Corpus Coranicum Projesi: Kur`an`ı Geç Antik Döneme Ait

Transkript

Corpus Coranicum Projesi: Kur`an`ı Geç Antik Döneme Ait
PROJE TANITIMI
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 53:2 (2012), ss.219-253
DOI: 10.1501/Ilhfak_0000001373
Corpus Coranicum Projesi: Kur’an’ı Geç Antik
Döneme Ait Bir Metin Olarak Okumak
ESRA GÖZELER
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
[email protected]
MICHAEL MARX
Corpus Coranicum, Berlin-Brandenburgische Akademie Der Wissenschaften, Potsdam
[email protected]
DAVID KILTZ
Corpus Coranicum, Berlin-Brandenburgische Akademie Der Wissenschaften, Potsdam
[email protected]
YOUSEF KOURIYHE
Corpus Coranicum, Berlin-Brandenburgische Akademie Der Wissenschaften, Potsdam
[email protected]
HANNELIES KOLOSKA
Corpus Coranicum, Berlin-Brandenburgische Akademie Der Wissenschaften, Potsdam
[email protected]
NORA K. SCHMID
Corpus Coranicum, Berlin-Brandenburgische Akademie Der Wissenschaften, Potsdam
[email protected]
Temel olarak Kur’an metninin ve nazil olduğu ortamın tarihine ilişkin bir araştırma
olan Corpus Coranicum projesini tanıtmak amacıyla hazırlanan bu makale iki
bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Kur’an araştırmaları özelinde Alman
oryantalizminin öne çıkan isimleri temel referanslar çerçevesinde ele alınarak
Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften (Potsdam) bünyesinde
yürütülen Corpus Coranicum projesi tanıtılacaktır. Makalenin ikinci bölümünde
projenin içerdiği araştırma alanlarından örnek metinler, tercümeleri ve bunlara
ilişkin açıklamalar sunulacaktır.1

Makaleye katkılarından ve tashihlerinden dolayı Angelika Neuwirth, Mehmet Paçacı ve Recep Gürkan Göktaş’a
şükranlarımızı sunuyoruz.

Makalenin yayınlanması sürecinde desteklerinden dolayı Alexander von Humboldt Vakfı’na (Alexander von
Humboldt Stiftung Postdoctoral Fellowship) ve Forum Transregionale Studien, Europe in the Middle East - the Middle
East in Europe (EUME) Programı’na şükranlarımı sunuyorum.
1
Makalenin Birinci Bölümü Esra Gözeler ve Michael Marx; İkinci Bölüm - Kur’an’ın Çevresinden Metinler, David
Kiltz ve Yousef Kouriyhe; İkinci Bölüm - Kur’an’ın Edebî ve Kronolojik Yorumu, Hannelies Koloska ve Nora K.
Schmid tarafından hazırlanmıştır.
220
Esra Gözeler ve diğerleri
1. Bölüm: Kur’an Araştırmaları Özelinde Alman Oryantalizminin
Önemli Aşamaları ve Corpus Coranicum Projesi
Giriş
Orta Çağ boyunca Batı’nın İslamî metinlere ilişkin ilgisinin daha çok
felsefe, matematik ve astronomi konusundaki kitabiyata yönelmiş olduğunu
söyleyebiliriz. Tefsir, hadis, fıkıh ve kelam gibi İslamî ilimlere ve Arapça
edebiyata ilgi ise daha geç döneme rastlamaktadır.2 Rudi Paret (1901-1983)
oryantalist İslam çalışmalarını 12. yüzyılda Kur’an’ın Latince’ye tercüme
edilmesiyle başlatmaktadır.3 14. yüzyılda Hıristiyanlar arasında sadece
Ramon Lull (ö.1315 veya 1316) Arapça çalışıp İslamî metinleri
incelemiştir.4 16. ve özellikle 17. yüzyılda daha sonraları oryantalist olarak
adlandırılacak olan ilim adamları yoğun bir şekilde Arapça çalışmaya
başlamışlardır. Avrupa’nın İslam ve Müslümanlara olan ilgisi ve özellikle
Protestan reformistlerin Eski Ahit’in anlamını keşfetmek için Kitab-ı
Mukaddes’in orijinal dili olan İbraniceye önem vermeleri, bu dille ilişkili
olan Aramice, Süryanice ve Arapça gibi diğer Sami dilleri de öğrenme
faaliyetlerini hızlandırmıştır.5 Aynı dönemde (16. ve 17. yüzyıllarda) öncü
Avrupa üniversitelerinde Arapça kürsüleri kurulmuş ve karşılaştırmalı dinler
çalışmaları başlamıştır.6 Avrupa’da İslam çalışmalarının dönüm
noktalarından biri 1795 yılında Paris’te tamamen doğu dilleri üzerine
çalışma yapan École spéciale des langues orientales vivantes’in
kurulmasıdır.7 Bu okulun ikinci müdürü Antoine-Isaac Silvestre de Sacy
(1758-1838) modern İslam araştırmalarının babası olarak kabul
edilmektedir. Bu dönemde İslam medeniyetinin ve dillerinin öğretilmesi
üzerine özel bir müfredat hazırlanmıştır. En önemli gelişmelerden biri de
Latince yazılmış Arapça gramer kitabının yerini Silvestre de Sacy tarafından
yazılan Grammaire Arabe (1810) isimli Fransızca kitabın almasıdır.8
Silvestre de Sacy Alman oryantalizmi açısından önemli bir isimdir. Zira 19.
yüzyıl itibariyle Alman oryantalistler Silvestre de Sacy’den eğitim almaya
2
Jacob Lassner, Jews, Christians, and the Abode of Islam (Chicago & Londra: The University of Chicago
Press, 2012), ss.6-7.
3
Rudi Paret, The Study of Arabic and Islam at German Universities: German Orientalists Since Theodor
Nöldeke (Wiesbaden: Franz Steiner Verlag, 1968), s.2.
4
Lassner, Jews, Christians, and the Abode of Islam, s.7.
5
Lassner, Jews, Christians, and the Abode of Islam, ss.8-9.
6
Lassner, Jews, Christians, and the Abode of Islam, s.9.
7
Paret, The Study of Arabic and Islam at German Universities, s.7.
8
Bruce Fudge, “Qur ānic Exegesis in Medieval Islam and Modern Orientalism,” Die Welt des Islams 46:2
(2006), s.128; Lassner, Jews, Christians, and the Abode of Islam, s.10.
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
221
başlamışlardır.9 Örneğin Alman Şarkiyat Cemiyeti’nin kurucularından ve
Alman “akademik oryantalizminin babası” kabul edilen Heinrich Leberecht
Fleischer (1801-1888), Silvestre de Sacy’den eğitim alan isimlerden biridir.10
Alman oryantalizminin diğer oryantalist faaliyetlerden iki temel farkı
bulunmaktadır: (1) Arapça ve İslam araştırmalarında filolojik geleneğin
baskın oluşu, (2) Filolojik geleneğin temelinde gelişen eleştirel-tarihsel
yöntemin İslamî metinleri anlamada ve tarih yazımında metodolojik bir
çerçeve sunması.11 Bu anlamda Alman oryantalizm geleneğinde oryantalist
yerine Arabist ifadesinin kullanılmış olduğuna dikkat çekmek gerekir. 19.
yüzyılda Alman oryantalizm tarihine Kur’an araştırmaları özelinde
baktığımızda ilk olarak Gustav Leberecht Flügel (1802-1870) ismiyle
karşılaşmaktayız. Flügel tarafından hazırlanmış olan Corani textus
arabicus,12 oryantalistlerin özellikle ayet numaraları konusunda temel
referans olarak kabul ettikleri bir Kur’an metni olmuştur. Ancak yakın
dönemlerde Flügel metnine daha az referans verildiği ve bu metnin artık
standart olmaktan çıktığı söylenmelidir. Flügel’in neşrettiği diğer eser
Concordantiae Corani Arabicae13 Kur’an’ın ilk fihristi olarak
bilinmektedir.14 Yahudilik araştırmalarının (Wissenschaft des Judentums)
kurucularından Abraham Geiger (1810-1874) Kur’an tarihine özel bir ilgi
göstermiştir. Silvestre de Sacy, o dönem Bonn Üniversitesi’nde ders veren
öğrencisi Georg Freytag’a15 (1788-1861) Yahudilik’in İslam üzerine etkisi
konusunda ödüllü bir yarışma gerçekleştirmesini önermiş ve Geiger 1832
yılında orijinali Latince yazılmış olan Was hat Mohammed aus dem
Judenthume aufgenommen? başlıklı eseriyle bu ödülü kazanmıştır.16
Geiger’in bu çalışması Avrupa’da Kur’an çalışmaları alanında dönüm
noktası olarak kabul edilmektedir. Alman oryantalistlerin Kur’an metninin
orijinal kronolojik sırasını tespit etmeye ilişkin araştırmalarının 19. yüzyılda
Gustav Weil (1808-1889) ile başladığı söylenebilir. 1844 yılında Weil
Baber Johansen, “Şarkiyat Araştırmalarının Siyaset, Paradigma ve Gelişimi: Alman Şarkiyat Cemiyeti
(Deutsche Morgenländische Gesellschaft) 1845-1989,” terc. Bilal Aybakan, Marmara Üniversitesi
İlâhiyat Fakültesi Dergisi 29 (2005/2), s.224.
10
Johansen, “Şarkiyat Araştırmalarının Siyaset, Paradigma ve Gelişimi,” s.225; Fudge, “Qur ānic
Exegesis in Medieval Islam and Modern Orientalism,” s.131.
11
Johansen, “Şarkiyat Araştırmalarının Siyaset, Paradigma ve Gelişimi,” s.240.
12
Leipzig, 1834, 1842, 1858.
13
Leipzig, 1842. Bkz. Paret, The Study of Arabic and Islam at German Universities, s.7.
14
Ali Murat Yel, “Flügel, Gustav Leberecht,” Diyanet İslam Ansiklopedisi, c.13, s.165.
15
Georg Freytag, Lexicon Arabico-Latinum (Halis Saxonum: Schwetschke, 1837) adlı eserin yazarıdır.
Bkz. Paret, The Study of Arabic and Islam at German Universities, s.7.
16
Angelika Neuwirth, “Orientalism in Oriental Studies? Qur’anic Studies as a Case in Point,” Journal of
Qur’anic Studies 9:2 (2007), s.120; Lassner, Jews, Christians, and the Abode of Islam, s.11; Paret, The
Study of Arabic and Islam at German Universities, s.9.
9
222
Esra Gözeler ve diğerleri
tarafından neşredilen Historisch-kritische Einleitung in den Koran17
surelerin tertibi konusunda kendisinden sonra gelen oryantalistlere kaynaklık
yapmış bir çalışmadır.18 Geiger ile muasır olan Weil benzer şekilde
Yahudilik ve İslam üzerine çalışmalar yapmış, İbn Hişām’ın (ö.213/828) esSīre’sini Almanca’ya tercüme etmiştir.19
1858 yılında Paris Academie des Inscriptions et Belles Lettres tarafından
ödüle layık görülen ve orijinali Latince hazırlanmış olan Geschichte des
Qorâns isimli çalışmanın yazarı Theodor Nöldeke (1836-1930) ile
karşılaşmaktayız. Nöldeke Kur’an surelerinin kronolojik analizi konusunda
öncü bir isimdir ve eseri kısa sürede Avrupa’da oryantalist çalışmalar
içerisinde en yetkin çalışma olarak kabul edilmiştir.20 Geschichte des Qorâns
1860 yılında Almanca neşredilmiş,21 Friedrich Schwally (1863-1919) ve
Nöldeke tarafından 1909 yılında gözden geçirilerek iki cilt halinde (Über
den Ursprung des Qorāns ve Die Sammlung des Qorāns) yeniden yayına
hazırlamıştır.22 İslam ve Kur’an’ın kaynağının tesbitinde Yahudilik’in
etkisini inceleyen araştırmalar 20. yüzyılın ilk yarısında bir ivme
kazanmıştır.23 Josef Horovitz (1874-1931) iki bölümden oluşan Koranische
Untersuchungen24 isimli eserinde Kur’an’da geçen peygamberlerin
kıssalarını incelemiş ve Kur’an’da bulunan özel isimlerin linguistik açıdan
analizini yapmıştır.25 20. yüzyılda öne çıkan isimlerden biri olan Gotthelf
Bergsträßer (1886-1933), August Fischer’den (1865-1949) Sami dilleri ve
Arapça üzerine dersler almıştır.26 Bergsträßer, Nöldeke’nin meşhur eserinin
genişletilmiş bir baskısını yapmak için çalışmalar yapmış, ancak bu
çalışmanın (Die Geschichte des Qorāntexts) yayımlanması Otto Pretzl
17
Bielefeld: Velhagen u. Klasing, 1844. Bkz. Fuat Sezgin (ed.), Bibliographie der Deutschsprachigen
Arabistik und Islamkunde: von den Anfängen bis 1986 3 (Frankfurt: Institut für Geschichte der ArabischIslamischen Wissenschaften, 1990), s.283.
18
Paret, The Study of Arabic and Islam at German Universities, s.9; Emmanuelle Stefanidis, “The Qur’an
Made Linear: A Study of the Geschichte des Qurâns’ Chronological Reordering,” Journal of Qur’anic
Studies 10:2 (2008), s.1.
19
Lassner, Jews, Christians, and the Abode of Islam, s.19.
20
Paret, The Study of Arabic and Islam at German Universities, s.12 vd.; Stefanidis, “The Qur’an Made
Linear,” s.1; Suzanne L. Marchand, German Orientalism in the Age of Empire (New York: Cambridge
University Press, 2009), ss.174-176.
21
Göttingen, 1860. Bkz. Sezgin (ed.), Bibliographie der Deutschsprachigen Arabistik und Islamkunde 3,
s.277.
22
Neuwirth, “Orientalism in Oriental Studies? Qur’anic Studies as a Case in Point,” s.121.
23
Neuwirth, “The Wissenschaft des Judentums and the Beginnings of Critical Qurʾān Research,” Dirk
Hartwig ve diğerleri (ed.), Im vollen Licht der Geschichte: Die Wissenschaft des Judentums und die
Anfänge der kritischen Koranforschung (Würzburg: Ergon, 2008) içinde, s.14.
24
Berlin, 1926.
25
Paret, The Study of Arabic and Islam at German Universities, s.22; Ziya Yılmazer, “Horovitz, Josef,”
Diyanet İslam Ansiklopedisi, c.18, s.242.
26
Cengiz Kallek, “Bergsträsser, Gotthelf,” Diyanet İslam Ansiklopedisi, c.5, s.497.
