6. Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresi

Transkript

6. Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresi
1
Sevgili Arkadaşlar,
Mesleki geleceğimiz adına büyük bir adım daha atmak ister misiniz? Öyleyse el
ele verip çemberimizi genişletmemizin tam zamanı !..
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu öğrencileri
olarak 6. Ulusal - Uluslararası Katılımlı Hemşirelik Öğrencileri Kongresi’ne ev
sahipliği yapmanın heyecan ve gururunu taşıyoruz.
Öğrenci kongrelerinin bilimsel kimliğimizi kanıtlayacağı, mesleğimize olan
bağlılığımızı ve birlik inancımızı pekiştireceği açıktır. Hemşirelik tarihine baktığımızda
Florence Nightingale’i çağdaş hemşire yapan onun bilime ve mesleğine vermiş olduğu
önem değil midir ? Kongremizin de profesyonelliğin gereği olan bilimsel gelişime ve
mesleki örgütlenmeye hizmet edeceği inancındayız.
Biz İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu öğrencileri
olarak bilime, mesleğimize katkılarımızı sunmak için bir araya geliyoruz. Sizler de bu
inançtaysanız ve bir adım daha atmak istiyorsanız her türlü bilimsel çalışmayla sizleri
kongremize bekliyoruz.
Bu özel, tarihi, büyüleyici iki kıtayı birleştiren şehirde buluşmak, sevinçlerimizi,
kaygılarımızı, umutlarımızı paylaşmak ve geleceğimizi şekillendirmek dileğiyle…
Kongre Düzenleme Kurulu Adına
Öğrenci Ümmühan Esen
Dear friends,
Would you like to take another big step forward our professional future? Then, it
is the time to join forces and expand our circle !..
It is our great pleasure to host the 6th National –with International
Participation - Nursing Students Congress as the students of Florence Nightingale
School of Nursing,
It is obvious that, students’ congresses will prove our scientific identity and
improve the solidarity and ties in our profession. When we look through the history of
nursing, don’t we see that, what made Florence Nightingale a modern nurse was the
importance she attached to the science and to her profession? We believe that our
congress will contribute to the scientific improvement and organization of our profession
as required for professionalism.
As the students of Florence Nightingale School of Nursing, we are coming
together in order to make our contribution to the science and to our profession. If you
share our belief and want to take another big step, we invite you to our congress with
any kinds of scientific works.
We look forward to seeing you in Istanbul, a special, historical and charming city
that join two continents, and wish to share our joy, worries and hope to shape the future
together…
On behalf of the
Congress Organizing Committee
Student: Ummuhan Esen
2
ONURSAL KURUL / HONORARY PRESIDENTS
Prof. Dr. Mesut PARLAK
İstanbul Üniversitesi Rektörü
Rector of İstanbul University
Prof. Dr. Güler AKSOY
İ.Ü. Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Müdürü
Director of Istanbul University Florence Nightingale School of Nursing
DÜZENLEME KURULU / ORGANIZATION COMMITTEE
Kongre Başkanı / Congress President
Kongre Eş Başkanları / Congress Co-Presidents
Ümmühan ESEN (öğrenci)
Prof. Dr. Neriman AKYOLCU
Prof. Dr. Sevim SAVAŞER
Kongre Sekreterleri / Congress Secretariat
Prof.Dr.Nursen NAHCİVAN
Dr. Ergül ASLAN
Rojda ÇETİNKAYA
Filiz TÜFEK
Üyeler / Members
Öğretim Elemanları / Academicians
Prof. Dr. Nezihe KIZILKAYA BEJİ
Yard. Doç. Dr. Nuray AKYÜZ
Yard. Doç. Dr. Gülbeyaz CAN
Yard. Doç. Dr. Hatice KAYA
Dr. Zeliha TÜLEK
MSc. Aylin AKTAŞ
MSc. Nihal BOSTANCI
MSc. Gülhan COŞANSU
MSc. İlkay GÜNGÖR
MSc. Burçin IŞIK
MSc. Selda SEÇGİNLİ
MSc. Emine ŞENYUVA
Araş. Gör. Seda ÇAĞLAR
Bilimsel Kurul / Scientific Committee
Prof. Dr. Hediye Arslan
Prof. Dr. Türkinaz AŞTI
Prof. Dr. Meliha ATALAY
Prof. Dr. Sevim BUZLU
Prof. Dr. Nevin KANAN
Prof. Dr. Fatma ÖZ
Prof. Dr. Ahsen ŞİRİN
Yard. Doç. Dr. Rengin ACAROĞLU
Yard. Doç. Dr. Makbule BATMAZ
Yard. Doç. Dr. Hülya DENİZ BULUT
Yard. Doç. Dr. Saniye ÇİMEN
Yard. Doç. Dr. Hülya KAYA
Yard. Doç. Dr. Ümmü YILDIZ FINDIK
Yard. Doç. Dr. Perihan GÜNER
Yard. Doç. Dr. Nazlı HACIALİOĞLU
Yard. Doç. Dr. Şerife KARAGÖZOĞLU
Yard. Doç. Dr. Özlem ÖZKAN
Yard. Doç. Dr. Mehtap TAN
Yard. Doç. Dr. Sağ. Bnb. Nuran TOSUN
Yard. Doç. Dr. Gülümser DOLGUN
Öğr. Gör. Dr. Ayfer BAYINDIR
Öğr. Gör. Dr. Fatma CEBECİ
Öğr. Gör. Dr. Handan ZİNCİR
Öğrenciler / Students
Gülsün ATAR
Fatma BALCI
Neslihan BARDAK
Nergis BİNGÖL
Feyza ÇETİNKAYA
Seda DİLLİ
Hacer FİDAN
Hacer ÖZDEMİR
Tuba ÖZDURSUN
Zekiye Hande YALÇIN
Esra YILMAZ
Sema YILMAZ
Marmara Üniversitesi
İstanbul Üniversitesi
Harran Üniversitesi
İstanbul Üniversitesi
İstanbul Üniversitesi
Hacettepe Üniversitesi
Ege Üniversitesi
İstanbul Üniversitesi
Haliç Üniversitesi
Gazi Üniversitesi
Dokuz Eylül Üniversitesi
İstanbul Üniversitesi
Trakya Üniversitesi
Koç Üniversitesi
Atatürk Üniversitesi
Cumhuriyet Üniversitesi
Kocaeli Üniversitesi
Atatürk Üniversitesi
Gülhane Askeri Tıp Akademisi
İstanbul Üniversitesi
İstanbul Bilim Üniversitesi
Akdeniz Üniversitesi
Erciyes Üniversitesi
3













KONGRE TEMALARI / CONGRESS THEMES
21. yüzyılda hemşirelik / Nursing in 21st century
Hemşirelik eğitimi / Nursing education
Hemşirelik sınıflandırma sistemleri / Nursing classification systems
Sağlığı koruma ve geliştirme / Health prevention and promotion
Sağlık politikaları ve hemşirelik / Health policies and nursing
Hemşirelikte örgütlenme / The organization of nursing
Kariyer planlama / Career planning
Özel dal hemşireliği / Special branches in nursing
Kültürlerarası hemşirelik / Transcultural nursing
Gençlik, hemşirelik ve şiddet / Youth, nursing and violence
Madde bağımlılığı / Substance Addiction/Abuse
Sağlık bakımı ve yeni teknolojiler / Health care and new technologies
Avrupa Birliği öğrenci değişim programları / European Union Student Mobility Programs
GENEL BİLGİLER / GENERAL INFORMATION
Kongre Merkezi: İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Ord.Prof.Dr. Cemil Bilsel Konferans
Salonu, Vezneciler / İSTANBUL
Congress Venue: İstanbul University Faculty of Science Ord.Prof. Dr. Cemil Bilsel
Conference Hall, Vezneciler / ISTANBUL
Kongre Dili: Kongre Dili Türkçe’dir. Yabancı konuşmacılarda simultane çeviri yapılacaktır.
Congress Language: Congress language is Turkish. Simultaneous translation will be
made for foreign speakers.
Kayıt ve Danışma: Kayıt ve Danışma masaları 26.06.2007 Salı günü saat 13:00 –
17:00, sonraki günlerde 09:00 – 18:00 saatleri arasında açık olacaktır.
Registration and Information: Registration and information desks will be open
between 13:00 – 17:00 on 26.06.2007 Tuesday, and 09:00 – 18:00 on the following
days.
Yaka Kartı: Tüm katılımcıların kayıt sırasında kendilerine verilecek yaka kartlarını kongre
merkezinde ve bilimsel oturumlarda, sergi/poster alanlarında ve diğer sosyal
programlarda takmaları gerekmektedir.
Participant Cards: Participants should have the congress cards which will be given at
registration in the congress venue, scientific sessions, exhibition site and other social
programmes.
Bilimsel Program: Konferans, panel ve bildiri sunularını içerecektir.
Scientific Programme: Includes conferences, panels and oral/poster presentations.
Stand ve Sergi: Kongre boyunca ticari firmaların oluşturduğu sergi alanı katılımcılara
açık olacaktır.
Stands: Stands of commercial firms will be open in the exhibition site.
Katılım Belgesi: Katılımcılara kongre bitiminde, kayıt masalarında, katılım belgeleri
verilecektir.
Certificate of Participating: Certificates will be given at the end of the congress at the
registration desks.
Kongre Kitabı: Kongre özet kitabı kongre çantalarının içine koyulacaktır.
Congress Book: Congress book will be included in the congress book.
Ulaşım: Kongre merkezine ulaşım için ayrıntılı bilgiye kongre internet erişim sayfasından
ulaşılabilir.
Arrival:Information about arriving the congress venue will be provided at internet web
site.
Konaklama: Öğrenciler Kredi-Yurtlar Kurumu’na ait yurtlarda öğrenci kimliğini ve kongre
kayıt belgesini göstererek küçük bir ücret karşılığında konaklayabilecektir. Katılımcılar
konaklama organizasyonlarını kendileri yapacaklardır. Konaklama ile ilgili bilgiler kongre
internet erişim sayfasında yer alacaktır.
4
Accommodation: Students can stay in the dormitories of Higher Education Credit and
Hostels Institution with a little cost, provided that they show their student card and
registration form of the congress. Arrangements about accommodation will be organized
by the participants theirselves. Information on accommodation will be provided on the
internet web page.
Kongre Online Kayıt: www.istanbul.edu.tr/yuksekokullar/floren/kongreler.htm
Congress Online Registration:www.istanbul.edu.tr/yuksekokullar/floren/kongreler.htm
Kongre Kayıt Ücreti : (1 Mayıs öncesi) öğrenci: 50 YTL, diğer: 80 YTL
(1 Mayıs sonrası) öğrenci: 70 YTL, diğer: 100 YTL
Registration Fees:
(before May 1 ) student: 50 YTL other: 80 YTL
(after May 1 )
student 70 YTL other: 100 YTL
Hesap No : Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Mezunları Derneği
Posta Çeki Hesabı – 1055310 (Kayıt ücreti ödenen her katılımcının adı-soyadı
belirtilmelidir)
Account Number : Florence Nightingale Hemsirelik Yuksekokulu Mezunlari Dernegi
Post Cheque Account No: 1055310 (Each of the participants who pay for the
registration fee should give his/her name and surname.)
Kayıt Ücreti; toplantı katılımını, 27 - 29 Haziran 2007 tarihleri arasındaki öğle
yemeklerini, sosyal program ve kongre çantasını kapsar.
Registration fees include: participation in congress, lunches between 27-29 June, social
programe and congress bag.
Kayıt İptali: 1 Mayıs 2007 tarihinden önce yapılan iptallerde kayıt ücretinin % 50’si geri
ödeme yapılır. Daha sonraki tarihlerde yapılan iptallerde geri ödeme yapılmaz.
Registration Cancellation: In case of the cancellations before May 1, 2007, 50% of the
registration fees will be refunded. No refund of registration fees will be made for the
cancellations after this date.
POSTER BİLDİRİ KURALLARI
• Posterler 70 cm. eninde ve 90 cm. boyunda olmalı ve en az 1 metre mesafeden
okunabilecek şekilde düzenlenmelidir.
• Her posterin üst kısmında bildirinin, yazar(lar)ın ve çalıştıkları kurumun adı
bulunmalıdır.
• Posterler; organizasyon komitesince bildirilecek tarih, yer ve numaralı stand da bir gün
süreyle sergilenecektir.
• Posterler; poster sahipleri tarafından, sunulacakları tarihte saat 08:00 ile 09:00
arasında asılacak ve gün bitiminde saat 16:00 - 17:00 arasında yine poster sahipleri
tarafından yerlerinden sökülecektir. Bu saatler içerisinde sökülmeyen posterler
toplanacaktır. Bu işlem esnasında kaybolan veya hasara uğrayacak posterlerden dolayı
herhangi bir sorumluluk kabul edilmez.
• Posterler yerlerine yapışkan hamur veya çift taraflı yapıştırıcı bant aracılığı ile
tutturulacak, bunun dışında herhangi bir malzeme kullanılmasına izin verilmeyecektir.
• Gerekli malzeme organizasyon komitesi tarafından temin edilecek ve posterin asılması
konusunda poster sahiplerine yardımcı olunacaktır.
ÖDÜL: Dereceye giren bildiriler Prof.Dr. Perihan Velioğlu Hemşirelik Fonu ve Florence
Nightingale Hastanesi tarafından ödüllendirilecektir. Onkoloji alanında yapılan en iyi
araştırma Onkoloji Hemşireleri Derneği tarafından ödüllendirilecektir.
POSTER INSTRUCTIONS
 Poster size must be 70 cm. wide x 90 cm. height and should be readable from a
distance of about 1 meter.
 Title, authors' names and institution should be included at the top of the poster.
 Posters will be displayed for one day in the date, place and board number that assigned
by The Congress Organizing Committee.
 Posters will be mounted by the authors between 08:00 and 09:00 on the date assigned
for the poster and should be removed by 16:00 - 17:00 at the end of the day. The
5
Congress Organizing Committee is not responsible for the loss of or damage to posters
that are not taken down by the authors until the instructed time.
 Posters will be mounted by the authors using paste or two sided adhesive tapes, no
other materials will be allowed.
 Materials needed for mounting posters and support will be provided by The Congress
Organizing Committee.
AWARD: The best presentation will be awarded by Prof.Dr. Perihan Velioglu Nursing
Fund and Florence Nightingale Hospital. The best presentation about oncology nursing
will be awarded by the Society of Oncology Nurses.
SOSYAL PROGRAM / SOCIAL PROGRAMME

26.06.2007 – Salı/Tuesday 15.00-15.30
DANSLI ANLATIM ‘’HOŞGELDİNİZ’’
DANCE SHOW “Welcome”

26.06.2007 – Salı / Tuesday 16.00-17.00
GÖSTERİ ‘’ATATÜRK ARAMIZDA’’
SHOW “Ataturk is with us”

26.06.2007 – Salı /Tuesday 18.00-21.00
AÇILIŞ KOKTEYLİ “HEDEF ALLIANCE” İ.Ü. Merkez Bina Havuzlu Bahçe
“OPENING COCKTAIL” University Garden

27.06.2007-Çarşamba /Wednesday 17.00-19.00
KONSER / CONCERT

28.06.2007 – Perşembe / Thursday 18.45-21.00
BOĞAZ GEZİSİ “İSTANBUL ŞEHİR HATLARI- BOĞAZ İSKELESİ-EMİNÖNÜ”
BOSPHORUS TOUR

29.06.2007 – Cuma / Friday 09.00-10.00
SLAYT GÖSTERİSİ ‘’1914 SARIKAMIŞ HAREKATI BELGESELİ’’
SLIDE SHOW ‘’1914 Battle of Sarıkamış”
ÖNEMLİ TARİHLER / IMPORTANT DATES
Kongre Tarihi:26- 29 Haziran 2007
Congress Date: June 26- 29, 2007
İndirimli Erken Kayıt Son Başvuru Tarihi: 1 Mayıs 2007
Early Fee Deadline: May 1, 2007
Kayıt İçin Son İptal Tarihi: 1 Mayıs 2007
Cancelation Deadline: May 1, 2007
Bildiri Özeti Göndermek İçin Son Başvuru Tarihi: 21 Mayıs 2007
Deadline for Poster Submission: May 21, 2007
İLETİŞİM /CONTACT
www.istanbul.edu.tr/yuksekokullar/floren/kongreler.htm
Tel : 0212 440 00 00 / 27058 - 27088 - 27120- 27150
Fax : 0212 224 49 90
Öğretim Elemanları /Teachers
Prof.Dr. Nursen Nahcivan
: [email protected]
Dr. Ergül Aslan
: [email protected]
MSc. Burçin IŞIK
: [email protected]
MSc. Selda SEÇGİNLİ
: [email protected]
Öğrenciler / Students
Ümmühan ESEN
: [email protected]
Filiz TÜFEK
: [email protected]
Adres / Adresss
: İstanbul Üniversitesi
Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu
Abide-i Hürriyet cad. 34381 Şişli / İSTANBUL
6
6. ULUSAL HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİ KONGRESİ “Uluslararası Katılımlı” PROGRAMI
26.06.2007
SALI
Cemil Bilsel
Havuzlu
Konferans
Bahçe
Salonu
09.00-09.30
10.00-10.30
10.30-11.00
11.00-11.30
11.30-12.00
12.00-12.30
12.30-13.00
13.00-13.30
13.30-14.00
14.30-15.00
15.00-15.30
15.30-16.00
16.00-16.30
16.30-17.00
Kahve arası
Kahve arası
PANEL
“Küresel
Değişim; Sağlık
ve Hemşirelik”
KONFERANS
“Ele Geçmemek”
17.00-17.30
17.30-18.00
18.00-18.30
18.30-19.00
19.00-21.00
KONSER
“Açılış
Kokteyli”
Hedef
Alliance
FORUM
“Hemşirelik
Öğrencileri ve
Hemşirelik”
Öğle Yemeği
Öğle Yemeği
KONFERANS
“Hemşireliğin
hukuksal
sorumlulukları
Kahve arası
KONFERANS
“İnsan, Çevre,
Hemşirelik, Etik
ve Kyoto”
Kahve arası
KONFERANS
“Kişilik ve İletişim
Biçimleri”
“1914 Sarıkamış
Harekatı”
TANITIM
PANEL
“Florence
Nightingale”
DANSLI ANLATIM
‘’Hoşgeldiniz’’
AÇILIŞ
KONUŞMALARI
GÖSTERİ
‘’Atatürk
Aramızda’’
29.06.2007
CUMA
Cemil Bilsel
Şeref
Konferans
Holü
Salonu
Kahve arası
Öğle Yemeği
KAYIT
28.06.2007
PERŞEMBE 7
Cemil Bilsel
Şeref
Konferans
Holü
Salonu
PANEL
“Öğrenci Değişim
Programları”
KONFERANS
“Forensic
Nursing”
09.30-10.00
14.00-14.30
27.06.2007
ÇARŞAMBA
Cemil Bilsel
Şeref
Konferans
Holü
Salonu
TANITIM
Kahve arası
Poster
tartışması
Sözel Bildiri
Sunumu
GİTAR
DİNLETİSİ
Sözel Bildiri
Sunumu
Poster
tartışması
Poster
tartışması
KAPANIŞ VE
ÖNERİLER
BOĞAZ GEZİSİ
Kongre süresince ‘’Konferans Salonu Arka Fuaye’’ de Zonguldak Karaelmas Ü. Sağlık Yüksekokulu öğrencilerine ait resim sergisi yer alacaktır.
6. NATIONAL NURSING STUDENTS CONGRESS “WITH INTERNATIONAL PARTICIPATION” PROGRAMME
26.06.2007
27.06.2007
28.06.2007 8
29.06.2007
TUESDAY
Cemil Bilsel
Şeref
Conference
Hall
Hall
09.00-09.30
11.00-11.30
11.30-12.00
12.00-12.30
12.30-13.00
13.00-13.30
13.30-14.00
15.30-16.00
16.00-16.30
16.30-17.00
Coffee Break
Coffee Break
Coffee Break
PANEL
“Global Change;
Health and
Nursing”
CONFERENCE
“Not to be
captured ”
INTRODUCTION
REGISTRATION
DANCE SHOW
“Welcome”
OPENING
CEREMONY
SHOW
“Ataturk
is with us”
Lunch
PANEL
“Florence
Nightingale”
CONFERENCE
“Human,
Environment,
Nursing, Ethic
and Kyoto”
CONFERENCE
“Legal
Responsibilities
of Nursing”
Coffee Break
Coffee Break
Coffee Break
CONFERENCE
“Personality and
Communication
Styles”
CONCERT
“Opening
Cocktail”
Hedef
Alliance
FORUM
“Nursing
Students and
Nursing”
Lunch
Lunch
17.00-17.30
17.30-18.00
18.00-18.30
18.30-19.00
19.00-21.00
FRIDAY
Cemil Bilsel
Şeref
Conference
Hall
Hall
“1914 Battle of
Sarıkamış”
PANEL
“Student Exchange
Programs”
CONFERENCE
“Forensic
Nursing”
10.00-10.30
10.30-11.00
14.30-15.00
15.00-15.30
THURSDAY
Cemil Bilsel
Şeref
Conference
Hall
Hall
INTRODUCTION
09.30-10.00
14.00-14.30
WEDNESDAY
Cemil Bilsel
Şeref
Conference
Hall
Hall
Poster
discussion
Oral
presentation
GUİTAR
CONCERT
Oral
presentation
Poster
discussion
Poster
discussion
CLOSING
BOSHPORUS
TOUR
Art exhibition from students of Zonguldak Karaelmas University Higher School of Health will be displayed during the congress in Congress Hall
GENEL PROGRAM / PROGRAMME
9
ŞEREF HOLÜ
CEMİL BİLSEL KONFERANS SALONU / CEMİL BİLSEL CONFERENCE HALL
26 HAZİRAN 2007 SALI
/
/
SEREF HALL
İ.Ü. MERKEZ BİNA
HAVUZLU BAHÇE
UNIVERSITY
GARDEN
26 JUNE 2007 TUESDAY
13.00-15.00
KAYIT
REGISTRATION
15.00-15.30
DANSLI ANLATIM ‘’HOŞGELDİNİZ’’
DANCE SHOW ‘’WELCOME’’
Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencileri
Students of Florence Nightingale School of Nursing
15.30-16.00
AÇILIŞ KONUŞMALARI / OPENING CEREMONY
Prof.Dr. Mesut Parlak
Prof.Dr. Güler Aksoy
Prof.Dr. Neriman Akyolcu
Ümmühan Esen
16.00-17.00
GÖSTERİ ‘’ATATÜRK ARAMIZDA’’
SHOW ‘’ATATÜRK IS WITH US’’
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü Öğrencileri
Students of Istanbul University State Conservatory Department of Theatre
18.00-21.00
AÇILIŞ KOKTEYLİ “OPENING COCKTAIL”
Açılış Kokteyli/
Opening Coctail
Hedef Alliance
Kongre süresince ‘’Konferans Salonu Arka Fuaye’’ de Zonguldak Karaelmas Ü. Sağlık Yüksekokulu öğrencilerine ait resim sergisi yer alacaktır.
Art exhibition from students of Zonguldak Karaelmas University Higher School of Health will be displayed during the congress in Congress Hall
27 HAZİRAN 2007
ÇARŞAMBA / 26 JUNE 2007 WEDNESDAY
10
09.00-09.10
Kuruluşundan Günümüze İstanbul Üniversitesi ve Florence Nightingale Hemşirelik
Yüksekokulu
Istanbul University and Florence Nightingale School of Nursing from Foundation
to today
09.10-10.30
KONFERANS / CONFERENCE
Oturum Başkanı /Chair: Doç.Dr. Nevzat Alkan
Forensic Nursing and the Public’s Health Globally
Assist. Prof. Patricia M. Speck
Kahve arası / Coffee break
PANEL
Panel Başkanı /Chair: Prof.Dr. Gülsün Taşocak
Küresel Değişim; Sağlık ve Hemşirelik
Global Change; Health and Nursing
Fatma Balcı
(İstanbul Üniversitesi, İstanbul University)
Feyza Çetinkaya
(İstanbul Üniversitesi, İstanbul University)
Hülya Birgün
(İstanbul Üniversitesi, İstanbul University)
Öğle Yemeği / Lunch
PANEL
Oturum Başkanı / Chair: Prof.Dr. Semra Erdoğan
Florence Nightingale: Healing, Leadership, Global Action
Deva-Marie Beck, PhD,RN
Barbara M. Dossey,PhD, RN,AHN-BC, FAAN
Wayne Kines
Kahve arası / Coffee break
KONFERANS / CONFERENCE
Oturum Başkanı / Chair : Sema Yılmaz, Tuba Özdursun
Kişilik ve İletişim Biçimleri
Personality and Communication Styles
Prof.Dr. Mahmut Paksoy
KONSER / CONCERT
10.30-11.00
11.00-12.30
12.30-13.30
13.30-15.00
15.00-15.30
15.30-17.00
17.00-19.00
ŞEREF HOLÜ
İ.Ü. MERKEZ BİNA
HAVUZLU BAHÇE
SEREF HALL
UNIVERSITY GARDEN
Poster
tartışması
Poster
discussion
28 HAZİRAN 2007 PERŞEMBE / 28 JUNE THURSDAY
09.00-10.30
10.30-11.00
11.00-12.00
12.00-12.15
12.15-13.30
13.30-15.00
15.00-15.30
15.30-17.00
11
ŞEREF HOLÜ
İ.Ü. MERKEZ BİNA
HAVUZLU BAHÇE
SEREF HALL
UNIVERSITY GARDEN
PANEL
Panel Başkanı /Chair: Prof.Dr. Nevin Kanan
Değişim programlarına ilişkin öğrenci deneyimleri
Students’ experiences of exchange programs
Özüm Erkin
(Ege Universitesi, Ege University)
Canan Demir
(Dokuz Eylül Üniversitesi, Dokuz Eylül University)
Gülnur Karagöz (Hacettepe Üniversitesi, Hacettepe Üniversity)
Hana Bland
(Bergen Üniversitesi/Norveç, Bergen University/Norway)
Seda Dilli
(İstanbul Üniversitesi, İstanbul University)
Kahve arası / Coffee break
KONFERANS
Oturum Başkanı / Chair: Filiz Tüfek, Feyza Çetinkaya
Ele Geçmemek: Sistem Dışında Bir Kıvrım Yaratarak Nefes Almak Mümkün müdür?
Not to be captured: Is it possible to take a breath by creating a curve out of the system?
Tahir M. Ceylan
TANITIM / INTRODUCTION
Öğle Yemeği / Lunch
KONFERANS / CONFERENCE
Oturum Başkanı / Chair: Zekiye Hande Yalçın, Hacer Fidan
Bugünün ve Bugünden Sonraki Tüm Zamanların Gündemi: İnsan, Çevre,
Hemşirelik, Etik ve Kyoto
The agenda of present and the future: Human, Environment, Nursing, Ethic and
Kyoto
Prof.Dr. Kamerya Babadağ
Kahve arası / Coffee break
Sözel Bildiri Sunumu / Oral Presentations
Oturum Başkanı / Chair: Prof.Dr. Sevim Savaşer, Neslihan Arslan
17.00-17.30
GİTAR DİNLETİSİ / GUITAR CONCERT
18.45-21.00
BOĞAZ GEZİSİ / BOSPHORUS TOUR
İstanbul Şehir Hatları- Boğaz İskelesi - Eminönü
Poster
tartışması
Poster
discussion
29 HAZİRAN 2007 CUMA / 29 JUNE 2007 FRIDAY
09.00-10.00
10.00-10.30
10.30-12.00
İ.Ü. MERKEZ BİNA
HAVUZLU BAHÇE
SEREF HALL
UNIVERSITY GARDEN
1914 Sarıkamış Harekatı /1914 Battle of Sarikamis
Prof.Dr. Bingür Sönmez
Kahve arası / Coffee break
FORUM
Hemşirelik Öğrencileri ve Hemşirelik / Nursing Students and Nursing
Oturum Başkanı / Chair: Prof.Dr. Saadet Ülker






12.00-13.30
13.30-14.30
12
ŞEREF HOLÜ
Hemşirelik eğitimine genel bakış.
A general look to nursing education
Şirin İnceoğlu (Koç Üniversitesi, Koc University)
Hemşirelik eğitiminde klinik uygulamalara eleştirel bakış
A critical look to clinical practices in nursing education
Ece Topraç (Marmara Üniversitesi, Marmara University)
Hemşire öğrencilerin üniversite yaşamı ve sosyalleşmesi
University life and socialization of nursing students
Refiye Zafer (Trakya Üniversitesi, Trakya University)
Hemşire öğrencilerin içinde bulunduğu koşulların eğitimlerine yansımaları
Reflections of nursing students’ conditions on their education.
Gülyeter Erdoğan (Cumhuriyet Üniversitesi, Cumhuriyet University)
Hemşire öğrencilerin mesleki örgütlenmeye bakışı.
Views of nursing students about professional organization
Aslı Sis (Atatürk Üniversitesi, Atatürk University)
Hemşire öğrencilerin hemşirelik mesleğine ilişkin algıları
Nursing students’ perceptions of nursing profession
Ayca Sema Berkan (Celal Bayar Üniversitesi, Celal Bayar University)
Öğle Yemeği / LUNCH
KONFERANS
Oturum Başkanı /Chair : Sema Yılmaz, Nur Badırgalı
Hemşireliğin hukuksal sorumlulukları /Legal Responsibilities of Nursing
Doç.Dr. Aytolan Yıldırım
14.30-15.00
15.00-16.30
Kahve arası / Coffee break
Sözel Bildiri Sunumu / Oral Presentations
Oturum Başkanı / Chair: Prof.Dr. Türkinaz Aştı , Hacer Özdemir
16.30.17.30
KAPANIŞ/ CLOSING
Oturum Başkanı/ Chair : Prof.Dr. Nursen Nahcivan, Ümmühan Esen
Hilal Kaymaz (Ege Üni., Öğrenci Hemşireler Derneği Başkanı) (Ege Uni., Chair of Nursing Students Association)
2008 yılı 7.Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresi /7th National Nursing Students Congress 2008
Ödül Töreni & Dilek ve Öneriler / Awards Ceremony & Wishes and Recommendations
Poster
tartışması
Poster
discussion
Teşekkür
Uluslararası Katılımlı; 6. Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresi’nin
bilimsel programına destek veren tüm öğretim üyeleri ve öğrencilerimize, sosyal
ve kültürel içeriğini zenginleştirmede katkıda bulunan;
 Sayın Prof. Dr. Bingür Sönmez,
 İ.Ü. Devlet Konservatuarı Müdürü Sayın Prof. Dr. Meral
Yapalı’nın şahsında Tiyatro Bölümü Öğrencileri ve Hocaları ile,
 Sayın Hasan Cihat Örter’e,
 Sayın Tamer Özşeker’e,
finansal destek sağlayan;
 Sayın Ekrem Sancak’ın şahsında Hedef Alliance,
 Florence Nightingale Hemşire Mektepleri ve Hastaneleri Vakfı,
 İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. (İDO),
 Memorial Sağlık Grubu, Acıbadem Sağlık Grubu, Biruni
laboratuvarları ve Carex kurum ve kuruluşlarına çok teşekkür ederiz.
Thanks
6th National –with International Participation - Nursing Students
Congress Organization Committee would like to thank to all teaching staff and
students for their support for the scientific program and thanks to;
 Prof. Dr. Bingür Sönmez,
 Prof. Dr. Meral Yapalı / Students and Teachers of Istanbul
University State Conservatory Department of Theatre,
 Tamer Özşeker,
for their support to improve the social and cultural contents of the congress
and
 Ekrem Sancak / Hedef Alliance,
 Foundation of Florence Nightingale Nursing Schools and Hospitals,
 İstanbul Seabuses and Fast Ferries INC. (IDO),
 Memorial Health Group, Acıbadem Health Group, Bİruni
Laboratories and Carex
for their financial support.
Cube Organizasyon Hizmetleri (www.cubeorg.com)
13
14
AÇILIŞ KONUŞMALARI
Değerli Öğretim Üyeleri, Sevgili Öğrenciler,
Ülkemiz öğrenci hemşirelerini buluşturan ve bu yıl İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale
Hemşirelik Yüksekokulu tarafından düzenlenen 6.ulusal, I. Uluslar arası katılımlı hemşirelik
öğrencileri kongresinde birlikte olmanın sevincini yaşıyorum. Hepiniz, üniversitemize, şehrimize ve
uluslar arası katılımla bir ilki deneyimleyeceğimiz kongremize hoş geldiniz.
Sağlık profesyonları arasında, insanı bir bütün olarak değerlendirerek hizmet veren
hemşirelik mesleğinin, toplumun sağlığının korunması, sürdürülmesi ve geliştirilmesinde etkin rol
üstlenebilmesi meslek adaylarına verilen nitelikli ve yeterli eğitim düzeyi ile doğrudan ilişkilidir.
Çağdaş eğitim bilimciler bu nitelikli eğitimde, öğrenciye alabileceği ölçüde yetki ve
sorumluluk verilmesini, bilimsel bilgi içeriğinin zenginleştirilmesini, sorgulayarak fikir üretmelerinin
desteklenmesini ve eğitimde amaç ve hedeflere ilişkin alınacak her türlü kararın paylaşımını
önermektedir. Öğrenci kongrelerinin de bu anlamda oldukça değerli oldukları yadsınamaz.
Kongreler aynı zamanda, öğrencilerde karşılıklı bilgi ve deneyimlerden yararlanma, sağlıklı
ilişkiler kurma, bütünleşme ve meslek bilincinin gelişmesine katkı sağlarken, sağlık alanında önemli
bir güç olduğumuz inancı içinde, bireysel ve mesleki duyarlılıkla, geleceğe yönelik hedeflerimize
ulaşma konusunda ortak noktalarda buluşmayı beraberinde getirecektir.
Bu denli yüksek sayıda katılımı görme, bireysel ve mesleki gelişiminize verdiğiniz önemi
gösterme açısından beni yüreklendiriyor ve duyarlılığınızın davranış biçimine dönüşmesi yolundaki
çabanızın, gelecek nesillere bunu aktarmada etkin olacağınız umudumu destekliyor.
Bu anlamda kongrenin, öğrencilerin kendi amaçlarını sorgulayıp belirleme, farklı yöntemleri
gözlemleme, akranlarının performanslarını izleme, serbestçe soru sorma, paylaşma ve tartışma
fırsatının yanı sıra yeni dostluk ve arkadaşlıklara yol açacağı inancı ile başarılı geçmesini diliyor,
hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Prof.Dr.Güler AKSOY
İ Ü Florence Nightingale Hemşirelik
Yüksekokulu Müdürü
Gençler,
Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz.
Siz almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile,
insanlık değerinin, vatan sevgisinin en
değerli örneği olacaksınız
M.Kemal ATATÜRK
Değerli Konuklar, Meslektaşlarım ve Çok Sevgili Öğrenciler,
Bu yıl yüksekokulumuzun sorumluluğunda 6. düzenlenen ve ilk kez uluslararası katılımla
gerçekleştirilen Hemşirelik Öğrencileri Kongresine hoş geldiniz.
Güvenli bir ülke, nitelikli bir sağlık hizmeti, özgür ve insan onuruna yakışır bir yaşam için bilim
vazgeçilmez bir gerekliliktir. Bilimi öğrenmenin koşulsuz yolu ise eğitimdir. Analiz ve sentez
yapabilmeyi, analitik düşünebilmeyi, eleştirel ve yaratıcı yaklaşımla becerileri arttırmayı hedefleyen
bilim eğitimi, olaylara ve her türlü bilgiye, eleştirel bir gözle yaklaşan, sorgulayan ve kanıt arayan
kuşakların yetişmesini sağlayacaktır.
Bu hedefler doğrultusunda , genel eğitim,mesleki eğitim ve araştırma işlevinin birlikte yürütüldüğü
üniversite eğitimi sırasında , öğrencilerin özgür düşünebilme ruhuna yanıt verecek ve bir düşünsel
birikim yaratacak etkinlikler arasında kongre gibi büyük çaptaki organizasyonların önemi
yadsınamaz. Bu amaca hizmet eden kongremizin hazırlık döneminde, teknolojik gelişmelere ayak
uydurarak bir başka ilki daha yaşama geçirdik. Kongre ile ilgili duyurular, başvuru, özet kabulü ve
değerlendirme gibi tüm işlemlerin yanı sıra sizlerle iletişimimizi, kurduğumuz web sayfası aracılığı
ile elektronik ortamda hızlı ve etkin bir biçimde sürdürdük.
Kongremizin uluslararası katılımlı zengin bilimsel ve sosyal içeriğine ek olarak teknoloji kullanımı
yönünden şimdiye kadar yapılan en ileri öğrenci kongresi olduğunu düşünmekte ve bunun gururunu
sizlerle paylaşmaktan mutluluk duymaktayız.
Bu zenginlikleri gerçekleştirmemizde emeği geçen;
Üniversitemizin Cemil Bilsel Konferans Salonunu ve kokteyl alanını bize tahsis ederek,
açılışımızı konuşmaları ile onurlandıran Rektörümüz Sayın Prof.Dr.Mesut Parlak’a,
-
Maddi manevi desteğini esirgemeyen ve öğrencilerimizi her gereksinim duyduklarında
yanında olan Florence Nightingale Hemşire Mektepleri ve Hastaneleri Vakfımıza,
Bilimsel programımıza destek veren tüm öğretim elemanları ve öğrencilerimizin yanı sıra
kongremizin sosyal ve kültürel içeriğini zenginleştirmede katkıda bulunan;
Sayın Prof. Dr. Bingür Sönmez,
İ.Ü. Devlet Konservatuarı Müdürü Sayın Prof. Meral Yapalı’nın şahsında Tiyatro Bölümü
Öğrencileri ve Hocaları ile,
Sayın Hasan Cihat Örter’e
Sayın Tamer Özşeker’e,
Finansal Destek Sağlayan;
Sayın Ethem Sancak’ın şahsında Hedef Alliance,
Green Park Hotel,
İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. (İDO),
Memorial Sağlık Grubu,
Acıbadem Sağlık Grubu, Biruni Laboratuvarları ve Carex kurum ve kuruluşlarına çok
teşekkür ederiz.
-
Dünyanın en güzel kentlerinden biri olan İstanbul’da sizleri konuk etmekten çok mutlu olduğumuzu
belirtir, kongrenin amacına ulaşması ve buradan güzel anılarla ayrılmanız dileği ile Kongre
Eşbaşkanı olarak, düzenleme kurulunda emeği geçen tüm öğrencilerim ve ekip arkadaşlarım adına
en içten sevgi ve saygılarımızı sunarım.
Prof.Dr.Neriman AKYOLCU
Kongre Eşbaşkanı
15
16
PANEL
DEĞİŞİM PROGRAMLARINA İLİŞKİN ÖĞRENCİ DENEYİMLERİ
Panel Başkanı: Prof. Dr. Nevin KANAN
Özüm ERKİN (Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, 4.sınıf öğrencisi)
Avrupa Birliği Erasmus Öğrenci değişimi programıyla 2005-2006 öğretim yılının bahar
döneminde Belçika Kortrijk’te Katholieke Hogeschool hemşirelik bölümünde eğitim gördüm. Bu
sürede yeni mekanlar görme, yeni insanlarla tanışma ve eğitim sistemlerini kıyaslama şansım oldu.
Erasmus programı hayata bakış açımın değişmesi ve kariyerim açısından büyük bir fırsattı.
İdealim uğruna aldığım bir risk gibi görünse de programın bana kattıklarını düşündüğümde çok
doğru bir tercih yaptığımı görmekteyim. Hem eğitim hem de farklı kültürleri yaşama açısından dolu
dolu bir dönem geçirdim. Belçika’daki eğitim döneminde (Erasmus Intensive Language Courses)
EILC programı çerçevesinde üç haftalık Flamanca kursu, Avrupa’ya Odaklanma, Dünya Sorunları ve
Çözümleri konulu derslere katıldım. Ayrıca; “Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği” uygulamaları
için Az Groeninge Hastanesi’nde beş ay süresince staj yaptım. Hastanedeki staj dönemimde;
hemşireliği profesyonel bir meslek olarak benimseyen, değer veren, dil, din, ırk, geleneksel
uygulamalar açısından farklılıklar gösteren bir topluma bakım sunma fırsatı yakaladım. Türk ve
Belçika’lı hemşirelik öğrencilerinin hemşirelik aktivelerini algılamaları arasındaki farklar konulu bir
çalışma yaparak iki kültür arasındaki değerleri karşılaştırma imkânı buldum.
Hazırladığım projeler ve demonstrasyon-staj uygulamalarındaki performansıma göre not
düzeyinde değerlendirilmem yapıldı. Projelerde en önemli faktör etkili sözlü sunumlardı. Toplum
önünde kendinizi rahat bir şekilde ifade etmenizi sağlama amacı taşıyan bu sunumlar, fikirlerimi,
değerlerimi çekinmeden ifade etmem ve kişisel gelişimim açısından çok yararlı oldu.
Programın bana kazandırdıklarını özetleyecek olursam; hayata bakış açım ve değerlerim
değişti, özgüvenim arttı, yalnız yaşamayı ve kendi ayaklarım üstünde durmayı öğrendim, dünyanın
dört bir yanından dostluklar kazandım, mesleğime daha profesyonel bir açıdan bakmaya başladım,
yabancı dilimi geliştirme fırsatı yakaladım ve yeni bir dil öğrendim. Tüm bu kazançlarım ışığında;
programa başvurmak ve onu tamamlayabilmek için gerekli niteliklere sahip öğrencilere risk gibi
görünen ama küçük bir cesaret gerektiren bu değişimi yaşamalarını öneriyorum.
Canan DEMİR (Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, 4.sınıf öğrencisi)
Florence Nightingale ile başlayan yolculuğumuzda var olabilmenin, yol alıp ilerleyebilmenin
güçlüklerini yaşadık. Lambalı hanimefendi diye çağrılan Florance Nightingale‘in güçlü özverisi,
mesleğine kendini adaması ve eğitimi vazgeçilmez olarak görmesi ve büyük bir adım atmasıyla bu
günlere gelebildik. Bu yüzden geçmişi doğru değerlendirmek geleceğe doğru, sağlam adımlar
atabilmek için önemlidir. Asıl olan kendimize koyduğumuz hedeflerin geleceğimizi şekillendirdiği
unutmadan gerçekçi olabilmektir.
Eğitim, araştırma ve uygulamalarımızla teknolojiye ayak uydurmalı,değişime açık olmalıyız.
İşte bu yüzden Erasmus eylemi sayesinde farklı yaşamlar, kültürler, toplumlar ve eğitim sistemi
hakkında fikir sahibi olmak, farklı yaşam biçimlerine, kültürlerine toleranslı yaklaşabilme becerisini
geliştirmek amacıyla bu eyleme katıldım. Aynı zamanda benden önce 2 öğrencinin ve benimle
birlikte 5 öğrencinin 3 ay boyunca 3 farklı ülkeye gitmesinin amacıda buydu. Biz kendimize birer
hedef koyduk ve erasmus öğrencisi olma doğrultusunda calıştık. Bu deneyimden önce bunu
yaşayabilmek için uzun bir süreçten geçtiğimizi itiraf etmek zorundayım, özellikle toplam 4 saat
süren ingilizce yeterlilik sınavından çıktıktan sonra tek söylediğim UDS’den daha zor olduğuydu,
tüm bu aşamaları geçerken hocalarımız hep yanımızdaydı sınav günleri izinli sayıldık, sonuçlarımızı
beraber kutladık mülakata girmeden önce Türkiye tarihine lisedeki tarih sınavından daha fazla
calıştığımı itiraf etmeliyim. Çünkü tüm bu süreçlerin yanısıra avantajlarının fazla olduğunun
bilincindeydik. Aynı zamanda okulumun erasmus degisim programları, çeşitli uluslararası projeler,
toplantılar gibi faliyetlerde bulunması sahip olduğumuz avantajlardan sadece birkaçıydı. Tüm bunlar
bana surekli yeni koşullara uyum
yetenegi kazandırdı, esnek olmayı öğrendim, daha cok
olgunlaşmamı ve farklılıkları görmemi sağladı, kendime güvenimi arttırdı ve belkide kariyerimde
büyük bir adım atmama yardımcı oldu.
Bunların yanında yaşadığım kişisel ve sosyal deneyimlerimi söyleyecek olursam tek başına
3 ay geçirmenin zorluklarıyla tanıştım, problem çözme yeteneğimin düzeyini ölçtüm, her probleme
yaklaşırken hayatın kendisinin bir sınav olduğunu ve içinde binlerce problem olduğunu hatırlayarak
başladım. Türkiye hakkındaki yanlış bilgilere tanık oldum, komik sorularla karşılaştım. 3 ay boyunca
daha once hic tanımadığım fakli bir kültürden bir aileyle yaşadım. Bunun kültürleri, yaşayış
biçimlerini öğrenmek adına
iyi bir deneyim oldugunu bilsemde uyum yeteneğimi bazen
zorladığımıda itiraf etmek zorundayım. Ve sosyal yasamda zamanın ve paranın hayatlarındaki tek
vazgeçilmez unsur olduğuna tanık oldum. İnsanların arkadaşlarıyla cafeye gittiklerinde herkesin
kendi hesabını ödemesi zorunda olduğunu, insanların büyük bir coğunluğunun bencil olmasını
hatırlayarak yeniden öğrendim. Herhangi birşey yerken kesinlikle sunulmadığını öğrendim, 1 ayın
sonunda insanların benim yanımda yediklerini sunduklarını gördüm ve belkide onlara paylasmayı
öğrettim. Tüm bunların yanısıra insanların benim hakkımda konuştuğunu bilsemde anlamamanın
sıkıntısını yaşadım. Ruh sağlığımın iyi olmasından dolayı hiç kötü düsünmedim. Bir defasında
yanlarinda turkce konusarak benim ne hissettigime yonelik empati yapmalarini sagladim ve
gördümki bundan sonra benim yanımda sadece ingilizce konusmaya başladılar. İnsanlara
düşüncelerimi, hissettiklerimi nasıl yansıtıp nasıl öğreteceğimi gördüm, zamana tapıldığını
öğrendim, tüm tren-otobüs saatlerinin 10.03-10.09 olmasını, tren istasyonuna geldiğimde kapıların
kapanmasıyla trene sadece el sallanabileceğini, burada insanların dakika ve saniyelerin hesabını
yaptığını öğrendim. İnsanlarin bir yıl sonrasına plan yaptıklarına tanık oldum. Plandan sapma
olduğunda stresle basetme yöntemlerinin olmadığını veya etkisiz başetme yöntemleri kullanarak
yardım istediklerine tanık oldum.
En onemlisi hemşire olarak yaşadığım mesleki deneyimler konuşmadan hastayla nasıl
iletişim kurulabileceğini gösterdim. Çünkü bazı hastaların ingilizce bilmediğin farkındaydım.
Gülümsemenin her kapıyı açtığını eğer iletişime başlamak istiyorsan ilk adımı benim atmam
gerektigini öğrendim. Hastaların benim ne zaman calıştığımı sormalarının sevincini yaşadım,
bilgimi, becerimi, deneyimlerimi gösterirken arkamda hocalarımın desteğini hep hissettim. Kendimi
tanıtmaktan, soru sormaktan, bazı şeyleri bilmemekten fakat öğrenmeye çalışmaktan gurur
duydum. İnsanların bana güvenmesinden, benim bakımıma saygı duymasından dolayı mutlu oldum.
Bir sene öncesinde yabancı bir ülkede yabancı bir hastanın hastalığının ayrıntılarını doktoruyla
tartışıcağım aklıma bile gelmezdi. Ama bunu yapabilmekten her zaman gurur duydum. Ve
öğrenimin boyunca aldığım tüm iletisim derslerini uygulama firsati yakaladim. Onlarin dilini
konusmaya ,ogrenmeye calistim söylediklerimin bazen çok komik olduğunu bilsemde bunun
hastaların motivasyonu için gerekli olduğununda farkındaydım
ve bu sayede belkide
gülümsemelerini sağladım. Ve öğrendiğim en değerli bilgi saygı duyarsan saygı duyulursun ve
oraya giderken aklımda her zaman amacımın sağlık bakımındaki değişiklikleri öğrenmek,
mükemmeli aramak, Atatürk’ün yolundan ilerlemek, ülkeme karşı görev ve sorumluluğumun
bilincinde olarak toplumsal sorumluluğumun önemini bilmek olarak hedeflemiştim.
Sonuç olarak yaptığım, kazandığım her başarıda Türk olmanın, hemşire olmanın gururunu
yaşadım. Hayatım boyunca kendimi hemşire öğrenci olarak tanıtmaktan, hemşire öğrenci olarak
yaptıklarımdan, hedeflerime ulaşmaya calışırken geçmişimi iyi analiz ederek geleceğe doğru
adımlar atmaktan, karşıma çıkan fırsatları iyi değerlendirmekten gurur duydum. Ve erasmus
öğrencisi olmanın gururunu yaşadım. Benden sonra gelen arkadaşlara bunun hayatlarındaki en
büyük öğrenme ortamı olduğunu ifade ederek bu programa katılmalarını tavsiye ediyorum. Ve son
olarak yaşadıklarımı, öğrendiklerimi, deneyimlerimi beni bu şekilde yetiştirdikleri için aileme,
hocalarıma ve kendime olan güvenime borçluyum. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.
Gülnur KARAGÖZ
(Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 4. sınıf öğrencisi)
Herkese Günaydın,6.Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresine hepiniz hoş geldiniz. Ben
Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 3.sınıf öğrencisiyim. Sizlere okulumda 2005–2006
öğretim yılında Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları kapsamında gerçekleşen ve Hemşirelik
Lisans ve Lisansüstü Öğrencilerinin Mesleki Bilgi Ve Becerilerinin Geliştirilmesi amaçlayan Leonardo
da Vinci Hareketlilik Programından bahsedeceğim. Öncelikle Leonardo da Vinci Programından söz
etmek istiyorum. Bu program, Mesleki Eğitim Programı olarak geçmektedir. Temel mesleki
eğitimden geçmekte olan gençlerin, eğiticilerin ve eğitim yöneticilerinin ve formal veya informal
eğitime katılan bütün kesimlerin; ülkeler arası hareketliliğini artırmak, yenilikleri desteklemek ve
eğitim kalitesini arttırmak için eğitim kuruluşları, üniversiteler, işletmeler, ticaret odaları gibi
mesleki eğitim alanında yer alan değişik paydaşlar arasındaki işbirliğine dayanan projelere destek
vermektedir. Leonardo da Vinci programında beş ayrı faaliyet konusu bulunur:
 Hareketlilik , Pilot projeler , Dil yeterlilikleri , Ülkeler arası ağlar , Referans kaynakları
Hareketlilik konusu eğitim sisteminin içinde olan, daha çok eğitim görmekte olan veya iş
gücü piyasasına girmeye çalışan gençlere, genç işçilere veya iş arayanlara, yeni mezunlara, yüksek
öğrenim kurumlarında kayıtlı olan öğrencilere yönelik ülkeler arası hareketlilik faaliyetleri ile ilgilidir.
Bu programda esas amaç temel mesleki eğitim ve sürekli-mesleki eğitimin Avrupa boyutunun
güçlendirilmesi, kişilerin teori ve uygulama içeren faaliyetlerden, özellikle iş bağlantılı ( work linked)
17
eğitimle deneyim kazanmaya teşvik edilmesi, dil becerilerinin, ülkeler arası bağlantıların
geliştirilmesidir.
Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 2005 teklif döneminde projesini sunmuş ve
olumlu yanıt almıştır. Yapılan mülakatlar sonucu 31 Lisans ve 17 Yüksek Lisans öğrencisi
Ülke
Kurum Adı
Yararlanıcı Sayısı
Almanya
12
İtalya
Medizinische Hochschule Hannover
Krankenpflegeschule
Unıversita Deglı Studı Dı Firenze
Litvanya
Kaunas University of Medicine
6
Romanya
University of Bacau
12
Yunanistan
Sotiria General Hospital
12
6
belirlenmiştir ve öğrenciler 01.07.2006 tarihinde başlayan, 13 hafta süren projeyle Almanya, İtalya,
Litvanya, Romanya ve Yunanistan’a gönderilmiştir. Proje finansmanı AB. Eğitim ve Gençlik
Programları Merkezi tarafından karşılanmış olup ek bir maddi kaynaktan yararlanılmamıştır.
Bu genel bilgileri verdikten sonra projenin hazırlanış aşaması ve işleyişine değinmek istiyorum.
Yerleştirme öncesinde;

Bireysel programlar hazırlandı,

Takip ve danışmanlık hizmetleri düzenlendi,

Konaklama organizasyonu, hazırlık ziyaretleri yapıldı

Ortaklık sözleşmeleri imzalandı,

Kültürel hazırlık, dil hazırlığı, ferdî sigorta ve sağlık sigortası ile seyahatin
organizasyonuna dair hazırlıklar yapıldı.
Bunları kısaca açmak gerekirse; her öğrenciye gideceği ülkede yapacağı çalışmalar
hakkında bilgi verilerek, takip edeceği programlar hazırlandı. Yurtdışına çıkış işlemleri ile ilgili
danışmanlık hizmeti verilerek, vize işlemlerimiz ayarlandı. Yerleşme öncesinde eğitmenlerimiz
gideceğimiz ülkeleri ziyaret ederek çalışacağımız ve konaklayacağımız yerleri ayarladılar,
kurumlarla ortaklık sözleşmelerini imzaladılar. Ülkelere göre belirlenen danışman öğretmenlerimiz
gideceğimiz yerlerin kültürleri, sosyal yapıları, yaşam tarzları hakkında bizlere bilgi verdiler.
Belirlenen dillerde 60 saatlik dil hazırlık kurslarına katıldık. Sigorta işlemlerimiz yapıldı ve
seyahatimizin organizasyonu planlandı.
1 Temmuz’da yola çıktık. Ama aslında bizim için bu büyük yolculuk Nisan ayında
mülakatlarla başlamıştı. Bazılarımız için bu evden ilk ayrılıştı ve inanılmaz zordu ama yaşadığımız
heyecan ve mutluluk her şeyin üstesinden gelmemizi sağladı. Buradan sonra bireysel konuşmaya
başlayacağım ama eminim söyleyeceklerim diğer arkadaşlarımın duygularını da ifade edecektir. Ben
İtalya Grubundaydım ve 1 Temmuz akşamı saat 10 sularında İtalya Floransa Havaalanına iniş
yaptık. Bizi, rahibe ve aynı zamanda Hemşirelik Yüksek Lisans Öğrencisi olan Silvana karşıladı.
Yurdumuza yerleşmemizi sağladı ve sonraki bir hafta boyunca yapmamız gereken her işlemde
yanımızda oldu. Türkiye’de iken nereye ne için başvuracağımız, ne yapacağımız bize eksiksiz olarak
anlatılmıştı. Bu yüzden herhangi bir zorlukla karşılaşmadan işlemlerimizi tamamladık.
Bir haftanın sonunda ev sahibi eğitmenlerle tanıştık. Onlar bize öncelikle kendi hemşirelik
programlarından, sağlık sistemlerinden ve çalışma stillerinden söz ettiler. Bu bizi bir nevi staja
adapte etti. Ardından hızlı bir şekilde çalışmalarımıza başladık. Gözlemlerimizi Floransa
Üniversitesine bağlı hastanede yapacaktık. Ellerimizde programlarımız vardı, kısa bir sürede ortama
uyum sağladık. Her şey planlanan şekilde ilerledi ve biz 3 ayın nasıl geçtiğini anlamadan 28 Eylül’de
ülkemize geri geldik.
Peki, projenin amaçları neydi ve biz bu amaçlara ulaşabilmiş miydik? Projede bizden
istenen;
 Sağlık hizmetleri alanında gözlem yoluyla mesleki bilgi, tutum ve becerileri geliştirmek,
Avrupa Birliğine üye ve aday üye ülkelerde hemşirelik mesleki eğitim ve öğretim
sistemlerini tanımak
 Ülkemizdeki hemşirelik eğitimi ile Avrupa Birliğine üye ve aday üye ülkelerdeki hemşirelik
eğitimi arasındaki yapısal ve sosyal farklılıkları tanıyarak ortak bir anlayış geliştirmek
 Kaliteli sağlık hizmeti sunulmasına katkı sağlayacak değişimlere uyumu kolaylaştırmak,
 Kültürler arası etkileşimden ve yeniliklerden yararlanabilmekti.
Gözlemlerimiz sonucunda sağlık sektöründe, Avrupa birliğine aday bir ülke olarak kimi
Avrupa ülkesinden daha ileride kimisinden ise daha geride olduğumuzu gördük. Örneğin; benim
staj yaptığım Geriatri Ünitesi Hacettepe Üniversitesi Hastanesinin bu bölümüyle kıyaslandığında

18
belki inanılmaz gelecek ama hijyen konusunda oldukça gerideydi. Fakat bunun yanı sıra sağlık
personeli arasındaki ekip çalışmasının kusursuzluğu göz ardı edilemezdi.
Bu organizasyon sayesinde ülkemizde bulunmayan merkezleri görme ve buralarda çalışma
fırsatımız oldu. Örneğin Almanya’da “Hospis” Lituanya’da ise “Nursing Hospital” olarak geçen ve
terminal dönemdeki hastaların bulunduğu merkezlerde bulunduk. Burada bireylerin yaşamlarının
son günlerini iyi geçirmeleri için çalışılıyordu. Hastalıklara yönelik herhangi bir tedavi
uygulanmıyordu. Yalnızca ağrı durumunda ilaç veriliyordu. İtalya’da ise bir Alzheimer Merkezinde
bulunduk. Burası Alzheimer hastalarının takip ve tedavi edildiği bir yerdi. Hastalar 3 ay boyunca
haftanın altı günü sabah sekizde buraya geliyor ve aksam beşe kadar kalıyorlardı. Her iki merkezde
hemşireler tarafından yönetiliyordu. Sorumlu olarak yalnızca bir doktor vardı ve haftada bir kez
hastaları muayene etmekle yükümlüydü.
Yurtdışına çıktığımızda karşılaştığımız ilk sorun dil konusunda oldu. İngilizceyi
kullanabileceğimiz ülkeler vardı ve gitmeden iki haftalık bir dil kursuna da tabi tutulmuştuk ama
üzerine bir şey koymadan bu çok da anlamlı olmuyordu. Ancak bu zorluk bizim yeni diller
öğrenmemize olanak sağladı. Örneğin İngilizce bilen birini bulmanın zor olduğu İtalya’da, çat pat
başlayan İtalyancamız zamanla gelişerek orta seviyeye kadar geldi.
Ev sahibi ülkeler onların tarihlerini, yaşam tarzlarını, dinlerini öğrenebilmemiz için geziler
düzenlediler. Bizim için etkinlikler yaptılar. Yeni insanlar tanıyıp, güzel arkadaşlıklar kurmamızı
sağladılar. Çalışmalarımızdan arta kalan zamanlarımızı en iyi şekilde değerlendirebilmemiz için
yardımcı oldular.
Ne dilini, ne kültürünü ne de yaşam tarzını bilmediğimiz bir yerde ailemizden,
sevdiklerimizden uzakta herhangi bir sorunla karşılaşmadan 3 ay geçirdik. Bu kendimize olan
güvenimizi haklı olarak arttırdı. Farklı insanlar tanıyıp, değişik düşünce yapılarını gördük, diğer
insanları şimdi daha iyi anlayabiliyoruz.
Bu proje ile gelecekteki eğitim planlarımızda değişiklikler oldu. Yerleştirmeden sonra başka
bir ülkede çalışabileceğimizi düşünmeye başladık. Edindiğimiz farklı tecrübelerin ve yeni bir dilin
mesleki kariyerimize pozitif bir katkısı olacağına inanıyoruz.
Hayata bakış açımızı değiştiren, mesleki anlamda büyük bir adım attıran bu projede, yer
almamızı sağlayan okuluma ve Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezine, beni
dinlediğiniz ve konukseverliğiniz için sizlere teşekkür ederek konuşmamı bitirmek istiyorum.
Saygılarımla…
KONFERANS
ELE GEÇMEMEK:Sistem Dışında Bir Kıvrım Yaratarak Nefes Almak Mümkün
müdür?
Oturum Başkanları: Filiz TÜFEK, Feyza ÇETİNKAYA
Tahir M. CEYLAN
Öğrencilik yıllarında polisle çatışırdık. Uzun yeşil parkalar giyer, önlerini iliklemeden tutar,
koşarken yakalandığımızda parkayı soyunarak, ele geçmeden sıyrılır içinden çıkardık. Bugün de her
birimizi bir köşesinden yakalamış, herkesi tek tip bir köle haline getirmiş muazzam güç ve
yaygınlıkta bir sistem var. Televizyon onun maymunlarıyla dolu, kitap dünyası aynı sefillikte,
sokaklar, aileler ele geçmiş vaziyette. Her şeyden umudumu sözümü kestiklerinde yitirdim; o
günden beri yazdıklarımın okuru yalnızca kendimim. Bir felsefenin doğurulması, bir romanın
yazılması ve belki bir şiirin ardarda dizilmesi artık lüzumsuz. İnsanlar nükleer bir bombardımandan
sonra küller içinde sanki eğlencede. Benim için ölüme kadar devam edecek kısık kısık nefes almak
acaba nerede ve nasıl mümkün olabilir?
Kimsenin göremeyeceği biçimde sinmek, sonra da tümden yok olmak isterdim, uzun süre
ortada görünmeyenin yok olduğu da fark edilmezdi nasıl olsa. Sindiğim yerde görüldüğüm ilk anda
ama işimi bitirirlerdi. Fokur fokur kaynayan şehirde, yılışıklıkların çoktan başladığı bir köyde,
tepesinde helikopterlerin cirit attığı bir tepede, rallicilerin şoseye çevirdiği bir çölde ne kadar
saklanabilirdim?
Onun için tekrar parka giymeye karar verdim, önümü iliklemeden dolaşıp, sabah işe
gittiğimde “işte ben” diye kabuğu(parka)mu ellerine vereceğim. Ellerinde o varken bana
dokunmazlar. O yetmezse, yüzünür derimi veririm onlara, deri organların içinde nasıl olsa en esnek
ve en ölü olandır! Sonra bütün gece göğsümün içine kapanır, kalbimin yanında yatarım!
Sistemden kaçıp kıvrımlara yerleşmek için Foucault, yeni özneleşme şekilleri, Nietzche’de
yeni yaşam stilleri yaratmayı önermişti. Sistem o günden bu güne o kadar ezici hale geldi ki, nefes
almak için birkaç şekilde varoluş mümkün olmadığı gibi, tek bir şekilde de ancak yarım yamalak
19
mümkün: Kabuğunu sistemle ortak kullanmak ve içini de otizme döndürüp onu kıskançlıkla
korumak.
Başlangıçta herkes için nefesin derin alındığı otistik bir dünya vardır. Dışarısı sonsuz
çeşitlilik ve renkte olduğu için, çocuklukta içimizi bırakır dışarı çıkarız. Ama bugün çeşit ölmüş, tek
bir sistem gelip başımıza oturmuşsa dışarı çıkmak için bir neden kalmadıktan başka, otizme
dönmek için çok neden olmuştur. Peki hem otistik olup hem sisteme uyulabilir mi? Evet, özne
kontrolünde sistemle ilişkidir bunun adı. Psikiyatri, ressamın nesneyi eğerek resmetmesini (Dali),
tiyatrocunun delilik rolü oynamasını açıklamak için ego kontrolünde psikoz tanımını getirmiştir. Bu,
egonun bile isteye delilik oynaması gibi bir şeydir. Bugünkü özne de otizme gömülüp orada nefes
alacak bir alan yarattıktan sonra, kendi kontrolünde sistemle ilişkiye girip zorunlu ihtiyaçlarını
giderebilir ve nefes almak üzere otizme tekrar dönebilir. Biyolojide fakültatif sembiyoz(isteğe bağlı
ortak yaşam) kavramı vardır. Deniz gülleri mesela yengeçlerin sırtına yapışarak hem ondan
beslenir, hem onunla gezinir, yakıcı dokunaçları aracılığıyla da yengeci korur. Bir süre işlerini
beraber görüp ihtiyaçlarını giderir sonra ayrılırlar. Benzer şekilde kendinde otizm geliştirmiş özne
de, belli saatlerde sisteme girip otizmi geliş(me)miş öznelerle fakültatif sembiyoz olabilir. Demek
nefes almak için kendime önerebileceğim, her yerde olmak, ama kabuğumun içinde daima kendim
kalmaktır.
Kimse farkında değil belki ama, son elli yılda yeryüzünde, bitki ve hayvanlar dahil, sistemin
çarkına kapılmadan ve bozunmadan kalan tek canlı otistik özneler oldu. Onlar sistemle göz göze
gelmediler bile daha, onunla konuşmadılar asla. Kendi varoluşlarının içinden dışarıda olup biteni
tümüyle anladılar, ama ona kulak asmadılar. Otistik yaşam bugün kendisi olarak kalabilmenin en
koyu, hatta tek şeklidir. Deleuze, “Foucault içeri girdiğinde atmosfer değişirdi” der. Kendi öznesini
en başka biçimde yaratmış bu adamdan fazla olarak bir otistik içeri girdiğindeyse, sadece atmosfer
değil, insanlar bile ruhunda basınç hisseder, o kadar dolu, o kadar somuttur o, otistik çok fazla
kendisidir ve asla başkası değildir. Sanki tek başına dağlarda on yıllarca gerilla gibi yaşamıştır da,
hayvan olup aşağı inmiştir. Sistemi en fazla parçalayan hayvanlığı hala taze bu öznedir. Sistemin
apaçık teratoloji(kötü şeylerin bilimi) yaptığının ve artık çok güç kazandığının farkındayız. Otistik
kalelerde oksijen alalım, ölümün ayakta olmasından başka yapabileceğimiz soylu davranış kalmadı.
[email protected]
FORUM
HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİ VE HEMŞİRELİK
Oturum Başkanı: Prof.Dr. Saadet ÜLKER
HEMŞİRELİK EĞİTİMİNE GENEL BAKIŞ
Şirin İNCEOĞLU (Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, 3. sınıf öğrencisi)
Sayın forum başkanı, değerli konuşmacılar, saygıdeğer konuklar;
Sizlere konuşmamda kısaca Türkiye’deki hemşirelik eğitimi veren kurumlardan bahsettikten
sonra kendi tecrübelerime dayanarak hem okulda hem de klinikte yaşadığım ve yaşanıldığını
düşündüğüm sorunları ve önerileri aktaracağım. Ülkemizde hemşirelik eğitimi lisans düzeyinde 4 yıl
olarak Hemşirelik Yüksekokullarında ve Sağlık Yüksekokullarında, ilköğretim sonrası 4 yıl olarak da
sağlık meslek liselerinde yapılmaktadır. 25 Nisan 2007 tarihli Hemşirelik Kanununa göre hemşirelik
için yükseköğrenim şartı getirilmiştir. Hemşireler; tabip tarafından acil haller dışında yazılı olarak
verilen tedavileri uygulamak, her ortamda bireyin, ailenin ve toplumun hemşirelik girişimleri ile
karşılanabilecek sağlıkla ilgili ihtiyaçlarını belirlemek ve hemşirelik tanılama süreci kapsamında
belirlenen ihtiyaçlar çerçevesinde hemşirelik bakımını planlamak, uygulamak, denetlemek, ve
değerlendirmekle yetkili sağlık personeli olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma göre hemşirelik
eğitiminin kapsamlı olması gerektiği ve lise düzeyinde yapılamayacağı açıktır. İlerleyen yıllarda
hemşirelik ile ilgili eğitim düzeyi tartışmasının son bulmasını diliyorum.
Kendi tecrübelerime gelince, öncelikle bu mesleği seçerken ne düşündüğümden ve
sonrasında ne yaşadığımdan bahsetmek istiyorum. Açıkçası mesleği seçme fikrim kısa bir sürede
oluştu. Gerçi az çok meslekle ilgili bilgim vardı ve bunun nedeni de dedemin sağlık personeli
oluşuydu. Hemşirenin tam olarak ne yaptığını ise okula geldikten sonraki “Hemşireliğe Giriş” dersi
ile öğrendim. Bu ders ile hem mesleği tanıdım hem de alan da neler yapabileceğimi öğrendim. Bu
nedenlerle bu dersin mutlaka verilmesi gerektiğine ve öğrencinin mesleği kabullenmesine yardımcı
olduğuna inanıyorum.
İlk yıl genel bir program aldıktan sonra ikinci yıl yavaş yavaş meslek dersleri almaya
başladım ve böylece klinikle tanıştım. Önce teorik bilgileri derste alıyor, sonra beceri labında
maketlerde uyguluyor ve sonrasında klinik eğitimcimizle beraber klinikte uyguluyorduk. Bu sayede
işlemleri yapmadaki korkum azalıyordu. Çünkü öğrendiğimi uyguluyordum ve yanımda her zaman
20
destek verecek bir güç bulunuyordu. Klinikte her zaman klinik eğitimciye ulaşma şansının bizlere
tanınması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü zaten uygulamaları yeni öğrenmiş oluyoruz ve kaygı
düzeyimiz yüksek oluyor. Ayrıca klinik eğitimcilerimiz ve klinikte beraber çalıştığımız
hemşirelerimizin yaklaşım biçimlerinin de biz öğrenciler üzerinde ne kadar etkili olduğunu tahmin
etmek zor değil. Çoğumuz eğitimimiz süresince arkadaşlarımız ile deneyimlerimizi paylaşırken bu
konu üzerinde duruyoruz. Bir arkadaşım klinik uygulamadan döndüğünde “Bugünkü hemşirem
sayesinde mesleğimi sevdim!” demişti. Aklımdan iyi örneklerin ne kadar motive edici olduğu geçti.
Tabii ki her meslekte olduğu gibi iyi ve kötü örneklerle biz de karşılaşıyoruz ve karşılaşacağız ama
aldığımız eğitimde zaten doğru olanı öğreniyor ve durumu da bu gözle değerlendiriyoruz.
Klinik uygulamalarda vaka tartışmaları ile daha etkin bir öğrenme sağlandığını
düşünüyorum. Çünkü böylelikle benim düşünmediğimi belki bir başka arkadaşım düşünüyor, onun
düşünmediğini ben düşünüyorum ve paylaşma fırsatı doğuyor. Hastaya ve sorunlara dair değişik
çözüm önerileri ortaya çıkıyor ve hastaya bütüncül yaklaşım da böylece pekişmiş oluyor.
Klinik alanlarında her zaman yeterli malzeme ve uygulama koşulları bulamıyoruz; bu
nedenle, bazen malzeme götürmek durumunda kalıyoruz. Hepimiz mali olarak sağlanan imkanların
iyileştirilmesi gerektiğinin bilincindeyiz fakat bunu da ülke koşularını göz önünde bulundurarak
talep etmeliyiz.
Teknoloji sayesinde her gün yenilik yapılmakta ve alanımıza da yansımaktadır. Amerika’nın
Oregon eyaletindeki Chemeketa Community College’de mekanik simülasyonlu hasta modelleri ile
eğitim verilmektedir. İlerde bu tip imkanların bizlere de sunulmasının hem öğrenmemizi
kolaylaştıracağını, hem de ilk uygulamadaki korkularımızı yenmemizi sağlayacağını düşünüyorum.
Bizler geleceğin hemşireleri olarak bu mesleği temsil ve icra edeceğiz. Bu nedenle
okullarda, sosyal aktivitelerde ve spor faaliyetlerinde yer almamızın ve bu aktiviteler için
desteklenmemizin bizleri kendine güvenli ve çok yönlü bireyler haline getireceğini ve kişisel
gelişimimize katkıda bulunacağını vurgulamak istiyorum. Bu tip alanlarda organizasyonlar yapmak,
içinde yer almak hem değişik deneyimler kazandırıyor hem de okul ve dersler dışında hayatımızda
farklı amaçlarımız olmasını sağlıyor. Okulumuzdaki Hemşirelik Kulübümüz sayesinde bu doğrultuda
faaliyetlerde bulunmaktan mutluluk duyuyorum.
Ayrıca öğrenci ile yönetimi bir araya getirmek amaçlı komite toplantıları, dersler ve klinik ile
ilgili geri bildirimlerin yapılmasının öğrenciye söz hakkı tanıyacağını ve öğrencinin de eğitime
değerlendirme ve yönlendirme açısından bakmasını sağlayacağını düşünüyorum. Bu sayede hem
eksikler hem de iyi olan uygulamalar tespit edilip eğitim yöntemi ya da şekli değişikliklerine
gidilebilir.
Bu organizasyonun içinde yer almamı sağladıkları için kongre yönetimine ve bu kongrenin
düzenlenmesinde yer alan herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
HEMŞİRELİK EĞİTİMİNDE KLİNİK UYGULAMALARA ELEŞTİREL BAKIŞ
Ece TOPRAÇ (Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, 4. Sınıf Öğrencisi)
Hemşirelik hizmetlerinin etkin ve kaliteli şekilde yürütülebilmesinde eğitim önemli bir yer
tutmaktadır. Uygulamaya dayalı tüm disiplinlerin eğitim programlarında olduğu gibi klinik
uygulamalar hemşirelik eğitiminin merkezinde yer almakta ve önemli bir bölümünü
oluşturmaktadır. Klinik eğitim teorik bilginin uygulamayla birleşmesini sağlarken biz öğrencilere,
gerçek ortamda yaparak ve yaşayarak öğrenmemiz için eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Klinik eğitim
ile etkin bilişsel ve psikomotor gelişimler göstererek profesyonelliğin gerekleri olan hizmet
sunumunda yeterlilik, iletişim, karar verme ve ekip üyesi olarak çalışabilme becerilerimizin
gelişmesi hedeflenmektedir. Sağlık ekibi üyeleri ile biz öğrencilerin arasında yaşanan birliktelik
eğitim ve öğretim açısından büyük bir önem taşımaktadır. Chapman ve Orb’un hemşirelik
öğrencilerinin klinik deneyimleri ile ilgili yapmış oldukları araştırmada klinik eğitimciler ile uygulama
yapılan hastane personelinin rol modelleri olarak ve pozitif bir öğrenme çevresi yaratarak öğrenci
eğitimini geliştireceği sonucuna varılmıştır.
Günümüzde bilginin her 5 yılda bir yenilenmesi ile birlikte hemşirelik eğitimi ve klinik
uygulama arasındaki uçurum daha da hissedilir bir boyut kazanmıştır. Bu durum hemşirelik
eğitimini ve sunulan hizmeti olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Bu olumsuzluktan şüphesiz en fazla
etkilenen grup biz öğrencileriz.
Klinik eğitimlerimiz uygun bir şekilde planlanmamakta, uygulama alanlarının eğitim
açısından uygunluğu ve eğitimcilerin, öğrencilerin sayı ve nitelikleri iyi bir şekilde
değerlendirilememektedir. Tüm bu aksaklıklar eğitimin amacına ulaşmasını engellemektedir. Klinik
alandaki rol modellerin teorik ve pratikteki yetersizlikleri ve akademisyenlerin teorik anlamda etkin
fakat klinik deneyim yönünden yetersiz olmaları ya da klinik sahaya uzak kalışları hemşirelik
eğitiminin klinik uygulamalarına bir engel teşkil etmektedir. Bu durum hemşire eğitimcilerin iyi bir
eğitimci olmalarının yanında aynı zaman da iyi bir hemşire olmaları gereğini de ortaya
21
çıkarmaktadır. Klinikte çalışan hemşirelerin, öğrenciye rol modeli olma ve öğrenme ortamının
yaratılmasında önemli işlevleri vardır. Servis hemşirelerinin öğrenci hemşirelerin eğitimine katkıda
bulunmaya istekli olmamaları, öğrencileri misafir olarak kabul ederken aynı zaman da iş yükünü
hafifletici öğe olarak görmeleri klinik eğitimlerde birçok sorunun yaşanılmasına sebep olmaktadır.
Öğrencilerde kalıcı davranış değişiklikleri oluşturabilmek için uygulama alanlarının, eğitimcilerin ve
sahada çalışan hemşirelerin eğitim amacına uygun olması gerekmektedir. Klinik sahada çalışan
hemşireler en az lisans eğitimini tamamlamış ya da yüksek lisans mezunu olmaları arzu edilen bir
durumdur.
Atatürk Üniversitesi dördüncü sınıf öğrencilerinin yapmış olduğu araştırmada öğrencilerin
beklentileri şu yönde olmuştur; öğrencilerin %16,9 ‘u servis hemşirelerinin öğrencilere
güvenmedikleri için iletişim problemleri yaşadıklarını belirtirken, % 14,2 ‘si öğretim elemanlarının
klinik uygulamalarda öğrenciye anlayışlı davranmadıklarını belirtilmiştir. Öğrencilerin karşılaştıkları
güçlükler arasında; % 15,5 oranında iletişimde zorlandıkları , % 13,7 oranında ise hemşirelerin
öğrencilere güvenmediği ve kabullenmediği saptanmıştır.
Klinik eğitimlerde diğer önemli bir sorun okul hastane entegrasyonunun sağlanamaması,
okullar ile uygulama yapılan kurumların hemşirelik felsefelerinde farklılıkların olması, öğretim
elemanları ve öğrenci hemşirelerle servis hemşirelerinin yeterli iletişim kuramamaları, meslek
kalitesini ve eğitimini olumsuz yönde etkilemektedir.Klinik uygulamalarda ekibin öğrencilerin ne
amaçla ve hangi beklentilerle klinikte bulunduğunu net olarak bilmemeleri, uygulamaya çıkmadan
önce servislerin tanıtılmaması, ekibin tanıştırılmaması, kliniklerde öğrencilerin kullanabileceği servis
odalarının olmaması gibi etkenler klinik uygulamalarını zorlaştıran diğer fiziksel etmenlerdendir.
Karaöz’ün yapmış olduğu araştırmada öğrencilerin %56.7’sinin klinikte uyguladıkları
işlemleri, derste öğrendikleri şeklide yeterince gerçekleştiremediklerini saptamış özellikle
hemşirenin bağımsız işlevlerini, klinik eğitim sırasında yapamadıklarını belirtmiştir. Bu çalışma
bilimsel gelişmelerle kabul edilen teorik bilgilerin klinik sahada uygulamaya dönüştürülemediğini
güçlü bir şekilde desteklemektedir. Oysaki teorik bilgi ve uygulama arasında işbirliğinin
geliştirilmesi, verilen bakımın kalitesinin artmasına, klinisyen hemşirenin eğitici rolünün farkına
vararak sorumluluk almasına, hemşirelerin deneyimlerini paylaşabilmesi, kendisinin ve öğrencinin
gelişimine katkı sağlamasına, klinisyenlerin araştırmaya olan ilgisinin artmasına, araştırma
sonuçlarının kliniklerde kullanılmasına ve toplumun mesleğe bakış açısını değiştirmesine de önemli
katkılar sağlayacaktır.
Yaşanılan diğer bir sorun klinik uygulamalarda öğrencinin doğru bir şekilde
değerlendirilememesi ve denetlenememesidir. Öğrencilerin değerlendirilmesinde güvenilir ve geçerli
bir araç kullanılamamakta, klinik uygulamalarda öğrenciden beklenen hemşirelik bakım planları
eğitimciden eğitimciye farklılık göstermekte ve bu durum mevcut karmaşayı arttırmakta ve
eğitimdeki başarıyı olumsuz olarak etkilemektedir.
Dünyadaki hemşirelik eğitiminin klinik uygulamalarında bazı farklılıklar mevcuttur. Özdağ ,
İsrail ve Amerika’daki hemşirelik okullarında yapmış olduğu gözlemlerinde şunları ifade etmektedir;
İsrail’de okulların yönetiminden ve
klinik uygulamaya çıkılacak olan hastanelerden sorumlu
hemşireler görev yapmaktadır ve okulda görevli eğitimci hemşirelerin hastanelerde ve kuruluşlarda
part time olarak görev aldığı belirtilmektedir. Bu durum hastane ve okul işbirliğinin olumlu yönde
ilerlemesine yardımcı olmaktadır.
Amerika’daki hemşirelik eğitiminin klinik uygulamalarını Profesörler ve klinik uygulayıcıları
/asistanlar öğrenciler ile birlikte yürütmektedir. Hastanelere ve kliniklere çıkan tüm öğrencilere
oryantasyon programları uygulanmaktadır. Dünyadaki bu tarz uygulamalara karşın Türkiye’de
hemşirelik eğitiminde klinik uygulamalarda sayısız sorunlar yaşanmaktadır. Amerika ve İsrail’de
uygulanmakta olan bu sistemin en kısa sürede Türkiye’de de yerini bulması istendiğimiz ve
beklediğimiz bir gelişmedir.
Profesyonel hemşire; öğrenmeye açık, bilgi arayan ve üreten, sorgulayan, araştıran, yeni
durumlara çözüm getirebilen, yaratıcı, işbirliği yapabilen vb. özelliklere sahip olmalıdır. Bunun için
hemşirelik eğitimi güçlendirilmeli ve mevcut aksaklıklara bir an önce çözümler üretilmelidir. Bunun
için gerek eğitimcilere gerekse klinik hemşirelerine büyük sorumluluklar düşmektedir.
Unutulmaması gereken bir gerçekte ileride klinisyen ya da akademisyen hemşire olacak bizlerin de
bu sorumluluk ve bilinçte olmamız ve bizden sonra gelecek olan meslektaşlarımızın aynı sorunlarla
karşılaşmaması ve mesleki eğitim kalitesinin yükselmesi için gerekli çalışmaları ve özveriyi hep
birlikte göstermemiz gerektiğidir.
Kaynaklar
1.Önder A. , Uçkan Ö. Yönetici ve çalışanların okul/ hastane işbirliğine yönelik ortak görüşleri.5.
ulusal hemşirelik öğrencileri kongre kitabı, s.48, Abst.: 32, Harran ,20-21 Nisan ,2006
2.Coşar F. , Temel S., Yıldırım N. , Işık N., Çiçek E. Ebelik ve hemşirelik son sınıf öğrencilerinin okul
– hastane işbirliği ile ilgili görüşlerinin bir önceki yıl mezun olan intörn öğrencilerle karşılaştırılması.
5.Ulusal hemşirelik öğrencileri kongre kitabı, s.49, Abst.:33, Harran,20-21 Nisan, 2006
22
3.Kesik T. , Üstündağ A., Yücel E. Burdur Devlet Hastanesi’nde çalışan hemşirelerin, öğrenci
hemşirelerin klinik uygulamaların ve öğretim elemanlarıyla işbirliği yapmaya ilişkin görüşleri. 5.
Ulusal hemşirelik öğrencileri kongre kitabı, s.50, Abst.:34, Harran, 20-21 Nisan, 2006
4.Verep S., Çoban İ., Durna A., İltuş F. Hemşirelik yüksekokulu öğrencilerinin klinik uygulamalarına
ilişkin görüşleri. 5.Ulusal hemşirelik öğrencileri kongre kitabı, s.51, Abst.:35, Harran, 20-21 Nisan,
2006
5.Gümüş Y. Klinik uygulama modelinde okul hastane işbirliği. 5.Ulusal hemşirelik öğrencileri kongre
kitabı, s.45, Abst.:31, Harran, 20-21 Nisan, 2006
6. Çalışkan T. , Akgöz S.Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerini mesleki yaşama hazırlamada yıl içi ve yaz
stajlarının katkısı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2005;31:9–13
7. Özdağ N. İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nde hemşirelik eğitimi ve uygulamalarına ilişkin
izlenimler. C.Ü.Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2002;6:22-29
8. Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Son sınıf öğrencilerinin intörn programına ilişkin
görüşleri. 1. Uluslararası,8.ulusal hemşirelik kongre kitabı, s.226-275,Antalya, 29 Ekim- 2 Kasım
2000
9. Eryılmaz H.,Gençalp S.Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu son
10. Karaöz S.Hemşirelik esasları dersi alan öğrencilerin klinik uygulamaya ilişkin değerlendirilmesi.
C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi1997;1:23-30
HEMŞİRE ÖĞRENCİLERİN İÇİNDE BULUNDUĞU KOŞULLARIN EĞİTİMLERİNE
YANSIMALARI
Gül Yeter ERDOĞAN(Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu)
Üniversite bilgilerin toplandığı, yenilerinin üretildiği, yayıldığı, erişkin oluşumuna son
şeklinin verildiği, meslek eğitimlerinin yapıldığı, teknoloji ve bilime yön veren, üniversite
düşüncesinin kurumsallaşıp kadrolaştığı yerdir. Bu doğrultuda üniversite eğitiminin amacı temel
olarak bireyin üniversitenin tanımladığı karakterlere sahip, bilime ve kendisine dönük işlevi yanında
topluma yönelik görevlerinin de bulunduğunu fark etmesidir. Dolayısıyla kişinin yalnızca uygar
yaşam biçimini benimsemesi değil, bu yaşam biçimine dışarıdan bakmayı ve eleştirmeyi de
öğrenmesidir.
Hemşirelik eğitiminin amacı ise üniversite eğitiminin amaçları ile paralel olarak üniversitenin
özgür ortamında öğrencide bireysel, etik, sosyo-kültürel, profesyonel ve entellektüel gelişimi
destekleyerek hemşirelik rol ve işlevlerini etkin biçimde yerine getiren gelişmiş insan ve gelişmiş
meslek üyelerinin yetişmesidir.
Üniversite eğitiminin amacına ulaşabilmesi için üniversite ortamının sahip olması gereken
bazı temel nitelikler vardır. Ancak bu niteliklerin varlığı ile mesleki ve kişisel gelişimi destekleyen bir
üniversite ortamı oluşur ve üniversite eğitimi amacına ulaşır. Bu koşullar fiziksel ve eğitsel
nitelikler olmak üzere iki başlık altında toplanabilir. İstendik bir üniversite ortamı fiziksel koşullar
açısından uygun özelliklere sahip olmalı; öğrencilerin barınma gereksinimlerini karşılayacak sayı ve
nitelikte yurt, üniversiteye ulaşımı kolaylaştıracak sayıda araç, yemekhane, kafeterya, kaliteli ve
ulaşılabilir kaynakların bulunduğu kütüphane, sportif aktivitelerin yapılabileceği alanlar, sosyal ve
kültürel aktivitelerin sürdürülebileceği mekanlar üniversite bünyesinde bulunmalıdır. Üniversite
öğretim açısından
öğrenciye bire bir yaklaşımı, öğrenci merkezli aktif eğitim metodunu ve
öğrencilerin kişisel gelişimini destekleyen tutumları benimsemelidir. Dolayısıyla öğrencileri sosyal,
kültürel ve bilimsel faaliyetlere teşvik etmeli, kendi faaliyetlerini düzenlemeleri için fırsat
sağlamalıdır. Mesleki ve meslekler arası bilimsel faaliyetlere gereken önemi vermelidir.
Bu doğrultuda üniversite eğitiminin amacına ulaşması için gerekli olan üniversite ortamının
özellikleri açısından Cumhuriyet Üniversitesi ve öğrencilerine sunduğu olanakları değerlendirecek
olursak; 1974 yılında Sivas’da kurulan Cumhuriyet Üniversitesi il merkezinin 7 km güneyinde,
Kızılırmak kıyısında 11 bin dönüm arazi içinde bulunmakta ve üniversiteye ulaşım otobüslerle
sağlanmaktadır. Üniversite 10 fakülte, 4 yüksekokul, 11 meslek yüksekokulu, 3 enstitü’den
oluşmakta ve 24.000’e yakın öğrenciye eğitim vermektedir. Üniversite bünyesinde; laboratuar ve
atölyeler, kültür merkezi, merkezi amfi, bilgi işlem ve internet, kütüphane, yemekhane, kafeterya,
spor salonu futbol sahası, basketbol ve hentbol sahası, mini golf sahası, gezinti alanları gibi tesisler
bulunmaktadır. Bu olanakların eğitime katkısı yadsınamaz ancak üniversitenin il merkezinden uzak
olması, ulaşımın zor olması, merkezi kütüphanede mesleki gelişimi destekleyecek kalite ve sayıda
kaynağın bulunmaması, üniversite bünyesinde etkin çalışan ve kültürel-bilimsel faaliyet yapan klüp
sayısının az olması eğitimi olumsuz yönde etkileyen faktörler arasında sayılabilir.
Hemşirelik eğitimini asıl ve temel olarak etkileyen koşullar eğitimin verildiği kuruma ilişkin
koşullar olduğu için üniversite ortamının sahip olması gereken özellikleri Hemşirelik Yüksekokulu
açısından değerlendirmek daha büyük önem taşımaktadır.1982 Yılında kurulan
Hemşirelik
Yüksekokulu Cumhuriyet Üniversitesi bünyesinde kurulan ilk eğitim kurumlarındandır. Lisans,
yüksek lisans ve doktora eğitiminin verildiği HYO’nun 350 lisans ,35 yüksek lisans olmak üzere
23
385 öğrencisi bulunmaktadır. Eğitim öğretim etkinlikleri 13 öğretim üyesi, 15 araştırma görevlisi ve
7 idari personel ile sürdürülmektedir. HYO’ da 2004-2005 eğitim/öğretim yılında entegre eğitim
programı uygulanmaya başlanmıştır. Programın amacı öğrencilerin bütüncü bir anlayışla, sağlığa ve
bireye odaklı eğitimlerine; eleştirel düşünme, sorun çözme ve liderlik becerilerinin geliştirilmesine
öncelik vermektir. Eğitimde ağırlıklı olarak aktif öğretim yöntemleri kullanılmaktadır. Okulda
öğrencilerin bilgiye ulaşma ve kendi kendilerine öğrenme becerilerini geliştirmeleri amacı ile yeterli
sayıda internet bağlantılı bilgisayar ve kütüphane olanakları sunulmaktadır. Öğrencilerin hemşirelik
becerilerini geliştirmek amacıyla beceri laboratuarında, iletişim becerilerini geliştirmek amacı ile
iletişim laboratuarında uygulamalı eğitimler yapılmaktadır. Ve ayrıca çok çeşitli uygulama
alanlarında çalışma imkânı sunulmaktadır (okul, işyeri, fabrika vb…).Öğrenci merkezli eğitim
anlayışına sahip okulda etkin danışmanlık hizmetleri verilmektedir. Ayrıca öğrencinin eğitim ile ilgili
fikir, gereksinim ve sorunlarını öğrenmek amacıyla sık arlıklarla değerlendirmeler yapılmakta ve
sınıf temsilcilerinin katıldığı sıkıntıların dile getirildiği toplantılar düzenlenmektedir. Öğrencilerin
kendi faaliyetlerini düzenlemeleri amacı ile okul bünyesinde dört yıldır faaliyet gösteren bir öğrenci
klübü bulunmaktadır. Klüp etkin olarak çalışmakta, çeşitli sosyal ve kültürel aktiviteler
düzenlemektedir. Tüm bu koşullar eğitimi olumlu yönde etkilemekte öğrencinin kişisel ve mesleki
gelişimini desteklemektedir. Ancak hemşirelik eğitiminin kapsamı ve içeriğinin zenginliğine karşın
eğitim süresinin yeterli olmaması, ders programının yoğun, ders saatlerinin uzun olması; hemşirelik
alanında yayınlanmış kaynakların ve yine bu alanda yapılmış araştırmaların yetersizliği, elde
bulunan kaynaklara ulaşmakta güçlük yaşanması gibi faktörler eğitimi olumsuz etkilemektedir. Bu
temel faktörlere ek olarak okul dışında uygulama alanlarında; toplumun hemşirelik mesleğine bakışı
ve geleneksel hemşirelik tanımları, mesleki statünün düşük algılanması, sağlık bakım ekibi ile
işbirliği içinde çalışmanın önemi öğretilmesine karşın bunun uygulama alanlarında görülememesi,
öğrenilen ve özümsenen primer hemşirelik bakımının uygulama ortamında personel sayısının
yetersizliği ve çalışan hemşirelerin duyarsızlığı gibi çeşitli sebeplerle görülememesi gibi faktörler de
eğitimin istendik ve etkin olması için gerekli olan motivasyonu düşürmektedir.
Hemşirelik öğrencilerinin içinde bulunduğu koşullar göz önünde bulundurulduğunda aslında
pek çok iç içe bulunan koşulun eğitimi etkilemekte olduğunu görmek mümkün. Nitekim hemşirelik
eğitimi geçmişte yaşanan sorunlara karşın uzun olmayan bir zaman dilimi içerisinde büyük
gelişmeler göstermiş ve
büyük ölçüde amacına ulaşmıştır. Bunu gösterecek en önemli
göstergelerden biri ise hemşirelik öğrencilerinin içinde bulundukları eğitimden duydukları
memnuniyet düzeyleridir. Bu doğrultuda CÜHYO’da yapılan bir araştırmada öğrencilerin içinde
bulundukları eğitim sisteminden memnuniyetleri orta düzeyin üzerinde bulunmuştur.
Sonuç olarak toplumdaki bireylerin sağlığını koruma ve geliştirmeye yönelik yüksek nitelikli
hizmet sunacak, evrensel ve kültürel değerleri gelişmiş, yaşam boyu öğrenmeye odaklı,
araştırmalar yolu ile hemşirelik biliminin gelişimine katkıda bulunacak, alanında donanımlı
hemşirelerin yetiştirilebilmesi için eğitimin öğrencinin yaşama bakışını zenginleştirecek ve seçimler
yapmasını destekleyecek şekilde, eğitimi etkileyen bütün koşullar göz önünde bulundurularak
geliştirilmesi ve yapılandırılması gerekmektedir.
HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN HEMŞİRELİK MESLEĞİNİ ALGILARI
Ayça Sema BELTAN (Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik
Bölümü, 3.Sınıf Öğrencisi)
Meslek bir kimsenin hayatını kazanmak için yaptığı, kuralları toplumca belirlenmiş ve belli
bir eğitimle kazanılan bilgi ve becerilere dayalı etkinlikler bütünü olarak tanımlanabilir. Bir meslek
edinmenin temelinde para kazanarak fizyolojik ihtiyaçları karşılamanın dışında sosyal ve psikolojik
ihtiyaçların da doyumu söz konusudur.
İnsan hayatını etkileyen 3 önemli öğe vardır. Bunlar seçeceği meslek, eş ve eğitim göreceği
okuldur. Bir insanın meslek seçimi hayatında verdiği en önemli kararlardan birisi ve aynı zamanda
dönüm noktasıdır (1). Yaşamımızın yaklaşık 40 yılını bir mesleğin içinde geçirdiğimiz
düşünüldüğünde, bilinçsiz yapılan seçimlerin hayattaki önemi daha da iyi anlaşılacaktır.
Meslek bilincinin temeli okul yaşamı sırasında atılır. Tüm meslek yaşamı boyunca devam
eder ve meslek üyesinin mesleki felsefesinin kristalleşmesini sağlar. Öğrencilerin meslek bilinciyle
yeterince donanmış olarak çalışma ortamına atılmaları bu bilincin daha hızlı olgunlaşmasına neden
olacak ve hemşirelik mesleği bundan olumlu yönde etkilenecektir (4).
Ülkemizde meslek seçiminin temelleri lise yıllarında atılmaktadır. Bayık ve arkadaşlarının
lise son sınıfta okuyan kız öğrencilerin hemşirelik mesleğine ilişkin görüşlerini inceledikleri
çalışmalarında; öğrencilerin “hemşirelik denilince aklınıza gelen ilk 3 kelimeyi yazın” sorusuna
%22,6 ile büyük çoğunluk iğne/serum, ilaç, kan olarak yanıtlamıştır. Bu sonuç, öğrencilerin
hemşirelik mesleğini tanımamasına bağlanmaktadır (5).
24
Kocabıyık ve arkadaşlarının (2005), hemşirelik ve ebelik öğrencilerinde yaptıkları bir
çalışmada, öğrencilerin %33.3’ü ekonomik nedenler, %28.5’i kendi isteği, %20.7’si tesadüfi ve
%17.4’ü ailesinin isteği ile bu mesleği seçtiğini belirtmişlerdir (6).
Orgun ve ark. (2003) yaptıkları çalışmanın sonuçlarına göre; hemşire öğrencilerin ancak
üçte birinin mesleği isteyerek seçtikleri, mesleğini kısmen sevdikleri ve kendilerini hemşirelik
mesleğine az derecede uygun buldukları, mesleğe bakış açılarının eğitim sürecinde değişmediği
saptanmıştır(2). Hemşirelik 1.sınıf öğrencilerinde yapılan bir çalışmada ise, öğrencilere “iyi
hemşirede bulunması gereken özellikler” sorulduğunda, büyük çoğunluğu iyi hemşirenin öncelikle
mesleğini sevmesi ve benimsemesi gerektiğini ifade etmiştir(3). Örneklerde de görüldüğü gibi
öğrencilerin büyük çoğunluğu ailesi istediği için, iş bulma imkanı fazla olduğu için, ÖSS puanı bu
okula yettiği için…… hemşirelik mesleğini tercih etmiştir. Dolayısıyla bu durum meslek algısını
etkilemektedir. Örneğin “Hemşirelik mesleğini nasıl algılıyorsunuz?” sorusuna bir öğrenci hemşire
şu cevabı vermiştir: “Ailem öyle istedi. ÖSS’den gelen puana da en uygun bu meslek vardı.”
Öğrencilerin, hemşirelik mesleğini algılamalarını etkileyen en önemli unsurlardan birisi de
toplumun mesleğe bakış açısıdır. Bu algıyı bir öğrenci hemşirenin cevabı en iyi şekilde
açıklamaktadır: “Başkaları tarafından küçümsenen bir meslek, fakat benim için onur verici………
Seçmeden önce halkın bakış açısının bu kadar kötü olduğunu bilmiyordum.”
Hemşirelik öğrencilerinin meslek algılarının olumlu yönde geliştirilmesi için neler yapılabilir?
 Öğrencilere meslek seçimi aşamasında uygun rehberlik hizmetleri verilmeli ve aile de bu
rehberlik hizmetleri kapsamında tutulmalıdır.
 Hemşirelik
mesleğinin toplumdaki imajı öğrencilerin mesleği sevmeme nedenlerinden
biridir. Bu nedenle öncelikle hemşirelik mesleği topluma tanıtılmalıdır.
 Medyada hemşirelik hakkında olumlu mesajların verilmesi sağlanmalıdır.
 Öğretim elemanları, öğrencilerin mesleği benimsemesinde ve meslek hakkında
olumlu
düşüncelere sahip olmasında rol modeli olmalıdır.
Kaynaklar
1. Potur DC, Kurtuluş S, Çelik ND (2003). Osmangazi Üniversitesi’nde çalışan hemşirelerin meslek
tercihi ve mutsuzluk düzeylerinin değerlendirilmesi. 2.Uluslararası&9.Ulusal Hemşirelik Kongresi
Kongre Kitabı, s:481-486.
2. Orgun F, Özkütük N, Bayık A (2003). Hemşire öğrencilerin öğretim sistemine ilişkin görüş ve
önerileri. 2.Uluslararası&9.Ulusal Hemşirelik Kongresi Kongre Kitabı, s:603-607.
3. Altun İ (2003). Hemşirelik öğrencilerinin iyi hemşire algılamaları: bir pilot çalışma.
2.Uluslararası&9.Ulusal Hemşirelik Kongresi Kongre Kitabı, s:409-413.
4. Özsoy SA, Uysal A ve Ark (1999). Hemşire öğrencilerin mesleğe ilişkin görüşlerinin ileriye
dönük incelenmesi. VII.Ulusal Hemşirelik Kongresi Bildiri Kitabı, s:345-350.
5. Bayık A, Durmuş H, Uysal A (1999). Lise son sınıf kız öğrencilerin hemşirelik mesleğini seçme
ve bu mesleğe ilişkin görüşlerinin incelenmesi, VII.Ulusal Hemşirelik Kongresi Bildiri Kitabı,
s:390-394.
6. Kocabıyık G, Mingan N, Arslan GG (2005). Hemşirelik ve ebelik öğrencilerinin ailesel özelliklerin
mesleğe bakış açılarına etkisinin incelenmesi. IV. Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresi Özet
Kitabı, s:281.
KONFERANS
HEMŞIRELIĞIN HUKUKSAL BOYUTU,MESLEK YASASI VE YENI TÜRK CEZA KANUNU
Oturum Başkanları: Sema YILMAZ, Nur BADIRGALI
Doç.Dr. Aytolan YILDIRIM
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale H.Y.O, Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı
Hemşireler, etkin bir şekilde yararlanıldığında sağlıkta önemli değişim ve dönüşümü
yaratabilecek güç ve potansiyele sahip sağlık insangücüdür. Bireyin bulunduğu her ortamda sağlığı
geliştirmek ve korumak ile hastalandığında iyileştirilmesine yönelik hizmetlerde uygulayıcı, eğitici,
yönetici ve araştırıcı rolde aktif sorumlulukları vardır. Bu rollerin yerine getirilmesini etkileyen
çeşitli faktörler arasında ülkelerin genel sağlık politikaları önemli yer tutar. Ağırlıklı olarak hemşire
işgücü istihdamı ve sağlık hizmetlerindeki rollerinin biçimlendirilmesi bu politiklar doğrultusunda
gerçekleştirilir. Geleneksel anlamda, bireyi hasta olduktan sonra tedavi etmeye yönelik yaklaşımlar
hemşirelerin çok sayıda tedavi kurumlarında istihdam edilmesine ve hastalık üzerinde
yoğunlaşmalarına neden olmaktadır. Günümüzde hemşirelik yakınmalarının başında, hastane
hizmetleri geneline yayılan işlevlerden sorumlu tutulma gelmektedir. Hemşireler bu durumdan
25
mutsuz ve tepkilidir. Sağlık hizmetlerinde rol ve işlevlerinin mesleki amaçlara uygun hale
getirilmesini ve katkılarının görünür kılınmasına istemektedirler. Diğer yandan profesyonel tutum
ve anlayış içinde hizmet sunma ve toplum tarafından değer olarak görülmeye ilişkin beklentiler,
hemşireleri meslekleşme sürecine ilişkin farkındalığa ve mesleki sorumluluklarını yasal ve hukuksal
boyutu ile irdelemelerine yöneltmiştir. Bu yönde çabalar, hemşirelik yasasının güncelleştirilmesi
yönünde hız kazanarak, eğitim, statü farketmeksizin tüm hemşirelik kesimleri, Türk Hemşireler
Derneği liderliğinde yasanın kanunlaşmasına önemli destek sağlamışlardır. Ve bu süreç 2007 yılı
hemşirelik haftası önünde tamamlanarak, 25 Şubat. 1954 tarihli 6283 sayılı Hemşirelik Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 25 Nisan.2007 tarihinde kabul edilmiş ve 2.Mayıs.2007 tarihli
Resmi Gazetede 5634 sayılı Kanun olarak yayınlanmıştır.
Hemşirelik yasasında yapılan değişiklikler neledir ve hemşireliğe ve sağlık bakım sistemine
katkıları ne olacaktır?
Hemşirelik yasasının güncellenmesine ilişkin çalışmalar, resmi anlamda 1992 yılında Sağlıkta
Reform Projesi kapsamında başlatıldı. Başlangıçta ‘Hemşirelik ve Türk Hemşireleri Birliği Kanunu
Tasarısı’ adı altında yürütülen çalışmalar, 2007 yılı mayıs ayında mevcut 6283 sayılı yasa
maddeleri üzerinde yapılan değişiklikle ile son buldu.
Eski ve değişen yeni maddeler karşılaştırmalı olarak şu şekilde değerlendirilebilir.
6283 sayılı yasanın birinci maddesinde hemşire olabilme koşulları orta okul mezunu olmak,
25 yaşından gün almamış olmak, kadın olmak ve 3 yıllık öğrenim görmek şeklinde belirlenmişti.
Oysa ülkemizde 1960 tarihinde hemşirelikte lisans eğitimi veren yüksek okulların açılması yasanın
güncelleştirilmesi gereğini ortaya koymasına karşın değişim 53 yıl aradan sonra
gerçekleştirilebilmiştir. 1997’ de Sağlık Bakanlığı ile Yüksek Öğretim Kurulu arasında yapılan
protokolle bakanlığa bağlı meslek liselerinin hemşirelik ebelik ve sağlık memurluğu programlarının
üniversitelerde 4 yıllık eğitim veren Sağlık Yüksek Okullarına dönüştürülmesi hemşirelik eğitiminin
standartdizasyonu anlamında önem taşımakta idi. Ancak 2000 yılında Sağlık Bakanlığı’nın meslek
liselerinin hemşirelik programlarına yeniden öğrenci alması ile hemşirelik eğitiminin yeniden iki
farklı düzeyde uygulanmasına geçildi. Okulların Mili Eğitim Bakanlığına devrinden sonra Türk
Hemşireler Derneği öncülüğünde açılan dava sonucu hemşirelik programlarına öğrenci alınması
yeniden durduruldu. Böylesine git gelleri yaşayan eğitim sürecinin, yasada yapılacak değişiklikle
son bulması umud edilmekteydi. Değişiklikleri içeren yasanın birinci maddesinde hemşirelik
ünvanının lisans düzeyinde eğitimle kazanılabileceğinin ana hükme bağlanmasına karşın, geçici
madde içinde üniversitelerin kontenjan açığını kapatıncaya dek beş yıl süreli Sağlık Meslek
Liselerine öğrenci alma kararı geçirildi. Bu beklenmedik madde hemşireler arasında şaşkınlık
yarattı. Hizmette hemşire açığını önlemeye dayandırılan bu geçici madde, yasanın ana hükümleri
ile çelişmesine karşın mecliste kabul edildi. YÖK ve hemşirelik eğitim kurumlarının kontenjan
belirlemede bu maddeyi dikkate almaları ve yeterli kontenjan arttırımına gidilmesi durumunda
söz konusu maddenin uygulanma gerekçesi ortadan kalkabilecektir.
Mevcut yasa değişikliği yaş sınırı ile cinsiyet ayırımını ortadan kaldırıyor. Aynı zamanda
hemşireliğe eşdeğer eğitim alan sağlık memurluğu programları da hemşirelik programları ile
birleştirilerek mezunlara hemşire ünvanı ile alanda çalışma olanağı sağlanmış oluyor.
1954 tarihli Hemşirelik Yasa’sında hemşirelerin görev yetki ve sorumlulukları o günün
koşullarına göre düzenlenmiş, ancak günümüzde anlamlı olmayan sınırlı yetkileri içermekte idi.
Yasa değişimine ilişkin yoğun gereksinim daha çok, bu maddenin genişletilmesi isteği üzerinde
odaklanmakta idi. Bu madde üzerinde yapılan değişiklikler hemşireleri, her ortamda, birey aile ve
toplumun sağlık bakım gereksinimleri karşılamadan sorumlu tutarken, bu gereksinimlerin
hemşirelik girişimleri ile karşılabilecek özellikte olması hükme bağlanıyor. Hemşirelere sağlık bakım
sisteminde kendi bilimsel bilgisine dayalı kararlarını uygulama yetkisi veren bu madde, etkili bir
şekilde uygulandığında hemşirelerin, kendi kararları ile sağlığı dönüştürmede katkıları net bir
şekilde ortaya çıkacaktır.
Yasa maddeleri içinde önemli bir değişiklik de lisans üstü programlardan mezun olan
hemşirelerin uzman hemşire ünvanı ile alanda çalışabileceklerine ilişkin maddedir. Sıklıkla
uygulamada görev yapan hemşirelerin branşlaşmaya ilişkin beklentileri ile karışan bu durum,
yasanın bir diğer maddesinde açıklığa kavuşturularak, özellik arz eden birimlerde çalışan
hemşirelere yetki belgesi verilmesi hükme bağlanıyor.
Eski yasada başhemşirelik görevlerinde yüksek okul mezunu hemşirelere rüçhan hakkı
tanınırken, madde üzerinde yapılan değişiklikle bu hak lisans ve lisansüstü mezunlarına tanınıyor.
Hemşirelerin serbest çalışma haklarına ilişkin madde aynen korunurken, geçici madde ile mevcut
çalışanların kazanılmış hakları da koruma altına alınıyor.
Bir başka geçici madde de ise hemşirelik uygulama alanlarında görev yapan (en az üç yıl)
ebelik mezunlarına, istemeleri halinde aynı şekilde görevlerine devam etme hakkı tanınıyor. Ancak
26
bu maddenin, ebe diplomasına sahip olup hemşirelik görevleri yapanlara, hemşire ünvanı, hemşire
diploması ya da hemşire kadrosu verileceği anlamını asla taşımadığının çok iyi bilinmesi gerekiyor.
Hemşirelik yasasında yapılan değişiklikler, eğitim, uygulama, yönetim ve araştırma alanında görev
yapan her düzeyde kişi ve kurumların mesleki sorumluluklarını yeniden gözden geçirerek,
hemşireliğin özerk alanlarında ki bilimsel bilgisini derinlemesine ortaya koymaları ile anlam
kazanacaktır. Hemşireliğin diğer sağlık profesyonellerinden farklı olarak en önemli sorunu, kendi
konu alanı ve yetkilerinin belirsizliğidir. Yasa, hemşireliği tüm boyutları ile yeniden sorgulama
gereksinimini ortaya koymaktadır. Bu sorumluluk daha çok sağlık bakımına ilişkin bağımsız karar ve
uygulamaların neler oduğuna yönelik alanlarda önem kazanmaktadır.
Son yıllarda tüm diğer sağlık çalışanları gibi hemşirelik üyeleri de Yeni Türk Ceza
Kanununda, cezai sorumlulukları açısından yapılan değişikliklerin kendilerini ne şekilde etkileyeceği
konusunda endişe yaşamaktadırlar. Meslek odaları ve özellikle TTB , yeni TCK’nın hekimleri hangi
boyutta etkileyeceği yönünde açıklamalarını çeşitli platformlarda üyeleri ile tartıştı. Yeni TCK’nın
sağlık hizmetlerinin verildiği tüm alanlarda hekimle birlikte çalışan hemşireleri ne şekilde
etkileyeceğinin belirlenmesi ise konunun yürürlükteki meslek yasası, yönetmelikler ve uygulama
örnekleri ile birlikte ele alınmasını ve tartışılmasını gerektirmektedir. Çünkü hemşirelik, sağlık
meslekleri içinde eğitim, statü, görev yetki ve sorumluluklar açısından en karmaşık yapıya sahip bir
disiplindir. Hemşireliğin içinde bulunduğu karmaşa ve belirsizlikler açıklığa kavuşturulmadan, cezai
sorumlulukları hakkında görüş belirtmek hem karar vericiler hemde meslek üyeleri tarafından
oldukça zordur. Örneğin ülkemizde hekim istemi doğrultusunda tedaviyi uygulamak ve hasta
bireyin hemşirelik bakım gereksinimlerini karşılamaktan sorumlu olan hemşirelerin eğitimi standart
değildir.Lise düzeyinde bir eğitimle hemşire ünvanını alanlarla, üniversite bünyesinde yüksek eğitim
programları ile meslek formasyonu kazanan kişiler, bu bilgi ve donanım farklılıkları içinde, cezai
sorumluluklar açısından nasıl eşit statüde sayılacaklar ? Yürürlükteki yasa ve yönetmeliklerde,
hemşirelik işlevleri eğitim düzeyine göre tanımlanmamıştır. Bu durum uygulama alanlarında da aynı
şekilde sürdürülmekte ve farklı eğitim düzeyinde hemşireler aynı ünvanla aynı işlerden sorumlu
tutulmaktadırlar. Bireyin sağlık bakım gereksinimlerinin karşılanması, hemşireye teknik becerinin
ilerisinde, yargılama, değerlendirme, hesap sorma ve hesap verebilme gibi önemli profesyonel
sorumluluklar yükler. Bu sorumluluklar iyi eğitilmiş, donanımlı hemşirelerin üstesinden gelebileceği
bir durumdur. Hemşirelik yasasında yapılan değişiklikte, hemşirelerin görev yetki ve
sorumluluklarının eğitim ve pozisyonlarına göre belirlenmesini öngörmekle birlikte, kuşkusuz
geleneksel tutum ve davranışların yenilenmesinin zamanla gerçekleşecektir.
Sağlık bakım hizmetlerinin yürütülmesinden sorumlu disiplinler içinde hemşireler, sistemin
temel işgücünü oluşturan vazgeçilmez unsurlarından biri olarak kabul edilirler.Tam zamanlı bir
hizmet gerektiren hastanelerde, hasta ile en uzun süreli karşı karşıya kalan meslek üyeleri
hemşirelerdir. 24 saatlik sürenin ilk sekiz saati diğer sağlık disiplinleri ile paylaşılırken, ikinci ve
üçüncü sekiz saatler çoğu kez tek başına geçirilir.Bu süre içinde öncelikli olarak hastanın tedavi ve
bakımına ilişkin planlanan işlevler yerine getirilmeye çalışılır. Günümüzde tıp, hemşirelik ve sağlık
teknolojisindeki değişimlere paralel olarak, rol ve işlevlerinde önemli gelişmeler sağlanmasına
karşın, hemşirelerin mesleki uygulamalarını belirleyen 6283 sayılı Hemşirelik Kanunu 1954
tarihinde yürürlüğe giren yasa 53 yıl sonra yenilenmiştir Günümüzde yönetmeliklerde yer almayan
çeşitli rol ve işlevlerin uygulanması esnasında oluşan suç yada kusurların değerlendirilmesi neye
göre yapılacaktır?Hizmetin dayandığı esaslar, yasalara uygun ve yönetmeliklerde belirtilmiş biçimde
olmasına, çalışanın meslek anlayışının getirdiği insiyatifi kullanabilmesine ve diğer hizmet
birimlerince de aynı davranışı bekleyen bir ekip çalışması halinde yapılmasına dayanır. Sağlık
Bakanlığına bağlı kurumlarda çalışan hemşirelerin, 13. Ocak. 1983 tarih ve 17927 sayılı Resmi
gazetede yayımlanan 499 sayılı Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinde belirlenen
sorumlulukları ve mevcut uygulamalar hemşireleri ceza kanunu kapsamında ne şekilde
etkileyecektir? Bu ve benzeri sorular, Yeni TCK’ da hemşirelerin hangi cezai yükümlülüklerin altında
olduklarının, ilgili maddelerin günümüzdeki karşılıkları ile birlikte ele alınarak açıklanmasına
gereksinim doğmaktadır..
Yeni Türk Ceza Kanunu ile hekimlik mesleğine yönelik duyulan kaygılar, diğer sağlık
çalışanları ve özellikle sağlık ekibi içinde hekimle yakın işbirliği içinde hizmetlerini uygulayan
hemşireler içinde aynı ölçüde geçerli olduğunu söylemek mümkün. Bu anlayış içinde
değerlendirildiğinde hemşirelerin, uygulamalarının kapsamı ve sınırlarının belirsizliğinden
kaynaklanan sıkıntıları hukuksal boyutta da yaşayacakları anlaşılmaktadır. Bu sıkıntıya neden
olacağı düşünülen Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri aşağıda tartışılmaya çalışılacaktır.
Madde 4. (1) Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.
Yasanın bu maddesine göre bireyler ve dolayısı ile meslek üyeleri olarak hemşireler,
uygulamaları içinde hangi fiillerin suç unsuru oluşturduğunu yani ceza yasasını bilmek zorunda.
Bunları değerlendirirken görev yetki ve sorumluklar sınırlarının net bilgisine sahip olmaları kuşkusuz
fayda sağlayacaktır.
27

Madde 20. (1) Cezai sorumluluk şahsidir. Kimse başkasının fiilinden sorumlu
tutulamaz
Tedavi kurumlarında çalışan hemşireler, mesailerinin önemli bir bölümünü, hekim
tarafından önerilen tedavileri uygulamakla geçirirler. Hekimlerin önerdiği tedavi planları içinde
uygulama yöntemi ve sıklığı da belirtilmektedir. Hemşire başkasına ait bir kararı önerilen şekilde
uygulamakla yükümlüdür. Yukarıdaki maddeye göre, bu uygulama sırasında oluşacak (karardan
kaynaklanan) bir komplikasyondan hemşirenin şahıs olarak sorumlu tutulması söz konusudur. Oysa
karar hekim tarafından verilmiştir. Ancak fiil hemşire tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu durumda
hemşirenin önerilen tedavinin sonuçları ve hasta üzerindeki etkisi konusunda öngörüsünün olması
ve gerekli bilgiye dayanarak uygulamadan kaçınma hakkının olması gerekmektedir. Diğer yandan
hekim istemi doğrultusunda yada hemşirelik bakımına ilişkin kararların uygulanması sürecinde
meydana gelecek hatalardan ise doğrudan hemşirelerin sorumlu tutulacağı anlaşılmaktadır.
Hemşirelik uygulamalı bir meslektir. Eğitim süresi içinde alınan kuramsal bilgilerin uygulamaları,
hastanelerde eğitimci yada klinik hemşirelerin rehberliğinde gerçekleştirilir. Çeşitli öğrenim
deneyimlerinin kazanılması sırasında, öğrenci hemşirelerin doğrudan hasta üzerinde bakım ve
tedavi uygulamalarından oluşacak hatalarda, uzmanlar, bu durumda söz konusu işten doğrudan
sorumlu kişilerin etkileneceğini belirtmektedirler.
Bu durumda hemşirelik okulları, uygulamaya çıkılan kurumlarla, öğrencilere hangi öğrenim
deneyimlerinin kazandırılacağı konularını içeren bir sözleşme yapılması önem kazanmaktadır.

Madde.22.(5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda herkes kendi
kusurundan dolayı sorumlu tutulur.Her failinin cezası kusuruna göre ayrı ayrı
belirlenir
Sağlık hizmetleri, hekim, hemşire, psikolog, sosyal çalışman, diyetisyen vb. birden çok
disiplinin bir araya gelerek oluşturdukları ekip çalışması içinde verilir. Çağdaş anlamda sağlık ekibi
yaklaşımı, her bir disiplini kendi eğitim amaçlarına uygun, işlev ve yöntemlerini uygulamada
bağımsız, ancak birbirini tamamlayan ilişkiler içinde sürdürülmesini öngörür. Ancak ülkemizde
geleneksel yaklaşımlar, sağlık hizmetlerinin sunumunda ağırlıklı olarak hekim ve hemşireyi sorumlu
tutan anlayışı hakim kılar. Mevcut hekim hemşire ilişkilerinin ise, çağdaş ekip kavramının gerekleri
doğrultusunda kurulduğu söylenemez. Sağlık ekibinin değişmez lideri konumunda hekim, hasta ile
ilgili istemlerinin hemşire tarafından sorgusuz yerine getirilmesini bekler. Hasta tedavisi konusunda
verilen kararı uygulama sonucu oluşacak bir istenmedik bir durumunda, hatanın doğrudan verilen
kararla ilgili olması halinde bile hemşirenin uygulama boyutunda ki rolü nedeniyle kusura ortak
olması söz konusu. Ancak hemşirelikle ilgili mevcut yasa ve yönetmeliklerde, hemşirenin ortaklık
ettiği duruma sorgulamak suretiyle bilinçli katılımına ilişkin yetki tanımlamamaktadır.

(3)Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi
halinde bilinçli taksir vardır;bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına
kadar arttırılır’
İnsan sağlığı ile doğrudan ilgili hemşirelik mesleği uygulamalarının büyük bir kısmı
hastalık halinde bireyi iyileştirmeye yönelik girişimleri kapsar. TCK maddelerinde, hasta üzerindeki
girişimsel işlevlerde istenmedik sonuçların oluşmasının doğrudan hatalı meslek uygulaması olarak
değerlendirilmesi hemşireler içinde de sıkıntı yaratacaktır. Örneğin herhangi bir invaziv girişimde
alınan bütün önlemlere karşın, hematom, enfeksiyon vb. oluşumlara bağlı doku bütünlüğünün
bozulması, sinir yaralanmaları sonucu his kaybı yada soğuk sıcak uygulamalarda yanıklar,
ektstravazasyon gibi istenmeyen sonuçlarda hastaların şikayetleri halinde hemşireler taksirle
yaralama suçu ile yargılanabilecekler.
Sağlık hizmetlerinde komplikasyon kavramının neredeyse ortadan kaldırıldığı ve hatalı
meslek uygulamalarının kapsamının genişletildiği söz konusu yasa maddesinde, sağlık çalışanlarını
holiganlarla aynı statüde yargılamayı öngörmektedir. Bireyi sağlığına kavuşturmak acılarını
azaltmak amaçlı yapılan girişimlerde istenmeyen sonuçlardan meslek üyelerinin diğer suç
işleyenlerle bir tutularak cezalandırılması sadece ülkemize özgü bir uygulama olacaktır. Diğer
yandan hasta bakımı, özel eğitim donanım ve beceri gerektiren profesyonel uygulamaları
gerektirir. Bu durumda hemşirelerin mesleki eğitim ve yetkinliklerine göre iş tanımlarının
belirlenmesi önem kazanmaktadır. Oysa ülkemizde hemşirelik uygulamaları, meslek üyelerinin
diploma düzeyi yada yeterlilik kriterleri dikkate alınarak biçimlendirilmemiştir. Meslek lisesi mezunu
hemşireler ile hemşirelik yüksek okulu mezunu hemşirelerin aldıkları kuramsal ve uygulamalı
eğitimleri, süre ve içerik açısından farklılık gösterir. Üniversite bünyesinde yüksek eğitim
programları ile formasyon kazanan hemşirelerin, diğerlerine göre sahip oldukları profesyonel bilgiyi
kullanmada ve mevcut donanımları ile olası sorunları öngörme ve gerekli önlemleri almada daha
yeterli olacakları bir gerçektir. Bu durumda hasta bakım sürecinde hastaya en etkin bakım ve
tedavinin uygulanması ve olası hataların en aza indirgenmesinde, hemşirelerin eğitim düzeyleri
düzeylerine göre iş tanımlarının yapılması önem kazanmaktır.
28

Madde 24.(1) Kanunun hükmünü yerine getiren kişiye ceza verilmez
(2) Yetkili bir merciden verilip yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri
uygulayan sorumlu olmaz (3) Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine
getirilemez.Aksi taktirde yerine getiren ve emri veren sorumlu olur.
Değiştirilen Hemşirelik Yasasında hemşirenin görevi ‘tabip tarafından acil haller dışında
tavsiye edilen tedaviyi uygular’ şeklinde yer almaktadır. Bu durum yukarıdaki maddeye göre ele
alındığında hekimin konumu ikinci fıkrada yer alan yetkili mercii karşılamaktadır. Yetkili merci
tarafından verilen emrin yerine getirilmesinden uygulayıcının sorumlu tutulmayacağı anlaşılmakta.
Ancak 3. fıkrada suç teşkil eden emirlerin yerine getirilmesi halinde emri verenin ve uygulayanın
sorumlu tutulacağı belirtilmektedir. Bu durumda hemşirenin verilen direktifleri sorgusuz uygulama
yerine, uygulamanın hasta üzerinde olumsuz etkileri konusunda gerekli bilgi ve donanımına sahip
olduğunda, reddetme hakkını gerektirmektedir Ancak halen yürürlükte olan yasalarda
hemşirelere bu hakkı tanıyan bir madde yer almamaktadır. Diğer yandan bu konu geleneksel
hekim hemşire rolleri içinde çatışma yaratacak özelliktedir. Çünkü hastanın tıbbi tanısı
doğrultusunda tedavi kararını vermek hekimin sorumluluğundadır. Hemşirenin söz konusu kararı
tartışma ya da sorgulaması alışıldık bir yaklaşım değildir. Üstelik verilen görevi yerine getirmeme
gibi bir suç oluşturmaktadır. Ancak ceza kanununda bu yönde ciddi yaptırımların uygulanması,
hatalı yada hasta için uygun olmayan bir kararın hemşire tarafından tespit edilmesi ya da
uygulamayı reddetme durumunun hekimler tarafından daha kabul göreceği ve benimseneceği
söylenebilir. Aksi taktirde hemşire, kararın uygulanmasın da sadece beceriye dayalı yeteneklerinden
kaynaklanan kusurlardan değil, suç teşkil eden karara bilerek ortak olmasından dolayı da ceza
görecektir
Madde 50-(e)..mahkum olunan cezanın yarısından tümüne kadar meslek ve sanatı
yasaklama,
(4) taksirli suçlardan dolayı bir yıldan fazla ceza verilmişse , bilinçli taksir yoksa adli
para cezasına çevrilebilir.

Madde 53 (1) Kişi kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına
mahkumiyetin kanuni sonucu olarak;
e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşun iznine
tabii bir mesleği kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı olarak icra
etmekten yoksun bırakılır ve
(6) meslekten men (3 ay-3 yıl) belli bir meslek ve sanatın ya da trafik düzeninin
gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısı ile işlenen taksirli
suçtan mahkumiyet halinde üç aydan az üç yıldan fazla olmamak üzere, bu
meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri
alınmasına karar verilebilir.
Meslek üyelerinin meslek ve sanatının yasaklanması yetkisi meslek örgütünün yetkisi
dahilindedir. ( Hekimler açısından bu yetki 1219 ve 6023 sayılı yasada meslek örgütünün
sorumluluğuna verilmiştir) Sağlık profesyonelleri arasında sayısal açıdan farklı üstünlüğüne karşın
hemşireler, oda ve birlik statüsünde meslek örgütüne sahip değildir. Kamu yararına dernek
statüsünde olan Türk Hemşireler Derneği mesleği temsilde yetkili tek örgüttür. Hemşirelerin yargıya
intikal eden dosyaların tümü, bilirkişi konumunda, içinde hemşirelik örgüt temsilcisinin yer almadığı
Yüksek Sağlık Şurası tarafından değerlendirilmektedir. Az sayıda olgu için hemşire
akademisyenlerden bilirkişilik istenmiştir. ( Yüksek Sağlık Şurası Sağlık Bakanı tarafında bir yıl için
göreve getirilen 11’ i tıp profesörü ve 5’i genel müdür ve müsteşar düzeyinde olmak üzere 16
kişiden oluşmakta ve ayda bir kez iki gün süreli toplanarak tıbbi uygulama hataları ile ilgili dosyaları
değerlendirmektedir. Bir dönem, TTB, Diş Hekimleri ve Eczacılık meslek odaları temsilcileri YSŞ’ na
katılmış ancak daha sonra bu uygulamaya son verilmiştir. Sağlık profesyonellerinin görevleri
esnasında suç ya da hatalarının doğrudan yargıya iletildiği durumlarda, YSŞ’ nın bilirkişi
konumunda görev yaparken, kamu kurumlarında bu süreç disiplin yönetmelikleri doğrultusunda
gerçekleştirilmektedir. )
Meslek üyelerinin yargıya intikal eden suçlarının karşılığında maddi yada manevi
cezalandırılmaları yasa kapsamında öngörülebilir. Ancak mesleki uygulamalardan men edilme
durumunun meslek odalarının yetkisi dışında değerlendirilmesi mantıklı bir yaklaşım değildir. Henüz
oda ve birlik statüsünde örgütlenemeyen hemşirelerin ise bu yönde mağduriyetleri diğer sağlık
çalışanlarından daha fazla olacaktır.Yasada taksirli yada olası kastla mahkumiyet halinde mesleğin
yasaklanması meslek diplomasına el konulması durumu, alkollü sürücünün ehliyetine el konulması
ile aynı madde içinde ele alınmış ve sürücü belgesi ile diploma eşdeğer tutulmuştur.

Madde 83 (1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi
dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için bu
29
neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa
eşdeğer olması gerekir
(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer olarak kabul edilmesi için kişinin;a).Belli bir
icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden ve sözleşmeden
kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması gerekir.
Bu madde, uygulamaları yasalarla belirlenen meslek üyeleri açısından oldukça önemlidir.
Maddede ihmali ve icrai davranışın eşdeğerliğinin belirleyicisi olarak yasalar ve sözleşmeler
gösteriliyor. Bu durumda meslek üyelerinin, yükümlü oldukları icrai davranışların yada görev ve
sorumluluklarının ne olduğunun ve sınırlarının açık ve anlaşılır bir şekilde yasa veya sözleşmelerde
yer alması zorunluluğu söz konusu. Çünkü ihmale dayalı bir suça, ancak kişinin yasalarda
tanımlanan yükümlülüğü ile eşdeğer olması halinde ceza öngörülüyor. Günümüzde hemşirelik
işlevleri, bir yandan meslek yasasında belirtilenlerden çok daha kapsamlı ve gelişmiş uygulamaları
içermekte, diğer yandan Sağlık Bakanlığı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinde ise hemşireler,
farklı disiplinlere ait çeşitli işlevlerden de sorumlu tutmaktadır. Bu durumda hemşirelerin
profesyonel anlamda mesleki rollerini içerecek yasal düzenlemenin acil olarak gerçekleştirilmesi
önem kazanmaktadır. Aksi takdirde, günümüzde üstlendikleri yükümlülüklerin çok az bir kısmının
meslek yasasında karşılık bulması, hemşireleri potansiyel suçlu konumuna düşürecektir
Klinik uygulamalarda, hastanın durumuna göre ihtiyaç halinde verilmek üzere (LH)
hekimlerin tedavi planı ile sıklıkla karşılaşılır. Bir anlamda hemşirenin hastayı değerlendirerek karar
vermesini gerektiren bu durumda, karara bağlı oluşacak bir komplikasyonda, (hekimin yazılı istemi
sözleşme olarak kabul edildiğinde), hemşirenin karar verici yetkide yargılanması söz konusu. Diğer
yandan yapılan uygulamanın, yasalarda icrai davranış olarak karşılığının yer almaması hemşirenin
yetkisiz uygulama yapmaktan sorumlu tutulmasına yol açabilir.
Tedavi planları gün içinde belirli sıklıkta ve belirlenen saat aralıkları içinde uygulanır.
Hemşirenin tedavi uygulaması esnasında (hekimin serviste bulunmadığı zamanlarda), ortaya
çıkacak acil bir durumda, yine bir ilaç uygulaması ile müdahalesi gerektiğinde yaptığı işin karşılığı
yasa ve yönetmelikte yer almadığı gerekçesi ile yetki sınırlarını aşan bir girişim olarak kabul
edilebilir.
Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği, hemşirelerin daha çok tıbbi tedavinin
uygulanmasına ilişkin görevlerine yer vermektedir. Oysa günümüzde hemşirenin sorumlulukları
önemli ölçüde hasta bireyin günlük yaşam aktivitelerini sürdürmesinde karşılaştığı, fiziksel,
psikolojik ve sosyal anlamda gereksinimlerini karşılamaya yöneliktir. Bu süreç hemşirelerin çeşitli
tanı yöntemlerinden yararlanarak, hemşirelik teşhisine ilişkin verilerin toplanması ve bu yönde
hemşirelik bakım girişimlerinin planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi şeklinde
gerçekleştirilir.Bu uygulamalar yönetmeliklerde açık olarak tanımlanmamış olduğu gibi kurumsal
bir sözleşme içinde de yer almamaktadır.Bu durumda bağımsız hemşirelik bakım uygulamalarından
ortaya çıkacak kusurlarda hemşirelerin ‘yetki sınırlarını aşan’ konumda cezalandırılmaları söz
konusu olabilecektir.
Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinde hemşirelerin bakıma ilişkin rolleri
tanımlanmamış olmasına karşın, diğer sağlık disiplinlere ait işlevleri ilgililerin bulunmadığı hallerde
yerine getirmeleri konusunda açık ifadeler yer almaktadır.
Madde 131. Servis Sorumlu Hemşiresinin Görev Yetkileri
(f) Servis sorumlu hemşiresi servis eczacısının bulunmadığı hallerde ona ait
görevleri yapar.
Eczacılıkla ilgili hizmetlerin sorumluluğu, eczacılık eğitimini tamamlayan meslek üyeleri
tarafından yerine getirilir. Özel eğitim gerektiren söz konusu meslek üyelerine ait görevlerin hangi
gerekçe ile hemşirelerden beklendiğini açıklamak mümkün değildir. Yönetmeliğin, eczacıların
görevlerinin tanımlandığı maddesinde de bu durumdan aynı şekilde söz edilmektedir. Bir birinden
bağımsız ve farklı düzeylerde eğitim gerektiren iki meslek grubunu tek yönlü ilişkilendiren
yönetmelikte, eczacının hemşireye ait görevleri yapması yönünde herhangi bir ifade yer
almamaktadır. Diğer yandan yönetmelikte verilen yetki ile hemşirelerin eczane açma yönünde
teşebbüsleri, eczacılık diploması olmaksızın gerçekleştirilemeyecektir .
Sağlık Bakanlığı hastanelerinde görevli hemşirelerin büyük bir bölümü kendi bünyesindeki
sağlık meslek lisesi mezunlarından oluşmaktadır. Söz konusu grubun mesleki eğitimleri, eczacılık
mesleğinin gereklerini yerine getirmeye uygun değildir. İlaçların farmakolojik özellikleri ve ticari
isimlerine göre ayırt edilmesi gibi önemli görevlerde yapılacak basit hatalar, insan sağlığını
tehlikeye sokabilecek boyutta sonuçlanabilir. Bu durumda hemşirelerin cezai yükümlülükten
kaçınmaları mümkün olmayacaktır.
Madde 132.Hemşirelerin Görev Yetkileri
(i) Laboratuvarda uzmanların gözlemciliği altında gerekli tahlilleri ve
muayeneleri yapmak ve neticelerini deftere kaydetmekle yükümlüdür.
30
Ülkemizde hemşirelik eğitimi müfredatları, hemşirelere laboratuvar tahlillerinin çalışılması
yönünde herhangi bir beceri kazandırılmamaktadır. Ancak yönetmelik maddesi hemşireleri
eğitimini almadıkları laborantlara ait işeri yapmalarını öngörmektedir.
(h) Ameliyathane hemşireleri ameliyathane teknisyenlerinin bulunmadığı yerlerde onun
görev ve yetkilerini üzerine alırlar.Ayrıca sorumlu görevlisi bulunmadığı hallerde sterilizatör ve
otoklavların bakım ve işletilmesi ile de yükümlüdür şeklinde ifade yer almaktadır.
Bu ve benzeri durumlarda özel eğitim gerektiren başka disipline ait söz konusu işlevleri
yerine getirmeyi reddetme durumu yada işlevlerin uygulanması esnasında oluşacak
kusurlardan hemşirelerin sorumlu olacakları açık. Ancak söz konusu suçun oluşmasında,
hemşireye, eczacı, laborant ve teknisyene ait görevleri yapmasını isteyerek alt yapıyı oluşturan
Sağlık Bakanlığının sorumluluğunun ne olacağı açık değil.

Madde 89.- (1) taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının yada
algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi üç aydan bir yıla kadar hapis
veya adli para cezası ile cezalandırılır.
Acı tartışmalı kavramdır. Sağlık durumu bozulan kişilere tanı tedavi ve bakım amaçlı yapılan
uygulamalarda acı duyulabilir. Hemşirelerin uygulamaları içinde sıklıkla yer alan kas içi yada damar
enjeksiyonu gibi invaziv girişimler sonucu ilgili bölgede acı duyulabilir. Yapılan uygulama sonucu
deri bütünlüğü bozulabilir. Olası sonuçların suç olarak görülmesi diğer sağlık çalışanlarla birlikte
hemşireleri de önemli derecede sıkıntıya sokabilecektir. Bu durumda uygulama öncesi hastaya
işlem hakkında yapılacak açıklamalar ve bilgilendirme ile olası sonuçların hasta tarafından suç
olarak görülerek ihbar edilmesi önlenebilir.

Madde 90. (1) İnsan üzerinde bilimsel deney yapan kişi, bir yıldan üç yıl kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
Söz konusu maddede insan üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel deneyin ceza
sorumluluğu gerektirmemesi için bir dizi koşulların yerine getirilmesini öngörüyor. Sağlık
profesyonellerinin hasta üzerinde yaptıkları bilimsel deneylere hemşireler bir şekilde
katılmaktadırlar. Özellikle hekimler tarafından yapılan tıbbi araştırmaların veri toplama aşamasında
(ilaç uygulamaları yada biyokimyasal testler için kan alınması vb) ya da spesifik uygulamalarda
hemşireler bilerek yada bilmeyerek müdahil olurlar. Bu durumda üzerinde deney yapılan hastalar
kadar hemşirelerin de yapılan çalışmaların amacı konusunda bilgilendirilmeleri ve bilinçli katılımının
sağlanması gerekli olacaktır.Aynı şekilde hasta hakları ve etik açıdan son derece önemli olan bu
konuda hemşirelerin yapılacak deneye destek verme yada vermeme yönünde tercih haklarının
olması gerekmektedir. Geleneksel yaklaşımlarda, hasta üzerinde bir işlemin hemşire tarafından
gerçekleştirilmesi için hekimin yazılı istemde bulunması yeterli olmaktadır. Hatta çoğu kez sözlü
istemlerin yerine getirilmesi söz konusudur. Hemşireler sadece hekim istemini yerine getirerek
farkında olmadan yüzlerce araştırmaya katılmaktadırlar. Söz konusu deneylerden hastanın göreceği
zarar veya ölümü halinde, hemşirelerin hukuksal ve vicdani açıdan sorumlu tutulmamaları için
uygulamadan önce verilen kararları sorgulama haklarını kullanmaları önem arzetmektedir.

Madde 91. (1) Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın kişiden organ alan kimse,
beş yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suç konusunun doku
olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Bu maddeye ilişkin hemşirelerin sorumluluğu bir önceki maddede (Madde 90) açıklandığı
şekli ile geçerli olacaktır. Hemşirenin, hukuken geçerli rızaya dayalı olamadan gerçekleştirilen bir
organ veya doku alma işlemine bilinçli olarak katılması halinde, suça iştirak etmiş ve hatta örgütlü
faaliyetin içinde yer almış sayılacaktır. Maddenin diğer fıkralarında suça ortaklık etmenin hangi
hallerde söz konusu olabileceği açıklanmıştır. (5) . fıkrada hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan
doku veya organın saklanması, nakledilmesi, aşılanması durumunda kişiye iki yıldan beş yıla kadar
hapis cezası öngörmektedir. Özellikle ameliyathane hemşirelerinin bu konuda bilinçli yaklaşımları
önemlidir. Bu konu ile ilgili yakın geçmişte medyaya yansıyan çarpıcı bir örnek vaka kamuoyu
tarafından ilgi ile izlenmiştir. Sperm nakli konusunda etik dışı bir uygulamayı( başkalarına ait
spermlerin izinsiz ve kişinin eşine ait olduğu söylenerek uygulanması) ortaya çıkaran bir
meslektaşımız, uygulamayı yapan kişinin hakkında açtığı davada haklı bulunmuştur. Bu ve benzeri
olaylarda hemşirelerin dikkatli ve bilinçli yaklaşımları hem profesyonel sorumlulukları hem de
hukuki sorumlulukları açısından önemlidir.

Madde 113.-(1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir
davranışla, kamu kurumu faaliyetlerinin yürütülmesine engel olunması halinde,
bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
31
Kamu kurumu niteliğinde tedavi kurumları ve hastanelerde, yirmidört saat süreli hizmet
veren hemşireler, bir yandan hasta bireylerin bakım ve tedavilerini gerçekleştirirken diğer yandan
da hasta sahibi ve refakatçilerin beklentilerini karşılamak durumunda kalmaktadırlar. Güç
koşullarda görevlerini yapmaya çalışan hemşireler, zaman zaman özellikle öfkeli ve bilinçsiz hasta
sahiplerinin müdahaleleri karşı karşıya kalmakta ve bazen bu durum fiziksel şiddete dönüşmekte ya
da işleri engellenmektedir. Söz konusu yasa maddesi, kamu görevinin yürütülmesinin engellenmesi
durumunda fiili işleyenlere bir yıldan üç yıla kadar ceza öngörüyor.

Madde 121.-(1) Kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına
verdiği dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi halinde, fail
hakkında altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur.
Bu madde meslek üyeleri ve yönetici konumundaki hemşireler açısından önemlidir.
Çalışanların özlük hakları veya çeşitli şekillerde uğradıkları mağduriyetlerinin giderilmesi ile ilgili
olarak yetkili makamlara verdikleri yazılı dilekçenin kabul edilmemesinin suç olduğunu bilmeleri ve
bu yönde haklarını aramaları önem kazanmaktadır. Aynı şekilde yönetici konumundaki hemşirelerin
de yasanın bu maddesi ile ilgili sorumlulukları hakkında bilgi sahibi olmaları ve suç oluşturacak
uygulamadan kaçınmaları gerekir.

