kelebeğin fırtınası retorik

Transkript

kelebeğin fırtınası retorik
marketing europe & anatolia
Tarih: Mart 2015 Sayı: 39
retorik
Sorumsuzluğun
sorumluluğu
büyüktür...
kelebeğin
fırtınası
Diline,
beline
hakim ol!
le
t
i
K
f
e
..
d
.
r
e
o
H diy
ne
İçindekiler
marketing
europe & anatolia
Sayı: 39 Tarih: Mart 2015
İmtiyaz Sahibi
Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve
Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.
e-mail: [email protected]
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.
Genel Yayın Yönetmeni ve
Sorumlu Yazı İşler Müdürü
Elvin Ekşioğlu
e-mail: [email protected]
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.
Kısa Kısa
04 - 07
Teknoloji
10 - 13
Medya Dünyası
14 - 15
Haber ve Fotoğraflar
Agency Europe & Anatolia
Katkıda Bulunanlar
Nurgül Eryıldır Günay
Ali Erdem Ekşioğlu
Seval Duban
Ekim Sölemez
Danışman
Abdullah Ekşioğlu
Röportaj
16 - 19
kelebeğin fırtanası
21
Reklam dünyası
22 - 23
İlan Rezervasyon
Ayşe Yılmaz
Yayın Türü
Süreli Yayın
Yönetim Yeri
Agency Europe & Anatolia
Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad.
Deniz Ap. No: 21 /15
Kadıköy - İstanbul - Tr.
Tel: +90 555 233 24 41
e-mail: [email protected]
Röportaj
24 - 27
retorik
29
Kampanyalar
31 - 39
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film
Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya
da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki görüşler ve hukuki
sorumluluk yazarlara aittir.
Gezi
40 - 49
Bu derginin yayınlanma sürecinde
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.
Game On
50 - 53
Kültür Sanat
54- 55
marketing europe & anatolia
Agency Europe & Anatolia tarafından
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.
mobil: http://m-mea.eksantrik.com
http://www.facebook.com/meadergi
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.
marketing europe & anatolia / 1
Köşe
Elvin Ekşioğlu / [email protected]
( editörden)
8 Mart Dünya Kadınlar Günü...
Bir önceki sayıda Beko ile yaşadığım ürün değiştirme sorunundan bahsetmiş ve
satış sonrası destekte müşterinin beklentisinin karşılanamamasının markalaşmanın
önündeki en büyük engellerden olduğuna değinmiştim. Beko ile olan ürün değiştirme
sorunumu bir hafta içinde hallettikleri için Beko’nun halkla ilişkiler firması Lobby
İletişim ve Etkinlik Danışmanlığına teşekkür ediyorum.
Mart benim için özel günlerle dolu bir ay. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, ardından 30
Mart eşim Abdullah Ekşioğlu’nun doğum günü. Eşim beni mazur görürse ben öncelikle Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamak istiyorum. Umarım kadınların iş, siyaset ve
sosyal hayatta erkeklerle eşit olarak yerlerini alabilmeleri, ahlak ve töre maskesi
giydirilmiş cinsiyet ayrımcılığının sonlandırılabilmesine bir adım daha yaklaşabiliriz.
Bu vesileyle önümüzdeki genel seçimlerde kadın adayların sayısının artması için
hangi parti olursa olsun mensubu olduğunuz partiye baskı yapmayı unutmayın.
Unutmayın ki toplumun her kesimini temsil etmeyen bir meclisten asla tam anlamıyla
bir demokrasi çıkmayacaktır. Normal olanı istemek bazıları için ütopya olarak
değerlendirilebiliyor. Oysa kadınlar toplumun yarısını oluşturduğuna göre meclisin de
yarısında temsil edilmeleri ütopya değildir.
Cinsiyet eşitliği öncelikle zihinlerimizde hatta öncelikle kadınların zihinlerinde aşması
gereken bir engeldir. Eğer biz zihnimizde bu engeli aşabilirsek eşitsizlik diye bir sorun
kalmayacaktır diye düşünüyorum.
Bu arada iyi ki doğdun Abdullah :)
marketing europe & anatolia / 3
Kısa Kısa
Sabancı Holding’in 2014 yılı sonuçları...
Sabancı Holding’in 2014 yılı sonuçlarını açıkladığı
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı
ve Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul gerçekleştirildi.
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı
toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi: 2015’te
ABD’de büyümenin yüzde 3’e yakın olacağı tahmin ediliyor. Son haftalardaki ekonomik ön göstergeler hafif bir
yavaşlamaya işaret edebilir, ama temelde ABD’de büyüme
hız kazandı. Sabancı Topluluğu için 2014 hedeflerimize
ulaştığımız, faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde liderliğimizi
sürdürdüğümüz, pazar payımızı artırdığımız, başarılarla
dolu bir yıl oldu. 2015 yılında da aynı motivasyonla
ve tüm paydaşlarımızla birlikte başarılarımızı devam
ettireceğimize inanıyorum”.dedi.
Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul ise, Sabancı
Topluluğu’nun 2014 yılı finansal sonuçlarını açıkladı. Kurtul şöyle dedi;“Kombine net satışlarımız 2013’e göre %23
artışla 44,2 milyar TL, banka dışı kombine net satışımızise
2013’e göre %27 artışla 27,3 milyar TL oldu. 2014 yılında
konsolide net karımız%20 artışla 2 milyar 79 milyon TL
olarak gerçekleşti. 2014 yılında yüzde 57’sini enerji
sektörüne olmak üzere 3 milyar TL’lik yatırımyaptık.Ana
ortaklığa ait konsolide sermayemiz 19,2 milyar TL, net
aktif değerimiz ise 30,8 milyar TL oldu. Sabancı Holding
olarak 11 halka açık şirketimizle, IMKB piyasa değerinin
%11’ini oluşturuyoruz. 2014’de Topluluğumuzda 1,860
yeni istihdam ile çalışan sayımız 60 bini geçti”.
Şişecam Topluluğu’nun 2014 yılı cirosu...
Şişecam TopluluğuYönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel
Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman,2014 yılı mali sonuçlarına
ilişkin yaptığı değerlendirmede, Topluluğun bazı pazarlarda yaşanan olumsuzluklara rağmen tüm ürün gruplarında
elde ettiği başarıyla 2014 yılı net satış gelirlerinin 6 milyar
876 milyon TL, net karının 420 milyon TL, FAVÖK hacminin ise 1,4 milyar TL seviyesinde gerçekleştiğini belirtti.
Topluluğun tarihinde ilk kez uluslararası satışlarının Türkiye satışlarını aştığını vurgulayan Ahmet Kırman, “Türkiye
cam sektörünün lider firması olan ve 3 kıtada 13 ülkede
ürettiği ürünlerini 7 kıtada, 150 ülkeye ulaştıran Şişecam,
Türkiye başarısının yanı sıra 2014 yılında uluslararası
satışlarında da önemli bir gelişme sağladı. Türkiye’den
yapılan ihracat ile yurtdışı üretiminden satışların toplamını
ifade eden uluslararası satışların toplam satışlar içindeki
payı yüzde 52’ye ulaştı ve böylece Topluluk tarihinde ilk kez
uluslararası satışlar Türkiye satışlarını aştı. Bu kapsamda Şişecam Topluluğu olarak 2014 yılında Türkiye’den
gerçekleştirilen ihracat da 837 milyon dolara ulaştı” diye
konuştu.
4 / marketing europe & anatolia
Kısa Kısa
Koç Holding’in, 2014 yılı sonuçları…
işimize odaklandık. Uzun vadeli düşündük, ülkemiz için çok
çalışarak yatırımlarımızı planladığımız zamanlarda ve bütçelerle tamamladık. Bu yıl da Ar-Ge yatırımları ve patent
geliştirme konusundaki liderliğimizi koruduk. 2014’te toplam
kombine 7,6 milyar TL tutarında rekor bir yatırıma imza attık.
Son 3 yılda gerçekleştirdiğimiz toplam yatırım rakamı ise 19
milyar TL’ye ulaştı. Koç Topluluğu olarak Türkiye’nin uzun vadeli büyüme potansiyeline olan inancımızla, ülkemize en yüksek katkıyı sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Ülkemiz
ve Topluluğumuz için yarattığımız katma değer ve başarılı
sonuçlar, 85 bini aşkın çalışanımız ve yöneticilerimiz, birlikte
Koç Holding, 2014 yılını hem yurt içinde hem yurt dışında
gerçekleşen zorluklara karşın başarılı sonuçlarla kapatırken,
toplam konsolide satış gelirleri 68,6 milyar TL, ana ortaklığaait
net dönem kârı ise 2,7 milyar TL olarak gerçekleşti. Koç
Holding’in 2014 yılı finansal sonuçlarını değerlendiren Koç
Holding CEO’su Turgay Durak, “Tüm dünyada ve ülkemizde ekonomik ve siyasi dalgalanmalara sahne olan 2014
yılını Koç Topluluğu olarak başarılı sonuçlarla kapattık.
Topluluğumuz açısından 2014 yılının önemi, tarihimizin en
büyük yatırım dönemi olmasıydı. Her zaman olduğu gibi
çalışarak milyonlarca tüketicinin hayatına dokunduğumuz
10 bini aşkın bayimiz, güçlü yan sanayi şirketlerimiz ve
çalışanlarımızı temsil eden sendikalar ile oluşturduğumuz
sinerjinin, büyük bir aile olduğumuzun en önemli göstergesi.
Bu başarıya katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum. 2015
yılı yeni yatırımlarımızın meyvelerini alacağımız bir yıl olacak.
Yeni yatırım projeleri geliştirmekten de geri durmayacağız.
Özellikle yurt dışında büyüme hedefine yönelik çalışmalara,
yeni ürün, marka, Ar-Ge ve teknoloji yatırımlarına topyekün
devam edeceğiz” diye konuştu.
Erdemir grubu 50.yılını kutluyor...
de Türkiye’den doğan “dünya klasında bir global endüstri markası” olma hedefine adım adım ilerleyen Erdemir Grubu, 2015
yılından itibaren başlayarak 2019 yılına kadar olan süreçte ise
1 milyar doları aşan yeni yatırımlar yapacak.
Erdemir Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır, “Erdemir
Grubu için 2014 yılı dönüşüm hareketimizin başlangıç yılı oldu”
dedi. “Hedefimiz dünyanın en iyi çelik üreticileri sıralamasında
ilk 3’e girmek” diyen Pandır, “Erdemir’i sadece üretim ve verimlilik açısından sınırlı kalmayıp güçlü finansal pozisyonu, şir2015 yılında 50. yılını kutlamaya hazırlanan Erdemir Grubu,
ket kültürü ve sosyal etki bakımından dünya klasında bir şirket
2014 yılında sergilediği üstün üretim, ihracat ve borsa perfor-
yapmayı hedefliyoruz. Dünyanın saygın çelik araştırma şirket-
mansına ek olarak finansal göstergeleriyle de başarısını kanıt-
lerinden biri olan World Steel Dynamics’in (WSD) dünyanın en
lıyor. Aktif büyüklüğü 15.9 milyar TL (6.9 milyar dolar) olan ve
iyi çelik üreticileri listesinde en iyi 36 şirket arasında 10. sırada
Avrupa Birliği ülkeleri içinde 3. büyük demir-çelik üreticisi un-
yer alıyoruz. Bu listeye Türkiye’den giren tek şirketiz. Geçen yıl
vanına sahip Erdemir Grubu, 2014 yılını küresel dalgalanma-
belirlediğimiz ‘Vizyon 2020’ adını taşıyan hedef plan çerçeve-
lara rağmen, bir önceki yıla göre yüzde 15 artışla 1.14 milyar
sinde dünya klasında bir şirket olma vizyonumuzun tarihini ve
dolar gibi dikkat çekici bir FAVÖK (Faiz Amortisman ve Vergi
yol haritasını ortaya koyduk. Önümüzdeki 5 yıl içinde dünyanın
Öncesi Kar) rakamıyla kapattı. Ulusal ve ihracat olmak üzere
en iyilerinden biri olmak için çalışacağız” diye konuştu. Pan-
toplam satış miktarını bir önceki yıla göre yüzde 5 yükselten
dır, 6 farklı şirketini tek bir çatı altında toplayan Erdemir Grubu,
Erdemir Grubu, 5.3 milyar dolarlık toplam ciroya ulaşarak bir
“Tek Hedef, Tek Yürek, Çelikten Gelecek” sloganıyla harekete
başka önemli finansal sonuca imzasını attı. 2014 yılında 40
geçtiklerini ifade etti.
farklı ülkeye ulaşan ihracatı ve yurt dışında açtığı ofisleriyle
marketing europe & anatolia / 5
Kısa Kısa
Shell Türkiye’ye
Ülke İletişim Müdürü…
Schneider Electric’te atama...
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Elektrik Elektronik Mühendis-
Shell Türkiye’ye Ülke
liği Bölümü’nden 1995 yılında
İletişim Müdürü olarak
mezun olan Cihan Karamık,
Meltem Okyar Perdeci
1999 yılında Schneider Electric
atandı.
Ailesi’ne teknik eğitim uzmanı
İletişim sektöründe 15
yılı
aşan
sahip
olarak katıldı. Karamık sırasıyla
tecrübeye
Meltem
Eğitim Merkezi Müdürlüğü, Pa-
Okyar
zarlama Proje Müdürlüğü, Tica-
Perdeci, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi
Halkla
Tanıtım
İlişkilerve
bölümü
me-
zunudur. Shell Türkiye
Ülke
İletişim
Müdürü
görevine atanmadan önce HSBC Türkiye’de Çalışan İletişimi
Kıdemli Yöneticisi olarak çalışan Perdeci, öncesinde EnerjiSA
İletişim Müdürü görevini sürdürmekteydi. Perdeci, profesyonel
iş yaşamında ayrıca MPR İletişim Danışmanlığı bünyesinde
Türkiye’de faaliyet gösteren ve sektörünün lideri ulusal ve
uluslararası birçok markanın Müşteri İlişkileri Direktörlüğü’nü
ri Verimlilik Sorumluluğu, Proje
Geliştirme Müdürlüğü ve son olarak da Enerji Verimliliği Müdürlüğü görevlerini yürüttü.
1 Ocak 2015 tarihi itibarıyla Kamu ve Stratejik İlişkiler Direktörlüğü görevine atanan Cihan Karamık, aynı zamanda EYODER
(Enerji Yönetimi Derneği) Başkan Yardımcılığı ve ENVER
(Enerji Verimliliği Derneği) İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu
Üyeliği görevlerini de sürdürüyor.
Güç Sistemleri, enerji verimliliği, enerji yönetimi ve sürdürülebilirlik alanlarında uzmanlıkları olan Cihan Karamık, başarılı iş
yaşamının yanısıra çok sayıda teknik yayın, eğitim, seminer
yürütmüştür.
ve konferansa katkı sağlayarak bilgi birikimini ve deneyimlerini
KasapDöner Lefkoşa’da...
Muzipo Kids,
sektörle paylaşmayı görev bilmektedir.
Global Restoran Yatırım-
Salt İletişim’i tercih etti...
ları’nınkonsept ve lezze-
Türkiye’nin
İlk
Çocuk
tiyle
markası
Hareket
Üssü
Muzipo
Lefkoşa
Kids,360
derece
farklılaşan
KasapDöner’in
strate-
restoranı, KKTC Cumhur-
jik iletişim ve dijital iletişim
başkanı Derviş Eroğlu’nun
danışmanlığı
da katıldığı törenle açıldı.
veren SALT İletişim Grupile
“Hambuger
çocuklarına
hizmetleri
anlaştı.
yedirmeye geliyoruz” slo-
Dijital pazarlama ile tam
ganıyla yola çıkan Kasap-
