Hidrokarbon zehirlenmesi
Transkript
Hidrokarbon zehirlenmesi
Bir vaka nedeni ile unutulmaya başlayan bir zehirlenme etkenine yaklaşımın gözden geçirilmesi; Gaz yağı zehirlenmesi Metin Uysalol (1), Didem Soydemir (2), Agop Çıtak (3) 1. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilimdalı, Uzm. Dr. 2. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilimdalı, Asist. Dr. 3. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilimdalı, Prof. Dr. Özet Gazyağı zehirlenmesi nadirdir. Bu en sık kaza ile bir hidrokarbon yutulur oylandı çocuklarda görülür. Kaza gazyağı petrol zehirlenmesi Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkelerde ciddi bir pediatrik sorun kalmaya devam ediyor. Biz hidrokarbon zehirlenme nedeniyle acil servise gelen bir olgu sunduk. Anahtar kelimeler: çocuk, acil, gaz yağı zehirlenmesi, Summary Kerosene poisoning is rare. It most commonly occurs in children who have ingested a hydrocarbon by accident. Accidental kerosene oil poisoning continues to remain a serious pediatric problem in Turkey and other developing countries. We report one case from our emergency department, due to hydrocarbon poisoning. Keywords: child, emergency, kerosene poisoning Özet En yaygın hidrokabonlu bileşikler de petrol ürünleridir. Ev ortamında kazayla ya da kasıtlı olarak alınmaları zehirlenmeye neden olur. Gaz yağı hidrokarbonlu ürünlerden alifatik hidrokarbon grubundadır. Gaz yağı, rafinerilerde benzinden sonra alınan bir üründür [1]. Önceleri sadece aydınlatma amacıyla kullanılırken sonradan ısınma amacı ile de kullanılmaya başlanmıştır. Gaz yağının özellikle ev içinde su, meyve suyu veya gazlı içecek şişesi gibi farklı ambalajlarda saklanması çocukların bu maddeyi yanlışlıkla içmesini kolaylaştıran faktörlerdir. Son zamanlarda ülkemizde hidrokarbonlu maddelere bağlı zehirlenmeler artmaktadır. Merkezimize gönderilen olgularda da artış olduğu, bu vakaların ilk başvurdukları sağlık kuruluşlarında yapılan tanı ve tedavi uygulamalarında farklılık olduğu izlenmektedir. Acil servisimize gönderilen bir vaka nedeni ile gaz yağı gibi organik çözücülerin ambalajlanmasında, satılmasında ve kullanımında daha dikkatli olunması gerektiğine dikkat çekmek, bu maddeye bağlı zehirlenmelerin klinik ve epidemiyolojik özelliklerini vurgulamak ve hidrokarbon zehirlenmesi yönetimini tekrardan gözden geçirmek istedik. Olgı On altı aylık kız çocuk kendi evinde oyun oynarken kaza ile plastik su şişesi içine konulmuş olan gaz yağından bilinmeyen miktarda içtiği ifade edilerek ailesi tarafından kendi araçları ile acil servisimize getirilmiştir. Aile çocuğun gaz yağını içmesini fark ettikten sonra kusturmaya çalıştıklarını söylemişlerdir. Olaydan sonra yarım saat içinde gittikleri sağlık kuruluşunda çocuktan tam kan sayımı, biyokimyasal tetkikler, kan gazı alınmış ve akciğer grafisi çekilmiş, daha sonra parenteral steroid ve antibiyotik tedavisi uygulanmıştı. İzlemin 4. saatinde bir kez daha akciğer grafisi çekilmiş, daha sonra mide yıkanması, endoskopi yapılması ve sonrasında çocuk cerrahisi tarafından takibi gerektiği söylenerek hastanemiz çocuk acil servisine gönderilmişti. Başvuru sırasında çocuğun herhangi bir şikayeti olmadığı saptandı. Önceden bilinen bir hastalığı olmayan çocuğun öz ve soy geçmişinin normaldi. Muayenesinde genel durumu iyi, tansiyon arteriyeli 88/50 mmHg, ateşi 37,3 C, nabzı 110/dk, dakika solunum sayısı 26/dk idi. Sistem muayeneleri de normal olarak saptandı. Adli raporu düzenlenen hasta acil gözleme alındı, vital bulgu ve gaz yağının olası etkileri açısından takibe alındı. Başvurusunu. 