90 Günlük Suriye Öngörüsü

Transkript

90 Günlük Suriye Öngörüsü
90 Günlük Suriye Öngörüsü:
Kuzey Suriye’de Esed Rejimi ve Müttefikleri
Genevieve Casagrande, Christopher Kozak, and Jennifer Cafar - Şubat 24, 2016
Esad’ın yanında pozisyon alan Rusya ve İran’ın Suriye’deki çatışmalardaki artan rolü, 2016 Şubat ayı itibariyle Esad rejmini en
güçlü aktör konumuna getirdi. 2015’in ilk yarısında ardı ardına gelen kayıplardan sonra İran’ın kara unsurları ve Rusya’nın hava
desteğini arkasına alan rejim güçleri, Kuzey Suriye’de Eylül 2015’ten bu yana hem silahlı muhalefete hem de IŞİD’e karşı
savaşın dengesini önemli ölçüde değiştiren kazanımlar elde etti. An itibariyle Esad, Halep’in çevrelenmesi ve izolasyonu ile
Suriye sahili boyunca güvenli ve savunma amaçlı bir hat oluşturmak gibi birkaç askeri hedefe ulaşmış durumdadır.
ABD,
Türkiye, Suudi Arabistan veya BAE tarafından bir müdahale yapılmadığı sürece rejim ve müttefiklerinin sahada elde ettiği
kazanımları devam ettirmesi muhtemeldir. Rus harekat planlamacıları, Suriye çatışmasında uygulamaya koydukları cephe
havacılığı, muhasara savaşı ve çoklu-eş zamanlı-ardışık operasyonlar gibi Rus doktrinleri yoluyla, ülkenin kuzeyindeki
operasyonları başarılı bir şekilde tasarladı. Bu yenilikler, Suriye-Rus-İran ortak askeri operasyonlarını önceki operasyonlara
göre daha uzun süreli olarak etkili hale getirdi. Yine de 90 günü aşan bir zaman diliminde sayısı giderek artan rejim ve
müttefiklerin taarruzu, rejim güçleri muhalefetin elinde bulundurduğu noktalara ilerlemeye çalıştıkça daha fazla kayıpla
sonuçlandı. Bu sebeple gelecek 3 ayda da süregelen insan gücü eksikliği, zayiat ve muhalefetin operasyonları karşısında bu
operasyon ivmesini sürdürebilmek için İran ve Rusya’nın karadaki düzenli yardımının elzem olduğu söylenebilir.
Şam rejiminin Haziran 2015 döneminde çökme ihtimali bulunmasına rağmen Rusya’nın Suriye’deki savaşa direkt müdahalesi
çatışma dengesini tamamen değiştirmiştir. Daha önce yayımlanan öngörü raporunda (Eylül 2015) temel olarak 6 varsayımda
bulunulmuş, bir tanesi ise belli bir süre geçerli olmasına rağmen öngörülen sürenin tamamına bakıldığında geçerliliğini
yitirmiştir. Söz konusu raporda Rusya’nın, Şam rejiminin çöküşünü önlemek üzere savunma pozisyonunu koruyacağı ve saldırı
pozisyonuna geçmeyeceğini öngörmekteydi. Rus hava operasyonlarının ilk birkaç haftasında bu öngörü geçerli olmasına
rağmen, Rus hava operasyonları Ekim ayı ortasından itibaren İran-Şam taarruz birliklerine direkt destek sağlayan bir şekle
büründü. Rusya ve İran’ın Suriye’deki agresif operasyonları daha önce rejim, Nusra Cephesi ve IŞİD hakkında yapılmış
varsayımları da derinlemesine etkilemiştir.
22 Şubat’ta ilan edilen ateşkese rağmen, Kuzey Suriye’deki çatışmaların gelecek 3 ay boyunca devam etmesi muhtemel
gözükmektedir. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Batı Halep’in Nusret cephesi ve diğer (sözde) ‘yasadışı silahlı gruplar’ tarafından
kontrol edildiği açıklamasına rağmen Batı destekli grupların sahadaki nüfuzu devam etmektedir. Bu sebeple Rusya’nın; Nusret
Cephesi ve IŞİD’i hedef aldığını iddia ederek, ateşkese rağmen Halep’i hedef almaya devam etmesi muhtemeldir. Aynı süreçte
Suriye Yüksek Müzakere Konseyi, ateşkes kararına, BM Güvenlik Konseyi’nin ‘esirlerin salıverilmesi, sivil bölgelerdeki kuşatma
ve bombardımana son verilmesi’ tavsiyesinin uygulanması şartıyla katılacağını bildirmiştir. Ortak ateşkes kararına rağmen
kuzey Suriye’de çatışmalar devam edecektir. John Kerry de, ateşkesin gelecek 3 ay içerisinde mesafe kat edememesi halinde
‘ABD’nin B Planını uygulamaya koyacağını’ açıklayarak ateşkes konusundaki umutsuzluğunu ima etmiştir.