Madde 125.-(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek
nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya
sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan
iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Mağdurunu gıyabında
hakaretin cezalandırılması için en az üç kişi ile ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
Maddenin üçüncü fıkrasında, hakaretin kamu görevlisine karşı yapılması durumunda
cezanın alt sınırının bir yıldan az olmamasını, beşinci fıkra ise kurul halinde çalışan kamu
görevlilerine, görevlerinden dolayı hakaret edilmesi halinde suçun, kurulu oluşturan üyelere karşı
işlenmiş sayılacağı belirtilmektedir.
Ülkemizde hemşireler günümüze dek, arkalarında güçlü bir meslek örgütü ve yasal
destekten yoksun olarak kamu ve özel sağlık kuruluşlarında görevlerini sürdürmektedirler.
Çalıştıkları kurumlarda mesleki değerleri ve meslek üyelerinin haklarını koruma ve savunmada
yeterince donanımlı ve etkili yönetici hemşirelerin sayıları azdır. Bu durum mesleğin doğasında yer
alan boyun eğmelerle birleştiğinde, karşılaşılan olumsuz davranışlar, çoğu kez suskunlukla
geçiştirilmektedir. Diğer yandan sağlık hizmetlerinin sunumunda önemli yer tutan disiplinler arası
ekip çalışmasının modern yönetim anlayışı içinde ele alınmaması, sağlıksız iletişime ve çatışmalara
yol açmakta. Bu durumdan en çok ekibin etkin bir üyesi olmaktan ziyade üyelere yardımcı statüde
görülen hemşireler mağdur olmaktadırlar. Bu mağduriyet hemşirelerin mesleki işlevlerine
müdahaleden, kişisel hakarete varan onur kırıcı davranışlara kadar uzanmaktadır. Günlük
uygulamalar içinde sayısız örneklerin verilebileceği bu durum son yıllarda araştırmacıların da ilgisini
çekmiştir. Özellikle çalışanları yıldırıcı davranış (mobbing) içinde sayılan, küçük düşürücü nitelikte
söz ya da davranışlar, yetkilere sığınarak yapılan tehditler, haksız suçlamalar ve keyfi görev yeri ya
da statü değişiklikleri benzeri bir çok davranış, kendisini yalnız ve güçsüz hissetme ve işten atılma
korkusu içinde çalışanları boyun eğmeye yöneltmektedir. Haksızlığa uğrama farkındalığına erişmiş
olanların, haklarını aramalarına olanak veren söz konusu maddede, hakaretin, kişinin gıyabında
işlenmesi halinde de aynı ceza öngörülüyor. Ancak cezalandırmanın gerçekleştirilmesi için bu fiile
en az üç kişinin tanık olması koşulu aranıyor.
Madde 135.-(1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren yayan
yada ele geçiren kişi bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kişilerin siyasi felsefi veya dini görüşlerine ırki kökenlerine; hukuka aykırı
olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamların, sağlık durumlarına ve sendikal
bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse yukarıdaki fıkra
hükmüne göre cezalandırılır.
Madde 136.-(1)Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasın veren, yayan
veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Madde 137.-(1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanmak
suretiyle,
b) Belli bir meslek veya sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılır.
Madde 135,136 ve 137 özellikle sağlık personeli açısından dikkat edilmesi önemsenmesi
gereken maddeler. Tanı ve tedavi amaçlı sağlık kurumlarına başvuran kişiler, bu kurumlarda görevli
32
hekim, hemşire ve diğer sağlık profesyonellerine, tanılama prosedürü gereği, özgeçmişleri, ayrıntılı
kimlik bilgileri ve kişilik özelliklerine ilişkin bilgileri aktarmak durumundadırlar. Kişilerin siyasi ve
dini görüşlerinden, cinsel tercihlerine değin edinilen tüm kişisel verilerin hukuk dışı olarak
kaydedilmesi, altı aydan üç yıla kadar, başkalarına verilmesi veya yayılması durumunda ise suçu
işleyen kişiye bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Söz konusu suçun, kamu görevlisi
tarafından görevi kötüye kullanmak suretiyle veya mesleğin sağladığı kolaylıktan yararlanmak
sureti ile işlenmesi halinde ise ceza yarı oranında arttırılıyor.
Bu durumda sağlık personelinin, hastalara ait verileri hukuka aykırı şekilde paylaşmama
konusunda gösterecekleri özen ve dikkati, bilgileri koruma yönünde de aynı şekilde göstermeleri
gerekecektir. Genellikle kişisel bilgiler hasta dosyalarında, dosyalar ise hastalar taburcu oluncaya
kadar servislerde tutulur. Yeterli güvenlik önlemlerinin olmadığı ortamlarda hasta dosyalarının
dışarıya çıkarılması kolayca gerçekleştirilebilir. Bu durumdan genellikle servis güvenliği ve
demirbaşlarının korumakla yükümlü olan kişiler yani hemşireler sorumlu tutulur. Günümüzde bir
çok hastane otomasyon sistemine geçerek, hasta kayıtlarını elektronik ortama taşımaktadır. Bu
durumda bilgisayar kayıtlarının korunması yönünde de gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.

Madde 172.-(1) Bir başkasının sağlığını bozmak amacıyla ve bu amacı
gerçekleştirmeye elverişli olacak surette radyasyona tabi tutan kişi üç yıldan on
beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Söz konusu yasa maddesi alt fıkraları ile radyasyon ünitelerinin güvenliğinin sağlanması
ve kişilerin sağlığının bozulmasına yol açmayacak şekilde gerekli önlemlerin alınmasını öngörüyor.
Hastanelerde radyasyon birimlerinde çalışanları korumak adına bir dizi önlemler, (çalışma süreleri
ve izin hakları, fiili hizmet zammı vb) yasalarla belirlenmiştir. Ancak bu birimlerde çalışan
hemşireler söz konusu haklardan yararlanamamaktadırlar. Çalışan sağlığı ve güvenliğinin
sağlanması ve iş riski yönetimine ilişkin politikaların belirlenmediği kurumlarda çok fazla kişi,
farkında olmadan ya da bilerek radyasyon ışınları ve kimyasal ajanlarla karşı karşıya kalmaktadır.
En yaygın örnek olarak, özel kabinlerde hazırlanması gereken kemoterapik ilaçların, tüm birimlerde
herhangi bir önlem alınmaksızın uygulanması gösterilebilir. Yine girişimsel uygulamaların yapıldığı
birimlerde (Endoskopi, ERCP) ortamın yeterince riskli olmadığı gerekçesi ile gerekli önlemleri
alınması yönünde çalışanların istekleri ve hakları yönetimler tarafından dikkate alınmamaktadır.
Ülkemizde tanı amaçlı görüntüleme merkezi sayıları eczanelerle yarışırcasına artmaktadır. Bu
artışta belli ki yeterince talep ve ticari açıdan tatmin edici bir rantın varlığı etkili olmaktadır.
Ülkemizde ilaç tüketiminde olduğu gibi, tanı yöntemlerinin de ne şekilde kullanılacağına ilişkin bir
standart düzenleme yoktur. BT, MR, gibi gelişmiş tanı yöntemlerine kişilerin yönlendirilmesi hekim
kararı ile yapılmaktadır. Gelişmiş ülkelerde ise bu konuda hekim insiyatifini sınırlayan düzenlemeler
ve denetlemeler söz konusudur. Bu düzenlemelerin temel amacı, sağlam ve hasta kişileri mümkün
olduğunca radyasyonun olumsuz etkilerinden korumaktır. Hastane çalışanları ve hemşirelerin bu
konuda hem kendilerini hem de diğer insanları korumak adına bilinçli yaklaşımları önlemlidir.

Madde 188.- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız ve ruhsata aykırı
olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi on yıldan az olmamak üzere hapis ve
yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(8)Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner,
sağlık memuru, laborant, ebe , hemşire, diş teknisyeni hastabakıcı, sağlık hizmeti
veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi
halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılır.

Madde 190.- (1) Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırmak için;
a. Özel yer,donanım ve malzeme sağlayan,
b. Kullananların yakalanmalarını zorlaştıracak önlemler alan,
c. Kullanma yöntemleri hakkında bilgi veren,
(2) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner,
sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hasta bakıcı, sağlık hizmeti
veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi
halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılır.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen özendiren veya bu
nitelikte yayın yapan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
Ceza Yasasının 188 ve 190. maddeleri sağlık personellerinin isimlerinin tek tek belirtildiği ve
bunlara özel cezaların yer aldığı maddeler olarak dikkat çekmekte. Uyuşturucu ve uyarıcı
maddelerin imal ve ticareti ile ilgili suçların açıklandığı (8 Fıkra) Madde 188’de bu suçun hemşire
ve diğer sağlık personeli tarafından işlenmesi halinde cezanın yarı oranda arttırılması öngörülüyor.
Madde 190’ da ise, madde kullanımını kolaylaştırma, özendirme, bilgilendirme, kullananları koruma
33
gibi durumların suç oluşturduğu ve bu suçu işleyenin sağlık personeli olması durumunda yine
cezanın yarı oranında arttırılmasını öngörüyor.
Sağlık kurumlarında görevli hemşireler, hekim istemine uygun ilaçların temini, korunması ve
hastaya uygulanması, atıkların uygun şekilde imhası ve uygulama sonrası sonuçlarının
gözlenmesine uzanan süreçte önemli sorumluklar üstlenirler. İlaçlara kolay ulaşabilir konumda
olmaları, ilaçların etkileri konusundaki sahip oldukları bilgiler, bu konuyu suistimal etmek
isteyenlerce kaynak kişi olarak seçilmelerine neden olabilir. Bu özelliklerini, kendilerine, hastalara,
yakınlarına ve diğer kişilere zarar verecek şekilde dezavantaja dönüştürmemeleri profesyonel
tutum ve davranışın bir gereğidir. Aksi durumda, meslekten mene kadar uzanan ceza
uygulamaları ile karşı karşıya kalacaklardır.

Madde 210. (1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre ve hamiline
yazılı hisse senedi, tahvil, veya vasiyetname olması halinde resmi belgede
sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(2) Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya
diğer sağlık mesleği mensubu üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.Düzenlenen belgenin kişiye haksız menfaat sağlaması ya da
kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde resmi
belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
Meslek yasasında (6283 Sayılı) hemşirelerin resmi belge düzenleme yönünde yetkileri yer
almamaktadır. Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinde başhemşire, sorumlu hemşire ve
servis hemşirelerinin resmi belge düzenleme niteliğinde sayılacak işlevleri ile ilgili maddeler aşağıda
verilmektedir.( Resmi Gazete :13.Ocak.1983 Sayı:17927)
Madde 129. Başhemşirenin Görev ve Yetkileri
(g). Hemşire ve kendisine bağlı diğer personele ait nöbet ve izin çizelgelerini düzenler ve baştabibe
onaylatır.Bu listelerde sonradan bir değişiklik yapmak gerekirse baştabibe haber verir.
Hemşirelerin çalışma saatlerine ilişkin planlamanın yer aldığı formlar, vardiye listesi, nöbet
çizelgesi vb. isimlerle başhemşire tarafından ( uygulamalarda servis sorumlu hemşireleri
tarafından) düzenlenir ve hemşirelerin görebileceği şekilde servis panolarına asılır. Bu formlar
üstünde yapılacak değişiklikler yönetmeliğe göre başhekimin onayını gerektirmektedir. Nöbet listesi
üzerinde çalışanlar tarafından yapılacak herhangi bir değişiklik, söz konusu TCK maddesine göre
resmi belgede sahtecilik suçuna eşdeğer anlamda sayılacaktır.
Yönetmelikte, hemşirelik hizmetlerinin yönetiminden sorumlu tutulan başhemşirelerin, sınırlı olarak
belirlenen yönetimle ilgili kararlarında bağımsız olmadıkları, görevleri ile ilgili tüm kararlarda
(basit düzenlemelerden karmaşık kararlara değin) başhekimin onayını almak zorunda oldukları
anlaşılmaktadır. Oysa sağlık ekibini oluşturan profesyonel disiplinlerin her birinin, kendi mesleki
eğitimleri, uygulama ve yönetimlerinin, kendi üyeleri tarafından bağımsız olarak yürütmeleri ve
işlevlerini diğer sağlık ekibi üyeleri entegre etmeleri beklenir.
Madde 131. Servis Sorumlu Hemşiresinin Görev ve Yetkileri
(c) Servis demirbaş ve tüketim maddelerini teslim alır. Bunların muhafazası ve yerinde
kullanılmasından sorumludur.
(d) Servisin temizliğini yatan ve çıkan hastaların işlemlerini, hemşire ve diğer hizmetlilerin görev
taksimini ve düzenlemesini bizzat yapar, bunların çalışmalarını denetler,yemek dağıtımının, ilaç
dolabının işlerliğini denetler
(g) Servis istatistiklerini idareye zamanında verilmesini sağlar
Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinde servis sorumlu hemşirelerinin resmi evrakla ilgili
sorumlulukları, demirbaş ve tüketim maddelerinin teslimatı, hasta yatış çıkış işlemleri ve servis
istatistiklerinin yapılması olarak belirtilmektedir. Uygulamada hemşireler, zamanlarının büyük bir
bölümünü söz konusu maddelerde yer alan işlevlerle geçirirler. Aynı zamanda bu işlevler
hemşirelerin en sık sorun yaşadıkları fonksiyonlardır. Servis içinde bir çok disiplin tarafından ortak
kullanılan demirbaş ve tüketim maddelerinin korunmasından hemşireler birinci derecede sorumlu
tutulmaktadırlar. Yeterli güvenlik hizmetlerinin sağlanmadığı çoğu kurumlarda, servislerde oluşan
kayıpların ödentisi hemşireler tarafından yapılmaktadır. Bu kayıplar bilgisayar ve televizyon gibi
araçlardan pahalı ve önemli ilaçlara ve tıbbi malzemelere kadar uzanmaktadır. Bir yandan tedavi
ve bakımlarını sürdürdükleri hastaların güvenliği, diğer yandan tüm demirbaşlar ve servisin
güvenliğinin sağlanması, ‘güven içinde olmayan hemşireler’ tarafından ne ölçüde başarılabilecektir.
Servis sorumlu hemşirelerinin resmi evrakla ilgili diğer sorumlulukları, hasta yatış çıkış işlemleri ve
servis istatistiklerinin tutulması olarak belirlenmiştir. Tümüyle tıbbi dökümantasyon ve sekreterlik
34
bölümü elemanları tarafından yürütülmesi gereken söz konusu işlevler geleneksel anlayış
doğrultusunda, giderek hemşirelerin asli işlevleri arasında yerini almıştır. Öyle ki günümüzde
hemşirelerin poliklinik, arşiv, vezne memuru ya da başhekim sekreteri gibi pozisyonlarda
görevlendirilmeleri olağan sayılmaktadır.
Diğer yandan hastane otomasyon sistemi projesini uygulayan kurumlarda hemşirelerin ‘kayıt
memuru’ görevlerinde beklenen değişiklikleri sağlanamamıştır. Sağlık çalışanlarının tüm girişimsel
uygulamaları ve kullandıkları malzemelerin elektronik ortama aktarılmasını gerektiren otomasyon
sisteminde, hemşireler yine önemli rol üstlenerek, kendi uygulamaları ile birlikte hekimler
tarafından yapılan işlemleri de kaydetmeye devam etmektedirler..
Madde 132. Hemşirelerin Görev ve Yetkileri
...........dereceleri alır, nabız ve teneffüslerini sayar, derece kağıtlarına tresslerini çizerler (nabız
kırmız, ateş siyah, teneffüs mavi kalemle)
b.Hastaların tedavisi için gerekli bütün kayıt ve bakım ve tedavi uygulamalarını meslekleri dahilinde
ve tabiplerin tariflerine göre yapmakla yükümlüdürler.Hastaların ilaçlarını, içten ve dıştan olduğuna
göre bizzat içirir ve tatbik ederler, enjeksiyonları yaparlar ve bunları miktar ve zaman belirterek
kaydedip imzalarlar.
d.Servis acil dolabında bulunan ilaçların..................sarfiyatını özel sarf defterine kaydeder
Hastalara bu dolaptan verilen ilaçlar anında tabelalarına renkli kalemle yazılır.
Hemşirelerin kayıtla ilgili temel sorumlulukları, hastaların günlük yaşam aktivitelerini
sürdürmelerine yardımcı olacak, hastalığa karşı tepkilerini değerlendirecek ve mevcut ve olası
sorun ve gereksinimlerini karşılayacak hemşirelik bakım planlarının yapılması, gerekli girişimlerin
uygulanması ve sonuçların değerlendirilmesi süreçlerinin kaydedilmesidir.
Hastaların tıbbi tanıları doğrultusunda hekim tarafından planlanan tedaviler belirlenen doz ve
sıklıkta hemşireler tarafından uygulanır. Bu süreç geleneksel olarak hasta için önerilen tedavinin
hekim tarafından ilgili dosyaya yazılması ve hemşirenin söz konusu istemi kendi formuna aktarması
ve uygulama sonunda kayıt düşmesi şeklinde gerçekleştirilir. Bu süreçte sıklıkla, hekimlerin günlük
tedavi planlarını düzenli bir şekilde ve zamanında yapmamaları, tedavi değişikliklerinin yazılı olarak
bildirilmemesi ya da istenen ilacın bulunamaması gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır.Hemşirelerin
bakım ve tedaviye ilişkin kayıt uygulamaları kurumlar arasında farklılık göstermektedir. Bazı
durumlarda hemşireler hastaların mağdur olmaması ve zaman kazanmak amacı ile hekimin
sorumluluğunda olan bazı evrakları (hasta tabelaları, reçete kağıdı yada emekli karnelerine) kendi
el yazıları ile doldurmaktadırlar. Yazılan ilaçlarla yada belgelerle ilgili herhangi bir suistimal ortaya
çıktığında ise hemşire de hakimle birlikte soruşturulmakta ve ceza görmektedir. İyi niyet amacı ile
de olsa hemşireler sorumlu olmadıkları belgeler üzerinde işlem yapmamalıdırlar.
Hastaların belirli aralıklarla ateş nabız tansiyon ve solunumuna ilişkin verilerin uygun yöntemlerle
alınıp kaydedilmesi hemşirelerin önemli sorumlulukları arasındadadır. Uygulamalarda söz konusu
kayıtların ölçüm işlemi yapılmadan tahmini olarak yazılması durumu da sahte belge düzenlemekle
eşdeğer sayılabilir. Hastaların genel görünümleri dikkate alınarak varsayılan ölçümlerin
kaydedilmesi aynı zamanda meslek etiği ile de bağdaşmayan bir durumdur.
Birinci basamak sağlık hizmetlerinde görevli hemşireler tarafından kullanılacak resmi belgelerin de
yetki sınırları dahilinde kullanılması önem kazanmaktadır. Gerçeğe aykırı belge düzenlenmesi ve
resmi belgede sahtecilik suçuna bir yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir.

