife KARAGÖZOĞLU Yard. Doç. Dr. Özlem ÖZKAN Yard. Doç. Dr. Mehtap TAN Yard. Doç. Dr. Sağ. Bnb. Nuran TOSUN Yard. Doç. Dr. Gülümser DOLGUN Öğr. Gör. Dr. Ayfer BAYINDIR Öğr. Gör. Dr. Fatma CEBECİ Öğr. Gör. Dr. Handan ZİNCİR Öğrenciler / Students Gülsün ATAR Fatma BALCI Neslihan BARDAK Nergis BİNGÖL Feyza ÇETİNKAYA Seda DİLLİ Hacer FİDAN Hacer ÖZDEMİR Tuba ÖZDURSUN Zekiye Hande YALÇIN Esra YILMAZ Sema YILMAZ Marmara Üniversitesi İstanbul Üniversitesi Harran Üniversitesi İstanbul Üniversitesi İstanbul Üniversitesi Hacettepe Üniversitesi Ege Üniversitesi İstanbul Üniversitesi Haliç Üniversitesi Gazi Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi İstanbul Üniversitesi Trakya Üniversitesi Koç Üniversitesi Atatürk Üniversitesi Cumhuriyet Üniversitesi Kocaeli Üniversitesi Atatürk Üniversitesi Gülhane Askeri Tıp Akademisi İstanbul Üniversitesi İstanbul Bilim Üniversitesi Akdeniz Üniversitesi Erciyes Üniversitesi 3 KONGRE TEMALARI / CONGRESS THEMES 21. yüzyılda hemşirelik / Nursing in 21st century Hemşirelik eğitimi / Nursing education Hemşirelik sınıflandırma sistemleri / Nursing classification systems Sağlığı koruma ve geliştirme / Health prevention and promotion Sağlık politikaları ve hemşirelik / Health policies and nursing Hemşirelikte örgütlenme / The organization of nursing Kariyer planlama / Career planning Özel dal hemşireliği / Special branches in nursing Kültürlerarası hemşirelik / Transcultural nursing Gençlik, hemşirelik ve şiddet / Youth, nursing and violence Madde bağımlılığı / Substance Addiction/Abuse Sağlık bakımı ve yeni teknolojiler / Health care and new technologies Avrupa Birliği öğrenci değişim programları / European Union Student Mobility Programs GENEL BİLGİLER / GENERAL INFORMATION Kongre Merkezi: İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Ord.Prof.Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu, Vezneciler / İSTANBUL Congress Venue: İstanbul University Faculty of Science Ord.Prof. Dr. Cemil Bilsel Conference Hall, Vezneciler / ISTANBUL Kongre Dili: Kongre Dili Türkçe’dir. Yabancı konuşmacılarda simultane çeviri yapılacaktır. Congress Language: Congress language is Turkish. Simultaneous translation will be made for foreign speakers. Kayıt ve Danışma: Kayıt ve Danışma masaları 26.06.2007 Salı günü saat 13:00 – 17:00, sonraki günlerde 09:00 – 18:00 saatleri arasında açık olacaktır. Registration and Information: Registration and information desks will be open between 13:00 – 17:00 on 26.06.2007 Tuesday, and 09:00 – 18:00 on the following days. Yaka Kartı: Tüm katılımcıların kayıt sırasında kendilerine verilecek yaka kartlarını kongre merkezinde ve bilimsel oturumlarda, sergi/poster alanlarında ve diğer sosyal programlarda takmaları gerekmektedir. Participant Cards: Participants should have the congress cards which will be given at registration in the congress venue, scientific sessions, exhibition site and other social programmes. Bilimsel Program: Konferans, panel ve bildiri sunularını içerecektir. Scientific Programme: Includes conferences, panels and oral/poster presentations. Stand ve Sergi: Kongre boyunca ticari firmaların oluşturduğu sergi alanı katılımcılara açık olacaktır. Stands: Stands of commercial firms will be open in the exhibition site. Katılım Belgesi: Katılımcılara kongre bitiminde, kayıt masalarında, katılım belgeleri verilecektir. Certificate of Participating: Certificates will be given at the end of the congress at the registration desks. Kongre Kitabı: Kongre özet kitabı kongre çantalarının içine koyulacaktır. Congress Book: Congress book will be included in the congress book. Ulaşım: Kongre merkezine ulaşım için ayrıntılı bilgiye kongre internet erişim sayfasından ulaşılabilir. Arrival:Information about arriving the congress venue will be provided at internet web site. Konaklama: Öğrenciler Kredi-Yurtlar Kurumu’na ait yurtlarda öğrenci kimliğini ve kongre kayıt belgesini göstererek küçük bir ücret karşılığında konaklayabilecektir. Katılımcılar konaklama organizasyonlarını kendileri yapacaklardır. Konaklama ile ilgili bilgiler kongre internet erişim sayfasında yer alacaktır. 4 Accommodation: Students can stay in the dormitories of Higher Education Credit and Hostels Institution with a little cost, provided that they show their student card and registration form of the congress. Arrangements about accommodation will be organized by the participants theirselves. Information on accommodation will be provided on the internet web page. Kongre Online Kayıt: www.istanbul.edu.tr/yuksekokullar/floren/kongreler.htm Congress Online Registration:www.istanbul.edu.tr/yuksekokullar/floren/kongreler.htm Kongre Kayıt Ücreti : (1 Mayıs öncesi) öğrenci: 50 YTL, diğer: 80 YTL (1 Mayıs sonrası) öğrenci: 70 YTL, diğer: 100 YTL Registration Fees: (before May 1 ) student: 50 YTL other: 80 YTL (after May 1 ) student 70 YTL other: 100 YTL Hesap No : Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Mezunları Derneği Posta Çeki Hesabı – 1055310 (Kayıt ücreti ödenen her katılımcının adı-soyadı belirtilmelidir) Account Number : Florence Nightingale Hemsirelik Yuksekokulu Mezunlari Dernegi Post Cheque Account No: 1055310 (Each of the participants who pay for the registration fee should give his/her name and surname.) Kayıt Ücreti; toplantı katılımını, 27 - 29 Haziran 2007 tarihleri arasındaki öğle yemeklerini, sosyal program ve kongre çantasını kapsar. Registration fees include: participation in congress, lunches between 27-29 June, social programe and congress bag. Kayıt İptali: 1 Mayıs 2007 tarihinden önce yapılan iptallerde kayıt ücretinin % 50’si geri ödeme yapılır. Daha sonraki tarihlerde yapılan iptallerde geri ödeme yapılmaz. Registration Cancellation: In case of the cancellations before May 1, 2007, 50% of the registration fees will be refunded. No refund of registration fees will be made for the cancellations after this date. POSTER BİLDİRİ KURALLARI • Posterler 70 cm. eninde ve 90 cm. boyunda olmalı ve en az 1 metre mesafeden okunabilecek şekilde düzenlenmelidir. • Her posterin üst kısmında bildirinin, yazar(lar)ın ve çalıştıkları kurumun adı bulunmalıdır. • Posterler; organizasyon komitesince bildirilecek tarih, yer ve numaralı stand da bir gün süreyle sergilenecektir. • Posterler; poster sahipleri tarafından, sunulacakları tarihte saat 08:00 ile 09:00 arasında asılacak ve gün bitiminde saat 16:00 - 17:00 arasında yine poster sahipleri tarafından yerlerinden sökülecektir. Bu saatler içerisinde sökülmeyen posterler toplanacaktır. Bu işlem esnasında kaybolan veya hasara uğrayacak posterlerden dolayı herhangi bir sorumluluk kabul edilmez. • Posterler yerlerine yapışkan hamur veya çift taraflı yapıştırıcı bant aracılığı ile tutturulacak, bunun dışında herhangi bir malzeme kullanılmasına izin verilmeyecektir. • Gerekli malzeme organizasyon komitesi tarafından temin edilecek ve posterin asılması konusunda poster sahiplerine yardımcı olunacaktır. ÖDÜL: Dereceye giren bildiriler Prof.Dr. Perihan Velioğlu Hemşirelik Fonu ve Florence Nightingale Hastanesi tarafından ödüllendirilecektir. Onkoloji alanında yapılan en iyi araştırma Onkoloji Hemşireleri Derneği tarafından ödüllendirilecektir. POSTER INSTRUCTIONS Poster size must be 70 cm. wide x 90 cm. height and should be readable from a distance of about 1 meter. Title, authors' names and institution should be included at the top of the poster. Posters will be displayed for one day in the date, place and board number that assigned by The Congress Organizing Committee. Posters will be mounted by the authors between 08:00 and 09:00 on the date assigned for the poster and should be removed by 16:00 - 17:00 at the end of the day. The 5 Congress Organizing Committee is not responsible for the loss of or damage to posters that are not taken down by the authors until the instructed time. Posters will be mounted by the authors using paste or two sided adhesive tapes, no other materials will be allowed. Materials needed for mounting posters and support will be provided by The Congress Organizing Committee. AWARD: The best presentation will be awarded by Prof.Dr. Perihan Velioglu Nursing Fund and Florence Nightingale Hospital. The best presentation about oncology nursing will be awarded by the Society of Oncology Nurses. SOSYAL PROGRAM / SOCIAL PROGRAMME 26.06.2007 – Salı/Tuesday 15.00-15.30 DANSLI ANLATIM ‘’HOŞGELDİNİZ’’ DANCE SHOW “Welcome” 26.06.2007 – Salı / Tuesday 16.00-17.00 GÖSTERİ ‘’ATATÜRK ARAMIZDA’’ SHOW “Ataturk is with us” 26.06.2007 – Salı /Tuesday 18.00-21.00 AÇILIŞ KOKTEYLİ “HEDEF ALLIANCE” İ.Ü. Merkez Bina Havuzlu Bahçe “OPENING COCKTAIL” University Garden 27.06.2007-Çarşamba /Wednesday 17.00-19.00 KONSER / CONCERT 28.06.2007 – Perşembe / Thursday 18.45-21.00 BOĞAZ GEZİSİ “İSTANBUL ŞEHİR HATLARI- BOĞAZ İSKELESİ-EMİNÖNÜ” BOSPHORUS TOUR 29.06.2007 – Cuma / Friday 09.00-10.00 SLAYT GÖSTERİSİ ‘’1914 SARIKAMIŞ HAREKATI BELGESELİ’’ SLIDE SHOW ‘’1914 Battle of Sarıkamış” ÖNEMLİ TARİHLER / IMPORTANT DATES Kongre Tarihi:26- 29 Haziran 2007 Congress Date: June 26- 29, 2007 İndirimli Erken Kayıt Son Başvuru Tarihi: 1 Mayıs 2007 Early Fee Deadline: May 1, 2007 Kayıt İçin Son İptal Tarihi: 1 Mayıs 2007 Cancelation Deadline: May 1, 2007 Bildiri Özeti Göndermek İçin Son Başvuru Tarihi: 21 Mayıs 2007 Deadline for Poster Submission: May 21, 2007 İLETİŞİM /CONTACT www.istanbul.edu.tr/yuksekokullar/floren/kongreler.htm Tel : 0212 440 00 00 / 27058 - 27088 - 27120- 27150 Fax : 0212 224 49 90 Öğretim Elemanları /Teachers Prof.Dr. Nursen Nahcivan : [email protected] Dr. Ergül Aslan : [email protected] MSc. Burçin IŞIK : [email protected] MSc. Selda SEÇGİNLİ : [email protected] Öğrenciler / Students Ümmühan ESEN : [email protected] Filiz TÜFEK : [email protected] Adres / Adresss : İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Abide-i Hürriyet cad. 34381 Şişli / İSTANBUL 6 6. ULUSAL HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİ KONGRESİ “Uluslararası Katılımlı” PROGRAMI 26.06.2007 SALI Cemil Bilsel Havuzlu Konferans Bahçe Salonu 09.00-09.30 10.00-10.30 10.30-11.00 11.00-11.30 11.30-12.00 12.00-12.30 12.30-13.00 13.00-13.30 13.30-14.00 14.30-15.00 15.00-15.30 15.30-16.00 16.00-16.30 16.30-17.00 Kahve arası Kahve arası PANEL “Küresel Değişim; Sağlık ve Hemşirelik” KONFERANS “Ele Geçmemek” 17.00-17.30 17.30-18.00 18.00-18.30 18.30-19.00 19.00-21.00 KONSER “Açılış Kokteyli” Hedef Alliance FORUM “Hemşirelik Öğrencileri ve Hemşirelik” Öğle Yemeği Öğle Yemeği KONFERANS “Hemşireliğin hukuksal sorumlulukları Kahve arası KONFERANS “İnsan, Çevre, Hemşirelik, Etik ve Kyoto” Kahve arası KONFERANS “Kişilik ve İletişim Biçimleri” “1914 Sarıkamış Harekatı” TANITIM PANEL “Florence Nightingale” DANSLI ANLATIM ‘’Hoşgeldiniz’’ AÇILIŞ KONUŞMALARI GÖSTERİ ‘’Atatürk Aramızda’’ 29.06.2007 CUMA Cemil Bilsel Şeref Konferans Holü Salonu Kahve arası Öğle Yemeği KAYIT 28.06.2007 PERŞEMBE 7 Cemil Bilsel Şeref Konferans Holü Salonu PANEL “Öğrenci Değişim Programları” KONFERANS “Forensic Nursing” 09.30-10.00 14.00-14.30 27.06.2007 ÇARŞAMBA Cemil Bilsel Şeref Konferans Holü Salonu TANITIM Kahve arası Poster tartışması Sözel Bildiri Sunumu GİTAR DİNLETİSİ Sözel Bildiri Sunumu Poster tartışması Poster tartışması KAPANIŞ VE ÖNERİLER BOĞAZ GEZİSİ Kongre süresince ‘’Konferans Salonu Arka Fuaye’’ de Zonguldak Karaelmas Ü. Sağlık Yüksekokulu öğrencilerine ait resim sergisi yer alacaktır. 6. NATIONAL NURSING STUDENTS CONGRESS “WITH INTERNATIONAL PARTICIPATION” PROGRAMME 26.06.2007 27.06.2007 28.06.2007 8 29.06.2007 TUESDAY Cemil Bilsel Şeref Conference Hall Hall 09.00-09.30 11.00-11.30 11.30-12.00 12.00-12.30 12.30-13.00 13.00-13.30 13.30-14.00 15.30-16.00 16.00-16.30 16.30-17.00 Coffee Break Coffee Break Coffee Break PANEL “Global Change; Health and Nursing” CONFERENCE “Not to be captured ” INTRODUCTION REGISTRATION DANCE SHOW “Welcome” OPENING CEREMONY SHOW “Ataturk is with us” Lunch PANEL “Florence Nightingale” CONFERENCE “Human, Environment, Nursing, Ethic and Kyoto” CONFERENCE “Legal Responsibilities of Nursing” Coffee Break Coffee Break Coffee Break CONFERENCE “Personality and Communication Styles” CONCERT “Opening Cocktail” Hedef Alliance FORUM “Nursing Students and Nursing” Lunch Lunch 17.00-17.30 17.30-18.00 18.00-18.30 18.30-19.00 19.00-21.00 FRIDAY Cemil Bilsel Şeref Conference Hall Hall “1914 Battle of Sarıkamış” PANEL “Student Exchange Programs” CONFERENCE “Forensic Nursing” 10.00-10.30 10.30-11.00 14.30-15.00 15.00-15.30 THURSDAY Cemil Bilsel Şeref Conference Hall Hall INTRODUCTION 09.30-10.00 14.00-14.30 WEDNESDAY Cemil Bilsel Şeref Conference Hall Hall Poster discussion Oral presentation GUİTAR CONCERT Oral presentation Poster discussion Poster discussion CLOSING BOSHPORUS TOUR Art exhibition from students of Zonguldak Karaelmas University Higher School of Health will be displayed during the congress in Congress Hall GENEL PROGRAM / PROGRAMME 9 ŞEREF HOLÜ CEMİL BİLSEL KONFERANS SALONU / CEMİL BİLSEL CONFERENCE HALL 26 HAZİRAN 2007 SALI / / SEREF HALL İ.Ü. MERKEZ BİNA HAVUZLU BAHÇE UNIVERSITY GARDEN 26 JUNE 2007 TUESDAY 13.00-15.00 KAYIT REGISTRATION 15.00-15.30 DANSLI ANLATIM ‘’HOŞGELDİNİZ’’ DANCE SHOW ‘’WELCOME’’ Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencileri Students of Florence Nightingale School of Nursing 15.30-16.00 AÇILIŞ KONUŞMALARI / OPENING CEREMONY Prof.Dr. Mesut Parlak Prof.Dr. Güler Aksoy Prof.Dr. Neriman Akyolcu Ümmühan Esen 16.00-17.00 GÖSTERİ ‘’ATATÜRK ARAMIZDA’’ SHOW ‘’ATATÜRK IS WITH US’’ İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü Öğrencileri Students of Istanbul University State Conservatory Department of Theatre 18.00-21.00 AÇILIŞ KOKTEYLİ “OPENING COCKTAIL” Açılış Kokteyli/ Opening Coctail Hedef Alliance Kongre süresince ‘’Konferans Salonu Arka Fuaye’’ de Zonguldak Karaelmas Ü. Sağlık Yüksekokulu öğrencilerine ait resim sergisi yer alacaktır. Art exhibition from students of Zonguldak Karaelmas University Higher School of Health will be displayed during the congress in Congress Hall 27 HAZİRAN 2007 ÇARŞAMBA / 26 JUNE 2007 WEDNESDAY 10 09.00-09.10 Kuruluşundan Günümüze İstanbul Üniversitesi ve Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Istanbul University and Florence Nightingale School of Nursing from Foundation to today 09.10-10.30 KONFERANS / CONFERENCE Oturum Başkanı /Chair: Doç.Dr. Nevzat Alkan Forensic Nursing and the Public’s Health Globally Assist. Prof. Patricia M. Speck Kahve arası / Coffee break PANEL Panel Başkanı /Chair: Prof.Dr. Gülsün Taşocak Küresel Değişim; Sağlık ve Hemşirelik Global Change; Health and Nursing Fatma Balcı (İstanbul Üniversitesi, İstanbul University) Feyza Çetinkaya (İstanbul Üniversitesi, İstanbul University) Hülya Birgün (İstanbul Üniversitesi, İstanbul University) Öğle Yemeği / Lunch PANEL Oturum Başkanı / Chair: Prof.Dr. Semra Erdoğan Florence Nightingale: Healing, Leadership, Global Action Deva-Marie Beck, PhD,RN Barbara M. Dossey,PhD, RN,AHN-BC, FAAN Wayne Kines Kahve arası / Coffee break KONFERANS / CONFERENCE Oturum Başkanı / Chair : Sema Yılmaz, Tuba Özdursun Kişilik ve İletişim Biçimleri Personality and Communication Styles Prof.Dr. Mahmut Paksoy KONSER / CONCERT 10.30-11.00 11.00-12.30 12.30-13.30 13.30-15.00 15.00-15.30 15.30-17.00 17.00-19.00 ŞEREF HOLÜ İ.Ü. MERKEZ BİNA HAVUZLU BAHÇE SEREF HALL UNIVERSITY GARDEN Poster tartışması Poster discussion 28 HAZİRAN 2007 PERŞEMBE / 28 JUNE THURSDAY 09.00-10.30 10.30-11.00 11.00-12.00 12.00-12.15 12.15-13.30 13.30-15.00 15.00-15.30 15.30-17.00 11 ŞEREF HOLÜ İ.Ü. MERKEZ BİNA HAVUZLU BAHÇE SEREF HALL UNIVERSITY GARDEN PANEL Panel Başkanı /Chair: Prof.Dr. Nevin Kanan Değişim programlarına ilişkin öğrenci deneyimleri Students’ experiences of exchange programs Özüm Erkin (Ege Universitesi, Ege University) Canan Demir (Dokuz Eylül Üniversitesi, Dokuz Eylül University) Gülnur Karagöz (Hacettepe Üniversitesi, Hacettepe Üniversity) Hana Bland (Bergen Üniversitesi/Norveç, Bergen University/Norway) Seda Dilli (İstanbul Üniversitesi, İstanbul University) Kahve arası / Coffee break KONFERANS Oturum Başkanı / Chair: Filiz Tüfek, Feyza Çetinkaya Ele Geçmemek: Sistem Dışında Bir Kıvrım Yaratarak Nefes Almak Mümkün müdür? Not to be captured: Is it possible to take a breath by creating a curve out of the system? Tahir M. Ceylan TANITIM / INTRODUCTION Öğle Yemeği / Lunch KONFERANS / CONFERENCE Oturum Başkanı / Chair: Zekiye Hande Yalçın, Hacer Fidan Bugünün ve Bugünden Sonraki Tüm Zamanların Gündemi: İnsan, Çevre, Hemşirelik, Etik ve Kyoto The agenda of present and the future: Human, Environment, Nursing, Ethic and Kyoto Prof.Dr. Kamerya Babadağ Kahve arası / Coffee break Sözel Bildiri Sunumu / Oral Presentations Oturum Başkanı / Chair: Prof.Dr. Sevim Savaşer, Neslihan Arslan 17.00-17.30 GİTAR DİNLETİSİ / GUITAR CONCERT 18.45-21.00 BOĞAZ GEZİSİ / BOSPHORUS TOUR İstanbul Şehir Hatları- Boğaz İskelesi - Eminönü Poster tartışması Poster discussion 29 HAZİRAN 2007 CUMA / 29 JUNE 2007 FRIDAY 09.00-10.00 10.00-10.30 10.30-12.00 İ.Ü. MERKEZ BİNA HAVUZLU BAHÇE SEREF HALL UNIVERSITY GARDEN 1914 Sarıkamış Harekatı /1914 Battle of Sarikamis Prof.Dr. Bingür Sönmez Kahve arası / Coffee break FORUM Hemşirelik Öğrencileri ve Hemşirelik / Nursing Students and Nursing Oturum Başkanı / Chair: Prof.Dr. Saadet Ülker 12.00-13.30 13.30-14.30 12 ŞEREF HOLÜ Hemşirelik eğitimine genel bakış. A general look to nursing education Şirin İnceoğlu (Koç Üniversitesi, Koc University) Hemşirelik eğitiminde klinik uygulamalara eleştirel bakış A critical look to clinical practices in nursing education Ece Topraç (Marmara Üniversitesi, Marmara University) Hemşire öğrencilerin üniversite yaşamı ve sosyalleşmesi University life and socialization of nursing students Refiye Zafer (Trakya Üniversitesi, Trakya University) Hemşire öğrencilerin içinde bulunduğu koşulların eğitimlerine yansımaları Reflections of nursing students’ conditions on their education. Gülyeter Erdoğan (Cumhuriyet Üniversitesi, Cumhuriyet University) Hemşire öğrencilerin mesleki örgütlenmeye bakışı. Views of nursing students about professional organization Aslı Sis (Atatürk Üniversitesi, Atatürk University) Hemşire öğrencilerin hemşirelik mesleğine ilişkin algıları Nursing students’ perceptions of nursing profession Ayca Sema Berkan (Celal Bayar Üniversitesi, Celal Bayar University) Öğle Yemeği / LUNCH KONFERANS Oturum Başkanı /Chair : Sema Yılmaz, Nur Badırgalı Hemşireliğin hukuksal sorumlulukları /Legal Responsibilities of Nursing Doç.Dr. Aytolan Yıldırım 14.30-15.00 15.00-16.30 Kahve arası / Coffee break Sözel Bildiri Sunumu / Oral Presentations Oturum Başkanı / Chair: Prof.Dr. Türkinaz Aştı , Hacer Özdemir 16.30.17.30 KAPANIŞ/ CLOSING Oturum Başkanı/ Chair : Prof.Dr. Nursen Nahcivan, Ümmühan Esen Hilal Kaymaz (Ege Üni., Öğrenci Hemşireler Derneği Başkanı) (Ege Uni., Chair of Nursing Students Association) 2008 yılı 7.Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresi /7th National Nursing Students Congress 2008 Ödül Töreni & Dilek ve Öneriler / Awards Ceremony & Wishes and Recommendations Poster tartışması Poster discussion Teşekkür Uluslararası Katılımlı; 6. Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresi’nin bilimsel programına destek veren tüm öğretim üyeleri ve öğrencilerimize, sosyal ve kültürel içeriğini zenginleştirmede katkıda bulunan; Sayın Prof. Dr. Bingür Sönmez, İ.Ü. Devlet Konservatuarı Müdürü Sayın Prof. Dr. Meral Yapalı’nın şahsında Tiyatro Bölümü Öğrencileri ve Hocaları ile, Sayın Hasan Cihat Örter’e, Sayın Tamer Özşeker’e, finansal destek sağlayan; Sayın Ekrem Sancak’ın şahsında Hedef Alliance, Florence Nightingale Hemşire Mektepleri ve Hastaneleri Vakfı, İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. (İDO), Memorial Sağlık Grubu, Acıbadem Sağlık Grubu, Biruni laboratuvarları ve Carex kurum ve kuruluşlarına çok teşekkür ederiz. Thanks 6th National –with International Participation - Nursing Students Congress Organization Committee would like to thank to all teaching staff and students for their support for the scientific program and thanks to; Prof. Dr. Bingür Sönmez, Prof. Dr. Meral Yapalı / Students and Teachers of Istanbul University State Conservatory Department of Theatre, Tamer Özşeker, for their support to improve the social and cultural contents of the congress and Ekrem Sancak / Hedef Alliance, Foundation of Florence Nightingale Nursing Schools and Hospitals, İstanbul Seabuses and Fast Ferries INC. (IDO), Memorial Health Group, Acıbadem Health Group, Bİruni Laboratories and Carex for their financial support. Cube Organizasyon Hizmetleri (www.cubeorg.com) 13 14 AÇILIŞ KONUŞMALARI Değerli Öğretim Üyeleri, Sevgili Öğrenciler, Ülkemiz öğrenci hemşirelerini buluşturan ve bu yıl İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu tarafından düzenlenen 6.ulusal, I. Uluslar arası katılımlı hemşirelik öğrencileri kongresinde birlikte olmanın sevincini yaşıyorum. Hepiniz, üniversitemize, şehrimize ve uluslar arası katılımla bir ilki deneyimleyeceğimiz kongremize hoş geldiniz. Sağlık profesyonları arasında, insanı bir bütün olarak değerlendirerek hizmet veren hemşirelik mesleğinin, toplumun sağlığının korunması, sürdürülmesi ve geliştirilmesinde etkin rol üstlenebilmesi meslek adaylarına verilen nitelikli ve yeterli eğitim düzeyi ile doğrudan ilişkilidir. Çağdaş eğitim bilimciler bu nitelikli eğitimde, öğrenciye alabileceği ölçüde yetki ve sorumluluk verilmesini, bilimsel bilgi içeriğinin zenginleştirilmesini, sorgulayarak fikir üretmelerinin desteklenmesini ve eğitimde amaç ve hedeflere ilişkin alınacak her türlü kararın paylaşımını önermektedir. Öğrenci kongrelerinin de bu anlamda oldukça değerli oldukları yadsınamaz. Kongreler aynı zamanda, öğrencilerde karşılıklı bilgi ve deneyimlerden yararlanma, sağlıklı ilişkiler kurma, bütünleşme ve meslek bilincinin gelişmesine katkı sağlarken, sağlık alanında önemli bir güç olduğumuz inancı içinde, bireysel ve mesleki duyarlılıkla, geleceğe yönelik hedeflerimize ulaşma konusunda ortak noktalarda buluşmayı beraberinde getirecektir. Bu denli yüksek sayıda katılımı görme, bireysel ve mesleki gelişiminize verdiğiniz önemi gösterme açısından beni yüreklendiriyor ve duyarlılığınızın davranış biçimine dönüşmesi yolundaki çabanızın, gelecek nesillere bunu aktarmada etkin olacağınız umudumu destekliyor. Bu anlamda kongrenin, öğrencilerin kendi amaçlarını sorgulayıp belirleme, farklı yöntemleri gözlemleme, akranlarının performanslarını izleme, serbestçe soru sorma, paylaşma ve tartışma fırsatının yanı sıra yeni dostluk ve arkadaşlıklara yol açacağı inancı ile başarılı geçmesini diliyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Prof.Dr.Güler AKSOY İ Ü Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Müdürü Gençler, Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile, insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız M.Kemal ATATÜRK Değerli Konuklar, Meslektaşlarım ve Çok Sevgili Öğrenciler, Bu yıl yüksekokulumuzun sorumluluğunda 6. düzenlenen ve ilk kez uluslararası katılımla gerçekleştirilen Hemşirelik Öğrencileri Kongresine hoş geldiniz. Güvenli bir ülke, nitelikli bir sağlık hizmeti, özgür ve insan onuruna yakışır bir yaşam için bilim vazgeçilmez bir gerekliliktir. Bilimi öğrenmenin koşulsuz yolu ise eğitimdir. Analiz ve sentez yapabilmeyi, analitik düşünebilmeyi, eleştirel ve yaratıcı yaklaşımla becerileri arttırmayı hedefleyen bilim eğitimi, olaylara ve her türlü bilgiye, eleştirel bir gözle yaklaşan, sorgulayan ve kanıt arayan kuşakların yetişmesini sağlayacaktır. Bu hedefler doğrultusunda , genel eğitim,mesleki eğitim ve araştırma işlevinin birlikte yürütüldüğü üniversite eğitimi sırasında , öğrencilerin özgür düşünebilme ruhuna yanıt verecek ve bir düşünsel birikim yaratacak etkinlikler arasında kongre gibi büyük çaptaki organizasyonların önemi yadsınamaz. Bu amaca hizmet eden kongremizin hazırlık döneminde, teknolojik gelişmelere ayak uydurarak bir başka ilki daha yaşama geçirdik. Kongre ile ilgili duyurular, başvuru, özet kabulü ve değerlendirme gibi tüm işlemlerin yanı sıra sizlerle iletişimimizi, kurduğumuz web sayfası aracılığı ile elektronik ortamda hızlı ve etkin bir biçimde sürdürdük. Kongremizin uluslararası katılımlı zengin bilimsel ve sosyal içeriğine ek olarak teknoloji kullanımı yönünden şimdiye kadar yapılan en ileri öğrenci kongresi olduğunu düşünmekte ve bunun gururunu sizlerle paylaşmaktan mutluluk duymaktayız. Bu zenginlikleri gerçekleştirmemizde emeği geçen; Üniversitemizin Cemil Bilsel Konferans Salonunu ve kokteyl alanını bize tahsis ederek, açılışımızı konuşmaları ile onurlandıran Rektörümüz Sayın Prof.Dr.Mesut Parlak’a, - Maddi manevi desteğini esirgemeyen ve öğrencilerimizi her gereksinim duyduklarında yanında olan Florence Nightingale Hemşire Mektepleri ve Hastaneleri Vakfımıza, Bilimsel programımıza destek veren tüm öğretim elemanları ve öğrencilerimizin yanı sıra kongremizin sosyal ve kültürel içeriğini zenginleştirmede katkıda bulunan; Sayın Prof. Dr. Bingür Sönmez, İ.Ü. Devlet Konservatuarı Müdürü Sayın Prof. Meral Yapalı’nın şahsında Tiyatro Bölümü Öğrencileri ve Hocaları ile, Sayın Hasan Cihat Örter’e Sayın Tamer Özşeker’e, Finansal Destek Sağlayan; Sayın Ethem Sancak’ın şahsında Hedef Alliance, Green Park Hotel, İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. (İDO), Memorial Sağlık Grubu, Acıbadem Sağlık Grubu, Biruni Laboratuvarları ve Carex kurum ve kuruluşlarına çok teşekkür ederiz. - Dünyanın en güzel kentlerinden biri olan İstanbul’da sizleri konuk etmekten çok mutlu olduğumuzu belirtir, kongrenin amacına ulaşması ve buradan güzel anılarla ayrılmanız dileği ile Kongre Eşbaşkanı olarak, düzenleme kurulunda emeği geçen tüm öğrencilerim ve ekip arkadaşlarım adına en içten sevgi ve saygılarımızı sunarım. Prof.Dr.Neriman AKYOLCU Kongre Eşbaşkanı 15 16 PANEL DEĞİŞİM PROGRAMLARINA İLİŞKİN ÖĞRENCİ DENEYİMLERİ Panel Başkanı: Prof. Dr. Nevin KANAN Özüm ERKİN (Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, 4.sınıf öğrencisi) Avrupa Birliği Erasmus Öğrenci değişimi programıyla 2005-2006 öğretim yılının bahar döneminde Belçika Kortrijk’te Katholieke Hogeschool hemşirelik bölümünde eğitim gördüm. Bu sürede yeni mekanlar görme, yeni insanlarla tanışma ve eğitim sistemlerini kıyaslama şansım oldu. Erasmus programı hayata bakış açımın değişmesi ve kariyerim açısından büyük bir fırsattı. İdealim uğruna aldığım bir risk gibi görünse de programın bana kattıklarını düşündüğümde çok doğru bir tercih yaptığımı görmekteyim. Hem eğitim hem de farklı kültürleri yaşama açısından dolu dolu bir dönem geçirdim. Belçika’daki eğitim döneminde (Erasmus Intensive Language Courses) EILC programı çerçevesinde üç haftalık Flamanca kursu, Avrupa’ya Odaklanma, Dünya Sorunları ve Çözümleri konulu derslere katıldım. Ayrıca; “Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği” uygulamaları için Az Groeninge Hastanesi’nde beş ay süresince staj yaptım. Hastanedeki staj dönemimde; hemşireliği profesyonel bir meslek olarak benimseyen, değer veren, dil, din, ırk, geleneksel uygulamalar açısından farklılıklar gösteren bir topluma bakım sunma fırsatı yakaladım. Türk ve Belçika’lı hemşirelik öğrencilerinin hemşirelik aktivelerini algılamaları arasındaki farklar konulu bir çalışma yaparak iki kültür arasındaki değerleri karşılaştırma imkânı buldum. Hazırladığım projeler ve demonstrasyon-staj uygulamalarındaki performansıma göre not düzeyinde değerlendirilmem yapıldı. Projelerde en önemli faktör etkili sözlü sunumlardı. Toplum önünde kendinizi rahat bir şekilde ifade etmenizi sağlama amacı taşıyan bu sunumlar, fikirlerimi, değerlerimi çekinmeden ifade etmem ve kişisel gelişimim açısından çok yararlı oldu. Programın bana kazandırdıklarını özetleyecek olursam; hayata bakış açım ve değerlerim değişti, özgüvenim arttı, yalnız yaşamayı ve kendi ayaklarım üstünde durmayı öğrendim, dünyanın dört bir yanından dostluklar kazandım, mesleğime daha profesyonel bir açıdan bakmaya başladım, yabancı dilimi geliştirme fırsatı yakaladım ve yeni bir dil öğrendim. Tüm bu kazançlarım ışığında; programa başvurmak ve onu tamamlayabilmek için gerekli niteliklere sahip öğrencilere risk gibi görünen ama küçük bir cesaret gerektiren bu değişimi yaşamalarını öneriyorum. Canan DEMİR (Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, 4.sınıf öğrencisi) Florence Nightingale ile başlayan yolculuğumuzda var olabilmenin, yol alıp ilerleyebilmenin güçlüklerini yaşadık. Lambalı hanimefendi diye çağrılan Florance Nightingale‘in güçlü özverisi, mesleğine kendini adaması ve eğitimi vazgeçilmez olarak görmesi ve büyük bir adım atmasıyla bu günlere gelebildik. Bu yüzden geçmişi doğru değerlendirmek geleceğe doğru, sağlam adımlar atabilmek için önemlidir. Asıl olan kendimize koyduğumuz hedeflerin geleceğimizi şekillendirdiği unutmadan gerçekçi olabilmektir. Eğitim, araştırma ve uygulamalarımızla teknolojiye ayak uydurmalı,değişime açık olmalıyız. İşte bu yüzden Erasmus eylemi sayesinde farklı yaşamlar, kültürler, toplumlar ve eğitim sistemi hakkında fikir sahibi olmak, farklı yaşam biçimlerine, kültürlerine toleranslı yaklaşabilme becerisini geliştirmek amacıyla bu eyleme katıldım. Aynı zamanda benden önce 2 öğrencinin ve benimle birlikte 5 öğrencinin 3 ay boyunca 3 farklı ülkeye gitmesinin amacıda buydu. Biz kendimize birer hedef koyduk ve erasmus öğrencisi olma doğrultusunda calıştık. Bu deneyimden önce bunu yaşayabilmek için uzun bir süreçten geçtiğimizi itiraf etmek zorundayım, özellikle toplam 4 saat süren ingilizce yeterlilik sınavından çıktıktan sonra tek söylediğim UDS’den daha zor olduğuydu, tüm bu aşamaları geçerken hocalarımız hep yanımızdaydı sınav günleri izinli sayıldık, sonuçlarımızı beraber kutladık mülakata girmeden önce Türkiye tarihine lisedeki tarih sınavından daha fazla calıştığımı itiraf etmeliyim. Çünkü tüm bu süreçlerin yanısıra avantajlarının fazla olduğunun bilincindeydik. Aynı zamanda okulumun erasmus degisim programları, çeşitli uluslararası projeler, toplantılar gibi faliyetlerde bulunması sahip olduğumuz avantajlardan sadece birkaçıydı. Tüm bunlar bana surekli yeni koşullara uyum yetenegi kazandırdı, esnek olmayı öğrendim, daha cok olgunlaşmamı ve farklılıkları görmemi sağladı, kendime güvenimi arttırdı ve belkide kariyerimde büyük bir adım atmama yardımcı oldu. Bunların yanında yaşadığım kişisel ve sosyal deneyimlerimi söyleyecek olursam tek başına 3 ay geçirmenin zorluklarıyla tanıştım, problem çözme yeteneğimin düzeyini ölçtüm, her probleme yaklaşırken hayatın kendisinin bir sınav olduğunu ve içinde binlerce problem olduğunu hatırlayarak başladım. Türkiye hakkındaki yanlış bilgilere tanık oldum, komik sorularla karşılaştım. 3 ay boyunca daha once hic tanımadığım fakli bir kültürden bir aileyle yaşadım. Bunun kültürleri, yaşayış biçimlerini öğrenmek adına iyi bir deneyim oldugunu bilsemde uyum yeteneğimi bazen zorladığımıda itiraf etmek zorundayım. Ve sosyal yasamda zamanın ve paranın hayatlarındaki tek vazgeçilmez unsur olduğuna tanık oldum. İnsanların arkadaşlarıyla cafeye gittiklerinde herkesin kendi hesabını ödemesi zorunda olduğunu, insanların büyük bir coğunluğunun bencil olmasını hatırlayarak yeniden öğrendim. Herhangi birşey yerken kesinlikle sunulmadığını öğrendim, 1 ayın sonunda insanların benim yanımda yediklerini sunduklarını gördüm ve belkide onlara paylasmayı öğrettim. Tüm bunların yanısıra insanların benim hakkımda konuştuğunu bilsemde anlamamanın sıkıntısını yaşadım. Ruh sağlığımın iyi olmasından dolayı hiç kötü düsünmedim. Bir defasında yanlarinda turkce konusarak benim ne hissettigime yonelik empati yapmalarini sagladim ve gördümki bundan sonra benim yanımda sadece ingilizce konusmaya başladılar. İnsanlara düşüncelerimi, hissettiklerimi nasıl yansıtıp nasıl öğreteceğimi gördüm, zamana tapıldığını öğrendim, tüm tren-otobüs saatlerinin 10.03-10.09 olmasını, tren istasyonuna geldiğimde kapıların kapanmasıyla trene sadece el sallanabileceğini, burada insanların dakika ve saniyelerin hesabını yaptığını öğrendim. İnsanlarin bir yıl sonrasına plan yaptıklarına tanık oldum. Plandan sapma olduğunda stresle basetme yöntemlerinin olmadığını veya etkisiz başetme yöntemleri kullanarak yardım istediklerine tanık oldum. En onemlisi hemşire olarak yaşadığım mesleki deneyimler konuşmadan hastayla nasıl iletişim kurulabileceğini gösterdim. Çünkü bazı hastaların ingilizce bilmediğin farkındaydım. Gülümsemenin her kapıyı açtığını eğer iletişime başlamak istiyorsan ilk adımı benim atmam gerektigini öğrendim. Hastaların benim ne zaman calıştığımı sormalarının sevincini yaşadım, bilgimi, becerimi, deneyimlerimi gösterirken arkamda hocalarımın desteğini hep hissettim. Kendimi tanıtmaktan, soru sormaktan, bazı şeyleri bilmemekten fakat öğrenmeye çalışmaktan gurur duydum. İnsanların bana güvenmesinden, benim bakımıma saygı duymasından dolayı mutlu oldum. Bir sene öncesinde yabancı bir ülkede yabancı bir hastanın hastalığının ayrıntılarını doktoruyla tartışıcağım aklıma bile gelmezdi. Ama bunu yapabilmekten her zaman gurur duydum. Ve öğrenimin boyunca aldığım tüm iletisim derslerini uygulama firsati yakaladim. Onlarin dilini konusmaya ,ogrenmeye calistim söylediklerimin bazen çok komik olduğunu bilsemde bunun hastaların motivasyonu için gerekli olduğununda farkındaydım ve bu sayede belkide gülümsemelerini sağladım. Ve öğrendiğim en değerli bilgi saygı duyarsan saygı duyulursun ve oraya giderken aklımda her zaman amacımın sağlık bakımındaki değişiklikleri öğrenmek, mükemmeli aramak, Atatürk’ün yolundan ilerlemek, ülkeme karşı görev ve sorumluluğumun bilincinde olarak toplumsal sorumluluğumun önemini bilmek olarak hedeflemiştim. Sonuç olarak yaptığım, kazandığım her başarıda Türk olmanın, hemşire olmanın gururunu yaşadım. Hayatım boyunca kendimi hemşire öğrenci olarak tanıtmaktan, hemşire öğrenci olarak yaptıklarımdan, hedeflerime ulaşmaya calışırken geçmişimi iyi analiz ederek geleceğe doğru adımlar atmaktan, karşıma çıkan fırsatları iyi değerlendirmekten gurur duydum. Ve erasmus öğrencisi olmanın gururunu yaşadım. Benden sonra gelen arkadaşlara bunun hayatlarındaki en büyük öğrenme ortamı olduğunu ifade ederek bu programa katılmalarını tavsiye ediyorum. Ve son olarak yaşadıklarımı, öğrendiklerimi, deneyimlerimi beni bu şekilde yetiştirdikleri için aileme, hocalarıma ve kendime olan güvenime borçluyum. Dinlediğiniz için teşekkür ederim. Gülnur KARAGÖZ (Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 4. sınıf öğrencisi) Herkese Günaydın,6.Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresine hepiniz hoş geldiniz. Ben Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 3.sınıf öğrencisiyim. Sizlere okulumda 2005–2006 öğretim yılında Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları kapsamında gerçekleşen ve Hemşirelik Lisans ve Lisansüstü Öğrencilerinin Mesleki Bilgi Ve Becerilerinin Geliştirilmesi amaçlayan Leonardo da Vinci Hareketlilik Programından bahsedeceğim. Öncelikle Leonardo da Vinci Programından söz etmek istiyorum. Bu program, Mesleki Eğitim Programı olarak geçmektedir. Temel mesleki eğitimden geçmekte olan gençlerin, eğiticilerin ve eğitim yöneticilerinin ve formal veya informal eğitime katılan bütün kesimlerin; ülkeler arası hareketliliğini artırmak, yenilikleri desteklemek ve eğitim kalitesini arttırmak için eğitim kuruluşları, üniversiteler, işletmeler, ticaret odaları gibi mesleki eğitim alanında yer alan değişik paydaşlar arasındaki işbirliğine dayanan projelere destek vermektedir. Leonardo da Vinci programında beş ayrı faaliyet konusu bulunur: Hareketlilik , Pilot projeler , Dil yeterlilikleri , Ülkeler arası ağlar , Referans kaynakları Hareketlilik konusu eğitim sisteminin içinde olan, daha çok eğitim görmekte olan veya iş gücü piyasasına girmeye çalışan gençlere, genç işçilere veya iş arayanlara, yeni mezunlara, yüksek öğrenim kurumlarında kayıtlı olan öğrencilere yönelik ülkeler arası hareketlilik faaliyetleri ile ilgilidir. Bu programda esas amaç temel mesleki eğitim ve sürekli-mesleki eğitimin Avrupa boyutunun güçlendirilmesi, kişilerin teori ve uygulama içeren faaliyetlerden, özellikle iş bağlantılı ( work linked) 17 eğitimle deneyim kazanmaya teşvik edilmesi, dil becerilerinin, ülkeler arası bağlantıların geliştirilmesidir. Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 2005 teklif döneminde projesini sunmuş ve olumlu yanıt almıştır. Yapılan mülakatlar sonucu 31 Lisans ve 17 Yüksek Lisans öğrencisi Ülke Kurum Adı Yararlanıcı Sayısı Almanya 12 İtalya Medizinische Hochschule Hannover Krankenpflegeschule Unıversita Deglı Studı Dı Firenze Litvanya Kaunas University of Medicine 6 Romanya University of Bacau 12 Yunanistan Sotiria General Hospital 12 6 belirlenmiştir ve öğrenciler 01.07.2006 tarihinde başlayan, 13 hafta süren projeyle Almanya, İtalya, Litvanya, Romanya ve Yunanistan’a gönderilmiştir. Proje finansmanı AB. Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi tarafından karşılanmış olup ek bir maddi kaynaktan yararlanılmamıştır. Bu genel bilgileri verdikten sonra projenin hazırlanış aşaması ve işleyişine değinmek istiyorum. Yerleştirme öncesinde; Bireysel programlar hazırlandı, Takip ve danışmanlık hizmetleri düzenlendi, Konaklama organizasyonu, hazırlık ziyaretleri yapıldı Ortaklık sözleşmeleri imzalandı, Kültürel hazırlık, dil hazırlığı, ferdî sigorta ve sağlık sigortası ile seyahatin organizasyonuna dair hazırlıklar yapıldı. Bunları kısaca açmak gerekirse; her öğrenciye gideceği ülkede yapacağı çalışmalar hakkında bilgi verilerek, takip edeceği programlar hazırlandı. Yurtdışına çıkış işlemleri ile ilgili danışmanlık hizmeti verilerek, vize işlemlerimiz ayarlandı. Yerleşme öncesinde eğitmenlerimiz gideceğimiz ülkeleri ziyaret ederek çalışacağımız ve konaklayacağımız yerleri ayarladılar, kurumlarla ortaklık sözleşmelerini imzaladılar. Ülkelere göre belirlenen danışman öğretmenlerimiz gideceğimiz yerlerin kültürleri, sosyal yapıları, yaşam tarzları hakkında bizlere bilgi verdiler. Belirlenen dillerde 60 saatlik dil hazırlık kurslarına katıldık. Sigorta işlemlerimiz yapıldı ve seyahatimizin organizasyonu planlandı. 1 Temmuz’da yola çıktık. Ama aslında bizim için bu büyük yolculuk Nisan ayında mülakatlarla başlamıştı. Bazılarımız için bu evden ilk ayrılıştı ve inanılmaz zordu ama yaşadığımız heyecan ve mutluluk her şeyin üstesinden gelmemizi sağladı. Buradan sonra bireysel konuşmaya başlayacağım ama eminim söyleyeceklerim diğer arkadaşlarımın duygularını da ifade edecektir. Ben İtalya Grubundaydım ve 1 Temmuz akşamı saat 10 sularında İtalya Floransa Havaalanına iniş yaptık. Bizi, rahibe ve aynı zamanda Hemşirelik Yüksek Lisans Öğrencisi olan Silvana karşıladı. Yurdumuza yerleşmemizi sağladı ve sonraki bir hafta boyunca yapmamız gereken her işlemde yanımızda oldu. Türkiye’de iken nereye ne için başvuracağımız, ne yapacağımız bize eksiksiz olarak anlatılmıştı. Bu yüzden herhangi bir zorlukla karşılaşmadan işlemlerimizi tamamladık. Bir haftanın sonunda ev sahibi eğitmenlerle tanıştık. Onlar bize öncelikle kendi hemşirelik programlarından, sağlık sistemlerinden ve çalışma stillerinden söz ettiler. Bu bizi bir nevi staja adapte etti. Ardından hızlı bir şekilde çalışmalarımıza başladık. Gözlemlerimizi Floransa Üniversitesine bağlı hastanede yapacaktık. Ellerimizde programlarımız vardı, kısa bir sürede ortama uyum sağladık. Her şey planlanan şekilde ilerledi ve biz 3 ayın nasıl geçtiğini anlamadan 28 Eylül’de ülkemize geri geldik. Peki, projenin amaçları neydi ve biz bu amaçlara ulaşabilmiş miydik? Projede bizden istenen; Sağlık hizmetleri alanında gözlem yoluyla mesleki bilgi, tutum ve becerileri geliştirmek, Avrupa Birliğine üye ve aday üye ülkelerde hemşirelik mesleki eğitim ve öğretim sistemlerini tanımak Ülkemizdeki hemşirelik eğitimi ile Avrupa Birliğine üye ve aday üye ülkelerdeki hemşirelik eğitimi arasındaki yapısal ve sosyal farklılıkları tanıyarak ortak bir anlayış geliştirmek Kaliteli sağlık hizmeti sunulmasına katkı sağlayacak değişimlere uyumu kolaylaştırmak, Kültürler arası etkileşimden ve yeniliklerden yararlanabilmekti. Gözlemlerimiz sonucunda sağlık sektöründe, Avrupa birliğine aday bir ülke olarak kimi Avrupa ülkesinden daha ileride kimisinden ise daha geride olduğumuzu gördük. Örneğin; benim staj yaptığım Geriatri Ünitesi Hacettepe Üniversitesi Hastanesinin bu bölümüyle kıyaslandığında 18 belki inanılmaz gelecek ama hijyen konusunda oldukça gerideydi. Fakat bunun yanı sıra sağlık personeli arasındaki ekip çalışmasının kusursuzluğu göz ardı edilemezdi. Bu organizasyon sayesinde ülkemizde bulunmayan merkezleri görme ve buralarda çalışma fırsatımız oldu. Örneğin Almanya’da “Hospis” Lituanya’da ise “Nursing Hospital” olarak geçen ve terminal dönemdeki hastaların bulunduğu merkezlerde bulunduk. Burada bireylerin yaşamlarının son günlerini iyi geçirmeleri için çalışılıyordu. Hastalıklara yönelik herhangi bir tedavi uygulanmıyordu. Yalnızca ağrı durumunda ilaç veriliyordu. İtalya’da ise bir Alzheimer Merkezinde bulunduk. Burası Alzheimer hastalarının takip ve tedavi edildiği bir yerdi. Hastalar 3 ay boyunca haftanın altı günü sabah sekizde buraya geliyor ve aksam beşe kadar kalıyorlardı. Her iki merkezde hemşireler tarafından yönetiliyordu. Sorumlu olarak yalnızca bir doktor vardı ve haftada bir kez hastaları muayene etmekle yükümlüydü. Yurtdışına çıktığımızda karşılaştığımız ilk sorun dil konusunda oldu. İngilizceyi kullanabileceğimiz ülkeler vardı ve gitmeden iki haftalık bir dil kursuna da tabi tutulmuştuk ama üzerine bir şey koymadan bu çok da anlamlı olmuyordu. Ancak bu zorluk bizim yeni diller öğrenmemize olanak sağladı. Örneğin İngilizce bilen birini bulmanın zor olduğu İtalya’da, çat pat başlayan İtalyancamız zamanla gelişerek orta seviyeye kadar geldi. Ev sahibi ülkeler onların tarihlerini, yaşam tarzlarını, dinlerini öğrenebilmemiz için geziler düzenlediler. Bizim için etkinlikler yaptılar. Yeni insanlar tanıyıp, güzel arkadaşlıklar kurmamızı sağladılar. Çalışmalarımızdan arta kalan zamanlarımızı en iyi şekilde değerlendirebilmemiz için yardımcı oldular. Ne dilini, ne kültürünü ne de yaşam tarzını bilmediğimiz bir yerde ailemizden, sevdiklerimizden uzakta herhangi bir sorunla karşılaşmadan 3 ay geçirdik. Bu kendimize olan güvenimizi haklı olarak arttırdı. Farklı insanlar tanıyıp, değişik düşünce yapılarını gördük, diğer insanları şimdi daha iyi anlayabiliyoruz. Bu proje ile gelecekteki eğitim planlarımızda değişiklikler oldu. Yerleştirmeden sonra başka bir ülkede çalışabileceğimizi düşünmeye başladık. Edindiğimiz farklı tecrübelerin ve yeni bir dilin mesleki kariyerimize pozitif bir katkısı olacağına inanıyoruz. Hayata bakış açımızı değiştiren, mesleki anlamda büyük bir adım attıran bu projede, yer almamızı sağlayan okuluma ve Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezine, beni dinlediğiniz ve konukseverliğiniz için sizlere teşekkür ederek konuşmamı bitirmek istiyorum. Saygılarımla… KONFERANS ELE GEÇMEMEK:Sistem Dışında Bir Kıvrım Yaratarak Nefes Almak Mümkün müdür? Oturum Başkanları: Filiz TÜFEK, Feyza ÇETİNKAYA Tahir M. CEYLAN Öğrencilik yıllarında polisle çatışırdık. Uzun yeşil parkalar giyer, önlerini iliklemeden tutar, koşarken yakalandığımızda parkayı soyunarak, ele geçmeden sıyrılır içinden çıkardık. Bugün de her birimizi bir köşesinden yakalamış, herkesi tek tip bir köle haline getirmiş muazzam güç ve yaygınlıkta bir sistem var. Televizyon onun maymunlarıyla dolu, kitap dünyası aynı sefillikte, sokaklar, aileler ele geçmiş vaziyette. Her şeyden umudumu sözümü kestiklerinde yitirdim; o günden beri yazdıklarımın okuru yalnızca kendimim. Bir felsefenin doğurulması, bir romanın yazılması ve belki bir şiirin ardarda dizilmesi artık lüzumsuz. İnsanlar nükleer bir bombardımandan sonra küller içinde sanki eğlencede. Benim için ölüme kadar devam edecek kısık kısık nefes almak acaba nerede ve nasıl mümkün olabilir? Kimsenin göremeyeceği biçimde sinmek, sonra da tümden yok olmak isterdim, uzun süre ortada görünmeyenin yok olduğu da fark edilmezdi nasıl olsa. Sindiğim yerde görüldüğüm ilk anda ama işimi bitirirlerdi. Fokur fokur kaynayan şehirde, yılışıklıkların çoktan başladığı bir köyde, tepesinde helikopterlerin cirit attığı bir tepede, rallicilerin şoseye çevirdiği bir çölde ne kadar saklanabilirdim? Onun için tekrar parka giymeye karar verdim, önümü iliklemeden dolaşıp, sabah işe gittiğimde “işte ben” diye kabuğu(parka)mu ellerine vereceğim. Ellerinde o varken bana dokunmazlar. O yetmezse, yüzünür derimi veririm onlara, deri organların içinde nasıl olsa en esnek ve en ölü olandır! Sonra bütün gece göğsümün içine kapanır, kalbimin yanında yatarım! Sistemden kaçıp kıvrımlara yerleşmek için Foucault, yeni özneleşme şekilleri, Nietzche’de yeni yaşam stilleri yaratmayı önermişti. Sistem o günden bu güne o kadar ezici hale geldi ki, nefes almak için birkaç şekilde varoluş mümkün olmadığı gibi, tek bir şekilde de ancak yarım yamalak 19 mümkün: Kabuğunu sistemle ortak kullanmak ve içini de otizme döndürüp onu kıskançlıkla korumak. Başlangıçta herkes için nefesin derin alındığı otistik bir dünya vardır. Dışarısı sonsuz çeşitlilik ve renkte olduğu için, çocuklukta içimizi bırakır dışarı çıkarız. Ama bugün çeşit ölmüş, tek bir sistem gelip başımıza oturmuşsa dışarı çıkmak için bir neden kalmadıktan başka, otizme dönmek için çok neden olmuştur. Peki hem otistik olup hem sisteme uyulabilir mi? Evet, özne kontrolünde sistemle ilişkidir bunun adı. Psikiyatri, ressamın nesneyi eğerek resmetmesini (Dali), tiyatrocunun delilik rolü oynamasını açıklamak için ego kontrolünde psikoz tanımını getirmiştir. Bu, egonun bile isteye delilik oynaması gibi bir şeydir. Bugünkü özne de otizme gömülüp orada nefes alacak bir alan yarattıktan sonra, kendi kontrolünde sistemle ilişkiye girip zorunlu ihtiyaçlarını giderebilir ve nefes almak üzere otizme tekrar dönebilir. Biyolojide fakültatif sembiyoz(isteğe bağlı ortak yaşam) kavramı vardır. Deniz gülleri mesela yengeçlerin sırtına yapışarak hem ondan beslenir, hem onunla gezinir, yakıcı dokunaçları aracılığıyla da yengeci korur. Bir süre işlerini beraber görüp ihtiyaçlarını giderir sonra ayrılırlar. Benzer şekilde kendinde otizm geliştirmiş özne de, belli saatlerde sisteme girip otizmi geliş(me)miş öznelerle fakültatif sembiyoz olabilir. Demek nefes almak için kendime önerebileceğim, her yerde olmak, ama kabuğumun içinde daima kendim kalmaktır. Kimse farkında değil belki ama, son elli yılda yeryüzünde, bitki ve hayvanlar dahil, sistemin çarkına kapılmadan ve bozunmadan kalan tek canlı otistik özneler oldu. Onlar sistemle göz göze gelmediler bile daha, onunla konuşmadılar asla. Kendi varoluşlarının içinden dışarıda olup biteni tümüyle anladılar, ama ona kulak asmadılar. Otistik yaşam bugün kendisi olarak kalabilmenin en koyu, hatta tek şeklidir. Deleuze, “Foucault içeri girdiğinde atmosfer değişirdi” der. Kendi öznesini en başka biçimde yaratmış bu adamdan fazla olarak bir otistik içeri girdiğindeyse, sadece atmosfer değil, insanlar bile ruhunda basınç hisseder, o kadar dolu, o kadar somuttur o, otistik çok fazla kendisidir ve asla başkası değildir. Sanki tek başına dağlarda on yıllarca gerilla gibi yaşamıştır da, hayvan olup aşağı inmiştir. Sistemi en fazla parçalayan hayvanlığı hala taze bu öznedir. Sistemin apaçık teratoloji(kötü şeylerin bilimi) yaptığının ve artık çok güç kazandığının farkındayız. Otistik kalelerde oksijen alalım, ölümün ayakta olmasından başka yapabileceğimiz soylu davranış kalmadı. [email protected] FORUM HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİ VE HEMŞİRELİK Oturum Başkanı: Prof.Dr. Saadet ÜLKER HEMŞİRELİK EĞİTİMİNE GENEL BAKIŞ Şirin İNCEOĞLU (Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, 3. sınıf öğrencisi) Sayın forum başkanı, değerli konuşmacılar, saygıdeğer konuklar; Sizlere konuşmamda kısaca Türkiye’deki hemşirelik eğitimi veren kurumlardan bahsettikten sonra kendi tecrübelerime dayanarak hem okulda hem de klinikte yaşadığım ve yaşanıldığını düşündüğüm sorunları ve önerileri aktaracağım. Ülkemizde hemşirelik eğitimi lisans düzeyinde 4 yıl olarak Hemşirelik Yüksekokullarında ve Sağlık Yüksekokullarında, ilköğretim sonrası 4 yıl olarak da sağlık meslek liselerinde yapılmaktadır. 25 Nisan 2007 tarihli Hemşirelik Kanununa göre hemşirelik için yükseköğrenim şartı getirilmiştir. Hemşireler; tabip tarafından acil haller dışında yazılı olarak verilen tedavileri uygulamak, her ortamda bireyin, ailenin ve toplumun hemşirelik girişimleri ile karşılanabilecek sağlıkla ilgili ihtiyaçlarını belirlemek ve hemşirelik tanılama süreci kapsamında belirlenen ihtiyaçlar çerçevesinde hemşirelik bakımını planlamak, uygulamak, denetlemek, ve değerlendirmekle yetkili sağlık personeli olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma göre hemşirelik eğitiminin kapsamlı olması gerektiği ve lise düzeyinde yapılamayacağı açıktır. İlerleyen yıllarda hemşirelik ile ilgili eğitim düzeyi tartışmasının son bulmasını diliyorum. Kendi tecrübelerime gelince, öncelikle bu mesleği seçerken ne düşündüğümden ve sonrasında ne yaşadığımdan bahsetmek istiyorum. Açıkçası mesleği seçme fikrim kısa bir sürede oluştu. Gerçi az çok meslekle ilgili bilgim vardı ve bunun nedeni de dedemin sağlık personeli oluşuydu. Hemşirenin tam olarak ne yaptığını ise okula geldikten sonraki “Hemşireliğe Giriş” dersi ile öğrendim. Bu ders ile hem mesleği tanıdım hem de alan da neler yapabileceğimi öğrendim. Bu nedenlerle bu dersin mutlaka verilmesi gerektiğine ve öğrencinin mesleği kabullenmesine yardımcı olduğuna inanıyorum. İlk yıl genel bir program aldıktan sonra ikinci yıl yavaş yavaş meslek dersleri almaya başladım ve böylece klinikle tanıştım. Önce teorik bilgileri derste alıyor, sonra beceri labında maketlerde uyguluyor ve sonrasında klinik eğitimcimizle beraber klinikte uyguluyorduk. Bu sayede işlemleri yapmadaki korkum azalıyordu. Çünkü öğrendiğimi uyguluyordum ve yanımda her zaman 20 destek verecek bir güç bulunuyordu. Klinikte her zaman klinik eğitimciye ulaşma şansının bizlere tanınması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü zaten uygulamaları yeni öğrenmiş oluyoruz ve kaygı düzeyimiz yüksek oluyor. Ayrıca klinik eğitimcilerimiz ve klinikte beraber çalıştığımız hemşirelerimizin yaklaşım biçimlerinin de biz öğrenciler üzerinde ne kadar etkili olduğunu tahmin etmek zor değil. Çoğumuz eğitimimiz süresince arkadaşlarımız ile deneyimlerimizi paylaşırken bu konu üzerinde duruyoruz. Bir arkadaşım klinik uygulamadan döndüğünde “Bugünkü hemşirem sayesinde mesleğimi sevdim!” demişti. Aklımdan iyi örneklerin ne kadar motive edici olduğu geçti. Tabii ki her meslekte olduğu gibi iyi ve kötü örneklerle biz de karşılaşıyoruz ve karşılaşacağız ama aldığımız eğitimde zaten doğru olanı öğreniyor ve durumu da bu gözle değerlendiriyoruz. Klinik uygulamalarda vaka tartışmaları ile daha etkin bir öğrenme sağlandığını düşünüyorum. Çünkü böylelikle benim düşünmediğimi belki bir başka arkadaşım düşünüyor, onun düşünmediğini ben düşünüyorum ve paylaşma fırsatı doğuyor. Hastaya ve sorunlara dair değişik çözüm önerileri ortaya çıkıyor ve hastaya bütüncül yaklaşım da böylece pekişmiş oluyor. Klinik alanlarında her zaman yeterli malzeme ve uygulama koşulları bulamıyoruz; bu nedenle, bazen malzeme götürmek durumunda kalıyoruz. Hepimiz mali olarak sağlanan imkanların iyileştirilmesi gerektiğinin bilincindeyiz fakat bunu da ülke koşularını göz önünde bulundurarak talep etmeliyiz. Teknoloji sayesinde her gün yenilik yapılmakta ve alanımıza da yansımaktadır. Amerika’nın Oregon eyaletindeki Chemeketa Community College’de mekanik simülasyonlu hasta modelleri ile eğitim verilmektedir. İlerde bu tip imkanların bizlere de sunulmasının hem öğrenmemizi kolaylaştıracağını, hem de ilk uygulamadaki korkularımızı yenmemizi sağlayacağını düşünüyorum. Bizler geleceğin hemşireleri olarak bu mesleği temsil ve icra edeceğiz. Bu nedenle okullarda, sosyal aktivitelerde ve spor faaliyetlerinde yer almamızın ve bu aktiviteler için desteklenmemizin bizleri kendine güvenli ve çok yönlü bireyler haline getireceğini ve kişisel gelişimimize katkıda bulunacağını vurgulamak istiyorum. Bu tip alanlarda organizasyonlar yapmak, içinde yer almak hem değişik deneyimler kazandırıyor hem de okul ve dersler dışında hayatımızda farklı amaçlarımız olmasını sağlıyor. Okulumuzdaki Hemşirelik Kulübümüz sayesinde bu doğrultuda faaliyetlerde bulunmaktan mutluluk duyuyorum. Ayrıca öğrenci ile yönetimi bir araya getirmek amaçlı komite toplantıları, dersler ve klinik ile ilgili geri bildirimlerin yapılmasının öğrenciye söz hakkı tanıyacağını ve öğrencinin de eğitime değerlendirme ve yönlendirme açısından bakmasını sağlayacağını düşünüyorum. Bu sayede hem eksikler hem de iyi olan uygulamalar tespit edilip eğitim yöntemi ya da şekli değişikliklerine gidilebilir. Bu organizasyonun içinde yer almamı sağladıkları için kongre yönetimine ve bu kongrenin düzenlenmesinde yer alan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. HEMŞİRELİK EĞİTİMİNDE KLİNİK UYGULAMALARA ELEŞTİREL BAKIŞ Ece TOPRAÇ (Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, 4. Sınıf Öğrencisi) Hemşirelik hizmetlerinin etkin ve kaliteli şekilde yürütülebilmesinde eğitim önemli bir yer tutmaktadır. Uygulamaya dayalı tüm disiplinlerin eğitim programlarında olduğu gibi klinik uygulamalar hemşirelik eğitiminin merkezinde yer almakta ve önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Klinik eğitim teorik bilginin uygulamayla birleşmesini sağlarken biz öğrencilere, gerçek ortamda yaparak ve yaşayarak öğrenmemiz için eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Klinik eğitim ile etkin bilişsel ve psikomotor gelişimler göstererek profesyonelliğin gerekleri olan hizmet sunumunda yeterlilik, iletişim, karar verme ve ekip üyesi olarak çalışabilme becerilerimizin gelişmesi hedeflenmektedir. Sağlık ekibi üyeleri ile biz öğrencilerin arasında yaşanan birliktelik eğitim ve öğretim açısından büyük bir önem taşımaktadır. Chapman ve Orb’un hemşirelik öğrencilerinin klinik deneyimleri ile ilgili yapmış oldukları araştırmada klinik eğitimciler ile uygulama yapılan hastane personelinin rol modelleri olarak ve pozitif bir öğrenme çevresi yaratarak öğrenci eğitimini geliştireceği sonucuna varılmıştır. Günümüzde bilginin her 5 yılda bir yenilenmesi ile birlikte hemşirelik eğitimi ve klinik uygulama arasındaki uçurum daha da hissedilir bir boyut kazanmıştır. Bu durum hemşirelik eğitimini ve sunulan hizmeti olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Bu olumsuzluktan şüphesiz en fazla etkilenen grup biz öğrencileriz. Klinik eğitimlerimiz uygun bir şekilde planlanmamakta, uygulama alanlarının eğitim açısından uygunluğu ve eğitimcilerin, öğrencilerin sayı ve nitelikleri iyi bir şekilde değerlendirilememektedir. Tüm bu aksaklıklar eğitimin amacına ulaşmasını engellemektedir. Klinik alandaki rol modellerin teorik ve pratikteki yetersizlikleri ve akademisyenlerin teorik anlamda etkin fakat klinik deneyim yönünden yetersiz olmaları ya da klinik sahaya uzak kalışları hemşirelik eğitiminin klinik uygulamalarına bir engel teşkil etmektedir. Bu durum hemşire eğitimcilerin iyi bir eğitimci olmalarının yanında aynı zaman da iyi bir hemşire olmaları gereğini de ortaya 21 çıkarmaktadır. Klinikte çalışan hemşirelerin, öğrenciye rol modeli olma ve öğrenme ortamının yaratılmasında önemli işlevleri vardır. Servis hemşirelerinin öğrenci hemşirelerin eğitimine katkıda bulunmaya istekli olmamaları, öğrencileri misafir olarak kabul ederken aynı zaman da iş yükünü hafifletici öğe olarak görmeleri klinik eğitimlerde birçok sorunun yaşanılmasına sebep olmaktadır. Öğrencilerde kalıcı davranış değişiklikleri oluşturabilmek için uygulama alanlarının, eğitimcilerin ve sahada çalışan hemşirelerin eğitim amacına uygun olması gerekmektedir. Klinik sahada çalışan hemşireler en az lisans eğitimini tamamlamış ya da yüksek lisans mezunu olmaları arzu edilen bir durumdur. Atatürk Üniversitesi dördüncü sınıf öğrencilerinin yapmış olduğu araştırmada öğrencilerin beklentileri şu yönde olmuştur; öğrencilerin %16,9 ‘u servis hemşirelerinin öğrencilere güvenmedikleri için iletişim problemleri yaşadıklarını belirtirken, % 14,2 ‘si öğretim elemanlarının klinik uygulamalarda öğrenciye anlayışlı davranmadıklarını belirtilmiştir. Öğrencilerin karşılaştıkları güçlükler arasında; % 15,5 oranında iletişimde zorlandıkları , % 13,7 oranında ise hemşirelerin öğrencilere güvenmediği ve kabullenmediği saptanmıştır. Klinik eğitimlerde diğer önemli bir sorun okul hastane entegrasyonunun sağlanamaması, okullar ile uygulama yapılan kurumların hemşirelik felsefelerinde farklılıkların olması, öğretim elemanları ve öğrenci hemşirelerle servis hemşirelerinin yeterli iletişim kuramamaları, meslek kalitesini ve eğitimini olumsuz yönde etkilemektedir.Klinik uygulamalarda ekibin öğrencilerin ne amaçla ve hangi beklentilerle klinikte bulunduğunu net olarak bilmemeleri, uygulamaya çıkmadan önce servislerin tanıtılmaması, ekibin tanıştırılmaması, kliniklerde öğrencilerin kullanabileceği servis odalarının olmaması gibi etkenler klinik uygulamalarını zorlaştıran diğer fiziksel etmenlerdendir. Karaöz’ün yapmış olduğu araştırmada öğrencilerin %56.7’sinin klinikte uyguladıkları işlemleri, derste öğrendikleri şeklide yeterince gerçekleştiremediklerini saptamış özellikle hemşirenin bağımsız işlevlerini, klinik eğitim sırasında yapamadıklarını belirtmiştir. Bu çalışma bilimsel gelişmelerle kabul edilen teorik bilgilerin klinik sahada uygulamaya dönüştürülemediğini güçlü bir şekilde desteklemektedir. Oysaki teorik bilgi ve uygulama arasında işbirliğinin geliştirilmesi, verilen bakımın kalitesinin artmasına, klinisyen hemşirenin eğitici rolünün farkına vararak sorumluluk almasına, hemşirelerin deneyimlerini paylaşabilmesi, kendisinin ve öğrencinin gelişimine katkı sağlamasına, klinisyenlerin araştırmaya olan ilgisinin artmasına, araştırma sonuçlarının kliniklerde kullanılmasına ve toplumun mesleğe bakış açısını değiştirmesine de önemli katkılar sağlayacaktır. Yaşanılan diğer bir sorun klinik uygulamalarda öğrencinin doğru bir şekilde değerlendirilememesi ve denetlenememesidir. Öğrencilerin değerlendirilmesinde güvenilir ve geçerli bir araç kullanılamamakta, klinik uygulamalarda öğrenciden beklenen hemşirelik bakım planları eğitimciden eğitimciye farklılık göstermekte ve bu durum mevcut karmaşayı arttırmakta ve eğitimdeki başarıyı olumsuz olarak etkilemektedir. Dünyadaki hemşirelik eğitiminin klinik uygulamalarında bazı farklılıklar mevcuttur. Özdağ , İsrail ve Amerika’daki hemşirelik okullarında yapmış olduğu gözlemlerinde şunları ifade etmektedir; İsrail’de okulların yönetiminden ve klinik uygulamaya çıkılacak olan hastanelerden sorumlu hemşireler görev yapmaktadır ve okulda görevli eğitimci hemşirelerin hastanelerde ve kuruluşlarda part time olarak görev aldığı belirtilmektedir. Bu durum hastane ve okul işbirliğinin olumlu yönde ilerlemesine yardımcı olmaktadır. Amerika’daki hemşirelik eğitiminin klinik uygulamalarını Profesörler ve klinik uygulayıcıları /asistanlar öğrenciler ile birlikte yürütmektedir. Hastanelere ve kliniklere çıkan tüm öğrencilere oryantasyon programları uygulanmaktadır. Dünyadaki bu tarz uygulamalara karşın Türkiye’de hemşirelik eğitiminde klinik uygulamalarda sayısız sorunlar yaşanmaktadır. Amerika ve İsrail’de uygulanmakta olan bu sistemin en kısa sürede Türkiye’de de yerini bulması istendiğimiz ve beklediğimiz bir gelişmedir. Profesyonel hemşire; öğrenmeye açık, bilgi arayan ve üreten, sorgulayan, araştıran, yeni durumlara çözüm getirebilen, yaratıcı, işbirliği yapabilen vb. özelliklere sahip olmalıdır. Bunun için hemşirelik eğitimi güçlendirilmeli ve mevcut aksaklıklara bir an önce çözümler üretilmelidir. Bunun için gerek eğitimcilere gerekse klinik hemşirelerine büyük sorumluluklar düşmektedir. Unutulmaması gereken bir gerçekte ileride klinisyen ya da akademisyen hemşire olacak bizlerin de bu sorumluluk ve bilinçte olmamız ve bizden sonra gelecek olan meslektaşlarımızın aynı sorunlarla karşılaşmaması ve mesleki eğitim kalitesinin yükselmesi için gerekli çalışmaları ve özveriyi hep birlikte göstermemiz gerektiğidir. Kaynaklar 1.Önder A. , Uçkan Ö. Yönetici ve çalışanların okul/ hastane işbirliğine yönelik ortak görüşleri.5. ulusal hemşirelik öğrencileri kongre kitabı, s.48, Abst.: 32, Harran ,20-21 Nisan ,2006 2.Coşar F. , Temel S., Yıldırım N. , Işık N., Çiçek E. Ebelik ve hemşirelik son sınıf öğrencilerinin okul – hastane işbirliği ile ilgili görüşlerinin bir önceki yıl mezun olan intörn öğrencilerle karşılaştırılması. 5.Ulusal hemşirelik öğrencileri kongre kitabı, s.49, Abst.:33, Harran,20-21 Nisan, 2006 22 3.Kesik T. , Üstündağ A., Yücel E. Burdur Devlet Hastanesi’nde çalışan hemşirelerin, öğrenci hemşirelerin klinik uygulamaların ve öğretim elemanlarıyla işbirliği yapmaya ilişkin görüşleri. 5. Ulusal hemşirelik öğrencileri kongre kitabı, s.50, Abst.:34, Harran, 20-21 Nisan, 2006 4.Verep S., Çoban İ., Durna A., İltuş F. Hemşirelik yüksekokulu öğrencilerinin klinik uygulamalarına ilişkin görüşleri. 5.Ulusal hemşirelik öğrencileri kongre kitabı, s.51, Abst.:35, Harran, 20-21 Nisan, 2006 5.Gümüş Y. Klinik uygulama modelinde okul hastane işbirliği. 5.Ulusal hemşirelik öğrencileri kongre kitabı, s.45, Abst.:31, Harran, 20-21 Nisan, 2006 6. Çalışkan T. , Akgöz S.Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerini mesleki yaşama hazırlamada yıl içi ve yaz stajlarının katkısı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2005;31:9–13 7. Özdağ N. İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nde hemşirelik eğitimi ve uygulamalarına ilişkin izlenimler. C.Ü.Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2002;6:22-29 8. Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Son sınıf öğrencilerinin intörn programına ilişkin görüşleri. 1. Uluslararası,8.ulusal hemşirelik kongre kitabı, s.226-275,Antalya, 29 Ekim- 2 Kasım 2000 9. Eryılmaz H.,Gençalp S.Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu son 10. Karaöz S.Hemşirelik esasları dersi alan öğrencilerin klinik uygulamaya ilişkin değerlendirilmesi. C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi1997;1:23-30 HEMŞİRE ÖĞRENCİLERİN İÇİNDE BULUNDUĞU KOŞULLARIN EĞİTİMLERİNE YANSIMALARI Gül Yeter ERDOĞAN(Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu) Üniversite bilgilerin toplandığı, yenilerinin üretildiği, yayıldığı, erişkin oluşumuna son şeklinin verildiği, meslek eğitimlerinin yapıldığı, teknoloji ve bilime yön veren, üniversite düşüncesinin kurumsallaşıp kadrolaştığı yerdir. Bu doğrultuda üniversite eğitiminin amacı temel olarak bireyin üniversitenin tanımladığı karakterlere sahip, bilime ve kendisine dönük işlevi yanında topluma yönelik görevlerinin de bulunduğunu fark etmesidir. Dolayısıyla kişinin yalnızca uygar yaşam biçimini benimsemesi değil, bu yaşam biçimine dışarıdan bakmayı ve eleştirmeyi de öğrenmesidir. Hemşirelik eğitiminin amacı ise üniversite eğitiminin amaçları ile paralel olarak üniversitenin özgür ortamında öğrencide bireysel, etik, sosyo-kültürel, profesyonel ve entellektüel gelişimi destekleyerek hemşirelik rol ve işlevlerini etkin biçimde yerine getiren gelişmiş insan ve gelişmiş meslek üyelerinin yetişmesidir. Üniversite eğitiminin amacına ulaşabilmesi için üniversite ortamının sahip olması gereken bazı temel nitelikler vardır. Ancak bu niteliklerin varlığı ile mesleki ve kişisel gelişimi destekleyen bir üniversite ortamı oluşur ve üniversite eğitimi amacına ulaşır. Bu koşullar fiziksel ve eğitsel nitelikler olmak üzere iki başlık altında toplanabilir. İstendik bir üniversite ortamı fiziksel koşullar açısından uygun özelliklere sahip olmalı; öğrencilerin barınma gereksinimlerini karşılayacak sayı ve nitelikte yurt, üniversiteye ulaşımı kolaylaştıracak sayıda araç, yemekhane, kafeterya, kaliteli ve ulaşılabilir kaynakların bulunduğu kütüphane, sportif aktivitelerin yapılabileceği alanlar, sosyal ve kültürel aktivitelerin sürdürülebileceği mekanlar üniversite bünyesinde bulunmalıdır. Üniversite öğretim açısından öğrenciye bire bir yaklaşımı, öğrenci merkezli aktif eğitim metodunu ve öğrencilerin kişisel gelişimini destekleyen tutumları benimsemelidir. Dolayısıyla öğrencileri sosyal, kültürel ve bilimsel faaliyetlere teşvik etmeli, kendi faaliyetlerini düzenlemeleri için fırsat sağlamalıdır. Mesleki ve meslekler arası bilimsel faaliyetlere gereken önemi vermelidir. Bu doğrultuda üniversite eğitiminin amacına ulaşması için gerekli olan üniversite ortamının özellikleri açısından Cumhuriyet Üniversitesi ve öğrencilerine sunduğu olanakları değerlendirecek olursak; 1974 yılında Sivas’da kurulan Cumhuriyet Üniversitesi il merkezinin 7 km güneyinde, Kızılırmak kıyısında 11 bin dönüm arazi içinde bulunmakta ve üniversiteye ulaşım otobüslerle sağlanmaktadır. Üniversite 10 fakülte, 4 yüksekokul, 11 meslek yüksekokulu, 3 enstitü’den oluşmakta ve 24.000’e yakın öğrenciye eğitim vermektedir. Üniversite bünyesinde; laboratuar ve atölyeler, kültür merkezi, merkezi amfi, bilgi işlem ve internet, kütüphane, yemekhane, kafeterya, spor salonu futbol sahası, basketbol ve hentbol sahası, mini golf sahası, gezinti alanları gibi tesisler bulunmaktadır. Bu olanakların eğitime katkısı yadsınamaz ancak üniversitenin il merkezinden uzak olması, ulaşımın zor olması, merkezi kütüphanede mesleki gelişimi destekleyecek kalite ve sayıda kaynağın bulunmaması, üniversite bünyesinde etkin çalışan ve kültürel-bilimsel faaliyet yapan klüp sayısının az olması eğitimi olumsuz yönde etkileyen faktörler arasında sayılabilir. Hemşirelik eğitimini asıl ve temel olarak etkileyen koşullar eğitimin verildiği kuruma ilişkin koşullar olduğu için üniversite ortamının sahip olması gereken özellikleri Hemşirelik Yüksekokulu açısından değerlendirmek daha büyük önem taşımaktadır.1982 Yılında kurulan Hemşirelik Yüksekokulu Cumhuriyet Üniversitesi bünyesinde kurulan ilk eğitim kurumlarındandır. Lisans, yüksek lisans ve doktora eğitiminin verildiği HYO’nun 350 lisans ,35 yüksek lisans olmak üzere 23 385 öğrencisi bulunmaktadır. Eğitim öğretim etkinlikleri 13 öğretim üyesi, 15 araştırma görevlisi ve 7 idari personel ile sürdürülmektedir. HYO’ da 2004-2005 eğitim/öğretim yılında entegre eğitim programı uygulanmaya başlanmıştır. Programın amacı öğrencilerin bütüncü bir anlayışla, sağlığa ve bireye odaklı eğitimlerine; eleştirel düşünme, sorun çözme ve liderlik becerilerinin geliştirilmesine öncelik vermektir. Eğitimde ağırlıklı olarak aktif öğretim yöntemleri kullanılmaktadır. Okulda öğrencilerin bilgiye ulaşma ve kendi kendilerine öğrenme becerilerini geliştirmeleri amacı ile yeterli sayıda internet bağlantılı bilgisayar ve kütüphane olanakları sunulmaktadır. Öğrencilerin hemşirelik becerilerini geliştirmek amacıyla beceri laboratuarında, iletişim becerilerini geliştirmek amacı ile iletişim laboratuarında uygulamalı eğitimler yapılmaktadır. Ve ayrıca çok çeşitli uygulama alanlarında çalışma imkânı sunulmaktadır (okul, işyeri, fabrika vb…).Öğrenci merkezli eğitim anlayışına sahip okulda etkin danışmanlık hizmetleri verilmektedir. Ayrıca öğrencinin eğitim ile ilgili fikir, gereksinim ve sorunlarını öğrenmek amacıyla sık arlıklarla değerlendirmeler yapılmakta ve sınıf temsilcilerinin katıldığı sıkıntıların dile getirildiği toplantılar düzenlenmektedir. Öğrencilerin kendi faaliyetlerini düzenlemeleri amacı ile okul bünyesinde dört yıldır faaliyet gösteren bir öğrenci klübü bulunmaktadır. Klüp etkin olarak çalışmakta, çeşitli sosyal ve kültürel aktiviteler düzenlemektedir. Tüm bu koşullar eğitimi olumlu yönde etkilemekte öğrencinin kişisel ve mesleki gelişimini desteklemektedir. Ancak hemşirelik eğitiminin kapsamı ve içeriğinin zenginliğine karşın eğitim süresinin yeterli olmaması, ders programının yoğun, ders saatlerinin uzun olması; hemşirelik alanında yayınlanmış kaynakların ve yine bu alanda yapılmış araştırmaların yetersizliği, elde bulunan kaynaklara ulaşmakta güçlük yaşanması gibi faktörler eğitimi olumsuz etkilemektedir. Bu temel faktörlere ek olarak okul dışında uygulama alanlarında; toplumun hemşirelik mesleğine bakışı ve geleneksel hemşirelik tanımları, mesleki statünün düşük algılanması, sağlık bakım ekibi ile işbirliği içinde çalışmanın önemi öğretilmesine karşın bunun uygulama alanlarında görülememesi, öğrenilen ve özümsenen primer hemşirelik bakımının uygulama ortamında personel sayısının yetersizliği ve çalışan hemşirelerin duyarsızlığı gibi çeşitli sebeplerle görülememesi gibi faktörler de eğitimin istendik ve etkin olması için gerekli olan motivasyonu düşürmektedir. Hemşirelik öğrencilerinin içinde bulunduğu koşullar göz önünde bulundurulduğunda aslında pek çok iç içe bulunan koşulun eğitimi etkilemekte olduğunu görmek mümkün. Nitekim hemşirelik eğitimi geçmişte yaşanan sorunlara karşın uzun olmayan bir zaman dilimi içerisinde büyük gelişmeler göstermiş ve büyük ölçüde amacına ulaşmıştır. Bunu gösterecek en önemli göstergelerden biri ise hemşirelik öğrencilerinin içinde bulundukları eğitimden duydukları memnuniyet düzeyleridir. Bu doğrultuda CÜHYO’da yapılan bir araştırmada öğrencilerin içinde bulundukları eğitim sisteminden memnuniyetleri orta düzeyin üzerinde bulunmuştur. Sonuç olarak toplumdaki bireylerin sağlığını koruma ve geliştirmeye yönelik yüksek nitelikli hizmet sunacak, evrensel ve kültürel değerleri gelişmiş, yaşam boyu öğrenmeye odaklı, araştırmalar yolu ile hemşirelik biliminin gelişimine katkıda bulunacak, alanında donanımlı hemşirelerin yetiştirilebilmesi için eğitimin öğrencinin yaşama bakışını zenginleştirecek ve seçimler yapmasını destekleyecek şekilde, eğitimi etkileyen bütün koşullar göz önünde bulundurularak geliştirilmesi ve yapılandırılması gerekmektedir. HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN HEMŞİRELİK MESLEĞİNİ ALGILARI Ayça Sema BELTAN (Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, 3.Sınıf Öğrencisi) Meslek bir kimsenin hayatını kazanmak için yaptığı, kuralları toplumca belirlenmiş ve belli bir eğitimle kazanılan bilgi ve becerilere dayalı etkinlikler bütünü olarak tanımlanabilir. Bir meslek edinmenin temelinde para kazanarak fizyolojik ihtiyaçları karşılamanın dışında sosyal ve psikolojik ihtiyaçların da doyumu söz konusudur. İnsan hayatını etkileyen 3 önemli öğe vardır. Bunlar seçeceği meslek, eş ve eğitim göreceği okuldur. Bir insanın meslek seçimi hayatında verdiği en önemli kararlardan birisi ve aynı zamanda dönüm noktasıdır (1). Yaşamımızın yaklaşık 40 yılını bir mesleğin içinde geçirdiğimiz düşünüldüğünde, bilinçsiz yapılan seçimlerin hayattaki önemi daha da iyi anlaşılacaktır. Meslek bilincinin temeli okul yaşamı sırasında atılır. Tüm meslek yaşamı boyunca devam eder ve meslek üyesinin mesleki felsefesinin kristalleşmesini sağlar. Öğrencilerin meslek bilinciyle yeterince donanmış olarak çalışma ortamına atılmaları bu bilincin daha hızlı olgunlaşmasına neden olacak ve hemşirelik mesleği bundan olumlu yönde etkilenecektir (4). Ülkemizde meslek seçiminin temelleri lise yıllarında atılmaktadır. Bayık ve arkadaşlarının lise son sınıfta okuyan kız öğrencilerin hemşirelik mesleğine ilişkin görüşlerini inceledikleri çalışmalarında; öğrencilerin “hemşirelik denilince aklınıza gelen ilk 3 kelimeyi yazın” sorusuna %22,6 ile büyük çoğunluk iğne/serum, ilaç, kan olarak yanıtlamıştır. Bu sonuç, öğrencilerin hemşirelik mesleğini tanımamasına bağlanmaktadır (5). 24 Kocabıyık ve arkadaşlarının (2005), hemşirelik ve ebelik öğrencilerinde yaptıkları bir çalışmada, öğrencilerin %33.3’ü ekonomik nedenler, %28.5’i kendi isteği, %20.7’si tesadüfi ve %17.4’ü ailesinin isteği ile bu mesleği seçtiğini belirtmişlerdir (6). Orgun ve ark. (2003) yaptıkları çalışmanın sonuçlarına göre; hemşire öğrencilerin ancak üçte birinin mesleği isteyerek seçtikleri, mesleğini kısmen sevdikleri ve kendilerini hemşirelik mesleğine az derecede uygun buldukları, mesleğe bakış açılarının eğitim sürecinde değişmediği saptanmıştır(2). Hemşirelik 1.sınıf öğrencilerinde yapılan bir çalışmada ise, öğrencilere “iyi hemşirede bulunması gereken özellikler” sorulduğunda, büyük çoğunluğu iyi hemşirenin öncelikle mesleğini sevmesi ve benimsemesi gerektiğini ifade etmiştir(3). Örneklerde de görüldüğü gibi öğrencilerin büyük çoğunluğu ailesi istediği için, iş bulma imkanı fazla olduğu için, ÖSS puanı bu okula yettiği için…… hemşirelik mesleğini tercih etmiştir. Dolayısıyla bu durum meslek algısını etkilemektedir. Örneğin “Hemşirelik mesleğini nasıl algılıyorsunuz?” sorusuna bir öğrenci hemşire şu cevabı vermiştir: “Ailem öyle istedi. ÖSS’den gelen puana da en uygun bu meslek vardı.” Öğrencilerin, hemşirelik mesleğini algılamalarını etkileyen en önemli unsurlardan birisi de toplumun mesleğe bakış açısıdır. Bu algıyı bir öğrenci hemşirenin cevabı en iyi şekilde açıklamaktadır: “Başkaları tarafından küçümsenen bir meslek, fakat benim için onur verici……… Seçmeden önce halkın bakış açısının bu kadar kötü olduğunu bilmiyordum.” Hemşirelik öğrencilerinin meslek algılarının olumlu yönde geliştirilmesi için neler yapılabilir? Öğrencilere meslek seçimi aşamasında uygun rehberlik hizmetleri verilmeli ve aile de bu rehberlik hizmetleri kapsamında tutulmalıdır. Hemşirelik mesleğinin toplumdaki imajı öğrencilerin mesleği sevmeme nedenlerinden biridir. Bu nedenle öncelikle hemşirelik mesleği topluma tanıtılmalıdır. Medyada hemşirelik hakkında olumlu mesajların verilmesi sağlanmalıdır. Öğretim elemanları, öğrencilerin mesleği benimsemesinde ve meslek hakkında olumlu düşüncelere sahip olmasında rol modeli olmalıdır. Kaynaklar 1. Potur DC, Kurtuluş S, Çelik ND (2003). Osmangazi Üniversitesi’nde çalışan hemşirelerin meslek tercihi ve mutsuzluk düzeylerinin değerlendirilmesi. 2.Uluslararası&9.Ulusal Hemşirelik Kongresi Kongre Kitabı, s:481-486. 2. Orgun F, Özkütük N, Bayık A (2003). Hemşire öğrencilerin öğretim sistemine ilişkin görüş ve önerileri. 2.Uluslararası&9.Ulusal Hemşirelik Kongresi Kongre Kitabı, s:603-607. 3. Altun İ (2003). Hemşirelik öğrencilerinin iyi hemşire algılamaları: bir pilot çalışma. 2.Uluslararası&9.Ulusal Hemşirelik Kongresi Kongre Kitabı, s:409-413. 4. Özsoy SA, Uysal A ve Ark (1999). Hemşire öğrencilerin mesleğe ilişkin görüşlerinin ileriye dönük incelenmesi. VII.Ulusal Hemşirelik Kongresi Bildiri Kitabı, s:345-350. 5. Bayık A, Durmuş H, Uysal A (1999). Lise son sınıf kız öğrencilerin hemşirelik mesleğini seçme ve bu mesleğe ilişkin görüşlerinin incelenmesi, VII.Ulusal Hemşirelik Kongresi Bildiri Kitabı, s:390-394. 6. Kocabıyık G, Mingan N, Arslan GG (2005). Hemşirelik ve ebelik öğrencilerinin ailesel özelliklerin mesleğe bakış açılarına etkisinin incelenmesi. IV. Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresi Özet Kitabı, s:281. KONFERANS HEMŞIRELIĞIN HUKUKSAL BOYUTU,MESLEK YASASI VE YENI TÜRK CEZA KANUNU Oturum Başkanları: Sema YILMAZ, Nur BADIRGALI Doç.Dr. Aytolan YILDIRIM İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale H.Y.O, Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı Hemşireler, etkin bir şekilde yararlanıldığında sağlıkta önemli değişim ve dönüşümü yaratabilecek güç ve potansiyele sahip sağlık insangücüdür. Bireyin bulunduğu her ortamda sağlığı geliştirmek ve korumak ile hastalandığında iyileştirilmesine yönelik hizmetlerde uygulayıcı, eğitici, yönetici ve araştırıcı rolde aktif sorumlulukları vardır. Bu rollerin yerine getirilmesini etkileyen çeşitli faktörler arasında ülkelerin genel sağlık politikaları önemli yer tutar. Ağırlıklı olarak hemşire işgücü istihdamı ve sağlık hizmetlerindeki rollerinin biçimlendirilmesi bu politiklar doğrultusunda gerçekleştirilir. Geleneksel anlamda, bireyi hasta olduktan sonra tedavi etmeye yönelik yaklaşımlar hemşirelerin çok sayıda tedavi kurumlarında istihdam edilmesine ve hastalık üzerinde yoğunlaşmalarına neden olmaktadır. Günümüzde hemşirelik yakınmalarının başında, hastane hizmetleri geneline yayılan işlevlerden sorumlu tutulma gelmektedir. Hemşireler bu durumdan 25 mutsuz ve tepkilidir. Sağlık hizmetlerinde rol ve işlevlerinin mesleki amaçlara uygun hale getirilmesini ve katkılarının görünür kılınmasına istemektedirler. Diğer yandan profesyonel tutum ve anlayış içinde hizmet sunma ve toplum tarafından değer olarak görülmeye ilişkin beklentiler, hemşireleri meslekleşme sürecine ilişkin farkındalığa ve mesleki sorumluluklarını yasal ve hukuksal boyutu ile irdelemelerine yöneltmiştir. Bu yönde çabalar, hemşirelik yasasının güncelleştirilmesi yönünde hız kazanarak, eğitim, statü farketmeksizin tüm hemşirelik kesimleri, Türk Hemşireler Derneği liderliğinde yasanın kanunlaşmasına önemli destek sağlamışlardır. Ve bu süreç 2007 yılı hemşirelik haftası önünde tamamlanarak, 25 Şubat. 1954 tarihli 6283 sayılı Hemşirelik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 25 Nisan.2007 tarihinde kabul edilmiş ve 2.Mayıs.2007 tarihli Resmi Gazetede 5634 sayılı Kanun olarak yayınlanmıştır. Hemşirelik yasasında yapılan değişiklikler neledir ve hemşireliğe ve sağlık bakım sistemine katkıları ne olacaktır? Hemşirelik yasasının güncellenmesine ilişkin çalışmalar, resmi anlamda 1992 yılında Sağlıkta Reform Projesi kapsamında başlatıldı. Başlangıçta ‘Hemşirelik ve Türk Hemşireleri Birliği Kanunu Tasarısı’ adı altında yürütülen çalışmalar, 2007 yılı mayıs ayında mevcut 6283 sayılı yasa maddeleri üzerinde yapılan değişiklikle ile son buldu. Eski ve değişen yeni maddeler karşılaştırmalı olarak şu şekilde değerlendirilebilir. 6283 sayılı yasanın birinci maddesinde hemşire olabilme koşulları orta okul mezunu olmak, 25 yaşından gün almamış olmak, kadın olmak ve 3 yıllık öğrenim görmek şeklinde belirlenmişti. Oysa ülkemizde 1960 tarihinde hemşirelikte lisans eğitimi veren yüksek okulların açılması yasanın güncelleştirilmesi gereğini ortaya koymasına karşın değişim 53 yıl aradan sonra gerçekleştirilebilmiştir. 1997’ de Sağlık Bakanlığı ile Yüksek Öğretim Kurulu arasında yapılan protokolle bakanlığa bağlı meslek liselerinin hemşirelik ebelik ve sağlık memurluğu programlarının üniversitelerde 4 yıllık eğitim veren Sağlık Yüksek Okullarına dönüştürülmesi hemşirelik eğitiminin standartdizasyonu anlamında önem taşımakta idi. Ancak 2000 yılında Sağlık Bakanlığı’nın meslek liselerinin hemşirelik programlarına yeniden öğrenci alması ile hemşirelik eğitiminin yeniden iki farklı düzeyde uygulanmasına geçildi. Okulların Mili Eğitim Bakanlığına devrinden sonra Türk Hemşireler Derneği öncülüğünde açılan dava sonucu hemşirelik programlarına öğrenci alınması yeniden durduruldu. Böylesine git gelleri yaşayan eğitim sürecinin, yasada yapılacak değişiklikle son bulması umud edilmekteydi. Değişiklikleri içeren yasanın birinci maddesinde hemşirelik ünvanının lisans düzeyinde eğitimle kazanılabileceğinin ana hükme bağlanmasına karşın, geçici madde içinde üniversitelerin kontenjan açığını kapatıncaya dek beş yıl süreli Sağlık Meslek Liselerine öğrenci alma kararı geçirildi. Bu beklenmedik madde hemşireler arasında şaşkınlık yarattı. Hizmette hemşire açığını önlemeye dayandırılan bu geçici madde, yasanın ana hükümleri ile çelişmesine karşın mecliste kabul edildi. YÖK ve hemşirelik eğitim kurumlarının kontenjan belirlemede bu maddeyi dikkate almaları ve yeterli kontenjan arttırımına gidilmesi durumunda söz konusu maddenin uygulanma gerekçesi ortadan kalkabilecektir. Mevcut yasa değişikliği yaş sınırı ile cinsiyet ayırımını ortadan kaldırıyor. Aynı zamanda hemşireliğe eşdeğer eğitim alan sağlık memurluğu programları da hemşirelik programları ile birleştirilerek mezunlara hemşire ünvanı ile alanda çalışma olanağı sağlanmış oluyor. 1954 tarihli Hemşirelik Yasa’sında hemşirelerin görev yetki ve sorumlulukları o günün koşullarına göre düzenlenmiş, ancak günümüzde anlamlı olmayan sınırlı yetkileri içermekte idi. Yasa değişimine ilişkin yoğun gereksinim daha çok, bu maddenin genişletilmesi isteği üzerinde odaklanmakta idi. Bu madde üzerinde yapılan değişiklikler hemşireleri, her ortamda, birey aile ve toplumun sağlık bakım gereksinimleri karşılamadan sorumlu tutarken, bu gereksinimlerin hemşirelik girişimleri ile karşılabilecek özellikte olması hükme bağlanıyor. Hemşirelere sağlık bakım sisteminde kendi bilimsel bilgisine dayalı kararlarını uygulama yetkisi veren bu madde, etkili bir şekilde uygulandığında hemşirelerin, kendi kararları ile sağlığı dönüştürmede katkıları net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Yasa maddeleri içinde önemli bir değişiklik de lisans üstü programlardan mezun olan hemşirelerin uzman hemşire ünvanı ile alanda çalışabileceklerine ilişkin maddedir. Sıklıkla uygulamada görev yapan hemşirelerin branşlaşmaya ilişkin beklentileri ile karışan bu durum, yasanın bir diğer maddesinde açıklığa kavuşturularak, özellik arz eden birimlerde çalışan hemşirelere yetki belgesi verilmesi hükme bağlanıyor. Eski yasada başhemşirelik görevlerinde yüksek okul mezunu hemşirelere rüçhan hakkı tanınırken, madde üzerinde yapılan değişiklikle bu hak lisans ve lisansüstü mezunlarına tanınıyor. Hemşirelerin serbest çalışma haklarına ilişkin madde aynen korunurken, geçici madde ile mevcut çalışanların kazanılmış hakları da koruma altına alınıyor. Bir başka geçici madde de ise hemşirelik uygulama alanlarında görev yapan (en az üç yıl) ebelik mezunlarına, istemeleri halinde aynı şekilde görevlerine devam etme hakkı tanınıyor. Ancak 26 bu maddenin, ebe diplomasına sahip olup hemşirelik görevleri yapanlara, hemşire ünvanı, hemşire diploması ya da hemşire kadrosu verileceği anlamını asla taşımadığının çok iyi bilinmesi gerekiyor. Hemşirelik yasasında yapılan değişiklikler, eğitim, uygulama, yönetim ve araştırma alanında görev yapan her düzeyde kişi ve kurumların mesleki sorumluluklarını yeniden gözden geçirerek, hemşireliğin özerk alanlarında ki bilimsel bilgisini derinlemesine ortaya koymaları ile anlam kazanacaktır. Hemşireliğin diğer sağlık profesyonellerinden farklı olarak en önemli sorunu, kendi konu alanı ve yetkilerinin belirsizliğidir. Yasa, hemşireliği tüm boyutları ile yeniden sorgulama gereksinimini ortaya koymaktadır. Bu sorumluluk daha çok sağlık bakımına ilişkin bağımsız karar ve uygulamaların neler oduğuna yönelik alanlarda önem kazanmaktadır. Son yıllarda tüm diğer sağlık çalışanları gibi hemşirelik üyeleri de Yeni Türk Ceza Kanununda, cezai sorumlulukları açısından yapılan değişikliklerin kendilerini ne şekilde etkileyeceği konusunda endişe yaşamaktadırlar. Meslek odaları ve özellikle TTB , yeni TCK’nın hekimleri hangi boyutta etkileyeceği yönünde açıklamalarını çeşitli platformlarda üyeleri ile tartıştı. Yeni TCK’nın sağlık hizmetlerinin verildiği tüm alanlarda hekimle birlikte çalışan hemşireleri ne şekilde etkileyeceğinin belirlenmesi ise konunun yürürlükteki meslek yasası, yönetmelikler ve uygulama örnekleri ile birlikte ele alınmasını ve tartışılmasını gerektirmektedir. Çünkü hemşirelik, sağlık meslekleri içinde eğitim, statü, görev yetki ve sorumluluklar açısından en karmaşık yapıya sahip bir disiplindir. Hemşireliğin içinde bulunduğu karmaşa ve belirsizlikler açıklığa kavuşturulmadan, cezai sorumlulukları hakkında görüş belirtmek hem karar vericiler hemde meslek üyeleri tarafından oldukça zordur. Örneğin ülkemizde hekim istemi doğrultusunda tedaviyi uygulamak ve hasta bireyin hemşirelik bakım gereksinimlerini karşılamaktan sorumlu olan hemşirelerin eğitimi standart değildir.Lise düzeyinde bir eğitimle hemşire ünvanını alanlarla, üniversite bünyesinde yüksek eğitim programları ile meslek formasyonu kazanan kişiler, bu bilgi ve donanım farklılıkları içinde, cezai sorumluluklar açısından nasıl eşit statüde sayılacaklar ? Yürürlükteki yasa ve yönetmeliklerde, hemşirelik işlevleri eğitim düzeyine göre tanımlanmamıştır. Bu durum uygulama alanlarında da aynı şekilde sürdürülmekte ve farklı eğitim düzeyinde hemşireler aynı ünvanla aynı işlerden sorumlu tutulmaktadırlar. Bireyin sağlık bakım gereksinimlerinin karşılanması, hemşireye teknik becerinin ilerisinde, yargılama, değerlendirme, hesap sorma ve hesap verebilme gibi önemli profesyonel sorumluluklar yükler. Bu sorumluluklar iyi eğitilmiş, donanımlı hemşirelerin üstesinden gelebileceği bir durumdur. Hemşirelik yasasında yapılan değişiklikte, hemşirelerin görev yetki ve sorumluluklarının eğitim ve pozisyonlarına göre belirlenmesini öngörmekle birlikte, kuşkusuz geleneksel tutum ve davranışların yenilenmesinin zamanla gerçekleşecektir. Sağlık bakım hizmetlerinin yürütülmesinden sorumlu disiplinler içinde hemşireler, sistemin temel işgücünü oluşturan vazgeçilmez unsurlarından biri olarak kabul edilirler.Tam zamanlı bir hizmet gerektiren hastanelerde, hasta ile en uzun süreli karşı karşıya kalan meslek üyeleri hemşirelerdir. 24 saatlik sürenin ilk sekiz saati diğer sağlık disiplinleri ile paylaşılırken, ikinci ve üçüncü sekiz saatler çoğu kez tek başına geçirilir.Bu süre içinde öncelikli olarak hastanın tedavi ve bakımına ilişkin planlanan işlevler yerine getirilmeye çalışılır. Günümüzde tıp, hemşirelik ve sağlık teknolojisindeki değişimlere paralel olarak, rol ve işlevlerinde önemli gelişmeler sağlanmasına karşın, hemşirelerin mesleki uygulamalarını belirleyen 6283 sayılı Hemşirelik Kanunu 1954 tarihinde yürürlüğe giren yasa 53 yıl sonra yenilenmiştir Günümüzde yönetmeliklerde yer almayan çeşitli rol ve işlevlerin uygulanması esnasında oluşan suç yada kusurların değerlendirilmesi neye göre yapılacaktır?Hizmetin dayandığı esaslar, yasalara uygun ve yönetmeliklerde belirtilmiş biçimde olmasına, çalışanın meslek anlayışının getirdiği insiyatifi kullanabilmesine ve diğer hizmet birimlerince de aynı davranışı bekleyen bir ekip çalışması halinde yapılmasına dayanır. Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlarda çalışan hemşirelerin, 13. Ocak. 1983 tarih ve 17927 sayılı Resmi gazetede yayımlanan 499 sayılı Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinde belirlenen sorumlulukları ve mevcut uygulamalar hemşireleri ceza kanunu kapsamında ne şekilde etkileyecektir? Bu ve benzeri sorular, Yeni TCK’ da hemşirelerin hangi cezai yükümlülüklerin altında olduklarının, ilgili maddelerin günümüzdeki karşılıkları ile birlikte ele alınarak açıklanmasına gereksinim doğmaktadır.. Yeni Türk Ceza Kanunu ile hekimlik mesleğine yönelik duyulan kaygılar, diğer sağlık çalışanları ve özellikle sağlık ekibi içinde hekimle yakın işbirliği içinde hizmetlerini uygulayan hemşireler içinde aynı ölçüde geçerli olduğunu söylemek mümkün. Bu anlayış içinde değerlendirildiğinde hemşirelerin, uygulamalarının kapsamı ve sınırlarının belirsizliğinden kaynaklanan sıkıntıları hukuksal boyutta da yaşayacakları anlaşılmaktadır. Bu sıkıntıya neden olacağı düşünülen Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri aşağıda tartışılmaya çalışılacaktır. Madde 4. (1) Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz. Yasanın bu maddesine göre bireyler ve dolayısı ile meslek üyeleri olarak hemşireler, uygulamaları içinde hangi fiillerin suç unsuru oluşturduğunu yani ceza yasasını bilmek zorunda. Bunları değerlendirirken görev yetki ve sorumluklar sınırlarının net bilgisine sahip olmaları kuşkusuz fayda sağlayacaktır. 27 Madde 20. (1) Cezai sorumluluk şahsidir. Kimse başkasının fiilinden sorumlu tutulamaz Tedavi kurumlarında çalışan hemşireler, mesailerinin önemli bir bölümünü, hekim tarafından önerilen tedavileri uygulamakla geçirirler. Hekimlerin önerdiği tedavi planları içinde uygulama yöntemi ve sıklığı da belirtilmektedir. Hemşire başkasına ait bir kararı önerilen şekilde uygulamakla yükümlüdür. Yukarıdaki maddeye göre, bu uygulama sırasında oluşacak (karardan kaynaklanan) bir komplikasyondan hemşirenin şahıs olarak sorumlu tutulması söz konusudur. Oysa karar hekim tarafından verilmiştir. Ancak fiil hemşire tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu durumda hemşirenin önerilen tedavinin sonuçları ve hasta üzerindeki etkisi konusunda öngörüsünün olması ve gerekli bilgiye dayanarak uygulamadan kaçınma hakkının olması gerekmektedir. Diğer yandan hekim istemi doğrultusunda yada hemşirelik bakımına ilişkin kararların uygulanması sürecinde meydana gelecek hatalardan ise doğrudan hemşirelerin sorumlu tutulacağı anlaşılmaktadır. Hemşirelik uygulamalı bir meslektir. Eğitim süresi içinde alınan kuramsal bilgilerin uygulamaları, hastanelerde eğitimci yada klinik hemşirelerin rehberliğinde gerçekleştirilir. Çeşitli öğrenim deneyimlerinin kazanılması sırasında, öğrenci hemşirelerin doğrudan hasta üzerinde bakım ve tedavi uygulamalarından oluşacak hatalarda, uzmanlar, bu durumda söz konusu işten doğrudan sorumlu kişilerin etkileneceğini belirtmektedirler. Bu durumda hemşirelik okulları, uygulamaya çıkılan kurumlarla, öğrencilere hangi öğrenim deneyimlerinin kazandırılacağı konularını içeren bir sözleşme yapılması önem kazanmaktadır. Madde.22.(5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu tutulur.Her failinin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir Sağlık hizmetleri, hekim, hemşire, psikolog, sosyal çalışman, diyetisyen vb. birden çok disiplinin bir araya gelerek oluşturdukları ekip çalışması içinde verilir. Çağdaş anlamda sağlık ekibi yaklaşımı, her bir disiplini kendi eğitim amaçlarına uygun, işlev ve yöntemlerini uygulamada bağımsız, ancak birbirini tamamlayan ilişkiler içinde sürdürülmesini öngörür. Ancak ülkemizde geleneksel yaklaşımlar, sağlık hizmetlerinin sunumunda ağırlıklı olarak hekim ve hemşireyi sorumlu tutan anlayışı hakim kılar. Mevcut hekim hemşire ilişkilerinin ise, çağdaş ekip kavramının gerekleri doğrultusunda kurulduğu söylenemez. Sağlık ekibinin değişmez lideri konumunda hekim, hasta ile ilgili istemlerinin hemşire tarafından sorgusuz yerine getirilmesini bekler. Hasta tedavisi konusunda verilen kararı uygulama sonucu oluşacak bir istenmedik bir durumunda, hatanın doğrudan verilen kararla ilgili olması halinde bile hemşirenin uygulama boyutunda ki rolü nedeniyle kusura ortak olması söz konusu. Ancak hemşirelikle ilgili mevcut yasa ve yönetmeliklerde, hemşirenin ortaklık ettiği duruma sorgulamak suretiyle bilinçli katılımına ilişkin yetki tanımlamamaktadır. (3)Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır;bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar arttırılır’ İnsan sağlığı ile doğrudan ilgili hemşirelik mesleği uygulamalarının büyük bir kısmı hastalık halinde bireyi iyileştirmeye yönelik girişimleri kapsar. TCK maddelerinde, hasta üzerindeki girişimsel işlevlerde istenmedik sonuçların oluşmasının doğrudan hatalı meslek uygulaması olarak değerlendirilmesi hemşireler içinde de sıkıntı yaratacaktır. Örneğin herhangi bir invaziv girişimde alınan bütün önlemlere karşın, hematom, enfeksiyon vb. oluşumlara bağlı doku bütünlüğünün bozulması, sinir yaralanmaları sonucu his kaybı yada soğuk sıcak uygulamalarda yanıklar, ektstravazasyon gibi istenmeyen sonuçlarda hastaların şikayetleri halinde hemşireler taksirle yaralama suçu ile yargılanabilecekler. Sağlık hizmetlerinde komplikasyon kavramının neredeyse ortadan kaldırıldığı ve hatalı meslek uygulamalarının kapsamının genişletildiği söz konusu yasa maddesinde, sağlık çalışanlarını holiganlarla aynı statüde yargılamayı öngörmektedir. Bireyi sağlığına kavuşturmak acılarını azaltmak amaçlı yapılan girişimlerde istenmeyen sonuçlardan meslek üyelerinin diğer suç işleyenlerle bir tutularak cezalandırılması sadece ülkemize özgü bir uygulama olacaktır. Diğer yandan hasta bakımı, özel eğitim donanım ve beceri gerektiren profesyonel uygulamaları gerektirir. Bu durumda hemşirelerin mesleki eğitim ve yetkinliklerine göre iş tanımlarının belirlenmesi önem kazanmaktadır. Oysa ülkemizde hemşirelik uygulamaları, meslek üyelerinin diploma düzeyi yada yeterlilik kriterleri dikkate alınarak biçimlendirilmemiştir. Meslek lisesi mezunu hemşireler ile hemşirelik yüksek okulu mezunu hemşirelerin aldıkları kuramsal ve uygulamalı eğitimleri, süre ve içerik açısından farklılık gösterir. Üniversite bünyesinde yüksek eğitim programları ile formasyon kazanan hemşirelerin, diğerlerine göre sahip oldukları profesyonel bilgiyi kullanmada ve mevcut donanımları ile olası sorunları öngörme ve gerekli önlemleri almada daha yeterli olacakları bir gerçektir. Bu durumda hasta bakım sürecinde hastaya en etkin bakım ve tedavinin uygulanması ve olası hataların en aza indirgenmesinde, hemşirelerin eğitim düzeyleri düzeylerine göre iş tanımlarının yapılması önem kazanmaktır. 28 Madde 24.(1) Kanunun hükmünü yerine getiren kişiye ceza verilmez (2) Yetkili bir merciden verilip yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz (3) Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez.Aksi taktirde yerine getiren ve emri veren sorumlu olur. Değiştirilen Hemşirelik Yasasında hemşirenin görevi ‘tabip tarafından acil haller dışında tavsiye edilen tedaviyi uygular’ şeklinde yer almaktadır. Bu durum yukarıdaki maddeye göre ele alındığında hekimin konumu ikinci fıkrada yer alan yetkili mercii karşılamaktadır. Yetkili merci tarafından verilen emrin yerine getirilmesinden uygulayıcının sorumlu tutulmayacağı anlaşılmakta. Ancak 3. fıkrada suç teşkil eden emirlerin yerine getirilmesi halinde emri verenin ve uygulayanın sorumlu tutulacağı belirtilmektedir. Bu durumda hemşirenin verilen direktifleri sorgusuz uygulama yerine, uygulamanın hasta üzerinde olumsuz etkileri konusunda gerekli bilgi ve donanımına sahip olduğunda, reddetme hakkını gerektirmektedir Ancak halen yürürlükte olan yasalarda hemşirelere bu hakkı tanıyan bir madde yer almamaktadır. Diğer yandan bu konu geleneksel hekim hemşire rolleri içinde çatışma yaratacak özelliktedir. Çünkü hastanın tıbbi tanısı doğrultusunda tedavi kararını vermek hekimin sorumluluğundadır. Hemşirenin söz konusu kararı tartışma ya da sorgulaması alışıldık bir yaklaşım değildir. Üstelik verilen görevi yerine getirmeme gibi bir suç oluşturmaktadır. Ancak ceza kanununda bu yönde ciddi yaptırımların uygulanması, hatalı yada hasta için uygun olmayan bir kararın hemşire tarafından tespit edilmesi ya da uygulamayı reddetme durumunun hekimler tarafından daha kabul göreceği ve benimseneceği söylenebilir. Aksi taktirde hemşire, kararın uygulanmasın da sadece beceriye dayalı yeteneklerinden kaynaklanan kusurlardan değil, suç teşkil eden karara bilerek ortak olmasından dolayı da ceza görecektir Madde 50-(e)..mahkum olunan cezanın yarısından tümüne kadar meslek ve sanatı yasaklama, (4) taksirli suçlardan dolayı bir yıldan fazla ceza verilmişse , bilinçli taksir yoksa adli para cezasına çevrilebilir. Madde 53 (1) Kişi kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak; e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşun iznine tabii bir mesleği kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı olarak icra etmekten yoksun bırakılır ve (6) meslekten men (3 ay-3 yıl) belli bir meslek ve sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısı ile işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde üç aydan az üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Meslek üyelerinin meslek ve sanatının yasaklanması yetkisi meslek örgütünün yetkisi dahilindedir. ( Hekimler açısından bu yetki 1219 ve 6023 sayılı yasada meslek örgütünün sorumluluğuna verilmiştir) Sağlık profesyonelleri arasında sayısal açıdan farklı üstünlüğüne karşın hemşireler, oda ve birlik statüsünde meslek örgütüne sahip değildir. Kamu yararına dernek statüsünde olan Türk Hemşireler Derneği mesleği temsilde yetkili tek örgüttür. Hemşirelerin yargıya intikal eden dosyaların tümü, bilirkişi konumunda, içinde hemşirelik örgüt temsilcisinin yer almadığı Yüksek Sağlık Şurası tarafından değerlendirilmektedir. Az sayıda olgu için hemşire akademisyenlerden bilirkişilik istenmiştir. ( Yüksek Sağlık Şurası Sağlık Bakanı tarafında bir yıl için göreve getirilen 11’ i tıp profesörü ve 5’i genel müdür ve müsteşar düzeyinde olmak üzere 16 kişiden oluşmakta ve ayda bir kez iki gün süreli toplanarak tıbbi uygulama hataları ile ilgili dosyaları değerlendirmektedir. Bir dönem, TTB, Diş Hekimleri ve Eczacılık meslek odaları temsilcileri YSŞ’ na katılmış ancak daha sonra bu uygulamaya son verilmiştir. Sağlık profesyonellerinin görevleri esnasında suç ya da hatalarının doğrudan yargıya iletildiği durumlarda, YSŞ’ nın bilirkişi konumunda görev yaparken, kamu kurumlarında bu süreç disiplin yönetmelikleri doğrultusunda gerçekleştirilmektedir. ) Meslek üyelerinin yargıya intikal eden suçlarının karşılığında maddi yada manevi cezalandırılmaları yasa kapsamında öngörülebilir. Ancak mesleki uygulamalardan men edilme durumunun meslek odalarının yetkisi dışında değerlendirilmesi mantıklı bir yaklaşım değildir. Henüz oda ve birlik statüsünde örgütlenemeyen hemşirelerin ise bu yönde mağduriyetleri diğer sağlık çalışanlarından daha fazla olacaktır.Yasada taksirli yada olası kastla mahkumiyet halinde mesleğin yasaklanması meslek diplomasına el konulması durumu, alkollü sürücünün ehliyetine el konulması ile aynı madde içinde ele alınmış ve sürücü belgesi ile diploma eşdeğer tutulmuştur. Madde 83 (1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için bu 29 neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir (2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer olarak kabul edilmesi için kişinin;a).Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden ve sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması gerekir. Bu madde, uygulamaları yasalarla belirlenen meslek üyeleri açısından oldukça önemlidir. Maddede ihmali ve icrai davranışın eşdeğerliğinin belirleyicisi olarak yasalar ve sözleşmeler gösteriliyor. Bu durumda meslek üyelerinin, yükümlü oldukları icrai davranışların yada görev ve sorumluluklarının ne olduğunun ve sınırlarının açık ve anlaşılır bir şekilde yasa veya sözleşmelerde yer alması zorunluluğu söz konusu. Çünkü ihmale dayalı bir suça, ancak kişinin yasalarda tanımlanan yükümlülüğü ile eşdeğer olması halinde ceza öngörülüyor. Günümüzde hemşirelik işlevleri, bir yandan meslek yasasında belirtilenlerden çok daha kapsamlı ve gelişmiş uygulamaları içermekte, diğer yandan Sağlık Bakanlığı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinde ise hemşireler, farklı disiplinlere ait çeşitli işlevlerden de sorumlu tutmaktadır. Bu durumda hemşirelerin profesyonel anlamda mesleki rollerini içerecek yasal düzenlemenin acil olarak gerçekleştirilmesi önem kazanmaktadır. Aksi takdirde, günümüzde üstlendikleri yükümlülüklerin çok az bir kısmının meslek yasasında karşılık bulması, hemşireleri potansiyel suçlu konumuna düşürecektir Klinik uygulamalarda, hastanın durumuna göre ihtiyaç halinde verilmek üzere (LH) hekimlerin tedavi planı ile sıklıkla karşılaşılır. Bir anlamda hemşirenin hastayı değerlendirerek karar vermesini gerektiren bu durumda, karara bağlı oluşacak bir komplikasyonda, (hekimin yazılı istemi sözleşme olarak kabul edildiğinde), hemşirenin karar verici yetkide yargılanması söz konusu. Diğer yandan yapılan uygulamanın, yasalarda icrai davranış olarak karşılığının yer almaması hemşirenin yetkisiz uygulama yapmaktan sorumlu tutulmasına yol açabilir. Tedavi planları gün içinde belirli sıklıkta ve belirlenen saat aralıkları içinde uygulanır. Hemşirenin tedavi uygulaması esnasında (hekimin serviste bulunmadığı zamanlarda), ortaya çıkacak acil bir durumda, yine bir ilaç uygulaması ile müdahalesi gerektiğinde yaptığı işin karşılığı yasa ve yönetmelikte yer almadığı gerekçesi ile yetki sınırlarını aşan bir girişim olarak kabul edilebilir. Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği, hemşirelerin daha çok tıbbi tedavinin uygulanmasına ilişkin görevlerine yer vermektedir. Oysa günümüzde hemşirenin sorumlulukları önemli ölçüde hasta bireyin günlük yaşam aktivitelerini sürdürmesinde karşılaştığı, fiziksel, psikolojik ve sosyal anlamda gereksinimlerini karşılamaya yöneliktir. Bu süreç hemşirelerin çeşitli tanı yöntemlerinden yararlanarak, hemşirelik teşhisine ilişkin verilerin toplanması ve bu yönde hemşirelik bakım girişimlerinin planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi şeklinde gerçekleştirilir.Bu uygulamalar yönetmeliklerde açık olarak tanımlanmamış olduğu gibi kurumsal bir sözleşme içinde de yer almamaktadır.Bu durumda bağımsız hemşirelik bakım uygulamalarından ortaya çıkacak kusurlarda hemşirelerin ‘yetki sınırlarını aşan’ konumda cezalandırılmaları söz konusu olabilecektir. Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinde hemşirelerin bakıma ilişkin rolleri tanımlanmamış olmasına karşın, diğer sağlık disiplinlere ait işlevleri ilgililerin bulunmadığı hallerde yerine getirmeleri konusunda açık ifadeler yer almaktadır. Madde 131. Servis Sorumlu Hemşiresinin Görev Yetkileri (f) Servis sorumlu hemşiresi servis eczacısının bulunmadığı hallerde ona ait görevleri yapar. Eczacılıkla ilgili hizmetlerin sorumluluğu, eczacılık eğitimini tamamlayan meslek üyeleri tarafından yerine getirilir. Özel eğitim gerektiren söz konusu meslek üyelerine ait görevlerin hangi gerekçe ile hemşirelerden beklendiğini açıklamak mümkün değildir. Yönetmeliğin, eczacıların görevlerinin tanımlandığı maddesinde de bu durumdan aynı şekilde söz edilmektedir. Bir birinden bağımsız ve farklı düzeylerde eğitim gerektiren iki meslek grubunu tek yönlü ilişkilendiren yönetmelikte, eczacının hemşireye ait görevleri yapması yönünde herhangi bir ifade yer almamaktadır. Diğer yandan yönetmelikte verilen yetki ile hemşirelerin eczane açma yönünde teşebbüsleri, eczacılık diploması olmaksızın gerçekleştirilemeyecektir . Sağlık Bakanlığı hastanelerinde görevli hemşirelerin büyük bir bölümü kendi bünyesindeki sağlık meslek lisesi mezunlarından oluşmaktadır. Söz konusu grubun mesleki eğitimleri, eczacılık mesleğinin gereklerini yerine getirmeye uygun değildir. İlaçların farmakolojik özellikleri ve ticari isimlerine göre ayırt edilmesi gibi önemli görevlerde yapılacak basit hatalar, insan sağlığını tehlikeye sokabilecek boyutta sonuçlanabilir. Bu durumda hemşirelerin cezai yükümlülükten kaçınmaları mümkün olmayacaktır. Madde 132.Hemşirelerin Görev Yetkileri (i) Laboratuvarda uzmanların gözlemciliği altında gerekli tahlilleri ve muayeneleri yapmak ve neticelerini deftere kaydetmekle yükümlüdür. 30 Ülkemizde hemşirelik eğitimi müfredatları, hemşirelere laboratuvar tahlillerinin çalışılması yönünde herhangi bir beceri kazandırılmamaktadır. Ancak yönetmelik maddesi hemşireleri eğitimini almadıkları laborantlara ait işeri yapmalarını öngörmektedir. (h) Ameliyathane hemşireleri ameliyathane teknisyenlerinin bulunmadığı yerlerde onun görev ve yetkilerini üzerine alırlar.Ayrıca sorumlu görevlisi bulunmadığı hallerde sterilizatör ve otoklavların bakım ve işletilmesi ile de yükümlüdür şeklinde ifade yer almaktadır. Bu ve benzeri durumlarda özel eğitim gerektiren başka disipline ait söz konusu işlevleri yerine getirmeyi reddetme durumu yada işlevlerin uygulanması esnasında oluşacak kusurlardan hemşirelerin sorumlu olacakları açık. Ancak söz konusu suçun oluşmasında, hemşireye, eczacı, laborant ve teknisyene ait görevleri yapmasını isteyerek alt yapıyı oluşturan Sağlık Bakanlığının sorumluluğunun ne olacağı açık değil. Madde 89.- (1) taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının yada algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Acı tartışmalı kavramdır. Sağlık durumu bozulan kişilere tanı tedavi ve bakım amaçlı yapılan uygulamalarda acı duyulabilir. Hemşirelerin uygulamaları içinde sıklıkla yer alan kas içi yada damar enjeksiyonu gibi invaziv girişimler sonucu ilgili bölgede acı duyulabilir. Yapılan uygulama sonucu deri bütünlüğü bozulabilir. Olası sonuçların suç olarak görülmesi diğer sağlık çalışanlarla birlikte hemşireleri de önemli derecede sıkıntıya sokabilecektir. Bu durumda uygulama öncesi hastaya işlem hakkında yapılacak açıklamalar ve bilgilendirme ile olası sonuçların hasta tarafından suç olarak görülerek ihbar edilmesi önlenebilir. Madde 90. (1) İnsan üzerinde bilimsel deney yapan kişi, bir yıldan üç yıl kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Söz konusu maddede insan üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel deneyin ceza sorumluluğu gerektirmemesi için bir dizi koşulların yerine getirilmesini öngörüyor. Sağlık profesyonellerinin hasta üzerinde yaptıkları bilimsel deneylere hemşireler bir şekilde katılmaktadırlar. Özellikle hekimler tarafından yapılan tıbbi araştırmaların veri toplama aşamasında (ilaç uygulamaları yada biyokimyasal testler için kan alınması vb) ya da spesifik uygulamalarda hemşireler bilerek yada bilmeyerek müdahil olurlar. Bu durumda üzerinde deney yapılan hastalar kadar hemşirelerin de yapılan çalışmaların amacı konusunda bilgilendirilmeleri ve bilinçli katılımının sağlanması gerekli olacaktır.Aynı şekilde hasta hakları ve etik açıdan son derece önemli olan bu konuda hemşirelerin yapılacak deneye destek verme yada vermeme yönünde tercih haklarının olması gerekmektedir. Geleneksel yaklaşımlarda, hasta üzerinde bir işlemin hemşire tarafından gerçekleştirilmesi için hekimin yazılı istemde bulunması yeterli olmaktadır. Hatta çoğu kez sözlü istemlerin yerine getirilmesi söz konusudur. Hemşireler sadece hekim istemini yerine getirerek farkında olmadan yüzlerce araştırmaya katılmaktadırlar. Söz konusu deneylerden hastanın göreceği zarar veya ölümü halinde, hemşirelerin hukuksal ve vicdani açıdan sorumlu tutulmamaları için uygulamadan önce verilen kararları sorgulama haklarını kullanmaları önem arzetmektedir. Madde 91. (1) Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın kişiden organ alan kimse, beş yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suç konusunun doku olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu maddeye ilişkin hemşirelerin sorumluluğu bir önceki maddede (Madde 90) açıklandığı şekli ile geçerli olacaktır. Hemşirenin, hukuken geçerli rızaya dayalı olamadan gerçekleştirilen bir organ veya doku alma işlemine bilinçli olarak katılması halinde, suça iştirak etmiş ve hatta örgütlü faaliyetin içinde yer almış sayılacaktır. Maddenin diğer fıkralarında suça ortaklık etmenin hangi hallerde söz konusu olabileceği açıklanmıştır. (5) . fıkrada hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan doku veya organın saklanması, nakledilmesi, aşılanması durumunda kişiye iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörmektedir. Özellikle ameliyathane hemşirelerinin bu konuda bilinçli yaklaşımları önemlidir. Bu konu ile ilgili yakın geçmişte medyaya yansıyan çarpıcı bir örnek vaka kamuoyu tarafından ilgi ile izlenmiştir. Sperm nakli konusunda etik dışı bir uygulamayı( başkalarına ait spermlerin izinsiz ve kişinin eşine ait olduğu söylenerek uygulanması) ortaya çıkaran bir meslektaşımız, uygulamayı yapan kişinin hakkında açtığı davada haklı bulunmuştur. Bu ve benzeri olaylarda hemşirelerin dikkatli ve bilinçli yaklaşımları hem profesyonel sorumlulukları hem de hukuki sorumlulukları açısından önemlidir. Madde 113.-(1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, kamu kurumu faaliyetlerinin yürütülmesine engel olunması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 31 Kamu kurumu niteliğinde tedavi kurumları ve hastanelerde, yirmidört saat süreli hizmet veren hemşireler, bir yandan hasta bireylerin bakım ve tedavilerini gerçekleştirirken diğer yandan da hasta sahibi ve refakatçilerin beklentilerini karşılamak durumunda kalmaktadırlar. Güç koşullarda görevlerini yapmaya çalışan hemşireler, zaman zaman özellikle öfkeli ve bilinçsiz hasta sahiplerinin müdahaleleri karşı karşıya kalmakta ve bazen bu durum fiziksel şiddete dönüşmekte ya da işleri engellenmektedir. Söz konusu yasa maddesi, kamu görevinin yürütülmesinin engellenmesi durumunda fiili işleyenlere bir yıldan üç yıla kadar ceza öngörüyor. Madde 121.-(1) Kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi halinde, fail hakkında altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu madde meslek üyeleri ve yönetici konumundaki hemşireler açısından önemlidir. Çalışanların özlük hakları veya çeşitli şekillerde uğradıkları mağduriyetlerinin giderilmesi ile ilgili olarak yetkili makamlara verdikleri yazılı dilekçenin kabul edilmemesinin suç olduğunu bilmeleri ve bu yönde haklarını aramaları önem kazanmaktadır. Aynı şekilde yönetici konumundaki hemşirelerin de yasanın bu maddesi ile ilgili sorumlulukları hakkında bilgi sahibi olmaları ve suç oluşturacak uygulamadan kaçınmaları gerekir. Madde 125.-(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Mağdurunu gıyabında hakaretin cezalandırılması için en az üç kişi ile ihtilat ederek işlenmesi gerekir. Maddenin üçüncü fıkrasında, hakaretin kamu görevlisine karşı yapılması durumunda cezanın alt sınırının bir yıldan az olmamasını, beşinci fıkra ise kurul halinde çalışan kamu görevlilerine, görevlerinden dolayı hakaret edilmesi halinde suçun, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılacağı belirtilmektedir. Ülkemizde hemşireler günümüze dek, arkalarında güçlü bir meslek örgütü ve yasal destekten yoksun olarak kamu ve özel sağlık kuruluşlarında görevlerini sürdürmektedirler. Çalıştıkları kurumlarda mesleki değerleri ve meslek üyelerinin haklarını koruma ve savunmada yeterince donanımlı ve etkili yönetici hemşirelerin sayıları azdır. Bu durum mesleğin doğasında yer alan boyun eğmelerle birleştiğinde, karşılaşılan olumsuz davranışlar, çoğu kez suskunlukla geçiştirilmektedir. Diğer yandan sağlık hizmetlerinin sunumunda önemli yer tutan disiplinler arası ekip çalışmasının modern yönetim anlayışı içinde ele alınmaması, sağlıksız iletişime ve çatışmalara yol açmakta. Bu durumdan en çok ekibin etkin bir üyesi olmaktan ziyade üyelere yardımcı statüde görülen hemşireler mağdur olmaktadırlar. Bu mağduriyet hemşirelerin mesleki işlevlerine müdahaleden, kişisel hakarete varan onur kırıcı davranışlara kadar uzanmaktadır. Günlük uygulamalar içinde sayısız örneklerin verilebileceği bu durum son yıllarda araştırmacıların da ilgisini çekmiştir. Özellikle çalışanları yıldırıcı davranış (mobbing) içinde sayılan, küçük düşürücü nitelikte söz ya da davranışlar, yetkilere sığınarak yapılan tehditler, haksız suçlamalar ve keyfi görev yeri ya da statü değişiklikleri benzeri bir çok davranış, kendisini yalnız ve güçsüz hissetme ve işten atılma korkusu içinde çalışanları boyun eğmeye yöneltmektedir. Haksızlığa uğrama farkındalığına erişmiş olanların, haklarını aramalarına olanak veren söz konusu maddede, hakaretin, kişinin gıyabında işlenmesi halinde de aynı ceza öngörülüyor. Ancak cezalandırmanın gerçekleştirilmesi için bu fiile en az üç kişinin tanık olması koşulu aranıyor. Madde 135.-(1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren yayan yada ele geçiren kişi bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Kişilerin siyasi felsefi veya dini görüşlerine ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamların, sağlık durumlarına ve sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. Madde 136.-(1)Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasın veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Madde 137.-(1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların; a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle, b) Belli bir meslek veya sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılır. Madde 135,136 ve 137 özellikle sağlık personeli açısından dikkat edilmesi önemsenmesi gereken maddeler. Tanı ve tedavi amaçlı sağlık kurumlarına başvuran kişiler, bu kurumlarda görevli 32 hekim, hemşire ve diğer sağlık profesyonellerine, tanılama prosedürü gereği, özgeçmişleri, ayrıntılı kimlik bilgileri ve kişilik özelliklerine ilişkin bilgileri aktarmak durumundadırlar. Kişilerin siyasi ve dini görüşlerinden, cinsel tercihlerine değin edinilen tüm kişisel verilerin hukuk dışı olarak kaydedilmesi, altı aydan üç yıla kadar, başkalarına verilmesi veya yayılması durumunda ise suçu işleyen kişiye bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Söz konusu suçun, kamu görevlisi tarafından görevi kötüye kullanmak suretiyle veya mesleğin sağladığı kolaylıktan yararlanmak sureti ile işlenmesi halinde ise ceza yarı oranında arttırılıyor. Bu durumda sağlık personelinin, hastalara ait verileri hukuka aykırı şekilde paylaşmama konusunda gösterecekleri özen ve dikkati, bilgileri koruma yönünde de aynı şekilde göstermeleri gerekecektir. Genellikle kişisel bilgiler hasta dosyalarında, dosyalar ise hastalar taburcu oluncaya kadar servislerde tutulur. Yeterli güvenlik önlemlerinin olmadığı ortamlarda hasta dosyalarının dışarıya çıkarılması kolayca gerçekleştirilebilir. Bu durumdan genellikle servis güvenliği ve demirbaşlarının korumakla yükümlü olan kişiler yani hemşireler sorumlu tutulur. Günümüzde bir çok hastane otomasyon sistemine geçerek, hasta kayıtlarını elektronik ortama taşımaktadır. Bu durumda bilgisayar kayıtlarının korunması yönünde de gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Madde 172.-(1) Bir başkasının sağlığını bozmak amacıyla ve bu amacı gerçekleştirmeye elverişli olacak surette radyasyona tabi tutan kişi üç yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Söz konusu yasa maddesi alt fıkraları ile radyasyon ünitelerinin güvenliğinin sağlanması ve kişilerin sağlığının bozulmasına yol açmayacak şekilde gerekli önlemlerin alınmasını öngörüyor. Hastanelerde radyasyon birimlerinde çalışanları korumak adına bir dizi önlemler, (çalışma süreleri ve izin hakları, fiili hizmet zammı vb) yasalarla belirlenmiştir. Ancak bu birimlerde çalışan hemşireler söz konusu haklardan yararlanamamaktadırlar. Çalışan sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve iş riski yönetimine ilişkin politikaların belirlenmediği kurumlarda çok fazla kişi, farkında olmadan ya da bilerek radyasyon ışınları ve kimyasal ajanlarla karşı karşıya kalmaktadır. En yaygın örnek olarak, özel kabinlerde hazırlanması gereken kemoterapik ilaçların, tüm birimlerde herhangi bir önlem alınmaksızın uygulanması gösterilebilir. Yine girişimsel uygulamaların yapıldığı birimlerde (Endoskopi, ERCP) ortamın yeterince riskli olmadığı gerekçesi ile gerekli önlemleri alınması yönünde çalışanların istekleri ve hakları yönetimler tarafından dikkate alınmamaktadır. Ülkemizde tanı amaçlı görüntüleme merkezi sayıları eczanelerle yarışırcasına artmaktadır. Bu artışta belli ki yeterince talep ve ticari açıdan tatmin edici bir rantın varlığı etkili olmaktadır. Ülkemizde ilaç tüketiminde olduğu gibi, tanı yöntemlerinin de ne şekilde kullanılacağına ilişkin bir standart düzenleme yoktur. BT, MR, gibi gelişmiş tanı yöntemlerine kişilerin yönlendirilmesi hekim kararı ile yapılmaktadır. Gelişmiş ülkelerde ise bu konuda hekim insiyatifini sınırlayan düzenlemeler ve denetlemeler söz konusudur. Bu düzenlemelerin temel amacı, sağlam ve hasta kişileri mümkün olduğunca radyasyonun olumsuz etkilerinden korumaktır. Hastane çalışanları ve hemşirelerin bu konuda hem kendilerini hem de diğer insanları korumak adına bilinçli yaklaşımları önlemlidir. Madde 188.- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız ve ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. (8)Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe , hemşire, diş teknisyeni hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılır. Madde 190.- (1) Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırmak için; a. Özel yer,donanım ve malzeme sağlayan, b. Kullananların yakalanmalarını zorlaştıracak önlemler alan, c. Kullanma yöntemleri hakkında bilgi veren, (2) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hasta bakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılır. (3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen özendiren veya bu nitelikte yayın yapan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Ceza Yasasının 188 ve 190. maddeleri sağlık personellerinin isimlerinin tek tek belirtildiği ve bunlara özel cezaların yer aldığı maddeler olarak dikkat çekmekte. Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin imal ve ticareti ile ilgili suçların açıklandığı (8 Fıkra) Madde 188’de bu suçun hemşire ve diğer sağlık personeli tarafından işlenmesi halinde cezanın yarı oranda arttırılması öngörülüyor. Madde 190’ da ise, madde kullanımını kolaylaştırma, özendirme, bilgilendirme, kullananları koruma 33 gibi durumların suç oluşturduğu ve bu suçu işleyenin sağlık personeli olması durumunda yine cezanın yarı oranında arttırılmasını öngörüyor. Sağlık kurumlarında görevli hemşireler, hekim istemine uygun ilaçların temini, korunması ve hastaya uygulanması, atıkların uygun şekilde imhası ve uygulama sonrası sonuçlarının gözlenmesine uzanan süreçte önemli sorumluklar üstlenirler. İlaçlara kolay ulaşabilir konumda olmaları, ilaçların etkileri konusundaki sahip oldukları bilgiler, bu konuyu suistimal etmek isteyenlerce kaynak kişi olarak seçilmelerine neden olabilir. Bu özelliklerini, kendilerine, hastalara, yakınlarına ve diğer kişilere zarar verecek şekilde dezavantaja dönüştürmemeleri profesyonel tutum ve davranışın bir gereğidir. Aksi durumda, meslekten mene kadar uzanan ceza uygulamaları ile karşı karşıya kalacaklardır. Madde 210. (1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre ve hamiline yazılı hisse senedi, tahvil, veya vasiyetname olması halinde resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır. (2) Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.Düzenlenen belgenin kişiye haksız menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur. Meslek yasasında (6283 Sayılı) hemşirelerin resmi belge düzenleme yönünde yetkileri yer almamaktadır. Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinde başhemşire, sorumlu hemşire ve servis hemşirelerinin resmi belge düzenleme niteliğinde sayılacak işlevleri ile ilgili maddeler aşağıda verilmektedir.( Resmi Gazete :13.Ocak.1983 Sayı:17927) Madde 129. Başhemşirenin Görev ve Yetkileri (g). Hemşire ve kendisine bağlı diğer personele ait nöbet ve izin çizelgelerini düzenler ve baştabibe onaylatır.Bu listelerde sonradan bir değişiklik yapmak gerekirse baştabibe haber verir. Hemşirelerin çalışma saatlerine ilişkin planlamanın yer aldığı formlar, vardiye listesi, nöbet çizelgesi vb. isimlerle başhemşire tarafından ( uygulamalarda servis sorumlu hemşireleri tarafından) düzenlenir ve hemşirelerin görebileceği şekilde servis panolarına asılır. Bu formlar üstünde yapılacak değişiklikler yönetmeliğe göre başhekimin onayını gerektirmektedir. Nöbet listesi üzerinde çalışanlar tarafından yapılacak herhangi bir değişiklik, söz konusu TCK maddesine göre resmi belgede sahtecilik suçuna eşdeğer anlamda sayılacaktır. Yönetmelikte, hemşirelik hizmetlerinin yönetiminden sorumlu tutulan başhemşirelerin, sınırlı olarak belirlenen yönetimle ilgili kararlarında bağımsız olmadıkları, görevleri ile ilgili tüm kararlarda (basit düzenlemelerden karmaşık kararlara değin) başhekimin onayını almak zorunda oldukları anlaşılmaktadır. Oysa sağlık ekibini oluşturan profesyonel disiplinlerin her birinin, kendi mesleki eğitimleri, uygulama ve yönetimlerinin, kendi üyeleri tarafından bağımsız olarak yürütmeleri ve işlevlerini diğer sağlık ekibi üyeleri entegre etmeleri beklenir. Madde 131. Servis Sorumlu Hemşiresinin Görev ve Yetkileri (c) Servis demirbaş ve tüketim maddelerini teslim alır. Bunların muhafazası ve yerinde kullanılmasından sorumludur. (d) Servisin temizliğini yatan ve çıkan hastaların işlemlerini, hemşire ve diğer hizmetlilerin görev taksimini ve düzenlemesini bizzat yapar, bunların çalışmalarını denetler,yemek dağıtımının, ilaç dolabının işlerliğini denetler (g) Servis istatistiklerini idareye zamanında verilmesini sağlar Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinde servis sorumlu hemşirelerinin resmi evrakla ilgili sorumlulukları, demirbaş ve tüketim maddelerinin teslimatı, hasta yatış çıkış işlemleri ve servis istatistiklerinin yapılması olarak belirtilmektedir. Uygulamada hemşireler, zamanlarının büyük bir bölümünü söz konusu maddelerde yer alan işlevlerle geçirirler. Aynı zamanda bu işlevler hemşirelerin en sık sorun yaşadıkları fonksiyonlardır. Servis içinde bir çok disiplin tarafından ortak kullanılan demirbaş ve tüketim maddelerinin korunmasından hemşireler birinci derecede sorumlu tutulmaktadırlar. Yeterli güvenlik hizmetlerinin sağlanmadığı çoğu kurumlarda, servislerde oluşan kayıpların ödentisi hemşireler tarafından yapılmaktadır. Bu kayıplar bilgisayar ve televizyon gibi araçlardan pahalı ve önemli ilaçlara ve tıbbi malzemelere kadar uzanmaktadır. Bir yandan tedavi ve bakımlarını sürdürdükleri hastaların güvenliği, diğer yandan tüm demirbaşlar ve servisin güvenliğinin sağlanması, ‘güven içinde olmayan hemşireler’ tarafından ne ölçüde başarılabilecektir. Servis sorumlu hemşirelerinin resmi evrakla ilgili diğer sorumlulukları, hasta yatış çıkış işlemleri ve servis istatistiklerinin tutulması olarak belirlenmiştir. Tümüyle tıbbi dökümantasyon ve sekreterlik 34 bölümü elemanları tarafından yürütülmesi gereken söz konusu işlevler geleneksel anlayış doğrultusunda, giderek hemşirelerin asli işlevleri arasında yerini almıştır. Öyle ki günümüzde hemşirelerin poliklinik, arşiv, vezne memuru ya da başhekim sekreteri gibi pozisyonlarda görevlendirilmeleri olağan sayılmaktadır. Diğer yandan hastane otomasyon sistemi projesini uygulayan kurumlarda hemşirelerin ‘kayıt memuru’ görevlerinde beklenen değişiklikleri sağlanamamıştır. Sağlık çalışanlarının tüm girişimsel uygulamaları ve kullandıkları malzemelerin elektronik ortama aktarılmasını gerektiren otomasyon sisteminde, hemşireler yine önemli rol üstlenerek, kendi uygulamaları ile birlikte hekimler tarafından yapılan işlemleri de kaydetmeye devam etmektedirler.. Madde 132. Hemşirelerin Görev ve Yetkileri ...........dereceleri alır, nabız ve teneffüslerini sayar, derece kağıtlarına tresslerini çizerler (nabız kırmız, ateş siyah, teneffüs mavi kalemle) b.Hastaların tedavisi için gerekli bütün kayıt ve bakım ve tedavi uygulamalarını meslekleri dahilinde ve tabiplerin tariflerine göre yapmakla yükümlüdürler.Hastaların ilaçlarını, içten ve dıştan olduğuna göre bizzat içirir ve tatbik ederler, enjeksiyonları yaparlar ve bunları miktar ve zaman belirterek kaydedip imzalarlar. d.Servis acil dolabında bulunan ilaçların..................sarfiyatını özel sarf defterine kaydeder Hastalara bu dolaptan verilen ilaçlar anında tabelalarına renkli kalemle yazılır. Hemşirelerin kayıtla ilgili temel sorumlulukları, hastaların günlük yaşam aktivitelerini sürdürmelerine yardımcı olacak, hastalığa karşı tepkilerini değerlendirecek ve mevcut ve olası sorun ve gereksinimlerini karşılayacak hemşirelik bakım planlarının yapılması, gerekli girişimlerin uygulanması ve sonuçların değerlendirilmesi süreçlerinin kaydedilmesidir. Hastaların tıbbi tanıları doğrultusunda hekim tarafından planlanan tedaviler belirlenen doz ve sıklıkta hemşireler tarafından uygulanır. Bu süreç geleneksel olarak hasta için önerilen tedavinin hekim tarafından ilgili dosyaya yazılması ve hemşirenin söz konusu istemi kendi formuna aktarması ve uygulama sonunda kayıt düşmesi şeklinde gerçekleştirilir. Bu süreçte sıklıkla, hekimlerin günlük tedavi planlarını düzenli bir şekilde ve zamanında yapmamaları, tedavi değişikliklerinin yazılı olarak bildirilmemesi ya da istenen ilacın bulunamaması gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır.Hemşirelerin bakım ve tedaviye ilişkin kayıt uygulamaları kurumlar arasında farklılık göstermektedir. Bazı durumlarda hemşireler hastaların mağdur olmaması ve zaman kazanmak amacı ile hekimin sorumluluğunda olan bazı evrakları (hasta tabelaları, reçete kağıdı yada emekli karnelerine) kendi el yazıları ile doldurmaktadırlar. Yazılan ilaçlarla yada belgelerle ilgili herhangi bir suistimal ortaya çıktığında ise hemşire de hakimle birlikte soruşturulmakta ve ceza görmektedir. İyi niyet amacı ile de olsa hemşireler sorumlu olmadıkları belgeler üzerinde işlem yapmamalıdırlar. Hastaların belirli aralıklarla ateş nabız tansiyon ve solunumuna ilişkin verilerin uygun yöntemlerle alınıp kaydedilmesi hemşirelerin önemli sorumlulukları arasındadadır. Uygulamalarda söz konusu kayıtların ölçüm işlemi yapılmadan tahmini olarak yazılması durumu da sahte belge düzenlemekle eşdeğer sayılabilir. Hastaların genel görünümleri dikkate alınarak varsayılan ölçümlerin kaydedilmesi aynı zamanda meslek etiği ile de bağdaşmayan bir durumdur. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde görevli hemşireler tarafından kullanılacak resmi belgelerin de yetki sınırları dahilinde kullanılması önem kazanmaktadır. Gerçeğe aykırı belge düzenlenmesi ve resmi belgede sahtecilik suçuna bir yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. Madde 280 (1) Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşılmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (2) Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabib, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır. Söz konusu madde sağlık çalışanlarının mesleki uygulamaları ile suça karışmış kişinin tedavisinin yapılmasını engelleyecek özellikte. Eski yasada sadece kişiler üstünde işlenen suçların gerekli tıbbi müdahale ve yardım yapıldıktan sonra bildirimini öngörülmesine karşın, yeni yasa hastanın kendisi hakkında kovuşturmaya neden olacak suçların da bildirimini zorunlu kılmakta. Bu durumda sağlık çalışanlarının insan yaşamını öncelikli kılan görevi ile tedavi süresince hastaya ait sırları saklanması ilkesinin göz ardı edildiği anlaşılmaktadır. Düzenleme bu hali ile Anayasanın 17. maddesine, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 25. maddesinde yer alan her kesin tıbbi bakım hakkına sahip olduğu hükmüne, Ekonomik Toplumsal ve Kültürel Haklar Uluslar arası sözleşmesinin 12. maddesinde yer alan her kesin en yüksek bedensel ve ruhsal sağlık standartlarından yararlanması için devletlerin 35 hastalık halinde herkese tıbbi hizmet bakım sağlayacak koşulları yaratma yükümlülüğüne, Avrupa Toplumsal Antlaşmasının 13. maddesinde yer alan tıbbi yardım hakkının etkin bir biçimde kullanılmasının sağlanmasına ilişkin düzenlemeye, Birleşmiş Milletler Sağlık Personelinin Rolüne İlişkin Tıp Ahlakı ilkelerine uymamaktadır. SONUÇ VE ÖNERİLER: 1. Hemşirelik yasasında yapılan değişikliklerin ilgili yönetmelik ve yönergelere yansıtılarak hemşirelerin eğitim amaçları ile bağdaşmayan, sayısız çeşitlilikte meslek dışı işlevlerden sorumlu tutulmamaları önemlidir. Hemşirelerin mesleki rol ve işlevlerinin açıklığa kavuşturulması, meslek üyelerinin ceza yasası kapsamında sorumluluklarının belirlenmesi açısından da önem kazanmaktadır. 3.Hemşireler uygulamaları sırasında hata yapmalarına ya da hastaların zarar görmelerine yol açacak durumları yazılı olarak üst yönetime bildirmeleri halinde, ortaya çıkacak olumsuzluklardan sorumlu tutulmayacaklardır. 4. Hemşirelerin görev yetki ve sorumlulukları kurumlar arasında farklılık göstermektedir. Bu farklılıklardan zarar görmemek için söz konusu işlevlere kurumsal protokoller ya da sözleşmelerde yer verilmesi önem kazanmaktadır. 5. Hemşirelerin yargıya intikal eden dosyalarının incelenmesinde bilirkişi konumunda hemşirelik örgütünü temsilcisinin Yüksek Sağlık Şurasında yer alması ve temeleğitim ve mezuniyet sonrası eğitim programlarında hemşireliğin hukuksal boyutuna ilişkin yer verilmesi meslek üyelerinin mevcut ve olası olumsuz durumlara karşı daha bilinçli davranmalarına yol açacaktır. Yararlanılan Kaynaklar: 1.Özçelik Z. ve ark. Hemşirelikte Haklar ve Sorumluluklar, Odak Ofset Matbaacılık,Yenişehir Ankara 2006 2. 6283 ve Hemşirelik Yasası 02. Mayıs. 2007 Tarih ve 26510 Sayılı Resmi gazete. 3. 499 sayılı Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği 13. Ocak. 1983 tarih ve 17927 sayılı Resmi gazetede 4. 5237 Sayılı Yeni Türk Ceza Kanunu Maddeleri 36 37 SÖZEL BİLDİRİLER [S-01] Sağlık Yüksekokulu Birinci Sınıf Öğrencilerinin Hemşirelik Mesleği İle İlgili Görüşlerinin İncelenmesi Yalçın Hatice, Kahraman Songül Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulu, Karaman GİRİŞ: Araştırmanın amacı Selçuk Üniversitesi Karaman SYO birinci sınıfta okumakta olan öğrencilerin hemşirelik mesleği ile ilgili görüşlerinin değerlendirilmesidir. YÖNTEM: Araştırma 2006-2007 eğitim-öğretim yılında Selçuk Üniversitesi Karaman SYO birinci sınıfına kayıt yaptıran 49 öğrenci üzerinde Ekim2006’da yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından oluşturulan bir anket formu kullanılmıştır. Anket formunun birinci bölümünde öğrencilerin ve ailelerinin sosyodemografik özelliklerine ilişkin sorular; anketin ikinci bölümünde ise öğrencilerin hemşirelik mesleğine ilişkin görüşlerini belirleyen sorular bulunmaktadır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS programından yüzde dağılımları ve korelasyon testleri kullanılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalamaları 18.2±20.4, %91.2’i normal lise mezunudur. %64.8’i yurtta kalmakta ve %38.5’i burs almaktadır. Öğrencilerin annelerinin %71’i ve babalarının %59’u ilkokul mezunudur. Annelerinin %82’i evhanımı, babalarının %27.4’ü emeklidir.Öğrencilerin %67’i küçük kentte yaşamakta ve %61’inin ailesinin geliri-gidere denktir.Öğrencilerin %74’ü bu okulu 8.tercihten sonra sıralamışlardır. Ailelerinin isteği ile hemşireliği seçme oranı % 41, kendi tercihleriyle seçme oranı ise % 5’tir. Okula gelmeden önce hemşirelik ile ilgili bilgi alma durumu %28’dir ve bunların bilgi kaynağı % 61 tanıdıklarıdır. Hemşireliğe % 39’u kısmen olumlu, % 32’i olumsuz bakmaktadır. % 32’i iş olanakları iyi olduğundan, % 28’i insanlara yardımı sevdiklerinden hemşireliği seçmişlerdir. SONUÇ: Elde edilen bulgular sonucunda hemşirelik bölümüne gelen bütün öğrencilere birebir danışmanlık yapılması, okullarda öğrenci sayısının daha az olmasının sağlanması, hemşirelik mesleğinin olumlu yönlerini tanıtacak bilimsel çalışmalar yapılması önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, meslek, öğrenciler. Analysing the Judgement of Nursing Students who are Attending First Class at Health High School About Nursing Yalçın Hatice, Kahraman Songül Selcuk University Karaman Health of High School, Karaman INTRODUCTION: The aim of this research's appreciating the judgement of nursing students who are attending first class at Selçuk University Karaman Health High School about nursing. METHOD: This study have been made about 49students who are attending first class at S.U.Karaman H.H.S on november 2006 ın collecting datas a questionary is used. There's questions about students’ socio-demographic status and determine the judgement of students about nursing.At the analysing of datas percentage and correlation tests are used and analyse's made with using SPSS. FINDINGS: Mean of students age is 18,2±20.4, 91,2%of students are graduated from standard high school.64,8%of students are staying at student dormitory and 38,5 %of students are getting schoolarship. 74 % of them choosed this school after their eigth choise.Choosing nursing job with the families desire ratio's 41 %,with themselves desire ratio is 5%.Knowing the details of nursing before begining this school ratio is 28 % and this information source is their familiar people ratio of 61 %. 39 % of them’s ideas about nursing are partially possitive, 32% of them’s are negative. 32 % of them have choosed this job because of the working conditions, 28 % of them have choosed this job to hepl people. RESULT: As a result it's suggested;ower the number of students at schools,making scientificial studies to present possitive parts of nursing. Keywords: Nursing, profession, students 38 [S-02] Hemşirelerin Teknoloji Kullanımına İlişkin Tutumları Avcı Sevcan, Sim Semiha, Yıldız F.gülen, Erdemir Firdevs, Hanoğlu Ziyafet, Akman Arzu Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Ankara GİRİŞ: Bugünkü sağlık bakım ortamlarında ve günlük yaşamda teknolojinin kullanımı ve gerekliliği kaçınılmazdır. Bu durum hemşirelerin tüm rol ve işlevlerinde, karar verme süreçlerinde teknolojiyi ve bilgi sistemlerini kullanarak verileri ve bilgiyi sentez etmelerini, bu bilgiyi çeşitli süreçlerde paylaşmalarını zorunlu kılmaktadır. Teknolojinin ve bilgi sistemlerinin etkin olarak kullanılabilmesi için hemşirelerin bilgi ve bilgisayar okur yazarlık becerilerine yönelik mevcut durumlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. AMAÇ: Hemşirelerin, teknoloji (bilgisayar, yazılım programları, e-posta, internet) kullanma ve hazır oluşluk durumları ve teknolojiye ilişkin tutumlarını incelenmektir. