Sabancı Vakfı
Transkript
Sabancı Vakfı
İÇİNDEKİLER CONTENT OF ÖNSÖZLER FOREWORDS Ömer Çelik, T.C. Kültür ve Turizm Bakanı 06 Ömer Çelİk, Minister of Culture and Tourism Hüseyin Avni COŞ, Vali 07 Hüseyin Avni Coş, Governor Mustafa Kurt, Devlet Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni 08 Mustafa Kurt, General Art Director of State Theatres Gökhan Doğan, Adana Devlet Tiyatrosu Müdürü 09 Gökhan Doğan, Adana State Theatre Director Güler Sabancı, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı 10 Güler Sabancı, Chairman of The Sabancı Foundation Board of Trustees Sakıp Sabancı’nın Anısına 11 In Memory of Sakıp Sabancı Prof. Zeliha Berksoy, Sakıp Sabancı Yaşam Boyu Başarı Ödülü 12 Prof. Zeliha Berksoy, Sakıp Sabancı Lifetime Achievement Award OYUNLAR PLAYS Türkiye - İstanbul Devlet Tiyatrosu, Cimri 14 Turkey - Istanbul State Theatre, The Miser Türkiye - Kenter Tiyatrosu, İyi Geceler Desdemona, Günaydın Juliet 16 Turkey - Kenter Theatre, Goodnight Desdemona, Good Morning Juliet Fransa - Ilotopie, Suya Yansıyan Düşler 18 France - Ilotopie, Aquatic Parade Türkiye - İstanbul Devlet Tiyatrosu, Çöl Fırtınaları 20 Turkey - Istanbul State Theatre, Desert Storms Türkiye - Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Kafesten Bir Kuş Uçtu (Guguk Kuşu) 22 Turkey - Kocaeli Metropolitan Municipality Theatres, One Flew Over the Cuckoo’s Nest İspanya - Yllana, Muu! 24 Spain - Yllana, Muu! Türkiye - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, İstanbul Efendisi 26 Turkey - Istanbul Metropolitan Municipality Theatres, The Istanbul Gentleman Türkiye - Ekin Tiyatrosu, Üçüncü Zil 28 Turkey - Ekin Theatre, The Third Gong Türkiye - Bursa Devlet Tiyatrosu, Sarıpınar 1914 30 Turkey - Bursa State Theatre, Sarıpınar 1914 İran - İnruzha Tiyatro Topluluğu, Kuraklık ve Yalan 32 Iran - Inruzha Theatre Group, Drought and Lie Türkiye - İstanbul Devlet Tiyatrosu, Çehov Makinesi 34 Turkey - Istanbul State Theatre, The Chekhov Machine Türkiye - Mersin Devlet Opera ve Balesi, Çalıkuşu 36 Turkey - Mersin State Opera and Ballet, Scrubbird Türkiye - Van Devlet Tiyatrosu, Ayışığı Sirki 38 Turkey - Van State Theatre, The Moonlight Circus Azerbaycan - Azerbaycan Milli Akademik Dram Tiyatrosu, Lenkeran Han’ın Veziri 40 Azerbaijan - State Drama Theatre of Azerbaijan, The Adventures of Lankaran Khan’s Vizier Türkiye - İzmir Devlet Tiyatrosu, Son Çığlık 42 Turkey - Izmir State Theatre, The Last Scream Türkiye - Ankara Devlet Tiyatrosu, Nereye 44 Turkey - Ankara State Theatre, Where To? Türkiye - Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Nafile Dünya 46 Turkey - Eskisehir Metropolitan Municipality Theatres, The Futile World Türkiye - İstanbul Devlet Tiyatrosu, Hamlet 48 Turkey - Istanbul State Theatre, Hamlet Türkiye - Kenter Tiyatrosu, Toplu Hikayeler 50 Turkiye - Kenter Theatre, Collected Stories Romanya - Passe-Partout Tiyatrosu, Biz İkimiz 52 Romania - Passe-Partout Theatre Company, Two of Us Türkiye - Tiyatro Kedi, Bana Esme’yi Anlat 54 Turkey - Theatre Cat, Tell Me About Esme ATÖLYE ÇALIŞMALARI WORKSHOPS Ali Raşit Karakılıç ve Veli Mert - Resim Üzerine Çeşitlemeler ve Sanat Tarihi 56 Ali Raşit Karakılıç & Veli Mert - Variations on Art and Art History Mesut Yavuz - Sahne Fotoğrafçılığı 57 Mesut Yavuz - Stage Photography Berna Uğurlar - Müziğin Görsel Sanatlarla Etkileşimi 58 Berna Uğurlar - The Interaction of Music with Visual Arts Lilya Petrova - Dans Tiyatrosunun Teknik Yöntemleri ve Sahne Performansı 59 Lilya Petrova - Technical Methods of Dance Theatre and Stage Performance 4 DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ DÜNDEN BUGÜNE DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ From Past to Present Day STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL 15 YIL YEARS STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Her yıl 80.000 ‘den fazla seyirci More than 80.000 spectators for each year 5.000 SANATÇI ARTIST 5 38 FARKLI ÜLKE DIFFERENT COUNTRIES 74 YABANCI TİYATRO GRUBU INTERNATIONAL THEATRE ENSEMBLES 271 OYUN PLAYS 573 TEMSİL PERFORMANCES 6 DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Ömer ÇELİK Adana, binlerce yıllık medeniyet köprüsüdür, Anadolu’dan Mezopotamya’ya. Akdeniz boyunca uzanan bereketli diyar, kardeş nehirlerin cömertliğini hiç esirgemediği, uygarlıklara yurt olmuş kadim toprak. O topraklar ki, kimi zaman bir türkü olur Toroslar’dan, sevdaya dair, karışır soluğumuza. Kimi zaman bir yiğitlik destanı olur, Seyhan gibi gürler, Ceyhan gibi akar coşkuyla, Çukurova’yı besler gibi doyurur kalplerimizi. Ve söz olur umudu çoğaltır, insan olmanın erdemini bir kez daha hatırlatır, onurlandırır. O söz ki insanlık tarihiyle eş. O söz medeniyetin dilidir: Tiyatro’dur. Adana is a bridge of civilisations of thousand of years, bringing together Anatolia and Mesopotamia. The fertile land reaching out along the Mediterranean, bestowed with the uncessant generosity of sister rivers, the ancient land that hosted civilisations. It is this land that from time to time turns into a song in the Taurus Mountains and tells us about love and becomes our breath. Sometimes it writes down an epic of heroism and roars like Seyhan, flows passionately like Ceyhan. It nurtures Çukurova and feeds our hearts. It becomes the word itself which increases hope and reminds us once again the honour of being human. That is the word which is equal with the history of humanity. That word is the language of civilization: It is theatre. T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Republic of Turkey Minister of Culture and Tourism Söz bir kez daha yükseliyor, tarihin ve medeniyetin o eşsiz kokusunu buram buram duyumsatan bu kadim diyardan. Bu yıl 16’ncısı gerçekleşecek olan, “Devlet Tiyatroları - Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali”yle, her biri birbirinden değerli tiyatro oyunlarıyla, izleyicileri selamlayacağız sahnelerimizden bir kez daha. Eşsiz tiyatro coşkusunu, geçmişin kıymetini bugünün gücüyle harmanlamış bu büyülü coğrafyadan, Adana’dan, tüm dünyaya taşımanın mutluluğuyla, festivalde emeği geçen herkese teşekkür ediyor ve saygıdeğer seyircilerimize iyi seyirler diliyorum… Now that word is once again heard in this ancient land which emanates the unique smell of history and civilization. This year, with the “16th State Theatres Sabancı International Adana Theatre Festival”, we will salute the audiences with distinguished plays from our stages. With the happiness of carrying over this unique passion of theatre to the whole world, from this magical geography, from Adana, that blended the value of the past with today’s strength, I once again thank all those who contributed to the festival and wish our distinguished audiences a pleasurable experience... 7 Bir “dünya kenti” olabilmenin olmazsa olmaz unsurlarından biri, kuşkusuz ki kültür ve sanat kavramlarına, sanatçıya verilen önem ve değerdir. An indispensable tenet of being a “world city” is beyond any doubt valuing concepts of culture and art and artists. Tiyatro, gözlem, kurgu ve hayal gücünün, düşünceyi yansıtma kapasitesinin ifadesi olarak tanımlanan sanatın, en önemli ve en eski dallarından biridir. Tiyatro insanın ve insanlığın kendisini izlediği bir aynadır. Tiyatro duruş sergilemektir, sormak ve sorgulamaktır. Tiyatro fark ediş, duyarlılık ve sorumluluktur. Tiyatro iyiyi, güzeli ve doğruyu arayıştır. Düşünmek ve yorumlamaktır tiyatro. Hüznün ve sevincin harmanıdır tiyatro. Kısacası duygu ve düşüncelerin estetikle harmanlandığı bir sanat dalı olan tiyatro, her alanda yaşamın ta kendisidir. Theatre is one of the oldest branches of art which came to be defined as the ultimate expression of observation, fiction and imagination with its great capacity for intellectual expression. Theatre is a mirror on which humanity watches itself. Theatre is all about making your position in life clear, its is about questioning life. Theatre is awareness, sensitivity and responsibility. Theatre is the search for the good, the beautiful and the right. It is all about thinking and interpreting. It is a blend of joy and sorrow. In short, theatre as a form of art which is an aesthetic blend of ideas and emotions, is in many instances life itself. Bu yıl 16’ncısı düzenlenen ve her geçen yıl daha büyük başarılara imza atan Devlet Tiyatroları - Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali, bölgemizin kültürel gelişimi hususunda çok önemli bir misyonu üstlenmektedir. Sabancı Vakfı tarafından Adana’nın yetiştirdiği uluslararası değerlerden merhum Sakıp Sabancı anısına yurtiçi ve yurtdışından onlarca grubun katılımıyla gerçekleştirilen bu festival, sanat ışıklarının dünyaya yansıtıldığı bir penceredir. Bu pencerenin dünyaya Adana’dan, birçok önemli ismi sanata kazandıran bereketli topraklardan açılması, bizlere her zaman gurur ve heyecan vermektedir. İlimizin yetiştirdiği değerlerden olan Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ömer Çelik Adana’nın kültür ve sanat potansiyellerini harekete geçirerek, Adana’ya büyük ivme kazandırmıştır. Her yıl kentimizde büyük şölenle kutlanan Devlet Tiyatroları - Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali, bu yıl da birçok yerli ve yabancı oyunla sanatseverlerin özlemini giderecektir. Adana’nın, bölgenin kültür ve sanat merkezi, bir dünya kenti olması hedefinde çok önemli ve anlamlı yeri olan Devlet Tiyatroları - Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali’ni başlatıp gelenekselleştirdikleri için Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sayın Güler Sabancı başta olmak üzere sanata ve sanatçıya verdiği önemle büyük takdir kazanan Sabancı Ailesi’ne, Devlet Tiyatroları’na ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. This year’s 16th State Theatres - Sabancı International Adana Theatre Festival, which becomes even more successful each year, assumes a very important mission in the cultural development of our region. This festival, which is organised with the participation of dozens of national and international groups by The Sabancı Foundation in commemoration of the late Sakıp Sabancı, an international value in himself raised by Adana, is a window that opens up to the lights of art all around the world. The fact that this window is being opened up to the world in Adana, from a land which produced numerous eminent artists, gives us additional honour and excitement. A great value of our city, our Minister of Culture and Tourism Mr. Ömer Çelik has focused on the cultural and artistic potential of Adana and he has created a great impetus for our city. As in each year, the State Theatres - Sabancı Adana International Theatre Festival that is being celebrated with great joy in our city will host many national and international performances. I would like to extend my thanks to Ms. Güler Sabancı, Chairman of the Board of Trustees of Sabancı Foundation for starting and continuing the State Theatres - Sabancı International Adana Theatre Festival which has a very crucial place in Adana’s aim of becoming a centre of culture and arts and a world city. I would also like to thank the Sabancı Family for their uncessant support for art and artists, to State Theatres and to all those who contributed. Hüseyin Avni COŞ Vali Governor 8 Mustafa KURT Devlet Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni General Art Director of State Theatres DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Kültürünü bereketiyle güçlendiren, canlılığıyla, dokusuyla nice sanatçıya ev sahipliği yapan topraklardayız… İnsanın üretkenliğinin emeğe, alın terine; emeğin, alın terinin insanın üretkenliğine dönüştüğü o güzelim coğrafyada, Çukurova’dayız. Orhan Kemal’den Yaşar Kemal’e nice yazarlar, bu toprağın insanlarının üzerinde bıraktığı yazgıyı, acıyı, sevinci yazdılar. Dadaloğlu’ndan Karacaoğlan’a nice ozanlar, emeği, tutkuyu, aşkı dizelerine yansıttılar. We are on a land which has strengthened its culture with its fertility and which became home to many artists with its liveliness and special texture... We are in this beautiful geography, in Çukurova, where the productivity of man, labour and sincere effort are all one. Many authors from Orhan Kemal to Yaşar Kemal have written about the destiny, pain and joy that this land has given to man. Many bards from Dadaloğlu to Karacaoğlan have made labour, passion and love part of their verse. Bu sene 16’ncısını gerçekleştirdiğimiz, “Devlet Tiyatroları - Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali” ile bir kez daha tüm sanatseverlere merhaba diyoruz. Festivalimiz ile Adana, yalnızca sanat yapıtlarına yansıyan bereketiyle anılmıyor, aynı zamanda uluslararası sanat festivalleriyle anılan kentlerden biri olma özelliğine kavuşuyor. Tıpkı yurt dışında gerçekleşen festivaller gibi… Bu festivallerde yaşanan büyük sanat buluşmaları gibi... Barış kültürünün gelişmesine büyük katkıları olan, uluslararası festivalimizin artık gelenekselleştiğini görmek sevinç kaynağımız… Burada, bizlere her fırsatta maddi-manevi destek sağlayan Sayın Sakıp Sabancı’nın sanata yatırım yapmakla ne kadar ileri görüşlü olduğunu bir kez daha anlıyor, kendisini rahmetle anıyorum. Sanat yolculuğumuzda destek vermeyi Sayın Sakıp Sabancı’dan aldığı kutsal emanetle sürdüren Sayın Güler Sabancı’ya, Adana Valisi Sayın Hüseyin Avni Coş’a ve her yıl olduğu gibi bu yıl da festivalin gerçekleşmesinde hiçbir şeyi esirgemeyen Sabancı Vakfı’na, Devlet Tiyatroları Vakfı’na teşekkür ediyorum. Ayrıca, Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ömer Çelik’e, sonsuz desteklerinden ötürü şükranlarımı sunuyorum. We are saluting all lovers of art once again with this year’s 16th “State Theatres - Sabancı International Adana Theatre Festival”. With this festival of ours, Adana is not only defined by its fertility which is reflected on works of art, but also it takes its place among other cities defined by their international art festivals. Like festivals organized in other countries... Like significant meetings of art realised in these festivals... It is our great pleasure to see our international festival becoming part of a tradition and contributing to the improvement of a culture of peace... Once again, I come to the understanding that Mr. Sakıp Sabancı was a great visionary who offered his moral and material support to art in every opportunity he had and I commemorate him with great respect. I would like to extend my thanks to Ms. Güler Sabancı who protects the sacred trust of Mr. Sakıp Sabancı by continuing her support in our journey of art, to the Governor of Adana Mr. Hüseyin Avni Coş and to Sabancı Foundation and to The Foundation of State Theatres for making this festival a reality as in previous years. I also would like to extend my deepest gratitude to our Minister of Culture and Tourism Mr. Ömer Çelik. 