demirci ilçesi halıcılık sektörü kümelenme analizi

Transkript

demirci ilçesi halıcılık sektörü kümelenme analizi
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ
KÜMELENME ANALİZİ
Zafer Kalkınma Ajansı’nın Mali Desteği ile
Vezir Danışmanlık Ltd. Tarafından Hazırlanmıştır ©
AĞUSTOS, 2012
T.C.
DEMİRCİ BELEDİYESİ
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ
KÜMELENME ANALİZİ
Zafer Kalkınma Ajansı’nın Mali Desteği ile
Vezir Danışmanlık Ltd. tarafından hazırlanmıştır ©
Ağustos, 2012
Bu Rapor, T.C. Zafer Kalkınma Ajansı’nın desteklediği Demirci İlçesi Bölgesel Potansiyelinin Tanıtılması ile
Halıcılık Sektörü Kümelenme Analizi Projesi kapsamında Vezir Ltd. tarafından hazırlanmıştır ©.
İçerik ile ilgili tek sorumluluk Vezir Araştırma ve Danışmanlık Ltd.’ye aittir ve T.C. Zafer Kalkınma Ajansı’nın görüşlerini yansıtmaz.
4
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
PROJE YEREL EKİBİ

Metin Kıran
: Proje Genel Koordinatörü

Kazım Aysan
: Proje İdari Koordinatörü

Melek Akbay
: Proje Koordinatörü

Semih Esen
: Proje Araştırma Uzmanı

Yeliz Kurnaz
: Proje Teknik ve Saha Araştırmaları Uzmanı
5
ARAŞTIRMA EKİBİ

Prof. Dr. Murat Kasımoğlu
: Araştırma Ekibi Lideri/İstanbul Üniversitesi

Doç. Dr. Hakkı Eraslan
: Düzce Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Aslı Aksoy
: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Muaz Güngören : İstanbul Üniversitesi

Dr. Handan Aydın
: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Öğr. Gör. Başak Özdemir
: Marmara Üniversitesi

Öğr. Gör. Ahmet Akaydın
: Dicle Üniversitesi

Yunus Bayındır
: Vezir Stratejik Danışmanlık Ltd.

Emel Altın
: Vezir Stratejik Danışmanlık Ltd.

Bahar Avçil
: Vezir Stratejik Danışmanlık Ltd.
6
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
PROJEYE GÖRÜŞLERİYLE YÖN VERENLER
Ahmet Yurdakul
Baran Halı
Durmuş Güleç
Güleç Halı
İbrahim Yılmaz
İTKİB
Ali Kurnaz
Yapı Kredi Bankası
Ebubekir Ermiş
MEB İlçe Müdürlüğü
İhsan Odabaşı
Odabaşı Halı
Ali Özkuyumcu
İpsan Yün İplik
Enver Armağan
Armağan Halı
İhsan Temel
Belediye Başkanı
Ali Sarı
Halıkent Halı Yıkama
Feridiun Şimşek
Köknar Halı
İsmail Bakım
Gayret Halı
Ayhan Kesici
Armağan Halı
Gülser Özkan
İlçe Halk Eğitim Merkezi
Kamil Aydemir
Gaziler Derneği
Baha Erkmen
Özne Kimya
Hakkı Gümüşdere
Gümüşdere Halı
Kasım Kabak
Elifnur Halı
Behçet Özkul
Özkul Halı
Hasan Ersöz
Zümrüt Halı
Kemal Korkmaz
Demirci Belediyesi
Bülent Yılmaz
Demirci Kaymakamlığı
Hüseyin Çorlu
Demirci Bakkallar ve
Bayiler Odası
Mehmet Coşar
Demirci Belediyespor
Kulübü
İbrahim Akarsu
Akarsu Yün Halı
Mehmet Karagül
Efe Halı
İbrahim Özkul
Haskul Halı
Mehmet Karakaya
Demirci Ziraat Odası
İbrahim Şimşek
Vergi Dairesi Müdürlüğü
Melike Kurtuluş
Sağlık Grup Başkanlığı
Cahit Öztürk
Halk Bankası
Cahit Üner
Yüner Halı
Celal Argun
Argun Halı
Cemal İlkdoğan
Yörem Halı
7
Muammer Adıgüzel
İlçe Gıda Tarım ve
Hayvancılık Müdürlüğü
Muammer Ersöz
Zümrüt Halı
Muharrem Saraçoğlu
Vakıfbank
Nurettin Kalem
Nur Mensucat
Yrd. Doç. Dr. Bilal Elbir
CBÜ Eğitim Fakültesi
Nurullah Demir
Sultan Halı
Yrd. Doç. Dr. İsmail Taşlı
CBÜ Demirci MYO
Öğr. Gör. Mehmet Evrensel
CBÜ Demirci MYO
Murat Gülvesen
Gülseven Tekstil
Prof. Dr. Hikmet Savcı
Sabahhattin Zaim
Üniversitesi
Murat Yılmaz
Yüner Halı
Sadettin Selvi
Ladik Halı
Mustafa Bakım
Gayret Halı
Sadık Özkuyumcu
Demirci Esnaf Kefalet
Kooperatifi
Mustafa Eraydın
Uğur Yün Halı
Mustafa Ertem
Orman İşletme
Müdürlüğü
Mustafa Güleç
Güleç Halı
Mustafa Kayhan
Terzioğlu Grubu
Necati Selvi
Ladik Halı
Selami Selçuk
Demirci Ticaret ve Sanayi
Odası
Süleyman Adışen
Ege Halı
Süleyman Karaağaç
Yapı Kredi Bankası
Şaban Dede
Sade Halı
Şule Kalmış
Proliz Danışmanlık
8
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
YÖNETİCİ ÖZETİ
Demirci ilçesinin temel ekonomik potansiyelini analiz etmek için hazırlanan bu raporun amacı;
ilçenin mevcut ekonomik potansiyeli ve halıcılık sektörüne yönelik gelişim ve uluslararası
rekabetçilik stratejik altyapısının oluşturulmasıdır. Bu bağlamda, daha katılımcı ve daha sağlıklı
sektörel bir yapılanmanın gelişmesi için söz konusu süreçte kullanılabilecek yaklaşımlar
geliştirilmesi; aynı zamanda, ilçenin gelişme potansiyeli ve bölgenin gelişimini engelleyen
risklerin ortaya konulması da hedeflenmektedir.
Bu kapsamda çalışma süresince Demirci İlçesi’nin gelişmesine katkıda bulunması gerekli olan
paydaşların vizyonları, katılımcı bir perspektifle sürece dahil edilmiş ve birincil, ikincil veriler ile
bölgenin temel potansiyeli sosyo-ekonomik, çevresel ve kentsel boyutları ile değerlendirilmiştir.
İlçenin ekonomik planlamasına ve gelişimine önemli katkı sağlayacağı öngörülen bu çalışma ile
katılımcı ve paydaşlarla görüşülerek bu kişilerin ve kurumların bakış açılarının verilere dayalı
bir şekilde analizi yapılmıştır. Bu bağlamda çalışmanın bilimsel araştırma yöntemi olarak nitel
(qualitative) araştırma yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntem kapsamında hem ikincil hem de
birincil veri toplama tekniklerine müracaat edilmiş olup, yarı yapılı yüz-yüze anket yöntemi,
odak grup toplantıları, alan ziyaretleri ve yarı-yapılı mülakat teknikleri kullanılarak sahadan
veriler toplanmıştır. Elde edilen veriler araştırma amacına uygun analiz yöntemleri ile
değerlendirilmiş olup; Ekonomik Konsantrasyon Analizi (EKA), Alansal Varlık Analizi (AVA),
Sektörel Değer Zinciri Analizi (DZA), Uluslararası Rekabetçilik Analizi (URA), Paydaş-Sorunİhtiyaç-Talep Analizi ve Endüstriyel Kümelenme Analizi (EKA) yaklaşımları kullanılmıştır.
Yapılan değerlendirmeler sonucunda Demirci ilçesinin ve bölgesinin ekonomik potansiyelini ve
halıcılık sektörünün rekabetçi yapılanması, girişimcilik ve kümellenme temelli gelişim modelleri
ortaya çıkarılmıştır. Geliştirilen ve kullanılan modellerin; sektörel sivil toplum kuruluşlarına,
kamu yönetimine, kalkınma ajanslarına ve diğer önemli paydaşların stratejik karar verme
süreçlerine rehberlik etmesi beklenmektedir.
Geleneksel sektörlerimizin başında yer alan halıcılık, Demirci ilçesinin ve bölgesinin gelişiminde
önemli bir kaldıraç etkisi yapacağı beklenmektedir. Kırsal kalkınma çalışmalarında geliştirilmesi
öngörülen sektörün, ülkemizin diğer bölgelerinde de uygulanabileceği ve geliştirilmesi
gerekmektedir. Bu çerçevede sektörün rekabetçi ve küreselleşen pazarlarda varlığını
sürdürmesi hem kırsal kalkınma açısından hem de kırsal sanayinin gelişimi açısından da önem
arz etmektedir. Bunun yanı sıra yapılan çalışmalar sonucunda Demirci ilçesi halıcılık sektörünün
rekabetçiliği açısından önemli bir çekirdek yeteneğe sahip olduğu belirlenmiştir. Yapılan
bilimsel çalışmalara göre başta sentetik ürünler olmak üzere yünün dışındaki bir maddeden
üretilen halıların, özellikle çocuklar olmak üzere bireyler üzerinde stres ve gerilim gibi olumsuz
sonuçlara yol açtığı tespit edilmiştir. Yün halıcılıkta gelişmiş olan Demirci’nin yün odaklı yapısı
ve gelişimi, ilçenin rekabetçiliği açısından önem arz etmektedir. Bu özellik Demirci ilçesi halıcılık
sektörünün önemli bir çekirdek yeteneği (core competence) olarak da öne çıkmaktadır.
Bu çalışmanın sonunda temel olarak da mikro ve mezo düzeyde sektörün varlığını sürdürmesine
yönelik temel modeller kümelenme yaklaşımı ve rekabetçilik paradigması ile ortaya konmuştur.
Çalışma, ayrıca, ileride halıcılık sektörüne yönelik yapılacak kümelenme temelli sektörel gelişim
projesinin de altılığını oluşturacak şekilde tasarlanmıştır.
Bunun yanında Demirci’nin küresel pazarlara açılmasına yönelik İngilizce olarak raporun özet
çalışması yapılmış ve EK olarak raporun son bölümüne eklenmiştir.
9
EXECUTIVE SUMMARY
This report that analyses the basic economic potential of the Demirci district, mainly aims to
form the international strategic competitive infrastructure of the district’s present economic
potential and carpet industry’s development. In this regard, it is also aimed to develop
approaches that can be used to form a more participatory and healthier sectoral structuring and
highlighting the potential factors which challenge the region’s development.
In this extent, the visions of the necessary participants in the district’s development has been
integrated in the process and primary and secondary data have been collected to evaluate
Demirci’s potential socio-economic, environmental and urban dimensions.
In this work, the meetings were held with participants and shareholders and the perspectives of
these people and institutions were analysed with this data. The qualitative research technique
was used as the scientific research method of the Project. With this technique, primary and
secondary data collection techniques have been applied and content analysis was made on data
obtained from focus group meetings and interviews.
The data was evaluated by analysis methods suitable, such as the Economic Concentration
Analysis (ECA), Areal Asset Analysis (AAA), Sectoral Value Chain (SVC), International
Competitiveness Analysis (ICA), Stakeholder-Problem-Need-Demand Analysis and Industrial
Clustering Analysis (ICA) were used. As the result, the Demirci district’s and region’s economic
potential and carpet sector’s competitiveness structuring and entrepreneurship and cluster
based development models were determined. The models developed and used are expected to
guide decision making processes of the sectoral non-governmental organizations, local
government, development agencies and other important stakeholders.
As one of the leading traditional sectors, carpet business, is expected make a leverage effect on
the development of Demirci district and region. In this respect, the sector’s existence in the
competitive and globalizing markets is not only important for the rural development but also for
the progress of the rural industry. Besides, at the end of the studies, the Demirci district is
identified as having important core competence for the competitiveness of the carpet sector.
According to the scientific studies, the synthetic products being in the first place, the carpets
produced from other materials than wool are ascertained to cause negative results as stress and
tension on people, especially on children. Demirci’s wool-oriented carpet industry structure and
development has an important role on the district’s competitiveness. Its core competence puts
Demirci district forward in the carpet industry.
At the end of the study, the main models aim to maintain the sector’s existence at both micro and
macro levels were presented with the cluster approach and competitiveness paradigm. The
study, additionally, was designed to form the basis of the cluster based sectoral development
project for the carpet industry.
In addition to these, for Demirci’s entrance to the global market, the report was summarized in
English and added as appendix to the end of the report.
10
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
İÇİNDEKİLER
PROJE EKİBİ …………………………………………………………………………………………………….
5
PROJEYE GÖRÜŞLERİYLE YÖN VERENLER ……………………………………………………..
6
YÖNETİCİ ÖZETİ
8
…………………………………………………………………………………………
TABLOLAR LİSTESİ ………………………………………………………………………………………...
15
ŞEKİLLER LİSTESİ
………………………………………………………………………………………...
17
RESİMLER LİSTESİ
………….……………………………………………………………………………...
18
KISALTMALAR
…………………………………………………………………………………………
19
……………………………………………………………………………………………………
20
ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ ………………………………………………………………….
21
1.1
Benimsenen İlkeler
…………………………………………………………………..
21
1.2.
Çalışmanın Aşamaları ………………………………………………………………….
22
1.3
Veri Toplama Yöntemleri
22
GİRİŞ
1.
1.4
2.
……………………………………………………….
1.3.1
İkincil Kaynaklardan Veri Toplama Yöntemleri
……..…
23
1.3.2
Birincil Kaynaklardan Veri Toplama Yöntemleri
……..…
23
1.3.2.1 Derinlemesine Mülakatlar
……………………….……….
23
1.3.2.2 Ortak Akıl Toplantıları
……………………...………..
24
1.3.2.3 Anket …………………………………...……………………………...
24
1.3.2.4 Saha Gözlem …………………………………....………………...
24
Verilerin Analizi
…………………………………………………………………..
24
1.4.1
Ekonomik Konsantrasyon Analizi (EKA)
……..……...………
25
1.4.2
Alansal Varlık Analizi (AVA) ..…………………………………...……..
25
1.4.3
Sektörel Değer Zinciri Analizi (DZA) ..…………………………...….
25
1.4.4
Uluslararası Rekabetçilik Analizi (URA)
………..……………
25
1.4.5
Endüstriyel Kümelenme Analizi (EKA)
…………………….
26
……………..…………………………………..……
27
2.1
İlçenin Tarihi Gelişimi …………..…………………….………………………………..
27
2.2
İlçenin Tarihi Varlıkları
……………..…….………………………………….
29
2.3
İlçenin Kültürel Varlıkları
………………………………………………………
29
…………………...……………………………………………...
30
DEMİRCİ İLÇESİ GENEL DURUMU
2.4
2.3.1
El Sanatları
2.3.2
Gelenekler ve Sözel Kültürel Miras
……...…………………………
30
2.3.3
Kütüphaneler …………………………………………………………………..
30
2.3.4
Kültür Merkezleri
32
………...……………………………………………..
İlçenin Coğrafi Yapısı ve Konumu
……………….…………………………..
32
11
3.
2.5
İlçenin İklimi ve Bitki Örtüsü ……………….…………….………………………..
33
2.6
İlçenin Doğal Kaynakları
………..……………………………………………...
35
2.7
İlçenin Demografik Yapısı
………………………………………………...……..
37
2.8
İlçenin Eğitim Durumu
…………………………………….…………………
40
2.8.1
İlköğretim
…………………………………………………………………..
41
2.8.2
Ortaöğretim
…………………………………………………………………..
44
2.8.3
Yükseköğretim
2.8.4
Diğer Eğitim ve Öğretim Kurumları
………..……………………………………………..
…………..……………………
47
………………………………………………………
48
2.9
İlçedeki Sağlık Hizmetleri
2.10
İlçedeki Sivil Toplum Kuruluşları ve Kooperatifler
2.11
İlçenin Ulaşım Altyapısı
…………………….
49
……………………………………………..………...
50
DEMİRCİ İLÇESİNİN EKONOMİK KONSANTRASYON MATRİSİ
……..…..
53
……………………………….
54
3.1
İlçe Ekonomisinin Rekabetçilik Düzeyi
3.2
İlçedeki Girişimcilik
………………………………………………………………….
55
3.3
İlçe Ekonomisi …………………………………………….………………………………..
59
3.3.1
Sanayi Sektörü …………………………………………………………….……
60
3.3.2
Hizmet Sektörü
63
………………………………………………………
3.3.2.1 Ticaret Sektörü ve İhracat
……………………………..…
64
……………………………………..……
68
Tarım Sektörü …………………………………………………………………
70
3.3.2.2 Turizm Sektörü
3.3.3
3.4
4.
46
Ekonomik Konsantrasyon Matrisi Değerlendirme Sonucu
…………
78
HALICILIK SEKTÖRÜ ……………………..……………………………...………………………..
82
4.1
Sektörün Ürünleri ve Sınıflandırılması
………………………………..
83
4.1.1
Uluslararası Standartlara Göre
……………..…………………
83
4.1.2
Üretim Yöntemine Göre
……………………………………………
83
4.2.1.1 Makine Halısı ……………………………………………………….
84
4.2.1.2 El Dokuma Halısı
………………………..………………….
90
Kullanılan Hammaddeye Göre ……………………………………………
92
4.1.3.1 Yünden Dokunmuş Halılar
92
4.1.3
4.1.3.2 İpek Halılar
4.1.4
4.2
…………………..…….…….
……………………………………………..…...…...
Kullanıldıkları Yere Göre
93
……………………………………………
93
……………..……………………………..
94
……...……………………………………………………...……
95
………………………...……………………………………………………
95
Halıcılık İle İlgili Temel Kavramlar
4.2.1
Çözgü (Arış)
4.2.2
Atkı
4.2.3
Menik (Çile)
…………......……………………………………………………
96
12
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Düğüm (İlme) …………...…...…………………………………………………
96
4.2.5
Hav
98
……………………………………...………………………………………
4.3
Halının Bölümleri
…………………………………....……………………………..
99
4.4
Halı Üretim Süreci
…………………………………....……………………………..
100
4.4.1
Makine Halısı ………………....………………..………………………...……
100
4.4.2
El Halısı
101
4.5
………………………….……………..………………..………
Halı Tüketimini Etkileyen Unsurlar
…………….……………………………..
102
4.5.1
Ebat
………………....…………………….……..………………………...……
102
4.5.2
Desen ………………………….………………………...………………..………
103
4.5.3
Renk
………………....…………………….……..………………………...……
104
Halının Kalitesini Etkileyen Unsurlar …………….……………………………..
105
4.6.1
İşçilik ………….…......…………………….……..………………………...……
105
4.6.2
Malzeme
……………….………………………...………………..………
105
4.6.3
Boya
………………...............…………….……..………………………...……
106
4.6.4
Düğüm Sayısı ………………...............…………….…….……………...……
108
DÜNYA GENELİNDE HALICILIK SEKTÖRÜNÜN GELİŞİMİ ………………..…..
109
5.1
110
4.6
5.
4.2.4
5.2
Doğu Uygarlıkları
……………………………………………...…………………..
5.1.1
İslamiyet Öncesi Türk Uygarlıkları
……………………………..…
110
5.1.2
Türk İslam Uygarlıkları
………………………………….……..…
111
………………………………………………………………….
114
5.2.1. Avrupa Ülkeleri ………………………………………………...…………..…….
114
5.2.1.1 Güney Avrupa Ülkeleri …………………………………………....
114
5.2.1.2 Doğu Avrupa Ülkeleri ……………………………………………
116
5.2.1.3 Batı Avrupa Ülkeleri
……………………………………………
117
5.2.1.4. Orta Avrupa Ülkeleri …………………………..……………..…
125
5.2.1.5. Kuzey Avrupa Ülkeleri
………………………….…....
125
……………………………………..….....
127
Batı Uygarlıkları
5.2.2 Amerika Birleşik Devletleri
5.3
Türk Halıcılık Sektörünün tarihsel Gelişimi
…………………….………….
128
…………………………………………..
129
5.3.2 Beylikler Dönem ………………………………………………………………….
132
5.3.3 Erken Dönem Osmanlılar
…………………..……………………….
133
5.3.4 Klasik Osmanlı Dönemi ……………………………………………………….
135
5.3.5 Cumhuriyet Sonrası Türkiyedeki Halı Merkezleri
………….
137
……………………………………………………….
137
5.3.1 Anadolu Selçukluları Dönemi
5.3.5.1 Ege Bölgesi
5.3.5.2 Marmara Bölgesi
……………………………..…………….
141
13
6.
7.
8.
9.
5.3.5.3 Akdeniz Bölgesi
…………………………..……………….
143
5.3.5.4 İç Anadolu Bölgesi
……………………………..…………….
144
5.3.5.5 Doğu Anadolu Bölgesi ……………………………..…………….
146
5.3.5.6 Güneydoğu Anadolu Bölgesi ……………………………….
146
5.3.5.7 Karedeniz Bölgesi
……………………………..…………….
146
GÜNÜMÜZDE HALICILIK SEKTÖRÜNÜN DURUMU ………………………………..
147
6.1
Üretim
……………………………………...……………………….….
147
6.2
Tüketim
………………………………….……………………..…….….
148
6.3
Dış Ticaret
…………………………………...………………………….….
149
6.3.1 Dünya Makine Halısı İthalatı
………………………………..
149
6.3.2 Dünya Makine Halısı İhracatı
.……………………………….
150
6.3.3 Dünya El Halısı İthalatı ……………………………………………
151
6.3.4 Dünya El Halısı İhracatı .…………………………………………...
152
TÜRKİYE GENELİNDE HALICILIK SEKTÖRÜNÜN DURUMU
………..
153
7.1
Üretim
…………………………………………………………………..
153
7.2
Tüketim
………………………………….……………………..…….….
154
7.3
Dış Ticaret
…………………………………...………………………….….
154
7.3.1 Türkiye Makine Halısı İhracatı …………………………….....
155
7.3.2 Türkiye El Halısı İhracatı
………………………..……...
156
7.3.3 Türkiye Makine Halısı İthalatı
……………………………….
158
7.3.4 TürkiyeEl Halısı İthalatı …………………………………………...
159
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ
…………………………………….……..
160
8.1
Tarihsel Gelişim
…………………………………………………….…
161
8.2
Üretim Durumu
…………….……………………..………………….
170
8.3
Satış ve Pazarlama Yapısı
8.4
Dış Ticaret
……………………………………………
171
………………………………………………………………….
172
8.4.1
Makina Halısı İhracatı ……………………………………………
174
8.4.2
El Halısı İhracatı
176
…………………………………………..
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜNÜN İHTİYAÇ, TALEP,
SORUN VE PAYDAŞ ANALİZİ
…………………………….…………………………
177
9.1. Demirci İlçesi Halıcılık Sektörünün Sorun Analizi
………………...…
177
9.2. Demirci İlçesi Halıcılık Sektörünün Paydaş Analizi
……………….…..
181
14
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
9.3. Demirci İlçesi Halıcılık Sektörünün İhtiyaç ve Talep Analizi ……………..
183
10.
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜNÜN DEĞER ZİNCİRİ ANALİZİ..…..
187
11.
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI
REKABETÇİLİK ANALİZİ
…………………………………………………………....……..
189
12.
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜNÜN KÜMELENME ANALİZİ………..
193
13.
SONUÇ VE ÖNERİLER
197
KAYNAKÇA
……………………………………………………………....
…………………………………………………………………………………………………….
EK- THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET SECTOR IN DEMIRCI DISTRICT……
205
216
15
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1:
Manisa İlçeleri Kütüphane Verileri
……………………………………………
31
Tablo 2:
Demirci İlçesi Ağaç Serveti
……………………………………………………….
33
Tablo 3:
Yıllar İtibari İle Üretilen ve Dikilen Fidan Sayısı
Tablo 4:
Yıllar İtibari İle Gerçekleşen Fidan Orman Ürünleri Satışı
Tablo 5:
Demirci İlçesi Yer Altı Kaynakları
Tablo 6:
Yıllar İtibari İle Manisa İlçeleri Nüfusları
Tablo 7:
Manisa İlçeleri Nüfus Yoğunluğu
…………………….
34
…………
34
……………………………………………
37
………………………………..
38
……………………………………………
39
Tablo 8:
Yaş Gruplarına Göre Manisa İlçeleri Nüfusları ………………………………..
40
Tablo 9:
Manisa İlçeleri Okur-Yazarlık Durumu
………………………………..
41
Tablo 10: Manisa İlçeleri 2011-2012 Öğretim Yılı İlköğretim Göstergeleri………
42
Tablo 11: Manisa İlçeleri 2011-2012 Öğretim Yılı İlköğretim İstatistikleri………
43
Tablo 12: Manisa İlçeleri 2010 Yılı SBS Sınavı Başarı Sıralamaları
…………
44
Tablo 13: Manisa İlçeleri 2011-2012 Öğretim Yılı Ortaöğretim Göstergeleri……
45
Tablo 14: Manisa İlçeleri 2011-2012 Öğretim Yılı Ortaöğretim İstatistikleri.......
46
Tablo 15: Demirci İlçesi Yükseköğretim Verileri ……………………………………………
47
Tablo 16: Demirci İlçesindeki Yükseköğretim Öğrenci Yurtları …………………….
47
Tablo 17: Manisa İlçeleri Sağlık Göstergeleri
……………………………………………
48
Tablo 18: Manisa İlçeleri Kooperatifleri ……………………………………………………….
49
Tablo 19: Esnaf Kefalet Kooperatifi Tarafından Kullandırılan Krediler …………
50
Tablo 20: Manisa İlçelerinin İl Merkezine Uzaklıkları
………………………………..
50
Tablo 21: Manisa İlçeleri Motorlu Araç Sayıları ……………………………………………
51
Tablo 22: Manisa İlçeleri Vergi Gelirleri ……………………………………………………….
53
Tablo 23: Manisa İlçeleri Küçük Sanayi Siteleri ……………………………………………
61
Tablo 24: Yıllar İtibari İle Demircideki KSS’lerin Gelişimi
61
…………………….
Tablo 25: Faaliyet Türlerine Göre Demirci İlçesindeki İşletmeler
…...…….
62
Tablo 26: Çalışan Sayılarına Göre Demirci İlçesindeki İşletmeler
…………
63
Tablo 27: Demirci İlçesi İhracatı ………………………………………………………………….
64
Tablo 28: Demirci İlçesi İhracatının Ülkelere Göre Dağılımı
…………………….
66
Tablo 29: Demirci İlçesi Arazi Dağılımı ……………………………………………………….
71
Tablo 30: Demirci İlçesi Tarım Ürünleri ve Yaratılan Ekonomik Değer …………
72
Tablo 31: Demirci İlçesi Önemli Tarım Ürünleri ……………………………………………
73
Tablo 32: Demirci İlçesindeki Önemli Tarım Ürünlerinin Yıllar İtibari ile Gelişimi
74
Tablo 33: Demirci İlçesindeki Tarımsal Nüfus ve Üretim Miktarları
…………
75
……………………………………………
76
Tablo 34: Demirci İlçesindeki Hayvan Varlığı
16
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Tablo 35: Demirci İlçesi Hayvancılık Faaliyetlerinin Ekonomik Getirisi …………
77
Tablo 36: Halıcılık Sektörünün Armonize Sisteme Göre Sınıflandırılması …......
83
Tablo 37: Düğüm Sayısına Göre Halı Sınıflandırması
91
………………………….……..
Tablo 38: Dünya Makine Halısı Ülke Sıralaması ……………………………………………
148
Tablo 39: Dünya Makine Halısı İthalatı ………………………………………………..……..
149
Tablo 40: Dünya Makine Halısı İhracatı ……………………………………………………….
150
Tablo 41: Dünya El Halısı İthalatı
…………………….…………………………………
151
Tablo 42: Dünya El Halısı İhracatı
……………………………...………………………..
152
Tablo 43: Türkiye Halı Sanayi Üretim Endeksi ……………………..……………………..
153
Tablo 44: Türkiye Halı İhracatı ………..…………………………………………………………
155
Tablo 45: Türkiye Halı İhracatının Ülkelere Göre Dağılımı
…………….………
155
…………………………..………………..
156
Tablo 46: Türkiye Makine Halısı İhracatı
Tablo 47: Yıllar İtibariyle Türkiye El Halısı İhracatı
………………………...……...
Tablo 48: Ülkeler Bazında Türkiye Makine Halısı İthalatı
157
…………………….
158
.………………………………
159
Tablo 50: 1890 Yılında Batı Anadolu’da Halı Dokumacılığı ve Değerleri ………..
163
Tablo 51: 1894 Yılında Batı Anadolu’da Halı Dokumacılığı ve Değerleri …………
163
Tablo 52: 1910-1913 Yılında Ege Bölgesinde Üretilen Halı Miktarı
……........
163
Tablo 53: 1919-1922 Yıllarında Batı Anadolu Bölgesinde Halı Üretimi ………....
164
Tablo 54: 1922-1924 Yıllarında Batı Anadolu Bölgesinde Halı Üretimi …………
164
Tablo 55: 1925 Yılında İzmir Çevresinde Üretilen Halı Miktarı …………………….
165
Tablo 56: İzmir Ticaret Odası 1926 Yılı El Halısı Üretimi
……………………..
165
Tablo 57: 1929 yılı Bölge Ticaret Odaları Bilgilerine Göre Halı Üretimi ...……….
166
Tablo 58: Faaliyet Türlerine Göre Demircili İşletmeleri ……………………………….
170
Tablo 59: İstihdam Yapısına Göre Demircili İşletmeler ………………………………..
171
Tablo 60: Kapasitelerine Göre Demircili İşletmeler
………………………………..
171
Tablo 61: Ciro Tutarlarına Göre Demircili İşletmeler
………………………………..
172
Tablo 62: Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü İhracatı
……………………………….
173
Tablo 63: Demirci Manisa ve Türkiye Halı İhracatı ile Karşılaştırılması …………
173
Tablo 64: Halı Türlerine Göre Demirci Halı İhracatı
………………..………………
173
Tablo 65: Dış Ticaret Faaliyetlerine Göre Demircili İşletmeler …………………….
175
Tablo 66: İhracat Tutarlarına Göre Demircili İşletmeler …….…………………….…...
176
Tablo 67: Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Kümelenme Temelli Değer Zinciri Matrisi
196
Tablo 49: Ülkeler Bazında Türkiye Halısı İthalatı
17
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1:
Araştırmanın Aşamaları
……………………………………………………….
22
Şekil 2:
Demirci İlçesinin Değerleri ve Geliştirmesi Gereken Yönleri ………….
80
Şekil 3:
Demirci İlçesi Ekonomik Konsantrasyon Matrisi
…………………….
81
Şekil 4:
Dokuma Tipi Makine Halılarının Sınıflandırması
…………………..
85
Şekil 5:
Dünya Halıcılık Sektörünün Ana Oyuncuları ………………………………..
147
Şekil 6:
Dünya Makine Halısı İthalatı Değişim Oranı ………………………………..
150
Şekil 7:
Dünya Makine Halıcılığında İhracatın İthalatı Karşılama Oranı …….
151
Şekil 8:
Türkiye Makine Halısı İhracatı
155
Şekil 9:
Türkiye Makine Halısı İhracatında Ülkelerin Payı
…………………………………………...
…………………....
156
Şekil 10: Türkiye El Halısı İhracatında Ülkelerin Payı ……………………………….
157
Şekil 11: Türkiye Makine Halısı Dış Ticareti
………………………………………….
158
Şekil 12: Demirci İlçesi İhracat Trendi …………………………………..………………….
172
Şekil 13: Demirci İlçesi Halı İhracatının Ülkelere Göre Dağılımı
…………
174
……………………………………………
175
Şekil 15: Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Sorun Analizi ……………………...…………
180
Şekil 16: Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Paydaş Analizi
182
Şekil 14: Demirci İlçesi Tufte Halı İhracatı
………………..……
Şekil 17: Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü İhtiyaç ve Talep Analizi
…….……
183
Şekil 18: Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Değer Zinciri Analizi ………………….....
198
Şekil 19: Demirci İlçesi Halıcılık Sektörünün Uluslararası Rekabetçilik Analizi
189
Şekil 20: Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Kümelenme Analizi ……………….…….
194
18
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
RESİMLER LİSTESİ
Resim 1: Halının Temel Birimleri
……………………………………………………...
82
Resim 2: Mekanik Dokuma Makinesi
………………………………………………………
84
Resim 3: Aksminster Dokuma Sistemleri
………………………………………….
87
Resim 4: Gripper Aksminster Dokuma Sistemi …………………………………………...
87
Resim 5: Spool Aksminster Tezgah
88
……………………………………………………….
Resim 6: Spoll-Gripper Axminster Halı Dokuma Sistemi
……………………..
89
Resim 7: Tufte Halı Dokuma Makinesi ………………………………...……………………..
89
Resim 8: Nonwoven Halı Üretim Sistemi
……………………………………………
90
…………………………………………..………………………
90
Resim 10: Çözgü …………………………………………………………………………………………
95
Resim 11: Gördes Düğümü
…………………………………………………………………..
97
Resim 12: İran Düğümü ……………………………………………………………………………..
97
Resim 13: Tek Arış Üzerine Düğüm
………………………………..……………………..
97
…………………………………………………………………..
98
………………………………………………………………………………………....
98
Resim 9: El Halısının Yapısı
Resim 14: Hekim Düğümü
Resim 15: Hav
Resim 16: Pazırık Halısı ……………………………………………………………...………………
107
Resim 17: 1930 Yılında Demircide Halı Dokumacılığı
168
……………………………….
19
KISALTMALAR
AB
: Avrupa Birliği
ABD
: Amerika Birleşik Devletleri
ADNKS
: Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi
AVA
: Alansal Varlık Analizi
GAİB
: Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri
İTKİB
: İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri
KÖYDES
: Köylerin Altyapısını Destekleme Projesi
KSS
: Küçük Sanayi Sitesi
MDA
: Mevcut Durum Analizi
MTA
: Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
OSB
: Organize Sanayi Bölgesi
ÖSYM
: Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi
SBS
: Seviye Belirleme Sınavı
SGK
: Sosyal Güvenlik Kurumu
TİM
: Türkiye İhracatçılar Meclisi
TBMM
: Türkiye Büyük Millet Meclisi
TL
: Türk Lirası
TOBB
: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
USD
: Amerikan Doları
20
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
GİRİŞ
Küreselleşme, birçok olumlu ve olumsuz etkisinin yanında temel etkenler ile birlikte firmasektör-bölge-ülke düzeyinde rekabetçiliği de üst düzeye çıkarmıştır. Diğer bir ifade ile artık
sürdürülebilir rekabet avantajı elde edebilen uluslar, ekonomik olarak hayatta kalabilmekte
ve var olma yarışını sürdürebilmektedir. Bu bağlamda bölgeler de sürdürülebilir rekabet
avantajı sağlayabildikleri sürece gelişmekte ve diğer bölgelerle farklı alanlarda rekabet
edebilmektedir. Bu nedenle, rekabetçi bir konuma yükselmek ve bu şekilde sektörel ve bölgesel
kalkınmayı gerçekleştirmek, ancak stratejiler vasıtası ile mümkün hale gelmiştir.
Strateji ve stratejilere bağlı olarak sektörel ve bölgesel rekabet gücü elde etmek, firma
stratejilerinde (küresel ve yerel) yer aldığı gibi bu anlayışın bölge planlarına da yansıdığı
görülmektedir. Nitekim Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Avrupa Birliği (AB)’ne üye ülkeler ve
gelişmekte olan ülkeler, planlama çalışmalarının odak noktasına rekabetçiliği koymaktadır.
Rekabetçilik anlayışı bölgesel düzeyde bölge içinde ve bölgeler arasında yapılan çalışmaların
odak noktasını oluşturmaktadır.
Ülkemiz özelinde incelendiğinde ise ulusal planlamaya geçiş sürecinin gelmiş olduğu son aşama
olarak değerlendirilen stratejik planlama ve stratejik yönetim, 2000’li yıllardan sonra
yaygınlaştırılmaya ve uygulanmaya başlamıştır. Lizbon Kriterleri ile birlikte kabul etmiş
olduğumuz Rekabete Dayalı Kalkınma Politikası ise gerek AB’ye üye devletler gerekse de
ülkemiz açısından ekonomik kalkınmanın ve stratejik planların mihenk taşını oluşturmaktadır.
Halıcılık sektörü makina ve el dokuma olmak üzere iki farklı kısma ayrılmaktadır. Tekstil
sektörü açısından değerlendirildiğinde makina halısı sektörü son yıllarda artan ihracat
rakamları ile ülkemizin dış ticaret gelirini sürekli yükseltmektedir. El dokuma halıları ise
ihracatımızda küçük bir orana sahip olamasına rağmen; gerek kırsal sanayinin gelişimi, gerekse
Türk Kültürü’nün küresel arenada tanıtımı açısından büyük önem taşımaktadır. Özetlemek
gerekirse her iki alt sektörün de çağdaş kalkınma politikaları ve uygulama projeleri ile
desteklenmesi-geliştirilmesi büyük önem arzetmektedir. Bu bağlamda, Demirci bölgesinde
bölgesel kalkınmanın sağlanmasına yönelik hazırlanan bu çalışma, halıcılık sektörünü
rekabetçilik ekseni üzerine bina etmiş ve paydaşların da beklentilerini içerecek bir anlayışla ve
bölgenin kalkınma sürecini gerçekçi verilerle yönetecek bir çerçevede geliştirilmiştir.
21
1.
ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ
Demirci Belediyesi öncülüğünde başlatılan bu çalışmanın temel amacı; Demirci ilçesindeki
halıcılık sektörünün kümelenme analizini yapmak, uluslararası rekabet gücünü artıracak
yaklaşımların ve politikaların geliştirilmesine katkı sağlamak ve uygulamalar gerçekleştirmektir.
Bu kapsamda proje ile ilçedeki halıcılık sektörünün kümelenmesine yönelik altyapıyı
hazırlamak, halıcılık endüstrisininin gelişimine; bu vesile ile bölgesel kalkınmanın sağlanmasına
katkıda bulunmak amaçlanmaktadır.
Bölgesel kalkınma ve sektörlere yönelik yapılan sosyo-ekonomik araştırmalar, kendi içinde
sayısal ve sayısal olmayan birçok yaklaşım ve teknik içermekte ve çok disiplinli bir çalışmayı da
gerekli kılmaktadır. Bu doğrultuda Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Kümelenme Analizi
çalışmasında hem nitel hem de nicel yöntemler kullanılmıştır.
1.1 Araştırma Yönteminde Benimsenen Temel İlkeler
Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Kümelenme Analizi çalışması aşağıda yer alan 6 ilkeye bağlı
kalınarak gerçekleştirilmiştir:
(1) Gelecek referanslılık; ilçe ekonomisinin ve halıcılık sektörünün dünü ve bugünü
değerlendirilmiş ve gelecekte olması gereken yeri/konumu çalışmanın odak noktası olarak ele
alınmıştır.
(2) Bölge’de faaliyet gösteren halıcılık sektörünün rekabetçiliğine katkı; halıcılık sektörüne
ilişkin her türlü işletme ve kurumun rekabet yapısının güçlendirilmesi ve daha rekabetçi olması
çalışmanın temelini oluşturmuştur.
(3) Bütünlüklü/holistik düşünce; halıcılık sektörüne ilişkin bütün değişkenler ele alınmış, her bir
parça birleştirilerek bütüncül bir bakış açısı benimsenmiştir.
(4) Paydaş beklentilerinin hesaba katılması; bütün iç ve dış paydaşlara ulaşılmaya çalışılmış, her
birinin görüş ve düşüncesinin çalışmada yer almasına özen gösterilmiştir.
(5) Bilimsellik; araştırma, analiz, planlama, raporlama olmak üzere çalışmanın her aşamasında
bilimsel kurallara bağlı kalınmış ve bilimsel metotlar uygulanmıştır.
(6) Uygulanabilirlik (uygulama projelerinin ortaya çıkarılması); sorun tespitinin akabinde
çözümleri ve çözüm odaklarının doğru bir şekilde belirlenmesine dikkat edilmiştir.
22
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
1.2 Çalışmanın Aşamaları
Yukarıdaki 6 ilkenin benimsendiği çalışmada birincil ve ikincil veri toplama teknikleri
kullanılmış, analizler yapılmış, daha sonra raporlama sürecine geçilmiştir. Temel olarak çalışma
4 aşama üzerine bina edilmiştir.
Şekil 1: Araştırmanın Aşamaları
Keşif
Bu aşama kapsamlı
literatür taraması,
20’den fazla
akademisyen ve
uzmanın görüşüne
başvurulmasını
içermektedir. Ayrıca
derinlemesine
mülakatlar, ortak akıl
toplantıları, anketler ve
saha gözlem ziyaretleri
ile paydaşlara ulaşılmış
ilçenin ve sektörün
sorunları keşif edilmiş,
küresel yönelimler
incelenmiştir.
Tanımlama
Keşif aşamasında elde
edilen elde edilen
verilerin tanımlanması
ve analiz edilmesi
sürecidir. Bu çerçevede
6 farklı analiz
gerçekleştirilmiş ve
raporlaştırılmıştır.
Rapor tüm
paydaşların görüşüne
sunulmuş,
paydaşlardan gelen
öneriler
doğrultusunda rapor
son halini almıştır.
Yayma
Raporun lansman ve
tanıtım aşamasıdır.
Problem alanları ve
yapılacak
aksiyonların kamu,
sivil toplum
kuruluşları, özel
sektör tarafından
sahiplenilmesini
sağlanacak ve tüm
oyuncuların
senkronizasyonu
hedeflenmektedir.
Uygulama
Kısa, orta ve uzun
vadeli aksiyonların
uygulama süreçlerine
ilişkin projelerin
planlanması,
uygulanması
süreçlerinde hatalı
politikaların
ayıklanması,
izleme ve
kıyaslama
yapılarak,
oyunculara destek
olunması
sürecidir. Bu
aşama lansman
ve tanıtımdan
sonraki
faaliyetleri
kapsamaktadır.
1.3 Veri Toplama Yöntemleri
Sosyo-ekonomik konulu çalışmaların icra edilmesinde araştırmanın en önemli aşamalarından
biri, çalışma yönteminin bilimsel temellere oturtulması, bu bağlamda çalışmanın eylem planına
bağlı olarak veri ve bilgi toplama yöntem ve aracının seçilmesidir. Ayrıca rekabetçilik temelli
kalkınma araştırmaları önemli ölçüde sosyo-ekonomik bir özellik taşıdığından dolayı insanların
davranışları, kültürel yapıları yani sosyolojik doku oldukça önem arz etmekte olup nitel
araştırma enstrümanlarının kullanılması gerekmektedir. Bu kapsamda Demirci İlçesi Halıcılık
Sektörü Kümelenme Analizi Projesi çalışmasında hem nitel hem de nicel veriler kullanılmıştır.
1.3.1
İkincil Kaynaklardan Veri Toplama Yöntemleri
23
Demirci ilçesine ve halıcılık sektörüne ilişkin daha önce çeşitli kurum ve kuruluşlarca yapılmış
çalışmalar, araştırmalar, raporlar vb görsel ve yazılı dokümanların incelenerek veriler
toplanmıştır. Bu kapsamda öncelikle Demirci İlçe Kaymakamlığı’nın yanı sıra Kaymakamlığa
bağlı ve ilgili kuruluşları, Demirci Belediyesi, Demirci Sanayi ve Ticaret Odası, Celal Bayar
Üniversitesi Eğitim Fakültesi gibi yerel kaynaklar ile birlikte Ekonomi Bakanlığı, Kalkınma
Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) gibi ulusal kaynaklara ait internet
siteleri, veritabanları, stratejik raporlar, kurumsal strateji ve iş planları incelenmiştir.
Ayrıca küresel yönelimleri belirlemek ve dünyadaki uygulamaları araştırmak üzere Ekonomik
İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı, Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi
küresel kaynaklara ait bölgesel kalkınma çalışmaları, sektör raporları, endeksler incelenmiş, bilgi
ve veriler elde edilmiştir.
1.3.2 Birincil Kaynaklardan Veri Toplama Yöntemleri
İkincil verilerin eksik ve analize yetersiz kaldığı noktalarda; çalışmanın amacına ulaşmak için
birincil very kaynaklarına da müracaat edilmiştir. Bu bağlamda; (1) derinlemesine mülakat, (2)
ortak akıl toplantıları, (3) anket ve (4) saha ziyaretleri ile veriler toplanmıştır.
1.3.2.1
Derinlemesine Mülakat Yöntemi İle Verilerin Toplanması
Bölgede yaşayanlar, bilgi üreten kurum ve kuruluşların temsilcileri (akademisyenler), bölgeyle
ilişkisi olanlar, ilgili kamu yönetimi temsilcileri, sektörel kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşu
liderleri, ilgili ana oyuncular ve sektör temsilcileri ile birebir yüz yüze yarı-yapılandırılmış
derinlemesine görüşmelerin yapılmasıdır. Araştırma süreçlerinde derinlemesine mülakatlar
yapılarak paydaşların ve konuya ilişkin uzmanların görüşlerine başvurulmuştur.
Bu mülakatlarda yarı yapılandırılmış anketler uygulandığı gibi görüşüne başvurulan kişinin
dikkat çekmeye çalıştığı meseleler dikkatlice not edilmiştir. Bazı görüşmeler kartopu etkisi
yaratmış, ardında birçok uzmanın kıymetli görüşlerinin toplanmasını sağlamıştır. Mülakatlarda
edinilen bilgiler tasnif edilmiş ve konunun özüne odaklanılmaya çalışılmıştır.
24
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
1.3.2.2
Ortak Akıl Toplantıları İle Verilerin Toplanması
Kitlesel fikirleri ortaya çıkarmak, tercih ve eğilimleri belirlemek ve ortak payda oluşturmak
amacıyla 10-15 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış ortak akıl toplantılarının
düzenlenmesidir. Çerçevenin belirlenmesi amacıyla Demirci ilçesinde yer alan paydaşların yanı
sıra seçilmiş uzmanların katılımı ile toplantılar yapılmıştır. Akademisyen, uzman, kamu
yöneticisi ve özel sektör yöneticileri, girişimciler ve öğrencilerin katıldığı 6 ortak akıl
toplantısında beyin fırtınası, zaman-değer matrisi, SWOT teknikleri ve anketler uygulanmış,
katılımcılardan maksimum katkı alınmaya çalışılmıştır. Ayrık görünen tüm fikirler birleştirilerek
ortak akıl üretmek amaçlanmıştır.
1.3.2.3
Anket Yöntemi İle Verilerin Toplanması
Saha çalışmalarından veri elde etmek için kapsamlı bir rekabetçilik ve kümelenme analizi anketi
uygulanmış ve veriler toplanmıştır.
1.3.2.4
Saha Gözlem Yöntemi İle Verilerin Toplanması
Demirci ilçesi ve halıcılık sektörüne ilişkin oyuncuların ziyaret edilmesi ve yerinde
gözlemlenmeleridir. Bu kapsamda Demirci ilçesinin ekonomik faaliyetleri, fiziki kaynakları,
halıcılık sektörü uygulamalarının yanı sıra kümelenme çalışmalarının başarıyla uygulandığı
bölgeye ziyaretler gerçekleştirilerek gözlem çalışmaları yapılmıştır. Bu kapsamda diğer
araştırma tekniklerinde elde edilen bilgiler tekrar değerlendirilmiş ve kıyaslama yapılmıştır.
1.4
Verilerin Analizi
Araştırma çalışmaları süresince elde edilen verilerin bilgiye dönüştürülmesi, çalışmanın en
kritik unsurudur. Bu çerçevede çalışma süresince veri kaynaklarının yorumları ve
değerlendirmeleri aşağıda yer alan analiz yöntemleri ile gerçekleştirilmiştir.
Konunun
taraflarının
geniş
olduğu
düşünülerek
raporun
didaktik
olmaması
temel
yaklaşımlardan biri olmuştur. Akıcı, verilerle, örneklerle desteklenen, herkesin okuyup
faydalanabileceği bir yazım yöntemi uygulanmış, tarihsel arka plan, sosyal bilimler, işletme ve
ekonomi disiplinlerinin iç içe geçtiği inter-disipliner bir analiz yöntemi benimsenmiştir.
25
1.4.1
Ekonomik Konsantrasyon Matrisi Analizi (EKA)
İlçe düzeyinde ekonomik, sosyal ve kültürel verileri toplanarak mevcut durum raporunun
hazırlanması, diğer bir ifade ile mevcut durum analizi tekniklerinin kullanılarak tüm bölgenin
ekonomik konsantrasyon matrisinin ortaya çıkarılmasıdır. Demirci İlçesi’nin ekonomik analizi
yapılırken yalnızca iktisadi verilerden yararlanılmamış, aynı zamanda ilçenin sosyal, kültürel,
tarihi, coğrafi, biyolojik vb bütün parametreleri dikkatle incelenmiş, ilçenin mevcut durumu ve
bölgesel konumu belirlenmeye çalışmıştır.
1.4.2
Alansal Varlık Analizi (AVA)
Alansal Varlık Analizi, envanter çalışmasından daha sofistike bir çalışma olup, fiziksel ve fiziksel
olmayan varlıkları da içermektedir. Bu bağlamda ilçenin tarihi yapıları, iktisadi kuruluşları, tarım
arazileri gibi fiziki varlıklarının yanı sıra dokumacılık, el sanatları gibi kültürel varlıkları da
incelenmiş ve analiz edilmiştir.
1.4.3
Sektörel Değer Zinciri Analizi (DZA)
Harvard Üniversitesi profesörlerinden Michael Porter tarafından literatüre kazandırılan Değer
Zinciri Analizi, firmaların rekabet avantajını anlamak, müşteriler için hangi işletme
fonksiyonlarında değer arttırılabileceğini veya maliyetlerin azaltılabileceğini teşhis etmek ve
firmanın tedarikçileriyle, müşterileriyle ve endüstrideki diğer firmalar ile olan bağlantılarını
daha iyi anlamak için kullanılan bir stratejik analiz aracıdır. Bu analiz aracılığıyla şirketlerin
üretim, pazarlama, tedarik, lojistik gibi faaliyetlerini oluşturan tüm fonksiyonlarının tek tek ve
birbirleriyle ilişkisi dikkate alınarak incelenir ve böylece sektörün gelişmesi için eksik
oyuncular, gerekli unsurlar belirlenir.
Bu bağlamda Değer Zinciri Analizi, araştırma yapılan sektörün tanımlanması olarak ifade
edilebilir. Bu kapsamda Demirci ilçesinde faaliyet gösteren halıcılık sektöründe yer alan
üreticiler, tedarikçiler, destek sağlayan kuruluşlar incelenmiş ve analiz edilmiştir.
1.4.4
Uluslararası Rekabetçilik Analizi (URA)
Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Michael Porter (1990) Ulusların Rekabet Avantajları isimli
kitabında bazı ulusların niçin diğerlerinden daha rekabetçi ve bazı sanayilerin niye
diğerlerinden daha yüksek rekabet gücüne sahip olduklarını analiz etmeyi sağlayan bir model
önerisinde bulunmuştur. Bu model, bir organizasyonun ulusal yapısının uluslararası rekabet
gücü elde etmede önemli bir role sahip olduğu tezine dayanmakta ve model ulusal rekabet
26
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
avantajlarının belirleyicilerini sistematik olarak ortaya koymak için küresel rekabetin
unsurlarını bir sistem yaklaşımı içinde analiz etmektedir. Analiz çalışmalarında sektöre ilişkin
firma stratejisi ve rekabet yapısı, girdi koşulları, talep koşulları, ilgili ve destekleyici kuruluşlar
ve kamunun rolünün ayrı ayrı irdelenerek sektörün yapısının küresel ölçekte incelenmekte,
diğer bir ifade ile dünya genelinde sektöre ilişkin uygulamaların analiz edilmesiyle araştırmaya
konu olan bölgedeki uygulamaların karşılaştırılmakta ve bölgenin küresel pozisyonu
belirlenmektedir.
Bu kapsamda Demirci ilçesindeki halıcılık sektöründe faaliyet gösteren işletmeler, firma
stratejileri, müşteri ve pazar talebi, girdi koşulları ve tedarikçiler, üniversite, STK’lar gibi
destekleyici kuruluşlar ve kamu kurumları ve stratejileri incelenmiştir. Ayrıca dünya genelindeki
uygulamalar, küresel halıcılık pazarı araştırılmış ve Demirci’deki uygulamalar ile mukayese
edilmiştir.
1.4.5
Endüstriyel Kümelenme Analizi (EKA)
Porter, kümelenme kavramını, bir ürün ya da hizmetin üretiminde ve tüketiciye ulaştırılmasında
emeği geçen, aralarında coğrafi yakınlık olsun ya da olmasın, ilgili tüm şirketlerin ve
organizasyonların ortak çıkarları ve birbirini tamamlama özellikleriyle bir arada oluşturdukları
yapı olarak tanımlamaktadır. Kümelenme (cluster) ise birbirlerine katma değer ekleyen üretim
zinciri ile bağlı, karşılıklı bağımlı firmalar (özelleşmiş tedarikçileri de içerir biçimde), bilgi üreten
kurumlar (üniversiteler, araştırma kurumları, mühendislik şirketleri vs.), destekleyici kurumlar
(acenteler, danışmanlık şirketleri, sivil toplum kuruluşları-STK, bankalar, sigorta şirketleri) ve
müşteriler tarafından oluşturulmuş ağ (network) olarak tanımlanabilir. Başka bir ifadeyle, belirli
bir endüstride birbiri ile ilişkili şirket ve kurumların coğrafî yoğunlaşmaları olarak tanımlanan
kümelenmeler, firmalar ve sektörün gelişiminin yanı sıra ve rekabet güçlerinin artırılmasında en
etkili araçtır (Porter, 1985; Bulu ve Eraslan, 2004).
Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Kümelenme Analizi çalışmasında sektörün küme oluşturma,
diğer bir ifade ile kümelenme düzeyi analiz edilmiş ve küme haritalaması çalışması yapılmıştır.
27
2.
DEMİRCİ İLÇESİ GENEL DURUMU
Demirci ilçesi, Ege Bölgesi’nin 2. büyük ili olan Manisa’ya bağlı bir ilçedir. 1884 yılında belediye
teşkilatına sahip olan ilçede 2011 yılı verilerine göre 49.562 kişi yaşıyor. Nüfus bakımından
Manisa’nın 8. büyük ilçesi olan Demirci’nin ekonomisi halı dokumacılığına ve bazı tarım
ürünlerine dayanıyor. Bunun yanında ormancılık ve hayvancılık faaliyetleri de diğer geçim
kaynakları olarak sıralanıyor.
2.1
Demirci İlçesinin Tarihi Gelişimi
Demirci isminin tarihine bakıldığında kentin adının nereden geldiği konusunda 5 farklı görüş
bulunuyor. Bunlar arasında öne çıkan 2 görüşten ilki, Malazgirt Zaferi’nden sonra yöreye gelen
Türk Akıncılıların kente Temurçi adını verdikleri varsayımıdır. O dönemde bu isim Akıncılar
tarafından, kentin suyu bol ve havası güzel olduğu ve Türkmen lisanında Temurçi kelimesinin bu
anlama geldiği için veriliyor. Bu görüşe göre Temurçi ismi 1928 yılındaki Harf İnkılabı’na kadar
kullanılıyor. İlçe isminin tarihine yönelik öne çıkan diğer bir görüş ise, eski dönemlerde Demirci
Dağı’na Temiros Dağı, Demirci Çayı’na ise Temiros denmesi ve kentin ilk isminin Temiros’tan
gelmesidir.
Eski çağlarda Lydia Bölgesi ile Misis Bölgesi arasında doğal sınır olarak kabul edilen Demirci
Dağı’nın batı eteklerinde kurulan Demirci; Yontma Taş, Cilalı Taş, Bakır ve Tunç devirlerini
yaşamış ve o dönemlerden günümüze önemli bir yerleşim merkezi olma özelliğini korumuştur.
Hitit, Lidya, Pers, Makedonya, Bergama, Roma ve Roma’nın ikiye ayrılmasından sonra Bizans
egemenliklerine ev sahipliği yapan kentte; katakomp şeklindeki kaya yerleşimleri, tarih öncesi
döneme ait mağaralar ve birçok tarihi değer bulunuyor.
Alağaç köyü yakınındaki Gürneyt, Fadıllı, Uzunyayla ile Çatalhöyük köyü civarında yer alan
Delikyar, Demirci’deki tarih öncesi döneme ait izlerin taşındığı en önemli mağaralardır. Bunlar
arasında yer alan Fadıllı’nın beş katlı bina şeklinde bir kaya oyularak hazırlandığı ve 4. katında 3
mumya mezarının olduğu biliniyor. Burada kralın taht odası taban seviyesine yakın olup cellat
kuyusunun dibi görünmüyor ve 5. katta inilmesi mümkün olmayan bir dehliz bulunuyor.
Delikyar mağarasında ise kral sarayı ve Midas’ın mezarı yer alıyor. Ayrıca İcikler kasabası
yöresinde bulunan Sidas harabeleri, Demirci’de Lidya, Pers gibi birçok medeniyetin varlığına
işaret ediyor.
28
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Bunun yanında Aye Ane (Ayenne) Çeşmesi ve kent içinde Çomaklı Bayırı’ndaki Roma Hamamı
kalıntıları gibi günümüze kadar ayakta kalan tarihi varlıklar, Demirci’nin Makedonya, Roma ve
Bizans medeniyetlerine de ev sahipliği yaptığını gösteriyor. Kentin M.Ö. 333-190 arasında
Makedonya Kralı Büyük İskender’in egemenliğinde, M.Ö. 190 yılından M.S. 1071 yılındaki
Malazgirt Zaferi’ne kadar Roma ve Bizans hakimiyeti altında olduğu biliniyor.
1074 yılında Uşak-Demirci-Simav-Kütahya bölgesi Türklerin eline geçmiş, daha sonra
Anadolu’da Moğol istilasının başlamasıyla Demirci’de Moğol hakimiyeti başlamış. Bu dönemde
Moğol İmparatoru Baycu Noyan’ın torunu Sulamış kente gelmiş ve o yıllarda Bizans Kilisesi olan
ve bugün Söylemiş Camii olarak bilinen yapıyı camiye dönüştürmüştür. Anadolu’da Moğol
egemenliğinin sona ermesinden sonra Bizanslıların eline geçen Demirci, 1302 yılında tekrar
başlayan Türk Uç Beyleri’nin hareketi ile Horasan Erleri’nin idaresine girmiş ve Türk
hâkimiyetine geçmiştir. 1313 yılına kadar Horasan Erleri’nin idaresinde kalan kent 1313 yılında
Manisa’nın Harzem Emirleri’nden Saruhan Bey’in torunu olan Saruhan Bey’in Manisa bölgesinin
fethi ile Saruhanlı Beyliği’nin egemenliği altına girmiştir. Daha sonra 1390 yılında Saruhanlı
Beyliği’nin Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmasıyla Osmanlı hâkimiyetine
giren Demirci, 1402 yılındaki Ankara Savaşı’ndan sonra yaşanan Fetret Devri boyunca tekrar
Saruhanlı Beyliği idaresine girmiştir.
1410 yılında Saruhan Beyi Hızır Şah’ın öldürülmesiyle Osmanlı egemenliğine geçen kent, bu
tarihten sonra merkezi Osmanlı idaresi tarafından görevlendirilen kadılarla yönetilmeye
başlanmış ve 1876 yılında Saruhan Sancağı’nın 9 kazasından biri olmuş, 1877’de ise ikinci
kademe merkez haline getirilmiş ve 1884 yılında Belediye teşkilatına sahip olmuştur. 1892
yılında kaza sayısı 11’e çıkan Saruhan Sancağı’nın en önemli ilçeleri arasında yer alan kent, ikinci
kademe merkez olma unvanını I. Dünya Savaşı’na kadar sürdürmüştür.
21 Temmuz 1920 tarihinde Yunan orduları tarafından işgal edilen Demirci, 10 gün sonra 31
Temmuz 1920 tarihinde Kuva-i Seyyare ile Çerkez Ethem kuvvetlerinin düşmanları kentten
püskürtmesiyle Kurtuluş Sevincini yaşamıştır. Daha sonra Demirci halkının kararlılığı ve milli
güçlerin kararlı toplanışlarının görülmesi sayesinde 1 yıl süre ile özgür yaşayan kent, 1921
yılının Temmuz ayında düşman tarafından 2. kez; 30 Ağustos 1922 tarihindeki kesin kurtuluşa
kadar ise 4 defa işgal edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından 23 Kasım 1920 tarihinde Demirci
Kaymakamlığı’na atanan İbrahim Ethem Bey’in komutasındaki Akıncıların düşmanı sürekli taciz
etmesi, düzenledikleri akınlarla düşmana sürekli kayıp verdirmeleri; Kurtuluş Savaşı’nın en
29
sıkıntılı günlerinde adeta ümit ışığının parıldaması olarak ortaya çıkmıştır. Özellikle Demirci
zaferinin kazanılması; Bursa’nın Yunan işgali altına düştüğü ve bu yüzden TBMM’nin yüz yüze
kaldığı zorlu dönemlerde moral verici bir gelişme olarak tarihteki yerini almıştır. 30 Ağustos
1922 tarihindeki Büyük Taarruz ile Anadolu’nun düşman işgalinden kurtulmasının ardından
Saruhan Sancağı’na bağlanan Demirci, bu sancağın 1924 yılında il olması ve 1926 yılında isminin
Manisa olarak değiştirilmesiyle Manisa’ya bağlı bir ilçe olmuştur.
2.2
Demirci İlçesinin Tarihi Varlıkları
İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün değişik
tarihlerde aldığı kararlar ile Demirci ilçesinde toplam 20 adet tescilli kültür ve tabiat varlığı
belirlenmiştir. Bunlar arasında öne çıkanlar tarihi yapılar şöyledir:








