SAYI: 28 - NG Dergi

Transkript

SAYI: 28 - NG Dergi
SAYI: 28
www.ngdergi.com
“Kadının en büyük vazifesi analıktır! İlk terbiye verilen yerin ana kucağı
olduğu düşünülürse, bu vazifenin ehemmiyeti layıkiyle anlaşılır.”
7HUPDO¶LQVDïOÔïÔVL]L1**UDO
+DUOHN¶HoDïÔUÔ\RU
(OGHïPHPLñoDPRUPDQODUÔLoLQGHVDïOÔN
KX]XUYHNH\LIGROXELUWDWLOLoLQ
1**UDO+DUOHNVL]LEHNOL\RU
0 274 245 24 50
guralharlek.com
facebook.com/guralharlek
EDİTÖR
Tüm anneler özeldir
“Bence hayatta her şeyin başı ana duası. Muhterem eşimle
saygı ve sevgiyle, acısıyla, tatlısıyla paylaşarak hayatı, engelleri
birlikte aştık hep hayırla. Çünkü ana duasının bereketine
inanmıştık yaşamda. Hayırların en değerlisi, haysiyetli, disiplinli,
çalışkan, yetenekli, büyüklere saygılı, küçüklere sevgi dolu,
vatansever, iftihar veren evlatlarım oldu. Helal süt emmiş
rahmetli kayınvalidem ve rahmetli annemi saygı ve dualarla
anarak, hayırlı evlat sahibi tüm anneleri içtenlikle selamlıyorum.
Biliyorum yuvayı dişi kuş yapar, yuvayı da taçlandıracak
olan çocuktur. Annenin en büyük hazinesi de çocuktur. Bu
duygularla Anneler Günü’nde tüm anneleri kutluyorum.” Sevgili
annem Gülsüm Güral’ın bu sözleri ile başlamak istedim yazıma.
‘Anne’ sözcüğünün hepimiz için anlamı çok özel. Bu sözcük
hoşgörü ve karşılıksız sevgiyi de içinde barındıran sımsıcak bir
Gülden GÜRAL
duyguyu tanımlıyor benim için. Çocukluğumuzu hatırlamak,
anılara ve annemize doya doya sarılmak için bundan daha
güzel bir zaman düşünemiyorum. Biz de NG okurlarımız için
Annelere özel bir dergi hazırlamak istedik. ‘Anneler Günü Özel’
sayfalarımız ve alışveriş önerilerimizle bizim gönlümüzden
geçenleri sizlerle paylaştık. Sevgiyle büyüyen ve güzelleşen
sofralar için onlarca yeni önerimiz var sizlere. Lüksün en güzel
hallerini yansıtan ‘İris’ yemek takımları, baharı müjdeleyen
‘Zeugma’ serisi ve ünlü tasarımcı Defne Koz’un Mitterteich
koleksiyonuna kazandırdığı ‘Ala’, ‘Onda’ ve ‘Plano’ ile ‘anneler
en güzeline layıktır’ diyoruz. Onların kurduğu sevgi yumağında,
küçük de olsa bizim de katkımız olsun istedik.
Tüm annelerin Anneler Günü kutlu olsun.
NG dergimizi elektronik ortamda Turkcell Dergilik (iPhone, iPad ve
Android işletim sistemli cihazlardan) ayrıca Samsung eKitap’tan ve
www.ngdergi.com adlı internet sitemizden de takip edebilirsiniz.
6
1**UDO6DSDQFD¶GDEDOD\Ô
,NLNLñLOLNELUSHULPDVDOÔ
1**UDO6DSDQFD,VWDQEXO¶DVDGHFHGDNLNDPHVDIHGHVL]HXQXWXOPD]ELU
,VW
EDOD\ÔRUWDPÔVXQX\RU<HQLKD]ÔUODQDQURPDQWLNEDOD\ÔRGDODUÔQGDNRQDNODPD
$OLYD6SD¶GD\DñD\DFDïÔQÔ]PDVDMWHUDSLNH\LIOHULEHQ]HUVL]OH]]HWOHUJHQLñ
EDKoHGHYH\U\ñSDUNXUXQGD\DSDFDïÔQÔ]URPDQWLNJH]LOHUVL]LEHNOL\RU
guralsapanca.com
facebook.com/guralsapanca
İÇİNDEKİLER
42
16
10 SERGİ Efsanevi İspanyol pop sanatçı
renkleri ve romantik çiçekleriyle bahar
Manolo Valdés’in resim ve heykelleri,
enerjisi veriyor
Suna ve İnan Kıraç Vakfı, Pera Müzesi’nde
46 MÜZİK Can Bonomo ile müzik kariyeri,
12 SANATÇI Ayşegül Türedi Özen,
yaratım süreci ve İstanbul tutkusu üzerine
Çamurla Oyun Evi’nde çocukların seramik
özel bir sohbet
çalışmalarını sergiliyor
50 GEZİ Farklı inanç ve kültürlerin buluşma
14 KİTAP Yapı Kredi Yayınları ile
noktası, İslam sanatlarının en önemli
Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları
yapılarının bulunduğu Endülüs
Derneği’nin ortaklaşa yayına hazırladığı
54 STİL Ünlü tasarımcı Defne Koz’un
‘Turkish Coffee’ kitabı
profesyoneller için tasarladığı Mitterteich
16 YENİ SERİ SERAMİK NG Kütahya
Ala, Onda ve Plano serileri, modern çizgileri
Seramik’in yeni serileri ‘Biblos’, ‘Nirvana’,
yeniden yorumluyor
‘Terra’ ve ‘Polen’
58 PORTRE Tülay Demir Oktay ile, her
18 YENİ SERİ PORSELEN Altın ve gümüş
insanın kendi zirvesini keşfetmesine rehberlik
ışıltılarını yansıttığı ‘İris’ serisinde lüks kavramı
edecek keyifli bir söyleşi
yeniden yorumlandı
60 TERAPİ Çağdaş yaşamın kaçınılmaz
24 ZANAAT Osmanlı’dan bu yana
hastalığı ‘stres’ten arınmak için son yıllarda en
çok büyük bir geleneği sürdüren,
çok konuşulan terapi yöntemlerini araştırdık
kuyumculuk zanaatının İstanbul’daki
64 SAĞLIK Sağlıklı bir yaşlılık için neler
son ustaları
yapmamız gerektiğini, Alzheimer ve
28 ALIŞVERİŞ Porselensepeti.com’dan
Parkinson’la savaşmanın yollarını Uzman
Anneler Günü için seçtiklerimiz
Klinik Psikologu Sezin Öner’le konuştuk
30 ANNELER GÜNÜ Başarılı annelerin
66 GURME NG Güral Sapanca
kendilerini rol model seçen çocuklarından çok
Wellness&Convention’ın mutfağında
özel Anneler Günü mesajları aldık
hazırlanan sağlıklı ve besleyici salatalar
32 MİMAR Suyabatmaz Demirel
70 BESLENME Ali Dereli salata tüketirken
Mimarlık ofisinin ortaklarından Hakan
dikkat etmemiz gerekenleri anlattı
Demirel ile söyleşi
72 BALKON Yazın keyfi balkonda çıkar.
36 GEZİ Sakinliğin, huzurun, keyfin,
Cem Botanik’ten Ayşe Şirin yemyeşil
temiz havanın ve deniz kokusunun eşsiz
balkonlar yaratmanın ipuçlarını verdi
bütünlüğünü sunan Büyükada, Heybeliada,
76 ANNELER GÜNÜ ÖZEL Sezen Cumhur
Kınalıada, Burgazada
Önal’ın kaleminden tüm dünya annelerine
40 ÜNLÜLER Ünlü isimlerin NG Kütahya
sevgi dolu bir kutlama mesajı
Seramik serilerinden seçtikleri
78 BİZDEN HABERLER
42 STİL ‘Zeugma’ sofra takımları pastel
98 BULMACA
SAYI: 28
MAYIS 2013
İmtiyaz Sahibi
NG Kütahya Seramik Porselen
Turizm A.Ş. adına
Mustafa Elgün
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nazmiye Doğan
Eser Çetintaş
Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi
Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş
Grubu, Barbaros Bulvarı, Cam Han,
No:153, Balmumcu, Beşiktaş
Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman
Tel: (0212) 354 30 00
Görsel Danışman
Harun Topuz
Yayın Yönetmeni Fatma Özel
Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya.
Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13
Görsel Yönetmen Nazlı Sarı
Yayıncılık A.Ş.
Editörler Şebnem Yıldız, Çiğdem
Basıldığı Yer: Akpınar Mah.
Hasanoğlu, Zeliha Köşlü, Ayşegül Gürsel
Hasan Basri Cad. No: 4, Sancaktepe,
Fotoğraflar Agim Can, Canan Yetişti
İSTANBUL
Satkın, Füsun Gümeli
Tel: (0216) 585 90 00
www.ngdergi.com
facebook.com/ngdergi
twitter.com/ngdergi
NG Dergisi Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş.
tarafından 2 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır.
8
Yayına Hazırlayanlar
SERGİ
RESİM
Esprili ve ironik
bir dünyanın peşinden
Efsanevi
İspanyol pop
sanatçı Manolo
Valdés’in resim
ve heykelleri,
21 Temmuz
tarihine kadar
Suna ve İnan
Kıraç Vakfı,
Pera Müzesi’nde
görülebilir.
Yazı Çiğdem Hasanoğlu
10
ünümüz İspanyol sanatının yaşayan
G
ustalarından Manolo Valdés, sanat ta-
rihine göndermelerde bulunduğu sonsuz görsel zenginlikteki resim ve heykelleri ile tanınıyor.
Velázquez’den Zurbarán’a, Matisse’ten Picasso
ve Lichtenstein’a dünya sanatında çok önemli yerlere sahip birçok sanatçıya referans veren
Valdés’in işleri, tarihsel izler, renk tonları ve dokulardan ilham alıyor.
1942 yılında Valencia’da dünyaya gelen
Valdés, Escuela de Bellas Artes de San Carlos’ta
aldığı eğitimin ardından, Joan Toledo ve Rafael Solbes ile birlikte pop art akımını İspanya’ya
tanınan Equipo Crónica adındaki artistik grubun
kurucu üyesi olarak sanat kariyerinde ilerledi. Bir
yandan da 60’ın üzerinde solo sergiye imza attı.
1982 yılında Solbes’in ölümünün ardından, kolektifin sonlanmasıyla da tamamen solo çalışmalarına odaklandı. Pera Müzesi’nin dünyanın en
önemli galerilerinden Marlborough Gallery New
York ile işbirliği sonucunda hazırlanan ‘Manolo
Valdés, Resim ve Heykeller’ sergisinde büyüklük
ve azametin öne çıktığı 13 ahşap heykel başta
olmak üzere, 50 adet resim ve heykel yer alıyor.
Manolo Valdés’in işleri Centre Pompidou, Musée
Picasso, Kunstmuseum, Metropolitan Museum
of Art ve Museum of Modern Art başta olmak
üzere, dünyanın en önemli müzelerinin koleksiyonunda yer alıyor. Sanatçı hayatını New York ve
Madrid’de geçiriyor. O
www.peramuzesi.org.tr
Bu sayfada üstte Sarı
ve mavi yüzlü portre, 1999.
Çuval bezi üstüne yağlıboya,
242,4x171,8 cm.
Altta Mavi nü, 2005.
Tuval üstüne karışık teknik,
172,1x229,9 cm, özel
koleksiyon.
Yan sayfada Profil III,
2006. Aside yedirme baskı
ve ipek baskı, 50 nüsha,
167,6x129,5 cm.
11
SANATÇI
AYŞEGÜL TÜREDİ ÖZEN
Çamurla
oyun
Sergi, sanat eserlerinin,
tasarım ürünlerinin
veya nesnelerin tanıtım
amaçlı olarak, izleyici
veya alıcıya sunulması
olarak açıklanabilir.
Zihinsel ve görsel anlamda
paylaşılmasının yanı sıra,
satmak ve satın almak
heyecanının da yaşandığı
yerlerdir. Konumuz gereği
çocuk sergilerinden söz
etmek istiyorum.
Yazı Ayşegül Türedi Özen
Çamurla
oyunumuzu
oynarken
asıl üzerinde
durduğum
konu, çocukların
kendilerini, ellerini,
becerilerini
tanımalarına
yardımcı olmaya
çalışmaktır.
12
naokulu, ilköğretim döneminde çocukları olanlar çok
Bozüyük Terra Mola’da gerçekleşti. Burası bir dinlenme tesisi
iyi bilirler. Okulların dönem sonlarında, çocukların ça-
olmasının yanı sıra, büyük bir seramik-çömlek işletmesi idi.
lışmalarının velilerle paylaşıldığı sergiler açılır. Anne-babalar ve
Öğrencilerim burada sergilerini gerçekleştirirken, seramik ve
akrabalar bu etkinlikleri çok büyük bir zevk ve heyecanla bek-
çömleklerin adım adım üretim aşamalarına tanık oldular. Bu
lerler, çocuklarının neler yaptıklarını görmek için can atarlar.
güzel mekanda doyasıya eğlendik de...
A
Sergi alanları olarak okul koridorları, sınıflar, okul bahçesi,
2011 yılına geldiğimizde ise, sergi açma isteği bu kez öğren-
bazen sokaklar bazen kültür merkezleri ve artık günümüzün
cilerimden geldi. Ben de bu isteklerini tüm kalbimle destekledim,
modası gereği, alışveriş merkezlerinin uygun alanları tercih edi-
kolları sıvadım ve giriştim sergi hazırlıklarına. Sponsorluğumuzu
lir. Amaç çocukların yeteneklerinin sergilenmesi ve izleyici ile
Yamaç Madencilik üstlendi; anneler, babalar, öğrencilerim, eşim
paylaşılmasıdır. Burada gördüğüm çalışmaların hepsi için de-
ve çocuklarım seferber oldular. Bu türden etkinliklerin iyi bir ekip
ğilse bile, çoğunluğunda çocukların yaşlarının gereği gibi olma-
çalışması olduğunu belirtmek isterim. Bu kez sergimizi, 23 Nisan
yan bir şeyleri görüyorum. Sergilerde sunulan etiketlerdeki yaş
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasında, 25-27 Nisan
grubundan çocuğun becerisi olmayacak kadar düzgün, çok
2011 arasında Eskişehir-Tepebaşı Belediyesi, Kültür Evi’nde
iyi bitirilmiş çalışmalar, büyüklerin dokunuşlarının
en büyük göstergesi. Oysaki ben, her ça-
gerçekleştirdik. Bu sergimizde 12 çocuğumun hayal dünyaları ve el becerilerini ortaya koydukları iki ve üç boyutlu seramik çalışmala-
lışmada çocuğu, renklerini ve coşku-
rına yer verdim. Çamurla oynarken
sunu görmek istiyorum. Gezdiğim
sergilerde müdahaleyle yapılmış
çalışmaları gördüğümde üzülüyorum. Bu sıkıntılarımı, üzüntülerimi gidermenin tek yolunun
atölyemiz
‘Ayşegül
Türedi
Özen-Çamurla Oyun Evi’nde
seramik öğrencilerimin yaptıkları çalışmalarla, çocuklara
yakışır bir sergi düzenlemek olduğuna karar verdim.
2008 yılında çocuklarla birlikte
Çocuk işi deyip geçilmeyecek
kadar önemli ve gerekli
olduğuna inandığım bu
türden sergilerin, çok ince
bir duyarlılıkla çalışılması
gerektiğine inanıyorum. Velilerim,
izleyicilerim ve sanata gönül
verenlerden aldığım olumlu
eleştiriler yaptığım işin ne denli
doğru olduğunun bir
kanıtı olsa gerek…
başladığım çamurla oyun serüvenimde ortaya çıkardıkları seramiklerini
sergileyerek örnek olmak istedim. Çamurla
oyunumuzu oynarken asıl üzerinde durduğum konu,
nasıl mutlu olduklarını belgeleyen
fotoğraflarının eşliğinde seramikleriyle düzenlediğim sergilerini
açtım. Ayrıca kişiye özel olarak
tasarlanan dosyalarını da sergiledim. Bu dosya, hayalim olan
ilköğretim öğrencilerine yönelik
seramiği tanıtma, sevdirme ve
uygulama aşamalarının somut
bir ürünü oldu. Sergilerimizle, her
yaştan geniş bir izleyici kitlesine
ulaştık. Çok büyük bir gururla söylüyorum ki, sergimizi özellikle birçok ilköğ-
retim öğrencisi de ziyaret etme şansı yakaladı.
Bir çocuk sergisinin çocuklar tarafından ilgiyle ziyaret
çocukların kendilerini, ellerini, becerilerini tanımalarına yardım-
edilmesi de benim için son derece sevindiriciydi. Bu sergiler ve-
cı olmaya çalışmaktır. Velilerimin beğenisini kazanayım diye
silesi ile karşılıklı bilgi ve görsel zevk paylaşımında bulunurken,
çocuklarının çalışmalarına hiçbir müdahalede bulunmuyorum.
seramik aracılığıyla sanata bir bakış açısı oluşturma ve yakın-
Öğrencilerim, yardım istediklerinde de bir başka çamur parça-
laştırma çabalarımızı da ortaya koyduk. İki farklı mekanda son
sıyla, bir başka kağıt üstünde teknik olarak örneklememi yapı-
derece bilinçli bir biçimde organize edilmiş bu sergilerimizin anı-
yorum. Özellikle tarafımdan göze hoş görünecek, albenisi ile
sına, katılımcı öğrencilerimiz ve aileleri adına birer ağaç dikmeyi
etkili olacak hiçbir dokunuşa yer verilmemesine dikkat ediyo-
de unutmadım. Sergilerimizi, öğrencilerimiz ve aileleriyle birlikte
rum. Çocukların çeşitlilik gösteren zevk, neşe ve enerjileriyle;
güzel bir akşam yemeğinde birlikte kutladık. 2012 yılı ekim ayı-
yetenekleri ve el becerilerinin verdiği imkanlar dahilinde ortaya
na geldiğimizde de ‘Ayşegül Türedi Özen-Çamurla Oyun Evi’,
koydukları seramiklerini, 2009 yılında tanıtmamızın ve paylaş-
o günlerde henüz dört yaşında olan Ezgi Yılmaz’ın seramik ve
mamızın zamanı gelmişti artık. Bunun adı da kısaca ‘sergi’
resim sergisine ev sahipliği yaptı. Anne ve babasının yakın ilgi-
idi. Altı öğrencimin yer aldığı ilk karma seramik sergimizle;
si ve istekleriyle bu sergiyi gerçekleştirdik. Yakın arkadaşları ve
anne-baba ve arkadaşlarının katılımıyla çamurla oyunumuzda
sevdikleriyle birlikte açılışını gerçekleştirdiğimiz sergide, Ezgi’nin
yaşadığımız tüm güzelliklerimizi paylaştık. Sergimiz; Bilecik-
resim ve seramiklerini sunduk. O
13
KİTAP
TURKISH COFFEE
Türk
kahvesinin
serüveni
Yapı Kredi Yayınları ile Türk Kahvesi
Kültürü ve Araştırmaları Derneği’nin
ortaklaşa yayına hazırladığı ‘Turkish
Coffee’ kitabı, Nisan ayı itibariyle
raflardaki yerini aldı.
Yazı Çiğdem Hasanoğlu
Sabri Koz ve Kemalettin Kuzucu’nun kaleme aldı-
Türkçeden İngilizceye çeviri alanında Türkiye’nin en iyilerinden
ğı ‘Türk Kahvesi’ kitabı, Mary Priscilla Işın tarafından
biri. Çok uyumlu bir çalışma dönemi geçirdik, sonuçtan da çok
M.
‘Turkish Coffee’ adıyla İngilizceye çevrildi. Biz de bu vesile ile, kitabın yazarlarından M. Sabri Koz ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik;
Türk kahvesine dair hiç duymadığımız bir takım bilgiler edindik.
Türk kahvesi ile ilgili bir kitap hazırlamak nereden aklınıza geldi?
memnunuz…
‘Turkish Coffee’ kitabının uluslararası okuyucuya
ulaşmasının “Yunan kahvesi mi? Türk kahvesi mi?” gibi
şaka ile karışık tartışmalara açıklık kazandıracağını düşünüyor musunuz?
Biz konuyla öteden beri ilgiliydik. Kahve tarihi ve kahve folk-
‘Turkish Coffee/Türk Kahvesi’ bir tartışma kitabı değil; bu
loru üzerine çalışmalarımız vardı. Yayınevinden gelen teklif üze-
amaçla yazılmadı. Uluslararası camia, kahvenin Arap yarıma-
rine, bir araya gelip işbölümü yaptık.
dasında, Anadolu ve Rumeli’de, Osmanlı İmparatorluğu’nun
Nasıl bir araya geldiniz? Birlikte çalışmak kolay oldu
mu? Hazırlık sürecinde ne gibi çalışmalar yaptınız?
başkenti İstanbul’da ve diğer büyük şehirlerde, Balkanlar’da,
Orta Avrupa’da ve diğer Avrupa ülkelerinde ne zaman, nasıl,
Türk kahvesi gibi dünyaca bilinen bir kavram ve bunun-
hangi yolu izleyerek var olduğunu biliyor. Hak bilir tarihçiler, kül-
la ilgili gelenekler; kahvenin tarihi, Osmanlılardaki serüveni ve
tür tarihçileri, dilbilimciler de bugünkü Yunanistan’ın Osmanlı
kahvehaneler bizim ortak ilgi alanımızdı. Bu yüzden, bir araya
İmparatorluğu’nun eski toprakları olduğunu bilirler. Dil ve kültür
gelmek çok kolay oldu. Elimizde yeteri kadar malzeme, bilgi
geçişlerinin yönü ve zemini de bellidir. Kahve konusu da Kara-
ve görsel vardı zaten. Arşivler ve kütüphaneler uğrak yerlerimiz
göz, dolma ve baklava gibi bir şey…
zaten; sevdiğimiz bir işi, çok severek yaptık.
Kitabın İngilizceye çevrilme süreci nasıl gerçekleşti?
Türk kahvesinin öyküsünü bir turiste en doğru şekilde kısaca nasıl anlatabiliriz?
Kendisi uluslararası üne sahip, Türkçe ve İngilizce değerli
Türk kahvesi, Habeşistan (Etiyopya) ve Yemen kökenli bir
eserlere imza atmış, Mutfak ve Yemek Kültürü Uzmanı Mary P.
çekirdeğin, kavrulduktan sonra yaşadığı mucizelerden biri. Onu,
Işın yaptı çeviriyi. Sayın Işın başta mutfak kültürü olmak üzere,
önce döneminin en büyük ülkesi olan kendi vatanında, sonra da
14
dünyada tanıtan irade üretimini ve ticaretini daha uyanık, daha organize ve daha girişimci ülkelerin tacirlerine kaptırdı. Bugün artık
kahve ile ilgili hiçbir şey bizim kontrolümüzde değil ama çok özel
mensup insanlardı. Kahve böylece hep var oldu.
Araştırma sürecinde, kahveye dair hiç bilmediğiniz ve
sizi çok şaşırtan bir hikaye ile karşılaştınız mı?
çekirdeklerden çok özel kavurma, öğütme ve pişirme yöntemiy-
Kahve ile ilgili hikayeler her zaman şaşırtıcı olmuştur! Keş-
le gelenekselleşmiş Türk kahvesi, bize ait bir dünya markasıdır.
finden yaygınlaşmasına, yasaklanmasından yasakların delin-
Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği’nin son yıllardaki
mesine kadar pek çok hikaye, pek çok efsane süsler kahve-
yayın ve tanıtım çalışmalarıyla ortaya çıkan ‘Turkish Coffee’ kitabı
nin tarihini. Keçileri taze kahve meyvesini yiyen ve sabahlara
da bu markanın tarih, kültür, ticaret ve damak tadı boyutuyla
kadar uyumayan çoban, geceleri ibadet eden ve uykuları
yeniden dünyaya açılmasının bir yansımasıdır.
kaçsın diyen kahve içen dervişler, uyuz hatalığına ilaç olması
Kitapta elbette kahvenin tarihçesine yer veriliyor, fa-
ve yüzlerce tiryaki hikayesi…
kat kitabın kaçınılmaz olarak sosyolojik bir boyutunun
Ama bize en ilginç gelen, 17. yüzyıl boyunca dünyanın bir-
olduğunu da görüyoruz. Kahve, kamusal alanda ne gibi
çok yerini gezip dolaşarak 10 büyük kitaptan oluşan dev bir
değişimlere neden oldu?
eseri, ‘Seyahatname’yi kaleme alan Evliya Çelebi’nin sözleridir.
‘Turkish Coffee’, kahve tarihinin yanında, onun toplumda
O, gittiği yerlerde bulunan kahvehaneleri sayısına kadar yazmış
yarattığı canlanmaya, yani; kahvehane, belli yerlerde toplanı-
ve bunun yanında hiç kahve içmediğini ısrarla belirtmekten de
larak kahve içmek, dünya işlerinden söz etmek, meddah ve
kendini alamamış... Bir yeni içecek olarak gördüğü kahveye
Karagöz gösterimleri izlemek; şiir, oyun, dans ve müzikle iç
hep ihtiyatla yaklaşmış.
içe zaman geçirmek gibi, dönemine göre yarattığı yeni oluşumlara da değiniyor.
Bir başka ilginç tespit de, 17. yüzyılda Türkçe ile ilgili çok büyük bir sözlük kaleme alan Franciszek Meninski’nin kahveye ve
Türk kahvesinin tarihini anlatan yazılarda hiç kahve-
kahve ile ilgili başka sözlere yer vermesidir. Diğer şaşırtıcı bir bilgi
nin kötülenip yasaklandığı bir dönemden bahsedildiğini
de başlangıçta Osmanlı Sarayı’ndaki tiryakilerin kahve için devlet
duymamıştık! Kahve, neden yasaklandı ve bu yasaklar
kesesinden değil, kendi ceplerinden para harcamış olmalarıdır.
neden tutmadı?