Madde 280 (1) Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile
karşılaşılmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta
gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır
(2) Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabib, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve
sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır.
Söz konusu madde sağlık çalışanlarının mesleki uygulamaları ile suça karışmış kişinin tedavisinin
yapılmasını engelleyecek özellikte. Eski yasada sadece kişiler üstünde işlenen suçların gerekli tıbbi
müdahale ve yardım yapıldıktan sonra bildirimini öngörülmesine karşın, yeni yasa hastanın kendisi
hakkında kovuşturmaya neden olacak suçların da bildirimini zorunlu kılmakta. Bu durumda sağlık
çalışanlarının insan yaşamını öncelikli kılan görevi ile tedavi süresince hastaya ait sırları saklanması
ilkesinin göz ardı edildiği anlaşılmaktadır. Düzenleme bu hali ile Anayasanın 17. maddesine, İnsan
Hakları Evrensel Bildirgesinin 25. maddesinde yer alan her kesin tıbbi bakım hakkına sahip olduğu
hükmüne, Ekonomik Toplumsal ve Kültürel Haklar Uluslar arası sözleşmesinin 12. maddesinde yer
alan her kesin en yüksek bedensel ve ruhsal sağlık standartlarından yararlanması için devletlerin
35
hastalık halinde herkese tıbbi hizmet bakım sağlayacak koşulları yaratma yükümlülüğüne, Avrupa
Toplumsal Antlaşmasının 13. maddesinde yer alan tıbbi yardım hakkının etkin bir biçimde
kullanılmasının sağlanmasına ilişkin düzenlemeye, Birleşmiş Milletler Sağlık Personelinin Rolüne
İlişkin Tıp Ahlakı ilkelerine uymamaktadır.
SONUÇ VE ÖNERİLER:
1. Hemşirelik yasasında yapılan değişikliklerin ilgili yönetmelik ve yönergelere yansıtılarak
hemşirelerin eğitim amaçları ile bağdaşmayan, sayısız çeşitlilikte meslek dışı işlevlerden sorumlu
tutulmamaları önemlidir. Hemşirelerin mesleki rol ve işlevlerinin açıklığa kavuşturulması, meslek
üyelerinin ceza yasası kapsamında sorumluluklarının belirlenmesi açısından da önem
kazanmaktadır.
3.Hemşireler uygulamaları sırasında hata yapmalarına ya da hastaların zarar görmelerine yol
açacak durumları yazılı olarak üst yönetime bildirmeleri halinde, ortaya çıkacak olumsuzluklardan
sorumlu tutulmayacaklardır.
4. Hemşirelerin görev yetki ve sorumlulukları kurumlar arasında farklılık göstermektedir. Bu
farklılıklardan zarar görmemek için söz konusu işlevlere kurumsal protokoller ya da sözleşmelerde
yer verilmesi önem kazanmaktadır.
5. Hemşirelerin yargıya intikal eden dosyalarının incelenmesinde bilirkişi konumunda hemşirelik
örgütünü temsilcisinin Yüksek Sağlık Şurasında yer alması ve temeleğitim ve mezuniyet sonrası
eğitim programlarında hemşireliğin hukuksal boyutuna ilişkin yer verilmesi meslek üyelerinin
mevcut ve olası olumsuz durumlara karşı daha bilinçli davranmalarına yol açacaktır.
Yararlanılan Kaynaklar:
1.Özçelik Z. ve ark. Hemşirelikte Haklar ve Sorumluluklar, Odak Ofset Matbaacılık,Yenişehir Ankara
2006
2. 6283 ve Hemşirelik Yasası 02. Mayıs. 2007 Tarih ve 26510 Sayılı Resmi gazete.
3. 499 sayılı Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği 13. Ocak. 1983 tarih ve 17927 sayılı
Resmi gazetede
4. 5237 Sayılı Yeni Türk Ceza Kanunu Maddeleri
36
37
SÖZEL BİLDİRİLER
[S-01]
Sağlık Yüksekokulu Birinci Sınıf Öğrencilerinin Hemşirelik Mesleği İle İlgili
Görüşlerinin İncelenmesi
Yalçın Hatice, Kahraman Songül
Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulu, Karaman
GİRİŞ: Araştırmanın amacı Selçuk Üniversitesi Karaman SYO birinci sınıfta okumakta olan
öğrencilerin hemşirelik mesleği ile ilgili görüşlerinin değerlendirilmesidir.
YÖNTEM: Araştırma 2006-2007 eğitim-öğretim yılında Selçuk Üniversitesi Karaman SYO birinci
sınıfına kayıt yaptıran 49 öğrenci üzerinde Ekim2006’da yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak
araştırmacılar tarafından oluşturulan bir anket formu kullanılmıştır. Anket formunun birinci
bölümünde öğrencilerin ve ailelerinin sosyodemografik özelliklerine ilişkin sorular; anketin ikinci
bölümünde ise öğrencilerin hemşirelik mesleğine ilişkin görüşlerini belirleyen sorular
bulunmaktadır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS programından yüzde dağılımları ve korelasyon
testleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalamaları 18.2±20.4, %91.2’i normal lise mezunudur. %64.8’i
yurtta kalmakta ve %38.5’i burs almaktadır. Öğrencilerin annelerinin %71’i ve babalarının %59’u
ilkokul mezunudur. Annelerinin %82’i evhanımı, babalarının %27.4’ü emeklidir.Öğrencilerin %67’i
küçük kentte yaşamakta ve %61’inin ailesinin geliri-gidere denktir.Öğrencilerin %74’ü bu okulu
8.tercihten sonra sıralamışlardır. Ailelerinin isteği ile hemşireliği seçme oranı % 41, kendi
tercihleriyle seçme oranı ise % 5’tir. Okula gelmeden önce hemşirelik ile ilgili bilgi alma durumu
%28’dir ve bunların bilgi kaynağı % 61 tanıdıklarıdır. Hemşireliğe % 39’u kısmen olumlu, % 32’i
olumsuz bakmaktadır. % 32’i iş olanakları iyi olduğundan, % 28’i insanlara yardımı sevdiklerinden
hemşireliği seçmişlerdir.
SONUÇ: Elde edilen bulgular sonucunda hemşirelik bölümüne gelen bütün öğrencilere birebir
danışmanlık yapılması, okullarda öğrenci sayısının daha az olmasının sağlanması, hemşirelik
mesleğinin olumlu yönlerini tanıtacak bilimsel çalışmalar yapılması önerilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, meslek, öğrenciler.
Analysing the Judgement of Nursing Students who are Attending First Class
at Health High School About Nursing
Yalçın Hatice, Kahraman Songül
Selcuk University Karaman Health of High School, Karaman
INTRODUCTION: The aim of this research's appreciating the judgement of nursing students who
are attending first class at Selçuk University Karaman Health High School about nursing.
METHOD: This study have been made about 49students who are attending first class at
S.U.Karaman H.H.S on november 2006 ın collecting datas a questionary is used. There's questions
about students’ socio-demographic status and determine the judgement of students about
nursing.At the analysing of datas percentage and correlation tests are used and analyse's made
with using SPSS.
FINDINGS: Mean of students age is 18,2±20.4, 91,2%of students are graduated from standard
high school.64,8%of students are staying at student dormitory and 38,5 %of students are getting
schoolarship. 74 % of them choosed this school after their eigth choise.Choosing nursing job with
the families desire ratio's 41 %,with themselves desire ratio is 5%.Knowing the details of nursing
before begining this school ratio is 28 % and this information source is their familiar people ratio of
61 %. 39 % of them’s ideas about nursing are partially possitive, 32% of them’s are negative. 32
% of them have choosed this job because of the working conditions, 28 % of them have choosed
this job to hepl people.
RESULT: As a result it's suggested;ower the number of students at schools,making scientificial
studies to present possitive parts of nursing.
Keywords: Nursing, profession, students
38
[S-02]
Hemşirelerin Teknoloji Kullanımına İlişkin Tutumları
Avcı Sevcan, Sim Semiha, Yıldız F.gülen, Erdemir Firdevs, Hanoğlu Ziyafet, Akman Arzu
Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Ankara
GİRİŞ: Bugünkü sağlık bakım ortamlarında ve günlük yaşamda teknolojinin kullanımı ve gerekliliği
kaçınılmazdır. Bu durum hemşirelerin tüm rol ve işlevlerinde, karar verme süreçlerinde teknolojiyi
ve bilgi sistemlerini kullanarak verileri ve bilgiyi sentez etmelerini, bu bilgiyi çeşitli süreçlerde
paylaşmalarını zorunlu kılmaktadır. Teknolojinin ve bilgi sistemlerinin etkin olarak kullanılabilmesi
için hemşirelerin bilgi ve bilgisayar okur yazarlık becerilerine yönelik mevcut durumlarının
değerlendirilmesi gerekmektedir.
AMAÇ: Hemşirelerin, teknoloji (bilgisayar, yazılım programları, e-posta, internet) kullanma ve hazır
oluşluk durumları ve teknolojiye ilişkin tutumlarını incelenmektir.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipteki bu çalışmanın evrenini, bir Üniversite Hastanesinde çalışan
248 hemşire, örneklemini 176 hemşire oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında, araştırmacılar
tarafından ilgili literatürden yararlanılarak geliştirilen bir soru formu ve McMahon tarafından
geliştirilen “teknoloji tutum ölçeği” kullanılmıştır.
BULGULAR: Hemşirelerin %92,6’sının günlük yaşamında bilgisayar kullandığı, %61.3’ünün
bilgisayar kullanmayı kendi çabalarıyla öğrendiği, %44.3’ünün evinde, %98.3’ünün çalıştığı ünitede
bilgisayar olduğu belirlenmiştir.
Hemşirelerin %66.7’sinin e-mail adresi olduğu, %76.7’sinin sıklıkla araştırma ve iletişim için
internet kullandığı belirlenmiştir.
Hemşirelerin büyük çoğunluğu teknolojiyi öğrenmenin zaman harcamaya değer olduğu, teknolojiyi
bilmenin/kullanmanın çalışma yaşamında önemli olduğu, teknolojiyi kullanmanın tüm alanlarda bilgi
edinmesini kolaylaştıracağı konusunda görüş belirtmişlerdir.
SONUÇ: Hemşirelerin teknoloji kullanımına ilişkin görüşlerinin olumlu olduğu ancak teknolojiyi
sağlık bakım ortamlarında daha etkin kullanmaya yönelik eğitime gereksinim duydukları sonucuna
varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Bilgi teknolojisi, Bilgisayar, Bilgisayar okur-yazarlığı, Hemşirelik, Teknoloji
The Attitudes Of The Nurses About The Using Technology
Avcı Sevcan, Sim Semiha, Yıldız F.gülen, Erdemir Firdevs, Hanoğlu Ziyafet, Akman Arzu
Department of Nursing, Health Sciences Faculty, Baskent University, Ankara, Turkey
INTRODUCTION: Nowadays at health care establishments and in daily life the importance of
using technology is inevitable. So, nurses have to know how to use it to assess and share the data
for different purposes.
AIM: To describe the status /level of using and readiness to technology (computers, sofware,
programs, e-mail, internet) and their attitudes toward using technology.
METHOD: The universe of this descriptive study is composed of 248 nurses and the sample
included 176 nurses working at an university hospital. Data were collected by using a the
questionnaire form developed by the researchers considering with related literature and
“technological attitude scale” developed in 1997 by McMahon.
FINDINGS: %92.6 of the nurses use a computer in their daily life, %61.3 learned to use a
computer by themselves: %44.3 have a computer at home and %98.3 have computers at work;
%66.7 have e-mail addresses, %76.7 often uses internet for investigation and communication:
Most of the nurses stated that; knowing and learning technology is important at work; using
technology helps getting information at all fields.
CONCLUSION: it is concluded that the views of nurses about using technology is positive but they
need training on using technology at health care establishments more effectively.
Keywords: Computer, Computer literacy, Information Tecnology, Nursing, Tecnology
39
[S-03]
Bir Eğitim Hastanesindeki Hastaların Hemşirelik Hizmetlerinden Memnuniyet
Düzeylerinin İncelenmesi
Demir Yurdanur1, Gürol Arslan Gülşah2, Eşer İsmet1, Khorshid Leyla1
1
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Hemşirelik Esasları Ana Bilim Dalı, İzmir
2
Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Manisa
AMAÇ: Bu çalışma, hastaların hemşirelik hizmetlerine yönelik memnuniyetlerini ve memnuniyeti
etkileyen değişkenleri belirlemek amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın örneklemini, bir eğitim hastanesinde araştırmaya katılmaya
gönüllü 165 hasta oluşturmuştur. Veriler, anket formu ve Demir & Eşer tarafından (2004)
geliştirilmiş “Hemşirelik Hizmetlerinden Memnuniyet Ölçeği” (HHMÖ) kullanılarak toplanmıştır.
BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan hastaların; yaş ortalamasının 51.35±16.28, %54.5’inin
kadın olduğu saptanmıştır. Hastaların; %57.6‘sının 3-7 gün arasında hastanede kaldıkları
saptanmıştır.
Bu çalışmada hastaların toplam memnuniyet puanı 132.48±20.90 olarak bulunmuştur. Hastaların
cinsiyet ve eğitim durumlarına göre puanları açısından anlamlı bir fark bulunmazken (p>0.05), yaş
gruplarına göre hastaların puan ortalamalarının genç yaş grubundaki hastalara göre istatistiksel
olarak anlamlı şekilde yüksek olduğu saptanmıştır (p<0.05). Hastaların daha önce hastaneye
yatma durumu, hastanede kalma günü ve rekakatçısının bulunma durumuna göre memnuniyet
toplam puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır
(p>0.05).
Anahtar Kelimeler: hasta, hemşirelik hizmetleri, memnuniyet
Investigation Of Satisfaction Of Patients' For Nursing Care in A Training
Hospital
Demir Yurdanur1, Gürol Arslan Gülşah2, Eşer İsmet1, Khorshid Leyla1
1
Ege University, School of Nursing, Fundamentals Of Nursing, İzmir
2
Celal Bayar University Health School, Manisa
AIM: This study is done for the satisfaction of patients’ for nursing care and to determine the
varieties which effect the pleasure.
MATERIAL-METHOD: The subjects of the survey are 165 volunters patients. Datas are collected
by using questionnaire from and “Scales of Satisfaction for Nursing Care” which is developed by
Emir & Eşer (in 2004).
FINDINGS: It is determined that the avarage ages of the patients included in research are
51.35±16.28, 54% of them are women. It is determined that 57.6% of patients have stayed in
hospital 3-7 days.
It is found that the total pleasure point is 132.48±20.90 in this study. It has been determined that
according to the patients age, the avarage points are reasonably higher as statistically to the
patients in young ages (p<0.005) whereas there is no reasonable difference among their points in
the sight of their sex and education (p>0.05). It is determined that there is no reasonable
difference as statistically among the avarage of pleasure total point according to the condition and
days that they stay in hospital and if they have a companion or not.
Keywords: patient, nursing care, satisfaction
40
[S-04]
İstanbul İli Sınırları İçerisindeki Hemşirelik Yüksekokulu 1. Ve 4. Sınıf
Öğrencilerinin Kültürel Aktiviteleri Gerçekleştirme Durumu Ve SosyoEkonomik Düzey İle Genel Sağlık Durumu Arasındaki İlişki
Direk Seçil, Tufan Gülden, Altun Uğraş Gülay, Koçaşlı Sema, Akyolcu Neriman, Aksoy Güler
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik YüksekOkulu, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği
Ana BilimDalı, İstanbul, Türkiye
AMAÇ: Çalışma, 2006-2007 eğitim ve öğretim yılında İstanbul ili sınırları içerisindeki hemşirelik
yüksekokulu 1. ve 4. sınıf öğrencilerinin kültürel aktivitelerini gerçekleştirme durumunu ve sosyoekonomik düzeyleri ile genel sağlık durumları arasındaki ilişkiyi belirleme amacıyla tanımlayıcı ve
analitik olarak planlanan araştırma, 630 öğrenci üzerinde yapıldı.
METOD: Veriler, öğrencilerin sosyo-demografik özelliklerine, sosyokültürel aktiviteleri
gerçekleştirme durumuna ve sağlık davranışlarına ilişkin sorulardan oluşan anket formu, Genel
Sağlık Anketi (GSA12), Sosyo-Ekonomik Düzey Belirleme Ölçeği (SED) kullanılarak toplandı.
BULGULAR: Araştırma kapsamındaki öğrencilerin, % 58,1’i (n=366) 1. sınıf öğrencisiydi.
Öğrencilerin % 39’unun (n=246) yurtta yaşadığı, % 58,4’ünün (n=368) burs aldığı, % 53’ünün (n=
336) hobilerini gerçekleştirmede sorun yaşadığı, % 73’ünün (n= 460) bir spor dalı ile ilgilenmediği,
%71’inin (n=446) kendilerini sağlıklı hissettiği belirlendi. Öğrencilerin %36’sının (n=227) orta
SED’de olduğu, % 44,8’inin (n=282) GSA’nden düşük puan aldığı, SED ile GSA puanları
karşılaştırıldığında gruplar arasında anlamlı bir farkın olmadığı saptandı (p>0,05).
SONUÇ: Bu sonuçlar doğrultusunda, üniversite eğitiminde, öğrencilerin varolan sosyal yaşam
davranışlarının desteklenmesi, sosyal yaşamı kısıtlı olan öğrencilerin bu yönde cesaretlendirilmesi,
sosyal aktivite olanaklarının arttırılması, sağlık davranışlarına yönelik ders müfredatının
güncelleştirilmesi önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Öğrenci hemşire, Sosyo-ekonomik düzey, Sağlık
The Relationship Between The Cultural Socialization And Socio-Economic
Levels, And General Health Conditions Of The First And Fourth Students Of
Nursing College In Istanbul
Direk Seçil, Tufan Gülden, Altun Uğraş Gülay, Koçaşlı Sema, Akyolcu Neriman, Aksoy Güler
Istanbul University, Florence Nightingale College of Nursing, Surgical Nursing Department,
Istanbul, Turkey
AIM: The study was conducted on totally 630 first- and fourth-year students of nursing colleges in
Istanbul within the academic year 2006-2007. The main purpose was to determine, in a descriptive
and analytic way, relationship between students’ cultural socialization and socio economic levels,
and their general health conditions.
METHOD: The General Health Questionnaire (GHQ12) and the Socioeconomic Status Scale (SED)
were the tools used to collect the data about the students’ demographic information, their cultural
socialization and their attitudes towards health.
FINDINGS: In the study, %58.1 of the sample, were first-year students. %39 were staying in a
dorm; approximately %58 were receiving scholarships; %53 had problems/limitations on doing
their hobbies; %73 thought that they were healthy. Additionally, %36 fell into the category of
middle socio-economic level whereas 282 students, %44.8 had low scores in GHQ12. When
compared to the scores of these questionnaires, we couldn’t find any statistically significant
differences between the groups.
RESULT: In the light of these results, supporting students to keep their existing social lives,
encouraging students who have problems on their socialization, increasing the number of social
activities and, updating curriculum of the course about students’ attitudes towards health behaviors
during their college education are some issues to be advised.
Keywords: Nursing student, socio-economic level, health
41
[S-05]
Gaziantep Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin
Branşlaşma İle İlgili Düşünceleri
Pehlivan Seda, Uçan Özlem, Çuhadar Döndü, Ovayolu Nimet, Karadaş Zuhal
Gaziantep Üniversitesi Gaziantep Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Araştırma öğrencilerinin branşlaşma ile ilgili düşüncelerinin belirlenmesi amacıyla yapıldı.
YÖNTEM: Çalışmamız, Gaziantep Üniversitesi Sağlık Yüksekokulunda okuyan, çalışmaya katılmaya
istekli 180 öğrenci ile, 5-23 Mart 2007 tarihleri arasında, tanımlayıcı olarak yapıldı. Araştırma
öncesi kurumdan ve öğrencilerden sözlü izin alındı. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik analizi
yapıldı.
BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalamasının 20.7±1.7 yıl olduğu saptandı. %58,3’ü aldığı eğitimin
herhangi bir klinikte çalışmak için yeterli olduğunu, %62,8’i intörnlük eğitiminin branşlaşmaya daha
fazla yarar sağlayacağını belirtti. Öğrencilerin %47,2’si mezuniyet sonrası akademisyen olarak
çalışmak istediğini, %96,6’sı hemşirelikte branşlaşmanın gerekli olduğunu belirtirken, bunların
%39,7’si branşlaşmanın bakımın kalitesinin artması için gerektiğini ifade etmiştir. Öğrencilerin
%58,9’u branşlaşma eğitiminin lisans üstü eğitim düzeyinde olması gerektiğini, %75’i hizmet içi
eğitimin ve %62,8’i sertifika ya da kurs programlarının branşlaşma için yeterli olmadığını belirtti.
Öğrencilerin %21,7’si branşlaşmanın mesleğe olan katkısını “branşlaşma, hemşirenin çalıştığı
alanda daha yeterli olmasını sağlar” olarak ifade etti. Öğrencilerin %93,9’u branşlaşma yapılacak
alanı kişinin seçmesi gerektiğini belirtti.
SONUÇ: Öğrencilerin çoğunluğunun branşlaşmanın gerekli olduğunu, branşlaşmanın yüksek lisans
düzeyinde olması gerektiğini ve branşlaşmanın kişiye çalıştığı alanda daha fazla bilgi ve donanım
sağlayacağını düşündüğü belirlendi.
Anahtar Kelimeler: Branşlaşma, hemşirelik, öğrenci.
The Opinions About Specializing at the Gaziantep University Higher School
of Health Nursing Department Students
Pehlivan Seda, Uçan Özlem, Çuhadar Döndü, Ovayolu Nimet, Karadaş Zuhal
Gaziantep University Higher School of Health
AIM: The study was performed to determine opinions of students about specializing.
METHOD: Our study was performed with 180 volunteer students between 5-23 March 2007 as
descriptive one. Orally permission was obtained from the students and school before the study.
Evaluation of data was done percentage analysis.
RESULTS: The average age of the students were 20.7±1.7 years, 58.3% stated that obtined
education was enough to work in clinic, 62.8% stated that internship education would be helpful to
specializing. 47.2% were willing to work as academician after graduation. While 96.6% of them
stated that specializing in nursing is necessary, 39.7% stated that specializing is required for better
care, 58.9% stated that specializing education should be as bachelar’s degree, 75.0% and 62.8%
throught that internal service education and certificate or course programmers aren’t good enough
for specializing respectively. 21.7% of them described the contribution of specializing to nursing as
“specializing makes the nurse more sufficient in her work area”. 93.9% of them were thinking that
specializing area should be choosen by the students.
CONCLUSION: Most of the students were thinking that specializing is necessary and should be as
a bachelor’s degree. Also specializing the nurse well-informed and sufficient in her work area.
Keywords: Nursing, specializing, student.
42
[S-06]
Huzurevinde Kalan Yaşlıların Fiziksel, Ruhsal Ve Sosyal Yakınmaları Ve
Yaşam Kalitesi İle İlişkisi
İşleyici Pınar(4. Sınıf Öğr.), Akın Belgin (danışman)
S.Ü Konya Sağlık Yüksekokulu- Hemşirelik Bölümü
AMAÇ: Araştırmanın amacı kurumda yaşayan yaşlıların fiziksel, ruhsal ve sosyal yakınmaları ve bu
yakınmaların yaşam kalitesi ile ilişkisini incelemektir.
METOD: Tanımlayıcı türde bir çalışmadır. Araştırmanın çalışma grubu Konya İsmail Işık
Huzurevi’nde kalmakta olan 65 yaş üzeri, iletişim kurabilen ve yatağa bağımlı olmayan 67 yaşlıdır.
Veri toplamada sosyo-demografik özellikler ve yaşlının son dört hafta içindeki yakınmalarını
sorgulayan bir anket formu ve SF-36 yaşam kalitesi ölçeği kullanılmıştır. Veriler araştırmacı
tarafından 26-31 Ocak 2007 tarihleri arasında yaşlılarla yüz yüze görüşülerek toplanmıştır. Verilerin
değerlendirilmesinde ortalama ve yüzde hesaplamaları yanında ilişkisel incelmeler kullanılmıştır.
BULGULAR: Yaşlıların % 76.1’ i erkek, % 32.7’ si okur-yazar değildir. Yaşlıların % 47.8’ inin kronik
hastalığı ve % 95.0’ inin en az bir yakınması vardır ve % 46.3’ ü bu yakınmalarla ilgili tıbbi bir
yardım almamıştır. Yaşlılardaki ortalama yakınma sayısı 6.5±3.0 (ranj 1-12) olarak bulunmuştur.
SONUÇ: En sık yaşanan ilk üç yakınma ise yalnızlık, unutkanlık ve görme sorunudur. Hemşireler
tarafından ele alınarak kontrol edilebilecek bu yakınmalara yönelik girişimler yaşlıların yaşam
kalitesini arttırabilir.
Anahtar Kelimeler: Yaşlı, yakınmalar, yaşam kalitesi, hemşirelik
Physical, Mental And Social Complaints And Quality Of Life Among Elderly
People Living Institution
İşleyici Pınar(4. Sınıf Öğr.), Akın Belgin (danışman)
S.Ü. Konya School of Health-Nursing Department
AIM: The aim of the study was to examine the physical, mental and social complaints and quality
of Life (QoL) of elderly people living institution.
METHOD: This was a descriptive study. The study group was 67 elderly people 65 years and over
who live in Konya İsmail Işık Instıtution, having communicating ability and not being bedbound. A
questionnaire form covering sociodemographic characteristics and the complaints of the eldery for
four weeks periods and SF-36 Quality of Life Scale were used to collect data. Data was collected by
researcher between January 26-31 2007 with face to face interview. Mean and percentage
calculations and inferential statistics were used to assesment for data.
FINDINGS: It was found that, of the elderly 76.1 % were men, 32.7 % were illeteracy, 47.8 %
have chronic ilness and 95.0 % have at least one complaints and have taken no medical help for
these complaints. Mean number of complaints was 6.5±3.0 (range 1-12).
RESULT: The first three complaints that most experienced were loneliness, forgetfulness and
visual problem. The interventions toward these complaints which have been controlled with nurses
may have rise the QoL of elders.
Keywords: Elderly, Complaints, QoL, Nursing
43
[S-07]
Hemşire Öğrenci Kongrelerinde Sunulan Bildirilerin Değerlendirilmesi(20002006)
Uçgun Müjde, Gökçe Arzu, Bayık Temel Ayla, Öztürk Renginar
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilimdalı, İzmir
Hemşire öğrenciler mesleki bilgi becerileri, araştırma makalelerini okuyarak, bilimsel mesleki
toplantılara katılarak ve bilimsel araştırmalara dayalı bir eğitim olarak kazanırlar. Öğrencilerin
araştırma etkinliklerine katılmaları, araştırma ruhu kazanmış profesyoneller olarak yetişmelerini ve
araştırma kullanmalarını sağlar.
AMAÇ: Tanımlayıcı çalışmada 2000-2006 tarihleri arasında düzenlenmiş Hemşire Öğrenci
Kongrelerinde sunulmuş bildirilerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
METOD: Beş Kongre ve bir sempozyum kitabında yer alan 1093 bildiri özeti, gözden geçirilerek,
araştırmacıların özellikleri, bildirinin sunum biçimi (sözel, poster), tipi (kavramsal, araştırma),
konu, denek türü (risk grubu, hasta, sağlam), çalışma alanı (primer, sekonder, tersiyer) ve
araştırma yeri boyutları ile incelenmiştir.
BULGULAR: 1093 bildirinin %39,5' i Hemşirelik Yüksekokullarından, %56,4' ü Sağlık
Yüksekokullarından gönderilmiştir. Bildirilerin %55,2'si poster, %11,42 ü sözel, %16,7' si
kavramsal, %83,3'ü araştırma deseninde hazırlanmıştır. Bildirilerin %90,3' ü öğrenci ve rehber
eğitimci ile birlikte çalışılmıştır. Rehber eğitimcilerin %34,7' si öğretim görevlisidir. Bildirilerin
%32,3' ü toplum sağlığı, %28,5' i hemşirelik bakımı, %19,2'si hemşirelikte araştırma konuları ile
ilgilidir. Çalışmaların %81,2' si birinci basamak sağlık hizmet birimlerinde gerçekleştirilmiştir.
Araştırmaların %31,6' sinde denekler sağlam bireylerdir. Yıllara göre bildiri sayılarındaki artış ve
kongrelere öğrenci katılımı saptanmıştır.
SONUÇ: Bulgular, öğrencilerin araştırmaya duyarlılıklarının, farkındalıklarının ve ilgilerinin giderek
arttığını göstermiştir. Öğrencilere yönelik motivasyon ve destek sürdürülmelidir.
Anahtar Kelimeler: Hemşire öğrenci,Kongre, Bildiri değerlendirme
Assessing Research Presentations at Nurse Students' Congresses(20002006)
Uçgun Müjde, Gökçe Arzu, Bayık Temel Ayla, Öztürk Renginar
Ege University School of Nursing, Public Health Nursing Department İzmir,Turkey
Nurse students gain professional, knowledge and skills by reading, research articles, participating
in scientific meetings and getting a training based on scientific research. Students’ participation in
research activities enables them to be graduated as research minded professionals.
OBJECTİVE: Descriptive study aims to assess the research presentations at National Nurse
Students Congresses (2000- 2006).
METHODS: Researchers reviewed 1093 abstracts (five Congresses, one symposium), categorised
them according the researchers' characteristics, type of presentation ( poster/oral and
conceptual/research design), topics, subjects (risk groups, sick/ healthy), study area
(primary/secondary/tertiary care) and study place.
RESULTS: Among 1093 research presantations, 39.5 % of the researchers were from University
School of Nursing, 56.4 % were from Higher Health School of Nursing. 55.2 % were oral,11.4 %
were poster. 83.3 % of them were prepared in research design, 16.7 % were conceptual. 90.3 %
were prepared by the student and consultant teacher. 32.3 % of the topics were related to public
health matters, 28.5 % were related nursing care. Student nurses were subjects in 31.6 % of the
presentations.
CONCLUSION: Number of presentations and participation increased up year by year. Support and
motivation should be sustained.
Keywords: Nurse student, Congress, Assessing research presentation
44
[S-08]
Üniversite Öğrencilerinde Meme Kanseri Ve Kendi Kendine Meme
Muayenesine İlişkin Akran Ve Grup Eğitiminin Bilgi, Ve Uygulama Sıklığına
Etkisinin İncelenmesi
Karayurt Özgül, Malak Arzu Tuna, Kurşun Şule, Öztürk Gülcan, Ozan Gonca, Bakar Yasemin, Genç
Dudu, Karakaş Ayniye, Didin Özlem, Akpınar Burcu, Yağcan Hande, Yıldızlı Melek
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu
AMAÇ: Kendi kendine meme muayenesi (KKMM) meme kanserini erken tanılanmada önemlidir.
Üniversite öğrencilerinde KKMM'ne ilişkin bilgiyi ve uygulama sıklığını artırmak için farklı eğitim
programlarının etkinliğini incelenmek amacıyla bu araştırma planlanmıştır.
METOD: Araştırma örneklemini, akran eğitimi verilen 98 ve grup eğitimi verilen 34 öğrenci
oluşturmuştur. Akran eğitimini, gönüllü 10 hemşirelik yüksekokulu dördüncü sınıf öğrencisi, grup
eğitimini iki öğretim elemanı yürütmüştür. Eğitim öncesi her iki gruba tanıtıcı özellikler formu,
Maurer’in (1997) geliştirdiği meme kanseri ve KKMM bilgi değerlendirme formu, uygulama formu
uygulanmıştır. Eğitimlerden altı ay sonra bu formlar tekrarlanmıştır. Verilerin analizi bağımlı ve
bağımsız gruplarda t-testi; Mc Nemar testi ile yapılmıştır.
BULGULAR: Hem grup hem de akran eğitimi alan öğrencilerin eğitim öncesi ve eğitimden 6 ay
sonraki bilgi puanları artmıştır, aralarındaki fark anlamlıdır (p=0.000< 0,05). Akran ve grup
eğitimindeki öğrencilerin bilgi puanları arasında anlamlı bir fark yoktur (p=0.489> 0,05).
Hem grup hem de akran eğitimi alanlarda KKMM yapma durumu eğitim öncesi ve 6 ay sonrası
artmıştır ve aralarındaki fark anlamlıdır(p=0.030< 0,05). Akran ve grup eğitimindeki öğrencilerin
KKMM’ni uygulama durumunda fark yoktur (p=0,228>0,05).
SONUÇ: Sonuç olarak; bu çalışma, üniversite öğrencilerinin KKMM bilgi ve uygulamasını artırmaya
yönelik hem grup hem de akran eğitiminin etkili olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Akran Eğitimi,Grup Eğitimi, Kendi Kendine Meme Muayenesi
Inspecting The Effectiveness Of Group And Peer Education In Teaching
Breast Self- Examination To The Unıversity Students
Karayurt Özgül, Malak Arzu Tuna, Kurşun Şule, Öztürk Gülcan, Ozan Gonca, Bakar Yasemin, Genç
Dudu, Karakaş Ayniye, Didin Özlem, Akpınar Burcu, Yağcan Hande, Yıldızlı Melek
Dokuz Eylul University School of Nursing
AIM: This research is planed partially experimental to evaluate the effectiveness of group and peer
education in teaching Breast Self-Examination to the Unıversıty Students.
METHOD: 10 volunteer nursing students as peer educators were given the BSE peer training
programme. With peer educators reached 98 peers (and conveyed the information on BSE in the
university campus ) during the research.
2 researchers were given BSE group training programme. With researchers reached 34 women
students.(Total 132 persons)
The identification forms of the students were filled out by the researcher. Evaluation form for
Regular BSE practice, evaluation form for BSE practice skill and, BSE Knowledge evaluation Forms
developed by Maurer (in 1997) were used during the research and the forms were evaluated of 100
points. “Paired T-Test”, “Student’s T-Test”, “Mc. Nemar Test”, were used to avaluate the out come
of the research.
FINDING: Knowledge and regularly practice of BSE among all students increased in 6 months.
RESULT: As a result; we can say that peer and group education was an effective method in
teaching Breast Self Examination to students.
Keywords: Peer Education, Group Education,Breast Self Examination
45
[S-09]
Ziyaret Kasabasındaki annelerin paraziter hastalıklar hakkındaki bilgi düzeyi
Karaca Nurdan Öğretim Görevlisi, Akseki Hilal Öğrenci, Günay Suzan Öğrenci, Yurtbay Fidan
Öğrenci, Hacıoğlu Neslihan Öğrenci, Acet Ebru Öğrenci
Amasya Ünivsersitesi Sağlık Yüksek Okulu
GİRİŞ:Kamoyu anketini Amasya Üniveristesi SYO ikinci sınıf öğrencileri Ziyaret kasabasındaki
annelerin paraziter hastalıklar hakkındaki bilgi düzeylerini ölçmek için o6.04.07 tarihinde
yapmışlardır.
AMAÇ: Ziyaret kasabasındaki annelerin yaş ve eğitim durumlarına göre paraziter hastalıkların
belirti,bulgu ve korunma yolları hakkındaki bilgilerini ölçmek amaçlanmıştır.
ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ:Çalışma,Ziyaret Kasabasındaki annelerin yaklaşık %50'si olan 236 kişiyle
anket yöntemiyle görüşülerek yapılmıştır.Denekler tesadüfi yöntemle seçilmiştir.Veriler tablolara ve
grafiklere aktarılmış,ilgili sorulara ilişkin çapraz tablolar hazırlanmış ve yüzdesel yöntemle analiz
yapılmıştır.
BULGULAR: Annelerin %87.9'u ilkokul mezunu ve bu annelerin %84.9'u 34-41 yaşlarında
iken,ortaokul ve lise mezunlarının çoğu 18-33 yaşlarındadır.Paraziter hastalıklar,''yıkanmamış
sebze-meyvelerle geçer'' diyenler %41.9'dur.El temziliğinin bulaşmada rolü olduğunu düşünenlerin
%92.8'i dışardan geldiğinde ellerini yıkamakta ve %94.9'uçocuklarına da ellerini
yıkatmaktadır.Annelerin %64'ü çocuklarında paraziter hastalık olduğuna,poposunu ve burnunu
kaşımasıyla farketmektedir.
SONUÇ: Yapılan literatür taramasına göre Amasya'nın nüfusu 2000 yılı itibariyle 74393,tespit
edilen paraziter hastalık sayısı 3168'dir.Ziyaret kasabası nüfusu 2006 sağlık ocağı E.T.F. sonucuna
göre 3291,hastalık sayısı 35'tir.Nüfusa göre oranladığımız zaman Amasya'da hastalık oranı %4.2
iken Ziyaret kasabasında %1.06'dır bu değerleere bakarak annelerin bilgi düzeylerinin yüksek
olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: hastalık,bulaşıcı,parazit,bulaşma,belirti
The knowledge level of mothers in Ziyaret village on the parasite diseases
Karaca Nurdan Öğretim Görevlisi, Akseki Hilal Öğrenci, Günay Suzan Öğrenci, Yurtbay Fidan
Öğrenci, Hacıoğlu Neslihan Öğrenci, Acet Ebru Öğrenci
Amasya Higer School of Health Students
INTRADUCTION: This quastionaire was carried out on 6th April, 2007in Ziyaret village to
determine the knowledge level of mothers about the parasite diseases by higher school of healty
students
AIM: To find out the knowledge of mothers according to their age and education about the
symptams and findings of the parasite diseases and the ways of preventation from them
METHODS: The study was carried out on 236 mothers, half of 50%, by using interview. The
semples were chosen randomly. The obtained data is shown in tables and graphics. The cross
tables are prepared for related questions and the questions were analysed.
FINDINGS: 87,9%of the mothers are gradmated from primary school.Their age is between 34-41.
The age of women is between 18-33 who finished secondry or high schools. 41,9% of them
claimend that the parasite diseases are caused by unwashed fruit and vegetables. 92,8% of them
said that hand washing has an important role on spreading and they wash their hand when they
arrive home. 94,9% of them have their children washed their hands
CONCLUSION: when it's compared about population it was 4,2% in the city center whereas
1,06% in the village. It's clear that their knowledge level of mothers is high.
Keywords: illness,contagious,parasite,disease,symptom
46
[S-10]
Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin Üniversite
Ortamında Sosyal Faaliyetlere Katılma İle İlgili Görüşleri ve Uygulamaları
Yoldaş Gülistan, Çevik Elif
Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Ankara
AMAÇ: Hemşirelik eğitiminin başta gelen amaçlarından birisi kendine değer veren, öz güvenleri
yüksek, insan ilişkileri iyi, işlevlerini yerine getirmede atılgan meslek üyeleri yetiştirmektir. Eğitim
sonrası hemşirelerden iyi bilgi ile donanmış olmalarının yanı sıra, liderlik, araştırma, kendini ifade
edebilme ve etkin iletişim kurabilme becerilerine sahip olmaları beklenmektedir. Bu becerilerin
gelişmesinde üniversite ortamında sosyal faaliyetlere katılmanın önemi büyüktür. Araştırma,
hemşirelik öğrencilerinin üniversite ortamında sosyal faaliyetlere katılmaları ile ilgili görüş ve
uygulamalarını saptamak amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
METOD: Araştırma kapsamına Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu’nda, öğrenim gören
214 öğrenci alınmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan veri toplama formu ile
öğrencilerle yüzyüze görüşme yöntemiyle toplanmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalamalarının 22, %57.94’ünün annesinin ilkokul mezunu,
%89’unun annesinin ev hanımı, %31,77’sinin babasının emekli, %43.5’inin babasının ilkokul
mezunu, %50’sinin en uzun yaşadığı yerin ilçe olduğu saptanmıştır. Sosyal faaliyetin tanımı
sorulduğunda %75.70’i sinema, tiyatro, bale vb.’ye gitmek olarak tanımlamıştır. Sosyal faaliyetlere
katılma nedeni (%16.82) olarak en fazla ‘arkadaş çevremi genişletmek için’ yanıtı alınmıştır.
%23.36’sı sosyal faaliyetlere katılmama nedeni olarak vaktinin olmamasını bildirmiştir. %33.17’si
sosyal faaliyetlere katılmanın stresi uzaklaştırmaya yaradığını ancak %71.02’si derslerin
yoğunluğunun sosyal faaliyetlere katılmayı engellediğini belirtmiştir.
SONUÇ: Bu veriler doğrultusunda; hemşirelik ders programının öğrencilerin sosyal faaliyetlere
katılabilmelerini sağlayacak şekilde düzenlenmesi ve sosyal faaliyetlerinin duyurulması için ilan
panolarının etkin bir şekilde kullanılması önerilmiştir.
Anahtar Kelimeler: hemşirelik, öğrenci, sosyal faaliyet
Opinions of Students In The School Of Nursing, Hacettepe University, About
Participation İn Social Activities İn University And Their İmplementations
Yoldaş Gülistan, Çevik Elif
Hacettepe University School of Nursing, Ankara, Turkey
AIM: After education, nurses are expected to have skills in leadership, researching, expressing
themselves clearly and active communication as well as being equipped with knowledge. Joining
social activities in university has great importance to improve these skills. The study has been
carried out as a determinant in order to determine views of nursing students about participation in
social activities and their implementations.
METHOD: The study has included 214 students educated in the school of Nursing, Hacettepe
University.
RESULTS: Results of the study show that average age of them is 22, mothers of 57.94% of them
are graduated from elementary school, fathers of 43.5 of students are graduated from elementary
school. The place where 50% of them have lived longest is town. When the definition of social
activity was asked, 75.70% of them answered, it is going to theatre, cinema, ballet. Goal of
making more friends was showed as the reason of joining to social activities at most (16.82%).
23.36% of them showed lack of time as their excuse not to participate in social activities. While
33.17% of them said that joining activities helps people get rid of stress, 71.02% of students
expressed that their intensive training programme hinders them from participation.
Keywords: nursing, student, social activity
47
[S-11]
Türkiye’de Bologna Sürecindeki Hemşirelik Eğitimi
Uzelli Derya, Ünsal Atan Şenay, Sevil Ümran
Ege Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir
Avrupa eğitim bakanları, Avrupa Yüksek Eğitim Arenasının işlevi için temel oluşturmak ve Avrupa
yüksek eğitim sistemini teşvik etmek için Bologna’da (1999) toplanmıştır. Bologna deklarasyonun
da, bu toplantının bir sonucu olarak altı amaç belirlenmiştir. Bu amaçlar; a) akademik
derecelendirme sistemini benimseme, b) lisans ve lisansüstünü içeren iki dereceli bir sistemin
uygulanmasının benimseme, c) üniversiteler arasında ortak bir kredi sistemi oluşturulması (Avrupa
Kredi Transfer Sistemi-European Credit Transfer System- ECTS), d) öğrenci ve öğretim üyesi
dolaşımının teşvik edilmesi, e) kalite güvencesinde işbirliğinin teşvik edilmesi, f) yükseköğretimde
Avrupa boyutunun kazandırılmasınıdır.
Bu makalede, Avrupa’da eğitim bakanları tarafından 1999 imzalanmış, Bologna deklarasyonu yapısı
içinde Avrupa bölgesinde hemşirelik eğitiminde değişim ve Tuning projesi gözden geçirilmiştir.
Ayrıca Türkiye’de hemşirelik eğitiminde değişim (Socrates II “genel eğitim programı”, Leonardo da
Vinci “mesleki eğitim programı” ve gençlik programları) ve bu sürecin hemşire öğrencilere
kazandırdıkları tartışılmıştır.
Hemşirelik eğitimindeki değişim, akademik diplomanın kabulünün, hemşirelik eğitiminde
profesyonelliğin, uygulamada mezuniyet yeterliliğinin, daha fazla kariyer gelişimi için mastır ve
doktora programlarının geliştirilmesinin teşvik edilmesini sağlayacaktır.
Anahtar Kelimeler: Bologna Deklarasyonu, Hemşirelik, Hemşirelik eğitimi
Nursing Education in The Bologna Process in Turkey
Uzelli Derya, Ünsal Atan Şenay, Sevil Ümran
Ege University, School of Nursing, Izmir
European education ministers met in Bologna (1999) to establish the basis for a functioning the
European Higher Education Area (EHEA) and to promote the European System of Higher Education.
The Bologna Declaration as a product of that meeting had six objectives. This objectives; (a) adopt
a system of academic degrees, (b) adopt a system based on two degrees cycles including the
undergraduate and master, (c) establish the European Credit Transfer System (ECTS) between
university; (d) promote the mobility of students, teachers, and researchers; (e) promote
cooperation in quality assurance; and (f) promote European dimensions in higher education.
In this article, to provide an overview of changes in nursing education in the European Union (EU)
within the framework of the Bologna Declaration, signed in 1999 by the European ministers of
education and Tuning project, and to discuss changes nursing education (Socrates II “general
education program”, Leonardo da Vinci “professional education program” and young programs) in
Turkey and gains to nursing students of this process.
These changes will promote enhanced academic degree, professionalism in nursing education, and
graduates’ competencies in practice and master’s and doctoral programs for further career
development.
Keywords: The Bologna Declaration, Nursing, Nursing education
48
[S-12]
GATA hemşirelik yüksek okulu öğrencileri ile mezun hemşirelerin hemşirelik
örgütlerine ilişkin görüşleri
Demirel Fatma, Vural Eda, Ünver Vesile
Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Hemşirelik Yüksek Okulu, Ankara
AMAÇ: Bu çalışma, GATA HYO öğrencilerinin ve GATA’de çalışan hemşirelerin hemşirelikte
örgütlenmeyle ilgili bilgi ve görüşlerinin değerlendirilmesi amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır.
METOD: Araştırma kapsamına, 2007-2008 eğitim-öğretim yılında öğrenim gören 120 GATA HYO
öğrencileri ile, GATA’nin çeşitli kliniklerinde çalışan araştırmaya katılmaya istekli 90 hemşire dahil
edilmiştir. Çalışma 1 Mart-30 Nisan 2007 tarihleri arasında yapılmıştır.
Veri toplamak amacıyla araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu kullanılmıştır. Anket formu
2 bölümden oluşmuştur. Birinci bölüm katılımcıların demografik verilerini, ikinci bölüm ise,
hemşirelikte örgütlenmeye yönelik katılımcıların görüşlerini belirleyen 17 maddeden oluşmuştur.
İkinci bölümdeki sorulara katılımcılar; katılmıyorum, kararsızım, kısmen katılıyorum, katılıyorum
şeklinde cevaplamışlardır. Veriler SPSS 11.0 for Windows paket programında sayı, yüzde ve ki kare
testi kullanılarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 20,36±1,187, hemşirelerin
28,09±5,423’tür. Hemşirelerin toplam hemşirelik deneyimi 7,42±6,20 (min:1-max:25)’dur.
Öğrencilerin 57(%47)’si Anadolu lisesi, 48(%40)’si süper lise, hemşirelerin 2(%2,2)’si yüksek lisans
ve üzeri, 50(%55,6)’sı hemşirelik yüksek okulu mezunudur. Hemşirelerin 72(%80)’i klinik,
12(%13,3)’ü poliklinik, 4(%4,4)’ü yoğun bakım hemşiresidir. Hemşirelerin 67 (%74,4)’si dahili
birimler, 19 (%21,1)’u cerrahi birimlerde çalışmaktadır. Katılımcıların tamamı hemşirelikle ilgili
herhangi bir derneğe veya örgüte üye değildir. Mezun hemşireler ile öğrenci hemşirelerin mesleki
örgütlenmeye ilişkin görüşlerini değerlendiren 17 madde karşılaştırıldığında, Madde1-2-3-4-5-6-78-9-16-17 arasında istatistiksel olarak fark bulunmamıştır(p>0,05). Madde 10-11-12-13-14-15
arasında istatistiksel olarak fark bulunmuştur(p<0,05).
Anahtar Kelimeler: ---
The opinions about GATA nursery academy and the nursery organization of
the graduate students
Demirel Fatma, Vural Eda, Ünver Vesile
Gulhane Military Medical Academy, School of Nursing, Ankara, Turkey
AIM: This work was planned as descriptive with the aim of the evaluating the information and
ideas of GATA HYO students and the nurses who work in GATA about organization in nursery
METHOD: 120 GATA HYO students that study between 2007_2008 education_ teaching year and
90 nurses working in the various clinic of GATA who are volunteer to attend to this research are
included to the research
The questionnaire form consists two parts. The first part consists the demographic data of the
participants and the second part consists seventeen items which determine the ideas of
participants about the organization in nursery.
FINDINGS: Students average age is 20.36_ 1.187, nurses average age is 28.09_5.423. Total
nurses experience is 7.42_5.30. 47 of students (47 %) are graduated from Anatolian High School.
50 of them ( 55,6 %) are graduated from the nursery academy.
72 of nurses (80 %) are clinic nurse, 20 of them (13,3 %) are out patients’ clinic nurse and four of
them (4.4 %) are intensive care nurses. All of the participants are not member of any association
and organization about nursery. Among the item 10-11-12-13-14-15 are found statistically.
Keywords: ---
49
[S-13]
Hemşire Öğrencilerin Kariyer Planlarken Önem Verdikleri Konular
Çavuş Hatice, Doğan Berna, Doğan Aysun, Dinç Didem, Yıldırım Dilek
Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü
AMAÇ: İnsanlar yaşamlarının büyük kısmını çalışarak geçirdiğinden, iş onlar için yaşamsal bir
faktördür. Kariyer planlamada temel sorumlu kişinin kendisidir. Hemşire öğrenciler çalışma
hayatlarında daha mutlu ve daha verimli çalışabilmeleri için, gelecekte kendilerini neyin beklediğini
ve çalışma hayatında kendilerini nerede görmek istediklerini bilerek, kariyerlerine yön verebilirler.
Araştırma, hemşire öğrencilerin mezuniyet sonrası çalışma hayatlarında kariyerlerini planlarken
önem verdikleri konuların belirlenmesi amacıyla planlanmıştır.
METOD: Araştırmanın evrenini Ankara ilinde, üniversite düzeyinde eğitim veren hemşirelik okulları
oluşturmuştur. Her hangi bir örnekleme gidilmeden araştırmaya tüm okullar dahil edilmiştir.Veri
toplama aracı iki bölümden oluşmuştur. İlk bölümde öğrencilerin demografik bilgileri alınmış, ikinci
bölümde ise gelecekte çalışmayı planladıkları kurumlarda önem verilen konular sorulmuştur.
BULGULAR: Araştırmaya 447 öğrenci katılmış olup, öğrencilerin %34’ü Hacettepe Üniversitesinde,
%31’i Başkent Üniversitesinde öğrenimlerine devam etmektedir. Öğrencilerin %39’u birinci sınıf
olup, %49’unun başarı durumu iyidir. Öğrencilerin %47’si hemşirelik okulunu isteyerek
seçmemiştir, ancak %77’si başka bir okulda okumayı istemeyip hemşireliği sevdiğini belirtmiştir.
Öğrencilerin %46’sı mezun olunca hastanede hemşire olarak ve %32’si de üniversitede öğretim
elemanı olarak çalışmak istemektedir. Öğrencilere çalışma alanlarında önem verdikleri konular
sorulduğunda; ilk sırada “kuruma oryantasyon ve eğitim imkanlarının olması”, ikinci sırada “işte
terfi edebilme imkanının olması” ve üçüncü sırada ise “yaptığı işi sevmesinin” önemli olduğu
belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: öğrenci hemşire, kariyer planlama, kariyer
Topics that Nursing Students Give Importance to When Career Planning
Çavuş Hatice, Doğan Berna, Doğan Aysun, Dinç Didem, Yıldırım Dilek
Health Science Faculty, Nursing Department, Baskent University, Ankara/Turkey
AIM: For nursing students to be able to have happier and more productive work lives knowing
what they are expecting of themselves in the future, where they want to be in their work lives can
give direction to their careers
METHOD: This research was planned for the purpose of determining topics that nursing students
give importance to when planning their careers in their post-graduation work lives
The research population was comprised of university nursing schools in Ankara province No
sampling was done, all schools were included in the research The data collection tool had two
sections.
FINDINGS: In the first section the students' demographic information was obtained In the second
section they were asked what topics about the institutions where they planned to work in the
future were important to them Of the 447 students who participated in the research 34% were at
Hacettepe University After graduation 46% of the students want to work as a nurse and 32% want
to work as an instructor at a university. When the students were asked what areas of work were
important to them the first most common response was orientation to the facility and educational
opportunities, followed in second by, opportunities for promotion at work.
Keywords: nursing student, career planning, career
50
[S-14]
Bir Devlet Üniversitesinde Okuyan Hemşirelik Öğrencilerinin Problem Çözme
Becerileri Ve Yaratıcılık Düzeylerinin Belirlenmesi
Ergün Yasemin, Öz Esra, Açıl Ayşegül
Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu
GİRİŞ: Hasta bakımı, ekip çalışması ve yönetimle ilgili sorunlar gibi çeşitli ve karmaşık durumlarla
karşılaşan hemşirelerden sorunları etkili bir şekilde çözmeleri beklenmektedir.. Bu nedenle hızlı ve
doğru kararlar alınması ve uygulanması gereken tüm mesleklerde olduğu gibi hemşirelikte de
“yaratıcı problem çözme” büyük önem taşımaktadır.
Hemşire öğrenciler, kişisel yaratıcılıklarını arttırmayı ve nedenleri sorgulayan profesyoneller olmayı
hedeflemelidir.
METOD: Araştırmamızın evreni 2006 -2007 eğitim yılında bir devlet üniversitesi hemşirelik yüksek
okulunda eğitime devam eden 378 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırma örneklemine ulaşabildiğimiz
ve çalışmaya katılmaya istekli olan öğrenciler alınmıştır (n = 201).
Yaratıcılık ve problem çözme hakkındaki kaynaklar incelenerek bir anket formu oluşturulmuştur.
Anket formu, öğrencilerin tanıtıcı özelliklerini, problem çözme ve yaratıcılığı etkilediği düşünülen 17
soruluk bilgi formu, öğrencilerin problem çözme becerilerini ölçen 35 maddelik problem çözme
envanteri, yaratıcılık düzeylerini belirleyen 50 maddelik yaratıcılık envanterinden oluşmaktadır.
Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemler, parametrik ve non parametrik testler
kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamalarının 20.99±1.73 olduğu,%33.8 inin
3.sınıfta okuduğu, %36.3 ünün normal lise mezunu olduğu, %12.9 unun bir işte çalıştığı
saptanmıştır. Öğrencilerin problem çözme becerilerinin orta düzeyde, yaratıcılık puanlarının ise
düşük düzeyde olduğu belirlenmiştir.
SONUÇ: Bu sonuçlara göre öğrenci hemşireler karşılaştıkları sorunları çözebilmeleri için yaratıcılık
ve problem çözebilme konusunda desteklenmelidirler.
Anahtar Kelimeler: problem çözme becerileri, yaratıcılık, yaratıcılık becerileri
Determining the Problem Solving Skills and Creativity Levels of The
Students at a State University, College of Nursing
Ergün Yasemin, Öz Esra, Açıl Ayşegül
Marmara University College of Nursing
INTRODUCTION: The nurses, who encounter various problems of patient care, teamwork and
management, are expected to solve these problems efficiently. Therefore “creative problem
solving” is very important in nursing. The prospective nurses should aim to become creative
professionals who question reasons.
METHOD: Our universe of survey consisted of 378 students who continue their study in the
nursing department of a state university in 2006-2007 semester. The sampling of the study was
formed with willing students. (n = 201).
A questionnaire was developed through analysing the sources of creativity and problem solving. It
included an information form of 17 questions concerning the demographic characteristics of the
students and inventories of problem solving and creativity.
Descriptive statistical methods, parametric and nonparametric tests were used for data analysis.
FINDINGS: The average age of students in the survey is 20.99 ± 1.73; % 33.8 of them are in 3rd
grade, %36.3 of them are the graduates of general high schools and %12.9 of them work. We
realized that their ability of problem solving is average and their creativity skills are low.
CONCLUSION: In conclusion, we should support the student nurses in the areas of creativity and
problem solving to enable them to handle the difficulties they may encounter.
Keywords: nursing student, skills of problem solving, skills of creativity
51
[S-15]
Gazetelerde Hemşirelik İmajı
Uzelli Derya, İnan Serap, Çakmak Nurcan, Bildiren Özlem, Özkalay Füsun, Ünsal Atan Şenay, Er
Sezer, Şen Selma, Şirin Ahsen
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir, Türkiye
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, yazılı basında yer alan hemşirelerin toplumsal imajını incelemektir.
YÖNTEM: Tanımlayıcı türde bir kayıt araştırması özelliği taşıyan bu çalışma kapsamına; 2003-2006
yılları arasındaki tirajı en yüksek olan Hürriyet, Milliyet ve Sabah gazeteleri alınmıştır. Araştırmanın
evrenini 4380 gazete oluşturmuş, örneklem yöntemine gidilmeden dört yılda yayınlanan 4380
gazete incelenmiştir.
BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan üç gazetede hemşirelik ile ilgili 430 habere ulaşılmıştır.
Yayınlanan haberlerin; %13.3’ünde iyi hemşire, %11.2’sinde kötü hemşire sıfatları kullanıldığı
bulunmuştur. Hemşirelikle ilgili haberlerin, %17.9’unun hemşirelere yönelik uygulanan şiddetle ilgili
olduğu, şiddet türünün %40.2’sinin fiziksel şiddet olduğu bulunmuştur. Şiddetin, %12.9’unun
eşinden, % 9.2’inin ise hasta yakınından hemşireye uygulandığı, %15.6’sının tecavüz, %14.3’ünün
ise hakaret şeklinde olduğu saptanmıştır. Ayrıca haberlerin, %9.1’inin uygulama hataları ile ilgili
olduğu, %38.5’inin yanlış uygulama ile ilgili olduğu saptanmıştır.
SONUÇ: Dünyada ve yurdumuzda gerek toplum, gerekse medyada pozitif hemşirelik imajının
oluşturulmasında sıkıntılar görülmektedir. Bu sıkıntıların aşılmasında hemşirelere ve medyaya
önemli sorumluluklar düşmektedir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, hemşirelik imajı, medya
Nursing Image In Newspapers
Uzelli Derya, İnan Serap, Çakmak Nurcan, Bildiren Özlem, Özkalay Füsun, Ünsal Atan Şenay, Er
Sezer, Şen Selma, Şirin Ahsen
Ege University School of Nursing, Izmir, Turkey
OBJECTIVES: The aim of this study is to investigate the social image of the nurses involved in the
print-media.
METHODS: The scope of this study which possesses a descriptive type of record-review character
comprised of Hurriyet, Milliyet and Sabah newspapers that have the highest circulation between
the years of 2003–2006. Totally 4380 newspapers published during a four-year period have been
reviewed without using any sampling method.
FINDINGS: Related to nursing 430 news were found in three newspapers included in the scope of
research. In the news published various attributions have been used; “good nurse” in 13.3%, “bad
nurse” in 11.2%. Of the news related to the nursing 1.79% were concerned with the violence used
against nurses, 40.2% were physical. 12.9% of the violence came from spouse, 9.2% from
patient’s relatives and 15.6% of them were attack in nature and 14.3% were insult. In addition, it
was determined that 56.6% of the news were related to application errors and 38.5% were related
to misapplications.
CONCLUSION: In the world and in our country certain difficulties are being experienced in forming
a positive nursing image in both the community and the media. Nurses and media have significant
responsibilities in overcoming these difficulties.
Keywords: Nursing, nursing image, media
52
[S-16]
Hemşirelerin Mesleki Örgütlere Ve Profesyonel Etkinliklere İlişkin
Görüşlerinin Ve Katılım Düzeylerinin İncelenmesi
Şengün Nazik1, Sucu Gülten2
1
2
Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu 4. Sınıf öğrencisi
Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu Cerrahi Hastalıkları Anabilim Dalı
AMAÇ: Bu araştırma, çalışan hemşirelerin mesleki örgütlere ve profesyonel etkinliklere ilişkin
görüşlerinin ve katılım düzeylerinin incelenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
METOD: Araştırmanın evrenini, araştırmaya katılmayı kabul eden 324 hemşire oluşturmuştur.
Araştırmanın yapılabilmesi için hastanelerden yazılı izin, hemşirelerden sözlü izin alınmıştır.
Araştırmanın verileri, 26 soruluk anket formu kullanılarak toplanmıştır. Verilerinin değerlendirilmesi
SPSS (13.0) programında; sayı, yüzde ve ki-kare testleri kullanılarak yapılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan hemşirelerin %72.8(236)’i servis hemşiresi, %17.9(58)’u
poliklinik hemşiresi olup, yaş ortalamaları 32.27±5.6’dır. Katılımcıların mesleki örgütlere üyelikleri
incelendiğinde; %19.8(64)’inin üye olduğu, %79.6(258)’sının üye olmadığı, mesleki örgütlere üye
olmama nedenleri incelendiğinde %50.9(165)’unun vakit ayıramadığı, %18.2(59)’sinin mesleki
örgütleri tanımadığı bulunmuştur. Hemşirelerin %60.2(195)’sinin sendikaya üye olmadığı,
%38.9(126)’unun üye olduğu, üye olma sebepleri incelendiğinde %33.6(109)’sının sendikaya üye
olmanın özlük haklarının korunması ve iyileştirilmesinde faydası olacağını düşündükleri
saptanmıştır. Hemşirelerin profesyonel etkinliklere katılımı incelendiğinde %16.0(52)’sının
hemşirelik yayınlarını izlediği, %27.5(89)’inin kongre, sempozyum gibi etkinliklere, %10.2(33)’sinin
de konferans, seminer gibi etkinliklere katıldığı bulunmuştur. Hemşirelerin eğitim düzeyi ile
hemşirelik yayını izleme (X2 = 18.530,p= 0.00), sendikaya üyelik (X2 =10.659,p=0.01), kongreye
katılım durumları (X2 =8.843,p=0.03) arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı (p<0.05)
bulunmuştur.
SONUÇ: Araştırmaya katılan hemşirelerin mesleki örgütlere ve profesyonel etkinliklere katılımın
yeterli olmadığı saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, mesleki örgütlenme, profesyonel etkinlik
Examination Of Nurses’ Opinions And Participation In Professional
Organizations And Activities
Şengün Nazik1, Sucu Gülten2
1
AKDENİZ UNIVERSITY SCHOOL OF HEALTH; GRADE 4 STUDENT
2
AKDENİZ UNIVERSITY SCHOOL OF HEALTH, DEPARTMENT OF SURGICAL DISEASES NURSING
AIM: This descriptive study was done to examine nurses’ opinions and participation in professional
organization and activities.
METHOD: The study sample was 324 nurses. Permission was obtained for study from hospitals
and nurses. The questionnaire had 26 questions. Data has been prepared at supported by
literature. The analysis of data was made by SPSS 13.0. The data was evaluated by analysis of
numbers, percentages, and chi-square test.
FINDIGNS: In this study the average age of nurses’ is 32.27±5.6. 72.8% (236) of the participants
were clinic nurses, 17.9% (58) were polyclinic nurses. While 19.8% (64) of the participating nurses
were members of professional organizations, 79.6 % (258) were not members of any organization.
The reason for not being members of a professional organizations were lack of time 50.9% (165)
and lack of knowledge on professional organizations in 18.2% (59) of the non-member
participants. 60.2% (195) of the study subjects were not members of the unions, while only 38.9%
(126) were members of the unions. The reason for being a member of the union was the protection
of job-related rights and their improvement (33.6% (109)). It was found that 16.0% (52) of nurses
followed nursing publication, 27.5% (89) of them participated in congress etc., 10.2% (33) of them
participated in symposiums, conferences etc.
The difference between education and their interest in nursing publication (X =18.530, p=0.00),
the union membership (X =10.659, p=0.01) and their participation in congress (X= 8.843,
p=0.03) are found statistically significant.
RESULT: According the research results it was found out that nurses’ participation in professional
organizations and activities are not satisfactory.
Keywords: Nursing, professional organization, professional activities
53
[S-17]
Sağlık Alanında Eğitim Gören Öğrencilerin Umut-Umutsuzluk Düzeylerinin
İncelenmesi
Yıldırım Rukiye, Hata Melek, Soğan Perihan, Türkleş Serpil, Yiğit Rana
Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Mersin
AMAÇ: Bu çalışma sağlık alanında eğitim gören öğrencilerin umut-umutsuzluk düzeylerinin
belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı ve kesitsel olarak yapılan araştırmanın evrenini Mersin Üniversitesi
Tıp Fakültesi, Eczacılık Fakültesi ve Sağlık Yüksekokulu son sınıflarında öğrenim gören toplam 173
öğrenci oluşturmuştur. Ancak 13 öğrenciye bazı nedenlerle ulaşılamadığından, toplam 160
öğrencinin verileri değerlendirilmiştir.
Veriler bir anket formu ve Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ) ile Kasım 2006 tarihinde toplanmıştır.
Ölçekten alınan toplam puanın yüksek oluşu, umutsuzluk düzeyinin yüksekliğini göstermektedir.
Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik, t testi, kruskal wallis ve mann whitney-u kullanılmıştır.
BULGULAR-SONUÇ: Öğrencilerin %79.4'nün kız olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin umutsuzluk
puan ortalamalarının 4.58±4.19 olduğu saptanmıştır. Umutsuzluk puan ortalaması Tıp fakültesi
öğrencilerinde 5.77±3.64, Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinde 4.59±4.48 ve Eczacılık fakültesi
öğrencilerinde 3.81±3.54 bulunmuştur. Umutsuzluk düzeyinin; öğrencilerin okuduğu fakülte,
ailelerinin gelir düzeyi ve mezun olduklarında mesleğe başlamaya hazır hissetmeleri gibi
değişkenlerden etkilendiği belirlenmiştir (p<0.05, p<0.01).
Anahtar Kelimeler: Beck Umutsuzluk Ölçeği, öğrenci, sağlık, umut, umutsuzluk
A Research on Hope and Hopelessness Levels of The Students from The
Health Professions
Yıldırım Rukiye, Hata Melek, Soğan Perihan, Türkleş Serpil, Yiğit Rana
Mersin University School of Health, Mersin, Turkey
AIM: This study is carried out in order to determine hope and hopelessness level of the students in
the field of health professions.
METHOD: This descriptive and cross sectional study’s universe is made up of totally 173 senior
students studying at Mersin University Faculty of Medicine, Faculty of Pharmacy and School of
Health. Yet 13 students were not able to be reached for some reasons and the data from totally
160 students were evaluated.
The data were collected using a questionnaire and Beck Hopelessness Scale at November 2006.
The total high score obtained from the scale indicates high hopelessness level. Percentage, T test,
Kruskal Wallis and Mann Whitney-u are used to evaluate data.
FINDINGS and RESULT: It is determined that 79.4 % of the students are girls. Mean
hopelessness score of the students is 4.58±4.19. The mean hopelessness score is 5.77±3.64
among the sudents from Faculty of Medicine, 4.59±4.48 among the students from School of Health
and 3.81±3.54 among the students from Faculty of Pharmacy. It's determined that hopelessness
level is affected from such variables as the faculty at which the students study, the income level of
their families and their readiness to enter the profession when they have graduated.
Keywords: Beck Hopelessness Scale, student, health, hope, hopelessness
54
[S-18]
Bir Vakıf Üniversitesi 1. Sınıf Öğrencilerinin Sağlıklı Yaşam Biçimi
Davranışları
Öztürk Selver, Serbest Nilgün, Batmaz Makbule (danışman)
Halic Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul
AMAÇ: Bir Vakıf Üniversitesi 1. sınıf öğrencilerinin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının
değerlendirilmesi.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma İstanbul’ daki bir Vakıf Üniversitesi’ ndeki 1. sınıf öğrencileriyle 5
Mart-16 Mart 2007 tarihleri arasında gerekli izinler alınarak tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi.
Araştırmanın evrenini 536, örneklemini ise gönüllü 487 öğrenci oluşturdu. Verilerin toplanmasında
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ölçeği kullanıldı. Veriler bilgisayar ortamında yüzdelik, student t
ve anova testleri kullanılarak değerlendirildi (α:0.91)
BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalaması 20.39±1.27’ dir. Öğrencilerin %74.1’ i ilde doğmuş,
%89.1’ i çekirdek aileye sahip, %37.9’unun annesi lise mezunu, %46.8’ inin babası üniversite
mezunu, %49.1’ inin aylık harçlığı 300-500 YTL’ dir.
Öğrencilerin ölçek ve ölçeğin alt gruplarından aldıkları puanlar ile özellikleri karşılaştırıldığında, ilde
doğanların diğerlerine göre (p<0.01), çekirdek aileye sahip olanların diğerlerine göre (p<0.01),
annesi ilkokul ve üzeri eğitimde olanların diğerlerine göre (p<0.01), babası ortaokul ve üzeri
eğitimde olanların diğerlerine göre (p<0.01), 300 YTL’ nin üzerinde harçlık alanların diğerlerine
göre (p<0.01) ve evde kalanların diğerlerine göre (p<0.01) daha yüksek puan aldığı ve
aralarındaki farkın anlamlı olduğu görüldü.
SONUÇ: İlde doğanların, çekirdek aileye sahip olanların, annesi ilkokul ve üzeri eğitimde olanların,
babası ortaokul ve üzeri eğitimde olanların, 300 YTL’ nin üzerinde harçlık alanların ve evde
kalanların sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının olumlu olduğu görüldü.
Anahtar Kelimeler: Davranış, Öğrenci, Sağlık, Yaşam
The Healty Life Style Behaviors of The First Year Student of A Foundation
University
Öztürk Selver, Serbest Nilgün, Batmaz Makbule (danışman)
Halic University, School of Nursing, İstanbul, Turkey
OBJECTIVE: The evaluation of the healthy life behaviors of the first year students of a foundation
university.
TOOL AND METHOD: The research was done as a defining research with 1st year students in a
foundation University in Istanbul between 5th of March and 16th of March 2007 with needed
permissions. The research environment was composed of 536 and the sample was composed of
487 voluntary students. A survey from that was composed of 8 questions and Healthy Life Style
Behavior Scale was used in order to collect data. Data were analyzed on computer by percentage
and using student T and ANOVA tests (α: 0.91).
SUBJECTS: When the grades that the students, it was realized that the ones that were born in a
city (p<0.01), the ones who have mother and fatherthat have education level of primary school
and above (p<0.01), took better points respect to others and the difference between them was
meaningful.
CONCLUSION: It was determined that the ones that were born in a cit, the ones who have mother
and father that have an education level of primary school and above and the ones who live with
their family had better healthy life style behaviors.
Keywords: Behavior, Student, Health, Life,
55
[S-19]
İç Hastalıkları Hemşireliği Stajının Ev Ortamında Yapılmasına Yönelik Bir
Deneme
Tur Taciser, Tür Süheyla, Dinç Selma, Göz Fügen
Harran Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü,Şanlıurfa
GİRİŞ: Yaşam süresinin uzaması sonucu çoğalan kronik hastalıklar evde bakım hizmetlerinin (EBH)
önemini artırmıştır. Literatürde EBH’nin oldukça yararlı olduğu bildirilmesine karşın, ülkemizde EBH
henüz yaygınlaşmamıştır.
AMAÇ: İç Hastalıkları Hemşireliği dersinin EB şeklinde uygulanması ve sonuçlarının belirlenmesidir.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı nitelikteki bu çalışma Şanlıurfa merkez 4 nolu Eğitim Sağlık Ocağına
bağlı Hızmalı mahallesinde 15 Kasım 2006- 15 Ocak 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.
Verilerin elde edilmesinde ETF, SF 36 ve Kronik Hastalıklar Tespit Formu kullanılmıştır. Veriler SPSS
10.00 paket programında değerlendirilmiştir.
BULGULAR-SONUÇ: Yaşam kaliteleri orta seviye olan, çoğunlukla diabet ve hipertansiyonu
bulunan, kronik hastalıklı 150 kişiye bakım verilmiştir. Türkçe bilmeyen bazı hastalarla iletişim
güçlüğü çekilmesi, öğrenci grupları değiştikçe hasta teslimlerinde aksaklıkların olması, sosyal
güvencesi olmayan veya ekonomik gücü yeterli olmayan ailelerin sağlık ocağını kullanamamaları,
öğrencilerden ilaç v.b taleplerde bulunmaları ve sık ziyaret edilmekten şikayetçi olmaları gibi
olumsuzluklar yaşanmıştır. Bu çalışmadan sonra hastaların hastalıkları hakkında bilgi durumunun
arttığı ve yanlış uygulamaların düzeltildiği görülmüştür. Öğrenciler uygulamalardan memnun oldular
ve özgüvenlerinin arttığını ifade etmişlerdir. Sonuçta, başarılı ve doyumlu bir uygulama
gerçekleştirilmiş ve bundan sonraki stajların bir kısmının da ev ortamında yapılmasına karar
verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Evde bakım, hemşirelik öğrencileri.
An Experience for Making Medical Nursing Application at Home Setting
Tur Taciser, Tür Süheyla, Dinç Selma, Göz Fügen
Harran University Health Training School,Şanlıurfa
INTRODUCTION: As a result of extending average lifespans, chronically diseases have increased
and thus the importance of home care services (HCS) were incrased. In spite of, in literature HHCS
has most advantages, the concept of home care is very new in our country.
AIM: Determination of the results the application of Medical Nursing lessons as home care.
MATERIAL-METHODS: This descriptive study were made at Hızmalı Region which is in the range
of Şanlıurfa central 4 number Education Health Center between 15 November 2006- 15 January
2007. For data collection ETF, SF36 and Chronically Diseases Determination forms were used.
Datas were evaluated with using SPSS 10.00 packet programme.
FINDINGS AND RESULT: Students gave care 150 chronically ill patients whose quality of life
were middle stage and most of them had diabetes and hypertension. There were some negativies
such as, communication difficulties, some problems during the student changing, social and
economical insufficiences of the patients and insufficient use of the health center for this reason,
unnecessary requests of patients (drug etc.) and discomfort of patients to visit so frequently from
students. After this study patients knowledge level increased and corrected wrong behaviors.
Students were pleased from this application and they said that theirs self confidence increased. In
finally, we were decided for making a part of the other applications at home setting as a result of
this succesfull and satisfied application
Keywords: Home care, nursing students.
56
S-20
Aydın-Denizli-Kütahya İllerinde Yaşayan Kadınların Aile İçi Şiddete Maruz
Kalma Durumlarının Belirlenmesi
Bodur Gönül1, Kasal Ozlem1, Yılmaz Havva1, Aslan Ergül2, Kızılkaya Beji Nezihe2
1
İstanbul Üniversitesi, Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu 4. Sınıf Öğrencisi
2
İstanbul Üniversitesi, Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Öğretim Elemanı
AMAÇ: Aydın-Denizli-Kütahya’da yaşayan kadınların aile içi şiddete maruz kalma durumlarını
belirlemek.
Gereç–YÖNTEM: Kesitsel tanımlayıcı nitelikte olan araştırmanın evrenini Aydın Kadın ve Çocuk
Hastalıkları Hastanesi, Denizli Acıpayam Devlet Hastanesi Kadın Doğum Polikliniği ve Kütahya
Devlet Hastanesi’ne başvuran tüm kadınlar oluşturdu. Örnekleme, Temmuz-Ağustos 2006 tarihleri
arasında polikliniğe başvuran evli kadınlardan gönüllü olanlar alındı. Veri toplamada araştırmacıların
geliştirdiği anket formu kullanıldı. Veriler SPSS programında değerlendirildi.
BULGULAR: Görüşülen 571 kadının 49’u katılmayı reddetti, 39’u dul-bekârdı ve 483’ne anket
uygulandı. Kadınların yaş ortalaması 31,80±10,53 olup, %81’i ev hanımıydı, eğitim düzeyi %55,9
ilkokul idi. Anket soruları değerlendirildiğinde, fiziksel şiddet boyutunda en fazla bildirilen yanıtlar
“Tokat atar” %30,2, “Tartışırken eşyalara zarar verir” %17,9’du. Ekonomik şiddet boyutunda en
fazla “İşe girmemi istemez, çocuklara bakmamı ister” %67,5”, “Mülkiyetlerimiz eşimin üzerinedir”
%63,7, “ Para işlerini tekeline alır.” %52,3’dü. Psikolojik şiddet boyutunda en fazla “Önemli
kararları eşim verir” %65,6, “İstemediğim halde onun istediklerini yaparım” %58,2, “Dışarıdaki
davranışlarıma karışır” %53,9’du. Sözel şiddet boyutunda en fazla “Bana bağırır” %65,3,
“Davranışlarımı eleştirir” %49,3, “ Küfür, hakaret eder” %22,1’di. Cinsel şiddet boyutunda en fazla
“Kavga sonrası ilişki ister” %35,5, “ İlişkiye zorlar” %14,5, “İlişkiye isteksiz olduğumu söyleyerek
alay eder” %12,8’di.
SONUÇ: Kadınlar şiddetin tüm boyutlarına maruz kalmaktadırlar.
Anahtar Kelimeler: Aile içi şiddet, kadın
Determining the situations of domestic violence in women in Aydin-DenizliKutahya
Bodur Gönül1, Kasal Ozlem1, Yılmaz Havva1, Aslan Ergül2, Kızılkaya Beji Nezihe2
1
Istanbul University, Florence Nightingale School of Nursing, 4th class student
2
Istanbul University, Florence Nightingale School of Nursing, Teaching Staff
OBJECTIVE: This study was planned in order to determine the situations of domestic violence in
women living in Aydin-Denizli-Kutahya.
METHODS: The population of the cross-sectional study was consisted of all married women who
applied to the departments of women health between July-August 2006 in Aydin, Denizli-Acipayam,
Kutahya state hospitals. The sample included all women who agreed to participate in the study.
Data were obtained with questionnaire developed by researchers and analyzed by SPSS.
RESULTS: 571 women were interviewed, 49 refused, 39 single/widowed and 483 volunteered
participate in the study. The mean age of women was 31,80±10,53, 81% were housewives, 55,9%
primary school educated. According the questionnaire, mostly reported answers in physical
violence dimension were; “slapping”30,2%, “damage of things while arguing”17,9%. In economical
violence; “he doesn’t allow me to work in outside”67,5%, “our ownerships on his account”63,7%,
“manages the money”52,3%. In psychological violence; “decides to important subjects”65,6%, “I
do what he wants, although I don’t want”58,2%, “he interferes my behaviors in outside”53,9%. In
verbal violence; “he shouts me”65,3%, “criticizes my behavior” 49,3%, “he curses and insults me”
22,1%. In sexual violence; “wants intercourse after argument”35,5%, “forces to
intercourse”14,5%, “makes fun about my undesired” 12,8%.
CONCLUSION: Women are exposed to all dimensions of domestic violence.
Keywords: Domestic violence, women
57
POSTER BİLDİRİLER
[P-001]
Öğrenci Gözüyle Bir Yurt Dışı Deneyimi: Romanya Örneği
Kulaksız Fadik, Çürük Çiğdem, Ercan İpek Anıl, Hazar Dilek, Yavaş Ayşegül, Coşkun Bahise, Karael
Cansel, Taner Kadriye, Pancarcı Ümmügülsüm
Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu,
Okulumuz tarafından Leonardo da Vinci Avrupa Birliği Mesleki Eğitim Programı A Tipi Hareketlilik
Projeleri kapsamında hazırlanan “Hemşirelik Lisans ve Lisansüstü Öğrencilerinin Mesleki Bilgi ve
Becerilerinin Geliştirilmesi” adlı öğrenci değişim projesi ile 1 Temmuz–1 Ekim 2006 tarihleri
arasında, Romanya’nın Bacau şehrindeki sağlık kurumlarında deneyim kazanma fırsatımız oldu.
Romanya da bulunduğumuz 13 haftalık süre içinde Kadın Sığınma Merkezi, Yaşlı Bakım Evi, Şehir
Hastanesi (onkoloji, dermatoloji, bulaşıcı hastalıklar, ameliyathane, üroloji, kobalto terapi ve genel
cerrahi klinikleri), Ruh Sağlığı Merkezi, HIV/AIDS Merkezi, Özürlü Çocuklar Bakım Merkezi, Çocuk
Koruma Merkezi ve Evde Bakım merkezlerinde staj yaptık. Bu staj sırasında hemşirelikle ilgili
ugulamaları gözlemleme ve bazılarını uygulama şansımız oldu. Romanya Sağlık Sisteminde
hemşirelik hizmetleri ülkemizden farklı olarak, hemşirelik mesleğine görev ve sorumluluk
bakımından denk olan “medical assistant” adlı meslek grubu tarafından yürütülmektedir. Ayrıca
ülkemizde halen istendik düzeyde hizmet verilemeyen ve henüz yerleşmemiş, kadın sığınma
merkezleri, HIV/AIDS’li çocuk merkezleri ve evde bakım hizmeti veren kurumlar Romanya’da
devletin desteği ile iyi bir şekilde hizmet vermektedirler.
Bu proje ile farklı bir ülkenin sağlık sistemini ve hizmetlerini ülkemizdeki sağlık sistemi ile
karşılaştırma fırsatımız oldu. Bu deneyimin hemşirelik mesleğini geliştirmede bize çok yararlı
olacağını düşünüyoruz. Ayrıca bu projeyle birçok bireysel ve mesleki beceri kazanmamız kendimize
olan güvenimizi arttırdı.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik öğrencisi, yurt dışı deneyim
An International Experience With Student’s View: Romania Example
Kulaksız Fadik, Çürük Çiğdem, Ercan İpek Anıl, Hazar Dilek, Yavaş Ayşegül, Coşkun Bahise, Karael
Cansel, Taner Kadriye, Pancarcı Ümmügülsüm
Hacettepe University, School of Nursing
We had the chance of having experience at health organizations in Bacau in Romania with the
student exchange program “Developing Educational Knowledge and Abilities of Nursing at Graduate
and Post-graduate Level Students” involved in our school’s Leonardo Da Vinci EU Educational
Program’s A Type Activity Projects between 1 July-1 October in 2006.
During the 13 weeks, we had some duties in Women Protection Centre, Elderly Care Centre, City
Hospital, Neuropsychiatry Centre, HIV Centre, Disabled Children Centre, Child Protection Centre
and Homecare Services. We had an opportunity to observe and apply lots of occupational skills
related to nursing. There are some similar and different applications in Romania’s health system
from our system. One of the biggest difference is that there is a profession whose name is ‘medical
assistant’ on duties of equality with nurse. Another difference is that some centers such as Women
Protection Centre, Homecare Service and HIV Centre do not service in our country in a desired
level, are supported by government in Romania.
We had chance to compare health system and services of two countries and we think that this
experience will profit more to improve and occupational abilities that we got from this experience
raised our self-esteem.
Keywords: Nursing student, International experience
58
[P-002]
Staja Çıkan Ebelik ve Hemşirelik Öğrencilerinin Kesici-Delici Aletle
Yaralanma ve Tıbbi Yardım Alma Durumlarının İncelenmesi
Gezer Nurdan, Aytekin Meryem
Aydın Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Bu çalışma Aydın Sağlık Yüksekokulunun staja çıkan öğrencilerinin kesici delici alet ile
yaralanma (KDAY) ve yaralanma durumunda tıbbi yardım almalarını incelenmek amacıyla
yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Aydın Sağlık Yüksekokulunda 2-6 NİSAN 2007 tarihleri arasında hemşirelik ve
ebelik bölümü öğrencileri( 350\225) çalışmaya dahil edilmiştir. Öğrencilerin staja çıktıkları
zamanlardaki KDAY deneyimleri ve bu deneyimlerden sonra tıbbi yardım alma durumları anket
formu kullanılarak sorgulanmıştır. Veriler yüzdelik, ki kare testi ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Staja çıkan öğrencilerin yaş ortalaması 20.79±1.84, KDAY ortalaması 2.22 ± 1.33,
genel maruziyet oranı %45.3 tür. KDAY karşı alınması gereken önlemler hakkında bilgiye sahip
öğrencilerin oranı % 80,6 dır ve öğrencilerin büyük çoğunluğu (%71.8 ) KDAY karşı alınması
gereken önlemler hakkında bilgiyi derslerden edinmişlerdir. Yaralanmalara karşı koruyucu önlem
kullanmayanların oranı %53’tür. Yaralanma en fazla (%99.1) el ve parmaklarında oluşmaktadır.
Hepatit B aşısı yaptıranların oranı %82dir. Yaralanmaya maruz kalanların yarıya yakını (%41.20)
bölgeyi antiseptik solüsyonla temizlediklerini bildirmişlerdir. KDAY maruz kaldıktan sonra
hoca\hemşireye bildirmeyen öğrenci oranı %48, kontamine materyalle maruziyet oranı %23.3
bulunmuştur.
SONUÇ: Kontamine materyalle yaralanma oranı %23.3 bulunmuştur. Öğrencilerin yaralanmalarda
alınacak önlemler konusunda yeterli bilgileri bulunmaktadır. Maruziyeti bildirmeyenlerin oranı %48
dir. Bu durumda okullarda yaralanma sonrası yapılması gereken uygulamaları açıklayan bir
yönergenin bulunması ve öğrencilerin yeniden eğitime tabi tutulmaları uygun olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Kesici delici alet yaralanması, ebelik öğrencisi, hemşirelik öğrencisi
Studying of Needle Stick and Sharp Injuries (Nssi) and Taking Medical Aid
States of Nursing and Midwifery Students Who Undergo Training
Gezer Nurdan, Aytekin Meryem
Aydın Health Higher Education Institution
AIM: This study has been carried out to study taking medical aid by the students of Aydın Health
Higher Education Institution who undergo training in case of needle stick and sharp injuries (NSSI).
METHOD: The students of Nursing and Midwifery Department (350\225) of Aydın Health Higher
Education Institution have been included in study through 2-6 April 2007. Needle stick and sharp
injury experiences during their training period and then taking medical aid states of the students
have been interrogated by using a questionnaire form. Data has been evaluated by means of Chie
Square Test.
FINDINGS: Age average of the students who underwent training is 20.79±1.84, NSSI average is
2.22±1.33, general injury percentage is 45.3 %. Proportion of the students who had information
about the preventive measures against NSSI is 80.6 % and most of the students (71.8 %) have
acquired the information from courses which is required for the measures against NSSI. Proportion
of the ones who didn’t use preventive measures against injuries is 53 %. Most of the Injuries have
been on hands and fingers. Proportion of the ones who was vaccinated against hepatitis is 82 %.
Almost half of the ones who were injured (42.20 %) have reported that they have cleaned the area
by antiseptic solution. Proportion of the students who were subjected to NSSI and didn’t inform
teacher/nurse is 48 %, and the proportion who were subjected to contaminated material has been
found 23.3 %.
RESULT: Injuries by means of contaminated materials have been found 23.3 %. Students have
enough information about counter-measures for injuries. Proportion of the ones who didn’t inform
of injuries that they suffered is 48 %. As result, availability of a directive at school which explains
applications what to do after injuries and training students over again from the beginning will be
appropriate.
Keywords: Needle stick and sharp injuries, Nursing and Midwifery student
59
[P-003]
Hemşirelerin Kayıt Tutma Durumu
Özbey Saliha, Gürbüz Derya, Cıbır Nurbanu, Taşcı Sultan, Ceyhan Özlem
Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu,Kayseri
GİRİŞ: Yapılan işlemlerin kaydedilmesi, hemşirelikte profesyonellik ve yasal durumlarda kullanılan
kanıt olduğu için oldukça önemlidir.
AMAÇ: Bu çalışma, hemşirelerin hemşirelik uygulamalarına ilişkin kayıt tutma durumlarını, bu
durumu etkileyen faktörleri incelemek ve kayıt tutmayı kolaylaştıracak bir süreç planlaması
oluşturmak amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte yapılan araştırmanın evrenini Erciyes Üniversitesi Gevher
Nesibe Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde çalışan 463 hemşire oluşturmuştur. Çalışma hasta
bakım uygulamalarının yoğun olduğu 9 serviste çalışan sorumlu hemşireler dışındaki 40 hemşire ile
yapılmıştır. Çalışmada anket formu ve gözlem formu kullanılmıştır. Anket formunu hemşirelerin
kendilerinin cevaplamaları istenmiştir. Gözlem formu ise araştırmacılar tarafından hemşirelerin
uygulamalarını kayıt etme durumlarının farklı zamanlarda üç kez birebir gözlenmesi ile
işaretlenmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde dört gözlü ve çok gözlü düzenlerde ki-kare testi
kullanılmıştır.
BULGULAR: Hemşireler en sık ANT-TA ve ilaç tedavisini kaydettiklerini, kayıt tutmalarını zaman
eksikliği ve iş yoğunluğunun etkilediğini ifade etmişlerdir. Yapılan gözlemlerde ise, yaptıkları
uygulamanın tamamını kaydeden hemşire olmadığı ancak lisans mezunu olanların, 30-34 yaş
üstünde olanların, mesleği kendi tercih edenlerin, 1-4 yıldır çalışanların, mesleğinden memnun
olanların, vardiyalı çalışanların daha fazla kayıt tuttukları belirlenmiştir.
SONUÇ: Hemşirelerin daha çok gözlem formunda yazılan uygulamaları kaydettiği saptanmıştır.
Kayıt tutmayı kolaylaştıracak gözlem formlarının geliştirilmesinin kayıt tutmayı artıracağı
düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, Kayıt Tutma
The Statute of Nurses’ Recording
Özbey Saliha, Gürbüz Derya, Cıbır Nurbanu, Taşcı Sultan, Ceyhan Özlem
University of Erciyes Atatürk Health School, Kayseri
BACKGROUND: It is very important to record practiced operations because of this is evidence
used in legal events and professional for nursing.
OBJECTIVE: This study was conducted to investigate the statutes of nurse’s records related to
nursing practices, the factors that effect this situation and to make a process plan that would make
easy recording.
MATERIAL-METHOD: 463 nurses who work Erciyes University Gevher Nesibe Research and
Practice Hospital constituted the universe of this descriptive study. This study was conducted with
40 nurses except manager nurses at 9 units that intensive about patient care. A questionnaire and
form for observing were used in the study. The nurses were wanted to answer the questionnaire
form by themselves. Other form was filled in by the researchers by observing the statutes of
nurses’ recordings their practices at different times as three times. For statistical analysis chisquare test was used in four and more crossed design.
RESULTS: Nurses told that they recorded vital measurements, medicine treatment mostly and not
have enough time and intensive care affected their recording. However, at the observes it was
determined that there was no nurse record her all practices but, the nurses who graduated from
university, 30-34 aged, preferred her occupation herself, work for 1-4 years, pleasured with her
occupation and work in shifts recorded more than the others.
CONCLUSION: It was found that the nurses recorded the practices that written in nursing
observing form, mostly. It is thought that the observing forms which make easy to record can
increase recording.
Keywords: Nursing, Recording
60
[P-004]
Hemşirelik Hizmetleri Verilirken Hasta Hakları Ne Ölçüde Göz Önünde
Bulunduruluyor ?
Akyıl Rahşan1, Yılmaz Karabulutlu Elanur2, Urçar Hilal2, Gözeler Esra2, Alpay Ayşe1, Saban Fatma1
1
Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Erzurum
2
Atatürk Üniversitesi Erzurum Sağlık Yüksekokulu Erzurum
AMAÇ: Bu araştırma hastalara verilen hemşirelik hizmetlerinde hemşirelerin hasta haklarına ne
ölçüde riayet ettiğini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır.
MATERYAL METOD: Araştırma Atatürk Üniversitesi Süleyman Demirel Tıp Merkezi Yakutiye ve
Aziziye Araştırma Hastanelerinde 15.03.2007-15.04.2007 tarihleri arasında yapılmıştır. Araştırmaya
bu tarihler arasında hastanede yatarak tedavi gören, 18 yaş ve üzeri, soruları yanıtlayabilecek
bilişsel yeterlilikte olan ve araştırmaya katılmayı kabul eden toplam 244 hasta alınmıştır. Verilerin
toplanmasında hemşirelerin hasta haklarına yaklaşımlarını içeren sorulardan oluşan form
kullanılmıştır.
BULGULAR : Hastaların %56.1’ inin bayan, %63.9’ unun evli olduğu tespit edilmiştir.
“Hemşireler her istediğimde hastalığım ve uygulanan tedaviler hakkında bilgi vermektedir” ifadesi
için hastaların %22,5’ i kısmen, %48.4’ ü kesinlikle katıldıklarını belirtmiştir. “Hemşireler
istemediğim bilgilerin başkasına söylenmemesi hususunda azami dikkat göstermektedir” ifadesi için
hastaların %17.2’ si kısmen, %50.8’ i kesinlikle katıldıklarını belirtmiştir. “Hemşireler hemşirelik
hizmeti sunarken gayet saygılı, nezaketli ve yardımseverdir” ifadesi için hastaların %16.8’ i kısmen,
%65.2’ si kesinlikle katıldıklarını belirtmiştir.
SONUÇ : Araştırma bulgularına göre hemşirelerin hastaların bilgi alma, gizlilik, bakım ve tedavi
alma hakkına büyük oranda riayet ettiği belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Hasta hakları, Hemşirelik Hizmeti
How Much are Patient Rights Considered During the Nursing Cares ?
Akyıl Rahşan1, Yılmaz Karabulutlu Elanur2, Urçar Hilal2, Gözeler Esra2, Alpay Ayşe1, Saban Fatma1
1
Atatürk Üniversity School of Nursing Erzurum
2
Atatürk Üniversity Erzurum School of Health Erzurum
PURPOSE: This study was carried out aimed of detecting how much the nurses comply with the
patient rights.
MATERIAL/METHOD: The study was carried out in Atatürk Üniversity Süleyman Demirel Medical
Centre on 15 March-April. The sampling consisted of total 244 patients, 18 years old or older,
accepting to participate in the study, having the cognitive ability in order to be able to give answer
to the questions, and lying in the hospital. The form that consists of questions containing the
approaches of nurses to patient rights, has been used for finding datas.
FINDINGS: The patients of were famele (56.1%), married (63.9%). %22.5 of patients partially
and %48.4 of them certainly have agreed on the expression “Nurses give information about my
ilness and treatment whenever”. %17.2 of partially and %50.8 of patients certainly have agreed on
expression “Nurses are careful about the subject that the informations which I don’t want, aren’t
told to other people”. %16.8 partially and %65.2 of patients certainly have agreed on the
expression “Nurses are helpfull, respectfull an kind during the nursing care.”
RESULTS: Acording to the study findings, nurses comply with patient rights of getting information,
secrety, caring and getting treatment on a large scale.
Keywords: Patients Rights, Nurses Care
61
[P-005]
Denizli Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik / Sağlık Memurluğu 1. Sınıf
Öğrencilerinin Bu Mesleği Seçme Nedenleri ve Mesleğe İlişkin Görüşleri
Tosun Elif, Yardım Emel, Altundağ Sebahat
Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksek Okulu
GİRİŞ: Meslek, insanın yaşamını sürdürebilmek için icra ettiği ve genellikle yoğun bir eğitim,
çalışma, bilgi birikimi, seçilen mesleğe bağlı olarak yetenek geliştirmeyi gerektiren ve tüm bu
sürecin sonunda kişilerin kazandığı unvanın adıdır. Meslek seçimindeki koşullar hemşirelik/sağlık
memurluğu meslekleri seçiminde daha belirginleşir.
AMAÇ: Araştırma, Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu 1. sınıf öğrencilerinin
mesleğe yönelme nedenleri, bölümleri hakkındaki bilgi, görüş ve görüşleri etkileyen faktörleri
belirlemek amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM: Veriler anket formu ile toplanmıştır. Araştırmaya katılmayı kabul eden 61 öğrenci
araştırma kapsamına alınmıştır.
BULGULAR: % 34,4’ünün seçtikleri bölümün 11 ve üzeri tercihleri arasında olduğu, % 31,1’i iş
bulabilme kolaylığı nedeniyle bu bölümü seçtiği, % 57,4’ünün meslek hakkında bilgisi olduğu, %
93,4’ünün bu mesleği yapanların üniversite mezunu olması gerektiğini ve % 62,3’ünün hemşirelik/
sağlık memurluğu işlevlerini bildiği saptanmıştır.
SONUÇ: İş bulabilme kolaylığı, yakınlarının etkisi ve meslek hakkındaki önceden bilgi sahibi olması
öğrencilerin büyük çoğunluğunun bu bölümü seçmiş olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Meslek, hemşire, sağlık memuru, öğrenci
Denızlı School of Health Fırst Year Nursıng/Health Offıcer Unıversıty
Students' Reasons for Choosıng and Opınıons About Thıs Professıon
Tosun Elif, Yardım Emel, Altundağ Sebahat
Pamukkale University Denizli School for Health Sciences
INTRODUCTION: A profession is the title gained by individuals at the end of a process of
generally intense education, study, and accumulation of knowledge, that requires the develop of
the chosen profession's skills and that is carried out to continue life. The conditions in choosing a
profession are clearer in the choice of the profession of nursing/health officer.
AIM: The aim of this research was determining the reasons why first year Pamukkale University
Denizli School of Health students’ chose their profession, and their information, opinions and
factors affecting their opinions.
METHOD: Data were collected by questionnaire. Research was conducted a total of 61 students
were included who agreed to participate in the research.
FINDINGS: 34.4% of the first year student’s choice was in their top 11 list of preferences, 31.1%
chose their department because of the ease in finding a job, 57.4% had information about the
profession, 93.4% thought that those working in this profession needed to have a university
education, and 62.3% knew the functions of nurses/ health officers.
CONCLUSION: The majority of the students chose this profession because of the ease in finding a
job, the influence of relatives and had previous knowledge about the profession.
Keywords: profession, nurse, health officer, student
62
[P-006]
Hemşirelerin bazı sorunlu hasta davranışları ile karşılaşma ve müdahale
etme konusundaki görüşlerinin incelenmesi
Önderoğlu Zeynep, Çakıroğlu Yasemin, Besemek Fatma, Sanık Tuğba
Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu
AMAÇ: Bu araştırma bir üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin bazı sorunlu hasta
davranışları ile karşılaşma ve müdahale etme konusundaki görüşlerinin belirlenmesi amacıyla
yapılmıştır.
YÖNTEM: Araştırmanın evrenini Cumhuriyet Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde
çalışan hemşireler oluşturmuştur. Örneklemde yer alan tüm hemşirelere ulaşılması planlanmış,
ancak izinli olma, hasta olma çalışmaya katılmama gibi nedenlerle 141 hemşireye ulaşılmıştır.
Araştırmanın verileri “kişisel bilgi formu”, “hemşirelerin sorunlu hastalarla karşılaşma sıklığının
belirleme anketi” ve “sorunlu hasta davranışlarına müdahale etme konusundaki görüşlerini
belirleme anketi” ile toplanmıştır. Araştırmanın verileri bilgisayar ortamında değerlendirilmiş ve
frekans dağılımı ile sonuçlar verilmiştir.
BULGULAR: Hemşirelerin yaş ortalaması 28.48±5.24 olup, %48.2’ si evli, %24.8’i önlisans, %61’i
lisans ve %7.1’i yüksek lisans mezunudur. Hemşirelerin %62.4’ü kadrolu olarak çalışmaktadır.
Hemşirelerin yarıdan biraz fazlası ağrısı olan hastalarla çok sık karşılaştıklarını, yarıya yakını ise çok
soru soran, sürekli isteklerde bulunan, çok konuşan, şikayet eden hastalarla sık karşılaştıklarını
belirtmişlerdir. Buna karşın hemşireler cinsel içerikli konuşan, intihar düşüncesi olan, sözel iletişim
kurmayan, beden imgesi bozulan, yalnızlık yaşayan hasta davranışları ile hiç yada nadiren
karşılaştıklarını ifade etmişlerdir. Hemşirelerin iletişim yolu ile belirlenebilecek sorunlu hasta
davranışlarını fark etme ve müdahale etme konusunda güçlük yaşadıkları söylenebilir.
Hemşirelerin çoğunluğu bazı sorunlu hasta davranışlarına yaklaşım konusunda kendilerini tamamen
yeterli bulmadıklarını belirtmiştir.
Anahtar Kelimeler: hemşire, iletişim, sorunlu hasta davranışı
The study of the considerations of the nurses concerning encountering with
and intervening to some problematic patients behaviors
Önderoğlu Zeynep, Çakıroğlu Yasemin, Besemek Fatma, Sanık Tuğba
Cumhuriyet University Nursing of School
AIM: this study was carried out in order to determine the attitudes of the nurses working in a
university hospital regarding encountering with and intervening to some problematic patient
behaviors.
METHOD: The medium of the research consists of the nurses working for Cumhuriyet University
Hospital. The data in the research were obtained by using “personal information form”, “interview
for determining the encounter of the nurses to the problematic patients”, “interview for
determining the considerations of the nurses concerning intervening to the problematic patient
behaviors”.
FINDINGS: the average age of the nurses was found to be as 28.48+5.24, while 48.2 % were
married, 24.8 % has vocational school degree, 61 % was graduate nurse. A slightly higher number
than half of the nurses indicated that they quite frequently encountered with the patients with pain,
and almost half of the nurses pointed out that they confronted with patients who were unusually
interrogative, constantly demanding, excessively communicative, and finally persistently
complaining. The nurses, however, indicated that they rarely or never encountered with the
patients whose speeches had sexual word content and body image disfigured, who had suicide
propensity, avoided verbal communication.
Keywords: nurses, communation, problematic patient behaviour
63
[P-007]
Sağlık Yüksekokulunda okuyan öğrencilerinin klinik uygulamalarda şiddetle
karşılaşma durumları
Çopur Handan, Coşkun Nergüze, Akansel Neriman, Tunç Gülseren, Özdemir Aysel
Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, BURSA
AMAÇ: Şiddet sağlık kurumlarında kaliteli hasta bakımı ile çatışan ve kişinin özgüvenini sarsan bir
durumdur. İş yerlerinde şiddet sözel ve fiziksel şiddet şeklinde ortaya çıkmaktadır. Sağlık çalışanları
içinde hemşireler en fazla şiddete maruz kalan gruptur. Bu çalışma, sağlık yüksekokulu
öğrencilerinin klinik uygulamalarda şiddetle karşılaşma durumlarını ve şiddeti algılamalarını
belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmanın verileri araştırmacılar tarafından geliştirilen veri toplama formu ile
toplanmıştır. Veriler klinik uygulama deneyimi olan 2,3 ve 4. sınıf öğrencilerinden 148 öğrenciden
toplanmıştır. Araştırmanın verileri SPSS 11.0de değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Öğrencilerin %36,5’i eğitim-öğretim hayatları boyunca şiddetle karşılaştıklarını, büyük
çoğunun eğitimciden (%90,7) şiddet gördüklerini ifade etmişlerdir. Öğrencilerin %69,6’sı klinik
uygulamalarda hekimin hemşireye bağırmasına tanık olmuştur. Öğrencilerin öfkelenme durumunda
yarıdan fazlası (%56,1)sözel şiddet uygulayabileceğini, %8,8’i ise fiziksel şiddet uygulayacağı
belirtmişlerdir. Şiddet gören öğrenciler arasında cinsiyet açısından anlamlı fark yoktur (X2=1.40,
p>0.05).Erkeklerin hemşirelik mesleğine katılmasının hemşirelere yönelik şiddeti önleneceği
düşüncesi arasında cinsiyetler arasında fark vardır (X2=15.2, p=0.00). Kız öğrenciler hemşirelik
mesleğine erkeklerin katılmasının hemşirelere yönelik şiddeti önlemeyeceğini düşünmektedirler.
Öğrencilerin klinik uygulamalarda en çok çatışma yaşadıkları grubun hemşirelerdir (%55.4).
Küçümseyici tutum ve davranışları sıklıkla klinik hemşireleri sergilemektedirler (%58.8). Öğretim
elemanlarının öğrencilerin hatalı uygulamalarında hoşgörü ile yaklaştıkları belirlenmiştir (%48).
SONUÇ: Hemşirelik eğitiminde iş yerinde şiddet ve baş etme yöntemlerinin öğretilmesi önem
kazanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Klinik uygulama, şiddet, hemşirelik
Experience of violence among School of Health students during their clinical
placements
Çopur Handan, Coşkun Nergüze, Akansel Neriman, Tunç Gülseren, Özdemir Aysel
Uludag University School of Health, BURSA
AIM: Violence in health care settings conflicts with quality of patient care and also affects personal
dignity. Violence can be either verbal or physical. Nurses are the ones who are more frequently
subjected to violence among all other health care professionals. Aim of this study was to determine
students’ perceptions about violence and their experiences of violence in clinical settings.
MATERIAL/ METHOD: Data were collected by using a questionnaire developed by researchers.
Second, third and fourth years students who had experiences in clinical settings were included and
148 students volunteered. SPSS 11.0 was used for statistical analysis.
RESULTS: 36.5% of the students were subjected to violence during their education. Violence
mostly was applied by educators (90.7%). More than half of the students (69,6%) witnessed
situations where physicians were yelling at the nurses. 56.1% of the students reported that they
would use verbal violence and 8.8% of the students reported that they would use physical violence
in case of anger. No statistical differences were found in between two genders who were subjected
to violence (X2=1.40, p>0.05). There were differences among two genders’ ideas regarding the
roles of males in preventing violence towards nurses. While female students disagree on idea that
“including male students in nursing profession will prevent violence towards nursing staff”, male
students disagree. This result is statistically meaningful (X2=15.2, p=0.00). Students mostly have
conflicts with nurses during their clinical placements (55.4%). Most of the time staff nurses behave
in humiliating mannor to students (%58.8). On the other hand, 48 % of the instructors tolerated
faulty practices of students.
CONCLUSION: It is important to add topics like “violence and ways to handle violent behaviors” in
to nursing curricula.
Keywords: Clinical placements, violence, nursing
64
[P-008]
Üniversite Öğrencilerinin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının
Değerlendirilmesi
Yıldız Ayşe, Özdemir Seçil, Cengizhan Gülnur, Şermet Şenay, Bingöl Elif, Delen Sıttıka
Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksek Okulu, Hemşirelik A.B.D. Karaman
AMAÇ: Bu çalışma Selçuk Üniversitesi Karaman merkezde öğrenim gören öğrencilerin sağlıklı
yaşam biçim davranışlarını ve bireysel özelliklerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak
planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma kapsamına Selçuk Üniversitesi Karaman merkezde okuyan
öğrencilerden araştırmaya katılmayı kabul eden ve ulaşılabilen 253 öğrenci alınmıştır. Araştırmanın
verileri sosyo-demografik özelliklerini belirlemeye yönelik olarak hazırlanan soru formu ve sağlıklı
yaşam biçimi davranışları ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde
ortalama, yüzdelik ve ki-kare testleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin % 71.50’si kız, % 28.50’si erkek, yaş ortalaması
20.92’dur. Öğrencilerin sigara kullanma oranı % 20.60, alkol kullanma oranı %13.40, sağlıklı
yaşam biçimi davranışları toplam puan ortalaması 122±20.42 olarak belirlenmiştir. Cinsiyet ve
kronik bir hastalığa sahip olma durumu ve sağlık davranışları genel puan ortalaması arasında bir
ilişki olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Öğrencilerin bireysel özellikleriyle ölçeğin alt grupları
incelendiğinde kendini gerçekleştirme ve yaş arasında, egzersiz, beslenme ve cinsiyet arasında,
sağlık sorumluluğu, egzersiz ve okunan bölüm arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
bulunmuştur (p<0.05). Öğrencilerin sağlık davranışları alt ölçeğinden aldıkları puan ortalamalarına
bakıldığında en yüksek puan ortalamasının kişiler arası destek, en düşük puan ortalamasını ise
egzersiz olduğu görülmüştür.
SONUÇ: Araştırma kapsamını oluşturan üniversite öğrencilerinin sağlığın geliştirilmesiyle ilgili
sağlık davranışlarının orta düzeyde olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sağlıklı Yaşam Biçimi, Üniversite Öğrencileri
Evaluation of Healty Life Style Behaviours of Universty Students
Yıldız Ayşe, Özdemir Seçil, Cengizhan Gülnur, Şermet Şenay, Bingöl Elif, Delen Sıttıka
Selçuk Üniversitesi Karaman Healty High School, Nursing Department, Karaman
AIM: This is a descriptive study to determine the health behaviours of Seljuk University students in
Karaman and their characteristic features.
METHOD: 253 voluntary students at Seljuk University, Karaman were included in this study. The
data of the study were gathered using a survey and healthy-life inventory to deteremine their
socio-demographic features. For the statistical assesment, the mean, percentage and ki-kare tests
were used.
FINDINGS: The 71.50 % of the students in the study were female and 28.50 % were male and
the avarage age was 20.92. 20.60 % of them are regular smokers, 13.40 % drink alcohol, total
avarage numbers for the healthy life styles inventory was determined to be 122±20.42. A
correlation was found between sex and having a chronic illness and the general average for health
behaviours (p<0.05). When the individual features and the lower levels in the inventory are
examined, we find a significant correlation between self-realization and age, taking up exercises,
nutrition and sex, taking care of health, exercises and the department. (p<0.05). When the
avarege points students get from the health behavior sub-scale are considered, it is noticed that
the highest point is for inter-personal support and the lowest avarage point is for exercise.
RESULT: It was found out that for the university students in our study the health behaviours in
regard to the health improvment are at intermediate level.
Keywords: Healty Life Style, Universty Students
65
[P-009]
Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin Küresel Isınma ile İlgili Bilgi ve
Davranışları
Türk Süreyya, Yoldaş Yasemin, Öztürk Selcan, Dolu Nimet, Doğan Fatma, Çoban Selda, Gür Kamer
(danışman)
Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Halk Sağlığı Ana bilim Dalı,İstanbul
AMAÇ: Bu araştırma, hemşirelik yüksekokulu öğrencilerinin küresel ısınma ile ilgili bilgi ve
davranışlarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma 23 Şubat–1 Mayıs 2007 tarihleri arasında İstanbul ilindeki bir devlet
üniversitesi hemşirelik yüksekokulu öğrencileri ile yapılması planlanmıştır. Araştırma evrenini
hemşirelik yüksekokulu öğrencilerinin tamamı (N:378) oluşturmaktadır. Herhangi bir örnekleme
yöntemi yapılmayıp evrenin tamamı örnekleme alınmış ancak 250 öğrenciye ulaşılmıştır. Veriler
araştırmacılar tarafından geliştirilen anket formuyla toplanmıştır.Pilot çalışma yapılmış, araştırma
için gerekli izinler alınmıştır.İstatistiksel değerlendirmede ki-kare ve frekans analizi kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin %27,2’sinin küresel ısınma ile ilgili bilgi almadığı ve
%67,6’sının küresel ısınma tanımını bilmediği saptanmıştır.
SONUÇ: Araştırmaya katılan öğrencilerin küresel ısınma ile ilgili bilgi düzeyinin düşük ve bu konuda
bilgiye ulaşmak isteyenlerin sayısının oldukça fazla olduğu dikkat çekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Çevre Sorunları, Hemşirelik,Küresel Isınma,Sera Gazları
Knowledge and Behaviors of Students of Nursing College About Global
Warming
Türk Süreyya, Yoldaş Yasemin, Öztürk Selcan, Dolu Nimet, Doğan Fatma, Çoban Selda, Gür Kamer
(danışman)
Marmara University,Nursing College
GOAL: This research was planned as an identifier for the purpose of determining the knowledge
and behaviors of the students of nursing college about global warming.
INSTRUMENT AND METHOD: The research was planned to be carried out with the students of
nursing college in a government university in the province of Istanbul between dates 23rd February
and 1st May 2007.The universe of the research consists of all students of the nursing college
(N:378).Not any sampling method was employed,but the entire universe was taken as a sample
however only 250 students were accessed to. The data were collected by the researches with the
inquiry forms developed.A pilot study was carried out, any required permits were taken.It was used
to make Chi-Square and frequency analysis for the statistical evaluation.
RESULTS: It was detected that 27,2% of the students participating in the study did not get any
information about global warming and it was determined that 67,6% of them did not know the
definition of global warming.
CONCLUSION: It is recognizable that the students who participated in the study had a low level of
knowledge regarding global warming and the number of students who wanted to access to
knowledge about this was rather high.
Keywords: Environment Problems,Global warming,Greenhouse Gases,Nursing
66
[P-010]
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesinde Çalışan Hemşirelerin Sağlığı
Geliştirme Davranışları
Kılıç Asuman, Altay Dr. Birsen, Aygut Güler
Ondokuz Mayıs Üniversitesi,Samsun
GİRİŞ: Bireyin sağlığını olumsuz etkileyen geleneksel sağlık uygulamalarının saptanması,
değiştirilme yoluna gidilmesi,Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının (SYBD) öğretilmesi ve
kazandırılması hemşirelerin temel sorumluluklarından biridir.
AMAÇ: Bu çalışma Samsun Tıp Fakülte Hastanesinde çalışan hemşirelerin sağlıklı yaşam biçimi
davranışlarını etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı özellikte olan araştırma mart-nisan 2007 tarihleri arasında OMÜ Tıp
Fakültesi Hastanesinde yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini hastanede çalışan ve araştırmaya
katılmaya gönüllü 100 hemşire oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak demografik özelliklerini
içeren bir anket formu ile SYBD ölçeği kullanılmıştır. Veriler bilgisayarda SPSS programı
kullanılarak, ortalama, standart sapma, mann-whitney U testi, Kruskal Wallis Test ve t testi ile
değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Araştırmaya alınan deneklerin yaş ortalamalarının 28.72±4.92 olduğu saptanmıştır.
Çalışma sonucunda hemşirelerin SYBD’ orta düzeyde (121.08±16.59) olduğu, en yüksek puan
(35.43±4.68) ortalamasının kendini gerçekleştirme, en düşük puan (9.74±3.21) ortalamasının ise
egzersiz boyutuna ait olduğu bulunmuştur.Yaş,medeni durumu ve çocuk sayısı ile sağlıklı yaşam
biçimi davranışları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olmadığı görülmüştür.
SYBD’larından olan kendini gerçekleştirme ve beslenme ile eğitim, egzersiz ve kişiler arası destek
ile en uzun süre yaşanılan yer arasındaki ilişkinin anlamlı olduğu görülmüştür.
SONUÇ: Hemşirelerin SYBD’nın orta düzeyde olduğu bulunmuştur
Anahtar Kelimeler: Sağlığı geliştirme, Sağlık davranışı, Hemşire
Health Development Behaviour of Nurses in Ondokuz Mayıs University
Medicine Faculties
Kılıç Asuman, Altay Dr. Birsen, Aygut Güler
Ondokuz Mayıs University,Samsun
INTRODUCTION: First responsibility of nurses, to fix traditional healty practice, to teach healty
life way, improve that negative effect of individuals healty life.
OBJECTIVE: This practice builded for to prepare for Nurses of Samsun Faculty factors that healhty
life way.
MATERIALS/METHODS: This research to get ready on between April-March 2007 in OMÜ
hospital. This researchs data get from 100 willing nurses. As tool used to questionnaire form and
The Health Promotion Lifestyle Profile (HPLP). Data was evaluate with a computer programmed
called SPSS and analyzed with mean, standart deviation, t test, Kruskal Wallis Test, Mann-Whitney
U test.
RESULTS:.According to finding of the research, average age of nursing is 28.72±4.92. healthy life
style behaviours of nurses is 121.08±16.59, highest point (35.43±4.68) belongs to self
establishment, lowest point (9.74±3.21) average belongs to exercise level.
It has been verfied that there is no statistically meaningful relationship between age, marital
status, number of children destination and healty life style behaviors. Self establishment from
HPLP, self actualization and nutrition are relevant with education, exercise and interpersonal
support are relevant with where 2/3 of lifetime spent.
CONCLUSION: At the and of finded that HPLP of nurses medium level.
Keywords: Health promotion, Health behaviour, Nurse
67
[P-011]
Üniversite Öğrencilerinin Aile Planlaması Konusundaki Görüşleri
Tezel Ayfer, Aktaş Ayfer, Yıldızlar Yasemin, Yılmaz Zekiye, Kafabay Gonca, Albayrak Selda,
Karadoğan Ebru
Atatürk Üniversitesi, Erzurum Sağlık Yüksekokulu, Erzurum
AMAÇ: Bu çalışma üniversite öğrencilerinin aile planlaması (AP) konusundaki görüşlerini saptamak
amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Araştırmanın evrenini 2006-2007
öğretim yılında Atatürk Üniversitesinde öğrenim gören ve kampus içi yurtlarda kalan öğrenciler,
örneklemini ise araştırma verileri toplandığı tarihte araştırmaya katılmayı kabul eden 298 öğrenciler
oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında soru formu kullanılmıştır. Soru formu öğrencilerin
demografik özellikleri ve aile planlaması hakkındaki bilgilerini içeren 23 sorudan oluşmuştur.
Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistik ve X2 testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 21.6 ±1.9 olup, % 49’u kız, %51’i
erkektir. Öğrencilerin % 14.4’i fen bilimleri, %37.0’ı sosyal bilimler, %31.5’i eğitim ve %17.1’i
sağlık bilimlerinde okumaktadırlar. Öğrencilerin %19.8’i AP yöntemleri hakkında bilgilerinin
olduğunu ifade etmiş, % 20.1’i en çok bildikleri AP yönteminin prezervatif olduğunu belirtmişlerdir.
Öğrenciler AP ile ilgili bilgilerini sırasıyla arkadaşlarından(17.8), basın yayın organlarından (%12.4)
sağlık personelinden (%10.4) öğrenmişlerdir. Öğrencilerin okudukları sınıfın ile aile planlaması
tanımını ve gebelikten korunma yöntemlerini bilme durumlarını etkilediği bulunmuştur. Öğrencilerin
okudukları bölümler arasında kullanmayı bildikleri yöntem açısından fark bulunmuştur. Öğrencilerin
%85.9 ‘u aile planlaması yöntemlerini kullanmaya kadın- erkek beraber karar vermesi gerektiğini
belirtmişlerdir.
SONUÇ: Üniversite öğrencilerinin AP hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı ve bu konuda eğitime
ihtiyaçları olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Aile planlaması, aile planlaması yöntemleri, üniversite öğrencileri
University Students’ Views About Family Planning
Tezel Ayfer, Aktaş Ayfer, Yıldızlar Yasemin, Yılmaz Zekiye, Kafabay Gonca, Albayrak Selda,
Karadoğan Ebru
Ataturk University, Erzurum Health School, Erzurum
AIM: This research was done to determine the views of university students about the family
planning.
METHOD: This study, which is a descriptive, was carried out on 298 students who are staying in
dormitory in 2006-2007. The data of the study were collected between April 15 and April 30, 2007.
The questionnaire form consisting 23 questions about students’ demographic characteristics and
their view of family planning was applied to participants. Statistical analysis of the research was
made by using descriptive statistics and chi- square test.
FINDINGS: The students participations in the research, 49.0 % of them are female, 51.0 % of
them are male. It was found that 19.8 % of students see themselves sufficient about knowledge on
FP. It was found that 20.1% of them know the condom. The information resources of students
were their friends, media, and medical personnel. A significant difference was found in the
responses to questions about knowledge of family planning methods, description of family planning
based on the students’ class and attending program. 85.9 % of students stated that “couple must
decide to use the family planning methods together”
RESULT: It was determine that students studying at university see themselves inadequate about
FP and need education.
Keywords: Family planning, family planning methods, university students
68
[P-012]
Bayan Sporcularda Premenstrual Sendrom Değerlendirimesi
Onat Bayram Güliz
İstanbul Üniversitesi Bakırköy Sağlık Yüksekokulu, İstanbul
GİRİŞ: Premenstrual sendrom (PMS), luteal fazın son bölümünde çeşitli emosyonel ve psikolojik
semptomların görülmesi ve bu semptomların menstruasyonun başlangıcıyla sona ermesiyle
karakterizedir.
AMAÇ: Bu çalışma bayan sporcuları PMS yönünden değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı nitelikte
planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışma Aralık 2005-Nisan 2006 tarihleri arasında Türkiye 1. Lig bayan
basketbol takımlarında görev alan, çalışmaya katılmayı kabul eden 93 sporcuya, Menstrual Distres
Şikayet Listesi (MDQ) ve araştırmacı tarafından geliştirilen bilgi formu kullanılarak uygulanmıştır.
Türkçe’ye uyarlanması Kızılkaya (1994) tarafından (r = 0.71-0.97) yapılmış olan MDQ, PMS
şikayetlerini 8 alt grupta tanılar. Verilerin değerlendirilmesinde sayısal ve yüzdelik dağılım, varyans
analizi ve Tukey post hoc önemlilik testleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Bayan sporcuların yaş ortalaması 23.23±3.51’dir. Sporcuların menarş yaşı ortalaması
13.6±1.91’dir. %50.5’i menses dönemlerinde sportif performanslarının olumsuz etkilendiği
görüşündedir. MDQ toplam puan ortalaması menses döneminde 51.43±26.80, premenstrüel
dönemde 43.51±27.79, intermenstruel dönemde 15.81±12.22 olarak bulunmuştur.
SONUÇ: Premenstruel sendroma ilişkin değişiklikler, bayan sporcularda en çok menses döneminde
yaşanmıştır. Sporcular bu dönemde en çok “ağrı” ve “negatif duygulanım” değişiklikleri
bildirmişlerdir. Hemşireler, bayan sporculara ağrı ile baş etme yöntemlerini öğreterek ve PMS
danışmanlığı yaparak, PMS şikayetlerinin azalmasında yardımcı olacak kilit kişilerdir.
Anahtar Kelimeler: fiziksel aktivite, premenstrual sendrom, sporcu bayanlar
Evaluation of Premenstrual Syndrome Among Sportswomen
Onat Bayram Güliz
Bakırkoy Health School, Istanbul Universty, Istanbul
INTRODUCTION: Premenstrual syndrome (PMS) is characterised by a wide variety of symptoms,
emotional and physiologic, occuring during the last part of the luteal phase and subsiding after the
beginning of the menstrual period.
OBJECTIVE: The study has been planned to evaluate PMS among sportswomen by descriptive
design.
MATERIAL-METHOD: The study has been applied between the dates of december 2005-april
2006 among the players who are playing first league women basketball teams in Turkey. 93sportswomen agreed to participate and responded to MDQ and a questionnaire which is developed
by the researcher. Data were evaluated thought frequency additions, percentage values, variance
analysis and Tukey post hoc test.
RESULTS: The mean of age was found as 23.23±3.51, the mean of age at menarche was found as
13.6±1.91. 50.5 % of the participants reported that sportive performance affected negatively in
menstruation. MDQ score was found as respectively 51.43±26.80, 43.51±27.79, 15.81±12.22 for
menses, premenses and intermenses phase.
CONCLUSION: The most changes related to PMS are experienced at menses among
sportwomen.They complained of “pain” and “negative effect” in menses. Nurses are kingpins
who can help to decrease smyptoms related to PMS by the way of counselling and teaching the
ways of coping with pain
Keywords: physical activity, premenstrual syndrome, sportswomen
69
[P-013]
Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Destek Düzeylerinin Değerlendirilmesi
Ünsar Serap1, Kurt Seda1, Demir Melike2, Zafer Refiye1
1
Trakya Üniversitesi Edirne Sağlık Yüksekokulu, Edirne
2
Hemşirelik ABD, Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Edirne
AMAÇ: Bu çalışma, sağlık yüksekokulunda okuyan üniversite öğrencilerinin sosyal destek düzeyleri
ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmanın örneklemini Trakya Üniversitesi Edirne Sağlık Yüksek Okulu
Hemşirelik ve Ebelik bölümü birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıflarda öğrenim gören toplam
285 öğrenci oluşturmaktadır. Veriler Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (ÇBASDÖ) ile
toplanmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin toplam sosyal destek düzeyleri 69.3 ±12.1 olarak bulunmuştur.
Öğrencilerin sosyodemografik özellikleri ile ÇBASDÖ karşılaştırıldığında; 22 yaş ve üzerinde olan
öğrencilerin 16-20 yaş grubuna göre, arkadaş ve aile ilişkileri iyi olanların ilişkileri orta olanlara
göre, sağlık sorunları olmayanların olanlara göre, ekonomik durumu orta derecede iyi olanların
bursa gereksinim duyanlara göre, 4. sınıf öğrencilerinin diğer sınıflara göre toplam sosyal destek
puan ortalamaları ve bazı alt grupları daha yüksek bulunmuştur (p< 0.05).
SONUÇ: Üniversite öğrencilerinin toplam sosyal destek düzeyleri iyi düzeyde bulunmuştur. Bu
çalışmanın sonucunda; üniversite öğrencilerine özellikle öğrenimlerinin ilk yıllarında sosyal destek
düzeylerini geliştirmeye yönelik eğitim ve danışmanlık programları düzenlenmesi, ekonomik
durumu kötü olan öğrencilere burs olanaklarının sağlanması önerilebilir.
Anahtar Sözcükler: Üniversite öğrencisi, sosyal destek, sağlık yüksekokulu.
Anahtar Kelimeler: Sağlık yüksekokulu, sosyal destek, üniversite öğrencisi.
Evaluation of Social Support Levels at University Students
Ünsar Serap1, Kurt Seda1, Demir Melike2, Zafer Refiye1
1
Trakya University Edirne Health College, Edirne, Turkey
2
Department of Nursing, Trakya University Science of Health Institute, Edirne, Turkey
PURPOSE: This study was planned to determine perceived social support levels and affecting
factors of the students learning at Edirne Health College.
MATERIAL-METHOD: The sample of the study was composed of the first, second, third and fourth
year students at Trakya University midwifery and nursing programs the students of total number
was 285. Data were collected through Multidimensional Scale of Perceived Social Support (MSPSS).
RESULTS: Total MSPSS score of the students was found as 69.3 ±12.1. When the
sociodemographic charecteristics of the students and MSPSS scores were compared; total MSPSS
score and some dimensions were higher in students at the age of 22 and over than the ages of 1620, the students with good family and friend relationship than those with median relationship, the
students without health problems than those with health problems, the students with median
income than the students who need scholarship, the fourth year students than the others (P<
0.05).
CONCLUSION: Total MSPSS score of the university students was good. At the end of the study it
can be suggested that especially in first year students should be education and consultancy
programs about improving social support and the students with low income should be provided
scholarship.
Keywords: Health college, social support, university students.
70
[P-014]
Sağlık Yüksekokulunda Okuyan Öğrencilerin Fonksiyonel Yetersizlik ve Bel
Ağrısı Durumlarının Belirlenmesi
Temel Yasemin, Demir Nazife Ülkü, Kıvrak Arzu
Muğla üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu, Fethiye/Muğla
AMAÇ : Hemşirelik ve Sağlık Memurluğu bölümlerinde okuyan öğrencilerin, uygulamalı
eğitimlerinde özellikle yatağa bağımlı hastaya bakarken ve özel yaşamalarındaki hakaret ve
egzersizlerinde vücut mekaniklerini yanlış kullanmakta en fazla yaşadıkları sorun bel ağrısıdır.
Sağlık Yüksekokulunda okuyan öğrencilerin fonksiyonel yetersizlik ve bel ağrısı durumlarını
belirlemek amacıyla planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte olan çalışmanın evrenini Fethiye Sağlık Yüksekokulu’nda
okuyan 279 öğrenci oluşturmuş ulaşılabilen ve isteyen 208 öğrenci örnekleme alınmıştır.
Araştırmada veri toplama aracı olarak İki bölümden oluşan anket formu kullanılmış, anket
formunun birinci bölümde 15 sorudan oluşan kişisel bilgi formu, ikinci bölümde ise fonksiyonel
yetersizliği ölçmeye yönelik “Oswestry Bel Ağrısı Ölçeği” yer almıştır. Veriler bilgisayar ortamında
SPSS 11.0 paket programı kullanılarak frekans hesaplamaları yapılarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR VE SONUÇ: Araştırmada öğrencilerin %67,8’inde “Fonksiyonel Yetersizlik
Olmadığı”%16,8’inde “Hafif Fonksiyonel Yetersizlik”, %14.9’unda “Orta Fonksiyonel Yetersizlik”,
%0.5’inde “Ağır Fonksiyonel Yetersizlik” olduğu, tespit edilmiştir. Kız öğrencilerin %15.6’sında
“Hafif Fonksiyonel Yetersizlik”, Erkek öğrencilerin %19.8’inde, 16-20 yaş grubunun %22.6’sında,
Sağlık Memurluğu bölümünün %19.1’inde, sigara içen öğrencilerin %22’sinde, bel ağrısı olan
öğrencilerin %44.9’unda “Orta Fonksiyonel yetersizlik” olduğu, I. sınıf öğrencilerin %29’unda,
Beden Kitle İndeksi 25-30 arasında olan öğrencilerin %4.5’inde “Ağır Fonksiyonel Yetersizlik”
olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Bel Ağrısı, Fonksiyonel Yetersizlik, Hemşire
Determınatıon Of Functıonel Insuffıcıency and Waıst Paın In Students
Studyıng In Health Hıgh School
Temel Yasemin, Demir Nazife Ülkü, Kıvrak Arzu
Fethiye Health High School, Muğla University, Fethiye /Muğla
AIM: The students who are studying in nursing and health official departments, mostly experience
waist pain because of using the body mechanics wrong when they are caring to patients who are
immobile in their practical educations and in their daily life activities and exercises. This resarch is
made to determine the functionel insufficiency and waist pain in students studying in Health High
School.
MATERIAL AND METHOD: : The universe of this discriptive study consist of 279 students who are
studying in Fethiye Health High School, 208 students achived and the who wanted to participiate
are taken to the sample. In the research a questionnaire which is formed from two part is used as
a data collection tool, in the first part of the tool there were 15 questions about personel
inormations, in the second part of the tool “Oswestry Waist Pain Scale” is used to measure the
functionel insufficiency. Data and frequencies are calculeted with SPSS packet programs by
computer.
FINDINGS AND RESULTS: In the research in the 67.8% of the students there wasn’t “functionel
insufficiency”, in 16.8% of students there was “mild functionel insufficiency”, in 14.9% there was
“middle functionel insufficiency”, in 0.5% there was “serious functionel insufficiency” is established.
15.6% of the female students had “mild functionel insufficiency”,19.8% of the boy male students,
22.6% of the students who are in 16-20 age group, 19.1%of the Health Profession Department
students, 22% of the students who were smoking, 44.9% of the students who had waist pain had
“middle functionel insufficieny”, 29% of the first class students and the 4.5% of the students whose
Body Mass Index were between 25-30 “serious functionel insufficiency” is established.
Keywords: Back pain, Functıonel Insuffıcıency, Nurse
71
[P-015]
Meme Kanseri Olan Hastaların Kemoterapi Almadan Önce Yaşadıkları
Anksiyete Düzeyleri
Keleş Özge, Kayaoğlu Yasemin
Koç Üniversitesi, Hemşirelik Yüksek Okulu, İstanbul, Türkiye
GİRİŞ: Kemoterapi alan hastaların günlük hayatlarını etkileyen psikolojik değişiklikler ve
kemoterapi almaya başladıktan sonraki 1 yıl içinde hastaların %50’sinde depresyon ve anksiyete
görülmüştür (1).
AMAÇ: Araştırmada hastaların yaşadığı anksiyete düzeyi bulunarak demografik özelliklerin,
ilişkilerindeki değişimin, yan etkilerin, hastane memnuniyetinin, hastaneye ulaşım süresinin
anksiyete düzeyini nasıl etkilediğini belirlenecektir.
MATERYAL-METOD: İstanbul’da bir hastaneden kesitsel araştırma yöntemi ile durumluk-süreklilik
kaygı ölçeği ve soru formu 61 hastayla doldurularak veriler t testi, Anova, ki kare testleri ile
SPSS’de analiz edilmiştir.
BULGULAR: Kemoterapi almaya gelen meme kanseri olguların tamamı bayandır ve okur yazar
oranı % 70.5 dir. 50-60 yaş arası olan olgular araştırmaya katılanların %47’sini oluşturmaktadır.
Kemoterapi alınan ortamdan memnuniyet %68.9 dur.Hastaların %63,9’u hastanedeki hemşire
sayısının yeterli olmadığını düşünmektedir ve ortam memnuniyeti, sağlık ekibinin hastaya yaklaşımı
ile hastanın aksiyete düzeyi arasında bir ilişki saptanmıştır. (p<.000)
SONUÇ: Hastane memnuniyeti, eğitim durumu, ailenin hastaya yaklaşımı, kemoterapi esnasındaki
duygudurumu, yan etki endişe düzeyi, personelin hastaya yaklaşımı, sağlık güvencesi ile anksiyete
düzeyi arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Hastaneye ulaşım süresi, çocuk sahibi olması, yaş
farkı, kemoterapi alma süresi, çevrenin yaklaşımı ile anksiyete düzeyi arasında bir fark
bulunamamıştır.
Anahtar Kelimeler: kemoterapi, anksiyete, meme kanseri
Pre-chemotherapy anxiety levels in breast-cancer patients
Keleş Özge, Kayaoğlu Yasemin
Koc University, School of Nursing, Istanbul, Turkey
INTRODUCTION: Due to the psychological effects of chemotherapy and its impacts on daily life, it
is reported that up to 50% of patients suffer from anxiety and depression (1)
AIMS: The purpose of this study was to determine chemotherapy patients’ anxiety levels and how
it is impacted by demographics, side effects of the treatment, hospital satisfaction, changes in
personal relationships and the commute to the hospital.
MATERIALS-METHODS: This study was a cross_ sectional, descriptive study, using a
questionnaire and State-Trait Anxiety Scale on 61 breast-cancer patients in a training and research
hospital in İstanbul (N=61). Data were analyzed in SPSS with t-test, ANOVA and chi-square tests.
FINDINGS: All subjects were female. Subjects had a literacy rate of 70.5% and 47% were in the
40-50 age group.
Satisfaction with the chemotherapy facilities was 68.9%. 63.9% of the subjects thought the
number of nurses in the facilities was inadequate. We observed a statistically significant association
with anxiety levels and variables related to health personel approach to patients and satistaction
with the chemotherapy environment
RESULTS: Patient satistaction, education levels, family approaches, emotional state during
chemotherapy, concerns about side-effects, healtg personel attitudes toward patient, health
insurance categories were associated with anxiety levels in the patients. We did nit find a
significant association between commute to hospital, parity, age groups, duration of chemotherapy
and social attitudes toward patient ( bu nedir? ‘Algılanan’mı?) with anxiety levels.
Keywords: pre-chemotherapy, anxiety, breast cancer
72
[P-016]
Kars Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin Okulu Tercih
Etme Nedenleri Mesleki Düşünce ve Görüşlerinin İncelenmesi
Kıranşal Nilüfer, Alkan Hicran, Biçer Necla, Çakal Semiha, Başeroğlu Ayşe, Kuzoluk Feride, Şirin
Feride, Andaç Filiz, Bayraktar Canan
Kars Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin Okulu Tercih Etme Nedenleri Mesleki
Düşünce ve Görüşlerinin İncelenmesi/ 36100 Kars
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı Kars Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin bölümlerini
tercih etmelerinde etkili olan faktörler ve meslekleri ile ilgili düşünce ve görüşlerinin belirlenmesidir.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışma, toplam 100 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Veriler 15/12/2006-30/12/
2006 tarihleri arasında öğrencilere sınıfta gözetim altında anket uygulanarak toplanmıştır.
Değerlendirmede yüzdelik hesaplamalar kullanılmıştır.
BULGULAR-SONUÇ: Öğrencilerin %64’ünün 21-22 yaşları arasında olduğu, %75’inin okulun 10.
ve sonraki tercihlerinin arasında yer aldığı, %36’sının okula kendi isteği ile geldikleri, %70’inin
tercih nedeninin düşük puan olduğu, %77’sinin hemşireliğin manevi doyum sağladığını
düşündükleri, %51’inin acilde çalışmak istedikleri belirlenmiştir. %80’i kan alma, %74’ü damar yolu
açma, %66’sı ilaç uygulamaları, %48’i küçük cerrahi müdahaleler, %44’ü hayati belirtiler alma gibi
teknik işleri yapmayı tercih ettikleri tespit edilmiştir.
Elde edilen bulgular hemşirelik eğitiminin geliştirilmesi yönünden tartışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik öğrencileri, Meslek, Meslek Sorunları
The Professional Thoughts And Sights Of Kars Healt College Students And
The Reason Why They Prefer The College
Kıranşal Nilüfer, Alkan Hicran, Biçer Necla, Çakal Semiha, Başeroğlu Ayşe, Kuzoluk Feride, Şirin
Feride, Andaç Filiz, Bayraktar Canan
The Professional Thoughts And Sights Of Kars Healt College Students And The Reason Why They
Prefer The College/ 36100 Kars
AIM: The aim of this study is to determine influential factors while students of Nursing Department
of Kars Health Vocational School selecting their professions and their ideas concernig their
professions.
JUSTIFICATION AND METHOD: Data were collected with 100 nursing students of a nursing
school.Data were collected during 15 – 30 January 2006 by administiring a self- reported question
naire in classes.
FINDINGS AND RESULT: The following informations have been gathered by this study. %64 of
the students are between 21-22 ages, %75 of the declared that they have selected the school as
tenth and following choice, %36 mentioned that they are attending the school by their own
decision, %70 of them are mentioning that they selected the school because of its low score, %77
of them are in the view point of being a nurse is satisfactory, %51 has declared that they are in
tendency of working in emergency service, %80 of them are prefering to do blood letting, %74 of
them are prefering vescular opening, %66 of them like implementation of medicine, %48 of them
are prefering to little surgical intervention, while %44 of them are favoring receiving vital signs.
The findings were discussed for improving the nursing education.
Keywords: Nursing Students, Profession, Professional Problems
73
[P-017]
Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Cinsel Yolla Bulaşan
Hastalıklar Konusundaki Bilgi, Tutum ve Davranışları
Bayraklı Berin1, Veren Funda1, Fidan Perihan2, Balman Seçil2, Solmaz Fatma2, Kelleli Asuman2,
Aydın Nilgün2, Çakır Yasemin2, Yıldız Derya2, Altundal Serap2, Torun Gülay2
1
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu Halk Sağlığı ve Hemşireliği Anabilim Dalı,
Öğretim Görevlisi, Zonguldak
2
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Son Sınıf Öğrencisi,
Zonguldak
AMAÇ: Bu araştırmada mezuniyet sonrası sağlık hizmetlerinin sunumunda görev alacak olan
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Laboratuar ve Tıbbi
Dökümantasyon ve Sekreterlik programı öğrencilerinin cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusundaki
bilgi,tutum ve davranışlarının saptanması amaçlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma tanımlayıcı tipte olup 25-29 Aralık 2006 tarihinde yapılmıştır.
Araştırmanın çalışma evrenini; 2006-2007 öğretim yılında Karaelmas Üniversitesi Sağlık Hizmetleri
Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören 68 öğrenci oluşturmaktadır. Veriler literatür taranarak
geliştirilen anket formu aracılığı ile toplanmıştır. Toplanan veriler yüzdelik, ortalama ve ki-kare testi
ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 19.8±1.84, %60.3’ü (n:41) Sağlık
Meslek Lisesi mezunu idi. Öğrenciler ‘‘en iyi bildiğiniz cinsel yolla bulaşan hastalık nedir’’ sorusuna
sırası ile %100 AIDS, %54.1 Hepatit B, ‘‘kendinizde cinsel yolla bulaşan hastalıkların varlığından
şüphelendiğinizde ilk ne yaparsınız’’sorusuna % 97.1’i (n:66) doktora başvuracağını, cinsel yolla
bulaşan hastalıklardan korunmak için ne yapılmalı’’ sorusuna %39.7’si kondom kullanılması
gerektiğini, %35.3’ü (n:24) cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusundaki bilgisinin yetersiz
olduğunu, %64.7’si (n:44) mevcut bilgilerini Sağlık Meslek Lisesinden aldıklarını belirtti.
SONUÇ: Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin yaklaşık üçte birinin cinsel yolla
bulaşan hastalıklar konusunda bilgileri yetersizdir.
Anahtar Kelimeler: aids, cinsel yolla bulaşan hastalıklar,üniversite öğrencisi
Knowledge, Attitude and Behavior of Health Services Vocation School
Students About Sexually Transmitted Diseases
Bayraklı Berin1, Veren Funda1, Fidan Perihan2, Balman Seçil2, Solmaz Fatma2, Kelleli Asuman2,
Aydın Nilgün2, Çakır Yasemin2, Yıldız Derya2, Altundal Serap2, Torun Gülay2
1
Instructor, School of Health, Zonguldak Karaelmas University,Turkiye
2
Nursing Student, School of Health, Zonguldak Karaelmas University, Turkiye
OBJECT: Purpose of the study is to determine knowledge, attitude and behavior of the students
about sexually transmitted diseases.
MATERIAL-METHOD: This study was performed between 25-29 December, 2006. In the research
68 students, registered Zonguldak Karaelmas University Health Services Vocation School in 20062007 and studying medical laboratory assistant programme and medical secretary programme,
were taken place. Data was collected by using a self-completed questionnaire. The percentage, chisquare test were used for data analysis.
FINDINGS: Mean age of the students was 19.8±1.84 and 60.3% of them (n:41) were graduated
from Health Vocation High School. ‘AIDS’ (100%) and ‘Hepatit B’ (54.1%) were the answer of the
question ‘Which sexually transmitted disease do you know well?’. 97.1% (n:66) of the students
answered ‘seeing a doctor’ to the question ‘What would you do firstly when you suspect of existing
a sexually transmitted disease?’. 39.7% of the group answered ‘using condom’ to the question
‘What can be done to protect from sexually transmitted diseases?’. 35.3% (n:24) of them thought
that they did not have enough knowledge about sexually transmitted diseases.
RESULTS: About one-third of Health Services Vocation School students’ knowledge of sexually
transmitted disease was inadequate.
Keywords: aids, sexually transmitted diseases, university student
74
[P-018]
Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Bilgisayar Ve Internet Kullanım
Durumlarının Belirlenmesi
Kartal Feza1, Taşkın Halise2
1
Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğrencisi
2
Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu Öğr. Gör. Msc.
AMAÇ: Günümüz Bilişim çağında bilgisayar ve internet kullanımı kişisel ve mesleki gelişim
açısından son derece önemlidir. Bu nedenle araştırma, Fethiye Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin
bilgisayar ve interneti; bilimsel araştırma ve etkinliklerin takibinde, veri tabanı oluşturulmasında,
kaynak araştırmada ve mesleki gelişmelerin takibinde ne kadar etkin kullanabildiklerini ortaya
çıkartmak amacıyla yapılmıştır.
MATERYAL – METOD: Araştırma 23–28 Şubat 2007 tarihleri arasında tanımlayıcı tipte yapılmıştır.
Araştırma evrenini Fethiye Sağlık Yüksekokulunda Eğitim-Öğrenim gören 238 öğrenci oluşturmuş,
çalışma örneklemine 207 öğrenci alınmıştır. Verilerin toplanmasında 15 sorudan oluşan anket formu
kullanılmıştır. Veriler SPSS 11.0 paket programında kodlanmış ve yüzdelik hesapları yapılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin %59.4’ü Hemşirelik; %40.6’sı Sağlık Memurluğu
bölümündedir. Öğrencilerin %28.5’inin kendisine ait bilgisayarının olduğu tespit edilmiştir.
Bilgisayarı kullanım amaçları incelendiğinde %86’sı internete bağlanmak, %79.2’si ödev ve tez
yazmak, %56.5’i müzik dinlemek için kullandığını belirtmiştir. Internet kullanım amaçlarına
bakıldığında %78.3’ünün bilgi aramak; %77.3’ünün Hemşirelik mesleği ile ilgili konuları araştırmak;
%71’inin merak ettiği ve hobileri hakkında bilgi edinmek; %67.6’sı iletişim kurmak; %59.9’u müzik
dinlemek, %44 oranında veri tabanından /kütüphaneden kaynak araştırmak, %45.9’ü ise günlük
haberleri takip etmek için kullanıldığı saptanmıştır. Internet kullanım süresine bakıldığında;
%47.3’ünün günde 1-2 saat, %12.6’sının haftada 2-3 saat olarak bulunmuştur.
SONUÇ: Öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun bilgisayar ve interneti bilgi taramak amaçlı
kullanması sevindirici bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Bilgisayar, İnternet, Öğrenci
Determination of Using Computer and İnternet in Fethiye Health College
Students
Kartal Feza, Taşkın Halise
Fethiye Health College, Nursing Department, Muğla.
AIM: In age of informatics, using computer and Internet are rather important for personal and
Professional improvement in our time.
For this reason; the investigation was carried out to find out how effective the students in Fethiye
Health College can use computer and Internet in pursuing their scientific researches and activities,
establishing data base, investigating resources and following the professional developments.
MATERIAL & METHOD: This investigation has been carried in descriptive way between the dates
23rd-28th February, 2007. 238 students at Fethiye Health College constitutes the area of the
investigation. 207 students participating sample. In collecting data, a questionnaire with 15
questions was used.
FINDINGS: 59.4 % are Nursing, 40.6 % Health Officer students participating in the investigation.
It was determined that 28.5 % of the studentshave their own computers. On examining the usages
of computer, they have stated that 86 % connect to Internet, 79.2 % write homework and thesis,
56.5 % listen to music. On examining their aims in using Internet, it was found out that 78.3 %
search for information, 77.3 % investigation about nursing, 71 % their interests and hobbies, 67.6
%for communication, 59.9 %music, 44 % data base library, 45.9 % daily news. On examining the
duration of the Internet using was found that 47.3 % 1-2 hours in a day, 12.6 % 2-3 hours in a
week.
RESULT: It was happy that most of the students use computer and Internet for scanning
knowledge.
Keywords: Computer, İnternet, Student
75
[P-019]
Sağlık Ocağına Başvuran Bireylerin Ruh Sağlığı Profili
Geçici Fatma, Çal Kübra, Şarlak Kader
Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksek Okulu
GİRİŞ-AMAÇ: Ruh sağlığı, “kişinin kendi kendisiyle, çevresini oluşturan kişilerle ve toplumla barış
içinde olması, sürekli denge, düzen ve uyum sağlayabilmek için gerekli çabayı sürdürebilmesi”
olarak tanımlanabilmektedir. Toplum ruh sağlığının geliştirilmesi açısından birinci basamak sağlık
hizmetleri içinde yürütülecek ruh sağlığı çalışması büyük önem taşımaktadır.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışma sağlık ocağına başvuran bireylerin ruh sağlığı profilini belirlemek
amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Çalışmanın evrenini sağlık ocağına bir yıl içinde başvuran
9810 kişi oluşturmuştur. Örnekleme 246 kişi alınmıştır. Çalışma retrospektif bir çalışma olup veri
toplama aracı olarak kayıt taraması yapılmıştır. Veriler bilgisayar ortamında SPSS 11.0 paket
programı kullanılarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR-SONUÇ: Sağlık ocağına başvuran hastaların % 55.5’ inin erkek, % 18.3’ ünün 60 ve
üzeri yaş grubunda olduğu %46.4’ ünün epilepsi, % 20.3’ünün depresyon tanısı aldığı saptanmıştır.
ÖNERİLER:
1.Ruh sağlığının iyi olmasının önemine dair toplumda, sağlık meslek gruplarında bilinç geliştirmek,
Anahtar Kelimeler: ruh sağlığı profili, sağlık hizmetleri, toplum
The Mental Health Profile of The Individuals Resorting to State Clinics
Geçici Fatma, Çal Kübra, Şarlak Kader
Muğla University Fethiye School of Health
INTRODUCTION AND AIM: Mental Health can be defined as to be in peace with one’s own seif,
the surrounding people and the society, and the maintenance of the required effort to keep the
order, harmony and the constant balance. Mental health practices to be carried out in the primal
step of healthcare services are of great importance in terms of the improvernent of the societal
mental health.
MATERIALS-METHOD: This study was planned to be definitive to determine the mental health
profıle of the individuals resorting to the state clinic. The seope of the study is made up of 9810
people who resorted to the state clinic in a year. Sampiing is consists of 246 people. Database scan
was used as a data acquisation tool and it is a retrospective study. The data was evaluated using
the SPSS 11.0 software in computer environment.
FINDINGS AND CONCLUSIONS: %55.5 of the overali patients were female, % 18.3 were at the
age of 60 and above, %46.4 were diagnosed with epilepsy and %20.3 with depression.
1. Developing consciousness in society and the healthcare professionals with respect to the
importance of good mental health.
Keywords: mental health profıle, healthcare services, societal
76
[P-020]
Çanakkale'de Geriatrik Yaş Grubunda Kronik Hastalık Görülme İnsidansı ve
İlaç Kullanım Bilgi Düzeyi
Öncül Kübra, Özcan Özlem, Özgür Sabriye, Karaca Melike, Algan Aysun, Şener Alper
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Çanakkale/Türkiye
GİRİŞ: Geriatri yaş grubundaki hastalarda bir yada daha fazla kronik hastalık görülme oranı
%30’un üzerindedir. Hastaların çoğu, birden çok ilaç kullanmakta ve ilaçların kullanım sebebini
bilmemektedir
YÖNTEM: Bu çalışmada Çanakkale’de huzurevinde kalanlarda ve rastgele örneklem geriatrik yaş
grubunda kronik hastalık görülme sıklığına bakıldı. İki grup arasında kronik hastalık görülme
insidansı ve ilaç kullanımı bilgi düzeyi sorgulandı.
BULGULAR: Toplam 100 kişi üzerinde yapılan araştırmada; huzurevi yaş grubunda 50 kişi;
toplumdan seçilen rastgele örneklem grubunda ise 50 kişi bulunmaktadır. İki grup arasında
hastalıkların dağılımı tabloda 1 de özetlenmiştir. Huzurevinde 2 kişide (%0.04) hiçbir kronik
hastalık yokken, diğer grupta 21 kişide(%42) kronik hastalık bulunmamaktadır. Huzurevinde
kalanlarda kronik hastalıklar hakkında bilgi düzeyi diğer gruba göre anlamlı derecede yüksektir.(
huzurevinde %60, örneklem grubunda ise%38)
Huzurevi grubunda 30 hastada (%60) ikiden fazla hastalık varken, örneklem grubunda ise 5
hastada ise 5 hastada ikiden fazla kronik hastalık görülmektedir.
SONUÇ: Yapılan araştırma sonucunda huzurevinde kalanlarda kronik hastalıkların görülme oranı
diğer gruba göre yüksek bulunmuştur. Huzurevinde kalanlar hastalıkları hakkında daha fazla bilgiye
sahipken örneklem grubu ise hastalıkları hakkında daha az bilgiye sahiptir. Bu durum hemşirelik
hizmetlerinin düzenli verilmesine bağlıdır.
Anahtar Kelimeler: Geriatri, İlaç, İnsidans, Kronik
Incidence of Chronic Illness, Knowledge Level of Medicine using in Geriatric
Age Group in Çanakkale
Öncül Kübra, Özcan Özlem, Özgür Sabriye, Karaca Melike, Algan Aysun, Şener Alper
Canakkale OnSekiz Mart University Health College, Canakkale/Turkey
INTRODUCTION: In gerıatrı age group patıence level of one or more chronıc ıllness appearence ıs
over % 30. Most of the patıents use more than one medıcıne and they don’t know why they use
these medıcınes.
METHODS: In thıs study we research that appearance frequency of chronic illness whıch come out
ın patıents who stay ın rest home and haphazard (örneklem) gerıatrıc age group.
FINDINGS: Thıs study ıs made to overall 100 person, ın rest home age group 50 person, ın
haphazard (örneklem) group who are selected from socıety 50 person partıcıpate ın thıs
ınvestıgatıon.dıspersıon of ıllness between two groups ıs summarızed ın table.
Dıspersıon of chronıc ıllness accordıng to groups whıle 2 (%0.04)persons who stay ın rest home
haven’t got chronıc ıllnsess, ın the another group 21 (%42)person have got chronıc ıllness. Persons
who stay ın rest home, knowledge level of chronıc ılness ıs hıgher than another group. ( rest home
% 60, örneklem group % 38). Whıle ın rest home group, 30 person (%60) have got more than 2
illness, (örneklem) group 5 person haven’t got more than 2 illness.
CONCLUSION: In the consequence of thıs ınvestıgatıon, ın patıents who stay ın rest home,
appearance level of chronıc ıllness ıs hıgher than another group. Whıle persons who stay ın rest
home have much more knowledge about theır ıllness, (örneklem) group have less knowledge about
theır ıllness. Thıs sıtuatıon bound to orderly gıven nursıng servıce.
Keywords: Geriartri,Medicine,Insidans,Chronic
77
[P-021]
Üniversite Öğrencilerinin HIV/AIDS Hakkında Bilgi ve Tutumlarının
Araştırılması
Yılmaz Esma, Tosun Hidayet, Geriş Muammer
Trakya Üniversitesi Kırklareli Sağlık Yüksekokulu, Kırklareli
AMAÇ: Araştırmamız, Kırklareli il merkezindeki Üniversite öğrencilerinin HIV/AIDS hakkındaki bilgi
düzeyleri ve tutumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM: Çalışma, Trakya Üniversitesi Kırklareli Teknik Eğitim Fakültesi ve Kırklareli Meslek
Yüksekokulunda (2004-2005 eğitim-öğretim yılı) okuyan 1550 öğrenci evreninden, basit rastgele
örneklem yöntemiyle %30 oranında seçilen 461 öğrenci üzerinde, gözlem altında anket uygulaması
biçiminde yapılmıştır.
BULGULAR: Çalışmaya katılan araştırma grubunun HIV/AIDS’in bulaş yolları ve etkenin en çok
hangi vücut sıvılarında bulunduğu ile ilgili soruları doğru cevaplama oranları yüksek saptanmıştır.
HIV/AIDS’e ait bilgi kaynakları değerlendirildiğinde televizyon-yazılı basın % 92,2 oranıyla en
yüksek seçeneği oluşturmuştur. Öğrenciler konuyla ilgili bilgi düzeylerini %73,2 oranıyla bazı şeyler
biliyorum ancak yeterli değil olarak tanımlamışlardır. Hastalara bakış açıları incelendiğinde % 81,8’i
“normal bir yaşam sürmesine ve konuyla ilgili eğitilmesine yardımcı olurdum” cevabını vermişlerdir.
SONUÇLAR: Araştırma grubunun HIV/AIDS’le ilgili bilgi düzeylerinin yetersiz olmadığı ve sosyal
açıdan bakış açılarının olumlu olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: bilgi, HIV/AIDS, tutum, üniversite öğrencileri
Research on The Knowledge and Attitudes of University Students About
HIV/AIDS
Yılmaz Esma, Tosun Hidayet, Geriş Muammer
Trakya University Kırklareli Collage Of Health, Kırklareli
OBJECTIVE: Our research has been done for the purpose of defining the information levels and
attitudes of university students in the centre of Kırklareli about HIV/AIDS.
METHOD: The research has been done by using questionmaires under observation 461 students
chosen in a percentage of 30% out 1550 students by the method of simple random representation.
FINDINGS: The rates of the research group participated in the study answering the questions
correctly concerning the ways of spreading HIV/AIDS and in which body fluıds the activator
appears most were found to be high. When the information sources about HIV/AIDS were
evaluated, TV- Printed Media was seen to be the highest choice with a rate of 92.2 %. The students
defined their level of knowledge about the subject as “ I know some things, but not enough” with a
rate of 73.2%. When their point of views to the patients were looked closely 81.8% of them
answered “I would help them maintain a normal life and be educated on the subject”.
RESULTS: It has been found out that the knowledge level of the research group on HIV/AIDS is
not insufficient and their social point of views are positive.
Keywords: attitude, HIV/AIDS, knowledge, university students
78
[P-022]
Ev Kadınlarına Yönelik Ev Kazalarında İlkyardım Eğitimi
Sülkü Erol1, Atlan Muzaffer1, Ediz Derya2, Doğan Emir Ayşe2, Şener Emine1
1
Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu Sağlık Memurluğu Bölümü
2
Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü
AMAÇ: Bu çalışma, Fethiye Sağlık Yüksekokulu yakınlarında ikamet eden ev kadınlarına yönelik ev
kazalarında (kesikler, yanıklar ve yabancı cisim kaçmaları) ilkyardım eğitim ihtiyacının saptanması,
eğitimin uygulanması ve değerlendirilmesi süreçlerini kapsamaktadır
YÖNTEM: Çalışmada ev kadınlarının bilgi düzeylerinin değerlendirilmesinde 20 doğru yanlış testi ve
7 sosyo demografik özellik sorgulayan 27 adet soru içeren anket formu kullanılmıştır. Bilgi düzeyini
saptamak amacıyla hazırlanan form eğitim öncesi ve 05.12.2006 tarihinde gerçekleştirilen eğitim
sonrasında son eğitime katılan 23 kişiye uygulanmıştır. Programa katılanlara hem ön test hem de
son test anketi yüz yüze görüşülerek uygulanmıştır. Eğitim sonunda uygulanan anket formundan
%70 ve üzeri başarı sağlayan katılımcılar yeterli kabul edilmiştir. Çalışmanın istatistiki
değerlendirilmesi SPSS for Windows 11.0 paket programı kullanılmıştır. Ön test son test puan
ortalamaları arasında fark olup olmadığını belirlemek amacıyla t testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Çalışmaya katılan ev kadınların % 8,7’si okur- yazar değilken, % 82,6’ sı ilkokul
mezunudur. % 82,6’ sı daha önceden ev kazalarına ilişkin bir eğitim almamışken, % 17,4’ ü eğitim
almıştır. Yapılan ön test anketi değerlendirilmesi sonucunda puan ortalaması 56,52 iken son test
anketi değerlendirilmesi sonucu puan ortalama 87,17’dir.
SONUÇ: Elde edilen sonuçlara göre; ön test ve son test değerlendirilmesinde anlamlı bir fark
bulunmuştur. Bu değerlendirme sonucunda eğitimin etkin olduğu saptanmış olup daha sonra
yapılacak çalışmalarla ev kadınlarına yönelik farklı eğitim programları hazırlanarak sağlık eğitimi
çalışmalarının artırılması hedeflenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Sağlık Eğitimi, Ev Kazaları, İlkyardım
First Aid Education to House Women About Home Accidents
Sülkü Erol1, Atlan Muzaffer1, Ediz Derya2, Doğan Emir Ayşe2, Şener Emine1
1
Mugla University Fethiye Health Hihg School, Health Official Department
2
Mugla University Fethiye Health Hihg School, Nursing Department
AIM: This research includes the processes of establishing the first aid education needs, application
of the education and determination of the education about home accidents (cuts, burns and forein
substance slips) of the women living near of the Fethiye Health High School.
METHOD: In the research to establish the house women knowledge level, a questionnaire which
consists of 27 questions, 20 right false test and 7 quetions which examines socio demographical
features is used. The form which is prepared to measure the knowledge level is applicated before
and after the education which is given on 05.12.2006 to the 23 persons who entered to the final
education. Both the pre and post test questionares are applicated to the persons who participiated
to the program face to face. 70 % succes and over is accepted as enough from the questionnaire
which is applicated at the end of the education. For the statically analysis of the researh SPSS for
Windows 11.0 packet programme is used. To establish if there is any difference between pre and
post tets point average t test is used.
FINDINGS: 8,7% of the women who participiated to the research could not read and write, 82,6%
were graduated from primary school, 82,6% didn’t took any education about home accidents
before, although 17,4% of them took an education. After the determination of the pre test
questionaire the average point was 56,52 and after the post test determination the average point
was 87,17.
RESULT: According to the outcomes; a meaningful difference is found between pre and post test
determinations. After this determination it is established that this education was effective and it is
aimed to increase the health education studies for house women with different education studies
which will be done in the future.
Keywords: Health Education, Home Accident, First Aid
79
[P-023]
Üreme Çağındaki Kadınların İnfertilite Konusundaki Bilgi ve Düşünceleri
Sunay Fatma Bahar1, Koçan Hazel2, Türker Semihat1
1
Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Öğretim Elemanı
2
Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Öğrencisi
AMAÇ: Çiftlerin en az 12 ay doğum kontrol yöntemi uygulamadan cinsel ilişkide bulunmalarına
rağmen çocuk sahibi olamamalarına infertilite denir. Yapılan araştırmalar infertilitenin kişilerin ruh
sağlığı ve sosyal ilişkileri üzerinde ciddi olumsuzluklara neden olduğunu göstermiştir. Bu çalışmanın
amacı; üreme çağındaki kadınların infertilite konusundaki bilgi ve düşüncelerini belirlemektir.
METOD: Çalışma, 1–31 Ağustos 2006 tarihlerinde Antalya Devlet Hastanesi’nde yatan hastalar,
refakatçileri ve ziyaretçilerinden çalışmaya katılmayı kabul eden 15–49 yaş arasındaki 100 kadınla
gerçekleştirildi. Deneklere araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu uygulandı, veriler yüzde
ve aritmetik ortalama ile değerlendirildi.
BULGULAR: Çalışmaya katılanların %59’unun bekâr, %65’inin öğrenci olduğu, %80’inin il
merkezinde yaşadığı ve eğitim sürelerinin ortalama 11,78±3,70 yıl olduğu belirlendi. %64’ü kısırlığı
"çocuk sahibi olamama" olarak tanımladı. Ortalama 3,09±1,70 farklı infertilite nedeni sayabildiler.
En sık bildirilen sebepler; sperm sayısının az olması, kalıtım ve anovulasyondu. %43’ü
toplumumuzda infertilite konusundaki en önemli yanlış bilginin, infertilitenin sadece kadınlardan
kaynaklandığı görüşü olduğunu ve %51’i infertil çiftlerin en önemli sıkıntısının toplum ve aileden
gelen baskılar olduğunu belirtti. İnfertilite sorununun çiftleri etkileme düzeyleri hakkındaki görüşleri
sorulduğunda; %69’u kadının daha fazla etkilendiğini söyledi.
SONUÇ: Benzer çalışmanın infertil çiftlerle ve daha geniş gruplarla gerçekleştirilip toplumun konu
hakkındaki eğitim gereksinimlerinin belirlenmesinin uygun olacağı sonucuna varıldı.
Anahtar Kelimeler: infertilite, üreme çağındaki kadın
Knowledge Level and Considerations of Reproductive Women about
Infertility
Sunay Fatma Bahar1, Koçan Hazel2, Türker Semihat1
1
Balikesir School of Health Lecturer
2
Balikesir School of Health Student
AIM: Infertility is being childless of couples that perform sexual intercourse for at least 12 months
without using contraceptive methods. Studies showed that infertility has negative effects in
psychological wellness and social relations of effected couples. This study aims to determine the
knowledge level and considerations of reproductive women about infertility.
METHOD: Study was performed at 1–31 Augustus 2006 with 100 patients, companions and
visitors of Antalya State Hospital who are between the ages of 15–49. Data was analysed as
percentages and means.
FINDINGS: 59% participants were single, 65% was student, 80% was living in city and education
length was 11,78±3,70 years. 64% described infertility as "being childless". They were able to
count 3,09±1,70 infertility causes; mostly known ones were insufficient sperm, genetics and
anovulation.
According to 43%, the most important false information about the infertility was that it’s resulted
only from the reasons related with the women. 51% declared the impression of the society as the
most important bother of couples. 69% claimed that infertility problem affects women more than it