Hükümet Konağı
Askerlik Şubesi
Eski Aşağıokul
Hacıhasan Camii
İrezler Camii
Kıran Camii ve Müştemilatı
Yakup Çelebi Camii
Söğütçük Köyü Camii
Yukarıda yer alan tarihi binalara ek olarak Demirci’nin tarihi varlıkları arasında Eskihisar Kalesi
bulunmakta; ancak kalenin çoğu toprak altında kalmıştır. Benzer şekilde Lidya dönemine ait
antik kentler arasında yer alan Sidas (Saittai) da toprak altında kalmış ve bölgede herhangi bir
arkeolojik çalışma yapılmamıştır. Ayrıca Aye Ane (Ayenne) Çeşmesi, Çomaklı Bayırı’ndaki Roma
Hamamı kalıntıları ilçenin diğer tarihi varlıkları arasında yer alıyor.
2.3
Demirci İlçesinin Kültürel Varlıkları
Manisa’nın bir ilçesi olmasına karşın Demirci’nin kültürü daha çok Kütahya-Simav bölgelerine
daha yakındır. Gördes, Kula ve Simav’ı kapsayan bu bölgede dokumacılık ve halıcılık, 17.
yüzyıldan bu yana ün kazanmış ve bu bölge halıcılık merkezi olarak adlandırılmaya başlanmıştır.
Bunun yanında yöreye ait türküler ve gelenekler, Demirci’nin diğer kültürel özellikleri arasında
yer almaktadır.
30
2.3.1
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Demirci İlçesi El Sanatları
Demirci gençleri ya okur ya dokur; kentin mottosu haline gelen bu söz, Demirci’de dokumacılık
ve el sanatlarının ne denli önemli olduğunu vurguluyor. Bölgenin el sanatlarındaki gelişimi 13.
yüzyılda yöreye yerleşen Türklere dayanıyor. Hayvancılığın en önemli geçim kaynağı olduğu bu
boyların, kendi hayvanlarının yünlerini doğal boyalarla boyayarak, simgesel motiflerden oluşan
geleneksel desenlerle halı ve kilim gibi dokumalar yapmasıyla Demirci’de el sanatları gelişimi
başlıyor.
Yerleşik düzene geçilmesiyle özellikle halı dokumacılığının daha da yaygınlaşması, Demirci ve
bölgesinin el sanatları konusunda ünlenmesini sağlıyor. Ancak daha sonra makine halıcılığında
yaşanan gelişmeler ve bölgeye has dokuma tekniklerinin terk edilmeye başlaması, Demirci’nin
halıcılık sektöründeki ünü ve pazar payının azalması ile sonuçlanıyor. Günümüzde özellikle yün
ve cami halıcılığında gelişmiş olan Demirci’de halıcılığın yanı sıra zeybek kız takıları, çancılık,
eğercilik gibi el sanatları az da olsa devam ediyor.
2.3.2
Demirci İlçesinde Gelenekler ve Sözel Kültürel Miras
Demirci ilçesinde Türk kültürüne ait gelenekler, kentin kendine has özellikleri ile bugün de
sürdürülüyor. Örneğin nişan-düğün adetlerine göre kız almaya, ilçenin önde gelenleri ile
gidilmekte ve kızı, oğlan babası kentin önde gelenleri ile istemekte, buna benzer bir şekilde
ilçede askere gidecek gençler için yemekler verilmekte ve asker evinde sütlüden oluşan ayakaşı
yapılmaktadır.
Ayrıca her Cuma gelin annesinin evine Cuma ziyaretine gitmekte, akşama damatta yemeğe
kalmakta olup ilçede geleneksel bağlar kuvvetlidir. Bu açıdan ilçenin geçmişten gelen görenek ve
gelenekleri, günümüzde de devam ediyor.
2.3.3
Demirci İlçesinde Kütüphanelerin Durumu
Demirci ilçesinde 2 adet kütüphane bulunuyor. İkisi de ilçe merkezinde yer alan kütüphanelere
yönelik Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre 2004 yılında 17.341 kitap ve
7.247 okuyucu olan Demirci’de, 2011 yılında 24.148 kitap ve 9.360 okuyucu sayısına ulaşılıyor.
Diğer bir deyişle, kitap sayısında % 39, okuyucu sayısında ise % 29 artış kaydediliyor.
31
Tablo 1: Manisa İlçeleri Kütüphane Verileri (2011)
1
Alaşehir
1
2.906
3.587
99.110
Okuyucu Sayısının
Toplam Nüfustaki
Payı (%)
34,11
3,62
2
Gölmarmara
1
1.500
0
15.749
10,50
0,00
3
Soma
1
12.004
16.528
102.642
8,55
16,10
4
Sarıgöl
1
7.267
3.968
36.366
5,00
10,91
5
Salihli
3
34.021
105.958
155.446
4,57
68,16
6
Merkez İlçe
5
77.211
249.583
349.236
4,52
71,47
7
Ahmetli
1
3.825
14.625
16.373
4,28
89,32
8
Kula
1
10.988
24.006
47.030
4,28
51,04
9
Saruhanlı
2
12.819
11.452
54.343
4,24
21,07
10
Akhisar
5
45.480
74.051
159.650
3,51
46,38
11
Turgutlu
2
50.680
83.504
143.990
2,84
57,99
12
Selendi
1
8.131
15.324
22.648
2,79
67,66
13
Kırkağaç
1
17.129
937
47.165
2,75
1,99
14
Demirci
2
24.148
9.360
49.562
2,05
18,89
15
Gördes
2
17.492
11.781
30.857
1,76
38,18
16
Köprübaşı
1
8.628
2.325
9.907
1,15
23,47
MANİSA
30
334.229
626.989
Not: Sıralama kişi başına düşen kitap sayısına göre yapılmıştır.
1.340.074
4,01
46,79
Sıra
İlçe
Kütüphane
Sayısı
Kitap
Sayısı
Okuyucu
Sayısı
İlçe Nüfusu
Kişi Başı
Kitap Sayısı
Kaynak: Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2012.
Demirci’nin kütüphane verileri Manisa’nın diğer 15 ilçesi ile kıyaslandığında ilçenin performansı
il ortalamasının altında kalıyor. Örneğin 2011 yılında kişi başına düşen kitap sayısında Demirci;
2,05 kitap ile 14. sırada yer alıyor. Alaşehir ilçesinde kişi başına düşen kitap sayısının 34,1,
Manisa genelinde ise 4,01 olduğu göz önüne alınırsa, Demirci’nin kişi başına düşen kitap
sayısında Manisa ortalamasının altında kaldığını gösteriyor.
Bir diğer önemli endeks, okuyucu sayısının kent nüfusuna oranı, diğer bir deyişle, kentte kitap
okuyanların ilçe nüfusundaki payına bakıldığında Demirci % 18,89 ile Manisa ilçeleri arasında
11. sırada yer alıyor. 1. sıradaki Ahmetli’de bu oran % 89,32 iken Manisa genelinde % 46,79’
olarak karşımıza çıkıyor. Yani Manisa genelinde her 2 kişiden 1’i kitap okurken, Demirci’de her 5
kişiden 1’i kitap okuyor.
Bu durum ilçe halkında kitap okuma alışkanlığının olmadığını gösterdiği gibi araştırma ve
akademik çalışmaların da zayıf kaldığını ortaya koyuyor. Bu açıdan ilçe genelinde halkı kitap
okuma ve araştırma çalışmalarına özendirici ve kütüphaneler konusunda farkındalık yaratmak
üzere faaliyetlerin geliştirilmesi gerekiyor.
32
2.3.4
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Demirci İlçesinde Kültür Merkezleri
Resim, sinema ve tiyatro gibi kültürel faaliyetlere yönelik ilçe merkezinde sadece 1 adet sinema
bulunuyor. Diğer kültürel faaliyetlerin yok denecek kadar az olduğu kentte kültürel faaliyetleri
geliştirmek için Demirci Belediyesi tarafından ilçe merkezinde 4.500 m 2’lik alanda Ticaret ve
Kültür Merkezi yapılıyor.
Alışveriş merkezinden düğün salonuna, konferans salonundan sinema salonuna kadar birçok
alana yer verilen projenin 2012 yılının sonuna doğru tamamlanması bekleniyor. Belediye’nin bu
yatırımı, kentteki yaklaşık 3.300 öğrencinin yanı sıra kent halkı için önemli bir sosyal alan olma
özelliğini taşıyor. Kent genelinde sosyal faaliyetlerin yok denecek kadar az olması ve kapalı bir
sosyal yaşamın olması, ilçenin göç vermesindeki nedenler arasında üst sırada.
2.4 Demirci İlçesinin Coğrafi Yapısı ve Konumu
Ege Bölgesi’nin İç Batı Anadolu bölümünde yer alan Demirci, Manisa’nın il merkezine en uzak
ilçesidir. İlçenin dağlık bir alanda yer alması, kente ulaşımı zorlaştırmakla birlikte ilçenin köy ve
beldeleri ile olan iletişimini aksatıyor. Akdeniz ile karasal iklim yapısının arasında kalan bir
iklime sahip Demirci’nin bitki örtüsünün büyük bir kısmını ormanlar oluşturuyor. İlçe yer altı
kaynakları açısından zengin olarak adlandırılsa da bu kaynaklardan günümüzde tam olarak
faydalanılmıyor.
Belde ve köyleri ile birlikte 1.473 km2’lik bir yüzölçümü ile alan bakımından Manisa’nın 2. büyük
ilçesi olan Demirci, il merkezine 158 km uzak olması nedeniyle Manisa’nın en uzak ilçesi
konumunda. Doğu ve kuzeydoğusunda Kütahya ilinin Simav ilçesi, kuzeyinde Balıkesir ilinin
Sındırgı ilçesi güneyinde Manisa’nın Selendi ve Kula ilçeleri, batısında ise yine Manisa’nın Gördes
ve Köprübaşı ilçeleri ile komşudur.
Demirci ve Simav Dağları eteklerinde kurulan ilçe merkezi, ortalama 900 m rakıma sahip. Dağlık
bir alanda yer alan ilçede ovalar çok az yer tutuyor. Kapalı havza konumunda olan ilçe
merkezinin, kuzey ve kuzeydoğusunu Demirci-Simav Dağları kapatıyor. 1475 m yükseklikteki
Akçakertik sırtlarının doğusunda kalan sahalar Simav Dağları’nı, batısında kalan sahalar ise
Demirci Dağları’nı oluşturuyor. Demirci’nin batısında ve Demirci Dağları’nı kuzeydoğugüneybatı yönünde kesen Türkmen Dağı, 1487 m ile bir diğer dağlık kütleyi oluşturuyor. 1535 m
yüksekliğine sahip Asi Tepe, Demirci sınırları içindeki en yüksek zirveyi oluşturan dağlık
kütledir.
33
İlçenin en önemli akarsuyu, kuzeyden güneye akmakta olan Demirci Çayı’dır. Demirci Dağı’ndan
gelen Bağ Deresi ile doğudan gelen Ilıca Deresi’nin birleşmesiyle meydana gelen Demirci Çayı,
Demirköprü Barajı’na ulaşıyor. Ayrıca Demirköprü Barajı’na dökülen Gümele Deresi, Değirmen
Dere, Iklıkçı Dereleri, Alaağaç Deresi, Çağıllar Deresi, Aziz Deresi ve Minnetler Deresi, bölgenin
diğer önemli akarsularıdır. Bölgedeki akarsular dipleri oldukça düşüktür.
2.5 Demirci İlçesi İklimi ve Bitki Örtüsü
Genelde karasal bir iklim yapısına sahip Demirci’nin Borlu ve İcikler kasabaları çevresinde ise
Akdeniz iklimi görülüyor. Kuzeye, ilçe merkezine doğru gittikçe iklim sertleşerek karasal iklime
dönüşüyor. Akhisar, Salihli, Simav ve Uşak Meteoroloji İstasyonları verilerine göre en yoğun
yağışların Mart, Nisan ve Ekim aylarında görüldüğü Demirci’de, Aralık ve Ocak ayları soğuk ve
zaman zaman kar yağışlı geçiyor. Yine aynı verilere göre kentin yağış ortalaması 1964-1990
yılları arasında 705 mm iken, 1991-2009 arasında 700 mm’ye düşmüş. Aynı dönemde sıcaklık
ortalaması 12 °C olarak belirlenirken astronomik güneşlenme süresinin 12 saat civarında olduğu
tespit edilmiş.
Demirci ve çevresi doğal bitki örtüsü bakımından, iklim ve topoğrafik durumuna bağlı olarak
çeşitli bitki topluluklarına sahip. Celal Bayar Üniversitesi’nin araştırmalarına ve Orman İşleri
Müdürlüğüne göre bölgede doğal bitki örtüsü içinde ormanlar önemli bir yer tutuyor. Yaklaşık
62.045 hektarlık orman alanlarında; kızılçam (Pinus brutia), karaçam (Pinus nigra), saçlı meşe
(Quercus cerris), mazı meşesi (Quercus infetoria), palamut meşesi (Quercus ithaburensis susbsp,
macrolepis), kermez meşesi (Quercus coccifera), tüylü meşe (Quercus pubescens) ile sınırlı
alanlarda doğu kayını (Fagus orientalis), katran ardıcı (Juniperus oxycedrus) ilçenin önemli
ağaçları olup bölgede maki ve ot toplulukları da yer alıyor.
Tablo 2: Demirci İlçesi Ağaç Serveti
Ağaç Türü
Hacim (m3)
Alan (Ha)
Kızılçam
491.966
13.093
Karaçam
1.656.557
13.542
Fıstıkçamı
7.623
13
Ardıç
2.773
54
Kayın
4.026
43
44.603
32.415
2.207.548
59.160
Meşe
Toplam
Kaynak: Demirci Orman İşletme Müdürlüğü, 2012.
34
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Demirci Orman İşletme Müdürlüğü tarafından bölgede yapılan çalışmalara bakıldığında,
Müdürlüğün üretilen ve dikilen fidan sayısında oldukça yoğun çalışma içinde olduğu görülüyor.
2004 yılında dikilen toplam fidan sayısı 42 bin iken 2011 yılında 143 bine ulaşmış diğer bir ifade
ile dikilen fidan sayısı 2004 yılına göre %240 artmış, aynı şekilde üretilen fidan sayısı 2004
yılında 25 bin civarındayken 2011 yılında 118 bin olarak gerçekleşmiş ve %372 artış sağlanmış.
Tablo 3: Yıllar İtibari Üretilen ve Dikilen Fidan Sayısı*
Ağaç Türü
Kızılçam
Karaçam
Fıstıkçamı
Diğer
Toplam
2004-2011
Artış(%)**
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
20.000
21.000
30.000
40.000
22.000
85.000
56.000
47.000
135,0
35.000
37.000
57.000
78.000
84.000
70.000
73.000
47.000
34,2
1.000
12.000
1.110,0
-
-
-
-
-
3.000
10.000
7.000
10.000
15.000
8.000
5.000
-
7.000
6.000
-
-
-
-
1.000
57.000
40.000
1.233,3
18.000
8.000
35.000
49.000
880,0
1.000
15.000
19.000
30.000
328,5
1.000
10.000
316,6
-
-
-
-
2.400
-
-
-
-
1.000
20.000
5.000
26.000
2.500,0
25.000
42.000
43.000
-
37.000
50.000
42.400
93.000
93.000
118.000
372,0
75.000
96.000
86.000
106.000
154.000
143.000
240,4
Not: Siyah olan rakamlar üretilen fidanları, turuncu olanlar ise dikilen fidan sayısını yansıtmaktadır.
* Yuvarlanmış rakamlarla. **Artış, en önceki yıllara ait verilere göre yapılmıştır.
Kaynak: Demirci Orman İşletme Müdürlüğü, 2012.
Demirci Orman İşletme Müdürlüğü tarafından satışı gerçekleşen orman ürünleri verileri
incelendiğinde, 2004 yılında 25.010 m3/ster miktarında satış gerçekleşirken, 2010 yılında bu
rakam 64.828 m3/ster’e çıkmış diğer bir ifade ile % 159 daha fazla ürün satılmıştır. Bu
satışlardan elde edilen gelirlerde ise % 166’lık bir artış kaydedilmiştir.
Tablo 4: Yıllar İtibari İle Gerçekleşen Orman Ürünleri Satışları
2008
Emval Türü
Miktarı
(m3/ster)
Ortalama
Birim
Fiyatı (TL)
Endüstriyel
Odun
36.626
Yakacak Odun
20.140
31,35
9.511
60,72
Dikili Ağaç
Sayısı
Toplam
66.277
2009
Tutarı
(TL)
114,52 4.194.515
Miktarı
(m3/ster)
2010
Ortalama
Birim
Tutarı (TL)
Fiyatı (TL)
Miktarı
(m3/ster)
Ortalama
Birim
Fiyatı (TL)
Tutarı
(TL)
47.881
96,54
4.622.622
49.637
94,52
4.691.514
631.412
12.298
28,76
353.658
13.967
27,90
389.697
577.499
7.332
60,35
442.481
1.224
62,58
76.595
5.403.426
67.511
5.418.761
64.828
Kaynak: Demirci Orman İşletme Müdürlüğü, 2012.
5.157.806
35
2.6 Demirci İlçesinin Doğal Kaynakları
MTA Enstitüsü tarafından yapılan Türkiye’de Bilinen Yer Altı Zenginlikleri Envanteri’ne göre
Demirci, Manisa ilçeleri arasında yer altı kaynakları bakımından zengin ilçeler arasında
bulunuyor. Sarı-açık yeşil ve yer yer koyu kahve renkli ve tamamen aragonit kristallerinden
oluşmuş Demirci Oniks Mermeri, ilçenin en önemli madenleri arasında yer alıyor. Tahminlere
göre Borlu ve Saraycık bölgesi 1.000.000 m3 jeolojik Oniks Mermer rezervine sahip. Bunun
yanında Demirci ilçesindeki K-feldspat sahalarında %7-10,4 K2O (potasyumoksit) içeriğine sahip
ve seramik sanayinde sır ve massede olarak kullanılabilir kalitede 1.315.837 ton muhtemel
rezerv ve orta-düşük kaliteli 1.765.740 ton muhtemel feldspat rezervi tespit edilmiş. Bu
yatakların büyük bir kısmı halen işletilmekte olup bölge ülkemizin önemli feldspat potansiyel
alanlarından birisi konumunda.
İlçedeki bir diğer önemli endüstriyel hammadde oluşumu, geçmişte işletilen disten yataklarıdır.
Bunlardan en önemlisi %5-15 disten içerikli 5.627.750 ton görünür rezerve sahip Üşümüş
bölgesidir. Demirci ilçesi aynı zamanda fosfat, kükürt ve zeolit cevherleşmelerine de ev sahipliği
yapıyor. Bunlardan fosfat oluşumlarına Rağıllar, Kaletepe mevkiinde rastlanmakta ve maksimum
% 25 P2O5 (fosfor pentaoksit) içerikli bu saha, küçük boyutlu bir zuhurdur. Zeolit olarak ise %
50-70 arasında klinoptilolit içeren Akdere zeolit sahasında 225.000 ton görünür rezerv
bulunuyor.
Bunların yanında Demirci Çayı civarında % 0,5 TiO2 (titanyum dioksit) içerikli 1.700.000 ton
titanyum, İrişler mevkiinde 8.000-15.000 ton arasında kükürt, Durhasan Köyü ve civarında ise
52.100.000 ton perlit rezervi olduğu tahmin ediliyor.
Öte yandan Demirci, Kütahya-Simav’ın da bulunduğu ülkemizin önemli jeotermal alanlarından
birinde yer alıyor. MTA Türkiye Jeotermal Kaynakları Envanteri’ne göre ilçede 2 adet jeotermal
alan bulunuyor. Bunlardan ilki olan Demirci Hisar Kaplıcalarının suyu, sodyum ve kalsiyum
içeren bikarbonatlı alkalik su yapısına sahip. 3 ayrı kaynaktan çıkan suların ortalama sıcaklığı 42
°C, debileri ise 11-17 litre/saniyedir. Diğer jeotermal alan ise Borlu beldesindeki Saraycık
Kaplıcaları’dır. Buradaki suyun sıcaklığı 66 °C, debisi ise 15-30 litre/saniyedir.
2011 yılı içerisinde Demirci ve bölgesinde yapılan jeolojik araştırmalar arasında yer alan ve
MTA’nın öncülüğünde gerçekleştirilen çalışma kapsamında Kütahya-Simav ve Demirci
bölgesindeki KSD-2011/7 sondajı 1250 m ilerleme yapılarak tamamlanmış olup 72 °C sıcaklıkta
ve 1 litre/saniye debide jeotermal akışkan elde edilmiş ve toplam 0,15 Mwt ısı enerjisi açığa
çıkarılmıştır.
36
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Manisa İli Maden Haritası
Kaynak: MTA Manisa Bölge Müdürlüğü, 2010
37
Sonuç olarak yer alt kaynakları bakımından Demirci ilçesindeki madenler arasında feldspat,
ekonomik açıdan seramik sanayinde değerlendirilmekte olup diğer madenlerin işletilmesinde
mesafe alınamamış ve jeotermal alanlar turizme açılmamıştır. Demirci ve civarında bulunan yer
altı kaynakları ve tahmini rezerv miktarı ise aşağıdaki Tablo’da yer almaktadır.
Tablo 5: Demirci İlçesi Yer Altı Kaynakları
Maden/Yer Altı
Kaynak
Disten (Dis)
Bulunduğu Yer
Fosfat (P)
Kükürt (S)
ONIKS Mermeri
Profillit (Prf)
Titanyum (Ti)
Zeolit (Zeo)
Demirci Merkez
Çanakçı, Bayramşah, Esenyurt, Kurttutan, Kılavuzlar,
Kuzuköy, Söğütçük, Kargınışıklar, Mahmutlar
Rağıllar
İrişler
Saraycık
Üşümüş
Kulalar
Akdere
Hisar Kaplıcaları
Demirci Merkez
Saraycık Kaplıcaları
Borlu
Feldspat (Fld)
Tahmini
Rezerv/Özelliği
5.627,750 ton
1.315,837 ton
8.000–15.000 ton
1.000,000 m3
5.627,750 ton
1.700.000 ton
37-48 °C,
11-17 lt/sn
66 °C ,
15-30 lt/sn
Kaynak: MTA Manisa İli Maden ve Enerji Kaynakları Raporu, 2010.
2.7 Demirci İlçesinin Demografik Yapısı
Bu bölümde Demirci ilçesine ait nüfus ve diğer demografik göstergeler, Manisa’nın diğer ilçeleri
ile kıyaslanmış ve Demirci’nin 16 ilçe arasındaki konumu belirlenmeye çalışılmıştır.
TÜİK ADNKS 2011 verilerine göre Demirci’nin nüfusu 49.562’dir. Nüfus bakımından Manisa’nın
8. büyük ilçesi olan Demirci’de Manisa toplam nüfusunun % 3,7’si ikamet ediyor. Demirci
ilçesinin nüfusunun tarihsel gelişimi incelendiğinde, 2000 yılında 59.314 olan kent nüfusu son
11 yıllık periyotta 9.752 kişi (% 16,44) azalmış. Bu sayı, komşu ilçe Köprübaşı’nın 2011 nüfusu
kadardır.
Bu rakamlar Manisa’nın diğer ilçeleri ile karşılaştırıldığında, Demirci 2000-2011 dönemindeki
nüfus artış sıralamasında 14., nüfusu azalan ilçeler arasında ise 5. sırada yer alıyor. Bu durum
ilçe nüfusunun gün geçtikçe azaldığını ve ilçenin önlenemeyen bir şekilde beyin göçü verdiğini
gösteriyor. Bu olumsuz nüfus ve göç verileri, ilçenin gerek işgücü, gerek ilçe ekonomisi gerekse
diğer göstergeler açısından büyük bir dezavantaj oluşturuyor.
38
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Tablo 6: Yıllar İtibari İle Manisa İlçeleri Nüfusları
Sıra
İlçe
2000
2007
2008
2009
2010
2011
2000-2011
Artış Hızı (%)
Kentleşme
Oranı (%)
1
Merkez İlçe
278.555
332.346
329.675
340.466
364.547
349.236
25,37
86,3
2
Turgutlu
121.020
135.830
139.897
140.753
141.962
143.990
18,98
83,3
3
Soma
89.038
97.739
100.240
101.011
102.224
102.642
15,28
74,2
4
Alaşehir
93.760
97.541
98.543
99.851
105.644
99.110
5,71
48,2
5
Akhisar
152.582
157.161
158.455
158.857
158.614
159.650
4,63
65,6
6
Salihli
149.151
155.016
156.689
155.333
155.841
155.446
4,22
62,9
7
Sarıgöl
35.621
35.893
35.983
36.179
36.234
36.366
2,09
37,8
8
Kırkağaç
48.303
50.903
41.964
47.148
65.542
47.165
-2,36
58,0
9
Köprübaşı
10.851
9.851
10.031
9.830
9.871
9.907
-8,70
53,2
10
Kula
52.986
48.034
48.009
47.521
47.065
47.030
-11,24
52,5
11
Gölmarmara
17.831
16.087
16.014
15.993
15.837
15.749
-11,68
61,8
12
Selendi
26.061
24.355
23.896
23.791
23.117
22.648
-13,10
29,2
13
Ahmetli
18.852
15.830
16.166
16.037
15.801
16.373
-13,15
60,3
14
Demirci
59.314
51.958
50.539
50.533
50.454
49.562
-16,44
41,1
15
Gördes
38.110
33.171
32.500
32.070
31.345
30.857
-19,03
33,7
16
Saruhanlı
68.134
58.205
58.149
56.584
55.386
54.343
-20,24
28,3
1.319.920 1.316.750
1.331.957
1.379.484
1.340.074
6,34
66,5
MANİSA
1.260.169
Not: Nüfus Artış Hızına göre yapılmıştır.
Kaynak: TÜİK, 2000.
Kent ve kırsal nüfusa bakıldığında Demirci ilçe merkezinde 20.350, belde ve köylerde ise 29.212
kişi ikamet ediyor. Diğer bir deyişle Demirci nüfusunun %41’i kent merkezinde, %59’u ise kırsal
alanda yaşıyor. Bu %41’lik kentleşme oranı ile Demirci 16 ilçe arasında 14. sırada yer alıyor.
Kentleşme oranının Manisa’da %66, Türkiye genelinde %92 olduğu düşünülürse, Demirci hem
Manisa hem de Türkiye ortalamasının oldukça altında. Bu veriler ile Demirci ilçesinin kırsal bir
yapı ve kültüre sahip olduğu görülüyor.
Demirci’de km2’ye düşen kişi sayısı, diğer bir deyişle, nüfus yoğunluğu 34 olarak karşımız
çıkıyor. Kent bu bakımdan Manisa ilçeleri arasında 13. sırada yer alırken, hem Türkiye hem de
Manisa ortalamasının altında kalıyor.
Türkiye’de nüfus yoğunluğu en düşük ilçe olan Yalıhüyük’te bu rakamın 24 olduğu göz önüne
alınırsa, Demirci ilçesi nüfus yoğunluğu bakımından Türkiye’nin en düşük performanslı ilçeleri
arasında yer alıyor. Bu rakamın ortaya çıkmasındaki nedenler arasında ilçenin yüzölçümünün
büyük olması kadar giderek azalan nüfus da etkili.
39
Tablo 7: Manisa İlçelerinin Nüfus Yoğunluğu (2011)
Sıra
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
İlçe
Turgutlu
Merkez İlçe
Salihli
Soma
Sarıgöl
Alaşehir
Akhisar
Kırkağaç
Saruhanlı
Gölmarmara
Ahmetli
Kula
Demirci
Köprübaşı
Gördes
Selendi
MANİSA
TÜRKİYE
Alan
(km2 - Göl
dahil)
472,86
1.231,83
1.272,90
838,87
356,99
1.015,26
1.706,98
549,40
839,37
288,34
297,59
918,41
1.473,06
318,23
947,44
700,97
13.228,50
783.562,38
Manisa
Yüzölçümündeki
Payı (%)
3,57
9,31
9,62
6,34
2,70
7,67
12,90
4,15
6,35
2,18
2,25
6,94
11,14
2,41
7,16
5,30
1,69
Nüfus
(Kişi)
143.990
349.236
155.446
102.642
36.366
99.110
159.650
47.165
54.343
15.749
16.373
47.030
49.562
9.907
30.857
22.648
1.340.074
74.724.269
Manisa
Nüfusundaki
Payı (%)
10,74
26,06
11,60
7,66
2,71
7,40
11,91
3,52
4,06
1,18
1,22
3,51
3,70
0,74
2,30
1,69
1,79
Nüfus Yoğunluğu (km2
başına düşen kişi
sayısı - Göl hariç)
305
285
127
124
103
98
94
86
65
57
55
51
34
34
33
32
102
97
Kaynak: TÜİK, 2011.
Demirci nüfusu ile ilgili göze çarpan bir başka istatistik ise, nüfusun cinsiyetine göre
incelendiğinde ortaya çıkıyor. 2011 yılı için Demirci’de kadın nüfus 25.818 olarak gerçekleşirken
erkek nüfus 23.744 olarak karşımıza çıkıyor. Diğer bir ifade ile ilçedeki kadın nüfusun, erkek
nüfustan 2.072 kişi fazla olduğu görülüyor. Manisa ilçeleri arasında kadın nüfusun toplam
nüfustaki payı bakımından Demirci % 52,0 kadın nüfus oranıyla Manisa ilçeleri arasında ilk
sırada.
Demirci nüfusu yaş grubu açısından değerlendirildiğinde, 2011 yılında 15-25 yaş grubu %18,7
oranı ile ilk sırada yer alıyor. Bu yaş grubunu 45-55 yaş grubundaki nüfus %13,6 oran ile takip
ediyor. İlçede 65 ve üzerindeki yaş grubu ise % 12,4’lük bir orana sahip.
Yaş grubu açısından Manisa ilçeleri ile karşılaştırıldığında Demirci, 15-25 yaş grubundaki nüfusu
ile 2. sırada yer alırken, 65+ nüfusta ise 6. sırada bulunuyor. Bu her iki yaş grubunda da Demirci,
Manisa ortalamasının üstünde. Göç ve azalan nüfusa rağmen ilçe için 15-24 yaş grubu önemli bir
avantaj. Ancak bu nüfusun ilçede kalması için gerek ekonomik gerekse de sosyal faaliyetlerin
geliştirilmesi şart.
40
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Tablo 8: Yaş Gruplarına Göre Manisa İlçeleri Nüfusları (2011)
İlçe
Ahmetli
Akhisar
Alaşehir
Demirci
Gölmarmara
Gördes
Kırkağaç
Köprübaşı
Kula
Merkez İlçe
Salihli
Sarıgöl
Saruhanlı
Selendi
Soma
Turgutlu
MANİSA
Nüfus
16.373
159.650
99.110
49.562
15.749
30.857
47.165
9.907
47.030
349.236
155.446
36.366
54.343
22.648
102.642
143.990
1.340.074
0-4
5,75
6,03
6,95
5,28
7,25
5,24
5,73
4,97
6,25
7,95
6,06
6,27
6,06
6,08
7,83
7,83
6,90
Yaş Gruplarının İlçe Nüfuslarındaki Payı (%)
5-14
15-24
25-34
35-44
45-54
55-64
14,00
15,31
12,38
13,85
14,26
11,91
13,42
13,89
15,05
14,73
14,27
11,16
14,97
14,57
15,61
14,46
13,57
10,06
13,38
18,70
12,32
13,54
13,63
10,73
17,78
14,92
13,36
13,57
12,86
9,99
12,98
12,78
12,19
14,41
15,29
13,13
12,70
24,63
14,20
11,83
11,38
9,15
12,96
13,50
11,66
14,87
16,29
12,61
15,50
13,98
14,26
15,17
13,91
10,41
15,27
16,06
18,86
14,50
12,16
8,33
14,26
14,32
14,49
14,93
14,61
11,26
13,00
12,39
14,87
14,69
15,35
11,69
14,38
13,69
13,35
13,93
14,33
11,76
15,32
14,44
12,88
13,61
13,25
11,52
15,44
14,90
18,09
14,93
13,46
8,28
15,96
15,58
16,89
14,08
12,64
9,14
14,69
15,34
16,04
14,41
13,37
9,90
65+
12,54
11,44
9,82
12,42
10,27
13,97
10,38
13,15
10,51
6,86
10,07
11,74
12,50
12,91
7,07
7,88
9,36
Kaynak: TÜİK, 2011.
2.8 Demirci İlçesi Eğitim Durumu
Demirci’de 40.289 kişi 15 yaş üstündedir. Bu nüfus içerisinde 38.299 kişi okuma-yazma
bilmekte, 1.948 kişi ise okumaz-yazmazdır. Diğer bir ifade ile Demirci’de okuma-yazma
bilenlerin oranı % 95,0’dir. İlçe bu performansı ile Manisa ilçeleri arasında 7. sırada yer alırken,
il ortalamasının üstünde bir performans sergiliyor. Öte yandan ilçedeki okuma-yazma bilmeyen
1.948 kişinin % 83’ünü kadınlar oluşturuyor.
Eğitim düzeyine göre Demirci nüfusu incelendiğinde, kentin %61’i ilköğretim, %19’u lise ve
%6’sı yüksekokul veya fakülte mezunu. Bunun yanında ilçede 33 kişi yüksek lisans mezunu, 13
kişi ise doktora diplomasına sahip. Okur-yazarlık durumuna benzer bir şekilde ilköğretim
mezunlarında kadın nüfus, erkek nüfustan daha fazla. İlköğretim mezunlarının %51’i
kadınlardan oluşuyor.
Diğer okul türlerinde ise tam tersi bir durum söz konusu. Lise mezunlarında kadın nüfusun oranı
%46 iken üniversite mezunlarında %45’e, yüksek lisans ve doktora mezunlarında ise %33’e
düşüyor. Bu veriler ışığında Demirci’deki eğitim durumunda kadınların dezavantajlı oldukları ve
eğitim hayatına erkekler kadar katılım sağlayamadıkları görülüyor.
41
Tablo 9: Manisa İlçeleri Okur-Yazarlık Durumu (2011)
Sıra
İlçe
Okuma Yazma
Bilmeyen Kişi
Okuma Yazma
Bilen Kişi
Bilinmeyen
Kişi
Toplam
Kişi
Okuma Yazma
Bilen (%)
675
28.577
92
29.344
97,39
1
Sarıgöl
2
Soma
2.228
76.151
276
78.655
96,82
3
Gördes
1.024
24.134
61
25.219
95,70
4
Ahmetli
554
12.536
44
13.134
95,45
5
Turgutlu
6
Merkez İlçe
7
4.469
104.578
591
109.638
95,38
10.988
255.099
1.811
267.898
95,22
Demirci
1.948
38.299
42
40.289
95,06
8
Kula
1.806
34.893
76
36.775
94,88
9
Kırkağaç
1.548
36.457
446
38.451
94,81
10
Salihli
5.788
117.308
653
123.749
94,80
11
Saruhanlı
2.164
40.885
142
43.191
94,66
12
Köprübaşı
432
7.675
20
8.127
94,44
13
Selendi
1.045
16.704
41
17.790
93,90
14
Alaşehir
5.024
71.899
419
77.342
92,96
15
Akhisar
8.246
119.069
1.075
128.390
92,74
16
Gölmarmara
1.148
10.600
52
11.800
89,83
5.841
1.049.792
94,77
MANİSA
49.087
994.864
Not: Sıralama okuma-yazma bilen nüfusa göre yapılmıştır.
Kaynak: TÜİK, 2011.
2.8.1 Demirci İlçesinde İlköğretim
Demirci genelinde ilköğretim çağındaki nüfus (5-14 yaş) 6.632 kişi olup, ilköğretim çağındaki bu
nüfus, toplam nüfusun % 13,38’ini oluşturuyor. İlköğretim çağındaki nüfusun 5.197’si, ilçe
genelindeki 50 ilköğretim okulunda öğretim görüyor. Diğer bir ifade ile Demirci’de 2011-2012
öğretim yılı itibari ile ilköğretimde okullaşma oranı % 78,4 olarak karşımıza çıkıyor. İlçe bu
açıdan Manisa ilçeleri arasında 14. sırada yer alırken, hem Manisa (% 80,4) hem de Türkiye (%
90,4) ortalamasının altında kalıyor.
İlçede ilköğretim çağındaki nüfus yıllar itibari ile incelendiğinde, 2007 yılında 7.836 iken 2010
yılında 6.632’ye düşmüş. Bu dönemde ilköğretim çağındaki nüfusta %14,4 azalma meydana
gelmiş. Aynı şekilde öğrenci sayısı 2007 yılında 6.246 iken 2010’da 5.197’ye düşmüş ve
ilköğretim kurumlarında ders gören öğrenci sayısında %16,7 azalma meydana gelmiş.
Okullaşma oranı ise 2007 yılında %79,7 iken 2010 yılında %78’e düşmüş.
Bu durumda ilköğretim çağındaki nüfusun yıllar itibari ile azaldığı, buna bağlı olarak da
ilköğretimde öğrenci ve okullaşma oranının düşme trendinde olduğu görülüyor.
42
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Tablo 10: Manisa İlçeleri 2011-2012 Öğretim Yılı İlköğretim Göstergeleri
İlçe
Merkez İlçe
Ahmetli
Akhisar
Alaşehir
Demirci
Gölmarmara
Gördes
Kırkağaç
Köprübaşı
Kula
Salihli
Sarıgöl
Saruhanlı
Selendi
Soma
Turgutlu
MANİSA
Okul
Sayısı
88
6
69
62
50
6
34
24
7
30
67
24
31
24
30
42
594
Derslik
Sayısı
1.264
69
736
486
324
93
169
205
66
270
714
193
323
120
380
648
6.060
Öğrenci
Sayısı
43.255
1.796
17.133
11.897
5.197
2.407
3.194
4.805
1.047
5.886
17.736
3.722
6.208
2.948
12.607
18.737
158.575
Öğretmen
Sayısı
2.326
121
1.038
604
348
127
213
273
81
315
1.059
236
372
162
646
980
8.901
Kaynak: Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 2012.
2011-2012 öğretim yılı itibari ile okullaşmanın dışında diğer eğitim göstergelerinde de Demirci
düşük bir performansa sahip. Derslik başına düşen öğrenci sayısında 16,0 kişi ile Manisa ilçeleri
arasında 15. sırada yer alan Demirci, öğretmen başına düşen öğrenci sayısında ise 14,9 kişi ile
14. sırada yer alıyor.
Bu göstergelere yönelik bölgesel ve ulusal performanslara bakıldığında, derslik başına düşen
öğrenci sayısı Manisa genelinde 26,2; Türkiye genelinde ise 32,1 puan ile Demirci
göstergelerinin oldukça üzerinde.
Benzer şekilde öğretmen başına düşen öğrenci sayısının Manisa genelinde 17,8; Türkiye
genelinde ise 22,3 olduğu göz önüne alınırsa, bu kalemlerde de Demirci’nin hem bölge hem de
ülke ortalamalarının altında kaldığı görülüyor.
Yıllar itibari ile incelendiğinde derslik başına düşen öğrenci sayısı 2007 yılında 19 iken, 2010’da
16’ya düşmüş, öğretmen başına öğrenci sayısı ise 21’den 14’e gerilemiş. Diğer bir ifade ile
derslik başına düşen öğrenci sayısı 2007-2010 döneminde % 15 azalırken, öğretmen başına
düşen öğrenci sayısında ise % 33’lük bir düşüş yaşanmış.
43
Tablo 11: Manisa İlçeleri 2011-2012 Öğretim Yılı İlköğretim İstatistikleri
Okullaşma Oranı
Sıra
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
İlçe
Selendi
Gölmarmara
Köprübaşı
Turgutlu
Merkez İlçe
Kula
Alaşehir
Salihli
Akhisar
Gördes
Soma
Saruhanlı
Sarıgöl
Demirci
Ahmetli
Kırkağaç
MANİSA
Oran (%)
85,0
83,4
81,5
81,5
81,1
80,7
80,2
80,0
80,0
79,8
79,6
79,4
78,7
78,4
78,4
77,2
80,4
Derslik Başına
Öğrenci Sayısı
Sıra
İlçe
Sayı
1 Merkez İlçe 34,2
2 Soma
33,2
3 Turgutlu
28,9
4 Ahmetli
26,0
5 Gölmarmara 25,9
6 Salihli
24,8
7 Selendi
24,6
8 Alaşehir
24,5
9 Kırkağaç
23,4
10 Akhisar
23,3
11 Kula
21,8
12 Sarıgöl
19,3
13 Saruhanlı
19,2
14 Gördes
18,9
15 Demirci
16,0
16 Köprübaşı
15,9
MANİSA
26,2
Öğretmen Başına
Öğrenci Sayısı
Sıra
İlçe
Sayı
1 Alaşehir
19,7
2 Soma
19,5
3 Turgutlu
19,1
4 Gölmarmara 19,0
5 Kula
18,7
6 Merkez İlçe 18,6
7 Selendi
18,2
8 Kırkağaç
17,6
9 Salihli
16,7
10 Saruhanlı
16,7
11 Akhisar
16,5
12 Sarıgöl
15,8
13 Gördes
15,0
14 Demirci
14,9
15 Ahmetli
14,8
16 Köprübaşı
12,9
MANİSA
17,8
Kaynak: Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 2012.
Öte yandan Demirci, bütün bu olumsuz göstergelere rağmen, ülke genelinde düzenlenen
sınavlarda Manisa ve Türkiye genelinde önemli başarılara imza atmış bir kent olarak karşımıza
çıkıyor. Örneğin Türkiye genelinde 2010 yılında yapılan SBS sınavlarındaki başarı oranları ile
ilçe, Manisa genelinde ilk sırada yer alıyor. Demirci’de 8. sınıfta okuyan ve SBS sınavına giren
668 öğrenciden 486’sı kontenjanlara yerleşmiş ve ilçenin başarı oranı %72 olarak gerçekleşmiş.
Bunun yanında bu öğrenciler ortalama 334,586 puan alarak Demirci’yi 2010 yılı SBS
sıralamasında ilk sıraya yerleştirmiş ve Manisa ortalamasının oldukça üstünde bir performans
sergilemiş.
Demirci’de ilköğretim öğrencilerinin SBS sınavındaki bu başarıları, geçmiş yıllarda da benzerlik
gösteriyor. 2009 yılındaki sınavlarda 6. ve 7. sınıflarda yine ilk sırada yer alan Demirci, 8. sınıflar
da ise Köprübaşı’ndan sonra 2. sırada.
2008 ve 2007 yıllarında ise Demirci yine bütün
göstergelerde ilk sırada yer alıyor.
Öte yandan ilçenin yerleşme oranları, yıllar itibari ile de artış eğilimde. 2007 yılında yerleşen
öğrenci oranı % 45 iken 2010 yılında % 72’ye yükselmiş. Bu açıdan ilçedeki SBS başarı grafiğinin
yıllar itibari ile artış gösterdiği ve ilçenin Manisa ortalamasının üstünde bir performans
sergilediği görülüyor.
44
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Tablo 12: Manisa İlçeleri 2010 Yılı SBS Sınavı Başarı Sıralamaları
6.Sınıf
Sıra
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
SBS Puanı
(Ort)
Demirci
340,656
Köprübaşı
328,299
Sarıgöl
328,266
Soma
324,546
Gördes
323,158
Merkez İlçe
322,433
Kula
319,476
Salihli
319,379
Kırkağaç
317,792
Akhisar
312,042
Alaşehir
307,951
Turgutlu
305,365
Gölmarmara
300,726
Selendi
298,453
Saruhanlı
294,694
Ahmetli
294,537
MANİSA
314,860
İlçe
7.Sınıf
Sıra
İlçe
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
Demirci
Köprübaşı
Gördes