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipteki bu çalışmanın evrenini, bir Üniversite Hastanesinde çalışan 248 hemşire, örneklemini 176 hemşire oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında, araştırmacılar tarafından ilgili literatürden yararlanılarak geliştirilen bir soru formu ve McMahon tarafından geliştirilen “teknoloji tutum ölçeği” kullanılmıştır. BULGULAR: Hemşirelerin %92,6’sının günlük yaşamında bilgisayar kullandığı, %61.3’ünün bilgisayar kullanmayı kendi çabalarıyla öğrendiği, %44.3’ünün evinde, %98.3’ünün çalıştığı ünitede bilgisayar olduğu belirlenmiştir. Hemşirelerin %66.7’sinin e-mail adresi olduğu, %76.7’sinin sıklıkla araştırma ve iletişim için internet kullandığı belirlenmiştir. Hemşirelerin büyük çoğunluğu teknolojiyi öğrenmenin zaman harcamaya değer olduğu, teknolojiyi bilmenin/kullanmanın çalışma yaşamında önemli olduğu, teknolojiyi kullanmanın tüm alanlarda bilgi edinmesini kolaylaştıracağı konusunda görüş belirtmişlerdir. SONUÇ: Hemşirelerin teknoloji kullanımına ilişkin görüşlerinin olumlu olduğu ancak teknolojiyi sağlık bakım ortamlarında daha etkin kullanmaya yönelik eğitime gereksinim duydukları sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Bilgi teknolojisi, Bilgisayar, Bilgisayar okur-yazarlığı, Hemşirelik, Teknoloji The Attitudes Of The Nurses About The Using Technology Avcı Sevcan, Sim Semiha, Yıldız F.gülen, Erdemir Firdevs, Hanoğlu Ziyafet, Akman Arzu Department of Nursing, Health Sciences Faculty, Baskent University, Ankara, Turkey INTRODUCTION: Nowadays at health care establishments and in daily life the importance of using technology is inevitable. So, nurses have to know how to use it to assess and share the data for different purposes. AIM: To describe the status /level of using and readiness to technology (computers, sofware, programs, e-mail, internet) and their attitudes toward using technology. METHOD: The universe of this descriptive study is composed of 248 nurses and the sample included 176 nurses working at an university hospital. Data were collected by using a the questionnaire form developed by the researchers considering with related literature and “technological attitude scale” developed in 1997 by McMahon. FINDINGS: %92.6 of the nurses use a computer in their daily life, %61.3 learned to use a computer by themselves: %44.3 have a computer at home and %98.3 have computers at work; %66.7 have e-mail addresses, %76.7 often uses internet for investigation and communication: Most of the nurses stated that; knowing and learning technology is important at work; using technology helps getting information at all fields. CONCLUSION: it is concluded that the views of nurses about using technology is positive but they need training on using technology at health care establishments more effectively. Keywords: Computer, Computer literacy, Information Tecnology, Nursing, Tecnology 39 [S-03] Bir Eğitim Hastanesindeki Hastaların Hemşirelik Hizmetlerinden Memnuniyet Düzeylerinin İncelenmesi Demir Yurdanur1, Gürol Arslan Gülşah2, Eşer İsmet1, Khorshid Leyla1 1 Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Hemşirelik Esasları Ana Bilim Dalı, İzmir 2 Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Manisa AMAÇ: Bu çalışma, hastaların hemşirelik hizmetlerine yönelik memnuniyetlerini ve memnuniyeti etkileyen değişkenleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın örneklemini, bir eğitim hastanesinde araştırmaya katılmaya gönüllü 165 hasta oluşturmuştur. Veriler, anket formu ve Demir & Eşer tarafından (2004) geliştirilmiş “Hemşirelik Hizmetlerinden Memnuniyet Ölçeği” (HHMÖ) kullanılarak toplanmıştır. BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan hastaların; yaş ortalamasının 51.35±16.28, %54.5’inin kadın olduğu saptanmıştır. Hastaların; %57.6‘sının 3-7 gün arasında hastanede kaldıkları saptanmıştır. Bu çalışmada hastaların toplam memnuniyet puanı 132.48±20.90 olarak bulunmuştur. Hastaların cinsiyet ve eğitim durumlarına göre puanları açısından anlamlı bir fark bulunmazken (p>0.05), yaş gruplarına göre hastaların puan ortalamalarının genç yaş grubundaki hastalara göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek olduğu saptanmıştır (p<0.05). Hastaların daha önce hastaneye yatma durumu, hastanede kalma günü ve rekakatçısının bulunma durumuna göre memnuniyet toplam puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır (p>0.05). Anahtar Kelimeler: hasta, hemşirelik hizmetleri, memnuniyet Investigation Of Satisfaction Of Patients' For Nursing Care in A Training Hospital Demir Yurdanur1, Gürol Arslan Gülşah2, Eşer İsmet1, Khorshid Leyla1 1 Ege University, School of Nursing, Fundamentals Of Nursing, İzmir 2 Celal Bayar University Health School, Manisa AIM: This study is done for the satisfaction of patients’ for nursing care and to determine the varieties which effect the pleasure. MATERIAL-METHOD: The subjects of the survey are 165 volunters patients. Datas are collected by using questionnaire from and “Scales of Satisfaction for Nursing Care” which is developed by Emir & Eşer (in 2004). FINDINGS: It is determined that the avarage ages of the patients included in research are 51.35±16.28, 54% of them are women. It is determined that 57.6% of patients have stayed in hospital 3-7 days. It is found that the total pleasure point is 132.48±20.90 in this study. It has been determined that according to the patients age, the avarage points are reasonably higher as statistically to the patients in young ages (p<0.005) whereas there is no reasonable difference among their points in the sight of their sex and education (p>0.05). It is determined that there is no reasonable difference as statistically among the avarage of pleasure total point according to the condition and days that they stay in hospital and if they have a companion or not. Keywords: patient, nursing care, satisfaction 40 [S-04] İstanbul İli Sınırları İçerisindeki Hemşirelik Yüksekokulu 1. Ve 4. Sınıf Öğrencilerinin Kültürel Aktiviteleri Gerçekleştirme Durumu Ve SosyoEkonomik Düzey İle Genel Sağlık Durumu Arasındaki İlişki Direk Seçil, Tufan Gülden, Altun Uğraş Gülay, Koçaşlı Sema, Akyolcu Neriman, Aksoy Güler İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik YüksekOkulu, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Ana BilimDalı, İstanbul, Türkiye AMAÇ: Çalışma, 2006-2007 eğitim ve öğretim yılında İstanbul ili sınırları içerisindeki hemşirelik yüksekokulu 1. ve 4. sınıf öğrencilerinin kültürel aktivitelerini gerçekleştirme durumunu ve sosyoekonomik düzeyleri ile genel sağlık durumları arasındaki ilişkiyi belirleme amacıyla tanımlayıcı ve analitik olarak planlanan araştırma, 630 öğrenci üzerinde yapıldı. METOD: Veriler, öğrencilerin sosyo-demografik özelliklerine, sosyokültürel aktiviteleri gerçekleştirme durumuna ve sağlık davranışlarına ilişkin sorulardan oluşan anket formu, Genel Sağlık Anketi (GSA12), Sosyo-Ekonomik Düzey Belirleme Ölçeği (SED) kullanılarak toplandı. BULGULAR: Araştırma kapsamındaki öğrencilerin, % 58,1’i (n=366) 1. sınıf öğrencisiydi. Öğrencilerin % 39’unun (n=246) yurtta yaşadığı, % 58,4’ünün (n=368) burs aldığı, % 53’ünün (n= 336) hobilerini gerçekleştirmede sorun yaşadığı, % 73’ünün (n= 460) bir spor dalı ile ilgilenmediği, %71’inin (n=446) kendilerini sağlıklı hissettiği belirlendi. Öğrencilerin %36’sının (n=227) orta SED’de olduğu, % 44,8’inin (n=282) GSA’nden düşük puan aldığı, SED ile GSA puanları karşılaştırıldığında gruplar arasında anlamlı bir farkın olmadığı saptandı (p>0,05). SONUÇ: Bu sonuçlar doğrultusunda, üniversite eğitiminde, öğrencilerin varolan sosyal yaşam davranışlarının desteklenmesi, sosyal yaşamı kısıtlı olan öğrencilerin bu yönde cesaretlendirilmesi, sosyal aktivite olanaklarının arttırılması, sağlık davranışlarına yönelik ders müfredatının güncelleştirilmesi önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Öğrenci hemşire, Sosyo-ekonomik düzey, Sağlık The Relationship Between The Cultural Socialization And Socio-Economic Levels, And General Health Conditions Of The First And Fourth Students Of Nursing College In Istanbul Direk Seçil, Tufan Gülden, Altun Uğraş Gülay, Koçaşlı Sema, Akyolcu Neriman, Aksoy Güler Istanbul University, Florence Nightingale College of Nursing, Surgical Nursing Department, Istanbul, Turkey AIM: The study was conducted on totally 630 first- and fourth-year students of nursing colleges in Istanbul within the academic year 2006-2007. The main purpose was to determine, in a descriptive and analytic way, relationship between students’ cultural socialization and socio economic levels, and their general health conditions. METHOD: The General Health Questionnaire (GHQ12) and the Socioeconomic Status Scale (SED) were the tools used to collect the data about the students’ demographic information, their cultural socialization and their attitudes towards health. FINDINGS: In the study, %58.1 of the sample, were first-year students. %39 were staying in a dorm; approximately %58 were receiving scholarships; %53 had problems/limitations on doing their hobbies; %73 thought that they were healthy. Additionally, %36 fell into the category of middle socio-economic level whereas 282 students, %44.8 had low scores in GHQ12. When compared to the scores of these questionnaires, we couldn’t find any statistically significant differences between the groups. RESULT: In the light of these results, supporting students to keep their existing social lives, encouraging students who have problems on their socialization, increasing the number of social activities and, updating curriculum of the course about students’ attitudes towards health behaviors during their college education are some issues to be advised. Keywords: Nursing student, socio-economic level, health 41 [S-05] Gaziantep Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin Branşlaşma İle İlgili Düşünceleri Pehlivan Seda, Uçan Özlem, Çuhadar Döndü, Ovayolu Nimet, Karadaş Zuhal Gaziantep Üniversitesi Gaziantep Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Araştırma öğrencilerinin branşlaşma ile ilgili düşüncelerinin belirlenmesi amacıyla yapıldı. YÖNTEM: Çalışmamız, Gaziantep Üniversitesi Sağlık Yüksekokulunda okuyan, çalışmaya katılmaya istekli 180 öğrenci ile, 5-23 Mart 2007 tarihleri arasında, tanımlayıcı olarak yapıldı. Araştırma öncesi kurumdan ve öğrencilerden sözlü izin alındı. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik analizi yapıldı. BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalamasının 20.7±1.7 yıl olduğu saptandı. %58,3’ü aldığı eğitimin herhangi bir klinikte çalışmak için yeterli olduğunu, %62,8’i intörnlük eğitiminin branşlaşmaya daha fazla yarar sağlayacağını belirtti. Öğrencilerin %47,2’si mezuniyet sonrası akademisyen olarak çalışmak istediğini, %96,6’sı hemşirelikte branşlaşmanın gerekli olduğunu belirtirken, bunların %39,7’si branşlaşmanın bakımın kalitesinin artması için gerektiğini ifade etmiştir. Öğrencilerin %58,9’u branşlaşma eğitiminin lisans üstü eğitim düzeyinde olması gerektiğini, %75’i hizmet içi eğitimin ve %62,8’i sertifika ya da kurs programlarının branşlaşma için yeterli olmadığını belirtti. Öğrencilerin %21,7’si branşlaşmanın mesleğe olan katkısını “branşlaşma, hemşirenin çalıştığı alanda daha yeterli olmasını sağlar” olarak ifade etti. Öğrencilerin %93,9’u branşlaşma yapılacak alanı kişinin seçmesi gerektiğini belirtti. SONUÇ: Öğrencilerin çoğunluğunun branşlaşmanın gerekli olduğunu, branşlaşmanın yüksek lisans düzeyinde olması gerektiğini ve branşlaşmanın kişiye çalıştığı alanda daha fazla bilgi ve donanım sağlayacağını düşündüğü belirlendi. Anahtar Kelimeler: Branşlaşma, hemşirelik, öğrenci. The Opinions About Specializing at the Gaziantep University Higher School of Health Nursing Department Students Pehlivan Seda, Uçan Özlem, Çuhadar Döndü, Ovayolu Nimet, Karadaş Zuhal Gaziantep University Higher School of Health AIM: The study was performed to determine opinions of students about specializing. METHOD: Our study was performed with 180 volunteer students between 5-23 March 2007 as descriptive one. Orally permission was obtained from the students and school before the study. Evaluation of data was done percentage analysis. RESULTS: The average age of the students were 20.7±1.7 years, 58.3% stated that obtined education was enough to work in clinic, 62.8% stated that internship education would be helpful to specializing. 47.2% were willing to work as academician after graduation. While 96.6% of them stated that specializing in nursing is necessary, 39.7% stated that specializing is required for better care, 58.9% stated that specializing education should be as bachelar’s degree, 75.0% and 62.8% throught that internal service education and certificate or course programmers aren’t good enough for specializing respectively. 21.7% of them described the contribution of specializing to nursing as “specializing makes the nurse more sufficient in her work area”. 93.9% of them were thinking that specializing area should be choosen by the students. CONCLUSION: Most of the students were thinking that specializing is necessary and should be as a bachelor’s degree. Also specializing the nurse well-informed and sufficient in her work area. Keywords: Nursing, specializing, student. 42 [S-06] Huzurevinde Kalan Yaşlıların Fiziksel, Ruhsal Ve Sosyal Yakınmaları Ve Yaşam Kalitesi İle İlişkisi İşleyici Pınar(4. Sınıf Öğr.), Akın Belgin (danışman) S.Ü Konya Sağlık Yüksekokulu- Hemşirelik Bölümü AMAÇ: Araştırmanın amacı kurumda yaşayan yaşlıların fiziksel, ruhsal ve sosyal yakınmaları ve bu yakınmaların yaşam kalitesi ile ilişkisini incelemektir. METOD: Tanımlayıcı türde bir çalışmadır. Araştırmanın çalışma grubu Konya İsmail Işık Huzurevi’nde kalmakta olan 65 yaş üzeri, iletişim kurabilen ve yatağa bağımlı olmayan 67 yaşlıdır. Veri toplamada sosyo-demografik özellikler ve yaşlının son dört hafta içindeki yakınmalarını sorgulayan bir anket formu ve SF-36 yaşam kalitesi ölçeği kullanılmıştır. Veriler araştırmacı tarafından 26-31 Ocak 2007 tarihleri arasında yaşlılarla yüz yüze görüşülerek toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ortalama ve yüzde hesaplamaları yanında ilişkisel incelmeler kullanılmıştır. BULGULAR: Yaşlıların % 76.1’ i erkek, % 32.7’ si okur-yazar değildir. Yaşlıların % 47.8’ inin kronik hastalığı ve % 95.0’ inin en az bir yakınması vardır ve % 46.3’ ü bu yakınmalarla ilgili tıbbi bir yardım almamıştır. Yaşlılardaki ortalama yakınma sayısı 6.5±3.0 (ranj 1-12) olarak bulunmuştur. SONUÇ: En sık yaşanan ilk üç yakınma ise yalnızlık, unutkanlık ve görme sorunudur. Hemşireler tarafından ele alınarak kontrol edilebilecek bu yakınmalara yönelik girişimler yaşlıların yaşam kalitesini arttırabilir. Anahtar Kelimeler: Yaşlı, yakınmalar, yaşam kalitesi, hemşirelik Physical, Mental And Social Complaints And Quality Of Life Among Elderly People Living Institution İşleyici Pınar(4. Sınıf Öğr.), Akın Belgin (danışman) S.Ü. Konya School of Health-Nursing Department AIM: The aim of the study was to examine the physical, mental and social complaints and quality of Life (QoL) of elderly people living institution. METHOD: This was a descriptive study. The study group was 67 elderly people 65 years and over who live in Konya İsmail Işık Instıtution, having communicating ability and not being bedbound. A questionnaire form covering sociodemographic characteristics and the complaints of the eldery for four weeks periods and SF-36 Quality of Life Scale were used to collect data. Data was collected by researcher between January 26-31 2007 with face to face interview. Mean and percentage calculations and inferential statistics were used to assesment for data. FINDINGS: It was found that, of the elderly 76.1 % were men, 32.7 % were illeteracy, 47.8 % have chronic ilness and 95.0 % have at least one complaints and have taken no medical help for these complaints. Mean number of complaints was 6.5±3.0 (range 1-12). RESULT: The first three complaints that most experienced were loneliness, forgetfulness and visual problem. The interventions toward these complaints which have been controlled with nurses may have rise the QoL of elders. Keywords: Elderly, Complaints, QoL, Nursing 43 [S-07] Hemşire Öğrenci Kongrelerinde Sunulan Bildirilerin Değerlendirilmesi(20002006) Uçgun Müjde, Gökçe Arzu, Bayık Temel Ayla, Öztürk Renginar Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilimdalı, İzmir Hemşire öğrenciler mesleki bilgi becerileri, araştırma makalelerini okuyarak, bilimsel mesleki toplantılara katılarak ve bilimsel araştırmalara dayalı bir eğitim olarak kazanırlar. Öğrencilerin araştırma etkinliklerine katılmaları, araştırma ruhu kazanmış profesyoneller olarak yetişmelerini ve araştırma kullanmalarını sağlar. AMAÇ: Tanımlayıcı çalışmada 2000-2006 tarihleri arasında düzenlenmiş Hemşire Öğrenci Kongrelerinde sunulmuş bildirilerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. METOD: Beş Kongre ve bir sempozyum kitabında yer alan 1093 bildiri özeti, gözden geçirilerek, araştırmacıların özellikleri, bildirinin sunum biçimi (sözel, poster), tipi (kavramsal, araştırma), konu, denek türü (risk grubu, hasta, sağlam), çalışma alanı (primer, sekonder, tersiyer) ve araştırma yeri boyutları ile incelenmiştir. BULGULAR: 1093 bildirinin %39,5' i Hemşirelik Yüksekokullarından, %56,4' ü Sağlık Yüksekokullarından gönderilmiştir. Bildirilerin %55,2'si poster, %11,42 ü sözel, %16,7' si kavramsal, %83,3'ü araştırma deseninde hazırlanmıştır. Bildirilerin %90,3' ü öğrenci ve rehber eğitimci ile birlikte çalışılmıştır. Rehber eğitimcilerin %34,7' si öğretim görevlisidir. Bildirilerin %32,3' ü toplum sağlığı, %28,5' i hemşirelik bakımı, %19,2'si hemşirelikte araştırma konuları ile ilgilidir. Çalışmaların %81,2' si birinci basamak sağlık hizmet birimlerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaların %31,6' sinde denekler sağlam bireylerdir. Yıllara göre bildiri sayılarındaki artış ve kongrelere öğrenci katılımı saptanmıştır. SONUÇ: Bulgular, öğrencilerin araştırmaya duyarlılıklarının, farkındalıklarının ve ilgilerinin giderek arttığını göstermiştir. Öğrencilere yönelik motivasyon ve destek sürdürülmelidir. Anahtar Kelimeler: Hemşire öğrenci,Kongre, Bildiri değerlendirme Assessing Research Presentations at Nurse Students' Congresses(20002006) Uçgun Müjde, Gökçe Arzu, Bayık Temel Ayla, Öztürk Renginar Ege University School of Nursing, Public Health Nursing Department İzmir,Turkey Nurse students gain professional, knowledge and skills by reading, research articles, participating in scientific meetings and getting a training based on scientific research. Students’ participation in research activities enables them to be graduated as research minded professionals. OBJECTİVE: Descriptive study aims to assess the research presentations at National Nurse Students Congresses (2000- 2006). METHODS: Researchers reviewed 1093 abstracts (five Congresses, one symposium), categorised them according the researchers' characteristics, type of presentation ( poster/oral and conceptual/research design), topics, subjects (risk groups, sick/ healthy), study area (primary/secondary/tertiary care) and study place. RESULTS: Among 1093 research presantations, 39.5 % of the researchers were from University School of Nursing, 56.4 % were from Higher Health School of Nursing. 55.2 % were oral,11.4 % were poster. 83.3 % of them were prepared in research design, 16.7 % were conceptual. 90.3 % were prepared by the student and consultant teacher. 32.3 % of the topics were related to public health matters, 28.5 % were related nursing care. Student nurses were subjects in 31.6 % of the presentations. CONCLUSION: Number of presentations and participation increased up year by year. Support and motivation should be sustained. Keywords: Nurse student, Congress, Assessing research presentation 44 [S-08] Üniversite Öğrencilerinde Meme Kanseri Ve Kendi Kendine Meme Muayenesine İlişkin Akran Ve Grup Eğitiminin Bilgi, Ve Uygulama Sıklığına Etkisinin İncelenmesi Karayurt Özgül, Malak Arzu Tuna, Kurşun Şule, Öztürk Gülcan, Ozan Gonca, Bakar Yasemin, Genç Dudu, Karakaş Ayniye, Didin Özlem, Akpınar Burcu, Yağcan Hande, Yıldızlı Melek Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu AMAÇ: Kendi kendine meme muayenesi (KKMM) meme kanserini erken tanılanmada önemlidir. Üniversite öğrencilerinde KKMM'ne ilişkin bilgiyi ve uygulama sıklığını artırmak için farklı eğitim programlarının etkinliğini incelenmek amacıyla bu araştırma planlanmıştır. METOD: Araştırma örneklemini, akran eğitimi verilen 98 ve grup eğitimi verilen 34 öğrenci oluşturmuştur. Akran eğitimini, gönüllü 10 hemşirelik yüksekokulu dördüncü sınıf öğrencisi, grup eğitimini iki öğretim elemanı yürütmüştür. Eğitim öncesi her iki gruba tanıtıcı özellikler formu, Maurer’in (1997) geliştirdiği meme kanseri ve KKMM bilgi değerlendirme formu, uygulama formu uygulanmıştır. Eğitimlerden altı ay sonra bu formlar tekrarlanmıştır. Verilerin analizi bağımlı ve bağımsız gruplarda t-testi; Mc Nemar testi ile yapılmıştır. BULGULAR: Hem grup hem de akran eğitimi alan öğrencilerin eğitim öncesi ve eğitimden 6 ay sonraki bilgi puanları artmıştır, aralarındaki fark anlamlıdır (p=0.000< 0,05). Akran ve grup eğitimindeki öğrencilerin bilgi puanları arasında anlamlı bir fark yoktur (p=0.489> 0,05). Hem grup hem de akran eğitimi alanlarda KKMM yapma durumu eğitim öncesi ve 6 ay sonrası artmıştır ve aralarındaki fark anlamlıdır(p=0.030< 0,05). Akran ve grup eğitimindeki öğrencilerin KKMM’ni uygulama durumunda fark yoktur (p=0,228>0,05). SONUÇ: Sonuç olarak; bu çalışma, üniversite öğrencilerinin KKMM bilgi ve uygulamasını artırmaya yönelik hem grup hem de akran eğitiminin etkili olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Akran Eğitimi,Grup Eğitimi, Kendi Kendine Meme Muayenesi Inspecting The Effectiveness Of Group And Peer Education In Teaching Breast Self- Examination To The Unıversity Students Karayurt Özgül, Malak Arzu Tuna, Kurşun Şule, Öztürk Gülcan, Ozan Gonca, Bakar Yasemin, Genç Dudu, Karakaş Ayniye, Didin Özlem, Akpınar Burcu, Yağcan Hande, Yıldızlı Melek Dokuz Eylul University School of Nursing AIM: This research is planed partially experimental to evaluate the effectiveness of group and peer education in teaching Breast Self-Examination to the Unıversıty Students. METHOD: 10 volunteer nursing students as peer educators were given the BSE peer training programme. With peer educators reached 98 peers (and conveyed the information on BSE in the university campus ) during the research. 2 researchers were given BSE group training programme. With researchers reached 34 women students.(Total 132 persons) The identification forms of the students were filled out by the researcher. Evaluation form for Regular BSE practice, evaluation form for BSE practice skill and, BSE Knowledge evaluation Forms developed by Maurer (in 1997) were used during the research and the forms were evaluated of 100 points. “Paired T-Test”, “Student’s T-Test”, “Mc. Nemar Test”, were used to avaluate the out come of the research. FINDING: Knowledge and regularly practice of BSE among all students increased in 6 months. RESULT: As a result; we can say that peer and group education was an effective method in teaching Breast Self Examination to students. Keywords: Peer Education, Group Education,Breast Self Examination 45 [S-09] Ziyaret Kasabasındaki annelerin paraziter hastalıklar hakkındaki bilgi düzeyi Karaca Nurdan Öğretim Görevlisi, Akseki Hilal Öğrenci, Günay Suzan Öğrenci, Yurtbay Fidan Öğrenci, Hacıoğlu Neslihan Öğrenci, Acet Ebru Öğrenci Amasya Ünivsersitesi Sağlık Yüksek Okulu GİRİŞ:Kamoyu anketini Amasya Üniveristesi SYO ikinci sınıf öğrencileri Ziyaret kasabasındaki annelerin paraziter hastalıklar hakkındaki bilgi düzeylerini ölçmek için o6.04.07 tarihinde yapmışlardır. AMAÇ: Ziyaret kasabasındaki annelerin yaş ve eğitim durumlarına göre paraziter hastalıkların belirti,bulgu ve korunma yolları hakkındaki bilgilerini ölçmek amaçlanmıştır. ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ:Çalışma,Ziyaret Kasabasındaki annelerin yaklaşık %50'si olan 236 kişiyle anket yöntemiyle görüşülerek yapılmıştır.Denekler tesadüfi yöntemle seçilmiştir.Veriler tablolara ve grafiklere aktarılmış,ilgili sorulara ilişkin çapraz tablolar hazırlanmış ve yüzdesel yöntemle analiz yapılmıştır. BULGULAR: Annelerin %87.9'u ilkokul mezunu ve bu annelerin %84.9'u 34-41 yaşlarında iken,ortaokul ve lise mezunlarının çoğu 18-33 yaşlarındadır.Paraziter hastalıklar,''yıkanmamış sebze-meyvelerle geçer'' diyenler %41.9'dur.El temziliğinin bulaşmada rolü olduğunu düşünenlerin %92.8'i dışardan geldiğinde ellerini yıkamakta ve %94.9'uçocuklarına da ellerini yıkatmaktadır.Annelerin %64'ü çocuklarında paraziter hastalık olduğuna,poposunu ve burnunu kaşımasıyla farketmektedir. SONUÇ: Yapılan literatür taramasına göre Amasya'nın nüfusu 2000 yılı itibariyle 74393,tespit edilen paraziter hastalık sayısı 3168'dir.Ziyaret kasabası nüfusu 2006 sağlık ocağı E.T.F. sonucuna göre 3291,hastalık sayısı 35'tir.Nüfusa göre oranladığımız zaman Amasya'da hastalık oranı %4.2 iken Ziyaret kasabasında %1.06'dır bu değerleere bakarak annelerin bilgi düzeylerinin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: hastalık,bulaşıcı,parazit,bulaşma,belirti The knowledge level of mothers in Ziyaret village on the parasite diseases Karaca Nurdan Öğretim Görevlisi, Akseki Hilal Öğrenci, Günay Suzan Öğrenci, Yurtbay Fidan Öğrenci, Hacıoğlu Neslihan Öğrenci, Acet Ebru Öğrenci Amasya Higer School of Health Students INTRADUCTION: This quastionaire was carried out on 6th April, 2007in Ziyaret village to determine the knowledge level of mothers about the parasite diseases by higher school of healty students AIM: To find out the knowledge of mothers according to their age and education about the symptams and findings of the parasite diseases and the ways of preventation from them METHODS: The study was carried out on 236 mothers, half of 50%, by using interview. The semples were chosen randomly. The obtained data is shown in tables and graphics. The cross tables are prepared for related questions and the questions were analysed. FINDINGS: 87,9%of the mothers are gradmated from primary school.Their age is between 34-41. The age of women is between 18-33 who finished secondry or high schools. 41,9% of them claimend that the parasite diseases are caused by unwashed fruit and vegetables. 92,8% of them said that hand washing has an important role on spreading and they wash their hand when they arrive home. 94,9% of them have their children washed their hands CONCLUSION: when it's compared about population it was 4,2% in the city center whereas 1,06% in the village. It's clear that their knowledge level of mothers is high. Keywords: illness,contagious,parasite,disease,symptom 46 [S-10] Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin Üniversite Ortamında Sosyal Faaliyetlere Katılma İle İlgili Görüşleri ve Uygulamaları Yoldaş Gülistan, Çevik Elif Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Ankara AMAÇ: Hemşirelik eğitiminin başta gelen amaçlarından birisi kendine değer veren, öz güvenleri yüksek, insan ilişkileri iyi, işlevlerini yerine getirmede atılgan meslek üyeleri yetiştirmektir. Eğitim sonrası hemşirelerden iyi bilgi ile donanmış olmalarının yanı sıra, liderlik, araştırma, kendini ifade edebilme ve etkin iletişim kurabilme becerilerine sahip olmaları beklenmektedir. Bu becerilerin gelişmesinde üniversite ortamında sosyal faaliyetlere katılmanın önemi büyüktür. Araştırma, hemşirelik öğrencilerinin üniversite ortamında sosyal faaliyetlere katılmaları ile ilgili görüş ve uygulamalarını saptamak amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. METOD: Araştırma kapsamına Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu’nda, öğrenim gören 214 öğrenci alınmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan veri toplama formu ile öğrencilerle yüzyüze görüşme yöntemiyle toplanmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalamalarının 22, %57.94’ünün annesinin ilkokul mezunu, %89’unun annesinin ev hanımı, %31,77’sinin babasının emekli, %43.5’inin babasının ilkokul mezunu, %50’sinin en uzun yaşadığı yerin ilçe olduğu saptanmıştır. Sosyal faaliyetin tanımı sorulduğunda %75.70’i sinema, tiyatro, bale vb.’ye gitmek olarak tanımlamıştır. Sosyal faaliyetlere katılma nedeni (%16.82) olarak en fazla ‘arkadaş çevremi genişletmek için’ yanıtı alınmıştır. %23.36’sı sosyal faaliyetlere katılmama nedeni olarak vaktinin olmamasını bildirmiştir. %33.17’si sosyal faaliyetlere katılmanın stresi uzaklaştırmaya yaradığını ancak %71.02’si derslerin yoğunluğunun sosyal faaliyetlere katılmayı engellediğini belirtmiştir. SONUÇ: Bu veriler doğrultusunda; hemşirelik ders programının öğrencilerin sosyal faaliyetlere katılabilmelerini sağlayacak şekilde düzenlenmesi ve sosyal faaliyetlerinin duyurulması için ilan panolarının etkin bir şekilde kullanılması önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: hemşirelik, öğrenci, sosyal faaliyet Opinions of Students In The School Of Nursing, Hacettepe University, About Participation İn Social Activities İn University And Their İmplementations Yoldaş Gülistan, Çevik Elif Hacettepe University School of Nursing, Ankara, Turkey AIM: After education, nurses are expected to have skills in leadership, researching, expressing themselves clearly and active communication as well as being equipped with knowledge. Joining social activities in university has great importance to improve these skills. The study has been carried out as a determinant in order to determine views of nursing students about participation in social activities and their implementations. METHOD: The study has included 214 students educated in the school of Nursing, Hacettepe University. RESULTS: Results of the study show that average age of them is 22, mothers of 57.94% of them are graduated from elementary school, fathers of 43.5 of students are graduated from elementary school. The place where 50% of them have lived longest is town. When the definition of social activity was asked, 75.70% of them answered, it is going to theatre, cinema, ballet. Goal of making more friends was showed as the reason of joining to social activities at most (16.82%). 23.36% of them showed lack of time as their excuse not to participate in social activities. While 33.17% of them said that joining activities helps people get rid of stress, 71.02% of students expressed that their intensive training programme hinders them from participation. Keywords: nursing, student, social activity 47 [S-11] Türkiye’de Bologna Sürecindeki Hemşirelik Eğitimi Uzelli Derya, Ünsal Atan Şenay, Sevil Ümran Ege Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir Avrupa eğitim bakanları, Avrupa Yüksek Eğitim Arenasının işlevi için temel oluşturmak ve Avrupa yüksek eğitim sistemini teşvik etmek için Bologna’da (1999) toplanmıştır. Bologna deklarasyonun da, bu toplantının bir sonucu olarak altı amaç belirlenmiştir. Bu amaçlar; a) akademik derecelendirme sistemini benimseme, b) lisans ve lisansüstünü içeren iki dereceli bir sistemin uygulanmasının benimseme, c) üniversiteler arasında ortak bir kredi sistemi oluşturulması (Avrupa Kredi Transfer Sistemi-European Credit Transfer System- ECTS), d) öğrenci ve öğretim üyesi dolaşımının teşvik edilmesi, e) kalite güvencesinde işbirliğinin teşvik edilmesi, f) yükseköğretimde Avrupa boyutunun kazandırılmasınıdır. Bu makalede, Avrupa’da eğitim bakanları tarafından 1999 imzalanmış, Bologna deklarasyonu yapısı içinde Avrupa bölgesinde hemşirelik eğitiminde değişim ve Tuning projesi gözden geçirilmiştir. Ayrıca Türkiye’de hemşirelik eğitiminde değişim (Socrates II “genel eğitim programı”, Leonardo da Vinci “mesleki eğitim programı” ve gençlik programları) ve bu sürecin hemşire öğrencilere kazandırdıkları tartışılmıştır. Hemşirelik eğitimindeki değişim, akademik diplomanın kabulünün, hemşirelik eğitiminde profesyonelliğin, uygulamada mezuniyet yeterliliğinin, daha fazla kariyer gelişimi için mastır ve doktora programlarının geliştirilmesinin teşvik edilmesini sağlayacaktır. Anahtar Kelimeler: Bologna Deklarasyonu, Hemşirelik, Hemşirelik eğitimi Nursing Education in The Bologna Process in Turkey Uzelli Derya, Ünsal Atan Şenay, Sevil Ümran Ege University, School of Nursing, Izmir European education ministers met in Bologna (1999) to establish the basis for a functioning the European Higher Education Area (EHEA) and to promote the European System of Higher Education. The Bologna Declaration as a product of that meeting had six objectives. This objectives; (a) adopt a system of academic degrees, (b) adopt a system based on two degrees cycles including the undergraduate and master, (c) establish the European Credit Transfer System (ECTS) between university; (d) promote the mobility of students, teachers, and researchers; (e) promote cooperation in quality assurance; and (f) promote European dimensions in higher education. In this article, to provide an overview of changes in nursing education in the European Union (EU) within the framework of the Bologna Declaration, signed in 1999 by the European ministers of education and Tuning project, and to discuss changes nursing education (Socrates II “general education program”, Leonardo da Vinci “professional education program” and young programs) in Turkey and gains to nursing students of this process. These changes will promote enhanced academic degree, professionalism in nursing education, and graduates’ competencies in practice and master’s and doctoral programs for further career development. Keywords: The Bologna Declaration, Nursing, Nursing education 48 [S-12] GATA hemşirelik yüksek okulu öğrencileri ile mezun hemşirelerin hemşirelik örgütlerine ilişkin görüşleri Demirel Fatma, Vural Eda, Ünver Vesile Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Hemşirelik Yüksek Okulu, Ankara AMAÇ: Bu çalışma, GATA HYO öğrencilerinin ve GATA’de çalışan hemşirelerin hemşirelikte örgütlenmeyle ilgili bilgi ve görüşlerinin değerlendirilmesi amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. METOD: Araştırma kapsamına, 2007-2008 eğitim-öğretim yılında öğrenim gören 120 GATA HYO öğrencileri ile, GATA’nin çeşitli kliniklerinde çalışan araştırmaya katılmaya istekli 90 hemşire dahil edilmiştir. Çalışma 1 Mart-30 Nisan 2007 tarihleri arasında yapılmıştır. Veri toplamak amacıyla araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu kullanılmıştır. Anket formu 2 bölümden oluşmuştur. Birinci bölüm katılımcıların demografik verilerini, ikinci bölüm ise, hemşirelikte örgütlenmeye yönelik katılımcıların görüşlerini belirleyen 17 maddeden oluşmuştur. İkinci bölümdeki sorulara katılımcılar; katılmıyorum, kararsızım, kısmen katılıyorum, katılıyorum şeklinde cevaplamışlardır. Veriler SPSS 11.0 for Windows paket programında sayı, yüzde ve ki kare testi kullanılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 20,36±1,187, hemşirelerin 28,09±5,423’tür. Hemşirelerin toplam hemşirelik deneyimi 7,42±6,20 (min:1-max:25)’dur. Öğrencilerin 57(%47)’si Anadolu lisesi, 48(%40)’si süper lise, hemşirelerin 2(%2,2)’si yüksek lisans ve üzeri, 50(%55,6)’sı hemşirelik yüksek okulu mezunudur. Hemşirelerin 72(%80)’i klinik, 12(%13,3)’ü poliklinik, 4(%4,4)’ü yoğun bakım hemşiresidir. Hemşirelerin 67 (%74,4)’si dahili birimler, 19 (%21,1)’u cerrahi birimlerde çalışmaktadır. Katılımcıların tamamı hemşirelikle ilgili herhangi bir derneğe veya örgüte üye değildir. Mezun hemşireler ile öğrenci hemşirelerin mesleki örgütlenmeye ilişkin görüşlerini değerlendiren 17 madde karşılaştırıldığında, Madde1-2-3-4-5-6-78-9-16-17 arasında istatistiksel olarak fark bulunmamıştır(p>0,05). Madde 10-11-12-13-14-15 arasında istatistiksel olarak fark bulunmuştur(p<0,05). Anahtar Kelimeler: --- The opinions about GATA nursery academy and the nursery organization of the graduate students Demirel Fatma, Vural Eda, Ünver Vesile Gulhane Military Medical Academy, School of Nursing, Ankara, Turkey AIM: This work was planned as descriptive with the aim of the evaluating the information and ideas of GATA HYO students and the nurses who work in GATA about organization in nursery METHOD: 120 GATA HYO students that study between 2007_2008 education_ teaching year and 90 nurses working in the various clinic of GATA who are volunteer to attend to this research are included to the research The questionnaire form consists two parts. The first part consists the demographic data of the participants and the second part consists seventeen items which determine the ideas of participants about the organization in nursery. FINDINGS: Students average age is 20.36_ 1.187, nurses average age is 28.09_5.423. Total nurses experience is 7.42_5.30. 47 of students (47 %) are graduated from Anatolian High School. 50 of them ( 55,6 %) are graduated from the nursery academy. 72 of nurses (80 %) are clinic nurse, 20 of them (13,3 %) are out patients’ clinic nurse and four of them (4.4 %) are intensive care nurses. All of the participants are not member of any association and organization about nursery. Among the item 10-11-12-13-14-15 are found statistically. Keywords: --- 49 [S-13] Hemşire Öğrencilerin Kariyer Planlarken Önem Verdikleri Konular Çavuş Hatice, Doğan Berna, Doğan Aysun, Dinç Didem, Yıldırım Dilek Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü AMAÇ: İnsanlar yaşamlarının büyük kısmını çalışarak geçirdiğinden, iş onlar için yaşamsal bir faktördür. Kariyer planlamada temel sorumlu kişinin kendisidir. Hemşire öğrenciler çalışma hayatlarında daha mutlu ve daha verimli çalışabilmeleri için, gelecekte kendilerini neyin beklediğini ve çalışma hayatında kendilerini nerede görmek istediklerini bilerek, kariyerlerine yön verebilirler. Araştırma, hemşire öğrencilerin mezuniyet sonrası çalışma hayatlarında kariyerlerini planlarken önem verdikleri konuların belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. METOD: Araştırmanın evrenini Ankara ilinde, üniversite düzeyinde eğitim veren hemşirelik okulları oluşturmuştur. Her hangi bir örnekleme gidilmeden araştırmaya tüm okullar dahil edilmiştir.Veri toplama aracı iki bölümden oluşmuştur. İlk bölümde öğrencilerin demografik bilgileri alınmış, ikinci bölümde ise gelecekte çalışmayı planladıkları kurumlarda önem verilen konular sorulmuştur. BULGULAR: Araştırmaya 447 öğrenci katılmış olup, öğrencilerin %34’ü Hacettepe Üniversitesinde, %31’i Başkent Üniversitesinde öğrenimlerine devam etmektedir. Öğrencilerin %39’u birinci sınıf olup, %49’unun başarı durumu iyidir. Öğrencilerin %47’si hemşirelik okulunu isteyerek seçmemiştir, ancak %77’si başka bir okulda okumayı istemeyip hemşireliği sevdiğini belirtmiştir. Öğrencilerin %46’sı mezun olunca hastanede hemşire olarak ve %32’si de üniversitede öğretim elemanı olarak çalışmak istemektedir. Öğrencilere çalışma alanlarında önem verdikleri konular sorulduğunda; ilk sırada “kuruma oryantasyon ve eğitim imkanlarının olması”, ikinci sırada “işte terfi edebilme imkanının olması” ve üçüncü sırada ise “yaptığı işi sevmesinin” önemli olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: öğrenci hemşire, kariyer planlama, kariyer Topics that Nursing Students Give Importance to When Career Planning Çavuş Hatice, Doğan Berna, Doğan Aysun, Dinç Didem, Yıldırım Dilek Health Science Faculty, Nursing Department, Baskent University, Ankara/Turkey AIM: For nursing students to be able to have happier and more productive work lives knowing what they are expecting of themselves in the future, where they want to be in their work lives can give direction to their careers METHOD: This research was planned for the purpose of determining topics that nursing students give importance to when planning their careers in their post-graduation work lives The research population was comprised of university nursing schools in Ankara province No sampling was done, all schools were included in the research The data collection tool had two sections. FINDINGS: In the first section the students' demographic information was obtained In the second section they were asked what topics about the institutions where they planned to work in the future were important to them Of the 447 students who participated in the research 34% were at Hacettepe University After graduation 46% of the students want to work as a nurse and 32% want to work as an instructor at a university. When the students were asked what areas of work were important to them the first most common response was orientation to the facility and educational opportunities, followed in second by, opportunities for promotion at work. Keywords: nursing student, career planning, career 50 [S-14] Bir Devlet Üniversitesinde Okuyan Hemşirelik Öğrencilerinin Problem Çözme Becerileri Ve Yaratıcılık Düzeylerinin Belirlenmesi Ergün Yasemin, Öz Esra, Açıl Ayşegül Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu GİRİŞ: Hasta bakımı, ekip çalışması ve yönetimle ilgili sorunlar gibi çeşitli ve karmaşık durumlarla karşılaşan hemşirelerden sorunları etkili bir şekilde çözmeleri beklenmektedir.. Bu nedenle hızlı ve doğru kararlar alınması ve uygulanması gereken tüm mesleklerde olduğu gibi hemşirelikte de “yaratıcı problem çözme” büyük önem taşımaktadır. Hemşire öğrenciler, kişisel yaratıcılıklarını arttırmayı ve nedenleri sorgulayan profesyoneller olmayı hedeflemelidir. METOD: Araştırmamızın evreni 2006 -2007 eğitim yılında bir devlet üniversitesi hemşirelik yüksek okulunda eğitime devam eden 378 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırma örneklemine ulaşabildiğimiz ve çalışmaya katılmaya istekli olan öğrenciler alınmıştır (n = 201). Yaratıcılık ve problem çözme hakkındaki kaynaklar incelenerek bir anket formu oluşturulmuştur. Anket formu, öğrencilerin tanıtıcı özelliklerini, problem çözme ve yaratıcılığı etkilediği düşünülen 17 soruluk bilgi formu, öğrencilerin problem çözme becerilerini ölçen 35 maddelik problem çözme envanteri, yaratıcılık düzeylerini belirleyen 50 maddelik yaratıcılık envanterinden oluşmaktadır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemler, parametrik ve non parametrik testler kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamalarının 20.99±1.73 olduğu,%33.8 inin 3.sınıfta okuduğu, %36.3 ünün normal lise mezunu olduğu, %12.9 unun bir işte çalıştığı saptanmıştır. Öğrencilerin problem çözme becerilerinin orta düzeyde, yaratıcılık puanlarının ise düşük düzeyde olduğu belirlenmiştir. SONUÇ: Bu sonuçlara göre öğrenci hemşireler karşılaştıkları sorunları çözebilmeleri için yaratıcılık ve problem çözebilme konusunda desteklenmelidirler. Anahtar Kelimeler: problem çözme becerileri, yaratıcılık, yaratıcılık becerileri Determining the Problem Solving Skills and Creativity Levels of The Students at a State University, College of Nursing Ergün Yasemin, Öz Esra, Açıl Ayşegül Marmara University College of Nursing INTRODUCTION: The nurses, who encounter various problems of patient care, teamwork and management, are expected to solve these problems efficiently. Therefore “creative problem solving” is very important in nursing. The prospective nurses should aim to become creative professionals who question reasons. METHOD: Our universe of survey consisted of 378 students who continue their study in the nursing department of a state university in 2006-2007 semester. The sampling of the study was formed with willing students. (n = 201). A questionnaire was developed through analysing the sources of creativity and problem solving. It included an information form of 17 questions concerning the demographic characteristics of the students and inventories of problem solving and creativity. Descriptive statistical methods, parametric and nonparametric tests were used for data analysis. FINDINGS: The average age of students in the survey is 20.99 ± 1.73; % 33.8 of them are in 3rd grade, %36.3 of them are the graduates of general high schools and %12.9 of them work. We realized that their ability of problem solving is average and their creativity skills are low. CONCLUSION: In conclusion, we should support the student nurses in the areas of creativity and problem solving to enable them to handle the difficulties they may encounter. Keywords: nursing student, skills of problem solving, skills of creativity 51 [S-15] Gazetelerde Hemşirelik İmajı Uzelli Derya, İnan Serap, Çakmak Nurcan, Bildiren Özlem, Özkalay Füsun, Ünsal Atan Şenay, Er Sezer, Şen Selma, Şirin Ahsen Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir, Türkiye AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, yazılı basında yer alan hemşirelerin toplumsal imajını incelemektir. YÖNTEM: Tanımlayıcı türde bir kayıt araştırması özelliği taşıyan bu çalışma kapsamına; 2003-2006 yılları arasındaki tirajı en yüksek olan Hürriyet, Milliyet ve Sabah gazeteleri alınmıştır. Araştırmanın evrenini 4380 gazete oluşturmuş, örneklem yöntemine gidilmeden dört yılda yayınlanan 4380 gazete incelenmiştir. BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan üç gazetede hemşirelik ile ilgili 430 habere ulaşılmıştır. Yayınlanan haberlerin; %13.3’ünde iyi hemşire, %11.2’sinde kötü hemşire sıfatları kullanıldığı bulunmuştur. Hemşirelikle ilgili haberlerin, %17.9’unun hemşirelere yönelik uygulanan şiddetle ilgili olduğu, şiddet türünün %40.2’sinin fiziksel şiddet olduğu bulunmuştur. Şiddetin, %12.9’unun eşinden, % 9.2’inin ise hasta yakınından hemşireye uygulandığı, %15.6’sının tecavüz, %14.3’ünün ise hakaret şeklinde olduğu saptanmıştır. Ayrıca haberlerin, %9.1’inin uygulama hataları ile ilgili olduğu, %38.5’inin yanlış uygulama ile ilgili olduğu saptanmıştır. SONUÇ: Dünyada ve yurdumuzda gerek toplum, gerekse medyada pozitif hemşirelik imajının oluşturulmasında sıkıntılar görülmektedir. Bu sıkıntıların aşılmasında hemşirelere ve medyaya önemli sorumluluklar düşmektedir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, hemşirelik imajı, medya Nursing Image In Newspapers Uzelli Derya, İnan Serap, Çakmak Nurcan, Bildiren Özlem, Özkalay Füsun, Ünsal Atan Şenay, Er Sezer, Şen Selma, Şirin Ahsen Ege University School of Nursing, Izmir, Turkey OBJECTIVES: The aim of this study is to investigate the social image of the nurses involved in the print-media. METHODS: The scope of this study which possesses a descriptive type of record-review character comprised of Hurriyet, Milliyet and Sabah newspapers that have the highest circulation between the years of 2003–2006. Totally 4380 newspapers published during a four-year period have been reviewed without using any sampling method. FINDINGS: Related to nursing 430 news were found in three newspapers included in the scope of research. In the news published various attributions have been used; “good nurse” in 13.3%, “bad nurse” in 11.2%. Of the news related to the nursing 1.79% were concerned with the violence used against nurses, 40.2% were physical. 12.9% of the violence came from spouse, 9.2% from patient’s relatives and 15.6% of them were attack in nature and 14.3% were insult. In addition, it was determined that 56.6% of the news were related to application errors and 38.5% were related to misapplications. CONCLUSION: In the world and in our country certain difficulties are being experienced in forming a positive nursing image in both the community and the media. Nurses and media have significant responsibilities in overcoming these difficulties. Keywords: Nursing, nursing image, media 52 [S-16] Hemşirelerin Mesleki Örgütlere Ve Profesyonel Etkinliklere İlişkin Görüşlerinin Ve Katılım Düzeylerinin İncelenmesi Şengün Nazik1, Sucu Gülten2 1 2 Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu 4. Sınıf öğrencisi Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu Cerrahi Hastalıkları Anabilim Dalı AMAÇ: Bu araştırma, çalışan hemşirelerin mesleki örgütlere ve profesyonel etkinliklere ilişkin görüşlerinin ve katılım düzeylerinin incelenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. METOD: Araştırmanın evrenini, araştırmaya katılmayı kabul eden 324 hemşire oluşturmuştur. Araştırmanın yapılabilmesi için hastanelerden yazılı izin, hemşirelerden sözlü izin alınmıştır. Araştırmanın verileri, 26 soruluk anket formu kullanılarak toplanmıştır. Verilerinin değerlendirilmesi SPSS (13.0) programında; sayı, yüzde ve ki-kare testleri kullanılarak yapılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan hemşirelerin %72.8(236)’i servis hemşiresi, %17.9(58)’u poliklinik hemşiresi olup, yaş ortalamaları 32.27±5.6’dır. Katılımcıların mesleki örgütlere üyelikleri incelendiğinde; %19.8(64)’inin üye olduğu, %79.6(258)’sının üye olmadığı, mesleki örgütlere üye olmama nedenleri incelendiğinde %50.9(165)’unun vakit ayıramadığı, %18.2(59)’sinin mesleki örgütleri tanımadığı bulunmuştur. Hemşirelerin %60.2(195)’sinin sendikaya üye olmadığı, %38.9(126)’unun üye olduğu, üye olma sebepleri incelendiğinde %33.6(109)’sının sendikaya üye olmanın özlük haklarının korunması ve iyileştirilmesinde faydası olacağını düşündükleri saptanmıştır. Hemşirelerin profesyonel etkinliklere katılımı incelendiğinde %16.0(52)’sının hemşirelik yayınlarını izlediği, %27.5(89)’inin kongre, sempozyum gibi etkinliklere, %10.2(33)’sinin de konferans, seminer gibi etkinliklere katıldığı bulunmuştur. Hemşirelerin eğitim düzeyi ile hemşirelik yayını izleme (X2 = 18.530,p= 0.00), sendikaya üyelik (X2 =10.659,p=0.01), kongreye katılım durumları (X2 =8.843,p=0.03) arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı (p<0.05) bulunmuştur. SONUÇ: Araştırmaya katılan hemşirelerin mesleki örgütlere ve profesyonel etkinliklere katılımın yeterli olmadığı saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, mesleki örgütlenme, profesyonel etkinlik Examination Of Nurses’ Opinions And Participation In Professional Organizations And Activities Şengün Nazik1, Sucu Gülten2 1 AKDENİZ UNIVERSITY SCHOOL OF HEALTH; GRADE 4 STUDENT 2 AKDENİZ UNIVERSITY SCHOOL OF HEALTH, DEPARTMENT OF SURGICAL DISEASES NURSING AIM: This descriptive study was done to examine nurses’ opinions and participation in professional organization and activities. METHOD: The study sample was 324 nurses. Permission was obtained for study from hospitals and nurses. The questionnaire had 26 questions. Data has been prepared at supported by literature. The analysis of data was made by SPSS 13.0. The data was evaluated by analysis of numbers, percentages, and chi-square test. FINDIGNS: In this study the average age of nurses’ is 32.27±5.6. 72.8% (236) of the participants were clinic nurses, 17.9% (58) were polyclinic nurses. While 19.8% (64) of the participating nurses were members of professional organizations, 79.6 % (258) were not members of any organization. The reason for not being members of a professional organizations were lack of time 50.9% (165) and lack of knowledge on professional organizations in 18.2% (59) of the non-member participants. 60.2% (195) of the study subjects were not members of the unions, while only 38.9% (126) were members of the unions. The reason for being a member of the union was the protection of job-related rights and their improvement (33.6% (109)). It was found that 16.0% (52) of nurses followed nursing publication, 27.5% (89) of them participated in congress etc., 10.2% (33) of them participated in symposiums, conferences etc. The difference between education and their interest in nursing publication (X =18.530, p=0.00), the union membership (X =10.659, p=0.01) and their participation in congress (X= 8.843, p=0.03) are found statistically significant. RESULT: According the research results it was found out that nurses’ participation in professional organizations and activities are not satisfactory. Keywords: Nursing, professional organization, professional activities 53 [S-17] Sağlık Alanında Eğitim Gören Öğrencilerin Umut-Umutsuzluk Düzeylerinin İncelenmesi Yıldırım Rukiye, Hata Melek, Soğan Perihan, Türkleş Serpil, Yiğit Rana Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Mersin AMAÇ: Bu çalışma sağlık alanında eğitim gören öğrencilerin umut-umutsuzluk düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı ve kesitsel olarak yapılan araştırmanın evrenini Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi, Eczacılık Fakültesi ve Sağlık Yüksekokulu son sınıflarında öğrenim gören toplam 173 öğrenci oluşturmuştur. Ancak 13 öğrenciye bazı nedenlerle ulaşılamadığından, toplam 160 öğrencinin verileri değerlendirilmiştir. Veriler bir anket formu ve Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ) ile Kasım 2006 tarihinde toplanmıştır. Ölçekten alınan toplam puanın yüksek oluşu, umutsuzluk düzeyinin yüksekliğini göstermektedir. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik, t testi, kruskal wallis ve mann whitney-u kullanılmıştır. BULGULAR-SONUÇ: Öğrencilerin %79.4'nün kız olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin umutsuzluk puan ortalamalarının 4.58±4.19 olduğu saptanmıştır. Umutsuzluk puan ortalaması Tıp fakültesi öğrencilerinde 5.77±3.64, Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinde 4.59±4.48 ve Eczacılık fakültesi öğrencilerinde 3.81±3.54 bulunmuştur. Umutsuzluk düzeyinin; öğrencilerin okuduğu fakülte, ailelerinin gelir düzeyi ve mezun olduklarında mesleğe başlamaya hazır hissetmeleri gibi değişkenlerden etkilendiği belirlenmiştir (p<0.05, p<0.01). Anahtar Kelimeler: Beck Umutsuzluk Ölçeği, öğrenci, sağlık, umut, umutsuzluk A Research on Hope and Hopelessness Levels of The Students from The Health Professions Yıldırım Rukiye, Hata Melek, Soğan Perihan, Türkleş Serpil, Yiğit Rana Mersin University School of Health, Mersin, Turkey AIM: This study is carried out in order to determine hope and hopelessness level of the students in the field of health professions. METHOD: This descriptive and cross sectional study’s universe is made up of totally 173 senior students studying at Mersin University Faculty of Medicine, Faculty of Pharmacy and School of Health. Yet 13 students were not able to be reached for some reasons and the data from totally 160 students were evaluated. The data were collected using a questionnaire and Beck Hopelessness Scale at November 2006. The total high score obtained from the scale indicates high hopelessness level. Percentage, T test, Kruskal Wallis and Mann Whitney-u are used to evaluate data. FINDINGS and RESULT: It is determined that 79.4 % of the students are girls. Mean hopelessness score of the students is 4.58±4.19. The mean hopelessness score is 5.77±3.64 among the sudents from Faculty of Medicine, 4.59±4.48 among the students from School of Health and 3.81±3.54 among the students from Faculty of Pharmacy. It's determined that hopelessness level is affected from such variables as the faculty at which the students study, the income level of their families and their readiness to enter the profession when they have graduated. Keywords: Beck Hopelessness Scale, student, health, hope, hopelessness 54 [S-18] Bir Vakıf Üniversitesi 1. Sınıf Öğrencilerinin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Öztürk Selver, Serbest Nilgün, Batmaz Makbule (danışman) Halic Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul AMAÇ: Bir Vakıf Üniversitesi 1. sınıf öğrencilerinin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının değerlendirilmesi. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma İstanbul’ daki bir Vakıf Üniversitesi’ ndeki 1. sınıf öğrencileriyle 5 Mart-16 Mart 2007 tarihleri arasında gerekli izinler alınarak tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Araştırmanın evrenini 536, örneklemini ise gönüllü 487 öğrenci oluşturdu. Verilerin toplanmasında Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ölçeği kullanıldı. Veriler bilgisayar ortamında yüzdelik, student t ve anova testleri kullanılarak değerlendirildi (α:0.91) BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalaması 20.39±1.27’ dir. Öğrencilerin %74.1’ i ilde doğmuş, %89.1’ i çekirdek aileye sahip, %37.9’unun annesi lise mezunu, %46.8’ inin babası üniversite mezunu, %49.1’ inin aylık harçlığı 300-500 YTL’ dir. Öğrencilerin ölçek ve ölçeğin alt gruplarından aldıkları puanlar ile özellikleri karşılaştırıldığında, ilde doğanların diğerlerine göre (p<0.01), çekirdek aileye sahip olanların diğerlerine göre (p<0.01), annesi ilkokul ve üzeri eğitimde olanların diğerlerine göre (p<0.01), babası ortaokul ve üzeri eğitimde olanların diğerlerine göre (p<0.01), 300 YTL’ nin üzerinde harçlık alanların diğerlerine göre (p<0.01) ve evde kalanların diğerlerine göre (p<0.01) daha yüksek puan aldığı ve aralarındaki farkın anlamlı olduğu görüldü. SONUÇ: İlde doğanların, çekirdek aileye sahip olanların, annesi ilkokul ve üzeri eğitimde olanların, babası ortaokul ve üzeri eğitimde olanların, 300 YTL’ nin üzerinde harçlık alanların ve evde kalanların sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının olumlu olduğu görüldü. Anahtar Kelimeler: Davranış, Öğrenci, Sağlık, Yaşam The Healty Life Style Behaviors of The First Year Student of A Foundation University Öztürk Selver, Serbest Nilgün, Batmaz Makbule (danışman) Halic University, School of Nursing, İstanbul, Turkey OBJECTIVE: The evaluation of the healthy life behaviors of the first year students of a foundation university. TOOL AND METHOD: The research was done as a defining research with 1st year students in a foundation University in Istanbul between 5th of March and 16th of March 2007 with needed permissions. The research environment was composed of 536 and the sample was composed of 487 voluntary students. A survey from that was composed of 8 questions and Healthy Life Style Behavior Scale was used in order to collect data. Data were analyzed on computer by percentage and using student T and ANOVA tests (α: 0.91). SUBJECTS: When the grades that the students, it was realized that the ones that were born in a city (p<0.01), the ones who have mother and fatherthat have education level of primary school and above (p<0.01), took better points respect to others and the difference between them was meaningful. CONCLUSION: It was determined that the ones that were born in a cit, the ones who have mother and father that have an education level of primary school and above and the ones who live with their family had better healthy life style behaviors. Keywords: Behavior, Student, Health, Life, 55 [S-19] İç Hastalıkları Hemşireliği Stajının Ev Ortamında Yapılmasına Yönelik Bir Deneme Tur Taciser, Tür Süheyla, Dinç Selma, Göz Fügen Harran Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü,Şanlıurfa GİRİŞ: Yaşam süresinin uzaması sonucu çoğalan kronik hastalıklar evde bakım hizmetlerinin (EBH) önemini artırmıştır. Literatürde EBH’nin oldukça yararlı olduğu bildirilmesine karşın, ülkemizde EBH henüz yaygınlaşmamıştır. AMAÇ: İç Hastalıkları Hemşireliği dersinin EB şeklinde uygulanması ve sonuçlarının belirlenmesidir. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı nitelikteki bu çalışma Şanlıurfa merkez 4 nolu Eğitim Sağlık Ocağına bağlı Hızmalı mahallesinde 15 Kasım 2006- 15 Ocak 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Verilerin elde edilmesinde ETF, SF 36 ve Kronik Hastalıklar Tespit Formu kullanılmıştır. Veriler SPSS 10.00 paket programında değerlendirilmiştir. BULGULAR-SONUÇ: Yaşam kaliteleri orta seviye olan, çoğunlukla diabet ve hipertansiyonu bulunan, kronik hastalıklı 150 kişiye bakım verilmiştir. Türkçe bilmeyen bazı hastalarla iletişim güçlüğü çekilmesi, öğrenci grupları değiştikçe hasta teslimlerinde aksaklıkların olması, sosyal güvencesi olmayan veya ekonomik gücü yeterli olmayan ailelerin sağlık ocağını kullanamamaları, öğrencilerden ilaç v.b taleplerde bulunmaları ve sık ziyaret edilmekten şikayetçi olmaları gibi olumsuzluklar yaşanmıştır. Bu çalışmadan sonra hastaların hastalıkları hakkında bilgi durumunun arttığı ve yanlış uygulamaların düzeltildiği görülmüştür. Öğrenciler uygulamalardan memnun oldular ve özgüvenlerinin arttığını ifade etmişlerdir. Sonuçta, başarılı ve doyumlu bir uygulama gerçekleştirilmiş ve bundan sonraki stajların bir kısmının da ev ortamında yapılmasına karar verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Evde bakım, hemşirelik öğrencileri. An Experience for Making Medical Nursing Application at Home Setting Tur Taciser, Tür Süheyla, Dinç Selma, Göz Fügen Harran University Health Training School,Şanlıurfa INTRODUCTION: As a result of extending average lifespans, chronically diseases have increased and thus the importance of home care services (HCS) were incrased. In spite of, in literature HHCS has most advantages, the concept of home care is very new in our country. AIM: Determination of the results the application of Medical Nursing lessons as home care. MATERIAL-METHODS: This descriptive study were made at Hızmalı Region which is in the range of Şanlıurfa central 4 number Education Health Center between 15 November 2006- 15 January 2007. For data collection ETF, SF36 and Chronically Diseases Determination forms were used. Datas were evaluated with using SPSS 10.00 packet programme. FINDINGS AND RESULT: Students gave care 150 chronically ill patients whose quality of life were middle stage and most of them had diabetes and hypertension. There were some negativies such as, communication difficulties, some problems during the student changing, social and economical insufficiences of the patients and insufficient use of the health center for this reason, unnecessary requests of patients (drug etc.) and discomfort of patients to visit so frequently from students. After this study patients knowledge level increased and corrected wrong behaviors. Students were pleased from this application and they said that theirs self confidence increased. In finally, we were decided for making a part of the other applications at home setting as a result of this succesfull and satisfied application Keywords: Home care, nursing students. 56 S-20 Aydın-Denizli-Kütahya İllerinde Yaşayan Kadınların Aile İçi Şiddete Maruz Kalma Durumlarının Belirlenmesi Bodur Gönül1, Kasal Ozlem1, Yılmaz Havva1, Aslan Ergül2, Kızılkaya Beji Nezihe2 1 İstanbul Üniversitesi, Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu 4. Sınıf Öğrencisi 2 İstanbul Üniversitesi, Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Öğretim Elemanı AMAÇ: Aydın-Denizli-Kütahya’da yaşayan kadınların aile içi şiddete maruz kalma durumlarını belirlemek. Gereç–YÖNTEM: Kesitsel tanımlayıcı nitelikte olan araştırmanın evrenini Aydın Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Denizli Acıpayam Devlet Hastanesi Kadın Doğum Polikliniği ve Kütahya Devlet Hastanesi’ne başvuran tüm kadınlar oluşturdu. Örnekleme, Temmuz-Ağustos 2006 tarihleri arasında polikliniğe başvuran evli kadınlardan gönüllü olanlar alındı. Veri toplamada araştırmacıların geliştirdiği anket formu kullanıldı. Veriler SPSS programında değerlendirildi. BULGULAR: Görüşülen 571 kadının 49’u katılmayı reddetti, 39’u dul-bekârdı ve 483’ne anket uygulandı. Kadınların yaş ortalaması 31,80±10,53 olup, %81’i ev hanımıydı, eğitim düzeyi %55,9 ilkokul idi. Anket soruları değerlendirildiğinde, fiziksel şiddet boyutunda en fazla bildirilen yanıtlar “Tokat atar” %30,2, “Tartışırken eşyalara zarar verir” %17,9’du. Ekonomik şiddet boyutunda en fazla “İşe girmemi istemez, çocuklara bakmamı ister” %67,5”, “Mülkiyetlerimiz eşimin üzerinedir” %63,7, “ Para işlerini tekeline alır.” %52,3’dü. Psikolojik şiddet boyutunda en fazla “Önemli kararları eşim verir” %65,6, “İstemediğim halde onun istediklerini yaparım” %58,2, “Dışarıdaki davranışlarıma karışır” %53,9’du. Sözel şiddet boyutunda en fazla “Bana bağırır” %65,3, “Davranışlarımı eleştirir” %49,3, “ Küfür, hakaret eder” %22,1’di. Cinsel şiddet boyutunda en fazla “Kavga sonrası ilişki ister” %35,5, “ İlişkiye zorlar” %14,5, “İlişkiye isteksiz olduğumu söyleyerek alay eder” %12,8’di. SONUÇ: Kadınlar şiddetin tüm boyutlarına maruz kalmaktadırlar. Anahtar Kelimeler: Aile içi şiddet, kadın Determining the situations of domestic violence in women in Aydin-DenizliKutahya Bodur Gönül1, Kasal Ozlem1, Yılmaz Havva1, Aslan Ergül2, Kızılkaya Beji Nezihe2 1 Istanbul University, Florence Nightingale School of Nursing, 4th class student 2 Istanbul University, Florence Nightingale School of Nursing, Teaching Staff OBJECTIVE: This study was planned in order to determine the situations of domestic violence in women living in Aydin-Denizli-Kutahya. METHODS: The population of the cross-sectional study was consisted of all married women who applied to the departments of women health between July-August 2006 in Aydin, Denizli-Acipayam, Kutahya state hospitals. The sample included all women who agreed to participate in the study. Data were obtained with questionnaire developed by researchers and analyzed by SPSS. RESULTS: 571 women were interviewed, 49 refused, 39 single/widowed and 483 volunteered participate in the study. The mean age of women was 31,80±10,53, 81% were housewives, 55,9% primary school educated. According the questionnaire, mostly reported answers in physical violence dimension were; “slapping”30,2%, “damage of things while arguing”17,9%. In economical violence; “he doesn’t allow me to work in outside”67,5%, “our ownerships on his account”63,7%, “manages the money”52,3%. In psychological violence; “decides to important subjects”65,6%, “I do what he wants, although I don’t want”58,2%, “he interferes my behaviors in outside”53,9%. In verbal violence; “he shouts me”65,3%, “criticizes my behavior” 49,3%, “he curses and insults me” 22,1%. In sexual violence; “wants intercourse after argument”35,5%, “forces to intercourse”14,5%, “makes fun about my undesired” 12,8%. CONCLUSION: Women are exposed to all dimensions of domestic violence. Keywords: Domestic violence, women 57 POSTER BİLDİRİLER [P-001] Öğrenci Gözüyle Bir Yurt Dışı Deneyimi: Romanya Örneği Kulaksız Fadik, Çürük Çiğdem, Ercan İpek Anıl, Hazar Dilek, Yavaş Ayşegül, Coşkun Bahise, Karael Cansel, Taner Kadriye, Pancarcı Ümmügülsüm Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Okulumuz tarafından Leonardo da Vinci Avrupa Birliği Mesleki Eğitim Programı A Tipi Hareketlilik Projeleri kapsamında hazırlanan “Hemşirelik Lisans ve Lisansüstü Öğrencilerinin Mesleki Bilgi ve Becerilerinin Geliştirilmesi” adlı öğrenci değişim projesi ile 1 Temmuz–1 Ekim 2006 tarihleri arasında, Romanya’nın Bacau şehrindeki sağlık kurumlarında deneyim kazanma fırsatımız oldu. Romanya da bulunduğumuz 13 haftalık süre içinde Kadın Sığınma Merkezi, Yaşlı Bakım Evi, Şehir Hastanesi (onkoloji, dermatoloji, bulaşıcı hastalıklar, ameliyathane, üroloji, kobalto terapi ve genel cerrahi klinikleri), Ruh Sağlığı Merkezi, HIV/AIDS Merkezi, Özürlü Çocuklar Bakım Merkezi, Çocuk Koruma Merkezi ve Evde Bakım merkezlerinde staj yaptık. Bu staj sırasında hemşirelikle ilgili ugulamaları gözlemleme ve bazılarını uygulama şansımız oldu. Romanya Sağlık Sisteminde hemşirelik hizmetleri ülkemizden farklı olarak, hemşirelik mesleğine görev ve sorumluluk bakımından denk olan “medical assistant” adlı meslek grubu tarafından yürütülmektedir. Ayrıca ülkemizde halen istendik düzeyde hizmet verilemeyen ve henüz yerleşmemiş, kadın sığınma merkezleri, HIV/AIDS’li çocuk merkezleri ve evde bakım hizmeti veren kurumlar Romanya’da devletin desteği ile iyi bir şekilde hizmet vermektedirler. Bu proje ile farklı bir ülkenin sağlık sistemini ve hizmetlerini ülkemizdeki sağlık sistemi ile karşılaştırma fırsatımız oldu. Bu deneyimin hemşirelik mesleğini geliştirmede bize çok yararlı olacağını düşünüyoruz. Ayrıca bu projeyle birçok bireysel ve mesleki beceri kazanmamız kendimize olan güvenimizi arttırdı. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik öğrencisi, yurt dışı deneyim An International Experience With Student’s View: Romania Example Kulaksız Fadik, Çürük Çiğdem, Ercan İpek Anıl, Hazar Dilek, Yavaş Ayşegül, Coşkun Bahise, Karael Cansel, Taner Kadriye, Pancarcı Ümmügülsüm Hacettepe University, School of Nursing We had the chance of having experience at health organizations in Bacau in Romania with the student exchange program “Developing Educational Knowledge and Abilities of Nursing at Graduate and Post-graduate Level Students” involved in our school’s Leonardo Da Vinci EU Educational Program’s A Type Activity Projects between 1 July-1 October in 2006. During the 13 weeks, we had some duties in Women Protection Centre, Elderly Care Centre, City Hospital, Neuropsychiatry Centre, HIV Centre, Disabled Children Centre, Child Protection Centre and Homecare Services. We had an opportunity to observe and apply lots of occupational skills related to nursing. There are some similar and different applications in Romania’s health system from our system. One of the biggest difference is that there is a profession whose name is ‘medical assistant’ on duties of equality with nurse. Another difference is that some centers such as Women Protection Centre, Homecare Service and HIV Centre do not service in our country in a desired level, are supported by government in Romania. We had chance to compare health system and services of two countries and we think that this experience will profit more to improve and occupational abilities that we got from this experience raised our self-esteem. Keywords: Nursing student, International experience 58 [P-002] Staja Çıkan Ebelik ve Hemşirelik Öğrencilerinin Kesici-Delici Aletle Yaralanma ve Tıbbi Yardım Alma Durumlarının İncelenmesi Gezer Nurdan, Aytekin Meryem Aydın Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Bu çalışma Aydın Sağlık Yüksekokulunun staja çıkan öğrencilerinin kesici delici alet ile yaralanma (KDAY) ve yaralanma durumunda tıbbi yardım almalarını incelenmek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Aydın Sağlık Yüksekokulunda 2-6 NİSAN 2007 tarihleri arasında hemşirelik ve ebelik bölümü öğrencileri( 350\225) çalışmaya dahil edilmiştir. Öğrencilerin staja çıktıkları zamanlardaki KDAY deneyimleri ve bu deneyimlerden sonra tıbbi yardım alma durumları anket formu kullanılarak sorgulanmıştır. Veriler yüzdelik, ki kare testi ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Staja çıkan öğrencilerin yaş ortalaması 20.79±1.84, KDAY ortalaması 2.22 ± 1.33, genel maruziyet oranı %45.3 tür. KDAY karşı alınması gereken önlemler hakkında bilgiye sahip öğrencilerin oranı % 80,6 dır ve öğrencilerin büyük çoğunluğu (%71.8 ) KDAY karşı alınması gereken önlemler hakkında bilgiyi derslerden edinmişlerdir. Yaralanmalara karşı koruyucu önlem kullanmayanların oranı %53’tür. Yaralanma en fazla (%99.1) el ve parmaklarında oluşmaktadır. Hepatit B aşısı yaptıranların oranı %82dir. Yaralanmaya maruz kalanların yarıya yakını (%41.20) bölgeyi antiseptik solüsyonla temizlediklerini bildirmişlerdir. KDAY maruz kaldıktan sonra hoca\hemşireye bildirmeyen öğrenci oranı %48, kontamine materyalle maruziyet oranı %23.3 bulunmuştur. SONUÇ: Kontamine materyalle yaralanma oranı %23.3 bulunmuştur. Öğrencilerin yaralanmalarda alınacak önlemler konusunda yeterli bilgileri bulunmaktadır. Maruziyeti bildirmeyenlerin oranı %48 dir. Bu durumda okullarda yaralanma sonrası yapılması gereken uygulamaları açıklayan bir yönergenin bulunması ve öğrencilerin yeniden eğitime tabi tutulmaları uygun olacaktır. Anahtar Kelimeler: Kesici delici alet yaralanması, ebelik öğrencisi, hemşirelik öğrencisi Studying of Needle Stick and Sharp Injuries (Nssi) and Taking Medical Aid States of Nursing and Midwifery Students Who Undergo Training Gezer Nurdan, Aytekin Meryem Aydın Health Higher Education Institution AIM: This study has been carried out to study taking medical aid by the students of Aydın Health Higher Education Institution who undergo training in case of needle stick and sharp injuries (NSSI). METHOD: The students of Nursing and Midwifery Department (350\225) of Aydın Health Higher Education Institution have been included in study through 2-6 April 2007. Needle stick and sharp injury experiences during their training period and then taking medical aid states of the students have been interrogated by using a questionnaire form. Data has been evaluated by means of Chie Square Test. FINDINGS: Age average of the students who underwent training is 20.79±1.84, NSSI average is 2.22±1.33, general injury percentage is 45.3 %. Proportion of the students who had information about the preventive measures against NSSI is 80.6 % and most of the students (71.8 %) have acquired the information from courses which is required for the measures against NSSI. Proportion of the ones who didn’t use preventive measures against injuries is 53 %. Most of the Injuries have been on hands and fingers. Proportion of the ones who was vaccinated against hepatitis is 82 %. Almost half of the ones who were injured (42.20 %) have reported that they have cleaned the area by antiseptic solution. Proportion of the students who were subjected to NSSI and didn’t inform teacher/nurse is 48 %, and the proportion who were subjected to contaminated material has been found 23.3 %. RESULT: Injuries by means of contaminated materials have been found 23.3 %. Students have enough information about counter-measures for injuries. Proportion of the ones who didn’t inform of injuries that they suffered is 48 %. As result, availability of a directive at school which explains applications what to do after injuries and training students over again from the beginning will be appropriate. Keywords: Needle stick and sharp injuries, Nursing and Midwifery student 59 [P-003] Hemşirelerin Kayıt Tutma Durumu Özbey Saliha, Gürbüz Derya, Cıbır Nurbanu, Taşcı Sultan, Ceyhan Özlem Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu,Kayseri GİRİŞ: Yapılan işlemlerin kaydedilmesi, hemşirelikte profesyonellik ve yasal durumlarda kullanılan kanıt olduğu için oldukça önemlidir. AMAÇ: Bu çalışma, hemşirelerin hemşirelik uygulamalarına ilişkin kayıt tutma durumlarını, bu durumu etkileyen faktörleri incelemek ve kayıt tutmayı kolaylaştıracak bir süreç planlaması oluşturmak amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte yapılan araştırmanın evrenini Erciyes Üniversitesi Gevher Nesibe Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde çalışan 463 hemşire oluşturmuştur. Çalışma hasta bakım uygulamalarının yoğun olduğu 9 serviste çalışan sorumlu hemşireler dışındaki 40 hemşire ile yapılmıştır. Çalışmada anket formu ve gözlem formu kullanılmıştır. Anket formunu hemşirelerin kendilerinin cevaplamaları istenmiştir. Gözlem formu ise araştırmacılar tarafından hemşirelerin uygulamalarını kayıt etme durumlarının farklı zamanlarda üç kez birebir gözlenmesi ile işaretlenmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde dört gözlü ve çok gözlü düzenlerde ki-kare testi kullanılmıştır. BULGULAR: Hemşireler en sık ANT-TA ve ilaç tedavisini kaydettiklerini, kayıt tutmalarını zaman eksikliği ve iş yoğunluğunun etkilediğini ifade etmişlerdir. Yapılan gözlemlerde ise, yaptıkları uygulamanın tamamını kaydeden hemşire olmadığı ancak lisans mezunu olanların, 30-34 yaş üstünde olanların, mesleği kendi tercih edenlerin, 1-4 yıldır çalışanların, mesleğinden memnun olanların, vardiyalı çalışanların daha fazla kayıt tuttukları belirlenmiştir. SONUÇ: Hemşirelerin daha çok gözlem formunda yazılan uygulamaları kaydettiği saptanmıştır. Kayıt tutmayı kolaylaştıracak gözlem formlarının geliştirilmesinin kayıt tutmayı artıracağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, Kayıt Tutma The Statute of Nurses’ Recording Özbey Saliha, Gürbüz Derya, Cıbır Nurbanu, Taşcı Sultan, Ceyhan Özlem University of Erciyes Atatürk Health School, Kayseri BACKGROUND: It is very important to record practiced operations because of this is evidence used in legal events and professional for nursing. OBJECTIVE: This study was conducted to investigate the statutes of nurse’s records related to nursing practices, the factors that effect this situation and to make a process plan that would make easy recording. MATERIAL-METHOD: 463 nurses who work Erciyes University Gevher Nesibe Research and Practice Hospital constituted the universe of this descriptive study. This study was conducted with 40 nurses except manager nurses at 9 units that intensive about patient care. A questionnaire and form for observing were used in the study. The nurses were wanted to answer the questionnaire form by themselves. Other form was filled in by the researchers by observing the statutes of nurses’ recordings their practices at different times as three times. For statistical analysis chisquare test was used in four and more crossed design. RESULTS: Nurses told that they recorded vital measurements, medicine treatment mostly and not have enough time and intensive care affected their recording. However, at the observes it was determined that there was no nurse record her all practices but, the nurses who graduated from university, 30-34 aged, preferred her occupation herself, work for 1-4 years, pleasured with her occupation and work in shifts recorded more than the others. CONCLUSION: It was found that the nurses recorded the practices that written in nursing observing form, mostly. It is thought that the observing forms which make easy to record can increase recording. Keywords: Nursing, Recording 60 [P-004] Hemşirelik Hizmetleri Verilirken Hasta Hakları Ne Ölçüde Göz Önünde Bulunduruluyor ? Akyıl Rahşan1, Yılmaz Karabulutlu Elanur2, Urçar Hilal2, Gözeler Esra2, Alpay Ayşe1, Saban Fatma1 1 Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Erzurum 2 Atatürk Üniversitesi Erzurum Sağlık Yüksekokulu Erzurum AMAÇ: Bu araştırma hastalara verilen hemşirelik hizmetlerinde hemşirelerin hasta haklarına ne ölçüde riayet ettiğini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. MATERYAL METOD: Araştırma Atatürk Üniversitesi Süleyman Demirel Tıp Merkezi Yakutiye ve Aziziye Araştırma Hastanelerinde 15.03.2007-15.04.2007 tarihleri arasında yapılmıştır. Araştırmaya bu tarihler arasında hastanede yatarak tedavi gören, 18 yaş ve üzeri, soruları yanıtlayabilecek bilişsel yeterlilikte olan ve araştırmaya katılmayı kabul eden toplam 244 hasta alınmıştır. Verilerin toplanmasında hemşirelerin hasta haklarına yaklaşımlarını içeren sorulardan oluşan form kullanılmıştır. BULGULAR : Hastaların %56.1’ inin bayan, %63.9’ unun evli olduğu tespit edilmiştir. “Hemşireler her istediğimde hastalığım ve uygulanan tedaviler hakkında bilgi vermektedir” ifadesi için hastaların %22,5’ i kısmen, %48.4’ ü kesinlikle katıldıklarını belirtmiştir. “Hemşireler istemediğim bilgilerin başkasına söylenmemesi hususunda azami dikkat göstermektedir” ifadesi için hastaların %17.2’ si kısmen, %50.8’ i kesinlikle katıldıklarını belirtmiştir. “Hemşireler hemşirelik hizmeti sunarken gayet saygılı, nezaketli ve yardımseverdir” ifadesi için hastaların %16.8’ i kısmen, %65.2’ si kesinlikle katıldıklarını belirtmiştir. SONUÇ : Araştırma bulgularına göre hemşirelerin hastaların bilgi alma, gizlilik, bakım ve tedavi alma hakkına büyük oranda riayet ettiği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Hasta hakları, Hemşirelik Hizmeti How Much are Patient Rights Considered During the Nursing Cares ? Akyıl Rahşan1, Yılmaz Karabulutlu Elanur2, Urçar Hilal2, Gözeler Esra2, Alpay Ayşe1, Saban Fatma1 1 Atatürk Üniversity School of Nursing Erzurum 2 Atatürk Üniversity Erzurum School of Health Erzurum PURPOSE: This study was carried out aimed of detecting how much the nurses comply with the patient rights. MATERIAL/METHOD: The study was carried out in Atatürk Üniversity Süleyman Demirel Medical Centre on 15 March-April. The sampling consisted of total 244 patients, 18 years old or older, accepting to participate in the study, having the cognitive ability in order to be able to give answer to the questions, and lying in the hospital. The form that consists of questions containing the approaches of nurses to patient rights, has been used for finding datas. FINDINGS: The patients of were famele (56.1%), married (63.9%). %22.5 of patients partially and %48.4 of them certainly have agreed on the expression “Nurses give information about my ilness and treatment whenever”. %17.2 of partially and %50.8 of patients certainly have agreed on expression “Nurses are careful about the subject that the informations which I don’t want, aren’t told to other people”. %16.8 partially and %65.2 of patients certainly have agreed on the expression “Nurses are helpfull, respectfull an kind during the nursing care.” RESULTS: Acording to the study findings, nurses comply with patient rights of getting information, secrety, caring and getting treatment on a large scale. Keywords: Patients Rights, Nurses Care 61 [P-005] Denizli Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik / Sağlık Memurluğu 1. Sınıf Öğrencilerinin Bu Mesleği Seçme Nedenleri ve Mesleğe İlişkin Görüşleri Tosun Elif, Yardım Emel, Altundağ Sebahat Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksek Okulu GİRİŞ: Meslek, insanın yaşamını sürdürebilmek için icra ettiği ve genellikle yoğun bir eğitim, çalışma, bilgi birikimi, seçilen mesleğe bağlı olarak yetenek geliştirmeyi gerektiren ve tüm bu sürecin sonunda kişilerin kazandığı unvanın adıdır. Meslek seçimindeki koşullar hemşirelik/sağlık memurluğu meslekleri seçiminde daha belirginleşir. AMAÇ: Araştırma, Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu 1. sınıf öğrencilerinin mesleğe yönelme nedenleri, bölümleri hakkındaki bilgi, görüş ve görüşleri etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Veriler anket formu ile toplanmıştır. Araştırmaya katılmayı kabul eden 61 öğrenci araştırma kapsamına alınmıştır. BULGULAR: % 34,4’ünün seçtikleri bölümün 11 ve üzeri tercihleri arasında olduğu, % 31,1’i iş bulabilme kolaylığı nedeniyle bu bölümü seçtiği, % 57,4’ünün meslek hakkında bilgisi olduğu, % 93,4’ünün bu mesleği yapanların üniversite mezunu olması gerektiğini ve % 62,3’ünün hemşirelik/ sağlık memurluğu işlevlerini bildiği saptanmıştır. SONUÇ: İş bulabilme kolaylığı, yakınlarının etkisi ve meslek hakkındaki önceden bilgi sahibi olması öğrencilerin büyük çoğunluğunun bu bölümü seçmiş olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Meslek, hemşire, sağlık memuru, öğrenci Denızlı School of Health Fırst Year Nursıng/Health Offıcer Unıversıty Students' Reasons for Choosıng and Opınıons About Thıs Professıon Tosun Elif, Yardım Emel, Altundağ Sebahat Pamukkale University Denizli School for Health Sciences INTRODUCTION: A profession is the title gained by individuals at the end of a process of generally intense education, study, and accumulation of knowledge, that requires the develop of the chosen profession's skills and that is carried out to continue life. The conditions in choosing a profession are clearer in the choice of the profession of nursing/health officer. AIM: The aim of this research was determining the reasons why first year Pamukkale University Denizli School of Health students’ chose their profession, and their information, opinions and factors affecting their opinions. METHOD: Data were collected by questionnaire. Research was conducted a total of 61 students were included who agreed to participate in the research. FINDINGS: 34.4% of the first year student’s choice was in their top 11 list of preferences, 31.1% chose their department because of the ease in finding a job, 57.4% had information about the profession, 93.4% thought that those working in this profession needed to have a university education, and 62.3% knew the functions of nurses/ health officers. CONCLUSION: The majority of the students chose this profession because of the ease in finding a job, the influence of relatives and had previous knowledge about the profession. Keywords: profession, nurse, health officer, student 62 [P-006] Hemşirelerin bazı sorunlu hasta davranışları ile karşılaşma ve müdahale etme konusundaki görüşlerinin incelenmesi Önderoğlu Zeynep, Çakıroğlu Yasemin, Besemek Fatma, Sanık Tuğba Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu AMAÇ: Bu araştırma bir üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin bazı sorunlu hasta davranışları ile karşılaşma ve müdahale etme konusundaki görüşlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Araştırmanın evrenini Cumhuriyet Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde çalışan hemşireler oluşturmuştur. Örneklemde yer alan tüm hemşirelere ulaşılması planlanmış, ancak izinli olma, hasta olma çalışmaya katılmama gibi nedenlerle 141 hemşireye ulaşılmıştır. Araştırmanın verileri “kişisel bilgi formu”, “hemşirelerin sorunlu hastalarla karşılaşma sıklığının belirleme anketi” ve “sorunlu hasta davranışlarına müdahale etme konusundaki görüşlerini belirleme anketi” ile toplanmıştır. Araştırmanın verileri bilgisayar ortamında değerlendirilmiş ve frekans dağılımı ile sonuçlar verilmiştir. BULGULAR: Hemşirelerin yaş ortalaması 28.48±5.24 olup, %48.2’ si evli, %24.8’i önlisans, %61’i lisans ve %7.1’i yüksek lisans mezunudur. Hemşirelerin %62.4’ü kadrolu olarak çalışmaktadır. Hemşirelerin yarıdan biraz fazlası ağrısı olan hastalarla çok sık karşılaştıklarını, yarıya yakını ise çok soru soran, sürekli isteklerde bulunan, çok konuşan, şikayet eden hastalarla sık karşılaştıklarını belirtmişlerdir. Buna karşın hemşireler cinsel içerikli konuşan, intihar düşüncesi olan, sözel iletişim kurmayan, beden imgesi bozulan, yalnızlık yaşayan hasta davranışları ile hiç yada nadiren karşılaştıklarını ifade etmişlerdir. Hemşirelerin iletişim yolu ile belirlenebilecek sorunlu hasta davranışlarını fark etme ve müdahale etme konusunda güçlük yaşadıkları söylenebilir. Hemşirelerin çoğunluğu bazı sorunlu hasta davranışlarına yaklaşım konusunda kendilerini tamamen yeterli bulmadıklarını belirtmiştir. Anahtar Kelimeler: hemşire, iletişim, sorunlu hasta davranışı The study of the considerations of the nurses concerning encountering with and intervening to some problematic patients behaviors Önderoğlu Zeynep, Çakıroğlu Yasemin, Besemek Fatma, Sanık Tuğba Cumhuriyet University Nursing of School AIM: this study was carried out in order to determine the attitudes of the nurses working in a university hospital regarding encountering with and intervening to some problematic patient behaviors. METHOD: The medium of the research consists of the nurses working for Cumhuriyet University Hospital. The data in the research were obtained by using “personal information form”, “interview for determining the encounter of the nurses to the problematic patients”, “interview for determining the considerations of the nurses concerning intervening to the problematic patient behaviors”. FINDINGS: the average age of the nurses was found to be as 28.48+5.24, while 48.2 % were married, 24.8 % has vocational school degree, 61 % was graduate nurse. A slightly higher number than half of the nurses indicated that they quite frequently encountered with the patients with pain, and almost half of the nurses pointed out that they confronted with patients who were unusually interrogative, constantly demanding, excessively communicative, and finally persistently complaining. The nurses, however, indicated that they rarely or never encountered with the patients whose speeches had sexual word content and body image disfigured, who had suicide propensity, avoided verbal communication. Keywords: nurses, communation, problematic patient behaviour 63 [P-007] Sağlık Yüksekokulunda okuyan öğrencilerinin klinik uygulamalarda şiddetle karşılaşma durumları Çopur Handan, Coşkun Nergüze, Akansel Neriman, Tunç Gülseren, Özdemir Aysel Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, BURSA AMAÇ: Şiddet sağlık kurumlarında kaliteli hasta bakımı ile çatışan ve kişinin özgüvenini sarsan bir durumdur. İş yerlerinde şiddet sözel ve fiziksel şiddet şeklinde ortaya çıkmaktadır. Sağlık çalışanları içinde hemşireler en fazla şiddete maruz kalan gruptur. Bu çalışma, sağlık yüksekokulu öğrencilerinin klinik uygulamalarda şiddetle karşılaşma durumlarını ve şiddeti algılamalarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmanın verileri araştırmacılar tarafından geliştirilen veri toplama formu ile toplanmıştır. Veriler klinik uygulama deneyimi olan 2,3 ve 4. sınıf öğrencilerinden 148 öğrenciden toplanmıştır. Araştırmanın verileri SPSS 11.0de değerlendirilmiştir. BULGULAR: Öğrencilerin %36,5’i eğitim-öğretim hayatları boyunca şiddetle karşılaştıklarını, büyük çoğunun eğitimciden (%90,7) şiddet gördüklerini ifade etmişlerdir. Öğrencilerin %69,6’sı klinik uygulamalarda hekimin hemşireye bağırmasına tanık olmuştur. Öğrencilerin öfkelenme durumunda yarıdan fazlası (%56,1)sözel şiddet uygulayabileceğini, %8,8’i ise fiziksel şiddet uygulayacağı belirtmişlerdir. Şiddet gören öğrenciler arasında cinsiyet açısından anlamlı fark yoktur (X2=1.40, p>0.05).Erkeklerin hemşirelik mesleğine katılmasının hemşirelere yönelik şiddeti önleneceği düşüncesi arasında cinsiyetler arasında fark vardır (X2=15.2, p=0.00). Kız öğrenciler hemşirelik mesleğine erkeklerin katılmasının hemşirelere yönelik şiddeti önlemeyeceğini düşünmektedirler. Öğrencilerin klinik uygulamalarda en çok çatışma yaşadıkları grubun hemşirelerdir (%55.4). Küçümseyici tutum ve davranışları sıklıkla klinik hemşireleri sergilemektedirler (%58.8). Öğretim elemanlarının öğrencilerin hatalı uygulamalarında hoşgörü ile yaklaştıkları belirlenmiştir (%48). SONUÇ: Hemşirelik eğitiminde iş yerinde şiddet ve baş etme yöntemlerinin öğretilmesi önem kazanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Klinik uygulama, şiddet, hemşirelik Experience of violence among School of Health students during their clinical placements Çopur Handan, Coşkun Nergüze, Akansel Neriman, Tunç Gülseren, Özdemir Aysel Uludag University School of Health, BURSA AIM: Violence in health care settings conflicts with quality of patient care and also affects personal dignity. Violence can be either verbal or physical. Nurses are the ones who are more frequently subjected to violence among all other health care professionals. Aim of this study was to determine students’ perceptions about violence and their experiences of violence in clinical settings. MATERIAL/ METHOD: Data were collected by using a questionnaire developed by researchers. Second, third and fourth years students who had experiences in clinical settings were included and 148 students volunteered. SPSS 11.0 was used for statistical analysis. RESULTS: 36.5% of the students were subjected to violence during their education. Violence mostly was applied by educators (90.7%). More than half of the students (69,6%) witnessed situations where physicians were yelling at the nurses. 56.1% of the students reported that they would use verbal violence and 8.8% of the students reported that they would use physical violence in case of anger. No statistical differences were found in between two genders who were subjected to violence (X2=1.40, p>0.05). There were differences among two genders’ ideas regarding the roles of males in preventing violence towards nurses. While female students disagree on idea that “including male students in nursing profession will prevent violence towards nursing staff”, male students disagree. This result is statistically meaningful (X2=15.2, p=0.00). Students mostly have conflicts with nurses during their clinical placements (55.4%). Most of the time staff nurses behave in humiliating mannor to students (%58.8). On the other hand, 48 % of the instructors tolerated faulty practices of students. CONCLUSION: It is important to add topics like “violence and ways to handle violent behaviors” in to nursing curricula. Keywords: Clinical placements, violence, nursing 64 [P-008] Üniversite Öğrencilerinin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının Değerlendirilmesi Yıldız Ayşe, Özdemir Seçil, Cengizhan Gülnur, Şermet Şenay, Bingöl Elif, Delen Sıttıka Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksek Okulu, Hemşirelik A.B.D. Karaman AMAÇ: Bu çalışma Selçuk Üniversitesi Karaman merkezde öğrenim gören öğrencilerin sağlıklı yaşam biçim davranışlarını ve bireysel özelliklerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma kapsamına Selçuk Üniversitesi Karaman merkezde okuyan öğrencilerden araştırmaya katılmayı kabul eden ve ulaşılabilen 253 öğrenci alınmıştır. Araştırmanın verileri sosyo-demografik özelliklerini belirlemeye yönelik olarak hazırlanan soru formu ve sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde ortalama, yüzdelik ve ki-kare testleri kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin % 71.50’si kız, % 28.50’si erkek, yaş ortalaması 20.92’dur. Öğrencilerin sigara kullanma oranı % 20.60, alkol kullanma oranı %13.40, sağlıklı yaşam biçimi davranışları toplam puan ortalaması 122±20.42 olarak belirlenmiştir. Cinsiyet ve kronik bir hastalığa sahip olma durumu ve sağlık davranışları genel puan ortalaması arasında bir ilişki olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Öğrencilerin bireysel özellikleriyle ölçeğin alt grupları incelendiğinde kendini gerçekleştirme ve yaş arasında, egzersiz, beslenme ve cinsiyet arasında, sağlık sorumluluğu, egzersiz ve okunan bölüm arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0.05). Öğrencilerin sağlık davranışları alt ölçeğinden aldıkları puan ortalamalarına bakıldığında en yüksek puan ortalamasının kişiler arası destek, en düşük puan ortalamasını ise egzersiz olduğu görülmüştür. SONUÇ: Araştırma kapsamını oluşturan üniversite öğrencilerinin sağlığın geliştirilmesiyle ilgili sağlık davranışlarının orta düzeyde olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Sağlıklı Yaşam Biçimi, Üniversite Öğrencileri Evaluation of Healty Life Style Behaviours of Universty Students Yıldız Ayşe, Özdemir Seçil, Cengizhan Gülnur, Şermet Şenay, Bingöl Elif, Delen Sıttıka Selçuk Üniversitesi Karaman Healty High School, Nursing Department, Karaman AIM: This is a descriptive study to determine the health behaviours of Seljuk University students in Karaman and their characteristic features. METHOD: 253 voluntary students at Seljuk University, Karaman were included in this study. The data of the study were gathered using a survey and healthy-life inventory to deteremine their socio-demographic features. For the statistical assesment, the mean, percentage and ki-kare tests were used. FINDINGS: The 71.50 % of the students in the study were female and 28.50 % were male and the avarage age was 20.92. 20.60 % of them are regular smokers, 13.40 % drink alcohol, total avarage numbers for the healthy life styles inventory was determined to be 122±20.42. A correlation was found between sex and having a chronic illness and the general average for health behaviours (p<0.05). When the individual features and the lower levels in the inventory are examined, we find a significant correlation between self-realization and age, taking up exercises, nutrition and sex, taking care of health, exercises and the department. (p<0.05). When the avarege points students get from the health behavior sub-scale are considered, it is noticed that the highest point is for inter-personal support and the lowest avarage point is for exercise. RESULT: It was found out that for the university students in our study the health behaviours in regard to the health improvment are at intermediate level. Keywords: Healty Life Style, Universty Students 65 [P-009] Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin Küresel Isınma ile İlgili Bilgi ve Davranışları Türk Süreyya, Yoldaş Yasemin, Öztürk Selcan, Dolu Nimet, Doğan Fatma, Çoban Selda, Gür Kamer (danışman) Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Halk Sağlığı Ana bilim Dalı,İstanbul AMAÇ: Bu araştırma, hemşirelik yüksekokulu öğrencilerinin küresel ısınma ile ilgili bilgi ve davranışlarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma 23 Şubat–1 Mayıs 2007 tarihleri arasında İstanbul ilindeki bir devlet üniversitesi hemşirelik yüksekokulu öğrencileri ile yapılması planlanmıştır. Araştırma evrenini hemşirelik yüksekokulu öğrencilerinin tamamı (N:378) oluşturmaktadır. Herhangi bir örnekleme yöntemi yapılmayıp evrenin tamamı örnekleme alınmış ancak 250 öğrenciye ulaşılmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen anket formuyla toplanmıştır.Pilot çalışma yapılmış, araştırma için gerekli izinler alınmıştır.İstatistiksel değerlendirmede ki-kare ve frekans analizi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin %27,2’sinin küresel ısınma ile ilgili bilgi almadığı ve %67,6’sının küresel ısınma tanımını bilmediği saptanmıştır. SONUÇ: Araştırmaya katılan öğrencilerin küresel ısınma ile ilgili bilgi düzeyinin düşük ve bu konuda bilgiye ulaşmak isteyenlerin sayısının oldukça fazla olduğu dikkat çekmektedir. Anahtar Kelimeler: Çevre Sorunları, Hemşirelik,Küresel Isınma,Sera Gazları Knowledge and Behaviors of Students of Nursing College About Global Warming Türk Süreyya, Yoldaş Yasemin, Öztürk Selcan, Dolu Nimet, Doğan Fatma, Çoban Selda, Gür Kamer (danışman) Marmara University,Nursing College GOAL: This research was planned as an identifier for the purpose of determining the knowledge and behaviors of the students of nursing college about global warming. INSTRUMENT AND METHOD: The research was planned to be carried out with the students of nursing college in a government university in the province of Istanbul between dates 23rd February and 1st May 2007.The universe of the research consists of all students of the nursing college (N:378).Not any sampling method was employed,but the entire universe was taken as a sample however only 250 students were accessed to. The data were collected by the researches with the inquiry forms developed.A pilot study was carried out, any required permits were taken.It was used to make Chi-Square and frequency analysis for the statistical evaluation. RESULTS: It was detected that 27,2% of the students participating in the study did not get any information about global warming and it was determined that 67,6% of them did not know the definition of global warming. CONCLUSION: It is recognizable that the students who participated in the study had a low level of knowledge regarding global warming and the number of students who wanted to access to knowledge about this was rather high. Keywords: Environment Problems,Global warming,Greenhouse Gases,Nursing 66 [P-010] Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesinde Çalışan Hemşirelerin Sağlığı Geliştirme Davranışları Kılıç Asuman, Altay Dr. Birsen, Aygut Güler Ondokuz Mayıs Üniversitesi,Samsun GİRİŞ: Bireyin sağlığını olumsuz etkileyen geleneksel sağlık uygulamalarının saptanması, değiştirilme yoluna gidilmesi,Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının (SYBD) öğretilmesi ve kazandırılması hemşirelerin temel sorumluluklarından biridir. AMAÇ: Bu çalışma Samsun Tıp Fakülte Hastanesinde çalışan hemşirelerin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı özellikte olan araştırma mart-nisan 2007 tarihleri arasında OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini hastanede çalışan ve araştırmaya katılmaya gönüllü 100 hemşire oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak demografik özelliklerini içeren bir anket formu ile SYBD ölçeği kullanılmıştır. Veriler bilgisayarda SPSS programı kullanılarak, ortalama, standart sapma, mann-whitney U testi, Kruskal Wallis Test ve t testi ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Araştırmaya alınan deneklerin yaş ortalamalarının 28.72±4.92 olduğu saptanmıştır. Çalışma sonucunda hemşirelerin SYBD’ orta düzeyde (121.08±16.59) olduğu, en yüksek puan (35.43±4.68) ortalamasının kendini gerçekleştirme, en düşük puan (9.74±3.21) ortalamasının ise egzersiz boyutuna ait olduğu bulunmuştur.Yaş,medeni durumu ve çocuk sayısı ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olmadığı görülmüştür. SYBD’larından olan kendini gerçekleştirme ve beslenme ile eğitim, egzersiz ve kişiler arası destek ile en uzun süre yaşanılan yer arasındaki ilişkinin anlamlı olduğu görülmüştür. SONUÇ: Hemşirelerin SYBD’nın orta düzeyde olduğu bulunmuştur Anahtar Kelimeler: Sağlığı geliştirme, Sağlık davranışı, Hemşire Health Development Behaviour of Nurses in Ondokuz Mayıs University Medicine Faculties Kılıç Asuman, Altay Dr. Birsen, Aygut Güler Ondokuz Mayıs University,Samsun INTRODUCTION: First responsibility of nurses, to fix traditional healty practice, to teach healty life way, improve that negative effect of individuals healty life. OBJECTIVE: This practice builded for to prepare for Nurses of Samsun Faculty factors that healhty life way. MATERIALS/METHODS: This research to get ready on between April-March 2007 in OMÜ hospital. This researchs data get from 100 willing nurses. As tool used to questionnaire form and The Health Promotion Lifestyle Profile (HPLP). Data was evaluate with a computer programmed called SPSS and analyzed with mean, standart deviation, t test, Kruskal Wallis Test, Mann-Whitney U test. RESULTS:.According to finding of the research, average age of nursing is 28.72±4.92. healthy life style behaviours of nurses is 121.08±16.59, highest point (35.43±4.68) belongs to self establishment, lowest point (9.74±3.21) average belongs to exercise level. It has been verfied that there is no statistically meaningful relationship between age, marital status, number of children destination and healty life style behaviors. Self establishment from HPLP, self actualization and nutrition are relevant with education, exercise and interpersonal support are relevant with where 2/3 of lifetime spent. CONCLUSION: At the and of finded that HPLP of nurses medium level. Keywords: Health promotion, Health behaviour, Nurse 67 [P-011] Üniversite Öğrencilerinin Aile Planlaması Konusundaki Görüşleri Tezel Ayfer, Aktaş Ayfer, Yıldızlar Yasemin, Yılmaz Zekiye, Kafabay Gonca, Albayrak Selda, Karadoğan Ebru Atatürk Üniversitesi, Erzurum Sağlık Yüksekokulu, Erzurum AMAÇ: Bu çalışma üniversite öğrencilerinin aile planlaması (AP) konusundaki görüşlerini saptamak amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Araştırmanın evrenini 2006-2007 öğretim yılında Atatürk Üniversitesinde öğrenim gören ve kampus içi yurtlarda kalan öğrenciler, örneklemini ise araştırma verileri toplandığı tarihte araştırmaya katılmayı kabul eden 298 öğrenciler oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında soru formu kullanılmıştır. Soru formu öğrencilerin demografik özellikleri ve aile planlaması hakkındaki bilgilerini içeren 23 sorudan oluşmuştur. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistik ve X2 testi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 21.6 ±1.9 olup, % 49’u kız, %51’i erkektir. Öğrencilerin % 14.4’i fen bilimleri, %37.0’ı sosyal bilimler, %31.5’i eğitim ve %17.1’i sağlık bilimlerinde okumaktadırlar. Öğrencilerin %19.8’i AP yöntemleri hakkında bilgilerinin olduğunu ifade etmiş, % 20.1’i en çok bildikleri AP yönteminin prezervatif olduğunu belirtmişlerdir. Öğrenciler AP ile ilgili bilgilerini sırasıyla arkadaşlarından(17.8), basın yayın organlarından (%12.4) sağlık personelinden (%10.4) öğrenmişlerdir. Öğrencilerin okudukları sınıfın ile aile planlaması tanımını ve gebelikten korunma yöntemlerini bilme durumlarını etkilediği bulunmuştur. Öğrencilerin okudukları bölümler arasında kullanmayı bildikleri yöntem açısından fark bulunmuştur. Öğrencilerin %85.9 ‘u aile planlaması yöntemlerini kullanmaya kadın- erkek beraber karar vermesi gerektiğini belirtmişlerdir. SONUÇ: Üniversite öğrencilerinin AP hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı ve bu konuda eğitime ihtiyaçları olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Aile planlaması, aile planlaması yöntemleri, üniversite öğrencileri University Students’ Views About Family Planning Tezel Ayfer, Aktaş Ayfer, Yıldızlar Yasemin, Yılmaz Zekiye, Kafabay Gonca, Albayrak Selda, Karadoğan Ebru Ataturk University, Erzurum Health School, Erzurum AIM: This research was done to determine the views of university students about the family planning. METHOD: This study, which is a descriptive, was carried out on 298 students who are staying in dormitory in 2006-2007. The data of the study were collected between April 15 and April 30, 2007. The questionnaire form consisting 23 questions about students’ demographic characteristics and their view of family planning was applied to participants. Statistical analysis of the research was made by using descriptive statistics and chi- square test. FINDINGS: The students participations in the research, 49.0 % of them are female, 51.0 % of them are male. It was found that 19.8 % of students see themselves sufficient about knowledge on FP. It was found that 20.1% of them know the condom. The information resources of students were their friends, media, and medical personnel. A significant difference was found in the responses to questions about knowledge of family planning methods, description of family planning based on the students’ class and attending program. 85.9 % of students stated that “couple must decide to use the family planning methods together” RESULT: It was determine that students studying at university see themselves inadequate about FP and need education. Keywords: Family planning, family planning methods, university students 68 [P-012] Bayan Sporcularda Premenstrual Sendrom Değerlendirimesi Onat Bayram Güliz İstanbul Üniversitesi Bakırköy Sağlık Yüksekokulu, İstanbul GİRİŞ: Premenstrual sendrom (PMS), luteal fazın son bölümünde çeşitli emosyonel ve psikolojik semptomların görülmesi ve bu semptomların menstruasyonun başlangıcıyla sona ermesiyle karakterizedir. AMAÇ: Bu çalışma bayan sporcuları PMS yönünden değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı nitelikte planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışma Aralık 2005-Nisan 2006 tarihleri arasında Türkiye 1. Lig bayan basketbol takımlarında görev alan, çalışmaya katılmayı kabul eden 93 sporcuya, Menstrual Distres Şikayet Listesi (MDQ) ve araştırmacı tarafından geliştirilen bilgi formu kullanılarak uygulanmıştır. Türkçe’ye uyarlanması Kızılkaya (1994) tarafından (r = 0.71-0.97) yapılmış olan MDQ, PMS şikayetlerini 8 alt grupta tanılar. Verilerin değerlendirilmesinde sayısal ve yüzdelik dağılım, varyans analizi ve Tukey post hoc önemlilik testleri kullanılmıştır. BULGULAR: Bayan sporcuların yaş ortalaması 23.23±3.51’dir. Sporcuların menarş yaşı ortalaması 13.6±1.91’dir. %50.5’i menses dönemlerinde sportif performanslarının olumsuz etkilendiği görüşündedir. MDQ toplam puan ortalaması menses döneminde 51.43±26.80, premenstrüel dönemde 43.51±27.79, intermenstruel dönemde 15.81±12.22 olarak bulunmuştur. SONUÇ: Premenstruel sendroma ilişkin değişiklikler, bayan sporcularda en çok menses döneminde yaşanmıştır. Sporcular bu dönemde en çok “ağrı” ve “negatif duygulanım” değişiklikleri bildirmişlerdir. Hemşireler, bayan sporculara ağrı ile baş etme yöntemlerini öğreterek ve PMS danışmanlığı yaparak, PMS şikayetlerinin azalmasında yardımcı olacak kilit kişilerdir. Anahtar Kelimeler: fiziksel aktivite, premenstrual sendrom, sporcu bayanlar Evaluation of Premenstrual Syndrome Among Sportswomen Onat Bayram Güliz Bakırkoy Health School, Istanbul Universty, Istanbul INTRODUCTION: Premenstrual syndrome (PMS) is characterised by a wide variety of symptoms, emotional and physiologic, occuring during the last part of the luteal phase and subsiding after the beginning of the menstrual period. OBJECTIVE: The study has been planned to evaluate PMS among sportswomen by descriptive design. MATERIAL-METHOD: The study has been applied between the dates of december 2005-april 2006 among the players who are playing first league women basketball teams in Turkey. 93sportswomen agreed to participate and responded to MDQ and a questionnaire which is developed by the researcher. Data were evaluated thought frequency additions, percentage values, variance analysis and Tukey post hoc test. RESULTS: The mean of age was found as 23.23±3.51, the mean of age at menarche was found as 13.6±1.91. 50.5 % of the participants reported that sportive performance affected negatively in menstruation. MDQ score was found as respectively 51.43±26.80, 43.51±27.79, 15.81±12.22 for menses, premenses and intermenses phase. CONCLUSION: The most changes related to PMS are experienced at menses among sportwomen.They complained of “pain” and “negative effect” in menses. Nurses are kingpins who can help to decrease smyptoms related to PMS by the way of counselling and teaching the ways of coping with pain Keywords: physical activity, premenstrual syndrome, sportswomen 69 [P-013] Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Destek Düzeylerinin Değerlendirilmesi Ünsar Serap1, Kurt Seda1, Demir Melike2, Zafer Refiye1 1 Trakya Üniversitesi Edirne Sağlık Yüksekokulu, Edirne 2 Hemşirelik ABD, Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Edirne AMAÇ: Bu çalışma, sağlık yüksekokulunda okuyan üniversite öğrencilerinin sosyal destek düzeyleri ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmanın örneklemini Trakya Üniversitesi Edirne Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik ve Ebelik bölümü birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıflarda öğrenim gören toplam 285 öğrenci oluşturmaktadır. Veriler Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (ÇBASDÖ) ile toplanmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin toplam sosyal destek düzeyleri 69.3 ±12.1 olarak bulunmuştur. Öğrencilerin sosyodemografik özellikleri ile ÇBASDÖ karşılaştırıldığında; 22 yaş ve üzerinde olan öğrencilerin 16-20 yaş grubuna göre, arkadaş ve aile ilişkileri iyi olanların ilişkileri orta olanlara göre, sağlık sorunları olmayanların olanlara göre, ekonomik durumu orta derecede iyi olanların bursa gereksinim duyanlara göre, 4. sınıf öğrencilerinin diğer sınıflara göre toplam sosyal destek puan ortalamaları ve bazı alt grupları daha yüksek bulunmuştur (p< 0.05). SONUÇ: Üniversite öğrencilerinin toplam sosyal destek düzeyleri iyi düzeyde bulunmuştur. Bu çalışmanın sonucunda; üniversite öğrencilerine özellikle öğrenimlerinin ilk yıllarında sosyal destek düzeylerini geliştirmeye yönelik eğitim ve danışmanlık programları düzenlenmesi, ekonomik durumu kötü olan öğrencilere burs olanaklarının sağlanması önerilebilir. Anahtar Sözcükler: Üniversite öğrencisi, sosyal destek, sağlık yüksekokulu. Anahtar Kelimeler: Sağlık yüksekokulu, sosyal destek, üniversite öğrencisi. Evaluation of Social Support Levels at University Students Ünsar Serap1, Kurt Seda1, Demir Melike2, Zafer Refiye1 1 Trakya University Edirne Health College, Edirne, Turkey 2 Department of Nursing, Trakya University Science of Health Institute, Edirne, Turkey PURPOSE: This study was planned to determine perceived social support levels and affecting factors of the students learning at Edirne Health College. MATERIAL-METHOD: The sample of the study was composed of the first, second, third and fourth year students at Trakya University midwifery and nursing programs the students of total number was 285. Data were collected through Multidimensional Scale of Perceived Social Support (MSPSS). RESULTS: Total MSPSS score of the students was found as 69.3 ±12.1. When the sociodemographic charecteristics of the students and MSPSS scores were compared; total MSPSS score and some dimensions were higher in students at the age of 22 and over than the ages of 1620, the students with good family and friend relationship than those with median relationship, the students without health problems than those with health problems, the students with median income than the students who need scholarship, the fourth year students than the others (P< 0.05). CONCLUSION: Total MSPSS score of the university students was good. At the end of the study it can be suggested that especially in first year students should be education and consultancy programs about improving social support and the students with low income should be provided scholarship. Keywords: Health college, social support, university students. 70 [P-014] Sağlık Yüksekokulunda Okuyan Öğrencilerin Fonksiyonel Yetersizlik ve Bel Ağrısı Durumlarının Belirlenmesi Temel Yasemin, Demir Nazife Ülkü, Kıvrak Arzu Muğla üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu, Fethiye/Muğla AMAÇ : Hemşirelik ve Sağlık Memurluğu bölümlerinde okuyan öğrencilerin, uygulamalı eğitimlerinde özellikle yatağa bağımlı hastaya bakarken ve özel yaşamalarındaki hakaret ve egzersizlerinde vücut mekaniklerini yanlış kullanmakta en fazla yaşadıkları sorun bel ağrısıdır. Sağlık Yüksekokulunda okuyan öğrencilerin fonksiyonel yetersizlik ve bel ağrısı durumlarını belirlemek amacıyla planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte olan çalışmanın evrenini Fethiye Sağlık Yüksekokulu’nda okuyan 279 öğrenci oluşturmuş ulaşılabilen ve isteyen 208 öğrenci örnekleme alınmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak İki bölümden oluşan anket formu kullanılmış, anket formunun birinci bölümde 15 sorudan oluşan kişisel bilgi formu, ikinci bölümde ise fonksiyonel yetersizliği ölçmeye yönelik “Oswestry Bel Ağrısı Ölçeği” yer almıştır. Veriler bilgisayar ortamında SPSS 11.0 paket programı kullanılarak frekans hesaplamaları yapılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR VE SONUÇ: Araştırmada öğrencilerin %67,8’inde “Fonksiyonel Yetersizlik Olmadığı”%16,8’inde “Hafif Fonksiyonel Yetersizlik”, %14.9’unda “Orta Fonksiyonel Yetersizlik”, %0.5’inde “Ağır Fonksiyonel Yetersizlik” olduğu, tespit edilmiştir. Kız öğrencilerin %15.6’sında “Hafif Fonksiyonel Yetersizlik”, Erkek öğrencilerin %19.8’inde, 16-20 yaş grubunun %22.6’sında, Sağlık Memurluğu bölümünün %19.1’inde, sigara içen öğrencilerin %22’sinde, bel ağrısı olan öğrencilerin %44.9’unda “Orta Fonksiyonel yetersizlik” olduğu, I. sınıf öğrencilerin %29’unda, Beden Kitle İndeksi 25-30 arasında olan öğrencilerin %4.5’inde “Ağır Fonksiyonel Yetersizlik” olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Bel Ağrısı, Fonksiyonel Yetersizlik, Hemşire Determınatıon Of Functıonel Insuffıcıency and Waıst Paın In Students Studyıng In Health Hıgh School Temel Yasemin, Demir Nazife Ülkü, Kıvrak Arzu Fethiye Health High School, Muğla University, Fethiye /Muğla AIM: The students who are studying in nursing and health official departments, mostly experience waist pain because of using the body mechanics wrong when they are caring to patients who are immobile in their practical educations and in their daily life activities and exercises. This resarch is made to determine the functionel insufficiency and waist pain in students studying in Health High School. MATERIAL AND METHOD: : The universe of this discriptive study consist of 279 students who are studying in Fethiye Health High School, 208 students achived and the who wanted to participiate are taken to the sample. In the research a questionnaire which is formed from two part is used as a data collection tool, in the first part of the tool there were 15 questions about personel inormations, in the second part of the tool “Oswestry Waist Pain Scale” is used to measure the functionel insufficiency. Data and frequencies are calculeted with SPSS packet programs by computer. FINDINGS AND RESULTS: In the research in the 67.8% of the students there wasn’t “functionel insufficiency”, in 16.8% of students there was “mild functionel insufficiency”, in 14.9% there was “middle functionel insufficiency”, in 0.5% there was “serious functionel insufficiency” is established. 15.6% of the female students had “mild functionel insufficiency”,19.8% of the boy male students, 22.6% of the students who are in 16-20 age group, 19.1%of the Health Profession Department students, 22% of the students who were smoking, 44.9% of the students who had waist pain had “middle functionel insufficieny”, 29% of the first class students and the 4.5% of the students whose Body Mass Index were between 25-30 “serious functionel insufficiency” is established. Keywords: Back pain, Functıonel Insuffıcıency, Nurse 71 [P-015] Meme Kanseri Olan Hastaların Kemoterapi Almadan Önce Yaşadıkları Anksiyete Düzeyleri Keleş Özge, Kayaoğlu Yasemin Koç Üniversitesi, Hemşirelik Yüksek Okulu, İstanbul, Türkiye GİRİŞ: Kemoterapi alan hastaların günlük hayatlarını etkileyen psikolojik değişiklikler ve kemoterapi almaya başladıktan sonraki 1 yıl içinde hastaların %50’sinde depresyon ve anksiyete görülmüştür (1). AMAÇ: Araştırmada hastaların yaşadığı anksiyete düzeyi bulunarak demografik özelliklerin, ilişkilerindeki değişimin, yan etkilerin, hastane memnuniyetinin, hastaneye ulaşım süresinin anksiyete düzeyini nasıl etkilediğini belirlenecektir. MATERYAL-METOD: İstanbul’da bir hastaneden kesitsel araştırma yöntemi ile durumluk-süreklilik kaygı ölçeği ve soru formu 61 hastayla doldurularak veriler t testi, Anova, ki kare testleri ile SPSS’de analiz edilmiştir. BULGULAR: Kemoterapi almaya gelen meme kanseri olguların tamamı bayandır ve okur yazar oranı % 70.5 dir. 50-60 yaş arası olan olgular araştırmaya katılanların %47’sini oluşturmaktadır. Kemoterapi alınan ortamdan memnuniyet %68.9 dur.Hastaların %63,9’u hastanedeki hemşire sayısının yeterli olmadığını düşünmektedir ve ortam memnuniyeti, sağlık ekibinin hastaya yaklaşımı ile hastanın aksiyete düzeyi arasında bir ilişki saptanmıştır. (p<.000) SONUÇ: Hastane memnuniyeti, eğitim durumu, ailenin hastaya yaklaşımı, kemoterapi esnasındaki duygudurumu, yan etki endişe düzeyi, personelin hastaya yaklaşımı, sağlık güvencesi ile anksiyete düzeyi arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Hastaneye ulaşım süresi, çocuk sahibi olması, yaş farkı, kemoterapi alma süresi, çevrenin yaklaşımı ile anksiyete düzeyi arasında bir fark bulunamamıştır. Anahtar Kelimeler: kemoterapi, anksiyete, meme kanseri Pre-chemotherapy anxiety levels in breast-cancer patients Keleş Özge, Kayaoğlu Yasemin Koc University, School of Nursing, Istanbul, Turkey INTRODUCTION: Due to the psychological effects of chemotherapy and its impacts on daily life, it is reported that up to 50% of patients suffer from anxiety and depression (1) AIMS: The purpose of this study was to determine chemotherapy patients’ anxiety levels and how it is impacted by demographics, side effects of the treatment, hospital satisfaction, changes in personal relationships and the commute to the hospital. MATERIALS-METHODS: This study was a cross_ sectional, descriptive study, using a questionnaire and State-Trait Anxiety Scale on 61 breast-cancer patients in a training and research hospital in İstanbul (N=61). Data were analyzed in SPSS with t-test, ANOVA and chi-square tests. FINDINGS: All subjects were female. Subjects had a literacy rate of 70.5% and 47% were in the 40-50 age group. Satisfaction with the chemotherapy facilities was 68.9%. 63.9% of the subjects thought the number of nurses in the facilities was inadequate. We observed a statistically significant association with anxiety levels and variables related to health personel approach to patients and satistaction with the chemotherapy environment RESULTS: Patient satistaction, education levels, family approaches, emotional state during chemotherapy, concerns about side-effects, healtg personel attitudes toward patient, health insurance categories were associated with anxiety levels in the patients. We did nit find a significant association between commute to hospital, parity, age groups, duration of chemotherapy and social attitudes toward patient ( bu nedir? ‘Algılanan’mı?) with anxiety levels. Keywords: pre-chemotherapy, anxiety, breast cancer 72 [P-016] Kars Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin Okulu Tercih Etme Nedenleri Mesleki Düşünce ve Görüşlerinin İncelenmesi Kıranşal Nilüfer, Alkan Hicran, Biçer Necla, Çakal Semiha, Başeroğlu Ayşe, Kuzoluk Feride, Şirin Feride, Andaç Filiz, Bayraktar Canan Kars Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin Okulu Tercih Etme Nedenleri Mesleki Düşünce ve Görüşlerinin İncelenmesi/ 36100 Kars AMAÇ: Bu çalışmanın amacı Kars Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin bölümlerini tercih etmelerinde etkili olan faktörler ve meslekleri ile ilgili düşünce ve görüşlerinin belirlenmesidir. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışma, toplam 100 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Veriler 15/12/2006-30/12/ 2006 tarihleri arasında öğrencilere sınıfta gözetim altında anket uygulanarak toplanmıştır. Değerlendirmede yüzdelik hesaplamalar kullanılmıştır. BULGULAR-SONUÇ: Öğrencilerin %64’ünün 21-22 yaşları arasında olduğu, %75’inin okulun 10. ve sonraki tercihlerinin arasında yer aldığı, %36’sının okula kendi isteği ile geldikleri, %70’inin tercih nedeninin düşük puan olduğu, %77’sinin hemşireliğin manevi doyum sağladığını düşündükleri, %51’inin acilde çalışmak istedikleri belirlenmiştir. %80’i kan alma, %74’ü damar yolu açma, %66’sı ilaç uygulamaları, %48’i küçük cerrahi müdahaleler, %44’ü hayati belirtiler alma gibi teknik işleri yapmayı tercih ettikleri tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular hemşirelik eğitiminin geliştirilmesi yönünden tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik öğrencileri, Meslek, Meslek Sorunları The Professional Thoughts And Sights Of Kars Healt College Students And The Reason Why They Prefer The College Kıranşal Nilüfer, Alkan Hicran, Biçer Necla, Çakal Semiha, Başeroğlu Ayşe, Kuzoluk Feride, Şirin Feride, Andaç Filiz, Bayraktar Canan The Professional Thoughts And Sights Of Kars Healt College Students And The Reason Why They Prefer The College/ 36100 Kars AIM: The aim of this study is to determine influential factors while students of Nursing Department of Kars Health Vocational School selecting their professions and their ideas concernig their professions. JUSTIFICATION AND METHOD: Data were collected with 100 nursing students of a nursing school.Data were collected during 15 – 30 January 2006 by administiring a self- reported question naire in classes. FINDINGS AND RESULT: The following informations have been gathered by this study. %64 of the students are between 21-22 ages, %75 of the declared that they have selected the school as tenth and following choice, %36 mentioned that they are attending the school by their own decision, %70 of them are mentioning that they selected the school because of its low score, %77 of them are in the view point of being a nurse is satisfactory, %51 has declared that they are in tendency of working in emergency service, %80 of them are prefering to do blood letting, %74 of them are prefering vescular opening, %66 of them like implementation of medicine, %48 of them are prefering to little surgical intervention, while %44 of them are favoring receiving vital signs. The findings were discussed for improving the nursing education. Keywords: Nursing Students, Profession, Professional Problems 73 [P-017] Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Konusundaki Bilgi, Tutum ve Davranışları Bayraklı Berin1, Veren Funda1, Fidan Perihan2, Balman Seçil2, Solmaz Fatma2, Kelleli Asuman2, Aydın Nilgün2, Çakır Yasemin2, Yıldız Derya2, Altundal Serap2, Torun Gülay2 1 Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu Halk Sağlığı ve Hemşireliği Anabilim Dalı, Öğretim Görevlisi, Zonguldak 2 Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Son Sınıf Öğrencisi, Zonguldak AMAÇ: Bu araştırmada mezuniyet sonrası sağlık hizmetlerinin sunumunda görev alacak olan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Laboratuar ve Tıbbi Dökümantasyon ve Sekreterlik programı öğrencilerinin cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusundaki bilgi,tutum ve davranışlarının saptanması amaçlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma tanımlayıcı tipte olup 25-29 Aralık 2006 tarihinde yapılmıştır. Araştırmanın çalışma evrenini; 2006-2007 öğretim yılında Karaelmas Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören 68 öğrenci oluşturmaktadır. Veriler literatür taranarak geliştirilen anket formu aracılığı ile toplanmıştır. Toplanan veriler yüzdelik, ortalama ve ki-kare testi ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 19.8±1.84, %60.3’ü (n:41) Sağlık Meslek Lisesi mezunu idi. Öğrenciler ‘‘en iyi bildiğiniz cinsel yolla bulaşan hastalık nedir’’ sorusuna sırası ile %100 AIDS, %54.1 Hepatit B, ‘‘kendinizde cinsel yolla bulaşan hastalıkların varlığından şüphelendiğinizde ilk ne yaparsınız’’sorusuna % 97.1’i (n:66) doktora başvuracağını, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için ne yapılmalı’’ sorusuna %39.7’si kondom kullanılması gerektiğini, %35.3’ü (n:24) cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusundaki bilgisinin yetersiz olduğunu, %64.7’si (n:44) mevcut bilgilerini Sağlık Meslek Lisesinden aldıklarını belirtti. SONUÇ: Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin yaklaşık üçte birinin cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda bilgileri yetersizdir. Anahtar Kelimeler: aids, cinsel yolla bulaşan hastalıklar,üniversite öğrencisi Knowledge, Attitude and Behavior of Health Services Vocation School Students About Sexually Transmitted Diseases Bayraklı Berin1, Veren Funda1, Fidan Perihan2, Balman Seçil2, Solmaz Fatma2, Kelleli Asuman2, Aydın Nilgün2, Çakır Yasemin2, Yıldız Derya2, Altundal Serap2, Torun Gülay2 1 Instructor, School of Health, Zonguldak Karaelmas University,Turkiye 2 Nursing Student, School of Health, Zonguldak Karaelmas University, Turkiye OBJECT: Purpose of the study is to determine knowledge, attitude and behavior of the students about sexually transmitted diseases. MATERIAL-METHOD: This study was performed between 25-29 December, 2006. In the research 68 students, registered Zonguldak Karaelmas University Health Services Vocation School in 20062007 and studying medical laboratory assistant programme and medical secretary programme, were taken place. Data was collected by using a self-completed questionnaire. The percentage, chisquare test were used for data analysis. FINDINGS: Mean age of the students was 19.8±1.84 and 60.3% of them (n:41) were graduated from Health Vocation High School. ‘AIDS’ (100%) and ‘Hepatit B’ (54.1%) were the answer of the question ‘Which sexually transmitted disease do you know well?’. 97.1% (n:66) of the students answered ‘seeing a doctor’ to the question ‘What would you do firstly when you suspect of existing a sexually transmitted disease?’. 39.7% of the group answered ‘using condom’ to the question ‘What can be done to protect from sexually transmitted diseases?’. 35.3% (n:24) of them thought that they did not have enough knowledge about sexually transmitted diseases. RESULTS: About one-third of Health Services Vocation School students’ knowledge of sexually transmitted disease was inadequate. Keywords: aids, sexually transmitted diseases, university student 74 [P-018] Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Bilgisayar Ve Internet Kullanım Durumlarının Belirlenmesi Kartal Feza1, Taşkın Halise2 1 Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğrencisi 2 Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu Öğr. Gör. Msc. AMAÇ: Günümüz Bilişim çağında bilgisayar ve internet kullanımı kişisel ve mesleki gelişim açısından son derece önemlidir. Bu nedenle araştırma, Fethiye Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin bilgisayar ve interneti; bilimsel araştırma ve etkinliklerin takibinde, veri tabanı oluşturulmasında, kaynak araştırmada ve mesleki gelişmelerin takibinde ne kadar etkin kullanabildiklerini ortaya çıkartmak amacıyla yapılmıştır. MATERYAL – METOD: Araştırma 23–28 Şubat 2007 tarihleri arasında tanımlayıcı tipte yapılmıştır. Araştırma evrenini Fethiye Sağlık Yüksekokulunda Eğitim-Öğrenim gören 238 öğrenci oluşturmuş, çalışma örneklemine 207 öğrenci alınmıştır. Verilerin toplanmasında 15 sorudan oluşan anket formu kullanılmıştır. Veriler SPSS 11.0 paket programında kodlanmış ve yüzdelik hesapları yapılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin %59.4’ü Hemşirelik; %40.6’sı Sağlık Memurluğu bölümündedir. Öğrencilerin %28.5’inin kendisine ait bilgisayarının olduğu tespit edilmiştir. Bilgisayarı kullanım amaçları incelendiğinde %86’sı internete bağlanmak, %79.2’si ödev ve tez yazmak, %56.5’i müzik dinlemek için kullandığını belirtmiştir. Internet kullanım amaçlarına bakıldığında %78.3’ünün bilgi aramak; %77.3’ünün Hemşirelik mesleği ile ilgili konuları araştırmak; %71’inin merak ettiği ve hobileri hakkında bilgi edinmek; %67.6’sı iletişim kurmak; %59.9’u müzik dinlemek, %44 oranında veri tabanından /kütüphaneden kaynak araştırmak, %45.9’ü ise günlük haberleri takip etmek için kullanıldığı saptanmıştır. Internet kullanım süresine bakıldığında; %47.3’ünün günde 1-2 saat, %12.6’sının haftada 2-3 saat olarak bulunmuştur. SONUÇ: Öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun bilgisayar ve interneti bilgi taramak amaçlı kullanması sevindirici bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Bilgisayar, İnternet, Öğrenci Determination of Using Computer and İnternet in Fethiye Health College Students Kartal Feza, Taşkın Halise Fethiye Health College, Nursing Department, Muğla. AIM: In age of informatics, using computer and Internet are rather important for personal and Professional improvement in our time. For this reason; the investigation was carried out to find out how effective the students in Fethiye Health College can use computer and Internet in pursuing their scientific researches and activities, establishing data base, investigating resources and following the professional developments. MATERIAL & METHOD: This investigation has been carried in descriptive way between the dates 23rd-28th February, 2007. 238 students at Fethiye Health College constitutes the area of the investigation. 207 students participating sample. In collecting data, a questionnaire with 15 questions was used. FINDINGS: 59.4 % are Nursing, 40.6 % Health Officer students participating in the investigation. It was determined that 28.5 % of the studentshave their own computers. On examining the usages of computer, they have stated that 86 % connect to Internet, 79.2 % write homework and thesis, 56.5 % listen to music. On examining their aims in using Internet, it was found out that 78.3 % search for information, 77.3 % investigation about nursing, 71 % their interests and hobbies, 67.6 %for communication, 59.9 %music, 44 % data base library, 45.9 % daily news. On examining the duration of the Internet using was found that 47.3 % 1-2 hours in a day, 12.6 % 2-3 hours in a week. RESULT: It was happy that most of the students use computer and Internet for scanning knowledge. Keywords: Computer, İnternet, Student 75 [P-019] Sağlık Ocağına Başvuran Bireylerin Ruh Sağlığı Profili Geçici Fatma, Çal Kübra, Şarlak Kader Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksek Okulu GİRİŞ-AMAÇ: Ruh sağlığı, “kişinin kendi kendisiyle, çevresini oluşturan kişilerle ve toplumla barış içinde olması, sürekli denge, düzen ve uyum sağlayabilmek için gerekli çabayı sürdürebilmesi” olarak tanımlanabilmektedir. Toplum ruh sağlığının geliştirilmesi açısından birinci basamak sağlık hizmetleri içinde yürütülecek ruh sağlığı çalışması büyük önem taşımaktadır. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışma sağlık ocağına başvuran bireylerin ruh sağlığı profilini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Çalışmanın evrenini sağlık ocağına bir yıl içinde başvuran 9810 kişi oluşturmuştur. Örnekleme 246 kişi alınmıştır. Çalışma retrospektif bir çalışma olup veri toplama aracı olarak kayıt taraması yapılmıştır. Veriler bilgisayar ortamında SPSS 11.0 paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR-SONUÇ: Sağlık ocağına başvuran hastaların % 55.5’ inin erkek, % 18.3’ ünün 60 ve üzeri yaş grubunda olduğu %46.4’ ünün epilepsi, % 20.3’ünün depresyon tanısı aldığı saptanmıştır. ÖNERİLER: 1.Ruh sağlığının iyi olmasının önemine dair toplumda, sağlık meslek gruplarında bilinç geliştirmek, Anahtar Kelimeler: ruh sağlığı profili, sağlık hizmetleri, toplum The Mental Health Profile of The Individuals Resorting to State Clinics Geçici Fatma, Çal Kübra, Şarlak Kader Muğla University Fethiye School of Health INTRODUCTION AND AIM: Mental Health can be defined as to be in peace with one’s own seif, the surrounding people and the society, and the maintenance of the required effort to keep the order, harmony and the constant balance. Mental health practices to be carried out in the primal step of healthcare services are of great importance in terms of the improvernent of the societal mental health. MATERIALS-METHOD: This study was planned to be definitive to determine the mental health profıle of the individuals resorting to the state clinic. The seope of the study is made up of 9810 people who resorted to the state clinic in a year. Sampiing is consists of 246 people. Database scan was used as a data acquisation tool and it is a retrospective study. The data was evaluated using the SPSS 11.0 software in computer environment. FINDINGS AND CONCLUSIONS: %55.5 of the overali patients were female, % 18.3 were at the age of 60 and above, %46.4 were diagnosed with epilepsy and %20.3 with depression. 1. Developing consciousness in society and the healthcare professionals with respect to the importance of good mental health. Keywords: mental health profıle, healthcare services, societal 76 [P-020] Çanakkale'de Geriatrik Yaş Grubunda Kronik Hastalık Görülme İnsidansı ve İlaç Kullanım Bilgi Düzeyi Öncül Kübra, Özcan Özlem, Özgür Sabriye, Karaca Melike, Algan Aysun, Şener Alper Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Çanakkale/Türkiye GİRİŞ: Geriatri yaş grubundaki hastalarda bir yada daha fazla kronik hastalık görülme oranı %30’un üzerindedir. Hastaların çoğu, birden çok ilaç kullanmakta ve ilaçların kullanım sebebini bilmemektedir YÖNTEM: Bu çalışmada Çanakkale’de huzurevinde kalanlarda ve rastgele örneklem geriatrik yaş grubunda kronik hastalık görülme sıklığına bakıldı. İki grup arasında kronik hastalık görülme insidansı ve ilaç kullanımı bilgi düzeyi sorgulandı. BULGULAR: Toplam 100 kişi üzerinde yapılan araştırmada; huzurevi yaş grubunda 50 kişi; toplumdan seçilen rastgele örneklem grubunda ise 50 kişi bulunmaktadır. İki grup arasında hastalıkların dağılımı tabloda 1 de özetlenmiştir. Huzurevinde 2 kişide (%0.04) hiçbir kronik hastalık yokken, diğer grupta 21 kişide(%42) kronik hastalık bulunmamaktadır. Huzurevinde kalanlarda kronik hastalıklar hakkında bilgi düzeyi diğer gruba göre anlamlı derecede yüksektir.( huzurevinde %60, örneklem grubunda ise%38) Huzurevi grubunda 30 hastada (%60) ikiden fazla hastalık varken, örneklem grubunda ise 5 hastada ise 5 hastada ikiden fazla kronik hastalık görülmektedir. SONUÇ: Yapılan araştırma sonucunda huzurevinde kalanlarda kronik hastalıkların görülme oranı diğer gruba göre yüksek bulunmuştur. Huzurevinde kalanlar hastalıkları hakkında daha fazla bilgiye sahipken örneklem grubu ise hastalıkları hakkında daha az bilgiye sahiptir. Bu durum hemşirelik hizmetlerinin düzenli verilmesine bağlıdır. Anahtar Kelimeler: Geriatri, İlaç, İnsidans, Kronik Incidence of Chronic Illness, Knowledge Level of Medicine using in Geriatric Age Group in Çanakkale Öncül Kübra, Özcan Özlem, Özgür Sabriye, Karaca Melike, Algan Aysun, Şener Alper Canakkale OnSekiz Mart University Health College, Canakkale/Turkey INTRODUCTION: In gerıatrı age group patıence level of one or more chronıc ıllness appearence ıs over % 30. Most of the patıents use more than one medıcıne and they don’t know why they use these medıcınes. METHODS: In thıs study we research that appearance frequency of chronic illness whıch come out ın patıents who stay ın rest home and haphazard (örneklem) gerıatrıc age group. FINDINGS: Thıs study ıs made to overall 100 person, ın rest home age group 50 person, ın haphazard (örneklem) group who are selected from socıety 50 person partıcıpate ın thıs ınvestıgatıon.dıspersıon of ıllness between two groups ıs summarızed ın table. Dıspersıon of chronıc ıllness accordıng to groups whıle 2 (%0.04)persons who stay ın rest home haven’t got chronıc ıllnsess, ın the another group 21 (%42)person have got chronıc ıllness. Persons who stay ın rest home, knowledge level of chronıc ılness ıs hıgher than another group. ( rest home % 60, örneklem group % 38). Whıle ın rest home group, 30 person (%60) have got more than 2 illness, (örneklem) group 5 person haven’t got more than 2 illness. CONCLUSION: In the consequence of thıs ınvestıgatıon, ın patıents who stay ın rest home, appearance level of chronıc ıllness ıs hıgher than another group. Whıle persons who stay ın rest home have much more knowledge about theır ıllness, (örneklem) group have less knowledge about theır ıllness. Thıs sıtuatıon bound to orderly gıven nursıng servıce. Keywords: Geriartri,Medicine,Insidans,Chronic 77 [P-021] Üniversite Öğrencilerinin HIV/AIDS Hakkında Bilgi ve Tutumlarının Araştırılması Yılmaz Esma, Tosun Hidayet, Geriş Muammer Trakya Üniversitesi Kırklareli Sağlık Yüksekokulu, Kırklareli AMAÇ: Araştırmamız, Kırklareli il merkezindeki Üniversite öğrencilerinin HIV/AIDS hakkındaki bilgi düzeyleri ve tutumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Çalışma, Trakya Üniversitesi Kırklareli Teknik Eğitim Fakültesi ve Kırklareli Meslek Yüksekokulunda (2004-2005 eğitim-öğretim yılı) okuyan 1550 öğrenci evreninden, basit rastgele örneklem yöntemiyle %30 oranında seçilen 461 öğrenci üzerinde, gözlem altında anket uygulaması biçiminde yapılmıştır. BULGULAR: Çalışmaya katılan araştırma grubunun HIV/AIDS’in bulaş yolları ve etkenin en çok hangi vücut sıvılarında bulunduğu ile ilgili soruları doğru cevaplama oranları yüksek saptanmıştır. HIV/AIDS’e ait bilgi kaynakları değerlendirildiğinde televizyon-yazılı basın % 92,2 oranıyla en yüksek seçeneği oluşturmuştur. Öğrenciler konuyla ilgili bilgi düzeylerini %73,2 oranıyla bazı şeyler biliyorum ancak yeterli değil olarak tanımlamışlardır. Hastalara bakış açıları incelendiğinde % 81,8’i “normal bir yaşam sürmesine ve konuyla ilgili eğitilmesine yardımcı olurdum” cevabını vermişlerdir. SONUÇLAR: Araştırma grubunun HIV/AIDS’le ilgili bilgi düzeylerinin yetersiz olmadığı ve sosyal açıdan bakış açılarının olumlu olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: bilgi, HIV/AIDS, tutum, üniversite öğrencileri Research on The Knowledge and Attitudes of University Students About HIV/AIDS Yılmaz Esma, Tosun Hidayet, Geriş Muammer Trakya University Kırklareli Collage Of Health, Kırklareli OBJECTIVE: Our research has been done for the purpose of defining the information levels and attitudes of university students in the centre of Kırklareli about HIV/AIDS. METHOD: The research has been done by using questionmaires under observation 461 students chosen in a percentage of 30% out 1550 students by the method of simple random representation. FINDINGS: The rates of the research group participated in the study answering the questions correctly concerning the ways of spreading HIV/AIDS and in which body fluıds the activator appears most were found to be high. When the information sources about HIV/AIDS were evaluated, TV- Printed Media was seen to be the highest choice with a rate of 92.2 %. The students defined their level of knowledge about the subject as “ I know some things, but not enough” with a rate of 73.2%. When their point of views to the patients were looked closely 81.8% of them answered “I would help them maintain a normal life and be educated on the subject”. RESULTS: It has been found out that the knowledge level of the research group on HIV/AIDS is not insufficient and their social point of views are positive. Keywords: attitude, HIV/AIDS, knowledge, university students 78 [P-022] Ev Kadınlarına Yönelik Ev Kazalarında İlkyardım Eğitimi Sülkü Erol1, Atlan Muzaffer1, Ediz Derya2, Doğan Emir Ayşe2, Şener Emine1 1 Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu Sağlık Memurluğu Bölümü 2 Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü AMAÇ: Bu çalışma, Fethiye Sağlık Yüksekokulu yakınlarında ikamet eden ev kadınlarına yönelik ev kazalarında (kesikler, yanıklar ve yabancı cisim kaçmaları) ilkyardım eğitim ihtiyacının saptanması, eğitimin uygulanması ve değerlendirilmesi süreçlerini kapsamaktadır YÖNTEM: Çalışmada ev kadınlarının bilgi düzeylerinin değerlendirilmesinde 20 doğru yanlış testi ve 7 sosyo demografik özellik sorgulayan 27 adet soru içeren anket formu kullanılmıştır. Bilgi düzeyini saptamak amacıyla hazırlanan form eğitim öncesi ve 05.12.2006 tarihinde gerçekleştirilen eğitim sonrasında son eğitime katılan 23 kişiye uygulanmıştır. Programa katılanlara hem ön test hem de son test anketi yüz yüze görüşülerek uygulanmıştır. Eğitim sonunda uygulanan anket formundan %70 ve üzeri başarı sağlayan katılımcılar yeterli kabul edilmiştir. Çalışmanın istatistiki değerlendirilmesi SPSS for Windows 11.0 paket programı kullanılmıştır. Ön test son test puan ortalamaları arasında fark olup olmadığını belirlemek amacıyla t testi kullanılmıştır. BULGULAR: Çalışmaya katılan ev kadınların % 8,7’si okur- yazar değilken, % 82,6’ sı ilkokul mezunudur. % 82,6’ sı daha önceden ev kazalarına ilişkin bir eğitim almamışken, % 17,4’ ü eğitim almıştır. Yapılan ön test anketi değerlendirilmesi sonucunda puan ortalaması 56,52 iken son test anketi değerlendirilmesi sonucu puan ortalama 87,17’dir. SONUÇ: Elde edilen sonuçlara göre; ön test ve son test değerlendirilmesinde anlamlı bir fark bulunmuştur. Bu değerlendirme sonucunda eğitimin etkin olduğu saptanmış olup daha sonra yapılacak çalışmalarla ev kadınlarına yönelik farklı eğitim programları hazırlanarak sağlık eğitimi çalışmalarının artırılması hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: Sağlık Eğitimi, Ev Kazaları, İlkyardım First Aid Education to House Women About Home Accidents Sülkü Erol1, Atlan Muzaffer1, Ediz Derya2, Doğan Emir Ayşe2, Şener Emine1 1 Mugla University Fethiye Health Hihg School, Health Official Department 2 Mugla University Fethiye Health Hihg School, Nursing Department AIM: This research includes the processes of establishing the first aid education needs, application of the education and determination of the education about home accidents (cuts, burns and forein substance slips) of the women living near of the Fethiye Health High School. METHOD: In the research to establish the house women knowledge level, a questionnaire which consists of 27 questions, 20 right false test and 7 quetions which examines socio demographical features is used. The form which is prepared to measure the knowledge level is applicated before and after the education which is given on 05.12.2006 to the 23 persons who entered to the final education. Both the pre and post test questionares are applicated to the persons who participiated to the program face to face. 70 % succes and over is accepted as enough from the questionnaire which is applicated at the end of the education. For the statically analysis of the researh SPSS for Windows 11.0 packet programme is used. To establish if there is any difference between pre and post tets point average t test is used. FINDINGS: 8,7% of the women who participiated to the research could not read and write, 82,6% were graduated from primary school, 82,6% didn’t took any education about home accidents before, although 17,4% of them took an education. After the determination of the pre test questionaire the average point was 56,52 and after the post test determination the average point was 87,17. RESULT: According to the outcomes; a meaningful difference is found between pre and post test determinations. After this determination it is established that this education was effective and it is aimed to increase the health education studies for house women with different education studies which will be done in the future. Keywords: Health Education, Home Accident, First Aid 79 [P-023] Üreme Çağındaki Kadınların İnfertilite Konusundaki Bilgi ve Düşünceleri Sunay Fatma Bahar1, Koçan Hazel2, Türker Semihat1 1 Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Öğretim Elemanı 2 Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Öğrencisi AMAÇ: Çiftlerin en az 12 ay doğum kontrol yöntemi uygulamadan cinsel ilişkide bulunmalarına rağmen çocuk sahibi olamamalarına infertilite denir. Yapılan araştırmalar infertilitenin kişilerin ruh sağlığı ve sosyal ilişkileri üzerinde ciddi olumsuzluklara neden olduğunu göstermiştir. Bu çalışmanın amacı; üreme çağındaki kadınların infertilite konusundaki bilgi ve düşüncelerini belirlemektir. METOD: Çalışma, 1–31 Ağustos 2006 tarihlerinde Antalya Devlet Hastanesi’nde yatan hastalar, refakatçileri ve ziyaretçilerinden çalışmaya katılmayı kabul eden 15–49 yaş arasındaki 100 kadınla gerçekleştirildi. Deneklere araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu uygulandı, veriler yüzde ve aritmetik ortalama ile değerlendirildi. BULGULAR: Çalışmaya katılanların %59’unun bekâr, %65’inin öğrenci olduğu, %80’inin il merkezinde yaşadığı ve eğitim sürelerinin ortalama 11,78±3,70 yıl olduğu belirlendi. %64’ü kısırlığı "çocuk sahibi olamama" olarak tanımladı. Ortalama 3,09±1,70 farklı infertilite nedeni sayabildiler. En sık bildirilen sebepler; sperm sayısının az olması, kalıtım ve anovulasyondu. %43’ü toplumumuzda infertilite konusundaki en önemli yanlış bilginin, infertilitenin sadece kadınlardan kaynaklandığı görüşü olduğunu ve %51’i infertil çiftlerin en önemli sıkıntısının toplum ve aileden gelen baskılar olduğunu belirtti. İnfertilite sorununun çiftleri etkileme düzeyleri hakkındaki görüşleri sorulduğunda; %69’u kadının daha fazla etkilendiğini söyledi. SONUÇ: Benzer çalışmanın infertil çiftlerle ve daha geniş gruplarla gerçekleştirilip toplumun konu hakkındaki eğitim gereksinimlerinin belirlenmesinin uygun olacağı sonucuna varıldı. Anahtar Kelimeler: infertilite, üreme çağındaki kadın Knowledge Level and Considerations of Reproductive Women about Infertility Sunay Fatma Bahar1, Koçan Hazel2, Türker Semihat1 1 Balikesir School of Health Lecturer 2 Balikesir School of Health Student AIM: Infertility is being childless of couples that perform sexual intercourse for at least 12 months without using contraceptive methods. Studies showed that infertility has negative effects in psychological wellness and social relations of effected couples. This study aims to determine the knowledge level and considerations of reproductive women about infertility. METHOD: Study was performed at 1–31 Augustus 2006 with 100 patients, companions and visitors of Antalya State Hospital who are between the ages of 15–49. Data was analysed as percentages and means. FINDINGS: 59% participants were single, 65% was student, 80% was living in city and education length was 11,78±3,70 years. 64% described infertility as "being childless". They were able to count 3,09±1,70 infertility causes; mostly known ones were insufficient sperm, genetics and anovulation. According to 43%, the most important false information about the infertility was that it’s resulted only from the reasons related with the women. 51% declared the impression of the society as the most important bother of couples. 69% claimed that infertility problem affects women more than it does to men. RESULT: It’s concluded that in order to determine the educational needs of the society, similar studies should done with infertile couples and bigger samples. Keywords: infertility, reproductive women 80 [P-024] Varis Hastalığının Oluşumunda Etkili Olan Davranış ve Tutumların İncelenmesi Çalık Elif1, Tarı Özge2, Taş Tuğba2, Pekmez Fatma2, Turan Emine2, Kader Hanım2, Çiçek Kezziban2, Eryılmaz Nuray2, Biçer Burcu2, Telli Şerife2, Yeter Kevser3, Yavuz Betül3 1 Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Öğr.Grv. 2 Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi 3 Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Araştırma Görevlisi AMAÇ: Çalışma Kütahya Devlet Hastanesi Genel Cerrahi kliniğinde yatan varis tanısı almış bireylerin varis hastalığının oluşumunda etkili olan davranış ve tutumların incelenmesi amacı ile tanımlayıcı olarak yapılmıştır. MATERYAL-METOD: Çalışma 13.12.2006-13.05.2007 tarihleri arasında varis tanısı almış hastalardan araştırmaya katılmayı kabul eden 34 hasta üzerinde yüz yüze görüşme ve anket yöntemi ile veriler toplanmıştır. BULGULAR: Çalışmamıza katılan bireylerin %68’sinin kadın, %56’sının 45 yaş üzerinde, % 41’inin ev hanımı, %65’inin sigara kullanmadığı ve %82’inin alkol kullanmadığı bulundu. Çalışmamıza katılan bireylerin %50’si çoğu zaman %44’ü her zaman “günde bir saatten uzun süre ayakta kalırım”, %6’sı her zaman “günde en az iki litre su içerim”, %35’i çoğu zaman %29’u her zaman “ayak bileğimde şişme oluyor”, %38’i çoğu zaman %21’i her zaman “bacaklarımda yanma, sızlama oluyor”, %32’si “bacaklarımda kaşıntı oluyor”, %24’ü “alt bacağımda ve ayak bileğimde morluklar oluyor” sorusuna hayır cevabı verdi. SONUÇ: Çalışmamız sonucunda varis tanısı almış bireylerin tutum ve davranışlarının varis gelişimindeki risk faktörlerini desteklediği görülmekte ve bu konuda bilgilendirilmeleri gerekliliği önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: varis, hemşirelik Examınıng Of The Behavıours And Conducts Whıch Have Effecton On The Formatıon Of Varıcose Illness Çalık Elif1, Tarı Özge2, Taş Tuğba2, Pekmez Fatma2, Turan Emine2, Kader Hanım2, Çiçek Kezziban2, Eryılmaz Nuray2, Biçer Burcu2, Telli Şerife2, Yeter Kevser3, Yavuz Betül3 1 The Health Institution of Higher Education of Nursing of the Dumlupınar University, Lecturer 2 The Health Institution of Higher Education of Nursing of the Dumlupınar University, Student of Clas IV 3 The Health Institution of Higher Education of Nursing of the Dumlupınar University, Assesment Research AIM: This work was made as a descriptive for the aim of examining the attitudes and behaviour which had effection an individuals varicose illness who lay down general surgean clinic in Kütahya Government hospital. MATERIAL-METHOD: This work was made between the date of13.12.2006and13.05.2007 the patients who accepted to be added to this search datas were collected via face-to-face and inquiry method. (n=34) FINDINGS: As a result of the analyses shoved%68of our patients were women and%56of our patients were above the age of 45,%41of patients were housewife,%65of them didn’t have got the habit of cigarette and%82of them not have got the habit of using alcohol. The patients who were added to our work were aswered our questions like these,%50of them usually%44of them always more than hour I stand on my foot in a day“%6of them always“in minimal degree I drink 2lt water in o day“%35of them mostly,%21of them always“burning and hurt happens on my leg”,%32of them“itch happens on my leg”%24of them“lower part of my leg and ankles bruises” as no. RESULT: Our search showed that varicased individuals’ attitude and behoviours supports the risk factors of varicose and individuals must have been educated on this subject. Keywords: varicose, nursing 81 [P-025] Kadınlarda Üriner İnkontinans Risk Faktörlerinin İncelenmesi Çalık Elif1, Arslan Pınar2, Tarı Özge2, Taş Tuğba2, Öztürk Ruşen2, Şahin Ümmügülsüm2, Çağrı Neslihan2, Biler Semra2 1 Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği AD., Öğretim Görevlisi 2 Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi AMAÇ: Bu çalışma kadınlarda, üriner inkontinans görülme sıklığının ve bunu etkileyen risk faktörlerinin incelenmesi amacıyla yapıldı. MATERYAL-METOD: Çalışmamız, Kütahya’daki Devlet hastanelerinde araştırmaya katılmayı kabul eden, evli ve en az bir kez doğum yapmış kadınlar üzerinde tanımlayıcı olarak yapıldı (n=188). Veriler anket uygulama ve yüz yüze görüşme yöntemiyle toplandı, analizinde SPSS 11.0 paket programı kullanıldı. BULGULAR: Yapılan analizler sonucu, çalışmamıza katılan kadınların; yaş ortalaması 48.2±15.7(n=188), %25’inin okur-yazar olmadığı, %32.4’ünün günde yedi ve daha fazla kez idrar yaptığı, %21.3’ünün günde en az iki kez çamaşır değiştirdiği ve %42’sinin en az bir kez düşük yaptığı tespit edildi. “İdrarınızı yaptıktan sonra hala varmış gibi hissediyor musunuz?” sorusuna; %26.6’sı bir miktar kaçırdığı, “yürürken şiddetli idrar yapma hissi duyup tuvalete gitme zorunluluğu oluyor mu?” sorusuna; %20.7’si epeyce, “bulaşık yıkarken yada su sesi duyunca tuvalete gitme zorunluluğu oluyor mu?” sorusuna; %19.7’si epeyce cevabını vermiştir. SONUÇ: Sonuçlara göre; literatür doğrultusunda kadınlarda üriner inkontinans risk faktörlerini desteklediği sonucuna varıldı. Anahtar Kelimeler: üriner inkontinans, risk faktörleri, yetişkin kadınlar, hemşirelik Research Of The Factorias Of Urinary Incontinence Risc In Women Çalık Elif1, Arslan Pınar2, Tarı Özge2, Taş Tuğba2, Öztürk Ruşen2, Şahin Ümmügülsüm2, Çağrı Neslihan2, Biler Semra2 1 The Health Institution of Higher Education of Nursing of the Dumlupınar University, Surgical Nursing, Lecturer 2 The Health Institution of Higher Education of Nursing of the Dumlupınar University, Student of Clas IV AIM: The research was carried out in order to study the frequency of urinary incontinence and the effective risk factors in the women. MATERIAL-METHOD: Our study had accepted to participate the State Hospitals in the city of Kütahya and who were married and had given birth at least once.188female patient samples were formed in accordance with the research criteria.Data were collected via questionnaire and face-toface interview methods. FINDINGS: As a result of the analyses,the average of age among the women participating in our study was found to be 48.2±15.7(n=188).It was found that%25of the women were illiterate.It was also recorded that%32.4of them went to piss for seven or more times daily that%21.3changed underwear at least twice and that%42suffered a miscarriage at least for once in their lives.It was also established that%26.6of the sample patients answered as a little amount of urinary incontinence to the question“Do you feel that you still need to piss after you have pissed?”;%20.7answered as quite a lot to the question“Do you feel obliged to rush to the toilet due to the intense feeling of peeing while walking?”;%19.7answered as quite a lot. RESULT: According to our research,in terms of the literature,supported the urinary incontinence risk factors in women. Keywords: urinary incontinence, factorias of risc, adult women, nursing 82 [P-026] Ebe-hemşirelerin Sağlık Yüksekokulu öğrencilerine ilişkin düşünceleri Odabaş Serap, Kaba Mukaddes, Ünver Şule, Öztürk Nazan, Etikan İlker Gaziosmanpaşa Üniversitesi AMAÇ: Çalışma amacımız, klinikte uygulama alanlarında çalışan ebe, hemşirelerin ebelik-hemşirelik öğrencilerine ilişkin görüşlerinin saptanması, elde edilen sonuçlardan eğitim yaşantısında yararlanılması ve uygulamaların daha nitelikli olarak yapılabilmesinin sağlanmasıdır. GEREÇ-YÖNTEM: Tokat il merkezindeki sağlık kuruluşlarından BRÖ (Basit rastgele örneklem) yöntemiyle seçilen Üniversite hastanesi, 5 no’ lu sağlık ocağı ve 7 no’lu sağlık ocağında çalışan 81 ebe ve hemşire çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. Veriler 12–23 Mart 2007 tarihleri arasında anket formuyla toplanmış olup SPSS paket programıyla değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde KİKARE ve iki ortalama arasındaki önemlilik testi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırma grubumuzun % 64.2’si hemşirelerden, % 35.8 ’i ebelerden oluşmakta olup % 70.4’ü Üniversite hastanesinde,%29.6’sı sağlık ocağında çalışmaktadır. % 55.6’sının meslekte çalışma süresinin 1-5 yıl iken, % 25.9 ’unun çalışma süresi 6-10 yıldır. Ayrıca ebe-hemşirelerin yaş, meslek, çalıştıkları kurum ile öğrencilere ilişkin düşünceleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. SONUÇ: Çalışmamızda yer alan ebe-hemşirelerin S.Y.O ( Sağlık Yüksekokulu ) öğrencilerine ilişkin olumlu düşündükleri belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Düşünce,ebe,hemşire,sağlık yüksekokulu öğrencileri The ideas of the midwives and nurses about the students in Health High School Odabaş Serap, Kaba Mukaddes, Ünver Şule, Öztürk Nazan, Etikan İlker Gaziosmanpasa University PURPOSE: The purpose of the present study is determining the ideas of the midwives and nurses about the students in Health High School benefiting from the obtained results in education life and providing the implementations to be carried out more qualified. MATERIAL-METHOD: The sample of the study consisted of 81 midwives and nurses, who work in University Hospital,village clinics number 5 and 7 which were selected with BRÖ (simple random sampling) method in Tokat Province Centre. The data was collected with inquiry form between 1213 March 2007, they were evaluated with SPSS package program. At the analysis of the data; the importance test between chi-square and two average was used. FINDINGS: Our research group’s 64.2 % are nurses, 35.8 % midwives and 70.4% of them work in University Hospital, 29.6 % work in village clinics. 55.6 % of them have 1-5 year working duration 25.9 % of them have 6-10 years working duration. No meaningful relationship has been found between the midwives-nurses' ages, occupations and institutions they work and their about the students. RESULT: It was determined that midwives-nurses who are involved in our study have positive thoughts about the S.Y.O ( Health High School ) students. Keywords: Idea,midwife,nurse,students of health high school 83 [P-027] Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık Yüksekokulu 3 ve 4. Sınıf Öğrencilerinin Gelecekteki Kariyerleriyle İlgili Olarak Görüşlerinin İncelenmesi Ucuz Naciye1, Yaklaş Burcu1, Karaca Aylin1, Kartal Burcu1, Ertem Yrd.doç.dr. Gül2 1 Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü Öğrencisi, İzmir 2 Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık Yüksekokulu, Öğretim Üyesi, İzmir GİRİŞ: Kariyer, işle ilgili faaliyet ve tecrübelerin bir sonucu olarak ortaya çıkan davranış ve tutumları içerir. Bireylerin; kariyer seçiminde; kendini tanıma, ilgi alanları, kişilik, eğitim, mesleki düzey, sosyo-ekonomik statü gibi faktörler etkilemektedir. Bireysel kariyer yönetimi; bireyin iş yaşamına ilişkin hedeflerini gerçekleştirmesi amacı ile gerekli faaliyetleri planlaması, organize etmesi, icra etmesi, koordinasyonu ve değerlendirmesidir. AMAÇ: E.Ü.Ö.S.Y. 3. ve 4. sınıf hemşirelik öğrencilerinin gelecekteki kariyerleriyle ilgili olarak görüşlerinin incelenmesi amacıyla planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Bu araştırma, tanımlayıcı olarak E.Ü.Ö.S.Y’unda 10-22 Nisan 2007 tarihleri arasında yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini; Ödemiş Sağlık Yüksek Okulunda öğrenim görmekte olan 3 ve 4. sınıflardaki 80 öğrenci oluşturmaktadır. 11 öğrencinin devamsızlığı nedeniyle araştırma örneklemini dışında tutulmuştur. Araştırmanın verileri; sosyodemografik özellikleri, kariyer planlaması ile ilgili düşünce, hedef ve bunu etkileyen faktörleri içeren araştırmacılar tarafından literatürler doğrultusunda geliştirilen 32 soruluk anket formu ile toplanmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 23 ±1.45 olduğu, %40.6 sı düz lise mezunu, öğrencilerin %63.8 inin hemşirelik bölümü bilinçli tercihi, %62.3 ü mesleği kendi isteğiyle seçmiş, %65.2 si hemşirelik mesleğinden memnun, %94.2 si mesleğini yapmayı istemekte, öğrencilerin %72.5 si kariyer düşünüyor, %95.7 si sağlık alanında çalışmak istiyor, mezun olunca % 53.6 sı kamu sektöründe çalışmayı tercih etmiş, %72.5’i iş hayatındaki sektörel gelişmeleri ve iş alanlarını takip ediyor, % 43.5’i iş dünyasında kadınların engellendiğini ama durumun giderek eşitlendiğini, kariyer seçimi konusunda önemli unsurlar nelerdir sorusuna % 60.9’u bölümünde uzman olmanın önemli rol oynadığını düşünmekte ve kariyer yapmayı istemektedir. Ayrıca kişinin kendini geliştirmesi konusunda mesleki kurs ve seminerlere katılmanın büyük önemi olduğunu vurgulamışlardır. Sonuç olarak; hemşirelik meslekten çok bir kariyerdir. Hemşirelik hayatın niteliğini arttıracak farkları bilmek ve bunu bir insan için yapabilmektir. Hemşirelik bu mesleği seçenlerin hayatının niteliğini de arttıran emeğinin karşılığını veren ve mücadele dolu bir kariyerdir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, Kariyer Examination of 3rd and 4th Year University Nursing Students' Views About Their Future Careers 1 1 1 1 2 Ucuz Naciye , Yaklaş Burcu , Karaca Aylin , Kartal Burcu , Ertem Yrd.doç.dr. Gül 1 Ege University Ödemis Health High School, Department of Nursing, İzmir, Turkey 2 Asst. Professor, Teaching Faculty, Ege University Ödemiş School for Health Sciences,İzmir, Turkey INTRODUCTION: A career includes the behaviors and attitudes that occur as a result of work related activities and experiences. Individuals are affected by factors such as self awareness, areas of interest, personality, education, professional level, and socioeconomic status in their choice of a career. Personal career management is the planning, organizing, carrying out, coordinating and evaluating of activities needed for realizing personal goals related to work life. AIM: The purpose of this study was to examine the views of Ege University Ödemiş School for Health Sciences (EUOSHS) 3rd and 4th year nursing students about their future careers. TOOL AND METHOD: This research was conducted as a descriptive study at EUOSHS between April 10-22, 2007. The research population was the 80 students in the 3rd and 4th year at EUOSHS. There were 11 students absent who were not included in the research sample. The research data were collected on a 32 question survey developed by the researchers that included questions about their sociodemographic characteristics and their thoughts about career planning, their goals and factors that affect these goals. FINDINGS: The mean age of the participating students was 23 ±1.45 years, 40.6% graduated from a regular high school, 63.8% consciously chose nursing school, 62.3% chose their profession willingly, 65.2% were pleased with the nursing profession, 94.2% wanted to work in their profession, 72.5% were thinking about their career, 95.7% wanted to work in the health sector, 53.6% wanted to work in the public sector after graduation, 72.5% followed developments in the sector of work life and work areas, 43.5% thought that their were obstacles for women in the workplace but that the situation was gradually equalizing, and, to the question about what were the important elements on the subject of career choice, 60.9% thought that being at expert in the area played an important role and wanting to make it a career. They also emphasized that participation in professional courses and seminars for personal development was also important. In conclusion, nursing is more a career than a profession. Nursing is knowing the differences that will improve quality of life and being able to do this for someone. Nursing is an adventure-filled career that improves quality of life and compensates for effort given. Keywords: Career, Nursing 84 [P-028] Çocuk İstismarı Ve İhmelinin Belirtileri Hakkında Sağlık Ocaklarında Çalışan Ebe Ve Hemşirelerin Bilgi Düzeylerinin Saptanması Karaman Serap, Öztürk Nazan, Erdem Öznur, Erkorkmaz Ünal Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Ebelik Bölümü, Tokat AMAÇ: Bu çalışma Tokat ili merkez ilçesindeki sağlık ocaklarında çalışan ebe ve hemşirelerin çocuk istismarı ve ihmali hakkındaki bilgi düzeylerinin belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışma 1-30 Mart 2007 tarihleri arasında, Tokat İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı 8 sağlık ocağı ve Ana Çocuk Sağlığı-Aile Planlaması merkezinde yapılmıştır.Bu merkezlerde çalışan ebe ve hemşirelerden araştırmaya katılmayı kabul eden 60 birey örneklemi oluşturdu. Verilerin toplanmasında tanımlayıcı özellikler formu ve 39 sorudan oluşan tanılama ölçek formu kullanıldı.Elde edilen veriler yüzdelik dağılım,mann-whitney,kruskal-wallis testi ile değerlendirildi. SONUÇ VE BULGULAR: Araştırma grubumuzun % 38.3’ü 26-30 yaş grubunda, % 81.7’si evli, % 25’i çalışma süresi 11-15 yıl arasında, % 55.2’i önlisans ve lise mezunudur. Grubun çoğunluğu (% 85) çalışma süresi boyunca çocuk istismarı ile karşılaşmadığını belirtirken, % 53.3’ü çocuk istismarı hakkında bilgi almak istediğini belirtmiştir. Araştırmaya katılan ebe-hemşirelerin çocuk istismarı hakkında bilgi düzeyleri ile çocuklarına kimin baktığı karşılaştırıldığında fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Çocuklarına ebeveyn yada akrabaları tarafından bakılan ebehemşirelerin çocuk istismarı hakkındaki bilgi düzeyleri, çocuklarını kreş ve yuvaya veren ebehemşirelerin bilgi düzeylerinden daha yüksek bulunmuştur (U=33.5). Ebe-hemşirelerin mezun olduğu okul ile çocuk istismarı hakkındaki bilgi düzeyleri karşılaştırıldığında fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Sağlık Yüksek Okulu mezunu olan ebe-hemşirelerin çocuk istismarı bilgi düzeyleri, lise ve önlisans mezunlarının sahip oldukları bilgi düzeyinden daha yüksek bulunmuştur (U=196,0). Sonuç olarak ebe-hemşirelerin çocuk istismarı ve ihmali hakkında yeterli bilgi düzeyine sahip olmadıkları ama bu konu hakkında bilgi almak istedikleri bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Çocuk, istismar, ihmal, ebe ve hemşire Determination Of Level Of Knowledge Of Midwives And Nurses Employed In Local Health Centers About Symptoms Of Child Abuse And Negligence Karaman Serap, Öztürk Nazan, Erdem Öznur, Erkorkmaz Ünal Gaziosmanpaşa Üniversity, School of Health, Midwifery Department, Tokat, Turkey AIM: This study was conducted to determine the level of knowledge of midwives and nurses employed in local health centers about symptoms of child abuse and negligence in Tokat Province. MATERIAL-METHODS: The study was carried out in eight local health centers and Mother-Child Health and Family Planning centers in Tokat province during March 1-30 period in 2007. A 60individual sample was formed of nurses and midwives who were willing to participate in the study. Defining properties form and identification scale form consisting of 39 questions were used in data collection. Data were evaluated using percentage distribution, Mann-Whiskey, Kruskal-Wallis test. FINDINGS AND CONCLUSION: Of the survey group, 38.3 % were in 26-30 age group, 81.7 % were married, 25 % had a job experience of 11-15 years, and 55.2 % were high school or twoyear college graduates. Majority of the group said they never saw any child abuse during their carriers. Most of them (53.3%) wanted to get information about child abuse. When the level of knowledge of nurses and midwives who participated in the study and were compared to who looked after their children, the difference was statistically significant (P<0.05). Level of information about child abuse of nurses and midwives whose children were loked after by their parents or relatives was higher than those of the ones whose children were looked after in day-care centers (U=33.5). Effect of the school that nurses or midwives graduated on the level of information about child abuse was statistically significant (P<0.05). Level of knowledge was higher in nurses or midwives who graduated Health Care Schools than those who graduated a high school or two-year college (U=196.0). It was concluded that nurses and midwives don’t have enough level of knowledge about child abuse and negligence but want to get information about these issues. Keywords: Child abuse, negligence, midwives, nurses. 85 [P-029] Bir Eğitim Hastanesinde Çalışan Hemşirelerin Hastanen Etik İklimini Algılamalarının Belirlenmesi Köse Didem1, Özkalyoncu Emine1, Uçar Muharrem2 1 Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Hemşirelik Yüksek Okulu, Ankara 2 Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Tıp Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı, Ankara GİRİŞ VE AMAÇ: Etik iklim, bir kurumda çalışan bireylerin tutum, davranış ve hizmetlerini etkileyen ve bir anlamda kurumsal yapının kişiliğini ifade eden bir kavramdır. Etik iklim aynı zamanda, kurumların karakteri olarak da tanımlanabilir. Bu nedenle sağlık hizmeti veren kurumlar yararlı olma, zarar vermeme, ilgi, özerklik, ve adalet gibi temel insani değerlere önem vermelidirler. Hemşirelerin mesleki başarılarını geliştirmek için, kurumsal olarak yapılandırılmış, düzenli takip edilen ve sürekli gelişime açık bir etik iklim içinde çalışmaları önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı GATA hastanesinde çalışan hemşirelerin, hastanenin etik iklimi hakkındaki düşünceleriyle ilgili bilgi toplamaktır. METOD: Bu kesitsel çalışma, 2007 yılı Ocak ayında GATA Hastanesinde çalışan 136 hemşire üzerinde hastanelerde etik iklim ölçeği kullunılarak uygulanmıştır. BULGULAR: Katılımcıların yaş ortalamaları 29.5+4.8 ve %61.8’i evli idi. Katılımcıların %28.7’si 5 yıldan az, %30.1’i 6 ile 10 yıl arasında ve %40.12’si 15 yıldan fazla süredir hastanede çalışmakta olduklarını, %83.2’si ise etik ile ilgili herhangi bir kursa veya eğitime katılmadıklarını belirtmişlerdir. SONUÇ: Hemşirelik uygulamaları için, çalışma ortamında etik iklimi oluşturmak, temel idari sorumluluklarda biridir. Etik iklimin oluşturulması, çalışanların etik duyarlılıklarını artırmanın yanında, kuruma bağlılıklarını ve iş verimini de geliştirmektedir. Etik iklimi oluşturmak ve geliştirmenin uzun dönemdeki katkısı ise hasta bakım kalitesinin artması ve kurumun genel başarısının artmasıdır. Anahtar Kelimeler: etik iklim, hemşirelikte etik iklim, etik Determination of Nurses’ Perception About Hospital Ethical Climate in a Educational Hospital Köse Didem1, Özkalyoncu Emine1, Uçar Muharrem2 1 Gulhane Military Medical Academy, Nursing School, 2 Depertmant of History of Medical and Medical Ethics, Gulhane Military Medical Academy, AnkaraTurkey INTRODUCTION AND AIM: Ethical climate refers to the individual perceptions of the organization that influence attitudes and behavior and serve as a frame of reference of employee behavior. Because of that healthcare organization must include the humanistic values of caring, autonomy, beneficence, nonmaleficence and justice. To promote healing professional practice for nurses, ethical climate must be thoughtfully instituted, regularly evaluated, and consistently improved. The goal of this study was to gather information on the thoughts of nurses working in GATA Hospital on the ethical climate. METHOD: This sectional study was performed using ethical climate score in hospital with 136 nurses in Gülhane Military Medicine Faculty in January 2007. FINDINGS: The mean of participants’ ages was 29.5+4.8, and 61.8% of them were married. 28.7% of participants have worked less than 5 year, 30.1% have worked between 6 and 10 years, and 40.12% have worked more than 15 years in hospital. 83.2% of the participants reported that they didn’t attend any ethics course or education. RESULT: Creating an ethical climate in nursing practice increases employee ethical sensitivity, enhances organizational commitment, and fosters workplace productivity.. In the long run, creating and sustaining ethical climate for nursing practice contributes to quality patient care and overall organizational success. Keywords: ethical climate, ethical climate in nursing, ethic 86 [P-030] Gaziosmanpaşa Üniversitesi Lisans Son Sınıf Öğrencilerinin Evliliğe Bakış Açıları Keskin Ayşe1, Kıran Ayşe1, Zorteymur Serden1, Çakır Selda1, Kılıç Fatma1, Eğri Gamze1, Erkorkmaz Ünal2 1 Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tokat Sağlık Yüksekokulu, Ebelik Bölümü, Tokat 2 Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Bioistatistik Anabilim Dalı, Tokat AMAÇ: Çalışma Üniversite son sınıf öğrencilerinin evlilik ve eş seçimi hakkında bilgi, tutum ve davranışlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmacılar tarafından literatür taranarak oluşturulan soru kağıdı 2-13 Nisan 2007 tarihleri arasında Gaziosmanpaşa Üniversitesi son sınıf öğrencilerine yüz yüze görüşme yöntemi kullanılarak doldurulmuştur. Araştırmanın örneklemini, araştırmaya katılmayı kabul eden toplam 210 öğrenci oluşturmuştur. Veriler, SPSS 15.0 Paket programında frekans, percentage ve chi-square testi kullanılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin %56.7’si kız, %81.4 bekar, %35.2’si büyükşehir ve ilçeden gelmekte, %24’ü cinsellikle ilgili bilgiyi yazılı materyalden aldıklarını, %76.2’si flörte olumlu baktıklarını ve %62.9’ü flört ettiği kişiyle evlenmeyi düşünmekte, %84.3’ü ise akraba evliliğini onaylamamaktadır. Katılımcıların %84.8’i eşinin çalışmasını, %61.4’ü evin reisliğini kadın ve erkeğin birlikte yürütmesini istemektedir. %75.7’si evlilikte beklentilerini bulamadıkları takdirde problemi çözmek için danışmanlık almayı düşünüyor. SONUÇ: Çalışmaya katılan öğrencilerin büyük bir kısmı evlilikte sorun yaşayınca danışmanlık almayı düşünürken, akraba evliliğini onaylamıyor, flörte olumlu bakarken evin reisinin hem kadın hemde erkek olmasını istiyor. Anahtar Kelimeler: Bilgi, Davranış, Evlilik, Tutum, Üniversite Öğrencisi, The Points of View about Marriage of Senior Undergraduate Students at Gaziosmanpasa University Keskin Ayşe1, Kıran Ayşe1, Zorteymur Serden1, Çakır Selda1, Kılıç Fatma1, Eğri Gamze1, Erkorkmaz Ünal2 1 Midwifery Department, Tokat Health academy, Gaziosmanpaşa University, Tokat, Turkey 2 Biostatistic Department, Medical school, Gaziosmanpaşa University, Tokat, Turkey AIM OF THE STUDY: This study was conducted to determine the knowledge, attitude, and behavior of senior undergraduate students about marriage and spouse choice. MATERIALS-METHODS: By reviewing literature the researchers formed a questionnaire which was completed during interviews with senior undergraduate students between April 2 and April 13, 2007. Two hundred and ten students who consented to participate in the study constituted the sampling group. Data were analyzed by using SPSS 15.0 frequency, percentage, and chi-square tests. FINDINGS: The findings present the following percentages about the participants: 56.7% of them are females; 81.4% are single; 35.2% come from big cities or provincial districts; 76.2% are in favor of flirting; 62.9% consider marrying to their flirts; 84.3% do not approve of marrying to a relative. 84.8% of the participants want his/her spouse to work; 61.4% of them want to share responsibility for the decisions to be made. 75.7% of them consider seeking counseling if their marriage fails to meet their expectations. RESULTS: Most of the participants are in favor of seeking guidance when facing a challenge in their marriage, do not approve of marrying to a relative, are in favor of flirting, and want to share responsibility in making decisions. Keywords: Attitude, Behavior,knowledge, Marriage, senior undergraduate students at university, 87 [P-031] Artvin'deki YÜksek Öğrenim Öğrencilerinin Depresyon Düzeylerini Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi Işık Elif1, Ülker Güngör1, Akdoğan Zeynep1, Yıldırım Ercan1, Kayacan Bekir2 1 Kafkas Üniversitesi.Artvin Sağlık Yüksekokulu,Artvin 2 Kafkas Üniversitesi.Artvin Orman Fakültesi,Artvin AMAÇ: Bu çalışma,Artvin’de Lisans öğrenimi gören öğrencilerde görülen depresyonla sigara ve alkol ilişkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Artvin’de üniversite öğrencilerini yansıtan rasgele seçilmiş 242 öğrenciye anket ve Beck Depresyon Envanteri (BDE) uygulanmıştır.Veri analizleri MINITAB programıyla yürütülmüştür.Farklı demografik özellik grupları arasında BDE bakımından farklılık testi tek yönlü varyans analizleriyle yapılmıştır.BDE’nin sigara ve alkol kullanımıyla ilişkisine yönelik çoklu doğrusal regresyon modeli kurulmuştur.Modelde, BDE bağımlı değişkenini açıklamak üzere bir nicel ve sekiz yapay olmak üzere toplam dokuz bağımsız değişken kullanılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin BDE ortalaması 13.14, SD 8.56 olup değişim aralığı 53 (53-0)’dür.Üç bölüm öğrencileri,dört farklı yaş grubu,kızlar ve erkekler,1ve3. sınıf öğrencileri arasında BDE bakımından anlamlı bir fark bulunmamıştır.BDE’nin sigara ve alkol kullanımıyla ilişkisine yönelik kurulan regresyon modeli istatistiksel olarak anlamlı çıkmıştır (F=4.13; P=0.000).Fakat bu modelle, sigara ve alkol kullanımı, öğrencilerin depresyon düzeylerinin ancak küçük bir bölümünü açıklayabilmektedir (R2=%13.8).Regresyon modelindeki bireysel katsayılara bakıldığında;düzenli olarak alkol kullanmak ve günde içilen sigara adediyle BDE arasında α=0.10 düzeyinde anlamlı pozitif bir ilişki bulunmuştur.Ayrıca, BDE’nin sigara alışkanlığı süresi ile beklenen ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkisi görülmediği söylenebilir. SONUÇ: Farklı bölüm, yaş, cinsiyet ve sınıf gruplarına mensup Artvin’deki üniversite öğrencileri arasında depresyon bakımından anlamlı bir fark bulunmamıştır. Sigara ve alkol kullanımı, Artvin’deki üniversite öğrencilerinin depresyon düzeyini kısmen de olsa açıklayabilmektedir. Anahtar Kelimeler: Alkol,Depresyon,Sigara,Üniversite öğrencileri A Study on the Factors Affecting the Level of Depression Among the Under graduate Students in Artvin Işık Elif1, Ülker Güngör1, Akdoğan Zeynep1, Yıldırım Ercan1, Kayacan Bekir2 1 Artvin Health Collage,Kafkas University,Artvin,Turkey 2 Artvin Faculty of Forestry,Kafkas University,Artvin,Turkey OBJECTIVE: This study is conducted to determine the relationship of depression with smoking and alcohol. METHOD: A survey and Beck Depression Inventory (BDI) are conducted on 242 college students in Artvin. Data is analyzed by MINITAB software.Tests of difference between demographic groups in respect of BDI are performed through one-way ANOVA.To examine the relationship of BDI with smoking and alcohol a multiple linear regression model is constructed.Nine independent variables,comprising one quantitative and eight dummy variables,are employed to explain BDI dependent variable. RESULTS: Mean,standard deviation and range of BDI are 13.14, 8.56 and 53(53-0), respectively.No significant difference is found between three schools; four age groups; girls and boys;and freshmen and juniors.The regression model for the relationship of BDI with smoking and alcohol is significant (F=4.13; P=0.000);yet it can explain only a small portion of BDI variation(R2=%13.8). BDI is positively related with regular alcohol use and daily number of cigarettes smoked.Additionally,BDI does not seem to have an expected and statistically significant relationship with the period of smoking addiction. CONCLUSION: No significant difference is found among the college students in Artvin in different groups of schools,age,gender and study year.Smoking and alcohol use can,though partially,explain the level of depression of college students in Artvin. Keywords: Alcoll,depression,cigarette,under graduate 88 [P-032] Trabzon İli Akçaabat Teknik Lise Ve Çok Programlı Lisesinde Öğrenim Gören Kız Öğrencilerin Premenstural Sendrom (PMS)Yaşama Durumlarının Saptanması Şen Meral, Karpuzoğlu Süeda, Harmanda Sara, Şengün Nurdan, Yılmaz Serap, Çilingir Dilek KTÜ Trabzon Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Araştırma, Trabzon ili Akçaabat Teknik Lise ve Çok Programlı Lisesinde öğrenim gören kız öğrencilerin Premenstural Sendrom yaşama durumlarının saptanması amacıyla yapılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEMLER: Araştırma Trabzon ili Akçaabat Teknik Lise ve Çok Programlı Lisesinde öğrenim gören kız öğrencilerin Premenstural Sendrom yaşama durumlarının belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. 08.01.2007/12.01.2007 tarihleri arasında 239 öğrenciye ulaşılmış ve bu öğrenciler araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen soru kağıdı kullanılarak toplanmıştır. Elde edilen veriler yüzdelik sayılar ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin % 88.3'i 15-17 yaşları arasında ve %34,7'i düz lise bölümü öğrencileridir. Araştırmaya katılan öğrencilerin mensturasyon döneminde karşılaştıkları en belirgin sıkıntıları % 27.2 ile kabızlık, adet sancısı, uykusuzluk, karın ve bel ağrısı oluşturmaktadır.Öğrencilerin % 46sı PMS sıkıntılarını adet döneminde daha sık yaşadıkları saptanmıştır. Öğrencilerin %56.9’nun mensturasyon döneminde yaşadığı sıkıntıların günlük yaşam kalitesini etkilediği belirlenmiştir. SONUÇLAR: Bu sonuçlara göre, öğrencilerin çoğunluğunun mensturasyon döneminde sıkıntı yaşadıkları ve bu sıkıntıların günlük yaşam kalitesini etkilediği saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Premenstural sendrom (PMS), öğrenci, stres Determination of Experience Situations of Female Students in Akçaabat Technical High School and Comprehensive High School Şen Meral, Karpuzoğlu Süeda, Harmanda Sara, Şengün Nurdan, Yılmaz Serap, Çilingir Dilek Karadeniz Technical University Trabzon School of Health AIM: The research was done with the aim of determinating PMS experience situations of the students studying in Trabzon Akçaabat Technical High School and Comprehensive High School. MATERIAL-METHODS: The research was done descriptively with the aim of finding PMS experience situation of the students studying in Trabzon Akçaabat Technical High School and Comprehensive High School. Between the dates 08.01.2007-12.01.2007, 239 students were reached and these students formed sample groups of the research. Data was collected using questionnaire developed by the researchers. Collected data was evaluated by percentage calculations. FINDINGS: 88.3% of the students included in the research were 15-17 years old and 34.7% of them were High School students. The most prominent problems of the students in menstrual period consist of constipation with 27.2%, menstrual ache, insomnia, stomach ache and waist ache. It was found that 46% of the students have PMS problems more often in menstrual period. It was determined that 56.9% of the students stated that the problems they during menstrual period affect the quality of their daily life. RESULTS: According to this result, it was found that most of the students have problems in menstrual period and these problems affect the quality of daily life. Keywords: Premenstruation Syndrome (PMS), student, anxiety 89 [P-033] Üniversite Öğrencilerinin Taşıyıcı Anneliğe Bakış Açıları Aydemir Özlem, Balaban Emre, Turgut Tuğba, Uğur Nurten, Akkabak Serap, Ataman Gamze, Uğur Tuba, Sevgül Sevgi Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu,Halk Sağlığı Anabilim Dalı,Danışman Öğr. Gör. Dr.Saime Erol,İstanbul AMAÇ: Çeşitli nedenlerden dolayı çocuk sahibi olamayan kadınlar için günümüzde alternatif yöntemler kullanılmaktadır. Uterus’u olmayan veya tıbbi nedenlerle gebeliğe müsaade edilmeyen kadınlarda, uygulanan yöntemlerden birisi de “Taşıyıcı Anneliktir”. Hemşireler taşıyıcı anneliğin gelecekte ne durumda olacağı tahmin etmek ve bu gelişmelere hazırlıklı olmak için bugünün öğrencilerinin görüşlerini araştırmalar yaparak öğrenebilirler. Farklı misyon ve vizyonlarla eğitim gören, gelecekte söz sahibi olacak Tıp, Hukuk, İlahiyat Fakültesi ve Hemşirelik Yüksekokulu öğrencilerinin taşıyıcı anneliğe bakış açılarını belirlemek bu araştırmanın amacıdır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma tanımlayıcı olarak planlanmıştır. İstanbul ili Anadolu yakası bir devlet üniversitesinin Hemşirelik Yüksekokulu (n=61 ), Tıp (n=69 ), Hukuk (n= 135) ve İlahiyat Fakültesi (n= 44) son sınıf öğrencileri araştırmanın evren ve örneklemini oluşturmuştur. Veriler anket formu ile 15–30 Nisan 2007 tarihleri arasında toplanmıştır. Üniversite öğrencilerinin taşıyıcı anneliğe bakış açıları bağımlı, yaş, cinsiyet, bölüm, coğrafi bölge, din, medeni durum bağımsız değişkenlerdir. BULGULAR-SONUÇ: %54.5’i kız, %45.5’i erkek olan öğrencilerin; %22.3’ü Tıp, %14.22 si İlahiyat, %43.5’i Hukuk Fakültesi, %19.7’si ise Hemşirelik Yüksekokulu bölümündendir. Öğrencilerin cinsiyetleri ile taşıyıcı anneliğin yasal olup olmadığını bilmeleri (x2=10.08;p=0.00), günah olduğunu düşünmeleri (x2=7.35; p=0.02), arasında anlamlı fark vardır. Öğrencilerin bölümleri ile taşıyıcı anneliğin yasal olup olmadığını bilmeleri arasında anlamlı fark vardır. (x2=6.54;p=0.03). Anahtar Kelimeler: Hemşirelik,Üniversite öğrencileri,Taşıyıcı annelik University Students’ Opinions About the Gestational Carrier Issue Aydemir Özlem, Balaban Emre, Turgut Tuğba, Uğur Nurten, Akkabak Serap, Ataman Gamze, Uğur Tuba, Sevgül Sevgi The Marmara University School of Nursing,department of the Public Health,The consultant lecturer Phd.Saime Erol,İstanbul,Turkey PURPOSE: Nowadays there are lots of alternatives for the women who can ‘t become pregnant. The Gestational carrier method is used for the women who haven’t got uterus or their pregnancy isn’t available because of medical problems. Nurses can learn the university students’ opinions to guess how will be the gestational carrier in future and to be ready for the prognessions by the studies.This study was formed to indicate Medicine,Law, Theology Faculties and School of Nursing student’s opinions about the gestational carrier issue who are trained with different missions and visions and who will have important roles in future. MATERIAL-METHOD: This study was formed descriptivly. The last grade studens of a government university’s the Medicine, the Law, the Theology Faculties and the School of Nursing The data was collected by means of questionnaire in 15–30 April 2007.The opinions of university students’ about this method are the dependent veriable, their demographic characteristics are independent veriable. RESULTS-CONCLUSION: There is a significant differences between the students sex,their knowledge about gestational carrier legality and their ideas about gestational carrier whether is a sin or not. There is a significant differences between the study field of students and their knowledge about gestational carrier legality. Keywords: Nursing,University Students,Gestational Carrier of Method 90 [P-034] Hemşirelikte Mükemmelliyet (Magnet Programı) Tektaş Özlem, Arslan Seval, Yeşilyurt Özlem, Arslan Tülay, Ünal Nagihan, Güneş Hacer, Aydın Latife- Niğde Üniversitesi Zübeyde Hanım Sağlık Yüksekokulu,Niğde Birey ve toplumun sürekli değişen ve gelişen sağlık gereksinimlerinin karşılanabilmesi için hemşirelik hizmetlerinin de bu değişim ve gelişime ayak uydurması gerekmektedir. Hemşirenin en önemli sorumluluğu hastaya kişisel, teknik, bilimsel ve gereksinimi doğrultusunda bakım vermektir. İşte bu hemşire bakımının temel ilkesi kalite ve mükemmeliyetçiliktir. Bu kaliteyi sağlamak ve geliştirmek için Amerika Hemşireler Birliği’nin alt komitesi olan ANCC tarafından 1993 yılında Magnet Programı kurulmuştur.Sağlık bakım organizasyonlarında hemşirelik hizmetlerinin mükemmelliğini onaylayan bir programdır. Sözü edilen mükemmellik: Hemşirelik uygulama ve felsefesi, Hasta bakımının kalitesi,Meslekigelişim, Kanıta dayalı hemşirelik uygulamaları, Hemşirelerin karar verme aşamalarına katılımı anlamındadır. Magnet onaylama programının amacı: Hemşirelik uygulamaları , Hasta bakım kalitesinin arttırılması Hemşirelerin kendilerini dünya standartlarında geliştirmesiyle hemşire ve hasta memnuniyetini arttırmasıdır. Magnet onaylama programı standartları bakım ve uygulama olarak 2’ye ayrılır. Bakım standartları: Tanılama,Hemşirelik teşhislerı,Hasta sonuçlarının tanımlanması,Bakımı uygulama ve değerlendirme. Uygulama standartları: Bakımın kalitesi ve yönetimi,Performans değerlendirme,Eğitim ,Bilimsel yaklaşım,İşbirliği ve uyum, Araştırma ve kaynak kullanımı. Yukarıda sözünü ettiğimiz Magnet standartları uygulandığında daha iyi hasta sonuçları elde edildiği, memnuniyet oranında artma olduğu, hemşire hatalarının azaldığı, ölüm oranının düştüğü, hemşirelerin hastanelerden ayrılma oranının düştüğü, hemşirelerin hem hastane içinde hem de toplumda imajının arttığı gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik,Magnet,Mükemmeliyet Nursing Excellence (Magnet Program) Tektaş Özlem, Arslan Seval, Yeşilyurt Özlem, Arslan Tülay, Ünal Nagihan, Güneş Hacer, Aydın Latife- Nigde University,Zübeyde Hanım Health High School,Nigde,Turkey Nursing services have to keep up with the changes and evolutions to provide health facilities of person and the community that continually change and develop. The most important responsibility of nurses is to pay personal, tecnical and scientific attention for patient according to his/her needs. The main principle of this nursing care is quality and excellence. In 1993 Magnet Program has been founded by the subcommittee of The American Nurses Association to provide and improve this quality. It is a program that confirms healthcare organizations and nurse services excellence. Following Excellence is: Practices of nursing and philosophy,Quality of patient care,Vocational evolution,Nursing practices bottomed on prof, Attending to decide stages of nurses. Objectives of Magnet Recognition Progam is: Practices of nursing,To redound the quality of patient care, Nurses better themselves in global standards and to redound pleasure of nurses and patients. Magnet Recognition Program Standards are grouped in 2 headings as care and practice standards. Care standards, Diagnose,Care of diagnosis,Describing results of patient, Practice and evaluate care Practice standards,Quality and management of care, Evaluating performance, Education, Scientific approach, Cooperation and accommodation,Using research and context. When Magnet standards that we said at the top are practiced it has sighted that it has gotten better patient results, increased patient pleasure, decreased nurse failure, decreased death rate, decreased leaving rate of nurses from hospitals, increased images of nurses in hospitals and also in society. Keywords: Exellence,Magnet,Nursing, 91 [P-035] Niğde Üniversitesi Öğrencilerinin Aile Planlaması ve Yöntemleri Hakkındaki Bilgi Düzeyleri Tektaş Özlem, Arslan Seval, Yeşilyurt Özlem, Arslan Tülay, Ünal Nagihan, Güneş Hacer, Aydın Latife Niğde Üniversitesi Zübeyde Hanım Sağlık Yüksekokulu,Niğde GİRİŞ VE AMAÇ: Aile Planlaması ailelerin istedikleri zamanda ve istedikleri sayıda çocuk sahibi olabilmeleridir. Niğde Üniversitesi öğrencilerinin AP yöntemleri hakkındaki bilgi düzeyleri-ni saptamak için yapılmıştır. YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte planlanan bu çalışmaya Niğde Üniversitesinin çeşitli bölümlerinde okuyan 251 öğrenci katılmıştır.Veriler 12 soruluk sosyodemografik ve 24 soruluk AP hakkındaki bilgi düzeylerini içeren anket formuyla oluşturulmuştur. Elde edilen veriler SPSS 11.5 istatistik paket programında yüzdelik anketi kullanılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR: Örneklenen grubun çoğunluğunu Eğitim Fakültesi öğrencileri ( %33.9), Sağlık Yüksek Okulu öğrencileri (%33.5), kardeş sayısı 3 olan (%57), bekar (%97,2) öğrenciler oluşturmuştur. Ankete katılan öğrencilerin %33,3 ü cinsel konu-ları aileleriyle paylaşmamakta ve %62,9 u en çok arkadaşlarıyla konuşmakta-dır. Öğrencilerin %93,6 sı APhakkında bilgi sahibi olduğunu beyan etmiştir. En iyi bilinen yöntem kondom (%46,6) iken en az bilinen yöntemler sırasıyla implant (%13,9), diyafram ve spermisit (%12,4)tir. Öğrencilerin AP yöntem-lerini en çok sırasıyla kitapgazete (%31,5), okul (%26,6), arkadaş (%18,7)larından öğrendikleri ortaya çıkmıştır. %94,8 i AP yöntemlerinin yararlı olduğunu düşünmektedir. %97,6 sı evlendiğinde bir AP yöntemi kullanmak istediğini belirtmiştir. Ancak %44,2’ si hangi yöntemi kullanacağına karar verememiştir. SONUÇ: Öğrenciler AP hakkında genel olarak fikir sahibi olmalarına rağmen yöntem-leri hakkında yeterli bilgileri olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu yüzden üni-versitenin tüm bölümlerinde AP yöntemleri konusunda eğitim seminerlerinin bilgi düzeylerini artıracağı düşünüldü. Anahtar Kelimeler: Aile Planlaması, üniversite öğrencisi Nigde Üniversty Students' Family Planning and Methods About Knowledge Tektaş Özlem, Arslan Seval, Yeşilyurt Özlem, Arslan Tülay, Ünal Nagihan, Güneş Hacer, Aydın Latife Nigde University,Zübeyde Hanım Health High School,Nigde,Turkey INTRODUCTION AND AIM: Family planning is that couples decide to have children when and how many they want. Also it is one of the most important and might have been paid attention subject in our century. To appoint knowledge of familiy planning manegement of students in Nigde University and relationship between some sociodemographic properties and standard of knowledge. METHOD: 251 students in various departments of Nigde University participated in this research which is planned in descriptive type. Before completing survey form we tell about the intention of this research and got special permit. Research datas are consisted of survey form that includes 12 sociodemographic questions and 24 standart of knowledge about family planning. Obtained datas are estimated by using percentage survey in SPSS 11.5 statistic package. FINDINGS: The panel is mostly consist of students in education faculty(33.9 %), students in School of Health(33.5 %), age between 16 and 21(64.9 %), students who have 3 sibling(57 %), single students(97.2 %). 33.3 % of panels don’t talk about sexual subjects to their families and 62.9 % of panels talk mostly to their friends. 93.6 % of students told that they knew about family planning. The best known method is condom (46.6 %) however the least known moethods are implant(13.9 %), diaphragm and spermisit(12.4 %). It appears that students obtained information about family planning from books-magazines-newspapers(31.5 %), their school(26.6 %), their friends(18.7 %). 94.8 % of them think family planning is helpful method. 97.6 % of them told that they use a family planning method when they married. 44.2 % of them couldn’t decide to use which one of the methods. RESULT: As a result of this research it shows that although students generally have information about family planning, they don’t have information about it’s methods. So it decided to composing educational seminars about family planning methods in all departments of university. Keywords: Family Planning, university students 92 [P-036] Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Ve Beden Eğitimi Ve Spor Yüksekokulu 1. - 4. Sınıf Öğrencilerinin Beslenme Alışkanlıklarının Değerlendirilmesi Öz Ege1, Kılıçlar Sümeyye1, Kılıç Fatma1, Erkorkmaz Ünal2 1 Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tokat Sağlık Yüksekokulu, Ebelik Bölümü, Tokat 2 Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Bioistatistik Anabilim Dalı, Tokat AMAÇ: Araştırma Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ile Sağlık Yüksekokulu 1. - 4. sınıf öğrencilerinin beslenme alışkanlıklarını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmacılar tarafından literatür taranarak hazırlanmış olan veri toplama formu 15 Mart – 15 Nisan 2007 tarihleri arasında araştırmaya katılmak isteyen 227 öğrenciye yüzyüze görüşme yöntemi kullanılarak uygulanmıştır. Veriler SPSS 12.0 paket programında frekans analizleri ve ki-kare testi uygulanarak değerlendirilmiştir. BULGULAR: Öğrencilerin %69,6’sı aylık gelirlerinin orta olduğunu,%63,4’ü beslenmeye aylık %2550 arası harcama yaptıklarını,%22,9’u beslenmeyle ilgili kaynağının televizyon olduğunu belirtmişledir.%48,1’iöğün atladığını,en çok atlanılan öğününse %43,2’yle kahvaltı olduğunu söylemişlerdir.%38,8’i öğün aralarında çay içmektedir.%84,1’i üniversiteye başladıktan sonra beslenme alışkanlığının değiştiğini belirtmişlerdir.Katılımcıların %36,1’i okul yemekhanesinden yararlanabilmektedir.%48,9’u stresliyken iştahlarının azaldığını,%66,1’i hiç diyet yapmadığını belirtmiştir.Öğrencilerin %46,3’ü yeterli ve dengeli beslenmek için çaba sarfetmediklerini söylemişlerdir. SONUÇ; Öğrencilerin çoğunun üniversiteye başladıktan sonra beslenme alışkanlıklarının değiştiği,okul yemekhanesini kullanmadıkları,kahvaltının sıklıkla atlandığı,dengeli ve düzenli beslenme için çaba sarfetmedikleri gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Beslenme, Kahvaltı, Öğrenciler, Stres Gaziosmanpaşa Unıversıty The Evaluatıon Of Nutrıtıon Habıts Of 1-4 Students Of School Of Health & Physıcal Educatıon Öz Ege1, Kılıçlar Sümeyye1, Kılıç Fatma1, Erkorkmaz Ünal2 1 Gaziosmanpasa Üniversity, Tokat School of Health, Department of Midwifery, Tokat, Turkey 2 Biostatistic of Department, Medical school, Gaziosmanpasa University, Tokat, Turkey AIM: This research is committed for evaluating the nutrition habits of students in the College of Health and Physical Education. DEVICE AND METHOD: Form which is prepared consulting the relevant literature by the researchers are enforced to 227 students using face to face talking method and SPSS12 programme. INVENTIONS: % 69.6 of students including to the survey said that their montly income was middle. % 63.4 of students spent % 25-50 of their income for nutrition. % 22.9 of students’ resource is televison. %84.1 of students missed the meals and % 43.2 of students didn’t have breakfast. %38.8 of students drank tea between the meals. %84.1 of students’ nutrition habits changed after the university. % 36.1 of students ate in the refectory. %48.9 of students said that if they were stressed they ate less. %43.6 of students didn’t care balanced nutrition and %66.1 of students didn’t diet. CONCLUSION: Most of the students’ habits of nutrition changed, They didn’t use refectory, they didn’t give importance for balanced nutrution and breakfast after the university. Keywords: Breakfast, Nutrution, Students, Stress 93 [P-037] 15-49 Yaş Grubu Kadınların Menapoza Bakış Açılarının İncelenmesi Ayan Songül, Can Ayşe, Tunç Esma, Özel Emine, Esen Aycan, Çetin Öznur Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tokat Sağlık Yüksekokulu, Ebelik Bölümü, Tokat AMAÇ: Araştırmada Tokat il merkezinde 3’nolu Sağlık Ocağına kayıtlı 15-49 yaş grubu kadınların menapoza bakış açılarının incelenmesi amaçlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı bir araştırmadır. Veriler araştırmacı tarafından oluşturulan soru kağıdı kullanılarak, örneklem grubuna giren kadınlar ile yüz yüze görüşme yoluyla 2-17 Şubat tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırmanın evrenini oluşturan 1260 kadından 100 kadın örneklem grubuna alınmıştır. Veriler SPSS 10.0 paket programı kullanılarak yüzdelik hesabı ve ki-kare testi ile değerlendirilmiştir. BULGULAR-SONUÇLAR: Araştırma grubunun % 28’i 22-27 yaş grubunda, %46’sı ilkokul mezunu, %93’ü çalışmıyor, %74’ü bekar, %74’ü çocuk sahibi ve %28’inin 2 çocuğu var. Kadınların %69’u menopozu “Kadınlık hormonunun azalması ve düzenli adetlerin sona ermesi” olarak tanımlamaktadır. Kadınların %46’sı menopoz hakkında bilgi aldığını ve %19’u bu bilgiyi kitle iletişim araçlarından aldığını belirtmiştir. Kadınların %50’si menopozu kadınların yaşaması gereken bir olay olarak tanımlarken; menopoz da ortaya çıkan sorunlardan en sık bildikleri ilk 3 sorun sinirlilik (%89), gece terlemesi (%77), eklem ve kemiklerde ağrı (%75) iken en az bildikleri 3 sorun ise kıllanma ( %30), disparanoya (%27) ve nefes darlığı (%27)’dır. Kadınların %83’ü menopoz döneminde yaşanan sıkıntıların, kadının yaşamını etkilediğini, %64’ü kadında gerginlik yaptığını, %23’ü ise bu etkilenmenin kişiden kişiye göre değiştiğini belirtmiştir. Kadınların eğitim seviyesi, medeni durumu, çocuk sayısı ile kadınların menopozu tanımlama, menopozda yaşanan sıkıntıları bilme ve kadının yaşantısını etkileme düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı bulunmamıştır (p>0.005). Kadınlar menopozu hayatlarını etkileyen bir dönem olarak ifade ettikleri bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Kadın, menopoz, bakış açısı A Study Investigating The Points Of View About Menopause Of The Women Between The Ages Of 15 And 49 Ayan Songül, Can Ayşe, Tunç Esma, Özel Emine, Esen Aycan, Çetin Öznur Gaziosmanpasa Üniversity, Tokat School of Health, Department of Midwifery, Tokat, Turkey THE AIM OF THE STUDY: This study aimed to determine the points of view about menopause of the women who are between the ages of 15-49 and registered to the Health Clinic 3 located in the Tokat city center. MATERIALS-METHODS: This is a descriptive study. The data of the study were collected by applying a questionnaire prepared by the researcher and the subjects chosen by sampling were interviewed between February 2 – 17. 100 subjects were selected for the sampling group among the 1260 women who are available for this study. The data were analyzed using SPSS 10.0 program, determining the percentage, and applying Chi-square test. FINDINGS AND RESULTS: 28% of the subjects were 22-27 years old, 46% of them were graduates of primary school, 93% of them were unemployed, 74% of them were single, 74% of them had one offspring, and 28% of them had two. 69% of the subjects defined menopause as “a decrease in the female hormones and the end of regular menstruations”. 46% of the subjects stated that they were informed about menstruation and 19% of them said they were informed about this by the TV programs. 50% of them regarded menopause as something women have to undergo. The three most common problems which they know are nervousness (89%), night sweats (77%), pain in the joints and bones (75%) while the least known three problems include getting hairy (30%), dyspareunia (27%), and shortness in breath (27%). 83% of the subjects emphasized that the problems experienced during the menopause period affected their lives; 64% of them expressed that these caused stress, and 23% of them stated that the level of being influenced by the problems varies from one woman to another. There was not a significant correlation (p>0.005) between the education level of the subjects, their marital status, and the number of children and how they define menopause, knowing what the problems are during the menopause, and the level they affect their lives. It was determined that women regard menopause as a period which affects their lives. Keywords: Women, menopause, point of view 94 [P-038] Okul sağlığı hemşirelerinin iş tanımlarına ilişkin görüşleri Altuntaş Serap1, Baykal Ülkü1, Çarıkçıoğlu Aysel2, Yıldırım Nurdan2, Akdal Arzu2 1 İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı, İstanbul 2 İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul GİRİŞ: Çağdaş sağlık sunum sistemlerinin amacı, toplumun sağlığını koruma ve geliştirmeye odaklanmıştır. Bu amaca ulaşmada okul hemşiresinin rolü büyük önem taşımaktadır. AMAÇ: Çalışma, okul sağlığı hemşirelerinin, iş tanımlarını nasıl algıladıklarını belirlemek amacıyla, tanımlayıcı tasarımda gerçekleştirilmiştir. GEREÇ – YÖNTEM: Çalışmada, okul sağlığı hemşiresinin iş tanımını ortaya koyan 69 soruluk bir soru formu kullanılmıştır. Soru formu, İstanbul’da okul hemşiresi olan okullarda Milli Eğitim Müdürlüğü’nden resmi izin alındıktan sonra uygulanmış ve 36 soru formu değerlendirme kapsamına alınmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan okul hemşirelerinin çoğunluğunun 45 yaş ve üzerinde, önlisans mezunu, 1 – 5 yıl arasında okul hemşireliği deneyimine sahip oldukları, çalışma saatleri uygun olduğu için okul hemşireliğini tercih ettikleri ve bu konuda eğitim almadıkları, genel olarak okul hemşiresi olarak çalışmaktan memnun oldukları, iş tanımlarının olmadığı, bilimsel etkinliklere katılmadıkları belirlenmiştir. Ayrıca, okul sağlığı programının yönetimi, okula kabul muayenesi, acil durumların kontrolü, kronik hastalığı olan çocuğun bakımı ve izlenmesi, bulaşıcı hastalıkların kontrolü ve bakımı, sağlık eğitimi vb. faaliyetleri kendi işleri olarak algıladıkları ancak tamamen yapamadıkları saptanmıştır. SONUÇ: Okul sağlığı hemşirelerinin, iş tanımlarıyla ilgili olarak okul – çevre sağlığı ve araştırma boyutlarında yetersiz algılamalarının olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: İş tanımı, okul hemşiresi The view of school nurses about the job descriptions Altuntaş Serap1, Baykal Ülkü1, Çarıkçıoğlu Aysel2, Yıldırım Nurdan2, Akdal Arzu2 1 Istanbul University, Forence Nightingale Collage of Nursing, Department of Nursing Administration, Istanbul 2 Istanbul University, Forence Nightingale Collage of Nursing, Istanbul BACKGROUND: The aim of modern health care systems focuses on maintainance and promotion of community health. The roles of school nurses are very crucial in achieving this aim. PURPOSE: This descriptive study was conducted to determine the perceptions of school nurses about their job descriptions. METHOD:. In this study we used a questionnaire which includes 69 questions regarding to the job descriptions of school nurses. The study was conducted at schools which employ a school nurse after receiving formal approval from Ministry of Education. Thirty six questionnaires were analyzed. RESULTS: Most of the nurses were 45+ years old and had associate degree in nursing. Nurses had experience of 1-5 years in school nursing. They did not receive special education as a school nurse. They were generally satisfied with their jobs. It was determined that nurses perceived their functions as management of school health program, health examinations in admission, management of emergency, monitoring and the care of children with chronic illnesses etc., however they did not fulfill these functions. CONCLUSION: Perceptions of school nurses about job description regarding to the schoolenvironment health and research were inadequate. Keywords: Job description, school nurse 95 [P-039] Farklı çalışma alanlarında başarılı mezun profillerinin kariyer yönelimleri açısından analizi Altuntaş Serap1, Baykal Ülkü1, Nar Şerife2 1 İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı, İstanbul 2 İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul GİRİŞ: Hemşirelikte yüksek eğitim alanların kariyer yönelimlerinin sadece yataklı tedavi kurumları olmadığı, özellikle büyük kentlerde sağlık hizmetleriyle ilişkisi olan ilaç, sigorta, işyeri, okul, vb. sektörlerde önemli kariyer basamaklarında yer aldıkları görülmektedir. AMAÇ: Hemşirelik eğitimi alan öğrencilerin gelecek planlarını yapmalarında yol gösterici olmak amacıyla ve farklı sektörler ve buralarda başarılı mezunlar hakkında bilgi vermek amacıyla bu çalışma planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı olarak planlanan çalışmada yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme tekniği kullanılmıştır. Çalışmaya bir kamu üniversitesine bağlı hemşirelik yüksekokulundan mezunu olan ve farklı sektörlerde başarılı çalışmalar sergileyen hemşireler ( 12 kişi) alınmış, görüşme konuları araştırmacılar tarafından geliştirilen 7 soru ile yapılandırılmıştır. Görüşmeler, öğretim elemanları ve öğrenci tarafından, katılımcılardan izin alınarak kasete kayıt edilmiş ve çözümlenmiştir. BULGULAR: Görüşme yapılan mezunların çoğunluğunun; normal lise mezunu olduğu, hemşirelik yüksekokulunu bilinçli tercih etmedikleri, ancak eğitimleri sırasında hemşireliği çok sevdikleri, mezuniyet sonrasında kritik bakım birimlerinde çalışarak deneyim kazanmayı tercih ettikleri, kendilerini geliştirme isteğiyle dolu oldukları, yeni açılımlara yöneldikleri gelecek planlarında da bulundukları konumla yetinmeyip yeni arayışlar içinde oldukları belirlenmiştir. SONUÇ: Görüşmeler sonucunda, yüksek eğitimli hemşirelerin bir çok alanda başarılı ve iyi rol model oldukları belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Farklı çalışma alanları, hemşire, kariyer planlama The analysis of career orientations of succesfull graduate profiles working in various areas Altuntaş Serap1, Baykal Ülkü1, Nar Şerife2 1 Istanbul University, Florence Nightingale Collage of Nursing, Department of Nursing Administration Istanbul 2 Istanbul University, Florence Nightingale Collage of Nursing, Istanbul BACKGROUND: Career orientation of nurses who had high education is not only in in-patient health services, but also especially in sectors such as pharmaceutical companies, insurance, schools etc. in big cities PURPOSE: The study was planned to guide the nursing students in making plans about their future and to give information about the successful graduates working in various sectors. METHOD:. A semi-structured in-depth interview method was used in this descriptive study. The study was conducted on nurses who were graduated from a state nursing school and who had successful career in various sectors (12 nurses). After obtaining informed consent, the interviews were recorded by researchers and later the records were analysed. RESULTS: Most of the graduates were high school graduated and they did not choose the profession consciously. However, during the education they reported that they liked the nursing profession considerably and that after the graduation they preferred to gain experience by working in intensive care units. They were enthusiastic for self-development. The nurses stated that they were always in search for a new opportunity for self-development. CONCLUSION: It was determined that the nurses with higher education were very successful in various areas and they were good role models. Keywords: Career planning, nurse, working in various areas 96 [P-040] Hemşirelik öğrenci velilerinin mesleğe ve yüksekokula ilişkin görüşleri Baykal Ülkü, Altuntaş Serap İstanbul Üniversitesi, Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı, İstanbul GİRİŞ: Yükseköğretim kurumlarının, çeşitli müşteri gruplarından biri olan velilerin, eğitim kurumunun sunduğu hizmetin kalitesi açısından beklentileri ve isteklerinin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. AMAÇ: Çalışma, Hemşirelik Yüksekokulu’nda öğrenim gören öğrencilerin velilerinin ( anne-babaları) hemşirelik mesleği ve eğitim kurumuna yönelik görüşlerini ortaya koymak amacıyla tanımlayıcı tasarımda gerçekleştirilmiştir. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın evrenini bir kamu üniversitesine bağlı Hemşirelik Yüksekokulu’nda öğrenim gören tüm öğrencilerin velileri ( 474) oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak 53 sorudan oluşan bir soru formu kullanılmış ve eksiksiz doldurulan 133 soru formu değerlendirmeye alınmıştır. BULGULAR: Hemşirelik öğrencilerinin annelerinin çoğunluğunun 45 yaş ve altında, ilkokul mezunu ve ev hanımı olduğu; babaların ise, 46 yaş ve üzerinde, ilkokul mezunu ve emekli olduğu belirlenmiştir. Annelerin ve babaların sıklıkla çocuklarının meslek seçimine karışmadıkları, hemşirelik mesleğini kutsal ve yararlı bir meslek olarak gördükleri ve bu nedenle başkalarına da önerdikleri, erkeklerin hemşire olmasına sıcak baktıkları belirlenmiştir. Ayrıca annelerin hemşirelik yüksekokulunu ziyaret etmedikleri, babaların ise sadece kayıtta gittikleri, genel olarak eğitim kurumundan memnun oldukları saptanmıştır. SONUÇ: Araştırma sonucunda, velilerin hemşirelik mesleğine bakışlarının olumlu olduğu ve eğitim kurumundan memnun oldukları belirlenmiştir * Bu araştırma, Vehbi Koç Vakfı Hemşirelik Araştırma Fonu tarafından desteklenmiştir Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, öğrenci, veliler The vıews of nursıng students’ parents about the nursıng and nursıng schools Baykal Ülkü, Altuntaş Serap Istanbul University, Florence Nightingale Collage of Nursing, Department of Nursing Administration, Istanbul BACKGROUND: For the quality of the service provided by educational institutes, it is crucial to learn the expectations and desires of students’ parents who are one of the customer groups of high educational institutions. PURPOSE: The study was planned in a descriptive design to explore the views of nursing students’ parents about the nursing profession and the nursing school. METHOD: The population of the study was the parents who had a student in a nursing school. Fully completed 133 questionnaires were analyzed. RESULTS: Most of the mothers of the students were at the age of 45 or lower, primary school graduated and housewives while fathers were at the age of 46 or over, primary school graduated and retired. The parents reported that they did not interfere with their student in the process of choosing a profession, and that they perceived the nursing as a holy and respectable profession. They also reported that they think positively about a male to be a nurse. They were satisfied with the nursing school. CONCLUSION: It was determined that parents had positive views about the nursing profession and that they were satisfied with the nursing school. * It was supported VKV Nursing Research Fund Keywords: Nursing, parents, students 97 [P-041] Kadınların pap smear testine ilişkin bilgileri Yeşilçiçek Kıymet1, Aktaş Songül1, Arslan Asuman2, Bülbül Hatice2, Ganık Döne2 1 Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu Öğretim elemanı 2 Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Öğrencileri GİRİŞ: Bu çalışma, kadınların pap smear testine (PST) ilişkin bilgilerini saptamak amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. MATERYAL-METOD: Araştırma, 1-15 Nisan 2007 tarihleri arasında Trabzon Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastanesinde yürütülmüştür. Çalışmanın örneklemini jinekoloji polikliniğine başvuran 200 kadın oluşturmuştur. Veriler soru formuyla toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde Yüzdelik sayılar kullanılmıştır. BULGULAR: Kadınların %61.8’i 20-29 yaş aralığında evlendikleri, evlilik süresi ortalaması 11.20 ± 9.6, %97.0’ının sosyal güvencesinin ve %59.5’nin okuryazar-ilkokul mezunu olduğu saptanmıştır. Kadınların %50’sinin bir yada iki kez gebe kaldığı, çoğunluğun düşük-küretaj olmadığı (%63.0), %48.0’ının 2 ve daha fazla sayıda doğum yaptığı belirlenmiştir. Kadınların %94.0’ı en az bir kez jinekolojik muayene olduğunu ifade etmiştir. Kadınların %79.5’inin gebelik /doğum, %28.5’inin akıntı nedeniyle zorunlu olarak, sadece %7.0’ının sağlık kontrolü amacıyla jinekolojik muayene oldukları saptanmıştır. Muayene sonucunda %49,5’inin infertilite, %11.6’sının adet düzensizliği tanısı aldığı saptanmıştır. Kadınlarının %46.5’inin PST’yi duyduğu, duyanların %38.7 ‘sinin test örneğinin “rahimden”alındığını, amacının ise “kanser araştırması” (%33.5) için olduğunu ifade etmişlerdir. Kadınların %35.5’inin PST yapılma zamanını bilmediği ve %35.5’inin PST yaptırma sıklığını “yılda 1 kez” olarak yapılması gerektiğini belirtmişlerdir. Kadınların %62.4’ünün PST’nin daha sık yapılması gereken durumları, %57.0’ının de örnek alınması gereken en uygun zamanı bilmedikleri saptanmıştır. SONUÇ: Kadınların çoğunluğunun PST konusunda bilgi düzeylerinin düşük olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: pap smear test, kadınlar, bilgi düzeyi Knowledge status of women regarding to pap smear test Yeşilçiçek Kıymet1, Aktaş Songül1, Arslan Asuman2, Bülbül Hatice2, Ganık Döne2 1 Karadeniz Technical University Trabzon Health High School of Health, faculty Member 2 Karadeniz Technical University Trabzon Health High School of Health,Nursing Students INTRODUCTION: This descriptive study was prepared for the determination of knowledge status of women regarding to Pap Smear Test (PST). MATERIAL-METHOD: From April-01-2007 to April-15-2007, two hundred women administered to out-patient clinic of Trabzon Obstetric, Gyneacologic and Childeren Nursing Hospital were selected as examples of this survey study. All data were collected with question chart. Data were presented as percentages. RESULTS: Most part of women (94%) were pointed out their history of gynaecologic examination once, at least, in their life. The reasons for gynaecologic examination were included the event of pregnancy or birth in 79.5% and routine health control in 7% of women. Infertility (49.5%) were diagnosed after gynaecologic examination. 46.5% of study population were found aware from PST. Their information was limited with “diagnostic test taken from the uterus” in 38.7% and “diagnostic test for cancer research” in 33.5% of women aware from PST. Women with no-idea on the timing of PST were constituted 35.5% of the population.The question on the interval of PST was replied once a year by 35.5% of population. Most part of the population had no idea on conditions required close follow-up with PST (62.4%) or optimal sampling time (57%). CONCLUSION: According to our study, most part of the population is found in lower information status. Keywords: pap smear test, women, knowledege status 98 [P-042] Amasya İli Ziyaret Kasabası'nda Erken Yaşta Görülen Diş Problemlerinde Genel Beslenme Ve Bahçe Bitkilerindeki Ziraai İlaçların Bariz Etkisinin Belirlenmesi Koyuncu Ögr.gör.turgay -1, Kır Dr.neslihan2, Çıtak Dyt.gamze3, Şen Dt.perihan4, Gülşen Dt.gonca4, Arpaguş Kader1, Karapınar Hümeyra1, Alver Hülya1, Gündüz Emine1, Kaya Ayla1 1 Amasya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu,Hemşirelik Bölümü,Amasya 2 Amasya Ziyaret Kasabası Sağlık Ocağı,Amasya 3 Hacettepe Üniversitesi Sağlık Teknolojisi Yüksekokulu,Beslenme ve Diyetetik Bölümü,Ankara 4 Amasya Sabuncuoğlu Şeraffettin Develet Hastanesi,Amasya GİRİŞ: Beslenme ve ağız bakımı diş/dişeti sağlığıyla doğrudan ilişkilidir. Ziraai ilaçların kullanılması, olgunlaşmamış meyve tüketimi ve genetik faktörlerinde dolaylı etkileri bulunmaktadır. AMAÇ: Bu araştırma Ziyaret Kasabası’nda erken yaşta görülen belirgin diş çürükleri nedenlerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Amasya'nın Ziyaret Kasabası’nda bahçecilikle geçinen ailelerde yapılmıştır. Çalışmaya 12-35 yaş grubu olan basit rasgele örnekleme yöntemiyle seçilen 180 kişi alınmıştır.Veriler literatür taranarak hazırlanan anket formu ve diş hekimi muayenesi ile toplanmıştır. SPSS paket programında yapılmıştır. BULGULAR: Katılımcıların %86 ‘sını 12-19, %19.4 ‘ünü 20-35 yaş oluşturmaktadır. %50 ‘si meyveleri olgunlaşmadan yediğini,%78’i diş bakımında yetersiz olduğunu, haftada birden az olmak üzere %38.3 ‘ü süt, %71.7 ‘si kırmızı et, %88.4 ‘ü tavuğu seyrek; her gün olmak üzere % 83.3 ‘ü peynir, % 82.8 ‘i sebze, %82.2 ‘si meyve, %79.4 ‘ü şekerli gıdaları sık tüketmektedir. %33.3 ‘nün ailesinde akraba evliliği vardır. Tarama sonucunda %59.4 ‘ünde diş eti problemleri %90 ‘ında diş çürüğü, % 83.9 ‘unda ağız kokusu belirlenmiştir. SONUÇ: Taramada ağız ve diş problemlerinin fazla olduğu görülmüştür. Ankete göre ağız bakımının yetersiz,yanlış beslenme kültürünün varlığı ve özellikle bahar mevsiminde bahçe bitkilerine sık uygulanan ziraai ilaçlı meyvelerin etkisi olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: beslenme, diş, ziraai ilaçlar Determining The Obvious Effects Of Agricultural Medicine In Garden Plants And Nourishing In Tooth Problems Appear In Early Ages In Ziyaret Village In Amasya Koyuncu Ögr.gör.turgay -1, Kır Dr.neslihan2, Çıtak Dyt.gamze3, Şen Dt.perihan4, Gülşen Dt.gonca4, Arpaguş Kader1, Karapınar Hümeyra1, Alver Hülya1, Gündüz Emine1, Kaya Ayla1 1 Amasya Üniversity Higher School of Health,Department of Nursing, Amasya 2 Amasya Ziyaret Town Village Clinic,Amasya 3 Hacettepe University Higher School Technological of Health,Departmen of Nutrition and Dietetics,Ankara 4 Amasya Sabuncuoğlu Şeraffettin State Hospital,Amasya INTRODUCTION: Nourishing and mounth care are directly related with the tooth and gums. Using agricultural medicine, genetic factors and consuming unniped fruit make also side effects to the problem. PURPOSE: This study is carried out to determine the causes of tooth cavities appear in early ages in Ziyaret Town. MATERIAL – METHOD: Thıs questionaire is carried out on families who earn their living from gardening. The sample consist of 180 people between 12-35 ages randomly. The data is obtained from questionaire and by the help of a dentist. FINDINGS: 86 % of the participants are 12-19, 19.4 % are 20-35 ages. 50% of the people say that they consume unriped fruil. 78 % claim that they don’t care toothcare, 38.3 % of them drink milk once in a week, 72.7 % have meat, 88.4 % eat poultry; 83.3 % consume cheese,82.8% vegetables,82,2% fruit and 79.4% carbohydrates everyday.33.3% of them marfied to relatives. After the controls ıt is determined that 59.4 % have gum problems, 90% cavity and 83.9% mounth odour. RESULT: It is seen that mounth and tooth problems are very common. According to the questionaire the main reasons are insufficient medicine used in spring months. Keywords: agricultural medicine, nourishing,tooth 99 [P-043] Yenidoğan Bebeği Olan Babaların Emzirme Ve Anne Sütüne İlişkin Bilgi Ve Tutumları Yöş Burcu1, Özelçinler Duygu1, Keskinel Ayşegül1, Tiryaki Nursel1, Korkmaz Sinem1, Taşpınar Ayten2 1 Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü Öğrencileri, Manisa 2 Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Arş. Gör. Dr., Manisa AMAÇ: Yenidoğan bebeği olan babaların emzirme ve anne sütüne ilişkin bilgi ve tutumlarını saptamaktır. METOD: Araştırma, kesitsel bir çalışma olup Manisa Doğumevi ve İzmir Hayri Üstündağ Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesinde, 30 Mart-20 Nisan 2007 tarihleri arasında doğum yapan kadınların eşlerine uygulanmıştır (n=180). Babaların emzirme ve anne sütüne ilişkin bilgi ve tutumlarını belirlemek için anket formu kullanılmıştır. BULGULAR: Babaların yaş ortalaması 31.27±6.81 olup %50.5’inin lise ve üzeri eğitime sahip olduğu, %88.9’unun çalıştığı, %43.3’ünün bu çocuğun ilk çocuğu olduğu saptanmıştır. Yaşayan çocuk sayısı ortalaması 1.98±1.08’dir. Babaların %34.4’ü anne sütü ve emzirmeyle ilgili herhangi bir yerden/kimseden bilgi aldığını, %63.9’unun doğumdan sonra bir saat içinde bebeklerin emzirilmesi gerektiğini, %71.1’nin bebeklerin 4-6 ay sadece anne sütü verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Eşinin bebeklerini doğar doğmaz hemen emzirdiğini belirtenlerin oranı %60.0’dır. Babaların %91.7’si ev ve bebek bakımında eşine destek olacağını belirtmiştir. Babaların %98.9’u bebeğin emzirilmesini istemesine rağmen sadece %38.3’ünün bu konuyu eşiyle konuştuğu saptanmıştır. Yaş, eş ve babaların eğitim düzeyi, aile tipi, anne sütü ve emzirmeyle ilgili bilgi alınması, en uzun süre yaşanan yer emzirme ile ilgili bilgi ve tutumu etkileyen değişkenler olarak saptanmıştır (p<0.05). SONUÇ: Sonuç olarak, babaların tamamına yakınının, bebeğin emzirilmesini destekledikleri ancak, anne sütü ve emzirme konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Baba, Emzirme, Anne Sütü Knowledge and Attitudes of Newborn Infants' Fathers Against Breastfeeding and Breast Milk Yöş Burcu1, Özelçinler Duygu1, Keskinel Ayşegül1, Tiryaki Nursel1, Korkmaz Sinem1, Taşpınar Ayten2 1 Celal Bayar University Health School, Nursing Students, Manisa 2 Celal Bayar University Health School, Lecturer Msc, Manisa AIM: The purpose of this study was to determine the knowledge and attitudes of newborn infants’ fathers related to breastfeeding and breast milk. METHOD: This study was studied on the husbands of giving birth mothers at Manisa Maternity Hospital and İzmir Maternity Hospital. FINDINGS: The average age of the fathers was 31.27 ± 6.81, %50.5 graduated from high school and up, 88.9% have a job. 34.4% of the fathers determined to received information about the breastfeeding from others, 63.9% knew about necessity of breastfeeding of the newborn one hour after birth, 71.1% insisted on feeding newborns within first 4-6 months of the lives only by breastfeeding. 61.0% have asserted that their spouse have breastfeeding the newborn immediately after birth. Although 98.9% of the fathers agree to feed the babies, only 38.3% have talked about this will to their wives. Variables affecting the attitudes and knowledeg of the fathers on breastfeeding are addressed as age, education of spouse and fathers, family type on breast feed and the longest period where they lived. RESULT: It is determined that almost all fathers of newborn infants have supported breastfeeding by others, however; they haven’t sufficient information on breastfeeding and breast milk. Keywords: Father, Breastfeeding, Breast Milk 100 [P-044] Kanser Tedavisi Gören Bireylerde Bitkisel Tedavi Kullanma Nedenleri Ve bunu Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi Öz Burcu Ege Üniversitesi,İzmir AMAÇ: Araştırma, kanser tedavisi gören hastaların bitkisel tedavi kullanma nedenlerini ve bunu etkileyen faktörlerin incelenmesi amacıyla, Kasım – Aralık 2006 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi’nde yapılmıştır. METOD: Araştırmanın evrenini, Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi’nde ayaktan kemoterapi tedavisi gören kanser hastaları oluşturmuştur. Örnekleme, evreni temsil edeceği düşünülerek, Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi’nde ayaktan kemoterapi tedavisi gören 30.11.2006- 29.12.2006 tarihleri arasında gelen toplam 94 kanser hastası alınmıştır. Anket formu ilgili literatür bilgilerine dayanılarak oluşturulmuştur. Veriler anket yöntemiyle toplanmış olup toplam 17 adet sorudan ve iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde hastaların sosyodemografik özelliklerine yönelik sorular ( n=94 ), ikinci bölümde ise hastaların bitkisel tedavi kullanma durumlarına ve nedenlerine yönelik sorular (n= 65) bulunmaktadır. Değerlendirmede SPSS-11 versiyon programı ile sayı ve yüzde dağılımları ve x2 ( ki-kare testi ) kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmadan elde edilen veriler incelendiğinde, hastaların %42.5’i 50-64 yaş arasında, %66’sı kadın, %31.9’u ilkokul mezunu, %37.2’si emekli,%55.3’ü ilde yaşayan, %38’i meme kanseri, %59.6’sının tanı yılı 2006, %97.9’unun tedavi türü kemoterapi, %44.7’sinin 0-6 aydır tedavi gördüğü saptanmıştır. Hastaların %69.2’si son bir ay içinde bitkisel terapi kullandığı, %40’ı ısırganotunu faydalı olduğu ve kansere iyi geldiği için ( n=85 ), %35.7’si brokoliyi bağışıklık sistemini güçlendirdiği için ( n=14 ), %26.7’si ahududu ve binbirdelikotunu sindirim sistemine faydalı olduğu için ( n=15 ) kullandığı, yararlanılan bitkilerden %40.7’sinin ilk kez yakın çevreden görerek/duyarak kullanmaya başladığı saptanmıştır Anahtar Kelimeler: ahududu,brokoli,binbirdelikotu,Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi’nde,Kasım – Aralık 2006,ayaktan kemoterapi tedavisi gören 30.11.2006- 29.12.2006 tarihleri arasında gelen toplam 94 kanser hastası,ısırganotu The reasons for using herbal treatment of the individuals who take cancer treatment and constitution of the factors that effect this Öz Burcu Ege University, İzmir AIM: Research has been made with the purpose to examine the patients’ reasons for using herbal treatment who take cancer treatment and the factors which effect these reasons between the dates of November and December in 2006 in Dokuz Eylül University Hospital. METHOD: The cancer patients who take chemotheraphy treatment on their feet have constituted the environment of the research. With the sense that it will represent the environment, in total 94 patients who take chemotheraphy treatment on their outpatient in Dokuz Eylül University Hospital between the dates of 30.11.2006-29.12.2006 has taken as the sample. The questionnaire form has been consituted by making it based upon the related literature information. Data have been collected with the interview method; it is constituted by 17 questions and 2 parts in total. There are questions related to patients’ sociodemegraphic featues ( n=94 ) in the first part, the questions related to the reasons and conditions of herbal treatments ( n=65 ) in the second part. There have been used SPSS-11 version program with percentage and number distribition and x2 ( Chi-square tests ) analysis in evaluation. FINDINGS: When the data resulted from the research has been examined, it has been constituted that %42.5 of the patients are between 50-64, %66 of them are women, %31.9 of them are graduated from primary school, %37.2 of them are retired,%55.3 of them live in town, %38 of them have breast cancer, %59.6 of whom diagnosis year is 2006, %97.9 of whom the type of treatment is chemotheraphy, %44.7 of whom are taking treatment between 0-6 months. It is constituted that %69.2 of the patients have used herbal therapy in last month, %40 of them have used stinging nittle for it is beneficial and good for cancer ( n=85 ), %35.7 of them have used broccoli for it strenghten the immune system ( n=14 ), %26.7 of them have used raspberry and Saint John’s Wort fort hey are beneficial to digestive system ( n=15 ), and %40.7 of them start to use the plants firstly by seeing or hearing them from their near environment. Keywords: broccoli,Dokuz Eylül University Hospital,raspberry,stinging nittle,Saint John’s Wort With the sense that it will represent the environment, in total 94 patients who take chemotheraphy treatment on their outpatient 30.11.2006-29.12.2006 101 [P-045] İlköğretim Öğrencilerinin Ağız ve Diş Sağlığı Konusunda Bilgi Tutum ve Davranışlarının Belirlenmesi Aktaş Betül, Erdağı Semra, Şahin Sultan, Yaylacıoğlu Yeliz, Akyüz Yeşim, Güner Süheyla Kafkas Üniversitesi Kars Sağlık Yüksekokulu, Kars AMAÇ: Bu araştırma Kars ili Gazi Ahmet Muhtar Paşa (G.A.M.P) İlköğretim Okulu 5. sınıf öğrencilerinin ağız ve diş sağlığı hakkındaki bilgi, tutum ve davranışlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın tipi tanımlayıcıdır. Milli Eğitim Bakanlığı Gazi Ahmet Muhtar Paşa İlköğretim Okulu beşinci sınıfına devan eden 108 öğrenci araştırma kapsamına alınmış ve örneklem seçimine gidilmemiştir. Veri toplama aracı olarak literatür doğrultusunda araştırmacılar tarafından geliştirilen anket formu kullanılmıştır. Verilerin analizi bilgisayarda spss paket istatistik programında sayı ve yüzde hesaplamaları kullanılarak yapılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 11.04, öğrencilerin % 64.8’ kız, % 35.2’si erkektir. Öğrencilerin % 96,3’ünün kendine ait diş fırçası varken % 8.32 ünün diş fırçasını annesi veya kardeşi ile paylaşmakta olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin % 38.9’u günde iki kez dişini fırçalamakta ve % 42.6’sinin dişini dairesel hareketler şeklinde fırçaladığı saptanmıştır. Öğrencilerin % 75’i diş doktoruna gitmiştir. Öğrencilerin ağız ve diş sağlığına yönelik bilgi düzeyleri incelendiğinde, % 89.8’i diş aralarında kalan yiyeceklerin, bakterilerin oluşmasına neden olduğunu, % 86.1’i bakterilerin dişlerin çürümesine neden olduğunu, % 44.4’ü florun dişleri güçlendirdiğini ve koruduğunu, % 38’i diş macununda flor bulunduğunu doğru bilmiştir. SONUÇ: Öğrencilerin ağız ve diş sağlığında aile ve okul önemli bir yere sahiptir. Ailede başlatılan sağlık eğitimine okul sağlığı hizmetlerinde ağırlıklı olarak devam edilmelidir. Anahtar Kelimeler: ağız ve diş sağlığı, okul sağlığı Determining Knowledges, Attitudes and Behaviours of Elementary School Students about Oral and Dental Health Aktaş Betül, Erdağı Semra, Şahin Sultan, Yaylacıoğlu Yeliz, Akyüz Yeşim, Güner Süheyla Kafkas University Kars Health School, Kars, Turkey PURPOSE: The study was conduted to students studying in Elementary School of Gazi Ahmet Muhtar Paşa (G.A.M.P) class 5 in Kars city to determining of their knowledges attitudes and behaviours about oral and dental health. MATERIAL-METHOD: It is a descriptive study. The investigation performed onto 108 students studying in Elementary School of Gazi Ahmet Muhtar Paşa class 5 but sampling selection method was not used. Some questionnarie sheet that prepared by researchers depending on literature, was used as an appliance of data acquisition. Data was analyzed by use of number and percentile calculation in SPSS statistic program on PC. RESULTS: Average age of the students was 11.04, 64.8% girl and 35.2% boy of them. It was determined that the students of 96.3% have their own toothbrush but 8.32% use toothbrush together with their mother or brother or sister. The student of 38.9% used to brush their teeth twice in a day and 42.6% used to brush their teeth with circular movement. The students of 75% have ever gone to dentist. In the case of examining knowledge level of the students about oral and dental health; the students of 89.8 % know that food situated between teeth causes bacteria occuring and 86.1% know bacterias causes tooth decay and 44.4 % know fluoride strengthens the teets and the toothpastes includes fluoride of 38 %. RESULT: Both families and school have an important role in students oral and dental health. The healt education starting with family should be kept going increasingly in school health services. Keywords: Oral and dental health, school health 102 [P-046] Sezeryan sonu anne ve bebek bakımına yönelik kullanılan hemşirelik tanı ve girişimleri: Vaka İncelemesi Güler Burcu Başkent Üniversitesi,Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri Bölümü,Ankara GİRİŞ VE AMAÇ: Doğum normal fizyolojik bir süreç olarak ele alınmasına rağmen, ailenin bütün üyelerini etkileyen yeni stresli durumları da beraberinde getirebilmektedir. Bu açıdan bakıldığında postpartum dönem, aile ünitesinde yer alan tüm bireyler için bir değişim ve bu değişimlere uyum yapma dönemi olarak düşünülmektedir. Hemşireler bu dönemde sürekli olarak anneyi değerlendirdiğinden bakımlarında etkin bir rol oynamaktadırlar. Çalışma, sezeryan sonu hemşirelik bakımında kullanılan tanı ve girişimlerin belirlenmesi amacıyla vaka incelemesi şeklindedir. GEREÇ VE YÖNTEM; Çalışma, Sağlık Bakanlığı Ankara Etlik Doğumevi Sezeryan Sonu Bakım Kliniğinde yapılmıştır. Sezeryan sonu anne ve bebeğe yönelik bakım planları oluşturulurken fonksiyonel sağlık örüntülerine göre düzenlenmiş olan veri toplama formu, NANDA hemşirelik tanıları ve NIC Sınıflandırma Sistemi kullanılmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde sayı ve yüzde kullanılmıştır. BULGULAR; Vaka incelemesinde; Bayan G, 24 yaşında, lise mezunu, ilk gebeliği, sistemik bir rahatsızlığı yok. Gebelik boyunca risk oluşturacak bir durum saptanmamıştır. Fetus, makat geliş olduğu için sezeryana alınmış. SONUÇLAR: Vaka incelemesinde sıklıkla kullanılan hemşirelik tanıları; “enfeksiyon riski”, “rahatta değişim”, “bilgi defisiti”, hemşirelik girişimleri ise “postopretif bakım”, “enfeksiyondan koruma”, “ağrının giderilmesi” ve “hasta eğitimidir”. Anahtar Kelimeler: sezeryan sonu, anne bakımı, bebek bakımı, hemşirelik tanıları, hemşirelik girişimleri Nursing Diagnosis And Initiations Used For Mother And Newborn Care After Cesarian: Case Study Güler Burcu Department of Nursing and Health Services,Baskent University,Ankara,Turkey INTRODUCTION: Even though labor is regarded as a normal physiological process, it may cause new stressful situations that affect all family members. In this perspective postpartum period is regarded as a time of change and adaptation for all family members. Nurses play an important role in the mother care, since they evaluate the mother during this period constantly. This is a case study for nursing diagnosis and initiations used for mother and newborn care after cesarean. MATERIALS-METHOD: The study took place in Health Ministry Ankara Etlik Maternity Hospital Post Cesarean Care Clinic. During the preparation for the care plans for mother and newborn after cesarean; data collection form based on functional health patterns, NANDA nursing diagnosis and NIC classification system was used. In the evaluation of the data numbers and percentages was used. FINDINGS: In the case study, Female G, age 24, high school graduate, first pregnancy, no systemic disorder. No risk factor had been observed during pregnancy. Since fetus was in breech position. RESULTS: The frequently used nursing diagnosis in case study are “infection risk”, “change in comfort”, “knowledge deficiency”, and nursing initiations are “postoperative care”, “infection prevention”, “relieve of pain” and “ patient education”. Keywords: after cesarian, mother care, newborn care, nursing diagnosis, nursing initiations 103 [P-047] Prenatal, Antenatal ve Postnatal Dönemlerde Genel Hemşirelik Bakım ve Gereksinimlerine Yönelik Hemşirelik Tanıları ve Girişimleri Güler Burcu, Pınar Gül (danışman) Başkent Üniversitesi,Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri Bölümü,Ankara GİRİŞ: Anne ve neonatal ölümleri ve hastalıkları; prenatal, antenatal ve postnatal dönemlerde önlenebilir nedenlerle ortaya çıkan öncelikli olarak ele alınması gereken sağlık sorunlarıdır. Bu dönemlerde sağlık bakım kuruluşlarında yatarak ya da ayaktan izlenen hastaların hemşirelik bakım gereksinimlerinin belirlenerek karşılanması oldukça önemlidir. Anne ve çocuk sağlığı hizmetlerinde önemli yeri olan prenatal bakım hizmeti, temelde koruyucu bir sağlık hizmeti olup anne, fetüs ve yeni doğan sağlığının en üst düzeye ulaşmasını sağlamaya yöneliktir. Antenatal bakım gereksinimlerinin karşılanma düzeylerine göre doğum seyri değişmektedir. Örneğin; rektum ve mesanenin boşaltılması, anksiyetenin azaltılması zor doğum eylemine neden olabilecek durumların önlenmesini sağlayabilmektir. Postnatal dönemde annelerin bakım gereksinimlerinin karşılanması annelik rolüne uyumlarını kolaylaştırabilmekte ve bu dönemdeki sorunların azalmasına/önlenebilmesine yardımcı olabilmektedir. AMAÇ: Prenatal, antenatal ve postnatal dönemlerde anne ve çocuk sağlıklarını en üst düzeye çıkarmak için uygun hemşirelik tanı ve girişimlerinin belirlenmesidir. GEREÇ-YÖNTEM: ilgili literatür incelenerek elde edilen bilgiler derlenmiştir. SONUÇ: En çok Beslenme-Metabolik alanındaki tanı ve girişimler üzerinde durulmuştur. Ardından en çok kullanılan alan Kendini Algılama olmuştur. Anahtar Kelimeler: prenatal dönem, antenatal dönem, postnatal dönem, hemşirelik girişimleri, hemşirelik tanıları Nursing Diagnosis and Interventions For General Nursing Care in Prenatal, Antenatal and Postnatal Periods Güler Burcu, Pınar Gül (danışman) Department of Nursing and Health Services,Baskent University,Ankara,Turkey INTRODUCTION: Preventable mother and neonatal deaths and diseases during pregnancy, prenatal period, labor and postnatal periods are the health problems that should be given priority. It is very important to define and meet the needs and nursing care of the patients in health care centers during this period. The prenatal care, which is particularly important for health care of mother and child, is actually a preventive health care and is aimed to reach the highest status of health for mother, fetus and new born. Based on the level of meeting the needs of antenatal care, the process of labor may vary. Eg: Discharge of rectum and urinary bladder, reduction of anxiety provide prevention against the circumstances that may lead to a hard labor. Providing the required care for the mothers facilitate the adaptation period to motherhood and help to reduce the problems in the postnatal period. AIM: The aim is to determine the appropriate nursing diagnosis and initiations to reach the highest status of health for mother and child in prenatal, antenatal and postnatal period. MATERIALS-METHOD: The literature about the subject has been investigated. RESULT: The frequently used nursing diagnosis are Nutrition- Metabolism area’s and then Perception of living-Management of living area’s. Keywords: prenatal period, antenatal period, postnatal period, nursing initiations, nursing diagnosis 104 [P-048] Herkes İçin Sağlıklı Yaşamda Hemşirenin Önemi Yerköy Aysun1, Canbay Fulya1, Kizmaz Eda1, Gökbora Aslı1, Arıkan Sümbül Hülya2 1 *Trakya Üniversitesi Kırklareli Sağlık Yüksek Okulu 4.Sınıf Öğrencileri,Kırklareli 2 **Trakya Üniversitesi Kırklareli Sağlık Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi AMAÇ: Yaşla birlikte artan kronik hastalıklarla birlikte kaliteli bir yaşam sağlamada hemşirenin mezuniyet öncesi ve sonrası eğitiminin önemine dikkat çekmek ve sağlıklı yaşlanmanın önemini vurgulamak. YÖNTEM – GEREÇLER: Çalışma Sağlık Bakanlığı Kırklareli İl Sağlık Müdürlüğü'nden elde edilen ölümlerin yaş ve nedenlerine göre dağılımı (2006) ile nüfus piramidi, (2006) verilerinden yararlanılarak retrospektif olarak değerlendirildi. BULGULAR: İnceleme sonucunda 65 yaş ve üzeri yaşlı nüfusunun kadınlarda %12.5, erkeklerde ise %9.9 olduğu belirlenmiş ve kronik hastalıklarda en sık görülen mortalite nedenleri arasında sırasıyla kardiovasküler hastalıklar, solunum sistemi hastalıkları, serebrovasküler sistem hastalıkları ve senilitenin olduğu görülmektedir. SONUÇLAR: " Herkes İçin Sağlıklı Yaşam " ilkesi bağlamında koruyucu hizmetlerde hemşirelik rollerinin gözden geçirilmesi ve eksikliklerinin eğitim ile giderilmesinin gerekli olduğu sonucuna varıldı. Anahtar Kelimeler: Herkes için sağlıklı yaşam, Hemşire The Importance of Nursery at Healthy Life for Everybody Yerköy Aysun1, Canbay Fulya1, Kizmaz Eda1, Gökbora Aslı1, Arıkan Sümbül Hülya2 1 *Trakya University Kırklareli Health High School, 4th Class students,Kırklareli 2 **Trakya University Kırklareli Health High school, Instructor,Kırklareli, Turkey AIM: To attract attention over the importance of nursery education so as to maintain a life of quality by considering chronic illnesses resulting from ageing to stress the importance of a healthy life. METHOD – MATERIALS: This study has been evaulated in retrospect by utilizing data of rates of the number of deaths including age and reasons (2006) and datum of population pyramid(2006). FINDINGS: At the end of the study,it has been that the population of old people over 65 years of age and old women's rate is 12.5 % and old men's rate is 9.9%. The reasons for chronic ilnesses are cardiovascular ilnesses,respiratory system ilnesses,sarebrovascular system ilnesses,senilety etc. These ilnesses are so frequently met by considering mortality. RESULTS: This study resulted in that protective services such as nursery roles should be inspected in accordance with the principle of “a health life for everybody” it is also necessary that the lacking parts of the system should be completed successfully with the help of education. Keywords: Health Life For everybody, Nurse 105 [P-049] Kars Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Sigara İçme Durumlarının Belirlenmesi Erdağı Semra, Aktaş Betül, Yılmaz Emine, Sarı Sıdıka, Aydemir Hülya, Ispartalıoğlu Esin, Şahin Sultan Kafkas Üniversitesi Kars Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Kars Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Sigara içme durumlarının belirlenmesi. YÖNTEM: Tanımlayıcı nitelikte yapılan bu araştırmada, çalışmacılar tarafından literatürler doğrultusunda hazırlanan anket 2006 Aralık ayında Kars Sağlık Yüksekokulundaki 201 öğrenciye uygulanmıştır. Öğrenciler sınıflardan rasgele seçilmiştir. Bulgular spps programında yüzdelik olarak hesaplanmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin 110'u (%54,7) kız 91'i (%45,3) erkektir, 63 öğrenci(%31,3) sigara içerken 137 öğrenci (%68,2) sigara içmemektedir,sigara içen öğrencilerin sigaraya başlama yaşları: 48 öğrencinin(%76,2) 10-18 yaş aralığında olduğu,15 öğrencinin de(%23,8) 19 yaş ve üzerinde sigaraya başladığı görülmektedir.Sigara içen öğrenciler sigaraya başlama etkeni olarak ilk sırada 40 öğrenci(%63,4) arkadaşlarını,diğer öğrencilerde stres(%20,6),ortam değişikliği(%9,6)ve aileye özentiyi(%6,4) söylemişlerdir.Sigara içen öğrencilerin43'ü (%68,2) si sigarayı bırakmayı denediklerini fakat başaramadıklarını söylemişlerdir, Çalışmadaki Öğrencilerin 141'i (%70,1) iletişim araçlarından sigaranın zararlarının yeterince anlatılmadığını söylemişlerdir. SONUÇ: Sigaraya içme yaşının büyük oranda(%76,2) 10-18 aralığında olması özellikle ilköğretim çağındaki öğrencilere sigaranın zararları konusunda eğitim verilmesini ve 18 yaşının altındakilere sigara satılmamasını gerektirmektedir. Ayrıca sigara içen bireyler içinde sigarayı bırakma programları düzenlenerek sigara sonucu oluşan hastalıkların tedavi masrafları azaltılmış ve ülke ekonomisine olumlu destek sağlanmış olur. Anahtar Kelimeler: öğrenciler, sigara içme Determining Smoking Behaviour of Students Studying in Kars Health School Erdağı Semra, Aktaş Betül, Yılmaz Emine, Sarı Sıdıka, Aydemir Hülya, Ispartalıoğlu Esin, Şahin Sultan Kafkas University Kars Health School GOAL: This survey target to determine smoking behaviour of students studying in Kars health School. METHOD: In this descriptive survey, the researchers applied some questionnary which was prepared accordance with the litearture to201students studying in Kars Health School in December2006. All the students were chosen from diffrent classroom randomly.The datas obtained were calculated as percentile inSPSS program. FINDINGS: 110male students(54,7%)and 91 female students(45,3%)included by survey. 63students(31,3%)but137 students (68,2%)do not. For the students smoking cigarettes, 48students(76,2%)started smoking between ages of 10-18and15students(23.8%) was above19years old.40smoker students(63,4%) show their friend as main reason of they started to smoke and others show stress and changing of environment(20,6%)and following the family(9,6%).43 smoker students (68,2%) said that they had tried to give up smoking but they could not.141students(70,1%)of the all students included by survey say they are not informed about harms of smoking by communication media. RESULT: Smoking ages mostly((76,2%)in the range of 10-18,it shows that primary school students should be informed about the harms of smoking very good and the young people under18years old should be forbidden to buy cigarettes. Otherwise, some programs should be arranged to give up smoking for the smoker people that provides good affect to country economy by decrease treatments cost of smoker people Keywords: students, smoking 106 [P-050] Hemşirelik öğrencilerinin klinik hemşirelerinden beklentileri Erbil Nülüfer, Top Figen, Başar Bahar, Göktaşlar Zeynep, Mıdık Emel Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Ordu, Türkiye AMAÇ: Bu çalışma hemşirelik öğrencilerinin klinik hemşirelerinden beklentilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte olan araştırmanın evrenini 2005-2006 Öğretim yılında Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümünde öğrenim görmekte olan 179 öğrenci oluşturmuştur. Evrenin tamamı örnekleme alınmış, ancak araştırmaya katılmayı kabul eden 140 öğrenci örneklemi oluşturmuştur. Araştırma 22-24 Mayıs 2006 tarihleri arasında yapılmış, veriler anket formu ile toplanmıştır. Verilerin analizi, bilgisayarda SPSS 11.5 istatistik programında yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma ile yapılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin %63.6’sı hemşirelerin mesleki bilgi seviyelerini yeterli bulmamaktadır. Hemşirelerle bazen sorun yaşayan öğrencilerin oranı %64.3’tür. Öğrencilerin % 10’u hemşirelerin uygulamalarda yardımcı olmadığını, %68.6’sı hemşirelerin uygulamalarda uygun ortam sağladığını düşünmektedir. Öğrencilerin % 46.4’ü okulda aldıkları eğitim ile hemşirelerin davranışlarının bağdaşmadığını belirtmişlerdir. Öğrencilerin %17.9’unun hemşireler hakkındaki düşünceleri uygulamaya çıktıktan sonra değiştiği, % 4.7’si uygulamalarda hemşirelere rahatlıkla soru soramadığı saptanmıştır. Öğrenciler (%52.1) klinikte yaşanan olumsuzlukta, hemşirelerden anlayışlı olması, empati kurması, desteklemesi ve sorun çözmede yardımcı olmasını beklemektedirler. Uygulamada öğrencilerin %57.1’i rehberlik, güvenme-değer verme, olaylara karşı duyarlı olma davranışlarını hemşirelerden görmek istemektedirler. Hemşirelerin rol modeli olarak; öğrencilerin %62.9’u teorik-pratik konularda yardımcı olmasını, çalışmaya güdülemesini, iyi iletişim kurmasını ve güler yüzlü olmasını beklemektedir. SONUÇ: Hemşirelerin gelecekte meslektaşı olacak, hemşirelik öğrencilerine olumlu rol modeli olmaları, uygulamalarda öğrencileri desteklemeleri ve motive etmeleri gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: hemşirelik öğrencisi, klinik hemşire, beklentiler The expectations of the nursing students from the clinical nurses Erbil Nülüfer, Top Figen, Başar Bahar, Göktaşlar Zeynep, Mıdık Emel Ordu University School of Health, Department of Nursing, Ordu, Turkey OBJECTIVE: This study was made for determining the expectations of the students of nursing from the clinical nurses. METHOD: The target group of the study is 179 students studying in Ordu University School of Health, Nursing Department in 2005-2006. All of those students have been chosen as samples, however only 140 of them have accepted to participate in the study. The study was made between May 22 and May 24 2006, and the data were collected with questionnaire. The analysis of the data was made with percentage, arithmetic average, standard deviation in SPSS 11.5 statistic program. RESULTS: 52,1 % of the students expect the nurses to be tolerant, empathize, support and help them solve the problems in a troubling situation. 57,1 % of the students desire the nurses to have the attitudes of guidance, trust-valuing, being sensitive to the events during practice. 62,9 % of the students expect nurses- as a model of role- to help them with theoretical and practical subjects, motivate the working process, communicate well and have a smiling face. CONCLUSIONS: It is necessary for nurses to become a positive role model for the nursing students, to support them while practicing, and to motivate them. Keywords: nursing student, clinical nurse, expectations 107 [P-051] Ege Üniversitesi Öğrencilerinin Aile Planlaması ve Ertesi Gün Hapları Hakkında Bilgi, Tutum ve Davranışlarının İncelenmesi Yarış Rahime, Uysal Aynur Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu AMAÇ: Bu araştırma, Ege Üniversitesi öğrencilerinin aile planlaması ve ertesi gün hapları hakkında bilgi, tutum ve davranışlarını incelemek amacıyla planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Bu tanımlayıcı çalışma, araştırmaya katılmayı kabul eden ve Ege Üniversitesinde öğrenim gören 244 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırma verileri 15 Aralık 2006- 15 Ocak 2007 tarihleri arasında araştırmacılar tarafından ilgi literatür doğrultusunda hazırlanan anket formu ile toplanmıştır. Anket formu öğrencilerin sosyodemografik özellikleri, aile planlaması ve ertesi gün haplarının kullanımına yönelik bilgi, tutum ve davranışları içeren sorulardan oluşturmaktadır. Elde edilen veriler bilgisayar ortamında, SPSS 13.0 Paket programı yardımı ile değerlendirilmiş ve karşılaştırmalarda ki-kare, student t testi ve varyans analizi kullanılmıştır. BULGULAR: Yaş ortalaması 21,54 ±2,257 olan araştırma grubunun, %21,7’si Sosyal Bilimleri, %78,3’ü Sağlık ve Fen Bilimleri alanlarında öğrenim görmekte olup; %41,4’ü 3 ve üzeri sınıfa devam etmektedir. Araştırmaya alınan öğrencilerin %43,0’ü aile planlaması tanımını tam olarak bilmekte; %15,6’sı son bir yıl içinde herhangi bir aile planlaması yöntemi kullanmakta ve %9,6’sı beklenmeyen bir gebelikle karşılaştığını belirtmiştir. Öğrencilerin %57,4’ü ertesi gün haplarının kullanım amacını doğru bilmekte ve bu öğrencilerin %54,9’unun ertesi gün haplarının beklenmeyen cinsel ilişki sonrası ilk 72 saat içinde kullanması gerektiği hakkında bir fikir sahibi olmadığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Aile Planlaması, Ertesi Gün Hapları, Üniversite Öğrencisi The Determination Of Ege Unıversity Student’s Knowledge, Attitude And Behaviours About Family Planning And After Day Pills Yarış Rahime, Uysal Aynur Ege University School of Nursing AIM: The aim of this study was to describe Ege University student’s knowledge, attitude and behaviours about family planning and after day pills. MATERIALS-METHOD: This descriptive study was conducted on the 244 student who were studing at Ege University and accept participating the study. The data were collected between 1-30 January 2007 by researcher through questionnaire form which has been prepared relate to literature.This form includes questions about student’s socio-demographic properties, family planning and use of after day pills.After the data has been obtained they have appraised in the computer with SPSS 13.0 package software. FINDINGS: The research group averaged out at 21,54 ±2,257.The part of % 21,7 in the average has studying Social Sciences, % 78,3 has studying Health/Science Sciences and %40,6 student who have studying in this classes had been graduated from state high school. The percentages of %43,0 students have known the definition of family planning precisely. %15,6 of students have been using any family planning method and % 9,6 of students have indicated to encountered unexpected pregnancy.%57,4 of student have known what is the aim of using after day pills.%54,9 of students have no idea about that pills ought to use in first 72 hours after unexpected sexual relation. Keywords: Family planning, After day pills,Universty student 108 [P-052] Bir Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin Sınav Kaygısı Düzeyleri ve Bunu Etkileyen Etmenler Çakmak Ebru, Büyükyılmaz Funda, Aştı Türkinaz İstanbul Üniveristesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul AMAÇ: Bu araştırma; hemşirelik öğrencilerinin sınav kaygısı düzeylerini ve bunu etkileyen etmenleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. METOD: Araştırmanın evrenini 2006-2007 öğretim yılında bir HYO’ nda öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır (n=482). Araştırmanın örneklemini, kredisi en fazla olan uygulamalı ders alan, çalışmaya katılmaya istekli olan öğrenciler oluşturmuştur (n=385). Araştırmada; öğrencilerin bireysel özelliklerin ve sınav kaygısı düzeylerini etkileyebilecek etmenleri içeren “Bilgi Formu”, Batlaş A. tarafından geliştirilen “Sınav Kaygısı Ölçeği” kullanılmıştır. Veriler bu derslerin bitirme sınavlarından 30dk. önce araştırmacılar tarafından toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde sayısal ve yüzdelik dağılımlar, korelasyon katsayıları, varyans analizi ve Post-Hoc önemlilik testleri kullanılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin bireysel özellikleri ve sınav kaygısı puanları arasında anlamlı bir ilişki bulunmazken; eğitimle ilgili kaygı veren durumlarla başetmede kendisini oldukça yetersiz/yetersiz bulan (F=6.06,p=0.00), sınavdan başarılı olmak isteyen (t=5.65,p=0.00), çalışma ortamının sınav başarısını etkilediğini düşünen (t=2.20,p=0.03) öğrencilerin sınav kaygısı puanlarının yüksek olduğu görüldü, istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olduğu saptandı. SONUÇ: Sonuç olarak; öğrencilerin ölçek değerlendirme cetveline göre sınav kaygısı puanları (4.13±1.77) göz önüne alındığında; sınavlara gereğinden çok daha fazla değer verdikleri ve sınav öncesi heyecanlandıkları; bunu etkileyen etmenlerle başetme düzeyleri arttıkça kaygı puanlarının düştüğü saptandı. Elde edilen verilerin okul rehberlik ve danışmanlık çalışmalarına rehberlik edeceği ve öğrencilerin başarı düzeyini etkileyeceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Sınav kaygısı, hemşirelik öğrencileri The Test Anxiety and Effect Factors of The Nursing School Students Çakmak Ebru, Büyükyılmaz Funda, Aştı Türkinaz İstanbul Universtiy Florence Nightingale Nursing School, İstanbul AIM: The objective of this research was to analyse test anxiety and effect factors of nursing highschool students. METHOD: A questionnare is applied to undergraduate students in the School of Nursing students in the acedemic year2006-2007 (n=482). The study sample consisted of students who takes highest credits lesson and completely answered the questionnaire (n=385). The questionnaire consisted of Information Form that was included in indivudual, effect factors and Test-Anxiety Scale that was prepared BaltaşA. The questionnaire was applied this lessons final exams before30minutes. Numerical and percentile distributions, correlation coefficients, variance and Post-Hoc test were applied to analyse the data. FINDINGS: Between induvidual factors and test-anxiety scores of students isnot found stastically significant. Furthermore the students who are enough succsessful/succsessful to use coping strategies(F=6.06,p=0.00), wanted take only enugh lesson score(t=5.65,p=0.00), thougt that environment effects(t=2.20,p=0.03) test-anxiety are taked highest anxiety score, is found stastically significant. RESULT: Consequently the test-anxiety score of students was evaluating; students that gived more valuable for exams, excited before exam and used to increase coping strategies of effect factors; gived lower score. It is expected that the data obtained will be guide for psychological studies and effect succsessful level of students. Keywords: test anxiety, nursing students 109 [P-053] Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde Çalışan Hemşirelerin Kanıta Dayalı Hemşirelik Uygulamaları Konusundaki Bilgi Düzeylerini Belirleme Başkavak Sinem, Çelik Özlem, Çilingiroğlu Eda Nur, Pekin Özge, Etikan İlker, Gökdere Hava Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tokat Sağlık Yüksek Okulu GİRİŞ-AMAÇ: Bir hemşirenin en uygun ve yararlı bakım sürecini sunabilmesi için güncel bilgi ve verileri kullanarak kendi deneyim ve bilgi birikimindende yararlanarak hastaların kendi kültürleri ve değerleri çerçevesinde oluşturdukları seçimleride dikkate alarak mesleğiyle ilgili uygulamaları gerçekleştirmesidir. MATERYAL VE METOD: Bu araştırma Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde Çalışan 82 hemşireden araştırmaya katılmayagönüllü olan 50 hemşirenin kanıtadayalıuygulama hakkındaki bilgi düzeylerini, klinikte uygulama durumlarını ve uygulamama nedenlerini belirlemek amacıyla SPSS 11.5 demoversiyon ve istatistiksel analizler içinde ki-kare testi kullanılmıştır.Araştırma verileri toplanırken 3’ü demografik,23’ü bilgi düzeyini belirlemeye yönelik sorulardan oluşmuş anket formukullanılmıştır. BULGULAR: Ankete katılanların %66’sı kanıtadayalıuygulamaların,yapılması için rol-model olabileceğini düşünürken %24’ü olamayacağını düşünmektedirler.Rol-model olabileceğine inananların%32’sinin çalışmasüresi 4-7yıl arasındadır.Rol-model olamayacağını düşünenlerin %6’sı nedenini mesleğe yeni başlamak olarak gösterirken,%18’ide herhangibir neden belirtmemiştir.Bu veri anlamlı bulunmuştur (χ = 14.956, p=0.021). Bakım planı kanıtadayalıuygulamaların içerisinde yer alıyor mu? Sorusuna ‘evet’ yanıtını verenlerin %18’i hasta bakımını gerçekleştirirken ne tür kanıtlara ihtiyacınız vardır? Sorusuna yeterli bilgi donanımına sahip olmak,bütüncül bakım vermek araştırma yapmanın gerekliliğinin bilincinde olmak,ifadelerinin hepsini bir arada seçerken sadece uygun tekniklerle tedavi yapmak ifadesini tek başına seçen bulunmamaktadır. Bu veri anlamsız bulunmuştur( χ =12.201,p=0.905). SONUÇ: Araştırmaya göre çalışan hemşirelerin kanıtadayalıuygulamalarla ilgili bilgi sahibi olduğu fakat yetki yetersizliği kurumun destek olmaması nedenleriyle uygulamakta zorluk çektiği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: hemşirelik, kanıt, uygulamalar, Determınıng The Knowledge Level Of The Nurses Workıng In The Research And Applıcatıon Hospıtal Of Tokat Gazıosmanpasa Unıversıty On The Proof Based Nursıng Applıcatıons Başkavak Sinem, Çelik Özlem, Çilingiroğlu Eda Nur, Pekin Özge, Etikan İlker, Gökdere Hava Gaziosmanpasa University Tokat Health High School INTRODUCTION-AIM: A nurse should achieve the applications related with her career by using up-to-date data and knowledge, making use of her own experience and knowledge accumulation, and also considering the preferences of the patients within their cultural and values framework so that she can offer the most appropriate and beneficial care process. MATERIALS-METHOD: This study was carriedout inThe Research Application Hospital of Tokat Gaziosmanpaşa University. Subjects were 50nurses who volunteered to participate in the study among the total 82nurses working in the hospital. To determine the knowledge level of the subjects on the proof based nursing applications, and the application of this knowledge in clinics by the nurses or the reason notto apply it, SPSS 11.5 demoversion was used. Chi-square method was used for statistical analysis. FINDINGS: While 66% of the survey participants thought they could be rolemodels to carry out the proof based applications, 24% thought they would not. 32% of those who thought they could be role-models had been working as anurse for a period of 4 to7years. While 6% of those who thought they could not be role-models reported their reason was that they had just started their job, 18% reported no reason forthe case.This data was found to be significant (χ=14.956, p=0.021). RESULT: According to the study, it was concluded that the nurses had knowledge on prof based applications and however that they had difficulty in applying this due to authorization deficiency and lack of institutional support. Keywords: applications, nursing, proof 110 [P-054] Hemşire Öğrencilerin Sorumlulukları Özsoy Mukaddes1, Bayık Temel Ayla1, Akın Özlem2 1 Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilimdalı,İzmir 2 Kent Hastanesi, İzmir GİRİŞ: Ülkemizde üniversite kapsamında eğitim veren hemşirelik okullarında eğitim öğretim etiği açısından etik değerlerin belirlenmesi, bu değerlerin hak ve sorumluluk açısından ifade edilmesi çağdaş eğitim ilkeleri açısından bir gerekliliktir İki tür sorumluluk vardır.1:Sorumluluk alma; bir işi en iyi biçimde yapmayı yüklenmek 2: Sorumlu olma; Bir şeyi yapmaktan dolayı hesap verme.Ülkemizde yurt dışında olduğu gibi hemşirelik okullarında, hemşire öğrencilerin sorumluluklarını belirleyen henüz bir yazılı kaynak bulunmamaktadır. AMAÇ: Dünya örnekleri doğrultusunda hemşirelik öğrencilerinin sorumluluklarını gözden geçirmek, yapılacak değişiklikler için düzenlemelere ışık tutmaktır. METOD: Veriler internet yoluyla dünyada ve ülkemizdeki hemşirelik okullarının ve çeşitli üniversitelerin sitelerinden 2006-2007 yılında toplanmıştır. BULGULAR:: Belirlenmiş önemli öğrenci hemşire sorumlulukları şunlardır; kritik karar verme açısından kapasite geliştirebilme, akademik standartları korunma, kendisine ve başkalarına saygı gösterme, hastalara karşı doğru davranma ve hastanın bilgilerini tam olarak rapor etme, hasta bakımında gizliliği koruma, genel görünümüne ve giyinişine dikkat etme, klinik uygulamalara katılma, mazeretlerini önceden bildirme, hastaları ve meslektaşlarını eğitme, bakımda bütüncül yaklaşımı kullanmayı öğrenme, profesyonel hemşire olmaya çaba gösterme, tüm mesleki konuları öğrenme, ulusal ve uluslararası hemşirelik derneklerinin çalışmalarını izleyerek çağımızın hemşirelik anlayışını yakalama, hasta ve yakınlarına kendisini doğru tanıtma. SONUÇ: Ülkemizde hemşire öğrencilerin sorumlulukları yazılı olarak belirlenmeli, yayınlanmalı, eğiticiler ve öğrenciler tarafından benimsenmeli ve uygulamalara geçirilmelidir. Anahtar Kelimeler: hemşirelik eğitimi, hemşire öğrenciler, hemşire öğrencilerin sorumlulukları Nurse Students' Responsibilities Özsoy Mukaddes1, Bayık Temel Ayla1, Akın Özlem2 1 Ege University School of Nursing, Public Health Nursing Departmant,İzmir,Turkey 2 Kent Hospital, İzmir,Turkey INTRODUCTION: Ethical values should be determined and described in respect to rights and responsibilities at Nursing Schools in modern educational systems. In our country, there is not a written formal document reporting the responsibilities of nurse students like the other countries in the world. OBJECTIVES: To review the nurse students' responsibilities in some countries and recommend to prepare a document of nurse students’ responsibilities for nursing education system. METHODS: Data gathered by visiting the sites of nursing schools in some countries through Internet in 2006-2007. RESULTS: Most important responsibilities were as follows; developing the capacity of critical decision, keeping the academic standarts, respect to others and herself, take care of her general appearance and uniform, participate practices, report excuses in time, give health education to the patients and train her colleagues, learn to apply for holistic care, to strive to be a professional nurse, recognise professional national /international associations and their functions, introduce herself fairly to the patients and relatives. CONCLUSION: Nurse students' responsibilities should be determined, disseminated, recognised, respected and inspired by nurse students and teaching staff at the nursing schools in the country. Keywords: nursing education, nurse student, nurse students' responsibilities 111 [P-055] Bornova Kredi ve Yurtlar kurumunda kalmakta olan öğrencilerin sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve obezite durumlarının incelenmesi Dağal Esin1, Akyol Asiye Durmaz2 1 Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir 2 Ege üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu,İç Hastalıkları Anabilim dalı, İzmir AMAÇ: Araştırma, yurtta kalan öğrencilerin sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve obezite durumlarının incelenmesi amacıyla Kasım-Aralık 2006 tarihleri arasında Bornova Kredi ve Yurtlar kurumunda yapılmıştır. METOD: Araştırmanın evrenini, Bornova Kredi ve Yurtlar kurumunda kalmakta olan erkek ve kız öğrenciler oluşturmaktadır.