6. saatinde belirti ve bulguları açısından normal olarak değerlendirilen hasta taburcu edildi. Hastanın ailesine kimyasal pnömoni ve gaz yağının olası belirti ve bulguları anlatıldı. Bir hafta boyunca yapılan takiplerinde patoloji saptanmadı. TARTIŞMA Alifatik hidrokarbonlar, çocuk acil servislerde maruziyeti sık görülen etkenlerdendir. En sık benzin, gazyağı, mineral yağı, çakmak sıvıları, terebentin ile zehirlenmeler oluşmaktadır. Gastrointestinal sistem (GİS) ve solunum sistemi yolu ile, kazayla ya da kasıtlı olarak alınmaları zehirlenmeye neden olur [2, 3]. Gazyağı ilk defa 1850’lerde kömür katranından, 1859’dan sonra da petrolden üretilmiştir. Tüm dünyada elektriğin ve içten yanmalı motorların gelişmesine kadar aydınlatma ve motor yakıtı olarak kullanılan gaz yağı günümüzde ülkemizde evlerde yakıt ve çözücü olarak çeşitli amaçlar ile bulunabilmektedir. Toksisitenin belirlenmesinde fiziksel ve kimyasal karakteristikleri, ek olarak pestisit ve ağır metal içermeleri, alım yolu, konsantrasyonları ve alım dozu rol oynar. Tipik olarak çocuklar tarafından küçük miktarlarda kasıtsız olarak alınırlar [4, 5]. Amerika Birleşik Devletler'de hidrokarbonlar tüm kasıtsız çocuk zehirlenmelerinin % 3-10'unu içerir [2]. Gazyağı zehirlenmeleri ülkemizde çocuklarda yapılmış zehirlenme çalışmalarında Trakya’da % 2,2 [6], İstanbul’da % 7,3-5,7 % 4 [7, 8] oranında görülürken Çukurova bölgesinde hidrokarbonlar tüm zehirlenmelerin % 13’ünü, gaz yağı bunların %15,4’ünü [9] oluşturmaktadır. Hidrokarbon zehirlenmelerinde farklı sınıftan bileşikler karışım olarak bulunduğundan kesin tanı koymak her zaman olası değildir. Tanı öykü ve klinik bulgular dikkate alınarak konulur. Hastanın bulunduğu ortam ve aile bireylerinin mesleği de sorgulanmalıdır. Olgumuzda da baba mesleğinin boyacılık olduğu ve evde iş aletlerinin bulunduğu yerde bulunan gazlı içecek plastik şişesindeki gaz yağının çocuk tarafından etrafta hiç bir korunma önlemi alınmadığından çocuk tarafından içildiği öğrenildi. Hidrokarbon bileşikleri oral alındıktan sonra aspire edilmesi durumunda akciğerlerde lokal etki ile bulgulara yol açarken; ağız, solunum ve deri yoluyla alınmaları sonucunda sistemik toksik etkilerini pulmoner, renal, kardiyak, hepatik, GİS, nörolojik, hematolojik ve dermal sistemlerin bir veya daha fazlasında gösterebilirler [10]. İçilmesinden sonra bulantı, kusma, abdominal ağrı görülebilir. Olgumuzda da bulantı ile gelen kusma ve karın ağrısı olması üzerine şüphelenen aile zehirlenme olayını fark etmişti. Hidrokarbonların toksik dozunun ne olduğu bilinmemektedir. Aspirasyon alınan volüm ile ilişkili değildir. Rat deneylerinde 0.2 mi gibi az miktarların bile yavaşça