İran ve Rusya’nın Halep ve Lazkiye’deki müdahaleleri, savaş bölgelerini, orta vadede Esad’ın koltuğunu korumaya devam
etmesi ihtimalini güçlendirecek şekilde değiştirmiştir. Gelecek 90 günde rejim güçleri ve Rus destekli Suriye Kürtlerin operasyon
ivmesini devam ettirmesi muhtemeldir. Rejim henüz kazanmamıştır fakat taktik ve operasyonel olarak farklılıklar
gözlemlenmektedir. Kuzey Suriye’de rejim ve müttefiklerinin hareket tarzları bölgesel kriz ve çatışmayı daha geniş bir alana
yayacak ve nihayetinde ABD çıkarlarını tehdit edebilecek sonuçlar üretebilir. Örneğin, Rusya, Suriye –Türkiye sınırında Halep
ve Lazkiye bölgelerindeki muhtemel operasyonlarla Türkiye ile gerginliği tırmandırabilecek önemli fırsatlara sahiptir. Aynı
zamanda Türkiye de kuzey Suriye’de sınıra bitişik veya alternatif bir bölgede Halep civarında bir güvenli bölge oluşturma
isteğini dile getirerek bölgedeki müdahalesini derinleştirmeyi amaçlamaktadır.
Aşağıdaki bölümlerde, rejim ve müttefiklerinin Kuzey Suriye’deki Muhtemel Hareket Tarzı (MEP)
ve Olasılığı En Yüksek
Tehlikeli Senaryo (OEYTS) detayları bulunmaktadır. Bu rapor rejim, İran ve muhalefete ait açık kaynaklı materyallerden elde
edilen bilgilerden hareketle hazırlanmıştır.
90 GÜNLÜK SURİYE ÖNGÖRÜSÜ
www.muslimport.com
1
REJİMİN HEDEFLERİ
Siyasi Hedefler:
• (Suriye rejimi) Savaş sonrası Suriye’de, Beşar Esad’ın savaş öncesi Suriye topraklarındaki idaresini
korumak-iade etmek, Suriye’nin idari otoritesi olarak uluslararası meşruiyet kazanmak, Silahlı muhalefeti
uygun koşullarda tam silahsızlandırmak.
• (İran-Rusya) Rusya ve İran’ın lehine olacak şekilde silahlı muhalefeti müzakere yoluyla veya güç
kullanımıyla teslim olmaya mecbur etmek.
• (İran) Direniş Ekseninin bir üyesi olarak Beşar Esad tarafından yönetilen Suriye rejiminin devamını
sağlamak.
• (Rusya) Ortadoğuda bir üs olarak –Esad şartı olmaksızın- Suriye devletinin devamını sağlamak, Doğu
Akdeniz’deki askeri üssü muhafaza etmek, Ortadoğuda ABD otoritesine karşı çıkmak, NATO ve ABD
liderliğindeki Anti-IŞİD koalisyonunu sona erdirmek.
• (Hizbullah) Direniş Ekseninin bir üyesi olarak Beşar Esad tarafından yönetilen Suriye rejiminin devamını
sağlamak.
Askeri Hedefler:
• (Rejim) Halep’i kuşatmak ve nihayetinde kontrol altına almak, muhalefeti Şam ve çevresinden çıkarmak,
ülke çapında ordunun varlığını sağlayarak toprak bütünlüğünü sağlamak.
• (İran-Rusya) Rejimin üstün savaş pozisyonunu korumak, M5 otoyolu ve Suriye sahili boyunca rejimin
merkez bölgelerini savunarak koruma altına almak, stratejik ve operasyonel olarak önemli muhalif
noktalara operasyon düzenlemek.
• (İran) Suriye üzerinden Lübnan Hizbullah’ına lojistik destek bölgeleri elde etmek, İran nüfuzunu
genişletmek için Proxy (vekil aktörler) ağı kurmak, Golan tepeleri boyunca güney Suriye’de İsrail’e karşı
konumlanmak.
• (Rusya) Doğu Akdeniz’de uzun vadeli üs erişimini güvence altına almak.
• (Hizbullah) Golan tepeleri boyunca güney Suriye’de İsrail’e karşı konumlanmak, Suriye-Lübnan sınırını
muhalif gruplardan korumak, Suriye üzerinden İran bağlantısını güvence altına almak.
MEVCUT DURUM
Rejim güçleri savaş bölgelerinde ivme kazandı. Rusya, 30 Ekim 2015 itibariyle ‘IŞİD ile Küresel Mücadele’m
adı altında muhalif gruplara hava operasyonları başlattı. Yine de Rusya, rejimin muhalifleri sahil bölgesine
kadar ilerleten 6 aylık mevzi kaybının ardından rejimi desteklemeye yoğunlaştı. Rusya düzenlediği hava
saldırılarını IŞİD’den daha çok ana akım muhalefeti zayıflatma aracı olarak kullandı. İran, hem Devrim
Muhafızları hem de yabancı proksilerle (vekil savaşçılar) askeri varlığını iki katına çıkardı. Halep, Lazkiye ve
Şam’da Rus hava operasyonları ile İran kara manevraları muhaliflerin savunmasını derinden etkiledi. Orta
vadede muhalifler üzerindeki bu baskının devam etmesi halinde, silahlı muhalefet stratejik kayıplar
yaşayacaktır.
Siyasi süreç de kötüleşmeye devam ediyor. Bu konudaki girişimlere rağmen, Suriye iç savaşına dair
müzakere edilmiş bir plan bulunmuyor. Rus müdahalesi siyasi durumu da derinden etkiledi ve Esad’ın
koltuğunu koruma ihtimali daha da güçlendi. Mevcut şartlar altında silahlı ve siyasi muhalefetin silah
bırakacağı ya da güç paylaşımına dayalı geçiş hükümetini kabul edeceği muhtemel gözükmüyor.