9 Bundan tam on altı yıl önce yakılmış bu kültür meşalesi Adana’da. Halk için, halk insanı merhum Sakıp Sabancı önderliğinde. Sixteen years ago, under the leadership of the man of the people the late Sakıp Sabancı, a torch of culture was lit for people in Adana. Çok kısa zamanda dünyanın dört bir yanından görülür, ışığını ve sıcaklığını hissettirir olmuş Çukurova’nın merkezinden. İşte o meşale, en seçkin örneklere sahip tiyatro gruplarını buluşturmuş on altı yıldır Adana’da, Adanalı tiyatroseverlerle. Başlangıcından bu yana her geçen yıl daha da değerlenerek, nitelikli duruşuyla Çukurova’nın merkezinin vazgeçilmezi olmuş. Çağdaş kültürü geliştirmiş doğduğu topraklarda, o toprağın sahipleriyle. İncelik zarafet sevgi ve estetik katmış kendini takip eden insanına. Gelenlere kendi kültürünü aktarmış, tüm dünyaya duyurmuş sanatsal kimliğini. İnsana layık olana ulaşmak için vermiş mücadelesini ve bireye özeleştiri yapma kültürünü aşılamış. Cehalete düşman, bilgiye, gelişime, sormaya, sorgulamaya dost olmuş. Sadece daha iyi, daha güzel, daha kültürlü ve daha insan olan için. Kısaca tiyatro olmuş, sanat olmuş Adana’da on altı yılda. The light and warmth of this torch in the center of Çukurova was soon seen and felt in all parts of the world. That was the torch which has been bringing together the theatre companies with the most outstanding works and theatre-lovers in the last sixteen years in Adana. The platform has gained value from its outset and it has become an indispensable part of Çukurova’s cultural landscape. Together with the people living there, it has developed the modern culture where it was born. It has given grace, refinement, aesthetics and love to those who have followed. It has given its own culture to visitors and made its artistic identity known to the world. It strived for reaching what befits man and it has furnished people with the culture of self-criticism. It has become an enemy of ignorance and a friend of knowledge, improvement and investigation. Only for the better, the more beautiful, the more cultured and to be more human. In short, it has become the theatre and the art in Adana in sixteen years. Bütün bu birikimin tamamı Devlet Tiyatroları – Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali olmuş. Dünyanın prestiji yüksek, sayılı festivallerinden biridir festivalimiz. Bizler Adana Devlet Tiyatrosu ekibi olarak böyle bir festivale sahip olmanın haklı onurunu yaşıyoruz. Başta festivalimizin temelini atan merhum Sakıp Sabancı’ya, 16’ncı festivalin gerçekleşmesini sağlayan Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ömer Çelik’e, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sayın Güler Sabancı’ya, Sabancı Vakfı Genel Müdürü Sayın Zerrin Koyunsağan’a, Devlet Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Sayın Mustafa Kurt’a ve organizasyonda olağanüstü gayret gösteren festival kuruluna, Devlet Tiyatrosu çalışanlarına, Devlet Tiyatroları Vakfı ve Sabancı Vakfı çalışanlarına teşekkürü bir borç bilirim. All this accumulation has been embodied in State Theatres – Sabancı International Adana Theatre Festival. Our Festival is one of the few highly prestigious festivals in the world. As the staff of Adana State Theatre, we nurture the rightful honour of having such a festival. I would like to extend my thanks first to late Sakıp Sabancı, who laid the foundations of our festival, to our Minister of Culture and Tourism Ömer Çelik who made the 16th festival possible, to the Chairman of the Board of Trustees of the Sabancı Faoundation Güler Sabancı, to the General Manager of the Sabancı Foundation Zerrin Koyunsağan, to the Deputy General Art Director of State Theatres Mustafa Kurt and to all the staff at the State Theatre and Sabancı Foundation. Gökhan DOĞAN Adana Devlet Tiyatrosu Müdürü Adana State Theatre Director 10 Güler SABANCI Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Chairman of the Sabancı Foundation Board of Trustees DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Geçmişten geleceğe uzanan medeniyet köprüsü olan kültür ve sanat faaliyetleri, Sabancı Vakfı’nın her zaman öncelikli faaliyet alanları arasında yer almıştır. Art and cultural activities, building a bridge of civilization from past to future, have always been among the priorities of the Sabancı Foundation. Vakfımızın kuruluşundan bu yana geçen 40 yılda; Türkiye’nin her bölgesinde toplumun hizmetine sunduğumuz kültür merkezlerini, tiyatro salonlarını, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi ve Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi izledi. In the last 40 years since the establishment of our foundation we have opened cultural centres, theatre halls all around Turkey. These were followed by Sabancı University Sakıp Sabancı Museum and Sakıp Sabancı Mardin City Museum. Halk dansları, arkeoloji kazıları, müzik ve tiyatro alanlarındaki kültür - sanat etkinliklerine desteğimiz her yıl artarak devam ediyor. Our support for folk dances, archeological excavations, art and cultural activities in the fields of music and theatre is increasing each year. Merhum Sakıp Sabancı’nın Adana’yı bir kültür sanat şehri yapma hayaliyle 16 yıl önce vücut bulan Devlet Tiyatroları - Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali ise Vakfımızın kültür-sanat faaliyetlerinin gözbebeği. The State Theatres – Sabancı International Adana Theatre Festival, which was established 16 years ago with late Sakıp Sabancı’s dream of turning Adana into a city of culture and arts, is the pupil of our eye among the art and cultural activities of our Foundation. Festivalimizin 16’ncı yılı, aynı zamanda Sakıp Sabancı’nın aramızdan ayrılışının 10’uncu yıl dönümü... Sakıp bey’i bu yıl da artan özlem ve şükranlarımızla anacağız. This is the 16th year of our festival and also the 10th anniversary of the decease of Sakıp Sabancı... We will be commemorating Sakıp Bey with increased longing and gratitude this year as well. Festivalimiz, bugüne kadar 38 farklı ülkeden 74 yabancı tiyatro grubunu, yerli ve yabancı 5.000’den fazla sanatçıyı ağırladı. Dünyadan ve Türkiye’den özel tiyatrolar, devlet ve şehir tiyatroları, sahnelediği oyunlarla Adana’mızı bir sahneye dönüştürdü. Our festival, until now, has hosted more than 5.000 artists and 74 international theatre groups from 38 different countries. Private theatres from the world and Turkey, state and city theatres have turned Adana into a stage with the plays they performed. Festivalimizin açılışını bu yıl geçtiğimiz yıllardan farklı olarak 14 Nisan’da yapıyoruz. Baharı coşkulu bir açılışla karşılıyoruz. Suda yaptıkları gösterilerle dünyaca tanınan Fransız performans topluluğu Ilotopie, “Suya Yansıyan Düşler” adlı gösterisiyle Seyhan Nehri’nde Adanalılara düş gibi bir akşam yaşatacak. Ülkemizin ve dünyanın önde gelen topluluklarının oyunları ve temsilleriyle festivalimiz bir ay boyunca devam edecek. Unlike previous years, this year we open our festival on April 14th. We are welcoming spring with an enthusiastic opening ceremony. The citizens of Adana will be having a dream-like evening with the performance “Dreams Reflected on Water” by the world-renowned French performance group “Ilotopie”, famous for their performances in water. Ülkemizin en uzun soluklu tiyatro festivaline 16 yıldır ev sahipliği yapan başta Adanalı hemşerilerim olmak üzere festivalin gerçekleşmesinde değerli destek ve katkıları bulunan Kültür ve Turizm Bakanlığı, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Adana Devlet Tiyatrosu, Adana Valiliği ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na şükranlarımı sunarım. Sabancı Vakfı’nın 40’ıncı yıldönümü sebebiyle, bu yıl festivalimizi daha coşkuyla planladık. Bu heyecanı bizimle paylaşan tüm sanatseverlere ve sanatçılara teşekkür eder, başarılı ve keyifli bir festival dilerim. Our festival will continue for a month with the plays and performances of leading international and national groups. I would like to extend my thanks to the people of Adana, my fellow townsmen, who have been hosting our country’s longest-running theatre festival for 16 years and to the Ministry of Culture and Tourism, General Directorate of State Theatres, Adana State Theatre, The Governorship of Adana and The Metropolitan Municipality for their invaluable support for and contribution to the festival. This year our excitement for the festival has increased even more due to the 40th anniversary of the Sabancı Foundation. I would like to thank all art lovers and artists who share this excitement with us and wish you a successful and enjoyable festival. 11 Sakıp Sabancı’nın Anısına... In memory of Sakıp Sabancı... Sakıp Sabancı 7 Nisan 1933 tarihinde Hacı Ömer Sabancı ve Sadıka Sabancı’nın ikinci çocuğu olarak Kayseri’nin Akçakaya köyünde doğdu. 1955’te Bossa Un Fabrikası’nda ticaret müdürü oldu. Sakıp Sabancı was born in a small village of Kayseri called Akçakaya on 7 April 1933. He was the second son of Hacı Ömer Sabancı and Sadıka Sabancı. 1957’de Türkan Civelek ile evlendi. 1964’te Adana Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı oldu. Babası Hacı Ömer Sabancı’nın 1966’da vefat etmesinin ardından 1967 yılında Sabancı Kardeşler tarafından kurulan Hacı Ömer Sabancı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığı’na getirildi. 1974 yılında anne Sadıka Sabancı’nın bütün mal varlığını bağışlaması ve Sabancı kardeşlerin katkılarıyla Hacı Ömer Sabancı Vakfı kuruldu. 1984’de ilk onursal doktorası Eskişehir Anadolu Üniversitesi tarafından verildi. 1985’te “İşte Hayatım” isimli ilk kitabı yayınlandı. 1986’da TÜSİAD’ın Yönetim Kurulu Başkanı oldu, aynı yıl New Hampshire Üniversitesi’nden onursal doktora verildi. 1987’de şimdi Belçika Kralı olan Prens Albert, “Belçika Kraliyet Nişanı”nı takdim etti, aynı yıl, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı oldu. 1992’de Japon hükümeti tarafından ”Kutsal Hazine Altın ve Gümüş Yıldız Nişanı” takdim dildi, aynı yıl Yıldız Teknik Üniversitesi’nden onursal doktora verildi. 1993’de Erciyes Üniversitesi tarafından onursal doktora verildi. 1997’de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” ile onurlandırıldı, aynı yıl Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Onsekiz Mart Üniversitesi, Girne Amerikan Üniversitesi ve Trakya Üniversitesi tarafından onursal doktora verildi. 1998’de Washington Southeastern Üniversitesi tarafından onursal doktora verildi. 1999’da, Türk yükseköğretim sistemine yeni bir soluk getirmesi hedeflenen Sabancı Üniversitesi İstanbul’da açıldı. Aynı yıl Çukurova Üniversitesi tarafından onbirinci onursal doktorası takdim edildi. Ayrıca Fransız – Türk kültür ilişkilerine yaptığı katkılarından dolayı, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından “Legion d’honneur” şeref nişanı verildi. 2002’de Kırıkkale Üniversitesi tarafından onursal doktora verildi. In 1955 he became the manager of commerce in Bossa Flour Factory. He married Türkan Civelek in 1957. In 1964 he became the Chairman of the executive Committee of the Chamber of Commerce an Industry. After his father’s death in 1966, he was appointed as the head of the executive committee of Hacı Ömer Sabancı Holding which was established by Sabancı brothers in 1967. In 1974, Hacı Ömer Sabancı Foundation was established by Sabancı brothers with generous contribution of mother Sadıka Sabancı’s estate. He was honored with doctor honoris causa by Eskişehir Anadolu University in 1984. His first book titled “This is My Life” was published in 1985. In 1986 he became the President of TÜSİAD Board of Directors and was honored with doctor honoris causa by New Hampshire University. In 1987, Prince Albert who is the current king of Belgium gave him Belgium Honorable Medal and he became the President of High Advisory Council of TÜSİAD. In 1992, the Japanese government gave him the “Sacred Gold and Silver Medal” and he was honored with doctor honoris causa by Yıldız Technical University. He was honored with doctor honoris causa by Erciyes University in 1993. In 1997, he was honored with the “Order of Merits” by the President of the Republic of Turkey and he was honored with doctor honoris causa by Mimar Sinan Fine Arts University, Onsekiz Mart University, Girne American University and Trakya University. He was honored with doctor honoris causa by Washington Southeastern University in 1998. Sabancı University was opened in Istanbul in 1999 and gave a brand new spirit to the Turkish higher education system. He was given his eleventh honorary degree by Çukurova University. Because of his contributions to French and Turkish culture relations, he gained “Légion d’honneur” by the President, of France, Jacques Chirac. He was honored with doctor honoris causa by Kırıkkale University in 2002. Sakıp Sabancı 10 Nisan 2004’te ebediyete intikal etti... Sakıp Sabancı passed away on 10 April 2004… Sakıp SABANCI 12 Zeliha BERKSOY Tiyatro sanatının gelişmesine önemli katkılarda bulunmuş ustalara minnet ve saygı sunmak amacıyla, 2005 yılından bu yana verilen “Sakıp Sabancı Yaşam Boyu Başarı Ödülü”ne 2014 yılında Sayın Prof. Zeliha Berksoy layık görülmüştür. “Sakıp Sabancı Lifetime Achievement Award” has been offered to various artists since 2005 as a token of gratitude and respect for masters who have made tremendous contributions for the development of theatre art, and Prof. Zeliha Berksoy has been designated as the award recipient for 2014. DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL SAKIP SABANCI YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ SAKIP SABANCI LIFETIME ACHIEVEMENT AWARD Zeliha Berksoy, sanatçı bir ailenin kızı olarak 1946 yılında İstanbul‘da dünyaya gelmiştir. Annesi opera sanatçısı ve ressam Semiha Berksoy, babası Ercüment Siyavuşoğlu‘dur. Zeliha Berksoy was born of an artist family in 1946 in İstanbul. Her mother was the opera singer and artist Semiha Berksoy and her father was Ercüment Siyavuşoğlu. Tiyatro eğitimini, 1965 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü Yüksek Devresi’ni birincilikle bitirmiştir. She completed her drama education at Ankara State Conservatory Department of Advanced Theatre Studies with a first degree in 1965. Devlet Tiyatrosu’nda iki yıl başroller oynadıktan sonra kurum tarafından Berlin’e mesleki bilgi - görgü ihtisası yapmak üzere gönderilen Berksoy, 1967 - 1970 yılları arasında Berlin Devlet Tiyatrosu’nda olan Schiller Tiyatrosu’nda ve dünyaca ünlü Bertolt Brecht’in tiyatrosunda reji asistanı olarak çalışmıştır. After playing leading roles for two years at the State Theatre, she was sent to Berlin to receive a postgraduate education in the profession. Between 1967 and 1970 she worked as an assistant director at the worldrenowned Bertolt Brecht theatre and at Schiller Theatre which is the Berlin State Theatre. 