does to men.
RESULT: It’s concluded that in order to determine the educational needs of the society, similar
studies should done with infertile couples and bigger samples.
Keywords: infertility, reproductive women
80
[P-024]
Varis Hastalığının Oluşumunda Etkili Olan Davranış ve Tutumların
İncelenmesi
Çalık Elif1, Tarı Özge2, Taş Tuğba2, Pekmez Fatma2, Turan Emine2, Kader Hanım2, Çiçek Kezziban2,
Eryılmaz Nuray2, Biçer Burcu2, Telli Şerife2, Yeter Kevser3, Yavuz Betül3
1
Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Öğr.Grv.
2
Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi
3
Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Araştırma Görevlisi
AMAÇ: Çalışma Kütahya Devlet Hastanesi Genel Cerrahi kliniğinde yatan varis tanısı almış
bireylerin varis hastalığının oluşumunda etkili olan davranış ve tutumların incelenmesi amacı ile
tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
MATERYAL-METOD: Çalışma 13.12.2006-13.05.2007 tarihleri arasında varis tanısı almış
hastalardan araştırmaya katılmayı kabul eden 34 hasta üzerinde yüz yüze görüşme ve anket
yöntemi ile veriler toplanmıştır.
BULGULAR: Çalışmamıza katılan bireylerin %68’sinin kadın, %56’sının 45 yaş üzerinde, % 41’inin
ev hanımı, %65’inin sigara kullanmadığı ve %82’inin alkol kullanmadığı bulundu. Çalışmamıza
katılan bireylerin %50’si çoğu zaman %44’ü her zaman “günde bir saatten uzun süre ayakta
kalırım”, %6’sı her zaman “günde en az iki litre su içerim”, %35’i çoğu zaman %29’u her zaman
“ayak bileğimde şişme oluyor”, %38’i çoğu zaman %21’i her zaman “bacaklarımda yanma, sızlama
oluyor”, %32’si “bacaklarımda kaşıntı oluyor”, %24’ü “alt bacağımda ve ayak bileğimde morluklar
oluyor” sorusuna hayır cevabı verdi.
SONUÇ: Çalışmamız sonucunda varis tanısı almış bireylerin tutum ve davranışlarının varis
gelişimindeki risk faktörlerini desteklediği görülmekte ve bu konuda bilgilendirilmeleri gerekliliği
önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: varis, hemşirelik
Examınıng Of The Behavıours And Conducts Whıch Have Effecton On The
Formatıon Of Varıcose Illness
Çalık Elif1, Tarı Özge2, Taş Tuğba2, Pekmez Fatma2, Turan Emine2, Kader Hanım2, Çiçek Kezziban2,
Eryılmaz Nuray2, Biçer Burcu2, Telli Şerife2, Yeter Kevser3, Yavuz Betül3
1
The Health Institution of Higher Education of Nursing of the Dumlupınar University, Lecturer
2
The Health Institution of Higher Education of Nursing of the Dumlupınar University, Student of
Clas IV
3
The Health Institution of Higher Education of Nursing of the Dumlupınar University, Assesment
Research
AIM: This work was made as a descriptive for the aim of examining the attitudes and behaviour
which had effection an individuals varicose illness who lay down general surgean clinic in Kütahya
Government hospital.
MATERIAL-METHOD: This work was made between the date of13.12.2006and13.05.2007 the
patients who accepted to be added to this search datas were collected via face-to-face and inquiry
method. (n=34)
FINDINGS: As a result of the analyses shoved%68of our patients were women and%56of our
patients were above the age of 45,%41of patients were housewife,%65of them didn’t have got the
habit of cigarette and%82of them not have got the habit of using alcohol. The patients who were
added to our work were aswered our questions like these,%50of them usually%44of them always
more than hour I stand on my foot in a day“%6of them always“in minimal degree I drink 2lt water
in o day“%35of them mostly,%21of them always“burning and hurt happens on my leg”,%32of
them“itch happens on my leg”%24of them“lower part of my leg and ankles bruises” as no.
RESULT: Our search showed that varicased individuals’ attitude and behoviours supports the risk
factors of varicose and individuals must have been educated on this subject.
Keywords: varicose, nursing
81
[P-025]
Kadınlarda Üriner İnkontinans Risk Faktörlerinin İncelenmesi
Çalık Elif1, Arslan Pınar2, Tarı Özge2, Taş Tuğba2, Öztürk Ruşen2, Şahin Ümmügülsüm2, Çağrı
Neslihan2, Biler Semra2
1
Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği
AD., Öğretim Görevlisi
2
Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi
AMAÇ: Bu çalışma kadınlarda, üriner inkontinans görülme sıklığının ve bunu etkileyen risk
faktörlerinin incelenmesi amacıyla yapıldı.
MATERYAL-METOD: Çalışmamız, Kütahya’daki Devlet hastanelerinde araştırmaya katılmayı kabul
eden, evli ve en az bir kez doğum yapmış kadınlar üzerinde tanımlayıcı olarak yapıldı (n=188).
Veriler anket uygulama ve yüz yüze görüşme yöntemiyle toplandı, analizinde SPSS 11.0 paket
programı kullanıldı.
BULGULAR: Yapılan analizler sonucu, çalışmamıza katılan kadınların; yaş ortalaması
48.2±15.7(n=188), %25’inin okur-yazar olmadığı, %32.4’ünün günde yedi ve daha fazla kez idrar
yaptığı, %21.3’ünün günde en az iki kez çamaşır değiştirdiği ve %42’sinin en az bir kez düşük
yaptığı tespit edildi. “İdrarınızı yaptıktan sonra hala varmış gibi hissediyor musunuz?” sorusuna;
%26.6’sı bir miktar kaçırdığı, “yürürken şiddetli idrar yapma hissi duyup tuvalete gitme zorunluluğu
oluyor mu?” sorusuna; %20.7’si epeyce, “bulaşık yıkarken yada su sesi duyunca tuvalete gitme
zorunluluğu oluyor mu?” sorusuna; %19.7’si epeyce cevabını vermiştir.
SONUÇ: Sonuçlara göre; literatür doğrultusunda kadınlarda üriner inkontinans risk faktörlerini
desteklediği sonucuna varıldı.
Anahtar Kelimeler: üriner inkontinans, risk faktörleri, yetişkin kadınlar, hemşirelik
Research Of The Factorias Of Urinary Incontinence Risc In Women
Çalık Elif1, Arslan Pınar2, Tarı Özge2, Taş Tuğba2, Öztürk Ruşen2, Şahin Ümmügülsüm2, Çağrı
Neslihan2, Biler Semra2
1
The Health Institution of Higher Education of Nursing of the Dumlupınar University, Surgical
Nursing, Lecturer
2
The Health Institution of Higher Education of Nursing of the Dumlupınar University, Student of
Clas IV
AIM: The research was carried out in order to study the frequency of urinary incontinence and the
effective risk factors in the women.
MATERIAL-METHOD: Our study had accepted to participate the State Hospitals in the city of
Kütahya and who were married and had given birth at least once.188female patient samples were
formed in accordance with the research criteria.Data were collected via questionnaire and face-toface interview methods.
FINDINGS: As a result of the analyses,the average of age among the women participating in our
study was found to be 48.2±15.7(n=188).It was found that%25of the women were illiterate.It was
also recorded that%32.4of them went to piss for seven or more times daily that%21.3changed
underwear at least twice and that%42suffered a miscarriage at least for once in their lives.It was
also established that%26.6of the sample patients answered as a little amount of urinary
incontinence to the question“Do you feel that you still need to piss after you have
pissed?”;%20.7answered as quite a lot to the question“Do you feel obliged to rush to the toilet due
to the intense feeling of peeing while walking?”;%19.7answered as quite a lot.
RESULT: According to our research,in terms of the literature,supported the urinary incontinence
risk factors in women.
Keywords: urinary incontinence, factorias of risc, adult women, nursing
82
[P-026]
Ebe-hemşirelerin Sağlık Yüksekokulu öğrencilerine ilişkin düşünceleri
Odabaş Serap, Kaba Mukaddes, Ünver Şule, Öztürk Nazan, Etikan İlker
Gaziosmanpaşa Üniversitesi
AMAÇ: Çalışma amacımız, klinikte uygulama alanlarında çalışan ebe, hemşirelerin ebelik-hemşirelik
öğrencilerine ilişkin görüşlerinin saptanması, elde edilen sonuçlardan eğitim yaşantısında
yararlanılması ve uygulamaların daha nitelikli olarak yapılabilmesinin sağlanmasıdır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tokat il merkezindeki sağlık kuruluşlarından BRÖ (Basit rastgele örneklem)
yöntemiyle seçilen Üniversite hastanesi, 5 no’ lu sağlık ocağı ve 7 no’lu sağlık ocağında çalışan 81
ebe ve hemşire çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. Veriler 12–23 Mart 2007 tarihleri arasında
anket formuyla toplanmış olup SPSS paket programıyla değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde KİKARE ve iki ortalama arasındaki önemlilik testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırma grubumuzun % 64.2’si hemşirelerden, % 35.8 ’i ebelerden oluşmakta olup
% 70.4’ü Üniversite hastanesinde,%29.6’sı sağlık ocağında çalışmaktadır. % 55.6’sının meslekte
çalışma süresinin 1-5 yıl iken, % 25.9 ’unun çalışma süresi 6-10 yıldır.
Ayrıca ebe-hemşirelerin yaş, meslek, çalıştıkları kurum ile öğrencilere ilişkin düşünceleri arasında
anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.
SONUÇ: Çalışmamızda yer alan ebe-hemşirelerin S.Y.O ( Sağlık Yüksekokulu ) öğrencilerine ilişkin
olumlu düşündükleri belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Düşünce,ebe,hemşire,sağlık yüksekokulu öğrencileri
The ideas of the midwives and nurses about the students in Health High
School
Odabaş Serap, Kaba Mukaddes, Ünver Şule, Öztürk Nazan, Etikan İlker
Gaziosmanpasa University
PURPOSE: The purpose of the present study is determining the ideas of the midwives and nurses
about the students in Health High School benefiting from the obtained results in education life and
providing the implementations to be carried out more qualified.
MATERIAL-METHOD: The sample of the study consisted of 81 midwives and nurses, who work in
University Hospital,village clinics number 5 and 7 which were selected with BRÖ (simple random
sampling) method in Tokat Province Centre. The data was collected with inquiry form between 1213 March 2007, they were evaluated with SPSS package program. At the analysis of the data; the
importance test between chi-square and two average was used.
FINDINGS: Our research group’s 64.2 % are nurses, 35.8 % midwives and 70.4% of them work
in University Hospital, 29.6 % work in village clinics. 55.6 % of them have 1-5 year working
duration 25.9 % of them have 6-10 years working duration. No meaningful relationship has been
found between the midwives-nurses' ages, occupations and institutions they work and their about
the students.
RESULT: It was determined that midwives-nurses who are involved in our study have positive
thoughts about the S.Y.O ( Health High School ) students.
Keywords: Idea,midwife,nurse,students of health high school
83
[P-027]
Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık Yüksekokulu 3 ve 4. Sınıf Öğrencilerinin
Gelecekteki Kariyerleriyle İlgili Olarak Görüşlerinin İncelenmesi
Ucuz Naciye1, Yaklaş Burcu1, Karaca Aylin1, Kartal Burcu1, Ertem Yrd.doç.dr. Gül2
1
Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü Öğrencisi, İzmir
2
Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık Yüksekokulu, Öğretim Üyesi, İzmir
GİRİŞ: Kariyer, işle ilgili faaliyet ve tecrübelerin bir sonucu olarak ortaya çıkan davranış ve
tutumları içerir. Bireylerin; kariyer seçiminde; kendini tanıma, ilgi alanları, kişilik, eğitim, mesleki
düzey, sosyo-ekonomik statü gibi faktörler etkilemektedir. Bireysel kariyer yönetimi; bireyin iş
yaşamına ilişkin hedeflerini gerçekleştirmesi amacı ile gerekli faaliyetleri planlaması, organize
etmesi, icra etmesi, koordinasyonu ve değerlendirmesidir.
AMAÇ: E.Ü.Ö.S.Y. 3. ve 4. sınıf hemşirelik öğrencilerinin gelecekteki kariyerleriyle ilgili olarak
görüşlerinin incelenmesi amacıyla planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu araştırma, tanımlayıcı olarak E.Ü.Ö.S.Y’unda 10-22 Nisan 2007 tarihleri
arasında yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini; Ödemiş Sağlık Yüksek Okulunda öğrenim görmekte
olan 3 ve 4. sınıflardaki 80 öğrenci oluşturmaktadır. 11 öğrencinin devamsızlığı nedeniyle araştırma
örneklemini dışında tutulmuştur. Araştırmanın verileri; sosyodemografik özellikleri, kariyer
planlaması ile ilgili düşünce, hedef ve bunu etkileyen faktörleri içeren araştırmacılar tarafından
literatürler doğrultusunda geliştirilen 32 soruluk anket formu ile toplanmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 23 ±1.45 olduğu, %40.6 sı düz lise
mezunu, öğrencilerin %63.8 inin hemşirelik bölümü bilinçli tercihi, %62.3 ü mesleği kendi isteğiyle
seçmiş, %65.2 si hemşirelik mesleğinden memnun, %94.2 si mesleğini yapmayı istemekte,
öğrencilerin %72.5 si kariyer düşünüyor, %95.7 si sağlık alanında çalışmak istiyor, mezun olunca
% 53.6 sı kamu sektöründe çalışmayı tercih etmiş, %72.5’i iş hayatındaki sektörel gelişmeleri ve iş
alanlarını takip ediyor, % 43.5’i iş dünyasında kadınların engellendiğini ama durumun giderek
eşitlendiğini, kariyer seçimi konusunda önemli unsurlar nelerdir sorusuna % 60.9’u bölümünde
uzman olmanın önemli rol oynadığını düşünmekte ve kariyer yapmayı istemektedir. Ayrıca kişinin
kendini geliştirmesi konusunda mesleki kurs ve seminerlere katılmanın büyük önemi olduğunu
vurgulamışlardır.
Sonuç olarak; hemşirelik meslekten çok bir kariyerdir. Hemşirelik hayatın niteliğini arttıracak
farkları bilmek ve bunu bir insan için yapabilmektir. Hemşirelik bu mesleği seçenlerin hayatının
niteliğini de arttıran emeğinin karşılığını veren ve mücadele dolu bir kariyerdir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, Kariyer
Examination of 3rd and 4th Year University Nursing Students' Views About
Their Future
Careers 1
1
1
1
2
Ucuz Naciye , Yaklaş Burcu , Karaca Aylin , Kartal Burcu , Ertem Yrd.doç.dr. Gül
1
Ege University Ödemis Health High School, Department of Nursing, İzmir, Turkey
2
Asst. Professor, Teaching Faculty, Ege University Ödemiş School for Health Sciences,İzmir, Turkey
INTRODUCTION: A career includes the behaviors and attitudes that occur as a result of work
related activities and experiences. Individuals are affected by factors such as self awareness, areas
of interest, personality, education, professional level, and socioeconomic status in their choice of a
career. Personal career management is the planning, organizing, carrying out, coordinating and
evaluating of activities needed for realizing personal goals related to work life.
AIM: The purpose of this study was to examine the views of Ege University Ödemiş School for
Health Sciences (EUOSHS) 3rd and 4th year nursing students about their future careers.
TOOL AND METHOD: This research was conducted as a descriptive study at EUOSHS between
April 10-22, 2007. The research population was the 80 students in the 3rd and 4th year at
EUOSHS. There were 11 students absent who were not included in the research sample. The
research data were collected on a 32 question survey developed by the researchers that included
questions about their sociodemographic characteristics and their thoughts about career planning,
their goals and factors that affect these goals.
FINDINGS: The mean age of the participating students was 23 ±1.45 years, 40.6% graduated
from a regular high school, 63.8% consciously chose nursing school, 62.3% chose their profession
willingly, 65.2% were pleased with the nursing profession, 94.2% wanted to work in their
profession, 72.5% were thinking about their career, 95.7% wanted to work in the health sector,
53.6% wanted to work in the public sector after graduation, 72.5% followed developments in the
sector of work life and work areas, 43.5% thought that their were obstacles for women in the
workplace but that the situation was gradually equalizing, and, to the question about what were
the important elements on the subject of career choice, 60.9% thought that being at expert in the
area played an important role and wanting to make it a career. They also emphasized that
participation in professional courses and seminars for personal development was also important.
In conclusion, nursing is more a career than a profession. Nursing is knowing the differences that
will improve quality of life and being able to do this for someone. Nursing is an adventure-filled
career that improves quality of life and compensates for effort given.
Keywords: Career, Nursing
84
[P-028]
Çocuk İstismarı Ve İhmelinin Belirtileri Hakkında Sağlık Ocaklarında Çalışan
Ebe Ve Hemşirelerin Bilgi Düzeylerinin Saptanması
Karaman Serap, Öztürk Nazan, Erdem Öznur, Erkorkmaz Ünal
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Ebelik Bölümü, Tokat
AMAÇ: Bu çalışma Tokat ili merkez ilçesindeki sağlık ocaklarında çalışan ebe ve hemşirelerin çocuk
istismarı ve ihmali hakkındaki bilgi düzeylerinin belirlemek amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışma 1-30 Mart 2007 tarihleri arasında, Tokat İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı 8
sağlık ocağı ve Ana Çocuk Sağlığı-Aile Planlaması merkezinde yapılmıştır.Bu merkezlerde çalışan
ebe ve hemşirelerden araştırmaya katılmayı kabul eden 60 birey örneklemi oluşturdu. Verilerin
toplanmasında tanımlayıcı özellikler formu ve 39 sorudan oluşan tanılama ölçek formu
kullanıldı.Elde edilen veriler yüzdelik dağılım,mann-whitney,kruskal-wallis testi ile değerlendirildi.
SONUÇ VE BULGULAR: Araştırma grubumuzun % 38.3’ü 26-30 yaş grubunda, % 81.7’si evli, %
25’i çalışma süresi 11-15 yıl arasında, % 55.2’i önlisans ve lise mezunudur. Grubun çoğunluğu (%
85) çalışma süresi boyunca çocuk istismarı ile karşılaşmadığını belirtirken, % 53.3’ü çocuk istismarı
hakkında bilgi almak istediğini belirtmiştir. Araştırmaya katılan ebe-hemşirelerin çocuk istismarı
hakkında bilgi düzeyleri ile çocuklarına kimin baktığı karşılaştırıldığında fark istatistiksel olarak
anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Çocuklarına ebeveyn yada akrabaları tarafından bakılan ebehemşirelerin çocuk istismarı hakkındaki bilgi düzeyleri, çocuklarını kreş ve yuvaya veren ebehemşirelerin bilgi düzeylerinden daha yüksek bulunmuştur (U=33.5). Ebe-hemşirelerin mezun
olduğu okul ile çocuk istismarı hakkındaki bilgi düzeyleri karşılaştırıldığında fark istatistiksel olarak
anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Sağlık Yüksek Okulu mezunu olan ebe-hemşirelerin çocuk istismarı
bilgi düzeyleri, lise ve önlisans mezunlarının sahip oldukları bilgi düzeyinden daha yüksek
bulunmuştur (U=196,0). Sonuç olarak ebe-hemşirelerin çocuk istismarı ve ihmali hakkında yeterli
bilgi düzeyine sahip olmadıkları ama bu konu hakkında bilgi almak istedikleri bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Çocuk, istismar, ihmal, ebe ve hemşire
Determination Of Level Of Knowledge Of Midwives And Nurses Employed In
Local Health Centers About Symptoms Of Child Abuse And Negligence
Karaman Serap, Öztürk Nazan, Erdem Öznur, Erkorkmaz Ünal
Gaziosmanpaşa Üniversity, School of Health, Midwifery Department, Tokat, Turkey
AIM: This study was conducted to determine the level of knowledge of midwives and nurses
employed in local health centers about symptoms of child abuse and negligence in Tokat Province.
MATERIAL-METHODS: The study was carried out in eight local health centers and Mother-Child
Health and Family Planning centers in Tokat province during March 1-30 period in 2007. A 60individual sample was formed of nurses and midwives who were willing to participate in the study.
Defining properties form and identification scale form consisting of 39 questions were used in data
collection. Data were evaluated using percentage distribution, Mann-Whiskey, Kruskal-Wallis test.
FINDINGS AND CONCLUSION: Of the survey group, 38.3 % were in 26-30 age group, 81.7 %
were married, 25 % had a job experience of 11-15 years, and 55.2 % were high school or twoyear college graduates. Majority of the group said they never saw any child abuse during their
carriers. Most of them (53.3%) wanted to get information about child abuse. When the level of
knowledge of nurses and midwives who participated in the study and were compared to who looked
after their children, the difference was statistically significant (P<0.05). Level of information about
child abuse of nurses and midwives whose children were loked after by their parents or relatives
was higher than those of the ones whose children were looked after in day-care centers (U=33.5).
Effect of the school that nurses or midwives graduated on the level of information about child
abuse was statistically significant (P<0.05). Level of knowledge was higher in nurses or midwives
who graduated Health Care Schools than those who graduated a high school or two-year college
(U=196.0). It was concluded that nurses and midwives don’t have enough level of knowledge
about child abuse and negligence but want to get information about these issues.
Keywords: Child abuse, negligence, midwives, nurses.
85
[P-029]
Bir Eğitim Hastanesinde Çalışan Hemşirelerin Hastanen Etik İklimini
Algılamalarının Belirlenmesi
Köse Didem1, Özkalyoncu Emine1, Uçar Muharrem2
1
Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Hemşirelik Yüksek Okulu, Ankara
2
Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Tıp Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı, Ankara
GİRİŞ VE AMAÇ: Etik iklim, bir kurumda çalışan bireylerin tutum, davranış ve hizmetlerini
etkileyen ve bir anlamda kurumsal yapının kişiliğini ifade eden bir kavramdır. Etik iklim aynı
zamanda, kurumların karakteri olarak da tanımlanabilir. Bu nedenle sağlık hizmeti veren kurumlar
yararlı olma, zarar vermeme, ilgi, özerklik, ve adalet gibi temel insani değerlere önem
vermelidirler. Hemşirelerin mesleki başarılarını geliştirmek için, kurumsal olarak yapılandırılmış,
düzenli takip edilen ve sürekli gelişime açık bir etik iklim içinde çalışmaları önem taşımaktadır.
Bu çalışmanın amacı GATA hastanesinde çalışan hemşirelerin, hastanenin etik iklimi hakkındaki
düşünceleriyle ilgili bilgi toplamaktır.
METOD: Bu kesitsel çalışma, 2007 yılı Ocak ayında GATA Hastanesinde çalışan 136 hemşire
üzerinde hastanelerde etik iklim ölçeği kullunılarak uygulanmıştır.
BULGULAR: Katılımcıların yaş ortalamaları 29.5+4.8 ve %61.8’i evli idi. Katılımcıların %28.7’si 5
yıldan az, %30.1’i 6 ile 10 yıl arasında ve %40.12’si 15 yıldan fazla süredir hastanede çalışmakta
olduklarını, %83.2’si ise etik ile ilgili herhangi bir kursa veya eğitime katılmadıklarını belirtmişlerdir.
SONUÇ: Hemşirelik uygulamaları için, çalışma ortamında etik iklimi oluşturmak, temel idari
sorumluluklarda biridir. Etik iklimin oluşturulması, çalışanların etik duyarlılıklarını artırmanın
yanında, kuruma bağlılıklarını ve iş verimini de geliştirmektedir. Etik iklimi oluşturmak ve
geliştirmenin uzun dönemdeki katkısı ise hasta bakım kalitesinin artması ve kurumun genel
başarısının artmasıdır.
Anahtar Kelimeler: etik iklim, hemşirelikte etik iklim, etik
Determination of Nurses’ Perception About Hospital Ethical Climate in a
Educational Hospital
Köse Didem1, Özkalyoncu Emine1, Uçar Muharrem2
1
Gulhane Military Medical Academy, Nursing School,
2
Depertmant of History of Medical and Medical Ethics, Gulhane Military Medical Academy, AnkaraTurkey
INTRODUCTION AND AIM: Ethical climate refers to the individual perceptions of the organization
that influence attitudes and behavior and serve as a frame of reference of employee behavior.
Because of that healthcare organization must include the humanistic values of caring, autonomy,
beneficence, nonmaleficence and justice. To promote healing professional practice for nurses,
ethical climate must be thoughtfully instituted, regularly evaluated, and consistently improved.
The goal of this study was to gather information on the thoughts of nurses working in GATA
Hospital on the ethical climate.
METHOD: This sectional study was performed using ethical climate score in hospital with 136
nurses in Gülhane Military Medicine Faculty in January 2007.
FINDINGS: The mean of participants’ ages was 29.5+4.8, and 61.8% of them were married.
28.7% of participants have worked less than 5 year, 30.1% have worked between 6 and 10 years,
and 40.12% have worked more than 15 years in hospital. 83.2% of the participants reported that
they didn’t attend any ethics course or education.
RESULT: Creating an ethical climate in nursing practice increases employee ethical sensitivity,
enhances organizational commitment, and fosters workplace productivity.. In the long run, creating
and sustaining ethical climate for nursing practice contributes to quality patient care and overall
organizational success.
Keywords: ethical climate, ethical climate in nursing, ethic
86
[P-030]
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Lisans Son Sınıf Öğrencilerinin Evliliğe Bakış
Açıları
Keskin Ayşe1, Kıran Ayşe1, Zorteymur Serden1, Çakır Selda1, Kılıç Fatma1, Eğri Gamze1, Erkorkmaz
Ünal2
1
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tokat Sağlık Yüksekokulu, Ebelik Bölümü, Tokat
2
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Bioistatistik Anabilim Dalı, Tokat
AMAÇ: Çalışma Üniversite son sınıf öğrencilerinin evlilik ve eş seçimi hakkında bilgi, tutum ve
davranışlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmacılar tarafından literatür taranarak oluşturulan soru kağıdı 2-13 Nisan
2007 tarihleri arasında Gaziosmanpaşa Üniversitesi son sınıf öğrencilerine yüz yüze görüşme
yöntemi kullanılarak doldurulmuştur. Araştırmanın örneklemini, araştırmaya katılmayı kabul eden
toplam 210 öğrenci oluşturmuştur. Veriler, SPSS 15.0 Paket programında frekans, percentage ve
chi-square testi kullanılarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin %56.7’si kız, %81.4 bekar, %35.2’si büyükşehir ve
ilçeden gelmekte, %24’ü cinsellikle ilgili bilgiyi yazılı materyalden aldıklarını, %76.2’si flörte olumlu
baktıklarını ve %62.9’ü flört ettiği kişiyle evlenmeyi düşünmekte, %84.3’ü ise akraba evliliğini
onaylamamaktadır. Katılımcıların %84.8’i eşinin çalışmasını, %61.4’ü evin reisliğini kadın ve
erkeğin birlikte yürütmesini istemektedir. %75.7’si evlilikte beklentilerini bulamadıkları takdirde
problemi çözmek için danışmanlık almayı düşünüyor.
SONUÇ: Çalışmaya katılan öğrencilerin büyük bir kısmı evlilikte sorun yaşayınca danışmanlık
almayı düşünürken, akraba evliliğini onaylamıyor, flörte olumlu bakarken evin reisinin hem kadın
hemde erkek olmasını istiyor.
Anahtar Kelimeler: Bilgi, Davranış, Evlilik, Tutum, Üniversite Öğrencisi,
The Points of View about Marriage of Senior Undergraduate Students at
Gaziosmanpasa University
Keskin Ayşe1, Kıran Ayşe1, Zorteymur Serden1, Çakır Selda1, Kılıç Fatma1, Eğri Gamze1, Erkorkmaz
Ünal2
1
Midwifery Department, Tokat Health academy, Gaziosmanpaşa University, Tokat, Turkey
2
Biostatistic Department, Medical school, Gaziosmanpaşa University, Tokat, Turkey
AIM OF THE STUDY: This study was conducted to determine the knowledge, attitude, and
behavior of senior undergraduate students about marriage and spouse choice.
MATERIALS-METHODS: By reviewing literature the researchers formed a questionnaire which
was completed during interviews with senior undergraduate students between April 2 and April 13,
2007. Two hundred and ten students who consented to participate in the study constituted the
sampling group. Data were analyzed by using SPSS 15.0 frequency, percentage, and chi-square
tests.
FINDINGS: The findings present the following percentages about the participants: 56.7% of them
are females; 81.4% are single; 35.2% come from big cities or provincial districts; 76.2% are in
favor of flirting; 62.9% consider marrying to their flirts; 84.3% do not approve of marrying to a
relative. 84.8% of the participants want his/her spouse to work; 61.4% of them want to share
responsibility for the decisions to be made. 75.7% of them consider seeking counseling if their
marriage fails to meet their expectations.
RESULTS: Most of the participants are in favor of seeking guidance when facing a challenge in
their marriage, do not approve of marrying to a relative, are in favor of flirting, and want to share
responsibility in making decisions.
Keywords: Attitude, Behavior,knowledge, Marriage, senior undergraduate students at university,
87
[P-031]
Artvin'deki YÜksek Öğrenim Öğrencilerinin Depresyon Düzeylerini Etkileyen
Faktörlerin Belirlenmesi
Işık Elif1, Ülker Güngör1, Akdoğan Zeynep1, Yıldırım Ercan1, Kayacan Bekir2
1
Kafkas Üniversitesi.Artvin Sağlık Yüksekokulu,Artvin
2
Kafkas Üniversitesi.Artvin Orman Fakültesi,Artvin
AMAÇ: Bu çalışma,Artvin’de Lisans öğrenimi gören öğrencilerde görülen depresyonla sigara ve
alkol ilişkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM: Artvin’de üniversite öğrencilerini yansıtan rasgele seçilmiş 242 öğrenciye anket ve Beck
Depresyon Envanteri (BDE) uygulanmıştır.Veri analizleri MINITAB programıyla yürütülmüştür.Farklı
demografik özellik grupları arasında BDE bakımından farklılık testi tek yönlü varyans analizleriyle
yapılmıştır.BDE’nin sigara ve alkol kullanımıyla ilişkisine yönelik çoklu doğrusal regresyon modeli
kurulmuştur.Modelde, BDE bağımlı değişkenini açıklamak üzere bir nicel ve sekiz yapay olmak
üzere toplam dokuz bağımsız değişken kullanılmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin BDE ortalaması 13.14, SD 8.56 olup değişim aralığı 53 (53-0)’dür.Üç
bölüm öğrencileri,dört farklı yaş grubu,kızlar ve erkekler,1ve3. sınıf öğrencileri arasında BDE
bakımından anlamlı bir fark bulunmamıştır.BDE’nin sigara ve alkol kullanımıyla ilişkisine yönelik
kurulan regresyon modeli istatistiksel olarak anlamlı çıkmıştır (F=4.13; P=0.000).Fakat bu modelle,
sigara ve alkol kullanımı, öğrencilerin depresyon düzeylerinin ancak küçük bir bölümünü
açıklayabilmektedir (R2=%13.8).Regresyon modelindeki bireysel katsayılara bakıldığında;düzenli
olarak alkol kullanmak ve günde içilen sigara adediyle BDE arasında α=0.10 düzeyinde anlamlı
pozitif bir ilişki bulunmuştur.Ayrıca, BDE’nin sigara alışkanlığı süresi ile beklenen ve istatistiksel
olarak anlamlı bir ilişkisi görülmediği söylenebilir.
SONUÇ: Farklı bölüm, yaş, cinsiyet ve sınıf gruplarına mensup Artvin’deki üniversite öğrencileri
arasında depresyon bakımından anlamlı bir fark bulunmamıştır. Sigara ve alkol kullanımı,
Artvin’deki üniversite öğrencilerinin depresyon düzeyini kısmen de olsa açıklayabilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Alkol,Depresyon,Sigara,Üniversite öğrencileri
A Study on the Factors Affecting the Level of Depression Among the Under
graduate Students in Artvin
Işık Elif1, Ülker Güngör1, Akdoğan Zeynep1, Yıldırım Ercan1, Kayacan Bekir2
1
Artvin Health Collage,Kafkas University,Artvin,Turkey
2
Artvin Faculty of Forestry,Kafkas University,Artvin,Turkey
OBJECTIVE: This study is conducted to determine the relationship of depression with smoking and
alcohol.
METHOD: A survey and Beck Depression Inventory (BDI) are conducted on 242 college students in
Artvin. Data is analyzed by MINITAB software.Tests of difference between demographic groups in
respect of BDI are performed through one-way ANOVA.To examine the relationship of BDI with
smoking and alcohol a multiple linear regression model is constructed.Nine independent
variables,comprising one quantitative and eight dummy variables,are employed to explain BDI
dependent variable.
RESULTS: Mean,standard deviation and range of BDI are 13.14, 8.56 and 53(53-0),
respectively.No significant difference is found between three schools; four age groups; girls and
boys;and freshmen and juniors.The regression model for the relationship of BDI with smoking and
alcohol is significant (F=4.13; P=0.000);yet it can explain only a small portion of BDI
variation(R2=%13.8). BDI is positively related with regular alcohol use and daily number of
cigarettes smoked.Additionally,BDI does not seem to have an expected and statistically significant
relationship with the period of smoking addiction.
CONCLUSION: No significant difference is found among the college students in Artvin in different
groups of schools,age,gender and study year.Smoking and alcohol use can,though partially,explain
the level of depression of college students in Artvin.
Keywords: Alcoll,depression,cigarette,under graduate
88
[P-032]
Trabzon İli Akçaabat Teknik Lise Ve Çok Programlı Lisesinde Öğrenim Gören
Kız Öğrencilerin Premenstural Sendrom (PMS)Yaşama Durumlarının
Saptanması
Şen Meral, Karpuzoğlu Süeda, Harmanda Sara, Şengün Nurdan, Yılmaz Serap, Çilingir Dilek
KTÜ Trabzon Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Araştırma, Trabzon ili Akçaabat Teknik Lise ve Çok Programlı Lisesinde öğrenim gören kız
öğrencilerin Premenstural Sendrom yaşama durumlarının saptanması amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEMLER: Araştırma Trabzon ili Akçaabat Teknik Lise ve Çok Programlı Lisesinde
öğrenim gören kız öğrencilerin Premenstural Sendrom yaşama durumlarının belirlenmesi amacıyla
tanımlayıcı olarak yapılmıştır. 08.01.2007/12.01.2007 tarihleri arasında 239 öğrenciye ulaşılmış ve
bu öğrenciler araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen
soru kağıdı kullanılarak toplanmıştır. Elde edilen veriler yüzdelik sayılar ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin % 88.3'i 15-17 yaşları arasında ve %34,7'i düz lise
bölümü öğrencileridir. Araştırmaya katılan öğrencilerin mensturasyon döneminde karşılaştıkları en
belirgin sıkıntıları % 27.2 ile kabızlık, adet sancısı, uykusuzluk, karın ve bel ağrısı
oluşturmaktadır.Öğrencilerin % 46sı PMS sıkıntılarını adet döneminde daha sık yaşadıkları
saptanmıştır. Öğrencilerin %56.9’nun mensturasyon döneminde yaşadığı sıkıntıların günlük yaşam
kalitesini etkilediği belirlenmiştir.
SONUÇLAR: Bu sonuçlara göre, öğrencilerin çoğunluğunun mensturasyon döneminde sıkıntı
yaşadıkları ve bu sıkıntıların günlük yaşam kalitesini etkilediği saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Premenstural sendrom (PMS), öğrenci, stres
Determination of Experience Situations of Female Students in Akçaabat
Technical High School and Comprehensive High School
Şen Meral, Karpuzoğlu Süeda, Harmanda Sara, Şengün Nurdan, Yılmaz Serap, Çilingir Dilek
Karadeniz Technical University Trabzon School of Health
AIM: The research was done with the aim of determinating PMS experience situations of the
students studying in Trabzon Akçaabat Technical High School and Comprehensive High School.
MATERIAL-METHODS: The research was done descriptively with the aim of finding PMS
experience situation of the students studying in Trabzon Akçaabat Technical High School and
Comprehensive High School. Between the dates 08.01.2007-12.01.2007, 239 students were
reached and these students formed sample groups of the research. Data was collected using
questionnaire developed by the researchers. Collected data was evaluated by percentage
calculations.
FINDINGS: 88.3% of the students included in the research were 15-17 years old and 34.7% of
them were High School students. The most prominent problems of the students in menstrual period
consist of constipation with 27.2%, menstrual ache, insomnia, stomach ache and waist ache. It
was found that 46% of the students have PMS problems more often in menstrual period. It was
determined that 56.9% of the students stated that the problems they during menstrual period
affect the quality of their daily life.
RESULTS: According to this result, it was found that most of the students have problems in
menstrual period and these problems affect the quality of daily life.
Keywords: Premenstruation Syndrome (PMS), student, anxiety
89
[P-033]
Üniversite Öğrencilerinin Taşıyıcı Anneliğe Bakış Açıları
Aydemir Özlem, Balaban Emre, Turgut Tuğba, Uğur Nurten, Akkabak Serap, Ataman Gamze, Uğur
Tuba, Sevgül Sevgi
Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu,Halk Sağlığı Anabilim Dalı,Danışman Öğr. Gör.
Dr.Saime Erol,İstanbul
AMAÇ: Çeşitli nedenlerden dolayı çocuk sahibi olamayan kadınlar için günümüzde alternatif
yöntemler kullanılmaktadır. Uterus’u olmayan veya tıbbi nedenlerle gebeliğe müsaade edilmeyen
kadınlarda, uygulanan yöntemlerden birisi de “Taşıyıcı Anneliktir”. Hemşireler taşıyıcı anneliğin
gelecekte ne durumda olacağı tahmin etmek ve bu gelişmelere hazırlıklı olmak için bugünün
öğrencilerinin görüşlerini araştırmalar yaparak öğrenebilirler. Farklı misyon ve vizyonlarla eğitim
gören, gelecekte söz sahibi olacak Tıp, Hukuk, İlahiyat Fakültesi ve Hemşirelik Yüksekokulu
öğrencilerinin taşıyıcı anneliğe bakış açılarını belirlemek bu araştırmanın amacıdır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma tanımlayıcı olarak planlanmıştır. İstanbul ili Anadolu yakası bir devlet
üniversitesinin Hemşirelik Yüksekokulu (n=61 ), Tıp (n=69 ), Hukuk (n= 135) ve İlahiyat Fakültesi
(n= 44) son sınıf öğrencileri araştırmanın evren ve örneklemini oluşturmuştur. Veriler anket formu
ile 15–30 Nisan 2007 tarihleri arasında toplanmıştır. Üniversite öğrencilerinin taşıyıcı anneliğe bakış
açıları bağımlı, yaş, cinsiyet, bölüm, coğrafi bölge, din, medeni durum bağımsız değişkenlerdir.
BULGULAR-SONUÇ: %54.5’i kız, %45.5’i erkek olan öğrencilerin; %22.3’ü Tıp, %14.22 si
İlahiyat, %43.5’i Hukuk Fakültesi, %19.7’si ise Hemşirelik Yüksekokulu bölümündendir.
Öğrencilerin cinsiyetleri ile taşıyıcı anneliğin yasal olup olmadığını bilmeleri (x2=10.08;p=0.00),
günah olduğunu düşünmeleri (x2=7.35; p=0.02), arasında anlamlı fark vardır. Öğrencilerin
bölümleri ile taşıyıcı anneliğin yasal olup olmadığını bilmeleri arasında anlamlı fark vardır.
(x2=6.54;p=0.03).
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik,Üniversite öğrencileri,Taşıyıcı annelik
University Students’ Opinions About the Gestational Carrier Issue
Aydemir Özlem, Balaban Emre, Turgut Tuğba, Uğur Nurten, Akkabak Serap, Ataman Gamze, Uğur
Tuba, Sevgül Sevgi
The Marmara University School of Nursing,department of the Public Health,The consultant lecturer
Phd.Saime Erol,İstanbul,Turkey
PURPOSE: Nowadays there are lots of alternatives for the women who can ‘t become pregnant.
The Gestational carrier method is used for the women who haven’t got uterus or their pregnancy
isn’t available because of medical problems. Nurses can learn the university students’ opinions to
guess how will be the gestational carrier in future and to be ready for the prognessions by the
studies.This study was formed to indicate Medicine,Law, Theology Faculties and School of Nursing
student’s opinions about the gestational carrier issue who are trained with different missions and
visions and who will have important roles in future.
MATERIAL-METHOD: This study was formed descriptivly. The last grade studens of a government
university’s the Medicine, the Law, the Theology Faculties and the School of Nursing The data was
collected by means of questionnaire in 15–30 April 2007.The opinions of university students’ about
this method are the dependent veriable, their demographic characteristics are independent
veriable.
RESULTS-CONCLUSION: There is a significant differences between the students sex,their
knowledge about gestational carrier legality and their ideas about gestational carrier whether is a
sin or not. There is a significant differences between the study field of students and their
knowledge about gestational carrier legality.
Keywords: Nursing,University Students,Gestational Carrier of Method
90
[P-034]
Hemşirelikte Mükemmelliyet (Magnet Programı)
Tektaş Özlem, Arslan Seval, Yeşilyurt Özlem, Arslan Tülay, Ünal Nagihan, Güneş Hacer, Aydın
Latife- Niğde Üniversitesi Zübeyde Hanım Sağlık Yüksekokulu,Niğde
Birey ve toplumun sürekli değişen ve gelişen sağlık gereksinimlerinin karşılanabilmesi için
hemşirelik hizmetlerinin de bu değişim ve gelişime ayak uydurması gerekmektedir.
Hemşirenin en önemli sorumluluğu hastaya kişisel, teknik, bilimsel ve gereksinimi doğrultusunda
bakım vermektir. İşte bu hemşire bakımının temel ilkesi kalite ve mükemmeliyetçiliktir.
Bu kaliteyi sağlamak ve geliştirmek için Amerika Hemşireler Birliği’nin alt komitesi olan ANCC
tarafından 1993 yılında Magnet Programı kurulmuştur.Sağlık bakım organizasyonlarında hemşirelik
hizmetlerinin mükemmelliğini onaylayan bir programdır. Sözü edilen mükemmellik: Hemşirelik
uygulama ve felsefesi, Hasta bakımının kalitesi,Meslekigelişim, Kanıta dayalı hemşirelik
uygulamaları, Hemşirelerin karar verme aşamalarına katılımı anlamındadır.
Magnet onaylama programının amacı: Hemşirelik uygulamaları , Hasta bakım kalitesinin arttırılması
Hemşirelerin kendilerini dünya standartlarında geliştirmesiyle hemşire ve hasta memnuniyetini
arttırmasıdır. Magnet onaylama programı standartları bakım ve uygulama olarak 2’ye ayrılır. Bakım
standartları: Tanılama,Hemşirelik teşhislerı,Hasta sonuçlarının tanımlanması,Bakımı uygulama ve
değerlendirme. Uygulama standartları: Bakımın kalitesi ve yönetimi,Performans
değerlendirme,Eğitim ,Bilimsel yaklaşım,İşbirliği ve uyum, Araştırma ve kaynak kullanımı.
Yukarıda sözünü ettiğimiz Magnet standartları uygulandığında daha iyi hasta sonuçları elde edildiği,
memnuniyet oranında artma olduğu, hemşire hatalarının azaldığı, ölüm oranının düştüğü,
hemşirelerin hastanelerden ayrılma oranının düştüğü, hemşirelerin hem hastane içinde hem de
toplumda imajının arttığı gözlemlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik,Magnet,Mükemmeliyet
Nursing Excellence (Magnet Program)
Tektaş Özlem, Arslan Seval, Yeşilyurt Özlem, Arslan Tülay, Ünal Nagihan, Güneş Hacer, Aydın
Latife- Nigde University,Zübeyde Hanım Health High School,Nigde,Turkey
Nursing services have to keep up with the changes and evolutions to provide health facilities of
person and the community that continually change and develop. The most important responsibility
of nurses is to pay personal, tecnical and scientific attention for patient according to his/her needs.
The main principle of this nursing care is quality and excellence. In 1993 Magnet Program has been
founded by the subcommittee of The American Nurses Association to provide and improve this
quality. It is a program that confirms healthcare organizations and nurse services excellence.
Following Excellence is: Practices of nursing and philosophy,Quality of patient care,Vocational
evolution,Nursing practices bottomed on prof, Attending to decide stages of nurses.
Objectives of Magnet Recognition Progam is: Practices of nursing,To redound the quality of patient
care, Nurses better themselves in global standards and to redound pleasure of nurses and patients.
Magnet Recognition Program Standards are grouped in 2 headings as care and practice standards.
Care standards, Diagnose,Care of diagnosis,Describing results of patient, Practice and evaluate
care Practice standards,Quality and management of care, Evaluating performance, Education,
Scientific approach, Cooperation and accommodation,Using research and context.
When Magnet standards that we said at the top are practiced it has sighted that it has gotten
better patient results, increased patient pleasure, decreased nurse failure, decreased death rate,
decreased leaving rate of nurses from hospitals, increased images of nurses in hospitals and also in
society.
Keywords: Exellence,Magnet,Nursing,
91
[P-035]
Niğde Üniversitesi Öğrencilerinin Aile Planlaması ve Yöntemleri Hakkındaki
Bilgi Düzeyleri
Tektaş Özlem, Arslan Seval, Yeşilyurt Özlem, Arslan Tülay, Ünal Nagihan, Güneş Hacer, Aydın
Latife
Niğde Üniversitesi Zübeyde Hanım Sağlık Yüksekokulu,Niğde
GİRİŞ VE AMAÇ: Aile Planlaması ailelerin istedikleri zamanda ve istedikleri sayıda çocuk sahibi
olabilmeleridir. Niğde Üniversitesi öğrencilerinin AP yöntemleri hakkındaki bilgi düzeyleri-ni
saptamak için yapılmıştır.
YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte planlanan bu çalışmaya Niğde Üniversitesinin çeşitli
bölümlerinde okuyan 251 öğrenci katılmıştır.Veriler 12 soruluk sosyodemografik ve 24 soruluk AP
hakkındaki bilgi düzeylerini içeren anket formuyla oluşturulmuştur. Elde edilen veriler SPSS 11.5
istatistik paket programında yüzdelik anketi kullanılarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Örneklenen grubun çoğunluğunu Eğitim Fakültesi öğrencileri ( %33.9), Sağlık Yüksek
Okulu öğrencileri (%33.5), kardeş sayısı 3 olan (%57), bekar (%97,2) öğrenciler oluşturmuştur.
Ankete katılan öğrencilerin %33,3 ü cinsel konu-ları aileleriyle paylaşmamakta ve %62,9 u en çok
arkadaşlarıyla konuşmakta-dır. Öğrencilerin %93,6 sı APhakkında bilgi sahibi olduğunu beyan
etmiştir. En iyi bilinen yöntem kondom (%46,6) iken en az bilinen yöntemler sırasıyla implant
(%13,9), diyafram ve spermisit (%12,4)tir. Öğrencilerin AP yöntem-lerini en çok sırasıyla kitapgazete (%31,5), okul (%26,6), arkadaş (%18,7)larından öğrendikleri ortaya çıkmıştır. %94,8 i AP
yöntemlerinin yararlı olduğunu düşünmektedir. %97,6 sı evlendiğinde bir AP yöntemi kullanmak
istediğini belirtmiştir. Ancak %44,2’ si hangi yöntemi kullanacağına karar verememiştir.
SONUÇ: Öğrenciler AP hakkında genel olarak fikir sahibi olmalarına rağmen yöntem-leri hakkında
yeterli bilgileri olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu yüzden üni-versitenin tüm bölümlerinde AP yöntemleri
konusunda eğitim seminerlerinin bilgi düzeylerini artıracağı düşünüldü.
Anahtar Kelimeler: Aile Planlaması, üniversite öğrencisi
Nigde Üniversty Students' Family Planning and Methods About Knowledge
Tektaş Özlem, Arslan Seval, Yeşilyurt Özlem, Arslan Tülay, Ünal Nagihan, Güneş Hacer, Aydın
Latife
Nigde University,Zübeyde Hanım Health High School,Nigde,Turkey
INTRODUCTION AND AIM: Family planning is that couples decide to have children when and
how many they want. Also it is one of the most important and might have been paid attention
subject in our century. To appoint knowledge of familiy planning manegement of students in Nigde
University and relationship between some sociodemographic properties and standard of knowledge.
METHOD: 251 students in various departments of Nigde University participated in this research
which is planned in descriptive type. Before completing survey form we tell about the intention of
this research and got special permit. Research datas are consisted of survey form that includes 12
sociodemographic questions and 24 standart of knowledge about family planning. Obtained datas
are estimated by using percentage survey in SPSS 11.5 statistic package.
FINDINGS: The panel is mostly consist of students in education faculty(33.9 %), students in
School of Health(33.5 %), age between 16 and 21(64.9 %), students who have 3 sibling(57 %),
single students(97.2 %). 33.3 % of panels don’t talk about sexual subjects to their families and
62.9 % of panels talk mostly to their friends. 93.6 % of students told that they knew about family
planning. The best known method is condom (46.6 %) however the least known moethods are
implant(13.9 %), diaphragm and spermisit(12.4 %). It appears that students obtained information
about family planning from books-magazines-newspapers(31.5 %), their school(26.6 %), their
friends(18.7 %). 94.8 % of them think family planning is helpful method. 97.6 % of them told that
they use a family planning method when they married. 44.2 % of them couldn’t decide to use
which one of the methods.
RESULT: As a result of this research it shows that although students generally have information
about family planning, they don’t have information about it’s methods. So it decided to composing
educational seminars about family planning methods in all departments of university.
Keywords: Family Planning, university students
92
[P-036]
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Ve Beden Eğitimi Ve Spor
Yüksekokulu 1. - 4. Sınıf Öğrencilerinin Beslenme Alışkanlıklarının
Değerlendirilmesi
Öz Ege1, Kılıçlar Sümeyye1, Kılıç Fatma1, Erkorkmaz Ünal2
1
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tokat Sağlık Yüksekokulu, Ebelik Bölümü, Tokat
2
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Bioistatistik Anabilim Dalı, Tokat
AMAÇ: Araştırma Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ile Sağlık Yüksekokulu 1. - 4. sınıf
öğrencilerinin beslenme alışkanlıklarını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmacılar tarafından literatür taranarak hazırlanmış olan veri toplama formu
15 Mart – 15 Nisan 2007 tarihleri arasında araştırmaya katılmak isteyen 227 öğrenciye yüzyüze
görüşme yöntemi kullanılarak uygulanmıştır. Veriler SPSS 12.0 paket programında frekans
analizleri ve ki-kare testi uygulanarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Öğrencilerin %69,6’sı aylık gelirlerinin orta olduğunu,%63,4’ü beslenmeye aylık %2550 arası harcama yaptıklarını,%22,9’u beslenmeyle ilgili kaynağının televizyon olduğunu
belirtmişledir.%48,1’iöğün atladığını,en çok atlanılan öğününse %43,2’yle kahvaltı olduğunu
söylemişlerdir.%38,8’i öğün aralarında çay içmektedir.%84,1’i üniversiteye başladıktan sonra
beslenme alışkanlığının değiştiğini belirtmişlerdir.Katılımcıların %36,1’i okul yemekhanesinden
yararlanabilmektedir.%48,9’u stresliyken iştahlarının azaldığını,%66,1’i hiç diyet yapmadığını
belirtmiştir.Öğrencilerin %46,3’ü yeterli ve dengeli beslenmek için çaba sarfetmediklerini
söylemişlerdir.
SONUÇ; Öğrencilerin çoğunun üniversiteye başladıktan sonra beslenme alışkanlıklarının
değiştiği,okul yemekhanesini kullanmadıkları,kahvaltının sıklıkla atlandığı,dengeli ve düzenli
beslenme için çaba sarfetmedikleri gözlemlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Beslenme, Kahvaltı, Öğrenciler, Stres
Gaziosmanpaşa Unıversıty The Evaluatıon Of Nutrıtıon Habıts Of 1-4
Students Of School Of Health & Physıcal Educatıon
Öz Ege1, Kılıçlar Sümeyye1, Kılıç Fatma1, Erkorkmaz Ünal2
1
Gaziosmanpasa Üniversity, Tokat School of Health, Department of Midwifery, Tokat, Turkey
2
Biostatistic of Department, Medical school, Gaziosmanpasa University, Tokat, Turkey
AIM: This research is committed for evaluating the nutrition habits of students in the College of
Health and Physical Education.
DEVICE AND METHOD: Form which is prepared consulting the relevant literature by the
researchers are enforced to 227 students using face to face talking method and SPSS12
programme.
INVENTIONS: % 69.6 of students including to the survey said that their montly income was
middle. % 63.4 of students spent % 25-50 of their income for nutrition. % 22.9 of students’
resource is televison. %84.1 of students missed the meals and % 43.2 of students didn’t have
breakfast. %38.8 of students drank tea between the meals. %84.1 of students’ nutrition habits
changed after the university. % 36.1 of students ate in the refectory. %48.9 of students said that if
they were stressed they ate less. %43.6 of students didn’t care balanced nutrition and %66.1 of
students didn’t diet.
CONCLUSION: Most of the students’ habits of nutrition changed, They didn’t use refectory, they
didn’t give importance for balanced nutrution and breakfast after the university.
Keywords: Breakfast, Nutrution, Students, Stress
93
[P-037]
15-49 Yaş Grubu Kadınların Menapoza Bakış Açılarının İncelenmesi
Ayan Songül, Can Ayşe, Tunç Esma, Özel Emine, Esen Aycan, Çetin Öznur
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tokat Sağlık Yüksekokulu, Ebelik Bölümü, Tokat
AMAÇ: Araştırmada Tokat il merkezinde 3’nolu Sağlık Ocağına kayıtlı 15-49 yaş grubu kadınların
menapoza bakış açılarının incelenmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı bir araştırmadır. Veriler araştırmacı tarafından oluşturulan soru
kağıdı kullanılarak, örneklem grubuna giren kadınlar ile yüz yüze görüşme yoluyla 2-17 Şubat
tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırmanın evrenini oluşturan 1260 kadından 100 kadın örneklem
grubuna alınmıştır. Veriler SPSS 10.0 paket programı kullanılarak yüzdelik hesabı ve ki-kare testi
ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR-SONUÇLAR: Araştırma grubunun % 28’i 22-27 yaş grubunda, %46’sı ilkokul mezunu,
%93’ü çalışmıyor, %74’ü bekar, %74’ü çocuk sahibi ve %28’inin 2 çocuğu var. Kadınların %69’u
menopozu “Kadınlık hormonunun azalması ve düzenli adetlerin sona ermesi” olarak
tanımlamaktadır. Kadınların %46’sı menopoz hakkında bilgi aldığını ve %19’u bu bilgiyi kitle iletişim
araçlarından aldığını belirtmiştir. Kadınların %50’si menopozu kadınların yaşaması gereken bir olay
olarak tanımlarken; menopoz da ortaya çıkan sorunlardan en sık bildikleri ilk 3 sorun sinirlilik
(%89), gece terlemesi (%77), eklem ve kemiklerde ağrı (%75) iken en az bildikleri 3 sorun ise
kıllanma ( %30), disparanoya (%27) ve nefes darlığı (%27)’dır. Kadınların %83’ü menopoz
döneminde yaşanan sıkıntıların, kadının yaşamını etkilediğini, %64’ü kadında gerginlik yaptığını,
%23’ü ise bu etkilenmenin kişiden kişiye göre değiştiğini belirtmiştir. Kadınların eğitim seviyesi,
medeni durumu, çocuk sayısı ile kadınların menopozu tanımlama, menopozda yaşanan sıkıntıları
bilme ve kadının yaşantısını etkileme düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı bulunmamıştır (p>0.005).
Kadınlar menopozu hayatlarını etkileyen bir dönem olarak ifade ettikleri bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Kadın, menopoz, bakış açısı
A Study Investigating The Points Of View About Menopause Of The Women
Between The Ages Of 15 And 49
Ayan Songül, Can Ayşe, Tunç Esma, Özel Emine, Esen Aycan, Çetin Öznur
Gaziosmanpasa Üniversity, Tokat School of Health, Department of Midwifery, Tokat, Turkey
THE AIM OF THE STUDY: This study aimed to determine the points of view about menopause of
the women who are between the ages of 15-49 and registered to the Health Clinic 3 located in
the Tokat city center.
MATERIALS-METHODS: This is a descriptive study. The data of the study were collected by
applying a questionnaire prepared by the researcher and the subjects chosen by sampling were
interviewed between February 2 – 17. 100 subjects were selected for the sampling group
among the 1260 women who are available for this study. The data were analyzed using SPSS
10.0 program, determining the percentage, and applying Chi-square test.
FINDINGS AND RESULTS: 28% of the subjects were 22-27 years old, 46% of them were
graduates of primary school, 93% of them were unemployed, 74% of them were single, 74%
of them had one offspring, and 28% of them had two. 69% of the subjects defined
menopause as “a decrease in the female hormones and the end of regular menstruations”. 46% of
the subjects stated that they were informed about menstruation and 19% of them said they were
informed about this by the TV programs. 50% of them regarded menopause as something women
have to undergo. The three most common problems which they know are nervousness (89%),
night sweats (77%), pain in the joints and bones (75%) while the least known three problems
include getting hairy (30%), dyspareunia (27%), and shortness in breath (27%). 83% of the
subjects emphasized that the problems experienced during the menopause period affected their
lives; 64% of them expressed that these caused stress, and 23% of them stated that the level of
being influenced by the problems varies from one woman to another. There was not a significant
correlation (p>0.005) between the education level of the subjects, their marital status, and the
number of children and how they define menopause, knowing what the problems are during the
menopause, and the level they affect their lives. It was determined that women regard menopause
as a period which affects their lives.
Keywords: Women, menopause, point of view
94
[P-038]
Okul sağlığı hemşirelerinin iş tanımlarına ilişkin görüşleri
Altuntaş Serap1, Baykal Ülkü1, Çarıkçıoğlu Aysel2, Yıldırım Nurdan2, Akdal Arzu2
1
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Hemşirelikte Yönetim Anabilim
Dalı, İstanbul
2
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul
GİRİŞ: Çağdaş sağlık sunum sistemlerinin amacı, toplumun sağlığını koruma ve geliştirmeye
odaklanmıştır. Bu amaca ulaşmada okul hemşiresinin rolü büyük önem taşımaktadır.
AMAÇ: Çalışma, okul sağlığı hemşirelerinin, iş tanımlarını nasıl algıladıklarını belirlemek amacıyla,
tanımlayıcı tasarımda gerçekleştirilmiştir.
GEREÇ – YÖNTEM: Çalışmada, okul sağlığı hemşiresinin iş tanımını ortaya koyan 69 soruluk bir
soru formu kullanılmıştır. Soru formu, İstanbul’da okul hemşiresi olan okullarda Milli Eğitim
Müdürlüğü’nden resmi izin alındıktan sonra uygulanmış ve 36 soru formu değerlendirme kapsamına
alınmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan okul hemşirelerinin çoğunluğunun 45 yaş ve üzerinde, önlisans
mezunu, 1 – 5 yıl arasında okul hemşireliği deneyimine sahip oldukları, çalışma saatleri uygun
olduğu için okul hemşireliğini tercih ettikleri ve bu konuda eğitim almadıkları, genel olarak okul
hemşiresi olarak çalışmaktan memnun oldukları, iş tanımlarının olmadığı, bilimsel etkinliklere
katılmadıkları belirlenmiştir.
Ayrıca, okul sağlığı programının yönetimi, okula kabul muayenesi, acil durumların kontrolü, kronik
hastalığı olan çocuğun bakımı ve izlenmesi, bulaşıcı hastalıkların kontrolü ve bakımı, sağlık eğitimi
vb. faaliyetleri kendi işleri olarak algıladıkları ancak tamamen yapamadıkları saptanmıştır.
SONUÇ: Okul sağlığı hemşirelerinin, iş tanımlarıyla ilgili olarak okul – çevre sağlığı ve araştırma
boyutlarında yetersiz algılamalarının olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: İş tanımı, okul hemşiresi
The view of school nurses about the job descriptions
Altuntaş Serap1, Baykal Ülkü1, Çarıkçıoğlu Aysel2, Yıldırım Nurdan2, Akdal Arzu2
1
Istanbul University, Forence Nightingale Collage of Nursing, Department of Nursing
Administration, Istanbul
2
Istanbul University, Forence Nightingale Collage of Nursing, Istanbul
BACKGROUND: The aim of modern health care systems focuses on maintainance and promotion
of community health. The roles of school nurses are very crucial in achieving this aim.
PURPOSE: This descriptive study was conducted to determine the perceptions of school nurses
about their job descriptions.
METHOD:. In this study we used a questionnaire which includes 69 questions regarding to the job
descriptions of school nurses. The study was conducted at schools which employ a school nurse
after receiving formal approval from Ministry of Education. Thirty six questionnaires were analyzed.
RESULTS: Most of the nurses were 45+ years old and had associate degree in nursing. Nurses had
experience of 1-5 years in school nursing. They did not receive special education as a school nurse.
They were generally satisfied with their jobs.
It was determined that nurses perceived their functions as management of school health program,
health examinations in admission, management of emergency, monitoring and the care of children
with chronic illnesses etc., however they did not fulfill these functions.
CONCLUSION: Perceptions of school nurses about job description regarding to the schoolenvironment health and research were inadequate.
Keywords: Job description, school nurse
95
[P-039]
Farklı çalışma alanlarında başarılı mezun profillerinin kariyer yönelimleri
açısından analizi
Altuntaş Serap1, Baykal Ülkü1, Nar Şerife2
1
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Hemşirelikte Yönetim Anabilim
Dalı, İstanbul
2
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul
GİRİŞ: Hemşirelikte yüksek eğitim alanların kariyer yönelimlerinin sadece yataklı tedavi kurumları
olmadığı, özellikle büyük kentlerde sağlık hizmetleriyle ilişkisi olan ilaç, sigorta, işyeri, okul, vb.
sektörlerde önemli kariyer basamaklarında yer aldıkları görülmektedir.
AMAÇ: Hemşirelik eğitimi alan öğrencilerin gelecek planlarını yapmalarında yol gösterici olmak
amacıyla ve farklı sektörler ve buralarda başarılı mezunlar hakkında bilgi vermek amacıyla bu
çalışma planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı olarak planlanan çalışmada yarı yapılandırılmış derinlemesine
görüşme tekniği kullanılmıştır. Çalışmaya bir kamu üniversitesine bağlı hemşirelik yüksekokulundan
mezunu olan ve farklı sektörlerde başarılı çalışmalar sergileyen hemşireler ( 12 kişi) alınmış,
görüşme konuları araştırmacılar tarafından geliştirilen 7 soru ile yapılandırılmıştır.
Görüşmeler, öğretim elemanları ve öğrenci tarafından, katılımcılardan izin alınarak kasete kayıt
edilmiş ve çözümlenmiştir.
BULGULAR: Görüşme yapılan mezunların çoğunluğunun; normal lise mezunu olduğu, hemşirelik
yüksekokulunu bilinçli tercih etmedikleri, ancak eğitimleri sırasında hemşireliği çok sevdikleri,
mezuniyet sonrasında kritik bakım birimlerinde çalışarak deneyim kazanmayı tercih ettikleri,
kendilerini geliştirme isteğiyle dolu oldukları, yeni açılımlara yöneldikleri gelecek planlarında da
bulundukları konumla yetinmeyip yeni arayışlar içinde oldukları belirlenmiştir.
SONUÇ: Görüşmeler sonucunda, yüksek eğitimli hemşirelerin bir çok alanda başarılı ve iyi rol
model oldukları belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Farklı çalışma alanları, hemşire, kariyer planlama
The analysis of career orientations of succesfull graduate profiles working in
various areas
Altuntaş Serap1, Baykal Ülkü1, Nar Şerife2
1
Istanbul University, Florence Nightingale Collage of Nursing, Department of Nursing Administration
Istanbul
2
Istanbul University, Florence Nightingale Collage of Nursing, Istanbul
BACKGROUND: Career orientation of nurses who had high education is not only in in-patient
health services, but also especially in sectors such as pharmaceutical companies, insurance,
schools etc. in big cities
PURPOSE: The study was planned to guide the nursing students in making plans about their
future and to give information about the successful graduates working in various sectors.
METHOD:. A semi-structured in-depth interview method was used in this descriptive study. The
study was conducted on nurses who were graduated from a state nursing school and who had
successful career in various sectors (12 nurses). After obtaining informed consent, the interviews
were recorded by researchers and later the records were analysed.
RESULTS: Most of the graduates were high school graduated and they did not choose the
profession consciously. However, during the education they reported that they liked the nursing
profession considerably and that after the graduation they preferred to gain experience by working
in intensive care units. They were enthusiastic for self-development. The nurses stated that they
were always in search for a new opportunity for self-development.
CONCLUSION: It was determined that the nurses with higher education were very successful in
various areas and they were good role models.
Keywords: Career planning, nurse, working in various areas
96
[P-040]
Hemşirelik öğrenci velilerinin mesleğe ve yüksekokula ilişkin görüşleri
Baykal Ülkü, Altuntaş Serap
İstanbul Üniversitesi, Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Hemşirelikte Yönetim Anabilim
Dalı, İstanbul
GİRİŞ: Yükseköğretim kurumlarının, çeşitli müşteri gruplarından biri olan velilerin, eğitim
kurumunun sunduğu hizmetin kalitesi açısından beklentileri ve isteklerinin belirlenmesi büyük önem
taşımaktadır.
AMAÇ: Çalışma, Hemşirelik Yüksekokulu’nda öğrenim gören öğrencilerin velilerinin ( anne-babaları)
hemşirelik mesleği ve eğitim kurumuna yönelik görüşlerini ortaya koymak amacıyla tanımlayıcı
tasarımda gerçekleştirilmiştir.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın evrenini bir kamu üniversitesine bağlı Hemşirelik Yüksekokulu’nda
öğrenim gören tüm öğrencilerin velileri ( 474) oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak
53 sorudan oluşan bir soru formu kullanılmış ve eksiksiz doldurulan 133 soru formu
değerlendirmeye alınmıştır.
BULGULAR: Hemşirelik öğrencilerinin annelerinin çoğunluğunun 45 yaş ve altında, ilkokul mezunu
ve ev hanımı olduğu; babaların ise, 46 yaş ve üzerinde, ilkokul mezunu ve emekli olduğu
belirlenmiştir. Annelerin ve babaların sıklıkla çocuklarının meslek seçimine karışmadıkları,
hemşirelik mesleğini kutsal ve yararlı bir meslek olarak gördükleri ve bu nedenle başkalarına da
önerdikleri, erkeklerin hemşire olmasına sıcak baktıkları belirlenmiştir. Ayrıca annelerin hemşirelik
yüksekokulunu ziyaret etmedikleri, babaların ise sadece kayıtta gittikleri, genel olarak eğitim
kurumundan memnun oldukları saptanmıştır.
SONUÇ: Araştırma sonucunda, velilerin hemşirelik mesleğine bakışlarının olumlu olduğu ve eğitim
kurumundan memnun oldukları belirlenmiştir
* Bu araştırma, Vehbi Koç Vakfı Hemşirelik Araştırma Fonu tarafından desteklenmiştir
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, öğrenci, veliler
The vıews of nursıng students’ parents about the nursıng and nursıng
schools
Baykal Ülkü, Altuntaş Serap
Istanbul University, Florence Nightingale Collage of Nursing, Department of Nursing Administration,
Istanbul
BACKGROUND: For the quality of the service provided by educational institutes, it is crucial to
learn the expectations and desires of students’ parents who are one of the customer groups of high
educational institutions.
PURPOSE: The study was planned in a descriptive design to explore the views of nursing students’
parents about the nursing profession and the nursing school.
METHOD: The population of the study was the parents who had a student in a nursing school.
Fully completed 133 questionnaires were analyzed.
RESULTS: Most of the mothers of the students were at the age of 45 or lower, primary school
graduated and housewives while fathers were at the age of 46 or over, primary school graduated
and retired. The parents reported that they did not interfere with their student in the process of
choosing a profession, and that they perceived the nursing as a holy and respectable profession.
They also reported that they think positively about a male to be a nurse. They were satisfied with
the nursing school.
CONCLUSION: It was determined that parents had positive views about the nursing profession
and that they were satisfied with the nursing school.
* It was supported VKV Nursing Research Fund
Keywords: Nursing, parents, students
97
[P-041]
Kadınların pap smear testine ilişkin bilgileri
Yeşilçiçek Kıymet1, Aktaş Songül1, Arslan Asuman2, Bülbül Hatice2, Ganık Döne2
1
Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu Öğretim elemanı
2
Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Öğrencileri
GİRİŞ: Bu çalışma, kadınların pap smear testine (PST) ilişkin bilgilerini saptamak amacıyla
tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
MATERYAL-METOD: Araştırma, 1-15 Nisan 2007 tarihleri arasında Trabzon Doğum ve Çocuk
Bakımevi Hastanesinde yürütülmüştür. Çalışmanın örneklemini jinekoloji polikliniğine başvuran 200
kadın oluşturmuştur. Veriler soru formuyla toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde Yüzdelik
sayılar kullanılmıştır.
BULGULAR: Kadınların %61.8’i 20-29 yaş aralığında evlendikleri, evlilik süresi ortalaması 11.20 ±
9.6, %97.0’ının sosyal güvencesinin ve %59.5’nin okuryazar-ilkokul mezunu olduğu saptanmıştır.
Kadınların %50’sinin bir yada iki kez gebe kaldığı, çoğunluğun düşük-küretaj olmadığı (%63.0),
%48.0’ının 2 ve daha fazla sayıda doğum yaptığı belirlenmiştir. Kadınların %94.0’ı en az bir kez
jinekolojik muayene olduğunu ifade etmiştir. Kadınların %79.5’inin gebelik /doğum, %28.5’inin
akıntı nedeniyle zorunlu olarak, sadece %7.0’ının sağlık kontrolü amacıyla jinekolojik muayene
oldukları saptanmıştır. Muayene sonucunda %49,5’inin infertilite, %11.6’sının adet düzensizliği
tanısı aldığı saptanmıştır. Kadınlarının %46.5’inin PST’yi duyduğu, duyanların %38.7 ‘sinin test
örneğinin “rahimden”alındığını, amacının ise “kanser araştırması” (%33.5) için olduğunu ifade
etmişlerdir. Kadınların %35.5’inin PST yapılma zamanını bilmediği ve %35.5’inin PST yaptırma
sıklığını “yılda 1 kez” olarak yapılması gerektiğini belirtmişlerdir. Kadınların %62.4’ünün PST’nin
daha sık yapılması gereken durumları, %57.0’ının de örnek alınması gereken en uygun zamanı
bilmedikleri saptanmıştır.
SONUÇ: Kadınların çoğunluğunun PST konusunda bilgi düzeylerinin düşük olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: pap smear test, kadınlar, bilgi düzeyi
Knowledge status of women regarding to pap smear test
Yeşilçiçek Kıymet1, Aktaş Songül1, Arslan Asuman2, Bülbül Hatice2, Ganık Döne2
1
Karadeniz Technical University Trabzon Health High School of Health, faculty Member
2
Karadeniz Technical University Trabzon Health High School of Health,Nursing Students
INTRODUCTION: This descriptive study was prepared for the determination of knowledge status
of women regarding to Pap Smear Test (PST).
MATERIAL-METHOD: From April-01-2007 to April-15-2007, two hundred women administered to
out-patient clinic of Trabzon Obstetric, Gyneacologic and Childeren Nursing Hospital were selected
as examples of this survey study. All data were collected with question chart. Data were presented
as percentages.
RESULTS: Most part of women (94%) were pointed out their history of gynaecologic examination
once, at least, in their life. The reasons for gynaecologic examination were included the event of
pregnancy or birth in 79.5% and routine health control in 7% of women. Infertility (49.5%) were
diagnosed after gynaecologic examination. 46.5% of study population were found aware from PST.
Their information was limited with “diagnostic test taken from the uterus” in 38.7% and “diagnostic
test for cancer research” in 33.5% of women aware from PST. Women with no-idea on the timing
of PST were constituted 35.5% of the population.The question on the interval of PST was replied
once a year by 35.5% of population. Most part of the population had no idea on conditions required
close follow-up with PST (62.4%) or optimal sampling time (57%).
CONCLUSION: According to our study, most part of the population is found in lower information
status.
Keywords: pap smear test, women, knowledege status
98
[P-042]
Amasya İli Ziyaret Kasabası'nda Erken Yaşta Görülen Diş Problemlerinde
Genel Beslenme Ve Bahçe Bitkilerindeki Ziraai İlaçların Bariz Etkisinin
Belirlenmesi
Koyuncu Ögr.gör.turgay -1, Kır Dr.neslihan2, Çıtak Dyt.gamze3, Şen Dt.perihan4, Gülşen Dt.gonca4,
Arpaguş Kader1, Karapınar Hümeyra1, Alver Hülya1, Gündüz Emine1, Kaya Ayla1
1
Amasya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu,Hemşirelik Bölümü,Amasya
2
Amasya Ziyaret Kasabası Sağlık Ocağı,Amasya
3
Hacettepe Üniversitesi Sağlık Teknolojisi Yüksekokulu,Beslenme ve Diyetetik Bölümü,Ankara
4
Amasya Sabuncuoğlu Şeraffettin Develet Hastanesi,Amasya
GİRİŞ: Beslenme ve ağız bakımı diş/dişeti sağlığıyla doğrudan ilişkilidir. Ziraai ilaçların
kullanılması, olgunlaşmamış meyve tüketimi ve genetik faktörlerinde dolaylı etkileri bulunmaktadır.
AMAÇ: Bu araştırma Ziyaret Kasabası’nda erken yaşta görülen belirgin diş çürükleri nedenlerinin
incelenmesi amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Amasya'nın Ziyaret Kasabası’nda bahçecilikle geçinen ailelerde yapılmıştır.
Çalışmaya 12-35 yaş grubu olan basit rasgele örnekleme yöntemiyle seçilen 180 kişi
alınmıştır.Veriler literatür taranarak hazırlanan anket formu ve diş hekimi muayenesi ile
toplanmıştır. SPSS paket programında yapılmıştır.
BULGULAR: Katılımcıların %86 ‘sını 12-19, %19.4 ‘ünü 20-35 yaş oluşturmaktadır. %50 ‘si
meyveleri olgunlaşmadan yediğini,%78’i diş bakımında yetersiz olduğunu, haftada birden az olmak
üzere %38.3 ‘ü süt, %71.7 ‘si kırmızı et, %88.4 ‘ü tavuğu seyrek; her gün olmak üzere % 83.3 ‘ü
peynir, % 82.8 ‘i sebze, %82.2 ‘si meyve, %79.4 ‘ü şekerli gıdaları sık tüketmektedir. %33.3 ‘nün
ailesinde akraba evliliği vardır. Tarama sonucunda %59.4 ‘ünde diş eti problemleri %90 ‘ında diş
çürüğü, % 83.9 ‘unda ağız kokusu belirlenmiştir.
SONUÇ: Taramada ağız ve diş problemlerinin fazla olduğu görülmüştür. Ankete göre ağız bakımının
yetersiz,yanlış beslenme kültürünün varlığı ve özellikle bahar mevsiminde bahçe bitkilerine sık
uygulanan ziraai ilaçlı meyvelerin etkisi olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: beslenme, diş, ziraai ilaçlar
Determining The Obvious Effects Of Agricultural Medicine In Garden Plants
And Nourishing In Tooth Problems Appear In Early Ages In Ziyaret Village
In Amasya
Koyuncu Ögr.gör.turgay -1, Kır Dr.neslihan2, Çıtak Dyt.gamze3, Şen Dt.perihan4, Gülşen Dt.gonca4,
Arpaguş Kader1, Karapınar Hümeyra1, Alver Hülya1, Gündüz Emine1, Kaya Ayla1
1
Amasya Üniversity Higher School of Health,Department of Nursing, Amasya
2
Amasya Ziyaret Town Village Clinic,Amasya
3
Hacettepe University Higher School Technological of Health,Departmen of Nutrition and
Dietetics,Ankara
4
Amasya Sabuncuoğlu Şeraffettin State Hospital,Amasya
INTRODUCTION: Nourishing and mounth care are directly related with the tooth and gums. Using
agricultural medicine, genetic factors and consuming unniped fruit make also side effects to the
problem.
PURPOSE: This study is carried out to determine the causes of tooth cavities appear in early ages
in Ziyaret Town.
MATERIAL – METHOD: Thıs questionaire is carried out on families who earn their living from
gardening. The sample consist of 180 people between 12-35 ages randomly. The data is obtained
from questionaire and by the help of a dentist.
FINDINGS: 86 % of the participants are 12-19, 19.4 % are 20-35 ages. 50% of the people say
that they consume unriped fruil. 78 % claim that they don’t care toothcare, 38.3 % of them drink
milk once in a week, 72.7 % have meat, 88.4 % eat poultry; 83.3 % consume cheese,82.8%
vegetables,82,2% fruit and 79.4% carbohydrates everyday.33.3% of them marfied to relatives.
After the controls ıt is determined that 59.4 % have gum problems, 90% cavity and 83.9% mounth
odour.
RESULT: It is seen that mounth and tooth problems are very common. According to the
questionaire the main reasons are insufficient medicine used in spring months.
Keywords: agricultural medicine, nourishing,tooth
99
[P-043]
Yenidoğan Bebeği Olan Babaların Emzirme Ve Anne Sütüne İlişkin Bilgi Ve
Tutumları
Yöş Burcu1, Özelçinler Duygu1, Keskinel Ayşegül1, Tiryaki Nursel1, Korkmaz Sinem1, Taşpınar
Ayten2
1
Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü Öğrencileri, Manisa
2
Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Arş. Gör. Dr., Manisa
AMAÇ: Yenidoğan bebeği olan babaların emzirme ve anne sütüne ilişkin bilgi ve tutumlarını
saptamaktır.
METOD: Araştırma, kesitsel bir çalışma olup Manisa Doğumevi ve İzmir Hayri Üstündağ Kadın
Hastalıkları ve Doğum Hastanesinde, 30 Mart-20 Nisan 2007 tarihleri arasında doğum yapan
kadınların eşlerine uygulanmıştır (n=180). Babaların emzirme ve anne sütüne ilişkin bilgi ve
tutumlarını belirlemek için anket formu kullanılmıştır.
BULGULAR: Babaların yaş ortalaması 31.27±6.81 olup %50.5’inin lise ve üzeri eğitime sahip
olduğu, %88.9’unun çalıştığı, %43.3’ünün bu çocuğun ilk çocuğu olduğu saptanmıştır. Yaşayan
çocuk sayısı ortalaması 1.98±1.08’dir.
Babaların %34.4’ü anne sütü ve emzirmeyle ilgili herhangi bir yerden/kimseden bilgi aldığını,
%63.9’unun doğumdan sonra bir saat içinde bebeklerin emzirilmesi gerektiğini, %71.1’nin
bebeklerin 4-6 ay sadece anne sütü verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Eşinin bebeklerini doğar
doğmaz hemen emzirdiğini belirtenlerin oranı %60.0’dır. Babaların %91.7’si ev ve bebek bakımında
eşine destek olacağını belirtmiştir. Babaların %98.9’u bebeğin emzirilmesini istemesine rağmen
sadece %38.3’ünün bu konuyu eşiyle konuştuğu saptanmıştır. Yaş, eş ve babaların eğitim düzeyi,
aile tipi, anne sütü ve emzirmeyle ilgili bilgi alınması, en uzun süre yaşanan yer emzirme ile ilgili
bilgi ve tutumu etkileyen değişkenler olarak saptanmıştır (p<0.05).
SONUÇ: Sonuç olarak, babaların tamamına yakınının, bebeğin emzirilmesini destekledikleri ancak,
anne sütü ve emzirme konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Baba, Emzirme, Anne Sütü
Knowledge and Attitudes of Newborn Infants' Fathers Against Breastfeeding
and Breast Milk
Yöş Burcu1, Özelçinler Duygu1, Keskinel Ayşegül1, Tiryaki Nursel1, Korkmaz Sinem1, Taşpınar
Ayten2
1
Celal Bayar University Health School, Nursing Students, Manisa
2
Celal Bayar University Health School, Lecturer Msc, Manisa
AIM: The purpose of this study was to determine the knowledge and attitudes of newborn infants’
fathers related to breastfeeding and breast milk.
METHOD: This study was studied on the husbands of giving birth mothers at Manisa Maternity
Hospital and İzmir Maternity Hospital.
FINDINGS: The average age of the fathers was 31.27 ± 6.81, %50.5 graduated from high school
and up, 88.9% have a job.
34.4% of the fathers determined to received information about the breastfeeding from others,
63.9% knew about necessity of breastfeeding of the newborn one hour after birth, 71.1% insisted
on feeding newborns within first 4-6 months of the lives only by breastfeeding. 61.0% have
asserted that their spouse have breastfeeding the newborn immediately after birth. Although
98.9% of the fathers agree to feed the babies, only 38.3% have talked about this will to their
wives. Variables affecting the attitudes and knowledeg of the fathers on breastfeeding are
addressed as age, education of spouse and fathers, family type on breast feed and the longest
period where they lived.
RESULT: It is determined that almost all fathers of newborn infants have supported breastfeeding
by others, however; they haven’t sufficient information on breastfeeding and breast milk.
Keywords: Father, Breastfeeding, Breast Milk
100
[P-044]
Kanser Tedavisi Gören Bireylerde Bitkisel Tedavi Kullanma Nedenleri Ve
bunu Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi
Öz Burcu
Ege Üniversitesi,İzmir
AMAÇ: Araştırma, kanser tedavisi gören hastaların bitkisel tedavi kullanma nedenlerini ve bunu
etkileyen faktörlerin incelenmesi amacıyla, Kasım – Aralık 2006 tarihleri arasında Dokuz Eylül
Üniversite Hastanesi’nde yapılmıştır.
METOD: Araştırmanın evrenini, Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi’nde ayaktan kemoterapi tedavisi
gören kanser hastaları oluşturmuştur. Örnekleme, evreni temsil edeceği düşünülerek, Dokuz Eylül
Üniversite Hastanesi’nde ayaktan kemoterapi tedavisi gören 30.11.2006- 29.12.2006 tarihleri
arasında gelen toplam 94 kanser hastası alınmıştır. Anket formu ilgili literatür bilgilerine
dayanılarak oluşturulmuştur. Veriler anket yöntemiyle toplanmış olup toplam 17 adet sorudan ve iki
bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde hastaların sosyodemografik özelliklerine yönelik sorular (
n=94 ), ikinci bölümde ise hastaların bitkisel tedavi kullanma durumlarına ve nedenlerine yönelik
sorular (n= 65) bulunmaktadır. Değerlendirmede SPSS-11 versiyon programı ile sayı ve yüzde
dağılımları ve x2 ( ki-kare testi ) kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmadan elde edilen veriler incelendiğinde, hastaların %42.5’i 50-64 yaş
arasında, %66’sı kadın, %31.9’u ilkokul mezunu, %37.2’si emekli,%55.3’ü ilde yaşayan, %38’i
meme kanseri, %59.6’sının tanı yılı 2006, %97.9’unun tedavi türü kemoterapi, %44.7’sinin 0-6
aydır tedavi gördüğü saptanmıştır. Hastaların %69.2’si son bir ay içinde bitkisel terapi kullandığı,
%40’ı ısırganotunu faydalı olduğu ve kansere iyi geldiği için ( n=85 ), %35.7’si brokoliyi bağışıklık
sistemini güçlendirdiği için ( n=14 ), %26.7’si ahududu ve binbirdelikotunu sindirim sistemine
faydalı olduğu için ( n=15 ) kullandığı, yararlanılan bitkilerden %40.7’sinin ilk kez yakın çevreden
görerek/duyarak kullanmaya başladığı saptanmıştır
Anahtar Kelimeler: ahududu,brokoli,binbirdelikotu,Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi’nde,Kasım –
Aralık 2006,ayaktan kemoterapi tedavisi gören 30.11.2006- 29.12.2006 tarihleri arasında gelen
toplam 94 kanser hastası,ısırganotu
The reasons for using herbal treatment of the individuals who take cancer
treatment and constitution of the factors that effect this
Öz Burcu
Ege University, İzmir
AIM: Research has been made with the purpose to examine the patients’ reasons for using herbal
treatment who take cancer treatment and the factors which effect these reasons between the dates
of November and December in 2006 in Dokuz Eylül University Hospital.
METHOD: The cancer patients who take chemotheraphy treatment on their feet have constituted
the environment of the research. With the sense that it will represent the environment, in total 94
patients who take chemotheraphy treatment on their outpatient in Dokuz Eylül University Hospital
between the dates of 30.11.2006-29.12.2006 has taken as the sample. The questionnaire form has
been consituted by making it based upon the related literature information. Data have been
collected with the interview method; it is constituted by 17 questions and 2 parts in total. There
are questions related to patients’ sociodemegraphic featues ( n=94 ) in the first part, the questions
related to the reasons and conditions of herbal treatments ( n=65 ) in the second part. There have
been used SPSS-11 version program with percentage and number distribition and x2 ( Chi-square
tests ) analysis in evaluation.
FINDINGS: When the data resulted from the research has been examined, it has been constituted
that %42.5 of the patients are between 50-64, %66 of them are women, %31.9 of them are
graduated from primary school, %37.2 of them are retired,%55.3 of them live in town, %38 of
them have breast cancer, %59.6 of whom diagnosis year is 2006, %97.9 of whom the type of
treatment is chemotheraphy, %44.7 of whom are taking treatment between 0-6 months. It is
constituted that %69.2 of the patients have used herbal therapy in last month, %40 of them have
used stinging nittle for it is beneficial and good for cancer ( n=85 ), %35.7 of them have used
broccoli for it strenghten the immune system ( n=14 ), %26.7 of them have used raspberry and
Saint John’s Wort fort hey are beneficial to digestive system ( n=15 ), and %40.7 of them start to
use the plants firstly by seeing or hearing them from their near environment.
Keywords: broccoli,Dokuz Eylül University Hospital,raspberry,stinging nittle,Saint John’s Wort
With the sense that it will represent the environment, in total 94 patients who take chemotheraphy
treatment on their outpatient 30.11.2006-29.12.2006
101
[P-045]
İlköğretim Öğrencilerinin Ağız ve Diş Sağlığı Konusunda Bilgi Tutum ve
Davranışlarının Belirlenmesi
Aktaş Betül, Erdağı Semra, Şahin Sultan, Yaylacıoğlu Yeliz, Akyüz Yeşim, Güner Süheyla
Kafkas Üniversitesi Kars Sağlık Yüksekokulu, Kars
AMAÇ: Bu araştırma Kars ili Gazi Ahmet Muhtar Paşa (G.A.M.P) İlköğretim Okulu 5. sınıf
öğrencilerinin ağız ve diş sağlığı hakkındaki bilgi, tutum ve davranışlarını belirlemek amacıyla
yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın tipi tanımlayıcıdır. Milli Eğitim Bakanlığı Gazi Ahmet Muhtar Paşa
İlköğretim Okulu beşinci sınıfına devan eden 108 öğrenci araştırma kapsamına alınmış ve örneklem
seçimine gidilmemiştir. Veri toplama aracı olarak literatür doğrultusunda araştırmacılar tarafından
geliştirilen anket formu kullanılmıştır. Verilerin analizi bilgisayarda spss paket istatistik programında
sayı ve yüzde hesaplamaları kullanılarak yapılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 11.04, öğrencilerin % 64.8’ kız, %
35.2’si erkektir. Öğrencilerin % 96,3’ünün kendine ait diş fırçası varken % 8.32 ünün diş fırçasını
annesi veya kardeşi ile paylaşmakta olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin % 38.9’u günde iki kez dişini
fırçalamakta ve % 42.6’sinin dişini dairesel hareketler şeklinde fırçaladığı saptanmıştır. Öğrencilerin
% 75’i diş doktoruna gitmiştir. Öğrencilerin ağız ve diş sağlığına yönelik bilgi düzeyleri
incelendiğinde, % 89.8’i diş aralarında kalan yiyeceklerin, bakterilerin oluşmasına neden olduğunu,
% 86.1’i bakterilerin dişlerin çürümesine neden olduğunu, % 44.4’ü florun dişleri güçlendirdiğini ve
koruduğunu, % 38’i diş macununda flor bulunduğunu doğru bilmiştir.
SONUÇ: Öğrencilerin ağız ve diş sağlığında aile ve okul önemli bir yere sahiptir. Ailede başlatılan
sağlık eğitimine okul sağlığı hizmetlerinde ağırlıklı olarak devam edilmelidir.
Anahtar Kelimeler: ağız ve diş sağlığı, okul sağlığı
Determining Knowledges, Attitudes and Behaviours of Elementary School
Students about Oral and Dental Health
Aktaş Betül, Erdağı Semra, Şahin Sultan, Yaylacıoğlu Yeliz, Akyüz Yeşim, Güner Süheyla
Kafkas University Kars Health School, Kars, Turkey
PURPOSE: The study was conduted to students studying in Elementary School of Gazi Ahmet
Muhtar Paşa (G.A.M.P) class 5 in Kars city to determining of their knowledges attitudes and
behaviours about oral and dental health.
MATERIAL-METHOD: It is a descriptive study. The investigation performed onto 108 students
studying in Elementary School of Gazi Ahmet Muhtar Paşa class 5 but sampling selection method
was not used. Some questionnarie sheet that prepared by researchers depending on literature, was
used as an appliance of data acquisition. Data was analyzed by use of number and percentile
calculation in SPSS statistic program on PC.
RESULTS: Average age of the students was 11.04, 64.8% girl and 35.2% boy of them. It was
determined that the students of 96.3% have their own toothbrush but 8.32% use toothbrush
together with their mother or brother or sister. The student of 38.9% used to brush their teeth
twice in a day and 42.6% used to brush their teeth with circular movement. The students of 75%
have ever gone to dentist. In the case of examining knowledge level of the students about oral and
dental health; the students of 89.8 % know that food situated between teeth causes bacteria
occuring and 86.1% know bacterias causes tooth decay and 44.4 % know fluoride strengthens the
teets and the toothpastes includes fluoride of 38 %.
RESULT: Both families and school have an important role in students oral and dental health. The
healt education starting with family should be kept going increasingly in school health services.
Keywords: Oral and dental health, school health
102
[P-046]
Sezeryan sonu anne ve bebek bakımına yönelik kullanılan hemşirelik tanı ve
girişimleri: Vaka İncelemesi
Güler Burcu
Başkent Üniversitesi,Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri Bölümü,Ankara
GİRİŞ VE AMAÇ: Doğum normal fizyolojik bir süreç olarak ele alınmasına rağmen, ailenin bütün
üyelerini etkileyen yeni stresli durumları da beraberinde getirebilmektedir. Bu açıdan bakıldığında
postpartum dönem, aile ünitesinde yer alan tüm bireyler için bir değişim ve bu değişimlere uyum
yapma dönemi olarak düşünülmektedir. Hemşireler bu dönemde sürekli olarak anneyi
değerlendirdiğinden bakımlarında etkin bir rol oynamaktadırlar.
Çalışma, sezeryan sonu hemşirelik bakımında kullanılan tanı ve girişimlerin belirlenmesi amacıyla
vaka incelemesi şeklindedir.
GEREÇ VE YÖNTEM; Çalışma, Sağlık Bakanlığı Ankara Etlik Doğumevi Sezeryan Sonu Bakım
Kliniğinde yapılmıştır. Sezeryan sonu anne ve bebeğe yönelik bakım planları oluşturulurken
fonksiyonel sağlık örüntülerine göre düzenlenmiş olan veri toplama formu, NANDA hemşirelik
tanıları ve NIC Sınıflandırma Sistemi kullanılmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde sayı ve yüzde
kullanılmıştır.
BULGULAR; Vaka incelemesinde; Bayan G, 24 yaşında, lise mezunu, ilk gebeliği, sistemik bir
rahatsızlığı yok. Gebelik boyunca risk oluşturacak bir durum saptanmamıştır. Fetus, makat geliş
olduğu için sezeryana alınmış.
SONUÇLAR: Vaka incelemesinde sıklıkla kullanılan hemşirelik tanıları; “enfeksiyon riski”, “rahatta
değişim”, “bilgi defisiti”, hemşirelik girişimleri ise “postopretif bakım”, “enfeksiyondan koruma”,
“ağrının giderilmesi” ve “hasta eğitimidir”.
Anahtar Kelimeler: sezeryan sonu, anne bakımı, bebek bakımı, hemşirelik tanıları, hemşirelik
girişimleri
Nursing Diagnosis And Initiations Used For Mother And Newborn Care After
Cesarian: Case Study
Güler Burcu
Department of Nursing and Health Services,Baskent University,Ankara,Turkey
INTRODUCTION: Even though labor is regarded as a normal physiological process, it may cause
new stressful situations that affect all family members. In this perspective postpartum period is
regarded as a time of change and adaptation for all family members. Nurses play an important role
in the mother care, since they evaluate the mother during this period constantly.
This is a case study for nursing diagnosis and initiations used for mother and newborn care after
cesarean.
MATERIALS-METHOD: The study took place in Health Ministry Ankara Etlik Maternity Hospital
Post Cesarean Care Clinic. During the preparation for the care plans for mother and newborn after
cesarean; data collection form based on functional health patterns, NANDA nursing diagnosis and
NIC classification system was used. In the evaluation of the data numbers and percentages was
used.
FINDINGS: In the case study, Female G, age 24, high school graduate, first pregnancy, no
systemic disorder. No risk factor had been observed during pregnancy. Since fetus was in breech
position.
RESULTS: The frequently used nursing diagnosis in case study are “infection risk”, “change in
comfort”, “knowledge deficiency”, and nursing initiations are “postoperative care”, “infection
prevention”, “relieve of pain” and “ patient education”.
Keywords: after cesarian, mother care, newborn care, nursing diagnosis, nursing initiations
103
[P-047]
Prenatal, Antenatal ve Postnatal Dönemlerde Genel Hemşirelik Bakım ve
Gereksinimlerine Yönelik Hemşirelik Tanıları ve Girişimleri
Güler Burcu, Pınar Gül (danışman)
Başkent Üniversitesi,Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri Bölümü,Ankara
GİRİŞ: Anne ve neonatal ölümleri ve hastalıkları; prenatal, antenatal ve postnatal dönemlerde
önlenebilir nedenlerle ortaya çıkan öncelikli olarak ele alınması gereken sağlık sorunlarıdır. Bu
dönemlerde sağlık bakım kuruluşlarında yatarak ya da ayaktan izlenen hastaların hemşirelik bakım
gereksinimlerinin belirlenerek karşılanması oldukça önemlidir.
Anne ve çocuk sağlığı hizmetlerinde önemli yeri olan prenatal bakım hizmeti, temelde koruyucu bir
sağlık hizmeti olup anne, fetüs ve yeni doğan sağlığının en üst düzeye ulaşmasını sağlamaya
yöneliktir. Antenatal bakım gereksinimlerinin karşılanma düzeylerine göre doğum seyri
değişmektedir. Örneğin; rektum ve mesanenin boşaltılması, anksiyetenin azaltılması zor doğum
eylemine neden olabilecek durumların önlenmesini sağlayabilmektir. Postnatal dönemde annelerin
bakım gereksinimlerinin karşılanması annelik rolüne uyumlarını kolaylaştırabilmekte ve bu
dönemdeki sorunların azalmasına/önlenebilmesine yardımcı olabilmektedir.
AMAÇ: Prenatal, antenatal ve postnatal dönemlerde anne ve çocuk sağlıklarını en üst düzeye
çıkarmak için uygun hemşirelik tanı ve girişimlerinin belirlenmesidir.
GEREÇ-YÖNTEM: ilgili literatür incelenerek elde edilen bilgiler derlenmiştir.
SONUÇ: En çok Beslenme-Metabolik alanındaki tanı ve girişimler üzerinde durulmuştur. Ardından
en çok kullanılan alan Kendini Algılama olmuştur.
Anahtar Kelimeler: prenatal dönem, antenatal dönem, postnatal dönem, hemşirelik girişimleri,
hemşirelik tanıları
Nursing Diagnosis and Interventions For General Nursing Care in Prenatal,
Antenatal and Postnatal Periods
Güler Burcu, Pınar Gül (danışman)
Department of Nursing and Health Services,Baskent University,Ankara,Turkey
INTRODUCTION: Preventable mother and neonatal deaths and diseases during pregnancy,
prenatal period, labor and postnatal periods are the health problems that should be given priority.
It is very important to define and meet the needs and nursing care of the patients in health care
centers during this period.
The prenatal care, which is particularly important for health care of mother and child, is actually a
preventive health care and is aimed to reach the highest status of health for mother, fetus and new
born. Based on the level of meeting the needs of antenatal care, the process of labor may vary.
Eg: Discharge of rectum and urinary bladder, reduction of anxiety provide prevention against the
circumstances that may lead to a hard labor. Providing the required care for the mothers facilitate
the adaptation period to motherhood and help to reduce the problems in the postnatal period.
AIM: The aim is to determine the appropriate nursing diagnosis and initiations to reach the highest
status of health for mother and child in prenatal, antenatal and postnatal period.
MATERIALS-METHOD: The literature about the subject has been investigated.
RESULT: The frequently used nursing diagnosis are Nutrition- Metabolism area’s and then
Perception of living-Management of living area’s.
Keywords: prenatal period, antenatal period, postnatal period, nursing initiations, nursing
diagnosis
104
[P-048]
Herkes İçin Sağlıklı Yaşamda Hemşirenin Önemi
Yerköy Aysun1, Canbay Fulya1, Kizmaz Eda1, Gökbora Aslı1, Arıkan Sümbül Hülya2
1
*Trakya Üniversitesi Kırklareli Sağlık Yüksek Okulu 4.Sınıf Öğrencileri,Kırklareli
2
**Trakya Üniversitesi Kırklareli Sağlık Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi
AMAÇ: Yaşla birlikte artan kronik hastalıklarla birlikte kaliteli bir yaşam sağlamada hemşirenin
mezuniyet öncesi ve sonrası eğitiminin önemine dikkat çekmek ve sağlıklı yaşlanmanın önemini
vurgulamak.
YÖNTEM – GEREÇLER: Çalışma Sağlık Bakanlığı Kırklareli İl Sağlık Müdürlüğü'nden elde edilen
ölümlerin yaş ve nedenlerine göre dağılımı (2006) ile nüfus piramidi, (2006) verilerinden
yararlanılarak retrospektif olarak değerlendirildi.
BULGULAR: İnceleme sonucunda 65 yaş ve üzeri yaşlı nüfusunun kadınlarda %12.5, erkeklerde
ise %9.9 olduğu belirlenmiş ve kronik hastalıklarda en sık görülen mortalite nedenleri arasında
sırasıyla kardiovasküler hastalıklar, solunum sistemi hastalıkları, serebrovasküler sistem hastalıkları
ve senilitenin olduğu görülmektedir.
SONUÇLAR: " Herkes İçin Sağlıklı Yaşam " ilkesi bağlamında koruyucu hizmetlerde hemşirelik
rollerinin gözden geçirilmesi ve eksikliklerinin eğitim ile giderilmesinin gerekli olduğu sonucuna
varıldı.
Anahtar Kelimeler: Herkes için sağlıklı yaşam, Hemşire
The Importance of Nursery at Healthy Life for Everybody
Yerköy Aysun1, Canbay Fulya1, Kizmaz Eda1, Gökbora Aslı1, Arıkan Sümbül Hülya2
1
*Trakya University Kırklareli Health High School, 4th Class students,Kırklareli
2
**Trakya University Kırklareli Health High school, Instructor,Kırklareli, Turkey
AIM: To attract attention over the importance of nursery education so as to maintain a life of
quality by considering chronic illnesses resulting from ageing to stress the importance of a healthy
life.
METHOD – MATERIALS: This study has been evaulated in retrospect by utilizing data of rates of
the number of deaths including age and reasons (2006) and datum of population pyramid(2006).
FINDINGS: At the end of the study,it has been that the population of old people over 65 years of
age and old women's rate is 12.5 % and old men's rate is 9.9%. The reasons for chronic ilnesses
are cardiovascular ilnesses,respiratory system ilnesses,sarebrovascular system ilnesses,senilety
etc. These ilnesses are so frequently met by considering mortality.
RESULTS: This study resulted in that protective services such as nursery roles should be inspected
in accordance with the principle of “a health life for everybody” it is also necessary that the lacking
parts of the system should be completed successfully with the help of education.
Keywords: Health Life For everybody, Nurse
105
[P-049]
Kars Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Sigara İçme Durumlarının
Belirlenmesi
Erdağı Semra, Aktaş Betül, Yılmaz Emine, Sarı Sıdıka, Aydemir Hülya, Ispartalıoğlu Esin, Şahin
Sultan
Kafkas Üniversitesi Kars Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Kars Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Sigara içme durumlarının belirlenmesi.
YÖNTEM: Tanımlayıcı nitelikte yapılan bu araştırmada, çalışmacılar tarafından literatürler
doğrultusunda hazırlanan anket 2006 Aralık ayında Kars Sağlık Yüksekokulundaki 201 öğrenciye
uygulanmıştır. Öğrenciler sınıflardan rasgele seçilmiştir. Bulgular spps programında yüzdelik olarak
hesaplanmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin 110'u (%54,7) kız 91'i (%45,3) erkektir, 63 öğrenci(%31,3) sigara
içerken 137 öğrenci (%68,2) sigara içmemektedir,sigara içen öğrencilerin sigaraya başlama yaşları:
48 öğrencinin(%76,2) 10-18 yaş aralığında olduğu,15 öğrencinin de(%23,8) 19 yaş ve üzerinde
sigaraya başladığı görülmektedir.Sigara içen öğrenciler sigaraya başlama etkeni olarak ilk sırada 40
öğrenci(%63,4) arkadaşlarını,diğer öğrencilerde stres(%20,6),ortam değişikliği(%9,6)ve aileye
özentiyi(%6,4) söylemişlerdir.Sigara içen öğrencilerin43'ü (%68,2) si sigarayı bırakmayı
denediklerini fakat başaramadıklarını söylemişlerdir, Çalışmadaki Öğrencilerin 141'i (%70,1)
iletişim araçlarından sigaranın zararlarının yeterince anlatılmadığını söylemişlerdir.
SONUÇ: Sigaraya içme yaşının büyük oranda(%76,2) 10-18 aralığında olması özellikle ilköğretim
çağındaki öğrencilere sigaranın zararları konusunda eğitim verilmesini ve 18 yaşının altındakilere
sigara satılmamasını gerektirmektedir. Ayrıca sigara içen bireyler içinde sigarayı bırakma
programları düzenlenerek sigara sonucu oluşan hastalıkların tedavi masrafları azaltılmış ve ülke
ekonomisine olumlu destek sağlanmış olur.
Anahtar Kelimeler: öğrenciler, sigara içme
Determining Smoking Behaviour of Students Studying in Kars Health School
Erdağı Semra, Aktaş Betül, Yılmaz Emine, Sarı Sıdıka, Aydemir Hülya, Ispartalıoğlu Esin, Şahin
Sultan
Kafkas University Kars Health School
GOAL: This survey target to determine smoking behaviour of students studying in Kars health
School.
METHOD: In this descriptive survey, the researchers applied some questionnary which was
prepared accordance with the litearture to201students studying in Kars Health School in
December2006. All the students were chosen from diffrent classroom randomly.The datas obtained
were calculated as percentile inSPSS program.
FINDINGS: 110male students(54,7%)and 91 female students(45,3%)included by survey.
63students(31,3%)but137 students (68,2%)do not. For the students smoking cigarettes,
48students(76,2%)started smoking between ages of 10-18and15students(23.8%) was
above19years old.40smoker students(63,4%) show their friend as main reason of they started to
smoke and others show stress and changing of environment(20,6%)and following the
family(9,6%).43 smoker students (68,2%) said that they had tried to give up smoking but they
could not.141students(70,1%)of the all students included by survey say they are not informed
about harms of smoking by communication media.
RESULT: Smoking ages mostly((76,2%)in the range of 10-18,it shows that primary school
students should be informed about the harms of smoking very good and the young people
under18years old should be forbidden to buy cigarettes. Otherwise, some programs should be
arranged to give up smoking for the smoker people that provides good affect to country economy
by decrease treatments cost of smoker people
Keywords: students, smoking
106
[P-050]
Hemşirelik öğrencilerinin klinik hemşirelerinden beklentileri
Erbil Nülüfer, Top Figen, Başar Bahar, Göktaşlar Zeynep, Mıdık Emel
Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Ordu, Türkiye
AMAÇ: Bu çalışma hemşirelik öğrencilerinin klinik hemşirelerinden beklentilerini belirlemek
amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte olan araştırmanın evrenini 2005-2006 Öğretim yılında Ordu
Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümünde öğrenim görmekte olan 179 öğrenci
oluşturmuştur. Evrenin tamamı örnekleme alınmış, ancak araştırmaya katılmayı kabul eden 140
öğrenci örneklemi oluşturmuştur. Araştırma 22-24 Mayıs 2006 tarihleri arasında yapılmış, veriler
anket formu ile toplanmıştır. Verilerin analizi, bilgisayarda SPSS 11.5 istatistik programında yüzde,
aritmetik ortalama, standart sapma ile yapılmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin %63.6’sı hemşirelerin mesleki bilgi seviyelerini yeterli bulmamaktadır.
Hemşirelerle bazen sorun yaşayan öğrencilerin oranı %64.3’tür. Öğrencilerin % 10’u hemşirelerin
uygulamalarda yardımcı olmadığını, %68.6’sı hemşirelerin uygulamalarda uygun ortam sağladığını
düşünmektedir. Öğrencilerin % 46.4’ü okulda aldıkları eğitim ile hemşirelerin davranışlarının
bağdaşmadığını belirtmişlerdir. Öğrencilerin %17.9’unun hemşireler hakkındaki düşünceleri
uygulamaya çıktıktan sonra değiştiği, % 4.7’si uygulamalarda hemşirelere rahatlıkla soru
soramadığı saptanmıştır. Öğrenciler (%52.1) klinikte yaşanan olumsuzlukta, hemşirelerden anlayışlı
olması, empati kurması, desteklemesi ve sorun çözmede yardımcı olmasını beklemektedirler.
Uygulamada öğrencilerin %57.1’i rehberlik, güvenme-değer verme, olaylara karşı duyarlı olma
davranışlarını hemşirelerden görmek istemektedirler. Hemşirelerin rol modeli olarak; öğrencilerin
%62.9’u teorik-pratik konularda yardımcı olmasını, çalışmaya güdülemesini, iyi iletişim kurmasını
ve güler yüzlü olmasını beklemektedir.
SONUÇ: Hemşirelerin gelecekte meslektaşı olacak, hemşirelik öğrencilerine olumlu rol modeli
olmaları, uygulamalarda öğrencileri desteklemeleri ve motive etmeleri gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: hemşirelik öğrencisi, klinik hemşire, beklentiler
The expectations of the nursing students from the clinical nurses
Erbil Nülüfer, Top Figen, Başar Bahar, Göktaşlar Zeynep, Mıdık Emel
Ordu University School of Health, Department of Nursing, Ordu, Turkey
OBJECTIVE: This study was made for determining the expectations of the students of nursing
from the clinical nurses.
METHOD: The target group of the study is 179 students studying in Ordu University School of
Health, Nursing Department in 2005-2006. All of those students have been chosen as samples,
however only 140 of them have accepted to participate in the study. The study was made between
May 22 and May 24 2006, and the data were collected with questionnaire. The analysis of the data
was made with percentage, arithmetic average, standard deviation in SPSS 11.5 statistic program.
RESULTS: 52,1 % of the students expect the nurses to be tolerant, empathize, support and help
them solve the problems in a troubling situation. 57,1 % of the students desire the nurses to have
the attitudes of guidance, trust-valuing, being sensitive to the events during practice. 62,9 % of
the students expect nurses- as a model of role- to help them with theoretical and practical
subjects, motivate the working process, communicate well and have a smiling face.
CONCLUSIONS: It is necessary for nurses to become a positive role model for the nursing
students, to support them while practicing, and to motivate them.
Keywords: nursing student, clinical nurse, expectations
107
[P-051]
Ege Üniversitesi Öğrencilerinin Aile Planlaması ve Ertesi Gün Hapları
Hakkında Bilgi, Tutum ve Davranışlarının İncelenmesi
Yarış Rahime, Uysal Aynur
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu
AMAÇ: Bu araştırma, Ege Üniversitesi öğrencilerinin aile planlaması ve ertesi gün hapları hakkında
bilgi, tutum ve davranışlarını incelemek amacıyla planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu tanımlayıcı çalışma, araştırmaya katılmayı kabul eden ve Ege Üniversitesinde
öğrenim gören 244 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırma verileri 15 Aralık 2006- 15 Ocak 2007
tarihleri arasında araştırmacılar tarafından ilgi literatür doğrultusunda hazırlanan anket formu ile
toplanmıştır. Anket formu öğrencilerin sosyodemografik özellikleri, aile planlaması ve ertesi gün
haplarının kullanımına yönelik bilgi, tutum ve davranışları içeren sorulardan oluşturmaktadır. Elde
edilen veriler bilgisayar ortamında, SPSS 13.0 Paket programı yardımı ile değerlendirilmiş ve
karşılaştırmalarda ki-kare, student t testi ve varyans analizi kullanılmıştır.
BULGULAR: Yaş ortalaması 21,54 ±2,257 olan araştırma grubunun, %21,7’si Sosyal Bilimleri,
%78,3’ü Sağlık ve Fen Bilimleri alanlarında öğrenim görmekte olup; %41,4’ü 3 ve üzeri sınıfa
devam etmektedir. Araştırmaya alınan öğrencilerin %43,0’ü aile planlaması tanımını tam olarak
bilmekte; %15,6’sı son bir yıl içinde herhangi bir aile planlaması yöntemi kullanmakta ve %9,6’sı
beklenmeyen bir gebelikle karşılaştığını belirtmiştir. Öğrencilerin %57,4’ü ertesi gün haplarının
kullanım amacını doğru bilmekte ve bu öğrencilerin %54,9’unun ertesi gün haplarının beklenmeyen
cinsel ilişki sonrası ilk 72 saat içinde kullanması gerektiği hakkında bir fikir sahibi olmadığı
görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Aile Planlaması, Ertesi Gün Hapları, Üniversite Öğrencisi
The Determination Of Ege Unıversity Student’s Knowledge, Attitude And
Behaviours About Family Planning And After Day Pills
Yarış Rahime, Uysal Aynur
Ege University School of Nursing
AIM: The aim of this study was to describe Ege University student’s knowledge, attitude and
behaviours about family planning and after day pills.
MATERIALS-METHOD: This descriptive study was conducted on the 244 student who were
studing at Ege University and accept participating the study. The data were collected between 1-30
January 2007 by researcher through questionnaire form which has been prepared relate to
literature.This form includes questions about student’s socio-demographic properties, family
planning and use of after day pills.After the data has been obtained they have appraised in the
computer with SPSS 13.0 package software.
FINDINGS: The research group averaged out at 21,54 ±2,257.The part of % 21,7 in the average
has studying Social Sciences, % 78,3 has studying Health/Science Sciences and %40,6 student
who have studying in this classes had been graduated from state high school. The percentages of
%43,0 students have known the definition of family planning precisely. %15,6 of students have
been using any family planning method and % 9,6 of students have indicated to encountered
unexpected pregnancy.%57,4 of student have known what is the aim of using after day pills.%54,9
of students have no idea about that pills ought to use in first 72 hours after unexpected sexual
relation.
Keywords: Family planning, After day pills,Universty student
108
[P-052]
Bir Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin Sınav Kaygısı Düzeyleri ve Bunu
Etkileyen Etmenler
Çakmak Ebru, Büyükyılmaz Funda, Aştı Türkinaz
İstanbul Üniveristesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul
AMAÇ: Bu araştırma; hemşirelik öğrencilerinin sınav kaygısı düzeylerini ve bunu etkileyen
etmenleri belirlemek amacıyla yapılmıştır.
METOD: Araştırmanın evrenini 2006-2007 öğretim yılında bir HYO’ nda öğrenim gören öğrenciler
oluşturmaktadır (n=482). Araştırmanın örneklemini, kredisi en fazla olan uygulamalı ders alan,
çalışmaya katılmaya istekli olan öğrenciler oluşturmuştur (n=385). Araştırmada; öğrencilerin
bireysel özelliklerin ve sınav kaygısı düzeylerini etkileyebilecek etmenleri içeren “Bilgi Formu”,
Batlaş A. tarafından geliştirilen “Sınav Kaygısı Ölçeği” kullanılmıştır. Veriler bu derslerin bitirme
sınavlarından 30dk. önce araştırmacılar tarafından toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde
sayısal ve yüzdelik dağılımlar, korelasyon katsayıları, varyans analizi ve Post-Hoc önemlilik testleri
kullanılmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin bireysel özellikleri ve sınav kaygısı puanları arasında anlamlı bir ilişki
bulunmazken; eğitimle ilgili kaygı veren durumlarla başetmede kendisini oldukça yetersiz/yetersiz
bulan (F=6.06,p=0.00), sınavdan başarılı olmak isteyen (t=5.65,p=0.00), çalışma ortamının sınav
başarısını etkilediğini düşünen (t=2.20,p=0.03) öğrencilerin sınav kaygısı puanlarının yüksek
olduğu görüldü, istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olduğu saptandı.
SONUÇ: Sonuç olarak; öğrencilerin ölçek değerlendirme cetveline göre sınav kaygısı puanları
(4.13±1.77) göz önüne alındığında; sınavlara gereğinden çok daha fazla değer verdikleri ve sınav
öncesi heyecanlandıkları; bunu etkileyen etmenlerle başetme düzeyleri arttıkça kaygı puanlarının
düştüğü saptandı. Elde edilen verilerin okul rehberlik ve danışmanlık çalışmalarına rehberlik edeceği
ve öğrencilerin başarı düzeyini etkileyeceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Sınav kaygısı, hemşirelik öğrencileri
The Test Anxiety and Effect Factors of The Nursing School Students
Çakmak Ebru, Büyükyılmaz Funda, Aştı Türkinaz
İstanbul Universtiy Florence Nightingale Nursing School, İstanbul
AIM: The objective of this research was to analyse test anxiety and effect factors of nursing
highschool students.
METHOD: A questionnare is applied to undergraduate students in the School of Nursing students
in the acedemic year2006-2007 (n=482). The study sample consisted of students who takes
highest credits lesson and completely answered the questionnaire (n=385). The questionnaire
consisted of Information Form that was included in indivudual, effect factors and Test-Anxiety Scale
that was prepared BaltaşA. The questionnaire was applied this lessons final exams before30minutes. Numerical and percentile distributions, correlation coefficients, variance and Post-Hoc
test were applied to analyse the data.
FINDINGS: Between induvidual factors and test-anxiety scores of students isnot found stastically
significant. Furthermore the students who are enough succsessful/succsessful to use coping
strategies(F=6.06,p=0.00), wanted take only enugh lesson score(t=5.65,p=0.00), thougt that
environment effects(t=2.20,p=0.03) test-anxiety are taked highest anxiety score, is found
stastically significant.
RESULT: Consequently the test-anxiety score of students was evaluating; students that gived
more valuable for exams, excited before exam and used to increase coping strategies of effect
factors; gived lower score. It is expected that the data obtained will be guide for psychological
studies and effect succsessful level of students.
Keywords: test anxiety, nursing students
109
[P-053]
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde
Çalışan Hemşirelerin Kanıta Dayalı Hemşirelik Uygulamaları Konusundaki
Bilgi Düzeylerini Belirleme
Başkavak Sinem, Çelik Özlem, Çilingiroğlu Eda Nur, Pekin Özge, Etikan İlker, Gökdere Hava
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tokat Sağlık Yüksek Okulu
GİRİŞ-AMAÇ: Bir hemşirenin en uygun ve yararlı bakım sürecini sunabilmesi için güncel bilgi ve
verileri kullanarak kendi deneyim ve bilgi birikimindende yararlanarak hastaların kendi kültürleri ve
değerleri çerçevesinde oluşturdukları seçimleride dikkate alarak mesleğiyle ilgili uygulamaları
gerçekleştirmesidir.
MATERYAL VE METOD: Bu araştırma Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama
Hastanesinde Çalışan 82 hemşireden araştırmaya katılmayagönüllü olan 50 hemşirenin
kanıtadayalıuygulama hakkındaki bilgi düzeylerini, klinikte uygulama durumlarını ve uygulamama
nedenlerini belirlemek amacıyla SPSS 11.5 demoversiyon ve istatistiksel analizler içinde ki-kare
testi kullanılmıştır.Araştırma verileri toplanırken 3’ü demografik,23’ü bilgi düzeyini belirlemeye
yönelik sorulardan oluşmuş anket formukullanılmıştır.
BULGULAR: Ankete katılanların %66’sı kanıtadayalıuygulamaların,yapılması için rol-model
olabileceğini düşünürken %24’ü olamayacağını düşünmektedirler.Rol-model olabileceğine
inananların%32’sinin çalışmasüresi 4-7yıl arasındadır.Rol-model olamayacağını düşünenlerin %6’sı
nedenini mesleğe yeni başlamak olarak gösterirken,%18’ide herhangibir neden belirtmemiştir.Bu
veri anlamlı bulunmuştur (χ = 14.956, p=0.021).
Bakım planı kanıtadayalıuygulamaların içerisinde yer alıyor mu? Sorusuna ‘evet’ yanıtını verenlerin
%18’i hasta bakımını gerçekleştirirken ne tür kanıtlara ihtiyacınız vardır? Sorusuna yeterli bilgi
donanımına sahip olmak,bütüncül bakım vermek araştırma yapmanın gerekliliğinin bilincinde
olmak,ifadelerinin hepsini bir arada seçerken sadece uygun tekniklerle tedavi yapmak ifadesini tek
başına seçen bulunmamaktadır. Bu veri anlamsız bulunmuştur( χ =12.201,p=0.905).
SONUÇ: Araştırmaya göre çalışan hemşirelerin kanıtadayalıuygulamalarla ilgili bilgi sahibi olduğu
fakat yetki yetersizliği kurumun destek olmaması nedenleriyle uygulamakta zorluk çektiği
belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: hemşirelik, kanıt, uygulamalar,
Determınıng The Knowledge Level Of The Nurses Workıng In The Research
And Applıcatıon Hospıtal Of Tokat Gazıosmanpasa Unıversıty On The Proof
Based Nursıng Applıcatıons
Başkavak Sinem, Çelik Özlem, Çilingiroğlu Eda Nur, Pekin Özge, Etikan İlker, Gökdere Hava
Gaziosmanpasa University Tokat Health High School
INTRODUCTION-AIM: A nurse should achieve the applications related with her career by using
up-to-date data and knowledge, making use of her own experience and knowledge accumulation,
and also considering the preferences of the patients within their cultural and values framework so
that she can offer the most appropriate and beneficial care process.
MATERIALS-METHOD: This study was carriedout inThe Research Application Hospital of Tokat
Gaziosmanpaşa University. Subjects were 50nurses who volunteered to participate in the study
among the total 82nurses working in the hospital. To determine the knowledge level of the subjects
on the proof based nursing applications, and the application of this knowledge in clinics by the
nurses or the reason notto apply it, SPSS 11.5 demoversion was used. Chi-square method was
used for statistical analysis.
FINDINGS: While 66% of the survey participants thought they could be rolemodels to carry out
the proof based applications, 24% thought they would not. 32% of those who thought they could
be role-models had been working as anurse for a period of 4 to7years. While 6% of those who
thought they could not be role-models reported their reason was that they had just started their
job, 18% reported no reason forthe case.This data was found to be significant (χ=14.956,
p=0.021).
RESULT: According to the study, it was concluded that the nurses had knowledge on prof based
applications and however that they had difficulty in applying this due to authorization deficiency
and lack of institutional support.
Keywords: applications, nursing, proof
110
[P-054]
Hemşire Öğrencilerin Sorumlulukları
Özsoy Mukaddes1, Bayık Temel Ayla1, Akın Özlem2
1
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilimdalı,İzmir
2
Kent Hastanesi, İzmir
GİRİŞ: Ülkemizde üniversite kapsamında eğitim veren hemşirelik okullarında eğitim öğretim etiği
açısından etik değerlerin belirlenmesi, bu değerlerin hak ve sorumluluk açısından ifade edilmesi
çağdaş eğitim ilkeleri açısından bir gerekliliktir
İki tür sorumluluk vardır.1:Sorumluluk alma; bir işi en iyi biçimde yapmayı yüklenmek 2: Sorumlu
olma; Bir şeyi yapmaktan dolayı hesap verme.Ülkemizde yurt dışında olduğu gibi hemşirelik
okullarında, hemşire öğrencilerin sorumluluklarını belirleyen henüz bir yazılı kaynak
bulunmamaktadır.
AMAÇ: Dünya örnekleri doğrultusunda hemşirelik öğrencilerinin sorumluluklarını gözden geçirmek,
yapılacak değişiklikler için düzenlemelere ışık tutmaktır.
METOD: Veriler internet yoluyla dünyada ve ülkemizdeki hemşirelik okullarının ve çeşitli
üniversitelerin sitelerinden 2006-2007 yılında toplanmıştır.
BULGULAR:: Belirlenmiş önemli öğrenci hemşire sorumlulukları şunlardır; kritik karar verme
açısından kapasite geliştirebilme, akademik standartları korunma, kendisine ve başkalarına saygı
gösterme, hastalara karşı doğru davranma ve hastanın bilgilerini tam olarak rapor etme, hasta
bakımında gizliliği koruma, genel görünümüne ve giyinişine dikkat etme, klinik uygulamalara
katılma, mazeretlerini önceden bildirme, hastaları ve meslektaşlarını eğitme, bakımda bütüncül
yaklaşımı kullanmayı öğrenme, profesyonel hemşire olmaya çaba gösterme, tüm mesleki konuları
öğrenme, ulusal ve uluslararası hemşirelik derneklerinin çalışmalarını izleyerek çağımızın hemşirelik
anlayışını yakalama, hasta ve yakınlarına kendisini doğru tanıtma.
SONUÇ: Ülkemizde hemşire öğrencilerin sorumlulukları yazılı olarak belirlenmeli, yayınlanmalı,
eğiticiler ve öğrenciler tarafından benimsenmeli ve uygulamalara geçirilmelidir.
Anahtar Kelimeler: hemşirelik eğitimi, hemşire öğrenciler, hemşire öğrencilerin sorumlulukları
Nurse Students' Responsibilities
Özsoy Mukaddes1, Bayık Temel Ayla1, Akın Özlem2
1
Ege University School of Nursing, Public Health Nursing Departmant,İzmir,Turkey
2
Kent Hospital, İzmir,Turkey
INTRODUCTION: Ethical values should be determined and described in respect to rights and
responsibilities at Nursing Schools in modern educational systems. In our country, there is not a
written formal document reporting the responsibilities of nurse students like the other countries in
the world.
OBJECTIVES: To review the nurse students' responsibilities in some countries and recommend to
prepare a document of nurse students’ responsibilities for nursing education system.
METHODS: Data gathered by visiting the sites of nursing schools in some countries through
Internet in 2006-2007.
RESULTS: Most important responsibilities were as follows; developing the capacity of critical
decision, keeping the academic standarts, respect to others and herself, take care of her general
appearance and uniform, participate practices, report excuses in time, give health education to the
patients and train her colleagues, learn to apply for holistic care, to strive to be a professional
nurse, recognise professional national /international associations and their functions, introduce
herself fairly to the patients and relatives.
CONCLUSION: Nurse students' responsibilities should be determined, disseminated, recognised,
respected and inspired by nurse students and teaching staff at the nursing schools in the country.
Keywords: nursing education, nurse student, nurse students' responsibilities
111
[P-055]
Bornova Kredi ve Yurtlar kurumunda kalmakta olan öğrencilerin sağlıklı
yaşam alışkanlıkları ve obezite durumlarının incelenmesi
Dağal Esin1, Akyol Asiye Durmaz2
1
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir
2
Ege üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu,İç Hastalıkları Anabilim dalı, İzmir
AMAÇ: Araştırma, yurtta kalan öğrencilerin sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve obezite durumlarının
incelenmesi amacıyla Kasım-Aralık 2006 tarihleri arasında Bornova Kredi ve Yurtlar kurumunda
yapılmıştır.
METOD: Araştırmanın evrenini, Bornova Kredi ve Yurtlar kurumunda kalmakta olan erkek ve kız
öğrenciler oluşturmaktadır.Örnekleme, evreni temsil edeceği düşünülerek, Bornova Kredi ve Yurtlar
kurumunda kalan 25.11.2006-30.12.2006 tarihleri arasında gönüllü katılan 163 öğrenci
oluşturmaktadır.Anket formu, ilgili literatür bilgilerine dayanılarak oluşturulmuştur.Veriler anket
yöntemiyle toplanmış olup, toplam 68 adet sorudan ve 2 bölümden oluşmaktadır.Birinci bölümde
öğrencilerin sosyodemografik özelliklerine yönelik sorular (n=20), ikinci bölümde ise öğrencilerin
sağlıklı yaşam davranışlarına yönelik (n=45) sorular bulunmaktadır.Değerlendirme de SPSS 11
programı ile sayı ve yüzde dağılımları ve varyans analizleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmadan elde edilen veriler incelendiğinde;öğrencilerin % 64,4(n:105) kadın,%
35,6 (n:58) erkekdir.Öğrencilerin % 65,6 ‘ sı normal kilolu, % 23,9 hafif şişmandır.Öğrencilerin %
24,5 (n=40) anneleri, %8 (n=13) babaları obezdir..Öğrencilerin % 62,6’sı(n=102) kendini normal
kilolu algılarken,% 27,6 (n=45) şişman olarak algılamaktadır.Öğrencilerin % 16,6 (n=27) düzenli
beslenirken,% 83,4’ü (n=136) dengeli beslenmemektedir.
Anahtar Kelimeler: beslenme,obezite,sağlık
The healthy life habits and obesity of the students who live in Bornova Kredi
and Yurtlar society
Dağal Esin1, Akyol Asiye Durmaz2
1
Ege University Nursing Higher Education,İzmir,Turkey
2
Department of Nursing,Ege University,İzmir,Turkey
AIM: The research was made between November and December in order to investigate the healthy
life habits and obesity of the students who live in the Bornova Kredi and Yurtlar society.
METHOD: The research consists of the studens who live in Bornova Kredi and Yurtlar society.163
volunteer students who stay in Bornova kredi ve yurtlar kurumu participate in the public survey
between 25.11.2006 and 30.12.2006. The survey consists of 2 categories and sixty eight
questions. In the first stage, there are the questions related with students’ social-demographic
features(n=20),in the second stage, there are questions related with their healthy life
behaviours(n=45). During the evaluation SPSS 11 program, percentage_number distribution and
variance analysis were used.
FINDINGS: The results show that, 64,4 percent of women(n=105),35,6 percent of men
(n=58).The 65,6 percent of the students are on average, 23,9 percent of them are fat.The 24,5
percent of the mothers(n=40) and 8 percent of fathers (n=13) of the students are fat. The 62,6
(n=102)percent of students think that their weights are normal and 27,6(n=45) percent of them
accept themselves as fat.
The 16,6 percent of the students(n=27) eat properly but 83,4 percents of them don’t eat properly.
Keywords: nutrition,obesity,health
112
[P-056]
Diabetes Mellitus’lu Hastaların Kullandıkları Alternatif Tedavi Yöntemleri
Tezer Esra, Şişman Fatma Nevin
Ege Üniversitesi, Ödemiş Sağlık Yüksekokulu
GİRİŞ VE AMAÇ: Diabetes Mellitus, hastaları ve yanı sıra sağlık sistemini etkileyen çok boyutlu
önemli kronik metabolik bir hastalıktır. Bir çok kronik hastalıkta olduğu gibi diyabette de hastalar
bazı alternatif uygulamaları kullanmaktadır. Tanımlayıcı tipte olan bu araştırma diyabet hastalığında
tıbbi tedavi yöntemi dışında kullanılan alternatif yöntemlerin neler olduğunu ve kullanım sıklığını
incelemek amacı ile planlanmıştır.
METOD: Araştırma kapsamına Şubat-Nisan 2007 tarihleri arasında Ödemiş Devlet Hastanesinde
Dahiliye klinik ve polikliniklerine başvuran, araştırmaya katılmayı kabul eden ve diyabet tanısı olan
toplam 82 hasta alınmıştır (n=82, %63.6 kadın, yaş ortalaması= 61,8+8,28 yıl, hastalık tanı süresi
ortalaması 11,2+7,01 yıl). Araştırmaya başlamadan önce Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık
Yüksekokulu Bilimsel Etik Kurulu onayı, ilgili kurumdan onay ve hastalardan bilgilendirilmiş onam
alınmıştır. Araştırma verileri, araştırmacılar tarafından ilgili literatür ışığında oluşturulmuş toplam
24 sorudan oluşan anket formu ile bire bir görüşme tekniği ile toplanmıştır.
BULGULAR: Araştırma verileri tablolar halinde sunulacaktır (tablo1,2,3).
SONUÇ: Diyabetli hastaların alternatif tedavi olarak bitkisel ürünleri kullanıldığı ve bu yöntemler
hakkında etkileri, yan etkileri, konularında bilgi sahibi olmadıkları ve hepsinden önemlisi de tedavi
sürecinde kullandıkları yöntemler hakkında hekim ve hemşirelerine bilgi aktarmadıkları
görülmektedir. Bu bağlamda, öncelikle sağlık çalışanlarının ve onların önderliğinde hastaların
alternatif yöntemler konusunda bilgilendirilmesi ve hastaların kullandıkları yöntemler ile ilgili sağlık
ekibiyle bilgi alışverişinde bulunması için yönlendirilmesi önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Alternatif yöntem, Diabetes Mellitus
Alternative Therapy Method That Patients’ Use In Diabetes Mellitus
Tezer Esra, Şişman Fatma Nevin
Ege University, Ödemiş Health School
INTRODUCTION AND AIM: Diabetes Mellitus is a multidimentional chronic metabolic disease that
has a impact on the patients health, as well as on the health care system. As a many chronic
disease, patients have been used several alternative therapy methods in diabetes. This descriptive
study has been planned to determine which alternative methods are using in diabetes what it is
using frequency.
METHOD: This study has been carried out between February-April2007 in Ödemiş State Hospital
medical disease clinics, has been involved 82 patients who has a diabetes and accepted to be
involved in this research (n=82, %63.6 female, age mean= 61,8+8,28, disease duration
11,2+7,01 years). Before starting research, having the permission E.U. Ödemiş Health School
Scientific Ethics Commite and Ödemiş State Hospital. Data were collected by form contains 24
questions formated by researchers and by face to face interview technique.
FINDINGS: Study results are presented with tables 1,2,3.
RESULT: Most of the patients appplied the alternative methods, fitotherapy methods were using
only. They don’t know anything about effects, side effects of the using alternatif methods.
Important thing is they don’t say anything doctors/nurses about using methods so it can suggest
that to inform of doctors/nurses about alternative methods and exchange of information between
patient and doctors/nurses.
Keywords: Alternative method, Diabetes Mellitus
113
[P-057]
Diabetes Mellituslu Hastaların Diyabetik Ayak İle İlgili Uygulamaları
Ovayolu Nimet, Pehlivan Seda, Uçan Özlem, Karadağ Gülendam, Öztekin Canan, Demirciler Seza
Nur
Gaziantep Üniversitesi Gaziantep Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Çalışmamız diyabet hastalarının diyabetik ayak ile ilgili uygulamalarının belirlenmesi
amacıyla yapıldı.
YÖNTEM: Araştırma 01 Ocak – 9 Mart 2007 tarihleri arasında endokrinoloji polikliniğine başvuran
100 hasta ile tanımlayıcı olarak yapıldı. Çalışmaya başlamadan önce kurumdan ve hastalardan
bilgilendirilmiş onay alındı. Veriler anket formu ile toplandı ve değerlendirilmesinde yüzdelik,
ortalama ve ki-kare analizi yapıldı.
BULGULAR: Hastaların yaş ortalamasının 47.8±1.9 yıl olduğu, %53’ünün diyabetin
komplikasyonları hakkında bilgi aldığını belirtmesine rağmen, %57’sinin diyabetik ayak ile ilgili
bilgisinin olmadığı saptandı. %53’ünün ağrı, %61’inin kramp, %51’inin üşüme hissettiği belirlendi.
Diyabetik hastaların %56’sının günlük ayak kontrolü yapmadığı ve %90’ının ortopedik ayakkabı
giymediği tespit edildi. Diyabet ile ilgili bilgisi olanların daha sık ayak kontrolü yaptığı, eğitim düzeyi
düşük, hastalık süresi uzun ve tip 2 diyabeti olanların daha çok ayak problemi yaşadığı belirlendi
(p<0,05).
SONUÇ: Elde edilen sonuçlar doğrultusunda hastalara diyabetik ayak ve ayak bakımı konusunda
eğitim verilmesi ve her kontrolde mutlaka ayak muayenesinin yapılması önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Diabetes mellitus, diyabetik ayak, hasta.
Pratices of the Patients Who Had Diabetes Mellitus Regarding Diabetic Foot
Ovayolu Nimet, Pehlivan Seda, Uçan Özlem, Karadağ Gülendam, Öztekin Canan, Demirciler Seza
Nur
Gaziantep University Higher School of Health
AIM: Research was made with purpose of determining practices of diabetic patients regarding
diabetic foot.
METHOD: Research was made descriptive with 100 patients who applied to endocrinology clinic on
January 1 – March 9 2007. Before research, institution and patients were informed and the
necessary permissions were taken from them. The data was collected with survey sheets,
percentage, average, chi-square analyze were done while evaluating.
RESULTS: It was determined that, average age of the patients were 47.8±1.9, although 53% of
them knew about the symptoms of the diabetes, 57% didn’t know any information about diabetic
foot. It was detected 53% of them, had pain, 61% had cramp, 51% had coldness with foot.
According to the findings, 56% of the diabetic patients didn’t control their foot daily and 90% didn’t
wear orthopedic shoes. It was determined that patients who knew information about their disease,
controlled their foot more often and patients who had lower education, longer duration of disease
and type 2 diabetes, suffered more often foot problem (p<0.05).
CONCLUSION: As a result of these findings can be suggested that education should be given to
patinets about diabetic foot and foot care and in each examination foot should be checked.
Keywords: Diabetes mellitus, diabetic foot, patient.
114
[P-058]
Bir Sağlık Ocağı Bölgesinde 15 - 49 Yaş Arası Kadınların Aile Planlaması
Yöntemlerini Kullanma Durumları
Karadağ Gülendam, Pehlivan Seda, Uçan Özlem, Ovayolu Nimet, Doğan Sinem
Gaziantep Üniversitesi Gaziantep Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Çalışmamız 15 - 49 yaş arası kadınların aile planlaması yöntemlerini kullanma durumlarını
belirlemek amacıyla yapıldı.
YÖNTEM: Araştırma 01 Ocak - 9 Mart 2007 tarihleri arasında bir sağlık ocağına başvuran,
çalışmaya katılmaya istekli 96 kadın ile tanımlayıcı olarak yapıldı. Çalışmaya başlamadan önce
kurumdan ve kadınlardan bilgilendirilmiş onay alındı. Veriler araştırmacılar tarafından oluşturulan
anket formu ile toplandı. Veriler yüzdelik analizi ile değerlendirildi.
BULGULAR: Kadınların %28,1’inin 25-29 yaş grubunda olduğu, %29,2’sinin aile planlaması
yöntemi olarak rahim içi araç kullandığı, %45,8’inin rahim içi aracın en etkili yöntem olduğunu ifade
ettiği belirlendi. Kadınların %21,9’unun aile planlaması yöntemi kullanırken gebe kaldığı ve bunların
%52,3’ünün kullandığı yöntemin geri çekme olduğu belirlendi. Çalışmaya alınan kadınların sadece
%25,0’ının aile planlaması yöntemlerinin hepsini bildiği, %64,6’sının aile planlaması konusunda
eğitim almadığı ve %68,8’inin bu konuda eğitim almak istediği belirlendi.
SONUÇ: Kadınların çoğunun etkili aile planlaması yöntemlerinden birini kullanmasına rağmen, bu
konuda yeterli bilgiye sahip olmadıkları ve bir kısmının geri çekme yöntemini hala aile planlaması
yöntemi olarak kullandığı belirlendi. Bu nedenle doğru yöntemin kullanılması için sağlık ocağına
başvuran kadınlara eğitim verilmesi önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Aile planlaması yöntemi, kadın.
Between 15-49 Aged Women’s Using Conditions of Family Planning Methods
in a Village Clinic Region
Karadağ Gülendam, Pehlivan Seda, Uçan Özlem, Ovayolu Nimet, Doğan Sinem
Gaziantep University Higher School of Health
AIM: Our study was done to determine, between 15-49 aged women’s using conditions of family
planning methods.
METHOD: The study was realised definingly 1 january-9 March 2007 with 96 women who applied
village clinic, willing participate in study. Before starting study informed consent was obtained from
institution and women. Datas were obtained by researchers with public survey form. Percantile
analysis was obtained evaluation of datas.
FINDINGS: 28.1% of the women were between 25-29 aged group, 29.2% were using a family
planning method which was uterus internal device, 45.8% of them explaned that uterus internal
device was the most effective method. It was determined that 21.9% of the women became
pregnant while using family planning and the method used by 52.3% was pulling back, 64.6%
were untrained on family planning methods and 68.8% wanted to be trained an this subject.
CONCLUSIONS: It was determined that although most of women used effective family planning
methods they didn’t have enough information about that and some of them still used the pulling
back method as family planning method. In order to be used of right method it can be suggested
that the women who applied to village clinic could be trained.
Keywords: Family planning method, woman.
115
[P-059]
Yurtta Kalan Kız Öğrencilerin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ve Etkileyen
Faktörler
Uçan Özlem, Karadağ Gülendam, Ovayolu Nimet, Pehlivan Seda, Gezer Nilgün, Süslü Fatma
Gaziantep Üniversitesi Gaziantep Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Çalışma öğrencilerin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını ve etkileyen faktörleri belirlemek
amacıyla yapıldı.
YÖNTEM: Araştırma 01 Ocak-9 Mart 2007 tarihleri arasında, 195 kız öğrenci ile tanımlayıcı olarak
yapıldı. Çalışmaya başlamadan önce kurumdan ve öğrencilerden bilgilendirilmiş onay alındı. Veriler
anket formu ve 1987'de Walker, Sechrist ve Pender tarafından geliştirilip, 1997’de Esin tarafından
ülkemiz için geçerlik ve güvenirliği yapılan “Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları” ölçeği ile toplandı.
Veriler yüzdelik, student t testi, anova ve korelasyon analizleri ile değerlendirildi.
BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalamasının 20,5±0,1 yıl olduğu, sağlıklı yaşam biçimi davranışları
puan ortalamalarının sırasıyla; kendini gerçekleştirme 34,6±0,4, sağlık sorumluluğu 20,7±0,3,
egzersiz 9,0±0,2, beslenme 14,3±0,2, kişilerarası destek 19,6±0,3, stres yönetimi 16,5±0,2,
toplam 114,4±1,2 olduğu belirlendi. Babası lise mezunu olanların kendini gerçekleştirme puan
ortalamasının daha düşük olduğu, ekonomik durum kötüleştikçe; sağlık sorumluluğu, stres
yönetimi ve toplam puan ortalamalarının da düştüğü belirlendi (p<0,05).
SONUÇ: Elde edilen sonuçlar doğrultusunda; özellikle üniversiteye yeni başlayan ve ekonomik
durumu düşük olan öğrencilerin stres yönetimi ve sağlıklı yaşam biçimi davranışları açısından
desteklenmesi önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Etkili faktörler, kız öğrenci, sağlıklı yaşam biçimi davranışı.
Healthy Lifestyle Behaviours of the Female Students Staying in University
Dormitory and the Factors Influencing These Behaviours
Uçan Özlem, Karadağ Gülendam, Ovayolu Nimet, Pehlivan Seda, Gezer Nilgün, Süslü Fatma
Gaziantep University Higher School of Health
AIM: Study was carried out of students behaviours of healthy lifestyles and the factors influencing
these behaviours.
METHOD: Descriptive study was conducted during the period 01 January – 9 March 2007 with 195
female university students. Before the study, permission has been obtained from students and
administrators. Data collected with questionnaire form and ‘Behaviours of Healthy Lifestyle’ scale
which was used by Esin 1997 who confirmed the validity and reliability of the scale in Turkish
context. Percentage, student t test, anova, correlation analyses was used for data evaluation,
RESULTS: The mean score of the student ages was 20.5±0.1 years, averages of scores healthy
lifestyles were; self implementation 34.6±0.4, health responsibility 20.7±0.3, exercising 9.0±0.2,
careful dieting 14.3±0.2, interpersonal support 19.6±0.3, stress management 16.5±0.2, in total
114.4±1.2. Those whose fathers were graduated of high school have scored below the average on
self fulfilment subscale. The lower the economic status of students were the lower their average
scores on health responsibility, stress management and total score have become (p<0.05).
CONCLUSION: As a result of these findings, it might be suggested that especially those students
who are freshmen and who are low economic status should be given support stress management
and behaviours healthy lifestyles.
Keywords: Factors influencing, female students, Healthy lifestyles behaviours.
116
[P-060]
Gaziantep Üniversitesi Kredi ve Yurtlar Kurumunda Kalan Kız Öğrencilerin
Menstruasyon ve Perine Hijyeni Alışkanlıklarına Yönelik Uygulamaları
Karadağ Gülendam, Uçan Özlem, Ovayolu Nimet, Pehlivan Seda, Doğan Sinem
Gaziantep Üniversitesi Gaziantep Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Çalışmamız kredi ve yurtlar kurumunda kalan kız öğrencilerin menstruasyon ve perine
hijyeni alışkanlıklarını belirlemek amacı ile yapıldı.
YÖNTEM: Çalışma 5-30 Mart 2007 tarihleri arasında Gaziantep Üniversitesi Kredi ve Yurtlar
Kurumunda kalan 310 öğrenci ile tanımlayıcı olarak yapıldı. Araştırma öncesi kurumdan ve
öğrencilerden izin alındı. Veriler anket formu ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik,
ortalama ve ki-kare analizi kullanıldı.
BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalamasının 20.9±1.8 yıl olduğu ve %79’unun uzun süredir şehir
merkezinde yaşadığı belirlendi. Öğrencilerin %82.5’i pamuklu iç çamaşırı kullandığını, %55.8’i 2
günde bir iç çamaşırı değiştirdiğini, %62.9’u 2 günde bir banyo yaptığını ve %98.4’ü tuvalet sonrası
su ve sabunla elini yıkadığını belirtti. Çalışmaya alınan öğrencilerin %35.5’inin perine temizliğini
önden arkaya doğru yaptığı, %60.6’sının menstruasyon sırasında 4-6 saatte bir pet değiştirdiği,
%84.9’unun menstruasyon sırasında ayakta duş şeklinde banyo yaptığı, %49.4’ünün günde 1.5-2
litre sıvı aldığı ve %77.1’inin idrar şikayeti olmadığı belirlendi.
SONUÇ: Yurtta kalan öğrencilerin çoğunun menstruasyon ve perine hijyeni uygulamalarını doğru
bir şekilde yaptıkları belirlendi.
Anahtar Kelimeler: Menstruasyon, perine hijyeni, öğrenci.
Menstruation and Perineal Hygiene Habits of the Female Students Who Stay
at the Dormitory in Gaziantep University
Karadağ Gülendam, Uçan Özlem, Ovayolu Nimet, Pehlivan Seda, Doğan Sinem
Gaziantep University Higher School of Health
AIM: Our study were done to define menstruation and perineal hygiene habits of female students
who stay at the dormitory in Gaziantep University.
METHOD: The research was done between 5-30 March 2007 with 310 stay at the dormitory in
Gaziantep University. Before the research permissions were taken from the institution and the
students. Datas were formed with questionnaire form. In evaluation of datas percentage, mean and
chi-square analyse were used.
RESULTS: It was found that the students average age was 20.9±1.8 years old and 79% have lived
in city center for a long time. 82.5% students used cotton underwear clothes, 55.8% changed their
underwear clother every two years, 62.9% took a bath every two days and 98.4% said that they
washed their hands with soap and water after toilet students who took place in this study said they
did perineal cleaning from forwards to backwards, 60.6% cahnged their peds every 4-6 hours
during menstruation period and 84.9% took a shower on their foot, 49.4% took 1.5-2 liter liquid in
they, 77.1% didn’t have urinary infection problem.
CONCLUSION: It was found that most of the students who lived in the dormitory used
menstruation and perineal hygiene methods correctly.
Keywords: Menstruation, perineal hygiene, student.
117
[P-061]
Üniversite Öğrencilerinin Cinsellikle İlgili İnanışları
Doğan Aysun
Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi
Danışman: Gül PINAR
Başkent Üniversitesi HSH Bölümü
AMAÇ:
Bu çalışma Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin cinsellikle ilgili inanışlarının
belirlenmesi amacıyla planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM:
Araştırma Başkent Üniversitesi,Hemşirelik,Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon (FTR),Sosyal Hizmetler ve
Spor Bilimleri Bölümü öğrencileri(n=188) üzerinde tanımlayıcı olarak yapılmıştır.Araştırma
verilerinin toplanması için araştırmacı tarafından geliştirilen 24 sorudan oluşan anket uygulanmıştır.
BULGULAR:
Araştırmaya katılanların %31.4’ü hemşirelik, %43.6’sı FTR, %19,7’si sosyal hizmetler ve %5.3’ü
spor bilimleri öğrencileridir. Öğrencilerin %79.8’inin 18-22 yaş grubunda,%83’ünün bayan olduğu
belirlenmiştir. İnanışların öğrencilerin bölümleri,yaşları,cinsiyetleri,anne-babanın eğitim
durumu,gelir düzeyi,şuan yaşanılan yer,medeni durum,düzenli gazete okuma, internete
girme,televizyon izleme durumları ve öğrenci topluluklarında yer alma durumları gibi
değişkenlerden etkilendiği belirlenmiştir.(p < 0.05).
SONUÇ:
Üniversite öğrencilerinin cinsellikle ilgili inanışlarının dergi ya da gazete okuma durumlarıyla
yakından ilişkili olduğu belirlendi. Bu sonuçlar doğrultusunda üniversite yayınlarında cinsellikle ilgili
konulara da yer verilmesi önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: sağlık,cinsellik,inançlar
Beliefs Of University Students About Sexuality
Doğan Aysun
Faculty Of Health Siciences,Baskent University
Adviser: Gul Pinar
Baskent University, Faculty of Nursing and Health Services
AIM: This study is planned for determining the beliefs about sexuality of Başkent University
Health Sciences Faculty students.
MATERIAL- METHOD: The study is done descriptively on students of (n=188) Başkent
University, health Sciences, Physical Therapy and Rehabilitation (PTR), Social Work and Sport
Sciences. The study is carried out with a questionnaire which is prepared by researcher and
includes 24 questions for collecting data.
FINDINGS: %31.4 of the participants are Nursing students, %43.6 are PTR students, %19.7 are
Social Work students and %5.3 are Sport Sciences students. It is determined that the %79.8 of the
students is at the age of 18-22, %83 of the students is women. It is determined that belief are
effected by variables, students’ departments, ages, genders, parent’ education, income level, the
place where they live, martial status, regular newspaper reading, using internet, watching TV and
taking place in students clubs(p <0.05).
RESULT: It is determined that beliefs of university students about sexuality are closely related to
students’ newspaper and magazine reading. It is recommended that subjects about sexuality
should be take place in university publications.
Keywords: health,sexuality,beliefs
118
[P-062]
Üniversite Öğrencilerinin Cinsel Sağlık Ve Üreme Sağlığı Hakları İle İlgili
Bilgi Ve Görüşlerinin Değerlendirilmesi
Kırlangıç Yeter
Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi
Danışman: Gül PINAR
Başkent Üniversitesi HSH Bölümü
AMAÇ: Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin cinsel sağlık ve üreme sağlığı
(CS/ÜS) hakları konusunda bilgi ve görüşlerinin belirlenmesidir.
YÖNTEM: Bu çalışma tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Araştırmanın evrenini, Başkent Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Fakültesi HSH, FTR, Sosyal Hizmetler, Beslenme Diyetetik bölümleri 2. ve 3. sınıf
öğrencileri oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasında 19 sorudan oluşan anket formu kullanılmıştır.
BULGULAR: n = 192, Öğrencilerin %55’i 17-21 yaş, %90’ı kız, %93.75’inin sağlık güvencesi
bulunmaktadır. Öğrencilerin %46’sı CS/ÜS hakları ile ilgili olarak eğitim aldıklarını belirtmişlerdir.
Öğrencilerin sadece %26’sı CS/ÜS hakları ile ilgili konularda bilgilerini yeterli bulmaktadır.
Öğrencilerin CS/ÜS hakları ile ilgili verilen ifadelere katılıp katılmadıkları değerlendirilmiştir. Size
göre gençler CS/ÜS haklarını kullanmada sorun yaşıyorlar mı? ’sorusuna öğrencilerin %67’si evet
yanıtını vermiştir.
SONUÇ: Öğrenciler CS/ÜS haklarını yeteri kadar bilmedikleri ve CS/ÜS haklarına tam olarak
erişemediklerini düşünmektedirler. Bu sonuçlar doğrultusunda üniversite yayınlarında CS/ÜS
hakları ile ilgili konulara da yer verilmesi önerilmektedir
Anahtar Kelimeler: sağlık, cinsellik,üreme, haklar
The Evaluation Of Opinion And Knowledge Of University Students About
Sexual And Reproductive Health
Kırlangıç Yeter
Faculty of Healt Sciences, Baskent University
Adviser: Gul Pinar
Baskent University, Faculty of Nursing and Health Services
AIM: The aim is to determine the opinion and knowledge about sexual health and reproductive
health rights (SH/RH) of Başkent University Health Sciences Faculty students.
METHOD: This is a descriptive study. The study covers 2nd and 3rd year students of Department
of Nursing Health Services, Physical Medicine and Rehabilitation, Social Services, Nutrition and
Dietetics Faculty of Health Sciences of Baskent University. In data collection, a survey of 19
questions.
FINDINGS: n=192, 55 % of students 17-21 of age, 90 % female, 93.75 % with social insurance.
46 % of students stated that they take education about SH/RH rights. Only 26 % of students find
their knowledge about SH/RH rights enough. “Do you think that youth has problem about
demanding their SH/RH rights?” question is answered in favor by 67 % of students.
RESULT: Students think they don’t know enough of SH/RH rights, and don’t have full access to
SH/RH rights. It is recommended that subjects about SH/RH rights should be take place in
university publications.
Keywords: health, sexuality,reproductive, rights
119
[P-063]
İlköğretimde Okuyan Çocukların Beslenme Alışkanlıkları ve Etkileyen
Faktörler
Pehlivan Seda, Karadağ Gülendam, Uçan Özlem, Ovayolu Nimet, Akkaya Meltem
Gaziantep Üniversitesi Gaziantep Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Araştırma ilköğretim öğrencilerinin beslenme alışkanlıklarını ve etkileyen faktörleri
belirlemek amacı ile yapıldı.
YÖNTEM: Çalışma 12 Mart-6 Nisan 2007 tarihleri arasında Gaziantep’te bulunan devlet okulunda
okuyan 369 öğrenci ile tanımlayıcı olarak yapıldı. Araştırma öncesi kurumdan ve öğrencilerden izin
alındı. Veriler anket formu ile toplandı. Öğrencilerin boy ve kiloları alınarak beden kitle indeksleri
hesaplandı. Verilerin değerlendirilmesinde; yüzdelik, ortalama, ki-kare analizi kullanıldı.
BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalamasının 10.2±0.8 yıl olduğu, %54.2’sinin zayıf olduğu,
%52.3’ünün kahvaltıda en çok çay, %50.9’unun da peynir tükettiği belirlendi. Ancak %39.8’inin
öğle yemeğinde fast-food yediği, %57.2’sinin kantinden en çok cips, dondurma, kızartma vb.
yiyecekleri yediği saptandı. Ancak, annesinin eğitim düzeyi yüksek ve ailesinin ekonomik durumu
iyi olanların kahvaltıda en çok süt içtiği, her gün meyve tükettiği ve daha düzenli kahvaltı yaptığı
tespit edildi (p<0,05).
SONUÇ: Öğrencilerin çoğunun öğlen yemeğinde fast food tükettiği ve kantinden daha çok kalorisi
yüksek olan hazır gıdaları tercih ettiği belirlendi. Bu sonuçlar doğrultusunda öğrencilere sağlıklı
beslenme alışkanlıkları konusunda eğitim verilmesi önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Beslenme alışkanlığı, çocuk, ilköğretim.
The Habits of Nourishment of the Children Studying at the Primary School
and Factors Influencing It
Pehlivan Seda, Karadağ Gülendam, Uçan Özlem, Ovayolu Nimet, Akkaya Meltem
Gaziantep University Higher School of Health
AIM: The investigaton has been made in order to find out nourishment habits of children studying
at primary school and the reasons effecting.
METHOD: Study has been made with 369 willing students who has been studying at school in
Gaziantep between dates 12 March–6 April 2007. Before study permission has been obtained from
school and students. For collecting data questionnaire form used. By taking weights, length of
students body mass index has been calculated. In order to evaluate data percentages, average,
analysis of chi-square have been used.
FINDINGS: The age average of students was 10.2±0.8 years, 54.2% ate poor, 52.3% mostly
drunk tea, 50.9% consumed cheese in an breakfast. But it has been fixed 39.8% of them have
eaten fast food in lunch, 57.2% consumed mostly cips, ice-ceam, fried food. However ones whose
mother’s education levels were high, ones whose parent’s economic position were well have been
proved drink milk mostly in breakfast consume fruit every they, did his/her breakfast much orderly.
RESULTS: Most of students were ate fast foot at lunch and prefered foot with high calorie in
canteen. By looking at this result, it can be suggested to give students some information about
habits of healthy nourishment.
Keywords: Children, habit of nourishment, primary school.
120
[P-064]
Bir Devlet Üniversitesinde Öğrenim Gören Hemşirelik Yüksekokulu
Öğrencilerinin Metabolik Sendroma Yatkınlıkları
Altan Nihan, Özivgen Burçin, Çetin Ayşe, Çetin Burcu, Udum Birgül, Atış İlknur, Ercan Nadire
Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği ABD, İstanbul
GİRİŞ: Üniversitede öğrenim gören hemşirelik öğrencileri sağlıklı yaşam biçimi davranışlarındaki
olumsuz değişimler nedeniyle metabolik sendrom açısından riskli gruba girmektedirler.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu araştırma ‘‘Bir Devlet Üniversitesinde öğrenim gören Hemşirelik Yüksekokulu
Öğrencilerinin Metabolik Sendroma Yatkınlıkları’’ nı belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak
yapılmıştır.Araştırmanın evreni, Bir Devlet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulunda okuyan 378
öğrencinin tamamı oluşturmuştur. Örnekleme yöntemi kullanılmayıp evrenin tamamına ulaşılmaya
çalışılmıştır.
Veri Toplama Yöntemi: Öğrencilerin metabolik sendroma yatkınlıklarını belirlemek amacıyla 21
soruluk kişisel bilgi formları oluşturulmuştur. Metabolik sendrom tanı kriterlerinden olan; kan
şekeri, kan basıncı, boy, kilo ve bel çevresi ölçümleri belirlenen kriterler ve teknikle ölçülmüştür.
Anahtar Kelimeler: hemşirelik öğrencileri, metabolik sendroma yatkınlık
Susceptibility Of The Students Attending To A Nursing College In A
Government University To Metabolic Syndrome
Altan Nihan, Özivgen Burçin, Çetin Ayşe, Çetin Burcu, Udum Birgül, Atış İlknur, Ercan Nadire
Department Of Nursing, Marmara University, İstanbul, Turkey
INTRODUCTION: Students who attend to a nursing college in a university are within the group
under risk for a metabolic syndrome due to the negative changes that occur in their healthy life
style behaviors.
MATERIAL-METHOD: This study was made as an identifier to determine the “Susceptibility of the
Students Attending to a Nursing College who Study in a Government University to Metabolic
Syndrome”. The universe of the study consists of all the 378 students who attend to a Nursing
College in a Government University. No sampling method was used and the entire universe was
tried to be reached.
Data Collection Method: Personal data forms of 21 questions were formed in order to determine the
susceptibility of the students to metabolic syndrome. As the criteria for the diagnosis of metabolic
syndrome, blood glucose, blood pressure, height, weight and waist were measured through the
pre-determined criteria and techniques.
Keywords: nursing students, Susceptibility Metabolic Syndrome
121
[P-065]
Zonguldak İl Merkezi Devlet Hastaneleri Dahiliye, Cerrahi ve Acil
Servislerinde Çalışan Hemşire, Sağlık Memuru, Hasta Bakıcı ve Temizlik
Personelinin Mesleki Risk Faktörlerinin Değerlendirilmesi
Veren Funda1, Çit Nuran2, Cesur Rezzan2, Ceylan Zerrin2, Üstün İbrahim2, Gezer Zeynep2, Uğuz
Mehmet2, Onat Hanife Gül2, Koçak İsmail2, Oktay Metin2, Özbey Abdulkadir2
1
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği AD, Zonguldak,
Öğretim Görevlisi
2
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Sağlık Memurluğu Bölümü Öğrencisi,
Zonguldak
AMAÇ: Dahiliye, cerrahi ve acil servislerde çalışan hemşire, sağlık memuru, hasta bakıcı ve temizlik
personelinin karşılaştıkları mesleki risk faktörlerini belirlemek ve değerlendirmektir.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma Zonguldak İl Merkezi devlet hastaneleri dahiliye cerrahi ve acil
servislerinde çalışan hemşire, sağlık memuru, hasta bakıcı ve temizlik personellerine yapılmıştır.
10-24 Nisan 2007 tarihleri arasında 291 personele 41 sorudan oluşan anket uygulanmış, 267 kişiye
ulaşılmıştır (%91.75). Anket, çalışanların sosyodemografik özelliklerini, mesleki risk faktörlerini ve
sağlık durumlarını belirleyen sorulardan oluşmaktadır. İstatistiksel testlerde oran ve ki-kare
kullanılmıştır.
BULGULAR: Çalışmamızda araştırmaya katılanların %36 ‘sının son 6 ay içinde iş kazası geçirdiği;
bu kazaların, kontamine kesici aletle yaralanma %14.6, ampul kırarken yaralanma %25.1,
kontamine enjektör ucu batması %16.1, düşme %3.7 şeklinde olduğu belirlenmiştir. Çalışmaya
katılan sağlık çalışanlarının %43.8’i çalıştıkları ortamda sağlıklarını olumsuz yönde etkileyen madde,
cihaz/araç-gereç olduğunu düşünmektedir. Araştırmaya katılan çalışanların %16.9’u
radyoterapi/röntgen cihazlarının, %4.5’i anestezik gazların, %4.9’u ameliyathane aletlerinin,
%20.6’sı enjeksiyon ve pansuman araç-gereçlerinin, %1.5’i sterilizasyon cihazlarının, %25.1’i ilaç,
antiseptik, dezenfektan gibi kimyasal maddelerin, %6.7’si diğer (kemoterapi ilaçlarının) sağlıklarını
olumsuz yönde etkilediğini düşünmektedirler. Çalışanların %23.6’sının tıbbi malzemeye karşı alerjisi
olduğu, %6’sının da ilaca karşı alerjisi olduğu belirlenmiştir.
SONUÇ: Araştırmaya katılan sağlık çalışanları, meslekte çeşitli risk faktörleriyle oldukça fazla
karşılaşmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Sağlık çalışanı, hemşire, mesleki risk faktörleri
Evaluation of the Occupational Risk Factors Among Nurses, Patient Carers
and Cleaning Personnels Working in Official Hospitals in Zonguldak, Turkey
Veren Funda1, Çit Nuran2, Cesur Rezzan2, Ceylan Zerrin2, Üstün İbrahim2, Gezer Zeynep2, Uğuz
Mehmet2, Onat Hanife Gül2, Koçak İsmail2, Oktay Metin2, Özbey Abdulkadir2
1
Instructor,Department of Public Health Nursing, Zonguldak Karaelmas University, Zonguldak,
Turkey
2
Nursing Student, Zonguldak Karaelmas University School of Health, Zonguldak, Turkey
OBJECTIVE: The purpose of this study was to determine and evaluate the occupational risk factors
of the nurses, patient carers and cleaning staff in the medical, surgical and ER departments.
MATERIAL-METHODS: In the study 267 hospital staff (nurse, patient carer and cleaning
personnel) working in the official hospitals took place. The questionnaire consisting of 41 questions
was collected between 10-24 April 2007. The questionnaire comprised to determine the
sociodemographical situation, occupational risk factors and health status of the staff. Percentages
and chi-square test were used in the statistical tests.
RESULTS: In our study, 36% of the hospital staff had an occupational accident within last 6
months. 14.6% of the staff was injured by a contaminated sharpened tool, 25.1% of them was
injured during opening a vial, 16.1% of them was effected by a contaminated injection needle,
3.7% of the staff was injured by falling off within last 6 months. 43.8% of the staff thought there
were materials and equipments effecting negatively their health in the working environment.
23.6% of them had allergic reactions to medical materials and 6% hadallergic reactions to
medicine.
CONCLUSION: Hospital staff in the study meets various risk factors at hospitals so often.
Keywords: Health staff, nurse, occupational risk factors
122
[P-066]
Sivas İli Alibaba Sağlık Ocağına Bağlı 0-6 Yaş Grubu Çocuğu Olan Ailelerin
Yaşadıkları Evlerde Kazalarına Neden Olabilecek Güvenlik Önlemlerinin
Belirlenmesi
Yıldırım Ferda, Hatipoğlu Selma, Varol Betül
Cumhuriyet Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, Sivas
GİRİŞ: Önlenebilir nedenlere bağlı olarak gelişen ve ölümle sonuçlanan kazaların %25’i en güvenli
yaşam alanı olan evlerde meydana gelmektedir.
AMAÇ: Bu araştırma 0-6 yaş grubundaki çocukların evlerinde kazalara karşı yeterli
güvenlik önlemleri olup olmadığını ve alınabilecek genel önlemlerde hemşirenin
rollerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM: 5-18 Mart 2007 tarihleri arasında Sivas Alibaba Sağlık Ocağına kayıtlı tüm
çocuklar araştırmanın evrenini oluştururken, 0-6 yaş grubundaki 250 çocuk ise araştırma
nın örneklemini oluşturmuştur. Veriler gözlemleme yöntemi ve çocukların annelerine
yöneltilen sorulara alınan yanıtlar aracılığı ile ev elde edilmiştir.
BULGULAR: Çalışmaya dahil edilen çocukların annelerinin % 15,8’i 19-24 yaş
grubundadır. Annelerin %43’ü ilkokul mezunu ve %86,8’i ev hanımıdır.
çocuklarının %47,2’si daha önceden ev içinde kaza geçirmiştir. Kazalar
mutfakta yanma(%9,4) ve elektrik çarpması (%3,4) olarak belirlenmiştir.
SONUÇLAR: Hemşireler okullarda, hastanede ve diğer çalışma alanlarında, ebeveynlerin
bilinçlendirilmesinde etkin rolde olmalıdırlar.
Anahtar Kelimeler: 0-6 Yaş Grubu Çocuk, Ev Kazaları,Güvenlik Önlemleri
Determination of House Safety Regarding The Home Accidents of Mothers
Which Have Children Between 0 - 6 Age Group That are Recorded to Sivas
Alibaba Goverment Health Clinic
Yıldırım Ferda, Hatipoğlu Selma, Varol Betül
School of Nursing, Cumhuriyet Üniversity, Sivas
INTRODUCTION: The accidents which occur due to preventable reasons may result with death.
25 % of those resulting with death are occurring at homes.
AIM: The research was made in order to determine the precautions against accidents in age group
between 0-6 and to determine the role of the nurse in the accidents.
METHOD: The research environment was formed up of the children recorded to Sivas Alibaba
Health Clinic between the dates 05th- 18th of March 2007, 250 children in age group 0-6 formed
the sampling of the research. The data was obtained by the observation method and from the
questions which were addressed to the mothers.
FINDINGS: 43 % of the mothers are primary school graduates, 86,8 % are housewives. 47,20 %
of the children had the accidents at home. The accidents are burnings (9,4%) at kitchen, electric
shocks (3,4%). The research is continuing.
RESULT: The nurses at schools, hospitals and other fields must have the role of raising awareness
of the parents.
Keywords: 0 - 6 Age Group, Home Accidents, House Safety
123
[P-067]
Hemşirelik Öğrencilerinin Beslenme Alışkanlıkları, Benlik Saygıları Ve