90 GÜNLÜK SURİYE ÖNGÖRÜSÜ
www.muslimport.com
2
Silahlı muhalefetin büyük bölümü çözüm için Esad’ın gitmesini önceliyor.
Suriye’deki mevcut siyasi durum bölgesel aktörleri de çatışmanın içerisine çekiyor. Kuzey Suriye’deki rejim
kazanımları Türkiye, Suudi Arabistan ve muhalefeti destekleyen ülkeler tarafından daha geniş askeri
operasyon ihtimalini beraberinde getiriyor. Türkiye, Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn, rejim güçleri Şubat
içerisinde Halep’i kuşatma altına almaya çalışıyorken kara müdahalesini sıklıkla dillendirmişlerdi. Türkiye bu
grubun başında geliyor ve Şubat ayı içerisindeki hamleleriyle Halep’in kuzeyinde sınıra bitişik bir kontrol
noktası kurabilecek durumda. Şubat ayının ortalarından itibaren aralıklarla Kürt güçlerini top atışlarıyla hedef
almıştı. Şubat ayı içerisinde Idlib’ten Azez bölgesine, Türkiye üzerinden 2000 kadar muhalif unsurun geçiş
yaptığı da bilgiler arasında. Türkiye’de hem IŞİD hem de PKK tarafından yüksek can kaybı ile sonuçlanan
eylemler Türkiye’nin Suriye’deki, özellikle sınır hattındaki (örneğin Halep kuzeyinde Kürt güçlerin vurulması,
başka bir noktada –Fırat’ın doğusunun hedef alınması) hamlelerini arttırabilir. Bu saldırılar Esad ve
müttefiklerinin birlikteliğini arttırarak Suriye’nin bir üs olarak kalmasını isteyen yabancı destekçilerin
pozisyonu güçlendirebilir.
90 GÜNLÜK SURİYE ÖNGÖRÜSÜ
www.muslimport.com
3
90 GÜNLÜK SURİYE ÖNGÖRÜSÜ
Muhtemel Hareket Tarzı
Rejim ve müttefikleri 3 aylık askeri hedefleri doğrultusunda -büyük ihtimalle- Suriye'nin kuzeyindeki 3 ana
hedefin peşinde olacaklar:
- Suriye sahili boyunca uzanan rejim bölgesi için bir savunma bölgesini güvenceye almak.
- Halep şehrini kuşatma altına almak.
Rusya, İran ve Suriye'nin askeri operasyonları, rejim ve müttefikleri tarafından belirlenen siyasi hedefleri
kazanmak için hâli hazırda yeterli. Rusya aynı zamanda kendi bölgesel hedeflerine ek olarak iki operasyonel
hedef peşinde:
1- Uluslararası koalisyondan önce IŞİD karşıtı operasyon düzenlediğini kanıtlamak.
2- Koalisyon güçlerinin hareket alanını kısıtlamak.
Halep’in Kuşatılması
Rejim güçleri, muhtemelen önümüzdeki 90 günde,
muhaliflerin elindeki Halep şehrini tamamen
kuşatmak isteyecekler. Suriye rejimi ve müttefikleri,
İran Devrim Muhafızları tarafından desteklenen ve
yine İran destekli Lübnan Hizbullah’ı, Iraklı ve
Afgan Şii milislerle desteklenen dirençli bir askeri
birliğe sahipler. Bu kuvvet, Türkiye’den Halep içine
uzanan Muhabere Hattı(MH)’nı Rusya’nın da hava
desteğiyle önemli ölçüde tahrip ettiler, Halep’i
tamamen kuşatmak için uygun bir pozisyondalar.
Açık arazideki zırhlı birliklerin ve hava güçlerinin
karşılaştırmalı üstünlüğünden faydalanmasına izin
veren bu yaklaşım, muhaliflerin elindeki Halep’in
yoğun nüfusunu muhtemelen etkileyecek. Rus
savaş uçakları ağır hava bombardımanıyla
Anadan, Huraytan ve Kafr Hamra’daki muhalif
pozisyonları baskı altına alarak bu kuşatma
operasyonu için şartları belirlemeye başladı. Eğer
başarılı olunursa, rejim kuvvetleri muhtemelen
Halep'in ve kuzeybatı varoşlarının kuşatmasını
sürdürecekler. Rejim ve müttefikleri Halep'i,
Kürtlerin elindeki Şeyh Maksud bölgesiyle
bağlayarak, kuzeybatı bölgesinden ayırmaya
çalışacaklar. Rejim ve müttefikleri muhtemelen
minimum zayiatla muhalif güçleri teslim olmaya
zorlayarak Halep'e karşı yavaş bir kuşatma ve
muhasara uygulayacaklar. Halep'in kuşatılması
muhtemelen üç ayı aşacak uzun bir operasyon
90 GÜNLÜK SURİYE ÖNGÖRÜSÜ
olacak. Halep içinde herhangi bir çatışma her şeye
rağmen muhaliflerin işine gelir. Rejim insan gücü
eksikliğini hissetmeye devam edecek, bu da onları
İran destekli kuvvetlere güvenmeye sevk edecek.
İran'ın destek vermeye isteğinin olup olmadığı ya
www.muslimport.com
4
da desteğini devam ettirmeye gücü yetip yetmediği
ise belirsiz. İran destekli Lübnan Hizbullah'ı ve Irak
Şii milisleri gibi güçler aynı zamanda temizleme
operasyonunu yönetmek için yetersiz kalacaklar.