Soma
Sarıgöl
Merkez İlçe
Salihli
Kırkağaç
Akhisar
Kula
Alaşehir
Selendi
Turgutlu
Gölmarmara
Ahmetli
Saruhanlı
MANİSA
8.Sınıf
SBS Puanı
(Ort)
322,422
312,958
303,029
298,994
290,831
290,546
289,329
288,383
285,951
285,329
284,692
283,302
281,899
270,961
270,738
264,418
288,986
Sıra
İlçe
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
Demirci
Köprübaşı
Soma
Gördes
Kula
Sarıgöl
Salihli
Merkez İlçe
Alaşehir
Gölmarmara
Akhisar
Kırkağaç
Turgutlu
Ahmetli
Selendi
Saruhanlı
MANİSA
SBS Puanı
(Ort)
334,586
323,462
311,625
310,567
310,085
304,641
302,268
302,009
298,893
298,339
296,778
295,979
295,199
294,754
293,837
272,993
302,875
Kaynak: Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 2012.
2.8.2
Demirci İlçesinde Ortaöğretim
Demirci genelinde ortaöğretim çağındaki nüfus (15-19 yaş) 4.434 kişi olup, ortaöğretim
çağındaki bu nüfus, toplam nüfusun % 8,95’ini oluşturuyor. Bu nüfusun 2.655’i ise 2 Anadolu
Lisesi, 1 Anadolu Öğretmen Lisesi, 1 İmam Hatip Lisesi, 1 Çok Programlı Lise ve 4 Teknik ve
Meslek Lisesi olmak üzere 9 ortaöğretim kurumunda öğretim görüyor.
Öğrencilerin okul türlerine göre dağılımı incelendiğinde, meslek liselerindeki öğrenciler % 43,8
ile ilk sırada yer alırken onu %23,5 ile Anadolu liseleri takip ediyor. Ortaöğretim öğrencilerinin
diğer ortaöğretim kurumlarına dağılımına bakıldığında ise; öğretmen lisesi % 14,4; imam hatip
% 12,1 ve çok programlı lise % 6,3 olarak sıralanıyor.
Demirci’de 2007 yılında ortaöğretim çağındaki nüfus 4.248 iken 2010 yılında % 1 artış
kaydederek 4.434’e yükselmiş. Aynı şekilde ortaöğretimde eğitim gören öğrenci sayısı 2007
yılında 2.098 iken 2010 yılında 2.618’e yükselirken, okullaşma oranı ise 2007 yılında % 49 iken
2010 yılında % 59’a ulaşmış.
45
Tablo 13: Manisa İlçeleri 2011-2012 Öğretim Yılı Ortaöğretim Göstergeleri
İlçe
Merkez İlçe
Okul
Sayısı
31
Derslik Öğrenci Öğretmen
Sayısı
Sayısı
Sayısı
530
18.578
1.185
Ahmetli
2
28
735
48
Akhisar
16
309
8.781
569
Alaşehir
11
181
4.488
261
Demirci
9
131
2.655
192
Gölmarmara
3
34
647
35
Gördes
6
58
1.331
74
Kırkağaç
6
80
2.197
129
Köprübaşı
2
28
423
45
Kula
8
93
2.387
132
Salihli
12
260
8.433
577
Sarıgöl
5
42
1.197
65
Saruhanlı
5
75
2.044
115
Selendi
5
71
1.352
85
12
215
6.336
323
Soma
Turgutlu
MANİSA
17
284
9.407
623
150
2.419
70.991
4.458
Kaynak: Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 2012.
2011-2012 öğretim yılı itibari ile % 59,9 okullaşma oranına sahip Demirci bu açıdan Manisa
ilçeleri arasında 11. sırada yer alırken, Manisa (%68,8) ortalamasının altında; Türkiye (%58,5)
ortalamasının ise üstünde bulunuyor.
Öte yandan ortaöğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısında 20,3 puan ile Manisa ilçeleri
arasında 13. sırada yer alan Demirci, öğretmen başına düşen öğrenci sayısında ise 13,8 puan ile
15. sırada yer alıyor. Derslik başına düşen öğrenci sayısı göstergelerinde hem Manisa
ortalamasının (29,3) hem de Türkiye ortalamasının (34,5) altında kalan Demirci, benzer şekilde
öğretmen başına düşen öğrenci sayısının Manisa genelinde 15,9; Türkiye genelinde ise 18,1
olarak gerçekleşmesi sonucu hem bölge hem de ülke ortalamalarının gerisinde kalmış.
Ortaöğretim istatistikleri yıllar itibari ile incelendiğinde 2007 yılında derslik başına 16 öğrenci
düşen ilçede, 2010 yılında bu sayı 20’ye yükselmiş. Ancak öğretmen başına düşen öğrenci sayısı
2007’de 15 iken, 2010’da 13’e düşmüş.
46
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Tablo 14: Manisa İlçeleri 2011-2012 Öğretim Yılı Ortaöğretim İstatistikleri
Okullaşma Oranı (%)
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
Turgutlu
Soma
Akhisar
Selendi
Salihli
Kırkağaç
Merkez İlçe
Kula
Gördes
Alaşehir
Demirci
Köprübaşı
Ahmetli
Sarıgöl
Saruhanlı
Gölmarmara
MANİSA
78,8
78,7
74,2
72,5
70,6
69,8
69,7
64,3
61,1
59,9
59,9
57,6
51,8
50,5
49,5
48,7
68,8
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
Derslik Başına
Öğrenci Sayısı
Merkez İlçe
Turgutlu
Salihli
Soma
Sarıgöl
Akhisar
Kırkağaç
Saruhanlı
Ahmetli
Kula
Alaşehir
Gördes
Demirci
Selendi
Gölmarmara
Köprübaşı
MANİSA
35,1
33,1
32,4
29,5
28,5
28,4
27,5
27,3
26,3
25,7
24,8
22,9
20,3
19,0
19,0
15,1
29,3
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
Öğretmen Başına
Öğrenci Sayısı
Soma
19,6
Gölmarmara
18,5
Sarıgöl
18,4
Kula
18,1
Gördes
18,0
Saruhanlı
17,8
Alaşehir
17,2
Kırkağaç
17,0
Selendi
15,9
Merkez İlçe
15,7
Akhisar
15,4
Ahmetli
15,3
Turgutlu
15,1
Salihli
14,6
Demirci
13,8
Köprübaşı
9,4
MANİSA
15,9
Kaynak: Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 2012.
Demirci’nin ortaöğretim kurumlarına giriş sınavlarındaki performansı, yükseköğretime giriş
sınavlarında ne yazık ki geçerli değil. 2011 yılında 519 öğrencinin girdiği YGS sınavında 209
öğrenci bir lisans programına yerleşirken, ilçenin başarı oranı % 40 olarak gerçekleşmiş. Ancak
bu oran, Manisa genelindeki % 43 başarı oranına yakın.
Öte yandan ortaöğretim kurumlarındaki öğrencilerden burs kazananların oranı da düşük kalmış.
220 öğrencinin girdiği burs sınavlarında sadece 7 öğrenci burs almaya hak kazanmış.
2.8.3
Demirci İlçesinde Yükseköğretim
Demirci’de Celal Bayar Üniversitesi’nin Eğitim Fakültesi ve 1 adet Meslek Yüksekokulu
bulunuyor. Sınıf Öğretmenliği, Fen Bilgisi Öğretmenliği, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği,
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği olmak üzere 4 bölümün bulunduğu Eğitim Fakültesi’nde 2010-2011
yılı öğretim yılı itibari ile 2.161 öğrenci yer alırken,58 akademisyen ders veriyor.
Dış Ticaret Bölümü, Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü, Muhasebe ve Vergi Bölümü olmak üzere
3 bölümün bulunduğu Demirci Meslek Yüksekokulu ise 1.178 öğrenci ve 9 akademisyen ile
faaliyetlerini sürdürüyor.
47
Tablo 15: Demirci İlçesi Yükseköğretim Verileri
Öğretim
Kurumu
Öğretim Yılı
Eğitim Fakültesi
Demirci MYO
Yeni Kayıt
Toplam
Sayısı
Öğrenci Sayısı
2007-2008
2008-2009
2009-2010
2010-2011
Değişim 2007-2011 (%)
2007-2008
2008-2009
2009-2010
2010-2011
Değişim 2007-2011 (%)
307
505
611
767
149,8
350
491
460
426
21,7
Mezun
Sayısı
2.179
1.939
1.820
2.161
-0,8
914
1.052
1.163
1.178
28,8
Akademisyen
Sayısı
684
719
725
379
-44,5
275
279
274
305
10,9
61
61
58
58
-4,9
9
9
9
9
0
Kaynak: ÖSYM, 2012.
2010-2011 yılında 3.339 üniversite öğrencisinin yer aldığı kentte 1’i devlet, 1’i özel olmak üzere
2 yükseköğretim öğrenci yurdu bulunuyor Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı yurdun kapasitesi
1.462, özel yurdun ise 108 öğrencidir. Barınan öğrenci sayısı ise 1.225 öğrenci şeklinde
gerçekleşmiş. Diğer bir ifade ile, kentte kapasitenin % 78’i dolu.
Tablo 16: Demirci İlçesindeki Yükseköğretim Öğrenci Yurtları (2011)
Yurt
Türü
Devlet
Özel
Toplam
Yurt
Yatak
Sayısı Kapasitesi
1
1
2
Barınan
Öğrenci Sayısı
1.462
108
1.570
1.135
90
1.225
Doluluk
(%)
77,6
83,3
78
Kaynak: Kredi Yurtlar Kurumu, 2012.
2.8.4
Demirci İlçesinde Diğer Eğitim ve Öğretim Kurumları
İlçedeki Halk Eğitim Merkezi tarafından 2011-2012 öğretim yılında toplamda 330 adet kurs
verilmiş. Bu kurslar arasında bilgisayar kullanımından arı yetiştiriciliğine, avcı eğitimden küçükbüyükbaş hayvan kesimine kadar 14 farklı alanda eğitimler düzenlenmiş. Bu kurslara toplamda
750 kişi katılım sağlamış ve 272 kursiyer sertifika almaya hak kazanmış. Bu açıdan kursiyerlerin
başarı oranı % 36,2 olarak gerçekleşmiş. Bunun yanında Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
tarafından aynı öğretim yılında açılan 2 ustalık eğitimine 66 kişi katılmış ve bunlardan 13’ü
sertifika almış.
48
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
2.9 Demirci İlçesi Sağlık Hizmetleri Durumu
Demirci’de sağlık hizmetleri 1 Toplum Sağlığı Merkezi ve Devlet Hastanesi tarafından veriliyor.
Yaklaşık 6 milyon TL döner sermayeye sahip bu iki sağlık kuruluşunda 11 uzman doktor, 18
pratisyen hekim, 61 hemşire, 26 sağlık teknisyeni ve diğer görevliler ile birlikte 137 sağlık
personeli yer alıyor. İlçede hekim başına 1.709 kişi düşüyor. Bu sayının Manisa genelinde 1.085,
Türkiye genelinde ise 671 olduğu göz önüne alınırsa kentteki doktor sayısının diğer ilçelere göre
yetersiz olduğu görülüyor.
Tablo 17: Manisa İlçeleri Sağlık Göstergeleri (2011)
Sıra
İlçe
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
Selendi
Gördes
Alaşehir
Ahmetli
Gölmarmara
Demirci
Saruhanlı
Kırkağaç
Sarıgöl
Köprübaşı
Salihli
Kula
Merkez
Akhisar
Turgutlu
Soma
MANİSA
Hastane
Sayısı
Yatak
Kapasitesi
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
4
1
7
3
2
2
25
33
130
10
15
60
50
50
60
10
419
68
2.046
244
262
308
906
935
762
1.637
1.050
826
1.087
943
606
991
371
692
171
654
550
333
79.669
87.657
334.110
0
25.525
123.700
135.107
104.041
99.315
27.594
1.106.682
98.370
2.219.384
674.192
797.252
623.081
43,3
14,1
61,4
0,0
0,0
46,2
47,2
36,3
19,7
0,3
68,3
21,3
68,7
59,8
61,0
36,6
4.664
6.100
17.029
2.677
2.418
7.485
8.050
6.217
4.339
1.102
15.332
3.998
26.242
11.111
8.747
2.957
Aktif Yeşil
Kartlı
Sayısının
Nüfustaki
Payı (%)
20,6
19,8
17,2
16,4
15,4
15,1
14,8
13,2
11,9
11,1
9,9
8,5
7,5
7,0
6,1
2,9
29
3.790
354
6.535.689
66,9
128.468
9,6
Hasta Yatağı
Başına Nüfus
Poliklinik
Sayısı
Yatak
Doluluk
Oranı (%)
Aktif Yeşil
Kartlı Sayısı
Not: Sıralama aktif yeşil kart sayısının ilçe nüfusuna oranına göre yapılmıştır. Kaynak: Manisa İl Sağlık Müdürlüğü, 2012.
Demirci’nin diğer sağlık göstergelerine bakıldığında, 1 devlet hastanesinde 60 yatak kapasitesi
bulunuyor. Bu açıdan yatak başına düşen 826 kişilik nüfus bakımından Demirci, Manisa geneline
göre zayıf bir performansa sahip. Bunun yanında Demirci’de 7.845 adet aktif yeşil kart
bulunuyor. Bu rakam ilçe nüfusunun %15,1’ini oluşturuyor. Bu oran Manisa genelinde %9,6
olup, Demirci bu açıdan 6. sırada yer alıyor. Demirci, sağlık hizmetlerine muhtaç nüfus
bakımından Manisa (%9,6) ve Türkiye (%11,7) ortalamasının 4 puan üzerinde.
Öte yandan ilçedeki pasif yeşil kartlı sayısı da oldukça fazla. Demirci genelinde 11.109 adet pasif
yeşil kartlı bulunuyor. Bu rakam Manisa genelindeki pasif yeşil kartlı sayısının %5,3’ünü
oluşturuyor.
49
2.10 Demirci İlçesi Sivil Toplum Kuruluşları ve Kooperatifler
Demirci genelinde 70 adet dernek, 4 vakıf ve 6 adet kooperatif bulunuyor. Üye bakımından
dernekler 2.800 üye ile ilk sırada yer alırken onu 80 üye ile vakıflar takip ediyor. İlçedeki en
önemli sivil toplum örgütü olarak öne çıkan Demirci Ticaret ve Sanayi Odası ise 349 üyeye sahip.
Bunun yanında ilçedeki 5 adet Esnaf ve Sanatkar Odası, 1.311 üyesi ile diğer sivil toplum
kuruluşları arasında yer alıyor.
Öte yandan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları, kentteki aktif sivil toplum örgütleri
arasında. Bu vakıflar 2011 yılında 4.285 kişiye 652 bin TL tutarında yardım sağlamış. İlçedeki
kooperatifler, faaliyetlerine göre dağıtıldığında; 1 adet tarımsal amaçlı kooperatif, 1 adet esnaf
ve sanatkarlar ile 4 adet diğer amaçlı kooperatif bulunuyor.
Bunun yanında Manisa İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü verilerine göre 383 üyeye sahip 6 adet
yapı kooperatifi yer alıyor. Bu kooperatiflere ait 2 adet inşaat projesi çalışmaları devam ediyor.
Tablo 18: Manisa İlçeleri Kooperatifleri (2011)
İlçe
Toplam
Tarımsal Amaçlı
Esnaf ve San. Tüketim
Merkez
50
3
1
3
Ahmetli
5
2
1
Akhisar
23
4
1
Alaşehir
33
4
7
-
Demirci
6
1
1
Gölmarmara
5
2
Gördes
3
Kırkağaç
2
Köprübaşı
5
Kooperatif Birliği
41
2
2
-
17
-
22
-
-
4
-
1
-
2
-
-
1
-
2
-
-
1
-
1
-
1
-
3
-
1
-
13
-
1
-
-
Diğer
1
Kula
14
Salihli
24
3
1
18
-
Sarıgöl
6
2
1
-
3
-
Saruhanlı
8
1
1
-
6
-
Selendi
1
-
1
-
-
-
Soma
9
-
1
2
6
-
2
Turgutlu
15
2
1
-
12
MANİSA
209
25
22
8
152
2
Kaynak: Manisa İli Bilim Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü, 2012.
İlçedeki en önemli kooperatifler arasında Esnaf Kefalet Kooperatifi yer alıyor. Son 5 yılda 1.852
kişiye 20 milyon TL civarında kredi tedarik eden kooperatif, ilçe ekonomisine önemli katkılar
sağlamış. 2004 yılında toplamda 1,2 milyon TL kredi sağlayan kooperatif 2011 yılında bu miktarı
50
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
4,4 milyon TL’ye çıkararak kredi hacmini %273 arttırmış. Bunun yanında kredi faizlerini
%25’lerden %6 düzeyine de çekmeyi başarmış.
Tablo 19: Esnaf Kefalet Kooperatifi Tarafından Kullandırılan Krediler
2004
2005
Kredi Miktarı
1.202.850 1.419.871
(TL)
Faiz Oranı
25
18
(%)
Geri Ödenen
1.202.850 1.419.871
Krediler (TL)
Ödenemeyen
Krediler (TL)
Kredi
Kullanan
218
220
Ortak Sayısı
2006
2.305.000
2007
2.505.000 2.657.654
13
2.305.000
2008
13
2009
2.858.139
14
12
2.505.000 2.657.654
2.778.239
-
250
225
248
2010
2011
Toplam
2.752.838 4.492.793 20.194.145
6
6
-
2.711.796 4.492.793 20.073.203
79.900
41.042
228
228
-
120.942
235
1.852
Kaynak: Demirci Esnaf Kefalet Kooperatifi, 2012.
2.11 Demirci İlçesi Ulaşım Altyapısı
Manisa’ya 158 km uzaklığı nedeniyle en uzak ilçe konumunda olan Demirci’ye ulaşım; Salihli,
Manisa Merkez, Akhisar, Balıkesir, Sındırgı ve Simav üzerinden sağlanıyor. Demirci’nin diğer il
merkezleri ile uzaklığına bakıldığında; İzmir’e 195, Kütahya’ya 189, Afyon’a 243, Uşak’a 134 ve
Balıkesir’e ise 128 km uzak olması nedeniyle diğer ilçelere göre dezavantajlı durumda. Sayılan
bu merkezlere günlük olarak özel firmalar tarifeli seferler düzenlese de gerek ilçenin dağlık bir
araziye sahip olması, gerekse de Demirci’ye en yakın il merkezinin uzaklığının 100 kilometrenin
üzerinde olması, Demirci’ye ulaşımı zorlaştırıyor. Bu durum kentin diğer ekonomik yöreler ile
gerek lojistik gerekse de ticari işbirliğini olumsuz etkileyen faktörlerin arasında.
Tablo 20: Manisa İlçelerinin İl Merkezine Uzaklıkları
Sıra
İlçe
Uzaklık (km)
Sıra
İlçe
1 Demirci
158 10 Salihli
2 Selendi
155 11 Gölmarmara
3 Sarıgöl
128 12 Ahmetli
4 Köprübaşı
123 13 Akhisar
5 Kula
118 14 Turgutlu
6 Alaşehir
109 15 Saruhanlı
7 Gördes
107
8 Soma
87
9 Kırkağaç
74
Not: Sıralama ilçelerin il merkezine uzaklığına göre yapılmıştır.
Kaynak: Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü, 2012.
Uzaklık (km)
71
66
52
48
31
17
51
Demirci’nin köyleri ile ulaşımı ise 414’ü asfalt, 74’ü stabilize, 24’ü tesviye, 14’ü ham olmak üzere
toplamda 526 kilometrelik bir ağ ile sağlanıyor. Bu açıdan Demirci, Merkez İlçe’den sonra en
uzun köy yoluna sahip. Öte yandan köyler ile ulaşımın % 82’sinin asfalt yollardan sağlanması,
Demirci’nin ulaşım altyapısının iyi konumda olduğunu gösteriyor. Keza bu rakam Manisa geneli
ile aynı özellikleri taşıyor.
İlçedeki motorlu kara taşıtı varlığına bakıldığında, Demirci’deki araçların % 37,2’sini
otomobiller oluştururken bunu % 25,2’lik oranla motosiklet ve % 23,7’lik oran ile traktör takip
ediyor. İlçede her 100 kişiye 26 araç ve 10 otomobil düşüyor. Manisa’da ise her 100 kişiye 10
otomobil ve 32 araç düştüğü göz önüne alınırsa, Demirci araç sayısı bakımından Manisa
ortalamasının atlında kalırken, otomobil sayısında ise il geneliyle benzer özelliklere sahip.
İlçedeki motorlu kara taşıtı varlığı yıllar itibari ile incelendiğinde, 2005 yılından bu yana motorlu
araç sayısı %41,5 artış göstermiş. 2005 yılında ilçedeki otomobil varlığı 2.881 iken 2011 yılında
%56,9 artış kaydederek 4.945’e yükselmiş. Önemli artış kaydedilen diğer motorlu taşıt türleri
ise %28,8 oran ile traktör ve %21,4 oran ile motosiklet olmuş.
Tablo 21: Manisa İlçeleri Motorlu Araç Sayıları (2011)
1
Salihli
17.473
508
512
6.234
1.765
8.681
27.592
62.765
11,2
100
Kişiye
Düşen
Araç
Sayısı
40,4
2
Sarıgöl
4.264
132
124
1.052
97
3.938
3.617
13.224
11,7
36,4
3
Akhisar
17.463
439
1.086
6.735
1.569
10.487
16.094
53.873
10,9
33,7
4
Alaşehir
10.449
644
262
2.666
546
6.456
11.983
33.006
10,5
33,3
5
Soma
13.488
372
321
3.658
1.120
3.610
11.253
33.822
13,1
33,0
6
Merkez
38.347
2.013
1.968
14.318
2.849
13.379
35.045
107.919
11,0
30,9
7
Saruhanlı
4.325
221
202
1.953
376
4.762
4.731
16.570
8,0
30,5
8
Turgutlu
12.151
507
405
5.356
1.387
4.542
18.987
43.335
8,4
30,1
Sıra
İlçe
Otomobil
Otobüs
Minibüs
Kamyonet
Kamyon
Traktör
Motosiklet
Toplam
Araç
Sayısı
100 Kişiye
Düşen
Otomobil
Sayısı
9
Kula
3.776
189
282
1.319
489
3.367
4.701
14.123
8,0
30,0
10
Ahmetli
1.215
56
26
478
71
909
2.079
4.834
7,4
29,5
11
Köprübaşı
1.248
32
43
235
94
592
638
2.882
12,6
29,1
12
Demirci
4.945
136
448
1.062
198
3.154
3.345
13.288
10,0
26,8
13
Gördes
3.549
38
387
591
122
2.010
1.506
8.203
11,5
26,6
14
Selendi
2.080
113
117
337
259
1.909
1.110
5.925
9,2
26,2
15
Gölmarmara
1.277
44
47
525
84
1.056
1.085
4.118
8,1
26,1
16
Kırkağaç
3.978
134
177
MANİSA
140.028
5.578
6.407
Not: Sıralama 100 kişiye düşen araç sayısına göre yapılmıştır.
Kaynak: Manisa İl Emniyet Müdürlüğü, 2012.
1.407
283
2.698
2.395
11.072
8,4
23,5
47.926
11.309
71.550
146.161
428.959
10,4
32,0
52
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Demirci ve bölgesindeki trafik yoğunluğuna bakıldığında ise, Karayolu 2. Bölge Müdürlüğü’nün
sorumluluk sahasında trafiğin en düşük yoğunlukta olduğu yollardan birinin Demirci-Borlu yolu
olduğu görülüyor. 2010 yılında ortalama günlük araç trafiği bu yolda 1.190 olarak gerçekleşmiş
ve 16 kilometrelik bu yolda ağır taşıtların trafikteki oranı %25 olarak ölçülmüş. Benzer şekilde
araç trafiği, 8 kilometrelik Borlu-Köprübaşı yolunda ise 1.067, Demirci-Simav yolunda ise 544
olarak ölçülmüş ve her iki yolda da ağır taşıtların oranı %18-21 arasında gerçekleşmiş.
Yıllar itibari ile incelendiğinde ise 2010 yılında Demirci-Borlu yolundaki trafik yoğunluğu % 19,
Borlu-Köprübaşı yolundaki trafik yoğunluğu % 18, Demirci-Simav yolundaki trafik yoğunluğu
ise % 19 artsa da diğer bölgelere göre Demirci’ye ulaşan yollardaki trafik yoğunluğu hala en alt
sırada yer almaktadır.
53
3.
DEMİRCİ İLÇESİ EKONOMİK KONSANTRASYON ANALİZİ
Demirci ilçesinin ekonomik faaliyetleri incelendiğinde, halıcılık ilçe ekonomisi için en önemli
gelir kaynakları arasında. Halıkent olarak anılan ilçe, makine halıcılığının sektördeki payı artınca
eskisine göre ülke genelindeki pazar payını kaybetse de başta yün halıcılığı olmak üzere özellikle
cami ve otellerin yer kaplamalarında Demirci halıları kullanılmaktadır. Halıcılığın yanında
kentin ekonomisinde tarımın yeri de önemlidir. 2011 yılında tarımsal faaliyetlerde 134 milyon
TL gelir sağlanmıştır.
Demirci ilçesindeki vergi gelirleri ve mükellef sayıları incelendiğinde ise, 2011 yılı için ilçede
1.012 gelir, 185 kurumlar vergisi mükellefi bulunmaktadır (aynı yıl 14 milyon TL olarak
tahakkuk edilen ilçenin toplam vergisinden 13 milyon TL tahsil edilmiş ve tahsilat oranı %92
olarak gerçekleşmiştir). Tahsilat oranı bakımından Demirci, Manisa ilçeleri arasında ilk sırada,
tahakkuk edilen vergi tutarında 11 ve tahsil edilen vergi tutarında ise 9. sırada yer alıyor. Manisa
ortalamaları ise, tahakkuk edilen vergi 120 milyon TL, tahsil edilen vergi ise 91 milyon TL
düzeyinde. Dolayısıyla Demirci bu rakamların altında kalmaktadır.
Tablo 22: Manisa İlçeleri Vergi Gelirleri (2011)
Sıra
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
İlçeler
Soma
Merkez
Alaşehir
Turgutlu
Akhisar
Sarıgöl
Ahmetli
Salihli
Kula
Kırkağaç
Gölmarmara
Gördes
Selendi
Köprübaşı
Saruhanlı
Demirci
MANİSA
Vergi Mükellefleri
(adet)
Gelir
3.306
15.977
2.340
6.126
5.565
622
356
6.279
1.443
1.083
381
648
466
355
2.244
1.012
48.203
Kurumlar
499
2.711
449
896
1.142
79
40
662
176
170
45
61
56
36
220
185
7.427
Vergi Gelirleri (TL)
Tahakkuk
280.838.228,35
911.062.728,02
85.011.883,72
177.889.117,07
161.318.647,91
16.289.869,40
8.890.484,25
144.867.350,08
30.555.401,76
22.820.690,40
7.408.154,26
12.059.524,08
8.784.575,91
5.779.051,05
34.031.071,90
14.235.539,16
1.921.842.317,32
Not: Sıralama kişi başına düşen tahakkuk edilen vergiye göre yapılmıştır.
Kaynak: Manisa Vergi Dairesi Başkanlığı, 2012.
Tahsilat
245.692.152,22
706.114.594,11
47.879.326,27
115.991.079,28
124.529.518,37
12.283.023,25
5.494.861,24
105.918.431,98
21.409.303,79
12.577.496,12
5.439.932,47
8.528.231,24
5.718.605,70
3.986.313,66
22.867.704,45
13.108.062,12
1.457.538.636,27
Tahsilat
Oranı
(%)
Kişi Başı
Tahakkuk Edilen
Vergi (TL)
87
78
56
65
77
75
62
73
70
55
73
71
65
69
67
92
76
73.807,68
48.751,22
30.481,13
25.333,11
24.052,28
23.238,04
22.450,72
20.871,25
18.873,01
18.212,84
17.390,03
17.009,20
16.828,69
14.780,18
13.811,31
11.892,68
34.546,87
54
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
İlçeler genelinde tahakkuk edilen vergi tutarı, nüfusa bölündüğünde, diğer bir deyişle kişi başına
düşen vergi tutarına bakıldığında ise Demirci 11 bin TL ile son sırada. Bu rakam Manisa
genelinde 34 bin TL, ilk sırada yer alan Soma’da ise 73 bin TL. Diğer bir ifade ile Soma’da kişi
başına düşen vergi, Demirci’nin 7 katı kadardır.
Demirci’de vergi istatistikleri yıllar itibari ile incelendiğinde, 2005 yılında ilçe 2.635 adet gelir ve
93 adet kurumlar vergi mükellefine sahip iken 2011 yılında bu sayılar 1.012 ve 185 olmuş. Diğer
bir ifade ile Demirci’de 2005-2011 döneminde gelir vergisi mükellefi % 61 azalmış, kurumlar
vergisi mükellefi ise % 99 artmış. Bu bakımdan yıllar itibari ile şahıs işletmesinden sermaye
şirketlerine geçiş söz konusudur. Öte yandan 2005 yılında tahakkuk edilen 6,9 milyon TL’nin 6,5
milyon TL tutarı tahsil edilmiş. Bir bakıma ilçede tahakkuk edilen vergi 2005-2011 döneminde
%105, tahsil edilen vergiler ise %100 artmış. Bu kapsamda Demirci’de ekonomik faaliyetlerden
elde edilen gelirlerin yıllar itibari ile artış eğiliminde olduğu görülüyor. Bu durum ihracatı da
artan kent için önemli bir avantaj olsa da, kayıtdışılık bu rakamların oldukça üzerindedir.
3.1
Demirci Ekonomisinin Rekabetçilik Düzeyi
Bir ekonominin rekabet düzeyini belirleyen bazı temel parametreler vardır. Bunlar genel olarak
makro ve mikro ekonomik faktörler olarak ifade edilmektedir. Makro ekonomik indikatörler;
milli gelir, büyüme, istihdam, enflasyon, ithalat- ihracat gibi faktörlerdir. Bu faktörler açısından
Demirci ekonomisi ele alındığı zaman çevre ilçeler açısından karşılaştırmalı olarak zayıftır.
Kentte kişi başına düşen milli gelirin yapılan araştırma ve bilimsel yöntemler sonucu 2.500 USD
civarında olduğu saptanmıştır.
Öte yandan genel olarak kişi başına düşen geliri 2.000-3.000 USD bandında yer alan Demirci
ekonomisinin büyüme düzeyinin düşük kaldığı görülüyor. Kent ekonomisi genel rekabet gücü
açısından ele alındığı zaman çevre ilçelere göre mutlak üstün olduğu sektörler, halıcılık ve bazı
ürünler düzeyinde tarımdır. Kentte üretilen bu değerli ürünlerin diğer ilçelerde, yurt genelinde
ve yurt dışında uygun pazarlarda değerlendirilmesi, Demirci ekonomisinin sürdürülebilir bir
rekabet düzeyine ulaşması açısından büyük bir öneme sahiptir. Bu kapsamda İzmir-Manisa gibi
önemli sanayi ve dış ticaret kentlerinin bulunduğu bir hinterlandda yer alan Demirci, bu
potansiyelini değerlendirmelidir.
55
3.2
Demirci İlçesinde Girişimcilik
Ülkemizin geçmişten gelen ticari değerlerine bakıldığında, bu değerleri besleyen ve destekleyen
çeşitli unsurların olduğu görülüyor. Anadolu çok çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptığı için
aslında küresel girişimcilik kodlarının burada mevcut olduğu görülüyor.
Ülkemiz çok yönlü farklı kültürlerin ticari birikimlerinin etkisi altında kalmıştır. Bu çeşitlenme,
Türkiye’nin ticari birikimine çok yönlü olumlu katkı sağlamıştır. Modern ticari yaşama bakıldığı
zaman özellikle son yüzyıl içerisindeki temel gelişme, daha çok 1900’lü yıllarda manifaturacılık
ticari yaşamın temel süreçlerinden birini oluşturmuştur. Daha sonra 1910’lu yıllarda baharat ve
aktar olarak adlandırılan ürünlerin ticareti önemli ölçüde etkilediği görülüyor. Bakkalların
yaygınlaşması da bu döneme dayanıyor. Kentlerimizin ekonomik yapısına yön veren ticari
örgütlere bakıldığında; han, hamam, dükkan, fotoğrafçı, halıcı, kilimci, sinema, elektrikçi, kaplıca
ve eczane vb. gibi yapılar bu dönemde karşımıza çıkıyor.
Ülkemizin geçmişine baktığımız zaman Romanya muhaciri olan Hasan Demirkol’un girişimcilik
faaliyeti ilginç bir örnektir. Demirkol Türkiye’ye geldikten sonra, 1934’te ilk önce sıcak demir
işiyle uğraşmış ve Tarım Bakanlığı’nın ihalesine girip Trakya Bölgesi’ndeki çiftçilere dağıtılmak
üzere demir pulluk üretimi yapmıştır. Aynı yıl Fransız Marot Marka buğday temizleme
makinesini parçalayıp aynı makineyi kendi koşullarıyla üretmeyi başarmıştır. Böylece bölge için
tarım makineleri ve çeşitli yedek parça üretimi başlamıştır. Diğer taraftan Mehmet Tunca 1945
yılında tornacılık yapmıştır. Bu dönemlerde elektrik yaygın olmadığından mazotlu jeneratör ile
torna kullanılmıştır.
Aslında iki Türk girişimcisinin faaliyetleri dikkate alındığı zaman ülkemizin sanayi ve teknoloji
ağırlıklı gelişmesinin önündeki engeller de anlaşılıyor. Toplumumuzda teknolojiyi alma,
kullanma ve geliştirme davranışlarının zamanla geliştiği görülüyor. Bu faaliyetler daha çok
kesitsel bir şekilde olmakla birlikte sürdürülebilir yapılar ve modeller gelişemediği için küresel
ölçekte yenilikçi teknolojiler geliştirilemiyor.
Demirci de bu benzer özelliklere sahip. Yenilik yapma, teknolojileri kullanma gibi konularda
geleneksel tavırlar sergileyen bir kent. Ayrıca belirsizlikten kaçınma oranı hayli yüksek. İlçede
yeni bir iş yerine, mevcut bir işin benzerine yönelik girişim yapan bir girişimcilik yapısı hakim.
Bu kapsamda ilçenin ticari iklimleri değerlendirildiğinde sanayi, atölye vb yerine esnaf ve küçük
sanatlar, lokantacı ve fırıncı esnafı, şoför, tacir, çiftçi, mikro düzey girişimcilik modellerinin
yaygın ticari faaliyet olarak karşımıza çıkıyor. Sıcak demircilik işlemlerinin yoğun olduğu kentte,
makasçılık, bıçakçılık, nalbantlık, çancılık halen devam eden mikro işletmelere örnektir. Ayrıca
56
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Çalışmada incelenen girişimcilerin, girişimcilik kariyerine başlamalarını yönlendiren faktörlerin
analizi sonucunda üç farklı gruba ayrılabilecekleri görülmüştür.
Demirci bölgesinde yerel girişimciliğin ortaya çıkışı açısından aile işini devir alanlar önemli bir
grup olarak değerlendirilebilir. Bu girişimciler, aile geleneğinin ve baba mesleğinin devam
ettirilmesi düşüncesiyle işletmede küçük yaştan itibaren deneyim kazanmış ve işletmeleri
ailelerinden devir almışlardır.
Diğer bir grup ise ilgili meslek ustası ya da iş alanında yetişen girişimcilerden oluşuyor. Bu
girişimciler meslek ustası yanında deneyim kazanarak aynı meslekte ya da iş alanında işletme
kurmuşlardır. Girişimciler, öncelikle bir ustanın yanında pişmekte, meslekle ilgili deneyim
kazanmakta ve sonra kendi girişimlerini başlatmaktadır. Rol modelleri ustaları olmaktadır.
Son grup ise herhangi bir devir alma ya da usta-çırak ilişkisi bulunmayan girişimcilerden
oluşuyor. Bu girişimcilerin davranışlarını yönlendiren temel faktör ise enformasyondur.
Çevreden edindikleri enformasyona ya da kendi gözlemleri kapsamında elde ettikleri
enformasyon aracılığıyla iş fırsatını keşfetmekte ve işletmelerini kurmaktadır.
Demirci bölgesinde incelenen girişimciler, daha önceden iş kurup kurmama kapsamında
değerlendirildiklerinde, önceden iş kurma deneyimi olan girişimcilerle böyle bir deneyimi
olmayan ve ilk defa iş kuran girişimciler arasında farklılıklar olduğu göze çarpıyor. Deneyimli
girişimcilerde sıfırdan iş kurma oranı, deneyimsiz girişimcilere göre daha yüksek. Aile
girişimcilik hikayesi, deneyimli girişimcilerde deneyimsiz girişimcilere göre daha düşük. İlgili
sektörde işi sıfırdan kurma ya da devir veya satın alma yaşları deneyimsiz girişimcilerde
deneyimli girişimcilere göre daha düşük.
Girişimcilerin türlerine göre sınıflandırılıp ortalama sektöre giriş yılları ele alındığında ise
deneyimli girişimcilerin deneyimsiz girişimcilere göre daha erken yıllarda sektöre giriş
yaptıkları, ortalama sektörden çıkış yılları bakımından ise deneyimli girişimcilerin deneyimsiz
girişimcilere göre daha erken yıllarda sektörden çıkış yaptıkları görülüyor.
Bulgular genel olarak değerlendirildiğinde, deneyim sahibi girişimcilerin deneyimsiz
girişimcilere göre girişimsel fırsatın tanımlanmasında, tanımlanan iş fırsatında faaliyette
bulunmak üzere işletme kurmada, faaliyette bulunulan iş alanıyla ilgili gelişmelere karşı duyarlı
olmada daha üstün oldukları görülüyor.
57
Yerel piyasa genel olarak ele alındığında, girişimcilik yapısı açısından kendine özgü değerleri,
gelenekleri, çalışma biçimi mevcut. Girişimciler tarafından tanımlanan girişimsel fırsatların
tarihsel süreç içerisinde geliştiği görülüyor. Bütün bu değerler genel olarak Türkiye’nin makro
anlamda girişimcilik değerleri ile benzerlik göstermekle beraber kendine özgü piyasa koşulları
içerisinde biçimlendiği de görülüyor.
Yerel girişimcilik anlayışının gelişmesinde özellikle sosyo-kültürel gelişmeler, ekonomik, politik
ve eğitim alanında ortaya çıkan değişimler etkili olmuştur. Bugünkü modern iş dünyasına
yönelik altyapının oluşmasının bu faktörlerden etkilediğini söylemek mümkündür. İş dünyasının
temel değerlerinin ortaya çıkmasında ve gelişmesinde, modern piyasanın oluşmasında öncelikli
olarak tarım ve küçük esnafa dayalı girişimciliğin etkili olduğu; 1950’lerden sonra devletin
desteği ve bölgede planlı olarak girişimci yaratma politikalarının bir sonucu olarak da
girişimcilerin ortaya çıktığı görülüyor.
Bu süreç yerel iş dünyasının endüstrileşmesinde, meslek gruplarının oluşmasında büyük bir rol
oynamıştır. Ayrıca halıcılık sektöründe ortaya çıkan girişimciler, perakendeciliğin hızlı bir
biçimde büyümesi de modern Demirci bölgesi girişimciliğinin oluşup gelişmesinde rol
oynamıştır. Ortaya çıkan bu yeni fırsatlar, farklı bölgelerden insanları ve sermayeyi kente
çekerek kentte yeni heterojen bir iş dünyası kültürü yaratmaya başlamıştır.
İş dünyasındaki girişimcilerin girişimsel özelliklerinin liberal gelişmelerin sürecinin etkisi
altında kaldığı ve zaman içerisinde özellikle geleneksel faktörlerin iş yapma biçimleri üzerindeki
etkilerinin azaldığı görülüyor. Bunun sonucu olarak da modern girişimcilik faktörünün dışında
farklı girişimcilik alanlarında norm değerler ortaya çıkmış.
Örneğin yapılan mülakat çalışmalarında birçok şirket ve girişimci; performans değerlendirme
uygulamaları, çalışanlara eşit fırsatlar yaratma ve ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yönelik
politikaları benimsediklerini ifade etmiştir. Bunun sonucu olarak modern Demirci girişimcileri,
yeni girişim projelerinde ve yatırımlarında daha rasyonel, dünya ile entegre bir değer yaratma
çabası içerisine girmişlerdir.
Girişimcilerin son zamanlarda rekabetin de artmasıyla beraber insan kaynakları ve müşteri
ilişkilerine büyük önem vermeye başladıkları, bu konuda uluslararası alanda büyük firmaların
uygulamalarından etkilendikleri de görülüyor. Bölgenin popülasyon yapısındaki farklılıkların da
iş dünyası içerisinde kaybolmaya başladığını, genel bir yerel iş değerler sistemi ve davranışının
ortaya çıktığını da zaman içerisinde görmek mümkündür.
58
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Özellikle bölgenin endüstrileşme sürecinin bölgedeki iş dünyasını yönlendiren önemli bir faktör
olduğu; ancak 2000’li yıllardan sonra kent iş dünyasının tekrardan eski misyonuna dönme
konusunda bir çaba gösterdiği tespit edilmiştir.
Yerel iş dünyası, sahip olduğu yerel değerler çerçevesinde birçok açıdan çekici bir özellik
göstermekte; ancak bunun ekonomik faaliyetlere aktarılması konusunda yetersiz kalındığı da
yine elde edilen temel bulgular arasında yer almaktadır. Çalışmanın başında ortaya konan teorik
model önerisi dikkate alındığında araştırmalar sonucu ortaya çıkan bulgulara yönelik olarak şu
noktalara vurgu yapılabilir:

Girişimcilerin olgunlaşma süreci içerisinde içinde bulundukları sosyal çevreleri köy ve
ilçedir. Girişimcilerin büyük bölümü kırsal kökenlidir.

Girişimcilerin eğitim durumları düşüktür. Büyük bir kısmı ilköğretim ve lise mezunudur.
Mesleki bir liseden, yüksekokuldan ya da fakülteden mezun olanların sayısı azdır.
Bulgularda eğitim durumlarının düşük oluşunu, girişimciler çalışma hayatına erken
yaşlarda başlamalarına bağlamışlardır.

Girişimci ebeveynleri ile ilgili yapılmış saptamalar dikkate alındığında girişimci babalarının
neredeyse tamamı sadece okur-yazar ve ilköğretim mezunudur. Girişimcilerin annelerinin
eğitim durumları da bu tespite paraleldir. Babaların mesleki durumları incelendiğinde
çoğunluğun küçük imalatçı ve çiftçi olduğu görülüyor. Büyükbabaların mesleki
durumlarında ise çiftçilik ön planda.

Ek olarak girişimciler genel olarak katılımcı ve destekçi niteliklere sahip bir aile ortamında
yetişmişlerdir.

Girişimcilerin daha önceden bir iş deneyimine sahip olup olmadıkları değerlendirildiğinde
genel eğilim her iki girişimciden birinin iş deneyimine sahip olduğudur. Ancak geçmiş iş
deneyimi ile mevcut iş arasında bir ilişki arandığında ortaya çıkan eğilim, yine her iki
girişimciden birinin önceki iş deneyimi ile mevcut işi arasında bir paralelliğin söz konusu
olduğudur.

Girişimcilerin tamamı içinde bulundukları toplumun örf ve adetlerine sıkı sıkıya bağlıdır.
Kültürel değerler, gelenek ve görenekler son derece önem arz etmektedir. Diğer taraftan
dini inanç ve ahlaki değerlerin iş hayatına etkileri incelendiğinde, az ya da çok bu inanç ve
değerler, her iki girişimciden birinin iş hayatlarını yönlendirmelerinde etkili olmaktadır.

Girişimcilerin kişilik özellikleri incelendiğinde başarı ihtiyaçları yüksek ve iç kontrol
odaklıdır. Özellikle genç girişimciler, yenilikçi ve yaratıcı tutum ve davranışlarda
bulunmaktadır. Girişimcilerin büyük bölümünün yeni teknolojiye, yeni ürünlere, yurtiçi ve
59
yurtdışında yeni pazarlara açılmaya karşı tutumları olumludur. Ek olarak girişimciler genel
olarak proaktif bir niteliğe de sahiptir.

Girişimciler genel olarak sosyal ilişki ağlarına önem vermekte paydaşları ile ilişkilerini
geliştirmek için çaba sarf etmektedir. Sivil toplum kuruluşları ile yerel yönetimle, mahalli
idarelerle, mesleki organizasyonlarla ve diğer girişimcilerle işbirliğine açıktır.

Girişimcilerin bilişsel nitelikleri incelendiğinde çoğunluğun bir vizyona sahip olduğu
görülüyor. Girişimcilerin uzun vadeli iş hedefleri bulunmakta, kararlarında ise genel olarak
kısayollu düşünme süreçlerini işletmektedir. Öz-etkinlikleri yüksektir. Girişimcilerin
çoğunluğu piyasadaki enformasyona karşı bir teyakkuz durumu sergilemekte ve elde
ettikleri enformasyonları bilgi işlemden geçirerek fırsatları kurgulamaktadır.

Sergilemiş oldukları girişimcilik davranışı, yani tanımladıkları fırsatlara dayanarak firma
kurmaları ile ilgili spesifik araştırmalar, girişimcilerin algıladıkları fırsat ile ilgili tutum ve
niyetlerinin çok güçlü olduğu izlenimi vermektedir. Girişimcilerin büyük çoğunluğu,
algıladıkları fırsattan yararlanma adına, eğer ellerinde yeterli finansal kaynak olmasa bile
yine de yabancı kaynaklarla firmalarını kuracaklarını belirtmişlerdir.

Girişimcilerin büyük bölümü girişimcilik kariyerini tercih etme kararlarının yakın çevreleri
tarafından desteklendiğini ve bu yönde teşvik edildiklerini belirtmişlerdir.

Girişimin finansı ise ilk planda aile birikimi ile sağlanmıştır. Akraba ve arkadaşlar bu
desteğin sağlanamadığı durumlarda katkı sağlamıştır. Bazı girişimciler ise ortaklık kurarak
firmalarının kurulumunu sağlamışlardır. Banka kredileri ya da risk sermayesi kullanımı yok
denecek kadar azdır.

Girişimcilik sermayesi kısıtlıdır. Bölge daha once elde tuttuğu sermayeyi dağımış
durumdadır.
3.3
Tarım, Sanayi ve Hizmet Sektörleri Açısından Demirci İlçesinin Ekonomik Yapı
Analizi
Demirci ekonomisinde son beş yıl içerisinde olumlu gelişmelerin olduğu görülüyor. Özellikle halı
ve tekstil hammaddeleri imalatı, tarım, turizm, inşaat, perakende gibi endüstrilerde düşük de
olsa gelişmeler yaşanmış. Mevcut şirketlerin rekabet etme arzusu ve bölgeye yatırım yapmaya
başlaması, özellikle kente sermaye girişi açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir.
Ayrıca gelişen girişimcilik anlayışı ve kente yönelik olarak bazı iş adamlarının sahip olduğu
motivasyon, ilçe ekonomisi açısından olumlu bir gelişme olarak belirtilebilir; ancak bütün bu
göstergeler günümüz itibari ile Demirci’yi, Türkiye’de ve Ege bölgesinde hak ettiği noktaya
getirecek düzeyde değildir.
60
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Demirci; Türkiye’nin tarih, kültür ve girişimcilik açısından en ilginç özelliklere sahip yerleşim
alanlarından biridir. Farklı alanlarda sahip olduğu zenginlikleri, Demirci’yi birçok medeniyetin
temellerinin atıldığı bir bölge haline getirmiştir. Önemli birikimlere sahip olan Demirci, iş
kültürü ve yöntemleri konusunda ve kendine özgü değerleri tarihsel evrimi boyunca
oluşturmuştur. Bu yönü ile kent ekonomisi, özgün girişimci ve işletmeler yaratan bir dinamiğe
sahip olsa da yaratılan ekonomik potansiyel, bütün Demircili işadamları ve yöneticiler
tarafından çok düşük düzeyde bulunmuştur.
Demirci aslında birçok alanda fırsatlar kenti olma özelliği gösteriyor. Birçok sektörde önemli
boşluklar ve fırsatların olduğu görülüyor. Önemli olan bu fırsatları Türkiye ve dünya
girişimcilerinin gündemine sunabilmek. Bunun içinde özellikle kentin vergiler açısından
avantajlı bir alan olarak sunulması ve tanıtılması, yerli ve yabancı sermaye açısından çekici bir
rol üstlenecektir.
Bunun yanında kent ekonomisi ve iş dünyası ile ilgili aktörlerin, kentin iş potansiyelini tanıtan
projeler ortaya koyması, özellikle Balkan ülkeleri ile ticari ilişkilerin geliştirilerek imalat ve
tarım ürünleri açısından bu ülkelerde pazar araştırmalarının yapılması, Demirci ekonomisinin
rekabet gücünün geliştirilmesi ve sürdürülmesi açısından büyük öneme sahip olarak
görülmüştür.
Öte yandan dünyaya açılmak için büyük mücadele veren Demirci, ekonomisinin her alanında
geçmişten gelen kültürüne dayalı yetenekli insan gücü ve buna katkı sağlayan üniversitesi ile çok
yakın zamanda potansiyel enerjisini kinetik enerjiye çevirecek yapıyı oluşturabilir. Bu süreçteki
en önemli faktörler, Demirci’de değişmeye başlayan ve dünyaya açılma gayreti içerisinde olan
şirketleri ve sektörleridir. Halıcılık, tarım, turizm endüstrilerinde Demirci’nin potansiyeli ve
rekabet gücü küresel standartlara çıkarılabilir.
3.3.1 Demirci İlçesi Sanayi Sektörü
Demirci’de ilçe merkezinde 2 adet, Borlu Beldesi’nde 1 adet olmak üzere 3 adet Küçük Sanayi
Sitesi (KSS) bulunuyor. Demirci’deki 3 KSS’de toplamda 145 işletme faaliyetlerini sürdürüyor.
Demirci’deki işletmelerin sadece 9’u, 25 ve üzerinde işçi sayısına sahip. Bu 9 işletmedeki toplam
işçi sayısı ise 495. Manisa genelinde ise 23 adet KSS’de 4.952 işletmede 12.616 personel yer
alıyor. İl genelindeki 420 sanayi kuruluşu, 25 ve üzerinde işçiye sahip. Bu 420 işletmede ise
toplamda 65.209 personel bulunuyor. Bu rakamlara göre, Manisa genelindeki KSS’lerde yer alan
işletmelerin ve 25 ve üzerinde işçisi olan işletmelerin sadece %2’si Demirci’de.
61
Tablo 23: Manisa İlçeleri Küçük Sanayi Siteleri (2011)
İlçe
Merkez
Ahmetli
Akhisar
Alaşehir
Demirci
Gölmarmara
Gördes
Kırkağaç
Köprübaşı
Kula
Salihli
Sarıgöl
Saruhanlı
Selendi
Soma
Turgutlu
MANİSA
KSS
Sayısı
KSS'deki İşletme
Sayısı
3
1
2
1
3
-
1.687
115
431
266
145
-
2
1
2
1
2
-
187
247
60
196
429
-
1
1
3
23
76
196
917
4.952
25'ten Fazla İşçisi
Bu
Olan İşletme
İşletmelerdeki
Sayısı
İşçi Sayısı
196
32.715
2
86
28
3.309
33
2.717
9
495
1
70
1
71
6
259
46
3.453
5
354
14
1.651
14
15.081
65
4.948
420
65.209
Teşvik Belgeli
Yatırım Sayısı
52
20
5
2
1
1
2
12
2
6
2
9
114
Kaynak: Manisa İl Bilim Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü, 2012.
Demirci’de büyük ve organize sanayi bölgesi bulunmuyor. İlçedeki KSS’ler ve 25 işçi üzerinde
personel çalıştıran işletmeler yıllar itibari ile incelendiğinde, 25’ten fazla işçi çalıştıran sanayi
kuruluşu sayısı 2005 yılında sadece 2 iken günümüzde 9 adede yükselmiş. Aynı şekilde bu
işletmelerde 84 kişi istihdam edilirken bu rakam % 489 artarak 495 kişiye ulaşılmış.
Öte yandan ilçeye son 7 yılda toplamda sadece 20 adet teşvik belgeli yatırım çekilebilmiş. Oysa
bu rakamın Merkez İlçe’de 52, Akhisar’da 20 olduğu göz önüne alınırsa, Demirci’deki teşviklerin
ve teşvik yoluyla yapılan yatırımların bölgeye göre oldukça düşük kaldığı görülüyor.
Tablo 24: Yıllar İtibari İle Demirci’deki KSS’lerin Gelişimi
2005
KSS Sayısı
KSS'deki İşletme Sayısı
25'ten Fazla İşçisi Olan
İşletme Sayısı
Bu İşletmelerdeki İşçi Sayısı
Teşvik Belgeli Yatırım Sayısı
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2
125
2
125
2
125
2
125
2
125
3
145
3
145
2
6
7
7
10
9
9
84
3
224
5
275
3
275
3
393
3
462
1
495
2
Kaynak: Manisa İl Bilim Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü, 2012.
62
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Demirci Ticaret ve Sanayi Odası verilerine göre ilçe genelindeki 349 işletmenin % 48’i
perakende ticaret alanında faaliyet gösteriyor. Diğer bir deyişle Demirci ekonomisindeki her 2
girişimden 1’i perakende ticareti yapıyor. İlçe ekonomisi için önemli bir endüstri olan halıcılıkta
üretim yapan işletme sayısı ise 44. Bunlar arasından 32’si makine halısı üretirken sadece 12’si el
halısı imal ediyor, diğer bir deyişle Demirci halıcılığındaki her 4 işletmeden 3’ü makine halısı
üretiyor.
Tablo 25: Faaliyet Türlerine Göre Demirci İlçesindeki İşletmeler (2011)
Sektör
Halıcılık
Tekstil ve Hammaddeleri
Maden
Ağaç Mamülleri ve Orman Ürünleri
Gıda ve Gıda Sanayi
Bilişim
Diğer
Faaliyet
Makine Halısı
El Halısı
İplik
Diğer(Boyama)
Diğer(Yıkama)
Mermer
Diğer
Mobilya
Diğer (kereste)
Meşrubat(şekerleme)
Diğer(ekmek un)
Bilgisayar ve ekipmanları
Diğer (cep Tlf)
Diğer (day. Tüketim)
Kuyumcu
Banka
Sigortacı
Kooperatif
Dershane
Sürücü Kursu
Perakende Ticaret
Toplam
İşletme
Sayısı
32
12
5
2
2
14
2
1
5
10
Toplam İşletme
Sayısındaki Payı (%)
9,2
3,4
1,4
0,6
0,6
4,0
0,6
0,3
1,4
2,9
7
2,0
6
15
11
6
10
33
4
3
169
1,7
4,3
3,2
1,7
2,9
9,5
1,1
0,9
48,4
349
100,0
Kaynak: Demirci Ticaret ve Sanayi Odası, 2012.
İlçede halıcılığı destekleyen halı üretim sürecinde tedarikçi konumundaki sektörlere
bakıldığında; iplik imal eden 5, boyama ve yıkama yapan 4 adet işletme bulunuyor. Bu
bakımından halıcılık sektöründe hammadde ve süreç tedarikinin gelişmediği görülüyor. Halıcılık
dışında ilçede önemli bir yeri olan madencilikte ise 14 işletme faaliyet gösteriyor. Bunun
yanında 1 firma kereste imalatı yapıyor. İlçede hizmet sektörü açısından 6 bankanın şubesi, 10
sigorta şirketi ve 4 dershane yer alıyor.
Demirci’deki girişimler çalışan sayısına göre dağıtıldığında sadece 2 makine halısı ve 1 iplik
üreten firmanın orta ölçekli (%0,9), 346 firmanın (%99,1) ise küçük ölçekli olduğu görülüyor.
İlçedeki işletmelerin % 86’sı ise mikro ölçekli ve aile şirketi. Bu durum kent genelindeki
63
firmaların kurumsallaşmasını olumsuz etkilerken, mali yapılarının kırılgan ve zayıf olmasını
etkileyen faktörlerin başında geliyor.
Tablo 26: Çalışan Sayılarına Göre Demirci İlçesindeki İşletmeler (2011)
Sektör
Halıcılık
Tekstil ve Hammaddeleri
Maden
Ağaç Mamülleri ve Orman
Ürünleri
Gıda ve Gıda Sanayi
Bilişim
Diğer
Toplam
Faaliyet
Makine Halısı
El Dokuma Halısı
İplik
Diğer(Boyama)
Diğer(yıkama)
Mermer
Mobilya
Diğer(kereste)
Diğer
Meşrubat
Diğer(ekmek)
Bilgisayar ve ekipmanları
Diğer(Cep Telefonu)
Dayanıklı Tüketim
Kuyumcu
Banka
Sigortacı
Kooperatif
Dershane
Sürücü kursu
Perakende Ticareti
Adet
%
Çalışan Sayısı
0-9
12
1
2
2
14
2
1
5
10
7
6
15
11
10
33
169
300
86
5-49
30
3
6
4
3
46
13,2
50-249
2
1
3
0,9
250+
-
Kaynak: Demirci Ticaret ve Sanayi Odası, 2012.
Demirci’deki işletmelerin hukuki yapıları incelendiğinde, 198 girişim, diğer bir ifade ile % 56,7’si
şahıs işletmesidir. Cumhuriyetin ilk 5 anonim şirketinden biri olan Tasarruf İplik Sanayi A.Ş.’nin
kurulduğu Demirci’de 2011 yılı itibari ile anonim şirket sayısı sadece 20. Diğer şirket türleri
sayısı ise sırasıyla limited şirket 96, kolektif şirket 2, kooperatif 33 olarak karşımıza çıkıyor.
3.3.2 Demirci İlçesi Hizmet Sektörü
Demirci ilçesinin hizmet sektörünü 2 kısımda incelemek mümkündür. Ticaret ve buna bağlı
ihracat ile turizm sektörleri öne çıkan faaliyet kollarıdır.
64
3.3.2.1
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Demirci İlçesi Ticaret Sektörü ve İhracat
Demirci’nin ihraç kalemleri incelendiğinde, halıcılığın ilçe ekonomisindeki ağırlığı daha iyi
görülüyor. 2011 yılında ilçeye ait 964 bin USD tutarındaki ihracatın 706 bin USD tutarı, diğer bir
ifadeyle ilçe ihracatının %73’ü halı ürünlerinden oluşuyor.
Halı ihracatında ise makine halıları %93, toplam ihracatta ise %68’lik bir paya sahip. Öte yandan
tufte halılar, makine halıcılığında %91, genel ihracatta ise %66 oranla Demirci’nin en önemli
ihraç ürünü. Dokuma ve el halıcılığı ile ünlü kentin el halısı ihracatı ise sadece 46 bin USD
düzeyinde gerçekleşmiş ve oranı halı ihracatında %6, toplam ihracatta ise %4 düzeyinde kalmış.
Tablo 27: Demirci İlçesi İhracatı (2011)
Ürün Türü
Makine Halısı *
Tufte **
Diğer
El Halısı ***
Toplam Halı
Yün İpliği
Keçe
Toplam Tekstil ve Hammaddeleri
Çelik
Demir ve Demir Dışı Metaller
Tutkallar
Yapışkan Levha-Plaka-Şerit
Toplam Kimyevi Maddeler ve Mamulleri
Traverten
Mermer
Toplam Maden ve Metaller
Toplam İhracat
Toplam İhracattaki
Payı (%)
Ürün Türü
İhracatındaki Payı (%)
659.617,07
643.297,86
16.319,21
46.730,83
706.347,90
165.050,50
606,52
165.657,02
6.000,00
68.948,00
15.402,21
178,09
15.580,30
762,96
1.559,25
2.322,21
68,4
66,7
1,7
4,8
73,2
17,1
0,1
17,2
0,6
7,1
1,6
0,0
1,6
0,1
0,2
0,2
93,4
91,1
2,3
6,6
100,0
99,6
0,4
100,0
100,0
100,0
98,9
1,1
100,0
32,9
67,1
100,0
964.855,43
100,0
Tutar (USD)
-
* Makine halıları, 2011 yılı 570210, 570220 GTİP başlıkları hariç 5702, 5703, 5704 ve 5705 başlıklarındaki halıllardır
** Tufte halılar, 2011 yılı 5703 GTİP başlıklarındaki halılardır
*** El halıları, 5701, 570210 ve 570220 GTİP başlıklarındaki halılardır
Kaynak: TİM, 2012; İTKİB, 2012.
2011 yılında halı ürünleri dışında Demirci ihracatına en büyük katkıyı ise 165 bin USD ve toplam
ihracatta %17 pay ile yün ipliği sağlamış. Yün ipliği, demir ve demir dışı metal ürünleri 68 bin
USD ve %7 pay ile takip etmiş. İlçenin en önemli madenleri arasında yer alan mermer ise 1.559
USD tutarındaki ihracatı ile %0,2 paya sahip.
65
Demirci’nin ihracatı yıllar itibari ile incelendiğinde, 2004 yılında 142 bin USD olan ihracat hacmi
2010 yılında 1 milyon 73 bin USD’ye ulaşmış, diğer bir ifade ile %647 artış göstermiş; 2011
yılında ise %10 gerileyerek 964 bin USD’ye düşmüş. Ürün bazında ise, 2004 yılında 71 bin USD
tutar ile toplam ihracatın %49’unu oluşturan halı ürünleri yıllar itibari ile artış göstererek
toplam ihracattaki payını 2011 yılında %73’e çıkarmış.
Halı ürünlerinin alt kırılımına bakıldığında, 2004 yılında 68 bin USD makine, 2 bin USD el halısı
ihraç edilmiş. Tufte halı ise 2005 yılında ihraç ürünleri arasındaki yerini alırken, toplam
ihracatta % 29, halı ihracatında ise %87 paya sahip olmuş. Bu ürün yıllar itibari ile toplam
ihracatın 2006’da % 86, 2007’de %75, 2008’de %82, 2009’da %57, 2010’da %69 ve 2011’de
%66’sını oluşturarak ilçenin en önemli ihraç ürünü olmuştur.
Halının dışında iplik ihracatı da yıllar itibari ile artış gösteren ürünler arasında. 2004 yılında 7
bin USD tutarında ve toplam ihracatın % 5’ini oluşturan yün iplik, 2011 yılında toplam
ihracattaki payını %17’ye yükseltmiş. İlçenin en önemli madenleri arasında yer alan mermer ise
2011 yılı itibari ile ihraç edilmeye başlanmış.
2011
yılında
Demirci’nin
ihracat
gerçekleştirdiği
ülkeler
incelendiğinde,
ilk
sırada
162 bin USD ve % 16 pay ile Almanya bulunuyor. Almanya dışında Demirci’nin ihracat
partnerleri arasında sırasıyla;

153 bin USD ve % 15 pay ile Bosna-Hersek

147 bin USD ve % 15 pay ile İngiltere

114 bin USD ve % 11 pay ile KKTC’dir.
Bu ülkelerin dışında Arjantin, Avusturya, Avustralya, Azerbaycan, Belçika, Fransa, Hollanda,
İsviçre, Surinam, Trinidad ve Tabago ile Yunanistan’a da ihracat yapılmış.
Demirci’nin en önemli ihracat partneri olan Almanya ile dış ticari ilişkiler 2005 yılında başlamış.
O yıl 61 bin USD ile başlayan bu ilişki hacmi, 2010 yılında % 74 artarak 108 bin’e ulaşmış. Ayrıca
bu ülke her yıl Demirci’den ithalat yapmış. Diğer ülkelere bakıldığında ise istikrarsız bir tablo
söz konusu. Örneğin Mısır’a 2010 yılında 342 bin USD tutarında ihracat yapılmış ve o yıl Mısır
Demirci’nin en önemli ihracat partneri olmuştur. Bu durum ilçenin yurtdışında herhangi bir
pazar ve müşteri segmenti belirleyip o ülke ve pazara yoğunlaşmadığını gösteriyor.
66
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Tablo 28: Demirci İlçesi İhracatının Ülkelere Göre Dağılımı (2011)
Ülke
Ürün
Tutar (USD)
Toplam İhracattaki Ülke İhracatındaki
Payı (%)
Payı (%)
Tutkal
63,11
0,01
Yapışkan Levha-Plaka-Şerit
85,27
0,01
0,05
159.418,99
16,52
98,39
Tufte Halı
Diğer Makine Halısı
0,04
2.459,76
0,25
1,52
162.027,13
16,79
100
Yün İpliği
55.811,92
5,78
100
Traverten
762,96
0,08
9,17
Mermer
1.559,25
0,16
18,74
Çelik
6.000,00
0,62
72,1
Avustralya
Toplam
8.322,21
0,86
100
Avusturya
Tufte Halı
3.740,34
0,39
100
Tufte Halı
26.369,89
2,73
99,98
0,02
Almanya
Toplam
Arjantin
Tutkal
Azerbaycan
Toplam
Tufte Halı
Diğer Makine Halısı
Yapışkan Levha-Plaka-Şerit
Belçika
Toplam
Tufte Halı
Tutkal
Bosna-Hersek
93,9
495,22
0,05
5,93
13,76
0
0,16
8.345,56
0,86
100
141.997,81
14,72
92,77
7,23
1,15
15,86
100
El Halısı
4.775,68
0,49
19,14
18.613,48
1,93
74,6
1.506,23
0,16
6,04
56,12
0,01
0,22
Toplam
24.951,51
2,59
100
Tufte Halı
21.337,41
2,21
55,58
Diğer Makine Halısı
17.040,19
1,77
44,39
14,11
0
0,04
Toplam
38.391,71
3,98
100
Tufte Halı
37.968,01
3,94
25,79
Yün İpliği
109.238,58
11,32
74,21
Toplam
147.206,59
15,26
100
El Halısı
13.130,66
1,36
19,15
Tufte Halı
51.189,30
5,31
74,64
4.263,35
0,44
6,22
68.583,31
7,11
100
114.278,40
11,84
99,48
592,6
0,06
0,52
3,56
0
0
100
Yapışkan Levha-Plaka-Şerit
Tutkal
İsviçre
0,81
11.067,54
Yapışkan Levha-Plaka-Şerit
İngiltere
100
7.836,58
153.065,35
Diğer Makine Halısı
Hollanda
0
2,73
Toplam
Tufte Halı
Fransa
5,48
26.375,37
Toplam
Tufte Halı
Keçe
Tutkal
KKTC
Toplam
114.874,56
11,91
Rusya
El Halısı
11.784,30
1,22
100
Tufte Halı
60.547,65
6,28
99,96
0,02
Keçe
13,92
0
Tutkal
0,54
0
0
Yapışkan Levha-Plaka-Şerit
7,46
0
0,01
60.569,57
6,28
100
Trinidad ve Tobago Diğer Makine Halısı
11.858,00
1,23
100
Yunanistan
68.948,00
7,15
100
964.855,43
100
Surinam
Toplam
Demir ve Demir Dışı Metaller
Toplam İhracat
Kaynak: TİM, 2012; İTKİB, 2012.
67
Özetlemek gerekirse; Demirci, Türkiye’de en yetenekli girişimcilerinin ve ustalarının bulunduğu
yerleşim yerlerinden biridir. İlçede el sanatları yıllar itibari ile en önemli geleneklerden biridir.
Demircililerin tabiri ile Demircili gençler ya okur ya dokur.
Demirci’deki bu gelenek ve üretilen ürünler, gerek ulusal ve gerekse de yurtdışı pazarların ve
müşteri beklentilerini karşılayacak niteliğe sahiptir. Nitekim yıllar itibari ile halı ve iplik
endüstrilerinde üretim ve ihracatın artış kaydetmesi bu görüşü destekler niteliktedir.
İlçenin sahip olduğu bu potansiyelin değerlendirilememesindeki etkenlerin başında:

Üretim ve perakende bazında çalışmalar yapan Demircili şirketlerin güçlü bir pazarlama
ağ sistemine sahip olmaması

Son kullanıcıya ulaşılamaması

Tanıtım ve imaj çalışmalarının gelişmemiş olması

Hammaddelerin tedarikinde nicelik ve niteliğin düşmesi (özellikle hayvancılığın gerilmesi
sonucu kaliteli yünün bulunmaması)

İşletmelerin tamamına yakınının aile şirketi olması

Rekabet edilen kentlere göre teknolojinin kullanılmaması

Ortak iş yapma kültünün olmaması

Yeniliğe kapalı bir kültürün olması

Kayıt dışılığın fazla olması

Yeşil kart sayısının Manisa ve Türkiye ortalamasının üzerinde olması gibi faktörler
gelmektedir.
Özellikle Demirci’de işletmelerin rekabet güçlerinin mikro işletme olmaları nedeniyle çok düşük
olduğu görülüyor. Hatta birçok işletme, mikro ölçekli. Birçoğu fonksiyonel yönetim niteliğine
sahip olmayan bu kurumlar, kent ekonomisi açısından katma değeri yüksek üretimler
gerçekleştiremiyor. Bu yüzden ilçedeki işletmelerin ortak projeler ve işbirliği yapmaları için
gerekli çalışmaların yapılması, kentin rekabet gücü yaratılması açısından önem taşıyor.
Bunun yanında ilçe ekonomisini gelecek süreçte olumlu etkileyecek en temel dinamik güç,
sektörde faaliyette bulunan şirketlerin girişimcilik anlayışı, yöneticileri ve sahiplerinin konuya
bakış açılarının değişen dünya ile gelişmeye başlamasıdır. Bu da sektörü dünya piyasalarına
açacak ve bu aşamadan sonra da penetrasyon sürecini derinleştirecek en önemli faktördür.
68
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Burada unutulmaması gereken temel nokta, küresel alanda var olan yüksek rekabet düzeyinin
imalat sektöründeki şirketleri daha geniş ölçekli çalışmaya zorlamasıdır. Demircili şirketlerin de
bu çerçevede birlik içinde çalışarak daha geniş ölçekli projelerde ortak çalışmanın yollarını
geliştirmeleri, Ar-Ge faaliyetlerine önem vermeleri ve teknolojilerini geliştirmeleri, şirketlerin
daha rekabetçi olmasına olanak sağlayacaktır.
Öte yandan ilçenin yurtdışı piyasa araştırmaları yapması ve hedef pazar belirleyerek ihracat
stratejilerini bu doğrultuda geliştirmesi gerekiyor. Ayrıca yurtdışına yönelik pazarlama ve
tanıtım faaliyetlerinin arttırılması, uluslararası işbirlikleri ve işbirliğinin geliştirilmesi de kent
için bir başka önemli ihtiyaç.
3.3.2.2
Demirci İlçesi Turizm Sektörü
Demirci termal turizm açısından iyi bir potansiyele sahip bir kenttir. Nitekim Bakanlar
Kurulu’nun 04.12.2006 tarih ve 2006/11354 sayılı kararıyla Demirci merkezde yer alan Hisar
Kaplıcaları, termal turizm bölgesi olarak ilan edilmiştir. Ortalama sıcaklıkları 42 °C olan 3 ayrı
kaynaktan gelen suların romatizmal hastalıklar, mide ve bağırsak hastalıklarında şifa
etkinliğinin olduğu İstanbul Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalar sonucu tespit
edilmiştir.
Lidya Kralı Krazüs’ün yayla hamamı olarak kullandığı belirlenen bu termal tesislerde 20 adet
apart otel, 2 adet 1.60 m. derinliğinde 9.000x9.000 metre ebatlarında havuz, hamam, sauna, 7
adet saatlik özel banyo ve dinlenme salonları bulunuyor. Tesis 150 kişiye hizmet verebilecek
nitelikte olup, tesisin çevresi mesire yeri olarak da kullanılıyor.
Bunun yanında Demirci’nin Borlu beldesinde 1 kaplıca daha bulunuyor. Roma döneminden
kalma antik saray hamamı kalıntılarının olduğu Saraycık Kaplıcaları, 1. derece arkeolojik sit
alanı içerisinde yer alıyor. Kaplıcada 19 oda ve 60 yatak kapasiteli bir tesis hizmet veriyor.
Demirci, termal turizm dışında diğer turizm çeşitleri açısından da geliştirilebilir nitelikte.
Örneğin kentte Anadolu’nun en eski uygarlıklarında Lidya’lılara ait pek çok kalıntı var. Sard ile
birlikte Lidya Krallığı’nın en önemli sanat ve ticaret kentleri arasında yer alan Sidas (Saittai),
Demirci’nin İcikler köyünde, köy merkezine 5 km mesafede. Ancak antik kentin kalıntıları
oldukça yoğun olmakla birlikte yüzyıllardan beri ilgilenilmediğinden dolayı büyük bir bölümü
toprak altında kalmış. Bunun yanında Demirci, 63 bin hektarı bulan ormanları, zengin bitki
çeşitliliği ve florasıyla kent eko-turizm ve dağcılık içinde uygundur.
69
Ancak kentin turizm altyapısına bakıldığında oldukça zayıf olduğu görülüyor. İlçede 1 adet
belediye belgeli otel, 20 apart odaya sahip tesis, 1 Öğretmen Evi bulunuyor. Bu 3 işletmede
toplam yatak kapasitesi ise 205. Bunun yanında Saraycık Kaplıcaları’ndaki tesisin de 60 yatak
kapasitesi olduğu göz önüne alınırsa, kentte yatak kapasitesi sorunu olduğu açık. Ayrıca
herhangi bir turizm belgeli işletme ve yıldızlı otel olmaması, Demirci turizmi için önemli bir
dezavantajdır.
Turizmi destekleyen diğer alt endüstrilerden yeme-içme işletmeleri de ilçede neredeyse yok
denecek kadar az. Toplamda 7 lokantanın yer aldığı kentte herhangi bir restoran bulunmuyor.
Bunun yanında Demirci, yemek kültürünü bu lokantalara da yansıtamamış. Kente özel yemekler
arasında yer alan Demirci Kebabı’nı bu 7 işletmeden sadece 2’si menüsünde bulunduruyor. Öte
yandan gerek İzmir’den gerekse de diğer il ve ilçelerden Demirci’ye sefer sayısının az olması ve
kente ulaşımın zor olması, Demirci turizminin geliştirilmesinin önündeki diğer engeller arasında
yer alıyor.
Özetlemek gerekirse; Demirci ekonomisi için önemli avantajlardan biri de, sahip olduğu turizm
olanaklarıdır. Demirci birçok açıdan önemli tarihi kimliği ve değerleri olan bir ilçe olmasının
yanı sıra termal kaynaklara da sahiptir. Bunların mutlaka Türkiye ve dünya pazarına sunularak
pazarlanması gerekmektedir. Bunun içinde Demirci’de bir turizm acentesinin olması, bu konuda
olmazsa olmazlar arasındadır. Bunun yanında otelcilik, termal kaynaklar ile gelişen ve büyüyen
önemli sektörlerden biri olabilir.
Demirci kent ve ekonomi olarak birçok açından önemli çekici özelliğe sahiptir. Önemli olan bu
potansiyeli gerçek bir ekonomik zenginliğe dönüştürmektir. Ancak Demirci bu noktada karşı
karşıya kaldığı bazı kısıtlar nedeniyle gerekli atılımı bir türlü gerçekleştirememiştir.
Bu kapsamda Demirci’nin turizm potansiyelinin ortaya çıkarılmasını olumsuz etkileyen faktörler
kısaca şu şekilde ifade edilebilir:

Birinci olarak, kentin ulaşım olanaklarının çok yetersiz olduğu görülüyor. Çevresi ile
ulaşımı karayolu ile sağlayan Demirci bu açıdan da özellikle yolların niteliği açısından
büyük sorunlar yaşıyor. Yolların dar ve virajlı olması, bunun yanında asfalt kalitesi
beraberinde birçok riski ve ulaşım zorluğunu da beraberinde getiriyor. Yolların
gelişmesi, ilçeye alternatif ulaşım türlerinin sağlanması, özellikle turizm sektörü
açısından pozitif sonuçlar doğuracaktır. Ayrıca güçlü bir alt yapı ve ulaşım olanakları,
ilçede yeni yatırımların gerçekleşmesinde önemli bir motivasyon kaynağı olacaktır.
70
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ

İkinci olarak, ilçede konaklama endüstrisi gelişmemiş ve yatak kapasitesi oldukça düşük
kalmıştır. Bunun yanında mevcut tesisler, nitelik ve hizmet kalitesi bakımından
uluslararası turizm faaliyetlerini destekler nitelikte değil. Bu açıdan ilçeye en az 1 adet 4
veya 5 yıldızlı bir otel kazandırılmalı, konaklama endüstrisi geliştirilmeli.

Üçüncü olarak, ilçedeki yeme-içme işletmeleri turizmi destekler nitelikte değil.
Demirci’de birinci sınıf restoran olmadığı gibi kentte yerel turizm açısından ailece yemek
yenecek bir işletme de bulunmuyor. Mevcut lokantalar, ilçedeki iş dünyasının öğle
yemeği ihtiyacını gidermek ve küçük çaplı toplantıların yapıldığı mekan olma özelliği
taşıyor. Bu kapsamda gerekli çevre düzeni yapılmış ve kenti gastronomi turizmine de
açacak nitelikte restoranlara yönelik yatırımlar yapılmalı. Ayrıca günümüzde kentteki
öğrencilerin sosyal ve eğlence ihtiyaçlarını karşılamayan kafeterya, sinema vb sosyal
mekanların sayısı artırılmalı, kente gelecek misafirlerin ilçede vakit geçireceği alanlar
yapılmalı.