Kahve, serüveni güllük gülistanlık olan bir içecek değil.
Müslüman olsun, Hıristiyan olsun bazı din adamları bu ‘yeni’
Kahvenin metalaşma sürecinden de bahsediyorsunuz kitapta. Bu bağlamda, günümüzde Türk kahvesinin
ulaştığı mertebeyi nasıl yorumluyorsunuz?
içeceği, bu ‘derviş’ içeceğini sevmedi, sevemedi başlangıç için.
Kahve, yayılmaya başlamasından bugüne, her zaman bol
16. yüzyılın ilk çeyreğinden 17. yüzyılın ortalarına kadar, zaman
kazanç getiren bir ‘mal’ olarak görülmüş; yaygınlaşmasını biraz
zaman ‘haram-helal’ tartışmasının merkezinde oldu kahve. Dini
da başlangıçta Doğulu tacirlere, kısa bir süre sonra da Batılı
gerekçelerle yasaklandı, engellendi ama bunun temelinde siya-
yatırımcılara borçlu olmuştur. Türk kahvesi, ülkedeki yeni can-
si ve toplumsal kaygılar vardı. Yasaklanan yalnız kahve değildi;
lanma ile bir ölçüde güç kazanmışsa da, ‘çay’ gibi bir rakip
bir sivil buluşma yeri olan kahvehaneler de bundan nasibini aldı.
karşısında da yerini korumayı, en azından tiryakilerini kaybet-
Evinde tiryakiliğine devam edenler, yasaklanan bu yeni içeceği
memeyi başarmıştır. Kahve ile ilgili her şey artık bir endüstri,
gizli gizli kullanan dervişler ve din adamları hiç de az değildi
bir uluslararası pazarlama, bir kültürel tanıtıma dönüşmüştür ve
ama sonunda hep gücünü yitiren, yasakçı zihniyet; kazanan-
kahvehane zincirleri söz konusudur. Türk kahvesi de bu çok
sa, kahve ve tiryakileri oldu. Yasaklamalarda öne çıkanlar da,
yönlü ilişkiler ağındaki yerini almış, konumunu güçlendirmek
içilmesinde sakınca olmadığını dile getirenler de, aynı kesimlere
için her yönden atağa geçmiştir. O www.ykykultur.com.tr
15
YENİ SERİ
SERAMİK
Polen Banyo ve mutfakların yeni yüzü ‘Polen’, ferahlatıcı tonlarla
evinize ışıltı getiriyor. Grinin hakim olduğu seri, 75x30 ebadı, düz yüzeyi
ve mat dokusuyla, duvar karosuna yeni bir soluk getiriyor; birbirini
tamamlayan üç farklı dekoru ile banyo ve mutfaklara zarafet katıyor.
Karizmatik
yüzeyler yaratırken
NG Kütahya Seramik’in, yeni serileri olan ‘Biblos’, ‘Nirvana’, ‘Terra’ ve ‘Polen’
ile hem ihtişamı ön plana çıkarıyor, hem de doğallığa övgüler yağdırıyor.
16
Nirvana
Sırlı porselenin tılsımıyla tam bir
görsel şölen sunan ‘Nirvana’, bej ve kum
renkleriyle sunuluyor. ‘Nirvana’ mat rengiyle,
iç ve dış mekanlara farklı bir atmosfer katıyor.
Biblos Banyo, mutfak, ve diğer iç
Terra Kahve, ceviz ve karbon
mekanlarda kullanılabilen ‘Biblos’, yarattığı
tonlarının yer aldığı ‘Terra’, mekanları
his ile seramiğin büyülü güzelliğini sunuyor.
hareketlendirmek isteyenler için
Yeşil, beyaz, mürdüm, negro ve yakamoz gibi
mükemmel bir seçim... ‘Terra’,
renk seçeneklerine sahip olan ‘Biblos’, rölyefli
rölyefli yüzey ve sırlı porselenin aykırı
yüzeyiyle de sıradışı bir dekor yaratıyor.
birlikteliğini taşıyor.
17
YENİ SERİ
PORSELEN
Sağ sayfada CIR87YT9037093 12 kişilik, (87 parça),
1.008 TL, porselensepeti.com ve tüm mağazalarda.
Sol sayfada CIR87YT9036352 12 kişilik, (87 parça),
1.008 TL, porselensepeti.com ve tüm mağazalardı.
18
Lüksün
yeni yorumu
Altın ve gümüş yaldız
yüzyıllardır ihtişam ve lüksün
sembolü oldu. NG Kütahya
Porselen, ışıltının binbir
yüzünü yansıttığı İris serisinde,
geçmişin lüks kavramını
yeniden yorumluyor.
Prodüksiyon: Harun Topuz
Fotoğraflar: Agim Can
19
YENİ SERİ
PORSELEN
Sol sayfada CIR87YT9036377 12 kişilik, (87 parça),
1.008 TL, porselensepeti.com ve tüm mağazalarda.
Sağ sayfada CIR97YT9037028 12 kişilik, (97 parça),
1.539 TL, porselensepeti.com ve tüm mağazalarda.
20
21
YENİ SERİ
PORSELEN
CIR97YT9036592 12 kişilik, (97 parça), 1.539 TL,
porselensepeti.com ve tüm mağazalarda.
22
ZANAAT
KUYUMCULUK
Son kuyumcu ustaları
Osmanlı’dan bu
yana çok büyük bir
geleneği var ederek
çalışan, kuyumculuk
zanaatının İstanbul’daki
son ustalarını Tarihi
Yarımada’daki
atölyelerinde ziyaret ettik.
Yapım: Meltem Kerrar
Fotoğraflar: Serkan Şentürk
24
Gümüşe adanan bir hayat
Halit Kandemir/ Geleneksel gümüş ustası
yıllık gümüş ustası Halit Kandemir, Büyük Yeni Han’daki atölyesin-
35
de küçük vazo, şekerlik ve meyvelik gibi gümüş eşyanın pek çok
alanında obje üretiyor. Genelde olduğu gibi çocuk yaşta değil, 25 yaşında girmiş bu işin içine. Meslek lisesinden mezun olduktan sonra yurt dışında tekniker olarak farklı ülkelerde çalışmış, sonrasında aileden birinin yönlendirmesiyle
biraz da tesadüfi olarak girmiş bu mesleğe. “İşe gümüş ustasının yanında çırak
olarak başlamıştım. Sonra o kadar sevdim ki işi, dünyaya bir daha gelecek
olsam yine bir gümüş ustasının yanına çırak olarak girerim, dedim.”
Geçen yıllar içinde çalışma sisteminde de, malzemede de değişiklikler olduğunu söylüyor. “Geçmişi beş bin yıl öncesine dayanan kum döküm tekniği
gibi geleneksel üretim tekniklerini hala kullanıyoruz tabii. Örs ve çekiç de dövü
tekniğinin vazgeçilmez araçları. Kakma ve ajur da en eski ve bugün devam ettirdiğimiz teknikler arasında. Çok eski bir varlığa sahip mesleğimiz İstanbul’da.
Fatih İstanbul’u aldıktan sonra tüm Anadolu’dan kuyumcuları sarayda toplamış. Gümüş obje üreticileri de kuyumcuların içinde yer alan bir grup zanaatkar
olarak o zamandan beri varolmuş.” Yüzyıllara dayanan bir zanaatın bugünkü temsilcisi olarak, en büyük sorunun kalifiye eleman yetiştirmek olduğunu
söylüyor. Stajyer olarak atölyelerde eğitilen, geleneksel tekniklerin aktarıldığı
üniversitelerin kuyumculuk ve takı tasarımı bölümü öğrencileri kıymetli bu anlamda. Bu amaçla kendisinin de ders verdiği İstanbul Kuyumcular Odası’nın
yeni açtığı Kuyumculuk Meslek Lisesi onun en büyük heyecanlarından biri.
25
ZANAAT
KUYUMCULUK
Hıraç Aslanyan/
Geleneksel mücevher ustası
Murassa çalışmalarıyla öne çıkıyor
esleğin pek çok erbabı gibi Hıraç Aslanyan da kuyumcu
M
bir aileye doğmuş. Ustası aynı zamanda amcası olan Ha-
gop Aslanyan. Aşkla bağlı olduğu zanaatıyla tanışması ise, 1975
yılında Kapalıçarşı’nın en özel mekanlarından biri Zincirli Han’da
olmuş. Bir yandan lise eğitimine, tatillerde de mesleki eğitimine devam etmiş; ardından yurtdışında Viyana, Köln, Amsterdam, Brüksel, Paris gibi farklı yerlerde sanatına dair teknik ve vizyonunu geliştirip 1986’da kendi atölyesini açmış. Cağaloğlu’ndaki atölyesinde
Doğu-Batı
sentezini yaratan takılar üretmeye başlamış. Yıllar içinde
D
kendi
stilini oluşturan Aslanyan, 2008’de ise kuyumculuk sanatını
k
yaşatmak
ve bu sanat dalında kuşaklar arası köprü olabilmek amay
cıyla
tecrübelerini aktardığı Mahrec Sanatevi’ni kurmuş. Özellikle
c
değerli
bir objeyi değerli maden ve taşlarla bezeme ustalığı olan
d
‘murassa’
çalışmalarıyla öne çıkan Aslanyan, murassanın Osmanlı
‘
Saray
Sanatları içinde işçiliği ve üretimi en zor çalışmalardan biri
S
olduğunun
altını çiziyor. “Osmanlı’da murassa sanatı Zergeran böo
lüğü
tarafından üstlenilmişti. Zergeran bölüğü kuyumculuğun çeşitli
l
dalları
olan sade, mine, cila, yaldız, ocak, mıhlama, ajur, sıvama,
d
döküm
(kum), savat ve tombakta ustalaşmış sanatkarlardan olud
şur.
Bugün bu zanaat dallarının birçoğu kaybolmaya yüz tuttu ya
ş
da
d yok oldu. Burada yapmış olduğumuz naçizane işlerle, geleneksel
s kıymetli murassa sanatını yaşatmaya çalışıyoruz.”
26
Vilyan Toparlak/ Geleneksel
gümüş ve bakır ustası
Zanaat geni aileden geliyor
akır ve gümüş ustası Vilyan Toparlak’ın zanaat geni ailesinden geliyor. Marangoz bir dede ve
B
silahçı bir babanın ardından onun da yolu yine “elişi,” ile çizilmiş. O mütevazı bir tavırla şartlara
bağlıyor bu yetenekli geni. “Yaşanan yerde neye ihtiyaç varsa ona yönelinmiş aslında. Babam marangozluk yapıyordu. Köyde silahını tamir edecek kimse olmadığından silah tamirini öğrenmiş. Ordunun yapamadığını bile o yapmış. Göç ettiğinde de elinden bu geldiğinden silah tamiri üzerine bir dükkan açmış.”
1972 yılında Mardin Midyat’tan dokuz yaşında bir çocuk olarak geldiği İstanbul’da, ne okuma yazması ne
de Türkçesi varmış. “Okula yazıldık, okuma yazma öğrendik. Ailenin maddi durumu iyi olmadığından eli
ekmek tutan tüm çocuklar çalışmakla mükellef. Dedem bizden önce gelip burada işini kurmuştu. Biz de
çırak olarak bu handa başladık çalışmaya.” Mesleğe adım attığı günden beri gümüşü işliyor Toparlak. Yıllar içinde çok da bir şey değişmemiş aslında teknikte ve malzemede. “Bizim işimiz kuyumculuk gibi değil,
fazla modernize olmuyor; tamamen el işine dayalı, ne yaparsak elde yapıyoruz. Hala çekiç kullanıyoruz,
kakmacılık eski sistemde ilerliyor. Aslında bizim işimizin özü olan kakmacılık ve dövü, eski çağlarda nasılsa
hala öyle yapılıyor. Pres olanda ruh yok çünkü. Bu işi bilerek alan insanlar da bunun farkını biliyor ve el yapımının tadını başka şeyde bulamıyor.” Daha çok tasarımcılarla çalışan Toparlak, yurt dışına, özellikle gümüşün kutsal obje olarak kullanıldığı İsrail’e ürün gönderiyor. Yaşadığı en büyük zorluğun mesleğe insan
yetiştirmek olduğunu söylüyor o da. “Eskiden köyden gelen küçük çocuklar alınırdı çırak olarak. Kafası
bomboştu çünkü onların. İstediğiniz gibi işleyebilirsiniz o zaman. Ama şimdi öyle değil artık. Ben yine eski
usül eleman yetiştirdiğim için gerçekten hevesli ve kafasını buna verecek insan bulmakta zorlanıyorum.”
Bir diğer yakındığı nokta da eski alıcıyla yeni alıcının farkı. “Eskiden devamlı gelen müşterilerim vardı; bir
objenin bir yerinde bir şey görseler, ‘Vilyan usta acaba böyle mi olmalı?’ diye sorarlardı. Bu insana iyi gelen, motive eden, geliştiren bir şey. Şimdi fiyatını sorarken başka yöne bakan bir alıcı var daha çok. Müşteri
sadece malı alıp giden biri değildi. Eleman yetiştiremediğiniz gibi müşteri de yetiştiremiyorsunuz artık.” O
27
ALIŞVERİŞ
porselensepeti.com
ABLMG08KT66821, ‘Limagos’ kahve
fincan takımı, (4 kişilik) 268 TL.
rco’
‘San Ma
7 kodlu
1
1
125 TL.
3
)
k
7
ili
2
Y213
ı, (6 kiş
ım
k
ta
SMR24
k
e
itme yem
yeşil esk
PF24TNC00, ‘Porflame’ tencere,
(4 litrelik) 106 TL. PF02CVS00,
cezve, (2’li set)106 TL.
Sevgiyle kurulan sofralar
Yaratıcı sofra tasarımlarınıza yüzlerce seçenek sunan porselensepeti.com, keyifli
yaz partileri için ihtiyacınız olan her şeyi bulabileceğiniz bir site
TG03ST6107091,
‘team game
football’ tek kişilik
set, 28 TL.
ABBLC04TF65321,
‘Belce’ tek kişilik kahve
takımı, 147 TL.
28
1416375, kelebekli kadehler, (3 kişilik) 37 TL.
ABELA06T520 PEMBE, ‘Ela’ el yapımı
çay takımı, (2 kişilik) 213 TL.
GU0
6CS
140
PEM
BE, ç
ay
takım
ı, (2 k
işilik)
129
TL.
Üstte ‘Boğaziçi’ çay
takımı, (6 kişilik) 31 TL.
Altta ‘Romans’ çay
takımı, (6 kişilik) 34 TL.
TCMAIAW12041902,
kalp tepsi, (3’lü set) 46 TL.
YC015, otantik tepsi, 58 TL.
850406600, tepsili
sümbül kız biblosu, 40 TL.
29
ANNELER GÜNÜ
ÖZEL
Kucak dolusu anne sevgisi
Başarılı annelerin kendilerini rol model seçen çocuklarından çok özel
Anneler Günü mesajları aldık. Yazı Ayşegül Gürsel
Sava Zafer&
Perihan Sava
Küçüklüğümden beri annemle beraber
içinde bulunduğum set ortamları aslında
hayatta yapacağım mesleği de belirledi.
Annem asla meslek seçimime karışmadı ama
tabii ki onun içinde bulunduğu ortamdan
etkilenmemek mümkün değildi. Bu bana da
cazip geldi ve aile mesleğini seçtim. Anneler
Günü benim için çok önemlidir ve bir annenin
Anneler Günü’nde onu mutlu edebilecek en
büyük hediyesi, çocuklarının düzgün bireyler
olduklarını görebilmektir. Ben de her sene
anneme bunu yaşatmaya çalışırım. Tüm
annelerin Anneler Günü’nü kutlar, hepsinin
ellerinden öperim...
Elif diz&Nurseli diz
Ünlü bir oyuncunun kızı olmak, bir nevi ‘iki kutuplu’ diye tabir edilebilecek
bir durum. Ben buna ‘bipolar var oluş biçimi’ adını taktım. Şematik olarak
ayıracak olursak, bir okun altında “Ünlü,” diğerinin altındaysa “Oyuncu,”
etiketleri bulunuyor. İkisinin kesiştiği, aynı zamanda da ayrıştığı ciddi noktalar
var. Öncelikle bunları açıklığa kavuşturmak gerekiyor ki, bu kişinin çocuğunun
nasıl hisler içinde yetiştiği netlik kazansın. Bir tiyatro sanatçısı olan annem,
kanımca diğer sanatçılar gibi şöhretin yükünü kaldırabilmekten çok uzak, çok
hassas ve iç dünyası dış dünyadan keskin çizgilerle ayrışmış bir insan. Diğer
yandan, ünlü olması oyunculuğunu destekleyen ama ruhunu da çoğunlukla
hırpalayan bir durum. Kendi içindeki bu zıtlığın bana yansıması da her zaman iki
taraflı oldu dolayısıyla. Önceleri dünyada tek ünlünün benim annem olduğunu
düşünürdüm. Fakat o yaşlarda bu naif duygu gururlanmanın yanı sıra, içimde
ciddi bir izolasyona sebep olurdu. Anne-kız çatışmasına bir de önemli-önemsiz,
ön planda-geri planda ikilikleri ekleniyordu. Büyüdükçe, ilişki biçimi pek şekil
değiştirmese de, farkındalıklar ve kabullenişler arttı. Hem hayatım, hem de
mesleğime büyük katkı sağladı annem. Bir yandan ‘Nuran Nurseli Çamlıbel’
olan gerçek varoluşuyla, diğer yandan ise ‘Nurseli İdiz’ olan sosyal kimliğiyle…
İkisi de benim annemdi. İkisi de çok engin, çok kırılgan, çok olgun, çok çocuk,
çok sevgi dolu, çok sahiplenici ve çok sığınıcıydı. Biz hep iki kutupluyduk. O
yüzden onu yalnız annem değil, çocuğum olarak da benimsedim. O da beni
hep destekledi. Kendinden çok bana inandı. Bizim ilişkimiz, gökkuşağı ile
yağmurun ilişkisine benzer. Yağmur gökkuşağının yaratıcısıdır, çünkü renklerin
yansıması için bir prizma işlevi görür. Bir yandan da alabildiğine üşütür onu,
bazen de görünmez kılar. En iyi anneler, en vefalı çocuklardır. Anneler Günün
kutlu olsun! Seni gökkuşağının yağmuru sevdiği kadar seviyorum.
30
Sedef Ylmabaar&Jale Ylmabaar
Benim annem, çocukluğumdan beri sanatın herhangi bir dalıyla ilgili bir meslek seçtiğim takdirde,
beni sonuna kadar destekleyeceğini vurgulamış, çocuk yaşlarımdan beri yaptığım her resmi
güzel olsun olmasın, ilgiyle incelemiş; beğenisini göstermiş ve hatta dosyalayıp saklayarak
ileride çok kıymetli olacaklarını söyleyerek beni yüreklendirmiştir. Seramikçi veya ressam olmam
konusunda hiçbir zaman beni zorlamamış; tam tersine, mesleğin zorluklarını her zaman anlatmış,
yine de başka tür meslek dallarına yöneldiğimde daima sanatla meşgul olmanın ne kadar tatmin
edici olduğundan söz açmıştır. Benim resim yapmayı meslek olarak seçmem, tamamen bir
tesadüfler zinciriydi; hiç hesaplı, planlı değildi. Ama bu kararı vermeme sebep olan ilk sergime
hiç karışmayıp uzaktan seyreden annem, sergi sonucunda benim hayatımın yön değiştirmesine
neden olan bu kararı vermemden duyduğu mutluluğu hiç gizlememiştir. O günden sonra tüm
sergilerimde ve çalışma hayatım boyunca bana her yönden destek olmuş, daima yanımda yer
almıştır. Jale Yılmabaşar’ın kızı olmak hiçbir zaman kolay değildi ama annemin bir ömür boyu
sürdürdüğü çalışmalarının ve başarılarının ışığından faydalanmanın avantajına sahip olduğum
için her zaman çok şanslıyım. Canım annem, Anneler Günü’nde sana benim annem olduğun
için ne kadar şanslı olduğumu, seninle gurur duyduğumu ve seni çok sevdiğimi buradan tekrar
tekrar söylemek istiyorum. Umarım kızım Yağmur da aklı erecek yaşa geldiğinde, senin ne kadar
çalışkan ve daima öğrenci ruhlu oluşuna, benim olduğum kadar hayran kalır ve senden öğrenir.
Sevinç Erbulak&
Füsun Erbulak
Annelik, kendimi mesleğimde çok daha rahat
hissetmemi sağladı. Hayatımdaki pek çok
değişikliğin yanı sıra, sahnede de tam anlamıyla
özgür olmak kızım Kavin’den sonra çok daha
derinde bir yerlerde hissettiğim bir duygu.
Anneme, beni dünyaya getirdiği için minnettarım;
çünkü bu sebeple Kavin de benim dünyama geldi.
Anneciğim, beni dünyaya getirmedeki inadın için
sana çok teşekkür ederim...
Gülah Alkoçlar&
Hülya Koçyiit
Henüz liseyi bitirmişken evlenme kararı almıştım, dolayısıyla
üniversite okuyarak meslek sahibi olmadım. Fakat eşim
otelci bir ailenin mensubu olduğu için ben de kendimi otelde
çalışırken buldum. Tamamıyla destek amaçlı ve konuya
olan merakımı gidermek üzere amatör çalışmalar yaparak
başlamıştım ama 25’inci seneye girmiş olduğumu bilmek
beni gururlandırıyor. Bunun da anısı vardır. Çok genç yaşta
meslek sahibi olmadan evlenmem annemi tedirgin etmişti
ve mutsuz olmuştu. Ben de ona “Göreceksin anne, bir gün
iyi bir otelci olacağım; sana bunu çalışarak kanıtlayacağım,”
demiştim ve sözümü de tuttum. Annem benimle gurur
duyduğunu söylediğinde de gerçekten sözümü tutmuş
olmanın hoşnutluğunu bir kez daha yaşadım. Onun için
bir söz söyleyerek Anneler Günü’nü ifade etmek çok zor.
Annemin kızı olmaktan her gün gurur duydum. Halkın
yüksek beğenisini kazanmış ve hanımefendiliğiyle efsane
olmuş bu çok özel annenin, yani benim annemin elini
öpmek ve onunla daha nice güzel seneler geçirmek isterim.
O bizim bir tanemiz, meleğimiz, annemiz.
31
MİMAR
SUYABATMAZ DEMİREL MİMARLIK
Birlik ruhu
Suyabatmaz Demirel Mimarlık, her projeye
“Ayrı bir araştırma alanı ve klişelerin
sorgulanabileceği bir fırsat,” olarak yaklaşıyor
ve mimari üretimlerini bu çerçevede
geliştiriyor. Yapım Zeliha Köşlü
Mimar Arif Sayabatmaz
ile Hakan Demirel’in
işbirliği 2008 yılında resmi
olarak mimarlık ofislerini
kurmalarıyla başlamış.
Mimar Hakan Demirel.
Mimar Arif Suyabatmaz.
stanbul’da faaliyet gösteren Suyabatmaz Demirel Mi-
Çalışmalarınız ne tarz projeler üzerine yoğunlaşıyor?
marlık Ofisi, Arif Suyabatmaz ve Hakan Demirel ortaklı-
Tarzımızın olduğunu, kendi adıma söyleyemem. Herhangi
İ
ğında, 2008 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. Mimarlık
bir yerde projelerimizi gören biri, onun bizim olduğunu söyleye-
ofisinin daha çok konut, ticaret ve ofis projelerine yoğunlaşan;
biliyor. Bunun tam olarak neden kaynaklandığını bilemiyorum.
mimari üretimlerinde tek ailelik konutlardan yüksek katlı rezi-
Sıklıkla konut ve ofis binaları; şimdi ise otel ve otele bağlı rezi-
danslara, tek bir dükkan biriminden alışveriş komplekslerine
danslar yapıyoruz. Ofisimiz, Arif Suyabatmaz’ın 1996’da kurdu-
uzanan geniş bir ölçek dağılımı bulunuyor. Geçtiğimiz aylarda
ğu ofisin devamı aslında. O zamandan beri bu tarz işler yapıyo-
Architectural Review tarafından organize edilen ‘MIPIM AR Fu-
ruz. Son zamanlarda daha çok kamusal projelerle uğraşmaya
ture Projects Awards 2013’ ödülünü alan Suyabatmaz Demirel
başladık. Bu çok istediğimiz bir şeydi. Şimdi Almanya’da bir
Mimarlık’ın çalışmalarını Hakan Demirel anlattı.
başkonsolosluk yapıyoruz. Bu ara dini yapılar da çok gündem-
Suyabatmaz-Demirel işbirliği nasıl başladı?
de. Bir dini yapıyla meşgulüz. Belli belediyelere ait alanlarda
Bu işbirliği resmi olarak 2008 yılında başladı. Hocam Arif
birkaç ‘pazar alanı’ konusu var. Karma bazı kullanımlar olacak.