Muhalefet, eğer Halep’in savunmasını rejim
kuvvetlerinin insan gücünü zorlamaya ve sayılarını
İran’ın yenilerini göndermesinden daha hızlı
azaltmaya yönelik bir savunma tasarlarsa, kayda
değer bir avantaja sahip. Rusya, şehir içerisinde
hava operasyonlarının etkisi azalacağı için rejim
güçlerine sürekli yakın hava desteği sağlama
gücünü elinde tutamayacak. Halep içindeki özel
muhalif savunmaları hedef almanın ve kimliklerini
belirlemenin zorluğu Rusya'yı muhalif bölgelerde
gelecekteki operasyonlar için belirlenmiş hedefli
saldırıları yönetmekten ziyade, geniş yapısal hasar
vermeye itecek.
Rejim ve müttefikleri, saldırı pozisyonlarının
yanında defansif anlayışlarını da korumak
durumunda. Rejim özellikle Halep ve batı
kırsalından gelebilecek muhalif saldırılarına cevap
vermek zorunda kalacak. Muhalif gruplar son
zamanlardaki kayıpların ardından 3 operasyon
odasının kurulduğunu duyurmuştu ki bu da geniş
kapsamlı bir ortak harekat anlamına gelir. Batı
Halep’te rejimin elinde bulundurduğu noktalar, tünel
90 GÜNLÜK SURİYE ÖNGÖRÜSÜ
bombası gibi tehlikelere karşı korumasız noktalar.
Rejim ve müttefikleri, kendi nüfuslarına gereken
ihtiyaç maddelerini temin edebilmek ve lojistik yolu
açık tutabilmek için Halep’teki Muhabere Hattını da
korumak zorunda. Şubat ayı içerisinde rejimin
Doğu Halep’te, Itriye yakınlarında IŞİD’e karşı bir
cephe açtığı biliniyordu, bu cephe hem yakınlardaki
petrol bölgelerini hem de ikmal yolunu koruma
açısından önemli. Rejim güçlerinin Halep’te
maksimum güçlerini kullandığına dair de önemli
ipuçları var. Özel kuvvetlerin ön cepheden uzakta
bulunması bunun göstergelerinden biri. Halep
civarında kesintiye uğrayan kara operasyonu ise
muhalefete toparlanmak için gerekli zamanı
sağlamış olabilir. Bu kesintide İran’ın yüksek
sayıdaki milis kaybı sebeplerden bir tanesi. İran bu
bölgede beklenenin çok daha üstünde kayıp
verebilir.
Rejim güçlerinin Ahras ve Miksan’ı ele geçirdiği 16
Şubat’taki en son önemli ilerleyişinden sonraki 3
hafta içerisinde, kuzeydeki saldırı harekatları
devam ederse, rejim güçlerinin Halep’teki iymeyi
sürdüreceği söylenebilir. Rejimin Ekim 2015-Güney
Halep operasyonlarında görüldüğü gibi, rejim
güçleri 1-3 haftada bir ‘sıfırlama’ periyotları
www.muslimport.com
5
kullanıyor. IŞİD’in 23 Kasım’da Muhabere
Merkezi’ne saldırdığı operasyonlar boyunca, rejim
güçleri güney ikmal yolunu açabilmek için karşı
saldırı başlatmak zorunda kalmıştı. Mevcut ateşkes
süreci, rejimin karakteristik duraklama süresinin
kayıpsız geçmesini sağlayabilir. Halep’te devam
eden kara ve hava operasyonları Lazkiye kırsalı ve
Idlip’te muhalefetin yeni bir cephe açmasına da
neden olabilir.
Rejim yanlısı güçler ateşkes ilanı öncesinde Halep’i
çevrelemeyi başaramadılar. Operasyonlar
sonuçlanmış olabilir fakat bu operasyonlar şehri
terk etmek isteyen sivil ve muhalif unsurlara bir
koridor bırakmak üzere tasarlanmış olabilir. Bu
durumda rejim yanlısı güçler, Halep’in kendisini
izole etmeyi değil orada kalan muhalif askeri
güçleri çevrelemeyi planlıyor. Kentsel bölgenin
sivilden arındırılması hem yıkılışını kolaylaştıracak
hem de Türkiye ve toplumun olumsuz bir tepki
vermesi ihtimalini azaltacak. Yakın zamanda IŞİD’e
karşı doğu Halep’te ve Şam’ın kuzeyinde kalan
Kalamun Dağları’ndaki temizleme
operasyonlarında olduğu gibi, rejim güçleri bu
taktiği daha önceleri başka yerlerde de kullanmıştı.
Azez’in Türkiye’nin destek yolu üzerinde bulunması
ve Mare’nin IŞİD’e karşı Halep’in kuzeyinde
direnişe bir tutunma noktası olması dolayısıyla bu
iki şehir direnişe operasyonel önem sağlamakta.
Rejim yanlısı güçler, YPG’nin bu kazanımlarına
rağmen kendi kuzey kanadını etkili bir şekilde
güvenlik altına aldı ve kuzey Halep kırsalındaki
rejim ilerlemelerini muhalefet saldırılarından
koruyacak tampon bölgeyi oluşturdu. İran medya
kaynakları bu kazanımları, Rusya hava
saldırılarının sağladığı ‘önemli destekle’ YPG ve
rejim arasında ‘dile getirilmemiş bir işbirliği’ olarak
değerlendirdi. Azez veya Mare’nin ele geçirilmesi,
bölgedeki Kürt güçleri şiddetli top atışlarıyla hedef
alan Türkiye’den bir tepki gelmesine neden
olacaktı.