intratrakeal olarak verildiğinde pnömoni yaptığı görülmüştür. Viskositesi düşük olan hidrokarbonların kimi zaman 1 ml’den daha az aspire edilmeleri bile kimyasal pnömoniye neden olabilmektedir [11]. En sık komplikasyonu likit şeklinde alımlar sırasındaki aspirasyona bağlı görülen pulmoner toksisitedir. Pulmoner toksisite GİS'den aspirasyon sonucunda oluşmaz, alım sırasındaki aspirasyon sonucu oluşur. Reflü sonucu pulmoner toksisite bildirilmemiştir [3, 11, 12]. Alifatik hidrokarbonların toksisite düşük volatilitelilerde aspirasyon veya yüksek volatilitelilerde inhalasyon ile olur. [5, 10-12]. Düşük viskoziteli ve yüksek yüzey gerilimi olan hidrokarbonlarda aspirasyon riski daha azdır. Benzin, aromatik ve halojenli hidrokarbonlar gibi yüksek volatil özellikli ajanlarda önemli toksisite riski vardır. Yüksek viskoziteli olan ajanların (mineral yağları, yağlayıcılar, katran) aspirasyonu zor olduğundan toksisiteleri daha azdır, ancak lipoid pnömoniye neden olabilirler [13]. Hidrokarbon aspirasyonu direk parankim hasarı yaparak ve sürfaktan fonksiyonunu değiştirerek kimyasal pnömoniye neden olur. Madde alımının erken döneminde, trakeobronşial ağacın ve oral mukozanın irrtasyonuna bağlı olarak boğulur gibi öksürük ve dispne görülür. Daha sonra akciğerlerdki hasara bağlı olarak öksürük, tıkanma hissi, takipne, bronkospazm, siyanoz, raller saptanabilir. Fizik muayenede, homurtulu bir solunum, retraksiyon, takipne, taşikardi ve siyanoz görülür. Hastaların nefesinde hidrokarbon kokusu bulunabilir. Oskültasyonda, solunum sesleri normal, azalmış veya yok olabilir. Hışıltıduyulabilir. 39 C veya üzerinde ateş, 6-8 saat sonra veya başlangıçta görülebilir. Kan gazı analizi hipoksiyi ve artmış alveoloarteryel oksijen gradientini gösterir. Şiddetli aspirasyonlarda, saatler içinde nekrotizan pnömoni veya hemorajik ödem gelişebilir. Daha az şiddetli hasarlarda semptomlar 2-5 gün içinde geriler ancak pnömatosel veya lipoid pnömoni aylar veya haftalar sürebilir. Lipoid pnömoniye bağlı ölümler bildirilmiştir. Pnömotoraks, pnömomediastinum, pnömatosel hidrokarbon aspirasyonu ile ilişkilidir. Diğer komplikasyonlar; bakteriyel süperenfeksiyon, ARDS ve ölümdür. İnhalasyon bağımlılığı kimyasal pnömonitislere yol açmaz [5, 11, 12]. Olgumuzda başlangıç ve sonraki takiplerinde solunum sistemi açısından belirti ve bulgu saptanmamıştır. Ancak alımından sonraki ilk 6 saatte gözlem altında tutulmuş sonraki 7 gün günlük muayeneler ile takip edilmiştir. Akciğer grafisi ile fizik muayene arasında her zaman korelasyon olmayabilir. Hidrokarbon içerikli sıvının alan ve solunum sistemi belirtileri olan hastalarda akciğer grafisinde en erken 30 dk sonra kimyasal pnömoni bulguları görülebilir. Ancak semptomatik hastada yanıltıcı bir şekilde grafi normal de olabilir. Solunum sistemi belirtisi olmayan hastalarda radyolojik değişiklikler genellikle 2-6 saatte görülmeye başlar ve bu süre 18-24 saat kadar uzayabilir. Akciğer grafisinde daha çok multilober ve sağ taraf tutulumu gözlenir. Radyolojik olarak akciğer bazalleri genellikle temiz olup değişiklikler bilateral hiler bölgeler ile sınırlı olur [5, 12].. Olgumuzda