Suyabatmaz ile okulda tanıştık. Kendisi, 2005 yılında bir atölye
Salı Pazarı’nın olduğu bir gün kullanılan bölge altı gün durakla-
yürütüyordu. Ben de kendi dersimi dinlemeyip, onu dinlemeye
masın diye fikrimize ihtiyaç duyuyorlar. Bu tip konsept projelere
gidiyordum; merak ettiğim bir insandı. Zaman içinde, bir gün
başlamak üzereyiz. Biraz çeşitlenerek istediğimiz hale gelmeye
tanıştık ve sohbet ettik. Sonrasında, Bilgi Üniversitesi’ni kur-
başladı ofis. Ticari odaklı, yapılıp satılan ve kiralanan şeyler yap-
dular ve oraya davet ettiler beni. Ben de okulu bitirince, gittim.
maktan zevk alıyoruz ama insanların rahatlıkla içine girdiği yer-
2007 yılında birlikte birkaç iş yaptık. Devamında New York’a
leri yapmayı daha çok istiyoruz. Satın alınıp sahibi olunan değil
gittim. Döndüğümde, yine bir sohbet esnasında, ortak olmaya
de, herkesin girip çıkabildiği bir yer yapmak istedik. Küçücük
karar verdik ve yolumuza böyle devam ettik.
bir sinema yaptık mesela İstiklal Caddesi’nde, Salt’ın içinde.
32
‘G-Plus’ projesi.
Birçok kişi o sinemanın içinde buluşuyor. Kapısı da yok; konfe-
duğunu düşünüyorum. O iş ne ödülden sonra daha kıymetleni-
rans ve film sunumları yapılıyor.
yor, ne de daha iyi bir iş oluyor. Bu ödüller bizi gururlandırıyor.
Yeni inşa edilen binaların içleri de sürprizler sunuyor,
değil mi?
İlk, 2010’da ödül almıştık. Jean Nouvel de bizimle beraber bir
başka kategorinin birincisi olmuştu. Onunla aynı sahnede ödül
Çok doğru. Yapının yüzü değil sadece sürprizi yapan şey.
almak müthişti! Benzerleri, o ilki kadar etkileyici olmadı. Çün-
Kılıfı çekildikten sonra kente bir yüz bırakıyor ve bu yüz içeri-
kü her şey sıradanlaşmaya başlıyor. Kendi içimizde de buna
sinde de gizli. Biz yapının sadece dış kontürünü cephe denen
alıştık. Bir ödül alınca, ilki kadar heyecanlanmıyoruz. Ödüller,
yapıdan sanki bağımsızmış gibi düşünülen şeyle yüzleşiyoruz.
sadece kendimize güvenimizin algısını rahatlatan bir şey. Hiç
Ama bazen iç-dış birbirine karışabilir. Bu, kullanım ile olabilecek
ödül almasaydık, belki daha az bilinir bir ofis olabilirdik; aynı
bir deneyim aslında; sadece yapının formuyla değil.
işleri yaparak…
Aldığınız ödüllerden bahseder misiniz?
Kişisel bir şey söylemek için öğrencilik yıllarına gitmek la-
Uluslararası arenada da projeler gerçekleştiriyor musunuz?
zım. O zaman tek başına projeler yapan biriydim ve 10 kadar
Gayret gösteriyoruz. Zürih’te bir ev projesi yapıyorduk
ödül kazanmıştım. Sonra şahsıma verilen ödüller olsa bile, bu
ama şu an bekleme halinde. Henüz ortak olmadığımız dö-
bir ekip işi. Burada 15 kişiye yakın bir ekip ile mesai harcıyo-
nemde New York’ta bir projeye başlamıştık. Krize denk gel-
ruz, üretim yapıyoruz.
diği için askıda kaldı ama hala görüşüyoruz. Münster’de Türk
Global mimaride isim sahibi olmak adına bu yarışmaların sizce anlamı nedir?
Başkonsolosluk Binası yapıyoruz.
Türkiye’deki çalışmalardan örnekler verebilir misiniz?
Bu yarışmaların aslında daha çok o projeleri yaptığımız veya
Bodrum’da projelerimiz var. Dediğim gibi, çok taze bir
dışarıdan işlerimizi inceleyen insanlar için olumlu bir katkısı ol-
dönüşüm süreci yaşadık birlikteliğimizde ve mimarlık birçok
33
MİMAR
SUYABATMAZ DEMİREL MİMARLIK
Tao projesi.
Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde
yer alan Salt’ın içindeki
sinema Suyabatmaz Demirel
Mimarlık tarafından
yapılmış. Kapısı olmayan
halka açık bu mekan, farklı
sosyal etkinlikler için özgür
bir buluşma noktası.
Salt’ın içindeki sinema salonu.
meslek dalından şu yönüyle farklı: Üretimleriniz yıllar sonra
ortaya çıkıyor. Mesela ‘G-Plus’ projemiz. İlk o proje ile ortak
Şehirlerin yeni yapılanması hakkında ne düşünüyorsunuz?
çalışmaya başladık, hala bitmedi. Süreç öyle bir işliyor ki,
Bir şeyler için zamanımız vardı yıllarca. Türkiye bekledi,
belki üç-dört yıl sonra biten bir dünya iş üretmiş olacağız.
bekledi, bekledi… Sonra o 15 günde ya da 10 günde mi-
Hızlı bir şey yok; olması talep ediliyor sadece. Üretkenlik
mardan talep eder gibi kenti üretmeye başladı, çok alelacele
dediğimiz, zaman isteyen bir şey.
bir şekilde. Şimdi üretiliyor ama acaba nasıl? Bu kadar ça-
Malzeme seçiminde de titiz davranıyorsunuz tabii ki.
buk kararlar alınarak şehrin akıbetini belirlemek iyi bir durum
Aynı markalarla mı çalışıyorsunuz? NG Kütahya Seramik
mu? Bundan çok emin değilim. Tabii ki yeni yapılar yapıl-
ile de çalışıyor musunuz?
sın. İnsanlar çok konforsuz yaşıyorlar ve çalışıyorlar. Buna
Henüz çalışmadık. Aslında pek seramik kullanmıyoruz. Ge-
alıştık. Kaldırımı olmayan bir şehirde yaşıyoruz. Kaldırımların
nellikle doğal malzeme tercih ediyoruz. NG Kütahya Seramik
ortasında direkler var. Araba park edecek yer yok. Şimdi de
ürünlerini inceledim. Bazen bir şey vardır; hoşunuza gider, ilgi-
yeni bir şey geliyor ama iyi bir şey değil! Bu defa bahsetti-
nizi çeker ama siz kullanmazsınız. Biz malzemenin hep bir adım
ğimiz sorunları belki barındırmıyor. Önünde boş alan var,
geride olmasını istiyoruz. Kendisini gösteren bir malzeme ya
kaldırımlar, otoparklar var. Her şey çok iyi organize olmuş,
da duvar yüzeyini kullanmak yerine, her şeyin kendi içinde bir
ancak niteliksel sıkıntılar var. Üretirken bunları atlamamamız
armonisi olmasını, bütünün öne çıkmasını önemsiyoruz.
gerekiyor. O
34
GEZİ
ADALAR
İstanbul’un incileri
Büyükada, Heybeliada, Kınalıada,
Burgazada… Birbirinin benzeri
gibi görünen, fakat farklılıkları
yaşandıkça anlaşılan Prens
Adaları; yani sakinliğin, huzurun,
keyfin, temiz havanın ve deniz
kokusunun eşsiz bütünlüğü...
Yazı Mahmut Ali Özyön
İ
stanbul’a iki buçuk kilometre uzaklıkta yer alan Prens
Adaları, yıllardır İstanbul’un en gözde tatil ve piknik
merkezleri olma özelliğini koruyor. Adalar hem kışın
hem de yazın apayrı bir güzelliğe bürünür. Ama bahar ve
yaz ayları, Prens Adaları’na gitmek için en uygun zamandır
bence. Adaların hepsinde ortak bir yaşam tarzı vardır: Trafik, karmaşa ve korna sesleri olmaz. Çarpık bir yapılaşma
yerine birbiriyle uyumlu villalar, köşkler, bahçelerinde akasya
çiçekleri olan şirin evler vardır. Fayton sefası, bisiklet turları
ve enfes ziyafetler sunan restoranlar ise adaların vazgeçilmez parçalarıdır. İmparator İkinci Justinianus, M.S. 569’da
İstanbul çevresinde bulunan adalara saray, manastır gibi
yapılar inşa ettirdiği için, Marmara Adaları, eskiden Prens
Adaları olarak anılırmış. Şimdi bu adalara bir göz atalım.
36
Büyükada.
Aya
Yorgi
Manastırı
Patrikhane kayıtlarından
elde edilen bilgilere göre
Aya Yorgi Manastırı’nın
inşa ediliş tarihi 1751’dir.
Bu tarihte inşa edilmiş olan
küçük kilise, şapel ve dua
yeri eski kilise olarak bilinir
ve iki katlı, kiremit örtülü
küçük bir yapıdır. Tepede,
çan kulesinin arkasındaki
kesme taştan yapılmış olan
kilise ise yeni Aya Yorgi
kilisesidir ve 1905 yılında
inşa edilmiş, 1909 yılında
kullanıma açılmıştır.
İstanbul Adaları’nın,
BÜYÜKADA
Manzarası harika! Marmara denizi ve diğer
özellikle Bizans
Adalar içinde en büyüğü ve en gözde ola-
adaları gören mekanda, zamanın nasıl geç-
döneminde saray
nı… Tarihi iskelesi, büyük çarşı meydanı ve
tiğini unutuyorsunuz. İniş yolu, yürüyerek 30
mensuplarının sürgün
ünlü balık lokantalarıyla ziyaretçilerini son de-
dakika sürüyor. Büyükada’da yürüyüş yap-
rece keyifli bir atmosfer içinde karşılıyor. Bu
mak çok zevkli… Özellikle sabah saatlerin-
adaya iner inmez en keyifli aktivite, bisiklet ki-
de çam kokusu eşliğinde yürümenin keyfine
ralamak. Çam ağaçları ile kaplı yollarda gerek
doyum olmuyor. Büyükada sadece bu ka-
faytonla, gerekse bisikletle yapılan gezilerde
dar da değil: Aya Nikola Kilisesi, Reşat Nuri
kullanılan parkur, büyük tur için, 12 km; kü-
Güntekin’in yaşadığı ev, Troçki Evi, Fabiato
çük tur için ise, 5 km sürüyor.
Köşkü, Sultan İkinci Abdülhamit tarafından
yerleri olduğu için
“Prens Adaları”
diye adlandırıldığı
söylenir. Adalar’a ilk
vapur seferleri Galata
Köprüsü’nden
1846 yılında başlamıştır.
Adanın en yüksek noktası olan 202 metre
yaptırılan Hamidiye Camii, Aya Dimitri Kilise-
ve Bostancı’dan sürekli
yüksekliğindeki tepede, Aya Yorgi Manastı-
si, Hesed Le Avraam Sinagogu ile ada tam
deniz yolu bağlantısı
rı ve Kilisesi bulunuyor. Aya Yorgi’den çıkıp
anlamıyla tarih kokuyor. Sıcak yaz günlerinde
vardır.
sağa döndüğünüzde Yücetepe Restoran var.
deniz suyunun serinliğiyle dikkat çeken ve tatil
Bugün Kabataş, Kadıköy
37
GEZİ
ADALAR
Heybeliada Ruhban Okulu.
Heybeliada.
Adalara Sirkeci,
Kabataş, Kadıköy
ve Bostancı’dan
düzenli olarak vapur
seferleri yapılıyor.
Ayrıca Kabataş ve
Bostancı’dan deniz
otobüsleriyle de
adalara ulaşılabiliyor.
Kabataş’tan Deniz
Otobüsü 35 dakika;
Bostancı’dan
motorlar ise, yarım
saat sürüyor.
alternatifi olarak karşımıza çıkan Büyükada’da dört tane plaj
Heybeliada’nın değil, İstanbul’un da en eski otellerinden biri.
var: Yörükali, Prenses, Nakibey ve Kumsal plajları. Eve dönüş
Denize girmek için en uygun mekan, Değirmenburnu ve Çam
için iskele meydanında gemi beklerken yapılacak en güzel şey
Limanı. Burgazada’ya bakan yöndeki Değirmen mevkisi, piknik
ise, adaya özgü sakızlı, portakallı ve tarçınlı kurabiyeler eşliğin-
alanı ve plajı en çok rağbet gören yerlerin başında geliyor. Çam
de kıyıda çay içmek.
ağaçlarının denizle kucaklaştığı Çam Limanı ve Alman Koyu
HEYBELİADA
Heybe biçiminde iki tepeli bir ada olduğundan, Heybelia-
ise, özellikle tekne ve yatların demir attıkları sığınaklardan.
BURGAZADA
da denmiş buraya. Heybeliada, nüfus ve yüzölçümü açısından
Büyükada ve Heybeliada’ya oranla daha sakin ve dingin
ikinci sırada. Daha çok mütevazı bir kasabayı andıran Heybelia-
olan Burgazada’da tam bir ada kültürü hakim: Faytonlar, bisik-
da, sanki sakinliğin adası gibi… İskelenin hemen solunda Deniz
letler ve eşek gezileri… Ada yaklaşık yuvarlak bir formda ve eni,
Harp Okulu ve Lisesi bulunuyor. Ruhban Okulu ve Aya Triada
boyu yaklaşık iki kilometre. Burgazada, Saik Faik Abasıyanık ile
Manastırı’nın yanı sıra, şimdiki adıyla, Heybeliada Rum Erkek
anılıyor. İskeleye yaklaşırken bile görünen Sait Faik’in köşkü şu
Lisesi de adadaki tarihi hayli eskiye dayanan yapılardan.
anda bir müze haline getirilmiş. Burgazada’yı tepeden izlemek
İsmet İnönü’nün evi ile Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın ağaç-
isterseniz, Bayrak Tepesi’ne çıkabilirsiniz. Aşağıya doğru inişte
lar içindeki evi müze haline getirilmiş. Halki Palas sadece
piknik alanı olarak düzenlenmiş ve kır lokantalarını bulabilece-
38
Kınalıada sahili.
V
Sait
Faik
Abasıyanık
müzesi
Burgazada, Saik Faik
Abasyank ile anlyor.
skeleye yaklarken
bile görünen Sait
Faik’in kökü u
anda bir müze haline
getirilmi.
Burgazada.
ğiniz, adanın da en geniş yeşil alanı olan Kal-
yeşilliği az. Üstündeki kayaların rengi de kına
pazankaya bulunuyor. Burası Osmanlı döne-
gibi. Geçmişte suyu ve elektriği de olmadığı
minde sahte para basan kalpazanlar yüzünden
için diğer adalardan çok daha sakin. Fayton
bu adı almış. Aya Yorgi Kilisesi, Dimitrakopulo
yok, çünkü adanın en uzak bölgesine bile yü-
Köşkü gibi yerleri görmenin dışında, güzellik ve
rüyerek 20 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Bisik-
zarafeti ile tanınan ünlü köşk ve yalıları da geze-
let kiralayarak adanın tamamını çok kısa sü-
bilirsiniz. Ev fiyatlarının ve kiralarının çok yüksek
rede turlayabiliyorsunuz. Kınalı adada bulunan
olması nedeniyle bugün Burgazada, zengin
üç tepe olan Çınar Tepesi, Teşvikiye Tepesi ve
kesimlerin ve ünlü sanatçıların tercih ettiği pa-
Manastır Tepesi’nden bu küçük sevimli ada-
halı bir sayfiye yeri olma özelliğinde.
nın manzarasını izleyebilirsiniz. Adada en çok
KINALIADA
dikkat çeken özellik, Çınar Tepesi’ndeki büyük
Adaların en küçüğü olan Kınalıada, aynı
radyo ve televizyon antenleri. Tabii, buraya
zamanda İstanbul’a en yakın ada. Buraya
gelmişken balık yemeden de olmaz! İskeleden
ulaştığınızda isminin neden “kınalı” olduğunu
sola dönün ve sağdan ilk sokağa girin. Orada
kolaylıkla anlayabilirsiniz. Ada, çok kayalık ve
balık lokantalarını göreceksiniz. O
39
ALIŞVERİŞ
SERAMİK
NG Kütahya Seramik’in
yıldızlar geçidi
Özcan Deniz
Süleyman Seba
Yavuz Bingöl
Versatile
Müge Anlı
Dünyada hiçbir seramik fir-
masının kazanamadığı; ‘Red Dot Design Award
Best of the Best’ ödüllü Versatile serisi işlevselliği
yaratıcılıkla buluşturuyor. Çok yönlü kullanımı ile
seramik sektöründe yeni bir çağı açan Versatile
koleksiyonu, kişinin kendini özgürce ifade etmesini sağlayan, farklı mekan kurguları ile bir çok duyguyu ve estetiği içinde barındırıp, geometrinin tüm
yaratıcılığını, akılcı ve estetik kurallarla sergiliyor.
Koleksiyon, kullanıcısına aynı karoyla onlarca farklı
döşeme seçeneği sunuyor. Böylece her uygulamayla mekanlar farklı kimlikler kazanıyor. Mahsun
Kırmızıgül Versatile ürünlerini severek kullanıyor.
40
Sertab Erener
Muazzez Ersoy
Oktay Kaynarca
Brezza, Versatile ve Taiga ürünleri NG Kütahya Seramik’in en çok ilgi gören
ürünleri arasında yer alıyor. Sinema, televizyon ve tasarım dünyasının ünlüleri
arasında pek çok tanınmış sima da bu ürünleri yaşam alanlarına taşıyor.
Erdal Özyağcılar
Cemil İpekçi
Seda Sayan
Ece Vahapoğlu
Muazzez Ersoy, Zeki Alasya,
Seda Sayan, Sertab Erener,
Oktay Kaynarca, Erdal
Özyağcılar ve Müge Anlı,
NG Kütahya Seramik’in
yaşam alanlarında kullanan
ünlü isimler.
Mahsun Kırmızıgül
Taiga
NG Kütahya Seramik Ori-
gitile koleksiyonunun en iddialı parçalarından biri olan Taiga serisi, yağmur
ormanlarının doğasını ahşap dokusuyla
mekanlara taşıyor. Dijital baskı teknolo-
Brezza
Ana malzemesi cam olan
jisi ve NG Kütahya Seramik yaratıcılığını
Brezza Koleksiyonlarında, her bir cam ayrı
birleştiren bu seri mekanlara ayrıcalıklı bir
ayrı el emeği ile üretiliyor. Brezza ürünlerinde
tarz kazandırıyor. Evlerinde ve ofislerinde
her mozaik, renklerin ateşle dansı sonrasın-
doğal dokuları tercih ettikleri için Özcan
da hayat buluyor. Bu nedenle hiçbir mozaik
Deniz, Yavuz Bingöl, Cemil İpekçi ve Ece
diğerinin birebir aynısı değil. Brezza ürünle-
Vahapoğlu, Taiga’yı seçen ünlü isimler.
rinde gerek renk tonlarında, gerekse boyut
ve son uygulamalardaki küçük farklılıklar görülebilir. Tıpkı doğanın büyüleyici renklerinin
eşsiz tonları gibi... Nur Yerlitaş, 10x10 cm
Rain Turkuvaz ürününü kullanıyor. Süleyman
Seba, 5x5 cm Rain Gold; Mahsun Kırmızıgül
ise 5x5 cm Rain Açık Mavi Brezza’ları yaşam
alanlarına taşıyan ünlüler arasında.
41
STİL
BAHAR
İlhamını doğadan aldı
NG Kütahya Porselen’in ‘Zeugma’ yemek takımları romantik
çiçek desenleri ve pastel renkleriyle bahar enerjisini sofralara taşıyor.
Yapım: Harun Topuz, Fotoğraflar: Agim Can
42
CIZG85YT9016491 12 kişilik,
(85 parça), 787 TL, porselensepeti.
com ve tüm mağazalarda.
43
STİL
BAHAR
CIRG87YT9017088
12 kişilik, (87 parça), 917 TL,
porselensepeti.com ve
tüm mağazalarda.
44
MÜZİK
CAN BONOMO
“İstanbul sen ne istersen o:
bazen evin, bazen cehennemin”
Cihangir
sokaklarnda
motoruyla frl
frl dolanrken
görmeye
altk, Can
Bonomo’yu.
Peki, ünlü
müzisyeni
çok sevdii
muhitinden
alp Moda
sokaklarna
götürsek
nasl olurdu?
Denedik.
Sonuç: Fena da
olmad!
Yazı: Sebla Koçan
Fotoğraflar: Engin Irız
46
oda’nın en güzel manzaralı kahvecisi Café
kucaklandı insanlar tarafından. Bu albüm çok daha sivri ve
Nero’da ikinci albümü ‘Aşktan ve Gariplikten’
cesur oldu ama... İlk albümde bir Nazım Hikmet şiiri okuya-
vesilesiyle buluştuk Can Bonomo’yla. İki gün-
mazdım ben. Ozan sıfatı da şimdilerde kendi sözlerini kendi
M
dür jingle kaydedip uykusuzluktan bitap düştüğü için biraz
yazan müzisyenlere deniyor. İlginç geliyor.
yorgun ama her zamanki gibi sakin ve güleryüzlü girdi içeri.
‘Kent ozanı’ diyor herkes kendine, o da ilginç değil mi?
Tüm gözler de kendisine döndü bir anda, tabii. Ama onun bu
Off, o çok tatsız bir şey! Metropol, büyükşehir, küçükşehir
durumdan herhangi bir şikayeti olmadı. Aksine, kimseyi kırma-
ozanı mı olur? Her türlü kategorizasyonun hastasıyız galiba.
dı, fotoğraf çektirdi ve sıkılmadan imza verdi hayranlarına. Bir
İstanbul denince fonda sizin şarkılarınız çalı-
yandan da elinden hiç düşürmediği iPhone 5’iyle, muhteme-
yor sanki; rakılı, mezeli, keyifli şarkılar… Peki sizin
len WhatsApp’tan bir sürü şeyi takip etti durdu röportajımız ve
İstanbul’unuzda fonda ne çalıyor?
Moda-Kadıköy sokaklarını arşınladığımız saatler boyunca. Eurovision döneminden kalma bir alışkanlıktan, yoksa magazine
Brooklyn Funk Essentials’tan ‘İstanbul Twilight’ çalardı
kesin.
malzeme çıkaracak sorular gelir tedirginliğinden mi bilinmez,
‘Min-El Aşk ve Min-El Garaib’e gelelim… Bu şarkıyı
kısa ve net yanıtlar vermeyi tercih etti daha çok. İki yerden de
İstanbul’a ithaf ettiğinizi yazdınız albüme. Şarkı da İhsan
soru gelmeyince rahatladı haliyle. “Full gitmece,” “Pijamay-
Oktay Anar’ın ünlü romanı ‘Puslu Kıtalar Atlası’ndan il-
la takılmaca,” gibi hafiften 90’lar genç jargonuna göz kırpan
ham alıyor. Sizdeki yeri nedir bu kitabın?
üslubunun tuhaf bir şekilde ona yakıştığını ekleyelim ve Can
Bonomo’nun İstanbul’uyla sizi baş başa bırakalım.
Nasılsınız, biraz yorgunsunuz sanki? Enerjiniz var
mı bugünkü Moda turumuz için?
Biz hiç dinlenmiyoruz ama çok şanslı bir ekibiz çünkü
çok yakın arkadaşlardan oluşuyoruz. Ben masaya bir şeyler
İhsan Oktay Anar, benim için en önemli yazarlardan biri.
Onun zaman makinesini icat ettiğini düşünüyorum. Kıtalar arasındaki bir karakterin dövmesi bu, “Ah min-el aşk ve min-el
garaib”… “Aşktan ve gariplikten” anlamına geliyor. Sahiden de
öyle. Her şey ya aşktan ya gariplikten oluyor. İstanbul da çok
garip bir yer…
koyuyorum, onlar sonra onu kendi aralarında işliyorlar ve so-
Niye garip?
nunda bir albüm olarak insanlara sunuluyor. Paylaştıkça çok
İstanbul’u çok seviyorum ben. Deli bir şehir. İzmir’de bü-
daha hevesleniyorum bir şeyler üretmeye.
yümüş olmaktan çok mutluyum ama İstanbul’da yaşamak
Eskiyle kıyaslıyor musunuz kendinizi?
güzel. Burası ne istersen o… İstersen dünyanın en sakin
Bir şey değişmedi ki! Ben hala evde demoları kaydedip
yeri. İstersen de cehennemin olur.
Can Saban’a yolluyorum. O da diyor ki, “Evet, bu albüme
İstanbul’un neresini seviyorsunuz en çok?
girer veya girmez.” Çok bir fark yok hayatımda.
Evimi.
Yeni albümünüz ‘Aşktan ve Gariplikten’de de bir
Neden? Evinizi kaçış noktası olarak mı görüyorsunuz?
kez daha şahit olduk: Sizin müziğinizin İstanbul ile ya-
Kaçmak değil, yoksa İstanbul’dan kaçardım. Hareketi se-
kından ilgisi var.
Biz şarkılarımıza “İstanbul müziği” diyoruz. Belli bir janramız
yok. Tür meselesine çok takığız. Ama bizimki bir isyan mahi-
verim ben, hareket berekettir. Kaotik bir şehir hayatı yaşamıyorum ama ben. Hop metroya bin, oradan oraya koş, taksi
yakala filan… Ben genelde evimdeyim ve civarlarındayım.
yetinde. Müziğimiz kalıplaştırmamak için kalıpların dışına çıkıp,
Yürümeyi sever misiniz?
kendi kalıbımızı oluşturmak, kendimize bir kulp bulmak…
Yoo. Araba da kullanmıyorum. Dahil olduğum bir İstan-
Aşık Veysel için yazdığınız şarkı gibi yani...
bul trafiğinde insanlar saçlarını başlarını yolar herhalde. Çar-
Evet, ‘Veysel’ de bu türün ilk örneği. “Türkü dinlemeyen
pıyorum her yere, çok dikkatsiz ve kötü bir şoförüm. Motor
insanlar bunu neden dinlemesin ki”nin ilk denemesi. Bir proje aslında bu. Gençlerden gelen tepkiler de iyi.