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
223
(1893-1941) tarafından gerçekleştirilmiştir. Bergsträßer’in Kur’an kritiği
konusunda bilinen çalışması Plan eines apparatus criticus zum Koran27 1930
yılında yayımlanmıştır. Kur’an tarihini, el yazması mushafları inceleyerek
araştırma projesi bu yüzyılda Bergsträßer tarafından geliştirilmiştir. Hartwig
Hirschfeld’in (1854-1934) bir Kur’an kronolojisi de içeren New Researches
into the Composition and Exegesis of the Qoran28 adlı çalışması Kur’an’ın
filolojik ve edebî tahlilinden ziyade Peygamber’in psikolojisiyle daha çok
ilgilenmiş bir çalışma olarak görülmüştür.29 Heinrich Speyer (1897-1935)
tarafından kaleme alınan Die biblischen Erzählungen im Qoran,30 Kur’an’la
Yahudi, Hıristiyan ve Gnostik unsurlar arasındaki paralellikleri inceleme
konusunda hala en kapsamlı ve detaylı çalışma olarak tanımlanmaktadır.
Bergsträßer’in öğrencisi Otto Pretzl (1893-1941), hocasının başlattığı
Kur’an’ın tenkitli neşrini yayımlama projesine devam etmiş ve bu program
çerçevesinde Kur’an el yazmalarının fotoğraflarını çekerek bir Kur’an arşivi
oluşturmuştur.31
Hubert Grimme (1864-1942) Peygamber’in hayatını incelediği
Mohammed I: Das Leben32 ve Kur’an’ın sistematiğini ele aldığı Mohammed
II: Einleitung in den Koran, System der Koranischen Theologie33 isimli
eserleriyle benzer konularla ilgilenmiştir.34 Grimme ayrıca Almanca bir
Kur’an tercümesi yayımlamıştır.35 20. yüzyılda ve halen çalışmaları temel
referans kabul edilen Rudi Paret (1901-1983) daha çok tarihsel-eleştirel
yönteme dayanarak ve filolojik tahlillerle Kur’an ve tefsir üzerine
araştırmalar yapmıştır. Paret’in Kur’an çevirisi36 bugün Almanca’da en çok
başvurulan Kur’an tercümesidir. Paret ayrıca Kur’an tefsiri ve kelime
Münih, 1930. Bkz. Paret, The Study of Arabic and Islam at German Universities, s.22; diğer eserleri
için bkz. Sezgin (ed.), Bibliographie der Deutschsprachigen Arabistik und Islamkunde 3, ss.271-272.
28
Londra, 1902.
29
Stefanidis, “The Qur’an Made Linear,” s.3.
30
Gräfenhainichen, 1931.
31
Arthur Jeffery, “Progress in the Study of the Qur ān Text,” The Moslem World 25 (1935), s.14.
32
Münster: Aschendorff, 1892. Bkz. Sezgin (ed.), Bibliographie der Deutschsprachigen Arabistik und
Islamkunde 3, s.274.
33
Münster: Aschendorff, 1895. Bkz. Sezgin (ed.), Bibliographie der Deutschsprachigen Arabistik und
Islamkunde 3, s.274.
34
Paret, The Study of Arabic and Islam at German Universities, s.22; Stefanidis, “The Qur’an Made
Linear,” s.3; Mustafa Fayda, “Grimme, Hubert,” Diyanet İslam Ansiklopedisi, c.14, s.163.
35
Der Koran (Paderborn: Schöningh, 1923). Bkz. Sezgin (ed.), Bibliographie der Deutschsprachigen
Arabistik und Islamkunde 3, s.324.
36
Der Koran: Übersetzung (Stuttgart: Kohlhammer, 1966). Bkz. Sezgin (ed.), Bibliographie der
Deutschsprachigen Arabistik und Islamkunde: 1987-1994 und Nachträge 3,22 (Frankfurt: Institut für
Geschichte der Arabisch-Islamischen Wissenschaften, 2001), s.276.
27
224
Esra Gözeler ve diğerleri
indeksi üzerine Der Koran: Kommentar und Konkordanz37 isimli çalışmayı
hazırlamıştır.38
21. yüzyılda Kur’an’ın metinsel ve edebî tahliline ilişkin Kur’an
araştırmalarına öncülük eden isimlerden biri Angelika Neuwirth’dir
(d.1943). Mekkî surelerin özelliklerini incelediği Studien zur Komposition
der mekkanischen Suren39 başlıklı çalışmasında, Neuwirth, Kur’an metninin
edebî tahlilini yöntemsel olarak tartışmaktadır. Neuwirth’in otuz yılı aşkın
bir zaman diliminde yaptığı Kur’an çalışmaları, İslamî metinlerle modern
hermeneutik metinleri birleştirerek okumaya dayanmaktadır. Neuwirth’e
göre, Kur’an’ın muhataplarının Geç Antik Dönem (Late Antiquity)40 olarak
adlandırılan bir zaman dilimi içerisinde Yahudi, Hıristiyan, Helenik ve Arap
unsurlardan oluşan bir bağlamı bulunmaktaydı. Neuwirth’in Der Koran als
Text der Spätantike: Ein europäischer Zugang41 başlıklı eseri, Kur’an’ı Geç
Antik Dönem içerisinde anlamanın imkânı üzerinde durmaktadır. Neuwirth
bu çalışmasında Kur’an’ın ait olduğu bu bağlam içerisinde Mişna, Talmud
ve Yeni Ahit gibi diğer kurucu metinlerle “aynı göz hizasında” (aynı kültür
havzası içinde) anlaşılması gerektiğini tartışmaktadır.
Yakın zamanda Neuwirth tarafından telif edilmeye başlayan Der Koran,
kronolojik bir Kur’an tefsiri projesidir. Kronolojisini kendisinin belirlediği
bu çalışma (1) Erken Dönem Mekkî, (2) Orta Dönem Mekkî, (3) Geç Dönem
Mekkî, (4) Erken Dönem Medenî, (5) Geç Dönem Medenî olmak üzere 5 cilt
şeklinde tamamlanacaktır. Bu çalışmasının erken dönem Mekkî surelerin
tefsirini içeren 1. cildi yayımlanmıştır.42 Neuwirth erken dönem Mekkî
sureleri de 4 ayrı sure grubuna (Surengruppe) ve her bir sure grubunu da altgruplara (Subgruppe) ayırmaktadır:
1. Sure grubu43
Alt-grup a) 93, 94, 97, 108, 105, 106
Alt-grup b) 102, 107, 111, 104
Alt-grup c) 103, 99, 100, 101, 95
2. Sure grubu44
37
Stuttgart: Kohlhammer, 1971. Bkz. Sezgin (ed.), Bibliographie der Deutschsprachigen Arabistik und
Islamkunde 3,22, s.265.
38
Turgut Akpınar, “Paret, Rudi,” Diyanet İslam Ansiklopedisi, c.34, ss.168-169.
39
Berlin: De Gruyter, 1981. Bkz. Sezgin (ed.), Bibliographie der Deutschsprachigen Arabistik und
Islamkunde 3, s.274.
40
Dönemle ilgili olarak bkz. Peter Brown, The World of Late Antiquity: AD 150-750 (Londra: Thames &
Hudson, 2006).
41
Berlin: Verlag der Weltreligionen, 2010.
42
Neuwirth, Der Koran-Band 1: Frühmekkanische Suren (Berlin: Verlag der Weltreligionen, 2011).
43
Neuwirth, Der Koran-Band 1: Frühmekkanische Suren, ss.75-196.
44
Neuwirth, Der Koran-Band 1: Frühmekkanische Suren, ss.197-344.
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
225
Alt-grup a) 89, 91, 92, 90
Alt-grup b) 87, 96
Alt-grup c) 82, 81, 84, 86, 85
3. Sure grubu45
Alt-grup a) 73, 74, 80, 79
Alt-grup b) 75, 70, 78, 88
Alt-grup c) 83, 77
4. Sure grubu46
Alt-grup a) 51, 69, 68
Alt-grup b) 55, 56, 53, 52
Bu kronolojik sıraya göre Neuwirth’in her bir sure tefsiri şu aşamaları
içermektedir:
1. Surenin Latince Harflerle Transliterasyonu
2. Surenin Tercümesi (Almanca tercüme Neuwirth’e aittir.)
3. Surenin Edebî Yorumu (Literarkritik)
4. Surenin Kompozisyonu (Komposition)
5. Yapı Formülü/Surenin Bölümleri (Strukturformel/Proportionen)
6. Tedrici/Tek Tek Ayet Yorumu (KursorischerVerskommentar)
7. Surenin Analizi ve Tarihlendirmesi (Analyse und Deutung)
8. Tefsirde Başvurulan Kaynaklar (Bibliographie)
Temelini, Bergsträßer ve Pretzl’in Kur’an’ın metin ve nüzul tarihine
ilişkin arşivlerinin oluşturduğu Corpus Coranicum projesi, 2007 yılında
Angelika Neuwirth (Berlin Freie Üniversitesi Arabistik Bölümü Başkanı),
Nicolai Sinai (University of Oxford, Oriental Seminar) ve Michael Marx
(Corpus Coranicum Projesi Araştırma Direktörü) tarafından başlatılmıştır.
Corpus Coranicum Projesinin Tarihî Arka Planı
Corpus
Coranicum
projesi
Potsdam’da
bulunan
BerlinBrandenburgische
Akademie
der
Wissenschaften
bünyesinde
yürütülmektedir. Son on yıldır –özellikle 2003-2006 yılları arasında
Neuwirth, Sinai ve Marx’ın Freie Universität Arabistik Bölümü’nde çalıştığı
zaman diliminde– Kur’an çalışmaları alanında gittikçe artan faaliyetler
görülmüş olmasına rağmen alan içerisinde çok temel meselelerin sistematik
bir biçimde çalışılmadığı net bir şekilde ortaya çıktı. Kur’an metninin kritikedisyonu mevcut değildi. Mevcut el yazmalarının dokümantasyonu
45
46
Neuwirth, Der Koran-Band 1: Frühmekkanische Suren, ss.345-520.
Neuwirth, Der Koran-Band 1: Frühmekkanische Suren, ss.521-709.
226
Esra Gözeler ve diğerleri
bulunmamaktaydı. Dolayısıyla bağlam ve yorum ile ilgili olarak birçok
sorunun hala tartışmaya açık olduğu görülmekteydi. Araştırmalardaki bu
‘boş alanlar’ başarısız bir ortam yaratmış gibi görünmekteydi. Bu anlamda
Corpus Coranicum projesi, Kur’an ile ilgili bütün dokümanların sistematik
olarak ve araştırmacılar tarafından ulaşılabilir şekilde bir araya getirilmesini
amaçlamaktadır.
Manuscripta Coranica: Kur’an’ın En Eski Metinsel Kayıtları İçin
Bir Veritabanı
Müslümanların merkezî-tarihî dokümanı olan Kur’an’ın en eski el
yazmalarını dikkate alan bir tarihinin hala net olmamasından dolayı, Latince
Manuscripta Coranica adıyla bir veritabanı oluşturulmuştur. Bu bölümün47
amacı, parşömen (ve papirüs, sikke, ilk iki yüzyıla ait olan yazıtlar gibi diğer
malzemeler) üzerinde mevcut olan metinler hakkında genel bir bakış açısı
kazandırmaktır. Uzun yıllardır Münster Üniversitesi, Institute for New
Testament Textual Research (Institut für Neutestamentliche Textforschung)
bünyesinde Yeni Ahit alanında yapılan çalışmalar, Yeni Ahit’in metin
tarihine ilişkin mevcut kanıtları içeren bir dokümantasyon oluşturmuştur.
Kur’an araştırmaları alanında ise benzer bir çalışma yapılmamıştır. Toplama,
tarama ve kūfī veya ḥicāzī yazıların modern Arap alfabesine
transliterasyonunu yapma (yani kūfī yazıyı bugün daha iyi okunabilir nesḫī
yazıya çevirme) işi aslında yeni bir fikir değildir. Geschichte des Qorâns
(Göttingen, 1860) isimli çalışması bu alan için hala bir kilometre taşı olarak
kabul edilen Theodor Nöldeke, daha önce en eski el yazmalarını inceleme
arzusunu dile getirmişti. 1920’li yıllardan önce el yazmalarını değerlendirme
işi, bu araştırmayı yapacak kişinin Avrupa, Orta Doğu ve Amerika’da
bulunan farklı şarkiyat el yazma koleksiyonlarını ziyaret etmesini zorunlu
kıldığından dolayı seyahat ve konaklama için belli bir oranda parayı
gerektiren bir çalışmaydı. Nöldeke’nin öğrencisi sayılan Gotthelf
Bergsträßer, modern teknolojinin imkânlarıyla el yazması verilerin
toplanmasını önermiştir. 1929 yılında Bergsträßer, Leica model taşınabilir
bir fotoğraf makinesi kullanarak48 Kur’an metnini araştırmada apparatus
criticus kurmak için bir plan geliştirdi.49 Arapça uzmanı Bergsträßer,
Bayerische Akademie der Wissenschaften (Münih) bünyesinde İkinci Dünya
Savaşı’na kadar faaliyet gösteren Kur’an Araştırmaları Bölümü’nü
47
Bkz. www.corpuscoranicum.de/manuscripta
Michael Marx, “The Koran according to Agfa: Gotthelf Bergsträßers Archiv der Koranhandschriften,”
Trajekte (Berlin) 19 (2009).
49
Gotthelf Bergsträßer, Plan eines Apparatus Criticus (Münih, 1930).
48
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
227
(Korankommission) kurma konusunda da başarılı olmuştu. Bergsträßer’in
1933 yılında beklenmeyen ani vefatından sonra halefi Otto Pretzl, Paris,
Madrid (el-Escorial), İstanbul, Rabat, Meknes ve Kahire’de bulunan Kur’an
el yazmalarının resimlerini çekerek Korankommission çalışmalarına devam
etmiştir. 450’nin üzerinde Agfa film fotoğrafının II. Dünya Savaşı sırasında
Akademi’nin bombalanmasından dolayı binayla birlikte tamamen tahrip
edildiğine inanılıyordu.50 Ancak savaş esnasında bu arşivin yok olabileceğini
öngören Pretzl’in halefi Anton Spitaler (1910-2003) bu filmleri başka bir
yerde muhafaza etmiştir. Berlin’e yaptığı bir seyahat sırasında öğrencisi
Angelika Neuwirth’e bu arşivin yok olmadığını ve kendisinin ilgilenip
ilgilenmeyeceğini sormuştur. Böylece 1990 yıllarda Spitaler ve Neuwirth
arasında yapılan bir antlaşma sonucunda bu filmler Berlin Freie Üniversitesi,
Semitistik ve Arabistik Bölümüne getirilmiştir.