Bu arada, Rusya YPG’ye hava desteği verebilmek
için muhalif güçlere karşı şehrin kuzey bölgesinde
ikinci bir cephe açtı. Rusya destekli YPG, Kürtler ve
müttefiklerinin iki önemli anahtar şehri, Mare ve
Azez’i ele geçirdi ve bu bölgelerde konuşlandı.
90 GÜNLÜK SURİYE ÖNGÖRÜSÜ
Kürt YPG güçlerinin, daha önceden muhaliflere ait
olan araziye doğru devam eden genişlemesi
giderek Türkiye’yi, Suriye İç Savaşına SuriyeTürkiye sınırında güvenli bölge oluşturmayı da
www.muslimport.com
6
kapsayan bir direkt askeri müdahalede bulunacak
şekilde kışkırtıyor. Azez’in, Türkiye aracılığıyla
Idlib’den 2000 muhalif savaşçıyla güçlendirilmesi
Türklerin Azez’i elde tutmasını, Türk güçlerinin
güvenli bölgeye açılmadan YPG’yi saldırıları
durdurmaya zorlayabilir.
Rejim Yerleşim Bölgelerindeki Kuşatmaların
Kaldırılması
Rejim aynı zamanda, muhalifler elindeki İdlib
şehrinin kuzeyinde kalan kuşatılmış rejim yanlısı
Fu’ah ve Kefraya yerleşim yerleri üzerindeki
kuşatmaları da kaldırabilmeyi planlıyor. Hem İran
medya kaynakları ve hem de İran destekli Irak Şii
milis güçleri yöneticileri bu iki kuşatılmış şehirde
ortak savunma oluşturmak için gelecekte yapılacak
olan operasyonları dile getirdi. Çoğunluğu Şii olan
Fu’ah ve Kefraya nüfusunun rahatlatılması özellikle
İran ve onun vekilleri için büyük sembolik bir zafer
olacak. Bu iki şehir üzerindeki kuşatmaların
kaldırılması için çağrı yapılmaya, rejim yanlısı
güçlerin Halep şehrinin güneyinde büyük
kazanımlar elde etmesiyle rejimin kuşatma
bölgelerine 18 km kadar yaklaştığı bir ortamda,
Kasım 2015 gibi erken bir tarihte başladı. Halep ile
bu yerleşim yerleri arasındaki muhaliflerin ellerinde
tuttukları bölgeyi temizlemek için yapılacak başarılı
bir operasyon ise son derece imkân dışı
gözükmektedir. İdlib bölgesindeki direniş güçlerine
ait arazilere doğru ilerleme rotası üzerinde Taftanaz
da dâhil olmak üzere birçok sağlam kilit noktayı ele
geçirebilmek için rejim yanlısı güçlere ihtiyaç
duyulacaktır. Bu temizleme operasyonları rejim
yanlısı güçlerde fazlaca kayba neden olacaktır. En
azından 4 Kasım 2015'den bugüne, gelecekteki bu
potansiyel destek hattını yumuşatmak için Rus
hava bombardımanları başlatıldı ve düzenli bir
şekilde bu bölgeyi hedef almaya devam ediyor.
Fakat eğer rejim, Halep bölgesinde aksiliklerle
karşılaşmaya devam ederse bu cephenin önceliği
düşürülebilir.
IŞİD-Karşıtı Güçlerin Manevra Potansiyelleri
Rejim yanlısı güçler Kasım 2015’te, şimdiye kadar
kuşatma altında bulunan Kuveyrs hava üssünün
rahatlatılmasıyla IŞİD’in elinde bulunan Halep
bölgesindeki El-Bab şehrini ele geçirmek
yönündeki gelecek operasyonlara uygun koşulları
90 GÜNLÜK SURİYE ÖNGÖRÜSÜ
oluşturdu. Hava üssü için yeni bir koordinasyon
oluşturulmasını takip eden aylarda “Tiger Forces”
adlı özel kuvvetler öncülüğündeki rejim yanlısı
güçler, Halep’in güneydoğusunda kalan ve anahtar
lojistik bir konumda olan es-Safira çevresinde
kalmış IŞİD savaşçılarını çevrelemek ve zayiata
uğratmak için operasyonlar düzenledi. Rejim
güçleri Halep termal elektrik santralini IŞİD
güçlerinin elinden 16 Şubat’ta aldı ve o kısmı
tamamen çökertmek için 21 Şubat’ta ilerlemeye
devam etti. Rejim yanlısı güçler Şubat’ın son
haftasında IŞİD’e karşı doğu Halep bölgesinde
ikinci bir operasyon dalgası başlatmayı planlamış
olabilir. Rejim yanlısı güçler, Kuveyrs hava üssünün
doğusunda kalan ve IŞİD’in elinde bulunan Deyr
Hafer’i ele geçirmeye ve böylece kentin güneyinde
kalan arazideki IŞİD mevzilenmesini kuşatacak bir
manevraya temel oluşturmaya çalışabilir. Rejim
güçlerinin Halep’in doğu kırsallarındaki kontrolünün
sağlamlaşması, es-Safira gibi rejime ait ana
mevzilere, onları gelecekteki IŞİD saldırılarına karşı
koruyacak şekilde, tampon oluşturacaktır. İran
medyası bu harekâtları Al Bab’ı ele geçirmeden
önce yapılması gereken harekâtlar olarak görüp
“Halep üzerindeki tehditleri kaldırmak ve güvenlik
destek hatları oluşturmak” olarak niteliyor.