Kendilerini Kabullenmeleri
Çobanlar Sevilay1, Kaymak Sevilay1, Paköz Aysun1, Demirkıran Fatma2, Karakaş Sacide3, Memiş
Sakine2, Tuğrul Emel2, Şahbaz Muazzez2
1
Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 4. Sınıf Öğrencileri,
Aydın
2
Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Yüksekokulu,Aydın
3
Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Aydın,
AMAÇ: Hemşirelik Bölümü 1. ve 4. sınıf öğrencilerinin beslenme alışkanlıkları, vücut
kompozisyonları ile benlik saygısı ve kendilerini kabulleri arasındaki ilişkinin karşılaştırılması.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma, Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik
Bölümü 1. ve 4. sınıf öğrencileri ile tanımlayıcı olarak yapıldı. Toplam 94 öğrenciden 76 öğrenci
çalışmaya alındı. Veriler öğrencilerin demografik özellikleri, beslenme şekli, aktivite düzeylerine
benlik saygısı ve beden algılarına ilişkin sorulardan oluşan anket ve antropometrik ölçümler BİA101 ile toplanmıştır. Veriler, SPSS 11.5 paket programında değerlendirildi.
BULGULAR: Çalışmaya 1. sınıftan 43, 4. sınıftan 33, toplam 76 öğrenci katıldı. 1. ve 4. sınıfın yaş
ortalaması 19.7 – 22.7, Beden Kitle İndeksleri (BKİ) 21.6 - 21.6 olarak bulundu. 1.sınıfın %53.5’i
yurtta, %32.6’sı evde arkadaşıyla kalırken, 4. sınıfın %21.2’si yurtta, %39.4’ü evde arkadaşlarıyla
kalmaktaydı. Dördüncü sınıfın benlik saygısı 1. sınıfa göre anlamlı derecede yüksekti. Birinci sınıfın
% 74.4’ü, 4. sınıfın %60.6’sı sağlıklı beslendiğini düşünmekteydi. Diyet yapma ile BKİ, kol ve bel
çevresi, vücut yağ oranı (Kg) ve total vücut sıvısı arasında negatif; sağlıklı beslenmeye ilişkin
düşünceleri ile BKİ, vücut yağ oranı arasında pozitif ilişki bulundu. Sağlıklı beslendiğini düşünen
öğrencilerin kendini kabul puanları daha yüksekti.
SONUÇ: Öğrencilerin benlik saygıları ve kendilerini kabulleri ile vücut kompozisyonları arasında
ilişki olduğu saptandı.
Anahtar Kelimeler: beslenme alışkanlıkları, benlik saygısı, kendini kabullenme, hemşirelik
öğrencileri
Relationship Between Nursing Students’ Nutrition Habits, Self- Esteem And
Self-Acceptance
Çobanlar Sevilay1, Kaymak Sevilay1, Paköz Aysun1, Demirkıran Fatma2, Karakaş Sacide3, Memiş
Sakine2, Tuğrul Emel2, Şahbaz Muazzez2
1
Adnan Menderes University Aydın Health School Nursing Department 4. Class Students, Aydın,
Turkey
2
Adnan Menderes University Aydın Health School, Aydın, Turkey
3
Adnan Menderes University Faculty of Medicine, Aydın, Turkey
PURPOSE: This study is to compare relationship between department of nursing firt class and
fourth class student’s nutrition habits, body compositions and self-esteem, self-acceptance.
MATERIAL-METHOD: This is a descriptive study. 76 of 94 students were included to the study.
Dat was collected by means of the anthropometric measurements, BİA-101 and the questionnaire
which aimed to determine students’ demographic characteristics, nutrition habits, activity levels,
self-esteem, perception of self body. The statistical analysis were evaluated in the SPSS 11,5
programme.
FINDINS: The mean age of first and fourth class students was;19.7-22.7 and the mean body
mass indeks (BMİ) of these students were; 21.6-21.6. Self-esteem of the fourth class was
considerably higher than that of first class. 74.4 % of the first class studens and 60.6 % of the
fourth class think that they have healthy nutrition. Negative relationship was found between going
on a diet and BMİ, round of armand waist, body fat rate and total body liquid; positive relationship
was found between their thoughts related to healthy diet and BMİ, body fat rate, self-esteem
points of the students thinking they have healthy diets were higher.
RESULT: It was found that there is a connection between students’ self-esteem,self-acceptance
and their bodies’ compositions.
Keywords: nutrition habits, self-esteem, self-acceptance, nursing students
124
[P-068]
Hemşire Öğrencilerin Akran Eğitimine Yönelik Deneyimleri
Arıoğlu Burcu, Bayık Temel Ayla, Başalan İz Fatma, Özkahraman Şükran
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı, İzmir
GİRİŞ: Akran eğitimi, profesyonel eğitimli öğretmenler olmadan, benzer deneyim veya davranış
sahibi bireyler arasındaki bilgi paylaşımını amaçlayan bir eğitim olarak tanımlanır. Akran eğitimi,
akran rehberlerinin kişisel kabul ve özdeğerlerini, özgüvenlerini ve özsaygılarını arttırırken, akran
grupları akran rehberlerinden daha iyi öğrenirler.
AMAÇ: Kalitatif araştırma, öğrencilerin uygulamalarda, akran eğitimi deneyimlerine yönelik
görüşlerini belirlemeyi amaçlamıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulunda, entegre eğitim programı alan
birinci sınıf 25 öğrenci (akran grubu), klasik eğitim programı alan son sınıf 20 öğrenci (akran
rehberi) araştırma kapsamına alınmıştır. İki Sağlık Ocağında, akran rehberleri ve akran grupları
eşleştirilerek birlikte çalışmışlardır. 13 Nisan -15 Mayıs 2006 tarihleri arasında öğrencilerin
uygulama deneyimlerine ilişkin günlük notları, içerik analizi ile incelenmiştir.
BULGULAR: Akran eğitiminden akran rehberlerinin en önemli kazanımlarıdır. Bilgilerini aktarma,
bilgilerinin düzeyini değerlendirebilme, sorumluluklarını fark etme, kendini önemli ve profesyonel
hissetme olarak belirlenmiştir. Motive olma, bilgilenme, deneyimli biri ile çalışmaktan ötürü güven
ve rahatlık hissi, akran rehberinin yapıcı eleştirisi, sosyalleşme, akran gruplarının en önemli
kazanımlarıdır. Sağlık eğitimi ve uygulamalara yönelik olumlu geri bildirimler, güzel unutulmayacak
paylaşımlar, gereksinimlerin, kayıt tutmanın, ekip çalışmasının ve toplum sağlık çalışmalarının
önemini fark etme her iki grubun kazanımlarıdır.
SONUÇ: Akran eğitimi modeli, etkili ve yararlı bir eğitim yöntemi olarak değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Akran eğitimi,akran rehberi, akran grubu, hemşirelik eğitimi
Nurse Students' Experiences On Peer Education
Arıoğlu Burcu, Bayık Temel Ayla, Başalan İz Fatma, Özkahraman Şükran
Ege University School of Nursing, Department of Public Health Nursing,Izmir, Turkey
INTRODUCTION: Peer education is described as a kind of education without the support of
professional teacher and aims to share knowledge between individuals. It improves personal
acceptance, values, self-confidence and self-respect of the peer trainers and the peer learners
learn much better by the support of peer trainers.
OBJECTIVE: Qualitative study aims to describe the experiences of nurse students’ on peer
education.
METHODS: First year students (25) as peer learners and fourth year students (20) as peer trainers
at Ege University School of Nursing consisted of the study group. Students grouped as pairs,
interacted, kept a diary in two Primary Health Care Centers between 13 April-15 May 2006. Notes
on experiences were analysed by content analysing technique.
RESULTS: Experiences of peer trainers were as follows: Ability to share and transfer the
knowledge, feeling the teaching responsibility, gaining the ability of knowledge and skills, feeling
herself important and professional.
Experiences of peer learners were as follows: Being motivated, feeling to be supported, important
and relax, working together, be informed by an experienced student, feeling in safe, socialization,
realize the importance of teamwork.
CONCLUSION: Peer education Model was found to be effective and could be applied in nursing
education.
Keywords: Peer education, peer trainer, peer learner, nursing education
125
[P-069]
Araştırma Görevlileri ve Hemşirelik Öğrencilerinin Hemşirelik İşlevleri
Hakkındaki Görüşlerinin Belirlenmesi
Yıldırım Aytolan, Sezgin Burcu, Timuçin Arzu, Tüfek Filiz, Bingöl Nergiz
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksek Okulu, Hemşirelikte Yönetim Ana Bilim
Dalı, İstanbul, Türkiye
AMAÇ: Çalışma, araştırma görevlileri ile birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerinin hemşirelik
uygulamalarında hemşirelik kararları ile uygulanan işlevlere ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla
tanımlayıcı olarak planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmanın evrenini bir hemşirelik yüksekokulunda çalışan araştırma görevlileri
1. ve 4. sınıfında okuyan öğrenciler oluşturmuş ve herhangi bir örnekleme yöntemine gidilmeden
çalışmaya katılmayı kabul edenler örneklem kapsamına alınmıştır (n= 222).
BULGULAR: Araştırmaya katılanlar “hemşirelik girişimlerini planlama” (%91,9) ve “hastaların
sorun ve gereksinimlerini belirleme” (%90,1) işlevlerinin yüksek oranda beklenen düzeyde; “ilaç
temini ve ilaçların sorumluluğunu üstlenme” (%61,7), “ sarf malzemeleri ve tıbbi cihaz
gereksinimlerini belirleme” ( %54,5 ) ve ‘alet sterilizasyon ve dezenfeksiyonu sağlama’ yı (%53.4)
beklenenin üstünde hemşirelik kararı ile uygulanan hemşirelik işleri içinde belirtmişlerdir.
SONUÇ: Araştırma sonuçları hemşirelik işlevleri ile ilgili görüşlerin gruplar arasında farklılık
gösterdiği ve bu sonucun hemşirelik işlevlerinin ne olması ve hangi işlevlerin doğrudan hemşirelik
kararı ile uygulanması gerektiği konusunda ortak bir görüş oluşturma gereksinimini ortaya çıkardığı
söylenebilir
Anahtar Kelimeler: Araştırma görevlisi, hemşirelik işlevleri,öğrenci hemşire
Determination of Research Assistants' and Nursing Students' Opinions
About Nursing Functions
Yıldırım Aytolan, Sezgin Burcu, Timuçin Arzu, Tüfek Filiz, Bingöl Nergiz
İstanbul University Florence Nightingale Nursing Collage, Department of Nursing Management,
İstanbul, Turkey
AIM: This study was planned as a descriptive study for the purpose of determining research
assistants and 1st year and 4th year nursing students' opinions about procedures implemented
with nursing decisions in nursing practice.
TOOL AND METHOD: The research population was the research assistants and 1st and 4th year
nursing students who agreed to participate were included in the sample without any method of
sampling (n=222) at a university school of nursing.
FINDINGS: The research participants determined "planning nursing interventions" (91.9%) and
"determining patients' problems and needs" (90.1%) at the expected high level, and they identified
the following as nursing actions done by nursing decision at a level higher than expected:
"procuring and assuming responsibility for medications" (61.7%), "determining the need for
disposable supplies and medical equipment" (54.5%), and "ensuring that instruments are sterilized
and disinfected" (53.4%).
RESULT: The research results showed that there was a difference of opinion among the groups for
nursing actions and this result suggests that there is a need for the formation of agreed upon
opinion about what nursing actions are and what actions can be implemented directly by nursing
decision.
Keywords: research assistant, nursing actions, student nurse
126
[P-070]
Toplum Hemşireler Hakkında Ne Düşünüyor? Öğrenci Hemşirelerin Bu
Konuda Görüşleri Nelerdir?
Yıldırım Aytolan, Sezgin Burcu, Timuçin Arzu, Durmaz Gamze, Çınar Canan, Çoşkun Müge, Boyoğlu
Başak
İstanbul Üniversitesi Florence Nigtingale Hemşirelik Yüksekokulu, Hemşirelikte Yönetim Ana Bilim
Dalı, İstanbul
AMAÇ: Hemşireliği kendisine meslek edinmeyi amaçlayan ve eğitimin henüz ilk aşamasında
bulunan farklı kültürel ve coğrafi özellikteki bölgelerden gelen öğrenciler ile farklı sınıflarda eğitim
gören öğrencilerin toplumun gözüyle hemşireliği değerlendirerek hemşirelik mesleğinin toplumdaki
imajı hakkında farkındalıklarını ortaya koymak amacı ile planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmanın evrenini bir hemşirelik yüksekokulunda 2006-2007 eğitim öğretim
yılı 1, 2, 3 ve 4. sınıfında okuyan toplam 482 öğrenci, örneklemini ise tabakalı örnekleme yöntemi
ile belirlenen 300 öğrenci oluşturmuştur. Verilerin değerlendirilmesi, sayı ve yüzde, tek yönlü
varyans ve ki kare analizi kullanılarak yapılmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin %91,2’si toplumun hemşireleri ‘iğne yapan, ateş ve tansiyona bakan’,
%77,2’si ‘ tüm işlerini hekime sorarak yapan’ kişiler olarak güçlü ve çok güçlü; %74,2’si
‘hemşirelerin araştırıcı rollerini ’ %68,2’si ‘erkeklerin hemşire olmalarını’, zayıf ve çok zayıf düzeyde
gördüğünü belirtmişlerdir.
SONUÇ: Günümüzde toplumun hemşirelikle ilgili imajının geleneksel özellikleri güçlü olarak
taşıdığı, profesyonel imajına ilişkin görüşlerin ise zayıf düzeyde olduğu anlaşılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: hemşirelik imajı, öğrenci hemşire, toplum,
What Does The Public Think About Nurses? What Are Nursing Students'
Opinions About This Subject?
Yıldırım Aytolan, Sezgin Burcu, Timuçin Arzu, Durmaz Gamze, Çınar Canan, Çoşkun Müge, Boyoğlu
Başak
İstanbul Üniversity Florence Nightingale Nursing Collage, Department of Nursing Management,
İstanbul, Turkey
AIM: This study was planned for the purpose of determining the different images of the nursing
profession held by the public by evaluating the opinions of students who plan to become nurses,
who have come from regions that have different cultural and geographic characteristics, and are in
the first phase of their education.
TOOL AND METHOD: The research population was a total of 482 students a university school of
nursing during the 2006-2007 school year and the sample was comprised of 300 students chosen
using a stratified sampling method. In the data analysis number, percentage, One Way Analysis of
Variance, and Chi Square analysis were used.
FINDINGS: It was determined that 91.2% of the students thought that the public had a strong or
very strong opinion about nurses as "one who gives shots, takes temperatures and checks blood
pressures," 77.2% as "one who asks a physician about all procedures," and 74.2% had a weak or
very weak opinion of nurses as "nurses' research roles," and 68.2% as "there should be male
nurses."
RESULT: The public today continues to have strong traditional opinions about the image of
nursing, and has a weak opinion abut the professional image of nursing.
Keywords: nursing image, student nurse, public,
127
[P-071]
İlkokul çocuklarında astım ve alerjik semptom prevalansı
Atar Gülsün, Tanyer Derya, Esin Melek Nihal, Bulduk Serap
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim
Dalı
AMAÇ: Astım ve diğer atopik hastalıklar alerjik rinit ve egzama, çocukluk çağında görülen yaygın
kronik hastalıklardır. Bu hastalıklarla ilgili olarak gelişmekte olan endüstrileşmiş batı ülkelerinde,
Asya ve Afrika ülkelerine göre yüksek prevalans hızları bulunmuştur. Uluslararası çocukluk çağı
astım ve alerjik hastalıklar çalışması (1995) bu konuda yapılmış ilk çalışmadır ve farklı toplumlarda
kullanılmaya uygun standardize edilmiş bir anket formu geliştirilmiştir.
Kesitsel ve tanımlayıcı araştırma tipinde planlanan bu çalışmanın amacı ilkokul çocuklarında
astım,alerjik rinit ve egzama prevalansını belirlemektir.
YÖNTEM: Bu çalışma İstanbul’da bir ilkokul da öğrenim gören 11-15 yaş grubunda bulunan 216
öğrenci ile yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak uluslar arası çocukluk çağı astım ve alerjik
hastalıklar çalışmasında kullanılan anket formu kullanılmıştır.
BULGULAR: Çocukların yaş ortalaması 13.1±0.9 bulunmuştur. %45.4 ü kız % 54.6 sı erkektir.
Öğrencilerin %3.7 si astım,%3.2 si egzama,%5.6 sı alerjik rinit tanısı almıştır. Son 12 ayda
çocukların %26.9 u nefes darlığı,%36.9 u burun tıkanıklığı,%8.8 i kaşıntılı deri döküntüleri
yaşamıştır.
SONUÇ: Bu çalışma da astım, alerjik rinit ve egzama hastalıklarının semptomları yüksek
bulunmuştur. Bu çocuklar için birincil koruma programları uygulanması önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: alerji,astım,çocukluk çağı,egzama,rinit
Prevalence of asthma and allergic symptoms among children of elementary
school
Atar Gülsün, Tanyer Derya, Esin Melek Nihal, Bulduk Serap
Department of Community Health Nursing,Florence Nightingale School of Nursing,Istanbul
University
OBJECTIVE: Asthma and other atopic disorders allergic rhinitis and eczema are very common
chronic illness affecting children. The international study of Asthma and Allergies in Childhood
(ISAAC) was the first study carried out worldwide using standardized questionnaires. This
questionnaires were suitable for different geographical locations and languages. The present study
was want to be cross-sectional and descriptive. The aim of this study was to investigate the
prevalence of asthma, allergic rhinitis and atopic eczema among children of elementary school.
METHOD: The study area was on elementary school in Istanbul. The sample included 216 children
whose were aged (11-15). Data were collected by the ISAAC questionnaires.
FINDINGS: It was found that children mean age was 13.1±0.9. The girls were 45.4 %,boys were
54.6%. The prevalence of asthma was 3.7%,the prevalence of allergic rhinitis was 5.6% and the
prevalence of eczema was 3.2%. A total of 47 (26.9%) children had a history of wheezing in the
last 12 months.36.9% of the children had sneezing and blocked nose and 8.8% of children had
itchy rash.
CONCLUSION: In this study were found high prevalence symptoms of asthma, allergic rhinitis and
eczema were found. Primary prevention is necessary for these children.
Keywords: allergies,asthma,childhood,eczema,rhinitis
128
[P-072]
Kemik İliği Transplantasyonu (KİT) Yapılan Aplastik Anemili Bir Çoçukta
Hemşirelik Bakım Süreci Örneği
Tosun Pınar, Başarı Mürvet, Yaman Yasemin, Uygar Berna, Beytut Dilek
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu
Kök hücre nakli hematolojik, onkolojik, immunolojik ve genetik hastalıklarda uygulanan bir tedavi
yöntemidir. Bu özel alanda çalışan hemşirelerin, onkoloji, pediatri, yoğun bakım ve psikososyal
hemşireliği içeren alanlarda uzmanlaşmaları gerekmektedir.
Periferik kök hücre nakli ilk olarak 1950 yılında yapılmış ve 1980’ler den beri artarak uygulanan bir
tedavi şekli olmuştur. Ülkemizde ise 10 yıldır yerleşmeye başlayan bu tedavi şekli çocukluk yaş
gruplarında da yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kök hücreler, kemik iliğinde bulunan immatür hücreler olup diğer hücresel elemanları doğurma
yeteneğine sahip ana hücrelerdir.
Kemik iliği transplantasyonunun en sık kullanıldığı hastalıklardan biri olan aplastik anemi,
otoimmun mekanizma bozukluğu ya da miyelotoksinler, tümör ve bazı ilaçlar sonucu
gelişebilmektedir.
Çalışmamızda kemik iliği transplantasyonu (KİT) yapılmadan dört gün öncesi ve KİT yapıldıktan
dört gün sonrasına kadar 13 yaşındaki erkek çocuk izlenmiştir. İzlemler doğrultusunda, beden
gereksinimden az beslenme, doku bütünlüğünde bozulma, enfeksiyon riski, yalnızlık riski, spiritual
distres, sıvı volüm dengesizliği gibi hemşirelik tanıları belirlenmiştir. Belirlenen bu hemşirelik
tanılarına yönelik geliştirilen amaçlar doğrultusunda, planlanan hemşirelik girişimlerinin
uygulanması ve sonucun değerlendirilmesini içeren hemşirelik bakım süreci örneği oluşturulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Aplastik anemi,çocuk,hemşirelik bakımı,kemik iliği transplantasyonu,kök
hücre,kök hücre nakli.
A Case Nursing Care Process In An Aplastic Child Who Has Gone Under Bone
Marrow Transplantation
Tosun Pınar, Başarı Mürvet, Yaman Yasemin, Uygar Berna, Beytut Dilek
Ege University School of Nursing
Hematopoietic stem cell transplantation is a method which is used in hematological, oncologycal,
immunologycal and genetical diseases. The nurses who are working in this area have to be
specialized in areas which include oncology, pediatrics, intensive care and psychosocial nursing.
The first Hematopoietic stem cell transplantation is done in 1950 and since 1980 it has became a
theraphy method which is used increasingly. In our country this theraphy which has started to
settle down for 10 years is used widespreadly in childhood age groups.
Hematopoietic stem cells are the immature cells in the bone marrow, which have the ability to
produce the other cellular elements.
Aplastic anemia which requires bone marrow transplantation(BMT) is a disease that can be seen
because of myelotoxcines, tumour and some medicines.
In our research a 13 years old male child's followed four days before and four days after
BMT.According to the observations nursing diagnoses like nutrition less then body requirements,
tissue integrity impaired, risk of infection, risk of lonelyness, spirituel distress, fluid volume
imbalance are determinated. An example of nursing care process including the goals developed
according to the nursing diagnoses established, application of the nursing interferences planned
and assessing the results is formed.
Keywords: Aplastic anemia,child,nursing care,bone marrow transplantation, hematopoietic stem
cell,hematopoietic stem cell transplantation.
129
[P-073]
Doğum Servisinde İlk Kez Bebek Sahibi Olan Annelerin Bebek Bakımına
İlişkin Gereksinimlerinin ve Kaygı Düzeylerinin Belirlenmesi
Gazeloğlu Derya1, Erdem Yurdagül2
1
Ankara Üniversitesi,Sağlık Bilimleri Fakültesi,4.Sınıf Öğrencisi,Ankara
2
Ankara Üniversitesi,Sağlık Bilimleri Fakültesi,Öğretim Üyesi.Ankara
GİRİŞ VE AMAÇ: Bu çalışma, ilk kez bebeği olan annelerin bebek bakımına ilişkin
gereksinimlerinin ve kaygı düzeylerinin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
METOD: Çalışma, Ankara’da bir doğumevinin sezeryan ve normal doğum servislerinde yatan ilk
kez bebek sahibi olan anneler üzerinde gerçekleştirilmiştir.Veriler, 30 sorulu anket formu ve
‘Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri’ kullanılarak yüz-yüze görüşme yoluyla toplanmıştır.Veriler SPSS
programında, istatistiksel olarak bağımsız örneklerde t testi, varyans analizi, yüzdelik kullanılarak
değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Çalışmaya katılan annelerin yaş ortalaması 24.86±4.51 olup,18 ile 37 yaş arasındadır.
Annelerin%53.5’i bebek bakımı konusunda endişe taşımadıklarını,%70.8 ’i evde destek olacak
kişilerin olduğunu belirtmişlerdir. Yapılan istatistiksel analizde bakım konusunda endişe duyma ile
durumluk kaygı puanları arasındaki fark anlamlı bulundu(p<0.05). Endişem yok diyenlerin
durumluk kaygı puanı daha yüksekti(X=60.20±4.71).Çalışan annelerin çalışmayanlara göre sürekli
kaygı puanı arasındaki fark anlamlıydı(p<0.05). Evde bebek bakımı konusunda desteğin olma
durumu ile durumluk kaygı puanı arasındaki fark anlamlı bulundu (p<0.01). Evde desteğim var
diyenlerin durumluk kaygı puan ortalaması yüksekti (X=59.95±4.97).
SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışmanın sonuçlarına göre,bebek bakımı konusunda başkalarına
güvenen annelerin daha kaygılı oldukları, çalışan annelerin, çalışmayanlara göre sürekli kaygılarının
daha yüksek olduğu söylenebilir. Bu doğrultuda yanında bir aile büyüğü olan ilk kez doğum yapan
annelere hemşirelerin daha fazla eğitim desteği vererek güçlendirmeleri, annelik rolüne uyumlarına
yardım etmeleri önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Kaygı
To Determine The Level Of The Needs And Anxieties Of The Mothers Having
The First Babies In The Service Of Birth
Gazeloğlu Derya1, Erdem Yurdagül2
1
Ankara University,Faculty Of health Sciences,4. Class,Ankara,Turkey
2
Ankara University,Faculty Of health Sciences, Instructor,Ankara,Turkey
INTRODUCTION AND OBJECTIVE: The aim of the work has been done for determining of the
needs and the level of anxieties of the mothers who are having the first babies.
METHOD: This work has been realized in normal and cesarean birth service of a big birth-hospital
in Ankara on the mothers who having the first babies. The data were collected by using
questionnaires form that included 30 questions through face to face meetings and ‘the inventory of
the situation-continuous anxiety’.
FINDING: The mothers’ age average, who participated to this research, was 24.86±4.51, and
their ages between 18 and 37. In the statistical analysis related to the anxiety feeling, the point
difference found in the situational of anxiety was meaningful (p<0.05). The ones, who said that
they are not concerned, their anxiety marks were higher(X=60.20±4.71). The situation difference
between having someone to help in baby’s care and not having someone was found
meaningful(p<0.01).
CONCLUSION AND SUGGESTIONS: According to the results of this work, in this direction,
especially to the mothers who have an elder from their family at their first birth; it suggested that
nurses must to give educational support in order to strengthen them in their role as a mother.
Keywords: Anxieties
130
[P-074]
Organ bağışı arttırılabilir mi?
Gürgen Hatice, Bruk Nil, Kurtulan Özlem, İsufova Suzan, Sezgin Urkiye
istanbul üniversitesi, bakırköy sağlık yüksekokulu,istanbul
AMAÇ: Bu çalışma, organ bağışını sınırlayan faktörleri belirlemek ve istenilen seviyeye çıkartmak
için üniversite gençliğinin çözüm önerilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.
METOD: Çalışmanın örneklemini 300 üniversite öğrencisi oluşturmuş ve elde edilen veriler yüzdelik
ve ki-kare testleri ile değerlendirilmiştir
BULGULAR: Çalışma grubunun yaş ortalamaları 20,85’dir. Çalışma grubunun %86’sı organ
bağışının ülkemizde yeterli düzeyde olmadığını, %87,3’ü medyada yeterli yer almadığını, %35’i
eğitimle, %20,7’si de organ bağışlayanlara maddi desteğin sağlanması, organ kaçakçılığının
önlenmesi, sağlık personeline güven duyulması, dini yönden sakıncası olmadığı konusunda halkın
bilgilendirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
SONUÇ: Sonuç olarak, eğitimin ilköğretim seviyesinden başlayarak üniversite yıllarında da
sürdürülmesi gerektiği, organ bağışını artırmak için sağlık ve eğitim kurumlarının ve medyanın iş
birliği içinde çözüm üretebilecekleri düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Üniversite öğrencisi, Organ bağışı, Bilgi, Eğitim
Can organ donatıon be ıncreased?
Gürgen Hatice, Bruk Nil, Kurtulan Özlem, İsufova Suzan, Sezgin Urkiye
department of istanbul,health college of bakırköy, istanbul
AIM: This study is made to define the factors which hinder the organ transplantation and bring it
to an expected level and to define the alternative solution proposals of university students.
METHOD: The samplings are performed by 300 university students and received data was
evaluated by using chi – square and percentile test.
FINDINGS: The average age of the work group is 20.85. 86% of students thinks that organ
donation is not at a satisfactory level in our country; 87.3% of students thinks that organ donation
does not come up in the media enough; 35% of students says that the community should be
educated and 20.7% of students thinks that people who donate their organs should be financially
supported, illegal organ trade should be prevented, medical staff should be relied on and the
community should be informed about the religious aspect of organ donation.
RESULT: As a consequence, education should be given starting from primary education to higher
levels of education and it is thought that the media and educational and medical institutions can
cooperatively produce solutions for the question what to do to make the organ donation level
increased.
Keywords: University students, Organ donation, Knowledge, Education
131
[P-075]
Yükseköğrenim kız yurdunda kalan öğrencilerin cinsel yolla bulaşan
enfeksiyonlar (CYBE) bilgisinin belirlenmesi
Erbil Nülüfer, Benli Sinem
Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Ordu, Türkiye
AMAÇ: Bu araştırma Yükseköğrenim Kız Yurdunda kalan öğrencilerin cinsel yolla bulaşan
enfeksiyonlar hakkında bilgi düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte planlanan araştırmanın evrenini 2006-2007 öğretim yılında
Ordu Kredi ve Yurtlar Kurumunda kalan 380 kız öğrenci oluşturmuştur. Araştırmaya katılmayı kabul
eden 245 öğrenci örnekleme alınmıştır. Araştırma 1 Mart-7 Mart 2007 tarihleri arasında yapılmıştır.
Veriler, anket formu ile toplanmıştır. Verilerin analizi, bilgisayarda SPSS 11,5 istatistik programında
yapılmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin % 55,1’i CYBE hakkında “kısmen” bilgisi olduğunu belirtmiştir.
Öğrencilerin %61,6’sı medya aracılığıyla CYBE bilgisini almıştır. Öğrencilerin %91’i HIV’ın, %50,6’sı
hepatit B ve C’nin % 49’u gonorenin, %49,8’i sifilizin CYBE olduğunu ifade etmiştir. Ancak,
öğrencilerin sadece % 18,8’i HIV hakkında bilgilerini yeterli bulmaktadırlar. Öğrencilerin %53,5’inin
CYBE’ın bulaşma yollarını bildiği belirlenmiştir. Öğrencilerin %55,5’i CYBE korunma yollarını bildiğini
ifade etmiştir. Öğrenciler korunmada %77,6 oranında tek eşli yaşam, %84,9 oranında CYBH
konusunda eğitimin önemli olduğunu belirtmiştir. CYBE’ın genel belirtileri konusunda öğrencilere
bilgileri sorulduğunda; Öğrencilerin %60’ı ağrılı cinsel ilişki, %56,7’si vajinal akıntı, %42,4’ü ağrılı
idrar yapma cevabını verdiği saptanmıştır. Öğrencilerin %17,1’inin cinsel yolla bulaşan hastalıkların
tehlikelerini bilmediği belirlenmiştir.
SONUÇ: Üniversitede öğrenim görmekte olan kız öğrencilerin CYBH hakkında bilgilerini yeterli
görme oranı oldukça düşük bulunmuş ve öğrencilerin eğitime gereksinimi olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Bilgi, CYBE
Determination of the Sexually Transmitted Diseases (STDs) knowledge of
the students staying in higher education girls’ hostel
Erbil Nülüfer, Benli Sinem
Ordu University School of Health, Department of Nursing, Ordu, Turkey
OBJECTIVE: In this study, it was aimed at determining the sexually transmitted diseases
knowledge of the students staying in higher education girls’ hostel.
METHOD: The target population of this descriptive study is the 380 female students staying in
Ordu Higher Education Girls’ Hostel in the Study Year of 2006-2007. The 245 students were taken
as the sample. The study was made between March 1st and March 7th 2007 The data were
collected with a questionnaire. The analysis of the data was done SPSS 11.5 statistics program on
the computer.
RESULTS: It was found that 55,1% of the students “partially” know about the Sexually
Transmitted Diseases (STDs). 61,6% the students got their knowledge about the STDs via mass
media. 91,6% of the students stated that HIV is a STD. However, 18,8% only of the students think
that their knowledge about HIV is adequate. It was found that 53,5% of the students know the
ways how STDs are transmitted. 55,5% of the students stated that they know the ways of
protection from the STDs.
CONCLUSION: The adequacy level of the female students studying at university about the STDs
was found low, and it was determined that the students need education.
Keywords: Knowledge, STDs
132
[P-076]
Kadınların kondom yöntemi ve aile planlaması (AP) hizmetlerinden
memnuniyetlerinin belirlenmesi
Erbil Nülüfer, Sayan Betül, Altınsoy Tuğba, Sağra Selin
Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Ordu, Türkiye
AMAÇ: Bu araştırmanın amacı, kadınların kondom yöntemi ve AP hizmetlerinden
memnuniyetlerinin belirlenmesidir.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan araştırmanın evrenini, 01.04.2007 –
15.05.2007 tarihleri arasında Ordu İli Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne başvuran ve
kondom yöntemini kullanan kadınlar oluşturmaktadır. Olasılıksız örnekleme yöntemi ile belirlenen
ve araştırmaya katılmayı kabul eden 175 kadın örnekleme alınmıştır. Veriler, anket formu ile
toplanmıştır. Verilerin analizi SPSS 11.5 istatistik programında sıklık, yüzde, aritmetik ortalama,
standart sapma, pearson korelasyon analizi, ki-kare testi ile yapılmıştır.
BULGULAR: Kadınların %42,4’ü 25–34 yaş grubunda, %40,4’ü 1 yıldır prezervatif kullanmaktadır.
Kadınların %38,3’ünün eşi ile birlikte, kondom yöntemini tercih ettiği belirlenmiştir. Kadınların
%73,3’ü yöntem ile ilgili bilgiyi sağlık personelinden almıştır. Kadınların %74,9’unun kondom
yöntemini kullanma ile ilgili olumsuzluk yaşamadığı, %23,4’ünün yöntemden memnun olduğu
belirlenmiştir. Kadınların %53,2’sinin, eşlerinin %55,4’ünün kondom yönteminden memnun olduğu
belirlenmiştir. Kadınların %81’i kondom yöntemini başkasına tavsiye edebileceğini belirtmiştir.
Kadınların %28’i aldığı AP hizmetlerini bütünüyle kaliteli bulmaktadır. Kadınların %16,6’sı yeterli
bilgilendirmenin yapılmamasını ve %14,9’u bekleme süresinin uzun olmasını, AP hizmetlerinden
memnuniyeti olumsuz etkileyen neden olarak belirtmiştir.
SONUÇ: Kondom kullanma süresi ile kadının yaşı ve evlilik süresi, çocuk sayısı arasında anlamlı
ilişki olduğu saptanmıştır (P=.000).
Anahtar Kelimeler: Kadın, kondom, memnuniyet
The determination of women’s satisfaction about condom method and
family planning (FP) services
Erbil Nülüfer, Sayan Betül, Altınsoy Tuğba, Sağra Selin
Ordu University School of Health, Department of Nursing, Ordu, Turkey
OBJECTİVE: This research was made to determine the women’s satisfaction about condom
method and FP services.
METHOD: The population of this descriptive and cross-sectional research was women consulting to
Ordu Gynecology-Birth and Children’s Hospital for some reason and using condom. The 175 women
selected. The research was made between 1 April-15 May 2007. The data were gathered with a
questionnaire. The analysis was done with frequency, percentage, chi square test and pearson
correlation analysis.
RESULTS: 40,4 % of women using time of condom is one year. 38,3 % of them decided with their
husband about using condom. 73,3 % of women was health personnel the source of information.
74,9 % experience of women was positive with using condom, 23,4 % of them stated their
satisfaction with condom. 53,2 % of women and 55,4 % of their husband were satisfied about
condom. It was determined that 81 % of women stated to suggest the condom they currently use
to the others. At the top the factors negatively effecting the satisfaction with FP services was giving
insufficient information to the consultants (16,6 %).
CONCLUSIONS: It was determined that womens’ age, their period of married, their number of
child were significant factors.
Keywords: Women, condom, satisfaction
133
[P-077]
Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nda okuyan öğrencilerin bilgisayar ve
internet kullanma durumları ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi
Erbil Nülüfer, Kırış Tülay, Karaca Ayşenur
Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Ordu, Türkiye
AMAÇ: Bu araştırma, Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nda okuyan öğrencilerin bilgisayar ve
internet kullanma durumları ile etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte olan araştırmanın evrenini, 2006–2007 öğretim yılında Ordu
Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu hemşirelik bölümünde okuyan 174 kız öğrenci oluşturmaktadır.
Örneklem seçimine gidilmeyerek evrenin tamamının araştırma kapsamına alınması planlanmıştır.
Öğrencilerin 11’ine ulaşılamaması nedeniyle 163 öğrenci örnekleme alınmıştır. Veriler, 26 soruluk
anket formu ile toplanmıştır. Verilerin analizi, bilgisayarda SPSS 11.5 istatistik programında sıklık,
yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, pearson korelasyon analizi, ki-kare testi ile yapılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 20,79 ± 1,84’tür. Tüm öğrencilerin
bilgisayar ve interneti kullandıkları (%100) belirlenmiştir. Öğrencilerin % 42,9’unun bilgisayar
sahibi olduğu, %28,2’sinin de internet bağlantısı bulunduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin %66,3’ünün
üniversiteye gelmeden önce bilgisayar ve internet hakkında bilgiye sahip olduğunu belirlenmiştir.
Öğrencilerin % 31,9’u haftada en az bir gün internet bağlandığını ve %61,3’ü de bilgisayar başında
günde 1-2 saat geçirdiğini belirtmektedir. Öğrencilerin % 91,4’ü internetin kişiler üzerinde
bağımlılık yaptığını ve internet kullanımının gençleri olumsuz etkilediğini düşünmektedir.
Öğrencilerin %73,6’sı internete kafelerden, %35,6’sı okuldan bağlanmakta olduğu belirlenmiştir.
Anne eğitimi ile bilgisayar kullanmaya başlama yaşı arasında negatif yönde, çok zayıf düzeyde
anlamlı ilişki saptanmıştır( r = -.197, p=.013)
SONUÇ: Bilgisayar ve internet öğrenciler tarafından önemli oranda kullanılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: internet, kullanma, üniversite öğrencisi
Determination of affecting factors with use computer and net of the
students in the School of Health at Ordu University
Erbil Nülüfer, Kırış Tülay, Karaca Ayşenur
Ordu University School of Health, Department of Nursing, Ordu, Turkey
OBJECTIVE: This study was made for determining of affecting factors with use computer and net
of the students in the school of health.
METHOD: The universe of this descriptive research includes 174 female students studying at Ordu
University School of Health, Nursing Department in 2006-2007. It was aimed to reach all of the
students in the universe without any selection, however only 140 of them have accepted to
participate in the study. The study was made between 11-15 May 2007, and the data were
collected with questionnaire. The analysis of the data was made in SPSS 11.5 statistic program.
RESULTS: The students participating in the research are at the age of 20,79±1,84. It was found
that all of students was used computer and net. 42,9 % of the students have had computer and
28,2 % of them net connection. It was found that 66,3% of student have had knowledge via
computer and net before them of university education. It was found that 31,9 % of them have
connected to net at least one day of per week and 61,3 % of them have used 1-2 clocks of per
day. 91,4 % of students have considered dependency of net.
Keywords: net, use, university student
134
[P-078]
Annelerin emzirme tutumu ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi
Erbil Nülüfer, Ormancı Mihrican, Yılmaz Havva, Yetimoğlu Melek
Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Ordu, Türkiye
AMAÇ: Araştırma annelerin emzirme tutumu ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapıldı.
MATERYAL-METOD: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan araştırmanın evrenini Ordu Kadın Doğum ve
Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Çocuk Hastalıkları Polikliniğine başvuran anneler oluşturmuştur.
Araştırmanın örneklemine ise, belirtilen evrenden olasılıksız örnekleme yöntemi ile belirlenen, 0-1
yaşında çocuğu olan, araştırma için sözlü onam alınan 304 anne alınmıştır. Araştırma 6 Kasım
2006-12 Mart 2007 tarihleri arasında yapılmıştır. Veriler anket formu ve Aslan tarafından geliştirilen
“Emzirme tutumunu değerlendirme ölçeği” ile toplanmıştır. Verilerin analizi, bilgisayarda SPSS 11.5
istatistik programında sıklık, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, Kruskal Wallis testi, Mann
-Whitney U testi, t testi, Cronbach Alfa güvenirlik testi ile yapılmıştır.
BULGULAR: Annelerin %45.7’si bir çocuk sahibidir. Annelerin %47.4’ü ikinci çocuğunu 0-6 ay
emzirmiştir. Annelerin %87.5’inin doğumdan sonra kendilerine destek olan bir yakını olduğu
saptanmıştır. Annelerin emzirme tutumunu değerlendirme ölçeği puan ortalaması 75.11±17.97’dir.
Emzirme tutumunu değerlendirme puan ortalamasının eğitim düzeyi yükseldikçe azaldığı ve farkın
istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (P=.002). Emzirme tutumunu değerlendirme puan
ortalamasının; doğumdan sonra çocuğunu emzirmeye başlama zamanına göre (P=.003), emzirme
sorunu yaşama durumuna göre (P=.002), doğumdan sonra destek alma durumuna göre (P=.004)
gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklı olduğu belirlenmiştir. Ölçeğin Cronbach
alfa güvenirlik katsayısı.74 bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: anne, emzirme, tutum
Mothers’ breast feeding attitudes and determination of affecting factors on
breast feeding attitudes
Erbil Nülüfer, Ormancı Mihrican, Yılmaz Havva, Yetimoğlu Melek
Ordu University School of Health, Department of Nursing, Ordu, Turkey
OBJECTIVE: This research was planned for determining of mother’s breast feeding attitudes and
affecting factors on breast feeding attitudes
METOD: The research planned as descriptive and cross-sectional type. The women applying to
Ordu Birth and Child Hospital Woman- Child Policlinic constituted the universe of the research,
constituted the subject of the research who had child between 0-1 year who applied to the policlinic
between December 6, 2006 and March 12, 2007 and accepted to take part in the research. The
data were collected with questionnaire and assessment scale for breast feeding. The analysis of the
data was made in the SPSS 11.5 statistics program on computer.
RESULTS: 45,7 % of the mothers in the research have had one child. 47,4 % of them have
suckled their baby between 0-6 month. Assesment scale for breast feeding point mean was found
75.11±17.97. An invaluable difference was found between the level of education and assesment
scale for breast feeding point mean (P=.002). It was found significant difference between scale
point mean and after birth suckle time of their baby. It was found reliability analysis test.74.
Keywords: mother, breast feeding, attitude
135
[P-079]
Evli kadınların vajinal akıntı hakkında bilgi düzeylerinin belirlenmesi
Erbil Nülüfer, İncebay Ayşe, Yıldız Sevim
Ordu Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Ordu, Türkiye
AMAÇ: Bu araştırmada kadınların vajinal akıntı hakkındaki bilgilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki bu araştırmanın evrenini, Ordu’da yaşayan evli
kadınlar oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemine ise olasılıksız örnekleme yöntemi ile belirlenen ve
araştırmaya katılmayı kabul eden 367 kadın alınmıştır. Araştırma 20 Kasım 2006 -28 Nisan 2007
tarihleri arasında yapılmıştır. Veriler literatür bilgileri doğrultusunda hazırlanan anket formu (24
soru) ile toplanmıştır. Verilerin analizi, bilgisayarda 11.5 istatistik paket programında, sıklık, yüzde,
ki-kare analiz testi ile yapılmıştır.
BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan kadınların % 39.9’u 27 -36 yaş grubundadır. Kadınların
% 55.6’sının ilköğretim mezunu olduğu, %77.9’unun ev hanımı olduğu belirlenmiştir. Kadınların
%46.3’ünün vajinal akıntısı olduğu, %55.6’sının vajinal akıntıda hastalık belirtilerini bilmediği,
%53.2’sinin beyaz renkte vajinal akıntısı olduğu belirlenmiştir. Vajinal akıntının başlama zamanı
kadınların %35.8’inde adet öncesidir. Kadınların %31.3’ünde vajinal akıntı ile birlikte kaşıntı, %
26,7’sinde vajinal akıntı ile birlikte yanma sorunu vardır. Kadınların %91’inin cinsel yolla bulaşan
enfeksiyon geçirmediği, %59.1’inin her gün iç çamaşırını değiştirdiği, %40.1’inin günlük ped
kullandığı belirlenmiştir.
SONUÇ: Kadınların yaşı, eğitim düzeyi, mesleği, gelir düzeyi ve evlilik süresi vajinal akıntı olma
durumu ve bilgisi açısından önemli etkenlerdir.
Anahtar Kelimeler: Kadın, vajinal akıntı, bilgi.
The determination of married women’s knowledge levels about vaginal
discharge
Erbil Nülüfer, İncebay Ayşe, Yıldız Sevim
Ordu University School of Health, Department of Nursing, Ordu, Turkey
OBJECTIVE: This research was made to determine married womens’ knowledge levels about
vaginal discharge.
METOD: The population of this descriptive and cross-sectional research is married women
consulting to Ordu Gynecology-Birth and Children’s Hospital. The research was made between 20
December 2006-28 April 2007. The research was carried out on the 367 women with contingency
sampling method. The data were gathered with a questionnaire. The analysis of the data was done
with frequency, percentage, chi-square analysis test.
RESULTS: 39,9 % of women’s in the study was between 27 and 36 years old. It was determined
that 55.6 % of them graduated from primary school and 77.9% of them were housewives. 46.3 %
of the participants had vaginal discharge, 55.6 % of them hadn’t known semptoms of abnormal
vaginal discharge, 53.2 % of them their vaginal discharge had white colour. The begining time of
womens’ vaginal discharge was prior to menstruation. It was found that were pruritus (31.3%) and
have a burning sensation in (26.7%) with vaginal discharge.
CONCLUSION: A correlation significant was found between womens’age, the level of education,
job, level of income and period of married with stated vaginal discharge and knowledge of vaginal
discharge.
Keywords: Woman, vaginal discharge, knowledge.
136
[P-080]
Bir Hemşirelik Yüksekokulunda Ögrenci Profili Ve Öğrencilerin Hemşireliğe
İlişkin Görüşleri
Tülek Zeliha1, Şahin Nevin2, Sav Ceyda3, Keleş Bahar3
1
İ.Ü.Florence Nihtingale Hemşirelik Yüksekokulu İç Hastalıkları Hemşireliği AD
2
İ.Ü.Florence Nihtingale Hemşirelik Yüksekokulu Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği AD
3
İ.Ü.Florence Nihtingale Hemşirelik Yüksekokulu
AMAÇ: Çalışma, bir hemşirelik yüksekokulunun öğrencilerinin kişisel özelliklerinin ve hemşireliğe
ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amacıyla kesitsel, tanımlayıcı yöntemle gerçekleştirilmiştir.
METOD: 2006-2007 yılı güz yarıyılında bir hemşirelik yüksekokulunun 2, 3 ve 4. sınıflarına devam
eden 345 öğrenci araştırmanın evreni, verilerin toplandığı günlerde derslere devam eden ve
çalışmaya katılmayı kabul eden 279 öğrenci örneklemi oluşturmuştur. Çalışma verileri, araştırıcılar
tarafından literatürden yararlanılarak geliştirilen, 42 sorulu, kendi kendine doldurulan “Öğrenci
profili ve görüşleri formu” ile toplanmıştır. Form kişisel özellikler ve hemşireliğe ilişkin görüşler
olmak üzere iki ana başlıktan oluşmuştur. Hemşireliğe ilişkin görüşlerinde gelecekteki kariyer
planları, hemşirelik tercihinin önceliği, seçimde etkili faktörler, yeni bir şans verildiğinde seçmek
istediği meslek alanı, mesleğe ilişkin duygular, beklentileri, mesleki tanımları ve çağrışımları,
aktiviteleri, imajı açısından eşdeğer gördüğü meslekler, zor ve hoşa giden yanlarına yer verilmiştir.
Verilerin analizinde SPSS for Windows programı kullanılmıştır.
BULGULAR: Tamamına yakını kadın, yaş ortalaması 20,64±1,36 olan grubun, %29,9’unun
üniversiteye girişte hemşireliği ilk sırada, %47,9’unun iş bulma kolaylığı nedeniyle tercih ettiği,
%64,6’sının yeni şans verilse hemşireliği seçmeyeceği saptanmıştır. Hemşireliğin zor yönleri olarak
%40,0 oranında çalışma saatlerinin uzunluğu, olumlu yön olarak %68,8 oranında yardım etme
duygusu ilk sırada belirtilmiştir.
SONUÇ: Mesleği isteyerek değil, iş bulma kolaylığı nedeniyle tercih eden yüksekokul öğrencileri için
mesleği sevdirmeye ve çalışma koşullarını iyileştirmeye gereksinim vardır.
Anahtar Kelimeler: hemşirelik, hemşirelik öğrencileri, meslek, profil
Profiles Of A Nursing School Students And Their Views About Nursing
Tülek Zeliha1, Şahin Nevin2, Sav Ceyda3, Keleş Bahar3
1
I.U.Florence Nightingale School of Nursing Department of Medical Nursing
2
I.U.Florence Nightingale School of Nursing Department of Obstetric and Gynecological Nursing
3
I.U.Florence Nightingale School of Nursing
AIM: The study was performed with crosssectional - descriptive method to determine nursing
school students’ profiles and their views about nursing.
METHOD: Among 345 students from 2, 3 and 4th grades of school, 279 attending to courses and
accepting to join into study consisted the sample. Data were collected by “profile and views of
students form” developed by researchers. Form consisted of two parts, personal data and views
about nursing. In “views about nursing” career plans, preference/ factors affecting choosing
nursing, job field if they were given second chance, feelings towards profession, expectations,
nursing definition, equivalant jobs, difficult /enjoyable aspects of nursing took part. SPSS was used
for analysis
FINDINGS: It was determined that 29.9% of sample, consisted of female with average age
20,64±1,36, selected nursing as first choice and 47,9% of group prefered it for easiness of finding
job and 64,6% of group wouldn’t have chosen nursing if they were given second chance. Difficult
aspects were mentioned as working hours (40,0%) when enjoyable was mentioned as helping
(68,8%).
CONCLUSION: It was determined that there was a need for making profession appreciated by
students who prefer this job for finding job easily and also there was need for improving work
conditions.
Keywords: Nursing, nursing students, profession, profile
137
[P-081]
Yurtlarda Barınan Üniversiteli Kız Öğrencilerin AIDS Konusunda Bilgi
Düzeylerinin Saptanması
Özkan Sultan, Türkmen Özgül, Korkmaz Hörü
Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: AIDS ‘Human Immunodeficiency Virus-HIV'ın yol açtığı (4,5,6) bulaşıcı bir hastalıktır.
Dünyada ilk kez 1981’de, Türkiye’de ise 1985’de saptanmıştır.(3) UNAIDS verilerine göre Aralık
2000 sonunda 36,1 milyon kişi AIDS’lidir.(10) Bu araştırma, Bandırma yurtlarındaki üniversiteli kız
öğrencilerin AIDS konusunda bilgi düzeylerini ölçmek ve ihtiyaçları doğrultusunda eğitim programı
hazırlamak için yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: 1-26 Aralık 2006 tarihleri arasında 6 yurtta barınan 250 kişi ( katılım oranı
%69,06) araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Veriler araştırmacıların hazırladığı anketle
toplanarak, SPSS10.0 programıyla yüzdelik analiz yapılmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin okudukları okullar: B.İ.İ.B.F.(%65,2), M.Y.O.(%23,2),
B.S.Y.O(%11,6)’dır.
AIDS tanısında kullanılan tüm testler sorgulandığında, %11,2'si bilgi sahibidir. Oral sexin
bulaştırıcılığına %53,2 yanlış yanıt alınmıştır. Haşerelerle bulaştırıcılığının olup olmadığı %55,6’sı
tarafından bilinmemektedir. %24,8’i tedavisinin olduğunu bilmektedir. %15,2 korunma aşısı
olduğunu söylemektedir. Sünnet olmanın AIDS’e etkisi %68,8 oranında bilinmemektedir. %24,8’in
AIDS ve gebelik konusunda bilgileri yeterli değildir. Katılımcıların %81,2’si bulaşma belirtileri,
%54’ü klinik belirtileri, %66,4’ü korunma yolları, %79,2’si tedavisi ve %33,6’sı insidansı konusunda
bilgilendirilmek istemektedir.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Araştırma bulgularına dayanarak;
• Bireyler AIDS’i tanımakta fakat ciddiyetini bilmemektedirler.
• Bulaşma yolları, korunma yöntemleri hakkında yeterli bilgiye sahip değildirler.
• Sonuçlar doğrultusunda öğrencilere yönelik eğitim programları hazırlanmalıdır. Doğru içerikli
broşür, afiş gibi yazılı kaynaklar verilmelidir.
Anahtar Kelimeler: AIDS, Enfeksiyon Hastalığı, Sağlık Eğitimi
Determining The Knowledge Level of Girls, who are Living in Dormitories,
about AIDS
Özkan Sultan, Türkmen Özgül, Korkmaz Hörü
Balıkesir University Bandırma Healt School
AIM: AIDS is an infectious illness caused by HIV (Human Immunodeficiency Virus)(4,5,6). It was
determined in 1981(3). This research’s aim is to evaluate the knowledge level of girls living in
dormitories and prepare education programme according to their needs.
METHOD: People who live in 6 different dormitories participated in research which was carried out
1-26 December 2006. The findings were analyzed with SPSS 10.0.
FINDINGS: Faculties of the students are B.I.I.B.F(%65.2),M.Y.O.(23.2%),B.S.Y.O.(11.6)
According to the test results; 11.2% has information about the aids. %53.2 thinks that oral sex
infects AIDS. 55,6% doesn’t know that AIDS isn’t infected from insect. 24,8% know AIDS can be
cured.15,2 % says that they can be protected against AIDS by vaccine. 68,6% doesn’t know
circumcision effects AIDS. 24,8% doesn’t have enough information about AIDS and pregnancy.
81,2 % wants to know about infection symptoms, 54% about clinic symptoms, 66,4% about
protection methods, 79,2% about treatment and 33,6% about incidence.
RESULTS AND SUGGESTIONS: Inidividuals know AIDS but doesn’t know about it’s seriousness.
Infection ways and protection methods knowledge aren’t enough.
Education programmes are needed.
Brochures and posters must be given to students for AIDS education.
Keywords: AIDS, infectious illness, Health Education
138
[P-082]
Huzurevinde Kalan Yaşlıların Verilen Hizmete İlişkin Düşünceleri
Kozanhan Funda, Aydın Sevda, Deniz Şükran, Ceylan Çiğdem, Bedük Tülin, Göktaş Bayram
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi
GİRİŞ: Yaşlanma, anne karnından başlayarak insan yaşamının sona ermesine kadar devam eden
bir süreçtir.İlerleyen tıp ve teknolojinin katkılarıyla günümüzde beklenen yaşam süresi giderek
artmaktadır. Bu durum gelişmiş ülkelerde yaşlı nüfusun gençlere oranla sayıca daha fazla olmasına
yol açmıştır. Gelecekte ülkemiz ve tüm dünya ülkelerinde yaşlı nüfusun giderek artacağı tahmin
edilmekte bu da yaşlı kişilerin hizmet alacağı bakım evlerinin ve verilen hizmetin kalitesinin
sorgulanmasını gündeme getirmektedir. Yaşlanan populasyonun gereksinimleri değişmektedir.
Çalışmalar yaşlı populasyonun genç populasyona göre sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını
göstermektedir. Anayasamızın 61. Maddesine göre "Yaşlılar devletçe korunur. Yaşlılara devlet
yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir" denmektedir.
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, Ankara’da bir kamu kuruluşuna bağlı huzurevinde kalanların
huzurevinde verilen hizmete ilişkin düşüncelerini belirlemek ve huzurevi yöneticilerine önerilerde
bulunmaktır.
METOD: Araştırmanın yapıldığı kurumdan izin alındıktan sonra araştırmacılar tarafından geliştirilen
görüşme formu görüşmeye istekli huzurevi sakinlerine yüzyüze görüşme yöntemi ile uygulanmış ve
sonuçlar SPSS paket programı ile değerlendirilmiştir (n=100).
BULGULAR: Araştırmaya katılanların %62,0’ı 60-79 yaş arasında, %57,0’ı kadın, %37,0’ı
ilköğretim, %44,0’ı kimsesizlik nedeniyle kurumda barınmakta, %59,0’ı kuruma kendisi geldiği,
%45’i bağımlı veya yarı bağımlı olduğu, %53,0’ının 3 yıldan uzun süredir kurumda
kaldığı,%45,0’ının huzurevi sakinleri ile sorun yaşadığı, %39,0’ı ilgi alaka beklediklerini ifade
etmişlerdir.
Anahtar Kelimeler: Huzurevi, Yaşlılık
The opınıons of the dwellers, stayıng at the rest house, about the servıce
gıven there
Kozanhan Funda, Aydın Sevda, Deniz Şükran, Ceylan Çiğdem, Bedük Tülin, Göktaş Bayram
Ankara University Faculty Of Health Sciences
INTRODUCTION: Aging is a process beginnig in the mother womb and lasting to the end of
human life. The expected life-span is getting longer gradually thanks to the advancing medicine
and technology, which results in the old populations’ outnumbering the young people in developed
countries. The aim of this study is to find out the thoughts of the old people staying in a rest house
in Ankara about the service given there and to make some recommendations to the rest house
administrators.
FINDINGS: The results of the study show that 62 percent of the participants are aged 69-70 year
old. A total of the 100 participants, 57% of them are female and 37% of them are educated at
primary education level. Furthermore, 44 percent of the participants stay there because they have
no one to stay with. In addition to this, 59% of the participants have moved into the instution on
their own and 45.0% of them are dependent or half-dependent. There are participants staying
there for more than 3 years with a percentage of 53 Finally, 45% of the participants have problems
with other dwellers and 39 percent of them state that they are in need of affection.
Keywords: home for the aged, elderly
139
[P-083]
Sağlık Ocağına Başvuran Kadınlarda Kronik Pelvik Ağrı Sıklığının
İncelenmesi
Engin Hacer1, Süngerci Senem1, Taşpınar Ayten2, Demirci Hülya2
1
CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ MANİSA SAĞLIK YÜKSEKOKULU, HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ,3.SINIF
ÖĞRENCİSİ
2
CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ MANİSA SAĞLIK YÜKSEKOKULU
AMAÇ: Manisa 10 No’lu Sağlık Ocağı bölgesinde yaşayan kadınlarda kronik pelvik ağrı sıklığını
saptamak amacıyla planlanmış, kesitsel bir araştırmadır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın evrenini 1 Mart 2007-30 Nisan 2007 tarihleri arasında sağlık
ocağına herhangi bir nedenle başvuran kadınlar, örneklemi ise bu kadınlar arasından araştırmaya
katılmayı kabul eden 145 kadın oluşturmuştur.
Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından geliştirilen 54 soruluk anket formu, analizinde
sayı, yüzdelik dağılım ve ki-kare testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Kadınların yaş ortalaması 31.10±9,51 olup %44.8’i ortaokul/lise mezunudur, toplam
gebelik sayısı ortalaması 2.20±1.089, yaşayan çocuk sayısı ortalaması 1.69±0.56’dir.
Kadınların %70.3’ü sırt alt bölgesinde, %74.5’i alt karın bölgesinde ağrı şikayeti olduğunu
belirtmiştir. Alt karın bölgesinde ağrı şikayeti olanların %62.2’sinde ağrının 6 ay ve üzeri süredir
devam ettiği saptanmıştır. Ağrı şikayeti olanların %71.7’sinin ağrıdan dolayı günlük yaşantılarının
sürekli/bazen etkilendiği ve %15.7’sinin son altı ayda psikolojik durumlarının kötü/çok kötü olduğu
saptanmıştır. Eğitim durumu, gelir düzeyi, ilk gebelik yaşı, cinsel ilişki ve sonrasında ağrı ve
defekasyon esnasında ağrı şikayetinin olması, kadınların sırt alt bölgesinde ve alt karın bölgesinde
ağrı şikayetlerini etkileyen değişkenlerdir (p<0.05).
SONUÇ: Sonuç olarak, çalışmaya katılan kadınlar arasında kronik pelvik ağrının yaygın olarak
yaşandığı ve ağrının kadınların günlük yaşamlarını etkilediği saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: İnsidans, Kronik Pelvik Ağrı
Examination Of The Incidence Of Chronic Pelvic Pain In Women Who
Present To Primary Health Care Centers
Engin Hacer1, Süngerci Senem1, Taşpınar Ayten2, Demirci Hülya2
1
CELAL BAYAR UNİVERSİTY MANİSA SCHOOL OF HEALTH, DEPARTMENT OF NURSİNG
2
CELAL BAYAR UNİVERSİTY MANİSA SCHOOL OF HEALTH
PURPOSE: This cross-sectional research was planned for the purpose of determining the incidence
of CPP in women who live in the neighborhoods covered by Manisa Number 10 Primary Health
Clinic.
MATERIAL-METHODS: The research population was all women who presented to the clinic
between March 1-April 30, 2007, for any reason; the sample was comprised of 145 of these women
who agreed to participate in theresearch.
FINDINGS: It was determined that 70.3% of the women had low back pain and 74.5% had pain in
the lower abdominal region. The duration of pain for 62.2% of those who had lower abdominal pain
was six or more months. It was also determined that 71.7% of those with pain stated that their
pain continually/sometimes affected their daily lives and 15.7% stated that their psychological
state in the last six months was bad/very bad. Factors that were determined to have an effect on
women's complaints of pain in the lower back and lower abdominal regions were educational level,
income level, age at first pregnancy, pain during and after sexual intercourse, and pain during
defecation(p<0.05).
CONCLUSION: In conclusion it was determined that CPP is a common complaint among the
women and that pain affects their daily lives.
Keywords: Incidence, Chronic Pelvic Pain
140
[P-084]
Hemşirelik Mesleğine Erkek Alınması Konusundaki Düşünceler ve Hemşirelik
Uygulamalarının Cinsiyet İle İlişkisi
Alayoğlu Gülşah, Karakaş Burçin, Alkulak Funda, Aktepeli Halime, Karadeniz Derya, Karadeniz
Mumcu Havva
KTÜ, Trabzon Sağlık Yüksekokulu, Trabzon
AMAÇ: Bu araştırma, erkek hemşire alımı ve bunun hemşirelik uygulamalarını ne yönde
etkileyeceği konusundaki düşüncelerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM: Bu araştırma Trabzon ilinde 38 bin nüfusa hizmet etmekte olan bir sağlık ocağı
bölgesinde 16–20 Nisan 2007 tarihleri arasında tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırma beş gün
süresince sağlık ocağına gelen 18 yaşından büyük ve araştırmaya katılmayı kabul eden 180 kişiyle
yürütülmüştür. Veriler yüz yüze anket yöntemiyle toplanmıştır. Veri girişi ve analizler SPSS 11.0
istatistik programı kullanılarak yapılmış, yüzde dağılımlar, ki-kare ve p değeriyle değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Erkek hemşireye ihtiyaç olduğunu düşünenler %61.7, erkeklerin hemşirelik
yapabileceğini düşünenler %67.2’ dir.
Cinsiyet ile sağlık taraması (p=0.000), lavman (p= 0.000), ördek-sürgü verme (p=0.000), EKG
çekimi ( p=0.000), giyinme ve soyunmaya yardım ( p=0.000), tam banyo ( p=0.000), cinsel sağlık
eğitimi (p=0.000), alçılı hasta bakımı ( p= 0.001) arasındaki ilişkinin anlamlı olarak yüksek olduğu
saptanmıştır.
SONUÇ: Araştırmaya katılanların çoğu (%61.7) erkek hemşire alımını olumlu karşılamıştır. Ancak
cinsiyetin hemşirelik uygulamalarında hizmetin kimden alınacağının belirlenmesinde etkili olduğu
saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Erkek Hemşire, Hemşirelik, Meslek
Thoughts About Taking Male Nurse to Job of Nursing and The Relationship
Connected With Sexual of Nursing Applications
Alayoğlu Gülşah, Karakaş Burçin, Alkulak Funda, Aktepeli Halime, Karadeniz Derya, Karadeniz
Mumcu Havva
Karadeniz technical Universty, Trabzon School of Health, Trabzon
PURPOSE: This research has been done with the aim to be defined the options of individuals about
taking male nurse and how this effects to nursing practices.
METHOD: This research has been done as descriptive at the region of a health house which has
been servicing to thirty eight thousand population in Trabzon between 16th April and 20th
April,2007.The search has been carried out with 180 persons that accepted to take part in the
search and are bigger than 18-ages throughout five days..Entering datum and analysises have
been done by using the programme of SPSS 11.0 statistic and dispersions of percent have been
realized the values of ki-kare and p.
FINDING: The persons thinking that need to male nurses is 61,7 percent,that can do nursing of
males is 67,2 percent.
The relationship between sexual and health check-up(p=0,000), enema (p=0,000), giving chamber
pot (p=0,000), spectrum of EKG (p=0,000), teaching of sexual health (p=0,000), care of plaster
cast patient(p=0,001)has been stabilized to be highly.
RESULT: The most of taking part in the search (%61,7)has positively approved to be taked male
nurse.Also sexual has been fixed to be afficiently about who the service at sexuality applications
takes from.
Keywords: Male Nurses, Nursing, Profession
141
[P-085]
112 Acil Yardım ve Kurtarma İstasyonu Çalışanlarının Ruhsal Durum
Değerlendirmesi
Sapmaz Aslı1, Özgür Gönül2, Yıldırım Serap2
1
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir
2
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Psikiyatri AD, İzmir
GİRİŞ VE AMAÇ: Günlük yaşamımızda kaçınılmaz yeri olan stres, 112 acil yardım ve kurtarma
ekibi çalışanları için de önemli bir konudur. Kısa zamanda karar vermeyi ve müdahale etmeyi
gerektiren sağlık sorunları, çalışma ortamı ve koşullarından kaynaklanan sorunlar, hizmet verilen
bireylerin sosyo-ekonomik ve kültürel farklılıklarından kaynaklanan sorunlar ekip üyeleri için göz
ardı edilmemesi gereken stres kaynaklarıdır. Buradan hareketle araştırmanın amacı, 112 acil
yardım ve kurtarma ekibinde çalışanların ruhsal durum belirtilerini saptamaktır.
METOD: Tanımlayıcı tipteki bu araştırma, Ekim-Aralık 2006 ayları arasında kurumlardan gerekli
izinler alındıktan sonra yapılmıştır. Araştırmanın evrenini, İzmir İli’ndeki 21 yerdeki 112 Acil Yardım
ve Kurtarma İstasyonu’nda çalışmakta olan 315 sağlık çalışanı, örneklemini ise rasgele örneklem
yöntemiyle seçilen 13 yerdeki 112 Acil Yardım ve Kurtarma İstasyonu’nda çalışmakta olan 189
sağlık çalışanı oluşturmuştur. Araştırma verileri “Tanıtıcı Bilgi Formu” ve “SCL-90-R” ile
toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesi sayı, yüzde dağılımı ve analizinde “t” testi ve varyans
analizi kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan çalışanların yaş ortalaması 34.88±6.63 olup, %52.9’unun evli,
%56.6’sının üniversite mezunu, %32.8’inin doktor olduğu, %58.7’sinin sosyo-ekonomik durumunu
“orta” düzeyde algıladığı saptanmıştır. Çalışanları GSI puan ortalaması 0.44±0.21 olduğu ve bu
ortalamayı eğitim, isteyerek çalışma durumu, işten memnuniyet, algılanan genel sağlık ve
kişilerarası ilişkiler düzeyi etkilerken yaşın, medeni durumun, çalışma süresinin, meslek grubunun
ve algılanan sosyo-ekonomik düzeyin etkilemediği saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: 112 Acil Yardım ve Kurtarma İstasyonu Çalışanları, Ruhsal Durum
Değerlendirmesi
Mental State Evaluation of 112 Emergency Aid and Rescue Station Workers
Sapmaz Aslı1, Özgür Gönül2, Yıldırım Serap2
1
Ege University School of Nursingi, İzmir, Turkey
2
Psychiatry Department of Ege University School of Nursing, Izmir
AIM: The purpose of this investigation is to detect mental state distinctions of the individuals
working at 112 emergency aid and rescue team.
METHOD: This descriptive investigation was conducted between October 2006 and December 2006
after all the necessary consents were obtained from the relevant institutions. The sampling was
constituted by 189 health workers, who were selected by random sampling method and were
working at the 112 Emergency Aid and Rescue Station at 13 locations of Izmir. Data were collected
by “Identifier Information Form” and “SCL-90-R.” During data assessment and analyses of number
and percentage distribution, the “t” test and the analysis of variance were used.
FINDINGS: Whereas the mean age of study participants was 34.88±6.63, 52.9% were married,
56.6% were university graduate, 32.8% were medical doctors, and 58.7% perceived their
socioeconomic situation at the “moderate” level. The mean GSI score of participants was
0.44±0.21 and this score was affected by education, positive desire of working, work satisfaction,
perceived general health, and the level of interpersonal relationships. On the contrary, age, marital
status, working duration, type of the occupation, and the perceived socioeconomic level did not
affect the mean GSI score.
Keywords: 112 Emergency Aid and Rescue Station Workers, Mental State Evaluation
142
[P-086]
Akut Miyokard İnfarktüsü Geçiren Hastalarda Hemoglobin Değeri ile Uyku
Sorunları Arasındaki İlişki
Kara Belgüzar, Gökay Pervin, Akkaya İrem, Bilgin Seher, Bayrak Emine
Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Hemşirelik Yüksekokulu, Ankara
AMAÇ: Bu çalışma akut miyokard infarktüsü (AMİ) geçiren hastalarda hemoglobin değeri ile uyku
sorunları arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma tanımlayıcı olarak yapılmıştır. 15 Ocak 2007 – 15 Nisan 2007 tarihleri
arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi Koroner Yoğun Bakım Ünitesi (KYBÜ)’nde AMI tanısı ile en
az 72 saat bakım gören 26 hasta çalışma kapsamına alınmıştır. Örnekleme klinik açıdan durumu
stabil, iletişim kurabilen ve görüşmeyi kabul eden hastalar alınmıştır. Verilerin toplanmasında Bilgi
Toplama Formu ve Uyku Sonrası Değerlendirme (USD) Formu kullanılmıştır. Hastaların ilk üç gün
elde edilen hemoglobin değerlerinin ortalaması belirlenmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde
tanımlayıcı analizler, iki eş arasındaki farkın önemlilik testi ve korelasyon analizi kullanılmıştır.
BULGULAR: Hastaların yaş ortalaması 53.2 ± 12.6 yıldır. Çalışmamızda hastaların yaklaşık
%77’sinin uyku ile ilgili yakınması olduğu bulunmuştur. Çalışma kapsamına alınan hastaların
ortalama hemoglobin değeri ile gece uyku kalitesine ilişkin USD puanları (r=-0.405, p<0.05),
uyanma zamanına ilişkin USD puanları (r=-0.488, p<0.05) ve toplam USD puanları (r=-0.503,
p<0.05) arasında negatif yönde istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler olduğu belirlenmiştir.
SONUÇ: Hastaların uyku sorunlarının hemoglobin değerinden etkilendiği belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Akut miyokard infarktüsü, uyku sorunları, hemoglobin değeri
The Relationship Between the Level of Hemoglobin and Sleep Disorders in
Patients with Acute Myocardial Infarction
Kara Belgüzar, Gökay Pervin, Akkaya İrem, Bilgin Seher, Bayrak Emine
Gulhane Military Medical Academy, School of Nursing, Ankara, Turkey
OBJECTIVE: The study has been done to evaluate the relationship between the level of
hemoglobin and sleep disorders in patients with acute myocardial infarction (AMI).
METHODS: The research has been done as a descriptive study. The study includes 26 patients
suffering from AMI, who were observed for at least 72 hours in GATA Coronary Intensive Care Unit
between 15.01.2007-15.04.2007. Patients who were clinically stabile, coherent and volunteering
were included in the study. A questionare form and post sleep evaluation (USD) form have been
used for obtaining data. The mean of the first 3 days’ hemoglobin levels of the patients has been
determined. In evaluating data, descriptive analysis, paired samples t test and correlation analysis
have been used.
RESULTS: Mean age of the patients was 53.2±12.6. About seventy-seven percent of the patients
have complained about sleep disorders. It has been found that there have been statistically
significant negative relationships between hemoglobin levels mean and sleep quality scores (r=0.405, p<0.05) for the patients involved in the study and also between the USD scores for the time
of waking up (r=-0.488, p<0.05) and total USD (r=-0.503, p<0.05).
CONCLUSION: Results showed that sleep disorders of the patients are affected by their
hemoglobin levels.
Keywords: Acute myocardial infarction, sleep disorders, hemoglobin levels
143
[P-087]
Zonguldak Karaelmas Üniversitesinde Etkinlik Gösteren Sosyal Kulüplere
Üye Olmanın Öğrencilerin Stresle Baş etme ve Atılganlık Düzeylerine
Etkisinin Belirlenmesi
Kalay Sevinç, Kuzu Ayşe, Ürerler Vildan, Karabulut Melike, Beştepe Zühal, Kumsar Elif, Sarmış
Sinem, Arslan Fatma, Kurt Nalan
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Zonguldak
GİRİŞ: Üniversite öğrencilerinin bireysel değerleri gözden geçirme, geliştirme sürecinde kimlik
arayışı içinde olmaları ve geldiği soysal-kültürel ortamla karşılaştığı ortamın farklılaşmasından
kaynaklanan güvensizlik ve ilişki kurmada güçlük yaşamaları onların atılganlık düzeylerini de
etkilemektedir. Bu nedenle üniversitelerde sosyal kulüpler adı altında pek çok faaliyet öğrencilerde
atılganlık davranışını geliştirmektedir. Yapılan araştırmalarda sosyal kulüplere üye olmanın
üniversite öğrencilerinin stresle baş etme ve atılganlık düzeylerine olumlu katkısı olduğu
saptanmıştır. Bu çalışma, sosyal kulüp etkinliklerinin üniversite öğrencilerin atılganlık ve stresle baş
etme durumlarına etkisinin belirlenmesi amacıyla planlanmıştır.
YÖNTEM: Tanımlayıcı olarak yapılan çalışmanın evrenini, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
öğrencileri oluşturmaktadır. Sosyal kulüplere üye olan ve halen düzenli olarak çalışmalara katılan
toplam 64 öğrenci deney grubuna; 64 öğrenci de kontrol grubuna alınarak toplam 128 öğrenci
çalışmaya alınmıştır. Veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan “Kişisel Bilgi Formu”, “Rathus
Atılganlık Envanteri”,“Stresle Baş Etme Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır.
BULGULAR VE TARTIŞMA: Çalışmaya katılan tüm öğrencilerin %40,3’ü erkek, %59;3’ü kızdır ve
çoğunluğunu 21-22 yaş grubu öğrenciler oluşturmaktadır.Yapılan istatistiksel analizler
incelendiğinde bir sosyal kulübe üye olmak ile atılganlık arasında anlamlı bir ilişki bulunamazken,
atılganlık düzeylerinin öğrencilerin stresle baş etme yaklaşımlarını etkilediği görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Sosyal kulüpler, atılganlık, stresle baş etme
Determining the Effect of Being a Member of a Social Student Club at
Zonguldak Karaelmas University on Students’ Levels of Coping With Stress
and Assertiveness
Kalay Sevinç, Kuzu Ayşe, Ürerler Vildan, Karabulut Melike, Beştepe Zühal, Kumsar Elif, Sarmış
Sinem, Arslan Fatma, Kurt Nalan
Health College Zonguldak Karaelmas University Zonguldak Turkey
OBJECTİVE: The lack of confidence and communication problems caused by university students’
being in the process of review and improve their individual values,the differences between the
social and cultural environment they come from and they meet, affect their assertiveness
levels.Because of this, many activities done by the name of social clubs improve students’
behaviours of assertiveness.According to researches,being a member of a social club has a positive
effect on assertiveness and coping with stress.This study is done so as to determine the effects of
social club activities on university students’ assertiveness and their coping with stress.
METHOD: This study was done with 128 students. 64 students were the members of social clubs
and 64 students weren’t the members of social clubs.
RESULT: %40.3 of the students joined the study were boys and % 59,3 were girls and most of
them were at the ages of 21-22.When the statistical analyses were examined it was seen that
there was a meaningful reletionship between the being a member of a social club and assertiveness
point and students’ assertiveness levels affect their approaches to coping with stress.
Keywords: Social clubs, assertiveness, coping with stress
144
[P-088]
Ebe/hemşirelerde rol belirsizliği ve etki eden faktörlerin incelenmesi
Dedeli Özden, Ucum Emre Yanıkkerem, Karadeniz Gülten, Sarıçam Emine Serap, Kaçan Erkan
Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Bu çalışma, ebe/hemşirelerde rol belirsizliği ve etki eden faktörlerin incelenmesi amacıyla
tanımlayıcı, kesitsel tipte yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma 15 Mart-15 Mayıs 2007 tarihleri arasında Manisa Devlet Hastanesi,
Merkez Efendi Devlet Hastanesi, Manisa Doğumevi, 11 Sağlık Ocağı’nda gündüz mesai saatleri
içerisinde yürütülmüştür. Araştırmaya katılmayı kabul eden 138 ebe/hemşirenin verileri yüz-yüze
görüşme tekniği ile soru formu kullanılarak toplanmıştır. Veri toplama aracı, sosyodemografik
bilgiler, hemşirelerin algıladıkları rol belirsizliği ve rol çatışmasına yönelik toplam 27 soruyu içeren
anket formudur. Toplanan veriler bilgisayarda SPSS 13.0 veri tabanına girildikten sonra sayısal,
yüzde dağılımları, ki kare, Kruskall Wallis H, Mann Whitney U testi kullanılarak analiz edilmiştir.
BULGULAR: Araştırmaya katılan ebe/hemşirelerin yaş ortalaması 33,21±5,91’tür.
Ebe/hemşirelerin eğitim durumları incelendiğinde sağlık meslek lisesi ve ön lisans mezunları aynı
orandadır (%37,5) ve %47,1’i devlet hastanesinde, %27,5’i ise sağlık ocağında çalışmaktadır.
%37,1’i işinde ne kadar yetkiye sahip olduğunu bilmemekle beraber %71,0’ı sorumluluklarının
neler olduğunu bildiğini ifade etmiştir.
SONUÇ: Ebe/hemşireler arasında rol çatışması ve belirsizliği yaşanmaktadır. Araştırmamızda,
ebe/hemşirelerin sosyodemografik özellikleri ile rol belirsizliği ve çatışması incelenmiş, istatistiksel
olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır.
Anahtar Kelimeler: Rol belirsizliği, rol karmaşıklığı, hemşirelik/ebelik
A survey of midwife/nurses' role ambuguity and affecting factors
Dedeli Özden, Ucum Emre Yanıkkerem, Karadeniz Gülten, Sarıçam Emine Serap, Kaçan Erkan
Celal Bayar University Manisa School of Health
AIM: The aim of the study is to survey midwife/nurse’ role ambuguity and affect factors.
MATERIAL-METHOD: The study took place at Manisa Goverment Hospital, Merkez Efendi
Goverment Hospital, Manisa Maternity Hospital, 11 village clinics between 15 March-15 May 2007
in the day time shift of. 138 nurses and midwifes to participated in the study. Data were collected
face to face by questionnaire. Questionnaire include total 27 items, about demographic information
and midwife/nurses’ perception of role ambuguity and role coflict. Data were evaluated by
computer with SPSS 13.0 numerical, percentage, chi-square, Kruskall Wallis H, Mann Whitney U
test were used in the statistical analysis.
RESULT: Mean age for subjects was 33,21±5,91. It was determined that the nurses and midwifers
who participant in the study % 37,5 education level were same rate health high school, two years
education after 12 years of basic education. 47,1% of midwife/nurses work in goverment hospital,
27,5% in village clinics. 37,1% of participants don’t know their real legal responsibility. However,
71,0 % alreday know.
CONCLUSION: Role ambuguity and role unclearity lived among the nurses/midwifes. Sociodemographics characteristics and role ambuguity, role unclearity are determined by statistical
analysis, and significant difference weren’t found.
Keywords: Role ambuguity, role unclearity, nursing/midwifery
145
[P-089]
Samsun İl Müftülüğüne Bağlı İmamların Aile Planlaması Konusunda Bilgi
Tutum Ve Davranışları
Özcan Ayşegül, Mumcu Boğa Nuran, İslam Kübra, Hacıoğlu Nermin, Köse Fatma, Akyasan Dilek,
Tunç Rukiye
19 mayıs üniversitesi samsun sağlık yüksekokulu
GİRİŞ: Aile planlaması, ailelerin istedikleri zaman,bakabilecekleri,yetiştirebilecekleri sayıda çocuk
sahibi olmalarıdır.Çiftlerin kullanacakları aile planlaması yöntemlerine karar vermelerini etkileyen
etmenlerden biri de kullanacakları yönteme dinin bakış açısıdır.
AMAÇ: Bu araştırma din görevlilerinin aile planlaması yöntemleri konusunda bilgi tutum ve
davranışlarının saptanması amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM: Tanımlayıcı özellikte olan bu araştırma Ocak-Şubat 2007 tarihleri arasında Samsun il
müftülüğüne bağlı merkez ve merkez köylerde 300 imam görev yapmaktadır. Araştırmada
örnekleme gidilmemiş evrenin tamamı alınmaya çalışılmıştır. Ancak araştırmayı kabul eden 175
imam çalışma grubuna alınmıştır.
Elde edilen veriler kodlanarak SPSS 10.00 programında % ve ortalama ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Araştırmada elde edilen sonuçlara göre imamların yaş ortalamaları 35 ve üzeri
olup,%40,6’sı 2 çocuk sahibi,%62,3’ü eşi ve kendisi aile planlaması yöntemi kullanmaktadır. “Aile
planlaması nedir?” sorusuna imamların %38,9’u “İstediği kadar çocuk sahibi olmaktır.” diye
yanıtlamıştır.%88,6’sı aile planlaması yöntemlerinin kullanılması gerektiğini belirtirken,imamların
aile planlaması yöntemlerinden tüpligasyon(%52.0) ve vazektominin(%29.1) dinen uygun
olmadığını belirtmiştir. %47,4’ü aile planlaması yöntemleri konusunda toplumu bilgilendirmede
imamların rolü olduğunu düşünüyor. Aile planlaması konusunda bilgi almak isteyen bir kişiye karşı
tutumlarında imamlar %59,4’ ü sağlık kuruluşuna yönlendirdiklerini belirtmiştir.
SONUÇ: İmamların doğru ve kalıcı bilgi edinmeleri ve sağlık personeli ile iş birliği içinde olmaları
için gerekli çalışmaların yapılması ve diyanetin bu konuda eğitici etkinliğinin artırılması gerektiği
düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: aile planlaması yöntemleri, imamlar, ana-çocuk sağlığı
Knowledge And Behavıour On And Attıtude Towards Methods Of Planned
Parenthood Of The Chaplaıns Workıng Affılıated To The Department Of
Relıgıous Affaırs In Samsun Dıstrıct
Özcan Ayşegül, Mumcu Boğa Nuran, İslam Kübra, Hacıoğlu Nermin, Köse Fatma, Akyasan Dilek,
Tunç Rukiye
19 mayıs üniversity samsun health high school
INTRODUCTION: One of the elements that affects the couples’ choice concerning the method of
planned parenthood is the religion’s perspective towards the method they intend to use.
AIM: This study has been conducted in order to find out chaplains’ knowledge and behaviour on
and attitude towards methods of planned parenthood.
METHOD: This study which is descriptive has been conducted in january-february, 2007 with 300
chaplains working in the centrum and central villages of Samsun which are affiliated to the
department of religious affairs in Samsun district.Man had studied full of world.But as religious man
who is accept searcing,is taken searcing group.
FINDINGS: According to the results of this study, average age of chaplains’ is over 35 and %38,9
of them describe planned parenthood as “having as many children as you intend to. With regards
to chaplains’ attitudes towards people asking for information about methods of planned
parenthood, %59,4 of them have indicated to have directed those people to an institution of
Health.
RESULT: It is concluded that work necessary for the chaplains to have correct and persisting
information on the methods of planned parenthood and educating activities on the subject should
be increased by the department of religious affairs.
Keywords: methods of planned parenthood, chaplains, mother and child health
146
[P-090]
Klinik Hemşirelerin Öğrenci Hemşirelerden Beklentileri, Diyarbakır,2007
Baran Gülbeyaz, Durgun Yeter, Baksi Altun, Arda Hamdiye, Ramazanoğlu Halide
Dicle Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu, Diyarbakır
AMAÇ: Bu çalışma Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan hemşirelerin,
Üniversite hastanesine klinik uygulamaya giden öğrenci hemşirelerden beklentilerini saptamak
amacıyla planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışma tanımlayıcı niteliklidir. Araştırmanın evrenini D.Ü araştırma
hastanesinde çalışan 419 hemşire oluşturmuştur. Ancak öğrencilerle klinik deneyimi olan 165
hemşireyle (%39,3’ü ) görüşülmüştür. Öğrencilerle çalışma deneyimi olamayan hemşireler
araştırmaya dâhil edilmemiştir.
BULGULAR: Hemşirelerin %70,9’u 26–35 yaş grubunda, %36,7’si de lisans mezunudur. En çok
istenen klinik uygulaması %96,4 ü tedavilere katılmak en az istenen klinik uygulaması ise %45,5
ile hasta yatış ve taburcu işlemleridir. Hemşirelerin %60’ı hasta bakım ve tedavisinde öğrencilere
bazen güvendiklerini ve bunun nedeninin de %38,8 ile uygulamada yetersizlik olarak belirtmişler.
Öğrencilerde olmasını istedikleri özellik %91,5 ile öğrenmeye açık ve istekli olmaları, % 47,3 ile
klinik işleyişini olumlu etkilediklerini %63,6 ile hemşirelerle öğrencilerin bazen iletişim problemi
yaşadıklarını, %57,0 ile öğrencilerle hasta ve hasta yakınları arasındaki iletişimi iyi bulduklarını
belirtmişler. Hemşirelerin öğrencilerle en çok yaşadıkları sorunun % 69,1 ile pratik bilgi eksikliği
olduğunu belirtmişler.
SONUÇ: Hemşirelerin klinik uygulamalarda öğrencilerden beklentilerine ilişkin görüşleri tespit
edilmiş ve bu sonuçlar doğrultusunda öğrencilerle klinik uygulamalarında yaşanan sorunların
giderilmesine yönelik önlemler alınmasına gereksinim duyulmuştur
Anahtar Kelimeler: Öğrenci hemşireler, hemşireler, Diyarbakır
The Hopes Of The Clinisc’s Nurse From The Students Nurse, Diyarbakır,2007
Baran Gülbeyaz, Durgun Yeter, Baksi Altun, Arda Hamdiye, Ramazanoğlu Halide
Dicle Universty, Atatürk High Health School, Diyarbakır
PURPOSE: This study is planned to establish the hopes of the clinic s nurses who are studying at
the Dicle Faculty of Medicine from the students nurses
METHODS: This research is describtion type. There are 419 nurses who are studying at the Dicle
Faculty of Medicine. This study was applied to the nurses who are studying at the Dicle Faculty of
Medicine in the study it was reached to the 165 Nurses (%39,3).
FINDINGS: %96,4 of nurses which is the the most want is joining treatment.%45,5 of them which
is the lest want are patient banking and discharge procedures.%60 of them stated that they
sometimes trust to students at the patient nursing and treatment because of inaduqative of the
applications with the %38,8.
%91,5 of them stated that want students who are willignis to learning,%47,3 of them stated that
they affect positive to clinic operation,%63,6 of them stated that students at nurses sometimes live
comunication between the students,patients and patients relative.%69,1 of them stated that the
most problem that they lived students is inaduquation of pratice formation.
RESULT: İt is determinated that the hopes of the nurses from the students at the clinic
applications.
Keywords: The Students Nurse,Nurses,Diyarbakır
147
[P-091]
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Halk Sağlığı Hemşireliği
Alan Çalışması
Solak Ayşe, Ateş Perihan, Baydili Hatice, Güler Gonca, Dernek Özlem Sultan, Hügül Ferda, İğde
Belgin, Kirdiş Perihan, Öztürk Özgül, Polat Saadet, Vardarlı Gözde, Vural Meral, Bahar Zuhal,
Özbıçakçı Şeyda, Ersin Fatma
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim Dalı, İzmir
Bireylerin sağlıklarını koruma ve geliştirmede, sunulan koruyucu sağlık hizmetleri önemlidir.
Hemşirelik öğrencilerinin gelecekte hizmet vereceği birincil basamak sağlık hizmetlerini tanıması,
ekip üyesi olarak yerini ve önemini kavraması yapacağı uygulamalara bağlıdır. Bu makalede Dokuz
Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Halk Sağlığı Hemşireliği alan uygulama sonuçlarının
sunulması amaçlanmıştır. 2006-2007 öğretim dönemi halk sağlığı hemşireliği alan uygulamaları
bahar döneminde gerçekleştirilmektedir. On iki öğrenci birincil basamak sağlık hizmetlerinde, tüm
yaş grupları yanı sıra gebe ve lohusaları da kapsayan 193 bireyi üç ay boyunca her hafta evlerinde
ziyaret ederek izlemişlerdir. Ayrıca öğrenciler bir hafta boyunca Mordoğan Beldesinde yaşayan
bireylere sağlık hizmeti ve sağlık eğitimi vermiştir. Şeker Mevhibe İlköğretim Okulu’nda da okul
sağlığı hemşireliği uygulamalarına yer verilmiştir. Öğrenciler bireylerin sağlıklarını koruma ve
geliştirmede gerekli girişimlerde bulunmuşlar, olumlu sağlık davranışları kazandırmışlardır.
Anahtar Kelimeler: Halk Sağlığı Hemşireliği Alan Çalışması, Hemşirelik öğrencileri, Sağlık hizmeti
Public Health Nursing Practices At Dokuz Eylul University School Of Nursing
Solak Ayşe, Ateş Perihan, Baydili Hatice, Güler Gonca, Dernek Özlem Sultan, Hügül Ferda, İğde
Belgin, Kirdiş Perihan, Öztürk Özgül, Polat Saadet, Vardarlı Gözde, Vural Meral, Bahar Zuhal,
Özbıçakçı Şeyda, Ersin Fatma
Dokuz Eylul Unıversıty School Of Nursıng, Publıc Health of Nursıng, İzmir
Preventive health services offered both to prevent diseases and to promote health are important.
Clinical practices allow nursing students to know the first line health care services and to recognize
their roles as members of the first line health care staff. This report will present the results of
Public Health Nursing practices at Dokuz Eylül University School of Nursing. Public Health Nursing
practices were made in Fall Term of the 2006-2007 academic year. Twelve nursing students visited
193 individuals of all ages including pregnant and breastfeeding women in their houses every week
for three months. Public Health Nursing students offered health services and health education in
Mordogan City. Public Health Nursing practices involved school health nursing practices (Seker
Mevhibe School) as well. The students made necessary attempts to prevent diseases and to
promote health and helped individuals to exhibit positive health behaviors.
Keywords: Public Health Nursing Practices, Nursing Students, Health Services
148
[P-092]
Aydın il merkezinde çalışan hemşire / ebelerin meme kanseri risk faktörleri
ve erken tanı metotlarına ilişkin bilgi ve uygulamaları
Memiş Sakine1, Çelik Özlem1, Zor Gonca1, Balkaya Nevin Akdolun1, Demirkıran Fatma1, Özbaş
Serdar2
1
Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Yüksekokulu, Aydın, Türkiye
2
Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı, Aydın, Türkiye
GİRİŞ VE AMAÇ: Meme kanserinde erken tanı mortaliteyi azaltmaktadır. Bu çalışma Aydın il
merkezinde çalışan hemşire/ebelerin meme kanseri ve erken tanı metotlarına ilişkin bilgi ve
uygulamalarını saptamak amacıyla yapılmıştır.
METOD: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki araştırma, gerekli kurum izinleri alınarak, Şubat-Mayıs 2007
arasında yapılmıştır. Katılmayı kabul eden 407 kişi ile kliniklerde yüz-yüze görüşülerek 59 soruluk
“Soru Formu” doldurulmuştur. Sonuçların tanımlayıcı analizleri yapılmış ve istatistiksel
değerlendirme amacıyla ki-kare testi uygulanmıştır.
BULGULAR: Katılımcıların yaş ortalaması 33,64±6,74’tür ve iş tecrübeleri 13,16±7,45 yıldır. Bu
kişilerin %55’i ön-lisans mezunudur. Katılımcıların 3’ünde kişisel kanser öyküsü ve 39’unun
ailesinde meme/over kanseri mevcuttur. Katılımcıların %83’ü çok düzenli olmasa da kendi kendine
meme muayenesi yaptıklarını bildirmişlerdir. Katılımcılar arasında meme kanseri riski düşük
(%51,4) olarak algılanmaktadır. Katılımcıların 100’ü (%24,6) dokuz meme kanseri belirtisinin
tamamını bilirken, 9’u hiçbir belirtiyi bilememiştir. Ayrıca %53,3’ü mastit belirtilerini, %49,9’u
ağrıyı, %36,6’sı süt gelmesini ve %34,6’sı küçülmeyi kanser belirtisi olarak belirtmiştir.
Katılımcıların ancak 24’ü onbir risk faktörünün tamamını ve 44’ü erken tanı ile ilgili soruların
tamamını doğru olarak yanıtlamıştır. Eğitimi ön-lisan ve altında olanlar ile lisans ve üzerinde
olanların risk, erken tanı ve belirti bilgileri arasında fark saptanmamıştır (p>0.05).
SONUÇ: Katılımcılar meme kanseri risklerini düşük algılamakta ve meme kanserinin erken
belirtilerini, risk faktörlerini ve erken tanı metotlarını yeterince bilmemektedirler.
Anahtar Kelimeler: Erken belirtiler, hemşire, mene kanseri, riskk faktörleri,
The knowledge and practice of nurses/midwives who are working in Aydin,
about breast cancer risk factors and early diagnosis methods
Memiş Sakine1, Çelik Özlem1, Zor Gonca1, Balkaya Nevin Akdolun1, Demirkıran Fatma1, Özbaş
Serdar2
1
Adnan Menderes University, School of Health, Aydin, Türkiye
2
Adnan Menderes University Medical Faculty Department of Surgery, Aydin, Türkiye
INTRODUCTION AND AIM: Early diagnosis in breast cancer decreases mortality.
Our aim was to determine the knowledge and practice of nurses/midwives about breast cancer risk
factors and early diagnosis methods.
METHOD: This descriptive and cross-sectional study was performed between February-May 2007.
Four hundred and seven nurses/midwives agreed to participate and they asked to fill a
questionnaire with 59 questions. Descriptive analysis were done and chi-square test was performed
for statistical analysis.
FINDINGS: The mean age of the participants were 33.64±6.74 and work experience is
13.16±7.45 years. Fifty-five percent of the participants were under graduate. Personel breast
cancer history was present in 3 and a family history of breast/over cancer in 39 of the participants.
Although not regularly done, 83% were performing breast self-examination. One hundred(24,6%)
participants are aware of the all nine breast cancer signs. All the questions about risk factors and
early diagnosis were truely answered by only 24(5.9%) and 44(10.8%) participants, respectively.
There is no statistically significant difference between the participants who are under graduate and
post-graduate (p>0.05).
RESULT: More than half of the participants (51.4%) percieved their breast cancer as low and
many of them are unaware of the early signs, risk factors and the methods of early diagnosis in
breast cancer.
Keywords: Early signs,breast cancer, nurse, risk factors
149
[P-093]
Diyabet Hastalarının Hipoglisemi - Hiperglisemi Durumlarının
Değerlendirilmesi Ve İnsülin Uygulaması Açısından Bilgi Düzeylerinin
Saptanması
Pamukçu Kadriye
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Çanakkale/Türkiye
GİRİŞ: Diyabetli bireyin özbakım becerilerini geliştirmesi ve etkili kullanması gerektirmektedir.
Diyabet hastalığının seyrini ancak iyi bir takiple anlarız. Takibin en önemli basamağıysa kan
şekerinin ölçülmesidir. Çünkü hipoglisemi ve hiperglisemi durumlarının değerlendirilmesinde etkin
rol oynamaktadır.
AMAÇ: Diyabet hastalarının hipoglisemi - hiperglisemi durumlarının değerlendirilmesi ve insülin
uygulaması açısından bilgi düzeylerinin saptanması amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ YÖNTEM: Araştırma 01 Nisan- 15 Mayıs tarihleri arasında Çanakkale Devlet Hastanesine
başvuran 60 diyabet hastasına uygulanmıştır. Anket formunda 32 soru bulunup, yüz yüze görüşme
tekniği ile uygulanmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde SPSS programı kullanıldı.
BULGULAR: Hastaların %45’i insülin, %66 ‘sı hap kullanmaktadır. %23,3’ ü HbA1C ’ye baktırıyor.
%55 ‘inin cihazı yok. %74‘ü insülin kalemi kullanıyor. İnsülini %77,7 ‘si koluna, %66,6 ‘sı bacağına
%55,5’i karnına uyguluyor. %66,6 ‘sı insülini yaptıktan sonra hemen çekmiyor. %26’sı ucunu her
defasında değiştiriyor. Hipoglisemideyken %43,3’ü şekerli birşeyler yiyor, %68,3’ü nedenini öğün
atlanmasına bağlıyor. %68,3’ü hipergliseminin nedenini düzensiz ve fazla yemeye bağlıyor. % 21,7
‘si düşük kan şekerinin tehlikeli olduğunu söylüyor.
SONUÇ: Hipoglisemi durumunun önemli olmasına rağmen hastaların düzenli ölçüm yapmadığı ve
gereken önlemi almadığı, doğru insülin uygulama tekniğini kullandıkları saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: hiperglisemi, hipoglisemi, insülin
The evaluation of the patients with insülin in the condition of hipoglisemia
and hiperglisemia and to ascertain their knowledge level in accordance with
using insülin
Pamukçu Kadriye
Canakkale OnSekiz Mart University Health College, Canakkale/Turkey
INTRODUCTORY: Diabetic patients develop his owncare skills and use them effectively. We can
understand the progress of diabetic sickness with well observing. The most important stage is to
measure bloodsugar. Because it has an important role to evaluate the condition of hipoglisemia and
hiperglisemia.
PURPOSE: It’s aimed to evaluate the hipoglisemia and hiperglisemia of the patients with diabet
and to ascertain the knowledge level for practising insülin.
MEAN and METHOD: The search was applied to the 60 diabetic patient in Çanakkale State
Hospital on the date between 1st april _15th may. The inquiry includes 32 questions and it used
the face to face technique and SPSS programme was used for getting the datas.
FINDINGS: 45 % use insülin, 66% drug. 23,3% have HbA1C controlled.55% has no
instrument.74% through their arm, 66,6% their leg,55,5% abdomen. 66,6% waits sometime after
the injection.26% changes the tip for each time 43,3% eats something with hipoglisemia.68,3%
the reason for hipoglisemia and hiperglisemia is disorder and overeating. 21,7% of them says
hipoglisemia is dangerous.
RESULT: Although hipoglisemia is important, the patients don’t have routine measure and don’t
take necessary precautions. It’s noticed that they use the correct injection
Keywords: hiperglisemia, hipoglisemia, insülin
150
[P-094]
Bir Grup Gebenin Sosyo-Demografik Özellikleri Ve Depresyon Durumlarının
İrdelenmesi
Taşpınar Yasemin, Şenol Hülya, Başkurt Selma Kazar
Bir Grup Gebenin Sosyo-Demografik Özellikleri Ve Depresyon Durumlarının İrdelenmesi
Çalışmanın amacı gebelerin sosyo-demografik özelliklerini belirlemek, gebelerde depresyon
durumunu irdeleyip, depresyonu önlemek, depresifleri tedaviye yönlendirmektir.
Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikli çalışma 2006-2007 tarihleri arasında Balıkesir Doğum ve Çocuk
Bakım Evi’ne doğum yapmak ve muayene olmak için gelen 141 gebe ile gerçekleştirilmiştir. İzinler
alındıktan sonra veriler, Beck Depresyon Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Veriler SPSS programında
aritmetik ortalama, standart sapma, frekans dağılımları alınarak, ki-kare ve anova testi ile
değerlendirilmiştir.
Yaş ortalaması ve standart sapması 25,61±5,07’ dir. Depresyon puanlarının aritmetik ortalaması ve
standart sapması 15,61±10,19’dur. Medeni durumları incelendiğinde 97,9 ‘ unun evli, %46,8’ inin
ilkokul mezunu, %83,0’ ının ev hanımı oldukları saptanmıştır. Evlenme usulleri araştırıldığında
%17,0’ ının eşine kaçtığı, gebelik sayılarına bakıldığında %50,3’ ünün 1. gebelikleri olduğu, %75,9’
unun hiç düşük yapmadıkları, %70,9’u şu anki gebeliklerini istedikleri, %43,3’ ünün 1. trimesterde
oldukları saptanmıştır. Gebelik sayısı ve düşük sayısı karşılaştırıldığında istatistiksel olarak
anlamlılık saptanmıştır p<0,01 (fisher’s exact test). Evlenme usulleriyle depresyon puanları
arasında anlamlılık saptanmıştır. Anova testine göre anlamlılığı yaratan gruplar eşiyle anlaşarak
evlenenler veya kaçarak evlenenlerdir. Bu grupların depresyon oranları yüksek çıkmıştır. F= 4,036
P=0,020
Gebelerde depresyon bulunmamakla birlikte, stres ve anksiyeteden kaynaklanan sorunlar
mevcuttur. Tedavi için gerekli yönlendirme yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kadın, Gebelik, Depresyon
The Examination of The Sociodemographic Choractesicics and Depression
Manner of a Group of Pregnant
Taşpınar Yasemin, Şenol Hülya, Başkurt Selma Kazar
The Examination of The Sociodemographic Choractesicics and Depression Manner of a Group of
Pregnant
AIM: the aim of the study is to identify the sociodemographic characteristics of pregment, prement
and treat depression.
EQUINMENT AND METHOD: This sectional study was realized on 141 pregmant caming to give a
birth to the Balkesir Maternity Hospital in 2006-2007 after permission, the data gathered using
Beck Depression Measurement.
FINDINGS: The Avarage of age and the Standard Deviation is 25,61±5,07. The arithmetre
Avarage and Standart Deviation of depression is 15,61±10,91.According to their civil
stuatron,%97,9 of them are married, %46,8 are graduated from primary school, 583 OF them are
housewife Moreaver, %17 of tehm abonden their family and getmarried; %50,3`s pregnancy is for
the frist time, %75,9 never proapsed; %70,9 wants this pregnancy;
%43,3 are at the first trimester.When comparising the pregnancy number and the prolapsing
number, the result is staticall meaningful:p<0,01 (fisheis exact test). Between marriage styles and
depression paint the meanmgfulness is fixed. According to Anova test, groups who make up the
meaning fuiness are anes who choose hislher partner.
CONCLUSION: There is no depression on prononcies but theyhave stress and anxiety.Direction for
medica treatmect is made.
Keywords: woman, pregnancy, depresion.
151
[P-095]
Öğrencilerin Güneşten Korunma Davranışlarının İncelenmesi
Nar Şerife1, Yalçın Sibel1, Atintaş Burcu1, Tarhan Merve1, Öztürk Meryem2, Coşansu Gülhan2
1
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul
2
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği
ABD,İstanbul
GİRİŞ: Güneş ışınları, akut güneş yanığı, güneş alerjileri, kronik cilt hasarları ve kanserler gibi
dermatolojik hastalıkların oluşmasında önemli rol oynar. Küçük yaşlarda güneş ışınlarına fazla
maruz kalanların yetişkinlik döneminde kanser riskleri fazladır.Bunun için erken yaşlarda güneş
ışınlarından korunma davranışların geliştirilmesi önemlidir.
YÖNTEM: Bu araştırma ilköğretim öğrencilerinin güneşten korunma bilgi, tutum ve davranışlarını
değerlendirmek amacıyla Kağıthane Hasdal İlköğretim Okulu 6,7 ve 8.sınıf öğrencileri (n:496) ile
yapılmıştır. Veriler anket formuyla toplanmış,SPSS 11.5 ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Öğrencilerin %49.4’ ü siyah saçlı, %38.7’si açık tenli ve % 67.1’si kahverengi
gözlüdür. Öğrencilerin % 35.2’si plajda güneşten korunmak için mayonun üstüne kıyafet giymeyi
kendine yakıştırmadığını, % 60.5’i ara sıra güneşte yanmanın zararlı olmadığını, % 19.6’sı ise
güneşten korunmasına gerek olmadığını çünkü hiçbir zaman cilt kanseri olmayacağını düşündüğünü
belirtmişlerdir.
SONUÇ: Öğrencilerin güneş ışınlarının insan sağlığı üzerine zararlı etkileri ve güneşten korunma
hakkında bilgi, tutum ve davranışlarının istenen düzeyde olmadığı belirlenmiştir. Bu bağlamda
okullarda güneşten korunma yolları hakkında sağlık eğitimleri yapılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Güneşten korunma, güneş yanığı, cilt kanseri, okul sağlığı
Investıgatıon About The Sun Protectıon Behavıors Of Students
Nar Şerife1, Yalçın Sibel1, Atintaş Burcu1, Tarhan Merve1, Öztürk Meryem2, Coşansu Gülhan2
1
İstanbul University, Florence Nightingale School of Nursing, İstanbul, Turkey
2
Department of Public Health Nursing,İstanbul University, Florence Nightingale School of Nursing,
İstanbul, Turkey
INTRODUCTION: The sunlights have an important role on dermatological diseases like sun
allergies, chronic skin damages and cancers. People exposed to the sunlights for a long period at
early ages are more likely to have cancer. Therefore, it is important to adopt and develop health
promoting behaviors for protection from sunlight exposure at early ages.
METHOD: This research has been conducted at Kagithane Hasdal Elemantary School, on 6th, 7th
and 8th grade students (n=496) to evaluate the knowledge, attitudes and behaviors about sun
protection behaviors of students. Data was gathered using a questionnaire. The statistical analysis
was done using SPSS 11.5 program.
RESULTS: Nearly half of the students (49.4%) were dark haired, 38,7% had pale skin, 67.1%
were brown eyed. Most of them (60.5%) reported that they believed that accasional sunburns were
not harmful, 19.6% assumed that they would never have a skin cancer, therefore there was no
need to adopt appropriate sun protection measures.
CONCLUSION: It was found out that students did not have enough knowledge, proper attitudes
and behaviors about the harmful affects of sunlights on human health and protection from sun
exposure. Therefore, at schools, health educational programs should be astablished about the
protection from sun exposure.
Keywords: sun protection, skin cancer, suntan, school health
152
[P-096]
Balıkesir Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Sağlık Memurluğu Bölümü
Öğrencilerindeki Depresif Belirti Düzeylerinin İrdelenmesi
Taşpınar Yasemin, Şenol Hülya, Başkurt Selma Kazar
Balıkesir Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Sağlık memurluğu öğrencilerindeki, depresif belirtilerin gözlenmesi, ilgililerin gerekli tedavi
ve bakıma yönlendirilmeleri amaçlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki bu çalışma Şubat-Nisan 2007 tarihlerinde
Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Sağlık Memurluğu bölümü son sınıf öğrencileri ile yapılmıştır. Gerekli
izinler alındıktan sonra veriler sosyo-demogrofik veri formu ve Beck depresyon ölçeği kullanılarak
toplanmıştır. Ölçeğin kesim puanı 17 alınmıştır. SPSS programında aritmetik ortalama ve frekans
dağılımlarıyla değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Öğrencilerin yaşları 21 ile 28 arasında değişmekte olup aritmetik ortalama ve standart
sapması 23.07±1.28’dir. Katılımcıların %95’i bekar, %32.5’i gelir getiren bir işte çalışmaktadır.
Yanıtlayanların %60’ı mesleğini sevmiyor, %75 i bölümünden memnun
% 62.5’i kendisini yorgun ve yıpranmış hissetmektedir. Katılımcıların %27.5’i ölçekten 17’nin
üzerinde puan almıştır Öğrencilerin aldıkları depresif belirti düzeyleri puanları 3 ile 37 arasında
değişmekte olup aritmetik ortalama ve standart sapması 12.67±7.95 tir..
SONUÇ: Öğrencilerde stres ve anksiyeteden kaynaklanan durumlar yoğundur, uygulanan testten
17’nin üzerinde puan alanlarla birebir görüşülerek profesyonel bir kişiden yardım almaları
önerilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Öğrenci,üniversite, depresyon
Examination of the Depressive Symptom Level of Students from Health
College of Balıkesir University Deparment of Health Servant
Taşpınar Yasemin, Şenol Hülya, Başkurt Selma Kazar
University of Balıkesir, Medical College
AIM: Examining depressive symptom level and obseving depressive sympiouns of the healt
Servantdeparment students. If nead, they are drected to treatment.
EQUIMENT AND METHOD: This defining and sectional study ıs made of bye Balıkesir
University,Deparment of Health Servant,4th class students. After taking pesmission which is nead,
the data is gathered by using sociodemographic datufrom and Beck Depression Measurement The
zone paint of the measurement is taken as 17. It is evalvated in SPSS programene with arithmetic
avarage and freqvency distribution.
FINDINGS: Students are between 21 and 28 years old. Aritmetic avarage and standart
distrubution are 23,07±1,28. %95 of the participators are unmarried, %32,5 has a job and eans
money. %60 of the answers doesn’t like his job, %75 of them contents with his/her deparment,
%62,5 feels tired. %27,5 of the participants takes over 17 point from the between 3 and 37;
arithmetic avarage and standart tribotron are 12,67±7,95.
CONCLUSION: Stress and anxiety are dense on students, who take over 17 pint from the test are
interviewed one by one and aduiced take help from a professor.
Keywords: Student, university, depression
153
[P-097]
Samsun Belediyesi Temizlik İşçilerinin Kişisel Hijyen Uygulamaları
Altay Birsen, İslam Kübra
ondokuz mayıs üniversitesi samsun sağlık yüksek okulu samsun
GİRİŞ: Bireysel hijyen bireyin sağlığını sürdürmek için yaptığı özbakım uygulamalarını içerir.
Temizlik işçilerinde bireysel hijyen uygulamaları büyük öneme sahiptir.
AMAÇ: Bu araştırma samsun belediyesinde çalışmakta olan temizlik işçilerinin kişisel hijyenle ilgili
bilgi ve uygulamalarını değerlendirmek amacıyla planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı özellikte olan bu çalışma Samsun il sınırları içerisinde bulunan 5
beldeye bağlı şirketlerde çalışan temizlik işçileri ile yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini veri
toplama süresinde şirkette bulunan ve araştırmaya katılmaya gönüllü olan 120 temizlik işçisi
oluşturmuştur. Veriler anket formu ile toplanmıştır. Veriler SPSS programında yüzde ve ortalama ile
değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Temizlik işçilerinin % 42’si 30-40 yaşlarında olup, % 77.0's’i ilkokul mezunudur.
İşçilerin tamamı iş esnasında özel iş kıyafeti, % 91,7’si eldiven kullanmakta olup, % 95,7’sinin
ellerini doğru yıkadığı ve % 65.0’ninde kendine özel el havlusu olduğu saptanmıştır. İşçilerin genel
hijyen alışkanlıklarına bakıldığında % 82,1’inin dişlerini günde en az bir kez fırçaladığı, % 67.5’inin
iki günde bir banyo yaptığı, % 44,2’sinin iç çamaşırlarını her gün değiştirdiği ve % 98.3’ünün de
gece yatmadan önce ayaklarını her gün yıkadıkları ve % 94.1’inin işinden dolayı herhangi bir
hastalık geçirmediği saptanmıştır.
SONUÇ: Bu bulgular doğrultusunda temizlik işçilerinin sağlığı korumaya yönelik hijyenik
uygulamalarının çoğunluğunun yeterli olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kişisel hijyen, Temizlik İşçisi, Yetişkin, Sağlık
Personal Hygiene Practices Of The Cleaners İn Samsun Municipality
Altay Birsen, İslam Kübra
OMU Samsun health school Samsun
INTRODUCTION: Personal hygiene includes the selfcare practices a person does in order to
maintain his/her health. Personal hygiene is of great importance to cleaners.
OBJECTIVE: This study has been planned in order to assess the knowledge and practices of the
cleaners working in the central municipalities in Samsun.
MATERIAL-METHOD: This descriptive study has been conducted with the cleaners who have been
working for the affiliated cleaning companies to 5 districtis within the boundaries of Samsun.
Samples of the study consists of 120 cleaning workers. For this purpose questionnaire were used.
The data was evaluated with acomputer programed and analyzed with mean, yüzdelik.
RESULTS: İn our study, it has been found out that all of the workers wear overalls during the work
hours, 91.7 % of them use gloves while working, 95.7% of them wash their hands properly and
65.0% of them use personal towels, 82.1% of the workers brush their teeth everyday at least once
or twice, 67.5% of them take abath once in every two days, %44.2 of them change their
underwear everyday.
CONCLUSION: In accordance with these findings, cleaners’ hygiene practices to protect their
health have proved to be sufficient.
Keywords: Personal hygiene, cleaners, adult,health
154
[P-098]
Diyarbakır İl Merkezinde Sezaryen İle Doğum Yapmış Kadınların Özellikleri
Yaşar Bakiye1, Yiğitalp Gülhan1, Camuz Funda1, İpekçi Müjgan Müjde3, Saka Günay2
1
Dicle Üniversitesi Atatürk S.Y.O
2
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı A.B
3
Diyarbakır Doğumevi Hastanesi
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı; sezaryen olmuş kadınların özelliklerini tanımlamaktır.
YÖNTEM: Araştırma tanımlayıcıdır. Araştırma Diyarbakır İl merkezindeki bir hastanenin emzirme
polikliniğine başvuran ve sezaryan olmuş 183 kadın üzerinden yürütülmüştür. Veriler bilgisayar
ortamına kaydedilmiş; istatistiksel olarak yüzde ve ortalama kullanılmıştır.
BULGULAR: Kadınların %40,7 ‘si okur-yazar değil, %88,5’i ev hanımı, %38,5’i geniş ailede
yaşamaktadırlar. Eşleri ile akrabalık durumlarına bakıldığında %40,1’i eşi ile akrabadırlar. Eşlerin
eğitim durumuna bakıldığında %34,1’i ilkokul mezunudur.
Kadınların %94,5’ine sezaryeni doktorları önermiştir. Kadınlara neden sezaryen oldukları
sorulduğunda; Kadınların %48,4 “sağlık sorunumdan dolayı” ifadesini kullanırken, %27,5’ i “diğer
nedenler(tüpligasyan, v.s) dolayı” olduklarını ifade etmişlerdir.
Kadınlar sezaryendan sonra birinci sırada “sırt ve bel ağrısından(%93,4)”, ikinci sırada“Dikiş
yerinde ağrı ve yanmadan(%91,8)” sıkıntı çektiklerini ifade etmektedirler.
Kadınlara sonraki doğumda, hangi doğumu tercih edecekleri sorgulandığında %54,4’ü yine
sezaryeni tercih edebileceklerini ifade etmişlerdir.
SONUÇ: Sezaryen yaptıran kadınların büyük çoğunluğunun eğitim düzeyinin düşük olduğu ve geniş
ailelerde yaşayan ev hanımları oldukları saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Diyarbakır, sezaryen
Characteristic of Women Who Make Ceaserian Section in Diyarbakir
Yaşar Bakiye1, Yiğitalp Gülhan1, Camuz Funda1, İpekçi Müjgan Müjde3, Saka Günay2
1
Dicle University of Atatürk High Health School
2
Dicle University Faculty of Medicine Department of Public Health
3
Diyarbakır of Birth Home Hospital
PURPOSE: The purpose of this study is descriptif characteristic of women who make ceaserian
section
METHOD: This study is desciriptif. This study is reached to 183 women who apply breast-feed
policlinic and make ceaserian section in center of Diyarbakır. Knowledges which are optained are
saved at the computer environment, statiticial per cent and means.
FINDINGS: It found from the mothers pointed to research,%40,7 of them is not literate,%88,5 of
them is housewife, %38,5 have lived in wide family. % 40,1 of them are relative with the their
husband. %34,1 of their husband are graduate from primary school.
The doctor of %94,5 women suggest them CIS. When they are asked why they make CIS, them
%48,4 of them mentioned the reason of health problem, %27,5 of them are other reason(TL, v.s)
They have stated that primary reason “back and woist pain” and the second reason the pain in the
place of suture and inflame” bothered.
When we asked them the after birth’s wich they preferred, the %54,4 of them have mentioned that
again CIS.
RESULT: It is establish that women who make ceaserian section generally have low educational
level and live in traditional family.
Keywords: CIS, Diyarbakır
155
[P-099]
Hemşirelerin Varisle İlgili Korunma Yöntemleri ve Uygulamalarının
Değerlendirilmesi
Özkan Sultan1, Yılmaz Emel2, Çelebi Esra1, Şener Hilal1, Bayraktar Nurgül1, Kocaer Yasemin1
1
Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu
2
Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu
Varis bacaklarda meydana gelen genişlemiş ven hastalığıdır. Varis ağrı, kramp, yanma, ağırlık hissi,
kılcal damarlarda çatallaşma, kozmetik açıdan kötü görünüm gibi bir çok probleme neden olur.
Ayrıca tedavi edilmeyen varislerde yırtılma, kanama, flebit, derin ven trombozu ve ülser gelişebilir.
Varis bir meslek hastalığıdır. Kas hareketi olmaksızın uzun süre ayakta durulmasını gerektiren
mesleklerde sık rastlanır. Hemşirelik de risk altındaki meslek grubudur.
AMAÇ
Araştırma, hemşirelerin varisle ilgili korunma yöntemleri ve yaptıkları uygulamaları saptamak
amacıyla planlanmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM
Bandırma devlet hastanesinde görev alan ulaşabildiğimiz 116 hemşireye çalışma koşulları,
sosyodemografik özellikleri sorgulayan bir anket uygulanmıştır. Veriler SPSS 10.0 for Windows'ta
analiz edilmiştir.
BULGULAR
Araştırmaya katılan hemşirelerin %30.2'sinde varis olduğu;%30.2'sinin ise varisten şüphelendiği
saptanmıştır. Varis olanların %59.3'ünde kılcal damar genişlemeleri,%37.2'sinin ailesinde damar
problemi vardır. 4 ve üzeri hamilelik geçirenlerin %66.7'sinde varis bulunmaktadır. Düzenli egzersiz
yapanların ise %83.3'ünde varis olmadığı saptanmıştır.
SONUÇLAR
Hemşirelerin korunma yöntemi olarak bacağı elevasyona alma, bol su içme, yüksek topuklu
ayakkabı giymeme, kısa mesafeli yolda yürümeyi her zaman uyguladığı; sigara ve alkolden uzak
durma, varisli bölgeye soğuk uygulama yapma ve varis çorabı giymeyi ise uygulamadıkları
saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Hemşire,Korunma,Varis
Assessing Nurses' Protection Methods and Practices Against Varix
Özkan Sultan1, Yılmaz Emel2, Çelebi Esra1, Şener Hilal1, Bayraktar Nurgül1, Kocaer Yasemin1
1
Balıkesir University, Bandırma Higher Institute of Medicine
2
Celal Bayar University, Manisa Higher Institute of Medicine
Varix is an advanced vein occurs on legs.Varix causes many problems like ache,cramp,exhausting
feelings,capillary bifurcation and ugly appearance.And also the illnesses which aren't cured cause
bleeding,rend,flebite,vein thrombus and also may cause ulcer.Usually seen in the occupations in
which don't have much muscular transactions.And nursery is on of the jobs under risk.
PURPOSE
Research was made to know the protection ways of the nurses and what they had carried out.
DEVICE and METHOD
The survey is made in Bandırma States Hospital to interogate 116 nurses that include working
conditions and social demographic particularity.The findings were analyzed via SPSS 10.0.
FINDINGS
The %30.2 paticipants of the survay had varix,%30.2 of them were suspicious of varix.%59.3 of
those who had varix had capillary widen;%37.2 had already blood vessel problems in their
families.%67 of those who had 4 or more pregnancy had varix.%83.3 of those who made regular
practice didn't have varix.
RESULT
In order to protect themselves it is found out that they evaluate their leg,drink a lot of water,not
wear high heels,walk in short ways,keep away from smoking and alkol,heve cool application on the
varix area and wear varix socks
Keywords: Nurse,Protection,Varix
156
[P-100]
Dişi Kuşların Yaptığı Yuva Resmi ve Stresle Başa Çıkma Durumları
Aştı Nesrin1, Altınsoy Hamide2, Köse Meymune2, Güngör Pınar2
1
fethiye sağlık yüksek okulu, Muğla
2
fethiye AÇEV kursu, Muğla
Resim, psikolojik açıdan bireyleri bize tanıtmaya yarayan bir ölçüt olduğu gibi, onun zeka, kişilik,
yakın çevre özellikleriyle iç dünyasını yansıtmaya yarayan bir ifade aracı olarak da büyük önem
taşır.
AMAÇ: Fethiye Halk Eğitim Merkezi Ana Çocuk Sağlığı Eğitim Programına gelen kursiyerlerin
yapmış oldukları yuva resimleri ile stres durumlarının belirlenmesi amacıyla planlanmıştır.
MATERYAL-METOD: Çalışma evrenini Fethiye Halk Eğitim Merkezi Ana Çocuk. 29 kişiye anket
uygulanmıştır.
Kadınların stresle durumları ile yuvada (ev, insan, ağaç..gibi) kullandıkları öğeler arasındaki ilişkinin
araştırıldığı bu çalışmada; çoğunluğu evin dışını çizmiş olup(%55.2, 16), ev çizenler genelde tek
katlı ev (%27.6, 8), ev içini (%24.1, 7), ev kapısını (%34.5, 10), pencere (%24.1, 7), çizdikleri ve
evin bacasını çizmedikleri%24.1, 7) saptanmıştır. Örneklemin çizdiği resimde çoğunluğun evde
(%79.3, 23) ve bahçede (%62.1, 18) insan figürü yoktur. İnsan çizilen resimlerin çoğunluğunda
iletişime yer verilmemiştir(%69.0, 20). Ed dışında çoğunluğunda ağaç çizilmiş (%82.8, 24) olup
çizilen ağaçların çoğunluğu yapraklı (%79.3, 23), meyveli (%62.1, 18) ve bahçe çiçeklidir (%65.5,
19). Ayrıca çok azı güneş (%31.0, 9), deniz (%3.4, 1) ve hayvan (%31.0, 9)
çizmişlerdir.örnekleme alınan bireylerin S(mantık) puanları 3.85±0.39, D(duygusal) puanları
31.4±0.44 olarak bulunmuştur. Gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit
edilmiştir(p<0.05). sonuç olarak örneklem daha çok duygusal başa çıkma tarzını kullanmıştır.
Anahtar Kelimeler: resim, stres
Female Bırdo Do, Nest Offıcıal and Stress Manage SucceSssfully Case
Aştı Nesrin1, Altınsoy Hamide2, Köse Meymune2, Güngör Pınar2
1
fethiye health college
2
Fethiye, people, education, centre, native, child, health, Education, Programme
THE PURPOSE: Fethiye people, education, centre, native, child, health, Education, Programme,
come, courses see do, become, nest picture With Stres, case.
MATERYAL AND METHOD:, Fethiye people education, centre, native, child, health, Education,
Programme come, 29, woman. of the universe, Be_given, 5 personal The knowledge form And
Pehlivan, 50 Stresle, head scale(4), Be_given, Bilgisayar environment Spss 11.0, packet
programme, Be_used, utilize. Women, Stresle case with receptacle.
The elements what they used of the relation This; Çoğunluğu the house Outside, draw, (%55.2,
16), general, Only folded house, (%27.6,8 ), House, inside, (%24.1, 7), house, door, (%34.5, 10),
The window, (%24.1,7) They drawed and, House, chimney, boot, (%24.1, 7), be fixed, draw
Picture, house, (%79.3, 23), and, garden, (%62.1,18), human-being, there. Human-being, picture,
communication, place (%69.0, 20), Outside the house, tree, draw, (%82.8,24), become of the
trees, Yaprakli (%79.3, 23), fruitful, (%62.1,18), and, garden, flower, (%65.5, 19). Ayrica, very
little, sun, (%31.0, 9), sea (%3.4, 1), And, animal, (%31.0, 9). İstatistiksel, S(mantik), point,
3.85±0.39, D(duygusal), point, 31.4±0.44, be found. The groups, of the difference,(p<0.05). As a
result more sentimental Don't manage successfully It used the manner
Keywords: picture, sress
157
[P-101]
Samsun Sağlık Yüksekokulu Son Sınıf Öğrencilerinin AIDS Hakkındaki Bilgi
ve Tutumları
Berber Çigdem1, Kökdener Meltem2, Alakuş Selma2
1
Ondokuz Mayıs Üniversitesi,Samsun Sağlık Yüksekokulu,Ebelik Bölümü, Samsun
2
Ondokuz Mayıs Üniversitesi,Samsun Sağlık Yüksekokulu, Samsun
AIDS tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunudurBu çalışmadaki amacımız Samsun Sağlık
Yüksekokulu son sınıf öğrencilerinin AIDS hakkındaki bilgi düzeylerini belirlemek, bilgi düzeylerinin
tutumlarını ve ne yönde etkilediğini ortaya koymaktır. Çalışmamız 2006-2007 eğitim ve öğretim
yılında yapılmış, araştırmanın evreni Samsun Sağlık Yüksekokulu son sınıf (Ebelik ve Hemşirelik
bölümleri) öğrencileri oluşturmuştur.
Veriler araştırmacılarca geliştirilen 41 soruluk anket formu aracılığıyla 101 öğrencinin % 83( 82)
üne ulaşılarak toplanmıştır. Veriler SPSS programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırma
kapsamına alınan öğrencilerin %46’sı ebelik bölümü, % 54’ü hemşirelik bölümü öğrencisidir.
Öğrencilerin % 91 ’ i virüsün bağışıklık sistemini etkilediğini, %97’si kan doku ve organ nakli ile %
90’ı ise anneden bebeğe geçtiğini % 94’ü ortak enjektör kullanımı ile AIDS in geçebileceğini
bilmektedir. Sonuç olarak, Samsun Sağlık Yüksekokulu son sınıf öğrencilerinin AIDS hakkındaki
bilgi düzeylerinin iyi olduğu ama zaman zaman bilgilerinin tutumlarına yansımadığı görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: AIDS, HIV, Bağışıklık sistemi
The Knowledge and Altitudes of Last Class Students About AIDS at Samsun
Healty High School of Ondokuz Mayıs Unıversity
Berber Çigdem1, Kökdener Meltem2, Alakuş Selma2
1
Department of Midwifes, Samsun Healty High School, Ondokuz Mayıs University,
Midwifes,Samsun,Turkey
2
Samsun Healty High School, Ondokuz Mayıs University, Samsun
AIDS is an important problem of health in the whole of the world. In this study, it is aimed to
determined the knowledge levels of last class student about AIDS. Our study was conducted in the
semestr period of 2006-2007. The university of study has been formed who are being educated 4th
grades of Nursing and Midwifes department of Samsun Health High School of Ondokuz Mayıs
University in Samsun.
The data were obtained from 82 (% 83) of the 101 student and collected using a questionnaire
with 41 questions. The data analysed using SPSS statistical packet programme. 46% of the
students are from midwifes department and 54% of students nursing department. 91% of students
have expressed that the system on which the virüs is affective in the immun system. The ways of
transmission of the disease has been detemined as blood transfusion 97 %, the ways of
transmission of the disease has been detemined as tissue or organ transplantasion 90 % and as a
perinatal way by 94 %. Consequently we have conclude that Samsun Health High School last class
students knowledge levels on AIDS are good but time to time they do not used it in practice.
Keywords: AIDS, HIV, human immune system.
158
[P-102]
Hemşirelerin Lisansüstü Eğitim ile İlgili Görüş ve Düşünceleri
Derebent Esma1, Hata Melek2, Yıldırım Rukiye2
1
Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Araştırma Görevlisi
2
Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik 4. sınıf öğrencisi
Bu araştırma hemşirelerin, hemşirelikte lisansüstü eğitim konusundaki düşüncelerini belirlemek,
değerlendirmek ve lisansüstü eğitimin önemini vurgulamak amacıyla yapılmıştır.
Araştırmanın evrenini Mersin Üniversitesi Hastanesi’nde, hemşirelik yapmakta olan bütün
hemşireler, örneklemini ise çalışmaya katılmayı kabul eden 85 hemşire oluşturmuştur. Araştırma
Aralık 2006’da gerçekleştirilmiştir. Veriler SPSS 11.5 ile değerlendirilmiştir.
Araştırma kapsamına alınan hemşirelerin %76.5’i 19 ile 30 yaş arasında, %44.7’si lisans mezunu,
%48.4'ü yaklaşık 5 yıldır bu mesleği icra etmektedirler.
Hemşirelerin %97.6’sı branşlaşmanın gerekli olduğunu düşünmekte fakat %27.1'i lisansüstü eğitim
almak istememektedir. Hemşirelerin yarıya yakını lisansüstü eğitim almak istememe nedenlerini
açıklayamamakta ve %17.4'ü mesleki fonksiyonlarının lisansüstü eğitimle değişmeyeceğini
düşünmektedir.
Hemşirelerin yaklaşık yarısı lisansüstü eğitimin amacını bir alanda uzmanlaşma, ve kaliteli hizmet
verebilmek için profesyonel bir eğitim alma olarak belirtirken; %14.1’inin lisansüstü eğitimin amacı
hakkında bir görüşü yoktur. Hemşireler hemşirelik mesleğinin geleceğini iyi görmektedirler.
Anahtar Kelimeler: hemşire, hemşirelik, lisansüstü eğitim, master
The Views and Thoughts of Nurses' About Graduate Education
Derebent Esma1, Hata Melek2, Yıldırım Rukiye2
1
Mersin University School of Health Science Research Assistant
2
Mersin University School of Health Science Nursing Student 4th class
This research was made to determine, and evaluate the nurses’ thoughts about the postgraduate
education and emphasize the importance of this.
The research population was comprised of all the nurses at Mersin University Hospital. All of the
nurses were included in the sample, but 85 nurses who agreed to participate in the research. This
research was made on December 2006. Data were evaluated with SPSS 11.5.
76.5% of the nurses were between 19-30 years of age, 44.7% of them have baccalaureate degree,
and 48.4% of them have been working for approximately five years as a nurse.
While 97.6% of the nurses thought that being expert in one department is necessary, 27.1% of
them didn’t want to study in postgraduate education. Half of the nurses didn’t explain the reason of
their reluctance to the postgraduate education. According to 17.4% of the nurses, postgraduate
education didn’t change their occupational functions.
Although aproximately half of the nurses thought the aim of the postgraduate education was being
expert in one department and should take postgraduate education to give high quality service,
14.1% of them has no idea about the aim of the postgraduate education. They see a positive
future for the nursing profession.
Keywords: nurse,nursing,graduate education, master
159
[P-103]
Hitit Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Öğrencileri’nin Kadının İş Yaşamındaki
Yeri ve Uzmanlaşmaya İlişkin Düşünceleri
Büyükkayacı Nuriye, Işık Yeliz
Hitit Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu ÇORUM
AMAÇ: Çalışma, Hitit Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Öğrencileri’nin ‘Kadının İş
Yaşamındaki Yeri ve Uzmanlaşmaya İlişkin Düşünceleri’ni belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak
yapılmıştır.
YÖNTEM: Araştırmaya Hitit Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nun toplam 150 öğrencisi katılmıştır.
veri toplama aracı olarak anket formu, 10.01.07 -10.02.07 tarihleri arasında uygulanmıştır.
İstatistiksel analizler SPSS V (13.0 ) paket programında yüzdelik sayılar ve ki-kare testi ile
değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Araştırmaya katılanların %26’sını 21 yaş grubundaki öğrenciler oluşturmaktadır. Bu
gruptaki öğrencilerin büyük çoğunluğu branşlaşmanın gerekliliğine evet derken(%95,3),
araştırmaya katılan öğrencilerin %97.3’ü hemşirelik mesleğinde uzmanlaşma/branşlaşmanın olması
gerektiğini ifade etmişlerdir. Bu öğrencilerin %53’ü uzmanlaşmanın lisans döneminde olması
gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca,öğrencilerin %72.0’ı “kadınların erkekler kadar iyi yöneticilik ve
liderlik yapamazlar” ifadesine katılmazken, %88.0’ı kadınların iş yaşamına girmelerinin, ülkenin
ekonomik ve sosyal yönden kalkınması için önemli olduğunu ifade etmişlerdir.
SONUÇ: Hemşirelere, lisans döneminde branşlaşma/uzmanlaşma konularında eğitim
programlarının düzenlenmesi, sertifikalar verilmesi ve konuya yönelik olarak müfredat
programlarının düzenlenmesi, öğrencilerin toplumsal cinsiyet temelli bakışının mesleğe yönelik
etkilerini olumlu hale dönüştürecek eğitim politikalarının benimsenmesi önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Kadın,Uzmanlaşma, Hemşirelik
Thinking of The Students of Hitit University School of Health About Womens
Place İn Work life and Specialization
Büyükkayacı Nuriye, Işık Yeliz
Hitit University School of Health
OBJECTİVE: This descriptive study was conducted to evaluate the toughts of students of Hitit
University School of Health about ‘womens place in worklife and specialization’
METHOD: A total number of 150 students of Hitit University School of Health were participated in
the study. Data was collected with a questionnaire performed between 1.12.06-1.01.07. Statistical
analysis was performed with SPSS V13.0 statistical package as percentages, chi square test.
RESULTS: 26% of the participants were students from the 21 years old age group. Majority of
students (95.3%) said yes for necessity of branching, 97.3% of the participants stated that there
should be specialization/branching in the profession of nursing. 53% of these students emphasized
that specialization should take place during license education. 72.0% of the students did not agree
with the statement ‘women can’t do management and leadership as well as men’. 88.0% stated
that women’s entrance in work life is important in economic and social improvement of the
country.
CONCLUSION: Educational programs and curriculums should be arranged for specialization
subject during license education, certificates should be given and educational policies that make
positive effects on students’ thoughts about communities gender based view on the profession
should be adopted.
Keywords: Woman, Specialization, Nursing
160
[P-104]
Öğrencilerin Yoksulluk Düzeyleri ile Depresyon Düzeyleri Arasındaki
İlişkinin İncelenmesi
Koyuncu Sevim, Kumcağız Hatice, Ağaçdiken Seval, Ateş Serap, Kayalı Merve
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Sağlık Yüksekokulu,Samsun
GİRİŞ: Yoksulluk sonucu birey birtakım uyum problemleri yaşayarak duygusal anlamda çöküntüye
düşmektedir. Bu durum öğrenciler açısından incelendiğinde, yoksulluğun yüksek düzeylerinin
depresyon için önemli risk oluşturduğu görülmektedir.
AMAÇ: Öğrencilerinin yoksulluk düzeyleri ile depresyon düzeyleri arasındaki ilişkiyi saptamaktır.
GEREÇ-YÖNTEM: Kesitsel olan bu çalışma Ekim 2006- Aralık 2006 tarihleri arasında yapılmıştır.
Araştırmanın evrenini Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Sağlık Yüksekokulunda 2006-2007
öğretim yılında öğrenimine devam eden 409 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçimine
gidilmemiş, gönüllü olan 116 hemşirelik, 103 Ebelik olmak üzere toplam 223 öğrenci ile çalışma
tamamlanmıştır.
Veriler, araştırmacıların hazırladığı soru formu ve Beck’in geliştirdiği ve Hisli’nin 1989’da geçerlik ve
güvenirlik çalışması yaptığı Beck Depresyon Ölçeği ile toplanmıştır. Veriler SPSS paket
programında; kruskall-wallis, tek yönlü varyans analizi kullanılarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Öğrencilerin ailelerinin aylık geliri ile depresyon puan ortalamaları karşılaştırıldığında;
yoksulluk sınırı altında olan öğrencilerin depresyon puan ortalamalarının (13.2 ), diğer gruplara
gore daha yüksek olduğu görülmüştür. Yoksulluk sınırı altında olan öğrencilerin depresyon
puanlarının diğer gruptaki öğrencilere gore istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu
bulunmuştur (kw = 8.97, p<.05). Burs alan öğrencilerin depresyon puan ortalamasının (11.27),
burs almayan öğrencilerin depresyon puan ortalamasından (8.81) istatistiksel olarak anlamlı
düzeyde yüksek olduğu belirlenmiştir (f= 6.57, p<.05).
SONUÇLAR: Öğrencilerin yoksulluk düzeyleri ile depresyon puan ortalamaları arasında anlamlı
düzeyde bir fark bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Yoksulluk ve Depresyon,Yoksulluk ve Eğitim,Yoksulluk ve Hemşirelik
Öğrencileri
The Evaluation of the Correlation Between the Levels of Poverty and
Depression Among the Students
Koyuncu Sevim, Kumcağız Hatice, Ağaçdiken Seval, Ateş Serap, Kayalı Merve
University of Ondokuz Mayıs Samsun Higher School of Health,Samsun
INTRODUCTION: The individual will be depressed emotionally in the consequence of
accommodation problems related to poverty.The high levels of poverty is determined as an
important risk factor for depression when this issue is evaluated among the students.
OBJECTIVES: To evaluate the correlation between the levels of poverty and depression among
students.
MATERIALS-METHODS: This sectional study is carried through between October 2006- December
2006.The universe of the study is consist of 409 students attending to 19 Mayıs University Samsun
Higher School of Health in 2006-2007 education year.No random sampling is done in the study and
it is completed with volunteered 223 students: 116 nursing and 103 midwifery students.
Data is collected with questionnaire prepared by the researchers and Beck Depression Scale,
developed by Beck and used to study validity and reliability in 1989 by Hisli.Data were analyzed in
SPSS package programme using Kruskall-Wallis and one-way analysis of variance.
RESULTS: It is shown that the mean values of the depression score of the students (13.2) whose
families incomes are under the poverty limits were higher than the other groups when the students
depression scores and the family monthly income were compared.It is statistically determined that
the depression scores of the students under the poverty limits were significantly higher than the
other groups (kw=8.97, p <.05) and the mean value of the depression score of the students
getting scholarship (11.27) were significantly higher than the ones without scholarship.(8.81)
(f=6.57, p <.05)
CONCLUSIONS: A significant difference between the levels of poverty and the mean values of the
depression score among the students is determined
Keywords: Poverty and Education,Poverty and Depression,Poverty and Nursing Student
161
[P-105]
Burdur'da Yurtta Kalan Üniversite Öğrencilerinin Beslenme Alışkanlıklarının
İncelenmesi
Büyükyörük Nurvet, Zayıf Çiğdem, Uysal Fazilet
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu /Burdur
AMAÇ: Bu çalışma Nisan-2006 tarihinde Burdur’da yurtta kalan üniversite öğrencilerinin beslenme
alışkanlıklarını incelemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ile yüz yüze görüşülerek
uygulanmıştır.Araştırmanın evrenini Burdur ili kredi ve yurtlar kurumunda kalan 423 öğrenci
oluşturmuştur.Araştırmada örneklem seçimine gidilmemiş çalışmaya katılmayı kabul eden tüm
öğrenciler araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırma verileri araştırmacı tarafından SPSS 11.0
istatistik programı kullanılarak sayı,yüzde ve ki kare analizleri yapılmıştır.Araştırmanın yürütülmesi
için belirtilen kurumdan yazılı izin,çalışmaya katılan bireylerden sözel onam alınmıştır.
BULGULAR-SONUÇ: Araştırmadan elde edilen bulgulara göre;öğrencilerin 185’i kız(%43.7), 238’i
erkek(%56.3) toplam 423 öğrenci araştırma kapsamına alınarak anket formu uygulandı. Kız ve
erkek öğrenciler arasında; öğün aralarında tükettikleri besinler, sporla kaybettikleri enerjiyi
sağlamak için aldıkları besinler, yemek yeme alışkanlıkları ile ilgili sağlık sorunları yönlerinden
belirgin farklılıklar görüldü.
Bu veriler değerlendirildiğinde öğrencilerin yarıdan fazlasının sabah kahvaltısını atladıklarını,
öğrencilerin çoğunun vakit bulamadıkları için öğün atladıkları görülmektedir. Öğrencilere yeterli ve
dengeli beslenme konusunda bilgi verilmesinin,öğrencilerin sosyal ve sportif aktivitelere
yönlendirilmesinin,verilen burs ve kredilerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenmesinin
üniversite ve yurtlarda beslenme sorunlarının iyileştirilmesinin yaralı olacağı kanaatine varıldı.
Anahtar Kelimeler: Beslenme alışkanlığı,üniversite öğrencisi.yurt
Study Of The Nutrition Habits Of The University Students Who Stayed At The
Dormitory
Büyükyörük Nurvet, Zayıf Çiğdem, Uysal Fazilet
Mehmet Akif Ersoy University School of Health College /Burdur
OBJECTIVE: This study was planned as descriptive in order to on April 2006 with the aim of
examining the nutrition habits of the üniversity students who stayed at the dormitory in Burdur.
MATERIALS-METHODS::The data was collected through face to face to face interviews using a
questionnaire which was prepared by researchers. Population of the research consisted of the 423
üniversity students who stayed at the dormitory in Burdur.The sample choosing wasn’t done in the
study and the students who accepted to participate was included. The research data will be
analyzed by the researchers using Number,percentage and chi square test on the SPSS( Statistical
Program for Social Sciences) 11.0 statistics program. A written permission from the mentioned
foundation and oral consent from the people who joined in the research were taken to carry out the
research.
RESULT AND CONCLUSION: According to the research results; total 423 students of whom 185
are girls (%43.7) and 238 are boys (%56.3). Some specific differences were seen between girl and
boy students in point of healty problems about eating habits, nourishment which they took to get
back the energy that they lost while doing sport, nourishment that they consume between meals.
When these data is evalvated it is seen that, more than half of the student skip the breakfast and
most of the students skip meals because they can not find any time. As a result, it is believed that
improving the nutrition broblems at dormitories end universities, arranging scholarships and
creditis to which are given for playing their needs, drecting the students to social and sporting
activites and giving information about blanced and enough nutrition would be useful.
Keywords: Nutrition habits,university student,dormitory
162
[P-106]
112 Acil çağrı merkezine başvuran hasta/yaralılara sağlık ekibi gelinceye
kadar yapılan ilk yardım girişimlerinin belirlenmesi
Öztürk Esma Ayşe, Kırca Hürrem, Rızalar Selda
Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun Sağlık Yüksek Okulu, Samsun
AMAÇ: 112 acil çağrı merkezine başvuran hasta/yaralılara sağlık ekibi gelinceye kadar yapılan ilk
yardım girişimlerini belirlemektir.
YÖNTEM: Tanımlayıcı bir araştırmadır.Veri toplamada arştırmacılar tarafından oluşturulan tanılama
formu kullanılmıştır. Veriler ambulans çağrılarına gidilerek yüzyüze görüşme yolu ile
toplanmıştır.Araştırma Ordu ili, Fatsa ilçe sınırları içinde 01.06.2007 ile 31.09.2007 tarihleri
arasında yürütülmüştür. Görüşmeyi kabul eden 100 vaka örneklemi luşturmuştur.Veriler
bilgisayarda SPSS programında değerlendirilmiştir.
BULGULAR-SONUÇ: Araştırmaya alınan vakaların %71'i erkek, % 29'u kadındır.Hastaların
%69'unun bilincinin açık, %31'inin kapalı olduğu; %27'sinin hafif, %19'unun şiddetli ağrı çektikleri
belirlenmiştir. vakaların 112'ye başvuru nedenlerine bakıldığında;tıbbi rahatsızlıklar %43 ile ilk
sırada, trafik kazaları %26 ile ikinci sırada, intihar girişimleri %8 ile üçüncü sırada yer almıştır.
Hasta/yaralıların %29'unun evde, %23'ünün araç içinde, %17'sinin sokakta acil durum ile
karşılaştıkları ortaya çıkmıştır. Vakaların %30'una kurtarma, %67'sine ilk yardım yapıldığı
belirlenmiştir.En fazla uygulanan ilk yardım girişimleri sırasıyla;kanama kontrolü, hava yolu
açılması ve kırık tespiti olarak belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: acil,ilk yardım, yaralı
The first aid interventions to the ill/injuried people until 112 emergency
service is arrived
Öztürk Esma Ayşe, Kırca Hürrem, Rızalar Selda
Ondokuz Mayıs University, Samsun Health Hıgh School, Samsun
AIM: We evaluated the first aid interventions to the ill/injuried people until 112 emergency service
is arrived.
METHOD: A descriptive study was performed.The assesment form which was developed by the
researchers had been used in data collection. The data were collected from the patients by faca to
face interwieves. The research was managed between June1.2006-september31.2006 at Fatsa
which is a town of the Ordu city. The samples of this research includied 100 patients who accepted
interwieves. Data were evaluated through SPSSstatistical analyysis program.
FINDINGS AND RESULTS: Patients included to the study were 71% male and 29%female. they
were conscious69%, unconscious31% and they had slight pain 27%, severe pain19%. The patints
whom called 112 emergency service also had medical ill 43%, traffic accidents 26 % and suicide
8%. These cases occured in the house whith 29%, on the vehicle whith 23% and at the street
whith17%. Rescue intervention 30% and first aid interventions from the most to the least
frequency were bleeding control, airway support and fracture fixation.
Keywords: emergency, first aid, injury
163
[P-107]
Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Mezuniyet Sonrasına İlişkin
Beklentilerinin İncelenmesi
Hata Melek, Yıldırım Rukiye, Soğan Perihan, Türkleş Serpil, Yiğit Rana
Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Mersin
Bu çalışma sağlık alanında eğitim gören öğrencilerin mezuniyet sonrasına ilişkin beklentilerinin
belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.
Araştırma tanımlayıcı ve kesitsel olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini, Mersin Üniversitesi
Sağlık Yüksekokulu hemşirelik ve ebelik bölümlerinde öğrenim gören toplam 112 son sınıf öğrencisi
oluşturmuştur. Örneklemi ise 102 öğrenci oluşturmuştur. Veriler anket formu ile Ekim 2006
tarihinde toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik ve ki kare testi kullanılmıştır.
Öğrencilerin %65.7’si okulu iş bulma garantisi olduğu için seçmişlerdir. Öğrencilerin %75.5’i farklı
bir meslekte çalışmak istemekte, %87.3’ü mesleğindeki önceliğin para olduğunu belirtmektedir.
Öğrencilerin %36.3’ü okulda kazandığı becerilerin meslek yaşamında yetersiz olacağını
düşünmektedir. Öğrencilerin %88.2’si mezuniyet sonrası devlet kurumlarında çalışmak
istemektedir.
Öğrencilerin başarı düzeyleri ile okulda kazandıkları becerilerin yeterlilik durumu arasında ve bu
beceriler ile kendini mesleğe başlamaya hazır hissetme durumu arasında anlamlı bir ilişki
bulunmuştur (p<0.05, p<0.001).
Anahtar Kelimeler: Beklenti, ebe, hemşire, mezuniyet sonrası
A Research on The Post-Graduation Examinations of The Students in The
School of Health
Hata Melek, Yıldırım Rukiye, Soğan Perihan, Türkleş Serpil, Yiğit Rana
Mersin University School of Health, Mersin, Turkey
This study is carried out in order to determine the post-graduation expactations of the students in
the school of health
This study is conducted descriptively and cross-sectionally. The study’s universe consists of totally
112 senior students studying at the department of nursing and midwifery at Mersin University
School of Health. The sample consists of totally 102 students. The data is collected using the
questionnaire at October 2006. In the evaluation of the data percentage and ki-suquare test are
used.
65.7 % of the students choose the school due to the fact that it guarantees finding a job. 75.5 %
of the students want to work in another profession and 87.3 % of the students state that earning
money takes the precedence in his/her profession. 36.3 % of the students think that skills his/her
have attained in the school will be inadequate in his/her career. 88.2 % of the students want to
work at government institutions after graduation.
It has been found out that there is a meaningful relation between the level of the students' success
and the level of proficiency in professional skills they have gained at school, also between these
skills and the readiness to start work.
Keywords: expactation, midwifery, nurse, post-graduation
164
[P-108]
Karaman’da Üniversite Yurdunda Kalan Öğrencilerde Depresyon
Belirtilerinin Ve Nedenlerinin İncelenmesi
Yalçın Hatice, Fidan Gülay, Çimen Selma, Kaya Fatma
Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulu KARAMAN
GİRİŞ: Araştırma, Karaman’da üniversite yurdunda kalan öğrencilerde depresyon belirtilerinin ve
nedenlerinin incelenmesi amacı ile yapılmıştır.
METOD: Araştırma tanımlayıcı niteliktedir. Araştırmacılar tarafından literatür bilgilerine dayanılarak
hazırlanan anket formunda, 13 soru sosyodemografik bilgileri, 24 soru depresyon düzeyini ve
nedenini belirleyici olacak şekilde hazırlanmıştır. Araştırmanın evrenini Karaman Atatürk Öğrenci
Yurdu’nda kalmakta olan 300 öğrenci oluşturmaktadır ve çalışmaya katılmayı kabul eden 286
öğrenci örnekleme alınmıştır. Elde edilen veriler, yüzdeleme ve varyans analizi (ANOVA) testleri
kullanılarak değerlendirilmiştir
BULGULAR: Öğrencilerin % 51’i bayan,% 49’u erkektir. % 54.3’ü 19-22 yaş
grubundadır.Öğrencileri depresyona yönlendiren sebepler arasında sınavlar %14.3, arkadaş ilişkileri
%13.6, yurt ortamı ve sorunları %11.6, derslerin yoğunluğu %10, aile özlemi ve sorunları %8.6,
gelecek kaygısı %7.3, kız-erkek ilişkilerindeki sorunlar %9.3, maddi sıkıntı %6.6 oranında
saptanmıştır.Öğrencilerin %29.6’ı gelecek hakkında karamsardır, %29.6ı hiçbir şeyden zevk
almamaktadır, %2.3’ü her zaman kendini suçlamakta, %2.6ı kendinden nefret etmekte,%8.3ü
kendini öldürmek istemekte,%64.6 sı çözümü ağlamakta bulmakta,%6.6’ı hiç kimseyle görüşmek
istememekte,%4’ü karar vermekte zorlanmakta,%4.3ü kendini çirkin bulmakta,%10’u kendini
sürekli yorgun hissetmektedir.
SONUÇ: Selçuk Üniversitesi Karaman kampusündeki öğrencilerde depresyon belirtileri görülme
sıklığının yüksek olduğu ve cinsiyetin, okunan bölümün, sürekli yaşanan yerin ve memleketin
depresyon belirtileri oluşmasına etkisi olmadığı belirlenmiştir. Sınıflar arasında depresyon
belirtilerinin alt boyutlarında anlamlı bir fark olduğu ve İktisadi İdari Bilimler Fakültesi
öğrencilerinde depresyon belirtileri görülme düzeyinin yüksek olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Depresyon, Öğrenci yurdu, Üniversite öğrencileri, depresyon belirti ve
nedenleri
Analysing Symptoms and Reasons of Depression at Students Who Stay at
University Student Dormitory in Karaman
Yalçın Hatice, Fidan Gülay, Çimen Selma, Kaya Fatma
Selçuk University Karaman School of Health KARAMAN
INTRODUCTION: The aim of research is analysing the symptoms and reasons of depressıon at
students who stay at university student dormitory.
METHOD: Questionary that prepared according to literature contains totaly 37questions,13 of
these are sociodemographic information,24 of questions for determining depression level and
reasons. Research universe is 300 students who stay at Karaman Atatürk Student Dormitory,
sampling is 286 of them. Data analysed with using percentage and variance anlalyse(ANOVA)
tests.
FINDINGS: As gender, 51 % of students female, 49% of them male.54,3% of them 19-22 years
old. Reasons caused anxiety are: 14,3 % examinations, 13,6 % relationship,11,6% dormitory
ambient, 10% lessons,8 % missing families-problems,7 % future anxiety,9% problems at malefemale relationship, 6% economical problem.29,6% of studens are pessimist about future, 29% of
them aren’t enjoying from anything,2% of them are always accusing themselves,8%of them want
selfdesturaction,64% of them see crying as solution,4,3% of them don’t like themselves,10%of
them feel tired always.
RESULT: In research it’s determined that probability of depression at students of SÜ Karaman
Campus is high and gender, department, living place, homeland didn’t affect this. There is
meaningful diifference between classes at the subdimensions of depression sypmtoms and it’s
determined that sighthing level of depression symptoms is high
Keywords: Depression, Dormitory, Students of University, symptoms and reasons of depression
165
[P-109]
Lise Öğrencilerinde Sigara İçmeyi Etkileyen Özelliklerin İncelenmesi
Yalçın Hatice, Çimen Selma, Kaya Fatma, Çilo Meral, Karakuzu Betül, Ergen Tuğba
Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulu, Karaman
GİRİŞ:Sigara kullanımı, sadece kullanan kişileri değil, aileleri ve toplumuda olumsuz
etkilemektedir. Araştırma sigara kullanımına etki eden ailesel ve bireysel faktörleri belirlemek
amacı ile yapılmıştır.
YÖNTEM: Araştırma Karaman Anadolu Lisesinde sigara içtiğini belirten her sınıf düzeyindeki ankete
katılmaya istekli 67 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Araştırmacılar tarafından literatür ışığında
hazırlanan ve öğrencilerin sosyodemografik özellikleriyle sigara kullanma nedeni olabilecek
durumlara yönelik sorular içeren anket, sigara ile ilgili seminer öncesinde uygulanmıştır. Verilerin
istatistiksel değerlendirilmesinde yüzdelik ve korelasyon testleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Sigara içen deneklerin %36’ı 14-15, %29’u 16-17 yaş grubunda; %68’i erkektir.
%22’i 1.sınıf, %24’ü 2.sınıf, %31’i 3.sınıf ve %23’ü son sınıftır. %68’inin annesi ilkokul mezunu,
%71’inin annesi evhanımıdır. Babalarının %48’i lise mezunu ve %38’i memur, %14’ü işçi, %31’i
serbest ticarette çalışmaktadır. Ailelerinin %42’nin maddi gelirinin gidere denk olduğu ifade
edilmiştir. Babanın eğitim düzeyi ile gencin sigara içme düzeyi arasında anlamlı bir ilişki vardır
(p<0.5). %29’unun evinde bazen fiziksel şiddet, %58’inin herzaman duygusal şiddet vardır. “Ailede
sevildiğinize inanıyormusunuz?” sorusuna %26.2 oranında “asla” cevabının verilmesi ilgi çekicidir.
Sık sık yalnızlık hissi duyma ve ailede şiddet arasındaki korelasyon analizi negatiftir.
(.325)Gençlerin %62’i kendisini sigara içmeye yönlendiren arkadaşları olduğunu belirtmektedir.
Sigarayı bırakma niyeti olan genç oranı sadece %21’dir.
SONUÇ: Gençlerin sağlık davranışı geliştirme tepkilerinin yaygınlaştırılması anlamında yapılan
çalışmalara ağırlık verilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Adölesan, Sağlık Davranışı, Sigarayı Bırakma Niyeti
Analyzing Properties That Affects Students Of High School To Smoke
Yalçın Hatice, Çimen Selma, Kaya Fatma, Çilo Meral, Karakuzu Betül, Ergen Tuğba
Selcuk Univercity Karaman Health of Hight School, Karaman
INTRODUCTION: This research aimed to determine domestic and personal factors that affects
smoking.
METHOD: Research contains 67students at Anatolian HighSchool who are smoking.Questionary
that contains conditions that can cause smoking has been prepared and aplied before
seminar.Percentage and correlation tests are used at the statistical valuation of datas.
FINDINGS: 36%of test subjects who are smoking are at14-15yearsold,29%of them are at1617years old,68%of them are male.68%of test subjects’ who are smoking mothers are graduated
from primaryschool.48%of test subjects’ who are smoking fathers are graduated from high
school,38%are government official,14% are workman and 31%are working in trade.42%families
said that their monthly income is equal to outcome.There's meaninful relation (p<0.5) between the
father’s education level and smoking levels of students.There is sometimes phsycal violence at he
home of 29% of test subjects who are smoking and always emotional violance at the home of 58%
of them.That's interesting 29%of them replied as“no”the quesiton of“Do you believe that your
family love you?”.The correlation analyse between always feeling loneliness and violence in family's
negative(.325). 62%of tenaagers are saying that they have friend who canalize them smoking.Only
21%of tenaagers think to give up smoking.
RESULT: The studies about generalizing the reaction of improving health behaviour at tenaagers
must be paid attention
Keywords: Adolescent, Health Behaviour, Intention of Giving Up Smoking
166
[P-110]
Üniversite Öğrencilerinin Kadın Hakları ve Kadına Yönelik Şiddet ile İlgili
Bilgi ve Görüşleri
Durukan İlkbal, Yüksel Didem, Basmacı Özlem
Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri, Ankara
GİRİŞ: Ülkemiz anayasası, kanun önünde herkesin eşit olduğunu bildirmiş, cins ayrımı yapılmadan
eşitlik anlayışı getirmiştir. Kadın hakları garantisinin yasalarla olduğu kadar toplumda ne ölçüde
uygulandığının da aranması gereklidir.
AMAÇ: Çalışma Mart 2006’da Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde okuyan
öğrencilerin kadın hakları ve kadına yönelik şiddetle ilgili bilgi ve görüşlerini değerlendirmek
amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri (N=485)
öğrencilerin tamamı araştırma grubunu oluşturmuştur. Veriler SPSS paket programında, ortalama,
yüzdelik hesapları ve t testinden yararlanılarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin %46,4’ü yasaların kadın haklarını korumada bir
yaptırımı olmadığını düşünmekte, %79,7’si meclisteki kadın milletvekili sayısını yetersiz bulmakta,
% 70’i kadının sosyal, kültürel ve ekonomik alanda eşit olmadığını düşünmektedir.. %51,5’i kadın
hakları konusunda uluslararası çalışmalardan haberdar olmadığını, %77,9’u “zinanın her iki taraf
için suç teşkil ettiğini ve boşanma için neden oluşturduğunu,%75,1’i daha önce kadın hakları
konusunda bir faaliyete katılmadığını, %60’ı konuyla ilgili bilgisinin yeterli olmadığını, bilgi almak
istediğini belirtmiştir. “Erkeğin doğum kontrolüne izin vermemesi kadın haklarının
ihlalidir”(p=0,51),“Çalışan kadın evdeki görevlerini aksatmamak zorundadır”(p=0,09) ifadeleri ile
cinsiyet arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
SONUÇ: Erkek öğrencilerin hala ataerkil düşünce yapısında olduğu, tarihten gelen kadın anlayışının
değişmediği ve kızlara göre kadın hakları ile ilgili daha az oranda bilgiye sahip oldukları
belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kadın Hakları, Kadına Yönelik Şiddet, Kadın-Erkek Eşitliği
Knowledge and Opinion of University Students About Women Rights and to
Use Violence against Women
Durukan İlkbal, Yüksel Didem, Basmacı Özlem
Department of Nursing and Health Services, Faculty of Health Sciences, Başkent University,
Ankara, Turkey
INTRODUCTION: The constitution of our country states that everyone is equal in areas of law.
However, it is necessary to examine how about the guarantee of women rights is applying in
society as by law.
Scope: The study was made with aim of to evaluate the knowledge and opinion of students who
are studying at Başkent University, Faculty of Health Sciences in March 2006 about women rights
and to use violence against women.
Material-METHOD: It is a defined kind study. The complete of students of Faculty of Health
Sciences (N=485) were served as the research group. Data were evaluated in SPSS pocket
program, with help of mean, percent calculation and t-test.
FINDINGS: 46.4% of students who were attended the study think the laws do not have a sanction
to keep women rights, 79.7% of them have an opinion that the number of women member of
national assembly is small, 70% think women are not have equal opportunity in the fields of social,
cultural and economic.
RESULT: It was determined that male students still have patriarchal thinking style, and
perceptiveness of woman comes from history not changed and they have less information about
women rights in comparison to female students.
Keywords: Women Rights, Violence against Woman, Equality of Woman-Man.
167
[P-111]
Göğüs Hastalıkları Hastanesinde Yatan Hastaların Ruhsal Durumlarının
İrdelenmesi
Kazar Başkurt Selma, Şengöz Berfu
Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu
Balıkesir Göğüs Hastalıkları Hastanesinde yatan bir grup hastanın ruhsal durumlarının irdelenmesi
ve tespit edilen sorunların düzeltilmeye çalışılması amaçlanmıştır.
Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki çalışma Kasım 2006- Mart 2007 tarihlerinde yapılmıştır. Yazılı ve
sözel izinler alındıktan sonra, çalışmacının hazırladığı anket formu gönüllü olarak yanıtlamak isteyen
106 hastaya yüz yüze görüşme yöntemi ile doldurtulmuştur. Veriler SPSS paket programında
frekans dağılımları, aritmetik ortalama ve ki-kare testi ile değerlendirilmiştir.
Katılımcıların %45.3’ü erkek, %28.3’ü kadın ve %26.4’ü özel serviste yatmaktadır. Hastaların
%52.8’i köyde oturmakta, %75.5’i evli, %35.8’i ev hanımıdır.Katılımcıların yaşlarının aritmetik
ortalama ve standart sapması 62.03±14.76 iken hastanede yattıkları günlerin ortalaması 6.97±6.5
tir. Anketi yanıtlayanların %55.7’sinin iştah durumunun iyi olduğu, %58.5’inin mutlu olduğu,
%82.1’inin kendilerini güvende hissettikleri, %70.8’inin kendilerini değerli hissettikler ve
%79.2’sinin iletişime açık oldukları saptanmıştır. Katılımcıların %60.4’ü uykusuzluk çekmekte,
%58.5’i ağrı çekmektedir. Hastaların %92.5’i kendilerini tedavi eden hekimine,bakım veren
hemşiresine güvenmektedir. Katılımcıların %88.7’si kişisel temizliklerine dikkat ediyorlar, %69.8’i
iyileşeceklerine inanıyorlar. Hastaların %58.5’inin cinsellikle ilgili sorunlarının olmadığı, %94.3’ünün
yattıkları hastanenin yemek, temizlik ve bakım hizmetlerinden memnun oldukları saptanmıştır.
Hastaların kendilerini mutlu hissetme durumları ile güvende hissetme durumları arasında
istatistiksel olarak anlamlılık saptanmıştır p<0.01. Hastaların yattıkları gün sayısıyla hastaneden
taburcu olmayı isteme durumları arasında istatistiksel olarak anlamlılık saptanmıştır p<0.05.
Hastaların ruhsal durumları genel olarak iyi bulunmuştur
Anahtar Kelimeler: Hastane, Hasta, Psikolojik Durum
Evaluation Of The Patients Being Treated At The Breast Diseases Hospital
With Regards To Their Psychological State
Kazar Başkurt Selma, Şengöz Berfu
Balıkesir University Balıkesir School Of Health
The purpose of this study is to examine the psychological states of a group of patients being
treated at Balıkesir Breast Diseases Hospital and to help them recover from their illnesses.
After getting the written and oral permission from the authorities, the questionnaire was submitted
to 106 patients who were volunteer to participate in the study and they were kindly asked to fill in
the questionnaire forms through face to face interviews..The arithmetical mean and standard
deviation of the participants’ ages is 62.03±14.76, and their average stay in the hospital is
6.97±6.5. 55.7% of the participants who responded the questionnaire stated that their appetite
was good, 58.5% of them stated that they were happy, and 82.1% of them stated that they felt
self confident, 70.8% of them stated that they felt valued and 79.2% of them was found to be
open to communication. 60.4% of the participants were found to suffer from insomnia, 58.5% of
the participants stated that they had no sexual problems. 94.3% of the participants stated that
they are satisfied with the foods served in hospital, cleaning, nursing services. A statistically
significant relationship was found to be between participants’ feeling happy and feeling in secure p
0.01.
Keywords: Hospital, Patient, Psychologıcal State
168
[P-112]
Balıkesir Doğum Ve Çocuk Bakımevi Hastanesi Sağlık Çalışanlarının
Hastanelerine Mesleki Uygulama İçin Gelen Balıkesir Üniversitesi Balıkesir
Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerine İlişkin Düşüncelerinin Saptanması
Kazar Başkurt Selma, Belhan Nurgen, Çınar Cüneyt
Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu
Sağlık çalışanlarının hastanelerine uygulama için gelen yüksekokul öğrencilerinin teorik bilgileri ve
pratik yetenekleri konusundaki düşüncelerinin irdelenmesi, eksiklikleri varsa giderilmeye çalışılması
amaçlanmıştır.
Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki bu çalışma Kasım 2006-Mart 2007 tarihlerinde yapılmıştır. Sağlık