1970 yılında Türkiye’ye dönen sanatçı uzun yıllardır unutulamayan, yazar Vasıf Öngeren’in “Asiye nasıl kurtulur?”oyununda “Asiye” rolünü oynayarak yeniden tiyatro kariyerine devam etmiştir. Mesleğinde 45 yılı dolduran sanatçı, ünlü tiyatro oyunlarında büyük başarıyla oynadığı başrollerin yanı sıra konserler vermiş, müzikallerde oynamıştır. Returning back to Turkey in 1970, the actress played the role of “Asiye” in Vasıf Öngeren’s play “How can Asiye be saved?” for two years and she continued her career in drama. After 45 years in her profession, the artist has played numerous leading roles in famous playes and she also gave concerts and took part in musical plays. 1974 yılında İstanbul Devlet Konservatuarı’nda eğitmen olmuş ve halen Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Profesör ünvanı ile Tiyatro Ana Sanat Dalı Başkanı ve Sahne Sanatları Bölüm Başkanı olarak görev yapmaktadır. 1990 yılında ülkemizin üçüncü ödenekli tiyatrosu olan; Bakırköy Belediyesi Tiyatrosu’nu kurmuş, 5 yıl genel sanat yönetmenliğini yürütmüştür. 1994 yılında Uluslararası Tiyatro Festivali’nde dünyaca ünlü rejisör Robert Sturua’nın yönetiminde Bertolt Brecht’in Sofokles’in Antigone’si oyununu oynamıştır. 2005-2008 yılları arasında Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu’nu kurmuş ve sanat yönetmenliğini yapmıştır. Ve halen Semiha Berksoy Opera Vakfı’nda Vakıf Başkanı olarak görevini yürütmekte, aynı zamanda da Semiha Berksoy müzesi çalışmalarına devam etmektedir. Prof. Zeliha Berksoy became the instructor at Istanbul State Conservatory in 1974 and she is still working as the head of the Department of Theatre and Stage Arts at Mimar Sinan University State Conservatory. In 1990 she founded Bakırköy Municipaliy Theatre, the third funded theatre of the country and she worked as the general art director of the theatre for five years. In 1994 she played in Sophocles’s Antigone directed by the world-renowned director Robert Sturua. Between 2005 and 2008 she established the Beşiktaş Municipality Culture Art Platform and worked as the art director of the institution. She is still chairing the Semiha Berksoy Opera Foundation and continues her work at the Semiha Berksoy Museum. 13 14 Yazan Playwright Molıére Çeviren Translator Sabahattin Eyüboğlu Rejisör Director Kenan Işık Dekor Tasarımı Set Designer Suzan Erbilgin Kostüm Tasarımı Costume Designer Gülhan Kırçova Işık Tasarımı Light Designer Önder Arık Yönetmen Yardımcısı Co-Director Ömer Hüsnü Turat Rol Dağılımı Cast Mehmet Ali Kaptanlar Zeynep Erkekli Ömer Hüsnü Turat Enver Necmettin Amaç Ferdi Atuner Eylem Server Ünüvar Simel Keçecioğlu Onur Ertaman Gökay Müftüoğlu Yeliz Şatıroğlu Tarkan Koç Belma Şahin Can Kurşunlu İsmail Kırca Piyano Piano Çağrı Kodamanoğlu DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Türkiye İstanbul Devlet Tiyatrosu CİMRİ TURKEY ISTANBUL STATE Theatre THE MISER Tanzimat’la birlikte başlayan Batı edebiyatı çevirileri içinde Moliére oyunları; Osmanlıca üzerine incelemeler yapmış, lügat hazırlamış, Tahran ve Paris’te büyükelçilik, maarif nazırlığı, Meclis-i Mebusan Başkanlığı ve iki kez Sadrazamlık (Başbakan) yapmış olan Ahmet Vefik Paşa tarafından tercüme edilmiş ya da uyarlanmıştır. İlk kez 1875 yılında Teodor Kasap tarafından “Pinti Hamit” adı ile uyarlanan “Cimri” o günden bugüne defalarca sahnelenerek Türkiye’de en çok oynanan oyun olmuştur. Among other translations from the Western literature during the Reform Era (Tanzimat), Moliére’s plays were translated or adapted by Ahmet Vefik Paşa, who has done research on the Ottoman language, prepared lexicons, worked as an ambassador in Tehran and Paris, served as minister of education and president of the Assembly of Deputies and as the grand vizier (prime minister) for two periods. “The Miser”, which was first adapted by Teodor Kasap under the title “The Stingy Hamdi” in 1875, has been the most frequently performed play in Turkey since then. Para’nın odağında insan, aile ve toplumsal ilişkileri irdeleyen Türkiye’de olduğu gibi 400 yıldır dünya tiyatrolarının da repertuarlarında sürekli yer alarak sahnelenmiş olan bu trajikomik oyun; edebiyat ve tiyatro çevreleri tarafından klasik bir başyapıt olarak değerlendirilmektedir. This tragicomical play which deals with man, family and social relations with money in the limelight has been part of the repertoires of both Turkish and global theatres for 400 years. The play is seen as a classic masterpiece by literature and theatre communities. 15 8 NisaN ¦ SAL ¦ 20.00 APRIL 8TH ¦ TUE ¦ 20.00 SABANCI ÜNİVERSİTESİ SABANCI UNIVERSITY 16 Yazan Playwright Anne - Marie Macdonald Çeviren Translator Balam Kenter Yöneten Director Kadriye Kenter Dekor Tasarımı Set Designer Kenter Atölye Kostüm Tasarımı Costume Designer Sadık Kızılağaç Işık Tasarımı Light Designer Cemal Baykal Müzik Music Serpil GÜNSELİ Koreograf Choreograph Marina Gökçe Rol Dağılımı Cast Kadriye Kenter Tuğçe Şartekin Karasu Serkan Altıntaş Osman Kot Ebru Soyuerden Yağmur Özel Çağla Özkurt Orhan Peçe Serdar Peçe DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Türkiye KentER TİYATROSU İyi Geceler Desdemona, Günaydın JulIet TURKEY KentER Theatre Goodnight Desdemona, Good Morning Juliet Kenter Tiyatrosu, Shakespeare’in tek boyutlu kadın karakterlerine yeni bir soluk üfleyen “İyi Geceler Desdemona, Günaydın Juliet” oyunu ile izleyici karşısına çıkıyor. Kenter Theatre welcomes its audience with the play “Goodnight Desdemona, Good Morning Juliet” that infuses new life into Shakespeare’s onedimensional female characters. Oyun, Shakespeare’in en iyi bilinen iki tragedyası “Romeo ve Juliet” ile “Othello”yu bilinenden çok farklı bir bakış açısıyla yeniden yaratıyor. Ortaya müziklerinden kostümlerine, kurgusundan ışığına kadar zekice örülmüş muhteşem bir komedi çıkıyor. The play recreates the two very well-known tragedies of Shakespeare, ”Romeo and Juliet” and “Othello” in a completely new framework. What emerges is an astounding comedy crafted with intelligence from its music to costumes and from its plot to light. Oyunun yazarı Ann-Marie MacDonald, Shakespeare’in kadın karakterlerini ön plana çıkararak; aşk, nefret, kıskançlık, öfke, ihanet, kullanılmışlık gibi duyguları trajikomik bir şekilde yorumluyor. “Romeo ve Juliet” ile “Othello”nun bu yeni yorumu, yaşamın keyifli ve dramatik yanlarını bir arada sunuyor. The playwright Ann-Marie MacDonald foregrounds Shakespeare’s female characters and reinterprets the themes of love, hatred, jealousy, anger, betrayal and deception in a tragicomic strain. This new interpretation of “Romeo and Juliet” and “Othello” presents the joyous and dramatic moments of life side by side. 17 10 NisaN ¦ PRŞ ¦ 20.00 APRIL 10TH ¦ THUR ¦ 20.00 SABANCI ÜNİVERSİTESİ SABANCI UNIVERSITY 18 Sanat Yönetmeni Art Director Bruno SCHNEBELIN DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL FRANSA ILOTOPIE SUYA YANSIYAN DÜŞLER FRANCE ILOTOPIE AQUATIC PARADE “Suya Yansıyan Düşler” gösterisi, suyu devasa bir tiyatro sahnesi gibi kullanan tam bir su evrenidir. The Show of “Aquatic Parade” is absolutely a water universe that uses water as a huge theatre stage. Teknik beceriler sayesinde suyun üzerindeki her bir aktör, özgür ve görkemlidir. Thanks to technical skills, each actor, on the surface of the water is free and splendid. Bu özel gecede Seyhan Nehri derin, karanlık sulardan yükselen hayalleri ve korkuları görecektir. In this special night, the River Seyhan shall witness the dreams and fears arising out of deep dark waters. Adana halkı bu gösteri ile Londra, Chicago, Sydney, Buenos Aires ve Singapur’un izleyicileri ile bir araya gelir ve bu durum gösteriyi yaşayan bir su hatırasına dönüşür. The people of Adana meet the audience from London, Chicago, Sydney, Buenos Aires and Singapore with this show, which converts it into a living water memory. 19 14 NisaN ¦ PZT ¦ 20.00 TAŞKÖPRÜ SEYHAN NEHRİ APRIL 14th ¦ MON ¦ 20.00 PERFORMANCE AT Stone BrIdge 20 Yazan Playwright Thorvald Steen Tarık Ali Çeviren Translator Deniz Canefe Kenan Şahin Rejisör Director M. Şakir Gürzumar Dekor/Kostüm Tasarımı Set/Costume Designer Şirin Dağtekin Yenen Işık Tasarımı Light Designer Yakup Çartık Besteci Composer Cenk Taşkan Koreografi/Hareket Düzeni Choreograph Alpaslan Karaduman Yönetmen Yardımcıları Co-Directors Fikret Urucu Hakan Elmasoğlu Kılıç Eğitmenleri Sword Traniers Murat Köselioğlu Tamer Subaşı Sinevizyon Cinevision Karga Film Prodüksiyon Rol Dağılımı Cast Tolga Evren Celal Kadri Kınoğlu İlkay Akdağlı Hakan Elmasoğlu Nihal Tercan Burcu Tuna Yusuf Can Sancaklı 29 kişilik kılıç ekibi Sword team of 29 people DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Türkiye İstanbul Devlet Tiyatrosu ÇÖL FIRTINALARI TURKEY ISTANBUL STATE THEATRE Desert Storms Orta Doğu, üç tek tanrılı dinin doğuşuna tanıklık etmiş kutsal toprakları, stratejik konumu, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle gücü eline geçiren tüm İmparatorlukların ve devletlerin gözünü diktiği bir coğrafyadır. Sadece manevi değil, maddi zenginliklerin kaynağı olarak görülmüştür ve görülmeye devam etmektedir. Büyük İskender’den Haçlı Seferleri’ne, 1. Dünya Savaşı’ndan Irak Savaşı’na kadar bu böyle sürüp gitmiştir. The Middle East is a geography with the holy lands that witnessed the birth of the three monotheistic religions, with its strategic location and underground and overland resources. With all these assets, the Middle East has always been a geography on which all empires and states have set eyes. It has been seen as a source of not only spiritual, but also physical riches, as well. This has been the case all from the times of Alexander the Great to the Crusades and from World War I to the War in Iraq. Bölgedeki çoğunluğu oluşturan Müslümanlar arasında gerçek anlamda bir ittifak sağlamak her zaman büyük bir problem olmuştur. Tek tek gücü ele geçiren liderler, devletler, etnik gruplar ya da Şiiler, Sünniler birleştiriciden çok ayrıştırıcı rollere soyunmuşlardır. Herkesin bildiği bu saptamaların “Çöl Fırtınaları” oyunuyla ilgisine gelince: Doğu ve Batı sorununu Selahaddin Eyyübi ve Aslan Yürekli Richard’ın 3. Haçlı Seferi’ndeki “karşılaşmaları” üzerinden ele alan bu oyun, aynı zamanda Doğu ve Batı denilen kavramların yüzeysel analizlerle çözülemeyecek kadar karmaşık olduğunu gözler önüne sererken, gücünü birleştiren, vizyonu güçlü ve dürüst bir liderin tarihi değiştirebilme gücünü de ele almaktadır. Bunu yaparken de, Aslan Yürekli Richard’ın özelinde fanatizmin sağduyuya nasıl dönüşebileceği sorgulanmaktadır. It has always been a problem to build a real alliance among the Muslims who have always been the majority in the region. Leaders who have each taken hold of power individually have nurtured separatist policies that separated the ethnic groups, the Shiites and the Sunnites rather than uniting them all. As for the relationship of all these ubiquitous observations with the play titled as “Desert Storms”: the play deals with the East and West issue focusing on the “encounters” of Selahaddin Eyyübi and Richard III The Lion King during the III. Crusades. The play makes it very clear that the East and the West are concepts that are far too complex to be solved in shallow analyses. The play also deals with the capability of a visionary and honest leader to change the course history. When doing this, the play questions how fanaticism can be turned into prudence in the specific example of Richard III The Lion King. 21 15 NisaN ¦ SAL ¦ 20.00 APRIL 15TH ¦ TUe ¦ 20.00 16 NisaN ¦ ÇRŞ ¦ 20.00 APRIL 16TH ¦ WED ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 22 Yazan Playwright Ken Kesey Uyarlayan Adaptor Dale Wasserman Çeviren Translator Bilge Koloğlu Yöneten Director Yunus Emre Bozdoğan Dekor Tasarımı Set Designer Tayfun Çebi Kostüm Tasarımı Costume Designer Funda Çebi Işık Tasarımı Light Designer Cafer Yiğiter Müzik Music Fatih Veli Ölmez Yönetmen Yardımcısı Co-Director Sündüz Haşar Koreografi Choreograph Cihan Yöntem Rol Dağılımı Cast Barış Falay Eylem Tanrıver Varlı Engin Benli Aydın Sigalı Erdem Irmak Tekin Ezgütekin Cemal Aldıç Taylan Ertuğrul Nuri Karadeniz Ozan Şahin Utku Oğuz Işık Öztorun Seçil Mutlu Nurcan Tural Senem Akman Mehmet Beyazıt Aytek Mete Elgün Ferdi Yıldız Volkan Dinç Talha Kaya DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Türkiye KOCAELİ Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları KAFESTEN BİR KUŞ UÇTU (GUGUK KUŞU) TURKEY KocaelI Metropolitan MUNICIPALITY Theatres One Flew Over the Cuckoo’s Nest “Guguk Kuşu”nda otoritelerin sağır ve dilsiz olduğunu düşündükleri yarı Amerikalı yarı kızılderili Reis Bromden, makine adına Büyük Hemşire tarafından yönetilen bir akıl hastanesinin hikayesini anlatıyor. Reis’e göre makine özgür iradenizi elinizden almaya çalışan, sizi bir koyun gibi çalışmak zorunda bırakan sistemi temsil etmektedir. Daha çocukken makine tarafından ele geçirildiği için yapabildiği tek şey, korkuyla emirleri yerine getirmek ve kurallara uymaktır. Bu korkunç gri dünyaya McMurpy gelir ve bir sürü gibi güdülen bu adamlar adına makineya savaş açar. Bunu takip edenlerse eğlenceli, kahramanca ama aynı zamanda trajik ve özgürleştiricidir. In “the Cuckoo”, Chief Bromden, whom authorities think as deaf and mute, tells the story of a psychiatric hospital managed by the Administrative Nurse on behalf of the machine. The machine, according to the Chief, represents the system which tries to get hold of your free will and which forces you to work like sheep. Since he was captured by the machine when he was a child, the only thing he can do is to obey the rules and do what is told. Then McMurphy comes into this horribly grey world and wages war on this machine which controls men like sheep. What follows is hilarious, heroic and also tragic and liberating. 