Aşık Veysel gibi, Nazım Hikmet’e de yazdığınız bir
şarkı var albümde.
Aşık Veysel de, Nazım Hikmet de Türkiye’nin gelmiş
geçmiş en büyük ozanlarından. ‘Meczup’ kısa bir sürede
kullanıyorum artık.
Rahat mısınız motorla?
Memnunum, mis gibiyim. Cihangir’de tüm arkadaşlarım,
sevdiklerim oturuyor. O yüzden bana çok iyi geliyor.
Mahallenizi seviyorsunuz sanırım, kasapla selamlaşıp bakkalla sohbet eder gibi bir haliniz var.
47
MÜZİK
CAN BONOMO
Evet, çünkü bütün diyalekt çok hızlanıyor. Bakkalı aradı-
renciyim,” dedim sonra. Epey ilginçti. Persona çok zevkli,
ğımda ben, “Aa Can ne haber?” diyor, “abi şu lazım mı, bu
geliştiriyor insanı, eğlendiriyor. Taksiciyi memnun edebilirsin
lazım mı? Bak şunu ne zamandır almıyorsun, filan diyor.
onunla sohbet ederek. Onun konuşacağı şeyler belli nasıl
Pretzel’i çok sevdiğinizi biliyoruz. Getiriyor mu size
bakkal Pretzel?
olsa; memleket meseleleri, trafik filan… Doktor olsan ne olur,
mimar olsan ne olur? O da senin eğlencen işte.
Tadım kaçtı bak şimdi… Crax da yaptı ama yok. Olmu-
E tabii. Taksici de artık “İmza alabilir miyim?” deme nok-
yor. Hiçbiri Pretzel gibi olmuyor. Yurtdışından gelen arka-
tasına geldi. Rahatsız mısınız “Abi biz seni tanıyoruz”
daşlarım bana ciddi anlamda paket paket getiriyor. Bu benim dünyada en sevdiğim şeylerden biri.
“İZMİR’İ ÖZLÜYORUM AMA BENİM EVİM İSTANBUL”
Madem bu kadar Cihangirliyiz, Anadolu yakasında
ne işimiz var öyleyse?
Sayılı gelişlerimden biri. Keşfe geldim. Avrupa yakası biraz
daha hızlı. Binalar yükseldikçe arabalar da çoğalıyor. Burası
daha sakin. Sayfiye yeri gibi… Bu da lazım ama insana. Hep
aynı yerde kalmamak gerek.
Cihangir’de yaşayınca “Bakkala giderken bile bir giyineyim kuşanayım, belki bir tanıdık çıkar,” duygusu oluyor mu sizde de?
Hiç alakam olmaz. Berber evin karşısında. Öyle, ev kılığıyla gezmece… Millet tanıyor ya zaten, “Bizim çocuk,” diyorlar.
Şık şık giyinip berbere mi gideceğim? Spora gidiyorum evin
çaprazında. Spor kıyafetlerim iyice ‘hobo’ (evsiz) kıvamında.
denmesinden?
Yok değilim, neden olayım? Gayet mutluyum.
“MÜZİK İNSANIN MARUZ KALDIĞI BİR ŞEYDİR.”
Sosyal medyayı doğru kullanan bir müzisyensiniz:
Twitter, Facebook, Tumblr, Instagram… Sanki sizi takip
ederken arada bir şeyleri kaçırıyormuşuz gibi geliyor.
Sürekli üretiyorsunuz da.
Sanatın birkaç ayrı mecrasına iş üretmeye çalışıyorum. Hem
aşçıyım, hem sanatçı, hem de doktor gibi bir durum yok. Bir çalışma odam var, her şeyi orada yapıyorum. Şiir yazacaksam da,
beste yapacaksam da bu oradan çıkıyor.
Nasıl geçiyor bir gününüz?
Birkaç sayfa okuyorum, yazıyorum sabah uyanınca. Sonra
ya şiir yazıyorum ya bir şeyler çalıyorum. Tabii ofis işi gibi donuk,
mekanik bir şey değil, hissiyat var işin içinde. Bu benim işim.
Bu ara ne okuyorsunuz?
Kimse de “Can, o tarz değiliz, o değiliz ya,” demiyor. Kendimi
Okumaktan zevk aldığım kitaplar var başucumda duran, bir
özgür hissettiğim bir alan var; o alan geniş. Moda şimdi bana
de okumam gerekenler var. En son Anton Çehov’un birkaç oyu-
değişiklik oluyor ama.
nunu okumamıştım, ‘Vanya Dayı’yı, ‘İvanov’u okudum. Sonra,
Belki taşınırsınız…
Buraya taşınmayı bir kere düşündüm. Ama sonra yanlış düşünüyorsun Can diye kendimi uyardım. Ne yapacaksın sen Moda’da dediler. Burada hatırı sayılır bir tayfam var ama ben yine de Cihangir’de
iyiyim. Çok büyük değişiklik bu. Değişimi çok sevmiyorum.
Peki yurtdışındayken İstanbul’a özlem duyuyor musunuz? İzmir’i özlüyorsunuzdur muhtemelen ama…
Yok. Ailemi çok özlüyorum ama İzmir benim için ayda iki
gün yeterli. Beş gün kalamam mesela ben. Evim İstanbul çünkü. Yurtdışında yaşamayı çok düşünmüyorum, ne yalan söy-
Emrah Serbes’in ‘Paramparça”sını okudum, su gibi gitti o zaten.
Şiirle aranız çok iyi, Küçük İskender’in hayatınızdaki
yeri de ayrı bir mesele.
Tabii ki, ustam o benim. Onun editörlüğünü yapacağı bir şiir
kitabı çıkaracağım ekim ayında. Ben şiirle çok besleniyorum.
Müzikal olarak çok kişiden referans almadım bu albümde. Çok
yoğun edebiyatın içinde olduğum bir dönemdeyim. Çok kitap,
çok şiir okuyorum.
Sanal olarak çok şey paylaşınca “kendimi çok açık
ediyorum” demiyor musunuz hiç?
leyeyim. Onlar genelde tatil ya da kaçış oluyor yoğunluktan
Belli sınırlar çerçevesinde paylaşıyorum bazı şeyleri. Bu be-
kurtulmak için. Yani oraya gidip de “Acaba şu anda köprü tıkalı
nim canımı çok sıkmıyor ama, derdimi anlatabiliyorum çünkü.
mıdır?” diye düşünmüyorsun.
Bazen otosansür söz konusu oluyor. Kitapta da yapacağım
Taksici hikayeleriniz var mı?
Eskiden ‘personalar’ yaratırdım kendime. Uzun yol veya
bunu. Anlatımımı örselemez ama.
Gelelim sıkı Bonomo fanları’na, yani “RakınRolla”lara…
trafik var ve ille taksiciyle muhabbet edilecek. Öyle tanışıyor-
Evet, biz takipçilerimize “RakınRolla” diyoruz… Fanlarım-
dum. Bir kere doktor olduğumu söyledim. “Tıptayım abi ben,
la birbirimizi sıkı sıkı takip ediyoruz. Biz onlara canbonomo.
beşinci sınıf öğrencisiyim,” dedim. Boynu tutukmuş meğer
com’dan sürekli bülten gönderiyoruz diye şimdi onlar da bize
adamın. Ben full faturanın arkasına reçete niyetine ilaç yaz-
bülten göndermeye başladı. Gecikince “çocuklar ne oldu aca-
dım. “Abi sen yine de bi doktora gözük neticede ben öğ-
ba” diye endişeleniyoruz. O
48
49
GEZİ
ENDÜLÜS
BİR
Endülüs
RÜYASI
Farklı inanç ve kültürlerin gizli buluşma noktası olan ve İslam sanatlarının en
önemli yapılarının bulunduğu Güney İspanya’yı, Pronto Tur’un Endülüs rotası ile
gezdik. Flamenko’nun topuk vuruşları eşliğinde, Batı-İslam Sanatı’nın en etkili
eserlerini gördük. Baharın gelmesiyle birlikte portakalların çiçek açtığı Endülüs’ü
sizin için önden biz kokladık… Yapım Ürün Dirier
50
evilla’dan
S
sonra
en
büyük
Endülüs
şehri,
Barselona’dan sonra da ikinci büyük liman kenti
olarak bilinen Malaga gezimiz, sekizinci yüzyıldan
kalma kale ve hisarlarıyla ünlü Alcazaba ile başlıyor. Kafeleri,
is bir sürü İspanyol markası yer aldığı şehrin merkezindeki
ise,
Marques de Larious Caddesini gezmenizi öneririz.
DON JUAN’IN EVİ VE KRİSTOF KOLOMB’UN
MEZARI BURADA: SEVİLLA
gece hayatı ve zengin villaları ile özellikle Avrupalı turistlerin uğ-
Endülüs’ün kültür, sanat ve ekonomi merkezi olan Sevilla,
rak yeri olan şehirde görülmeye değer yerlerin başında ikinci
her sokak ve caddesini süsleyen turunç ağaçlarıyla dikkat çe-
yüzyıldan kalma antik Roma tiyatrosu, Gibralfaro Kalesi’nin bu-
kiyor. Portakal çiçeklerinin kokusunu içinize çekerek gezmek
lunduğu tepeden seyredilebilen müthiş şehir manzarası ve Ma-
isterseniz, buraya bahar aylarında gelmenizi öneririz. Burada
laga Katedrali geliyor. Burası aynı zamanda ünlü ressam Pablo
bizce ilk görülmesi gereken yer, çok eski bir yapı olmasa da,
Picasso’nun da memleketi. Alcazaba yakınında Picasso’nun
ziyaretçilerini Orta Çağ’dan kalma büyülü bir dünya içine sü-
doğduğu ev ve Picasso Müzesi gezilebilir. Alışveriş severler için
rükleyen Plaza Espana. Burası 1929 yılındaki İber-Amerikan
İber Yarımadası’nda 711-1492 yılları
arasında Endülüs Emevileri, Murabıtlar,
Muvahhidler gibi Müslüman devletlerin
hüküm sürdüğü dönemde verilen Endülüs
isminin İspanyolca’da karşılığı Andalucia.
51
GEZİ
ENDÜLÜS
Malaga şehir merkezinden
bir görünüm.
Fuarı için inşa edilmiş. Bi-
muh
muhitte
Öpücük Sokağı diye bir
nanın
İspan--
sok
sokak
var ki, gerçekten karşılıklı
n
ya eyaletlerini temsil eden
evl
evlerde
yaşayan iki aşık, balkon-
ş.
süslü çeşmeler sıralanmış.
lar
lardan
öpüşebilir! O kadar yani
w1962 tarihli Arabistanlı Law-
so
sokak.
Burada eskiden Yahudiler
ınrence filminde ve 1999 yılın-
ya
yaşıyormuş.
Flamenko bölgesi
da çekilen Star Wars’ta me-
o
olarak
da bilinen Santa Cruz’da,
avlusunda,
ası.
kan olarak kullanılmış burası.
e
efsane
çapkın Don Juan’ın evi
alan
Endülüs Emevileri’nden kalan
d bulunuyor. Efsaneye göre
de
dilen
bir caminin üstüne inşa edilen
Do Juan her gece ölür, sabah
D
Don
ve Avrupa’nın üçüncü büyük
o
oldu
mu yeniden doğarmış. Şehri
a
katedrali olan Sevilla Katedrali da
ik
ikiye
bölen Guadalquivir nehrinde
mutlaka görülmesi gerekenler arasın--
te
tekne
turu yapmanızı da tavsiye
ee ye
da elbette. Karşısında ise bahçeleriyle
ed
edebileceğimiz
Sevilla ile ilgili ille şu
nam salmış Alcazar Sarayı var. Saray,
de
detayı
da atlamamak gerekir: Kris-
İslam, gotik, barok ve Röne-
tof Kolomb’un mezarı bu katedralin
sans stillerini bir arada göre-
için yer alıyor.
içinde
bileceğiniz bir yapı. 1364’te
B ÇİNGENE RÜYASI:
BİR
inşa edilen yapının üst katı, şu
GR
GRANADA
u
anki kral ve kraliçenin konutu
Endülüs’ün en masalsı şehri ke-
n
olduğu için gezilemiyor. Şehrin
sin
sinlikle
Granada, eski adıyla Gırnata.
e,
turistik bölgesi Santa Cruz ise,
A
Amin
Maalouf’un “Afrikalı Leo” kitabını
tta
dar sokakları ile çok şirin. Hatta
o
okuyanlar
için şehir daha bir büyülü
52
NASIL GİDİLİR?
Türk Havayolları’nın yeni
uçuş noktalarından biri
olan Malaga’ya düzenlenen
yıl boyu ekonomik
uçuşlar sayesinde, siz
de bir Endülüs rüyası
görebilirsiniz…
1929 yılındaki Dünya Fuarı için inşa
edilmiş olan Plaza Espana.
görünüyor. Hıristiyan Kastilyalı-
Cord
Cordoba, önce Vizigotlar’a, sonra
ların en son ele geçirdikleri Müs-
da Endülüs Emevileri’ne geçmiş. O
lüman şehri olan Granada’nın
dön
dönemde
şehrin en önemli yapısı
en ünlü yapısı ,Elhamra Sarayı..
Co
Cordoba
(Kurtuba) Camii yapılmış.
s1232’de temelleri atılan saray, İs-
78
786’da
yapılan cami, 1523’te ka-
lam mimarisinin ulaşabileceği en
te
tedrale
çevrilmiş. Ancak resmi adı
öyüksek noktalardan biri olarak gö-
bug
b
bugün
Cordoba Katedrali. Cami
sız
rülüyor. Birbiriyle bağlantılı sayısız
ola
o
olarak
korunan kısımları müte-
oda ve salondan oluşan saray, av-
v
vazı
ve sembolik sanat akımla-
kiyeli
lular, ferahlatıcı yeşil alanlar, fıskiyeli
r
rıyla
temsil edilirken, geri kalan
rden
havuzlar, çeşmeler ve bahçelerden
k
katedral
bölümleri müthiş gör-
uoluşuyor. Çingene nüfusun en çok bu-
ke
kemli.
İspanya’nın en eski boğa
a
lunduğu şehirlerden biri olan Granada’da
gü
güreşi
arenalarından Plaza de
ne gidip,,
Sacromonte Çingene mahallesine
To
Toros
de Ronda ve eskiden cami
soy ağaçları 900 yıllarına kadar uzanan
ola Santa Maria la Mayor Kaolan
Çingene Rosini Ailesi’nin evinde
ted
tedrali
ise Cordoba’nın kasaba-
çingene şarkıları eşliğinde Fla-
ların
larından
Ronda’da görülebilecek
menko dans seyretmenin zev-
yerle arasında. Ayrıca Hemingyerler
kini başka hiçbir sahne sanatları
w
way,
Çanlar Kimin İçin Çalıyor’u
a
alamayacağınıza
Ro
Ronda’da
yazmış. Bu kasabaya gidiş
gösterisinden
iddiaya gireriz.
ge yolunda karşılaşacağınız Cebegeliş
HEMINGWAY’A SELAM
lit
litarık
manzarası da hayran kalacağı-
an
Romalılar tarafından kurulan
n görüntülerden biri olacak. O
nız
53
STİL
MITTERTEICH
Plano
54
Ala
MODERNİN
YENİ YORUMU
Mitterteich’ın yeni serileri Ala, Onda ve Plano ünlü tasarımcı Defne Koz’un imzasını
taşıyor. Koz,tasarımlarını gerçekleştirirken tabakları birer sahne, yemeklerde kullanılan
malzemeleri ise bu sahnede yer alan aktörler olarak düşündüğünü söylüyor.
Prodüksiyon: Harun Topuz, Fotoğraflar: Santi Calaca
55
STİL
MITTERTEICH
“Bir tasarımcı için tabak
hazırlamak sanki küçük bir
grafik çalışması, boş bir tuval
üzerine resim yapmak gibidir,
ya da tiyatroda sahnelenen
bir oyunun arka planında
asıl anlatılmak istenen
düşüncenin ne olduğunun
tek bir karakter veya bir
grup oyuncu tarafından
mükemmel bir harmoni
ile sizi sahneye çekerek
anlatması gibidir.”
Defne Koz
56
Onda
PORTRE
TÜLAY DEMİR OKTAY
Henüz
geç değil…
Sadece para kazanmak amacıyla
hiçbir başarı hikayesinin ortaya
çıktığına inanmayan Yetenek
Avcısı Tülay Demir Oktay, her
insanın kendi zirvesini keşfetmesine
rehberlik ediyor. Yapım Zeliha Köşlü
ollanda doğumlu Türk vatandaşı Tülay Demir Oktay,
neklilerdi. Onları normal hayata hazırlamak için biz onlara okul
KUN Katholieke Universiteit Nijmegen Pedagoji Bilim-
içinde branş öğretmenleriyle aşçılık, garsonluk, kasiyerlik eğitimi
ler Eğitim Felsefesi bölümünü ve Hollanda’da bulunan Marnix
gibi derslerin teorik kısımlarını verdik. Aralarında mesleki eğitimine
Eğitim Fakültesi Pedagojik Bilimler Bölümü’nü bitirerek öz ye-
devam edenler ile meslek kazanıp çalışanlar da oldu. O zaman
tenekler ve eğitim uzmanı olmuş. Uzun yıllar çoklu zeka ve öz
‘yeteneğin zeka ile alakası yok’ dedim. Yüksek lisansa başvurup
yetenekler alanında bilimsel çalışmalar yapan Oktay, 2012’de
eğitim felsefesi okuduğum dönemde, çoklu zeka üzerine araştır-
Türkiye’ye kesin dönüş yapmış. Oktay ile çalışmaları hakkında
malar yaptım ve yetenek üzerine daha derinleşmeye başladım.
keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Belçika’da ek eğitimler aldım, Almanya’da belediyede çalıştım; İn-
H
Eğitiminiz ve çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
giltere, Girit, Almanya, Belçika ve Fransa’nın eğitim sistemini araş-
Ben eğitim fakültesi kökenliyim, hep Hollanda’da okudum.
tırıp kıyaslama yapmaya başladım. Ülkelerin belli zeka düzeyin-
İlk önce eğitim fakültesi sınıf öğretmenliğiyle başladım; ardın-
deki çocuklara nasıl eğitim verdikleri ve bir çocuğun potansiyelini
dan ana okullarda, ilkokullarda öğretmenlik yaptım. Sonra-
ortaya çıkarmak için neler yaptıkları konularında 20 yıl araştırma
sında öğrenme engelli 12–20 yaş arası gençler ile çalışmaya
yaptım.
başladım. Hem öğretmenlik, hem rehber öğretmenlik yaparak,
Türkiye’ye dönmeye nasıl karar verdiniz?
onları mesleki hayata hazırladım. Ardından iş istihdamı sağla-
Türkiye’de hiç yaşamadığım için en büyük hayalim Türkiye’ye
mak üzere gençlere yönelik projeler geliştirmeye başladım. O
taşınmak ve ülkemde hizmet vermekti. Temmuzdan beri de eşim
dönem daha çok öğrenme engelliler ile çalıştım.
ile buradayız. Öncesinde TİKAD’a (Türkiye İş Kadınları Derneği)
Zeka ile yetenek arasında bir bağ var mı?
projeler sunuyordum. Derneğin üyeliğimi kabul etmesi, amaç-
Öğrenme engelliler ile çalıştığım zaman anladım ki, öğrenme
larımı gerçekleştirmem için bana motivasyon verdi. Planladığım
engelli, yani IQ zekası düşük olan bu gençler aslında çok yete58
projeleri Türkiye’ye gelince hayata geçirmeye başladım.
‘Çocukken Ne Olmak İsterdin?’ adlı kitabınızın yayınlanması nasıl oldu?
temelen yeteneklerini kullanabilmesi. İşi onun için yaşam tarzı.
Sadece para için yapıyorsanız o iş bir yere kadar gider. İnsan
Kitabın taslaklarını önceden hazırlamıştım. Elimde tuttuğum
bir işi yıllarca severek yapıyorsa artık onu iş olarak görmüyor-
birçok not vardı. Sadece bunları bir araya toparlayamıyordum,
dur. İkinci kitabımda başarılı insanların neden başarılı olduğu ve
ancak yayın evinden bana teklif gelince kabul ettim ve hazırlık-
hangi yeteneklerini kullandıklarını ele alacağım.
lar tamamlandığında yayınlandı.
Çocuğun gideceği okulu seçerken nelere dikkat etmeli?
Yeteneği kullanma imkanı bulmak, başarılı olmak için
şart mı?
Kimisi bilinçli, kimisi bilincinde olmadan yeteneğini kullanı-
Hangi okul önemlidir, iyidir, onu irdelemiyorum. Okulların
yor. Belki Nafi Bey bunların farkındadır; muhtemelen de öyledir.
her birinin kendine özgü bir profili, metodu ve öğretim şekli var.
Girişimciliği çok yüksektir; çok risk almış, çok çalışmıştır. Re-
Öncelikle çocuğunuzun okula uygunluğu ya da okulun onun
kabeti seviyordur belki. Uzun vadede stratejik öngörüsü vardır,
karakteri, kişiliği, anlama kabiliyetine uygunluğu incelenmeli.
gibi birçok olası özellik toplanmıştır kendisinde. Onun için bu
Türkiye’de benim anladığım, arkadaşımın çocuğu oraya gidi-
kadar mutlu işe gidiyordur.
yor, o okul çok iyiymiş; o okul daha pahalıymış, gibi kriterlere
Zeka ile yeteneğin ilgi alanlarıyla bir bağı var mı?
göre seçim yapılıyor. Kimse okulun verdiği bu eğitim sistemi
Zekası yüksek insanın hayali de yüksek oluyor ve yetenek-
çocuğuma uygun mu diye düşünmüyor. Hangi sistem çocuğu-
lerini orada kullanmak istiyor. Eğitimini aldığı işte belli bir düzey-
muzun öğrenme şekline uygun, buna bakmak gerekiyor.
de çalışırken her şeyi bırakıp, başka bir hayata başlayabiliyor.
Bu kararı vermek kolay mı?
Strese bağlı ‘bum out’ dediğimiz mesleki tükenmişlik hastalığı
Türkiye’de hareket alanı, biraz kısıtlı. Açık, serbest pazar
oluyor. Doktoru ‘sen bu işi yapma, git biraz hava al, yeşillik alan-
olmadığı için herkes devletin kitaplarını kullanmak zorunda;
lara çık’ gibi tavsiyelerde bulunuyor. Ancak yeteneklerini kulla-
bu bir dezavantaj. Özel okullar bünyelerinde kitap yapıyor
narak iş yapıyorsa her şeyle mücadele edebiliyor. Ben yaptığım
veya dışarıdan satın alıyor. Bence daha iyi öğretmenlere ihti-
işte yeteneklerimi kullanmasaydım ilk karşıma çıkan engelde geri
yaç var. Eğitim fakültelerine, ‘hiçbir şey olamadım; öğretmen
adım atardım. Ama mücadele etme gücüm yüksek olduğu için,
olayım’ anlayışı ile giren varsa, ondan nasıl bir motivasyon
engellerle mücadele ediyor, bundan zevk alıyorum. İşimle ilgili
bekleyebiliriz? Devlet okullarının motivasyonları, şartları ağır
konulara vakit ayırmak hoşuma gidiyor. Bazılarının ailelerinden
diye tamamen düşmüş. Her gün yeni bir enerji ile o çocukları
kaynaklanan imkanları vardır, şanslıdır. Size para verebilirler ama
motive etmeye çalışmayan bir kesim var. İçlerinde iyileri de
başarılı olacağınızın bir garantisi yok. Sema Güral Sürmeli’nin
vardır ama geneli böyle.
yaptığı tasarımları görünce bunun soyadı ile bir alakası olmadığını
Yetenek sadece çocukluk döneminde mi belli oluyor?
düşündüm. Bazı tanıdığım insanlar aile şirketlerinde çalışmak is-
Bana gelen yetişkinlerin sayısı çok fazla. Aralarında ‘her
temiyorlar. Kimi aileler çocuklarının Amerika’da eğitim aldığını ve
şeyim yerinde; yüksek lisansımı yaptım, doktora yapmayı dü-
orada başka işi yapmak istediğini ama gelip şirketlerinin başına
şünüyorum. Çalışıyorum ama başka şeylere de yeteneğim var
geçmesini istediklerini söylüyor. Lütfen çocuklarımızı kendi ye-
diye düşünüyorum’ diyerek merakından gelenler de var. Ya
tenekleri doğrultusunda, mutlu olacağı alanlarda destekleyelim.
da yol ayrımına gelmiş, ‘yurtdışına çıkacağım, başka işler ya-
İki tarafı var madalyonun. Şirket sahibi olmak ya da sıfır olmak
pacağım. Sizce ne yapmalıyım?’ diyen de. Ben, olmayan bir
avantajlı değil. Her iki tarafın da avantajları ve dezavantajları var.