Müdürlüğünden yazılı ve kişilerden sözel izinler alındıktan sonra, çalışmacının hazırladığı anket
formu gönüllü olarak yanıtlayan 49 sağlık çalışanına yüz yüze görüşme tekniğiyle doldurtulmuştur.
Veriler SPSS paket programında frekans dağılımları, aritmetik ortalama ve ki-kare testi
uygulanarak elde edilmiştir.
Sağlık çalışanlarının %34.7’çocuk, %28.6’sı septik servisinde, %16.3’ükadın hastalıkları servisinde
görev yapmaktadır. Katılımcıların %89.8’i ebe ve hemşire kadrosunda, %81.6’sı üniversite
mezunudur. Anketi yanıtlayanların yaşları 27 ile 45 arasında değişmekte olup aritmetik ortalama ve
standart sapması 35.97±5.44, hizmet yılları ise 6 ile 23 arasında değişmektedir. Katılımcıların
%28.6’sı öğrencilerin teorik bilgilerinin yeterli olduğu, %65.3’ü ise öğrencilerin bilgilerinin yeterli
olduğu ama bazı eksikliklerinin bulunduğu görüşündedirler. Çalışanların %93.9’u öğrencilerin ilaç
tedavisindeki el becerilerini yeterli,%28.6’sı öğrencilerin hasta bakımı konusunda çok iyi, %65.3’ü
ise bazı uygulamalarda öğrenmeleri gereken becerilerin olduğunu belirtmişlerdir. Katılımcıların
%93.9 öğrencilerin kendileriyle çok güzel iletişim kurduklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin yeni bilgi
ve uygulamalara meraklı ve istekli olmalarıyla sağlık çalışanlarla iletişim durumları arasında
anlamlılık saptanmıştır p<0.05.
Sağlık çalışanları öğrencilerin iletişimlerinden ve uygulamalarından çok memnunlar. Okul hastane
işbirliği yapılarak uygulamadaki eksikliklerinin giderilmesi için gerekli çalışmalar planlanmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Hastane, Öğrenci, Mesleki Uygulama
Determining The Opinions Of The Health Staff At Balikesir Birth And Child
Care Hospital Related To The Students Who Come From Balikesir University,
Balikesir School Of Health To Have Their Work Experience
Kazar Başkurt Selma, Belhan Nurgen, Çınar Cüneyt
Balıkesir University Balıkesir School Of Health
The purpose of this study is to examine the opinions of the health staff related to the university
students’ theoretical and practical skills.
After getting the required permision, written from The Health Directorship from the individuals
responsible, the questionnaire which was prepared by the reseacher was submitted to 49 volunteer
health staff through face to face interviews and they were demanded to fill in the
questionnaire.,28.6% of them work at sceptical, 16.3% of them work at gynaecology department.
The working years of the participants change between 6 and 23. 28.6% of the participants state
that the theoretical subject knowledge of the interns was adequate whereas 65.3% of them state
that they consider the interns’s theoretical knowledge as to be adequate but they lacked some
necessary knowledge. 28.6% of them were found to be very good with regards to patient
care,65.3% of them suggested 93.9 % of the participants stated that the interns were good at
communicating with the working staff. A statistically significant relation was found to be between
students’ being willing to learn new practices in the field and students’ ability to communicate with
the staff, who are the participants of this study p 0.05.
Keywords: Hospital, Student, Work Experience
169
[P-113]
Erciyes Üniversitesi Nevşehir Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin empati
düzeylerinin belirlenmesi
Şimşek Nuray, Özmenekşe Hayriye, Fidan Elif
Erciyes Üniversitesi Nevşehir Sağlık Yüksekokulu, Nevşehir
GİRİŞ-AMAÇ: Empati, hemşirelik bakımının en önemli boyutlarındandır ve hemşirelik eğitiminde
öğrencilerde bu özelliklerin geliştirilmesi beklenir. Bu araştırma Erciyes Üniversitesi Nevşehir Sağlık
Yüksekokulu öğrencilerinin empati düzeylerinin belirlenmesi amacıyla planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Okulumuzda öğrenim gören tüm öğrenciler araştırma kapsamına alınmıştır(N=
174). Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgiler Anket Formu ve Empati Beceri Ölçeği (EBÖ)
kullanılmıştır. Veriler bilgisayar ortamında Yüzdelik, İki Ortalama Arasındaki Farkın Önemlilik
(student t) Testi ve Varyans Analizi kullanılarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin %42.5’i empatiyi ilk kez üniversitede duyduklarını
belirtirken, %42.0’ı verilen empati eğitimini yetersiz bulmakta, %64.4’ü ise uygulama alanlarında
empati yapıldığını gözlemlemediklerini belirtmişlerdir.
Araştırmaya katılan öğrencilerin babalarının eğitim durumu ve öğrenim gördüğü bölümü isteyerek
seçme durumları ile empati puanlarına göre dağılımına bakıldığında gruplar arası fark istatistiksel
olarak anlamlı bulunmuş iken; aile tipi, annelerinin eğitim ve iş durumu, babalarının iş durumu, aile
içi iletişimleri, okudukları sınıf ve verilen empati eğitimini yeterli bulma durumları ile empati
puanlarına göre dağılımına bakıldığında ise gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı
bulunmamıştır.
SONUÇ: Bu sonuçlar doğrultusunda eğitimin öğrencilerin empati düzeyinin gelişmesindeki önemi
dikkate alınarak, öğrencilerde bu becerilerin gelişmesi için ders içeriklerinin ve yöntemlerin daha
fazla geliştirilmesi önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: empati, hemşirelik, öğrenci
Determining emphaticlevels of undergraduates Erciyes University Health
College
Şimşek Nuray, Özmenekşe Hayriye, Fidan Elif
Erciyes University Nevşehir Health Collage, Nevşehir
INTRODUCTİON AND AIM: Empathy is one of the most important aspects of nursing and these
aspects are expected to be developed in nurse trainig.This study has been purpoused in order to
determine the levels of empathy of undergraduates Erciyes University Health College.
MATERIALS-METHOD: All of the undergraduates of our department has been included as subjects
in this study.(N= 174) In data collection personal information questionnaire and battery of
empathy ability have been used. The data have been discussed by using the test of the importance
between two averages and variance analysis in computerized system.
FINDINGS: 42,5 % of the subjects in the study remarked that they have first heard about
empathy in the university, while 42,0 % of subjects see empathy training insufficent and 64,4%
declared that they have not observed the use of empathy in training areas.
While the difference between the groups is significant in terms of statistics whether they chose
department they attented willingly or not,and their dispersion according to the scores they got
from the battery.
RESULTS: According to the these results, contents of lessons and methods should be more
developed considering the importance of education in the development of the level of empathy.
Keywords: emphaty, nursing, student
170
[P-114]
Mobbing İle Karşılaşma Durumunun Selçuk Üniversitesi Karaman
Kampüsünde Çalışan Personelde İncelenmesi
Yalçın Hatice, Dev Gamze Havva, Tuncay Fatma
Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulu, Karaman
GİRİŞ: Mobbing, duygusal bir saldırıdır. Hedefi ise, bir iş yerindeki kişi üzerinde sistematik baskı
yaratarak etik olmayan bir şekilde, iş performansını ve dayanma gücünü yok edip, işten ayrılmaya
zorlamaktır. Araştırmanın amacı, Selçuk Üniversitesi Karaman kampusündeki birimlerde çalışanlar
arasında mobbing varlığını ve seviyesini değerlendirmektir.
YÖNTEM: Araştırmanın evreni Selçuk Üniversitesi Karaman kampusünde çalışan toplam 63 öğretim
üyesi,26 farklı düzeyde yönetici ve 21 memurdur. Araştırmacılar tarafından literatür ışığında
hazırlanan anketi doldurmayı kabul eden ve Ocak-Mart 2007 içinde ulaşılabilen 110kişi örneklem
kapsamına alınmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde SPSS programında yüzde dağılımları ve Pearson
r korelasyon testleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Çalışmaya katılanların %71’i erkek,%42’si 20-30 yaşları arasında,%74’ü evli,%35’i
araştırma görevlisi,%35’i öğretim üyesidir.%26’ı 6-10 yıldır kurumda
çalışmaktadır.Katılımcıların%59’u hem bireysel hem grup olarak maruz kaldığını, %53’ü iş
arkadaşları tarafından ve %77’i erkek personel tarafından mobbing gördüğünü ifade etmiştir.%28’i
kendisine mobbing uygulayanın özelliklerini kıskanç,bencil, kompleksili olarak tanımlamıştır.%76’ı
mobbing sonucu sağlığının etkilendiğini düşünmektedir.%41’i çalışmalarının küçümsendiğini,%59’u
hep eleştirildiğini,%41’i küçük düşürüldüğünü, %41’i tehdit edildiğini,%35’i gerekli bilgiye
ulaşmasının engellendiğini, %48’i dışlandığını, %53’ü gelişim isteğinin reddedildiğini,%24’ü iş
dışında yük verildiğini, %53’ü sürekli moralinin bozulduğunu ifade etmiştir.
SONUÇ: Öğretim üyeleleri ile mobbinge uğrama durumu arasında korelasyon puanı incelenmiş,bu
boyutlar arasında doğru yönlü fakat kuvvetli olmayan bir ilişki olduğu ortaya
çıkmıştır(r=.217).Kurumda çalışma süresi arttıkça mobbinge uğrama oranının arttığı
saptanmıştır(r=-.045)
Anahtar Kelimeler: Mobbing, Üniversitede çalışan personel
Analyze Of Encountering With Mobbing At Staff Who Are Workıng In
Karaman Campus Of Selçuk Univercity
Yalçın Hatice, Dev Gamze Havva, Tuncay Fatma
Selcuk Univercity Karaman Health of High School, Karaman
INTRODUCTION: Mobbing's a kind of emotional attack.Its target's constrainig someone at
workplace to leave from work with destroying his endurance tolerance and his performance in nonethic way.The aim of this research is to evaluate the mobbing and its level at staff of Selçuk
Univercity at Karaman campus.
METHOD: Research test subjects are 63of lecturer,26of manager and 21of official who are working
in Karaman Campus of Selçuk University.Research contains 110of staff who are voluntary to reply
questionary aplied on January-March 2007.Analyses of datas have been made with using SPSS
percentage distribution and Pearson r correlation tests
FINDINGS: 71%of test subject are male,74%of them are married,35%of them are
assistant,35%of them are lecturer.59%of them are sayig that they are exposed to mobbing
personally and in group,53%of them exposed to mobbing by working friends,77%of them exposed
to mobbing by male staff.76%of them are saying that their health affected by mobbing.41%of
them studyings are underestimated,59%of them are always criticized,41%of them are
mortificated,41%of them are threated,53%of them evolution desire's rejected,53%of them morale
is damaged always.
RESULT: Correlation point between lecturer and encountering with mobbing is searched and in
same direction but not strong relation(r=.217)between them is find.It's determined that the
ratio(r=-.045)of encountering with mobbing's increasing with the experince at institute
Keywords: Mobbing, Staff of Univecity
171
[P-115]
Samsun İlinde İki Farklı Lisedeki Son Sınıf Öğrencilerinin Akraba Evliliği
Konusundaki Düşünceleri ve Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi
Alakuş Selma1, Çayırlıoğlu Arzu2, Büyük Esra2, Kökdener Meltem1
1
Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun Sağlık Yüksekokulu,Samsun
2
Ondokuz Mayıs Üniversitesi,Samsun Sağlık Yüksekokulu,Ebelik Bölümü,Samsun
Bu çalışma Samsun il merkezinde iki farklı lisedeki son sınıf öğrencilerinin akraba evliliği
konusundaki düşünceleri ve bilgi düzeylerini değerlendirmek amacı ile yapılmıştır. Araştırma 15
Şubat–5 Mart 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini her iki lisedeki
(200) son sınıf öğrencileri oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçilmemiş evrenin tamamı
araştırma kapsamına alınmıştır. Veriler araştırmacı tarafından geliştirilen 24 soruluk anket formuyla
toplanmış olup SPSS programı kullanılarak değerlendirilmiştir
Araştırma kapsamındaki öğrencilerin % 30’u imamhatip lisesi (% 46 kız, % 54 erkek), % 70
Anadolu Lisesindendir (% 54 kız, % 46 erkek). Akraba evliliğinin bebek ölüm hızını artırdığı
Anadolu Lisesi’ndeki öğrencilerin % 96 ve imamhatip lisesi’ndeki öğrencilerin % 79, akraba
evliliğinin bazı hastalık oranlarını artırdığını İmamhatip Lisesi’ndeki öğrencilerin % 82,8, Anadolu
Lisesi’ndeki öğrencilerin % 96,2 doğru söylemişlerdir. Akraba evliliğinin sağlık üzerine etkileri
hakkındaki bilgi düzeyleri karşılaştırıldığında imamhatip lisesi’ndeki öğrencilerin bilgi düzeylerinin
Atatürk Anadolu Lisesi’ndeki öğrencilerin bilgi düzeylerinden daha düşük olduğu görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Akraba evliliği,öğrenci,bilgi,düşünce
The Evaluation Of Leves Of Knowledge And Thought About Consanguineous
Marriage And Its Effect On Health İn Last Class Students At Two Differents
High Schools İn Samsun
Alakuş Selma1, Çayırlıoğlu Arzu2, Büyük Esra2, Kökdener Meltem1
1
Ondokuz Mayıs University,Samsun Health High School,Samsun
2
Department of Midwifery,Ondokuz Mayıs University,Samsun Health High School,Samsun
In this study, it’s aimed to determine the leves of knowledge and thought about consanguineous
marriage and its effect on health in last class students at two different high schools in central of
Samsun. Our study was conducted in the schooling year of 15 February - 5 March 2007. Population
of this study has formed 200 last class students of two different secondary schools. We do not
choose sample of the population therefore all students are taken in the study. The data were
collected using a questionnaire with 24 questions and analysed using SPSS statistical packet
programme.
% 70 students are from Atatürk secondary school (% 54 girls, % 46 boys) % 30 students are from
secondary school for the training of Islamic religions secondary school (% 46 girls, % 54 boys). %
96 of students at Atatürk secondary school known that consanguineous marriage increased baby
mort healthy speed and % 79 Islamic secondary school and % 96.2 of student in Atatürk
secondary school known that consanguineous marriage increased the ratio on some disease %
82.8.
Keywords: Consanguineous Marriage, student,knowledge,thought
172
[P-116]
Öğrenmeyi Öğrenme
Tiraki Zeliha, Orgun Fatma
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir
Sağlık bakımındaki köklü ve hızlı değişiklikler sağlık kuruluşları ve teknolojideki gelişmeler
hemşirenin çağdaş bilgiler ve uygulama ile ilgili esasları kavramasını; yaşam boyu öğrenme ilkesini
benimsemesini, yeni bilgi ve becerilerini birey, aile ve toplumun sağlık bakımında kullanabilmesini
gerektirmektedir. Modern dünyanın temel özelliği olarak, değişim hızı giderek artmakta, bilgi çok
hızlı bir şekilde çoğalmakta, mevcut bilgi ise aynı hızla zaman aşımına uğramaktadır. Bu amaçla
hemşire öğrencilerin kendi öğrenme stil ve stratejilerinin farkına vararak eğitimlerini tamamlamaları
gerekmektedir. Mezun olduktan sonra da sağlık ve teknoloji alanlarında olan gelişmeleri takip
edebilmeleri için mutlaka yaşam boyu öğrenme kavramını benimsemiş olup öğrenmeyi öğrenme
becerisini kazanmış olmalıdırlar.
Anahtar Kelimeler: Öğrenme, Öğrenmeyi Öğrenme, Hemşirelik
Learn to Learning
Tiraki Zeliha, Orgun Fatma
Ege University School of Nursing, İzmir
The radical and rapid changes in health care and the advances in technology and in health
institutes require nurses to comprehend the rudiments related to contemporary knowledge and
practice; to adopt the principle of life-long learning; and to utilize the new knowledge and skills in
the health-care of the individuals, families and community. As a fundamental feature of the modern
world, the rate of change is increasingly elevating and the data are spreading faster than ever and
expiring accordingly. For this reason nurses have to complete their education by being aware of
their own learning styles and strategies. After graduation, in order for them to be able to follow
developments in the fields of health and technology they should certainly be gained the learning
skills by adopting the concept of life-long learning.
Keywords: Learning, Learn to Learning, Nursing
173
[P-117]
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 1.
ve 4. Sınıf Öğrencilerinin Benlik Saygısı
Ayyıldız Tülay1, Dinç Seda2, Subaşı Tuğba2, Kocaosmanoğlu Selma2, Ergat Elif2, Baydar Esra2,
Tıraşlı Ayşe2, Şayan Ayşe2, Plavcı Selvet2, Demirbaş Hülya2, Artar Fatma2
1
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğretim Görevlisi,
Zonguldak, Türkiye
2
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Zonguldak, Türkiye
AMAÇ: Araştırma hemşirelik öğrencilerinin benlik saygısı düzeylerini ve bazı değişkenlerle ilişkisini
incelemek amacıyla planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın 07-19 Mart 2007’de Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık
Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü’nde yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Hemşirelik Bölümünde
öğrenim gören 1. sınıf (60 kişi) ve 4. sınıf (66 kişi) öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın
örneklemini ise araştırmayı katılmayı kabul eden 1. sınıf (46 kişi), 4. sınıf (57kişi) oluşturmaktadır.
Araştırmanın verileri sosyodemografik özellikler, benlik saygısını etkileyebilecek faktörleri içeren
anket formu ve Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeğini kullanılarak toplanmıştır. Veriler SPSS 13 paket
programında değerlendirilmiştir. İstatistiksel değerlendirmede sayı, yüzde ve ki-kare kullanılmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin %78’inin 20 ve üzeri yaş grubunda, %61.2’sinin annesinin, %40.8’inin
babasının ilkokul mezunu olduğu, %12.6’sının ailesinin gelir düzeyinin düşük olduğu belirlenmiştir.
Öğrencilerin %24.3’ü babasıyla, %52.4’ü annesiyle sorunlarını rahatlıkla paylaştığını ifade
etmişlerdir.
SONUÇ: Öğrencilerinin %71.8’inin benlik saygısının yüksek, %22.3’ünün orta ve %5.8’inin benlik
saygısının düşük olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Öğrenci, Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği, hemşirelik
Zonguldak Karaelmas University Higher School of Healty Nursery Education
The Self Respect of First and Forth Class Students
Ayyıldız Tülay1, Dinç Seda2, Subaşı Tuğba2, Kocaosmanoğlu Selma2, Ergat Elif2, Baydar Esra2,
Tıraşlı Ayşe2, Şayan Ayşe2, Plavcı Selvet2, Demirbaş Hülya2, Artar Fatma2
1
Zonguldak Karaelmas University, Higher School of Healty Nursery Education Instructor,
Zonguldak, Turkey
2
Zonguldak Karaelmas University, Higher School of Healty Nursery Education, Zonguldak, Turkey
OBJECTIVE: The aim of planning this search is to examine the level of the nursing students self
respect and their relations with some variables.
MATERIAL-METHOD: The search was made between 07-19 March in Zonguldak Karaelmas
University Higher School of Healty Nursery Education. The universe of this search consists of 60
students of first class and 66 students of forth class. The sample of this serach consists of 46
students of first class and 57 students of forth class. The data of this search was collected via using
inquiry form consisting of socidemographic properties and factors that can effect self-respect and
via using Rosenberg Self Respect Measures. The data was assessed in SPSS 13 Packet. In statistic
assessment numbers, percent and ki-square were used.
RESULTS: %78 of the students were 20 and over,%61.2 of these students'mothers and %40.8 of
these students' fathers gratuated from primary school, also %12.6 of these students' families have
low-income. %24.3 of this group declared that they could easily share their problems with their
fathers, and %52.4 of this group declared that they could easily share their problems with thier
mothers.
CONCLUSION: Their self respect as%71.8 high, %22.3 middle and %5.8 declared as low.
Keywords: Students, Rosenberg Self Respect Measures, nursing
174
[P-118]
Trabzon 2 Nolu Sağlık Ocağına 60 Yaş Üstü Başvuru Nedenleri ve
Başvuranların Sosyal Güvencelerinin Prevelansının Saptanması
Şahin Kader, Şahin Ayten, Akyüz Arzu, Lakot Feride, Eğmen Hanife, Kürkçü Yeliz, Çelik Ayşe,
Demirbağ Birsel Canan(danışman)
Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu
Bu çalışmanın amacı, Trabzon 2 Nolu Sağlık Ocağına 60 yaş üstü başvuru nedenleri ve bu kişilerin
sosyal güvencelerinin prevelansının saptanmasıdır.
Bu çalışmanın evrenini 01.01.2005- 31.12.2005 tarihleri arasında Trabzon 2 Nolu Sağlık Ocağına
60 yaş üstü başvuran 2892 birey oluşturmaktadır. Bilgi toplamak aracı olarak kayıtlara dayalı
tanımlayıcı tipte araştırma yapılmıştır.
Bulgulara bakıldığında evrenin %63,73’ünü (1843 kişi) kadınlar; %36,27’sini (1049 kişi) erkekler
oluşturmaktadır. Başvuru nedenlerinin ilk sırasında %24,8 (718 kişi) ile kardiyovasküler sisteme ait
şikâyetler olduğu tespit edilmiştir. Bunu ise %10,2 (296 kişi) ile kas iskelet sistemine ait şikâyetler
takip etmektedir. Başvuran kadınların %98,20’sinin (1810 kişi) erkeklerin ise %98,0’ının (1029
kişi) sosyal güvencelerinin olduğu saptanmıştır.
Trabzon 2 Nolu Sağlık Ocağı’na başvuran kişilerde cinsiyete göre hastalık dağılımında cinsiyet farkı
olmadığı görülmüştür. Başvuran yaşlıların büyük bir çoğunluğunun kardiyo- vasküler sisteme ait
hastalıklara sahip olduğu saptanmıştır. Başvuruda bulunan yaşlıların sosyal güvence ile ilgili bir
sıkıntılarının olmadığı tespit edilmiştir. Buradan çıkarılan en önemli sonuç, yaşlıların sağlık
ocaklarını kullandıklarının açık göstergesidir. Bundan dolayı, yaşlı ve yakınlarının, yaşlılıkta sağlıklı
yaşam konusunda, hastalıkların tedavi ilkeleri ve uygun diyet hakkında sağlık eğitimleri sağlık
ocaklarında yapılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Birinci basamak, Sosyal güvence, Yaşlılık
Determining Reasons and Prevalence of Social Insurance of the Applicants
above 60 years of age in the Region of the Second Primary Health Care in
Trabzon
Şahin Kader, Şahin Ayten, Akyüz Arzu, Lakot Feride, Eğmen Hanife, Kürkçü Yeliz, Çelik Ayşe,
Demirbağ Birsel Canan(danışman)
KTÜ Trabzon School of Health
The aim of this study is to determining reasons and prevalence of social Insurance of the applicants
above 60 years old of the Second Primary Health care in Trabzon.
The applications who took part in the study consist of 2892 who applied to Trabzon Second Primary
Health Care between January 1st and December 31st,2005.
As a means of collecting information,a descriptive study based on records is made. Considering the
data, 63.73 percent of the applicants are women and 36.27 percent of the applicants are men.It is
found that the complaints concerning Cardiovascular System is primary importance 24.8 percent.It
follows the complaints concerning Skeletal Muscle System 10.2 percent.It is determined that 98.20
percent of the woman applicants and 98 percent of the man applicants have social insurance.
Consequently, there is no sexism in disease dispersion among the patients. The majority of the
elderly who applied have diseases concerning Cardiovascular System but they have social
insurance.The main result obtained from the study is that the elderly go to Primary Health
Care.Therefore, it is necessary that the elderly and their relatives be informed about healty life at
old ages and treatment ilness and appropriate diet programme in the Primary Health Care.
Keywords: Elderly, Primary Health Care, Social insurance
175
[P-119]
Trabzon İli Merkez Hastahanelerinde Annelerin Sezaryanla Doğum Yapma
Sebepleri ve Sezaryan ile İlgili Bilgi Düzeylerinin Belirlenmesi
Erkaya Reyhan, Akın Özge, Ustabaşı Pınar, Eruzun Fatma, Başaran Esra
KTÜ Trabzon Sağlık Yüksekokulu
Bu çalışma sezaryanla dogum yapan annelerin sezaryan sebeplerini ve sezaryanla ilgili bilgi
düzeylerini belirlemek için planlanmıştır.
Trabzon İli Merkez hastanelerinde 21 Kasım 2006-18Mart 2007 tarihleri arasında, sezaryanla
dogum yapmış 205 anneyle yüzyüze görüşülerek araştırmacılar tarafından geliştirilmiş 37 soruluk
anket uygulanmıştır. Veriler SPSS 10.0 istatistik programında sayı, %, x² testi kullanılarak
değerlendirilmiştir.
Annelerin sosyo-demografik özelliklerine bakıldığında; annelerin yaş ortalaması 28,5 olup,
%52,72’si ilkokul mezunu, %79,0’ı ev hanımı, %40,0’ı düşük aylık gelirli olup, %1,5’inin sosyal
güvencesi olmayıp, %35,1’inin 2. gebeliği, %78,8’inin bir önceki doğumunun canlı doğum,
%58,2’sinin bir önceki doğumunun sezaryanla yaptığı belirlenmiştir. Annelerin sezaryan sebeplerine
bakıldığında %44,4’ü mükerrer sezaryan, %11,7’si kendi isteği, %0,5’i erken membran rüptürü
olması nedeniyle sezaryanı tercih ettiklerini ifade etmişlerdir.
Sezaryanın anneler üzerindeki etkilerini bilenlerin %22,9’unun hareket kısıtlılığı olacağını,
%19,0’ının daha fazla ağrı,sancı çekeceğini, %0,5’ini tromboz v emboli riski gelişebileceğini
belirtmişlerdir. Sezaryanla doğumun bebek üzerindeki etkilerini bilen annelerin %9,3’ü bebeğin
anesteziden etkileneceği,%8,8’i bebekte sağlık problemlerinin artacağı, %0,5’i bebekte alerji
gelişebileceğini belirtmişlerdir.
Sezaryanla doğum yapan annelerin konuyla ilgili eğitimle desteklenmiş bilgi düzeylerinin yetersiz,
tecrübeleriyle edindikleri bilgi düzeylerinin ise yeterli olduğu görülmüştür. Sezaryanla doğum
yapma ihtiyacı olan annelere eğitim programlarının hâlâ etkili olarak verilmediği görülmüştür.
Önerimiz bu durumdaki annelere sağlık kurumlarınca ortak geliştirilmiş düzenli eğitim programlarını
uygulanmasıdır.
Anahtar Kelimeler: Anne, Bilgi düzeyi, Sezaryan
The Reasons for Pregnant Mothers’ Preference for Cesarean Section in the
Central Hospitals of Trabzon, and Exploring the Level of Their Knowledge
about Cesarean Section
Erkaya Reyhan, Akın Özge, Ustabaşı Pınar, Eruzun Fatma, Başaran Esra
KTU Trabzon Health High School
The purpose of this study is to find out the reasons why pregnant women prefer caesarian section
to give birth to their babies, and to explore the level of their knowledge about caesarean section..
A face-to-face interview and then a self-administered questionnaire were administered to a sample
of 205 mothers who had previously had caesarean section. The research was carried out in the
central hospitals in Trabzon between 21 November 2006 and 18 March 2007. The data obtained
from the samples were analyzed using SPSS 10.0. Figures, percentages and c2 were used in data
analysis.
When we examine the reasons for preference, 44,4% stated it was repeated caesarean section,
11,7% stated it was with their own desire, 0,5% stated early membrane rupture.
Of those who knew the effects of caesarean section on mothers, 22,9% stated they knew it was to
result in limited mobility, 19,0% stated they were to have more pain and 9,3% stated the baby
was to be affected by anesthesia.
It was found that mothers’ level of knowledge acquired through education is insufficient, but their
level of knowledge acquired through experience is sufficient.Our recommendation is that mothers
be given regular educational programs developed by health institutions.
Keywords: Caesarean section, Level of knowledge, Mother
176
[P-120]
Balıkesir Sanayi Sitesinde Çalışan Çocukların Çalışma Koşulları
Gür Derya, Özenç Özcan
Balıkesir Üniversitesi, Balıkesir Sağlık Yüksekokulu
Bu çalışma Balıkesir Sanayi Sitesi’nde çalışan çocuklar ve çalışma koşullarının belirlenmesi ve
sorunlarının saptanması amacıyla yapılmıştır.
Tanımlayıcı nitelikte planlanan araştırmanın evrenini Balıkesir Sanayi Sitesi’ndeki 110 işyerinde
çalışan çocuklar oluşturmaktadır. Çalışan çocukların toplam sayısı bilinmemektedir. Yapılan ön
görüşmede, 101 çocuk çalışmaya katılmak istemiştir. Veriler anket formu ile yüz yüze görüşülerek
elde edilmiştir. Toplanan veriler SPSS 10.0 ile analiz edilmiştir. Çocukların % 68.3’ü 16-18
yaşlarında, % 92.01 ‘i ilköğretim mezunu, % 38.6’sı 2-3 yıldır çalışmaktadır. Araştırmaya
katılanların %76.8’si mobilyacılık, oto tamirciliği, oto elektrikçiliği, oto boyacılığı ve tornacılık
bölümlerinde çalışmaktadır. Çocukların % 54.5’inin 12 saat çalıştığı, % 61.4’ünün sosyal
güvencisinin olduğu, % 16.8’inin 3 ay sonra sosyal güvence altına alındığı görülmektedir.
Çalışanların %54.5’i asgari ücretle çalıştırılmaktadır. %51.5’i aldıkları maaşı yeterli bulmakta,
%92.1 ücretini haftalık olarak almaktadır. %90.7’si ustaları tarafından kendilerine işin öğretildiğini,
%91.1’i işleri ile ilgili mesleki eğitim kursuna gitmelerine izin verildiğini söylemişlerdir. Çocukların
%71.3’ü çalıştıkları işi kendileri istemiştir. %98.0’i işvereninden memnun olduğunu, %93.1’i yaptığı
işi devam ettirmek istediğini, %94.1’i işyerindeki güvenlik hizmetlerinin yeterli olduğunu
belirtmiştir. %15.8’i iş kazası geçirmiştir.
Çalışan çocukların sosyoekonomik durumları nedeniyle çocuklar çoğunlukla çalışma yaşamına
gönüllü olarak başlamaktadırlar. Fizyolojik olarak daha duyarlı ve kırılgan oldukları bir çağda,
olumsuz çalışma koşullarında çalıştırılmaları, hem onların sağlığı geleceği bakımından hem de
ileride doğacak yavrularının sağlığı-geleceği bakımından çok önemlidir.
Anahtar Kelimeler: Çalışan çocuklar, çalışma koşulları
Working Conditions of the Children Who Work in the Industrial Site of
Balikesir
Gür Derya, Özenç Özcan
Balıkesir University, Balıkesir Health Vocational School
This research has been conducted in order to determine working conditions of children who work in
the industrial site of Balıkesir.
The total field under survey of this descriptive study was children working in 110 working place in
industrial site of Balıkesir. The total number of working children is unknown. In the screening, 101
children participate willingly. The data have been obtained by face to face interview with a
questionnaire. 68.3 % of children are between the ages of 16-18, 92.01 % are primary school
graduate, 38.6 % have been working for 2-3 years. 76.8 % of them work in the departments of
making or selling furniture, automobile repairing, automobile electric repairing, auto dying and
turnery. It is seen that 54.5%of the children work 12 hours, 61.4 % have social security. 54.5 % of
them receive minimum wage, 51.5 % find their income enough and 92.1% receive their wage
weekly. 90.7 % thing their masters train them properly and 91.1% are allowed by their masters to
go auto vocational courses. 71.3 % of children had preferred their work by themselves, 98.0 % are
satisfied with their employers, 93.1% want to continue their work. 94.1 % find security services in
the workplace satisfactory, 15.8 % had industrial accident.
Keywords: Working chıldren, Working conditions
177
[P-121]
Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği 1. Sınıf
Öğrencilerinin Sigara İçme ve Deneme Sıklığı
Kaya Barış, Temel Asuman, Soğuksulu İlknur, Bilgin Öznur, Lafçı Fatma, Yıldız Dilek
Giresun Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Giresun, Türkiye
AMAÇ: Bu çalışma toplumda gittikçe yaygınlaşan sigara içme alışkanlığının üniversite eğitimine
yeni başlamış olan ve ileride toplum eğitiminde rol oynayacak olan eğitim fakültesi 1. sınıf
öğrencilerinin sigara içme ve deneme sıklığını tespit etmek amacıyla yapılmıştır
GEREÇ-YÖNTEM: Kesitsel tipteki bu çalışma kasım 2006’da Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi
sınıf öğretmenliği 1. sınıfta eğitim gören 104 öğrenciden 97’sine (%93.2) ulaşılarak yapılmıştır.
Verilerin toplanmasında literatüre dayalı olarak hazırlanan ve 30 sorudan oluşan bir anket formu
kullanılmıştır. Anket formunda sosyo-ekonomik özellikler, sigara deneme ve kullanma sıklığı ve
bunları etkileyen faktörlere ilişkin sorulara yer verilmiştir. Verilerin analizinde SPSS paket programı
kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmamıza alınan 97 öğrencinin %69.1’i (n=67) kız, %30.9’u (n=30) erkektir.
Öğrencilerin sigara içme ve deneme sıklığının dağılımına bakıldığında %48.5’i (n=47) şimdiye kadar
1-2 nefes bile olsa sigarayı denediklerini ifade ederken, %7.2’si (n=7) ise halen sigara içtiklerini
belirtmişlerdir. Öğrencilerin çevresindeki bireylerin sigara içme sıklığına bakıldığında ise %54.6’sı
(n=53) arkadaşının, %35.1’i (n=34) babasının, %35.1’i (n=34) öğretmenlerinin sigara içtiğini ifade
etmişlerdir. Öğrencilerin sigarayı deneme nedeni olarak %28.9’u (n=28) merak olarak ifade
etmişlerdir.
SONUÇ: Öğrencilerin sigarayı denemelerini en çok merak etkilerken, özenti ve arkadaş baskısının
da önemli derecede etkili olduğu görülmektedir. Sigara kullanımını önlemeye yönelik çalışmalarda
toplumda rol model olan eğitimcilerinde bilinçlendirilmesi amaçlanmalıdır.
Anahtar Kelimeler: öğretmen, rol model, sigara,
Incidence Of Cigarette Smoking and Experimentation Among 1 Year
Students at The Giresun University Education Faculty Teacher Training
Department
Kaya Barış, Temel Asuman, Soğuksulu İlknur, Bilgin Öznur, Lafçı Fatma, Yıldız Dilek
Health School,Giresun University,Giresun,Turkey
AIM: The aim of this study was to determine the incidence of cigarette smoking and
experimentation, which is increasing in society in general, among 1st year Education Faculty
students who had recently begun their university education and who will play a significant role in
the education of society in the future.
MATERIALS-METHODS: This cross-sectional study was performed with the participation of 97
(93.2%) out of 104 1st year students at the Giresun University Education Faculty Teacher Training
Department in November 2006. A questionnaire consisting of 30 questions and based on the
literature was employed in the collection of data. The questionnaire included questions regarding
socio-economic characteristics, incidence of cigarette smoking and experimentation, and the
factors influencing these. The SPSS program was used in the analysis of the data.
RESULTS: Of the 97 students enrolled in our research, 69% (n=67) were female and 30.9%
(n=30) male. In terms of distribution of the incidence of student cigarette smoking and
experimentation, 48.5% (n=47) stated that they had experimented with cigarette smoking, even if
this was only to the extent of 1-2 puffs, and 7.2% stated that they still smoked. In terms of
incidence of cigarette smoking among students’ immediate circles, 54.6% (n=53) stated that their
friends smoked, 35.1% (34) that their father smoked, and 35.1 (34) that their teacher smoked;
28.9% (n=28) of students cited curiosity as the reason for cigarette experimentation.
CONCLUSION: While curiosity was the main influence on students’ cigarette experimentation,
image and peer pressure also appear to be exceedingly influential. Studies aimed at the prevention
of cigarette must be intended to raise awareness in teachers, who will be role models in society.
Keywords: teacher,role model,cigarettes
178
[P-122]
Hastaneye Yatan Hastaların, Hasta Haklarını Bilme Durumuna İlişkin Bilgi
Düzeyleri
Sucu Gülsen, Beşikçi Nur, Çalışkan Hilal, Aydın Müge, Altun Cahide
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Sağlık Yüksek Okulu, Samsun
AMAÇ: En temel insan hakkı yaşama hakkıdır.Bireylerin nitelikli bir yaşam sürdürebilmesi,sağlığını
sürdürmesinde ve sağlığını kaybettiğinde,yeterli tıbbi bakım almasıyla mümkündür.Hasta hakları
esas olarak temel insan haklarının ve değerlerinn sağlık hizmetlerine uygulanmasını ifade etmekte
ve dayanağınıda insan haklarıyla ilgili belgelerden almaktadır.Hasta hakkı,kişinin sağlıklı olma
durumunu kaybettiğinde,bireysel haklarının gözetildiği yeterli ve kaliteli tıbbi bakım alarak yeniden
sağlığını kazanmasıdır.Araştırma hastaların sağlıklarını kazanmasında bu etkinliği belirlemek
amacıyla, tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
YÖNTEM: Araştırma kapsamına Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Uygulama Ve Araştırma
Hastanesi Erişkin Bölümünde yatan 200 hasta alınmıştır.Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan
hastaların kişisel özellikleri ve hasta haklarıyla ilgili bilgileri içeren görüşme formu ile
toplanmışltır.Veriler SPSS programında ki-kare testi ile analiz edilmiştir.
BULGULAR: Araştırma grubunun yaş ortalaması %49.7'dir.Hastaların %26.5'sı okur yazar
değil,%50'sı ilkokul,%13.5'ı lise,%9.5'ı yüksekokul mezunudur.Hasta haklarını hastaların %44.5'ı
bilmiş,%51.5'ı bilmemiş,%4.0 kısmen bilmiştir.Bilenlerin %27.5'ı bir sağlık kurumundan eğitim
aldıklarını,%41'ının diğer yerlerden ve %52.0'ınında hastane deneyimlerinden bilgilendikleri
saptanmıştır.Hasta haklarını bilen hastaların %53.5'ının eşitlik hakkına,%61.5'ının bilgi alma
hakkına,%56.0 mahremiyet hakkına,%70.0'ı ziyaretçi bulundurma hakkına,%58.5'ı refakatçı
bulundurma hakkına,%52.5'ı rıza ve izin hakkını bilmişlerdir.
SONUÇ: Araştırma sonucuna göre hastaların eğitim düzeyi ve hastaneye yatış sıklığı ile hasta
hakları arasındaki ilişki anlamlıdır.Hastaların en çok bildikleri haklar ise kendini daha güvende
hissedebileceği haklar olarak tespit edilmiştir.
Anahtar kelimeler:İnsan,Hasta,Hasta Hakları
Kaynaklar:Tevfik Özlü-Hasta Hakları,hakkınız var çünkü hastasınız timaş yayınları 1.baskı
Anahtar Kelimeler: hasta, hasta hakları, insan
The circumstances of patients who know about the patient rights
Sucu Gülsen, Beşikçi Nur, Çalışkan Hilal, Aydın Müge, Altun Cahide
Department of Ondokuz Mayıs University, Samsun, Turkey
THE OBJECT: The most fundamental right is to live.Going on a well- qualified life style depends on
protecting the health, and being treated when losing their health. The patient rights reflect the
carrying out fundamental human rights on the health service mainly. The patient rights also take
its source from documents which are related to the human rights. The patient right is to protect the
indivudual rights when a person loses own health and to recuperate thanks to the sufficient and
good quality medicale care. The research has been prepared as descriptive to determine this
activity about recuperating.
THE METHOD: 200 patients who are in the part of adults, the application and research hospital,
Samsun OMU are included to the research. Data has been collected thanks to the consultation
form, prepared by the researches and including information about personal qualities and the
patients rights. The data has been analysed in SPSS program with the ki-kare test.
THE RESULT: According to the result of the research, the relation between the education level of
patients with the frequency of hospilatization and the patient rights is meaningfull. The most known
rights of patients are related to feeling more confidence.
The Key Words:Human,Patient-Patients rights
Keywords: patient, patient rights, human
179
[P-123]
Sağlık Alanında Öğrenim Gören Üniversite Öğrencilerinde Reçetesiz İlaç
Kullanımı
Tortumluoğlu Gülbu, Kaplan Filiz, Katar Tuğba, Selçuk Emine, Cansu Selver, Bulut Necla
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Çanakkale, Türkiye
AMAÇ: Bu araştırma sağlık alanında öğrenim gören üniversite öğrencilerinde reçetesiz ilaç
kullanımını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM-GEREÇ: Araştırma Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu ve Sağlık
Hizmetleri Meslek Yüksekokulunda 2006–2007 Öğretim yılında tanımlayıcı olarak planlanmıştır.
Çalışmanın evrenini bu iki yüksekokulda öğrenimine devam eden toplam 436 öğrenci
oluşturmuştur. Evrenden örneklem seçimine gidilmemiş çalışmaya katılmayı kabul eden 418
(%95.9) öğrenci ile çalışma yürütülmütür. Araştırma verileri araştırmacılar tarafından hazırlanan
soru formu ile toplanmıştır. Araştırmaya başlamadan önce kurumdan izin, öğrencilerden sözlü
onam alınmıştır. Veriler SPSS Windows 10.0 paket programında aritmetik ortalama ve yüzdelik
dağılımı yapılarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin öğrencilerin %74.9’u reçetesiz ilaç kullanmaktadır.
Öğrencilerin % 51.2’si son bir ay içinde reçetesiz ilaç kullandıklarını ifade etmişlerdir. Öğrencilerin
%49’unun doktora gitmeye gerek duymadığı için reçetesiz ilaç kullandığı belirlenmiştir. Reçetesiz
olarak öğrencilerin %73.7’sinin ağrı kesici kullandığı ve ağrı kesicileri % 53.6’sının baş ağrısında
kullandıkları saptanmıştır. Reçetesiz ilaç kullanımında öğrencilerin %36.8’i daha önce aynı şikayet
için doktorun verdiği ilacı tercih etmektedir. Öğrencilerin %76.8’i reçetesiz kullandıkları ilacın
prospektüsünü okumaktadır.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Çalışmanın sonuçlarına göre öğrenciler yaygın olarak reçetesiz ilaç
kullanmaktadırlar. Bu sonuçlar doğrultusunda sağlık alanında eğitim gören bu öğrencilerin
bilinçlendirilmesine yönelik girişimlerin planlanması önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Reçetesiz ilaç kullanımı, sağlık, üniversite öğrencileri
Non-Prescription Drug Use in University Students in Health-Related Fields
Tortumluoğlu Gülbu, Kaplan Filiz, Katar Tuğba, Selçuk Emine, Cansu Selver, Bulut Necla
Canakkale Onsekiz Mart University, Health Collage, Canakkale, Turkey
AIM: This research was conducted for the purpose of evaluating the use of non-prescription
medications in university students in health-related fields.
METHOD AND TOOL: The research was planned as a descriptive study during the 2006-2007
school year at Çanakkale Onsekiz Mart University School for Health Science and Health Services
Occupational School. The research population was a total of 436 students who were continuing
their studies at these two schools. No sampling technique was used and the study was conducted
with a total of 418 (95.9%) students who agreed to participate in the study. Research data were
collected using a questionnaire prepared by the researchers. Before beginning the research
permission was obtained from the institution and verbal approval was obtained from the students.
The data were evaluated in the SPSS Windows 10.0 packet program using arithmetic mean and
percentage distribution.
FINDINGS: According to the findings 74.9% of the students used non-prescription medications.
Half (51.2%) of the students stated that they had used a non-prescription medication in the last
month. It was determined that 49% of the students stated that they used non-prescription
medications because they did not see the need to go to a physician. Of the students who used nonprescription medications 73.7% used pain relievers and 53.6% of the pain relievers were used for
headaches. In the non-prescription medication use 36.8% of the students had chosen a medication
that their physician had given them previously for the same complaint. The majority of the
students (76.8%) read the non-prescription medication insert (information about the medication).
RESULT AND RECOMMENDATİON: According to the study results there is widespread use of
non-prescription medications with students. Based on these results it is recommended that
interventions be planned to inform these students who are in health-related fields.
Keywords: Prescription medication use, health, university students
180
[P-124]
0-12 Aylık Çocuğu Olan Annelerin Yenidoğan Sarılıkları Hakkındaki Bilgi Ve
Davranışlarının Belirlenmesi
Şengöz Berfu, Özenç Özcan
Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu
Yenidoğan bebeklerin yaklaşık %60-70'de yaşamın ilk günlerinde sarılık gözlenmektedir. Yenidoğan
sarılıkları bilirubin metabolizmasında ortaya çıkan bazı değişiklikler ve bilirubin yapımında artma
sonucunda meydana gelmektedir. Bu çalışma 0-12 bebeklere sahip annelerin yenidoğan sarılıkları
hakkındaki bilgi ve davranışlarını saptamak amacıyla planlanmıştır.
Tanımlayıcı tipteki çalışma 2006 yılı Balıkesir İli Bandırma ilçesi Mustafa Güven Karahan Devlet
Hastanesi Çocuk Servisinde yapıldı. Araştırmaya 0-12 aylık çocuğu olan 115 anne alındı. Verilerin
toplanmasında araştırmacılar tarafından oluşturulan anket formu kullanılmıştır.Verilerin
analizinde,yüzdelik,ortalama, Ki-kare kullanılmıştır.
Çalışmaya katılan annelerin yaş ortalaması 27.05± 5.28, %61.8 ilköğretim mezunu, %56.5 normal
doğum, %43.5’ i sezeryan doğum yapmıştır.Bebeklerin %70.4’ü 2500-3600 gr arasında
doğmuştur.Bebeklerin %67.0si miadında doğmuş, %26.1’i miadından önce doğmuştur.Bebeklerin
%61.7’sinde sarılık görülmüş, %20.0’sinde ilk 24 saat içinde,%41.7’sinde ise 2 günden sonra
ortaya çıkmış. Annelerin %43.5’i sarılığı fark edince doktora %56.5’i geleneksel uygulamalara
başvurmuş(yüzüne sarı tülbent örtme vb) Annelerin eğitim durumu ile doğum yapma şekli arasında
anlamlı bir ilişki vardır(p<0.05). Annelerin eğitim durumu ile bebeklerinde sarılık fark edince
yaptıkları uygulamalar arasında anlamlı bir ilişki olduğu istatistiksel olarak tespit edilmiştir(p<0,05).
Sonuç olarak annelerin yenidoğan döneminde ortaya çıkabilecek sağlık sorunları, yenidoğan bakımı
hakkında bilgilendirilmesi gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yenidoğan sarılıkları, Anne eğitimi
Determınıng The Knowledge And Attıtudes Of The Mothers Wıth A Chıld
Aged Between 0-12 About New-Born Baby Hepatıtıs
Şengöz Berfu, Özenç Özcan
Balıkesir Universıty, Balıkesir Health Vocational School
Approximately 60-70% of the new borns suffer from new born hepatitis illness just after their
births.This study was carried out for the purpose of determining the knowledge and skills of the
mothers having 0-12 aged children related to new-born hepatitis.
This descriptive study was carried out at M. G.Karahan Badırma State Hospital. Pediatric Service in
2006. 115 mothers who have a 0-12 aged child participated in the study. In the analysis of the
data, percentage, mean chi- quare tests were employed.
67.0 % of the babies were given birth in a stated period of time. 61.7 % of the babies suffered
from new-born hepatitis. 20.0% of them suffered from hepatitis in first 24 hours, 41.7% of them
suffered from new born hepatities following the 48 hour after the birth. 43.5% of the mothers
immediately got a medical aids after they realized the hepatitis and 56.5% of them employed
traditional treatment techniques. A significant relationship was discovered between the education
level of the mothers and their way of giving birth (p <0.05). Another statistically significant
relationship was also found out between what the mothers did when they realized that their babies
were suffering from hepatitis and their education level (p<0.05).
Keywords: New-Born Baby Hepatıtıs,Mother training
181
[P-125]
İnfertil Kadınların Danışmanlık Gereksinimlerinin İncelenmesi
Çelik Yeşim Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu
ARAŞTIRMANIN AMACI: Araştırma infertil kadınların danışmanlık gereksinimlerinin incelenmesi
amacıyla planlanmıştır. Araştırma; Ege Üniversitesi Rektörlüğü Aile Planlaması Kısırlık (İnfertilite)
Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde 20.10.2006–31.01.2007 tarihleri arasında yürütülmüştür.
Araştırma kapsamına 100 infertil kadın alınmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma verileri, infertil kadınların tanıtıcı özelliklerini içeren veri formu,
depresyon düzeylerinin belirlenmesi amacıyla Beck Depresyon Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Elde
edilen verilerin değerlendirilmesinde, sayı yüzde dağılımı, Kruskal-Wallis varyans analizi, iki
ortalama arasındaki farkın önemlilik testi ile Mann Whitney U testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan infertil kadınların depresyon puan ortalaması
14,820±10,077 olarak saptanmıştır. İnfertil kadınların meslekleri, infertilite nedenleri, bilgi
düzeyleri, eğitim durumları, eş davranışlarında değişiklik, eş aile davranışlarında değişiklik, sosyal
yaşamlarında değişiklik, psikolojik açıdan etkilenme, psikolojik desteğe ihtiyaç duyma ve
danışmanlık alma durumlarına bağlı olarak Beck Depresyon Ölçeği puan ortalamaları arasında
istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0,05).
İnfertil kadınların evlenme yaşları, tedavi süreleri ve yaş gruplarına bağlı olarak Beck Depresyon
Ölçeği puan ortalamaları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0,05).
SONUÇ: İnfertil kadınların depresyon düzeylerini birçok faktörün önemli derecede etkilediği
saptanmış olup, depresyonu arttıran faktörlere yönelik danışmanlık hizmetlerinin verilmesi
önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: İnfertilite, Kadınlar, Depresyon, Danışmanlık
The Investigation Of Infertile Women's Counselling Necessity
Çelik Yeşim
School Of Nursing, Ege University, Turkey
PURPOSE: The purpose of this study is to investigate infertile women’s counselling necessity. The
study was carried out at Ege University Family Planning and Infertility Research and Application
Center from 20.10.2006-31.01.2007. The study involved 100 infertile women subjects.
MATHERIAL AND METHOD: The data was collected questionnaire and Beck Depression Scale to
determine infertile women’s levels of depression. The data were analyzed percentage, KruskalWallis variance analysis, Independent Samples T test and Mann Whitney U test.
INVENTIONS: The following results were obtained:
The average depression score of the women involved in the research was found as 14,820±10,077
Statistically the differences between the infertile women’s jobs, causes of infertility, levels of
knowledge, change of husbands’ and husbands’ parents’ behavior, change of social lives, levels of
education, psychological affection, needs for psychological support, taken counselling and their
average of Beck Depression Scale scores were found significant (p<0,05).The differences between
the infertile women’s age groups, when they got married, how long they have treated and their
average of Beck Depression Scale weren’t found statistically significant (p>0,05).
RESULT: It was determined that many factors affected level of depression of infertile women to a
lage degree and counselling care aiming at depression increasing factors are suggested to be
given.
Keywords: Infertility, Women, Depression, Counselling
182
[P-126]
Trabzon 2 Nolu Sağlık Ocağına 2005 Yılı İçinde Başvuran 40 Yaş Üstü Kronik
Hastalıkların Poliklinik İncelenmesi
Demirbağ Birsel Canan, Çelik Ayşe, Özkan Fatma, Sarıkaya Safiye, Ölmez Feyza, Baştan Canan,
Kıran Tuğba, Abalı Yeşim, Alagöz Ersen, Kumaş İlknur, Şahin Kader
Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu
Bu çalışmanın amacı, Trabzon 2 Nolu Sağlık Ocağı bölgesinde yaşayan 40 yaş ve üzerindeki kişilerin
kronik hastalık durumlarının belirlenmesidir. Bu çalışmanın evrenini, 1 ocak 2005-31 aralık 2005
tarihinde Trabzon 2 Nolu Sağlık Ocağı polikliniğine başvuran 1727 kişi oluşturmaktadır.Bilgi
toplamak aracı olarak kayıtlara dayalı tanımlayıcı tipte araştırma yapılmıştır.Bu çalışmaya 1187’si
(%68.7) kadın, 540’ı(%31.3) erkek toplam 1727 kişi katılmıştır.En fazla dağılım gösteren kronik
hastalık, hipertansiyon olup kadınlarda 779’u (%65.6), erkeklerde 270’ini (%50) oluşturmaktadır.
Sinüzit en az dağılımı göstermekte olup, kadınlarda 2 (%0.1) iken erkeklerde hiç rastlanmamıştır.
Kronik böbrek hastalığı ise kadınlarda hiç görülmemişken erkeklerde 2 kişide (%0.3) olduğu tespit
edilmiştir. Kronik hastalıkların yaşa göre dağılımında en fazla görüldüğü yaş grubu 55-64 (%36.6)
yaş aralığı olarak saptanmıştır.Polikliniğe en sık başvurma nedeninin kadın ve erkeklerde
hipertansiyon ve diyabet hastalığına bağlı olduğu tespit edilmiştir.Hastaların ve yakınlarının; sağlıklı
hasta yaşamı konusunda bilgilendirilmesi, kronik hastalıklar ve hastalıkların tedavi ilkeleri ile uygun
diyet konusunda sağlık eğitimlerinin yapılması, birinci basamak sağlık hizmetlerinin geliştirilip,
hastaların bulundukları ortamlarda sağlık sorunlarının çözümlenmesinin sağlanması gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kronik Hastalık, Sağlık Ocağı, Yaşlılık
Polyclınıcal Study Of Chronıc Dıseases In Patıents – Above 40 Years Of Age
– Who Applıed to in the Region of the Second Primary Health Care in
Trabzon In 2005
Demirbağ Birsel Canan, Çelik Ayşe, Özkan Fatma, Sarıkaya Safiye, Ölmez Feyza, Baştan Canan,
Kıran Tuğba, Abalı Yeşim, Alagöz Ersen, Kumaş İlknur, Şahin Kader
Karadeniz Technical University Trabzon Health High School
This study contains 1727 patients who applied to the Polyclinic in the region of the Second Primary
Health Care in Trabzon in 2005 ( January 1st - December 31st ). In the study which is made in
descriptive type based on records. The patients who took part in the study consist of 1187 women
(68,7%) and 540 men (31,3%). Considering the findings obtained from the study, Hypertension is
of primary importance among the chronic diseases with whom the patients are diagnosed. The
patients diagnosed with Hypertension include 779 women (65,6%) and 270 men (50%). Another
disease, Sinusitis, has minimal dispersion. Chronic Kidney Disease isn’t diagnosed in the woman
patients Chronic diseases are diagnosed between 55–64 years of age Dependig on the findings, it
can be said that the main reasons of applications to the polyclinic are Hypertension and Diabetes
which both women and men are diagnosed with. Consequently, the first step concerning diet which
is in accordance with chronic diseases and their treatment ilness is to provide every patient with
health education and the Primary Health care is to improve health services and make it possible for
patients to cure health problems in the placa where they live.
Keywords: Chronıc Dısease, Elderly, Primary Health Care
183
[P-127]
Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Ebelik Ve Sağlık Memurluğu Öğrencilerinin
Öğretim Elemanlarında Aradıkları Nitelikler
Karadağ Nuriye1, Yazıcı Hatice2, Gökçen Mücahide2, Belhan Nurgen2, Temel Nuray2
1
1Öğr.Gör.,Balıkesir Ün., Sağlık Yüksekokulu
2
2Balıkesir Ün., Sağlık Yüksekokulu Sağlık Memurluğu 4. Sınıf Öğr.
AMAÇ: Bu çalışma Balıkesir Sağlık Yüksekokulunda öğrenim gören Ebelik ve Sağlık Memurluğu
öğrencilerinin öğretim elemanlarında aradıkları nitelikleri ve beklentilerini saptamak amacıyla
yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışma tanımlayıcı tipte olup veriler, Ayla Bayık’ın Sağlık Personeli Yetiştiren
Eğitimciler İçin Özdeğerlendirme Rehberi kullanılarak hazırlanan anket formu kullanılarak farklı gün
ve saatlerde 1., 2., 3. ve 4.sınıf 235 öğrenciye ulaşılarak toplanmıştır. Verilerin analizi SPSS
istatistik programında yapılmış, değerlendirmelerde yüzdelik ve ki-kare testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin % 59.1‘i 21 yaş ve üstünde %59.1’i kız, %51.5’i
sağlık memurluğu, %48.5’i ebelik bölümü öğrencisidir. Öğrencilerin %62.1’i öğretim elemanı
sayısını yeterli bulmadığını belirtmiştir. Öğretim elemanlarının davranışları ile ilgili olarak; %61.3’ü
derslerin içerdiği materyal-ders notu miktarını istediğinden az, %40.9’u açıklamaların anlaşılırlığını
yetersiz, %49.8’i karmaşık konuların basitleştirilmesini yetersiz, %74.8’i dersleri zenginleştirici
materyalden yararlanmalarını yetersiz, %54.7’si öğrencilerin sıkıldığı zamanı fark etmelerini
yetersiz, %65.7’si istenilen öğrenim için olanakların üst düzeyde kullanılmasını yetersiz olarak
belirtmiştir.
SONUÇ: Araştırmadan elde edilen bulgular Balıkesir Sağlık Yüksekokulunda öğrenim gören Ebelik
ve Sağlık Memurluğu öğrencilerinin eğitim-öğretim yöntemleri ve öğretim elemanları ile
iletişimlerinde ve ilişkilerinde eksiklikler olduğunu göstermektedir. Öğretim elemanlarının eğitimöğretim yöntemlerini tekrar gözden geçirmelerinin, öğrencilerin kolay öğrenmelerini sağlamak için
onlara fırsat vermelerinin ve öğrencilerden alınan bu geribildirimlerin öğretimleri ile ilgili
geliştirmeleri gereken konuları gösterdiğinden yararlı olduğunu söyleyebiliriz.
Anahtar Kelimeler: öğrenciler, öğretim elemanları, dersler…..
The Qualifications and Expectations on the Instructors of Balıkesir School Of
Healt Midwife and Health Official Students
Karadağ Nuriye1, Yazıcı Hatice2, Gökçen Mücahide2, Belhan Nurgen2, Temel Nuray2
1
1The lecturer ın Balıkesır Unıversıty of the Health Instıtutıon
2
2The 8th term sudent ın Balıkesır Unıversıty
Study was done by the midwife and health official students who go to Balıkesir Health College, in
order to confirm the gualifications and expectations they confirm on the instructors. The study is in
a descriptive way that the students used the investigation form which was prepared by using the
self-evaluation guide for the instructors who educate health personnel which was written by Ayla
Bayık.The analysis of the information was done in SPSS programme and evaluation the test of
percentage and ki-sguare was used. The students who joined the investigation are %51.5 health
official, %48.5 midwife, %62.1 of the students stated that they didn’t find the number of the
instructors enough. Related with the instructors behaviours:They are insufficient in these subjects
% 61.3 of the students say:The materials which the lesson include are less than enough, % 49.8 of
the students say:The complicated lessons aren’t simplifeed enough. % 50.9 of the students say:
The encouragement of the joining to lesson isn’t sufficrent. The instructors must examine the
education and teaching methods, and also must give the students a change to understand the
lesson easily and get a feedback from them if they understood or not. And to make a selfevaluation.
Keywords: students, lecturer, lessons
184
[P-128]
Hemodiyaliz Hastalarının Sosyo-Demografik ve Hastalıkla İlgili Özelliklerinin
İncelenmesi
Tekir Özlem1, Çalışkan Türkan1, Güney Sinem2
1
Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Öğretim Görevlisi, Balıkesir
2
Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi, Balıkesir
AMAÇ: Çalışmamız ile hemodiyaliz hastalarının sosyo-demografik ve hastalıkla ilgili özelliklerinin
incelenmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formunun yüz yüze
görüşülmesiyle toplandı. Çalışma 9 Ekim 2006-18 Mart 2007 tarihleri arasında yapıldı. Örneklemi
gönüllü olarak görüşmeyi kabul eden 71 Hemodiyaliz hastası oluşturdu. Tanımlayıcı nitelikteki bu
çalışmadan toplanan veriler yüzdelik dilimler ve ki-kare ile ifade edildi.
BULGULAR: Olguların %53.5’inin kadın, %36.6’sının 38-47 yaş arasında olduğu belirlenmiştir.
Hastaların %93’ünün fistülle diyaliz makinasına bağlandığı, %98.6’sının organ transplantasyonuna
olumlu bakmasına rağmen %78.9’unun kaydı olmadığı, %31’i diyetine uygun beslendiği, %87.3’ü
önerilen ilaç tedavisine uyduğu saptanmıştır. Hastaların diyetine uyma/eğitim durumu ve diyalize
girdikleri gün sayısı/yaşantılarını etkileme derecesi arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık
olduğu görülmüştür (p<0.05).
SONUÇ: Hastaların düzenli olarak diyalize girdikleri, önerilen ilaç tedavisine uydukları çok azının
diyetine uygun beslendiği bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Böbrek,Eğitim,Hemodiyaliz
Examınıng The Hemodialsys Patıents’ Socıo-Demographıc Features And
Pecularıtıes About Theır Illnesses
Tekir Özlem1, Çalışkan Türkan1, Güney Sinem2
1
Balıkesir University Balıkesir School Of Health University Lecturer, Balıkesir, Turkey
2
Balıkesir University Balıkesir School Of Health Midwifery Department 3rd Grade Student, Balıkesir,
Turkey
AIM: It is aimed to examine the hemodialsys patients’ socio-demographic features and also their
peculalarities abaout their illness
DEVICE-METHOD: Datums have been collected by the survey forms which were prepared and
nagotiated face to face by the researches. The work was done between 9 October 2006-18 March
2007. 71 patients of Hemodialsys - who accepted to participate – formed the samples of the
survey. These datums which had been collected from descriptive work were expressed with
percentage and chi-square.
FINDINGS: Facts: Patients’ %53.5 are women, %36.6 are between 38 and 47 years old. Although
%98.6 are in favour of kidney transplantation, %78.9 of them do not have entry. Patients’ %93 are
bounded to the fistulle dialsys machine, %31 eat according to their diet, %87.3 follow the
suggested medical cure. It is noticed that there is a reasonable difference between patients’
education on their diet and obeying it. Also there is a big difference between the number of the
days that they get dialsys process and degree of effecting their life on statics base
RESULTS: It is found out that patients get dialsys process regularly and follow the suggested
medical cure, few of them are nourished according to their diet.
Keywords: Kidney, Education, Hemodialsys
185
[P-129]
Bir ilköğretim Okulundaki Öğrencilerde Beslenme Alışkanlıkları
Dayanık Gonca1, Öner Ayşen1, Yılmaz Esra1, İşler Zeynep1, Güdükoğlu Saime1, Seçginli Selda
(danışman)2, Öztürk Nilüfer (danışman)2
1
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Istanbul, Türkiye
2
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği
Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye
AMAÇ: Bir ilköğretim okulundaki öğrencilerinde beslenme alışkanlıklarını ve etkileyen faktörleri
incelemek
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı-kesitsel tipte planlanan araştırma 9-14 yaşlar arası 643 öğrenciyle
yapılmıştır. Veriler Çocuklarda Sağlık Algıları ve Sağlık Davranışları Ölçeğinin “beslenme” alt boyutu
ve bazı sosyo-demografik özellikleri belirleyen soru formu ile toplanmıştır. Verilerin analizinde
yüzde, ortalama, ki-kare, t- testi ve ANOVA testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin beden kitle indeksi (BKI) değerlendirmesinde % 44’ünün normal
(BKI=18.5- 24.9), % 56’sının normal olmayan değerlerde (BKI=18.5 altı ve 25.0 üstü) olduğu
belirlenmiştir. Grubun 2/3’ü (% 68) 8-11 yaş grubunda olup, % 81’inin kahvaltı yaptığı,
ebeveynlerin 6 yıl ve üstü eğitim aldığı (anne: % 65, baba: % 78), babaların % 94’ünün, annelerin
ise sadece % 39’unun çalıştığı bulunmuştur. Yaş, düzenli kahvaltı yapma durumu, anne-baba
eğitimi ve annenin çalışma durumu ile beden kitle indeksi değerleri arasında anlamlı ilişki
bulunmuştur (p<0.05). Beslenme alışkanlıklarının puan ortalamasının 8-11 yaş grubunda düşük
olduğu; kahvaltı yapan, 6 yıl ve üstü eğitim alan ebeveynlerin çocuklarının BKI’inin normal değerde
olduğu bulunmuştur.
ÖNERİLER: Okul sağlığı hizmetleri kapsamında çocukların beslenme alışkanlıkları tanılanmalı ve
geliştirilmelidir. Beslenme alışkanlıklarını etkileyen faktörlere yönelik sağlık eğitimi ve danışmanlık
yapılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Beslenme, beslenme alışkanlıkları, okul sağlığı
The Nutritional Habits of Students in a Primary School
Dayanık Gonca1, Öner Ayşen1, Yılmaz Esra1, İşler Zeynep1, Güdükoğlu Saime1, Seçginli Selda
(danışman)2, Öztürk Nilüfer (danışman)2
1
Istanbul University, Florence Nightingale School Of Nursing, Istanbul, Turkey
2
Istanbul University, Florence Nightingale School Of Nursing, Public Health Nursing Department,
Istanbul, Turkey
PURPOSE: To examine the nutritional habits and related factors among primary school students.
METHODS: A descriptive, cross-sectional study was conducted with 643 students. Data were
collected with the "nutrition" subscale of the "Health Perceptions and Health Behaviors in Children
Inventory", sociodemographic questionnaire and analyzed with percentage, mean, chi-square, t
test and ANOVA.
RESULTS: According to the Body Mass Index (BMI) values 44% of the students had normal
weight, 56% were underweight or overweight. The majority of the children (68%) were between
the 8-11 year old, eat breakfast regularly (81%), had mothers (65%) or fathers (78%) with six or
more years of education, had fathers who worked (94%), but only 39% of their mothers worked.
Age, having breakfast, parents' education and mother's employment status were found to have
significant correlations with BMI values (p<0.05).
The nutritional habits mean score was found to be low for 8-11 year olds, but the BMI was found to
be normal for the children who eat breakfast and for those who had parents with six or more years
of education.
CONCLUSION: The children's nutritional habits need to be determined and promoted in school
health services; health education and counseling need to be given about related factors.
Keywords: Nutrition, nutritional habits, school health
186
[P-130]
Öğretmenlerin Epilepsi Nöbetinde Acil Müdahaleye İlişkin Yaklaşımları
Bilge Emine Sultan, Akdağ Hikmet, Aktaş Gaye, Amaç Büşra, Gülcen Zehra, Kayabalı Eda, Bayat
Meral, Erdem Emine, Barık Özlem
Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Kayseri
AMAÇ: Bu çalışma, ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin epilepsi nöbetinde acil
müdahaleye ilişkin yaklaşımlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM: Kayseri il merkezinde görev yapan (n=4580) ve basit rasgele örnekleme yöntemi ile
seçilen 1300 öğretmen ile yüz yüze görüşülerek Kasım 2006-Ocak 2007 tarihleri arasında anket
formu ile veriler toplanmıştır. Değerlendirmede Ki-kare testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Çalışmaya alınan öğretmenlerin %36.8’inin 31-40 yaş grubunda, %50.2’sinin erkek,
%68.5’inin lisans mezunu olduğu, %98.5’inin epilepsiye ilişkin eğitim almadığı bulunmuştur.
Öğretmenlerin %74.7’sinin epilepsili öğrencisinin olmadığı, %78.7’sinin epilepsi nöbeti görmediği,
%97.7’sinin epilepsiye ilişkin eğitim almak istediği belirlenmiştir. Öğretmenlerin (n=1300) %30.5’i
acil müdahale olarak epilepsi nöbeti geçiren öğrenciyi en yakın sağlık kuruluşuna göndereceklerini
ifade etmişlerdir.
Epilepsi nöbeti gören öğretmenlerin (n=277) %36.1’inin nöbet esnasında çocuğun dilini ısırmasını,
soluk yolunu tıkamasını önlemek için dişlerinin arasına bir cisim yerleştirdikleri bulunmuştur.
Araştırma sonuçlarına göre; cinsiyet, ailede epilepsili birinin olması, epilepsiyle ilgili eğitim alma,
epilepsili öğrencisi olma, ailesinin çocuğun hastalığını bildirme, aile ile işbirliği içinde olma ve acil
müdahaleye ilişkin bilgi alma durumlarının epilepsi nöbeti sırasında etkili uygulama (nöbete
müdahale etmeme, travmayı önleme vb.) yapmayı etkilediği belirlenmiştir.(p<0.05)
SONUÇ: Öğretmenlerin bu konuya ilişkin eğitim almaları gerektiği sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Öğretmen, acil müdahale, epilepsi
The Attitudes of Teachers Related to Emergency Interventions for Epileptic
Seizure
Bilge Emine Sultan, Akdağ Hikmet, Aktaş Gaye, Amaç Büşra, Gülcen Zehra, Kayabalı Eda, Bayat
Meral, Erdem Emine, Barık Özlem
Department of Nursing, Erciyes University Atatürk Health School, Kayseri,TÜRKİYE
OBJECTIVE: This study was conducted to determine the attitudes of the primary school teachers
related to emergency interventions for epileptic seizure.
METHOD: Data was collected with a questionnaire form by interview with 1300 teachers who were
selected by using simple randomized sample method and (n=4580) on duty in Kayseri city center
between November 2006- January 2007. For analyses, chi- square test was used.
FINDINGS: It was found that of the teachers; 36.8% were 31-40 years old, 50.2% were male,
68.5% graduated from university, 98.5% did not take education about epilepsy. It was determined
that of the teachers; 74.7% have not got a student with epilepsy, 78.7% did not confront epileptic
seizure, 97.7% wanted to take education about epilepsy. 30.5% of teachers (n=1300) reported
they preferred to admit seizured student to the nearest health establishment as emergency
intervention.
It was found that 36.1% of the teachers (n=277) confronted the seizured student put an object in
student’s mouth for preventing bite tongue, opening airway.
The results obtained from the study revealed that effective intervention (no intervention for the
seizure, prevent trauma etc.) during seizure are affected by gender, presence of an epileptic family
member and epileptic student, taking education about epilepsy, report of the disease by the family,
collaboration with the family and taking education about emergency intervention (p<0.05).
CONCLUSION: It was suggested that the teachers should take education about this subject.
Keywords: teacher, emergency intervention, epilepsy
187
[P-131]
Üniversite öğrencilerin premenstrual sendrom yaşama ve baş etme
durumları
Türk Süreyya, Can Gürkan Özlem (danışman)
Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul
GİRİŞ: Premenstrual sendrom (PMS) üreme çağındaki kadınların %40-95’ini etkileyen, aşağı
yukarı %20-40’ında ciddi semptomlara neden olan ve günlük yaşamı etkileyen bir durumdur. PMS
davranışsal bozukluklar, sıvı retansiyonu ve ağrının çeşitli tipleriyle seyreder. PMS’nin tedavisinde
amaç semptomları azaltmak, fonksiyonları düzeltmek ve genel sağlığı iyileştirmektir. PMS belirtileri
ile baş etmek için semptomların ne düzeyde yaşandığını ve etkileyen faktörleri belirlenmesi gerekir.
AMAÇ: Araştırma Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Yerleşkesinde eğitim gören kız öğrencilerin
PMS yaşama düzeylerini ve baş etme yöntemlerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak
yapılmıştır.
MATERYAL-METOD: Ocak 2007– Mart 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilen çalışmanın evrenini
M.Ü. Haydarpaşa yerleşkesinde eğitim gören tüm kız öğrenciler oluşturmuştur. Toplam 333 öğrenci
örneklem grubuna alınmıştır.
Verilerin toplanması sırasında toplam 35 sorudan oluşan bir anket formu ile Gençdoğan tarafından
2006 yılında geliştirilen ve toplam 44 sorudan oluşan Premenstrual Sendrom Ölçeği (PMSÖ)
kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesi ki-kare, one way anova ve t- testi kullanılarak yapılmıştır.
BULGULAR: Katılımcıların PMS yaşama şiddetinin PMSÖ’ne göre orta düzeyde olduğu belirlendi.
PMs nin en yaygın semptomu sinirlilikti. PMSÖ puan ortalamasının PMS için sık sık ağrı kesici
kullanan (128±33), sıcak uygulama yapan (123±30), doktora başvuran (140±25), sebze meyve
tüketimini artıranlarda (122±30) bu uygulamaları bazen ya da hiçbir zaman yapmayanlara göre
daha yüksek olduğu, gruplar arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu belirlendi (P<
0.05).
SONUÇ ÖNERİLER: Öğrencilere PMS ve baş etme yöntemleri konusunda bilgilendirmek amacıyla
eğitim programları düzenlemek yararlı olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Premenstrual sendrom, PMS ile baş etme yöntemleri.
Experience and coping with premenstual syndrome of student’s at
university
Türk Süreyya, Can Gürkan Özlem (danışman)
Marmara University School of Nursing,Istanbul
INTRODUCTION: PMS sufficient to impair daily life and relationships are estimated to affect up to
40%-95% of all women of reproductive age, with severe impairment occuring in approximately
20% - 40%. PMS includes cognitive disturbance, fluid retention and various types of pain. The
overall treatment goals for PMS include namelioration of the patient’s symtoms and functional
impairment, and optimization of the patient’s overall health. Successful treatment of PMS begins
with a thorough assesment of the symptoms and related factors.
AIM: The descriptive study was carried out at M.U, in order to determine experiencing the level of
PMS and the methods by which these girls cope with it.
MATERIAL-METHODS: Sampling consisted of students of Haydarpasa Campus of the M.U
between January-March 2007. 333 student’s were chosen for the study. A questionnaire form that
consist of 44 items and Premenstrual Assesment Form, which was designed by Gençdoğan in 2006,
were applied each participant. Ki-square, one-way analysis of variance, t- test used to assess data.
FINDINGS: A lots of girls had moderate PMS. The most common symtom of PMS was
nervousness. Using often analgesic (128±33), applied often topical heat (123±30), applicated
often to the doctor (140±25), increased often consumption of vegetables (122±30) for PMS
reported higher mean PMS scores than another groups and there was a statistically significant
relationship between groups (P< 0.05).
RESULTS: It will be useful to arrange educational programs in order to inform student about PMS.
Keywords: Premenstrual syndrome, Coping with PMS.
188
[P-132]
Kardiyovasküler Hastalığı Olan Hastalarda Uyku Kalitesi
Vural Nergis1, Karakaş Hatice1, Kaya Türkan1, Tel Havva2, Doğan Sibel2
1
*Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlik Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü 4.sınıf öğrencisi
Kayseri/Türkiye
2
**Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği ABD
Kayseri/ Turkiye
AMAÇ: Uyku insanın temel fizyolojik gereksinimlerinden birisidir. Hastalık yaşantısı bireylerin uyku
düzenini etkileyebilmektedir. Uyku düzenini en çok etkileyen hastalıklardan birisi de
kardiyovasküler hastalıklardır. Yapılan çalışmalarda, kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda uyku
sorunlarının sık görüldüğü belirtilmiştir. Bu araştırma kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda uyku
kalitesini değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
GEREÇ – YÖNTEM: Araştırma Aralık 2006- Şubat 2007 tarihleri arasında E.Ü.T.F Kalp
hastanesinde tedavi gören, çalışmaya katılmayı kabul eden, 18-65 yaş arasında, herhangi bir
iletişim engeli olmayan hastalarla yapılmıştır. Veriler hastaların tanıtıcı özellikleri ve uyku
örüntülerine ilişkin soruları içeren bir anket formu ve Pittsburg uyku kalitesi ölçeğiyle toplanmıştır.
Verilerin değerlendirilmesinde t testi, ANOVA varyans analizi kullanılmıştır.
BULGULAR VE SONUÇ: Hastaların yaş ortalamasının 52.11+10.59 (min-max:18-65), %66.5’inin
50-65 yaş grubunda, %66’sının erkek, %91.2’sinin evli, %53.6’sının ilköğretim mezunu,
%44.3’ünün hastalık süresinin 1 yıl ve üzeri, %46.4’ünün hastaneye yatış sayısının 1-2 olduğu,
%31.4’ünün ANT ve ilaç tedavisi saatlerinden uykusunun engellendiği, %52.6’sının hastaneye
yatmadan önce uyku sorunu yaşadığı, hastaların uyku kalitesi puan ortalamalarının 7.68±3.57
(min-max:1-17), %68.6’sının uyku kalitesinin kötü olduğu saptanmıştır. Kadın, 50-65 yaş grubu,
okur-yazar olmayan, ev hanımı, hastalık süresi 1 yıldan fazla, hastaneye yatışı yedinin üzerinde,
ANT-İlaç tedavisi saatleri nedeniyle uykusu engellenen, hastaneye yatmadan önce uyku sorunu
olan hastaların uyku kalitelerinin daha kötü olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kardiyovasküler Hastalıklar, Uyku, Uyku Kalitesi
Sleep Quality at Patients with Cardiovasculer Disease
Vural Nergis1, Karakaş Hatice1, Kaya Türkan1, Tel Havva2, Doğan Sibel2
1
*Erciyes University Atatürk Health School Department Of Nursing, Forth Class Student
Kayseri/Türkiye
2
** Erciyes University Atatürk Health School Department Of Mental Health And Illness Nursıng
Kayseri/ Turkiye
OBJECTIVE: Sleep is a basic physiologic need for people. Diseases may affect sleep regularity.
One of the diseases that affect sleep regularity is cardiovasculer disease. In studies, it was
suggested that sleep problems were seen mostly at patients with cardiovasculer disease.
This study was conducted to evaluate sleep quality at patients with cardiovasculer disease as
definitive.
MATERIAL-METHOD: This study was conducted with adult patients who was under treatment at
Erciyes University Cardiology Hospital between December 2006- February 2007, accepted to be in
the study, was 18-65 aged and have got not a disability related to communication. Data was
collected with a questionnaire form consists related to socio demographic characteristics of the
patients, their sleep regularity and Pittsburg Sleep Quality Inventory. For analysis, t and ANOVA
variance analysis tests were used.
FİNDİNGS AND CONCLUSION: It was determined that the mean age of the patients was 52.11
± 10.59 years (min-max 18-65). Also of the patients; 66.5 % were 50-65 years, 66.0 % were
male, 91.2 % was married, 53.6 % were graduated from primary school, 44.3 % were ill for 1 and
more year, 46.4 % were stayed at hospital 1-2 times; sleep regularities of 31.4 % of them prevent
from measurement times of body temperament, pulse, blood pressure (TPBP) and medicine
treatment, their sleep quality mean was 7.68 ± 3.57 (min-maw 1-17), 68.6 % of them have got
bad sleep quality. It was determined that the sleep quality of patients who were female, 50-65
aged, illiterate, housewife, have got disease more than 1 year, stayed at hospital more than 7
times, have got sleep disorders because of TPBP and medicine treatment times and sleep problem
before staying at the hospital were worse than the others.
Keywords: Cardiovasculer Disease, Sleep, Sleep Quality
189
[P-133]
Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğrencilerinin 0rgan Bağışı Hakkındaki
Düşünceleri
Demirbağ Birsel Canan, Arabacı Seval, Çakır Songül, Turan Serpil
Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu
Bu çalışma, Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencilerinin organ bağışı hakkındaki düşüncelerini
analiz etmek amacıyla planlanmıştır. K.T.Ü İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencilerine 05 Mart22 Mart tarihlerinde gelen, olasılıksız örnekleme yöntemiyle seçilen ve uygulamayı kabul eden 369
öğrenciye araştırıcılar tarafından geliştirilmiş anket uygulanmıştır. Veriler SPSS 10.0 istatistik
programında, analizde sıklık, yüzde ve ki-kare testi kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırmaya
katılan öğrencilerin sosyo-demografik özelliklerine göre yaş ortalaması 20.87 olup, %5.1’i sosyal
güvencesi olmadığını, %28’i 100-200 YTL aylık gelire sahip olduğunu ifade etmiştir. Araştırmaya
katılan öğrencilerin bilgi düzeylerine bakıldığında %93.1’i organ bağışının doğru olduğunu, % 69.7’
si organını bağışlamak istediğini, %92.4’ ü organ bağışı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını,
%77.7’si bağış için ne yapması gerektiğini bilmediğini, %67’si Türkiye’de en fazla böbrek bağışı
ihtiyacı olduğunu, %63.4’ü organın ne kadar sürede nakledileceğini bilmediğini, % 55.7’si organ
bağışı arttırmanın en iyi yolunun basın- yayın desteği olduğunu ifade etmişlerdir.Bu çalışmanın
sonucunda, üniversite düzeyindeki öğrencilerde organ bağışı hakkında bilgi yetersizliği görülmüştür.
Çalışmada da görüldüğü üzere, bu eksikliğin giderilmesi için basın-yayın yolunun daha etkili ve
doğru bir biçimde toplumu bilinçlendirmesi gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Organ bağışı, Üniversite öğrencileri
The Student's Thoughts about Organ Donation at Karadeniz Techical
University
Demirbağ Birsel Canan, Arabacı Seval, Çakır Songül, Turan Serpil
Karadeniz Technical University Trabzon Health High School
The purpose of this study is to analyze ideas of students about organ donation at Karadeniz
Technical University (KTU). The survey was applied to a total of 369 students at KTU, Faculty of
Economic and Administration Sciences in 05-22 March 2007. The students adopting application
were chosen with sample methods without probability. Data are evaluated with chi-square,
percentage and frequency at the SPSS 10.0. According to socio-demographic features, mean age of
the students are 20.87, 5.1% of them don’t have health insurances, 28% have monthly income
approximately 100-200 YTL. Based on our survey, 93,1% are supporting the idea of organ
donation, 69,7% of them want organ donation, 92,4% don’t have enough knowledge about organ
donation, 77,7% don’t know the formalities about organ donation. 67,7% think that kidney
donation is the most popular, 63,4% doesn’t know how much times is necessary for an organ
donation, 55,7% believes that the organ donation can be increased by the help of press and media.
As a conclusion, university students do not have enough information about organ donation.
According to these results, the press and media are the most popular tools for advertising the
organ donation among university students.
Keywords: Organ donation, University students
190
[P-134]
Diyabet Hastalarının Hastalık Hikayeleri ile Bilgi Düzeylerinin İncelenmesi
Kumcağız Hatice(danışman), Güner Tuğba, Teslim Ferda, Şahin Özlem, Topsakal Merve
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Sağlık Yüksek Okulu
AMAÇ: Araştırma, diyabet hastalarının çeşitli demografik özellikleri ve diyabet hastalığı hakkındaki
bilgi ve tutumlarını saptamak amacıyla yapılmıştır.
METOD: Üç ay süre ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi
Endokrin Polikliniğine başvuran, ulaşılabilen diyabet tanısı konulmuş bireylerin tamamı olan 209
hasta örneklem grubuna dahil edilmiştir.
Veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan anket soruları ve kişisel bilgi formu ile toplanmıştır.
Veriler SPSS paket programında yüzdelik dağılım şeklinde değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Araştırma grubunun %61.3 kadın ve %61.3’ü evlidir. Kadınların % 59.1’i kan
şekerinin normal değerini bilmiyor, erkeklerin % 42.9’u diyabetin vücuda zarar verdiğini bilmiyor,
erkeklerin %60’ı diyabetten dolayı beslenmenin düzenlenmesi gerektiğini bilmiyor.
Sonuç olarak; diyabet hastalarının diyabet ile ilgili bilgi düzeylerinin yetersiz olduğu bulunmuştur.
Belirlenen yetersiz bilgi düzeylerine yönelik eğitimler önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Bilgi, Diyabet, Diyabetik hasta, Düzey
Anahtar Kelimeler: Bilgi, Diyabet, Diyabetik hasta, Düzey
Researching Knowledge Level of the Diabetes Patients by means of the
Story of their illness
Kumcağız Hatice(danışman), Güner Tuğba, Teslim Ferda, Şahin Özlem, Topsakal Merve
Ondokuz Mayıs University Samsun Health High School
AIM: Research was done to determine the various demographic features of diabetes patients and
their knowledge and attitudes about the diabetes illness.
METHOD: During 3 months, all diabetic 209 patients who applied or attained to the Medical Faculty
Research and Application Hospital Endocrine Policlinic of Ondokuz Mayıs University had been
included in experimental group.
Datums are collected with the poll questions prepared by the researchers and the personal
information form. Datums are evaulated with the percentage distribution way in SPSS pocket
programme.
Diagnoises: The % 61.3 in research group are women and the % 61.3 individuals are married. The
% 59.1 of women don’t know the normal value of blood sugar. The % 42.9 of men don’t know that
the diabetes domages our body. The % 60 of men don’t know the nourishment must be arranged
because of the diabetes.
In conclusion; it is found that the knowledge level of diabetes patients in concern with the diabetes
isn’t sufficient. Trainings can be recommended towards to the determined inadequate knowledge
level.
Key words: Knowledge, Diabet, Diabetes patients, Knowledge, Level.
Keywords: Knowledge, Diabet, Diabetes patients, Level
191
[P-135]
Burdur Sağlık Yüksekokulu 1.sınıf öğrencilerinin ilk klinik uygulamalarında
yaşadıkları deneyimleri,görüş ve düşünceleri
Büyükyörük Nurvet, Kuşçu Çiğdem, Zincirci Didem, Ataş Serpil
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu/Burdur
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı Burdur Sağlık Yüksekokulu 1. sınıf öğrenci hemşirelerin klinik
uygulamanın ilk gününde yaşadıkları deneyimleri, görüş ve düşünceleri saptamak ve bu mesleğe
karşı olan olumsuz bakış açılarını belirlenmesidir.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın evrenini, Burdur Sağlık Yüksekokulu birinci sınıf okuyan
öğrencileri(N:94),örneklemini verilerin toplandığı gün okulda bulunan gönüllü öğrenciler (n:77)
oluşturmuştur.10-11/04/2006tarihleri arasında yürütülen çalışmanın verilerinin toplanmasında 23
sorudan oluşan anket formu kullanılmıştır.Veriler SPSS 11.0 paket programında analiz edilmiş ve
sayı, yüzde kullanılmıştır.. Araştırmanın yürütülmesi için belirlenen kurumdan yazılı izin, çalışmaya
katılanlardan sözel onam alınmıştır.
BULGULAR-SONUÇ: Araştırmaya katılan öğrencilerin; yaş ortalaması 19.08’dir ve öğrencilerin
%62.3’ü bölüme kendi istekleriyle gelmişlerdir.Öğrencilerin %76.6’sı tedaviye eşlik etmesinin
engellendiği, %78.0’ı hastalarla yeterli iletişim kuramadığı, % 83.1’i öğretim elemanları ve
hemşirelerin güven arttırmaya yönelik girişimlerde bulunmadığı, % 88.3’ü hastaya uyguladığı
tedavide yanlış yapmaktan korktuğu, % 83.1’i teorik olarak öğrendiği bilgileri uygulayamadığı, %
87.0’ı öğretilen bakım kurallarının hemşireler tarafından uygulandığını gözlemlediği, % 51.9’u da
klinik hemşiresi olarak çalışmak istemediği belirtmiştir.
Sonuç olarak, hemşirelik öğrencilerinin ilk olarak çıktıkları klinik uygulamalar öğrencilerin
mesleklerine ilişkin görüşlerini etkilemektedir.Bu nedenle klinik ortamlarda öğrenciler için
düzenlemeler yapılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Öğrenci hemşire,İlk klinik uygulama,Görüşleri
Experiences, views and thoughts of first grade student'clinical
administration at Burdur Health Highschool
Büyükyörük Nurvet, Kuşçu Çiğdem, Zincirci Didem, Ataş Serpil
Mehmet Akif Ersoy University, School of Health College/Burdur
AIM: The aim of this study is to determine first grade students’experiences and negative points of
view on the first day of the clinical administration at Burdur Health Highschool.
MATERYAL and METHOD: Top of the research was built by first grade students ( N:94) willing
students when the conservator met(N 77)..During the process of picking up data an inquiry from
which is consist of 23 questions were used at 10-11/04/2006.Datas were analyzed with SPSS11.0
programme and showed with figure and rate.to advence the research,it was related foundations
authorized in written and approved by the participants in verbally.
FINDINGS and RESULTS: The average of students participated to research was 19.08% and
62.3% of students decided to attend this school by themselves.It has been showed that 76.6 % of
students were discouraged from practising the treatment,78.0% of students couldn’t get in
touchwith the patients sufficiently 88.3% of students hesitate while treating,83.1% of students
can’t use their theoritical knowledge in practice.87.0% instructed nursing rules aren’t followed by
nurses 51.9% don’t want to work as a clinical nurse.
As a result; first clinical administration that students of nursing experienced affected their points
of view related to their profession.So it is essential to do regulations for students clinically.
Keywords: Nursing students, First clinical administration,Attitudes.
192
[P-136]
Fiziksel kısıtlılığı olan nörolojik hastalara bakım veren ailelerin yaşadıkları
güçlükler
Türköz Ümmügül1, Çiftçi Ayşegül1, Sarraç İrem1, Güren Emel2, Tosun Nuran1
1
Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Hemşirelik Yüksek Okulu, Ankara
2
Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Nöroloji AD., Ankara
Bu araştırma, fiziksel kısıtlılığı olan nörolojik hastalara bakım veren ailelerin yaşadıkları güçlükleri
belirlemek amacıyla tanımlayıcı bir çalışma olarak planlanmış ve uygulanmıştır.
Araştırma GATA Nöroloji AD. klinik ve polikliniğinde, Mart-Nisan 2007 tarihlerinde uygulanmıştır.
Fiziksel kısıtlılığı olan nörolojik bir hastanın hastane dışı bakımından en az 6 aydır sorumlu olan ve
araştırmaya gönüllü olarak katılmak isteyen 20 hasta yakını araştırma kapsamına alınmıştır.
Araştırmacılar tarafından literatür taramaları sonucunda geliştirilen veri toplama formu, her hasta
yakımı ile yüz yüze görüşerek doldurulmuştur. Formda hastayı/bakım veren kişileri tanıtıcı ve
bakım veren kişilerin yaşadıkları güçlükleri belirlemeye yönelik açık ve kapalı uçlu sorular yer
almaktadır. Verilerin analizinde, yüzdelikler ve ortalama kullanılmıştır.
Hastaların %50.0’si SVO, %30.0’u ALS tanılarına sahiptir. Bakım verenlerin yaş ortalaması 43.5 yıl,
%85.0’i kadın ve %55.0’i ilkokul mezunudur. Hastaların bakım gereksinimleri çoğunlukla eşleri ve
çocukları tarafından karşılanmakta olup, bakım verdikleri süre ortalama 6 yıldır. Bakım verenlerin
%85.0’i hareket ve egzersiz, %80.0’i iletişim, %65.0’i kişisel bakım, %35.0’i beslenme ve diyet
konularında güçlükler yaşadıklarını belirtmişlerdir. Bakım verenlerin %80.0’i hasta bakımı, %75.0’i
psikolojik yardım ve %65.0’i danışmanlık konularında desteğe ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir.
Araştırmanın uygulaması devam etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Nörolojik hasta, bakım veren, güçlükler
Difficulties of families as caregivers for neurological patients who had
physical restrictive
Türköz Ümmügül1, Çiftçi Ayşegül1, Sarraç İrem1, Güren Emel2, Tosun Nuran1
1
Gulhane Military Medical Academy, School of Nursing, Ankara, Turkey
2
Gulhane Military Medical Academy, Department of Neurology, Ankara, Turkey
This study was planned and applied as a descriptive study to determine difficulties of families as
caregivers for neurological patients who had physical restrictive.
The study was applied at GMMA Neurology Department’s clinic and policlinic. Relatives of the
patient who have been responsible for out-hospital care to physical restricted neurological patients
at least 6 months and 20 voluntary relatives was included study coverage. The data collection
form, which constituted the result of the looking over the literatures, was filled by interviewing per
relative of patients by researchers. This form has open/close-ended questions which describe
caregivers’ properties and determine their difficulties. Percentage and average was used at data
analysis.
Most of the patients are CVO (50.0%) and ALS (30.0%). The mean age of caregivers is 43.5 years,
85.0% of them are female, and 55.0% of them primary school graduated. Their husband/wife and
children mostly supply the needs of the patient care and the average of care providing process is 6
years. The caregivers stated that they have difficulties at; activity and exercise (85.0%),
communication (80.0%), personal care (65.0%), and nutrition and diet (35.0%). They also stated
that they need support at; patient care (80.0%), psychological support (75.0%), and information
(65.0%).
Keywords: Neurological patients, caregivers, difficulties
193
[P-137]
Gençlik, Şiddet ve Hemşirelik
Turan Türkan1, Kiper Sibel4, Cengiz Şerife2, Ateşoğlu Durak3
1
Pamukkale Üniversitesi, Denizli Sağlık Yüksekokulu, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana
Bilim Dalı, Denizli
2
Pamukkale Üniversitesi, Denizli Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Denizli
3
Pamukkale Üniversitesi, Denizli Sağlık Yüksekokulu, Sağlık Memurluğu Bölümü, Denizli
4
Afyon Kocatepe Üniversitesi, Yüksek lisans öğrencisi, Afyon
İnsanlık tarihi kadar eski bir olgu olan şiddet, insanlığın gündeminden hiç eksik olmamıştır. Şiddet
kavramına ilişkin birçok tanım yapılmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şiddeti, “fiziksel güç veya
iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir başkasına uygulanması sonucunda maruz
kalan kişide yaralanma, ölüm ve psikolojik zarara yol açması ya da açma olasılığı bulunması”
durumu olarak tanımlamaktadır. Türkiye’de genel sağlık sorunları içerisinde, çocukluk ve gençlik
yaş grubunun, gerek nüfus içindeki payı, gerekse sağlık göstergelerinin istenilen düzeyde olmaması
nedeniyle özel bir yeri vardır. Dünya ve bölgelerin istatistiklerine göre şiddet sonucu etkilenen
dezavantajlı gruplar arasında gençler, kadınlar ve çocuklar yer almaktadır. Gençlere yönelik şiddet
arasında ırza geçme, aile içi şiddet, kadın sünneti, cinayet ve cinsel kullanım gelmektedir. Gençleri
şiddete yönelten durumlar arasında ise; göç, işsizlik, ailede yeterli sevgi görmeme, görsel medyada
şiddet olaylarının varlığı, kültürel yozlaşma, kalabalık sınıflar vb. durumlar görülmektedir. Gençlik
şiddeti sadece şiddete maruz kalanları değil, aileleri, arkadaşları ve toplumu etkilediği gibi hastalık,
ölüm ve sakatlık dışında yaşam kalitesini de etkilemektedir.
Hemşireler evde, hastanede, sahada, okullarda, işyerinde kısacası toplumun tüm alanlarında
bireylerle en yakın çalışan sağlık personelidir. Bu nedenle hemşireler bireylerin öfkelerini
tanımalarına, öfkeyi uygun yolla ifade etmelerine ve stresle etkin baş etme yollarını öğrenmelerine
yardım ederek toplumda şiddetin azaltılmasında güçlü bir etki oluşturabilirler.
Anahtar Kelimeler: Şiddet, Hemşirelik, Gençlik
Youth, Vıolence and Nursıng
Turan Türkan1, Kiper Sibel4, Cengiz Şerife2, Ateşoğlu Durak3
1
Department of Child Health Nursing, Pamukkale University, Denizli, Turkey.
2
Departmen of Nursing, Pamukkale Üniversity, Denizli, Turkey
3
Deparment of Health Officer, Pamukkale University, Denizli Turkey
4
Afyon Kocatepe Üniversity, Master student, Afyon, Turkey
Violence, which is as old as human history, is always a topic of daily discussion. The concept of
violence has many definitions. According to the World Health Organization (WHO) violence is
defined as a situation in which, the threat of or actual use of physical strength or power with evil
intention against another person results in injury, death or psychological injury or the threat of the
same. In Turkey one of the general health problems is that the child and youth age groups are not
at the desired level for portion of the general population or for health indicators. According to
international and regional statistics included in the disadvantaged groups affected by violence are
youth, women and children. The violence against youth includes rape, domestic violence, female
circumcision, murder and use of sexuality. Situations that lead youth to violence include
immigration, unemployment, inadequate display of love in the family, presence of violent events in
visual media, cultural degeneration, crowded classrooms, etc. Youth violence not only causes
illness, death and disability as well as decreased quality of life for those directly affected by the
violence but also the victim's family, friends and society.
Nurses are the health care personnel who are the closest to individuals in their homes, hospitals, in
the community, in schools, in workplaces, in short, in all areas of society. For this reason nurses'
diagnosing individuals' anger, helping them to express their anger in appropriate ways and to learn
effective ways of coping with stress can have a powerful effect on decreasing violence in society.
Keywords: Violence, Nursing, Youth
194
[P-138]
Hemşirelikte Profesyonelliği Engelleyen Sorunlar
Özenç Özcan, Akyüz İmran
Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu, Balıkesir,Türkiye
Profesyonel hemşire birey,aile, grup ve topluma sağlık, hastalık ve sakatlıkta ve çeşitli ortamlarda
hemşirelik bakımı sağlar.Sağlık, hastalık ve hastalığa tepki ile bu üçü arasındaki ilişkileri inceler ve
değerlendirir.Bu araştırma Balıkesir Devlet Hastanesi’nde çalışan hemşirelerin çalışmaları sırasında
profesyonelliklerini engelleyen faktörleri belirlemek amacıyla planlanmıştır.
Tanımlayıcı olarak planlanan araştırma Şubat 2007 tarihinde Balıkesir Devlet Hastanesi’nde çalışan
245 hemşireden 127 hemşireye ulaşılarak yapılmıştır.Hazırlanan anket formu, yüz yüze görüşme
yöntemiyle uygulanmış,elde edilen veriler SPSS 10.0 programında değerlendirilmiştir.
Araştırmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması 33.71 ±7.29, %59.8 ‘i önlisans mezunu, %73.2’si
mesleğini severek yapmaktadır. Hemşirelerin %50.4’ü mesleğini gereği gibi yaptığını ifade
etmektedir.Hemşirelerin %87.4’ü profesyonelliği tecrübe,bilgi diye tanımlamıştır.Çalışmaya
katılanların %55.1’i profesyonel hemşireliği tam olarak yaptığını,44.9’u başka işlerden dolayı
yapamadığını ifade etmiştir.Hemşirelerin %59.8’i doktorların yapması gereken işleri kendilerinin
yaptığını, %92.8’i hemşireliğin daha bağımsız bir meslek olabilmesi için yapılan çalışmalara
katılmak istediğini belirtmiştir.Eğitim durumu ile mesleğini severek yapma,mesleğini gereği gibi
yapma arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır(p>0.05).Hemşirelerin %61.4’ü gerek oldukça
hastaları ile ilgilenebildiklerini belirtmiştir.
Profesyonel hemşire; yasal, etik, yönetsel ve mesleksel standartların bilincindedir.Bir meslek üyesi
olarak, hemşirelik disiplinini geliştirmek ve topluma katkıda bulunmak üzere politik süreci
kullanmak ve mesleki kuruluşunun faaliyetlerine katılmayı amaç edinmelidir. Güçlü Bir Profesyonel
Yaşam İçin Anahtarlar: Bilgi, eğitim ve hizmettir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, profesyonel hemşirelik
The Problems Interrupting The Professionalism in Nursery
Özenç Özcan, Akyüz İmran
Balıkesir Universıty, Balıkesir Health Vocational School,Balıkesir,Turkey
This study is planned to identify the factors that interrupts professionalism of the nurses working in
Balıkesir State Hospital. The investigation that was planned as an identifier, had been conducted
127 over 240 nurses working in the Balıkesir State Hospital in February 2007.
The nurses joined to the survey had an average of 33.71 ±7.29years of age, 59.8% of them were
graduated from a collage and 73.2% of them love their job. The 50.4% of them told that they were
doing their job as it has to be. %87.4 of the nurses called the professionalism as knowledge and
experience. 55% of them told that they were doing Professional nursing where as 44.9% of them
told that they cannot do it as it has to be because of other works that they have to do. 59.8% of
them told that they were doing the things that the doctors have to do, 92.8% of them wanted to
join the studies to make this job more independent. There were not any significant difference
between the graduation level and doing their job by love (p>0.05).
The key factors for a strong professional life are: Knowledge, education and serving.
Keywords: Nursing, Professional nursing
195
[P-139]
Giresun İli 4 Nolu Sağlık Ocağına Bağlı 0-6 Aylık Bebeğe Sahip Olan
Annelerin Emzirme Hakkında Bilgi,Tutum ve Davranışları
Küçük Emine, Temel Asuman, Öztürk İlknur, Adanır Aysun, Doğruoğlu Nagihan
Giresun Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Giresun, Türkiye
AMAÇ: Bu çalışma Giresun ili 4 nolu sağlık ocağına bağlı 0-6 aylık bebeğe sahip annelerin emzirme
konusundaki bilgi,tutum ve davranışlarını incelemeyi amaçlamıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Kesitsel tipteki bu çalışma Giresun ili 4 nolu sağlık ocağına bağlı 01.11.0530.04.06 tarihleri arasında doğum yapmış 65 (n=95.5) anneye anket formu uygulanarak
yapılmıştır.
BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan annelerin, %58.5'i (n=38) 25-34 yaş arasında olduğu
saptandı. Annelerin %60'ı (n=39) emzirme konusunda bilgi aldıklarını belirtmişlerdir. Annelerin
%32.3'ünün (n=21) ilk 6 ayda sadece ek gıda kullandıkları, %21.5'inin (n=14) ek gıdalarla birlikte
anne sütü kullandıkları saptanmıştır. Annelerin %7.7'si ek gıdalara başlama zamanını 0-30 gün,
%3.1'i 2. ay, %7.7'si 4. ay olarak ifade etmişlerdir. Annelerin bebeklerinin doyup doymadığını nasıl
anladıklarını sorduğumuzda ise %75.4'ü emmeyi bıraktığında anladıklarını belirtmişlerdir.
SONUÇ: Anne sütü, bebeklere gereksinimi olan tüm besin öğelerini tek başına ilk altı ay
sağlayabilen en iyi besindir. Çalışmamızda annelerin emzirme konusundaki bilgilerinin yeterli
düzeyde olmadığı, tam ve doğru emzirme, ilk altı ay sadece anne sütü verme gibi konularda eksik
uygulamalarının bulunduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Anne sütü, ek gıda, emzirme
Knowledge, Attitudes And Behaviour Regarding Breast-Feeding Among
Mothers of Babies Aged 0-6 Months At The Giresun 4th Provincial Health
Clinic
Küçük Emine, Temel Asuman, Öztürk İlknur, Adanır Aysun, Doğruoğlu Nagihan
Health School, Giresun University, Giresun, Turkey
AIM: The aim of this study was to investigate the knowledge, attitudes and behaviour towards
breast-feeding among mothers of babies 0-6month old at the Giresun 4 provincial health clinic.
MATERIALS-METHODS: This cross-sectional study was performed using a qestionnaire on 65
mothers who had given birth between 01.11.05 and 30.04.06 at the Giresun 4 provincial health
clinic.
RESULTS: Of the mothers enrolled in the research, 58.5%were aged 25-34. 60.0% of mothers
stated that they had received education regarding breast-feeding.Of the mothers,32.3% stated
they had used only supplementary foods in the first 6 months, while it was determined that
21.5%of mothers had used breast milk together with supplementary foods.In addition,7.7%of
mothers stated they had begun giving supplementary food at 0-30 days, while 3.1%cited the 2
month and 7.7% the 4 month.Asked how they knew whether their babies had consumed enough
75.4%said they knew when the baby stopped sucking.
CONCLUSION: Breast milk is the best food capable of providing on its ownall the nutritional
elements required by babies in the first 6 months.It was determined in our study that mothers
lacked sufficient information regarding breast-feeding and engaged in incorrect practices in such
areas as providing mothers milk alone in the first 6 months
Keywords: breast milk, supplementary food, breast-feeding
196
[P-140]
Tip 2 Diyabet Hastalarında İlaç Uyumu ve Uyumu Etkileyen Faktörler
Metin Elif Zeynep1, Kav Sultan1, Bulut Yasemin2
1
Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü, Ankara
2
Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Endokrin Polikliniği, Ankara
Tedaviye uyum (compliance/adherence), hastanın reçete edilen tedaviye ne ölçüde uyduğu; ilaç
kullanma davranışları, diyeti, sağlık önerilerine uyumu ve ilgili yaşam tarzı değişikliklerini de
kapsayan geniş bir kavramdır. Tedaviye uyum birçok faktörü içinde barındıran kompleks ve dinamik
bir süreç olup, uyumun boyutu hastanın destekleyici çevresine, sağlık bakım hizmeti verenlerin
uygulamalarına ve bakım sistemlerinin özelliklerine dayanır. Hemşirenin eğitici ve öğretici rolünün
ilaç uyumunda büyük etkisi vardır; hasta eğitimi, iletişim ve izlemle hastanın tedaviye uyumu
güçlendirilebilir.
Bu çalışma tip 2 diyabet nedeniyle izlenen; oral antidiyabetik tedavisi alan hastaların ilaç uyumu,
etkileyen faktörler ve uyumu arttırıcı girişimler konusundaki bilgi ve uygulamalarının incelenmesi
amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Bu çalışma Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi
Endokrin Polikliniğinde yapılacaktır ve araştırmanın örneklemini 16.04.2007– 25.05.2007 tarihleri
arasında polikliniğe başvuran; tip 2 diyabet nedeniyle en az 3 aydır oral antidiyabetik kullanan; 18
yaşından büyük, sözel iletişim kurulabilen ve çalışmaya katılmaya gönüllü hastalar oluşturacaktır.
Veriler literatürden yararlanılarak hazırlanan 41 soruluk anket formu kullanılarak, Diyabet Eğitim
Hemşiresi ve araştırmacı tarafından yüz yüze, kabul eden hastalara ev ziyareti yapılarak
uygulanacaktır.
Bu çalışmanın ilaç uyumu bilinci ve anlayışının gelişmesine, belirlenen gereksinimlerin karşılanması
için ilaç uyumunun geliştirilmesine yönelik program düzenlenmesine, hastalığın kontrolü ve
komplikasyonların önlenmesine katkıda bulunacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Uyum, İlaç uyumu, Hemşirelik Bakımı
Factors Effecting Medication Adherence in Patients with Type 2 Diabetes
Metin Elif Zeynep1, Kav Sultan1, Bulut Yasemin2
1
Baskent University Faculty of Health Sciences, Department of Nursing, Ankara
2
Baskent University Ankara Hospital, Endocrinology Outpatient Department, Ankara
Medication adherence/compliance defines how patient adhere to prescriptions, diet, health
suggestions and lifestyle modifications. Compliance is a complex and dynamic process, influenced
by patient’s supportive environment, healthcare professionals’ practice and characteristic of health
care delivery system. Nursing role in education and teaching have an impact for patient compliance
and can be improved by patient education, communication and follow-up.
Aim of this descriptive study was to examine the knowledge and application of patient with Type 2
diabetes about adherence to taking oral anti-diabetes drugs, effecting factors and strategies to
improve their adherence. This study will be carried out in Baskent University Ankara Hospital
Endocrinology Outpatient Department. The sample will include patient who has been taking oral
antidiabetics at least three months, older than 18 years; applied to clinic between 16.04–
25.05.2007; communicable verbally and volunteer to participate. Data will be collected via
questionnaire, based on the literature and consist 41 items, will be applied by diabetes educator
nurse and researcher with face-to-face interview and home visit for patient who accepted.
It was thought that this study will contribute in raising awareness and understanding of adherence,
organizing a program to meet the identified needs to improve adherence, control diseases and
prevent complications.
Keywords: Compliance, Medication Adherence, Nursing care
197
[P-141]
Sağlık Çalışanlarının Derneklerine Bakış Açıları
Çevik Celalettin, Başkurt Selma, Erkanlı Elif
Balıkesir Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
Sağlık çalışanlarının sosyodemografik özellikleri, mesleki dernekleri konusundaki düşüncelerinin ve
üyelik isteklerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır.
Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki çalışma 2006- Mart 2007 tarihleri arasında Balıkesir Göğüs
Hastalıkları Hastanesindeki 38 sağlık çalışanı ile yapılmıştır. Hazırlanan anket formu, sağlık
çalışanları ile yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak doldurtulup, veriler SPSS 10.0 istatistik paket
programında, frekans dağılımları, aritmetik ortalama ve standart sapma, ki-kare testiyle
değerlendirilmiştir.
Katılımcıların %52.6’sı hemşire, %31.6’sı sağlık memuru ( anestezi, laboratuar, röntgen teknisyeni)
olarak çalışmaktadırlar. Sağlıkçıların yaşlarının aritmetik ortalama ve standart sapması 36.21± 5.82
dir. Katılımcıların %92.1’i evli, %63.0’ının ön lisans mezunudur. “Hemşirelerin, sağlık memurlarının
ve ebelerin ayrı ayrı dernekleri var mı? “ sorusuna sağlık çalışanlarının %21.1’i evet yanıtını
vermişlerdir. Katılımcıların %86.8’i üye değildir. Balıkesir ilinde mesleki derneğinizi kurma
aşamasında görev almak ister misiniz?” sorusuna katılımcıların %26.3’ü evet demiştir. Anketi
yanıtlayanların %50.0’ı mesleki sorunların çözümünde, saygınlığın artmasında derneğin katkıda
bulunabileceğine inanmaktadır. Toplu bir güç olması açısından Ebelik ve Sağlık Memurluğu
Derneği’nin eski ve bilinen bir dernek olan Türk Hemşireler Derneği çatısı altında birleşmesini
isteyen sağlık çalışanlarının oranı %68.4’tür. Katılımcıların %89.5’i mesleğinden memnundur.
Sağlıkçıların görevleri ile mesleki derneklerinin Türk Hemşireler Derneği çatısı altında birleşmesini
arasında anlamlılık saptanmıştır p<0.01.
Sağlık çalışanlarının mesleki dernekleri hakkında bilgileri yetersizdir.
Anahtar Kelimeler: Sağlık çalışanı, dernek, dernek üyeliği
The Standpoint Of Employees Of Health Service To Their Associations
Çevik Celalettin, Başkurt Selma, Erkanlı Elif
Balıkesir University Sanitary High School
Aims to reveal the socio-demographic features of employees of health service, their opinions on
their professional associations and requests for membership.
The study, which is descriptive and cross-sectional, was carried out between 2006 and March 2007,
on 38 sanitarians employed in Balıkesir At The Breast Diseases. The data was assessed on SPSS
10.0 program with the tests of frequency distribution, arithmetic mean, standard deviation.
52.6 % of the participants are nurses, 31.6 % are health officers 92.1 % of the participants are
married.21.1 % of the sanitarians replied “YES” upon being asked the question “Do nurses, health
officers and midwifes have their own associations separately?” 86.8 of the participants are not
members. 26.3 % of the participants replied “YES” on being asked “Do you wish to take part in
establishing your professional association in Balıkesir. The rate of the sanitarians who desires The
Association of Midwives and Health Officers to unite under the framework of Turkish Nurses
Association, an older and more known association, is 68.4 There is a meaningfulness determined
between the jobs of the sanitarians and the unification of their professional associations with
Turkish Nurses Associations: p<0.01.
The knowledge of the sanitarians about their professional associations is insufficient.
Keywords: Sanitarian, association, association membership.
198
[P-142]
Burdur Devlet Hastanesindeki Doktor ve Hemşirelerin Hasta Hakları
Konusundaki Tutum ve Davranışlarının İncelenmesi
Büyükyörük Nurvet1, Orhan Hikmet2, Ataş Serpil1, Mumcu Serkan1
1
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu/BURDUR
2
Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi/Isparta
AMAÇ: Araştırma Burdur Devlet Hastanesinde çalışan hemşire ve doktorların hasta hakları
konusundaki tutum ve davranışlarının saptamak,bu konudaki eksikliklerini ve yanlış uygulamaları
tanımlamak ve gerekiyorsa verilmesi gereken sağlık eğitimini planlamak amacıyla tanımlayıcı olarak
yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın örneklemini, 1–30 Mayıs 2006 tarihleri arasında Burdur Devlet
Hastanesinde çalışan,olasılıksız örneklem yöntemiyle seçilen 39 hemşire ve 39 doktor
oluşturmuştur. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ile yüz yüze görüşülerek
elde edilmiştir.Verilerin kodlanması ve analizinde SPSS 11.0 paket programı kullanılmıştır.Verilerin
değerlendirilmesinde sayı,yüzde ve ki-kare istatistiksel analizi kullanılmıştır. Araştırmanın
yürütülmesi için belirtilen kurumdan yazılı izin,çalışmaya katılan bireylerden sözel onam alınmıştır.
BULGULAR-SONUÇ: Hemşirelerin % 66,7si hasta haklarını hizmet içi eğitimle öğrenirken,
doktorların %46.2 si hizmet içi eğitimle öğrendiklerini belirtmişlerdir. Doktorların %69.2 si herhangi
bakım yada işlem yaparken hastalarından izin isterken, hemşirelerin ise %74.4 ünün işlem
yaparken hastalardan izin istediği görülmüştür.Doktorların hastane olanaklarını eşit kullanma
durumları % 12.8 iken hemşirelerin %5.1 dir.Hastaya bilgi verirken doktorların % 35.9 unun halk
dilini kullandığı,hemşirelerin ise % 43.6 sının halk dilini kullandığı belirlenmiştir.Doktorların %69.2
si, hemşirelerin %48.7 sinin hastalara kendilerini tanıtıkları belirlenmiştir.
Sonuç olarak;hasta hakları konusunda,insan hakları ve değerlerine
saygı,bilgilendirme,onam,mahremiyet ve özel yaşama saygı konularında klink uygulamalarda bazı
eksiklikler olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Hasta hakları,Doktor,Hemşireler
Study on Attitudes and Behaviours of Doktors and Nurses at Burdur State
Hospital About Patients’ Rights
Büyükyörük Nurvet1, Orhan Hikmet2, Ataş Serpil1, Mumcu Serkan1
1
Mehmet Akif Ersoy University,School of Health College/Burdur
2
Süleyman Demirel Üniversitesi Faculty Of Agriculture
AIM: The survey was done at Burdur State Hospital to conduct and define lack of patients’ rights
and wrong attidute towards it,to plan the health education to given, it necessary.
MATERYAL AND METHODS: By using randomized selection method, choosen 39 nurses and 39
doctors who work between on 1-30 May 2006 dates at Burdur State Hospital formed the example
of the survey.The data was collected through face to face to face interviews using a questionnaire
which was prepared by researchers.. The research data will be analyzed by the researchers using
number,percentage on the SPSS( Statistical Program for Social Sciences) 11.0 statistics program. A
written permission from the mentioned foundation and oral consent from the people who joined in
the research were taken to carry out the research.
RESULT AND CONCLUSION: While67,7% of the nurses learned patients’ rights by in service
training.İt was observed that 46.2% of the doctors learned by in service training.While 69.2% of
the doctors took consent of their patients while taking care or doing any operation,it was found
that 74.4% of the nurses did.While the situation of the doctors using of hospital facilities equally
was 12.8%,that of nurses was gave 5.1%
İt was determined that while 35.9% of the doctors gave information,by using public language,and
that 43.6% of the nurses used it.İt was found 69.2% of the doctors introduced themselves to
patients but 48.7% of the nurses did.
As a result; it was found that there were some deficiencies of about patients’rights, respect to
human rights and anticipation,giving information,approvel,intimacy and respect to private life in
the clinic implementation.
Keywords: Patients’ rights,Doktors,Nurses
199
[P-143]
Giresun Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğrencilerinin
Organ Bağışı ve Nakli Hakkındaki Bilgi, Tutum ve Davranışlar
Kaya Barış, Öztürk İlknur, Ceylan Emine, Çolak Esma, Göl Aslı, Usta Ülkü, Doğruoğlu Nagihan
Giresun Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Giresun, Türkiye
AMAÇ: Organ yetmezliği insidansı tüm dünyada artmakta olup organ nakli olmayı bekleyen
hastalarda uygun organ beklerken yaşamlarını yitirmektedirler. Giresun Üniversitesi Fen - Edebiyat
Fakültesi Tarih Bölümü öğrencileri üzerinde yapılan bu çalışmanın amacı; toplumda eğitimli kesimi
temsil edecek olan ve sağlık eğitimi dışında eğitim alan bireylerin organ bağışı ve nakli hakkındaki
bilgi, tutum ve davranışlarını değerlendirmektir.
GEREÇ – YÖNTEM: Bu araştırma 17.02.2007 tarihinde Giresun Üniversitesi Fen – Edebiyat
Fakültesi Tarih Bölümü öğrencilerine ( n =157 ) uygulanmıştır. Ancak araştırma tarihinde
öğrencilerin %87,5’ine ( n =137 ) ulaşılmıştır. Tanımlayıcı tipteki bu araştırmada veriler 34 sorudan
oluşan anket formu ile toplanmıştır. Verilerde SPSS paket programı kullanılmış olup, analizlerde
frekans ve x2 testi yapılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan bireylerin %50.4’ü ( n =69 ) bayan %49.6’sı ( n =68 ) ise
erkektir. Öğrencilerin %81.8’i (n =112 ) organ nakli tanımını doğru olarak
cevaplandırmıştır.Öğrencilerin %35’i ( n =43)organ bağışında bulunmayı düşündüklerini ifade
ederken sadece 2 öğrenci organ bağışında bulunmuştur. Öğrencilerin %53.4’ü ( n =63 ) aile
bireylerinden birini kaybettiğinde organlarını bağışlayabileceklerini belirtmişlerdir. Öğrencilerin
%83.6’sı ( n =92 ) dini yönden organ bağışında bulunmanın uygun olduğunu, %16.4’ü ( n =18 )
ise uygun olmadığını ifade etmişlerdir. Öğrencilerin %53.9’u (n =68) sadece yaşamını yitirmiş
kişilerden, %42.2’si ( n =53 ) hem yaşamını yitirmiş hem de yaşayan kişilerden, %3.9’u ( n =5 )
sadece yaşayan kişilerden organ naklinin daha uygun olduğunu belirtmişlerdir.
SONUÇ: Öğrencilerin bu konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları, organ bağışı ve nakli
hakkında farklı tutum ve davranışların olduğu ortaya çıkmıştır. Organ bağışı ve nakli hakkındaki
bilgi eksikliklerinin giderilmesi, olumsuz tutum ve davranışların engellenmesi için sağlık politikaları
geliştirilmeli ve halk bu konuda bilinçlendirilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Duyarlılık,organ bağışı,yaşam
Knowledge,Attitudes And Behaviour Concerning Organ Donation And
Transplantation Among Giresun University Science-Literature Faculty
History Department Students
Kaya Barış, Öztürk İlknur, Ceylan Emine, Çolak Esma, Göl Aslı, Usta Ülkü, Doğruoğlu Nagihan
Health School,Giresun University,Giresun,Turkey
AIM: The incidence of organ insufficiency is rising all over the world, and patients awaiting
transplants will die waiting for suitable organs. The aim of this study conducted on Giresun
University Science-Literature Faculty History Department students was to evaluate the knowledge,
attitudes and behaviour of individuals who will represent the educated section of society and
studying outside the field of health concerning organ and transplantation.
MATERIALS-METHODS: This research was conducted on students at the Giresun University
Science and Literature Faculty History Department on 17.02.2007 (n=157). Data in the
complementary study were collected using a questionnaire consisting of 34 questions. The SPSS
program was used for data and frequency and x2 tests performed at analysis.
RESULTS: 50.4% (n=69) of the individuals participating in the study were female and 49.6%
(n=68) male. 81.8% of students correctly answered the definition of organ transplantation. While
35% (n=43) of the students stated that they would consider donating organs, only 2 students had
done so. 53.4% (n=63) of students stated that they might donate organs in the event of the death
of a relative. 53.9% (n=68) of students stated that organ transplantation was acceptable from
deceased donors, 42% (n=53) said it was acceptable from both living and deceased individuals,
while 3.9% said it was appropriate solely from living donors.
Summary: It appears that students lack adequate information on this subject and have differing
attitudes and behaviour concerning organ donation and transplantation. Health policies to
overcome the lack of information about organ donation and transplantation and to prevent
negative attitudes and behaviour need to be developed and public awareness on the subject raised.
Keywords: Sensitivity,organ donation,life
200
[P-144]
Artrozlu Hastaların Ağrı Düzeylerinin Belirlenmesi
Demiral Nevin, Somuncuoğlu Neslihan, Değirmenci Nurhan, Hindistan Sevilay, Öztürk Havva, Nural
Nesrin
Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Araştırma artrozlu hastaların ağrı düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma, Yavuz Selim Kemik Hastalıkları Hastanesinin Fizik Tedavi Ve
Rehabilitasyon Polikliniklerinde 08.01.2007 – 31.03.2007 tarihleri arasında kurumdan gerekli izin
alınarak gerçekleştirilmiştir. Araştırma artroz tanısı alan, poliklinik kontrollerine gelen, iletişim
kurulabilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 124 hastayı kapsamaktadır. Verileri toplamak için
hastaların tanıtıcı özelliklerini ve hastalığa ait bilgileri içeren soru formu ve VAS (Vizüel Analog
Skala) kullanılmıştır. Veriler hastayla görüşme tekniği kullanılarak elde edilmiştir. Verilerin
değerlendirilmesinde yüzdelik ve ortalama testleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Hastaların yaş ortalamaları 64.61 ± 11.13, %63.7’si okur yazar değil, %98.4’ü evli,
%76.6’sı ev hanımı, %91.9’u sosyal güvenceye sahip, %36.3’ü eşiyle birlikte oturmakta ve
%47.2’si ilçede yaşamaktadır. Hastaların %29.8’ i 1-5 yıldır artroz tanısı ile yaşamaktadır, %76.6’sı
başka bir kronik hastalığa ve %23.4’ü fiziksel görünümde deformiteye sahiptir. Analjezik ve
nonsteroidal anti-inflamatuar ilaç kullanan hasta oranı %78.2 dir. Hastaların VAS puan ortalamaları
8.20 ± 1.77 olarak belirlenmiştir.
SONUÇ: Hastaların VAS puan ortalamaları yüksektir. Ciddi düzeyde ağrı yaşadıkları tespit
edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Artroz, ağrı, hemşirelik, hasta
Determining The Pain Levels of Arthrose Patient
Demiral Nevin, Somuncuoğlu Neslihan, Değirmenci Nurhan, Hindistan Sevilay, Öztürk Havva, Nural
Nesrin
Trabzon Health School of Karadeniz Technical University
AIM: The research was done to determine the pain levels of arthrose patients.
MATERIAL-METHOD: This research conducted at the Physical Medicine And Rehabilitation Policlinic
of Yavuz Selim Kemik Hastanesi by receiving permissions from hospital directory between January
08, 2007 – March 31, 2007. The research included 124 patients who have suffered from arthrose,
controlled in policlinic, communicated, and participated willingly to the research. For data was
gathered, a questionnaire included their demographical characteristics and the informations about
their diseases and VAS (Visual Analog Scale) were used. The data was obtained by interviewing
method. The data was evaluated percentage and average tests.
FINDINGS: The average ages of patients are 66.61 ± 11.13, 63.7 % of them are illiterate, 98.4%
is married, 76.6 % is housewifes, 91.9 % has social security, 36.3% lives with his wife/her
husband and 47.2 % lives in county. 29.8 % has had the arthrose for 1 -5 year, 76.6 % has the
other chronic illness and 23.4 % has deformity physically. 78.2 % of them uses analgesic and nonsteroidal anti-eflamatuar drugs. The points’ average of VAS of patients is 8.20 ± 1.77.
RESULTS: The points’ average of VAS of patients are high and they suffer from pain, seriously..
Keywords: Arthrose, pain, nursing, patient
201
[P-145]
Sağlık Yüksekokulunda Okuyan Öğrencilerinin Kariyer Planlarının
Belirlenmesi
Gelen Özge, Sönmez Neşe, Tunç Gülseren Çıtak, Akgün Zehra
Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Bursa
AMAÇ: Meslek seçimi ve kariyer planlaması hemşirelik eğitiminde giderek önem kazanmaktadır. Bu
çalışma, Uludağ Üniversitesi SYO’da öğrenim gören 3. ve 4. sınıf hemşirelik ve sağlık memurluğu
bölümü öğrencilerinin kariyer planlarını belirleme ve etkileyen etmenleri saptama amacı ile
yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışma tanımlayıcı olup Uludağ Üniversitesi SYO’ da öğrenim gören 3. ve 4.
sınıf hemşirelik sağlık memurluğu bölümü öğrencileri (n=145) araştırma kapsamına alınmıştır.
Veriler 2007 Mart ayında veri toplama formu kullanılarak toplanmıştır. Veriler SPSS programında
değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin %71,0 kız, %29,0 erkektir, %62,1’i hemşirelik
bölümündedir, Öğrencilerin %76,6’sı mesleklerini sevmektedir. Bu mesleği seçme nedenlerine
baktığımızda yarıdan fazlası (%62,5) ÖSS puanına göre tercih yaptığını belirtmiştir. ÖSS puanına
göre bu okulu ilk on içerisinde tercih eden öğrenciler %49.7dir. Öğrenciler sorunlarla baş edebilme
özelliklerini güçlü (%33,9), buna karşın iletişim yönlerini zayıf olduğunu (%30,5) ifade etmişlerdir.
Mezuniyet sonrası girmeyi planladıkları sınavlar öncelikle KPSS (%47,4) ve ALES (%36,8) dir.
Öğrencilerin büyük çoğunluğu (%80,7) mezuniyet sonrası için kariyer planlamaktadır. Öğrenciler
%47,8’i kariyerin kendileri için statü sağlayacağını belirtmişlerdir. Hemşirelikte Yönetim dersi (%
22.1) kariyer için en çok tercih edilen alandır. Öğrenciler, kadının iş ve aile yükümlülüklerinin
kariyer ilerlemesini engelleyeceğini düşünmektedirler.
SONUÇ: Sonuç olarak üniversitelerde kariyer günleri düzenlenmesi ve öğrencilerin kariyer
planlaması konusunda yönlendirilmeleri önem taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kariyer, Hemşirelik Eğitimi
Determination Of Career Plans Among School Of Health Students
Gelen Özge, Sönmez Neşe, Tunç Gülseren Çıtak, Akgün Zehra
Uludag University School of Health, Bursa
AIM: Both career planning and choosing a profession are important topics in nursing education.
The aim of this study was to determine career plans and factors that may affect career planning of
the third and fourth year students who enrolled in nursing and health officer programs at Uludag
University School of Health.
MATERIAL-METHOD: This study was a descriptive study. Third and fourth year nursing and
health officer program students (n=145) were included. Data were collected during in March 2007
by using a data collection form which was generated especially for his study under the relevant
literature. Statistical analyses were done by using SPSS 10.0 program.
RESULTS: 71 % of the students were female and 29 % of the students were male. Sixty two
(62%) of the students were studying in the nursing program. Most of the students (76.6%)
reported that they like their profession. University entrance exam (OSS) scores were the main
reason for choosing nursing and health officer programs by most of the students (62.5%). Close to
half of the students (49.7%) reported that nursing/ health officer programs were among their first
ten choices. While students feel themselves strong in facing problems (33.9 %), they were not
confident in interpersonal communication (30.5%). Students plan to take KPSS (47.4%) and ALES
(36.8%) after their graduation. 47.8 % of the students expected that career will provide a status
for them and 22.1 % of the students were planning to have a career in Management. On the other
hand, responsibilities of women both at work and in the family are expected to be barriers for
career development.
CONCLUSION: As a conclusion it is important to plan career days at the universities and guide
students about this subjcet.
Keywords: Career, Nursing Education
202
[P-146]
Üniversite Öğrencilerinin Akılcı Olmayan İnançları ile Umutsuzluk Düzeyleri
Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
Ağaçdiken Seval, Kayalı Merve, Kumcağız Hatice
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Sağlık Yüksekokulu, Samsun, Türkiye
Bu çalışmada öğrencilerin akılcı olmayan inançları ile umutsuzluk düzeyleri arasındaki ilişki çeşitli
değişkenlere göre incelenmek amaçlanmıştır. Kesitsel olan bu çalışma Şubat-Mart 2007 tarihleri
arasında yapılmıştır.
Araştırmanın evrenini Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun Sağlık Yüksekokulu’ndaki 300 öğrenci
oluşturmuştur. Örneklem seçiminde basit şans örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Buna göre 176
öğrenci araştırmanın örneklem grubunu oluşturmuştur. Örneklem grubuna, Kalkan (2006)
tarafından geliştirilen “İlişkilerde İnanç Envanteri” ve “Beck Umutsuzluk Ölçeği” uygulanmıştır.
Yapılan istatistiki işlemler sonucunda akılcı olmayan inançlar ile umutsuzluk düzeyleri arasında
anlamlı bir ilişkiye rastlanılmamıştır.
Bu çalışma farklı örneklem gruplarında da tekrarlanarak çıkan sonuçlar karşılaştırılabilir.
Anahtar Kelimeler: Anahtar sözcükler: Akılcı olmayan inançlar, İnanç, umutsuzluk, üniversite
öğrenciler
An Investigation of the Relationship between the University student’
Irrational Beliefs and Level of Hopelessness
Ağaçdiken Seval, Kayalı Merve, Kumcağız Hatice
Health Highschool Samsun in Ondokuz Mayıs University, Samsun, Turkey
In this study, the relationship between students’ irrational beliefs and level of hopelessness was
investigated in term of various variables. This study was conducted between February and Marh
2007.
The scope of the study was composed of 300 students in the department of Samsun Health
Highschool in Ondokuz Mayıs University in Samsun. The simple random method was used in
determining the scope of the study. As a result, 176 students formed the scope of the study.
“Belief Inventory in Relationships” developed by Kalkan (2006) and “Beck Hopelessness Scale”
were used.
According to the statistical results a statistically significant relationship between the irrational
beliefs and level of hopelessness was not found.
This study may be conducted in different group and the results may be compared.
Keywords: Hopelessness, belief, irrational beliefs, university students
203
[P-147]
Transkültürel Hemşirelik Yaklaşımının Önemi
Sümbül Sevgi, Bacaksız Makbule, Akkurt Ömrüye, Sarı Necla
Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu
İnsanların sağlıkla ilgili inançları ve uygulamaları yaşadıkları toplumsal kültürün bir
parçasıdır.Leininger Transkültürel hemşireliği;”hemşirelik bakımında kültürel evrensellik ve kültüre
özgürlük sağlayan, farklı kültürlerin karşılaştırmalı araştırma ve analizi üzerine temellenen,sağlık,
hastalık,bakım,inanç ve değerlere saygılı bir şekilde, dünyada alt kültür ve kültürlerdeki farklılıkları
analiz eden ve karşılaştırmalı çalışma üzerine odaklanan hemşireliğin bir kolu veya alt dalı”şeklinde
tanımlamıştır.Farklı kültürlerdeki insanların kendi kültürel varlıklarını açıkça korumaları temel insan
hakkıdır ve saygı duyulmalıdır.
Hemşirelik bakımında kültürel yaklaşımın gerekliliğinin anlaşılmasıyla transkültürel hemşirelik
yaklaşımının önemi ortaya çıkmıştır.
Literatür incelemesi olan bu araştırmanın amacı hemşirelik bakımında kültürel yaklaşımın önemini
vurgulamaktır.
Anahtar Kelimeler: Transkültürel hemşirelik,Toplum
The Importance of Transcultural Approach in Nursing
Sümbül Sevgi, Bacaksız Makbule, Akkurt Ömrüye, Sarı Necla
Balıkesır Unıversıty Bandırma college of health
Beliefs and applications of people related to health care are parts of their social culture.Leininger
defined transkultural nursing as “a legitimate and formal area of study,research and
practice,focused on culturally based care,values,and practices to help cultures or subcultures
maintain or regain their health and face disabilities or death in culturally congruent and beneficial
caring ways”.For people from different cultures to clearly state their cultural presence and must be
respected.
The aim of this research that’s a literature study of requirement of cultural approach on nursery
care is to emphasize the importance of cultural approach on nursery care.
Keywords: Transccultural nursing, Society
204
[P-148]
Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Motivasyon Düzeyleri ve Bunu Etkileyen Sosyo-Demografik Faktörler
Kasap Selda, Yıldız Şafak, Aydınoğlu Öğr. Gör. Nejla, Özyazıcıoğlu Öğr.gör.dr. Nurcan, Kılıç Öğr.
Gör. Mineş
Uludağ Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu,Bursa
Giriş ve Amaç: Öğrenmede sağlanacak gelişme ve başarıyı etkileyen önemli faktörlerden biri de
motivasyondur.Öğrencilerin öğrenmeye ilişkin motivasyon düzeylerini bilmek, öğrenmedeki etkililik
ve verimin arttırılmasında, öğrenme ortamının düzenlenmesinde önemli bir etkendir. Bu araştırma
U.Ü.S.Y.O’nda öğrenim gören kız ve erkek öğrencilerin motivasyon düzeyleri ve bunu etkileyen
sosyo-demografik faktörleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
Gereç-Yöntem: Bu araştırma U.Ü.S.Y.O’ nda Mart 2007 tarihinde yapılmıştır. Araştırmanın
evrenini Sağlık Memurluğu ve Hemşirelik bölümünde 1,2,3,4. sınıflarda okuyan (n=259) öğrenciler
oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak anket formu ve Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin
güdülenme düzeylerini ölçmek için Acat B., Köşgeroğlu N. tarafından geliştirilen “Güdülenme
Kaynakları ve Sorunları Ölçeği” kullanılmıştır. İçsel güdülenme, olumsuz güdülenme, dışsal
güdülenme alt ölçeklerini içeren 24 maddeden oluşmaktadır. Veriler SPSS programında
değerlendirilmiştir.
Bulgular ve Sonuçlar: Bu araştırmada ölçeğin içsel güdülenme puanı 3.39 (orta düzey
motivasyon), dışsal güdülenme puanı 4.17 ( yüksek düzey motivasyon), olumsuz güdülenme puanı
3.13 (orta düzey motivasyon) bulunmuş, ortalama puanı 3,56 (yüksek motivasyon) olarak
saptanmıştır. Öğrencilerin güdülenme düzeyleri ile cinsiyet, okuduğu bölüm arasında (p<0.05) ve
1. sınıf ile 2, 3, 4. sınıflar arasında (p< 0.001) anlamlı ilişki bulunmuştur. Güdülenme düzeyleri ile
yaş, bölüm tercih sırası, gelinen yerleşim birimi, anne-baba eğitim düzeyi, mezun olunan lise,
ailenin gelir durumu, kardeş sayısı arasında ilişki bulunmamıştır.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik,Motivasyon,Eğitim
Uludağ University School Of Health Students’ Motivation Levels and
Sociodemographic Factors that Effect This
Kasap Selda, Yıldız Şafak, Aydınoğlu Öğr. Gör. Nejla, Özyazıcıoğlu Öğr.gör.dr. Nurcan, Kılıç Öğr.
Gör. Mineş
Uludağ University, School Of Health, Bursa
Entrance: One of the most important factors which affects the development and success in
learning is motivation.To know the motivation levels of the students in learning is a very important
factor in order to increase the effectiveness and productiveness in order to arrange the enviroment.
This research has been conducted to determine the motivation levels of the students (boys and
girls) and the sociodemographic factors affecting these levels educating at School of Health, Uludağ
University.
Material Method: This study has been made in Uludağ Üniversity School of Health on March 2007.
This study group is formed by 259 students who are from 1st, 2nd,3 rd,4 th classes studying in
Health Clerk and Nursing Section. In the study, Sourches and Problems of Motivation scale which
was developed by Acat B., Köşgeroğlu N. Has been used aiming to determine School of Health
Students’ existing motivation levels about education. İnterior motivation, external motivation,
negative motivation and in total the scale has been formed of 24 topics.These datas has been
evoluated in SPSS program.
Diagnosis and Conclusion: In this study, scale’s interior motivation point is 3.39 (mid-level
motivation), external motivation point is 4.17 (high level motivation), negative motivation point is
3.13 (mid-level motivation) and its average point has been determined as 3.56 (high motivation).
There has been found a meaningful difference between motivation levels and sexuality, study
section (p<0.05) and 1st class and 2 nd,3 rd, 4 th classes (p<0.001). There hasn’t been found any
difference between motivation levels and age,section preference sequence, their
settlements,education levels of parents, their high schools and parents’ level of income and number
of siblings.
Keywords: Nursing,Motivation,Education
205
[P-149]
Afyonkarahisar Tıp Fakültesi ve Devlet Hastanesinde Çalışan Hemşirelerin
Motivasyonları
Ceylantekin Yeşim1, Kıyak Dilek2, Küçükilhan Müşerref2, Eroğlu Çiğdem2, Dadak Zeliha2
1
Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Afyon Sağlık Yüksekokulu
2
Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Afyon Sağlık Yüksekokulu,Hemşirelik Bölümü
AMAÇ: Araştırma 02.02.2006-08.05.2006 tarihleri arasında Afyonkarahisar Tıp Fakültesi ile
Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’nde görev yapan hemşirelerin motivasyon düzeylerini saptamak
amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır.
YÖNTEM: Araştırmanın evrenini bu hastanelerde görev yapan araştırmamıza katılmaya gönüllü
250 hemşire oluşturmuştur. Araştırmada veriler anket formu hazırlanarak yüz yüze görüşme
tekniğiyle hemşirelere yemek molası aralarında uygulanmıştır. Elde edilen veriler, SPSS programı
kullanılarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR VE TARTIŞMA: Hemşirelerin %58,7’si 15-19 yaş arasında mesleğe başlamış.
Hemşirelik mesleğini severek yapanlar %67,5 iken aldığı ücretten memnun olmayanlar %46,2’dir.
Hemşirelerin %67,5’i gece nöbete kalmakta endişe duymaktadır. Hemşirelerin %82,5’i servisinden
memnundur. Hemşirelerin %62,2’si servisteki araç-gerecin yeterli olduğunu. Mesleki doyum
sağlayan hemşirelerin oranı %62,5’dir.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Çalışma ortamının yoğun, gece nöbetleri, riskli bir meslek olması,
toplumda değer görmemesi, izin günlerinin az olması, çalışma saatlerinin çok olması, yıpratıcı bir
meslek olması gibi nedenler hemşirelerin başka bir mesleği tercih etmesine neden olmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Hemşire, Motivasyon, Doyum.
Nurses’ Motivations Working at Afyonkarahisar Medical Faculty and State
Hospital
Ceylantekin Yeşim1, Kıyak Dilek2, Küçükilhan Müşerref2, Eroğlu Çiğdem2, Dadak Zeliha2
1
Lecturer in Department of Afyonkarahisar Kocatepe University, Afyon Healty Hıgh School,Nursing
Department, Afyonkarahisar,Turkey
2
Student in Department of Afyonkarahisar Kocatepe University, Afyon Healty Hıgh
OBJECTIVE: Research’s been planned as definer aiming to determine motivation levels of nurses
working at Afyonkarahisar Medical Faculty and Afyonkarahisar State Hospital between dates
02.02.2006 and 08.05.2006.
METHOD: Universe of research’s been become from 250 nurses working at these hospitals, who’ve
been volunteer to participate in research. Datas’ve been applied by preparing survey form with
face-to-face interview technique on break times. A acquired datas’ve been analyzed by using SPSS
program.
FINDINGS AND DISCUSSION: 58,7% of nurses’d started working between ages 15 and 19.
67.5% have been working at their jobs willingly and the ratio of the ones who’ve been unsatisfied
from salary they have got is 46.2%. 67.5% of nurses’ve been anxious from being on duty, 82.5%
have been pleased from service they’ve been working. 62% of nurses’ve said that tools and
equipments in service’ve been adequate. Ratio of the ones who’ve got occupational satisfaction is
62.5%.
RESULT AND SUGGESTIONS: Reasons like intensive working environment, being on duty at
nights, being a risky job, not being appreciated at society, having less vacation days, having more
working hours,being a exhausting job cause nurses preferred another job.
Keywords: Nurse, Motivation, Satisfaction.
206
[P-150]
Okullarda Şiddet: Adölesanlar Arasında Uygulanan Şiddet Türleri
Demirezen Esma, Dilli Seda, Çetinkaya Feyza, Özdursun Tuğba
İstanbul Üniversitesi, Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul
AMAÇ: Adölesan çağı çocuklar arasında şiddet olaylarının giderek arttığı gözlenmektedir. Bu
olayların önemli bir bölümü ise okul ortamında yaşanmaktadır. Çalışmamızda ortaokul öğrencileri
arasında uygulanan şiddet türlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bulguların okul sağlığı
kapsamında şiddetin önlenmesi programlarının oluşturulmasında rehber olacağı düşünülmektedir.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte planlanan bu çalışmanın örneklemi bir ilköğretim okulunun 7.
ve 8. sınıf öğrencileri arasından seçilmiştir. Veriler bireysel raporlandırmaya dayalı, konu ile ilgili
literatür incelenerek oluşturulan görüşme formu ile elde edilmiştir. 329 öğrenciye ait veriler SPSS
programında tanımlayıcı analizler ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Araştırma sonucunda, okulda arkadaşlarına fiziksel şiddet uygulayanların oranı %
13.7, arkadaşları tarafından rahatsız edici davranışlara maruz kalanların oranı % 82.1 bulunmuştur.
Bu davranışları uygulayanlar sıklıkla erkek öğrencilerdir (% 59.9). Öğrencilerin önemli bir bölümü
(% 44.7) arkadaşlarının sözel (küfür) saldırısına, % 38.6 ise sınıfta meydana gelen fiziksel saldırıya
maruz kaldıklarını ve kendilerinin de şiddete şiddet ile karşılık verdiklerini belirtmişlerdir (%40.49).
Şiddet uygulama nedenleri arasında kendini ispat etme isteği ilk sırada yer almıştır (%36.2).
Öğrenciler şiddetin önlemesi ve çözümü konusunda okulda ve çevresinde güvenlik önlemlerinin
arttırılması gerektiğini belirtmişlerdir (%11.2)
SONUÇ: Okullarda yaşanan şiddet olayları, okul yönetiminin ve danışman öğretmenlerin yürüttüğü,
öğrenci, öğretmen ve aileyi içine alan programlarla önlenebilir. Alternatif aktivitelerin arttırılması ve
öğrencilerin katılımların desteklenmesi konusunda daha fazla çalışmalar yapılabilir.
Anahtar Kelimeler: Adölesan, Okul, Şiddet
Violence at School: Types of Violence Among Adolescents
Demirezen Esma, Dilli Seda, Çetinkaya Feyza, Özdursun Tuğba
Istanbul University, Florence Nightingale School of Nursing, Istanbul, Turkey
PURPOSE: Violence among adolescents is increasing. An important part of this actions happens at
school. The purpose of this study was to evaluate violence among junior high school students. It
will guide implementing school based violence programs.
METHOD: In this descriptive study, data were collected from 7 th – 8 th grade students (n=329).
Data were collected by self report with structured questionaire, developed by reserachers in light of
the literature. Statistical analysis were gathered through the SPSS program.
RESULTS: According to the results 13.7% of the students were applying physical violence on their
friends, 82.1% were exposed to their friends wrong behaviours. These behaviours were mostly
done by boys (%59.9). An important part (% 4.7) of the students were exposed to swerings,
%38.6 indicate that violence mostly happens in classroom and that they also react with abusive
behaviours (%40.49). Reason for these behaviours were mentioned as to prove him/herself to
others (%36.2). Soluting violence problems at school student's advice were to increase security
cautions at school. (%11.2)
CONCLUSION: Decreasing this problems is posible through programs by the school administration
and counselors with student and family collaboration. Increase in alternative creative activity
facilities and supporting student participation may be effective.
Keywords: Adolescent, School, Violence
207
[P-151]
Üniversite Öğrencilerinin Uyku Döngüleri ve Uykuyu Etkileyen Faktörleri
İnceleyip Uyku Bozuklukları Konusundaki Tutum ve Davranışlarının
Araştırılması
Üstüner Fadime, Aydın Emine, Duman Burcu, Urbay Sevim, Yüceler Emel, Öztürk İlknur
Giresun Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ İnsan yaşamının devamlılığının sürdürülmesinde temel insan gereksinimlerinin karşılanması
önemlidir. Öğrencilerin üniversite döneminde yaşadıkları ders stresleri, yabancı çevre, aileden
ayrılma, son sınıflarda iş bulma stresi gibi olgular nedeniyle uyku problemi yaşanılabilir. Yeterli ve
iyi bir uyku döngüsü olmayan öğrencilerin algılamaları, konsantrasyonları ve buna bağlı ders
başarılarında azalma görülebilir.
Bu çalışma Sağlık Yüksekokulunda okuyan üniversite öğrencilerinin uyku döngüleri ve uykuyu
etkileyen faktörleri inceleyerek yapılacak çalışmalara ışık tutmak amacıyla planlanmıştır.
MATERYAL METOD Araştırma evreni 14/12/2006 tarihinde Giresun Üniversitesi Sağlık
Yüksekokulunda okuyan 303 öğrenci oluşturmaktadır. Bu öğrencilerden örneklem grubu olan 246
öğrenciye ulaşılmıştır (%81). Veriler öğrencileri tanıtan ve uyku gereksinimlerini etkileyen faktörleri
belirlemeye yönelik anket formu ile toplanmıştır.
BULGULAR Öğrencilerin %86.2'si 7-8 saat uyuduğunu, %.71.1'i uykusunun akademik başarıyı
etkilediğini, %.87.1'i profesyonel yardıma ihtiyacı olmadığını, %.91.9'u unutkanlık, dikkat ve
konsantrasyon eksikliğinden şikayetçi olduğunu, %.87.7'sinin sigara kullanmadığı, %.79.3'ü
uyandığında kendini hala uykulu hissettiğini ifade etmişlerdir. Uyku problemi yaşayan öğrencilerin
%.18'i sigara kullanırken %.87'si sigara kullanmadığını belirtmiştir.
SONUÇ Öğrencilerin uyandığında kendini hala uykulu hissedenlerin sigara kullananlarda fazla
olduğu, sigaranın uyanıldığında dinç olmayı engellediği ve uyku ihtiyacını arttırdığı bulunmuştur.
Uyku sorunu yaşayan ve profesyonel yardıma ihtiyacı olduğunu belirtenlerin büyük bir kısmının
uyku ilacı kullandıkları ve akademik başarı durumuna uykunun etkili olduğu bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Uyku, uykuyu etkileyen faktörler
A Research On The Sleeping Circle Of University Students, Their Attitudes
And Behaviours On Sleeping Disorders And The Factors That Affect Sleeping
Üstüner Fadime, Aydın Emine, Duman Burcu, Urbay Sevim, Yüceler Emel, Öztürk İlknur
Giresun University Health School
AIM: It is significant that human beings’ basic needs are met for t he continuity of life. It is very
common that university students come face to face with sleeping disorders in their university life
due to course-related stress, foreign environment, leaving parents and especially among senior
students, the problem of finding a job. There may be a decrease in the perception, concentration
and success of the students who experience disorders in sleeping.
This research is planned for enlightening the studies on the sleeping circle of university students
and the factors that affect sleeping.
MATERIAL METHOD: The research was done on 14/12/2006, the data were got from 303
students who are students in Giresun University, Health School, and 246 of these students were
reached. (81%) The data were collected by a questionaire which introduces the students and
determines the factors affecting their sleeping requirements.
FINDINGS: 86.2% of the students expressed that they sleep 7-8 hours; 71.1% that sleep affects
their academic success; 87.1% that they do not need professional help; 91.9% that they have
complaints about forgetfulness, lack of attention and concentration; 87.7% that they do not
smoke; 79.3% that they still feel sleepy after they wake up. 87% of the students who have
sleeping disorders expressed that they smoke; 18% of them expressed they do not.
RESULT: It has been found out that among the students who feel sleepy after they wake up, the
ones that smoke are more than the ones do not smoke; and that smoking prevents feeling
refreshed and increases the need for sleep. It is also found out that the students who express that
they have sleeping disorders and need professional help use drugs for sleeping and sleep is
effective in academic success.
Keywords: Sleep, factors that affect sleep
208
[P-152]
Hemşirelikte empatik iletişim
Fidan Derya
Başkent Üviversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri Bölümü, Ankara,
Türkiye
Hemşireler, sağlık durumunda bozukluk yaşayan kişilere bakım verirler ve onların gereksinimlerini
ortaya koymak için etkileşime geçerler. Hemşirelikte empatik iletişimin amacı, hizmet verilen bireyi
ve sorununu tanımak, nasıl bir bakıma gereksinimi olduğunu belirlemek ve sonuçta bakımın
amacına ulaşmaktır.
Hemşireler empatiyi etkin kullanarak hasta memnuniyetini, hasta memnuniyeti ise genel sağlık
durumunu olumlu yönde etkilediğinden sunulan hemşirelik hizmetlerinin kalitesini de
yükseltmektedir. Etkili empatik iletişim, hasta-hemşire arasındaki iletişimin tedavi edici özelliğini
geliştirmekle kalmaz aynı zamanda daha iyi hasta uyumu, sağlık çalışanı ve hasta tatmininin
artmasını sağlar. Hemşirenin daha doğru veri toplamasına yardımcı olur, hastaların gerçek
duygularının anlaşılabilmesini sağlar, anlaşılamamaktan doğan zaman kayıplarının önüne geçilir,
hastaların hemşireye güveni artar. Tedaviye ve hemşireye karşı direnç azalır, hastanın duygularının
dışa vurumunu kolaylaştırır, olumsuz söz ve davranışlarda azalma görülür. Hastalar sorunun
çözümüne daha kuvvetli katılırlar. Hemşirenin istenmeyen durumlarla baş etmesi kolaylaşır, zor
hastalıklarla daha etkili mücadele edilir. Hasta memnuniyeti artar ve hastane anksiyetesi azalır.
Sonuç olarak, empatik iletişim, hem hemşirelik mesleğinin önemini artırmakta, hem de gerek
hasta, gerekse sağlık kurumu açısından olumlu sonuçlar doğurmaktadır. Hemşirelerin sunduğu
bakımın kalitesini artırarak, hastaların daha erken iyileşme ve taburcu olmalarına yardımcı
olmaktadır. Bu da gözle görülür bir şekilde hastaların yaşam kalitesini artırmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Empatik iletişim, yaşam kalitesi
Empathic communication in nursing
Fidan Derya
Baskent University, Faculty of Health Sciences, Department of Nursing and Health Services
Nurses care people who have problems about their health and interact with them for assign their
necessity. Aim of empathic communication in nursing is recognizing patient and his/her problem,
determining what kind of care he/she needs and in the end reaching the aim of care.
Nurses provide patient satisfaction by using empathy, patient satisfaction increase quality of
nursing care by effecting patient in positive way. Effective emphatic communication not only
improves the patient-nurse communication which is important in cure, but also increases nurses’
and patients’ satiety. It makes easier collecting data about patients, and understanding real
emotions of patients.It removes the waste of time cause of misunderstanding, and patients trust in
nurses.Patients’ resistance to cure and nurse is decrease.It makes easier for patient to show
his/her emotions,decreases negative behaviors and sayings.Patients become stronger solving
problems.It makes easier to control unwanted situations for nurses.Patients fight effective with
their illness.Patient satisfaction increases and hospital anxiety decreases.
In the end, emphatic communication makes higher importance of nursing and has positive results
for patients and hospitals.Empathy helps getting well in a short time and discharged from a
hospital by increasing the quality of nursing care. And this means life quality of patient is higher.
Keywords: Emphatic communication, life quality
209
[P-153]
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Hemşirelik Mesleği
Hakkındaki Görüşleri
Gölbaşı Kıymet, Koştu Nazan
Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Denizli
AMAÇ: Bu çalışma; Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerin hemşirelik mesleği hakkındaki
görüşlerini belirlemek amacıyla yapılmış tanımlayıcı bir çalışmadır.
GEREÇ-YÖNTEM: Denizli ili Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesinde okuyan 135 öğrenci
örnekleme alınmıştır. Veriler öğrencileri tanıtıcı bilgi formu ve literatür doğrultusunda hazırlanmış
olan 25 soruluk öğrencilerin hemşirelik mesleği hakkındaki görüşlerini belirleyen form ile elde
edilmiştir. Araştırma Kasım 2006-Ocak 2007 tarihleri arasında yapılmış olup, kurumdan resmi izin
ve öğrencilerin sözlü katılım onayı alındıktan sonra uygulanmıştır. Verilerin değerlendirilmesi SPSS
10.0 programında; yüzdelik hesaplamaları, kruskal wallis ve t testleri ile yapılmıştır.
BULGULAR: Araştırma kapsamındaki öğrencilerin % 48,9’u 20-22 yaş grubunda olup, % 54,8’i
bayandır. % 77’si daha önce herhangi bir hastanede çalıştıklarını belirtirken, % 54,8’i herhangi bir
serviste hasta olarak yatmadıklarını ifade etmiştir. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda;
öğrencilerin cinsiyeti, sınıfı, daha önce hastanede çalışıp çalışmadığı, herhangi bir serviste hasta
olarak yatıp yatmama durumları ile hemşirelik mesleği hakkındaki görüşleri karşılaştırıldığında
istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Öğrencilerin ailelerinde hemşire olup olmamasına
göre hemşirelik mesleği hakkındaki görüşleri karşılaştırıldığında ise fark istatistiksel olarak anlamlı
bulunmuştur.
SONUÇ: Araştırma sonucunda, Tıp Fakültesi öğrencilerinin birlikte çalışacakları hemşirelere ilişkin
bilgilerinin yetersiz olduğu ve hemşirelik mesleği hakkındaki görüşlerin çok ta olumlu yönde
olmadığı saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, öğrenci, meslek
Vıews Aboute Nursıng Job Of Medıcıne Faculty In Pamukkale Unıversıty
Gölbaşı Kıymet, Koştu Nazan
Department of Nursing, Pamukkale University Denizli Health Coolege, Denizli, Turkey
The aim; this study is have make for explaning opinions about nursing of students of medicine
faculty. It is a descriptive study.
MATERIAL-METHOD: 135 students of medicine faculty in Pamukkale University in Denizli are
involved in the illustration. The datums are have collected with a from cantain 25 questions
showing views about nursing. The evalution of datums is have made using percentile account,
Kruscal Wallis, T analyze tests in SPSS 10.00.
FINDINGS AND RESULTS: In research %48.9 of the students are 20-22 age group and %54.8 of
them are women. As %77 of them explain that they ve worked in hospital before %54,8 of them
says that not go in to hospital as a patient. The result of analyze shows that sexuality of
student,classes of them,situations of working in hospital before,situation of go in to hospital before
aren’t have show meaningful difference from the point of view of their opinions about nursing job it
are of members of student’s family is a nurse, their opinions of nursing job are have found
meaningful as statistical.
As to result of research students of medicine faculty haven’t knowledge enaug’n about of nursing
job. Alsa their opinions about nursing job aren’t positive.
Keywords: Nursing, student, job
210
[P-154]
Denizli’de Bir İlköğretim Okulunda 6,7 Ve 8. Sınıf Öğrencilerinde Obesite
Sıklığı Ve Etkileyen Etmenler
Turan Türkan1, Akay Tuğba2, Çetinkaya Kamile2, Çetin Zehra2, Kılıç Aykut2, Uslu Hasan2, Aytar
Erkan2
1
Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği
Anabilim dalı
2
Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu
Araştırma bir ilköğretim okulunda 6,7 ve 8. sınıf öğrencilerinin obezite sıklığını ve etkileyen
etmenleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı olarak yapılan araştırmanın örneklemi 6, 7,
ve 8. sınıf öğrencileri, verilerin toplandığı günlerde okulda bulunan, çalışmaya katılmaya istekli 375
öğrenciden oluşmuştur. Mart 2007’de yürütülen çalışmanın verileri araştırmacılar tarafından
hazırlanan ve obesiteye yönelik riskli davranışları değerlendiren anket formu ve boy, kilo ölçümleri
ile toplanmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamasının 13.0+ 0.8 olduğu, %50.6’sının
kız, %48.5’inin erkek olduğu, annelerin %55.2’sinin ilkokul mezunu, babaların %43.1’nin ilkokul
mezunu olduğu, Öğrencilerin %65.6’sının annesi ev hanımıdır. %81.6’sının öğün arasında besin
tükettiği belirlenmiştir.
Öğrencilerin %81.4’ünün öğün atladığı, öğün atlayanlar arasında %32.0 ile öğle yemeği birinci
sırada, %28.6 ile kahvaltı ikinci sırada yer almaktadır. Çalışmada obesite oranı %10.0 olarak
bulunmuştur. Öğrencilerin %13.3’üde hafif obez bulunmuştur. Öğrencilerin %28.2’sinde ailede obez
olma öyküsünün bulunduğu, %94.2’sinin spor yaptığı, %35.3’ünün okula vasıta ile geldiği
belirlenmiştir. Yine öğrencilerin günlük televizyon seyretme süreleri 3.16+1.98 saat/gün
bulunmuştur.
Çalışmaya katılan öğrencilerin obesite görülme durumu ile cinsiyet arasında fark bulunmuş obesite
oranının erkek öğrencilerde daha fazla olduğu belirlenmiştir(p>0.05). Çalışmaya katılan öğrencilerin
öğün aralarında besin tüketme oranlarına göre obesite görülme sıklığı dağılımları incelendiğinde
aralarında istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Çalışmaya katılan öğrencilerin spor
yapma durumlarına göre obesite görülme sıklığı dağılımları incelendiğinde aralarında istatistiksel
olarak anlamlı fark bulunmuştur(p=0.049, p<0.05).Spor yapan öğrencilerde obesite oranı daha az
bulunmuştur. Araştırmaya katılan öğrencilerde obesite görülme oranı ile anne ve babada obesite
varlığı, öğün atlama, televizyon seyretme süresi arasında ilişki bulunamamıştır(p<0.05).
Anahtar Kelimeler: okul sağlığı, obesite, hemşirelik
Frequency of Obesity and Influential Factors in 6th, 7th, and 8th Grade
Primary School Students in Denizli
Turan Türkan1, Akay Tuğba2, Çetinkaya Kamile2, Çetin Zehra2, Kılıç Aykut2, Uslu Hasan2, Aytar
Erkan2
1
Pamukkale Univercity Denizli Health High School Departments of Child Health and Diseases
Nursing
2
Pamukkale Univercity Denizli Health High School
This research was conducted for the purpose of determining the frequency of obesity and influential
factors in 6th, 7th, and 8th grade primary school students. The research sample for this descriptive
type of study was comprised of 375 students who were at school on the day data were collected
and who agreed to participate in the study. Data were collected for the research in March 2007
using a questionnaire, which evaluates risky behaviors for obesity and which was prepared by the
researchers, and by measuring the students' height and weight. The mean age of the students
participating in the research was 13.0+0.8 years, 50.6% were female, 48.5% were male, 55.2% of
the students' mothers and 43.1% of their fathers were primary school graduates, and 65.6% of
their mothers were housewives. It was determined that 81.6% of the students eat between-meal
snacks.
It was determined that 81.4% of the students skip meals of which 32.0% skip lunch (in first place)
and 28.6% skip breakfast (in second place). The results showed that 13.3% of the students had
mild obesity. It was determined that 28.2% of the students had a history of obesity in their family,
94.2% participated in sports, and 35.3% came to school by vehicle. The students reported that
they watch 3.16+1.98 hours/day of television.
A difference was found between genders in the students participating in the study. There was a
higher incidence of obesity in the male students (p>0.05). A statistically significant difference was
found in the incidence of obesity for students who ate between-meal snacks (p<0.05). There was
also a statistically significant difference found in the incidence of obesity for students who
participated in sports (p=0.049, p<0.05). The students who participated in sports were found to
have a lower percentage of obesity. No correlation was found between percentage of obesity and
presence of obesity in student's mother or father, skipping meals, or length of time spent watching
television per day (p<0.05).
Keywords: School health, obesity, nursing
211
[P-155]
Amasya Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Öğrencilerinin Başarılarını
Etkileyen Okul İçi Faktörlerin Belirlenmesi
Görgen Öznur, Ümür Dilek, Sezer Ebru, Satır Emine, Martlı Emine Pınar, Hançer Esra, Erdoğdu
Tuğba, Özcan Fatma, Erdoğdu Gülcan, Özata Hatice, Kocatepe Serpil, Hançer Esra
Amasya Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu
Üniversite öğrencilerinin akademik öğrenim süreçleri boyunca gelişimlerini etkileyen birçok faktör
bulunmaktadır. Bu faktörler, öğrencilerin okul içi başarı düzeylerini her anlamda etkilemektedir.
Başarıyı etkilemede önemli olan etmenler bilinirse başarısızlığı doğuran nedenlerin kontrol altına
alınabileceği düşünülmektedir. Alınan eğitimin yeterliliği, okulun ve sınıfın fiziki konumu, görsel ve
işitsel ders araç ve gereçlerinin yeterliliği, okul idaresi ve akademisyenlerin tutum ve davranışları,
öğrencilerin seçtikleri bölüm hakkındaki düşünceleri, öğretim etkinliklerine ilişkin etmenler, her
öğrencinin üzerinde ayrı ayrı etkili olmaktadır. Bu düşünceden yola çıkarak araştırmamız, üniversite
öğrencilerinin başarılarını etkileyen okul içi faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırma “Amasya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nda” yürütülmüştür.
Araştırmanın evrenini ve örneklemini 2006-2007 öğretim yılı bahar döneminde Amasya Sağlık
Yüksekokulu’nda öğrenim gören tüm öğrenciler (158 öğrenci) oluşturmaktadır.