Bayerische Akademie der Wissenschaften (Münih) arşivlerinden gelen
bu siyah-beyaz filmler (Agfa filmlerine göre Kur’an), metin tarihi alanında
yapılan faaliyetlerin başlangıç noktası olarak görülebilir. Şu ana kadar
Corpus Coranicum projesi kapsamında Gotthelf-Bergsträßer Arşivleri büyük
oranda dijital ortama aktarılmış ve çok sayıda malzeme de projenin internet
sayfasında yayımlanmıştır. Bu arada Londra (MS. Or. 2165, British Library,
London)51 ve ayrıca Saint Petersburg52 el yazmaları gibi erken tarihe ilişkin
daha fazla metin kayıtları olduğu bilinmektedir. 1972 yılında Yemen’de
Ṣan ā Ulu Camii’nin çatısında bulunan Kur’an el yazmaları belki de bu
alana ilişkin en önemli keşif olarak görülebilir. Bu keşif dikey formatta ve
ḥicāzī yazıyla yazılmış her biri 20-30 folyo olan el yazma 3 büyük parçadan
(DAM 01.25.1, DAM 01.27.1, DAM 01.29.1) oluşmaktadır. Aralarında
DAM 01.27.1, palimpsest53 olmasından dolayı, bu yazmaların en önemlisi
olarak görülebilir. Üstteki metin (upper layer) François Déroche tarafından
önerilen paleografik tipolojiye göre muhtemelen 700 ve 750 yılları arasında
Arthur Jeffery, The Qur ān as Scripture (New York: Books for Libraries, 1980), s.103; Paret, The Study
of Arabic and Islam at German Universities, s.24; Gerd-R. Puin, “Observations on Early Qur an
Manuscripts in Ṣan ā ,” Stephan Wild (ed.), The Qur an as Text (Leiden, New York, Köln: E.J. Brill,
1996), s.106.
51
Bu el yazması üzerinde Michael Marx, Keith Small ve Alba Fedeli tarafından bir çalışma
hazırlanmaktadır. Bu eser Brill tarafından F. Déroche, M. Marx, A. Neuwirth, C. Robin editörlüğünde
çıkacak olan yeni bir seride yer alacaktır. Bu seri Documenta Coranica adıyla yayımlanacaktır.
“Coranica” DFG-ANR projesi Berlin ve Paris Bilimler Akademisi tarafından desteklenmektedir.
“Coranica” projesi kapsamında ve David Kiltz’in editörlüğünde hazırlanan Glossarium Coranicum
Kur’an’da bulunan yabancı kelimelerin (ġarīb ve mu arrab) analizini yapmaktadır.
52
François Déroche, La transmission écrite du Coran dans les débuts de l’Islam: le codex ParisinoPetropolitanus (Leiden: Brill, 2009).
53
Üzerindeki yazı silinerek başka bir yazının yazılmış olduğu parşömene verilen isimdir.
50
228
Esra Gözeler ve diğerleri
geç dönem ḥicāzī yazıyla yazılmış bir Kur’an mushafıdır.54 Alttaki silinmiş
metin (lower layer) de el yazma bir Kur’an’dır ve yer yer İslam
kaynaklarında yer alan bazı kıraat farklılıklarına paralel metinler
içermektedir.55 Örneğin, Meryem suresi 19. ayetin kıraat farklılıkları, alttaki
silinmiş metinde (lower layer) net bir şekilde görülmektedir.56 Palimpsest
parşömendeki bu çok fazla kaligrafik olmayan ḥicāzī Arapça metin,
Kur’an’ın elde mevcut olan bu uzunluktaki en eski metinsel şahidi olarak
görüldüğü için, bu metnin akademik olsun olmasın tüm çevrelerce
ulaşılabilir olması önemli görülmüştür. Bu amaçla Documenta Coranica57
projesi kapsamında alttaki silinmiş metnin (lower layer) tam bir grafik
rekonstrüksiyonunun yayımlanması planlanmıştır.
Lesarten: Metnin Farklı Okuma Biçimleri
Ṣan ā palimpsest parşömen nüshasının alttaki silinmiş metninde görülen
kıraatler, Kur’an’ın metin tarihine ilişkin ikinci bir külliyata işaret
etmektedir: Kıraat veya farklı okuma biçimleri. Potsdam araştırma grubu, ilk
beş yüzyılda yazılan en erken kaynaklara dayanarak metnin farklı okunuş
biçimlerini toplamak ve sergilemek üzere bir veritabanı oluşturmuştur. Çok
sayıdaki farklı okuma tarzları arasında (ḳırā āt) idġām, ḥareke ve imāle
farklılıklarından başka okuma biçimleri sunan kıraatler seçilmiştir. Metnin
tarihi ile ilgili olmasından dolayı veritabanı, Latince adıyla Varia Lectiones
Coranicae (Kur’an’ın Farklı Kıraatleri), ilgili fonolojik farklılıklardan dolayı
anlam değişikliklerine sebep olabilecek kıraatler üzerine odaklanmıştır.
Ayrıca en eski el yazmaları veri tabanında olduğu gibi, ilgili materyalin
dokümantasyon örneği için elektronik bir yapı seçilmiştir. Buradaki odak
noktası metin tarihi ile ilgili bilimsel bir tartışma geliştirmek ve böylece
ulaşılabilir ve şeffaf bir dokümantasyon oluşturmaktır. İslam bilim
geleneğinde grafik-bilgi yerine ses-bilgisinin nakledilmiş olmasından dolayı
Déroche, Le manuscrits du Coran: Catalogue des manuscrits arabes de la Bibliothèque Nationale
(Paris: Bibliothèque Nationale, 1983).
55
Alttaki silinmiş metin ile ilgili olarak yapılmış analizler için bkz. Behnam Sadeghi & Mohsen
Gouderzi, “Ṣan ā 1 and the Origins of the Qur ān,” Der Islam 87:1-2 (2012), ss.1-129; Alba Fedeli,
“Early Evidences of Variant Readings in Qur’ānic Manuscripts,” Karl-Heinz Ohlig & Gerd-R. Puin (ed.),
Die dunklen Anfänge: Neue Forschungen zur Entstehung und frühen Geschichte des Islam (Berlin:
Verlag Hans Schiler, 2006) içinde, ss.298-299; Elisabeth Puin, “Ein früher Koranpalimpsest aus Ṣan ā
(DAM 01-27.1). Teil III: Ein nicht- uṯmānischer Koran,” Markus Groß ve Karl-Heinz Ohlig (ed.), Die
Entstehung einer Weltreligion, c.1, Von der koranischen Bewegung zum Frühislam (Berlin: Schiler,
2010) içinde, ss.233-305.
56
Bu çalışma Hadiya Gurtmann tarafından tamamlanmak üzeredir. Gurtmann, bir süre Corpus
Coranicum projesinde çalışmıştır. Halen Hamburg Üniversitesi, Centre for the Study of Manuscript
Cultures bünyesinde çalışmaktadır. Bkz. manuscript-cultures.uni-hamburg.de/mom/2012_01_mom.html
(10.12.2012).
57
Bkz. coranica.de (F. Déroche, M. Marx, A. Neuwirth, C. Robin, DFG-ANR-Project “Coranica”).
54
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
229
Arap alfabesi kullanılmamış, Latin alfabesi transliterasyonu tercih edilmiştir.
Ünsüz ve ünlü sesler için ardışık işaretler kullanarak oluşturulan bu şekilde
bir fonolojik transliterasyon, Batılı çevrelere Müslümanların metin kritiğine
ilişkin zengin külliyatına daha kolay erişim imkanı sağlamaktadır. Araştırma
grubu tarafından takip edilen bu belgeleme yaklaşımında kaynaklar
kronolojik olarak ekranda görünmektedir.58 Örneğin Corpus Coranicum
projesi veritabanında Meryem suresi 19. ayetin kıraatleri şu şekilde yer
almaktadır:59
Kaynak
Ḳārī
Ayet
Kur’an-ı Kerim, Kahire
Baskısı
ed-Dānī, et-Teysīr fī
Ḳırā āti’s-Seb
ed-Dānī, et-Teysīr fī
Ḳırā āti’s-Seb
ed-Dānī, et-Teysīr fī
Ḳırā āti’s-Seb
ed-Dānī, et-Teysīr fī
Ḳırā āti’s-Seb
ed-Dānī, et-Teysīr fī
Ḳırā āti’s-Seb
ed-Dānī, et-Teysīr fī
Ḳırā āti’s-Seb
ed-Dānī, et-Teysīr fī
Ḳırā āti’s-Seb
ed-Dānī, et-Teysīr fī
Ḳırā āti’s-Seb
İbn Mucāhid, Kitābu’sSeb a
Āṣım-Ḥafṣ
ḳāle
innemā
ene
rasūlu
rabbiki
li-ehebe
leki
ġulāmen
zekiyyen
Ḳālūn
ḳāle
innemā
ene
rasūlu
rabbiki
li-ehebe
leki
ġulāmen
zekiyyen
Varş
ḳāle
innemā
ene
rasūlu
rabbiki
li-yehebe
leki
ġulāmen
zekiyyen
İbn Ke īr
ḳāle
innemā
ene
rasūlu
rabbiki
li-ehebe
leki
ġulāmen
zekiyyen
Ebū Amr
ḳāle
innemā
ene
rasūlu
rabbiki
li-yehebe
leki
ġulāmen
zekiyyen
İbn Āmir
ḳāle
innemā
ene
rasūlu
rabbiki
li-ehebe
leki
ġulāmen
zekiyyen
Āṣım
ḳāle
innemā
ene
rasūlu
rabbiki
li-ehebe
leki
ġulāmen
zekiyyen
Ḥamza
ḳāle
innemā
ene
rasūlu
rabbiki
li-ehebe
leki
ġulāmen
zekiyyen
Nāfi
ez-Zeccāc, Ma ānī
İbn Ḫālaveyh, Muḫtaṣar
Ḳālūn
Varş
Ebū Amr
Ebū Amr
bilinmeyen
ez-Zemaḫşerī, el-Keşşāf
bilinmeyen
Ebū Ḥayyān, el-Baḥru’lMuḥīṭ
bilinmeyen
li-yehebe
li-nehebe
emeranī en
ehebe
emeranī en
ehebe
emeranī en
ehebe
Tarihsel Bağlam
Kur’an metnini anlamada tarihî bağlamın önemine ilişkin metot ve
bilimsel yaklaşım üzerine birkaç söz söylemek gerekmektedir. Makalenin
ikinci bölümünde proje araştırmacıları Kur’an’ın çevresindeki anlam
dünyasını ortaya çıkarma yaklaşımını benimseyen bazı örnek metinler
vermişlerdir. ‘Çevre’ ile Peygamber mesajının muhataplarının içinde
yaşadığı kültürel, dinî, maddi ve politik dünyayı anlamaktayız. Kur’an metni
zaman, mekân ve şartlara ilişkin ayrıntılı bir anlatı sunmadığından, sīre
literatürü ve metnin açıklamasına referansta bulunan ve ne zaman, nerede ve
Ed-Dānī’nin et-Teysīr fī Ḳırā āti’s-Seb ve İbn Mucāhid’in Kitābu’s-Seb a eserleri kronolojik
sıralamanın dışındadır.
59
www.corpuscoranicum.de/lesarten/index/sure/19/vers/19? (10.12.2012).
58
230
Esra Gözeler ve diğerleri
hangi şartlarda sorularına cevap sunan diğer metinler de kullanılmaktadır.
Tarih bilimi açısından tarihsel bilgi ile hagiografiyi birbirinden ayırt etmek
zordur. Projenin araştırma grubu, Geç Antik Dönem (Late Antiquity)
dünyasına ait kaynakların, bazı durumlarda Peygamber mesajının muhatabı
olan Mekke ve Medine’de yaşayan halkın arkaplanını aydınlatmada
yardımcı olabileceğini düşünmüştür. Bu alanda İslam tefsir literatüründen
daha fazla istifade etmek arzulanmaktadır. Ancak ekonomik sebeplerden
dolayı, yani projenin araştırmacı kapasitesinin sınırlı olmasından dolayı
temel odak Süryanice, İbranice, Yunanca, Antik Etiyopya kültürüne ait
(Ge’ez) kaynaklar ve ayrıca İslam öncesi Arap şiirine atıflar üzerine
kurulmuştur.
Bu metodolojik tercihi anlamak için, Peygamber döneminde Arabistan
ile ilgili özet bir çerçeve sunmak faydalı olacaktır. Arkeolojik araştırmalar
sonucunda Arabistan yarımadası İslam’dan hemen hemen 1500 yıl
öncesinde yazının ve alfabenin kullanıldığı kültürel bir alan olarak
tanımlanabilir. Yarımadanın güney ve batı bölgelerinde, bir alfabe geleneği
bulunmaktadır. Antik Güney Arabistan alfabesi, daha çok bölgedeki yerleşik
kültür tarafından konuşulan Sami dilleri (Minaeic, Hadramitic, Sabaean)
için kullanılmıştır. Yarımadanın güneyinde birçok yazıt (anıtsal yazıtlar ve
grafiti) bulunmuştur. Bunların çoğu MÖ 1. yüzyılın başlangıcından 6.
yüzyılın son on yıllarına (en son yazıt Sabaean dilinde yazılmıştır) kadar
uzanan bir zamanla tarihlendirilmektedir. Suriye’den başlayıp, Ürdün’ü
geçerek Suudi Arabistan’ın Kuzey kısımlarına ulaşan bölgede Antik Kuzey
Arabistan dilinde on binlerce yazıt (Safaitic, Thamudic, Hasaitic) ve grafiti
olduğu bilinmektedir. Kuzey Arabistan’daki yazıtları tarihlendirmek bazen
zor olmaktadır. Bu yazıtlar neredeyse MÖ ilk bin yılın ortasından MS 4.
veya 5. yüzyıla kadar bin yıllık bir dönemi kapsamaktadır. Aramice alfabeyi
kullanarak yazılan Nabatça yazıtlar yarımadanın kuzeybatı kısmına
yayılmıştır. Son yıllarda yapılan keşifler60 Arapça alfabenin gerçekten geç
dönem Nabatça alfabeden çıkmış olduğuna ilişkin yeni deliller sunmaktadır.
Harflerin şekilleri ve birbirleriyle bağlantıları ve ayrıca fonetik işaretler
Arapça alfabenin geç dönem Nabatça bitişik el yazısından türediği teorisini
desteklemektedir.61 Yine de Arapça olarak tanımlanabilecek bir yazıyla
Bkz. Laila Nehmé, “A Glimpse of the Development of the Nabataean Script into Arabic Based on Old
and New Epigraphic Material,” M. C. A. Mcdonald (ed.), The Development of Arabic as a Written
Language, Supplement to the Proceedings of the Seminar for Arabian Studies 40 (Oxford: Archaeopress,
2010) içinde, ss.47-88.
61
Bkz. Marx, “Writing Systems and Languages of Arabia: A Tour,” Ute Franke & Joachim Gierlichs
(ed.), Roads of Arabia (Berlin: Staatlische Museen zu Berlin, 2011) içinde, s.191.
60
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
231
yazılmış İslam öncesi döneme ait altı adet yazıtın (Ummu’l-Cimāl, Zebed,
Cebel Useys vd.) Suriye ve Ürdün gibi daha kuzeydeki bölgelerde ortaya
çıkmış olması açıklanamamaktadır.62
Texte aus der Umwelt des Korans: Kur’an’ın Çevresinden Metinler
“Kur’an’ın Çevresinden Metinler” veritabanı, Geç Antik Dönem ile
Kur’an araştırmalarını içeren disiplinler arasında köprü kurma görevi
görmektedir. Modüle, Eski Ahit araştırmaları konusunda Antik Yakın
Doğu’ya ait kitabiyatın toplandığı referans bir eser olan Texte aus der
Umwelt des Alten Testaments63 adlı çalışmadan mülhem bu isim verilmiştir.