entegre olmuş çağdaş bir yapı ve yeni nesil medya iletişimi
Döner, Kıbrıslı lezzet tut-
anlayışıyla hizmet veren SALT İletişim Grup, müşteri port-
kunlarıyla buluştu.
föyünü genişletmeye devam ediyor.
Türkiye’nin ilk fast-casual
Beş farklı şehirdeki 18 merkezinde, 18 ay- 12 yaş aralığındaki
döner restoranı KasapDöner, sıradışı lezzeti ve farklıla-
çocukların, fiziksel gelişimine hareket eğitimi dersi ile katkıda
şan konseptini, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başkenti
bulunmakla beraber; yaratıcılığını artırıcı oyun ve atölye
Lefkoşa’ya da taşıdı. KasapDöner’in Lefkoşa şubesinin açılışı,
çalışmaları ile hem eğlendiren hem de her açıdan gelişimlerini
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun katıldığı bir törenle
sağlayan Muzipo Kids, 360 derece stratejik ve dijital iletişim
yapıldı.
danışmanlığı hizmetleri veren SALT İletişim Grup’u iş ortağı
İstanbul, Ankara ve Bodrum’da 22 restoranı bulunan Kasap-
olarak seçti.Muzipo Kids merkezlerindeebeveyn – çocuk
Döner, KKTC’deki ilk restoranında,uygun fiyat-kaliteli hizmet
workshopları geçekleşiyor, çocuklar ebeveynleri ile birlikte
dengesini koruyarak misafirlerine hizmet verecek.
doğum günü partilerini verebiliyor, grup olarak aktivitelere
katılabiliyor.
6 / marketing europe & anatolia
Kısa Kısa
Hedef “hedef kitle” konferansı...
Tüm dünyada 645
milyonun
üzerinde
insanın
kullandığı
Twitter,
markaların
ve kuruluşların hedef
kitle odaklı pazarlama
çalışmaları için eşsiz
bir kaynak haline geldi.
“Anındalık” özelliğiyle
diğer sosyal ağlara
kıyasla çok daha etkin
analizler sağlayan Twitter, belirli hedef kitle gruplarına
mesajlarını ulaştırmak isteyen markaların iştahını
kabartıyor.
Twitter’ın hedef kitleye ulaşma açısından taşıdığı
önem, 6 Mart 2015 tarihinde İstanbul Ritz Carlton
Otel’de düzenlenecek olan HEDEF “HEDEF KİTLE”
konferansında masaya yatırılacak. Türkiye’de seçim
kampanyaları kapsamında kullanılan siyasal iletişimin
pazarlama stratejilerine sunduğu katkılara odaklanan
ilk konferans olma niteliğindeki HEDEF “HEDEF KİTLE”
konferansında, ABD’de Obama ve Clinton başkanlık
dönemlerinde Twitter’ı eşsiz bir verimlilikle kullanan siyasal iletişim danışmanları söz alarak, dijital çağda hedef kitleye ulaşmanın yeni yollarını katılımcılarla paylaşacaklar.
Son 1 yıl içerisinde aktif tweet yazan 20 bin üniversite
öğrencisini kapsayan analizde, öğrencilerin %56’sının
para kaynağı olarak ebeveynlerini gördüğü ortaya çıktı.
Araştırma ayrıca, üniversite sınavlarına hazırlanan 10
bin kişilik öğrencilik hedef kitle grubunun yüzde 23’ünün
gelecekleriyle ilgili karar veremediklerini ortaya koyuyor.
Üniversiteden yeni mezun olmuş 10 bin kişilik grubun gelecekle ilgili düşünceleri analiz edildiğinde, 10 yıl içinde
yaşamlarındaki her şeyin değişeceğini düşünenlerin
oranının %44 olduğu görülüyor. Araştırmada gençlerin
duyduğu öncelikli kaygıların ise “gelecek”, “geçim” ve
“kazanç” olduğu söyleniyor. Twitter’da hedef kitle analizi
daha da daraltılabiliyor. Gonzo Insight’ın yaptığı analizde,
KPSS’ye hazırlanan 10 bin kişilik öğrenci kitlesinin %57’si
en çok zorlandıkları dersin matematik olduğunu belirtiyor.
JCI’ın 100. Yılında Avrupa Konferansı İstanbul’da...
JCI’ın (Junior Chamber International – Genç Liderler
ve Girişimciler Derneği) düzenlediği en büyük bölgesel
etkinliklerden biri olan Avrupa Konferansı bu yıl 3 – 6
Haziran tarihleri arasında İstanbul’da yapılacak. İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek konferansa
60 ülkeden 2.000 üyenin katılması bekleniyor. JCI üyesi
olmayanların katılımına da açık olan konferans kapsamında paneller, eğitimler, münazara yarışmaları, ülke
geceleri, konuk konuşmacılar ve zengin sosyal aktiviteler yer alacak.
100. yıl için rekabet yoğun oldu.
JCI 2015 Avrupa Konferansı Direktörlüğü’nü üslenen
JCI Türkiye eski başkanlarından Gülboy Güryel yaptığı
açıklamada, JCI’ın 100. yılında bu çapta bir organizasyona ev sahipliği yapmaktan büyük gurur duyduklarını
belirtti. Güryel, “2015 yılının JCI için ayrı bir anlamı bulunuyor. Bu yıl derneğimiz 100. yılını kutluyor. Bu sebeple Avrupa Konferansı’nın yapılacağı şehir seçiminde
rekabet daha da yoğun oldu. İstanbul’un seçilmesi için
Türkiye yönetimi ve üyelerimiz yoğun çaba gösterdiler.
Avrupa’nın dört bir yanından 2.000 üyemizi dört gün
boyunca İstanbul’da ağırlayacağız. JCI üyeleri, iş yaşamında lider görevler üstlenen, kendini geliştirmeye ve
toplumda pozitif gelişim yaratmaya inanan bireyler. Böyle
özel bir kitlenin ülkemizde bir araya gelecek olması büyük bir fırsat. Konferans boyunca delegelerimize zengin
bir program sunacağız. Amacımız tüm katılımcıların yeni
bilgi ve becerilerle, birbirinden güzel anılarla konferansı
tamamlamalarını sağlamak. Pozitif değişim için bireylerin gelişimine inanan bir dernek olacak bu konferansın
katılımcıların hayatına zenginlik katmasını sağlayacağız”
dedi.
marketing europe & anatolia / 7
Teknoloji
Toshiba Satellite
Abdullah Ekşioğlu
5 Yıl Garanti
Toshiba Satellite L50-B garanti süresi
kavramını yeni bir botuta taşıyıp 5 yıl
garanti veriyor. Bu süre neredeyse bir
notebook'un ortalama kullanım süresi.
Satış Sonrası Hizmetler
Bu ürünün belki de en avantajlı yanı,
iddialı satış sonrası desteği. Garanti
süresince adresten alıp, adrese teslimi de
içeren destek hizmetleri takdire değer.
L50-B...
Teknoloji Youtube: http://www.youtube.com/channel/UCUDykjtNp_Smfkv7_ZGYcFQ
4. Nesil i5 İşlemci
Satellite L50-B 4. nesil i5 işlemci,
8GB genişletilebilir hafıza ve
1 TB 5400 RPM Serial ATA hard disc
ile yüksek bir performans sunuyor.
Oyun Meraklılarına Özel
Notebook'larında oyun oynamak isteyenler
AMD Radeon R7 M260'ın sunduğu
2 GB'lık video belleğinden oldukça
memnun kalacaklar.
Teknoloji
Bu ay tanıtacağımız ürün yine
Toshiba'dan geldi. Sizin için Toshiba
Satellite L50-B Notebook'u test ettik.
Ürünün bizi en fazla etkileyen yönü
Toshiba'nın 5 yıla çıkardığı garanti
süresi ve satış sonrası destek için
garanti süresi boyunca adresten
alınıp, adrese teslimi de içeren
taahhüdü oldu. Satış sonrası destek,
özellikle elektronik cihaazlar için hayati
bir önem taşıyor.
Ürünün teknik özelliklerine bakacak
olursak L50-B 4. nesil i5 işlemci,
genişletilebilir 8 GB bellek, 2 GB video
bellek, 1 TB hard disc kapasitesi ile
yüksek performanslı bir segmentte yer
alıyor.
Hard disc her ne kadar sonradan
değiştirilebilen bir parça olsa da
artık notebooklarda bir sistem
kuruluş DVD'si gelmediği, sistemin
ayrılan hard disc bölümlerinden
otomatik kurulduğunu göz önünde
bulundurursak, yeni aldığımız bir
notebookda hard disci değiştirmek,
servise başvurmanız gereken zahmetli
bir süreç oluyor. Bu nedenle 1 TB'lik
hard disci önemsiyoruz.
Satellite L50-B 6 saat pil ömrüne
12 / marketing europe & anatolia
Sizin için deneyimleyip
montajladığımız
review videosunu
http://www.youtube.com/channel/
UCUDykjtNp_Smfkv7_ZGYcFQ
adresinden izleyebilirsiniz.
sahip, bu da taşırken elektriğe
bağımlılığınızı bir nebze ortadan
kaldırıyor.
Satellite L50-B'nin üzerinde ethernet,
HDMI, monitör girişi 1 adet USB
2.0, 2 adet USB 3.0, SD Card ve
ses girişleri bulunuyor. Slim bir
DVD yazıcı ve tabii ki webcam de
standart donanımda yer alıyor. Bu
notebookun yeniliklerinden biri de
USB' slotundan bir cihazınızı şarj
etmek istediğinizde notebookunuzu
açık tutma zorunluluğunuzu ortadan
kaldırmış olması. Notebookunuz kapalı
konumdayken de USB slotlarından
birine elektrik vermeye devam
ediyor. Böylelikle başka bir cihazınızı
rahatlıkla şarj edebiliyorsunuz.
Satellite L50-B 4 fatklı renk
seçeneğiyle satışa sunulmuş.
Siyah, beyaz, gümüş ve bordo renk
seçenekleri oldukça şık. 15,6 inclik
ekran boyutuna karşın oldukça ince ve
hafif bir tasarımı var.
Windows 8.1 işletim sistemiyle gelen
L50-B, ilk kurulumda windows 8'e
göre güncelleme süresinde bir avantaj
sağlıyor. 2000 TL'nin az üzerinde yer
alan fiyatı, performansıyla ve son
günlerde hızla artan döviz fiyatlarına
bakıldığında Satellite L50-B'yi
segmentinde avantajlı bir kategoriye
sokuyor. Fiyatıyla da bizce alınabilir bir
notebook.
Teknoloji
Giyilebilir Teknolojide Huawei...
lendirecek değerler yaratma konusundaki taahhüdünü de ortaya koyuyor. Giyilebilir cihazlarımız, kişisel ihtiyaçlar doğrultusunda en iyi akıllı çözümleri sağlamak için birbirlerine bağlı
ve senkronize olacak. Giyilebilir cihazların bu sektördeki en
önemli trendlerden biri olarak yer bulacağına şüphemiz yok.
Huawei Tüketici Ürünleri Grubu, markanın teknolojisi ve yenilikçilik vizyonu eşliğinde, giyilebilir cihazlar sektöründe lider
olmayı hedeflemektedir.”
Huawei, Mobil Dünya Kongresi 2015’te yenilikçi ve akıllı giyilebilir cihazlarını görücüye çıkardı. Huawei,yeni nesil Tüketici Ürünlerivizyonu çerçevesinde, en yeni Huawei Watch,
Talkband ve MediaPad modellerini tanıttı.
Huawei Tüketici Ürünleri Grubu CEO’su Richard Yu şunları
kaydetti: “Tüketicilere kişisel verilerine ve kayıtlarına hızla
erişme ve depolama imkânı sunan yeni nesil giyilebilir cihazlar; Big Data ve Cloud teknolojileri eşliğinde sektördeki en önemli ürün gruplarından biri haline gelecek. Bugün
sunduğumuz ürünler, Huawei’nin yaratıcılığı teşvik ederken
ilham verme ve tüketicinin giyilebilir cihaz deneyimini güç-
FLY IQ4511 Tornado...
Metal kasaya sahip Fly
IQ4511 Tornado, hem ön
hem de arka yüzeyinde
darbe ve çizilmelere
daha dayanıklı Corning
Gorilla Glass 3 cam kullanarak önemli bir fark
13MP Sony Sensör
Arka Kamera ve 5MP ön
kameraya sahip olan Fly
IQ4511 Tornado, tüketici
tercihlerinde en önemli
kriterlerden biri olan kamera performansında
da
uygun
fiyatına
karşın üstün performans sunuyor. Akıllı
telefonun arka tarafında
bulunan 13 MP’lik kamera; net, keskin ve
yüksek
çözünürlükte
fotoğrafların
çekile-
bilmesine izin verirken aynı zamanda Full HD kalitesinde
video kayıtları yapılmasına da olanak tanıyor. Otomatik odaklama özelliği ve F2.0 Aperture Lens ile kamera deneyimini
bir üst noktaya taşıyor.
Yeni nesil uygulamalar ve oyunların çok daha yüksek performans ile çalıştırılmasını sağlamak için MT6592 1.4Ghz
8 Çekirdekli İşlemci barındıran IQ4511 Tornado, 2 GB
belleğe ve 16 GB dahili hafızaya sahip. Ayrıca depolama
alanı MicroSD ile 64GB’a çıkartılabiliyor. Sekiz çekirdek
sayesinde IQ4511 Tornado, Android 4.4.2 KitKat işletim
sisteminin widget ve arka plan işlemlerinin sorunsuz bir
şekilde yürütülmesini ve bir yandan oyun, müzik veya video
uygulamalarının hızlı bir şekilde çalıştırılabilmelerine imkan
tanıyor. 2000mAh bataryaya sahip Fly IQ4511 Tornado pazarda son teknolojiye sahip ve uygun fiyatlı inovatif bir ürün
olarak konumlandırılıyor.
Mart ayında Türkiye’de pazara sunulan IQ4511 Tornado,
949 TL’lik tavsiye edilen son kullanıcı fiyatı ile önde gelen
perakende satış mağazalarında raflarda yerini aldı.
marketing europe & anatolia / 13
Medya Dünyası
Görev değişiklikleri...
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri
• Cumhuriyet Gazetesi’inde gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Utku Çakırözer başta olmak üzere deneyimli
gazeteci Mustafa Kemal Erdemol ve muhabir Hatice
Tuncer’in gazete ile yolları ayrıldı.
• Akşam Gazetesi Magazin Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Önder Sarıahmetoğlu, PPR İletişim’e transfer
oldu.
• Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, Rober
Koptaş’ın gazete ile yolları ayrıldı.
• Cumhuriyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmenliği
görevine Can Dündar getirildi.
• Sözcü Gazetesi’nin Ankara
Haber Müdürlüğü görevine
Emin Özgönül getirildi.
• Cumhuriyet Gazetesi’nin 37
yıllık usta yazarı Işık Kansu’nun
gazete ile yolları ayrıldı.
• Deneyimli gazeteci Evrim Ergin, Yönetim Kurulu Basın Danışmanı olarak Limak Şirketler
Grubu’na katıldı.
• Cumhuriyet Gazetesi’nde pazar günleri yazan Ali Haydar
Nergis’in gazete ile yolları ayrıldı.
• Deneyimli gazeteci Belma
Toprak, Canyaş İletişim’de
Medya Direktörlüğü görevine getirildi.
• Star Gazetesi Yayın Koordinatörü görevine Yücel Koç
getirildi.
• Deneyimli gazeteci Doğan Satmış, Cumhuriyet
Gazetesi’nin Yazı İşleri kadrosuna getirildi.
• Habertürk Gazetesi Ankara gece İstihbarat Şefi Serhat
Akkan ve İstanbul Yazı İşleri’nde şef editör olarak görev
yapan Tarık Dağlıoğlu’nun gazete ile yolları ayrıldı.
• Sözcü Gazetesi, deneyimli polis muhabiri Kamil
Elibol’u kadrosuna kattı.
• Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcılığı görevine Tahir Özyurtseven atandı.
• Cumhuriyet Gazetesi’nde geçtiğimiz günlerde yazılarına son verilen Işık Kansu, yazılarıyla okuyucularına
merhaba dedi.
• Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Gazetesi’nden istifa
eden Genel Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu ve Yazı
İşleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç, gazeteye geri
döndü.
• Yeni Şafak Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapan Hilal