şeyi yaratmıyorum. ‘Sizde yüzde kaç girişimcilik var, risk alma
Başarı tesadüf mü?
yeteneğiniz ne kadar? Kendiniz veya dışarıyla rekabetiniz na-
Tesadüf olduğuna inanmıyorum. Ben yıllarca öğretmenlik yap-
sıl? Olası riskler ne olabilir? Hangi yeteneklerinizi kullanırsanız
tım. Bir gün kendi şirketimi kurmak istedim. Ailem insanın kurulu
mutlu olabilirsiniz?’ diyorum. Kişi yeteneklerini kullanabileceği
düzenini bırakıp kendi işini kurmasının büyük risk olduğunu belirtti.
alanlarda çalışıyorsa, mutlu ve başarılı olabiliyor. Diyelim ki gir-
Hiç kimse beni gerçek anlamda desteklemedi. Kendi yolumu iz-
diğim iş süper! Ama yeteneklerimi kullanamıyorsam işe mutsuz
lerken, hatta Türkiye’ye gelme kararı aldığımda ancak emekli ol-
giderim. İşim iyi, parası iyi ama severek yapmıyorsam, sıkıntı o
duğumda gideceğimi, boşuna hayal kurduğumu söylediler ama
zaman başlar. Yeteneklerini kullanamayanlar ya hobi arayışı-
inandığım yolda ilerledim. Tabii ki büyük riskler aldım, bedeller
na giriyor ya da ne istediğini bilmiyor. Ters giden bir şeyler var
ödedim. Şirketimi beş yıl önce Hollanda’da kurdum. Sonra da
çünkü. Mesela Nafi Güral’ı analiz etmek istiyorum. Biliyorum ki
başka isim altında, Türkçe isimle Türkiye’ye taşıdım; Demir Danış-
işini çok seviyor, iyi yapıyor, çok başarılı. Bunun sebebi muh-
manlık olarak... Web sitem ise, yetenekavcisi.com.tr. O
59
RUHSAL
TERAPİ
Ruhsal şifayı
bulma yolları
Şehir hayatı, stres, depresyon, kaygı bozuklukları, huzursuzluk, güvensizlik ve daha
bir sürü sıkıntılı ruh hali, modern insanın azap girdabı. Birçok kişi içsel huzurunu
ve ruhsal şifasını yeniden bulabilmek için spiritüel danışmanların ve kişisel gelişim
uzmanlarının kapısında buluyor kendisini artık. Sizin için İstanbul’daki çeşitli
alternatif ruhsal şifa yaklaşımlarını araştırdık. Ne tür psikolojik rahatsızlık ve hayat
kaygısı için hangi spiritüel yöntemlerin kullanıldığını yazdık. Yapım Ürün Dirier
60
RENK TERAPİ
Renk Terapi uzun yıllardır
Metin Yahya Üster
tarafından Renk Center
Psikolojik Danışmanlık
Merkezi’nde uygulanıyor.
Hangi renginiz eksik?
enk terapi, saatte 300 kilometre hızla ilerleyen ışığın canlılar
üzerindeki hayati etkisinden yola çıkılarak geliştirilmiş bir yöntem. İnsanın belli
bazı renkli ışıklardan mahrum kalmasının, onun sağlıksız, huzursuz, sevgisiz,
anlamsız ve sonuçsuz bir hayatın içine
sokacağı düşünülüyor. Renkli ışıkların sinir sistemimizin üzerinde etkili olduğunu
varsayan ve dünyanın çeşitli yerlerinde
yapılmış deneylerle bunu ispatlamayı ba-
R
şaran renk terapi, pek çok hastalığın yanı
sıra, kendine güven eksikliği, içe kapanıklık, cinsel sorunlar ve fobiler gibi psikolojik kaynaklı rahatsızlıklara da şifa veriyor.
Metabolizmada sağlıklı bir denge sağlamak için renk enerjilerinden faydalanma
işlemi olan renk terapide amaç, kişinin ihtiyaç duyduğu rengin enerjisinin aura tarafından emilmesini sağlamak. Bu terapi
projeksiyon, renkli ışık yükleme gözlükleri
ve renkli slaytlarla olabileceği gibi, renkli
mumlarla da yapılabiliyor. Mum yakarak
evde kolaylıkla gerçekleştirilebilecek renk
terapide, siyah, güç ve koruma; kırmızı,
sağlık ve ihtiras; pembe, sevgi ve başarı;
turuncu, neşe ve yapıcılık; yeşil, büyüme
hareket mavi, ruhsal olaylar; gri, açıklık ve
şefkat; mor, başarı ve yükselmeyi temsil
ediyor. Sarı ise meditasyon mumu olarak
kullanılıyor.
Bahariye Cad. Sakızgülü Sok. 33-4 Kadıköy,
Tel: (0216) 338 59 13
REFLEKSOLOJİ
Ünlülerin tercihi
adim zamanlardan bu yana kullanılan refleksoloji, yani el ve ayaklardaki belirli noktalara bası uygulayarak şifa
verme yöntemi, depresyon, iç huzursuzluğu ve stres gibi psikolojik kaynaklı hastalıklarda da etkili bir yöntem. Birçok ünlü çeşitli
rahatsızlıklarının yanı sıra, sırf rahatlamak ve
huzur bulmak için de refleksoloji yaptırıyor.
K
Ebru Cündübeyoğlu, Hakan Yılmaz, Şafak
Sezer, Metin Yıldız, Oya Başar, Evrim Akın,
Ferdi Tayfur, Saba Tümer, Metin Şentürk,
Birol Güven ve Tahsin Taşkın, refleksoloji
seven ünlülerden sadece birkaçı.
Psiko Akademi, Releksoloji Uzmanı Esat
Başaran, Osmaniye Mah. İnciryolu Sok. 33
Bakırköy , Tel: (0212) 570 51 07
61
RUHSAL
TERAPİ
BEYİN FREKANS TEKNOLOJİSİ
Beyin frekanslarıyla mutluluk
es frekanslarıyla beyin dalgalarını yö-
nım alanının gün geçtikçe yaygınlaştığı beyin
netmek ve bilinç kontrolü sağlamak
frekans teknolojisi, düşünceyle yaratılan tüm
artık sadece orduların ve istihbarat teşkilatları-
psikolojik ve fiziksel problemlerin çözümün-
nın ilgi alanı değil. Başarısını ve çekiciliğini art-
de kullanılıyor. Kişinin sosyal ortamlarda ya
tırmak, iş ve okul hayatında ilerleme kaydet-
da ilişkilerinde yaşadığı problemlerde; doğ-
mek hatta sevgili bulmak isteyenler bile alfa,
ru iletişim kuramama yada sürdürememe,
beta ve teta dalga boylarındaki ses frekans-
özgüven eksikliği, sosyalleşememe, kendini
larını dinliyor. Mutlu, mutsuz, hiperaktif, bitkin,
ifade edememe, depresyona yatkınlık, eğitim
asosyal, canlı, dikkatli, dağınık, çekici, enerjik
ve iş hayatında başarısızlıklarda, motivasyon
ya da itici… Nasıl olduğumuzu ve kendimizi
eksikliği, dikkat dağınıklığı, kronik yorgun-
dış dünyaya nasıl yansıttığımızı belirleyen, be-
luk, stresle başa çıkamama, konsantrasyon
yin dalgalarımız. Uyanık ve tetikte olduğumuz
eksikliği, hiperaktivite, migren ve baş ağrısı
dalga boyu beta; yaratıcı ve hayalci olduğu-
şikayetlerinde; kilo, sigara ya da uykusuzluk
muz frekans, alfa örneğin. Uyumak üzere
gibi tanımlanmış birçok problemde frekanslar
S
olduğumuzda da beynimiz teta frekansında.
kullanılıyor.
Dünyada olduğu kadar Türkiye’de de kulla-
Tel: (0212) 263 34 84
Banu Gökçül
BACH ÇİÇEK TERAPİSİ
Hangi çiçeği seversiniz?
konuşma yapılarak başlıyor. Terapide
kullanılacak olan çiçekler ise, kişiye çiçek resimlerinden kendisine en yakın
bulduğunu seçmesi istenerek tespit
ediliyor. Ardından, her gün birer damla
olarak içeceğine karıştırılıyor. Kaşıkotu
zihinsel sıkıntılara, toz ağacı bilinmeyen
korkulara, funda bencilliğe, katırtırnağı
umutsuzluğa, orman asması ilgi dağınıklığına, kestane tomurcuğu hatalardan ders çıkaramamaya, yaban elması
kendine kin duymaya, çoban püskülü
kıskançlığa, dere menekşesi gurura,
söğüt ağacı içerlemeye, ak kestane
ach çiçek terapisi, hastalıkları-
ve ağaçlar bu duygusal problemlerin
istenmeyen düşüncelere, hardal otu
mızın fiziksel değil, zihinsel ve
tedavisine destek oluyor. Bitkilerin po-
kasvete, zeytin ağacı enerjisizliğe, ka-
duygusal kaynaklı olduğu tezine daya-
zitif gücünün bize pozitif bakış açısı ka-
yın pazartesi sendromuna, çam ise
nıyor. Korku, umutsuzluk, aşırı üzüntü,
zandırdığına inanılıyor. Terapi, danışan
suçluluk duygusuna karşı kullanılıyor.
şok, kaygı ve irrasyonellik gibi duygusal
kişiyle bir öngörüşme yapılarak, kişinin
Fulya Cad. Özpolat Sitesi, 18 Kamelya
problemlerimiz birçok hastalığa davet
yaşam tarzı, fiziksel ve duygusal sıkın-
C Blok, Daire: 1 Şişli
niteliği taşıyor. Yabani bitkiler, çiçekler
tıları, alışkanlıkları gibi birçok konuda
Tel: (0212) 212 10 35/ (0532) 690 84 85
B
62
İSİM ANALİZİ
Ya sorunlarınızın esas nedeni adınızsa?
D G
anssızlığınızın, şansınızın, iş ha-
uygun ek isimler buluyor. Cebe’nin anlattı-
Üstün Dökmen hocaya dedelerinden bi-
Ş
yatınızdaki dalgalanmaların, yük-
ğına göre, harflerin titreşimi evrende belirli
rinin adını vermişler ve ağır gelmiş isim,
selişinizin, batışınızın, kötü giden evliliği-
anlamları açığa çıkararak, ismin sahibine
çocukluğunu hep hasta geçirmiş. Sonra
nizin, müthiş aşk hayatınızın, depresif ruh
şanslı ya da şanssız özellikler katıyor.
bir komşularının ikazı üzerine ismin ağır
halinizin ya da sağlık sorunlarınızın sebe-
Cebe, “Mesela Ahmetlerin yüzde 97’si
geldiğini anlayıp adını değiştirmiş,” diye
binin adınız olabileceğini hiç düşünmüş
algılaması yüksek, hayattan sert dersler
özetliyor durumu. Şimdiye kadar yaklaşık
müydünüz? Düşünmeye başlasanız, iyi
alan ve aldığı bu sert dersin gücüyle ayak-
beş bin kişiye isim ya da ek isim çalışması
edersiniz. Çünkü bir görüşe göre seslerin
ta kalmaya çalışan; dolu dolu yaşayan ve
yaptığını belirten Cebe, “Bu yaştan sonra
frekansının, dolayısıyla isimlerin, maddi ve
duygularını açıklamakta ketum olan in-
etrafımdaki insanlara yeni adımı nasıl ka-
manevi dünyanız üzerinde ciddi etkileri
sanlardır. Yaseminlerin yüzde 99’u eş ko-
bul ettireyim?” diye soranlara da bir çö-
olabiliyor... İsimlerin bu etkilerini inceleyen
nusunda sıkıntılıdır, boşanmaya meyillidir.
züm bulmuş: “Önemli olan günde 15-20
çalışma alanına ‘akrofonoloj’i deniyor. Bir
Çünkü Y harfi geçmiş sıkıntıları hiç unut-
kere o adın frekansını almaktır. Biz kişiye
akrofonoloji uzmanı olan Kemal Haluk
turmaz. Negatif bir harftir. H harfi de ne-
iyi gelecek ismi belirledikten sonra onun
Cebe, adını değiştirdikten sonra insanların
gatif bir harftir. Mesela benim adım Haluk
frekansının notalarını çıkarıyoruz ve bir
hayatının bile değiştiğini iddia ediyor. Ke-
da öyle. Yumuşak hiçbir şeyden anlamaz,
melodi haline getiriyoruz. Kişi bunu ister
mal Haluk Cebe, 1976 yılından bu yana
hayatta mutlaka sert dersler alır. Kendime
cep telefonu sesi yapar, isterse gün için-
yaklaşık 87 bin Türk ismini araştırmış ve
Kemal adını ekledikten sonra daha mutlu
de aklına geldikçe dinler. Böylece o adın
isimlerin sahiplerine kattığı özellikleri anlat-
bir insan oldum ben. Deniz veya Derya
frekansını aktive etmiş olur. Benim iki kı-
tığı ‘İsimlerin Sırrı’ diye de bir kitap yazmış.
gibi unisex isimler de sıkıntı yaratabiliyor.
zım var: Biri Tuğba, diğeri Tuğçe; onlara
Yeni doğacak bebeklere ve kurulacak şir-
Muhammed, Ali ve Mustafa gibi ağır isim
da Sanima ve Almira isimlerini ekledim.
ketlere şans verecek isim çalışmaları yap-
gruplarında da kişi bu adın ağırlığını taşıya-
Bu isimleri cep telefonu melodisi olarak
tığı gibi, hayatları boyunca kariyer, aile ve
madığı zaman maddi, manevi çok sorun
telefonları çaldıkça dinliyorlar,” diyor.
aşk problemleri yaşamış olan insanlara da
yaşayabiliyor. Örneğin psikoloji profesörü
www.kemalhalukcebe.com
N
H
E
AK T
S
S
İÇ SESİ DİNLEME ÖĞRETİSİ
Ş
uayıp Dağıstanlı, Kızıl Ordu’da askerlik görevini yaparken geçirdiği bir
kaza sonucu boyundan aşağısı felç kalmış bir Dağıstanlı. Onun için
“Bir daha yürüyemez,” denmiş ama o zihin gücüyle eskisinden de sağlıklı hale
gelmiş. Sonrasında Dağıstanlı alternatif tıp doktoru olmuş binlerce kişiye biyoenerjiyle şifa vermeye başlamış. SSCB’nin dağılmasıyla yolu Türkiye’ye düşen
Dağıstanlı, şu an Suadiye’deki merkezinde 30’a yakın alternatif tıp tekniği uyguluyor. Biyoenerji, aromaterapi, fitoterapi, akupunktur, manyetik akupunktur,
Kirlian teknolojisi ile aura fotoğrafı çekimi, ayurveda, çarka çalışmaları, şiatsu,
manuel terapi ve psikolojik denge idmanı gibi yöntemler uygulayan Dağıstanlı, zihin gücüyle felçten kurtulmuş biri olarak, danışanlara zihin gücüne hakim
olma ve kendi iç sesini dinleme yöntemlerini öğretiyor. Ruhsal iyileşmenin kendi
iç sesini dinlemekle başlayacağını iddia ediyor.
Shua Human Academy, Pembegül Sok. Yalçın Palas Apt. 13 Daire:1, Suadiye
Tel: (0216) 368 38 38
63
SAĞLIK
SEZİN ÖNER
Sağlıklı yaşlılık
için sağlıklı gençlik
İnsan ömrü her geçen yıl biraz
daha uzuyor. Peki ya uzayan
yaşlılık sürecinde bizi neler
bekliyor? Sağlıklı bir yaşlılık
süreci için neler yapmamız
gerektiğini ve çağın hastalığı
olarak kabul edilen Alzheimer
ve Parkinson’u Koç Üniversitesi
Bilişsel Psikoloji Bölümü,
Arştırma Görevlisi Sezin
Öner’le konuştuk.
Yazı: Fatma Özel
ıp sektöründeki gelişmelerle birlikte, son yılların en çok
Yaşla birlikte süregelen hastalıklar, insanları fiziksel ve
konuşulan konularından biri, insan ömrünün uzaması.
psikolojik olarak çok fazla yıpratıyor. Günümüzde, Alzheimer
Bu durum elbette çok heyecan verici! Ancak yaşlılık süresinin
ve Parkinson hastalıkları yaşlıların en korktuğu hastalık gru-
de uzadığını göz önüne aldığımızda, düşündürücü bir durum.
bunda ikinci sırada yer alıyor. Nörodejeneratif hastalıklar ana
Bu anlamda, ilerleyen yaşla beraber yaşam kalitesini etkileyebi-
kategorisinde toplayabileceğimiz bu hastalıkların ortak özel-
lecek fiziksel ya da psikolojik koşulların iyileştirilmesi çok önem-
liği, beyin yapılarında ilerleyen bir bozulma sonucu kişilerin
li. Koç Üniversitesi Bilişsel Psikoloji Bölümü Araştırma Görevlisi
fiziksel ve zihinsel işlevselliklerinin ciddi olarak azalmasıdır.
ve Uzman Klinik Psikolog Sezin Öner için sağlıklı bir yaşlılığın
Burada önemli olan başka bir konu da, aslında kişinin ken-
temel kuralı, sağlıklı bir gençlik.
disinin de bu sürece tanık olması. Örneğin, hafızanın giderek
T
İlerleyen yaşlarda psikolojik sağlığı etkileyen en yaygın unsurlar nelerdir?
64
kötüleştiğini ya da hareketlerini dilediği gibi kontrol edemediğini fark etmesi gibi. Bu da bireylerin kendilerini umutsuz ve
yetersiz hissetmelerine neden oluyor.
Bu süreç hastaya bakım verenler için çok sıkıntılı; hem duy-
Alzheimer ve Parkinson hastalıklarından kısaca bahseder misiniz?
gusal hem pratik anlamda… Bazı üniversite hastaneleri ya da
özel kuruluşlarda bu tür hastaların yakınları için grup terapileri
Alzheimer, genellikle unutkanlık ile başlayan ve giderek zihin-
yapılıyor. Ayrıca, Alzheimer Vakfı hasta yakınlarını hem bilgilen-
sel işlevlerdeki gerileme ile ilerleyen bir demans türüdür. Zihinsel
dirmek, hem de destek olmak amacıyla çok aktif çalışıyor. Vak-
işlevler derken, kişinin eskiden rahatlıkla yapabildiği hesapla-
fa başvurmak da bu anlamda bir yol gösterebilir.
rı yapamaması, yakın zamandaki olayları unutması, yargılama
Alzheimer tipi demans ya da Parkinson hastalığı gibi
ve yorumlama becerisinin yavaşlaması, karar vermede güçlük
nörolojik hastalıkların ortaya çıkmasında genetik faktör-
çekmesi gibi günlük hayatı çok etkileyebilecek bozulmalar söz
lerin etkisi nedir?
konusudur. Parkinson ise daha gizli ve yavaş ilerleyen ve temel
Bu uzun yıllardır araştırılan bir konu aslında. Alzheimer ya da
olarak hareket işlevlerindeki bozulmaya yol açan bir hastalıktır.
Parkinson hastalıklarının nedeni henüz tam olarak bilinmiyor.
En temel belirtisi titremedir ama bu daha çok hareket işlevleri
Parkinson hastalığı için dopamin nörotransmitter fonksiyonla-
üzerindeki kontrolün azalması sonucunda kişi ya istediği
hareketleri gerçekleştiremez ya da istemsiz hare-
rını kodlayan genlerdeki farklılıklardan bahsediliyor.
Alzheimer tipi ya da diğer demanslarda
ketlerde bulunur. Yalnız şunu da belirtmek
apoliprotein
gerekli ki, her unutkanlık bir demans ya
da her titreme bir Parkinson değildir.
Uzman bir nöroloğun detaylı incelemesi ve nöropsikolojik test
değerlendirmeleri tanı koymak
için esastır.
Tanı konduktan sonra
medikal tedaviye ek olarak psikolojik bir yardım
sağlanması gerekli midir?
Demans ve benzeri süregelen hastalıklar, çökkünlük
hissine eşlik eden depresyon
riskini artırır. Kimi hastalar daha
sentezinden
sorumlu
ApoE4 geni başta olmak üzere,
birtakım genler risk faktörü
Demansı önlemede
öğrenmenin etkisi büyük. Her
yaşta kişiler kendi zevkleri
ölçüsünde öğrenecek yeni bir
şeyler bulabilir. Yeni bir dil,
yeni bir beceri fark etmez,
bilgi edinimi, farklı müzikler
dinlenmesi, yeni yerler
görülmesi hepsi birer uyarıcı.
çok içe kapanırken, kimileri de
olarak bulunmuş ise de bu
hastalıkların genetik altyapısı net açıklanamıyor.
Bu nedenle daha çok
hastalığı önleme ya da
başlangıcını geciktirme
amacıyla yaşam koşullarını şekillendirmenin önemi vurgulanıyor.
Yani gençliğinizi nasıl geçirdiğiniz önemli ve belirleyici faktörlerden biridir.
Nasıl bir yaşam hasta-
daha öfkeli ve tahammülsüz olabilir.
lıklara yatkınlığı azaltabilir?
Bu durumda hastayla işbirliği kurularak
Bilişsel (zihinsel) işlevlerin çok
kendini ifade etmesi, ihtiyaçlarını, endişelerini ifade etmesi; konularında desteklenmesi gerekir.
vefalı olduğunu düşünüyorum. Hangi
alanı, hangi fonksiyonu geliştirirseniz, o daha
Hastanın içine kapanması ya da daha pasif bir yaşam sür-
zor bozuluyor ve daha dayanıklı oluyor. Bu anlamda demansı
mesini önlenmek için becerileri ölçüsünde birtakım yükümlü-
önlemede öğrenmenin etkisi büyük. Her yaşta kişiler kendi
lükler verilebilir. Örneğin, sabah gazetenin alınması, kitapların
zevkleri ölçüsünde öğrenecek yeni bir şeyler bulabilir sanı-
düzenlenmesi gibi. Düzenli yürüyüşlerin yapılmasının depresif
rım. Belki çok iyi yapıyor olsanız da, aynı şeyleri yaptığınız
duygu durumunun etkisini azalttığı gibi; dikkat, yakın süreli
durumlar beyni köreltmeye daha yatkın. Yeni bir dil, yeni bir
hafıza gibi bilişsel fonksiyonlarda iyileşmeye de yol açar.
beceri fark etmez; bilgi edinimi, farklı müzikler dinlemek, yeni
Depresyonun fark edilmesi dediniz, depresyon belirtileri ilerleyen yaşlarda nasıl fark edilebilir?
yerler görmek... Hepsi birer uyarıcı. Sadece yürümek, yürürken olan bitene dikkat etmek, farklı yerler keşfetmek ve farklı
Görünür biçimde artan dikkat dağınıklığı, hafıza problemle-
insanlarla konuşmak bile inanılmaz güçlü uyarıcılardır. Hem
rinin artması, sözel ifadenin yavanlaşması ve sosyal izolasyon
de bunları yapmak çok kolay. Her yeni öğrenme sayesinde
yaşlılarda görülen en temel ve yaygın depresyon belirtileri.
sinir hücreleri arasında yeni bağlantılar kuruluyor ve var olan
Bu tür hastalara bakanlar için neler önerirsiniz?
bağların yapısı değişiyor. O
65
GURME
SALATA
İç açıcı harmanlar
Yemeklerin en zarif eşlikçileri olarak kabul ettiğimiz salatalar,
giderek mutfakta yaratıcılığın sınırlarını zorlayan karışımlara
dönüşüyor. NG Güral Sapanca Wellness&Convention tarafından
hazırlanan salatalar ise bu iddiamızın doğruluğunu ispatlıyor .
Yapım Şebnem Yıldız, Fotoğraflar Füsun Gümeli
Mozzarella peynirli
yeşil salata
• 1 adet suda mozzarella,
ince dilimlenmiş
• 1/4 demet roka
• 1/8 aysberk
• 1/4 paket
maskolin yeşillikler
• 25 gr çeri domates
• 30 gr salatalık
• 10 balsamik krema
• 15 gr sızma zeytinyağı
• 10 gr kurutulmuş domates
Hazırlanışı Yeşillikleri ve
maskolini temizleyip iri
parçalara bölün, salatalık ve
çeri domatesleri dilimleyin.
Mozarella peynirini, yeşillikleri
ve tekrar peyniri kat kat dizin;
zeytinyağı ve balsamik kreması
ile soslayarak servis eidn.
TP85YT42015114, 12 kişilik yemek takımı, (85 parça) 499 TL.
66
Tahıl salatası
• 30 gr yeşil mercimek, haşlanmış
• 20 gr buğday, haşlanmış
• 20 gr nohut, haşlanmış
• 20 gr kuru fasulye, haşlanmış
• 40 gr havuç
• 30 gr salatalık
• 30 gr domates
• 1/4 paket Akdeniz yeşillikleri
• 20 gr nar ekşisi sosu
• 15 gr sızma zeytinyağı
Hazırlanışı Domates, salatalık
ve havucu ince dilimler halinde
kesin; yeşillikleri yıkayın ve
temizleyin, tahıllar ile birlikte
karıştırın. Nar ekşisi ve zeytinyağı
ile soslayın ve servis edin.
CIR97YT9036389, 12 kişilik yemek takımı, (97 parça) 1.539 TL.
67
GURME
SALATA
CIR97YT9036611 12 kişilik yemek takımı, (97 parça) 1.539 TL.
Somon fümeli Akdeniz yeşillikleri salatası
• 40 gr somon füme
• 30 gr çeri domates
• 20 gr kapari
• 15 gr kırmızı soğan
• 10 gr maydanoz
• 10 gr dereotu
• 1/4 paket Akdeniz yeşillikleri
• 1 adet limon
• 15 gr sızma zeytinyağı
• 30 gr salatalık
Hazırlanışı Akdeniz yeşilliklerini yıkayıp
temizleyin, iri parçalara bölün. Kırmız soğanı
ince dilimler haline getirip çeri domatesleri ikiye
bölün. Salatanın üstüne somon fümeleri dizin,
limon ve zeytinyağı ile soslayarak servis edin.
CIR97YT9037031, 12 kişilik
yemek takımı, (97 parça) 1.539 TL.
Kurutulmuş meyveli Akdeniz
salatası
• 1/4 demet roka
• 1/4 demet tere
• 1/5 maskolin yeşillikler
• 25 gr kurtulmuş muz
• 20 gr kurutulmuş kivi
• 15 gr kurutulmuş çilek
• 20 kurutulmuş portakal
• 15 gr balsamik krema
• 15 gr sızma zeytinyağı
Hazırlanışı Yeşillikleri ve
maskolini temizleyip yıkayın,
iri parçalara bölün. Sızma
zeytinyağı ve balsamik kreması
ile sos gezdirip kurtulmuş
meyveleri salatanın üstünde
servis edin.