Örnekleme, evreni temsil edeceği düşünülerek, Bornova Kredi ve Yurtlar kurumunda kalan 25.11.2006-30.12.2006 tarihleri arasında gönüllü katılan 163 öğrenci oluşturmaktadır.Anket formu, ilgili literatür bilgilerine dayanılarak oluşturulmuştur.Veriler anket yöntemiyle toplanmış olup, toplam 68 adet sorudan ve 2 bölümden oluşmaktadır.Birinci bölümde öğrencilerin sosyodemografik özelliklerine yönelik sorular (n=20), ikinci bölümde ise öğrencilerin sağlıklı yaşam davranışlarına yönelik (n=45) sorular bulunmaktadır.Değerlendirme de SPSS 11 programı ile sayı ve yüzde dağılımları ve varyans analizleri kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmadan elde edilen veriler incelendiğinde;öğrencilerin % 64,4(n:105) kadın,% 35,6 (n:58) erkekdir.Öğrencilerin % 65,6 ‘ sı normal kilolu, % 23,9 hafif şişmandır.Öğrencilerin % 24,5 (n=40) anneleri, %8 (n=13) babaları obezdir..Öğrencilerin % 62,6’sı(n=102) kendini normal kilolu algılarken,% 27,6 (n=45) şişman olarak algılamaktadır.Öğrencilerin % 16,6 (n=27) düzenli beslenirken,% 83,4’ü (n=136) dengeli beslenmemektedir. Anahtar Kelimeler: beslenme,obezite,sağlık The healthy life habits and obesity of the students who live in Bornova Kredi and Yurtlar society Dağal Esin1, Akyol Asiye Durmaz2 1 Ege University Nursing Higher Education,İzmir,Turkey 2 Department of Nursing,Ege University,İzmir,Turkey AIM: The research was made between November and December in order to investigate the healthy life habits and obesity of the students who live in the Bornova Kredi and Yurtlar society. METHOD: The research consists of the studens who live in Bornova Kredi and Yurtlar society.163 volunteer students who stay in Bornova kredi ve yurtlar kurumu participate in the public survey between 25.11.2006 and 30.12.2006. The survey consists of 2 categories and sixty eight questions. In the first stage, there are the questions related with students’ social-demographic features(n=20),in the second stage, there are questions related with their healthy life behaviours(n=45). During the evaluation SPSS 11 program, percentage_number distribution and variance analysis were used. FINDINGS: The results show that, 64,4 percent of women(n=105),35,6 percent of men (n=58).The 65,6 percent of the students are on average, 23,9 percent of them are fat.The 24,5 percent of the mothers(n=40) and 8 percent of fathers (n=13) of the students are fat. The 62,6 (n=102)percent of students think that their weights are normal and 27,6(n=45) percent of them accept themselves as fat. The 16,6 percent of the students(n=27) eat properly but 83,4 percents of them don’t eat properly. Keywords: nutrition,obesity,health 112 [P-056] Diabetes Mellitus’lu Hastaların Kullandıkları Alternatif Tedavi Yöntemleri Tezer Esra, Şişman Fatma Nevin Ege Üniversitesi, Ödemiş Sağlık Yüksekokulu GİRİŞ VE AMAÇ: Diabetes Mellitus, hastaları ve yanı sıra sağlık sistemini etkileyen çok boyutlu önemli kronik metabolik bir hastalıktır. Bir çok kronik hastalıkta olduğu gibi diyabette de hastalar bazı alternatif uygulamaları kullanmaktadır. Tanımlayıcı tipte olan bu araştırma diyabet hastalığında tıbbi tedavi yöntemi dışında kullanılan alternatif yöntemlerin neler olduğunu ve kullanım sıklığını incelemek amacı ile planlanmıştır. METOD: Araştırma kapsamına Şubat-Nisan 2007 tarihleri arasında Ödemiş Devlet Hastanesinde Dahiliye klinik ve polikliniklerine başvuran, araştırmaya katılmayı kabul eden ve diyabet tanısı olan toplam 82 hasta alınmıştır (n=82, %63.6 kadın, yaş ortalaması= 61,8+8,28 yıl, hastalık tanı süresi ortalaması 11,2+7,01 yıl). Araştırmaya başlamadan önce Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık Yüksekokulu Bilimsel Etik Kurulu onayı, ilgili kurumdan onay ve hastalardan bilgilendirilmiş onam alınmıştır. Araştırma verileri, araştırmacılar tarafından ilgili literatür ışığında oluşturulmuş toplam 24 sorudan oluşan anket formu ile bire bir görüşme tekniği ile toplanmıştır. BULGULAR: Araştırma verileri tablolar halinde sunulacaktır (tablo1,2,3). SONUÇ: Diyabetli hastaların alternatif tedavi olarak bitkisel ürünleri kullanıldığı ve bu yöntemler hakkında etkileri, yan etkileri, konularında bilgi sahibi olmadıkları ve hepsinden önemlisi de tedavi sürecinde kullandıkları yöntemler hakkında hekim ve hemşirelerine bilgi aktarmadıkları görülmektedir. Bu bağlamda, öncelikle sağlık çalışanlarının ve onların önderliğinde hastaların alternatif yöntemler konusunda bilgilendirilmesi ve hastaların kullandıkları yöntemler ile ilgili sağlık ekibiyle bilgi alışverişinde bulunması için yönlendirilmesi önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Alternatif yöntem, Diabetes Mellitus Alternative Therapy Method That Patients’ Use In Diabetes Mellitus Tezer Esra, Şişman Fatma Nevin Ege University, Ödemiş Health School INTRODUCTION AND AIM: Diabetes Mellitus is a multidimentional chronic metabolic disease that has a impact on the patients health, as well as on the health care system. As a many chronic disease, patients have been used several alternative therapy methods in diabetes. This descriptive study has been planned to determine which alternative methods are using in diabetes what it is using frequency. METHOD: This study has been carried out between February-April2007 in Ödemiş State Hospital medical disease clinics, has been involved 82 patients who has a diabetes and accepted to be involved in this research (n=82, %63.6 female, age mean= 61,8+8,28, disease duration 11,2+7,01 years). Before starting research, having the permission E.U. Ödemiş Health School Scientific Ethics Commite and Ödemiş State Hospital. Data were collected by form contains 24 questions formated by researchers and by face to face interview technique. FINDINGS: Study results are presented with tables 1,2,3. RESULT: Most of the patients appplied the alternative methods, fitotherapy methods were using only. They don’t know anything about effects, side effects of the using alternatif methods. Important thing is they don’t say anything doctors/nurses about using methods so it can suggest that to inform of doctors/nurses about alternative methods and exchange of information between patient and doctors/nurses. Keywords: Alternative method, Diabetes Mellitus 113 [P-057] Diabetes Mellituslu Hastaların Diyabetik Ayak İle İlgili Uygulamaları Ovayolu Nimet, Pehlivan Seda, Uçan Özlem, Karadağ Gülendam, Öztekin Canan, Demirciler Seza Nur Gaziantep Üniversitesi Gaziantep Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Çalışmamız diyabet hastalarının diyabetik ayak ile ilgili uygulamalarının belirlenmesi amacıyla yapıldı. YÖNTEM: Araştırma 01 Ocak – 9 Mart 2007 tarihleri arasında endokrinoloji polikliniğine başvuran 100 hasta ile tanımlayıcı olarak yapıldı. Çalışmaya başlamadan önce kurumdan ve hastalardan bilgilendirilmiş onay alındı. Veriler anket formu ile toplandı ve değerlendirilmesinde yüzdelik, ortalama ve ki-kare analizi yapıldı. BULGULAR: Hastaların yaş ortalamasının 47.8±1.9 yıl olduğu, %53’ünün diyabetin komplikasyonları hakkında bilgi aldığını belirtmesine rağmen, %57’sinin diyabetik ayak ile ilgili bilgisinin olmadığı saptandı. %53’ünün ağrı, %61’inin kramp, %51’inin üşüme hissettiği belirlendi. Diyabetik hastaların %56’sının günlük ayak kontrolü yapmadığı ve %90’ının ortopedik ayakkabı giymediği tespit edildi. Diyabet ile ilgili bilgisi olanların daha sık ayak kontrolü yaptığı, eğitim düzeyi düşük, hastalık süresi uzun ve tip 2 diyabeti olanların daha çok ayak problemi yaşadığı belirlendi (p<0,05). SONUÇ: Elde edilen sonuçlar doğrultusunda hastalara diyabetik ayak ve ayak bakımı konusunda eğitim verilmesi ve her kontrolde mutlaka ayak muayenesinin yapılması önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Diabetes mellitus, diyabetik ayak, hasta. Pratices of the Patients Who Had Diabetes Mellitus Regarding Diabetic Foot Ovayolu Nimet, Pehlivan Seda, Uçan Özlem, Karadağ Gülendam, Öztekin Canan, Demirciler Seza Nur Gaziantep University Higher School of Health AIM: Research was made with purpose of determining practices of diabetic patients regarding diabetic foot. METHOD: Research was made descriptive with 100 patients who applied to endocrinology clinic on January 1 – March 9 2007. Before research, institution and patients were informed and the necessary permissions were taken from them. The data was collected with survey sheets, percentage, average, chi-square analyze were done while evaluating. RESULTS: It was determined that, average age of the patients were 47.8±1.9, although 53% of them knew about the symptoms of the diabetes, 57% didn’t know any information about diabetic foot. It was detected 53% of them, had pain, 61% had cramp, 51% had coldness with foot. According to the findings, 56% of the diabetic patients didn’t control their foot daily and 90% didn’t wear orthopedic shoes. It was determined that patients who knew information about their disease, controlled their foot more often and patients who had lower education, longer duration of disease and type 2 diabetes, suffered more often foot problem (p<0.05). CONCLUSION: As a result of these findings can be suggested that education should be given to patinets about diabetic foot and foot care and in each examination foot should be checked. Keywords: Diabetes mellitus, diabetic foot, patient. 114 [P-058] Bir Sağlık Ocağı Bölgesinde 15 - 49 Yaş Arası Kadınların Aile Planlaması Yöntemlerini Kullanma Durumları Karadağ Gülendam, Pehlivan Seda, Uçan Özlem, Ovayolu Nimet, Doğan Sinem Gaziantep Üniversitesi Gaziantep Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Çalışmamız 15 - 49 yaş arası kadınların aile planlaması yöntemlerini kullanma durumlarını belirlemek amacıyla yapıldı. YÖNTEM: Araştırma 01 Ocak - 9 Mart 2007 tarihleri arasında bir sağlık ocağına başvuran, çalışmaya katılmaya istekli 96 kadın ile tanımlayıcı olarak yapıldı. Çalışmaya başlamadan önce kurumdan ve kadınlardan bilgilendirilmiş onay alındı. Veriler araştırmacılar tarafından oluşturulan anket formu ile toplandı. Veriler yüzdelik analizi ile değerlendirildi. BULGULAR: Kadınların %28,1’inin 25-29 yaş grubunda olduğu, %29,2’sinin aile planlaması yöntemi olarak rahim içi araç kullandığı, %45,8’inin rahim içi aracın en etkili yöntem olduğunu ifade ettiği belirlendi. Kadınların %21,9’unun aile planlaması yöntemi kullanırken gebe kaldığı ve bunların %52,3’ünün kullandığı yöntemin geri çekme olduğu belirlendi. Çalışmaya alınan kadınların sadece %25,0’ının aile planlaması yöntemlerinin hepsini bildiği, %64,6’sının aile planlaması konusunda eğitim almadığı ve %68,8’inin bu konuda eğitim almak istediği belirlendi. SONUÇ: Kadınların çoğunun etkili aile planlaması yöntemlerinden birini kullanmasına rağmen, bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadıkları ve bir kısmının geri çekme yöntemini hala aile planlaması yöntemi olarak kullandığı belirlendi. Bu nedenle doğru yöntemin kullanılması için sağlık ocağına başvuran kadınlara eğitim verilmesi önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Aile planlaması yöntemi, kadın. Between 15-49 Aged Women’s Using Conditions of Family Planning Methods in a Village Clinic Region Karadağ Gülendam, Pehlivan Seda, Uçan Özlem, Ovayolu Nimet, Doğan Sinem Gaziantep University Higher School of Health AIM: Our study was done to determine, between 15-49 aged women’s using conditions of family planning methods. METHOD: The study was realised definingly 1 january-9 March 2007 with 96 women who applied village clinic, willing participate in study. Before starting study informed consent was obtained from institution and women. Datas were obtained by researchers with public survey form. Percantile analysis was obtained evaluation of datas. FINDINGS: 28.1% of the women were between 25-29 aged group, 29.2% were using a family planning method which was uterus internal device, 45.8% of them explaned that uterus internal device was the most effective method. It was determined that 21.9% of the women became pregnant while using family planning and the method used by 52.3% was pulling back, 64.6% were untrained on family planning methods and 68.8% wanted to be trained an this subject. CONCLUSIONS: It was determined that although most of women used effective family planning methods they didn’t have enough information about that and some of them still used the pulling back method as family planning method. In order to be used of right method it can be suggested that the women who applied to village clinic could be trained. Keywords: Family planning method, woman. 115 [P-059] Yurtta Kalan Kız Öğrencilerin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ve Etkileyen Faktörler Uçan Özlem, Karadağ Gülendam, Ovayolu Nimet, Pehlivan Seda, Gezer Nilgün, Süslü Fatma Gaziantep Üniversitesi Gaziantep Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Çalışma öğrencilerin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapıldı. YÖNTEM: Araştırma 01 Ocak-9 Mart 2007 tarihleri arasında, 195 kız öğrenci ile tanımlayıcı olarak yapıldı. Çalışmaya başlamadan önce kurumdan ve öğrencilerden bilgilendirilmiş onay alındı. Veriler anket formu ve 1987'de Walker, Sechrist ve Pender tarafından geliştirilip, 1997’de Esin tarafından ülkemiz için geçerlik ve güvenirliği yapılan “Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları” ölçeği ile toplandı. Veriler yüzdelik, student t testi, anova ve korelasyon analizleri ile değerlendirildi. BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalamasının 20,5±0,1 yıl olduğu, sağlıklı yaşam biçimi davranışları puan ortalamalarının sırasıyla; kendini gerçekleştirme 34,6±0,4, sağlık sorumluluğu 20,7±0,3, egzersiz 9,0±0,2, beslenme 14,3±0,2, kişilerarası destek 19,6±0,3, stres yönetimi 16,5±0,2, toplam 114,4±1,2 olduğu belirlendi. Babası lise mezunu olanların kendini gerçekleştirme puan ortalamasının daha düşük olduğu, ekonomik durum kötüleştikçe; sağlık sorumluluğu, stres yönetimi ve toplam puan ortalamalarının da düştüğü belirlendi (p<0,05). SONUÇ: Elde edilen sonuçlar doğrultusunda; özellikle üniversiteye yeni başlayan ve ekonomik durumu düşük olan öğrencilerin stres yönetimi ve sağlıklı yaşam biçimi davranışları açısından desteklenmesi önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Etkili faktörler, kız öğrenci, sağlıklı yaşam biçimi davranışı. Healthy Lifestyle Behaviours of the Female Students Staying in University Dormitory and the Factors Influencing These Behaviours Uçan Özlem, Karadağ Gülendam, Ovayolu Nimet, Pehlivan Seda, Gezer Nilgün, Süslü Fatma Gaziantep University Higher School of Health AIM: Study was carried out of students behaviours of healthy lifestyles and the factors influencing these behaviours. METHOD: Descriptive study was conducted during the period 01 January – 9 March 2007 with 195 female university students. Before the study, permission has been obtained from students and administrators. Data collected with questionnaire form and ‘Behaviours of Healthy Lifestyle’ scale which was used by Esin 1997 who confirmed the validity and reliability of the scale in Turkish context. Percentage, student t test, anova, correlation analyses was used for data evaluation, RESULTS: The mean score of the student ages was 20.5±0.1 years, averages of scores healthy lifestyles were; self implementation 34.6±0.4, health responsibility 20.7±0.3, exercising 9.0±0.2, careful dieting 14.3±0.2, interpersonal support 19.6±0.3, stress management 16.5±0.2, in total 114.4±1.2. Those whose fathers were graduated of high school have scored below the average on self fulfilment subscale. The lower the economic status of students were the lower their average scores on health responsibility, stress management and total score have become (p<0.05). CONCLUSION: As a result of these findings, it might be suggested that especially those students who are freshmen and who are low economic status should be given support stress management and behaviours healthy lifestyles. Keywords: Factors influencing, female students, Healthy lifestyles behaviours. 116 [P-060] Gaziantep Üniversitesi Kredi ve Yurtlar Kurumunda Kalan Kız Öğrencilerin Menstruasyon ve Perine Hijyeni Alışkanlıklarına Yönelik Uygulamaları Karadağ Gülendam, Uçan Özlem, Ovayolu Nimet, Pehlivan Seda, Doğan Sinem Gaziantep Üniversitesi Gaziantep Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Çalışmamız kredi ve yurtlar kurumunda kalan kız öğrencilerin menstruasyon ve perine hijyeni alışkanlıklarını belirlemek amacı ile yapıldı. YÖNTEM: Çalışma 5-30 Mart 2007 tarihleri arasında Gaziantep Üniversitesi Kredi ve Yurtlar Kurumunda kalan 310 öğrenci ile tanımlayıcı olarak yapıldı. Araştırma öncesi kurumdan ve öğrencilerden izin alındı. Veriler anket formu ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik, ortalama ve ki-kare analizi kullanıldı. BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalamasının 20.9±1.8 yıl olduğu ve %79’unun uzun süredir şehir merkezinde yaşadığı belirlendi. Öğrencilerin %82.5’i pamuklu iç çamaşırı kullandığını, %55.8’i 2 günde bir iç çamaşırı değiştirdiğini, %62.9’u 2 günde bir banyo yaptığını ve %98.4’ü tuvalet sonrası su ve sabunla elini yıkadığını belirtti. Çalışmaya alınan öğrencilerin %35.5’inin perine temizliğini önden arkaya doğru yaptığı, %60.6’sının menstruasyon sırasında 4-6 saatte bir pet değiştirdiği, %84.9’unun menstruasyon sırasında ayakta duş şeklinde banyo yaptığı, %49.4’ünün günde 1.5-2 litre sıvı aldığı ve %77.1’inin idrar şikayeti olmadığı belirlendi. SONUÇ: Yurtta kalan öğrencilerin çoğunun menstruasyon ve perine hijyeni uygulamalarını doğru bir şekilde yaptıkları belirlendi. Anahtar Kelimeler: Menstruasyon, perine hijyeni, öğrenci. Menstruation and Perineal Hygiene Habits of the Female Students Who Stay at the Dormitory in Gaziantep University Karadağ Gülendam, Uçan Özlem, Ovayolu Nimet, Pehlivan Seda, Doğan Sinem Gaziantep University Higher School of Health AIM: Our study were done to define menstruation and perineal hygiene habits of female students who stay at the dormitory in Gaziantep University. METHOD: The research was done between 5-30 March 2007 with 310 stay at the dormitory in Gaziantep University. Before the research permissions were taken from the institution and the students. Datas were formed with questionnaire form. In evaluation of datas percentage, mean and chi-square analyse were used. RESULTS: It was found that the students average age was 20.9±1.8 years old and 79% have lived in city center for a long time. 82.5% students used cotton underwear clothes, 55.8% changed their underwear clother every two years, 62.9% took a bath every two days and 98.4% said that they washed their hands with soap and water after toilet students who took place in this study said they did perineal cleaning from forwards to backwards, 60.6% cahnged their peds every 4-6 hours during menstruation period and 84.9% took a shower on their foot, 49.4% took 1.5-2 liter liquid in they, 77.1% didn’t have urinary infection problem. CONCLUSION: It was found that most of the students who lived in the dormitory used menstruation and perineal hygiene methods correctly. Keywords: Menstruation, perineal hygiene, student. 117 [P-061] Üniversite Öğrencilerinin Cinsellikle İlgili İnanışları Doğan Aysun Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi Danışman: Gül PINAR Başkent Üniversitesi HSH Bölümü AMAÇ: Bu çalışma Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin cinsellikle ilgili inanışlarının belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma Başkent Üniversitesi,Hemşirelik,Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon (FTR),Sosyal Hizmetler ve Spor Bilimleri Bölümü öğrencileri(n=188) üzerinde tanımlayıcı olarak yapılmıştır.Araştırma verilerinin toplanması için araştırmacı tarafından geliştirilen 24 sorudan oluşan anket uygulanmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılanların %31.4’ü hemşirelik, %43.6’sı FTR, %19,7’si sosyal hizmetler ve %5.3’ü spor bilimleri öğrencileridir. Öğrencilerin %79.8’inin 18-22 yaş grubunda,%83’ünün bayan olduğu belirlenmiştir. İnanışların öğrencilerin bölümleri,yaşları,cinsiyetleri,anne-babanın eğitim durumu,gelir düzeyi,şuan yaşanılan yer,medeni durum,düzenli gazete okuma, internete girme,televizyon izleme durumları ve öğrenci topluluklarında yer alma durumları gibi değişkenlerden etkilendiği belirlenmiştir.(p < 0.05). SONUÇ: Üniversite öğrencilerinin cinsellikle ilgili inanışlarının dergi ya da gazete okuma durumlarıyla yakından ilişkili olduğu belirlendi. Bu sonuçlar doğrultusunda üniversite yayınlarında cinsellikle ilgili konulara da yer verilmesi önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: sağlık,cinsellik,inançlar Beliefs Of University Students About Sexuality Doğan Aysun Faculty Of Health Siciences,Baskent University Adviser: Gul Pinar Baskent University, Faculty of Nursing and Health Services AIM: This study is planned for determining the beliefs about sexuality of Başkent University Health Sciences Faculty students. MATERIAL- METHOD: The study is done descriptively on students of (n=188) Başkent University, health Sciences, Physical Therapy and Rehabilitation (PTR), Social Work and Sport Sciences. The study is carried out with a questionnaire which is prepared by researcher and includes 24 questions for collecting data. FINDINGS: %31.4 of the participants are Nursing students, %43.6 are PTR students, %19.7 are Social Work students and %5.3 are Sport Sciences students. It is determined that the %79.8 of the students is at the age of 18-22, %83 of the students is women. It is determined that belief are effected by variables, students’ departments, ages, genders, parent’ education, income level, the place where they live, martial status, regular newspaper reading, using internet, watching TV and taking place in students clubs(p <0.05). RESULT: It is determined that beliefs of university students about sexuality are closely related to students’ newspaper and magazine reading. It is recommended that subjects about sexuality should be take place in university publications. Keywords: health,sexuality,beliefs 118 [P-062] Üniversite Öğrencilerinin Cinsel Sağlık Ve Üreme Sağlığı Hakları İle İlgili Bilgi Ve Görüşlerinin Değerlendirilmesi Kırlangıç Yeter Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi Danışman: Gül PINAR Başkent Üniversitesi HSH Bölümü AMAÇ: Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin cinsel sağlık ve üreme sağlığı (CS/ÜS) hakları konusunda bilgi ve görüşlerinin belirlenmesidir. YÖNTEM: Bu çalışma tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Araştırmanın evrenini, Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi HSH, FTR, Sosyal Hizmetler, Beslenme Diyetetik bölümleri 2. ve 3. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasında 19 sorudan oluşan anket formu kullanılmıştır. BULGULAR: n = 192, Öğrencilerin %55’i 17-21 yaş, %90’ı kız, %93.75’inin sağlık güvencesi bulunmaktadır. Öğrencilerin %46’sı CS/ÜS hakları ile ilgili olarak eğitim aldıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin sadece %26’sı CS/ÜS hakları ile ilgili konularda bilgilerini yeterli bulmaktadır. Öğrencilerin CS/ÜS hakları ile ilgili verilen ifadelere katılıp katılmadıkları değerlendirilmiştir. Size göre gençler CS/ÜS haklarını kullanmada sorun yaşıyorlar mı? ’sorusuna öğrencilerin %67’si evet yanıtını vermiştir. SONUÇ: Öğrenciler CS/ÜS haklarını yeteri kadar bilmedikleri ve CS/ÜS haklarına tam olarak erişemediklerini düşünmektedirler. Bu sonuçlar doğrultusunda üniversite yayınlarında CS/ÜS hakları ile ilgili konulara da yer verilmesi önerilmektedir Anahtar Kelimeler: sağlık, cinsellik,üreme, haklar The Evaluation Of Opinion And Knowledge Of University Students About Sexual And Reproductive Health Kırlangıç Yeter Faculty of Healt Sciences, Baskent University Adviser: Gul Pinar Baskent University, Faculty of Nursing and Health Services AIM: The aim is to determine the opinion and knowledge about sexual health and reproductive health rights (SH/RH) of Başkent University Health Sciences Faculty students. METHOD: This is a descriptive study. The study covers 2nd and 3rd year students of Department of Nursing Health Services, Physical Medicine and Rehabilitation, Social Services, Nutrition and Dietetics Faculty of Health Sciences of Baskent University. In data collection, a survey of 19 questions. FINDINGS: n=192, 55 % of students 17-21 of age, 90 % female, 93.75 % with social insurance. 46 % of students stated that they take education about SH/RH rights. Only 26 % of students find their knowledge about SH/RH rights enough. “Do you think that youth has problem about demanding their SH/RH rights?” question is answered in favor by 67 % of students. RESULT: Students think they don’t know enough of SH/RH rights, and don’t have full access to SH/RH rights. It is recommended that subjects about SH/RH rights should be take place in university publications. Keywords: health, sexuality,reproductive, rights 119 [P-063] İlköğretimde Okuyan Çocukların Beslenme Alışkanlıkları ve Etkileyen Faktörler Pehlivan Seda, Karadağ Gülendam, Uçan Özlem, Ovayolu Nimet, Akkaya Meltem Gaziantep Üniversitesi Gaziantep Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Araştırma ilköğretim öğrencilerinin beslenme alışkanlıklarını ve etkileyen faktörleri belirlemek amacı ile yapıldı. YÖNTEM: Çalışma 12 Mart-6 Nisan 2007 tarihleri arasında Gaziantep’te bulunan devlet okulunda okuyan 369 öğrenci ile tanımlayıcı olarak yapıldı. Araştırma öncesi kurumdan ve öğrencilerden izin alındı. Veriler anket formu ile toplandı. Öğrencilerin boy ve kiloları alınarak beden kitle indeksleri hesaplandı. Verilerin değerlendirilmesinde; yüzdelik, ortalama, ki-kare analizi kullanıldı. BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalamasının 10.2±0.8 yıl olduğu, %54.2’sinin zayıf olduğu, %52.3’ünün kahvaltıda en çok çay, %50.9’unun da peynir tükettiği belirlendi. Ancak %39.8’inin öğle yemeğinde fast-food yediği, %57.2’sinin kantinden en çok cips, dondurma, kızartma vb. yiyecekleri yediği saptandı. Ancak, annesinin eğitim düzeyi yüksek ve ailesinin ekonomik durumu iyi olanların kahvaltıda en çok süt içtiği, her gün meyve tükettiği ve daha düzenli kahvaltı yaptığı tespit edildi (p<0,05). SONUÇ: Öğrencilerin çoğunun öğlen yemeğinde fast food tükettiği ve kantinden daha çok kalorisi yüksek olan hazır gıdaları tercih ettiği belirlendi. Bu sonuçlar doğrultusunda öğrencilere sağlıklı beslenme alışkanlıkları konusunda eğitim verilmesi önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Beslenme alışkanlığı, çocuk, ilköğretim. The Habits of Nourishment of the Children Studying at the Primary School and Factors Influencing It Pehlivan Seda, Karadağ Gülendam, Uçan Özlem, Ovayolu Nimet, Akkaya Meltem Gaziantep University Higher School of Health AIM: The investigaton has been made in order to find out nourishment habits of children studying at primary school and the reasons effecting. METHOD: Study has been made with 369 willing students who has been studying at school in Gaziantep between dates 12 March–6 April 2007. Before study permission has been obtained from school and students. For collecting data questionnaire form used. By taking weights, length of students body mass index has been calculated. In order to evaluate data percentages, average, analysis of chi-square have been used. FINDINGS: The age average of students was 10.2±0.8 years, 54.2% ate poor, 52.3% mostly drunk tea, 50.9% consumed cheese in an breakfast. But it has been fixed 39.8% of them have eaten fast food in lunch, 57.2% consumed mostly cips, ice-ceam, fried food. However ones whose mother’s education levels were high, ones whose parent’s economic position were well have been proved drink milk mostly in breakfast consume fruit every they, did his/her breakfast much orderly. RESULTS: Most of students were ate fast foot at lunch and prefered foot with high calorie in canteen. By looking at this result, it can be suggested to give students some information about habits of healthy nourishment. Keywords: Children, habit of nourishment, primary school. 120 [P-064] Bir Devlet Üniversitesinde Öğrenim Gören Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin Metabolik Sendroma Yatkınlıkları Altan Nihan, Özivgen Burçin, Çetin Ayşe, Çetin Burcu, Udum Birgül, Atış İlknur, Ercan Nadire Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği ABD, İstanbul GİRİŞ: Üniversitede öğrenim gören hemşirelik öğrencileri sağlıklı yaşam biçimi davranışlarındaki olumsuz değişimler nedeniyle metabolik sendrom açısından riskli gruba girmektedirler. GEREÇ-YÖNTEM: Bu araştırma ‘‘Bir Devlet Üniversitesinde öğrenim gören Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin Metabolik Sendroma Yatkınlıkları’’ nı belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.Araştırmanın evreni, Bir Devlet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulunda okuyan 378 öğrencinin tamamı oluşturmuştur. Örnekleme yöntemi kullanılmayıp evrenin tamamına ulaşılmaya çalışılmıştır. Veri Toplama Yöntemi: Öğrencilerin metabolik sendroma yatkınlıklarını belirlemek amacıyla 21 soruluk kişisel bilgi formları oluşturulmuştur. Metabolik sendrom tanı kriterlerinden olan; kan şekeri, kan basıncı, boy, kilo ve bel çevresi ölçümleri belirlenen kriterler ve teknikle ölçülmüştür. Anahtar Kelimeler: hemşirelik öğrencileri, metabolik sendroma yatkınlık Susceptibility Of The Students Attending To A Nursing College In A Government University To Metabolic Syndrome Altan Nihan, Özivgen Burçin, Çetin Ayşe, Çetin Burcu, Udum Birgül, Atış İlknur, Ercan Nadire Department Of Nursing, Marmara University, İstanbul, Turkey INTRODUCTION: Students who attend to a nursing college in a university are within the group under risk for a metabolic syndrome due to the negative changes that occur in their healthy life style behaviors. MATERIAL-METHOD: This study was made as an identifier to determine the “Susceptibility of the Students Attending to a Nursing College who Study in a Government University to Metabolic Syndrome”. The universe of the study consists of all the 378 students who attend to a Nursing College in a Government University. No sampling method was used and the entire universe was tried to be reached. Data Collection Method: Personal data forms of 21 questions were formed in order to determine the susceptibility of the students to metabolic syndrome. As the criteria for the diagnosis of metabolic syndrome, blood glucose, blood pressure, height, weight and waist were measured through the pre-determined criteria and techniques. Keywords: nursing students, Susceptibility Metabolic Syndrome 121 [P-065] Zonguldak İl Merkezi Devlet Hastaneleri Dahiliye, Cerrahi ve Acil Servislerinde Çalışan Hemşire, Sağlık Memuru, Hasta Bakıcı ve Temizlik Personelinin Mesleki Risk Faktörlerinin Değerlendirilmesi Veren Funda1, Çit Nuran2, Cesur Rezzan2, Ceylan Zerrin2, Üstün İbrahim2, Gezer Zeynep2, Uğuz Mehmet2, Onat Hanife Gül2, Koçak İsmail2, Oktay Metin2, Özbey Abdulkadir2 1 Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği AD, Zonguldak, Öğretim Görevlisi 2 Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Sağlık Memurluğu Bölümü Öğrencisi, Zonguldak AMAÇ: Dahiliye, cerrahi ve acil servislerde çalışan hemşire, sağlık memuru, hasta bakıcı ve temizlik personelinin karşılaştıkları mesleki risk faktörlerini belirlemek ve değerlendirmektir. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma Zonguldak İl Merkezi devlet hastaneleri dahiliye cerrahi ve acil servislerinde çalışan hemşire, sağlık memuru, hasta bakıcı ve temizlik personellerine yapılmıştır. 10-24 Nisan 2007 tarihleri arasında 291 personele 41 sorudan oluşan anket uygulanmış, 267 kişiye ulaşılmıştır (%91.75). Anket, çalışanların sosyodemografik özelliklerini, mesleki risk faktörlerini ve sağlık durumlarını belirleyen sorulardan oluşmaktadır. İstatistiksel testlerde oran ve ki-kare kullanılmıştır. BULGULAR: Çalışmamızda araştırmaya katılanların %36 ‘sının son 6 ay içinde iş kazası geçirdiği; bu kazaların, kontamine kesici aletle yaralanma %14.6, ampul kırarken yaralanma %25.1, kontamine enjektör ucu batması %16.1, düşme %3.7 şeklinde olduğu belirlenmiştir. Çalışmaya katılan sağlık çalışanlarının %43.8’i çalıştıkları ortamda sağlıklarını olumsuz yönde etkileyen madde, cihaz/araç-gereç olduğunu düşünmektedir. Araştırmaya katılan çalışanların %16.9’u radyoterapi/röntgen cihazlarının, %4.5’i anestezik gazların, %4.9’u ameliyathane aletlerinin, %20.6’sı enjeksiyon ve pansuman araç-gereçlerinin, %1.5’i sterilizasyon cihazlarının, %25.1’i ilaç, antiseptik, dezenfektan gibi kimyasal maddelerin, %6.7’si diğer (kemoterapi ilaçlarının) sağlıklarını olumsuz yönde etkilediğini düşünmektedirler. Çalışanların %23.6’sının tıbbi malzemeye karşı alerjisi olduğu, %6’sının da ilaca karşı alerjisi olduğu belirlenmiştir. SONUÇ: Araştırmaya katılan sağlık çalışanları, meslekte çeşitli risk faktörleriyle oldukça fazla karşılaşmaktadır. Anahtar Kelimeler: Sağlık çalışanı, hemşire, mesleki risk faktörleri Evaluation of the Occupational Risk Factors Among Nurses, Patient Carers and Cleaning Personnels Working in Official Hospitals in Zonguldak, Turkey Veren Funda1, Çit Nuran2, Cesur Rezzan2, Ceylan Zerrin2, Üstün İbrahim2, Gezer Zeynep2, Uğuz Mehmet2, Onat Hanife Gül2, Koçak İsmail2, Oktay Metin2, Özbey Abdulkadir2 1 Instructor,Department of Public Health Nursing, Zonguldak Karaelmas University, Zonguldak, Turkey 2 Nursing Student, Zonguldak Karaelmas University School of Health, Zonguldak, Turkey OBJECTIVE: The purpose of this study was to determine and evaluate the occupational risk factors of the nurses, patient carers and cleaning staff in the medical, surgical and ER departments. MATERIAL-METHODS: In the study 267 hospital staff (nurse, patient carer and cleaning personnel) working in the official hospitals took place. The questionnaire consisting of 41 questions was collected between 10-24 April 2007. The questionnaire comprised to determine the sociodemographical situation, occupational risk factors and health status of the staff. Percentages and chi-square test were used in the statistical tests. RESULTS: In our study, 36% of the hospital staff had an occupational accident within last 6 months. 14.6% of the staff was injured by a contaminated sharpened tool, 25.1% of them was injured during opening a vial, 16.1% of them was effected by a contaminated injection needle, 3.7% of the staff was injured by falling off within last 6 months. 43.8% of the staff thought there were materials and equipments effecting negatively their health in the working environment. 23.6% of them had allergic reactions to medical materials and 6% hadallergic reactions to medicine. CONCLUSION: Hospital staff in the study meets various risk factors at hospitals so often. Keywords: Health staff, nurse, occupational risk factors 122 [P-066] Sivas İli Alibaba Sağlık Ocağına Bağlı 0-6 Yaş Grubu Çocuğu Olan Ailelerin Yaşadıkları Evlerde Kazalarına Neden Olabilecek Güvenlik Önlemlerinin Belirlenmesi Yıldırım Ferda, Hatipoğlu Selma, Varol Betül Cumhuriyet Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, Sivas GİRİŞ: Önlenebilir nedenlere bağlı olarak gelişen ve ölümle sonuçlanan kazaların %25’i en güvenli yaşam alanı olan evlerde meydana gelmektedir. AMAÇ: Bu araştırma 0-6 yaş grubundaki çocukların evlerinde kazalara karşı yeterli güvenlik önlemleri olup olmadığını ve alınabilecek genel önlemlerde hemşirenin rollerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: 5-18 Mart 2007 tarihleri arasında Sivas Alibaba Sağlık Ocağına kayıtlı tüm çocuklar araştırmanın evrenini oluştururken, 0-6 yaş grubundaki 250 çocuk ise araştırma nın örneklemini oluşturmuştur. Veriler gözlemleme yöntemi ve çocukların annelerine yöneltilen sorulara alınan yanıtlar aracılığı ile ev elde edilmiştir. BULGULAR: Çalışmaya dahil edilen çocukların annelerinin % 15,8’i 19-24 yaş grubundadır. Annelerin %43’ü ilkokul mezunu ve %86,8’i ev hanımıdır. çocuklarının %47,2’si daha önceden ev içinde kaza geçirmiştir. Kazalar mutfakta yanma(%9,4) ve elektrik çarpması (%3,4) olarak belirlenmiştir. SONUÇLAR: Hemşireler okullarda, hastanede ve diğer çalışma alanlarında, ebeveynlerin bilinçlendirilmesinde etkin rolde olmalıdırlar. Anahtar Kelimeler: 0-6 Yaş Grubu Çocuk, Ev Kazaları,Güvenlik Önlemleri Determination of House Safety Regarding The Home Accidents of Mothers Which Have Children Between 0 - 6 Age Group That are Recorded to Sivas Alibaba Goverment Health Clinic Yıldırım Ferda, Hatipoğlu Selma, Varol Betül School of Nursing, Cumhuriyet Üniversity, Sivas INTRODUCTION: The accidents which occur due to preventable reasons may result with death. 25 % of those resulting with death are occurring at homes. AIM: The research was made in order to determine the precautions against accidents in age group between 0-6 and to determine the role of the nurse in the accidents. METHOD: The research environment was formed up of the children recorded to Sivas Alibaba Health Clinic between the dates 05th- 18th of March 2007, 250 children in age group 0-6 formed the sampling of the research. The data was obtained by the observation method and from the questions which were addressed to the mothers. FINDINGS: 43 % of the mothers are primary school graduates, 86,8 % are housewives. 47,20 % of the children had the accidents at home. The accidents are burnings (9,4%) at kitchen, electric shocks (3,4%). The research is continuing. RESULT: The nurses at schools, hospitals and other fields must have the role of raising awareness of the parents. Keywords: 0 - 6 Age Group, Home Accidents, House Safety 123 [P-067] Hemşirelik Öğrencilerinin Beslenme Alışkanlıkları, Benlik Saygıları Ve Kendilerini Kabullenmeleri Çobanlar Sevilay1, Kaymak Sevilay1, Paköz Aysun1, Demirkıran Fatma2, Karakaş Sacide3, Memiş Sakine2, Tuğrul Emel2, Şahbaz Muazzez2 1 Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 4. Sınıf Öğrencileri, Aydın 2 Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Yüksekokulu,Aydın 3 Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Aydın, AMAÇ: Hemşirelik Bölümü 1. ve 4. sınıf öğrencilerinin beslenme alışkanlıkları, vücut kompozisyonları ile benlik saygısı ve kendilerini kabulleri arasındaki ilişkinin karşılaştırılması. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma, Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 1. ve 4. sınıf öğrencileri ile tanımlayıcı olarak yapıldı. Toplam 94 öğrenciden 76 öğrenci çalışmaya alındı. Veriler öğrencilerin demografik özellikleri, beslenme şekli, aktivite düzeylerine benlik saygısı ve beden algılarına ilişkin sorulardan oluşan anket ve antropometrik ölçümler BİA101 ile toplanmıştır. Veriler, SPSS 11.5 paket programında değerlendirildi. BULGULAR: Çalışmaya 1. sınıftan 43, 4. sınıftan 33, toplam 76 öğrenci katıldı. 1. ve 4. sınıfın yaş ortalaması 19.7 – 22.7, Beden Kitle İndeksleri (BKİ) 21.6 - 21.6 olarak bulundu. 1.sınıfın %53.5’i yurtta, %32.6’sı evde arkadaşıyla kalırken, 4. sınıfın %21.2’si yurtta, %39.4’ü evde arkadaşlarıyla kalmaktaydı. Dördüncü sınıfın benlik saygısı 1. sınıfa göre anlamlı derecede yüksekti. Birinci sınıfın % 74.4’ü, 4. sınıfın %60.6’sı sağlıklı beslendiğini düşünmekteydi. Diyet yapma ile BKİ, kol ve bel çevresi, vücut yağ oranı (Kg) ve total vücut sıvısı arasında negatif; sağlıklı beslenmeye ilişkin düşünceleri ile BKİ, vücut yağ oranı arasında pozitif ilişki bulundu. Sağlıklı beslendiğini düşünen öğrencilerin kendini kabul puanları daha yüksekti. SONUÇ: Öğrencilerin benlik saygıları ve kendilerini kabulleri ile vücut kompozisyonları arasında ilişki olduğu saptandı. Anahtar Kelimeler: beslenme alışkanlıkları, benlik saygısı, kendini kabullenme, hemşirelik öğrencileri Relationship Between Nursing Students’ Nutrition Habits, Self- Esteem And Self-Acceptance Çobanlar Sevilay1, Kaymak Sevilay1, Paköz Aysun1, Demirkıran Fatma2, Karakaş Sacide3, Memiş Sakine2, Tuğrul Emel2, Şahbaz Muazzez2 1 Adnan Menderes University Aydın Health School Nursing Department 4. Class Students, Aydın, Turkey 2 Adnan Menderes University Aydın Health School, Aydın, Turkey 3 Adnan Menderes University Faculty of Medicine, Aydın, Turkey PURPOSE: This study is to compare relationship between department of nursing firt class and fourth class student’s nutrition habits, body compositions and self-esteem, self-acceptance. MATERIAL-METHOD: This is a descriptive study. 76 of 94 students were included to the study. Dat was collected by means of the anthropometric measurements, BİA-101 and the questionnaire which aimed to determine students’ demographic characteristics, nutrition habits, activity levels, self-esteem, perception of self body. The statistical analysis were evaluated in the SPSS 11,5 programme. FINDINS: The mean age of first and fourth class students was;19.7-22.7 and the mean body mass indeks (BMİ) of these students were; 21.6-21.6. Self-esteem of the fourth class was considerably higher than that of first class. 74.4 % of the first class studens and 60.6 % of the fourth class think that they have healthy nutrition. Negative relationship was found between going on a diet and BMİ, round of armand waist, body fat rate and total body liquid; positive relationship was found between their thoughts related to healthy diet and BMİ, body fat rate, self-esteem points of the students thinking they have healthy diets were higher. RESULT: It was found that there is a connection between students’ self-esteem,self-acceptance and their bodies’ compositions. Keywords: nutrition habits, self-esteem, self-acceptance, nursing students 124 [P-068] Hemşire Öğrencilerin Akran Eğitimine Yönelik Deneyimleri Arıoğlu Burcu, Bayık Temel Ayla, Başalan İz Fatma, Özkahraman Şükran Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı, İzmir GİRİŞ: Akran eğitimi, profesyonel eğitimli öğretmenler olmadan, benzer deneyim veya davranış sahibi bireyler arasındaki bilgi paylaşımını amaçlayan bir eğitim olarak tanımlanır. Akran eğitimi, akran rehberlerinin kişisel kabul ve özdeğerlerini, özgüvenlerini ve özsaygılarını arttırırken, akran grupları akran rehberlerinden daha iyi öğrenirler. AMAÇ: Kalitatif araştırma, öğrencilerin uygulamalarda, akran eğitimi deneyimlerine yönelik görüşlerini belirlemeyi amaçlamıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulunda, entegre eğitim programı alan birinci sınıf 25 öğrenci (akran grubu), klasik eğitim programı alan son sınıf 20 öğrenci (akran rehberi) araştırma kapsamına alınmıştır. İki Sağlık Ocağında, akran rehberleri ve akran grupları eşleştirilerek birlikte çalışmışlardır. 13 Nisan -15 Mayıs 2006 tarihleri arasında öğrencilerin uygulama deneyimlerine ilişkin günlük notları, içerik analizi ile incelenmiştir. BULGULAR: Akran eğitiminden akran rehberlerinin en önemli kazanımlarıdır. Bilgilerini aktarma, bilgilerinin düzeyini değerlendirebilme, sorumluluklarını fark etme, kendini önemli ve profesyonel hissetme olarak belirlenmiştir. Motive olma, bilgilenme, deneyimli biri ile çalışmaktan ötürü güven ve rahatlık hissi, akran rehberinin yapıcı eleştirisi, sosyalleşme, akran gruplarının en önemli kazanımlarıdır. Sağlık eğitimi ve uygulamalara yönelik olumlu geri bildirimler, güzel unutulmayacak paylaşımlar, gereksinimlerin, kayıt tutmanın, ekip çalışmasının ve toplum sağlık çalışmalarının önemini fark etme her iki grubun kazanımlarıdır. SONUÇ: Akran eğitimi modeli, etkili ve yararlı bir eğitim yöntemi olarak değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Akran eğitimi,akran rehberi, akran grubu, hemşirelik eğitimi Nurse Students' Experiences On Peer Education Arıoğlu Burcu, Bayık Temel Ayla, Başalan İz Fatma, Özkahraman Şükran Ege University School of Nursing, Department of Public Health Nursing,Izmir, Turkey INTRODUCTION: Peer education is described as a kind of education without the support of professional teacher and aims to share knowledge between individuals. It improves personal acceptance, values, self-confidence and self-respect of the peer trainers and the peer learners learn much better by the support of peer trainers. OBJECTIVE: Qualitative study aims to describe the experiences of nurse students’ on peer education. METHODS: First year students (25) as peer learners and fourth year students (20) as peer trainers at Ege University School of Nursing consisted of the study group. Students grouped as pairs, interacted, kept a diary in two Primary Health Care Centers between 13 April-15 May 2006. Notes on experiences were analysed by content analysing technique. RESULTS: Experiences of peer trainers were as follows: Ability to share and transfer the knowledge, feeling the teaching responsibility, gaining the ability of knowledge and skills, feeling herself important and professional. Experiences of peer learners were as follows: Being motivated, feeling to be supported, important and relax, working together, be informed by an experienced student, feeling in safe, socialization, realize the importance of teamwork. CONCLUSION: Peer education Model was found to be effective and could be applied in nursing education. Keywords: Peer education, peer trainer, peer learner, nursing education 125 [P-069] Araştırma Görevlileri ve Hemşirelik Öğrencilerinin Hemşirelik İşlevleri Hakkındaki Görüşlerinin Belirlenmesi Yıldırım Aytolan, Sezgin Burcu, Timuçin Arzu, Tüfek Filiz, Bingöl Nergiz İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksek Okulu, Hemşirelikte Yönetim Ana Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye AMAÇ: Çalışma, araştırma görevlileri ile birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerinin hemşirelik uygulamalarında hemşirelik kararları ile uygulanan işlevlere ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmanın evrenini bir hemşirelik yüksekokulunda çalışan araştırma görevlileri 1. ve 4. sınıfında okuyan öğrenciler oluşturmuş ve herhangi bir örnekleme yöntemine gidilmeden çalışmaya katılmayı kabul edenler örneklem kapsamına alınmıştır (n= 222). BULGULAR: Araştırmaya katılanlar “hemşirelik girişimlerini planlama” (%91,9) ve “hastaların sorun ve gereksinimlerini belirleme” (%90,1) işlevlerinin yüksek oranda beklenen düzeyde; “ilaç temini ve ilaçların sorumluluğunu üstlenme” (%61,7), “ sarf malzemeleri ve tıbbi cihaz gereksinimlerini belirleme” ( %54,5 ) ve ‘alet sterilizasyon ve dezenfeksiyonu sağlama’ yı (%53.4) beklenenin üstünde hemşirelik kararı ile uygulanan hemşirelik işleri içinde belirtmişlerdir. SONUÇ: Araştırma sonuçları hemşirelik işlevleri ile ilgili görüşlerin gruplar arasında farklılık gösterdiği ve bu sonucun hemşirelik işlevlerinin ne olması ve hangi işlevlerin doğrudan hemşirelik kararı ile uygulanması gerektiği konusunda ortak bir görüş oluşturma gereksinimini ortaya çıkardığı söylenebilir Anahtar Kelimeler: Araştırma görevlisi, hemşirelik işlevleri,öğrenci hemşire Determination of Research Assistants' and Nursing Students' Opinions About Nursing Functions Yıldırım Aytolan, Sezgin Burcu, Timuçin Arzu, Tüfek Filiz, Bingöl Nergiz İstanbul University Florence Nightingale Nursing Collage, Department of Nursing Management, İstanbul, Turkey AIM: This study was planned as a descriptive study for the purpose of determining research assistants and 1st year and 4th year nursing students' opinions about procedures implemented with nursing decisions in nursing practice. TOOL AND METHOD: The research population was the research assistants and 1st and 4th year nursing students who agreed to participate were included in the sample without any method of sampling (n=222) at a university school of nursing. FINDINGS: The research participants determined "planning nursing interventions" (91.9%) and "determining patients' problems and needs" (90.1%) at the expected high level, and they identified the following as nursing actions done by nursing decision at a level higher than expected: "procuring and assuming responsibility for medications" (61.7%), "determining the need for disposable supplies and medical equipment" (54.5%), and "ensuring that instruments are sterilized and disinfected" (53.4%). RESULT: The research results showed that there was a difference of opinion among the groups for nursing actions and this result suggests that there is a need for the formation of agreed upon opinion about what nursing actions are and what actions can be implemented directly by nursing decision. Keywords: research assistant, nursing actions, student nurse 126 [P-070] Toplum Hemşireler Hakkında Ne Düşünüyor? Öğrenci Hemşirelerin Bu Konuda Görüşleri Nelerdir? Yıldırım Aytolan, Sezgin Burcu, Timuçin Arzu, Durmaz Gamze, Çınar Canan, Çoşkun Müge, Boyoğlu Başak İstanbul Üniversitesi Florence Nigtingale Hemşirelik Yüksekokulu, Hemşirelikte Yönetim Ana Bilim Dalı, İstanbul AMAÇ: Hemşireliği kendisine meslek edinmeyi amaçlayan ve eğitimin henüz ilk aşamasında bulunan farklı kültürel ve coğrafi özellikteki bölgelerden gelen öğrenciler ile farklı sınıflarda eğitim gören öğrencilerin toplumun gözüyle hemşireliği değerlendirerek hemşirelik mesleğinin toplumdaki imajı hakkında farkındalıklarını ortaya koymak amacı ile planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmanın evrenini bir hemşirelik yüksekokulunda 2006-2007 eğitim öğretim yılı 1, 2, 3 ve 4. sınıfında okuyan toplam 482 öğrenci, örneklemini ise tabakalı örnekleme yöntemi ile belirlenen 300 öğrenci oluşturmuştur. Verilerin değerlendirilmesi, sayı ve yüzde, tek yönlü varyans ve ki kare analizi kullanılarak yapılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin %91,2’si toplumun hemşireleri ‘iğne yapan, ateş ve tansiyona bakan’, %77,2’si ‘ tüm işlerini hekime sorarak yapan’ kişiler olarak güçlü ve çok güçlü; %74,2’si ‘hemşirelerin araştırıcı rollerini ’ %68,2’si ‘erkeklerin hemşire olmalarını’, zayıf ve çok zayıf düzeyde gördüğünü belirtmişlerdir. SONUÇ: Günümüzde toplumun hemşirelikle ilgili imajının geleneksel özellikleri güçlü olarak taşıdığı, profesyonel imajına ilişkin görüşlerin ise zayıf düzeyde olduğu anlaşılmaktadır. Anahtar Kelimeler: hemşirelik imajı, öğrenci hemşire, toplum, What Does The Public Think About Nurses? What Are Nursing Students' Opinions About This Subject? Yıldırım Aytolan, Sezgin Burcu, Timuçin Arzu, Durmaz Gamze, Çınar Canan, Çoşkun Müge, Boyoğlu Başak İstanbul Üniversity Florence Nightingale Nursing Collage, Department of Nursing Management, İstanbul, Turkey AIM: This study was planned for the purpose of determining the different images of the nursing profession held by the public by evaluating the opinions of students who plan to become nurses, who have come from regions that have different cultural and geographic characteristics, and are in the first phase of their education. TOOL AND METHOD: The research population was a total of 482 students a university school of nursing during the 2006-2007 school year and the sample was comprised of 300 students chosen using a stratified sampling method. In the data analysis number, percentage, One Way Analysis of Variance, and Chi Square analysis were used. FINDINGS: It was determined that 91.2% of the students thought that the public had a strong or very strong opinion about nurses as "one who gives shots, takes temperatures and checks blood pressures," 77.2% as "one who asks a physician about all procedures," and 74.2% had a weak or very weak opinion of nurses as "nurses' research roles," and 68.2% as "there should be male nurses." RESULT: The public today continues to have strong traditional opinions about the image of nursing, and has a weak opinion abut the professional image of nursing. Keywords: nursing image, student nurse, public, 127 [P-071] İlkokul çocuklarında astım ve alerjik semptom prevalansı Atar Gülsün, Tanyer Derya, Esin Melek Nihal, Bulduk Serap İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı AMAÇ: Astım ve diğer atopik hastalıklar alerjik rinit ve egzama, çocukluk çağında görülen yaygın kronik hastalıklardır. Bu hastalıklarla ilgili olarak gelişmekte olan endüstrileşmiş batı ülkelerinde, Asya ve Afrika ülkelerine göre yüksek prevalans hızları bulunmuştur. Uluslararası çocukluk çağı astım ve alerjik hastalıklar çalışması (1995) bu konuda yapılmış ilk çalışmadır ve farklı toplumlarda kullanılmaya uygun standardize edilmiş bir anket formu geliştirilmiştir. Kesitsel ve tanımlayıcı araştırma tipinde planlanan bu çalışmanın amacı ilkokul çocuklarında astım,alerjik rinit ve egzama prevalansını belirlemektir. YÖNTEM: Bu çalışma İstanbul’da bir ilkokul da öğrenim gören 11-15 yaş grubunda bulunan 216 öğrenci ile yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak uluslar arası çocukluk çağı astım ve alerjik hastalıklar çalışmasında kullanılan anket formu kullanılmıştır. BULGULAR: Çocukların yaş ortalaması 13.1±0.9 bulunmuştur. %45.4 ü kız % 54.6 sı erkektir. Öğrencilerin %3.7 si astım,%3.2 si egzama,%5.6 sı alerjik rinit tanısı almıştır. Son 12 ayda çocukların %26.9 u nefes darlığı,%36.9 u burun tıkanıklığı,%8.8 i kaşıntılı deri döküntüleri yaşamıştır. SONUÇ: Bu çalışma da astım, alerjik rinit ve egzama hastalıklarının semptomları yüksek bulunmuştur. Bu çocuklar için birincil koruma programları uygulanması önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: alerji,astım,çocukluk çağı,egzama,rinit Prevalence of asthma and allergic symptoms among children of elementary school Atar Gülsün, Tanyer Derya, Esin Melek Nihal, Bulduk Serap Department of Community Health Nursing,Florence Nightingale School of Nursing,Istanbul University OBJECTIVE: Asthma and other atopic disorders allergic rhinitis and eczema are very common chronic illness affecting children. The international study of Asthma and Allergies in Childhood (ISAAC) was the first study carried out worldwide using standardized questionnaires. This questionnaires were suitable for different geographical locations and languages. The present study was want to be cross-sectional and descriptive. The aim of this study was to investigate the prevalence of asthma, allergic rhinitis and atopic eczema among children of elementary school. METHOD: The study area was on elementary school in Istanbul. The sample included 216 children whose were aged (11-15). Data were collected by the ISAAC questionnaires. FINDINGS: It was found that children mean age was 13.1±0.9. The girls were 45.4 %,boys were 54.6%. The prevalence of asthma was 3.7%,the prevalence of allergic rhinitis was 5.6% and the prevalence of eczema was 3.2%. A total of 47 (26.9%) children had a history of wheezing in the last 12 months.36.9% of the children had sneezing and blocked nose and 8.8% of children had itchy rash. CONCLUSION: In this study were found high prevalence symptoms of asthma, allergic rhinitis and eczema were found. Primary prevention is necessary for these children. Keywords: allergies,asthma,childhood,eczema,rhinitis 128 [P-072] Kemik İliği Transplantasyonu (KİT) Yapılan Aplastik Anemili Bir Çoçukta Hemşirelik Bakım Süreci Örneği Tosun Pınar, Başarı Mürvet, Yaman Yasemin, Uygar Berna, Beytut Dilek Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Kök hücre nakli hematolojik, onkolojik, immunolojik ve genetik hastalıklarda uygulanan bir tedavi yöntemidir. Bu özel alanda çalışan hemşirelerin, onkoloji, pediatri, yoğun bakım ve psikososyal hemşireliği içeren alanlarda uzmanlaşmaları gerekmektedir. Periferik kök hücre nakli ilk olarak 1950 yılında yapılmış ve 1980’ler den beri artarak uygulanan bir tedavi şekli olmuştur. Ülkemizde ise 10 yıldır yerleşmeye başlayan bu tedavi şekli çocukluk yaş gruplarında da yaygın olarak kullanılmaktadır. Kök hücreler, kemik iliğinde bulunan immatür hücreler olup diğer hücresel elemanları doğurma yeteneğine sahip ana hücrelerdir. Kemik iliği transplantasyonunun en sık kullanıldığı hastalıklardan biri olan aplastik anemi, otoimmun mekanizma bozukluğu ya da miyelotoksinler, tümör ve bazı ilaçlar sonucu gelişebilmektedir. Çalışmamızda kemik iliği transplantasyonu (KİT) yapılmadan dört gün öncesi ve KİT yapıldıktan dört gün sonrasına kadar 13 yaşındaki erkek çocuk izlenmiştir. İzlemler doğrultusunda, beden gereksinimden az beslenme, doku bütünlüğünde bozulma, enfeksiyon riski, yalnızlık riski, spiritual distres, sıvı volüm dengesizliği gibi hemşirelik tanıları belirlenmiştir. Belirlenen bu hemşirelik tanılarına yönelik geliştirilen amaçlar doğrultusunda, planlanan hemşirelik girişimlerinin uygulanması ve sonucun değerlendirilmesini içeren hemşirelik bakım süreci örneği oluşturulmuştur. Anahtar Kelimeler: Aplastik anemi,çocuk,hemşirelik bakımı,kemik iliği transplantasyonu,kök hücre,kök hücre nakli. A Case Nursing Care Process In An Aplastic Child Who Has Gone Under Bone Marrow Transplantation Tosun Pınar, Başarı Mürvet, Yaman Yasemin, Uygar Berna, Beytut Dilek Ege University School of Nursing Hematopoietic stem cell transplantation is a method which is used in hematological, oncologycal, immunologycal and genetical diseases. The nurses who are working in this area have to be specialized in areas which include oncology, pediatrics, intensive care and psychosocial nursing. The first Hematopoietic stem cell transplantation is done in 1950 and since 1980 it has became a theraphy method which is used increasingly. In our country this theraphy which has started to settle down for 10 years is used widespreadly in childhood age groups. Hematopoietic stem cells are the immature cells in the bone marrow, which have the ability to produce the other cellular elements. Aplastic anemia which requires bone marrow transplantation(BMT) is a disease that can be seen because of myelotoxcines, tumour and some medicines. In our research a 13 years old male child's followed four days before and four days after BMT.According to the observations nursing diagnoses like nutrition less then body requirements, tissue integrity impaired, risk of infection, risk of lonelyness, spirituel distress, fluid volume imbalance are determinated. An example of nursing care process including the goals developed according to the nursing diagnoses established, application of the nursing interferences planned and assessing the results is formed. Keywords: Aplastic anemia,child,nursing care,bone marrow transplantation, hematopoietic stem cell,hematopoietic stem cell transplantation. 129 [P-073] Doğum Servisinde İlk Kez Bebek Sahibi Olan Annelerin Bebek Bakımına İlişkin Gereksinimlerinin ve Kaygı Düzeylerinin Belirlenmesi Gazeloğlu Derya1, Erdem Yurdagül2 1 Ankara Üniversitesi,Sağlık Bilimleri Fakültesi,4.Sınıf Öğrencisi,Ankara 2 Ankara Üniversitesi,Sağlık Bilimleri Fakültesi,Öğretim Üyesi.Ankara GİRİŞ VE AMAÇ: Bu çalışma, ilk kez bebeği olan annelerin bebek bakımına ilişkin gereksinimlerinin ve kaygı düzeylerinin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. METOD: Çalışma, Ankara’da bir doğumevinin sezeryan ve normal doğum servislerinde yatan ilk kez bebek sahibi olan anneler üzerinde gerçekleştirilmiştir.Veriler, 30 sorulu anket formu ve ‘Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri’ kullanılarak yüz-yüze görüşme yoluyla toplanmıştır.Veriler SPSS programında, istatistiksel olarak bağımsız örneklerde t testi, varyans analizi, yüzdelik kullanılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR: Çalışmaya katılan annelerin yaş ortalaması 24.86±4.51 olup,18 ile 37 yaş arasındadır. Annelerin%53.5’i bebek bakımı konusunda endişe taşımadıklarını,%70.8 ’i evde destek olacak kişilerin olduğunu belirtmişlerdir. Yapılan istatistiksel analizde bakım konusunda endişe duyma ile durumluk kaygı puanları arasındaki fark anlamlı bulundu(p<0.05). Endişem yok diyenlerin durumluk kaygı puanı daha yüksekti(X=60.20±4.71).Çalışan annelerin çalışmayanlara göre sürekli kaygı puanı arasındaki fark anlamlıydı(p<0.05). Evde bebek bakımı konusunda desteğin olma durumu ile durumluk kaygı puanı arasındaki fark anlamlı bulundu (p<0.01). Evde desteğim var diyenlerin durumluk kaygı puan ortalaması yüksekti (X=59.95±4.97). SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışmanın sonuçlarına göre,bebek bakımı konusunda başkalarına güvenen annelerin daha kaygılı oldukları, çalışan annelerin, çalışmayanlara göre sürekli kaygılarının daha yüksek olduğu söylenebilir. Bu doğrultuda yanında bir aile büyüğü olan ilk kez doğum yapan annelere hemşirelerin daha fazla eğitim desteği vererek güçlendirmeleri, annelik rolüne uyumlarına yardım etmeleri önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Kaygı To Determine The Level Of The Needs And Anxieties Of The Mothers Having The First Babies In The Service Of Birth Gazeloğlu Derya1, Erdem Yurdagül2 1 Ankara University,Faculty Of health Sciences,4. Class,Ankara,Turkey 2 Ankara University,Faculty Of health Sciences, Instructor,Ankara,Turkey INTRODUCTION AND OBJECTIVE: The aim of the work has been done for determining of the needs and the level of anxieties of the mothers who are having the first babies. METHOD: This work has been realized in normal and cesarean birth service of a big birth-hospital in Ankara on the mothers who having the first babies. The data were collected by using questionnaires form that included 30 questions through face to face meetings and ‘the inventory of the situation-continuous anxiety’. FINDING: The mothers’ age average, who participated to this research, was 24.86±4.51, and their ages between 18 and 37. In the statistical analysis related to the anxiety feeling, the point difference found in the situational of anxiety was meaningful (p<0.05). The ones, who said that they are not concerned, their anxiety marks were higher(X=60.20±4.71). The situation difference between having someone to help in baby’s care and not having someone was found meaningful(p<0.01). CONCLUSION AND SUGGESTIONS: According to the results of this work, in this direction, especially to the mothers who have an elder from their family at their first birth; it suggested that nurses must to give educational support in order to strengthen them in their role as a mother. Keywords: Anxieties 130 [P-074] Organ bağışı arttırılabilir mi? Gürgen Hatice, Bruk Nil, Kurtulan Özlem, İsufova Suzan, Sezgin Urkiye istanbul üniversitesi, bakırköy sağlık yüksekokulu,istanbul AMAÇ: Bu çalışma, organ bağışını sınırlayan faktörleri belirlemek ve istenilen seviyeye çıkartmak için üniversite gençliğinin çözüm önerilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. METOD: Çalışmanın örneklemini 300 üniversite öğrencisi oluşturmuş ve elde edilen veriler yüzdelik ve ki-kare testleri ile değerlendirilmiştir BULGULAR: Çalışma grubunun yaş ortalamaları 20,85’dir. Çalışma grubunun %86’sı organ bağışının ülkemizde yeterli düzeyde olmadığını, %87,3’ü medyada yeterli yer almadığını, %35’i eğitimle, %20,7’si de organ bağışlayanlara maddi desteğin sağlanması, organ kaçakçılığının önlenmesi, sağlık personeline güven duyulması, dini yönden sakıncası olmadığı konusunda halkın bilgilendirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. SONUÇ: Sonuç olarak, eğitimin ilköğretim seviyesinden başlayarak üniversite yıllarında da sürdürülmesi gerektiği, organ bağışını artırmak için sağlık ve eğitim kurumlarının ve medyanın iş birliği içinde çözüm üretebilecekleri düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Üniversite öğrencisi, Organ bağışı, Bilgi, Eğitim Can organ donatıon be ıncreased? Gürgen Hatice, Bruk Nil, Kurtulan Özlem, İsufova Suzan, Sezgin Urkiye department of istanbul,health college of bakırköy, istanbul AIM: This study is made to define the factors which hinder the organ transplantation and bring it to an expected level and to define the alternative solution proposals of university students. METHOD: The samplings are performed by 300 university students and received data was evaluated by using chi – square and percentile test. FINDINGS: The average age of the work group is 20.85. 86% of students thinks that organ donation is not at a satisfactory level in our country; 87.3% of students thinks that organ donation does not come up in the media enough; 35% of students says that the community should be educated and 20.7% of students thinks that people who donate their organs should be financially supported, illegal organ trade should be prevented, medical staff should be relied on and the community should be informed about the religious aspect of organ donation. RESULT: As a consequence, education should be given starting from primary education to higher levels of education and it is thought that the media and educational and medical institutions can cooperatively produce solutions for the question what to do to make the organ donation level increased. Keywords: University students, Organ donation, Knowledge, Education 131 [P-075] Yükseköğrenim kız yurdunda kalan öğrencilerin cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBE) bilgisinin belirlenmesi Erbil Nülüfer, Benli Sinem Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Ordu, Türkiye AMAÇ: Bu araştırma Yükseköğrenim Kız Yurdunda kalan öğrencilerin cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar hakkında bilgi düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte planlanan araştırmanın evrenini 2006-2007 öğretim yılında Ordu Kredi ve Yurtlar Kurumunda kalan 380 kız öğrenci oluşturmuştur. Araştırmaya katılmayı kabul eden 245 öğrenci örnekleme alınmıştır. Araştırma 1 Mart-7 Mart 2007 tarihleri arasında yapılmıştır. Veriler, anket formu ile toplanmıştır. Verilerin analizi, bilgisayarda SPSS 11,5 istatistik programında yapılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin % 55,1’i CYBE hakkında “kısmen” bilgisi olduğunu belirtmiştir. Öğrencilerin %61,6’sı medya aracılığıyla CYBE bilgisini almıştır. Öğrencilerin %91’i HIV’ın, %50,6’sı hepatit B ve C’nin % 49’u gonorenin, %49,8’i sifilizin CYBE olduğunu ifade etmiştir. Ancak, öğrencilerin sadece % 18,8’i HIV hakkında bilgilerini yeterli bulmaktadırlar. Öğrencilerin %53,5’inin CYBE’ın bulaşma yollarını bildiği belirlenmiştir. Öğrencilerin %55,5’i CYBE korunma yollarını bildiğini ifade etmiştir. Öğrenciler korunmada %77,6 oranında tek eşli yaşam, %84,9 oranında CYBH konusunda eğitimin önemli olduğunu belirtmiştir. CYBE’ın genel belirtileri konusunda öğrencilere bilgileri sorulduğunda; Öğrencilerin %60’ı ağrılı cinsel ilişki, %56,7’si vajinal akıntı, %42,4’ü ağrılı idrar yapma cevabını verdiği saptanmıştır. Öğrencilerin %17,1’inin cinsel yolla bulaşan hastalıkların tehlikelerini bilmediği belirlenmiştir. SONUÇ: Üniversitede öğrenim görmekte olan kız öğrencilerin CYBH hakkında bilgilerini yeterli görme oranı oldukça düşük bulunmuş ve öğrencilerin eğitime gereksinimi olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Bilgi, CYBE Determination of the Sexually Transmitted Diseases (STDs) knowledge of the students staying in higher education girls’ hostel Erbil Nülüfer, Benli Sinem Ordu University School of Health, Department of Nursing, Ordu, Turkey OBJECTIVE: In this study, it was aimed at determining the sexually transmitted diseases knowledge of the students staying in higher education girls’ hostel. METHOD: The target population of this descriptive study is the 380 female students staying in Ordu Higher Education Girls’ Hostel in the Study Year of 2006-2007. The 245 students were taken as the sample. The study was made between March 1st and March 7th 2007 The data were collected with a questionnaire. The analysis of the data was done SPSS 11.5 statistics program on the computer. RESULTS: It was found that 55,1% of the students “partially” know about the Sexually Transmitted Diseases (STDs). 61,6% the students got their knowledge about the STDs via mass media. 91,6% of the students stated that HIV is a STD. However, 18,8% only of the students think that their knowledge about HIV is adequate. It was found that 53,5% of the students know the ways how STDs are transmitted. 55,5% of the students stated that they know the ways of protection from the STDs. CONCLUSION: The adequacy level of the female students studying at university about the STDs was found low, and it was determined that the students need education. Keywords: Knowledge, STDs 132 [P-076] Kadınların kondom yöntemi ve aile planlaması (AP) hizmetlerinden memnuniyetlerinin belirlenmesi Erbil Nülüfer, Sayan Betül, Altınsoy Tuğba, Sağra Selin Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Ordu, Türkiye AMAÇ: Bu araştırmanın amacı, kadınların kondom yöntemi ve AP hizmetlerinden memnuniyetlerinin belirlenmesidir. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan araştırmanın evrenini, 01.04.2007 – 15.05.2007 tarihleri arasında Ordu İli Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne başvuran ve kondom yöntemini kullanan kadınlar oluşturmaktadır. Olasılıksız örnekleme yöntemi ile belirlenen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 175 kadın örnekleme alınmıştır. Veriler, anket formu ile toplanmıştır. Verilerin analizi SPSS 11.5 istatistik programında sıklık, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, pearson korelasyon analizi, ki-kare testi ile yapılmıştır. BULGULAR: Kadınların %42,4’ü 25–34 yaş grubunda, %40,4’ü 1 yıldır prezervatif kullanmaktadır. Kadınların %38,3’ünün eşi ile birlikte, kondom yöntemini tercih ettiği belirlenmiştir. Kadınların %73,3’ü yöntem ile ilgili bilgiyi sağlık personelinden almıştır. Kadınların %74,9’unun kondom yöntemini kullanma ile ilgili olumsuzluk yaşamadığı, %23,4’ünün yöntemden memnun olduğu belirlenmiştir. Kadınların %53,2’sinin, eşlerinin %55,4’ünün kondom yönteminden memnun olduğu belirlenmiştir. Kadınların %81’i kondom yöntemini başkasına tavsiye edebileceğini belirtmiştir. Kadınların %28’i aldığı AP hizmetlerini bütünüyle kaliteli bulmaktadır. Kadınların %16,6’sı yeterli bilgilendirmenin yapılmamasını ve %14,9’u bekleme süresinin uzun olmasını, AP hizmetlerinden memnuniyeti olumsuz etkileyen neden olarak belirtmiştir. SONUÇ: Kondom kullanma süresi ile kadının yaşı ve evlilik süresi, çocuk sayısı arasında anlamlı ilişki olduğu saptanmıştır (P=.000). Anahtar Kelimeler: Kadın, kondom, memnuniyet The determination of women’s satisfaction about condom method and family planning (FP) services Erbil Nülüfer, Sayan Betül, Altınsoy Tuğba, Sağra Selin Ordu University School of Health, Department of Nursing, Ordu, Turkey OBJECTİVE: This research was made to determine the women’s satisfaction about condom method and FP services. METHOD: The population of this descriptive and cross-sectional research was women consulting to Ordu Gynecology-Birth and Children’s Hospital for some reason and using condom. The 175 women selected. The research was made between 1 April-15 May 2007. The data were gathered with a questionnaire. The analysis was done with frequency, percentage, chi square test and pearson correlation analysis. RESULTS: 40,4 % of women using time of condom is one year. 38,3 % of them decided with their husband about using condom. 73,3 % of women was health personnel the source of information. 74,9 % experience of women was positive with using condom, 23,4 % of them stated their satisfaction with condom. 53,2 % of women and 55,4 % of their husband were satisfied about condom. It was determined that 81 % of women stated to suggest the condom they currently use to the others. At the top the factors negatively effecting the satisfaction with FP services was giving insufficient information to the consultants (16,6 %). CONCLUSIONS: It was determined that womens’ age, their period of married, their number of child were significant factors. Keywords: Women, condom, satisfaction 133 [P-077] Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nda okuyan öğrencilerin bilgisayar ve internet kullanma durumları ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi Erbil Nülüfer, Kırış Tülay, Karaca Ayşenur Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Ordu, Türkiye AMAÇ: Bu araştırma, Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nda okuyan öğrencilerin bilgisayar ve internet kullanma durumları ile etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte olan araştırmanın evrenini, 2006–2007 öğretim yılında Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu hemşirelik bölümünde okuyan 174 kız öğrenci oluşturmaktadır. Örneklem seçimine gidilmeyerek evrenin tamamının araştırma kapsamına alınması planlanmıştır. Öğrencilerin 11’ine ulaşılamaması nedeniyle 163 öğrenci örnekleme alınmıştır. Veriler, 26 soruluk anket formu ile toplanmıştır. Verilerin analizi, bilgisayarda SPSS 11.5 istatistik programında sıklık, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, pearson korelasyon analizi, ki-kare testi ile yapılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 20,79 ± 1,84’tür. Tüm öğrencilerin bilgisayar ve interneti kullandıkları (%100) belirlenmiştir. Öğrencilerin % 42,9’unun bilgisayar sahibi olduğu, %28,2’sinin de internet bağlantısı bulunduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin %66,3’ünün üniversiteye gelmeden önce bilgisayar ve internet hakkında bilgiye sahip olduğunu belirlenmiştir. Öğrencilerin % 31,9’u haftada en az bir gün internet bağlandığını ve %61,3’ü de bilgisayar başında günde 1-2 saat geçirdiğini belirtmektedir. Öğrencilerin % 91,4’ü internetin kişiler üzerinde bağımlılık yaptığını ve internet kullanımının gençleri olumsuz etkilediğini düşünmektedir. Öğrencilerin %73,6’sı internete kafelerden, %35,6’sı okuldan bağlanmakta olduğu belirlenmiştir. Anne eğitimi ile bilgisayar kullanmaya başlama yaşı arasında negatif yönde, çok zayıf düzeyde anlamlı ilişki saptanmıştır( r = -.197, p=.013) SONUÇ: Bilgisayar ve internet öğrenciler tarafından önemli oranda kullanılmaktadır. Anahtar Kelimeler: internet, kullanma, üniversite öğrencisi Determination of affecting factors with use computer and net of the students in the School of Health at Ordu University Erbil Nülüfer, Kırış Tülay, Karaca Ayşenur Ordu University School of Health, Department of Nursing, Ordu, Turkey OBJECTIVE: This study was made for determining of affecting factors with use computer and net of the students in the school of health. METHOD: The universe of this descriptive research includes 174 female students studying at Ordu University School of Health, Nursing Department in 2006-2007. It was aimed to reach all of the students in the universe without any selection, however only 140 of them have accepted to participate in the study. The study was made between 11-15 May 2007, and the data were collected with questionnaire. The analysis of the data was made in SPSS 11.5 statistic program. RESULTS: The students participating in the research are at the age of 20,79±1,84. It was found that all of students was used computer and net. 42,9 % of the students have had computer and 28,2 % of them net connection. It was found that 66,3% of student have had knowledge via computer and net before them of university education. It was found that 31,9 % of them have connected to net at least one day of per week and 61,3 % of them have used 1-2 clocks of per day. 91,4 % of students have considered dependency of net. Keywords: net, use, university student 134 [P-078] Annelerin emzirme tutumu ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi Erbil Nülüfer, Ormancı Mihrican, Yılmaz Havva, Yetimoğlu Melek Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Ordu, Türkiye AMAÇ: Araştırma annelerin emzirme tutumu ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapıldı. MATERYAL-METOD: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan araştırmanın evrenini Ordu Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Çocuk Hastalıkları Polikliniğine başvuran anneler oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemine ise, belirtilen evrenden olasılıksız örnekleme yöntemi ile belirlenen, 0-1 yaşında çocuğu olan, araştırma için sözlü onam alınan 304 anne alınmıştır. Araştırma 6 Kasım 2006-12 Mart 2007 tarihleri arasında yapılmıştır. Veriler anket formu ve Aslan tarafından geliştirilen “Emzirme tutumunu değerlendirme ölçeği” ile toplanmıştır. Verilerin analizi, bilgisayarda SPSS 11.5 istatistik programında sıklık, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, Kruskal Wallis testi, Mann -Whitney U testi, t testi, Cronbach Alfa güvenirlik testi ile yapılmıştır. BULGULAR: Annelerin %45.7’si bir çocuk sahibidir. Annelerin %47.4’ü ikinci çocuğunu 0-6 ay emzirmiştir. Annelerin %87.5’inin doğumdan sonra kendilerine destek olan bir yakını olduğu saptanmıştır. Annelerin emzirme tutumunu değerlendirme ölçeği puan ortalaması 75.11±17.97’dir. Emzirme tutumunu değerlendirme puan ortalamasının eğitim düzeyi yükseldikçe azaldığı ve farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (P=.002). Emzirme tutumunu değerlendirme puan ortalamasının; doğumdan sonra çocuğunu emzirmeye başlama zamanına göre (P=.003), emzirme sorunu yaşama durumuna göre (P=.002), doğumdan sonra destek alma durumuna göre (P=.004) gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklı olduğu belirlenmiştir. Ölçeğin Cronbach alfa güvenirlik katsayısı.74 bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: anne, emzirme, tutum Mothers’ breast feeding attitudes and determination of affecting factors on breast feeding attitudes Erbil Nülüfer, Ormancı Mihrican, Yılmaz Havva, Yetimoğlu Melek Ordu University School of Health, Department of Nursing, Ordu, Turkey OBJECTIVE: This research was planned for determining of mother’s breast feeding attitudes and affecting factors on breast feeding attitudes METOD: The research planned as descriptive and cross-sectional type. The women applying to Ordu Birth and Child Hospital Woman- Child Policlinic constituted the universe of the research, constituted the subject of the research who had child between 0-1 year who applied to the policlinic between December 6, 2006 and March 12, 2007 and accepted to take part in the research. The data were collected with questionnaire and assessment scale for breast feeding. The analysis of the data was made in the SPSS 11.5 statistics program on computer. RESULTS: 45,7 % of the mothers in the research have had one child. 47,4 % of them have suckled their baby between 0-6 month. Assesment scale for breast feeding point mean was found 75.11±17.97. An invaluable difference was found between the level of education and assesment scale for breast feeding point mean (P=.002). It was found significant difference between scale point mean and after birth suckle time of their baby. It was found reliability analysis test.74. Keywords: mother, breast feeding, attitude 135 [P-079] Evli kadınların vajinal akıntı hakkında bilgi düzeylerinin belirlenmesi Erbil Nülüfer, İncebay Ayşe, Yıldız Sevim Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Ordu, Türkiye AMAÇ: Bu araştırmada kadınların vajinal akıntı hakkındaki bilgilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki bu araştırmanın evrenini, Ordu’da yaşayan evli kadınlar oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemine ise olasılıksız örnekleme yöntemi ile belirlenen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 367 kadın alınmıştır. Araştırma 20 Kasım 2006 -28 Nisan 2007 tarihleri arasında yapılmıştır. Veriler literatür bilgileri doğrultusunda hazırlanan anket formu (24 soru) ile toplanmıştır. Verilerin analizi, bilgisayarda 11.5 istatistik paket programında, sıklık, yüzde, ki-kare analiz testi ile yapılmıştır. BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan kadınların % 39.9’u 27 -36 yaş grubundadır. Kadınların % 55.6’sının ilköğretim mezunu olduğu, %77.9’unun ev hanımı olduğu belirlenmiştir. Kadınların %46.3’ünün vajinal akıntısı olduğu, %55.6’sının vajinal akıntıda hastalık belirtilerini bilmediği, %53.2’sinin beyaz renkte vajinal akıntısı olduğu belirlenmiştir. Vajinal akıntının başlama zamanı kadınların %35.8’inde adet öncesidir. Kadınların %31.3’ünde vajinal akıntı ile birlikte kaşıntı, % 26,7’sinde vajinal akıntı ile birlikte yanma sorunu vardır. Kadınların %91’inin cinsel yolla bulaşan enfeksiyon geçirmediği, %59.1’inin her gün iç çamaşırını değiştirdiği, %40.1’inin günlük ped kullandığı belirlenmiştir. SONUÇ: Kadınların yaşı, eğitim düzeyi, mesleği, gelir düzeyi ve evlilik süresi vajinal akıntı olma durumu ve bilgisi açısından önemli etkenlerdir. Anahtar Kelimeler: Kadın, vajinal akıntı, bilgi. The determination of married women’s knowledge levels about vaginal discharge Erbil Nülüfer, İncebay Ayşe, Yıldız Sevim Ordu University School of Health, Department of Nursing, Ordu, Turkey OBJECTIVE: This research was made to determine married womens’ knowledge levels about vaginal discharge. METOD: The population of this descriptive and cross-sectional research is married women consulting to Ordu Gynecology-Birth and Children’s Hospital. The research was made between 20 December 2006-28 April 2007. The research was carried out on the 367 women with contingency sampling method. The data were gathered with a questionnaire. The analysis of the data was done with frequency, percentage, chi-square analysis test. RESULTS: 39,9 % of women’s in the study was between 27 and 36 years old. It was determined that 55.6 % of them graduated from primary school and 77.9% of them were housewives. 46.3 % of the participants had vaginal discharge, 55.6 % of them hadn’t known semptoms of abnormal vaginal discharge, 53.2 % of them their vaginal discharge had white colour. The begining time of womens’ vaginal discharge was prior to menstruation. It was found that were pruritus (31.3%) and have a burning sensation in (26.7%) with vaginal discharge. CONCLUSION: A correlation significant was found between womens’age, the level of education, job, level of income and period of married with stated vaginal discharge and knowledge of vaginal discharge. Keywords: Woman, vaginal discharge, knowledge. 136 [P-080] Bir Hemşirelik Yüksekokulunda Ögrenci Profili Ve Öğrencilerin Hemşireliğe İlişkin Görüşleri Tülek Zeliha1, Şahin Nevin2, Sav Ceyda3, Keleş Bahar3 1 İ.Ü.Florence Nihtingale Hemşirelik Yüksekokulu İç Hastalıkları Hemşireliği AD 2 İ.Ü.Florence Nihtingale Hemşirelik Yüksekokulu Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği AD 3 İ.Ü.Florence Nihtingale Hemşirelik Yüksekokulu AMAÇ: Çalışma, bir hemşirelik yüksekokulunun öğrencilerinin kişisel özelliklerinin ve hemşireliğe ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amacıyla kesitsel, tanımlayıcı yöntemle gerçekleştirilmiştir. METOD: 2006-2007 yılı güz yarıyılında bir hemşirelik yüksekokulunun 2, 3 ve 4. sınıflarına devam eden 345 öğrenci araştırmanın evreni, verilerin toplandığı günlerde derslere devam eden ve çalışmaya katılmayı kabul eden 279 öğrenci örneklemi oluşturmuştur. Çalışma verileri, araştırıcılar tarafından literatürden yararlanılarak geliştirilen, 42 sorulu, kendi kendine doldurulan “Öğrenci profili ve görüşleri formu” ile toplanmıştır. Form kişisel özellikler ve hemşireliğe ilişkin görüşler olmak üzere iki ana başlıktan oluşmuştur. Hemşireliğe ilişkin görüşlerinde gelecekteki kariyer planları, hemşirelik tercihinin önceliği, seçimde etkili faktörler, yeni bir şans verildiğinde seçmek istediği meslek alanı, mesleğe ilişkin duygular, beklentileri, mesleki tanımları ve çağrışımları, aktiviteleri, imajı açısından eşdeğer gördüğü meslekler, zor ve hoşa giden yanlarına yer verilmiştir. Verilerin analizinde SPSS for Windows programı kullanılmıştır. BULGULAR: Tamamına yakını kadın, yaş ortalaması 20,64±1,36 olan grubun, %29,9’unun üniversiteye girişte hemşireliği ilk sırada, %47,9’unun iş bulma kolaylığı nedeniyle tercih ettiği, %64,6’sının yeni şans verilse hemşireliği seçmeyeceği saptanmıştır. Hemşireliğin zor yönleri olarak %40,0 oranında çalışma saatlerinin uzunluğu, olumlu yön olarak %68,8 oranında yardım etme duygusu ilk sırada belirtilmiştir. SONUÇ: Mesleği isteyerek değil, iş bulma kolaylığı nedeniyle tercih eden yüksekokul öğrencileri için mesleği sevdirmeye ve çalışma koşullarını iyileştirmeye gereksinim vardır. Anahtar Kelimeler: hemşirelik, hemşirelik öğrencileri, meslek, profil Profiles Of A Nursing School Students And Their Views About Nursing Tülek Zeliha1, Şahin Nevin2, Sav Ceyda3, Keleş Bahar3 1 I.U.Florence Nightingale School of Nursing Department of Medical Nursing 2 I.U.Florence Nightingale School of Nursing Department of Obstetric and Gynecological Nursing 3 I.U.Florence Nightingale School of Nursing AIM: The study was performed with crosssectional - descriptive method to determine nursing school students’ profiles and their views about nursing. METHOD: Among 345 students from 2, 3 and 4th grades of school, 279 attending to courses and accepting to join into study consisted the sample. Data were collected by “profile and views of students form” developed by researchers. Form consisted of two parts, personal data and views about nursing. In “views about nursing” career plans, preference/ factors affecting choosing nursing, job field if they were given second chance, feelings towards profession, expectations, nursing definition, equivalant jobs, difficult /enjoyable aspects of nursing took part. SPSS was used for analysis FINDINGS: It was determined that 29.9% of sample, consisted of female with average age 20,64±1,36, selected nursing as first choice and 47,9% of group prefered it for easiness of finding job and 64,6% of group wouldn’t have chosen nursing if they were given second chance. Difficult aspects were mentioned as working hours (40,0%) when enjoyable was mentioned as helping (68,8%). CONCLUSION: It was determined that there was a need for making profession appreciated by students who prefer this job for finding job easily and also there was need for improving work conditions. Keywords: Nursing, nursing students, profession, profile 137 [P-081] Yurtlarda Barınan Üniversiteli Kız Öğrencilerin AIDS Konusunda Bilgi Düzeylerinin Saptanması Özkan Sultan, Türkmen Özgül, Korkmaz Hörü Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: AIDS ‘Human Immunodeficiency Virus-HIV'ın yol açtığı (4,5,6) bulaşıcı bir hastalıktır. Dünyada ilk kez 1981’de, Türkiye’de ise 1985’de saptanmıştır.(3) UNAIDS verilerine göre Aralık 2000 sonunda 36,1 milyon kişi AIDS’lidir.(10) Bu araştırma, Bandırma yurtlarındaki üniversiteli kız öğrencilerin AIDS konusunda bilgi düzeylerini ölçmek ve ihtiyaçları doğrultusunda eğitim programı hazırlamak için yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: 1-26 Aralık 2006 tarihleri arasında 6 yurtta barınan 250 kişi ( katılım oranı %69,06) araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Veriler araştırmacıların hazırladığı anketle toplanarak, SPSS10.0 programıyla yüzdelik analiz yapılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin okudukları okullar: B.İ.İ.B.F.(%65,2), M.Y.O.(%23,2), B.S.Y.O(%11,6)’dır. AIDS tanısında kullanılan tüm testler sorgulandığında, %11,2'si bilgi sahibidir. Oral sexin bulaştırıcılığına %53,2 yanlış yanıt alınmıştır. Haşerelerle bulaştırıcılığının olup olmadığı %55,6’sı tarafından bilinmemektedir. %24,8’i tedavisinin olduğunu bilmektedir. %15,2 korunma aşısı olduğunu söylemektedir. Sünnet olmanın AIDS’e etkisi %68,8 oranında bilinmemektedir. %24,8’in AIDS ve gebelik konusunda bilgileri yeterli değildir. Katılımcıların %81,2’si bulaşma belirtileri, %54’ü klinik belirtileri, %66,4’ü korunma yolları, %79,2’si tedavisi ve %33,6’sı insidansı konusunda bilgilendirilmek istemektedir. SONUÇ VE ÖNERİLER: Araştırma bulgularına dayanarak; • Bireyler AIDS’i tanımakta fakat ciddiyetini bilmemektedirler. • Bulaşma yolları, korunma yöntemleri hakkında yeterli bilgiye sahip değildirler. • Sonuçlar doğrultusunda öğrencilere yönelik eğitim programları hazırlanmalıdır. Doğru içerikli broşür, afiş gibi yazılı kaynaklar verilmelidir. Anahtar Kelimeler: AIDS, Enfeksiyon Hastalığı, Sağlık Eğitimi Determining The Knowledge Level of Girls, who are Living in Dormitories, about AIDS Özkan Sultan, Türkmen Özgül, Korkmaz Hörü Balıkesir University Bandırma Healt School AIM: AIDS is an infectious illness caused by HIV (Human Immunodeficiency Virus)(4,5,6). It was determined in 1981(3). This research’s aim is to evaluate the knowledge level of girls living in dormitories and prepare education programme according to their needs. METHOD: People who live in 6 different dormitories participated in research which was carried out 1-26 December 2006. The findings were analyzed with SPSS 10.0. FINDINGS: Faculties of the students are B.I.I.B.F(%65.2),M.Y.O.(23.2%),B.S.Y.O.(11.6) According to the test results; 11.2% has information about the aids. %53.2 thinks that oral sex infects AIDS. 55,6% doesn’t know that AIDS isn’t infected from insect. 24,8% know AIDS can be cured.15,2 % says that they can be protected against AIDS by vaccine. 68,6% doesn’t know circumcision effects AIDS. 24,8% doesn’t have enough information about AIDS and pregnancy. 81,2 % wants to know about infection symptoms, 54% about clinic symptoms, 66,4% about protection methods, 79,2% about treatment and 33,6% about incidence. RESULTS AND SUGGESTIONS: Inidividuals know AIDS but doesn’t know about it’s seriousness. Infection ways and protection methods knowledge aren’t enough. Education programmes are needed. Brochures and posters must be given to students for AIDS education. Keywords: AIDS, infectious illness, Health Education 138 [P-082] Huzurevinde Kalan Yaşlıların Verilen Hizmete İlişkin Düşünceleri Kozanhan Funda, Aydın Sevda, Deniz Şükran, Ceylan Çiğdem, Bedük Tülin, Göktaş Bayram Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi GİRİŞ: Yaşlanma, anne karnından başlayarak insan yaşamının sona ermesine kadar devam eden bir süreçtir.İlerleyen tıp ve teknolojinin katkılarıyla günümüzde beklenen yaşam süresi giderek artmaktadır. Bu durum gelişmiş ülkelerde yaşlı nüfusun gençlere oranla sayıca daha fazla olmasına yol açmıştır. Gelecekte ülkemiz ve tüm dünya ülkelerinde yaşlı nüfusun giderek artacağı tahmin edilmekte bu da yaşlı kişilerin hizmet alacağı bakım evlerinin ve verilen hizmetin kalitesinin sorgulanmasını gündeme getirmektedir. Yaşlanan populasyonun gereksinimleri değişmektedir. Çalışmalar yaşlı populasyonun genç populasyona göre sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını göstermektedir. Anayasamızın 61. Maddesine göre "Yaşlılar devletçe korunur. Yaşlılara devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir" denmektedir. AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, Ankara’da bir kamu kuruluşuna bağlı huzurevinde kalanların huzurevinde verilen hizmete ilişkin düşüncelerini belirlemek ve huzurevi yöneticilerine önerilerde bulunmaktır. METOD: Araştırmanın yapıldığı kurumdan izin alındıktan sonra araştırmacılar tarafından geliştirilen görüşme formu görüşmeye istekli huzurevi sakinlerine yüzyüze görüşme yöntemi ile uygulanmış ve sonuçlar SPSS paket programı ile değerlendirilmiştir (n=100). BULGULAR: Araştırmaya katılanların %62,0’ı 60-79 yaş arasında, %57,0’ı kadın, %37,0’ı ilköğretim, %44,0’ı kimsesizlik nedeniyle kurumda barınmakta, %59,0’ı kuruma kendisi geldiği, %45’i bağımlı veya yarı bağımlı olduğu, %53,0’ının 3 yıldan uzun süredir kurumda kaldığı,%45,0’ının huzurevi sakinleri ile sorun yaşadığı, %39,0’ı ilgi alaka beklediklerini ifade etmişlerdir. Anahtar Kelimeler: Huzurevi, Yaşlılık The opınıons of the dwellers, stayıng at the rest house, about the servıce gıven there Kozanhan Funda, Aydın Sevda, Deniz Şükran, Ceylan Çiğdem, Bedük Tülin, Göktaş Bayram Ankara University Faculty Of Health Sciences INTRODUCTION: Aging is a process beginnig in the mother womb and lasting to the end of human life. The expected life-span is getting longer gradually thanks to the advancing medicine and technology, which results in the old populations’ outnumbering the young people in developed countries. The aim of this study is to find out the thoughts of the old people staying in a rest house in Ankara about the service given there and to make some recommendations to the rest house administrators. FINDINGS: The results of the study show that 62 percent of the participants are aged 69-70 year old. A total of the 100 participants, 57% of them are female and 37% of them are educated at primary education level. Furthermore, 44 percent of the participants stay there because they have no one to stay with. In addition to this, 59% of the participants have moved into the instution on their own and 45.0% of them are dependent or half-dependent. There are participants staying there for more than 3 years with a percentage of 53 Finally, 45% of the participants have problems with other dwellers and 39 percent of them state that they are in need of affection. Keywords: home for the aged, elderly 139 [P-083] Sağlık Ocağına Başvuran Kadınlarda Kronik Pelvik Ağrı Sıklığının İncelenmesi Engin Hacer1, Süngerci Senem1, Taşpınar Ayten2, Demirci Hülya2 1 CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ MANİSA SAĞLIK YÜKSEKOKULU, HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ,3.SINIF ÖĞRENCİSİ 2 CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ MANİSA SAĞLIK YÜKSEKOKULU AMAÇ: Manisa 10 No’lu Sağlık Ocağı bölgesinde yaşayan kadınlarda kronik pelvik ağrı sıklığını saptamak amacıyla planlanmış, kesitsel bir araştırmadır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın evrenini 1 Mart 2007-30 Nisan 2007 tarihleri arasında sağlık ocağına herhangi bir nedenle başvuran kadınlar, örneklemi ise bu kadınlar arasından araştırmaya katılmayı kabul eden 145 kadın oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından geliştirilen 54 soruluk anket formu, analizinde sayı, yüzdelik dağılım ve ki-kare testi kullanılmıştır. BULGULAR: Kadınların yaş ortalaması 31.10±9,51 olup %44.8’i ortaokul/lise mezunudur, toplam gebelik sayısı ortalaması 2.20±1.089, yaşayan çocuk sayısı ortalaması 1.69±0.56’dir. Kadınların %70.3’ü sırt alt bölgesinde, %74.5’i alt karın bölgesinde ağrı şikayeti olduğunu belirtmiştir. Alt karın bölgesinde ağrı şikayeti olanların %62.2’sinde ağrının 6 ay ve üzeri süredir devam ettiği saptanmıştır. Ağrı şikayeti olanların %71.7’sinin ağrıdan dolayı günlük yaşantılarının sürekli/bazen etkilendiği ve %15.7’sinin son altı ayda psikolojik durumlarının kötü/çok kötü olduğu saptanmıştır. Eğitim durumu, gelir düzeyi, ilk gebelik yaşı, cinsel ilişki ve sonrasında ağrı ve defekasyon esnasında ağrı şikayetinin olması, kadınların sırt alt bölgesinde ve alt karın bölgesinde ağrı şikayetlerini etkileyen değişkenlerdir (p<0.05). SONUÇ: Sonuç olarak, çalışmaya katılan kadınlar arasında kronik pelvik ağrının yaygın olarak yaşandığı ve ağrının kadınların günlük yaşamlarını etkilediği saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: İnsidans, Kronik Pelvik Ağrı Examination Of The Incidence Of Chronic Pelvic Pain In Women Who Present To Primary Health Care Centers Engin Hacer1, Süngerci Senem1, Taşpınar Ayten2, Demirci Hülya2 1 CELAL BAYAR UNİVERSİTY MANİSA SCHOOL OF HEALTH, DEPARTMENT OF NURSİNG 2 CELAL BAYAR UNİVERSİTY MANİSA SCHOOL OF HEALTH PURPOSE: This cross-sectional research was planned for the purpose of determining the incidence of CPP in women who live in the neighborhoods covered by Manisa Number 10 Primary Health Clinic. MATERIAL-METHODS: The research population was all women who presented to the clinic between March 1-April 30, 2007, for any reason; the sample was comprised of 145 of these women who agreed to participate in theresearch. FINDINGS: It was determined that 70.3% of the women had low back pain and 74.5% had pain in the lower abdominal region. The duration of pain for 62.2% of those who had lower abdominal pain was six or more months. It was also determined that 71.7% of those with pain stated that their pain continually/sometimes affected their daily lives and 15.7% stated that their psychological state in the last six months was bad/very bad. Factors that were determined to have an effect on women's complaints of pain in the lower back and lower abdominal regions were educational level, income level, age at first pregnancy, pain during and after sexual intercourse, and pain during defecation(p<0.05). CONCLUSION: In conclusion it was determined that CPP is a common complaint among the women and that pain affects their daily lives. Keywords: Incidence, Chronic Pelvic Pain 140 [P-084] Hemşirelik Mesleğine Erkek Alınması Konusundaki Düşünceler ve Hemşirelik Uygulamalarının Cinsiyet İle İlişkisi Alayoğlu Gülşah, Karakaş Burçin, Alkulak Funda, Aktepeli Halime, Karadeniz Derya, Karadeniz Mumcu Havva KTÜ, Trabzon Sağlık Yüksekokulu, Trabzon AMAÇ: Bu araştırma, erkek hemşire alımı ve bunun hemşirelik uygulamalarını ne yönde etkileyeceği konusundaki düşüncelerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Bu araştırma Trabzon ilinde 38 bin nüfusa hizmet etmekte olan bir sağlık ocağı bölgesinde 16–20 Nisan 2007 tarihleri arasında tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırma beş gün süresince sağlık ocağına gelen 18 yaşından büyük ve araştırmaya katılmayı kabul eden 180 kişiyle yürütülmüştür. Veriler yüz yüze anket yöntemiyle toplanmıştır. Veri girişi ve analizler SPSS 11.0 istatistik programı kullanılarak yapılmış, yüzde dağılımlar, ki-kare ve p değeriyle değerlendirilmiştir. BULGULAR: Erkek hemşireye ihtiyaç olduğunu düşünenler %61.7, erkeklerin hemşirelik yapabileceğini düşünenler %67.2’ dir. Cinsiyet ile sağlık taraması (p=0.000), lavman (p= 0.000), ördek-sürgü verme (p=0.000), EKG çekimi ( p=0.000), giyinme ve soyunmaya yardım ( p=0.000), tam banyo ( p=0.000), cinsel sağlık eğitimi (p=0.000), alçılı hasta bakımı ( p= 0.001) arasındaki ilişkinin anlamlı olarak yüksek olduğu saptanmıştır. SONUÇ: Araştırmaya katılanların çoğu (%61.7) erkek hemşire alımını olumlu karşılamıştır. Ancak cinsiyetin hemşirelik uygulamalarında hizmetin kimden alınacağının belirlenmesinde etkili olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Erkek Hemşire, Hemşirelik, Meslek Thoughts About Taking Male Nurse to Job of Nursing and The Relationship Connected With Sexual of Nursing Applications Alayoğlu Gülşah, Karakaş Burçin, Alkulak Funda, Aktepeli Halime, Karadeniz Derya, Karadeniz Mumcu Havva Karadeniz technical Universty, Trabzon School of Health, Trabzon PURPOSE: This research has been done with the aim to be defined the options of individuals about taking male nurse and how this effects to nursing practices. METHOD: This research has been done as descriptive at the region of a health house which has been servicing to thirty eight thousand population in Trabzon between 16th April and 20th April,2007.The search has been carried out with 180 persons that accepted to take part in the search and are bigger than 18-ages throughout five days..Entering datum and analysises have been done by using the programme of SPSS 11.0 statistic and dispersions of percent have been realized the values of ki-kare and p. FINDING: The persons thinking that need to male nurses is 61,7 percent,that can do nursing of males is 67,2 percent. The relationship between sexual and health check-up(p=0,000), enema (p=0,000), giving chamber pot (p=0,000), spectrum of EKG (p=0,000), teaching of sexual health (p=0,000), care of plaster cast patient(p=0,001)has been stabilized to be highly. RESULT: The most of taking part in the search (%61,7)has positively approved to be taked male nurse.Also sexual has been fixed to be afficiently about who the service at sexuality applications takes from. Keywords: Male Nurses, Nursing, Profession 141 [P-085] 112 Acil Yardım ve Kurtarma İstasyonu Çalışanlarının Ruhsal Durum Değerlendirmesi Sapmaz Aslı1, Özgür Gönül2, Yıldırım Serap2 1 Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir 2 Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Psikiyatri AD, İzmir GİRİŞ VE AMAÇ: Günlük yaşamımızda kaçınılmaz yeri olan stres, 112 acil yardım ve kurtarma ekibi çalışanları için de önemli bir konudur. Kısa zamanda karar vermeyi ve müdahale etmeyi gerektiren sağlık sorunları, çalışma ortamı ve koşullarından kaynaklanan sorunlar, hizmet verilen bireylerin sosyo-ekonomik ve kültürel farklılıklarından kaynaklanan sorunlar ekip üyeleri için göz ardı edilmemesi gereken stres kaynaklarıdır. Buradan hareketle araştırmanın amacı, 112 acil yardım ve kurtarma ekibinde çalışanların ruhsal durum belirtilerini saptamaktır. METOD: Tanımlayıcı tipteki bu araştırma, Ekim-Aralık 2006 ayları arasında kurumlardan gerekli izinler alındıktan sonra yapılmıştır. Araştırmanın evrenini, İzmir İli’ndeki 21 yerdeki 112 Acil Yardım ve Kurtarma İstasyonu’nda çalışmakta olan 315 sağlık çalışanı, örneklemini ise rasgele örneklem yöntemiyle seçilen 13 yerdeki 112 Acil Yardım ve Kurtarma İstasyonu’nda çalışmakta olan 189 sağlık çalışanı oluşturmuştur. Araştırma verileri “Tanıtıcı Bilgi Formu” ve “SCL-90-R” ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesi sayı, yüzde dağılımı ve analizinde “t” testi ve varyans analizi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan çalışanların yaş ortalaması 34.88±6.63 olup, %52.9’unun evli, %56.6’sının üniversite mezunu, %32.8’inin doktor olduğu, %58.7’sinin sosyo-ekonomik durumunu “orta” düzeyde algıladığı saptanmıştır. Çalışanları GSI puan ortalaması 0.44±0.21 olduğu ve bu ortalamayı eğitim, isteyerek çalışma durumu, işten memnuniyet, algılanan genel sağlık ve kişilerarası ilişkiler düzeyi etkilerken yaşın, medeni durumun, çalışma süresinin, meslek grubunun ve algılanan sosyo-ekonomik düzeyin etkilemediği saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: 112 Acil Yardım ve Kurtarma İstasyonu Çalışanları, Ruhsal Durum Değerlendirmesi Mental State Evaluation of 112 Emergency Aid and Rescue Station Workers Sapmaz Aslı1, Özgür Gönül2, Yıldırım Serap2 1 Ege University School of Nursingi, İzmir, Turkey 2 Psychiatry Department of Ege University School of Nursing, Izmir AIM: The purpose of this investigation is to detect mental state distinctions of the individuals working at 112 emergency aid and rescue team. METHOD: This descriptive investigation was conducted between October 2006 and December 2006 after all the necessary consents were obtained from the relevant institutions. The sampling was constituted by 189 health workers, who were selected by random sampling method and were working at the 112 Emergency Aid and Rescue Station at 13 locations of Izmir. Data were collected by “Identifier Information Form” and “SCL-90-R.” During data assessment and analyses of number and percentage distribution, the “t” test and the analysis of variance were used. FINDINGS: Whereas the mean age of study participants was 34.88±6.63, 52.9% were married, 56.6% were university graduate, 32.8% were medical doctors, and 58.7% perceived their socioeconomic situation at the “moderate” level. The mean GSI score of participants was 0.44±0.21 and this score was affected by education, positive desire of working, work satisfaction, perceived general health, and the level of interpersonal relationships. On the contrary, age, marital status, working duration, type of the occupation, and the perceived socioeconomic level did not affect the mean GSI score. Keywords: 112 Emergency Aid and Rescue Station Workers, Mental State Evaluation 142 [P-086] Akut Miyokard İnfarktüsü Geçiren Hastalarda Hemoglobin Değeri ile Uyku Sorunları Arasındaki İlişki Kara Belgüzar, Gökay Pervin, Akkaya İrem, Bilgin Seher, Bayrak Emine Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Hemşirelik Yüksekokulu, Ankara AMAÇ: Bu çalışma akut miyokard infarktüsü (AMİ) geçiren hastalarda hemoglobin değeri ile uyku sorunları arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma tanımlayıcı olarak yapılmıştır. 15 Ocak 2007 – 15 Nisan 2007 tarihleri arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi Koroner Yoğun Bakım Ünitesi (KYBÜ)’nde AMI tanısı ile en az 72 saat bakım gören 26 hasta çalışma kapsamına alınmıştır. Örnekleme klinik açıdan durumu stabil, iletişim kurabilen ve görüşmeyi kabul eden hastalar alınmıştır. Verilerin toplanmasında Bilgi Toplama Formu ve Uyku Sonrası Değerlendirme (USD) Formu kullanılmıştır. Hastaların ilk üç gün elde edilen hemoglobin değerlerinin ortalaması belirlenmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı analizler, iki eş arasındaki farkın önemlilik testi ve korelasyon analizi kullanılmıştır. BULGULAR: Hastaların yaş ortalaması 53.2 ± 12.6 yıldır. Çalışmamızda hastaların yaklaşık %77’sinin uyku ile ilgili yakınması olduğu bulunmuştur. Çalışma kapsamına alınan hastaların ortalama hemoglobin değeri ile gece uyku kalitesine ilişkin USD puanları (r=-0.405, p<0.05), uyanma zamanına ilişkin USD puanları (r=-0.488, p<0.05) ve toplam USD puanları (r=-0.503, p<0.05) arasında negatif yönde istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler olduğu belirlenmiştir. SONUÇ: Hastaların uyku sorunlarının hemoglobin değerinden etkilendiği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Akut miyokard infarktüsü, uyku sorunları, hemoglobin değeri The Relationship Between the Level of Hemoglobin and Sleep Disorders in Patients with Acute Myocardial Infarction Kara Belgüzar, Gökay Pervin, Akkaya İrem, Bilgin Seher, Bayrak Emine Gulhane Military Medical Academy, School of Nursing, Ankara, Turkey OBJECTIVE: The study has been done to evaluate the relationship between the level of hemoglobin and sleep disorders in patients with acute myocardial infarction (AMI). METHODS: The research has been done as a descriptive study. The study includes 26 patients suffering from AMI, who were observed for at least 72 hours in GATA Coronary Intensive Care Unit between 15.01.2007-15.04.2007. Patients who were clinically stabile, coherent and volunteering were included in the study. A questionare form and post sleep evaluation (USD) form have been used for obtaining data. The mean of the first 3 days’ hemoglobin levels of the patients has been determined. In evaluating data, descriptive analysis, paired samples t test and correlation analysis have been used. RESULTS: Mean age of the patients was 53.2±12.6. About seventy-seven percent of the patients have complained about sleep disorders. It has been found that there have been statistically significant negative relationships between hemoglobin levels mean and sleep quality scores (r=0.405, p<0.05) for the patients involved in the study and also between the USD scores for the time of waking up (r=-0.488, p<0.05) and total USD (r=-0.503, p<0.05). CONCLUSION: Results showed that sleep disorders of the patients are affected by their hemoglobin levels. Keywords: Acute myocardial infarction, sleep disorders, hemoglobin levels 143 [P-087] Zonguldak Karaelmas Üniversitesinde Etkinlik Gösteren Sosyal Kulüplere Üye Olmanın Öğrencilerin Stresle Baş etme ve Atılganlık Düzeylerine Etkisinin Belirlenmesi Kalay Sevinç, Kuzu Ayşe, Ürerler Vildan, Karabulut Melike, Beştepe Zühal, Kumsar Elif, Sarmış Sinem, Arslan Fatma, Kurt Nalan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Zonguldak GİRİŞ: Üniversite öğrencilerinin bireysel değerleri gözden geçirme, geliştirme sürecinde kimlik arayışı içinde olmaları ve geldiği soysal-kültürel ortamla karşılaştığı ortamın farklılaşmasından kaynaklanan güvensizlik ve ilişki kurmada güçlük yaşamaları onların atılganlık düzeylerini de etkilemektedir. Bu nedenle üniversitelerde sosyal kulüpler adı altında pek çok faaliyet öğrencilerde atılganlık davranışını geliştirmektedir. Yapılan araştırmalarda sosyal kulüplere üye olmanın üniversite öğrencilerinin stresle baş etme ve atılganlık düzeylerine olumlu katkısı olduğu saptanmıştır. Bu çalışma, sosyal kulüp etkinliklerinin üniversite öğrencilerin atılganlık ve stresle baş etme durumlarına etkisinin belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. YÖNTEM: Tanımlayıcı olarak yapılan çalışmanın evrenini, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi öğrencileri oluşturmaktadır. Sosyal kulüplere üye olan ve halen düzenli olarak çalışmalara katılan toplam 64 öğrenci deney grubuna; 64 öğrenci de kontrol grubuna alınarak toplam 128 öğrenci çalışmaya alınmıştır. Veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan “Kişisel Bilgi Formu”, “Rathus Atılganlık Envanteri”,“Stresle Baş Etme Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. BULGULAR VE TARTIŞMA: Çalışmaya katılan tüm öğrencilerin %40,3’ü erkek, %59;3’ü kızdır ve çoğunluğunu 21-22 yaş grubu öğrenciler oluşturmaktadır.Yapılan istatistiksel analizler incelendiğinde bir sosyal kulübe üye olmak ile atılganlık arasında anlamlı bir ilişki bulunamazken, atılganlık düzeylerinin öğrencilerin stresle baş etme yaklaşımlarını etkilediği görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Sosyal kulüpler, atılganlık, stresle baş etme Determining the Effect of Being a Member of a Social Student Club at Zonguldak Karaelmas University on Students’ Levels of Coping With Stress and Assertiveness Kalay Sevinç, Kuzu Ayşe, Ürerler Vildan, Karabulut Melike, Beştepe Zühal, Kumsar Elif, Sarmış Sinem, Arslan Fatma, Kurt Nalan Health College Zonguldak Karaelmas University Zonguldak Turkey OBJECTİVE: The lack of confidence and communication problems caused by university students’ being in the process of review and improve their individual values,the differences between the social and cultural environment they come from and they meet, affect their assertiveness levels.Because of this, many activities done by the name of social clubs improve students’ behaviours of assertiveness.According to researches,being a member of a social club has a positive effect on assertiveness and coping with stress.This study is done so as to determine the effects of social club activities on university students’ assertiveness and their coping with stress. METHOD: This study was done with 128 students. 64 students were the members of social clubs and 64 students weren’t the members of social clubs. RESULT: %40.3 of the students joined the study were boys and % 59,3 were girls and most of them were at the ages of 21-22.When the statistical analyses were examined it was seen that there was a meaningful reletionship between the being a member of a social club and assertiveness point and students’ assertiveness levels affect their approaches to coping with stress. Keywords: Social clubs, assertiveness, coping with stress 144 [P-088] Ebe/hemşirelerde rol belirsizliği ve etki eden faktörlerin incelenmesi Dedeli Özden, Ucum Emre Yanıkkerem, Karadeniz Gülten, Sarıçam Emine Serap, Kaçan Erkan Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Bu çalışma, ebe/hemşirelerde rol belirsizliği ve etki eden faktörlerin incelenmesi amacıyla tanımlayıcı, kesitsel tipte yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma 15 Mart-15 Mayıs 2007 tarihleri arasında Manisa Devlet Hastanesi, Merkez Efendi Devlet Hastanesi, Manisa Doğumevi, 11 Sağlık Ocağı’nda gündüz mesai saatleri içerisinde yürütülmüştür. Araştırmaya katılmayı kabul eden 138 ebe/hemşirenin verileri yüz-yüze görüşme tekniği ile soru formu kullanılarak toplanmıştır. Veri toplama aracı, sosyodemografik bilgiler, hemşirelerin algıladıkları rol belirsizliği ve rol çatışmasına yönelik toplam 27 soruyu içeren anket formudur. Toplanan veriler bilgisayarda SPSS 13.0 veri tabanına girildikten sonra sayısal, yüzde dağılımları, ki kare, Kruskall Wallis H, Mann Whitney U testi kullanılarak analiz edilmiştir. BULGULAR: Araştırmaya katılan ebe/hemşirelerin yaş ortalaması 33,21±5,91’tür. Ebe/hemşirelerin eğitim durumları incelendiğinde sağlık meslek lisesi ve ön lisans mezunları aynı orandadır (%37,5) ve %47,1’i devlet hastanesinde, %27,5’i ise sağlık ocağında çalışmaktadır. %37,1’i işinde ne kadar yetkiye sahip olduğunu bilmemekle beraber %71,0’ı sorumluluklarının neler olduğunu bildiğini ifade etmiştir. SONUÇ: Ebe/hemşireler arasında rol çatışması ve belirsizliği yaşanmaktadır. Araştırmamızda, ebe/hemşirelerin sosyodemografik özellikleri ile rol belirsizliği ve çatışması incelenmiş, istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Anahtar Kelimeler: Rol belirsizliği, rol karmaşıklığı, hemşirelik/ebelik A survey of midwife/nurses' role ambuguity and affecting factors Dedeli Özden, Ucum Emre Yanıkkerem, Karadeniz Gülten, Sarıçam Emine Serap, Kaçan Erkan Celal Bayar University Manisa School of Health AIM: The aim of the study is to survey midwife/nurse’ role ambuguity and affect factors. MATERIAL-METHOD: The study took place at Manisa Goverment Hospital, Merkez Efendi Goverment Hospital, Manisa Maternity Hospital, 11 village clinics between 15 March-15 May 2007 in the day time shift of. 138 nurses and midwifes to participated in the study. Data were collected face to face by questionnaire. Questionnaire include total 27 items, about demographic information and midwife/nurses’ perception of role ambuguity and role coflict. Data were evaluated by computer with SPSS 13.0 numerical, percentage, chi-square, Kruskall Wallis H, Mann Whitney U test were used in the statistical analysis. RESULT: Mean age for subjects was 33,21±5,91. It was determined that the nurses and midwifers who participant in the study % 37,5 education level were same rate health high school, two years education after 12 years of basic education. 47,1% of midwife/nurses work in goverment hospital, 27,5% in village clinics. 37,1% of participants don’t know their real legal responsibility. However, 71,0 % alreday know. CONCLUSION: Role ambuguity and role unclearity lived among the nurses/midwifes. Sociodemographics characteristics and role ambuguity, role unclearity are determined by statistical analysis, and significant difference weren’t found. Keywords: Role ambuguity, role unclearity, nursing/midwifery 145 [P-089] Samsun İl Müftülüğüne Bağlı İmamların Aile Planlaması Konusunda Bilgi Tutum Ve Davranışları Özcan Ayşegül, Mumcu Boğa Nuran, İslam Kübra, Hacıoğlu Nermin, Köse Fatma, Akyasan Dilek, Tunç Rukiye 19 mayıs üniversitesi samsun sağlık yüksekokulu GİRİŞ: Aile planlaması, ailelerin istedikleri zaman,bakabilecekleri,yetiştirebilecekleri sayıda çocuk sahibi olmalarıdır.Çiftlerin kullanacakları aile planlaması yöntemlerine karar vermelerini etkileyen etmenlerden biri de kullanacakları yönteme dinin bakış açısıdır. AMAÇ: Bu araştırma din görevlilerinin aile planlaması yöntemleri konusunda bilgi tutum ve davranışlarının saptanması amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Tanımlayıcı özellikte olan bu araştırma Ocak-Şubat 2007 tarihleri arasında Samsun il müftülüğüne bağlı merkez ve merkez köylerde 300 imam görev yapmaktadır. Araştırmada örnekleme gidilmemiş evrenin tamamı alınmaya çalışılmıştır. Ancak araştırmayı kabul eden 175 imam çalışma grubuna alınmıştır. Elde edilen veriler kodlanarak SPSS 10.00 programında % ve ortalama ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Araştırmada elde edilen sonuçlara göre imamların yaş ortalamaları 35 ve üzeri olup,%40,6’sı 2 çocuk sahibi,%62,3’ü eşi ve kendisi aile planlaması yöntemi kullanmaktadır. “Aile planlaması nedir?” sorusuna imamların %38,9’u “İstediği kadar çocuk sahibi olmaktır.” diye yanıtlamıştır.%88,6’sı aile planlaması yöntemlerinin kullanılması gerektiğini belirtirken,imamların aile planlaması yöntemlerinden tüpligasyon(%52.0) ve vazektominin(%29.1) dinen uygun olmadığını belirtmiştir. %47,4’ü aile planlaması yöntemleri konusunda toplumu bilgilendirmede imamların rolü olduğunu düşünüyor. Aile planlaması konusunda bilgi almak isteyen bir kişiye karşı tutumlarında imamlar %59,4’ ü sağlık kuruluşuna yönlendirdiklerini belirtmiştir. SONUÇ: İmamların doğru ve kalıcı bilgi edinmeleri ve sağlık personeli ile iş birliği içinde olmaları için gerekli çalışmaların yapılması ve diyanetin bu konuda eğitici etkinliğinin artırılması gerektiği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: aile planlaması yöntemleri, imamlar, ana-çocuk sağlığı Knowledge And Behavıour On And Attıtude Towards Methods Of Planned Parenthood Of The Chaplaıns Workıng Affılıated To The Department Of Relıgıous Affaırs In Samsun Dıstrıct Özcan Ayşegül, Mumcu Boğa Nuran, İslam Kübra, Hacıoğlu Nermin, Köse Fatma, Akyasan Dilek, Tunç Rukiye 19 mayıs üniversity samsun health high school INTRODUCTION: One of the elements that affects the couples’ choice concerning the method of planned parenthood is the religion’s perspective towards the method they intend to use. AIM: This study has been conducted in order to find out chaplains’ knowledge and behaviour on and attitude towards methods of planned parenthood. METHOD: This study which is descriptive has been conducted in january-february, 2007 with 300 chaplains working in the centrum and central villages of Samsun which are affiliated to the department of religious affairs in Samsun district.Man had studied full of world.But as religious man who is accept searcing,is taken searcing group. FINDINGS: According to the results of this study, average age of chaplains’ is over 35 and %38,9 of them describe planned parenthood as “having as many children as you intend to. With regards to chaplains’ attitudes towards people asking for information about methods of planned parenthood, %59,4 of them have indicated to have directed those people to an institution of Health. RESULT: It is concluded that work necessary for the chaplains to have correct and persisting information on the methods of planned parenthood and educating activities on the subject should be increased by the department of religious affairs. Keywords: methods of planned parenthood, chaplains, mother and child health 146 [P-090] Klinik Hemşirelerin Öğrenci Hemşirelerden Beklentileri, Diyarbakır,2007 Baran Gülbeyaz, Durgun Yeter, Baksi Altun, Arda Hamdiye, Ramazanoğlu Halide Dicle Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu, Diyarbakır AMAÇ: Bu çalışma Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan hemşirelerin, Üniversite hastanesine klinik uygulamaya giden öğrenci hemşirelerden beklentilerini saptamak amacıyla planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışma tanımlayıcı niteliklidir. Araştırmanın evrenini D.Ü araştırma hastanesinde çalışan 419 hemşire oluşturmuştur. Ancak öğrencilerle klinik deneyimi olan 165 hemşireyle (%39,3’ü ) görüşülmüştür. Öğrencilerle çalışma deneyimi olamayan hemşireler araştırmaya dâhil edilmemiştir. BULGULAR: Hemşirelerin %70,9’u 26–35 yaş grubunda, %36,7’si de lisans mezunudur. En çok istenen klinik uygulaması %96,4 ü tedavilere katılmak en az istenen klinik uygulaması ise %45,5 ile hasta yatış ve taburcu işlemleridir. Hemşirelerin %60’ı hasta bakım ve tedavisinde öğrencilere bazen güvendiklerini ve bunun nedeninin de %38,8 ile uygulamada yetersizlik olarak belirtmişler. Öğrencilerde olmasını istedikleri özellik %91,5 ile öğrenmeye açık ve istekli olmaları, % 47,3 ile klinik işleyişini olumlu etkilediklerini %63,6 ile hemşirelerle öğrencilerin bazen iletişim problemi yaşadıklarını, %57,0 ile öğrencilerle hasta ve hasta yakınları arasındaki iletişimi iyi bulduklarını belirtmişler. Hemşirelerin öğrencilerle en çok yaşadıkları sorunun % 69,1 ile pratik bilgi eksikliği olduğunu belirtmişler. SONUÇ: Hemşirelerin klinik uygulamalarda öğrencilerden beklentilerine ilişkin görüşleri tespit edilmiş ve bu sonuçlar doğrultusunda öğrencilerle klinik uygulamalarında yaşanan sorunların giderilmesine yönelik önlemler alınmasına gereksinim duyulmuştur Anahtar Kelimeler: Öğrenci hemşireler, hemşireler, Diyarbakır The Hopes Of The Clinisc’s Nurse From The Students Nurse, Diyarbakır,2007 Baran Gülbeyaz, Durgun Yeter, Baksi Altun, Arda Hamdiye, Ramazanoğlu Halide Dicle Universty, Atatürk High Health School, Diyarbakır PURPOSE: This study is planned to establish the hopes of the clinic s nurses who are studying at the Dicle Faculty of Medicine from the students nurses METHODS: This research is describtion type. There are 419 nurses who are studying at the Dicle Faculty of Medicine. This study was applied to the nurses who are studying at the Dicle Faculty of Medicine in the study it was reached to the 165 Nurses (%39,3). FINDINGS: %96,4 of nurses which is the the most want is joining treatment.%45,5 of them which is the lest want are patient banking and discharge procedures.%60 of them stated that they sometimes trust to students at the patient nursing and treatment because of inaduqative of the applications with the %38,8. %91,5 of them stated that want students who are willignis to learning,%47,3 of them stated that they affect positive to clinic operation,%63,6 of them stated that students at nurses sometimes live comunication between the students,patients and patients relative.%69,1 of them stated that the most problem that they lived students is inaduquation of pratice formation. RESULT: İt is determinated that the hopes of the nurses from the students at the clinic applications. Keywords: The Students Nurse,Nurses,Diyarbakır 147 [P-091] Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Halk Sağlığı Hemşireliği Alan Çalışması Solak Ayşe, Ateş Perihan, Baydili Hatice, Güler Gonca, Dernek Özlem Sultan, Hügül Ferda, İğde Belgin, Kirdiş Perihan, Öztürk Özgül, Polat Saadet, Vardarlı Gözde, Vural Meral, Bahar Zuhal, Özbıçakçı Şeyda, Ersin Fatma Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı, İzmir Bireylerin sağlıklarını koruma ve geliştirmede, sunulan koruyucu sağlık hizmetleri önemlidir. Hemşirelik öğrencilerinin gelecekte hizmet vereceği birincil basamak sağlık hizmetlerini tanıması, ekip üyesi olarak yerini ve önemini kavraması yapacağı uygulamalara bağlıdır. Bu makalede Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Halk Sağlığı Hemşireliği alan uygulama sonuçlarının sunulması amaçlanmıştır. 2006-2007 öğretim dönemi halk sağlığı hemşireliği alan uygulamaları bahar döneminde gerçekleştirilmektedir. On iki öğrenci birincil basamak sağlık hizmetlerinde, tüm yaş grupları yanı sıra gebe ve lohusaları da kapsayan 193 bireyi üç ay boyunca her hafta evlerinde ziyaret ederek izlemişlerdir. Ayrıca öğrenciler bir hafta boyunca Mordoğan Beldesinde yaşayan bireylere sağlık hizmeti ve sağlık eğitimi vermiştir. Şeker Mevhibe İlköğretim Okulu’nda da okul sağlığı hemşireliği uygulamalarına yer verilmiştir. Öğrenciler bireylerin sağlıklarını koruma ve geliştirmede gerekli girişimlerde bulunmuşlar, olumlu sağlık davranışları kazandırmışlardır. Anahtar Kelimeler: Halk Sağlığı Hemşireliği Alan Çalışması, Hemşirelik öğrencileri, Sağlık hizmeti Public Health Nursing Practices At Dokuz Eylul University School Of Nursing Solak Ayşe, Ateş Perihan, Baydili Hatice, Güler Gonca, Dernek Özlem Sultan, Hügül Ferda, İğde Belgin, Kirdiş Perihan, Öztürk Özgül, Polat Saadet, Vardarlı Gözde, Vural Meral, Bahar Zuhal, Özbıçakçı Şeyda, Ersin Fatma Dokuz Eylul Unıversıty School Of Nursıng, Publıc Health of Nursıng, İzmir Preventive health services offered both to prevent diseases and to promote health are important. Clinical practices allow nursing students to know the first line health care services and to recognize their roles as members of the first line health care staff. This report will present the results of Public Health Nursing practices at Dokuz Eylül University School of Nursing. Public Health Nursing practices were made in Fall Term of the 2006-2007 academic year. Twelve nursing students visited 193 individuals of all ages including pregnant and breastfeeding women in their houses every week for three months. Public Health Nursing students offered health services and health education in Mordogan City. Public Health Nursing practices involved school health nursing practices (Seker Mevhibe School) as well. The students made necessary attempts to prevent diseases and to promote health and helped individuals to exhibit positive health behaviors. Keywords: Public Health Nursing Practices, Nursing Students, Health Services 148 [P-092] Aydın il merkezinde çalışan hemşire / ebelerin meme kanseri risk faktörleri ve erken tanı metotlarına ilişkin bilgi ve uygulamaları Memiş Sakine1, Çelik Özlem1, Zor Gonca1, Balkaya Nevin Akdolun1, Demirkıran Fatma1, Özbaş Serdar2 1 Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Yüksekokulu, Aydın, Türkiye 2 Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı, Aydın, Türkiye GİRİŞ VE AMAÇ: Meme kanserinde erken tanı mortaliteyi azaltmaktadır. Bu çalışma Aydın il merkezinde çalışan hemşire/ebelerin meme kanseri ve erken tanı metotlarına ilişkin bilgi ve uygulamalarını saptamak amacıyla yapılmıştır. METOD: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki araştırma, gerekli kurum izinleri alınarak, Şubat-Mayıs 2007 arasında yapılmıştır. Katılmayı kabul eden 407 kişi ile kliniklerde yüz-yüze görüşülerek 59 soruluk “Soru Formu” doldurulmuştur. Sonuçların tanımlayıcı analizleri yapılmış ve istatistiksel değerlendirme amacıyla ki-kare testi uygulanmıştır. BULGULAR: Katılımcıların yaş ortalaması 33,64±6,74’tür ve iş tecrübeleri 13,16±7,45 yıldır. Bu kişilerin %55’i ön-lisans mezunudur. Katılımcıların 3’ünde kişisel kanser öyküsü ve 39’unun ailesinde meme/over kanseri mevcuttur. Katılımcıların %83’ü çok düzenli olmasa da kendi kendine meme muayenesi yaptıklarını bildirmişlerdir. Katılımcılar arasında meme kanseri riski düşük (%51,4) olarak algılanmaktadır. Katılımcıların 100’ü (%24,6) dokuz meme kanseri belirtisinin tamamını bilirken, 9’u hiçbir belirtiyi bilememiştir. Ayrıca %53,3’ü mastit belirtilerini, %49,9’u ağrıyı, %36,6’sı süt gelmesini ve %34,6’sı küçülmeyi kanser belirtisi olarak belirtmiştir. Katılımcıların ancak 24’ü onbir risk faktörünün tamamını ve 44’ü erken tanı ile ilgili soruların tamamını doğru olarak yanıtlamıştır. Eğitimi ön-lisan ve altında olanlar ile lisans ve üzerinde olanların risk, erken tanı ve belirti bilgileri arasında fark saptanmamıştır (p>0.05). SONUÇ: Katılımcılar meme kanseri risklerini düşük algılamakta ve meme kanserinin erken belirtilerini, risk faktörlerini ve erken tanı metotlarını yeterince bilmemektedirler. Anahtar Kelimeler: Erken belirtiler, hemşire, mene kanseri, riskk faktörleri, The knowledge and practice of nurses/midwives who are working in Aydin, about breast cancer risk factors and early diagnosis methods Memiş Sakine1, Çelik Özlem1, Zor Gonca1, Balkaya Nevin Akdolun1, Demirkıran Fatma1, Özbaş Serdar2 1 Adnan Menderes University, School of Health, Aydin, Türkiye 2 Adnan Menderes University Medical Faculty Department of Surgery, Aydin, Türkiye INTRODUCTION AND AIM: Early diagnosis in breast cancer decreases mortality. Our aim was to determine the knowledge and practice of nurses/midwives about breast cancer risk factors and early diagnosis methods. METHOD: This descriptive and cross-sectional study was performed between February-May 2007. Four hundred and seven nurses/midwives agreed to participate and they asked to fill a questionnaire with 59 questions. Descriptive analysis were done and chi-square test was performed for statistical analysis. FINDINGS: The mean age of the participants were 33.64±6.74 and work experience is 13.16±7.45 years. Fifty-five percent of the participants were under graduate. Personel breast cancer history was present in 3 and a family history of breast/over cancer in 39 of the participants. Although not regularly done, 83% were performing breast self-examination. One hundred(24,6%) participants are aware of the all nine breast cancer signs. All the questions about risk factors and early diagnosis were truely answered by only 24(5.9%) and 44(10.8%) participants, respectively. There is no statistically significant difference between the participants who are under graduate and post-graduate (p>0.05). RESULT: More than half of the participants (51.4%) percieved their breast cancer as low and many of them are unaware of the early signs, risk factors and the methods of early diagnosis in breast cancer. Keywords: Early signs,breast cancer, nurse, risk factors 149 [P-093] Diyabet Hastalarının Hipoglisemi - Hiperglisemi Durumlarının Değerlendirilmesi Ve İnsülin Uygulaması Açısından Bilgi Düzeylerinin Saptanması Pamukçu Kadriye Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Çanakkale/Türkiye GİRİŞ: Diyabetli bireyin özbakım becerilerini geliştirmesi ve etkili kullanması gerektirmektedir. Diyabet hastalığının seyrini ancak iyi bir takiple anlarız. Takibin en önemli basamağıysa kan şekerinin ölçülmesidir. Çünkü hipoglisemi ve hiperglisemi durumlarının değerlendirilmesinde etkin rol oynamaktadır. AMAÇ: Diyabet hastalarının hipoglisemi - hiperglisemi durumlarının değerlendirilmesi ve insülin uygulaması açısından bilgi düzeylerinin saptanması amacıyla yapılmıştır. GEREÇ YÖNTEM: Araştırma 01 Nisan- 15 Mayıs tarihleri arasında Çanakkale Devlet Hastanesine başvuran 60 diyabet hastasına uygulanmıştır. Anket formunda 32 soru bulunup, yüz yüze görüşme tekniği ile uygulanmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde SPSS programı kullanıldı. BULGULAR: Hastaların %45’i insülin, %66 ‘sı hap kullanmaktadır. %23,3’ ü HbA1C ’ye baktırıyor. %55 ‘inin cihazı yok. %74‘ü insülin kalemi kullanıyor. İnsülini %77,7 ‘si koluna, %66,6 ‘sı bacağına %55,5’i karnına uyguluyor. %66,6 ‘sı insülini yaptıktan sonra hemen çekmiyor. %26’sı ucunu her defasında değiştiriyor. Hipoglisemideyken %43,3’ü şekerli birşeyler yiyor, %68,3’ü nedenini öğün atlanmasına bağlıyor. %68,3’ü hipergliseminin nedenini düzensiz ve fazla yemeye bağlıyor. % 21,7 ‘si düşük kan şekerinin tehlikeli olduğunu söylüyor. SONUÇ: Hipoglisemi durumunun önemli olmasına rağmen hastaların düzenli ölçüm yapmadığı ve gereken önlemi almadığı, doğru insülin uygulama tekniğini kullandıkları saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: hiperglisemi, hipoglisemi, insülin The evaluation of the patients with insülin in the condition of hipoglisemia and hiperglisemia and to ascertain their knowledge level in accordance with using insülin Pamukçu Kadriye Canakkale OnSekiz Mart University Health College, Canakkale/Turkey INTRODUCTORY: Diabetic patients develop his owncare skills and use them effectively. We can understand the progress of diabetic sickness with well observing. The most important stage is to measure bloodsugar. Because it has an important role to evaluate the condition of hipoglisemia and hiperglisemia. PURPOSE: It’s aimed to evaluate the hipoglisemia and hiperglisemia of the patients with diabet and to ascertain the knowledge level for practising insülin. MEAN and METHOD: The search was applied to the 60 diabetic patient in Çanakkale State Hospital on the date between 1st april _15th may. The inquiry includes 32 questions and it used the face to face technique and SPSS programme was used for getting the datas. FINDINGS: 45 % use insülin, 66% drug. 23,3% have HbA1C controlled.55% has no instrument.74% through their arm, 66,6% their leg,55,5% abdomen. 66,6% waits sometime after the injection.26% changes the tip for each time 43,3% eats something with hipoglisemia.68,3% the reason for hipoglisemia and hiperglisemia is disorder and overeating. 