solunum sistemi belirti ve bulguları olmamasına rağmen ilk 30 dk da akciğer grafisi çekilmiş, aradan 6 saat geçmeden solunum sistemi belirti ve bulguları oluşmadan ikinci bir akciğer grafisi daha çekilmiş olması sık görülen ancak uygun olmayan bir uygulama olarak değerlendirilmiş Hidrokarbon alınması sonrası uzun süreli bilinç kaybı ve hipoksi gelişen, maddeye uzun süre ve yaygın deri teması durumlarında tam kan ve idrar incelemesi, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri yapılarak sıvı-elektrolit dengesi ve kan gazı izlemi yapılmalıdır. Radyoopak madde içeren karbon tetra klorür ve klorlu hidrokarbon alımlarında abdominal radyografiler yararlı olabilir. Pulmoner aspirasyon ve hipoksinin gösterilmesi için semptomatik olgularda arteryel kan gazı gerekir. Metilen klorid alımında endojen CO düzeyini tesbit etmek için karboksi Hb düzeyi bakılmalıdır [5, 10, 12]. Olgumuzda yine hemen yapılan tetkikler gerekli olmayan incelemeler olarak kabul edilmiştir. Tedavide ABC unutulmamalı, devamlı vital bulgu ve EKG monitörizasyonu sağlanmalıdır. Kontaminasyonun devamını önlemek amacıyla hidrokarbonla bulaşık giysilerin tümü çıkarılmalıdır. Özellikle inhalasyon şeklinde alımlarda disritmiler kısa sürede ortaya çıkar. Özellikle halojenli ve aromatik hidrokarbonların alımında disritmilerin önlenmesi için katekolaminler kullanılmamalıdır. Mental durum değişikliklerinde tiamin, glukoz, naloksan verilir. Kusturma hiçbir hidrokarbon türevinde önerilmemektedir. Gastrointestinal dekontaminasyon hidrokarbonun tipi ve alım yolu ile ilişkilidir. Alifatik hidrokarbon alımında gastrointestinal dekontaminasyon gerekmez, çünkü bu ajanların GİS'ten absorbsiyonu ve toksisitesi zayıf, aspirasyon riski sınırlıdır. Kusma yoksa, yüksek miktarda hidrokarbon alınmışsa (1-5 cc/kg), önemli toksisite riski olan, ilave toksik ajan alımlarında, Gİ absorbsiyonu iyi olan ajanlarda havayolu güvenliği sağlandıktan sonra; bilinç bulanıklığı olanlarda endotrakeal tüp takıldıktan sonra mide lavajı yapılabilir. Bu ajanların alımında Gİ dekontaminasyonun yararına ilişkin yeterli veri yoktur. Aktif kömür pek çok hidrokarbon alımında yararlı değildir. Aktif kömür absorban olmayıp,aspirasyon riskini artırdığından önerilmez. Kusma ve aspirasyon riskini arttırır. Osmotik katartikler gereksizdir. Olgumuzda aile tarafından kusturlmaya çalışıldıktan sonra tarafımıza mide yıkanması ve aktif kömür verilmek üzere gönderilmesi, endoskopi yapılıp çocuk cerrahisi takibi olacağı ifadesi tedavinin bu tip zehirlenmelerin görece az rastlanmasına bağlı olarak farklı yorumlanabildiğini düşündürmüştür [5, 10, 14]. Nebulize oksijen pulmoner aspirasyonda yararlıdır. Bronkospazm varlığında B2-agonistler faydalıdır. PEEP ve CPAP bazen gerekebilir, ancak pnömotosel ve pnömotoraks açısından dikkatli olunmalıdır. Bronkospazm tedavisinde kortikosteroidler ve koruyucu antibiyotiğin yeri yoktur. Kortikosteroitler, bakteriyel süper enfeksiyon riskini arttırdığı için kontrendikedir. Antibiyotikler genellikle gerekmez. İlk 24 -48 saatten sonra ateş, lökositoz ve infiltrasyon bulgularında artma görülürse sekonder bakteriyel pnömoni