23 17 NisaN ¦ PRŞ ¦ 20.00 APRIL 17TH ¦ THUR ¦ 20.00 18 NisaN ¦ CUM ¦ 20.00 APRIL 18TH ¦ FRI ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 24 NisaN ¦ PRŞ ¦ 20.00 APRIL 24TH ¦ THUR ¦ 20.00 SABANCI ÜNİVERSİTESİ SABANCI UNIVERSITY 24 Yazan Playwright Yllana Yöneten Director David Ottone Dekor Tasarımı Set Designer Juan F. Ramos Kostüm Tasarımı Costume Designer Gabriela Salaverrı Işık Tasarımı Light Designer Juan A. Gonzales Rol Dağılımı Cast Dorado Gomez, Juan Francısco Elias Sanchez, Jonathan Damıan Cano Cano, Raul De La Fuente, Antonıo DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL İSPANYA Yllana MUU! SPAIN Yllana MUU! “Muu!”, boğa güreşi dünyasını, onur duygusunu, maço duruşu, cesaretini; anayurdun, ulusal bir festivali ve acımasızlığını hicveden bir oyun… Bütün bu kutsal ve cazibesini yitirmeyen değerler, 21. yüzyılda bile insanı tıpkı bir Roma Sirki’nde olduğu gibi hayvanla karşı karşıya getirmeye devam eden bir ritüeli içinde barındırıyor. “Muu!” is a satire about the world of bullfighting, the sense of honour, the macho posturing, the bravery, the motherland, the national festival and animal cruelty… And all those sacred, indomitable values involved in a rite which, well into the 21st century, pits man against beast in the manner of the Roman circus. İlk gösteriminin üzerinden yirmi yıl geçtikten sonra bile, boğa güreşi ile ilgili tartışmalar hala çok sıcak. Konuyla ilgili tüm ayırt edici özellikler çekirdek halinde karşımıza çıkıyor: komedi farkındalığı, ritim duygusu, sesin ek bir karakter olarak kulanılması, doğrudan üslubu, prodüksiyonun kurnazca hamleleri ve karakterlerin makyajı… Twenty years after its premier the controversy surrounding bullfighting rages on stronger than ever. In the show the distinguishing features of company can already be seen in embryonic form: the awareness of comedy, the sense of rhythm, the use of sound as an extra character, it’s very direct style, the roguish attitude of its production, the make-up of the characters… “Muu!”, kısa zamanda büyük başarı yakaladı. Yllana grubu, kullandıkları mizahın evrenselliğini bu şekilde keşfetti. Yerel oyunlarla başlayan grup, kısa zamanda hem İspanya’da hem de İspanya dışında tanınır hale geldi. Just for Laughs, Edinburgh Fringe, İstanbul Sanat Festivali ve Courge D’Or ödülünü kazandıkları Festival Printemps des Courges de Toulouse gibi en prestijli uluslararası mizah festivallerinin davetiyle bir dünya turnesine çıktılar. Yllana bugün “Muu!” ile yeniden bu birlikteliğin değerlerini anımsamak ve nostaljiye kapılmadan onları en baştaki yaratı sürecine sokan keyfi yeniden yaşamak istiyor. Aynı zamanda, 666, PaGAGnini, Zoo ya da Brokers ile keşfedilen mizahi temelleri yeniden güncelleyerek, aradan geçen yirmi yılın ardından, bu deneyimi canlı ve yenilenmiş, ama gelişimi ve evrimi hala devam eden yeni bir versiyonla sunmak istiyor. The show soon became an unexpected success. This is how Yllana discovered the universality of their humor. Something that began as a local phenomenon soon brought them recognition inside and outside Spanish borders. They started a world tour at the invitation of the most prestigious international humor festivals like Just for Laughs in Canada, Edinburgh Fringe, Festival of Arts of Istanbul and the Festival Printemps des Courges de Toulouse where the show was awarded the Courge D’Or. Today Yllana would like to revisit “Muu!” to recover the essence of this company and the pleasure of reliving, without nostalgia, that lively spirit which drove them to create. But also to share with the public which discovered Yllana in 666, PaGAGnini, Zoo or Brokers the principles on which their humor is based, with a revised, updated version in which, twenty years down the line, the experience is summarized with a lively, renewed approach in constant evolution. 25 19 NisaN ¦ CTS ¦ 15.00 APRIL 19TH ¦ SAT ¦ 15.00 19 NisaN ¦ CTS ¦ 20.00 APRIL 19TH ¦ SAT ¦ 20.00 20 NisaN ¦ PAZ ¦ 20.00 APRIL 20TH ¦ SUN ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 22 NisaN ¦ SAL ¦ 20.00 APRIL 22ND ¦ TUE ¦ 20.00 SABANCI ÜNİVERSİTESİ SABANCI UNIVERSITY 26 Yazan Playwright Musahipzade CelÂl Yöneten Director Engin Alkan Dekor Tasarımı Set Designer Barış Dinçel Kostüm Tasarımı Costume Designer Duygu Türkekul Işık Tasarımı Light Designer Murat İşçi Rol Dağılımı Cast Tankut Yıldız Zafer Kırşan Volkan Ayhan Hüseyin Tuncel Emre Şen Edip Tepeli Emrah Özertem Tuğrul Arsever Cihan Kurtaran Serkan Bacak Murat Üzen Hamit Erentürk Berna Adıgüzel Zeynep Ceren Gedikali Derya Çetinel Selin Türkmen Özge Midilli Reyhan Karasu Çiğdem Gürel Senem Oluz Kayahan Erdem Murat Güreç Utku Akıncı DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Türkiye İstanbul Büyükşehir Belediyesi ŞEHİR Tiyatroları İSTANBUL EFENDİSİ TURKEY Istanbul Metropolitan MUNICIPALITY Theatres The Istanbul Gentleman Kendine damat beğenen bir baba, kızının başka birini sevdiğini öğrenirse ne yapar? What would a father who is looking for a groom for himself do if he learns that his daughter loves another man? Savletî Efendi, kızının gönlüne yön vermek için cinlere perilere bel bağlamıştır... Musahipzade Celâl, “İstanbul Efendisi” ile Osmanlı’nın Lale Devri’nden sonraki gündelik yaşantısını ve sosyal ilişkilerini hicvediyor. Savletî Efendi looks for help from spritis and fairies to manipulate his daughter’s heart… In “The Istanbul Gentleman”, Musahipzade Celâl satirizes the Ottoman daily life and social relations after the Tulip Era. 27 21 NisaN ¦ PZT ¦ 20.00 APRIL 21ST ¦ MON ¦ 20.00 22 NisaN ¦ SAL ¦ 20.00 APRIL 22ND ¦ TUE ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 28 Yazan Playwright Haluk Işık Yöneten Director Tuncer Yığcı Dekor/Kostüm Tasarımı Set/Costume Designer Başak Özdoğan Işık Tasarımı Light Designer Osman Koçak Rol Dağılımı Cast Şener Kökkaya Işıl Poyraz Nusret Çetinel Gizem Türker DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Türkiye Ekin Tiyatrosu ÜÇÜNCÜ ZİL TURKEY EkIn Theatre The Third Gong Yaptıkları işi ne kadar severlerse sevsinler, karşılığını hiçbir zaman bulamamış iki yaşlı tiyatrocunun hayatı, tek başına yaşayan ve geçimini bodrum katını kiraya vererek sağlayan, asker kocasını yıllar önce yitirmiş yaşlı bir İstanbul hanımefendisinin hayatıyla kesişir. The lives of two elderly theatre players who have never been appreciated and rewarded no matter how they liked their profession intersect with the life of an old İstanbulite lady who lost her soldier husband years ago and who lives alone on her rent from a basement floor apartment. Yeni bir oyunun hazırlığına girişen iki arkadaş, bir yandan hayat koşullarının olumsuzluklarına karşı direnmekte bir yandan da gelişen ve değişen tiyatro anlayışına ayak uydurmaya çalışmaktadır. Bu telaş ve çaresizliğin içinde, kadın oyuncu aramak ve bulamamak, işi daha da çaresiz hale getirmektedir. The two friends go into preparation of a new play. They struggle to survive in life’s harsh conditions and also try to cope with the developing and changing notions of theatre. In all this haste and hopelessness, looking for and finding an actress make things even more difficult for them. Bu hayat ve sanat uğraşı, nereden geldiği belli olmayan genç kızın eve sığınması ve hayatlarına karışmasıyla, boyut değiştirmeye başlar. Genç kız, hiç çocuğu olmamış yaşlı kadının himayesinde, çalışılan oyuna dahil olur. Hiçbir eğitimi ve deneyimi olmayan genç kız, tiyatrocular tarafından “oyuncu” yapılmaya çalışılacaktır. This struggle in life and art goes into another dimension when an unknown young girl takes refuge in their house and becomes part of their lives. The young girl, in the care of the old woman who has never had a child, becomes part of the play they are working on. The theatre players will try to turn this enducated and inexperienced young girl into an “actress”. Ancak çalışmalar ilerledikçe, hazırlanan oyun gibi, hepsinin hayatı da değişmeye başlar. Bu değişim, hayatı, sanatı, olup bitene dair algıları ve insan ilişkilerinde kaybolmaya yüz tutmuş değerleri anımsama ve bir “temize” çekme sürecidir. Genç kızın yönlendirmesiyle yeniden yazılan ve çalışılan “oyun” gösterime hazırdır ve hepsi için artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. However, as they go on working, very much like the play they are preparing, all their lives begin to change as well. This change turns into a process of remembering and “clarifying” the almost extinct values in human relations and the perceptions as to what is happenning in life and art. The play, rewritten and reworked with the young girl’s influence is oready fot perfpormance and from then on nothing will be the same for any of them. 29 23 NisaN ¦ ÇRŞ ¦ 20.00 APRIL 23RD ¦ WED ¦ 20.00 24 NisaN ¦ PRŞ ¦ 20.00 APRIL 24TH ¦ THUR ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 30 Yazan Playwright Reşat Nuri Güntekin Uyarlayan Adaptor Turgut Özakman Rejisör Director Mustafa Kurt Dekor Tasarımı Set Designer Murat Gülmez Kostüm Tasarımı Costume Designer Özge Akarsu Işık Tasarımı Light Designer Yakup Çartık Koreograf Choreograph Ayşenur Ulusoy Yönetmen Yardımcısı Co-Director Ömer Naci TopÇu Rol Dağılımı Cast Kamil Korunan Z. A. Sinan Demir Cem Arabacıoğlu Bora Özkula Harun Türköz Ömer Naci TopÇu Erkan Erdem Serdar Seçkin Ahmet Somers İbrahim Şahin Ozan Sargın Erdem Erdoğan Cenk Turan Ayşe Dinç Vardar Cansu Yılmaz Emre Işık S. Derya Gümral Çağlar Ozan Aksu Nergiz Acar Erkan Yılmaz Erçin Işık Ercan Yalçıntaş Adnan Tunalı Hayati Özen Mutlu Dereli Savaş Ak Gizem Çıracı Ömer Naci Boz Onur Çelik DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Türkiye Bursa Devlet Tiyatrosu SARIPINAR 1914 TURKEY BURSA State Theatre Sarıpınar 1914 Çokça yaşanan bir gerçektir: bilinmeyen bir yerde adı sadece kayıtlarda yer alan bir bölgede kötü bir şeyler olur. Durup dururken (ikazı ilahi vukuu bulur) anında necip bürokrasi çarkı dönmeye başlar. Değirmenin çarkı döner ama dişlilerin arasında neyi, kimi öğütür belli olmaz. Eğer bir kelle alınacaksa, bu mümkünse halkın kellesi olsun. Olmazsa, fatura küçük memura kesilsin. It is a frequently lived through fact: somewhere in some region whose name exists only in records some bad things happen. Without any reason and unexpectedly (a divine warning takes place) the wheels of high bureaucracy start turning suddenly. The wheel of the mill turns, but what or whom it grinds amongst its gears is unknown. If there is a head to be cut off, be it the head of the people. If not, let the junior officers be billed. 1. Dünya Savaşı’nın hızla yaklaştığı bir dönemde geçen öykü, Osmanlı halkının sefalet için, depreme ihtiyacı olmadığını gözler önüne sermektedir. Ülkede ittihatçılar iktidardadır. İtilafçılarla hiçbir konuda anlaşamazlar ama iş bürokrasiye dahi çelme takacak kadar büyüyünce, birden kader ortağı oluverirler. Halka gelince, onun zaten bir beklentisi yok, gölge etmesinler de başka ihsan istemez o. İşi daha da komik hale getiren ve bu oyunun mutlaka oynanılmasını gerektiren; 1914 yılında geçen bir olayın, günümüze nasıl da göz kırptığını görmek oluyor. Şimdi oyundaki cevval basın mensupları burada olsalar: “Ali Ferdi Ruhum, hükümet nerede?” diye söze başlayıp; “Büyük 17 Ağustos depreminin üzerinden bunca yıl geçti, neler değişti? Ülke; kapımızda duran yeni ve büyük bir depreme ne kadar hazır hale geldi?“ diye devam ederlerdi. Aman yanlış anlaşılmasın, biz değiliz bunları soran! Buyurun yaslanın koltuklarınıza… Al gözüm seyreyle ayine-i devran bakalım ne gösterir… The story that takes place in a period during which World War I is fast approaching lays bare the fact that the Ottoman people do not need an earthquake for falling into poverty. The unionists are in power in the country. They cannot agree on any point with the controversials but when things get bigger to the point of tripping the internal bureaucracy up, they suddenly turn into sidekicks. And as for the public... They don’t have an expectation and they could move away out of the sun and not cast a shadow. What makes things even funnier and impels this play to be acted out is seeing how an incident that took place in the year 1914 winks at our present day. If the fiery members of the press in the play would be here, they would start with “Ali Ferdi Ruhum, where is the government?” and go on with “So many years have passed after the great earthquake of August 17 and what has changed? How ready has the country become for a new and big earthquake that is standing in our threshold?” Please don’t get it wrong, we are not the ones who ask these! Let’s sit back in your chairs… Behold my eyes what the mirror of time has to show… 31 25 NisaN ¦ CUM ¦ 20.00 APRIL 25TH ¦ FRI ¦ 20.00 26 NisaN ¦ CTS ¦ 15.00 APRIL 26TH ¦ SAT ¦ 15.00 26 NisaN ¦ CTS ¦ 20.00 APRIL 26TH ¦ SAT ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 32 Yazan/Yöneten Playwright/Director Muhammed Yakubi Çeviren Translator Human Bahmani Celali Dekor Tasarımı Set Designer Manouchehr Shoja Kostüm Tasarımı Costume Designer Aylin Keykhaee Işık Tasarımı Light Designer Raha Jahanshahi Rol Dağılımı Cast Ahmad Mehranfar Ali Sarabi Ayda Kheykhaee Sahar Dowlatshahı DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL İRAN İnruzha Tiyatro Topluluğu KURAKLIK VE YALAN IRAN Inruzha Theatre Group Drought and Lie İsmini eski Pers İmparatoru Darius’un, 2.500 yıllık Persepolis yazıtlarından alan “Kuraklık ve Yalan” oyununda, çağdaş İran tiyatrosunun en önemli yazarlarından olan Muhammed Yakubi, modern yaşamın meyveleri olan yalan ve gizliliği, iki kadın ve iki erkeğin arasındaki ilişkisinde anlatıyor ve dışarıdan bakıldığında çok basit görünen ilişkilerin aslında ne kadar karmaşık olduğunu vurguluyor. In “Drought and Lie” which takes its name from the 2.500 year old Persepolis inscriptions of the Persian Emperor Darius, Muhammed Yakubi, one of the leading writers of the modern Iranian theatre, deals with the modern day themes of lies and secrecy in the relationship of two women and two men and shows us how relationships, which look simple at first sight, are actually rather complicated. Umut eskiden karısının yakın arkadaşı olan Ala ile evli. Aniden Mitra (eski karısı) onu arayıp hayatının tehlikede olduğunu ve acilen görüşmek istediğini söyler, Ala ise Umut’un onunla görüşmesine karşıdır ama Umut görüşmeye kararlıdır. Umut is married to Ala, a once close friend of his wife. Mitra (his previous wife) unexpectedly calls him and tells him that her life is in danger and she wants to meet with him urgently. Ala, on the other hand, is against Umut meeting with her, but Umut is determined to meet. Oyun üç yıl önceye gider, Umut’la Mitra evlilerdir, Mitra yaşadığı hayattan memnun değildir… Umut eski karısıyla görüşür ama hiçbir şey umduğu gibi değildir… Oyun, şimdi ve üç yıl önce arasındaki gelgitlerle yalan ve gizliliğin, iki kadın ve iki erkeğin hayatındaki yerini ve sebebini anlatmaya çalışıyor. The play takes us back to three years earlier. Umut and Mitra are married, but Mitra is not satisfied with the life she leads… Umut sees his previous wife but nothing is as he expected… The play comes back and forth in time and questions lies and secrecy in the lives of two women and two men. 33 27 NisaN ¦ PAZ ¦ 20.00 APRIL 27TH ¦ SUN ¦ 20.00 28 NisaN ¦ PZT ¦ 20.00 APRIL 28TH ¦ MON ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 34 Yazan Playwright Matei VıŞnıec Çeviren Translator Mete Gürman Yöneten Director Müge Gürman Dekor Tasarımı Set Designer Zeki Sarayoğlu Kostüm Tasarımı Costume Designer Şirin Dağtekin Yenen Işık Tasarımı Light Designer Akın Yılmaz Yönetmen Yardımcısı Co-Director Erkan Taşdöğen Rol Dağılımı Cast Fatih Sönmez Hakan Vanlı Levent Öktem