Kaplan’ın, gazete ile yolları ayrıldı.
• Murat Kelkitlioğlu, Akşam Gazetesi’nin Genel Yayın
Yönetmenliğine getirildi. Akşam Gazetesi Yayın Koordinatörlüğü Aydın Türkmen, Güneş Görsel Yönetme14 / marketing europe & anatolia
ni Özgür Özkan, Akşam Gazetesi Görsel Yönetmeni,
Ekonomi Müdürü Onur Demirhisar da Akşam Gazetesi
Yazı İşleri Müdürü oldu. Akşam Gazetesi’nin Yazı İşleri
Müdürü Hakan Oktay ise Haber Koordinatörü olarak görevlendirildi.
• Güneş Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Turgay
Güler oldu.
• Radikal’de köşe yazısı yazan gazeteci Tayfun Atay’ın
gazeteyle yolları ayrıldı.
Görsel Basında Görev Değişiklikleri
• Ülke TV ekranlarında ‘Bıçak Sırtı’ programının yapımcısı Ersoy Dede, Ülke TV’den ayrıldı.
• Halk TV muhabiri Makbule
Cengiz’in kanal ile yolları ayrıldı.
• TVEM Haber Koordinatörlüğü
görevine Bülent Çöltekin getirildi.
• 360 TV Reklam Genel Müdür
Yardımcılığı görevine Canan Esmer Kapancıoğlu getirildi.
• Artı 1 TV’de “Hilal’le Artı Muhabbet” programını sunan ünlü
ekran yüzü Hilal Ergenekon’un
kanal ile yolları ayrıldı.
• CNN Türk’ün başarılı editörü
Eyüp Karasakal’ın kanalla yollarını ayırdı.
Medya Dünyasındaki Değişiklikleri
• Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi, sürekli basın kartı
sahibi Burhanettin Şener vefat etti.
• Radyovizyon Dergisi 4 yıl aradan sonra yayın hayatına
yeniden başladı.
• Cumhuriyet Gazetesi Ankara Muhabiri Barkın Şık hayatını kaybetti.
• Zaman Gazetesi yazarı Fikret Ertan geçirdiği kalp krizi
nedeniyle hayatını kaybetti.
• Yönetmenliğini Levent Türkan’ın yaptığı TRT1 ekranlarında Cumartesi günleri yayınlanan ‘Beni Böyle Sev’
dizisinin yayın günü değişti. Dizi artık Cuma günleri yayınlanacak.
• TV8’de yayınlanan Bu Tarz Benim programının ismi
İşte Benim Stilim olarak değişti.
• Doğaçlama tiyatro formatını ekranlara kazandıran, eğlenceli şov programı Mahşer-i Cümbüş, artık canlı yayınla Cuma akşamları ekrana gelecek.
• Star TV’de yayınlanan Kardeş Payı dizisinin yayın saati değişti. Her Perşembe saat 22.00’da yayınlanan dizi
artık 20.30’da ekrana gelecek.
• Gazeteci Nuh Köklü hayatını kaybetti.
• Türkiye’nin ilk Ultra HD televizyon kanalı TRT 4K, Türksat üzerinden uydu yayınına başladı.
• Gazeteci Erol Özkan, 65 yaşında hayatını kaybetti.
Medya Dünyası
marketing europe & anatolia / 15
Markalaşma
Röportaj
ak için farklılaş...
Nusret Kayhan Apaydın
VİKO Türkiye CEO
Günümüzde markalaşmanın da temel unsuru farklılaşmak,
farklılaşmış olmanın en önemli göstergelerinden
bir tanesi de kurumsal itibardır.
Bu itibarı oluşturmak ve yönetmek ise
stratejik bir yaklaşım gerektirir.
Yalnızca paydaşlarla kurulan doğrudan iletişimle bunu başarmak
oldukça zor olup; kuruluşun bütün
fonksiyonlarınca sahiplenilmesi gereken bir anlayıştır.
Röportaj Elvin Ekşioğlu / [email protected]
- Nusret Kayhan Apaydın kimdir?
Kendinizden kısaca bahseder misiniz?
1983 yılında ODTÜ Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun oldum ve profesyonel iş hayatına merhaba dedim.
32 yıllık iş yaşamımda rulman üretiminden uçak motor üretimine, hastane
kuruluşundan FMCG sektörüne yayılan
birçok alanda farklı deneyimler yaşadım ve yöneticilik görevleri üstlendim.
Evli ve 2 çocuk babasıyım. Spor yapmak, kitap okumak ve yeterince zaman
ayıramasam da amatörce resim yapmak, şiir yazmak hobilerim arasında
yer alıyor.
- VİKO’nun sektör şirketlerinden
farklılaşmasında kurumsal iletişim
stratejilerinin katkısı nedir?
Günümüzde markalaşmanın da temel
unsuru farklılaşmak, farklılaşmış olmanın en önemli göstergelerinden bir
tanesi de kurumsal itibardır. Bu itibarı
oluşturmak ve yönetmek ise stratejik bir
yaklaşım gerektirir. Yalnızca paydaşlarla kurulan doğrudan iletişimle bunu
başarmak oldukça zor olup; kuruluşun
bütün fonksiyonlarınca sahiplenilmesi
gereken bir anlayıştır. Kurumların karlılığını, varlığını ve itibarını sürdürebilmesi için; amaçlarını, hedeflerini ve
değerlerini doğru yöntem ve teknikler
kullanarak ilgili paydaşlarına anlamlı bir
şekilde aktarabilmesi gerekir. Müşteri,
çalışan, kalite, hedef odaklılık ile sürdürülebilirlik, yenilikçilik, mükemmeliyetçilik ve verimliliğin VİKO’nun sekiz
temel değerini oluşturmasının arkasında yatan asıl yaklaşım işte budur.
Sahip olduğumuz bu değerler aslında
markamızın öz değerine ve dolayısı ile
paydaşlarımıza katkı sunan en önemli varlıklarımızdır. VİKO olarak temel
değerlerimizi destekleyen bir anlayışta
ve tüm paydaşlarımıza dokunacağımız
derinlikte bir kurumsal iletişim stratejisine sahip olduğumuzu, bu kapsamda
önemli farklar yarattığımızı söyleyebiliriz. Çünkü farklı beklenti ve algıları ancak bu şekilde yönetebilir ve sürdürülebilir başarı elde edebilirsiniz.
- Rekabet açısından çok sayıda
oyuncunun bulunduğu bir sektörde
markalaşma başarısının arkasında
marketing europe & anatolia /17
Röportaj
yatan dinamiği bizimle paylaşabilir
misiniz?
Kuruluşlar geleceklerini markalarına
yaptıkları yatırımlarla hazırlar. Bu kapsamda atılan her adım ve her doğru
yatırım markayı tüketicilerinin gönlünde bir yere taşır. Güçlü ve bilinirliği
yüksek bir marka olmanın ön koşulu
ise entelektüel sermayeden geçmektedir. Bir kuruluşun entelektüel sermayesini artırması, fiziksel ve finansal yatırımlar haricindeki diğer tüm alanlarda
da dengeli sonuçlar üretmesine bağlıdır. Marka, müşterisine farklıyı ve değerliyi sunan, özellikleri, yenilikleri ve
faydaları ile müşterilerini en kısa yoldan
buluşturan bir değerler zinciridir. VİKO,
35 yıldır devam eden mükemmellik yolculuğunda hep ilkleri uygulayan kuruluş
olmuş, yeni ürün sunmaktan öte müşte18 / marketing europe & anatolia
Kuruluşlar geleceklerini
markalarına yaptıkları
yatırımlarla hazırlar.
Bu kapsamda atılan her adım
ve her doğru yatırım
markayı tüketicilerinin gönlünde
bir yere taşır.
rileri için değer yaratmaya odaklanmıştır. Bu yolculukta atılan adımların ne
kadar doğru olduğunun tesciline birçok
kez şahitlik etmiş bulunuyoruz. Örneğin, geçtiğimiz ay açıklanan ve Superbrands Türkiye’nin Nielsen’e yaptırdığı
araştırma sonuçlarına göre belirlenen
Süper Markalar arasında VİKO’da yer
aldı. Bu başarı bizler için hem bir gurur
vesilesi, hem de yaptığımız yatırımların
ne kadar doğru olduğunun bir tescili niteliğindedir.
- VİKO’nun Panasonic’e bağlanması aynı zamanda ilginç bir birleşme öyküsü, peki bu nasıl oldu,
Panasonic’in VİKO ‘yla birlikte yeni
hedefleri neler?
Panasonic tüm dünyada ağırlıklı olarak
elektronik ürünlerle tanınıyor. Fakat bu
dev kuruluş ilk olarak 1918 yılında tıpkı
VİKO gibi elektrik tesisat malzemeleri üretimi ile faaliyetlerine başlamıştır.
Panasonic Grubu’na bağlı olarak faaliyet gösteren 4 farklı şirket bulunmakta. VİKO’nun bağlı olduğu grup ise
ekolojik çözümler sunan Eco Solutions
Şirketi’dir. Eco Solutions Şirketi, VİKO
ürün gamına paralel olan alanlarda
Asya ülkerinde, özellikle de Tayvan, Vietnam, Filipinler, Endonezya, Japonya,
Kore ve Tayland gibi ülkelerdeki pazar
liderliğini sürdürmektedir. Ancak Panasonic ile birlikte oluşan yeni vizyonumuz
bizlere, 2018 yılında elektrik anahtarı
ve priz sektöründe dünyada 1 numara
olmayı işaret ediyor. Bu hedefin ardında yatan anlam ise Panasonic’in 2018
yılında 100. Yılını kutlayacak olması.
Panasonic için VİKO’nun Türkiye’deki
konumu çok stratejik bir öneme sahip
ve bu stratejik konumdan alınacak güç
ile birlikte Afrika, Orta Doğu ve Asya’nın
doğusundaki pazar payının arttırılması
hedeflenmektedir
- VİKO’un inovasyon konusuna bakışı nasıl?
İçinde bulunduğumuz çağda, teknolojinin baş döndürücü bir hızla gelişmesi
tüketici tercihlerinde de bir dönüşüm
yaşanmasına neden oldu. Bu anlamda
artık yeni nesil bir tüketici grubu ile karşı karşıya olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Küreselleşen pazarlardaki artan rekabet, ürün sayısını artırdığı gibi,
bu ürünleri birbirinden ayıran özelliklere
sahip olmasını da adeta bir zorunluluk
haline getirdi. Maliyet açısından daha
efektif ürünlere yönelen müşteriler, ürü-
Röportaj
nün ambalajından, çevreye zarar verip
vermediğine ve hatta enerji verimliliğine katkısına kadar birçok parametreyi
tercih sebebi olarak görmekte. İnovasyon ise bu rekabetçi ortamda avantaj
sağlama, fark yaratma ve yeni değerler
üretme adına artık adeta kaçınılmaz
bir kavram. VİKO olarak 2010 yılından
bu yana faydaları ölçülebilen değerler
üretmek ve rekabet avantajı sağlamak
amacıyla INNOVİKO projesini yürütmekteyiz. Amacımız çalışanlarımızca
inovasyonun anlaşılması, inovatif fikirlerin üretilmesi ve tartışılması, böylelikle yenilikçiliğimizin sürdürülebilirliği için
inovasyonun bir kurum kültürü olarak
VİKO DNA’sına yerleşmesiydi. Ayrıca bu alandaki çalışmalarımız nedeni
ile PERYÖN “Yenilikçilik ve İnovasyon
Kültürü Yaratma Başarı Ödülü” ile İSO
İnovasyon Büyük Ödülüne layık görüldüğümüzü belirtmeliyim.
ARGE
faaliyetlerinizden
ve
ARGE’nin VİKO’ya katkılarından söz
eder misiniz?
VİKO kurulduğu günden bu yana Ar-Ge
ve tasarım çalışmalarını odak noktası olarak görmüş ve bu alana ayrı bir
önem vermiştir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da onaylı
olan Ar-Ge merkezimiz ile yetenekli
insan kaynağımız, her ülke insanı için
ayrı düşünüp üreten hız ve donanıma
sahiptir. VİKO’nun ürün çeşitliliğini inovasyon ve kalite ile buluşturabilmedeki
bu hızı, global tercihlere cevap verebilme yeteneği olarak önemli bir avantaja dönüşmekte ve yeni ürün sunma
dinamiklerimizi olumlu etkilemektedir.
63 çalışanımızın hizmet verdiği ARGE Merkezimiz için 2014 yılında ayırdığımız bütçenin ciromuzdaki payı %
3 civarındadır. VİKO AR-GE Merkezi,
inovasyon boyutları yüksek, TÜBİTAK
destekli TEYDEP projeleri ve üniversite-sanayi iş birliği kapsamında SanTez projeleri gerçekleştirmeye devam
etmektedir.
marketing europe & anatolia / 19
Sita İletişim’de markanız değerlidir...
Sita İletişim 1993 yılından beri tam
ajan hizmeti vermeye devam ediyor.
• Reklam kampanyaları
• Reklam/tanıtım filmi yapımı
• Konsept oluşturma
• Etkinlik organizasyonu
• Fuar ve etkinlik için stant tasarımı
• Medya planlama ve satın alma
Tel: (0212) 274 85 75
[email protected]
www.sitailetisim.com
Köşe
Nurgül Eryıldır Günay / [email protected]
Diline, beline hakim ol!
Özgecan Aslan, adı gibi yüzü de güzel gencecik bir
çiçek daha soldu :( Dünden beri bu konuyu yazmaya
çalışıyorum. Ama öyle vahşice bir cinayet ki, beynimdeki
her sözcük klavyeye lanet olsun cümleleriyle yansıyor.
O masum gözler hunharca saldılar sonucu acı içinde
kapandı. Anladım ki bu acıyı tarif edecek sözcükler yok!
Nur içinde yat Özgecan. Bu dünyayı senin için
güzelleştiremedik, umarım gittiğin yerde ışıl, ışıl huzur
içinde uyursun...
Markaların toplumsal olaylara karşı duyarlılıkları çok
önemli. Artık sadece satış hedefli reklam kampanyaları
yeterli olmuyor. Markayla tüketici arasında bir tür duygusal
bağ kurmak, tüketicinin kalbini fethetmek başarının
anahtarları arasında. Özgecan Aslan'ın ardınlar binlerce
insan ''Kadına Şiddete Hayır'' demek için ''İsyan'' etti.
Sosyal medyada bu konuyla ilgili hastagler trend topic
oldu. Binlerce marka arasından sadece Filli Boya bu
olaya kayıtsız kalmadı. Özgecan Aslan'ın anısına
#Özgecanicin hastagı ile televizyonlarda yayınlanan
reklam filmi, kısa sürede sosyal medyanın gündeminde
ilk sıralara çıktı. Saat 21.00 ve 22.00'de tüm ulusal
kanallarda yayınlanan reklamda, siyah ekran üzerinde
'SİMSİYAH' ve #özgecanicin ifadelerine yer verildi. İlk
izlediğimde herhangi bir marka logosu olmadığı için, bu
reklamın bir sivil toplum kuruluşu tarafından yapıldığını
zannettim. Sonrasında sosyal medyada bu reklamın
Filli Boya'ya ait olduğu haberi yayıldı. Ardından da bir
anda Filli Boya'yı övenler ve sövenler olarak yüzlerce
paylaşım gördük. Ben övenlerden yanayım. Sövenlerin
ortak görüşüne göre, reklamda marka görünmese de
sonradan öğrenilmesi, markanın ölü soyuculuğu yaptığı
anlamına geliyormuş. Korkunç bir vahşetin reklam
malzemesi olarak kullanılmasından dolayı rahatsız
olmuşlar. Ben böyle düşünenlere şöyle bir soru sormak
istiyorum. Bir yakınız vefat ettiğinde gazeteye vefat ilanı
verirken ailenizin reklamını mı yapmış oluyorsunuz? Tepki
gösteren insanların yazdıkları küfürlü paylaşımlar, bu olayı
kınamaya çalışırken yine ''kadına yönelik taciz, tecavüz''
içerikli sözcüklerle dolu! Bu nasıl bir anlayış akıl alır gibi
( kelebeğin
fırtınası)
değil!
Buradan tüm erkeklere sesleniyorum: Birine kızdığınızda,
hakaret etmek istediğinizde, özü kadına yönelik taciz ve
tecavüz içeriği olan sözcükleri kullanmayın! Bu düşünce
yapınızı değiştirin! Kullanıldığınız sözcüklere dikkat edin,
kadına şiddete karşıysanız önce dilinizi tutun. Bu anlayış
değişmezse bugün diline sahip olamayan, yarın beline de
sahip olamayabilir!
Bu acı olayların ardından yeni yayına giren Ford reklamı
dikkatimi çeken reklamlardan biri oldu. Kar, kış demeden