Bu projede Geç Antik Döneme ait kaynaklar bir veritabanında toplanmıştır.
Bu kayıtlar Kur’an ayetlerinin bağlamlarını anlamada muhtemel ilgili
metinler olarak düzenlenmiştir.64 Orijinal metin orijinal dilinde ve
alfabesinde verilmiş;65 orijinal metnin bulunduğu referans ve ikincil literatür
ile ilgili veriler zikredilmiş ve ayrıca orijinal metin ile Kur’an ayetleri
arasındaki ilişki hakkında kısa bir yorum sunulmuştur.
Dolayısıyla “Kur’an’ın Çevresinden Metinler” veritabanı, bağlamlar ve
farklılıklar üzerine daha kesin bir fikir elde etmeyi kolaylaştırarak
kaynaklardan pasajlar vermeyi amaçlamaktadır. Veritabanına binin üzerinde
madde girişi yapılmış olmasına rağmen şu ana kadar yaklaşık olarak üç yüz
madde girişine <corpuscoranicum.de/kontexte> internet adresinden
erişilebilmektedir. Makalenin ikinci bölümünde yer alan örnekler, Kur’an’la
bu yaklaşım dolayısıyla bağlantısı kurulan çok farklı gelenekler hakkında
genel bir bakış açısı sunabilir. Çalışma programı açısından projenin
araştırmacıları iki şekilde çalışmışlardır: (1) Bir grup Kur’an ayetini veya bir
ayeti açıklamak için, ikincil literatürü araştırarak, Geç Antik Döneme ait bir
metnin yer aldığı eserde bulunan pasajın orijinal dilinde veritabanına girişini
yapmak. Burada aslında veritabanı daha önceki çalışmaların sonuçları
bakımından özlü bir kayıt sunmaktadır. Madde girişleri her zaman ikincil
literatüre referansları içermektedir ve aslında her bir kayıt, veritabanında
sunulan Geç Antik Döneme ait metnin daha önceki çalışmalarda yer aldığı
anlamına gelmektedir. Örneğin Abraham Geiger, Joseph Horovitz, Heinrich
2010 yılında Louvre’da sergilenmeye başlayan ve 2012 yılında da Berlin’de sergilenen “Roads of
Arabia” ile Arabistan’ın komşu bölgelerle kültürel değişimini ve eserleri belgeleyen arkeolojik keşifler
geniş çapta halk tarafından ilk kez resmi bir Suudi sergisinde görülmüş oldu. Bkz. Franke & Gierlichs
(ed.), Roads of Arabia.
63
Bkz. Bauer ve diğerleri (ed.), Texte aus der Umwelt des Alten Testaments, c.1-6 (Gütersloh:
Gütersloher Verlagshaus, 2004-2011).
64
Bkz. Marx, “Ein Forschungsvorhaben in der Tradition der Wissenschaft des Judentums,” Dirk Hartwig
ve diğerleri (ed.), Im vollen Licht der Geschichte içinde, ss.41-53.
65
Farklı dilleri görebilmek için projenin web sayfasında “Coranica” ismiyle bir font yer almaktadır.
62
232
Esra Gözeler ve diğerleri
Speyer, Tor Andrae (ö.1947), August Fischer, Wilhelm Rudolph (ö.1987),
Toshihiko Izutsu (ö.1993), Johann-Dietrich Thyen, David Brady, Gabriel S.
Reynolds, Edmund Beck, Christian Robin, Mohammed Maraqten ve
Mehmet Paçacı’nın66 çalışmaları büyük oranda elekten geçirilmiş ve
“bulgular”, daha doğrusu öneriler, orijinal dilde verilmiştir. (2) Süryanice
literatür alanında ise farklı bir teknik kullanılmıştır. Proje araştırmacılarından
David Kiltz ve Yousef Kouriyhe, Afrem Süryanî (ö.373), Mor Yakub
Suruçlu (ö.521) ve Mor Filoksinos (ö.523) tarafından yazılan orijinal
Süryanice kaynakları, Süryanice Yeni Ahit tercümesini ve diğer eserleri
incelemişler ve eskatoloji, cennet, cehennem, kozmoloji, erdemler, ibadet ve
daha birçok konuda Süryanice metni veritabanına eklemişlerdir. Yakın
dönemde Etiyopya kültürüne ait çalışmalar alanında araştırmacı Veronika
Roth, kozmolojik âlem gibi edebî unsurları zikrettikleri görülen Apocalypse
of Henoch ve Book of Jubilees üzerine araştırmalar yapmıştır. Bu edebî
unsurlar Kur’an’ın nüzul ortamında bilinebilmekteydi.
Sonuç
Corpus Coranicum projesi, Kur’an el yazmalarına dayalı olarak yapılan
bir Kur’an araştırmasıdır. Bu proje Kur’an’ın teolojik açıklamasından ziyade
Kur’an metninin ve mushafların gelişimini anlamak için geliştirilmiş tarihî
bir yaklaşıma sahiptir. Böylece Kur’an’ın ilk muhataplarının nasıl bir kültür
havzası içinde bulunduğunun ve nasıl bir anlam dünyasına sahip olduğunun
ortaya çıkarılması ve Kur’an ile ilgili bütün dokümanların sistematik olarak
ve araştırmacılar tarafından ulaşılabilir şekilde bir araya getirilmesi
amaçlanmaktadır. Projenin üç temel modülü bulunmaktadır:
I. Modül 1 (Textdokumentation), bütün Kur’an el yazmalarını
(Manuscripta Coranica) ve kıraat farklılıklarını (Variae Lectiones
Coranicae) kayıt altına almaktadır. Böylece el yazmaları ve kıraatler
karşılaştırılabilmektedir.
II. Modül 2 (Texte aus der Umwelt des Korans), Kur’an’ın tarihî
arkaplanını anlamak için Kur’an’ın nazil olduğu ortamın metinsel ve
metinlerarası bağlamlarını incelemektedir.
Bkz. Mehmet Paçacı, “De Ki Allah ‘Bir’dir: aḥad/ʾeḥād: Sami Dini Geleneği Perspektifinden İhlas
Sûresi’nin Bir Tefsiri Denemesi,” Paçacı, Kur’an ve Ben Ne Kadar Tarihseliz? (Ankara: Ankara Okulu
Yayınları, 2000) içinde, ss.155-184.
www.corpuscoranicum.de/kontexte/index/sure/112/vers/1 (10.12.2012)
www.corpuscoranicum.de/kontexte/index?sure=112&vers=2&anzeigen=Anzeigen (10.12.2012)
www.corpuscoranicum.de/kontexte/index?sure=112&vers=3&anzeigen=Anzeigen (10.12.2012)
66
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
233
III. Modül 3 (Kommentar), Kur’an’ın yapısını ve linguistik özelliklerini
daha iyi anlayabilmek için metnin art-zamanlı (diyakronik) yorumunu
yapmaktadır.
Sahabenin ve Mekke ve Medine’de bulunan diğer muhatapların kültürel
arkaplanına ilişkin bilgimizin çok sınırlı olmasından dolayı belgeleme
yaklaşımının büyük oranda tartışmaya açık olduğu doğrudur. Kur’an
ayetlerini Geç Antik Döneme ait kaynaklar arkaplanıyla okuma ve şu ana
kadar projede toplanan malzeme, Kur’an’ın oldukça ilginç derecede
metinlerarasılık (intertextuality) gösterdiğini görmemize izin vermektedir.
Veritabanında yer alan metinleri Kur’an ayetleri ile karşılaştırdığınız zaman
farklılıkları ve ortak unsurları her zaman gözlemleyebilirsiniz. Ortak
unsurlar (bugünkü Batı) Avrupa kültürünün de büyük oranda borçlu olduğu
Geç Antik Döneme işaret ederken farklılıklar genellikle Kur’an mesajının
sahip olduğu “yeni unsuru” daha iyi anlamamızı sağlamaktadır. Tarih bilimi
açısından, Peygamber Muhammed’in mesajı Batı Arabistan bağlamında
bulunmaktadır. Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften
bünyesinde çalışan bu küçük araştırma grubunun Arap araştırmaları, Sami
dilleri, Etiyopya kültürüne ait araştırmalar, Arkeoloji, Süryanice çalışmalar,
Rabbinik literatür, Kilise tarihi vs. arasında değişen çok sayıda disiplini ele
almak zorunda olmaları bazen oldukça güç olsa da Kur’an araştırmaları
böyle bir yaklaşımı hak etmektedir. Metnin anlaşılması için çok önemli olan
ve halihazırda birçok unsuru hala tartışmaya açık olan ‘tarihî çevre’
konusunun, Avrupa ve Orta Doğu’da bulunan kurumlarla ve bilim insanları
ile işbirliğinin geliştirilmesiyle kendi müfredatına sahip yeni bir disiplin
haline gelebileceği umulmaktadır.
234
Esra Gözeler ve diğerleri
Resim 1. © Gotthelf-Bergsträßer-Arşivi, Bayerische Akademie der Wissenschaften (Münih)
Kahire’de (muhtemelen İslam Müzesinin camında) Gotthelf Bergsträßer tarafından
çekilen anıtsal bir Kur’an sayfasının (22/el-Ḥacc:72) fotoğrafı.
Resim 2. © Gotthelf-Bergsträßer-Arşivi, Bayerische Akademie der Wissenschaften (Münih)
O zamanlar Meknes’de (Fas) Şeyḫ Abdurraḥmān Zīdān’ın özel kütüphanesinde
bulunan, kūfī yazıyla yazılmış, Ṭā-hā suresinin baş kısmının açık olduğu ve Otto
Pretzl tarafından 1934 yılında çekilmiş anıtsal bir Kur’an mushafının fotoğrafı.
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
235
2. Bölüm: Corpus-Coranicum Projesinden Örnek Metinler
Kur’an’ın Çevresinden Metinler (Texte aus der Umwelt des Korans)
Bu modül, Kur’an’ın ‘entelektüel’ çevresini yani nazil olduğu zamanın
sosyal, dinî ve edebî durumunu araştırmaktadır. Bu araştırma Corpus
Coranicum projesi kapsamında Kur’an’ın çevresinden metinler anlamında
“Texte aus der Umwelt des Korans” (TUK) şeklinde adlandırılmıştır. Bu
metinler Kur’an ile paralel olan veya Kur’an’da zikredilen ya daha eski
gelenekleri ya da neredeyse çağdaş (Late Antique) fikirleri ve söylemleri
içermektedir. Bu da bizim Kur’an’ın ilk muhataplarının kültürel ufkunu ve
arkaplanını anlamamızı kolaylaştırmaktadır.
Bu modülde sunulan metinler MÖ 2000+ yılından Kur’an’ın nazil
olmasından hemen önceki döneme kadar geniş bir zaman dilimine
yayılmaktadır. Orta Doğu’ya ait kozmolojik (örn. yedi cennet, cehennemin
yedi kapısı) ve ahlakî ilkeler (örn. ticarette doğru tartmak) gibi belli
kavramların tarihini (longue durée) örneklendirmek için en eski metinler
seçilmiştir. Daha geç metinler teolojik görüşleri, konuları ve aynı zamanda
tarihî bağlamı içermektedir. Şu ana kadar 1000’in üzerinde farklı metin veri
tabanında yer almaktadır. Bunların yaklaşık olarak üçte biri online olarak
yayımlanmıştır. Bu bölümde online yayımlanmış madde girişlerinden seçilen
örnek metinler, orijinal dillerinin alfabetik sırasına göre tercümeleri ile
birlikte sunulacak, benzerlikler ve farklılıklar açıklanacaktır.67
I. Akatça
83/el-Muṭaffifīn:1-1168
‫﴾ َوإِ َذا َكالُوهُ ْم أَوْ َو َزنُوهُ ْم‬٢﴿ َ‫اس يَ ْستَوْ فُون‬
ِ َّ‫﴾ اَلَّ ِذينَ إِ َذا ا ْكتَالُوا َعلَى الن‬١﴿ َ‫َو ْي ٌل لِ ْل ُمطَفِّفِين‬
ِّ‫﴾يَوْ َم يَقُو ُم النَّاسُ لِ َرب‬٥﴿‫﴾ لِيَوْ ٍم َع ِظ ٍيم‬٤﴿ َ‫ك أَنَّهُ ْم َم ْبعُوثُون‬
َ ِ‫﴾ أَالَ يَظُ ُّن أُو َۤلَئ‬٣﴿ َ‫ي ُْخ ِسرُون‬
َۤ
ٌ ‫ك َما ِسج‬
‫﴾ ِكتَابٌ َمرْ قُو ٌم‬٨﴿ ‫ِّين‬
َ ‫﴾ َو َم َۤا أَ ْد َرا‬٧﴿ ‫َّار لَفِي ِسجِّي ٍن‬
َ ‫﴾ َكلَّ إِ َّن ِكت‬٦﴿ َ‫ْال َعالَ ِمين‬
ِ ‫َاب الفُج‬
﴾١١﴿ ‫ِّين‬
ِ ‫﴾ اَلَّ ِذينَ يُ َك ِّذبُونَ بِيَوْ ِم الد‬١١﴿ َ‫﴾ َو ْي ٌل يَوْ َمئِ ٍذ لِ ْل ُم َك ِّذبِين‬٩﴿
1
Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay haline. 2Onlar insanlardan (bir şey)
alıp ölçtükleri zaman, tam ölçerler. 3Fakat kendileri onlara bir şey ölçüp,
Kur’an ayetlerinin tercümeleri Diyanet İşleri Başkanlığı’nın mealinden alınmıştır: Kur’an-ı Kerim
Meâli, haz. Halil Altuntaş, Muzaffer Şahin (Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı, 2001).
68
İlgili diğer ayetler için bkz. 55/er-Raḥmān:7-9; 26/eş-Şu arā :181-183; 17/el-İsrā :35; 11/Hūd:84-85;
7/el-A rāf:85; 6/el-En ām:152.
67
Esra Gözeler ve diğerleri
236
yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar. 4, 5, 6Onlar büyük bir gün,
insanların âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için
diriltileceklerini sanmıyorlar mı? 7Hayır! Günahkârların yazısı muhakkak
siccīndedir. 8Siccīnin ne olduğunu sen ne bileceksin. 9O, yazılmış bir
kitaptır. 10, 11O gün yalanlayanların, hesap ve ceza gününü yalanlayanların
vay haline!
Šamaš-İlahisi, 107-111
107 ṣābit zibānīti ēpiš ṣilipti
108 muštennû abayān kīsi u [...] ušappal
109 uštakazzab ana nēmelim-ma uḫallaq kīsa
110 ša kīni ṣābit zibānīti maʾda [...]