Şahin Çelik Nalan Okçuoğlu Erkan Taşdöğen Eren Balkan Sanem Öge Alper Saldıran Çağrı Şensoy Arda Baykal Toygun Ateş Duygu Gökhan İsmet Vural Didem Ertan Aslı Özsaraç Pınar Tuncagil DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL TÜRKİYE İstanbul Devlet Tiyatrosu ÇEHOV MAKİNESİ TURKEY ISTANBUL STATE THEATRE the Chekhov machine İçinde Çehov’un da karakter olarak yer aldığı bu şiirsel oyun, büyük bir yazarın yaşam ve ölümü arasındaki döngüde, oyunlarında yaratmış olduğu kendi karakterleriyle buluşması biçiminde gelişiyor. Bu karakterler kendi özünü taşımakla birlikte, ait oldukları oyundan bağımsızlaşmış, sanki uzaydan Çehov’un düşlerine düşmüş hayaller gibidirler. Farklı bir düzlemde ve farklı bağlamlarda oluşmuş sahnelerde bir araya gelirler. Çehov’un anlatmış olduğu gerçeklikleri; yazgılarını belirlediği kendi karakterlerine ve yine kendisi üzerinden sorgulattığı bir tür karşılaşmalar zinciri… Bu absürd ve gerçek üstü serüvenin Çehov’dan bizlere ulaşan ve günümüz gerçekliğini de halkaları arasına alan bir zincir... In this poetical play, Chekhov is also a character. Focusing on the life and death of a great author as a cycle, the play brings together the author and the characters he created in his plays. Although these characters have their own essence, they are somehow independent of the plays they belong to; they are like spectred fallen unto Chekhov from outer space. They come together in scenes formed in different planes and contexts. The play is a chain of confrontations in which Chekhov questions his own realities with his own characters and through himself... This absurd and surreal adventure is a chain which takes in both the realities of Chekhov and the present day... 35 28 NisaN ¦ PZT ¦ 20.00 APRIL 28TH ¦ MON ¦ 20.00 SABANCI ÜNİVERSİTESİ SABANCI UNIVERSITY 36 Yazan Playwright Reşat Nuri Güntekin Libretto/Koreografi Yönetmen Libretto/Choreograph Director M. Bahar Çimenciler Dekor/Kostüm Tasarımı Set/Costume Designer Alexander Vasıllıev Müzik Music Geleneksel Türk Sanat Müziği Müzik Düzenleme Musical Arrangement Erkan Yüksel Işık Uygulama Light Designer D. Tarı Deniz Koreograf Asistanları Asst. Choreographer G. Armağan Davran Arzu Kıran Repetitör Repetitör Vasili Kritsa Rol Dağılımı Cast Büşra Ay Ender Üçdemir Y. Ozan Demirbaş Bleda Özlem Pınar Humar Meltem Baydar Tutku Barın Tümen Tarkan Günal Selgan Çavdaroğlu Serbülent Biçer Niyazi Cingöz B. Hasan Akyol Tugay Ak Yusuf Afacan Berna Turhan İleri Başak Özenç N. Murat Koman DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL TÜRKİYE MERSİN DEVLET OPERA VE BALESİ ÇALIKUŞU TURKEY MersIn STATE Opera and Ballet Scrubbird Besime teyzenin genç ve yakışıklı oğlu Kâmran, ciddi ve ağırbaşlı bir insandır. Feride’nin çekindiği ve tatsız şakalarına muhatap edemediği Kâmran, çalıkuşuna benzeyen bu canlı, cıvıl cıvıl haşarı kızı sever. Onu sık sık okulunda ziyaret eder. Feride’nin yaramazlıkları tarife sığar gibi değildir. Herkes ondan yaka silker ama yine ondan kimse vazgeçemez. Çalıkuşu adı onun bu yaramaz hallerinden dolayı takılmıştır. Kâmran, Feride’yle evlenmeyi aklına koymuştur, önce nişanlanırlar. Kâmran dört yıl için Avrupa’ya gider. Bu arada Feride okulunu bitirir. Aunt Besime’s good-looking son Kâmran is an earnest and grave man. Kâmran, whom Feride bewares and cannot make part of her pranks, loves this lively and impish girl who looks like a srcubbird. He pays frequent visits to her at shcool. Feride’s naughtiness cannot be described in words. Everyone is fed up with her, but stilll noone can do without her. The nickname “Scrubbird” has been given to her because of her mischievour acts. Kâmran has made up his mind to marry Feride. First, they get engaged. Kâmran goes to Europe for four years. In the meantime Feride gets her graduation. Kader, Feride’yi sanki bütün sevdiklerinden ayırmaya ahdetmiştir. Munise’den sonra çevrenin baskısı, dedikodusu o kadar artar ki Hayrullah Bey hiç olmazsa görünüşü kurtarmak maksadıyla Feride’yi alır, onunla kağıt üzerinde evlenir. Bir müddet geçince Hayrullah Bey de zaten yaşlı olduğundan, ölür. Yalnız, ölmeden önce Feride’nin ailesinin yanına döneceğine dair söz almıştır. Onun defterini okumuş, başına gelenlerin sebeplerini öğrenmiştir. Feride’nin kaybolduğunu sandığı defteri, Hayrullah Bey tarafından bir zarfa konularak, Kâmran’a mahsus bir emanet haline getirilmiştir. Kâmran, kız kardeşi Müjgan’la bir gece sabaha kadar Feride’nin defterini okuduktan sonra Hayrullah Bey’in yazılı tavsiyesini yerine getirmeyi, Feride’yi bir daha ne olursa olsun hiç bir sebeple kaçırmamaya karar verir. Nitekim, Feride’nin gideceği gün, bütün hazırlıklar tamamdır. Kâmran güya onu almak için gelen arabadan iner ve Feride´ye kalbini açar. Aynı sersemliği iki defa tekrarlamayacağını söyleyerek gitmesine engel olur… Fate has seemingly resolved to separate Feride from all her beloved ones. After she loses Munise, society puts such a pressure on Feride that Hayrullah Bey decides to save her from the ever-increasing gossip surrounding her and marries her on paper to save her name. After a time, the already old Hayrullah Bey dies. But he had made Feride promise to go back to her family before his death. He had read her diary and learnt all about her misfortunes. The diary that Feride had thought to be lost long ago had been turned into a custody to be entrusted to Kâmran only. Kâmran, together with his sister Müjgan, reads Feride’s diary one night and decides to do what Hayrullah Bey said to him and not to lose Feride again no matter what happens. All the preperation is done on the day when Feride was to leave. Kâmran gets off the carriage and opens his heart to Feride. He stops her from leaving telling her that he won’t repeat his mistake again… 37 29 NisaN ¦ SAL ¦ 20.00 APRIL 29TH ¦ TUE ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 38 Yazan/Yöneten Playwright/Director Muzaffer Hamit Kırıkkalp Dekor Tasarım Set Designer Özlem Karabay Kostüm Tasarımı Costume Designer Bengisu Mukiyen Işık Tasarım Light Designer Halil İbrahim Karahan Besteci Composer Mekkin Çetin Koreograf Choreograph Lilia Petrova Yönetmen Yardımcısı Co-Director Gül Urgan Rol Dağılımı Cast Serkan Yakan Tolga Gülcüler Zeynep Yalçın Can Ali Çalışandemir Zeynep Mataracı Gül Urgan Havva Didem Gerçek Ercan Yacan Kenan Önsever Özgür Alan DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Türkiye VAN Devlet Tiyatrosu AYIŞIĞI SİRKİ TURKEY VAN STATE THEATRE The Moonlight Circus “Ayışığı Sirki”nde işler karışır. Neyse ki sirkin sahibi yaşlı soytarı Papirüs’ün planı vardır. Yaşlı tilki ile Sivrisinek; Bo ile Po bir yolculuğa çıkacaktır. Bu yolculukta belirli noktalardan toplayacakları anahtar parçalarıyla son duraktaki sandığı açacak ve içinden çıkan anahtarla “Ayışığı Sirki”nin sahibi olacaklardır. Papirüs’ün hazırladığı bu sürprizlerle dolu yolculukta bakalım “Ayışığı Sirki”nin yeni sahibi olmaya kim hak kazanacak? Things get complicated at “the Moonlight Circus”. Fortunately, the elderly jester of the circus Papyrus has a plan. The old fox and mosquito; Bo and Po will go on a journey. During this journey they will collect pieces of keys from certain locations and with these they will open a chest that is awaiting them in the last destination. The key in the chest will make them the owners of “the Moonlight Circus”. Let’s see who will win the right to become the owner of “the Moonlight Circus” in this adventurous journey prepared by Papyrus? “Ayışığı Sirki” için güzel bir yolculuğa çıkma vakti. Dilerim sevimli dostlarımız Bo ve Po’nun serüveni sizler için de güzel bir yolculuğa dönüşür. Neden yapılan bir iyilikten kötülük doğsun? Neden bir iyiliğin karşılığı kötülük olsun. Yaşadığımız bu dünyada bu çok zor gelebilir kulağa. Ama inanın öyle değil. İnanmayanlar varsa ne olur Bo ve Po‘nun serüven dolu yolculuğunu izlesin. Görecekler ki aslında hiç de öyle değil. Her şeyin mutlaka bir nedeni vardır. Yapılan kötülüğün olduğu gibi, yapılan iyiliğin de yaşamımızın belirli bir noktasında mutlaka güzel bir karşılığı olacaktır. Gelecek güzel günlerde, güzel bir dünya yaşatmak için bugün kendimize ve yaşama dair bir iyilik yapalım. Ve her şeyden önce kendimizi sevelim; tüm yaşamı çevremizdekileri ve doğayı sevebilmek için. It’s time for “the Moonlight Circus” to go on a nice journey. I hope that our good friends Bo and Po’s adventure will be a nice journey for you as well. Why should goodness result in evil? Why should goodness be rewarded with evil? This might sound very harsh in this world we are living in. But that is not the case. If there are those who do not believe, please watch Bo and Po’s journey. They will see that that is not the case. Everything has a reason. Like all evil acts, every good thing we do will surely be rewarded at one point of our lives. Let’s do something good for ourselves and for life so that we will live in a nice world in the future. And let’s love ourselves so that we will be able to love nature and all around us. 39 U N U Y O k COÇu ’s play chIldren 30 NİSAN ¦ ÇRŞ ¦ 11.00 APRIL 30TH ¦ WED ¦ 11.00 30 NİSAN ¦ ÇRŞ ¦ 14.00 APRIL 30TH ¦ WED ¦ 14.00 1 MAYIS ¦ PRŞ ¦ 11.00 MAY 1ST ¦THUR¦ 11.00 2 MAYIS ¦ CUM ¦ 11.00 MAY 2ND ¦ FRI ¦ 11.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 40 Yazan Playwright M. F. Akhundzade Uyarlayan/Yöneten Adaptor/Director Vaqıf Ibrahımoglu Dekor/Kostüm Tasarımı Set/Costume Designer Rashid Sherıf Işık Tasarımı Light Designer Rafael Hasanov Kompozitör Composer Siyavush Karımı Rol Dağılımı Cast Nuraddin Mehdıxanlı Jafar Namıq Kamal Matanat Atakıshıyeva Shahla Alıqızı Shala Gulıyeva Ilaha Hasanova Sabır Mammadov Vusal Mustafayev Elkhan Qulıyev Aslan Shırınov Ali Nur Nigar Gulahmedova Firuz Hudaverdıyev Elnar Qarayev Kazım Hasanqulıyev Elnur Mammadov Mirza Agabeylı Metleb Abdullayev Reshad Bextıyarov Ramin Shıkhalıyev Alvida Jafarov Ayshad Mammedov Fatima Hamıdova DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Azerbaycan Azerbaycan Milli Akademik Dram Tiyatrosu LENKERAN HAN’IN VEZİRİ Azerbaijan State Drama Theatre Of Azerbaijan The Adventures Of Lankaran Khan’s VIZIER Azerbaycan’da dramaturjinin kurucusu olan M. F. Akhundzade tarafından 1873’te yazılan ölümsüz komedi “Lenkeran Han’ın Vezirinin Maceraları”, Azerbaycan Ulusal Tiyatrosu’nun da temelini atmıştır. The immortal comedy “The Adventures of Lankaran Khan’s Vizier” written by the founder of Azerbaijan dramaturgy M. F. Akhundzade in 1873 laid the fundament of the Azerbaijan National Theatre. Oyun, farklı zamanlarda ve dönemlerde farklı yorumlarla sahnelenmiştir. Akademik Ulusal Drama Tiyatrosu’nda şu sırada sahnelenen oyunun yeni yorumu, ulusal öğeleri ve mizahı da içinde barındırmakta ve 18. yüzyılın yönetim biçimlerine yönelik bir alaycılığı içermektedir. Oyunun ilk bölümlerinde Han, kendisine yönelik tasarlanan komplolardan usanmıştır. Han’ın sahnede görünmesinden önce sahne direktörünün aldığı güvenlik önlemlerini görürüz. Oyundaki olaylar ışığında, Vezir Mirza Habib kendi konumunu elinde tutmak için eşinin kızkardeşi Nisa’nın, Han ile evlenmesini istediğini anlarız. Fakat Nisa, Han’ın yeğeni Teymur’a aşıktır. Mirza Habib kendisini, iki eşi, kaynanası Peri ve baldızı Nisa ile birlikte birçok gülünç durumun içinde bulur. Olaylar mutlu bir sona bağlanır. Han, denizde boğulur, yeğeni Teymur onun yerine geçer ve sevdiği kadın Nisa ile evlenir. Oyun bize özetle, bu gibi olayların yalnızca güney ülkelerinde değil fakat hanlık rejimi ile yönetilen her ülkede olabileceğini söyler. Oyundaki olaylar 18. yüzyıl kapsamında olsa da bugünün sorunlarına da ışık tutmaktadır. Ulusal kostümlerle ve oyuncuların müthiş performansıyla zengin bir sahneleme. This comedy has seen numerous stage interpretations in various times and periods. The new interpretation of this play staged this time in the Academic National Drama Theatre along with the national specifics and humor also represents sarcasm referred to the management methods which were in fashion of the 18th century. In the first scenes it appears that the Khan is overwhelmed with the conspiracy plot against him. The stage director begins the show with the security measures prior the Khan’s appearance. From the events of the play it appears that Vizier Mirza Habib in order to keep his position wants his sister-in-law Nisa to marry the Khan. But Nisa is in love with the Khan’s nephew Teymur. Mirza Habib falls in numerous funny situations with the help of his two wives, mother-in-law Peri and sister-in-law Nisa. The show ends with a happy ending. The Khan drowns in the sea, his nephew Teymur takes his place and marries his beloved Nisa. The summary of the play is as follows: this kind of events may happen not only in some south city, but in any country or regime with the khanate methods of governing. Although the events of the play refer to the 18th century it touches the circle of problems of the modern days. The performance is rich with national costumes and brilliant play of the actors and actresses. 41 1 MAYIS ¦ PRŞ ¦ 20.00 MAY 1ST ¦ THUR ¦ 20.00 2 MAYIS ¦ CUM ¦ 20.00 MAY 2ND ¦ FRI ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 42 Yazan Ali Berktay Rejisör/Koreograf Director/Choreograph Ayşe Emel Mesci Dekor Tasarımı Set Designer Savaş Çevirel Kostüm Tasarımı Costume Designer Yıldız Köse İpeklioğlu Işık Tasarımı Light Designer Yakup Çartık Besteci/Korrepetitör Composer/Co-Repetitor Tahsin İncirci Repetitör Repetitor Meltem Yorulmaz Yönetmen Yardımcıları Co-Directors Hande Gürler Fatih Özyiğit Rol Dağılımı Cast Özkan Gezgin Ozan Yıldırım Rüçhan Gürel Hülya Savaş Melike Aslı Sinke Ümit Dikmen Mustafa Çolak Fatih Özyiğit Hande Gürler Neşe Arat Arif Yavuz Yasemin Erol Gamze Erener Gülçin Çakır Damla Ardal Yasemin Toprak Ümran Öncel Erdinç Aytaç Özgür Gerçek Öner Okan Koç İsmail Başışık Ender Şeviker Pınar Uyanık Dilara Ecem Okudan Vasfiye Alkar Yıldız Akbıyık Gürkan Güzeyhuz Arda Erol Burak Özbaykuş Pınar Oğuz Muhittin Şimşek Orkestra Orchestra Levent Güray Gülce Yanmaz Atilla Oral Feyza Nur Sağlıklıer Yağız Yelkencioğlu Onur Ustabaş Ayşe Gizem Dilbaz Beste Basçı Veysel Cesur Cem Güray Alkım Berk Önoğlu Gülşen Ulu DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Türkiye İzmir Devlet Tiyatrosu Son Çığlık TURKEY IzmIr State Theatre The Last Scream Ütopya’da Yaşamak… 1209’da 20.000 nüfuslu Béziers kentinin tüm ahalisi Haçlılar tarafından öldürüldü. Kentin katedraline sığınan 7.000 Katolik ve başlarındaki rahipler kılıçtan geçirildi. Kilise’ye ve Katoliklere saldırma konusunda Haçlılar arasında tereddüt oluşunca, sefere komuta eden Papalık temsilcisi Arnaud Amaury, tarihe geçen o meşhur emri vermişti: “Siz hepsini öldürün, Tanrı kendi kullarını ayırır!” Living in Utopia… In 1209, all the inhabitants of the town of Béziers with a population of 20.000 have been killed by the Crusaders. 