düğün-dernek, iş-güç her konuda her an yollarda.
Türkiye'nin dört bir yanındaki insanların hayatından
minik kesitler var. Türkiye'nin Ford'u sözünün hakkını
veren enerjisi yüksek bir reklam olmuş. Ancak filmin son
karelerinde karla kaplı durakta servis bekleyen minik
çocukları görünce içim sızladı. Dağ başı gibi bir yerde
yanlarında bir büyük olmadan minicik çocuklar servise
biniyor. Ne yazık ki bir sürü kayıp çocuk vakası var,
çocukların başına gelmedik kalmıyor. Böyle bir gerçek
varken reklamda çocukların yalnız başlarına yolculuk
etmesini normalmiş gibi göstermek yanlış bir davranış
olmuş. Tamamen iyi niyetle hazırlanmış bir reklam
olduğundan hiç şüphem yok, ama yine de bu tür ayrıntılara
dikkat etmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.
Son olarak 28 Şubat'ta yaşamını yitiren dünyaca ünlü usta
romancımız Yaşar Kemal'i anmak istiyorum. Hepimiz için
büyük bir kayıp. O'nun çok bilinen, bugünlerde yine çok
anlamlı olan değerli sözlerini aktarmak istiyorum:
''İnsɑn, evrende gövdesi kɑdɑr değil, yüreği kɑdɑr yer
kɑplɑr.''
''Zulmün aɾtsın ki çabuk zeval bulasın. Anadoluda zalimleɾ
için böyle deɾleɾ.''
''O iyi insanlaɾ o güzel atlaɾa binip çekip gittileɾ. Demiɾin
tuncuna insanın piçine kaldık''
Bu sayıdaki yazım, şiddete uğramış, taciz ve tacavüz
mağduru, vahşi cinayetlere kurban gitmiş tüm kadınlar için!
Dünya kadınlar gününüz kutlu olsun...
marketing europe & anatolia / 21
Reklam Dünyası
Nars Medya’dan Türkiye’de bir ilk...
Nars
Medya’dan
Türkiye’de bir ilk:
Yerel reklam verenler Ulusal TV
kanallarında prime
time’da bile uygun
fiyatlı reklam verebilecek.
Nars, çeşitli ülkelerden
sonra
Türkiye’de de ulusal mecra ve kanallarda yerel/bölgesel
reklam yayınlama imkânlarını yerel reklam verenlerin ve
ajansların hizmetine sunuyor. Nars Medya tarafından hayata geçirilen reklam teknolojisi Nars, düşük reklam bütçeleri
nedeniyle hedef kitlesine ulaşamayan yerel ve bölgesel firmalara, ulusal TV’lerde en çok izlenen dizi ve programlarda
reklam yayınlama imkânı sunuyor. Bulundukları veya hedefledikleri bölgeye göre, bütçelerine uygun şekilde, bölgesel
hedef kitle bazlı bant ve akan yazı reklam yayınlama avantajı sunan Nars, reklamları coğrafi alanlara bölümlendirerek
özelleştiriyor. Nars ayrıca TV reklamlarının yanında dijital ve
mobil reklam alternatiflerine de yer veriyor. Nars Medya Genel Direktörü Boğaç Say, yeni reklam çözümüyle ilgili şunları
söylüyor: “Nars aracılığıyla, yerel reklamların hedef bölgelerde ulusal TV kanallarında gösterimi artık mümkün. Herkes
aynı diziyi seyrederken her il ve her bölge kendi bant reklamlarını izleyecek. Örneğin, yeni açılan bir hastane, bulunduğu
ve hedeflediği bölgede hedef kitlesine reklamlarını izlettirme
şansına sahip olacak. Adana’da etkinlik duyurusu yapmak
isteyen bir AVM ile Antalya’da yeni açılan bir hastane reklamı
aynı kanalda aynı anda kendi bölgelerinde izlenecek. Reklam verenler bu sayede, reklamlarının yayınlandığı bölgelerdeki hedef kitleleriyle iletişim bilgilerini paylaşarak etkileşim
sağlama imkânına sahip olacaklar. Aynı 10 saniyelik zaman
dilimi için bant reklam ve akan yazı reklamlarını bölgelere
ayıran Nars sayesinde yerel ve bölgesel reklam verenler için
ulusal yayın yapan mecralardan reklam alanı satın alımı çok
daha ekonomik hale gelecek. Asgari maliyetle en çok hedeflediği coğrafi hedef kitleye ulaşmak isteyen perakende ya
da hizmetle bağlantılı küçük işletmeler için Nars’ın büyük bir
fırsat olacağını düşünüyoruz. Şu anda Nars, D-Smart’ta ki
test dönemini sürdürüyor.
Yokohama Chelsea ile İmza Attı...
YOKOHAMA, İngiltere Premier Liginin favori takımlarından
Chelsea Futbol Kulübü ile 5 yıllık dev sponsorluk anlaşması
imzaladı. Bu sponsorluk ile kulüp, 5 yıl boyunca formalarında
ve stadyumunda Yokohama logosunu kullanacak.
Türkiye’de Bayraktar Grubu güvencesiyle satışa sunulan
Yokohama Lastikleri, global büyüme stratejisi kapsamında
dev bir işbirliğine imza attı. Japon lastik markası Yokohama,
İngiltere’nin futbol devi Chelsea kulübüne 5 yıl süreyle sponsorluk desteği vereceğini açıkladı.
22 / marketing europe & anatolia
Temmuz 2015’te başlayacak anlaşma kapsamında; Yokohama 5 yıl boyunca takımın forma göğüs sponsorluğunu üstlenecek. Ayrıca Yokohama’nın logosu stadyumda yer alacak
ve markanın çeşitli reklam ve promosyonel malzemelerinde
de Chelsea FC antrenörü ile oyuncular kullanılabilecek.
Dünyaca ünlü oyuncuları kadrosunda bulundurmasının yanı
sıra Chelsea FC, alanındaki en başarılı isimlerden biri olan
teknik adam Jose Mourinho tarafından çalıştırılıyor.
Reklam Dünyası
Vogue Eyewear yeni yüzü...
Vogue Eyewear, 2015 İlkbahar - Yaz reklam kampanyasını,
yeni marka yüzü Brezilyalı model Adriana Lima ile sunuyor.
Dünya çapında lanse edilen reklam kampanyası; genç, yenilikçi ve moda öncüsü kadınlara hitap ediyor. Kampanya,
Vogue Eyewear’in neşeli ve rengarenk karakterini mükemmel bir şekilde yansıtıyor.
Ünlü model Adriana Lima çekimler sırasında kampanya ile
ilgili şu açıklamada bulundu: “Vogue Eyewear reklam kampanyasını kendi ülkem olan Brezilya’da çekmek çok özeldi.
Bu benzersiz koleksiyon canlı renkleri ve feminen dokunuşları ile her kadın ve her durum için son derece ideal”.
Vogue Eyewear’ın bu reklam kampanyasında Adriana
Lima’nın yanı sıra uluslararası iki çekici ilham perisi daha
yer alıyor: Hintli aktris Deepika Padukone ve Çinli aktris Liu
Shi-Shi. Kampanyanın yüzleri; tarzları, çekicilikleri ve birinci
sınıf karizmaları ile ünlü olan üç kadın. Bu reklam kampanyasında Adriana Lima marka ile ilk kez çalışırken; Deepika
Padukone ve Liu Shi-Shi ise 2013 uluslararası Vogue Eyewear reklam kampanyasında önceden yer aldı.Çekimlerde
yer alan koleksiyonlar, modellerin kişiliklerini ve tarzlarını
tamamen yansıtarak onlar tarafından bizzat seçilmiştir.
Veet’in de reklam yüzü Adriana...
Veet’in reklam yüzü Brezilyalı top model Adriana Lima, 21
Şubat sabahı The House Hotel’de basınla buluştu. Çekim öncesi Reckitt Benckiser Türkiye Pazarlama Direktörü
Vishal Kalia ile birlikte basının karşısına çıkan Lima, artık ikinci evi gibi gördüğü İstanbul’da Veet Türkiye’nin en başarılı
kampanyalarından birini başlatmak için hazır oldukları
mesajını verdi.
Veet’in ikinci yıl da yüzü olarak anılmaktan büyük keyif
aldığını, çok yaratıcı ve dinamik bir ekiple çalıştıklarını dile
getiren Adriana Lima, başarılı bir kampanyaya daha imza
atmaya hazır olduklarını belirtti.
Reckitt Benckiser Türkiye Pazarlama Direktörü Vishal Kalia da, “Veet olarak Türk kadınının yıllardır pürüzsüz güzellik sırrının bir parçası olmaktan ve bu anlamda onlara yeni
ürünler sunmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Adriana
Lima ile geçtiğimiz yıl çok başarılı ve keyifli bir iş birliğine
imza attık. Veet olarak, dünyaca ünlü bir top modeli ikinci
kez, Türkiye’de çekilen reklam filmimizde oynatmaktan ve
İstanbul’da ağırlamaktan gurur duyuyoruz” dedi.
Veet’in bu yılki reklam filmi her zamankinden daha da iddialı.
Güzelliğini ortaya çıkarması konusunda Türk kadınını cesaretlendirmek için adım atan Veet, başrolünde Adriana
Lima’nın oynayacağı yeni reklam filminde, pek çok ödüllü
projeye imza atan dünyaca ünlü İsveçli yönetmen Anders
Hallberg ile çalışıyor. Adriana Lima, ünlü yönetmenle daha
önce ABD’de çok ses getiren Superbowl reklamında bir araya gelmişti.
marketing europe & anatolia /23
Röportaj
Hedef kitle ne diy
Her marka sürekli olarak, hedef kitlesine ulaşacak, akılda
kalacak yeni reklamlar yayınlamaya çalışıyor. Markalaşma
sürecinin belki de en göz önünde olan süreci yayınlanan
ilan ve reklamlar.
Peki bu çalışmalardan hengileri akılda kalmış, hangi reklamlar
hedef kitleyi etkilemiş, değişik meslek gruplarından bir kaç kişiyle
mini bir kamuoyu yoklaması yaptık. Tabii ki bu mini çalışmanın
dışında kalan markalar hedef kitlesine ulaşamamış anlamına
gelmiyor. Bu konuda sağlıklı bir bilgi ancak geniş kapsamlı bir
araştırmayla ortaya çıkabilir. Bizimki hafızalarımızı biraz
tazelemeyi amaçlıyor. Bakın hedef kitle ne diyor?
Röportaj Elvin Ekşioğlu elvinekşioğ[email protected]
Cemal Ustaoğlu
Oyuncu
Hayatım boyunca beni en çok etkileyen
reklamı geçen yıl bir yabancı derginin
içinde gördüm.
Bir karavan reklamıydı. Lacivert bir
gece, buzullar ve karla kaplı bir ova.
Ovanın ortasında bir karavan, karavanın sarı sıcak penceresinden görünen
bir fotograf.
Anne, baba, çocuklar, dede ve nine hep
birlikte neşe içinde yemek yiyiyorlar.
Huzur,mutluluk,güven,aile,sevgi bundan güzel anlatılamazdı sanırım.
Çok etkilenmiştim, duygusalmıyım neyim?
24/ marketing europe & anatolia
Dilara Egeli
Cam Sanatçısı
Beni bugüne kadar en çok etkileyen
reklam be reklamlar hep Kent şekerlerinin reklamı oldu.
Neden derseniz;
Reklamlarında genellikle yaşlı insanları
kullanıyorlar ve reklamların temasında
hep Türk genel adet ve örflerini ön plana çıkartıyorlar.
Özlemek ve özlemi vurguluyorlar.
Aynı zamanda bütün reklamlarının
sonu mutlu bitiyor.
Özellikle şeker bayramlarından önce
çektikleri reklamlarda.
yor?...
Röportaj
Emine Akça
Finans Sorumlusu
THY Iğdır reklam filmi beni çok etkileyen reklamlardan biri oldu.
O masum köylü çocuklarının içten,
doğal kendi halleri çok özlediğimiz
masumiyeti sergiledi. Kendi becerileriyle yolları ışıklandırma denemeleri,
koşturmaları, çocukça çabaları, rol
değil gerçek gibiydi.
Reklamın sonunda uçak inip de kaptan bunlara göz kırpınca yüzlerindeki başarmanın sevinci, benim de
sevincim oldu. Her gördüğümde kanal
değiştirmeden keyifle izlediğim bir
reklamdı. İşin içinde çocukların masumiyeti olunca neşe, sevinç doluyor
içimize.
Fatma EKŞİ
ŞOB - Şube Hizmetleri
Sistem Güvenlik ve Destek Yetkilisi
1863 Darüşşafaka Cemiyeti
*** üzerinde okul üniforması, hırkasının
önü düğmelenmemiş, dağınık uzun
sarı saçlarıyla koşturan o küçük kız
cocuğunu hepimiz hatırlıyoruzdur.
26 / marketing europe & anatolia
Önce mahalledeki teyze hırkasını
düğmeliyor, bakkal amcası öğlen
yemeğini hazırlamış çantasına koyuyor
karşılığında sıcacık bir öpücük alıyor
yanağına, ışıklarda bekleyen genç
kadın saçlarını toplarken vapurdaki çift
derslerine yardım ediyor. Çiçekçi teyzesi nazar boncuğunu takıyor yakasına
ve okuluna varıyor nihayetinde. Okulun
ismine biraz burukta olsa tebessümle
bakıyor.
Birçoğumuz
bunları
yaşamadık,
şanslıydık. Sabah annemiz bizi biraz daha uyuyalım diye kahvaltıyı
hazırladıktan
sonra
uyandırmış,
saçımızı
toplamış,
beslenme
çantalarımız zaten hazır, dersler
akşamdan bitmişti. Servisimiz kapıya
kadar gelir. Annemiz yanı başımızda,
babamız arkamızdaydı. Onların ilgisi
ve sevgisiyle büyüdük. Düşünecek, ya
da daha doğrusu endişe edecek bir şey
yoktu hayatımızda. Rahattık velhasıl. Bu
reklamı her izlediğimde aynı duyguyla
düşüncelere dalıyorum. Hayatımızda
olan ama önem vermediğimiz küçük
şeylerin ne kadar büyük olduğu. Peki
bizim gibi şanslı olmayanlar? Hiçbir
şey yapmadığım gerçeğiyle yüzyüze
geldim. Onları düşünen kimse yok
muydu?
Neyse ki güzel ülkemde onları düşünen
insanlarda var. 1863 yılında Yusuf Ziya
Paşa ve dört arkadaşı tarafından kuruldu tarihimizin eğitim alanındaki ilk
sivil toplum örgütü: Darüşşafaka Cemiyeti. Kurulduktan 10 yıl sonrada kendi
binasında, babası hayatta olmayan ve
maddi durumu yetersiz çocuklara yatılı
eğitim vermeye başladılar. Beş tane
idealist adam bize azla çok olunacağını
gösterdi. Kurum her yıl daha da büyüdü
ve imkansızlıklar içindeki yüzlerce
çocuğa kolej seviyesinde eğitim verir
hale geldi. 152 yıllık bu güzide kurum
her yıl sınavla öğrenci almaya devam
ediyor.
Bir dakika bile sürmeyen bu reklam
beni kendime getirmişti. Neler yapabilirim diye düşünenler http://www.darussafaka.org sayfasını ziyaret edin derim.
Gülcan Tingir
Kuaför
Fly Pegasus reklamını beğeniyorum,
beni “günübirlik” te olsa bir yerlere kaçmaya teşvik ediyor.
Melis BOSTAN
Öģrenci
Bu yıl ki favori reklamım sahiplerinin
ortak dili ile wolkswagen oldu. Akıllıca
yapıldığını düşündüğüm bu reklam
sadece marka olayına girmeyip gerçek hayattan kesitleri filmin icersine
taşıdı.beni etkileyen basit ve bilindik
birşeyler beklerken aslında bizi şaşırtıp
farklı bir olaya çekmesiydi.Arabanın
içinde iltifatlar yağdırırken dışarıdan
bakıldıģında tam tersi algılandığını
aslında insanların birbirine saygı duyup
ikisininde yoldan geri çekilmeleri gayet
iyiydi.Konuşma reklamın kalitesi Gerek
tanıtımı gerekse topluma mesaj veren
bu reklam benim için mükemmellik derecesinde.
Röportaj
bulmak gerçekten zor. Bu ilanda son
derece zeki bir mizah uygulandığını
düşünüyorum. Mesaj kısa ve vurucu. Görsel son derece yalın. Ancak bende okuyucu olarak yarattığı
etki inanılmaz. Belki de rekabetin çok
arttığı bu dönemde biraz sadeleşmeye,
görselden çok mesaja odaklanmaya
ihtiyacımız var.
gelir bence hayali ile giriştirdikleri çocuk
oyunu birden gerçeğe dönüşmüş ve güzel şeyler hayal edince başlar iç görüsü