Rejim yanlısı güçler son aylar içerisinde IŞİD’in
elinde bulunan ana kentlerden olan El Bab’ın
güneyinde yeni konuşlanma noktalarına erişti.
Gelecekteki potansiyel bir El Bab'ı ele geçirme
operasyonu, IŞİD'e karşı Rusya-İran-Suriye
birlikteliğinin etkili olduğunu göstermede rejim ve
destekçileri için eşsiz bir fırsat olacaktır. Rejim ve
onun yabancı destekçileri, Başkan Esad'ı
Suriye'nin tek meşru yöneticisi ve sivillerin
güvenliğinin tek etkin sağlayıcısı olarak görmek
istiyor. Rejim ve müttefikleri, bölgede ABD
öncülüğündeki koalisyon güçleri tarafından
yürütülen IŞİD karşıtı operasyonları kendi lehlerine
kullanabilmek, ABD ve onun müttefiklerinin stratejik
planlarını bozabilmek için böyle bir operasyon
ayarlaması yapabilirler. Rusya, Suriye'ye askeri
müdahalesini haklı çıkarmak ve IŞİD-karşıtı
savaşın liderliğini üzerine almak için IŞİD'e karşı
etkili bir mücadele yürüttüğünü göstermek istiyor.
www.muslimport.com
7
Suriye Sahillerine Tampon Oluşturma
Rejim önümüzdeki 3 ay içerisinde, elindeki merkezi
bölgeyi güvenli tutabilmek için Suriye kıyı şeridine
önem ve öncelik vermeye devam edecektir. Rejim,
Kasım 2015 ortalarında başlamış olan hücumlarını
başarılı bir şekilde bitirebilmek için, Lazkiye
bölgesindeki Cebel Ekrad dağlarında arta kalan
direniş güçlerine ait son mevzileri de temizleme
operasyonlarına devam edecektir. Rusya ağır hava
saldırıları, saldırı planlarında destekleri, ağır
silahlar ve zırhlı araçlarla bu operasyonlara geniş
destek sağladı. Cebel Akrad, Türkiye üzerinden
kaynak desteği ve savaşçı aktarımlarının rotası
olduğu için operasyonel açıdan direniş için önemli
olmaya devam ediyor. Rejim güçleri Ocak 2016’da
direnişin savunma hattının büyük kısmını kırdı ve
direnişin kaleleri olan Salma ve Rabi’ah’ı ele
geçirdi.
Rejim yanlısı güçler daha sonra 18
Şubat’ta direnişin elinde tuttuğu Kinsaba’yı ele
geçirerek rejim güçlerini, Idlib bölgesinin
güneybatısındaki direnişin kalesi olan Cisr’uş
Şuğur’un 15 km. kadar yakınına getirdi. Rejim,
Lazkiye bölgesindeki rejim savunmasını
müstahkem kılabilmek ve Suriye kıyısına doğru
gelecekte yapılması muhtemel saldırıları
engelleyebilmek için, büyük ihtimalle gelecek 6 ay
içerisinde Cisr’uş Şuğur’u ele geçirmek istiyor.
Fakat yine de dağlık bir bölge olan Lazkiye’yi
temizlemek zor gözükmektedir. Burada Nusret
Cephesi, Ahrar’uş Şam, diğer Selefi-cihatçı gruplar
ve hatta ABD’nin TOW (omuzdan havaya-karaya
güdümlü füzeler, genellikle tanksavar) füze
yardımını alanlar var ve büyük ihtimalle bu
cephelerin arkasında rejime karşı sınırlı çapta
operasyon yürütebilme imkânlarını koruyacaklar.
Rejim yanlısı güçler tarafından yapılabilecek
Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo (OEYTS)
(OEYTS) #1: Kürt-Türk Sınır Ötesi Çarpışma
Rejim ve onun müttefikleri için gelecek 90 gün
içinde mümkün olan en tehlikeli hareket Kürtlerle
Türkiye arasında sınır ötesi çarpışmayı ateşleyecek
bir Rus desteğinin Suriye Kürtlerine verilmesidir.
Rusya Suriye’de kısa bir süre içerisinde
gerçekleştirilebilecek birçok şiddetlendirici ihtimali
elinde bulunduruyor. Rusya, Suriye Kürtlerine
onların Azez, Cerablus veya Suriye-Kürt sınırındaki
90 GÜNLÜK SURİYE ÖNGÖRÜSÜ
herhangi bir alanı ele geçirebilmesine imkân
tanıyacak bir Özel Operasyon Gücünü, artırılmış
hava desteğini veya başka direkt bir desteği
sağlayabilir. Rusya hava sahasını daha sık ve daha
geniş kullanarak, ABD öncülüğündeki IŞİD-karşıtı
koalisyonuna meydan okuyup çatışmanın
çözülmesi adına veya kendisinin IŞİD-karşıtı
cepheyi yönetebilecek kapasitede olduğunu ve
hatta yöneteceğini ispatladığı gerekçesiyle
koalisyonu, yaptıkları IŞİD-karşıtı hava
operasyonlarında sınırlayabilir.