7.000 Catholics who took refuge in the town cathedral and their priests were slaughtered. When the Crusaders hesitated about attacking the church and the Catholics, Arnaud Amaury, the representative of the Pope who commanded the campaign gave his famous order: “Kill them all, the Lord will recognise His own!” Halbuki o bölgenin Katolikleri, Katar inancını hiç benimsemeseler de onların varolma hakkını savunuyorlardı. Kuzey’den gelenlerle, yani egemen kimliği savunmak adına kan dökenlerle aralarındaki en temel fark buydu. Toulouse Başpiskoposu Foulques, Roma Kilisesi’ne inanan Oksitan Şövalye Pons-Adhémar’a “sapkın mezhep” üyelerini niye ülkelerinden kovmadıklarını sorduğunda şu cevabı almıştı: “Bunu yapamayız, biz birlikte yetiştik, aralarında kuzenlerimiz var ve o insanlar şerefli bir hayat sürdürüyorlar…” Tarihte çeşitli nedenlerden ötürü geçiş toprağı haline gelmiş bölgeler, farklı kültürlerin karşılaştığı, iç içe geçtiği kavşak noktaları olma özelliğini de taşıyorlar. Anadolu böyle bir yer. Yüzyıllar boyunca batıdan doğuya, doğudan batıya gelgitlerin salınımı içinde şekillenmiş. Balkanlar için de aynı şey söylenebilir. Bu sınır bölgeleri farklı dinlerin buluştuğu, birbirini etkilediği ve ana akımlardan ayrışan mezheplerin boy attığı, yerleşip geliştiği merkezlere de dönüşmüşler zaman zaman… Fransa ile İspanya arasında kalan, doğuda Oksitanya’dan batıda Atlas Okyanusu kıyısına, Akitanya’ya kadar uzanan bölgenin tarihi de benzer bir renklilik içeriyor. Tam bir sınır ve geçiş bölgesi… “Son Çığlık” adlı oyun, düşünce ve inanç farklılıklarına saygılı, kültürlerin, dillerin tüm renklilikleri içinde özgürce yaşandığı, doktrinlerin tutsağı olmadan temel insani değerleri baş tacı eden bir hoşgörü diyarı, bir “Ütopya” canlandırıyor gözümüzde. Whereas the Catholics of the region, even though they did not adopt the Qatar belief, defended their right of existence. This was the greatest different between them and those who came from the north and who were ready to shed blood to defend the dominant identity. When Foulques, the Archbishop of Toulouse, asked the Occidental Knight PonsAdhémar, a believer in the Roman Church, why they didn’t expel the members of heretical sects from their country, the answer he received was: “We cannot do this; we’ve grown together, we have cousins amongst them and those people lead honourable lives…” Geographies that for some reason have become lands of transition are also crossroads where different cultures meet and converge. Anatolia is such a place. For hundreds of years, it has been shaped by the oscillations of tides from west to east and east to west. The same thing holds true for the Balkans as well. These border regions have also turned into centers where different religions meet and influence one another and where different sects sprout from the mainstream creeds. The region between France and Spain, surrounded by Occitania in the east and the Atlantic Ocean in the west and reaches out to Catania has similar attributes. It is a border and a place of transition… “The Last Scream” depicts us a “Utopia”, a land of tolerance, where there is respect for differences in ideas and beliefs, where different cultures and languages live freely in their colourful diversity and where the fundamental humanitarian values are crowned. 43 3 MAYIS ¦ CTS ¦ 15.00 MAY 3RD ¦ SAT ¦ 15.00 3 MAYIS ¦ CTS ¦ 20.00 MAY 3RD ¦ SAT ¦ 20.00 4 MAYIS ¦ PAZ ¦ 20.00 MAY 4TH ¦ SUN ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 44 Yazan Playwright Hüseyin Alp Tahmaz Yöneten Director Volkan Özgömeç Dekor Tasarımı Set Designer Murat Gülmez Kostüm Tasarımı Costume Designer Özlem Karabay Işık Tasarımı Light Designer Zeynel Işık Besteci Composer Can Atilla Rol Dağılımı Cast Bülent Çiftçi Şevki Çepa Cebrail Esen Sedat Keçeci Esma Çankaya Acan Ağır Aksoy M. Çağatay Keser Özlem Dede Celal Murat Usanmaz Önder Yıldız Polis Sesi Voice of Police Buğra Koçtepe Santur Santur Sedat Anar DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Türkiye ANKARA Devlet Tiyatrosu NEREYE TURKEY Ankara State Theatre Where To? “Nereye” bir kamyon kasasında bilinmezliğe doğru yola çıkmış bir grup kaçağın hikâyesini anlatmaktadır. Bir yanda ekonomik savaşın kurbanı olmuş İsmail ve dostu Cemal, bir yanda fakirlikten, terörden ve töre baskısından kaçan Hüseyin, bir yanda ise savaştan kaçan Ahmad ve kucağında bebeğiyle suskunluk yemini eden Zahra… Yaşadıkları diyardan kaçmak zorunda kalan onlarca kaçak göçmen, yolun sonuna ulaşabilecekler mi? Evren kimsenin tekelinde değilse, bu kan çığlıklarını sınırlarından dışarı süpürmeye çalışan devletlerin acımasız tutumu, hangi insani anlayışa sığar? Yüzbinlerce kişinin gözlerinden kan damlıyorsa, sınırların içinde bu durumdan bi’haber yaşayan insanların ahlaki gerçekliği hangi yürekte kabul görür? Bir sınırdan ötekine fırlatılan mültecilerin kırık dökük kemiklerini toplayan leş yiyiciler hangi sınırın içinde tezgâhına devam eder? Bu tezgâhın kabulüne kim izin verir?... “Where To” tells the story of a group of runaways who set out to the unknown in a truck haulage. On one side we have Ismail and his friend, the victims of economic warfare; on the other side we have Hüseyin who runs away from poverty, terror and the oppression of traditions; and also Ahmad fleeing war and Zahra who has taken an oath of silence… Will dozens of fugitive immigrants who had to flee their homeland be able to make it to the end of the road? If the universe is not an object of monopoly, how can we explain the ruthless conduct of states that try to sweep the screams of blood out of their borders? If hundred of thousands of people bleed from their eyes, what hearts could accept the moral reality of those who live within borders unawares of this situation? In what border could the scavengers collecting the broken bones of refugees thrown away from one border to another perpetuate their plot? Who would allow for the acceptance of this plot?... Onlar kimsesiz, çaresiz ve kim olduklarını asla bilmeyen mülteciler… Aslında biz… Hepimiz… They are refugees who are outcasts, desperate and they never know who they are… Actually us … All of us… 45 5 MAYIS ¦ PZT ¦ 20.00 MAY 5TH ¦ MON ¦ 20.00 6 MAYIS ¦ SAL ¦ 20.00 MAY 6TH ¦ TUE ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 46 Yazan Playwright Oktay Arayıcı Yöneten Director İlham Yazar Dekor Tasarımı Set Designer Tayfun Çebi Kostüm Tasarımı Costume Designer Funda Çebi Işık Tasarımı Light Designer Osman Uzgören Müzik Music Ali Erel Hareket/Dans Düzeni Choreograph Cihan Yöntem Rol Dağılımı Cast H. Basri Albayrak Ali Eyidoğan Murat Danacı Mustafa Kılıkçı Zafer Ergül Elçin Tezcan Ezgi Coşkun Özlem Boyacı Atilla Savumlu Berkay Gökçek DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Türkiye Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları NAFİLE DÜNYA TURKEY ESKISEHIR Metropolitan MUNICIPALITY Theatres The Futile World Görevine sıkı sıkıya bağlı bir polis memuru olan Ramazan Bey, meslek hayatı boyunca doğruluk, adalet ve dürüstlük ilkelerinden taviz vermemiştir. Bu tutumu sebebiyle başı beladan kurtulmayan Ramazan Bey, Anadolu’nun birçok yerine sürülmüş ve her gittiği yerde, kişiler değişse de mücadele etmek zorunda kaldığı sorunlar hep aynı kalmıştır. The police officer Ramazan Bey, who is loyal to his duty, has always sticked to principles of rightness, justness and honesty all throughout his career. Because of his integrity as such, Ramazan Bey has been relegated to different positions in Anatolia and even though people around him kept changing he had to deal with the same sort of problems all the time. “Nafile Dünya”, komedi unsurunun ön plana çıktığı açık biçim bir oyundur. “The Futile World” is an openly stylistic play in which comedy is in the foreground. 47 7 MAYIS ¦ ÇRŞ ¦ 20.00 MAY 7TH ¦ WED ¦ 20.00 8 MAYIS ¦ PRŞ ¦ 20.00 MAY 8TH ¦ THUR ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 48 Yazan Playwright William Shakespeare Çeviren Translator Sabahattin Eyüboğlu Rejisör Director Işıl Kasapoğlu Dekor/Kostüm Tasarımı Set/Costume Designer Hakan Dündar Işık Tasarımı Light Designer Cem Yılmazer Yönetmen Yardımcısı Co-Director Bülent Emin Yarar Rol Dağılımı Cast Bülent Emin Yarar Orkestra Orchestra Flüt Flute Yasemin Taş Efektifler Effects Cansın Bezircilioğlu DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Türkiye İstanbul Devlet Tiyatrosu HAMLET TURKEY ISTANBUL STATE THEATRE HAMLET Oyun içinde ustaca oyun yöneten, sergileyen, yaşayan; soytarıyla soytarı, saraylıyla saraylı, en akıllı kadar akıllı, kusursuz bir deli olabilecek kadar oyunculukla yoğrulmuş, öte yandan da bir oyuncunun nasıl olup da kılık, kimlik ve varlık değiştirdiğini kendi kendine soran kişi, Hamlet... Hamlet, who masterfully directs, performs and lives a play within a play; who has been so proficient in acting so that he could be a jester with a jester, a courtier with a courtier, and intelligent as the most intelligent and a perfect lunatic and who can also ask himself how an actor could masquerade and change his identity and existence… Hamlet’in üslubu gibi, kişiliği de sürekli değişim halindedir ve bu kez de sahnedeki tek başınalığıyla olayların hem içinde hem dışında, olayları hem yaşayan hem anlatan kişi olarak çıkar karşımıza. William Shakespeare’in en çok oynanan oyunlarının başında gelen “Hamlet”, aynı zamanda en çok konuşulan, en çok yazılan, en çok yorumlanan klasik bir eser ve her çağda irdelenen zorlu bir karakter olma özelliğini de sürdürmektedir. As his style, Hamlet’s personality is also in constant change. This time he comes onto the stage in his solitude and positions himself both in and out of scenes. He both lives and tells the events on the stage. “Hamlet”, the most frequently performed play of William Shakespeare, is also the most frequently talked, analysed and interpreted classic play. Hamlet is still the most challenging character of all ages. 49 9 MAYIS ¦ CUM ¦ 20.00 MAY 9TH ¦ FRI ¦ 20.00 10 MAYIS ¦ CTS ¦ 15.00 MAY 10TH ¦ SAT ¦ 15.00 10 MAYIS ¦ CTS ¦ 20.00 MAY 10TH ¦ SAT ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 50 Yazan Playwright Donald MargulIes Yöneten Director Kadriye Kenter Dekor Tasarımı Set Designer Osman Şengezer Kostüm Tasarımı Costume Designer Kent Oyuncuları Işık Tasarımı Light Designer Alev Topal Rol Dağılımı Cast Kadriye Kenter Sinem Sarızayim DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Türkiye KENTER TİYATROSU TOPLU HİKAYELER TURKEY KentER Theatre Collected Stories Yaşam öykümüz kime aittir? Deneyimlerimiz paylaştığımızda bizim olmaktan çıkıp ortak olarak ördüğümüz yeni bir öykünün parçası olur mu? Yoksa hikayelerimiz çalınabilir mi? Peki hikayelerimiz olmadan biz kimiz? Who owns our life story? When we share our experiences, are they no longer ours and do they become part of a new story that is built collectively? Or can our stories be stolen? And who are we without our stories? “Toplu Hikayeler” ünlü ve saygıdeğer bir kısa öykü yazarı olan Ruth Steiner ve önce asistanı, daha sonra sıkı dostu, meslekdaşı ve en nihayetinde rakibi olan öğrencisi Lisa Morrison’un hikayesi. “Collective Stories” is the story of the well-known and reputable short story writer Ruth Steiner and her student Lisa Morrison who was her assistant first, and then her close friend, colleague and finally her rival. Türkiye’de Pulitzer ödüllü “Dostlarla Akşam Yemeği” adlı oyunuyla tanınan Donald Margulies’in oyunu iki edebiyat kadının profesyonel ve kişisel ilişkisi üzerinden kültürel üretimin estetik ve etik bir sorgulamasına dönüşüyor. Ortaya çıkan sorular hepimizi ilgilendiriyor çünkü en kadim sanat olan hikaye anlatımı hem tüm çağdaş sanat formlarının hem de insanların gündelik ilişkilerinin özünü oluşturuyor. Ruth’un Lisa’nın yazdığı bir öyküyü eleştirirken söylediği gibi: “Hiçbir zaman gelişigüzel yazmamalıyız. Hayatta çok fazla gelişigüzel şey var. Bunun hikayelerimize de sızmasına izin vermemeliyiz. Hikayelerimizi değersizleştirmemeliyiz. Bu hepimizin sonu olur.” Donald Margulies is known in Turkey for his play “Dinner with Friends” that won The Pulitzer Prize. “Collective Stories” questions the aesthetic and ethical dimensions of cultural production in the professional and personal relationship of two literary women. The questions that arise are relevant to all of us, because storytelling, the most ancient form of art, is the very essence of all forms of modern art and the daily lives of people. As Ruth tells Lisa when criticising a story she had written : “We should never write randomly. There are too many random things in life. We should not let this leak into our stories. We should not trivialize our stories. That would be the end of us all.” 51 11 MAYIS ¦ PAZ ¦ 20.00 MAY 11ST ¦ SUN ¦ 20.00 12 MAYIS ¦ PZT ¦ 20.00 MAY 12ND ¦ MON ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 52 DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL ROMANYA Passe-Partout Tiyatrosu Biz İkimiz ROMANIA Passe-Partout Theatre Company Two Of Us Işık Tasarımı Light Designer Gabi Petrescu Dillerin ve kültürlerin sınırlarının ötesinde, hareketlerin, müziğin ve imgelerin sahnelerle birbirine bağlandığı zarif bir öykü. Dansın ve tiyatronun bu kusursuz kombinasyonu, izleyiciyi bir düş dünyasına götürüyor. An elegant story beyond the borders of language and cultures, which combines scenic movements, music, images. The perfect combination of dance and theatre conduct the spectator into a dream-like world. Koreograf Choreograph Lelia Marcu “Biz İkimiz”, yaşamla ilgili! Saf ve basit. “Two of Us” it’s about Life! Pure and simple. Son derece duyarlı ve ifade gücü yüksek bir aşk öyküsü. Vivaldi ve Pierro dela Francesca’dan günümüz yaşam biçimine uzanan, duyuları ve sanatı aşkla birleştiren bin yılın insanının varoluşu. Kadın ve erkek, insan varoluşu. Dünya ve yaşam hakkında yalın ama basite indirgenemeyecek bir oyun. A classical “love story” full of sensitivity and expressivity. The pure human gesture unites the love senses and the arts and the music energy trough a millenary way from Vivaldi and Pierro dela Francesca to contemporary way of living. Just a simple -as pure, not simplistic- play about man and woman, about human condition in the world, about life. Yazan/Yöneten Playwright/Director Ana Pepine Paul Cimpoieru Rol Dağılımı Cast Ana Pepine Paul Cimpoieru Yalın ve güçlü. Aynı anda hem klasik hem modern. İki aktörün, düşünceleri, deneyimleri ve duyguları aktarırken alternatif performans sanatı biçimlerini kullanması (oyunculuk, klasik ve davranışsal pandomim, geleneksel dans, tap dansı, tango, flamenko, bale, çağdaş dans, dövüş sanatları), teatral iletişimin evrensel boyutunu da gözler önüne sermektedir. Yaratılan imgeler ve semboller, benzersiz duyguları tetikleyen özel bir güce sahipler. As simple, as powerful. It’s modern and classical in at the same time. The two actors’ use of alternative forms of performance arts (acting, classical and behavioral pantomime, traditional dance, tap dance, tango, flamenco, ballet, contemporary dance, martial arts) to convey ideas, experiences and emotions also exposes the universal dimension of theatrical communication. The images and symbols created have a special force that induces unique emotions. 