21,7% of them says hipoglisemia is dangerous. RESULT: Although hipoglisemia is important, the patients don’t have routine measure and don’t take necessary precautions. It’s noticed that they use the correct injection Keywords: hiperglisemia, hipoglisemia, insülin 150 [P-094] Bir Grup Gebenin Sosyo-Demografik Özellikleri Ve Depresyon Durumlarının İrdelenmesi Taşpınar Yasemin, Şenol Hülya, Başkurt Selma Kazar Bir Grup Gebenin Sosyo-Demografik Özellikleri Ve Depresyon Durumlarının İrdelenmesi Çalışmanın amacı gebelerin sosyo-demografik özelliklerini belirlemek, gebelerde depresyon durumunu irdeleyip, depresyonu önlemek, depresifleri tedaviye yönlendirmektir. Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikli çalışma 2006-2007 tarihleri arasında Balıkesir Doğum ve Çocuk Bakım Evi’ne doğum yapmak ve muayene olmak için gelen 141 gebe ile gerçekleştirilmiştir. İzinler alındıktan sonra veriler, Beck Depresyon Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Veriler SPSS programında aritmetik ortalama, standart sapma, frekans dağılımları alınarak, ki-kare ve anova testi ile değerlendirilmiştir. Yaş ortalaması ve standart sapması 25,61±5,07’ dir. Depresyon puanlarının aritmetik ortalaması ve standart sapması 15,61±10,19’dur. Medeni durumları incelendiğinde 97,9 ‘ unun evli, %46,8’ inin ilkokul mezunu, %83,0’ ının ev hanımı oldukları saptanmıştır. Evlenme usulleri araştırıldığında %17,0’ ının eşine kaçtığı, gebelik sayılarına bakıldığında %50,3’ ünün 1. gebelikleri olduğu, %75,9’ unun hiç düşük yapmadıkları, %70,9’u şu anki gebeliklerini istedikleri, %43,3’ ünün 1. trimesterde oldukları saptanmıştır. Gebelik sayısı ve düşük sayısı karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlılık saptanmıştır p<0,01 (fisher’s exact test). Evlenme usulleriyle depresyon puanları arasında anlamlılık saptanmıştır. Anova testine göre anlamlılığı yaratan gruplar eşiyle anlaşarak evlenenler veya kaçarak evlenenlerdir. Bu grupların depresyon oranları yüksek çıkmıştır. F= 4,036 P=0,020 Gebelerde depresyon bulunmamakla birlikte, stres ve anksiyeteden kaynaklanan sorunlar mevcuttur. Tedavi için gerekli yönlendirme yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Kadın, Gebelik, Depresyon The Examination of The Sociodemographic Choractesicics and Depression Manner of a Group of Pregnant Taşpınar Yasemin, Şenol Hülya, Başkurt Selma Kazar The Examination of The Sociodemographic Choractesicics and Depression Manner of a Group of Pregnant AIM: the aim of the study is to identify the sociodemographic characteristics of pregment, prement and treat depression. EQUINMENT AND METHOD: This sectional study was realized on 141 pregmant caming to give a birth to the Balkesir Maternity Hospital in 2006-2007 after permission, the data gathered using Beck Depression Measurement. FINDINGS: The Avarage of age and the Standard Deviation is 25,61±5,07. The arithmetre Avarage and Standart Deviation of depression is 15,61±10,91.According to their civil stuatron,%97,9 of them are married, %46,8 are graduated from primary school, 583 OF them are housewife Moreaver, %17 of tehm abonden their family and getmarried; %50,3`s pregnancy is for the frist time, %75,9 never proapsed; %70,9 wants this pregnancy; %43,3 are at the first trimester.When comparising the pregnancy number and the prolapsing number, the result is staticall meaningful:p<0,01 (fisheis exact test). Between marriage styles and depression paint the meanmgfulness is fixed. According to Anova test, groups who make up the meaning fuiness are anes who choose hislher partner. CONCLUSION: There is no depression on prononcies but theyhave stress and anxiety.Direction for medica treatmect is made. Keywords: woman, pregnancy, depresion. 151 [P-095] Öğrencilerin Güneşten Korunma Davranışlarının İncelenmesi Nar Şerife1, Yalçın Sibel1, Atintaş Burcu1, Tarhan Merve1, Öztürk Meryem2, Coşansu Gülhan2 1 İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul 2 İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği ABD,İstanbul GİRİŞ: Güneş ışınları, akut güneş yanığı, güneş alerjileri, kronik cilt hasarları ve kanserler gibi dermatolojik hastalıkların oluşmasında önemli rol oynar. Küçük yaşlarda güneş ışınlarına fazla maruz kalanların yetişkinlik döneminde kanser riskleri fazladır.Bunun için erken yaşlarda güneş ışınlarından korunma davranışların geliştirilmesi önemlidir. YÖNTEM: Bu araştırma ilköğretim öğrencilerinin güneşten korunma bilgi, tutum ve davranışlarını değerlendirmek amacıyla Kağıthane Hasdal İlköğretim Okulu 6,7 ve 8.sınıf öğrencileri (n:496) ile yapılmıştır. Veriler anket formuyla toplanmış,SPSS 11.5 ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Öğrencilerin %49.4’ ü siyah saçlı, %38.7’si açık tenli ve % 67.1’si kahverengi gözlüdür. Öğrencilerin % 35.2’si plajda güneşten korunmak için mayonun üstüne kıyafet giymeyi kendine yakıştırmadığını, % 60.5’i ara sıra güneşte yanmanın zararlı olmadığını, % 19.6’sı ise güneşten korunmasına gerek olmadığını çünkü hiçbir zaman cilt kanseri olmayacağını düşündüğünü belirtmişlerdir. SONUÇ: Öğrencilerin güneş ışınlarının insan sağlığı üzerine zararlı etkileri ve güneşten korunma hakkında bilgi, tutum ve davranışlarının istenen düzeyde olmadığı belirlenmiştir. Bu bağlamda okullarda güneşten korunma yolları hakkında sağlık eğitimleri yapılmalıdır. Anahtar Kelimeler: Güneşten korunma, güneş yanığı, cilt kanseri, okul sağlığı Investıgatıon About The Sun Protectıon Behavıors Of Students Nar Şerife1, Yalçın Sibel1, Atintaş Burcu1, Tarhan Merve1, Öztürk Meryem2, Coşansu Gülhan2 1 İstanbul University, Florence Nightingale School of Nursing, İstanbul, Turkey 2 Department of Public Health Nursing,İstanbul University, Florence Nightingale School of Nursing, İstanbul, Turkey INTRODUCTION: The sunlights have an important role on dermatological diseases like sun allergies, chronic skin damages and cancers. People exposed to the sunlights for a long period at early ages are more likely to have cancer. Therefore, it is important to adopt and develop health promoting behaviors for protection from sunlight exposure at early ages. METHOD: This research has been conducted at Kagithane Hasdal Elemantary School, on 6th, 7th and 8th grade students (n=496) to evaluate the knowledge, attitudes and behaviors about sun protection behaviors of students. Data was gathered using a questionnaire. The statistical analysis was done using SPSS 11.5 program. RESULTS: Nearly half of the students (49.4%) were dark haired, 38,7% had pale skin, 67.1% were brown eyed. Most of them (60.5%) reported that they believed that accasional sunburns were not harmful, 19.6% assumed that they would never have a skin cancer, therefore there was no need to adopt appropriate sun protection measures. CONCLUSION: It was found out that students did not have enough knowledge, proper attitudes and behaviors about the harmful affects of sunlights on human health and protection from sun exposure. Therefore, at schools, health educational programs should be astablished about the protection from sun exposure. Keywords: sun protection, skin cancer, suntan, school health 152 [P-096] Balıkesir Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Sağlık Memurluğu Bölümü Öğrencilerindeki Depresif Belirti Düzeylerinin İrdelenmesi Taşpınar Yasemin, Şenol Hülya, Başkurt Selma Kazar Balıkesir Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Sağlık memurluğu öğrencilerindeki, depresif belirtilerin gözlenmesi, ilgililerin gerekli tedavi ve bakıma yönlendirilmeleri amaçlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki bu çalışma Şubat-Nisan 2007 tarihlerinde Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Sağlık Memurluğu bölümü son sınıf öğrencileri ile yapılmıştır. Gerekli izinler alındıktan sonra veriler sosyo-demogrofik veri formu ve Beck depresyon ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Ölçeğin kesim puanı 17 alınmıştır. SPSS programında aritmetik ortalama ve frekans dağılımlarıyla değerlendirilmiştir. BULGULAR: Öğrencilerin yaşları 21 ile 28 arasında değişmekte olup aritmetik ortalama ve standart sapması 23.07±1.28’dir. Katılımcıların %95’i bekar, %32.5’i gelir getiren bir işte çalışmaktadır. Yanıtlayanların %60’ı mesleğini sevmiyor, %75 i bölümünden memnun % 62.5’i kendisini yorgun ve yıpranmış hissetmektedir. Katılımcıların %27.5’i ölçekten 17’nin üzerinde puan almıştır Öğrencilerin aldıkları depresif belirti düzeyleri puanları 3 ile 37 arasında değişmekte olup aritmetik ortalama ve standart sapması 12.67±7.95 tir.. SONUÇ: Öğrencilerde stres ve anksiyeteden kaynaklanan durumlar yoğundur, uygulanan testten 17’nin üzerinde puan alanlarla birebir görüşülerek profesyonel bir kişiden yardım almaları önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: Öğrenci,üniversite, depresyon Examination of the Depressive Symptom Level of Students from Health College of Balıkesir University Deparment of Health Servant Taşpınar Yasemin, Şenol Hülya, Başkurt Selma Kazar University of Balıkesir, Medical College AIM: Examining depressive symptom level and obseving depressive sympiouns of the healt Servantdeparment students. If nead, they are drected to treatment. EQUIMENT AND METHOD: This defining and sectional study ıs made of bye Balıkesir University,Deparment of Health Servant,4th class students. After taking pesmission which is nead, the data is gathered by using sociodemographic datufrom and Beck Depression Measurement The zone paint of the measurement is taken as 17. It is evalvated in SPSS programene with arithmetic avarage and freqvency distribution. FINDINGS: Students are between 21 and 28 years old. Aritmetic avarage and standart distrubution are 23,07±1,28. %95 of the participators are unmarried, %32,5 has a job and eans money. %60 of the answers doesn’t like his job, %75 of them contents with his/her deparment, %62,5 feels tired. %27,5 of the participants takes over 17 point from the between 3 and 37; arithmetic avarage and standart tribotron are 12,67±7,95. CONCLUSION: Stress and anxiety are dense on students, who take over 17 pint from the test are interviewed one by one and aduiced take help from a professor. Keywords: Student, university, depression 153 [P-097] Samsun Belediyesi Temizlik İşçilerinin Kişisel Hijyen Uygulamaları Altay Birsen, İslam Kübra ondokuz mayıs üniversitesi samsun sağlık yüksek okulu samsun GİRİŞ: Bireysel hijyen bireyin sağlığını sürdürmek için yaptığı özbakım uygulamalarını içerir. Temizlik işçilerinde bireysel hijyen uygulamaları büyük öneme sahiptir. AMAÇ: Bu araştırma samsun belediyesinde çalışmakta olan temizlik işçilerinin kişisel hijyenle ilgili bilgi ve uygulamalarını değerlendirmek amacıyla planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı özellikte olan bu çalışma Samsun il sınırları içerisinde bulunan 5 beldeye bağlı şirketlerde çalışan temizlik işçileri ile yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini veri toplama süresinde şirkette bulunan ve araştırmaya katılmaya gönüllü olan 120 temizlik işçisi oluşturmuştur. Veriler anket formu ile toplanmıştır. Veriler SPSS programında yüzde ve ortalama ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Temizlik işçilerinin % 42’si 30-40 yaşlarında olup, % 77.0's’i ilkokul mezunudur. İşçilerin tamamı iş esnasında özel iş kıyafeti, % 91,7’si eldiven kullanmakta olup, % 95,7’sinin ellerini doğru yıkadığı ve % 65.0’ninde kendine özel el havlusu olduğu saptanmıştır. İşçilerin genel hijyen alışkanlıklarına bakıldığında % 82,1’inin dişlerini günde en az bir kez fırçaladığı, % 67.5’inin iki günde bir banyo yaptığı, % 44,2’sinin iç çamaşırlarını her gün değiştirdiği ve % 98.3’ünün de gece yatmadan önce ayaklarını her gün yıkadıkları ve % 94.1’inin işinden dolayı herhangi bir hastalık geçirmediği saptanmıştır. SONUÇ: Bu bulgular doğrultusunda temizlik işçilerinin sağlığı korumaya yönelik hijyenik uygulamalarının çoğunluğunun yeterli olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kişisel hijyen, Temizlik İşçisi, Yetişkin, Sağlık Personal Hygiene Practices Of The Cleaners İn Samsun Municipality Altay Birsen, İslam Kübra OMU Samsun health school Samsun INTRODUCTION: Personal hygiene includes the selfcare practices a person does in order to maintain his/her health. Personal hygiene is of great importance to cleaners. OBJECTIVE: This study has been planned in order to assess the knowledge and practices of the cleaners working in the central municipalities in Samsun. MATERIAL-METHOD: This descriptive study has been conducted with the cleaners who have been working for the affiliated cleaning companies to 5 districtis within the boundaries of Samsun. Samples of the study consists of 120 cleaning workers. For this purpose questionnaire were used. The data was evaluated with acomputer programed and analyzed with mean, yüzdelik. RESULTS: İn our study, it has been found out that all of the workers wear overalls during the work hours, 91.7 % of them use gloves while working, 95.7% of them wash their hands properly and 65.0% of them use personal towels, 82.1% of the workers brush their teeth everyday at least once or twice, 67.5% of them take abath once in every two days, %44.2 of them change their underwear everyday. CONCLUSION: In accordance with these findings, cleaners’ hygiene practices to protect their health have proved to be sufficient. Keywords: Personal hygiene, cleaners, adult,health 154 [P-098] Diyarbakır İl Merkezinde Sezaryen İle Doğum Yapmış Kadınların Özellikleri Yaşar Bakiye1, Yiğitalp Gülhan1, Camuz Funda1, İpekçi Müjgan Müjde3, Saka Günay2 1 Dicle Üniversitesi Atatürk S.Y.O 2 Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı A.B 3 Diyarbakır Doğumevi Hastanesi AMAÇ: Bu çalışmanın amacı; sezaryen olmuş kadınların özelliklerini tanımlamaktır. YÖNTEM: Araştırma tanımlayıcıdır. Araştırma Diyarbakır İl merkezindeki bir hastanenin emzirme polikliniğine başvuran ve sezaryan olmuş 183 kadın üzerinden yürütülmüştür. Veriler bilgisayar ortamına kaydedilmiş; istatistiksel olarak yüzde ve ortalama kullanılmıştır. BULGULAR: Kadınların %40,7 ‘si okur-yazar değil, %88,5’i ev hanımı, %38,5’i geniş ailede yaşamaktadırlar. Eşleri ile akrabalık durumlarına bakıldığında %40,1’i eşi ile akrabadırlar. Eşlerin eğitim durumuna bakıldığında %34,1’i ilkokul mezunudur. Kadınların %94,5’ine sezaryeni doktorları önermiştir. Kadınlara neden sezaryen oldukları sorulduğunda; Kadınların %48,4 “sağlık sorunumdan dolayı” ifadesini kullanırken, %27,5’ i “diğer nedenler(tüpligasyan, v.s) dolayı” olduklarını ifade etmişlerdir. Kadınlar sezaryendan sonra birinci sırada “sırt ve bel ağrısından(%93,4)”, ikinci sırada“Dikiş yerinde ağrı ve yanmadan(%91,8)” sıkıntı çektiklerini ifade etmektedirler. Kadınlara sonraki doğumda, hangi doğumu tercih edecekleri sorgulandığında %54,4’ü yine sezaryeni tercih edebileceklerini ifade etmişlerdir. SONUÇ: Sezaryen yaptıran kadınların büyük çoğunluğunun eğitim düzeyinin düşük olduğu ve geniş ailelerde yaşayan ev hanımları oldukları saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Diyarbakır, sezaryen Characteristic of Women Who Make Ceaserian Section in Diyarbakir Yaşar Bakiye1, Yiğitalp Gülhan1, Camuz Funda1, İpekçi Müjgan Müjde3, Saka Günay2 1 Dicle University of Atatürk High Health School 2 Dicle University Faculty of Medicine Department of Public Health 3 Diyarbakır of Birth Home Hospital PURPOSE: The purpose of this study is descriptif characteristic of women who make ceaserian section METHOD: This study is desciriptif. This study is reached to 183 women who apply breast-feed policlinic and make ceaserian section in center of Diyarbakır. Knowledges which are optained are saved at the computer environment, statiticial per cent and means. FINDINGS: It found from the mothers pointed to research,%40,7 of them is not literate,%88,5 of them is housewife, %38,5 have lived in wide family. % 40,1 of them are relative with the their husband. %34,1 of their husband are graduate from primary school. The doctor of %94,5 women suggest them CIS. When they are asked why they make CIS, them %48,4 of them mentioned the reason of health problem, %27,5 of them are other reason(TL, v.s) They have stated that primary reason “back and woist pain” and the second reason the pain in the place of suture and inflame” bothered. When we asked them the after birth’s wich they preferred, the %54,4 of them have mentioned that again CIS. RESULT: It is establish that women who make ceaserian section generally have low educational level and live in traditional family. Keywords: CIS, Diyarbakır 155 [P-099] Hemşirelerin Varisle İlgili Korunma Yöntemleri ve Uygulamalarının Değerlendirilmesi Özkan Sultan1, Yılmaz Emel2, Çelebi Esra1, Şener Hilal1, Bayraktar Nurgül1, Kocaer Yasemin1 1 Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu 2 Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu Varis bacaklarda meydana gelen genişlemiş ven hastalığıdır. Varis ağrı, kramp, yanma, ağırlık hissi, kılcal damarlarda çatallaşma, kozmetik açıdan kötü görünüm gibi bir çok probleme neden olur. Ayrıca tedavi edilmeyen varislerde yırtılma, kanama, flebit, derin ven trombozu ve ülser gelişebilir. Varis bir meslek hastalığıdır. Kas hareketi olmaksızın uzun süre ayakta durulmasını gerektiren mesleklerde sık rastlanır. Hemşirelik de risk altındaki meslek grubudur. AMAÇ Araştırma, hemşirelerin varisle ilgili korunma yöntemleri ve yaptıkları uygulamaları saptamak amacıyla planlanmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM Bandırma devlet hastanesinde görev alan ulaşabildiğimiz 116 hemşireye çalışma koşulları, sosyodemografik özellikleri sorgulayan bir anket uygulanmıştır. Veriler SPSS 10.0 for Windows'ta analiz edilmiştir. BULGULAR Araştırmaya katılan hemşirelerin %30.2'sinde varis olduğu;%30.2'sinin ise varisten şüphelendiği saptanmıştır. Varis olanların %59.3'ünde kılcal damar genişlemeleri,%37.2'sinin ailesinde damar problemi vardır. 4 ve üzeri hamilelik geçirenlerin %66.7'sinde varis bulunmaktadır. Düzenli egzersiz yapanların ise %83.3'ünde varis olmadığı saptanmıştır. SONUÇLAR Hemşirelerin korunma yöntemi olarak bacağı elevasyona alma, bol su içme, yüksek topuklu ayakkabı giymeme, kısa mesafeli yolda yürümeyi her zaman uyguladığı; sigara ve alkolden uzak durma, varisli bölgeye soğuk uygulama yapma ve varis çorabı giymeyi ise uygulamadıkları saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Hemşire,Korunma,Varis Assessing Nurses' Protection Methods and Practices Against Varix Özkan Sultan1, Yılmaz Emel2, Çelebi Esra1, Şener Hilal1, Bayraktar Nurgül1, Kocaer Yasemin1 1 Balıkesir University, Bandırma Higher Institute of Medicine 2 Celal Bayar University, Manisa Higher Institute of Medicine Varix is an advanced vein occurs on legs.Varix causes many problems like ache,cramp,exhausting feelings,capillary bifurcation and ugly appearance.And also the illnesses which aren't cured cause bleeding,rend,flebite,vein thrombus and also may cause ulcer.Usually seen in the occupations in which don't have much muscular transactions.And nursery is on of the jobs under risk. PURPOSE Research was made to know the protection ways of the nurses and what they had carried out. DEVICE and METHOD The survey is made in Bandırma States Hospital to interogate 116 nurses that include working conditions and social demographic particularity.The findings were analyzed via SPSS 10.0. FINDINGS The %30.2 paticipants of the survay had varix,%30.2 of them were suspicious of varix.%59.3 of those who had varix had capillary widen;%37.2 had already blood vessel problems in their families.%67 of those who had 4 or more pregnancy had varix.%83.3 of those who made regular practice didn't have varix. RESULT In order to protect themselves it is found out that they evaluate their leg,drink a lot of water,not wear high heels,walk in short ways,keep away from smoking and alkol,heve cool application on the varix area and wear varix socks Keywords: Nurse,Protection,Varix 156 [P-100] Dişi Kuşların Yaptığı Yuva Resmi ve Stresle Başa Çıkma Durumları Aştı Nesrin1, Altınsoy Hamide2, Köse Meymune2, Güngör Pınar2 1 fethiye sağlık yüksek okulu, Muğla 2 fethiye AÇEV kursu, Muğla Resim, psikolojik açıdan bireyleri bize tanıtmaya yarayan bir ölçüt olduğu gibi, onun zeka, kişilik, yakın çevre özellikleriyle iç dünyasını yansıtmaya yarayan bir ifade aracı olarak da büyük önem taşır. AMAÇ: Fethiye Halk Eğitim Merkezi Ana Çocuk Sağlığı Eğitim Programına gelen kursiyerlerin yapmış oldukları yuva resimleri ile stres durumlarının belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. MATERYAL-METOD: Çalışma evrenini Fethiye Halk Eğitim Merkezi Ana Çocuk. 29 kişiye anket uygulanmıştır. Kadınların stresle durumları ile yuvada (ev, insan, ağaç..gibi) kullandıkları öğeler arasındaki ilişkinin araştırıldığı bu çalışmada; çoğunluğu evin dışını çizmiş olup(%55.2, 16), ev çizenler genelde tek katlı ev (%27.6, 8), ev içini (%24.1, 7), ev kapısını (%34.5, 10), pencere (%24.1, 7), çizdikleri ve evin bacasını çizmedikleri%24.1, 7) saptanmıştır. Örneklemin çizdiği resimde çoğunluğun evde (%79.3, 23) ve bahçede (%62.1, 18) insan figürü yoktur. İnsan çizilen resimlerin çoğunluğunda iletişime yer verilmemiştir(%69.0, 20). Ed dışında çoğunluğunda ağaç çizilmiş (%82.8, 24) olup çizilen ağaçların çoğunluğu yapraklı (%79.3, 23), meyveli (%62.1, 18) ve bahçe çiçeklidir (%65.5, 19). Ayrıca çok azı güneş (%31.0, 9), deniz (%3.4, 1) ve hayvan (%31.0, 9) çizmişlerdir.örnekleme alınan bireylerin S(mantık) puanları 3.85±0.39, D(duygusal) puanları 31.4±0.44 olarak bulunmuştur. Gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edilmiştir(p<0.05). sonuç olarak örneklem daha çok duygusal başa çıkma tarzını kullanmıştır. Anahtar Kelimeler: resim, stres Female Bırdo Do, Nest Offıcıal and Stress Manage SucceSssfully Case Aştı Nesrin1, Altınsoy Hamide2, Köse Meymune2, Güngör Pınar2 1 fethiye health college 2 Fethiye, people, education, centre, native, child, health, Education, Programme THE PURPOSE: Fethiye people, education, centre, native, child, health, Education, Programme, come, courses see do, become, nest picture With Stres, case. MATERYAL AND METHOD:, Fethiye people education, centre, native, child, health, Education, Programme come, 29, woman. of the universe, Be_given, 5 personal The knowledge form And Pehlivan, 50 Stresle, head scale(4), Be_given, Bilgisayar environment Spss 11.0, packet programme, Be_used, utilize. Women, Stresle case with receptacle. The elements what they used of the relation This; Çoğunluğu the house Outside, draw, (%55.2, 16), general, Only folded house, (%27.6,8 ), House, inside, (%24.1, 7), house, door, (%34.5, 10), The window, (%24.1,7) They drawed and, House, chimney, boot, (%24.1, 7), be fixed, draw Picture, house, (%79.3, 23), and, garden, (%62.1,18), human-being, there. Human-being, picture, communication, place (%69.0, 20), Outside the house, tree, draw, (%82.8,24), become of the trees, Yaprakli (%79.3, 23), fruitful, (%62.1,18), and, garden, flower, (%65.5, 19). Ayrica, very little, sun, (%31.0, 9), sea (%3.4, 1), And, animal, (%31.0, 9). İstatistiksel, S(mantik), point, 3.85±0.39, D(duygusal), point, 31.4±0.44, be found. The groups, of the difference,(p<0.05). As a result more sentimental Don't manage successfully It used the manner Keywords: picture, sress 157 [P-101] Samsun Sağlık Yüksekokulu Son Sınıf Öğrencilerinin AIDS Hakkındaki Bilgi ve Tutumları Berber Çigdem1, Kökdener Meltem2, Alakuş Selma2 1 Ondokuz Mayıs Üniversitesi,Samsun Sağlık Yüksekokulu,Ebelik Bölümü, Samsun 2 Ondokuz Mayıs Üniversitesi,Samsun Sağlık Yüksekokulu, Samsun AIDS tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunudurBu çalışmadaki amacımız Samsun Sağlık Yüksekokulu son sınıf öğrencilerinin AIDS hakkındaki bilgi düzeylerini belirlemek, bilgi düzeylerinin tutumlarını ve ne yönde etkilediğini ortaya koymaktır. Çalışmamız 2006-2007 eğitim ve öğretim yılında yapılmış, araştırmanın evreni Samsun Sağlık Yüksekokulu son sınıf (Ebelik ve Hemşirelik bölümleri) öğrencileri oluşturmuştur. Veriler araştırmacılarca geliştirilen 41 soruluk anket formu aracılığıyla 101 öğrencinin % 83( 82) üne ulaşılarak toplanmıştır. Veriler SPSS programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin %46’sı ebelik bölümü, % 54’ü hemşirelik bölümü öğrencisidir. Öğrencilerin % 91 ’ i virüsün bağışıklık sistemini etkilediğini, %97’si kan doku ve organ nakli ile % 90’ı ise anneden bebeğe geçtiğini % 94’ü ortak enjektör kullanımı ile AIDS in geçebileceğini bilmektedir. Sonuç olarak, Samsun Sağlık Yüksekokulu son sınıf öğrencilerinin AIDS hakkındaki bilgi düzeylerinin iyi olduğu ama zaman zaman bilgilerinin tutumlarına yansımadığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: AIDS, HIV, Bağışıklık sistemi The Knowledge and Altitudes of Last Class Students About AIDS at Samsun Healty High School of Ondokuz Mayıs Unıversity Berber Çigdem1, Kökdener Meltem2, Alakuş Selma2 1 Department of Midwifes, Samsun Healty High School, Ondokuz Mayıs University, Midwifes,Samsun,Turkey 2 Samsun Healty High School, Ondokuz Mayıs University, Samsun AIDS is an important problem of health in the whole of the world. In this study, it is aimed to determined the knowledge levels of last class student about AIDS. Our study was conducted in the semestr period of 2006-2007. The university of study has been formed who are being educated 4th grades of Nursing and Midwifes department of Samsun Health High School of Ondokuz Mayıs University in Samsun. The data were obtained from 82 (% 83) of the 101 student and collected using a questionnaire with 41 questions. The data analysed using SPSS statistical packet programme. 46% of the students are from midwifes department and 54% of students nursing department. 91% of students have expressed that the system on which the virüs is affective in the immun system. The ways of transmission of the disease has been detemined as blood transfusion 97 %, the ways of transmission of the disease has been detemined as tissue or organ transplantasion 90 % and as a perinatal way by 94 %. Consequently we have conclude that Samsun Health High School last class students knowledge levels on AIDS are good but time to time they do not used it in practice. Keywords: AIDS, HIV, human immune system. 158 [P-102] Hemşirelerin Lisansüstü Eğitim ile İlgili Görüş ve Düşünceleri Derebent Esma1, Hata Melek2, Yıldırım Rukiye2 1 Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Araştırma Görevlisi 2 Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik 4. sınıf öğrencisi Bu araştırma hemşirelerin, hemşirelikte lisansüstü eğitim konusundaki düşüncelerini belirlemek, değerlendirmek ve lisansüstü eğitimin önemini vurgulamak amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Mersin Üniversitesi Hastanesi’nde, hemşirelik yapmakta olan bütün hemşireler, örneklemini ise çalışmaya katılmayı kabul eden 85 hemşire oluşturmuştur. Araştırma Aralık 2006’da gerçekleştirilmiştir. Veriler SPSS 11.5 ile değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamına alınan hemşirelerin %76.5’i 19 ile 30 yaş arasında, %44.7’si lisans mezunu, %48.4'ü yaklaşık 5 yıldır bu mesleği icra etmektedirler. Hemşirelerin %97.6’sı branşlaşmanın gerekli olduğunu düşünmekte fakat %27.1'i lisansüstü eğitim almak istememektedir. Hemşirelerin yarıya yakını lisansüstü eğitim almak istememe nedenlerini açıklayamamakta ve %17.4'ü mesleki fonksiyonlarının lisansüstü eğitimle değişmeyeceğini düşünmektedir. Hemşirelerin yaklaşık yarısı lisansüstü eğitimin amacını bir alanda uzmanlaşma, ve kaliteli hizmet verebilmek için profesyonel bir eğitim alma olarak belirtirken; %14.1’inin lisansüstü eğitimin amacı hakkında bir görüşü yoktur. Hemşireler hemşirelik mesleğinin geleceğini iyi görmektedirler. Anahtar Kelimeler: hemşire, hemşirelik, lisansüstü eğitim, master The Views and Thoughts of Nurses' About Graduate Education Derebent Esma1, Hata Melek2, Yıldırım Rukiye2 1 Mersin University School of Health Science Research Assistant 2 Mersin University School of Health Science Nursing Student 4th class This research was made to determine, and evaluate the nurses’ thoughts about the postgraduate education and emphasize the importance of this. The research population was comprised of all the nurses at Mersin University Hospital. All of the nurses were included in the sample, but 85 nurses who agreed to participate in the research. This research was made on December 2006. Data were evaluated with SPSS 11.5. 76.5% of the nurses were between 19-30 years of age, 44.7% of them have baccalaureate degree, and 48.4% of them have been working for approximately five years as a nurse. While 97.6% of the nurses thought that being expert in one department is necessary, 27.1% of them didn’t want to study in postgraduate education. Half of the nurses didn’t explain the reason of their reluctance to the postgraduate education. According to 17.4% of the nurses, postgraduate education didn’t change their occupational functions. Although aproximately half of the nurses thought the aim of the postgraduate education was being expert in one department and should take postgraduate education to give high quality service, 14.1% of them has no idea about the aim of the postgraduate education. They see a positive future for the nursing profession. Keywords: nurse,nursing,graduate education, master 159 [P-103] Hitit Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Öğrencileri’nin Kadının İş Yaşamındaki Yeri ve Uzmanlaşmaya İlişkin Düşünceleri Büyükkayacı Nuriye, Işık Yeliz Hitit Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu ÇORUM AMAÇ: Çalışma, Hitit Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Öğrencileri’nin ‘Kadının İş Yaşamındaki Yeri ve Uzmanlaşmaya İlişkin Düşünceleri’ni belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. YÖNTEM: Araştırmaya Hitit Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nun toplam 150 öğrencisi katılmıştır. veri toplama aracı olarak anket formu, 10.01.07 -10.02.07 tarihleri arasında uygulanmıştır. İstatistiksel analizler SPSS V (13.0 ) paket programında yüzdelik sayılar ve ki-kare testi ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Araştırmaya katılanların %26’sını 21 yaş grubundaki öğrenciler oluşturmaktadır. Bu gruptaki öğrencilerin büyük çoğunluğu branşlaşmanın gerekliliğine evet derken(%95,3), araştırmaya katılan öğrencilerin %97.3’ü hemşirelik mesleğinde uzmanlaşma/branşlaşmanın olması gerektiğini ifade etmişlerdir. Bu öğrencilerin %53’ü uzmanlaşmanın lisans döneminde olması gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca,öğrencilerin %72.0’ı “kadınların erkekler kadar iyi yöneticilik ve liderlik yapamazlar” ifadesine katılmazken, %88.0’ı kadınların iş yaşamına girmelerinin, ülkenin ekonomik ve sosyal yönden kalkınması için önemli olduğunu ifade etmişlerdir. SONUÇ: Hemşirelere, lisans döneminde branşlaşma/uzmanlaşma konularında eğitim programlarının düzenlenmesi, sertifikalar verilmesi ve konuya yönelik olarak müfredat programlarının düzenlenmesi, öğrencilerin toplumsal cinsiyet temelli bakışının mesleğe yönelik etkilerini olumlu hale dönüştürecek eğitim politikalarının benimsenmesi önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Kadın,Uzmanlaşma, Hemşirelik Thinking of The Students of Hitit University School of Health About Womens Place İn Work life and Specialization Büyükkayacı Nuriye, Işık Yeliz Hitit University School of Health OBJECTİVE: This descriptive study was conducted to evaluate the toughts of students of Hitit University School of Health about ‘womens place in worklife and specialization’ METHOD: A total number of 150 students of Hitit University School of Health were participated in the study. Data was collected with a questionnaire performed between 1.12.06-1.01.07. Statistical analysis was performed with SPSS V13.0 statistical package as percentages, chi square test. RESULTS: 26% of the participants were students from the 21 years old age group. Majority of students (95.3%) said yes for necessity of branching, 97.3% of the participants stated that there should be specialization/branching in the profession of nursing. 53% of these students emphasized that specialization should take place during license education. 72.0% of the students did not agree with the statement ‘women can’t do management and leadership as well as men’. 88.0% stated that women’s entrance in work life is important in economic and social improvement of the country. CONCLUSION: Educational programs and curriculums should be arranged for specialization subject during license education, certificates should be given and educational policies that make positive effects on students’ thoughts about communities gender based view on the profession should be adopted. Keywords: Woman, Specialization, Nursing 160 [P-104] Öğrencilerin Yoksulluk Düzeyleri ile Depresyon Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Koyuncu Sevim, Kumcağız Hatice, Ağaçdiken Seval, Ateş Serap, Kayalı Merve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Sağlık Yüksekokulu,Samsun GİRİŞ: Yoksulluk sonucu birey birtakım uyum problemleri yaşayarak duygusal anlamda çöküntüye düşmektedir. Bu durum öğrenciler açısından incelendiğinde, yoksulluğun yüksek düzeylerinin depresyon için önemli risk oluşturduğu görülmektedir. AMAÇ: Öğrencilerinin yoksulluk düzeyleri ile depresyon düzeyleri arasındaki ilişkiyi saptamaktır. GEREÇ-YÖNTEM: Kesitsel olan bu çalışma Ekim 2006- Aralık 2006 tarihleri arasında yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Sağlık Yüksekokulunda 2006-2007 öğretim yılında öğrenimine devam eden 409 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçimine gidilmemiş, gönüllü olan 116 hemşirelik, 103 Ebelik olmak üzere toplam 223 öğrenci ile çalışma tamamlanmıştır. Veriler, araştırmacıların hazırladığı soru formu ve Beck’in geliştirdiği ve Hisli’nin 1989’da geçerlik ve güvenirlik çalışması yaptığı Beck Depresyon Ölçeği ile toplanmıştır. Veriler SPSS paket programında; kruskall-wallis, tek yönlü varyans analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR: Öğrencilerin ailelerinin aylık geliri ile depresyon puan ortalamaları karşılaştırıldığında; yoksulluk sınırı altında olan öğrencilerin depresyon puan ortalamalarının (13.2 ), diğer gruplara gore daha yüksek olduğu görülmüştür. Yoksulluk sınırı altında olan öğrencilerin depresyon puanlarının diğer gruptaki öğrencilere gore istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu bulunmuştur (kw = 8.97, p<.05). Burs alan öğrencilerin depresyon puan ortalamasının (11.27), burs almayan öğrencilerin depresyon puan ortalamasından (8.81) istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu belirlenmiştir (f= 6.57, p<.05). SONUÇLAR: Öğrencilerin yoksulluk düzeyleri ile depresyon puan ortalamaları arasında anlamlı düzeyde bir fark bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Yoksulluk ve Depresyon,Yoksulluk ve Eğitim,Yoksulluk ve Hemşirelik Öğrencileri The Evaluation of the Correlation Between the Levels of Poverty and Depression Among the Students Koyuncu Sevim, Kumcağız Hatice, Ağaçdiken Seval, Ateş Serap, Kayalı Merve University of Ondokuz Mayıs Samsun Higher School of Health,Samsun INTRODUCTION: The individual will be depressed emotionally in the consequence of accommodation problems related to poverty.The high levels of poverty is determined as an important risk factor for depression when this issue is evaluated among the students. OBJECTIVES: To evaluate the correlation between the levels of poverty and depression among students. MATERIALS-METHODS: This sectional study is carried through between October 2006- December 2006.The universe of the study is consist of 409 students attending to 19 Mayıs University Samsun Higher School of Health in 2006-2007 education year.No random sampling is done in the study and it is completed with volunteered 223 students: 116 nursing and 103 midwifery students. Data is collected with questionnaire prepared by the researchers and Beck Depression Scale, developed by Beck and used to study validity and reliability in 1989 by Hisli.Data were analyzed in SPSS package programme using Kruskall-Wallis and one-way analysis of variance. RESULTS: It is shown that the mean values of the depression score of the students (13.2) whose families incomes are under the poverty limits were higher than the other groups when the students depression scores and the family monthly income were compared.It is statistically determined that the depression scores of the students under the poverty limits were significantly higher than the other groups (kw=8.97, p <.05) and the mean value of the depression score of the students getting scholarship (11.27) were significantly higher than the ones without scholarship.(8.81) (f=6.57, p <.05) CONCLUSIONS: A significant difference between the levels of poverty and the mean values of the depression score among the students is determined Keywords: Poverty and Education,Poverty and Depression,Poverty and Nursing Student 161 [P-105] Burdur'da Yurtta Kalan Üniversite Öğrencilerinin Beslenme Alışkanlıklarının İncelenmesi Büyükyörük Nurvet, Zayıf Çiğdem, Uysal Fazilet Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu /Burdur AMAÇ: Bu çalışma Nisan-2006 tarihinde Burdur’da yurtta kalan üniversite öğrencilerinin beslenme alışkanlıklarını incelemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ile yüz yüze görüşülerek uygulanmıştır.Araştırmanın evrenini Burdur ili kredi ve yurtlar kurumunda kalan 423 öğrenci oluşturmuştur.Araştırmada örneklem seçimine gidilmemiş çalışmaya katılmayı kabul eden tüm öğrenciler araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırma verileri araştırmacı tarafından SPSS 11.0 istatistik programı kullanılarak sayı,yüzde ve ki kare analizleri yapılmıştır.Araştırmanın yürütülmesi için belirtilen kurumdan yazılı izin,çalışmaya katılan bireylerden sözel onam alınmıştır. BULGULAR-SONUÇ: Araştırmadan elde edilen bulgulara göre;öğrencilerin 185’i kız(%43.7), 238’i erkek(%56.3) toplam 423 öğrenci araştırma kapsamına alınarak anket formu uygulandı. Kız ve erkek öğrenciler arasında; öğün aralarında tükettikleri besinler, sporla kaybettikleri enerjiyi sağlamak için aldıkları besinler, yemek yeme alışkanlıkları ile ilgili sağlık sorunları yönlerinden belirgin farklılıklar görüldü. Bu veriler değerlendirildiğinde öğrencilerin yarıdan fazlasının sabah kahvaltısını atladıklarını, öğrencilerin çoğunun vakit bulamadıkları için öğün atladıkları görülmektedir. Öğrencilere yeterli ve dengeli beslenme konusunda bilgi verilmesinin,öğrencilerin sosyal ve sportif aktivitelere yönlendirilmesinin,verilen burs ve kredilerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenmesinin üniversite ve yurtlarda beslenme sorunlarının iyileştirilmesinin yaralı olacağı kanaatine varıldı. Anahtar Kelimeler: Beslenme alışkanlığı,üniversite öğrencisi.yurt Study Of The Nutrition Habits Of The University Students Who Stayed At The Dormitory Büyükyörük Nurvet, Zayıf Çiğdem, Uysal Fazilet Mehmet Akif Ersoy University School of Health College /Burdur OBJECTIVE: This study was planned as descriptive in order to on April 2006 with the aim of examining the nutrition habits of the üniversity students who stayed at the dormitory in Burdur. MATERIALS-METHODS::The data was collected through face to face to face interviews using a questionnaire which was prepared by researchers. Population of the research consisted of the 423 üniversity students who stayed at the dormitory in Burdur.The sample choosing wasn’t done in the study and the students who accepted to participate was included. The research data will be analyzed by the researchers using Number,percentage and chi square test on the SPSS( Statistical Program for Social Sciences) 11.0 statistics program. A written permission from the mentioned foundation and oral consent from the people who joined in the research were taken to carry out the research. RESULT AND CONCLUSION: According to the research results; total 423 students of whom 185 are girls (%43.7) and 238 are boys (%56.3). Some specific differences were seen between girl and boy students in point of healty problems about eating habits, nourishment which they took to get back the energy that they lost while doing sport, nourishment that they consume between meals. When these data is evalvated it is seen that, more than half of the student skip the breakfast and most of the students skip meals because they can not find any time. As a result, it is believed that improving the nutrition broblems at dormitories end universities, arranging scholarships and creditis to which are given for playing their needs, drecting the students to social and sporting activites and giving information about blanced and enough nutrition would be useful. Keywords: Nutrition habits,university student,dormitory 162 [P-106] 112 Acil çağrı merkezine başvuran hasta/yaralılara sağlık ekibi gelinceye kadar yapılan ilk yardım girişimlerinin belirlenmesi Öztürk Esma Ayşe, Kırca Hürrem, Rızalar Selda Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun Sağlık Yüksek Okulu, Samsun AMAÇ: 112 acil çağrı merkezine başvuran hasta/yaralılara sağlık ekibi gelinceye kadar yapılan ilk yardım girişimlerini belirlemektir. YÖNTEM: Tanımlayıcı bir araştırmadır.Veri toplamada arştırmacılar tarafından oluşturulan tanılama formu kullanılmıştır. Veriler ambulans çağrılarına gidilerek yüzyüze görüşme yolu ile toplanmıştır.Araştırma Ordu ili, Fatsa ilçe sınırları içinde 01.06.2007 ile 31.09.2007 tarihleri arasında yürütülmüştür. Görüşmeyi kabul eden 100 vaka örneklemi luşturmuştur.Veriler bilgisayarda SPSS programında değerlendirilmiştir. BULGULAR-SONUÇ: Araştırmaya alınan vakaların %71'i erkek, % 29'u kadındır.Hastaların %69'unun bilincinin açık, %31'inin kapalı olduğu; %27'sinin hafif, %19'unun şiddetli ağrı çektikleri belirlenmiştir. vakaların 112'ye başvuru nedenlerine bakıldığında;tıbbi rahatsızlıklar %43 ile ilk sırada, trafik kazaları %26 ile ikinci sırada, intihar girişimleri %8 ile üçüncü sırada yer almıştır. Hasta/yaralıların %29'unun evde, %23'ünün araç içinde, %17'sinin sokakta acil durum ile karşılaştıkları ortaya çıkmıştır. Vakaların %30'una kurtarma, %67'sine ilk yardım yapıldığı belirlenmiştir.En fazla uygulanan ilk yardım girişimleri sırasıyla;kanama kontrolü, hava yolu açılması ve kırık tespiti olarak belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: acil,ilk yardım, yaralı The first aid interventions to the ill/injuried people until 112 emergency service is arrived Öztürk Esma Ayşe, Kırca Hürrem, Rızalar Selda Ondokuz Mayıs University, Samsun Health Hıgh School, Samsun AIM: We evaluated the first aid interventions to the ill/injuried people until 112 emergency service is arrived. METHOD: A descriptive study was performed.The assesment form which was developed by the researchers had been used in data collection. The data were collected from the patients by faca to face interwieves. The research was managed between June1.2006-september31.2006 at Fatsa which is a town of the Ordu city. The samples of this research includied 100 patients who accepted interwieves. Data were evaluated through SPSSstatistical analyysis program. FINDINGS AND RESULTS: Patients included to the study were 71% male and 29%female. they were conscious69%, unconscious31% and they had slight pain 27%, severe pain19%. The patints whom called 112 emergency service also had medical ill 43%, traffic accidents 26 % and suicide 8%. These cases occured in the house whith 29%, on the vehicle whith 23% and at the street whith17%. Rescue intervention 30% and first aid interventions from the most to the least frequency were bleeding control, airway support and fracture fixation. Keywords: emergency, first aid, injury 163 [P-107] Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Mezuniyet Sonrasına İlişkin Beklentilerinin İncelenmesi Hata Melek, Yıldırım Rukiye, Soğan Perihan, Türkleş Serpil, Yiğit Rana Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Mersin Bu çalışma sağlık alanında eğitim gören öğrencilerin mezuniyet sonrasına ilişkin beklentilerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma tanımlayıcı ve kesitsel olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini, Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu hemşirelik ve ebelik bölümlerinde öğrenim gören toplam 112 son sınıf öğrencisi oluşturmuştur. Örneklemi ise 102 öğrenci oluşturmuştur. Veriler anket formu ile Ekim 2006 tarihinde toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik ve ki kare testi kullanılmıştır. Öğrencilerin %65.7’si okulu iş bulma garantisi olduğu için seçmişlerdir. Öğrencilerin %75.5’i farklı bir meslekte çalışmak istemekte, %87.3’ü mesleğindeki önceliğin para olduğunu belirtmektedir. Öğrencilerin %36.3’ü okulda kazandığı becerilerin meslek yaşamında yetersiz olacağını düşünmektedir. Öğrencilerin %88.2’si mezuniyet sonrası devlet kurumlarında çalışmak istemektedir. Öğrencilerin başarı düzeyleri ile okulda kazandıkları becerilerin yeterlilik durumu arasında ve bu beceriler ile kendini mesleğe başlamaya hazır hissetme durumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0.05, p<0.001). Anahtar Kelimeler: Beklenti, ebe, hemşire, mezuniyet sonrası A Research on The Post-Graduation Examinations of The Students in The School of Health Hata Melek, Yıldırım Rukiye, Soğan Perihan, Türkleş Serpil, Yiğit Rana Mersin University School of Health, Mersin, Turkey This study is carried out in order to determine the post-graduation expactations of the students in the school of health This study is conducted descriptively and cross-sectionally. The study’s universe consists of totally 112 senior students studying at the department of nursing and midwifery at Mersin University School of Health. The sample consists of totally 102 students. The data is collected using the questionnaire at October 2006. In the evaluation of the data percentage and ki-suquare test are used. 65.7 % of the students choose the school due to the fact that it guarantees finding a job. 75.5 % of the students want to work in another profession and 87.3 % of the students state that earning money takes the precedence in his/her profession. 36.3 % of the students think that skills his/her have attained in the school will be inadequate in his/her career. 88.2 % of the students want to work at government institutions after graduation. It has been found out that there is a meaningful relation between the level of the students' success and the level of proficiency in professional skills they have gained at school, also between these skills and the readiness to start work. Keywords: expactation, midwifery, nurse, post-graduation 164 [P-108] Karaman’da Üniversite Yurdunda Kalan Öğrencilerde Depresyon Belirtilerinin Ve Nedenlerinin İncelenmesi Yalçın Hatice, Fidan Gülay, Çimen Selma, Kaya Fatma Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulu KARAMAN GİRİŞ: Araştırma, Karaman’da üniversite yurdunda kalan öğrencilerde depresyon belirtilerinin ve nedenlerinin incelenmesi amacı ile yapılmıştır. METOD: Araştırma tanımlayıcı niteliktedir. Araştırmacılar tarafından literatür bilgilerine dayanılarak hazırlanan anket formunda, 13 soru sosyodemografik bilgileri, 24 soru depresyon düzeyini ve nedenini belirleyici olacak şekilde hazırlanmıştır. Araştırmanın evrenini Karaman Atatürk Öğrenci Yurdu’nda kalmakta olan 300 öğrenci oluşturmaktadır ve çalışmaya katılmayı kabul eden 286 öğrenci örnekleme alınmıştır. Elde edilen veriler, yüzdeleme ve varyans analizi (ANOVA) testleri kullanılarak değerlendirilmiştir BULGULAR: Öğrencilerin % 51’i bayan,% 49’u erkektir. % 54.3’ü 19-22 yaş grubundadır.Öğrencileri depresyona yönlendiren sebepler arasında sınavlar %14.3, arkadaş ilişkileri %13.6, yurt ortamı ve sorunları %11.6, derslerin yoğunluğu %10, aile özlemi ve sorunları %8.6, gelecek kaygısı %7.3, kız-erkek ilişkilerindeki sorunlar %9.3, maddi sıkıntı %6.6 oranında saptanmıştır.Öğrencilerin %29.6’ı gelecek hakkında karamsardır, %29.6ı hiçbir şeyden zevk almamaktadır, %2.3’ü her zaman kendini suçlamakta, %2.6ı kendinden nefret etmekte,%8.3ü kendini öldürmek istemekte,%64.6 sı çözümü ağlamakta bulmakta,%6.6’ı hiç kimseyle görüşmek istememekte,%4’ü karar vermekte zorlanmakta,%4.3ü kendini çirkin bulmakta,%10’u kendini sürekli yorgun hissetmektedir. SONUÇ: Selçuk Üniversitesi Karaman kampusündeki öğrencilerde depresyon belirtileri görülme sıklığının yüksek olduğu ve cinsiyetin, okunan bölümün, sürekli yaşanan yerin ve memleketin depresyon belirtileri oluşmasına etkisi olmadığı belirlenmiştir. Sınıflar arasında depresyon belirtilerinin alt boyutlarında anlamlı bir fark olduğu ve İktisadi İdari Bilimler Fakültesi öğrencilerinde depresyon belirtileri görülme düzeyinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Depresyon, Öğrenci yurdu, Üniversite öğrencileri, depresyon belirti ve nedenleri Analysing Symptoms and Reasons of Depression at Students Who Stay at University Student Dormitory in Karaman Yalçın Hatice, Fidan Gülay, Çimen Selma, Kaya Fatma Selçuk University Karaman School of Health KARAMAN INTRODUCTION: The aim of research is analysing the symptoms and reasons of depressıon at students who stay at university student dormitory. METHOD: Questionary that prepared according to literature contains totaly 37questions,13 of these are sociodemographic information,24 of questions for determining depression level and reasons. Research universe is 300 students who stay at Karaman Atatürk Student Dormitory, sampling is 286 of them. Data analysed with using percentage and variance anlalyse(ANOVA) tests. FINDINGS: As gender, 51 % of students female, 49% of them male.54,3% of them 19-22 years old. Reasons caused anxiety are: 14,3 % examinations, 13,6 % relationship,11,6% dormitory ambient, 10% lessons,8 % missing families-problems,7 % future anxiety,9% problems at malefemale relationship, 6% economical problem.29,6% of studens are pessimist about future, 29% of them aren’t enjoying from anything,2% of them are always accusing themselves,8%of them want selfdesturaction,64% of them see crying as solution,4,3% of them don’t like themselves,10%of them feel tired always. RESULT: In research it’s determined that probability of depression at students of SÜ Karaman Campus is high and gender, department, living place, homeland didn’t affect this. There is meaningful diifference between classes at the subdimensions of depression sypmtoms and it’s determined that sighthing level of depression symptoms is high Keywords: Depression, Dormitory, Students of University, symptoms and reasons of depression 165 [P-109] Lise Öğrencilerinde Sigara İçmeyi Etkileyen Özelliklerin İncelenmesi Yalçın Hatice, Çimen Selma, Kaya Fatma, Çilo Meral, Karakuzu Betül, Ergen Tuğba Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulu, Karaman GİRİŞ:Sigara kullanımı, sadece kullanan kişileri değil, aileleri ve toplumuda olumsuz etkilemektedir. Araştırma sigara kullanımına etki eden ailesel ve bireysel faktörleri belirlemek amacı ile yapılmıştır. YÖNTEM: Araştırma Karaman Anadolu Lisesinde sigara içtiğini belirten her sınıf düzeyindeki ankete katılmaya istekli 67 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Araştırmacılar tarafından literatür ışığında hazırlanan ve öğrencilerin sosyodemografik özellikleriyle sigara kullanma nedeni olabilecek durumlara yönelik sorular içeren anket, sigara ile ilgili seminer öncesinde uygulanmıştır. Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde yüzdelik ve korelasyon testleri kullanılmıştır. BULGULAR: Sigara içen deneklerin %36’ı 14-15, %29’u 16-17 yaş grubunda; %68’i erkektir. %22’i 1.sınıf, %24’ü 2.sınıf, %31’i 3.sınıf ve %23’ü son sınıftır. %68’inin annesi ilkokul mezunu, %71’inin annesi evhanımıdır. Babalarının %48’i lise mezunu ve %38’i memur, %14’ü işçi, %31’i serbest ticarette çalışmaktadır. Ailelerinin %42’nin maddi gelirinin gidere denk olduğu ifade edilmiştir. Babanın eğitim düzeyi ile gencin sigara içme düzeyi arasında anlamlı bir ilişki vardır (p<0.5). %29’unun evinde bazen fiziksel şiddet, %58’inin herzaman duygusal şiddet vardır. “Ailede sevildiğinize inanıyormusunuz?” sorusuna %26.2 oranında “asla” cevabının verilmesi ilgi çekicidir. Sık sık yalnızlık hissi duyma ve ailede şiddet arasındaki korelasyon analizi negatiftir. (.325)Gençlerin %62’i kendisini sigara içmeye yönlendiren arkadaşları olduğunu belirtmektedir. Sigarayı bırakma niyeti olan genç oranı sadece %21’dir. SONUÇ: Gençlerin sağlık davranışı geliştirme tepkilerinin yaygınlaştırılması anlamında yapılan çalışmalara ağırlık verilmelidir. Anahtar Kelimeler: Adölesan, Sağlık Davranışı, Sigarayı Bırakma Niyeti Analyzing Properties That Affects Students Of High School To Smoke Yalçın Hatice, Çimen Selma, Kaya Fatma, Çilo Meral, Karakuzu Betül, Ergen Tuğba Selcuk Univercity Karaman Health of Hight School, Karaman INTRODUCTION: This research aimed to determine domestic and personal factors that affects smoking. METHOD: Research contains 67students at Anatolian HighSchool who are smoking.Questionary that contains conditions that can cause smoking has been prepared and aplied before seminar.Percentage and correlation tests are used at the statistical valuation of datas. FINDINGS: 36%of test subjects who are smoking are at14-15yearsold,29%of them are at1617years old,68%of them are male.68%of test subjects’ who are smoking mothers are graduated from primaryschool.48%of test subjects’ who are smoking fathers are graduated from high school,38%are government official,14% are workman and 31%are working in trade.42%families said that their monthly income is equal to outcome.There's meaninful relation (p<0.5) between the father’s education level and smoking levels of students.There is sometimes phsycal violence at he home of 29% of test subjects who are smoking and always emotional violance at the home of 58% of them.That's interesting 29%of them replied as“no”the quesiton of“Do you believe that your family love you?”.The correlation analyse between always feeling loneliness and violence in family's negative(.325). 62%of tenaagers are saying that they have friend who canalize them smoking.Only 21%of tenaagers think to give up smoking. RESULT: The studies about generalizing the reaction of improving health behaviour at tenaagers must be paid attention Keywords: Adolescent, Health Behaviour, Intention of Giving Up Smoking 166 [P-110] Üniversite Öğrencilerinin Kadın Hakları ve Kadına Yönelik Şiddet ile İlgili Bilgi ve Görüşleri Durukan İlkbal, Yüksel Didem, Basmacı Özlem Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri, Ankara GİRİŞ: Ülkemiz anayasası, kanun önünde herkesin eşit olduğunu bildirmiş, cins ayrımı yapılmadan eşitlik anlayışı getirmiştir. Kadın hakları garantisinin yasalarla olduğu kadar toplumda ne ölçüde uygulandığının da aranması gereklidir. AMAÇ: Çalışma Mart 2006’da Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde okuyan öğrencilerin kadın hakları ve kadına yönelik şiddetle ilgili bilgi ve görüşlerini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri (N=485) öğrencilerin tamamı araştırma grubunu oluşturmuştur. Veriler SPSS paket programında, ortalama, yüzdelik hesapları ve t testinden yararlanılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin %46,4’ü yasaların kadın haklarını korumada bir yaptırımı olmadığını düşünmekte, %79,7’si meclisteki kadın milletvekili sayısını yetersiz bulmakta, % 70’i kadının sosyal, kültürel ve ekonomik alanda eşit olmadığını düşünmektedir.. %51,5’i kadın hakları konusunda uluslararası çalışmalardan haberdar olmadığını, %77,9’u “zinanın her iki taraf için suç teşkil ettiğini ve boşanma için neden oluşturduğunu,%75,1’i daha önce kadın hakları konusunda bir faaliyete katılmadığını, %60’ı konuyla ilgili bilgisinin yeterli olmadığını, bilgi almak istediğini belirtmiştir. “Erkeğin doğum kontrolüne izin vermemesi kadın haklarının ihlalidir”(p=0,51),“Çalışan kadın evdeki görevlerini aksatmamak zorundadır”(p=0,09) ifadeleri ile cinsiyet arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. SONUÇ: Erkek öğrencilerin hala ataerkil düşünce yapısında olduğu, tarihten gelen kadın anlayışının değişmediği ve kızlara göre kadın hakları ile ilgili daha az oranda bilgiye sahip oldukları belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Kadın Hakları, Kadına Yönelik Şiddet, Kadın-Erkek Eşitliği Knowledge and Opinion of University Students About Women Rights and to Use Violence against Women Durukan İlkbal, Yüksel Didem, Basmacı Özlem Department of Nursing and Health Services, Faculty of Health Sciences, Başkent University, Ankara, Turkey INTRODUCTION: The constitution of our country states that everyone is equal in areas of law. However, it is necessary to examine how about the guarantee of women rights is applying in society as by law. Scope: The study was made with aim of to evaluate the knowledge and opinion of students who are studying at Başkent University, Faculty of Health Sciences in March 2006 about women rights and to use violence against women. Material-METHOD: It is a defined kind study. The complete of students of Faculty of Health Sciences (N=485) were served as the research group. Data were evaluated in SPSS pocket program, with help of mean, percent calculation and t-test. FINDINGS: 46.4% of students who were attended the study think the laws do not have a sanction to keep women rights, 79.7% of them have an opinion that the number of women member of national assembly is small, 70% think women are not have equal opportunity in the fields of social, cultural and economic. RESULT: It was determined that male students still have patriarchal thinking style, and perceptiveness of woman comes from history not changed and they have less information about women rights in comparison to female students. Keywords: Women Rights, Violence against Woman, Equality of Woman-Man. 167 [P-111] Göğüs Hastalıkları Hastanesinde Yatan Hastaların Ruhsal Durumlarının İrdelenmesi Kazar Başkurt Selma, Şengöz Berfu Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Balıkesir Göğüs Hastalıkları Hastanesinde yatan bir grup hastanın ruhsal durumlarının irdelenmesi ve tespit edilen sorunların düzeltilmeye çalışılması amaçlanmıştır. Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki çalışma Kasım 2006- Mart 2007 tarihlerinde yapılmıştır. Yazılı ve sözel izinler alındıktan sonra, çalışmacının hazırladığı anket formu gönüllü olarak yanıtlamak isteyen 106 hastaya yüz yüze görüşme yöntemi ile doldurtulmuştur. Veriler SPSS paket programında frekans dağılımları, aritmetik ortalama ve ki-kare testi ile değerlendirilmiştir. Katılımcıların %45.3’ü erkek, %28.3’ü kadın ve %26.4’ü özel serviste yatmaktadır. Hastaların %52.8’i köyde oturmakta, %75.5’i evli, %35.8’i ev hanımıdır.Katılımcıların yaşlarının aritmetik ortalama ve standart sapması 62.03±14.76 iken hastanede yattıkları günlerin ortalaması 6.97±6.5 tir. Anketi yanıtlayanların %55.7’sinin iştah durumunun iyi olduğu, %58.5’inin mutlu olduğu, %82.1’inin kendilerini güvende hissettikleri, %70.8’inin kendilerini değerli hissettikler ve %79.2’sinin iletişime açık oldukları saptanmıştır. Katılımcıların %60.4’ü uykusuzluk çekmekte, %58.5’i ağrı çekmektedir. Hastaların %92.5’i kendilerini tedavi eden hekimine,bakım veren hemşiresine güvenmektedir. Katılımcıların %88.7’si kişisel temizliklerine dikkat ediyorlar, %69.8’i iyileşeceklerine inanıyorlar. Hastaların %58.5’inin cinsellikle ilgili sorunlarının olmadığı, %94.3’ünün yattıkları hastanenin yemek, temizlik ve bakım hizmetlerinden memnun oldukları saptanmıştır. Hastaların kendilerini mutlu hissetme durumları ile güvende hissetme durumları arasında istatistiksel olarak anlamlılık saptanmıştır p<0.01. Hastaların yattıkları gün sayısıyla hastaneden taburcu olmayı isteme durumları arasında istatistiksel olarak anlamlılık saptanmıştır p<0.05. Hastaların ruhsal durumları genel olarak iyi bulunmuştur Anahtar Kelimeler: Hastane, Hasta, Psikolojik Durum Evaluation Of The Patients Being Treated At The Breast Diseases Hospital With Regards To Their Psychological State Kazar Başkurt Selma, Şengöz Berfu Balıkesir University Balıkesir School Of Health The purpose of this study is to examine the psychological states of a group of patients being treated at Balıkesir Breast Diseases Hospital and to help them recover from their illnesses. After getting the written and oral permission from the authorities, the questionnaire was submitted to 106 patients who were volunteer to participate in the study and they were kindly asked to fill in the questionnaire forms through face to face interviews..The arithmetical mean and standard deviation of the participants’ ages is 62.03±14.76, and their average stay in the hospital is 6.97±6.5. 55.7% of the participants who responded the questionnaire stated that their appetite was good, 58.5% of them stated that they were happy, and 82.1% of them stated that they felt self confident, 70.8% of them stated that they felt valued and 79.2% of them was found to be open to communication. 60.4% of the participants were found to suffer from insomnia, 58.5% of the participants stated that they had no sexual problems. 94.3% of the participants stated that they are satisfied with the foods served in hospital, cleaning, nursing services. A statistically significant relationship was found to be between participants’ feeling happy and feeling in secure p 0.01. Keywords: Hospital, Patient, Psychologıcal State 168 [P-112] Balıkesir Doğum Ve Çocuk Bakımevi Hastanesi Sağlık Çalışanlarının Hastanelerine Mesleki Uygulama İçin Gelen Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerine İlişkin Düşüncelerinin Saptanması Kazar Başkurt Selma, Belhan Nurgen, Çınar Cüneyt Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Sağlık çalışanlarının hastanelerine uygulama için gelen yüksekokul öğrencilerinin teorik bilgileri ve pratik yetenekleri konusundaki düşüncelerinin irdelenmesi, eksiklikleri varsa giderilmeye çalışılması amaçlanmıştır. Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki bu çalışma Kasım 2006-Mart 2007 tarihlerinde yapılmıştır. Sağlık Müdürlüğünden yazılı ve kişilerden sözel izinler alındıktan sonra, çalışmacının hazırladığı anket formu gönüllü olarak yanıtlayan 49 sağlık çalışanına yüz yüze görüşme tekniğiyle doldurtulmuştur. Veriler SPSS paket programında frekans dağılımları, aritmetik ortalama ve ki-kare testi uygulanarak elde edilmiştir. Sağlık çalışanlarının %34.7’çocuk, %28.6’sı septik servisinde, %16.3’ükadın hastalıkları servisinde görev yapmaktadır. Katılımcıların %89.8’i ebe ve hemşire kadrosunda, %81.6’sı üniversite mezunudur. Anketi yanıtlayanların yaşları 27 ile 45 arasında değişmekte olup aritmetik ortalama ve standart sapması 35.97±5.44, hizmet yılları ise 6 ile 23 arasında değişmektedir. Katılımcıların %28.6’sı öğrencilerin teorik bilgilerinin yeterli olduğu, %65.3’ü ise öğrencilerin bilgilerinin yeterli olduğu ama bazı eksikliklerinin bulunduğu görüşündedirler. Çalışanların %93.9’u öğrencilerin ilaç tedavisindeki el becerilerini yeterli,%28.6’sı öğrencilerin hasta bakımı konusunda çok iyi, %65.3’ü ise bazı uygulamalarda öğrenmeleri gereken becerilerin olduğunu belirtmişlerdir. Katılımcıların %93.9 öğrencilerin kendileriyle çok güzel iletişim kurduklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin yeni bilgi ve uygulamalara meraklı ve istekli olmalarıyla sağlık çalışanlarla iletişim durumları arasında anlamlılık saptanmıştır p<0.05. Sağlık çalışanları öğrencilerin iletişimlerinden ve uygulamalarından çok memnunlar. Okul hastane işbirliği yapılarak uygulamadaki eksikliklerinin giderilmesi için gerekli çalışmalar planlanmalıdır. Anahtar Kelimeler: Hastane, Öğrenci, Mesleki Uygulama Determining The Opinions Of The Health Staff At Balikesir Birth And Child Care Hospital Related To The Students Who Come From Balikesir University, Balikesir School Of Health To Have Their Work Experience Kazar Başkurt Selma, Belhan Nurgen, Çınar Cüneyt Balıkesir University Balıkesir School Of Health The purpose of this study is to examine the opinions of the health staff related to the university students’ theoretical and practical skills. After getting the required permision, written from The Health Directorship from the individuals responsible, the questionnaire which was prepared by the reseacher was submitted to 49 volunteer health staff through face to face interviews and they were demanded to fill in the questionnaire.,28.6% of them work at sceptical, 16.3% of them work at gynaecology department. The working years of the participants change between 6 and 23. 28.6% of the participants state that the theoretical subject knowledge of the interns was adequate whereas 65.3% of them state that they consider the interns’s theoretical knowledge as to be adequate but they lacked some necessary knowledge. 28.6% of them were found to be very good with regards to patient care,65.3% of them suggested 93.9 % of the participants stated that the interns were good at communicating with the working staff. A statistically significant relation was found to be between students’ being willing to learn new practices in the field and students’ ability to communicate with the staff, who are the participants of this study p 0.05. Keywords: Hospital, Student, Work Experience 169 [P-113] Erciyes Üniversitesi Nevşehir Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin empati düzeylerinin belirlenmesi Şimşek Nuray, Özmenekşe Hayriye, Fidan Elif Erciyes Üniversitesi Nevşehir Sağlık Yüksekokulu, Nevşehir GİRİŞ-AMAÇ: Empati, hemşirelik bakımının en önemli boyutlarındandır ve hemşirelik eğitiminde öğrencilerde bu özelliklerin geliştirilmesi beklenir. Bu araştırma Erciyes Üniversitesi Nevşehir Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin empati düzeylerinin belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Okulumuzda öğrenim gören tüm öğrenciler araştırma kapsamına alınmıştır(N= 174). Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgiler Anket Formu ve Empati Beceri Ölçeği (EBÖ) kullanılmıştır. Veriler bilgisayar ortamında Yüzdelik, İki Ortalama Arasındaki Farkın Önemlilik (student t) Testi ve Varyans Analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin %42.5’i empatiyi ilk kez üniversitede duyduklarını belirtirken, %42.0’ı verilen empati eğitimini yetersiz bulmakta, %64.4’ü ise uygulama alanlarında empati yapıldığını gözlemlemediklerini belirtmişlerdir. Araştırmaya katılan öğrencilerin babalarının eğitim durumu ve öğrenim gördüğü bölümü isteyerek seçme durumları ile empati puanlarına göre dağılımına bakıldığında gruplar arası fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuş iken; aile tipi, annelerinin eğitim ve iş durumu, babalarının iş durumu, aile içi iletişimleri, okudukları sınıf ve verilen empati eğitimini yeterli bulma durumları ile empati puanlarına göre dağılımına bakıldığında ise gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. SONUÇ: Bu sonuçlar doğrultusunda eğitimin öğrencilerin empati düzeyinin gelişmesindeki önemi dikkate alınarak, öğrencilerde bu becerilerin gelişmesi için ders içeriklerinin ve yöntemlerin daha fazla geliştirilmesi önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: empati, hemşirelik, öğrenci Determining emphaticlevels of undergraduates Erciyes University Health College Şimşek Nuray, Özmenekşe Hayriye, Fidan Elif Erciyes University Nevşehir Health Collage, Nevşehir INTRODUCTİON AND AIM: Empathy is one of the most important aspects of nursing and these aspects are expected to be developed in nurse trainig.This study has been purpoused in order to determine the levels of empathy of undergraduates Erciyes University Health College. MATERIALS-METHOD: All of the undergraduates of our department has been included as subjects in this study.(N= 174) In data collection personal information questionnaire and battery of empathy ability have been used. The data have been discussed by using the test of the importance between two averages and variance analysis in computerized system. FINDINGS: 42,5 % of the subjects in the study remarked that they have first heard about empathy in the university, while 42,0 % of subjects see empathy training insufficent and 64,4% declared that they have not observed the use of empathy in training areas. While the difference between the groups is significant in terms of statistics whether they chose department they attented willingly or not,and their dispersion according to the scores they got from the battery. RESULTS: According to the these results, contents of lessons and methods should be more developed considering the importance of education in the development of the level of empathy. Keywords: emphaty, nursing, student 170 [P-114] Mobbing İle Karşılaşma Durumunun Selçuk Üniversitesi Karaman Kampüsünde Çalışan Personelde İncelenmesi Yalçın Hatice, Dev Gamze Havva, Tuncay Fatma Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulu, Karaman GİRİŞ: Mobbing, duygusal bir saldırıdır. Hedefi ise, bir iş yerindeki kişi üzerinde sistematik baskı yaratarak etik olmayan bir şekilde, iş performansını ve dayanma gücünü yok edip, işten ayrılmaya zorlamaktır. Araştırmanın amacı, Selçuk Üniversitesi Karaman kampusündeki birimlerde çalışanlar arasında mobbing varlığını ve seviyesini değerlendirmektir. YÖNTEM: Araştırmanın evreni Selçuk Üniversitesi Karaman kampusünde çalışan toplam 63 öğretim üyesi,26 farklı düzeyde yönetici ve 21 memurdur. Araştırmacılar tarafından literatür ışığında hazırlanan anketi doldurmayı kabul eden ve Ocak-Mart 2007 içinde ulaşılabilen 110kişi örneklem kapsamına alınmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde SPSS programında yüzde dağılımları ve Pearson r korelasyon testleri kullanılmıştır. BULGULAR: Çalışmaya katılanların %71’i erkek,%42’si 20-30 yaşları arasında,%74’ü evli,%35’i araştırma görevlisi,%35’i öğretim üyesidir.%26’ı 6-10 yıldır kurumda çalışmaktadır.Katılımcıların%59’u hem bireysel hem grup olarak maruz kaldığını, %53’ü iş arkadaşları tarafından ve %77’i erkek personel tarafından mobbing gördüğünü ifade etmiştir.%28’i kendisine mobbing uygulayanın özelliklerini kıskanç,bencil, kompleksili olarak tanımlamıştır.%76’ı mobbing sonucu sağlığının etkilendiğini düşünmektedir.%41’i çalışmalarının küçümsendiğini,%59’u hep eleştirildiğini,%41’i küçük düşürüldüğünü, %41’i tehdit edildiğini,%35’i gerekli bilgiye ulaşmasının engellendiğini, %48’i dışlandığını, %53’ü gelişim isteğinin reddedildiğini,%24’ü iş dışında yük verildiğini, %53’ü sürekli moralinin bozulduğunu ifade etmiştir. SONUÇ: Öğretim üyeleleri ile mobbinge uğrama durumu arasında korelasyon puanı incelenmiş,bu boyutlar arasında doğru yönlü fakat kuvvetli olmayan bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır(r=.217).Kurumda çalışma süresi arttıkça mobbinge uğrama oranının arttığı saptanmıştır(r=-.045) Anahtar Kelimeler: Mobbing, Üniversitede çalışan personel Analyze Of Encountering With Mobbing At Staff Who Are Workıng In Karaman Campus Of Selçuk Univercity Yalçın Hatice, Dev Gamze Havva, Tuncay Fatma Selcuk Univercity Karaman Health of High School, Karaman INTRODUCTION: Mobbing's a kind of emotional attack.Its target's constrainig someone at workplace to leave from work with destroying his endurance tolerance and his performance in nonethic way.The aim of this research is to evaluate the mobbing and its level at staff of Selçuk Univercity at Karaman campus. METHOD: Research test subjects are 63of lecturer,26of manager and 21of official who are working in Karaman Campus of Selçuk University.Research contains 110of staff who are voluntary to reply questionary aplied on January-March 2007.Analyses of datas have been made with using SPSS percentage distribution and Pearson r correlation tests FINDINGS: 71%of test subject are male,74%of them are married,35%of them are assistant,35%of them are lecturer.59%of them are sayig that they are exposed to mobbing personally and in group,53%of them exposed to mobbing by working friends,77%of them exposed to mobbing by male staff.76%of them are saying that their health affected by mobbing.41%of them studyings are underestimated,59%of them are always criticized,41%of them are mortificated,41%of them are threated,53%of them evolution desire's rejected,53%of them morale is damaged always. RESULT: Correlation point between lecturer and encountering with mobbing is searched and in same direction but not strong relation(r=.217)between them is find.It's determined that the ratio(r=-.045)of encountering with mobbing's increasing with the experince at institute Keywords: Mobbing, Staff of Univecity 171 [P-115] Samsun İlinde İki Farklı Lisedeki Son Sınıf Öğrencilerinin Akraba Evliliği Konusundaki Düşünceleri ve Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi Alakuş Selma1, Çayırlıoğlu Arzu2, Büyük Esra2, Kökdener Meltem1 1 Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun Sağlık Yüksekokulu,Samsun 2 Ondokuz Mayıs Üniversitesi,Samsun Sağlık Yüksekokulu,Ebelik Bölümü,Samsun Bu çalışma Samsun il merkezinde iki farklı lisedeki son sınıf öğrencilerinin akraba evliliği konusundaki düşünceleri ve bilgi düzeylerini değerlendirmek amacı ile yapılmıştır. Araştırma 15 Şubat–5 Mart 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini her iki lisedeki (200) son sınıf öğrencileri oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçilmemiş evrenin tamamı araştırma kapsamına alınmıştır. Veriler araştırmacı tarafından geliştirilen 24 soruluk anket formuyla toplanmış olup SPSS programı kullanılarak değerlendirilmiştir Araştırma kapsamındaki öğrencilerin % 30’u imamhatip lisesi (% 46 kız, % 54 erkek), % 70 Anadolu Lisesindendir (% 54 kız, % 46 erkek). Akraba evliliğinin bebek ölüm hızını artırdığı Anadolu Lisesi’ndeki öğrencilerin % 96 ve imamhatip lisesi’ndeki öğrencilerin % 79, akraba evliliğinin bazı hastalık oranlarını artırdığını İmamhatip Lisesi’ndeki öğrencilerin % 82,8, Anadolu Lisesi’ndeki öğrencilerin % 96,2 doğru söylemişlerdir. Akraba evliliğinin sağlık üzerine etkileri hakkındaki bilgi düzeyleri karşılaştırıldığında imamhatip lisesi’ndeki öğrencilerin bilgi düzeylerinin Atatürk Anadolu Lisesi’ndeki öğrencilerin bilgi düzeylerinden daha düşük olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Akraba evliliği,öğrenci,bilgi,düşünce The Evaluation Of Leves Of Knowledge And Thought About Consanguineous Marriage And Its Effect On Health İn Last Class Students At Two Differents High Schools İn Samsun Alakuş Selma1, Çayırlıoğlu Arzu2, Büyük Esra2, Kökdener Meltem1 1 Ondokuz Mayıs University,Samsun Health High School,Samsun 2 Department of Midwifery,Ondokuz Mayıs University,Samsun Health High School,Samsun In this study, it’s aimed to determine the leves of knowledge and thought about consanguineous marriage and its effect on health in last class students at two different high schools in central of Samsun. Our study was conducted in the schooling year of 15 February - 5 March 2007. Population of this study has formed 200 last class students of two different secondary schools. We do not choose sample of the population therefore all students are taken in the study. The data were collected using a questionnaire with 24 questions and analysed using SPSS statistical packet programme. % 70 students are from Atatürk secondary school (% 54 girls, % 46 boys) % 30 students are from secondary school for the training of Islamic religions secondary school (% 46 girls, % 54 boys). % 96 of students at Atatürk secondary school known that consanguineous marriage increased baby mort healthy speed and % 79 Islamic secondary school and % 96.2 of student in Atatürk secondary school known that consanguineous marriage increased the ratio on some disease % 82.8. Keywords: Consanguineous Marriage, student,knowledge,thought 172 [P-116] Öğrenmeyi Öğrenme Tiraki Zeliha, Orgun Fatma Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir Sağlık bakımındaki köklü ve hızlı değişiklikler sağlık kuruluşları ve teknolojideki gelişmeler hemşirenin çağdaş bilgiler ve uygulama ile ilgili esasları kavramasını; yaşam boyu öğrenme ilkesini benimsemesini, yeni bilgi ve becerilerini birey, aile ve toplumun sağlık bakımında kullanabilmesini gerektirmektedir. Modern dünyanın temel özelliği olarak, değişim hızı giderek artmakta, bilgi çok hızlı bir şekilde çoğalmakta, mevcut bilgi ise aynı hızla zaman aşımına uğramaktadır. Bu amaçla hemşire öğrencilerin kendi öğrenme stil ve stratejilerinin farkına vararak eğitimlerini tamamlamaları gerekmektedir. Mezun olduktan sonra da sağlık ve teknoloji alanlarında olan gelişmeleri takip edebilmeleri için mutlaka yaşam boyu öğrenme kavramını benimsemiş olup öğrenmeyi öğrenme becerisini kazanmış olmalıdırlar. Anahtar Kelimeler: Öğrenme, Öğrenmeyi Öğrenme, Hemşirelik Learn to Learning Tiraki Zeliha, Orgun Fatma Ege University School of Nursing, İzmir The radical and rapid changes in health care and the advances in technology and in health institutes require nurses to comprehend the rudiments related to contemporary knowledge and practice; to adopt the principle of life-long learning; and to utilize the new knowledge and skills in the health-care of the individuals, families and community. As a fundamental feature of the modern world, the rate of change is increasingly elevating and the data are spreading faster than ever and expiring accordingly. For this reason nurses have to complete their education by being aware of their own learning styles and strategies. After graduation, in order for them to be able to follow developments in the fields of health and technology they should certainly be gained the learning skills by adopting the concept of life-long learning. Keywords: Learning, Learn to Learning, Nursing 173 [P-117] Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 1. ve 4. Sınıf Öğrencilerinin Benlik Saygısı Ayyıldız Tülay1, Dinç Seda2, Subaşı Tuğba2, Kocaosmanoğlu Selma2, Ergat Elif2, Baydar Esra2, Tıraşlı Ayşe2, Şayan Ayşe2, Plavcı Selvet2, Demirbaş Hülya2, Artar Fatma2 1 Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğretim Görevlisi, Zonguldak, Türkiye 2 Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Zonguldak, Türkiye AMAÇ: Araştırma hemşirelik öğrencilerinin benlik saygısı düzeylerini ve bazı değişkenlerle ilişkisini incelemek amacıyla planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın 07-19 Mart 2007’de Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü’nde yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Hemşirelik Bölümünde öğrenim gören 1. sınıf (60 kişi) ve 4. sınıf (66 kişi) öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise araştırmayı katılmayı kabul eden 1. sınıf (46 kişi), 4. sınıf (57kişi) oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri sosyodemografik özellikler, benlik saygısını etkileyebilecek faktörleri içeren anket formu ve Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeğini kullanılarak toplanmıştır. Veriler SPSS 13 paket programında değerlendirilmiştir. İstatistiksel değerlendirmede sayı, yüzde ve ki-kare kullanılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin %78’inin 20 ve üzeri yaş grubunda, %61.2’sinin annesinin, %40.8’inin babasının ilkokul mezunu olduğu, %12.6’sının ailesinin gelir düzeyinin düşük olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin %24.3’ü babasıyla, %52.4’ü annesiyle sorunlarını rahatlıkla paylaştığını ifade etmişlerdir. SONUÇ: Öğrencilerinin %71.8’inin benlik saygısının yüksek, %22.3’ünün orta ve %5.8’inin benlik saygısının düşük olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Öğrenci, Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği, hemşirelik Zonguldak Karaelmas University Higher School of Healty Nursery Education The Self Respect of First and Forth Class Students Ayyıldız Tülay1, Dinç Seda2, Subaşı Tuğba2, Kocaosmanoğlu Selma2, Ergat Elif2, Baydar Esra2, Tıraşlı Ayşe2, Şayan Ayşe2, Plavcı Selvet2, Demirbaş Hülya2, Artar Fatma2 1 Zonguldak Karaelmas University, Higher School of Healty Nursery Education Instructor, Zonguldak, Turkey 2 Zonguldak Karaelmas University, Higher School of Healty Nursery Education, Zonguldak, Turkey OBJECTIVE: The aim of planning this search is to examine the level of the nursing students self respect and their relations with some variables. MATERIAL-METHOD: The search was made between 07-19 March in Zonguldak Karaelmas University Higher School of Healty Nursery Education. The universe of this search consists of 60 students of first class and 66 students of forth class. The sample of this serach consists of 46 students of first class and 57 students of forth class. The data of this search was collected via using inquiry form consisting of socidemographic properties and factors that can effect self-respect and via using Rosenberg Self Respect Measures. The data was assessed in SPSS 13 Packet. In statistic assessment numbers, percent and ki-square were used. RESULTS: %78 of the students were 20 and over,%61.2 of these students'mothers and %40.8 of these students' fathers gratuated from primary school, also %12.6 of these students' families have low-income. %24.3 of this group declared that they could easily share their problems with their fathers, and %52.4 of this group declared that they could easily share their problems with thier mothers. CONCLUSION: Their self respect as%71.8 high, %22.3 middle and %5.8 declared as low. Keywords: Students, Rosenberg Self Respect Measures, nursing 174 [P-118] Trabzon 2 Nolu Sağlık Ocağına 60 Yaş Üstü Başvuru Nedenleri ve Başvuranların Sosyal Güvencelerinin Prevelansının Saptanması Şahin Kader, Şahin Ayten, Akyüz Arzu, Lakot Feride, Eğmen Hanife, Kürkçü Yeliz, Çelik Ayşe, Demirbağ Birsel Canan(danışman) Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu Bu çalışmanın amacı, Trabzon 2 Nolu Sağlık Ocağına 60 yaş üstü başvuru nedenleri ve bu kişilerin sosyal güvencelerinin prevelansının saptanmasıdır. Bu çalışmanın evrenini 01.01.2005- 31.12.2005 tarihleri arasında Trabzon 2 Nolu Sağlık Ocağına 60 yaş üstü başvuran 2892 birey oluşturmaktadır. Bilgi toplamak aracı olarak kayıtlara dayalı tanımlayıcı tipte araştırma yapılmıştır. Bulgulara bakıldığında evrenin %63,73’ünü (1843 kişi) kadınlar; %36,27’sini (1049 kişi) erkekler oluşturmaktadır. Başvuru nedenlerinin ilk sırasında %24,8 (718 kişi) ile kardiyovasküler sisteme ait şikâyetler olduğu tespit edilmiştir. Bunu ise %10,2 (296 kişi) ile kas iskelet sistemine ait şikâyetler takip etmektedir. Başvuran kadınların %98,20’sinin (1810 kişi) erkeklerin ise %98,0’ının (1029 kişi) sosyal güvencelerinin olduğu saptanmıştır. Trabzon 2 Nolu Sağlık Ocağı’na başvuran kişilerde cinsiyete göre hastalık dağılımında cinsiyet farkı olmadığı görülmüştür. Başvuran yaşlıların büyük bir çoğunluğunun kardiyo- vasküler sisteme ait hastalıklara sahip olduğu saptanmıştır. Başvuruda bulunan yaşlıların sosyal güvence ile ilgili bir sıkıntılarının olmadığı tespit edilmiştir. Buradan çıkarılan en önemli sonuç, yaşlıların sağlık ocaklarını kullandıklarının açık göstergesidir. Bundan dolayı, yaşlı ve yakınlarının, yaşlılıkta sağlıklı yaşam konusunda, hastalıkların tedavi ilkeleri ve uygun diyet hakkında sağlık eğitimleri sağlık ocaklarında yapılmalıdır. Anahtar Kelimeler: Birinci basamak, Sosyal güvence, Yaşlılık Determining Reasons and Prevalence of Social Insurance of the Applicants above 60 years of age in the Region of the Second Primary Health Care in Trabzon Şahin Kader, Şahin Ayten, Akyüz Arzu, Lakot Feride, Eğmen Hanife, Kürkçü Yeliz, Çelik Ayşe, Demirbağ Birsel Canan(danışman) KTÜ Trabzon School of Health The aim of this study is to determining reasons and prevalence of social Insurance of the applicants above 60 years old of the Second Primary Health care in Trabzon. The applications who took part in the study consist of 2892 who applied to Trabzon Second Primary Health Care between January 1st and December 31st,2005. As a means of collecting information,a descriptive study based on records is made. Considering the data, 63.73 percent of the applicants are women and 36.27 percent of the applicants are men.It is found that the complaints concerning Cardiovascular System is primary importance 24.8 percent.It follows the complaints concerning Skeletal Muscle System 10.2 percent.It is determined that 98.20 percent of the woman applicants and 98 percent of the man applicants have social insurance. Consequently, there is no sexism in disease dispersion among the patients. The majority of the elderly who applied have diseases concerning Cardiovascular System but they have social insurance.The main result obtained from the study is that the elderly go to Primary Health Care.Therefore, it is necessary that the elderly and their relatives be informed about healty life at old ages and treatment ilness and appropriate diet programme in the Primary Health Care. Keywords: Elderly, Primary Health Care, Social insurance 175 [P-119] Trabzon İli Merkez Hastahanelerinde Annelerin Sezaryanla Doğum Yapma Sebepleri ve Sezaryan ile İlgili Bilgi Düzeylerinin Belirlenmesi Erkaya Reyhan, Akın Özge, Ustabaşı Pınar, Eruzun Fatma, Başaran Esra KTÜ Trabzon Sağlık Yüksekokulu Bu çalışma sezaryanla dogum yapan annelerin sezaryan sebeplerini ve sezaryanla ilgili bilgi düzeylerini belirlemek için planlanmıştır. Trabzon İli Merkez hastanelerinde 21 Kasım 2006-18Mart 2007 tarihleri arasında, sezaryanla dogum yapmış 205 anneyle yüzyüze görüşülerek araştırmacılar tarafından geliştirilmiş 37 soruluk anket uygulanmıştır. Veriler SPSS 10.0 istatistik programında sayı, %, x² testi kullanılarak değerlendirilmiştir. Annelerin sosyo-demografik özelliklerine bakıldığında; annelerin yaş ortalaması 28,5 olup, %52,72’si ilkokul mezunu, %79,0’ı ev hanımı, %40,0’ı düşük aylık gelirli olup, %1,5’inin sosyal güvencesi olmayıp, %35,1’inin 2. gebeliği, %78,8’inin bir önceki doğumunun canlı doğum, %58,2’sinin bir önceki doğumunun sezaryanla yaptığı belirlenmiştir. Annelerin sezaryan sebeplerine bakıldığında %44,4’ü mükerrer sezaryan, %11,7’si kendi isteği, %0,5’i erken membran rüptürü olması nedeniyle sezaryanı tercih ettiklerini ifade etmişlerdir. Sezaryanın anneler üzerindeki etkilerini bilenlerin %22,9’unun hareket kısıtlılığı olacağını, %19,0’ının daha fazla ağrı,sancı çekeceğini, %0,5’ini tromboz v emboli riski gelişebileceğini belirtmişlerdir. Sezaryanla doğumun bebek üzerindeki etkilerini bilen annelerin %9,3’ü bebeğin anesteziden etkileneceği,%8,8’i bebekte sağlık problemlerinin artacağı, %0,5’i bebekte alerji gelişebileceğini belirtmişlerdir. Sezaryanla doğum yapan annelerin konuyla ilgili eğitimle desteklenmiş bilgi düzeylerinin yetersiz, tecrübeleriyle edindikleri bilgi düzeylerinin ise yeterli olduğu görülmüştür. Sezaryanla doğum yapma ihtiyacı olan annelere eğitim programlarının hâlâ etkili olarak verilmediği görülmüştür. Önerimiz bu durumdaki annelere sağlık kurumlarınca ortak geliştirilmiş düzenli eğitim programlarını uygulanmasıdır. Anahtar Kelimeler: Anne, Bilgi düzeyi, Sezaryan The Reasons for Pregnant Mothers’ Preference for Cesarean Section in the Central Hospitals of Trabzon, and Exploring the Level of Their Knowledge about Cesarean Section Erkaya Reyhan, Akın Özge, Ustabaşı Pınar, Eruzun Fatma, Başaran Esra KTU Trabzon Health High School The purpose of this study is to find out the reasons why pregnant women prefer caesarian section to give birth to their babies, and to explore the level of their knowledge about caesarean section.. A face-to-face interview and then a self-administered questionnaire were administered to a sample of 205 mothers who had previously had caesarean section. The research was carried out in the central hospitals in Trabzon between 21 November 2006 and 18 March 2007. The data obtained from the samples were analyzed using SPSS 10.0. Figures, percentages and c2 were used in data analysis. When we examine the reasons for preference, 44,4% stated it was repeated caesarean section, 11,7% stated it was with their own desire, 0,5% stated early membrane rupture. Of those who knew the effects of caesarean section on mothers, 22,9% stated they knew it was to result in limited mobility, 19,0% stated they were to have more pain and 9,3% stated the baby was to be affected by anesthesia. It was found that mothers’ level of knowledge acquired through education is insufficient, but their level of knowledge acquired through experience is sufficient.Our recommendation is that mothers be given regular educational programs developed by health institutions. Keywords: Caesarean section, Level of knowledge, Mother 176 [P-120] Balıkesir Sanayi Sitesinde Çalışan Çocukların Çalışma Koşulları Gür Derya, Özenç Özcan Balıkesir Üniversitesi, Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Bu çalışma Balıkesir Sanayi Sitesi’nde çalışan çocuklar ve çalışma koşullarının belirlenmesi ve sorunlarının saptanması amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı nitelikte planlanan araştırmanın evrenini Balıkesir Sanayi Sitesi’ndeki 110 işyerinde çalışan çocuklar oluşturmaktadır. Çalışan çocukların toplam sayısı bilinmemektedir. Yapılan ön görüşmede, 101 çocuk çalışmaya katılmak istemiştir. Veriler anket formu ile yüz yüze görüşülerek elde edilmiştir. Toplanan veriler SPSS 10.0 ile analiz edilmiştir. Çocukların % 68.3’ü 16-18 yaşlarında, % 92.01 ‘i ilköğretim mezunu, % 38.6’sı 2-3 yıldır çalışmaktadır. Araştırmaya katılanların %76.8’si mobilyacılık, oto tamirciliği, oto elektrikçiliği, oto boyacılığı ve tornacılık bölümlerinde çalışmaktadır. Çocukların % 54.5’inin 12 saat çalıştığı, % 61.4’ünün sosyal güvencisinin olduğu, % 16.8’inin 3 ay sonra sosyal güvence altına alındığı görülmektedir. Çalışanların %54.5’i asgari ücretle çalıştırılmaktadır. %51.5’i aldıkları maaşı yeterli bulmakta, %92.1 ücretini haftalık olarak almaktadır. %90.7’si ustaları tarafından kendilerine işin öğretildiğini, %91.1’i işleri ile ilgili mesleki eğitim kursuna gitmelerine izin verildiğini söylemişlerdir. Çocukların %71.3’ü çalıştıkları işi kendileri istemiştir. %98.0’i işvereninden memnun olduğunu, %93.1’i yaptığı işi devam ettirmek istediğini, %94.1’i işyerindeki güvenlik hizmetlerinin yeterli olduğunu belirtmiştir. %15.8’i iş kazası geçirmiştir. Çalışan çocukların sosyoekonomik durumları nedeniyle çocuklar çoğunlukla çalışma yaşamına gönüllü olarak başlamaktadırlar. Fizyolojik olarak daha duyarlı ve kırılgan oldukları bir çağda, olumsuz çalışma koşullarında çalıştırılmaları, hem onların sağlığı geleceği bakımından hem de ileride doğacak yavrularının sağlığı-geleceği bakımından çok önemlidir. Anahtar Kelimeler: Çalışan çocuklar, çalışma koşulları Working Conditions of the Children Who Work in the Industrial Site of Balikesir Gür Derya, Özenç Özcan Balıkesir University, Balıkesir Health Vocational School This research has been conducted in order to determine working conditions of children who work in the industrial site of Balıkesir. The total field under survey of this descriptive study was children working in 110 working place in industrial site of Balıkesir. The total number of working children is unknown. In the screening, 101 children participate willingly. The data have been obtained by face to face interview with a questionnaire. 68.3 % of children are between the ages of 16-18, 92.01 % are primary school graduate, 38.6 % have been working for 2-3 years. 76.8 % of them work in the departments of making or selling furniture, automobile repairing, automobile electric repairing, auto dying and turnery. It is seen that 54.5%of the children work 12 hours, 61.4 % have social security. 54.5 % of them receive minimum wage, 51.5 % find their income enough and 92.1% receive their wage weekly. 90.7 % thing their masters train them properly and 91.1% are allowed by their masters to go auto vocational courses. 71.3 % of children had preferred their work by themselves, 98.0 % are satisfied with their employers, 93.1% want to continue their work. 94.1 % find security services in the workplace satisfactory, 15.8 % had industrial accident. Keywords: Working chıldren, Working conditions 177 [P-121] Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği 1. Sınıf Öğrencilerinin Sigara İçme ve Deneme Sıklığı Kaya Barış, Temel Asuman, Soğuksulu İlknur, Bilgin Öznur, Lafçı Fatma, Yıldız Dilek Giresun Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Giresun, Türkiye AMAÇ: Bu çalışma toplumda gittikçe yaygınlaşan sigara içme alışkanlığının üniversite eğitimine yeni başlamış olan ve ileride toplum eğitiminde rol oynayacak olan eğitim fakültesi 1. sınıf öğrencilerinin sigara içme ve deneme sıklığını tespit etmek amacıyla yapılmıştır GEREÇ-YÖNTEM: Kesitsel tipteki bu çalışma kasım 2006’da Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi sınıf öğretmenliği 1. sınıfta eğitim gören 104 öğrenciden 97’sine (%93.2) ulaşılarak yapılmıştır. Verilerin toplanmasında literatüre dayalı olarak hazırlanan ve 30 sorudan oluşan bir anket formu kullanılmıştır. Anket formunda sosyo-ekonomik özellikler, sigara deneme ve kullanma sıklığı ve bunları etkileyen faktörlere ilişkin sorulara yer verilmiştir. Verilerin analizinde SPSS paket programı kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmamıza alınan 97 öğrencinin %69.1’i (n=67) kız, %30.9’u (n=30) erkektir. Öğrencilerin sigara içme ve deneme sıklığının dağılımına bakıldığında %48.5’i (n=47) şimdiye kadar 1-2 nefes bile olsa sigarayı denediklerini ifade ederken, %7.2’si (n=7) ise halen sigara içtiklerini belirtmişlerdir. Öğrencilerin çevresindeki bireylerin sigara içme sıklığına bakıldığında ise %54.6’sı (n=53) arkadaşının, %35.1’i (n=34) babasının, %35.1’i (n=34) öğretmenlerinin sigara içtiğini ifade etmişlerdir. Öğrencilerin sigarayı deneme nedeni olarak %28.9’u (n=28) merak olarak ifade etmişlerdir. SONUÇ: Öğrencilerin sigarayı denemelerini en çok merak etkilerken, özenti ve arkadaş baskısının da önemli derecede etkili olduğu görülmektedir. Sigara kullanımını önlemeye yönelik çalışmalarda toplumda rol model olan eğitimcilerinde bilinçlendirilmesi amaçlanmalıdır. Anahtar Kelimeler: öğretmen, rol model, sigara, Incidence Of Cigarette Smoking and Experimentation Among 1 Year Students at The Giresun University Education Faculty Teacher Training Department Kaya Barış, Temel Asuman, Soğuksulu İlknur, Bilgin Öznur, Lafçı Fatma, Yıldız Dilek Health School,Giresun University,Giresun,Turkey AIM: The aim of this study was to determine the incidence of cigarette smoking and experimentation, which is increasing in society in general, among 1st year Education Faculty students who had recently begun their university education and who will play a significant role in the education of society in the future. MATERIALS-METHODS: This cross-sectional study was performed with the participation of 97 (93.2%) out of 104 1st year students at the Giresun University Education Faculty Teacher Training Department in November 2006. A questionnaire consisting of 30 questions and based on the literature was employed in the collection of data. The questionnaire included questions regarding socio-economic characteristics, incidence of cigarette smoking and experimentation, and the factors influencing these. The SPSS program was used in the analysis of the data. RESULTS: Of the 97 students enrolled in our research, 69% (n=67) were female and 30.9% (n=30) male. In terms of distribution of the incidence of student cigarette smoking and experimentation, 48.5% (n=47) stated that they had experimented with cigarette smoking, even if this was only to the extent of 1-2 puffs, and 7.2% stated that they still smoked. In terms of incidence of cigarette smoking among students’ immediate circles, 54.6% (n=53) stated that their friends smoked, 35.1% (34) that their father smoked, and 35.1 (34) that their teacher smoked; 28.9% (n=28) of students cited curiosity as the reason for cigarette experimentation. CONCLUSION: While curiosity was the main influence on students’ cigarette experimentation, image and peer pressure also appear to be exceedingly influential. Studies aimed at the prevention of cigarette must be intended to raise awareness in teachers, who will be role models in society. Keywords: teacher,role model,cigarettes 178 [P-122] Hastaneye Yatan Hastaların, Hasta Haklarını Bilme Durumuna İlişkin Bilgi Düzeyleri Sucu Gülsen, Beşikçi Nur, Çalışkan Hilal, Aydın Müge, Altun Cahide Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Sağlık Yüksek Okulu, Samsun AMAÇ: En temel insan hakkı yaşama hakkıdır.Bireylerin nitelikli bir yaşam sürdürebilmesi,sağlığını sürdürmesinde ve sağlığını kaybettiğinde,yeterli tıbbi bakım almasıyla mümkündür.Hasta hakları esas olarak temel insan haklarının ve değerlerinn sağlık hizmetlerine uygulanmasını ifade etmekte ve dayanağınıda insan haklarıyla ilgili belgelerden almaktadır.Hasta hakkı,kişinin sağlıklı olma durumunu kaybettiğinde,bireysel haklarının gözetildiği yeterli ve kaliteli tıbbi bakım alarak yeniden sağlığını kazanmasıdır.Araştırma hastaların sağlıklarını kazanmasında bu etkinliği belirlemek amacıyla, tanımlayıcı olarak yapılmıştır. YÖNTEM: Araştırma kapsamına Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Uygulama Ve Araştırma Hastanesi Erişkin Bölümünde yatan 200 hasta alınmıştır.Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan hastaların kişisel özellikleri ve hasta haklarıyla ilgili bilgileri içeren görüşme formu ile toplanmışltır.Veriler SPSS programında ki-kare testi ile analiz edilmiştir. BULGULAR: Araştırma grubunun yaş ortalaması %49.7'dir.Hastaların %26.5'sı okur yazar değil,%50'sı ilkokul,%13.5'ı lise,%9.5'ı yüksekokul mezunudur.Hasta haklarını hastaların %44.5'ı bilmiş,%51.5'ı bilmemiş,%4.0 kısmen bilmiştir.Bilenlerin %27.5'ı bir sağlık kurumundan eğitim aldıklarını,%41'ının diğer yerlerden ve %52.0'ınında hastane deneyimlerinden bilgilendikleri saptanmıştır.Hasta haklarını bilen hastaların %53.5'ının eşitlik hakkına,%61.5'ının bilgi alma hakkına,%56.0 mahremiyet hakkına,%70.0'ı ziyaretçi bulundurma hakkına,%58.5'ı refakatçı bulundurma hakkına,%52.5'ı rıza ve izin hakkını bilmişlerdir. SONUÇ: Araştırma sonucuna göre hastaların eğitim düzeyi ve hastaneye yatış sıklığı ile hasta hakları arasındaki ilişki anlamlıdır.Hastaların en çok bildikleri haklar ise kendini daha güvende hissedebileceği haklar olarak tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler:İnsan,Hasta,Hasta Hakları Kaynaklar:Tevfik Özlü-Hasta Hakları,hakkınız var çünkü hastasınız timaş yayınları 1.baskı Anahtar Kelimeler: hasta, hasta hakları, insan The circumstances of patients who know about the patient rights Sucu Gülsen, Beşikçi Nur, Çalışkan Hilal, Aydın Müge, Altun Cahide Department of Ondokuz Mayıs University, Samsun, Turkey THE OBJECT: The most fundamental right is to live.Going on a well- qualified life style depends on protecting the health, and being treated when losing their health. The patient rights reflect the carrying out fundamental human rights on the health service mainly. The patient rights also take its source from documents which are related to the human rights. The patient right is to protect the indivudual rights when a person loses own health and to recuperate thanks to the sufficient and good quality medicale care. The research has been prepared as descriptive to determine this activity about recuperating. THE METHOD: 200 patients who are in the part of adults, the application and research hospital, Samsun OMU are included to the research. Data has been collected thanks to the consultation form, prepared by the researches and including information about personal qualities and the patients rights. The data has been analysed in SPSS program with the ki-kare test. THE RESULT: According to the result of the research, the relation between the education level of patients with the frequency of hospilatization and the patient rights is meaningfull. The most known rights of patients are related to feeling more confidence. The Key Words:Human,Patient-Patients rights Keywords: patient, patient rights, human 179 [P-123] Sağlık Alanında Öğrenim Gören Üniversite Öğrencilerinde Reçetesiz İlaç Kullanımı Tortumluoğlu Gülbu, Kaplan Filiz, Katar Tuğba, Selçuk Emine, Cansu Selver, Bulut Necla Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Çanakkale, Türkiye AMAÇ: Bu araştırma sağlık alanında öğrenim gören üniversite öğrencilerinde reçetesiz ilaç kullanımını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM-GEREÇ: Araştırma Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunda 2006–2007 Öğretim yılında tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Çalışmanın evrenini bu iki yüksekokulda öğrenimine devam eden toplam 436 öğrenci oluşturmuştur. Evrenden örneklem seçimine gidilmemiş çalışmaya katılmayı kabul eden 418 (%95.9) öğrenci ile çalışma yürütülmütür. Araştırma verileri araştırmacılar tarafından hazırlanan soru formu ile toplanmıştır. Araştırmaya başlamadan önce kurumdan izin, öğrencilerden sözlü onam alınmıştır. Veriler SPSS Windows 10.0 paket programında aritmetik ortalama ve yüzdelik dağılımı yapılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin öğrencilerin %74.9’u reçetesiz ilaç kullanmaktadır. Öğrencilerin % 51.2’si son bir ay içinde reçetesiz ilaç kullandıklarını ifade etmişlerdir. Öğrencilerin %49’unun doktora gitmeye gerek duymadığı için reçetesiz ilaç kullandığı belirlenmiştir. Reçetesiz olarak öğrencilerin %73.7’sinin ağrı kesici kullandığı ve ağrı kesicileri % 53.6’sının baş ağrısında kullandıkları saptanmıştır. Reçetesiz ilaç kullanımında öğrencilerin %36.8’i daha önce aynı şikayet için doktorun verdiği ilacı tercih etmektedir. Öğrencilerin %76.8’i reçetesiz kullandıkları ilacın prospektüsünü okumaktadır. SONUÇ VE ÖNERİLER: Çalışmanın sonuçlarına göre öğrenciler yaygın olarak reçetesiz ilaç kullanmaktadırlar. Bu sonuçlar doğrultusunda sağlık alanında eğitim gören bu öğrencilerin bilinçlendirilmesine yönelik girişimlerin planlanması önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Reçetesiz ilaç kullanımı, sağlık, üniversite öğrencileri Non-Prescription Drug Use in University Students in Health-Related Fields Tortumluoğlu Gülbu, Kaplan Filiz, Katar Tuğba, Selçuk Emine, Cansu Selver, Bulut Necla Canakkale Onsekiz Mart University, Health Collage, Canakkale, Turkey AIM: This research was conducted for the purpose of evaluating the use of non-prescription medications in university students in health-related fields. METHOD AND TOOL: The research was planned as a descriptive study during the 2006-2007 school year at Çanakkale Onsekiz Mart University School for Health Science and Health Services Occupational School. The research population was a total of 436 students who were continuing their studies at these two schools. No sampling technique was used and the study was conducted with a total of 418 (95.9%) students who agreed to participate in the study. Research data were collected using a questionnaire prepared by the researchers. Before beginning the research permission was obtained from the institution and verbal approval was obtained from the students. The data were evaluated in the SPSS Windows 10.0 packet program using arithmetic mean and percentage distribution. FINDINGS: According to the findings 74.9% of the students used non-prescription medications. Half (51.2%) of the students stated that they had used a non-prescription medication in the last month. It was determined that 49% of the students stated that they used non-prescription medications because they did not see the need to go to a physician. Of the students who used nonprescription medications 73.7% used pain relievers and 53.6% of the pain relievers were used for headaches. In the non-prescription medication use 36.8% of the students had chosen a medication that their physician had given them previously for the same complaint. The majority of the students (76.8%) read the non-prescription medication insert (information about the medication). RESULT AND RECOMMENDATİON: According to the study results there is widespread use of non-prescription medications with students. Based on these results it is recommended that interventions be planned to inform these students who are in health-related fields. Keywords: Prescription medication use, health, university students 180 [P-124] 0-12 Aylık Çocuğu Olan Annelerin Yenidoğan Sarılıkları Hakkındaki Bilgi Ve Davranışlarının Belirlenmesi Şengöz Berfu, Özenç Özcan Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Yenidoğan bebeklerin yaklaşık %60-70'de yaşamın ilk günlerinde sarılık gözlenmektedir. Yenidoğan sarılıkları bilirubin metabolizmasında ortaya çıkan bazı değişiklikler ve bilirubin yapımında artma sonucunda meydana gelmektedir. Bu çalışma 0-12 bebeklere sahip annelerin yenidoğan sarılıkları hakkındaki bilgi ve davranışlarını saptamak amacıyla planlanmıştır. Tanımlayıcı tipteki çalışma 2006 yılı Balıkesir İli Bandırma ilçesi Mustafa Güven Karahan Devlet Hastanesi Çocuk Servisinde yapıldı. Araştırmaya 0-12 aylık çocuğu olan 115 anne alındı. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından oluşturulan anket formu kullanılmıştır.Verilerin analizinde,yüzdelik,ortalama, Ki-kare kullanılmıştır. Çalışmaya katılan annelerin yaş ortalaması 27.05± 5.28, %61.8 ilköğretim mezunu, %56.5 normal doğum, %43.5’ i sezeryan doğum yapmıştır.Bebeklerin %70.4’ü 2500-3600 gr arasında doğmuştur.Bebeklerin %67.0si miadında doğmuş, %26.1’i miadından önce doğmuştur.Bebeklerin %61.7’sinde sarılık görülmüş, %20.0’sinde ilk 24 saat içinde,%41.7’sinde ise 2 günden sonra ortaya çıkmış. Annelerin %43.5’i sarılığı fark edince doktora %56.5’i geleneksel uygulamalara başvurmuş(yüzüne sarı tülbent örtme vb) Annelerin eğitim durumu ile doğum yapma şekli arasında anlamlı bir ilişki vardır(p<0.05). Annelerin eğitim durumu ile bebeklerinde sarılık fark edince yaptıkları uygulamalar arasında anlamlı bir ilişki olduğu istatistiksel olarak tespit edilmiştir(p<0,05). Sonuç olarak annelerin yenidoğan döneminde ortaya çıkabilecek sağlık sorunları, yenidoğan bakımı hakkında bilgilendirilmesi gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Yenidoğan sarılıkları, Anne eğitimi Determınıng The Knowledge And Attıtudes Of The Mothers Wıth A Chıld Aged Between 0-12 About New-Born Baby Hepatıtıs Şengöz Berfu, Özenç Özcan Balıkesir Universıty, Balıkesir Health Vocational School Approximately 60-70% of the new borns suffer from new born hepatitis illness just after their births.This study was carried out for the purpose of determining the knowledge and skills of the mothers having 0-12 aged children related to new-born hepatitis. This descriptive study was carried out at M. G.Karahan Badırma State Hospital. Pediatric Service in 2006. 115 mothers who have a 0-12 aged child participated in the study. In the analysis of the data, percentage, mean chi- quare tests were employed. 67.0 % of the babies were given birth in a stated period of time. 61.7 % of the babies suffered from new-born hepatitis. 20.0% of them suffered from hepatitis in first 24 hours, 41.7% of them suffered from new born hepatities following the 48 hour after the birth. 43.5% of the mothers immediately got a medical aids after they realized the hepatitis and 56.5% of them employed traditional treatment techniques. A significant relationship was discovered between the education level of the mothers and their way of giving birth (p <0.05). Another statistically significant relationship was also found out between what the mothers did when they realized that their babies were suffering from hepatitis and their education level (p<0.05). Keywords: New-Born Baby Hepatıtıs,Mother training 181 [P-125] İnfertil Kadınların Danışmanlık Gereksinimlerinin İncelenmesi Çelik Yeşim Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu ARAŞTIRMANIN AMACI: Araştırma infertil kadınların danışmanlık gereksinimlerinin incelenmesi amacıyla planlanmıştır. Araştırma; Ege Üniversitesi Rektörlüğü Aile Planlaması Kısırlık (İnfertilite) Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde 20.10.2006–31.01.2007 tarihleri arasında yürütülmüştür. Araştırma kapsamına 100 infertil kadın alınmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma verileri, infertil kadınların tanıtıcı özelliklerini içeren veri formu, depresyon düzeylerinin belirlenmesi amacıyla Beck Depresyon Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Elde edilen verilerin değerlendirilmesinde, sayı yüzde dağılımı, Kruskal-Wallis varyans analizi, iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi ile Mann Whitney U testi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan infertil kadınların depresyon puan ortalaması 14,820±10,077 olarak saptanmıştır. İnfertil kadınların meslekleri, infertilite nedenleri, bilgi düzeyleri, eğitim durumları, eş davranışlarında değişiklik, eş aile davranışlarında değişiklik, sosyal yaşamlarında değişiklik, psikolojik açıdan etkilenme, psikolojik desteğe ihtiyaç duyma ve danışmanlık alma durumlarına bağlı olarak Beck Depresyon Ölçeği puan ortalamaları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0,05). İnfertil kadınların evlenme yaşları, tedavi süreleri ve yaş gruplarına bağlı olarak Beck Depresyon Ölçeği puan ortalamaları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0,05). SONUÇ: İnfertil kadınların depresyon düzeylerini birçok faktörün önemli derecede etkilediği saptanmış olup, depresyonu arttıran faktörlere yönelik danışmanlık hizmetlerinin verilmesi önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: İnfertilite, Kadınlar, Depresyon, Danışmanlık The Investigation Of Infertile Women's Counselling Necessity Çelik Yeşim School Of Nursing, Ege University, Turkey PURPOSE: The purpose of this study is to investigate infertile women’s counselling necessity. The study was carried out at Ege University Family Planning and Infertility Research and Application Center from 20.10.2006-31.01.2007. The study involved 100 infertile women subjects. MATHERIAL AND METHOD: The data was collected questionnaire and Beck Depression Scale to determine infertile women’s levels of depression. The data were analyzed percentage, KruskalWallis variance analysis, Independent Samples T test and Mann Whitney U test. INVENTIONS: The following results were obtained: The average depression score of the women involved in the research was found as 14,820±10,077 Statistically the differences between the infertile women’s jobs, causes of infertility, levels of knowledge, change of husbands’ and husbands’ parents’ behavior, change of social lives, levels of education, psychological affection, needs for psychological support, taken counselling and their average of Beck Depression Scale scores were found significant (p<0,05).The differences between the infertile women’s age groups, when they got married, how long they have treated and their average of Beck Depression Scale weren’t found statistically significant (p>0,05). RESULT: It was determined that many factors affected level of depression of infertile women to a lage degree and counselling care aiming at depression increasing factors are suggested to be given. Keywords: Infertility, Women, Depression, Counselling 182 [P-126] Trabzon 2 Nolu Sağlık Ocağına 2005 Yılı İçinde Başvuran 40 Yaş Üstü Kronik Hastalıkların Poliklinik İncelenmesi Demirbağ Birsel Canan, Çelik Ayşe, Özkan Fatma, Sarıkaya Safiye, Ölmez Feyza, Baştan Canan, Kıran Tuğba, Abalı Yeşim, Alagöz Ersen, Kumaş İlknur, Şahin Kader Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu Bu çalışmanın amacı, Trabzon 2 Nolu Sağlık Ocağı bölgesinde yaşayan 40 yaş ve üzerindeki kişilerin kronik hastalık durumlarının belirlenmesidir. Bu çalışmanın evrenini, 1 ocak 2005-31 aralık 2005 tarihinde Trabzon 2 Nolu Sağlık Ocağı polikliniğine başvuran 1727 kişi oluşturmaktadır.Bilgi toplamak aracı olarak kayıtlara dayalı tanımlayıcı tipte araştırma yapılmıştır.Bu çalışmaya 1187’si (%68.7) kadın, 540’ı(%31.3) erkek toplam 1727 kişi katılmıştır.En fazla dağılım gösteren kronik hastalık, hipertansiyon olup kadınlarda 779’u (%65.6), erkeklerde 270’ini (%50) oluşturmaktadır. Sinüzit en az dağılımı göstermekte olup, kadınlarda 2 (%0.1) iken erkeklerde hiç rastlanmamıştır. Kronik böbrek hastalığı ise kadınlarda hiç görülmemişken erkeklerde 2 kişide (%0.3) olduğu tespit edilmiştir. Kronik hastalıkların yaşa göre dağılımında en fazla görüldüğü yaş grubu 55-64 (%36.6) yaş aralığı olarak saptanmıştır.Polikliniğe en sık başvurma nedeninin kadın ve erkeklerde hipertansiyon ve diyabet hastalığına bağlı olduğu tespit edilmiştir.Hastaların ve yakınlarının; sağlıklı hasta yaşamı konusunda bilgilendirilmesi, kronik hastalıklar ve hastalıkların tedavi ilkeleri ile uygun diyet konusunda sağlık eğitimlerinin yapılması, birinci basamak sağlık hizmetlerinin geliştirilip, hastaların bulundukları ortamlarda sağlık sorunlarının çözümlenmesinin sağlanması gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Kronik Hastalık, Sağlık Ocağı, Yaşlılık Polyclınıcal Study Of Chronıc Dıseases In Patıents – Above 40 Years Of Age – Who Applıed to in the Region of the Second Primary Health Care in Trabzon In 2005 Demirbağ Birsel Canan, Çelik Ayşe, Özkan Fatma, Sarıkaya Safiye, Ölmez Feyza, Baştan Canan, Kıran Tuğba, Abalı Yeşim, Alagöz Ersen, Kumaş İlknur, Şahin Kader Karadeniz Technical University Trabzon Health High School This study contains 1727 patients who applied to the Polyclinic in the region of the Second Primary Health Care in Trabzon in 2005 ( January 1st - December 31st ). In the study which is made in descriptive type based on records. The patients who took part in the study consist of 1187 women (68,7%) and 540 men (31,3%). Considering the findings obtained from the study, Hypertension is of primary importance among the chronic diseases with whom the patients are diagnosed. The patients diagnosed with Hypertension include 779 women (65,6%) and 270 men (50%). Another disease, Sinusitis, has minimal dispersion. Chronic Kidney Disease isn’t diagnosed in the woman patients Chronic diseases are diagnosed between 55–64 years of age Dependig on the findings, it can be said that the main reasons of applications to the polyclinic are Hypertension and Diabetes which both women and men are diagnosed with. Consequently, the first step concerning diet which is in accordance with chronic diseases and their treatment ilness is to provide every patient with health education and the Primary Health care is to improve health services and make it possible for patients to cure health problems in the placa where they live. Keywords: Chronıc Dısease, Elderly, Primary Health Care 183 [P-127] Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Ebelik Ve Sağlık Memurluğu Öğrencilerinin Öğretim Elemanlarında Aradıkları Nitelikler Karadağ Nuriye1, Yazıcı Hatice2, Gökçen Mücahide2, Belhan Nurgen2, Temel Nuray2 1 1Öğr.Gör.,Balıkesir Ün., Sağlık Yüksekokulu 2 2Balıkesir Ün., Sağlık Yüksekokulu Sağlık Memurluğu 4. Sınıf Öğr. AMAÇ: Bu çalışma Balıkesir Sağlık Yüksekokulunda öğrenim gören Ebelik ve Sağlık Memurluğu öğrencilerinin öğretim elemanlarında aradıkları nitelikleri ve beklentilerini saptamak amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışma tanımlayıcı tipte olup veriler, Ayla Bayık’ın Sağlık Personeli Yetiştiren Eğitimciler İçin Özdeğerlendirme Rehberi kullanılarak hazırlanan anket formu kullanılarak farklı gün ve saatlerde 1., 2., 3. ve 4.sınıf 235 öğrenciye ulaşılarak toplanmıştır. Verilerin analizi SPSS istatistik programında yapılmış, değerlendirmelerde yüzdelik ve ki-kare testi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin % 59.1‘i 21 yaş ve üstünde %59.1’i kız, %51.5’i sağlık memurluğu, %48.5’i ebelik bölümü öğrencisidir. Öğrencilerin %62.1’i öğretim elemanı sayısını yeterli bulmadığını belirtmiştir. Öğretim elemanlarının davranışları ile ilgili olarak; %61.3’ü derslerin içerdiği materyal-ders notu miktarını istediğinden az, %40.9’u açıklamaların anlaşılırlığını yetersiz, %49.8’i karmaşık konuların basitleştirilmesini yetersiz, %74.8’i dersleri zenginleştirici materyalden yararlanmalarını yetersiz, %54.7’si öğrencilerin sıkıldığı zamanı fark etmelerini yetersiz, %65.7’si istenilen öğrenim için olanakların üst düzeyde kullanılmasını yetersiz olarak belirtmiştir. SONUÇ: Araştırmadan elde edilen bulgular Balıkesir Sağlık Yüksekokulunda öğrenim gören Ebelik ve Sağlık Memurluğu öğrencilerinin eğitim-öğretim yöntemleri ve öğretim elemanları ile iletişimlerinde ve ilişkilerinde eksiklikler olduğunu göstermektedir. Öğretim elemanlarının eğitimöğretim yöntemlerini tekrar gözden geçirmelerinin, öğrencilerin kolay öğrenmelerini sağlamak için onlara fırsat vermelerinin ve öğrencilerden alınan bu geribildirimlerin öğretimleri ile ilgili geliştirmeleri gereken konuları gösterdiğinden yararlı olduğunu söyleyebiliriz. Anahtar Kelimeler: öğrenciler, öğretim elemanları, dersler….. The Qualifications and Expectations on the Instructors of Balıkesir School Of Healt Midwife and Health Official Students Karadağ Nuriye1, Yazıcı Hatice2, Gökçen Mücahide2, Belhan Nurgen2, Temel Nuray2 1 1The lecturer ın Balıkesır Unıversıty of the Health Instıtutıon 2 2The 8th term sudent ın Balıkesır Unıversıty Study was done by the midwife and health official students who go to Balıkesir Health College, in order to confirm the gualifications and expectations they confirm on the instructors. The study is in a descriptive way that the students used the investigation form which was prepared by using the self-evaluation guide for the instructors who educate health personnel which was written by Ayla Bayık.The analysis of the information was done in SPSS programme and evaluation the test of percentage and ki-sguare was used. The students who joined the investigation are %51.5 health official, %48.5 midwife, %62.1 of the students stated that they didn’t find the number of the instructors enough. Related with the instructors behaviours:They are insufficient in these subjects % 61.3 of the students say:The materials which the lesson include are less than enough, % 49.8 of the students say:The complicated lessons aren’t simplifeed enough. % 50.9 of the students say: The encouragement of the joining to lesson isn’t sufficrent. The instructors must examine the education and teaching methods, and also must give the students a change to understand the lesson easily and get a feedback from them if they understood or not. And to make a selfevaluation. Keywords: students, lecturer, lessons 184 [P-128] Hemodiyaliz Hastalarının Sosyo-Demografik ve Hastalıkla İlgili Özelliklerinin İncelenmesi Tekir Özlem1, Çalışkan Türkan1, Güney Sinem2 1 Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Öğretim Görevlisi, Balıkesir 2 Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi, Balıkesir AMAÇ: Çalışmamız ile hemodiyaliz hastalarının sosyo-demografik ve hastalıkla ilgili özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formunun yüz yüze görüşülmesiyle toplandı. Çalışma 9 Ekim 2006-18 Mart 2007 tarihleri arasında yapıldı. Örneklemi gönüllü olarak görüşmeyi kabul eden 71 Hemodiyaliz hastası oluşturdu. Tanımlayıcı nitelikteki bu çalışmadan toplanan veriler yüzdelik dilimler ve ki-kare ile ifade edildi. BULGULAR: Olguların %53.5’inin kadın, %36.6’sının 38-47 yaş arasında olduğu belirlenmiştir. Hastaların %93’ünün fistülle diyaliz makinasına bağlandığı, %98.6’sının organ transplantasyonuna olumlu bakmasına rağmen %78.9’unun kaydı olmadığı, %31’i diyetine uygun beslendiği, %87.3’ü önerilen ilaç tedavisine uyduğu saptanmıştır. Hastaların diyetine uyma/eğitim durumu ve diyalize girdikleri gün sayısı/yaşantılarını etkileme derecesi arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu görülmüştür (p<0.05). SONUÇ: Hastaların düzenli olarak diyalize girdikleri, önerilen ilaç tedavisine uydukları çok azının diyetine uygun beslendiği bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Böbrek,Eğitim,Hemodiyaliz Examınıng The Hemodialsys Patıents’ Socıo-Demographıc Features And Pecularıtıes About Theır Illnesses Tekir Özlem1, Çalışkan Türkan1, Güney Sinem2 1 Balıkesir University Balıkesir School Of Health University Lecturer, Balıkesir, Turkey 2 Balıkesir University Balıkesir School Of Health Midwifery Department 3rd Grade Student, Balıkesir, Turkey AIM: It is aimed to examine the hemodialsys patients’ socio-demographic features and also their peculalarities abaout their illness DEVICE-METHOD: Datums have been collected by the survey forms which were prepared and nagotiated face to face by the researches. The work was done between 9 October 2006-18 March 2007. 71 patients of Hemodialsys - who accepted to participate – formed the samples of the survey. These datums which had been collected from descriptive work were expressed with percentage and chi-square. FINDINGS: Facts: Patients’ %53.5 are women, %36.6 are between 38 and 47 years old. Although %98.6 are in favour of kidney transplantation, %78.9 of them do not have entry. Patients’ %93 are bounded to the fistulle dialsys machine, %31 eat according to their diet, %87.3 follow the suggested medical cure. It is noticed that there is a reasonable difference between patients’ education on their diet and obeying it. Also there is a big difference between the number of the days that they get dialsys process and degree of effecting their life on statics base RESULTS: It is found out that patients get dialsys process regularly and follow the suggested medical cure, few of them are nourished according to their diet. Keywords: Kidney, Education, Hemodialsys 185 [P-129] Bir ilköğretim Okulundaki Öğrencilerde Beslenme Alışkanlıkları Dayanık Gonca1, Öner Ayşen1, Yılmaz Esra1, İşler Zeynep1, Güdükoğlu Saime1, Seçginli Selda (danışman)2, Öztürk Nilüfer (danışman)2 1 İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Istanbul, Türkiye 2 İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye AMAÇ: Bir ilköğretim okulundaki öğrencilerinde beslenme alışkanlıklarını ve etkileyen faktörleri incelemek GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı-kesitsel tipte planlanan araştırma 9-14 yaşlar arası 643 öğrenciyle yapılmıştır. Veriler Çocuklarda Sağlık Algıları ve Sağlık Davranışları Ölçeğinin “beslenme” alt boyutu ve bazı sosyo-demografik özellikleri belirleyen soru formu ile toplanmıştır. Verilerin analizinde yüzde, ortalama, ki-kare, t- testi ve ANOVA testi kullanılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin beden kitle indeksi (BKI) değerlendirmesinde % 44’ünün normal (BKI=18.5- 24.9), % 56’sının normal olmayan değerlerde (BKI=18.5 altı ve 25.0 üstü) olduğu belirlenmiştir. Grubun 2/3’ü (% 68) 8-11 yaş grubunda olup, % 81’inin kahvaltı yaptığı, ebeveynlerin 6 yıl ve üstü eğitim aldığı (anne: % 65, baba: % 78), babaların % 94’ünün, annelerin ise sadece % 39’unun çalıştığı bulunmuştur. Yaş, düzenli kahvaltı yapma durumu, anne-baba eğitimi ve annenin çalışma durumu ile beden kitle indeksi değerleri arasında anlamlı ilişki bulunmuştur (p<0.05). Beslenme alışkanlıklarının puan ortalamasının 8-11 yaş grubunda düşük olduğu; kahvaltı yapan, 6 yıl ve üstü eğitim alan ebeveynlerin çocuklarının BKI’inin normal değerde olduğu bulunmuştur. ÖNERİLER: Okul sağlığı hizmetleri kapsamında çocukların beslenme alışkanlıkları tanılanmalı ve geliştirilmelidir. Beslenme alışkanlıklarını etkileyen faktörlere yönelik sağlık eğitimi ve danışmanlık yapılmalıdır. Anahtar Kelimeler: Beslenme, beslenme alışkanlıkları, okul sağlığı The Nutritional Habits of Students in a Primary School Dayanık Gonca1, Öner Ayşen1, Yılmaz Esra1, İşler Zeynep1, Güdükoğlu Saime1, Seçginli Selda (danışman)2, Öztürk Nilüfer (danışman)2 1 Istanbul University, Florence Nightingale School Of Nursing, Istanbul, Turkey 2 Istanbul University, Florence Nightingale School Of Nursing, Public Health Nursing Department, Istanbul, Turkey PURPOSE: To examine the nutritional habits and related factors among primary school students. METHODS: A descriptive, cross-sectional study was conducted with 643 students. Data were collected with the "nutrition" subscale of the "Health Perceptions and Health Behaviors in Children Inventory", sociodemographic questionnaire and analyzed with percentage, mean, chi-square, t test and ANOVA. RESULTS: According to the Body Mass Index (BMI) values 44% of the students had normal weight, 56% were underweight or overweight. The majority of the children (68%) were between the 8-11 year old, eat breakfast regularly (81%), had mothers (65%) or fathers (78%) with six or more years of education, had fathers who worked (94%), but only 39% of their mothers worked. Age, having breakfast, parents' education and mother's employment status were found to have significant correlations with BMI values (p<0.05). The nutritional habits mean score was found to be low for 8-11 year olds, but the BMI was found to be normal for the children who eat breakfast and for those who had parents with six or more years of education. CONCLUSION: The children's nutritional habits need to be determined and promoted in school health services; health education and counseling need to be given about related factors. Keywords: Nutrition, nutritional habits, school health 186 [P-130] Öğretmenlerin Epilepsi Nöbetinde Acil Müdahaleye İlişkin Yaklaşımları Bilge Emine Sultan, Akdağ Hikmet, Aktaş Gaye, Amaç Büşra, Gülcen Zehra, Kayabalı Eda, Bayat Meral, Erdem Emine, Barık Özlem Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Kayseri AMAÇ: Bu çalışma, ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin epilepsi nöbetinde acil müdahaleye ilişkin yaklaşımlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Kayseri il merkezinde görev yapan (n=4580) ve basit rasgele örnekleme yöntemi ile seçilen 1300 öğretmen ile yüz yüze görüşülerek Kasım 2006-Ocak 2007 tarihleri arasında anket formu ile veriler toplanmıştır. Değerlendirmede Ki-kare testi kullanılmıştır. BULGULAR: Çalışmaya alınan öğretmenlerin %36.8’inin 31-40 yaş grubunda, %50.2’sinin erkek, %68.5’inin lisans mezunu olduğu, %98.5’inin epilepsiye ilişkin eğitim almadığı bulunmuştur. Öğretmenlerin %74.7’sinin epilepsili öğrencisinin olmadığı, %78.7’sinin epilepsi nöbeti görmediği, %97.7’sinin epilepsiye ilişkin eğitim almak istediği belirlenmiştir. Öğretmenlerin (n=1300) %30.5’i acil müdahale olarak epilepsi nöbeti geçiren öğrenciyi en yakın sağlık kuruluşuna göndereceklerini ifade etmişlerdir. Epilepsi nöbeti gören öğretmenlerin (n=277) %36.1’inin nöbet esnasında çocuğun dilini ısırmasını, soluk yolunu tıkamasını önlemek için dişlerinin arasına bir cisim yerleştirdikleri bulunmuştur. Araştırma sonuçlarına göre; cinsiyet, ailede epilepsili birinin olması, epilepsiyle ilgili eğitim alma, epilepsili öğrencisi olma, ailesinin çocuğun hastalığını bildirme, aile ile işbirliği içinde olma ve acil müdahaleye ilişkin bilgi alma durumlarının epilepsi nöbeti sırasında etkili uygulama (nöbete müdahale etmeme, travmayı önleme vb.) yapmayı etkilediği belirlenmiştir.(p<0.05) SONUÇ: Öğretmenlerin bu konuya ilişkin eğitim almaları gerektiği sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Öğretmen, acil müdahale, epilepsi The Attitudes of Teachers Related to Emergency Interventions for Epileptic Seizure Bilge Emine Sultan, Akdağ Hikmet, Aktaş Gaye, Amaç Büşra, Gülcen Zehra, Kayabalı Eda, Bayat Meral, Erdem Emine, Barık Özlem Department of Nursing, Erciyes University Atatürk Health School, Kayseri,TÜRKİYE OBJECTIVE: This study was conducted to determine the attitudes of the primary school teachers related to emergency interventions for epileptic seizure. METHOD: Data was collected with a questionnaire form by interview with 1300 teachers who were selected by using simple randomized sample method and (n=4580) on duty in Kayseri city center between November 2006- January 2007. For analyses, chi- square test was used. FINDINGS: It was found that of the teachers; 36.8% were 31-40 years old, 50.2% were male, 68.5% graduated from university, 98.5% did not take education about epilepsy. It was determined that of the teachers; 74.7% have not got a student with epilepsy, 78.7% did not confront epileptic seizure, 97.7% wanted to take education about epilepsy. 30.5% of teachers (n=1300) reported they preferred to admit seizured student to the nearest health establishment as emergency intervention. It was found that 36.1% of the teachers (n=277) confronted the seizured student put an object in student’s mouth for preventing bite tongue, opening airway. The results obtained from the study revealed that effective intervention (no intervention for the seizure, prevent trauma etc.) during seizure are affected by gender, presence of an epileptic family member and epileptic student, taking education about epilepsy, report of the disease by the family, collaboration with the family and taking education about emergency intervention (p<0.05). CONCLUSION: It was suggested that the teachers should take education about this subject. Keywords: teacher, emergency intervention, epilepsy 187 [P-131] Üniversite öğrencilerin premenstrual sendrom yaşama ve baş etme durumları Türk Süreyya, Can Gürkan Özlem (danışman) Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul GİRİŞ: Premenstrual sendrom (PMS) üreme çağındaki kadınların %40-95’ini etkileyen, aşağı yukarı %20-40’ında ciddi semptomlara neden olan ve günlük yaşamı etkileyen bir durumdur. PMS davranışsal bozukluklar, sıvı retansiyonu ve ağrının çeşitli tipleriyle seyreder. PMS’nin tedavisinde amaç semptomları azaltmak, fonksiyonları düzeltmek ve genel sağlığı iyileştirmektir. PMS belirtileri ile baş etmek için semptomların ne düzeyde yaşandığını ve etkileyen faktörleri belirlenmesi gerekir. AMAÇ: Araştırma Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Yerleşkesinde eğitim gören kız öğrencilerin PMS yaşama düzeylerini ve baş etme yöntemlerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. MATERYAL-METOD: Ocak 2007– Mart 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilen çalışmanın evrenini M.Ü. Haydarpaşa yerleşkesinde eğitim gören tüm kız öğrenciler oluşturmuştur. Toplam 333 öğrenci örneklem grubuna alınmıştır. Verilerin toplanması sırasında toplam 35 sorudan oluşan bir anket formu ile Gençdoğan tarafından 2006 yılında geliştirilen ve toplam 44 sorudan oluşan Premenstrual Sendrom Ölçeği (PMSÖ) kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesi ki-kare, one way anova ve t- testi kullanılarak yapılmıştır. BULGULAR: Katılımcıların PMS yaşama şiddetinin PMSÖ’ne göre orta düzeyde olduğu belirlendi. PMs nin en yaygın semptomu sinirlilikti. PMSÖ puan ortalamasının PMS için sık sık ağrı kesici kullanan (128±33), sıcak uygulama yapan (123±30), doktora başvuran (140±25), sebze meyve tüketimini artıranlarda (122±30) bu uygulamaları bazen ya da hiçbir zaman yapmayanlara göre daha yüksek olduğu, gruplar arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu belirlendi (P< 0.05). SONUÇ ÖNERİLER: Öğrencilere PMS ve baş etme yöntemleri konusunda bilgilendirmek amacıyla eğitim programları düzenlemek yararlı olacaktır. Anahtar Kelimeler: Premenstrual sendrom, PMS ile baş etme yöntemleri. Experience and coping with premenstual syndrome of student’s at university Türk Süreyya, Can Gürkan Özlem (danışman) Marmara University School of Nursing,Istanbul INTRODUCTION: PMS sufficient to impair daily life and relationships are estimated to affect up to 40%-95% of all women of reproductive age, with severe impairment occuring in approximately 20% - 40%. PMS includes cognitive disturbance, fluid retention and various types of pain. The overall treatment goals for PMS include namelioration of the patient’s symtoms and functional impairment, and optimization of the patient’s overall health. Successful treatment of PMS begins with a thorough assesment of the symptoms and related factors. AIM: The descriptive study was carried out at M.U, in order to determine experiencing the level of PMS and the methods by which these girls cope with it. MATERIAL-METHODS: Sampling consisted of students of Haydarpasa Campus of the M.U between January-March 2007. 