ortaya çıkmış.
Çocukların hayalini kurup kendilerince bir havaalanı inşa etmesi, uçağın
geleceğine inanarak beklemeleri ve
sabah uçağın gelişini görmeleri beni
en çok etkileyen kısmı oldu, kendi
çocukluğumdaki o sınırsız hayalleri
hatırlatan reklam filmi hayal edince
neler olabileceğini güzel bir hikâye ile
anlatmış.
23 Nisan’da yayınlanan reklam filmi sosyal medya on binlerce kez
paylaşılması ve konuşulması da bir
yandan ne kadar etkileyici bir kampanya olduğunu kanıtlıyor.
Üveys El Karani Ekşi
Sosloyog / Dış Ticaret
Esprisni, mesajını ve hedef kitlesini çok
başarılı bir şekilde kesistirebilmiş bir
reklam olduğunu düşünüyorum.
Ayrıca her izlediğimde beni gülümsetiyor :)
Simla Sürmen
İnsan Kaynakları
Ok ilan vermişti. “Olsaydık olmazdın”
demişti.Bu ilanı, içinde bulunduğumuz
dönem açısından değerlendirildiğinde
oldukça cüretkar buldum. Özellikle sosyal medyada çok ciddi yansıma buldu
ve çoğu kişi tarafından beğenildi. Bir
çok ajansın yaratıcılık konusunda rekabet ettiği dönemimizde, okuyucuya/izleyiciye gerçekten etki edecek temalar
Yunus Emre Nebioğlu
Stratejik Planlama
Geçtiğimiz yıl içinde en çok etkilendiğim
kampanya “Türkiye’de uçmadığımız
tek bir yer kalsa dünyada en çok noktaya uçmuşuz ne fayda” sözüyle LOWE
İstanbul’un çektiği Türk Hava Yolları
reklam filmi oldu.
Gökyüzünde uçan uçağın Iğdır’a
gelemeyeceğini düşünüp, çok istersek
marketing europe & anatolia / 27
Köşe
Abdullah Ekşioğlu / [email protected]
( retorik)
Sorumsuzluğun sorumluluğu büyüktür...
Borsada ya da piyasada spekülasyon yaparak,
dengeleri bozmak, bazı yatırım enstrümanlarının
değer kazanmasına ya da kaybetmesine neden olmak
ciddi bir suçtur. Ülkemizde bunu yaptığı için hayatı
boyunca borsadan men edilen ya da hapis cezası alan
iş adamlarını belki hatırlarsınız. Peki bir şey, normal
vatandaş için suçsa, değişik devlet görevlerinde yer alan
kişiler için de suç olması gerekmez mi?
Yasalar düzenlenirken, devletin en üst görevinde yer
alan cumhurbaşkanının bu makama geldiyse kendi
sorumluluğunu taşıyabileceği varsayımı üzerine yapılmış.
O nedenle Cumhurbaşkanlığı sorumsuz bir makamdır.
Bir cumhurbaşkanı ancak vatana ihanet suçundan
yargılanabilir. Bu sorumsuzluk cumhurbaşkanına
suç işleme özgürlüğü vermek için değil, suç olacak
eylemleri yapmayacak bilinçte olduğu varsayımıyla
hareket edildiğinden makama duyulan saygı gereği
düzenlenmiştir. Örneğin biz bir cumhurbaşkanının
tarafsızlık ilkesine sadık kalacağını varsayarız.
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarını bir parti çıkarına
propaganda için kullanmayacağını varsayarız. Makamı
dolayısıyla kendisine verilen yetki ve imkanları kişisel
hırs ve çıkarları için kullanmayacağını varsayarız. Aile
bireylerine yüksek maaşlarla uydurma danışmanlık
makamları tahsis etmeyeceğini varsayarız. Bulunduğu
makamın itibarını aile bireylerinin ticari faaliyetleri için
kullanmayacağını varsayarız. Uluslararası ilişkilerde,
kendi istkbal ve hezeyanlarını değil, ulusal çıkarları
ön planda tutacağını varsayarız. Ülkedeki her ihale,
atama ve hatta özel teşebbüslerin yönetimine müdahale
etmeyeceğini, medya organlarına ahlaksız baskılarda
bulunmayacağını en azından anayasayı sürekli ihlal
etmeyeceğini varsayarız.
Bu varsayımımız biraz da insan olarak fıtratımızda
bulunan başkalarına inanma ve güvenme eğilimimizden
kaynaklanır. Keşke bu varsayımlarımızın hepsi doğru
olsa ve cumhurbaşkanlığı gibi yüce bir makama erişmiş
kişiler, sorumsuzluk ilkesinin kendilerine yüklediği büyük
sorumluluğun bilincinde olabilseler, bugün bambaşka bir
Türkiye'de yaşıyor olurduk.
Ancak biz bu Türkiye'de yaşıyoruz. Bizim ülkemizde
kişisel görüşüme göre devlet ciddiyeti konusunda zaafları
bulunanlar, yine kişisel kanaatime göre hak etmedikleri
bir makamı işgal ettiklerinde işler pek de yasalarda ön
görüldüğü gibi yürümüyor.
Örneğin bir cumhurbaşkanı sonuçlarını düşünmeden
Anayasa kitapcığını başbakana fırlatıyor. Başbakan
çıkıp, bunu kamuoyuna açıklıyor, piyasalar allak bullak
oluyor, döviz fiyatları fırlıyor ve vatandaş bir gecede
fakirleşiyor ya da başka bir cumhurbaşkanı bu ülkenin
bir brökratı olan Merkez Bankası Başkanı'na sözümona
ayar vermek için kamuoyu önünde açıklamalar yapıyor,
hızını alamıyor hakaretler ediyor bu tavrını aylarca
sürdürüyor, memlekette döviz fiyatları alıp başını
gidiyor ve bu gizli devalüasyonda vatandaş bir kez
daha fakirleştiriliyor. Tabii ki bu arada döviz birikimi olan
"şanslı" azınlık da zenginleşmiş oluyor. İşin daha acı
tarafı ne hiç kimse bu spekülasyonlara dur diyebiliyor ne
de bu makamlarda bulunanlar duracakları noktaya karar
verebiliyor. Başıbozuk bir piyasada yatırımcı da vatandaş
da çaresiz ve güvensizlik içerisinde sadece durumu
uzaktan izleyebiliyorlar. Neymiş efendim mizacı buymuş.
O mizacın memleket ekonomisine son birkaç ayda verdiği
zarar kimin cebinden çıkacak orası herkesce malum ama
zahirde meçhul. Ben de bu doğruları yazmaya devam
edeceğim ne de olsa benim mizacım da bu.
marketing europe & anatolia / 29
Kampanyalar
Türkiye Vestelleniyor...
Vestel’in yeni reklam filmi, dünyanın en son teknolojisine sahip Vestel akıllı telefonların, tabletlerin, 4K UHD televizyonların, rekortmen çamaşır ve bulaşık makinelerinin üretildiği
ve bu ürünlere en iyi tasarım markası ödüllerini kazandıran
tasarımlarının yapıldığı Vestel City görüntüleriyle başlıyor.
Bu görüntülerin ardından Kenan İmirzalıoğlu, Türkiye’de
dünyanın en son teknolojilerinin üretildiğini epik bir dille seyirciye anlatıyor. Film, gururla kameraya bakan Vestel çalışanlarının görüntüleriyle sona eriyor.
Büyük bir kısmı Vestel City’de geçen filmin yönetmenliğini
Gönenç Uyanık, prodüksiyonunu Depo Film yaptı. Tamamı
Manisa’da gerçekleştirilen çekimler üç gün sürdü.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Vestel
Reklam Ajansı: Concept
Reklamveren Yetkililer: Feza Turunçoğlu Erim,
Berna Aşkın, Bengisu Dinçer
Kreatif Direktör: Kerem Özkut
Yaratıcı Ekip: Ertuğ Tuğalan, Namık Ergin, Engin Erden,
Erhan Dursun, Remzi Cem Erguvan, Cansu Erdinç
Marka Ekibi: Arda Görgün, Ekin Kutevu,
Zeynep Kahvecioğlu, Sinem Tacir
Stratejik Planlama: Hakan Demir, Suphi Can Sarıgöllü
Ajans Prodüktörü: Mert Turan, Kasım Bektaş
Prodüksiyon Şirketi: Depo Film
Yönetmen: Gönenç Uyanık
Post-Prodüksiyon Şirketi: Sinefekt
Müzik: Güntaç Özdemir
Medya Ajansı: MediaCom
Kullanılan Mecralar: Televizyon, Basın, Radyo, Açıkhava,
Dijital
marketing europe & anatolia / 31
Kampanyalar
Hem İçimiz Hem Kalbimiz Isınsın...
Knorr, Türk Kızılayı ile birlikte hayata geçirdiği “Hem İçimiz
Hem Kalbimiz Isınsın” projesini yeni reklam kampanyasıyla
duyuruyor. Knorr, tüketicilerin satın aldıkları her Knorr Ezogelin çorbası için Türk Kızılayı Aşevlerine 1 kase çorba bağışlayacak.
Kampanya Künyesi
Reklamın Başlığı: Hem İçimiz Hem Kalbimiz Isınsın
Reklamveren: Unilever Knorr
Reklamveren Yetkilisi: Toloy Tanrıdağlı, Ece Bağatur,
Özlem Şencan
Reklam Ajansı: Lowe İstanbul
Kreatif Direktör: Can Faga
Yaratıcı Grup: Volkan Dalkılıç, Eray Hökelek,
Deniz Yükselci
Müşteri ilişkileri G.: Taflan Yörük, Sultan Engin,
İdil Kibaroğlu
Strateji Grup Direktörü: Yusuf Muslubaş
Ofiste malzeme derdine son...
Avansas.com, renkli işadamı Faik Öztürk’ün “cimri patron”
karakteriyle izleyicileri güldürdüğü online reklam filminin ardından, bu defa da farklı sektörlere özel hizmetlerini üç ayrı
televizyon reklamıyla tanıtıyor.
Reklamlarda kendi sektörlerini temsil eden bir muhasebeci,
bir avukat ve bir mimar, “cep yakan ofis giderlerinden, malzeme almak için kapı kapı dolaşmaktan ve zaman kaybetmekten şikayet ederken”, masalarına aniden düşen Avansas kutularını görünce önce şaşırıyor, sonra seviniyor.
Her biri “Ofiste malzeme derdine son” sloganıyla sona eren
eğlenceli reklam filmlerinin künyesi ise şöyle:
Kampanya Künyesi
Marka: Avansas.com
Pazarlama Direktörü: Sedat ANAK
Marka Müdürü: Yavuz Öner
Kıdemli Marka Uzmanı / Reklam Yazarı: Serhat Şahin
Yapım Şirketi: FDS Film
Yönetmen: Hikmet Kerem Özcan
Ses: Jinglehouse
32 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Hediye Bulucu...
miz reklam filminin kahramanı, kendisinden alışveriş için fikir
isteyenlere hepsiburada.com’u öneriyor.
Hepsiburada.com, Sevgililer Günü kampanyasını eğlenceli
bir reklam filmi ile tüketicilerle buluşturuyor.
“Guru” adlı reklam filminde hepsiburada.com’un Sevgililer
Günü alışverişi için sunduğu ürün çeşitliliği ve avantajlar eğlenceli bir şekilde anlatılıyor. Guru kıyafetleri içinde izlediği-
Kampanya Künyesi
Reklamın Başlığı: Hepsiburada.com – Guru
Reklamveren: Hepsiburada.com
Reklamveren Temsilcisi: Özgür Doğan, Ayça Özdem,
Buket Kayalar, Azerhan Doğan
Reklam Ajansı: Alametifarika
Yönetici Kreatif Direktörler: Emrah Karpuzcu,
Kenan Ünsal
Kreatif Direktör: Can Çelikbilek
Yaratıcı Grup: Serhat Bayram, Can Dağlı
Stratejik Planlama: Başar Sarıkaya, Serra Akyel,
Emir Kutlu
Müşteri İlişkileri Direktörü: Gökhan Akbay
Marka Direktörü: Başak Sarıoğlu
Prodüksiyon Direktörü: Sertuğ Alptekin
Prodüksiyon: Berkay Tahmaz, Teğin Polat
Prodüksiyon Şirketi: DCC Film
Prodüktör: Ömer Abra
Evdeki Sos...
Bir ev partisi ortamının yansıtıldığı reklam filminde Calve’ninRanch, BBQ, Acı Sos veSarımsaklı Mayonez’isayesindeağırlıklı dışarıda tüketilen yemeklerin artık evde de
aynı lezzete kavuştuğu anlatılıyor.
“Evdeki Ses” şarkısının, “Evdeki Sos” olarak yeniden yorumlandığı reklam filminde genç oyuncu Can Sipahi rol alıyor.
Kampanya Künyesi
Reklamın başlığı: Calve “Evdeki Sos”
Reklamveren: Unilever
Reklamveren Yetkilisi: Ertuğrul Bilgin, Mine Mavi,
Merve Yavuzcan, Can Franko
Reklam ajansı: Ogilvy&Mather
Yaratıcı yönetmen:Tolga Büyükdoğanay
Yaratıcı grup: Arzu Uzunali, Doruk Özer, Deniz Sencan
Müşteri ilişkileri G.: Murat Derman, Birgül Çavuşoğlu
Stratejik Planlama: Pelin Aydın
Ajans Prodüktörü: Fulya Akay, Begüm Özkul
Yapım şirketi: Autonomy
Medya ajansı: Mindshare
marketing europe & anatolia / 33
Kampanyalar
Sıcak Yuvam...
DemirDöküm; sıcaklık, aile ve sevgi konseptlerini birleştiren
“Sıcak Yuvam” kampanyasını Instagram üzerinden başlattı.
31 Mart Salı gününe kadar devam edecek yarışmaya katılmak için #sicakyuvam hashtagi ile fotoğraf paylaşmak ya da
benimsicakyuvam.com’a gelmek yeterli.
Yüklenen fotoğrafların moderasyon sonrası web sitesinde
yayınlanması sonucu konsepte en uygun fotoğraflar jüri tarafından seçiliyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: DemirDöküm
Reklamveren Yetkilisi: Batuhan Tuncay
Reklam Ajansı: Krombera
Kreatif Direktör: Tolga Hancı
Kreatif Ekip Yöneticisi: Aybars Bengi
Proje Yöneticisi: Ömer Kılavuz
Yaratıcı Ekip: Emre Çakmak, Eren Bora, Tuncay Kınalı
Marka Ekibi: İlke Çakıl
Kullanılan Mecralar: Mikro Site, Facebook,Twitter,
Instagram
Aşkta cesur olan kazanır...
Aşkın markası Cornetto, sevgililer günü için özel olarak hazırlanan yepyeni bir kısa aşk filmiyle gençleri aşkta cesur olmaya davet ediyor. Gençlerin aşklarını doyasıya yaşamaları
için onları cesaretlendiren Cornetto’nun kısa aşk filminde, 4
farklı hikaye yer alıyor.
Kampanya Künyesi
Reklamın başlığı: Aşkta Cesur Olan Kazanır
Reklamveren: Unilever / Algida Cornetto
Reklamveren yetkilisi: Leyal Eskin Yılmaz,
Derya Cantutan, Nazlı Özcan
Reklam ajansı: Wanda Digital
Yaratıcı yönetmen: Enis Baruh
Yaratıcı grup: Merve Özekli, Armağan Ükünç,
Alican Düzen, Mert Taner
Müşteri ilişkileri grubu: Sinem Çomarlı
Ajans prodüktörü: Kerem Aygün
Yapım şirketi: GoGo Project
Yönetmen: Murat Şenoy
Görüntü Yönetmeni: Murat Akay
Post Prodüksiyon Şirketi: Sinefekt
34 / marketing europe & anatolia
Müzik: Jingleist - Çağdaş Göktuna
Medya ajansı: Mindshare
Medya planlamacı: Mindshare
Kullanılan mecralar: Dijital
Kampanyalar
Digitürk ile “Oscarlıyorum”...
filmlerin orijinal hikayelerinden bir hayli uzak olduğundan
aslında filmleri izlememiş oldukları anlaşılıyor.
Medina Turgul DDB tarafından hazırlanan ‘Oscarlıyorum’
reklam filmlerinin yönetmenliğini Ketche yaparken, yapım
şirketi görevini ise Renkli Filmler üstlendi.
Digiturk’ün reklam yüzleri Anıl İlter ve Osman Karagöz’ün
başrolünde oynadığı reklam filmlerinde ikili “Oscarlıyorum”
isimli bir sinema programında Her, Gravity, Grand Budapest
Hotel ve Star Wars filmlerini entellektüel bir şekilde yorumlaya çalışıyor. İkilinin yaptıkları komik ve eğlenceli yorumlar
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Digiturk
Reklamveren temsilcisi: Kadri Mutlu, Gonca Kahraman,
Sejda Olcaş, Zeynep Sarptır, Özlem Özdemir
Ajans: Medina Turgul DDB
Yaratıcı yönetmen: Gökhan Erol
Yaratıcı grup: Erçin Sadıkoğlu, Fatih Yılmaz, Fatma Öcal
Müşteri ilişkileri grubu: Yasemin Altan, Sezen Şerez,
Gökçe Er, Ayşegül Al
Ajans Prodüktörü: Gülengül Arlıel, Nisan Turgul
Yapım Şirketi: Renkli Filmler
Yönetmen: Ketche
Prodüktör: Vural Turunç, Halil Çalık
Post Prodüksiyon: 1000 Volt
Bu sevgi devam ediyor...