53 13 MAYIS ¦ SAL ¦ 20.00 MAY 13RD ¦ TUE ¦ 20.00 14 MAYIS ¦ ÇRŞ ¦ 20.00 MAY 14TH ¦ WEN ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 54 Yazan Playwright Ludwig Fulda Uyarlayan/Yöneten Adaptor/Director Hakan Altıner Dekor/Kostüm Tasarımı Set/Costume Designer Günnur Çaras Işık Tasarımı Light Designer Hakan Akdağ Rol Dağılımı Cast İlhan Şeşen Aydan Şener Burçin Bildik Damla Cercisoğlu Ayça Tekindor DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL Türkiye TİYATRO KEDİ BANA ESME’Yİ ANLAT TURKEY Theatre Cat Tell me About Esme “... Günümüzle geçmiş o kadar kesin bir sınırla ayrılmaz.. Hatta birbirlerine paralel akıp giderler... Bu yüzden dün dündür, bugün ise bugün diye bir şey olamaz.Belki de bugün aslında dün, dün de birazcık bugündür...” “... There are no distinct borders between the present and the past.. They even flow in parallel with one another.. That’s why yesterday is yesterday and today we cannot have anything called today. Perhaps today is actually yesterday and yesterday was a bit of today...” Uzun yıllar boyunca, sadece müzik yaparak yaşamış, 25 yıl önce “hayatının aşkı”nı “sözünü tutmadığı” için kaybetmiş bir müzisyen: SONAT... Yağmurlu bir akşamüstü, tesadüfen girdiği bir barda, adının geçtiği şarkıyı söyleyen Sonat’a “yıldırım aşkı”ile tutulan genç bir kadın: ESME ... Ve Esme’nin güçlü, güzel ve ünlü bir ressam olan annesi: GÖNÜL... Sonat’ın 25 yıldır özlemini çektiği “Hayatının aşkı”... 25 yıl sonra yeniden ortalığa saçılan aşklar/ heyecanlar/seçimler... “Bana Esme’yi Anlat”, konusuyla, müziğiyle “bugünkü duyguları/öfkeleri/tutkuları“ anlatan bir oyun.. Aynı zamanda, “dünden gelen aşkları/ acıları/ihanetleri” de... Çünkü ; “...bugün aslında dün, dün de birazcık bugündür...” SONAT: A musician who has lived by making music only for many long years and who has lost “the love of his life” 25 years ago because of a betrayal. ESME: A young woman who falls in love with Sonat who sings a song with her name in it at first sight on a rainy afternoon in a bar she randomly enters… and GÖNÜL: Esme’s strong, beautiful and famous mother who is an artist… Sonat’s “love of his life” whom he had been missing for 25 years. Loves/passions/choices that are scattered all alround once again after 25 years.. “Tell Me About Esme” is a play which tells us about today’s feelings/angers/passions… But at the same time it reveals yesterday’s loves/pains/betrayals as well… Because ; “...today is actually yesterday and yesterday was a bit of today...” 55 15 MAYIS ¦ PER ¦ 20.00 MAY 15TH ¦ THUR ¦ 20.00 16 MAYIS ¦ CUM ¦ 20.00 MAY 16TH ¦ FRI ¦ 20.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 56 DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL ATÖLYE ÇALIŞMASI WORKSHOP Resim Üzerine Çeşitlemeler Variations on Art and ve Sanat Tarihi Art History Atölye süresince katılımcılara resmin katettiği yollar, sanat tarihi terminolojisiyle anlatılacak. Örnek resimler üzerinden katılımcılara, renk kullanımı, desen, kompozisyon gibi olgular üzerine bilgiler verilecek. Throughout the workshop, the participants will be informed on the journey of art with the terminology of art history. The participants will also be briefed on concepts like use of colour, texture and composition on some example works of art. Atölye soru yanıtlarla çeşitlendirilecek. The workshop will be enhanced with questions and answers. ALİ RAŞİT KARAKILIÇ Atölye Lideri Workshop Leade Ali Raşit Karakılıç Veli MERT 1951 Yılında Nazilli’de doğdu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi (Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu) Resim Bölümü’nde 1974 yılında lisansını tamamladı. 1968 - 2011 yılları arasında 17 adet kişisel sergi, 19 adet karma sergi açtı. ALİ RAŞİT KARAKILIÇ He was born in 1951 in Nazilli. He completed his BA at Marmara University Faculty of Fine Arts (The State High School for Applied Fine Arts) Department of Art. Ayrıca sanatçının birçok ödülü de bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; 1968 - 1969 yıllarında Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Resim Yarışması 2. ve 3.’lük ödülü, 1975 Milli Piyango Amblem Yarışması 1.’lik ödülü, 1976 Lassa Amblem Yarışması 2.’lik ödülü, 2013 Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması Başarı Ödülü’dür. Between 1968 and 2011 he opened 17 personal exhibitions and 19 group exhibitions. The artist has numerous awards. Some of these awards are: between 1968 and 1969 second and third prizes in the Art Competition at The State Fine Arts Gallery, first prize at the 1975 National Lottery Emblem Competition, second prize in 1976 Lassa Emblem Competition and Achievement Award in 2013 Aydın Doğan International Caricature Competition. Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği (BRHD), Adana Sanat Konseyi üyesi olan Karakılıç, Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümü’nde “Temel Sanat Tasarım” dersi okutmanlığı görevi ile birlikte, Adana’da ve İstanbul’daki atölyelerinde sanat çalışmalarını sürdürmektedir. VELİ MERT 1965 yılında Adana’nın İmamoğlu ilçesinde doğdu. 1988 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. 1986 - 1992 yılları arasında Maltepe’deki kendi resim atölyesinde çalıştı. Ağrı Taşlıçay Lisesi’nde Resim Öğretmenliği yaptı. 1995 - 1997 Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü’nden “Resim Sanatında An” konulu tezi ile yüksek lisans derecesi aldı. 2004 yılında Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde Öğretim Görevlisi kadrosuna atandı. 17 NisaN ¦ PRŞ ¦ 14.00 2004 - 2007 yıllarında Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Resim Bölümü’nün “Rönesans’tan Günümüze, Resim Sanatında Mekan, Mekan Algılayışları” konulu tezi ile Sanatta Yeterlik Programı’nı bitirdi. 2010 yılında ise Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Yardımcı Doçent kadrosuna atandı. Adana DEVLET TİYATROSU Çalışma Stüdyosu Veli Mert’in 1993 ve 2013 yıllar arasında açmış olduğu 6 adet kişisel sergisi bulunmaktadır. APRIL 17TH ¦ THUR ¦ 14.00 Ayrıca 1991 yılında Adana Çimento Fabrikası Ulusal Resim Yarışması’nda mansiyon ödülüne layık görülmüştür. Adana State Theatre WORKSHOP STUDIO A member of the United Artists and Sculptors Association (BRHD) and Adana Art Council, Karakılış lectures for the course “Basic Art Design” at Çukurova University Faculty of Fine Arts Department of Interior Design. He continues his artistic work at his Adana and Istanbul workshops. VELİ MERT He was born in 1965 in Adana’s İmamoğlu province. He graduated from Marmara University Faculty of Fine Arts Department of Art in 1988. Between 1986 and 1992 he worked at his own workshop in Maltepe. He taught art at Ağrı Taşlıçay High School. He completed his MA degree between 1995 and 1997 at Marmara University Institute of Fine Arts with his thesis “The Moment In Art”. In 2004 he started working as an academician at Mersin University Faculty of Fine Arts Department of Art. Between 2004 and 2007 he completed the Competence in Art Programme with his thesis titled “Space and Perceptions of Space in Art from Renaissance to the Present” at Marmara University, Institute for Fine Arts. In 2010 he was appointed as an Assistant Professor at the Department of Art, Faculty of Fine Arts, Mersin University. Veli Mert has opened 6 personal exhibitions between 1993 and 2013. He also has an Honourable Mension in Adana Cement Factory’s National Art Competition in 1991. 57 Atölye Lideri Workshop Leade Mesut YAVUZ ATÖLYE ÇALIŞMASI Sahne Fotoğrafçılığı WORKSHOP Stage Photography Atölye süresince, Adana Devlet Tiyatrosu oyunlarında (2013 - 2014 sezonu) çekilmiş, örnek olarak seçilmiş fotoğraflar üzerinde sohbet. (Çekiliş biçimi, tekniği, duygusu) Konu kısa bir öykü biçiminde katılımcılara anlatılacak. Karşılıklı soru yanıtlarla da çeşitlendirilecek. During the workshop there will be talks on a number of selected photographs shot for the Adana State Theatre plays during the 2013 - 2014 season. (The style, technique and emotionality of the photographs will be discussed.) The subject will be told to the audience in the form of a short story. Questions and asnwers will enrich the discussions. Atölye sonunda ise bir fotoğraf gösterisi sunulacak. There will be a photography performance at the end of the workshop. MESUT YAVUZ 1962 Ankara doğdu. İlk ve ortaokulu Ankara’da okudu. Lise açık öğretim ve akşam lisesi bitirdi. Evli ve bir kız babasıdır. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar / Heykel Bölümü’ndeki eğitimini yarım bıraktı. Fotoğrafla 1977 yılında tanıştı. “Yüz+” adlı bir fotoğraf albümü ve “Her Şey Üzerine Hiçbir Şey” adlı şiir kitabı vardır. Lül Sanat adlı bir edebiyat dergisi yayımladı. Gazetecilik yaptı. 9 yıldır Adana Devlet Tiyatrosu sahne fotoğrafçısı olarak çalışmaktadır. 24 NisaN ¦ PRŞ ¦ 14.00 Adana DEVLET TİYATROSU Çalışma Stüdyosu APRIL 24TH ¦ THUR ¦ 14.00 Adana State Theatre WORKSHOP STUDIO MESUT YAVUZ He was born in Ankara in 1962 and completed his primary and secondary education in the same city. He completed evening high school in distant education programme. He is married and has a daughter. He left his education at Çukurova University Faculty of Fine Arts Department of Sculpture. He was acquainted with photography in 1977. He has an album of photography titled “Face+” and a book or poetry titled “Nothing on Everything” He has also published a literary magazine called “Lül Sanat”. He worked as a journalist. He has been working as a stage photographer at Adana State Theatre. 58 DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA THEATRE FESTIVAL ATÖLYE ÇALIŞMASI WORKSHOP Müziğin Görsel Sanatlarla THE INTERACTION OF MUSIC Etkileşimi WITH VISUAL ARTS Atölye Lideri Workshop Leade Berna UĞURLAR Kısa bir dans gösterisini müzikli ve müziksiz sunum ile görsel sanatların bir dalı olan dansın müzikle etkileşimini anlatmak. Bir oyundan seçilmiş tiradı ya da şiiri müzikli ve müziksiz sunum ile görsel sanatların bir dalı olan tiyatro oyunculuğunun müzikle etkileşimini anlatmak. Mussorgsky’nin “Bir Sergiden Tablolar” adlı eserini tablolar eşliğinde izleyicilere dinletmek ve böylece görsel sanatların bir dalı olan resmin müzikle etkileşimini anlatmak. Söyleşinin sonuna doğru katılımcılarla sohbet ve müziğin görsel sanatlarla etkileşimine dair soruları yanıtlamak. BERNA UĞURLAR 1983 yılında Adana’da doğdu. 1995 yılında Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın sınavını kazanarak Boguslav Wodka ile piyano çalışmalarına başladı. 1998 yılında Adana Devlet Tiyatrosu’nun “Ne Gelir Elimizden İnsan Olmaktan Başka” adlı oyununun müziklerini yaptı. Ortaokul ve lise eğitimi bitene kadar birçok konser ve resital verdi. 1999 yılında Kültür Bakanlığı’nın düzenlemiş olduğu piyano yarışmasında jüri özel ödülü aldı. Aynı yıl Tobav’ın sponsorluğunda resital verdi. Ayrıca Almanya’da Isaac Zetel’in master kursuna katıldı. 1 MAYIS ¦ PRŞ ¦ 14.00 Adana DEVLET TİYATROSU Çalışma Stüdyosu MAY 1ST ¦ THUR ¦ 14.00 Adana State Theatre WORKSHOP STUDIO 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın sınavını kazanarak üniversite eğitimine devam etti. 2002 yılında İtalya’da Michael Champanella’nın master kursuna katıldı. 2003 yılında Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’nda George Gershwin’in “Rhapsodie in Blue” adlı eserini solist olarak seslendirdi. 2005 yılında Hacettepe Konservatuvarı’ndan mezun oldu. 2006 - 2012 yılları arasında Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2007 yılında Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda öğretim görevlisi G. Can Çoker ile yüksek lisans çalışmalarına başladı. 2007 senesinden itibaren Adana Devlet Tiyatrosu’nda “Küçük Kara Balık”, “Ziyaretçi”, “Tiyatro Çocukları” adlı oyunların müzik tasarımını yapmış olup birçok oyunda da piyanist olarak görev aldı. 2011 yılında Adana Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun sahnelediği çocuk oyununun müzik tasarımını yaptı. Adana Devlet Tiyatrosu’ndaki görevine halen devam etmektedir. 2012 yılında “Akdeniz Rüyası” adlı müzik grubunu kurarak “Akdeniz Rüyası” ve “Tango” adlı konseri gerçekleştirdi. Grup çalışmalarına 2013 yılında da “Tango” ve “Eski Kırkbeşlikler” repertuarıyla devam etmektedir. To discuss the interaction of dance with music through a short dance performance with a musical and a non-musical performance. To discuss the interaction of acting as a visual art with music through presenting a selected tirade or poem from a play with and without music. To make the participants listen to Mussorgsky’s “Paintings from an Exhibition” and to discuss the interaction of paintings with music. Towards the end of the session, the participants will have a chance to forward their questions on the interaction of talking and music. BERNA UĞURLAR She was born in 1983 in Adana. In 1995 she passed the Çukurova University State Conservatory Examination and started her paino work with Boguslav Wodka. In 1998 she produced the music for the play “Being Human is the Only Thing We Can Do” for Adana State Theatre. She has performed at numerous concerts and musicals until she finished her primary and high school education. She won the Special Jury Award in the piano competition organised by the Ministry of Culture in 1999. She has also participated in Isaac Zetel’s master course in Germany. In 2001 she won Hacettepe University State Conservatory Examination and continued her university education. She participated in Michael Champanella’s master course in Italy in 2002. In 2003 she performed George Gershwin’s “Rhapsodie in Blue” at Çukurova State Symphony Orchestra as a soloist. In 2005 she graduated from Hacettepe Conservatory. She worked as an academician at Çukurova University State Conservstory between 2006 and 2012. In 2007 she started to work on her MA with G. Can Çoker. From 2007 onwards she produced music for the plays “Litte Black Fish”, “The Visitor” and “Theatre Kids” at Adana State Theatre and she performed as a pianist in numerous plays. In 2011 she produced music for the children’s play staged by Adana Metropolitan Municipality. She still holds her position at the Adana State Theatre. She formed the “Akdeniz Rüyası” (The Mediterranean Dream) music group in 2012 and performed at her “Tango” concert. She still continues with her group work with her “Tango” and “‘Eski Kırkbeşlikler” repertoire. 