111 mimma šumšu maʾdi qīšāssu (Lambert, 1960)
107 He who uses the scales and cheats
108 changing [the weights] for his own pocket and […] reduces
109 he deceives only himself about his gain and will loose his profit
110 but he who uses the scales justly, much [...]
111 of all things plentiful is his portion. (Terc. David Kiltz)
MÖ ilk bin yılın ilk yarısında yazılmış olan yukarıdaki metin Šamaš’a
sunulan bir Eski Mezopotamya ilahisidir ve yanlış/eksik tartmanın ilahi
yaptırımlarının uzun bir tarihi olduğunu göstermektedir. Erken dönem
Mezopotamya’da Šamaš ilahi hakim/yargıç olarak işleve sahiptir. Šamaš her
şeyi görür ve hiçbir şey ondan gizli değildir. Šamaš, bu metinde tartıyı
çıkarlarına göre yönlendiren kişi örneğinde olduğu gibi, hilekârlığı
cezalandırır. Bu anlamda metinde Šamaš dayyān šamê u erṣeti dayyān mīti u
balāṭi attāma (Šamaš, Sen gökyüzünün ve yeryüzünün hâkimisin (dayyān),
Sen ölünün ve dirinin hâkimisin) ifadesi yer almaktadır. Mezopotamya’da
bulunan gelenekten farklı olarak, Kur’an’da ilgili teolojik görüş tam bir
monoteistik bağlamda yer almaktadır. Her iki metin bu cezanın ne zaman
gerçekleşeceği konusunda da farklılık göstermektedir. Akatça metin kişinin
bu dünyadaki hayatında bir ödül veya cezadan bahsederken Kur’an ödül ve
cezanın ahirette olduğunu vurgulamaktadır.69
69
David Kiltz, www.corpuscoranicum.de/kontexte/index/sure/83/vers/1?intertext=861 (10.12.2012).
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
237
II. Aramice
1/el-Fātiḥa:170
﴾١﴿ ‫ــم هللاِ الـ َّر ْح َم ِن الـ َّر ِحيـم‬
ْ ِ‫ب‬
ِ ‫س‬
1
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Tell Feheriye Kitabesi
1
dmwtʾ zy hdysʿy zy šm qdm hddskn 2gwgl šmyn wʾrq mhnḤt ʿsr wntn rʿy
wmšqy lmt kln wntn šlh wʾdqwr 4lʾlhyn klm ʾḥwh gwgl nhr klm mʿdn 5mt
kln ʾlh rḥmn zy tṣlwth bh ysb 6skn mrʾ rb mrʾ hdysʿy mlk gwzn br
7
ssnwry mlk gwzn lḥyy nbšh wlmʾrk ywmwh 8wlkbr šnwh wlšlm byth
wlšlm zrʿh wlšlm 9ʾnšwh wlmld mrq mnh wlmšmʿ tṣlwth wl 10mlqḥ ʾmrt
pmh knn wyhb lh wmn ʾḥr kn 11ybl lknnh ḥds wšmyn lšm bh wzy yld šmy
mnh 12wyšym šmh hdd gbr lhwy qblh (Muraoka, 1983)
3
1
The statue of Haddu-Yithʿī, which he set up before Hadad of Sikan,
(canal-) controller of the heaven and the earth, one who brings down
wealth and provides pasture and 3watering-place to all area(s) and provides
a basket and an adagarru-container 4to all gods his brothers, (canal-)
controller of all river(s) 5who enriches all land(s), a merciful god, who
delights in prayer (addressed to him) [Healey: the Merciful God, to whom
it is good to address prayer], one who dwells in 6Sikan, a great lord, (his)
lord, Had-Yithʿī, ruler of Gozan, son of 7Sas-Nuri, ruler of Gozan for the
sustaining of his life and for the prolonging of his days 8and for the
multiplying of his years and for the protection of his household and for the
protection of his offspring and for the protection of 9his men and for the
averting of illness from him and for the hearkening to his prayer and for
10
the taking of the words of his mouth he established (it) and dedicated (it)
to him, and whoever 11should shift (it) hereafter, let him establish it anew
and put my name thereupon and whoever should remove may name
therefrom 12and put his name (instead), may Hadad the warrior be his
adversary. (Terc. Muraoka, 1983, 82-83)
2
İlgili diğer ayetler için bkz. 78/en-Nebe :38, 37; 67/el-Mulk:29, 20, 19, 3; 59/el-Ḥaşr:22; 55/erRaḥmān:1; 50/Ḳāf:33; 43/ez-Zuḫruf:81, 45, 36, 33, 20, 19, 17; 41/Fuṣṣilet:2; 36/Yā-Sīn:52, 23, 15, 11;
27/en-Neml:30; 25/el-Furḳān:63, 60, 59, 26; 26/eş-Şu arā :5; 21/el-Enbiyā :112, 42, 36, 26; 20/Ṭā-hā:108,
109, 90, 5; 19/Meryem:96, 93, 92, 91, 88, 87, 85, 78, 75, 69, 61, 58, 45, 44, 26, 18; 17/el-İsrā :110; 13/erRa d:30; 2/el-Baḳara:163; 1/el-Fātiḥa:3.
70
238
Esra Gözeler ve diğerleri
İki dilli (Asurca ve Aramice) Tell Feheriye (veya tall faḫariyya) kitabesi
raḥmān, daha doğrusu RḤMN kelimesinin kullanımı bakımından en eski
kanıttır. Kitabe yaklaşık olarak MÖ 9. yüzyılla tarihlendirilmektedir.
Raḥmān bu kitabede Akatça rēmēnû ve Neo-Asurca LIDú şeklinde yazılan
rēmēʾû ile paralel olarak kullanılmaktadır. Her iki formda kelime, prototip
formu olan *raḥm-ān-ī-u şekline ulaşmaktadır. Kelime Akatça’da ilahi bir
sıfat olarak kullanılır.71 Aramice form, genellikle Kuzey Suriye
kitabelerinde, örneğin Palmira’da tanrı ʿAzīzū’nun sıfatı olarak
görülmektedir. Eski Güney Arabistan dilinin konuşulduğu Arabistan
Yarımadası’nın güneyinde de kelime raḥmānān formuyla yaygındır. Bu
bölgede raḥmānān Yahudi, Hıristiyan ve diğer belirsiz monoteistik
bağlamlarda tek (monoteistik) Tanrı’nın baskın ismidir. Raḥmānān (Antik
Güney Arabistan Dili) veya er-Raḥmān monoteistik bağlamda tanrının ‘özel
isim’lerinden biri olarak kullanılır. Bu kullanım Kur’an’da da
bulunmaktadır: örneğin, el-İsrā suresi (17:110) ve Meryem suresi (19:18,
26, 44, 45, 58, 61, 69, 75, 78, 85, 87, 88, 91, 92, 93 ve 96); ayrıca 20, 21, 25,
26, 36, 43, 50, 55, 67 ve 78. surelerde de geçmektedir. Burada er-Raḥmān,
Allāh’ın sıfatı ve er-Raḥīm ile birlikte bir terkip olmaktan ziyade daha çok
özel isim olarak kullanılmıştır. Nöldeke’ye göre, yukarıda zikredilen sureleri
orta Mekkî sureler olarak sınıflandırmak gerekmektedir. İslam geleneği
Peygamber Muhammed’in çağdaşları olan “sahte” peygamberler Museylime
ve el-Esved’in de er-Raḥmān kelimesini tek başına kullandıklarını
aktarmaktadır.
Arap kültürünün dışında Yahudi geleneğinde raḥmān kelimesini
Targum’da sıfat olarak –örneğin raḥūm kelimesinin İbranice tercümesi
olarak– ve ayrıca yukarıda belirtildiği gibi ‘pagan’ kitabelerinde
bulmaktayız. Rabbinik literatürde Raḥmān (Raḥamānā) yaygın bir kullanıma
sahiptir ve Tanrı’nın diğer sıfatlarının yerini alır. Benzer şekilde HıristiyanSüryanice metinlerde, örneğin Mor Afrem Süryanî, Mor Yakub Suruçlu ve
diğer yazarlarda, raḥmānā kelimesini Tanrı’nın sıfatı olarak görmekteyiz.
Bu ifade İsa’nın sıfatı olarak da kullanılmıştır. Ancak orijinal Süryanice
form olan mraḥḥmānā daha yaygın bir kullanımdır. N. Nebes, Peşitta’da
Bkz. The Assyrian Dictionary (CAD), Ignace J. Gelb ve diğerleri (ed.) (Chicago: The Oriental Institute,
1964-); Bruno Meissner, Akkadisches Handwörterbuch (AHW) (Wiesbaden: Harrassowitz, 1965-1981)
sözlüklerinde ilgili maddeler. Ayrıca bkz. John Healey, “The Kindly and Merciful God: On Some Semitic
Divine Epithets,” Manfried Dietrich ve Ingo Kottsieper (ed.), Und Mose schrieb dieses Lied auf: Studien
zum Alten Testament und zum alten Orient: Festschrift für Oswald Loretz zur Vollendung seines 70:
Lebensjahres mit Beiträgen von Freunden, Schülern und Kollegen (Münster: Ugarit-Verlag, 1998) içinde,
s.352 vd.
71
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
239
sadece mraḥḥmānā ve raḥmtānā formlarının geçtiğini ifade etmektedir.72
Nebes, raḥmānā ifadesinin sadece Afrem Süryanî’nin yazılarında olduğu
konusunda yanlış bir iddiada bulunan Geiger’e atıfta bulunmaktadır.
Greenfield, Suriye’de raḥmānā kelimesinin yer aldığı ‘pagan’ yazıtlardan
birçok örneği sunduktan ve kelimenin Yahudilik’teki kullanımını tartıştıktan
sonra şöyle bir iddiada bulunmaktadır: “Süryanî yazarlar genel olarak
raḥman kelimesinin sıfat olarak kullanımından çekinmişlerdir.”73 Greenfield,
“sözlüklere” atıfta bulunmakta ve bu durumun ‘putperestlik’te (paganism)
kullanılan bir sıfatı kullanmış olmaktan kaçınma amacıyla olup olmadığı
konusunda spekülasyonda bulunmaktadır. Oysaki Süryanice kitabiyat
raḥmānā kelimesinin, sözlüklerde bulunabilecek ve geleneksel olarak önceki
çalışmalarda açıklanan kullanımlarından daha fazla kullanımı olduğunu
doğrulamaktadır. Bununla ilgili olarak Corpus Coranicum projesinde birçok
örnek bir araya getirilmiştir.74 Yine de mraḥḥmānā formunun daha yaygın
olduğu doğrudur. Ancak, bize göre, paganlarla ilişkisi dolayısıyla raḥmānā
formunun kullanımının Süryanî yazarlarca kasten terkedildiği düşüncesi
kaynaklarda yer almamaktadır.
Sami dillerde raḥmān(ā) kelimesinin etimolojisine ilişkin burada bir
açıklama yapmak uygun olacaktır. Bütün Sami dillerinde r-ḥ-m kökü
bulunmaktadır. Arapça’da bu kök ikinci harfi farklılaşan iki forma sahiptir:
raḫuma ‘yumuşak olmak, esnek olmak’ ve raḥima ‘bağışlayıcı vb. olmak.’
Açıkça görüleceği gibi semantik olarak her iki form birbirine oldukça
yakındır. Arapça’dan baktığımızda r-ḫ-m’nin orijinal kök olduğu farz
edilebilir. İbranice ve Aramice gibi kuzeybatı Sami dillerinde ḫ sesi ḥ
olmaktadır (ḫ > ḥ). O zaman bu durumda Arapça raḥime kuzeybatı Sami
dillerinden alınmış bir form olabilir. Burada soru sadece bir kökün (ḫ
sesiyle) mü yoksa iki farklı kökün (ḫ veya ḥ sesiyle) mü olduğudur. Bu
konuda Akatça bize bir cevap sunmaktadır. Kelimenin Babil lehçesinde
rêmu ve Asurca’da reʾāmu şeklindeki erken kullanımları kesinlikle ḥ sesine
işaret etmektedir (Akatça’da ḥ kaybolmuş ve aynı zamanda a sesi, e sesine
dönmüştür). Bu Akatça’nın proto-form olan *raḥāmu’ya kadar geri gittiği
anlamına gelmektedir. Diğer taraftan orijinal ḫ Akatça’da kaybolmuş
Norbert Nebes, “The Martyrs of Najrān and the End of the Ḥimyar,” Angelika Neuwirth, Nicolai Sinai
& Michael Marx (eds.), The Qur ān in Context: Historical and Literary Investigations into the Qur ānic
Milieu (Leiden: Brill, 2010) içinde, s.37.
73
Bkz. Jonas C. Greenfield, “From LH RḤMN to AL-RAḤMĀN: The Source of a Divine Epithet,”
Benjamin H. Hary, John L. Hayes & Fred Astren (ed.), Judaism and Islam: Boundaries, Communication
and Interaction: Essays in Honor of William M. Brinner (Leiden: Brill, 2000) içinde, ss.381-394.
74
Bu konudaki örneklerin tamamına yakını Yousef Kouriyhe tarafından ortaya çıkarılmıştır.
72
240
Esra Gözeler ve diğerleri
değildir. Çünkü eğer Akatça’da ḫ orijinal olsaydı **raḫāmu kelimesinin
bulunması gerekirdi. Ancak Akatça’da bu kelime ḫ sesi ile mevcut değildir.
Arapça iki öğeli r-ḥ-m/ r-ḫ-m ise büyük ihtimalle bir ‘kafiyeli kökler’
durumudur. Bu durum hafif anlamsal (semantic) farklılıklara sahip, birbirine
benzeyen ancak kökleri özdeş (identical) olmayan kelimeler için Sami
dillerinde (ve diğer dillerde) görülmektedir. Bu durumda r-ḥ-m kökü “Ortak
Sami” olarak kabul edilmektedir. Raḥmān formu yaklaşık olarak MÖ 9.
yüzyılda Aramice dilinde ortaya çıkmıştır. Aramice-Akatça iki dilli Tell
Feheriye kitabesinin bağlamı RḤMN (yazıldığı gibi)’ın Akatça rēmēnû’dan
bir calque (lafzî anlamın tercümesi yoluyla başka bir dilden ödünç alınan
kelime) olduğunu düşündürmektedir. Akatça rēmēnû kelimesi yaygın olarak
hem tanrıları hem de insanları tanımlayan bir sıfat olarak kullanılmaktadır.75
Kısaca raḥmān kelimesi uzun bir tarihe sahiptir. Muhtemelen
Aramice’den (Akatça’dan bir calque olarak) başlayıp Orta Doğu’nun büyük
kısmında bilinen bir kelime haline gelmiştir. ‘Pagan’ bağlamlarda
kullanılmış olmasına ve Hıristiyan yazılarda ise daha az rastlanmasına
rağmen özellikle Rabbinik Yahudilik’te önemli bir kullanıma sahip
olmuştur. Büyük ihtimalle buradan hareketle Yahudi özellikler gösteren
Güney Arabistan monoteizmi tek tanrıyı tanımlayan bir yapıda kelimenin
sonunda belirli tanımlık ekiyle birlikte (Arapça’da lām-ı ta rīfli kullanımda
olduğu gibi) bu kelimeyi kullanmıştır. Bu şekilde aynı bölgede tam Yahudi
özelliklere sahip yazıtlarda76 ve ayrıca Ebrehe’ye ait bir Hıristiyan yazıtta da
kullanılmıştır. Yukarıda belirtildiği üzere Kur’an’da77 ve İslam öncesi şiirde
de (örn. İmru u’l-Ḳays ve el-A şā) bu kullanım bulunmaktadır. Ancak bu
kelime, isim olması bakımından, Tanrı’nın en önemli ismi Allāh’ı dışarıda
bırakmamakta; en azından İslamî gelenekte, er-raḥmān kelimesi Tanrı’nın
sıfatlarından biri olarak kalmaktadır. Yani nihai olarak en önemlisi olmasına
rağmen bu kelime ‘sadece’ bir sıfattır.78
75
David Kiltz, www.corpuscoranicum.de/kontexte/index/sure/1/vers/1?intertext=607 (10.12.2012).
Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. C. J. Robin, “Himyar et Israël,” Comptes-rendus des séances de
l’Académie des Inscriptions et Belles-Lettres 148:2 (2004), ss.831-908.
77
Özellikle bkz. 17/el-İsrā :110.
78
Etimolojik bir değerlendirme için bkz. Kiltz, “The Relationship between Arabic Allāh and Syriac
Allāha,” Der Islam 88:1 (2011), ss.33-50.
76
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
241
III. Ge’ez (Etiyopyaca)
85/el-Burūc:22
22
﴾٢٢﴿ ‫ح َمحْ فُو ٍظ‬
ٍ ْ‫فِي لَو‬
O korunmuş bir levhada (Levḥ-i Maḥfūz’da)dır.
Enoch Kitabı, Astronomi Kitabı 81:1-2
ወይቤለኒ፡ ሄኖክ፡ ነጽር፡ መጽሐፈ፡ ዘጸፍጸፈ፡ ሰማይ፡ ወአንብብ፡ ዘጽሑፍ፡ ዲቤሆሙ፡
ወአእምር፡ ኵሎ። ወነጸርኩ፡ ኵሎ፡ በጸፍጸፈ፡ ሰማይ፡ ወአንበብኩ፡ ኵሎ፡ ዘጽሑፍ፡
ወአእመርኩ፡ ኵሎ፡ ወአንበብክዋ፡ ለመጽሐፍ፡ ወኵሎ፡ ዘጽሑፍ፡ ውሰቴታ፡ ኵሎ፡
ምግበሮሙ፡ ለሰብእ፡ ወኵሎ፡ ውሉደ፡ ዘሥጋ፡ ዘዲበ፡ ምድር፡ እስከ፡ ትውልደ፡ ዓለም።
(Knibb, 1988)
1
And he said unto me: Observe, Enoch, these heavenly tablets, and read
what is written thereon, and mark every individual fact. 2And I observed the
heavenly tablets, and read everything which was written (thereon) and
understood everything, and read the book of all the deeds of mankind, and
of all the children of flesh that shall be upon the earth to the remotest
generations. (Terc. Charles, 1912, 172-173)
Burūc suresinin 22. ayetinde geçen levḥ-i maḥfūz ifadesi MÖ 3-1.
yüzyıllara ait Enoch Kitabı’nda zikredilen ve hem ‘kaydetme’ hem de ‘kader
kitabı’ anlamında kullanılan “semavi tabletler” (ṣäfṣäfa sämav) ifadesini
anımsatmaktadır.79 “Semavi tabletler” ifadesi Eski Ahit’in Jubilees kitabında
da önemli bir yere sahiptir.80
IV. İbranice
110/en-Naṣr:1-3
َّ ‫اس يَ ْد ُخلُونَ فِي ِدي ِن‬
َّ ‫إِ َذا َج َۤا َء نَصْ ُر‬
‫ك‬
َ ِّ‫﴾ فَ َسبِّحْ بِ َح ْم ِد َرب‬٢﴿ ‫َّللاِ أَ ْف َواجًا‬
َ َّ‫﴾ َو َرأَيْتَ الن‬١﴿ ‫َّللاِ َو ْالفَ ْت ُح‬
﴾٣﴿ ‫َوا ْستَ ْغفِرْ هُ إِنَّهُ َكانَ تَوَّابًا‬
79
80
Ayrıca krş. Henoch, 93:2, 103:2, 106:19.
Veronika Roth, www.corpuscoranicum.de/kontexte/index/sure/85/vers/22 (10.12.2012).
Esra Gözeler ve diğerleri
242
1
Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde ve 2insanların bölük bölük Allah’ın
dinine girdiğini gördüğünde, 3Rabbine hamd ederek tesbihte bulun ve
O’ndan bağışlama dile. Çünkü O tövbeleri çok kabul edendir.
Zekeriya, 2:15-16
-‫ כִי‬, ְ‫ ְוי ָדַ עַת‬--‫ש ַכנְתִ י בְתֹוכְֵך‬
ָ ‫ ְוהָיּו לִי ְלעָם; ְו‬,‫י ְהוָה בַּיֹום הַהּוא‬-‫טו ְונִלְוּו גֹוי ִם ַרבִים אֶל‬
,‫ עַל ַא ְדמַת הַק ֹּדֶש; ּו ָבחַרעֹוד‬,‫י ְהּודָ ה ֶחלְקֹו‬-‫ טז ְונָחַל י ְהוָה אֶת‬.‫ש ָל ַחנִי ֵא ָלי ְִך‬
ְ ‫י ְהוָה ְצבָאֹות‬
(Biblia Hebraica, 1990) .‫בִירּושָלָ ִם‬
15
And many nations shall join themselves to the LORD in that day, and
shall be My people, and I will dwell in the midst of thee; and thou shalt
know that the LORD of hosts hath sent me unto thee. 16And the LORD
shall inherit Judah as His portion in the holy land, and shall choose
Jerusalem again.
Eski Ahit’in Zekeriya kitabından alınan pasaj Tanrı’nın zaferini ve
kullarına (nihai) “yardım”ını tanımlamaktadır. Aynı zamanda bu pasaj bize
ne kadar insanın kendisini Allah’a bağlayacağını veya ‘bağlamakta
olduğunu’ (nilvû) ve ‘O’nun’ kulu olacağını anlatmaktadır.81 Bu anlatım
yukarıda verilen Kur’an ayetlerini hatırlatmaktadır. Bu ayetlerde (nihai)
“yardım” veya Allah’ın zaferi, büyük oranda (efvācen) insan topluluklarının
Allah’a [yaklaştıkları] veya “O’nun dinine girdikleri” anlatılmıştır. Eski Ahit
insanların sevinmelerini emretmektedir (Zekeriya 2:14). Kur’an’da ise emir,
hamdetmek ve bağışlanmayı istemekle ilgilidir (110:3 fe-sebbiḥ bi-ḥamdi
rabbike ve-’staġfirhu... “Rabbine hamdederek tesbihte bulun ve O’ndan
bağışlama dile!”). Ancak Eski Ahit ve Kur’an arasında göze çarpan
farklılıklar da bulunmaktadır. Eski Ahit’te Tanrı mekanını özel bir yere
kurmakta ve kulları arasında bulunmaktadır. Kur’an’da ise hiç bir mekan
zikredilmemiştir. Manevi bir duruma yani dine “girenler” insanların
kendileridir.82
V. Minaeic (Eski Güney Arabistan Dili)
71/Nūḥ:23
81
82
َ ‫َوقَالُوا الَ تَ َذر َُّن آلِهَتَ ُك ْم َوالَ تَ َذر َُّن َو ًدا َوالَ ُس َواعًا َوالَ يَ ُغ‬
﴾٢٣﴿ ‫ق َونَ ْسرًا‬
َ ‫وث َويَعُو‬
Ayrıca bkz. Yeşaya, 2:2.
Kiltz, www.corpuscoranicum.de/kontexte/index?sure=110&vers=1&anzeigen=Anzeigen (10.12.2012).
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
243
23
Şöyle dediler: “Sakın ilahlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd’i, Suva’ı,
Yeğus’u, Ye’uk’u ve Nesr’i hiç bırakmayın.”
Ḳaryat el-Fāv Yazıtı
1 Rgyd / bn / Qśmʾl
2 w-Ṣfyn / bn / Mrd
3 ḏ-Dbr / ślʾy / w-s=
4 qny / ʿṯtr / ḏ-Qb=
5 ḍ / w-Wdm / Šhrn /
6 sqnytn / ḏt / ʾ=
7 ḫḏ / ʾhly-smn /
8 b-mqśm / b-Gntn (Robin, 2010)
1 Rugaid, son of Qaśamaʾīl,
2 and Ṣufyān, son of Murād
3 Ḏū Dabr, have consecrated and giv4 en ˂to the god˃ ʿAṯtar Ḏū Qab5 ḍ and ˂to the god˃ Waddum Šahrān
6 this sacrifice, ta7 ken from their own wares
8 from the market in the oasis [Gannatān]
(Terc. M. Marx, C. Robin, bkz. Roads of Arabia, 186)
Allah’ın elçisi Nuh kavmini tek bir Allah’a ibadet etmeleri konusunda
uyarmıştır. Ancak yukarıda verilen ayetlerde belirtildiği gibi Nuh’un kavmi
diğer tanrılara ibadet etmeyi bırakmamışlar ve Vedd, Suvā , Yeġūs, Ye ūḳ ve
Nesr’e ibadet etmeye devam etmişlerdir. Bu beş tanrı arasında eski
Arapça’da Vedd zikredilmektedir ve bu da İslam öncesi döneme ilişkin
epigrafik bir kanıttır. Bu isim İslam geleneğinde 8. yüzyılda İbnu’l-Kelbī’nin
(ö.204/819) Kitābu’l-Aṣnām’ında kaydedilmiştir. Minaeic (Eski Güney
Arabistan Dili) dilinde yukarıda sunulan metin Ḳaryat el-Fāv’da (bugün
Suudi Arabistan’ın güneyinde bir vaha kasabası) bulunan bronz bir plaktır.
Bu plak MS 2-3. yüzyıllarla tarihlendirilmektedir. Yazıtta Vedd tanrısının
isminin geçmesi, İslam öncesi döneme ait Arap kaynaklarında Vedd adında
bir tanrı kültünün tesbit edilmesi bakımından dikkat çekicidir. Kur’an’ın o
Esra Gözeler ve diğerleri
244
dönemde yaşayan insanlar tarafından bilinen bir Arap tanrı kültüne atıfta
bulunması da önemlidir.83
VI. Sümerce
15/el-Ḥicr:43-44
﴾٤٤﴿ ‫ب ِم ْنهُ ْم ج ُْز ٌء َم ْقسُو ٌم‬
ٍ ‫ب لِ ُك ِّل بَا‬
ٍ ‫﴾ لَهَا َس ْب َعةُ أَ ْب َوا‬٤٣﴿ َ‫َوإِ َّن َجهَنَّ َم لَ َموْ ِع ُدهُ ْم أَجْ َم ِعين‬
43
Şüphesiz cehennem onların hepsinin buluşacağı yerdir. 44Onun yedi kapısı
vardır ve her kapıya onlardan bir grup ayrılmıştır.
Tanrıça İnanna’nın (Asurca İştar) Yeraltına İnişi, 114-120
114 ud-ba dereš-ki-gal-la-ke4 haš2 bar-bi bi2-in-ra.
115 nundum zu2 bi2-in-gub inim šag4-še3 ba-ti.
116 dne-ti i3-du8 gal-ni-ir gu3 mu-na-de2-e.
117 ja2-nu dne-ti i3-du8 gal kur-ra-ju10.
118 inim a-ra-dug4-ga-ju10 gu2-zu la-ba-an-šub-be2-/en\
119 abula kur-ra 7-bi jišsi-jar-bi he2-eb-us2
120 e2-gal ganzer dili-bi jišig-bi šu ha-ba-an-us2 (Online ETCSL)
When she heard this, Ereš-ki-gala slapped the side of her thigh.
She bit her lip and took the words to heart.
She said to Neti, her chief doorman: Come Neti, my chief doorman of the
underworld,
don’t neglect the instructions I will give you.
Let the seven gates of the underworld be bolted.
Then let each door of the palace Ganzer be opened separately.
(Terc. Online ETCSL t.1.4.1)
Yaklaşık olarak MÖ ikinci binyıla ait Tanrıça İnanna’nın yeraltına inişini
anlatan bu metin ‘ölüler diyarı’ veya daha sonraki gelenekteki ‘yedi kapılı
cehennem’in muhtemelen en erken kullanımını içermektedir. Bu hikâyenin
en eski versiyonu Sümerce olduğu için, yukarıdaki metin Asurca değil
Sümerce olarak verilmiştir. Bu metin, Asurca’da İştar’ın ölüler
diyarına/yeraltına inişi olarak da bilinmektedir.84
83
84
Marx, www.corpuscoranicum.de/kontexte/index/sure/71/vers/23?intertext=940 (10.12.2012).
Kiltz, www.corpuscoranicum.de/kontexte/index/sure/15/vers/43?intertext=1083 (10.12.2012).