Araştırma verileri, sosyo-demografik veri formu ile ilgili literatür taranarak hazırlanan “öğrencilerin
başarılarını etkileyen okul içi faktörleri” değerlendirmek amacıyla 35 sorudan oluşan bir anket
formu uygulanarak toplanmıştır.
BULGULAR: Veriler incelendiğinde öğrencilerin başarılarını, yetersiz ısınma %64,6, sınıfın küçük ve
havasız olması %54,4, araştırma laboratuvarlarının yetersiz olması %72,1, alanında uzmanlaşmış
öğretim üyelerinin derse girmesi %81,7, sınav sorularının çok karmaşık olması %72,2, mesleği
sevmek %84,1 oranında etkilemektedir.
SONUÇ: Öğrencilerin başarılarını okul içi faktörlerin belirli bir oranda etkilediği görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: okul başarısı,okul içi faktörler,üniversite eğitimi
The School Factors Affecting The Successes Of Students In Amasya
University Highschool Of Healt
Görgen Öznur, Ümür Dilek, Sezer Ebru, Satır Emine, Martlı Emine Pınar, Hançer Esra, Erdoğdu
Tuğba, Özcan Fatma, Erdoğdu Gülcan, Özata Hatice, Kocatepe Serpil, Hançer Esra
Amasya unıversıty Hıghschool of Healt
From this point of view, the research is carried on to determine the school factors affecting the
successes of students.
MATERIALS AND METHOD: The research is carried on Amasya University, Highschool of Healt.
The sample of the research consist of all students (158 students) attending to the Amasya
Highschool of Healt in the school year 2006-2007.
The data is obtained from a questionnaire consisting 35 questions. The purpose of the
questionnaire is to determine the school factors affecting the successes of students. Furthermore,
the questionnaire is prepared by examining all the literature related to socia-demographic data
from. The obtained data is still being evaluated.
FINDINGS: When examining the obtained data it is cleary claimed that heating of the classrooms
%64,6, the physical dimension and the air of the classrooms %54,4, the insufficienay of the
research laboratory %72,1, unexperienced and insufficient academicians %81,7, the complicated
exam questions %72,2, the attitudes of students toward their career %84,1, are the rations
affecting the successes of the students whereas the control at the checking poing at the school
gate %36,1 unaffective.
RESULT: It is seen that the factors in school affect the academic successes of the students.
Keywords: academic success, school factors, university education
212
[P-156]
Üniversite Öğrencilerinde Cinsiyete Göre Cinsel Mitler
Tüfek Filiz1, Yıldırım Nurdan1, Kalaycıoğlu Dilek1, Yılmaz Sema1, Bostancı Nihal2, Buzlu Sevim2
1
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu öğrencileri, İstanbul, Türkiye
2
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Psikiyatri Hemşireliği Anabilim
Dalı Öğretim Elemanı, İstanbul, Türkiye
AMAÇ: Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinde cinsiyete göre cinsel mitlerin araştırılması
amaçlandı.
YÖNTEM: Araştırma kesitsel-tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Araştırmada veri toplamak için
öğrencilerin bireysel özelliklerini ve cinsellikle ilgili bilgilerini içeren bilgi formu ve cinsel mitleri
değerlendirme formundan oluşan anket formu kullanılmıştır. 1200 öğrenciye anket formu dağıtıldı,
1023 anket formu geriye döndü. Geriye dönme oranı % 85.25’tir. Araştırmanın sonuçları sayı,
yüzdelik dağılımı ve ki-kare testleriyle değerlendirildi.
BULGULAR: Araştırmada toplam 577 kız (% 56.4) ve 446 erkek (% 43.6) öğrenci ile çalışıldı. Kız
öğrencilerin yaş ortalaması 20.51 ± 1.81, erkek öğrencilerin yaş ortalaması ise 21.68 ± 2.32; kız
öğrencilerin ilk cinsel ilişkiye girme yaş ortalaması 18.55 ± 1.63, erkek öğrencilerin ilk cinsel
ilişkiye girme yaş ortalaması 16.99 ± 2.24 olarak belirlendi. Kızların cinsel bilgileri çoğunlukla
arkadaşlarından, görsel medyadan ve ailesinden edindikleri görülürken, erkeklerin arkadaşlarından,
porno sitelerinden ve görsel medyadan edindikleri görüldü. Kızlarda ve erkeklerde görülen cinsel
mitlere bakıldığında, ilk iki sırayı her iki cinste de “Her erkek eşine nasıl zevk vereceğini bilmelidir”,
“Eğer çiftler birbirlerini seviyorlarsa, seksten de zevk almasını bilirler”, üçüncü sırayı kızlarda
“İlişkiye giren bir çift içgüdüsel olarak karşısındakinin ne istediğini bilir”; erkeklerde ise “Erkeğin
penisi sertleştiğinde, hemen orgazm olması kötüdür” mitlerinin oluşturduğu görüldü.
SONUÇ: Sonuç olarak; yanlış ve abartılı mesajların alındığı cinsel bilgi kaynaklarına bağlı olarak
cinsel mitler toplumumuzda halen yaygın olarak görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Cinsiyet, cinsel mit, üniversite öğrencisi
Sexual Myths Of University Students According To Gender
Tüfek Filiz1, Yıldırım Nurdan1, Kalaycıoğlu Dilek1, Yılmaz Sema1, Bostancı Nihal2, Buzlu Sevim2
1
Istanbul University Florence Nightingale School of Nursing students; Istanbul, Turkey
2
Istanbul University Florence Nightingale School of Nursing, Psychiatric Nursing Department
Teaching Staff; Istanbul, Turkey
AIM: In this study was aimed for the purpose of investigating the sexual myths of university
students according to their gender.
METHOD: The research was conducted as a cross-sectional study. For data collection in the
research a survey was used that included an information form with information about the students'
individual characteristics and information about sexuality and a form for evaluating sexual myths.
The survey was distributed to 1200 students and 1023 surveys were returned (85.25% return
rate). The number, percentage and Chi square tests were used for evaluation of the research data.
FINDINGS: A total of 577 female (56.4%) and 446 male (43.6%) students were included in the
study. The female students' mean age was 20.51 ± 1.81, the male students' mean age was 21.68
± 2.32; the mean age the female students had their first sexual intercourse was 18.55 ± 1.63, and
for male students it was 16.99 ± 2.24. The majority of the female students had received sexual
information from friends, visual media and their families, but the male students had received
sexual information from their friends, visual media and pornographic sites. In the examination of
sexual myths held by male and female students it was seen that the first and second for both
genders were, “Every man needs to know how to give pleasure to his wife,” and “If couples love
each other they know how to get pleasure from sex,” and in third place for the female students
was, “A couple having a relationship knows instinctively what the other person wants,” and for
male students was, “Immediately having orgasm when a man's penis hardens is bad.”
RESULT: Sexual myths which are sources of incorrect and exaggerated messages on sexual topics
are still widespread in our society.
Keywords: Gender, sexual myth, university student
213
[P-157]
İlköğretim Okullarında Kronik Hastalıklar ve Akut Durumlarda Hemşirelik
Gereksinimi: PİLOT ÇALIŞMA
Dönmez Hanife Ebru
Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu
GİRİŞ: Çocukluk ve yetişkinlik döneminin büyük bir bölümü okullarda geçmektedir (1). Çocukların
travmayla karşılaşması veya kronik hastalıklarının bulunması okul yaşantılarını etkileyebilecektir
(2). Öğrencilerin okulda hemşirelik hizmetlerinden faydalanabilmeleri daha sağlıklı bir beden ve
eğitim hayatına sahip olmalarını sağlayabilecektir.
AMAÇ: Ülkemizde henüz etkin uygulanmayan okul hemşireliğinin, kronik hastalıklar ve akut
durumlarda gerekli olup olmadığını öğretmenlerin görüşleri doğrultusunda tespit etmek.
YÖNTEM: Bu kesitsel çalışmada; Bandırma’daki dört ilköğretim okulunda öğretmenlerin
demografik ve mesleki özellikleri doğrultusunda, kronik hastalıklar ve akut durumlarda hemşirelik
hizmeti gereksinimi duyup duymadıkları kantitatif ve kalitatif yöntemlerle belirlenmiştir. (N=114)
Veriler ses kaydı ve araştırmacı tarafından hazırlanmış soru formuyla toplanmıştır. Analizlerde SPSS
programı (ANOVA, Kruskal-Wallis ve ki-kare testleri) kullanılmıştır. Kalitatif veriler gruplandırılarak
değerlendirilmiştir.
SONUÇ: Olguların; çoğunluğu okullarında yerinde müdahale edilmesi gereken kaç vaka olduğunu
bilmemektedir; yarısından fazlası kronik hastalığı (astım, diyabet,) olan öğrencisi olduğunu
belirtmiştir. Çoğunluğu kronik hastalıklar ve ilk yardım konusunda eğitim almamış ve bu konularda
eğitim gereksinimleri olduğunu belirtmektedir. Branşlar ile kronik hastalıklar ile ilgili eğitim
gereksinimi arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki bulunmuştur. (χ2: 30.406, df:12, p:.002)
Anahtar Kelimeler: İlköğretim, okul hemşireliği, kronik hastalıklar, ilk yardım.
Needs Assesment for School Nursing in Turkish Elementary Schools: A
PILOT STUDY
Dönmez Hanife Ebru
Koç University School of Nursing
INTRODUCTION: Most of childhood and adolescence years are spent in school settings (1).
Chronic diseases or trauma in a child has an impact on their school life. Nursing services in schools
will ensure a healthier life at home and at school for students.
AIMS: Establishing the need for school nursing in acute and chronic conditions based on teachers’
views.
METHODS: Qualitative and quantitative methods used to assess teachers’ views on the need for
school nursing in connection with their demographic and professional characteristics in a crosssectional study of four elementary schools in Bandırma.(N=114).
Data were collected via questionnaire designed by researcher. Quantitative analyses were done in
SPSS statistical package (ANOVA, Kruskal –Wallis and chi-square testing). Qualitative data were
summarized based on response groups.
RESULTS: The majority of the subjects do not aware of the various conditions that need to be
treated on the spot in a school setting, more than half the subjects have indicated having students
with chronic conditions (i.e. diabetes, asthma), have not had any training in chronic diseases or
first aid and they have expressed a need for such training. A statistically significant difference was
found in training needs and the teachers’ specialty areas. (χ2:30.406, df:12, p:.002)
Keywords: Elementary school, school nurse, chronic diseases, first aid
214
[P-158]
Hemşirelerin Örgütsel Bağlılıklarının Bazı Değişkenler Açısından
İncelenmesi
Yücel Emelnur1, Çelebi Cemile1, Eryılmaz Gülizar1, Dericioğulları Ayşe2
1
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Burdur
2
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık YüksekokuluÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana
Bilim Dalı, Burdur
AMAÇ: Bu araştırmanın amacı hemşirelerin görev yaptıkları hastaneye bağlılıklarını
değerlendirmek; örgütsel bağlılıklarının bazı değişkenlere göre farklılaşıp, farklılaşmadığını
belirlemektir.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın örneklemini Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
(SDÜTFH), Burdur Devlet Hastanesi (BDH) ve Burdur Çocuk ve Doğum Hastanesinde çalışmakta
olan, araştırmaya katılmayı kabul eden 95 hemşire oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında
araştırmacılar tarafından hazırlanan sosyodemografik verileri içeren anket formu ve Mowday, Porter
ve Steers tarafından geliştirilen Örgütsel Bağlılık Envanteri(OBE) kullanılmıştır. Verilerin
değerlendirilmesinde yüzde ve tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır.
BULGULAR: Hemşirelerin %53,7 ‘si BDH, %27,4 ‘ü SDÜTFH'de, %18,9 ‘u Burdur Çocuk ve Doğum
Hastanesi’nde çalışmaktadır. Hemşirelerin yaş ortalaması 34,10± 6,47 ve ÖBE puan ortalaması
43,37± 6,67 dir. Yapılan analizlerde hemşirelerin çalıştıkları kuruma, yaşlarına, medeni durumlarına
ve çalışma statülerine göre OBE'den aldıkları puanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
saptanmıştır (p<0,05).
SONUÇ: Çalışmaya katılan hemşirelerin örgütsel bağlılık düzeylerinin yüksek olduğu belirlenmiştir.
Hemşirelerin örgütsel bağlılık puan ortalamalarının çalıştıkları kurum, yaş, medeni durum ve
çalışma statülerine göre farklılık gösterdiği saptanmıştır. Ancak çalışmanın sonuçları SDÜTFH, BDH
ve Burdur Çocuk- Doğum Hastanesinde çalışan tüm hemşireleri temsil etmemektedir.
Anahtar Kelimeler: hemşire, örgüt, örgütsel bağlılık
Examining The Nurses of Organizational Dependence From The Point of
View Some Changes
Yücel Emelnur1, Çelebi Cemile1, Eryılmaz Gülizar1, Dericioğulları Ayşe2
1
Mehmet Akif Ersoy University Health High School,Burdur, Turkey
2
Mehmet Akif Ersoy University Health High School, Department of Child Health and Disease Nursing
OBJECTIVE: The aim of this search is to appraise their dependence of the nurses towards their
functionings hospital and to designate whether their organizational dependence differs as to some
changes or not.
METHODS: 95 nurses who admited to participate in search and work Süleyman Demirel University
Medicine Faculty Hospital (SDUMFH), at Burdur State Hospital(BSH) and Burdur Child and Birth
Hospital(BCBH), have formed the sample of search. Poll form and mowday including
sociademography datas prepared by searchers and Organizational Dependence
Inventory(ODP)developed by Porter and Steers have been used in collecting of datas. Percentage
an One –way ANOVA analysis have been used in appraising of datas.
FINDINGS: 53,7 % of nurses at BSH, 27,4 % of them at SDUMFH, 18,9 % of them at BCBH have
worked. The average point of the ODP is 43,37±6,67. In being done analysis, it has been
determined that there is a statistically meaningful difference between getting points from as to
their working institution, ages, marital status, working status ODP(p<0,05).
RESULT: It is designated that organizational dependence level of the nurses who participate in
study is high. But the result of the study has not, represented all nurses who work at SDUMFH,
BSH and BCBH.
Keywords: nurse, organizational, organizational dependence
215
[P-159]
Annelerin Doğum Sonu Dönemde Emzirmeye İlişkin Bilgilerinin Saptanması
Uçak Seyhan, Tural Esra
Ondokuzmayıs Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Samsun
AMAÇ: Bu çalışma annelerin doğum sonu dönemde emzirmeye ilişkin bilgi düzeylerini belirlemek
amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma örneklemini, Kasım- Aralık 2006 tarihleri arasında Samsun Doğum ve
Çocuk Hastanesinde doğum yapmış olan ve çalışmayı kabul eden 100 anne oluşturmuştur.Verilerin
toplanmasında araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu kullanılmıştır. Verilerin
değerlendirilmesinde SPSS programı kullanılmıştır.
BULGULAR- SONUÇ: Araştırma grubumuzun % 63 ‘ ü nü 20-29 yaş grubunda, % 57 ‘ si ilkokul
mezunu, %80 ' nin yeterli meme bakımını bilmediklerini ve %59'un da yanlış meme tutuş
pozisyonu bulundu. Annelerin % 51 ‘i bebek emzirmeye ilişkin yeterli bilgiye sahip olmadıklarını
ifade etmişlerdir. Yapılan istatiksel değerlendirmede hemşirelerden bilgi alan annelerin emzirme,
anne sütünün önemi ve meme bakımı bilgileri istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur ( p= 0.005).
Sonuç olarak annelerin emzirme konusunda yeterli bilgi sahibi olmadıkları görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Emzirme, annelerin emzirme bilgileri, demogrofik özellik
The Assessment of Knowledge Level Related With Breastfeeding in
Postpartum of Mothers
Uçak Seyhan, Tural Esra
Department of Ondokuzmayıs Üniversity High School of Health, Samsun, Turkey
SUMMARY:
The Aim of descriptive study is to determine the lovel of knowledge of moters at postpartum period
related to breastfeeding.
METHODS: The research sample was compased of 100 mothers who had a baby between
November and december 2006, at Samsun Maternity Hospital who agreed to participate in the
study. The qestionnare form prepared by researchers, was used in collection the data. The SPSS
programe were used in the evaluatin of the data.
RESULTS: İt has been found that mothers who participated in the study, 63% were in the age
group 20- 29, 57% were elemantary school graduate. %80 didn’t enaugh knowledge about breast
care and %59 had wrong breast position.Mothers stated that they did not perceive themselves as
sufficiently informed on breastfeeding (51 %). The statistical methods of mean-test, mothers who
were been give education by nurses, determined breastfeeding, benefits and speciality breakfeast
milk and breast care.(p0.005) The result show that mothers do not have enogh knowledge abaout
breastfeeding.
Keywords: Breastfeeding, mothers information about breastfeeding, demography
216
[P-160]
Vakıf ve Devlet Üniversitesi Hemşirelik Öğrencilerinin Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Hemşireliği Uygulamasına İlişkin Görüşlerinin Karşılaştırılması
Ayna Nilay, Köse Selmin, Özdilli Kürşat
Halic Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul
AMAÇ: Vakıf ve devlet üniversitesi hemşirelik öğrencilerinin çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği
uygulamasına ilişkin görüşlerinin belirlenmesi.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışma, 01.10.2006 - 30.01.2007 tarihlerinde tanımlayıcı olarak
gerçekleştirildi. Veri, İstanbul’daki bir vakıf (n=21) ve bir devlet üniversitesi (n=49) hemşirelik
yüksek okullarında çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği uygulamasına ilk kez çıkan gönüllü tüm
öğrencilere (N=70) kurumlardan gerekli izinler alınarak, uygulama öncesi ve sonrası konu ile ilgili
literatürler taranarak oluşturulan anket formu ile toplandı. Veri, yüzdelik ve ki-kare testi
uygulanarak analiz edildi.
BULGULAR: Uygulama öncesi devlet üniversitesindeki öğrencilerin, vakıf üniversitesindekilere göre
çocuk hemşiresi olmayı daha fazla istedikleri bulundu (p<0,001). Uygulama sonrasında ise anlamlı
fark bulunmadı (p>0,05).Uygulama öncesi vakıf üniversitesindeki öğrencilerin (p<0,05), uygulama
sonrası devlet üniversitesindeki öğrencilerin, dersin teorisini almadan uygulamalara çıkılmasını
daha fazla sorun olarak gördükleri belirlendi (p<0,05).Vakıf üniversitesindeki öğrencilerin uygulama
öncesinde, diğerlerine göre aile ile iletişim kuramama endişesini daha fazla yaşadıkları (p<0,05),
uygulama sonrasında ise uygulamada herhangi bir sorunla karşılaştıklarında öğretim elemanına
daha fazla başvurdukları görüldü (p<0,05).
SONUÇ: Bulgular doğrultusunda, öğretim elemanı sayısının arttırılması, dersin teorisini aldıktan
sonra uygulamaların başlatılması, öğrencilerin çocuk ve ailesi ile iletişim kurmaları konusunda
desteklenmesi, çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği ile ilgili kaynak kitapların çoğaltılması
önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Öğrenci hemşire, çocuk sağlığı hemşireliği, hemşirelik uygulaması
Comparison of The Opinions of Foundation and State University Students
About Practises of Pediatric Nursing
Ayna Nilay, Köse Selmin, Özdilli Kürşat
Halic University, School of Nursing, Istanbul, Turkey
AIM: To determine the views about Practises of Pediatric Nursing from State and Foundation
students.
METHOD: The study has been achieved between, 01.10.2006-30.01.2007. After having taken the
necessary authorisation the information has been collected from the first volunteers of a
foundation(n=21) and a state university(n=49) high nursing school.The results has been analysed
using the percentage and chi-square tests.
RESULTS: Students from state universities prefer with an average of(p<0,001) child nursing
compared to foundation students, after the practise students from foundation universities prefer
with an average of(p>0,05) child nursing. Before practising students from foundation universities
compared to others(p<0,05), and after practising students from state universities compared to
others find it more as a problem to start practising before taking the theory of the course(p<0,05).
Students from foundation universities have more problem in having contact with families compared
to others(p<0,05), students from foundation universities are more inclined than others to contact
teaching elements when facing a problem(p<0,05).
CONCLUSION: According to the findings it is recommended that they; increase the number of
teachers, take the theory of the lecture before practicing, support the students in obtaining contact
with the child and her family and increase the number of documents about pediatric nursing.
Keywords: Nursing student, pediatric nursing, nursing practice.
217
[P-161]
Lise Son Sınıf Öğrencilerinin Hemşirelik Mesleği İle İlgili Görüşleri
Ergün Sevcan, Batmaz Makbule, Serbest Nilgün
Halic Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul
AMAÇ: Lise Son Sınıf Öğrencilerinin Hemşirelik Mesleği İle İlgili Görüşlerinin İncelenmesi.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma KDZ.Ereğli İlçesinde bulunan 2 özel dershanede okuyan 180 lise son
sınıf öğrencilerinden 27Ekim-27Aralık tarihleri arasında derse devam eden gönüllü 100 öğrenci ile
tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Veriler öğrencilerin demografik özellikleri ve hemşirelik mesleği
ile ilgili görüşlerini içeren 48 sorudan oluşan anket formu kullanılarak toplandı. Veriler bilgisayar
ortamında yüzdelik ve ki-kare testi kullanılarak değerlendirildi.
BULGULAR: Öğrencilerin %58’i kız, %61’i daha önce hastanede yatmıştır. Hastanede yatanların
%59’u hemşireyi bilgili-hoşgörülü olarak ifade etmişler. Öğrencilerin %60’ının hemşireler hakkında
görüşlerinin olumlu olduğu, nedeninin ise hemşirelerin insanlara yardım etmeleri olduğu,
%56,4’ünün hastanede yattıktan sonra hemşirelik hakkındaki görüşlerinin değiştiği belirlenmiştir.
Öğrencilerin %70’inin hemşirenin iğne yapma, ilaç verme, serum takma işlerini gerçekleştirdiği,
%92’sinin hemşireliği önemli bir meslek olarak gördüğü belirlenmiştir.
Cinsiyet ile hemşire olma isteği karşılaştırıldığında hemşire olmayı isteyenlerin %94,1’inin kız
olduğu belirlendi(p<=0,001). Hemşire olmayı isteyen kız öğrencilerin %98,3’ünün hemşireyi eğitici
olarak gördüğü belirlendi(p<0,05). Hastaneye yatmadan önce hemşirelik hakkında görüşleri
olumsuz olan öğrencilerin %33,3’ünün görüşleri yattıktan sonra olumlu yönde değiştiği
belirlendi(p<0,001)
SONUÇ: Kız öğrencilerin daha fazla hemşire olmak istediği,hemşire olmak isteyen kız öğrencilerin
hemşireyi eğitici olarak gördüğü, öğrencilerin hastaneye yattıktan sonra hemşirelik hakkındaki
olumsuz düşüncelerinin olumlu olarak değiştiği belirlendi.
Anahtar Kelimeler: Öğrenci, Görüş
The Opınıons Of Hıghschool Students On Nursıng
Ergün Sevcan, Batmaz Makbule, Serbest Nilgün
Halic University, School Of Nursing, İstanbul, Turkey
OBJECTIVE: The study of opinions of highschool students on nursing
MATERIALS-METHODS: This descriptive study was done on 100 volunteer students present at
two private courses in Karadeniz Ereğli between 27th October-27th December and were chosen
among 180 highschool seniors. The data has been collected through a questionnaire consisting of
including the opinions of students on nursing and has been evaluated on computer with the
utilization of percentage and ki-square tests.
FINDINGS: 58% of students are females, 61% of whom have been hospitalized before. 59% who
have been hospitalized have expressed a nurse as being profound and tolerant. 60% have positive
opinions on nurses and the purpose is that nurses help people,but 56,4% have changed their
opinion after being hospitalized. 70% think nurses give injections,medication and inject serum,92%
think nursing is a significant occupation.
Looking at the relation between sex and the choice of nursing; those desiring to be a nurse are
females(p<=0,001). female students desiring to become nurses find nurses instructive(p<0,05).
students with negative opinions on nursing changed their opinion positively after being
hospitalized(p<0,001).
RESULT: Female students have a stronger desire to become nurses, they find nurses instructive,
students have changed their opinion on nursing positively after being hospitalized.
Keywords: Opınıon, Student
218
[P-162]
Bir Vakıf Üniversitesindeki Kız Öğrencilerin Genital Hijyen Hakkındaki Bilgi
Düzeyleri
Polat Songül, İlhan Nesrin, Özhan Fatma
Halic Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul
AMAÇ: Bir Vakıf Üniversitesindeki Kız Öğrencilerin Genital Hijyene Yönelik bilgi düzeylerinin
incelenmesi
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma İstanbul’da Bir Vakıf Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulunda okuyan
öğrenciler ile tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Araştırmaya Hemşirelik Yüksekokulunda okuyan
210 öğrenciden, 15 Ekim- 1 Kasım tarihleri arasında derse devam eden ve çalışmaya katılmayı
kabul eden 155 öğrenci katıldı. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından geliştirilen 32
soruluk anket formu kullanıldı. Veriler yüzdelik ve ki-kare testi kullanılarak değerlendirildi.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin % 78 ‘i 17- 21 yaş arası, % 98,7’si bekâr, %
42,6’sının annesi okuryazardır. Öğrencilerin % 32,9’u yurtta kalmaktadır. Öğrencilerin % 62.6’sı
mensturasyon döneminde 2-3 saat ara ile pedini değiştirmekte, % 63,9’u her gün iç çamaşırını
değiştirmekte, % 74,2’si tuvalette önden arkaya doğru temizlik yapmaktadır. % 85,9’u
mensturasyondan önce genital bölge kıllarını temizlemektedir. Anne eğitimi ile jinekolojik
rahatsızlık durumu ve vajınal akıntının olma durumu arasında, öğrencilerin kalma yeri ile ped
değiştirme sıklığı ve günlük ped kullanma sıklığı arasında, genital hijyenle ilgili eğitim alma durumu
ile vaginal akıntıya dikkat etme durumu arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark bulundu(p<0,05).
SONUÇ: Annesi üniversite mezunu olan öğrencilerin jinekolojik rahatsızlığının daha az olduğu,
yurtta kalan öğrencilerin daha sık ped değiştirdiği, genital hijyenle ilgili eğitimi olanların akıntının
özelliğine dikkat etme oranlarının daha yüksek olduğu belirlendi.
Anahtar Kelimeler: Bilgi Düzeyleri, Genital Hijyen
The Informatıon Level Of Female Students At A Foundatıon Unıversıty On
Genıtal Hygıene
Polat Songül, İlhan Nesrin, Özhan Fatma
Halic University, School Of Nursing, İstanbul, Turkey
OBJECTIVE: The study of the information level of female students at a foundation university on
genital hygiene
MATERIALS-METHODS: This descriptive study was done with nursing students at a foundation
university in İstanbul. Participants were 155 volunteer students among 210, present at school
between 15th October-1st November. A 32-question questionnaire elaborated by the researcher
has been utilized for collecting data evaluated by percentage and ki-square tests.
FINDINGS: 78% of the participants are 17-21 of age, 98,7% are single, 42,6% of their mothers
are literate. 32,9% stay in dormitory. 62.6% change their peds with 2-3 hours of intervals during
their menstruation period, 63,9% change their underwear everyday, 74.2% do their genital
cleaning backwards in the restroom, 85.9% clean their genital hair before the menstruation. There
has been a meaningful statistical relation between: the education of mothers, gynaecological illness
and having vaginal secretion, student shelters, their ped changing intervals and daily ped usage,
getting education about genital hygiene and being attentive about vaginal secretion. (p<0,05).
RESULT: students with university graduate-mothers have fewer gyneacological illnesses; students
staying in dormitories more frequently change peds, those with education on genital hygiene tend
to look at the characteristic of their secretion on a higher rate.
Keywords: Genıtal Hygıene, Informatıon Level
219
[P-163]
Bir Vakıf Üniversitesine Bağlı Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencilerinin Klinik
Uygulamada Karşılaştığı Sorunlar Ve Beklentilerinin Belirlenmesi
Akkaya Habibe, Soydan Mücella
Halic Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul
AMAÇ: Araştırma İstanbul il sınırları içinde bir Vakıf Üniversitesine bağlı Hemşirelik Yüksekokulu
öğrencilerinin klinik uygulamada karşılaştığı sorunları ve beklentilerini belirlemek.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma bir Vakıf Üniversitesine bağlı Hemşirelik Yüksekokulunda,izin alınarak
9 Nisan 2007-18 Nisan 2007 tarihleri arasında tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Evreni; Hemşirelik
Yüksekokulu 3.sınıf ve 4.sınıf öğrencileri,örneklemi ise gönüllü öğrenciler (87) oluşturdu. Veri; 32
sorudan oluşan anket formu kullanılarak, bilgisayar ortamında yüzdelik ve ki-kare testi kullanılarak
değerlendirildi.
BULGULAR: Öğrencilerin % 56.3’ü 3.sınıf, % 43.7’si 4.sınıf öğrencileri idi.
Öğrencilerin % 59.8’inin hemşire-öğrenci işbirliği, % 57.5’inin hemşirenin rol modeli olmaması,
%51.7’sinin hemşirelik uygulamalarına girmeyen işleri öğrenciye yaptırma sorunları olduğu
belirlendi.
Öğrencilerin %86.2’sinin uygulamaya aktif katılma, % 77’si sağlık ekibi üyelerinin iyi yaklaşımı,
%72.4’ünün yeterli araç- gereç malzeme olması, % 66.7’sinin alınan teorik bilgiye paralel
uygulama alanı olması,
Öğrencilerin öğretim elemanlarından; %78.2 oranında anlayış ve hoşgörü, %90.8 oranında destek
ve yardım, % 77 oranında iletişime açık olmaları, % 55.2 oranında uygulama denetiminin öğretmen
tarafından yapılması beklentileri olduğu belirlendi.
Öğrenciliğinin dışında herhangi bir işte çalışmayan öğrencilerin klinik uygulamada hata yapmaktan
korkma sorununun görülme oranı %48.8 olup, bir işte çalışanlara göre anlamlı derecede yüksek
bulundu (p<0.05).
SONUÇ: Klinik uygulamada öğrencilerin,öğretmenlerinden anlayış ve hoşgörü,destek ve yardım,
karşılıklı güven ve iletişime açık olmalarını istedikleri belirlendi.
Anahtar Kelimeler: Beklentiler, Hemşirelik Yüksekokulu Öğrencileri, Klinik Uygulama Sorunları
The Determınatıon Of Problems And Expectatıons Whıch Nursıng Academy
Students Of A Prıvate Unıversıty Face In Clınıcal Practıce
Akkaya Habibe, Soydan Mücella
Halic University, School Of Nursing, İstanbul, Turkey
AIM: To determine problems and expectations which nursing academy students of a private
university face in clinical practice.
MATERİAL - METHOD: The research is done descriptively in a nursing academy of a private
university with necessary permissions between 9th and 18th April 2007. Universe of the research is
constituted by 3rd and 4th year classes of the Nursing Academy (87), by ones from this group of
students who accepted to participate in the research constituted the sample. Datum is evaluated
by using 32 question questionnaire using percentage and chi-square tests
FINDINGS: 56.3 % of students were 3rd year, 43.7% were 4th year students. To participate
actively in practice of 86.2%, good approach of health members of 77%, to have enough means
and materials of 72.4%, to have paralel practice space for the theoretical knowledge taken of
66.7%
It was determined that there were expectations of understanding and tolerance in the ratio of
78.2%, expectations of support and help in the ratio 90.8%, expectation of having inspection of
the practice done by the teachers. ( p<0.05).
CONCLUSION: it was determined that students want understanding and tolerance, support, help,
mutual trust and to be open to communication from their teachers.
Keywords: Clinical Practice Problems, Expectations, Nursing Academy Students
220
[P-164]
Hemşirelik Öğrencilerinin Lisansüstü eğitim ile İlgili Görüş ve Düşünceleri
Hata Melek1, Derebent Esma2, Yıldırım Rukiye1
1
Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik 4. sınıf öğrencisi
2
Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Araştırma Görevlisi
Bu araştırma hemşirelik öğrencilerinin hemşirelikte lisansüstü eğitim konusundaki düşüncelerini
belirlemek, değerlendirmek ve lisansüstü eğitimin önemini vurgulamak amacıyla yapılmıştır.
Araştırmanın evrenini bir üniversitenin sağlık yüksekokulu, hemşirelik bölümünde eğitim ve
öğrenimine devam eden bütün öğrenciler, örneklemini ise çalışmaya katılmayı kabul eden 102
öğrenci oluşturmuştur. Araştırma 2006–2007 eğitim-öğretim yılında gerçekleştirilmiştir. Veriler
SPSS 11.5 ile değerlendirilmiştir.
Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin %53.9'u 18 ile 20 yaş arasında, %48'i Anadolu lisesi
mezunu ve %77.5’inin ekonomik durumu orta düzeydedir. Öğrencilerin %53.9’u okul başarı
düzeylerini iyi olarak değerlendirmekte ve %38.2’si okulda kazandığı becerilerin meslek hayatında
yeterli olacağını düşünmektedir.
Öğrencilerin %88.2’si branşlaşmanın gerekli olduğunu düşünmekte ve %74.5’i lisansüstü eğitim
görmek istemektedir. Öğrencilerin %43.1'i lisansüstü eğitiminin amacını donanımlı hemşire olmak
olduğunu belirtirken; %37.3'ü lisansüstü eğitiminin amacını bilmemektedir. Öğrencilerin %46.1’i
sağlık hizmetinin kalitesini arttırmak için bir hemşire adayı olarak mesleğini profesyonel olarak
gerçekleştirebilmenin gerektiğini düşünmektedir. Öğrenciler hemşirelik mesleğinin geleceğini iyi
görmektedir.
Anahtar Kelimeler: lisansüstü eğitim, hemşirelik öğrencileri, hemşirelik
The Views and Thoughts of Nursing Students about Graduate Education
Hata Melek1, Derebent Esma2, Yıldırım Rukiye1
1
Mersin University School for Health Sciences 4th of Nursing student
2
Mersin University School for Health Sciences Research Assistant
This research was made to determine, and evaluate the nursing students’ thoughts about the
postgraduate education and emphasize the importance of this.
The research population was comprised of all the nursing students in School for Health Science at
the university. All of the students of this school were included in the sample, but 102 students who
agreed to participate in the research. This research was made in 2006-2007. Data were evaluated
with SPSS 11.5.
53.9% of the students were between 18-20 years of age, 48% of them graduated from Anatolian
high school, and 77.5% of the students’ economies are normal. 53.4% of them satisfy from their
lessons, and 38.2% of them think that their school education is enough for their lives.
82% of the students thinks that being expert in one department is necessary. 74.5% of them
thinks that postgraduate is essential. Although 43.1% of the students believes that the aim of the
postgraduate is being professional nurse, 37.3% of them doesn’t know the purpose of this. 46.1%
of the students believes that they should be professional in their department as a candidate of
nurse to improve quality of the health. They see a positive future for the nursing profession
Keywords: graduate education, nursing students, nursing
221
[P-165]
Hemşirelik Öğrencilerinin Spiritual Bakım ile İlgili Düşünceleri
Yıldırım
1
Mersin
2
Mersin
3
Mersin
Rukiye1, Derebent Esma2, Hata Melek1, Alaca Çiğdem3
Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik 4. sınıf öğrencisi
Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Araştırma Görevlisi
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yüksek lisans Öğrencisi
Bu araştırma hemşirelik öğrencilerinin spiritual bakım konusunda yaklaşımlarını değerlendirmek ve
konuya dikkat çekmek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
Araştırmanın evrenini bir üniversitenin sağlık yüksekokulu, hemşirelik bölümünde eğitim ve
öğrenimine devam eden toplam 227 öğrenci, örneklemini ise çalışmaya katılmayı kabul eden 117
öğrenci oluşturmuştur. Araştırma 2006 Kasım-Aralık aylarında gerçekleştirilmiştir. Veriler SPSS
11.5 ile değerlendirilmiştir.
Öğrencilerin yarıdan fazlası (%61) 18-21 yaşında, %51.3'ü düz lise mezunu, %44.8’i 4 ve daha
fazla kardeşe sahip ve %89.7’sinin ailesinin ekonomik durumu orta düzeydedir. Öğrenciler
öğrenimleri sırasında spiritual bakımın ele alınmadığını (%58.1), içeriğini (%54.7) ve spiritual
bakım verilmesi gereken durumları bilmediklerini ifade etmişlerdir (%52.1). Öğrencilerin üçte ikisi
bir bireyin yaşamında manevi gücün etkili olduğunu düşünmektedir. Öğrencilerin hastalıkların
bireyde acı çekme ve ölüm korkusu yaşatacağını (%69.2) ve spiritual bakımın inanç ve güven
gereksinimini karşılayacağını düşünmektedir (%80). Öğrencilerin %53’ü terminal dönemdeki bir
hastanın en fazla manevi bakıma ihtiyacı olduğunu belirtmektedirler.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik hemşirelik öğrencileri, manevilik, manevi bakım,
Nursing Students Thoughts about Spiritual Care
Yıldırım
1
Mersin
2
Mersin
3
Mersin
Rukiye1, Derebent Esma2, Hata Melek1, Alaca Çiğdem3
University School of Health Science Nursing student 4th class
University School of Health Science Research Assistant
University Institute of Health Science, Student of master
This research was made to determine, and evaluate the nursing students’ thoughts about views of
spiritual care and emphasize the importance of this.
The research population was comprised of all the nursing students (227) in School for Health
Science at the university. All of the students of this school were included in the sample, but 117
students who agreed to participate in the research. This research was made in Nov-Dec 2006. Data
were evaluated with SPSS.
More than half of the students were between 18-20 years of age, 51.3% graduated from high
school, 44.8% had four and more sibling, and 89.7% of the students’ families’ economies are
average. Students expressed that spiritual care didn’t take in to consideration (58.1%) during their
education, and they stated that they didn’t know the abstract (54.7%) and the situation (52.1%
which requires spiritual care. Two-thirds of the students thought that the power of spiritual had big
role in an individual life. The students thought that illness causes pain and horror of die to an
individual (69.2%). They thought that spiritual care could meet faith and trust need(80%).
According to the 53% of the students, the patient, who was moribund individual, needed mostly
spiritual care.
Keywords: Nursing, nursing student, spirituality, spiritual care,
222
[P-166]
Kırım-kongo kanamalı ateşi'ni ve korunma yollarını biliyormusunuz?
Güneş Serpil, Tekin Esra, Kalyoncu Meltem, Us Nazlı, Rızalar Selda, Sucu Gülsen
Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun Sağlık Yüksek Okulu
Kırım-kongo kanamalı ateşi(KKKA) dünyada yaklaşık 30 ülkede tanımlanan fatal bir enfeksiyon
hastalığıdır.Tıbbi açıdan önemli görülen kene hastalıkları içerisinde coğrafik dağılımı en geniş
olanıdır.Hastalığa bağlı mortalite oranı %20-50 arasında değişmektedir. İnsanlar kene ısırması,
enfekte kenelerin ezilmesi, akut enfeksiyonlu kişi ile temas sonucu ya da viremik evcil hayvanların
kan/ dokuları ile temas sonucu enfekte olurlar.Klinik belirti bulgular sıklıkla kanama, miyalji ve
ateşle karakterizedir.Karaciğer fonksiyon testleri yükselir ve kanama testleri uzar.Hastalıkta kapiller
endotel enflamasyonu en önemli patojenik rolü oynar; endotelin direk enfeksiyonu yanısıra viral
faktörlerce dolaylı hasar sonucu fonksiyon bozukluğu oluştuğu düşüncesi de yaygındır.Tanı
Elisa,EIA,PCR yöntemleri kullanılarak konur.Erken tanı hastaların tedavisi ve olası nozokomiyal
enfeksiyonların önlenmesinde önem taşır.Son çalışmalarda KKKA'ne karşı antiviral tedavinin etkisi
üzerinde durulsa da bu konuda kesin sonuçlar henüz elde edilememiştir.Vaka yönetiminin en temel
ögesi destekleyici tedavi ve bakımdır.Sağlık çalışanları,özellikle ağız,dişeti,burun,vajina ve
enjeksiyon bölgesinden kanaması olan hastaların bakımı sırasında enfeksiyon yönünden ciddi risk
altındadır.Korunmada ise basit bariyer önlemlerin etkili olduğu belirtilmektedir.KKKA ülkemizde de
2002 yılından beri görülmekte ve vaka sayısı her yıl artış göstermektedir.Bu çalışmada Hastalık
Kontrol Merkezleri ve Dünya Sağlık Örgütü önerilerine göre KKKA'nden korunma önlemlerine yer
verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kırım-kongo, önlemler
Do you know about crimean-congo haemorragic fever and the precautions
against it?
Güneş Serpil, Tekin Esra, Kalyoncu Meltem, Us Nazlı, Rızalar Selda, Sucu Gülsen
Ondokuz Mayıs University, Samsun Health High School
Crimean-Congo haemorragic fever(CCHF) is an often fatal viral infection described in about 30
countries, an it has most extensive geographic distrubution of the medically important thickborne
viral diseases.Human beeings become infected through tick bites,by crushing infected ticks,after
contact with a patient with CCHF during acute phase of infection,or by contact with blood/tissues
from viraemic livestock.Clinical features commonly show a dramatic progression characterised by
haemmorrhage,myalgia and fever.The levels of liver enzymes are raised,and bleeding markers are
prolonged.Infection of the endothelium has a major pathogenic role.Besides direct infection of the
endotelium,indirect damage by viral factors that cause endothelial activations and dysfunction are
thought to occur.In diagnosis,Elisa,EIA,PCR are used.Early diagnosis is critical for patient theraphy
and prevention of potential nosocomial infections.Supportive therapy is the most essential part of
case management.Recent studies suggest that antiviral therapy is effective, although definitive
studies are not available.Healh care workers have a serious risk of infection,particularly during care
of patient with haemorrhages from the nose,mounth,gums,vagina and injection sites.Simple barrier
precautions have been reported to be effective.CCHF have been in Turkey since 2002 and event
members was increased per year.This study is explained that the precautions against to CCHF the
guidelines according to CDC and WHO.
Keywords: Crimean-congo, precautions
223
[P-167]
Hemşire Öğrencilerde Duyguların İfade Edilmesine Yönelik Duygusal Zeka
Yalçın Hatice, Fidan Gülay, Çimen Selma, Kaya Fatma
Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulu KARAMAN
AMAÇ: Bu araştırmanın temel amacı Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulunda eğitim
gören hemşire adaylarının duygularını ifade etmeye yönelik duygusal zeka düzeylerinin medeni
durum, eğitim yılı, yaş ve algılanan sosyo-ekonomik düzeylerine göre değişip değişmediğini ortaya
koymaktır.
GEREÇ-YÖNTEM: S.Ü. Karaman SYO'da okuyan 185 öğrencinin tamamı araştırma kapsamına
alınmıştır. Bilgi toplama aracı olarak kullanılan anket, R.Cooper ve A.Sawaf tarafından geliştirilen
EQHarita Soru Formu'ndan uyarlanmıştır. Anket, duyguların ifade edilmesine yönelik duygusal
zekaya ilişkin beceri düzeyi ile sınırlandırılmıştır.Anket formunun birinci bölümünde, öğrenciler ile
ilgili kişisel bilgilere ilişkin 11 soru, ikinci bölümünde öğrencilerin duygularını ifade etme boyutu ile
sınırlandırılan 9davranış biçimi bulunmaktadır.Davranış biçimlerinin gösteriliş sıklığına “asla”0,
“bazen”1, “genellikle”2 ve “her zaman”3puan verilerek analiz edilmiştir.
BULGULAR: Öğrencilerin sosyodemografik özellikleri incelendiğinde, %84,2'sinin 19-22yaşında
olduğu; %96.3’ünün bekar olduğu; %28.2’nin birinci sınıf; %24.6’ının ikinci sınıf, %21.7’inin
üçüncü sınıf ve %25.5’inin sonsınıf olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların %64.2’si genellikle
insanları övdüğünü; %21.3’ünün duygularını herzaman ifade ettiğini; %32.6’ının ihtiyaçlarını
başkalarına bazen söyleyebildiğini; %42.8’inin iletişim kurduğu insanların neler hissettiğini
sezebildiğini ifade etmişlerdir.
SONUÇ: Cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim yılı ve algılanan sosyo-ekonomik düzeyleri arasında
anlamlı bir fark olmadığı, okuduğu sınıfa göre ise duygularını ifade etme düzeyleri arasında anlamlı
bir ilişki olduğu (p<.05), algılanan sosyo-ekonomik düzeyleriyle yaş ve eğitim yılı arasında anlamlı
fark olmadığı (p>.05)bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Duygusal Zeka, Hemşirelik
Emotional Intelligence Intended For Expressing Emotions Of Nursing
Students
Yalçın Hatice, Fidan Gülay, Çimen Selma, Kaya Fatma
Selçuk Univercity Karaman School of Health KARAMAN
INTRODUCTION: This research aimed to indicate if entrants’ of nurse who are studensts of Selçuk
University Karaman School of Health emotional intelligence level that intended to express their
emotions is changing according to marital status, age, education level, and socio-economical status
or not.
METHOD: Research contains all 185 of students at Selçuk University Karaman School of Health.
Questionary which is used as a searching method is adapted from EQ harita Question form which is
developped by R.Cooper ve A.Sawaf. Questionary has two parts. There is 11 questions about
personel informations of students andthere is 9 behoviour types which indicate emotional
intelligence level that limited with the dimesions of expressing emotions of students.
FINDINGS: With checking students according to their socio-demographic properties; it is
determined that 84,2% of students are at 19-22 years old, 96,3% are single, 28,2% are at first
class, 24,6% are at second class, 21,7% are at third class and 25,5% are at last class.
RESULT: It's determined that there is no meaningfull difference between gender, age, maritual
status, education year and socio-economical level, there's a meaningful relation (p<.05) between
education year and expressing emotions, there is no meaningfull difference (p>.05) between socioeconomic level and age, education year.
Keywords: Emotional intelligence, Nursing
224
[P-168]
Öğrenci Hemşirelerin Sigara Kullanma Durumlarının Sosyolojik Boyutunun
Değerlendirilmesi
Büyükkayacı Nuriye, Yolcu Elif
Hitit Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Çorum
AMAÇ: Çalışma, öğrenci hemşirelerin sigara kullanma durumlarının sosyolojik boyutunun
değerlendirilmesini amaçlamıştır.
YÖNTEM: Araştırmaya, Hitit Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nun toplam 150 öğrencisi katılmıştır.
Veri toplama formu, 1.12.06-1.01.07 tarihleri arasında uygulanmıştır. İstatistiksel analizler SPSS V
13.0 paket programında yüzdelik sayılar ve ki-kare testi ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Öğrencilerin %77’4’ünü 20 yaş ve üzeri, % 58.0’nı ailesinin aylık geliri 600-1000 YTL
olan, %67.3’ünün annesi ilkokul mezunu olan öğrenciler oluşturmaktadır. Öğrencilerin %20.0’ı
sigara kullanmaktadır, Bunların % 56.7’si 14-16 yaş arasında, büyük çoğunluğu(%93.3) özentibeğenilme arzusu ile % 83.3’ü merak duygusu ve %20’si ise medyanın etkisi ile sigaraya
başladıklarını ifade etmişlerdir. Öğrencilerin ebeveynlerinin aylık gelir düzeyi, sigara kullanma
durumları ve özenti-beğenilme arzusu, kayıp yaşama ile sigara kullanma durumları arasındaki ilişki
istatistiksel olarak önemli bulunmuştur(P<0.05).
SONUÇ: Günümüzde metropolitan kadın imajıyla birlikte düşünülen sigaranın, sadece fizyolojik
boyutuyla ele alınması gereken bir konu olmadığı, özellikle sosyolojik boyutunun sigaraya
başlamada önemli bir etken olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda sağlığın korunması ve
geliştirilmesinde hizmet veren hemşirelerin, eğitim ve danışmanlıklarında sosyolojik unsurları da
göz önüne alması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Sigara, Sosyolojik Boyut, Hemşirelik
The Evaluation of The Sociological Aspect of Smoking Habits of Nurse
Students
Büyükkayacı Nuriye, Yolcu Elif
Hitit University School of Health, Çorum
OBJECTİVE: This study was prepared in descriptive manner with the aim of the evaluation of
sociological aspect of the nurse students’ smoking habits.
METHOD: 150 students of Hitit University School of Health were participated in the study. Data
was collected with a questionnaire performed between 1.12.06-1.01.07. Statistical analysis was
performed with SPSS V 13.0 statistical package as percentages and chi square test.
RESULTS: 77.4% of the participants were over 20 years of age, 58.0% had a family income 600 –
1000 YTL, 56.7% of these were 14 – 16 years of age. Majority of them (93.3%) expressed that
they had started smoking with the hope of being liked and approved, 83.3% for curiosity. It was
found that there was a statistically significant relationship between students’ smoking habits,
parents income, parents smoking, desire to be liked and lost living (p<0.05).
CONCLUSION:
Although smoking is considered together with metropolitan women image, it appears that smoking
should not only be evaluated from the physiological aspect but also with its sociological aspect
which is an important factor in starting smoking. In this context, nurses that provide services in the
field of health promotion should consider sociological factors during their education and counseling.
Keywords: Smoking, Sociological aspect, Nursing
225
[P-169]
Üniversitede okuyan kız öğrencilerin menstruasyon hijyenine yönelik
alışkanlıklarının incelenmesi
Büyükyörük Nurvet, Zayıf Çiğdem, Uysal Fazilet
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu/Burdur
AMAÇ: Araştırma Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinin fakülte ve yüksek okullarında öğrenim gören
kız öğrencilerin menstruasyon hijyeni konusundaki uygulamalarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı
olarak planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın örneklemini,2005-2006 öğretim yılında Mehmet Akif Ersoy
Üniversitesine devam eden ve araştırmaya katılamayı kabul eden öğrenciler (n=392)
oluşturmuştur. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ile yüz yüze görüşme
yöntemiyle toplanmıştır. Veriler SPSS 11.0 paket programında değerlendirilmiştir.Verilerin
analizinde sayı,yüzde kullanılmıştır.Araştırmanın yürütülmesi için belirtilen kurumdan yazılı
izin,çalışmaya katılan bireylerden sözel onam alınmıştır.
BULGULAR-SONUÇ: Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; öğrencilerin %92.8’ i menstruasyon
sırasında hijyenik pet kullandığı, %38’ inin günde iki kez banyo yaptığı, %48.5’inin genital bölge
temizliğini su ile temizleyerek yaptığını, %46.9’ unun pet değişimi öncesinde ve sonrasında ellerini
yıkadığı, %89.8’ inin pamuklu iç çamaşırı kullandığı, %39.5’ inin iç çamaşırını kirlendikçe
değiştirdiği belirlenmiştir. Bu sonuçlara göre; öğrencilerin perine ve menstruasyon hijyenine ilişkin
uygulamaların yeterli olduğu söylenebilmekle birlikte eksikliklerin giderilmesinde bilgi ve eğitim
görmeleri önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Üniversite öğrencisi,Menstruasyon hijyeni,Alışkanlıklar
Determination of menstrual hygıene habits of girl students studying at
university
Büyükyörük Nurvet, Zayıf Çiğdem, Uysal Fazilet
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi,School of Health College/Burdur
AİM: The research was planned as descriptive in order to the applications about mensturation
hygine of the student who have educated at the high schools and the faculties of the MAKÜ.
MATERIALS-METHODS: The sample study consisted of 392 students who accepted to participate
in the researche attending at the MAKÜ in the academic year 2005-2006.The data was collected
through face to face to face interviews using a questionnaire which was prepared by
researchers.The research data will be analyzed by the researchers using number,percentage on the
SPSS11.0 statistics program.A written permission from the mentioned foundation and oral consent
from the people who joined in the research were taken to carry out the research.
RESULT and CONCLUSION: According to the research results;92.8%of the students used
hygienic pad during mensturation,38%of them had bath two times a day,48.5% of them made
cleaning of genital part by cleaning with water, 46%of them washed their hands before and after
changing pad,89.8%of them used cotton underwear,39.5%of them changed their underwear as it
got dirty. According to these results,it can be said that the applications about perineum and
mensturation hygiene of students are enough,it can be suggested that they have information and
education for removing their deficiency about the subject.
Keywords: University student,Menstrual hygiene,Habits
226
[P-170]
Üniversite Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Rolleri ile İlgili Bilgi ve
Görüşleri
Durukan İlkbal, Yüksel Didem, Basmacı Özlem
Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri, Ankara
GİRİŞ: Toplumsal cinsiyet (gender) kadın ve erkek olarak toplumun bizi nasıl gördüğü ve nasıl
davranmamızı beklediği ile ilgili bir kavramdır. Bugün ülkemizde olduğu gibi dünyanın dört bir
yanında kadınlar, farklı derecelerde cinsiyet ayrımcılığına tabi tutulmaktadır. Bu nedenle, toplumsal
cinsiyet eşitsizliği toplumdaki her kesimin özellikle geleceğe hazırlanan üniversite gençliğinin daha
fazla duyarlı olması gereken önemli bir konudur.
AMAÇ: Çalışma 2006-2007 öğretim yılında, Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde
okuyan öğrencilerin toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili bilgi ve görüşlerini değerlendirmek amacıyla
yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı kesitsel bir araştırma niteliği taşıyan bu çalışmanın evrenini Başkent
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesinde okuyan öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmada örneklem
seçilmeyip, Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri (N=485) öğrencilerin tamamı araştırma grubunu
oluşturmuştur. Evrenin tamamına ulaşılmaya çalışılmıştır (N=361).
BULGULAR: Çalışmaya katılan öğrencilerin %76,2’si 20-23 y, %82’si kız, %18’si erkektir.
Öğrenciler erkeğin görevini; para kazanmak (%38,7), “evin reisi ve sözü geçen kişi olmak”
(%29,7) şeklinde ifade ederken kadının rolünü, %49,7 oranında “evin hanımı olmak, ev işleri
yapmak”, %10,1 oranında “çocuk doğurmak ve bakmak” olarak belirtmiştir. Kız öğrenciler erkek
öğrencilere göre daha modern düşünce açısına sahip olsalar da geleneksel yapıda verilen ifadelere
katılma oranları erkeklerin verdiği yanıtlarla benzerlik göstermektedir (p>0.05).
SONUÇ: Çalışmaya katılan kız ve erkek öğrencilerin hala geleneksel görüşlere sahip olduğu
belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Cinsiyet, Toplumsal Cinsiyet, Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği
Knowledge and Opinion of University Students About Roles of Social Gender
Durukan İlkbal, Yüksel Didem, Basmacı Özlem
Department of Nursing and Health Services, Faculty of Health Sciences, Başkent University,
Ankara, Turkey
INTRODUCTION: Social gender is a term which is about how society sees us as a woman and a
man and what society expects us to behave. All around the world, women are exposed to
discrimination in different degrees.
Scope: This study was made with aim of to evaluate the knowledge and opinion of students who
are studying at Başkent University, Faculty of Health Sciences about roles of social gender in 20062007 academic year.
MATERIALS-METHOD: Students who are studying at Başkent University, Faculty of Health
Sciences are being the universe of this study. In the research it wasn’t chosen any model where as
students of Health Sciences (N=485) were served as the research group.
FINDINGS: 76.2% of students who were attended the study was 20-23 y, 82% was female, 18%
was male. Students were stated the duty of man as to earn money (38.7%), to be the head and
authority of the family (29.7%), where as the duty of the woman as to be the wife of house and to
do housework (49.7%), to give birth and grow up children (10.1%).
RESULT: It was determined the female and male students who were attended the study still have
traditional point of view.
Keywords: Gender, Social Gender, Inequality of Social Gender.
227
[P-171]
Sağlık Çalışanlarının Hastane Enfeksiyonu Konusuna İlişkin Bilgi Düzeyleri
Yalçın Hatice, Özçalışan Sezen, Demir Şenay
Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulu, Karaman
GİRİŞ:Bu araştırma, hastanede hemşirelik ve diğer sağlık hizmetlerini veren grupların hastane
enfeksiyonu konusuna ilişkin bilgi düzeylerini ve verilecek hizmet içi eğitim hakkındaki görüşlerini
saptamak amacı ile yapılmıştır.
YÖNTEM: Araştırma Karaman’daki üç Devlet Hastanesinde yapılmıştır.Hastane infeksiyonları
konusundaki bilgi düzeylerini saptamak amacı ile ankete katılmayı kabul eden ve ulaşılabilen
130ebe,hemşire,laborant ve anestezi teknisyene Mart2006’da uygulanmıştır.Literatür ışığında
araştırmacılar tarafından hazırlanan ankette 4 soru sağlık çalışanlarını tanıtıcı nitelikte olup;15 soru
sağlık çalışanlarının hastane infeksiyonlarına ilişkin bilgi düzeylerini ölçmeye yönelik
hazırlanmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde SPSS programından yüzde dağılımları ve Pearson r
korelasyon testleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırma kapsamına alınanların %84.3’ü hemşire;%8.4’ü laborant ve %6.9’u
anestezi teknisyenidir.%29.2’i cerrahi birimlerde,36.1’i dahili birimlerde,%26.1’i poliklinik-acilde ve
%8.4’ü ameliyathanede çalışmaktadır.Ankete katılanların %53’ü hastane infeksiyonunu
tanımlayabilmekte,%36.2’i en sık rastlanan hastane infeksiyonunun üriner sistem infeksiyonu
olduğunu,%48.5’i en sık araç-gereçlerle infeksiyonların yayıldığını ifade etmektedir.%78.5’i
dezenfektanı,%73.1’i antiseptiği,%59.2’i sterilizasyonu doğru tanımlamaktadır.Sağlık çalışanlarının
eğitim durumu ile hastane infeksiyonlarını doğru tanımlayabilme durumları arasında korelasyon
puanı incelenmiş,bu boyutlar arasında doğru yönlü fakat kuvvetli olmayan bir ilişki olduğu ortaya
çıkmıştır(r=.210).Meslekte çalıştıkları süre ile antiseptik-dezenfektan ve sterilizasyon terimlerini
doğru tanımlama durumunda negatif yönde bir korelasyon olduğu;çalışılan yıl süresi azaldıkça
doğru tanımlama durumunun arttığı saptanmıştır (r=-.045).Gruplar arasındaki fark anlamlı
bulunmuştur(p>0.05).
SONUÇ: Çalışma sonucunda hastane infeksiyonlarının önlenmesi ve hizmet içi eğitime yönelik
öneriler getirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Bilgi, Düzeyi, Hemşire, Sağlık personeli.
Knowledge Level About Hospital Infection Of Staff At Health Sector
Yalçın Hatice, Özçalışan Sezen, Demir Şenay
Selcuk Univercity Karaman Health of High School, Karaman
INTRODUCTION: This research aimed to determine the knowledge level of employee who are
working as nurse and group of employ other health services in hospital about hospital infection and
to determine their opinions about inner-service educations.
METHOD: This research performed at 3 of hospitals in Karaman. Questionary contains 130 of
obstetrician nurse, nurses, laboratory assistant and technician of anesthesia. Questionary literature
contains four questions for introducing employee, fifteen questions for determining the knowledge
level of their hospital infection knowledge level. At analysing the datas percentage distribution and
Pearson r correlation tests are used.
FINDINGS: 84,3 % of test subject are nurse, 8,4 % are labrotory assistant and 6,9% are
technician of anesthesia. 29,2 % of them are working at surgical department, 36,1 % at internal
deparment, 26,1 % at polyclinic-emergency and 8,4 % at operating department. 53 % of them can
define hospital infection, 36,2 % of them says that the most seen hospital infection is üriner
system infection, 48,5 % of them says that the infection disseminate by equipment. 78,5 % of
them define disinfectant truly, 73,1 % antiseptic and 59,2 % sterilization truly. The correlation
between the education level of employee and defining hospital infections truly is analysed, and a
same direction but not strong relation (r=.210) between them is determined. Negative correlation
between working years and defining terms truly and level (r=.045) of defining truly these terms is
increasing with the reduction at working years is determined. A meaninful difference (p>0.05)
between groups is find.
RESULT: As a result of reseach opinions about preventing methods of hospital infections and
inner-service education is suggested
Keywords: Level of Knowledge, Nurse, Health of Staff.
228
[P-172]
Fethiye Syo Öğrencilerinin Yaz Uygulamalarında Karşılaştığı Sorunlar
Sohbet Rabia, Süren Canan, Esen Kevser, Genç Mehtap, Teke Derya, Baybek Hülya
Muğla ünv., Fethiye SYO, Fethiye
Uygulamalı bir bilim dalı olan hemşirelikte eğitimin başarılı olabilmesi için teori ve uygulamanın
dengeli biçimde yürütülmesi gerekir. Yapılan gözlemlerde çeşitli güçlüklerle karşılaştıkları
belirlenmiştir. Bu güçlüklere neden olan çalışma alanı ve çalışma alanı dışında karşılaşılan sorunlar
olarak barınma, beslenme, ulaşım, ekonomik etmenler vb. düşünülebilir
Bu çalışma, Muğla Üniversitesi FESYO’ da ki Meslek stajı yapan öğrencilerin meslek stajında
karşılaştıkları sorunları saptamak için tanımlayıcı olarak anket yöntemi kullanılarak 2006 Mayıs’ında
yapılmıştır. Araştırmanın evrenini meslek stajı yapan 80 öğrenci oluşturmuş, Veriler SPSS
programında değerlendirilmiştir.
Öğrencilerin meslek stajı yaparken %41,3’ünün barınmada,%56.3’ünün ulaşımda, %57.5’inin
barınılan yerde hijyen, %63.8’inin barınılan yerde beslenmede, %66.3’ünün mesleki stajları
süresince maddi sıkıntı çektikleri,%26.3’ünün teorik bilgiyi uygulamaya aktarmada güçlük
çektiği,%30’unun dönem içinde öğrendiklerini uygulayamadıkları, %13.8’inin malzeme
yetersizliğiyle uygulama yapamadıkları, %17.5’nin servis çalışanlarının uygulama yapmalarına izin
vermedikleri,%15’inin belirlenen birim dışında uygulama yapmak zorunda kaldıkları, %27.5’inin
bulaşıcı hastalığı olan hastaların bakımında önceden uyarılmadıkları, %13.8’inin mesleğinin getirdiği
görevlerin dışında çalıştırıldıkları, %45’inin uygulama alanında üniformalarını değiştirebilecek,
eşyalarını koyabilecek yer bulamadığı, bu sorunu erkek (%68.4) öğrencilerin yaşadığı, %28.8’inin
öğrenci fazlalığı nedeniyle uygulama yapamadıkları, %66.3’ünün uygulama alanında beslenme
sorunuyla karşılaştığı, bu sorunu ençok ege Üniversitesinde staj yapan (%80) öğrencilerin
oluşturduğu, %67.5’inin meslek stajlarını istedikleri yerde yapamadıkları, bu sorunu sağlık
memurluğu (%95.7)öğrencilerinin yaşadığı bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: hemşire öğrenci, yaz uygulaması
The Difficulties Which Fethiye SYO Students Faces At The Summer Practice
Sohbet Rabia, Süren Canan, Esen Kevser, Genç Mehtap, Teke Derya, Baybek Hülya
Muğla University of Fethiye SYO, Fethiye
To be successful at the education on nursery which is a practical science branch; theory and the
practice has to be issue balanced.
This study has been done on May 2006 as using questionnaire method for the determine the
problems. 80 students created the research who are doing their occupation practice. The data’s
have been estimated on SPSS Programmer.
the students of who are doing their occupation practice are facing the accommodation %41,3, %
56,3 at transport,%57,5 the hygiene at the accommodation place, %63,7 nourishment at the
accommodation place,%66,3 of them have financial problems during their occupation
practice.%26,3 have difficulties to transfer the theoretic knowledge to practice.% 30 have
difficulties to practice the education during the period,%15 have to practice out of the unit being
determined,%27,5 have difficulties to practice during the nursing process for the infectious disease
by not being warned earlier,%13,8 are being given duties out of the occupation practice. This
problem is mostly for the male students.%28,8 of them can't practice because of the student
excess.%66,3 have nourishment problem at the practice area. %67,5 of them can not do their
occupation practice as the place they wish.%95,7 of sanitary servants are again suffering because
of this problem.
Keywords: nurse studant, summer practice
229
[P-173]
Zonguldak Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Sağlık Memurluğu Öğrencilerinin
Klinik Uygulamalarda Kazandıkları Becerilerin Değerlendirilmesi
Bayhan Sevda, Tolumoğlu Gülnur, Yıldırım Gülseven, Aksu Zeliha, Sarıca Semra, Işık Esra, Akar
Belkıs, Pınarbaşı Yeliz, Yılmaz Ayşe, Yalçın Hatice, Yavuz Özlem, Çalışkan Destinar
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik ve Sağlık Memurluğu Bölümü
AMAÇ: Hemşirelik ve sağlık memurluğu öğrencilerini mesleki yaşama hazırlamada klinik eğitim
önemli bir yere sahiptir. Bu Araştırma Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
Hemşirelik ve Sağlık Memurluğu I. sınıf öğrencilerinin Temel İlke ve Uygulamalar dersi kapsamında
yapılan yıl içi uygulamaları ve yaz stajlarında kazandıkları klinik becerilerin değerlendirilmesi amacı
ile tanımlayıcı olarak planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın evrenini; Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
Hemşirelik ve Sağlık Memurluğu bölümü 1.sınıfta okuyan ve Temel İlke ve Uygulamalar dersini alan
80 öğrenci oluşturmaktadır.Öğrencilerden kazanmaları beklenen uygulama becerilerine ilişkin 99
sorudan oluşan bir anket formu hazırlanmıştır. Her iki gruptaki öğrenciler bu anket formunu, yıl içi
stajlarında sorumlu öğretim elemanı ve yaz stajında servis sorumlu hemşiresinin gözetiminde
doldurmuştur.Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde yüzdelik ve Ki kare testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin tümü yaşam bulgularını takip etmiş ve kaydetmişlerdir. Öğrencilerin
%91.8’i hastane uygulamalarında eldiven giyerken, %92.4’ü aldığı çıkardığı takibi yapmış, %32.9’u
boşaltıcı lavman uygulamış, %13.9’u kolostomi bakımı yapmış, %26.6’sı kalıcı mesane
kataterizasyonu uygulamıştır. Yıl içi uygulamalarıyla, yaz stajı uygulamaları arasında bir
karşılaştırma yapılmış ve kan alma, perine bakımı, kolostomi bakımı gibi bazı uygulamalarda
anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0,05).
SONUÇ:Temel İlke ve Uygulamalar dersi kapsamında, kliniklerde büyük oranda hedeflenen
uygulamaların yapıldığı ve az da olsa hiç yapılmayan uygulamaların olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Öğrenci, klinik uygulama, hastane, hemşirelik.
The Evaluation of the Skills Gained in the Clinic Application by the Health
Officer and Nursing Students of School of Health in Zonguldak
Bayhan Sevda, Tolumoğlu Gülnur, Yıldırım Gülseven, Aksu Zeliha, Sarıca Semra, Işık Esra, Akar
Belkıs, Pınarbaşı Yeliz, Yılmaz Ayşe, Yalçın Hatice, Yavuz Özlem, Çalışkan Destinar
Karaelmas University,
OBJECTIVE: Clinical education is important for health officers and nursing students to prepare
them for their professional life. This study has been planned as a descriptive one in order to
evaluate clinical skills which have been obtained through practice continued throuhout the year and
summertime training in the course of Basic Principles and Application by the 1st year Health Officer
and Nursing students of Zonguldak Karaelmas University.
MATERIAL- METHOD: The scope of the study was composed of 80 1st year Health Officer and
Nursing students of Zonguldak Karaelmas University who were taking the course of Basic Principles
and Application. For the skills desired to be achieved by the students a survey sheet consisting of
99 questions was prepared. Both Health officers and Nursing students filled the survey sheet in the
observation of their instructor and resposible nurse.For the statistics evaluation of the outcome,
percentage and Ki square test were used.
RESULTS: All the students followed and recorded life diagnosis. 91.8 % of the students wore
gloves in the applications in the hospital. 92.4% of them recorded the inputs and outputs. 32.9 %
of them put into practice an enemator for desertion. 13.9 % of them did colostomi care. 26.6 % of
them applied permanent bladder caterization. A comparison was done between summertime
practice and within the year application, There were an important and significant relation in some
applications such as perineum care, blood letting and colostomi care(p<0.05).
CONCLUSION: It has been found out that in the basic principles and applications course while
many target applications have been achieved there also a few which haven’t been done.
Keywords: Student, clinical practice, hospital, nursing.
230
[P-174]
Trabzon İli 2 Nolu Sağlık Ocağı Bölgesinde Aile Planlaması Yöntemi
Kullanma Durumunun Değerlendirilmesi
Çelik Ayşe, Çevik Esra, Aktepe Yasemin, Belli Yaşa, Sağlamer Hilal, Çalışkan Kezban, Çıngıl Sıdıka,
Şahin Kader, Demirbağ Birsel Canan (danışman)
KTÜ Trabzon Sağlık Yüksek Okulu
Bu çalışma Trabzon 2 No’lu Sağlık Ocağı Bölgesinde yaygın olarak kullanılan Aile Planlaması
yöntemlerini yansıtmak amacıyla yapılmıştır.
Trabzon 2 No’lu Sağlık Ocağı Bölgesi 7 mahalleye ayrılmıştır. Bu çalışma basit rastgele örnekleme
yöntemine göre yapılmıştır. Seçilen mahalledeki 2126 kişi çalışmanın genel evrenini
oluşturmaktadır.Bu bölgede 15-49 yaş grubu kadınlar 224 kişidir. Araştırma 1 Mart-31 Nisan 2006
tarihleri arasında yapılmıştır. Veriler SPSS 10.0 bilgisayar programında değerlendirilmiş, istatiksel
analizinde frekans,yüzde ve Ki-kare testi kullanılmıştır.
Bu çalışmaya katılan kadınların %28.1’i 38-43 yaş arasında, %75.4’i ilkokul mezunu, %50.4’ünün
sağlık güvencesinin SSK olduğu tespit edilmiştir. Çalışmaya katılan kadınların %84.4’ünün aile
planlaması yöntemi kullandığı, %15.6’sının aile planlaması yöntemi kullanmadığı tespit edilmiştir.
Aile planlaması kullanan kişilerin, %55.5’inin geri çekme, %23.3’ünün RIA, %8.5’inin tüpligasyon,
%6.9’unun oral kontraseptif, %5.8’inin kondom kullandığı görülmüştür.
Bu çalışmada 15-49 yaş grubu kadınlarda geri çekme yönteminin aile planlaması olarak birinci
sırada yer alması hala o bölge nüfusunun aile planlaması konusunda gerekli ve yeterli eğitimin
alınmadığını göstermektedir. Bu konuya, koruyucu sağlık hizmeti boyutunda daha fazla dikkat
çekilmeli ve ev ziyaretleri eğitimlerinin düzenli yapılarak bu eksikliğin giderilmesi sağlanmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Aile planlaması, kadın, sağlık ocağı
Evaluation of the Use of Methods Family Planning in the Region of Second
Primary Health Care in Trabzon
Çelik Ayşe, Çevik Esra, Aktepe Yasemin, Belli Yaşa, Sağlamer Hilal, Çalışkan Kezban, Çıngıl Sıdıka,
Şahin Kader, Demirbağ Birsel Canan (danışman)
KTÜ Trabzon School of Health
This study was conducted in an attempt to demonstrate the family plannıng methods widely used
in the region of Second Primary Health Care in Trabzon, March 1-April 31, 2006..
The area of Second Prımary Care Center has been divided into 7 quarters. Simple random sampling
method was used in drawing the sample for the study. 2126 people living in the selected quarter
make up the population in the study. In the target quarter, the number of women between the age
of 15-49 is 224. Data obtained were entered in SPSS 10.0 computer program, and frequency,
percentage and Chi-Square test were used in statistical analyses.
The results indicated that 28 % of the participants are between the age of 38-43. It was identified
that 84.4 % of participants use a family planning method but 15.6%. It was found out that 105
women out of 189 (55.5%) rely on coitus interruptus; 23.3% use IUD (intrauterine Devices); and
5.8% use condom as birth control methods.
The findings about the use of coitus interruptus as the primary family planning method among
women between the age of 15-49 suggest that people in the research area haven’t received the
adequate and necessary education about family planning.
Keywords: Family planning, primary health care, women
231
[P-175]
Hemşirelik öğrencilerinin hemşirelik aktivitelerini algılamaları ve hemşirelik
mesleğini seçme nedenleri
Erkin Özüm1, Tokem Yasemin2
1
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Bornova, İzmir
2
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İç Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı, Bornova, İzmir,
Turkey
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı; hemşirelik öğrencilerinin hemşirelik aktivitelerini algılama ve
hemşirelik mesleğini seçme nedenlerini incelemektir.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu araştırma, Ege Üniversitesi HYO (EUHYO) (n:160) ve Dokuz Eylül
Üniversitesi HYO (DEUHYO) (n:124), 1. ve 2. sınıfa devam eden 284 öğrenci ile yürütülmüştür. Veri
toplama araçları olarak; araştırmacılar tarafından hazırlanan Öğrenci Değerlendirme Formu (29
madde) ve Manninen (1998) tarafından geliştirilen (25 madde) ve öğrencilerin hemşirelik
aktivitelerini algılama düzeylerini değerlendiren ölçek kullanılmıştır. Likert tipteki ölçekten (5-çok
katılıyorum, 1-hiç katılmıyorum) alınan puanlar 25-125 arasında değişmekte ve yüksek puanlar
hemşire öğrenciler tarafından hemşirelik aktivitelerinin daha iyi algılandığını göstermektedir.
BULGULAR: Araştırmaya katılanların %57.7’si 20-22 yaşlarında ve %49.6’sı 1. sınıftadır.
Öğrencilerin yarısının mesleği isteyerek seçtiği ve hemşireliği seçme nedenlerinin iş bulma
kolaylığı(%58.8), sağlıkla ilgili bir meslek kolu olması(%14.1), tesadüf(%8.5) olduğu saptanmıştır.
Tüm öğrencilerin hemşirelik aktivitelerini algılama puanı (45.66±8.38) bulunmuştur. Ölçek alt
boyutları incelendiğinde; sınıf düzeyi yükseldikçe profesyonel hemşirelik aktiviteleri ve tüm
hemşirelik aktivitelerini algılamanın azaldığı saptanmıştır (p<0.05) (Tablo 1).
SONUÇ: Araştırmadan elde edilen sonuçlar; hemşirelik öğrencilerinin belirtilen hemşirelik
aktivitelerini düşük düzeyde algıladıklarını göstermektedir. Bu algılamalarını hemşirelik mesleğini iş
bulma kolaylığı ve tesadüf nedeniyle seçmiş olmalarının etkileyebileceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, hemşirelik öğrencileri, hemşireliğin algılanması, profesyonellik
Nursing students' perceptions of nursing activities and reasons for choosing
nursing as a career
Erkin Özüm1, Tokem Yasemin2
1
Ege University School of Nursing, Bornova, İzmir
2
Ege University School of Nursing, Department of Internal Medicine Nursing, Bornova, İzmir,
Turkey
AIM: The aim of this study was to examine perceptions of nursing activities and reasons for
choosing nursing as a career among nursing students.
METHOD: This study was carried out at the Ege University (EUSON) (n:160) and Dokuz Eylül
University School of Nursing (DEUSON) (n:124), included totally 284 students participating 1st and
2nd classes. Data were collected by using the Student Assessment Tool (29 items) and the scale
related to perceptions of nursing activities (25 items) which was developed by Manninen (1998).
Scores of the scale ranges 25-125, indicating the higher scores is the better.
RESULTS: 57.7% of participants were between 20-22 years and were 1st class. It was determined
that half of the students were willingly chosen nursing and reasons for choosing nursing career
employment opportunities (%58.8), health related (14.1%), by accident (%8.5). Perception of
nursing activities score of all students’ was found (45.66±8.38). When the subscales were
examined; it was found that when the class progressed perception of professional activities and
perception of overall nursing activities were decreased (p<0.05) (Table 1).
CONCLUSION: Results which were obtained from the study showed that nursing activities were
perceived low by nursing students. It is thought that these perceptions might be influenced by the
reasons for choosing nursing career like employment opportunities and accident/chance.
Keywords: Nursing, nursing students, perception of nursing, profession
232
[P-176]
Erasmus deneyimi ile açılan yeni pencerem: Kültürlerarası Hemşirelik
Erkin Özüm1, Uysal Aynur2
1
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu,Bornova, İzmir
2
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği Ana Bilim Dalı,Bornova, İzmir
Kültür, insanoğluyla ilgili üretimin tamamıdır. İnanç, değer, düşünce ve hislerimizin ne olduğunu
belirlememize yardımcıdır. Hemşirelik; birey, aile ve topluma sunulan bir hizmettir. Yaşamsal
olaylardaki ve sağlık davranışlarındaki değişimler nedeniyle kültür hemşirenin ana odağıdır. Bu
nedenle kültürel farklılıklar hemşirelik uygulamalarının merkezi olmak zorundadır. Yüksek
öğretimde kalitenin arttırılması ve Avrupa boyutunun güçlendirilmesi, Avrupa Birliği ülkeleri
arasında karşılıklı anlayışı ve dayanışmayı oluşturarak eğitimin kültürler arası boyutunun teşvik
edilmesi amacıyla kurulmuş olan Erasmus projesi, değişik kültürlerde yetişen bireylere uygun
bakımı verebilmem için bana sunulmuş büyük bir fırsattı. Transkültürel hemşirelik, farklı kültürlerin
karşılaştırmalı araştırma ve analizine odaklanan, hemşireliğe, sağlık- hastalık, bakım, inanç ve
değerlere saygılı bir alt kültürle beraber, bilimsel ve hümanistik bilgiyi ortaya çıkaran ve bu bilgileri
özel-kültür ve evrensel kültür alanlarında kullanıma geçiren bir alan olarak tanımlanmıştır. Klinik ve
toplum sağlığı uygulamalarında farklı dil, din,ırk ve geleneksel alışkanlıklara sahip birey, aile ve
gruplara rastladım ve kültürel özelliklerinin önemini kavrayıp özümsedim. Profesyonellik anlayışımın
gelişmesinde ve özgüvenimin artmasında Erasmus deneyimi büyük bir rol oynadı.
Anahtar Kelimeler: Kültür, transkültürel hemşirelik, Erasmus projesi
My new window which is opened by Erasmus experience: Transcultural
Nursing
Erkin Özüm1, Uysal Aynur2
1
Ege University School of Nursing, Bornova, İzmir, Turkey
2
Ege University School of Nursing, Department of Community Health Nursing,Bornova, Izmir,
Turkey
Culture is everything about production of human being. It helps to determine what our beliefs,
values, thoughts and feelings are. Nursing is an employment for individual, family and society.
Because of the changes of vital events and health behaviours, culture is the main focus for nurse.
So cultural differences must be the centre of nursing practise. Erasmus project seeks to enhance
the quality and reinforce the European dimension of higher education by encouraging transnational
cooperation between European countries was an opportunity for me to give the appropriate caring
for the individuals from different cultures. Transcultural nursing was defined as a humanistic and
scientific area of formal study and practice in nursing which is focused upon differences and
similarities among cultures with respect to human care, health, and illness based upon the people's
cultural values, beliefs, and practices, and to use this knowledge to provide cultural specific or
culturally congruent nursing care to people. During the practices of clinic and the public health; I
came across to the individuals, families and groups which were from different language, religion,
race and traditional habits, I noticed the importance of their cultural properties and internalized
them. The Erasmus experience developed my understanding of professionality.
Keywords: Culture, transcultural nursing, Erasmus project
233
[P-177]
Bir Grup Yüksek Öğrenim Öğrencisinin Ağız Diş Sağlığı Uygulamalarının
İncelenmesi
Tekir Özlem1, Çalışkan Türkan1, Cangöl Seda2
1
Balıkesir Üniversitesi Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Öğretim Görevlisi, Balıkesir
2
Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi, Balıkesir
AMAÇ: Bu çalışma ile bir yüksek öğrenim kurumundaki ağız diş sağlığı uygulamalarını
değerlendirmek ve bu uygulamalardaki doğruluk/yanlışlık düzeyinin ağız hijyenini ne derece
etkilediğini ortaya koymak amaçlandı.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışma 1-6 Ekim 2006 tarihleri arasında yürütüldü. Araştırma evrenini Balıkesir
Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu öğrencileri oluşturdu. Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki
bu çalışmadan toplanan veriler yüzdelik dilimler ile ifade edildi.
BULGULAR: Olguların %40.5’inin en az bir çürük dişi olduğu, %77.7’sinin sadece problemi
olduğunda diş hekimine gittiği, %8.3’ünün her öğün sonrası, %79.3’ünün sabah akşam,
%53.7’sinin yuvarlak daireler çizerek süpürme şeklinde dişlerini fırçaladıkları ve %35.5’inin
mercimek tanesi kadar macun sürdüğü belirlenmiştir. Öğrencilerin %41.3’ünün dil temizliği yaptığı,
%9.9’unun diş ipi kullandığı, %39.7’sinin daha önce ağız bakımı ile ilgili uzman kişilerden eğitim
aldığı saptanmıştır. Öğrencilerden %29.8’inin yeni macun alırken birden fazla ağız diş problemini
çözücü özelliği olmasına dikkat ettikleri belirlenmiştir.
SONUÇ: Çalışmamızın sonucunda olguların yuvarlak daireler çizerek süpürme şeklinde sabah
akşam dişlerinin fırçaladıkları fakat dil temizliği yapanların ve diş ipi kullananların sayısının az
olduğu, sadece problemi olduğunda diş hekimine gidenlerin sayısının fazla olduğu görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Ağız Hijyeni, Çürük Diş, Diş İpi
A Research Of A Group Of College Students On Mouth And Dental Health
Applications
Tekir Özlem1, Çalışkan Türkan1, Cangöl Seda2
1
Balıkesir University Balıkesir School Of Health University Lecturer, Balıkesir, Turkey
2
Balıkesir University Bandırma School Of Health Nursery Department 3rd Grade Student, Balıkesir,
Turkey
This research aims to evauate the mouth and dental applications at a college and find out to what
extent the accuracy/mistake levels in these applications affect the mouth hygiene.
The Study was held between 1-6 October 2006. Research area was formed by the Balıkesir
University Bandırma Health School students. This study was restrictive and partial.
40.5% of the participants had a tooth decay and 77.7% of them don’t go to the dentist unless they
have teeth problems. 8.3% of them brush their teeth right after every meal, 79.3% of them day
and night. 53.7% of them brush their teeth making cycle moves and 35.5% of them use lentil size
tooth paste. 41.3% of them clean their tongues, 9.9% floss their teeth and 39.7% have been
educated by a specialist on mouth and dental care. When buying tooth paste 29.8% of them buy
according to their formula which says it protects from the most diseases.
Our research has showed that most of the participants brush their teeth in cycles but the rate of
them who clean their tongues and floss their teeth is low. It is seen that most of them go to the
dentist only when they have a problem.
Keywords: Mouth Hygiene, Tooth Decay, Floss Of Teeth
234
[P-178]
Hemşirelik öğrencilerinin kariyer planlama stratejileri
Erkin Özüm1, Genç Atiye1, Şahin Aynur1, Altuğ Özsoy Süheyla2
1
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Bornova, İzmir
2
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Halk Sağlığı Hemşireliği Ana Bilim Dalı,Bornova, İzmir
AMAÇ: Hemşirelik öğrencilerinin kariyer planlamaya yönelik bilgileri ve girişimlerinin incelenmesi.
GEREÇ-YÖNTEM: Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu son sınıf toplam 157 öğrencinin %95’ne
ulaşılarak Nisan-Mayıs 2007 tarihlerinde yürütülmüş tanımlayıcı bir araştırmadır. Veriler,
araştırmacılar tarafından hazırlanan (47 soru) anket formu ile toplanmış, sayı-yüzde, ki-kare
yöntemiyle değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Çalışmaya katılanların %98’i kız, %55’i 23-25 yaşlarındadır. Öğrencilerin çoğu
hemşireliği yetenekleri doğrultusunda değil, iş bulma kolaylığı nedeniyle seçmiştir. Mezun olduktan
sonra kamu hastanelerinde, sorumlu hemşire konumunda çalışmak isteyenler çoğunlukta olup,
akademik kariyer yapmayı düşünenlerin oranı %65’dir.Hedeflerine ulaşmak için neler yapması
gerektiğini bildiğini ifade eden öğrenciler çoğunlukta (%80) olduğu halde CV yazma, kişisel gelişim
için kurslara katılma, ALES ve ÜDS’na girme oranları düşüktür.
SONUÇ: Öğrencilerin kariyer planlamaya yönelik bilgileri/girişimleri yeterli düzeyde değildir.
Öğrencilere kariyer planlama, zamanı iyi kullanma, CV yazma ve iş görüşmesi konusunda seminer
düzenlenmesinin ve okulda danışmanlık hizmeti verilmesinin gerekliliği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik öğrencileri, kariyer planlama
Career Planning Strategies of Nursing Students
Erkin Özüm1, Genç Atiye1, Şahin Aynur1, Altuğ Özsoy Süheyla2
1
Ege University School of Nursing, Bornova, İzmir, Turkey
2
Ege University School of Nursing, Department of Community Health Nursing,Bornova, Izmir,
Turkey
AIM: To investigate the knowledge and enterprises about career planning of nursing students.
METHOD: This research, which planned as descriptive type, was conducted with 95% of 157 last
grade students at the Ege University School of Nursing between April-May-2007. The data was
collected by using a questionnaire (including 47 items) which was prepared by researchers and it
was analyzed using number, percent, chi-square test.
RESULTS: 98% of participants were women, 55% of participants were between 23 -25 year olds.
Most of the students had chosen nursing because of employment opportunities, not accordance to
their ability. Majority of students intend to work in the governmental hospital as responsible nurse
and 65% of the students think about doing academic career once they are graduated. Although
80% of the students declare that they have an idea about how to reach their goals, the ratio of
preparing CV, joining the seminars about personal development and entering the ALES-UDS exams
is low.
CONCLUSION: The level of the knowledge and the enterprises about career planning of students
is low. It is thought that there is a need for consultancy services to students about career planning,
using time effectively, preparing CV and organizing seminar about job interview.
Keywords: Nursing students, career planning
235
[P-179]
Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Bulunan Yabancı Uyruklu Öğrencilerin
Problemlerinin Analizi
Demirbağ Birsel Canan, Nacak Emine, Yağcıoğlu Hanife, Has Gülsüm, Kurkut Sunay
Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu
Bu çalışma KTÜ de okuyan yabancı uyruklu öğrencilerinin sorunlarının belirlenmesi amacıyla
planlanmıştır. 19.10.2006-28.03.2007 tarihleri arasında araştırmacılar tarafından geliştirilen 30
anket 221 öğrenciden ulaşılabilen 75 yabancı uyruklu öğrenciye uygulanmıştır. Çalışmanın analizi
SPSS 10.0 bilgisayar programında yapılmıştır. Bu çalışmaya katılan 75 yabancı uyruklu öğrenciden
%48.0’ı 22-26 yaş arasında, %30.7’si TC ülkelerinden geldiği, %28.0’ının iktisadi ve idari bilimler
fakültesinde okuduğu, %46.7’sinin aylık gelirinin 1000 YTL’ nin altında olduğu, %61.3’ünün sosyal
güvencesinin olmadığı, %77.3’ünün evde barındığı, %84.0’ının burs almadığı %97.3’ünün
çalışmadığı,%54.7’sinin dil ve kültürel farklılıktan etkilendiği, %32.0’ının KTÜ ni sadece puanı
tuttuğu için tercih ettiği, %76.0’nın kendilerine tanınan yasa ve ayrıcalıklardan haberdar olmadığı,
%56.0’nın beslenme sorununun olduğu, %90.7sinin sağlıkla ilgili seçmeli ders istediği, %16.0’nın
yabancı öğrenciler için vakıf istedikleri ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada KTÜ deki yabancı uyruklu
öğrencilerinin barınma, beslenme, sosyal güvence, dil, kültürel farklılık problemleri yaşadıkları
görülmektedir. Her üniversitede bulunan yabancı uyruklu öğrenciler için vakıfların veya derneklerin
kurulması sorunlarını daha kolay çözümleyebilir.
Anahtar Kelimeler: Problemler, Üniversite, Yabancı Uyruklu Öğrenciler
The Analyses of the Problems of Foreign Students at Karadeniz Technical
University
Demirbağ Birsel Canan, Nacak Emine, Yağcıoğlu Hanife, Has Gülsüm, Kurkut Sunay
Karadeniz Technical University Trabzon Health High School
This study aimed at determining the problems that the students of foreign origin have at Karadeniz
Technical University. A questionnaire containing 30 questions was developed by the researchers
and was administered to 75 of the 221 students of foreign origin between 19 October 2006 and 28
March 2007. Data analyses were done using SPSS 10.0. Of the 75 respondents: 48.0% were 22-26
years old, 30% came from Turkic republics, 28% are students in Faculty of Economic and
Administrative Sciences, 46,7% have monthly incomes of less than YTL 1000, 61,3% do not have
any social security, 77,3% live in houses, 84,0% do not get grants, 97,3% do not have part time
jobs, 54,7% have been affected by linguistic and cultural diversity, 32.0% preferred KTU because
they scored points sufficient only for KTU, 76,0% do not know about their rights and privileges,
56% have nutritional problems, 90,7% want elective lessons on health, 16,0% want a foundation
for foreign students. As conclusion, students have problems related to accommodation, nutrition,
social security, language, and cultural diversity. There are foreign students in many universities in
Turkey and establishing foundations or associations for them in these universities may help solve
their problems more easily.
Keywords: Problems, Students of Foreign Origin, University
236
[P-180]
Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu Entegrasyon Programının
Tanıtımı ve Değerlendirmesi
Atila Şerife Gül, Kocaman Hatice, Bayat Meral, Ceyhan Özlem, Seviğ Ümit
Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü, Kayseri,
2005-2006 Eğitim Öğretim yılında entegre eğitime başlanmıştır. Program hazırlanırken basittenkarmaşığa, sağlıktan- hastalığa, genelden-özele, yaşam döngüsü dikkate alınmıştır.
Klasik sistemde mesleğe ilişkin konular ayrı ayrı dersler olarak verilirken, entegre programda bu
konular, Sağlıklı Yaşam ve Hemşirelik, Sağlık Durumunda Bozulma, Karmaşık Sağlık Sorunları
olmak üzere üç derste toplanmıştır. Derslerde modüler sistem kullanılmakta, her modül 2-3
üniteden oluşmaktadır. Üniteler; insan, hemşirelik, sağlık ve çevre başlıklarında dikey
entegrasyonla ele alınmaktadır.
Dersten başlamadan bir hafta önce öğrencilere ulaşılmak istenen hedefler ve kaynak listesi
verilmekte, konular interaktif yöntemlerle işlenmektedir. Ünite sonunda öğrenci performansı;
öğrencinin derse katılımı, sunumları, kaynak kullanımları ve ünite içerisinde verilen ödevler, üretilen
projelerle değerlendirilmektedir. Ünite değerlendirmesi öğrencilerin sözlü-yazılı geri bildirimleri ve
likert tipi 5’li bir formla yapılmaktadır. Birinci sınıf birinci dönem modüller hakkındaki öğrenci
görüşleri özetle tabloda görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Entegre program, değerlendirme
Introductıon and Evaluatıon of Ercıyes Unıversıty Ataturk Health College
Integratıon Programme
Atila Şerife Gül, Kocaman Hatice, Bayat Meral, Ceyhan Özlem, Seviğ Ümit
Department of Nursing, Atatürk Health College, Erciyes University, Kayseri, TÜRKİYE
Integration education has been started by 2005-2006 education year. While the integration
programme was preparing; life circle that from simple to complex, from health to disease, from
general to spesific was considered.
Whereas subjects of the profession are given as seperate courses in regular system, in integrated
programme these subjects are given under three courses as Healthy Life and Nursing, Corruption
in Health Condition, Complex Health Problems. Modular system is applied in courses and each
module is consisted of 2-3 units. Units are properly handled in vertical integration under the titles
of human, nursing, health and environment.
The goals which are desired to reach and source lists are given to the students one week before
starting the courses, the subjects go through with interactive methods. In the end of the unit,
performance of students is evaluated with contribution, presentation, usage of the sources, tasks of
the students and projects improved by them. Evaluation of unit is done with verbal –written in
feedbacks of students and a form which is fivefold likert type. The opinions of the students related
to the modules at the first class-first semester are seen at the table.
Keywords: Evaluatıon, Integratıon Programme
237
[P-181]
Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin
Bilgisayar Ve İnternet Kullanım Yaygınlığına İlişkin Bilgi, Tutum Ve
Davranışları
Kahriman İlknur, Kurt Yeter, Şener Sümeyye, Peşkircioğlu Kübra
KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ TRABZON SAĞLIK YÜKSEKOKULU
Araştırma, Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin bilgisayarİnternet kullanım yaygınlığına ilişkin bilgi, tutum ve davranışlarını değerlendirmek amacıyla
tanımlayıcı olarak planlanmıştır.Araştırmanın evrenini KTÜ Sağlık Yüksekokulundaki toplam 400
öğrenciyi kapsamıştır.Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilmiş 29 sorudan oluşan anket
formuyla toplanmıştır.
Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin %70.8’ini hemşirelik öğrencileri olduğu, yaş ortalamasının
20.56±1.47, % 35.0’inin kendi bilgisayarının olduğu, % 96.0’inin bilgisayar kullanımını bildiği
belirlenmiştir.
Öğrencilerin bilgisayardan ağırlıklı olarak (%71.3) internet kullanımında yararlandıkları,% 26.5’nin
ayda bir kaç kez interneti kullandıkları, % 59.5’inin internete internet kafelerden bağlandıkları,
öğrencilerin % 88.0’i interneti araştırma yapmak amacıyla kullandığı saptanmıştır. İnternet
kullanımında karşılaştıkları sorunlar arasında % 58.5’nin internetin yavaş ilerlemesi, % 11.3’ü
açılan sayfalarda müstehcen görüntülerin çıkması gelmektedir.Öğrencilerin bilgisayar
teknolojisindeki yenilikleri %22.3’ü televizyondan, %12.8’i dergilerden izledikleri saptanmıştır.
Öğrencilerin % 98.0’inin interneti yararlı bulduğu, internetin yararları konusunda, %88.5’i ödevaraştırma, % 67.8’i hızlı-detaylı bilgi erişimi gibi yararları olduğunu, zararları konusunda %33.5’i
kötü amaçlı kullanılması, %24.8’i bağımlılık gibi zararları olduğunu belirtmişlerdir. Öğrencilerin
%15.8’i internette kalmak için uykusuz kaldığını, %18.3’ü internete zaman ayırmak için diğer
sorumluluklarını ertelediğini, %2.8’inin kendisini önemli derecede internet bağımlısı olarak
gördüklerini ifade etmişlerdir.
Öğrencilerin çoğunluğunun bilgisayar-internet kullandıkları, %35.0’inin evinde bilgisayar olduğu,
%31.0’inin bilgisayar- internetle ilgili gelişmeleri takip ettikleri, bilgisayar-internet kullanım
amaçlarının daha çok araştırma yapmak (%88.0) için olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Bilgisayar kullanımı, internet kullanımı
The Students At School Of Health In Karadeniz Technıcal Unıversıty Of
Knowledge, Attıtude And Behavıour About Prevalance Of Usıng Computer
And Internet
Kahriman İlknur, Kurt Yeter, Şener Sümeyye, Peşkircioğlu Kübra
HIGHSCHOOL OF HEALTH TRABZON OF KARADENIZ TECHNICAL UNIVERSİTY
This study was carried out with purpose of determine of knowledge, attitude, behaviour about
prevalance of using computer-internet of students. The universe of the study is formed 400
students. Data were collected by using questionnaire prepared by researcher to determine sociodemographic characteristics of students
It was found that 70.8% of nursing department, mean of students ages are 20.56±1.47, 35% have
a computer,96% know how to use computer, use to computer generaly(71.3%)for using internet,
26.5% use several times a month,59.5% use internet at internet cafes,88.0% use internet for
investigation.
Using internet, students faces to problems are 58.5% slowly get on of internet,11.3% appearing
pornographic pictures on windows, 22.3% succeed recentness of computer technology from
TV,12.8% from magazines.
Students said that about internet benefits, 88.5% use internet for seaching, 67.8% for reaching
fast-detail knowledge. About internet detriments, 33.5% internet have pornographich site,24.8%
dependence of internet. 15.8% not to have had any sleep for using computer,18.3% postpone to
another fesponsibilities for save time to use computer 2.8% feeling themselves much dependence
of internet.
Majority of students use computer–internet, 35% have computer at their home, 31.0% succeed
recentless of computer-internet technology, 88.0% tendency of using computer- internet, students
aim is preferly seraching
Keywords: computer using, internet using
238
[P-182]
Üniversitedeki kız öğrencilerin şiddeti deneyimleme durumları ve çözüm
önerileri
Gürağaç Nalan, Şencan Süheyla, Toprak Fatma, Bay Esin, Mutlu Gülfidan, Bingöl Dilevin, Ekim
Halime, Muslu Hüsne, Akdağ Sibel, Can Gürkan Özlem, Yıldız Eryılmaz Hatice
Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu
GİRİŞ: Şiddet kişinin bedensel ve / veya ruhsal bütünlüğüne yöneltilmiş davranış olarak tanımlanır
ve fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik olmak üzere dört başlık altında ele alınır. Şiddete
doğrudan maruz kalanlar ile tanıklık edenlerde; kişilik gelişimi, tutum ve davranışlar farklılık
gösterebilir.Özellikle şiddete uğrayan gençler bu davranışı uygulamaya yatkınlaşabileceği gibi,
benlik saygısı ve özgüvende azalma, depresyona yatkınlık gibi sonuçlarda ortaya çıkabilir. Bu
nedenle şiddeti önlemeye yönelik çözümler geliştirilmelidir.
AMAÇ: Bu çalışma Marmara Üniversitesi Haydarpaşa kampüsünde öğrenim gören kız öğrencilerin
şiddete bakış açılarını, şiddet deneyimleme durumlarını ve çözüm önerilerini belirlemek amacıyla
tanımlayıcı olarak planlanıp gerçekleştirilmiştir.
YÖNTEM: Kasım 2006– Şubat 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilen çalışmanın evrenini M.Ü.
Haydarpaşa kampüsünde Eğitim gören tüm kız öğrenciler oluşturmuş ve çalışmaya katılmayı kabul
eden 315 öğrenci örneklem grubuna alınmıştır. Verilerin toplanmasında 40 sorudan oluşan anket
formu kullanılmıştır.
SONUÇLAR: Araştırmamız sonucunda öğrencilerin yaş ortalaması 20.3±1.9 olarak bulunmuştur.
Şiddet denildiğinde öğrencilerin %50.1 nin aklına ilk gelen ifadenin “kaba kuvvet uygulama ve
dayak” olduğu, % 17.4’nün bireylerin eğitimsizlik nedeniyle şiddet uyguladıklarını düşündüğü,
%24.4’nün yaşamları boyunca en az bir kez şiddete maruz kaldığı belirlenmiştir.
Öğrencilerin çoğunun şiddeti önlemek için eğitimsizlik ve ekonomik sorunların giderilmesi
gerekliliğini ve şiddete yönelik yasal yaptırımlarında uygulanmasının önemini vurguladığı
görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Şiddet, Üniversite öğrencilerinin çözüm önerileri.
Experiencing violence circumstances and solving suggestions of female
students at universities
Gürağaç Nalan, Şencan Süheyla, Toprak Fatma, Bay Esin, Mutlu Gülfidan, Bingöl Dilevin, Ekim
Halime, Muslu Hüsne, Akdağ Sibel, Can Gürkan Özlem, Yıldız Eryılmaz Hatice
Marmara University School of Nursing
Violence is classified as a behavior towards the physical or mental unity of an individual and is
divided into four subcategories; physically, emotionally, sexually and economically. Victims and
witnesses of violent behavior are subjected to disparity in behavior&attitude as well as character
development. Especially; youngs have higher capability towards being violent with a loss of self
confidence, self-respect and depression. Because of these reasons; improvement of solutions to
prevent violence is important.
The descriptive study was carried out with female students of M.U, aim of determining and defining
the view towards violent behavior, experiencing violent circumstances, and resolving suggestions.
Sampling consisted of students of Haydarpasa Campus of the M.U between October-February 2007.
315 student’s were chosen for the study.
When violence was mentioned; the first thing that came to mind by 50.1% of students was “severe
violent behavior and beating”, while 17.4% of the students thought that violence was due to lack of
education of individuals, and 24.4% of students said they had been a victim of violence at least
once in their lives. Noticeably, most of the students emphasized on the importance of precautions
of violence by resolving educational/economical problems and application of laws and sanctions
against violence.
Keywords: Violence, resolving suggestions of student’s.
239
[P-183]
Balıkesir Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Bilgisayar ve İnternet Kullanma
Durumları
Sunay Fatma Bahar, Köse Işıl, Türker Semihat
Balıkesir Sağlık Yüksekokulu
Otuzbeş yıl kadar önce Amerika Birleşik Devletleri’nde olası bir nükleer saldırı sonrasında ülke
genelinde haberleşme ihtiyacını karşılamak amacıyla temelleri atılan internet, tüm dünyada yaygın
kullanım bulan yeni bir haberleşme ve bilgi transfer sistemini oluşturmuştur. Bilgisayar ve internet
kullanımının son derece olumlu etkiler oluşturduğu alanlardan birisi de eğitimdir. Bu çalışmada,
Balıkesir Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin bilgisayar ve interneti kullanma düzeyleri, hangi
amaçlarla kullandıkları ve bilgisayar ve internete bakış açıları değerlendirilmiştir.
2006–2007 öğretim yılında Balıkesir Sağlık Yüksekokulunda eğitim görmekte olan 348 öğrenciden
ulaşılabilen 282’sine, çalışmacılar tarafından hazırlanan yirmiüç soruluk anket formu uygulandı.
Veriler yüzdeler ve ki kare testi ile değerlendirildi.
Öğrencilerin tamamı bugüne kadar bilgisayar, % 98,2’si ise interneti kullandığını, %63,5’i ikamet
ettiği yerde kullanabildiği bir bilgisayarın, %53,2’si ise internet bağının bulunduğunu, %48,2’si
yaklaşık haftada 1–5 saat internet kullandığını, %87,2’si e-posta adresinin bulunduğunu, %67,7’si
internete en çok kafelerden bağlandığını, %49,6’sı interneti en çok eğitim ve araştırma amaçlı
kullandığını belirtti. %94,7’si internetin hayatı kolaylaştırdığına inandığını belirtti. İnternetle ilgili en
önemli sorun hakkındaki düşünceleri sorulduğunda %33,6 ile kontrol edilmeyen uygunsuz ve zararlı
siteler ilk sırada yer aldı.
Öğrencilerinin bilgisayar ve internet olanaklarının arttırılmasının, okul ortamından internete
ulaşmalarına destek olunmasının ve interneti eğitim amaçlı kullanımlarının yaygınlaştırılmasının
uygun olacağı sonucuna varıldı.
Anahtar Kelimeler: bilgisayar, internet, sağlık yüksekokulu öğrencileri
Computer and Internet usage of Balikesir School of Health students
Sunay Fatma Bahar, Köse Işıl, Türker Semihat
Balikesir School of Health
Internet raised about thirty-five years ago to meet the communication need in a possible nuclear
attack in USA and generated a new communication and data transfer system that has been found
current usage all over the world. One important area, in which the usage of computers and
Internet had very valuable effects, is education. In this study, computer and Internet usage levels,
goals and perceptions of the Balıkesir School of Health students were evaluated.
Of 348 students, who attend Balıkesir School of Health in 2006–2007 educational year 282
participated in the study. Data was analysed as percentiles and chi square tests.
Computer and Internet usage of the students were 100% and 98,2% respectively. 63,5% has a
computer and 53,2% has an Internet access at their residence. 48,2% stated the approximate
usage of Internet as 1–5 hours in a week. 87,2% has an e-mail address, 67,7% get Internet
access mostly in cafés, 49,6% uses Internet mostly for educational aims, 94,7% believe that
Internet facilitates their lives and 33,6% things the uncontrolled, improper and harmful web sites
are the most important problem about Internet.
Improvement of the computer and Internet possibilities of students, especially in school will be
convenient.
Keywords: computer, internet, school of health students
240
[P-184]
Öğrencilerde ve çalışanlarda beklenti ve memnuniyet
Candan Canan, Keskin Burcu, Köse Gülhan, Afacan Nevin, Atasever Gülşah Elçin, Şener Alper
Onsekiz Mart Universitesi Sağlık Yüksek Okulu, Çanakkale/Türkiye
Hemşireler ve ebeler sağlık çalışanları içerisinde en büyük grubu oluşturmaktadır. Çalışan kesimde
iş beklenti ve memnuniyeti pek çok bağımsız değişkene bağlıdır. Birey, meslek seçerken yetenek,
ilgi ve istekleri doğrultusunda seçtiği alanda başarılı, verimli ve mutlu olur. Mesleksel başarı için,
bireyin fiziksel özellikleri ile mesleğe ilgi duyması gereklidir. Çalışanların verimli ve mutlu çalışması
için, çalıştığı işten doyum sağlaması şarttır.
YÖNTEM: Çanakkale Onsekizmart Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu birinci sınıf (n=48) ve
dördüncü sınıf (n=54) öğrencileri ile beş yıldır çalışan 48 hemşire, üniversiteden ve meslekten
beklenti –memnuniyet anketi sorgulanması ile değerlendirmeye alındı.Toplam 150 kişi çalışmaya
katıldı.
BULGULAR: Elde edilen bulgulardan ilginç bazılarına bakacak olursak; öğrencilerin %70.5’i öğretim
elemanlarından memnun (72/102) olmakla birlikte, %61.7’si (63/102) stajlarında yeterli eğitim
alamadığını düşünüyor.Sebep olarak en çok staj görülen hastanenin fizik şartlarını yetersiz
olduğunu düşünmektedir (17/68,% 25). Üniversitelerinden en fazla beklentileri de teori ve
uygulamada daha iyi imkanlar sunulmasıdır ( tablo 1). Çalışanların %93.7’si (45/48) mesleğini
isteyerek yapıyor ve %77’si (37/48) çalışma şartları ile saatlerinden memnun olmakla birlikte en
çok olumsuzluk sebebi olarak hastane hemşirelik idaresini görmektedirler. En çok şikayet ettikleri
konuda %65 (13/20) ile adaletsiz yönetimdir.
TARTIŞMA-SONUÇ: Çalışanların çoğunluğu yönetim dışında içinde bulundukları şartlardan
memnunken, öğrencilerimiz daha karamsardır.
Anahtar Kelimeler: hemşire, ebe,öğrenci,beklenti,memnuniyet
Expectations and satisfaction of students and workers
Candan Canan, Keskin Burcu, Köse Gülhan, Afacan Nevin, Atasever Gülşah Elçin, Şener Alper
Canakkale OnSekiz Mart University Health College, Canakkale/Turkey
Nurses and midvives make up the largest group in healthcare-gives.While choosing a career; the
individual becomes more successfull, efficient and happier in accordance with his or her
capabilities, interest and demonds.
The METHOD: In COMU college of Health; students of class first ( n:48), students of class fourth (
n: 54 ) and 48 nurses for at least 5 years were taken into inquiry about expectation and
satisfaction from the university and total 150.
FINDINGS: If we have a look at some interesting findings; despite 70.5% of students are satisfied
with their teachers (72/102), 61.7%(63/102) of them think they don’t get enough education. 25%
(17/68) of them give the physical incapabilities of their teaching hospital as the reason. The most
of the expectations from their university are beter facilities both theoreticilly and practically (table
1) 93.7 % of workers (45/48) fulfill their task willingly,and 77%(37/48) are satisfied with work
conditions and worktime. However they mention the nursery administration of hospital as the most
often cause of negativity. And they mostly 65% (13/20) suffer from the unjust administration.
The discussion and CONCLUSION: Most of the workers are satisfied with their work conditions
except the administration, but our studens are pesimist.
Keywords: nurse,midvive,student,expectation,satisfaction
241
[P-185]
Lisans düzeyinde sağlık eğitimi alan üniversite son sınıf öğrencilerin
otonomi, kritik düşünme düzeyleri ve aralarındaki ilişkinin incelenmesi
Karagözoğlu Şerife1, Deveci Aslı2, Çırakoğlu Hilal2, Geçgün Neslihan2
1
Öğretim Üyesi, Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Hemşirelik Esasları Ana Bilim
Dalı, Sivas
2
Öğrenci, Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Sivas
AMAÇ: Bu çalışma Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Hemşirelik
Yüksekokulu ve Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü’nde eğitim gören son sınıf öğrencilerin otonomi
ve eleştirel düşünme düzeylerini ve aralarındaki ilişkiyi saptamak amacı ile yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı ve ilişki arayıcı nitelikteki bu araştırmanın örneklemini araştırma
yapılan bölümlerde öğrenim gören toplam 247 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada örneklem
seçimine gidilmemiş, tüm evrene ulaşılmaya çalışılmıştır. Veri toplama aracı olarak, öğrencilerin
sosyo-demografik özellikleri ile sosyal ilişkilerini belirlemeye yönelik “Kişisel Bilgi Formu”, Beck,
Epstein, Horrison ve Emery tarafından 1983’te geliştirilmiş ve 1993 yılında Nesrin Şahin ve
arkadaşları tarafından Türkçeye uyarlanarak, geçerliliği ve güvenirlik test edilmiş olan SosyotropiOtonomi Ölçeğinin (Sociotropy-Autonomy Scale / SAS) “Otonomi kısmı” ile Facione PA, Facione NC
ve Giancarlo tarafından 1998 yılında geliştirilmiş ve 2003 Kökdemir tarafından Türkçe’ye
uyarlanarak, geçerlilik ve güvenirliği test edilmiş olan Kalifornia Eleştirel Düşünme Eğilimleri Ölçeği'
(The California Critical Thinking Disposition Inventory) kısaltılmış Türkçe versiyonu (CCTDI-R)
kullanılmıştır.
Araştırmanın yürütülmesinde etik kurallara uyularak gerekli izinler alındıktan sonra, veriler 20062007 öğretim yılı Şubat ayında toplanmıştır. Veriler bilgisayarda SPSS programında yüzdelik, iki
ortalama arasındaki farkın önemlilik testi (Student-t testi) ve Varyans analizi (ANOVA) kullanılarak
değerlendirilmiştir.
BULGULAR VE TARTIŞMA: Araştırma kapsamında yer alan öğrencilerin CCTDI-R’den aldıkları
puan ortalamaları 215.65 24.99 ve SAS’dan aldıkları puan ortalamaları ise 76.96 17.39’dur. Genel
anlamda ölçeklerden elde edilecek toplam puan ranjının CCTDI-R’de 0-306 (240’ın altındaki puanlar
düşük, 240-300 arası orta ve 300’ün üzerindeki puanlar yüksek eleştirel düşünme beceri düzeyini
göstermektedir) ve SAS’da 0-120 arasında olduğu göz önüne alındığında, genel olarak
üniversitemizde sağlık eğitimi alan öğrencilerin eleştirel düşünme becerinin düşük, otonomi
düzeylerinin ise orta düzeyde olduğu söylenebilir.
Öğrencilerin benlik saygısı ve otonomi düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla SEI ve
SAS puan ortalamaları arasındaki korelasyona bakıldığında, aralarında pozitif yönde zayıf bir ilişki
olduğu görülmekte (r =0,219) (p<0.05) ve CCTDI-R ve SAS toplam puanları birbirine paralel olarak
artmakta veya azalmaktadır.
Yapılan bu çalışmada uygulanan Otonomi Ölçeği’nden alınan puanlara göre bölümlerin
ortalamalarına bakıldığında, Ebelik öğrencilerinin X=82,40±15,76 ile en yüksek Genel Otonomi
puanını aldığı saptanmıştır. Bunu sırasıyla Hemşirelik Yüksekokulu (X=78,08±15,61), Diş Hekimliği
Fakültesi (X=75,60±15,69), Tıp Fakültesi (X=74,15±19,25) öğrencileri takip etmiştir. Bununla
birlikte Eleştirel Düşünme Ölçeği’nden en yüksek puanı Hemşirelik Yüksekokulu öğrencileri almıştır
(X=229,67±19,25). Bunu Diş Hekimliği Fakültesi (X=210,71±22,54), Tıp Fakültesi
(X=210,29±26,16), Ebelik öğrencileri (X=207,52±23,32) izlemiştir.
Otonomi ve Eleştirel Düşünme Ölçeği’nden alınan puanlara göre fark istatistiksel olarak anlamlı
bulunmuştur (p<0.05). Anlamlı bulunan bu fark SAS’da Ebelik Bölümü ve Tıp Fakültesi
öğrencilerinden, CCTDI-R’de Hemşirelik Yüksekokulu öğrencilerinin puan ortalamaları ile araştırma
kapsamındaki diğer bölümlerde öğrenim gören öğrencilerin puan ortalamalarından kaynaklanmıştır.
Çalışmamızın sonuçlarından da görülebileceği gibi, lisans eğitimi üniversite öğrencilerinde kritik
düşünme becerisini ve otonom özellikleri yeterince geliştirememektedir. Bu bağlamda, lisans
eğitiminde öğrencilerin otonom özelliklerinin geliştirilmesine yönelik aktif eğitim yöntemleri
çerçevesinde kritik düşünme, problem çözme, karar verme, sorumluluk alma, kendini
değerlendirme, iletişim ve liderlik becerilerini de kapsayacak şekilde yeni müfredat programlarının
geliştirmesinin önemi büyüktür.
Anahtar Kelimeler: otonomi, kritik düşünme, eğitim, üniversite öğrencisi
242
The levels of autonomy and critical thinking of the last grade university
students who study on health at bachelor's degree level and analysis of the
relationship between them
Karagözoğlu Şerife1, Deveci Aslı2, Çırakoğlu Hilal2, Geçgün Neslihan2
1
Assistant Professor, Department of Fundamentals of Nursing, Cumhuriyet University School of
Nursing, Sivas, Turkey
2
Student, Cumhuriyet University School of Nursing, Sivas, Turkey
OBJECTIVE: This study has been achieved in order to detect the autonomy and critical thinking
levels and the relationship of the last grade students who study Medical Faculty, Faculty of
Dentistry, School of Nursing and Midwifery Department at Health High School in Cumhuriyet
University.
MATERIAL-METHOD: The sample of this study which is in definitive and correlation-seeker
qualification has been comprised by totally 247 students who study in that surveyed departments.
In the survey, sampling method has not been chosen; it has been aimed at reaching the entire
universe. As the data collection material, “Personal Information Form” as devoted to detect the
socio-demographic features and the social relationship of the students, “Autonomy section” of
Sociotropy-Autonomy Scale (SAS) developed by Beck, Epstein, Horrison and Emery in 1983 and
translated into Turkish by Nesrin Şahin and her companions in 1993 and tested its validity and
reliability, and the abbreviated Turkish version (CCTDI-R) of The California Critical Thinking
Disposition Inventory developed by Facione PA, Facione NC and Giancarlo in 1998 and translated
into Turkish by Kökdemir in 2003 and tested its validity and reliability, are used.
Throughout the study, after taking the required allowance by conforming the ethic rules, the data
were collected in February in 2006-2007 school years. The data were evaluated by using the
percentage in SPSS program, the significance test between two average (Student-t test) and
analysis of variance (ANOVA).
FINDINGS AND DISCUSSION: The average score of the students from CCTDI-R is 215.65±24.99
and the average score from SAS is 76.96±17.39. Generally speaking, when considered the total
score interval in CCTDI-R from scales is 0-306 (the scores below 240 are low, between 240-300
are medium and above 300 shows high critical thinking ability level) and in SAS is between 0-120,
it can be said that the critical thinking ability of the students who receive health education in our
university are low, and autonomy levels are medium level.
When looked at the correlation between SEI, SAS average scores in order to reveal relationship
between students’ self-care and level of autonomy, there is a positively thick relationship seen
between them (r=0.219) (p<0.05) and the total scores of CCTDI-R and SAS increase or decrease
in parallel with each other.
When looked at the averages of departments as regards to the scores taken from the Autonomy
Scale carried out in this work, it is appointed that Midwifery Students get the highest score of
General Autonomy with X = 82.40 ± 15.76. It is followed respectively School of Nursing
(X=78.08±15.61), Faculty of Dentistry (X=75.60±15.69), Medical Faculty students
(X=74.15±19.25). Besides, Nursing students get the highest score of Critical Thinking Scale
(X=229.67±19.25). It is followed by Faculty of Dentistry (X=210.71±22.54), Medical Faculty
(X=210.29±26.16), and Midwifery students (X=207.52±233.32).
The difference is found statistically significant with regards to the scores taken from the Critical
Thinking Scale and Autonomy (p<0.05). This difference arises from the students of Midwifery
Faculty in SAS and Medical Faculty, also from the average scores of students educated at other
departments involved in the investigation and average scores of School of Nursing students at
CCTDI – R.
As it can be seen from the results of our study, undergraduate study cannot enough develop critical
thinking ability and autonomy attributes of university students. In this sense, the importance of the
development of new curriculum programs, including critical thinking, solving problem, decision –
making, taking responsibility, self-evaluation, communication and leadership abilities within the
frame of active education methods aimed at developing autonomy attributes of students in
undergraduate study, is great.
Keywords: autonomy, critical thinking, education, university student
243
[P-186]
Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin Ölüme Verdikleri Anlam ve Ölüm Kaygı
Düzeylerinin Klinik Uygulamalarına Etkisi
Özyürek Pakize1, Bayram Fatma1, Serap Kanat2, Yasemin Şen2, Yılmaz Necibe Ebru2, Ayşe Baytar2
1
Kocatepe Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü,Öğretim Görevlisi,Afyonkarahisar
2
Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğrencisi,Afyonkarahisar
GİRİŞ: Sürekli ölümcül hastaya bakım vermeleri ve sık sık ölüme tanık olmalarına rağmen,
hemşireler için her bir ölüm olayı keder vericidir. Aşırı, ölçüsüz, patolojik şekilde ortaya çıkan ölüm
düşüncesi öğrencinin psikolojisini olumsuz etkileyebilmektedir.
AMAÇ: Bu araştırma hemşirelik bölümü öğrencilerinin; ölüme verdikleri anlam, ölümcül hastaya
bakım verme ve mesleğe olan bakışları ile ölüm kaygısı düzeyleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi
amacıyla yapılmıştır.
METHOD: Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu hemşirelik bölümü
öğrencilerinin (212) ölüm kaygısı düzeylerini ölçmek için Thorson ve Powell tarafından geliştirilen
“Ölüm Kaygısı Ölçeği” ile ölüme verdikleri anlam, ölüme/ölümcül hastanın bakımı ile ilgili
düşüncelerini değerlendiren sorulardan oluşan anket formu kullanılmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin ölüm kaygısı puanlarının ± 48.6 (orta düzeyde ölüm kaygısı) ‘dır.
Orta düzeyde ölüm kaygısı olan öğrencilerin çoğunluğu ölümcül hastaya bakım vermek
istemediklerini ve ölümü sık düşündüklerini ifade etmişlerdir. Yüksek ölüm kaygısı olanların ise
ölüme negatif anlam (ayrılık, yok olma,mutlak son)verdikleri ve mesleklerini “acı veren yönü”
bulunduğu ifade etmeleri istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05).
SONUÇ: Bu çalışmada duygusal farkındalık, ölüme verilen anlam, inanç değerlerinin de ölüm kaygı
puanlarına yaptığı etki net olarak görülmemektedir. Ayrıca hastanın ölümü, öğrenciler açısından;
yaşamı koruma ve sürdürme amacına ters düşmekte bu nedenle de ölümü beklenen hastaya bakım
verme de güçlükler yaşamaktadırlar.
Anahtar Kelimeler: hemşire,ölüm, ölümcül hasta, terminal evre
The Meaning Ascribed By The Nursing Dept. Students To Death And The
Effect Of The Death Anxiety Levels To The Clinical Applications
Özyürek Pakize1, Bayram Fatma1, Serap Kanat2, Yasemin Şen2, Yılmaz Necibe Ebru2, Ayşe Baytar2
1
Kocatepe Universty Health Highschool, The Lecturer in Department of Nursing,Turkey
2
Health Highscool,The Student İn Department of Nursing, Turkey
INTRODUCTION: Each and every case of death is a dismal phenomenon for nurses. Inordinate,
immeasurable and pathological popping up idea of death can effect the psychology of the students
in a negative manner.
AIM: This study has been carried out in a bid to determine the meaning the students of the
Nursing Dept. ascribe to death; the care they provide to the terminally ill patients as well as the
relationship between their point of view against to their profession and death anxiety level.
METHOD: The questionnaire form consisting of the questions assessing their thoughts with regard
to the meaning the students (212) ascribe to death and the care they extend to the fatal patients
through the “Death Anxiety Scale” devised and developed by Thorson & Powell in an effort to
measure the death anxiety levels of Afyonkarahisar province Kocatepe University Health Higher
Education School Nursing Dept.
FINDINGS: The death anxiety level points of the students happen to be ± 48.6 (average level
death anxiety).
The majority of students with an average level of death anxiety pointed out that they did not want
to provide care to the fatal patients and that they frequently ruminate about death.
Keywords: Fatal patient,death, nurse, terminal stage,
244
[P-187]
Akdeniz Üniversitesi hemşirelik son sınıf öğrencilerinin branşlaşmaya ilişkin
görüşleri
Uslu Esra, İnce Serpil
Akdeniz Üniversitesi, Antalya Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Bu çalışma, Akdeniz Üniversitesinde öğrenim gören hemşirelik son sınıf öğrencilerinin
branşlaşmaya ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
YÖNTEM-GEREÇLER: Araştırma kapsamına Akdeniz Üniversitesi hemşirelik son sınıf öğrencileri
(toplam 93) alınmıştır. Araştırmanın verileri, araştırmacılar tarafından geliştirilen 16 sorudan oluşan
anket formu aracılığı ile toplanmıştır. Veriler SPSS 13.0 programında frekans, yüzdelik ve ortalama
testleri ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalaması 22,16± 1.5 olup, % 40.9(38)’u Düz Lise, %5.4(5)’ü
Sağlık Meslek Lisesi mezunudur. Öğrencilerin % 52.7(49)’si “iş bulmak kolay olduğu için”, %
22.6(21)’sı “mesleği sevdiği için” hemşireliği tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Mezun olduktan sonra
öğrencilerin % 47.3(44)’ü hemşire, %32.3(30)’ü akademisyen, % 8.6(8)’sı mesleğin dışında bir
alanda çalışmak istemektedirler.
Öğrencilerin (88)%98.9’u hemşirelikte branşlaşmanın olması ve bunun mezuniyetten sonra 1-2
yıllık süre ile istenilen alanda eğitim alınarak gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
Öğrencilerin mezuniyet sonrası en çok çalışmayı istedikleri alanlar; %23.8(20) psikiyatri,
%15.7(13), diyaliz %19.2 (14) pediatri ve cerrahi hemşireliği olarak belirlenmiştir. Bu alanları
tercih etme nedenleri incelendiğinde; %27.0(20)’si “daha verimli olacağını düşündüğünü”,
%25.7(19)’si “ilgi alanı olduğunu” ifade etmişlerdir.
Öğrencilerin en az çalışmak istedikleri alanlar; %24.7(20)yoğun bakım, %30(24)dahiliye,
%22.2(14) cerrahi hemşireliği olduğu saptanmıştır. Bu alanları, yoğun ve nöbetlerinin fazla
olmasından dolayı tercih etmedikleri bulunmuştur.
SONUÇLAR: Araştırma sonucunda öğrencilerin, branşlaşmaya ilişkin seminer ve konferansların
yaygınlaştırılmasını, sertifika programları hakkında bilgilendirilmeyi istedikleri saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, Branşlaşma, Görüş
The views of Akdeniz University senior students of nursery on specialisation
Uslu Esra, İnce Serpil
Antalya Health School of Akdeniz University
AIM: This study was carried out descriptively in order to identify the views of Akdeniz Unıversity
Senior students of nursery on specialisation.
MATERIAL- METHODS: Senior students of Akdeniz University Nursery School (total 93) were
taken in the scope of this study. The data of the research were collected through a questionnaire
including 16 questions prepared by the researchers. These data were evaluated through the
computer software of SPSS 13.0 by using percentages, mean values and frequency.
FINDING: The average of students were 22.16 ± 1.5. (38) 40.9 % of them were graduates of a
high school and (5)5.4 % of them were graduates of Vocational Health School. (49)52.7 % of
students said they had preferred nursery as it was easy to find a job, and (21)22.6 % said they
loved the profession. Upon graduation, (44)47.3 % wish to work as nurses, (30)32.3 % as
academicians and (8)8.6 % in nonprofessional areas.
(88)98.9 % of students stated that specialisation in nursery was a must and this could be acheived
by means of a 1 or 2 year of training after graduation.
It was found out that wanted areas of work after graduation were (20)23.8 % psychiatric nursing,
(13)15.7 % hemodialysis, (14)19.2 % pediatric nursing and surgical nursing. When we
investigated why they preferred these areas, (20)27.0 % of them said it would be more productive
and (19)25.7 % said it was of their interest.
It was identified that least wanted areas of work were (20)24.7 % intensive/critical care (24)30 %
internal diseases and (14)22.2 % surgical nursing. They hoted that they did not prefer these areas
basically because of being busy and too many night shifts.
RESULTS: As a result of the research it was also discovered that seminars and conferences should
be organised more frequently and they also wished to be informed of certificate programmes.
Keywords: Nursing, specialisation, standpoint
245
[P-188]
Tip 2 Diabetes Mellitus’lu Hastaların Hastalıkları Hakkındaki Bilgi
Düzeylerinin İncelenmesi
Erdem Neşe1, Sümen Adem2
1
Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi, Fethiye
2
Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu, Sağlık Memurluğu Bölümü, Fethiye
Çalışmanın Amacı : Araştırma; tip 2 diabetes mellituslu hastaların hastalıkları hakkındaki bilgi
düzeylerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmanın evrenini 01.12.2006-15.01.2007 tarihleri arasında Fethiye Devlet
Hastanesine başvuran tip 2 diabetes mellituslu hastalar oluşturmuştur. Çalışmanın örneklemini;
çalışmaya katılmayı kabul, rahatlıkla iletişim kurulabilen, soruları yanıtlayabilecek bilişsel yeterliliğe
sahip, 18 yaş ve üzeri 45 hasta oluşturmuştur. Araştırmanın verileri 16 sorudan oluşan soru formu
ve Ümit Arslan tarafından geliştirilen, 25 soruluk Diyabet Bilgi Testi ile toplanmıştır. Veriler
araştırmacı tarafından diyabetli bireyler ile yüz yüze görüşerek toplanmış ve görüşme formuna
kaydedilmiştir. Verilerin değerlendirilmesi bilgisayar ortamında SPSS programı kullanılarak
yapılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde frekans ve yüzdelik kullanılmıştır.
Bulgular : Örneklemi oluşturan hastaların çoğunluğu kadın (%62.3), 60 yaş ve üstü (%35.6),
ilkokul mezunu (%26.7), evli (%86.7), ev hanımı (%31.1) ve tümünün sağlık güvencesi
bulunmaktadır. Hastaların çoğunluğu 10-14 yıl diyabet hastası olduğu (%40), oral antidiyabetik ilaç
kullandığı (%44.4), daha önce hastaneye yatmadığı (%62.3), verilen tedaviyi düzenli uyguladığı
(%73.3), ailesinde diyabet hastalığı bulunduğu (%60.0), rahatsızlandıkça hastaneye geldiği
(%35.6), diyabet eğitimi almadıkları (%57.8) saptanmıştır. Hastaların çoğunda kronik hastalık
bulunduğu (%77.8), bunların çoğunluğunun kalp-damar hastalıklarından oluştuğu (%40.0)
belirlenmiştir. Hastaların %60.0’ı diyabet fizyolojisi, %62.2’si hipoglisemi ve hiperglisemi, %61.7’si
beslenme ve diyet, %54.8’i insülin kullanımı, %57.8’i egzersiz, %43.3’ü oral antidiyabetik ilaçlar,
%63.3’ü komplikasyonlar, %66.7’si korunma ile ilgili soruları doğru cevapladığı saptanmıştır.
Sonuç : Diyabetli hastalara tanı konulmasından itibaren kendi sağlığı ve hastalığı hakkındaki bilgi
durumlarını belirleyerek ve bu bilgi düzeyine göre hastaya yönelik eğitim programları
düzenlenmelidir.
Anahtar Kelimeler: bilgi düzeyi, eğitim, tip 2 diyabet
The Determining The Knowledge About Their Deseases Level Of Patients
With Type1 2 Diabetes2Mellitus
Erdem Neşe , Sümen Adem
1
Muğla University Fethiye School Of Health Sciences, Lessons Member, Fethiye
2
Muğla University Fethiye School Of Health Sciences, Health Care Staff Section, Fethiye
Objective: This study was contucted with as descriptive the purpose of determining the knowledge
about their desases level of patients with type 2 diabetes mellitus.
Material and Methods: The study population consisted of all the patients with type 2 diabetes
mellitus who applied to the Fethiye State Hospital for the treatment the dates 01.12.2007 and
15.01.2007. The sample consisted of 45 patients with type 2 diabetes mellitus, accepting to
participate in the study, communucating easily having the cognitive ability in order to be able to
give answer to the questions 18 years old an over. The data of the research were collected through
the question form composed of 16 questions and 25 item Diabetes İnformation questionaire
prepared by Ümit Arslan. The data were collected and recorded by face to face interview with all
the patients. The evaluation of the data were done by using SPSS statistics programme. İn the
evaluation of the data percentages and frequencies were used.
Results : Most of the patients were women (%62.3), over 60 years old (%35.6), primary school
graduates (%26.7), married (%86.7), housewifes (%31.1) and all of whom had social health
insurances. Most of the patients had been ill for 10 to 14 years (%40.0), use oral antidiabetic drugs
(%44.4), not had hospitalized for diabetes treatment (%62.3), who had properly applied the
treatment (%73.3), who had diabetes patients in their family members (hereditary) (%60.0), who
came to hospital whenever became ill (%35.6), who had not been trained about diabetes (%57.8).
It was determined that most of the patients had been suffering from cronic diseases (%77.8), most
of which consist of the cardiovascular diseases (%40.0). It was observed that patients had
answered the questions about %60.0 diabetic phisiological, %62.2 hypoglycemia and
hyperglycemia, %61.7 diet, %54.8 use insulin, %57.8 exercise, %43.3 oral antidiabetics, %63.3
complications, %66.7 protection, correctly.
Conclusion: Once the illness had been diagnosed a health training programme should be prepared
and imposed considering the health conditions and background of the patient.
Keywords: Education, knowledge, Type 2 diabetes
246
[P-189]
Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Meslekte
Branşlaşmaya İlişkin Bilgi Ve Düşünceleri
Kandemir Dilek, Kaydul Nebihat, Koşma Nurhan
Uludağ Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Bursa
GİRİŞ: Branş eğitimi almış hemşireler, eğitimini almış olduğu branşa yönelik hastanın bakım ve
eğitim gereksinimlerini belirlemek, hastanın durumunu değerlendirmek için çalışır. Branş eğitimi
konu hakkındaki eğitim standartları, hasta ve toplum eğitimi, hasta bakımındaki yenilikleri
içermelidir.
AMAÇ: Bu araştırma U.Ü SYO’da okuyan sağlık memurluğu ve hemşirelik bölümü öğrencilerinin
meslekte branşlaşmaya ilişkin bilgi ve düşüncelerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu araştırma 01.03.2007_15.03.2007 tarihleri arasında U.Ü SYO’da okuyan 80
sağlık memurluğu, 120 hemşirelik öğrencisine uygulanmıştır. Öğrencilere sosyodemografik bilgilerin
yanı sıra meslekte branşlaşmaya ilişkin toplam 29 sorudan oluşan anket uygulanmıştır.
Veriler SPSS(10.0) istatistik paket programı kullanılarak değerlendirilmiş ve istatistiksel analiz için
ki kare testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmada büyük çoğunluğu hemşirelik öğrencileri (%60) oluşturmaktadır.
Öğrencilerin büyük çoğunluğu mesleğini sevdiğini (%64) ve %79’u mezun olduktan sonra herhangi
bir branşta sertifika programına katılmak istediğini belirtmiştir. Öğrencilerin büyük çoğunluğu
(%88) branşlaşmanın önemli olduğunu, %83’ü ise meslekte branşlaşmak istediklerini belirtmiştir.
Öğrencilerin %95’i meslekte branşlaşmanın çalışma kalitesi ve iş verimine olumlu etkisi olduğunu
düşünmektedir. Araştırmaya katılan öğrencilerin büyük çoğunluğu (%75) ülkemizde özel dal
hemşireliğini yeterli görmemektedir. Araştırma sonuçlarına göre mesleğini sevme ile mezun
olduktan sonra sertifika programına katılma arasında anlamlı bir ilişki vardır (p<0.005).
SONUÇ: Öğrenciler meslekte branşlaşmak istemekte, ülkemizde özel dal hemşireliğini yeterli
görmemekte ve branşlaşmanın hasta bakım ve kalitesini arttıracağını düşünmektedir.
Anahtar Kelimeler: Hasta Bakımı, Hemşirelik, Özel Dal
Students’ Thoughts and Knowledges About Specialising in Nursing at Uludag
University School of Health
Kandemir Dilek, Kaydul Nebihat, Koşma Nurhan
Uludag University School of Health, Bursa
INTRODUCTION: The nurses who take special education programme in nursing, work related to
her special field to determine patient’s care and education requirements and to evaluate the
patient’s condition. The special education programme of nursing should involve the education
standards about the special field, the patient and public education and the innovations on patient
care.
AIM: It is aimed from this study to determine the thoughts and knowledges of the students in
nursing and health officer program at Uludag University School of Health regarding special field in
nursing.
MATERIALS-METHODS: This study was performed to 80 health officer program and 120 nursing
students from Uludağ University School of Health between 01.03.07 – 15.03.07. Data was collected
by questionnaire including 29 questions about sociodemographic information and specializing
profession.
The data was evaluated by using the SPSS (10.0) and the statistical analyze was performed by
che-quare test.
FINDINGS: The majority of the participants were nursing students (60%). The majority of the
students indicated that they like their profession and that they would like to have a certificate
programme for special fields in nursing (64% and 79%, respectively). Most of them (88%) pointed
out the importance of specializing in nursing and 83% proportion of the students want to specialize
in their profession. 95% proportion of the students thought that specializing in nursing effects
positively the working quality and productivity. Majority of the participants (75%) think that special
branch nursing isn’t enough in Turkiye. According to the study results there is a significant
correlation between the group that likes the profession and the group that participates in a
certificate programme after graduation (p<0.05).
CONCLUSION: Students want to specialize in their profession. They think special branch nursing
isn’t sufficient in Turkiye. They also think that specializing in nursing will enhance patient care and
its quality.
Keywords: Nursing, Patient Care, Special Field
247
[P-190]
Dicle Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü
Öğrencilerinin Meme Kanserinden korunma ile ilgili Bilgi, Tutum ve
Davranışları,
2006
1
1
2
1
Durgun Yeter , Baran Gülbeyaz , Ertem Melikşah , Demir Emel
1
Dicle Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu, Diyarbakır
2
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Diyarbakır
AMAÇ: Bu çalışma Dicle Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin
kendi kendine meme muayenesi ve meme kanseri ile ilgili bilgi, tutum ve davranışlarını ölçmek
amacıyla planlanmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Bu çalışma Dicle Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu hemşirelik bölümü
öğrencilerinde yürütülmüştür. Bu çalışmada 112 öğrenciye ulaşılmıştır bu tüm öğrencilerin % 75 ini
oluşturmaktadır. Çalışmada meme kanseri erken tanısı ve belirtilerine ilişkin bilgi, tutum ve
davranış sorularını içeren bir soru formu hazırlanmış ve öğrencilere uygulanmıştır. Birbirlerinden
etkilenmemeleri için tüm anket uygulamaları aynı anda ve öğrencilerin birbirlerini göremeyeceği
şekilde uygulanmıştır. Elde edilen veriler bilgisayar ortamına kayıt edilmiş, frekans tabloları
hazırlanmıştı
BULGULAR: Hemşirelik bölümünde okuyan öğrencilerin %75,0’ı 20–24 yaş grubunda, %93,8’nin
sosyal güvencesi var, %62,5’inin ilk adet yaşı 13–14 yaşları arasında bulunmuştur. Meme
kanserinin bazı risk faktörleri ile ilgili öğrencilerin %6,3’ü herhangi bir meme hastalığı geçirmiş, %
15,2’si sigara içtiğini ifade etmiştir. Meme kanserinden korunma ile ilgili davranışlarında
öğrencilerin %58,0’ı KKMM yaptığını belirtmiş, % 33,9’unun KKMM’ sini doğru uyguladığı
belirlenmiştir. Meme kanseri ile ilgili tutumları, %90,2’si KKMM yapılması gerektiğini
belirtmiştir.%33,9’u KKMM’ sini sağlık personelinden öğrendiğini belirtmiştir. Meme kanseri ile ilgili
bilgi düzeyi,% 69,6 ile en çok bilinen meme kanseri belirtisi memede kitle, %19,6 ile en az bilinen
meme kanseri belirtisi meme dokusunda buruşukluk olarak belirlenmiştir.
SONUÇ: Öğrencilerin meme kanseri ve KKMM konusunda bilgi düzeyleri yetersiz bulunmuştur.
Meme kanseri ve KKMM konusunda öğrendikleri bilgileri bu alanda yeterli olmayan kurumlardan
öğrendikleri saptanmıştır. Bu amaçla Toplum Sağlığı Hizmetlerinde önemli bir role sahip olan
hemşirelerin eğitim sistemleri içerisin de bu konu ile ilgili gerekli eğitimlerin yapılması önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Diyarbakır,Hemşire,Kendi Kendine Meme Muayenesi ve meme
kanseri,Öğrenci,
Dicle Universty, Atatürk High Health School of Nursing Students, knowledge,
atitude, and
behaviors about
preventions
Breast1 Cancer, 2006
1
1
2
Durgun Yeter , Baran Gülbeyaz , Ertem Melikşah , Demir Emel
1
Dicle Universty, Atatürk High Healt School, Diyarbakır
2
Dicle Universty, Department of Public Health, Faculty of Medicine, Diyarbakır
PURPOSE: The purpose of this study was to measure; Dicle Universty Atatürk High Healt School of
Nursing Students knowledge, atitude, and behaivors about breast self- examination ( BSE ) and
Breast Cancer.
METHODS: This study was design in Dicle Universty Atatürk High Health School of Nursing. This
study is reach 112 students and this %75 all of students. Qestiner aplication was content about
breast cancer semptoms and early diagnosis of breast cancer. All of the questiner aplication apply
at the same time and the students can not see each other because not effect from each other.
Knowledges which are optained are saved at the computer environment freqency ruplids are
prepared.
FINDINGS: %75 of the students who are nursing department,are at the 20-24 age group, %99,8
of them have got social insurance, %62,5 of them had menstruation at the firstly13-14 ages, %6,3
of the students had a breast disease, % 15,2 of them stated that smoking, With the connections
some risk factor of breast cancer. %58,0 of the students stated that she did BSE. It is stated that
%33,9 of them a play right their BSE her self with the connections atitudes about prevention of the
breast cancer. %90,2 of them stated that BSE must be do in connection with atitudes of the breast
cancer. % 33,9 of them stated that she learnt BSE from the healt personels. At the information
rate in connection with the breast cancer, ıts stated that with the %69,6 breast cancer symptom
which is the most know is mass at the breast, with the %19,6 breast cancer symptom which is
know least is wrinkle at the breast tissue.
RESULT: Its founded that the information levels of the students is inadeguate about BSE and breat
cancer. It is establish that they learnt the informations about BSE and breast cancer from the
instutations which haven’t got enough information about issue. For this purpose it can be
suggested that the nurses who have an important role at the society health services have necessity
education with the issue at the education systems.
Keywords: BSE and Breast Cancer, Diyarbakır, Nurse, Student,
248
[P-191]
Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulunda Okuyan Öğrencilerin Sigara
İçme Davranışları
Sönmez Neşe, Gelen Özge, Özdemir Aysel, Akansel Neriman
Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, BURSA
AMAÇ: Sigara içme alışkanlığı gelişmekte olan ülkelerde önemli bir toplum sağlığı sorunudur. Bu
çalışmanın amacı U.Ü. Sağlık Yüksekokulunda okumakta olan hemşirelik ve sağlık memurluğu
öğrencilerinin sigara içme durumlarını saptamak ve sigarayı içme ve sürdürme nedenlerini
belirlemektir.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışma tanımlayıcı niteliktedir ve çalışmanın verileri araştırmacılar tarafından
geliştirilen veri toplama formu ile toplanmıştır. Veriler sınıf ortamında çalışma ile ilgili yazılı ve sözlü
bilgilendirme yapıldıktan sonra toplanmıştır. Veri toplama formunda sosyo demografik özellikler ile
sigara içme durumları ve sigaraya başlama ve sürdürme nedenlerini belirlemeye ilişkin toplam 27
soru bulunmaktadır. Araştırmanın verileri SPSS 11.0de değerlendirilmiştir. Araştırma süresince 380
kişiye ulaşılması hedeflenmiş ancak 280 öğrenciye ulaşılabilmiştir.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamaları 20.7±1.57dır. Öğrencilerin %58.6nın
evinde sigara içen biri vardır. Öğrencilerin %9.2si(n=26) sigara içtiğini, % 3.4ü sigara içmeyi
bıraktığını ifade etmiştir. Sigara içen öğrencilerin % 50si (n=13) sigaranın yalnızlıklarını giderdiğini,
%80.8i (n=21) sigara içtiklerinde kendilerini iyi hissettikleri için sigarayı içmeyi sürdürdüklerini
belirtmişlerdir. Sigaraya başlama nedenleri arasında sıkıntılar (% 42.3), sorunlar ( %38.5),
başkalarının teşviki(%30.8), özenti (%19.2) gibi nedenler belirtilmiştir.
SONUÇ: U.Ü. Sağlık Yüksekokulunda okumakta olan öğrenirlerin sigara içme oranları oldukça
düşük bulunması sevindiricidir. Sigaraya başlama ve sürdürme nedenleri arasında belirtilen,
yaşanılan sorunlar, yalnızlık gibi problemlerin öğrencilere daha iyi danışmanlık hizmeti verilerek
azaltılabileceği kanısındayız.
Anahtar Kelimeler: davranış, sigara içme
Cigarette Smoking Behavior Among Students Who Study in Uludag
University School of Health
Sönmez Neşe, Gelen Özge, Özdemir Aysel, Akansel Neriman
Uludag University School of Health, Görükle-BURSA
AIM. Smoking is considered a major public problem in developing countires. The aim of this study
was to determine the factors that affect smoking among students who study in nursing and health
officer programs at the Uludag University School of Health.
MATERIAL-METHOD: This is a descriptive study where data were collected using a questionnaire
developed by researchers. Students were informed about the study both verbally and written. The
questionnaire included 27 questions about socio demographic variables, their smoking behaviors,
reasons for starting and continuing smoking behavior. Data were analyzed by using SPSS 11.0. We
aimed to reach all of the students (n=380) at the U.U. School of Health but we were able to reach
280 students during data collection.
RESULTS: The mean age of the studied sample was 20.7 ± 1.57. More than half of the students
58.6% reported having a family member at home who is a smoker. 9.2% of the students (n=26)
were cigarette smokers while 3.4 % (n=10) reported that they quit smoking. Half of the smokers
(50%) reported smoking relieved their loneliness, most of them 80.8 % (n=21) reported that they
feel good after smoking. Main reason for starting smoking was boredom (42.3%), personal
problems (38.5%), influence of peers (30.8%).
CONCLUSION. Smoking behavior is relatively low at the U.U. School of Health. We believe that
reasons for starting and continuing cigarette smoking behavior can be reduced by giving proper
consulting to students.
Keywords: behavior, cigarette smoking
249
[P-192]
Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Hemşirelik Sürecine İlişkin Bilgi Ve
Tutumları
Aydın Nursel, Aytürk Tuğba, Uysal Hatice
Uludağ Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Bursa
GİRİŞ: Bilimsel problem çözme yöntemi olan hemşirelik süreci sağlıklı ya da hasta bireyin/ailesinin
problemlerine sistematik ve mantıksal bir yaklaşımı ifade eder.
AMAÇ: Bu araştırma, hemşirelik ve sağlık memurluğu öğrencilerinin hemşirelik sürecine ilişkin bilgi
ve tutumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Tanımlayıcı olan bu çalışma, Uludağ Üniversitesi SYO’nda 05.03.07-09.03.07
tarihleri arasında çalışmaya katılmaya gönüllü 190 öğrenciye uygulanmıştır. Verilerin
toplanmasında araştırmacılar tarafından hazırlanan üç bölümden oluşan 25 soruluk bir anket
kullanılmıştır. Ankette demografik özellikler, hemşirelik sürecine ilişkin bilgi ve tutumlara yönelik
sorular yer almaktadır. Veriler SPSS(10.0) istatistik paket programı kullanılarak değerlendirilmiş ve
istatistiksel analiz için yüzdelik dağılım kullanılmıştır.
BULGULAR VE TARTIŞMA: Çalışmaya katılan öğrencilerin %58,4’ünü hemşirelik öğrencileri
oluşturmaktadır. Hemşirelik sürecinde öğrencilerin % 19,5’i (n=37) tanılamada, %13,2’si (n=25)
uygulamada, %5,8’i (n=11) tüm aşamalarda zorlandıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin %68,4’ü
(n=130) hemşirelik sürecinin bakıma bilimsellik kattığını, %66,8’i (n=127) bakımın kalitesini
artırdığını, %61,6’sı (n=117) hasta bakımında kolaylık sağladığını, %67,4’ü (n=128) mesleğe
profesyonellik kattığını düşünmektedir. Bununla birlikte %46,3’ü (n=88) hemşirelik sürecini
uygulayabilecek yeterli bilgiye sahip olmadıklarını, %83,2’si (n=158) klinikte hemşirelik süreciyle
çalışmak için yeterli zamanı olmadığını, %60,5’i (n=115) derslerde hemşirelik süreci ve tanılara
yönelik yeterli bilgi verilmediğini belirtmiştir.
SONUÇ: Hemşirelik sürecini uygulayarak bakım verilmesine yönelik eğitim verilmesi önemsenmeli
ve bilimsel problem çözme becerilerini geliştirmeye yönelik programlar oluşturulmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik süreci, öğrencilerin tutumları
Students’ Knowledges And Attıtudes About The Nursıng Process At School
Of Health
Aydın Nursel, Aytürk Tuğba, Uysal Hatice
Uludag University School of Health, Bursa
INTRODUCTION: Nursing process as a way of solving problems scientifically means a
systematical and reasonable approach towards a healty or unhealty person or his/her family’s
problems.
AIM: It is aimed from this study to determine the knowledges and attitudes of the students in
nursing and health officer program at Uludag University School of Health regarding nursing
process.
MATERIALS-METHODS: Data were collected from 79 health officer program and 111 nursing
students who study at Uludag University School of Health between 05.03.07-09.03.07. Data were
collected using a questionnaire which is developed by researchers. Questionnaire included 25
questions about sociodemographic variables and nursing process. The data were analyzed by using
SPSS version 10.0. Results were given in numbers and percentages.
FINDINGS AND DISCUSSION: The majority of the participants were nursing students (58%).
Students reported having difficulty in nursing diagnosis (19.5%), interventions (13.2%) and 5.8%
of them reported having difficulties at each part of nursing process (assessment, planning,
intervention and evaluation). Students think nursing process adds scientific to nursing care
(68.4%), improves quality of nursing care (66.8%), provides advantage in nursing care (61.6%),
and on the whole nursing process brings professionalism in nursing care (67.4%). On the other
hand students reported not having sufficient knowledge about nursing process (46.3%) and they
are not having enough time to prepare nursing care plans at the clinical areas (83.2%). They also
reported classes aren’t enough to guide them to prepare nursing care plans.
CONCLUSION: Using a nursing process is an important part of nursing care. It is also important to
bring awaressness and improve students’ problem solving abilities in nursing process. Students’
problem solving abilities must be developed by nursing education programmes.
Keywords: Nursing process, students' attitudes
250
[P-193]
Üniversite Öğrencilerinin Müzik Tercihleri ile Yalnızlık, Depresif Belirti ve
Saldırganlık Düzeyleri Arasındaki İlişki
Yılmaz Sema1, Yıldırım Nurdan1, Kalaycıoğlu Dilek1, Tüfek Filiz1, Buzlu Sevim2, Bostancı Nihal2
1
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu öğrencileri, İstanbul, Türkiye
2
İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, Psikiyatri Hemşireliği Anabilim
Dalı Öğretim Elemanı, İstanbul, Türkiye
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin tercih ettikleri müzik türleri ile yalnızlık,
depresif belirti ve saldırganlık düzeyleri arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. YÖNTEM: Araştırma Kasım
2006 - Nisan 2007 tarihleri arasında kesitsel - tanımlayıcı olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmada
öğrencilerin demografik özelliklerini içeren bilgi formu, müzik tercihlerini saptamak için 14 müzik
türünü içeren kısa değerlendirme formu, yalnızlık ölçeği, beck depresyon ölçeği ve saldırganlık
ölçeğini kapsayan anket formu kullanıldı. Araştırmanın amacı katılımcılara kısaca anlatıldı ve
araştırmaya katılmayı isteyip istemedikleri soruldu. Verecekleri bilgilerin gizli kalacağı ile ilgili sözel
güvencenin yanında, formlar isimsiz olarak doldurulup kapalı zarf içinde geri toplandı. 1200
öğrenciye anket formu dağıtıldı, 881 anket formu geri döndü. Geriye dönme oranı % 73.43’tür.
Araştırmanın sonuçları sayı ve yüzdelik, t, ANOVA ve Pearson korelasyon testleriyle değerlendirildi.
BULGULAR: Cinsiyete göre müzik tercihlerine bakıldığında, kızların erkeklere göre istatistiksel
olarak anlamlı derecede daha fazla klasik (t=3.05; p=0.002), dans (t=5.30; p=0.000), rap
(t=2.91; p=0.004), rock (t=3.52; p=0.000), alternatif (t=2.57; p=0.010) ve pop (t=2.91;
p=0.004) müziği; erkeklerin kızlara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha fazla yöresel
(t=2.20; p=0.028) müziği tercih ettikleri ve belirli müzik türleri ile yalnızlık ve saldırganlık düzeyleri
arasında ilişki olduğu görüldü.
SONUÇ: İnsanlar içeriğinin çekici gelmesini sağlayan kişilik özelliklerine sahip oldukları belirli bir
müzik türüne yönelebilir ve bu özellikler, bu müzik türünü sık dinleme yoluyla daha da güçlenebilir.
Yani müzik tercihleri ve yalnızlık, saldırganlık ve depresif durum gibi belirli bireysel özellikleri
arasında karşılıklı bir etkileşim olduğu söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Müzik, üniversite öğrencisi, depresyon, saldırganlık, yalnızlık
Relationship Between Music Preferences of University Students and Their Levels of
Loneliness, Depressive Symptoms and Aggression
Yılmaz Sema1, Yıldırım Nurdan1, Kalaycıoğlu Dilek1, Tüfek Filiz1, Buzlu Sevim2, Bostancı Nihal2
1
Istanbul University Florence Nightingale School of Nursing students, Istanbul, Turkey
2
Istanbul University Florence Nightingale School of Nursing, Psychiatric Nursing Department
Teaching Staff, Istanbul, Turkey
AIM: The purpose of this study was to investigate the relationships between types of music
preferred by university students and their levels of loneliness, depressive symptoms and
aggression.METHOD: The research was conducted as a cross-sectional-descriptive study between
November 2006 and January 2007. An information form to obtain the students'demographic
information, a short evaluation form that determined 14 types of music, a loneliness scale, Beck
Depression Inventory, and an aggression inventory were included in a survey to be used in the
research. The purpose of the research was briefly explained to the participants and they were
asked whether or not they wanted to participate. In addition to giving them verbal assurance that
the information they gave would be kept confidential, the forms were completed without their
names written on them and they were collected in closed envelopes. The survey was distributed to
1200 students and 881 surveys were returned. The return rate was 73.43%. The number,
percentage, t, ANOVA and Pearson correlation tests were used to evaluate the research data.
FINDINGS: When the music preferences were examined according to gender it was seen that the
female students, compared to the male students, preferred more classical music (t=3.05;
p=0.002), dance (t=5.30; p=0.000), rap (t=2.91; p=0.004), rock (t=3.52; p=0.000), alternative
(t=2.57; p=0.010), and pop (t=2.91; p=0.004); the male students, compared to the female
students, preferred more regional music (t=2.20; p=0.028) and correlation was found between
some types of music and levels of loneliness and aggression.
RESULT: People may be directed to the attraction of the contents of a specific type of music by
their personal characteristics and these characteristics may be strengthened by listening to this
type of music. That is, it can be said that there is a reciprocal relationship between specific
individual characteristics, such as loneliness, aggression and depression and music preferences.
Keywords: Music, university student, depression, aggression, loneliness
251
[P-194]
Kanserli çocukları olan ailelerin alternatif ve tamamlayıcı tedavi kullanma
durumları
Durmaz Gülcan, Türkmen Ayşe, Topuksak Bilge, İkiz Tuğba, Boztepe Handan
Hacettepe üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Ankara
Tamamlayıcı ve alternatif tedavinin kullanımı günümüzde giderek artmaktadır. Bu çalışma; kanserli
hastalarının ebeveynlerinin çocukları için tamamlayıcı ve alternatif tedavi (TAT) yöntemini kullanma
durumlarının tanımlanması için yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmamız Hacettepe
Üniversitesi Onkoloji Polikliniği’ne 1 ay (20.03.07- 20.04.07) içerisinde başvuran 91 kanser hastası
çocukların ebeveynleri ile yüz yüze görüşme yöntemi ile yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda;
ailelerin %98.9’unun tanıdan önce bu yöntemi kullanmadıkları, %20.8’nin tanı aldıktan sonra
çocukları için en az 1 tane TAT yöntemini kullandıkları ortaya çıkmıştır. En fazla kullanılanlar
arasında şifalı bitkiler, doğal çaylar ve doğal yiyecekler olduğu bulunmuştur. Alternatif ve
tamamlayıcı tedavi yöntemini kullanan ebeveynlerin çocuklarının %42.32’sinin tedavinin kontrol
aşamasında olduğu, aileleri bu yöntemi kullanmaya iten nedenlerin ise en çok, çocuklarının ‘kan
değerlerini yükseltmek’ ve onlara ‘yararlı olabileceklerini düşünmeleri’ olduğu ortaya çıkmıştır.
Ebeveynlerin bu yöntemi %47.3 oranında bekleme odasındaki diğer ailelerden öğrendikleri
saptanmıştır. Bu sürede, ailelere gerekli eğitimi ve psikososyal desteği sağlamada hemşirenin çok
önemli ve anahtar bir rolünün olduğu unutulmamalıdır.
Anahtar Kelimeler: alternatif tedavi, kanser, pediatrik onkoloji, tamamlayıcı tedavi,
The use of alternative and complementary therapies in families of children
with cancer
Durmaz Gülcan, Türkmen Ayşe, Topuksak Bilge, İkiz Tuğba, Boztepe Handan
School Of Nursing, Hacettepe University; Ankara;Turkey
The use of complementary and alternative medicine (CAM) has been gradually increasing
nowadays. This study was carried out the identify occasions in which they parents whose children
suffering from cancer use CAM. Regarding this aim, our study is performed via face to face
interaction with the parents of 91 children who suffer from cancer and applied to Hacettepe
University Oncology outpatient clinic. within a month ( 20.03.07- 20.04.07). At the end of
research, it was suggested that %98.9 of the families did not benefit from this technique before the
diagnosis and %20.8 of them benefited from CAM at least for once for their children. Among the
most used ones are the natural plants, foods and teas. İt was suggested that %42.32 of the
parents benefiting from the CAM are at the control level of and the aim to increase blood values
and that they think that this is benefical are among the incentives that make families to benefit
from this technique. %47.3 of the parents learned this technique from the other families in the
waiting room. During this process, one shouldn’t forget that the nurse has a very remarkable and
key role in providing necessary instruction and psychosocial support.
Keywords: alternative medicines, cancer, complementary medicines, pediatric oncology,
252
[P-195]
Hemşirelerin Adli Vakalara Karşı Yaklaşımlarının Değerlendirilmesi
Bulut Fatma, Zorba Yeter Duygu
Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu,4. sınıf öğrencisi, İstanbul
Adli vakalara maruz kalan mağdurun güvenliğini sağlamak, objektif bir şekilde delil toplamak ve
vakanın yargıya intikal edilmesini sağlamak bir hemşirenin görevleri arasındadır. Bunları, ancak bu
konuda özel bir eğitim almış hemşire, yerine getirebilir. Projede; hemşirelerin karşılaştıkları adli
vakalara yaklaşımlarının belirlenmesi, onların karşılaştıkları sorunların saptanması ve bunlarla
birlikte; adli hemşirelik kavramının Türkiye’de geliştirilmesi, gerek meslek içi eğitimde, gerekse
yüksek lisans ve doktora eğitimde ihtiyaç belirlenmesi güçlendirilmesi hedeflenmiştir.
Kesitsel yapıdaki çalışmaya, İstanbul’daki üç hastanenin acil servis ve yoğun bakım servislerinde
çalışan 59 hemşirenin tümü dahil edilmiştir. Araştırmada, 30 soruluk bir soru formu kullanılmış,
veriler SPSS paket programında analiz edilmiştir.
Hemşirelerin yaşı ve adli vakayla karşılaşma sıklığı ile; adli vaka karşısında hissettikleri arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. (p<.05) Hemşirenin cinsiyeti ile; adli vakanın
mesleki hayatı üzerinde yarattığı etki arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. (p<.05) Hemşirenin
adli vakayla karşılaştıktan sonra psikolojik destek alma ihtiyacı ile; adli vaka ile karşılaşma sıklığı,
eğitim durumu, adli hemşirelik konusunda hizmet içi ve lisans eğitiminin gerekliliği arasında anlamlı
bir ilişki bulunmaktadır. (p<.05)
Hemşirelerin adli vakalara yaklaşımlarını; hemşirelerin yaşı, adli vaka ile karşılaşma sıklığı
etkilemektedir. Hemşirelerin adli vaka ile karşılaştıktan sonra psikolojik destek alma ihtiyacını,
hemşirenin adli vaka ile karşılaşma sıklığı ve lisans eğitimi alıp almama durumu etkilemektedir.
Anahtar Kelimeler: Adli vaka,hemşirelik girişimi, hemşirelik yaklaşımı.
Analysing Nurses' Methods of Aproaches to Criminal Cases
Bulut Fatma, Zorba Yeter Duygu
Koç University Science of Health, senior, İstanbul
Securing victim in criminal cases, collecting piece of evidences objectively and passing the case to
judgement are all in functions of a nurse. Only a specially educated nurse can fulfill these functions
professionally.
It is intended to determine nurse’s approaches to criminal cases, finding the problems they are
facing to, by the way, developing the term “criminal nurse” in Turkey, strengthening the education.
Three hospitals’ emergency and intensive care service’s 59 nurses from Istanbul are included in
quantitative analysis. A form with 30 questions was used. Acquired informations have been
analysed by SPSS computer software.
Nurses’ ages and the frequency of facing these cases have a meaning ful relation with what they
feel in these cases. (p<.05) It is found that the nurses’ sex and the impact of these criminal cases
on their job life has a a meaning ful relation. (p<.05) The need of taking psychological support has
a meaning ful relation with ferequency of facing criminal cases and education level, need of inservice training Master's degree about Criminal nursing. (p<.05)