Dördüncü olarak, ilçe Türkiye’nin önemli termal bölgelerinden birinde yer alıyor. İlçenin
sahip olduğu termal kaynaklar; romatizmal hastalıklar, mide ve bağırsak hastalıklar için
şifa kaynağı. İlçe bu potansiyelini tanıtmalı, acenteler ile işbirliğini geliştirerek paket
turlar oluşturulmalı ve Sağlık Turizmi Derneği gibi STK’lar ile ortak proje sayısını
arttırmalı.
3.3.3 Demirci İlçesi Tarım Sektörü
Demirci’nin arazi dağılımına bakıldığında tarım alanları geniş bir yer kaplıyor. İlçe Gıda Tarım ve
Hayvancılık Müdürlüğü verilerine göre 2011 yılında ilçe topraklarının 349.281 dekarlık alanı,
diğer bir ifade ile %25’i tarım arazilerinden oluşuyor. Tarım arazilerinde ise en yüksek pay
265.335 dekarlık alan ile tarla ürünlerine ait.
Manisa genelinde 5.151.928 dekarlık bir alanı kaplayan tarım arazilerinin %54,8’inin tarla
ürünlerine, %6,4’ünün sebze ve %35,5’inin meyve ürünlerine ayrıldığı göz önüne alınırsa, il
genelinde Demirci’ye göre daha az alanda tarla ürünleri tarımı yapılırken; meyve alanları daha
fazla yer kaplıyor.
Öte yandan Manisa genelindeki tarım arazilerinin %6,7’si Demirci ilçesi sınırları içinde. Ayrıca il
genelindeki tarla ürünleri arazilerinin % 9,3’ü, sebze tarımı yapılan alanların %2,5’i ve meyve
üretimi yapılan alanların %3,3’ü de Demirci’de yer alıyor. Bunun yanında Manisa genelinde
nadasa bırakılan alanların ise %10,3’ü Demirci toprakları arasında.
71
Tablo 29: Demirci İlçesi Arazi Dağılımı (dekar)
Arazi Türü
2008
2009
2010
2011
2011 Yılı 2008Toplam
2011
Arazideki Değişim
Payı (%)
(%)
75,9
-6,8
2,4
-0,6
17,7
6,9
3,2
13,1
Manisa
Demirci’nin
Manisa’daki
Payı (%)
Tarla Ürünleri*
284.720
283.535
277.237
265.335
2.827.940
9,3
Sebze*
8.667
8.820
8.820
8.612
334.090
2,5
Meyve*
57.889
58.599
62.070
61.934
1.832.610
3,3
Nadas*
9.900
9.900
12.400
11.200
108.630
10,3
Tarıma Elverişli
Olup
1.551
1.873
2.200
2.200
0,8
41,8
48.662
4,5
Kullanılmayan
Arazi*
Toplam Tarım
362.727
362.727
362.727
349.281
25,0
-3,7 5.151.928
6,7
Arazisi **
Tarıma Elverişsiz
444.250
444.250
444.250
443.476
31,7
-0,1 2.919.879
15,1
Arazi **
Çayır Mera **
17.760
17.760
17.760
14.829
1,1
-19,5
378.730
3,9
Orman **
585.855
585.855
585.855
620.450
42,3
5,9 5.007.765
12,3
Toplam
1.410.592 1.410.592 1.410.592 1.419.567
100,0
13.458.302
11,4
* Toplam tarım arazisindeki payıdır ** İlçe topraklarındaki payıdır. Kaynak: Manisa İl Gıda Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü, 2012; Demirci İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, 2012; Demirci Orman İşleri Müdürlüğü, 2012.
Tarımsal faaliyetlerde üretilen ekonomik değer (üretim değeri), bahsi geçen dönemde üretimi
gerçekleşen ürün miktarının (ton) Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından o ürün için
belirlenen birim fiyatın çarpılması sonucu elde edilmektedir. Bu çerçevede 2011 yılında
Demirci’de tarımsal faaliyetlerden 134.723.827 TL tutarında bir ekonomik değer üretilmiştir.
TÜİK’in ürün sınıflandırmasına göre en fazla ekonomik değer üreten tarım ürünleri grubu 79
milyon TL üretim değeri ve %58,7 pay ile meyvelerdir. Meyve grubunu 19 milyon TL üretim
değeri ve % 14,3 pay ile tarla ürünleri takip ediyor. Sebze ürünleri ise 8 milyon TL üretim değeri
ile % 17,4 oranında bir paya sahip.
En çok ekonomik değer yaratan tarım ürünlerine bakıldığında, kiraz 2011 yılında 43 milyon TL
tutarındaki üretilen değer ile ilk sırada yer alıyor. Kirazı 20 milyon TL ile tütün, 15 milyon TL ile
çekirdekli üzüm ve 13 milyon TL ile buğday izliyor. Bu üç ürün dışında 4 milyon TL ile arpa, 3
milyon TL ile nohut ve yine 3 milyon TL ile zeytin, yaratılan ekonomik değer bakımından
Demirci için diğer önemli tarımsal ürünler arasında.
Üretim miktarı bakımından ise 23.275 ton ile buğday ilk sırada. Buğdayı sırasıyla 12.103 ton ile
çekirdekli üzüm, 8.733 ton ile kiraz, 7.920 ton ile arpa ve 3.564 ton ile kavun takip ediyor. Bu
ürünlerin dışında 3.360 ton ile silajlık mısır, 3.240 ton ile sofralık domates, 2.062 ton ile tütün en
çok üretimi yapılan ürünler arasında.
72
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Tablo 30: Demirci İlçesi Tarım Ürünleri ve Yaratılan Ekonomik Değer (2011)
Ürün Grubu
Ekilen
alan(da)
Üretim(ton)
Tahıllar
Baklagiller
Endüstri Bitkileri
Yağlı Tohumlar
Yumru Bitkiler
Yem Bitkileri
Tarla Ürünleri Toplamı
Yaprağı Yenen Sebzeler
Baklagil Sebzeler
Meyvesi Yenen Sebzeler
Soğansı Sebzeler
Diğer
Sebze Ürünleri Toplamı
Yumuşak Çekirdekli
Taş Çekirdekli
Sert Kabuklu
Zeytin
Üzüm ve Üzümsü Meyveler
Meyve Ürünleri Toplamı
184.080
29.015
40.600
4.415
1.307
5.918
265.335
162
1.095
6.879
426
50
8.612
2.482
32.814
7.023
12.889
6.726
61.934
32.334
2.236
2.249
307
1.308
6.267
44.700
114
529
11.214
467
38,00
12.363
200
137
111
60
13.407
13.915
Genel Toplam
335.881
70.978
Üretilen
Üretim
Ekonomik
Payı (%)
Değer (TL)*
19.204.090
45,6
4.938.477
3,2
20.531.100
3,2
773.046
0,4
820.200
1,8
923.500
8,8
47.190.413
63,0
125.575,00
0,2
889.800,00
0,7
6.652.789,00
15,8
679.910,00
0,7
76.000,00
0,1
8.424.074
17,4
1.885.377,00
0,3
45.417.775,00
0,2
10.774.028,00
0,2
3.259.440,00
0,1
17.772.730
18,9
79.109.350
19,6
134.723.837
100,0
Üretim Değeri
Payı (%)
14,3
3,7
15,2
0,6
0,6
0,7
35,0
0,1
0,7
4,9
0,5
0,1
6,3
1,4
33,7
8,0
2,4
13,2
58,7
100,0
* Üretilen ekonomik değer, bahsi geçen yılda üretilen ürün miktarının Manisa İl Gıda Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü’nün 2011 yılı için belirlediği birim fiyat ile çarpılmasıyla elde edilen yaratılan ekonomik değer olup satışı
gerçekleşen değer değildir. Kaynak: Demirci İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, 2012.
Demirci’nin tarımsal üretimi Manisa ile kıyaslandığında, Manisa’daki 4.576.773 ton tutarındaki
toplam tarım üretiminin %1,5’i Demirci’de gerçekleşmiş, yaratılan ekonomik değerin ise %3,7’si
Demirci tarafından karşılanmış. Bu açıdan Demirci’deki üretimin Manisa’ya göre gelir
getirebilecek ürünlere dayalı olduğu söylenebilir. Ayrıca üzüm, kestane, kiraz, ceviz ve nohut
üretiminde Manisa için Demirci önemli bir üretim yeridir. İl genelindeki kiraz ağaçlarının
%27,6’sı ve kiraza ait üretim değerinin %22,2’si Demirci’ye ait.
Benzer şekilde il genelindeki çekirdekli üzüm bağlarının %6,8’i Demirci’de olup çekirdekli
üzüme ait üretim değerinin %33,5’i Demirci’den sağlanmış. Benzer şekilde il genelindeki ceviz
üretiminin %12’si ve cevize ait üretim değerinin %28’ini Demirci sağlamış. Ayrıca kestane
üretiminde %26,7 orana sahip Demirci, kestaneye ait üretim değerinde ise %29,3 gibi büyük bir
paya sahip. Ayrıca il genelindeki Antep fıstığı üretiminin sadece %2,3’ünü tedarik eden Demirci
bu üründen yaratılan ekonomik değerin % 12,1’ini sağlamış. Bu açıdan Antep fıstığı, ilçe için en
stratejik ürün konumunda.
73
Tablo 31: Demirci İlçesi Önemli Tarım Ürünleri (2011)
Sıra
Ürün
1
2
Ekili
Üretilen
Manisa
Manisa
Manisa
Üretim Verim
Alan
Ekonomik Üretimindeki Üretimindeki Üretimindeki
(ton) (kg/da)
(da)
Değer (TL)* Payı (da-%) Payı (ton-%) Payı (TL-%)
582.200
8.733
15 43.926.990
27,6
22,2
22,2
37.500 2.062,5
55 20.047.500
9,1
7,5
7,4
Kiraz **
Tütün
Üzüm
3
1.900 12.103
1.900 15.733.900
6,8
33,5
33,5
(Sofralık Ç.li) **
4 Buğday
133.000 23.275
175 13.965.000
10,8
6,5
6,5
5 Ceviz **
15.040
601,6
40
4.812.800
12,0
18,7
18,0
6 Arpa (Diğer)
44.000
7.920
180
4.672.800
12,8
9,1
9,1
7 Kestane **
15.520
776
50
3.259.200
26,7
29,3
29,3
8 Nohut
14.950
1.196
80
3.241.160
14,6
15,1
15,1
9 Zeytin (Sofralık) **
65.400
1.962
30
3.178.440
0,6
1,3
1,3
10 Domates(Sofralık)
1.800
3.240
1.800
2.592.000
5,3
2,0
2,0
11 Antep Fıstığı **
161.300
161,3
1,00
1.935.600
2,3
12,1
12,1
12 Çilek **
270
1.355
5.018
2.032.500
58,9
8,1
8,1
13 Kavun
1.980
3.564
1.800
1.496.880
4,3
3,4
3,4
14 Karpuz
1.350
2.430
1.800
1.142.100
3,6
2,2
2,2
15 Erik **
33.250 831,25
25
1.080.625
7,1
5,5
5,5
* Üretilen ekonomik değer, bahsi geçen yılda üretilen ürün miktarının Manisa İl Gıda Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğünün 2011 yılı için belirlediği birim fiyat ile çarpılmasıyla elde edilen yaratılan ekonomik değer olup satışı
gerçekleşen değer değildir. ** Ekili alan sütununda yazan miktarlar meyve veren ağaçların toplamını yansıtmaktadır.
Verim sütunundaki rakamlar ise ağaç başına alınan verim miktarıdır. Kaynak: Demirci İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü, 2012.
Demirci’nin en önemli tarım ürünlerinin tarihsel gelişimine bakıldığında, çilek üretimindeki
göstergeler öne çıkıyor. 2004 yılında 22 ton üretimi yapılan bu meyvenin 2011 yılında üretimi
1.355 tona ulaşarak %6059; üretim deüeri ise 2 milyon TL’ye ulaşarak %7290 artış kaydetmiş.
Benzer şekilde 2004-2011 döneminde kiraz üretimi 5.509 tondan 8.733 tona yükselmiş, üretilm
değeri 43 milyon TL’ye ulaşmış ve %537 oranında artış sağlanmış. Bu iki ürünü çekirdekli üzüm
üretimi izlemiş, üzüm üretimi 4.550 tondan 12.103 tona ulaşmış ve üretim değeri 15 milyon
TL’ye ulaşarak %361 oranında artış kaydetmiş. Ayrıca ilçenin meşhur meyvesi hünnaptan, 1
milyon TL ekonomik değer üretilirken diş bademi son yıllarda üretimi hayli çoğalan ürünler
arasında yer almıştır.
Bunun yanında Manisa genelindeki ceviz ağaçlarının %12’si ve cevizden elde edilen üretim
değerinin %18’i Demirci’ye ait. Demirci’deki tarım ürünleri Manisa ile kıyaslanırsa, üretim
miktarı ve yaratılan ekonomik değer bakımından en karlı ürün üzüm ve Antep fıstığıdır. İl
genelinde üzüm üretilen alanların %6,8’i Demirci’de iken üzümden elde edilen üretim değerinin
%33,5’i Demirci tarafından sağlanmıştır. Benzer şekilde il genelindeki Antep fıstığı ağaçlarının
%2,3’ü Demirci’de iken Antep fıstığından elde edilen üretim değerinin %12,1’i Demirci’den elde
edilmiştir.
74
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Tablo 32: Demirci İlçesindeki Önemli Tarım Ürünlerinin Yıllar İtibari İle Gelişimi
Sıra
Ürün
Ekili Alan (da)
2004
1
Kiraz **
2
4
Tütün
Üzüm
(Sofralık Ç.li) **
Buğday
5
Ceviz **
6
7
8
2011
Değişim
(%)
Üretim (ton)
2004
2011
Değişim
(%)
Üretilen Ekonomik
Değer (TL)*
2004
2011
Değişim
(%)
280.446
582.200
107,6
5.509
8.733
58,5
6.886.250
43.926.990
537,9
48.130
37.500
-22,1
2.285
2.062,5
-9,7
10.054.000
20.047.500
99,4
6.850
1.900
-72,3
4.550
12.103
166,0
3.412.500
15.733.900
361,1
131.900
133.000
0,8
18.620
23.275
25,0
7.075.600
13.965.000
97,4
23.250
15.040
-35,3
540
601,6
11,4
1.890.000
4.812.800
154,6
Arpa (Diğer)
60.333
44.000
-27,1
9.718
7.920
-18,5
2.623.860
4.672.800
78,1
Kestane **
15.700
15.520
-1,1
530
776
46,4
1.590.000
3.259.200
105,0
21.990
14.950
-32,0
1.978
1.196
-39,5
2.373.600
3.241.160
36,6
182.000
65.400
-64,1
1.150
1.962
70,6
1.437.500
3.178.440
121,1
-
1.800
-
5.500
3.240
-41,1
1.100.000
2.592.000
135,6
11
Nohut
Zeytin
(Sofralık) **
Domates
(Sofralık)
Antep Fıstığı **
170.050
161.300
-5,1
150
161,3
7,5
750.000
1.935.600
158,1
12
Çilek **
50
270
440,0
22
1.355
6.059,0
27.500
2.032.500
7.290,9
13
Kavun
-
1.980
-
1.665
3.564
114,1
416.250
1.496.880
259,6
14
Karpuz
-
1.350
-
2.400
2.430
1,3
288.000
1.142.100
296,6
15
Erik **
36.350
33.250
-8,5
875
831,25
-5,0
437.500
1.080.625
147,0
3
9
10
Toplam
979.053 1.111.481
13,5
57.496 72.221,65
25,6 40.364.564
123.117.495
205,0
* Üretilen ekonomik değer, bahsi geçen yılda üretilen ürün miktarının Manisa İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün 2011 yılı
için belirlediği birim fiyat ile çarpılmasıyla elde edilen yaratılan ekonomik değer olup satışı gerçekleşen değer değildir. ** Ekili alan
sütununda yazan tutarlar, meyve veren ağaçların toplamını yansıtmaktadır. Kaynak: Demirci İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü, 2012.
Öte yandan Demirci ilçesinde Demirci Ziraat Odası verilerine göre tarım ile uğraşan 13.774 çiftçi
bulunuyor. 2004 yılında 9.467 olan bu sayı 7 yılda %45, son 4 yılda ise %17 artmış. Tarım ile
uğraşan nüfusun toplam nüfus içindeki payına bakıldığında yıllar itibari ile artış gösterdiği
görülüyor. 2007 yılında her 100 kişiden 22’si tarım ile uğraşırken bu sayı 2011 yılında 27’ye
çıkmış. Bu tabloyu ortaya çıkaran nedenler arasında, nüfusun azalmasının yanı sıra 5 yıllık
periyotta çiftçi sayısının %15,2 artmasının da etkisi bulunuyor.
Tarım ile uğraşan nüfusun artmasına rağmen üretim miktarında düşüş gözleniyor. Üretim
miktarı 2007 yılında 79 bin tondan 5 yıl içerisinde 70 bin tona düşmüş, diğer bir ifade ile bu
dönemde %10,3 oranında azalma meydana gelmiş. Öte yandan çiftçi başına üretim miktarı
incelendiğinde yıllar itibari ile dikkat çekecek derecede bir düşüş gözleniyor. 2007 yılında çiftçi
başına üretim 6,6 ton iken 2011 yılında bu sayı %22,2 azalarak 5,1 tona düşmüş.
Bu oran toplam üretimde gözlenen düşüşten daha fazla olup, çiftçi sayısı ile ters orantılı. Bu
durum çiftçilerde gözlenen verimde düşüşün araştırılması ve bu sorunu çözecek stratejilerin
geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor.
75
Tablo 33: Yıllar İtibari İle Demirci İlçesindeki Tarımsal Nüfus ve Üretim Miktarları
Yıllar
2007
2008
2009
2010
2011
2007-2010
Dönemi
Çiftçi
Sayısı
11.948
12.427
12.895
13.295
13.774
Değişim
(%)
Toplam
Nüfus
4,0
3,8
3,1
3,6
51.958
50.539
50.533
50.454
49.562
15,2
Değişim
(%)
Tarım İle
Uğraşan
Nüfusun
Payı (%)
-2,7
0,0
-0,2
-1,8
22,9
24,5
25,5
26,3
27,7
-4,6
4,8
Toplam
Üretim
(ton)
79.187
77.448
85.222
78.654
70.978
Değişim
(%)
-2,2
10,0
-7,7
-9,8
Çiftçi
Başına
Üretim
(ton)
6,6
6,2
6,6
5,9
5,1
-10,3
Değişim
(%)
-6,0
6,0
-10,5
-12,9
-22,2
Kaynak: Demirci Ziraat Odası, 2012; Demirci İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, 2012.
Demirci’deki hayvan varlığına bakıldığında, kümes hayvancılığının daha yoğun olduğu
görülüyor. Toplamda 742 bin kümes hayvanının yer aldığı ve kümes hayvanların toplam hayvan
sayısındaki payının %89 olduğu Demirci’de en çok 710 bin adet ile et tavuğu bulunuyor.
Et tavuğunu 32.300 ile yumurta tavuğu izliyor. Toplam hayvan sayısında et tavuğunun payı %85
iken yumurta tavuğunun ise %3’te kalıyor. Hayvansal üretime bakıldığında ise 2011’de yumurta
tavuklarından 2,1 milyon adet yumurta elde edilmiş.
14.512 adet ve kendi türleri içinde % 67 oran ile melez ırkı sığır, Demirci’de büyükbaş
hayvancılıkta en çok bulunan hayvan konumunda. Bu hayvan türünü 3.778 adet ve %17 pay ile
kültür ırkı sığır izliyor. Hayvansal üretimde ise Demirci’de büyükbaş hayvancılıktan 293 ton et
ve 21 ton süt üretimi sağlanmış.
Küçükbaş hayvancılıkta ise 60.206 adet ve %85 pay ile yerli ırk koyun ilk sırada. Bu türü 9.855
adet ve %15 pay ile keçi izliyor. Küçükbaş hayvancılıkta üretim miktarlarına bakıldığında ise,
2.627 ton süt ve 98 ton tiftik kıl üretilmiş. Bunun yanında son yıllarda yerli keçi orman
alanlarına zarar vermesi nedeniyle yerli ırk siyah keçi sayısı azalmakta, melez ırk keçiciliği
yaygınlaşmaktadır.
Arıcılık faaliyetlerine bakıldığında ise, Demirci’de 3.680’i yeni, 350’si eski olmak üzere toplamda
4.030 kova bulunuyor. Bu kovanlardan toplamda 14 ton bal ve 10 kg balmumu üretildiği
görülüyor.
Öte yandan ilçedeki hayvan varlığında dikkat çeken bir unsur, tek tırnaklı hayvan sayısının il
genelindeki en yüksek ilçe olması. Toplamda 635 adet bu tür hayvanın yer aldığı ilçe, eşek
sayısında da il genelinde ilk sırada.
76
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Tablo 34: Demirci İlçesindeki Hayvan Varlığı (2011)
Hayvan Türü
Sığır (Kültür)
Sığır(Melez)
Sığır(Yerli)
Büyükbaş Hayvan Sayısı
Koyun (Yerli)
Keçi(Kıl)
Küçükbaş Hayvan Sayısı
Et Tavuğu
Yumurta Tavuğu
Hindi
Kaz
Ördek
Kümes Hayvanı Sayısı
Eski
Yeni
Toplam Kovan Sayısı
At
Eşek
Katır
Tek Tırnaklı Hayvan Sayısı
Toplam Hayvan Sayısı
Adet
3.778
14.152
3.065
20.995
60.206
9.855
70.061
710.000
32.300
360
38
58
742.756
350
3.680
4.030
115
493
27
635
834.447
Grup İçindeki
Payı (%)
17,99
67,41
14,60
100,00
85,93
14,07
100,00
95,59
4,35
0,05
0,01
0,01
100,00
8,68
91,32
100,00
18,11
77,64
4,25
100,00
Toplam Hayvan
Sayısındaki Payı (%)
0,45
1,70
0,37
2,52
7,22
1,18
8,40
85,09
3,87
0,04
0,00
0,01
89,01
0,01
0,06
0,00
0,08
100,00
Kaynak: Demirci İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, 2012.
Hayvancılık faaliyetlerinde yaratılan ekonomik değer incelendiğinde, 27 milyon TL değer ile
büyükbaş hayvancılık ilk sırada yer alıyor. 2010 yılında toplam 21.444 ton süt üretilmiş ve 21,4
milyon TL tutarında ekonomik değer yaratılmış. 2011 yılında ise kesilen 498 büyükbaş
hayvandan 293 ton et elde edilmiş ve 6,4 milyon TL ekonomik değer üretilmiş.
Büyükbaş hayvancılığı 18.894 kg et, 2.626 ton süt ve 97 ton kıl üretimi sağlanan ve 4,3 milyon
TL üretim değerine sahip küçükbaş hayvancılık faaliyetleri izliyor. Küçükbaş hayvancılıkta en
önemli ekonomik değer ise koyun sütü. 2,2 milyon TL üretim değeri ile koyun sütü, küçükbaş
hayvancılıkta üretilen ekonomik değerin %50’sini, ilçedeki hayvancılık faaliyetlerinde üretilen
ekonomik değerin ise %6’sını, Manisa genelinde hayvancılık faaliyetlerinde üretilen ekonomik
değerin ise %4’ünü oluşturuyor. Bunun yanında il genelinde küçükbaş hayvancılıkta yaratılan
ekonomik değerin %5,2’si Demirci’ye ait. Bu oran keçi etinde ise %66’ya yükselmiş.
Büyükbaş hayvancılık faaliyetlerinde ise Manisa geneli ile karşılaştırıldığında, üretilen 4.336 ton
etin ve yaratılan 95 milyon TL ekonomik değerin %6,7’si; üretilen 465.896 ton sütün ve üretilen
465 milyon TL ekonomik değerin ise %4,6’sı Demirci tarafından karşılanmış.
77
Tablo 35: Demirci İlçesi Hayvancılık Faaliyetlerinde Yaratılan Ekonomik Değer (2011)
Hayvancılık
Türü
Sığır
Ürün
Et
Üretim
(kg)
Birim
Fiyat
(kg/TL)
Üretilen
Ekonomik
Değer (TL)*
Toplam İlçe
Üretimdeki
Payı (TL-%)
Manisa
Üretimindeki
Payı
(TL-%)
293.820
22
6.464.040
23,16
19,59
6,78
21.444.000
1
21.444.000
76,84
64,98
4,60
27.908.040
100,00
84,57
4,96
Et
Süt ***
15.330
2.210.080
25
1
383.250
2.210.080
8,77
50,60
1,16
6,70
1,50
4,97
Kıl ***
92.763
13
1.205.919
27,61
3,65
3.564
416.470
5.109
24
1
13
85.536
416.470
66.417
4.367.672
1,96
9,54
1,52
100,00
0,26
1,26
0,20
13,24
66,37
3,37
Süt **
Büyükbaş Toplam
Koyun
Tür İçindeki
Payı (TL-%)
Et
Keçi
Süt ***
Kıl ***
Küçükbaş Toplam
Yumurta
Yumurta
Tavuğu
(Adet)
Kümes Toplam
Bal
Kovan
Balmumu
5,29
2.131.800
0,22
468.996
100,00
1,42
0,12
14.105
18
468.996
253.890
100,00
99,96
1,42
0,77
0,12
1,89
10
11
110
0,04
0,00
0,03
Arıcılık Toplam
254.000
100,00
0,77
1,84
Hayvancılık Toplam
32.998.708
100,00
3,11
* Üretilen ekonomik değer, bahsi geçen yılda üretilen ürün miktarının Manisa İl Gıda Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü’nün 2011 yılı için belirlediği birim fiyat ile çarpılmasıyla elde edilen yaratılan ekonomik değer olup satışı
gerçekleşen değer değildir. ** Ekili alan sütununda yazan tutarlar, meyve veren ağaçların toplamını yansıtmaktadır.
Kaynak: Demirci İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, 2012. ** 2010 yılı verisidir; *** 2010 yılı verisidir; ****
Tavuk eti, büyükbaş ve küçükbaş hayvan kıl ve derisi dahil değildir.Kaynak: Demirci İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü, 2012; Manisa İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, 2012; TÜİK, 2012.
Özetlemek gerekirse, Bölge engebeli toprak yapısına sahip olsa da bazı ürünlerde Manisa ve ülke
üretimi açısından önemli bir konumdadır. Bunun yanında Demirci’de üretilen ürünler,
Türkiye’nin ve dünyanın her ülkesine satılacak standart özellikleri taşımaktadır. İlçedeki
tarımsal faaliyetlerde en önemli ürünler; kiraz, tütün, çekirdekli üzüm, buğday ve cevizdir. Bu
ürünlerin yanında son yıllarda kayda değer artış kaydedilen çilek, kestane, kavun ve Antep fıstığı
gibi ürünler de bulunuyor.
2011 yılında Manisa genelindeki kiraz üretiminin tek başına % 22,2’sini karşılayan ve il için 43
milyon TL ekonomik değer üreten Demirci, bu merkezi konumunu korumalı, kiraz rekoltesi
arttırılmalı ve kirazın kalitesine yönelik ulusal ve uluslararası tanıtım faaliyetleri
geliştirilmelidir. Bu çerçevede başta İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü olmak üzere
Ziraat Odası, Demirci Belediyesi ve bütün paydaşlar arasındaki iletişim kanalları açılmalı, ortak
ve karşılıklı fayda üzerine kurulu bir işbirliği modeli geliştirilmeli.
78
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Bunun yanında son 7 yılda çilekte üretilen ekonomik değerin %7.290 arttığına önem verilmeli
ve çilek üretimi teşvik edilmelidir. Ayrıca ekili alanı %72 azalan ancak üretim miktarında %166
ve üretilen ekonomik değerde % 361 oranında artış kaydedilen çekirdekli üzüm üretimi de ele
alınmalı ve yeni bağ alanları oluşturulmalıdır. Son olarak Antep fıstığı üretimi fırsata çevrilmeli
ve yurtiçi satışlardaki pay arttırılmalıdır.
Ürünlerin yanında çiftçi başına düşen üretim yükseltilmeli ve kayıt dışı üretim ile mücadele
edilmelidir. Aktif yeşil kart sayısının 7.485 olduğu, diğer bir ifade ile her 100 kişiden 15’inin yeşil
kart sahibi olduğu ilçede yeşil kart sahipleri kartlarını kaybetmemek uğruna kayıt dışı ekonomik
faaliyetler yürütmekte, bu durum hem gelir vergisi hem de yeşil kartların maliyeti bakımından
ilçeye zarar vermektedir. Örneğin ilçenin en meşhur meyveleri arasında yer alan hünnap ile
ilgili İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde net bir veri bulunmaması, eldeki verilerin
mevcut faaliyetleri birebir yansıtmaması, ilçe tarımı için büyük bir handikap. Bu açıdan yeşil kart
ile ilgili Sağlık Grup Başkanlığı ve SGK İlçe Müdürlüğü işbirliği yaparak kart sahiplerini
denetlemeli, halka kayıt altına alınan üretimin yeşil karttan elde edilen faydalardan daha fazla
olacağı anlatılmalı ve bilinçlendirme kampanyası başlatılmalıdır.
3.4
Demirci Ekonomik Konsantrasyon Matrisi Değerlendirme Sonucu
Yerel piyasa birçok alanda kapsamlı bir iş potansiyeline sahiptir. İçinde bulunduğu coğrafik
konum, Demirci’nin gerek bölgede gerekse Türkiye pazarlarına girişimlerinin açılması
konusunda fırsatlar sağlıyor. Önemli girişimciler, iş dünyası ile ilgili STK’lar ve bölge ile ilgili
yapılan bilimsel çalışmalarda vurgulanan temel nokta, yerel pazarın imalat sektöründe özellikle
de halıcılık, tarım gibi alanlarda ciddi oranda yatırım potansiyelinin olduğu ve üretim faktörleri
ve piyasadaki potansiyel dikkate alındığında bölgede özellikle tarım ve tarıma dayalı sanayiye
yönelik yatırımların kârlı yatırımlar olacağı konusunda vurgulamalar yapılmıştır. Yine
uzmanların vurguladığı, özellikle bölgenin sahip olduğu turizm potansiyeli nedeniyle turizm
yatırımlarının kârlı olabileceği konusunda görüşler bulunmaktadır. Bölgede yeni otellerin ve
turizm tesislerinin açılmasının orta ve uzun vadede kazanç sağlayacağı konusunda iş
adamlarının vurgulamaları mevcuttur.
Spesifik olarak halıcılık, özellikle yün ve cami halıcılığı üretimi ilçe ekonomisi için büyük bir
değer arz ediyor. GAİB verilerine göre Demirci bu alanda Türkiye pazarında %92 paya sahip. İlçe
bu segmentte pazar hakimiyetini korumalı ayrıca farklı alanlarda da yatırımlar yaparak diğer
halı endüstrilerinde de pazar payını arttırmalıdır.
79
Öte yandan meyvecilik alanında yapılacak olan yatırımlar, yine bölge açısından önemli bir
avantaj. Bölge; kiraz, ceviz ve üzüm açısından bölgenin çok uygun bir klimatolojik yapıya sahip.
İlçe bu avantajını kullanıp tanıtım ve iletişim kanallarını geliştirerek hem ulusal hem de
uluslararası pazarlara bu ürünleri pazarlamalıdır.
Ayrıca hemen hemen her alanda gelişmekte olan girişimlerin (eğitim, sağlık, enerji, tarım,
hayvancılık) ortak proje yapma ve birlikte çalışma konusunda çok yüksek motivasyona sahip
oldukları, kentteki işbirliği kültürünün gelişmeye başladığı; gerek Türkiye’de, gerekse
yurtdışında kendilerine ortak arayışı içerisinde oldukları konusunda ifadeler mevcut. Özellikle
bu konuda yerel pazardaki girişimciler ve iş dünyası ile ilgili STK’lar, Türkiye’de ki diğer STK’lar
(ticari) ile ve yurtdışındaki eşdeğer kuruluşlar ve yerel yönetimlerle bağlantı içerisine girerek bu
konularda fırsat yaratmanın yollarını araştırmaktadır.
Özellikle bölgenin coğrafik yapısının niteliğine dayanarak Almanya, Yunanistan, Bulgaristan,
Romanya, İtalya gibi ülkelerle yoğun işbirliği yaratmanın yolları konusunda girişim başlatma
aşamasında olduklarını girişimciler ifade etmiştir. Spesifik olarak halıcılık sektöründe, tarımsal
üretim alanında ve turizm projeleri ile ilgili olarak girişimcilerin ortak proje yapma konusunda
eyleme geçmek için fırsat aradıkları da yine vurgulanan bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Yerel
yönetim ve üniversitenin de özellikle bu sürece uluslararası açılım yaparak katkı vermeye
çalıştığı görülüyor. Yerel yönetimlerin farklı ülkelerle kardeş kent projesi yürütmesi,
üniversitenin de konuyla ilgili olarak farklı Avrupa ülkeleriyle ortak program geliştirme çabaları,
bu sürecin desteklemesine yönelik çalışmalar arasında yer alıyor.
Öte yandan girişimcilik açısından çok önemli olan altyapı konusunda ulaşım, alan ve enerji
alanında bölgenin sorunları bulunmaktadır. Bölgede orta ölçekteki yatırımlara yönelik arsa
sıkıntısının yanı sıra özellikle kara ulaşımındaki mevcut durumun bölgedeki işletmelerin
üretimlerini değerlendirmeye imkan sağlayacak standartta olmaması, girişimlerin gelişmesini
olumsuz etkiliyor. Ulaşım sorununun giderilmesiyle, kentin teşvik ve yatırım öncelikleri
açısından cazip hale getirilmesinin, yeni projelerin başlatılması konusunda bir rol üstleneceği
görüşleri bulunuyor. Bunun yanında doğal kaynakların enerji ihtiyacını karşılama da önemli bir
rol üstleneceği ifade edilmiş ve özellikle üniversitenin gelişmesi ile birlikte yerel firmaların
ihtiyaç duyduğu kalifiye insan kaynaklarının karşılanması konusunda ortaya yeni fırsatların
çıktığı girişimciler tarafından ortaya konmuştur. Ancak bölgede var olan yerel girişimcilerdeki
sermaye yetersizliği, sermaye maliyetinin yüksek olduğuna ilişkin değerlendirmelere de yer
verilmiştir.
80
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Şekil 2: Demirci İlçesinin Değerleri ve Geliştirmesi Gereken Yönleri
Demircinin Sahip Olduğu Değerlerin Kent İçin Önem Derecesi
Halıcılık
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Tarım-Meyvecilik
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Hayvancılık
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Madenler
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Kaplıcalar
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Doğa ve İklim
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Fakülte-Yüksekokul
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Belediye-Diğer Kamu
Hizmetleri
Gelenek-Görenekler
Demircinin Geliştirilmesi Gereken Yönlerinin Önem Derecesi
Fiyat Standartları-
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Kayıtdışılılık
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
İşbirliği
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Pazarlama-Tanıtım
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Markalaşma
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Liderlik
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Strateji ve Hedefler
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Teknoloji-Yenilikçilik
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
OSB
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Teşvikler
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Ulaşım Zorluğu
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
İçine Kapalı Kültür
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Kadercilik
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Sosyal Alanlar-Mekanlar
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
STK’lar
Hiç Önemli Değil
Önemli Değil
Normal
Önemli
Çok Önemli
Sertifikasyon
Firma YapılarıKurumsallaşma
Öz Sermayeye Dayalı
Finansman
Nüfusun Azalması ve
Yaşlanması
Kaynak: Vezir Stratejik Danışmanlık Ltd. Kentin paydaşları ile yapılan anket, mülakat ve ortak akıl toplantılarından elde edilen
bilgilerden oluşturulmuştur.
81
Şekil 3: Demirci İlçesi Ekonomik Konsantrasyon Matrisi
Etken
Potansiyel
Kent Ekonomisine/
Gelişimine Katkısı
Gelecek Etkisi
Tarih
Kültür
Coğrafya
Çevre
Demografi
Eğitim
Sağlık
Yönetim
Kaymakamlık
Belediye
Özel İdare
STK’lar ve Kooperatifler
STK’lar
Kooperatifler
Ulaşım
Tarım
Kiraz
Tütün
Üzüm
Buğday
Ceviz
Hayvancılık
Büyükbaş
Küçükbaş
Sanayi
Halıcılık
İplik
Madencilik
Mermer
Feldispat
İhracat
Turizm
Termal Turizm
Tarih ve Kültür Turizmi
Eko Turizm
* Potansiyel; etkenin kente sağlayacağı faydanın potansiyelidir; ** Kent Ekonomisine/Gelişimine katkı; ekonominin yanında sosyal,
kültürel ve diğer alanlardaki katkıdır; *** Gelecek Etkisi; ilçenin kalkınması bakımından bahsi geçen faktörün sadece hangi vadede
değerlendirilmesi gerektiğini değil aynı zamanda kentin geleceği için hangi ölçüde önemli olduğunu ifade etmektedir.Kaynak: Vezir
Danışmanlık. Yukarıdaki matris, kentin paydaşları ile yapılan anket, mülakat ve ortak akıl toplantılarından elde edilen bilgiler ve
yapılan literatür çalışmaları sonucunda oluşturulmuştur.
Lejant
Potansiyel ve Katkı
Dereceleri
Gelecek Etkisi
Dereceleri
Çok Düşük
Düşük
Uzun vadede ele alınarak
geliştirilmeli
Normal-Orta
Orta vadede
geliştirilmeli
Yüksek
Çok
Yüksek
Acil bir şekilde tedbir
alınmalı, geliştirilmeli
82
4.
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
HALICILIK SEKTÖRÜ
Halı, çözgü denilen bükülmüş yün, pamuk, veya ipek iplikleri üzerine yün, ipek ve floş desen
ipliğinden ilme (düğüm) yapılarak sıra oluşturulması ve üzerine bir sıra yün veya pamuk
ipliğinden atkı, (alt kalın, üst ince, döke) atılıp sıkıştırmak suretiyle, belirli bir desen karakteri ile
havlı veya bukleli olarak dokunan bir tekstil yer döşemesidir (Yılmaz, 1985: 1).
Halı kelimesi, kalın ve kalı kelimelerinden türeyerek dilimize yerleşmiştir. Eski zamanlarda
geline verilen bu eşyanın uzun ömürlü kalıcı olması manasına gelmektedir. İran, Türkistan,
Buhara ve diğer Türk illerinde de halı için kalın ve kalı kelimeleri kullanılmıştır (Dalcı, 2006: 12).
Resim 1: Halının Temel Birimleri
İlk zamanlar insanların yaygı ve örtü ihtiyaçlarını karşılamak için meydana getirdikleri halı,
sonraları değerli bir sanat eseri olarak sarayları, mabetleri ve şatoları süslemiş, ressamların
tablolarına konu olmuştur (Yılmaz, 1985:1 ). Gerek kültür ve sanat, gerekse ekonomik bakımdan
hayatımızda önemli bir yer tutan Halıcılık, el sanatlarının önemli bir kolu ve tekstilin de alt
sektörlerinden bir tanesidir.
Halı dokuması tarihin akışı içerisinde, insanların hayat şartlarına göre şekillenmiş ve evrilmiştir.
El dokusu halıcılığın çok eski bir geçmişi vardır. Arkeolojik araştırmalara göre tarihsel
devirlerde yaşamış insanlar; ağaç kabuğu ve liflerini örerek ilk dokumayı meydana
getirmişlerdir. Bugüne kadar varlığı bilinen en eski halı parçasının milattan önce beşinci yüzyıla
ait olan İskit halısı Rudenko adlı bir Rus arkeolog tarafından Altay dağlarında Pazirik mevkiinde
bulunduğu bilinmektedir. Bu halı, halıcılığın kökeninin Orta Asya olduğunu ve dünyaya Türk
kavimleri tarafından yayıldığını göstermektedir.
83
Halıcılık Anadolu’ya Selçuk Türkleri tarafından girmiştir. Anadolu’ya 1271 yılında gelen
Venedikli Marco Polo seyahat namesinde dünyanın en iyi ve güzel halılarının Anadolu’da
Selçuklular tarafından dokunmuş olduğundan ve Selçuklu halılarının üstün özelliklerinden
bahsetmiştir. Selçuklu halılarının batıda Avrupa limanlarına, doğuda Hindistan ve Çin’e, güneyde
Mısır’a ihraç edildiklerini gösteren belgeler bulunmaktadır. Milattan sonra 711 yıllarında
Müslümanların İspanya’yı ele geçirmesiyle dokumacılık Batı Avrupa’ya yayılmıştır (Dalcı, 2006:
1-2).
4.1
Halıcılık Sektörü Ürünleri ve Sınıflandırılması
Halılar makine ve el halısı olmak üzere kabaca iki şekilde sınıflandırılabileceği gibi üretim
yöntemi, kullanılan hammadde ve kullanıldıkları yere göre de sınıflandırılabilir.
4.1.1 Standart Uluslararası Ticaret Sınıflandırmasına Göre Halıcılık Sektörü
Standart Uluslararası Ticaret Sınıflandırması (Standard International Trade Classification- SITC
Rev: 3) sınıflandırmasına göre halılar STIC: 659’da yer almaktadır (Sevim ve Emek, 2006: 1).
Armonize Sistem sınıflandırmasına göre halılar 57. fasılda yer almaktadır. Bu ürün tanımında
yer alan ürün grupları aşağıda yer almaktadır (T.C. Ekonomi Bakanlığı, 2012: 2).
Tablo 36: Halıcılık Sektörünün Armonize Sisteme Göre Sınıflandırılması
El Halısı ve Kilim
Düğümlü veya Sarmalı Halılar (El Dokuması Halılar)
Kilim, Sumak, Karaman vb. Elde Dokunmuş Yer Döşemeleri
El İşi Duvar Halıları
Makine Halısı
570220 – 570299
Dokuma Makine Halıları
5703
Tüfte Edilmiş Halılar
5704
Keçeden Halılar
5705
Diğer Halılar ve Yer Kaplamaları
Kaynak: T.C. Ekonomi Bakanlığı, 2012.
5701
570210
580500
4.1.2 Üretim Yöntemine Göre Halıcılık Sektörünün Sınıflandırılması
El sanatı ürünü olan halılar özgünlük, gelenek ve bilginin aktarımı, sanat ve işlevin objede
birleşmesi, coşku, estetik ve güzellik arayışı gibi kavram ve imgelerle fabrikasyon ürünlerden
ayrılır (Öter, 2010:74). Bunun yanında bir halının el dokuma halısı mı yoksa makine mi
dokunduğu halının arkasına bakılarak kolayca anlaşılabilir. Makine halıları düğüm atılarak
yapılmaz (Saghay ve Diğerleri, 2011: 3). Makine halılarında ilmeler genellikle atkı iplikleri
arasına sıkıştırılmış "U" veya "V" biçimindeki iplik parçalarıdır. Makine halılarında temel, kumaş
84
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
sağlamlaştırmak ve halının yerde düzgün durmasını sağlamak için ayrıca jüt, keten, ve pamuk
gibi dolgu iplikleri de kullanılır1.
4.1.2.1 Makine Halısı
1900’lü yılların başında gelişen teknoloji ile beraber tekstil endüstrisinde halı dokuma
makineleri kullanılmaya başlanmıştır. Makine halıları el halılarına benzer bir yapının halı
dokuma makineleri vasıtasıyla yapıldığı dokulardır. Bu halıların en büyük özelliği yüksek üretim
hızı ve düşük maliyete sahip olmasıdır. Bu halı dokuma makinelerinin en önemli dezavantajı da
üretilen halıların el halısına kıyasla düşük kalitede olmasıdır (Saghay ve Diğerleri, 2011: 4).
Kullanılan renklerde sınırlı olup 3-5 veya 8 rengi geçmez. Dünya’da en fazla makine halısı
ABD’de üretilmektedir. Belçika halı üretiminde ABD’den sonra ikinci sırada yer alırken dünya
makine halısı ihracatında ilk sırada yer almaktadır. Asya’da ise Çin Pakistan ve Hindistan makine
halısı üretiminde önde gelen ülkelerdir.
Üretim yöntemine gore makine halıları kumaş yapısına ve ilmelerin elde ediliş şekillerine göre
gruplara ayrılır.
Resim 2: Mekanik Dokuma Makinesi
Kumaş
Köprüsü
Çerçeveler
Cımbar
Çözgü Telleri
Tefe ve Tarak
Lamelli
Çözgü Köprüsü
Kumaş Levendi
Çözgü Levendi
Kaynak: MEGEB, 2008: 8.
Dokuma Tipi Makine Halıları Wilton ve Aksminster olmak üzere iki ana grupta toplanabilir.
Şekil 4: Dokuma Tipi Makine Halılarının Sınıflandırması
1
Makine Halıcığı, www.belgeler.com/blg/2fbw/makina-haliciligi-1
85
Telli Wilton
Tek Ağızlıklı
Dokuma
Yüzyüze Wilton
Çift Ağızlıklı
Dokuma
Gripper
Aksminster
Üç Ağızlıklı
Dokuma
Wilton
Dokuma Tipi
Makine Halıları
Aksminster
Royal veya Spool
Aksminster
Chenille
Aksminster
Halı dokunması için geliştirilen ilk mekanik sistem, halka ilmeli wilton veya brüksel Wilton
olarak da bilinen brüksel sistemidir. 1539 yılında Avrupa’da dikey el tezgâhında ilk halı
dokunmuştur. 1604 yılında Paris’te Pierre du Pont ilk yatay yarı otomatik halı tezgâhında
dokumayı gerçekleştirmiştir. 1655 yılında bir halı farikası İngiltere’nin güneyindeki Wilton
kentinde kurulmuştur. Bu halılara şehrin adı verilerek Wilton halıları olarak üretilmiştir. Brüksel
tipi ayak pedallı yatay tezgâhta halı dokumacılığı ile ilk Brüksel halı tezgâhı 1749 yılında
yapılmıştır. Dufossy, Brüksel tipi halıların hav oluşumunu sağlayan tığların ucuna bıçak
yerleştirerek ilk kesik havlı halı üretimini gerçekleştirmiştir.
Wilton halı dokuması, hav ipliklerinin halı içinde dokumanın bir parçası olarak giren ve istendiği
zaman yüzeye havı olusturacak hav ipliğinin çıkmasıyla oluşmaktadır. Hav ipliklerinin her sırada
renk kullanımı altı ile sınırlıdır.
1940'larda geliştirilen yüz yüze dokuma sistemleri de ayrıca wilton halı dokumalarına dâhil
edilerek yüz yüze wilton halı dokuma tekniği olarak isimlendirilmiştir. İlk defa 1798'de
Belçika'da Jean-Bapliste Dans tarafından kullanılan yüz yüze dokuma sistemleri, dokuma makine
halı üretimleri içinde mümkün olan en hızlı üretim hızına sahip sistemdir. Diğer halı
sistemlerinden farklı olarak, yüz yüze dokuma sistemlerinin son yıllarda popülariteleri artmıştır.
Yüz yüze wilton ile kesiksiz-ilmekli halılar üretmek mümkün değildir; dolayısıyla, bukle ilmek
görünüşlü halı üretememek gibi sınırlayıcı bir etken, bu sistemin en büyük dezavantajıdır. Ancak
kalın atkılar kullanılarak bir tür bukle görünümlü halı olan sisal halıları yeni geliştirilen üç
ağızlıklı tezgâhlarda dokunabilir. Bunun ötesinde, bu sistemde değişik ilme yükseklik (multi-pileheight) etkileri de verilememektedir; bu yüzden farklı görünümde halı elde edebilmek için
sadece efekt iplikler kullanılabilir. Yüz yüze wilton sistemlerinde desen verme işlemi jakarla
yapılmaktadır, ince yün iplikleri kullanarak karışık ve güzel desenler elde edilmektedir. Özellikle
86
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
duvardan duvara halılarda ise kalın sthraygam iplikler kullanarak düz ve desenli tipte halılar
üretilebilmektedir (Dalcı, 2006).
Telli çubuklu wilton halılarında, kesikli (velür) veya kesiksiz (bukle) ilmeklilerde, düşük ilmek
yüksekliğinde sık yapılar üretilebilmektedir. Telli wilton halılar, diğer sistemlere göre düşük
üretimli olup, sınırlı desen ve renk imkânına sahiptirler. Fakat değişik kesitte teller kullanarak
çeşitli ilme görünümleri elde edilebilir.
Bu sistemde zemin örgü ve hav kısmı aynı zamanda dokunmaktadır. Çözgüler ikisi bağlantı
çözgüsü biri dolgu çözgüsü olmak üzere üç çözgüyle taşınmaktadır. Dolgu çözgüsü atkı
iplikleriyle bağlantı oluşturmadan bağlantı çözgülerinin arasından halının stabil durmasını
sağlamak için halının içerisine düz konumda yerleştirilmektedir. Kam mekanizması yardımıyla
atkıyı taşıyan mekiğin geçebileceği ağızlık açılmaktadır. Atkı sıklığını sağlayacak şekilde tefe
mekanizmasıyla dokuya sabitlenmektedir. Hav çözgüleri desenli halılarda jakar, düz halılarda
armür mekanizmasıyla kaldırılmaktadır.
Ağızlığa yerleştirilen teller bağlantı çözgüleri ve ölü havın üzerine seçilen hav ipliğinin altına
yerleşmiş konumdadır. İlmekler meydana geldikten sonra teller hızla tezgâhın yanına
çekilmektedir. Tellerin kesiti ilme sıklığını ve hav yüksekliğini belirlemektedir. Tellerin ucuna
bıçak takılarak hav iplikleri kesilmekte ve kesik havlı (velur) halı oluşmaktadır. Halının sırt
yüzeyinde hav oluşturmayan ölü havlar maliyeti artırırken tutum ve boyutsal stabilite
sağlamaktadır (Dalcı, 2006: 10).
Aksminster dokuma sistemleri çok sayıda renk içeren desenli halıların üretilmesinde kullanılan
en önemli üretim tekniğidir. İskoçya’da 1830 yıllarında James Templeton ve William Quinley iki
kademeli bir yöntemle Chenille Axminster halısını dokumuşlardır. 1876 yılında Newyork’lu
Alexander Smith ve H. Sikinner Moket veya Royal Axminster tezgâhını icat etmişlerdir.
Axminster’da dokunan halılar Axminster halısı olarak isimlendirilmiştir. Bu sistemler gerek geniş
ende gerekse dar ende yün kilim, parça halı, geniş yer halılar üretiminde kullanılmaktadır2.
Resim 3: Aksminster Dokuma Sistemleri
2
Akrilik İplik ile Dokunan Halı, www.meltemtekstil.com/akrilik-iplik-dokunan-hali.html
87
Bu teknikle üretim yapan iki tip makine mevcuttur;

Gripper jakarlı tezgahlar

Spool-gripper tezgahlar.
1890 yıllarında Kidderminster tezgâha jakar mekanizması uygulayarak Gripper Axminster
tezgâhını geliştirmiştir. Gripper-jakarlı tezgâhlar kasa dönüşlü üretim yapan fabrikalarda
kullanılmaktadır (Dalcı, 2006: 2). Gerek, jakar kartlarının değiştirilmesiyle, gerekse elektronik
jakarlı sistemlerle desenler çok hızlı şekilde değiştirilmektedir ve camlıkta, desende kullanılan
renk sayısından daha fazla renkte iplik değişimi de kısmen hızlı gerçekleşebilmektedir. Gripper
aksminster dokuma ile minimum ilmek ipliği tüketimi ve kademeli bir yüzey elde edilebilir.3
Resim 4: Gripper Aksminster Dokuma Sistemi
Kaynak: Dalcı, 2006: 14.
Spool Axminster tezgahlarında dokunan halının, istenilen desene göre her atkı ipliği dizisinin
ayrı makaralardan beslenerek dokunma şeklidir. Hemen hemen sınırsız renk olanağı ve sınırsız
farklılıklar elde edilebilmektedir. Dokuma işlemi makaralı tığlı sistemden daha pahalıdır çünkü
renk sırasına göre önceden makaraların sarılması gerekmektedir. Her bir makara, halının eni
3
http://www.carpetrium.com/sayfalar-Makine-Dokuma-Halisi-Nedir-2.html
88
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
boyunca uzanan bir dizi havı oluşturmaktadır. Üretim işlemi her bir makara tarafından sağlanan
hav ipliğinin sırasıyla atkının halı oluşturmak için yerleştiği dokuma noktasına verilmesinden
oluşmaktadır. Atkının etrafında “U” şeklinde bir hav oluşması için tarakla hav ipliğinin ucu
itilerek istenilen hav ipliğinde olacak şekilde bıçak yardımıyla kesilmektedir. İplik kümesinin
dokunmasından sonra makara bir basamak ilerler ve bir sonraki makara gelir. Eski spool
aksminster tezgâhlar sanayide halen kullanılmasına rağmen, düşük üretim hızlan yüzünden
artık üretilmemektedir (Dalcı, 2006: 14).
Resim 5: Spool Aksminster Tezgah
Kaynak: Dalcı, 2006: 15.
Spool Axminster ve Gripper Axminster sistemleri birleştirilerek Spool-Gripper Axminster sistemi
oluşturulmuştur (Dalcı, 2006: 2). Spool-gripper tezgâhlar ise belli renk ve desenlerin uzun
dönüşümlü üretimleri için uygundur. Halının her atkı sırası için ayrı makaralardan ipliğin
beslenerek imal edildiği yöntemdir. İlmek oluşumu gripper vasıtasıyla dokunmakta ve kesilerek
sağlanmaktadır. Şişler sırasıyla her makaradan dışarı çıkan iplikleri sımsıkı tutması için
kullanılması bakımından farklılık göstermektedir ve sonrabunlar kesilmektedir. Dokuma
esnasında mekiğin hareketi ile yerleştirilmektedir. Hav ipliği taşıyıcıları kullanmak yerine
makaralara
sarılmaktadır.
Burada
makaralar yerinden alınmayıp, ilmeler tutuculara
makaralardan alınıp halıya yerleştirilmektedir. Gripper axminster halı yapısı ile elde edilebilen
axminster halide renk kullanım sınırı 12 iken Spoll-gripper axminter halide sınırsız hale
gelmektedir (Dalcı, 2006: 15). Spoolları hazırlama maliyeti yüksek olmasına rağmen modern
spool-gripper tezgâhların üretim hızları gripper tezgâhlardan daha yüksektir.
Resim 6: Spoll-Gripper Axminster Halı Dokuma Sistemi
89
Kaynak: Dalcı, 2006: 15.
Tufte, klenen iplik öbeklerinin halının arkasında yer alan kumaş örgüsü içinden geçirilerek kesik
ya da bukle uçlu hav yüzeyi yaratılarak üretilen halı tipidir. Tufting halı üretimi 20. yüzyılın
başlarında Caterina Evans isimli Amerikalı bir köylü kızının farklı renkte iplikler kullanarak
yatak örtüsü yapmasıyla başlamıştır. İlk iğneli tufting k tablası üzerinde makinesi 1924 yılında
yapılmıştır. 1930’da tufting halı dokumacılığı mekanize olan yöntem ABD’nin güney
eyaletlerinde hızla yayılmıştır. 1950’den sonra halıcılık sektörüne iyice yerleşen tufting yöntemi
bugünde gelişimine devam etmektedir (Dalcı, 2006: 3). Tufting oldukça basit, hızlı ve pahalı
olmayan bir yöntemdir. Tufting halı kalitesini hav ve zemin kumaşın lif özelliği, ilmek sıklığı
ilmek yüksekliği ve ipliğin numarası belirlemektedir (Dalcı, 2006: 17).
Resim 7: Tufte Halı Dokuma Makinesi
Kaynak: Dalcı, 2006: 17.
İğneli-Keçe (Nonwoven), tarak makinesinde tülbent haline getirilen liflerin, üst üste
konmasıyla meydana gelen lif tabakasının, daha önceden üretilmiş bir taban dokusunun üzerine
serilip, iğne yardımıyla mekanik olarak liflerin taban dokuya sıkıştırılmasıyla oluşmaktadır. Her
iğne dalışında lifler birbiri içine girerek sabitlenmektedir. Bu dokunun kuvvetlendirilmesi, lif
içeriğine göre ısıl muameleyle ve reçine emdirilerek yapılmaktadır. Uygun kalınlıkta ve kalitede
halı ve halı altı döşemesi maksadıyla rulo formunda veya boyutsal kararlılığı sağlamak için ağır
sırt kaplaması şeklinde karo halı olarak kullanılmaktadır. Yer döşeme imalinde genelde
polipropilen ve poliamid lifler tercih edilmektedir. Türkiye’de bu yöntem halıfleks olarak
bilinmektedir (Dalcı, 2006: 18).
90
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Resim 8: Nonwoven Halı Üretim Sistemi
Kaynak: Dalcı, 2006: 18.
4.1.2.2 El Dokuma Halısı
El Halısı hav iplikleri, çözgü ipliklerinin üzerine elle düğümlenmiş olan halı tipidir. El dokuma
tekniği, birbirlerine paralel olarak yan yana dizilmiş bulunan çözgü iplikleri arasından atkı
ipliklerinin dik yönde ve belli bir bağlantı düzeni içerisinde geçirilmesini gerçekleştiren
işlemlerin ardından düğüm atılması ile sonlanan işlemlerin bütünüdür (Dalcı, 2006:7).
El halılarının kalitesini belirleyen hav ipliklerinin cinsi, düğüm şekli ve düğüm sıklığıdır.4 El
dokuması halılar milletin gelenek ve göreneklerini yansıtan kültürümüzü gelecek kuşaklara
taşıyan ve dünyaya tanıtan bir sanat koludur.
Resim 9: El Halısının Yapısı
Çözgü iplikleri
Cilt
Düğüm
Atkı İpliği
Cilt Sonu
Saçak
Kaynak: Çelik, 2007.
El halısının temel yapısını etkileyen faktörlerin başında hammadde, tasarım, tezgahlar, düğüm
yapısı ve boyama işlemi gelmektedir (Çelik, 2007: 8).
4
El Dokuma Halısı Nedir? http://www.carpetrium.com/sayfalar-El-Dokuma-Halisi-Nedir-5.html
91

El yapımı halılar sabit köy tezgahları, Tebriz veya Bünyan tezgah ve ahşap veya metalden
yapılmış silindir kiriş tezgahlarında dokunmaktadır.