Elidor’un 5. kez en sevilen saç bakım markası seçilişini Meryem Uzerli ile kutladığı reklam filmi çekimleri 2 gün boyunca
Berlin’de gerçekleşti.
Kampanya Künyesi
Reklamınbaşlığı: Bu Sevgi Devam Ediyor!
Reklamveren: Unilever
Reklamveren yetkilisi:Handem Çelenkler, Valya Hubeş
Reklamajansı: MANAJANS / J. Walter Thompson
İstanbul
Yaratıcı yönetmen: Sami Basut
Yaratıcı grup: Sanlı Kayabölen, Tunçhan Kalkan,
Deniz Ergin, Aksel Ceylan
Müşteri ilişkileri grubu: Ece Özyurt, Setenay Ergin,
Göksu Karaman
Stratejik planlama: Yuda Sağman
Ajans prodüktörü: Şafak Serter
İnteraktif İletişim Direktörü: Emre Süvari
Dijital Proje Yöneticisi: Gökhan Akıncı
Yapım şirketi: Depo Film
Yönetmen: Yücel Yolcu
Medya ajansı: Mindshare
Medya planlamacı: Mehmet Göçmen, Şafak Çınar,
BaşakÇavuş
Kullanılan mecralar: TV, Dergi, Gazete, Digjtal
marketing europe & anatolia / 35
Kampanyalar
Sevgililer Günü’nü #KutluyoruzCunku...
“Sevgililer Günü’nü #KutluyoruzCunku” kampanyası; “Aşkın
açamayacağı kapı”, “Aşk sayesinde su gibi akan zaman”
ve “Aşkın hayatları aydınlatması” gibi kavramları gündelik hayatta sıkça kullandığımız ama anlam yüklemediğimiz
objelere(kapı kolu, duş başlığı, led ampul) gönderme yaparak, Sevgililer Günü’nün temel duygusu “AŞK” ile anlamlandırdı.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Koçtaş
Reklamveren Yetkilisi: Çiğdem Eray
Reklam Ajansı: Krombera
Kreatif Direktör: Tolga Hancı
Kreatif Ekip Yöneticisi: Aybars Bengi
Yaratıcı Ekip: Onur Bulakbaşı, Hilal Yücel
Marka Ekibi: Derin Kaşkal, Melis Buket Algın
Paha Biçilemez Sürprizler...
MasterCard’ın, 21 yıldır sponsoru olduğu Şampiyonlar Ligi
için kart sahiplerine sunduğu ayrıcalıkları ve Şampiyonlar
Ligi Berlin Finali’ne gitme fırsatını tanıtan “Paha Biçilemez
Sürprizler” projesinin yeni internet videosu, dijital mecralarda yayına girdi. Reklam filminin kahramanları ise, her
şeyden habersiz halı sahada maç yapmaya gelen 12 futbol
sever ve dünyaca ünlü İtalyan hakem Pierluigi Collina oldu.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: MasterCard
Reklamveren Yetkilisi: Ceren Türkben Kaya, Ayça Özol
Reklam Ajansı: Voden
VP: Taylan Eker
Kreatif Direktör: Erdem Ateş
Ajans Prodüktörü: Mert Bilen
Yönetmen: Kağan Erturan
Marka Yöneticisi: Sezen Ahıskal
Art Direktör: Faruk Şişko
Yapım Şirketi: Hacıyatmaz Film
Mecra: Online
36 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Bir Dost...
Media Markt’ın, tüketicileri “Bir Dost”u olarak gören, her zaman onların iyiliğini isteyen ve elektronik alışverişinde en
doğru seçimi yapmaları için onları uyaran karakteri, Sevgililer Günü’nü yalnız geçireceklere mutlu olmanın tek yolunun
çift olmaktan geçmediğini farklı öneriler ile anlatıyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Media Markt Türkiye
Reklamveren Yetkilileri: Nurçin Koçoğlu,
Çağanur Atay Uçtu, Volkan Çevik
Reklam Ajansı: Saatchi & Saatchi İstanbul
Kreatif Direktör: Tarkan Barlas
Yaratıcı Ekip: Zeynep Yalçınkaya (Reklam Yazarı), Sedef
Karakaş (Sanat Yönetmeni)
Müşteri İlişkileri Ekibi: Mehmet Kaptan (Müşteri Direktörü),
Bahar Dikmen (Müşteri Süpervizörü)
Ajans Prodüktörleri: Arzu Köksal, Turgay Güven
Yönetmen: Ezel Akay
Yapım Şirketi: Contact Film Works
Medya Ajansı: Carat
Dijital İletişim Ajansı: Wanda Digital
Çevir, tat, batır...
Oreo’nun, ilk reklam filmi televizyon kanallarında gösterime
girdi. Reklam filminde, küçük bir kız, babasına Oreo’nun
dünyaca ünlü “Çevir, tat, batır!” ritüeliyle nasıl yeneceğini
öğretiyor. Sadece Oreo’nun bir çocuğun ailesiyle gülümseten anlar yaşatabileceğini anlatan reklam kampanyası, bir
annenin gözünden çocuğunun babasıyla yaşadığı bu mutluana odaklanıyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Oreo
Reklamveren Yetkilileri: Elif Emiroğlu, Duygu Özer
Kreatif Reklam Ajansı: FCB İstanbul
Ajans Başkanı: Elif Onay
Yaratıcı Ekip: Yavuzhan Gel, Çağlar Cengiz, Cem Haşimi,
Pınar Cingöz
Müşteri İlişkileri Ekibi: Ceren Çubukçu, Yağmur Erengül,
Melis Çubukçuoğlu
Prodüksiyon Şirketi: Atlantik Film
Yönetmen:Bruno Chiche
Post-Prodüksiyon Şirketi: İmaj
Müzik:Jingle Farm
marketing europe & anatolia / 37
Kampanyalar
Efsanevi Gece’ye hazır mısın?...
Nestlé DAMAK Gece”reklam filmi TV’lerde yayına başladı.
Reklamda, Nestlé DAMAK Gece’nin, yüzde 55 kakao oranı
ve bitter çikolatayla fıstığın kışkırtıcı buluşması ile sunduğu
yepyenideneyim anlatılıyor.
Saatchi & Saatchi İstanbul reklam ajansı tarafından çekilen
reklam filminde izleyiciye yeni Nestlé DAMAK Gece’nin “efsanevi bir lezzet” olduğu mesajı aktarılıyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Nestle Türkiye
Reklam Ajansı: Saatchi & Saatchi İstanbul
Kreatif Direktör: Tarkan Barlas
Kreatif ekip: Zeynep Yalçınkaya, Müge Özalpay,
Sedef Karakaş
Stratejik Planlama: Sinan Demirez, Gizem Ateş
Müşteri ilişkileri Ekibi: İlke Güner, Celil Kaya
Ajans Prodüktörü: Arzu Köksal, Ceyhun Sevil
OPET’in “Sevince” temalı reklam filmi...
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından 9kez üst üste seçilen ‘Müşteri Memnuniyeti En Yüksek Şirket’ ve Mediacat
Dergisi’nin İpsos işbirliği gerçekleştirdiği ‘Lovemark- Aşkla bağlanılan marka’ araştırmasında “Türkiye’nin En Sevilen Akaryakıt Şirketi” seçilen OPET, yeni reklam filmiyle
Türkiye’ye teşekkür ediyor.
Kampanya Künyesi
Müşteri: Opet
Reklam Ajansı: Rafineri
Yaratıcı Yönetmen: Emre Kaplan
Metin Yazarı: Can Erdoğan
Sanat Yönetmeni: Emrah Güzel, Yiğit Gümüş
Marka Takımı: Dilek Uçarlı, Erbek Onur, Aslı Aksu,
Gizem Gürzoğlu
Stratejik Planlama: Canan Pehlivanoğlu
Ajans Prodüktörü: Kerem İlbeyli, Levent Köstepen
Yapım Şirketi: Anima İstanbul
Yönetmen: Walky Talky
Müzik: Erkin Koray
38 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
b2b Encounters...
Bosphours Encounters’in sağlık turizmine ilişkin dördüncü
tanıtım filmi Eksantrik Prodüksiyon’un çalışmasıyla
İstanbul’un
birçok
yerinden
çekilen
görüntülerle
gerçekleştirildi.
Kentin güzelliklerini çeşitli açılardan gözler önüne seren
filmin geçtiğimiz yıl yine Eksantrik Prodüksiyon tarafından
yapılmış ve oldukça beğeni almıştı. Film uluslararası sağlık
fuarlarında ve internet mecrasında kullanılacak.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Bosphours Encounters
Reklamveren Yetkilisi: Mert Akkök
Yapım Şirketi: Eksantrik Prodüksiyon
Prodüktör: Elvin Ekşioğlu
Yönetmen: Abdullah Ekşioğlu
Post- Prodüksiyon: Eksantrik-Express
Mecra: İnternet
Ebru temalı reklam filmi...
2015’in ilk reklam filminde geleneksel Türk sanatlarından biri
olan ebru sanatı ile Türkiye Finans logosunun yapılışını ekranlarda izliyoruz. Türkiye Finans’ın ve özünde katılım bankacılığının temel değerlerine dikkat çeken reklam filmi,ebru
sanatının güzelliği ve estetiğinigözler önüne seriyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Türkiye Finans
Ürün: İmaj Kampanyası
Reklamveren Yetkilisi: Nalan Çiğdem Belgutay
Reklam Ajansı: Manual Effect
Prodüksiyon Firması: Neverland
Yönetmen: Burak Köprülü
Görüntü Yönetmeni: Murat Akay
Yapımcı: Türker Akkuş & Ayşin Batman Keskin
Ebru Sanatçısı:Tüzin Tiryaki
Müzik: Onur Cumaoğlu
Medya Ajansı: Mindshare
marketing europe & anatolia / 39
İs
Gezi
skeçe Karnavalı...
3 – 4 yıldır, Yunanistan İskeçe’ de yapılan
karaval sohbetlerine tanık oluyordum.
Benim babam İskeçe doğumlu ama ben hiç gitmedim oralara.
İçten içe merak ediyorum. Bir gün maillere bakarken
fırsat sitelerinden birinde İskeçe Karnaval turu gördüm.
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / [email protected]
3 – 4 yıldır, Yunanistan İskeçe’ de yapılan karaval sohbetlerine tanık oluyordum. Benim babam İskeçe doğumlu
ama ben hiç gitmedim oralara. İçten içe
merak ediyorum. Bir gün maillere bakarken fırsat sitelerinden birinde İskeçe
Karnaval turu gördüm. Hemen aldım
biletimi. Sonra 3 arkadaşım daha aldı.
Bunu duyan annem geri kalır mı. O da
kankasıyla organize olup tura katıldı.
Cuma akşamı 22:30’ da Kadıköy’ den
kalkan otobüse binip yola çıktık. Bizim
gruptan bir arkadaşımız yanına yolluk
da almış. Yolda sohbet muhabbet derken, vakit nasıl geçti anlamadık. Pazaryeri sınır kapısına kadar geldik. Hafta
sonu yapılacak karnavala Türkiye’ den
çok fazla giden olduğu için İpsala sınır
kapısı çok yoğunmuş. O yüden bizim
tur Pazaryeri’ ni tercih etti. Sınırdan
geçtikten sonra Kavala’ ya doğru yol
aldık. Sabah 8 gibi Kavala’ ya vardık.
Kavala’ da bizi güneşli ama birazcık soğuk bir hava karşıladı. Sanırım sabah
erken saat olduğu için hava serindi.
Taşoz’dan göçen göçmenler tarafından, MÖ 6. yüzyılda, Neapolis; Yunanca “Yeni Şehir” adıyla kurulan Kavala,
1912 yılına kadar 525 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğunun bir parçasıymış. Bu küçük şehire, 16. yüzyılın ortasında İbrahim Paşa, Sadrazam ve
Kanuni Sultan Süleyman bir su kemeri
yaptırarak, Kavala’nın gelişmesine kat-
kıda bulunmuşlar.
Şehirde tepeye kurulmuş olan kale ise
ortaçağdan kalma. Osmanlı, Panagia
tepesindeki bu Bizans kalesini de genişleterek şehre katkıda bulunmuş. Günümüzde bu iki yapı da şehrin önemli
simgelerinden.
Sabahın erken saatlerinde vardığımız
Kavala’ da, kahvaltı yapmak ve şehirde kısa bir tur yapmak üzere otobüsten
indik. Otobüsün bizi bıraktığı yer deniz
kenarı, sanıyorum Kavala Liman’ ı. Henüz afyon patlamadığı için konuya pek
hakim değiliz.
Baktık hava güneşli, denizin de kenarındayız, dedik ki şöyle güzel bir kafede oturup kahve keyfi yapalım. Mekan
bakınırken karşımıza şirin bir pastane
çıktı. Vitrini görünce hemen daldık içeri.
Fırından yeni çıkmış börekler, mis gibi
kahve kokusu. Mmmmmhhh nefis. Yiyeceklerimizi alıp dışarda bir masaya
oturduk. Keyifle kahvaltımızı ettik. Sonra da şehir gezisi yapmak için grubun
geri kalanına katılmak üzere otobüsün
olduğu yere gittik.
Otobüsün orada gruba katıldık. Sonra
etrafa bakınıp fotoğraf çekerken bir de
baktık ki grup yok. Meğerse vakit az
olduğu için hızlandırılmış tur yapılıyormuş. İlk kez yurtdışına tur ile çıktım ve
sanırım da son olacak.
Biz limanda fotoğraf çekince grubu kaybettik sonra baktık orada bankta oturan
marketing europe & anatolia / 41
Gezi
birileri var, onlara sorduk, kalabalık gördünüz mü diye. Su kemerlerinin oraya
doğru gittiler deyince biz de yolumuzu
o yöne çevirdik. Rampa yukarı tırmanırken solumuzda Agios Nikolaos Kilisesi’
ni gördük.
Osmanlılar döneminde camii olan Agios Nikolaos Kilisesi, Kanuni’nin damadı
olan Sadrazam İbrahim Paşa (Pargalı
İbrahim) tarafından yaptırılmış. Eski adı
da Maktul İbrahim Paşa Camii. Şehir
yunanlılara kalınca, camii olmuş, klise.
Yeni adı da Agios Nikolaos Kilisesi. Kim
peki bu Aziz Nikolaos ? Bildiğimiz Noel
Baba.
Nole Baba, M.S. 250 yılında Likia’nın
Patara ilçesinde dünyaya gelmiş ve
Demre’ de yaşamış. M.S. 330 yılında
6 Aralık’ ta ölmüş. 6 Aralık günü, Aziz
Nikolaos’u anma günü olarak kutlanıyor. Adı Nikolaos olan Hristiyanlar,
bugünü isim günü olarak kutlar. Ama
bizim için Aziz Nikolaos, Noel’de birçok
yere giderek çocuklar için getirdiği hediyeleri evlerinin bacasından atan tontoş
dededir.
Biz daha camiye yakından bakmak için
karşıdan karşıya geçene kadar bizim
grup yine kayboldu. Daha fazla geride
42 / marketing europe & anatolia
Şehir yunanlılara kalınca,
camii olmuş, klise.
Yeni adı da Agios Nikolaos
Kilisesi. Kim peki bu Aziz
Nikolaos ? Bildiğimiz
Noel Baba.
kalmamak için camiiye uzaktan bakıp
koştura koştura yukarı çıkmaya devam
ettik. Camiden uzaklaşınca karşımıza
kocaman su kemerleri çıktı.
16. yüzyılın ortasında Kanuni Sultan
Süleyman tarafından yaptırılan ve şehri
neredeyse baştanbaşa saran tarihi su
kemeri, Kavala’nın gelişmesine oldukça katkıda bulunmuş. Kavala, Osmanlı döneminde Balkanlar’ın en önemli
merkezlerinden biriymiş. Kanuni zamanında şehir, Akdeniz’deki donanma için
üs görevini görmüş. Kavala’ nın gelişimine katkıda bulunmuş olan kemerler
şimdi de şehri süslüyorlar.
Su kemerlerine hayran hayran baktıktan sonra grubu aradık ama bulmak
ne mümkün. Su kemerlerinin oradan
yukarı çıkıldığında sokak sizi kaleye
götürüyor. Bize de kale gezmek mantıklı geldiği için grup oradadır diye düşündük. Fakat yollarda kimseyi göremeyince hızlıca çıktılar sandık. Biz de
Çağla’ yla ikimiz koştur koştur yürümeye başladık. Yol dik, giysiler kalın.
Bir süre sonra kan ter içinde kaldık.
Kalenin içindeki daracık sokaklarda
geçip bayrağın dikili olduğu noktaya
çıkmak niyetindeyiz. Grup orada diye
Gezi
tahmin ediyoruz. Biz koştururken sokak arasından havlayarak çıkan bir
köpek aklımızı aldı. Olduğumuz yerde
kaldık. Benim ısırılma tecrüben olduğu
için epey tırstım. Hatta cardio yaptım:)
Baktık köpeğin susacağı yok, gözümüzü karartıp üzerine yürüdük. Dışardan
son derece cesur görünüyor olsamda
kalbim pıt pıt, aştık köpeği. Zor bela
kaleye ulaşınca da bomboş bir alan
karşıladı bizi. Ortada kimsecikler yok.
Meğerse bizimkiler orada değilmiş. Görevli de “delimisiniz siz, burada ne işiniz
var” manasına gelen şaşkın bir ifadeyle