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
245
VII. Süryanice
1/el-Fātiḥa:185
﴾١﴿ ‫ْــم َّللاِ الـرَّحْ َم ِن الـ َّر ِحيـم‬
ِ ‫بِس‬
1
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Tašʿīta d-ṣalmeh da-Mšīḥā
̈ ‫ ܘܢܬܕܒܩ‬.‫ ܥܕܡܐ ܕܡܫܟܚܝܢܢ ܠܗ‬.‫ܐܐܠ ܩܘܡ ܢܐܙܠ ܢܒܥܐ ܐܠܚܘܢ ܝܗܘܕܐ‬
.‫ܠܚܕܕܐ‬
̈
‫ ܘܐܢ ܓܕܫܿܘܢܬܠܒܟ ܡܢ ܕܝܢܐ‬.‫ܘܢܦܘܩ ܘܢܟܪܙ ܘܢܠܦ ܣܒܪܬܗ ܕܡܪܢ ܢܒܟܠܗܿ ܒܪܝܬܐ‬
‫ ܘܩܡܘ‬.‫ ܡܛܠ ܕܥܡܢ ܗܘ ܡܫܝܚܐ ܐܝܟ ܕܐܫܬܘܕܝ ܠܢ‬.‫ܐܘ ܡܢ ̈ܪܫܢܐ ܐܠ ܢܕܚܠ‬
‫ ܘܨ ܠܝܘ ܐܠܠܗܐ‬.‫ܡܚܕܐ ܬܪܝܗܘܢ ܘܢܦܩܘ ܘܥܒܕ ܨܠܝܒܐ ܥܠ ܒܝܬ ܥܝܢ̈ܝܗܘܢ‬
̈
̈
‫ܕܒܢܝܢܫܐ ܡܪܚܡܢܐ ܘܡܪܚܦܢܐ ܢܓܝܪ ܪܘܚܐ‬
‫ܒܚܝܝܗܘܢ‬
‫ ܐܠܗܐ ܕܨܒܐ‬.‫ܘܐܡܪܘ‬
(Budge, 1899).‫ܘܣܓܝ ܛܝܒܘܬܐ ܘܩܘܫܬܐ ܫܡܥ ܨܠܘܬܢ ܘܬܪܘܨܐܘܪܚܢ‬
[...] but rise up and let us go and seek our brother Judah until we find him;
and let us cleave unto one another, and let us go forth and preach and teach
the Gospel of our Lord throughout all the world. And should it happen that
we be seized by judges or by governors let us not be afraid, for Christ is
with us even as ‘He promised us.’ And the two of them rose up straightway,
and they went forth, and they made the sign of the cross upon their
foreheads, and they prayed to God and they said, ‘O God, Who desirest the
lives of the children of men and Who art merciful, and compassionate, and
long suffering, and abundant in grace and truth, hearken unto our prayer,
and make straight our way’... (Terc. Budge, 1899, 181-182)
Yukarıdaki Süryanice metinde de Kur’an’da er-raḥmān er-raḥīm
şeklinde benzer bir terkipte kullanılan mraḥḥmānā ve-mraḥḥpānā (raḥmān
ve raḥīm) ikili formülasyonunu görmekteyiz. Bu metnin kesin
tarihlendirmesini yapmak mümkün değildir. Ancak anlatıyı oluşturan temel
malzemelerin MS 4. yüzyılın bitiminden önce toplanmış olduğu konusunda
şüphe yoktur. Süryanice metindeki iki kelimenin bağlantı noktası daha uzun
bir bağlamda Eski Ahit’te geçen ifadelere dayanmaktadır: YHWH ʾēl raḥûm
və-ḥannûn ʾerek ʾappayim və-rab-ḥesed ve-ʾemet.86 İki ayrı kelimeden
İlgili diğer ayet için bkz. 27/en-Neml:30.
Çıkış, 34:6, Tesniye, 4:31 ve Mezmurlar, 86:15; daha kısa ifadesi için ayrıca krş. Yoel, 2:13; Yunus,
4:2; Mezmurlar, 78:38, 103:8 ve 111:4.
85
86
Esra Gözeler ve diğerleri
246
oluşan er-raḥmān er-raḥīm terkibi Kur’an’da bir surenin haricinde bütün
surelerin başında bulunmaktadır. Sure başlarındaki besmelenin Kur’an
vahyinin bir parçası olup olmadığı konusu ise net değildir. Ancak Kur’an’da
iki yerde metnin veya daha ziyade vahyin bir parçası olduğu görülmektedir:
27:30 (en-Neml) ve 1:1 (el-Fātiḥa). Fātiḥa suresi çoğunlukla ‘dua’ olarak
anlaşılmaktadır ve kesinlikle bir dua formuna sahiptir. Bu terkip Süryanice
metinde de bir dua şeklinde yer almaktadır. Aslında bu dua ve Fātiḥa suresi
arasında daha fazla paralellik söz konusudur: Her iki yerde de doğru
rehberlik ve duaya cevap verilmesi istenmektedir: Süryanice truṣ urḥan
“Yolumuzu düzelt”, Arapça ihdinā’ṣ-ṣirāṭa’l-mustaḳīm “Bizi doğru yola
ilet” ve Süryanice šmaʿ ṣlūtan “Duamızı dinle”, Arapça iyyāke neste īn
“Senden yardım dileriz.”87
VIII. Yunanca
90/el-Beled:18-1988
﴾١٩﴿ ‫﴾ َوالَّ ِذينَ َكفَرُوا بِآيَاتِنَا هُ ْم أَصْ َحابُ ْال َم ْشأ َ َم ِة‬١٨﴿ ‫ك أَصْ َحابُ ْال َم ْي َمنَ ِة‬
َ ِ‫أُو َۤلَئ‬
18
Ve onlar Ahiret mutluluğuna erenlerdir (kitapları sağ tarafından
verilecekler). 19Ayetlerimizi inkar edenler ise kötülüğe batmış kimselerdir.
55/er-Raḥmān:41
﴾٤١﴿ ‫صي َو ْاألَ ْقد َِام‬
ِ ‫يُ ْع َرفُ ْال ُمجْ ِر ُمونَ بِ ِسي َماهُ ْم فَي ُْؤ َخ ُذ بِالنَّ َوا‬
41
Suçlular simalarından tanınır da perçemlerinden ve ayaklarından
yakalanırlar.
Platon, Politeia, X:614
ἔφη δέ, ἐπειδὴ οὗ ἐκβῆναι, τὴν ψυχὴν πορεύεσθαι μετὰ πολλῶν, καὶ
ἀφικνεῖσθαι σφᾶς εἰς τόπον τινὰ δαιμόνιον, ἐν ᾧ τῆς τε γῆς δύ᾽ εἶναι
χάσματα ἐχομένω ἀλλήλοιν καὶ τοῦ οὐρανοῦ αὖ ἐν τῷ ἄνω ἄλλα
καταντικρύ. δικαστὰς δὲ μεταξὺ τούτων καθῆσθαι, οὕς, ἐπειδὴ
διαδικάσειαν, τοὺς μὲν δικαίους κελεύειν πορεύεσθαι τὴν εἰς δεξιάν τε
καὶ ἄνω διὰ τοῦ οὐρανοῦ, σημεῖα περιάψαντας τῶν δεδικασμένων ἐν τῷ
πρόσθεν, τοὺς δὲ ἀδίκους τὴν εἰς ἀριστεράν τε καὶ κάτω, ἔχοντας καὶ
τούτους ἐν τῷ ὄπισθεν σημεῖα πάντων ὧν ἔπραξαν. (Burnet, 1903)
87
Kouriyhe & Kiltz, www.corpuscoranicum.de/kontexte/index?sure=1&vers=1&anzeigen=Anzeigen
(10.12.2012).
88
İlgili diğer ayetler için bkz. 74/el-Muddessir:39; 56/el-Vāḳı a:41; 56/el-Vāḳı a:27.
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
247
[He said that] when his soul went forth from his body he journeyed with a
great company and that they came to a mysterious region where there were
two openings side by side in the earth, and above and over against them in
the heaven two others, and that judges were sitting between these, and that
after every judgement they bade the righteous journey to the right and
upwards through the heaven with tokens attached to them in front of the
judgement passed upon them, and the unjust to take the road to the left and
downward, they too wearing behind signs of all that they had done ...
(Terc. Shorey, 1969, 10.614b-10.614.d; tercüme David Kiltz tarafından
gözden geçirilmiştir.)
Platon’un (MÖ 428-348) Politeia isimli eserinden alıntılan bu pasaj
sırayla “adil” ve “adaletsiz”, “sağ” ve “sol” şeklinde taksim edilen ölümden
sonra hesap anlayışının MÖ 4. yüzyılda Yunanistan’da (Fars etkisi olasılığı
söz konusu) olduğunu göstermektedir. Bu metnin Kur’an vahyinin ilk
muhatapları tarafından bilindiğini söylemek mümkün değildir. Ancak metin,
böylesi fikirlerin geniş oranda insanlar tarafından bilindiğini göstermektedir.
Bununla birlikte 1945 yılında Nag Hammadi’de Thomas İncil’i ve Havari
Philip İncil’i gibi çoğu Hıristiyan-Gnostik muhtevaya sahip 52 adet el
yazması eserin içerisinde bir Politeia nüshasının bulunduğuna dikkat
çekmek gerekir. Bu koleksiyon MS 2. yüzyılla tarihlendirilmektedir. Ayrıca
bu metin Bizans’da eğitimli kişilerin müfredatlarının bir parçasıydı.
Dolayısıyla onun bazı eğitimli Hıristiyanlarca bilinen bir metin olduğu kabul
edilmelidir. “Sağdakiler” ve “Soldakiler” ifadeleri ayrıca Matta 25:33, 34, 41
ile karşılaştırılabilir. Kıyamet gününde insanların amellerinin işaretlerini
taşıdığı motif için Mor Yakub Suruçlu’nun “Dünyanın Sonu ve Hesap
Günü” isimli risalesine bakılabilir. Yine Platon’un eskatolojik anlamda
dünyanın sonunda gerçekleşen kolektif bir hesaptan değil bireysel ölümden
sonraki hesaptan bahsettiğine dikkat edilmelidir. Çünkü amellerin ‘işaretleri’
(Platon: sêmeia pantôn hôn epraxan) veya amellerin kaydedilmesi (Kur’an:
kitāb) “adaletsiz” veya “dinsiz” olanların sırtına yapıştırılmıştır.89 İlginç bir
şekilde, insanların amellerinin kayıtları Yunanca’da sêmeia olarak
adlandırılmaktadır. Bu da er-Raḥmān suresi 41. ayetinde “günahkârların”
“işaretlerinden” (sīmā) tanınacağı ifadesine benzemektedir. Muhtemelen
sīmā Yunanca’dan (sêma) alınmıştır. Platon’da geçen sêmeion ifadesi de bu
89
Ayrıca bkz. 84/el-İnşiḳāḳ:10.
248
Esra Gözeler ve diğerleri
kökün bir türevidir. Yunanca’dan alınan bu kelime Yahudi Babil
Aramicesi’nde ve Süryanice’de sīmānā şeklinde bulunmaktadır.90
Kur’an’ın Kronolojik ve Edebî Yorumu (Kommentar)
Corpus Coranicum projesi çerçevesinde Kur’an metninin kronolojik ve
edebî yorumu işlenmektedir.91 Bu modül Kur’an’ın yapısını, başı ve sonu
belli olan sureleri edebî bir birim olarak varsayarak araştırmayı ve metnin
nazil olduğu Geç Antik Dönem içerisinde anlaşılmasını incelemeyi
amaçlamaktadır.92 Corpus Coranicum projesinin diğer modülleri daha ziyade
dökümanter özelliğe sahipken, kronolojik ve edebî yorum çalışması diğer
modüllerin sonuçlarını Kur’an metninin yoğun analizi çatısı altında
birleştirmektedir.
Kronolojik ve edebî yorum, metnin gelişimi ve bağlamı ve aynı zamanda
yorum çalışmasının omurgasını şekillendiren metodoloji üzerine bazı anahtar
fikirler ile ilgili birçok temel ilke ve varsayım önermektedir. Öncelikle
Corpus Coranicum yorumu, Kur’an metnine filolojik yöntemlerle yaklaşan
ve bir iletişim süreci içerisinde bir taraftan Peygamber ve büyüyen
cemaatine diğer taraftan düşmanlarına ilişkin Kur’an’ın metin birimlerinin
nüzul tarihi boyunca şekillendiği forma dikkat çeken edebî bir yorumdur. Bu
yüzden bu süreci metin-içi (innertextual) gelişmeleri, metinlerarası
(intertextual) referansları, öz-gönderimsel (self-referential) unsurları ve arka
arkaya sıralanan teolojik söylemleri göz önünde bulundurarak yeniden
biçimlendirmek gerekmektedir. Bu yorum çalışmasının en önemli
ilkelerinden biri, surelerin edebî birimleri oluşturduğu düşüncesidir. En
azından Mekkî sureler filolojik olarak analiz edilebilecek yapısal bir düzeni
izlemektedir.93 Bu sebeple sureleri holistik bir biçimde, orijinal ve
tutarlı/uyumlu birimler olarak ele almak gereklidir.94 Dolayısıyla metne
kronolojik bir perspektiften yaklaşılmaktadır. Böylece Kur’an’ın yirmi yılı
aşkın bir zaman diliminde nazil olan tek tek metinlerden oluşan bir bütün
(corpus) olduğu göz önünde tutulmaktadır. Bu metinler farklı konusal ve
90
Kiltz, www.corpuscoranicum.de/kontexte/index?sure=55&vers=41&anzeigen=Anzeigen (10.12.2012).
Kiltz, www.corpuscoranicum.de/kontexte/index/sure/90/vers/18/intertext/828) (10.12.2012).
91
Yorum modülünün amaçları hakkında daha genel bir giriş için bkz. Nicolai Sinai, “Einleitung in den
Kommentar zu den frühmekkanischen Suren,” Chronologisch-literaturwissenschaftlicher Kommentar
zum Koran, Teil 1: Die frühmekkanischen Suren, Berlin-Brandenburg Academy of Sciences and
Humanities, ed. Nicolai Sinai, www.corpuscoranicum.de.
92
Bkz. Neuwirth, Der Koran als Text der Spätantike.
93
Konuyla ilgili özgün yorumlar için bkz. Neuwirth, Studien zur Komposition der mekkanischen Suren
(Berlin: de Gruyter, 1981).
94
Burada bir açıklama yapmak gerekmektedir: Birçok surede daha sonraki zamanlarda nazil olmuş
vahiylerden ilaveler ve eklemeler bulmaktayız. Fakat bu durumda bir ayetin daha sonraki bir döneme ait
olduğunu kanıtlamak gerekmektedir.
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
249
şekilsel özelliklere sahiptirler. Bu sebeple sureler Kur’an’ın Kahire
baskısında95 yer alan sıraya göre değil muhtemel nüzul sırasına uygun olarak
yorumlanmaktadır. Bu muhtemel nüzul sırası metinsel özelliklere dayanarak
surelerin izafi bir kronolojik sırasını ilk kez düzenlenmeye çalışan Theodor
Nöldeke’nin çalışmasına dayanmaktadır.96 Form tenkidine ve nicel
dilbilimine dayanan ayrıntılı detaylandırmalar Kur’an surelerinin muhtemel
kronolojisinin tesbiti konusunda daha kesin sonuçlara ulaşmaya imkan
sağlamaktadır. Kronolojik perspektifte amaçlanan, bütün surelerin
kronolojik olarak kesin bir sıralamasını sunmak değil, birbirleriyle yakın
ilişkili ve yaklaşık olarak aynı zamanda nazil olan sureleri
gruplandırmaktır.97
Nöldeke’nin çığır açan ilk teşebbüsünden bu yana muhtelif kronoloji
tertipleri hazırlanmıştır. Bu düzenlemeler, ilgili kronolojik analizlerin
dayandığı teorik çerçeveye ve Kur'an metninin tarihî oluşumunun tam bir
açılımına ilişkin varsayımlara bağlı olarak önemli ölçüde farklılık
göstermektedir. Angelika Neuwirth’in önerdiği kronoloji ile Corpus
Coranicum projesinde önerilen kronoloji aynı temel düşünceleri
paylaşmaktadır. Fakat her iki yorum hakkında yapılacak derinlemesine bir
analiz bazen ayrıntılarda farklı sonuçlara götürmektedir. Ancak bu, sadece,
bu genel yaklaşımın esnekliğini ve farklı yorumları bütünlüklü bir çerçeve
içerisinde entegre etme kapasitesini göstermektedir. Bu makalenin sınırlarını
aşmamak için, konuyla ilgili örnekler ve daha derin detaylandırmalar başka
bir çalışmaya bırakılmıştır.