El halılarında iki çeşit düğüm kullanılmaktadır. Bunlardan ilki Türk diğeri İran
düğümüdür.

Havlı ipliklerin yüksekliği 3.5 ile 4,5 mm arasında değişmektedir. Hav ipliklerinin
yüksekliği makaslanarak ayarlanabilir.

Tamamen el dokumasu halılar, dokunup, temizlenip, kesme işlemi yapıldıktan sonra
kalite kontrolleri yapıldıktan sonra piyasa sunulmaktadır.

Yüksek kaliteli bir halı elde etmek için, yüksek kaliteli ve uygun bir iplik seçilmesi ve
boyamada doğal boyaların kullanılması gerekmektedir.

Düğüm sayısı ve düzgünlüğü ile desen ve renklerin uyumu büyük ölçüde halının
kalitesini etkileyebilmektedir.
El halılarının üç temel işlevi bulunmaktadır. Bunlar, geleneği yansıtması, sanatsal değerinin
olması ve dekorasyonda kullanılmasıdır. El halılarının üretimi çok eskilere dayanmasına rağmen
üretim teknikleri ve teknolojisi hiç değişmemiştir. Bunun temel nedeni düğüm yapısının
mekanik olarak taklit edilememesidir. Günümüzde el halısı sektörü tamamen emek yoğun bir
yapıya sahiptir. El halılarındaki düğümler halının kalitesini ve özgünlüğünü yansıtmaktadır.
Dokumanın
niteliği
düğüm
sayısıyla
belirlenmektedir.
Düğüm
sayısı
el
halılarının
sınıflandırılmasında da kullanılmaktadır. (Çelik, 2007: 8)
Tablo 37: Düğüm Sayısına Göre Halı Sınıflandırması
Halı Sınıflandırması
dm2’ye Başına Düşen Düğüm Sayısı
Extra Extra İnce
10.000-2401/dm2
Extra İnce
2400-1851/dm2
İnce
1850-1401/dm2
Orta
1400-701/dm2
Kaba
700-215/ dm2
Kaynak: Çelik, 2007.
Türkiye’de el halıları bulundukları yörenin adıyla anılmaktadır. Türkiye’deki el halıları; Uşak
halısı, Bergama halısı, Kula Halısı, Gördes Halısı, Konya Halısı, Milas Halısı, Niğde Halısı, Kırşehir
Halısı, Hereke Halısı, Sivas Halısı, Kayseri Halısı, Isparta Halısı, Yörük halıları, Yahyalı halısı,
92
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
yağcı, Bedir Halısı, Ladik halısı, Kars Halısı, Döşemealtı halısı ve Karakeçili halısıdır (Dalcı, 2007:
10).
Türk Standartlarına göre halılar (1) extra extra ince (Hereke, Sivas, Yağcı Bedir, Kayseri,
Kemaliye), (2) extra ince (Bünyan, Kayseri, Yahyalı, Ürgüp, Yörük/ Niğde), (3) ince (Bünyan,
Taşpınar, İğneli, Maden, Konya, Kırşehir, Kula), (4) orta (Kula, Kırşehir, Uşak, Ürgüp, Koyunlu,
Isparta, Konya, Bergama) ve (5) kaba (Demirci, Gördes, Avanos, Simav, Uşak, Bor, Fertek) olmak
üzere beş kategoride toplanmaktadır (DPT, 2001: 76- 77).
4.1.3 Kullanılan Hammaddeye Göre Halıcılık Sektörünün Sınıflandırılması
Kullanılan hammaddeye göre halıcılık sektörü iki farklı kısma (yün ve ipek) ayrılmaktadır.
4.1.3.1
Yünden Dokunmuş Halılar
Eski bir Türkmen geleneği olarak beslenen koyunların yünü Türkmen kültürünün temelini
oluşturan el halılarında da en önemli hammadde olmuştur. Yünün kendine has parlaklığı ve
dayanıklılığı günümüz tüketicilerinin de yün el halılarını tercih sebeplerinden biridir.
Kula halılarında atkı, çözgü ve ilme ipliğinin hammaddesi olarak yün kullanılmaktadır. Yün
liflerinin el halısı yapımında en çok tercih edilen lif olmasının nedenlerinden biri yünün
yaylanma yeteneğidir. Halıların eski şekil ve duruşlarını uzun süre korumaları için sert
karakterli yün lifleri yumuşak karakterli yün liflerine tercih edilmektedir.
Karaman koyunlarının sırt ve boyun kısımlarından elde edilen yün lifleri halı ipliği yapımına en
uygun liflerdir. Halı yapımında kullanılan yün iplikleri, halı ilmelerinin dik durmasını
sağlamalıdır. Liflerin eski halini almadığı durumlarda ortalarından veya diplerinden aşınarak
zamanla kırıldığı veya koptuğu görülür. Bu durum el halısının çıplaklaşmasına yol açtığından,
halılarda kullanılacak ilme ipliklerinin seçimine özen göstermek gerekmektedir. Kula halıları
genellikle orta kalitede dokunmaktadır (Anmaç, 1997: 33-34).

İlmesi Yün, Çözgüsü ve Atkısı Pamuk Olan Halılar
Bünyan Halılarında günümüzde çözgü ipi ve atkı ipi olarak pamuk; ilmesi ip olarak da yün
kullanılmaktadır. (Seyhan, 2007: 26) Aynı şekilde Sille halılarının da atkı ve çözgü ipleri pamuk
ilmesi ise yündür. Sille halıları çift olarak dokunan, göbekli genellikle kırmızı rengin hakim
olduğu halı türleridir. Sille halıları hazıra yapılmayıp sipariş üzerine yapılmaktadır. Dokunan
93
halılar genellikle 3 göbekli veya 5 göbekli olarak dokunmakla birlikte farklı desenlerde
uygulanabilmektedir. Sille halılarında en çok kullanılan renkler kırmızı, yeşil tonları ve siyahtır.5

İlmesi Yün, Çözgüsü ve Atkısı İpek Olan Halılar
Bu halıların ilmekleri yünden atkıları ve çözgüleri ipekten yapılmıştır.
4.1.3.2
İpekten Dokunmuş Halılar
Halıcılık sektöründe dayanıklılık ve parlaklığı en üst düzeyde olan ipek lüks tüketim açısından
her zaman tercih edilmiştir. İpek halıcılıkta özellikle ipler çok ince olduğundan çok daha fazla el
emeği gerektirmektedir. Bunun bir neticesi olarak detay motiflerde de en ince ayrıntılar başarı
ile halıya yansıtılabilmektedir.
Hereke halıları pamuk iplik üzerine yün veya ipek olarak iki türlü dokunur. Yün halıların
dm2’sinde 3.600 ilmek bulunur. Kalitesi 60x60 olarak adlandırılır. İpek halılarda ise dm2’sinde
10.000 ilmek olur. Kalitesi 100x100’dür. Hereke halıları Türk düğümü (çift düğüm veya Gördes
düğümü olarak adlandırılır) ile dokunduğu için İran halılarına göre (tek düğümlü veya sini
düğüm) çok daha fazla dayanıklıdır.
Hereke halıları ilk dokunduğu dönemlerde dahil olmak üzere bugüne kadar İran halı
desenlerinden hiç etkilenmemiş saray nakkaşlarının özgün tasarımları ile hayat bulmuştur.
Hereke Halıları Sivas, Diyarbakır ve Isparta yöresinde dokunur. Bu halının en çok bilinen ve
klasik olmuş deseni Yedi Dağın Çiçeği’dir. Dokuma şekli, desen ve renk çeşitliliği ve sert bir halı
olması Hereke Halısını her zaman öne çıkarır.6
4.1.4 Kullanıldıkları Yere Göre Halıcılık Sektörü Sınıflaması
Halılar kullanıldıkları yerlere göre de çeşitli isimler almaktadır.

Paspas Halılar
Genelde 40 x 40 cm. veya 50 x 50 cm boyutlarında olup sandalye üzeri için 4-6 adet bir takım
halinde dokunur.

5
6
Heybe Halılar
Sillede Halıcık, http://www.silleli.com/sillehali.asp
Hereke Halısı, http://binbirhali.com/sayfalar.1649.hereke-halisi.html
94
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Heybelerin arka yüzleri kilim ve heybe gözlerinin ön yüzleri halı olarak dokunur. 40 x 40 cm.
veya 60 x 60 cm. boyutlarında olur.

Yastık Halıları
Bu halılar, daha ziyade 6 tanesi bir takım halinde kullanılır. Sedir ve divanlarda kullanılan
yastıkların ön yüzeylerine geçirilir.

Namazlık Halılar
Üzerinde namaz kılmak amacıyla yapılan, çoğunlukla mihrap desenli olan dokumalardır.

Seccade Halılar
Aynen Namazlık gibi üzerinde ibadet etmek maksadıyla dokunan halılardır. Ebat olarak
namazlıktan daha büyük boyutlardadır.

Duvar, Sedir Halılar
Genellikle dekorasyon amacıyla duvara asılan veya divan üzerine örtü olarak kullanılan
halılardır.

Yer Döşeme Halılar
Kelle, Taban, Büyük Taban ebatlarında dokunurlar. Yer döşemesi yada dekorasyon için
kullanılırlar (Gülcemal, 1997).
4.2
Halıcılık İle İlgili Temel Kavramlar
Halının üç önemli iplik sistemi bulunmaktadır. Bunlar; halının temelini oluşturan saçak
uzantıları şeklinde dışarıya taşan çözgü kısmı, enlemesine giden ipler şeklinde atkı kısmı ve
halının tüylerini meydana getiren düğüm kısmı olarak nitelendirilebilir.7 17.yüzyıla gelinceye
kadar çözgülerde yün iplikler kullanılmıştır. Bu yüzyıldan sonra pamuk ipliği kullanılmıştır.
Atkılarda ise devamlı olarak yün iplikler kullanılmıştır. Bugün de aynı sistemde halı dokunmaya
devam edilmektedir. Yani çözgülerde pamuk ipliği, atkı ve düğümlerde yün ipliği
kullanılmaktadır. İpek halılar ise, atkılar ve çözgülerde ipek iplik kullanılmaktadır. Halının
7
Halı ve Kilim, http://www.ito.org.tr/Dokuman/Sektor/1-37.pdf
95
işçiliğinde düğümün çeşidi yanında atkı ve çözgünün özellikleri, özellikle de kullanılan
malzemenin çeşitliliği önem taşımaktadır.8
4.2.1 Çözgü (Arış)
Halı tezgahının alt ve üst leventleri arasına, halı boyunca yatay, zemine dik ve birbirlerine
paralel olarak çaprazlama geçirilen yün, pamuk ve ipekten bükülerek imal edilmiş ipliklerdir.
Resim 10: Çözgü
Yörede çözgü ipi olarak geçmişte yün kullanılıyor olmasına karşın günümüzde pamuk
kullanılmaktadır. Sert, kalın pamuklu ipliklerden oluşan çözgünün halının iyi dokunabilmesi için
gergin olması gerekir. Çözgü, halının ebadına göre çözülür. Örneğin beş yüzlük halıya beş yüz
ilmek, yedi yüzlük halıya yedi yüz ilmek çözülür (Seyhan, 2007: 22).
4.2.2 Atkı
Halının ilme sıraları arasına ve halının enine paralel olarak elle geçirilen, çözgü ile beraber
halının zemin dokumasını oluşturan yün, pamuk veya ipek ipliğidir. Yurdumuzda imal edilmekte
olan halılarda, genellikle alt atkı ve üst atkı olmak üzere iki atkı kullanılmaktadır.

Alt Atkı
Halının ilme dokumasının bir sırası bittikten sonra, halının enine olmak üzere ve halının
kalitesine göre tespit edilmiş atkı ipliği, varangelen ağacı aşağıda iken çözgünün arasından
geçirilerek düz bir şekilde çekilir ve kirkitle sıkıştırılır.

8
Üst Atkı
Taşpınar Halıları, http://www.belgeler.com/blg/dzs/taspinar-halilari
96
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Alt atkı atıldıktan sonra, varangelen ağacı yukarı kaldırılarak ince atkı çözgünün arasından
geçirilir. Kirkitle ilmelerin arasına yedirilerek kirkitle sıkıştırılır. Atkılar atıldıktan sonra,
sıkıştırma ipi (patkı- baskı ipi) mutlaka kullanılmalıdır. Çünkü; sıkıştırma ipi kullanılmadığı
takdirde, kirkit darbeleri bilhassa üst (ince) atkıyı kesebileceği gibi, her ilmeye de isabet
etmeyeceğinden istenilen sıkıştırmayı yapamaz. Bu bakımdan, hangi halı tipi olursa olsun
sıkıştırma ipi kullanmakta fayda vardır.
Bu sıkıştırma ipi, hak arasında ağ ipi tabir edilen, sentetik iplikten yapıldığı gibi. halıda
kullanılan kalın atkı veya çözgü ipliğinden birkaç kat yapmak suretiyle bükülerek de elde
edilebilir. Fakat, sentetik daha mukavim ve uzun ömürlü olduğu için, sıkıştırma ipi olarak
sentetik ağ ipinin kullanılması daha ekonomiktir. Atkılar atıldıktan sonra sıkıştırma ipi çözgü
arasından geçirilerek ve kirkitle bu ipin üzerine vurularak sıkıştırma işlemi yapılır (Seyhan,
2007: 22-23).
4.2.3 Menik (Çile)
Atkı ipliğinden yapılan her sıradan sonra halıyı sıkılaştırmak amacıyla çözgünün (eriş) arasından
geçirilen yaklaşık 15 cm ebatında başı iple dolalı küçük iplik çileleridir.
4.2.4 Düğüm (İlme)
Halı dokunurken yün, ipek veya floş ipliğinin, çözgünün her çift teline belirli bir biçimde yan
yana bağlanarak sıralar oluşturan iplik düğümleridir. Halılarda iki tür düğüm tekniği kullanılır.
Bunlardan ilki Gördes veya Türk düğümü; ikincisi ise Sine veya İran (Acem) düğümüdür.

Türk Düğümü (Gördes)
Türk (Gördes) düğümü ipliğin, çözgü ipliğinin çevresini dolanarak iki ucun birden çıkarılması
şeklinde atılır ve Sine düğümüne nazaran çok daha dayanıklıdır. Türk (Gördes) Düğümü Türk,
Kafkas, bazı İran ve bazı İngiliz halılarında kullanılmaktadır. Gördes Düğümü (Türk Düğümü- Çift
Düğüm-Kapalı İlme); Manisa'nın Gördes kazasında kullanıldığından bu ismi almıştır. Dünya
literatürüne de Türk Düğümü olarak geçmiştir.
Resim 11: Gördes Düğümü
97

İran Düğümü (Sine)
İplik çözgünün altından sağa veya sola doğru geçirilip diğerine dolandırmak suretiyle atılır.
Acem düğümü daha sık atılabilmesi sebebiyle daha zarif motiflerin atılabilmesine olanak sağlar.
Sine düğümü bütün İran, Türkistan, Hind, Çin ve bazı Türk halılarında kullanılmıştır.
Resim 12: İran Düğümü

Tek Arış Üzerine Düğüm
Hav ipliği ansın üzerine bir defa düğümlenerek iplik uçları üste çıkarılır. Düğüm sıralarının
dizilişi de farklıdır. Yani bir sırada düğümlenen arış diğerinde boş bırakılır (Seyhan, 2007: 2324).
Resim 13: Tek Arış Üzerine Düğüm

Hekim Düğümü
98
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Kaba dokunmuş halılarda kullanılır. Tek ilme kullanılarak elde edilirler. Kolay atılabilen ancak
ilmek mukavemeti az bir düğüm çeşididir.9 İç Anadolu'da kullanılan bu düğüm şeklinde; sağ el
parmakları arasına alınan bir çift çözgünün arasından sol el ile tutulan küçük bir yün ipliğinin
ucu sokulur. Soldaki çözgünün altından dolandırılarak çözgülerin üstünden geçirilmek sureti ile
sağdaki çözgünün altından ve iki çözgünün arasından çıkarılır. Uçları aynı hizada gergince
tutulup sağ eldeki bir bıçakla biraz mesafe bırakılarak kesilir.10
Resim 14: Hekim Düğümü
4.2.5 Hav
Hav, çözgü tellerine bağlanmış ilme adı verilen düğüm uçlarının belli uzunluklarda kesilmiş
şeklidir.
Resim 15: Hav
4.3
9
Halının Bölümleri
Halıların Sınıflandırılması, http://www.belgeler.com/blg/2cgr/halilarin-siniflandirilmasi
Uşak’ta El Halıcılığı ve Tarihçesi, http://www.belgeler.com/blg/2arg/usak-da-el-haliciligi-ve-tarihcesi
10
99
İster el halısı ister makina halısı olsun halılar genelde 11 bölüme ayırlmaktadır .
Saçak, halının boyutlarına gore değişik uzunlukta halının iki başında çözgünün kesilmesidir. Halı
tezgahtan çıktıktan sonra aralıklarla çözgülere bağlanarak halı başlarının dağılması sağlanır.
Zincir Örgüsü (Çıtı, Sıçandişi), halının başlangıcında ağızlık iplerinin üzerine, kilim
dokumasından once halının bitiminde halı başlarının dağılmaması için çözgülük iplikten yapılan
örgüdür.
Kenar Örgüsü, halı yanlarının sağlam olması için, zemin renginde ve iki katıl zemin ilme
ipliğiyle yanlara örülen dar şerit kısımdır.
Toprakçalık, ilmeli kısmı korumak üzere halının iki başında 5–8 cm. genişliğinde desenli veya
düz olarak dokunan kilim örgüsüdür.
Kenar Suyu (Kıyı Kolonu), halı kiliminden sonra, bordürden evvel zemin renginde halı ebadına
göre yapılan havlı dokumadır. Halının kenarlarını çevreler.
Cik Cik (Etlik), kenar suyu ile dar kenarı birbirinden ayıran 4–5 sıralık ince bir dokumadır.
Dar Kenar (Dış Sedef), halının dört kenarını çevreleyen desenli dokumadır. Halıya güzellik
kazandırmak için yapılır.
Bordür (Enli Kenar), halının dört kenarının çevreleyen, etlik, dış sedef (küçük su), büyük su
(enli kıyı) ve iç sedeften meydana gelen kışıma bordur denir. Dış ve iç sedefler bir yada birkaç
tane olabilir.
Dar Kenar (İç Sedef), bordürle iç zemin arasında yer alan halının dört kenarını çevreleyen
ilmeli dokumadır. Kıyı kolonu, dış sedef, bordür ve iç sedef halının iç zeminini çevreleyen
dokumalar olup halının görünümüne zenginlik verir.
İç Zemin (Orta Dokuma), kıyı kolonu, dış sedef, bordür ve iç sedefin çevrelediği çerçeve içinde
kalan kısımdır. Bünyan halılarında çiçekli, geometrik ve göbekli olmak üzere üç çeşit iç zemin
vardır (Seyhan, 2007: 34-37).
100
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Göbek, halının ve zeminin ortasına gelecek şekilde 3 veya 5 adet yapılır. Çok faklı desenlerde
yapılabilir halıyı gösteren kısımdır.11
4.4
Halı Üretim Süreci
Halı üretim süreci makine ve el dokuma halılarında farklı şekillerde gerçekleştirilmektedir.
4.4.1 Makine Halısı Üretim Süreci
Makine halısının üretim süreci temelde 4 aşamadan oluşmaktadır. İlk olarak hayvanlardan elde
edilen hammadde hazırlanır. Koyunun nisan, mayıs ayındaki tüyünün kırkımından elde edilen
mataryele yapak denir. Üreticiden toplanan yapaklar işletmeye gelir burada önce tefrik edilir bu
bohçanın etek, bacak kısımları kırkılır ikinci sınıf malın içine atılır diğer yerleri yani sırt
bölgeleri ayrılarak depolanır.
Yün, yapak, levyatan denen makinalarda sıcak su ile soda ve detarjanla yıkanarak üzerindeki
yağlar ve samanlar atılır yaklaşık levyatan kazanları 6 tane kazan peş peşe hafifçe itilerekyol alır
ve diğer yuvarlak yıkamalara göre lifler ayrı ayrı haraket ettiğinden birbirine dolaşma ve
keçeleme olmaz sıcaklığın çok iyi ayarlanması lazımdır yün yıkanırken su sıcaklığının 65 OC ‘yi
geçmemesi sodanın çok fazla kullanılarak yün içinde bulunan rivanal yağların %3’ten aşağıya
düşmemesine dikkat edilir. Yıkanan yünler güneşte ve yahut kurutma makinelerinde ortam
sıcaklığı 110oC’yi geçmeyecek şekilde ayarlanarak kurutulmalıdır.
Hammaddenin hazırlanmasından sonra yapakların boyanması işlemine geçirilir. Temiz yapaklar
ATE denilen boyama kazanlarına konularak uygun boya ile kaynatılır ve boyama işlemine tabi
tutulur. Yörede işletmede genellikle metal kompleks 1-2 boyama stiline göre boyama yapalır
20oC’deki su pH ’ı ayarlanır ve suyun kireçten arındırılmış olmasına dikkat edilir. pH’ın 5,5’e
gelinceye kadar asetik asit ilave edilir, iyon tutucu ve köpük kesici vs.gibi kimyasallara yaklaşık
20 dk. yünler banyo ettirilir. Hazırlanan boya reçetesi banyoya yavaş yavaş verilir ve yaklaşık
2oC ‘de su ısıtılırsa 95OC çıkartılır burada 50-90 dk arasında kaynatılır ve suyun üzerinde hiç
boya kalmayana kadar pH derecesi ayarlanır.
Son olarak formik asit ilave edilerek boyama işlemi sonlandırılır. Suyu dökülür kazanlara tekrar
temiz su alınarak liflerin üstünde bulunan boya artıkları temizlenmesi için 15-35 dk arası
yıkanır daha sonra banyodan çıkan lifler güneşte ya da kurutma makinelerinde kurutulur.
Boyanan yünler uygun elyaflar seçilerek harmanlama dairelerine getirilir, toz çarkından geçirilir
11
Sille’de Halıcılık, http://www.silleli.com/sillehali.asp
101
ve yünlerin birbiriyle homojen olarak karışması için gerekli özen gösterilir. Hazırlanan homojen
yünler
%3-8 arasında liflerin yumuşaması liflerin antitestik oluşumu ve taraktaki işleme
kolaylığı için 3-4 gün arasında harmanlama odalarında saklanır.
Hazırlanan yünler hallaçtan geçirilerek tarak ambarına verilir. Tam barda bulunan terazi
vasıtasıyla (nm) durumuna göre ağırlık ayarlanır ve tarağın önündeki fitiller ile bıçak ile pararel
hale getirilen lifler kesilerek sopalara sarılır. Taraktan elde edile iplikler, vargel denilen
makinelere takılır 1m (150-300) bükü gelecek şekilde iplikler kendi ekseni etrafında bükülür ve
sağlamlaştırılır. Bükülen tek iplikler yine kendi etrafında 1m’si 50-150 gelecek şekilde bükülür.
Fılatörden çıkan iplikler, bobin makinasına masuralara sarılır. Bunlar halı dokuma
makinalarının çağlığa takılmak için hazırlanmıştır. Bobinden gelen masuralar renk dizimine göre
açıktan koyuya doğru çağlıklara takılır. Bir makinada yaklaşık 7.000 masura ipliği vardır (hav
ipliğini kontrol eden makinanın emrine göre çalışacak hav ipliğini oluşturur). Daha sonra
facediface sistemine göre dokunuş bunlar daha sonra bir bıçak vasıtasıyla kesilerek tek yüz
haline getirilir.
4.4.2 El Halısı Üretim Süreci
Koyunlardan kırpılan yapağı temizlenmesi için yıkanır. Temizlenme işleminin ardından yapağı
taraklanır ve sümek adını alır. Sümek kirmanla iğrilip ip haline getirilir. Kirmandan iğrilen ipin
bir kısmı çıkrıklarla tekrar iğrilerek çözgü ipi haline getirilir. Kalan kısmı da boyanmak üzere
kelep haline getirilir. Kelepler ceviz kabuğu, palamut, tavşanak, sütleğen, sığır kuyruğu kök
boyaları ile kelepler boyanır. Kızgın su kazanlarının içinde boyar madde şap ve demir oksit gibi
yardımcı maddeler ile birlikte önceden ıslatılmış kelepler kaynamış boyalı suya bastırılır ve bir
süre kaynatılır. Daha sonra çıkarılan kelepler yavaş yavaş soğutulur. Durulanır ve kurumaya
bırakılır. Tezgahlara çözgü gerilmeden önce halı dökme işlemi yapılır. Bu işlem yere çakılan
kazıklarla çözgülerin hazırlanmasıdır.
Çözgü halının enine göre kaç tel gerekiyorsa o sayıda hazırlanır ve yan yana gelecek şekilde
tezgaha gerilir. Bu işlemin ardından keleplerle düğüm atılarak halı dokuma işlemine geçilir.
Saçak payı bırakıldıktan sonra ilk bir ila dört cm’lik sıra kilim gibi dokunur. Bu halının
dayanıklılığı için gereklidir. Bu kısma topraklık adı verilir. Topraklığı izleyen sıralarda her
ilmiğin atılışından sonra havlar bıçakla kesilir. Kirkitle bütün sıra sıkıştırılır. Fazlalıklar makasla
alınarak düzeltilir. Halı kareler üzerine dökülmüş renklendirilmiş desenlere bakılarak dokunur.
Bezemesindeki desenler el yazması halılara sanat eseri değeri kazandırır. Halı dokuma işlemi
102
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
bittikten sonra tekrar 10 cm’lik yukarıdan çırpı çekilir ve halı makasıyla çözgü kesilerek halı
tezgahtan alınır. Düzgünce bir yere serilen halı süpürülür ve halıcıya teslim edilir.12
4.5
Halı Tüketimini Etkileyen Unsurlar
Yapılan Arkeolojik araştırmalara göre, ağaç kabuklarını ve liflerini hasır gibi örerek ilk dokumayı
meydana getiren insanoğlu, önce örtünmek amacıyla hazırladığı eşyaların yanında, yaşamını
kolaylaştıracak ve rahatlatacak başka eşyalara da ihtiyaç duymuştur. Böylece ilk kalın dokumaları
yapmaya başlamıştır (Öztürk, 1992: 9).
Yapılan tasarımların gerektirdiği farklı malzemelerin kullanılması halının görüntüsünü
değiştirdiği için kalitesi ile doğru orantılıdır. Halı yaklaşık 3500 yıldan beri dokunmaktadır.
Yeryüzünde bugüne kadar en az yüz milyon halı ve kilim dokunmuş olduğu tahmin edilebilir.
Bunlardan pek çoğu kullanılmış ve eskiyemeden kaybolmuştur. Yapılan tasarımların gerektirdiği
farklı malzemelerin kullanılması, halının görüntü ve tuşesini değiştirdiği için kalitesi ile doğru
orantılıdır.
4.5.1 Halı Tüketimini Etkileyen Unsurlar: Ebat
Halılarda standart ölçüler hâkimdir. Dokunan halılar ebatlarına göre isimlendirilmektedir
(Seyhan, 2007: 39- 42).
1. 60cm.x 90cm
: Yastık
2. 90cm. x 130cm
: Arşın Çeyrek
3. 120cm. x 180 cm
: Seccade
4. 150cm. x 225cm
: Karyola (Altıyüz)
5. 2m.x 3m
: Kelle (Yediyüz)
6. 6m²– 12m²
: Taban halıları
Yastık halıları daha ziyade altı tanesi bir takım halinde kullanılır. Sedir ve divanlarda kullanılan
yastıkların ön yüzeylerine geçirilir.
Arşın çeyrek halılarına kapı eşiğine serilmek amacıyla dokundukları için eşik halısı da denilir.
Seccadeler ise üzerinde ibadet etmek amacıyla dokunan halılardır.
Karyola halıları ise genellikle dekorasyon amacıyla duvara asılan veya divan, sedir üzerine örtü
olarak kullanılan halılardır.
12
El Yapımı – Halı Dokuma, http://www.youtube.com/watch?v=qWqaY1Fd_RI
103
Kelle halıları, taban halılarının bir boy küçüğüdür. Taban halıları büyük odalarda kullanılırken
bu halılar daha küçük odalara serilmektedir.
Taban halıları en büyük boydaki halılardır.
4.5.2 Halı Tüketimini Etkileyen Unsurlar: Desen
Desen, halı söz konusu olduğunda yanlızca bir leke, çizgisel bir biçim değil aynı zamanda doku ıle
bütünleşen bir hacim yaratmadır. Bir anlamda hacimsel bir etki ya da 3 boyutlu bir nesne
algısıdır. Tüketicinin talebine ve görsel algısına göre değisen bir hacimdir.
Halı dokunmadan önce bütün malzemesi hazırlandıktan sonra ona katılacak en önemli şey
desendir. Zaman ve mekan kısıtlaması olmadan, ayrı koşullarda ve mekanlarda yaşayan insanlar
tarafından halı dokumalarında kullanılan motif dili toplumların ortak dili olmuştur. Halıyı
dokuyan kişi taşıdığı duygu ve düşünceleri, çevresindeki olayları, objeleri, inançları dokumasına
aktararak geleneksel desenleri oluşturmuştur. Böylece dokuma ve deseni, üreten toplumun bir
aynası ve kimlik yansıtıcısı durumunda olmuştur (Kaşkan, 2007: 172).
Her yörenin kendine özgü deseni vardır. En çok kullanılan desenler geometrik, insanların
çevrelerinde gördükleri eşyalar, insan ve hayvan tasvirleri, inanç ve geleneklere ait sembollerdir.
Desenlerin büyük bir kısmı Orta Asya Türk geleneklerinin izlerini taşımaktadır.
İslâmiyet öncesi Türk halılarında ejder ve kuş resimleri ağırlıklı olmak üzere diğer hayvan
resimleri halıda simetrik bir şekilde işlenmiştir. Renk olarak koyu mavi, kırmızı, yeşil renkler
hakim renk olarak kullanılmıştır. Selçuklu dönemi halılarında ise geometrik desenlerin hakim
olduğu büyük küçük madalyonlar halıda yer almıştır. Bu halılarda dal, yaprak, gül gibi tabiatta
bulunan çiçekler süs olarak bulunmaz. Selçuklulardan sonra günümüze kadar gelen zaman
dilimi içinde bu asil şekiller devam etmekle beraber, gül, çiçek, sarmaşık, dal, yaprak gibi şekiller
ağırlık kazanmış ve desen olarak kullanılmıştır.
Ülkemizde dokunan halılarda Türk motifleri hakim desen olarak yerini almıştır. Halıda çiğ
renklerden kaçınılmış, koyu mavi, koyu kırmızı, yeşil, krem, kahverengi, sarı ve az olarak da
siyah-beyaz renkler hakim renk olmuştur. Genellikle Anadolu’da dokunan halılarda sümbül,
karanfil, lâle, nar çiçeği, çilek, asma filizi, çalı, çengel, mezar taşı, kilit, leğen, ibrik, sakal tarafı,
güvercin, gonca, gül, çiçek demeti, kandil ve sarmaşık motifleri desen olarak kullanılmıştır.
104
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Yine İslâmiyetten önce Türk halılarında bulunan gamalı haç şeklindeki çapraz hatlar, halıda
desen olarak işlenmiştir. Motiflerdeki renk uyumuna özen gösterilmesi, halının güzel bir
görünüme sahip olması için ön şart olarak düşünülmüştür (Karahan, 1989: 138- 139).
Halıda kimlik; renk, malzeme ve desen arasındaki ortaklıklar ve farklılıklar çerçevesinde
belirlenen bir üretim nesnesinin yapısal özellikleridir. Kimlik, bu yapısal bilgilerin oluşturduğu
bir kalite belirtecidir. 13
Tasarım ve tüketici talebi açısından bakıldığında kalite, istenilen özelliklerin bütünlüğü,
biraradalığı anlamını taşır. Bir tüketici seyrek, uzun havlı ve çok yumuşak tuşeli bir yer doşemesi
istiyorsa buna uygun bulduğu halı örneği tüketici için talep ettiği kalitedir.
Halının ipliklerinin ya da hammaddesinin uygun özellik taşıması, kullanım beklentisini
karşılaması, rengi, dokusu ve deseni ile istenilen yere uygunluk taşıması tüketicinin kalite
beklentisini karşılamaktadır. Tasarımcı olarak üretim açısından bakıldığında çözgü atkı uyumu,
boyanın sabitliği, ipliğin dayanıklı ve kullanım özelliklerine uygunluğu, desenin özgünlüğü kalite
için önemli ve olması gereken özelliklerdir.
4.5.3 Halı Tüketimini Etkileyen Unsurlar: Renk
Boya yapımı, tarihinin çok eski dönemlerinden beri doğadan elde edilen maddelerin kullanımıyla
elde edilmektedir. Doğal boyacılığın geçmişi dokumacılığın tarihi kadar eskidir. 1967 den sonra
Moenjodaro bölgesinin İndus Vadisinde ki arkeolojik kazılardan birinde, zemin taşlarının altında
az miktarda mavi boya bulunmuştur. Bugün Pakistan sınırları içerisinde bulunan ve MÖ 3500
yıllarına tarihlendirilen, bu arkeolojik yerleşimde bulunmuş olan indigo boyarmaddesi,
günümüze kadar ulaşan en eski ve en önemli veridir (Karadağ, 2007: 8).
Halı dokumalarda kullanılan renkler kırmızı, sarı ve mavi olmak üzere üç ana renk etrafında
toplanır. Diğer renkler bu ana renklerin karışımından elde edilmektedir. Renkler kontrastlık
esasına göre düzenlenir. Hiçbir renk diğer rengin önüne geçmez. Ancak rengin ön plana
çıkmasını sağlar. Bir rengin farklı tonları, açıklı ve koyulu kullanılmıştır.
Halı dokumaların ipleri, donmadan önce boyanır. Her bölgenin kendine özgü boyama usulü
vardır. Boyama, eski usullerle evlerde bitki ve doğal maddelerden elde edilen boyalarla yapılır
halk arasında buna kök boya denir. Sentetik boyalarda kullanılır. Halı dokumalarda çözgü ve atkı
ipi genellikle renksiz olur. Bunlar saf beyaz, kahverengi ve siyahtır (Deniz, 65).
13
Prof. Günay Atalayer, ders notları
105
4.6
Halının Kalitesini Etkileyen Unsurlar
Halıda kaliteyi olusturan unsurlar renk, iplik ve desen özelliği olarak üç başlıkta ele alınabilir.
Bütün bu unsurlar mlzemeye bağlı olarak değişebilir.
4.6.1 Halının Kalitesini Etkileyen Unsurlar: İşçilik
İhtiyaç unsuru olarak algılanan ve fonksiyonel anlamda yer döşemesi olarak kullanılan halıların
21. yy. da, kullanılan renkler, farklı materyaller ve doku arayışları ile başlı başına bir tasarım
nesnesi konumunda yer almasındaki en önemli etken Tasarımcı Kimliği’dir. Artık ülkemizin, iş
gücünün ucuz olduğu ülkelerle rekabet edebilmesinin tamamen yeni tasarımlara ve yeni
teknolojilere bağlı olduğu ortada. Tasarımcının farklı olanı yaratma isteği her alanda olduğu gibi
halı sektöründe de önemli bir yer tutmaktadır.
Tasarımcı, etrafına 360 derece ile bakabilen, yaptıkları, buldukları, çizdikleriyle takip edilen kişi
olmalıdır. Tasarımcı, hangi ortamda olursa olsun, hem eski ve geleneksel, hem de çağın teknik ve
teknolojisini bilen, izleyen ve kullanabilen kişi olmalıdır. Bilgi ve birikimlerini geçmişe ve eskiye
uygun tekrarlayan değil, bilgileri karıştırabilen ve bilgiye yepyeni bir yapı kazandıran kişidir (Pes
ve Cooper, 2007).
Bir tasarımcı ağırlıklı olarak kendi kültüründen beslenir. Bireysel yaratıcılığı için tüm donanımını
ortaya koyan tasarımcı, yaratıcılığını doğru kullanırsa başkalarının taklitçisi durumuna düşmez.
Türkiye’de yaratıcılığımızı doğru kullanmamızı sağlayacak, beslenebileceğimiz birçok kaynak var.
Anadolu topraklarında binlerce yıllık tekstil kültürü var. Anadolu’nun hemen hemen her yerinde
kadınlar yün eğirip iplik yaparlar. Türk insanının tekstille çok yakın bağları vardır.
4.6.2 Halının Kalitesini Etkileyen Unsurlar: Malzeme
Malzeme olarak adlandırdığımız alan hammaddeyi ve ham maddenin aldığı biçimi ifade
etmektedir. Örneğin ince ipliklerle dokunan bir halının görüntü ve tuşesi, kalın ipliklerle
dokunan halının görüntü ve tuşesine göre farklılık göstermektedir. Farklı malzemelerin
kullanımıyla tasarımdaki görsel etki de tamamen değişmektedir. Kağıt üzerinde hazırlanmış olan
iki boyutlu bir desen, renklendirilip farklı etkileri ortaya çıkarıldıktan sonra bir tekstil nesnesine
dönüştürülmek üzere malzemenin diliyle nesnelleştirildiğinde ortaya çıkan üretimin algısı,
malzemenin ne olduğu ile tamamen değişiklik gösterebilir.
106
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Örneğin aynı kırmızı renk; sisal bir havda, ipek bir havda, sentetik ya da pamuk bir havda farklı
etki yapacaktır. Buradaki tercih tasarımcının görmek istediği etki olarak değerlendirilmelidir.
Bunun anlamı da, tasarımcının düşüncesindeki kırmızının buğulu görüntüsünü hangi malzeme
veriyorsa onun tercih edilmesidir. Dolayısıyla ipliğin inceliği, kalınlığı ve biçimsel farklılığı da
belirttiğimiz etkiyi değiştiren, özelleştiren diğer değerlerdir.
Günümüzde tasarıma verilen değerin artması ve tüketicinin farklı olanı görme isteği sonucunda
geleneksel halı dokumalarında kullanılan yün, tiftik, deve yünü, pamuk ve ipek gibi malzemeler
dışında birçok elyaf cinsi kullanılmaktadır. Yün ve tiftik ilk çağlardan beri kullanılan ve özellikle
hayvancılık ile uğraşanların kolaylıkla temin edebildikleri bir malzemedir.

Yün iplikler
Koyun yününden sağlanan ipliklerdir. Koyun yünleri kırkılır, yıkanır ve eğrilerek ip haline
getirilir. Halı dokumada çözgü, atkı ve düğümlerde kullanılır. Yün, boyayı iyi emen ve haslık
derecesi diğer dokuma malzemelerine göre daha fazla olan bir malzemedir.

Pamuk iplikler
Ebegümeci familyasından Gossypium türlerine ve bunların ekonomik açıdan değerli liflerine
verilen isimdir. Elde ya da makineler yardımıyla toplanan ürün çırçırlama işleminden geçirilerek
lifler tohumlarından ayrılır, yıkanır. Açma ve taraklama işlemleriyle tellerin birbirlerinden
ayrılması sağlanır. Gevşek bir yığın oluşturan taraklanmış lifler uzatma ve düzeltme işlemlerinde
sonra bükülerek ip haline getirilir (Ana Britannicca, 186: 371- 372). Bazı bölgelerde halı
dokumalarında çözgü ve atkıda kullanılır.