riski nedeni ile tedaviye antibiyotik eklenebilir [5, 10, 12]. Eski bilgilere göre steroid başlanması ve profilaktik antibiyotik kullanımının halen devam ettiği olgumuzda da gözlenmiştir. Her türlü zehirlenmenin adli olgu olduğu unutulmamalı ve adli bildirimi yapılması unutulmamalıdır. Olgumuzda da adli bildirimi ilk götürülen merkezde yapılmadığı görülmüştür. Sonuç Alifatik hidrokarbonların alımında hasta semptomatik ise yatış gerekir. Hipoksik veya solunum sıkıntısı olan hastalar akciğer grafisi bulgularına bakılmadan, şikayeti olmayan ancak ciddi akciğer grafisi bulguları olan hastalar ile intihar amacıyla veya çok yüksek miktarda alan hastalat mutlaka yatırılarak izlenmelidir. Asemptomatik hastalar 6 saatlik gözlem sonunda akciğer grafisi normal ise taburcu edilebilir. Asemptomatik hastanın akc. grafisi anormal ise 24 saat takip edilebilir. Bibliography 1. Nouri, L. and K. al-Rahim, Kerosene poisoning in children. Postgrad Med J, 1970. 46(532): p. 71-5. 2. Bronstein, A.C., et al., 2009 Annual Report of the American Association of Poison Control Centers' National Poison Data System (NPDS): 27th Annual Report. Clin Toxicol (Phila), 2010. 48(10): p. 979-1178. 3. Yıldızdaş, D., Hidrokarbon zehirlenmeleri, in Pediatrik Zehirlenmeler, Y.H. Çıtak A, Editor. 2011, İstanbul Tıp Kitapevi: İstanbul. p. 305-310. 4. Patel, A.L., et al., Kerosene poisoning--varied systemic manifestations. J Assoc Physicians India, 2004. 52: p. 65-6. 5. Osterhodut KC, E.M., Shannon M, Henretig FM., Toxicologic emergencies, in Textbook of Pediatric Emergency Medicine L.S. Fleisher GR, Editor. 2010, Lippincott Williams&Wilkins: Philadelphia. p. 1171-1221. 6. N Öner, M.İ., Ü Vatansever, Ç Turan et al, Trakya bölgesinde çocuklarda görülen zehirlenmeler. Türk Pediatri Arşivi, 2004. 39(25): p. 25-30. 7. Çam H, K.H., Taştan Y, Özkan HÇ., İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilimdalı Acil Servisi'nde izlenen zehirlenme olguları. Türk Pediatri Arşivi, 2003. 38: p. 12-20. 8. Biçer S, S.S., Çetindağ F, Kesikminare M, Tombulca N, Aydoğan G, Aldemir H., Çocuk Acil Kliniği 2005 yılı akut zehirlenme olgularının değerlendirilmesi. Marmara Medical Journal, 2007. 3: p. 18-22. 9. Yılmaz HL, D.T., Yıldızdaş D, Alhan E., Çukurova Bölgesi'ndeki çocuk zehirlenme olgularının değerlendirilmesi. Nobel Med., 2009. 5: p. 35-44. 10. Gummin DD, H.D., Hydrocarbons., in Goldfrank's Toxicologic Emergencies, G.L. Flomenbaum NE, Hoffman RS, et al., Editor. 2006, McGraw-Hill,: New York p. 1429. 11. O'Donnell KA, E.M., Poisoning, in Nelson Textbook of Pediatrics, S.B. Kliegman RM, St Gene III JV, Schar NF, Behrman RE, Editor. 2011, Elsevier Saunders: Philadelphia. 12. TB., E., Toxicology: Ingestion and smoke inhalation., in APLS-The pediatric emergency medicine resource, F.S. Hill-Gausche M, Yamamato L, Editor. 2007, Jones and Bartlett: Massachusetts. p. 234-267. 13. Pham, K., J. Sverchek, and R.A. McPheeters, Chemical pneumonitis from hydrocarbon aspiration. West J Emerg Med, 2008. 9(3): p. 165. 14. Altenkirch, H., et al., Toxic polyneuropathies after sniffing a glue thinner. J Neurol, 1977. 214(2): p. 137-52.