Tefsīrden farklı olarak yorum (commentary) mefhumunun metodolojik
kökleri, Kitab-ı Mukaddes araştırmalarında kullanılan (biblical) tarihseleleştirel yöntemde bulunsa da ayrıntılı olarak bakıldığında birçok açıdan
büyük ölçüde farklılık göstermektedir. Corpus Coranicum projesi yorum
çalışmasında, çok sınırlı ölçüde İslam tefsir kitabiyatı kullanılmaktadır. Bu
sınırlı kullanımın sebebi, bu kitabiyatın Kur’an’ın vahyedildiği orijinal
bağlamından ziyade Kur’an metninin teolojik ve dogmatik açıdan bir
bağlama yerleştirilmesini (contextualization) yansıtmasıdır.
Bu mushaf 1923 yılında Kahire’de basılmış ve Müslüman otoritelerin üzerinde anlaştıkları bir Kur’an
metnidir. Bugün dünyada neşredilen Mushafların çoğu Kahire Mushafına dayanmaktadır. Ayrıca bu
Mushaf günümüzde Batı’da İslam araştırmalarında tercih edilen nüshadır.
96
Bkz. Theodor Nöldeke ve Friedrich Schwally, Geschichte des Qorāns, Über den Ursprung des Qorāns
(Leipzig, 1909).
97
Kronolojik yaklaşım konusunda daha detaylı bir temellendirme için bkz. Sinai, “The Qur ān as
Process,” Neuwirth, Sinai & Marx (ed.), The Qur ān in Context içinde, ss.417-425.
95
250
Esra Gözeler ve diğerleri
Yukarıda sunulan web-formatındaki yorum çalışması aşağıdaki
aşamaları içermektedir:
I. Kur’an Metni (Text): Yorum çalışması Arapça ve Almanca tercümesi
ile birlikte Kur’an metnini merkeze yerleştirmektedir.
II. Tek Tek Ayet Analizi (Anmerkungen): Belirli sözlük birimlerinin
etimolojik arkaplanı, metinler arası ilişkiler, Batılı kaynaklara
referanslar ve genel bakış, ilgili Kur’an-içi (innerqur ānic)
paralellikler ve bazı kıraatler hakkında bilgiler, tercümeyi desteklemek
üzere tek tek ayet analizinde (Anmerkungen) bir araya getirilmiştir.
III. Tedricî Yorum (Kursorischer Kommentar): Ayetin ilgili sure içinde,
Kur’an metni içinde (intratextuell) ve daha geniş tarihî bir bağlamda
(extratextuell) tematik ve edebî korelasyonları ve bağlantıları
açıklamaktadır.
IV. Tarihlendirme (Datierung): Surenin kendi bütünlüğü içinde etraflı bir
analizi temelinde sureyi tarihlendirmek için Kur’an’ın nüzul
sırasındaki muhtemel konumuyla bağlantılı olarak gerekli bilgiler bir
araya getirilmektedir.
V. Edebî Yorum (Literarkritik): Belirli edebî ve terminolojik kanıtların
temelinde bir ayet bir sureye sonradan ilave edilmiş olarak
tanımlanabilir. Böyle bir eklenti de bu yorum çalışmasında
gösterilmekte ve açıklanmaktadır.
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
VI.
251
Şekilsel Analiz (Aufbau und Inhalt): Surenin şekilsel analizi
yapılırken edebî yapı (Aufbau), edebî özellikler ve muhteva (Inhalt)
genel bir bakışla belirtilmektedir.
Neticede bu yorum çalışması, bir surenin tarihî bağlamında mümkün ve
makul bir yorumunu sunmaktadır. Şu ana kadar Corpus Coranicum
projesinin web sayfasında mevcut 43 adet erken dönem Mekkî sure, Nicolai
Sinai tarafından analiz edilmiştir. Halen orta dönem Mekkî sureler analiz
edilmekte olup bunun sonuçları önümüzdeki yıllarda yayımlanacaktır.
KAYNAKÇA
Akpınar, Turgut. “Paret, Rudi,” Diyanet İslam Ansiklopedisi, c.34, ss.168-169.
Biblia Hebraica Stuttgartensia. Ed. Karl Elliger & Wilhelm Rudolph. Stuttgart: Deutsche
Bibelgesellschaft, 1990.
Brown, Peter. The World of Late Antiquity: AD 150-750. Londra: Thames & Hudson, 2006.
Budge, Ernest A. Wallis (ed.). The History of the Blessed Virgin Mary and The History of the
Likeness of Christ which the Jews of Tiberias Made to Mock At: The Syriac Texts Edited
with English Translations. Luzac’s Semitic Text and Translation Series 4-5. Londra:
Luzac and Co., 1899.
Charles, R. H. The Book of Enoch. Oxford: Clarendon Press, 1912.
Déroche, François. La transmission écrite du Coran dans les débuts de l’Islam: le codex
Parisino-Petropolitanus. Leiden: Brill, 2009.
----------. Le manuscrits du Coran: Catalogue des manuscrits arabes de la Bibliothèque
Nationale. Paris: Bibliothèque Nationale, 1983.
Fayda, Mustafa. “Grimme, Hubert,” Diyanet İslam Ansiklopedisi, c.14, s.163.
Fedeli, Alba. “Early Evidences of Variant Readings in Qur ānic Manuscripts,” Karl-Heinz
Ohlig, Gerd-R. Puin (ed.), Die dunklen Anfänge: Neue Forschungen zur Entstehung und
frühen Geschichte des Islam (Berlin: Verlag Hans Schiler, 2006) içinde, ss.293-316.
Franke, Ute & Joachim Gierlichs (ed.). Roads of Arabia. Berlin: Staatlische Museen zu
Berlin, 2011.
Fudge, Bruce. “Qur ānic Exegesis in Medieval Islam and Modern Orientalism,” Die Welt des
Islams 46:2 (2006), ss.115-147.
Greenfield, Jonas C. “From LH RḤMN to AL-RAḤMĀN: The Source of a Divine Epithet,”
Benjamin H. Hary, John L. Hayes & Fred Astren (ed.), Judaism and Islam: Boundaries,
Communication and Interaction: Essays in Honor of William M. Brinner (Leiden: Brill,
2000) içinde, ss.381-394.
Healey, John. “The Kindly and Merciful God: on Some Semitic Divine Epithets,” Manfried
Dietrich ve Ingo Kottsieper (ed.), Und Mose schrieb dieses Lied auf: Studien zum Alten
Testament und zum alten Orient: Festschrift für Oswald Loretz zur Vollendung seines 70:
Lebensjahres mit Beiträgen von Freunden, Schülern und Kollegen (Münster: UgaritVerlag, 1998) içinde, ss.349-356.
Jeffery, Arthur. “Progress in the Study of the Qur ān Text,” The Moslem World 25 (1935),
ss.4-16.
----------. The Qur ān as Scripture. New York: Books for Libraries, 1980.
Johansen, Baber. “Şarkiyat Araştırmalarının Siyaset, Paradigma ve Gelişimi: Alman Şarkiyat
Cemiyeti (Deutsche Morgenländische Gesellschaft) 1845-1989,” terc. Bilal Aybakan,
Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi 29 (2005/2), ss.221-241.
252
Esra Gözeler ve diğerleri
Kallek, Cengiz. “Bergsträsser, Gotthelf,” Diyanet İslam Ansiklopedisi, c.5, ss.497-498.
Kiltz, David. “The Relationship between Arabic Allāh and Syriac Allāha,” Der Islam 88:1
(2011), ss.33-50.
Knibb, Michael A. The Ethiopic Book of Enoch: A New Edition in the Light of the Aramaic
Dead Sea Fragments. C.1. Text and Apparatus. Oxford: Clarendon Press, 1978.
Kur’an-ı Kerim Meâli. Haz. Halil Altuntaş, Muzaffer Şahin. Ankara: Diyanet İşleri
Başkanlığı, 2001.
Lambert, Wilfred G. Babylonian Wisdom Literature. Oxford: Clarendon Press, 1960.
Lassner, Jacob. Jews, Christians, and the Abode of Islam. Chicago & Londra: The University
of Chicago Press, 2012.
Marchand, Suzanne L. German Orientalism in the Age of Empire. New York: Cambridge
University Press, 2009.
Marx, Michael. “Writing Systems and Languages of Arabia: A Tour,” Ute Franke & Joachim
Gierlichs (ed.), Roads of Arabia (Berlin: Staatlische Museen zu Berlin, 2011) içinde,
ss.181-193.
----------. “Ein Forschungsvorhaben in der Tradition der Wissenschaft des Judentums,” Dirk
Hartwig ve diğerleri (ed.), Im vollen Licht der Geschichte: Die Wissenschaft des
Judentums und die Anfänge der kritischen Koranforschung (Würzburg: Ergon, 2008)
içinde, ss.41-53.
----------. “The Koran according to Agfa: Gotthelf Bergsträßers Archiv der
Koranhandschriften,” Trajekte (Berlin) 19 (2009).
Meissner, Bruno. Akkadisches Handwörterbuch (AHW). Wiesbaden: Harrassowitz, 19651981.
Nebes, Norbert. “The Martyrs of Najrān and the End of the Ḥimyar,” Angelika Neuwirth,
Nicolai Sinai & Michael Marx (ed.), The Qur’ān in Context: Historical and Literary
Investigations into the Qurʾānic Milieu (Leiden: Brill, 2010) içinde, ss.27-59.
Nehmé, Laila. “A Glimpse of the Development of the Nabataean Script into Arabic Based on
Old and New Epigraphic Material,” M. C. A. Mcdonald (ed.), The Development of
Arabic as a Written Language, Supplement to the Proceedings of the Seminar for
Arabian Studies 40 (Oxford: Archaeopress, 2010) içinde, ss.47-88.
Neuwirth, Angelika. Studien zur Komposition der mekkanischen Suren. Berlin: De Gruyter,
1981.
----------. “Orientalism in Oriental Studies? Qur’anic Studies as a Case in Point,” Journal of
Qur’anic Studies 9:2 (2007), ss.115-127.
----------. “The Wissenschaft des Judentums and the Beginnings of Critical Qur ān Research,”
Dirk Hartwig ve diğerleri (ed.), Im vollen Licht der Geschichte: Die Wissenschaft des
Judentums und die Anfänge der kritischen Koranforschung (Würzburg: Ergon, 2008)
içinde, ss.11-24.
----------. Der Koran als Text der Spätantike: Ein europäischer Zugang. Berlin: Verlag der
Weltreligionen, 2010.
----------. Der Koran-Band 1: Frühmekkanische Suren. Berlin: Verlag der Weltreligionen,
2011.
Nöldeke, Theodor ve Friedrich Schwally. Geschichte des Qorāns, Über den Ursprung des
Qorāns. Leipzig, 1909.
Paçacı, Mehmet. “De Ki Allah ‘Bir’dir: aḥad/ eḥād: Sami Dini Geleneği Perspektifinden İhlas
Sûresi’nin Bir Tefsiri Denemesi,” M. Paçacı, Kur’an ve Ben Ne Kadar Tarihseliz?
(Ankara: Ankara Okulu Yayınları, 2000) içinde, ss.155-184.
Paret, Rudi. The Study of Arabic and Islam at German Universities: German Orientalists
Since Theodor Nöldeke. Wiesbaden: Franz Steiner Verlag, 1968.
Plato. Plato in Twelve Volumes. Terc. Paul Shorey. Cambridge, MA: Harvard University
Press, 1969.
AÜİFD 53:2 Proje Tanıtımı: Corpus Coranicum
253
----------. Platonis Opera. Ed. John Burnet. Oxford: Oxford University Press, 1903.
Puin, Elisabeth. “Ein früher Koranpalimpsest aus Ṣan ā (DAM 01-27.1). Teil III: Ein nichtuṯmānischer Koran,” Markus Groß ve Karl-Heinz Ohlig (ed.), Die Entstehung einer
Weltreligion, c.1, Von der koranischen Bewegung zum Frühislam (Berlin: Schiler, 2010)
içinde, ss.233-305.
Puin, Gerd-R. “Observations on Early Qur’an Manuscripts in Ṣan ā ,” Stephan Wild (ed.), The
Qur’an as Text (Leiden, New York, Köln: E. J. Brill, 1996) içinde, ss.107-113.
Robin, Christian. “Himyar et Israël,” Comptes-rendus des séances de l’Académie des
Inscriptions et Belles-Lettres 148:2 (2004), ss.831-908.
----------. “Langues et écritures an Arabie,” Ali İbrahim al-Ghabban ve diğerleri (ed.), Routes
d’Arabie, Archéologie et Histoire du Royaume d’Arabie Saoudite (Paris: Musée du
Louvre, 2010) içinde, ss.118-131.
Sadeghi, Behnam & Mohsen Gouderzi. “Ṣan ā 1 and the Origins of the Qur’ān,” Der Islam
87:1-2 (2012), ss.1-129.
Sezgin, Fuat (ed.). Bibliographie der Deutschsprachigen Arabistik und Islamkunde: von den
Anfängen bis 1986 3. Frankfurt: Institut für Geschichte der Arabisch-Islamischen
Wissenschaften, 1990.
---------- (ed.). Bibliographie der Deutschsprachigen Arabistik und Islamkunde: 1987-1994
und Nachträge 3,22. Frankfurt: Institut für Geschichte der Arabisch-Islamischen
Wissenschaften, 2001.
Sinai, Nicolai. “The Qur’an as Process,” A. Neuwirth, N. Sinai & M. Marx (ed.), The Qur ān
in Context: Literary and Historical Investigations into the Qur ānic Milieu (Leiden: Brill,
2010) içinde, ss.417-425.
----------. “Einleitung in den Kommentar zu den frühmekkanischen Suren,” Chronologischliteraturwissenschaftlicher Kommentar zum Koran, Teil 1: Die frühmekkanischen Suren,
Berlin-Brandenburg Academy of Sciences and Humanities, www.corpuscoranicum.de.
Stefanidis, Emmanuelle. “The Qur’an Made Linear: A Study of the Geschichte des Qorâns’
Chronological Reordering,” Journal of Qur’anic Studies 10:2 (2008), ss.1-22.
The Assyrian Dictionary (CAD). Ed. Ignace J. Gelb ve diğerleri. Chicago: The Oriental
Institute, 1964Yel, Ali Murat. “Flügel, Gustav Leberecht,” Diyanet İslam Ansiklopedisi, c.13, ss.165-166.
Yılmazer, Ziya. “Horovitz, Josef,” Diyanet İslam Ansiklopedisi, c.18, ss.242-243.
www.coranica.de
www.corpuscoranicum.de/kontexte
www.corpuscoranicum.de/manuscripta
www.manuscript-cultures.uni-hamburg.de/mom/2012_01_mom.html
254
Esra Gözeler ve diğerleri