İpek iplikler
İpek, ipek böceği kozasından elde edilen doğal bir elyaftır. İpek, halının atkısında, çözgüsünde ve
düğüm olarak dokunuşunda kullanılır.
4.6.3 Halının Kalitesini Etkileyen Unsurlar: Boya
Renk, doğrudan ham maddeye, ipliğe verilen özellik olduğu gibi halının üstüne eklenen bir
özellikte olabilir. Tasarımda renk her zaman boya ile ifade edilen görsellik demek değildir. Boyar
madde ile elde edilen etkinin yanı sıra dokuma tekniğinin olanaklarıyla elde edilen doku ve iplik
yapımındaki olanaklarla yani ipliğin biçimsel özellikleriyle elde edilebilen bir görsekliktir
denilebilir. Örneğin, bir tasarımda aynı renk bir ipliğin, sıklığının, iplik numarasının, tarak
107
numarasının ve hav yüksekliğinin değiştirilerek kullanıldığı yüzeylerde aynı olan rengin farklı
ton değerleri elde edilebilmektedir. Rengin ışık değeri, elyafın kullanım şekline göre değişiklik
gösterebilir. Görsellik her zaman kaliteyle ilgilidir ama kalite görsellikle doğru orantılı
olmayabilir.
Boya yapımı, tarihinin çok eski dönemlerinden beri doğadan elde edilen maddelerin kullanımıyla
elde edilmektedir. Doğal boyacılığın geçmişi dokumacılığın tarihi kadar eskidir. 1967 den sonra
Moenjodaro bölgesinin İndus Vadisinde ki arkeolojik kazılardan birinde, zemin taşlarının altında
az miktarda mavi boya bulunmuştur. Bugün Pakistan sınırları içerisinde bulunan ve MÖ 3500
yıllarına tarihlendirilen, bu arkeolojik yerleşimde bulunmuş olan indigo boyarmaddesi,
günümüze kadar ulaşan en eski ve en önemli veridir (Karadağ, 2007: 8).
Halı dokumalarda kullanılan renkler kırmızı, sarı ve mavi olmak üzere üç ana renk etrafında
toplanır. Diğer renkler bu ana renklerin karışımından elde edilmektedir. Halı dokumaların ipleri,
dokunmadan önce boyanır. Her bölgenin kendine özgü boyama usulü vardır. Boyama, eski
usullerle evlerde bitki ve doğal maddelerden elde edilen boyalarla yapılır halk arasında buna kök
boya denir.14
Düğüm iplerinin bitkisel boya ile boyanmış olması antika halıların en belirgin özelliğidir.
Yüzlerce yıl öncesinden kalan antika halılara baktığınızda, birçoğunda renklendirmenin
mükemmel bir uyumluluk gösterdiği ve renklerin geçen zamana rağmen özelliklerini
korudukları görülmektedir. Bunun en önemli sebebi geçmişte kullanılan kök boyaların
kalitesidir. Parlak Afgan şarap kırmızıları, saf ve antika Çin mavileri, Orta Anadolu’nun kiremit
kırmızıları bu kaliteyi tanımlayabileceğimiz temel renklerdir (Karahan, 1989: 139- 140). Bugün
halen St. Petersburg Arkeoloji ve Hermitage müzesinde saklanan ve tarihteki en eski halı olarak
bilinen Pazırık halısı teknik Gördes düğümüne sahip olup hakim renkleri (koyu kırmızı, parlak
mavi ve parlak sarı) bitkisel kökenlidir.
Resim 16: Pazırık Halısı
14
Bekir Deniz; a.g.e., Ankara, s.65.
108
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Zamanla halı işi kârlı bir iş durumuna gelmiş, daha kısa sürede daha fazla ipin boyanması söz
konusu olmuştur. Bu iş için kimyasal boyalar kullanılmaya başlanmıştır. Kimyasal boyaların
kullanımıyla birlikte bitki boyacılığı da bir daha dirilmemek üzere tarihe gömülmüştür. Önceleri
halıcılıkta alizarin boyaları kullanılmıştır. Bu boyalar nispeten dayanıklı boyalardır. Fakat bunun
yerini şimdi anilin boyaları almıştır. Fakat bazı ülkeler halıcılıkta anilin boyalarının
kullanılmasını yasaklamışlardır. Bunu uygulayan ülkelerin başında İran gelmektedir. Kalite
kontrol esnasında bu tür boyaların halıda kullanıldığı görülürse, halının satışı yasaklanıp,
uygunluk belgesi verilmemektedir.15
4.6.4 Halının Kalitesini Etkileyen Unsurlar: Düğüm Sayısı
Halıdan söz edildiği zaman akla ilk gelen iki ülke İran ve Türkiye’dir. Zira dünyanın en ünlü el
sanatları arasında yer alan halının ilk örnekleri bu iki toplumun insanlarının ellerinden çıkan,
kendilerine özgü düğüm teknikleri ile yarattıkları, akıl almaz bir işçilikle dokudukları ve
inanılmaz bir uyum sergileyen kök boyaları ile renklendirdikleri özgün el halılarıdır (Uysal,
2004: 1)
Halıda kalite dendiği zaman ilk akla gelen, halının belli bir ölçü birimi içindeki düğüm sayısıdır.
Halının enine ve boyuna 1 cm2 içindeki düğüm sayısı, o halının kalitesini ortaya koymaktadır. Bu
ölçü içindeki düğüm sayısı arttıkça buna bağlı olarak halının kalitesi de yükselmektedir.16
15
16
Halıcılık, www.belgeler.com/blg/6df/halicilik
Taşpınar Halıları, http://www.belgeler.com/blg/dzs/taspinar-halilari
109
5.
DÜNYA GENELİNDE HALICILIK SEKTÖRÜNÜN TARİHSEL GELİŞİMİ
Halı dokumacılığının tarihi; göçebe kabilelerin kendi koyunlarından elde ettikleri yünü,
yaptıkları derme çatma tezgahlarda kullanmalarıyla başlamıştır. Bu halılar; çiçek, hayvan ve
ağaçların yani doğayı oluşturan unsurların dokumacının bakış açısıyla tasvirlenmesiyle veya
dokuyanın kültür ve inançlarını simgeleyen semboller ve motifleri dokumalarına yansıtmasıyla
tasarlanmışlardır17.
Uhlemann’a göre iklimsel özellikler nedeniyle halıcılığın asıl vatanı kuru step bölgeleridir. Kurt
Erdmann 1960 Tarihli Der Orientalische Knüpfteppich adlı eserinde düğümlü halılar, göçebeler
tarafından postlara benzetilerek icat edilmiştir der. Halının vatanı 30-45 kuzey arz dereceleri
arasında kalan ve bütün Asya’yı kuşatan bölgedir. 30 derecenin altındaki sıcak bölgelerde hasır,
45 derecenin kuzeyindeki soğuk bölgelerde post kullanılmıştır. 15 derecelik arz dairesinin doğu
kısmı keçe örtü bölgelerine girer. Asıl düğümlü halıların vatanı ise Türklerin yaşadığı 15 derece
arz dairesinin batı kısmındaki bölgedir (Erdmann, 1953: 85).
Hayvan yetiştiren atlı göçebeler, göç esnasında yük hayvanları tarafından taşınabilecek kolay
nakledilebilen çadırlara ve çadır eşyalarına ihtiyaç duymuşlardır. Halılar doğa şartlarına karşı
korunma veya süs amaçlı çadır duvarlarına asılmış, zemin örtüsü, mobilya, at örtüsü, üzerinde
uyunan, yaşanan ve dua edilen yaygı olarak çeşitli işlevlerde kullanılmışlardır18.
Yapısal malzemeleri doğa şartlarına karşı mimari sanatlarda kullanılandan zayıf olan halılar,
estetik amaçlı tasarlanan plastik sanat eserleri gibi önemsenmeyip yer örtüsünden, mobilyaya,
mezar örtüsünden at örtüsüne kadar çeşitli işlevlerde ve bazen çok hoyrat bir şekilde
kullanıldıklarından dolayı varlıklarını bu eserlere nazaran daha az sürdürebilmişlerdir.
Bu
noktada
tarihsel
gelişimlerinin
bazı
süreçlerinde
varoluşlarına
dair
bulgular
bulunamamaktadır. Bazı dönemlere ait olanlarda ise desen çeşitliliği ve tarihsel verilendirme
ancak günümüze kadar gelebilmiş az sayıda örnekler ile Batı ülkelerinde yapılmış tablolar veya
İslam medeniyetine ait minyatürlerde görülenlerin kıyaslanmasıyla yapılabilmektedir.
Üzerlerinde bulunan desenlerin çıkış noktaları araştırmacılar için çoğu zaman bir muamma
olmuştur.
17
18
A Consumers Guide to Carpet and Rug History, www.flooring-guild.co.uk, s.1.
A Consumers Guide to Carpet and Rug History, www.flooring-guild.co.uk, s.1.
110
5.1
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Halıcılık Sektörünün Tarihsel Gelişiminde Doğu Uygarlıkları
Uygarlığın genişlemesiyle birlikte halının kullanımı da yaygınlaşmıştır. Tigris-Euphrates
(Mezopotamya) alanını çalışmakta olan bilim adamları, M.Ö 2500'e tarihlenen halıların varlığına
dair kanıtlar bulmuşlardır. Bu yaygılar muhtemelen otlar ve sazlar veya hayvan derilerinden
yapılmışlardı19.
Asurluların, Babillilerin, Ahamenitlerin halıları meşhurdu. Sasaniler ve Bizanslılarda bu geleneği
devam ettirmişlerdi. Ancak bu halılar düğümlü olmayıp, çeşitli şekilde dokunmuş, işlenmiş,
örülmüş, kıymetli taşlarla süslenmiş ve aplike edilmiş dokumalardı (Yetkin, 1991: 1).
2500 yıl önce İran monarşisini kuran Büyük Keyhüsrev’in sarayının muhteşem halılar tarafından
süslendiğine değinen tarihi kayıtlar bulunmaktadır20. Yunan tarihçisi Xenophon, Kiros (Büyük
Keyhüsrev) Kuralları adlı kitabında İran’lılar yumuşak olması için yataklarının altına halı sererler
demektedir21.
M.Ö. 2400 yıllarına tarihlendirilen Mısır ve Suriye anıtlarında halı imalatını gösteren duvar
resimleri olduğu görülmektedir (Acar, t.y.: 2). Kültürler tarih boyunca birbirleriyle etkileşim
halinde olmuşlardır. Kültürel harmanlanma olarak ta bilinen bu etkileşim çoğunlukla farklı
kültürlerin değişik yollarla birbirleriyle kaynaşmasıyla ortaya çıkmıştır. Bu etkileşim farklı
uygarlıklara ait Doğu halılarının birbirleriyle ve diğer sanat eserleriyle arasındaki benzerliği
incelendiğinde iyice su yüzüne çıkmaktadır.
R. Pinner ve M. Franses Roma ve geç dönem Mısır çeşmeleri ile Memlük halıları arasındaki
(Pinner ve Franses, 1981: 379) benzerlikten sözederken, Volkmar Gantzhorn Doğunun erken
halı desenleri için Kilikya ve Levant Roma ve post Roma mozaiklerini göstermiştir (Gantzhorn,
1998: 58- 65).
5.1.1 İslam Öncesi Türk Uygarlıklarında Halıcılığın Tarihsel Gelişimi
Düğümlü halıya dair en erken bulgulara Türklerin yaşadığı bölgelerde rastlanılmıştır. Rus
arkeoloğu Rudenko tarafından, 1947 yılında Altay Dağlarındaki Pazırık kurganlarından
beşincisinde donmuş halde bulunan ve dünya tarihinde en eski halı olarak kabul edilen Pazırık
halısının keşfi halıcılık tarihinde bir dönüm noktası oluşturmuştur. Dokuyan uygarlık,
dokunduğu tarih ve dokuma tekniği araştırmacılar arasında spekülasyonlara yol açmışsa da,
A Consumers Guide to Carpet and Rug History, www.flooring-guild.co.uk, s.1.
http://www.beckwithgalleries.on.ca/THoPC.pdf, s.1.
21 http://www.great-iran.com/PDFs/RUG/Carpet-Hitory-(Great-Iran-com).pdf, s. 1.
19
20
111
farklı fikirler arasında en fazla kabul göreni Pazırık halısının M.Ö. 3. veya 2. yy’larda Hun
Türkleri tarafından dokunduğudur (Acar, t.y:2).
Sir Aurel Stein tarafından, 1906- 1908 yıllarında, Doğu Türkistan'da, Lou-Lan kuyu mezarında ve
Lop-Nor'da bir Budha tapınağında yapılan kazılarda, M.S. 3-4. yy’lara ait halı parçaları
bulunmuştur. 1913 yılında, Turfan Bölgesi'nde, A.Von Le Coq tarafindan Kuça/ Koço şehri
yakınlarındaki KızıI'da bir tapınağın odasında halı parçası bulunmuştur. Göktürkler dönemine
ait bu halı M.S. 5-6. yy.'dan kalmadır. Bu halı yün malzemeyle ve alternatif çözgüler üzerine,
düğümlenerek dokunmuştur (Deniz, 2005: 24-25).
7-8 yy. 'larda Türkistan, Oğuzelleri, Buhara, Uygur ve Hazar bölgelerindeki tüm Türk ülkelerinde
halı dokunmuştur. Çin kaynaklarında, 7. yy.'da Hoten şehrinde halı dokunduğu yazılıdır. Doğu
Türkistan'da keçe halılar da dokunmaktaydı. Orhun Bölgesi'ndeki Uygur kağanlarının Çin
imparatorlarına gönderdikleri yaygılar da bu türden dokumalardır (Deniz, 2005: 26).
Doğu Türkistan' daki, Uygurların eski başkenti Koço bölgesi bir kilim ve halı üretim merkeziydi.
Düğümlü halı ve kilim kalıntılarının çoğu, Uygur harfleri ile Türkçe yazıların bulunduğu ev ve
han harabelerinden çıkmıştır. A. Von Gabain Uygurlularda bodhimandala (mürakebe için çizilen
ve mabudun sarayını veya kainatı temsil eden şekil) olarak kullanılan küçük halılar bulunduğunu
tesbit etmiştir. Uygurlarda, ayrıca büyük halılar da vardı. Bunlar, büyük çapta ve sade motifleri
ile dikkati çekmektedir. Ayrıca, 8. yy.'ın ilk çeyreğinde, Ma-veraü'n-nehr bölgesinde, Buhara'da
güzel halılar dokunduğu bilinmektedir (Deniz, 2005: 25).
5.1.2 Türk- İslam Uygarlıklarında Halıcılığın Tarihsel Gelişimi
Kahire İslam Sanatı Müzesi’nde Fustat’tan gelme, gördes düğümlü ve kırmızı zemin üzerine
palmet motifli bir yün halı parçası üzerinde yapılan incelemeler, bunun Ortaçağ İslam
dünyasında düğümlü halıların başlangıcı olduğunu göstermiştir. Halının Abbasiler zamanında
Batı Türkistan’dan ithal edildiği tahmin edilmekte, 7. ve 9. yy’lar arasına tarihlendirilmektedir.
Fustat’ta bu döneme ait başka parçalarda bulunmuştur. Abbasi dönemine ait kabul edilen bu
parçalar tek çözgü üzerine düğümleme tekniği ile yapılmışlardır (Aslanapa, 1996: 22).
Kuran-ı Kerim’in çeşitli yerlerinde bir cennet mobilyası olarak anılması, İslamiyet’le birlikte
halıya büyüleyici bir değer daha yüklemiştir. Kutsal Kitabın 88. Suresi olan Gaşiye’nin 16.
ayetinde cennette serili halılardan bahsedildiği görülmektedir (Saoud, 2004: 22).
112
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
8-9-10. yy’ların İslam kaynaklarında bahsedilen ve İslam uygarlığının zenginliğini belirten
halıların düğümlü halılar olduğu ispat edilemez. Fustat’ta bulunmuş örnekler dışında 6.yy’dan
13.yy Anadolu Selçuklu’larına kadar düğümlü halı tarihinde büyük bir boşluk görülmektedir
(Yetkin, 1991: 1).
13 .yy başında Konya’da Anadolu Selçukluları’ndan kalan Gördes düğümü ile yapılmış parçalar
halıcılık sanatının temel taşlarından biridir. Konya Alaeddin Camii’nde 1905’te F.R.Martin
tarafından keşfedilen sekiz Selçuklu halısından sonra R.M. Riefstahl’ın 1930’da bulduğu üç
Selçuklu halısı ve 1935-1936 yıllarında Fustat’ta ele geçirilen yedi küçük parça ile bunların
sayıları 18’i bulmuştur (Aslanapa, 1996: 24).
15. ve 16. y.y.’da Orta Doğu’da egemen olan devletlerin hepsini Türkler oluşturmuştur. Timur
İmparatorluğu
genişlemenin
sonrasında
arttığı
Türk
hanedanları
görülmektedir.
Bunlar
tarafından
Mısır
ve
yönetilen
Suriye’yi
devletlerle
yöneten
İslami
Memlükler,
İmparatorlukları Kuzey Afrika, Küçük Asya, Yakın Doğu’nun büyük bir bölümü ve Arabistan'ı
kapsayan Osmanlılar; İran ve Afganistan’ı yöneten Safaviler, Hint yarımadasını yavaş yavaş
fethederek Babür İmparatorluğunu kuran Moğollar’ı kapsamaktadır. Bunların her biri sanat ve
mimarlık alanında kendi atalarına çekmiş ama kendi stillerini geliştirmeye devam ederek; çeşitli
ayırt edici tarzlarla birbirlerinden farklılık göstermişlerdir.

Memlük Devleti Döneminde Halıcılık
Eyyübilerin paralı askerleri olan ve çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Memlükler son Eyyübi
Sultanının ölümünden sonra Kıpçak Türklerinden İzeddin Aybeg’in yönetiminde Memlük
devletini kurmuşlardır. Memlük sultanları 1250-1517 yılları arasında Mısır, Suriye, Batı
Arabistan ve Anadolu’nun bazı bölümlerine hükmetmişlerdir22. 15. yy’da başkentleri olan
Kahire’de başarılı bir halı sektörü kurmuşlardır. Memluk halılarının bir çeşitlemesi olan ParaMemlük halılarının ise Memlük Devletinin Suriye bölümünde önemli bir merkez olan Şam’da
dokundukları düşünülmektedir.
Memlük halı üretimi 1517 yılında Osmanlı’nın memlük devletini yıkmasından sonra da devam
etmiştir. Bu dönemde Osmanlı sarayı Kahire’deki işliklerde çiçekli arabesk tarzı halı üretimi
yaptırmıştır. Kahire Halıları olarak bilinen bu halılar çağdaş Safevi Fars tasarımları ile
yarışmıştır. Ayrıca Memlük devletinin son dönemlerinden günümüze kalabilen bir grup halı
Akkoyunlu İran ve Anadolu halılarıyla benzer özellikler taşıması nedeniyle dikkat çekicidir.
22
Islamic Art and Culture, National Gallery of Washington, 2004, s.11, www.nga.gov/education/.../islamic-tp.pdf.
113

Safevi Devleti Döneminde Halıcılık
1501 yılında Güney Azerbaycan'da kurulmuş olan Azerbaycan Safevi Devletinin sınırları KuzeyGüney tüm Azerbaycan'ı kapsamıştır (Paşayeva, 2006: 94-95). Safevi devletinin kurucusu I. Şah
İsmail anne tarafından Akkoyunlu Hasan Beyin torunudur. Altıncı kuşaktan büyük atası olan
Şeyh Safiyüddin’inde Türk kökenli olduğu bilinmektedir (Javanshir, 2007: VIII).Safevi Devleti
Azerbaycan dışında farklı dönemlerde İran, Irak, Türkiye, Ermenistan, Gürcistan vs. ülkelerden
de bazı toprakları sınırlarına katmıştır. Safevi devletinin başkentleri olan Tebriz ve İsfahan
önemli halıcılık merkezleridir. I Şah Abbas’ın 17. yy’da Safevi Devletini, Azerbaycan Safevi
Devletinden İran Safevi Devletine çevirmesinden sonraki dönemde, Safevi Devleti artık Türk
değil bir İran devleti olmuştur (Paşayeva, 2006: 95).
İlk Safevi şahları I. Şah İsmail (1501-1524) ve oğlu Şah Tahmasb (1524-1576) dönemlerinde
saray atölyelerinde üretilen halı desenlerinin sarayın minyatür ressamları tarafından yapıldığı
bilinmektedir (Paşayeva, 2006: 95). I. Şah Abbas (1587-1629) devrinde halı ve ipek ticareti
Safevi devleti için ana gelir ve zenginlik kaynağı olmuştur (Saoud, 2004: 2). 16-17. yüzyıllarda,
Safaviler döneminde Azerbaycan’da halıcılık çok gelişmiştir. Bu dönemde halılar İstanbul, İzmir;
Halep üzerinden Avrupa ve Rusya’ya satılmaktaydı. Anılan yüzyılda en güzel halıların Tebriz,
Şamahı (Şirvan), Erdebil, Gence ve Berde’de dokunduğu bilinmektedir. Ancak, bu halılar
kaynaklarda Kafkas halısı diye tanıtılmaktadır (Deniz, 2007:18).

Babür Devleti Döneminde Halıcılık
Babür veya Hint-Moğol İmparatorluğu, 1526 Panipat Savaşından sonra Babür’ün Hindistan’da
kurduğu hanedana verilen isimdir. Babür baba tarafından Timur’un, anne tarafından ise Çağatay
hükümdarı Yunus Han’ın torunudur23. Hindistan halıcılık sektörü geleneğin bir parçası olmayıp,
Babür İmparatorları tarafından ithal edilmiştir. İmparator Babür (1526-1530) sarayını
güzelleştirmek için Türkiye ve İran’dan halı getirtmiştir. Babür’ün oğlu Humayun babasının
İmparatorluğunu kaybettiğinde Safevi şahı Tahmasp’a sığınmış, tahtını geri aldıktan sonra Şahın
en iyi sanatçılarını beraberinde sarayına getirmiştir24.
Sonraki Babür İmparatoru Akbar
hakimiyetinde Lahore, Agra ve Fatehpur Sikri’de İmparatorluğa bağlı halı işlikleri kurulmuştur25.
1580-1630 yılları arasında Hint halılarında Fars modellerine büyük bir bağımlılık olduğu
bilinmektedir26. Babür halıları İran, Türk, Moğol ve Hindu estetiğinin karışımından oluşmuştur.
http://tarihsitesi.net/turk-islam-devletleri/538-babur-devleti.html.
tea-and-carpets.blogspot.com/2011_05_01...
25 Indian Carpet Endustry, http://www.fibre2fashion.com/industry-article/pd..
26 tea-and-carpets.blogspot.com/2011_05_01
23
24
114
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
5.2
Halıcılığın Tarihsel Gelişiminde Batı Uygarlıkları
Batı ülkelerinde paha biçilemeyecek kadar değerli sayılan ilk halıların kullanım özerklikleri
krallar ve soyluların elinde olmuş, bu halılar öncelikle duvar halısı olarak süs işlevli
kullanılmışlardır 27.
5.2.1 Avrupa Ülkelerinde Halıcılığın Tarihsel Gelişimi
Tarihi kaynaklara göre Avrupa’da en erken tarihli yer yaygılarını saz veya saman oluşturmuştur.
15.yy’ın ikinci yarısından itibaren bu otlar dokunarak hasır yaygılara dönüştürülmüş ve
kullanımları I. Charles (1625-1649) dönemine kadar yaygın bir şekilde sürdürülmüştür.
Sonraları buna yer halıları veya yer örtüleri denilen tekstil yer kaplamalarının kullanımı eşlik
etmiştir (Saoud, 2004: 8). Avrupa halı dokumacılığıyla ilk kez 8-13. yüzyıllar arasında Endülüs
Emevileri, Doğu tekstilleri ile ise Haçlı seferleri vasıtasıyla tanışmıştır (Saoud, 2004: 8).
5.2.1.1 Güney Avrupa Ülkeleri (İber –İtalya Yarımadaları)’nde Halıcığın Tarihsel Gelişimi
İber Yarımadası'nda halılar, Endülüs’te yerleşmiş İslam kültürünün etkisinden dolayı mefruşatın
bir parçası olmuştur. Saray ve camiler halı ile dekore edilmiş ve daha konforlu bir hale
getirilmişlerdir. Halılar ipek veya tirazla birlikte, Endülüs krallarına verilen hediyelik malzeme
olarak ta konu edilmişlerdir. Dolayısıyla Doğu kökenli halı dokuma teknikleri ve kullanımı,
önemli bir İslam katkısıyla Batının dokuma sanatlarına girmiştir28.
İspanyol dilinde halı sözcüğünün karşılığı olan alfombra ismi, Arapça küçük hasır anlamına gelen
al-Khumra’dan türetilmiştir 29 . İspanya’da halı dokuma geleneğinin Mağribiler tarafından
geliştirildiği düşünülmektedir. Tarihi kayıtlar Mağribi olarak anılan Müslüman fatihlerin İspanya
ve Venetia’daki halka halı dokuma sanatını öğrettiklerini göstermektedir30.
978’de İbn Hevkal’ın Opus geographicum adlı eserinde söylediklerinden, Endülüs’te 10. yy’da
düğümlü halılar yapıldığı bilinmektedir. İbn Hevkal’a göre; Endülüs’ün Murcia bölgesinde,
Murcia şehrinde, Chinchilla (Arapça el-Tantalyya) ve Alsh (Elche) kasabalarında ve Ermeni
üretimi en iyi ve pahalı halılara benzer düğümlü halılar (busut mahfur) bulunmaktadır31.
A Consumers Guide to Carpet and Rug History, www.flooring-guild.co.uk, s.3
Cristina Partearroyo Lacaba; Alfombras Españolas, s,. 1, ge-iic.com/files/.../cristina_partearroyo.pdf
29 Cristina Partearroyo Lacaba; a.g.e, s. 1
30 www.bashircarpets.com/spanishcarpets.html
31 Cristina Partearroyo Lacaba; a.g.e, s. 1
27
28
115
İspanya 12. yy’da önemli bir halı dokuma merkeziydi. Al-İdrısi (c. 1096-1166) bu yüzyılda
Chinchilla ve Mucia’da, yünlü Endülüs halılarının, üretildiğini ve dünyanın her yerine ihraç
edildiğini belirtmiştir (Saoud, 2004: 9). Halı imalatı ülkenin güneyindeki Sarazen ve Endülüs
Emevileri tarafından yürütülmekteydi Fransa'da bu halılar özellikle 9.Louis (1215-1270)
zamanında Tapis sarrasinoia adı altında popülerdiler. 12. yy’da Chinchilla, Cuenca ve Murcia’da ve
15.yy’da Letur, Lietor, Alkaraz, Salamanca ve Granada’da halı dokumacılığı yapıldığına dair
kayıtlar vardır (Franses, t.y: 69-96).
Düğümlü halılar olup olmadığı kesin bilinmese de, İspanya’da halıcılıkla ilgili kayıtların arasında
Kastilya’lı III. Ferdinand’ın kızı Elenaor’un, 1255’te İngiltere’ye I. Edward ile evlenmeye
geldiğinde, beraberinde getirdiği halılara dair olanları da göz ardı edilemez 32. Cuenca psikoposu
Gonzalo Gudial’e ait 1273 tarihli envanterde de Mucia halısı olarak kaydedilmiş halılara
rastlanmaktadır. Cordova’lı şair Al- Shakundi’nin on üçüncü yüzyıl başındaki yazımları, 12. yy’da
Chinchilla ve Mucia’da, yünlü Endülüs halılarının, üretildiğini ve dünyanın her yerine ihraç
edildiğini göstermektedir (Dimand, t.y: 343).
Arap derleyici Almacari, Chinchilla halılarından Doğu ülkelerine ihracat nesneleri olarak
bahseder ve Ben Said Chinchilla duvar halıları için Levant pazarlarında değeri ederinin sekiz
katıdır der. Bu Arap yazarların haberleri,15. ve 17. yy'lar arasında yaşamış kişilere ait ve içinde
genellikle Lietor ve Letur, Alkaraz halılarından sözedilen envanterlerin varlığıyla desteklenir
(Bueno ve Ferrandıs, 1933: 55).
İspanyol halılarının özünde geometrik örnekler kullanılmıştır. Eski İspanyol halılarına
bakıldığında desenlerinin çoğunlukla Anadolu yarımadasından geliştirildiği görülmektedir33.
İspanya-Morisko halıları kalite ve tarz açısından Bergama halı ailesi grubu olarak bilinen Batı
Anadolu halılarına benzerler.
Günümüze kadar kalabilmiş Türk desenli İspanyol halılarının en eski örnekleri 15. yy’ın ikinci
veya üçüncü çeyreğine tarihlendirilse de, 13. ve 14. yy’lara ait olduğu varsayılan bazı İspanyol halı
taklitleri vardır ki bunlar, günümüze kalabilmiş Anadolu halılarından daha eski Türk desenlerine
işaret etmektedir (Franses, t.y: 69-96). Sevile ve Toledo’daki bazı katedrallerin koleksiyonlarda
bulunan halıların 13. yy’a kadar tarihlendirilebilecekleri düşünülmektedir. Halen müzelerde her
biri o dönemin Türk halılarına yakın benzerlik gösteren 15. yy parçaları bulunmaktadır.
32
33
www.bashircarpets.com/spanishcarpets.html
www.bashircarpets.com/spanishcarpets.html
116
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
16.yy başında, Genç Hans Holbein tarafından tasvir edilen bir tip Batı Anadolu halısına benzediği
için sıklıkla İspanyol Holbein’ı olarak adlandırılan bir grup geometrik örnekli halının Alkaraz
tezgahlarında dokunduğu düşünülmektedir. Oysa İspanya halılarına öncülük eden bu Anadolu
örneği, Holbein’ın devrinden önce, 15. yy’da İtalyan, Flaman ve İspanyol ustaların resimlerinde
de bulunmaktaydı. Bu resimlerdeki halılar İspanyol taklitlerine benzese de, çoğunun, farklı
bordürleri de içeren süsleme detayları onların Türk orijinli olduklarını ispatlamaktadır (Dimand,
t.y: 343).
16. yy başlarında Batı Anadolu’da yapılmış seramik ve tekstillerden çıkarılan, bitkisel kökenli
Osmanlı saray örnekleri hem İspanya ve hem de İslamik Kuzey Afrika halı dokumacılığını
etkilemiştir (Franses, t.y: 69-96). İspanyol desenlerinin evrim geçirdiği kabul edilen 17. yy’a
kadar, halı desenleri Türk etkisi gösterse de aynı zamanda çeşitli Hristiyan ve heraldik resimlerde
içermişlerdir.
İspanyol-Moresko tarzı zaman içinde karakterini değiştirmiş olsada bazı İspanyol dokuyucular,
başta Küçük Asya’da Uşak yöresine atfedilen arabesk desenli halılar olmak üzere doğu
halılarından etkilenmeye devam etmişler ve 17.yy’ın ortalarından sonra, dokumalarında
İspanya’da Mağribi döneminde hiç kullanılmamış olan Türk düğümünü kullanmışlardır
(Dimand, t.y: 343).
13. ve 14. yüzyıllarda Sarazen dokumacıların halılarını da içeren, zengin ve süslü ürünler, ithal
Doğu mallarının ana merkezi olan Venedik'te istihdam edilmiş ve oradan tüm Batı Avrupa'ya
dağıtılmıştır.16. yüzyılda İtalya'ya bakıldığında en beğenilen halıların Tapedi damaschini (Şam
halısı) ve tapedi Ciarini (Kahire halısı) oldukları görülmektedir.
5.2.1.2
Doğu Avrupa Ülkeleri (Polonya)’nde Halıcılığın Tarihsel Gelişimi
Avrupa’da dikkat çekici bir diğer halı grubu da koleksiyoncular tarafından Polonya halısı adı
verilenlerdir. Çoğu Cracow’daki Czartoryski kolleksiyonunda bulunan ve üzerinde Polonya
hanedan arması taşıyan, bu halıların desen detayları, sıklıkla 16.yy Rodos seramiklerinin
dekorasyonunda kullanılanlara ve 17.yy. Türk süslemelerindekilere benzer, büyük oranda
arabesk ve uzun çentikli, kıvrık yaprakları içerir. Polonya halısı olarak bilinen bu halıların,
Constantinople veya Şam’da yapılmış, Safevi Hükümdarı Şah Abbas (1588-1629) tarafından
Avrupa kralları için özel sipariş olarak dokutulmuş veya 18. yy’da Polonya Sleucz’daki Mazarski
ipek fabrikasında çalışan İran’lı işçilere yaptırılmış oldukları düşünülmektedir.34
34
Classic Encyclopedia, (Based on the 11th Edition of the Encyclopedia Britannica (1911)), www.1911encyclopedia.org/Carpet, s.y
117
5.2.1.3
Batı Avrupa Ülkelerinde Halıcılığın Tarihsel Gelişimi
Avrupa’da Türk düğümlü halı üretiminin başlangıç ve gelişim sürecinde en etkili ülkelerin Fransa
ve İngiltere olduğu aşikardır. El düğümlü ilk taklit halı örneklerinin Fransa’da 16. yy’da
üretilmeye başlandığı ve sonraları İngiltere ve diğer bazı Avrupa ülkelerinde de uygulandığı
bilinmektedir.

Fransa
1553' te IV. Henry tahta geçtiğinde (1553-1610), Avrupa’da kabul gören yabancı el sanatları
üzerine yeni bir politika gütmüş, esnafın durumunu inceleyip, yeni sanayilerin kurulması için
planlar yaparak, Fransa’da endüstrinin gelişmesi için çalışmalar başlatmıştır. Bu çabanın ilk ve
parlak sonuçlarından biride, Pierre Dupont başkanlığında kurulup, sonraki yıllarda Paris'te
yoksul ve yetim çocuklar için istihdamın ana kaynağı haline gelen, Türk ve İran tarzı halılardan
bir üretim sektörü oluşturulmasıdır (Mola, 2007: 27).
IV. Henry 1604’de Louvre’a, Pierre Du Pont'un yönetiminde dokumacılar yerleştirmiştir. Du
Pont’un 1604'te yazdığı La Stromatourgie adlı çalışması ona IV. Henry tarafından verilen ilk saray
dokumacısı ünvanını kazandırmıştır (Özkavruk ve Ömür, 2007: 22). Pierre Dupont’a göre, halı
yapımcılığı, Fransa’ya M.S 726’da Charles Martel tarafından yenilmiş olan Sarazenler tarafından
getirildiği getirilmiştir35.
1610’da Jehan Fortier'e Fransa'nın yün ve ipek gerçek Türk halıları ve zeminlerinde altın iplikler
kullanılan havlı diğer halıları yapma sanatının ilk tanınmış mucidi ismini kazandıran imtiyaz
mektubu bahşedilmişse de, Fortier’in ürünlerinin Polonya halılarına benzer dokumalar olduğu
düşünülmektedir.36
10 yıl sonra Paris yakınlarındaki eski bir sabun imalathanesi olan Savonnerie, Pierre DuPont ve
Simon Lourdet tarafından halı dokuma merkezine dönüştürülmüştür. Savon, Fransızca’da sabun
anlamına gelir. Savonnerie Fabrikası özellikle Anadolu'dan ithal edilen halılara rakip olabilmek ve
bu halıların ithalatını azaltabilmek amacıyla kurulmuş (Özkavruk ve Ömür, 2007: 22) ve burada
dikey tezgahlarda Türk düğümüyle el halıları dokunmuştur (Cook, 1925:7).
35Classic
36
Encyclopedia (Based on the 11th Edition of the Encyclopedia Britannica (1911)), www.1911encyclopedia.org/Carpet, s.y
Classic Encyclopedia, a.g.e, s.y
118
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Du Pont ve Lourdet kurdukları atölye için 'Türk ve Levant Halıları Kraliyet İmalathanesi adını
benimsemişlerdir. Başlangıçta Anadolu ve Doğu halılarına duyulan hayranlık nedeniyle atölyede
bu halıların taklitleri üretilmiştir (Özkavruk ve Ömür, 2007: 22). Bu hayranlık Savonnerie
halılarının Fransa Kralının Versay ve Fontainebleau sarayları veya yabancı hükümdarlar için
hediye olarak yapılmaları gerçeğiyle daha da pekişmiştir (Anderson, 1978: 5).
Atölyenin tezgah sayısındaki aşırı artış ve ortaklar arasındaki bazı anlaşmazlıklardan dolayı Du
Pont ve Lourdet tezgahlarını ayırmaya karar vermişlerdir. Bu anlaşmazlığı fırsat bilen bir grup
çalışan İngiltere'ye giderek orda halı üretimine başlamış ve üretilen bu halıları Fransa'ya ihraç
etmişlerdir. Du Pont ve Lourdet, biri Louvre diğeri Savonnerie' de olan atölyelerini
koruyabilmek için Kral XIII. Louis’den (1601-1643) Paris'e, Doğu'da ya da bir başka yabancı
ülkede üretilmiş hiçbir doğu halısının ithal edilmemesi konusunda bir garanti istemişler,
1627’de 18 yıl süre bu ayrıcalığına sahip olmuşlardır. Ayrıca 23 Ocak 1631 yılında Türk Halıları
(Tapis de Turquie) atölyesi kraliyet izni ile resmileştirilmiştir. XIII. Louis, 1610-1643 yılları
arasında hüküm sürmüş olsa da 17. yüzyılda dokunan halılar onun ismiyle anılmıştır.
Bu örneklerin desenlerinin kaynağı tam olarak bilinmese de Geoerges Baussonet ve Andrauet Du
Cereeau adlı tasarımcıların Doğu halılarının desenlerinin etkisinde kalarak koleksiyon
hazırladıkları bilinmektedir. 1640 yılında Du Pont'un ölümünden sonra Louvre’da bulunan
tezgahlar oğlu Louis’e kalmıştır. 1654 yılı başlarında Louis Dupont Savonnerie ürünleri için artık
Türk tarzı halılar yerine Fransız tarzı halılar deyiminin kullanıldığını ifade etmiştir.
1740'lı yılların başına kadar Savonnerie Fransa'da halı üretimi yapan tek yer olma özelliğini
korurken, bu tarihten sonra daha önceleri tapestry üretimi yapan Aubusson da halı üretimine
başlamıştır. Aubusson da da Türk tarzı düğümlü halılar dokunmuştur. Savonnerie tek bir atölye
olmasına rağmen Aubusson Kraliyet Atölyesi tek bir atölye olmayıp, tüm kente yayılmış, kimi
evde, kimi küçük atölyelerde üretim yapan bir atölyeler ağından oluşmuştur.
1789' da Fransız İhtilali sırasında dokuma merkezlerindeki tezgahlar ve desenler yok
edildiğinden üretim tamamen durmuştur. 1825 yılında, Savonnerie fabrikasının tezgahları Paris'
te tapestry dokuma ve yün boyama merkezi olan Manufacture Nationale de Gobelins'e
taşınmıştır. El halıcılığındaki canlanma kısa bir süre sürmüş ve İngiltere'den Wilton makine halı
tezgahlarının Fransa' ya gelmesiyle Aubusson ve Beauvais' deki dokuma atölyelerinde değişim
başlamıştır (Özkavruk ve Ömür, 2007: 22; Standen, 1955: 263).
119

İngiltere
İngiltere’de görülen Doğu örnekli ilk halıların 1255 yılında İspanya’dan I. Edward’a gelin gelen
Kastilya’lı Eleanor’un çeyizindeki Endülüs halıları olduğu düşünülmektedir (Campbell, 2006:
182).
İngiltere’de Türk halıları ile ilgili ilk resmi kayıtlar ise, Kardinal Wolsey’in 1519’da Hampton
Sarayı’ndaki dairesi için Venedik’ten 60 adet Suriye halısı ile beraber getirttiği 7 Türk halısına
dairdir (O’Brien, 2005: 45).
İngiliz yazar Richard Hakluyt (1552-1616), 1511 yılı başında Levant’a doğru ticaret yapan İngiliz
gemilerinin ipek, deriler, şaraplar, pamuklu, yünlü ve Türk halılarından oluşan ticari malları ithal
ettiğini kaydetmiştir (Maclean, 2007: 41).
İngiltere’de Türk halılarına verilen değer saray ileri gelenlerinin servetlerinin envanter
kayıtlarında açıkça görülebilmektedir. 1547 yılında VIII. Henry öldüğünde, krallık kayıtlarına
göre 400 adet Türk halısı vardı (Fawcett, 2001: 156). Bunlardan 22 Türk yapımı halı Hampton
Sarayı’na Flaman tüccar ve halı taciri olan Peter Vandewall tarafından getirilmiştir(Maclean,
2007: 35). İngiltere’de Türk halısı tacirlerinden biride, ressam Hans Eworth’dan esinlenerek
taslaklar yapmış olan Pieter Coecke van Aelst’tir. Van Aelst Brüksel ve Roma’da bezeme sanatları
ve halı desinatörlüğü gibi alanlarda kendisini yetiştirmiş, 1533 te bağlı bulunduğu Van Der
Moyen duvar halısı şirketinin isteğiyle halı ticareti için gönderildiği İstanbul’da 1 yıl kalmıştır
(İnel, 2005: 383).
1583’te Leicester Dükü Robert Dudley’e ait malların Kenilworth’taki envanterinde; 50 parça
Türk halısı listelenmiş, 5 yıl sonra Exeter Inn ve Leicester House’taki Leicester mallarının
veraset kayıtlarında buna fazladan 33 tane çeşitli ölçülerde ve durumda turquoy carpetts ilave
edilmiş, iki yıl sonra Leicester House’ta alınan kayıtlarda buna 5 pound değerinde, 6 yarda
uzunluğunda bir Türk halısı eklenmiş, bu da Leicester’in toplam koleksiyonundaki Türk
halılarının en az 84 parça olduğunu göstermiştir (Maclean, 2007: 39).
1590’da Lord Lumley’in gayrimenkullerine dair bir envanterde ise; 11 ipek Türk halısı ve sayısı
95’ten az olmayan diğer Türk halılarına sahip olduğu görülmektedir. 1597-1601 yılları arasında,
Shrewsbury Kontesi Elizabeth Talbot, Hans Eworth’a atfedilen ve günümüzde Liverpool’daki
Walker Galeri’de sergilenen; 1567 tarihli VIII. Henry portresindekine birebir benzeyen büyüleyici
yıldızlı Uşak halısını da içeren toplamı 32’den az olmayan Türk halılarını toplamıştır (Saoud,
2004: 11).
120
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Türk halıları Tudor İngiltere’sinde çoğunlukla masa, sandık, sıra ve duvarları süslemede
kullanılırken, Viktorya Devri’ne gelindiğinde büyük boyutlu olarak salonlarda zemin yaygısı
olarak rağbet görmüşlerdir (Aksoy, 2009: 54).
Doğu halılarına olan talebin arzdan fazla oluşu diğer bazı Avrupa ülkeleri gibi İngiltere’de de
taklitlerinin yapılmasına yol açmış, keten ve kenevir üzerine ilme atılarak uygulanan bir teknikle
yaptıkları örneklere Türk işi adı verilmiştir. Windsor’da (1553), Norwich’te (1583), York’ta
(1595), Bradford’ta (1639) işlenmiş Türk işi halılar yer yaygısı olarak kullanıma uygun olmayıp,
yastık, koltuk, sandık, çekmece, masa ve benzer mobilyalar için döşemelik veya örtü olarak
kullanılmışlardır (Kerridge, 1985: 41).
İngiltere’de Boughton House’daki Buccleuch kolleksiyonunda bulunan 16. yy sonu ve 17.yy’lara
ait Anadolu örnekli dört adet halının uzmanlar tarafından analizi sonucunda, Avrupa’da yapılmış
oldukları tespit edilmiştir. Dört halıdan ikisinin Lotto, birinin ise madalyonlu Uşak halı örnekleri
olduğu görülmektedir. Önceleri bunların Anadolu’dan ithal edildikleri düşünülmüş, fakat yapısal
olarak incelendiğinde hepsinde keten kullanıldığı ve o devirde Uşak civarında dokunduğu
düşünülen gerçek örneklerle renk farklılıkları olduğu saptanmıştır (Maclean, 2007: 35).
Taklit halıların örnekleri yalnız Avrupa müze ve koleksiyonlarında değil, 16-17 yy.larda başta
İngiltere olmak üzere Avrupa portre ressamlarının resmettikleri kraliyet resimlerinde de
görülmektedir. İngiliz portre sanatçısı William Larkin’e atfedilen, Suffolk Kontesi Catherine
Knevet’in portresinde Broughton’daki Avrupa yapımı halılardan birine benzeyen büyük örnekli
bir Holbein halısı bulunmaktadır. Ayrıca 1. Leicester Dükü Robert Sidney’in ve Galler Prensi
Henry’nin (1610) Robert Peake’e atfedilen portrelerinde taklit olduğu düşünülen bir halının
üzerinde durdukları görülmektedir (Maclean, 2007: 35).
İngiltere’nin el düğümlü halıcılık tarihine bakıldığında Fransa ile bağlantılı olduğu görülmektedir.
1598 yılı öncesinde Fransa halkının büyük bir bölümü Katolik olup Kalvinci Protestanlar ülkede
istenmiyordu. IV. Henry 1598 yılında Nantes Fermanı ile Protestanlara genel af çıkarıp
vatandaşlık haklarını iade etti. XIV. Louis’nin, 1685’te Nantes Fermanı’nı iptalinden sonra
yetenekli Protestan halı dokumacılarının çoğu Fransa’dan kaçarak başta günümüzde Belçika
sınırları içinde yer alan Flanders, Amerika, Hollanda ve İngiltere olmak üzere Avrupa’ya
dağıldılar. Bu Fransız ve Valon'lu sanatçıların, 16. yy. başında İngiltere’ye gelerek halı
dokumacılığını ülkenin güney doğusundaki Norwich’te ilk kez uygulayan bazı Flaman
Kalvinistlere katılıp, üretimi hızlandırdıkları düşünülmektedir.
121
Bu nedenle İngiltere’nin 16. ve 17. yy halıları yaygın olarak Norwich halıları adıyla anılmıştır. Bu
halılar Türk düğümü ile yapılmış olup, Anadolu veya Hint-İran desenlerinden uyarlama veya
Elizabeth-I. James dönemlerinde moda olan kaydırmalı sarmaşıklar ve çiçek demetlerinden
alıntıdır.
İngiltere’de ilki Kidderminster ve sonraları Wilton ve Axminster olmak üzere el halısı dokuma
merkezleri kurulmuştur. 1701 yılı başlarında III. William Axminster ve Wilton'daki dokumacılara
koruyucu bir patent bahşetmiştir. Bu iki kasaba daha sonra ismini günümüzde birçok ülkede
yapılan makine halısı türlerine vermiştir (Cook, 1925: 7). 1751 ve sonrasında İngiliz Krallık Sanat
Topluluğu ödül ve nakit destekle Türk halılarının temel prensiplerini uygulayarak yapılan taklit
çalışmalarını teşvik etmiştir (Aksoy, 2009: 52).
Wiltshire’daki Wilton, Elizabeth devrinden beri bir İngiliz halı merkeziydi, fakat üretim 1720’den
sonra Pembroke Kontu’nun Paris Savonnerie fabrikasının işçilerini, ilk yapım yeri Belçika olan
Brüksel halısının nasıl yapılacağını yerel Wilton dokuyucularına öğretmeye ikna etmesinden
sonra yeni bir düzey kazanmıştır (Beddoe, 2008: 1).
18. yüzyılın ortalarında Fransa'dan İngiltere'ye gelen seçkin bir anti-Cizvit olan ünlü Peder
Norbert, Peter Parisot adını alarak İngiliz vatandaşlığına geçti.1750’de Savonnerie fabrikasından
iki işçi, şirket ile büyük bir sürtüşme yaşayarak Londra’ya göç etti. Bu adamlar kısa bir süre aynı
sektörde söz sahibi olan Thomas Moore için çalıştıktan sonra, Peter Parisot bu iki adamı kiraladı
ve Paddington'ta bir halı işliği işletmeye başladı. Parisot, daha sonra işçilerle anlaşamayıp halı
işliğini Paddington'tan Fulham'a taşıdı. Fulham’da bir fabrika ve Fransa'da öğretilen yöntemler ve
sırları İngiliz işçilere aktarmak için bir zanaat okulu kurdu.
Akabinde el düğümü tekniğini tanıtan ve üzerinde hak iddia eden Parisot, İngiltere’de Axminster
olarak anılacak halıların yapımına başladı. Thomas Moore bu hak iddiasını kabul etmedi ve
Parisot aşırı talepleri yüzünden bu iki adamı işten çıkardığında Moore onları tekrar işe aldı.
Parisot, yüksek maliyetli halıları yüzünden iflasa sürüklendi. 1755 yılında Fulham’ın tezgahları,
onları Exeter’in Devonshire, kasabasına taşıyan, İsviçre uyruklu zengin bir kumaş dokuyucusu
olan Claude Passavent’e satıldı. Passavent 1758 yılında Türk halılarının en iyi taklidi için Society
of Arts tarafından verilen ödülü aldı. Diğer yıllara ait ödüllerin Axminster ve Frome'daki
dokuyuculara gittiği kaydedilmiştir. Society of Arts'ın 1783 yılı toplantı notlarının birinci cildinde,
Türk halılarının artık Krallığın değişik bölgelerinde tanındığı ve Türk halılarında asla bulunmayan
bir zerafet ve güzellik derecesine ulaşıldığı ifade edilmiştir (Cook, 1925: 7; Anderson, 1978: 5).
122
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Exeter işletmesinde altı yıllık bir gelişim sürecinde, tasarımları Fransız kaynaklarını anımsatan
çok güzel el düğümlü halılar üretildi. Exeter halıları bu nedenle İngiliz Savonnerie olarak ta
anılmışlardır. İngiltere’de bulunan Exeter halılarının çoğu günümüze kadar kalabilmişlerdir.
Sıkıca gerilmiş çok renkli atkıları, çözgü sayma sistemi (desen kartonu rahatça takip edilebilsin
diye, her 20 iplikte bir doğal renkli yün iplikleri arasında yer alan bükülmüş bir renkli iplik) ve
bordürde yer alan tarihin yanı sıra Oxon imzası sayesinde, aynı düğüm tekniğiyle dokunmuş
diğerlerinden kolaylıkla ayırt edilebilmişlerdir. 1761’de Exeter fabrikası düşüşe geçip iflasa
sürüklenmiştir.
Thomas Whitty, Devonshire’da yünlü kumaş dokumacısıydı. Tekniği öğrenebildiği takdirde
Parisot’unkiler kadar ince halılar yapabileceğine inanıyordu. Whitty konuşmalara kulak misafiri
olabildiği yerel bir bira evinde Parisot için çalışan çıraklardan birinin babası ile arkadaş olarak
fabrikaya girmenin yolunu ayarladı.37 Parisot hala Londra’dayken, Whitty Fulham’a sızmayı
başarabildi ve mesleğin sırlarını gördü. Whitty,1755’te Devonshire’da ilk fabrikasını kurup,
Parisot tarafından kullanılan basit dikey tezgahı taklit etti ve ondan çaldığı teknikle halı
dokumaya başladı.
Her ne kadar destek için tavana raptedilmiş olsa da, Parisot’un kullandığı dikey tezgah oldukça
geniş inşa edilebilmişti. İstenilen uzunlukta çözgü tezgaha geçirilebiliyordu. Desen kartonları göz
hizasında bir seviyeye çivilenmişti. Birkaç dokuyucu saf halinde oturmuştu. Her dokumacı 27
(68.9 cm) inç’lik rahat bir alanda çalışıyordu. İlk olarak yün çözgüler üzerinde birkaç sıra atkı
attıktan sonra, bir Türk halısı dokuyorlarsa, uygun renklerde hazır kesilmiş yün kullanarak bir
sıra Türk düğümü atıyorlardı. Bu dokuma yöntemi üç açıdan avantajlıydı. El düğümü olduğu için
güçlüydü, istenilen genişlikte yapılabiliyordu ve örnek yapılırken istenildiği kadar renk
kullanılabiliyordu.
Parisot’un uygulama şeklinin bu halıların gideri nedeniyle zarara girdiğini fark eden Whitty,
İngiliz pazarı için uygun fiyatlı halılar üretim sorununa bir işadamı mantığıyla yaklaştı. Fiyatları
düşürmek ve Parisot’un ve daha sonra Exeter’de Passavent’in altını oymak için, diğerleri yün
kullanırken o, halılarında atkı ipliği olarak, başlıca keten olmak üzere bitkisel lifleri kullandı.
Savonnerie’de olduğu gibi kadın ve çocukları istihdam ederek, iş gücü maliyetlerini düşürmeyi
başardı. Örnek teşkil etmesi için karısı ve kızlarını da tezgahlarda çalıştırdı. Rekabeti büyük
ölçüde kırmak için satış fiyatlarını çok aşağı çekti.
John STOCKWELL; (Managing Director of Stockwell Carpets Ltd.), Hand Made Carpets, “Broughtons Magazine Online”,
www.broughtonmagazine.cok.uk, s.y
37
123
1757 yılında Moorfields’lı halı imalatçısı Thomas Moore ile Society for Promoting Arts and
Sciences’ın İngiltere’de Türk Halı İlkelerine Uygun Halı Yapımı için verdiği bir ödülü paylaştı.
Whitty Axminster fabrikasındaki anılarında, Thomas Moore’un halısı 40, Passavent’in halısı 80
şiline mal olmuşken, aynı ebattaki kendi halısının sadece 26.5.0 £ ederinde olduğunu nakletmiştir.
Yinede Whitty ve Moore’un halıları arasındaki ayırt edici tek özellik fiyat değildi.
Moore’un halıları tamamen yündü ve bazen çok renkli atkılar kullanıyordu. Halılarında her zaman
imza bulunmazdı ve atkıları asla Exeter’dekiler kadar sıkı olarak çekilmemişti. O da, desen
kartonlarını okuma kolaylığı nedeniyle çözgü sayma metodunu, bazen her 20 çözgüde bir renkli
iplikleri, bazen de her ondokuzuncu ve yirminci çözgü ipliği ile birlikte düğümlemeyi kullanırdı.
Thomas Whitty bu özelliklerin tümünü benimsemedi. O asla halılarını işaretlemediği gibi çözgü
sayma yöntemi veya çok renkli atkılar kullanmadı ve ayrıca onun halılarındaki atkı iplikleri yün
yerine sıklıkla kaba sak ve bitkisel lifler oldu. Whitty, Moore ve Passavent 1761’de Exeter iflas
edip İngiliz pazarı Moore ve Whitty’ye kalana kadar rakip olmaya devam etti. İkisi de ünlü
tasarımcı Robert Adam ile çalıştılar.
Thomas Whitty’nin halı işletmesi 1828 yılında çıkan büyük bir yangından sonra kendine
gelemedi. Yangın sadece binaları, tezgahları ve mevcut malları değil, aynı zamanda halı için
yapılan eskizleri içeren yazılı kayıtları da tahrip etmişti. Oysa Kidderminster, Woodward
Grosvenor Şirketi hala, yok olan bu erken Axminster halılarının desen kartonlarının geniş bir
arşivine sahipti.
Whitty’nin işletmesi 1833’te kapanıp, tezgahlarının Wilton’a satılmasından sonra 1937 yılına
kadar Axminster'da halı üretilmedi ve endüstrinin kurulduğu ilk dokuma merkezleri olan Fulham,
Moorfields, Exeter, ve Frome gibi kasabaların 1925 tarihinde, halı dokuma merkezi olma
özelliklerini yitirdikleri bilinmektedir. Wilton hala, Wilton, Saxony ve Axminster üretimleri için
büyük bir merkezdi (Anderson, 1978: 5).
İngiltere'de buharla çalışan halı yapım makinelerinin varlığından önce, işverenler, el halısı
üretiminde örneklerin dokunmasını kolaylaştırıp, düzenlemek için Fransa’da uygulanan jakar
sistemini taklit etmişlerdir. İngiliz halı üretimindeki büyük ivme, Belçika'da Tournai, Nimes,
Abbeville, Aubusson, Beauvais,Tourcoing ve Fransa'da Lannoy'daki endüstriler için tehdit
oluşturdu.
124
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Ancak rekabetin şiddeti, Amerika'da Erastus B. Bigelow (1814-1879)un ve İngiltere'de William
Wood'un buharla çalışan mükemmel jakar sistemli halı tezgahlarına öncülük eden buluşlar
geliştirip, İngiltere'nin bunların imalatını yapmasıyla artmaya devam etti. Joseph Jacquard’ın
(1752-1834),1801'de geliştirdiği jakar sistemi, 1825’e varmadan İngiltere’de jakarlı tezgah olarak
uygulandı. Fransız havlı halı üreticileri bu tezgahları 1880 yılına kadar imal edemeyip
İngiltere'den ithal ettiler.38
İskoç, İngrain, Kidderminster, Wilton, Brüksel, Axminster gibi altı farklı ticari isimle tanınsalar da,
İngiltere’de on sekizinci yüzyılda üç temel halı dokuma türü vardı. İskoç- İngrain- Kidderminster
birinci, Wilton veya Brüksel ikinci, Axminster ise bunlardan farklı bir grupta ele alınmıştır
(Fletcher, 1967: 5).