bize baktı. Biz hiç bozuntuya vermeden
şehir manzarasını izledik.
Sonra da, dillerini bilmediğimiz için sevimli sevimli gülümseyip aşağı, şehre
doğru yola koyulduk.
Baktık ki grup yok ortada, tur rehberimizi aradık. Bizimki hızlandırılmış tur
olduğu için kale, programda yokmuş.
Onlar Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ nın
heykelini görmeye gitmişler. Biz onu
kaçırdık tabii. Aslına bakarsanız, dönüp de internetten araştırınca aslında
çok şey kaçırdığımızı farkettim. Kavala’
Dışardan son derece cesur
görünüyor olsamda kalbim
pıt pıt, aştık köpeği.
da gezip keyif yapmak için 2 gün şart.
1919 Yunan-Türk Savaşı’ndan sonra Kavala, aldığı işçi göçleriyle birlikte yeni bir refah dönemine girmiş. Bu
büyüme tarım ve endüstri alanında ol-
marketing europe & anatolia /43
Gezi
muş. Tütün işleme ve tütün ticareti alanında oldukça büyük bir yere sahipmiş.
Bizler hep Kavala’ yı ünlü “Kavala Kurabiyesi” ile biliyoruz. Bütün bademli,
üzeri pudra şekerli, nefis kurabiyeler.
İsmi Kavala Kurabiyesi olmasına rağmen, esas yeri İskeçe. Bademler İskeçe’ de yetiştiriliyor. Kurabiyeler İskeçe’
de yapılıyor ama ismi Kavala Kurabiyesi. Ve biz henüz kurabiye almadık.
Kavala’ ya ayrılan süre bittiği için otobüse doluşup Selanik’ e doğru yola çıktık.
Kavala – Selanik arası 150 km. Yaklaşık 2 saat sonra Selanik’ e vardık.
Selanik Yunanistan’ın Atina’ dan sonra
ikinci en büyük kenti. Makedonya bölgesinin Yunanistan içinde kalan kesiminin başkenti. Google maps’ te mekan
adresi bakarken adresleri Macedonia,
Thessaloniki olarak görünce şaşırmıştım. Meğerse burası Makedon bölgesiymiş. Selanik şehrinin adı Yunanca,
Thessalos ve Niki kelimelerinin birleşiminden oluşuyor ve Thessalian Zaferi
anlamına geliyor. Adını Makedon prensesi, aynı zamanda Büyük İskender’in
kız kardeşi Thessalonike ‘den alıyor.
Kral Filip, kızının Thesally’de alınan
büyük zafer günü doğması üzerine kızının Thesallonike olarak yani Thesal44 / marketing europe & anatolia
Selanik Yunanistan’ın
Atina’ dan sonra ikinci en
büyük kenti.
Makedonya bölgesinin
Yunanistan içinde kalan
kesiminin başkenti.
lonian Zaferi olarak adlandırılmasını
buyurmuş. Modern Yunanca’da şehir
Θεσσαλονίκη (Thessaloniki) olarak adlandırılmakta, Türkçe gibi diğer dillerde
de bu isimin farklı varyasyonları kullanılıyor.
Selanik’ te ilk durağımız Aziz Dimitrios
Kilisesi(Agios Dimitrios Kilisesi) oldu.
Atatürk’ün Evi ile aynı caddede bulunan Aziz Dimitrios kilisesi, 413 yılında
İllirikos lideri Leontios’un emriyle bir bazilika olarak yapılmış.
Hikaye şöyle: Selanik aristokrasisinden Dimitrios, bir Roma vatandaşı ve
Roma ordu subayıymış. Hristiyanlığı
kabul edip çeşitli dini faaliyetlerde bulunmuş. M.S.303 yılında tutuklanıp,bir
halk hamamının alt katına hapsedilmiş
ve orada boynu vurulmuş. Sonrasında,
hristiyanlar şehidin bedenini öldürüldüğü yere gömmüşler
Geleneklere göre şehidin öldürüldüğü yere, 4. yüzyılda küçük bir tapınak
yapılmış. Bu küçük tapınağın yerine
413 yılında İllirikos lideri Leontios’un
emriyle güzel bir bazilika yapılmış. Bu
kilise 7.yüzyılda bir yangında yok olmuş fakat kısa sürede yerine yenisi
yapılmış. Daha sonraki yıllarda kilise
Gezi
zararlar görmüş, işgallere uğramış, hasarlar görmüş. Osmanlı egemenliğinde
camiye dönüştürülmüş ve müslümanların hizmetine sunulmuş ve cami olarak
kullanılmış.
1917 yılında bu tarihi kilise, Selanik’in
büyük kısmını yok eden yangında tamamıyla yanmış. Yanmış olan bina
daha sonraki yıllarda onarılmış ve 1949
yılında tekrar hristiyanların ibadetine
açılmış.
Biz de hızlıca kilisenin içini gezdik. Sonra mum alıp dilek diledik ve tura devam
ettik. Ne de olsa hızlandırılmış tur. Tekrar otobüse doluşup Atatürk’ün Evi’ ne
geldik.
Ben orada çok duygulandım. Hayranı
olduğum bir liderin evine girecek, onun
büyüdüğü yeri görecek olmak beni çok
heyecanlandırdı.
Ev yakın zamanda restore edilmiş.
İçeride Ata’ mızın ve sevgili annesinin
balmumu heykelleri var. Duvara yansıtılmış projeksiyon cihazlarından Ata’
Tekrar otobüse doluşup
Atatürk’ün Evi’ ne geldik.
Ben orada çok duygulandım.
Nur içinde yat Ata’ m.
mızın hayatıyla ilgili filmleri izleyebiliyorsunuz.
Bunların yanı sıra evde Ata’ mızın kullandığı bazı kişiler eşyalar da sergileniyor. Kendisine çok yakışan beyaz yelekli takımı da bu eşyalar arasında.
Sert mizacının ardında, kendisine bu
kadar saygı duyulmasına, hayran olunmasına, peşinden , yolundan gidilip,
lider kabul edilmesini çok doğal karşılıyor insan, ona dair bir şeyler görünce.
Nur içinde yat Ata’ m.
Evden çıkıp bahçedeki yüzyıllık nar
ağacına dokunup gövdesini okşadıktan
sonra Ata’ mızın evine veda edip oradan ayrıldık.
Sırada var Beyaz Kule.
Beyaz Kule, Selanik surlarının, şehrin
doğu tarafında sahil surları ile birleştiği köşede yükselmekte ve etrafındaki
duvarlar ortadan kalktığından bugün
yalnız başına, deniz kenarında bir yeşil
sahanın ortasında bulunuyor. Çok eski
çağlarda burası şehir surlarının denize
açıldığı yermiş. Kulenin 15. veya 16.
yüzyıllarda Venediklilerce inşa edildiği
sanılıyor. Defalarca hasar görüp yeniden onarılan kule, son olarak Kanuni
Sultan Süleyman döneminde (15201566) yeniden inşa edilmiş.
Osmanlı döneminde garnizon ve hapishane olarak kullanılan kule, verdiği
hizmete göre de halk arasında ismi değişmiş. 16. yy ”Aslan Kulesi” olarak anılan yapıya daha sonra Yeniçeri Kulesi
denir olmuş. Yapı zindan olarak kullanılırken 1826’da Sultan II. Mahmud’un
emri üzerine kuledeki tutukluların hepsi
kılıçtan geçirilince ise adı, “Kan Kulesi”
olarak değiştirilmiş.Osmanlı-Türk dömarketing europe & anatolia /45
Gezi
neminde, Beyaz Kuleye; ayrıca Kalamarya Kulesi adı da verilmişti. Kulenin
50 arşın (38 m.) boyunda, 5 adım (3 3,5 m.) eninde duvarları varmış. Fakat
1869 yılında, sahile rıhtım inşa edilmesi
sebebiyle kale duvarları yıktırılmış.
Selanik, Birinci Balkan Savaşı’nın sonunda 1912 yılında Osmanlı’dan ayrılarak Yunan Devleti’ne katıldığında ise
kule, arınmayı temsil eden sembolik
bir vaftiz işleminden geçerek beyaza
boyanmış ve bundan sonra da “Beyaz
Kule” olarak anılmış. Fakat zaman içinde beyaz boyalar döküldüğünden, kule
gerçek rengine dönmüş.Beyaz Kule, şu
an Bizans Medeniyeti Muzesine ait ve
1985 yılından beri Selanik tarihinin sergilendiği bir müze olarak ziyarete açık.
Otobüsümüz Beyaz Kule’ nin önünde
bizi indirince biz de müze giriş biletlerimizi alıp kuleye tırmanmaya başladık.
Her katta farklı bir sergi var. Merdivenlerden çıkıp serginin olduğu kata ulaşıyorsunuz. Böylece sergiyi gezerken
dinlenmiş oluyorsunuz :)
Sergiler değil de en üst nokta muhteşemdi. Manzara 10 numara 5 yıldız :)
Görüntü İzmir Kordon’ u andırıyor. O
yüzden insan kendini memleketinde
gibi hissediyor :) Yukarıdan manzara
46 / marketing europe & anatolia
Sırada var Beyaz Kule.
Manzara 10 numara 5 yıldız :)
Görüntü İzmir Kordon’ u
andırıyor.
O yüzden insan kendini
memleketinde gibi hissediyor :)
iyi güzel de biraz da sahili gezmek lazım. Orada kalamar, midye, bira yapamadan dönmek olmaz. Kaleden koşar
adım çıkarak kendimiz Selanik sokaklarına attık.
Beya Kule, Selanik’ in en hareketli caddelerinin kesiştiği yerde kalıyor.
İsimlerini yazmak isterdim ama Yunan
alfabesinden hiç anlamıyorum. Sadece
sahildeki bulvarın adını biliyorum, Nikis. Biz Nikis Bulvarı’ na paraleş sokaktan başladık, yürümeye. Yol boyunca
bizi harika pastane ve kafeler karşıladı. Biz de daha fazla dayanamayıp bir
tanesine daldık. Bunlar da bizim gibi,
harika pastalar yapıyorlar:) Bir çok Avrupa ülkesinde böyle pastalar görmek
imkansız.
Pastalarımızı alıp elimizde yiye yiye sahile indik. Sahil boyunca bir sürü kafe,
bar ve balık lokantası var. Hava da güneşli olunca, insanlar cıvıl cıvıl sohbet
ediyorlar mekanlarda. Boş yer bulmak
hayli zor. Biz mis gibi kalamar kokusu
gelen bir mekana oturduk ve kalamar
bira söyledik. Güneşli havada keyif
yaptıktan sonra buluşma noktasına
gidip otobüsle konaklayacağımız otele
gittik.
Gezi
Otelimiz, Aristoteles Meydanı ‘ na 2 km
uzaklıkta çok cici bir yerdi. Hemen odalara yerleştik, duş aldık, üzerimizi değiştirip tekrar dışarı çıktık. Ne de olsa
vakit az. Değerlendirmek lazım. Önce
taksi ile Aristoteles Meydanı’ na gittik.
5 Ağustos 1917 yılında, Selanik şehrinde çıkan büyük yangında şehrin
büyük kısmı hasar görmüş. Aristoteles
Meydanı, yangından sonra 1918 yılında, Fransız mimar Ernest Hébrard tarafından dizayn edilmiş ama meydanın
büyük kısmı 1950’lerde inşa edilmiş.
Meydan, Bizans ve Batı Avrupa mimari tarzı birleşiminin karakteristik örneği.
Meydanın sembolü olan iki yapı, “Olympion” ve “Electra Palace Otel” sırasıyla, 50’ li ve 60’ lı yıllarda inşa edilirken, Aristoteles Meydanı son halini
1960 yılında almış.
Meydanda yürüyüp kafelere, mağazalara göz attıktan sonra akşam yemeği
için “Fullmeze” isimli restauranta doğru
yürümeye başladık. Biz latin harflerle olan ismini biliyoruz ama mekanları
tabelaları Yunan alfabesi. Foursquare’ den tekrar mekana bakıp, harfleri
karşılaştıraraktan mekanı bulup daldık
içeri. Burası çok şirin bir Yunan Meyhanesi.
Fullmeze’ de yiyecek
siparişi vermek
kolay çünkü menü de
Türkçe ‘ de var.
Biz gittiğimizde mekan sakindi fakat
ilerleyen saatlerde dışarıda mileet sıra
bekliyordu, oturmak için. Fullmeze’ de
yiyecek siparişi vermek kolay çünkü
menü de Türkçe ‘ de var. O yüzden masayı güzel mezelerle donattık ve yanına da Uzo söyledik. Hakikaten tavsiye
ettikleri kadar var. Mezeler son derece
lezzetli, garsonlar çok sıcak kanlı ve
güler yüzlü. Biz eper bir süre oturduktan sonra kalkıp Selanik sokaklarını arşınladık. Cumartesi gecesi olduğu için
sokaklar çok kalabalık ve cıvıl cıvıldı.
Bir kaç mekana daha uğrayıp bir iki bira
içtikten sonra otele geri döndük.
Ertesi sabah kahvaltıdan sonra Selanik
Kalesi’ ne gittik.
Selanik surları erken Hıristiyan ve Bizans askeri mimarisinin en iyi korunmuş anıtlarından biriymiş. 19. yüzyılın
sonlarında, Cassander (M.Ö. 316) tarafından kentin temeli oluşturmak için
yapılmış ve 20. yüzyılın başında uzun
bir bakım süreci geçirmiş. 3, 4, 5. yüzyıllarda ana yapı evresi tamamlanmış
olsada, zaman içindeonarım, ilaveler
marketing europe & anatolia /47
Gezi
ve değişiklikler olmuş. Bu da kentin
savunmasının, tarih boyunca zorlu bir
süreçten geçtiğinin göstergesi.
Selanik surları, şehrin dört tarafını içine
ve şehri çevreleyen şekildeymiş. Surların görünüşü bir masa biçiminde olup,
uzunluğu yaklaşık olarak 8 km, yüksekliği ortalama olarak 10 ile 12 metre
civarında ve kalınlığı 5 metreye ulaşıyormuş. Yamaçların yan taraflarında
dikdörtgen kuleler inşa edilmiş. Surların güneybatısında, 4. Yüzyılda, büyük
Konstantin tarafından yapılmış bir de
yapay liman varmış. Kuzeydoğusunda
ise bitişik şekilde Akropoli varmış ve
dikdörtgen kule ile dönüşümlü üçgen
çıkmadan oluşan ayrı bir surdan oluşuyormuş. Selanik’in dört ana giriş kapısı
varmış. İki kapısı batıya açılıyormuş,
«Hirisi Kapı ve Litaia Kapısı». Diğer
iki ise kapı doğuya açılıyormuş, «Kassandreotiki Kapısı yada diğer adıyla
Kalamaria Kapısı, Yeni Hirisi Kapısı».
Bu kapıların dışında bir çok küçük kapıda mevcutmuş. Bu küçük kapılar
gennelikle askeri hizmetli amaçlar için
kullanılmaktaymış.
Takip eden yüzyıllarda, deprem, saldırılar vs. sonucunda surlarda onarım ve
restorasyon kaçınılmaz hale gelmiş.
48 / marketing europe & anatolia
Selanik’in dört ana giriş kapısı
varmış. İki kapısı batıya
açılıyormuş, «Hirisi Kapı ve
Litaia Kapısı». Diğer iki ise
kapı doğuya açılıyormuş, «Kassandreotiki Kapısı yada diğer
adıyla Kalamaria Kapısı.
1430’da Osmanlılar tarafından işgalindan sonra surlarda, çevre duvarlarında ve büyük kulelerde, örneğin Beyaz
Kule ve Yedi Kulede yeni düzenlemeler
yapılmış.Osmanlılar tarafından karargah olarak hizmet etmek için yeniden
inşa edilmiş ve mevcut yedi kulesinden
dolayı Yedikule / Eptapyrgion olarak
adlandırılmış. Deniz surları, doğu ve
batı kara surlarının bazı bölümleri 1873
Gezi
ve 1911 yılları arasında yıkılmış.
Kaleyi hızlı bir şekilde gezdikten sonra
tekrar otobüse binerek İskeçe’ ye doğru yola çıktık. Selanik – İskeçe arası
200 km. Dün akşamki uzonun ve yorgunluğun da katkısıyla biz yol boyunca
uyuduk. İskeçe’ ye karnavala gidiyoruz.
Fakat karnaval sebebiyle şehre araç
sokulmuyor. Şehir dışında kocaman bir
arazi tahsis edilmiş. Gelen tüm araçlar
orada parkediyor sonra belediye otobüslerine binerek karnaval alanına gidiyor.
Biz de otobüse binerek karnaval alanına gittik.
Karnaval sebebiyle cadde kapatılmış.
Geçit töreni için hazırlıklar yapılmış. Yol
boyunca hoparlörler dizilmiş ve bangır
bangır müzik çalıyor. Sokak aralarında
çeşit çeşit kostümlerle dolaşan karnaval katılımcıları. Karnavalın başlamasına 1 saat olduğu için biz de ara sokaklara girip kahvaltı edip kahve içelim
dedik.
İskeçe, Türkler’ in en yoğun bulunduğu
yerlerden biri. Diğerleri de İskeçe’ nin
doğusundaki Gümülcine ve Dedeağaç.