333 student’s were chosen for the study. A questionnaire form that consist of 44 items and Premenstrual Assesment Form, which was designed by Gençdoğan in 2006, were applied each participant. Ki-square, one-way analysis of variance, t- test used to assess data. FINDINGS: A lots of girls had moderate PMS. The most common symtom of PMS was nervousness. Using often analgesic (128±33), applied often topical heat (123±30), applicated often to the doctor (140±25), increased often consumption of vegetables (122±30) for PMS reported higher mean PMS scores than another groups and there was a statistically significant relationship between groups (P< 0.05). RESULTS: It will be useful to arrange educational programs in order to inform student about PMS. Keywords: Premenstrual syndrome, Coping with PMS. 188 [P-132] Kardiyovasküler Hastalığı Olan Hastalarda Uyku Kalitesi Vural Nergis1, Karakaş Hatice1, Kaya Türkan1, Tel Havva2, Doğan Sibel2 1 *Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlik Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü 4.sınıf öğrencisi Kayseri/Türkiye 2 **Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği ABD Kayseri/ Turkiye AMAÇ: Uyku insanın temel fizyolojik gereksinimlerinden birisidir. Hastalık yaşantısı bireylerin uyku düzenini etkileyebilmektedir. Uyku düzenini en çok etkileyen hastalıklardan birisi de kardiyovasküler hastalıklardır. Yapılan çalışmalarda, kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda uyku sorunlarının sık görüldüğü belirtilmiştir. Bu araştırma kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda uyku kalitesini değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. GEREÇ – YÖNTEM: Araştırma Aralık 2006- Şubat 2007 tarihleri arasında E.Ü.T.F Kalp hastanesinde tedavi gören, çalışmaya katılmayı kabul eden, 18-65 yaş arasında, herhangi bir iletişim engeli olmayan hastalarla yapılmıştır. Veriler hastaların tanıtıcı özellikleri ve uyku örüntülerine ilişkin soruları içeren bir anket formu ve Pittsburg uyku kalitesi ölçeğiyle toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde t testi, ANOVA varyans analizi kullanılmıştır. BULGULAR VE SONUÇ: Hastaların yaş ortalamasının 52.11+10.59 (min-max:18-65), %66.5’inin 50-65 yaş grubunda, %66’sının erkek, %91.2’sinin evli, %53.6’sının ilköğretim mezunu, %44.3’ünün hastalık süresinin 1 yıl ve üzeri, %46.4’ünün hastaneye yatış sayısının 1-2 olduğu, %31.4’ünün ANT ve ilaç tedavisi saatlerinden uykusunun engellendiği, %52.6’sının hastaneye yatmadan önce uyku sorunu yaşadığı, hastaların uyku kalitesi puan ortalamalarının 7.68±3.57 (min-max:1-17), %68.6’sının uyku kalitesinin kötü olduğu saptanmıştır. Kadın, 50-65 yaş grubu, okur-yazar olmayan, ev hanımı, hastalık süresi 1 yıldan fazla, hastaneye yatışı yedinin üzerinde, ANT-İlaç tedavisi saatleri nedeniyle uykusu engellenen, hastaneye yatmadan önce uyku sorunu olan hastaların uyku kalitelerinin daha kötü olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kardiyovasküler Hastalıklar, Uyku, Uyku Kalitesi Sleep Quality at Patients with Cardiovasculer Disease Vural Nergis1, Karakaş Hatice1, Kaya Türkan1, Tel Havva2, Doğan Sibel2 1 *Erciyes University Atatürk Health School Department Of Nursing, Forth Class Student Kayseri/Türkiye 2 ** Erciyes University Atatürk Health School Department Of Mental Health And Illness Nursıng Kayseri/ Turkiye OBJECTIVE: Sleep is a basic physiologic need for people. Diseases may affect sleep regularity. One of the diseases that affect sleep regularity is cardiovasculer disease. In studies, it was suggested that sleep problems were seen mostly at patients with cardiovasculer disease. This study was conducted to evaluate sleep quality at patients with cardiovasculer disease as definitive. MATERIAL-METHOD: This study was conducted with adult patients who was under treatment at Erciyes University Cardiology Hospital between December 2006- February 2007, accepted to be in the study, was 18-65 aged and have got not a disability related to communication. Data was collected with a questionnaire form consists related to socio demographic characteristics of the patients, their sleep regularity and Pittsburg Sleep Quality Inventory. For analysis, t and ANOVA variance analysis tests were used. FİNDİNGS AND CONCLUSION: It was determined that the mean age of the patients was 52.11 ± 10.59 years (min-max 18-65). Also of the patients; 66.5 % were 50-65 years, 66.0 % were male, 91.2 % was married, 53.6 % were graduated from primary school, 44.3 % were ill for 1 and more year, 46.4 % were stayed at hospital 1-2 times; sleep regularities of 31.4 % of them prevent from measurement times of body temperament, pulse, blood pressure (TPBP) and medicine treatment, their sleep quality mean was 7.68 ± 3.57 (min-maw 1-17), 68.6 % of them have got bad sleep quality. It was determined that the sleep quality of patients who were female, 50-65 aged, illiterate, housewife, have got disease more than 1 year, stayed at hospital more than 7 times, have got sleep disorders because of TPBP and medicine treatment times and sleep problem before staying at the hospital were worse than the others. Keywords: Cardiovasculer Disease, Sleep, Sleep Quality 189 [P-133] Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğrencilerinin 0rgan Bağışı Hakkındaki Düşünceleri Demirbağ Birsel Canan, Arabacı Seval, Çakır Songül, Turan Serpil Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu Bu çalışma, Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencilerinin organ bağışı hakkındaki düşüncelerini analiz etmek amacıyla planlanmıştır. K.T.Ü İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencilerine 05 Mart22 Mart tarihlerinde gelen, olasılıksız örnekleme yöntemiyle seçilen ve uygulamayı kabul eden 369 öğrenciye araştırıcılar tarafından geliştirilmiş anket uygulanmıştır. Veriler SPSS 10.0 istatistik programında, analizde sıklık, yüzde ve ki-kare testi kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin sosyo-demografik özelliklerine göre yaş ortalaması 20.87 olup, %5.1’i sosyal güvencesi olmadığını, %28’i 100-200 YTL aylık gelire sahip olduğunu ifade etmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin bilgi düzeylerine bakıldığında %93.1’i organ bağışının doğru olduğunu, % 69.7’ si organını bağışlamak istediğini, %92.4’ ü organ bağışı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını, %77.7’si bağış için ne yapması gerektiğini bilmediğini, %67’si Türkiye’de en fazla böbrek bağışı ihtiyacı olduğunu, %63.4’ü organın ne kadar sürede nakledileceğini bilmediğini, % 55.7’si organ bağışı arttırmanın en iyi yolunun basın- yayın desteği olduğunu ifade etmişlerdir.Bu çalışmanın sonucunda, üniversite düzeyindeki öğrencilerde organ bağışı hakkında bilgi yetersizliği görülmüştür. Çalışmada da görüldüğü üzere, bu eksikliğin giderilmesi için basın-yayın yolunun daha etkili ve doğru bir biçimde toplumu bilinçlendirmesi gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Organ bağışı, Üniversite öğrencileri The Student's Thoughts about Organ Donation at Karadeniz Techical University Demirbağ Birsel Canan, Arabacı Seval, Çakır Songül, Turan Serpil Karadeniz Technical University Trabzon Health High School The purpose of this study is to analyze ideas of students about organ donation at Karadeniz Technical University (KTU). The survey was applied to a total of 369 students at KTU, Faculty of Economic and Administration Sciences in 05-22 March 2007. The students adopting application were chosen with sample methods without probability. Data are evaluated with chi-square, percentage and frequency at the SPSS 10.0. According to socio-demographic features, mean age of the students are 20.87, 5.1% of them don’t have health insurances, 28% have monthly income approximately 100-200 YTL. Based on our survey, 93,1% are supporting the idea of organ donation, 69,7% of them want organ donation, 92,4% don’t have enough knowledge about organ donation, 77,7% don’t know the formalities about organ donation. 67,7% think that kidney donation is the most popular, 63,4% doesn’t know how much times is necessary for an organ donation, 55,7% believes that the organ donation can be increased by the help of press and media. As a conclusion, university students do not have enough information about organ donation. According to these results, the press and media are the most popular tools for advertising the organ donation among university students. Keywords: Organ donation, University students 190 [P-134] Diyabet Hastalarının Hastalık Hikayeleri ile Bilgi Düzeylerinin İncelenmesi Kumcağız Hatice(danışman), Güner Tuğba, Teslim Ferda, Şahin Özlem, Topsakal Merve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Sağlık Yüksek Okulu AMAÇ: Araştırma, diyabet hastalarının çeşitli demografik özellikleri ve diyabet hastalığı hakkındaki bilgi ve tutumlarını saptamak amacıyla yapılmıştır. METOD: Üç ay süre ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Endokrin Polikliniğine başvuran, ulaşılabilen diyabet tanısı konulmuş bireylerin tamamı olan 209 hasta örneklem grubuna dahil edilmiştir. Veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan anket soruları ve kişisel bilgi formu ile toplanmıştır. Veriler SPSS paket programında yüzdelik dağılım şeklinde değerlendirilmiştir. BULGULAR: Araştırma grubunun %61.3 kadın ve %61.3’ü evlidir. Kadınların % 59.1’i kan şekerinin normal değerini bilmiyor, erkeklerin % 42.9’u diyabetin vücuda zarar verdiğini bilmiyor, erkeklerin %60’ı diyabetten dolayı beslenmenin düzenlenmesi gerektiğini bilmiyor. Sonuç olarak; diyabet hastalarının diyabet ile ilgili bilgi düzeylerinin yetersiz olduğu bulunmuştur. Belirlenen yetersiz bilgi düzeylerine yönelik eğitimler önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Bilgi, Diyabet, Diyabetik hasta, Düzey Anahtar Kelimeler: Bilgi, Diyabet, Diyabetik hasta, Düzey Researching Knowledge Level of the Diabetes Patients by means of the Story of their illness Kumcağız Hatice(danışman), Güner Tuğba, Teslim Ferda, Şahin Özlem, Topsakal Merve Ondokuz Mayıs University Samsun Health High School AIM: Research was done to determine the various demographic features of diabetes patients and their knowledge and attitudes about the diabetes illness. METHOD: During 3 months, all diabetic 209 patients who applied or attained to the Medical Faculty Research and Application Hospital Endocrine Policlinic of Ondokuz Mayıs University had been included in experimental group. Datums are collected with the poll questions prepared by the researchers and the personal information form. Datums are evaulated with the percentage distribution way in SPSS pocket programme. Diagnoises: The % 61.3 in research group are women and the % 61.3 individuals are married. The % 59.1 of women don’t know the normal value of blood sugar. The % 42.9 of men don’t know that the diabetes domages our body. The % 60 of men don’t know the nourishment must be arranged because of the diabetes. In conclusion; it is found that the knowledge level of diabetes patients in concern with the diabetes isn’t sufficient. Trainings can be recommended towards to the determined inadequate knowledge level. Key words: Knowledge, Diabet, Diabetes patients, Knowledge, Level. Keywords: Knowledge, Diabet, Diabetes patients, Level 191 [P-135] Burdur Sağlık Yüksekokulu 1.sınıf öğrencilerinin ilk klinik uygulamalarında yaşadıkları deneyimleri,görüş ve düşünceleri Büyükyörük Nurvet, Kuşçu Çiğdem, Zincirci Didem, Ataş Serpil Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu/Burdur AMAÇ: Bu çalışmanın amacı Burdur Sağlık Yüksekokulu 1. sınıf öğrenci hemşirelerin klinik uygulamanın ilk gününde yaşadıkları deneyimleri, görüş ve düşünceleri saptamak ve bu mesleğe karşı olan olumsuz bakış açılarını belirlenmesidir. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın evrenini, Burdur Sağlık Yüksekokulu birinci sınıf okuyan öğrencileri(N:94),örneklemini verilerin toplandığı gün okulda bulunan gönüllü öğrenciler (n:77) oluşturmuştur.10-11/04/2006tarihleri arasında yürütülen çalışmanın verilerinin toplanmasında 23 sorudan oluşan anket formu kullanılmıştır.Veriler SPSS 11.0 paket programında analiz edilmiş ve sayı, yüzde kullanılmıştır.. Araştırmanın yürütülmesi için belirlenen kurumdan yazılı izin, çalışmaya katılanlardan sözel onam alınmıştır. BULGULAR-SONUÇ: Araştırmaya katılan öğrencilerin; yaş ortalaması 19.08’dir ve öğrencilerin %62.3’ü bölüme kendi istekleriyle gelmişlerdir.Öğrencilerin %76.6’sı tedaviye eşlik etmesinin engellendiği, %78.0’ı hastalarla yeterli iletişim kuramadığı, % 83.1’i öğretim elemanları ve hemşirelerin güven arttırmaya yönelik girişimlerde bulunmadığı, % 88.3’ü hastaya uyguladığı tedavide yanlış yapmaktan korktuğu, % 83.1’i teorik olarak öğrendiği bilgileri uygulayamadığı, % 87.0’ı öğretilen bakım kurallarının hemşireler tarafından uygulandığını gözlemlediği, % 51.9’u da klinik hemşiresi olarak çalışmak istemediği belirtmiştir. Sonuç olarak, hemşirelik öğrencilerinin ilk olarak çıktıkları klinik uygulamalar öğrencilerin mesleklerine ilişkin görüşlerini etkilemektedir.Bu nedenle klinik ortamlarda öğrenciler için düzenlemeler yapılmalıdır. Anahtar Kelimeler: Öğrenci hemşire,İlk klinik uygulama,Görüşleri Experiences, views and thoughts of first grade student'clinical administration at Burdur Health Highschool Büyükyörük Nurvet, Kuşçu Çiğdem, Zincirci Didem, Ataş Serpil Mehmet Akif Ersoy University, School of Health College/Burdur AIM: The aim of this study is to determine first grade students’experiences and negative points of view on the first day of the clinical administration at Burdur Health Highschool. MATERYAL and METHOD: Top of the research was built by first grade students ( N:94) willing students when the conservator met(N 77)..During the process of picking up data an inquiry from which is consist of 23 questions were used at 10-11/04/2006.Datas were analyzed with SPSS11.0 programme and showed with figure and rate.to advence the research,it was related foundations authorized in written and approved by the participants in verbally. FINDINGS and RESULTS: The average of students participated to research was 19.08% and 62.3% of students decided to attend this school by themselves.It has been showed that 76.6 % of students were discouraged from practising the treatment,78.0% of students couldn’t get in touchwith the patients sufficiently 88.3% of students hesitate while treating,83.1% of students can’t use their theoritical knowledge in practice.87.0% instructed nursing rules aren’t followed by nurses 51.9% don’t want to work as a clinical nurse. As a result; first clinical administration that students of nursing experienced affected their points of view related to their profession.So it is essential to do regulations for students clinically. Keywords: Nursing students, First clinical administration,Attitudes. 192 [P-136] Fiziksel kısıtlılığı olan nörolojik hastalara bakım veren ailelerin yaşadıkları güçlükler Türköz Ümmügül1, Çiftçi Ayşegül1, Sarraç İrem1, Güren Emel2, Tosun Nuran1 1 Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Hemşirelik Yüksek Okulu, Ankara 2 Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Nöroloji AD., Ankara Bu araştırma, fiziksel kısıtlılığı olan nörolojik hastalara bakım veren ailelerin yaşadıkları güçlükleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı bir çalışma olarak planlanmış ve uygulanmıştır. Araştırma GATA Nöroloji AD. klinik ve polikliniğinde, Mart-Nisan 2007 tarihlerinde uygulanmıştır. Fiziksel kısıtlılığı olan nörolojik bir hastanın hastane dışı bakımından en az 6 aydır sorumlu olan ve araştırmaya gönüllü olarak katılmak isteyen 20 hasta yakını araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırmacılar tarafından literatür taramaları sonucunda geliştirilen veri toplama formu, her hasta yakımı ile yüz yüze görüşerek doldurulmuştur. Formda hastayı/bakım veren kişileri tanıtıcı ve bakım veren kişilerin yaşadıkları güçlükleri belirlemeye yönelik açık ve kapalı uçlu sorular yer almaktadır. Verilerin analizinde, yüzdelikler ve ortalama kullanılmıştır. Hastaların %50.0’si SVO, %30.0’u ALS tanılarına sahiptir. Bakım verenlerin yaş ortalaması 43.5 yıl, %85.0’i kadın ve %55.0’i ilkokul mezunudur. Hastaların bakım gereksinimleri çoğunlukla eşleri ve çocukları tarafından karşılanmakta olup, bakım verdikleri süre ortalama 6 yıldır. Bakım verenlerin %85.0’i hareket ve egzersiz, %80.0’i iletişim, %65.0’i kişisel bakım, %35.0’i beslenme ve diyet konularında güçlükler yaşadıklarını belirtmişlerdir. Bakım verenlerin %80.0’i hasta bakımı, %75.0’i psikolojik yardım ve %65.0’i danışmanlık konularında desteğe ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir. Araştırmanın uygulaması devam etmektedir. Anahtar Kelimeler: Nörolojik hasta, bakım veren, güçlükler Difficulties of families as caregivers for neurological patients who had physical restrictive Türköz Ümmügül1, Çiftçi Ayşegül1, Sarraç İrem1, Güren Emel2, Tosun Nuran1 1 Gulhane Military Medical Academy, School of Nursing, Ankara, Turkey 2 Gulhane Military Medical Academy, Department of Neurology, Ankara, Turkey This study was planned and applied as a descriptive study to determine difficulties of families as caregivers for neurological patients who had physical restrictive. The study was applied at GMMA Neurology Department’s clinic and policlinic. Relatives of the patient who have been responsible for out-hospital care to physical restricted neurological patients at least 6 months and 20 voluntary relatives was included study coverage. The data collection form, which constituted the result of the looking over the literatures, was filled by interviewing per relative of patients by researchers. This form has open/close-ended questions which describe caregivers’ properties and determine their difficulties. Percentage and average was used at data analysis. Most of the patients are CVO (50.0%) and ALS (30.0%). The mean age of caregivers is 43.5 years, 85.0% of them are female, and 55.0% of them primary school graduated. Their husband/wife and children mostly supply the needs of the patient care and the average of care providing process is 6 years. The caregivers stated that they have difficulties at; activity and exercise (85.0%), communication (80.0%), personal care (65.0%), and nutrition and diet (35.0%). They also stated that they need support at; patient care (80.0%), psychological support (75.0%), and information (65.0%). Keywords: Neurological patients, caregivers, difficulties 193 [P-137] Gençlik, Şiddet ve Hemşirelik Turan Türkan1, Kiper Sibel4, Cengiz Şerife2, Ateşoğlu Durak3 1 Pamukkale Üniversitesi, Denizli Sağlık Yüksekokulu, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı, Denizli 2 Pamukkale Üniversitesi, Denizli Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Denizli 3 Pamukkale Üniversitesi, Denizli Sağlık Yüksekokulu, Sağlık Memurluğu Bölümü, Denizli 4 Afyon Kocatepe Üniversitesi, Yüksek lisans öğrencisi, Afyon İnsanlık tarihi kadar eski bir olgu olan şiddet, insanlığın gündeminden hiç eksik olmamıştır. Şiddet kavramına ilişkin birçok tanım yapılmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şiddeti, “fiziksel güç veya iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir başkasına uygulanması sonucunda maruz kalan kişide yaralanma, ölüm ve psikolojik zarara yol açması ya da açma olasılığı bulunması” durumu olarak tanımlamaktadır. Türkiye’de genel sağlık sorunları içerisinde, çocukluk ve gençlik yaş grubunun, gerek nüfus içindeki payı, gerekse sağlık göstergelerinin istenilen düzeyde olmaması nedeniyle özel bir yeri vardır. Dünya ve bölgelerin istatistiklerine göre şiddet sonucu etkilenen dezavantajlı gruplar arasında gençler, kadınlar ve çocuklar yer almaktadır. Gençlere yönelik şiddet arasında ırza geçme, aile içi şiddet, kadın sünneti, cinayet ve cinsel kullanım gelmektedir. Gençleri şiddete yönelten durumlar arasında ise; göç, işsizlik, ailede yeterli sevgi görmeme, görsel medyada şiddet olaylarının varlığı, kültürel yozlaşma, kalabalık sınıflar vb. durumlar görülmektedir. Gençlik şiddeti sadece şiddete maruz kalanları değil, aileleri, arkadaşları ve toplumu etkilediği gibi hastalık, ölüm ve sakatlık dışında yaşam kalitesini de etkilemektedir. Hemşireler evde, hastanede, sahada, okullarda, işyerinde kısacası toplumun tüm alanlarında bireylerle en yakın çalışan sağlık personelidir. Bu nedenle hemşireler bireylerin öfkelerini tanımalarına, öfkeyi uygun yolla ifade etmelerine ve stresle etkin baş etme yollarını öğrenmelerine yardım ederek toplumda şiddetin azaltılmasında güçlü bir etki oluşturabilirler. Anahtar Kelimeler: Şiddet, Hemşirelik, Gençlik Youth, Vıolence and Nursıng Turan Türkan1, Kiper Sibel4, Cengiz Şerife2, Ateşoğlu Durak3 1 Department of Child Health Nursing, Pamukkale University, Denizli, Turkey. 2 Departmen of Nursing, Pamukkale Üniversity, Denizli, Turkey 3 Deparment of Health Officer, Pamukkale University, Denizli Turkey 4 Afyon Kocatepe Üniversity, Master student, Afyon, Turkey Violence, which is as old as human history, is always a topic of daily discussion. The concept of violence has many definitions. According to the World Health Organization (WHO) violence is defined as a situation in which, the threat of or actual use of physical strength or power with evil intention against another person results in injury, death or psychological injury or the threat of the same. In Turkey one of the general health problems is that the child and youth age groups are not at the desired level for portion of the general population or for health indicators. According to international and regional statistics included in the disadvantaged groups affected by violence are youth, women and children. The violence against youth includes rape, domestic violence, female circumcision, murder and use of sexuality. Situations that lead youth to violence include immigration, unemployment, inadequate display of love in the family, presence of violent events in visual media, cultural degeneration, crowded classrooms, etc. Youth violence not only causes illness, death and disability as well as decreased quality of life for those directly affected by the violence but also the victim's family, friends and society. Nurses are the health care personnel who are the closest to individuals in their homes, hospitals, in the community, in schools, in workplaces, in short, in all areas of society. For this reason nurses' diagnosing individuals' anger, helping them to express their anger in appropriate ways and to learn effective ways of coping with stress can have a powerful effect on decreasing violence in society. Keywords: Violence, Nursing, Youth 194 [P-138] Hemşirelikte Profesyonelliği Engelleyen Sorunlar Özenç Özcan, Akyüz İmran Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu, Balıkesir,Türkiye Profesyonel hemşire birey,aile, grup ve topluma sağlık, hastalık ve sakatlıkta ve çeşitli ortamlarda hemşirelik bakımı sağlar.Sağlık, hastalık ve hastalığa tepki ile bu üçü arasındaki ilişkileri inceler ve değerlendirir.Bu araştırma Balıkesir Devlet Hastanesi’nde çalışan hemşirelerin çalışmaları sırasında profesyonelliklerini engelleyen faktörleri belirlemek amacıyla planlanmıştır. Tanımlayıcı olarak planlanan araştırma Şubat 2007 tarihinde Balıkesir Devlet Hastanesi’nde çalışan 245 hemşireden 127 hemşireye ulaşılarak yapılmıştır.Hazırlanan anket formu, yüz yüze görüşme yöntemiyle uygulanmış,elde edilen veriler SPSS 10.0 programında değerlendirilmiştir. Araştırmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması 33.71 ±7.29, %59.8 ‘i önlisans mezunu, %73.2’si mesleğini severek yapmaktadır. Hemşirelerin %50.4’ü mesleğini gereği gibi yaptığını ifade etmektedir.Hemşirelerin %87.4’ü profesyonelliği tecrübe,bilgi diye tanımlamıştır.Çalışmaya katılanların %55.1’i profesyonel hemşireliği tam olarak yaptığını,44.9’u başka işlerden dolayı yapamadığını ifade etmiştir.Hemşirelerin %59.8’i doktorların yapması gereken işleri kendilerinin yaptığını, %92.8’i hemşireliğin daha bağımsız bir meslek olabilmesi için yapılan çalışmalara katılmak istediğini belirtmiştir.Eğitim durumu ile mesleğini severek yapma,mesleğini gereği gibi yapma arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır(p>0.05).Hemşirelerin %61.4’ü gerek oldukça hastaları ile ilgilenebildiklerini belirtmiştir. Profesyonel hemşire; yasal, etik, yönetsel ve mesleksel standartların bilincindedir.Bir meslek üyesi olarak, hemşirelik disiplinini geliştirmek ve topluma katkıda bulunmak üzere politik süreci kullanmak ve mesleki kuruluşunun faaliyetlerine katılmayı amaç edinmelidir. Güçlü Bir Profesyonel Yaşam İçin Anahtarlar: Bilgi, eğitim ve hizmettir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, profesyonel hemşirelik The Problems Interrupting The Professionalism in Nursery Özenç Özcan, Akyüz İmran Balıkesir Universıty, Balıkesir Health Vocational School,Balıkesir,Turkey This study is planned to identify the factors that interrupts professionalism of the nurses working in Balıkesir State Hospital. The investigation that was planned as an identifier, had been conducted 127 over 240 nurses working in the Balıkesir State Hospital in February 2007. The nurses joined to the survey had an average of 33.71 ±7.29years of age, 59.8% of them were graduated from a collage and 73.2% of them love their job. The 50.4% of them told that they were doing their job as it has to be. %87.4 of the nurses called the professionalism as knowledge and experience. 55% of them told that they were doing Professional nursing where as 44.9% of them told that they cannot do it as it has to be because of other works that they have to do. 59.8% of them told that they were doing the things that the doctors have to do, 92.8% of them wanted to join the studies to make this job more independent. There were not any significant difference between the graduation level and doing their job by love (p>0.05). The key factors for a strong professional life are: Knowledge, education and serving. Keywords: Nursing, Professional nursing 195 [P-139] Giresun İli 4 Nolu Sağlık Ocağına Bağlı 0-6 Aylık Bebeğe Sahip Olan Annelerin Emzirme Hakkında Bilgi,Tutum ve Davranışları Küçük Emine, Temel Asuman, Öztürk İlknur, Adanır Aysun, Doğruoğlu Nagihan Giresun Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Giresun, Türkiye AMAÇ: Bu çalışma Giresun ili 4 nolu sağlık ocağına bağlı 0-6 aylık bebeğe sahip annelerin emzirme konusundaki bilgi,tutum ve davranışlarını incelemeyi amaçlamıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Kesitsel tipteki bu çalışma Giresun ili 4 nolu sağlık ocağına bağlı 01.11.0530.04.06 tarihleri arasında doğum yapmış 65 (n=95.5) anneye anket formu uygulanarak yapılmıştır. BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan annelerin, %58.5'i (n=38) 25-34 yaş arasında olduğu saptandı. Annelerin %60'ı (n=39) emzirme konusunda bilgi aldıklarını belirtmişlerdir. Annelerin %32.3'ünün (n=21) ilk 6 ayda sadece ek gıda kullandıkları, %21.5'inin (n=14) ek gıdalarla birlikte anne sütü kullandıkları saptanmıştır. Annelerin %7.7'si ek gıdalara başlama zamanını 0-30 gün, %3.1'i 2. ay, %7.7'si 4. ay olarak ifade etmişlerdir. Annelerin bebeklerinin doyup doymadığını nasıl anladıklarını sorduğumuzda ise %75.4'ü emmeyi bıraktığında anladıklarını belirtmişlerdir. SONUÇ: Anne sütü, bebeklere gereksinimi olan tüm besin öğelerini tek başına ilk altı ay sağlayabilen en iyi besindir. Çalışmamızda annelerin emzirme konusundaki bilgilerinin yeterli düzeyde olmadığı, tam ve doğru emzirme, ilk altı ay sadece anne sütü verme gibi konularda eksik uygulamalarının bulunduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Anne sütü, ek gıda, emzirme Knowledge, Attitudes And Behaviour Regarding Breast-Feeding Among Mothers of Babies Aged 0-6 Months At The Giresun 4th Provincial Health Clinic Küçük Emine, Temel Asuman, Öztürk İlknur, Adanır Aysun, Doğruoğlu Nagihan Health School, Giresun University, Giresun, Turkey AIM: The aim of this study was to investigate the knowledge, attitudes and behaviour towards breast-feeding among mothers of babies 0-6month old at the Giresun 4 provincial health clinic. MATERIALS-METHODS: This cross-sectional study was performed using a qestionnaire on 65 mothers who had given birth between 01.11.05 and 30.04.06 at the Giresun 4 provincial health clinic. RESULTS: Of the mothers enrolled in the research, 58.5%were aged 25-34. 60.0% of mothers stated that they had received education regarding breast-feeding.Of the mothers,32.3% stated they had used only supplementary foods in the first 6 months, while it was determined that 21.5%of mothers had used breast milk together with supplementary foods.In addition,7.7%of mothers stated they had begun giving supplementary food at 0-30 days, while 3.1%cited the 2 month and 7.7% the 4 month.Asked how they knew whether their babies had consumed enough 75.4%said they knew when the baby stopped sucking. CONCLUSION: Breast milk is the best food capable of providing on its ownall the nutritional elements required by babies in the first 6 months.It was determined in our study that mothers lacked sufficient information regarding breast-feeding and engaged in incorrect practices in such areas as providing mothers milk alone in the first 6 months Keywords: breast milk, supplementary food, breast-feeding 196 [P-140] Tip 2 Diyabet Hastalarında İlaç Uyumu ve Uyumu Etkileyen Faktörler Metin Elif Zeynep1, Kav Sultan1, Bulut Yasemin2 1 Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü, Ankara 2 Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Endokrin Polikliniği, Ankara Tedaviye uyum (compliance/adherence), hastanın reçete edilen tedaviye ne ölçüde uyduğu; ilaç kullanma davranışları, diyeti, sağlık önerilerine uyumu ve ilgili yaşam tarzı değişikliklerini de kapsayan geniş bir kavramdır. Tedaviye uyum birçok faktörü içinde barındıran kompleks ve dinamik bir süreç olup, uyumun boyutu hastanın destekleyici çevresine, sağlık bakım hizmeti verenlerin uygulamalarına ve bakım sistemlerinin özelliklerine dayanır. Hemşirenin eğitici ve öğretici rolünün ilaç uyumunda büyük etkisi vardır; hasta eğitimi, iletişim ve izlemle hastanın tedaviye uyumu güçlendirilebilir. Bu çalışma tip 2 diyabet nedeniyle izlenen; oral antidiyabetik tedavisi alan hastaların ilaç uyumu, etkileyen faktörler ve uyumu arttırıcı girişimler konusundaki bilgi ve uygulamalarının incelenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Bu çalışma Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Endokrin Polikliniğinde yapılacaktır ve araştırmanın örneklemini 16.04.2007– 25.05.2007 tarihleri arasında polikliniğe başvuran; tip 2 diyabet nedeniyle en az 3 aydır oral antidiyabetik kullanan; 18 yaşından büyük, sözel iletişim kurulabilen ve çalışmaya katılmaya gönüllü hastalar oluşturacaktır. Veriler literatürden yararlanılarak hazırlanan 41 soruluk anket formu kullanılarak, Diyabet Eğitim Hemşiresi ve araştırmacı tarafından yüz yüze, kabul eden hastalara ev ziyareti yapılarak uygulanacaktır. Bu çalışmanın ilaç uyumu bilinci ve anlayışının gelişmesine, belirlenen gereksinimlerin karşılanması için ilaç uyumunun geliştirilmesine yönelik program düzenlenmesine, hastalığın kontrolü ve komplikasyonların önlenmesine katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Uyum, İlaç uyumu, Hemşirelik Bakımı Factors Effecting Medication Adherence in Patients with Type 2 Diabetes Metin Elif Zeynep1, Kav Sultan1, Bulut Yasemin2 1 Baskent University Faculty of Health Sciences, Department of Nursing, Ankara 2 Baskent University Ankara Hospital, Endocrinology Outpatient Department, Ankara Medication adherence/compliance defines how patient adhere to prescriptions, diet, health suggestions and lifestyle modifications. Compliance is a complex and dynamic process, influenced by patient’s supportive environment, healthcare professionals’ practice and characteristic of health care delivery system. Nursing role in education and teaching have an impact for patient compliance and can be improved by patient education, communication and follow-up. Aim of this descriptive study was to examine the knowledge and application of patient with Type 2 diabetes about adherence to taking oral anti-diabetes drugs, effecting factors and strategies to improve their adherence. This study will be carried out in Baskent University Ankara Hospital Endocrinology Outpatient Department. The sample will include patient who has been taking oral antidiabetics at least three months, older than 18 years; applied to clinic between 16.04– 25.05.2007; communicable verbally and volunteer to participate. Data will be collected via questionnaire, based on the literature and consist 41 items, will be applied by diabetes educator nurse and researcher with face-to-face interview and home visit for patient who accepted. It was thought that this study will contribute in raising awareness and understanding of adherence, organizing a program to meet the identified needs to improve adherence, control diseases and prevent complications. Keywords: Compliance, Medication Adherence, Nursing care 197 [P-141] Sağlık Çalışanlarının Derneklerine Bakış Açıları Çevik Celalettin, Başkurt Selma, Erkanlı Elif Balıkesir Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Sağlık çalışanlarının sosyodemografik özellikleri, mesleki dernekleri konusundaki düşüncelerinin ve üyelik isteklerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki çalışma 2006- Mart 2007 tarihleri arasında Balıkesir Göğüs Hastalıkları Hastanesindeki 38 sağlık çalışanı ile yapılmıştır. Hazırlanan anket formu, sağlık çalışanları ile yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak doldurtulup, veriler SPSS 10.0 istatistik paket programında, frekans dağılımları, aritmetik ortalama ve standart sapma, ki-kare testiyle değerlendirilmiştir. Katılımcıların %52.6’sı hemşire, %31.6’sı sağlık memuru ( anestezi, laboratuar, röntgen teknisyeni) olarak çalışmaktadırlar. Sağlıkçıların yaşlarının aritmetik ortalama ve standart sapması 36.21± 5.82 dir. Katılımcıların %92.1’i evli, %63.0’ının ön lisans mezunudur. “Hemşirelerin, sağlık memurlarının ve ebelerin ayrı ayrı dernekleri var mı? “ sorusuna sağlık çalışanlarının %21.1’i evet yanıtını vermişlerdir. Katılımcıların %86.8’i üye değildir. Balıkesir ilinde mesleki derneğinizi kurma aşamasında görev almak ister misiniz?” sorusuna katılımcıların %26.3’ü evet demiştir. Anketi yanıtlayanların %50.0’ı mesleki sorunların çözümünde, saygınlığın artmasında derneğin katkıda bulunabileceğine inanmaktadır. Toplu bir güç olması açısından Ebelik ve Sağlık Memurluğu Derneği’nin eski ve bilinen bir dernek olan Türk Hemşireler Derneği çatısı altında birleşmesini isteyen sağlık çalışanlarının oranı %68.4’tür. Katılımcıların %89.5’i mesleğinden memnundur. Sağlıkçıların görevleri ile mesleki derneklerinin Türk Hemşireler Derneği çatısı altında birleşmesini arasında anlamlılık saptanmıştır p<0.01. Sağlık çalışanlarının mesleki dernekleri hakkında bilgileri yetersizdir. Anahtar Kelimeler: Sağlık çalışanı, dernek, dernek üyeliği The Standpoint Of Employees Of Health Service To Their Associations Çevik Celalettin, Başkurt Selma, Erkanlı Elif Balıkesir University Sanitary High School Aims to reveal the socio-demographic features of employees of health service, their opinions on their professional associations and requests for membership. The study, which is descriptive and cross-sectional, was carried out between 2006 and March 2007, on 38 sanitarians employed in Balıkesir At The Breast Diseases. The data was assessed on SPSS 10.0 program with the tests of frequency distribution, arithmetic mean, standard deviation. 52.6 % of the participants are nurses, 31.6 % are health officers 92.1 % of the participants are married.21.1 % of the sanitarians replied “YES” upon being asked the question “Do nurses, health officers and midwifes have their own associations separately?” 86.8 of the participants are not members. 26.3 % of the participants replied “YES” on being asked “Do you wish to take part in establishing your professional association in Balıkesir. The rate of the sanitarians who desires The Association of Midwives and Health Officers to unite under the framework of Turkish Nurses Association, an older and more known association, is 68.4 There is a meaningfulness determined between the jobs of the sanitarians and the unification of their professional associations with Turkish Nurses Associations: p<0.01. The knowledge of the sanitarians about their professional associations is insufficient. Keywords: Sanitarian, association, association membership. 198 [P-142] Burdur Devlet Hastanesindeki Doktor ve Hemşirelerin Hasta Hakları Konusundaki Tutum ve Davranışlarının İncelenmesi Büyükyörük Nurvet1, Orhan Hikmet2, Ataş Serpil1, Mumcu Serkan1 1 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu/BURDUR 2 Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi/Isparta AMAÇ: Araştırma Burdur Devlet Hastanesinde çalışan hemşire ve doktorların hasta hakları konusundaki tutum ve davranışlarının saptamak,bu konudaki eksikliklerini ve yanlış uygulamaları tanımlamak ve gerekiyorsa verilmesi gereken sağlık eğitimini planlamak amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın örneklemini, 1–30 Mayıs 2006 tarihleri arasında Burdur Devlet Hastanesinde çalışan,olasılıksız örneklem yöntemiyle seçilen 39 hemşire ve 39 doktor oluşturmuştur. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ile yüz yüze görüşülerek elde edilmiştir.Verilerin kodlanması ve analizinde SPSS 11.0 paket programı kullanılmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde sayı,yüzde ve ki-kare istatistiksel analizi kullanılmıştır. Araştırmanın yürütülmesi için belirtilen kurumdan yazılı izin,çalışmaya katılan bireylerden sözel onam alınmıştır. BULGULAR-SONUÇ: Hemşirelerin % 66,7si hasta haklarını hizmet içi eğitimle öğrenirken, doktorların %46.2 si hizmet içi eğitimle öğrendiklerini belirtmişlerdir. Doktorların %69.2 si herhangi bakım yada işlem yaparken hastalarından izin isterken, hemşirelerin ise %74.4 ünün işlem yaparken hastalardan izin istediği görülmüştür.Doktorların hastane olanaklarını eşit kullanma durumları % 12.8 iken hemşirelerin %5.1 dir.Hastaya bilgi verirken doktorların % 35.9 unun halk dilini kullandığı,hemşirelerin ise % 43.6 sının halk dilini kullandığı belirlenmiştir.Doktorların %69.2 si, hemşirelerin %48.7 sinin hastalara kendilerini tanıtıkları belirlenmiştir. Sonuç olarak;hasta hakları konusunda,insan hakları ve değerlerine saygı,bilgilendirme,onam,mahremiyet ve özel yaşama saygı konularında klink uygulamalarda bazı eksiklikler olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Hasta hakları,Doktor,Hemşireler Study on Attitudes and Behaviours of Doktors and Nurses at Burdur State Hospital About Patients’ Rights Büyükyörük Nurvet1, Orhan Hikmet2, Ataş Serpil1, Mumcu Serkan1 1 Mehmet Akif Ersoy University,School of Health College/Burdur 2 Süleyman Demirel Üniversitesi Faculty Of Agriculture AIM: The survey was done at Burdur State Hospital to conduct and define lack of patients’ rights and wrong attidute towards it,to plan the health education to given, it necessary. MATERYAL AND METHODS: By using randomized selection method, choosen 39 nurses and 39 doctors who work between on 1-30 May 2006 dates at Burdur State Hospital formed the example of the survey.The data was collected through face to face to face interviews using a questionnaire which was prepared by researchers.. The research data will be analyzed by the researchers using number,percentage on the SPSS( Statistical Program for Social Sciences) 11.0 statistics program. A written permission from the mentioned foundation and oral consent from the people who joined in the research were taken to carry out the research. RESULT AND CONCLUSION: While67,7% of the nurses learned patients’ rights by in service training.İt was observed that 46.2% of the doctors learned by in service training.While 69.2% of the doctors took consent of their patients while taking care or doing any operation,it was found that 74.4% of the nurses did.While the situation of the doctors using of hospital facilities equally was 12.8%,that of nurses was gave 5.1% İt was determined that while 35.9% of the doctors gave information,by using public language,and that 43.6% of the nurses used it.İt was found 69.2% of the doctors introduced themselves to patients but 48.7% of the nurses did. As a result; it was found that there were some deficiencies of about patients’rights, respect to human rights and anticipation,giving information,approvel,intimacy and respect to private life in the clinic implementation. Keywords: Patients’ rights,Doktors,Nurses 199 [P-143] Giresun Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğrencilerinin Organ Bağışı ve Nakli Hakkındaki Bilgi, Tutum ve Davranışlar Kaya Barış, Öztürk İlknur, Ceylan Emine, Çolak Esma, Göl Aslı, Usta Ülkü, Doğruoğlu Nagihan Giresun Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Giresun, Türkiye AMAÇ: Organ yetmezliği insidansı tüm dünyada artmakta olup organ nakli olmayı bekleyen hastalarda uygun organ beklerken yaşamlarını yitirmektedirler. Giresun Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğrencileri üzerinde yapılan bu çalışmanın amacı; toplumda eğitimli kesimi temsil edecek olan ve sağlık eğitimi dışında eğitim alan bireylerin organ bağışı ve nakli hakkındaki bilgi, tutum ve davranışlarını değerlendirmektir. GEREÇ – YÖNTEM: Bu araştırma 17.02.2007 tarihinde Giresun Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğrencilerine ( n =157 ) uygulanmıştır. Ancak araştırma tarihinde öğrencilerin %87,5’ine ( n =137 ) ulaşılmıştır. Tanımlayıcı tipteki bu araştırmada veriler 34 sorudan oluşan anket formu ile toplanmıştır. Verilerde SPSS paket programı kullanılmış olup, analizlerde frekans ve x2 testi yapılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan bireylerin %50.4’ü ( n =69 ) bayan %49.6’sı ( n =68 ) ise erkektir. Öğrencilerin %81.8’i (n =112 ) organ nakli tanımını doğru olarak cevaplandırmıştır.Öğrencilerin %35’i ( n =43)organ bağışında bulunmayı düşündüklerini ifade ederken sadece 2 öğrenci organ bağışında bulunmuştur. Öğrencilerin %53.4’ü ( n =63 ) aile bireylerinden birini kaybettiğinde organlarını bağışlayabileceklerini belirtmişlerdir. Öğrencilerin %83.6’sı ( n =92 ) dini yönden organ bağışında bulunmanın uygun olduğunu, %16.4’ü ( n =18 ) ise uygun olmadığını ifade etmişlerdir. Öğrencilerin %53.9’u (n =68) sadece yaşamını yitirmiş kişilerden, %42.2’si ( n =53 ) hem yaşamını yitirmiş hem de yaşayan kişilerden, %3.9’u ( n =5 ) sadece yaşayan kişilerden organ naklinin daha uygun olduğunu belirtmişlerdir. SONUÇ: Öğrencilerin bu konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları, organ bağışı ve nakli hakkında farklı tutum ve davranışların olduğu ortaya çıkmıştır. Organ bağışı ve nakli hakkındaki bilgi eksikliklerinin giderilmesi, olumsuz tutum ve davranışların engellenmesi için sağlık politikaları geliştirilmeli ve halk bu konuda bilinçlendirilmelidir. Anahtar Kelimeler: Duyarlılık,organ bağışı,yaşam Knowledge,Attitudes And Behaviour Concerning Organ Donation And Transplantation Among Giresun University Science-Literature Faculty History Department Students Kaya Barış, Öztürk İlknur, Ceylan Emine, Çolak Esma, Göl Aslı, Usta Ülkü, Doğruoğlu Nagihan Health School,Giresun University,Giresun,Turkey AIM: The incidence of organ insufficiency is rising all over the world, and patients awaiting transplants will die waiting for suitable organs. The aim of this study conducted on Giresun University Science-Literature Faculty History Department students was to evaluate the knowledge, attitudes and behaviour of individuals who will represent the educated section of society and studying outside the field of health concerning organ and transplantation. MATERIALS-METHODS: This research was conducted on students at the Giresun University Science and Literature Faculty History Department on 17.02.2007 (n=157). Data in the complementary study were collected using a questionnaire consisting of 34 questions. The SPSS program was used for data and frequency and x2 tests performed at analysis. RESULTS: 50.4% (n=69) of the individuals participating in the study were female and 49.6% (n=68) male. 81.8% of students correctly answered the definition of organ transplantation. While 35% (n=43) of the students stated that they would consider donating organs, only 2 students had done so. 53.4% (n=63) of students stated that they might donate organs in the event of the death of a relative. 53.9% (n=68) of students stated that organ transplantation was acceptable from deceased donors, 42% (n=53) said it was acceptable from both living and deceased individuals, while 3.9% said it was appropriate solely from living donors. Summary: It appears that students lack adequate information on this subject and have differing attitudes and behaviour concerning organ donation and transplantation. Health policies to overcome the lack of information about organ donation and transplantation and to prevent negative attitudes and behaviour need to be developed and public awareness on the subject raised. Keywords: Sensitivity,organ donation,life 200 [P-144] Artrozlu Hastaların Ağrı Düzeylerinin Belirlenmesi Demiral Nevin, Somuncuoğlu Neslihan, Değirmenci Nurhan, Hindistan Sevilay, Öztürk Havva, Nural Nesrin Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Araştırma artrozlu hastaların ağrı düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma, Yavuz Selim Kemik Hastalıkları Hastanesinin Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Polikliniklerinde 08.01.2007 – 31.03.2007 tarihleri arasında kurumdan gerekli izin alınarak gerçekleştirilmiştir. Araştırma artroz tanısı alan, poliklinik kontrollerine gelen, iletişim kurulabilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 124 hastayı kapsamaktadır. Verileri toplamak için hastaların tanıtıcı özelliklerini ve hastalığa ait bilgileri içeren soru formu ve VAS (Vizüel Analog Skala) kullanılmıştır. Veriler hastayla görüşme tekniği kullanılarak elde edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik ve ortalama testleri kullanılmıştır. BULGULAR: Hastaların yaş ortalamaları 64.61 ± 11.13, %63.7’si okur yazar değil, %98.4’ü evli, %76.6’sı ev hanımı, %91.9’u sosyal güvenceye sahip, %36.3’ü eşiyle birlikte oturmakta ve %47.2’si ilçede yaşamaktadır. Hastaların %29.8’ i 1-5 yıldır artroz tanısı ile yaşamaktadır, %76.6’sı başka bir kronik hastalığa ve %23.4’ü fiziksel görünümde deformiteye sahiptir. Analjezik ve nonsteroidal anti-inflamatuar ilaç kullanan hasta oranı %78.2 dir. Hastaların VAS puan ortalamaları 8.20 ± 1.77 olarak belirlenmiştir. SONUÇ: Hastaların VAS puan ortalamaları yüksektir. Ciddi düzeyde ağrı yaşadıkları tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Artroz, ağrı, hemşirelik, hasta Determining The Pain Levels of Arthrose Patient Demiral Nevin, Somuncuoğlu Neslihan, Değirmenci Nurhan, Hindistan Sevilay, Öztürk Havva, Nural Nesrin Trabzon Health School of Karadeniz Technical University AIM: The research was done to determine the pain levels of arthrose patients. MATERIAL-METHOD: This research conducted at the Physical Medicine And Rehabilitation Policlinic of Yavuz Selim Kemik Hastanesi by receiving permissions from hospital directory between January 08, 2007 – March 31, 2007. The research included 124 patients who have suffered from arthrose, controlled in policlinic, communicated, and participated willingly to the research. For data was gathered, a questionnaire included their demographical characteristics and the informations about their diseases and VAS (Visual Analog Scale) were used. The data was obtained by interviewing method. The data was evaluated percentage and average tests. FINDINGS: The average ages of patients are 66.61 ± 11.13, 63.7 % of them are illiterate, 98.4% is married, 76.6 % is housewifes, 91.9 % has social security, 36.3% lives with his wife/her husband and 47.2 % lives in county. 29.8 % has had the arthrose for 1 -5 year, 76.6 % has the other chronic illness and 23.4 % has deformity physically. 78.2 % of them uses analgesic and nonsteroidal anti-eflamatuar drugs. The points’ average of VAS of patients is 8.20 ± 1.77. RESULTS: The points’ average of VAS of patients are high and they suffer from pain, seriously.. Keywords: Arthrose, pain, nursing, patient 201 [P-145] Sağlık Yüksekokulunda Okuyan Öğrencilerinin Kariyer Planlarının Belirlenmesi Gelen Özge, Sönmez Neşe, Tunç Gülseren Çıtak, Akgün Zehra Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Bursa AMAÇ: Meslek seçimi ve kariyer planlaması hemşirelik eğitiminde giderek önem kazanmaktadır. Bu çalışma, Uludağ Üniversitesi SYO’da öğrenim gören 3. ve 4. sınıf hemşirelik ve sağlık memurluğu bölümü öğrencilerinin kariyer planlarını belirleme ve etkileyen etmenleri saptama amacı ile yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışma tanımlayıcı olup Uludağ Üniversitesi SYO’ da öğrenim gören 3. ve 4. sınıf hemşirelik sağlık memurluğu bölümü öğrencileri (n=145) araştırma kapsamına alınmıştır. Veriler 2007 Mart ayında veri toplama formu kullanılarak toplanmıştır. Veriler SPSS programında değerlendirilmiştir. BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin %71,0 kız, %29,0 erkektir, %62,1’i hemşirelik bölümündedir, Öğrencilerin %76,6’sı mesleklerini sevmektedir. Bu mesleği seçme nedenlerine baktığımızda yarıdan fazlası (%62,5) ÖSS puanına göre tercih yaptığını belirtmiştir. ÖSS puanına göre bu okulu ilk on içerisinde tercih eden öğrenciler %49.7dir. Öğrenciler sorunlarla baş edebilme özelliklerini güçlü (%33,9), buna karşın iletişim yönlerini zayıf olduğunu (%30,5) ifade etmişlerdir. Mezuniyet sonrası girmeyi planladıkları sınavlar öncelikle KPSS (%47,4) ve ALES (%36,8) dir. Öğrencilerin büyük çoğunluğu (%80,7) mezuniyet sonrası için kariyer planlamaktadır. Öğrenciler %47,8’i kariyerin kendileri için statü sağlayacağını belirtmişlerdir. Hemşirelikte Yönetim dersi (% 22.1) kariyer için en çok tercih edilen alandır. Öğrenciler, kadının iş ve aile yükümlülüklerinin kariyer ilerlemesini engelleyeceğini düşünmektedirler. SONUÇ: Sonuç olarak üniversitelerde kariyer günleri düzenlenmesi ve öğrencilerin kariyer planlaması konusunda yönlendirilmeleri önem taşımaktadır. Anahtar Kelimeler: Kariyer, Hemşirelik Eğitimi Determination Of Career Plans Among School Of Health Students Gelen Özge, Sönmez Neşe, Tunç Gülseren Çıtak, Akgün Zehra Uludag University School of Health, Bursa AIM: Both career planning and choosing a profession are important topics in nursing education. The aim of this study was to determine career plans and factors that may affect career planning of the third and fourth year students who enrolled in nursing and health officer programs at Uludag University School of Health. MATERIAL-METHOD: This study was a descriptive study. Third and fourth year nursing and health officer program students (n=145) were included. Data were collected during in March 2007 by using a data collection form which was generated especially for his study under the relevant literature. Statistical analyses were done by using SPSS 10.0 program. RESULTS: 71 % of the students were female and 29 % of the students were male. Sixty two (62%) of the students were studying in the nursing program. Most of the students (76.6%) reported that they like their profession. University entrance exam (OSS) scores were the main reason for choosing nursing and health officer programs by most of the students (62.5%). Close to half of the students (49.7%) reported that nursing/ health officer programs were among their first ten choices. While students feel themselves strong in facing problems (33.9 %), they were not confident in interpersonal communication (30.5%). Students plan to take KPSS (47.4%) and ALES (36.8%) after their graduation. 47.8 % of the students expected that career will provide a status for them and 22.1 % of the students were planning to have a career in Management. On the other hand, responsibilities of women both at work and in the family are expected to be barriers for career development. CONCLUSION: As a conclusion it is important to plan career days at the universities and guide students about this subjcet. Keywords: Career, Nursing Education 202 [P-146] Üniversite Öğrencilerinin Akılcı Olmayan İnançları ile Umutsuzluk Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Ağaçdiken Seval, Kayalı Merve, Kumcağız Hatice Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Sağlık Yüksekokulu, Samsun, Türkiye Bu çalışmada öğrencilerin akılcı olmayan inançları ile umutsuzluk düzeyleri arasındaki ilişki çeşitli değişkenlere göre incelenmek amaçlanmıştır. Kesitsel olan bu çalışma Şubat-Mart 2007 tarihleri arasında yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Sağlık Yüksekokulu’ndaki 300 öğrenci oluşturmuştur. Örneklem seçiminde basit şans örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Buna göre 176 öğrenci araştırmanın örneklem grubunu oluşturmuştur. Örneklem grubuna, Kalkan (2006) tarafından geliştirilen “İlişkilerde İnanç Envanteri” ve “Beck Umutsuzluk Ölçeği” uygulanmıştır. Yapılan istatistiki işlemler sonucunda akılcı olmayan inançlar ile umutsuzluk düzeyleri arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanılmamıştır. Bu çalışma farklı örneklem gruplarında da tekrarlanarak çıkan sonuçlar karşılaştırılabilir. Anahtar Kelimeler: Anahtar sözcükler: Akılcı olmayan inançlar, İnanç, umutsuzluk, üniversite öğrenciler An Investigation of the Relationship between the University student’ Irrational Beliefs and Level of Hopelessness Ağaçdiken Seval, Kayalı Merve, Kumcağız Hatice Health Highschool Samsun in Ondokuz Mayıs University, Samsun, Turkey In this study, the relationship between students’ irrational beliefs and level of hopelessness was investigated in term of various variables. This study was conducted between February and Marh 2007. The scope of the study was composed of 300 students in the department of Samsun Health Highschool in Ondokuz Mayıs University in Samsun. The simple random method was used in determining the scope of the study. As a result, 176 students formed the scope of the study. “Belief Inventory in Relationships” developed by Kalkan (2006) and “Beck Hopelessness Scale” were used. According to the statistical results a statistically significant relationship between the irrational beliefs and level of hopelessness was not found. This study may be conducted in different group and the results may be compared. Keywords: Hopelessness, belief, irrational beliefs, university students 203 [P-147] Transkültürel Hemşirelik Yaklaşımının Önemi Sümbül Sevgi, Bacaksız Makbule, Akkurt Ömrüye, Sarı Necla Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu İnsanların sağlıkla ilgili inançları ve uygulamaları yaşadıkları toplumsal kültürün bir parçasıdır.Leininger Transkültürel hemşireliği;”hemşirelik bakımında kültürel evrensellik ve kültüre özgürlük sağlayan, farklı kültürlerin karşılaştırmalı araştırma ve analizi üzerine temellenen,sağlık, hastalık,bakım,inanç ve değerlere saygılı bir şekilde, dünyada alt kültür ve kültürlerdeki farklılıkları analiz eden ve karşılaştırmalı çalışma üzerine odaklanan hemşireliğin bir kolu veya alt dalı”şeklinde tanımlamıştır.Farklı kültürlerdeki insanların kendi kültürel varlıklarını açıkça korumaları temel insan hakkıdır ve saygı duyulmalıdır. Hemşirelik bakımında kültürel yaklaşımın gerekliliğinin anlaşılmasıyla transkültürel hemşirelik yaklaşımının önemi ortaya çıkmıştır. Literatür incelemesi olan bu araştırmanın amacı hemşirelik bakımında kültürel yaklaşımın önemini vurgulamaktır. Anahtar Kelimeler: Transkültürel hemşirelik,Toplum The Importance of Transcultural Approach in Nursing Sümbül Sevgi, Bacaksız Makbule, Akkurt Ömrüye, Sarı Necla Balıkesır Unıversıty Bandırma college of health Beliefs and applications of people related to health care are parts of their social culture.Leininger defined transkultural nursing as “a legitimate and formal area of study,research and practice,focused on culturally based care,values,and practices to help cultures or subcultures maintain or regain their health and face disabilities or death in culturally congruent and beneficial caring ways”.For people from different cultures to clearly state their cultural presence and must be respected. The aim of this research that’s a literature study of requirement of cultural approach on nursery care is to emphasize the importance of cultural approach on nursery care. Keywords: Transccultural nursing, Society 204 [P-148] Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nda Öğrenim Gören Öğrencilerin Motivasyon Düzeyleri ve Bunu Etkileyen Sosyo-Demografik Faktörler Kasap Selda, Yıldız Şafak, Aydınoğlu Öğr. Gör. Nejla, Özyazıcıoğlu Öğr.gör.dr. Nurcan, Kılıç Öğr. Gör. Mineş Uludağ Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu,Bursa Giriş ve Amaç: Öğrenmede sağlanacak gelişme ve başarıyı etkileyen önemli faktörlerden biri de motivasyondur.Öğrencilerin öğrenmeye ilişkin motivasyon düzeylerini bilmek, öğrenmedeki etkililik ve verimin arttırılmasında, öğrenme ortamının düzenlenmesinde önemli bir etkendir. Bu araştırma U.Ü.S.Y.O’nda öğrenim gören kız ve erkek öğrencilerin motivasyon düzeyleri ve bunu etkileyen sosyo-demografik faktörleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Gereç-Yöntem: Bu araştırma U.Ü.S.Y.O’ nda Mart 2007 tarihinde yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Sağlık Memurluğu ve Hemşirelik bölümünde 1,2,3,4. sınıflarda okuyan (n=259) öğrenciler oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak anket formu ve Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin güdülenme düzeylerini ölçmek için Acat B., Köşgeroğlu N. tarafından geliştirilen “Güdülenme Kaynakları ve Sorunları Ölçeği” kullanılmıştır. İçsel güdülenme, olumsuz güdülenme, dışsal güdülenme alt ölçeklerini içeren 24 maddeden oluşmaktadır. Veriler SPSS programında değerlendirilmiştir. Bulgular ve Sonuçlar: Bu araştırmada ölçeğin içsel güdülenme puanı 3.39 (orta düzey motivasyon), dışsal güdülenme puanı 4.17 ( yüksek düzey motivasyon), olumsuz güdülenme puanı 3.13 (orta düzey motivasyon) bulunmuş, ortalama puanı 3,56 (yüksek motivasyon) olarak saptanmıştır. Öğrencilerin güdülenme düzeyleri ile cinsiyet, okuduğu bölüm arasında (p<0.05) ve 1. sınıf ile 2, 3, 4. sınıflar arasında (p< 0.001) anlamlı ilişki bulunmuştur. Güdülenme düzeyleri ile yaş, bölüm tercih sırası, gelinen yerleşim birimi, anne-baba eğitim düzeyi, mezun olunan lise, ailenin gelir durumu, kardeş sayısı arasında ilişki bulunmamıştır. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik,Motivasyon,Eğitim Uludağ University School Of Health Students’ Motivation Levels and Sociodemographic Factors that Effect This Kasap Selda, Yıldız Şafak, Aydınoğlu Öğr. Gör. Nejla, Özyazıcıoğlu Öğr.gör.dr. Nurcan, Kılıç Öğr. Gör. Mineş Uludağ University, School Of Health, Bursa Entrance: One of the most important factors which affects the development and success in learning is motivation.To know the motivation levels of the students in learning is a very important factor in order to increase the effectiveness and productiveness in order to arrange the enviroment. This research has been conducted to determine the motivation levels of the students (boys and girls) and the sociodemographic factors affecting these levels educating at School of Health, Uludağ University. Material Method: This study has been made in Uludağ Üniversity School of Health on March 2007. This study group is formed by 259 students who are from 1st, 2nd,3 rd,4 th classes studying in Health Clerk and Nursing Section. In the study, Sourches and Problems of Motivation scale which was developed by Acat B., Köşgeroğlu N. Has been used aiming to determine School of Health Students’ existing motivation levels about education. İnterior motivation, external motivation, negative motivation and in total the scale has been formed of 24 topics.These datas has been evoluated in SPSS program. Diagnosis and Conclusion: In this study, scale’s interior motivation point is 3.39 (mid-level motivation), external motivation point is 4.17 (high level motivation), negative motivation point is 3.13 (mid-level motivation) and its average point has been determined as 3.56 (high motivation). There has been found a meaningful difference between motivation levels and sexuality, study section (p<0.05) and 1st class and 2 nd,3 rd, 4 th classes (p<0.001). There hasn’t been found any difference between motivation levels and age,section preference sequence, their settlements,education levels of parents, their high schools and parents’ level of income and number of siblings. Keywords: Nursing,Motivation,Education 205 [P-149] Afyonkarahisar Tıp Fakültesi ve Devlet Hastanesinde Çalışan Hemşirelerin Motivasyonları Ceylantekin Yeşim1, Kıyak Dilek2, Küçükilhan Müşerref2, Eroğlu Çiğdem2, Dadak Zeliha2 1 Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Afyon Sağlık Yüksekokulu 2 Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Afyon Sağlık Yüksekokulu,Hemşirelik Bölümü AMAÇ: Araştırma 02.02.2006-08.05.2006 tarihleri arasında Afyonkarahisar Tıp Fakültesi ile Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’nde görev yapan hemşirelerin motivasyon düzeylerini saptamak amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. YÖNTEM: Araştırmanın evrenini bu hastanelerde görev yapan araştırmamıza katılmaya gönüllü 250 hemşire oluşturmuştur. Araştırmada veriler anket formu hazırlanarak yüz yüze görüşme tekniğiyle hemşirelere yemek molası aralarında uygulanmıştır. Elde edilen veriler, SPSS programı kullanılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR VE TARTIŞMA: Hemşirelerin %58,7’si 15-19 yaş arasında mesleğe başlamış. Hemşirelik mesleğini severek yapanlar %67,5 iken aldığı ücretten memnun olmayanlar %46,2’dir. Hemşirelerin %67,5’i gece nöbete kalmakta endişe duymaktadır. Hemşirelerin %82,5’i servisinden memnundur. Hemşirelerin %62,2’si servisteki araç-gerecin yeterli olduğunu. Mesleki doyum sağlayan hemşirelerin oranı %62,5’dir. SONUÇ VE ÖNERİLER: Çalışma ortamının yoğun, gece nöbetleri, riskli bir meslek olması, toplumda değer görmemesi, izin günlerinin az olması, çalışma saatlerinin çok olması, yıpratıcı bir meslek olması gibi nedenler hemşirelerin başka bir mesleği tercih etmesine neden olmaktadır. Anahtar Kelimeler: Hemşire, Motivasyon, Doyum. Nurses’ Motivations Working at Afyonkarahisar Medical Faculty and State Hospital Ceylantekin Yeşim1, Kıyak Dilek2, Küçükilhan Müşerref2, Eroğlu Çiğdem2, Dadak Zeliha2 1 Lecturer in Department of Afyonkarahisar Kocatepe University, Afyon Healty Hıgh School,Nursing Department, Afyonkarahisar,Turkey 2 Student in Department of Afyonkarahisar Kocatepe University, Afyon Healty Hıgh OBJECTIVE: Research’s been planned as definer aiming to determine motivation levels of nurses working at Afyonkarahisar Medical Faculty and Afyonkarahisar State Hospital between dates 02.02.2006 and 08.05.2006. METHOD: Universe of research’s been become from 250 nurses working at these hospitals, who’ve been volunteer to participate in research. Datas’ve been applied by preparing survey form with face-to-face interview technique on break times. A acquired datas’ve been analyzed by using SPSS program. FINDINGS AND DISCUSSION: 58,7% of nurses’d started working between ages 15 and 19. 67.5% have been working at their jobs willingly and the ratio of the ones who’ve been unsatisfied from salary they have got is 46.2%. 67.5% of nurses’ve been anxious from being on duty, 82.5% have been pleased from service they’ve been working. 62% of nurses’ve said that tools and equipments in service’ve been adequate. Ratio of the ones who’ve got occupational satisfaction is 62.5%. RESULT AND SUGGESTIONS: Reasons like intensive working environment, being on duty at nights, being a risky job, not being appreciated at society, having less vacation days, having more working hours,being a exhausting job cause nurses preferred another job. Keywords: Nurse, Motivation, Satisfaction. 206 [P-150] Okullarda Şiddet: Adölesanlar Arasında Uygulanan Şiddet Türleri Demirezen Esma, Dilli Seda, Çetinkaya Feyza, Özdursun Tuğba İstanbul Üniversitesi, Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul AMAÇ: Adölesan çağı çocuklar arasında şiddet olaylarının giderek arttığı gözlenmektedir. Bu olayların önemli bir bölümü ise okul ortamında yaşanmaktadır. Çalışmamızda ortaokul öğrencileri arasında uygulanan şiddet türlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bulguların okul sağlığı kapsamında şiddetin önlenmesi programlarının oluşturulmasında rehber olacağı düşünülmektedir. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte planlanan bu çalışmanın örneklemi bir ilköğretim okulunun 7. ve 8. sınıf öğrencileri arasından seçilmiştir. Veriler bireysel raporlandırmaya dayalı, konu ile ilgili literatür incelenerek oluşturulan görüşme formu ile elde edilmiştir. 329 öğrenciye ait veriler SPSS programında tanımlayıcı analizler ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Araştırma sonucunda, okulda arkadaşlarına fiziksel şiddet uygulayanların oranı % 13.7, arkadaşları tarafından rahatsız edici davranışlara maruz kalanların oranı % 82.1 bulunmuştur. Bu davranışları uygulayanlar sıklıkla erkek öğrencilerdir (% 59.9). Öğrencilerin önemli bir bölümü (% 44.7) arkadaşlarının sözel (küfür) saldırısına, % 38.6 ise sınıfta meydana gelen fiziksel saldırıya maruz kaldıklarını ve kendilerinin de şiddete şiddet ile karşılık verdiklerini belirtmişlerdir (%40.49). Şiddet uygulama nedenleri arasında kendini ispat etme isteği ilk sırada yer almıştır (%36.2). Öğrenciler şiddetin önlemesi ve çözümü konusunda okulda ve çevresinde güvenlik önlemlerinin arttırılması gerektiğini belirtmişlerdir (%11.2) SONUÇ: Okullarda yaşanan şiddet olayları, okul yönetiminin ve danışman öğretmenlerin yürüttüğü, öğrenci, öğretmen ve aileyi içine alan programlarla önlenebilir. Alternatif aktivitelerin arttırılması ve öğrencilerin katılımların desteklenmesi konusunda daha fazla çalışmalar yapılabilir. Anahtar Kelimeler: Adölesan, Okul, Şiddet Violence at School: Types of Violence Among Adolescents Demirezen Esma, Dilli Seda, Çetinkaya Feyza, Özdursun Tuğba Istanbul University, Florence Nightingale School of Nursing, Istanbul, Turkey PURPOSE: Violence among adolescents is increasing. An important part of this actions happens at school. The purpose of this study was to evaluate violence among junior high school students. It will guide implementing school based violence programs. METHOD: In this descriptive study, data were collected from 7 th – 8 th grade students (n=329). Data were collected by self report with structured questionaire, developed by reserachers in light of the literature. Statistical analysis were gathered through the SPSS program. RESULTS: According to the results 13.7% of the students were applying physical violence on their friends, 82.1% were exposed to their friends wrong behaviours. These behaviours were mostly done by boys (%59.9). An important part (% 4.7) of the students were exposed to swerings, %38.6 indicate that violence mostly happens in classroom and that they also react with abusive behaviours (%40.49). Reason for these behaviours were mentioned as to prove him/herself to others (%36.2). Soluting violence problems at school student's advice were to increase security cautions at school. (%11.2) CONCLUSION: Decreasing this problems is posible through programs by the school administration and counselors with student and family collaboration. Increase in alternative creative activity facilities and supporting student participation may be effective. Keywords: Adolescent, School, Violence 207 [P-151] Üniversite Öğrencilerinin Uyku Döngüleri ve Uykuyu Etkileyen Faktörleri İnceleyip Uyku Bozuklukları Konusundaki Tutum ve Davranışlarının Araştırılması Üstüner Fadime, Aydın Emine, Duman Burcu, Urbay Sevim, Yüceler Emel, Öztürk İlknur Giresun Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu AMAÇ İnsan yaşamının devamlılığının sürdürülmesinde temel insan gereksinimlerinin karşılanması önemlidir. Öğrencilerin üniversite döneminde yaşadıkları ders stresleri, yabancı çevre, aileden ayrılma, son sınıflarda iş bulma stresi gibi olgular nedeniyle uyku problemi yaşanılabilir. Yeterli ve iyi bir uyku döngüsü olmayan öğrencilerin algılamaları, konsantrasyonları ve buna bağlı ders başarılarında azalma görülebilir. Bu çalışma Sağlık Yüksekokulunda okuyan üniversite öğrencilerinin uyku döngüleri ve uykuyu etkileyen faktörleri inceleyerek yapılacak çalışmalara ışık tutmak amacıyla planlanmıştır. MATERYAL METOD Araştırma evreni 14/12/2006 tarihinde Giresun Üniversitesi Sağlık Yüksekokulunda okuyan 303 öğrenci oluşturmaktadır. Bu öğrencilerden örneklem grubu olan 246 öğrenciye ulaşılmıştır (%81). Veriler öğrencileri tanıtan ve uyku gereksinimlerini etkileyen faktörleri belirlemeye yönelik anket formu ile toplanmıştır. BULGULAR Öğrencilerin %86.2'si 7-8 saat uyuduğunu, %.71.1'i uykusunun akademik başarıyı etkilediğini, %.87.1'i profesyonel yardıma ihtiyacı olmadığını, %.91.9'u unutkanlık, dikkat ve konsantrasyon eksikliğinden şikayetçi olduğunu, %.87.7'sinin sigara kullanmadığı, %.79.3'ü uyandığında kendini hala uykulu hissettiğini ifade etmişlerdir. Uyku problemi yaşayan öğrencilerin %.18'i sigara kullanırken %.87'si sigara kullanmadığını belirtmiştir. SONUÇ Öğrencilerin uyandığında kendini hala uykulu hissedenlerin sigara kullananlarda fazla olduğu, sigaranın uyanıldığında dinç olmayı engellediği ve uyku ihtiyacını arttırdığı bulunmuştur. Uyku sorunu yaşayan ve profesyonel yardıma ihtiyacı olduğunu belirtenlerin büyük bir kısmının uyku ilacı kullandıkları ve akademik başarı durumuna uykunun etkili olduğu bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Uyku, uykuyu etkileyen faktörler A Research On The Sleeping Circle Of University Students, Their Attitudes And Behaviours On Sleeping Disorders And The Factors That Affect Sleeping Üstüner Fadime, Aydın Emine, Duman Burcu, Urbay Sevim, Yüceler Emel, Öztürk İlknur Giresun University Health School AIM: It is significant that human beings’ basic needs are met for t he continuity of life. It is very common that university students come face to face with sleeping disorders in their university life due to course-related stress, foreign environment, leaving parents and especially among senior students, the problem of finding a job. There may be a decrease in the perception, concentration and success of the students who experience disorders in sleeping. This research is planned for enlightening the studies on the sleeping circle of university students and the factors that affect sleeping. MATERIAL METHOD: The research was done on 14/12/2006, the data were got from 303 students who are students in Giresun University, Health School, and 246 of these students were reached. (81%) The data were collected by a questionaire which introduces the students and determines the factors affecting their sleeping requirements. FINDINGS: 86.2% of the students expressed that they sleep 7-8 hours; 71.1% that sleep affects their academic success; 87.1% that they do not need professional help; 91.9% that they have complaints about forgetfulness, lack of attention and concentration; 87.7% that they do not smoke; 79.3% that they still feel sleepy after they wake up. 87% of the students who have sleeping disorders expressed that they smoke; 18% of them expressed they do not. RESULT: It has been found out that among the students who feel sleepy after they wake up, the ones that smoke are more than the ones do not smoke; and that smoking prevents feeling refreshed and increases the need for sleep. It is also found out that the students who express that they have sleeping disorders and need professional help use drugs for sleeping and sleep is effective in academic success. Keywords: Sleep, factors that affect sleep 208 [P-152] Hemşirelikte empatik iletişim Fidan Derya Başkent Üviversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri Bölümü, Ankara, Türkiye Hemşireler, sağlık durumunda bozukluk yaşayan kişilere bakım verirler ve onların gereksinimlerini ortaya koymak için etkileşime geçerler. Hemşirelikte empatik iletişimin amacı, hizmet verilen bireyi ve sorununu tanımak, nasıl bir bakıma gereksinimi olduğunu belirlemek ve sonuçta bakımın amacına ulaşmaktır. Hemşireler empatiyi etkin kullanarak hasta memnuniyetini, hasta memnuniyeti ise genel sağlık durumunu olumlu yönde etkilediğinden sunulan hemşirelik hizmetlerinin kalitesini de yükseltmektedir. Etkili empatik iletişim, hasta-hemşire arasındaki iletişimin tedavi edici özelliğini geliştirmekle kalmaz aynı zamanda daha iyi hasta uyumu, sağlık çalışanı ve hasta tatmininin artmasını sağlar. Hemşirenin daha doğru veri toplamasına yardımcı olur, hastaların gerçek duygularının anlaşılabilmesini sağlar, anlaşılamamaktan doğan zaman kayıplarının önüne geçilir, hastaların hemşireye güveni artar. Tedaviye ve hemşireye karşı direnç azalır, hastanın duygularının dışa vurumunu kolaylaştırır, olumsuz söz ve davranışlarda azalma görülür. Hastalar sorunun çözümüne daha kuvvetli katılırlar. Hemşirenin istenmeyen durumlarla baş etmesi kolaylaşır, zor hastalıklarla daha etkili mücadele edilir. Hasta memnuniyeti artar ve hastane anksiyetesi azalır. Sonuç olarak, empatik iletişim, hem hemşirelik mesleğinin önemini artırmakta, hem de gerek hasta, gerekse sağlık kurumu açısından olumlu sonuçlar doğurmaktadır. Hemşirelerin sunduğu bakımın kalitesini artırarak, hastaların daha erken iyileşme ve taburcu olmalarına yardımcı olmaktadır. Bu da gözle görülür bir şekilde hastaların yaşam kalitesini artırmaktadır. Anahtar Kelimeler: Empatik iletişim, yaşam kalitesi Empathic communication in nursing Fidan Derya Baskent University, Faculty of Health Sciences, Department of Nursing and Health Services Nurses care people who have problems about their health and interact with them for assign their necessity. Aim of empathic communication in nursing is recognizing patient and his/her problem, determining what kind of care he/she needs and in the end reaching the aim of care. Nurses provide patient satisfaction by using empathy, patient satisfaction increase quality of nursing care by effecting patient in positive way. Effective emphatic communication not only improves the patient-nurse communication which is important in cure, but also increases nurses’ and patients’ satiety. It makes easier collecting data about patients, and understanding real emotions of patients.It removes the waste of time cause of misunderstanding, and patients trust in nurses.Patients’ resistance to cure and nurse is decrease.It makes easier for patient to show his/her emotions,decreases negative behaviors and sayings.Patients become stronger solving problems.It makes easier to control unwanted situations for nurses.Patients fight effective with their illness.Patient satisfaction increases and hospital anxiety decreases. In the end, emphatic communication makes higher importance of nursing and has positive results for patients and hospitals.Empathy helps getting well in a short time and discharged from a hospital by increasing the quality of nursing care. And this means life quality of patient is higher. Keywords: Emphatic communication, life quality 209 [P-153] Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Hemşirelik Mesleği Hakkındaki Görüşleri Gölbaşı Kıymet, Koştu Nazan Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Denizli AMAÇ: Bu çalışma; Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerin hemşirelik mesleği hakkındaki görüşlerini belirlemek amacıyla yapılmış tanımlayıcı bir çalışmadır. GEREÇ-YÖNTEM: Denizli ili Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesinde okuyan 135 öğrenci örnekleme alınmıştır. Veriler öğrencileri tanıtıcı bilgi formu ve literatür doğrultusunda hazırlanmış olan 25 soruluk öğrencilerin hemşirelik mesleği hakkındaki görüşlerini belirleyen form ile elde edilmiştir. Araştırma Kasım 2006-Ocak 2007 tarihleri arasında yapılmış olup, kurumdan resmi izin ve öğrencilerin sözlü katılım onayı alındıktan sonra uygulanmıştır. Verilerin değerlendirilmesi SPSS 10.0 programında; yüzdelik hesaplamaları, kruskal wallis ve t testleri ile yapılmıştır. BULGULAR: Araştırma kapsamındaki öğrencilerin % 48,9’u 20-22 yaş grubunda olup, % 54,8’i bayandır. % 77’si daha önce herhangi bir hastanede çalıştıklarını belirtirken, % 54,8’i herhangi bir serviste hasta olarak yatmadıklarını ifade etmiştir. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda; öğrencilerin cinsiyeti, sınıfı, daha önce hastanede çalışıp çalışmadığı, herhangi bir serviste hasta olarak yatıp yatmama durumları ile hemşirelik mesleği hakkındaki görüşleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Öğrencilerin ailelerinde hemşire olup olmamasına göre hemşirelik mesleği hakkındaki görüşleri karşılaştırıldığında ise fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. SONUÇ: Araştırma sonucunda, Tıp Fakültesi öğrencilerinin birlikte çalışacakları hemşirelere ilişkin bilgilerinin yetersiz olduğu ve hemşirelik mesleği hakkındaki görüşlerin çok ta olumlu yönde olmadığı saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, öğrenci, meslek Vıews Aboute Nursıng Job Of Medıcıne Faculty In Pamukkale Unıversıty Gölbaşı Kıymet, Koştu Nazan Department of Nursing, Pamukkale University Denizli Health Coolege, Denizli, Turkey The aim; this study is have make for explaning opinions about nursing of students of medicine faculty. It is a descriptive study. MATERIAL-METHOD: 135 students of medicine faculty in Pamukkale University in Denizli are involved in the illustration. The datums are have collected with a from cantain 25 questions showing views about nursing. The evalution of datums is have made using percentile account, Kruscal Wallis, T analyze tests in SPSS 10.00. FINDINGS AND RESULTS: In research %48.9 of the students are 20-22 age group and %54.8 of them are women. As %77 of them explain that they ve worked in hospital before %54,8 of them says that not go in to hospital as a patient. The result of analyze shows that sexuality of student,classes of them,situations of working in hospital before,situation of go in to hospital before aren’t have show meaningful difference from the point of view of their opinions about nursing job it are of members of student’s family is a nurse, their opinions of nursing job are have found meaningful as statistical. As to result of research students of medicine faculty haven’t knowledge enaug’n about of nursing job. Alsa their opinions about nursing job aren’t positive. Keywords: Nursing, student, job 210 [P-154] Denizli’de Bir İlköğretim Okulunda 6,7 Ve 8. Sınıf Öğrencilerinde Obesite Sıklığı Ve Etkileyen Etmenler Turan Türkan1, Akay Tuğba2, Çetinkaya Kamile2, Çetin Zehra2, Kılıç Aykut2, Uslu Hasan2, Aytar Erkan2 1 Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim dalı 2 Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu Araştırma bir ilköğretim okulunda 6,7 ve 8. sınıf öğrencilerinin obezite sıklığını ve etkileyen etmenleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı olarak yapılan araştırmanın örneklemi 6, 7, ve 8. sınıf öğrencileri, verilerin toplandığı günlerde okulda bulunan, çalışmaya katılmaya istekli 375 öğrenciden oluşmuştur. Mart 2007’de yürütülen çalışmanın verileri araştırmacılar tarafından hazırlanan ve obesiteye yönelik riskli davranışları değerlendiren anket formu ve boy, kilo ölçümleri ile toplanmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamasının 13.0+ 0.8 olduğu, %50.6’sının kız, %48.5’inin erkek olduğu, annelerin %55.2’sinin ilkokul mezunu, babaların %43.1’nin ilkokul mezunu olduğu, Öğrencilerin %65.6’sının annesi ev hanımıdır. %81.6’sının öğün arasında besin tükettiği belirlenmiştir. Öğrencilerin %81.4’ünün öğün atladığı, öğün atlayanlar arasında %32.0 ile öğle yemeği birinci sırada, %28.6 ile kahvaltı ikinci sırada yer almaktadır. Çalışmada obesite oranı %10.0 olarak bulunmuştur. Öğrencilerin %13.3’üde hafif obez bulunmuştur. Öğrencilerin %28.2’sinde ailede obez olma öyküsünün bulunduğu, %94.2’sinin spor yaptığı, %35.3’ünün okula vasıta ile geldiği belirlenmiştir. Yine öğrencilerin günlük televizyon seyretme süreleri 3.16+1.98 saat/gün bulunmuştur. Çalışmaya katılan öğrencilerin obesite görülme durumu ile cinsiyet arasında fark bulunmuş obesite oranının erkek öğrencilerde daha fazla olduğu belirlenmiştir(p>0.05). Çalışmaya katılan öğrencilerin öğün aralarında besin tüketme oranlarına göre obesite görülme sıklığı dağılımları incelendiğinde aralarında istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Çalışmaya katılan öğrencilerin spor yapma durumlarına göre obesite görülme sıklığı dağılımları incelendiğinde aralarında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur(p=0.049, p<0.05).Spor yapan öğrencilerde obesite oranı daha az bulunmuştur. Araştırmaya katılan öğrencilerde obesite görülme oranı ile anne ve babada obesite varlığı, öğün atlama, televizyon seyretme süresi arasında ilişki bulunamamıştır(p<0.05). Anahtar Kelimeler: okul sağlığı, obesite, hemşirelik Frequency of Obesity and Influential Factors in 6th, 7th, and 8th Grade Primary School Students in Denizli Turan Türkan1, Akay Tuğba2, Çetinkaya Kamile2, Çetin Zehra2, Kılıç Aykut2, Uslu Hasan2, Aytar Erkan2 1 Pamukkale Univercity Denizli Health High School Departments of Child Health and Diseases Nursing 2 Pamukkale Univercity Denizli Health High School This research was conducted for the purpose of determining the frequency of obesity and influential factors in 6th, 7th, and 8th grade primary school students. The research sample for this descriptive type of study was comprised of 375 students who were at school on the day data were collected and who agreed to participate in the study. Data were collected for the research in March 2007 using a questionnaire, which evaluates risky behaviors for obesity and which was prepared by the researchers, and by measuring the students' height and weight. The mean age of the students participating in the research was 13.0+0.8 years, 50.6% were female, 48.5% were male, 55.2% of the students' mothers and 43.1% of their fathers were primary school graduates, and 65.6% of their mothers were housewives. It was determined that 81.6% of the students eat between-meal snacks. It was determined that 81.4% of the students skip meals of which 32.0% skip lunch (in first place) and 28.6% skip breakfast (in second place). The results showed that 13.3% of the students had mild obesity. It was determined that 28.2% of the students had a history of obesity in their family, 94.2% participated in sports, and 35.3% came to school by vehicle. The students reported that they watch 3.16+1.98 hours/day of television. A difference was found between genders in the students participating in the study. There was a higher incidence of obesity in the male students (p>0.05). A statistically significant difference was found in the incidence of obesity for students who ate between-meal snacks (p<0.05). There was also a statistically significant difference found in the incidence of obesity for students who participated in sports (p=0.049, p<0.05). The students who participated in sports were found to have a lower percentage of obesity. No correlation was found between percentage of obesity and presence of obesity in student's mother or father, skipping meals, or length of time spent watching television per day (p<0.05). Keywords: School health, obesity, nursing 211 [P-155] Amasya Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Öğrencilerinin Başarılarını Etkileyen Okul İçi Faktörlerin Belirlenmesi Görgen Öznur, Ümür Dilek, Sezer Ebru, Satır Emine, Martlı Emine Pınar, Hançer Esra, Erdoğdu Tuğba, Özcan Fatma, Erdoğdu Gülcan, Özata Hatice, Kocatepe Serpil, Hançer Esra Amasya Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Üniversite öğrencilerinin akademik öğrenim süreçleri boyunca gelişimlerini etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörler, öğrencilerin okul içi başarı düzeylerini her anlamda etkilemektedir. Başarıyı etkilemede önemli olan etmenler bilinirse başarısızlığı doğuran nedenlerin kontrol altına alınabileceği düşünülmektedir. Alınan eğitimin yeterliliği, okulun ve sınıfın fiziki konumu, görsel ve işitsel ders araç ve gereçlerinin yeterliliği, okul idaresi ve akademisyenlerin tutum ve davranışları, öğrencilerin seçtikleri bölüm hakkındaki düşünceleri, öğretim etkinliklerine ilişkin etmenler, her öğrencinin üzerinde ayrı ayrı etkili olmaktadır. Bu düşünceden yola çıkarak araştırmamız, üniversite öğrencilerinin başarılarını etkileyen okul içi faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırma “Amasya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nda” yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini ve örneklemini 2006-2007 öğretim yılı bahar döneminde Amasya Sağlık Yüksekokulu’nda öğrenim gören tüm öğrenciler (158 öğrenci) oluşturmaktadır. Araştırma verileri, sosyo-demografik veri formu ile ilgili literatür taranarak hazırlanan “öğrencilerin başarılarını etkileyen okul içi faktörleri” değerlendirmek amacıyla 35 sorudan oluşan bir anket formu uygulanarak toplanmıştır. BULGULAR: Veriler incelendiğinde öğrencilerin başarılarını, yetersiz ısınma %64,6, sınıfın küçük ve havasız olması %54,4, araştırma laboratuvarlarının yetersiz olması %72,1, alanında uzmanlaşmış öğretim üyelerinin derse girmesi %81,7, sınav sorularının çok karmaşık olması %72,2, mesleği sevmek %84,1 oranında etkilemektedir. SONUÇ: Öğrencilerin başarılarını okul içi faktörlerin belirli bir oranda etkilediği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: okul başarısı,okul içi faktörler,üniversite eğitimi The School Factors Affecting The Successes Of Students In Amasya University Highschool Of Healt Görgen Öznur, Ümür Dilek, Sezer Ebru, Satır Emine, Martlı Emine Pınar, Hançer Esra, Erdoğdu Tuğba, Özcan Fatma, Erdoğdu Gülcan, Özata Hatice, Kocatepe Serpil, Hançer Esra Amasya unıversıty Hıghschool of Healt From this point of view, the research is carried on to determine the school factors affecting the successes of students. MATERIALS AND METHOD: The research is carried on Amasya University, Highschool of Healt. The sample of the research consist of all students (158 students) attending to the Amasya Highschool of Healt in the school year 2006-2007. The data is obtained from a questionnaire consisting 35 questions. The purpose of the questionnaire is to determine the school factors affecting the successes of students. Furthermore, the questionnaire is prepared by examining all the literature related to socia-demographic data from. The obtained data is still being evaluated. FINDINGS: When examining the obtained data it is cleary claimed that heating of the classrooms %64,6, the physical dimension and the air of the classrooms %54,4, the insufficienay of the research laboratory %72,1, unexperienced and insufficient academicians %81,7, the complicated exam questions %72,2, the attitudes of students toward their career %84,1, are the rations affecting the successes of the students whereas the control at the checking poing at the school gate %36,1 unaffective. RESULT: It is seen that the factors in school affect the academic successes of the students. Keywords: academic success, school factors, university education 212 [P-156] Üniversite Öğrencilerinde Cinsiyete Göre Cinsel Mitler Tüfek Filiz1, Yıldırım Nurdan1, Kalaycıoğlu Dilek1, Yılmaz Sema1, Bostancı Nihal2, Buzlu Sevim2 1 İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu öğrencileri, İstanbul, Türkiye 2 İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı Öğretim Elemanı, İstanbul, Türkiye AMAÇ: Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinde cinsiyete göre cinsel mitlerin araştırılması amaçlandı. YÖNTEM: Araştırma kesitsel-tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Araştırmada veri toplamak için öğrencilerin bireysel özelliklerini ve cinsellikle ilgili bilgilerini içeren bilgi formu ve cinsel mitleri değerlendirme formundan oluşan anket formu kullanılmıştır. 1200 öğrenciye anket formu dağıtıldı, 1023 anket formu geriye döndü. Geriye dönme oranı % 85.25’tir. Araştırmanın sonuçları sayı, yüzdelik dağılımı ve ki-kare testleriyle değerlendirildi. BULGULAR: Araştırmada toplam 577 kız (% 56.4) ve 446 erkek (% 43.6) öğrenci ile çalışıldı. Kız öğrencilerin yaş ortalaması 20.51 ± 1.81, erkek öğrencilerin yaş ortalaması ise 21.68 ± 2.32; kız öğrencilerin ilk cinsel ilişkiye girme yaş ortalaması 18.55 ± 1.63, erkek öğrencilerin ilk cinsel ilişkiye girme yaş ortalaması 16.99 ± 2.24 olarak belirlendi. Kızların cinsel bilgileri çoğunlukla arkadaşlarından, görsel medyadan ve ailesinden edindikleri görülürken, erkeklerin arkadaşlarından, porno sitelerinden ve görsel medyadan edindikleri görüldü. Kızlarda ve erkeklerde görülen cinsel mitlere bakıldığında, ilk iki sırayı her iki cinste de “Her erkek eşine nasıl zevk vereceğini bilmelidir”, “Eğer çiftler birbirlerini seviyorlarsa, seksten de zevk almasını bilirler”, üçüncü sırayı kızlarda “İlişkiye giren bir çift içgüdüsel olarak karşısındakinin ne istediğini bilir”; erkeklerde ise “Erkeğin penisi sertleştiğinde, hemen orgazm olması kötüdür” mitlerinin oluşturduğu görüldü. SONUÇ: Sonuç olarak; yanlış ve abartılı mesajların alındığı cinsel bilgi kaynaklarına bağlı olarak cinsel mitler toplumumuzda halen yaygın olarak görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Cinsiyet, cinsel mit, üniversite öğrencisi Sexual Myths Of University Students According To Gender Tüfek Filiz1, Yıldırım Nurdan1, Kalaycıoğlu Dilek1, Yılmaz Sema1, Bostancı Nihal2, Buzlu Sevim2 1 Istanbul University Florence Nightingale School of Nursing students; Istanbul, Turkey 2 Istanbul University Florence Nightingale School of Nursing, Psychiatric Nursing Department Teaching Staff; Istanbul, Turkey AIM: In this study was aimed for the purpose of investigating the sexual myths of university students according to their gender. METHOD: The research was conducted as a cross-sectional study. For data collection in the research a survey was used that included an information form with information about the students' individual characteristics and information about sexuality and a form for evaluating sexual myths. The survey was distributed to 1200 students and 1023 surveys were returned (85.25% return rate). The number, percentage and Chi square tests were used for evaluation of the research data. FINDINGS: A total of 577 female (56.4%) and 446 male (43.6%) students were included in the study. The female students' mean age was 20.51 ± 1.81, the male students' mean age was 21.68 ± 2.32; the mean age the female students had their first sexual intercourse was 18.55 ± 1.63, and for male students it was 16.99 ± 2.24. The majority of the female students had received sexual information from friends, visual media and their families, but the male students had received sexual information from their friends, visual media and pornographic sites. In the examination of sexual myths held by male and female students it was seen that the first and second for both genders were, “Every man needs to know how to give pleasure to his wife,” and “If couples love each other they know how to get pleasure from sex,” and in third place for the female students was, “A couple having a relationship knows instinctively what the other person wants,” and for male students was, “Immediately having orgasm when a man's penis hardens is bad.” RESULT: Sexual myths which are sources of incorrect and exaggerated messages on sexual topics are still widespread in our society. Keywords: Gender, sexual myth, university student 213 [P-157] İlköğretim Okullarında Kronik Hastalıklar ve Akut Durumlarda Hemşirelik Gereksinimi: PİLOT ÇALIŞMA Dönmez Hanife Ebru Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu GİRİŞ: Çocukluk ve yetişkinlik döneminin büyük bir bölümü okullarda geçmektedir (1). Çocukların travmayla karşılaşması veya kronik hastalıklarının bulunması okul yaşantılarını etkileyebilecektir (2). Öğrencilerin okulda hemşirelik hizmetlerinden faydalanabilmeleri daha sağlıklı bir beden ve eğitim hayatına sahip olmalarını sağlayabilecektir. AMAÇ: Ülkemizde henüz etkin uygulanmayan okul hemşireliğinin, kronik hastalıklar ve akut durumlarda gerekli olup olmadığını öğretmenlerin görüşleri doğrultusunda tespit etmek. YÖNTEM: Bu kesitsel çalışmada; Bandırma’daki dört ilköğretim okulunda öğretmenlerin demografik ve mesleki özellikleri doğrultusunda, kronik hastalıklar ve akut durumlarda hemşirelik hizmeti gereksinimi duyup duymadıkları kantitatif ve kalitatif yöntemlerle belirlenmiştir. (N=114) Veriler ses kaydı ve araştırmacı tarafından hazırlanmış soru formuyla toplanmıştır. Analizlerde SPSS programı (ANOVA, Kruskal-Wallis ve ki-kare testleri) kullanılmıştır. Kalitatif veriler gruplandırılarak değerlendirilmiştir. SONUÇ: Olguların; çoğunluğu okullarında yerinde müdahale edilmesi gereken kaç vaka olduğunu bilmemektedir; yarısından fazlası kronik hastalığı (astım, diyabet,) olan öğrencisi olduğunu belirtmiştir. Çoğunluğu kronik hastalıklar ve ilk yardım konusunda eğitim almamış ve bu konularda eğitim gereksinimleri olduğunu belirtmektedir. Branşlar ile kronik hastalıklar ile ilgili eğitim gereksinimi arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki bulunmuştur. (χ2: 30.406, df:12, p:.002) Anahtar Kelimeler: İlköğretim, okul hemşireliği, kronik hastalıklar, ilk yardım. Needs Assesment for School Nursing in Turkish Elementary Schools: A PILOT STUDY Dönmez Hanife Ebru Koç University School of Nursing INTRODUCTION: Most of childhood and adolescence years are spent in school settings (1). Chronic diseases or trauma in a child has an impact on their school life. Nursing services in schools will ensure a healthier life at home and at school for students. AIMS: Establishing the need for school nursing in acute and chronic conditions based on teachers’ views. METHODS: Qualitative and quantitative methods used to assess teachers’ views on the need for school nursing in connection with their demographic and professional characteristics in a crosssectional study of four elementary schools in Bandırma.(N=114). Data were collected via questionnaire designed by researcher. Quantitative analyses were done in SPSS statistical package (ANOVA, Kruskal –Wallis and chi-square testing). Qualitative data were summarized based on response groups. RESULTS: The majority of the subjects do not aware of the various conditions that need to be treated on the spot in a school setting, more than half the subjects have indicated having students with chronic conditions (i.e. diabetes, asthma), have not had any training in chronic diseases or first aid and they have expressed a need for such training. A statistically significant difference was found in training needs and the teachers’ specialty areas. (χ2:30.406, df:12, p:.002) Keywords: Elementary school, school nurse, chronic diseases, first aid 214 [P-158] Hemşirelerin Örgütsel Bağlılıklarının Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi Yücel Emelnur1, Çelebi Cemile1, Eryılmaz Gülizar1, Dericioğulları Ayşe2 1 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Burdur 2 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık YüksekokuluÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı, Burdur AMAÇ: Bu araştırmanın amacı hemşirelerin görev yaptıkları hastaneye bağlılıklarını değerlendirmek; örgütsel bağlılıklarının bazı değişkenlere göre farklılaşıp, farklılaşmadığını belirlemektir. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın örneklemini Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi (SDÜTFH), Burdur Devlet Hastanesi (BDH) ve Burdur Çocuk ve Doğum Hastanesinde çalışmakta olan, araştırmaya katılmayı kabul eden 95 hemşire oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından hazırlanan sosyodemografik verileri içeren anket formu ve Mowday, Porter ve Steers tarafından geliştirilen Örgütsel Bağlılık Envanteri(OBE) kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde yüzde ve tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. BULGULAR: Hemşirelerin %53,7 ‘si BDH, %27,4 ‘ü SDÜTFH'de, %18,9 ‘u Burdur Çocuk ve Doğum Hastanesi’nde çalışmaktadır. Hemşirelerin yaş ortalaması 34,10± 6,47 ve ÖBE puan ortalaması 43,37± 6,67 dir. Yapılan analizlerde hemşirelerin çalıştıkları kuruma, yaşlarına, medeni durumlarına ve çalışma statülerine göre OBE'den aldıkları puanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmıştır (p<0,05). SONUÇ: Çalışmaya katılan hemşirelerin örgütsel bağlılık düzeylerinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Hemşirelerin örgütsel bağlılık puan ortalamalarının çalıştıkları kurum, yaş, medeni durum ve çalışma statülerine göre farklılık gösterdiği saptanmıştır. Ancak çalışmanın sonuçları SDÜTFH, BDH ve Burdur Çocuk- Doğum Hastanesinde çalışan tüm hemşireleri temsil etmemektedir. Anahtar Kelimeler: hemşire, örgüt, örgütsel bağlılık Examining The Nurses of Organizational Dependence From The Point of View Some Changes Yücel Emelnur1, Çelebi Cemile1, Eryılmaz Gülizar1, Dericioğulları Ayşe2 1 Mehmet Akif Ersoy University Health High School,Burdur, Turkey 2 Mehmet Akif Ersoy University Health High School, Department of Child Health and Disease Nursing OBJECTIVE: The aim of this search is to appraise their dependence of the nurses towards their functionings hospital and to designate whether their organizational dependence differs as to some changes or not. METHODS: 95 nurses who admited to participate in search and work Süleyman Demirel University Medicine Faculty Hospital (SDUMFH), at Burdur State Hospital(BSH) and Burdur Child and Birth Hospital(BCBH), have formed the sample of search. Poll form and mowday including sociademography datas prepared by searchers and Organizational Dependence Inventory(ODP)developed by Porter and Steers have been used in collecting of datas. Percentage an One –way ANOVA analysis have been used in appraising of datas. FINDINGS: 53,7 % of nurses at BSH, 27,4 % of them at SDUMFH, 18,9 % of them at BCBH have worked. The average point of the ODP is 43,37±6,67. In being done analysis, it has been determined that there is a statistically meaningful difference between getting points from as to their working institution, ages, marital status, working status ODP(p<0,05). RESULT: It is designated that organizational dependence level of the nurses who participate in study is high. But the result of the study has not, represented all nurses who work at SDUMFH, BSH and BCBH. Keywords: nurse, organizational, organizational dependence 215 [P-159] Annelerin Doğum Sonu Dönemde Emzirmeye İlişkin Bilgilerinin Saptanması Uçak Seyhan, Tural Esra Ondokuzmayıs Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Samsun AMAÇ: Bu çalışma annelerin doğum sonu dönemde emzirmeye ilişkin bilgi düzeylerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma örneklemini, Kasım- Aralık 2006 tarihleri arasında Samsun Doğum ve Çocuk Hastanesinde doğum yapmış olan ve çalışmayı kabul eden 100 anne oluşturmuştur.Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS programı kullanılmıştır. BULGULAR- SONUÇ: Araştırma grubumuzun % 63 ‘ ü nü 20-29 yaş grubunda, % 57 ‘ si ilkokul mezunu, %80 ' nin yeterli meme bakımını bilmediklerini ve %59'un da yanlış meme tutuş pozisyonu bulundu. Annelerin % 51 ‘i bebek emzirmeye ilişkin yeterli bilgiye sahip olmadıklarını ifade etmişlerdir. Yapılan istatiksel değerlendirmede hemşirelerden bilgi alan annelerin emzirme, anne sütünün önemi ve meme bakımı bilgileri istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur ( p= 0.005). Sonuç olarak annelerin emzirme konusunda yeterli bilgi sahibi olmadıkları görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Emzirme, annelerin emzirme bilgileri, demogrofik özellik The Assessment of Knowledge Level Related With Breastfeeding in Postpartum of Mothers Uçak Seyhan, Tural Esra Department of Ondokuzmayıs Üniversity High School of Health, Samsun, Turkey SUMMARY: The Aim of descriptive study is to determine the lovel of knowledge of moters at postpartum period related to breastfeeding. METHODS: The research sample was compased of 100 mothers who had a baby between November and december 2006, at Samsun Maternity Hospital who agreed to participate in the study. The qestionnare form prepared by researchers, was used in collection the data. The SPSS programe were used in the evaluatin of the data. RESULTS: İt has been found that mothers who participated in the study, 63% were in the age group 20- 29, 57% were elemantary school graduate. %80 didn’t enaugh knowledge about breast care and %59 had wrong breast position.Mothers stated that they did not perceive themselves as sufficiently informed on breastfeeding (51 %). The statistical methods of mean-test, mothers who were been give education by nurses, determined breastfeeding, benefits and speciality breakfeast milk and breast care.(p0.005) The result show that mothers do not have enogh knowledge abaout breastfeeding. Keywords: Breastfeeding, mothers information about breastfeeding, demography 216 [P-160] Vakıf ve Devlet Üniversitesi Hemşirelik Öğrencilerinin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Uygulamasına İlişkin Görüşlerinin Karşılaştırılması Ayna Nilay, Köse Selmin, Özdilli Kürşat Halic Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul AMAÇ: Vakıf ve devlet üniversitesi hemşirelik öğrencilerinin çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği uygulamasına ilişkin görüşlerinin belirlenmesi. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışma, 01.10.2006 - 30.01.2007 tarihlerinde tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Veri, İstanbul’daki bir vakıf (n=21) ve bir devlet üniversitesi (n=49) hemşirelik yüksek okullarında çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği uygulamasına ilk kez çıkan gönüllü tüm öğrencilere (N=70) kurumlardan gerekli izinler alınarak, uygulama öncesi ve sonrası konu ile ilgili literatürler taranarak oluşturulan anket formu ile toplandı. Veri, yüzdelik ve ki-kare testi uygulanarak analiz edildi. BULGULAR: Uygulama öncesi devlet üniversitesindeki öğrencilerin, vakıf üniversitesindekilere göre çocuk hemşiresi olmayı daha fazla istedikleri bulundu (p<0,001). Uygulama sonrasında ise anlamlı fark bulunmadı (p>0,05).Uygulama öncesi vakıf üniversitesindeki öğrencilerin (p<0,05), uygulama sonrası devlet üniversitesindeki öğrencilerin, dersin teorisini almadan uygulamalara çıkılmasını daha fazla sorun olarak gördükleri belirlendi (p<0,05).Vakıf üniversitesindeki öğrencilerin uygulama öncesinde, diğerlerine göre aile ile iletişim kuramama endişesini daha fazla yaşadıkları (p<0,05), uygulama sonrasında ise uygulamada herhangi bir sorunla karşılaştıklarında öğretim elemanına daha fazla başvurdukları görüldü (p<0,05). SONUÇ: Bulgular doğrultusunda, öğretim elemanı sayısının arttırılması, dersin teorisini aldıktan sonra uygulamaların başlatılması, öğrencilerin çocuk ve ailesi ile iletişim kurmaları konusunda desteklenmesi, çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği ile ilgili kaynak kitapların çoğaltılması önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Öğrenci hemşire, çocuk sağlığı hemşireliği, hemşirelik uygulaması Comparison of The Opinions of Foundation and State University Students About Practises of Pediatric Nursing Ayna Nilay, Köse Selmin, Özdilli Kürşat Halic University, School of Nursing, Istanbul, Turkey AIM: To determine the views about Practises of Pediatric Nursing from State and Foundation students. METHOD: The study has been achieved between, 01.10.2006-30.01.2007. After having taken the necessary authorisation the information has been collected from the first volunteers of a foundation(n=21) and a state university(n=49) high nursing school.The results has been analysed using the percentage and chi-square tests. RESULTS: Students from state universities prefer with an average of(p<0,001) child nursing compared to foundation students, after the practise students from foundation universities prefer with an average of(p>0,05) child nursing. Before practising students from foundation universities compared to others(p<0,05), and after practising students from state universities compared to others find it more as a problem to start practising before taking the theory of the course(p<0,05). Students from foundation universities have more problem in having contact with families compared to others(p<0,05), students from foundation universities are more inclined than others to contact teaching elements when facing a problem(p<0,05). CONCLUSION: According to the findings it is recommended that they; increase the number of teachers, take the theory of the lecture before practicing, support the students in obtaining contact with the child and her family and increase the number of documents about pediatric nursing. Keywords: Nursing student, pediatric nursing, nursing practice. 217 [P-161] Lise Son Sınıf Öğrencilerinin Hemşirelik Mesleği İle İlgili Görüşleri Ergün Sevcan, Batmaz Makbule, Serbest Nilgün Halic Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul AMAÇ: Lise Son Sınıf Öğrencilerinin Hemşirelik Mesleği İle İlgili Görüşlerinin İncelenmesi. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma KDZ.Ereğli İlçesinde bulunan 2 özel dershanede okuyan 180 lise son sınıf öğrencilerinden 27Ekim-27Aralık tarihleri arasında derse devam eden gönüllü 100 öğrenci ile tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Veriler öğrencilerin demografik özellikleri ve hemşirelik mesleği ile ilgili görüşlerini içeren 48 sorudan oluşan anket formu kullanılarak toplandı. Veriler bilgisayar ortamında yüzdelik ve ki-kare testi kullanılarak değerlendirildi. BULGULAR: Öğrencilerin %58’i kız, %61’i daha önce hastanede yatmıştır. Hastanede yatanların %59’u hemşireyi bilgili-hoşgörülü olarak ifade etmişler. Öğrencilerin %60’ının hemşireler hakkında görüşlerinin olumlu olduğu, nedeninin ise hemşirelerin insanlara yardım etmeleri olduğu, %56,4’ünün hastanede yattıktan sonra hemşirelik hakkındaki görüşlerinin değiştiği belirlenmiştir. Öğrencilerin %70’inin hemşirenin iğne yapma, ilaç verme, serum takma işlerini gerçekleştirdiği, %92’sinin hemşireliği önemli bir meslek olarak gördüğü belirlenmiştir. Cinsiyet ile hemşire olma isteği karşılaştırıldığında hemşire olmayı isteyenlerin %94,1’inin kız olduğu belirlendi(p<=0,001). Hemşire olmayı isteyen kız öğrencilerin %98,3’ünün hemşireyi eğitici olarak gördüğü belirlendi(p<0,05). Hastaneye yatmadan önce hemşirelik hakkında görüşleri olumsuz olan öğrencilerin %33,3’ünün görüşleri yattıktan sonra olumlu yönde değiştiği belirlendi(p<0,001) SONUÇ: Kız öğrencilerin daha fazla hemşire olmak istediği,hemşire olmak isteyen kız öğrencilerin hemşireyi eğitici olarak gördüğü, öğrencilerin hastaneye yattıktan sonra hemşirelik hakkındaki olumsuz düşüncelerinin olumlu olarak değiştiği belirlendi. Anahtar Kelimeler: Öğrenci, Görüş The Opınıons Of Hıghschool Students On Nursıng Ergün Sevcan, Batmaz Makbule, Serbest Nilgün Halic University, School Of Nursing, İstanbul, Turkey OBJECTIVE: The study of opinions of highschool students on nursing MATERIALS-METHODS: This descriptive study was done on 100 volunteer students present at two private courses in Karadeniz Ereğli between 27th October-27th December and were chosen among 180 highschool seniors. The data has been collected through a questionnaire consisting of including the opinions of students on nursing and has been evaluated on computer with the utilization of percentage and ki-square tests. FINDINGS: 58% of students are females, 61% of whom have been hospitalized before. 59% who have been hospitalized have expressed a nurse as being profound and tolerant. 60% have positive opinions on nurses and the purpose is that nurses help people,but 56,4% have changed their opinion after being hospitalized. 70% think nurses give injections,medication and inject serum,92% think nursing is a significant occupation. Looking at the relation between sex and the choice of nursing; those desiring to be a nurse are females(p<=0,001). female students desiring to become nurses find nurses instructive(p<0,05). students with negative opinions on nursing changed their opinion positively after being hospitalized(p<0,001). RESULT: Female students have a stronger desire to become nurses, they find nurses instructive, students have changed their opinion on nursing positively after being hospitalized. Keywords: Opınıon, Student 218 [P-162] Bir Vakıf Üniversitesindeki Kız Öğrencilerin Genital Hijyen Hakkındaki Bilgi Düzeyleri Polat Songül, İlhan Nesrin, Özhan Fatma Halic Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul AMAÇ: Bir Vakıf Üniversitesindeki Kız Öğrencilerin Genital Hijyene Yönelik bilgi düzeylerinin incelenmesi GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma İstanbul’da Bir Vakıf Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulunda okuyan öğrenciler ile tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Araştırmaya Hemşirelik Yüksekokulunda okuyan 210 öğrenciden, 15 Ekim- 1 Kasım tarihleri arasında derse devam eden ve çalışmaya katılmayı kabul eden 155 öğrenci katıldı. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından geliştirilen 32 soruluk anket formu kullanıldı. Veriler yüzdelik ve ki-kare testi kullanılarak değerlendirildi. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin % 78 ‘i 17- 21 yaş arası, % 98,7’si bekâr, % 42,6’sının annesi okuryazardır. Öğrencilerin % 32,9’u yurtta kalmaktadır. Öğrencilerin % 62.6’sı mensturasyon döneminde 2-3 saat ara ile pedini değiştirmekte, % 63,9’u her gün iç çamaşırını değiştirmekte, % 74,2’si tuvalette önden arkaya doğru temizlik yapmaktadır. % 85,9’u mensturasyondan önce genital bölge kıllarını temizlemektedir. Anne eğitimi ile jinekolojik rahatsızlık durumu ve vajınal akıntının olma durumu arasında, öğrencilerin kalma yeri ile ped değiştirme sıklığı ve günlük ped kullanma sıklığı arasında, genital hijyenle ilgili eğitim alma durumu ile vaginal akıntıya dikkat etme durumu arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark bulundu(p<0,05). SONUÇ: Annesi üniversite mezunu olan öğrencilerin jinekolojik rahatsızlığının daha az olduğu, yurtta kalan öğrencilerin daha sık ped değiştirdiği, genital hijyenle ilgili eğitimi olanların akıntının özelliğine dikkat etme oranlarının daha yüksek olduğu belirlendi. Anahtar Kelimeler: Bilgi Düzeyleri, Genital Hijyen The Informatıon Level Of Female Students At A Foundatıon Unıversıty On Genıtal Hygıene Polat Songül, İlhan Nesrin, Özhan Fatma Halic University, School Of Nursing, İstanbul, Turkey OBJECTIVE: The study of the information level of female students at a foundation university on genital hygiene MATERIALS-METHODS: This descriptive study was done with nursing students at a foundation university in İstanbul. Participants were 155 volunteer students among 210, present at school between 15th October-1st November. A 32-question questionnaire elaborated by the researcher has been utilized for collecting data evaluated by percentage and ki-square tests. FINDINGS: 78% of the participants are 17-21 of age, 98,7% are single, 42,6% of their mothers are literate. 32,9% stay in dormitory. 62.6% change their peds with 2-3 hours of intervals during their menstruation period, 63,9% change their underwear everyday, 74.2% do their genital cleaning backwards in the restroom, 85.9% clean their genital hair before the menstruation. There has been a meaningful statistical relation between: the education of mothers, gynaecological illness and having vaginal secretion, student shelters, their ped changing intervals and daily ped usage, getting education about genital hygiene and being attentive about vaginal secretion. (p<0,05). RESULT: students with university graduate-mothers have fewer gyneacological illnesses; students staying in dormitories more frequently change peds, those with education on genital hygiene tend to look at the characteristic of their secretion on a higher rate. Keywords: Genıtal Hygıene, Informatıon Level 219 [P-163] Bir Vakıf Üniversitesine Bağlı Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin Klinik Uygulamada Karşılaştığı Sorunlar Ve Beklentilerinin Belirlenmesi Akkaya Habibe, Soydan Mücella Halic Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul AMAÇ: Araştırma İstanbul il sınırları içinde bir Vakıf Üniversitesine bağlı Hemşirelik Yüksekokulu öğrencilerinin klinik uygulamada karşılaştığı sorunları ve beklentilerini belirlemek. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma bir Vakıf Üniversitesine bağlı Hemşirelik Yüksekokulunda,izin alınarak 9 Nisan 2007-18 Nisan 2007 tarihleri arasında tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Evreni; Hemşirelik Yüksekokulu 3.sınıf ve 4.sınıf öğrencileri,örneklemi ise gönüllü öğrenciler (87) oluşturdu. Veri; 32 sorudan oluşan anket formu kullanılarak, bilgisayar ortamında yüzdelik ve ki-kare testi kullanılarak değerlendirildi. BULGULAR: Öğrencilerin % 56.3’ü 3.sınıf, % 43.7’si 4.sınıf öğrencileri idi. Öğrencilerin % 59.8’inin hemşire-öğrenci işbirliği, % 57.5’inin hemşirenin rol modeli olmaması, %51.7’sinin hemşirelik uygulamalarına girmeyen işleri öğrenciye yaptırma sorunları olduğu belirlendi. Öğrencilerin %86.2’sinin uygulamaya aktif katılma, % 77’si sağlık ekibi üyelerinin iyi yaklaşımı, %72.4’ünün yeterli araç- gereç malzeme olması, % 66.7’sinin alınan teorik bilgiye paralel uygulama alanı olması, Öğrencilerin öğretim elemanlarından; %78.2 oranında anlayış ve hoşgörü, %90.8 oranında destek ve yardım, % 77 oranında iletişime açık olmaları, % 55.2 oranında uygulama denetiminin öğretmen tarafından yapılması beklentileri olduğu belirlendi. Öğrenciliğinin dışında herhangi bir işte çalışmayan öğrencilerin klinik uygulamada hata yapmaktan korkma sorununun görülme oranı %48.8 olup, bir işte çalışanlara göre anlamlı derecede yüksek bulundu (p<0.05). SONUÇ: Klinik uygulamada öğrencilerin,öğretmenlerinden anlayış ve hoşgörü,destek ve yardım, karşılıklı güven ve iletişime açık olmalarını istedikleri belirlendi. Anahtar Kelimeler: Beklentiler, Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencileri, Klinik Uygulama Sorunları The Determınatıon Of Problems And Expectatıons Whıch Nursıng Academy Students Of A Prıvate Unıversıty Face In Clınıcal Practıce Akkaya Habibe, Soydan Mücella Halic University, School Of Nursing, İstanbul, Turkey AIM: To determine problems and expectations which nursing academy students of a private university face in clinical practice. MATERİAL - METHOD: The research is done descriptively in a nursing academy of a private university with necessary permissions between 9th and 18th April 2007. Universe of the research is constituted by 3rd and 4th year classes of the Nursing Academy (87), by ones from this group of students who accepted to participate in the research constituted the sample. Datum is evaluated by using 32 question questionnaire using percentage and chi-square tests FINDINGS: 56.3 % of students were 3rd year, 43.7% were 4th year students. To participate actively in practice of 86.2%, good approach of health members of 77%, to have enough means and materials of 72.4%, to have paralel practice space for the theoretical knowledge taken of 66.7% It was determined that there were expectations of understanding and tolerance in the ratio of 78.2%, expectations of support and help in the ratio 90.8%, expectation of having inspection of the practice done by the teachers. ( p<0.05). CONCLUSION: it was determined that students want understanding and tolerance, support, help, mutual trust and to be open to communication from their teachers. Keywords: Clinical Practice Problems, Expectations, Nursing Academy Students 220 [P-164] Hemşirelik Öğrencilerinin Lisansüstü eğitim ile İlgili Görüş ve Düşünceleri Hata Melek1, Derebent Esma2, Yıldırım Rukiye1 1 Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik 4. sınıf öğrencisi 2 Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Araştırma Görevlisi Bu araştırma hemşirelik öğrencilerinin hemşirelikte lisansüstü eğitim konusundaki düşüncelerini belirlemek, değerlendirmek ve lisansüstü eğitimin önemini vurgulamak amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın evrenini bir üniversitenin sağlık yüksekokulu, hemşirelik bölümünde eğitim ve öğrenimine devam eden bütün öğrenciler, örneklemini ise çalışmaya katılmayı kabul eden 102 öğrenci oluşturmuştur. Araştırma 2006–2007 eğitim-öğretim yılında gerçekleştirilmiştir. Veriler SPSS 11.5 ile değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin %53.9'u 18 ile 20 yaş arasında, %48'i Anadolu lisesi mezunu ve %77.5’inin ekonomik durumu orta düzeydedir. Öğrencilerin %53.9’u okul başarı düzeylerini iyi olarak değerlendirmekte ve %38.2’si okulda kazandığı becerilerin meslek hayatında yeterli olacağını düşünmektedir. Öğrencilerin %88.2’si branşlaşmanın gerekli olduğunu düşünmekte ve %74.5’i lisansüstü eğitim görmek istemektedir. Öğrencilerin %43.1'i lisansüstü eğitiminin amacını donanımlı hemşire olmak olduğunu belirtirken; %37.3'ü lisansüstü eğitiminin amacını bilmemektedir. Öğrencilerin %46.1’i sağlık hizmetinin kalitesini arttırmak için bir hemşire adayı olarak mesleğini profesyonel olarak gerçekleştirebilmenin gerektiğini düşünmektedir. Öğrenciler hemşirelik mesleğinin geleceğini iyi görmektedir. Anahtar Kelimeler: lisansüstü eğitim, hemşirelik öğrencileri, hemşirelik The Views and Thoughts of Nursing Students about Graduate Education Hata Melek1, Derebent Esma2, Yıldırım Rukiye1 1 Mersin University School for Health Sciences 4th of Nursing student 2 Mersin University School for Health Sciences Research Assistant This research was made to determine, and evaluate the nursing students’ thoughts about the postgraduate education and emphasize the importance of this. The research population was comprised of all the nursing students in School for Health Science at the university. All of the students of this school were included in the sample, but 102 students who agreed to participate in the research. This research was made in 2006-2007. Data were evaluated with SPSS 11.5. 53.9% of the students were between 18-20 years of age, 48% of them graduated from Anatolian high school, and 77.5% of the students’ economies are normal. 53.4% of them satisfy from their lessons, and 38.2% of them think that their school education is enough for their lives. 82% of the students thinks that being expert in one department is necessary. 74.5% of them thinks that postgraduate is essential. Although 43.1% of the students believes that the aim of the postgraduate is being professional nurse, 37.3% of them doesn’t know the purpose of this. 46.1% of the students believes that they should be professional in their department as a candidate of nurse to improve quality of the health. They see a positive future for the nursing profession Keywords: graduate education, nursing students, nursing 221 [P-165] Hemşirelik Öğrencilerinin Spiritual Bakım ile İlgili Düşünceleri Yıldırım 1 Mersin 2 Mersin 3 Mersin Rukiye1, Derebent Esma2, Hata Melek1, Alaca Çiğdem3 Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik 4. sınıf öğrencisi Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Araştırma Görevlisi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yüksek lisans Öğrencisi Bu araştırma hemşirelik öğrencilerinin spiritual bakım konusunda yaklaşımlarını değerlendirmek ve konuya dikkat çekmek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini bir üniversitenin sağlık yüksekokulu, hemşirelik bölümünde eğitim ve öğrenimine devam eden toplam 227 öğrenci, örneklemini ise çalışmaya katılmayı kabul eden 117 öğrenci oluşturmuştur. Araştırma 2006 Kasım-Aralık aylarında gerçekleştirilmiştir. Veriler SPSS 11.5 ile değerlendirilmiştir. Öğrencilerin yarıdan fazlası (%61) 18-21 yaşında, %51.3'ü düz lise mezunu, %44.8’i 4 ve daha fazla kardeşe sahip ve %89.7’sinin ailesinin ekonomik durumu orta düzeydedir. Öğrenciler öğrenimleri sırasında spiritual bakımın ele alınmadığını (%58.1), içeriğini (%54.7) ve spiritual bakım verilmesi gereken durumları bilmediklerini ifade etmişlerdir (%52.1). Öğrencilerin üçte ikisi bir bireyin yaşamında manevi gücün etkili olduğunu düşünmektedir. Öğrencilerin hastalıkların bireyde acı çekme ve ölüm korkusu yaşatacağını (%69.2) ve spiritual bakımın inanç ve güven gereksinimini karşılayacağını düşünmektedir (%80). Öğrencilerin %53’ü terminal dönemdeki bir hastanın en fazla manevi bakıma ihtiyacı olduğunu belirtmektedirler. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik hemşirelik öğrencileri, manevilik, manevi bakım, Nursing Students Thoughts about Spiritual Care Yıldırım 1 Mersin 2 Mersin 3 Mersin Rukiye1, Derebent Esma2, Hata Melek1, Alaca Çiğdem3 University School of Health Science Nursing student 4th class University School of Health Science Research Assistant University Institute of Health Science, Student of master This research was made to determine, and evaluate the nursing students’ thoughts about views of spiritual care and emphasize the importance of this. The research population was comprised of all the nursing students (227) in School for Health Science at the university. All of the students of this school were included in the sample, but 117 students who agreed to participate in the research. This research was made in Nov-Dec 2006. Data were evaluated with SPSS. More than half of the students were between 18-20 years of age, 51.3% graduated from high school, 44.8% had four and more sibling, and 89.7% of the students’ families’ economies are average. Students expressed that spiritual care didn’t take in to consideration (58.1%) during their education, and they stated that they didn’t know the abstract (54.7%) and the situation (52.1% which requires spiritual care. Two-thirds of the students thought that the power of spiritual had big role in an individual life. The students thought that illness causes pain and horror of die to an individual (69.2%). They thought that spiritual care could meet faith and trust need(80%). According to the 53% of the students, the patient, who was moribund individual, needed mostly spiritual care. Keywords: Nursing, nursing student, spirituality, spiritual care, 222 [P-166] Kırım-kongo kanamalı ateşi'ni ve korunma yollarını biliyormusunuz? Güneş Serpil, Tekin Esra, Kalyoncu Meltem, Us Nazlı, Rızalar Selda, Sucu Gülsen Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun Sağlık Yüksek Okulu Kırım-kongo kanamalı ateşi(KKKA) dünyada yaklaşık 30 ülkede tanımlanan fatal bir enfeksiyon hastalığıdır.Tıbbi açıdan önemli görülen kene hastalıkları içerisinde coğrafik dağılımı en geniş olanıdır.Hastalığa bağlı mortalite oranı %20-50 arasında değişmektedir. İnsanlar kene ısırması, enfekte kenelerin ezilmesi, akut enfeksiyonlu kişi ile temas sonucu ya da viremik evcil hayvanların kan/ dokuları ile temas sonucu enfekte olurlar.Klinik belirti bulgular sıklıkla kanama, miyalji ve ateşle karakterizedir.Karaciğer fonksiyon testleri yükselir ve kanama testleri uzar.Hastalıkta kapiller endotel enflamasyonu en önemli patojenik rolü oynar; endotelin direk enfeksiyonu yanısıra viral faktörlerce dolaylı hasar sonucu fonksiyon bozukluğu oluştuğu düşüncesi de yaygındır.Tanı Elisa,EIA,PCR yöntemleri kullanılarak konur.Erken tanı hastaların tedavisi ve olası nozokomiyal enfeksiyonların önlenmesinde önem taşır.Son çalışmalarda KKKA'ne karşı antiviral tedavinin etkisi üzerinde durulsa da bu konuda kesin sonuçlar henüz elde edilememiştir.Vaka yönetiminin en temel ögesi destekleyici tedavi ve bakımdır.Sağlık çalışanları,özellikle ağız,dişeti,burun,vajina ve enjeksiyon bölgesinden kanaması olan hastaların bakımı sırasında enfeksiyon yönünden ciddi risk altındadır.Korunmada ise basit bariyer önlemlerin etkili olduğu belirtilmektedir.KKKA ülkemizde de 2002 yılından beri görülmekte ve vaka sayısı her yıl artış göstermektedir.Bu çalışmada Hastalık Kontrol Merkezleri ve Dünya Sağlık Örgütü önerilerine göre KKKA'nden korunma önlemlerine yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kırım-kongo, önlemler Do you know about crimean-congo haemorragic fever and the precautions against it? Güneş Serpil, Tekin Esra, Kalyoncu Meltem, Us Nazlı, Rızalar Selda, Sucu Gülsen Ondokuz Mayıs University, Samsun Health High School Crimean-Congo haemorragic fever(CCHF) is an often fatal viral infection described in about 30 countries, an it has most extensive geographic distrubution of the medically important thickborne viral diseases.Human beeings become infected through tick bites,by crushing infected ticks,after contact with a patient with CCHF during acute phase of infection,or by contact with blood/tissues from viraemic livestock.Clinical features commonly show a dramatic progression characterised by haemmorrhage,myalgia and fever.The levels of liver enzymes are raised,and bleeding markers are prolonged.Infection of the endothelium has a major pathogenic role.Besides direct infection of the endotelium,indirect damage by viral factors that cause endothelial activations and dysfunction are thought to occur.In diagnosis,Elisa,EIA,PCR are used.Early diagnosis is critical for patient theraphy and prevention of potential nosocomial infections.Supportive therapy is the most essential part of case management.Recent studies suggest that antiviral therapy is effective, although definitive studies are not available.Healh care workers have a serious risk of infection,particularly during care of patient with haemorrhages from the nose,mounth,gums,vagina and injection sites.Simple barrier precautions have been reported to be effective.CCHF have been in Turkey since 2002 and event members was increased per year.This study is explained that the precautions against to CCHF the guidelines according to CDC and WHO. Keywords: Crimean-congo, precautions 223 [P-167] Hemşire Öğrencilerde Duyguların İfade Edilmesine Yönelik Duygusal Zeka Yalçın Hatice, Fidan Gülay, Çimen Selma, Kaya Fatma Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulu KARAMAN AMAÇ: Bu araştırmanın temel amacı Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulunda eğitim gören hemşire adaylarının duygularını ifade etmeye yönelik duygusal zeka düzeylerinin medeni durum, eğitim yılı, yaş ve algılanan sosyo-ekonomik düzeylerine göre değişip değişmediğini ortaya koymaktır. GEREÇ-YÖNTEM: S.Ü. Karaman SYO'da okuyan 185 öğrencinin tamamı araştırma kapsamına alınmıştır. Bilgi toplama aracı olarak kullanılan anket, R.Cooper ve A.Sawaf tarafından geliştirilen EQHarita Soru Formu'ndan uyarlanmıştır. Anket, duyguların ifade edilmesine yönelik duygusal zekaya ilişkin beceri düzeyi ile sınırlandırılmıştır.Anket formunun birinci bölümünde, öğrenciler ile ilgili kişisel bilgilere ilişkin 11 soru, ikinci bölümünde öğrencilerin duygularını ifade etme boyutu ile sınırlandırılan 9davranış biçimi bulunmaktadır.Davranış biçimlerinin gösteriliş sıklığına “asla”0, “bazen”1, “genellikle”2 ve “her zaman”3puan verilerek analiz edilmiştir. BULGULAR: Öğrencilerin sosyodemografik özellikleri incelendiğinde, %84,2'sinin 19-22yaşında olduğu; %96.3’ünün bekar olduğu; %28.2’nin birinci sınıf; %24.6’ının ikinci sınıf, %21.7’inin üçüncü sınıf ve %25.5’inin sonsınıf olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların %64.2’si genellikle insanları övdüğünü; %21.3’ünün duygularını herzaman ifade ettiğini; %32.6’ının ihtiyaçlarını başkalarına bazen söyleyebildiğini; %42.8’inin iletişim kurduğu insanların neler hissettiğini sezebildiğini ifade etmişlerdir. SONUÇ: Cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim yılı ve algılanan sosyo-ekonomik düzeyleri arasında anlamlı bir fark olmadığı, okuduğu sınıfa göre ise duygularını ifade etme düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu (p<.05), algılanan sosyo-ekonomik düzeyleriyle yaş ve eğitim yılı arasında anlamlı fark olmadığı (p>.05)bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Duygusal Zeka, Hemşirelik Emotional Intelligence Intended For Expressing Emotions Of Nursing Students Yalçın Hatice, Fidan Gülay, Çimen Selma, Kaya Fatma Selçuk Univercity Karaman School of Health KARAMAN INTRODUCTION: This research aimed to indicate if entrants’ of nurse who are studensts of Selçuk University Karaman School of Health emotional intelligence level that intended to express their emotions is changing according to marital status, age, education level, and socio-economical status or not. METHOD: Research contains all 185 of students at Selçuk University Karaman School of Health. Questionary which is used as a searching method is adapted from EQ harita Question form which is developped by R.Cooper ve A.Sawaf. Questionary has two parts. There is 11 questions about personel informations of students andthere is 9 behoviour types which indicate emotional intelligence level that limited with the dimesions of expressing emotions of students. FINDINGS: With checking students according to their socio-demographic properties; it is determined that 84,2% of students are at 19-22 years old, 96,3% are single, 28,2% are at first class, 24,6% are at second class, 21,7% are at third class and 25,5% are at last class. RESULT: It's determined that there is no meaningfull difference between gender, age, maritual status, education year and socio-economical level, there's a meaningful relation (p<.05) between education year and expressing emotions, there is no meaningfull difference (p>.05) between socioeconomic level and age, education year. Keywords: Emotional intelligence, Nursing 224 [P-168] Öğrenci Hemşirelerin Sigara Kullanma Durumlarının Sosyolojik Boyutunun Değerlendirilmesi Büyükkayacı Nuriye, Yolcu Elif Hitit Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Çorum AMAÇ: Çalışma, öğrenci hemşirelerin sigara kullanma durumlarının sosyolojik boyutunun değerlendirilmesini amaçlamıştır. YÖNTEM: Araştırmaya, Hitit Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nun toplam 150 öğrencisi katılmıştır. Veri toplama formu, 1.12.06-1.01.07 tarihleri arasında uygulanmıştır. İstatistiksel analizler SPSS V 13.0 paket programında yüzdelik sayılar ve ki-kare testi ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Öğrencilerin %77’4’ünü 20 yaş ve üzeri, % 58.0’nı ailesinin aylık geliri 600-1000 YTL olan, %67.3’ünün annesi ilkokul mezunu olan öğrenciler oluşturmaktadır. Öğrencilerin %20.0’ı sigara kullanmaktadır, Bunların % 56.7’si 14-16 yaş arasında, büyük çoğunluğu(%93.3) özentibeğenilme arzusu ile % 83.3’ü merak duygusu ve %20’si ise medyanın etkisi ile sigaraya başladıklarını ifade etmişlerdir. Öğrencilerin ebeveynlerinin aylık gelir düzeyi, sigara kullanma durumları ve özenti-beğenilme arzusu, kayıp yaşama ile sigara kullanma durumları arasındaki ilişki istatistiksel olarak önemli bulunmuştur(P<0.05). SONUÇ: Günümüzde metropolitan kadın imajıyla birlikte düşünülen sigaranın, sadece fizyolojik boyutuyla ele alınması gereken bir konu olmadığı, özellikle sosyolojik boyutunun sigaraya başlamada önemli bir etken olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda sağlığın korunması ve geliştirilmesinde hizmet veren hemşirelerin, eğitim ve danışmanlıklarında sosyolojik unsurları da göz önüne alması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Anahtar Kelimeler: Sigara, Sosyolojik Boyut, Hemşirelik The Evaluation of The Sociological Aspect of Smoking Habits of Nurse Students Büyükkayacı Nuriye, Yolcu Elif Hitit University School of Health, Çorum OBJECTİVE: This study was prepared in descriptive manner with the aim of the evaluation of sociological aspect of the nurse students’ smoking habits. METHOD: 150 students of Hitit University School of Health were participated in the study. Data was collected with a questionnaire performed between 1.12.06-1.01.07. Statistical analysis was performed with SPSS V 13.0 statistical package as percentages and chi square test. RESULTS: 77.4% of the participants were over 20 years of age, 58.0% had a family income 600 – 1000 YTL, 56.7% of these were 14 – 16 years of age. Majority of them (93.3%) expressed that they had started smoking with the hope of being liked and approved, 83.3% for curiosity. It was found that there was a statistically significant relationship between students’ smoking habits, parents income, parents smoking, desire to be liked and lost living (p<0.05). CONCLUSION: Although smoking is considered together with metropolitan women image, it appears that smoking should not only be evaluated from the physiological aspect but also with its sociological aspect which is an important factor in starting smoking. In this context, nurses that provide services in the field of health promotion should consider sociological factors during their education and counseling. Keywords: Smoking, Sociological aspect, Nursing 225 [P-169] Üniversitede okuyan kız öğrencilerin menstruasyon hijyenine yönelik alışkanlıklarının incelenmesi Büyükyörük Nurvet, Zayıf Çiğdem, Uysal Fazilet Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu/Burdur AMAÇ: Araştırma Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinin fakülte ve yüksek okullarında öğrenim gören kız öğrencilerin menstruasyon hijyeni konusundaki uygulamalarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın örneklemini,2005-2006 öğretim yılında Mehmet Akif Ersoy Üniversitesine devam eden ve araştırmaya katılamayı kabul eden öğrenciler (n=392) oluşturmuştur. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ile yüz yüze görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Veriler SPSS 11.0 paket programında değerlendirilmiştir.Verilerin analizinde sayı,yüzde kullanılmıştır.Araştırmanın yürütülmesi için belirtilen kurumdan yazılı izin,çalışmaya katılan bireylerden sözel onam alınmıştır. BULGULAR-SONUÇ: Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; öğrencilerin %92.8’ i menstruasyon sırasında hijyenik pet kullandığı, %38’ inin günde iki kez banyo yaptığı, %48.5’inin genital bölge temizliğini su ile temizleyerek yaptığını, %46.9’ unun pet değişimi öncesinde ve sonrasında ellerini yıkadığı, %89.8’ inin pamuklu iç çamaşırı kullandığı, %39.5’ inin iç çamaşırını kirlendikçe değiştirdiği belirlenmiştir. Bu sonuçlara göre; öğrencilerin perine ve menstruasyon hijyenine ilişkin uygulamaların yeterli olduğu söylenebilmekle birlikte eksikliklerin giderilmesinde bilgi ve eğitim görmeleri önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Üniversite öğrencisi,Menstruasyon hijyeni,Alışkanlıklar Determination of menstrual hygıene habits of girl students studying at university Büyükyörük Nurvet, Zayıf Çiğdem, Uysal Fazilet Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi,School of Health College/Burdur AİM: The research was planned as descriptive in order to the applications about mensturation hygine of the student who have educated at the high schools and the faculties of the MAKÜ. MATERIALS-METHODS: The sample study consisted of 392 students who accepted to participate in the researche attending at the MAKÜ in the academic year 2005-2006.The data was collected through face to face to face interviews using a questionnaire which was prepared by researchers.The research data will be analyzed by the researchers using number,percentage on the SPSS11.0 statistics program.A written permission from the mentioned foundation and oral consent from the people who joined in the research were taken to carry out the research. RESULT and CONCLUSION: According to the research results;92.8%of the students used hygienic pad during mensturation,38%of them had bath two times a day,48.5% of them made cleaning of genital part by cleaning with water, 46%of them washed their hands before and after changing pad,89.8%of them used cotton underwear,39.5%of them changed their underwear as it got dirty. According to these results,it can be said that the applications about perineum and mensturation hygiene of students are enough,it can be suggested that they have information and education for removing their deficiency about the subject. Keywords: University student,Menstrual hygiene,Habits 226 [P-170] Üniversite Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Rolleri ile İlgili Bilgi ve Görüşleri Durukan İlkbal, Yüksel Didem, Basmacı Özlem Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri, Ankara GİRİŞ: Toplumsal cinsiyet (gender) kadın ve erkek olarak toplumun bizi nasıl gördüğü ve nasıl davranmamızı beklediği ile ilgili bir kavramdır. Bugün ülkemizde olduğu gibi dünyanın dört bir yanında kadınlar, farklı derecelerde cinsiyet ayrımcılığına tabi tutulmaktadır. Bu nedenle, toplumsal cinsiyet eşitsizliği toplumdaki her kesimin özellikle geleceğe hazırlanan üniversite gençliğinin daha fazla duyarlı olması gereken önemli bir konudur. AMAÇ: Çalışma 2006-2007 öğretim yılında, Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde okuyan öğrencilerin toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili bilgi ve görüşlerini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı kesitsel bir araştırma niteliği taşıyan bu çalışmanın evrenini Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesinde okuyan öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmada örneklem seçilmeyip, Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri (N=485) öğrencilerin tamamı araştırma grubunu oluşturmuştur. Evrenin tamamına ulaşılmaya çalışılmıştır (N=361). BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin %76,2’si 20-23 y, %82’si kız, %18’si erkektir. Öğrenciler erkeğin görevini; para kazanmak (%38,7), “evin reisi ve sözü geçen kişi olmak” (%29,7) şeklinde ifade ederken kadının rolünü, %49,7 oranında “evin hanımı olmak, ev işleri yapmak”, %10,1 oranında “çocuk doğurmak ve bakmak” olarak belirtmiştir. Kız öğrenciler erkek öğrencilere göre daha modern düşünce açısına sahip olsalar da geleneksel yapıda verilen ifadelere katılma oranları erkeklerin verdiği yanıtlarla benzerlik göstermektedir (p>0.05). SONUÇ: Çalışmaya katılan kız ve erkek öğrencilerin hala geleneksel görüşlere sahip olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Cinsiyet, Toplumsal Cinsiyet, Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Knowledge and Opinion of University Students About Roles of Social Gender Durukan İlkbal, Yüksel Didem, Basmacı Özlem Department of Nursing and Health Services, Faculty of Health Sciences, Başkent University, Ankara, Turkey INTRODUCTION: Social gender is a term which is about how society sees us as a woman and a man and what society expects us to behave. All around the world, women are exposed to discrimination in different degrees. Scope: This study was made with aim of to evaluate the knowledge and opinion of students who are studying at Başkent University, Faculty of Health Sciences about roles of social gender in 20062007 academic year. MATERIALS-METHOD: Students who are studying at Başkent University, Faculty of Health Sciences are being the universe of this study. In the research it wasn’t chosen any model where as students of Health Sciences (N=485) were served as the research group. FINDINGS: 76.2% of students who were attended the study was 20-23 y, 82% was female, 18% was male. Students were stated the duty of man as to earn money (38.7%), to be the head and authority of the family (29.7%), where as the duty of the woman as to be the wife of house and to do housework (49.7%), to give birth and grow up children (10.1%). RESULT: It was determined the female and male students who were attended the study still have traditional point of view. Keywords: Gender, Social Gender, Inequality of Social Gender. 227 [P-171] Sağlık Çalışanlarının Hastane Enfeksiyonu Konusuna İlişkin Bilgi Düzeyleri Yalçın Hatice, Özçalışan Sezen, Demir Şenay Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulu, Karaman GİRİŞ:Bu araştırma, hastanede hemşirelik ve diğer sağlık hizmetlerini veren grupların hastane enfeksiyonu konusuna ilişkin bilgi düzeylerini ve verilecek hizmet içi eğitim hakkındaki görüşlerini saptamak amacı ile yapılmıştır. YÖNTEM: Araştırma Karaman’daki üç Devlet Hastanesinde yapılmıştır.Hastane infeksiyonları konusundaki bilgi düzeylerini saptamak amacı ile ankete katılmayı kabul eden ve ulaşılabilen 130ebe,hemşire,laborant ve anestezi teknisyene Mart2006’da uygulanmıştır.Literatür ışığında araştırmacılar tarafından hazırlanan ankette 4 soru sağlık çalışanlarını tanıtıcı nitelikte olup;15 soru sağlık çalışanlarının hastane infeksiyonlarına ilişkin bilgi düzeylerini ölçmeye yönelik hazırlanmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde SPSS programından yüzde dağılımları ve Pearson r korelasyon testleri kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırma kapsamına alınanların %84.3’ü hemşire;%8.4’ü laborant ve %6.9’u anestezi teknisyenidir.%29.2’i cerrahi birimlerde,36.1’i dahili birimlerde,%26.1’i poliklinik-acilde ve %8.4’ü ameliyathanede çalışmaktadır.Ankete katılanların %53’ü hastane infeksiyonunu tanımlayabilmekte,%36.2’i en sık rastlanan hastane infeksiyonunun üriner sistem infeksiyonu olduğunu,%48.5’i en sık araç-gereçlerle infeksiyonların yayıldığını ifade etmektedir.%78.5’i dezenfektanı,%73.1’i antiseptiği,%59.2’i sterilizasyonu doğru tanımlamaktadır.Sağlık çalışanlarının eğitim durumu ile hastane infeksiyonlarını doğru tanımlayabilme durumları arasında korelasyon puanı incelenmiş,bu boyutlar arasında doğru yönlü fakat kuvvetli olmayan bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır(r=.210).Meslekte çalıştıkları süre ile antiseptik-dezenfektan ve sterilizasyon terimlerini doğru tanımlama durumunda negatif yönde bir korelasyon olduğu;çalışılan yıl süresi azaldıkça doğru tanımlama durumunun arttığı saptanmıştır (r=-.045).Gruplar arasındaki fark anlamlı bulunmuştur(p>0.05). SONUÇ: Çalışma sonucunda hastane infeksiyonlarının önlenmesi ve hizmet içi eğitime yönelik öneriler getirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Bilgi, Düzeyi, Hemşire, Sağlık personeli. Knowledge Level About Hospital Infection Of Staff At Health Sector Yalçın Hatice, Özçalışan Sezen, Demir Şenay Selcuk Univercity Karaman Health of High School, Karaman INTRODUCTION: This research aimed to determine the knowledge level of employee who are working as nurse and group of employ other health services in hospital about hospital infection and to determine their opinions about inner-service educations. METHOD: This research performed at 3 of hospitals in Karaman. Questionary contains 130 of obstetrician nurse, nurses, laboratory assistant and technician of anesthesia. Questionary literature contains four questions for introducing employee, fifteen questions for determining the knowledge level of their hospital infection knowledge level. At analysing the datas percentage distribution and Pearson r correlation tests are used. FINDINGS: 84,3 % of test subject are nurse, 8,4 % are labrotory assistant and 6,9% are technician of anesthesia. 29,2 % of them are working at surgical department, 36,1 % at internal deparment, 26,1 % at polyclinic-emergency and 8,4 % at operating department. 53 % of them can define hospital infection, 36,2 % of them says that the most seen hospital infection is üriner system infection, 48,5 % of them says that the infection disseminate by equipment. 78,5 % of them define disinfectant truly, 73,1 % antiseptic and 59,2 % sterilization truly. The correlation between the education level of employee and defining hospital infections truly is analysed, and a same direction but not strong relation (r=.210) between them is determined. Negative correlation between working years and defining terms truly and level (r=.045) of defining truly these terms is increasing with the reduction at working years is determined. A meaninful difference (p>0.05) between groups is find. RESULT: As a result of reseach opinions about preventing methods of hospital infections and inner-service education is suggested Keywords: Level of Knowledge, Nurse, Health of Staff. 228 [P-172] Fethiye Syo Öğrencilerinin Yaz Uygulamalarında Karşılaştığı Sorunlar Sohbet Rabia, Süren Canan, Esen Kevser, Genç Mehtap, Teke Derya, Baybek Hülya Muğla ünv., Fethiye SYO, Fethiye Uygulamalı bir bilim dalı olan hemşirelikte eğitimin başarılı olabilmesi için teori ve uygulamanın dengeli biçimde yürütülmesi gerekir. Yapılan gözlemlerde çeşitli güçlüklerle karşılaştıkları belirlenmiştir. Bu güçlüklere neden olan çalışma alanı ve çalışma alanı dışında karşılaşılan sorunlar olarak barınma, beslenme, ulaşım, ekonomik etmenler vb. düşünülebilir Bu çalışma, Muğla Üniversitesi FESYO’ da ki Meslek stajı yapan öğrencilerin meslek stajında karşılaştıkları sorunları saptamak için tanımlayıcı olarak anket yöntemi kullanılarak 2006 Mayıs’ında yapılmıştır. Araştırmanın evrenini meslek stajı yapan 80 öğrenci oluşturmuş, Veriler SPSS programında değerlendirilmiştir. Öğrencilerin meslek stajı yaparken %41,3’ünün barınmada,%56.3’ünün ulaşımda, %57.5’inin barınılan yerde hijyen, %63.8’inin barınılan yerde beslenmede, %66.3’ünün mesleki stajları süresince maddi sıkıntı çektikleri,%26.3’ünün teorik bilgiyi uygulamaya aktarmada güçlük çektiği,%30’unun dönem içinde öğrendiklerini uygulayamadıkları, %13.8’inin malzeme yetersizliğiyle uygulama yapamadıkları, %17.5’nin servis çalışanlarının uygulama yapmalarına izin vermedikleri,%15’inin belirlenen birim dışında uygulama yapmak zorunda kaldıkları, %27.5’inin bulaşıcı hastalığı olan hastaların bakımında önceden uyarılmadıkları, %13.8’inin mesleğinin getirdiği görevlerin dışında çalıştırıldıkları, %45’inin uygulama alanında üniformalarını değiştirebilecek, eşyalarını koyabilecek yer bulamadığı, bu sorunu erkek (%68.4) öğrencilerin yaşadığı, %28.8’inin öğrenci fazlalığı nedeniyle uygulama yapamadıkları, %66.3’ünün uygulama alanında beslenme sorunuyla karşılaştığı, bu sorunu ençok ege Üniversitesinde staj yapan (%80) öğrencilerin oluşturduğu, %67.5’inin meslek stajlarını istedikleri yerde yapamadıkları, bu sorunu sağlık memurluğu (%95.7)öğrencilerinin yaşadığı bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: hemşire öğrenci, yaz uygulaması The Difficulties Which Fethiye SYO Students Faces At The Summer Practice Sohbet Rabia, Süren Canan, Esen Kevser, Genç Mehtap, Teke Derya, Baybek Hülya Muğla University of Fethiye SYO, Fethiye To be successful at the education on nursery which is a practical science branch; theory and the practice has to be issue balanced. This study has been done on May 2006 as using questionnaire method for the determine the problems. 80 students created the research who are doing their occupation practice. The data’s have been estimated on SPSS Programmer. the students of who are doing their occupation practice are facing the accommodation %41,3, % 56,3 at transport,%57,5 the hygiene at the accommodation place, %63,7 nourishment at the accommodation place,%66,3 of them have financial problems during their occupation practice.%26,3 have difficulties to transfer the theoretic knowledge to practice.% 30 have difficulties to practice the education during the period,%15 have to practice out of the unit being determined,%27,5 have difficulties to practice during the nursing process for the infectious disease by not being warned earlier,%13,8 are being given duties out of the occupation practice. This problem is mostly for the male students.%28,8 of them can't practice because of the student excess.%66,3 have nourishment problem at the practice area. %67,5 of them can not do their occupation practice as the place they wish.%95,7 of sanitary servants are again suffering because of this problem. Keywords: nurse studant, summer practice 229 [P-173] Zonguldak Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Sağlık Memurluğu Öğrencilerinin Klinik Uygulamalarda Kazandıkları Becerilerin Değerlendirilmesi Bayhan Sevda, Tolumoğlu Gülnur, Yıldırım Gülseven, Aksu Zeliha, Sarıca Semra, Işık Esra, Akar Belkıs, Pınarbaşı Yeliz, Yılmaz Ayşe, Yalçın Hatice, Yavuz Özlem, Çalışkan Destinar Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik ve Sağlık Memurluğu Bölümü AMAÇ: Hemşirelik ve sağlık memurluğu öğrencilerini mesleki yaşama hazırlamada klinik eğitim önemli bir yere sahiptir. Bu Araştırma Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik ve Sağlık Memurluğu I. sınıf öğrencilerinin Temel İlke ve Uygulamalar dersi kapsamında yapılan yıl içi uygulamaları ve yaz stajlarında kazandıkları klinik becerilerin değerlendirilmesi amacı ile tanımlayıcı olarak planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın evrenini; Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik ve Sağlık Memurluğu bölümü 1.sınıfta okuyan ve Temel İlke ve Uygulamalar dersini alan 80 öğrenci oluşturmaktadır.Öğrencilerden kazanmaları beklenen uygulama becerilerine ilişkin 99 sorudan oluşan bir anket formu hazırlanmıştır. Her iki gruptaki öğrenciler bu anket formunu, yıl içi stajlarında sorumlu öğretim elemanı ve yaz stajında servis sorumlu hemşiresinin gözetiminde doldurmuştur.Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde yüzdelik ve Ki kare testi kullanılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin tümü yaşam bulgularını takip etmiş ve kaydetmişlerdir. Öğrencilerin %91.8’i hastane uygulamalarında eldiven giyerken, %92.4’ü aldığı çıkardığı takibi yapmış, %32.9’u boşaltıcı lavman uygulamış, %13.9’u kolostomi bakımı yapmış, %26.6’sı kalıcı mesane kataterizasyonu uygulamıştır. Yıl içi uygulamalarıyla, yaz stajı uygulamaları arasında bir karşılaştırma yapılmış ve kan alma, perine bakımı, kolostomi bakımı gibi bazı uygulamalarda anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0,05). SONUÇ:Temel İlke ve Uygulamalar dersi kapsamında, kliniklerde büyük oranda hedeflenen uygulamaların yapıldığı ve az da olsa hiç yapılmayan uygulamaların olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Öğrenci, klinik uygulama, hastane, hemşirelik. The Evaluation of the Skills Gained in the Clinic Application by the Health Officer and Nursing Students of School of Health in Zonguldak Bayhan Sevda, Tolumoğlu Gülnur, Yıldırım Gülseven, Aksu Zeliha, Sarıca Semra, Işık Esra, Akar Belkıs, Pınarbaşı Yeliz, Yılmaz Ayşe, Yalçın Hatice, Yavuz Özlem, Çalışkan Destinar Karaelmas University, OBJECTIVE: Clinical education is important for health officers and nursing students to prepare them for their professional life. This study has been planned as a descriptive one in order to evaluate clinical skills which have been obtained through practice continued throuhout the year and summertime training in the course of Basic Principles and Application by the 1st year Health Officer and Nursing students of Zonguldak Karaelmas University. MATERIAL- METHOD: The scope of the study was composed of 80 1st year Health Officer and Nursing students of Zonguldak Karaelmas University who were taking the course of Basic Principles and Application. For the skills desired to be achieved by the students a survey sheet consisting of 99 questions was prepared. Both Health officers and Nursing students filled the survey sheet in the observation of their instructor and resposible nurse.For the statistics evaluation of the outcome, percentage and Ki square test were used. RESULTS: All the students followed and recorded life diagnosis. 91.8 % of the students wore gloves in the applications in the hospital. 92.4% of them recorded the inputs and outputs. 32.9 % of them put into practice an enemator for desertion. 13.9 % of them did colostomi care. 26.6 % of them applied permanent bladder caterization. A comparison was done between summertime practice and within the year application, There were an important and significant relation in some applications such as perineum care, blood letting and colostomi care(p<0.05). CONCLUSION: It has been found out that in the basic principles and applications course while many target applications have been achieved there also a few which haven’t been done. Keywords: Student, clinical practice, hospital, nursing. 230 [P-174] Trabzon İli 2 Nolu Sağlık Ocağı Bölgesinde Aile Planlaması Yöntemi Kullanma Durumunun Değerlendirilmesi Çelik Ayşe, Çevik Esra, Aktepe Yasemin, Belli Yaşa, Sağlamer Hilal, Çalışkan Kezban, Çıngıl Sıdıka, Şahin Kader, Demirbağ Birsel Canan (danışman) KTÜ Trabzon Sağlık Yüksek Okulu Bu çalışma Trabzon 2 No’lu Sağlık Ocağı Bölgesinde yaygın olarak kullanılan Aile Planlaması yöntemlerini yansıtmak amacıyla yapılmıştır. Trabzon 2 No’lu Sağlık Ocağı Bölgesi 7 mahalleye ayrılmıştır. Bu çalışma basit rastgele örnekleme yöntemine göre yapılmıştır. Seçilen mahalledeki 2126 kişi çalışmanın genel evrenini oluşturmaktadır.Bu bölgede 15-49 yaş grubu kadınlar 224 kişidir. Araştırma 1 Mart-31 Nisan 2006 tarihleri arasında yapılmıştır. Veriler SPSS 10.0 bilgisayar programında değerlendirilmiş, istatiksel analizinde frekans,yüzde ve Ki-kare testi kullanılmıştır. Bu çalışmaya katılan kadınların %28.1’i 38-43 yaş arasında, %75.4’i ilkokul mezunu, %50.4’ünün sağlık güvencesinin SSK olduğu tespit edilmiştir. Çalışmaya katılan kadınların %84.4’ünün aile planlaması yöntemi kullandığı, %15.6’sının aile planlaması yöntemi kullanmadığı tespit edilmiştir. Aile planlaması kullanan kişilerin, %55.5’inin geri çekme, %23.3’ünün RIA, %8.5’inin tüpligasyon, %6.9’unun oral kontraseptif, %5.8’inin kondom kullandığı görülmüştür. Bu çalışmada 15-49 yaş grubu kadınlarda geri çekme yönteminin aile planlaması olarak birinci sırada yer alması hala o bölge nüfusunun aile planlaması konusunda gerekli ve yeterli eğitimin alınmadığını göstermektedir. Bu konuya, koruyucu sağlık hizmeti boyutunda daha fazla dikkat çekilmeli ve ev ziyaretleri eğitimlerinin düzenli yapılarak bu eksikliğin giderilmesi sağlanmalıdır. Anahtar Kelimeler: Aile planlaması, kadın, sağlık ocağı Evaluation of the Use of Methods Family Planning in the Region of Second Primary Health Care in Trabzon Çelik Ayşe, Çevik Esra, Aktepe Yasemin, Belli Yaşa, Sağlamer Hilal, Çalışkan Kezban, Çıngıl Sıdıka, Şahin Kader, Demirbağ Birsel Canan (danışman) KTÜ Trabzon School of Health This study was conducted in an attempt to demonstrate the family plannıng methods widely used in the region of Second Primary Health Care in Trabzon, March 1-April 31, 2006.. The area of Second Prımary Care Center has been divided into 7 quarters. Simple random sampling method was used in drawing the sample for the study. 2126 people living in the selected quarter make up the population in the study. In the target quarter, the number of women between the age of 15-49 is 224. Data obtained were entered in SPSS 10.0 computer program, and frequency, percentage and Chi-Square test were used in statistical analyses. The results indicated that 28 % of the participants are between the age of 38-43. It was identified that 84.4 % of participants use a family planning method but 15.6%. It was found out that 105 women out of 189 (55.5%) rely on coitus interruptus; 23.3% use IUD (intrauterine Devices); and 5.8% use condom as birth control methods. The findings about the use of coitus interruptus as the primary family planning method among women between the age of 15-49 suggest that people in the research area haven’t received the adequate and necessary education about family planning. Keywords: Family planning, primary health care, women 231 [P-175] Hemşirelik öğrencilerinin hemşirelik aktivitelerini algılamaları ve hemşirelik mesleğini seçme nedenleri Erkin Özüm1, Tokem Yasemin2 1 Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Bornova, İzmir 2 Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İç Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı, Bornova, İzmir, Turkey AMAÇ: Bu çalışmanın amacı; hemşirelik öğrencilerinin hemşirelik aktivitelerini algılama ve hemşirelik mesleğini seçme nedenlerini incelemektir. GEREÇ-YÖNTEM: Bu araştırma, Ege Üniversitesi HYO (EUHYO) (n:160) ve Dokuz Eylül Üniversitesi HYO (DEUHYO) (n:124), 1. ve 2. sınıfa devam eden 284 öğrenci ile yürütülmüştür. Veri toplama araçları olarak; araştırmacılar tarafından hazırlanan Öğrenci Değerlendirme Formu (29 madde) ve Manninen (1998) tarafından geliştirilen (25 madde) ve öğrencilerin hemşirelik aktivitelerini algılama düzeylerini değerlendiren ölçek kullanılmıştır. Likert tipteki ölçekten (5-çok katılıyorum, 1-hiç katılmıyorum) alınan puanlar 25-125 arasında değişmekte ve yüksek puanlar hemşire öğrenciler tarafından hemşirelik aktivitelerinin daha iyi algılandığını göstermektedir. BULGULAR: Araştırmaya katılanların %57.7’si 20-22 yaşlarında ve %49.6’sı 1. sınıftadır. Öğrencilerin yarısının mesleği isteyerek seçtiği ve hemşireliği seçme nedenlerinin iş bulma kolaylığı(%58.8), sağlıkla ilgili bir meslek kolu olması(%14.1), tesadüf(%8.5) olduğu saptanmıştır. Tüm öğrencilerin hemşirelik aktivitelerini algılama puanı (45.66±8.38) bulunmuştur. Ölçek alt boyutları incelendiğinde; sınıf düzeyi yükseldikçe profesyonel hemşirelik aktiviteleri ve tüm hemşirelik aktivitelerini algılamanın azaldığı saptanmıştır (p<0.05) (Tablo 1). SONUÇ: Araştırmadan elde edilen sonuçlar; hemşirelik öğrencilerinin belirtilen hemşirelik aktivitelerini düşük düzeyde algıladıklarını göstermektedir. Bu algılamalarını hemşirelik mesleğini iş bulma kolaylığı ve tesadüf nedeniyle seçmiş olmalarının etkileyebileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, hemşirelik öğrencileri, hemşireliğin algılanması, profesyonellik Nursing students' perceptions of nursing activities and reasons for choosing nursing as a career Erkin Özüm1, Tokem Yasemin2 1 Ege University School of Nursing, Bornova, İzmir 2 Ege University School of Nursing, Department of Internal Medicine Nursing, Bornova, İzmir, Turkey AIM: The aim of this study was to examine perceptions of nursing activities and reasons for choosing nursing as a career among nursing students. METHOD: This study was carried out at the Ege University (EUSON) (n:160) and Dokuz Eylül University School of Nursing (DEUSON) (n:124), included totally 284 students participating 1st and 2nd classes. Data were collected by using the Student Assessment Tool (29 items) and the scale related to perceptions of nursing activities (25 items) which was developed by Manninen (1998). Scores of the scale ranges 25-125, indicating the higher scores is the better. RESULTS: 57.7% of participants were between 20-22 years and were 1st class. It was determined that half of the students were willingly chosen nursing and reasons for choosing nursing career employment opportunities (%58.8), health related (14.1%), by accident (%8.5). Perception of nursing activities score of all students’ was found (45.66±8.38). When the subscales were examined; it was found that when the class progressed perception of professional activities and perception of overall nursing activities were decreased (p<0.05) (Table 1). CONCLUSION: Results which were obtained from the study showed that nursing activities were perceived low by nursing students. It is thought that these perceptions might be influenced by the reasons for choosing nursing career like employment opportunities and accident/chance. Keywords: Nursing, nursing students, perception of nursing, profession 232 [P-176] Erasmus deneyimi ile açılan yeni pencerem: Kültürlerarası Hemşirelik Erkin Özüm1, Uysal Aynur2 1 Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu,Bornova, İzmir 2 Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği Ana Bilim Dalı,Bornova, İzmir Kültür, insanoğluyla ilgili üretimin tamamıdır. İnanç, değer, düşünce ve hislerimizin ne olduğunu belirlememize yardımcıdır. Hemşirelik; birey, aile ve topluma sunulan bir hizmettir. Yaşamsal olaylardaki ve sağlık davranışlarındaki değişimler nedeniyle kültür hemşirenin ana odağıdır. Bu nedenle kültürel farklılıklar hemşirelik uygulamalarının merkezi olmak zorundadır. Yüksek öğretimde kalitenin arttırılması ve Avrupa boyutunun güçlendirilmesi, Avrupa Birliği ülkeleri arasında karşılıklı anlayışı ve dayanışmayı oluşturarak eğitimin kültürler arası boyutunun teşvik edilmesi amacıyla kurulmuş olan Erasmus projesi, değişik kültürlerde yetişen bireylere uygun bakımı verebilmem için bana sunulmuş büyük bir fırsattı. Transkültürel hemşirelik, farklı kültürlerin karşılaştırmalı araştırma ve analizine odaklanan, hemşireliğe, sağlık- hastalık, bakım, inanç ve değerlere saygılı bir alt kültürle beraber, bilimsel ve hümanistik bilgiyi ortaya çıkaran ve bu bilgileri özel-kültür ve evrensel kültür alanlarında kullanıma geçiren bir alan olarak tanımlanmıştır. Klinik ve toplum sağlığı uygulamalarında farklı dil, din,ırk ve geleneksel alışkanlıklara sahip birey, aile ve gruplara rastladım ve kültürel özelliklerinin önemini kavrayıp özümsedim. Profesyonellik anlayışımın gelişmesinde ve özgüvenimin artmasında Erasmus deneyimi büyük bir rol oynadı. Anahtar Kelimeler: Kültür, transkültürel hemşirelik, Erasmus projesi My new window which is opened by Erasmus experience: Transcultural Nursing Erkin Özüm1, Uysal Aynur2 1 Ege University School of Nursing, Bornova, İzmir, Turkey 2 Ege University School of Nursing, Department of Community Health Nursing,Bornova, Izmir, Turkey Culture is everything about production of human being. It helps to determine what our beliefs, values, thoughts and feelings are. Nursing is an employment for individual, family and society. Because of the changes of vital events and health behaviours, culture is the main focus for nurse. So cultural differences must be the centre of nursing practise. Erasmus project seeks to enhance the quality and reinforce the European dimension of higher education by encouraging transnational cooperation between European countries was an opportunity for me to give the appropriate caring for the individuals from different cultures. Transcultural nursing was defined as a humanistic and scientific area of formal study and practice in nursing which is focused upon differences and similarities among cultures with respect to human care, health, and illness based upon the people's cultural values, beliefs, and practices, and to use this knowledge to provide cultural specific or culturally congruent nursing care to people. During the practices of clinic and the public health; I came across to the individuals, families and groups which were from different language, religion, race and traditional habits, I noticed the importance of their cultural properties and internalized them. The Erasmus experience developed my understanding of professionality. Keywords: Culture, transcultural nursing, Erasmus project 233 [P-177] Bir Grup Yüksek Öğrenim Öğrencisinin Ağız Diş Sağlığı Uygulamalarının İncelenmesi Tekir Özlem1, Çalışkan Türkan1, Cangöl Seda2 1 Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Öğretim Görevlisi, Balıkesir 2 Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi, Balıkesir AMAÇ: Bu çalışma ile bir yüksek öğrenim kurumundaki ağız diş sağlığı uygulamalarını değerlendirmek ve bu uygulamalardaki doğruluk/yanlışlık düzeyinin ağız hijyenini ne derece etkilediğini ortaya koymak amaçlandı. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışma 1-6 Ekim 2006 tarihleri arasında yürütüldü. Araştırma evrenini Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu öğrencileri oluşturdu. Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki bu çalışmadan toplanan veriler yüzdelik dilimler ile ifade edildi. BULGULAR: Olguların %40.5’inin en az bir çürük dişi olduğu, %77.7’sinin sadece problemi olduğunda diş hekimine gittiği, %8.3’ünün her öğün sonrası, %79.3’ünün sabah akşam, %53.7’sinin yuvarlak daireler çizerek süpürme şeklinde dişlerini fırçaladıkları ve %35.5’inin mercimek tanesi kadar macun sürdüğü belirlenmiştir. Öğrencilerin %41.3’ünün dil temizliği yaptığı, %9.9’unun diş ipi kullandığı, %39.7’sinin daha önce ağız bakımı ile ilgili uzman kişilerden eğitim aldığı saptanmıştır. Öğrencilerden %29.8’inin yeni macun alırken birden fazla ağız diş problemini çözücü özelliği olmasına dikkat ettikleri belirlenmiştir. SONUÇ: Çalışmamızın sonucunda olguların yuvarlak daireler çizerek süpürme şeklinde sabah akşam dişlerinin fırçaladıkları fakat dil temizliği yapanların ve diş ipi kullananların sayısının az olduğu, sadece problemi olduğunda diş hekimine gidenlerin sayısının fazla olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Ağız Hijyeni, Çürük Diş, Diş İpi A Research Of A Group Of College Students On Mouth And Dental Health Applications Tekir Özlem1, Çalışkan Türkan1, Cangöl Seda2 1 Balıkesir University Balıkesir School Of Health University Lecturer, Balıkesir, Turkey 2 Balıkesir University Bandırma School Of Health Nursery Department 3rd Grade Student, Balıkesir, Turkey This research aims to evauate the mouth and dental applications at a college and find out to what extent the accuracy/mistake levels in these applications affect the mouth hygiene. The Study was held between 1-6 October 2006. Research area was formed by the Balıkesir University Bandırma Health School students. This study was restrictive and partial. 40.5% of the participants had a tooth decay and 77.7% of them don’t go to the dentist unless they have teeth problems. 8.3% of them brush their teeth right after every meal, 79.3% of them day and night. 53.7% of them brush their teeth making cycle moves and 35.5% of them use lentil size tooth paste. 41.3% of them clean their tongues, 9.9% floss their teeth and 39.7% have been educated by a specialist on mouth and dental care. When buying tooth paste 29.8% of them buy according to their formula which says it protects from the most diseases. Our research has showed that most of the participants brush their teeth in cycles but the rate of them who clean their tongues and floss their teeth is low. It is seen that most of them go to the dentist only when they have a problem. Keywords: Mouth Hygiene, Tooth Decay, Floss Of Teeth 234 [P-178] Hemşirelik öğrencilerinin kariyer planlama stratejileri Erkin Özüm1, Genç Atiye1, Şahin Aynur1, Altuğ Özsoy Süheyla2 1 Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Bornova, İzmir 2 Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği Ana Bilim Dalı,Bornova, İzmir AMAÇ: Hemşirelik öğrencilerinin kariyer planlamaya yönelik bilgileri ve girişimlerinin incelenmesi. GEREÇ-YÖNTEM: Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu son sınıf toplam 157 öğrencinin %95’ne ulaşılarak Nisan-Mayıs 2007 tarihlerinde yürütülmüş tanımlayıcı bir araştırmadır. Veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan (47 soru) anket formu ile toplanmış, sayı-yüzde, ki-kare yöntemiyle değerlendirilmiştir. BULGULAR: Çalışmaya katılanların %98’i kız, %55’i 23-25 yaşlarındadır. Öğrencilerin çoğu hemşireliği yetenekleri doğrultusunda değil, iş bulma kolaylığı nedeniyle seçmiştir. Mezun olduktan sonra kamu hastanelerinde, sorumlu hemşire konumunda çalışmak isteyenler çoğunlukta olup, akademik kariyer yapmayı düşünenlerin oranı %65’dir.Hedeflerine ulaşmak için neler yapması gerektiğini bildiğini ifade eden öğrenciler çoğunlukta (%80) olduğu halde CV yazma, kişisel gelişim için kurslara katılma, ALES ve ÜDS’na girme oranları düşüktür. SONUÇ: Öğrencilerin kariyer planlamaya yönelik bilgileri/girişimleri yeterli düzeyde değildir. Öğrencilere kariyer planlama, zamanı iyi kullanma, CV yazma ve iş görüşmesi konusunda seminer düzenlenmesinin ve okulda danışmanlık hizmeti verilmesinin gerekliliği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik öğrencileri, kariyer planlama Career Planning Strategies of Nursing Students Erkin Özüm1, Genç Atiye1, Şahin Aynur1, Altuğ Özsoy Süheyla2 1 Ege University School of Nursing, Bornova, İzmir, Turkey 2 Ege University School of Nursing, Department of Community Health Nursing,Bornova, Izmir, Turkey AIM: To investigate the knowledge and enterprises about career planning of nursing students. METHOD: This research, which planned as descriptive type, was conducted with 95% of 157 last grade students at the Ege University School of Nursing between April-May-2007. The data was collected by using a questionnaire (including 47 items) which was prepared by researchers and it was analyzed using number, percent, chi-square test. RESULTS: 98% of participants were women, 55% of participants were between 23 -25 year olds. Most of the students had chosen nursing because of employment opportunities, not accordance to their ability. Majority of students intend to work in the governmental hospital as responsible nurse and 65% of the students think about doing academic career once they are graduated. Although 80% of the students declare that they have an idea about how to reach their goals, the ratio of preparing CV, joining the seminars about personal development and entering the ALES-UDS exams is low. CONCLUSION: The level of the knowledge and the enterprises about career planning of students is low. It is thought that there is a need for consultancy services to students about career planning, using time effectively, preparing CV and organizing seminar about job interview. Keywords: Nursing students, career planning 235 [P-179] Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Bulunan Yabancı Uyruklu Öğrencilerin Problemlerinin Analizi Demirbağ Birsel Canan, Nacak Emine, Yağcıoğlu Hanife, Has Gülsüm, Kurkut Sunay Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu Bu çalışma KTÜ de okuyan yabancı uyruklu öğrencilerinin sorunlarının belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. 19.10.2006-28.03.2007 tarihleri arasında araştırmacılar tarafından geliştirilen 30 anket 221 öğrenciden ulaşılabilen 75 yabancı uyruklu öğrenciye uygulanmıştır. Çalışmanın analizi SPSS 10.0 bilgisayar programında yapılmıştır. Bu çalışmaya katılan 75 yabancı uyruklu öğrenciden %48.0’ı 22-26 yaş arasında, %30.7’si TC ülkelerinden geldiği, %28.0’ının iktisadi ve idari bilimler fakültesinde okuduğu, %46.7’sinin aylık gelirinin 1000 YTL’ nin altında olduğu, %61.3’ünün sosyal güvencesinin olmadığı, %77.3’ünün evde barındığı, %84.0’ının burs almadığı %97.3’ünün çalışmadığı,%54.7’sinin dil ve kültürel farklılıktan etkilendiği, %32.0’ının KTÜ ni sadece puanı tuttuğu için tercih ettiği, %76.0’nın kendilerine tanınan yasa ve ayrıcalıklardan haberdar olmadığı, %56.0’nın beslenme sorununun olduğu, %90.7sinin sağlıkla ilgili seçmeli ders istediği, %16.0’nın yabancı öğrenciler için vakıf istedikleri ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada KTÜ deki yabancı uyruklu öğrencilerinin barınma, beslenme, sosyal güvence, dil, kültürel farklılık problemleri yaşadıkları görülmektedir. Her üniversitede bulunan yabancı uyruklu öğrenciler için vakıfların veya derneklerin kurulması sorunlarını daha kolay çözümleyebilir. Anahtar Kelimeler: Problemler, Üniversite, Yabancı Uyruklu Öğrenciler The Analyses of the Problems of Foreign Students at Karadeniz Technical University Demirbağ Birsel Canan, Nacak Emine, Yağcıoğlu Hanife, Has Gülsüm, Kurkut Sunay Karadeniz Technical University Trabzon Health High School This study aimed at determining the problems that the students of foreign origin have at Karadeniz Technical University. A questionnaire containing 30 questions was developed by the researchers and was administered to 75 of the 221 students of foreign origin between 19 October 2006 and 28 March 2007. Data analyses were done using SPSS 10.0. Of the 75 respondents: 48.0% were 22-26 years old, 30% came from Turkic republics, 28% are students in Faculty of Economic and Administrative Sciences, 46,7% have monthly incomes of less than YTL 1000, 61,3% do not have any social security, 77,3% live in houses, 84,0% do not get grants, 97,3% do not have part time jobs, 54,7% have been affected by linguistic and cultural diversity, 32.0% preferred KTU because they scored points sufficient only for KTU, 76,0% do not know about their rights and privileges, 56% have nutritional problems, 90,7% want elective lessons on health, 16,0% want a foundation for foreign students. As conclusion, students have problems related to accommodation, nutrition, social security, language, and cultural diversity. There are foreign students in many universities in Turkey and establishing foundations or associations for them in these universities may help solve their problems more easily. Keywords: Problems, Students of Foreign Origin, University 236 [P-180] Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu Entegrasyon Programının Tanıtımı ve Değerlendirmesi Atila Şerife Gül, Kocaman Hatice, Bayat Meral, Ceyhan Özlem, Seviğ Ümit Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü, Kayseri, 2005-2006 Eğitim Öğretim yılında entegre eğitime başlanmıştır. Program hazırlanırken basittenkarmaşığa, sağlıktan- hastalığa, genelden-özele, yaşam döngüsü dikkate alınmıştır. Klasik sistemde mesleğe ilişkin konular ayrı ayrı dersler olarak verilirken, entegre programda bu konular, Sağlıklı Yaşam ve Hemşirelik, Sağlık Durumunda Bozulma, Karmaşık Sağlık Sorunları olmak üzere üç derste toplanmıştır. Derslerde modüler sistem kullanılmakta, her modül 2-3 üniteden oluşmaktadır. Üniteler; insan, hemşirelik, sağlık ve çevre başlıklarında dikey entegrasyonla ele alınmaktadır. Dersten başlamadan bir hafta önce öğrencilere ulaşılmak istenen hedefler ve kaynak listesi verilmekte, konular interaktif yöntemlerle işlenmektedir. Ünite sonunda öğrenci performansı; öğrencinin derse katılımı, sunumları, kaynak kullanımları ve ünite içerisinde verilen ödevler, üretilen projelerle değerlendirilmektedir. Ünite değerlendirmesi öğrencilerin sözlü-yazılı geri bildirimleri ve likert tipi 5’li bir formla yapılmaktadır. Birinci sınıf birinci dönem modüller hakkındaki öğrenci görüşleri özetle tabloda görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Entegre program, değerlendirme Introductıon and Evaluatıon of Ercıyes Unıversıty Ataturk Health College Integratıon Programme Atila Şerife Gül, Kocaman Hatice, Bayat Meral, Ceyhan Özlem, Seviğ Ümit Department of Nursing, Atatürk Health College, Erciyes University, Kayseri, TÜRKİYE Integration education has been started by 2005-2006 education year. While the integration programme was preparing; life circle that from simple to complex, from health to disease, from general to spesific was considered. Whereas subjects of the profession are given as seperate courses in regular system, in integrated programme these subjects are given under three courses as Healthy Life and Nursing, Corruption in Health Condition, Complex Health Problems. Modular system is applied in courses and each module is consisted of 2-3 units. Units are properly handled in vertical integration under the titles of human, nursing, health and environment. The goals which are desired to reach and source lists are given to the students one week before starting the courses, the subjects go through with interactive methods. In the end of the unit, performance of students is evaluated with contribution, presentation, usage of the sources, tasks of the students and projects improved by them. Evaluation of unit is done with verbal –written in feedbacks of students and a form which is fivefold likert type. The opinions of the students related to the modules at the first class-first semester are seen at the table. Keywords: Evaluatıon, Integratıon Programme 237 [P-181] Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Bilgisayar Ve İnternet Kullanım Yaygınlığına İlişkin Bilgi, Tutum Ve Davranışları Kahriman İlknur, Kurt Yeter, Şener Sümeyye, Peşkircioğlu Kübra KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ TRABZON SAĞLIK YÜKSEKOKULU Araştırma, Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin bilgisayarİnternet kullanım yaygınlığına ilişkin bilgi, tutum ve davranışlarını değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır.Araştırmanın evrenini KTÜ Sağlık Yüksekokulundaki toplam 400 öğrenciyi kapsamıştır.Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilmiş 29 sorudan oluşan anket formuyla toplanmıştır. Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin %70.8’ini hemşirelik öğrencileri olduğu, yaş ortalamasının 20.56±1.47, % 35.0’inin kendi bilgisayarının olduğu, % 96.0’inin bilgisayar kullanımını bildiği belirlenmiştir. Öğrencilerin bilgisayardan ağırlıklı olarak (%71.3) internet kullanımında yararlandıkları,% 26.5’nin ayda bir kaç kez interneti kullandıkları, % 59.5’inin internete internet kafelerden bağlandıkları, öğrencilerin % 88.0’i interneti araştırma yapmak amacıyla kullandığı saptanmıştır. İnternet kullanımında karşılaştıkları sorunlar arasında % 58.5’nin internetin yavaş ilerlemesi, % 11.3’ü açılan sayfalarda müstehcen görüntülerin çıkması gelmektedir.Öğrencilerin bilgisayar teknolojisindeki yenilikleri %22.3’ü televizyondan, %12.8’i dergilerden izledikleri saptanmıştır. Öğrencilerin % 98.0’inin interneti yararlı bulduğu, internetin yararları konusunda, %88.5’i ödevaraştırma, % 67.8’i hızlı-detaylı bilgi erişimi gibi yararları olduğunu, zararları konusunda %33.5’i kötü amaçlı kullanılması, %24.8’i bağımlılık gibi zararları olduğunu belirtmişlerdir. Öğrencilerin %15.8’i internette kalmak için uykusuz kaldığını, %18.3’ü internete zaman ayırmak için diğer sorumluluklarını ertelediğini, %2.8’inin kendisini önemli derecede internet bağımlısı olarak gördüklerini ifade etmişlerdir. Öğrencilerin çoğunluğunun bilgisayar-internet kullandıkları, %35.0’inin evinde bilgisayar olduğu, %31.0’inin bilgisayar- internetle ilgili gelişmeleri takip ettikleri, bilgisayar-internet kullanım amaçlarının daha çok araştırma yapmak (%88.0) için olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Bilgisayar kullanımı, internet kullanımı The Students At School Of Health In Karadeniz Technıcal Unıversıty Of Knowledge, Attıtude And Behavıour About Prevalance Of Usıng Computer And Internet Kahriman İlknur, Kurt Yeter, Şener Sümeyye, Peşkircioğlu Kübra HIGHSCHOOL OF HEALTH TRABZON OF KARADENIZ TECHNICAL UNIVERSİTY This study was carried out with purpose of determine of knowledge, attitude, behaviour about prevalance of using computer-internet of students. The universe of the study is formed 400 students. Data were collected by using questionnaire prepared by researcher to determine sociodemographic characteristics of students It was found that 70.8% of nursing department, mean of students ages are 20.56±1.47, 35% have a computer,96% know how to use computer, use to computer generaly(71.3%)for using internet, 26.5% use several times a month,59.5% use internet at internet cafes,88.0% use internet for investigation. Using internet, students faces to problems are 58.5% slowly get on of internet,11.3% appearing pornographic pictures on windows, 22.3% succeed recentness of computer technology from TV,12.8% from magazines. Students said that about internet benefits, 88.5% use internet for seaching, 67.8% for reaching fast-detail knowledge. About internet detriments, 33.5% internet have pornographich site,24.8% dependence of internet. 15.8% not to have had any sleep for using computer,18.3% postpone to another fesponsibilities for save time to use computer 2.8% feeling themselves much dependence of internet. Majority of students use computer–internet, 35% have computer at their home, 31.0% succeed recentless of computer-internet technology, 88.0% tendency of using computer- internet, students aim is preferly seraching Keywords: computer using, internet using 238 [P-182] Üniversitedeki kız öğrencilerin şiddeti deneyimleme durumları ve çözüm önerileri Gürağaç Nalan, Şencan Süheyla, Toprak Fatma, Bay Esin, Mutlu Gülfidan, Bingöl Dilevin, Ekim Halime, Muslu Hüsne, Akdağ Sibel, Can Gürkan Özlem, Yıldız Eryılmaz Hatice Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu GİRİŞ: Şiddet kişinin bedensel ve / veya ruhsal bütünlüğüne yöneltilmiş davranış olarak tanımlanır ve fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik olmak üzere dört başlık altında ele alınır. Şiddete doğrudan maruz kalanlar ile tanıklık edenlerde; kişilik gelişimi, tutum ve davranışlar farklılık gösterebilir.Özellikle şiddete uğrayan gençler bu davranışı uygulamaya yatkınlaşabileceği gibi, benlik saygısı ve özgüvende azalma, depresyona yatkınlık gibi sonuçlarda ortaya çıkabilir. Bu nedenle şiddeti önlemeye yönelik çözümler geliştirilmelidir. AMAÇ: Bu çalışma Marmara Üniversitesi Haydarpaşa kampüsünde öğrenim gören kız öğrencilerin şiddete bakış açılarını, şiddet deneyimleme durumlarını ve çözüm önerilerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanıp gerçekleştirilmiştir. YÖNTEM: Kasım 2006– Şubat 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilen çalışmanın evrenini M.Ü. Haydarpaşa kampüsünde Eğitim gören tüm kız öğrenciler oluşturmuş ve çalışmaya katılmayı kabul eden 315 öğrenci örneklem grubuna alınmıştır. Verilerin toplanmasında 40 sorudan oluşan anket formu kullanılmıştır. SONUÇLAR: Araştırmamız sonucunda öğrencilerin yaş ortalaması 20.3±1.9 olarak bulunmuştur. Şiddet denildiğinde öğrencilerin %50.1 nin aklına ilk gelen ifadenin “kaba kuvvet uygulama ve dayak” olduğu, % 17.4’nün bireylerin eğitimsizlik nedeniyle şiddet uyguladıklarını düşündüğü, %24.4’nün yaşamları boyunca en az bir kez şiddete maruz kaldığı belirlenmiştir. Öğrencilerin çoğunun şiddeti önlemek için eğitimsizlik ve ekonomik sorunların giderilmesi gerekliliğini ve şiddete yönelik yasal yaptırımlarında uygulanmasının önemini vurguladığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Şiddet, Üniversite öğrencilerinin çözüm önerileri. Experiencing violence circumstances and solving suggestions of female students at universities Gürağaç Nalan, Şencan Süheyla, Toprak Fatma, Bay Esin, Mutlu Gülfidan, Bingöl Dilevin, Ekim Halime, Muslu Hüsne, Akdağ Sibel, Can Gürkan Özlem, Yıldız Eryılmaz Hatice Marmara University School of Nursing Violence is classified as a behavior towards the physical or mental unity of an individual and is divided into four subcategories; physically, emotionally, sexually and economically. Victims and witnesses of violent behavior are subjected to disparity in behavior&attitude as well as character development. Especially; youngs have higher capability towards being violent with a loss of self confidence, self-respect and depression. Because of these reasons; improvement of solutions to prevent violence is important. The descriptive study was carried out with female students of M.U, aim of determining and defining the view towards violent behavior, experiencing violent circumstances, and resolving suggestions. Sampling consisted of students of Haydarpasa Campus of the M.U between October-February 2007. 315 student’s were chosen for the study. When violence was mentioned; the first thing that came to mind by 50.1% of students was “severe violent behavior and beating”, while 17.4% of the students thought that violence was due to lack of education of individuals, and 24.4% of students said they had been a victim of violence at least once in their lives. Noticeably, most of the students emphasized on the importance of precautions of violence by resolving educational/economical problems and application of laws and sanctions against violence. Keywords: Violence, resolving suggestions of student’s. 239 [P-183] Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Bilgisayar ve İnternet Kullanma Durumları Sunay Fatma Bahar, Köse Işıl, Türker Semihat Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Otuzbeş yıl kadar önce Amerika Birleşik Devletleri’nde olası bir nükleer saldırı sonrasında ülke genelinde haberleşme ihtiyacını karşılamak amacıyla temelleri atılan internet, tüm dünyada yaygın kullanım bulan yeni bir haberleşme ve bilgi transfer sistemini oluşturmuştur. Bilgisayar ve internet kullanımının son derece olumlu etkiler oluşturduğu alanlardan birisi de eğitimdir. Bu çalışmada, Balıkesir Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin bilgisayar ve interneti kullanma düzeyleri, hangi amaçlarla kullandıkları ve bilgisayar ve internete bakış açıları değerlendirilmiştir. 2006–2007 öğretim yılında Balıkesir Sağlık Yüksekokulunda eğitim görmekte olan 348 öğrenciden ulaşılabilen 282’sine, çalışmacılar tarafından hazırlanan yirmiüç soruluk anket formu uygulandı. Veriler yüzdeler ve ki kare testi ile değerlendirildi. Öğrencilerin tamamı bugüne kadar bilgisayar, % 98,2’si ise interneti kullandığını, %63,5’i ikamet ettiği yerde kullanabildiği bir bilgisayarın, %53,2’si ise internet bağının bulunduğunu, %48,2’si yaklaşık haftada 1–5 saat internet kullandığını, %87,2’si e-posta adresinin bulunduğunu, %67,7’si internete en çok kafelerden bağlandığını, %49,6’sı interneti en çok eğitim ve araştırma amaçlı kullandığını belirtti. %94,7’si internetin hayatı kolaylaştırdığına inandığını belirtti. İnternetle ilgili en önemli sorun hakkındaki düşünceleri sorulduğunda %33,6 ile kontrol edilmeyen uygunsuz ve zararlı siteler ilk sırada yer aldı. Öğrencilerinin bilgisayar ve internet olanaklarının arttırılmasının, okul ortamından internete ulaşmalarına destek olunmasının ve interneti eğitim amaçlı kullanımlarının yaygınlaştırılmasının uygun olacağı sonucuna varıldı. Anahtar Kelimeler: bilgisayar, internet, sağlık yüksekokulu öğrencileri Computer and Internet usage of Balikesir School of Health students Sunay Fatma Bahar, Köse Işıl, Türker Semihat Balikesir School of Health Internet raised about thirty-five years ago to meet the communication need in a possible nuclear attack in USA and generated a new communication and data transfer system that has been found current usage all over the world. One important area, in which the usage of computers and Internet had very valuable effects, is education. In this study, computer and Internet usage levels, goals and perceptions of the Balıkesir School of Health students were evaluated. Of 348 students, who attend Balıkesir School of Health in 2006–2007 educational year 282 participated in the study. Data was analysed as percentiles and chi square tests. Computer and Internet usage of the students were 100% and 98,2% respectively. 63,5% has a computer and 53,2% has an Internet access at their residence. 48,2% stated the approximate usage of Internet as 1–5 hours in a week. 87,2% has an e-mail address, 67,7% get Internet access mostly in cafés, 49,6% uses Internet mostly for educational aims, 94,7% believe that Internet facilitates their lives and 33,6% things the uncontrolled, improper and harmful web sites are the most important problem about Internet. Improvement of the computer and Internet possibilities of students, especially in school will be convenient. Keywords: computer, internet, school of health students 240 [P-184] Öğrencilerde ve çalışanlarda beklenti ve memnuniyet Candan Canan, Keskin Burcu, Köse Gülhan, Afacan Nevin, Atasever Gülşah Elçin, Şener Alper Onsekiz Mart Universitesi Sağlık Yüksek Okulu, Çanakkale/Türkiye Hemşireler ve ebeler sağlık çalışanları içerisinde en büyük grubu oluşturmaktadır. Çalışan kesimde iş beklenti ve memnuniyeti pek çok bağımsız değişkene bağlıdır. Birey, meslek seçerken yetenek, ilgi ve istekleri doğrultusunda seçtiği alanda başarılı, verimli ve mutlu olur. Mesleksel başarı için, bireyin fiziksel özellikleri ile mesleğe ilgi duyması gereklidir. Çalışanların verimli ve mutlu çalışması için, çalıştığı işten doyum sağlaması şarttır. YÖNTEM: Çanakkale Onsekizmart Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu birinci sınıf (n=48) ve dördüncü sınıf (n=54) öğrencileri ile beş yıldır çalışan 48 hemşire, üniversiteden ve meslekten beklenti –memnuniyet anketi sorgulanması ile değerlendirmeye alındı.Toplam 150 kişi çalışmaya katıldı. BULGULAR: Elde edilen bulgulardan ilginç bazılarına bakacak olursak; öğrencilerin %70.5’i öğretim elemanlarından memnun (72/102) olmakla birlikte, %61.7’si (63/102) stajlarında yeterli eğitim alamadığını düşünüyor.Sebep olarak en çok staj görülen hastanenin fizik şartlarını yetersiz olduğunu düşünmektedir (17/68,% 25). Üniversitelerinden en fazla beklentileri de teori ve uygulamada daha iyi imkanlar sunulmasıdır ( tablo 1). Çalışanların %93.7’si (45/48) mesleğini isteyerek yapıyor ve %77’si (37/48) çalışma şartları ile saatlerinden memnun olmakla birlikte en çok olumsuzluk sebebi olarak hastane hemşirelik idaresini görmektedirler. En çok şikayet ettikleri konuda %65 (13/20) ile adaletsiz yönetimdir. TARTIŞMA-SONUÇ: Çalışanların çoğunluğu yönetim dışında içinde bulundukları şartlardan memnunken, öğrencilerimiz daha karamsardır. Anahtar Kelimeler: hemşire, ebe,öğrenci,beklenti,memnuniyet Expectations and satisfaction of students and workers Candan Canan, Keskin Burcu, Köse Gülhan, Afacan Nevin, Atasever Gülşah Elçin, Şener Alper Canakkale OnSekiz Mart University Health College, Canakkale/Turkey Nurses and midvives make up the largest group in healthcare-gives.While choosing a career; the individual becomes more successfull, efficient and happier in accordance with his or her capabilities, interest and demonds. The METHOD: In COMU college of Health; students of class first ( n:48), students of class fourth ( n: 54 ) and 48 nurses for at least 5 years were taken into inquiry about expectation and satisfaction from the university and total 150. FINDINGS: If we have a look at some interesting findings; despite 70.5% of students are satisfied with their teachers (72/102), 61.7%(63/102) of them think they don’t get enough education. 25% (17/68) of them give the physical incapabilities of their teaching hospital as the reason. The most of the expectations from their university are beter facilities both theoreticilly and practically (table 1) 93.7 % of workers (45/48) fulfill their task willingly,and 77%(37/48) are satisfied with work conditions and worktime. However they mention the nursery administration of hospital as the most often cause of negativity. And they mostly 65% (13/20) suffer from the unjust administration. The discussion and CONCLUSION: Most of the workers are satisfied with their work conditions except the administration, but our studens are pesimist. Keywords: nurse,midvive,student,expectation,satisfaction 241 [P-185] Lisans düzeyinde sağlık eğitimi alan üniversite son sınıf öğrencilerin otonomi, kritik düşünme düzeyleri ve aralarındaki ilişkinin incelenmesi Karagözoğlu Şerife1, Deveci Aslı2, Çırakoğlu Hilal2, Geçgün Neslihan2 1 Öğretim Üyesi, Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Hemşirelik Esasları Ana Bilim Dalı, Sivas 2 Öğrenci, Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Sivas AMAÇ: Bu çalışma Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Hemşirelik Yüksekokulu ve Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü’nde eğitim gören son sınıf öğrencilerin otonomi ve eleştirel düşünme düzeylerini ve aralarındaki ilişkiyi saptamak amacı ile yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı ve ilişki arayıcı nitelikteki bu araştırmanın örneklemini araştırma yapılan bölümlerde öğrenim gören toplam 247 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçimine gidilmemiş, tüm evrene ulaşılmaya çalışılmıştır. Veri toplama aracı olarak, öğrencilerin sosyo-demografik özellikleri ile sosyal ilişkilerini belirlemeye yönelik “Kişisel Bilgi Formu”, Beck, Epstein, Horrison ve Emery tarafından 1983’te geliştirilmiş ve 1993 yılında Nesrin Şahin ve arkadaşları tarafından Türkçeye uyarlanarak, geçerliliği ve güvenirlik test edilmiş olan SosyotropiOtonomi Ölçeğinin (Sociotropy-Autonomy Scale / SAS) “Otonomi kısmı” ile Facione PA, Facione NC ve Giancarlo tarafından 1998 yılında geliştirilmiş ve 2003 Kökdemir tarafından Türkçe’ye uyarlanarak, geçerlilik ve güvenirliği test edilmiş olan Kalifornia Eleştirel Düşünme Eğilimleri Ölçeği' (The California Critical Thinking Disposition Inventory) kısaltılmış Türkçe versiyonu (CCTDI-R) kullanılmıştır. Araştırmanın yürütülmesinde etik kurallara uyularak gerekli izinler alındıktan sonra, veriler 20062007 öğretim yılı Şubat ayında toplanmıştır. Veriler bilgisayarda SPSS programında yüzdelik, iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi (Student-t testi) ve Varyans analizi (ANOVA) kullanılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR VE TARTIŞMA: Araştırma kapsamında yer alan öğrencilerin CCTDI-R’den aldıkları puan ortalamaları 215.65 24.99 ve SAS’dan aldıkları puan ortalamaları ise 76.96 17.39’dur. Genel anlamda ölçeklerden elde edilecek toplam puan ranjının CCTDI-R’de 0-306 (240’ın altındaki puanlar düşük, 240-300 arası orta ve 300’ün üzerindeki puanlar yüksek eleştirel düşünme beceri düzeyini göstermektedir) ve SAS’da 0-120 arasında olduğu göz önüne alındığında, genel olarak üniversitemizde sağlık eğitimi alan öğrencilerin eleştirel düşünme becerinin düşük, otonomi düzeylerinin ise orta düzeyde olduğu söylenebilir. Öğrencilerin benlik saygısı ve otonomi düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla SEI ve SAS puan ortalamaları arasındaki korelasyona bakıldığında, aralarında pozitif yönde zayıf bir ilişki olduğu görülmekte (r =0,219) (p<0.05) ve CCTDI-R ve SAS toplam puanları birbirine paralel olarak artmakta veya azalmaktadır. Yapılan bu çalışmada uygulanan Otonomi Ölçeği’nden alınan puanlara göre bölümlerin ortalamalarına bakıldığında, Ebelik öğrencilerinin X=82,40±15,76 ile en yüksek Genel Otonomi puanını aldığı saptanmıştır. Bunu sırasıyla Hemşirelik Yüksekokulu (X=78,08±15,61), Diş Hekimliği Fakültesi (X=75,60±15,69), Tıp Fakültesi (X=74,15±19,25) öğrencileri takip etmiştir. Bununla birlikte Eleştirel Düşünme Ölçeği’nden en yüksek puanı Hemşirelik Yüksekokulu öğrencileri almıştır (X=229,67±19,25). Bunu Diş Hekimliği Fakültesi (X=210,71±22,54), Tıp Fakültesi (X=210,29±26,16), Ebelik öğrencileri (X=207,52±23,32) izlemiştir. Otonomi ve Eleştirel Düşünme Ölçeği’nden alınan puanlara göre fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Anlamlı bulunan bu fark SAS’da Ebelik Bölümü ve Tıp Fakültesi öğrencilerinden, CCTDI-R’de Hemşirelik Yüksekokulu öğrencilerinin puan ortalamaları ile araştırma kapsamındaki diğer bölümlerde öğrenim gören öğrencilerin puan ortalamalarından kaynaklanmıştır. Çalışmamızın sonuçlarından da görülebileceği gibi, lisans eğitimi üniversite öğrencilerinde kritik düşünme becerisini ve otonom özellikleri yeterince geliştirememektedir. Bu bağlamda, lisans eğitiminde öğrencilerin otonom özelliklerinin geliştirilmesine yönelik aktif eğitim yöntemleri çerçevesinde kritik düşünme, problem çözme, karar verme, sorumluluk alma, kendini değerlendirme, iletişim ve liderlik becerilerini de kapsayacak şekilde yeni müfredat programlarının geliştirmesinin önemi büyüktür. Anahtar Kelimeler: otonomi, kritik düşünme, eğitim, üniversite öğrencisi 242 The levels of autonomy and critical thinking of the last grade university students who study on health at bachelor's degree level and analysis of the relationship between them Karagözoğlu Şerife1, Deveci Aslı2, Çırakoğlu Hilal2, Geçgün Neslihan2 1 Assistant Professor, Department of Fundamentals of Nursing, Cumhuriyet University School of Nursing, Sivas, Turkey 2 Student, Cumhuriyet University School of Nursing, Sivas, Turkey OBJECTIVE: This study has been achieved in order to detect the autonomy and critical thinking levels and the relationship of the last grade students who study Medical Faculty, Faculty of Dentistry, School of Nursing and Midwifery Department at Health High School in Cumhuriyet University. MATERIAL-METHOD: The sample of this study which is in definitive and correlation-seeker qualification has been comprised by totally 247 students who study in that surveyed departments. In the survey, sampling method has not been chosen; it has been aimed at reaching the entire universe. As the data collection material, “Personal Information Form” as devoted to detect the socio-demographic features and the social relationship of the students, “Autonomy section” of Sociotropy-Autonomy Scale (SAS) developed by Beck, Epstein, Horrison and Emery in 1983 and translated into Turkish by Nesrin Şahin and her companions in 1993 and tested its validity and reliability, and the abbreviated Turkish version (CCTDI-R) of The California Critical Thinking Disposition Inventory developed by Facione PA, Facione NC and Giancarlo in 1998 and translated into Turkish by Kökdemir in 2003 and tested its validity and reliability, are used. Throughout the study, after taking the required allowance by conforming the ethic rules, the data were collected in February in 2006-2007 school years. The data were evaluated by using the percentage in SPSS program, the significance test between two average (Student-t test) and analysis of variance (ANOVA). FINDINGS AND DISCUSSION: The average score of the students from CCTDI-R is 215.65±24.99 and the average score from SAS is 76.96±17.39. Generally speaking, when considered the total score interval in CCTDI-R from scales is 0-306 (the scores below 240 are low, between 240-300 are medium and above 300 shows high critical thinking ability level) and in SAS is between 0-120, it can be said that the critical thinking ability of the students who receive health education in our university are low, and autonomy levels are medium level. When looked at the correlation between SEI, SAS average scores in order to reveal relationship between students’ self-care and level of autonomy, there is a positively thick relationship seen between them (r=0.219) (p<0.05) and the total scores of CCTDI-R and SAS increase or decrease in parallel with each other. When looked at the averages of departments as regards to the scores taken from the Autonomy Scale carried out in this work, it is appointed that Midwifery Students get the highest score of General Autonomy with X = 82.40 ± 15.76. It is followed respectively School of Nursing (X=78.08±15.61), Faculty of Dentistry (X=75.60±15.69), Medical Faculty students (X=74.15±19.25). Besides, Nursing students get the highest score of Critical Thinking Scale (X=229.67±19.25). It is followed by Faculty of Dentistry (X=210.71±22.54), Medical Faculty (X=210.29±26.16), and Midwifery students (X=207.52±233.32). The difference is found statistically significant with regards to the scores taken from the Critical Thinking Scale and Autonomy (p<0.05). This difference arises from the students of Midwifery Faculty in SAS and Medical Faculty, also from the average scores of students educated at other departments involved in the investigation and average scores of School of Nursing students at CCTDI – R. As it can be seen from the results of our study, undergraduate study cannot enough develop critical thinking ability and autonomy attributes of university students. In this sense, the importance of the development of new curriculum programs, including critical thinking, solving problem, decision – making, taking responsibility, self-evaluation, communication and leadership abilities within the frame of active education methods aimed at developing autonomy attributes of students in undergraduate study, is great. Keywords: autonomy, critical thinking, education, university student 243 [P-186] Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin Ölüme Verdikleri Anlam ve Ölüm Kaygı Düzeylerinin Klinik Uygulamalarına Etkisi Özyürek Pakize1, Bayram Fatma1, Serap Kanat2, Yasemin Şen2, Yılmaz Necibe Ebru2, Ayşe Baytar2 1 Kocatepe Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü,Öğretim Görevlisi,Afyonkarahisar 2 Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğrencisi,Afyonkarahisar GİRİŞ: Sürekli ölümcül hastaya bakım vermeleri ve sık sık ölüme tanık olmalarına rağmen, hemşireler için her bir ölüm olayı keder vericidir. Aşırı, ölçüsüz, patolojik şekilde ortaya çıkan ölüm düşüncesi öğrencinin psikolojisini olumsuz etkileyebilmektedir. AMAÇ: Bu araştırma hemşirelik bölümü öğrencilerinin; ölüme verdikleri anlam, ölümcül hastaya bakım verme ve mesleğe olan bakışları ile ölüm kaygısı düzeyleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. METHOD: Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu hemşirelik bölümü öğrencilerinin (212) ölüm kaygısı düzeylerini ölçmek için Thorson ve Powell tarafından geliştirilen “Ölüm Kaygısı Ölçeği” ile ölüme verdikleri anlam, ölüme/ölümcül hastanın bakımı ile ilgili düşüncelerini değerlendiren sorulardan oluşan anket formu kullanılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin ölüm kaygısı puanlarının ± 48.6 (orta düzeyde ölüm kaygısı) ‘dır. Orta düzeyde ölüm kaygısı olan öğrencilerin çoğunluğu ölümcül hastaya bakım vermek istemediklerini ve ölümü sık düşündüklerini ifade etmişlerdir. Yüksek ölüm kaygısı olanların ise ölüme negatif anlam (ayrılık, yok olma,mutlak son)verdikleri ve mesleklerini “acı veren yönü” bulunduğu ifade etmeleri istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). SONUÇ: Bu çalışmada duygusal farkındalık, ölüme verilen anlam, inanç değerlerinin de ölüm kaygı puanlarına yaptığı etki net olarak görülmemektedir. Ayrıca hastanın ölümü, öğrenciler açısından; yaşamı koruma ve sürdürme amacına ters düşmekte bu nedenle de ölümü beklenen hastaya bakım verme de güçlükler yaşamaktadırlar. Anahtar Kelimeler: hemşire,ölüm, ölümcül hasta, terminal evre The Meaning Ascribed By The Nursing Dept. Students To Death And The Effect Of The Death Anxiety Levels To The Clinical Applications Özyürek Pakize1, Bayram Fatma1, Serap Kanat2, Yasemin Şen2, Yılmaz Necibe Ebru2, Ayşe Baytar2 1 Kocatepe Universty Health Highschool, The Lecturer in Department of Nursing,Turkey 2 Health Highscool,The Student İn Department of Nursing, Turkey INTRODUCTION: Each and every case of death is a dismal phenomenon for nurses. Inordinate, immeasurable and pathological popping up idea of death can effect the psychology of the students in a negative manner. AIM: This study has been carried out in a bid to determine the meaning the students of the Nursing Dept. ascribe to death; the care they provide to the terminally ill patients as well as the relationship between their point of view against to their profession and death anxiety level. METHOD: The questionnaire form consisting of the questions assessing their thoughts with regard to the meaning the students (212) ascribe to death and the care they extend to the fatal patients through the “Death Anxiety Scale” devised and developed by Thorson & Powell in an effort to measure the death anxiety levels of Afyonkarahisar province Kocatepe University Health Higher Education School Nursing Dept. FINDINGS: The death anxiety level points of the students happen to be ± 48.6 (average level death anxiety). The majority of students with an average level of death anxiety pointed out that they did not want to provide care to the fatal patients and that they frequently ruminate about death. Keywords: Fatal patient,death, nurse, terminal stage, 244 [P-187] Akdeniz Üniversitesi hemşirelik son sınıf öğrencilerinin branşlaşmaya ilişkin görüşleri Uslu Esra, İnce Serpil Akdeniz Üniversitesi, Antalya Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Bu çalışma, Akdeniz Üniversitesinde öğrenim gören hemşirelik son sınıf öğrencilerinin branşlaşmaya ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. YÖNTEM-GEREÇLER: Araştırma kapsamına Akdeniz Üniversitesi hemşirelik son sınıf öğrencileri (toplam 93) alınmıştır. Araştırmanın verileri, araştırmacılar tarafından geliştirilen 16 sorudan oluşan anket formu aracılığı ile toplanmıştır. Veriler SPSS 13.0 programında frekans, yüzdelik ve ortalama testleri ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalaması 22,16± 1.5 olup, % 40.9(38)’u Düz Lise, %5.4(5)’ü Sağlık Meslek Lisesi mezunudur. Öğrencilerin % 52.7(49)’si “iş bulmak kolay olduğu için”, % 22.6(21)’sı “mesleği sevdiği için” hemşireliği tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Mezun olduktan sonra öğrencilerin % 47.3(44)’ü hemşire, %32.3(30)’ü akademisyen, % 8.6(8)’sı mesleğin dışında bir alanda çalışmak istemektedirler. Öğrencilerin (88)%98.9’u hemşirelikte branşlaşmanın olması ve bunun mezuniyetten sonra 1-2 yıllık süre ile istenilen alanda eğitim alınarak gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Öğrencilerin mezuniyet sonrası en çok çalışmayı istedikleri alanlar; %23.8(20) psikiyatri, %15.7(13), diyaliz %19.2 (14) pediatri ve cerrahi hemşireliği olarak belirlenmiştir. Bu alanları tercih etme nedenleri incelendiğinde; %27.0(20)’si “daha verimli olacağını düşündüğünü”, %25.7(19)’si “ilgi alanı olduğunu” ifade etmişlerdir. Öğrencilerin en az çalışmak istedikleri alanlar; %24.7(20)yoğun bakım, %30(24)dahiliye, %22.2(14) cerrahi hemşireliği olduğu saptanmıştır. Bu alanları, yoğun ve nöbetlerinin fazla olmasından dolayı tercih etmedikleri bulunmuştur. SONUÇLAR: Araştırma sonucunda öğrencilerin, branşlaşmaya ilişkin seminer ve konferansların yaygınlaştırılmasını, sertifika programları hakkında bilgilendirilmeyi istedikleri saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, Branşlaşma, Görüş The views of Akdeniz University senior students of nursery on specialisation Uslu Esra, İnce Serpil Antalya Health School of Akdeniz University AIM: This study was carried out descriptively in order to identify the views of Akdeniz Unıversity Senior students of nursery on specialisation. MATERIAL- METHODS: Senior students of Akdeniz University Nursery School (total 93) were taken in the scope of this study. The data of the research were collected through a questionnaire including 16 questions prepared by the researchers. These data were evaluated through the computer software of SPSS 13.0 by using percentages, mean values and frequency. FINDING: The average of students were 22.16 ± 1.5. (38) 40.9 % of them were graduates of a high school and (5)5.4 % of them were graduates of Vocational Health School. (49)52.7 % of students said they had preferred nursery as it was easy to find a job, and (21)22.6 % said they loved the profession. Upon graduation, (44)47.3 % wish to work as nurses, (30)32.3 % as academicians and (8)8.6 % in nonprofessional areas. (88)98.9 % of students stated that specialisation in nursery was a must and this could be acheived by means of a 1 or 2 year of training after graduation. It was found out that wanted areas of work after graduation were (20)23.8 % psychiatric nursing, (13)15.7 % hemodialysis, (14)19.2 % pediatric nursing and surgical nursing. When we investigated why they preferred these areas, (20)27.0 % of them said it would be more productive and (19)25.7 % said it was of their interest. It was identified that least wanted areas of work were (20)24.7 % intensive/critical care (24)30 % internal diseases and (14)22.2 % surgical nursing. They hoted that they did not prefer these areas basically because of being busy and too many night shifts. RESULTS: As a result of the research it was also discovered that seminars and conferences should be organised more frequently and they also wished to be informed of certificate programmes. Keywords: Nursing, specialisation, standpoint 245 [P-188] Tip 2 Diabetes Mellitus’lu Hastaların Hastalıkları Hakkındaki Bilgi Düzeylerinin İncelenmesi Erdem Neşe1, Sümen Adem2 1 Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi, Fethiye 2 Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu, Sağlık Memurluğu Bölümü, Fethiye Çalışmanın Amacı : Araştırma; tip 2 diabetes mellituslu hastaların hastalıkları hakkındaki bilgi düzeylerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın evrenini 01.12.2006-15.01.2007 tarihleri arasında Fethiye Devlet Hastanesine başvuran tip 2 diabetes mellituslu hastalar oluşturmuştur. Çalışmanın örneklemini; çalışmaya katılmayı kabul, rahatlıkla iletişim kurulabilen, soruları yanıtlayabilecek bilişsel yeterliliğe sahip, 18 yaş ve üzeri 45 hasta oluşturmuştur. Araştırmanın verileri 16 sorudan oluşan soru formu ve Ümit Arslan tarafından geliştirilen, 25 soruluk Diyabet Bilgi Testi ile toplanmıştır. Veriler araştırmacı tarafından diyabetli bireyler ile yüz yüze görüşerek toplanmış ve görüşme formuna kaydedilmiştir. Verilerin değerlendirilmesi bilgisayar ortamında SPSS programı kullanılarak yapılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde frekans ve yüzdelik kullanılmıştır. Bulgular : Örneklemi oluşturan hastaların çoğunluğu kadın (%62.3), 60 yaş ve üstü (%35.6), ilkokul mezunu (%26.7), evli (%86.7), ev hanımı (%31.1) ve tümünün sağlık güvencesi bulunmaktadır. Hastaların çoğunluğu 10-14 yıl diyabet hastası olduğu (%40), oral antidiyabetik ilaç kullandığı (%44.4), daha önce hastaneye yatmadığı (%62.3), verilen tedaviyi düzenli uyguladığı (%73.3), ailesinde diyabet hastalığı bulunduğu (%60.0), rahatsızlandıkça hastaneye geldiği (%35.6), diyabet eğitimi almadıkları (%57.8) saptanmıştır. Hastaların çoğunda kronik hastalık bulunduğu (%77.8), bunların çoğunluğunun kalp-damar hastalıklarından oluştuğu (%40.0) belirlenmiştir. Hastaların %60.0’ı diyabet fizyolojisi, %62.2’si hipoglisemi ve hiperglisemi, %61.7’si beslenme ve diyet, %54.8’i insülin kullanımı, %57.8’i egzersiz, %43.3’ü oral antidiyabetik ilaçlar, %63.3’ü komplikasyonlar, %66.7’si korunma ile ilgili soruları doğru cevapladığı saptanmıştır. Sonuç : Diyabetli hastalara tanı konulmasından itibaren kendi sağlığı ve hastalığı hakkındaki bilgi durumlarını belirleyerek ve bu bilgi düzeyine göre hastaya yönelik eğitim programları düzenlenmelidir. Anahtar Kelimeler: bilgi düzeyi, eğitim, tip 2 diyabet The Determining The Knowledge About Their Deseases Level Of Patients With Type1 2 Diabetes2Mellitus Erdem Neşe , Sümen Adem 1 Muğla University Fethiye School Of Health Sciences, Lessons Member, Fethiye 2 Muğla University Fethiye School Of Health Sciences, Health Care Staff Section, Fethiye Objective: This study was contucted with as descriptive the purpose of determining the knowledge about their desases level of patients with type 2 diabetes mellitus. Material and Methods: The study population consisted of all the patients with type 2 diabetes mellitus who applied to the Fethiye State Hospital for the treatment the dates 01.12.2007 and 15.01.2007. The sample consisted of 45 patients with type 2 diabetes mellitus, accepting to participate in the study, communucating easily having the cognitive ability in order to be able to give answer to the questions 18 years old an over. The data of the research were collected through the question form composed of 16 questions and 25 item Diabetes İnformation questionaire prepared by Ümit Arslan. The data were collected and recorded by face to face interview with all the patients. The evaluation of the data were done by using SPSS statistics programme. İn the evaluation of the data percentages and frequencies were used. Results : Most of the patients were women (%62.3), over 60 years old (%35.6), primary school graduates (%26.7), married (%86.7), housewifes (%31.1) and all of whom had social health insurances. Most of the patients had been ill for 10 to 14 years (%40.0), use oral antidiabetic drugs (%44.4), not had hospitalized for diabetes treatment (%62.3), who had properly applied the treatment (%73.3), who had diabetes patients in their family members (hereditary) (%60.0), who came to hospital whenever became ill (%35.6), who had not been trained about diabetes (%57.8). It was determined that most of the patients had been suffering from cronic diseases (%77.8), most of which consist of the cardiovascular diseases (%40.0). It was observed that patients had answered the questions about %60.0 diabetic phisiological, %62.2 hypoglycemia and hyperglycemia, %61.7 diet, %54.8 use insulin, %57.8 exercise, %43.3 oral antidiabetics, %63.3 complications, %66.7 protection, correctly. Conclusion: Once the illness had been diagnosed a health training programme should be prepared and imposed considering the health conditions and background of the patient. Keywords: Education, knowledge, Type 2 diabetes 246 [P-189] Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Meslekte Branşlaşmaya İlişkin Bilgi Ve Düşünceleri Kandemir Dilek, Kaydul Nebihat, Koşma Nurhan Uludağ Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Bursa GİRİŞ: Branş eğitimi almış hemşireler, eğitimini almış olduğu branşa yönelik hastanın bakım ve eğitim gereksinimlerini belirlemek, hastanın durumunu değerlendirmek için çalışır. Branş eğitimi konu hakkındaki eğitim standartları, hasta ve toplum eğitimi, hasta bakımındaki yenilikleri içermelidir. AMAÇ: Bu araştırma U.Ü SYO’da okuyan sağlık memurluğu ve hemşirelik bölümü öğrencilerinin meslekte branşlaşmaya ilişkin bilgi ve düşüncelerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Bu araştırma 01.03.2007_15.03.2007 tarihleri arasında U.Ü SYO’da okuyan 80 sağlık memurluğu, 120 hemşirelik öğrencisine uygulanmıştır. Öğrencilere sosyodemografik bilgilerin yanı sıra meslekte branşlaşmaya ilişkin toplam 29 sorudan oluşan anket uygulanmıştır. Veriler SPSS(10.0) istatistik paket programı kullanılarak değerlendirilmiş ve istatistiksel analiz için ki kare testi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmada büyük çoğunluğu hemşirelik öğrencileri (%60) oluşturmaktadır. Öğrencilerin büyük çoğunluğu mesleğini sevdiğini (%64) ve %79’u mezun olduktan sonra herhangi bir branşta sertifika programına katılmak istediğini belirtmiştir. Öğrencilerin büyük çoğunluğu (%88) branşlaşmanın önemli olduğunu, %83’ü ise meslekte branşlaşmak istediklerini belirtmiştir. Öğrencilerin %95’i meslekte branşlaşmanın çalışma kalitesi ve iş verimine olumlu etkisi olduğunu düşünmektedir. Araştırmaya katılan öğrencilerin büyük çoğunluğu (%75) ülkemizde özel dal hemşireliğini yeterli görmemektedir. Araştırma sonuçlarına göre mesleğini sevme ile mezun olduktan sonra sertifika programına katılma arasında anlamlı bir ilişki vardır (p<0.005). SONUÇ: Öğrenciler meslekte branşlaşmak istemekte, ülkemizde özel dal hemşireliğini yeterli görmemekte ve branşlaşmanın hasta bakım ve kalitesini arttıracağını düşünmektedir. Anahtar Kelimeler: Hasta Bakımı, Hemşirelik, Özel Dal Students’ Thoughts and Knowledges About Specialising in Nursing at Uludag University School of Health Kandemir Dilek, Kaydul Nebihat, Koşma Nurhan Uludag University School of Health, Bursa INTRODUCTION: The nurses who take special education programme in nursing, work related to her special field to determine patient’s care and education requirements and to evaluate the patient’s condition. The special education programme of nursing should involve the education standards about the special field, the patient and public education and the innovations on patient care. AIM: It is aimed from this study to determine the thoughts and knowledges of the students in nursing and health officer program at Uludag University School of Health regarding special field in nursing. MATERIALS-METHODS: This study was performed to 80 health officer program and 120 nursing students from Uludağ University School of Health between 01.03.07 – 15.03.07. Data was collected by questionnaire including 29 questions about sociodemographic information and specializing profession. The data was evaluated by using the SPSS (10.0) and the statistical analyze was performed by che-quare test. FINDINGS: The majority of the participants were nursing students (60%). The majority of the students indicated that they like their profession and that they would like to have a certificate programme for special fields in nursing (64% and 79%, respectively). Most of them (88%) pointed out the importance of specializing in nursing and 83% proportion of the students want to specialize in their profession. 95% proportion of the students thought that specializing in nursing effects positively the working quality and productivity. Majority of the participants (75%) think that special branch nursing isn’t enough in Turkiye. According to the study results there is a significant correlation between the group that likes the profession and the group that participates in a certificate programme after graduation (p<0.05). CONCLUSION: Students want to specialize in their profession. They think special branch nursing isn’t sufficient in Turkiye. They also think that specializing in nursing will enhance patient care and its quality. Keywords: Nursing, Patient Care, Special Field 247 [P-190] Dicle Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin Meme Kanserinden korunma ile ilgili Bilgi, Tutum ve Davranışları, 2006 1 1 2 1 Durgun Yeter , Baran Gülbeyaz , Ertem Melikşah , Demir Emel 1 Dicle Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu, Diyarbakır 2 Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Diyarbakır AMAÇ: Bu çalışma Dicle Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin kendi kendine meme muayenesi ve meme kanseri ile ilgili bilgi, tutum ve davranışlarını ölçmek amacıyla planlanmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Bu çalışma Dicle Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu hemşirelik bölümü öğrencilerinde yürütülmüştür. Bu çalışmada 112 öğrenciye ulaşılmıştır bu tüm öğrencilerin % 75 ini oluşturmaktadır. Çalışmada meme kanseri erken tanısı ve belirtilerine ilişkin bilgi, tutum ve davranış sorularını içeren bir soru formu hazırlanmış ve öğrencilere uygulanmıştır. Birbirlerinden etkilenmemeleri için tüm anket uygulamaları aynı anda ve öğrencilerin birbirlerini göremeyeceği şekilde uygulanmıştır. Elde edilen veriler bilgisayar ortamına kayıt edilmiş, frekans tabloları hazırlanmıştı BULGULAR: Hemşirelik bölümünde okuyan öğrencilerin %75,0’ı 20–24 yaş grubunda, %93,8’nin sosyal güvencesi var, %62,5’inin ilk adet yaşı 13–14 yaşları arasında bulunmuştur. Meme kanserinin bazı risk faktörleri ile ilgili öğrencilerin %6,3’ü herhangi bir meme hastalığı geçirmiş, % 15,2’si sigara içtiğini ifade etmiştir. Meme kanserinden korunma ile ilgili davranışlarında öğrencilerin %58,0’ı KKMM yaptığını belirtmiş, % 33,9’unun KKMM’ sini doğru uyguladığı belirlenmiştir. Meme kanseri ile ilgili tutumları, %90,2’si KKMM yapılması gerektiğini belirtmiştir.%33,9’u KKMM’ sini sağlık personelinden öğrendiğini belirtmiştir. Meme kanseri ile ilgili bilgi düzeyi,% 69,6 ile en çok bilinen meme kanseri belirtisi memede kitle, %19,6 ile en az bilinen meme kanseri belirtisi meme dokusunda buruşukluk olarak belirlenmiştir. SONUÇ: Öğrencilerin meme kanseri ve KKMM konusunda bilgi düzeyleri yetersiz bulunmuştur. Meme kanseri ve KKMM konusunda öğrendikleri bilgileri bu alanda yeterli olmayan kurumlardan öğrendikleri saptanmıştır. Bu amaçla Toplum Sağlığı Hizmetlerinde önemli bir role sahip olan hemşirelerin eğitim sistemleri içerisin de bu konu ile ilgili gerekli eğitimlerin yapılması önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Diyarbakır,Hemşire,Kendi Kendine Meme Muayenesi ve meme kanseri,Öğrenci, Dicle Universty, Atatürk High Health School of Nursing Students, knowledge, atitude, and behaviors about preventions Breast1 Cancer, 2006 1 1 2 Durgun Yeter , Baran Gülbeyaz , Ertem Melikşah , Demir Emel 1 Dicle Universty, Atatürk High Healt School, Diyarbakır 2 Dicle Universty, Department of Public Health, Faculty of Medicine, Diyarbakır PURPOSE: The purpose of this study was to measure; Dicle Universty Atatürk High Healt School of Nursing Students knowledge, atitude, and behaivors about breast self- examination ( BSE ) and Breast Cancer. METHODS: This study was design in Dicle Universty Atatürk High Health School of Nursing. This study is reach 112 students and this %75 all of students. Qestiner aplication was content about breast cancer semptoms and early diagnosis of breast cancer. All of the questiner aplication apply at the same time and the students can not see each other because not effect from each other. Knowledges which are optained are saved at the computer environment freqency ruplids are prepared. FINDINGS: %75 of the students who are nursing department,are at the 20-24 age group, %99,8 of them have got social insurance, %62,5 of them had menstruation at the firstly13-14 ages, %6,3 of the students had a breast disease, % 15,2 of them stated that smoking, With the connections some risk factor of breast cancer. %58,0 of the students stated that she did BSE. It is stated that %33,9 of them a play right their BSE her self with the connections atitudes about prevention of the breast cancer. %90,2 of them stated that BSE must be do in connection with atitudes of the breast cancer. % 33,9 of them stated that she learnt BSE from the healt personels. At the information rate in connection with the breast cancer, ıts stated that with the %69,6 breast cancer symptom which is the most know is mass at the breast, with the %19,6 breast cancer symptom which is know least is wrinkle at the breast tissue. RESULT: Its founded that the information levels of the students is inadeguate about BSE and breat cancer. It is establish that they learnt the informations about BSE and breast cancer from the instutations which haven’t got enough information about issue. For this purpose it can be suggested that the nurses who have an important role at the society health services have necessity education with the issue at the education systems. Keywords: BSE and Breast Cancer, Diyarbakır, Nurse, Student, 248 [P-191] Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulunda Okuyan Öğrencilerin Sigara İçme Davranışları Sönmez Neşe, Gelen Özge, Özdemir Aysel, Akansel Neriman Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, BURSA AMAÇ: Sigara içme alışkanlığı gelişmekte olan ülkelerde önemli bir toplum sağlığı sorunudur. Bu çalışmanın amacı U.Ü. Sağlık Yüksekokulunda okumakta olan hemşirelik ve sağlık memurluğu öğrencilerinin sigara içme durumlarını saptamak ve sigarayı içme ve sürdürme nedenlerini belirlemektir. GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışma tanımlayıcı niteliktedir ve çalışmanın verileri araştırmacılar tarafından geliştirilen veri toplama formu ile toplanmıştır. Veriler sınıf ortamında çalışma ile ilgili yazılı ve sözlü bilgilendirme yapıldıktan sonra toplanmıştır. Veri toplama formunda sosyo demografik özellikler ile sigara içme durumları ve sigaraya başlama ve sürdürme nedenlerini belirlemeye ilişkin toplam 27 soru bulunmaktadır. Araştırmanın verileri SPSS 11.0de değerlendirilmiştir. Araştırma süresince 380 kişiye ulaşılması hedeflenmiş ancak 280 öğrenciye ulaşılabilmiştir. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamaları 20.7±1.57dır. Öğrencilerin %58.6nın evinde sigara içen biri vardır. Öğrencilerin %9.2si(n=26) sigara içtiğini, % 3.4ü sigara içmeyi bıraktığını ifade etmiştir. Sigara içen öğrencilerin % 50si (n=13) sigaranın yalnızlıklarını giderdiğini, %80.8i (n=21) sigara içtiklerinde kendilerini iyi hissettikleri için sigarayı içmeyi sürdürdüklerini belirtmişlerdir. Sigaraya başlama nedenleri arasında sıkıntılar (% 42.3), sorunlar ( %38.5), başkalarının teşviki(%30.8), özenti (%19.2) gibi nedenler belirtilmiştir. SONUÇ: U.Ü. Sağlık Yüksekokulunda okumakta olan öğrenirlerin sigara içme oranları oldukça düşük bulunması sevindiricidir. Sigaraya başlama ve sürdürme nedenleri arasında belirtilen, yaşanılan sorunlar, yalnızlık gibi problemlerin öğrencilere daha iyi danışmanlık hizmeti verilerek azaltılabileceği kanısındayız. Anahtar Kelimeler: davranış, sigara içme Cigarette Smoking Behavior Among Students Who Study in Uludag University School of Health Sönmez Neşe, Gelen Özge, Özdemir Aysel, Akansel Neriman Uludag University School of Health, Görükle-BURSA AIM. Smoking is considered a major public problem in developing countires. The aim of this study was to determine the factors that affect smoking among students who study in nursing and health officer programs at the Uludag University School of Health. MATERIAL-METHOD: This is a descriptive study where data were collected using a questionnaire developed by researchers. Students were informed about the study both verbally and written. The questionnaire included 27 questions about socio demographic variables, their smoking behaviors, reasons for starting and continuing smoking behavior. Data were analyzed by using SPSS 11.0. We aimed to reach all of the students (n=380) at the U.U. School of Health but we were able to reach 280 students during data collection. RESULTS: The mean age of the studied sample was 20.7 ± 1.57. More than half of the students 58.6% reported having a family member at home who is a smoker. 9.2% of the students (n=26) were cigarette smokers while 3.4 % (n=10) reported that they quit smoking. Half of the smokers (50%) reported smoking relieved their loneliness, most of them 80.8 % (n=21) reported that they feel good after smoking. Main reason for starting smoking was boredom (42.3%), personal problems (38.5%), influence of peers (30.8%). CONCLUSION. Smoking behavior is relatively low at the U.U. School of Health. We believe that reasons for starting and continuing cigarette smoking behavior can be reduced by giving proper consulting to students. Keywords: behavior, cigarette smoking 249 [P-192] Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Hemşirelik Sürecine İlişkin Bilgi Ve Tutumları Aydın Nursel, Aytürk Tuğba, Uysal Hatice Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Bursa GİRİŞ: Bilimsel problem çözme yöntemi olan hemşirelik süreci sağlıklı ya da hasta bireyin/ailesinin problemlerine sistematik ve mantıksal bir yaklaşımı ifade eder. AMAÇ: Bu araştırma, hemşirelik ve sağlık memurluğu öğrencilerinin hemşirelik sürecine ilişkin bilgi ve tutumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Tanımlayıcı olan bu çalışma, Uludağ Üniversitesi SYO’nda 05.03.07-09.03.07 tarihleri arasında çalışmaya katılmaya gönüllü 190 öğrenciye uygulanmıştır. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından hazırlanan üç bölümden oluşan 25 soruluk bir anket kullanılmıştır. Ankette demografik özellikler, hemşirelik sürecine ilişkin bilgi ve tutumlara yönelik sorular yer almaktadır. Veriler SPSS(10.0) istatistik paket programı kullanılarak değerlendirilmiş ve istatistiksel analiz için yüzdelik dağılım kullanılmıştır. BULGULAR VE TARTIŞMA: Çalışmaya katılan öğrencilerin %58,4’ünü hemşirelik öğrencileri oluşturmaktadır. Hemşirelik sürecinde öğrencilerin % 19,5’i (n=37) tanılamada, %13,2’si (n=25) uygulamada, %5,8’i (n=11) tüm aşamalarda zorlandıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin %68,4’ü (n=130) hemşirelik sürecinin bakıma bilimsellik kattığını, %66,8’i (n=127) bakımın kalitesini artırdığını, %61,6’sı (n=117) hasta bakımında kolaylık sağladığını, %67,4’ü (n=128) mesleğe profesyonellik kattığını düşünmektedir. Bununla birlikte %46,3’ü (n=88) hemşirelik sürecini uygulayabilecek yeterli bilgiye sahip olmadıklarını, %83,2’si (n=158) klinikte hemşirelik süreciyle çalışmak için yeterli zamanı olmadığını, %60,5’i (n=115) derslerde hemşirelik süreci ve tanılara yönelik yeterli bilgi verilmediğini belirtmiştir. SONUÇ: Hemşirelik sürecini uygulayarak bakım verilmesine yönelik eğitim verilmesi önemsenmeli ve bilimsel problem çözme becerilerini geliştirmeye yönelik programlar oluşturulmalıdır. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik süreci, öğrencilerin tutumları Students’ Knowledges And Attıtudes About The Nursıng Process At School Of Health Aydın Nursel, Aytürk Tuğba, Uysal Hatice Uludag University School of Health, Bursa INTRODUCTION: Nursing process as a way of solving problems scientifically means a systematical and reasonable approach towards a healty or unhealty person or his/her family’s problems. AIM: It is aimed from this study to determine the knowledges and attitudes of the students in nursing and health officer program at Uludag University School of Health regarding nursing process. MATERIALS-METHODS: Data were collected from 79 health officer program and 111 nursing students who study at Uludag University School of Health between 05.03.07-09.03.07. Data were collected using a questionnaire which is developed by researchers. Questionnaire included 25 questions about sociodemographic variables and nursing process. The data were analyzed by using SPSS version 10.0. Results were given in numbers and percentages. FINDINGS AND DISCUSSION: The majority of the participants were nursing students (58%). Students reported having difficulty in nursing diagnosis (19.5%), interventions (13.2%) and 5.8% of them reported having difficulties at each part of nursing process (assessment, planning, intervention and evaluation). Students think nursing process adds scientific to nursing care (68.4%), improves quality of nursing care (66.8%), provides advantage in nursing care (61.6%), and on the whole nursing process brings professionalism in nursing care (67.4%). On the other hand students reported not having sufficient knowledge about nursing process (46.3%) and they are not having enough time to prepare nursing care plans at the clinical areas (83.2%). They also reported classes aren’t enough to guide them to prepare nursing care plans. CONCLUSION: Using a nursing process is an important part of nursing care. It is also important to bring awaressness and improve students’ problem solving abilities in nursing process. Students’ problem solving abilities must be developed by nursing education programmes. Keywords: Nursing process, students' attitudes 250 [P-193] Üniversite Öğrencilerinin Müzik Tercihleri ile Yalnızlık, Depresif Belirti ve Saldırganlık Düzeyleri Arasındaki İlişki Yılmaz Sema1, Yıldırım Nurdan1, Kalaycıoğlu Dilek1, Tüfek Filiz1, Buzlu Sevim2, Bostancı Nihal2 1 İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu öğrencileri, İstanbul, Türkiye 2 İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı Öğretim Elemanı, İstanbul, Türkiye AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin tercih ettikleri müzik türleri ile yalnızlık, depresif belirti ve saldırganlık düzeyleri arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. YÖNTEM: Araştırma Kasım 2006 - Nisan 2007 tarihleri arasında kesitsel - tanımlayıcı olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmada öğrencilerin demografik özelliklerini içeren bilgi formu, müzik tercihlerini saptamak için 14 müzik türünü içeren kısa değerlendirme formu, yalnızlık ölçeği, beck depresyon ölçeği ve saldırganlık ölçeğini kapsayan anket formu kullanıldı. Araştırmanın amacı katılımcılara kısaca anlatıldı ve araştırmaya katılmayı isteyip istemedikleri soruldu. Verecekleri bilgilerin gizli kalacağı ile ilgili sözel güvencenin yanında, formlar isimsiz olarak doldurulup kapalı zarf içinde geri toplandı. 1200 öğrenciye anket formu dağıtıldı, 881 anket formu geri döndü. Geriye dönme oranı % 73.43’tür. Araştırmanın sonuçları sayı ve yüzdelik, t, ANOVA ve Pearson korelasyon testleriyle değerlendirildi. BULGULAR: Cinsiyete göre müzik tercihlerine bakıldığında, kızların erkeklere göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha fazla klasik (t=3.05; p=0.002), dans (t=5.30; p=0.000), rap (t=2.91; p=0.004), rock (t=3.52; p=0.000), alternatif (t=2.57; p=0.010) ve pop (t=2.91; p=0.004) müziği; erkeklerin kızlara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha fazla yöresel (t=2.20; p=0.028) müziği tercih ettikleri ve belirli müzik türleri ile yalnızlık ve saldırganlık düzeyleri arasında ilişki olduğu görüldü. SONUÇ: İnsanlar içeriğinin çekici gelmesini sağlayan kişilik özelliklerine sahip oldukları belirli bir müzik türüne yönelebilir ve bu özellikler, bu müzik türünü sık dinleme yoluyla daha da güçlenebilir. Yani müzik tercihleri ve yalnızlık, saldırganlık ve depresif durum gibi belirli bireysel özellikleri arasında karşılıklı bir etkileşim olduğu söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Müzik, üniversite öğrencisi, depresyon, saldırganlık, yalnızlık Relationship Between Music Preferences of University Students and Their Levels of Loneliness, Depressive Symptoms and Aggression Yılmaz Sema1, Yıldırım Nurdan1, Kalaycıoğlu Dilek1, Tüfek Filiz1, Buzlu Sevim2, Bostancı Nihal2 1 Istanbul University Florence Nightingale School of Nursing students, Istanbul, Turkey 2 Istanbul University Florence Nightingale School of Nursing, Psychiatric Nursing Department Teaching Staff, Istanbul, Turkey AIM: The purpose of this study was to investigate the relationships between types of music preferred by university students and their levels of loneliness, depressive symptoms and aggression.METHOD: The research was conducted as a cross-sectional-descriptive study between November 2006 and January 2007. An information form to obtain the students'demographic information, a short evaluation form that determined 14 types of music, a loneliness scale, Beck Depression Inventory, and an aggression inventory were included in a survey to be used in the research. The purpose of the research was briefly explained to the participants and they were asked whether or not they wanted to participate. In addition to giving them verbal assurance that the information they gave would be kept confidential, the forms were completed without their names written on them and they were collected in closed envelopes. The survey was distributed to 1200 students and 881 surveys were returned. The return rate was 73.43%. The number, percentage, t, ANOVA and Pearson correlation tests were used to evaluate the research data. FINDINGS: When the music preferences were examined according to gender it was seen that the female students, compared to the male students, preferred more classical music (t=3.05; p=0.002), dance (t=5.30; p=0.000), rap (t=2.91; p=0.004), rock (t=3.52; p=0.000), alternative (t=2.57; p=0.010), and pop (t=2.91; p=0.004); the male students, compared to the female students, preferred more regional music (t=2.20; p=0.028) and correlation was found between some types of music and levels of loneliness and aggression. RESULT: People may be directed to the attraction of the contents of a specific type of music by their personal characteristics and these characteristics may be strengthened by listening to this type of music. That is, it can be said that there is a reciprocal relationship between specific individual characteristics, such as loneliness, aggression and depression and music preferences. Keywords: Music, university student, depression, aggression, loneliness 251 [P-194] Kanserli çocukları olan ailelerin alternatif ve tamamlayıcı tedavi kullanma durumları Durmaz Gülcan, Türkmen Ayşe, Topuksak Bilge, İkiz Tuğba, Boztepe Handan Hacettepe üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Ankara Tamamlayıcı ve alternatif tedavinin kullanımı günümüzde giderek artmaktadır. Bu çalışma; kanserli hastalarının ebeveynlerinin çocukları için tamamlayıcı ve alternatif tedavi (TAT) yöntemini kullanma durumlarının tanımlanması için yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmamız Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Polikliniği’ne 1 ay (20.03.07- 20.04.07) içerisinde başvuran 91 kanser hastası çocukların ebeveynleri ile yüz yüze görüşme yöntemi ile yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda; ailelerin %98.9’unun tanıdan önce bu yöntemi kullanmadıkları, %20.8’nin tanı aldıktan sonra çocukları için en az 1 tane TAT yöntemini kullandıkları ortaya çıkmıştır. En fazla kullanılanlar arasında şifalı bitkiler, doğal çaylar ve doğal yiyecekler olduğu bulunmuştur. Alternatif ve tamamlayıcı tedavi yöntemini kullanan ebeveynlerin çocuklarının %42.32’sinin tedavinin kontrol aşamasında olduğu, aileleri bu yöntemi kullanmaya iten nedenlerin ise en çok, çocuklarının ‘kan değerlerini yükseltmek’ ve onlara ‘yararlı olabileceklerini düşünmeleri’ olduğu ortaya çıkmıştır. Ebeveynlerin bu yöntemi %47.3 oranında bekleme odasındaki diğer ailelerden öğrendikleri saptanmıştır. Bu sürede, ailelere gerekli eğitimi ve psikososyal desteği sağlamada hemşirenin çok önemli ve anahtar bir rolünün olduğu unutulmamalıdır. Anahtar Kelimeler: alternatif tedavi, kanser, pediatrik onkoloji, tamamlayıcı tedavi, The use of alternative and complementary therapies in families of children with cancer Durmaz Gülcan, Türkmen Ayşe, Topuksak Bilge, İkiz Tuğba, Boztepe Handan School Of Nursing, Hacettepe University; Ankara;Turkey The use of complementary and alternative medicine (CAM) has been gradually increasing nowadays. This study was carried out the identify occasions in which they parents whose children suffering from cancer use CAM. Regarding this aim, our study is performed via face to face interaction with the parents of 91 children who suffer from cancer and applied to Hacettepe University Oncology outpatient clinic. within a month ( 20.03.07- 20.04.07). At the end of research, it was suggested that %98.9 of the families did not benefit from this technique before the diagnosis and %20.8 of them benefited from CAM at least for once for their children. Among the most used ones are the natural plants, foods and teas. İt was suggested that %42.32 of the parents benefiting from the CAM are at the control level of and the aim to increase blood values and that they think that this is benefical are among the incentives that make families to benefit from this technique. %47.3 of the parents learned this technique from the other families in the waiting room. During this process, one shouldn’t forget that the nurse has a very remarkable and key role in providing necessary instruction and psychosocial support. Keywords: alternative medicines, cancer, complementary medicines, pediatric oncology, 252 [P-195] Hemşirelerin Adli Vakalara Karşı Yaklaşımlarının Değerlendirilmesi Bulut Fatma, Zorba Yeter Duygu Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu,4. sınıf öğrencisi, İstanbul Adli vakalara maruz kalan mağdurun güvenliğini sağlamak, objektif bir şekilde delil toplamak ve vakanın yargıya intikal edilmesini sağlamak bir hemşirenin görevleri arasındadır. Bunları, ancak bu konuda özel bir eğitim almış hemşire, yerine getirebilir. Projede; hemşirelerin karşılaştıkları adli vakalara yaklaşımlarının belirlenmesi, onların karşılaştıkları sorunların saptanması ve bunlarla birlikte; adli hemşirelik kavramının Türkiye’de geliştirilmesi, gerek meslek içi eğitimde, gerekse yüksek lisans ve doktora eğitimde ihtiyaç belirlenmesi güçlendirilmesi hedeflenmiştir. Kesitsel yapıdaki çalışmaya, İstanbul’daki üç hastanenin acil servis ve yoğun bakım servislerinde çalışan 59 hemşirenin tümü dahil edilmiştir. Araştırmada, 30 soruluk bir soru formu kullanılmış, veriler SPSS paket programında analiz edilmiştir. Hemşirelerin yaşı ve adli vakayla karşılaşma sıklığı ile; adli vaka karşısında hissettikleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. (p<.05) Hemşirenin cinsiyeti ile; adli vakanın mesleki hayatı üzerinde yarattığı etki arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. (p<.05) Hemşirenin adli vakayla karşılaştıktan sonra psikolojik destek alma ihtiyacı ile; adli vaka ile karşılaşma sıklığı, eğitim durumu, adli hemşirelik konusunda hizmet içi ve lisans eğitiminin gerekliliği arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. (p<.05) Hemşirelerin adli vakalara yaklaşımlarını; hemşirelerin yaşı, adli vaka ile karşılaşma sıklığı etkilemektedir. Hemşirelerin adli vaka ile karşılaştıktan sonra psikolojik destek alma ihtiyacını, hemşirenin adli vaka ile karşılaşma sıklığı ve lisans eğitimi alıp almama durumu etkilemektedir. Anahtar Kelimeler: Adli vaka,hemşirelik girişimi, hemşirelik yaklaşımı. Analysing Nurses' Methods of Aproaches to Criminal Cases Bulut Fatma, Zorba Yeter Duygu Koç University Science of Health, senior, İstanbul Securing victim in criminal cases, collecting piece of evidences objectively and passing the case to judgement are all in functions of a nurse. Only a specially educated nurse can fulfill these functions professionally. It is intended to determine nurse’s approaches to criminal cases, finding the problems they are facing to, by the way, developing the term “criminal nurse” in Turkey, strengthening the education. Three hospitals’ emergency and intensive care service’s 59 nurses from Istanbul are included in quantitative analysis. A form with 30 questions was used. Acquired informations have been analysed by SPSS computer software. Nurses’ ages and the frequency of facing these cases have a meaning ful relation with what they feel in these cases. (p<.05) It is found that the nurses’ sex and the impact of these criminal cases on their job life has a a meaning ful relation. (p<.05) The need of taking psychological support has a meaning ful relation with ferequency of facing criminal cases and education level, need of inservice training Master's degree about Criminal nursing. (p<.05) Nurses’ ages affecting their method of approaches to these criminal cases. Nurses’ ferequency of facing criminal cases and education level are affecting their need of taking psychological support. Keywords: Criminal case, nursing interference, nursing method of approach. 253 [P-196] Üniversite öğrencilerinin ilaç kullanma durumlarının incelenmesi Yılmaz Emel(danışman), Yılmaz Ela, Karaca Fatoş, Uçar Sümeyye, Yüce Tuğba Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu, Manisa AMAÇ: İlaçlar hastalıkların tedavisi ve korunmasında önemli role sahiptir. Bu araştırma, üniversite öğrencilerinin gereksiz ilaç kullanım durumlarını incelemek amacıyla planlanmış ve uygulanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipteki bu araştırmanın evrenini, Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu’nda okuyan 418 öğrenciden veri formunu cevaplamayı kabul eden 358 öğrenci oluşturmuştur (katılım oranı % 87). Veriler 15 Şubat-15 Mart 2007 tarihleri arasında araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ile toplanmıştır. Araştırmanın yürütülmesi için kurumdan yazılı izin ve çalışmaya katılan öğrencilerden araştırmanın amacı anlatıldıktan sonra onam alınmıştır. Verilerin analizi SPSS 11.0 bilgisayar istatistik paket programında değerlendirilmiş ve verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler ve ki kare analizi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 20.46 ±1.68’dir. Öğrencilerin % 26.0’sının son 1 ay içinde ilaç kullandığı, bu ilaçların % 36.6’sının analjezik, % 22.6’sının antibiyotik olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin herhangi bir ağrıda % 51.1’inin analjezik ilaç aldığı, % 32.1’inin alternatif yöntemleri uyguladığı belirlenmiştir. Yapılan analizlerde reçeteli ilaç kullanma durumu ile diğer değişkenler (yaş, cins, sınıf, sosyal güvence vb.) arasında istatistiksel fark saptanmamıştır (p>0.05). SONUÇ: Araştırma sonucunda öğrencilerin en fazla analjezik ve antibiyotik türü ilaçları kullandığı saptanmıştır. Öğrenciler bu ilaçların zararları konusunda eğitilmelidir. Anahtar Kelimeler: analjezik ve antibiyotik ilaçlar, ilaç kullanımı, üniversite öğrencileri The investigation of the university students’ drug usage Yılmaz Emel(danışman), Yılmaz Ela, Karaca Fatoş, Uçar Sümeyye, Yüce Tuğba Celal Bayar University, School of Nursing, Manisa, Turkey AIM: Medications may play important role in treatment and protection of diseases. The study was applied to investigate the unnecessary drug usage of the university students. MATERIAL-METHOD: The universe of this descriptive study consisted of 413 students currently attending at Manisa School of Health, 358 who were available for contact were involved in this study (participation rate 87%).Data were collected using data forms which prepared by researchers between February 15 and March 15, 2007. Before the study, permission was taken from the school and students. The analysis of the data was obtained by using descriptive statistical and chi-square test in SPSS 11.0. RESULTS: The mean age of the study population was 20.46 ±1.68. The rate of drug use was 26.0% during the last 30 days. 36.6% of these drugs were analgesic, 22.6% of them were antibiotics. 51.1% of the students were used analgesic drug in case of pain and 32.1% of them were used alternative therapy. There wasn’t statistical difference among prescribed drug use and other variables (age, sex, social insurance etc.) (p>0.05). CONCLUSION: The study indicated that analgesics and antibiotics were the most frequently used drugs among the students. The students should educate about harms of these drugs. Keywords: analgesic and antibiotic drugs, drug usage, university students 254 [P-197] Çocuk İstismarı Ve İhmali Vakaları İle Karşılaşan Pediyatri Hemşirelerinin Tutum Ve Davranışlarının Belirlenmesi Simavoğlu Hafize Özge, Kaş Canan Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu,İstanbul GİRİŞ: İstismara uğrayan çocuklar hastaneye başka sağlık problemi nedeniyle getirilmekte(1,2) ve istismarın saptanması sağlık çalışanlarına düşmektedir.(1) AMAÇ: Araştırmanın amacı pediyatri hemşirelerinin çocuk istismar vakalarını tanılaması, istismara ilişkin eğitim durumlarının, eğitimden yararlanma düzeylerinin, vakalarla karşılaştıklarında hissettiklerinin belirlenmesidir. GEREÇ-YÖNTEM: Kalitatif yöntem ağırlıklı araştırmamız kesitsel yapıdadır. Örneklemi bir devlet hastanesi çocuk ve acil servislerinde çalışan 25 hemşire oluşturdu. Veri toplama araçları olarak soru formu, yarı yapılandırılmış görüşme soruları, ses kaydı kullanıldı. Verilerin analizi için SPSS paket programı ve kalitatif veri çözümlemesi kullanıldı. BULGULAR: Olguların 16’sı konuya ilişkin eğitim almamıştır. Eğitim durumu ile hastaya yaklaşım (U=55, p>.589) ve istismar vakaları ile karşılaştıklarında hissettikleri arasında anlamlı ilişki bulunmadı. (U=70, p>.898) SONUÇ: Hemşireler, aldıkları eğitimi vakaları tanılamakta kullanmamaktadır. Eğitim almamış olguların hepsi eğitimin gerekli olduğunu düşünmektedir. Olgular, vakalarla karşılaştıklarında; durumu doktoruna bildirmekte, tekrarlanma durumunu gözlemlemekte ve polise haber vermektedir. Ayrıca çocuğa üzülmekte, aileye öfke duymaktadır. Anahtar Kelimeler: İstismar, hemşire, çocuk Attıtudes And Behavıour of Pedıatrıc Nurses who Encounted Chıld Abuse And Neglect Cases Simavoğlu Hafize Özge, Kaş Canan Koc University School of Nursing,İstanbul INTRODUCTION: Child abuse victims’re brought to hospital for other medical reasons.(2) Therefore, healthcare personel must identify child abuse (CA).(1) AIMS: This study explored pediatric nurses’ training on identification, utilizing this training and their feelings about victims. METHODS: In this cross-sectional study, 25 nurses who worked in emergency and pediatric wards were interviewed through a questionnaire and semi-structured interviews that were taped. Data were analyzed through SPSS and qualitative data analysis methods. FINDINGS: 16 subjects never received any training in CA. We didn’t find any statistically significant association between ‘having received training’ and their approach to victims (U=55, p>.589). and between training and feeling of nurses when they encountered victims. (U=70, p>.898) RESULTS: Nurses aren’t found to utilize their training in identifying victims. When they encounter victims, they inform doctor, or police. They report feeling sadness for child and anger about family. Keywords: Abuse, nurse, child 255 [P-198] İstanbul'daki Çölyak Hastalarinin Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Bozdemir Fatma, Ertaş Ceyda, Danışman: Yard. Doç. Dörtbudak Zeynep Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu AMAÇ: Bu araştırmada hastaların glutensiz diyete uyumu ve yaşam kalitesini etkileyen diğer faktörler değerlendirildi. GEREÇ-YÖNTEM: Kesitsel olan ve kantitatif yöntemle yapılan araştırmanın olgu seçim kriterlerini; 15 Kasım 2006-2 Ocak 2007 tarihleri arasında, Çölyakla Yaşam Derneği(ÇYD) üyesi olan, çölyak hastası, iletişim kurabilen, okuma-yazma bilen, araştırmayı kabul eden ve kendisine ulaşılabilen 18 yaşından büyük bireyler oluşturmuştur. Örnek sayısı hesabı ile araştırmanın 40 olguda yapılması planlanmış, 31 olguda uygulanmıştır. Veri Toplama aracı olarak 32 sorudan oluşan soru formu ve Yaşam Kalitesi(SF36) Ölçeği kullanılmıştır. Doldurulan formlardan elde edilen veriler SPSS paket programına girilerek veri tabanı oluşturuldu ve Mann-Whitney U testi, χ2 testi, Kruskal-Wallis testi, Pearson korelasyon testi ile çözümlendi. BULGULAR: Olguların %58’i kadın, %42’si erkek ve yaş ortalamaları 38’dir. Çalışma durumu ile alt ölçek olan fiziksel rol güçlüğü arasında anlamlı ilişki bulunmuştur(U testi=77, p=.048). Hastalık ve beslenme hakkında bilgi alma ile yeterli bilgiye sahip olma arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur(U testi=2.00, p=.025) SONUÇ: Olguların çoğunluğu glutensiz besin bulmakta zorlandıklarını bu nedenle arkadaş-akraba ilişkilerinin olumsuz etkilendiğini ifade etmişlerdir. Araştırmada yaşın ve eğitimin yaşam kalitesi üzerinde etkili olduğu bulunmuştur. Olguların hepsinin çölyak hastalığı ve glutensiz beslenme hakkındaki bilgiyi, genelde hastanede, doktorlardan veya ÇYD’deki dernek çalışanlarından aldığı saptanmıştır Olguların çoğu hatalıkla ilgili yeterli bilgiye sahip olduklarını belirtmişlerdir. Anahtar Kelimeler: Çölyak Hastalığı, Yaşam Kalitesi Quality Of Life Evaluation in Celiac Disease Patients in Istanbul Bozdemir Fatma, Ertaş Ceyda, Danışman: Yard. Doç. Dörtbudak Zeynep Koç University, School of Health Sciences METHODS: The study was a cross-sectional quantitative study. Sample selection criteria were: diagnosed CD patients 18 years and above, who were members of the ‘Life with CD’ foundation, literate, communicable individuals who gave oral consent to participate. Sample size calculations revealed 40 subjects; we were able to get a sample size of 31. Data were collected between Nov.15/2006-Jan. 2/2007 with a questionnaire of 32 items as well as SF36 Quality of Life scale. Data analysis was done in SPSS with Mann-Whitney U, Kruskal-Wallis, Chi-Square and Pearson correlation tests. FINDINGS: The majority of the patients were women (%58) and mean age among all subjects was 38. Being employed and physical role difficulty component of the scale was significantly associated (U test=77 p =.048). Being educated about nutrition and CD was associated with ‘knowing enough about CD) (U test=2.00 p =.025) RESULTS: The majority of the patients expressed having difficulty in finding non-gluten food, and that their family and interpersonal relationships were strained because of it. Age and education had an effect on quality of life. Subjects got education about CD and nutrition in CD from doctors, hospitals and foundation workers. Majority of subjects felt they knew enough about CD. Keywords: Celiac Disease, Quality of life 256 [P-199] Hemşirelerin Branşlaşmaya Bakış Açılarının Değerlendirilmesi Büyüksaka Hasibe, Yoran Hatice, Okudan Burcu, Esentürk Emine, Özkan Seçil, Palabıyık Dürdane, Orun Kavak Hacer MAE Üniversitesi Burdur Sağlık Yüksekokulu, Burdur AMAÇ: Bu araştırma Burdur Devlet Hastanesi’nde(BDH) çalışan hemşirelerin branşlaşmayla ilgili görüşlerinin belirlenmesi amacıyla kesitsel olarak yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmamız 26.03.2007-06.04.2007 tarihleri arasında BDH’da çalışan,araştırmaya katılmayı kabul eden,izinli olmayan toplam130 hemşireye gerçekleştirilmiştir.Veri toplamak amacıyla araştırmacılar tarafından hazırlanan,18 sorudan oluşan anket formu;gerekli izin alındıktan sonra uygulanmıştır.Verilerin analizinde SPSS 14 paket programı kullanılmış ve yüzdelik olarak yapılmıştır. BULGULAR:.Çalışmaya katılan hemşirelerin %98.5’i branşlaşmanın yararlı olduğunu,hizmetin kalitesini arttıracağını belirtirken; %86.9’u klinik uygulamaları pekiştireceğini ifade etmektedir. Hemşirelerin %50.8’i branşlaşmaya okul döneminde başlanması gerektiğini belirtirken %66.2’si branşlaşmak için herhangi bir programdan sertifika almamıştır. SONUÇ: Hemşireler branşlaşmanın yararlı olduğunu,hizmetin kalitesini arttıracağını ve klinik uygulamaları pekiştireceğini düşünmektedirler.Araştırmamız sonuçları bazı BDH hemşirelerini temsil etmekte olup Burdur ili kapsamındaki tüm hemşireleri temsil etmemektedir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, branşlaşma, standartlaşma Evaluation of Nurses' Points of View about Specialization Büyüksaka Hasibe, Yoran Hatice, Okudan Burcu, Esentürk Emine, Özkan Seçil, Palabıyık Dürdane, Orun Kavak Hacer MAE University Burdur Health Academy,Burdur INTRODUCTION:This research was made by the nurses from Burdur public hospital,as partly with the aim of explaining their thoughts about their branches. MATERIAL-METHODS: This research was made with 130 nurses who did not use their daily rests and admitted to join this research between the dates 26.03.2007-06.04.2007. In order to collect data, the survey including 18 questions which had been prepared by the researchers was applied folllowing the permission needed. In analysing the data the SPSS-14 programme was used and was made as percentage. DISCUSSION: 98.5% of the participants think that specialization will be useful and improve the quality of service, while 86.9% of them believe it would improve clinical implications. 50.8% of the nurses stated that it was necessary to start specialization during school years.On the other hand, 66.2% of them hadn’t received any certificates to be specialized. RESULT: Nurses thought that specialization was beneficial and it would increase the quality of the service and also consolidate the clinical practices. The results of our research represented just some of the nurses of BDH, not all the nurses in Burdur city. Keywords: Nursing,specialization,standardization. 257 [P-200] Hemşirelik Öğrencileri Arasında Uygulama Alanlarındaki Kişilerarası İlişkileri Olumsuz Yönde Etkileyen Durumlar Özer Nadiye1, Tunç Çiğdem2, Bingöl Şeyma1 1 Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği A.D,Erzurum 2 Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu,Erzurum AMAÇ: Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu öğrencileri arasında uygulama alanlarındaki kişilerarası ilişkileri olumsuz yönde etkileyen durumları incelemekti. YÖNTEM: Tanımlayıcı türde olan araştırmanın evrenini Hemşirelik Yüksekokulu’nda öğrenim gören 340, örneklemini çalışmaya katılmayı kabul eden 271 öğrenci oluşturdu. Veriler, araştırmacıların hazırladığı, uyulama alanlarında kişiler arası ilişkileri olumsuz yönde etkileyebilecek ifadelerin yer aldığı soru formuyla toplanıp, yüzdelik hesaplama ve x2 testiyle değerlendirildi. BULGULAR: Yüzdelik sıralamada ilk sıralarda yer alan ifadeler; uygulama alanlarında arkadaşlarının daha başarılı görünmek için bilgiyi paylaşmaması (%51.6), konuşurken sürekli sözünün kesilmesi (%45), ekip çalışması sırasında yaptığı işin sürekli eleştirilmesi (%41,7) ve kendini ifade etmenin sürekli engellenmesi (%40.6) idi. Kişiler arası ilişkileri olumsuz etkileyebilecek ifadelerle öğrencilerin öğrenim gördükleri sınıflar karşılaştırıldığında; grup çalışmalarında aldığı karar ve önerilerin reddedilmesi (p=0,001), yaptığı işin önemsenmemesi (p=0,019), grup arkadaşlarının davranışları nedeniyle uygulamaya gelmek istememe(p=0,041), çaba ve başarılarına değer verilmemesi(p=0,000), aşağılayıcı ses tonuyla konuşulması(p=0,008), selam verilmemesi(p=0,008) ve alınmaması(p=0,008) uygulama hocasına şikayetle tehdit edilme(p=0,008) ve ders tekrarı nedeniyle uygulama arkadaşlarının hakimiyet kurmaya çalıştıklarını düşünme(p=0,013) ifadeleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı. SONUÇ: Öğrencilerin uygulama alanlarında arkadaşlarıyla ilişkilerinde sorun yaşamalarının en büyük nedeni arkadaşlarından daha başarılı görünme isteğinin ortaya çıkardığı rekabet duygusu olabilir.Bu sonuç; uygulamada isteksizlik iş veriminin düşmesi ve öğrenci hemşirelerin verdiği hasta bakımının kalitesini olumsuz etkileyebilir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik öğrencisi, kişilerarası ilişkiler,uygulama alanları The Conditions Negatively Affecting The Interpersonel Relations Among Nursing Students in Their Application Areas Özer Nadiye1, Tunç Çiğdem2, Bingöl Şeyma1 1 Atatürk University, School of Nursing, Surgical Nursing Department,Erzurum,Turkey 2 Atatürk University, School of Nursing,Erzurum,Turkey AIM: To investigate the conditions negatively affecting the interpersonel relations among the students of School of Nursing, Atatürk University in their application areas. METHOD: The sample consisted 271 students who accepted to participate in the study. The data were collected through a questionnaire form consisted of the interpersonal relations in their application areas. Data analyses were made by using frequency and chi-square test. RESULTS: The statements covering the first place in frequency were: not sharing the information in order to be seen more successful among friends in their application (51,6%), continous interruption while speaking (45%), continous criticizing the tusk done during team work (41.7%).. When the conditions negatively affecting with the interpersonal relations were compared with their class, the differences among the statements refusal of the decisions and suggestions in group work (p=0.001), not willing to participate to application dut o attitudes of group friends (p= 0.041), threating with complaining to application supervisor (p=0.008), thinking that application friends try to dominate because of class repetition (p=0,013) were statisticialy significant. CONCLUSION: The most important reason to experience diffucults in their relations with friends in application areas may be the competitivenes feeling resulting from eagerness of being seen more successful than their friends. Keywords: Nursing students,Interpersonel relations, Application areas 258 [P-201] Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin Özel Dal Hemşireliğine İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi Süngerci Senem, Gürol Arslan Gülşah, Alkan Yasemin, Sertel Ayşe Aysel Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Manisa Bu çalışma, Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik öğrencilerinin Özel Dal Hemşireliği’ne (ÖDH) ilişkin görüşlerinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. GEREÇ-YÖNTEM: Veriler sosyo-demografik özellikler ve ÖDH’ne ilişkin anket formu ile toplanmış. BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalaması 20.74±1.58’dir. Öğrencilerin %74.8’i ÖDH hakkında bilgi sahibi olduğunu; %91.9’u ÖDH olması; %34.2’si konu ile ilgili eğitimin lisans eğitimi sırasında sağlanması gerektiğini belirtmiştir. Araştırmada öğrencilere ÖDH’nin sağlayacağı kazanımlara ilişkin görüşleri sorulduğunda %88.3’ü tedavinin daha kısa sürede sonuç vermesini; %89.2’si yaşam kalitesini arttıracağını; %92.8’i bireylerin hastalığı ile ilgili bilgi edinebileceğini; %72.1’i komplikasyonları azaltabileceğini belirtmişlerdir. Öğrencilerin yaş gruplarına ve sınıflarına göre ÖDH eğitimini nasıl sağlanması gerektiği, ÖDH’den bakım alan bireylerin kendisini daha güvende hissedere ilişkin görüşleri arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu saptanmıştır (p<0.05). Anahtar Kelimeler: hemşirelik öğrencisi, özel dal hemşireliği The Investiation Of The Students Of Nursing Departments View On Special Section Of Nursing In Celal Bayar University Health School Süngerci Senem, Gürol Arslan Gülşah, Alkan Yasemin, Sertel Ayşe Aysel Celal Bayar University Health School, Manisa, Turkey SUMMARY This study is done for the aim of the investiation of Celal Bayar University Health School the students of nursing departments view on special section of nursing (SSN). METARIAL-METHOD: Datas are collected by using questionnaire form about social-demografic and SBN. FINDINGS: Student avarege age rate 20.74±1.58. %74.8 of students has knowledge about SSN; %91.9 becomes SSN; %34.2 education about the topic should provide during licence education. In the research, when it was asked to studets about the benefit that the SSN will provide, %88.3 of them stated that the treatment will respond in a short time; %89.2 think that it will make the quality of life higher; %92.8 mentions that individuals will be able to get information abot their diseases; %72.1 of them that the complications will be lessened. The difference between the views about “how SSN education should provide”; the individuals who take care from SSN feel safer himself/herself is determined that it is statistically important according to age groups and classes of the students (p<0.05). Keywords: nursing student, special section of nursing 259 [P-202] Lise Son Sınıf Öğrencilerinde Hemşirelik İmajı Yaman Çağlan, Tuncel Hayrunnisa Koç Üniversitesi hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul, Türkiye Araştırmalar, lise öğrencilerinin, hemşireliğe ilişkin yeterli ilgi ve isteğe sahip olmadıklarını göstermiştir. İsteksizliğin temelinde toplumun teşvik edici olmayan hemşirelik imajına sahip olmasının rol oynadığı söylenebilir (1). Hemşirelik mesleği gerek pozitif sağlığın kazanılmasında gerekse hastalıkların iyileştirilmesinde etkin bir rol oynamasına rağmen, değişim ve gelişim gereksinimi içerisindedir (2). AMAÇ: Lise son sınıf öğrencilerinin hemşirelik mesleğiyle ilgili bilgilerini, meslek olarak seçme eğilimlerini, meslek imajlarını oluşturan nedenleri belirlemektir. GEREÇ-YÖNTEM: Kesitsel ve tanımlayıcı olarak, İstanbul’da ve Kırklareli’de dört lisede yapılmıştır (N=564). 60 soruluk anketler, öğrencilere aynı anda dağıtılıp, araştırmaya katılmayı kabul edenlerin doldurması istenmiştir. Veriler SPSS programında χ2, ANOVA ve testleriyle çözümlenmiştir.. BULGULAR-SONUÇ: Olguların %47,5(n:268)’i hemşireyi yardımcı sağlık personeli olarak görmektedir. Meslek Lisesi mezunu hemşirelerin yeterliliğine %81,02(n:427) olgu, Türkiye’de hemşirelik eğitimini yeterliliğine %71,9(n:389) olgu hayır yanıtını vermiştir. %52,31(n:294) olgu ‘hemşirelik cinsiyete özgüdür’ demiştir. %65,56(n:179) olgu hemşirenin görevini ‘doktorun planladığı tedavi işlemlerini uygulamak’ olarak tanımlamıştır.. Hemşireliği meslek olarak seçme ile yaşamlarının çoğunluğunu geçirdikleri yer ve L.G.S.’de S.M.L. seçimi ile mesleği kendine uygun görme arasında anlamlı bir ilişki vardır(χ2,p<.05). Meslek Lisesi mezunu hemşirelerin yeterliliği ile Türkiye’de hemşirelik eğitimini yeterli bulunması arasında anlamlı bir ilişki vardır(χ2,p<.05). Anahtar Kelimeler: hemşirelik, lise son sınıf, imaj Image of Nursing Among High School Seniors Yaman Çağlan, Tuncel Hayrunnisa School of Nursing, Koç University, İstanbul, Turkey Research shows a lack of interest in the nursing professional among high school students. This fact may be attributable to a less than appealing image of nursing in the society. AIMS: Exploring high school students’ knowledge, image and reasons for selecting the nursing profession. METHODS: This cross-sectional descriptive study was done in four high-schools in lstanbul and Kırklareli ( N=564). Questionnaires of 60 questions were distributed to all students simultaneously and consenting subjects were asked to complete them. Data analysis was done in SPSS using chisquare, t-tests and ANOVA. FINDINGS: 47,5(n:268)% of the subjects view the nurse as an assistant health personel. 81,02(n:427)% of the subjects said ‘no’competence of nurses from vocational schools, and 71,9(n:389)% for the adequacy of nursing education in Turkey. 52,31(n:294) % have stated that nursing is a gender-oriented profession. 65,56(n:179) % of the subjects defined the job of nurses as ‘applying treatment as per the doctor’s orders’. We found a positive association between the geographic residence and choice of nursing in University entrance exams (χ2,p<.05). We also found a positive association between thinking of vocational training in nursing as adequate and finding nursing education adequate in Turkey. (χ2,p<.05). Keywords: nursing, high school seniors, image 260 [P-203] 0-12 Aylık Çocuğa Sahip Annelerin Anne Sütüyle Beslemeye İlişkin Bilgi ve Davranışları Güdek Emine, Dinç Sevgi, Daş Gözde Yıldız, Üstün Gonca, Avcı Oya Sevcan OMÜ Samsun Sağlık Yüksekokulu Bu çalışma annelerin anne sütü ile beslemeye ilişkin bilgi ve davranışlarını saptamak amacıyla yapılmıştır. Veriler Şubat-Mart 2007 tarihinde Samsun Doğumevi ve OMUTF çocuk kliniklerindeki 160 bebeğin annesine anket uygulanarak toplanmıştır. Annelerin %73,8’i 20-30 yaşlarında, %58,8’i hemşire-ebelerden bebek beslenmesi bilgisi almış ve tüm annelerin %56,9’u doğumdan sonra ilk yarım saat içinde bebeklerini emzirmiştir. Bebeklerin %81,9’u doğum sonrasında ilk besin olarak anne sütü almıştır.Bebeklerin %47,5’i 25.persantilden düşük, %20,1’i 4 aydan az emzirilmiş, %30’u doğdukları hastanede mama almıştır. 