68
Karpuz kaparili yeşil salata
• 1/4 Akdeniz yeşillikleri
• 20 gr kapuz kapari
• 30 gr havuç
• 40 gr çeri domates
• 30 gr salatalık
• 1 adet limon
• 20 ml sızma zeytinyağı
Hazırlanışı Tüm yeşillikleri
temizleyip yıkayın, iri yapraklar
halinde kır çeri domateslerini
ikiye bölün. Sızma zeytinyağı
ve limon suyunu sıkarak
karıştırın ve servis edin.
CIR97YT9036389, 12 kişilik yemek takımı, (97 parça) 1.539 TL.
69
BESLENME
ALİ DERELİ
Diyet=Salata mı acaba?
Bir otomobil firmasının reklamından hatırlarsınız, her
düşüncenin üzerine sormaktadır çizgi karakter araba
almayı düşünen adama: “Mı acaba?” diye...
[email protected]
azen doğru bildiğimizi sandığımız şeylerin üzerine bile
ğı az yağlı yoğurt, bir tatlı kaşığı zeytinyağı, limon, sirke ve diler-
sormakta fayda vardır aslında; emin olmak, belki de
seniz bir diş sarımsağı karıştırarak salatanın sosunu hazırlayın.
B
tekrar gözden geçirmek için.
Nisan-mayıs-haziranda, yani geleneksel diyet aylarının içindeyiz. Artık yaza hazırlık için, doğru-yanlış bir şekilde herkes kilo
vermek üzere çabalıyor. Hepsinin yaptığı diyetlerin tek bir ortak
yönü var; o da ‘salata’. Ne diyeti yaparsanız yapın, bir köşesinde mutlaka salata ile karşılaşırsınız. Peki, öyle midir acaba?
İçerdikleri düşük kalori ile salatalar mide hacminizde büyük
yer kaplayacağından, biraz daha az beslenmenize sebep olur.
Bu ise, az beslenmenize ve az kalori almak suretiyle normal
olarak kilo kaybetmenize sebep olacaktır. Fakat yeterli miktarda enerji almamak, bağışıklık sisteminiz başta olmak üzere,
vücudunuzu kötü etkileyecektir. Bu sebeple salata tüketmek iyi
fikir, fakat içeriğini doğru ayarladığınız sürece.
Aslında en güzeli, normal öğünlerinizin bir parçası olarak
salata tüketmeniz. Sabah kahvaltıda yediğiniz salata, bağırsak
hareketleriniz için; öğlen öğününde tükettiğiniz salata, besin
öğelerinin kullanımı için; akşam öğününde yediğiniz salata da,
mide hacminizi doldurmak (diğer yemeklerden daha az yemek) için olmalıdır. Böylesi vücudunuz için daha faydalıdır.
Tek başına salata yiyecekseniz, bu konuda kararlıysanız ve kimse sizi durduramayacaksa, o zaman düzgün
bir salata tüketin de geri dönüşü zor hasarlar açmayın
vücudunuza…
En sağlıklı salata; ne kadar karışık olursa, o
kadar besleyici olacaktır. 8-10 yaprak roka, 8-10
yaprak tere, yarım bağ maydanoz, 10-12 yaprak
marul, yarım domates, yarım soğan, bir adet avokado, iki yemek kaşığı kahvaltılık gevrek… Büyük
bir salata tabağının içine, mümkün olduğunca büyük
parçalar halinde doğrayın. Ayrı bir kapta; yarım su barda70
Hem besleyici, hem kilo vermenize yardımcı olacak bu salatayı
denemenizi tavsiye ederim.
Yazının başlarında da söylediğim gibi, sadece salata ile zayıflama diyeti yapmamalısınız. O
Düzenli Diyetle, Sağlıklı Bir Yaşam Dilerim.
BALKON
DÜZENLEME
Balkonlar çiçekleniyor
Baharın keyfi balkonda çıkar; özellikle de balkonunuz mevsimlik çiçeklerle
rengarenk bir görünüme sahipse… Cem Botanik’in yöneticisi Ayşe Şirin, Beykoz’da
yer alan müstakil bir evin balkonunu bahar bitkileriyle düzenlerken, yeni sezonda
açık alanlarda yapacağınız hazırlıklar ile ilgili ipuçları da verdi. Yapım: Ayşe Şirin
Beykoz’da geniş bir
bahçesi bulunan evin
ikinci kat balkonu tüm
cepheyi çepeçevre
sarıyor. Manzarayı
kapamamak adına,
çiçek düzenmeleri daha
çok oturma gruplarının
etrafında zemine
yerleştirilen porselen
saksılarla gerçekleştirildi.
Yasemin (jasminum polyantuhum).
72
alkonlar, sadece estetik birer mimari unsur değil,
B
ülke ve kültürlerin gelişmişliğini de gözler önüne
seren ayrıntılardır. Mesela İtalyanlar, heyecanlı
ve romantik kişiliklerini balkonlarında yetiştirdikleri rengarenk
çiçeklerle ortaya koyarlarlar. Fransızlar romantik balkonlarında mutlaka bolca yeşillik kullanırlar. Yunanistan’da balkonlar
neredeyse birer bahçedir… Ağırlıkla zeytin ağaçlarının yer
verildiği balkonlarda, hurmadan tutun da çam ağaçlarına
kadar pek çok farklı ağaç görebilirsiniz. Tarihi binaların pencerelerinden sarkan sardunya ve petunyalar geçmişin izleri ile birlikte doğanın ortak güzelliğini yansıtır. Bizim için de
balkonlar gerçek bir sosyalleşme alanıdır. Havalar ısındıkça
komşumuzu, arkadaşımızı balkonumuzda ağırlar, yazın neredeyse balkondan içeri girmeyiz. Aslında ‘güzel havanın
keyfi balkonda çıkar’ diyebiliriz.
Çiçeklendirme yaparken
Balkonları küçük cennetlere dönüştürmek aslında çok
kolay! Balkonun güneş durumuna göre seçeceğiniz bitkiler
ne kadar sarkıcı olursa, hem dışarıdan görünümleri etkileyici
olur, hem de alandan kazanırsınız. Öğleden sonra güneş gören alanlarda sardunya, gaura, oenethera, osteospermum;
Sağda Bir sukkulent türü olan ‘senecio mount everest’.
Solda Kumkuat ‘citrus fortunella’.
Şimdi tam zamanı…
1 Kış döneminde soğuktan korumak için daha korunaklı
alanlara aldığınız saksıları yerlerine yerleştirebilirsiniz.
2 Bu mevsim kıştan çıkan tüm bitkilerin uyanma dönemi
olduğundan, hepsinin gübrelenmeye ihtiyacı vardır.
3 Hızlı büyüyen sarmaşıklarla birçok boş noktayı kolayca
renklendirebilirsiniz. Amerikan sarmaşığı, amphelopsis, kokulu
sarmaşıklar, mandavillea, yaseminler, vb. size yardımcı olabilir.
4 Bulunduğumuz mevsime ait, çiçek açmış rengarenk fidelerden
alarak, oturma alanlarının etrafına ve kapı girişlerine dikebilirsiniz.
5 İlkbaharda, çiçeklenen bitkilerin dışındaki bitki türlerinde budamalar
bitirilmelidir. Ayrıca yeşil aksamlı çit bitkilerinde form budamaları
yapılabilir. Özellikle sarmaşıklarda kurumuş dallar temizlenmelidir.
Soldaki hercai menekşe ‘viola tricolor’, sağdaki (sarkan) orman
sarmaşığı ‘hedera helix’. Mavi saksılardaki bitkiler; solundaki yasemin
‘jasminum polyantuhum’. Sağındaki klematis ‘clematis montana’.
73
BALKON
DÜZENLEME
sabah güneşi gören yerlerde küpe çiçeği, camgüzeli ve
sarkıcı petunyalar muhteşem renkleri ile balkon kenarlarını dolduracaktır. Yeriniz dar ise, balkonda duvar saksılarınıza yine sarkıcı çiçekli veya sarmaşık türü bitkiler dikebilirsiniz. Balkonunuza çiçek seçerken, ortamın ne kadar
güneş aldığına da dikkat etmelisiniz. Gün boyu güneş
alan balkonlarda, sıcak seven bitkileri tercih etmelisiniz.
Sıcağa dayanıklı çiçekli bitkiler, sardunya, petunya, kadife çiçeği ve ateş çiçeğidir. Sulamayı mutlaka sabah erken saatlerde ya da akşam serinlik çıktıktan sonra yapmalısınız. Küçük balkonlarda yerden ayaklı çiçeklikler ve
duvara monte saksılar kullanılabilir. Açık renk minderlerle
süslü bir koltuk, fenerler, şemsiyeler ve mumlar dekorasyonun birer parçası olabilir. Rüzgar gülleri ve doğal
malzemelerle hazırlanan rüzgar çanları, balkonunuzun
yaşam enerjisine çok şey katacaktır. O
Bakım koşulları
Mevsimlik çiçeklerin bakım koşulları hemen hemen
aynıdır. Öncelikli olarak dikim toprakları geçirgen ve
yüksek olmalıdır. Dikim öncesinde 3/15 gibi bir taban
gübresi kullanılabilir. Mesela, metrekareye 10 gr
kadar… Dikim sonrasında bitkinin can suyu verilmelidir.
Bu dönem salyangozların ortaya çıktığı bir zaman
dilimi olduğu için, özellikle camgüzellerinde salyangosit
ilaçlaması yapılmalıdır. Sardunyalar bol ışık seven
güneş bitkileri olup, sıcaktan, sudan ve gübrelemeden
hoşlanırlar. Begonya ve türlerini daha çok ışıklı
ortamlara, ancak direk güneş ışığı almayan yerlere
dikmeliyiz. Margaretler de direk güneş ışığı sevmez ve
topraklarında aşırı sudan hoşlanmazlar. Buz çiçekleri
‘mesembryhanthemumlar’ ve aptenialar bu dönem
çiçek açan dayanıklı succulent bitkiler olup, yayılıcı
ve kapatıcı özelliğe sahiptir. Rosa mini güller, balkon
camınızın önünde farklı bir görüntü ortaya çıkaracaktır.
Çalılarda ise açelya, kamelya, ormangülü, forsithia,
chanomeles, syringa aynı aileden olup, erken ilkbaharda
çiçek açarlar. Ortamın nispi nemi yüksek olmalı ve
susuz bırakılmamalıdır. Ayda en az bir, en fazla iki defa
nutrilaeaf ve solu gro içerikli gübreler kullanılmalıdır.
74
Öğleden
sonragören
yakıcı
güneş
alanlarda
sardunya,
gaura,
oenethera,
osteospermum;
sabah
güneşi
gören
yerlerde
küpe
çiçeği,petunyalar
camgüzeli
vemuhteşem
sarkıcı
renkleri ile
balkon
kenarlarını
dolduracaktır.
Balkonda kendi sebze bahçenizi yaratırken...
• Saksılara tohum ekerek
balkonunuzda sebze yetiştirebilirsiniz.
• Her ne kadar sebzeleri fide olarak
ekmek daha mantıklı ve hesaplı bir
çözüm olsa da, balkon bahçeciliğine
yeni başlayanlar için tohumdan fide
çıkarmak zor olabilir. Ama saksı
sebzelerini iki günde bir sulamak
yeterli olacaktır.
• Balkonda en rahat biber türleri,
salatalık ve patlıcan yetişir. Cherry
domates de kolaylıkla yetiştirilebilen
bitkiler arasındadır.
• Balkon alanınız küçükse, minyatür
sebzeleri tercih edebilirsiniz.
• Derin ahşap kasaların içinde de
sebze yetişebilir. Soğan, sarımsak,
marul, tere, roka gibi sebzeler bu
metot için ideal...
75
ANNELER GÜNÜ
MESAJI
Sezen Cumhur Önal’dan
tüm annelere
Dünya Anneler Gününde, Büyük Annelere ve tüm Analara
Batı Pop Müziğini biz sevdirdik ülkemize Radyolarda,
Selam ve Saygılarımla,
Yabancı şarkıları, yabancılar gibi söylemek mikrofonda
“Güneş daha sıcak, Hayat daha güzel” Mayıs’da,
Hünerdi bizim kuşak yorumcularda.
Şairler yarışır bu zamanda, Baharda Cennet’i anlatmakta
Rahmetli Fecri ile çok yorulduk o yıllarda
Oysa “Cennet O’nun Ayakları Altında”
Zamanın ruhuna uygun tutkularla,
ANA gibisi var mı dünyada ?
Türkçe sözler yazdık, okuttuk yerli ve yabancı sanatçılara.
Dişi kuştur yuvada…
Dekolte yoktu ne Şarkılarımızda, ne de Yorumcularımızda,
Geceden gündüze, sabahtan akşama, çalış dur, para pul
Örülmüştü yürekten en baskın Merhamet duygularıyla
ömür boyunca,
Merhamet Peygamberinden, aldığımız ilhamla
Hepsi boşuna, taç koysalar da başına,
Bir devir gençliğinin en saf, en güzel aşklarına,
En önemlisi, hayırlı eş, evlat olmakta.
Tanıklık eden şarkılarımı seslendiren şarkıcıları,
Ana’dolumuz adınla bin yaşa, teksin Cihanda,
anıyorum şükranla
Ana’dolumuzun ruhu Konya’dan Hz. Mevlana’da
Hepsi birbirinden değerli dostlarımı, en güzel hatıralarla
“Kadın Hak Nurudur, sevgili değil, sanki Yaratıcıdır,
Gönül Akkor’u, Kamuran Akkor’u, Füsun Önal’ı, Nilüfer’i
Yaratılmış değil”
Rana Selçuk Alagöz’ü, Ömür Göksel’i, Selçuk Ural’ı,
Ana Baba Duası, malumunuz, fani hayatın ilm-i haberi
Kayahan’ı ve diğerlerini
Kutsalımızda
O naif, nazlı gönül büyüsü sevdalarda, nice sesler kaldı 45’lik
Peygamber Efendimizden bu yana, İslam’da
taş plaklarda
Bir gelenek saltanatı var her yuvada,
Allah’ın rahmetinde kimisini kaybettik yakın zamanda
Hayırlı evladın kutlanışı, Ana Duasında
Ayten Alpman’ı, Berkant’ı, Şenay’ı, Ferdi Özbeğen’i,
Büyük Osmanoğullarından kalma,
Ayla Dikmen’i, Ertan Anapa’yı ve Zeki Müren’i yadediyorum
Ulu Önder’in kurduğu genç Cumhuriyet’in andında
bitmez tükenmez bir hicranla
Büyüklere Saygı, küçüklere Sevgi vardı dudaklarımızda.
Metal yoktu henüz zamanın modasında
Takdir-i İlahi, yazılmış huzurla,
Rock vardı ve de romantizm “Are you Lonesome Tonight”,
“Ana Hakkı Tanrı Hakkıdır, ödenmez iki Cihanda”
“My Way” diyen Elvis en başta
Analım ünlü Fransız yazarı Victor Hugo’yu burada, bir satırla;
Böylesine şiddet, eziyet de yoktu Kadına
“Kadın zayıftır, ama Ana güçlüdür”
Şimdi Medeniyetler Buluşması var en derin manada,
Kadına hiddet, şiddet yakışır mı hiç insan olana
çağdaşlık yarışında
Bu ne cüret, tam bir cinnet, yazıklar olsun sebep olanlara
Son bir çağrı topluma, kulak verin Kardeşliğe,
Müzik, Ruhun Gıdasıdır, bildiğimiz kadarıyla
Uluslar Ailesinde Dostluğa
Küreselleşme ile, iletişimin görücüye çıktığı bir çağda
Bu özel günde, selam ve saygılarımla,
Eşsiz Türkülerimizin ve Makamsal Musikimizin yanında
Şarkılarımı adıyorum bütün muhterem Analara, mutlulukla… O
76
Üstte Sezen Cumhur Önal ve annesi,
Eyüp Sultan Camii’nde.
Sezen Cumhur Önal Anneler Gününe özel çok
sayıda müzik programlarına imza atmış bir isim.
77
BİZDEN
HABERLER
Gastronomi Günleri
NG Kütahya Porselen, 2013 kreasyonunu ilk defa gerçekletirilen
Gastronomi Günleri’nde görücüye çkard.lk olarak NG Güral Afyon
Wellness&Convention’da ardndan da NG Güral Sapanca’da düzenlenen
Gastronomi Günleri’nde 100’ün üzerinde yeni seri tantld.
N
G Kütahya Porselen, bayileriyle 2013 tasarımlarını ilk defa düzenlenen Gastronomi Günleri’nde tanıttı. 24-26 Şubat tarihlerinde NG
Güral Afyon Wellness&Convention’da, 6-8 Mart’ta ise NG Güral
Sapanca Wellness&Convention’da gerçekleştirilen etkinlikler boyunca 100’den
fazla yeni seri porselen tutkunlarıyla buluştu. Defne Koz tarafından tasarlanan
‘Ala’, ‘Onda’ ve ‘Plano’ serilerinin de aralarında bulunduğu tasarımlar katılımcılardan tam not aldı.
24-26 Şubat tarihlerinde düzenlenen Gastronomi Günleri ilk gün, showroom gezisiyle başladı. İkinci gün, Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral’ın açılış
Çok sayda turizm
profesyonelinin de
katld etkinlikte,
Defne Koz tarafndan
tasarlanan ‘Ala’, ‘Onda’
ve ‘Plano’ serilerinden
oluan Gurme
koleksiyonu katlmclar
tarafndan büyük
beeni toplad.
78
konuşmasıyla açıldı. Nafi Güral konuşmasında ülkenin dünyaya açılan penceresinin
turizm olduğundan bahsetti ve kullanılan porselenlerin tesislerin vitrini olduğunu belirtti. Güral konuşmasına şöyle devam etti: “İlk etapta turizm tesisleri yabancı işletmeciler
ve profesyoneller aracılığıyla işletiliyordu. 1992’ye kadar biz de böyle yaptık. Ancak
Türkiye’ye gelen bu isimler çeşitli nedenlerle gidiyordu. Biz de 1992 yılından itibaren
yerli profesyonellerle çalışmaya başladık ve onlarla yolumuza devam ediyoruz. Turistik tesislerde kullanılan porselenler o tesislerin vitrinidir. Bugün turistik tesislerde
bir öğünde ortalama yedi tabak kullanılıyor. Bu tabakların kalitesi, temizliği ve markaları kullananların aklında yer ediyor.” Turizm sektöründe yaşanan olumlu gelişmelerin dünyada yaratılmaya çalışılan algıya da pozitif katkı yapacağına değinen Güral,
“Turizmde her şey dahil sisteminden kaynaklanan bir fiyat karmaşası var. Bu sistem,
fiyatları her geçen gün daha aşağı çekiyor ve biz hep birlikte bu sistemin yanlışlığını
NG Kütahya
Porselen’in yeni
tasarmlar ilk
defa düzenlenen
Gastronomi
Günleri’nde
tantld
göreceğiz. Başkalarının tecrübelerinden yararlanmak bedava kazanımdır.
Biz tesisimizde kullandığımız ekipmanlara ne ödersek ve müşteriye ne sunarsak bunun karşılığını alıyoruz. Bu nedenle turistik tesislerde kullanılan
malzemelerin en kaliteli ürünler olmasını arzu ediyoruz. Çalışmalarımızla en
kaliteli ürünleri turizmciler için hazırladık. Turizm bir ülkenin dünyaya açılan
penceresidir. Türkiye’nin ülke imajını ne kadar güçlendirebilirsek, o kadar
ilerleriz. Ülkemizin imajını gösteren en önemli sektör turizmdir,” dedi. NG
Kütahya Porselen Genel Müdürü Rüştü Düver de NG Kütahya Porselen’in
yıllık 100 milyon parça üretimi ile, dünyanın en büyük kapasiteyle çalışan
fabrikasına sahip olduğuna değinerek, “Türkiye bugün dünyadaki en büyük porselen üreticisi olan Çin’in ardından, ikinci sırada geliyor. Dolayısıyla
sıralamada bu ülkeden sonra Türkiye ve NG Kütahya Porselen yer alıyor.
30 yıl önce Almanya ve Avrupa’da 30’un üzerinde porselen markası vardı.
Tasarım ve yenilikleri Avrupa’daki bu markalar üretir, sektörü Avrupa geliştirirdi. Bugün o bölgedeki porselen fabrikalarının sayısı çok azaldı. Porselen
sektörü emek yoğun bir alan olduğu için Avrupa’daki fabrikalar kapandı.
Artık sektördeki yenilikleri ve teknolojileri NG Kütahya Porselen üretip dünyaya yayıyor. Bu bizim için büyük bir gurur vesilesidir,” şeklinde konuştu.
Düver ayrıca Avrupa’da tasarım devrinin de kapandığını ve tüm
dünyada hem tasarımı hem de tekniği geliştirme görevinin NG Kütahya
Porselen’e düştüğünü de sözlerine ekledi. Düver, “Biz tabağı şefin tuvali
olarak gördük. Tasarımlarımızı da buna göre şekillendirdik. Yaklaşık üç yıl
bu fikir üzerinde çalışarak yeni tasarımlar ürettik. Bunlar Frankfurt’ta çok
beğenildi. Şimdi de sizlerle buluşturuyoruz,” diyerek sözlerini noktaladı.
24-26 Şubat ve 6-8 Mart tarihlerinde düzenlenen NG Kütahya Porselen Gastronomi Günleri 2013 organizasyonları Ferhat Göçer’in verdiği
keyifli konserle sona erdi. O
79
BİZDEN
HABERLER
“İş aramayın, iş kurun,
sosyal lider olun!”
Boğaziçi Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen
‘Idea Talks Liderlik Sohbetleri’ne konuk olan
Kütahya Porselen Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu
Başkanı Nafi Güral, iş yaşamındaki deneyimlerini
öğrencilerle paylaştı. Güral konuşmasında
öğrencilere “Mezun olduktan sonra iş aramayın,
kendi işinizi kurun. Ayağınızı yere sağlam basın,
gözünüz zirvelerde olsun,” tavsiyesinde bulundu.
ütahya Porselen Sanayi A.Ş.
di. Güral, özellikle internet girişimciliğinin
yaşamında da böyledir. Lideri olmayan
Yönetim Kurulu Başkanı Nafi
büyük fırsatlar taşıdığını belirterek “Artık
şirketler, siyasi partiler, hatta aileler ba-
Güral, 50 yılı aşkın süredir içinde bulun-
eskisi gibi iş kurmak için büyük sermaye-
şarılı olamazlar. Bir lider etrafına güven
duğu iş hayatında yaşadıklarını, başarı ve
lere ihtiyaç yok. İnternet gerçekten büyük
vermelidir ve asla korkulan kişi olmamalı-
birikimlerini ‘Idea Talks Liderlik Sohbet-
fırsatlar sunuyor. Sizler teknolojiye çok
dır. Otoriterlikle liderlik sağlanamaz. Lider
leri’ kapsamında, Boğaziçi Üniversitesi
yatkınsınız. Mezun olduktan sonra 1-2 yıl
inandırır, ikna eder, disiplini böyle sağlar.”
öğrencileriyle paylaştı.
K
staj yapın. Ondan sonra muhakkak kendi
“Servet, şöhret ve makam,” kavramlarını
16 yaşında iş yaşamına girdiğini ifade
işinizi kurun. İş fikrinize ortak olacak ve sizi
hazmetmenin zor olduğunu söyleyen
eden Güral, kendisinin üniversite oku-
destekleyecek çok sayıda işadamı bula-
Güral, liderin eleştirilere açık olması ge-
yamadığını, ancak bu açığını herkesten
bilirsiniz,” değerlendirmesinde bulundu.
rektiğinin de altını çizdi. Dönem dönem
“Sosyal lider olun!”
başarısız sonuçların da alınabileceğini
tığını belirtti. Başarının bir sır olmadığını
Liderlik konusunda deneyimlerini de
ifade eden Güral, hiçbir şekilde girişim-
söyleyen Güral, “Başarıyı istemeniz la-
paylaşan Güral, iyi bir liderin fedakar
cilerin morallerini bozmaması ve özellikle
zım. Hayal etmeniz lazım. Gerçekçi ha-
olması ve çevresindeki insanlara moral
kendilerine olan saygılarını kaybetmeme-
yaller kurmak lazım… Hayallerinin peşin-
vermesi gerektiğini söyledi. Güral, lider-
leri gerektiğini söyledi. Güral, “Düşünce-
den koşanlar muhakkak başarıya ulaşır.
liğin sadece iş yaşamında olmayacağına
lerinizi çevrenizdekilerle paylaşın; bazıları
Ayağınızı yere sağlam basın, gözünüz
dikkat çekti ve girişimcilerin sosyal alan-
destek verecek, bazıları ise beğenme-
zirvelerde olsun,” dedi.
da da lider olması gerektiğini belirterek,
yecektir. Ancak size ‘boş ver’ diyenler-
“İş aramayın, iş kurun!”