Suriye Kürtleri, Halep bölgesindeki IŞİD elinde
kalan son kısmı da ele geçirip Kuzey Suriye’deki
Kürt çoğunluğa sahip üç kantonu birbirine
bağlamak olan uzun soluklu ana hedeflerini devam
ettirmekte. Türkiye Kürt kantonlarının
birleştirilmesini kendi sınırlarına yönelik bir tehdit
olarak algılıyor. Hem Rusya hem de Kürtler,
Türkiye ile çatışmanın tırmandırılmasını devam
ettirmek yolunda dürtülere sahip. Rusya, Türkiye
yönetimini 24 Kasım’da bir Rus jetinin Türk savaş
uçakları tarafından düşürülmüş olması sebebiyle
cezalandırmak istiyor. Bu istekleri Rusya’yı, Halep
bölgesindeki Afrin kantonu ile Kobani arasında
bağlantı kurulmasını sağlayacak bir operasyonda
YPG milislerini desteklemeye itebilir. Türkiye ise
muhtemelen YPG’ye misilleme yapacaktır. Eğer
durum böyle olur, Türkiye Kuzey Suriye’de böyle bir
misilleme yapmaya kalkışırsa bu PKK ve
muhtemelen Irak Kürt Bölgesinde bulunan ayrılıkçı
grupları (PKK uzantıları) da içine çekecek bir sınır
ötesi bir çarpışmayı ateşleyebilir. Hâlihazırda bu
gerilimler YPG’nin kuzey Halep bölgesindeki Azez
ve Mare muhalif kalelerini ele geçirecek konuma
yerleşmesiyle Şubat 2016’da tırmanmıştı.
Erdoğan’ın Azez konusunda, Türk güçlerini direkt o
bölgeye sokmak yerine muhalif güçlere desteği
kaydırmasını da içeren dikkatli değerlendirmesi
gösteriyor ki, bu en tehlikeli senaryoyu mümkün
olduğunca ötelemeye çalışıyor.
Türkiye ile Kürt grupları arasındaki direkt bir
çatışma, ABD önderliğindeki IŞİD-karşıtı harekâtın
iki anahtar bileşeniyle hassas ilişkiler sürdürmekte
olan ABD’yi zorlayacaktır. ABD, Suriye’de IŞİD’e
karşı en etkili mücadeleyi yürüttüğünü iddia ettiği
yerel ortağı olan YPG ile olan birlikteliği –ki bu
Türkiye ile olan ilişkilerini kurban etmek olacaktırveya önemli bir NATO müttefiki arasında bir tercih
www.muslimport.com
8
yapmaya zorlanacaktır. Rusya büyük ihtimalle
NATO içerisinde bir stratejik bölünmeye sebep
olması için bu kararın verilmesine yönelik
sıkıştırma yapacaktır. Bu arada Türkiye,
muhtemelen YPG ve PKK’ya karşı olan uğraşına
daha fazla odaklanabilmek için IŞİD-karşıtı
savaştaki işbirliğini azaltacaktır. Bu karışıklık
IŞİD’in Kuzey Suriye’de yeniden güç kazanmasına
ve uluslararası IŞİD-karşıtı mücadelenin aylardır
uğrunda çabaladığı kazanımları bir anda hiç
edecek şekilde Türkiye ile olan ilave sınırlarını
güvence altına almasına neden olabilir
muhtemelen. Bu çatışmalar eninde sonunda
ABD’nin Suriye ve Irak’ta takip ettiği stratejik
amaçları baltalayacak yönde bölgesel
düzensizlikleri alevlendirecektir.
OEYTS #2: Halep’in Dağılması
Halep şehrindeki muhaliflerin ellerinde tuttukları
bölgelerin hızlı bir şekilde dağılması, ABD’nin
stratejik çıkarları için ikinci en tehlikeli eylem planını
devreye sokabilir. Muhalefet, muhtemelen,
şehirden vazgeçmeyebilir ancak savaşma
kabiliyetini ya da kapasitesini yitirecek ve doktrinel
olarak açık bir yenilgi ile karşılaşabilir. Halep
ilindeki silahlı muhalefet ABD örtülü desteğini alan
farklı birçok grupla, şimdilerde, Nusra
Cephesi’nden görece bağımsız ve güçlü bir şekilde
varlığını sürdürüyor. Hızlı bir yenilgi, söz konusu
muhalif fraksiyonlar için çok derin sonuçlar
doğurabilir ve çatışma bölgesinde Selefi-Cihadi
gruplar tarafından sağlanan yardımları alabilmek
adına ABD’ye sırt dönmeye teşvik edebilir. ABD,
hızlı bir şekilde kendisini, Suriye’de Halep şehrinde
rejim yanlısı güçlerin muhalifleri bastırabileceği
makul şartlar üzerine diğer seçeneklerden mahrum
kalmış bulacaktır. Nusret Cephesi ve Ahraru-ş
Şam, büyük ihtimalle Batı destekli grupların ve
müttefiklerinin yenilgisini, düzensiz dış desteğe ve
dış yardımlara olan güvenlerinden
(bağımlılıklarından) dolayı kınayacaktır. Nusra
Cephesi, diğer silahlı gruplar arasındaki ve yerel
nüfusun Selefi düşünce kapsamında desteğini
pekiştirmek için bu muhalif grupların güçlerini
azaltmada çıkarlara sahiptir. Muhalif güçlerin Halep
şehrindeki kesin yenilgisi, Nusret Cephesi ve diğer
Selefi-Cihadi grupların söylemini Batı Suriye
boyunca güçlendirebilir. Halep şehrinin hızlı
90 GÜNLÜK SURİYE ÖNGÖRÜSÜ
dağılması, dahası, Batı Suriye’deki radikalleşmeye
ivme kazandırabilir. Bu eğilim, gelecekte Sünnilerle
yapılabilecek muhtemel işbirliğini önlerken ve
ABD’nin Suriye İç Savaşı’ndaki gruplara yönelik
politikasını sınırlarken IŞİD, Nusra Cephesi ve
ABD’nin diğer düşmanlarının güçlenme riskini
doğurabilir.
