22. Obur/Glosor
Transkript
22. Obur/Glosor
OBUR Bir gün evde yalnız kaldım, yavaşça mutfağa daldım, Bir elimde kaşık çatal, bir elime de bıçak aldım. Hazırlandım ben savaşa, dayanamadım tatlı aşa, Anlarsınız siz de bunu, oburluk gelince başa. Raf üzerindeki koca tepsi, bu mu yemeklerin hepsi? Gözüm doymaz ki bunlarla, daha ne var, ne yok ara. Köfteler mis gibi koktu,savaş vakti geldi dedim, Hemen on beş tane yedim. Darılmasınlar diyerek, dolmalardan da yiyerek, Böreklere de bir göz attım, on tane de bundan tattım. Raf üstündeki tepsiye, yanaşarak bidüziye, Atıştırdım baklavayı, unuttum sayı mayı… Susuzluktan içim yandı, baklavalar pek yamandı, Suyu içtim yudum yudum, kendimde başkalık duydum. Baktım hayli ağırlaştım, belki yüz kiloyu aştım, Mutfak kapısını çekip, yemeklerden uzaklaştım… Çok geçmedi annem geldi, ” kahvaltı yaptın mı? ” dedi. ” Yaptım, anneciğim” dedim, ” biraz şundan, bundan yedim” . Dedim ama, midem berbat, hiç kalmadı ağzımda tat, Gözlerim kararıyordu, yatacak yer arıyordu. Fakat annem işi sezdi, birkaç dakika böyle geçti, Birer birer hep anlattım, sonra dizlerine yattım. Üç gün evde perhiz yaptım, güzelce dersimi aldım, Börek, tatlı yiyemedim, okula da gidemedim.. Lâtif Öktem Glosor Obur Yalnız Yalnız kalmak Dalmak Hazırlamak Savaş Dayanamamak Aş Oburluk Başa gelmek Raf Tepsi Gözü doymak Mis (misk) Hemen Darılmak Börek Tatmak Yanaşmak Bidüziye Atıştırmak Sayı Unutulmak Susuzluk içi yanmak Pek yaman Yudum yudum Başkalık Sezmek Hayli Ağırlaşmak Aşmak Uzaklaşmak Çok geçmek Çok geçmemek Mide Berbat Tat Gözleri kararmak Aramak Birer birer Perhiz Perhiz yapmak Ders almak : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : glupsk, omätlig, frossare ensam att vara ensam att inträda plötsligt, att komma in att förbereda sig krig att inte stå ut kokad mat,rätt glupskhet, frosseri hända någonting på någon, drabba någon hylla bricka att bli tillfredställd mysk (mis gibi) : väldoftande omedelbart att bli förargad, att bli förtörnad, att bli förnärmad smörbakelse, bladig, skivig(bakelse) att smaka att sätta igång, att gå in på oavbrutet sluka, svälja utan att tugga siffra att bli bortglömd törst att bli törstig, att brinna av törst (här) väldigt gott; väldigt strängt; svår; klipsk klunkvis, i stora klunkar olikhet, skillnad, annurlunda (här) att känna, upptäcka mycket att väga mera, att bli tyngre (här) överstiga avlägsna sig att dröja länge (tid) att inte dröja länge mage äcklig, vämjelig smak att mörkna i ögonen leta efter en efter en, en i taget diet att hålla diet att få sig en läxa