Nurses’ ages affecting their method of approaches to these criminal cases. Nurses’ ferequency of
facing criminal cases and education level are affecting their need of taking psychological support.
Keywords: Criminal case, nursing interference, nursing method of approach.
253
[P-196]
Üniversite öğrencilerinin ilaç kullanma durumlarının incelenmesi
Yılmaz Emel(danışman), Yılmaz Ela, Karaca Fatoş, Uçar Sümeyye, Yüce Tuğba
Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu, Manisa
AMAÇ: İlaçlar hastalıkların tedavisi ve korunmasında önemli role sahiptir. Bu araştırma, üniversite
öğrencilerinin gereksiz ilaç kullanım durumlarını incelemek amacıyla planlanmış ve uygulanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı tipteki bu araştırmanın evrenini, Celal Bayar Üniversitesi Manisa
Sağlık Yüksekokulu’nda okuyan 418 öğrenciden veri formunu cevaplamayı kabul eden 358 öğrenci
oluşturmuştur (katılım oranı % 87). Veriler 15 Şubat-15 Mart 2007 tarihleri arasında araştırmacılar
tarafından hazırlanan anket formu ile toplanmıştır. Araştırmanın yürütülmesi için kurumdan yazılı
izin ve çalışmaya katılan öğrencilerden araştırmanın amacı anlatıldıktan sonra onam alınmıştır.
Verilerin analizi SPSS 11.0 bilgisayar istatistik paket programında değerlendirilmiş ve verilerin
analizinde tanımlayıcı istatistikler ve ki kare analizi kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 20.46 ±1.68’dir. Öğrencilerin %
26.0’sının son 1 ay içinde ilaç kullandığı, bu ilaçların % 36.6’sının analjezik, % 22.6’sının antibiyotik
olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin herhangi bir ağrıda % 51.1’inin analjezik ilaç aldığı, % 32.1’inin
alternatif yöntemleri uyguladığı belirlenmiştir. Yapılan analizlerde reçeteli ilaç kullanma durumu ile
diğer değişkenler (yaş, cins, sınıf, sosyal güvence vb.) arasında istatistiksel fark saptanmamıştır
(p>0.05).
SONUÇ: Araştırma sonucunda öğrencilerin en fazla analjezik ve antibiyotik türü ilaçları kullandığı
saptanmıştır. Öğrenciler bu ilaçların zararları konusunda eğitilmelidir.
Anahtar Kelimeler: analjezik ve antibiyotik ilaçlar, ilaç kullanımı, üniversite öğrencileri
The investigation of the university students’ drug usage
Yılmaz Emel(danışman), Yılmaz Ela, Karaca Fatoş, Uçar Sümeyye, Yüce Tuğba
Celal Bayar University, School of Nursing, Manisa, Turkey
AIM: Medications may play important role in treatment and protection of diseases. The study was
applied to investigate the unnecessary drug usage of the university students.
MATERIAL-METHOD: The universe of this descriptive study consisted of 413 students currently
attending at Manisa School of Health, 358 who were available for contact were involved in this
study (participation rate 87%).Data were collected using data forms which prepared by researchers
between February 15 and March 15, 2007. Before the study, permission was taken from the school
and students. The analysis of the data was obtained by using descriptive statistical and chi-square
test in SPSS 11.0.
RESULTS: The mean age of the study population was 20.46 ±1.68. The rate of drug use was
26.0% during the last 30 days. 36.6% of these drugs were analgesic, 22.6% of them were
antibiotics. 51.1% of the students were used analgesic drug in case of pain and 32.1% of them
were used alternative therapy. There wasn’t statistical difference among prescribed drug use and
other variables (age, sex, social insurance etc.) (p>0.05).
CONCLUSION: The study indicated that analgesics and antibiotics were the most frequently used
drugs among the students. The students should educate about harms of these drugs.
Keywords: analgesic and antibiotic drugs, drug usage, university students
254
[P-197]
Çocuk İstismarı Ve İhmali Vakaları İle Karşılaşan Pediyatri Hemşirelerinin
Tutum Ve Davranışlarının Belirlenmesi
Simavoğlu Hafize Özge, Kaş Canan
Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu,İstanbul
GİRİŞ: İstismara uğrayan çocuklar hastaneye başka sağlık problemi nedeniyle getirilmekte(1,2) ve
istismarın saptanması sağlık çalışanlarına düşmektedir.(1)
AMAÇ: Araştırmanın amacı pediyatri hemşirelerinin çocuk istismar vakalarını tanılaması, istismara
ilişkin eğitim durumlarının, eğitimden yararlanma düzeylerinin, vakalarla karşılaştıklarında
hissettiklerinin belirlenmesidir.
GEREÇ-YÖNTEM: Kalitatif yöntem ağırlıklı araştırmamız kesitsel yapıdadır. Örneklemi bir devlet
hastanesi çocuk ve acil servislerinde çalışan 25 hemşire oluşturdu. Veri toplama araçları olarak soru
formu, yarı yapılandırılmış görüşme soruları, ses kaydı kullanıldı. Verilerin analizi için SPSS paket
programı ve kalitatif veri çözümlemesi kullanıldı.
BULGULAR: Olguların 16’sı konuya ilişkin eğitim almamıştır. Eğitim durumu ile hastaya yaklaşım
(U=55, p>.589) ve istismar vakaları ile karşılaştıklarında hissettikleri arasında anlamlı ilişki
bulunmadı. (U=70, p>.898)
SONUÇ: Hemşireler, aldıkları eğitimi vakaları tanılamakta kullanmamaktadır. Eğitim almamış
olguların hepsi eğitimin gerekli olduğunu düşünmektedir. Olgular, vakalarla karşılaştıklarında;
durumu doktoruna bildirmekte, tekrarlanma durumunu gözlemlemekte ve polise haber
vermektedir. Ayrıca çocuğa üzülmekte, aileye öfke duymaktadır.
Anahtar Kelimeler: İstismar, hemşire, çocuk
Attıtudes And Behavıour of Pedıatrıc Nurses who Encounted Chıld Abuse
And Neglect Cases
Simavoğlu Hafize Özge, Kaş Canan
Koc University School of Nursing,İstanbul
INTRODUCTION: Child abuse victims’re brought to hospital for other medical reasons.(2)
Therefore, healthcare personel must identify child abuse (CA).(1)
AIMS: This study explored pediatric nurses’ training on identification, utilizing this training and
their feelings about victims.
METHODS: In this cross-sectional study, 25 nurses who worked in emergency and pediatric wards
were interviewed through a questionnaire and semi-structured interviews that were taped. Data
were analyzed through SPSS and qualitative data analysis methods.
FINDINGS: 16 subjects never received any training in CA. We didn’t find any statistically
significant association between ‘having received training’ and their approach to victims (U=55,
p>.589). and between training and feeling of nurses when they encountered victims. (U=70,
p>.898)
RESULTS: Nurses aren’t found to utilize their training in identifying victims. When they encounter
victims, they inform doctor, or police. They report feeling sadness for child and anger about family.
Keywords: Abuse, nurse, child
255
[P-198]
İstanbul'daki Çölyak Hastalarinin Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi
Bozdemir Fatma, Ertaş Ceyda, Danışman: Yard. Doç. Dörtbudak Zeynep
Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu
AMAÇ: Bu araştırmada hastaların glutensiz diyete uyumu ve yaşam kalitesini etkileyen diğer
faktörler değerlendirildi.
GEREÇ-YÖNTEM: Kesitsel olan ve kantitatif yöntemle yapılan araştırmanın olgu seçim kriterlerini;
15 Kasım 2006-2 Ocak 2007 tarihleri arasında, Çölyakla Yaşam Derneği(ÇYD) üyesi olan, çölyak
hastası, iletişim kurabilen, okuma-yazma bilen, araştırmayı kabul eden ve kendisine ulaşılabilen 18
yaşından büyük bireyler oluşturmuştur. Örnek sayısı hesabı ile araştırmanın 40 olguda yapılması
planlanmış, 31 olguda uygulanmıştır. Veri Toplama aracı olarak 32 sorudan oluşan soru formu ve
Yaşam Kalitesi(SF36) Ölçeği kullanılmıştır. Doldurulan formlardan elde edilen veriler SPSS paket
programına girilerek veri tabanı oluşturuldu ve Mann-Whitney U testi, χ2 testi, Kruskal-Wallis testi,
Pearson korelasyon testi ile çözümlendi.
BULGULAR: Olguların %58’i kadın, %42’si erkek ve yaş ortalamaları 38’dir. Çalışma durumu ile alt
ölçek olan fiziksel rol güçlüğü arasında anlamlı ilişki bulunmuştur(U testi=77, p=.048). Hastalık ve
beslenme hakkında bilgi alma ile yeterli bilgiye sahip olma arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur(U
testi=2.00, p=.025)
SONUÇ: Olguların çoğunluğu glutensiz besin bulmakta zorlandıklarını bu nedenle arkadaş-akraba
ilişkilerinin olumsuz etkilendiğini ifade etmişlerdir. Araştırmada yaşın ve eğitimin yaşam kalitesi
üzerinde etkili olduğu bulunmuştur. Olguların hepsinin çölyak hastalığı ve glutensiz beslenme
hakkındaki bilgiyi, genelde hastanede, doktorlardan veya ÇYD’deki dernek çalışanlarından aldığı
saptanmıştır Olguların çoğu hatalıkla ilgili yeterli bilgiye sahip olduklarını belirtmişlerdir.
Anahtar Kelimeler: Çölyak Hastalığı, Yaşam Kalitesi
Quality Of Life Evaluation in Celiac Disease Patients in Istanbul
Bozdemir Fatma, Ertaş Ceyda, Danışman: Yard. Doç. Dörtbudak Zeynep
Koç University, School of Health Sciences
METHODS: The study was a cross-sectional quantitative study. Sample selection criteria were:
diagnosed CD patients 18 years and above, who were members of the ‘Life with CD’ foundation,
literate, communicable individuals who gave oral consent to participate. Sample size calculations
revealed 40 subjects; we were able to get a sample size of 31. Data were collected between
Nov.15/2006-Jan. 2/2007 with a questionnaire of 32 items as well as SF36 Quality of Life scale.
Data analysis was done in SPSS with Mann-Whitney U, Kruskal-Wallis, Chi-Square and Pearson
correlation tests.
FINDINGS: The majority of the patients were women (%58) and mean age among all subjects
was 38. Being employed and physical role difficulty component of the scale was significantly
associated (U test=77 p =.048). Being educated about nutrition and CD was associated with
‘knowing enough about CD) (U test=2.00 p =.025)
RESULTS: The majority of the patients expressed having difficulty in finding non-gluten food, and
that their family and interpersonal relationships were strained because of it. Age and education had
an effect on quality of life. Subjects got education about CD and nutrition in CD from doctors,
hospitals and foundation workers. Majority of subjects felt they knew enough about CD.
Keywords: Celiac Disease, Quality of life
256
[P-199]
Hemşirelerin Branşlaşmaya Bakış Açılarının Değerlendirilmesi
Büyüksaka Hasibe, Yoran Hatice, Okudan Burcu, Esentürk Emine, Özkan Seçil, Palabıyık Dürdane,
Orun Kavak Hacer
MAE Üniversitesi Burdur Sağlık Yüksekokulu, Burdur
AMAÇ: Bu araştırma Burdur Devlet Hastanesi’nde(BDH) çalışan hemşirelerin branşlaşmayla ilgili
görüşlerinin belirlenmesi amacıyla kesitsel olarak yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmamız 26.03.2007-06.04.2007 tarihleri arasında BDH’da
çalışan,araştırmaya katılmayı kabul eden,izinli olmayan toplam130 hemşireye
gerçekleştirilmiştir.Veri toplamak amacıyla araştırmacılar tarafından hazırlanan,18 sorudan oluşan
anket formu;gerekli izin alındıktan sonra uygulanmıştır.Verilerin analizinde SPSS 14 paket programı
kullanılmış ve yüzdelik olarak yapılmıştır.
BULGULAR:.Çalışmaya katılan hemşirelerin %98.5’i branşlaşmanın yararlı olduğunu,hizmetin
kalitesini arttıracağını belirtirken; %86.9’u klinik uygulamaları pekiştireceğini ifade etmektedir.
Hemşirelerin %50.8’i branşlaşmaya okul döneminde başlanması gerektiğini belirtirken %66.2’si
branşlaşmak için herhangi bir programdan sertifika almamıştır.
SONUÇ: Hemşireler branşlaşmanın yararlı olduğunu,hizmetin kalitesini arttıracağını ve klinik
uygulamaları pekiştireceğini düşünmektedirler.Araştırmamız sonuçları bazı BDH hemşirelerini temsil
etmekte olup Burdur ili kapsamındaki tüm hemşireleri temsil etmemektedir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, branşlaşma, standartlaşma
Evaluation of Nurses' Points of View about Specialization
Büyüksaka Hasibe, Yoran Hatice, Okudan Burcu, Esentürk Emine, Özkan Seçil, Palabıyık Dürdane,
Orun Kavak Hacer
MAE University Burdur Health Academy,Burdur
INTRODUCTION:This research was made by the nurses from Burdur public hospital,as partly with
the aim of explaining their thoughts about their branches.
MATERIAL-METHODS: This research was made with 130 nurses who did not use their daily rests
and admitted to join this research between the dates 26.03.2007-06.04.2007.
In order to collect data, the survey including 18 questions which had been prepared by the
researchers was applied folllowing the permission needed. In analysing the data the SPSS-14
programme was used and was made as percentage.
DISCUSSION: 98.5% of the participants think that specialization will be useful and improve the
quality of service, while 86.9% of them believe it would improve clinical implications.
50.8% of the nurses stated that it was necessary to start specialization during school years.On the
other hand, 66.2% of them hadn’t received any certificates to be specialized.
RESULT: Nurses thought that specialization was beneficial and it would increase the quality of the
service and also consolidate the clinical practices. The results of our research represented just
some of the nurses of BDH, not all the nurses in Burdur city.
Keywords: Nursing,specialization,standardization.
257
[P-200]
Hemşirelik Öğrencileri Arasında Uygulama Alanlarındaki Kişilerarası
İlişkileri Olumsuz Yönde Etkileyen Durumlar
Özer Nadiye1, Tunç Çiğdem2, Bingöl Şeyma1
1
Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği A.D,Erzurum
2
Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu,Erzurum
AMAÇ: Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu öğrencileri arasında uygulama alanlarındaki
kişilerarası ilişkileri olumsuz yönde etkileyen durumları incelemekti.
YÖNTEM: Tanımlayıcı türde olan araştırmanın evrenini Hemşirelik Yüksekokulu’nda öğrenim gören
340, örneklemini çalışmaya katılmayı kabul eden 271 öğrenci oluşturdu. Veriler, araştırmacıların
hazırladığı, uyulama alanlarında kişiler arası ilişkileri olumsuz yönde etkileyebilecek ifadelerin yer
aldığı soru formuyla toplanıp, yüzdelik hesaplama ve x2 testiyle değerlendirildi.
BULGULAR: Yüzdelik sıralamada ilk sıralarda yer alan ifadeler; uygulama alanlarında
arkadaşlarının daha başarılı görünmek için bilgiyi paylaşmaması (%51.6), konuşurken sürekli
sözünün kesilmesi (%45), ekip çalışması sırasında yaptığı işin sürekli eleştirilmesi (%41,7) ve
kendini ifade etmenin sürekli engellenmesi (%40.6) idi. Kişiler arası ilişkileri olumsuz
etkileyebilecek ifadelerle öğrencilerin öğrenim gördükleri sınıflar karşılaştırıldığında; grup
çalışmalarında aldığı karar ve önerilerin reddedilmesi (p=0,001), yaptığı işin önemsenmemesi
(p=0,019), grup arkadaşlarının davranışları nedeniyle uygulamaya gelmek istememe(p=0,041),
çaba ve başarılarına değer verilmemesi(p=0,000), aşağılayıcı ses tonuyla konuşulması(p=0,008),
selam verilmemesi(p=0,008) ve alınmaması(p=0,008) uygulama hocasına şikayetle tehdit
edilme(p=0,008) ve ders tekrarı nedeniyle uygulama arkadaşlarının hakimiyet kurmaya
çalıştıklarını düşünme(p=0,013) ifadeleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı.
SONUÇ: Öğrencilerin uygulama alanlarında arkadaşlarıyla ilişkilerinde sorun yaşamalarının en
büyük nedeni arkadaşlarından daha başarılı görünme isteğinin ortaya çıkardığı rekabet duygusu
olabilir.Bu sonuç; uygulamada isteksizlik iş veriminin düşmesi ve öğrenci hemşirelerin verdiği hasta
bakımının kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik öğrencisi, kişilerarası ilişkiler,uygulama alanları
The Conditions Negatively Affecting The Interpersonel Relations Among
Nursing Students in Their Application Areas
Özer Nadiye1, Tunç Çiğdem2, Bingöl Şeyma1
1
Atatürk University, School of Nursing, Surgical Nursing Department,Erzurum,Turkey
2
Atatürk University, School of Nursing,Erzurum,Turkey
AIM: To investigate the conditions negatively affecting the interpersonel relations among the
students of School of Nursing, Atatürk University in their application areas.
METHOD: The sample consisted 271 students who accepted to participate in the study. The data
were collected through a questionnaire form consisted of the interpersonal relations in their
application areas. Data analyses were made by using frequency and chi-square test.
RESULTS: The statements covering the first place in frequency were: not sharing the information
in order to be seen more successful among friends in their application (51,6%), continous
interruption while speaking (45%), continous criticizing the tusk done during team work (41.7%)..
When the conditions negatively affecting with the interpersonal relations were compared with their
class, the differences among the statements refusal of the decisions and suggestions in group work
(p=0.001), not willing to participate to application dut o attitudes of group friends (p= 0.041),
threating with complaining to application supervisor (p=0.008), thinking that application friends try
to dominate because of class repetition (p=0,013) were statisticialy significant.
CONCLUSION: The most important reason to experience diffucults in their relations with friends in
application areas may be the competitivenes feeling resulting from eagerness of being seen more
successful than their friends.
Keywords: Nursing students,Interpersonel relations, Application areas
258
[P-201]
Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü
Öğrencilerinin Özel Dal Hemşireliğine İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi
Süngerci Senem, Gürol Arslan Gülşah, Alkan Yasemin, Sertel Ayşe Aysel
Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Manisa
Bu çalışma, Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik öğrencilerinin Özel Dal
Hemşireliği’ne (ÖDH) ilişkin görüşlerinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir.
GEREÇ-YÖNTEM: Veriler sosyo-demografik özellikler ve ÖDH’ne ilişkin anket formu ile toplanmış.
BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalaması 20.74±1.58’dir. Öğrencilerin %74.8’i ÖDH hakkında bilgi
sahibi olduğunu; %91.9’u ÖDH olması; %34.2’si konu ile ilgili eğitimin lisans eğitimi sırasında
sağlanması gerektiğini belirtmiştir.
Araştırmada öğrencilere ÖDH’nin sağlayacağı kazanımlara ilişkin görüşleri sorulduğunda %88.3’ü
tedavinin daha kısa sürede sonuç vermesini; %89.2’si yaşam kalitesini arttıracağını; %92.8’i
bireylerin hastalığı ile ilgili bilgi edinebileceğini; %72.1’i komplikasyonları azaltabileceğini
belirtmişlerdir.
Öğrencilerin yaş gruplarına ve sınıflarına göre ÖDH eğitimini nasıl sağlanması gerektiği, ÖDH’den
bakım alan bireylerin kendisini daha güvende hissedere ilişkin görüşleri arasındaki farkın
istatistiksel olarak önemli olduğu saptanmıştır (p<0.05).
Anahtar Kelimeler: hemşirelik öğrencisi, özel dal hemşireliği
The Investiation Of The Students Of Nursing Departments View On Special
Section Of Nursing In Celal Bayar University Health School
Süngerci Senem, Gürol Arslan Gülşah, Alkan Yasemin, Sertel Ayşe Aysel
Celal Bayar University Health School, Manisa, Turkey
SUMMARY
This study is done for the aim of the investiation of Celal Bayar University Health School the
students of nursing departments view on special section of nursing (SSN).
METARIAL-METHOD: Datas are collected by using questionnaire form about social-demografic
and SBN.
FINDINGS: Student avarege age rate 20.74±1.58. %74.8 of students has knowledge about SSN;
%91.9 becomes SSN; %34.2 education about the topic should provide during licence education.
In the research, when it was asked to studets about the benefit that the SSN will provide, %88.3 of
them stated that the treatment will respond in a short time; %89.2 think that it will make the
quality of life higher; %92.8 mentions that individuals will be able to get information abot their
diseases; %72.1 of them that the complications will be lessened.
The difference between the views about “how SSN education should provide”; the individuals who
take care from SSN feel safer himself/herself is determined that it is statistically important
according to age groups and classes of the students (p<0.05).
Keywords: nursing student, special section of nursing
259
[P-202]
Lise Son Sınıf Öğrencilerinde Hemşirelik İmajı
Yaman Çağlan, Tuncel Hayrunnisa
Koç Üniversitesi hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul, Türkiye
Araştırmalar, lise öğrencilerinin, hemşireliğe ilişkin yeterli ilgi ve isteğe sahip olmadıklarını
göstermiştir. İsteksizliğin temelinde toplumun teşvik edici olmayan hemşirelik imajına sahip
olmasının rol oynadığı söylenebilir (1). Hemşirelik mesleği gerek pozitif sağlığın kazanılmasında
gerekse hastalıkların iyileştirilmesinde etkin bir rol oynamasına rağmen, değişim ve gelişim
gereksinimi içerisindedir (2).
AMAÇ:
Lise son sınıf öğrencilerinin hemşirelik mesleğiyle ilgili bilgilerini, meslek olarak seçme eğilimlerini,
meslek imajlarını oluşturan nedenleri belirlemektir.
GEREÇ-YÖNTEM:
Kesitsel ve tanımlayıcı olarak, İstanbul’da ve Kırklareli’de dört lisede yapılmıştır (N=564). 60
soruluk anketler, öğrencilere aynı anda dağıtılıp, araştırmaya katılmayı kabul edenlerin doldurması
istenmiştir. Veriler SPSS programında χ2, ANOVA ve testleriyle çözümlenmiştir..
BULGULAR-SONUÇ:
Olguların %47,5(n:268)’i hemşireyi yardımcı sağlık personeli olarak görmektedir. Meslek Lisesi
mezunu hemşirelerin yeterliliğine %81,02(n:427) olgu, Türkiye’de hemşirelik eğitimini yeterliliğine
%71,9(n:389) olgu hayır yanıtını vermiştir. %52,31(n:294) olgu ‘hemşirelik cinsiyete özgüdür’
demiştir. %65,56(n:179) olgu hemşirenin görevini ‘doktorun planladığı tedavi işlemlerini
uygulamak’ olarak tanımlamıştır..
Hemşireliği meslek olarak seçme ile yaşamlarının çoğunluğunu geçirdikleri yer ve L.G.S.’de S.M.L.
seçimi ile mesleği kendine uygun görme arasında anlamlı bir ilişki vardır(χ2,p<.05). Meslek Lisesi
mezunu hemşirelerin yeterliliği ile Türkiye’de hemşirelik eğitimini yeterli bulunması arasında anlamlı
bir ilişki vardır(χ2,p<.05).
Anahtar Kelimeler: hemşirelik, lise son sınıf, imaj
Image of Nursing Among High School Seniors
Yaman Çağlan, Tuncel Hayrunnisa
School of Nursing, Koç University, İstanbul, Turkey
Research shows a lack of interest in the nursing professional among high school students. This fact
may be attributable to a less than appealing image of nursing in the society.
AIMS: Exploring high school students’ knowledge, image and reasons for selecting the nursing
profession.
METHODS: This cross-sectional descriptive study was done in four high-schools in lstanbul and
Kırklareli ( N=564). Questionnaires of 60 questions were distributed to all students simultaneously
and consenting subjects were asked to complete them. Data analysis was done in SPSS using chisquare, t-tests and ANOVA.
FINDINGS: 47,5(n:268)% of the subjects view the nurse as an assistant health personel.
81,02(n:427)% of the subjects said ‘no’competence of nurses from vocational schools, and
71,9(n:389)% for the adequacy of nursing education in Turkey. 52,31(n:294) % have stated that
nursing is a gender-oriented profession. 65,56(n:179) % of the subjects defined the job of nurses
as ‘applying treatment as per the doctor’s orders’.
We found a positive association between the geographic residence and choice of nursing in
University entrance exams (χ2,p<.05). We also found a positive association between thinking of
vocational training in nursing as adequate and finding nursing education adequate in Turkey.
(χ2,p<.05).
Keywords: nursing, high school seniors, image
260
[P-203]
0-12 Aylık Çocuğa Sahip Annelerin Anne Sütüyle Beslemeye İlişkin Bilgi ve
Davranışları
Güdek Emine, Dinç Sevgi, Daş Gözde Yıldız, Üstün Gonca, Avcı Oya Sevcan
OMÜ Samsun Sağlık Yüksekokulu
Bu çalışma annelerin anne sütü ile beslemeye ilişkin bilgi ve davranışlarını saptamak amacıyla
yapılmıştır.
Veriler Şubat-Mart 2007 tarihinde Samsun Doğumevi ve OMUTF çocuk kliniklerindeki 160 bebeğin
annesine anket uygulanarak toplanmıştır.
Annelerin %73,8’i 20-30 yaşlarında, %58,8’i hemşire-ebelerden bebek beslenmesi bilgisi almış ve
tüm annelerin %56,9’u doğumdan sonra ilk yarım saat içinde bebeklerini emzirmiştir. Bebeklerin
%81,9’u doğum sonrasında ilk besin olarak anne sütü almıştır.Bebeklerin %47,5’i 25.persantilden
düşük, %20,1’i 4 aydan az emzirilmiş, %30’u doğdukları hastanede mama almıştır. 4 ayın
üzerindeki bebeklerin %36,3’ü en az 4 ay tek başına anne sütü almıştır. Annelerin %22,3’ünün
sütü olduğu halde bebeğin memeyi almak istememesi nedeniyle doğum yapılan kuruluşta
bebeklerine mama verilmiştir. Doğumdan sonra ilk besin olarak mama verilen bebeklerin %86,2’si
sezeryanla doğmuş olması istatistiksel olarak anlamlıdır. Annelerin %41,3’ ü anne sütünün yanında
su-diğer sıvıların verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Hemşire ve ebeler anneleri emzirme hakkında
bilgilendirmeli ve desteklemelidir.
Anahtar Kelimeler: anne sütü, süt çocuğu, beslenme
Behavior and Knowledge of Mothers Who Have Children Among 0-12 Months
About Breastfeeding
Güdek Emine, Dinç Sevgi, Daş Gözde Yıldız, Üstün Gonca, Avcı Oya Sevcan
OMU Samsun Vocational School of Health Services, Samsun, Turkey
This study aimed to determine the knowledge and behaviors of mothers about breastfeeding.
Data were obtained from surveys which were administered to mothers of 160 among 0-12 months
babies in Samsun Maternity Hospital and Pediatric disease clinic of Ondokuz Mayıs University
Research Hospital in February-March 2007.
73.8% of mothers is 20-30 years old; 58.8% of them got information from nurse-midwives about
baby nourishment and 56.9% of all mothers did breast feeding for their babies within the first half
hour. 81.9% of babies was first fed with breastfeeding. 47.5 % of them was under 25th percentile,
20 %of them was fed with breastfeeding less than 4 months, 30% of them was fed with formula in
the hospital. 36.3 %of babies about four months old was fed with only breast milk in four months.
Although 22.3% of mothers had milk, formula was given to babies in the hospital because babies
reject to take mother’s breast. It is statistically significant that 86.2 % babies who were first fed
with formula after birth, were born sectio 41.3% of mothers indicated that water and other liquids
as addition to breast milk should be given to babies. Nurse-midwives should inform and encourage
mothers about breastfeeding.
Keywords: breastfeed, infant, nutrition
261
[P-204]
Hemşirelik öğrencilerinin sınıftaki motivasyonlarını olumsuz yönde etkileyen
faktörlerin belirlenmesi
Ulusoy Hatice, Koparan Aysun, Bozkaya Selma, Akgün Neslihan
Cumhuriyet Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu, Sivas
AMAÇ: Hemşirelik öğrencilerinin sınıf ortamında yürütülen derslerde motivasyonlarını olumsuz
yönde etkileyen faktörlerin belirlenmesi
YÖNTEM: Tanımlayıcı tipteki bu araştırmanın evrenini Cumhuriyet Üniversitesi HYO’daki toplam
359 öğrenci oluşturmuş olup, ulaşılabilen öğrenci 286’dır. Araştırmada kullanılan soru formu
geliştirilirken önce, 35 öğrenci ile bire bir, yüz yüze ve yarı yapılandırılmış formatta görüşme
yapılmış, görüşmelerde öğrencilerden, derslerin teorik olarak yürütülen kısımlarında
motivasyonlarını olumsuz etkileyen faktörlerin neler olduğunu tanımlamaları istenmiştir.
Görüşmelerden elde edilen veriler içerik analizi yapılarak kategorize edilmiş, 5 alt boyuttan ve
toplam 43 sorudan oluşan dörtlü Likert tipinde (0= hiç etkilemiyor, 1=az etkiliyor, 2= orta
derecede etkiliyor, 3= çok etkiliyor) veri toplama formu oluşturulmuştur. Form, 15 Mart- 15 Nisan
2007 tarihleri arasında, öğrenciler sınıflarında toplu haldeyken, uygulanmıştır.
BULGULAR: Çalışmada “sınıfın fiziksel özellikleri” ile ilgili olumsuz faktörlerin (sınıfın ısısı, kalabalık
olması vb) (X =2.26), ve “derslerle ilgili” olumsuz faktörlerin (ders sürelerinin uzun olması vb)
öğrencileri orta derecede etkilediği (X = 2.15) saptanmıştır. “Haftalık ders saatinin fazla olması”
öğrencilerin motivasyonunu en olumsuz etkileyen durum olarak belirlenmiştir (X =2.69).
Çalışmada, bireysel özelliklerle ilgili faktörler haricindeki diğer 4 boyutla, sınıflar arasında
istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p<0.05).
SONUÇ: Öğrencilerin motivasyonlarını olumsuz yönde etkileyen faktörlerin başında sınıfın fizik
ortamı ve derslerle ilgili bazı olumsuz özellikler gelmektedir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik öğrencileri, motivasyon
Determination of factors which affect nursing students' motivation
negatively
Ulusoy Hatice, Koparan Aysun, Bozkaya Selma, Akgün Neslihan
University of Cumhuriyet, School of Nursing, Sivas, Türkiye
METHOD: the universe of this descriptive study was 359 students of the school of nursing,
Cumhuriyet University. In total 286 students was reached. In order to develop a questionnaire for
the study, initially 35 students were interviewed face to face. The interviews took place individually
and were semi structrured in nature. In the interviews students were asked to identify the factors
which affect their motivation to the theoretical frameworks of the courses. Data obtained from the
interviews were categorized by using content analysis. The final version of the questionnaire was
consisted of 43 questions, 5 sub dimensions. It was consisted of four Likert scale from 0=doesn’t
effect to 3 very much). The questionnaire was applied to the students between 15 March- 15 April
2007, when they were in groups in their classes.
FINDINGS: It was determined that negative factors related to “physical environment of the
classes” (e.g. the temperature of classes) and negative factors related to courses were affected the
students’ motivation level negatively. The most negative condition that affected the students were
the excessive course hours in a week (X=2.69).
RESULT: Physical environments of the classes and negative factors related to courses were
affected the students’ motivation levels.
Keywords: nursing students, motivation
262
[P-205]
Hastane enfeksiyonlarını önlemede eldiven giyme ve el yıkama
Polat İlknur
Ahievran üniversitesi sağlık yüksek okulu kırşehir
hastane enfeksiyonları önemli bir mortalite ve mobitide sebebidir. Bunu önleyici birçok yöntem
önerilmesine rağmen el yıkama en önemli uygulamalardan biridir.Çalışmamızda serviste ve kan
almada çalışan hemşirelerin el yıkama ve eldiven giyme özelliklerini saptamak hedeflenmiştir.
Kırşehir devlet hastanelerinde servislerinde ve kan almada 1 gözlemci tarafından hazırlanan
gözlemsel çalışma formu kullanılarak verilerin toplandığı gözlemsel bir çalışma geçekleştirilmiştir.
Çalışma formlarında hasta temasının tipi,eldiven giyip giymediği,el yıkayıp yıkamadığı,el kurutma
yöntemi ve uygun materyal kullanılıp kullanılmadığı kaydedilmiştir.İstatistiksel hesaplamalar spss
9.5 ta analiz edilmiştir. Descriptive(tanımlayıcı) test uygulanmıştır.
44 hemşireye uygulanılan gözlemsel çalışmada eldiven giyenlerin %38.09 u eldiven giymeden
önce,%36.17 si eldiven çıkarttıktan sonra el yıkamıştır. Eldiven giymeyenlerin %16.10 u temas
öncesi, %26.66 sı temas sonrası el yıkamıştır.Eldiven giymeyenlerin %20 si giyenlerin%27.27 si
uygun kurutma yöntemi kullanmıştır.Eldiven giymeyenlerin %66.12 si giyenlerin %58.92 si uygun
materyal kullanmıştır.
Sonuç olarak serviste ve kan almada çalışan hemşirelerin el yıkama sıklığının litaratürda belirtilen
sınırların altında olduğu saptanmıştır.Uluslararası klavuzlar eşliğinde el yıkama davranışının
geliştirilmesi için hastane yöneticileri gerekli önlem ve uygulamaları sağlamalıdır.
Anahtar Kelimeler: eldiven giyme,el yıkama,hastane enfeksiyonu
The importance of wearing gloves and washing hands for preventing
infections in hospital
Polat İlknur
Ahievran üniversity of healty kırşehir
The hospital infection is an important reason for mortality an morbitidiy.Although a lot of
precoutions are offered as preventive washing hand is one of the most important are in our study
we aimed to determine characteristices of washing hand and weareing gloves of nurses who work
at blood taking and services
An obsevotory work was done in Kırşehir state hospital,blood taking,services by 1 observes who
used an observotory work in this obsevatio work the charecteristies such as washing hands are not
wearing gloves or not using suitable method are not were recordeat on the form after that all these
observations were written and analyzed by means of spss 9.5 program descriptive tests were
applie
İn the observatory work which practiceson 44 nurses,%38.09 of nurses who wore gloves wased
their hands before wearing gloves,%36.17 of nurses who gloves washed their hands after
undressing gloves,%16.10 of nurses who didn't wear gloves washed their hands before
touch.%26.66of nurses who didn't wear washed their hands after touch.%20.of nurses who didn't
wear used suitable drying method.%27.27of nurses who wore used suitable drying method.
as a coclusion frequens of washing hands of nurses who work in hospital is under the limit of
medica literatüre.
Keywords: gloves wearing,hand washing,hospital infections
263
[P-206]
Denizli Sağlık Yüksek Okulu Öğrencilerinin Kadına Yönelik Şiddete İlişkin
Tutumlarının Belirlenmesi
Çalışkan Esra, Sayın Rana, Yaldır Zuhal, Toprak Gülcan, Gül Serdar, Kantar Muhittin, Emre İnan,
Azak Arife
Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Bu araştırma PAÜ Denizli Sağlık Yüksek Okulu öğrencilerinin şiddet algılarını, kadına yönelik
şiddete ilişkin tutumlarını değerlendirmek, şiddete yönelik tutumlarını etkileyen faktörleri belirlemek
amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Hemşirelik ve sağlık memurluğu bölümünde öğrenim gören 283 öğrenci
araştırmanın evrenini, 153 öğrenci örneklemini oluşturmuştur.
Araştırmada veri toplama aracı olarak öğrencileri tanıtıcı bilgi formu, Gömbül (1998) tarafından
geliştirilen aile içinde uygulanan şiddete ilişkin tutum ve şiddet gören kadınlara yönelik öğrencilerin
mesleki rollerine ilişkin tutumlarını belirleyen form kullanılmıştır. Verilerin istatistiksel işlemleri
SPSS 10.0 programında yapılmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin şiddet tutumu genel puan ortalaması 43,32±11,18 olup modern eğilim
göstermektedir. Öğrencilerin rollerine ilişkin tutum genel puan ortalaması 31,97±6,54’dir. %58,2’si
kız, %41,8’i erkek olup yaş ortalaması ±20,8’dir. Sağlık memurluğu bölümünde öğrenim görenlerin
kadına uygulanan şiddete ilişkin tutumları, hemşirelik bölümündekilere göre daha geleneksel eğilim
gösterdiği belirlenmiştir (p:0,001, t:-3,509). Çocukken anne-babası tarafından dövülen öğrencilerin
kadına yönelik uygulanan şiddete ilişkin tutumları, dövülmeyenlere göre daha geleneksel eğilimde
olduğu belirlenmiştir (p:0,002, t: 3,109).
SONUÇ: Öğrencilerin şiddet tutumlarının ve rollerine ilişkin tutumlarının modern eğilimde olduğu
saptanmış olmasına rağmen öğrencilere şiddet uygulanan kadına yönelik yaklaşım ve şiddeti
önleme konusunda eğitime daha fazla verilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Şiddet, Kadın, Hemşire, Sağlık Memuru
Determination of Denizli Health Sciences School Students' Attitudes About
Violence Against Women
Çalışkan Esra, Sayın Rana, Yaldır Zuhal, Toprak Gülcan, Gül Serdar, Kantar Muhittin, Emre İnan,
Azak Arife
Pamakkule University Denizli Health Sciences School
OBJECTIVES:: This research was conducted for the purpose of evaluating Pamakkule University
Denizli Health Sciences School students' perceptions of and attitudes about violence against women
and determining factors that influence their attitudes.
MATERIALS-METHODS: The 283 students in the nursing and health officer divisions comprised
the research population and 153 of these students comprised the sample.
Descriptive information form and a form developed by Gömbül (1998) for determining students'
attitudes about domestic violence and their professional roles towards women who have faced
domestic violence were used as data collection tools in the research.
RESULTS: The students' general attitude towards violence score mean was 43.32±11.18 which
shows a modern inclination. The students' attitude toward roles general score mean was
31.97±6.54. The attitudes towards violence against women showed a more traditional inclination
with the health officer students, compared to the nursing students. Students who were hit by their
parents when they were children showed a more traditional inclination in their attitudes towards
violence against women than those who had not been hit.
CONCLUSION: Although the students' had a modern inclination in their attitudes towards violence
and their roles, more education needs to be given to the students about approaching women
exposed to violence
Keywords: violence, women, nurse, health officer
264
[P-207]
Sağlık Yüksekokulunda Okuyan Öğrencilerin Duyusal Yüz İfadelerini
Anlayabilme Becerileri
Gülşen Burcu, Altay Betül, Gök Özer Fadime
Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Denizli
AMAÇ: Bu çalışma, Denizli Sağlık Yüksekokulu hemşirelik ve sağlık memurluğu bölümünde okuyan
öğrencilerinin duyusal yüz ifadelerini anlayabilme becerilerinin değerlendirmesi amacıyla tanımlayıcı
olarak yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın evrenini Denizli Sağlık Yüksekokulu okuyan öğrenciler
oluşturmaktadır. Evren üzerinde (286) çalışılmış olup, 161 öğrenci çalışmanın örneklemini
oluşturmuştur. Veriler, demografik özellikleri içeren anket formu ve “ Duyusal Yüz İfadeleri Teşhis
Testi” kullanılarak, Kasım- Aralık 2006 tarihleri arasında toplanmıştır.
BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin,%64.0’ünün kız, %76.4’ünün 17-21 yaş
grubunda olduğu, %60,9’u hemşirelik bölümünde öğrenim gördüğü, %47,8’inin düz lise mezunu,
%64,6’sının şehir merkezinde oturduğu, %87’sinin çekirdek aileye sahip olduğu, %43,5’inin yurtta
kaldığı, %58,4’ünün puanı tuttuğu için okuduğu bölümünü seçtiklerini ifade ettikleri saptanmıştır.
Öğrencilerin yaş grupları, öğrenim gördükleri sınıf, aile içi iletişim durumları ile Duyusal Yüz
İfadeleri Teşhis Testi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu bulunmuştur. (p<0.05).
SONUÇ: Öğrencilerinin duyusal yüz ifadelerini anlayabilme becerilerinin, orta düzeyde olduğu
saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Duyusal Yüz İfadesi, Öğrenci
School For Health Sciences' Students' Ability To Interpret Affective Facial
Expressions
Gülşen Burcu, Altay Betül, Gök Özer Fadime
Pamukkale University Denizli School for Health Sciences nursing departmant Denizli
AIM: This research was conducted as a descriptive study for the purpose of evaluating Denizli
School for Health Sciences' nursing and health officer students' skills in interpreting affective facial
expressions.
MATERIAL-METHOD: The research population was comprised of the students at Denizli School for
Health Sciences. The study was conducted with all of the population (286 students) and 161
students comprised the study sample. The data were collected in November and December 2006
using a questionnaire for demographic characteristics and the "Affective Facial Expressions
Diagnostic Test."
FINDINGS: Of the students included in the research 64.0% were female, 76.4% were in the 1721 year old age group, 60.9% were nursing students, 47.8% were regular high school graduates,
64.6% lived in a city, 87% had nuclear type families, 43.5% lived in a school dormitory, 58.4%
had chosen their department because of the score they made on the university entrance
examination,
RESULT: A statistically significant difference was found between Affective Facial Expressions
Diagnostic Test scores and the students' age group, class in school, and communication status
within their family (p<0.05).
Keywords: affective facial expression, student
265
[P-208]
Psikiyatri Hastalarının Özellikleri ve Hemşirelerine Bakış Açıları
Bakır Esra, İnce Ayşe, Çevik Celalettin, Başkurt Selma Kazar
Balıkesir Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
Hastaların tanılarının, kendilerine uygulanan tedavi ve bakımın ve hemşirelerine olan güvenlerinin
belirlenmesi amaçlanmıştır.
Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikteki bu çalışma Şubat- Mayıs 2006 tarihleri arasında Balıkesir Devlet
Hastanesi psikiyatri servisinde yatan 110 hasta ile yapılmıştır. Anket formu hastalarla yüz yüze
görüşülerek doldurulmuş, bazı bilgiler ise hasta tabelasından elde edilmiştir. Veriler SPSS 12.0
programında, ortalama, standart sapma, frekans dağılımları ve ki-kare testi ile değerlendirilmiştir.
Hastaların yaşlarının aritmetik ortalaması 43.34±16.6 iken yatış sayılarının 2.80±4.8 dir.
Cinsiyetleri incelendiğinde %70.9’unun kadın, eğitim düzeylerine bakıldığında %52.7’sinin ilkokul
mezunu olduğu saptanmıştır. Hastaların %70.0’ının evli olduğu, %62.7’sinin ev hanımı olduğu,
%10.0’ınında serbest çalıştıkları tespit edilmiştir. Psikiyatri servisinde yatan hastaların tanıları
%8.2’si duygu-durum bozukluğu, %18,2’si anksiyete, %52.7’si ağır depresyon, %9.1’i psikoz
şeklindedir. Hastaların %7,3’ünün antipsikotik, %37.3’ünün antidepresan, %15.5’inin anksiyolitik,
%11.8’inin duygu-durum düzenleyici, %12.7’sinin antipsikotik ve antidepresan aldığı saptanmıştır.
Hastaların kendilerine bakım veren, tedavi yapan hemşirelerine güven duyma ve hasta hemşire
arasındaki iletişim durumlarına bakıldığında %89.1’inin güvendiği saptanmıştır. Hemşirelerine
güvenmeyen %10.9’unun güvenmeme nedenleri ise %3.6’sının güler yüzlü olmaması, %5.5’inin
yanlarına sadece ilaç vermek için uğraması, %0.9’unun soru sorduklarında hemşirelerinin
kendilerine cevap vermemesi olarak belirlenmiştir. Meslekleri ile kendilerine bakım veren hemşireye
güven duymaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır p<0.05 (fisher’s exact test).
Hastalar genelde hemşirelerinden çok memnundurlar.
Anahtar Kelimeler: Psikiyatri Hastası, Hastane,Hemşire
The Characteristics of Psychiatry Patients and Their Views About Nurses
Bakır Esra, İnce Ayşe, Çevik Celalettin, Başkurt Selma Kazar
Balıkesir University School of Health
It has been aimed to identify patients’ confidence towards their nurses, care for them, towards
treatment.
The study, which is descriptive and cross-sectional, was carried out 2006 on 110 patients in
psychiatry at Balıkesir Hospital. The survey was carried out using interviewing techniques, the data
was obtained from the patients’ hospital signboards. The data was assessed on SPSS 12.0 program
with the tests of frequency distribution, arithmetic mean,standard deviation. While the arithmetic
mean of patients’ ages is between 43.34± 16.6, however the hospitalized patients’ numbers are
2.80±4.8. It was observed that 70.0% of the patients were women, 18.2% of the diagnoses of the
patients in psychiatry department were anxiety, 52.7% were serious depression, 9.1% were
psychosis. It was found that 7.3% of the patients were using antipsychotic, 37.3% used
antidepressant. It was determined that 89.1% of patients had trust in their nurses and felt that the
nurses helped cure, care for them, in addition, when we look at the relationships between the
nurses and the patients we see that 89.1% feel confident towards their nurses. A statistical
difference determined between their occupation, trust in the nurse who care for them. Patients are
pleased with their nurses.
Keywords: Psychiatry Patients, Hospital, Nurse
266
[P-209]
Hemşirelik Eğitiminin Öğrencilerin Sorun Çözme Becerilerine Etkisi
Çınar Nursan1, Sözeri Cefariye1, Şahin Sevil1, Cevahir Reyhan1, Say Mihriban2
1
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Sakarya,Türkiye
2
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Öğrencisi, Sakarya, Türkiye
AMAÇ:
Araştırma değişik eğitim düzeydeki hemşirelik öğrencilerin sorun çözme becerilerinin eğitim süreci
boyunca gelişip, gelişmediğini incelemek ve sorun çözmeyi etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla
gerçekleştirildi.
METHOD:
Veriler 19–23 Mart 2007 tarihler arasında toplandı. Çalışmaya toplam 154 öğrenci katıldı. Verilerin
toplanmasında araştırmacılar tarafından hazırlanan bilgi formu, Heppner ve Petersen tarafından
geliştirilen ve Taylan tarafından ülkemizde geçerlilik ve güvenilirlilik çalışması yapılan sorun çözme
ölçeği kullanıldı. Veriler bilgisayarda yüzdelik yöntem ve Chi-quare test kullanarak hesaplandı.
BULGULAR:
Çalışmada öğrencilerin tamamının sorun çözme puan ortalamasının 86.85 ± 18.55 olduğu saptandı.
Öğrencilerin %53.9’u sorun çözme becerilerinde kendilerini başarılı olarak tanımladı. Sorun çözme
ölçeğinde alınan puanların ortalamaları değerlendirildiğinde II, III ve IV sınıf öğrencilerinin I sınıf
öğrencilerine göre sorun çözmede daha başarılı oldukları tespit edildi. Derslerinde başarılı olduğunu
belirten öğrencilerin sorun çözmede daha başarılı olduğu belirlendi (p<0.001).
SONUÇ:
Çalışmada hemşirelik eğitiminin, öğrencilerinin sorun çözme becerisini olumlu yönde etkilediği
saptandı.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik eğitimi, öğrenciler, sorun çözme becerileri
The Effect of Nursing Education on The Problem Solving Skills of The
Students
Çınar Nursan1, Sözeri Cefariye1, Şahin Sevil1, Cevahir Reyhan1, Say Mihriban2
1
Sakarya University School of Health Sciences, Sakarya, Turkey
2
Student, Sakarya University School of Health Sciences, Nursing Department,Sakarya, Turkey
AIM:
The study was carried out with the aim of examining whether the problem solving skills of the
nursing students improve along the process of nursing education and determining the factors
affecting the problem solving.
METHOD:
Totally 154 students took part in the study. As the means of data collecting, the ‘problem solving
measure’ which had been developed by Heppner and Petersen. The data were evaluated in
computer by using the percentage method and the Chi-square test.
FINDINGS:
In the study, the average of the problem solving skill points of all of the students was found to be
86.85 ± 18.55. 53,9 % defined themselves as successful in problem solving. When the average
points attained in the problem solving measure were evaluated, it was seen that the 2nd, 3rd and
4th grade students were more successful I problem solving comparing to the 1st grade students. It
was also determined that the students stating they were successful in their courses were relatively
more successful in problem solving, too (p<0.001).
CONCLUSION:
In our study, it was determined that the nursing education had a positive effect on the problem
solving skills of the students.
Keywords: Nursing education, students, problem solving skills.
267
[P-210]
Üniversite Öğrencilerinde Primer Dismenore Görülme Sıklığı Yaşanan
Sorunlar ve Çözüm Yolları
Kazancı Ferdane, İlhan Nesrin, Sabuncu Necmiye
Haliç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul
AMAÇ: Üniversite öğrencilerinde primer dismenore görülme sıklığı, yaşanan sorunlar ve çözüm
yollarının belirlenmesi.
Gereç YÖNTEM: Araştırma İstanbul’ da bir Vakıf Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu ve Fen
Edebiyat Fakültesinde okuyan öğrencilerden 1 Ekim- 30 Aralık 2006 tarihleri arasında derse devam
eden ve araştırmaya katılmayı kabul eden 265 öğrenci ile tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Veriler
araştırmacı tarafından litaratür bilgileri doğrultusunda hazırlanan 36 sorudan oluşan anket formu ile
toplandı. Veriler bilgisayar ortamında; yüzdelik ve ki-kare testi kullanılarak değerlendirildi.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin %58,5’i hemşirelik, %41,5’i fen edebiyat fakültesinde
okumaktadırlar. Öğrencilerin %24,9’u birinci sınıf, %24,4’ü 20 yaşında %35,1’inin annesi ilkokul
mezunu, %97,4’ü bekardır.
İlk adet yaşı ortalaması 13,27±1,39’dur. Öğrencilerin %73.6’sının adetlerinin ağrılı olduğu, adeti
ağrılı olanların %25.3’ünün ağrılarının çok şiddetli olduğu, % 35’ inin ağrılarının orta şiddetli olduğu
% 32,8’ inin adetinin ilk günü ağrı yaşadığı belirlendi. Öğrencilerin % 49,1’ i adet ağrısı dışında bel
ağrısı, % 21,1’ i bulantı, % 8,7’ si kusma, % 20,4’ ü bacak ağrısı, % 9,8’ i sık idrara çıkma, %
17,7’ si baş ağrısı, % 7,9’ u diyare, % 38,1’ i sinirlilik, % 60,4’ ü gerginlik, % 34’ ü halsizlik, %
23’ü dikkati toplayamama şikayetleri yaşadığını ifade etti. Adet ağrısı yaşayan öğrencilerin %
40,1’inin ağrı kesici ilaç kullandığı, % 7,2’sinin egzersiz yaptığı, % 30,9’ unun beslenmesinde
değişiklik yaptığı, % 20,4’ ünün duş aldığı, % 24,9’ unun sıcak uygulama yaptığı, % 13,6’ sının
masaj yaptığı, % 41,5’ inin istirahat ettiği belirlendi.
SONUÇ: Öğrencilerin dismenoreye yönelik uygulamalarının yetersiz olduğu, dismenore ile ilgili
eğitim yapılmasının, uygun girişimde bulunmaya katkı sağlayacağı söylenebilir
Anahtar Kelimeler: Dismenore, kadın sağlığı
Frequency Of Prımary Dysmenorrhea Between Unıversıty Students Problems
Experıenced And Ways To Solve
Kazancı Ferdane, İlhan Nesrin, Sabuncu Necmiye
Department of Nursing, Halic University, İstanbul, Turkey
AIM: To determine frequency of primary dysmenorrhea between university students, problems
experienced and ways to solve.
MATERİAL-METHOD: The research is done descriptively with students who were continuing
classes and accepted to participate in the research between October 1 and December 30 2006 at
School Of Arts-Science and Academy of Nursing in a university in İstanbul. Data is collectted by a
prepeared 36 question questionnaire. The data is evaluated in computer environment using
percentage and chi-square tests.
FINDINGS: 58.5% of participants study Nursing, 41.5% study at the Faculty of Arts-Science.
24.9% of students is 1st year, 24.4% is 20 years old.
73.6% of student’s menstruations are very painful, 35% has medium violent, 32.8% of them feel
pain on the first day of their menstruation. 49.1% of students expressed they experience
backache, 21.1%;nausea, 8.7%; vomitting, 20.4%;leg ache, 9.8%; frequent urination,
17.70%;headache, 38.1%; nervousness, 60.4%; tension, 34%; weakness,23% not being able to
concentrate problems. 40.1% of students experiencing menstruation pain uses painkiller, 7.2%
exercises, 30.9% makes changes in their nutrition, 20% takes a shower, 24% uses heat, 13.6 %
massages, 41.5% rests.
CONCLUSION: It can be said that students’ practises against dysmenorrhea are insufficient,
education about dysmenorrhea can contribute to make appropriate,initiative.
Keywords: Dysmenorrhea, women health
268
[P-211]
Huzurevlerinde Çalışan Hemşirelerin Tükenmişlik Düzeyleri
Bektaş Gülnur, İlhan Nesrin, Akhan Latife Utaş
Haliç Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu,İstanbul
AMAÇ: Huzurevlerinde çalışan hemşirelerin tükenmişlik düzeylerini incelemek.
YÖNTEM: Araştırma Ocak 2007’ de İstanbul’ da kurumlardan gerekli izinler alınarak, Okmeydanı
Darülaceze, Emekli Sandığı Etiler Dinlenme ve Bakımevi, Kayışdağı Darülaceze ve iki özel
huzurevinde çalışan araştırmaya katılmayı kabul eden 100 hemşire ile tanımlayıcı olarak
gerçekleştirildi. Veriler araştırmacı tarafından geliştirilen 15 soruluk anket formu ile birlikte,
Maslach Tükenmişlik Ölçeği (α: 0,61) kullanılarak toplandı. Ölçeğin 3 alt boyutu vardır (Duygusal
tükenme, Kişisel başarı, Duyarsızlaşma). Veriler bilgisayar ortamında; yüzdelik, Anova ve Student t
testi kullanılarak değerlendirildi.
BULGULAR: Hemşirelerin yaş ortalaması 28,91±4,58’ dir. Hemşirelerin % 57’ si Sağlık Meslek
Lisesi mezunu, % 57’ si 1-5 yıldan beri hemşire olarak çalışmakta, % 85’ i çalışmakta olduğu
bölümden memnun ve % 65’ i çalışmakta olduğu bölümde kişisel başarısını yüksek bulmaktadır.
Tükenmişlik ölçeği puan ortalaması 35,84±6,44 bulundu. Lisans mezunu olan hemşirelerin diğer
gruplara göre duyarsızlaşma alt grubu, 11-15 yıldır çalışan hemşirelerin diğer gruplara göre
duygusal tükenme alt grubu, çalışmakta olduğu bölümden memnun olmayanların olanlara göre
duygusal tükenme alt grubu ve tükenmişlik ölçeği puan ortalaması, çalıştığı kurumda kişisel
başarısını çok iyi bulan hemşirelerin bulmayanlara göre kişisel başarı alt grubu puan ortalaması
anlamlı derecede yüksek bulundu(p<0,05).
SONUÇ: Çalışmakta olduğu bölümden memnun olmayan hemşirelerin tükenmişlik düzeyleri daha
yüksek bulundu.
Anahtar Kelimeler: Hemşire, Huzurevi, Tükenmişlik
Level Of Exhaustıng Of The Nurses, Workıng At The Old Age Asylum
Bektaş Gülnur, İlhan Nesrin, Akhan Latife Utaş
Department of Halic University,İstanbul, Turkey
AIM: The slop the level of exhausting of the nurses working at the old age asylum.
METHOD: The survey has been conducted by 100 nurses who have accepted two be included in
this survey and who are working for the hospitals. Okmeydanı Darülaceze, Emekli Sandığı Etiler
Dinlenme ve Bakımevi, Kayışdağı Darülaceze and the two private the old age asylums. The data
has been collected via Maslach level of Exhausting Scale (α: 0,61) together with the 15 question
questionwhere/ prepared by the surveyer the scale has 3 sub-dimensious. (Emotional exhousting,
personal succeus, losing feeling)
FINDINGS: Avarage age of the nurses is 28,91± 4,58. 57 % the nurses are graduates of medical
high school, and working as a nurse for 1-5 years. 85 % of them are pleased with their department
and 65 % of them consider themselves succesfull. Level of exhausting is 35,84±6,44. Level of loss
of feeling of the university degree nurses compared with the lower groups nurses working for 1115 years compared with the lower groups, level of exhausting of the workers, pleased with their
department compared to them of the ones not pleased avarage level of score of the exhausted are
avarage of those who consider themselves succesfull compared to those who consider themselves
unsuccesfull have been found considerably high. (p<0,05).
CONCLUSION: Level of exhausting of the nurses who are not pleased with their department is
higher.
Keywords: Nurse, Old age asylum, exhaustion
269
[P-212]
Hemşirelik Ve Sağlık Memurluğu Bölümünde Öğrenim Görmekte Olan
Öğrencilerin Klinik Uygulamalardaki Memnuniyet Düzeyleri
Candan Ayşe Nur, Gök Özer Fadime
Pamukkale Üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Denizli
AMAÇ: Bu çalışma, Denizli Sağlık Yüksekokulu’nda okuyan öğrencilerinin klinik uygulamalardaki
memnuniyet düzeylerinin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın evrenini Denizli Sağlık Yüksekokulunda (2,3 ve 4. sınıf) okuyan
180 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmaya katılmayı kabul eden 160 öğrenci çalışmanın örneklemini
oluşturmuştur. Veriler 41 soruluk kontrol listesi (check-list) aracılığıyla toplanmıştır.
.Verilerin değerlendirmesinde, sayı-yüzdelik hesaplamaları, t- testi, one-way Anova, Kruskal-Walls
ve Mann-Whıtney testleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamaları, 21.36 ±1.83 olarak bulunmuştur.
Öğrencilerin %56.3’nün kız, %94.4’ünün çalışmadığı, %50.6’sının düz lise mezunu, %51.9’unun
hemşirelik bölümünde okuduğu, % 65.6’sının bölümü severek seçtiklerini, belirttikleri saptanmıştır..
SONUÇ: Öğrencilerin mezun oldukları lise, okuduğu bölüm, bölümü sevip sevmeme durumu,
yaşadığı yer, klinik uygulamasından memnun kaldıkları ders, klinik uygulamalarda kendilerini
yeterli bulup bulmama durumları, mezuniyet sonrası kendi mesleğini yapmak isteyen ve ekip
çalışması yapanlar ile memnuniyet düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur.
(p<0.05).
Anahtar Kelimeler: Klinik uygulama, Memnuniyet, Öğrenciler
Nursing And Health Officer Students' Level Of Satisfaction With Clinical
Practice
Candan Ayşe Nur, Gök Özer Fadime
Pamukkale University Denizli School for Health Sciences, Nursing Departman
AIM: This study was conducted as a descriptive study for the purpose of determining Denizli
School for Health Sciences university students' level of satisfaction with their clinical practice.
TOOL-METHOD: The research population consisted of 180 students in the 2nd, 3rd, and 4th year
at Denizli School for Health Sciences. The 160 students who agreed to participate in the research
were the research sample. Data were collected using a 41-question check-list Data were evaluated
using number-percentage calculations, t-test, One Way ANOVA, Kruskal-Wallis and Mann-Whitney
tests.
FINDINGS: The mean age of the students participating in the research was found to be 21.36
±1.83. It was determined that 56.3% of the students were female, 94.4% were not employed,
50.6% were regular high school graduates, 51.9% were in the nursing school, 65.6% choose this
school happily.
RESULT: Statistically significant differences were found between students' type of high school
graduated from, school at university, whether or not they liked their school,place of residence,
class they were pleased about its clinical practice, whether or not they found themselves
competent in clinical practice, whether or not they wanted to work in their own profession, and
whether or not they had done team work (p<0.05).
Keywords: Clinical Practice, Satisfaction, Students,
270
[P-213]
50 Yaş ve Üzeri Bireylerin Evde Yaşam Hakkındaki Görüşleri ve
Memnuniyetleri
Uslu Esra, Aştı Nesrin (danışman)
Muğla Üniversitesi Fethiye Sağlık Yüksekokulu, Fethiye, Muğla
GİRİŞ-AMAÇ: Ülkemizde, 201 huzurevinde hizmet verilmektedir. Huzurevi yaşlı için çevre
denetimini göreli olarak yitirdiği yeni bir ortamdır. Her 235 yaşlıdan 234'ünün evde yaşamını
sürdürdüğü ülkemizde yaşlılara yönelik hizmetler sınırlı ve yetersizdir. Bu çalışma evde yaşayan 50
yaş üzeri bireylerin memnuniyetlerini belirlemek ve huzurevlerine bakış açılarını değerlendirmek
amacıyla planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Tanımlayıcı ve kesitsel çalışmanın evrenini Muğla yöresinde 160 000 nüfuslu bir
sahil ilçesindeki evde yaşayan 50 yaş üzeri bireyler, örneklemini olasılıksız örneklem yöntemiyle
belirlenen 100 kişi oluşturmuştur. Veriler bilgisayar ortamında SPSS 11.0 paket programı
kullanılarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR-SONUÇ: Araştırmaya katılanların %52’sinin 60–69 yaşında olduğu, %67’sinin erkek,
%47’sinin ilkokul mezunu, %58’sinin emekli olduğu saptanmıştır. Evde yaşamaktan memnun
olanların (%89) %47.3’ünün ailesiyle beraber oldukları için evde yaşamaktan memnun olduğu
saptanmıştır. Evde yaşamaktan memnun olmayanların %50’sinin yalnız olduğu için evde yaşamak
istemedikleri belirlenmiştir. Huzurevinde yaşamayı istemeyenlerin (%83) %31.3’ünün ailesinin
olması nedeni ile huzurevinde yaşamak istemediği tespit edilmiştir. Huzurevinde yaşamak
isteyenlerin %54.5’inin daha iyi bakılacağını düşündüğü için huzurevinde yaşamak istediği
belirlenmiştir.
Sonuç olarak; 50 yaş üzeri bireylerin evde yaşamayı tercih ettikleri, bakım sorunları olmadığı
sürece huzurevinde yaşamayı istemedikleri belirlenmiştir. Bölgede huzurevinden çok bakımevinin
kurulması önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: 50 yaş ve üzeri bireyler, görüş ve düşünceleri, evde yaşam
Opinions and Contents of People Aged 50 or More About Living At Home
Uslu Esra, Aştı Nesrin (danışman)
Mugla University Fethiye Health College, Fethiye, Muğla
INTRODUCTION AND AIM: As changing the life style of humans and developments in health
sector, geriatry is a multi-dimensional social problem. This study has been planned to determine
satisfactions of living at home and evaluate opinions of their regarding to live in the nursing home.
MATERIAL-METHOD: The descriptive study was carried out on 100 elderly persons with 50 years
old and over. The gathered data were analyzed by using SPSS.
FINDINGS and CONCLUSIONS: As data, 52 % of sample 60–69 years old, 67% men, 47 %
primary school graduates, 58 % retired, district was determined. It was determined 89% are
pleased with living at home. When examined the reasons of their pleasure, as 47.3% are with their
family. When examined the reasons of their dissatisfactions,50% feel alone. When examined their
perspectives in nursing home, 54% of those willing to live in there, think they are looked after,
As a result, it was determined people aged over 50 prefer living at home to nursing home, as long
as they don’t have care problem. It's suggested care homes should be set up instead of nursing
home.
Keywords: people aged 50 or more, opinions and contents, living at home
271
[P-214]
Çankırı'da Yaşayan 20 Yaş Üzeri Bayanların Osteoporozdan Korunma Bilgi
Düzeylerinin Saptanması
Gülcan Nurcan, Bozdemir Ayşegül, Yaşa Ayşegül, Özel Hatice, Ünlü Sürmeli Canan
ankara üniversiyesi çankırı sağlık yüksek okulu
GİRİŞ: Kronik hastalıklar içinde değerlendirilen ve kemik metabolizma hastalığı olan osteoporoz,
literatürlerde önemli bir kadın sağlığı sorunu olduğu belirtilmektedir.
AMAÇ: Bu araştırmada, çankırı'da yaşayan 20 yaş üzeri bayanların osteoporozdan korunma bilgi
düzeylerinin saptanması amaçlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Osteoporozu önlemeye yönelik 20 yaş üzeri 400 bayan araştırmaya gönüllü
olarak katıldı. Bayanların osteoporozu önlemeye yönelik bilgi düzeyleri ön testle saptanarak gerekli
eğitim verilip son test uygulandı.
BULGULAR: Araştırmaya katılanların %64,0'ı (256) 20-34 yaş grubu arasındadır. Araştırma
grubundaki bayanların %11,5'inde (46) osteoporoz tanısı vardır.
Bayanların eğitim öncesinde %4,8'inin (19) kalsiyum içeren gıdaların tamamını bildikleri saptandı.
Bu oran eğitim sonrasında %64,8'e (259) yükseldi. Verilen eğitimin başarı oranı %60,0'dır.
Araştırmaya katılanların %72,5'inin (290) kalsiyum içeren gıdaları yeterli almadıkları ve
%78,2'sinin (313) herhangi bir egzersiz programının olmadığı ve bu grubun osteoporoz hakkında
yeterli bilgiye sahip olmadıkları saptandı.
Araştırmaya katılanların %75,5'i (302) eğitim öncesinde osteoporozun oluşumunda etkili tüm
faktörleri bilmediği saptandı. Eğitim sonrasında bu oranın %6,0'a (24)düştüğü görüldü.
SONUÇ: Araştırma grubunun eğitim öncesinde osteoporoz ve osteoporozu önlemeye yönelik yeterli
bilgilerinin olmadığı saptandı. Verilen eğitim sonucunda bilgi eksiklikleri büyük ölçüde giderildi.
Çankırıda yaşayan bayanların, gelecekte osteoporoz riski taşıdıklarından, daha geniş ve kapsamlı
eğitime ihtiyaçları vardır.
Anahtar Kelimeler: Bayanlar, kalsiyum içeren gıdalar, osteoporoz
The Knowledge Level Determination Of Preservation From Osteoporosis Of
The Ladies Over 20 Years Old Living In Çankırı
Gülcan Nurcan, Bozdemir Ayşegül, Yaşa Ayşegül, Özel Hatice, Ünlü Sürmeli Canan
ankara university çankırı college of health
INTRODUCTION: Osteoporosis, which is a bone metabolism illness and evaluated in chronicle
illnesses, is a defined as a women health problem.
OBJECTİVE: In this research, it is aimed the knowledge level determination of preservation from
osteoporosis of the ladies over 20 years old living in Çankırı
METHODS: 400 women over 20 years old participated to this research voluntarily to preserve
osteoporosis. The knowledge level of the ladies to preserve from osteoporosis was determined with
a beginning test and the required education was provided and a final test was applied.
RESULTS: The 64,0% (256) of the participants were between the ages 20-34. 11,5% (46) of the
participants have osteoporosis diagnosis.
The 4,8% (19) of the participants knew all the food that contains calcium before the education.
This rate increased to 64,8% (259) after the education. The success rate of the education is
60,0%.
It was determined that the 72,5% (290) of the participants were not having enough food
containing calcium and 78,2% (313) had no exercise program and enough background on
osteoporosis.
CONCLUSIONS: It was determined that the research group had no information about osteoporosis
and preservation from it before the education. This deficiency was removed largely after the
education.
Keywords: Ladies, food contains calcium, osteoporosis
272
[P-215]
Sağlık Çalışanlarında Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının
Değerlendirilmesi
Yalçınkaya Meltem, Gök Özer Fadime
Pamukkale üniversitesi Denizli Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Denizli
AMAÇ: Bu çalışma, Afyon ve Denizli il merkezdeki Üniversite ve devlet hastanelerinde görev yapan
sağlık çalışanlarının, sağlıklı yaşam davranışı biçimlerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak
yapılmıştır
GEREÇ-YÖNTEM: Evren üzerinde (1779) çalışılmış olup, 316 sağlık personeli çalışmanın
örneklemini oluşturmuştur. Araştırmanın verileri anket formu ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlari
Ölçeği aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin değerlendirmesinde, sayı-yüzdelik hesaplamaları, t- testi,
one-way Anova, Kruskal-Wallis ve Mann-Whıtney-U testleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Sağlık çalışanlarının %84,5’inin hemşire, % 55,7’sinin 20- 30 yaş grubunda,
%75.0’inin evli, %39.2’sinin cerrahi birimlerde çalıştığı, %69.6’sının düzenli beslendiği, sadece
%22.8’inin sporla ilgilendiği, % 61.1’inin sigara kullanmadıklarını ifade ettikleri saptanmıştır.
SONUÇ: Sağlık çalışanların yaş grupları, cinsiyetleri, öğrenim durumu, çalışma yılı, çalıştığı bölüm,
düzenli beslenme durumu, sporla ilgilenme, sigara ve alkol kullanma durumu ve çalışılan hastane
ile sağlıklı yaşam davranış biçimi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. (p<0.05).
Anahtar Kelimeler: Sağlık Çalışanları, Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları
Evaluation of Healthy Lifestyle Behaviors in Health Care Workers
Yalçınkaya Meltem, Gök Özer Fadime
Pamukkale University Denizli School for Health Sciences, Nursing Departman, Denizli
AIM: This research was conducted as a descriptive study for the purpose of determining the
healthy lifestyle behaviors of health care workers employed at university and state hospitals in
Afyon and Denizli.
TOOL-METHOD: The study was conducted on the population (1779), and the sample was
comprised of 316 health care personnel. The research data were collected using questionnaire form
and the Healthy Lifestyle Behaviors. Number-percentage calculations, t-test, One Way ANOVA,
Kruskal-Wallis and Mann-Whitney U tests were used in the analysis of the data.
FINDINGS: It was determined that 84.5% of the health care workers were nurses, 55.7% were in
the 20-30 year old age group, 75.0% were married, 39.2% worked on surgical units, 69.6% ate
regular meals, only 22.8% were interested in sports, 61.1% did not smoke cigarettes,
RESULT: There were statistically significant differences for age group, gender, educational level,
years of employment, hospital unit where they worked, status of eating regular meals, status of
being interested in sports, use of alcohol, hospital where employed and the health care workers'
healthy lifestyle behaviors (p<0.05).
Keywords: Health Care Worker, Healthy Lifestyle Behaviors
273
[P-216]
Epilepsi ile yaşamak
Ergazi Aycan, Şıpkın Sevinç, Şener Alper
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu,Çanakkale
Giriş/Amaç
Epilepsi, Santral Sinir Sistemi’nin en sık görünen hastalıklarındandır.Genel nüfusun yaklaşık %25’nin ömürleri boyunca en az bir epileptik nöbet geçirdiği bilinmektedir.Bu derleme, epilepsi
hastalarının yaşama bakış açılarını ve epilepsi hakkında genel bilgilerini geliştirmek için yazılmıştır.
Materyal-Metot-Yöntem
7 adet hemşirelik bakımı ve nöroloji kitapları ve son 5 yılda yazılmış 50 adet makale irdelenmiştir.
Bulgular
Tüm epilepsi türlerinde ortak olan özellik beyin hücrelerindeki anormal elektriksel boşalmalardır.
Parsiyel ve Generalize olmak üzere 2 ana gruba ayrılır.Generalize nöbetler Grand-mal (tonikklonik), Petit-mal(Absans) ve Status Epileptikus olarak sınıflandırılır.Nöbetler beynin etkilenen
bölgesine göre değişmektedir.Klasik tanı yöntemi EEG’dir.Tedavide ise antiepileptik ajanlar dışında
cerrahi tedavide alternatifler arasındadır.
Sonuç
Epilepsi, kişinin ve çevresinin tüm sosyal yaşantısını etkileyen bir hastalıktır.Bu hastalıkla başa
çıkmak, topluma uyum sağlamak ve sosyal hayattan kopmamak için bu hastalıkla barışık yaşamak
gerekir. Bu da yeterince bilgi sahibi olmakla gerçekleşmektedir..
Anahtar Kelimeler: Epilepsi, nöbet,yaşam
Living with epilepsy
Ergazi Aycan, Şıpkın Sevinç, Şener Alper
Canakkale Onsekiz Mart University, Health College,Canakkale, Turkey
Introduction/Aim
Epilepsy is one of the common illnesses of the Central Neurveus System. It is known that 2-5 % of
the general population is exposed to at least one epileptic seizure in their lifespan. This review was
written in order to develop patients’ general knowledge about epilepsy and their view to the life.
Material-Method-Techniques
Seven nursery and neurology books and 50 articles invastigated which were written in the last 5
years past.
Findings
The feature that is common in all types of epilepsy is the abnormal electrical discharge in the
cerebral neurons. It is divided into 2 groups as Partial and Generalized. Generalize seizures are
categorized as Grandmal(tonic-clonic), Petitmal(Absans) and Status Epilepticus. Seizures change
according to the effected parts of the brain. The classical diagnosis is by EEG. In therapy, surgery
treatment is one of the alternatives except from antiepileptic ajan.
Conclusion
Epilepsy is an illness which effects individuals’ social life and environment. It is needed to accustom
to live this illness in order to deal with this illness, to adapt to life and not to isolate from social life.
This can be come true having enough knowledge.
Keywords: epilepsy,seizure,life
274
[P-217]
Ankara’da Dört Büyük Hastanede Çalışan Hemşirelerin Hemşireliğin Gücü Ve
Bunu Etkileyen Faktörler Hakkındaki Görüşleri
Çoban Havva, Çevik Elif, Deneri Betül, Demirel Şenay, Eskier Hanife, Toğuç Nejla, Aktaş Tuğba
Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu
Hemşireler sağlık çalışanları içinde en büyük grubu oluşturmakta ve bakım verdiği bireylerle en
uzun süre ilişkide bulunan grup olmakla birlikte kendilerini güçsüz hissetmektedirler. Araştırma,
hemşirelerin güçleri hakkındaki düşüncelerinin ve güçlerini etkileyen faktörlerin belirlenmesi
amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
Araştırma Ankara il merkezi sınırları içinde bulunan dört hastanede yapılmıştır. Araştırma
kapsamına bu hastanelerde, araştırmanın yapıldığı tarihte gündüz çalışan 162 hemşire alınmıştır.
Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan veri toplama formu ile hemşirelerle yüzyüze görüşme
yöntemiyle toplanmıştır. Veri toplama formunda hemşirelerin bazı sosyodemografik özellikleri ve
hemşirelik mesleğinin güçlü ve güçsüz yönleri ile bunları etkileyen faktörlerle ilgili sorular yer
almıştır.
Hemşirelerin %54.93’ünün lisans mezunu oldukları, yaş ortalamalarının 22, meslekte çalışma yılı
ortalamalarının 9 yıl olduğu ve %25.30’unun hemşirelik ile ilgili bir derneğe üye oldukları
saptanmıştır. Lisans mezunu olan hemşirelerin yapmış olduğu mesleki tanımının, daha açıklayıcı
olduğu, hemşirelikle ilgili bir derneğe üye olan hemşirelerin çoğunlunu lisans ve üzeri mezunu olan
hemşirelerin oluşturduğu belirlenmiştir. Hemşireler, mesleğin güçsüz olmasının en önemli sebepleri
olarak, eğitimde birliğin olmamasını, yasasının çok eski ve yetersiz olmasını ve meslektaşlar
arasında iletişim, işbirliği ve birleşmenin yetersiz olmasını belirtmişlerdir.
Bu veriler doğrultusunda; öncelikli olarak, hemşirelerin eğitim düzeylerinde eşitliğinin sağlanması,
yeni hemşirelik yasasının en kısa zamanda çıkarılması ve dernek aracılığı ile hemşireler arasındaki
iletişimin arttırılması önerilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Güç, Hemşirelik
The View Of Nurses Who Work In Four Big Hospital In Ankara About Nursing
Power And Related Factors Which Affect This Situation
Çoban Havva, Çevik Elif, Deneri Betül, Demirel Şenay, Eskier Hanife, Toğuç Nejla, Aktaş Tuğba
Hacettepe University School of Nursing
The study was made in four hospitals in the border of Ankara’s provincial center. It includes 162
nurses serving during day time in these hospitals at date when the study was conducted. The data
were collected by means of data-collection form and face to face talk with nurses. In datacollection form, there were questions about nurses’ sociodemographic features and strong and
weak aspects of the nursing profession and factors that have influence on them.
The study showed that 54.93% of nurses have Bachelor’s degree and they are 22 year old on
average and their average service in the profession is 9 years and 25.30 % of them are belonged
to an association related to nursing. It is confirmed in the study that Bachelor’s definition of
occupation are more explicit and nurses who have Bachelor’s and Masters degree comprise a large
proportion of those belonged to an organization related to the nursing profession. According to the
nurses, there is no unity in education, existing legislation of nursing is too old and inadequate and
there is lack of communication, cooperation and combination with colleagues, which are the most
important reasons for weakness of profession.
Keywords: Nursing, Power
275
[P-218]
Olgu Sunumu: Bronkopnömonisi tanısı olan bebeğin hemşirelik bakımı
Albayrak Seda, Efe Emine
Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu
Bronkopnömoni; Bakteri virüs ve nadiren parazitlerin neden olduğu, hipertermi, takipne,
sekresyonlu öksürüğün görüldüğü akciğer enfeksiyonudur.
OLGU: Ağustos 2006’da 38,5 0C’yi aşan ateş, dispne, wheezing, iştahta azalma, sekresyonlu
öksürük, siyanoz şikayetleriyle hastaneye gelen bebeğe kardiyak sfinkter yetmezliğine bağlı
aspirasyon sonucu gelişen bronkopnömoni tanısı konulmuştur. Olgumuza kardiyak sfinkterin
sıkılaştırılması amacıyla cerrahi operasyon yapılmıştır. Operasyondan sonra hiç kusma şikayeti
olmayan bebek 1 hafta sonra taburcu edilmiştir.
Baş çevresi 42 cm, boyu 70 cm, kilosu 6.600 gr olan 11 aylık olgumuz 05.04.2007 tarihinde
bronkopnömoni klinik tablosuyla hastanemize tekrar yatırılmıştır. Bebeğimize Ventolin neb. ve
Pulmicort neb., Duocid IV, Asist süsp., O2 tedavisi uygulanmıştır. Sekresyonların drenajını
hızlandırmak için 4x1 postural drenaj yapılmıştır. Beslenmesinde 8x70cc mama oral olarak
verilmiştir. Fizik muayenede, perine ve lumbo-sakral bölgede pişik gözlenmiştir.
Bebeğimize uygulanan hemşirelik bakımı sonucunda, bebeğimiz sekresyonlarını daha rahat
çıkarabildi, anne bebeğine düzenli olarak postüral drenajı uygulayabildi, bebeğin O2 tedavisi kesildi,
mamasını oral olarak rahat bir şekilde alabildi ve tolere edebildi, mukoz membranlar nemliydi,
pişiği düzelmeye başladı.
Anahtar Kelimeler: bebek, etkisiz solunum, aktivite intoleransı, enfeksiyon, oral mukoz
membranlarda kuruluk, sıvı elektrolit dengesizliği, pişik, etkisiz beslenme davranışı
Case report: Nursing care of a baby who has bronchopneumonia
Albayrak Seda, Efe Emine
Akdeniz University School of Health
Bronchopneumonia; is a pulmonary infection, where hyperthermo, tacipne, secretional cough are
observed, caused by bacteria, virus and rarely by parasites.
CASE: In August 2006, the baby, who come to hospital with a fever of over 380C, dyspnea,
decrease in appetite, secretional cough and complaint of cyanosis is defined diagnosis of
bronchopneumonia devolops due to aspiration which is consequent of insufficient cardiologic
sphincter. Medical operation has been performed in order to tighten cardiologic sphincter. The baby
hasn’t got any complaint of disgorgement after the operation, and she is is discharged from the
hospital after a week.
The baby, who has head circle of 42 cm, height of 70 cm and weight of 6.600 gr, has been re-put
in hospital with bronchopneumonia clinical chart. Ventolin and Pulmicort neb., Duocid IV, Asist
susp., O2 treatment has been applied to the baby. Postural drainage has been performed in order
to accelerate drainage of secretions. 8x70cc feed has been given orally in her nutrition. Diaper rash
has been observed over her perine and lumbo-sacral sections in her physical treatment.
The result of nursing care, the baby breathed easily, respirations remained within normal limits,
oxygen saturation was >=%95, baby rested and slept quietly, oxygen terapy was stopped, baby’s
diaper rash was recovered.
Keywords: baby, ineffective respiration pattern, intolerance of activity, infection, dryness in
mucos membranes, liquid electrolyte imbalance, diaper rash, ineffective feeding patterncare
276
[P-219]
Giresun Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik 1. ve Hemşirelik 4.Sınıf
Öğrencilerinin Hasta Hakları Konusundaki Bilgi, Tutum ve Davranışlarının
Değerlendirilmesi
Kaya Barış, Kurşun Arzu, Şahin Hilal, Kaya Kebire, Öztürk İzlem, Türkmen Melek
Giresun Universitesi Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Bu çalışma sağlık eğitimi alan Giresun Sağlık Yüksekokulu 1. ve 4. sınıf öğrencileri arasında
hasta hakları ve değerlerinin sağlık hizmeti uygulaması, erişilen sağlık hizmeti memnuniyetini
karşılaştırmak amacıyla planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma tanımlayıcı, kesitsel bir çalışmadır. 2006–2007 eğitim öğretim yılında
araştırma kapsamındaki 83 öğrenciden 62’sine (%75) ulaşılmıştır. Veriler anket yöntemiyle
toplanmış, SPSS paket programı kullanılarak analiz edilmiştir.
BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin ailelerinin eğitim durumlarına
bakıldığında annelerinin %68’i, babalarının %50’sinin okuryazar olduğu ortaya çıkmıştır.
Öğrencilerin %60’ı sağlık kurumlarındaki hasta hakları biriminden haberleri olmadığını
belirtmişlerdir. “Yapılan sağlık müdahalelerinde bilgilendirildiniz mi?” sorusuna öğrencilerin %77’si
hayır cevabını vermiştir. “Sağlık kurumunda doktorunuzu özgürce seçebiliyor musunuz?” sorusuna
1. sınıf öğrencilerinin %52’si hayır derken, 4.sınıf öğrencilerinin %82’si evet olarak yanıtlamıştır.
(p<0,005 x²=14,109) Öğrencilere yöneltilen “sağlık kurumlarında kendinizi güvende hissedebiliyor
musunuz?” sorusuna 1.sınıf öğrencilerinin %50’si evet, 4.sınıf öğrencilerinin 82’si hayır cevabını
vermiştir. (p<0,005 x²=11,120)
SONUÇ: Öğrencilerin sağlık sektörü hakkında bilgi birikimi arttıkça, sunulan sağlık hizmetinin her
yönüyle bilindiği, erişilen sağlık hizmetinden memnuniyetsizliğin arttığı ortaya çıkmıştır.
Anahtar Kelimeler: Hasta Hakları, Hemşirelik, Memnuniyet
An Analysis of The Knowledge, Attitudes and Behaviour of First and Fourth
Year Giresun University Health School Nursing Students Regarding Patients'
Rights
Kaya Barış, Kurşun Arzu, Şahin Hilal, Kaya Kebire, Öztürk İzlem, Türkmen Melek
Giresun University Health School
AIM: This study was planned in order to compare the implementation of health service patients’
rights and values and satisfaction with the health service achieved among 1st and 4th year
students at the Giresun University Health School.
MATERIALS-METHODS: The research was a descriptive, cross-sectional study. Sixty-two (75%)
out of 83 students in the 2006-2007 academic year were enrolled. Data were collected in
questionnaire form, and the SPSS program was used for analysis.
RESULTS: In terms of the educational levels of the students enrolled in the framework of the
study, it was determined that 68% of mothers and 50% of fathers were literate. Sixty percent of
students stated that they were unaware of the patients’ rights unit in their health institution. Asked
“Have you been informed about the health measures implemented?” 77% of students responded in
the affirmative. Fifty-two percent of 1st year students responded negatively when asked “Are you
able to select your doctor in the health institution?” while 82% of 4th year students answered
affirmatively (p<0.005 x²=14.109). Asked “Do you feel secure in your health institution?” 50% of
1st year students responded affirmatively while 82% of 4th year students answered negatively
(p<0.005 x²=11.120).
CONCLUSION: It was determined that as students’ accumulated knowledge of the health sector
increased, familiarity with all aspects of the health service provided and dissatisfaction with the
service achieved rose. It is therefore recommended that pre- and post-graduation training
programs on the subject of patients’ rights be arranged, that the conception of management in the
health service attach the requisite importance to patients’ rights, and that health personnel bear in
mind their own requirements in order to be able to provide a higher quality service.
Keywords: Patients’ rights, Nursing, Satisfaction
277
[P-220]
Kadınların Akraba Evlilikleri Konusunda Bilgi Düzeyleri
Gürarslan Baş Nazan, Baş Kazım, Akkuş Hacer, Akbulut Sevim
YYÜ Muş Sağlık Yüksek Okulu
AMAÇ: Araştırma Kadınların akraba evliliklerinin zararları konusunda bilgi düzeylerini
değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma Muş merkez Yeşilyurt, Kültür, Murat Paşa Mahallelerinde
yürütülmüştür. Gerekli literatür tarandıktan sonra hazırlanan anket formları, ev ziyaretleri sırasında
ulaşılan 170 evli kadına uygulanmıştır.
BULGULAR: Araştırma kapsamına alınan kadınların %41.2’si okur-yazar değil ve tamamına
yakını(%92.9) herhangi bir işte çalışmamaktadır. Kadınların eşlerinin %41.8’i lise ve üniversite
mezunu ve %81.8’i gelir getirici herhangi bir işte çalışmaktadır. Kadınların %87.6’sının sağlık
güvencesi olup, bunlarında %32.4’ü Yeşil-karttır. Kadınların %63.5’i eşleriyle akrabadır. Kadınların
%62.4’ünün ailelerinde en az bir akraba evliliği olduğu görülmüştür. Kadınların %46.5’i 4-7
arasında gebelik geçirmiş ve %25.8’inin doğumlar arası süresi 1-1.5 yıl iken, %38.2’sinin 2 yıldır.
Kadınların %30’u en az bir ölü ya da düşük doğum yapmıştır. Son doğumlarında %50.6’sı doğum
öncesi bakım almamıştır ve %28.8’inin doğumu evde, %27.1’i evde sağlık eğitimi olmayan ebe
tarafından yaptırılmıştır. Kadınların %14.7’sinin çocuklarında doğumdan hemen sonra sorunlar
görülmüştür. Kadınların %71.8 akraba evliliklerinin zararlarını bildiğini ( %35.5’i sakatlık
olduğunu), bu bilgiyi %25.9’u tv, %14.1’i sağlık kuruluşundan öğrendiğini ifade etmektedir. Sağlık
kuruluşlarına başvurduklarında ancak %31.2’sine akraba evliliği olup olmadığı sorulmuş ancak
%59.4’üne sağlık personeli tarafından eğitim verilmiştir.
SONUÇ: Birinci basamak sağlık kuruluşlarında çalışan ebe/hemşirelerin akraba evliliklerinin
zararları konusunda kadınlara bilgi vermeleri önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Akraba Evlilikleri
Women's Level Of Knowledge About Interfamily Marriages
Gürarslan Baş Nazan, Baş Kazım, Akkuş Hacer, Akbulut Sevim
YYÜ Universty, Muş Health High School
AIM: This research was conducted as a descriptive study for the purpose of evaluating women's
level of knowledge about the problems associated with interfamily marriages.
METHOD: This research was conducted in the Yeşilyurt, Kültür, and Murat Paşa neighborhoods of
Muş. A survey form prepared after review of the literature was administered to 170 married women
who were reached during home visits.
FINDINGS: Nearly half (41.2%) of the women in the research were illiterate. Over half (63.5%) of
the women were blood relatives of their husbands. In 62.4% of the women's families there was at
least one interfamily marriage. It was determined that 46.5% of the women had been pregnant 4-7
times and the interval between pregnancies for 25.8% was 1-1.5 years. Thirty percent of the
women had had at least one stillbirth or miscarriage. In their last pregnancies 50.6% had not
received prenatal care. The majority (71.8%) of the women knew the problems caused by
interfamily marriages (35.5%) and they stated that this information was learned from television
(25.9%) and health care facilities. (14.1%).
RESULT: It is recommended that midwives and nurses who work in primary health care facilities
give information to women about the problems associated with interfamily marriages.
Keywords: Interfamily Marriages.
278
[P-221]
0-6 Yaş Grubu Çocuklarda Ateşli Hastalık Görülme Durumları
Gürarslan Baş Nazan, Baş Kazım, Kılıç Necmiye, Ağkaya Nülifer
YYÜ Muş Sağlık Yüksek Okulu
AMAÇ: Araştırma 0-6 yaş grubu çocuklarda son bir yıl içerisinde ateşli hastalık görülme durumlarını
incelemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma Muş merkez Yeşilyurt Mahallesinde yürütülmüştür. Gerekli literatür
tarandıktan sonra hazırlanan anket formları, ev ziyaretleri sırasında ulaşılan 100 tane 0-6 yaş
grubu çocuğu olan anneye, yüzyüze görüşme yöntemi ile doldurulmuştur.
BULGULAR: Araştırmaya alınan annelerin %27’si 25-29 yaş aralığında, %47’si okur-yazar değil ve
%98’i herhangi bir işte çalışmamaktadır. Babaların ise %33’ü lise ve üniversite mezunu olup,
%73’ü ise ücretli bir işte çalışmaktadır. Ailelerin % 42’sinin sağlık güvencesi Yeşil-karttır. Annelerin
%40’ı 4-6 sayıda çocuğa sahiptir. Son bir yıl içerisinde annelerin çocuklarının %64’ü ateş problemi
yaşamış ve bu çocukların %24’üne evde soğuk uygulama yapılıp - ateş düşürücü verilmiştir. Yine
bu annelerin çocuklarının %75’i öksürük burun akıntısı sorunu yaşamış, bu çocukların %33’ü
doktora götürülmüştür. Çocukların %15’i idrar yollarına ait, %55’i ise kusma, ishal gibi sorunlar
yaşamıştır. İshal-kusma problemi yaşayan çocukların %28’i herhangi bir sağlık kuruluşuna
götürülmüştür. Çocukların %43’ü kulak ağrısı problemi yaşamış ve bunların %20 ‘i sağlık
kuruluşuna götürülmüştür. Çocukların %24’ünün astım, bronşit, kalp yetmezliği gibi kronik
hastalığa sahip ve bunların ancak %11’i kontrole götürülmektedir.
SONUÇ: Koruyucu sağlık hizmetlerinde çalışan ebe/hemşirelerin ateş konusunda annelere eğitim
vermeleri ve ateş durumunda sağlık kuruluşlarına yönlendirmeleri önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Ateşli Hastalık.
Incidence Of Febrile Illness In 0-6 Year Old Children
Gürarslan Baş Nazan, Baş Kazım, Kılıç Necmiye, Ağkaya Nülifer
YYÜ Universty, Muş Health High School
AIM: This research was conducted as a descriptive study for the purpose of determining the
frequency of febrile illnesses in 0-6 year old children within the last year.
TOOL-METHOD: The research was conducted in the Yeşilyurt Neighborhood of Muş province
center. A survey form which was prepared after a review of the literature was completed in face to
face interviews with 100 mothers of 0-6 year old children during home visits.
FINDINGS: Of the women in the research 27% were between 25-29 years old, 47% were
illiterate, and 98% were not working outside the home. One third (33%) of the fathers were high
school or university graduates, and 73% had an income producing job. The health insurance for
42% of the families was a "green card" (for the poor). Forty percent of the mothers had 4-6
children. Within the last year 64% of the mothers' children had experienced a problem with fever
and 24% of these children were cared for at home with cold application and antipyretics. Also 75%
of these children had experienced a problem with cough and runny nose, 33% of these children
were taken to a physician. Fifteen percent of the children had experienced urinary tract related
problems and 55% problems such as vomiting and diarrhea. Of the children with diarrhea or
vomiting 28% were taken to some kind of health care facility. Also 43% of the children had
experienced ear ache and 20% of them had been taken to a health care facility. One fourth (24%)
of the children had a chronic illness, such as, asthma, bronchitis, or cardiac insufficiency but only
11% of them were taken for monitoring.
RESULT: It is recommended that midwives and nurses who work in preventive health care give
education to mothers about fever and direct them to health care facilities for febrile conditions.
Keywords: Febrile Illness.
279
[P-222]
İntörn Öğrencilerin Hepatit B Hakkındaki Bilgi Düzeylerinin İncelenmesi
Bayram Mürüvvet1, Urhan Murat1, Uysal Fazilet1, Büyükyörük Nurvet1, Dilmen Belgin1, Özler Aysel1,
Orhan Hikmet2
1
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Burdur Sağlık Yüksekokulu/BURDUR
2
Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi/ISPARTA
AMAÇ: Sağlık Yüksek okulu son sınıf intörn öğrencilerinin okula başlamadan önceki hastalık ve
bağışıklık durumları ve uygulamalara başladıktan sonraki bulaşma riskleri,Hepatit B hakkındaki bilgi
düzeyleri,hastalıkla ilgili olarak hastalara yaklaşımları ve korunma düzeylerini belirlemek amacıyla
tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
Materyal ve METHOD: Araştırmanın evrenini, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Burdur Sağlık
Yüksekokulu son sınıf okuyan intörn öğrencileri(N:126),örneklemin verilerin toplandığı gün
uygulamada bulunan gönüllü öğrenciler (n:87) oluşturmuştur.10-11/03/2007tarihleri arasında
yürütülen çalışmanın verilerinin toplanmasında 40 sorudan oluşan anket formu kullanılmıştır.Veriler
SPSS 11.0 paket programında analiz edilmiş ve sayı, yüzde kullanılmıştır.. Araştırmanın
yürütülmesi için belirlenen kurumdan yazılı izin, çalışmaya katılanlardan sözel onam alınmıştır.
BULGULAR-SONUÇ: Araştırmada elde edilen bulgulara göre, öğrencilerin %91’hastalığı daha
önceden geçirmemiş,%1,2 si geçirmiş,%7 si geçirip geçirmediğini bilmediklerini,araştırmaya katılan
öğrencilerin uygulamaya ilk çıktıklarında korunma yollarını %39’ unun bildiğini,% 27 sinin
bilmediği, %20 sinin de kısmen bildiği,hastalık hakkında yeterli bilgiyi % 71’ i okulda öğrendiğini
belirtmiştir.Uygulamaya ilk çıktıklarında korunma yolları ile ilgili bilgilerinin yeterli olduğunu
söyleyenler %39 dur.Bilgi puanları %77,9 orta düzeyde bulunmuştur.
Öğrencilerin Hepatit B hakkındaki bilgi düzeyleri incelendiğinde bulaşma yolları hakkındaki bilgilerin
ve korunmaya yönelik önlemlerin yetersiz olduğu saptanmış bilgilerini arttırmaya yönelik derslerde
daha çok yer verilmesi önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Hepatit B,İntörn öğrenciler,Bilgi düzeyi
Studying of Knowledge Levels of Inturn Students About Hepatitis B
Bayram Mürüvvet1, Urhan Murat1, Uysal Fazilet1, Büyükyörük Nurvet1, Dilmen Belgin1, Özler Aysel1,
Orhan Hikmet2
1
Mehmet Akif Ersoy Universıty Health College/BURDUR
2
Süleyman Demirel University Agricultural Faculty/ISPARTA
AIM: The study was carried out to determine the disease and immunity conditions of the inturn
students at last class in health collage before starting to school and their risks of immünity after
starting their practice, their levels of knowledge about Hepatits B, their aproach to the patients and
levels of protection related to the disease
MATERIAL-METHOD: The universe of search was cunstituted by the inturn students at last classin
health college (N:126) and the voluntary stududents having been in practice that day when the
sampling data were collected. The questionnaire form consisting of 40 questions was utilized while
collecting the data of the study carried out between the dates 10-12 /03/2007.The data were
analyzed in the packaged software of SPSS 11.0 and the Number was used in percantage terms.
The written permission was received from the instution set for the search to be carried out and the
oral approval was taken from those attending to the study. Findings and RESULT: According to the
findings obtained in the search, 91 % of the students hadn’t had the disease before, 1,2 % of them
had and 7 %of them didn’t know whether they had or not,39 % of the students attending to the
search said that they know the methods of protection the first time they had been in practice, 27
% of them said the opposite, 20 % of them said that they know them partly and, 71 % of them
said that they learned enough information about the disease at school.
The number of those saying that their knowledge about the methods of protection was enough was
found out to be 39%. 77,9 % of their points of knowledge was determined in medium levels.When
the students’ levels of knowledge about Hepatitis B were examined, it was determined that the
knowledge about the infection ways and the precautions aimed at the protection were not enough.
It can be offered that more information to increase their knowledge should be given place in
lessons.
Keywords: Hepatitis B, İnturn students,Levels of knowledge
280
[P-223]
Hemşirelik Öğrencilerinin Eğitim Sürecinde Yaşadıkları Güçlükler Ve Baş
Etme Yöntemleri
Ballıel Nükhet1, Kayacan Keser İlkay2
1
Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik 4. sınıf öğrencisi
2
Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı Öğr. Gör.
AMAÇ: Akdeniz Üniversitesinde öğrenim gören Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin eğitim sürecinde
yaşadıkları güçlükler ve bu güçlüklerle başetme düzeylerini belirlemek.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın örneklemini, 2006-2007 Eğitim-öğretim yılında Akdeniz
Üniversitesi’nde öğrenim gören 421 öğrenciden, araştırmaya katılmayı kabul eden toplam 271
öğrenci oluşturmuştur. Veriler, araştırmacılar tarafından literatüre dayanılarak hazırlanan 14
soruluk anket formu ve Stresle Başaçıkma Tarzları Ölçeği (SBTÖ) kullanılarak elde edilmiştir.
Verilerin değerlendirilmesi SPSS-11 paket programında iki oran arasındaki farkın anlamlılık testi, kikare önemlilik testi, Kruskal Wallis testi ve Pearson Korelasyon katsayısı testleri kullanılarak
yapılmıştır.
BULGULAR: Yapılan bu çalışmanın sonucunda, katılımcıların %77.1’inin uygun eğitim ortamının
olmamasına, %70.8’inin müfredat programının yoğun olmasına, %60.5’inin öğretim elemanına,
%45.4’ünün arkadaş ilişkilerine, %38.4’ünün okul binasının olmamasına bağlı güçlükler yaşadığı
belirlenmiştir.
Yaşanan bu güçlükler karşısında öğrenciler en yüksek oranda (%19.9) stres yaşadığını ifade
etmiştir. Yaşanan stresler karşısında öğrencilerin stresle baş etme tarzları ölçeğinin alt ölçek
gruplarından en çok “kendine güvenli yaklaşım” tarzını kullandıkları (%50.8) tespit edilmiştir.
Öğrencilerin başa çıkma tarzlarının, sınıflara, mesleği tercih etme nedenlerine ve yaş gruplarına
göre anlamlı farklılıklar gösterdiği saptanmıştır (p<0.05).
SONUÇ: Araştırmanın sonucuna göre karşılaşılan güçlükler öğrencilerin eğitim sürecini olumsuz
etkilemiştir. Ayrıca öğrencilerin mesleği tercih etme nedenleri ile kullandıkları baş etme tarzları
arasında paralellik olduğu görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik eğitimi, stres, stresle baş etme
The Difficulties of Nursing Students During Their Education And Their Ways
of Coping
Ballıel Nükhet1, Kayacan Keser İlkay2
1
Akdeniz Universtiy School of Health, Grade 4 Students
2
Akdeniz Universtiy School of Health, Department of Psychiatric Nursing
AIM: To describe the difuculties of nursing students attending Akdeniz University during their
education and their ways of coping.
MATERIALS-METHODS: The samples of research has consisted of 271 students accepted to join
the research although there are 421 students at university. The data were obtained by using a
questionary form including 14 questions and the measure of overcoming stres(SBTÖ) prepared by
researchers.The evalvation of data was done using the test of between two rates, chi-square statics
test,Kruskal Walli test and Pearson Corelation coefficent tests.
FINDINGS: At the end of research, 77.1%, 70.8%, 60.5%, 45.4%, 38.4% and of the attendants
have diffuculties because of not having appropriate education settings,their dense school
curriculum,their insructors,their friendship,have because of not having a school building
respectively.
In the face of these difficulties students lived stress at maximum rate(19.9%).In the face of the
difficulties students use self confident style mostly( 50.8% ).It was understood that the style of
overcoming diffuculties differed to their classes,the reason of prefering their jobs anel their
ages(p<0.05).
RESULTS: According to the results of research, these difficulties have affected students negatively.
Also,it is seen that there is a parallelism between the reason of the students’ job preference and
their styles of overcoming difficulties.
Keywords: Nursing Education, Stres, Coping strategies
281
[P-224]
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu 1. Sınıf Öğrencilerinin Hemşirelik
Mesleğini Seçmelerini Etkileyen Etmenlerin İncelenmesi
Esen Aynur, Ağuş Kübra
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu İç Hastalıkları Anabilim Dalı
ARAŞTIRMANIN AMACI:Bu araştırma Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 1.sınıf
öğrencilerinin hemşirelik mesleğini seçmelerini etkileyen etmenlerin, hemşirelik mesleğine bakış
açılarının, meslek hakkındaki bilgilerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ- YÖNTEM: Araştırmanın verileri, öğrencilerin sosyo- demografik özelliklerini, hemşirelik
mesleğini seçmelerini etkileyen etmenleri, meslek hakkındaki düşüncelerini, hemşirelik hakkında
sahip oldukları bilgi düzeylerini, belirlemek amacıyla ilgili araştırmalar içeren literatür ışığında
hazırlanan 47 soruluk soru formu kullanılarak toplanmıştır. Araştırma örneklemini araştırmaya
gönüllü katılan 133 1. sınıf öğrencisi oluşturmuştur.Verilerin yorumlanmasında SPSS 11,5 programı
kullanılmıştır.
BULGULAR : Araştırma sonunda öğrencilerin % 48,9 u genel liselerden, % 6,1 i sağlık meslek
liselerinden, % 42 si yabancı dil ağırlıklı liselerden mezun olduğu,%59,5 inin hemşirelik mesleğini
isteyerek seçtikleri, bunların %14’ünün mesleği iyi geliri olduğu için %56,4’ünün mesleği sevdiği
için tercih ettiği belirtilmiştir. Öğrencilerin %19,8 i hemşireliğe bakış açılarını olumlu, %73,3 ü
olumsuz olduğunu, %45, 8 i hemşireliği ideal bir meslek olarak belirtmişlerdir. Bütün örneklemin
sadece %7,6 sının hemşirelik tanımını tam olarak doğru bildiği saptanmıştır.
SONUÇLAR: Sonuç olarak lise son sınıf öğrencilerinin meslek seçme aşamalarında yeterli eğitim
almadıkları, dolayısıyla seçtikleri meslek hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları görülmektedir.Bu
nedenle liselerde verilen rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinin yoğunlaştırılması ve yüksek öğretim
kurumlarında 1,sınıflara mesleki özelikleri tanıtıcı ve mesleğe özendirici oryantasyon programlarının
yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır
Anahtar Kelimeler: hemşire, hemşirelik, meslek,
Analyzıng The Factors Havıng Led The Fırst Class Students Of Nursing
School–Unıversıty Of Ege To Choose Nursıng Professıon
Esen Aynur, Ağuş Kübra
Departmen ofinternal medicine, School of nursing Of Ege University, İzmir Turkey
THE AIM OF THE RESEARCH: This research has been done in order to analyze factors which
have led the first class students of Nursing school -University of Ege to take up nursing as career,to
analyze their views on nursing profession and their knowledge about the profession.
DEVICE – METHOD: The data ofthe research have been collected by using 47-question form
which was prepared inthe light ofthe literature containing related investigations to determine the
students’socio-demographic characteristics,the factors affecting their choice of nursing, their
opinions about the profession,their levels of knowledge about nursing.The subjects of the research
were 133 first class students joining the research willingly.The program SPSS-11.5 has been used
to assess the data.
FINDINGS: The research shows that59.5%ofthe students have chosen nursing willingly,14 %of
these prefer the profession due to good income,56.4%prefer it because they love nursing.19.8%of
the students describe their view on nursing as positive,73.3%as negative,45.8 %consider nursing
an ideal job.It has been determined that only7.6%of the subjects of the research know the exact
definition of‘nursery’.
CONCLUSIONS: Therefore,it has come onthe scene that guidance and counselling given at high
schools should be concentrated on,and at universities some orientation programs
introducing,encouraging the job should be established for first class students.
Keywords: nurse, nursing,professional
282
[P-225]
Üniversite öğrencilerinin sosyal destek ve yalnızlık düzeylerinin incelenmesi
Yılmaz Emel1, Yılmaz Ela2, Karaca Fatoş2
1
Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı,
Manisa
2
Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Manisa
AMAÇ: Araştırma, üniversite öğrencilerinin algıladıkları sosyal destek ve yalnızlık düzeyleri
arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmış ve uygulanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmaya Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu’nda okuyan ve
rastgele örneklem yöntemi ile seçilen toplam 339 öğrenci katılmıştır (katılım oranı % 83). Veriler 1
– 31 Mart 2007 tarihleri arasında öğrencilerin sosyodemografik özellikleri, aile, arkadaş ve özel bir
insanın desteği olmak üzere 3 alan ve 12 sorudan oluşan Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek
Ölçeği (MSPSS) ve 20 soruluk UCLA yalnızlık ölçeğini içeren bir anket formu kullanılarak elde
edilmiştir. Araştırma öncesinde ilgili kurumdan yazılı izin ve öğrencilerden sözel onam alınmıştır.
Verilerin analizi, SPSS 11.0 paket programında tanımlayıcı istatistikler, Student t, testi, varyans ve
korelasyon analizleri ile yapılmıştır.
BULGULAR: Öğrencilerin algılanan sosyal destek toplam puan ortalaması 66.43 ± 13.87, yalnızlık
düzeyi toplam puan ortalaması 37.39± 9.85’tir. Sosyal destek ve yalnızlık düzeyleri arasında
negatif korelasyon ilişkisi olduğu (r=-0.361, p=0.000) ve yalnızlık düzeyi ile sosyal destek
kaynakları (aile, arkadaş ve özel insan) arasındaki korelasyon ilişkisinin de negatif yönlü olduğu
saptanmıştır.
SONUÇ: Araştırma sonucunda öğrencilerin, algılanan sosyal destek düzeylerinin yüksek, yalnızlık
düzeylerinin düşük olduğu bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: sosyal destek, üniversite öğrencileri, yalnızlık
Examining the level of social support and loneliness of university students
Yılmaz Emel1, Yılmaz Ela2, Karaca Fatoş2
1
Department of Surgical Nursing, School of Health, Celal Bayar University, Manisa, Turkey
2
Department of Nursing, School of Health, Celal Bayar University, Manisa, Turkey
AIM: This study, as a descriptive research, was planned and applied to determine the relationship
between social support and loneliness levels of university students.
Material-METHOD: The total of participants randomly selected for this study was 339 students
currently attending at Manisa School of Health, Celal Bayar University. (participation rate
83%).Data were collected using a demographic questionnaire, the Multidimensional Scale of
Perceived Social Support (MSPSS) consisting three parts of family, friend and special person and of
12-item and the UCLA Loneliness Scale of 20-item between March 1 to March 31, 2007.Before the
study, permission was taken from the school and during the study it was taken from students.The
analyses of the data were obtained by using descriptive statistical, student t test, variance and
correlation analysis in SPSS 11.0.
RESULTS: The mean MSPSS score was 66.43±13.87, the mean scores of loneliness was
37.39±9.85. It was found that there was a negative correlation relationship between the social
support and loneliness levels (r= -0.361, p=0.000) and the correlation relationship between the
loneliness level and social support sources (family, friends and a special person) was also found to
be negative.
CONCLUSION: The study indicated that, the level MSPSS of students were high, the loneliness
level of them were low.
Keywords: loneliness, social support, university students
283
[P-226]
Hekimlerin İş Doyumunun Belirlenmesi
Özkan Sultan, Üçgül Dilek, Güler Pınar, Öztürk Gülendam
Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu
İş doyumu bireyin iş yerine yönelik beklentilerini ifade eder. Temel olarak beş alt boyuttan oluşur.
Bunlar; ‘ücret,işin niteliği,bireyin çalışma koşulları,yönetim politikası,çalışma arkadaşlarıdır’. İş
doyumu zamanlarının çoğunu işte geçiren, insanlarla çok yakın, sürekli ilişki içerisinde olan
hekimlerin fiziksel, ruhsal ve sosyal durumlarını etkiler. Bu araştırmanın amacı; Bandırma Devlet
Hastaneleri’nde çalışan hekimlerin iş doyumu durumlarının belirlenmesidir.
Araştırma; M.G. Karahan ve Kapıdağ hastanelerinde
20 Mart-13 Nisan 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya %82.5 oranında hekimlerin
izni alınarak katılımı sağlanmıştır. Hekimlere 30 soruluk kişisel bilgi formu,20 soruluk Minnesota İş
Doyumu,22 soruluk Maslach Tükenmişlik Ölçeği’nden oluşan anketler uygulanmıştır.Anketler SPSS
10.0 programı ile değerlendirilmiştir.
Hekimlerin; %81,1’i erkek,%18,9’u kadın, %87,7’si uzman,%11,3’ü pratisyendir.Meslekteki toplam
çalışma süreleri %39,6’sının 10-19 yıl,%30,4’ünün 20-29 yıldır.Katılımcıların %84,9’u mesleğini
kendi isteğiyle seçmiş,%62,3’ü aynı mesleği seçerdim yanıtını vermiştir, %81,1’i kurumlarının
fiziksel koşullarının yetersiz olduğunu düşünmekte,%90.6’sı kurumlarından ayrılmayı
düşünmemektedir. Duygusal tükenmeyle ilgili sorulardan işinde fazla çalıştığını düşünenler %54,7,
işinden soğuduğunu düşünenler %11,3’dür. İş doyumuyla ilgili sorulardan; %52.8’i ücretten hoşnut
olmadığını,%64.2’si arkadaşlarıyla iyi anlaştığını,yönetimle ilgili sorularda kararsızdırlar.
İş doyumunu çalışma şartlarından ve ücretlerden memnun olmamaları olumsuz
etkilerken,mesleklerini kendi istekleriyle seçmeleri,iş arkadaşlarıyla anlaşabilmeleri,işinden
ayrılmayı düşünmemeleri olumlu etkilemektedir.
Anahtar Kelimeler: İş Doyumu, Tükenme, Doktor
Determine Doctor's job satisfaction
Özkan Sultan, Üçgül Dilek, Güler Pınar, Öztürk Gülendam
Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu
Job satisfaction is a person’s expectations from the workplace. It has five sub-dimensions. These
are collogues, salary, job quality, work conditions and management policy. Job satisfaction affects
doctors, close to lots of people and have intensive relations on their physical, psychological and
social conditions. The purpose of this study is determining the conditions of the job satisfaction of
doctors.
By obtaining permission from %82.5 doctors took place in the research. Doctors were asked to
answer the questions in the Personal information form, Minnesota Job Satisfaction Questionnaire,
Maslach Burnout Inventory, The questionnaire was evaluated with SPSS 10.0 program.
%81.1 thought that the physical conditions aren’t sufficient enough, %90.6 didn’t think to leave
the hospital. According to the burnout questions %54.7 thought that they were working too much,
%11.3 cease to care from their work. From the questions about Job satisfaction %52.8 were not
satisfied with the salary, but %64.2 got on well with their colleagues.
While it affects negatively the dissatisfaction of the working conditions and salary about Job
Satisfaction, it effects positively that they can choose their jobs on their own, get along well with
their colleagues and not thinking of quitting the job.
Keywords: Job satisfaction, Burnout, Doktor
284
[P-227]
Kayseri Huzurevine Yaşayan Yaşlıların Öz Bakım Güçlerinin Belirlenmesi
Odabaşı Aylin, Canpolat Semra, Durna Zeynep, Tekinsoy Pınar
Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu, Kayseri
GİRİŞ: Yaşlı bireylerin öz bakım güçlerini kaybetmeleri ailelerine ya da bakım verenlere olan
ihtiyacı artırmaktadır.
AMAÇ: Bu araştırma; Kayseri Huzurevinde yaşayan yaşlıların öz bakım gücünü belirlemek amacıyla
tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Kayseri Huzurevinde yaşayan 252 yaşlı evreni oluşturmaktadır. Bu bireylerden
araştırmaya katılmayı kabul eden ve soruları cevaplayabilecek düzeyde olan 115 yaşlı birey
araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Çalışmanın yapılabilmesi için Kayseri Büyükşehir
Belediyesinden yazılı izin alınmıştır. Veriler anket formu ve Öz Bakım Gücü ölçeği kullanılarak
toplanmıştır. İstatistiksel değerlendirme de; “ Student t - One Way ANOWA” testleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Yaşlılar 76-80 yaş grubunda (%24.3), erkek (%55.7), okur yazar değil ( %52.7),
yeşil kartlı (% 40.9) olduğu bulunmuştur. Yaşlıların %67.8’inde duyusal, %53.9’unda kas,
%36.5’inde solunum, %40.9’unda üriner, %20.0’ında endokrin sistem, %6.1’inin de cilt problemi
yaşadığı saptanmıştır. Yaşlıların %31.3’ü uyuyarak, %75.7’si tv izleyerek, %92.2’si sohbet ederek,
%27.0’ı gazete okuyarak boş vakitlerini geçirdiğini ifade etmiştir. Yaşlıların eğitim düzeyi ve ağrının
var olma durumu ile öz bakım gücü arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur.
SONUÇ: Sağlık problemleri olan yaşlıların öz bakım güçleri azalmaktadır. Sağlık problemi olan
yaşlıların öz bakım ihtiyaçlarını karşılamada hemşirenin daha duyarlı olması gerektiği
düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, Özbakım, Yaşlılık
Determination of The Self-Care Ability of The Old People Living in Kayseri
Rest Home
Odabaşı Aylin, Canpolat Semra, Durna Zeynep, Tekinsoy Pınar
University of Erciyes Atatürk Health High School, Kayseri
İntroduction: The loss of selfcare ability of the old people increases the necessity of their family or
a person who will take of them
AIM: That research has been done to determine the self care ability of people living in Kayseri Rest
Home
Materiel and METHOD: 252 old people live in Kayseri Rest Home among these people, 115 old
people who have accepted to participate in the research and Who have been able to answer the
questions have set the examples of the research. A written permission has been gotton from the
Municipality of Kayseri for the research. These data have been collected by using poll forms and
the criterion of self care ability “Student-One Way Anowa” tests are also used in statistical
evaluation.
Finds: It has been found out that at the age of 76-80 (%24.3), men (%55.7) are not literate
(%52.7), have green card (%40.9). It is also determined that %67.8 of old people have sensorial,
%53.0 of them have muscle, %36.5 have respiration, %40.9 have urinary, %20.0 have endocrine
system and %6.1 have skin problems, %31.3 of old people spend their time by sleeping, %75.7 by
watching TV, %92.2 by chatting and %27.0 by reading a newspaper. A difference is statistically
found between their level of education, their aches and their self care ability.
RESULT: Self-care ability of old people who have health problems becomes diminished. It is
thought that nurses should be more careful about meeting the needs of self care ability of old
people.
Keywords: Nursing, Self-Care, Old Age
285
[P-228]
Akraba Evliliği ve Genetik Hastalıklar
Akkurt Ömrüye, Şahin Nurdan, Kalaycı Ebru, Ay Serap
BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ BANDIRMA SAĞLIK YÜKSEKOKULU
Akraba evliliği, eşler arasında kan bağı bulunması durumudur. Bunlardan en sık görülen ve tıbbi
bakımdan en sakıncalı olanları birinci yeğen evlililiği amca, hala, teyze ve dayı çocukları arasında
yapılan evliliklerdir. Türkiye'de yapılan her beş evlilikten biri akraba evliliğidir. Türkiye gibi Arap
ülkeleri,Güney Hindistan, Mısır da da oran yüksektir.
Akraba evliliğinde önemli olan sorun sağlıklı olan bireylerin genlerinde taşıdıkları hastalıkların
çocuklarına aktarılmasıdır. Zekâ geriliği, talasemi majör,kistik fibrozis,fenilketonüri, nöron ölümü,
özürlü ve ölü doğumlar; otozomal resesif geçişli hastalıklardandır.
Dünyada doğan çocukların en azından %8.4'ü akraba evliliklerinden doğmaktadır ve akraba evliliği
yapan popülasyonda özürlü çocuk doğma riski diğer popülasyona göre iki kat artmaktadır.
Ülkemizde yüksek oranda görülen akraba evlilikleri için, genetik danışma hizmetinin sağlık
hizmetleri içinde, özellikle de birinci basamak sağlık hizmetleri içinde kurgulanması uygun bir
yaklaşım olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Akraba evliliği,genetik,sağlık
Endogamy and Genetıc Dıseases
Akkurt Ömrüye, Şahin Nurdan, Kalaycı Ebru, Ay Serap
BALIKESIR UNIVERSITY BANDIRMA COLLEGE OF HEALTH
Endogamy (intermarriage) is based on blood relation between partners. ıt is most seen and
medically the most risky one is normally organized though the practise of parallel cousin
marriage,usually between the children of two brothers or brother and sister, who are both
members of their fathers' patrilineage.
Endogamy ratio in Turkey is approximately 1/5 (20%) which is as high as in Egypt,Arabic Countries
and South India.
Most important problem in endogamy is, healthy parents transfer their hidden illnesses in their
genes to their children. Mental deficiency, talasemia major (Cooley Talasemia), cystic fibrosis,
phenylketonuria, death of neurons, gappy and stillbirth, autosomal recessive and some of
multifactorial transitive illnesses are some of these illnesses.
8,4 % of birth in the world is endogamy babies.Risk of gappy birth is two times in endogamy
marriages than a normal marriage.
To prevent the endogamy effects, genetic information services for the citizens should to be prior
health services of Ministry of Health.
Keywords: Endogamy,genetic,health
286
[P-229]
Üniversite Öğrencilerinin Menstruasyon Rahatsızlıklarında Kullandıkları
Alternatif Yöntemlerin İncelenmesi
Alkan Yasemin, Gürol Arslan Gülşah, Serter Ayşe Aysel, Süngerci Senem
Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Manisa
Bu çalışma, Celal Bayar Üniversitesi öğrencilerinin menstuasyon döneminde yaşadıkları
rahatsızlıklarla baş etmede alternatif yöntem kullanma (AYK) durumlarının incelenmesi amacıyla
gerçekleştirilmiştir.
GEREÇ-YÖNTEM: Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilmiş olan anket formu ile toplanmıştır.
Çalışma, kurumlardan gerekli izinler alındıktan sonra öğrencilerin sözel izinleriyle yürütülmüştür.
BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalaması 20.78±1.85, %55.6’sının sağlık bilimleri, %18.7’sinin
sosyal bilimler, %25.7’sinin ise fen-matematik bilimlerinde öğrenim gördüğü; %54.4’ünün ilde
yaşadığı; %34.5’inin üçüncü sınıfta; %45.0’ının liseden mezun; %66.7’sinin gelir durumunun
gidere denk olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin ilk menstruasyon yaş ortalamasının 13.22±1.27;
%73.7’sinin menstrusasyon öncesinde bilgisi olduğu ve bu bilgiyi %31.0’ının annesinden aldığı;
%76.6’sının menstuasyon döneminde yaşadıkları rahatsızlıklarla baş etmek için AYK’ı; %67.3’ünün
bu yöntemlerin rahatsızlıklarını azalttığı saptanmıştır.
Öğrencilerin bölümlerine göre “AYK’nın daha az anksiyeteye neden olduğu” ve “AYK’nın yaşam
kalitesini arttırdığı”na ilişkin görüşleri arasında istatistiksel bir fark olduğu belirlenmiştir (p<0.05).
AYK durumlarına göre öğrencilerin “kendisini daha rahat, özgür ve güvende hissetme”, “kendisini
daha sağlıklı hissetme” ve “tıbbi tedavi alma gereksinimini azaltma”ya yönelik görüşleri arasındaki
farkın da istatistiksel olarak önemli olduğu saptanmıştır (p<0.05).
Anahtar Kelimeler: öğrenci, menstruasyon, alternatif yöntem
The Research Of The Alternative Methods That Are Used To Cure The
Menstruation Symptom Of The University Students
Alkan Yasemin, Gürol Arslan Gülşah, Serter Ayşe Aysel, Süngerci Senem
Celal Bayar University Health School, Manisa, Turkey
This study has been accomplished to research of the alternative methods (AM) to overcome the
menstruation period inconviniences of the Celal Bayar University Students.
Material - METHOD: Data has been collected by the form of which was improved by the
researcher. The research has been performed via the legetive permissions of the relevant
authorities and the verbal permissions of the students as well.
FINDINGS: The students’ average age is 20.78±1.85. The average age of the students’ first
menstruation is 13.22±1.27, % 73.7 of them have advance information and %31.0 of them has
received taht information from their mothers. It is stated that %76.6 uses AM in order to overcome
the inconveniences in their menstruation period and % 67.3 of the students believe that these
methods decrease their inconveniences.
According to the students’ department, it had been observed that a statistical difference ( p<0.05)
is found in students answers, AM causes less anxiety and AM reduces the life quality. It is
confirmed that there is also statistical differences in students’ opinion that according to AM cases
students feel themselves more relax, free, secure and more healthy and decrease the needs of
taking medical supplies (p<0.05).
Keywords: student, menstruation, alternative method
287
[P-230]
Kemoretapi Alan Çocukların Korku, Rahatsızlık ve Diğer Semptomları
Şahin Tuğçe, Kaplan Cemile
koç üniversitesi, hemşirelik yüksekokulu, istanbul, Türkiye.
GİRİŞ: Kanserli çocukların yaşamlarını tehdit edici hastalık tanısına uyum yapabilmek için çeşitli
savunma mekanizmaları (inkar, yansıtma, bağımlılık ve regresyon) geliştirdikleri ve duygusal
tepkiler (anksiyete, depresyon, geleceğin belirsizliğinden korkma, kontrolünü kaybetme korkusu,
öfke ve ölüm korkusu) ortaya çıktığı saptanmıştır (1, 2, 3, 4, 7).
AMAÇ: Kemoterapi tedavisi alan çocukların hastalık öncesi ve sonrası kişilik özelliklerindeki
değişimlerinin ve çocukların şikayet, korku ve isteksizlik nedenlerinin belirlenmesi amacıyla
yapılmıştır.
METOD: Kesitsel ve tanımlayıcı olan araştırmanın verileri; Marmara Üniversitesi Hastanesi’nde
tedavi gören ve ailelerinden sözlü onam alınan 21 yaş ve altı 23 kişiden hazırlanan soru formuyla
alınmıştır. Analizler, SPSS programında oluşturulan veri tabanına girilerek Pearson Korelasyon,
Mann- Whitney U Testi ve Ki-Kare Testleri ile yapılmıştır.
BULGULAR: Ortalama kemoterapi alma süresi 2 yıl olan olguların 20’si hastaneye yatmaya karşı
isteksiz, 21’i ise şikayetçidir. En çok görülen yan etki saç dökülmesi ve en çok rahatsızlık duyulan
yan etki iştahsızlıktır. Hissedilen yan etki sayısı artması ile yan etkilerden duyulan rahatsızlık
arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır (r=.7, p=.001). hastalık öncesi normal olan olguların,
hastalık sonrası öfkeli olduğu saptanmıştır.
SONUÇ: Kemoterapi tedavisi alan çocukların hastalık sonrası kişilik özelliklerinde, hastalık öncesine
göre olumsuz değişimler geliştiği saptanmıştır. Çocukların çoğunun hastaneye yatmaya karşı
isteksizlik ve korku duyduğu, şikayet ettiği ve bunların nedenleri saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: kemoterapi, çocuk, hastalık öncesi ve sonrası kişilik özellikleri, korku,
isteksizlik
Fear, Discomfort and other Symptoms in Children Receiving Chemotherapy
Şahin Tuğçe, Kaplan Cemile
school of nursing, koc university, Istanbul, Turkey.
INTRODUCTION: Research findings report that children who have cancer often develop defense
mechanisms to adjust to life-threatening disease diagnoses ( denial, reflection, dependency,
regression) as well as emotional responses to cancer ( anxiety, depression, fear of the unknown,
fear of loss of control, anger and fear of death) (1, 2, 3, 4, 7).
AIMS: This study has been conducted to identify treatment related fear, concern, resistance to
hospital stays and demeanor changes before and after cancer treatment in children.
METHODS: Study subjects were young, in or out-patients in the cancer ward of a University
Hospital’s pediatric oncology ward (N=23) ages 21 and less, whose parent gave oral consent to the
interviews with their children. Data collection was done with a demographic questionnaire. Data
analysis was carried out in SPSS using Pearson correlation, Mann-Whitney U test and chi-square
testing.
FINDINGS: 20 of the subjects showed resistance to being hospitalized, 21 expressed complaints.
The most prevalent side effect was hair loss; the side effect with the most discomfort was loss of
appetite. We found a strong positive correlation between the number of side effects of treatment
and the level of discomfort (r=.7, p=.001).
RESULTS: We found negative changes in the subjects’ personality traits after treatment when
compared to the same variables pre-treatment. The majority of the subjects reported fear and
reservation to treatment as well as complaints
Keywords: chemotherapy, child, demeanor changes before and after cancer treatment
288
[P-231]
Sağlık Hizmetlerinde Kalite ve Akredidasyonun Önemi
Kaya Meltem, Şimşekoğlu Alaçam Işıl
Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu
Sağlık; yaşam kalitesinin belirlenmesinde, yaşamın sürdürülmesinde büyük öneme sahiptir.
Sağlık hizmetlerinin kalitesi ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin göstergesidir. Sağlıkta kalite;
bireylere, hizmetin erişimi, sunumu, içeriği ve yöntemiyle ilgili alanı tanımlamaktadır.
Sağlıkta kalite ihtiyacının nedenleri;
• Maliyetleri düşürmek,
• Kaliteyi, verimliliği arttırmak,
• Kurum güvenilirliğini sağlamlaştırmak,
• Sağlık hizmetleri yönetimini iyileştirmek,
• Eğitimi, iş tatminini, tarafsız değerlendirmeyi sağlamaktır.
Hizmetin kalitesini kanıtlamanın yolu; yönetim ve akreditasyondur. Bir kuruluşunun önceden
belirlenmiş ve yayınlanmış standartlara uygunluğunun herkesçe kabul gören bir tüzel kişilik
tarafından değerlendirilip onaylandığı resmi bir süreç olarak tanımlanan akreditasyon(Roney 1999),
sağlık açısından sağlık kurumunun bütün çalışanlarının katılımı ile “kalite”, “hasta güvenliği”,
“sürekli gelişim” anlayışının organizasyon kültürü halin getirildiği bir süreçtir.Uluslararası
akreditasyon kurumları(JCI, JCAHO) temel kriter olarak kaliteyi benimsemişlerdir. En çok dikkat
edilen konularsa hasta ve çalışan güvenliğidir. Hasta güvenliği bakımımdan standart ilkelerin
uygulanması ancak bilinçli bir kalite yönetimiyle gerçekleştirilebilir.Bu amaç doğrultusunda kamuda
birçok hastanede ISO 9001 belgesi almak için çalışmalar yürütülmektedir. Sağlık Bakanlığı’na bağlı
hastanelerde de hasta odaklı, hasta ve çalışan memnuniyetini arttırmaya yönelik yönetim
çalışmaları yapılmaktadır.
Türkiye’de sektörün hakimi olan Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde yapılacak kalite ve
akredidasyon çalışmalarıyla Türkiye’nin sağlık sistemine büyük artılar sağlanacaktır.
Anahtar Kelimeler: akredidasyon,kalite,sağlık
The Inportance of Quality and Accredidation in Healt Services
Kaya Meltem, Şimşekoğlu Alaçam Işıl
Balıkesir University Bandırma Healty School
Health is very important to determine life quality.Health services quality is indicator for countries’
development.Quality in health defines fields related with accessing, offering, contents and methods
of service.
The reasons of quality needs in health;
•
•
•
•
•
Reducing costs,
Increasing quality and efficiency,
Consolidating reliability of institute,
To improve health services management,
To obtain education, business satisfaction, objective evaluation.
The means of proving quality of service are management and accredidation.
Accredidation(Roney) is a process that “quality”, “patient safety”, “permanent improvement”
mentality adopted by participation of health institute employees.
International Accredation Institute(JCI, JCAHO) basicly adopt quality.The most paid attention
subjects are patient and employee safety.In terms of patient safety, applying standart principles
can be realized by conscious quality management. In most of hospitals works are executing for ISO
9001 certificate.Some management works are executing in hospitals related to Health Ministry for
increasing patient and employee satisfaction.
In Turkey, the quality and accredaditon works being done in the hospitals related to Health Ministry
will supply a lot of benefits to the Turkey health system.
Keywords: ACCREDIDATION,HEALT,QUALITY
289
[P-232]
Karaman İl Merkezi 3 Nolu Sağlık Ocağı Bölgesindeki Baba Adaylarında
“Couvade Sendromu” Belirtilerinin Görülme Durumu
Aydın Tuğba, Narin Melek, Aktaş Nursel, Bostanoğlu Zuhal, Uyaroğlu Arzu
Selçuk Üniversitesi Karaman Sağlık Yüksekokulu, Karaman
GİRİŞ:Araştırma, Karaman Merkezindeki gebelerin eşlerindeki ”couvade sendromu”na ait fiziksel
ve ruhsal belirtilerin görülme durumunu değerlendirmek amacıyla yapıldı.
YÖNTEM: Tanımlayıcı özellikteki bu araştırmanın evreni 3 nolu sağlık ocağına bağlı 300 baba
adayı;örneklem ise çalışmaya katılmayı kabul eden 192 baba adayıdır. Veri toplamada sosyodemografik özellikleri ve couvade sendromuna ait belirtileri değerlendiren 30 soruluk anket
kullanıldı.
BULGULAR: Çalışmaya katılan baba adaylarının %40.1‘i ilkokul mezunu,%41.1’i serbest
meslek,%46.4’ü asgari ücretin 1-1.5 katı olduğu belirlendi.Eşlerin %48.4‘nün görücü usulüyle
evlendiği;%39.1’inin eşlerinin ilk gebeliği olduğu; baba adaylarının %40.1’inde gebelik belirtilerinin
2.trimester da görüldüğü; %46.4’nün doğum esnasında eşinin yanında olmak istediği;%79.7’sinin
istenen ve planlanan bir gebelik olduğu belirlendi.Baba adaylarının eşleriyle birlikte %28.6’nın
doktor kontrolüne katılmak istedikleri ama iş yoğunluğundan dolayı katılamadığı belirlendi.
Doğumda eşinin yanında olmak isteyen baba adaylarında fiziksel-psikolojik belirtiler arasında ilişki
olduğu ve ailenin gelir düzeyi ile baba adaylarında görülen psikolojik belirtiler arasında ilişki olduğu
belirlendi(p<0.05) Baba adaylarında yaş ilerledikçe fizyolojik belirtilerin görülme sıklığında bir artış
olduğu, yaş azaldıkça fizyolojik belirtilerin görülme sıklığında bir azalma olduğu
belirlendi.(p<0.05).Sonuçta gebelik baba adayında fiziksel değişikliklere, ileri durumlarda ruhsal
belirtilerin görüldüğü “Couvade sendromu”na neden olabilmektedir. Antenatal bakım hizmetleri
veren hemşireler baba adaylarınıda bakıma dahil etmelidir.
Anahtar Kelimeler: Baba Adayları, Couvade Sendromu, Hemşirelik.
Meeting With Symptoms Of “Couvade Syndrome” At The Father Candidate
Who Live At The Karaman 3. Health Clinic Area
Aydın Tuğba, Narin Melek, Aktaş Nursel, Bostanoğlu Zuhal, Uyaroğlu Arzu
Selcuk Univercity Karaman Health of High School, Karaman
Introduction
In this research we aimed to evaluate meeting with physical and pyslogical symptoms of “couvade
syndrome” that seemed at the husbands of pregnants who live at the centre of Karaman.
Method
This descriptive research’s universe is 300 of father candidate at 3. Health Clinic area, and the
sample is 192 of fathers who accepted being test object. A questionary that contains 30 questions
is used to collect datas about socio-demographic properties and symptoms of “couvade syndrome”.
FINDINGS:
%40,1 of fathers are graduated from primary school, %41,1 of them have Estate Business, %52,1
of them SSK, %46,4 of them’s salary is 1-1,5 fold of Local Minimum Wages. %48,4 of couples
married in tradiotinal way, %39,1 of them’s wife are at their first pregnant term, %40,1 of test
objects symptoms is ssen at 2. trimester, %46,4 of them wants to next to his wife at
accouchement time, %79,7 of them said that the pregnant period is planned. It is determined that
there is a relation between physical and pyslogical symptoms and wanting to next to his wife at
accouchement time and wage level and pyslogical symptoms (p<0,05). And also the frequency rate
of pysical symptoms increase with the growth of the father age, and also opposite of this is
determined (p<0.05).There is a meaningful relation between attending to consultancy with their
wifes and physical and pyslogical symptoms; symptoms is increased at fathers who are impatient
about accouchement time (p<0,05). As a result, pregnancy has physical changes at fathers, in the
next step pyslogical symptoms of “cauvade syndrome”. Antenatal service nursing must inlclude
servicing to fathers.
Keywords: Father of Candidate, Couvade Sendromu, Nursing.
290
[P-233]
Süleyman Demirel Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ndeki
Cildiye,Enfeksiyon,Göğüs Hastalıkları,Plastik ve Genel Cerrahi servislerinde
yatan hastaların 21. y.y. 'daki hemşireliğin konumu hakkındaki bilgi
düzeyleri
Öğüt Kerime, Kocademir Ayşegül, Demirtepe Gülhan, Aras Döne, Yamaç Nilgün
Süleyman Demirel Üniversitesi,Sağlık Yüksekokulu,Isparta
AMAÇ: Bu çalışmada S.D.Ü. Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ndeki planlanan servislerinde yatan
hastaların 21. y.y.'daki hemşireliğin konumu hakkındaki bilgi düzeylerini saptamak amacıyla
yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu araştırmanın örneklemini 02-21.04.07 tarihleri arasında S.D.Ü. Araştırma ve
Uygulama Hastenesi'nde belirtilen kliniklerde yatan 50 hasta oluşturmaktadır.Veriler
araştırmacıların hazırladığı anket formuyla toplanmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde %'lik ve
kikare testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırma kapsamına giren hastalar 20-75 yaş arasındadır.Araştırmanın % 42'si
kadın,%58'ini erkek oluşturmaktadır.Hemşirenin görevi hakkındaki bilgiyle ilgili soruya %48'i
hastanın tadevisini yapmak,%40'ı hasyata bütüncül yaklaşarak gereksinimlerini saptamak ve
uygulamak,%6'sı tansiyon ölçmek ve iğne yapmak,%6'sı hekimin sağ kolu olduğunu
belirtmiştir.Olguların %74'ü hemşireliğin kadın mesleği olduğunu ifade etmişlerdir.
Hastaların %90'ı 19 y.y.-21 y.y.'a kadar olan dönemde hemşireler de pozitif yönde değişim
olduğunu belirtmişlerdir.Hemşirenin hastaya yaklaşımı %92'si güleryüzlü olduğunu belirtmiştir.
SONUÇ: Bu araştırmada belirtilen kliniklerde yatan hastalar 21. y.y'da hemşirenin
eğitimli,bilgili,profesyonel,eğitici ve araştırıcı,sorunları değerlendirip çözümleyen,sadece kadın değil
erkek mesleği olabileceğini de ortaya koymaktadır.
Ancak bu araştırmanın sonuçları belirtilen hastaneye başvuran bütün hastalara ve Isparta'da
bulunan diğer hastaları temsil etmemektedir.
Anahtar Kelimeler: 21. y.y.'da hemşireliğin konumu,dünden bugüne hemşirelik.
Information on level about the situation of the occupation of nurse in the
21st century who are bed-ridden in the services of
Dermatology,Infection,Chest Infections, Plastıc and GeneralSurcigal in
Hospital of Research and practice at the S.D.Ü
Öğüt Kerime, Kocademir Ayşegül, Demirtepe Gülhan, Aras Döne, Yamaç Nilgün
Süleyman Demirel Universty,Healty of College,Isparta
AIM: This working has been carried out with the intention to establish information level about the
situation of the occupation of nurse in the 21st century of the patients who are in bed in the
planned services in Hospital of Research and Practice at S.D.Ü.
MATERIAL-METHOD: Practies at the S.D.Ü. Between the dates 02-21.04.07 form the sampling of
this research.The deate have been collected with investigation form which was prepared by the
researchers.The percentage and kikare tests were used on the valuation of the data.
İNVESTIONS:The patients who are contained by the scope are between the ages 20-75.The woman
form 42% and the man 58% of the research,48% of them about the questions connected with the
duty of nurses that they treat the patients,40% of them that they establish,the necessities of the
patients by drowning near the patients.
RESULT: The patients who are in bed in the clinics bring into action about this research in Hospital
of Research and practice that the nurses are persons who are educated,cheerful,professional,who
can evaluate and analyze the problems.They also bring into action that the occupation of nurse can
be not only occupation for woman but also for men.
Keywords: Situation of the occupation of nurde in the 21st century,occupation of nurse in a short
time.
291
[P-234]
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Son Sınıf Öğrencilerinin Girişimcilik
Eğilimlerinin Belirlenmesi
Atay Selma -, Lütfiye Emlek -, Güven Pınar -, Tuncel Filiz ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ /çANAKKALE
AMAÇ: Bu araştırma Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi son sınıf öğrencilerinin girişimcilik
düzeylerini saptamak amacıyla yapılmıştır.
MATERYAL VE YÖNTEM: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi bünyesindeki lisans düzeyinde
eğitim veren tüm fakülte ve yüksekokullardaki 2912 son sınıf öğrencisi araştırmanın evrenini
oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini, evreni bilinen örneklem formülü ve tabakalı örneklem
seçme yöntemi ile seçilen 781 öğrenci oluşturmaktadır. Veriler araştırmacılar tarafından literatür
taranarak oluşturulmuş 35 soruluk anket formu kullanılmıştır. Araştırmanın yapılabilmesi için
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi rektörlüğünden tarihleri arasında yazılı izin alınmıştır. Anket
formu 16.10.2006 – 17.04.2007 tarihleri arasında uygulanmıştır. Anket formlarından elde edilen
bilgiler SPSS 10.0 paket programı ile istatiksel olarak değerlendirilmiştir.
SONUÇ: %74.1'si 18-23 yaş grubundan, %25.7'si 24-29 yaş grubundan, % 0.3'si 30-35 yaş
grubundan, %64.4'ü kadın, %35.6'sı erkek,%46.9'ü sayısal, %30.8 sözel bölümünde, %22.3'ü
diğer bölümlerde öğrenim görmektedir.
Öğrencilerin girişimcilik eğilimleri bulunmuş ve girişimcilik için sosyal kimliği geliştirme
diğerlerinden önemli bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, Üniversite Öğrencisi
Determınatıon Of Tendency Of Entrepreneurship Of The Last Grade Students
In Çanakkale Onsekiz Mart Unıversıty
Atay Selma -, Lütfiye Emlek -, Güven Pınar -, Tuncel Filiz Onsekiz Mart University
AIM: This study was carried out to determine the entrepreneurship of the last students in
Çanakkale Onsekiz Mart University.
MATERIAL-METHOD: 2912 last grade students from all the faculties and high schools that teach
license degree in Çanakkale Onsekiz Mart University from the system of the study. 781 students
chosen by stage sampling selection method and sampling Formula the system of which is known,
from the sampling of the research. Data has been formed by researchers by scanning the literature
and a questionnaire consisted of 35 questions has been used. Between the dates 13.09.2006 /
19.09.2006 written permission was taken from the rectorship of Çanakkale Onsekiz Mart University
so that the research chould be applied. The questionnaire was applied between 16.10.2006 /
17.04.2007. data acquired from the questionnaire has been judged statistically by SPSS 10.0
package program.
RESULT: %74.1 18-23 age groups, % 25.7 24-29 age groups, % 0.3 30-35 age grups, % 64.4 for
women, % 35.6 for men % 46.9 numerical part, % 30.8 for verbal part, % 22.3 other parts was
determined. The tendency of entrepreneurship of the students was found and hardening the social
identification among the others has been important in ertrepreneurship.
Keywords: entrepreneurship,students
292
[P-235]
Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinde Sigara Kullanma
Sıklığı ve Sigara Kullanmaya Etki Eden Bazı Faktörlerin Araştırılması
Bayraklı Berin1, Veren Funda1, Fidan Perihan2, Balman Seçil2, Solmaz Fatma2, Kelleli Asuman2,
Aydın Nilgün2, Çakır Yasemin2, Yıldız Derya2, Altundal Serap2, Torun Gülay2
1
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu Halk Sağlığı ve Hemşireliği Anabilim Dalı,
Öğretim Görevlisi, Zonguldak
2
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Son Sınıf Öğrencisi,
Zonguldak
AMAÇ: Bu araştırmada Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu
Tıbbi Laboratuar ve Tıbbi Dökümantasyon ve Sekreterlik Programı öğrencilerinde sigara içme sıklığı
ve sigara içmeye etki eden bazı faktörlerin araştırılması amaçlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma kesitsel tipte olup 18-22 Aralık 2006 tarihinde yapılmıştır.
Araştırmanın çalışma evrenini; 2006-2007 öğretim yılında Karaelmas Üniversitesi Sağlık Hizmetleri
Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören 73 öğrenci oluşturmaktadır. Veriler literatür taranarak
geliştirilen anket formu aracılığı ile toplanmıştır. Toplanan veriler yüzdelik ve ki-kare testi ile
değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin % 84.9’u (n:62) kız, ortalama yaşı 19.8±1.84, sigara
içme prevalansı % 31.5 olarak bulundu.Sigaraya başlama yaşı 15, sigara kullanım süresi ortalama
5 yıl, günde içtikleri sigara miktarı ortalama 12 adet, sigaraya ayda ortalama 37 YTL. harcama
yapmakta idi. Sigaraya başlama nedeni sırasıyla % 43.5 merak, % 30.4 çevre, halen sigara içme
nedeni % 88.6 sıkıntı-mutsuzluk % 51.4 sakinleşmek idi. Öğrencilerin % 65.2’si sigarayı en çok
stres altında içtiğini, % 47.8’i sigarayı bırakmayı sık sık düşündüğünü, %59.7’si sigara içmeye bağlı
solunum sıkıntısı çektiklerini belirtti.
SONUÇ: Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğrencilerinde sigara içme sıklığı oldukça yüksektir.
Sigaraya başlamada merak ve çevre ön planda iken, şu anda sigara içme nedeni sıkıntı, mutsuzluk
ve strestir.
Anahtar Kelimeler: sigara, üniversite öğrencisi, Zonguldak
Smoking Prevalence and Some Related Factors in Health Services Vocation
School Students
Bayraklı Berin1, Veren Funda1, Fidan Perihan2, Balman Seçil2, Solmaz Fatma2, Kelleli Asuman2,
Aydın Nilgün2, Çakır Yasemin2, Yıldız Derya2, Altundal Serap2, Torun Gülay2
1
Instructor, School of Health, Zonguldak Karaelmas University, Turkiye
2
Nursing Student, School of Health, Zonguldak Karaelmas University, Turkiye
OBJECTIVE: The aim of this study was to determine the prevalence of smoking and some related
factors which effect smoking in health services vocation school sudents.
MATERIAL-METHOD: This cross-sectional study was performed on 18-22 December 2006. In the
research 73 students, studying Zonguldak Karaelmas University Health Services Vocation School in
2006-2007, were taken place. Data was collected by using a self-completed questionnaire. The
percentage and chi-square test were used for data analysis.
FINDINGS: 84.9% (n:62) of the students in the study were female, mean age was 19.8±1.84,
smoking prevalence was 31.5%. Start smoking age was 15-year-old, mean period was 5 years in
smoking. Average number of cigarettes, the students smoked, was 12 in a-day. Reasons of start
smoking were interest 43.5 %, social environment 30.4%, Reasons of continuity smoking were
distress-unhappiness (88.6%) and to calm down (51.4%). 65.2% of the students smoked
understress mostly. 47.8% of them thought to quit smoking so often and %59.7 of them defined
respiratory distress because of smoking.
RESULTS: Smoking prevalence is quite high among health services vocation school students.
Strart smoking reasons were interest and social environment, reasons of smoking are unhappiness
and stress at present,
Keywords: cigarette, university student, Zonguldak
293
[P-236]
Ana ve Çocuk Sağlığı Aile Planlaması Merkezine Gelen Kadınların Kendi
Kendine Meme Muayenesine İlişkin Bilgi ve Uygulamalarının Belirlenmesi
İskender Seher, Aydın Nezaket, Pervanlar Vildan, Boyacı Güner, Üvez Özge, Sarı Zeynep, Çilingir
Dilek
KTU Trabzon Sağlık Yüksekokulu
AMAÇ: Araştırma, Ana ve Çocuk Sağlığı Aile Planlaması Merkezine gelen kadınların kendi kendine
meme muayenesine ilişkin bilgi ve uygulamalarının belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak
yapılmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEMLER: Araştırmanın örneklemini, Trabzon İli Ana ve Çocuk Sağlığı Aile
Planlaması Merkezine gelen ve araştırmayı kabul eden 300 kadın oluşturmaktadır. Veriler
15.12.2006- 17.01.2007 tarihleri arasında, araştırmacılar tarafından oluşturulan soru kağıdı ile
toplanmıştır. Verilerin istatistiklerin değerlendirilmesinde yüzdelik sayılar kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan kadınların % 65’i 20- 34 yaş grubunda ve % 86’sı evlidir.
Kadınların % 62.3’ünün KKMM’ye ilişkin bilgisinin olduğu ve % 30.7’sinin bu bilgileri TV ya da
radyodan aldığı belirlenmiştir. Kadınların % 36.3’ü KKMM yapmadığını ve KKMM yapmayan
kadınların da % 28.7’si bunun gerekliliğine inandığı halde ihmal ettiğini belirtmiştir. KKMM hakkında
bilgisi olan kadınların % 82.7’sinin KKMM’ni uygun sıklıkta ve %80. 7’inin ise uygun zamanda
yapmadıkları belirlenmiştir.
SONUÇLAR: Bu bulgulara göre, kadınların çoğunun KKMM’ye ilişkin bilgilerinin olduğu ancak bu
konudaki bilgilerinin ve uygulamalarının yetersiz olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kendi kendine meme muayenesi, kadın, bilgi, uygulama
Determination of knowladges and practices concerning Breast SelfExamination by women who come to the Center for Mother and Child’s
Health and Family Planning
İskender Seher, Aydın Nezaket, Pervanlar Vildan, Boyacı Güner, Üvez Özge, Sarı Zeynep, Çilingir
Dilek
Karadeniz Technical University Trabzon School of Health
AIM: The study was done for a descriptive manner in order to determine the knowladges and
practices concerning Breast Self-Examination by women who come to the Center for Mother and
Child’s Health and Family Planning.
MATERIAL-METHODS: The sample of this study consists of 300 women who came to the Center
for Mother and Child’s Health and Family Planning in Trabzon and accepted the terms of this
research. Data were collected from 15.12.2006 to 17.01.2007 by means of a questionnaire
developed by researchers. Percentage calculations were used in statistical assessment of data.
FINDINGS: 65% of women who participated in the research are in the age range of 20– 34 and
86% of them are married. It has been determined that 62.3% of women have the knowledge about
BSE and 30.7% of them acquired this knowladges through radio and TV. 36.3 % of women stated
that they did not conduct BSE and 28.7% of women who do not conduct BSE neglect it although
they believe that BSE is necessary. It was also ascertained that 82% of women with awareness of
BSE do not conduct it in due frequency and 80% of them do not conduct in due time.
RESULTS: It was determined, in line with the findings above, that most of women have awareness
for BSE however their knowladge and practice of BSE are not sufficient.
Keywords: Breast Self-Examination, women, knowladge, practice
294
[P-237]
Gazi Osman Paşa Üniversitesi Tokat Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü
öğrencilerinin klinik uygulama sırasında karşılaştıkları problemlerin
belirlenmesi
Tülübaş Rabia, Karadağ Yrd. Doç. Dr. Mevlüde
Gaziosman Paşa Üniversitesi
GİRİŞ: Hemşirelik okullarında eğitim programlarının önemli bir bölümünü uygulamalı eğitim
oluşturmaktadır ve bu uygulamalar öğrencilerin mesleğe olan bakış açısını önemli derecede
etkilemektedir.
AMAÇ: Bu çalışma öğrencilerin klinik uygulama sırasında karşılaştıkları sorunları belirlemek
amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.
YÖNTEM: Çalışma evrenini Tokat Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü öğrencileri, örneklemini
ise 2., 3. ve 4. sınıf öğrencileri oluşturmuştur. Çalışmada örneklem seçimi yöntemine gidilmeyip,
çalışmanın yapıldığı 19-20/04/2007 tarihleri arasında okula gelen ve çalışmaya katılmayı kabul
eden 111 öğrenci katılmıştır.
Çalışmanın verileri literatüre dayanarak araştırmacılar tarafından hazırlanan veri formuyla
toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde sıklık, yüzdelik ve ki-kare testi kullanılmıştır.
BULGULAR-SONUÇ: Öğrencilerin %73,9’u hemşirelerden, %18,9’u diğer sağlık personelinden,
%24,5’ i hastalardan, %21,6’sı öğretim elemanlarından ve %75,7’si hastane ortamından
kaynaklanan problemler yaşamaktadır.
Hemşirelerle yaşanan sorunlar öğrencilerin motivasyonunu azaltmakta, mesleğe olan düşüncelerini
olumsuz yönde etkilemekte, klinik uygulamaya olan isteklerini azaltmaktadır.
Öğrenciler öğretim elemanlarından kaynaklı problemleri sadece bakım planı ve teoriye önem
vermeleri, öğrenciye destek olmamaları, kendilerine yeterli vakit ayırmamalarını belirterek
tanımlamışlardır.
Hastane ortamından kaynaklı problem yaşayan öğrenciler bu sorunları servislerin küçük olması,
hizmet içi eğitim verilebilecek alanın olmaması ve işlerin yoğun olması olarak belirtmişlerdir.
Anahtar Kelimeler: öğrenci hemşire, klinik uygulama, problem, klinik uygulamada yaşanan
problemler
Determining which problems students have in Gazi Osman Paşa University
Tokat Health High School Nursing Department which they come across
during the clinical application
Tülübaş Rabia, Karadağ Yrd. Doç. Dr. Mevlüde
Gaziosman Paşa University
AIM: This study has been carried out in order to determine how students come across to problems
during the clinical application.
METHOD: This study’s group has been constituted Nursing Department students, however sample
survey has been constituted students of 2., 3. and 4. classes in Tokat Health High School Nursing
Department.
Between 19-20/04/2007 days, 111 students who came to shool and accepted the survey took part
in this study.
This study’s datas have been collected with data form which had been prepaired which based on
literature by researchers.
İn datas assesment frequency, percentage and chi-square test has been used.
DISCOVERIES AND RESULTS: Students come across the problems originating from %73,9 to
nurses, %18,9 to another health personel, %24,5 to patients, %21,6 to lecturers and %75,7 to
hospitals atmosphere.Problems that originating from nurses reduce student’s motivation and affect
their thought about jobs in negative way and reduce the request fort he clinical application.
Students have defined the problems which are caused by lecturers who gives only importance to
caring plan and theory and not encourage students and give enough time to them.
Keywords: nursing student, clinical application, problems,problems of clinical application
295
[P-238]
Çankırı İl Merkezindeki Annelerin Ev Kazalarında İlkyardım Konusundaki
Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi
Akman Çiğdem, Alabaş İlknur, Şahin Serpil, Akbulut Emine
Ankara Üniversitesi Çankırı Sağlık Yüksekokulu
GİRİŞ: Bir toplumda kazanın insan sağlığı üzerindeki etkisi, küçümsenemeyecek kadar fazladır.
Kazalar sağ¬lığı fiziksel, psikolojik ve sosyal yönden etkileyerek dengeyi bozmaktadır. Ev kazaları
sıklıkla karşılaşılan kazalar arasındadır. Çocuklarda yaralanma ve ölüm nedenleri arasında ev
kazalarının yüksek oranda görül¬mesi, kazaların önlenmesinin önemini ortaya çıkarmaktadır.
AMAÇ: Bu çalışmayla, Çankırı’da ki kadınların karşılaştıkları ev kazaları ve uyguladıkları ilkyardım
bilgileri araştırılmaktadır.
MATERYAL VE YÖNTEM: Çalışma Ocak-Şubat 2007 tarihleri arasında 20 yaşından büyük 100
kadın üzerinde yapılmıştır. Deneklere sosyodemografik özellikleri ve ev kazalarından korunmada
uyguladıkları ilkyardım uygulamaları hakkındaki sorular anket formuyla uygulanmıştır. Araştırma
sonuçlarını değerlendirmede yüzdelik kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırma kapsamındaki kadınların yaşları, 20 ile 50 arasındadır. Deneklerin %38’i
ilkokul mezunudur. %69’unun çocuk sayısı 3 ile 5 arasındadır. Ankette sorulan; “Deterjan, tiner vb.
içen kişi kusturulmalıdır.”sorusuna %74’ü evet, “Güneş yanıklarında yoğurt sürülmelidir.”sorusuna
%52’si evet, “En çok karşılaştığınız ev kazası hangisidir?” sorusuna %44,’ü yanıklar cevabını
vermiştir.
SONUÇ: Ev kazalarından korunmanın en önemli yolu, ev kazalarına karşı toplumun, özellikle
annelerin eğitilmesidir. Kazaların önlenmesine yönelik olarak annelere verilecek eğitimde,
hemşirenin rolü küçümsenmeyecek kadar fazladır. Ailelere özelliklede annelere ev kazaları ve
bunlara yönelik yeterli ilkyardım eğitimi verildiğinde ev kazaları ve olumsuz sonuçları önemli oranda
azalacak, daha sağlıklı nesiller oluşacaktır.
Anahtar Kelimeler: Anneler, Ev kazaları, İlkyardım
The Evaluation Of Knowledge Level Of Mothers Living İn Cankırı City Centre
On First Aid
Akman Çiğdem, Alabaş İlknur, Şahin Serpil, Akbulut Emine
Ankara University Çankırı School Of Health
INTRODUCTION: In a society, the effects of accidents on people’s health are extremely
important. Accidents affect people’s health in physical, psychological and social ways. Home
accidents also have a great place in general accidents. As there are lots of death and injuring
events in home accidents, this makes us understand the importance of accidents in our lives.
AIM: In this study, how women treat when they face an accident and which methods they use
have been searched.
MATERİAL and METHODS: The study included 100 women who are older than 20 years-old and
was realized on Jan-Feb 2007. A questionaire was prepared by experts which inquires which
applications women use against accidents and how they protect themselves and their children from
accidents, then it was submitted to the test subjects. Percentage system was used to evaluate the
outcomes of the study.
RESULT: The ages of women were 20-50. 38 % of the test subjects are primary school graduates.
69 % of the test subjects have 3-5 children. The question; someone who eats detergent or drinks
paint thinner should be caused to vomit was answered yes by 74 %. Another question; you should
rub yoghurt for sunburn was answered yes by 52 %. Another question; which accident is the one
you face the most? The answer for it was burn.
CONCLUSION: The most effective way of to be protected by accidents is to train mothers. Within
this framework nurses have a great roles in training mothers. By training families especially
mothers on first aid the proportion of accidents will reduce and we will be able to grow healthier
generations.
Keywords: First aid, Home accidents, Mothers
296
[P-239]
Kadınların Üreme Sağlığı İle İlgili Davranış Ve Tutumlarının İncelenmesi
Çalık Elif1, Şenkaya Mehtap2, Çelik Sevil2, Demir Selma2, Çakır Esra2, Kara Fatma2, Aşır Fatmagül2,
Aytekin Sevgi Sultan2
1
Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Cerrahi Hastalıkları AD. Öğretim
Görevlisi
2
Dumlupınar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi
AMAÇ: Çalışmamız Kütahya ili 75.yıl mahallesinde yaşayan evi kadınların üreme sağlığı ile ilgili
sorunlarını, buna ilişkin alışkanlıkları, bakım ve bilgi gereksinimlerini incelemek amacıyla tanımlayıcı
olarak planlanmıştır.
MATERYAL-METOD: Çalışmamız, Kütahya ili 75.yıl mahallesinde ikamet eden evli kadınlardan
araştırmaya katılmayı kabul eden toplam 288 birey üzerinde yüz yüze görüşme ve anket
yöntemiyle gerçekleştirildi. Bu verilerin analizinde SPSS 13,0 paket programı kullanıldı.
BULGULAR: Çalışmamıza katılan kadınların %23’ü 20-24 yaş grubunda, %74ü 601-1100 YTL gelir
grubunda, %50’si orta okul mezunu ve %90’ı bir sosyal güvence kurumuna bağlı olduğu tespit
edildi. Kadınların üreme sağlığını ilgilendiren konularda doktora gitme durumlarına ilişkin verilerin
yüzdelik dağılımlarına göre %31’inin nadiren kötü kokulu akıntısı olduğunda hemen doktora gittiği,
%7’sini oluşturan kadınların akıntısı ile ilgili bir şikâyeti olduğu halde utandığı için doktora
gitmediği, %24’sının çoğu zaman adet kanaması dışında ara kanaması olduğunda hemen doktora
gittiği saptandı. Kadın üreme organları ve meme kanserinden korunma durumuna ilişkin verilerin
yüzdelik dağılımlarına göre %48’inin hiçbir zaman kendi kendine meme muayenesini yapamadığı,
%40’ının hiçbir zaman şikayeti olmasa da her yıl düzenli olarak kadın hastalıkları doktoruna
muayene olmadığı belirlendi. Kadınların üreme sağlığını korumaya yönelik genel sağlık
davranışlarına ilişkin verilerin yüzdelik dağılımına göre sadece %9’unun her zaman adetinin ilk
gününü unutmamak için her ay takvim üzerinde işaretlediği, %4’ünün hazne-idrar yolu ve makat
çevresindeki kaslarını güçlendirmek için bu kasları kasıp gevşetme şeklinde egzersiz yaptığı
çalışmamızda saptandı.
SONUÇ: Çalışmamız sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda kadınların üreme sağlığı ile ilgili
davranış ve tutumlarının yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Verilere göre eğitim gereksinimlerinin
karşılanması önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: evli kadınlar, hemşirelik, üreme sağlığı
Research The Women’s Behavıour And Attıtude About Theır Reproductıon
Health
Çalık Elif1, Şenkaya Mehtap2, Çelik Sevil2, Demir Selma2, Çakır Esra2, Kara Fatma2, Aşır Fatmagül2,
Aytekin Sevgi Sultan2
1
The Health Institution of Higher Education of Nursing of the Dumlupınar University, Surgical
Nursing, Lecturer
2
The Health Institution of Higher Education of Nursing of the Dumlupınar University, Student of
Clas IV
AIM: our definitive research is planned to study on repreduction health and addiction regarding to
reproduction health, care and information needing the married women who live in 75. Yıl Quarter of
Kütahya.
MATERİAL-METHOD: our research was done with 288 married women who accepted to join our
research and they reside in 75.Yıl Quarter of Kütahya. We used interview and questionnaire
methods to realised this research.and we analysed the datas we got by the interviews and
questionnaire with SPSS Version 13.0.
DİAGNOSİS:We determined that %23of the women who accepted to join our research is between
20-24 agehood, %74 is in 601-1100 YTL income group, %50is in high school graduate group and
%90 is dependant on a social guarantee establishment.according to the percantage dispension of
datas of the women’s behaviour regarding to go to doctor for an inspection about their
reproduction health, %31of these women rarely immediately go to doctor with the bed smell flow
complaint, %7 of these women do not go to doctor even if they have a flow complaint because
they fell ashamed, %24 of these women mostly go to doctor immediately by the interval bleeding
our of their usual menstrucal cycle bleeding. We determined by this research that according to the
percentage dispension of datas of the women’s behaviour regarding to protection from the cancer
of genital and breast, %48ofthese women never inspect themselves for breast cancer, %40 of
these women do not go to gynecologist fort he regularly inspection. According to the percentage
dispension of datas of the women’s general health behaviour regarding to protect their
reproduction health, %9 ofthese women always mark on a calendar to remember the first day of
their menstrucal cycle every month and %4 of these women do some egsercises to improve the
muscles beside their vagine, urethra and anus as first strecht tight and then relax.
RESULT: we determined thad acording the datas we got the and of this research thad the women’s
behaviours and attitues abaut their reproduction haalth are insufficient. And we prefer to fix their
education needings according to datas.
Keywords: married women, nursing, reproduction health
297
[P-240]
Trakya Üniversitesi Kırklareli Fakülte ve Yüksekokullarındaki Öğretim
Elemanlarının Sigara Kullanma Durumlarının Belirlenmesi
Türkmen Ahmet1, Dirilce Seval1, Aksoy Ayben1, Kizmaz Eda1, Dereli Ebru2, Yaşar Sibel2, Turan
Fatma Nesrin3
1
Trakya Üniversitesi Kırklareli Sağlık Yüksekokulu, 4. Sınıf Öğrencileri, Kırklareli
2
Trakya Üniversitesi Kırklareli Sağlık Yüksekokulu, Öğretim Görevlileri, Kırklareli
3
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dalı, Edirne
AMAÇ: Araştırma, T.Ü. Kırklareli Fakülte ve Yüksekokullarında çalışan Öğretim Elemanlarının
sigara kullanma durumları, işyerlerindeki mevcut durum ve bu konuyla ilgili görüşlerinin
belirlenmesi amacıyla planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma, Mart-Nisan 2007 tarihleri arasında, T.Ü. Kırklareli İlindeki Fakülte ve
Yüksekokullarda görev yapan Öğretim Elemanlarının tümünü kapsayacak şekilde( N=100)
planlanmış, bu birimlere gidilerek anket formu yüz yüze görüşme yöntemi ile ulaşılabilen n=79
kişiye uygulanabilmiştir. Tanımlayıcı nitelikteki bu araştırmada, anket formu ile toplanan verilerin
istatistiksel analizi AXA702C775523FAN3 seri numaralı STATISTICA AXA programıyla yapılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılanların yaş ortalamaları 33 (min:24-maks:59) olup, %39’u kadın ve
%61’i erkektir. Katılımcıların medeni durumları incelendiğinde %56’sının evli, %38’inin bekar ve
%6’sının boşanmış olduğu, akademik ünvanları incelendiğinde ise; %64.6’sının öğretim görevlisi,
%12.7’sinin araştırma görevlisi, %10.1’inin yardımcı doçent, %10.1’inin okutman ve %2.5’inin ise
profesör olduğu görülmüştür.
Katılımcıların %54.4’ü hayatları boyunca 100 tek sigara(5 paket) içmiş ve %45.6’sı içmemiştir.
Katılımcıların %33.3’ü sigara kullandığını ama daha sonra bıraktığını, %45.2’si sigara kullandığını
fakat bırakmak istediğini, %11.9’u sigara kullandığını ve bırakmak istemediğini, %9.5’i ise arada
bir sigara kullandığını belirtmiştir. Sigara içenlerin düzenli olarak sigara kullanmaya başladıkları
ortalama yaş 18 (min:10-maks:31)’dir. Sigara içenlerin %44’ü kadın, %56’sı erkek olup, %58’si
evli, %30’u bekar ve %12’si boşanmıştır. Sigara içen katılımcıların %65.1’i öğretim görevlisi,
%14’ü okutman, %11.6’sı yardımcı doçent, %7’si araştırma görevlisi ve %2.3’ü profesördür. Sigara
içenlerin %50’sinin günde 1-10, %39.3’ünün 11-20, %7.1’inin 21-30 ve %3.6’sının da 30 adetten
fazla sigara içtiği saptanmıştır. Sigaraya başlama nedenleri ise; %36.6’si çevre etkisi, %22’si
merak, %22’si belirgin bir soruna bağlı ve %17’si özenti olarak sıralanmıştır. Sigara içenlerin
%50’si işyerinde, %26.7’si sosyal ortamlarda, %10’u evde, %10’u açık alanlarda, %3.3’ü ise her
yerde sigara içtiğini belirtmiştir.
Katılımcıların %45.6’sının işyerinde sigara içme yasağı olup, %91.1’i kamusal alanda sigaranın
yasaklanmasını istemektedir. Ayrıca %89.9’u gizli sigara reklamlarının yasaklanması, %94.9’u da
18 yaşından küçüklere sigara satışının denetlenmesi tar

Benzer belgeler