4 ayın üzerindeki bebeklerin %36,3’ü en az 4 ay tek başına anne sütü almıştır. Annelerin %22,3’ünün sütü olduğu halde bebeğin memeyi almak istememesi nedeniyle doğum yapılan kuruluşta bebeklerine mama verilmiştir. Doğumdan sonra ilk besin olarak mama verilen bebeklerin %86,2’si sezeryanla doğmuş olması istatistiksel olarak anlamlıdır. Annelerin %41,3’ ü anne sütünün yanında su-diğer sıvıların verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Hemşire ve ebeler anneleri emzirme hakkında bilgilendirmeli ve desteklemelidir. Anahtar Kelimeler: anne sütü, süt çocuğu, beslenme Behavior and Knowledge of Mothers Who Have Children Among 0-12 Months About Breastfeeding Güdek Emine, Dinç Sevgi, Daş Gözde Yıldız, Üstün Gonca, Avcı Oya Sevcan OMU Samsun Vocational School of Health Services, Samsun, Turkey This study aimed to determine the knowledge and behaviors of mothers about breastfeeding. Data were obtained from surveys which were administered to mothers of 160 among 0-12 months babies in Samsun Maternity Hospital and Pediatric disease clinic of Ondokuz Mayıs University Research Hospital in February-March 2007. 73.8% of mothers is 20-30 years old; 58.8% of them got information from nurse-midwives about baby nourishment and 56.9% of all mothers did breast feeding for their babies within the first half hour. 81.9% of babies was first fed with breastfeeding. 47.5 % of them was under 25th percentile, 20 %of them was fed with breastfeeding less than 4 months, 30% of them was fed with formula in the hospital. 36.3 %of babies about four months old was fed with only breast milk in four months. Although 22.3% of mothers had milk, formula was given to babies in the hospital because babies reject to take mother’s breast. It is statistically significant that 86.2 % babies who were first fed with formula after birth, were born sectio 41.3% of mothers indicated that water and other liquids as addition to breast milk should be given to babies. Nurse-midwives should inform and encourage mothers about breastfeeding. Keywords: breastfeed, infant, nutrition 261 [P-204] Hemşirelik öğrencilerinin sınıftaki motivasyonlarını olumsuz yönde etkileyen faktörlerin belirlenmesi Ulusoy Hatice, Koparan Aysun, Bozkaya Selma, Akgün Neslihan Cumhuriyet Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, Sivas AMAÇ: Hemşirelik öğrencilerinin sınıf ortamında yürütülen derslerde motivasyonlarını olumsuz yönde etkileyen faktörlerin belirlenmesi YÖNTEM: Tanımlayıcı tipteki bu araştırmanın evrenini Cumhuriyet Üniversitesi HYO’daki toplam 359 öğrenci oluşturmuş olup, ulaşılabilen öğrenci 286’dır. Araştırmada kullanılan soru formu geliştirilirken önce, 35 öğrenci ile bire bir, yüz yüze ve yarı yapılandırılmış formatta görüşme yapılmış, görüşmelerde öğrencilerden, derslerin teorik olarak yürütülen kısımlarında motivasyonlarını olumsuz etkileyen faktörlerin neler olduğunu tanımlamaları istenmiştir. Görüşmelerden elde edilen veriler içerik analizi yapılarak kategorize edilmiş, 5 alt boyuttan ve toplam 43 sorudan oluşan dörtlü Likert tipinde (0= hiç etkilemiyor, 1=az etkiliyor, 2= orta derecede etkiliyor, 3= çok etkiliyor) veri toplama formu oluşturulmuştur. Form, 15 Mart- 15 Nisan 2007 tarihleri arasında, öğrenciler sınıflarında toplu haldeyken, uygulanmıştır. BULGULAR: Çalışmada “sınıfın fiziksel özellikleri” ile ilgili olumsuz faktörlerin (sınıfın ısısı, kalabalık olması vb) (X =2.26), ve “derslerle ilgili” olumsuz faktörlerin (ders sürelerinin uzun olması vb) öğrencileri orta derecede etkilediği (X = 2.15) saptanmıştır. “Haftalık ders saatinin fazla olması” öğrencilerin motivasyonunu en olumsuz etkileyen durum olarak belirlenmiştir (X =2.69). Çalışmada, bireysel özelliklerle ilgili faktörler haricindeki diğer 4 boyutla, sınıflar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p<0.05). SONUÇ: Öğrencilerin motivasyonlarını olumsuz yönde etkileyen faktörlerin başında sınıfın fizik ortamı ve derslerle ilgili bazı olumsuz özellikler gelmektedir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik öğrencileri, motivasyon Determination of factors which affect nursing students' motivation negatively Ulusoy Hatice, Koparan Aysun, Bozkaya Selma, Akgün Neslihan University of Cumhuriyet, School of Nursing, Sivas, Türkiye METHOD: the universe of this descriptive study was 359 students of the school of nursing, Cumhuriyet University. In total 286 students was reached. In order to develop a questionnaire for the study, initially 35 students were interviewed face to face. The interviews took place individually and were semi structrured in nature. In the interviews students were asked to identify the factors which affect their motivation to the theoretical frameworks of the courses. Data obtained from the interviews were categorized by using content analysis. The final version of the questionnaire was consisted of 43 questions, 5 sub dimensions. It was consisted of four Likert scale from 0=doesn’t effect to 3 very much). The questionnaire was applied to the students between 15 March- 15 April 2007, when they were in groups in their classes. FINDINGS: It was determined that negative factors related to “physical environment of the classes” (e.g. the temperature of classes) and negative factors related to courses were affected the students’ motivation level negatively. The most negative condition that affected the students were the excessive course hours in a week (X=2.69). RESULT: Physical environments of the classes and negative factors related to courses were affected the students’ motivation levels. Keywords: nursing students, motivation 262 [P-205] Hastane enfeksiyonlarını önlemede eldiven giyme ve el yıkama Polat İlknur Ahievran üniversitesi sağlık yüksek okulu kırşehir hastane enfeksiyonları önemli bir mortalite ve mobitide sebebidir. Bunu önleyici birçok yöntem önerilmesine rağmen el yıkama en önemli uygulamalardan biridir.Çalışmamızda serviste ve kan almada çalışan hemşirelerin el yıkama ve eldiven giyme özelliklerini saptamak hedeflenmiştir. Kırşehir devlet hastanelerinde servislerinde ve kan almada 1 gözlemci tarafından hazırlanan gözlemsel çalışma formu kullanılarak verilerin toplandığı gözlemsel bir çalışma geçekleştirilmiştir. Çalışma formlarında hasta temasının tipi,eldiven giyip giymediği,el yıkayıp yıkamadığı,el kurutma yöntemi ve uygun materyal kullanılıp kullanılmadığı kaydedilmiştir.İstatistiksel hesaplamalar spss 9.5 ta analiz edilmiştir. Descriptive(tanımlayıcı) test uygulanmıştır. 44 hemşireye uygulanılan gözlemsel çalışmada eldiven giyenlerin %38.09 u eldiven giymeden önce,%36.17 si eldiven çıkarttıktan sonra el yıkamıştır. Eldiven giymeyenlerin %16.10 u temas öncesi, %26.66 sı temas sonrası el yıkamıştır.Eldiven giymeyenlerin %20 si giyenlerin%27.27 si uygun kurutma yöntemi kullanmıştır.Eldiven giymeyenlerin %66.12 si giyenlerin %58.92 si uygun materyal kullanmıştır. Sonuç olarak serviste ve kan almada çalışan hemşirelerin el yıkama sıklığının litaratürda belirtilen sınırların altında olduğu saptanmıştır.Uluslararası klavuzlar eşliğinde el yıkama davranışının geliştirilmesi için hastane yöneticileri gerekli önlem ve uygulamaları sağlamalıdır. Anahtar Kelimeler: eldiven giyme,el yıkama,hastane enfeksiyonu The importance of wearing gloves and washing hands for preventing infections in hospital Polat İlknur Ahievran üniversity of healty kırşehir The hospital infection is an important reason for mortality an morbitidiy.Although a lot of precoutions are offered as preventive washing hand is one of the most important are in our study we aimed to determine characteristices of washing hand and weareing gloves of nurses who work at blood taking and services An obsevotory work was done in Kırşehir state hospital,blood taking,services by 1 observes who used an observotory work in this obsevatio work the charecteristies such as washing hands are not wearing gloves or not using suitable method are not were recordeat on the form after that all these observations were written and analyzed by means of spss 9.5 program descriptive tests were applie İn the observatory work which practiceson 44 nurses,%38.09 of nurses who wore gloves wased their hands before wearing gloves,%36.17 of nurses who gloves washed their hands after undressing gloves,%16.10 of nurses who didn't wear gloves washed their hands before touch.%26.66of nurses who didn't wear washed their hands after touch.%20.of nurses who didn't wear used suitable drying method.%27.27of nurses who wore used suitable drying method. as a coclusion frequens of washing hands of nurses who work in hospital is under the limit of medica literatüre. Keywords: gloves wearing,hand washing,hospital infections 263 [P-206] Denizli Sağlık Yüksek Okulu Öğrencilerinin Kadına Yönelik Şiddete İlişkin Tutumlarının Belirlenmesi Çalışkan Esra, Sayın Rana, Yaldır Zuhal, Toprak Gülcan, Gül Serdar, Kantar Muhittin, Emre İnan, Azak Arife Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Bu araştırma PAÜ Denizli Sağlık Yüksek Okulu öğrencilerinin şiddet algılarını, kadına yönelik şiddete ilişkin tutumlarını değerlendirmek, şiddete yönelik tutumlarını etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Hemşirelik ve sağlık memurluğu bölümünde öğrenim gören 283 öğrenci araştırmanın evrenini, 153 öğrenci örneklemini oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak öğrencileri tanıtıcı bilgi formu, Gömbül (1998) tarafından geliştirilen aile içinde uygulanan şiddete ilişkin tutum ve şiddet gören kadınlara yönelik öğrencilerin mesleki rollerine ilişkin tutumlarını belirleyen form kullanılmıştır. Verilerin istatistiksel işlemleri SPSS 10.0 programında yapılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin şiddet tutumu genel puan ortalaması 43,32±11,18 olup modern eğilim göstermektedir. Öğrencilerin rollerine ilişkin tutum genel puan ortalaması 31,97±6,54’dir. %58,2’si kız, %41,8’i erkek olup yaş ortalaması ±20,8’dir. Sağlık memurluğu bölümünde öğrenim görenlerin kadına uygulanan şiddete ilişkin tutumları, hemşirelik bölümündekilere göre daha geleneksel eğilim gösterdiği belirlenmiştir (p:0,001, t:-3,509). Çocukken anne-babası tarafından dövülen öğrencilerin kadına yönelik uygulanan şiddete ilişkin tutumları, dövülmeyenlere göre daha geleneksel eğilimde olduğu belirlenmiştir (p:0,002, t: 3,109). SONUÇ: Öğrencilerin şiddet tutumlarının ve rollerine ilişkin tutumlarının modern eğilimde olduğu saptanmış olmasına rağmen öğrencilere şiddet uygulanan kadına yönelik yaklaşım ve şiddeti önleme konusunda eğitime daha fazla verilmelidir. Anahtar Kelimeler: Şiddet, Kadın, Hemşire, Sağlık Memuru Determination of Denizli Health Sciences School Students' Attitudes About Violence Against Women Çalışkan Esra, Sayın Rana, Yaldır Zuhal, Toprak Gülcan, Gül Serdar, Kantar Muhittin, Emre İnan, Azak Arife Pamakkule University Denizli Health Sciences School OBJECTIVES:: This research was conducted for the purpose of evaluating Pamakkule University Denizli Health Sciences School students' perceptions of and attitudes about violence against women and determining factors that influence their attitudes. MATERIALS-METHODS: The 283 students in the nursing and health officer divisions comprised the research population and 153 of these students comprised the sample. Descriptive information form and a form developed by Gömbül (1998) for determining students' attitudes about domestic violence and their professional roles towards women who have faced domestic violence were used as data collection tools in the research. RESULTS: The students' general attitude towards violence score mean was 43.32±11.18 which shows a modern inclination. The students' attitude toward roles general score mean was 31.97±6.54. The attitudes towards violence against women showed a more traditional inclination with the health officer students, compared to the nursing students. Students who were hit by their parents when they were children showed a more traditional inclination in their attitudes towards violence against women than those who had not been hit. CONCLUSION: Although the students' had a modern inclination in their attitudes towards violence and their roles, more education needs to be given to the students about approaching women exposed to violence Keywords: violence, women, nurse, health officer 264 [P-207] Sağlık Yüksekokulunda Okuyan Öğrencilerin Duyusal Yüz İfadelerini Anlayabilme Becerileri Gülşen Burcu, Altay Betül, Gök Özer Fadime Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Denizli AMAÇ: Bu çalışma, Denizli Sağlık Yüksekokulu hemşirelik ve sağlık memurluğu bölümünde okuyan öğrencilerinin duyusal yüz ifadelerini anlayabilme becerilerinin değerlendirmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın evrenini Denizli Sağlık Yüksekokulu okuyan öğrenciler oluşturmaktadır. Evren üzerinde (286) çalışılmış olup, 161 öğrenci çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. Veriler, demografik özellikleri içeren anket formu ve “ Duyusal Yüz İfadeleri Teşhis Testi” kullanılarak, Kasım- Aralık 2006 tarihleri arasında toplanmıştır. BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin,%64.0’ünün kız, %76.4’ünün 17-21 yaş grubunda olduğu, %60,9’u hemşirelik bölümünde öğrenim gördüğü, %47,8’inin düz lise mezunu, %64,6’sının şehir merkezinde oturduğu, %87’sinin çekirdek aileye sahip olduğu, %43,5’inin yurtta kaldığı, %58,4’ünün puanı tuttuğu için okuduğu bölümünü seçtiklerini ifade ettikleri saptanmıştır. Öğrencilerin yaş grupları, öğrenim gördükleri sınıf, aile içi iletişim durumları ile Duyusal Yüz İfadeleri Teşhis Testi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu bulunmuştur. (p<0.05). SONUÇ: Öğrencilerinin duyusal yüz ifadelerini anlayabilme becerilerinin, orta düzeyde olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Duyusal Yüz İfadesi, Öğrenci School For Health Sciences' Students' Ability To Interpret Affective Facial Expressions Gülşen Burcu, Altay Betül, Gök Özer Fadime Pamukkale University Denizli School for Health Sciences nursing departmant Denizli AIM: This research was conducted as a descriptive study for the purpose of evaluating Denizli School for Health Sciences' nursing and health officer students' skills in interpreting affective facial expressions. MATERIAL-METHOD: The research population was comprised of the students at Denizli School for Health Sciences. The study was conducted with all of the population (286 students) and 161 students comprised the study sample. The data were collected in November and December 2006 using a questionnaire for demographic characteristics and the "Affective Facial Expressions Diagnostic Test." FINDINGS: Of the students included in the research 64.0% were female, 76.4% were in the 1721 year old age group, 60.9% were nursing students, 47.8% were regular high school graduates, 64.6% lived in a city, 87% had nuclear type families, 43.5% lived in a school dormitory, 58.4% had chosen their department because of the score they made on the university entrance examination, RESULT: A statistically significant difference was found between Affective Facial Expressions Diagnostic Test scores and the students' age group, class in school, and communication status within their family (p<0.05). Keywords: affective facial expression, student 265 [P-208] Psikiyatri Hastalarının Özellikleri ve Hemşirelerine Bakış Açıları Bakır Esra, İnce Ayşe, Çevik Celalettin, Başkurt Selma Kazar Balıkesir Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hastaların tanılarının, kendilerine uygulanan tedavi ve bakımın ve hemşirelerine olan güvenlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki bu çalışma Şubat- Mayıs 2006 tarihleri arasında Balıkesir Devlet Hastanesi psikiyatri servisinde yatan 110 hasta ile yapılmıştır. Anket formu hastalarla yüz yüze görüşülerek doldurulmuş, bazı bilgiler ise hasta tabelasından elde edilmiştir. Veriler SPSS 12.0 programında, ortalama, standart sapma, frekans dağılımları ve ki-kare testi ile değerlendirilmiştir. Hastaların yaşlarının aritmetik ortalaması 43.34±16.6 iken yatış sayılarının 2.80±4.8 dir. Cinsiyetleri incelendiğinde %70.9’unun kadın, eğitim düzeylerine bakıldığında %52.7’sinin ilkokul mezunu olduğu saptanmıştır. Hastaların %70.0’ının evli olduğu, %62.7’sinin ev hanımı olduğu, %10.0’ınında serbest çalıştıkları tespit edilmiştir. Psikiyatri servisinde yatan hastaların tanıları %8.2’si duygu-durum bozukluğu, %18,2’si anksiyete, %52.7’si ağır depresyon, %9.1’i psikoz şeklindedir. Hastaların %7,3’ünün antipsikotik, %37.3’ünün antidepresan, %15.5’inin anksiyolitik, %11.8’inin duygu-durum düzenleyici, %12.7’sinin antipsikotik ve antidepresan aldığı saptanmıştır. Hastaların kendilerine bakım veren, tedavi yapan hemşirelerine güven duyma ve hasta hemşire arasındaki iletişim durumlarına bakıldığında %89.1’inin güvendiği saptanmıştır. Hemşirelerine güvenmeyen %10.9’unun güvenmeme nedenleri ise %3.6’sının güler yüzlü olmaması, %5.5’inin yanlarına sadece ilaç vermek için uğraması, %0.9’unun soru sorduklarında hemşirelerinin kendilerine cevap vermemesi olarak belirlenmiştir. Meslekleri ile kendilerine bakım veren hemşireye güven duymaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır p<0.05 (fisher’s exact test). Hastalar genelde hemşirelerinden çok memnundurlar. Anahtar Kelimeler: Psikiyatri Hastası, Hastane,Hemşire The Characteristics of Psychiatry Patients and Their Views About Nurses Bakır Esra, İnce Ayşe, Çevik Celalettin, Başkurt Selma Kazar Balıkesir University School of Health It has been aimed to identify patients’ confidence towards their nurses, care for them, towards treatment. The study, which is descriptive and cross-sectional, was carried out 2006 on 110 patients in psychiatry at Balıkesir Hospital. The survey was carried out using interviewing techniques, the data was obtained from the patients’ hospital signboards. The data was assessed on SPSS 12.0 program with the tests of frequency distribution, arithmetic mean,standard deviation. While the arithmetic mean of patients’ ages is between 43.34± 16.6, however the hospitalized patients’ numbers are 2.80±4.8. It was observed that 70.0% of the patients were women, 18.2% of the diagnoses of the patients in psychiatry department were anxiety, 52.7% were serious depression, 9.1% were psychosis. It was found that 7.3% of the patients were using antipsychotic, 37.3% used antidepressant. It was determined that 89.1% of patients had trust in their nurses and felt that the nurses helped cure, care for them, in addition, when we look at the relationships between the nurses and the patients we see that 89.1% feel confident towards their nurses. A statistical difference determined between their occupation, trust in the nurse who care for them. Patients are pleased with their nurses. Keywords: Psychiatry Patients, Hospital, Nurse 266 [P-209] Hemşirelik Eğitiminin Öğrencilerin Sorun Çözme Becerilerine Etkisi Çınar Nursan1, Sözeri Cefariye1, Şahin Sevil1, Cevahir Reyhan1, Say Mihriban2 1 Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Sakarya,Türkiye 2 Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Öğrencisi, Sakarya, Türkiye AMAÇ: Araştırma değişik eğitim düzeydeki hemşirelik öğrencilerin sorun çözme becerilerinin eğitim süreci boyunca gelişip, gelişmediğini incelemek ve sorun çözmeyi etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla gerçekleştirildi. METHOD: Veriler 19–23 Mart 2007 tarihler arasında toplandı. Çalışmaya toplam 154 öğrenci katıldı. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından hazırlanan bilgi formu, Heppner ve Petersen tarafından geliştirilen ve Taylan tarafından ülkemizde geçerlilik ve güvenilirlilik çalışması yapılan sorun çözme ölçeği kullanıldı. Veriler bilgisayarda yüzdelik yöntem ve Chi-quare test kullanarak hesaplandı. BULGULAR: Çalışmada öğrencilerin tamamının sorun çözme puan ortalamasının 86.85 ± 18.55 olduğu saptandı. Öğrencilerin %53.9’u sorun çözme becerilerinde kendilerini başarılı olarak tanımladı. Sorun çözme ölçeğinde alınan puanların ortalamaları değerlendirildiğinde II, III ve IV sınıf öğrencilerinin I sınıf öğrencilerine göre sorun çözmede daha başarılı oldukları tespit edildi. Derslerinde başarılı olduğunu belirten öğrencilerin sorun çözmede daha başarılı olduğu belirlendi (p<0.001). SONUÇ: Çalışmada hemşirelik eğitiminin, öğrencilerinin sorun çözme becerisini olumlu yönde etkilediği saptandı. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik eğitimi, öğrenciler, sorun çözme becerileri The Effect of Nursing Education on The Problem Solving Skills of The Students Çınar Nursan1, Sözeri Cefariye1, Şahin Sevil1, Cevahir Reyhan1, Say Mihriban2 1 Sakarya University School of Health Sciences, Sakarya, Turkey 2 Student, Sakarya University School of Health Sciences, Nursing Department,Sakarya, Turkey AIM: The study was carried out with the aim of examining whether the problem solving skills of the nursing students improve along the process of nursing education and determining the factors affecting the problem solving. METHOD: Totally 154 students took part in the study. As the means of data collecting, the ‘problem solving measure’ which had been developed by Heppner and Petersen. The data were evaluated in computer by using the percentage method and the Chi-square test. FINDINGS: In the study, the average of the problem solving skill points of all of the students was found to be 86.85 ± 18.55. 53,9 % defined themselves as successful in problem solving. When the average points attained in the problem solving measure were evaluated, it was seen that the 2nd, 3rd and 4th grade students were more successful I problem solving comparing to the 1st grade students. It was also determined that the students stating they were successful in their courses were relatively more successful in problem solving, too (p<0.001). CONCLUSION: In our study, it was determined that the nursing education had a positive effect on the problem solving skills of the students. Keywords: Nursing education, students, problem solving skills. 267 [P-210] Üniversite Öğrencilerinde Primer Dismenore Görülme Sıklığı Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Yolları Kazancı Ferdane, İlhan Nesrin, Sabuncu Necmiye Haliç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul AMAÇ: Üniversite öğrencilerinde primer dismenore görülme sıklığı, yaşanan sorunlar ve çözüm yollarının belirlenmesi. Gereç YÖNTEM: Araştırma İstanbul’ da bir Vakıf Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu ve Fen Edebiyat Fakültesinde okuyan öğrencilerden 1 Ekim- 30 Aralık 2006 tarihleri arasında derse devam eden ve araştırmaya katılmayı kabul eden 265 öğrenci ile tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Veriler araştırmacı tarafından litaratür bilgileri doğrultusunda hazırlanan 36 sorudan oluşan anket formu ile toplandı. Veriler bilgisayar ortamında; yüzdelik ve ki-kare testi kullanılarak değerlendirildi. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin %58,5’i hemşirelik, %41,5’i fen edebiyat fakültesinde okumaktadırlar. Öğrencilerin %24,9’u birinci sınıf, %24,4’ü 20 yaşında %35,1’inin annesi ilkokul mezunu, %97,4’ü bekardır. İlk adet yaşı ortalaması 13,27±1,39’dur. Öğrencilerin %73.6’sının adetlerinin ağrılı olduğu, adeti ağrılı olanların %25.3’ünün ağrılarının çok şiddetli olduğu, % 35’ inin ağrılarının orta şiddetli olduğu % 32,8’ inin adetinin ilk günü ağrı yaşadığı belirlendi. Öğrencilerin % 49,1’ i adet ağrısı dışında bel ağrısı, % 21,1’ i bulantı, % 8,7’ si kusma, % 20,4’ ü bacak ağrısı, % 9,8’ i sık idrara çıkma, % 17,7’ si baş ağrısı, % 7,9’ u diyare, % 38,1’ i sinirlilik, % 60,4’ ü gerginlik, % 34’ ü halsizlik, % 23’ü dikkati toplayamama şikayetleri yaşadığını ifade etti. Adet ağrısı yaşayan öğrencilerin % 40,1’inin ağrı kesici ilaç kullandığı, % 7,2’sinin egzersiz yaptığı, % 30,9’ unun beslenmesinde değişiklik yaptığı, % 20,4’ ünün duş aldığı, % 24,9’ unun sıcak uygulama yaptığı, % 13,6’ sının masaj yaptığı, % 41,5’ inin istirahat ettiği belirlendi. SONUÇ: Öğrencilerin dismenoreye yönelik uygulamalarının yetersiz olduğu, dismenore ile ilgili eğitim yapılmasının, uygun girişimde bulunmaya katkı sağlayacağı söylenebilir Anahtar Kelimeler: Dismenore, kadın sağlığı Frequency Of Prımary Dysmenorrhea Between Unıversıty Students Problems Experıenced And Ways To Solve Kazancı Ferdane, İlhan Nesrin, Sabuncu Necmiye Department of Nursing, Halic University, İstanbul, Turkey AIM: To determine frequency of primary dysmenorrhea between university students, problems experienced and ways to solve. MATERİAL-METHOD: The research is done descriptively with students who were continuing classes and accepted to participate in the research between October 1 and December 30 2006 at School Of Arts-Science and Academy of Nursing in a university in İstanbul. Data is collectted by a prepeared 36 question questionnaire. The data is evaluated in computer environment using percentage and chi-square tests. FINDINGS: 58.5% of participants study Nursing, 41.5% study at the Faculty of Arts-Science. 24.9% of students is 1st year, 24.4% is 20 years old. 73.6% of student’s menstruations are very painful, 35% has medium violent, 32.8% of them feel pain on the first day of their menstruation. 49.1% of students expressed they experience backache, 21.1%;nausea, 8.7%; vomitting, 20.4%;leg ache, 9.8%; frequent urination, 17.70%;headache, 38.1%; nervousness, 60.4%; tension, 34%; weakness,23% not being able to concentrate problems. 40.1% of students experiencing menstruation pain uses painkiller, 7.2% exercises, 30.9% makes changes in their nutrition, 20% takes a shower, 24% uses heat, 13.6 % massages, 41.5% rests. CONCLUSION: It can be said that students’ practises against dysmenorrhea are insufficient, education about dysmenorrhea can contribute to make appropriate,initiative. Keywords: Dysmenorrhea, women health 268 [P-211] Huzurevlerinde Çalışan Hemşirelerin Tükenmişlik Düzeyleri Bektaş Gülnur, İlhan Nesrin, Akhan Latife Utaş Haliç Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu,İstanbul AMAÇ: Huzurevlerinde çalışan hemşirelerin tükenmişlik düzeylerini incelemek. YÖNTEM: Araştırma Ocak 2007’ de İstanbul’ da kurumlardan gerekli izinler alınarak, Okmeydanı Darülaceze, Emekli Sandığı Etiler Dinlenme ve Bakımevi, Kayışdağı Darülaceze ve iki özel huzurevinde çalışan araştırmaya katılmayı kabul eden 100 hemşire ile tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Veriler araştırmacı tarafından geliştirilen 15 soruluk anket formu ile birlikte, Maslach Tükenmişlik Ölçeği (α: 0,61) kullanılarak toplandı. Ölçeğin 3 alt boyutu vardır (Duygusal tükenme, Kişisel başarı, Duyarsızlaşma). Veriler bilgisayar ortamında; yüzdelik, Anova ve Student t testi kullanılarak değerlendirildi. BULGULAR: Hemşirelerin yaş ortalaması 28,91±4,58’ dir. Hemşirelerin % 57’ si Sağlık Meslek Lisesi mezunu, % 57’ si 1-5 yıldan beri hemşire olarak çalışmakta, % 85’ i çalışmakta olduğu bölümden memnun ve % 65’ i çalışmakta olduğu bölümde kişisel başarısını yüksek bulmaktadır. Tükenmişlik ölçeği puan ortalaması 35,84±6,44 bulundu. Lisans mezunu olan hemşirelerin diğer gruplara göre duyarsızlaşma alt grubu, 11-15 yıldır çalışan hemşirelerin diğer gruplara göre duygusal tükenme alt grubu, çalışmakta olduğu bölümden memnun olmayanların olanlara göre duygusal tükenme alt grubu ve tükenmişlik ölçeği puan ortalaması, çalıştığı kurumda kişisel başarısını çok iyi bulan hemşirelerin bulmayanlara göre kişisel başarı alt grubu puan ortalaması anlamlı derecede yüksek bulundu(p<0,05). SONUÇ: Çalışmakta olduğu bölümden memnun olmayan hemşirelerin tükenmişlik düzeyleri daha yüksek bulundu. Anahtar Kelimeler: Hemşire, Huzurevi, Tükenmişlik Level Of Exhaustıng Of The Nurses, Workıng At The Old Age Asylum Bektaş Gülnur, İlhan Nesrin, Akhan Latife Utaş Department of Halic University,İstanbul, Turkey AIM: The slop the level of exhausting of the nurses working at the old age asylum. METHOD: The survey has been conducted by 100 nurses who have accepted two be included in this survey and who are working for the hospitals. Okmeydanı Darülaceze, Emekli Sandığı Etiler Dinlenme ve Bakımevi, Kayışdağı Darülaceze and the two private the old age asylums. The data has been collected via Maslach level of Exhausting Scale (α: 0,61) together with the 15 question questionwhere/ prepared by the surveyer the scale has 3 sub-dimensious. (Emotional exhousting, personal succeus, losing feeling) FINDINGS: Avarage age of the nurses is 28,91± 4,58. 57 % the nurses are graduates of medical high school, and working as a nurse for 1-5 years. 85 % of them are pleased with their department and 65 % of them consider themselves succesfull. Level of exhausting is 35,84±6,44. Level of loss of feeling of the university degree nurses compared with the lower groups nurses working for 1115 years compared with the lower groups, level of exhausting of the workers, pleased with their department compared to them of the ones not pleased avarage level of score of the exhausted are avarage of those who consider themselves succesfull compared to those who consider themselves unsuccesfull have been found considerably high. (p<0,05). CONCLUSION: Level of exhausting of the nurses who are not pleased with their department is higher. Keywords: Nurse, Old age asylum, exhaustion 269 [P-212] Hemşirelik Ve Sağlık Memurluğu Bölümünde Öğrenim Görmekte Olan Öğrencilerin Klinik Uygulamalardaki Memnuniyet Düzeyleri Candan Ayşe Nur, Gök Özer Fadime Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Denizli AMAÇ: Bu çalışma, Denizli Sağlık Yüksekokulu’nda okuyan öğrencilerinin klinik uygulamalardaki memnuniyet düzeylerinin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın evrenini Denizli Sağlık Yüksekokulunda (2,3 ve 4. sınıf) okuyan 180 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmaya katılmayı kabul eden 160 öğrenci çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. Veriler 41 soruluk kontrol listesi (check-list) aracılığıyla toplanmıştır. .Verilerin değerlendirmesinde, sayı-yüzdelik hesaplamaları, t- testi, one-way Anova, Kruskal-Walls ve Mann-Whıtney testleri kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamaları, 21.36 ±1.83 olarak bulunmuştur. Öğrencilerin %56.3’nün kız, %94.4’ünün çalışmadığı, %50.6’sının düz lise mezunu, %51.9’unun hemşirelik bölümünde okuduğu, % 65.6’sının bölümü severek seçtiklerini, belirttikleri saptanmıştır.. SONUÇ: Öğrencilerin mezun oldukları lise, okuduğu bölüm, bölümü sevip sevmeme durumu, yaşadığı yer, klinik uygulamasından memnun kaldıkları ders, klinik uygulamalarda kendilerini yeterli bulup bulmama durumları, mezuniyet sonrası kendi mesleğini yapmak isteyen ve ekip çalışması yapanlar ile memnuniyet düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. (p<0.05). Anahtar Kelimeler: Klinik uygulama, Memnuniyet, Öğrenciler Nursing And Health Officer Students' Level Of Satisfaction With Clinical Practice Candan Ayşe Nur, Gök Özer Fadime Pamukkale University Denizli School for Health Sciences, Nursing Departman AIM: This study was conducted as a descriptive study for the purpose of determining Denizli School for Health Sciences university students' level of satisfaction with their clinical practice. TOOL-METHOD: The research population consisted of 180 students in the 2nd, 3rd, and 4th year at Denizli School for Health Sciences. The 160 students who agreed to participate in the research were the research sample. Data were collected using a 41-question check-list Data were evaluated using number-percentage calculations, t-test, One Way ANOVA, Kruskal-Wallis and Mann-Whitney tests. FINDINGS: The mean age of the students participating in the research was found to be 21.36 ±1.83. It was determined that 56.3% of the students were female, 94.4% were not employed, 50.6% were regular high school graduates, 51.9% were in the nursing school, 65.6% choose this school happily. RESULT: Statistically significant differences were found between students' type of high school graduated from, school at university, whether or not they liked their school,place of residence, class they were pleased about its clinical practice, whether or not they found themselves competent in clinical practice, whether or not they wanted to work in their own profession, and whether or not they had done team work (p<0.05). Keywords: Clinical Practice, Satisfaction, Students, 270 [P-213] 50 Yaş ve Üzeri Bireylerin Evde Yaşam Hakkındaki Görüşleri ve Memnuniyetleri Uslu Esra, Aştı Nesrin (danışman) Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu, Fethiye, Muğla GİRİŞ-AMAÇ: Ülkemizde, 201 huzurevinde hizmet verilmektedir. Huzurevi yaşlı için çevre denetimini göreli olarak yitirdiği yeni bir ortamdır. Her 235 yaşlıdan 234'ünün evde yaşamını sürdürdüğü ülkemizde yaşlılara yönelik hizmetler sınırlı ve yetersizdir. Bu çalışma evde yaşayan 50 yaş üzeri bireylerin memnuniyetlerini belirlemek ve huzurevlerine bakış açılarını değerlendirmek amacıyla planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı ve kesitsel çalışmanın evrenini Muğla yöresinde 160 000 nüfuslu bir sahil ilçesindeki evde yaşayan 50 yaş üzeri bireyler, örneklemini olasılıksız örneklem yöntemiyle belirlenen 100 kişi oluşturmuştur. Veriler bilgisayar ortamında SPSS 11.0 paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR-SONUÇ: Araştırmaya katılanların %52’sinin 60–69 yaşında olduğu, %67’sinin erkek, %47’sinin ilkokul mezunu, %58’sinin emekli olduğu saptanmıştır. Evde yaşamaktan memnun olanların (%89) %47.3’ünün ailesiyle beraber oldukları için evde yaşamaktan memnun olduğu saptanmıştır. Evde yaşamaktan memnun olmayanların %50’sinin yalnız olduğu için evde yaşamak istemedikleri belirlenmiştir. Huzurevinde yaşamayı istemeyenlerin (%83) %31.3’ünün ailesinin olması nedeni ile huzurevinde yaşamak istemediği tespit edilmiştir. Huzurevinde yaşamak isteyenlerin %54.5’inin daha iyi bakılacağını düşündüğü için huzurevinde yaşamak istediği belirlenmiştir. Sonuç olarak; 50 yaş üzeri bireylerin evde yaşamayı tercih ettikleri, bakım sorunları olmadığı sürece huzurevinde yaşamayı istemedikleri belirlenmiştir. Bölgede huzurevinden çok bakımevinin kurulması önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: 50 yaş ve üzeri bireyler, görüş ve düşünceleri, evde yaşam Opinions and Contents of People Aged 50 or More About Living At Home Uslu Esra, Aştı Nesrin (danışman) Mugla University Fethiye Health College, Fethiye, Muğla INTRODUCTION AND AIM: As changing the life style of humans and developments in health sector, geriatry is a multi-dimensional social problem. This study has been planned to determine satisfactions of living at home and evaluate opinions of their regarding to live in the nursing home. MATERIAL-METHOD: The descriptive study was carried out on 100 elderly persons with 50 years old and over. The gathered data were analyzed by using SPSS. FINDINGS and CONCLUSIONS: As data, 52 % of sample 60–69 years old, 67% men, 47 % primary school graduates, 58 % retired, district was determined. It was determined 89% are pleased with living at home. When examined the reasons of their pleasure, as 47.3% are with their family. When examined the reasons of their dissatisfactions,50% feel alone. When examined their perspectives in nursing home, 54% of those willing to live in there, think they are looked after, As a result, it was determined people aged over 50 prefer living at home to nursing home, as long as they don’t have care problem. It's suggested care homes should be set up instead of nursing home. Keywords: people aged 50 or more, opinions and contents, living at home 271 [P-214] Çankırı'da Yaşayan 20 Yaş Üzeri Bayanların Osteoporozdan Korunma Bilgi Düzeylerinin Saptanması Gülcan Nurcan, Bozdemir Ayşegül, Yaşa Ayşegül, Özel Hatice, Ünlü Sürmeli Canan ankara üniversiyesi çankırı sağlık yüksek okulu GİRİŞ: Kronik hastalıklar içinde değerlendirilen ve kemik metabolizma hastalığı olan osteoporoz, literatürlerde önemli bir kadın sağlığı sorunu olduğu belirtilmektedir. AMAÇ: Bu araştırmada, çankırı'da yaşayan 20 yaş üzeri bayanların osteoporozdan korunma bilgi düzeylerinin saptanması amaçlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Osteoporozu önlemeye yönelik 20 yaş üzeri 400 bayan araştırmaya gönüllü olarak katıldı. Bayanların osteoporozu önlemeye yönelik bilgi düzeyleri ön testle saptanarak gerekli eğitim verilip son test uygulandı. BULGULAR: Araştırmaya katılanların %64,0'ı (256) 20-34 yaş grubu arasındadır. Araştırma grubundaki bayanların %11,5'inde (46) osteoporoz tanısı vardır. Bayanların eğitim öncesinde %4,8'inin (19) kalsiyum içeren gıdaların tamamını bildikleri saptandı. Bu oran eğitim sonrasında %64,8'e (259) yükseldi. Verilen eğitimin başarı oranı %60,0'dır. Araştırmaya katılanların %72,5'inin (290) kalsiyum içeren gıdaları yeterli almadıkları ve %78,2'sinin (313) herhangi bir egzersiz programının olmadığı ve bu grubun osteoporoz hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları saptandı. Araştırmaya katılanların %75,5'i (302) eğitim öncesinde osteoporozun oluşumunda etkili tüm faktörleri bilmediği saptandı. Eğitim sonrasında bu oranın %6,0'a (24)düştüğü görüldü. SONUÇ: Araştırma grubunun eğitim öncesinde osteoporoz ve osteoporozu önlemeye yönelik yeterli bilgilerinin olmadığı saptandı. Verilen eğitim sonucunda bilgi eksiklikleri büyük ölçüde giderildi. Çankırıda yaşayan bayanların, gelecekte osteoporoz riski taşıdıklarından, daha geniş ve kapsamlı eğitime ihtiyaçları vardır. Anahtar Kelimeler: Bayanlar, kalsiyum içeren gıdalar, osteoporoz The Knowledge Level Determination Of Preservation From Osteoporosis Of The Ladies Over 20 Years Old Living In Çankırı Gülcan Nurcan, Bozdemir Ayşegül, Yaşa Ayşegül, Özel Hatice, Ünlü Sürmeli Canan ankara university çankırı college of health INTRODUCTION: Osteoporosis, which is a bone metabolism illness and evaluated in chronicle illnesses, is a defined as a women health problem. OBJECTİVE: In this research, it is aimed the knowledge level determination of preservation from osteoporosis of the ladies over 20 years old living in Çankırı METHODS: 400 women over 20 years old participated to this research voluntarily to preserve osteoporosis. The knowledge level of the ladies to preserve from osteoporosis was determined with a beginning test and the required education was provided and a final test was applied. RESULTS: The 64,0% (256) of the participants were between the ages 20-34. 11,5% (46) of the participants have osteoporosis diagnosis. The 4,8% (19) of the participants knew all the food that contains calcium before the education. This rate increased to 64,8% (259) after the education. The success rate of the education is 60,0%. It was determined that the 72,5% (290) of the participants were not having enough food containing calcium and 78,2% (313) had no exercise program and enough background on osteoporosis. CONCLUSIONS: It was determined that the research group had no information about osteoporosis and preservation from it before the education. This deficiency was removed largely after the education. Keywords: Ladies, food contains calcium, osteoporosis 272 [P-215] Sağlık Çalışanlarında Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının Değerlendirilmesi Yalçınkaya Meltem, Gök Özer Fadime Pamukkale üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Denizli AMAÇ: Bu çalışma, Afyon ve Denizli il merkezdeki Üniversite ve devlet hastanelerinde görev yapan sağlık çalışanlarının, sağlıklı yaşam davranışı biçimlerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır GEREÇ-YÖNTEM: Evren üzerinde (1779) çalışılmış olup, 316 sağlık personeli çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. Araştırmanın verileri anket formu ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlari Ölçeği aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin değerlendirmesinde, sayı-yüzdelik hesaplamaları, t- testi, one-way Anova, Kruskal-Wallis ve Mann-Whıtney-U testleri kullanılmıştır. BULGULAR: Sağlık çalışanlarının %84,5’inin hemşire, % 55,7’sinin 20- 30 yaş grubunda, %75.0’inin evli, %39.2’sinin cerrahi birimlerde çalıştığı, %69.6’sının düzenli beslendiği, sadece %22.8’inin sporla ilgilendiği, % 61.1’inin sigara kullanmadıklarını ifade ettikleri saptanmıştır. SONUÇ: Sağlık çalışanların yaş grupları, cinsiyetleri, öğrenim durumu, çalışma yılı, çalıştığı bölüm, düzenli beslenme durumu, sporla ilgilenme, sigara ve alkol kullanma durumu ve çalışılan hastane ile sağlıklı yaşam davranış biçimi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. (p<0.05). Anahtar Kelimeler: Sağlık Çalışanları, Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Evaluation of Healthy Lifestyle Behaviors in Health Care Workers Yalçınkaya Meltem, Gök Özer Fadime Pamukkale University Denizli School for Health Sciences, Nursing Departman, Denizli AIM: This research was conducted as a descriptive study for the purpose of determining the healthy lifestyle behaviors of health care workers employed at university and state hospitals in Afyon and Denizli. TOOL-METHOD: The study was conducted on the population (1779), and the sample was comprised of 316 health care personnel. The research data were collected using questionnaire form and the Healthy Lifestyle Behaviors. Number-percentage calculations, t-test, One Way ANOVA, Kruskal-Wallis and Mann-Whitney U tests were used in the analysis of the data. FINDINGS: It was determined that 84.5% of the health care workers were nurses, 55.7% were in the 20-30 year old age group, 75.0% were married, 39.2% worked on surgical units, 69.6% ate regular meals, only 22.8% were interested in sports, 61.1% did not smoke cigarettes, RESULT: There were statistically significant differences for age group, gender, educational level, years of employment, hospital unit where they worked, status of eating regular meals, status of being interested in sports, use of alcohol, hospital where employed and the health care workers' healthy lifestyle behaviors (p<0.05). Keywords: Health Care Worker, Healthy Lifestyle Behaviors 273 [P-216] Epilepsi ile yaşamak Ergazi Aycan, Şıpkın Sevinç, Şener Alper Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu,Çanakkale Giriş/Amaç Epilepsi, Santral Sinir Sistemi’nin en sık görünen hastalıklarındandır.Genel nüfusun yaklaşık %25’nin ömürleri boyunca en az bir epileptik nöbet geçirdiği bilinmektedir.Bu derleme, epilepsi hastalarının yaşama bakış açılarını ve epilepsi hakkında genel bilgilerini geliştirmek için yazılmıştır. Materyal-Metot-Yöntem 7 adet hemşirelik bakımı ve nöroloji kitapları ve son 5 yılda yazılmış 50 adet makale irdelenmiştir. Bulgular Tüm epilepsi türlerinde ortak olan özellik beyin hücrelerindeki anormal elektriksel boşalmalardır. Parsiyel ve Generalize olmak üzere 2 ana gruba ayrılır.Generalize nöbetler Grand-mal (tonikklonik), Petit-mal(Absans) ve Status Epileptikus olarak sınıflandırılır.Nöbetler beynin etkilenen bölgesine göre değişmektedir.Klasik tanı yöntemi EEG’dir.Tedavide ise antiepileptik ajanlar dışında cerrahi tedavide alternatifler arasındadır. Sonuç Epilepsi, kişinin ve çevresinin tüm sosyal yaşantısını etkileyen bir hastalıktır.Bu hastalıkla başa çıkmak, topluma uyum sağlamak ve sosyal hayattan kopmamak için bu hastalıkla barışık yaşamak gerekir. Bu da yeterince bilgi sahibi olmakla gerçekleşmektedir.. Anahtar Kelimeler: Epilepsi, nöbet,yaşam Living with epilepsy Ergazi Aycan, Şıpkın Sevinç, Şener Alper Canakkale Onsekiz Mart University, Health College,Canakkale, Turkey Introduction/Aim Epilepsy is one of the common illnesses of the Central Neurveus System. It is known that 2-5 % of the general population is exposed to at least one epileptic seizure in their lifespan. This review was written in order to develop patients’ general knowledge about epilepsy and their view to the life. Material-Method-Techniques Seven nursery and neurology books and 50 articles invastigated which were written in the last 5 years past. Findings The feature that is common in all types of epilepsy is the abnormal electrical discharge in the cerebral neurons. It is divided into 2 groups as Partial and Generalized. Generalize seizures are categorized as Grandmal(tonic-clonic), Petitmal(Absans) and Status Epilepticus. Seizures change according to the effected parts of the brain. The classical diagnosis is by EEG. In therapy, surgery treatment is one of the alternatives except from antiepileptic ajan. Conclusion Epilepsy is an illness which effects individuals’ social life and environment. It is needed to accustom to live this illness in order to deal with this illness, to adapt to life and not to isolate from social life. This can be come true having enough knowledge. Keywords: epilepsy,seizure,life 274 [P-217] Ankara’da Dört Büyük Hastanede Çalışan Hemşirelerin Hemşireliğin Gücü Ve Bunu Etkileyen Faktörler Hakkındaki Görüşleri Çoban Havva, Çevik Elif, Deneri Betül, Demirel Şenay, Eskier Hanife, Toğuç Nejla, Aktaş Tuğba Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Hemşireler sağlık çalışanları içinde en büyük grubu oluşturmakta ve bakım verdiği bireylerle en uzun süre ilişkide bulunan grup olmakla birlikte kendilerini güçsüz hissetmektedirler. Araştırma, hemşirelerin güçleri hakkındaki düşüncelerinin ve güçlerini etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırma Ankara il merkezi sınırları içinde bulunan dört hastanede yapılmıştır. Araştırma kapsamına bu hastanelerde, araştırmanın yapıldığı tarihte gündüz çalışan 162 hemşire alınmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan veri toplama formu ile hemşirelerle yüzyüze görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Veri toplama formunda hemşirelerin bazı sosyodemografik özellikleri ve hemşirelik mesleğinin güçlü ve güçsüz yönleri ile bunları etkileyen faktörlerle ilgili sorular yer almıştır. Hemşirelerin %54.93’ünün lisans mezunu oldukları, yaş ortalamalarının 22, meslekte çalışma yılı ortalamalarının 9 yıl olduğu ve %25.30’unun hemşirelik ile ilgili bir derneğe üye oldukları saptanmıştır. Lisans mezunu olan hemşirelerin yapmış olduğu mesleki tanımının, daha açıklayıcı olduğu, hemşirelikle ilgili bir derneğe üye olan hemşirelerin çoğunlunu lisans ve üzeri mezunu olan hemşirelerin oluşturduğu belirlenmiştir. Hemşireler, mesleğin güçsüz olmasının en önemli sebepleri olarak, eğitimde birliğin olmamasını, yasasının çok eski ve yetersiz olmasını ve meslektaşlar arasında iletişim, işbirliği ve birleşmenin yetersiz olmasını belirtmişlerdir. Bu veriler doğrultusunda; öncelikli olarak, hemşirelerin eğitim düzeylerinde eşitliğinin sağlanması, yeni hemşirelik yasasının en kısa zamanda çıkarılması ve dernek aracılığı ile hemşireler arasındaki iletişimin arttırılması önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: Güç, Hemşirelik The View Of Nurses Who Work In Four Big Hospital In Ankara About Nursing Power And Related Factors Which Affect This Situation Çoban Havva, Çevik Elif, Deneri Betül, Demirel Şenay, Eskier Hanife, Toğuç Nejla, Aktaş Tuğba Hacettepe University School of Nursing The study was made in four hospitals in the border of Ankara’s provincial center. It includes 162 nurses serving during day time in these hospitals at date when the study was conducted. The data were collected by means of data-collection form and face to face talk with nurses. In datacollection form, there were questions about nurses’ sociodemographic features and strong and weak aspects of the nursing profession and factors that have influence on them. The study showed that 54.93% of nurses have Bachelor’s degree and they are 22 year old on average and their average service in the profession is 9 years and 25.30 % of them are belonged to an association related to nursing. It is confirmed in the study that Bachelor’s definition of occupation are more explicit and nurses who have Bachelor’s and Masters degree comprise a large proportion of those belonged to an organization related to the nursing profession. According to the nurses, there is no unity in education, existing legislation of nursing is too old and inadequate and there is lack of communication, cooperation and combination with colleagues, which are the most important reasons for weakness of profession. Keywords: Nursing, Power 275 [P-218] Olgu Sunumu: Bronkopnömonisi tanısı olan bebeğin hemşirelik bakımı Albayrak Seda, Efe Emine Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu Bronkopnömoni; Bakteri virüs ve nadiren parazitlerin neden olduğu, hipertermi, takipne, sekresyonlu öksürüğün görüldüğü akciğer enfeksiyonudur. OLGU: Ağustos 2006’da 38,5 0C’yi aşan ateş, dispne, wheezing, iştahta azalma, sekresyonlu öksürük, siyanoz şikayetleriyle hastaneye gelen bebeğe kardiyak sfinkter yetmezliğine bağlı aspirasyon sonucu gelişen bronkopnömoni tanısı konulmuştur. Olgumuza kardiyak sfinkterin sıkılaştırılması amacıyla cerrahi operasyon yapılmıştır. Operasyondan sonra hiç kusma şikayeti olmayan bebek 1 hafta sonra taburcu edilmiştir. Baş çevresi 42 cm, boyu 70 cm, kilosu 6.600 gr olan 11 aylık olgumuz 05.04.2007 tarihinde bronkopnömoni klinik tablosuyla hastanemize tekrar yatırılmıştır. Bebeğimize Ventolin neb. ve Pulmicort neb., Duocid IV, Asist süsp., O2 tedavisi uygulanmıştır. Sekresyonların drenajını hızlandırmak için 4x1 postural drenaj yapılmıştır. Beslenmesinde 8x70cc mama oral olarak verilmiştir. Fizik muayenede, perine ve lumbo-sakral bölgede pişik gözlenmiştir. Bebeğimize uygulanan hemşirelik bakımı sonucunda, bebeğimiz sekresyonlarını daha rahat çıkarabildi, anne bebeğine düzenli olarak postüral drenajı uygulayabildi, bebeğin O2 tedavisi kesildi, mamasını oral olarak rahat bir şekilde alabildi ve tolere edebildi, mukoz membranlar nemliydi, pişiği düzelmeye başladı. Anahtar Kelimeler: bebek, etkisiz solunum, aktivite intoleransı, enfeksiyon, oral mukoz membranlarda kuruluk, sıvı elektrolit dengesizliği, pişik, etkisiz beslenme davranışı Case report: Nursing care of a baby who has bronchopneumonia Albayrak Seda, Efe Emine Akdeniz University School of Health Bronchopneumonia; is a pulmonary infection, where hyperthermo, tacipne, secretional cough are observed, caused by bacteria, virus and rarely by parasites. CASE: In August 2006, the baby, who come to hospital with a fever of over 380C, dyspnea, decrease in appetite, secretional cough and complaint of cyanosis is defined diagnosis of bronchopneumonia devolops due to aspiration which is consequent of insufficient cardiologic sphincter. Medical operation has been performed in order to tighten cardiologic sphincter. The baby hasn’t got any complaint of disgorgement after the operation, and she is is discharged from the hospital after a week. The baby, who has head circle of 42 cm, height of 70 cm and weight of 6.600 gr, has been re-put in hospital with bronchopneumonia clinical chart. Ventolin and Pulmicort neb., Duocid IV, Asist susp., O2 treatment has been applied to the baby. Postural drainage has been performed in order to accelerate drainage of secretions. 8x70cc feed has been given orally in her nutrition. Diaper rash has been observed over her perine and lumbo-sacral sections in her physical treatment. The result of nursing care, the baby breathed easily, respirations remained within normal limits, oxygen saturation was >=%95, baby rested and slept quietly, oxygen terapy was stopped, baby’s diaper rash was recovered. Keywords: baby, ineffective respiration pattern, intolerance of activity, infection, dryness in mucos membranes, liquid electrolyte imbalance, diaper rash, ineffective feeding patterncare 276 [P-219] Giresun Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik 1. ve Hemşirelik 4.Sınıf Öğrencilerinin Hasta Hakları Konusundaki Bilgi, Tutum ve Davranışlarının Değerlendirilmesi Kaya Barış, Kurşun Arzu, Şahin Hilal, Kaya Kebire, Öztürk İzlem, Türkmen Melek Giresun Universitesi Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Bu çalışma sağlık eğitimi alan Giresun Sağlık Yüksekokulu 1. ve 4. sınıf öğrencileri arasında hasta hakları ve değerlerinin sağlık hizmeti uygulaması, erişilen sağlık hizmeti memnuniyetini karşılaştırmak amacıyla planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma tanımlayıcı, kesitsel bir çalışmadır. 2006–2007 eğitim öğretim yılında araştırma kapsamındaki 83 öğrenciden 62’sine (%75) ulaşılmıştır. Veriler anket yöntemiyle toplanmış, SPSS paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin ailelerinin eğitim durumlarına bakıldığında annelerinin %68’i, babalarının %50’sinin okuryazar olduğu ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin %60’ı sağlık kurumlarındaki hasta hakları biriminden haberleri olmadığını belirtmişlerdir. “Yapılan sağlık müdahalelerinde bilgilendirildiniz mi?” sorusuna öğrencilerin %77’si hayır cevabını vermiştir. “Sağlık kurumunda doktorunuzu özgürce seçebiliyor musunuz?” sorusuna 1. sınıf öğrencilerinin %52’si hayır derken, 4.sınıf öğrencilerinin %82’si evet olarak yanıtlamıştır. (p<0,005 x²=14,109) Öğrencilere yöneltilen “sağlık kurumlarında kendinizi güvende hissedebiliyor musunuz?” sorusuna 1.sınıf öğrencilerinin %50’si evet, 4.sınıf öğrencilerinin 82’si hayır cevabını vermiştir. (p<0,005 x²=11,120) SONUÇ: Öğrencilerin sağlık sektörü hakkında bilgi birikimi arttıkça, sunulan sağlık hizmetinin her yönüyle bilindiği, erişilen sağlık hizmetinden memnuniyetsizliğin arttığı ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Hasta Hakları, Hemşirelik, Memnuniyet An Analysis of The Knowledge, Attitudes and Behaviour of First and Fourth Year Giresun University Health School Nursing Students Regarding Patients' Rights Kaya Barış, Kurşun Arzu, Şahin Hilal, Kaya Kebire, Öztürk İzlem, Türkmen Melek Giresun University Health School AIM: This study was planned in order to compare the implementation of health service patients’ rights and values and satisfaction with the health service achieved among 1st and 4th year students at the Giresun University Health School. MATERIALS-METHODS: The research was a descriptive, cross-sectional study. Sixty-two (75%) out of 83 students in the 2006-2007 academic year were enrolled. Data were collected in questionnaire form, and the SPSS program was used for analysis. RESULTS: In terms of the educational levels of the students enrolled in the framework of the study, it was determined that 68% of mothers and 50% of fathers were literate. Sixty percent of students stated that they were unaware of the patients’ rights unit in their health institution. Asked “Have you been informed about the health measures implemented?” 77% of students responded in the affirmative. Fifty-two percent of 1st year students responded negatively when asked “Are you able to select your doctor in the health institution?” while 82% of 4th year students answered affirmatively (p<0.005 x²=14.109). Asked “Do you feel secure in your health institution?” 50% of 1st year students responded affirmatively while 82% of 4th year students answered negatively (p<0.005 x²=11.120). CONCLUSION: It was determined that as students’ accumulated knowledge of the health sector increased, familiarity with all aspects of the health service provided and dissatisfaction with the service achieved rose. It is therefore recommended that pre- and post-graduation training programs on the subject of patients’ rights be arranged, that the conception of management in the health service attach the requisite importance to patients’ rights, and that health personnel bear in mind their own requirements in order to be able to provide a higher quality service. Keywords: Patients’ rights, Nursing, Satisfaction 277 [P-220] Kadınların Akraba Evlilikleri Konusunda Bilgi Düzeyleri Gürarslan Baş Nazan, Baş Kazım, Akkuş Hacer, Akbulut Sevim YYÜ Muş Sağlık Yüksek Okulu AMAÇ: Araştırma Kadınların akraba evliliklerinin zararları konusunda bilgi düzeylerini değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma Muş merkez Yeşilyurt, Kültür, Murat Paşa Mahallelerinde yürütülmüştür. Gerekli literatür tarandıktan sonra hazırlanan anket formları, ev ziyaretleri sırasında ulaşılan 170 evli kadına uygulanmıştır. BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan kadınların %41.2’si okur-yazar değil ve tamamına yakını(%92.9) herhangi bir işte çalışmamaktadır. Kadınların eşlerinin %41.8’i lise ve üniversite mezunu ve %81.8’i gelir getirici herhangi bir işte çalışmaktadır. Kadınların %87.6’sının sağlık güvencesi olup, bunlarında %32.4’ü Yeşil-karttır. Kadınların %63.5’i eşleriyle akrabadır. Kadınların %62.4’ünün ailelerinde en az bir akraba evliliği olduğu görülmüştür. Kadınların %46.5’i 4-7 arasında gebelik geçirmiş ve %25.8’inin doğumlar arası süresi 1-1.5 yıl iken, %38.2’sinin 2 yıldır. Kadınların %30’u en az bir ölü ya da düşük doğum yapmıştır. Son doğumlarında %50.6’sı doğum öncesi bakım almamıştır ve %28.8’inin doğumu evde, %27.1’i evde sağlık eğitimi olmayan ebe tarafından yaptırılmıştır. Kadınların %14.7’sinin çocuklarında doğumdan hemen sonra sorunlar görülmüştür. Kadınların %71.8 akraba evliliklerinin zararlarını bildiğini ( %35.5’i sakatlık olduğunu), bu bilgiyi %25.9’u tv, %14.1’i sağlık kuruluşundan öğrendiğini ifade etmektedir. Sağlık kuruluşlarına başvurduklarında ancak %31.2’sine akraba evliliği olup olmadığı sorulmuş ancak %59.4’üne sağlık personeli tarafından eğitim verilmiştir. SONUÇ: Birinci basamak sağlık kuruluşlarında çalışan ebe/hemşirelerin akraba evliliklerinin zararları konusunda kadınlara bilgi vermeleri önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Akraba Evlilikleri Women's Level Of Knowledge About Interfamily Marriages Gürarslan Baş Nazan, Baş Kazım, Akkuş Hacer, Akbulut Sevim YYÜ Universty, Muş Health High School AIM: This research was conducted as a descriptive study for the purpose of evaluating women's level of knowledge about the problems associated with interfamily marriages. METHOD: This research was conducted in the Yeşilyurt, Kültür, and Murat Paşa neighborhoods of Muş. A survey form prepared after review of the literature was administered to 170 married women who were reached during home visits. FINDINGS: Nearly half (41.2%) of the women in the research were illiterate. Over half (63.5%) of the women were blood relatives of their husbands. In 62.4% of the women's families there was at least one interfamily marriage. It was determined that 46.5% of the women had been pregnant 4-7 times and the interval between pregnancies for 25.8% was 1-1.5 years. Thirty percent of the women had had at least one stillbirth or miscarriage. In their last pregnancies 50.6% had not received prenatal care. The majority (71.8%) of the women knew the problems caused by interfamily marriages (35.5%) and they stated that this information was learned from television (25.9%) and health care facilities. (14.1%). RESULT: It is recommended that midwives and nurses who work in primary health care facilities give information to women about the problems associated with interfamily marriages. Keywords: Interfamily Marriages. 278 [P-221] 0-6 Yaş Grubu Çocuklarda Ateşli Hastalık Görülme Durumları Gürarslan Baş Nazan, Baş Kazım, Kılıç Necmiye, Ağkaya Nülifer YYÜ Muş Sağlık Yüksek Okulu AMAÇ: Araştırma 0-6 yaş grubu çocuklarda son bir yıl içerisinde ateşli hastalık görülme durumlarını incelemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma Muş merkez Yeşilyurt Mahallesinde yürütülmüştür. Gerekli literatür tarandıktan sonra hazırlanan anket formları, ev ziyaretleri sırasında ulaşılan 100 tane 0-6 yaş grubu çocuğu olan anneye, yüzyüze görüşme yöntemi ile doldurulmuştur. BULGULAR: Araştırmaya alınan annelerin %27’si 25-29 yaş aralığında, %47’si okur-yazar değil ve %98’i herhangi bir işte çalışmamaktadır. Babaların ise %33’ü lise ve üniversite mezunu olup, %73’ü ise ücretli bir işte çalışmaktadır. Ailelerin % 42’sinin sağlık güvencesi Yeşil-karttır. Annelerin %40’ı 4-6 sayıda çocuğa sahiptir. Son bir yıl içerisinde annelerin çocuklarının %64’ü ateş problemi yaşamış ve bu çocukların %24’üne evde soğuk uygulama yapılıp - ateş düşürücü verilmiştir. Yine bu annelerin çocuklarının %75’i öksürük burun akıntısı sorunu yaşamış, bu çocukların %33’ü doktora götürülmüştür. Çocukların %15’i idrar yollarına ait, %55’i ise kusma, ishal gibi sorunlar yaşamıştır. İshal-kusma problemi yaşayan çocukların %28’i herhangi bir sağlık kuruluşuna götürülmüştür. Çocukların %43’ü kulak ağrısı problemi yaşamış ve bunların %20 ‘i sağlık kuruluşuna götürülmüştür. Çocukların %24’ünün astım, bronşit, kalp yetmezliği gibi kronik hastalığa sahip ve bunların ancak %11’i kontrole götürülmektedir. SONUÇ: Koruyucu sağlık hizmetlerinde çalışan ebe/hemşirelerin ateş konusunda annelere eğitim vermeleri ve ateş durumunda sağlık kuruluşlarına yönlendirmeleri önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Ateşli Hastalık. Incidence Of Febrile Illness In 0-6 Year Old Children Gürarslan Baş Nazan, Baş Kazım, Kılıç Necmiye, Ağkaya Nülifer YYÜ Universty, Muş Health High School AIM: This research was conducted as a descriptive study for the purpose of determining the frequency of febrile illnesses in 0-6 year old children within the last year. TOOL-METHOD: The research was conducted in the Yeşilyurt Neighborhood of Muş province center. A survey form which was prepared after a review of the literature was completed in face to face interviews with 100 mothers of 0-6 year old children during home visits. FINDINGS: Of the women in the research 27% were between 25-29 years old, 47% were illiterate, and 98% were not working outside the home. One third (33%) of the fathers were high school or university graduates, and 73% had an income producing job. The health insurance for 42% of the families was a "green card" (for the poor). Forty percent of the mothers had 4-6 children. Within the last year 64% of the mothers' children had experienced a problem with fever and 24% of these children were cared for at home with cold application and antipyretics. Also 75% of these children had experienced a problem with cough and runny nose, 33% of these children were taken to a physician. Fifteen percent of the children had experienced urinary tract related problems and 55% problems such as vomiting and diarrhea. Of the children with diarrhea or vomiting 28% were taken to some kind of health care facility. Also 43% of the children had experienced ear ache and 20% of them had been taken to a health care facility. One fourth (24%) of the children had a chronic illness, such as, asthma, bronchitis, or cardiac insufficiency but only 11% of them were taken for monitoring. RESULT: It is recommended that midwives and nurses who work in preventive health care give education to mothers about fever and direct them to health care facilities for febrile conditions. Keywords: Febrile Illness. 279 [P-222] İntörn Öğrencilerin Hepatit B Hakkındaki Bilgi Düzeylerinin İncelenmesi Bayram Mürüvvet1, Urhan Murat1, Uysal Fazilet1, Büyükyörük Nurvet1, Dilmen Belgin1, Özler Aysel1, Orhan Hikmet2 1 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Burdur Sağlık Yüksekokulu/BURDUR 2 Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi/ISPARTA AMAÇ: Sağlık Yüksek okulu son sınıf intörn öğrencilerinin okula başlamadan önceki hastalık ve bağışıklık durumları ve uygulamalara başladıktan sonraki bulaşma riskleri,Hepatit B hakkındaki bilgi düzeyleri,hastalıkla ilgili olarak hastalara yaklaşımları ve korunma düzeylerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Materyal ve METHOD: Araştırmanın evrenini, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Burdur Sağlık Yüksekokulu son sınıf okuyan intörn öğrencileri(N:126),örneklemin verilerin toplandığı gün uygulamada bulunan gönüllü öğrenciler (n:87) oluşturmuştur.10-11/03/2007tarihleri arasında yürütülen çalışmanın verilerinin toplanmasında 40 sorudan oluşan anket formu kullanılmıştır.Veriler SPSS 11.0 paket programında analiz edilmiş ve sayı, yüzde kullanılmıştır.. Araştırmanın yürütülmesi için belirlenen kurumdan yazılı izin, çalışmaya katılanlardan sözel onam alınmıştır. BULGULAR-SONUÇ: Araştırmada elde edilen bulgulara göre, öğrencilerin %91’hastalığı daha önceden geçirmemiş,%1,2 si geçirmiş,%7 si geçirip geçirmediğini bilmediklerini,araştırmaya katılan öğrencilerin uygulamaya ilk çıktıklarında korunma yollarını %39’ unun bildiğini,% 27 sinin bilmediği, %20 sinin de kısmen bildiği,hastalık hakkında yeterli bilgiyi % 71’ i okulda öğrendiğini belirtmiştir.Uygulamaya ilk çıktıklarında korunma yolları ile ilgili bilgilerinin yeterli olduğunu söyleyenler %39 dur.Bilgi puanları %77,9 orta düzeyde bulunmuştur. Öğrencilerin Hepatit B hakkındaki bilgi düzeyleri incelendiğinde bulaşma yolları hakkındaki bilgilerin ve korunmaya yönelik önlemlerin yetersiz olduğu saptanmış bilgilerini arttırmaya yönelik derslerde daha çok yer verilmesi önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Hepatit B,İntörn öğrenciler,Bilgi düzeyi Studying of Knowledge Levels of Inturn Students About Hepatitis B Bayram Mürüvvet1, Urhan Murat1, Uysal Fazilet1, Büyükyörük Nurvet1, Dilmen Belgin1, Özler Aysel1, Orhan Hikmet2 1 Mehmet Akif Ersoy Universıty Health College/BURDUR 2 Süleyman Demirel University Agricultural Faculty/ISPARTA AIM: The study was carried out to determine the disease and immunity conditions of the inturn students at last class in health collage before starting to school and their risks of immünity after starting their practice, their levels of knowledge about Hepatits B, their aproach to the patients and levels of protection related to the disease MATERIAL-METHOD: The universe of search was cunstituted by the inturn students at last classin health college (N:126) and the voluntary stududents having been in practice that day when the sampling data were collected. The questionnaire form consisting of 40 questions was utilized while collecting the data of the study carried out between the dates 10-12 /03/2007.The data were analyzed in the packaged software of SPSS 11.0 and the Number was used in percantage terms. The written permission was received from the instution set for the search to be carried out and the oral approval was taken from those attending to the study. Findings and RESULT: According to the findings obtained in the search, 91 % of the students hadn’t had the disease before, 1,2 % of them had and 7 %of them didn’t know whether they had or not,39 % of the students attending to the search said that they know the methods of protection the first time they had been in practice, 27 % of them said the opposite, 20 % of them said that they know them partly and, 71 % of them said that they learned enough information about the disease at school. The number of those saying that their knowledge about the methods of protection was enough was found out to be 39%. 77,9 % of their points of knowledge was determined in medium levels.When the students’ levels of knowledge about Hepatitis B were examined, it was determined that the knowledge about the infection ways and the precautions aimed at the protection were not enough. It can be offered that more information to increase their knowledge should be given place in lessons. Keywords: Hepatitis B, İnturn students,Levels of knowledge 280 [P-223] Hemşirelik Öğrencilerinin Eğitim Sürecinde Yaşadıkları Güçlükler Ve Baş Etme Yöntemleri Ballıel Nükhet1, Kayacan Keser İlkay2 1 Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik 4. sınıf öğrencisi 2 Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı Öğr. Gör. AMAÇ: Akdeniz Üniversitesinde öğrenim gören Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin eğitim sürecinde yaşadıkları güçlükler ve bu güçlüklerle başetme düzeylerini belirlemek. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın örneklemini, 2006-2007 Eğitim-öğretim yılında Akdeniz Üniversitesi’nde öğrenim gören 421 öğrenciden, araştırmaya katılmayı kabul eden toplam 271 öğrenci oluşturmuştur. Veriler, araştırmacılar tarafından literatüre dayanılarak hazırlanan 14 soruluk anket formu ve Stresle Başaçıkma Tarzları Ölçeği (SBTÖ) kullanılarak elde edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesi SPSS-11 paket programında iki oran arasındaki farkın anlamlılık testi, kikare önemlilik testi, Kruskal Wallis testi ve Pearson Korelasyon katsayısı testleri kullanılarak yapılmıştır. BULGULAR: Yapılan bu çalışmanın sonucunda, katılımcıların %77.1’inin uygun eğitim ortamının olmamasına, %70.8’inin müfredat programının yoğun olmasına, %60.5’inin öğretim elemanına, %45.4’ünün arkadaş ilişkilerine, %38.4’ünün okul binasının olmamasına bağlı güçlükler yaşadığı belirlenmiştir. Yaşanan bu güçlükler karşısında öğrenciler en yüksek oranda (%19.9) stres yaşadığını ifade etmiştir. Yaşanan stresler karşısında öğrencilerin stresle baş etme tarzları ölçeğinin alt ölçek gruplarından en çok “kendine güvenli yaklaşım” tarzını kullandıkları (%50.8) tespit edilmiştir. Öğrencilerin başa çıkma tarzlarının, sınıflara, mesleği tercih etme nedenlerine ve yaş gruplarına göre anlamlı farklılıklar gösterdiği saptanmıştır (p<0.05). SONUÇ: Araştırmanın sonucuna göre karşılaşılan güçlükler öğrencilerin eğitim sürecini olumsuz etkilemiştir. Ayrıca öğrencilerin mesleği tercih etme nedenleri ile kullandıkları baş etme tarzları arasında paralellik olduğu görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik eğitimi, stres, stresle baş etme The Difficulties of Nursing Students During Their Education And Their Ways of Coping Ballıel Nükhet1, Kayacan Keser İlkay2 1 Akdeniz Universtiy School of Health, Grade 4 Students 2 Akdeniz Universtiy School of Health, Department of Psychiatric Nursing AIM: To describe the difuculties of nursing students attending Akdeniz University during their education and their ways of coping. MATERIALS-METHODS: The samples of research has consisted of 271 students accepted to join the research although there are 421 students at university. The data were obtained by using a questionary form including 14 questions and the measure of overcoming stres(SBTÖ) prepared by researchers.The evalvation of data was done using the test of between two rates, chi-square statics test,Kruskal Walli test and Pearson Corelation coefficent tests. FINDINGS: At the end of research, 77.1%, 70.8%, 60.5%, 45.4%, 38.4% and of the attendants have diffuculties because of not having appropriate education settings,their dense school curriculum,their insructors,their friendship,have because of not having a school building respectively. In the face of these difficulties students lived stress at maximum rate(19.9%).In the face of the difficulties students use self confident style mostly( 50.8% ).It was understood that the style of overcoming diffuculties differed to their classes,the reason of prefering their jobs anel their ages(p<0.05). RESULTS: According to the results of research, these difficulties have affected students negatively. Also,it is seen that there is a parallelism between the reason of the students’ job preference and their styles of overcoming difficulties. Keywords: Nursing Education, Stres, Coping strategies 281 [P-224] Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu 1. Sınıf Öğrencilerinin Hemşirelik Mesleğini Seçmelerini Etkileyen Etmenlerin İncelenmesi Esen Aynur, Ağuş Kübra Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu İç Hastalıkları Anabilim Dalı ARAŞTIRMANIN AMACI:Bu araştırma Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 1.sınıf öğrencilerinin hemşirelik mesleğini seçmelerini etkileyen etmenlerin, hemşirelik mesleğine bakış açılarının, meslek hakkındaki bilgilerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. GEREÇ- YÖNTEM: Araştırmanın verileri, öğrencilerin sosyo- demografik özelliklerini, hemşirelik mesleğini seçmelerini etkileyen etmenleri, meslek hakkındaki düşüncelerini, hemşirelik hakkında sahip oldukları bilgi düzeylerini, belirlemek amacıyla ilgili araştırmalar içeren literatür ışığında hazırlanan 47 soruluk soru formu kullanılarak toplanmıştır. Araştırma örneklemini araştırmaya gönüllü katılan 133 1. sınıf öğrencisi oluşturmuştur.Verilerin yorumlanmasında SPSS 11,5 programı kullanılmıştır. BULGULAR : Araştırma sonunda öğrencilerin % 48,9 u genel liselerden, % 6,1 i sağlık meslek liselerinden, % 42 si yabancı dil ağırlıklı liselerden mezun olduğu,%59,5 inin hemşirelik mesleğini isteyerek seçtikleri, bunların %14’ünün mesleği iyi geliri olduğu için %56,4’ünün mesleği sevdiği için tercih ettiği belirtilmiştir. Öğrencilerin %19,8 i hemşireliğe bakış açılarını olumlu, %73,3 ü olumsuz olduğunu, %45, 8 i hemşireliği ideal bir meslek olarak belirtmişlerdir. Bütün örneklemin sadece %7,6 sının hemşirelik tanımını tam olarak doğru bildiği saptanmıştır. SONUÇLAR: Sonuç olarak lise son sınıf öğrencilerinin meslek seçme aşamalarında yeterli eğitim almadıkları, dolayısıyla seçtikleri meslek hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları görülmektedir.Bu nedenle liselerde verilen rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinin yoğunlaştırılması ve yüksek öğretim kurumlarında 1,sınıflara mesleki özelikleri tanıtıcı ve mesleğe özendirici oryantasyon programlarının yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır Anahtar Kelimeler: hemşire, hemşirelik, meslek, Analyzıng The Factors Havıng Led The Fırst Class Students Of Nursing School–Unıversıty Of Ege To Choose Nursıng Professıon Esen Aynur, Ağuş Kübra Departmen ofinternal medicine, School of nursing Of Ege University, İzmir Turkey THE AIM OF THE RESEARCH: This research has been done in order to analyze factors which have led the first class students of Nursing school -University of Ege to take up nursing as career,to analyze their views on nursing profession and their knowledge about the profession. DEVICE – METHOD: The data ofthe research have been collected by using 47-question form which was prepared inthe light ofthe literature containing related investigations to determine the students’socio-demographic characteristics,the factors affecting their choice of nursing, their opinions about the profession,their levels of knowledge about nursing.The subjects of the research were 133 first class students joining the research willingly.The program SPSS-11.5 has been used to assess the data. FINDINGS: The research shows that59.5%ofthe students have chosen nursing willingly,14 %of these prefer the profession due to good income,56.4%prefer it because they love nursing.19.8%of the students describe their view on nursing as positive,73.3%as negative,45.8 %consider nursing an ideal job.It has been determined that only7.6%of the subjects of the research know the exact definition of‘nursery’. CONCLUSIONS: Therefore,it has come onthe scene that guidance and counselling given at high schools should be concentrated on,and at universities some orientation programs introducing,encouraging the job should be established for first class students. Keywords: nurse, nursing,professional 282 [P-225] Üniversite öğrencilerinin sosyal destek ve yalnızlık düzeylerinin incelenmesi Yılmaz Emel1, Yılmaz Ela2, Karaca Fatoş2 1 Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı, Manisa 2 Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Manisa AMAÇ: Araştırma, üniversite öğrencilerinin algıladıkları sosyal destek ve yalnızlık düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmış ve uygulanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmaya Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu’nda okuyan ve rastgele örneklem yöntemi ile seçilen toplam 339 öğrenci katılmıştır (katılım oranı % 83). Veriler 1 – 31 Mart 2007 tarihleri arasında öğrencilerin sosyodemografik özellikleri, aile, arkadaş ve özel bir insanın desteği olmak üzere 3 alan ve 12 sorudan oluşan Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (MSPSS) ve 20 soruluk UCLA yalnızlık ölçeğini içeren bir anket formu kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma öncesinde ilgili kurumdan yazılı izin ve öğrencilerden sözel onam alınmıştır. Verilerin analizi, SPSS 11.0 paket programında tanımlayıcı istatistikler, Student t, testi, varyans ve korelasyon analizleri ile yapılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin algılanan sosyal destek toplam puan ortalaması 66.43 ± 13.87, yalnızlık düzeyi toplam puan ortalaması 37.39± 9.85’tir. Sosyal destek ve yalnızlık düzeyleri arasında negatif korelasyon ilişkisi olduğu (r=-0.361, p=0.000) ve yalnızlık düzeyi ile sosyal destek kaynakları (aile, arkadaş ve özel insan) arasındaki korelasyon ilişkisinin de negatif yönlü olduğu saptanmıştır. SONUÇ: Araştırma sonucunda öğrencilerin, algılanan sosyal destek düzeylerinin yüksek, yalnızlık düzeylerinin düşük olduğu bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: sosyal destek, üniversite öğrencileri, yalnızlık Examining the level of social support and loneliness of university students Yılmaz Emel1, Yılmaz Ela2, Karaca Fatoş2 1 Department of Surgical Nursing, School of Health, Celal Bayar University, Manisa, Turkey 2 Department of Nursing, School of Health, Celal Bayar University, Manisa, Turkey AIM: This study, as a descriptive research, was planned and applied to determine the relationship between social support and loneliness levels of university students. Material-METHOD: The total of participants randomly selected for this study was 339 students currently attending at Manisa School of Health, Celal Bayar University. (participation rate 83%).Data were collected using a demographic questionnaire, the Multidimensional Scale of Perceived Social Support (MSPSS) consisting three parts of family, friend and special person and of 12-item and the UCLA Loneliness Scale of 20-item between March 1 to March 31, 2007.Before the study, permission was taken from the school and during the study it was taken from students.The analyses of the data were obtained by using descriptive statistical, student t test, variance and correlation analysis in SPSS 11.0. RESULTS: The mean MSPSS score was 66.43±13.87, the mean scores of loneliness was 37.39±9.85. It was found that there was a negative correlation relationship between the social support and loneliness levels (r= -0.361, p=0.000) and the correlation relationship between the loneliness level and social support sources (family, friends and a special person) was also found to be negative. CONCLUSION: The study indicated that, the level MSPSS of students were high, the loneliness level of them were low. Keywords: loneliness, social support, university students 283 [P-226] Hekimlerin İş Doyumunun Belirlenmesi Özkan Sultan, Üçgül Dilek, Güler Pınar, Öztürk Gülendam Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu İş doyumu bireyin iş yerine yönelik beklentilerini ifade eder. Temel olarak beş alt boyuttan oluşur. Bunlar; ‘ücret,işin niteliği,bireyin çalışma koşulları,yönetim politikası,çalışma arkadaşlarıdır’. İş doyumu zamanlarının çoğunu işte geçiren, insanlarla çok yakın, sürekli ilişki içerisinde olan hekimlerin fiziksel, ruhsal ve sosyal durumlarını etkiler. Bu araştırmanın amacı; Bandırma Devlet Hastaneleri’nde çalışan hekimlerin iş doyumu durumlarının belirlenmesidir. Araştırma; M.G. Karahan ve Kapıdağ hastanelerinde 20 Mart-13 Nisan 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya %82.5 oranında hekimlerin izni alınarak katılımı sağlanmıştır. Hekimlere 30 soruluk kişisel bilgi formu,20 soruluk Minnesota İş Doyumu,22 soruluk Maslach Tükenmişlik Ölçeği’nden oluşan anketler uygulanmıştır.Anketler SPSS 10.0 programı ile değerlendirilmiştir. Hekimlerin; %81,1’i erkek,%18,9’u kadın, %87,7’si uzman,%11,3’ü pratisyendir.Meslekteki toplam çalışma süreleri %39,6’sının 10-19 yıl,%30,4’ünün 20-29 yıldır.Katılımcıların %84,9’u mesleğini kendi isteğiyle seçmiş,%62,3’ü aynı mesleği seçerdim yanıtını vermiştir, %81,1’i kurumlarının fiziksel koşullarının yetersiz olduğunu düşünmekte,%90.6’sı kurumlarından ayrılmayı düşünmemektedir. Duygusal tükenmeyle ilgili sorulardan işinde fazla çalıştığını düşünenler %54,7, işinden soğuduğunu düşünenler %11,3’dür. İş doyumuyla ilgili sorulardan; %52.8’i ücretten hoşnut olmadığını,%64.2’si arkadaşlarıyla iyi anlaştığını,yönetimle ilgili sorularda kararsızdırlar. İş doyumunu çalışma şartlarından ve ücretlerden memnun olmamaları olumsuz etkilerken,mesleklerini kendi istekleriyle seçmeleri,iş arkadaşlarıyla anlaşabilmeleri,işinden ayrılmayı düşünmemeleri olumlu etkilemektedir. Anahtar Kelimeler: İş Doyumu, Tükenme, Doktor Determine Doctor's job satisfaction Özkan Sultan, Üçgül Dilek, Güler Pınar, Öztürk Gülendam Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu Job satisfaction is a person’s expectations from the workplace. It has five sub-dimensions. These are collogues, salary, job quality, work conditions and management policy. Job satisfaction affects doctors, close to lots of people and have intensive relations on their physical, psychological and social conditions. The purpose of this study is determining the conditions of the job satisfaction of doctors. By obtaining permission from %82.5 doctors took place in the research. Doctors were asked to answer the questions in the Personal information form, Minnesota Job Satisfaction Questionnaire, Maslach Burnout Inventory, The questionnaire was evaluated with SPSS 10.0 program. %81.1 thought that the physical conditions aren’t sufficient enough, %90.6 didn’t think to leave the hospital. According to the burnout questions %54.7 thought that they were working too much, %11.3 cease to care from their work. From the questions about Job satisfaction %52.8 were not satisfied with the salary, but %64.2 got on well with their colleagues. While it affects negatively the dissatisfaction of the working conditions and salary about Job Satisfaction, it effects positively that they can choose their jobs on their own, get along well with their colleagues and not thinking of quitting the job. Keywords: Job satisfaction, Burnout, Doktor 284 [P-227] Kayseri Huzurevine Yaşayan Yaşlıların Öz Bakım Güçlerinin Belirlenmesi Odabaşı Aylin, Canpolat Semra, Durna Zeynep, Tekinsoy Pınar Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu, Kayseri GİRİŞ: Yaşlı bireylerin öz bakım güçlerini kaybetmeleri ailelerine ya da bakım verenlere olan ihtiyacı artırmaktadır. AMAÇ: Bu araştırma; Kayseri Huzurevinde yaşayan yaşlıların öz bakım gücünü belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Kayseri Huzurevinde yaşayan 252 yaşlı evreni oluşturmaktadır. Bu bireylerden araştırmaya katılmayı kabul eden ve soruları cevaplayabilecek düzeyde olan 115 yaşlı birey araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Çalışmanın yapılabilmesi için Kayseri Büyükşehir Belediyesinden yazılı izin alınmıştır. Veriler anket formu ve Öz Bakım Gücü ölçeği kullanılarak toplanmıştır. İstatistiksel değerlendirme de; “ Student t - One Way ANOWA” testleri kullanılmıştır. BULGULAR: Yaşlılar 76-80 yaş grubunda (%24.3), erkek (%55.7), okur yazar değil ( %52.7), yeşil kartlı (% 40.9) olduğu bulunmuştur. Yaşlıların %67.8’inde duyusal, %53.9’unda kas, %36.5’inde solunum, %40.9’unda üriner, %20.0’ında endokrin sistem, %6.1’inin de cilt problemi yaşadığı saptanmıştır. Yaşlıların %31.3’ü uyuyarak, %75.7’si tv izleyerek, %92.2’si sohbet ederek, %27.0’ı gazete okuyarak boş vakitlerini geçirdiğini ifade etmiştir. Yaşlıların eğitim düzeyi ve ağrının var olma durumu ile öz bakım gücü arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. SONUÇ: Sağlık problemleri olan yaşlıların öz bakım güçleri azalmaktadır. Sağlık problemi olan yaşlıların öz bakım ihtiyaçlarını karşılamada hemşirenin daha duyarlı olması gerektiği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, Özbakım, Yaşlılık Determination of The Self-Care Ability of The Old People Living in Kayseri Rest Home Odabaşı Aylin, Canpolat Semra, Durna Zeynep, Tekinsoy Pınar University of Erciyes Atatürk Health High School, Kayseri İntroduction: The loss of selfcare ability of the old people increases the necessity of their family or a person who will take of them AIM: That research has been done to determine the self care ability of people living in Kayseri Rest Home Materiel and METHOD: 252 old people live in Kayseri Rest Home among these people, 115 old people who have accepted to participate in the research and Who have been able to answer the questions have set the examples of the research. A written permission has been gotton from the Municipality of Kayseri for the research. These data have been collected by using poll forms and the criterion of self care ability “Student-One Way Anowa” tests are also used in statistical evaluation. Finds: It has been found out that at the age of 76-80 (%24.3), men (%55.7) are not literate (%52.7), have green card (%40.9). It is also determined that %67.8 of old people have sensorial, %53.0 of them have muscle, %36.5 have respiration, %40.9 have urinary, %20.0 have endocrine system and %6.1 have skin problems, %31.3 of old people spend their time by sleeping, %75.7 by watching TV, %92.2 by chatting and %27.0 by reading a newspaper. A difference is statistically found between their level of education, their aches and their self care ability. RESULT: Self-care ability of old people who have health problems becomes diminished. It is thought that nurses should be more careful about meeting the needs of self care ability of old people. Keywords: Nursing, Self-Care, Old Age 285 [P-228] Akraba Evliliği ve Genetik Hastalıklar Akkurt Ömrüye, Şahin Nurdan, Kalaycı Ebru, Ay Serap BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ BANDIRMA SAĞLIK YÜKSEKOKULU Akraba evliliği, eşler arasında kan bağı bulunması durumudur. Bunlardan en sık görülen ve tıbbi bakımdan en sakıncalı olanları birinci yeğen evlililiği amca, hala, teyze ve dayı çocukları arasında yapılan evliliklerdir. Türkiye'de yapılan her beş evlilikten biri akraba evliliğidir. Türkiye gibi Arap ülkeleri,Güney Hindistan, Mısır da da oran yüksektir. Akraba evliliğinde önemli olan sorun sağlıklı olan bireylerin genlerinde taşıdıkları hastalıkların çocuklarına aktarılmasıdır. Zekâ geriliği, talasemi majör,kistik fibrozis,fenilketonüri, nöron ölümü, özürlü ve ölü doğumlar; otozomal resesif geçişli hastalıklardandır. Dünyada doğan çocukların en azından %8.4'ü akraba evliliklerinden doğmaktadır ve akraba evliliği yapan popülasyonda özürlü çocuk doğma riski diğer popülasyona göre iki kat artmaktadır. Ülkemizde yüksek oranda görülen akraba evlilikleri için, genetik danışma hizmetinin sağlık hizmetleri içinde, özellikle de birinci basamak sağlık hizmetleri içinde kurgulanması uygun bir yaklaşım olacaktır. Anahtar Kelimeler: Akraba evliliği,genetik,sağlık Endogamy and Genetıc Dıseases Akkurt Ömrüye, Şahin Nurdan, Kalaycı Ebru, Ay Serap BALIKESIR UNIVERSITY BANDIRMA COLLEGE OF HEALTH Endogamy (intermarriage) is based on blood relation between partners. ıt is most seen and medically the most risky one is normally organized though the practise of parallel cousin marriage,usually between the children of two brothers or brother and sister, who are both members of their fathers' patrilineage. Endogamy ratio in Turkey is approximately 1/5 (20%) which is as high as in Egypt,Arabic Countries and South India. Most important problem in endogamy is, healthy parents transfer their hidden illnesses in their genes to their children. Mental deficiency, talasemia major (Cooley Talasemia), cystic fibrosis, phenylketonuria, death of neurons, gappy and stillbirth, autosomal recessive and some of multifactorial transitive illnesses are some of these illnesses. 8,4 % of birth in the world is endogamy babies.Risk of gappy birth is two times in endogamy marriages than a normal marriage. To prevent the endogamy effects, genetic information services for the citizens should to be prior health services of Ministry of Health. Keywords: Endogamy,genetic,health 286 [P-229] Üniversite Öğrencilerinin Menstruasyon Rahatsızlıklarında Kullandıkları Alternatif Yöntemlerin İncelenmesi Alkan Yasemin, Gürol Arslan Gülşah, Serter Ayşe Aysel, Süngerci Senem Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Manisa Bu çalışma, Celal Bayar Üniversitesi öğrencilerinin menstuasyon döneminde yaşadıkları rahatsızlıklarla baş etmede alternatif yöntem kullanma (AYK) durumlarının incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. GEREÇ-YÖNTEM: Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilmiş olan anket formu ile toplanmıştır. Çalışma, kurumlardan gerekli izinler alındıktan sonra öğrencilerin sözel izinleriyle yürütülmüştür. BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalaması 20.78±1.85, %55.6’sının sağlık bilimleri, %18.7’sinin sosyal bilimler, %25.7’sinin ise fen-matematik bilimlerinde öğrenim gördüğü; %54.4’ünün ilde yaşadığı; %34.5’inin üçüncü sınıfta; %45.0’ının liseden mezun; %66.7’sinin gelir durumunun gidere denk olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin ilk menstruasyon yaş ortalamasının 13.22±1.27; %73.7’sinin menstrusasyon öncesinde bilgisi olduğu ve bu bilgiyi %31.0’ının annesinden aldığı; %76.6’sının menstuasyon döneminde yaşadıkları rahatsızlıklarla baş etmek için AYK’ı; %67.3’ünün bu yöntemlerin rahatsızlıklarını azalttığı saptanmıştır. Öğrencilerin bölümlerine göre “AYK’nın daha az anksiyeteye neden olduğu” ve “AYK’nın yaşam kalitesini arttırdığı”na ilişkin görüşleri arasında istatistiksel bir fark olduğu belirlenmiştir (p<0.05). AYK durumlarına göre öğrencilerin “kendisini daha rahat, özgür ve güvende hissetme”, “kendisini daha sağlıklı hissetme” ve “tıbbi tedavi alma gereksinimini azaltma”ya yönelik görüşleri arasındaki farkın da istatistiksel olarak önemli olduğu saptanmıştır (p<0.05). Anahtar Kelimeler: öğrenci, menstruasyon, alternatif yöntem The Research Of The Alternative Methods That Are Used To Cure The Menstruation Symptom Of The University Students Alkan Yasemin, Gürol Arslan Gülşah, Serter Ayşe Aysel, Süngerci Senem Celal Bayar University Health School, Manisa, Turkey This study has been accomplished to research of the alternative methods (AM) to overcome the menstruation period inconviniences of the Celal Bayar University Students. Material - METHOD: Data has been collected by the form of which was improved by the researcher. The research has been performed via the legetive permissions of the relevant authorities and the verbal permissions of the students as well. FINDINGS: The students’ average age is 20.78±1.85. The average age of the students’ first menstruation is 13.22±1.27, % 73.7 of them have advance information and %31.0 of them has received taht information from their mothers. It is stated that %76.6 uses AM in order to overcome the inconveniences in their menstruation period and % 67.3 of the students believe that these methods decrease their inconveniences. According to the students’ department, it had been observed that a statistical difference ( p<0.05) is found in students answers, AM causes less anxiety and AM reduces the life quality. It is confirmed that there is also statistical differences in students’ opinion that according to AM cases students feel themselves more relax, free, secure and more healthy and decrease the needs of taking medical supplies (p<0.05). Keywords: student, menstruation, alternative method 287 [P-230] Kemoretapi Alan Çocukların Korku, Rahatsızlık ve Diğer Semptomları Şahin Tuğçe, Kaplan Cemile koç üniversitesi, hemşirelik yüksekokulu, istanbul, Türkiye. GİRİŞ: Kanserli çocukların yaşamlarını tehdit edici hastalık tanısına uyum yapabilmek için çeşitli savunma mekanizmaları (inkar, yansıtma, bağımlılık ve regresyon) geliştirdikleri ve duygusal tepkiler (anksiyete, depresyon, geleceğin belirsizliğinden korkma, kontrolünü kaybetme korkusu, öfke ve ölüm korkusu) ortaya çıktığı saptanmıştır (1, 2, 3, 4, 7). AMAÇ: Kemoterapi tedavisi alan çocukların hastalık öncesi ve sonrası kişilik özelliklerindeki değişimlerinin ve çocukların şikayet, korku ve isteksizlik nedenlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. METOD: Kesitsel ve tanımlayıcı olan araştırmanın verileri; Marmara Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gören ve ailelerinden sözlü onam alınan 21 yaş ve altı 23 kişiden hazırlanan soru formuyla alınmıştır. Analizler, SPSS programında oluşturulan veri tabanına girilerek Pearson Korelasyon, Mann- Whitney U Testi ve Ki-Kare Testleri ile yapılmıştır. BULGULAR: Ortalama kemoterapi alma süresi 2 yıl olan olguların 20’si hastaneye yatmaya karşı isteksiz, 21’i ise şikayetçidir. En çok görülen yan etki saç dökülmesi ve en çok rahatsızlık duyulan yan etki iştahsızlıktır. Hissedilen yan etki sayısı artması ile yan etkilerden duyulan rahatsızlık arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır (r=.7, p=.001). hastalık öncesi normal olan olguların, hastalık sonrası öfkeli olduğu saptanmıştır. SONUÇ: Kemoterapi tedavisi alan çocukların hastalık sonrası kişilik özelliklerinde, hastalık öncesine göre olumsuz değişimler geliştiği saptanmıştır. Çocukların çoğunun hastaneye yatmaya karşı isteksizlik ve korku duyduğu, şikayet ettiği ve bunların nedenleri saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: kemoterapi, çocuk, hastalık öncesi ve sonrası kişilik özellikleri, korku, isteksizlik Fear, Discomfort and other Symptoms in Children Receiving Chemotherapy Şahin Tuğçe, Kaplan Cemile school of nursing, koc university, Istanbul, Turkey. INTRODUCTION: Research findings report that children who have cancer often develop defense mechanisms to adjust to life-threatening disease diagnoses ( denial, reflection, dependency, regression) as well as emotional responses to cancer ( anxiety, depression, fear of the unknown, fear of loss of control, anger and fear of death) (1, 2, 3, 4, 7). AIMS: This study has been conducted to identify treatment related fear, concern, resistance to hospital stays and demeanor changes before and after cancer treatment in children. METHODS: Study subjects were young, in or out-patients in the cancer ward of a University Hospital’s pediatric oncology ward (N=23) ages 21 and less, whose parent gave oral consent to the interviews with their children. Data collection was done with a demographic questionnaire. Data analysis was carried out in SPSS using Pearson correlation, Mann-Whitney U test and chi-square testing. FINDINGS: 20 of the subjects showed resistance to being hospitalized, 21 expressed complaints. The most prevalent side effect was hair loss; the side effect with the most discomfort was loss of appetite. We found a strong positive correlation between the number of side effects of treatment and the level of discomfort (r=.7, p=.001). RESULTS: We found negative changes in the subjects’ personality traits after treatment when compared to the same variables pre-treatment. The majority of the subjects reported fear and reservation to treatment as well as complaints Keywords: chemotherapy, child, demeanor changes before and after cancer treatment 288 [P-231] Sağlık Hizmetlerinde Kalite ve Akredidasyonun Önemi Kaya Meltem, Şimşekoğlu Alaçam Işıl Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu Sağlık; yaşam kalitesinin belirlenmesinde, yaşamın sürdürülmesinde büyük öneme sahiptir. Sağlık hizmetlerinin kalitesi ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin göstergesidir. Sağlıkta kalite; bireylere, hizmetin erişimi, sunumu, içeriği ve yöntemiyle ilgili alanı tanımlamaktadır. Sağlıkta kalite ihtiyacının nedenleri; • Maliyetleri düşürmek, • Kaliteyi, verimliliği arttırmak, • Kurum güvenilirliğini sağlamlaştırmak, • Sağlık hizmetleri yönetimini iyileştirmek, • Eğitimi, iş tatminini, tarafsız değerlendirmeyi sağlamaktır. Hizmetin kalitesini kanıtlamanın yolu; yönetim ve akreditasyondur. Bir kuruluşunun önceden belirlenmiş ve yayınlanmış standartlara uygunluğunun herkesçe kabul gören bir tüzel kişilik tarafından değerlendirilip onaylandığı resmi bir süreç olarak tanımlanan akreditasyon(Roney 1999), sağlık açısından sağlık kurumunun bütün çalışanlarının katılımı ile “kalite”, “hasta güvenliği”, “sürekli gelişim” anlayışının organizasyon kültürü halin getirildiği bir süreçtir.Uluslararası akreditasyon kurumları(JCI, JCAHO) temel kriter olarak kaliteyi benimsemişlerdir. En çok dikkat edilen konularsa hasta ve çalışan güvenliğidir. Hasta güvenliği bakımımdan standart ilkelerin uygulanması ancak bilinçli bir kalite yönetimiyle gerçekleştirilebilir.Bu amaç doğrultusunda kamuda birçok hastanede ISO 9001 belgesi almak için çalışmalar yürütülmektedir. Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde de hasta odaklı, hasta ve çalışan memnuniyetini arttırmaya yönelik yönetim çalışmaları yapılmaktadır. Türkiye’de sektörün hakimi olan Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde yapılacak kalite ve akredidasyon çalışmalarıyla Türkiye’nin sağlık sistemine büyük artılar sağlanacaktır. Anahtar Kelimeler: akredidasyon,kalite,sağlık The Inportance of Quality and Accredidation in Healt Services Kaya Meltem, Şimşekoğlu Alaçam Işıl Balıkesir University Bandırma Healty School Health is very important to determine life quality.Health services quality is indicator for countries’ development.Quality in health defines fields related with accessing, offering, contents and methods of service. The reasons of quality needs in health; • • • • • Reducing costs, Increasing quality and efficiency, Consolidating reliability of institute, To improve health services management, To obtain education, business satisfaction, objective evaluation. The means of proving quality of service are management and accredidation. Accredidation(Roney) is a process that “quality”, “patient safety”, “permanent improvement” mentality adopted by participation of health institute employees. International Accredation Institute(JCI, JCAHO) basicly adopt quality.The most paid attention subjects are patient and employee safety.In terms of patient safety, applying standart principles can be realized by conscious quality management. In most of hospitals works are executing for ISO 9001 certificate.Some management works are executing in hospitals related to Health Ministry for increasing patient and employee satisfaction. In Turkey, the quality and accredaditon works being done in the hospitals related to Health Ministry will supply a lot of benefits to the Turkey health system. Keywords: ACCREDIDATION,HEALT,QUALITY 289 [P-232] Karaman İl Merkezi 3 Nolu Sağlık Ocağı Bölgesindeki Baba Adaylarında “Couvade Sendromu” Belirtilerinin Görülme Durumu Aydın Tuğba, Narin Melek, Aktaş Nursel, Bostanoğlu Zuhal, Uyaroğlu Arzu Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulu, Karaman GİRİŞ:Araştırma, Karaman Merkezindeki gebelerin eşlerindeki ”couvade sendromu”na ait fiziksel ve ruhsal belirtilerin görülme durumunu değerlendirmek amacıyla yapıldı. YÖNTEM: Tanımlayıcı özellikteki bu araştırmanın evreni 3 nolu sağlık ocağına bağlı 300 baba adayı;örneklem ise çalışmaya katılmayı kabul eden 192 baba adayıdır. Veri toplamada sosyodemografik özellikleri ve couvade sendromuna ait belirtileri değerlendiren 30 soruluk anket kullanıldı. BULGULAR: Çalışmaya katılan baba adaylarının %40.1‘i ilkokul mezunu,%41.1’i serbest meslek,%46.4’ü asgari ücretin 1-1.5 katı olduğu belirlendi.Eşlerin %48.4‘nün görücü usulüyle evlendiği;%39.1’inin eşlerinin ilk gebeliği olduğu; baba adaylarının %40.1’inde gebelik belirtilerinin 2.trimester da görüldüğü; %46.4’nün doğum esnasında eşinin yanında olmak istediği;%79.7’sinin istenen ve planlanan bir gebelik olduğu belirlendi.Baba adaylarının eşleriyle birlikte %28.6’nın doktor kontrolüne katılmak istedikleri ama iş yoğunluğundan dolayı katılamadığı belirlendi. Doğumda eşinin yanında olmak isteyen baba adaylarında fiziksel-psikolojik belirtiler arasında ilişki olduğu ve ailenin gelir düzeyi ile baba adaylarında görülen psikolojik belirtiler arasında ilişki olduğu belirlendi(p<0.05) Baba adaylarında yaş ilerledikçe fizyolojik belirtilerin görülme sıklığında bir artış olduğu, yaş azaldıkça fizyolojik belirtilerin görülme sıklığında bir azalma olduğu belirlendi.(p<0.05).Sonuçta gebelik baba adayında fiziksel değişikliklere, ileri durumlarda ruhsal belirtilerin görüldüğü “Couvade sendromu”na neden olabilmektedir. Antenatal bakım hizmetleri veren hemşireler baba adaylarınıda bakıma dahil etmelidir. Anahtar Kelimeler: Baba Adayları, Couvade Sendromu, Hemşirelik. Meeting With Symptoms Of “Couvade Syndrome” At The Father Candidate Who Live At The Karaman 3. Health Clinic Area Aydın Tuğba, Narin Melek, Aktaş Nursel, Bostanoğlu Zuhal, Uyaroğlu Arzu Selcuk Univercity Karaman Health of High School, Karaman Introduction In this research we aimed to evaluate meeting with physical and pyslogical symptoms of “couvade syndrome” that seemed at the husbands of pregnants who live at the centre of Karaman. Method This descriptive research’s universe is 300 of father candidate at 3. Health Clinic area, and the sample is 192 of fathers who accepted being test object. A questionary that contains 30 questions is used to collect datas about socio-demographic properties and symptoms of “couvade syndrome”. FINDINGS: %40,1 of fathers are graduated from primary school, %41,1 of them have Estate Business, %52,1 of them SSK, %46,4 of them’s salary is 1-1,5 fold of Local Minimum Wages. %48,4 of couples married in tradiotinal way, %39,1 of them’s wife are at their first pregnant term, %40,1 of test objects symptoms is ssen at 2. trimester, %46,4 of them wants to next to his wife at accouchement time, %79,7 of them said that the pregnant period is planned. It is determined that there is a relation between physical and pyslogical symptoms and wanting to next to his wife at accouchement time and wage level and pyslogical symptoms (p<0,05). And also the frequency rate of pysical symptoms increase with the growth of the father age, and also opposite of this is determined (p<0.05).There is a meaningful relation between attending to consultancy with their wifes and physical and pyslogical symptoms; symptoms is increased at fathers who are impatient about accouchement time (p<0,05). As a result, pregnancy has physical changes at fathers, in the next step pyslogical symptoms of “cauvade syndrome”. Antenatal service nursing must inlclude servicing to fathers. Keywords: Father of Candidate, Couvade Sendromu, Nursing. 290 [P-233] Süleyman Demirel Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ndeki Cildiye,Enfeksiyon,Göğüs Hastalıkları,Plastik ve Genel Cerrahi servislerinde yatan hastaların 21. y.y. 'daki hemşireliğin konumu hakkındaki bilgi düzeyleri Öğüt Kerime, Kocademir Ayşegül, Demirtepe Gülhan, Aras Döne, Yamaç Nilgün Süleyman Demirel Üniversitesi,Sağlık Yüksekokulu,Isparta AMAÇ: Bu çalışmada S.D.Ü. Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ndeki planlanan servislerinde yatan hastaların 21. y.y.'daki hemşireliğin konumu hakkındaki bilgi düzeylerini saptamak amacıyla yapılmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Bu araştırmanın örneklemini 02-21.04.07 tarihleri arasında S.D.Ü. Araştırma ve Uygulama Hastenesi'nde belirtilen kliniklerde yatan 50 hasta oluşturmaktadır.Veriler araştırmacıların hazırladığı anket formuyla toplanmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde %'lik ve kikare testi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırma kapsamına giren hastalar 20-75 yaş arasındadır.Araştırmanın % 42'si kadın,%58'ini erkek oluşturmaktadır.Hemşirenin görevi hakkındaki bilgiyle ilgili soruya %48'i hastanın tadevisini yapmak,%40'ı hasyata bütüncül yaklaşarak gereksinimlerini saptamak ve uygulamak,%6'sı tansiyon ölçmek ve iğne yapmak,%6'sı hekimin sağ kolu olduğunu belirtmiştir.Olguların %74'ü hemşireliğin kadın mesleği olduğunu ifade etmişlerdir. Hastaların %90'ı 19 y.y.-21 y.y.'a kadar olan dönemde hemşireler de pozitif yönde değişim olduğunu belirtmişlerdir.Hemşirenin hastaya yaklaşımı %92'si güleryüzlü olduğunu belirtmiştir. SONUÇ: Bu araştırmada belirtilen kliniklerde yatan hastalar 21. y.y'da hemşirenin eğitimli,bilgili,profesyonel,eğitici ve araştırıcı,sorunları değerlendirip çözümleyen,sadece kadın değil erkek mesleği olabileceğini de ortaya koymaktadır. Ancak bu araştırmanın sonuçları belirtilen hastaneye başvuran bütün hastalara ve Isparta'da bulunan diğer hastaları temsil etmemektedir. Anahtar Kelimeler: 21. y.y.'da hemşireliğin konumu,dünden bugüne hemşirelik. Information on level about the situation of the occupation of nurse in the 21st century who are bed-ridden in the services of Dermatology,Infection,Chest Infections, Plastıc and GeneralSurcigal in Hospital of Research and practice at the S.D.Ü Öğüt Kerime, Kocademir Ayşegül, Demirtepe Gülhan, Aras Döne, Yamaç Nilgün Süleyman Demirel Universty,Healty of College,Isparta AIM: This working has been carried out with the intention to establish information level about the situation of the occupation of nurse in the 21st century of the patients who are in bed in the planned services in Hospital of Research and Practice at S.D.Ü. MATERIAL-METHOD: Practies at the S.D.Ü. Between the dates 02-21.04.07 form the sampling of this research.The deate have been collected with investigation form which was prepared by the researchers.The percentage and kikare tests were used on the valuation of the data. İNVESTIONS:The patients who are contained by the scope are between the ages 20-75.The woman form 42% and the man 58% of the research,48% of them about the questions connected with the duty of nurses that they treat the patients,40% of them that they establish,the necessities of the patients by drowning near the patients. RESULT: The patients who are in bed in the clinics bring into action about this research in Hospital of Research and practice that the nurses are persons who are educated,cheerful,professional,who can evaluate and analyze the problems.They also bring into action that the occupation of nurse can be not only occupation for woman but also for men. Keywords: Situation of the occupation of nurde in the 21st century,occupation of nurse in a short time. 291 [P-234] Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Son Sınıf Öğrencilerinin Girişimcilik Eğilimlerinin Belirlenmesi Atay Selma -, Lütfiye Emlek -, Güven Pınar -, Tuncel Filiz ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ /çANAKKALE AMAÇ: Bu araştırma Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi son sınıf öğrencilerinin girişimcilik düzeylerini saptamak amacıyla yapılmıştır. MATERYAL VE YÖNTEM: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi bünyesindeki lisans düzeyinde eğitim veren tüm fakülte ve yüksekokullardaki 2912 son sınıf öğrencisi araştırmanın evrenini oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini, evreni bilinen örneklem formülü ve tabakalı örneklem seçme yöntemi ile seçilen 781 öğrenci oluşturmaktadır. Veriler araştırmacılar tarafından literatür taranarak oluşturulmuş 35 soruluk anket formu kullanılmıştır. Araştırmanın yapılabilmesi için Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi rektörlüğünden tarihleri arasında yazılı izin alınmıştır. Anket formu 16.10.2006 – 17.04.2007 tarihleri arasında uygulanmıştır. Anket formlarından elde edilen bilgiler SPSS 10.0 paket programı ile istatiksel olarak değerlendirilmiştir. SONUÇ: %74.1'si 18-23 yaş grubundan, %25.7'si 24-29 yaş grubundan, % 0.3'si 30-35 yaş grubundan, %64.4'ü kadın, %35.6'sı erkek,%46.9'ü sayısal, %30.8 sözel bölümünde, %22.3'ü diğer bölümlerde öğrenim görmektedir. Öğrencilerin girişimcilik eğilimleri bulunmuş ve girişimcilik için sosyal kimliği geliştirme diğerlerinden önemli bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, Üniversite Öğrencisi Determınatıon Of Tendency Of Entrepreneurship Of The Last Grade Students In Çanakkale Onsekiz Mart Unıversıty Atay Selma -, Lütfiye Emlek -, Güven Pınar -, Tuncel Filiz Onsekiz Mart University AIM: This study was carried out to determine the entrepreneurship of the last students in Çanakkale Onsekiz Mart University. MATERIAL-METHOD: 2912 last grade students from all the faculties and high schools that teach license degree in Çanakkale Onsekiz Mart University from the system of the study. 781 students chosen by stage sampling selection method and sampling Formula the system of which is known, from the sampling of the research. Data has been formed by researchers by scanning the literature and a questionnaire consisted of 35 questions has been used. Between the dates 13.09.2006 / 19.09.2006 written permission was taken from the rectorship of Çanakkale Onsekiz Mart University so that the research chould be applied. The questionnaire was applied between 16.10.2006 / 17.04.2007. data acquired from the questionnaire has been judged statistically by SPSS 10.0 package program. RESULT: %74.1 18-23 age groups, % 25.7 24-29 age groups, % 0.3 30-35 age grups, % 64.4 for women, % 35.6 for men % 46.9 numerical part, % 30.8 for verbal part, % 22.3 other parts was determined. The tendency of entrepreneurship of the students was found and hardening the social identification among the others has been important in ertrepreneurship. Keywords: entrepreneurship,students 292 [P-235] Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinde Sigara Kullanma Sıklığı ve Sigara Kullanmaya Etki Eden Bazı Faktörlerin Araştırılması Bayraklı Berin1, Veren Funda1, Fidan Perihan2, Balman Seçil2, Solmaz Fatma2, Kelleli Asuman2, Aydın Nilgün2, Çakır Yasemin2, Yıldız Derya2, Altundal Serap2, Torun Gülay2 1 Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu Halk Sağlığı ve Hemşireliği Anabilim Dalı, Öğretim Görevlisi, Zonguldak 2 Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Son Sınıf Öğrencisi, Zonguldak AMAÇ: Bu araştırmada Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Tıbbi Laboratuar ve Tıbbi Dökümantasyon ve Sekreterlik Programı öğrencilerinde sigara içme sıklığı ve sigara içmeye etki eden bazı faktörlerin araştırılması amaçlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma kesitsel tipte olup 18-22 Aralık 2006 tarihinde yapılmıştır. Araştırmanın çalışma evrenini; 2006-2007 öğretim yılında Karaelmas Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören 73 öğrenci oluşturmaktadır. Veriler literatür taranarak geliştirilen anket formu aracılığı ile toplanmıştır. Toplanan veriler yüzdelik ve ki-kare testi ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin % 84.9’u (n:62) kız, ortalama yaşı 19.8±1.84, sigara içme prevalansı % 31.5 olarak bulundu.Sigaraya başlama yaşı 15, sigara kullanım süresi ortalama 5 yıl, günde içtikleri sigara miktarı ortalama 12 adet, sigaraya ayda ortalama 37 YTL. harcama yapmakta idi. Sigaraya başlama nedeni sırasıyla % 43.5 merak, % 30.4 çevre, halen sigara içme nedeni % 88.6 sıkıntı-mutsuzluk % 51.4 sakinleşmek idi. Öğrencilerin % 65.2’si sigarayı en çok stres altında içtiğini, % 47.8’i sigarayı bırakmayı sık sık düşündüğünü, %59.7’si sigara içmeye bağlı solunum sıkıntısı çektiklerini belirtti. SONUÇ: Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğrencilerinde sigara içme sıklığı oldukça yüksektir. Sigaraya başlamada merak ve çevre ön planda iken, şu anda sigara içme nedeni sıkıntı, mutsuzluk ve strestir. Anahtar Kelimeler: sigara, üniversite öğrencisi, Zonguldak Smoking Prevalence and Some Related Factors in Health Services Vocation School Students Bayraklı Berin1, Veren Funda1, Fidan Perihan2, Balman Seçil2, Solmaz Fatma2, Kelleli Asuman2, Aydın Nilgün2, Çakır Yasemin2, Yıldız Derya2, Altundal Serap2, Torun Gülay2 1 Instructor, School of Health, Zonguldak Karaelmas University, Turkiye 2 Nursing Student, School of Health, Zonguldak Karaelmas University, Turkiye OBJECTIVE: The aim of this study was to determine the prevalence of smoking and some related factors which effect smoking in health services vocation school sudents. MATERIAL-METHOD: This cross-sectional study was performed on 18-22 December 2006. In the research 73 students, studying Zonguldak Karaelmas University Health Services Vocation School in 2006-2007, were taken place. Data was collected by using a self-completed questionnaire. The percentage and chi-square test were used for data analysis. FINDINGS: 84.9% (n:62) of the students in the study were female, mean age was 19.8±1.84, smoking prevalence was 31.5%. Start smoking age was 15-year-old, mean period was 5 years in smoking. Average number of cigarettes, the students smoked, was 12 in a-day. Reasons of start smoking were interest 43.5 %, social environment 30.4%, Reasons of continuity smoking were distress-unhappiness (88.6%) and to calm down (51.4%). 65.2% of the students smoked understress mostly. 47.8% of them thought to quit smoking so often and %59.7 of them defined respiratory distress because of smoking. RESULTS: Smoking prevalence is quite high among health services vocation school students. Strart smoking reasons were interest and social environment, reasons of smoking are unhappiness and stress at present, Keywords: cigarette, university student, Zonguldak 293 [P-236] Ana ve Çocuk Sağlığı Aile Planlaması Merkezine Gelen Kadınların Kendi Kendine Meme Muayenesine İlişkin Bilgi ve Uygulamalarının Belirlenmesi İskender Seher, Aydın Nezaket, Pervanlar Vildan, Boyacı Güner, Üvez Özge, Sarı Zeynep, Çilingir Dilek KTU Trabzon Sağlık Yüksekokulu AMAÇ: Araştırma, Ana ve Çocuk Sağlığı Aile Planlaması Merkezine gelen kadınların kendi kendine meme muayenesine ilişkin bilgi ve uygulamalarının belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEMLER: Araştırmanın örneklemini, Trabzon İli Ana ve Çocuk Sağlığı Aile Planlaması Merkezine gelen ve araştırmayı kabul eden 300 kadın oluşturmaktadır. Veriler 15.12.2006- 17.01.2007 tarihleri arasında, araştırmacılar tarafından oluşturulan soru kağıdı ile toplanmıştır. Verilerin istatistiklerin değerlendirilmesinde yüzdelik sayılar kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan kadınların % 65’i 20- 34 yaş grubunda ve % 86’sı evlidir. Kadınların % 62.3’ünün KKMM’ye ilişkin bilgisinin olduğu ve % 30.7’sinin bu bilgileri TV ya da radyodan aldığı belirlenmiştir. Kadınların % 36.3’ü KKMM yapmadığını ve KKMM yapmayan kadınların da % 28.7’si bunun gerekliliğine inandığı halde ihmal ettiğini belirtmiştir. KKMM hakkında bilgisi olan kadınların % 82.7’sinin KKMM’ni uygun sıklıkta ve %80. 7’inin ise uygun zamanda yapmadıkları belirlenmiştir. SONUÇLAR: Bu bulgulara göre, kadınların çoğunun KKMM’ye ilişkin bilgilerinin olduğu ancak bu konudaki bilgilerinin ve uygulamalarının yetersiz olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kendi kendine meme muayenesi, kadın, bilgi, uygulama Determination of knowladges and practices concerning Breast SelfExamination by women who come to the Center for Mother and Child’s Health and Family Planning İskender Seher, Aydın Nezaket, Pervanlar Vildan, Boyacı Güner, Üvez Özge, Sarı Zeynep, Çilingir Dilek Karadeniz Technical University Trabzon School of Health AIM: The study was done for a descriptive manner in order to determine the knowladges and practices concerning Breast Self-Examination by women who come to the Center for Mother and Child’s Health and Family Planning. MATERIAL-METHODS: The sample of this study consists of 300 women who came to the Center for Mother and Child’s Health and Family Planning in Trabzon and accepted the terms of this research. Data were collected from 15.12.2006 to 17.01.2007 by means of a questionnaire developed by researchers. Percentage calculations were used in statistical assessment of data. FINDINGS: 65% of women who participated in the research are in the age range of 20– 34 and 86% of them are married. It has been determined that 62.3% of women have the knowledge about BSE and 30.7% of them acquired this knowladges through radio and TV. 36.3 % of women stated that they did not conduct BSE and 28.7% of women who do not conduct BSE neglect it although they believe that BSE is necessary. It was also ascertained that 82% of women with awareness of BSE do not conduct it in due frequency and 80% of them do not conduct in due time. RESULTS: It was determined, in line with the findings above, that most of women have awareness for BSE however their knowladge and practice of BSE are not sufficient. Keywords: Breast Self-Examination, women, knowladge, practice 294 [P-237] Gazi Osman Paşa Üniversitesi Tokat Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin klinik uygulama sırasında karşılaştıkları problemlerin belirlenmesi Tülübaş Rabia, Karadağ Yrd. Doç. Dr. Mevlüde Gaziosman Paşa Üniversitesi GİRİŞ: Hemşirelik okullarında eğitim programlarının önemli bir bölümünü uygulamalı eğitim oluşturmaktadır ve bu uygulamalar öğrencilerin mesleğe olan bakış açısını önemli derecede etkilemektedir. AMAÇ: Bu çalışma öğrencilerin klinik uygulama sırasında karşılaştıkları sorunları belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. YÖNTEM: Çalışma evrenini Tokat Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü öğrencileri, örneklemini ise 2., 3. ve 4. sınıf öğrencileri oluşturmuştur. Çalışmada örneklem seçimi yöntemine gidilmeyip, çalışmanın yapıldığı 19-20/04/2007 tarihleri arasında okula gelen ve çalışmaya katılmayı kabul eden 111 öğrenci katılmıştır. Çalışmanın verileri literatüre dayanarak araştırmacılar tarafından hazırlanan veri formuyla toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde sıklık, yüzdelik ve ki-kare testi kullanılmıştır. BULGULAR-SONUÇ: Öğrencilerin %73,9’u hemşirelerden, %18,9’u diğer sağlık personelinden, %24,5’ i hastalardan, %21,6’sı öğretim elemanlarından ve %75,7’si hastane ortamından kaynaklanan problemler yaşamaktadır. Hemşirelerle yaşanan sorunlar öğrencilerin motivasyonunu azaltmakta, mesleğe olan düşüncelerini olumsuz yönde etkilemekte, klinik uygulamaya olan isteklerini azaltmaktadır. Öğrenciler öğretim elemanlarından kaynaklı problemleri sadece bakım planı ve teoriye önem vermeleri, öğrenciye destek olmamaları, kendilerine yeterli vakit ayırmamalarını belirterek tanımlamışlardır. Hastane ortamından kaynaklı problem yaşayan öğrenciler bu sorunları servislerin küçük olması, hizmet içi eğitim verilebilecek alanın olmaması ve işlerin yoğun olması olarak belirtmişlerdir. Anahtar Kelimeler: öğrenci hemşire, klinik uygulama, problem, klinik uygulamada yaşanan problemler Determining which problems students have in Gazi Osman Paşa University Tokat Health High School Nursing Department which they come across during the clinical application Tülübaş Rabia, Karadağ Yrd. Doç. Dr. Mevlüde Gaziosman Paşa University AIM: This study has been carried out in order to determine how students come across to problems during the clinical application. METHOD: This study’s group has been constituted Nursing Department students, however sample survey has been constituted students of 2., 3. and 4. classes in Tokat Health High School Nursing Department. Between 19-20/04/2007 days, 111 students who came to shool and accepted the survey took part in this study. This study’s datas have been collected with data form which had been prepaired which based on literature by researchers. İn datas assesment frequency, percentage and chi-square test has been used. DISCOVERIES AND RESULTS: Students come across the problems originating from %73,9 to nurses, %18,9 to another health personel, %24,5 to patients, %21,6 to lecturers and %75,7 to hospitals atmosphere.Problems that originating from nurses reduce student’s motivation and affect their thought about jobs in negative way and reduce the request fort he clinical application. Students have defined the problems which are caused by lecturers who gives only importance to caring plan and theory and not encourage students and give enough time to them. Keywords: nursing student, clinical application, problems,problems of clinical application 295 [P-238] Çankırı İl Merkezindeki Annelerin Ev Kazalarında İlkyardım Konusundaki Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi Akman Çiğdem, Alabaş İlknur, Şahin Serpil, Akbulut Emine Ankara Üniversitesi Çankırı Sağlık Yüksekokulu GİRİŞ: Bir toplumda kazanın insan sağlığı üzerindeki etkisi, küçümsenemeyecek kadar fazladır. Kazalar sağ¬lığı fiziksel, psikolojik ve sosyal yönden etkileyerek dengeyi bozmaktadır. Ev kazaları sıklıkla karşılaşılan kazalar arasındadır. Çocuklarda yaralanma ve ölüm nedenleri arasında ev kazalarının yüksek oranda görül¬mesi, kazaların önlenmesinin önemini ortaya çıkarmaktadır. AMAÇ: Bu çalışmayla, Çankırı’da ki kadınların karşılaştıkları ev kazaları ve uyguladıkları ilkyardım bilgileri araştırılmaktadır. MATERYAL VE YÖNTEM: Çalışma Ocak-Şubat 2007 tarihleri arasında 20 yaşından büyük 100 kadın üzerinde yapılmıştır. Deneklere sosyodemografik özellikleri ve ev kazalarından korunmada uyguladıkları ilkyardım uygulamaları hakkındaki sorular anket formuyla uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarını değerlendirmede yüzdelik kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırma kapsamındaki kadınların yaşları, 20 ile 50 arasındadır. Deneklerin %38’i ilkokul mezunudur. %69’unun çocuk sayısı 3 ile 5 arasındadır. Ankette sorulan; “Deterjan, tiner vb. içen kişi kusturulmalıdır.”sorusuna %74’ü evet, “Güneş yanıklarında yoğurt sürülmelidir.”sorusuna %52’si evet, “En çok karşılaştığınız ev kazası hangisidir?” sorusuna %44,’ü yanıklar cevabını vermiştir. SONUÇ: Ev kazalarından korunmanın en önemli yolu, ev kazalarına karşı toplumun, özellikle annelerin eğitilmesidir. Kazaların önlenmesine yönelik olarak annelere verilecek eğitimde, hemşirenin rolü küçümsenmeyecek kadar fazladır. Ailelere özelliklede annelere ev kazaları ve bunlara yönelik yeterli ilkyardım eğitimi verildiğinde ev kazaları ve olumsuz sonuçları önemli oranda azalacak, daha sağlıklı nesiller oluşacaktır. Anahtar Kelimeler: Anneler, Ev kazaları, İlkyardım The Evaluation Of Knowledge Level Of Mothers Living İn Cankırı City Centre On First Aid Akman Çiğdem, Alabaş İlknur, Şahin Serpil, Akbulut Emine Ankara University Çankırı School Of Health INTRODUCTION: In a society, the effects of accidents on people’s health are extremely important. Accidents affect people’s health in physical, psychological and social ways. Home accidents also have a great place in general accidents. As there are lots of death and injuring events in home accidents, this makes us understand the importance of accidents in our lives. AIM: In this study, how women treat when they face an accident and which methods they use have been searched. MATERİAL and METHODS: The study included 100 women who are older than 20 years-old and was realized on Jan-Feb 2007. A questionaire was prepared by experts which inquires which applications women use against accidents and how they protect themselves and their children from accidents, then it was submitted to the test subjects. Percentage system was used to evaluate the outcomes of the study. RESULT: The ages of women were 20-50. 38 % of the test subjects are primary school graduates. 69 % of the test subjects have 3-5 children. The question; someone who eats detergent or drinks paint thinner should be caused to vomit was answered yes by 74 %. Another question; you should rub yoghurt for sunburn was answered yes by 52 %. Another question; which accident is the one you face the most? The answer for it was burn. CONCLUSION: The most effective way of to be protected by accidents is to train mothers. Within this framework nurses have a great roles in training mothers. By training families especially mothers on first aid the proportion of accidents will reduce and we will be able to grow healthier generations. Keywords: First aid, Home accidents, Mothers 296 [P-239] Kadınların Üreme Sağlığı İle İlgili Davranış Ve Tutumlarının İncelenmesi Çalık Elif1, Şenkaya Mehtap2, Çelik Sevil2, Demir Selma2, Çakır Esra2, Kara Fatma2, Aşır Fatmagül2, Aytekin Sevgi Sultan2 1 Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Cerrahi Hastalıkları AD. Öğretim Görevlisi 2 Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi AMAÇ: Çalışmamız Kütahya ili 75.yıl mahallesinde yaşayan evi kadınların üreme sağlığı ile ilgili sorunlarını, buna ilişkin alışkanlıkları, bakım ve bilgi gereksinimlerini incelemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. MATERYAL-METOD: Çalışmamız, Kütahya ili 75.yıl mahallesinde ikamet eden evli kadınlardan araştırmaya katılmayı kabul eden toplam 288 birey üzerinde yüz yüze görüşme ve anket yöntemiyle gerçekleştirildi. Bu verilerin analizinde SPSS 13,0 paket programı kullanıldı. BULGULAR: Çalışmamıza katılan kadınların %23’ü 20-24 yaş grubunda, %74ü 601-1100 YTL gelir grubunda, %50’si orta okul mezunu ve %90’ı bir sosyal güvence kurumuna bağlı olduğu tespit edildi. Kadınların üreme sağlığını ilgilendiren konularda doktora gitme durumlarına ilişkin verilerin yüzdelik dağılımlarına göre %31’inin nadiren kötü kokulu akıntısı olduğunda hemen doktora gittiği, %7’sini oluşturan kadınların akıntısı ile ilgili bir şikâyeti olduğu halde utandığı için doktora gitmediği, %24’sının çoğu zaman adet kanaması dışında ara kanaması olduğunda hemen doktora gittiği saptandı. Kadın üreme organları ve meme kanserinden korunma durumuna ilişkin verilerin yüzdelik dağılımlarına göre %48’inin hiçbir zaman kendi kendine meme muayenesini yapamadığı, %40’ının hiçbir zaman şikayeti olmasa da her yıl düzenli olarak kadın hastalıkları doktoruna muayene olmadığı belirlendi. Kadınların üreme sağlığını korumaya yönelik genel sağlık davranışlarına ilişkin verilerin yüzdelik dağılımına göre sadece %9’unun her zaman adetinin ilk gününü unutmamak için her ay takvim üzerinde işaretlediği, %4’ünün hazne-idrar yolu ve makat çevresindeki kaslarını güçlendirmek için bu kasları kasıp gevşetme şeklinde egzersiz yaptığı çalışmamızda saptandı. SONUÇ: Çalışmamız sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda kadınların üreme sağlığı ile ilgili davranış ve tutumlarının yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Verilere göre eğitim gereksinimlerinin karşılanması önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: evli kadınlar, hemşirelik, üreme sağlığı Research The Women’s Behavıour And Attıtude About Theır Reproductıon Health Çalık Elif1, Şenkaya Mehtap2, Çelik Sevil2, Demir Selma2, Çakır Esra2, Kara Fatma2, Aşır Fatmagül2, Aytekin Sevgi Sultan2 1 The Health Institution of Higher Education of Nursing of the Dumlupınar University, Surgical Nursing, Lecturer 2 The Health Institution of Higher Education of Nursing of the Dumlupınar University, Student of Clas IV AIM: our definitive research is planned to study on repreduction health and addiction regarding to reproduction health, care and information needing the married women who live in 75. Yıl Quarter of Kütahya. MATERİAL-METHOD: our research was done with 288 married women who accepted to join our research and they reside in 75.Yıl Quarter of Kütahya. We used interview and questionnaire methods to realised this research.and we analysed the datas we got by the interviews and questionnaire with SPSS Version 13.0. DİAGNOSİS:We determined that %23of the women who accepted to join our research is between 20-24 agehood, %74 is in 601-1100 YTL income group, %50is in high school graduate group and %90 is dependant on a social guarantee establishment.according to the percantage dispension of datas of the women’s behaviour regarding to go to doctor for an inspection about their reproduction health, %31of these women rarely immediately go to doctor with the bed smell flow complaint, %7 of these women do not go to doctor even if they have a flow complaint because they fell ashamed, %24 of these women mostly go to doctor immediately by the interval bleeding our of their usual menstrucal cycle bleeding. We determined by this research that according to the percentage dispension of datas of the women’s behaviour regarding to protection from the cancer of genital and breast, %48ofthese women never inspect themselves for breast cancer, %40 of these women do not go to gynecologist fort he regularly inspection. According to the percentage dispension of datas of the women’s general health behaviour regarding to protect their reproduction health, %9 ofthese women always mark on a calendar to remember the first day of their menstrucal cycle every month and %4 of these women do some egsercises to improve the muscles beside their vagine, urethra and anus as first strecht tight and then relax. RESULT: we determined thad acording the datas we got the and of this research thad the women’s behaviours and attitues abaut their reproduction haalth are insufficient. And we prefer to fix their education needings according to datas. Keywords: married women, nursing, reproduction health 297 [P-240] Trakya Üniversitesi Kırklareli Fakülte ve Yüksekokullarındaki Öğretim Elemanlarının Sigara Kullanma Durumlarının Belirlenmesi Türkmen Ahmet1, Dirilce Seval1, Aksoy Ayben1, Kizmaz Eda1, Dereli Ebru2, Yaşar Sibel2, Turan Fatma Nesrin3 1 Trakya Üniversitesi Kırklareli Sağlık Yüksekokulu, 4. Sınıf Öğrencileri, Kırklareli 2 Trakya Üniversitesi Kırklareli Sağlık Yüksekokulu, Öğretim Görevlileri, Kırklareli 3 Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dalı, Edirne AMAÇ: Araştırma, T.Ü. Kırklareli Fakülte ve Yüksekokullarında çalışan Öğretim Elemanlarının sigara kullanma durumları, işyerlerindeki mevcut durum ve bu konuyla ilgili görüşlerinin belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma, Mart-Nisan 2007 tarihleri arasında, T.Ü. Kırklareli İlindeki Fakülte ve Yüksekokullarda görev yapan Öğretim Elemanlarının tümünü kapsayacak şekilde( N=100) planlanmış, bu birimlere gidilerek anket formu yüz yüze görüşme yöntemi ile ulaşılabilen n=79 kişiye uygulanabilmiştir. Tanımlayıcı nitelikteki bu araştırmada, anket formu ile toplanan verilerin istatistiksel analizi AXA702C775523FAN3 seri numaralı STATISTICA AXA programıyla yapılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılanların yaş ortalamaları 33 (min:24-maks:59) olup, %39’u kadın ve %61’i erkektir. Katılımcıların medeni durumları incelendiğinde %56’sının evli, %38’inin bekar ve %6’sının boşanmış olduğu, akademik ünvanları incelendiğinde ise; %64.6’sının öğretim görevlisi, %12.7’sinin araştırma görevlisi, %10.1’inin yardımcı doçent, %10.1’inin okutman ve %2.5’inin ise profesör olduğu görülmüştür. Katılımcıların %54.4’ü hayatları boyunca 100 tek sigara(5 paket) içmiş ve %45.6’sı içmemiştir. Katılımcıların %33.3’ü sigara kullandığını ama daha sonra bıraktığını, %45.2’si sigara kullandığını fakat bırakmak istediğini, %11.9’u sigara kullandığını ve bırakmak istemediğini, %9.5’i ise arada bir sigara kullandığını belirtmiştir. Sigara içenlerin düzenli olarak sigara kullanmaya başladıkları ortalama yaş 18 (min:10-maks:31)’dir. Sigara içenlerin %44’ü kadın, %56’sı erkek olup, %58’si evli, %30’u bekar ve %12’si boşanmıştır. Sigara içen katılımcıların %65.1’i öğretim görevlisi, %14’ü okutman, %11.6’sı yardımcı doçent, %7’si araştırma görevlisi ve %2.3’ü profesördür. Sigara içenlerin %50’sinin günde 1-10, %39.3’ünün 11-20, %7.1’inin 21-30 ve %3.6’sının da 30 adetten fazla sigara içtiği saptanmıştır. Sigaraya başlama nedenleri ise; %36.6’si çevre etkisi, %22’si merak, %22’si belirgin bir soruna bağlı ve %17’si özenti olarak sıralanmıştır. Sigara içenlerin %50’si işyerinde, %26.7’si sosyal ortamlarda, %10’u evde, %10’u açık alanlarda, %3.3’ü ise her yerde sigara içtiğini belirtmiştir. Katılımcıların %45.6’sının işyerinde sigara içme yasağı olup, %91.1’i kamusal alanda sigaranın yasaklanmasını istemektedir. Ayrıca %89.9’u gizli sigara reklamlarının yasaklanması, %94.9’u da 18 yaşından küçüklere sigara satışının denetlenmesi tar