“Arkadaş çevresinde bile bir ya da iki ki-
den muhakkak uzaklaşın. Pek çok sıkıntı
daha fazla çalışarak ve okuyarak kapat-
Güral, öğrencilerin girişimcilik yönle-
şinin sürükleyici olduğu görülüyor. Grup
ile karşılaşacaksınız. Çözümsüz hiçbir
rini geliştirmesini isteyerek, yeni neslin iş
daha çok onların görüş ve yönlendirme-
problem yoktur. Önemli olan onun nasıl
kurmasının daha kolay olduğunu söyle-
siyle hareket eder, onlar karar verir. İş
çözüleceğini bilmektir,” dedi. O
80
‘Bir Bakadr Benim Memleketim’
sosyal sorumluluk projesi hayata geçiyor
TKAD (Türkiye kadnlar
Dernei) tarafndan Dou
ve Güneydou bata
olmak üzere, ihtiyaç
duyulan okullarda fiziksel
koullarn iyiletirilmesi ve
gereksinimlerin karlanmas
amacyla planlanan ‘Bir
Bakadr Benim Memleketim’
isimli sosyal sorumluluk
projesi için start verildi.
Projenin gala gecesi, 28 ubat
akam i, sanat ve medya
dünyasnn önemli isimlerinin
katlmyla gerçekleti.
ve
ve Sayın Emine Erdoğan konuşma
olarak, aileleri çocuklarını bu okullara
TİKAD’ın işbirliğinde, Aile ve
yaptı. Geceye Hediye Güral Gür, Gül-
göndermeleri yönünde teşvik edecek
Sosyal Politikalar Bakanlığının katkıla-
süm Güral ve pek çok konuk katıldı.
alt yapıyı hazırlamayı hedefliyor. Eğiti-
rıyla gerçekleştirilecek projenin tanıtım
Konuşmaların ardından sahneye çıkan
min çok zor olduğu ve bu yüzden oku-
gecesine Sayın Emine Erdoğan ile Aile
Yapımcı Acun Ilıcalı stand-up gösterisi
la göndermemenin ciddi bir seçenek
ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fat-
yaptı. Ardından sahneye çıkan Hülya
gibi görüldüğü bölgelerde tüm çocuk-
ma Şahin katıldı. Projeyle başta Doğu
Avşar ise muhteşem bir konser verdi.
ların eğitim haklarını kullanabilmelerine
M
illi
Eğitim
Bakanlığı
ve Güneydoğu olmak üzere, ihtiyaç
duyulan illerde
Sorunlar tespit ediliyor
imkan yaratmak gerekiyor. Bu okullar-
okulların fiziksel ko-
Doğu ve Güneydoğu’daki okulların
da moral ve sosyal açılardan geliştirici
şullarının iyileştirilmesi hedefleniyor.
başlıca sorunları arasında sağlık, bes-
ve etkili çalışmalar yaparak, durumları
Bu kapsamda her iş adamının kendi
lenme, temizlik, ısınma yer alıyor. Bu
son derece hassasiyet isteyen bu ço-
memleketinde bir okulu destekleme-
proje ile bu bölgelerdeki eğitimin niteli-
cuklar için çalışmak gerekiyor. Proje,
siyle modellenen proje, çocuklarla ilgili
ğinin arttırılması, sağlık problemlerinin
mevcut okulların durumu hedeflenen
birçok sosyal problemin de çözümüne
önüne geçilmesi ve temizlik personeli
sonuca ulaşana dek devam edecek.
yönelik adım niteliği taşıyor.
eksikliğinin giderilmesi gibi öncelikli
Projeyle hedeflenen sonuçlar
Balçiçek İlter’in sunumuyla başla-
sorunların çözümü hedefleniyor. Sos-
‘Bir Başkadır Benim Memleketim’
yan gecede açılış konuşmasını TİKAD
yal ve kültürel etkinlikler de proje kap-
projesinin sosyal ve eğitsel çalışmaları
Başkanı Nilüfer Bulut yaptı. Sonra
samında değerlendiriliyor.
buradaki öğrencilerin bireysellik ve özgü-
Projenin hedefi ve amacı
venleri yanında toplumsal yönleri ve aidi-
li Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Ge-
‘Bir Başkadır Benim Memleketim’
yet duygularını da geliştirecek. Çocuklar
nel Müdürü Funda Kocabıyık, Aile ve
okulların fiziksel, sosyal ve eğitim niteli-
daha başarılı olacak ve kendilerine daha
Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin
ği bakımından geliştirilmelerine destek
iyi bir gelecek inşa edebilecek. O
projenin önemini vurgulamak için Mil-
81
BİZDEN
HABERLER
NG Kütahya Seramik
45 yeni serisini UNICERA
Fuarı’nda tanıttı
Yenilikleri, benzersiz tasarımları ve ödüllü
koleksiyonlarıyla tanınan NG Kütahya
Seramik, 27 Şubat-3 Mart tarihleri arasında
gerçekleştirilen UNICERA 25. Uluslararası Seramik
Banyo Mutfak Fuarı’ndaki görkemli standında
tüketiciler ve sektör profesyonelleriyle buluştu.
NG Kütahya Seramik, firmanın köklü geçmişi
ve yenilikçi yaklaşımını yansıtan, teknolojiyle
bütünleşmiş standıyla fuarın en ilgi gören
markaları arasında ilk sırada yer aldı.
G Kütahya Seramik, 27 Şubat-3 Mart tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve
N
Kongre Merkezi, Beylikdüzü’nde gerçekleştirilen UNICERA 25. Ulus-
lararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nda yeni kreasyonlarını tanıttı. ‘Parlayan
yıldız’ konsepti kapsamında görkemli bir şekilde tasarlanan NG Kütahya Seramik standında ziyaretçiler geçmişten günümüze bir yolculuğa çıktı. Teknolojiden
yararlanılarak oluşturulmuş özel bölmelerde NG Kütahya Seramik’in yeni kreasyonları sergilendi. NG Kütahya Seramik’in 750 metrekarelik alan üstüne kurulan
görkemli standı, yenilikçi tasarımıyla yerli ve yabancı ziyaretçilerin büyük ilgisiyle
karşılaştı. Fuar ziyaretçileri NG Kütahya Seramik’in yeni kreasyonlarını teknolojiden de yararlanarak, ayrıntılı bir şekilde inceleme ve tanıma fırsatı buldular. Ziyaretçileri standın hemen girişinde karşılayan ‘sanal asistan’, etkileyici sunumu
NG Kütahya Seramik ziyaretçilerini standın hemen
girişinde karşılayan ‘sanal asistan’, etkileyici
sayesinde, NG Kütahya Seramik’in üretim ve tasarım yaklaşımı ile yeni kreasyon-
sunumu sayesinde, NG Kütahya Seramik’in
ları hakkında fuar süresince durmaksızın bilgi verdi. Ziyaretçiler standı gezerken,
üretim ve tasarım yaklaşımı ile yeni kreasyonları
ürün sergileme alanlarına yerleştirilmiş ve üstünde özel bir yazılım bulunan 20
hakkında fuar süresince durmaksızın bilgi verdi.
adet iPad’den NG Kütahya Seramik ürünleri hakkında geniş kapsamlı bilgi aldılar.
45 yeni ürünün tanıtıldığı stantta doğallık konseptiyle üretilen ürünler ön plandaydı. Dijital baskılı ahşap dokulu ürünler ile taş, mermer ve traverten dokulu ürünler
fuar katılımcılarının beğenisini topladı. Fuarda sergilenen yeni ürünler arasında çift
presleme (double şarj) tekniğiyle üretilen seramikler ve birbirine geçmeli (interlocking) ürünler de yer alıyor.
NG Kütahya Seramik’in yeni kreasyonları yabancı konukların da büyük ilgisiyle karşılaştı. Balkan ve Ortadoğu ülkelerinin yanı sıra Kuzey Afrika, İtalya, İngiltere,
Hindistan, Türkiye Cumhuriyetleri, Rusya ve Ukrayna ile Kanada, ABD merkezli
firmaların yönetici ve temsilcileri NG Kütahya Seramik ürünleri hakkında bilgi edinerek satın alma yaptılar. Suriye, Irak ve Yunanistan gibi komşu ülkelerden gelen
fuar ziyaretçilerinin de NG Kütahya Seramik ürünlerine ilgisi yoğun oldu. O
82
Hediye Güral Gür, NG Güral Afyon’la
Yılın En İyi Otel Sahibi ödülüne layık görüldü
s
esort
R
&
s
l
ote
kan
NG H urulu Ba ür,
cra K Güral G
ye
Hedi eksel 3. syon
a
n
Gele xpi Destin ri’nde
e
Toure mi Ödüll
ti
n
Yöne üral Afyo ntion
e
NG Gess&Conv tel
n
Well n En yi O kazand.
l
ile ‘Y ’ ödülünü
i
Sahib
G
eleneksel 3. Tourexpi Desti-
lu Başkanı Hediye Güral Gür’ün oldu.
başladığını da yorumlarına eklediler. Oy
nasyon Yönetimi Ödülleri sa-
Ziyaretçiler Gür için oy kullanırken,
kullananlar Hediye Güral Gür’ün NG
hiplerini buldu. 40 binden fazla kişinin
Anadolu kentlerinin turizmde marka-
Güral Afyon’u yurtdışında da büyük bir
oylarıyla belirlenen ‘turizmin önde gelen
laşma çabaları için gösterdikleri cesa-
başarıyla tanıttığını ve birçok küresel tu-
isimleri’ birçok dalda ödül kazandı. ‘Yılın
reti ve kişisel çabalarını takdir ettiklerini
rizm devinin dikkatini Afyonkarahisar’a
En İyi Otel Sahibi Ödülü’ ise NG Güral
de belirttiler. Ayrıca NG Güral Afyon ile
çektiğini ifade ederek ödülü hak ettiğini
Afyon ile NG Hotels&Resorts İcra Kuru-
Türkiye’de ‘lüks termal otel’ kavramının
kanıtladılar. O
83
BİZDEN
HABERLER
GP Garage My Team Ege’den puanla döndü
2013 Türkiye Ralli
Şampiyonası’nın ilk
yarışı olan ve Ege
Otomobil Sporları
Kulübü ESOK
tarafından düzenlenen
Ege Rallisi, 6-7 Nisan
tarihlerinde İzmir’de
gerçekleştirildi.
u yarışta NG Kütahya Seramik ana
yine Mitsubishi Lancer EVO9 ile yarışı genel
şamadı. 2013 Türkiye Ralli Şampiyonası’nın
B
sponsorluğu, Ağaoğlu, Kioti ve Po-
klasmanda 11. sırada bitirirken, Sınıf 3’te de
ilk ayağı olan Ege Rallisi’nde 35 ulusal,
zitif Reklam co-sponsorluğunda dört ekiple
yedinci sırada finişe ulaştı. İki Çeker’in göz
beş Historic, 19 Tosfed ve altı Ege kupası
start alan GP Garage My Team, İzmir’den
dolduran ikilisi, Cüneyt Göz-Elif Tavukçuoğlu
olmak üzere toplam 65 ekip, 327,88 kilo-
kupa ve puanlarla döndü. GP Garage My
ise, ilk kez birlikte yarıştıkları Ege Rallisi’nde
metre uzunluğundaki asfalt zeminli parkur-
Team adına en iyi sonucu Hakkı Ağaoğlu-
dikkat çeken bir performansa imza attılar.
da, iki kısım ve sekiz özel etap üzerinden
Nehir Yılmaz ikilisi elde etti. Mitsubishi Lancer
İkili, genel klasmanda 13. olurken, Sınıf 6’da
mücadele etti. GP Garage My Team, Tür-
EVO9 ile yarışan ekip, yarışı genel klasmanda
ikinciliği kazandı. Ayrıca Elif Tavukçuoğlu,
kiye Ralli Şampiyonası’ndaki mücadelesine
altıncı sırada tamamlarken, Sınıf 3’te üçüncü
yarışın ‘En iyi Genç Co-pilot’ kupasını da
5-6 Mayıs’ta yapılacak Eskişehir Rallisi ile
olmayı başardı. Ayrıca Nehir Yılmaz, yarışın
kazandı. Mitsubishi Lancer EVO9 ile yarışan
devam edecek. GP Garage My Team ile
‘En iyi Bayan Co-pilot’ Kupası’nı da kazandı.
Ferhat Tanrıbilir-Ahmet Yörük ikilisi, meka-
ilgili tüm gelişmeleri, www.myteam.com.tr
Erkan Güral-Egemen Ertük ikilisi de
nik arıza sebebiyle Ege Rallisi’nde finişe ula-
adresinden takip edebilirsiniz. O
84
Nafi Güral, OGİAD tarafından düzenlenen İşadamlarına
Tecrübe Paylaşımı Konferansı’nda konuştu
“Türkiye’nin ekonomik atılımının
başrol oyuncuları, işadamları”
smaniye Girişimci İşadamları Der-
etkilenmemek elde değil. Değerli rektörü-
olduğunu söyleyen Güral, lideri orkestra şe-
O
neği (OGİAD) tarafından düzen-
müz Prof. Dr. Orhan Büyükalaca’yı tebrik
fine benzeterek kendisinin de şirketinde lider
lenen ‘Deneyimli İş Adamları Tecrübelerini
ediyorum,” diye konuştu. OGİAD’ın faaliyet
olduğunu ama operasyonel bölümün hiçbir
Paylaşıyor’ adlı konferansta konuşan Kü-
ve çalışmalarından çok etkilendiğini kayde-
safhasında bulunmadığını belirtti. Nafi Güral,
tahya Porselen Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu
den Güral, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler
“Bana başarının sırrını soruyorlar. Bunun sırrı
Başkanı ve Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası
Konfederasyonu’nun (TUSKON) organizas-
olmaz. Başarılı olmak için o yolda inanarak
Başkanı Nafi Güral, işletmelerde kurumsal-
yon ve çalışmalarında beraber olduklarını,
yürümek vardır. Böyle olduğu zaman, başa-
laşma, aile şirketleri ve başarıya giden yollar
bu beraberliğin Türkiye’nin son yıllarda ya-
rı da kaçınılmaz olur,” dedi. Konferansta bir
hakkında görüşlerini paylaştı.
kaladığı ekonomik başarıya küçümsenme-
konuşma yapan OGİAD Başkan Yardımcısı
yecek katkılar sağladığını belirtti.
Erçin Kabul ise, TUSKON’un koyduğu he-
Türkiye’nin son dönemde gelişmesi ve ileri atılmasının başrol oyuncularının
Türkiye’nin son dönemde gelişmesinin
defler doğrultusunda ilerleyen OGİAD’ın 435
iş adamları olduğunu söyleyen Güral, “İş
ve ileri atılmasının başrol oyuncularının işa-
üyesi ile çalışmalarına devam ettiğini belirte-
adamları olarak bu seferberlikte üzerimize
damları olduğunu söyleyen Güral, “Ekono-
rek, OGİAD’ın düzenlediği yurtiçi ve yurt-
düşeni yaparsak, çocuklarımıza gurur du-
minin içinde olan bizlere çok görev düşüyor.
dışı Ticari İş Köprüleri programına yönelik
yacakları bir Türkiye bırakmış oluruz,” dedi.
Başarabileceğimizden emin olarak, ken-
ürünleri yurtdışına ulaştırarak Osmaniye’ye
Konferans, Korkut Ata Üniversitesi’nde
dimize güvenerek bu seferberlikte yerimizi
dışarıdan ekonomik girdi sağladıklarını söy-
(OKÜ) gerçekleştirildi. Rektörlük Seminer
almalıyız,” dedi. Liderlik konusunda dene-
ledi.Konferansın sonunda gerçekleştirilen
Salonu’nda düzenlenen konferansa konuş-
yimlerini de paylaşan Güral, iyi bir liderin fe-
plaket takdim töreninde kısa bir konuşma
macı olarak katılan Nafi Güral, konuşmasına
dakar olması, çevresindeki insanlara moral
yapan Osmaniye Vali Yardımcısı Dr. Hü-
Osmaniye’ye geldiğinde kendisini etkileyen
vermesi gerektiğini söyledi. Liderliğin sade-
seyin Nail Anlar, “Kendisini ispatlamış bir
konulardan bahsederek başladı. Etkilendiği
ce iş yaşamında olmayacağına dikkat çeken
lider olarak bizlere bu programda çok şey
en önemli konuların başında OKÜ’nün fiziki
Güral, girişimcilerin sosyal alanda da lider ol-
öğreten Nafi Güral’a teşekkür ediyorum,”
büyüklüğünün geldiğini belirterek “Genç bir
maları gerektiğini belirtti. Hem aile, hem de
diyerek, Nafi Güral’a günün anısına çiçek ve
üniversitenin böylesi bir kampüse sahip ol-
farklı ortaklardan meydana gelen şirketlerde
Osmaniye’nin sembolü haline gelen yerfıstı-
ması gerçekten çok güzel. Bu fiziki yapıdan
olmazsa olmaz faktörlerden birinin ‘liderlik’
ğı figürünü takdim etti. O
85
BİZDEN
HABERLER
Penta
G Kütahya Seramik, ürettiği kolek-
N
siyonlarla birbiri ardına ödül kazan-
maya devam ediyor. Son olarak, NG Kütahya Seramik tarafından ‘doğanın geometrik
mükemmelliği’ felsefesi ile üretilen ‘Nexus’
serisi, ‘mükemmelliği arayış’ sloganlı, dünyanın en prestijli tasarım ödüllerinden Red Dot
Tasarım Ödülleri’nde ürün tasarımı dalında
ödüle layık görüldü. Bu yıl 54 ülkeden 1865
üretici, tasarımcı ve mimarın, 4662 ürün ve
proje ile katıldığı yarışmada, tüm zamanların en geniş jüri heyeti olarak 37 profesyonel
görev aldı. ‘Nexus’ serisi daha önce de Chicago Mimarlık ve Tasarım Müzesi tarafından
düzenlenen Good Design’dan iki farklı kategoride, üç ödül birden almıştı.NG Kütahya
Seramik, 2011 yılında ‘Versatile’ koleksiyonu ile ‘IF Product Design 2011’ ödülünü
kazanırken, yine aynı sene, 56 yıl boyunca
dünyada hiçbir seramik firmasının layık görülmediği ‘Red Dot Design Award Best Of
The Best’ ödülüne de sahip olarak, bu ödülü
kazanan ilk ve tek Türk firması olmuştu. Yiğit
NG
Kütahya
Seramik’
i
n
koleksiyonu
‘Nexus’, tasarım ödüllerini toplamaya devam ediyor
Özer imzasını taşıyan ‘Versatile’ koleksiyonu
NG Kütahya Seramik’e
bir ödül de Red Dot’tan
kazanmıştı.
Birbiri
ardına
kazandığı
ödüllerle
ülkemizi
uluslararası
arenada
başarıyla
temsil
etmeyi
sürdüren
NG
Kütahya
Seramik,
‘olarak
seramiğintanımlanan
geleceği’
‘dünyaca
Nexus’ serisi
ile
prestij
l
i
Red
Dot’
t
a
ödüle
layık görüldü.
86
Hexa
son olarak EDIDA 2011 Türkiye (Elle Decoration International Design Awards) ödülünü
Red Dot 2013 ödül töreni, 1 Temmuz’da
Almanya’da gerçekleştirilecek.
Doğanın geometrik mükemmelliğinin yansıması
NG Kütahya Seramik, ‘seramiğin geleceği’ olarak tanımlanan yeni serisi ‘Nexus’
ile seramik karoda benzersiz bir tasarım sunuyor. Ödüllü tasarımcı Yiğit Özer tarafından
NG Kütahya Seramik için tasarlanan ‘Nexus’, doğanın geometrik mükemmelliğinin
dışa vurumu olarak ortaya çıkıyor. ‘Penta’ ve
‘Hexa’ olmak üzere iki ayrı formdan oluşan
‘Nexus’, iç içe geçmiş petek dokusu algısı
oluşturarak ayrıcalıklı mekanlara imza atıyor.
Karolar yan yana geldiklerinde, dış forma 90
derece dikey, devamlılığı olan altıgen dokular yaratıyor. O
Sema Güral Sürmeli’den
kadınların tılsımını taşıyan tasarımlar
Dünya Kadnlar Günü, 5 Mart’ta NG Kütahya Porselen Etiler maazasnda verilen anlaml bir davetle
kutland. NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.. Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli’nin
‘kadnlara dair’ tasarmlarn sergiledii davet, cemiyet hayatnn ünlü isimlerini bir araya getirdi.
“Kadın olmak dünyanın en kutsal
değerlerinden…’’
NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş.
Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli’nin
bu farkındalıkla yarattığı koleksiyonu, 5 Mart
günü NG Kütahya Porselen Etiler mağazasında sergilendi. Koleksiyonda yer alan ve kadına
dair detaylarla süslü parçalar, görenlerin gözlerini kamaştırdı. Hazırladığı koleksiyonun kadının
gücüne ve yaşama karşı duruşuna vurgu yaptığını belirten Sema Güral Sürmeli, tasarımlarını
sergilemekten dolayı duyduğu mutluluğu da dile
getirdi. Davete cemiyet hayatının önde gelen
isimleri katıldı. Sürmeli’nin tasarımları, şıklıklarıyla
göz dolduran konuklardan tam not aldı.
87
BİZDEN
HABERLER
TESYEV’in
balosunda
sürpriz düet
Türkiye Engelliler Spor Yardm ve Eitim Vakf’nn
kuruluunun 14. yldönümü 19 Mart Sal akam
Four Seasons Hotel stanbul at the Bosphorus’da
düzenlenen görkemli bir balo ile kutland. Baloda
sahne alan Ebru Günde ile NG Kütahya Seramik
Porselen Turizm A.. Yönetim Kurulu Üyesi Sema
Güral Sürmeli’nin yapt düet büyük beeni toplad.
ürkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı kuruluşunun 14. yıl-
T
dönümünü 19 Mart Salı akşamı görkemli bir balo ile kutladı. Baloda
sahne alan Ebru Gündeş’in, Sema Güral Sürmeli, Feryal Gülman ve Emre
Belözoğlu gibi isimler ile yaptığı düetler gecenin en renkli dakikaları oldu.
NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Sema
Güral Sürmeli’nin Ebru Gündeş ile yaptığı düet büyük beğeni topladı.
Geceye katılan misafirler, tekerlekli sandalye, burs ve sağlık giderleri için bağışta bulunarak vakfa destek oldu. İş, kültür-sanat ve spor
dünyasından birçok önemli ismin katıldığı gecede davetlilere NG Kütahya Porselen fincanları hediye edildi. O
Alveri ve lezzetle dolu iki gün:
‘Eat, Share and Shop’
Selin Habbab Özkaynak ve pek
Dedeman imzasn tayan ‘Eat,
Share&Shop’ etkinlii, 22-23 ubat
tarihlerinde Dedeman stanbul’da
düzenlendi. ve cemiyet hayatndan
tannm isimlerin katld etkinlikten
elde edilen gelir, ‘Aile çi iddete
Son!’ kampanyasna aktarld.
nlü tasarımcıların da aralarında
likte ‘Aile İçi Şiddete Son!’ kampanyası
yet hayatından önemli isimler de büyük
bulunduğu toplam 31 marka
için bir tanıtım standı da yer aldı. Özel
ilgi gösterdi. Kozmetikten giyime, ev
‘Eat, Share&Shop’ etkinliğine katıldı.
lezzetlerin tadımlarının yapıldığı, profes-
dekorasyonundan online satış siteleri-
‘Eat, Share&Shop’ta son derece uygun
yonel makyaj ve koku styling standla-
ne kadar bir çok marka etkinlikte stand
özel tasarımlar ve modeller de katılımcı-
rının yer aldığı etkinlik, katılımcılara son
açtı. Dünyaca ünlü markaların katıldığı
lara sunuldu. Alışverişi çok özel hale ge-
derece renkli iki gün yaşattı. Dedeman
bu etkinlikte NG Kütahya Porselen’de
tiren seçkin markaların bulunduğu etkin-
İstanbul’da gerçekleşen etkinliğe cemi-
yer aldı. O
Ü
88
NG Kütahya’dan
yepyeni bir
showplaza...
NG Kütahya’nn Ümraniye’deki i orta
Yeilyurt Grup’un yeni showplazas, 13 Nisan
Cumartesi günü görkemli bir törenle açld.
G Kütahya’nın Ümraniye’deki iş ortağı Yeşilyurt
N
Grup’un yeni showplazası 13 Nisan Cumartesi
günü törenle hizmete açıldı. Türkiye’nin en büyük porselen ve seramik showplazalarından biri olan Yeşilyurt
Grup’un açılış törenine NG Kütahya Seramik Porselen
Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, CHP
İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt ve Ümraniye
Belediye Başkanı Hasan Can’ın da aralarında bulunduğu isimler katıldı. Açılışta sergilenen göz alıcı tasarımlar,
davetlilerin ilgi odağı oldu. Açılışta bir konuşma yapan
Erkan Güral, bu önemli güne tanıklık etmekten duyduğu
mutluluğu ifade ederek şunları söyledi: “Öncelikle Yeşilyurt Grup’a Türkiye’nin en büyük porselen ve seramik
showplazalarından birini hizmete sundukları için teşekkür ediyorum. 25 yıllık iş ortaklığımızın bu showplazayla
taçlanması bizim için mutluluk verici.”
Dört kattan oluşan showplaza’da, NG Kütahya Porselen ve NG Kütahya Seramik’in en yeni ürün koleksiyonları özel ve farklı sergileme alanlarıyla tüketicilere
sunuluyor. Banyo, mutfak, hediyelik eşyalar, yemek takımları, sofra aksesuarları gibi binlerce ürün grubu bu
showplazada sergileniyor. O
Yeşilyurt Yapı Malzemeleri: Alemdağ Cad. 569,
Yukarı Dudullu, Ümraniye
89
BİZDEN
HABERLER
‘Başarıya Giden Yol’ konulu
konferans gerçekleştirildi
Kütahya Porselen
Sanayi Anonim
Şirketi Yönetim
Kurulu Başkanı
Nafi Güral,
Mehmet Akif Ersoy
Üniversitesi Sosyal
Bilimler Meslek
Yüksekokulu
tarafından
düzenlenen
‘Başarıya Giden
Yol’ konulu
konferansı vermek
üzere üniversitenin
konuğu oldu.