Türkler yoğun olunca Türkçe bilen de
çok haliyle :) Yolda denk geldiğimiz bir
kaç grubun Türkçe konuşuyor olması
çok hoşumuza gitti. Hep birlikte hatıra
fotoğrafı çekildik :)
Karnaval saati gelip de müzik daha da
artınca biz de yol kenarında yerimizi
aldık.
Senede 1 kez, Şubat ayının son Pazar günü yapılan geleneksel karnavalın hikayesi şöyle; Karnaval, Meryem
Ana’nın oğlu, İsa’nın öldürüleceğine
dair dedikodulara dayanıyor. Meryem’in
oğlu, İsa’nın ileride peygamber olacağına ilişkin söylentiler artınca o dönemin yöneticileri durumdan rahatsız olur.
Çözüm için de İsa’ nın öldürülmesine
karar verilir. Meryem’ e de, oğlunun
bulunup katledileceği haberi gelir. Mahalle halkı İsa’nın askerler tarafından
bulunamaması için çocukların hepsinin yüzlerini boyarlar ve tanınmaz hale
İskeçe, Türkler’ in en yoğun
bulunduğu yerlerden biri.
Diğerleri de İskeçe’ nin
doğusundaki
Gümülcine ve Dedeağaç.
coştu ve karnaval çok eğlenceli bir hal
aldı. Herkesin ağzında düdük, müziğe
eşlik ediyordu. Biz hızlandırılmış tura
katıldığımız için karnavalın kapanışına kadar kalamadık. Saat 16:30 gibi
oradan ayrıldık. Ve sadece karnaval
alanını görebildik. Tekrar bizi getiren
otobüslere binmek üzere yola koyulduğumuzda kafelerin önünde bira için
sosis patates yapan insanları gördük.
İşte o an isayan ettik. Ne işimiz var bizim turla yaaaa, diyerekten. Gezmeye
kendin gideceksin arkadaş. İstediğin
zaman istediğini yapacaksın. Vakit mekan sınırlaman olmayacak. Bu tur bizi
hiç kesmedi ve tadı damağımızda kaldı.
Yunanistan’ a tekrar gitmek gerek. Hele
de benim kesin gitmem lazım. Benim
babam İskeçe doğumlu. Bir sonraki gezide altını üstüne getireceğim.
Aklımız hala karnavaldayken yüzümüzdeki boyaları temizleyip Türkiye’ ye
dönmek üzere yola çıktık. Ve ben bu
sefer home, sweet home diyemiyorum,
çünkü aklım komşuda kaldı.
getirirler.Ha bugün ha yarın askerlerin
gelip İsa’yı öldüreceklerinden korkarlar.
Korkulu geçen 10 günün ardından bu
haberlerin asılsız olduğu ortaya çıkar.
İsa ve diğer çocuklar yıkanıp, boyalardan kurtulup, temizlenirler ve Pazartesi
gününe tertemiz başlarlar. 10 gün süresince İsa’yı yüzü boyalı şekilde sakladıktan sonra dedikoduların asılsız olduğunu öğrenince şükür orucu tutmaya
başlarlar. Karnaval ve 10 günlük oruç,
temiz Pazartesi ve sonrasın da Paskalyaya kadar dayanan, hayvansal gıdadan uzak yaşam ile Hıristiyanlarda bu
geleneksel hale gelir ve her yıl kutlanır.
Biz kenarda uslu uslu karnavalı seyrederken, karnavalcılar bizi de boyadılar.
İlk başta geçenler neşeli neşeli dansedip geçip gittiler. Saat ilerleyip uzo ve Eleştiri ve yorumlar için
soğun da etkisiyle insanlar daha da çok [email protected]
coşmaya başladılar.
Saat ilerledikçe müzik de insanlar da
marketing europe & anatolia /49
Game On
The Order 1886...
Ali Erdem Ekşioğlu
Ağır, Sağlam ve Sürükleyici bir
Hikaye
Sizi koltuğunuz en uç köşesine ve
akciğerinizdeki son nefese hapsedicek bir
oyun
İnanılmaz Grafikler
Hem karakter tasarımı, hem de çevre
dizaynlarıyla ağızları açık bırakan bir
oyum
.
GameOn Youtube: http://www.youtube.com/user/meaGameOn
SteamPunk
Ne kadar Tesla'yla beraber savaşsak da
tasarımlar daha çok steam punk bir tarzı
çağrıştırıyor.
Şövalyelik
İngiltere kraliçesi adına onur ve azimle
savaşma ayrıcalığı
Game On
Victorian İngilteresini steampunky bir
stillle beğenimize sunan ve 2015'in en
çok beklenen oyunlarından biri olan
The Order 1886, 20 Şubatta piyasaya
çıktı. Charles Darwin, Nikola Tesla,
Jack the Ripper ve hatta Kral Arthur'u
bile The Order'ın fantastik hilkayesinin
ayaklara basmasına yardımcı olan
önemli tarihsel figurler arasında.
Oyun kurt adam benzeri bir yaratığa
dönüşen ve saldıganlaşan "half breed"
ya da "lycan"lar ile normal insanlar
arasındaki düzeni korumak için Kral
Arthur'un başlattığı Order, bizim
anlıcağımız şekilde yuvarlak masa
şövalyeleri etrafında şekilleniyor.
Biz Sir Galahad adında karizmatik,
kendi başına buyruk, onurlu bir
sövalyeye hayat veriyoruz. Sir
Galahad bana oyunun büyük
bölümünde The Last of Us'dan Joel'ı
hatırlatsa da, Galahad kraliçesine
adanmış, ülkesi için savaşan bir
şövalye iken Joel daha çok kendi
çıkarları ve hayatı için savaşan bir
karakter. Sir Galahad hakkında beni
en çok şaşırtan şey ise Galahad'in
gerçekten Arthur efsanesinde yer alan
bir şövalye olması, muhtemel diğer
karakter ve şövalyelerin de gerçekliğe
uygunlukları etkileyici.
52 / marketing europe & anatolia
Oyunun The Last of Us'la olan
benzerlikleri burda bitmiyor. Hareket
animasyonları, dünyanın çeşitli
yerlerinde bulunabilicek hikaye
destekleyici belge, mektuplar içeriyor.
Kısa olmasına rağmen çok dolu bir
tecrübeydi, sürükleyici ve ekrana
bağlayan bir hikayesi olmasının
yanında farklıydı.
Sizin için deneyimleyip
montajladığımız
review videosunu
http://www.youtube.com/user/meaGameOn
adresinden izleyebilirsiniz.
PS4 sisteminde gördüğüm en iyi
grafiklere ve en iştihamlı görüntülere
sahip. Ses sanatçıları ve müzikler
de oyuncuyu bu ambiansın içinde
yutuyor.
Kısa da olsa tekrar tekrar
oynayacağım ve her seferinden aynı
zevki alıcağıma emin olduğum büyük
bir yapım, kesinlikle alınmaya ve
oynanmaya değer bir oyun özellikle
de steampunk stilini ve third person
shooterları seven oyuncular için. The
Order 1886 sağlam ve heyecanlı
bir hikaye arayanlar için bir oyun
kesinlikle koşmak ve ateş etmek
isteyenler için değil. İyi Oyunlar.
Game On
Battlefield Hardline...
Battlefield™ Hardline’da polis olmayı ve suç fantezisini
sonuna kadar yaşayın. Bu heyecanlı gişe rekortmeni
oyun Battlefield’in çoklu oyuncu anlarının yoğun izlerini
duygu yüklü bir hikaye ve çağdaş televizyon suç dramasının anılarıyla bir araya getiriyor.Tek oyunculu savaşta, bir
zamanlar orduda güvendiği insanlardan öç almak isteyen,
ülkeyi saran bir kan davasının peşine düşen genç bir
dedektif Nick Mendoza olacaksınız.
Çoklu oyuncuda, suçluları avlayacak, mahzenlere baskın
yapacak ve Heist ve Rescue gibi yeni polis ve heves
edilen suçlu rollerine bürüneceksiniz.
Beta dünyadaki tüm oyuncular için PC’de Origin™,
PlayStation®4, PlayStation®3 bilgisayar eğlence sistemi,
Microsoft Xbox One oyun ve eğlence sistemi ve Xbox
360® video oyun ve eğlence sistemi için sunulacak.
VisceralGames bugün ayrıca oyunculara tek kişilik ve
çokluoyuncumodlarındaki hikaye, hız ve strateji üzerinde
yapılan yeniliklerin Battlefield Hardline’ı nasıl mükemmel
bir FPS deneyimi haline getirdiğini gösteren detaylı bir
fragman da yayınladı. “What’s New in Battlefield Hardline” fragmanını izlemek içinhttps://www.youtube.com/watc
h?v=IvKFoTPm1gQ&feature=youtu.be
Grand Theft Auto V...
lurlar ve birbirleri de dahil olmak üzere kimseye güvenemeyecekleri bu acımasız şehirde hayatta kalabilmek için
tehlikeli soygunlara kalkışırlar.
PC için Grand Theft Auto V Los Santos ve BlaineCounty’nin
her zamankinden daha etkileyici görünmesini sağlayacak
önemli görsel ve teknik geliştirmeleri de beraberinde
getiriyor. Büyük ölçüde arttırılmış çizim mesafeleri, 4K
çözünürlüğe kadar destekli 60fps’te çizilen ekranlara
ek olarak oyuncular bir çok yenilik ve geliştirme ile de
karşılaşacaklar:
RockstarGames’in başarılı açık dünya oyunu Grand
Theft Auto V, PC’ye geliyor.
Genç bir sokak dolandırıcısı, emekli bir banka soyguncusu ve korkutucu bir psikopat kendilerini yeraltı suç
dünyası, Amerikan hükümeti ve eğlence sektörünün en
korkutucu ve en bozuk yönlerinin içine girmiş halde bumarketing europe & anatolia / 53
Kültür - Sanat
Hugh Jackman’ın Avrupa’daki tek şovu...
2009 yılında Academy Ödülleri’ni sunan dünyaca ünlü
aktör Hugh Jackman 17 – 20 Mart tarihleri arasında
İstanbul Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde olacak.
Jackman’a sergileyeceği “An Evening With Hugh Jackman” isimli Broadway şovunda 32 kişilik bir orkestra ve
dans ekibi eşlik edecek.
“Wolverine” ”X-Men” ve “Les Misérables” ile milyonların
hayranlığını kazanan ve Broadway şovlarıyla tanınan
Hugh Jakcman tüm Avrupa’daki tek şovu “An Evening
With Hugh Jackman” için İstanbul’da olacak. 17 – 20 Mart
tarihleri arasında Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde
İstanbullu ve Avrupalı sanatseverlerle buluşacak.
Hugh Jackman’a İstanbul’daki şovunda 32 kişilik bir orkestra ve dans ekibi eşlik edecek. Doğaçlama skeçlere de yer
vereceği şov Jackman’ın NewYork’tan sonraki ilk gösterisi
olacak.
Etkinlik Tarihleri: 17 -18-19-20 Mart Cumartesi
Etkinlik saati: 21:00
Bilet fiyatları: 210, 452, 599, 750, 975 TL
www.biletix.com ,www.zorlucenterpsm.com
Gerçekten Mavi...
Elvin Ekşioğlu’nun ikinci
senaryo kitabı Gerçekten Mavi, hayatının son
demlerindeki bir kadının
kabuğunu kırarak hayalini gerçekleştirmesinin
destansı, naif ve komedi olmasa bile zaman zaman güldüren
romantik öyküsünü ele
alıyor.
Kitabı Google e- kitapda bulabilirsiniz.
https://books.google.
com.tr/books?id=cjfZBgAAQBAJ&pg=PP1&lpg=PP1&
dq=ger%C3%A7ekten+mavi+senaryo&source=bl&ots
=D_Glq-1fWD&sig=46AQlARxfXKWSe4XlsF9SJqwka0
&hl=tr&sa=X&ei=29n0VJbIH6rlywPh8YLYAg&ved=0CB
sQ6AEwAA#v=onepage&q&f=false
54 / marketing europe & anatolia
Kadınlar Günü Konseri...
İzmirli kadın besteci Özge Gülbey
Usta’nın ilk kez seslendirilecek eserleri
Tolga Taviş yönetiminde İZDOB Elhamra Sahnesi’nde
seslendirilecek.
İzmirli kadın besteci Özge Gülbey
Usta’nın eserleri ilk
kez İzmir Devlet Opera ve Balesi Dünya
Kadınlar
Günü
Konseri’nde
seslendirilecek.Klarinet
Özlem Tanrıkulu, fagot Esra Taviş ve Aşkın Usta, Piyano ise Cemile Cabbar Kızılateşli’nin katılacağı konserde
İZDOB Orkestrası’nı Tolga Taviş yönetecek. Konser 7
Mart Cumartesi günü İZDOB Elhamra Sahnesi’nde saat
20.00’de gerçekleşecek.
Kültür - Sanat
Sony Dünya Fotoğraf Ödülleri...
Dünyanın en büyük fotoğrafçılık yarışması olan Sony Dünya Fotoğraf Ödülleri 2015’de Profesyonel, Açık ve Gençlik
kategorilerinde finale kalan isimler açıklandı. Geçtiğimiz
yıl çekilen dünyanın en iyi çağdaş fotoğraflarının ödüllendirileceği 2015 yarışmasının katılımcı sayısı, 171 ülkeden
173.444 fotoğraf ile 2014 yılına göre %24 artışla yarışmanın sekiz yıllık tarihindeki en yüksek düzeyine ulaştı.
Dünya Fotoğraf Akademisi’nden bir uzman heyet tarafından, isim vermeden gerçekleştirilen seçmelerin ardından,
dünyanın dört bir yanından geniş bir yelpazeye yayılmış
profesyonel ve amatör fotoğrafçıların çektiği ilham verici,
dikkat çekici ve düşündürücü çalışmalar ortaya çıkarıldı.
13 Profesyonel, 10 Açık ve 3 Gençlik kategorisinde, jüri
üyeleri finale kalan fotoğrafçıların bilindik konulara karşı sergiledikleri cesur yaklaşımdan ve bu fotoğrafçıların
jüri üyelerini bugüne kadar hiç görmedikleri görüntü ve
hikâyeler ile şaşırtma yeteneklerinden son derece etkilendiler. “Yılın Fotoğrafçısı” unvanı ve 25 bin dolarlık
büyük ödülün yanı sıra Sony’den profesyonel fotoğraf
ekipmanları kazanma şansını yakalamak üzere yarışacak
adayların final listesi bugün açıklandı. Yarışmanın
kazananları ise 23 Nisan tarihinde duyurulacak
Sepetine Sığmayan Keşif...
Her gün mama kabına konan yemeği yiyip, pencerenin
önündeki sepetinden dışarıdaki hayatı seyreden ve hayaller kuran kedi Keşif, bir gün papağan Pollyanna ile tanışır. Günlerinin aslında ne kadar monoton olduğunu fark
ettiğinde üzülse de, hayallerinin gerçeğe dönüşebileceğini
öğrenince çok heyecanlanır. Polly’nin rehberliğinde hayallerine adım adım yaklaşan Keşif’i
bazı engeller yıldırmaya çalışacaktır: Erteleme, korku, pişmanlik.Tüm bunlarla nasıl mücadele edeceğini öğrenen
Keşif, hayallerine ulaşmaya
artık çok daha yakındır.
Siz de hayatta daha fazlasını hak ettiğinizi biliyor, ancak
“nasıl elde edeceğiniz” sorusu karşısında cevapsız kalıyorsanız…
Sepetine Sığmayan Keşif ile içinizde var olan potansiyelin
farkına varacak
ve tıpkı Keşif gibi hedeflerinize açılan kapıların anahtarlarını bir bir bulacaksınız.
Samantha Babington’un Sayfa 6 yayınlardan çıkan kitabı
222 sayfa.
marketing europe & anatolia /55

Benzer belgeler

kelebeğin fırtınası retorik

kelebeğin fırtınası retorik Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu

Detaylı

Seviyorsan iş sonsuz tatil gibidir

Seviyorsan iş sonsuz tatil gibidir Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu

Detaylı

kelebeğin fırtınası retorik

kelebeğin fırtınası retorik Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu

Detaylı

kelebeğin fırtınası retorik

kelebeğin fırtınası retorik değişim dünyasını keşfetmek üzere bir araya getiren Pazarlama Zirvesi, pazarlama alanında ses getiren işlere imza atmış önemli isimleri ağırlayacak. Bu isimler arasında;

Detaylı

mea_022-024

mea_022-024 Katkıda Bulunanlar Nurgül Eryıldır Günay Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu

Detaylı

İndir

İndir Ali Erdem Ekşioğlu Seval Duban Ekim Solemez Yusuf Yener Günay

Detaylı

kelebeğin fırtınası retorik

kelebeğin fırtınası retorik Seval Duban Ekim Sölemez Danışman Abdullah Ekşioğlu

Detaylı