Halep’teki muhalefetin ani şekilde dağılması, aynı
zamanda, Türkiye’nin Suriye İç Savaşı’na
doğrudan ve tahmin edilemez biçimde müdahale
riskini de taşımaktadır. Türkiye, Halep şehrindeki
muhaliflerin muhafaza edilmesinde dolaylı
çıkarlarını sürdürmektedir. ABD, meseleye
doğrudan dâhil olma konusunda Türkiye’yi
caydırma ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan, kriz üzerindeki kontrolü sürdürmek adına
geliştirdiği tepki politikasına ve Rusya ile yaşanan
krizin kızışma potansiyeli ile ilgili duruma şekil
verme girişiminde bulunmuştur. Halep şehrinin
düşmesi, muhtemelen, Türkiye’yi ABD’nin şekil
vermeyecek ya da kontrol edemeyecek şekilde
olayların tırmanması konusunda provoke edecektir.
Bu potansiyel eylem planı, böylece, risklerin
azaltılması konusunda ABD’nin Halep’teki
yokluğunda ABD, NATO ve bölgedeki diğer
müttefikler için öngörülemez ve tehlikeli bir durum
olarak ortaya çıkacaktır.
Tavsiyeler
Halep’teki çatışmalar giderek belirginleşiyor ve ilan
edilen ateşkese rağmen gelecek 3 ay içerisinde de
devam edeceği muhtemeldir. Esad’ın en büyük
rakibi olan silahlı muhalefetin askeri imkânlarını
ortadan kaldırabilmesi için ihtiyaç duyduğu ivmeyi
kazanması ve kuzeybatı Suriye boyunca kontrolü
sağlaması noktasında Rusya ve İran, rejim
operasyonlarını tekrar hayata döndürdü. Rusya’nın
hava operasyonları ve İran’ın yardımcı kuvvetleri,
rejim güçlerinin Suriye’nin en büyük yerleşim
merkezi Halep’i kuşatma girişimlerinde başarı
sağladı. Kuşatma harekatı binlerce insanın
yaşadığı bölgede oldukça geniş çaplı bir bölgede
insani krizin yaşanabileceği anlamına gelirken bir
diğer taraftan radikal grupların güç kazanabilme
ihtimalini de içerisinde barındırıyor. Söz konusu
rejim operasyonları beklenenden daha önce
yüksek seviyeye ulaşabilir, bu durumda ilerleyen
aylarda rejim ekstra önlemler almak zorunda
www.muslimport.com
9
kalabilir. En olası rejim reaksiyonu, operasyon
odağının ülkenin güneyine ve Golan tepeleri, Şam
çevresindeki muhalif bölgeler olacağı söylenebilir.
Aynı zamanda hava operasyonları ülkenin
kuzeyinde devam ederken, ateşkes süreci ikmal ve
lojistik bir süreç olarak kullanılabilir, kara
operasyonu bir süre için kesintiye uğrayabilir.
Halep merkezli muhalefetin durumu ABD
müttefiklerini de bölgesel karışıklığın içerisine
çekmektedir. Halep’teki Kürt kazanımlarının
ardından, çatışma bölgesinde ABD’nin en önemli
partneri olan YPG’nin Türkiye tarafından sert bir
şekilde hedef alınmasına neden oldu. Rusya’nın
YPG’ye verdiği destek de Rusya-Türkiye
arasındaki gerilimi tırmandırabilir. NATO güney
sınırı olan Türkiye ve Rusya arasında, Suriye
merkezli sınır gerilimi yaşanma olasılığı oldukça
yüksektir. ABD, müttefiklerinin hareket tarzına şekil
vererek Halep’teki liderliğini göstermelidir. ABD,
Türkiye’nin insani bir güvenli bölge kurmasına
destek olmalı, bu bölgeyi Rusya ve rejim savaş
uçaklarından sürekli olarak korumalıdır.
ABD’nin Kuzey Suriye’deki müdahale olasılığı
azalmaktadır. ABD destekli birkaç grup Halep
içerisinde bulunmaktadır, fakat bu gruplar uzun
süreli bir kuşatma halinde varlıklarını koruyamazlar.
Rejim, İran ve Rusya, Nusret Cephesi ve IŞİD’i
kendi bölgelerinden çıkarmakta başarısızdır. Halep
kuşatma operasyonu ateşkes görüşmelerinin
devam ettiği süreçte yapılmıştır. Ateşkes süreci de
Rusya tarafından, Halep’in Nusret Cephesi
tarafından kontrol edildiği iddiasıyla diğer silahlı
muhalif grupların bölgeden temizlenmesi için bir
örtü olarak kullanılabilir.
90 GÜNLÜK SURİYE ÖNGÖRÜSÜ
www.muslimport.com
10

Benzer belgeler