‘Başarıya Giden Yol’ adlı konferans öncesi Rektör Prof. Dr.
sorunlarla karşılaşacaksınız. Kendinizi hayata hazırlayın. Hayal-
Mustafa Saatçi ve öğretim üyeleri ile birlikte öğle yemeğinde bir
lerinizle dalga geçen ya da onlara inanmayan insanlara aldır-
araya gelen Nafi Güral, daha sonra tarihi Taşoda’yı gezdi ve
mayın. İşinizi hayal ederken, bir yerde çalışmayı değil, kendi
mekan hakkında bilgiler aldı.
işinizde çalışmanın hayalini kurun; hayal edin, büyük düşünün,”
Nafi Güral daha sonra üniversitenin Konferans ve Sergi
şeklinde konuşurken başarılı olmanın diğer faktörlerini de şöyle
Salonu’nda gerçekleşen konferansa katıldı. Rektör Prof. Dr.
sıraladı: “Kendinizi çok iyi yetiştirin. Durağan, her şeye olumsuz
Mustafa Saatçi, öğretim üyeleri, Burdurlu işadamları, öğren-
bakan insanlardan ziyade, çalışkan ve pozitif insanlarla görü-
ciler ve basın mensuplarının katıldığı konferansta konuşmasını
şün. Etrafınızdaki insanların birikimli olmalarına özen gösterin.
yapmak üzere kürsüye gelen Nafi Güral, öğrencilere çeşitli tav-
Hayatta her şeyinizi kaybedebilirsiniz, fakat umudunuzu kay-
siyelerde bulundu. Güral, “Bana başarının sırrını soruyorlar. Ba-
betmemelisiniz. Kariyerinize odaklanın ve başarılı sosyal ilişkiler
şarının sırrı olmaz, başarılı olmak için o yolda inanarak yürümek
ve sosyal sorumluluk projeleri, konuşma sanatı ve pozitif olmak
vardır. O zaman başarı da kaçınılmaz oluyor,” dedi.
gibi liderlik vasıflarını taşımaya çalışın,” dedi. Konuşmaların ar-
Öğrencilere hayal etmenin önemini anlatan Güral, “Kendi
geleceğinizi şimdiden hayal edin. Mezun olduktan sonra çeşitli
90
dından Rektör Prof. Dr. Mustafa Saatçi, Nafi Güral’a üniversitenin anmalığını verdi. O
TÜGİK, çözüm süreci
sonrasına yönelik
temaslarına Van
ziyaretiyle devam etti
ürkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK)
T
Genel Başkanı Erkan Güral ve beraberindeki he-
yet Van’ı ziyaret etti. Ziyarete Erkan Güral ile birlikte TÜGİK Yönetim Kurulu Üyeleri, TÜGİK’e bağlı federasyon
başkanları, GİAD başkanları ve dernek üyelerinin de aralarında yer aldığı kalabalık bir heyet katıldı. Van Girişimci
Genç İşadamları Derneği (VANGGİAD) Başkanı Veysel
Çiftçi ve VANGGİAD üyeleri de heyete ev sahipliği yaptı.
Van Valisi Münir Karaloğlu ve Van Belediye Başkan
Vekili Sabri Abi’yi ziyaret eden TÜGİK heyeti, Van Baro
Başkanı Avukat Murat Timur, Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M. Mirza Nadiroğlu ve Van Ticaret Borsası
Başkanı Feridun Irak ile temaslarda bulunduktan sonra,
TÜGİK Yönetim Kurulu Toplantısı’nı da Van’da gerçekleştirdiler. TÜGİK üyeleri çözüm sürecine verdikleri desteği temsilen yakalarında beyaz mendil, beyaz kravat ve
fularlarla Van’a geldiler ve temaslarda bulundukları yetkililere barışa nazar değmemesi dileğiyle nazar boncukları
hediye ettiler. TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral: “İş dünyası çözüm sürecinin hızına yetişmeli,” dedi. Güral, Van’a
gerçekleştirdikleri ziyarete ilişkin şu bilgileri verdi: “TÜGİK
olarak 13 Mart 2013 tarihinde Diyarbakır’a gitmiş ve üst
düzey temaslarda bulunmuştuk. Diyarbakır’a gerçekleştirdiğimiz bu ziyaret, ülke çapında faaliyet gösteren bir
sivil toplum kuruluşunun çözüm süreci ve sonrasına ilişkin attığı ilk somut adımdı. O gezimizde, bölgedeki çeşitli
şehirleri ziyaret edeceğimizi belirtmiştik. Bu hedef doğrultusunda ikinci durağımız Van oldu. Diyarbakır ve Van’da
çok yoğun bir ilgiyle karşılaştık. Hem iş dünyasının hem
de halkımızın büyük bir heyecan içinde olduğunu görmek, bizleri daha hızlı ve yoğun çalışmaya sevk ediyor.
Temaslarımıza devam edeceğiz. Şimdi sırada Batman,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çözüm
süreci sonrasında iş dünyasının hareket
biçimi ve üstleneceği role yönelik çalışmalar
başlatan TÜGİK, kalabalık bir heyetle Van’ı
ziyaret ederek üst düzey temaslarda bulundu.
Bitlis, Mardin ve Siirt ziyaretleri var.”
Çözüm sürecinin hızla ilerlediğine dikkat çeken Erkan
Güral, “Bu nedenle biz de iş dünyası olarak hızlı adımlar
atmalıyız ve çözüm sürecinin hızına yetişmeliyiz,” dedi.
Güral sözlerini şöyle sürdürdü: “Bölgede ekonominin canlanmasına yönelik yapılabilecek çok şey var. Hepimizin
bildiği nedenlerden dolayı bölgeye yatırım yapma fırsatı
bulamamış işadamlarımız artık Doğu ve Güneydoğu’ya
TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral,
çok sıcak bakıyor ve buradaki fırsatları keşfetmek istiyor.
çözüm süreci sonrasında yürütülebilecek
li bir yer tutar ama ülkemizin bu bölgesi için en büyük
Devlet teşvikleri iş dünyasının yatırım planlarında önem-
çalışmalara yönelik olarak bölgedeki
teşvikin huzur, can ve mal güvenliği olduğunu anlıyoruz.
şehirleri ziyaret ettiklerini belirtti.
uçacağına inanıyoruz,” dedi. O
Çözüm süreci sonrasında bölgenin ekonomik anlamda
91
BİZDEN
HABERLER
G Kütahya Seramik Porselen
rizm San. AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı
kurallara bağlanmalı, bir başka ifade ile
Turizm San. A.Ş. Yönetim Kuru-
Erkan Güral, Bilkent Üniversitesi İşletme
aile anayasası yazılmalı,” diye konuştu ve
lu Başkanı Erkan Güral “Devletlerin nasıl
ve Ekonomi Topluluğu tarafından dü-
aile anayasasının temel maddelerini şu
anayasası varsa, şirketlerin de olmalıdır;
zenlenen 11. MEC Business kapsamın-
şekilde açıkladı:
kurumsallaşmayı başaramayan şirketle-
da ‘Aile Şirketlerinde Yönetici Olmak’
• Şirket ana sözleşmesi, ortakların/
rin geleceği yoktur,” dedi. Bilkent Üniver-
konulu seminerde öğrencilerle buluştu.
aile fertlerinin tüm endişelerini bertaraf
sitesi İşletme ve Ekonomi Topluluğu ta-
Türkiye’deki şirketlerin yüzde 98’inin aile
edecek, beklentilerini karşılayacak biçim-
rafından düzenlenen 11. MEC Business
şirketi olduğunu söyleyen Güral, bu şir-
de açık ve net olarak yazılmalı; özellikle,
kapsamında ‘Aile Şirketlerinde Yönetici
ketlerin dinamiklik, aidiyet duygusu, hızlı
çoğunluk oluşturarak, bazılarının azınlık
Olmak’ seminerinde konuşan Güral,
karar verebilme becerisi gibi pozitif yan-
haline getirilmelerini önleyecek garanti-
“Ben Kütahya’da doğdum, Kütahya’da
larının bulunduğunu, buna karşılık aile içi
leri kapsamalıdır.
çalışıyorum, Türkiye’de yaşıyorum. Dört
sürtüşmeler, iş dışı anlaşmazlıkların şirke-
• Aile fertlerinden birisinin veya bazı-
bin çalışanımız var. Aldığım her karar
te yansıması, ‘ben’ duygusunun getirdiği
larının iş ortamında imtiyazları olmamalı,
sadece şirketimizi değil, bu insanları ve
zaaflar ve aile geleneği ile iş gereklerinin
eşitlik esas olmalıdır.
ailelerini de ilgilendiriyor. Şirketler aileler
örtüşmemesi gibi olumsuz yönleri oldu-
için değil, fertler şirketler için vardır. Bu
ğunu ifade etti.
N
sorumluluk içinde her gün daha çok çalışıyorum,” diye konuştu.
NG Kütahya Seramik Porselen Tu92
Kurumsallaşmayı başaramayan şirketlerin geleceğinin olamayacağını söyleyen Güral “Ailenin ve şirketin geleceği
• Dileyenlerin aile şirketi bünyesinde
çalışması, dileyenlerin çalışmaması prensibi kabul edilmeli ve çalışanlar, çalışmalarının karşılığını almalıdır.
• Kendi işini kurarak bireysel çalış-
“Kurumsallaşmayan
şirketlerin
geleceği
yoktur!
Aile
ve
şirketin
geleceği
kurallara bağlanmalı”
Erkan Güral
mak isteyenlerin, ailenin müşterek sahip
“Ben tipik bir Türk aile şirketinin
den hissetmeli”
oldukları sektör dışında çalışmaları pren-
temsilcisiyim.
yaşanan
NG Kütahya Seramik Porselen Tu-
sibi kabul edilmelidir.
Anadolu’da
sorunların tamamına sahip, imkanları
rizm San. A.Ş.’in 100 milyon parça üre-
• Aile konseyi mutlaka kurulmalı, ai-
kısıtlı bir şehirde iş yaşamına girdim,”
timle dünyanın en büyük porselen üreti-
lenin yapısı ve beklentilerine cevap vere-
diye konuşan Güral, “Ben Kütahya’da
cisi olduğuna dikkat çeken Güral, bunda
cek kuralları belirleyip, konseyin etkin ve
doğdum, Kütahya’da yaşıyorum. Aile
kurdukları ekibin büyük katkısı olduğunu
emredici olması sağlanmalıdır.
kararı alarak tüm sanayi yatırımları-
söyledi. Aile olarak operasyonlara hiçbir
mızı bu şehre yapıyoruz. Ancak ben
şekilde karışmadıklarını ifade eden Gü-
Türkiye’de ve Türkiye için yaşıyorum.
ral, “Profesyonel arkadaşlarımız, bizim
Erkan Güral, kurumsallaşmanın tüm
Şirketlerimizde dört bin kişi çalışıyor. Ai-
hakkımızı bizden daha fazla korurlar.
aile bireyleri tarafından istenmesi gerek-
leleriyle birlikte en az 12 bin kişi benim
Onlara çok inanıyoruz. Biz aile gibiyiz.
tiğini belirtti ve aksi takdirde sürecin ba-
aldığım kararlardan etkileniyor. Bunun
Anadolu’nun bir avantajı da budur. Ör-
şarıya ulaşamayacağını ifade etti. Güral,
bütün sorumluluğunu taşıyorum. Yani
neğin, Genel Müdürümüz Rüştü Dü-
şirketlerin genellikle beceriksizlikten değil,
şunu demek istiyorum: Şirketler aileler
ver 1974’ten beri şirketimizde. Biz ona
aile içindeki çatışmalardan dolayı zaafa
için değil, fertler şirketler için var. Eğer
çok güvendiğimiz ve ailemizin bir ferdi
uğradığını ifade ederek, “Aile içindeki lider
aile fertleri şirketlerini değil de kendileri-
saydığımız için, işlerimizi ona devrettik.
genelde baba oluyor. Ancak daha sonra
ni düşünürlerse, o şirketlerin uzun süre
Operasyona dair işlere hiçbir şekilde ka-
baba kimi seçtiyse, diğer aile bireyleri de
yaşama şansı yoktur,” dedi.
rışmayız. Sadece yönetim kurulu olarak
“Kütahya’da çalışıyor, Türkiye’de
yaşıyorum”
ona saygı göstermek zorunda,” dedi.
“Profesyoneller kendilerini aile-
takip ederiz,” dedi. O
93
BİZDEN
HABERLER
Toprağın ateşle dansı
Güral Sapanca ve Güral Afyon otelleri ve Zafer
Havalimanı’nın iç ve dış cephe duvarlarını, çalışmalarına
Sema Güral Sürmeli tarafından kurulan fabrika
bünyesindeki seramik atölyesinde devam eden Seramik
Sanatçısı Zeliha Yılmaz’ın seramik panoları süslüyor.
oprağın insanla buluşması önce eller va-
T
sıtasıyla başladı. Sanki özünü disipline
Güral Afyon
edermişçesine onu yoğurdu insan, biçimlendirdi;
V
şekil verdi ve adeta sabrını ölçmek için günlerce
bekletti, kuruttu, nemini aldı... Kalıcı ve dayanıklı
olması için yüksek ateşlerde pişirdi. O da böylece dimdik durdu insan gibi. Bu kadar zahmetten
sonra toprağın mutlaka bir ödülü olmalıydı: Bu
yüzden insanoğlu onu rengarenk boyadı, sırladı
ve parlattı. İşte kısaca özetlediğimiz toprağın bu
macerasının sonundaki ismi artık ‘seramik’ti ve
hiç kimse ona ‘toprak’ diyemezdi. İnsanın geçirdiği serüven de tıpkı böyle değil miydi? Dünyaya adımını attı, gelişip büyüdü ama ismi hep
‘insanoğlu’ idi. Ona verilen bu isim, bir dilekti
aslında… İleride, gerçek bir insana dönüşsün
diye edilen bir duaydı bu, çünkü henüz hamdı.
Ancak insani özelliklerini kazanmış biri dimdikti,
dosdoğruydu. Yani toprağın kendisi ile aslı toprak olan insan arasında hiçbir fark yok!
Toprağın pişirilmesi ile ortaya çıkan çini, ilk
Müslüman Türk Devletini kuran Karahanlılar
döneminde kullanılmaya başlanmış. Türkler,
çok eski tarihlerden beri binalarını çinilerle süslemişler. Kalıcı, renkli ve hammaddesi toprak
olduğu için en çok tercih edilen süsleme üslup
ve malzemesi, çini ve seramik olmuş. Seramik
Sanatçısı Zeliha Yılmaz da bu süsleme sanatına
gönül verenlerden. Güral Sapanca ve Güral Afyon otellerinin iç ve dış cephe duvar yüzeylerinde onun seramik panoları yer alıyor. O
94
Otelin dış cephelerine
uygulanan kafe balkonlarında
iki adet balık, iç bahçede
bir adet tavus kuşu, balo
salonunun balkonunda bir
adet çiçek motifi ve havuz
cephelerinde seramik
boncuklardan oluşan iki adet
çalışma bulunuyor. Boncuklu
panolarda, farklı ebatlardaki
boncuklar kendi içlerinde
kompoze edilerek otelin
nazarlığı edasında duvarlara
uygulanmış. İç mekan
duvarlarında ise tüm merdiven
ve asansör boşlukları, lobi ve
kadınlar havuzunda seramik
panolar çalışılmış.
Güral Afyon Otel’in ön giriş
cephesinde iki adet birbirine
bakan stilize kuş deseni
uygulanmış. Bu çalışmaların
çıkış noktası, Türk çini
sanatında kullanılan stilize
bitkisel motiflerin yanı sıra,
kuş motiflerine de yer vermek
olmuş. Mavinin hakim olduğu
panolarda lacivert, yeşil ve
kırmızı kullanılmış. Tamamı
elde şekillendirilen panolardaki
kuş ve bitkisel motifler çini
bir tabaktan yükselerek
ve toprakla can bularak
ayaklanmış gibi heybetli
duruyor.
V
Güral Sapanca
Dış cephelere dik olarak uygulanan
seramik panolarda Türk çini sanatındaki
bitkisel kökenli stilize edilmiş, geometrik
ve Rumi motifler, şamotlu kil kullanarak
yorumlanmış. İçinde helezon şekli
bulunan irili-ufaklı seramik boncuklarla
panolara hareketlilik; mercan kırmızısı ile
tasarımlara canlılık kazandırılmış. Yer yer
şamotlu kilin doğal rengi kullanılmış, renk
Otelin iç duvarlarına,
merdiven ve asansör
boşluklarına uygulanan
seramik panolara yine
Rumi motifler işlenmiş.
Otelin konseptine
uygun olarak panolarda
inci beyazı kullanılmış,
böylece uygulanan
çalışmalar iç ve dış
mekanlarda bütünlük ve
devamlılık kazanmış.
tonlarında turkuaz tercih edilmiş.
Zafer Havaalanı
Zafer Uluslararası Havalimanı’nda, yatayda 4x13 metre ebatlarında seramik panosu bulunan Zeliha
Yılmaz’ın çıkış noktası, Kütahya-Altıntaş havzasını yaşam alanı olarak seçmiş, Anadolu’nun en iri kuşları, Toy kuşları. Uçarken
kanat açıklığı 170 santimi bulan Toy kuşu (otis tarda) nesli dünya ölçeğinde tehlikede olan, ‘hassas’ (vulnerable) kategorisinde
sınıflandırılmış, avlanması yasaklanmış ve koruma altına alınmış bir tür. Havalimanındaki çalışmasında bu temayı işleyen sanatçı,
Kütahya çinilerinde kullanılan bitkisel motif ve renklere de yer vermiş. Kuşun kuyruk kısmında uzun ve ince dallar üstüne yerleştirilmiş
hatayi motiflerinden şakayık ve laleler oluşturmuş, uzun hançerli lacivert yapraklarla bir bütünlük sağlamış. Helezonlu boncuklar ve
dönen ince-uzun parçalarla tasarımına dinamizm kazandırmış. Zeliha Yılmaz, çalışmalarına Sema Güral Sürmeli tarafından kurulan
fabrika bünyesinde yer alan seramik atölyesinde devam ediyor. Toprakla insanın birbirine benzediğini düşünüyor sanatçı, çünkü
topraktan yaratılan insanoğlunun hayat serüveni de doğal olarak burada söz konusu olan seramik toprağı ile aynı...
95
BİZDEN
HABERLER
Rüzgar gibi geçti!
NG 23 Nisan
Klasik Otomobil
Bahar Rallisi, NG
Güral Sapanca’da
gerçekleşti.
Kütahya Porselen Sanayi A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral
ve co-pilotu Ali Dereli yarışa 1962
model Mercedes 190 ile Sema
Güral Sürmeli ve co-pilotu Hediye
Güral Gür ise 1960 Chevrolet model
klasik bir otomobille katıldı.
G 23 Nisan Klasik Otomo-
Otomobil Sivil Toplum Örgütü olan Kla-
günü öğleden sonra NG Güral Sapanca
bil Bahar Rallisi, 20-21 Ni-
N
sik Otomobil Kulübü’nün organize ettiği,
Wellness&Convention’da yapılan ödül tö-
san tarihlerinde NG Güral Sapanca
NG
reniyle noktalandı.
Wellness&Convention’da düzenlendi. En
gerçekleşen NG 23 Nisan Klasik Otomobil
Kütahya Porselen Sanayi A.Ş. Yöne-
yenisi 1978 model olan 43 otomobilin
Bahar Rallisi, 20-21 Nisan tarihlerinde NG
tim Kurulu Başkanı Nafi Güral ve co-pilotu
yer aldığı ralli, ünlü isimlerin katılımıyla
Güral Sapanca Wellness&Convention’dan
Ali Dereli yarışa 1962 model Mercedes
renklendi. Milyonlarca Dolarlık klasiklerle
start aldı. Yaklaşık 250 km’lik parkurda,
190 ile Sema Güral Sürmeli ve co-pilotu
Karadeniz’e doğru yolculuk yapan ekip-
NG Güral Sapanca’da start alan toplam
Hediye Güral Gür ise 1960 Chevrolet mo-
ler arasından, birincilik kürsüsüne, sürüş
43 otomobil ilk gün Kerpe, ikinci gün ise
del klasik bir otomobille katıldı. Yarışmada
tekniğindeki ustalığını konuşturan Serdar
Yuvacık barajı çevresinde en iyi olmak için
dereceye girebilmek için pilotun yeten-
Evman ve co-pilotu Nergis Demirağ çıktı.
yarıştı. Ralliye katılan 43 otomobilden en
ekleri büyük önem taşıyor, çünkü de-
Bayanlar kategorisinde ise en iyi dereceyi
yenisi 1978, en eskisi ise 1940 modeldi.
receye giren ekipler, en az hata yapan
Sema Güral Sürmeli ve co-pilotu Hediye
Klasik Otomobil Kulübü’nün üyesi olan
pilotun belirlenmesi, kontrol noktasından
Güral Gür 1960 Chevrolet model klasik
ünlü ve bu hobiye gönül vermiş isimlerin
doğru zamanlarda geçilmesi ve sabit bir
otomobille kazandı. Türkiye’nin ilk Klasik
katılımıyla renklenen ralli, 21 Nisan Pazar
hızda yol alınmasıyla belirleniyor. O
96
Hotels&Resorts
sponsorluğunda
BULMACA
Bulmacam›z› doğru yanıtlayan
okurlarımız, Kütahya Porselen’den
sürpriz armağanlar kazanacaktır.
Hazırlayan Ali Bakın
Ng kütahya
porselen etkinliği
Küçük ispirto
ocağı
W
W
Bir mısır unu
yemeği
W
19
Ksenonun
simgesi
Arzu etme
Kısa ökçeli bağsız
ayakkabı
W
W
W
W
İyi bakım
Çizilerek açılan
kertik
Fecir
Briçte santazu
W
W
W
Bir sayı
Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı
43001, Kütahya
Tel: (0274) 225 15 16
Çözüm anahtarıyla birlikte
Eser Çetintaş adına
göndermeniz rica olunur.
Kısa çizme
W
Öküz yemliği
Arka karşıtı
W
15
Sıfat
7
W
W
W
Mutlak
Ateşte kızartılmış
taze buğday
Küçük akarsu
Apansız
Antalya’da turistik
bir belde
NG Kütahya
Porselen’in yeni
yeni seri
W
W
W
W
G.Doğu’da petrol
çıartılan dağ
8
Ün
W
W
W
2
İsrail’in para birimi
17
9
Bir tür cetvel
Henüz, şu anda
W
W
Yapım
Eski dilde su
Açık mavi
W
W
Menzil
Baryumun
simgesi
Otlar
W
W
W
12
Sin
W
Bizmutun
simgesi
Soğuk yenilen
yardımı yemek
W
Baba, cet
21
Ermiş
Kemiklerin
topearlak ucu
W
Bir tür at arabası
W
6
Rusya’da bir
ırmak
Bir spor dalı
W
Saygınlık
Zayıf, güçsüz
Devlet istatistik
Enstitüsü
W
3
Herkes, yabancılar
İyi talih
Barındırma
Ndtada durak
işareti
W
Bir tür başlık
W
Nazım Hikmet’in
soyadı
NG Kütahya
Seramik yeni seri
14
Lezzet
W
W
W
Uyma, boyun etme
4
W
Bir bağlaç
W
W
W
W
Riyaziye
Bir çocuk
oyunu
Yılın bir ayı
Devlet hazinesi
W
W
W
W
Vilayet
Lorentiyum simgesi
16
W
W
Bir peygamber
W
W
W
Eğreti mal
W
W
NG Kütahya
Seramik’in
katıldığı fuar
W
Gelirler
18
W
W
11
İri taneli bir
üzüm türü
Yüzyıl
Merkez
İsviçre’de bir
ırmak
W
W
Kafkasya’da
bir halk
W
İşaret
Kepazelik
W
W
W
İlaç
W
Hektometrenin
kısaltması
NG Kütahya
Porselen’in
Frankfurt’ta
katıldığı fuar
W
Bir sayı
W
Ortadoksların
dini içerikli
resimleri
W
W
W
İki anlama gelen
bir örnek
Zengin, varlıklı
W
Mekke’nin
kuzeydoğunda
bir dağ
Kalayın simgesi
W
W
Şöhret
Tanrısal
W
5
Gidiş
Hastalık
Bir pamuk türü
W
W
W
Bir nota
Türk Malı’nı
simgeler
Nispet
W
Afrika’da bir ülke
W
W
İnanç
W
Nikelin simgesi
W
W
Sanat eserlerinin
sergilendiği yapı
W
13
W
W
W
Yeryüzü,
dünya
Kudret,
iktidar
10
ANAHTAR
CÜMLE
98
1
2
3
13
14
4
15
5
16
6
17
18
7
8
9
19
20
21
10
11
12
W
2
NG Kütahya
Seramik
yeni seri
W
NG Kütahya
Seramik
koleksiyonu
Temiz
Bir organımız
W
Konut
20
Bir işaret sıfatı
W
Karadeniz’de bir
iç deniz
Kiloamperin
simgesi
W
W
Bir nota
W
Para çekme
makinesi
W
Bir tür yağlı
çörek
W
Besin değeri
yüksek sıvı

Benzer belgeler

Kütahya Porselen`e

Kütahya Porselen`e 78 BİZDEN HABERLER

Detaylı

alabilirsiniz

alabilirsiniz Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş

Detaylı

alabilirsiniz

alabilirsiniz Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13 www.ngdergi.com facebook.com/ngdergi twitter.com/ngdergi NG Dergisi, NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. tarafından 3 ayda bir yayınlanır ve ücretsi...

Detaylı