59 Atölye Lideri Workshop Leade Lilya Petrova Yaş Grubu Age Group 13-18 yaş arası Ages 13 to 18 ATÖLYE ÇALIŞMASI Dans Tiyatrosunun Teknik Yöntemleri ve Sahne Performansı WORKSHOP Technical Methods of Dance Theatre and Stage Performance Her sanat dalından etkilenen dans tiyatro dinamik ve üretkendir. Fakat sahnede bir metni okuyarak değil de tüm bedenini kullanarak izleyiciye aktarmak,herkese ulaşabilmek farklı teknikler kullanarak izleyiciye ulaşmaya çalışmaktır. Dans dünyasının estetik algısını değiştirmeyi başarmış,dans ile tiyatronun,dans ile müziğin ve insan ile dansın ilişkisini yeniden üreterek çağına damgasını vurmuş tiyatro türüdür. Dans tiyatrosu duygusal yoğunluklu “iç çatışmalar, duygusal çelişkiler” bir merkezden hareket ettiğini ortaya koyar. Bu yüzden beden egzersizleri yapılmalıdır. Sahne performansının vücud dilini kullanarak seyirciye ulaşabilmelidir. The dance theatre that is influenced by all branches of art is dynamic and creative. In dance theatre you do not follow a text on the stage, but you try to reach the audience with different techniques and by using the whole body. It has changed the aesthetic perception of the world of dance and reproduced the relationship between dance and theatre, dance and music and man and dance. Dance theatre could be designated as the new form of theatre of the century. Dance theatre is inspired by highly emotional “inner conftlicts and emotional contradictions”. Body exercises are therefore essential for dance theatre. The body language of stage performance should be used to reach out to the audience. LİLYA PETROVA Altı yaşında Bulgaristan’ın Pazarcik şehrinde Bale Çocuk Okulunda bale eğitimine başladı. 1981 yılında Plovdiv Bale Okulu’nda Rus Ninel Giçeva’nın sınıfından üstün başarıyla mezun oldu. Aynı yıl Plovdiv Devlet Opera ve Balesi’nde “Solist Balerin” sınavını kazanıp göreve başladı. Solo rollerinden sonra “Prima Balerin” seçildi. 1994-1998 yılları arasında Plovdiv (Filibe) Müzik ve Dans Akademisi Bale Pedagojisi Bölümü’nde lisans eğitimimi tamamladı. 1999 yılında Plovdiv (Filibe) Müzik Ve Dans Sanatları Akademisi’nde Prof. Dr. Petir Lukanov’un danışmanlığında Bale Pedagojisi ve Bale Rejisörlüğü alanında yüksek lisansını üstün başarıyla tamamladı. Eşinin (Emanuil Petrov) Ç.Ü. Devlet Konservatuarı’ndaki Kontrabas eğitmenliğinden dolayı 1999 yılında Bulgaristan’da Devlet Opera ve Balesi’ndeki işini bırakarak Adana’ya yerleşti. 8 MAYIS ¦ PRŞ ¦ 14.00 Adana DEVLET TİYATROSU Çalışma Stüdyosu MAY 8 ¦ THUR ¦ 14.00 TH Adana State Theatre WORKSHOP STUDIO Şu an Filibe Operası’nın repertuarında bulunan Manuel de Falla’nın “Bizi Yakan Ateş” adlı balesinin rejisörlüğünü yaptı; 1999 yılından itibaren Ç.Ü. Devlet Konservatuarı Tiyatro (oyunculuk) Ana Sanat Dalı’nda ve Şan Bölümü’nde dansla ilgili birçok dersi önce ücretli olarak verdi. 2005 yılından itibaren de Ç.Ü. Öğretim Görevlisi kadrosunda çalışmakta. 2012 yılında açılan Bale Ana Sanat Dalı’nın ilk sınıfının öğretmeni oldu. 2000 yılından itibaren Adana Devlet Tiyatrosu’nda bir çok oyunun koreografisini yapmıştır. Bunlardan bazıları “Cadı Kazanı”, “Figaro’nun Düğünü”, “Kadınlar Savaş ve Oyun”, “Karmela ve Paolino”dur. Türkiye’ de ise; 2003 yılında Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası ile birlikte Aspendos Müzik Festivali’ne davetli olarak katıldı ve “Bolero” solo rolünde oynadı. 2013 yılında Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası ile birlikte yılbaşı konserinde bale öğrencileri ile iki eserin koreografisini yaptı LİLYA PETROVA She started ballet training in the Child Ballet School in the city of Pazarcik in Bulgaria when she was 6 years old. In 1981, she graduated with honors from the class of Russian Ninel Giçeva in Plovdiv Ballet School. The same year, she started working in Plovdiv State Opera and Ballet, upon passing the “Soloist Ballerina” exam. After a few solo roles, she was chosen the “Prima Ballerina”. From 1994 to 1998, she completed her Bachelor’s Degree in the department of Pedagogy in Plovdiv Music and Dance Academy. In 1999, she did Master’s with honors on Ballet Pedagogy and Ballet Directing under the supervision of Professor Petir Lukanov in Plovdiv Music and Dance Arts Academy. Because her husband (Emanuil Petrov) was a Contrabass instructor in the State Conservatory in Cukurova University, she quit her job in the State Opera and Ballet in Bulgaria and started accommodating in Adana in 1999. She has recently directed the play “Bizi Yakan Ateş” by Manuel de Falla, included in the repertoire of Plovdiv Opera. She has taught many classes about dance in the Theatre (Acting) Main Art and Singing Department in the State Conservatory at Çukurova University since 1999. She has been working as an Academic Member at Cukurova University since 2005. She is the instructor of the first class launched under the department of Ballet Main Art opened in the year 2012. She has choreographed numerous plays in Adana State Theatre since 2000. Some of them are “The Crucible”, “The Marriage of Figaro”, “Women War and Play”, “Carmela and Paolino”. She was invited to the Musical Festival of Aspendos with Çukurova State Symphony Orchestra in 2003 in Turkey and played solo in “Bolero”. She choreographed two plays with the ballet students along with Çukurova State Symphony Orchestra for the New Year Concert in 2013. DEVLET TİYATROLARI - SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ PROGRAMI (14 NİSAN - 16 MAYIS) 8 NisaN ¦ SAL ¦ 20.00 10 NisaN ¦ PRŞ ¦ 20.00 İstanbul Devlet TiyATROSU KENTER TiyATROSU CİMRİ İYİ GECELER DESDEMONA, GÜNAYDIN JULIET SABANCI ÜNİVERSİTESİ SABANCI ÜNİVERSİTESİ 14 NisaN ¦ PZT ¦ 20.00 15 NisaN ¦ SAL ¦ 20.00 16 NisaN ¦ ÇRŞ ¦ 20.00 FRANSA IlotopIe İstanbul Devlet TiyATROSU İstanbul Devlet TiyATROSU SUYA YANSIYAN DÜŞLER ÇÖL FIRTINALARI ÇÖL FIRTINALARI Resim Üzerine Çeşitlemeler ve Sanat Tarihi TAŞKÖPRÜ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ Seyhan Nehri ÜZERİ 21 NisaN ¦ PZT ¦ 20.00 20.00 19 NisaN ¦ CTS 20 NisaN ¦ PAZ ¦ 20.00 Kocaeli B. B. Şehir Tiyatroları İSPANYA Yllana TİYATROSU İSPANYA Yllana TİYATROSU KAFESTEN BİR KUŞ UÇTU (GUGUK KUŞU) KAFESTEN BİR KUŞ UÇTU (GUGUK KUŞU) (15.00 - 20.00) Adana Devlet TiyATROSU Çalışma Stüdyosu HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ 23 NisaN ¦ ÇRŞ ¦ 20.00 14.00 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ 25 NisaN ¦ CUM ¦ 20.00 26 NisaN ¦ CTS 27 NisaN ¦ PAZ ¦ 20.00 ATÖLYE Mesut YAVUZ Kocaeli B. B. Şehir Tiyatroları AnkarA Ekin Tiyatrosu BURSA DEVLET TİYATROSU BURSA DEVLET TİYATROSU İRAN İnruzha Tiyatrosu İSTANBUL EFENDİSİ MUU! İSTANBUL EFENDİSİ ÜÇÜNCÜ ZİL Sahne Fotoğrafçılığı KAFESTEN BİR KUŞ UÇTU (GUGUK KUŞU) ÜÇÜNCÜ ZİL SARIPINAR 1914 HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ SABANCI ÜNİVERSİTESİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ Adana Devlet TiyATROSU Çalışma Stüdyosu SABANCI ÜNİVERSİTESİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ 3 MAYIS ¦ CTS 4 MAYIS ¦ PAZ ¦ 20.00 İzmir Devlet Tiyatrosu İzmir Devlet Tiyatrosu SON ÇIĞLIK SON ÇIĞLIK 29 NisaN ¦ SAL ¦ 20.00 30 NisaN ¦ ÇRŞ İstanbul Devlet TiyATROSU Mersin Devlet Opera Ve Balesi Van Devlet Tiyatrosu KURAKLIK VE YALAN ÇEHOV MAKİNESİ ÇALIKUŞU Ay Işığı Sirki (Ç.O.) HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ SABANCI ÜNİVERSİTESİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ 11.00 1 MAYIS ¦ PRŞ ¦ 14.00 20.00 (11.00 - 14.00) 11.00 2 MAYIS ¦ CUM ATÖLYE Berna UĞURLAR Ay Işığı Sirki (Ç.O.) Müziğin Görsel Sanatlarla Etkileşimi LENKeRAN HAN’IN VEZİRİ Ay Işığı Sirki (Ç.O.) LENKeRAN HAN’IN VEZİRİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ Adana Devlet TiyATROSU Çalışma Stüdyosu HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ 5 MAYIS ¦ PZT ¦ 20.00 6 MAYIS ¦ SAL ¦ 20.00 7 MAYIS ¦ ÇRŞ ¦ 20.00 ANKARA Devlet Tiyatrosu ANKARA Devlet Tiyatrosu Eskişehir B. B. ŞEHİR Tiyatroları ATÖLYE LİLYA Petrova Eskişehir B. B. ŞEHİR Tiyatroları NEREYE NEREYE NAFİLE DÜNYA Dans Tiyatrosunun Teknik Yöntemleri ve Sahne Performansı (13-18 yaş Arası) NAFİLE DÜNYA HAMLET HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ Adana Devlet TiyATROSU Çalışma Stüdyosu HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ 12 MAYIS ¦ PZT ¦ 20.00 13 MAYIS ¦ SAL ¦ 20.00 14 MAYIS ¦ ÇRŞ ¦ 20.00 15 MAYIS ¦ PRŞ ¦ 20.00 16 MAYIS ¦ CUM ¦ 20.00 Tiyatro Kedi Tiyatro Kedi ROMANYA ROMANYA Passe-Partout Tiyatrosu Passe-Partout Tiyatrosu TOPLU HİKAYELER Biz İkimiz Biz İkimiz HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ Van Devlet Tiyatrosu 20.00 Van Devlet Tiyatrosu Kenter Tiyatrosu Azerbaycan Milli Akademik Dram Tiyatrosu 20.00 MUU! AnkarA Ekin Tiyatrosu İRAN İnruzha Tiyatrosu 24 NisaN ¦ PRŞ ¦ 20.00 MUU! İSTANBUL B. B. ŞEHİR TİYATROLARI 20.00 20.00 18 NisaN ¦ CUM ¦ 20.00 Kocaeli B. B. Şehir Tiyatroları İSPANYA Yllana TİYATROSU 28 NisaN ¦ PZT 22 NisaN ¦ SAL 17 NisaN ¦ PRŞ ATÖLYE Ali Raşit KARAKILIÇ VELİ MERT İSTANBUL B. B. ŞEHİR TİYATROLARI 20.00 20.00 14.00 14.00 Azerbaycan Milli Akademik Dram Tiyatrosu 8 MAYIS ¦ PRŞ 20.00 BANA ESME’Yİ BANA ESME’Yİ ANLAT ANLAT HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ İletişim Ofisi (322) 352 33 55/112 ¦ Gişe (322) 352 33 55/103-104 ADANA DEVLET TİYATROSU Gazipaşa Bulvarı Gişesi (322) 459 35 17 ¦ Çukurova Üniversitesi Gişesi (322) 338 64 59 (15.00 - 20.00) HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ 9 MAYIS ¦ CUM ¦ 20.00 10 MAYIS ¦ CTS 11 MAYIS ¦ PAZ ¦ 20.00 İSTANBUL Devlet Tiyatrosu İSTANBUL Devlet Tiyatrosu Kenter Tiyatrosu HAMLET TOPLU HİKAYELER (15.00 - 20.00) HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ SARIPINAR 1914 KURAKLIK VE (15.00 - 20.00) YALAN HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ HACI ÖMER SABANCI KÜLTÜR MERKEZİ Sabancı Center 4. Levent 34330 İstanbul T 0212 385 88 00 F 0212 385 88 11 www.dtgm.gov.tr www.sabancivakfi.org Katkılarından dolayı Devlet Tiyatroları Vakfı’na teşekkür ederiz. Thanks State Theatres Foundation for contributions. SabanciVakfi www.dtgm.gov.tr ¦ www.sabancivakfi.org ¦ www.adanadt.gov.tr sabanci.vakfi 1.250-TUR-İNG/04-2014 Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Ulus 06050 Ankara T (0312) 310 19 45 STATE THEATRES - SABANCI INTERNATIONAL ADANA theatre FESTIVAL PROGRAM (APRIL 14TH - MAY 16TH) APRIL 8th ¦ TUE ¦ 20.00 APRIL 10th ¦ THUR ¦ 20.00 ISTANBUL STATE Theatre KentER Theatre THE MISER GoodnIght Desdemona, Good MornIng JulIet SABANCI UNIVERSITY SABANCI UNIVERSITY APRIL 14TH ¦ MON ¦ 20.00 APRIL 15TH ¦ TUE ¦ 20.00 APRIL 16TH ¦ WED ¦ 20.00 FRANCE IlotopIe ISTANBUL STATE Theatre ISTANBUL STATE Theatre AQUATIC PARADE Desert Storms Desert Storms VarIatIons on Art and Art HIstory PERFORMANCE AT Stone BrIdge HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER Adana STATE THEATRE WORKSHOP STUDIO APRIL 21ST ¦ MON ¦ 20.00 APRIL 23RD ¦ WED ¦ 20.00 20.00 APRIL 19TH ¦ SAT APRIL 20TH ¦ SUN ¦ 20.00 KocaelI MetropolItan MUNICIPALITY Theatres SPAIN Yllana SPAIN Yllana One Flew Over the Cuckoo’s Nest One Flew Over the Cuckoo’s Nest (15.00 - 20.00) HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER APRIL 25TH ¦ FRI ¦ 20.00 APRIL 26TH ¦ SAT APRIl 27TH¦ SUN ¦ 20.00 KocaelI MetropolItan MUNICIPALITY Theatres AnkarA EkIn Theatre BURSA State Theatre BURSA State Theatre IRAN Inruzha Theatre Group The Istanbul Gentleman MUU! The Istanbul Gentleman The ThIrd Gong Stage Photography One Flew Over the Cuckoo’s Nest The ThIrd Gong SARIPINAR 1914 HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER SABANCI UNIVERSITY HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER Adana STATE THEATRE WORKSHOP STUDIO SABANCI UNIVERSITY HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER APRIL 29TH ¦ TUE ¦ 20.00 APRIL 30TH ¦ WED 20.00 MAY 3RD ¦ SAT MAY 4TH ¦ SUN ¦ 20.00 AzerbaIjan State Drama Theatre Of AzerbaIjan IzmIr State Theatre IzmIr State Theatre MersIn STATE Opera and Ballet Van STATE THEATRE Drought and LIe the Chekhov machIne ScrubbIrd The MoonlIght CIrcus HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER SABANCI UNIVERSITY HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER 11.00 MAY 1ST ¦ THUR ¦ 14.00 20.00 (11.00 - 14.00) 11.00 MAY 2ND ¦ FRI Van STATE THEATRE WORKSHOP Berna UĞURLAR The MoonlIght CIrcus THE INTERACTION OF MUSIC WITH VISUAL ARTS The Adventures Of Lankaran Khan’s VIZIER The MoonlIght CIrcus The Adventures Of Lankaran Khan’s VIZIER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER Adana STATE THEATRE WORKSHOP STUDIO HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER MAY 5TH ¦ MON ¦ 20.00 MAY 6TH ¦ TUE ¦ 20.00 MAY 7TH ¦ WED ¦ 20.00 Ankara State Theatre Ankara State Theatre ESKISEHIR MetropolItan MUNICIPALITY Theatres ATÖLYE LIlya Petrova ESKISEHIR MetropolItan MUNICIPALITY Theatres WHERE T0? WHERE T0? The FutIle World TechnIcal Methods of Dance Theatre and Stage Performance (Ages 13 To 18) The FutIle World HAMLET HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER Adana DT Çalışma Stüdyosu HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER MAY 12ND ¦ MON ¦ 20.00 MAY 13RD ¦ TUE ¦ 20.00 MAY 14TH ¦ WED¦ 20.00 MAY 15TH ¦ THUR ¦ 20.00 MAY 16TH ¦ FRI ¦ 20.00 KentER Theatre ROMANIA Passe-Partout Theatre Company ROMANIA Passe-Partout Theatre Company Theatre Cat Theatre Cat Two Of Us Two Of Us Tell me About Esme Tell me About Esme HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER Collected StorIes HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER AzerbaIjan State Drama Theatre Of AzerbaIjan 20.00 HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER WORKSHOP Mesut YAVUZ ISTANBUL STATE THEATRE APRIL 24TH ¦ THUR ¦ 20.00 MUU! AnkarA EkIn Theatre IRAN Inruzha Theatre Group 14.00 MUU! Istanbul MetropolItan MUNICIPALITY Theatres 20.00 20.00 APRIL 18TH ¦ FRI ¦ 20.00 KocaelI MetropolItan MUNICIPALITY Theatres SPAIN Yllana APRIL 28TH ¦ MON APRIL 22ND ¦ TUE APRIL 17TH ¦ THUR WORKSHOP Ali Raşit KARAKILIÇ VELİ MERT Istanbul MetropolItan MUNICIPALITY Theatres 20.00 20.00 14.00 Van STATE THEATRE 14.00 MAY 8TH ¦ THUR 20.00 The Last Scream (15.00 - 20.00) The Last Scream HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER MAY 9TH ¦ FRI ¦ 20.00 MAY 10TH ¦ SAT MAY 11ST ¦ SUN ¦ 20.00 ISTANBUL State Theatre ISTANBUL State Theatre KentER Theatre HAMLET Collected StorIes HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER Contact Office (322) 352 33 55/112 ¦ Box Office (322) 352 33 55/103-104 ADANA STATE THEATRE Gazipaşa Boulevard Box Office (322) 459 35 17 ¦ Çukurova University Box Office (322) 338 64 59 (15.00 - 20.00) HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER SARIPINAR 1914 (15.00 - 20.00) HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER Drought and LIe HACI ÖMER SABANCI CULTURAL CENTER