İskoçya
1707 yılından itibaren İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda ile birlikte, Büyük Britanya Krallığı adı
altında birleşen İskoçya’nın, sanayileşmesinde halı dokumacılığı önemli bir yere sahipti.
Kilmarnock, Glasgow, Lanark, Edinburgh, Leith, Hawick, Kelso, Bannockburn, Aberdeen ve Stirling
başlıca halı üretim merkezleriydi.
18. yy ortalarında aktif bir Mütevelli Heyeti tarafından imalatlarda kaba yün kullanımı teşvik
edilmişti. Bu heyetin Edinburg’taki ofisinde ince Doğu ve Fransız halılarından toplanmış bir
koleksiyon bulunmaktaydı. 1759’da Thomas Moore’un Londra’daki ünlü halı fabrikasından,
Germain Havard adında bir Fransız işçi Alva’lı Sir Harry Erskine’in himayesinde, cesur bir girişim
için İskoçya’ya geldi. Havard Edinburg’taki Doğuya Özgü halılar yapan Young Trotter&Cheape
şirketinde de çalıştırıldı. İmalathane, 1765 yılında İskoçya Sanatı Teşvik Mütevelli Heyeti (The
Board of Trustees for the Encouragement of Arts in Scotland) tarafından denetlendiğinde Türk
halıları dokuyan 3 büyük halı tezgahının varlığı rapor edildi (Habib, 2000: 795).
İskoçya’da 1830 yıllarında James Templeton ve William Quinley iki kademeli bir yöntemle
Chenille Axminster halısını dokudular.1831 yılında Richard Whytock, hav ipliklerine baskı yaparak
Tapestry halı dokumasını geliştirdi.1839 yılında, Glasgow'lu James Templeton Mr. Whytock'un
tapestri patenti için istediği kadar basit bir tezgahla, kapsamlı ve limitsiz desenler dokumayı
başararak Axminster Halı patentine sahip oldu.
38
Classic Encyclopedia, a.g.e, s.y
125
Bu halılar havlı dokumalar olup, dokuları eşit sıklıkta olduğu halde herhangi bir Doğu halısı
üretiminde olduğu gibi detaylı dokunabilmekteydi. Templeton 1851’de Mr. E.T Parris’ten aldığı
tasarımları kullanmış, sonraları ise Digby Wyatt ve Owen Jones gibi ünlü dekoratif sanatçıların
yardımını alma şansına sahip olmuştur (Baynes, 1933: 130).
5.2.1.4
Orta Avrupa Ülkelerinde Halıcılığın Tarihsel Gelişimi
Bu ülkelerde el halısı üretimi fazla gelişmemiştir. Almanya’nın halı tarihine dair ilk yazılı kayıtları,
19.yy ortalarında ihracat amaçlı düğümlü el halıları yapan birkaç fabrika kurulduğuna dairdir.
Fakat modern tasarımlarının Amerika’da beğenilmediği bilinmektedir. Avusturya’da da durum
Almanya’dan farksızdır. Yalnız 19. yy ortalarında Viyana’da, üretimi 150 yıla yakın bir süre süren
çok ünlü bir halı fabrikası kurulmuştu. Çekoslavakya I. ve II. Dünya savaşları arasında kısa bir
süre, Fransız, İspanyol ve İngiliz yer döşemelerinin imitasyonlarını üreterek makine ve el
dokuması halıcılığında imrenilecek bir ün sağlamıştı. Savonnerie ve Avusturya’da dokunanlardan
daha ucuza imal ettiği düğümlü el dokuması halıları, Amerika’da çok rağbet görmüştür. Besarabya
halıları Orta Avrupa tapestrileri içinde en iyi bilinenlerdi. Bu halılarda Fransa’dan alındığı açıkça
görülen çiçek formları, Doğu halılarına ait denge ve sınırlamalarla ele alınıp sadeleştirilerek
kullanılmıştır (O’Brien, 2005: 56-60).
Diğer Orta Avrupa ülkelerine bakıldığında, yer kaplaması olarak düz dokumaların kullanıldığı
görülmektedir. Ukrayna’da Fransız tarzı etkisinde, Besarabya benzeri, ilkel tasarımların sert
geometrik çizgilerinin kullanıldığı halı tipleri yaygındı. Daha Güneyde Doğu’ya özgü desenlerin
etkisi görülmekteydi. Yugoslav halılarında Kazak halılarına benzer bir eğilim göze çarpmaktaydı.
Polonya’da I. ve II. Dünya Savaşı sırasında eski sanat ve zanaatları canlandırmak için okullar
açılmıştı. İzleyen yıllarda Yunanistan ve Balkanlarda da Doğu’ya özgü halı dokumacılığı yaygın
hale gelmişti. İtalya hiçbir zaman bir halı dokuma merkezi olmamış, dokuyucuları ipekli, kadife ve
damask üretmişlerdi. Orada az miktarda tapesti dokunmuş olsa da, yer yaygılarının çoğu
Doğu’dan getirilen halılardı (O’Brien, 2005: 56-60).
5.2.1.5
Kuzey Avrupa Ülkelerinde Halıcılığın Tarihsel Gelişimi
Soğuk iklime rağmen dokumaların İskandinav ülkelerinde yer yaygıları içinde çok küçük yer
kapladığı görülmekteydi. Antik zamanlarda Rya denilen dokuma türüyle duvar, yatak örtüleri
veya yastıklar yapmaktaydılar. Küçük boydaki bu yaygılar düz dokuma veya düz ve düğümlü
dokumaların karışımı olarak yapılmaktaydı. Rya dokumaları İsveç, Finlandiya, Norveç ve
Danimarka’da görülmüşlerdir. Flanders’li dokuyucular çok ünlü olmalarına rağmen Belçika’ya
özgü yer yaygılarına dair bir bilgi yoktur. Muhtemelen Fransız Aubusson tarzı tapestri halılar
126
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
üretmişlerdir. Fakat bunlardan günümüze kadar gelen bir örnek yoktur. Belçika 18. yy ortalarında
Brüksel halılarının keşfiyle modern halı endüstrisine en büyük katkıyı sağlamıştır. Hollanda’da
Doğu halılarının ticareti ve kullanımı her zaman rağbet görmüştür. Düğümlü el halısı üretimi
yapan bilinen tek fabrikası 18. yy’da kurulmuştur. Bu fabrikanın 19. yy’da ürettiği halılar
tasarımları nedeniyle çok ünlü olamamıştır. Bu tasarımlar Doğu halılarından alınan motiflerin
deformasyonuyla elde edilmiş, bunun yanı sıra biraz Fransız etkisi de görülmüştür (O’Brien,
2005: 56-60).
Sonuç olarak 16.yy sonu ve 17. yy başında Avrupa’da görülen doğu halılarının büyük bir
çoğunluğunun ya Anadolu’dan veya Mısır ve Suriye gibi Osmanlı imparatorluğunun diğer
bölümlerinden ithal edilmiş olduğu kabul edilmektedir (Maclean, 2007: 41).
17.yy’da Avrupa’da Safevi-İran halılarına yönelim olmuş, bitkisel formlar, büyük merkezi
madalyonlar ve naturel insan ve hayvan figürleri, Türk halılarındaki, soyut ve tekrarlanarak
devam eden desenlere tercih edilmişlerdir. Daha sonra bunlara Hindistan’daki Mogol-Hint’de
denilen Babür imparatorluğundan ithal edilen Safevi İran etkili halılar da eklenmiş, 1517’de
Osmanlı hakimiyetine giren Mısır’ında tesiriyle oryantal veya Doğu’ya özgü denilen desen
yelpazesi ortaya çıkmıştır.
Doğuya ait halı ve diğer tekstillerin ticareti 16. yy başlarına kadar ağırlıklı olarak Akdeniz ticaret
yollarına sahip İtalyan’ların elinde olmuş, Avrupa’ya ithal edilen Doğu’ya ait tüm halılara Türk
halısı adı verilmiştir. Bunun sebeplerinden biri İngiltere’ye gelen ilk halıların doğu limanı olan
İstanbul’dan ulaşmış olmasıdır (Saoud, 2004: 11) Bir diğer sebep ise muhtemelen 17. yy’da
Avrupa kralları tarafından özel siparişle satın alınan veya Safevi Hükümdarı Şah Abbas tarafından
hediye gönderilen Polonya halıları haricinde, 19.yy öncesinde İran’da dahil olmak üzere, doğu
halılarının Türkiye veya Doğu Hint ticareti vasıtasıyla Avrupa’ya ithal edilmiş olmalarıdır.
Avrupa halı üretiminde, el üretiminden makineleşmeye geçiş öncesi kısa bir süreçte, başka
çağlardan ve toplumlardan, özellikle de Doğu ülkelerinden alınmış teknik ve desen özelliklerini
doğrudan kopyalayarak kullanmış, endüstrileşme sürecinde ise bunları, kendi kültürel ve sanatsal
değerlerini de içine kattığı eklektik bir yaklaşımla sentezleyerek kendisine özgü bir dokuma
geleneği yaratmıştır.
Fransa 300 yıldan fazla bir süre dekoratif tasarım ve imalatta eğitimi sistematik devlet düzeni ile
sağlamıştır. Türk düğümüyle dokunmuş Savonnerie ve ayrıca Aubusson halıları renk ve
desendeki farklılıkları ile arkasını dayadığı Doğu halılarına özgü ilkelerden farklılık göstermiştir.
Daha ince ve daha büyük olan bu halılarda tasarımlar, sıklıkla tavan dekorasyonunda görülen,
127
büyük orta oval paneller, çiçek çelenkleri ve fantastik çerçevelerle düzenlenmiştir. Aynı zamanda
Art nouveau stili gelişmiştir. Desenler büyük oranda serbest büyüyen doğal formlardan çok,
fantastik düzenlemelerle ortaya çıkmıştır. Bu tarz bazen İngiltere, Almanya ve Amerika’daki
takipçilerinde rastlandığı gibi, daha az fantastik fakat daha doygun renkli, daha kaba İngiliz stili
ile karıştırılarak kullanılmıştır. Doğu’ya özgü halı desenleri batı halı üretimini önemli derecede
etkilemiş, 19. yy. makine halılarında, büyük ölçüde deforme edilerek değersizleştirilmiş motifler
kullanılmıştır (Mackenzie, 1995: 117).
5.2.2 Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nde Halıcılık Sektörünün Tarihsel Gelişimi
Onsekizinci yüzyılın son çeyreğinde Amerika’da orta sınıf evlerinin çoğunda ucuz İskoç halıları,
döşemelik keçeler veya hasırlar vardı. Sadece varlıklı insanlar daha zarif ve dayanıklı olan İngiliz
yapımı Brüksel veya Wilton halılarına ve sadece çok zenginler Türk halıları veya Axminster veya
Moorfields’tan ithal el düğümlü İngiliz halılarına sahiptiler. Türk halıları özellikle onyedinci
yüzyılda Amerika’ya yerleşenler için kısıtlı sayıda değerli mülklerdi ve Sanayi Devrimi’ndan önce
onsekizinci yüzyılda daha fazlası ithal edildi.
Bazı tüccar ve aristokrat toprak sahipleri zenginlikleri ve sahip olduklarının önemini göstermek
için kalıcı kayıtlar bırakmak amacıyla Doğu’ya Özgü halılar üzerinde portrelerini yaptırdılar.
Robert Feke’in resmettiği Isaac Royal ve Ailesi portresindeki Transilvanya tipi diye isimlendirilen
renkli Anadolu halısı, bu halıların bir masa örtüsü olarak geleneksel kullanımını gösterir ve
onların ayak altına alınmayacak kadar değerli olduğunu düşündürür. Bir süre sonra Doğu’ya
Özgü halılar Boston ve Williamsburg gibi şehirlerden satın alınabilir hale geldi fakat Benjamin
Franklin gibi seçkin kişiler gene de İngiltere’ye gidip halı satın almak için Londra’lı halı
tacirlerini tercih ettiler.
Onsekizinci yüzyıl başlarında bir aile reisinin yer yaygıları konusundaki seçenekleri sınırlıydı, ya
bir Türk halısı alabilecek kadar varlıklı olacaktı veya eşi nakışlı bir halı yapabilecek kadar dikiş
bilecek ya da yün veya keten çaputlardan kilim dokuyabilecekti. Bu alternatiflerin haricinde,
yerler hasırla veya sadece basitçe yere serilmiş saman ve ortaçağda moda olan şifalı otlar ile
kaplanmıştır. Kayıtlara göre bazı Amerika’lılar yerlerde balıksırtı veya anafor şeklinde
şekillendirilmiş kum bile kullanmışlardır. Yüzyılın ortalarına doğru özellikle girişteki sofalarda
aynı zamanda misafir salonlarında, daha sonraları ise yemek odalarında boyanmış kanvastan
yerörtülerinin kullanımı popüler olmuştur. Sıklıkla koyu geometrik desenler veya küçük
yinelenen çiçek tasarımları ile süslenmiş, bordürle tamamlanmış, bir odaya renk ve desen
katmışlardır ama sıcak ve rahat bir görüntü sunamamışlardır.
128
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
1750’lerde Amerika’da Brüksel ve Wilton halıları piyasaya çıktığında bu gerçekten lüks bir
gelişme oldu. Yüzyılın ortalarında İskoç veya İngrain denilen halıların ithalatıyla daha ucuz bir
seçenek ortaya çıktı. Ancak İskoç halısı çok makbul bir alternatif değildi ve alt seviyede ve hor
görülüyordu.
Senato binası halısı gibi el düğümlü Axminster halıları çok pahalı İngiliz yapımı halılardı ve
İngiltere’de ilk üretimlerinden 20 yıl kadar sonra, Devrim’den hemen önce Amerika’da gazete
reklamlarında görülmeye başladılar. Amerikan envanterlerinde Axminster halıları ile ilgili
kayıtlar yoktur ancak o zaman ait müzayede ilanları bu ülkede 1770’lerde birkaç tane olduğunu
ortaya çıkarmıştır (Anderson, 1978: 5).
İlk halı endüstrisi Amerika’da 18. yy’ın sonlarında ortaya çıktı. 1834 yılında yapılan bir
araştırmada, Timothy Piktin 1 milyon m2 üretim yapan 20 halı fabrikası bulmuştur. 1850’ye ait
bir hükümet araştırmasında 8 milyon m2 üretim yapan 116 fabrika kaydedilmiştir. 20 yıl sonra
Amerika’da bulunan halı fabrikası sayısı 215’e yükselmiş ve bu fabrikalarda 20 m 2 halı dokunup,
12.000 kişi istihdam edilmiştir. 19. yy’da Amerika’lıların halıları düşük kalite, yumuşak ahşap
zeminleri kaplamak için kullandıkları bilinmektedir39.
5.3
Türk Halıcılık Sektörünün Tarihsel Gelişimi
Türk Sanatı; değişik Türk topluluklarının farklı tarihsel süreçlerde, değişik coğrafi birimlere
göçleri, fetihleri ve bu birimlerin yerleşik halklarına ait yerel sanatlarla kendi öz sanatlarının
bileşimi nedeniyle, tarih boyunca kolayca ayırt edilebilecek homojen bir kültürün ürünü olarak
görülemez (Kuban, 1995: 25- 38). Bu noktada taşınabilir kültür mirası olmaları nedeniyle,
Türklerin göçebe bozkır kültürüne en sadık kalmış sanat eserlerinin halılar ve diğer düz dokuma
yaygılar olduğu görüşü günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.
Orta Asya’nın İslam öncesi inanç sistemi ve din olgusu ikonolojik olarak Türk halılarının
motiflerindeki arketipsel yapıyı oluşturmuşsa da, İslamiyet sonrası inanç sisteminin ve iç ve dış
çatışmaların ikonografik bir dönüşümle bu motiflerin özüne dair tanımları değiştirmesi halı
sözlüğünde halen süregelen ciddi terminolojik farklılıklara yol açmıştır (Mülayim, 1999).
Değişen motif sözlüğünün yanı sıra, yerli ve yabancı halı literatürüne bakıldığında Türk halısı,
Anadolu halısı, Küçük Asya halısı gibi çeşitli tanımlar kullanıldığı göze çarpmaktadır. En başta
Türk Sanatı betimlemesinde belirtildiği gibi Türk Halısı tanımı da farklı tarihsel süreçlerde, farklı
Randall L. Patton, A History of the U.S Carpet Industry , EH.Net Encyclopedia, edited by Robert Whaples. September 22, 2006. URL
http://eh.net/encyclopedia/article/patton.carpet
39
129
coğrafi birimlerde bulunmuş tüm Türk topluluklarının halılarına atfedilen isimdir. Bu noktada
bahsi geçen diğer tüm tanımları kapsamaktadır. Küçük Asya Halısı ise Anadolu halıları için
yabancı literatürde kullanılmış olan adlandırmadır. İslam öncesi ve sonrası diğer Türk
Uygarlıklarına ait halılar bir önceki bölümde anlatılmıştı. Bu bölümde halının Anadolu
Selçuklu’ları ile başlayan, Beylikler dönemi ile devam eden, Osmanlı ile zirveye ulaşan serüveni
anlatılacak ve Cumhuriyet sonrası sınırları ile Türkiye’nin tanınmış
halı yörelerine
değinilecektir.
Anadolu tarihin çeşitli devirlerinde meydana gelen karşılıklı iç ve dış göçlerle, başta halı sanatı
olmak üzere birçok sanat dalında etkileşimler yaşamıştır. Türk toplulukları öncesinde üzerinde
yaşamış olan değişik uygarlıkların etkileri, Osmanlı’nın fetihleri, ticaret yollarının genişlemesi,
Türk halkının göçebe karakteri, evlilik yoluyla aktarım vs. sebepler motif alışverişini yaygın
kılmış, bir sanat eseri üzerinde görülen bir desenin Anadolu’nun veya bir Avrupa ülkesinin
başka bir eseri üzerinde görülebilmesine yol açmıştır. Taşınabilir olması ve hediye olarak çok
değer taşıması sebebiyle en büyük etkileşim dokuma sanatı alanında gerçekleşmiştir.
5.3.1 Anadolu-Selçuklu Dönemi Halıları
Halı sanatının Anadolu’ya yerleşen ve başkentleri Konya olan Anadolu Selçukluları tarafından,
11.yy.dan itibaren, uygulandığı günümüze kadar gelen örneklerden anlaşılmaktadır. 1271-1272
yıllarında Anadolu’dan geçen Marco Polo seyahatnamesinde dünyanın en güzel ve kaliteli
halılarının Anadolu’da dokunduğunu yazmıştır. Konya Kayseri, Sivas gibi şehirlerin o dönemde
halıların imal edildiği merkezlerin başında geldiği bilinmektedir (Yetkin, 1991:7).
Ebül-Fida 1274’te ölmüş olan İbn Sa’ide atfen verdiği bilgide Konya’dan sözederken Her
memlekete ihraç edilen Türkoman halıları orda yapılırdı diyerek, imal merkezi olarak özellikle
Aksaray’a işaret etmiştir. 14. yy. başında Anadolu’da seyahat eden İbni Batuta Mısır, Suriye, Irak,
Hindistan, Çin ve Türkler memleketi olarak zikrettiği İran’a ihraç edilen Aksaray halılarını
övmüştür (Sümer, 1984: 47-48).
Profesör Riefstahl bazı Selçuklu halıları üzerindeki motiflerin Sivas ve Amasya’daki camilerin
Selçuklu taş rölyeflerinde de bulunduklarını ve bunların Selçuklu Saray imalathanelerinde
yapıldıklarını söylemiştir (Dimand, 1985: 5-6). Bu sava yakın bir diğer görüşte Kurt Erdmann’a
aittir. Erdmann; Selçuklu halılarının saray imalatı olmadıklarını fakat taşınabilir tezgahlarda
dokunamayacak kadar büyük boyutta olduklarından yüksek kapasiteli bir şehir endüstrisine ait
dokumalar olduklarını savunmaktadır. Anadolu Selçuklu halılarından en büyüğü yaklaşık 15 m2
dir (Erdmann, 1957: 93).
130
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Selçuklu halılarında Kufi bordürler ve geometrik zemin kompozisyonu karakteristik ortak
özelliklerdir. Selçuklu halılarına anıtsal bir özellik kazandıran kufi yazı, başlangıçta uçları ok başı
biçiminde üçgenlerle sonlanan katı bir biçimde iken, daha sonra değişime uğrayarak 14. yy’da
örgülü ve çiçekli kufi olarak devam eder (Kardeşlik, 2010: 114). Bu kufi yazılı bordürler,
13.yy’dan 15.yy’a kadar Anadolu halılarında, İspanya halılarında, Avrupalı ressamların
tablolarındaki halı resimlerinde ve İran minyatürlerindeki halı tasvirlerinde değişik şekillerde
görülür (Görgünay, 1977: 164).
Kufi bordür dışında baklavalar, sekiz köşeli yıldızlar ve uçları çengelli sekizgenler gibi motifler
Anadolu Selçuklu halılarının zemin kompozisyonunu oluşturur (Kardeşlik, 2010: 114). Bu
halılarda ana zemini dolduran geometrik motifler sonsuzluk prensibiyle işlenmiştir. Bu
özellikler, 14. yy. sonlarına kadar tarihlendirilebilen sürekliliği ve geleneğin devamını ortaya
koyar (Kardeşlik, 2012:53). Selçuklu halıları için bir diğer ayırt edici özellik kendilerine
yumuşak bir görüntü kazandıran aynı renk tonunun iki gölgesinin kullanılmış olmasıdır40.
Selçuklulara ait halıların 8’i Konya, 4’ü Beyşehir, 7’si Fustat’ta, 5’i Tibet’te bulunmuştur. İstanbul
Vakıflar Halı Müzesinde Sivas Grubu olarak adlandırılan 5 adet Anadolu Selçuklu halısı daha
bulunmaktadır(Kardeşlik, 2010: 114).

Konya Alaeddin Camii Halıları
Anadolu Selçuklularına ait bazı örnekler F.R.Martin tarafından 1905 yılında Konya Alâeddin
Camii’nde keşfedilerek, Alman Konsolosu Loytved tarafından aydınlığa çıkarılmışlardır. Örnekler
üç bütün halı ile parça halinde beş halı olarak sekiz adet olup, Gördes düğümüyle yapılmışlardır.
Zemin umumiyetle koyu mavi veya koyu kırmızı, motifler açık mavi, açık kırmızıdır. Açık ve koyu
sarı ile bazen açık yeşil bir renkte dikkat çeker. Bezemeler; baklavalar, sekiz köşeli yıldızlar
uçları çengellerle çevrili sekizgenler gibi sık sık görülen geometrik şekillerdir (Aslanapa, 1987:
101-102). Konya Selçuklu halıları Alaeddin Keykubat zamanına kadar uzanır. Lyon Müzesi’ndeki
1219 yılına ait kitabeli halı örneği bunu kanıtlamaktadır.

Beyşehir Eşrefoğlu Camii Halıları
Anadolu Selçuklularından kalma, üç parça halinde halı da 1930 da R. Riefstahl tarafından
Beyşehir Eşrefoğlu Camii’nde bulunmuştur. Bu parçalardan üçü günümüzde Konya Etnografya
Müzesinde bulunmakta, Beyşehir grubuna dahil diğer bir halının da Keir Koleksiyonunda olduğu
bilinmektedir (Kardeşlik, 2010: 114).
40
tea-and-carpets.blogspot.com, 14.07.2012, 12.30 pm
131
Beyşehir grubuna ait ve Riefstahl tarafından 1932 yılında bulunan 4. örneğin motifleri ise
muhtemelen, Holbein veya Erken Osmanlı da denilen ve Beylikler dönemine atfedilen bir halı
grubunun prototipini oluşturmaktadır (Aslanapa, 1997: 24). Bu parça iki dönem arasında bir
geçiş oluşturduğu için ayrı bir önem arz etmektedir.
Kurt Erdmann’a göre Beyşehir halıları, Konya Alaeddin cami halılarından daha yeni tarihlidir.
Erdmann, Eşrefoğlu Camii’nin 1296/97 de yapıldığına değinerek, oraya eski tarihlerde yapılmış
ve dolayısıyla aşınmış olan halıların konmuş olamayacağını öne sürmüştür. Beyşehir grubu
halılardan ikisinin 13. yy sonu veya 14.yy başlarına, bir tanesinin ise 15.yy’a ait oldukları
düşünülmektedir (Erdmann, 1953: 97; Aslanapa, 1997: 104).

Fustat Grubu Halılar
Eski Kahire (Fustat’da) 1935-36 yıllarında yüz kadar halı parçası meydana çıkarılmıştır. Bu
halıların 29 parçası Lamm tarafından yayınlanmış olup 13- 15. yy. lardan kalma örneklerdir. Bu
halılardan 7 tanesinin Konya Selçuklu halısı oldukları kabul edilmiştir. Anadolu’dan ithal edildiği
düşünülen bu parçalar Anadolu Selçuklu halılarının 14. yy’a kadar uzandıklarını göstermiştir
(Aslanapa, 1987: 104).
Fustat parçaları Konya Alâeddin Camii’ndekilerden daha ince düğümlüdür. Bu parçalar çok
küçük oldukları için örnek şemaları hakkında tam bir fikir edinilememiştir. Renkleri ağır ve
koyudur. Sekiz kadar rengin açık koyu tonlarıyla yapılmışlardır (Erdmann, 1953: 98-99).

Tibet Grubu Halılar
1990’lı yıllarda, 13-14.yy’larda Anadolu’da dokunup Orta Asya’ya ihraç edildiği kabul edilen 5
adet Anadolu Selçuklu halısı daha bulunmuştur (Kardeşlik, 2010: 114). Bu halıların Tibet Budist
manastırlarının
Çin
Devrim
Muhafızları
tahribatı
sırasında
kurtarılabilenler
olduğu
söylenilmektedir.
Bu halılar 1990 yılında Nepal’ de ortaya çıkmış, New York Metropolitan Müzesi adına satın
alınan bir örneğin karbon tarihlemesinin 12-13. yy çıkması ve benzer bir halı örneğinin Londra
National Gallery’de bulunan 15. yy Siena ekolüne ait bir tabloda görülmesi ile ün kazanmışlardır
(Ölçer, 1997: 2). Tibet grubu halılar; Çehre Halısı, Çağan Halısı, Kircheim Koleksiyonu Halısı,
Bruşettine Koleksiyonu Halısı, Eskenazi/Orient Starolarak tanınmaktadırlar (Aslanapa, 1997: 10).
132
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
5.3.2 Beylikler Dönemi Halıları (14-15. yy)
14. yy başlarından Anadolu Selçuklu Sultanlığı on kadar emirliğe bölünmüştür. Konya’da halı
imalatı bırakılmakla birlikte, Anadolu’da sürmüş olduğu bilinmektedir.
Anadolu beyliklerinde halının önemli bir dokuma eşyası olduğu görülmektedir. Osmanlı
tarihçilerine göre, Orta Anadolu’nun batı ucunda yaşayarak Söğüt ile Domaniç arasında kışlak ve
yaylak hayatı geçiren Osmanlı devleti kurucusu Osman Bey yayladan dönerken Bilecik tekfuruna
hediye olarak kilim ve halı göndermekteydi. Maraş-Elbistan bölgesinde yaşayan ve sonra
bugünkü Yozgat bölgesini yurt tutarak oranın Boz-ok olarak tanınmasında etken olan Dulkadirli
Türkmenlerinin’de halı dokudukları bilinmektedir. Karamanoğlu Alaaddin Bey’in 14. yy’ın son
çeyreğinde, I. Murat’a yolladığı hediyeler arasında qalı-ı Qaramani yani Karaman Eyaleti Halıları
bulunduğu bilinmektedir (Sümer, 1984: 48-49).
14-15. yy. Beylikler Dönemi Halıları Türk halı sanatı tarihinin en detaylı ve karışık kısmını
oluşturmaktadır. Bu dönem halıları Türk veya Gördes düğümü ile yapılmışlardır. Ana renkler
kırmızı ve mavi tonları, sarı, krem, lacivert, kahverengi ve az miktarda yeşildir (Öney, 1989: 51).
Beylikler dönemi halılarının tarihlendirmeleri genellikle dönemin Avrupa’lı ressamlarının
eserlerinde yeralan Anadolu Halısı örneklerine bakarak yapıldığından, bu halıların çoğu ne yazık
ki litaratürde bu ressamların isimleriyle yer bulmuşlardır.

Hayvan Figürlü Halılar
14. yy. başlarından itibaren güçlü bir stilizasyonla tezyini bir karakter almış olan hayvan
figürlerinin Anadolu halılarına girdiği görülmektedir. Beylikler devri halılarının bu soyut hayvan
figürleriyle bezenmiş olanları Hayvan Figürlü Halılar olarak ün yapmış ve uzantıları Osmanlı
devri Kafkas ve Bergama halılarında da görülmüştür (Öney, 1989: 52). Bu halılarda hayvan
figürleri geometrik bölümlerin içine dolgu olarak yerleştirilmişlerdir (Aslanapa, 1987: 105). 14.
yy. sonlarına kadar tek olan hayvan figürleri (tek kuş, tek kartal, dört ayaklı hayvan), yüzyılın
sonunda çift olarak görülmektedir (Görgünay, 1977:164).
15. yüzyılda, 14.yy’ın barış içinde yan yana duran hayvan figürlerinin yerini hayvan mücadele
sahneleri alır. Bu değişimin 15.yy’da Moğol istilası, Türk Devletleri ve Beylikler arasında olan
siyasi
ve
dini
düşünülmektedir.
mücadelelerinden
kaynaklanan
ikonografik
bir
yorumlama
olduğu
133
Hayvan figürlü halılar konusunda en büyük bilgi kaynağı o çağın İtalyan, İspanyol ve Flaman
ressamlarının tablolarında resmedilen Türk halılarıdır. Bunların bu ülkelere ihraç edilmiş
Anadolu halıları oldukları düşünülmektedir (Öney, 1989: 52). İlk hayvan veya kuş figürlü halılar
Avrupalı ressamların tablolarında 14. yy’da görüldüğünden bunların başlangıcının 13. yy olduğu
yani Konya grubu Anadolu Selçuklu halılarının en son örnekleriyle çağdaş oldukları
düşünülmektedir. Tablolarda yer alan bu halı tasvirleri 15.yy ortalarına kadar devam etmiştir.
Konya grubu Anadolu Selçuklu halılarının 14. yy başlarında kaybolmaya başladığı ve yerlerini
15. yy’ın ikinci yarısına kadar Anadolu hayvan figürlü halılarının aldığı görülür (Görgünay, 1977:
165).
Bu halılar görsel olarak Tibet’teki manastırlar için sipariş üzerine Anadolu’da dokutulduğu
düşünülen Anadolu Selçuklu hayvanlı halılarına çok benzemezler. Anadolu Selçuklu halılarının
üretim merkezi Orta Anadolu olarak düşünülürken, Beylikler dönemi hayvan figürlü halıları
genellikle Batı Anadolu’ya atfedilmektedir.
Anadolu’nun tek ya da çift başlı heraldik kartal tasvirli halı örneklerine özellikle Siena ve
Floransa okulunun resimlerinde rastlanmaktadır. Bilinen tasvirlerden biri, Giotto okulunun
ürünlerinden biri olan ve bugün Vatikan Koleksiyonunda saklanan 1320 tarihli Stefaneschi
Triptik’inde yer almaktadır. Bir diğer örnekte Berlin Staatliche Museum’da 1141 A envanter
numarasıyla kayıtlı 1350 tarihli tahtta oturan Madonna tasvirinde mevcuttur (Türkmen, 1997:
58- 59).
5.3.3
Erken Dönem Osmanlı Halıları (Holbein Halıları)
14-15. yy’larda hayvan figürlü halıların yanı sıra bir grup halı daha ortaya çıkmıştır. Bu halılarda
zemin kare veya dikdörtgenlere bölünmüş, bunların içlerine de geometrik motifler, kuvvetle
geometrikleştirilmiş bitkisel motifler yerleştirilmiştir.
Alman ressam genç Hans Holbein tarafından tablolarında resmedildiği için literatüre Holbein
Halıları olarak geçen bu grup; Holbein I, Holbein II, Holbein III, Holbein IV olmak üzere 4 farklı
tip gösterirler. Holbein halıları günümüzde sanat tarihçiler tarafından Erken Dönem Osmanlı
halıları olarak isimlendirilmektedir (Bayraktaroğlu, 1997: 86). Erken Dönem Osmanlı halıları adı
altında toplanan tüm halılar Uşak Bölgesi veya Batı Anadolu’da dokunmuşlardır (Aslanapa,
t.y.:11).
134

DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Erken Dönem Osmanlı Halıları (I. Tip)
Bu gruptaki halılar; kenarları düğümlü sekizgenler ile rumi ve palmetlerden meydana gelen
baklavaların verev eksenler üzerinde alternatif sıralanmasından oluşan bir iç dolguya
sahiptirler. 15. yy’ın ilk yarısında ortaya çıkan bu tip, 16.yy’dan sonra kaybolmuştur
(Bayraktaroğlu, 1997: 86).

Erken Dönem Osmanlı Halıları (II. Tip)
Hatalı olarak Holbein II. adıyla da tanınan bu grup aslında genç Hans Holbein tarafından hiç
resmedilmemiş
olup İtalyan
ressam
Lorenzo
Lotto’nun
tablolarında
detaylı
olarak
görüldüğünden sıklıkla Lotto halısı olarak bilinir. Erken Dönem Osmanlı Halılarının I. tipinde
görülen konturların kaybolduğu ve bitkisel motiflerin ağırlık kazandığı bu grubun Uşak ve
çevresinde dokunduğu, Uşak halıları ile olan teknik ve motif benzerliklerinden anlaşılmaktadır.
Daima kırmızı zemin üzerine sarı örnek kullanılarak dokunmuştur. Bu halı tipi Avrupa’lı
ressamların tablolarında 16. yy başından 17. yy sonuna kadar sık olarak görülmüştür (Aslanapa,
t.y.: 10).

Erken Dönem Osmanlı Halıları (III. Tip)
Sekizgenle dolgulanmış büyük kare veya dikdörtgenlerin üst üste sıralandığı sade bir örnek
gösterir. Aynı büyüklükte bölümlenme şekliyle hayvan figürlü halılara bağlanan bu tip, 15. yy.
boyunca gelişmiştir.

Erken Dönem Osmanlı Halıları (IV. Tip)
Bu halılar III. tipin bir varyasyonudur. Ortada büyük bir kare ve bunun altında ve üstünde ikişer
küçük kare yer almaktadır. Bu halı tipinde diğer tiplerde görülen aynı değerde motiflerin
sıralanışındaki sonsuzluk prensibi kaybolmuş, bunun yerini bir orta motif etrafında ikinci
derecedeki motiflerin toplandığı gruplaşma prensibi almıştır.
Bu prensip Türk halılarına yabancı olup Memlük halılarının etkisiyle ortaya çıkmış olabilir.
Erken Dönem Osmanlı Halılarının III. ve IV. tiplerinin benzerleri halen Bergama ve çevresinde
dokunmaktadır (Yetkin, 1991: 60- 61).
Crivelli Halısı, iç dolguda, bir küçük sekiz kollu yıldız, bunun dışında daha büyük bir sekiz kollu
yıldız ve her bir kolun arasının yine yıldız görünümü verecek şekilde dolgulanmasından oluşan
iri bir yıldız madalyon, 15-18. yy’larda Anadolu’da görülen bir grup halıda dokunmuştur. En
135
dıştaki kolların içinde stilize hayvan motifleri yer almaktadır. Bu halı tipi İtalyan ressam Carlo
Crivelli’nin tablolarında görüldüğü için literatürde Crivelli halısı adıyla bilinmektedir
(Bayraktaroğlu, 1997: 87).
Memling Halısı, bu halı tipinde; halının zemini karelere bölünmüş, karelerin içlerine
sekizgenler, bunların içlerine dekenarları kancalı ve basamaklı sekizgen madalyonlar
yerleştirilmiştir. Sekizgenlerin birleştiği köşelerde kalan baklava biçimli boşluklar ise çeşitli
geometrik motiflerle doldurulmuştur. Kenarları kancalı bu madalyona literatürde Memling Gülü,
halılara da Memling Halısı denilmektedir. Doğu halılarında sık olarak görülen ve Türkmen Aynası
veya Koç Boynuzlu Göl olarak isimlendirilen Memling Gülü motifi aslında Kafkas kökenlidir
(Bayraktaroğlu, 1997: 88).
Bellini Halısı, mihrap nişinin, çoğu zaman da ayak basılan bölümünün genişleyerek anahtar
deliği görüntüsü vermesi sebebiyle Anahtar Delikli Seccade adıyla da bilinen bu Anadolu halı tipi,
ressam Bellini’nin resimlerinde sık görüldüğünden bu isimle tanınmıştır. 1490-1520 tarihleri
arasında Bellini, Holbein, Pierro Della Francesca gibi Avrupa’lı ressamların tablolarında sık
görülen bu zemin dizaynı, Anadolu dışında Kuzeybatı İran, Azerbeycan ve daha sonraki yıllara
ait Kazak halılarında da görülmektedir. İran minyatürlerinde görülen cennet bahçelerindeki
havuzlarla benzerlik gösteren ve muhtemelen ikonolojik olarak bunları tasvir eden Anahtar
deliği tabir edilen motif, belki de zaman içinde İslam dininin etkisiyle cennet, cehennem ve
göklerin kapılarını açan anahtarları sembolize eden ikonografik bir isimlendirme kazanmıştır
(Kalender, 1997:58-62).
5.3.4 Klasik Osmanlı Dönemi Halıları (16- 19. yy)
1453’te İstanbul’un başkent olması üzerine Bursa’daki sanat faaliyeti arttığından, burada yetişen
ustalar etrafa dağılarak halıcılığın korunmasını sağlamışlardır. 15.yy’dan yani Fatih devrinden
16. yy. sonuna kadar halıcılığın çok ileri olduğu ve fazla miktarda usta çalıştırıldığı, halı
ustalarının isimlerini gösteren arşiv kayıtlarından öğrenilmektedir (Gönül, 1965: 216).
16. yüzyıl Osmanlı Devletinin her alanda olduğu gibi tezyinat alanında da zirvede olduğu bir
dönem olmuştur. Uygur Türklerine kadar uzanan nakkaşhane (veya nakışhane) geleneği
Osmanlı Devletinde de devam etmiş, saraya yapılan sanat ürünlerinin denetimi, işlenecek
desenlerin kontrolü ve kalitesi bu kurum tarafından yürütülmüştür. Nakkaşhanelerde, sernakkaş
veya nakkaşbaşı gibi isimlerle anılan, hükümdar tarafından tayin edilen devrinin en yetenekli
sanatkarı ile onun eğitim ve denetimindeki ekibi, başta kitap sanatları olarak bilinen hat, tezhip,
cild ve minyatür sanatlarını uygulamışlardır.
136
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Bunun yanında çini, kalemişi, taş işçiliği, metal işçiliği, kumaş ve halı gibi diğer sanat kollarında
kullanılan desenlerde bu merkezlerdeki tarrah adı verilen tasarımcılar veya müzehhipler
tarafından meydana getirilmiş, ilgili yerlere gönderilerek sarayın zevk ve beğenisine uygun
eserlerin üretimi sağlanmıştır (Birol, 2009: 33-47).
Halı alanında da altın çağ olarak tanımlanan 16. ve 17. yy’larda, halkın etnik hafızasından
beslenerek üretilen gelenekli halılarının yanında, desenleri saray nakkaşhanelerinde
hazırlanarak üretilen (Diyanet Vakfı İslâm Ans., t.y. :257)
Osmanlı Saray Halıları ve Uşak Halıları dönemin iki ana grubunu oluşturmuşlardır:

Osmanlı Saray Halıları
16. yy’ın son yarısında ortaya çıkmışlardır. Osmanlı sanatında ortaya çıkan naturalist yaprak ve
çiçek dekoru, lale, sümbül, karanfil ve narçiçekleri ile yepyeni bir üslup sunmuşlardır. Çok ince
ve zengin desenli olduklarından Gördes düğümü yerine İran Sine düğümü ile dokunmuşlardır
(Aslanapa, 1997: 24).
Bu halıların ilk yapıldığı yer olarak 1517’den sonra Osmanlı imparatorluğu sınırlarına katılmış
olan Mısır’da Kahire gösterilmektedir. Fakat 1585 tarihli bir fermanla belirtildiği gibi, III. Murat
11 halı ustasını İstanbul’a getirtmiştir. Bu ustaların İstanbul veya Bursa’da bir atölyede çalışmış
oldukları düşünülmektedir. Bu halılar 18. yy’a kadar sürmüş ve bundan sonra gene Uşak
halılarına bağlanan bir grup içinde kabalaşmış örneklerle dokunmaya devam etmişlerdir
(Yetkin, 1991:191-192).

Uşak Halıları
Uşak halıları 16. yy’dan 18. yy sonuna kadar, 300 yıl süreyle Anadolu halılarının en parlak
devrini meydana getirmiştir. 16.yy’da Hırka-i Şerif ve Laleli Camiine halı dokutmak için padişah
emriyle Uşağa sipariş verildiği belgelerde kayıtlıdır (Gönül, 1965: 216). Uşak halıları büyük
boyutludur. Ana renkler kırmızı, lacivert, sarıdır.
Bunların yanında yeşil, mavi ve siyahta kullanılmıştır. 1) Madalyonlu Uşak 2) Yıldızlı Uşak 3)
Kuşlu Uşak olmak üzere üç temel grupta incelenirler.
137

Feshane Halıları
II. Mahmut döneminde İstanbul’da açılan Feshane Halı Fabrikasında; 17. ve 18. yy’larda
Fransa’da kurulan, Türk düğümü ve desenlerini Barok ve Rokoko tarzında üsluplaştırarak
kullanan Savonnerie ve Aubusson fabrikalarında dokunan halıların benzerleri dokunmuştur
(Ölmez ve Akkuş, 2007: 55).
5.3.5 Cumhuriyet Sonrası Türkiye’de Halı Merkezleri
Cumhuriyet sonrası Türkiye sınırları içinde kalan önemli halı merkezleri coğrafi bakımdan 7
bölgede incelenebilir.
5.3.5.1
Ege Bölgesinde Bulunan Halı Merkezleri
Ege Bölgesinde bulunan eski ve yeni önemli halı merkezleri şunlardır: Bergama, Manisa
(Akhisar, Demirci, Gördes, Kasaba Kula), İzmir, Kütahya(Simav), Ladik (Laodikya), Uşak, Milas,
Fethiye (Megri, Karaköy).

Akhisar Halıları
Akhisar Manisa iline bağlı bir ilçedir. Akhisar’da ilk kez,1880’li yıllarda tiftik keçisi kılından halı
üretildiği bilinmektedir. Kasabaya 1885 yılında ithal edilmiş olan tiftik (Angora) keçisinin kılı
inatçı olduğu için eğirme işlemini külfetli kıldığından, sonradan yün ile karıştırılarak
kullanıldığına dair, 1902 tarihli yabancı bir bir kayıt bulunmuştur.
1900’lü yılların başlarına kadar Akhisar halıları hemen hemen tamamen tiftik kılından
yapılmıştır. Kula’da yapılan halılarla aynı kalitededir ve aynı potada değerlendirilirler. Biraz
yıprandıklarında havları ezilir ve yumuşaklığını yitirir. Çözgü ve atkısı kaba kalite yündür.
Tiftik kılından Akhisar halıları piyasaya ilk çıktıklarında İzmir halılarından daha yüksek bir
fiyata layık görülmüşlerse de 1900’lü yılların başlarında değerlerinin aşırı derecede düştüğü
kaydedilmiştir. Tiftik keçileri ile yapılan dokumalardan pek başarı elde edilememesi Akhisar
dokuyucularını yünle çalışmaya yöneltmiş ve sonradan Gördes ve Uşak halılarına çok benzer
halılar dokumuşlardır(Mumford, 1902: 157). Hakim renkler yeşil ve kırmızıdır (Belle, 1901: 54).
Günümüzde Akhisar’da halı dokumacılığı yoktur.
138

DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Bergama Halıları
Günümüzde İzmir iline bağlı bir ilçedir. Bergama halıları,14. yy’dan itibaren ortaya çıkmıştır.
Bugünkü coğrafi sınırları çok dar kaldığından, bu halıların geçmişte Bergama’nın neresinde
dokunmuş oldukları belli değildir. O dönemlerde, günümüz Bergama’sına bağlı köylerde
yaşayanların çoğunun, Uşak’tan Çanakkale’ye kadar uzanan geniş alanlarda, göçebe yaşadığı ve
geç iskan edildiği (Deniz, 1997: 30) düşünüldüğünde Batı Anadolu’daki çoğu merkezin halıları
arasındaki büyük benzerlik aydınlanmaktadır.

Fethiye Halıları
Fethiye yöresinde iki tip halı dokunmuştur. Bunlar seccade tipi Megri ve madalyonlu Kayaköy
halılarıdır. Literatürde bazen bu iki halı tipine de Megri halısı denilmişse de bunların desen
özellikleri birbirinden oldukça farklıdır (Etikan, 2007: 85).

Gördes Halıları
Manisa iline bağlı bir ilçe olan Gördes 17.-18. yy’larda çok ünlü bir halıcılık merkeziydi. Ayrıca
Gördes Türkler tarafından bulunan çift düğüm tekniğine ismini vermesiyle de ünlüdür. Gördes
seccadeleri 19. yy’da Bandırma, Bursa, İstanbul, Kayseri gibi halıcılık merkezlerinde de örnek
olarak kullanılmıştır41. 17.yy’a tarihlendirilen Gördes seccadelerinde canlı kırmızı, sarı, mavi,
lacivert, yeşil ve beyaz tonlar hakimdir. Mihraplı ve marpuçlu seccadelerdir.
Gördes seccadelerinin; kız Gördes, sinekli Gördes, kandilli (Avizeli) Gördes, mihraplı Gördes,
marpuçlu Gördes, çilli Gördes, elmalı Gördes, asmalı Gördes, madalyonlu Gördes, karanfilli
Gördes, Mecidî Gördes, kızıl Gördes, şamdanlı Gördes, direkli namazlık, çakıroğlu, incesulu,
taraklı Gördes, Barok Mecid gibi desen isimleri vardır42.

İzmir (Symrna) Halıları
Uşak halılarının bozulan grupları içindeki kabalaşmış örnekler günümüze kadar yaşamış, 19.
yüzyılda İzmir halıları adını almıştır. Yabancı bir kaynağa göre İzmir bir dokuma merkezi
olmayıp, İzmir adı verilen halılar Bursa ve Aydın’dan gelmişlerdir. İzmir halılarında sıklıkla
parlak kırmızılar, maviler, yeşiller hakimdir (Levis, 1911: 241). Bir diğer görüşte İzmir’de
toplanıp ihraç edilen Batı Anadolu yöresi halılarına hatalı olarak bu ismin verildiğidir.
41
www.atlantismanisa.com/docs/brosur.pdf
42
www.halidesenmodel.com/2012/.../gordes-halilari-desen-ozellikleri.h...
139

Kasaba Halıları
Kasaba Manisa iline bağlı Turgutlu ilçesinin eski adıdır. Geçmişte Kasaba halısı olarak satılan
çoğu halının Isparta’da yapıldıkları düşünülmektedir. Bir diğer görüşe göre Isparta’nın Kasaba
halılarının ticari ismidir (Clifford, 1926: 23).

Kozak Halıları
Kozak Bergama’ya bağlı bir bölgenin adıdır. Halk arasında Bergama ile Çanakkale arasındaki
köylere Kozak Köyleri denir. Halılarında siyah, kırmızı, yeşil, mavi, pembe renkler hakimdir.
Desen kompozisyonunda; parmak şekilli bezeme, elma, leblebi, sıçan dişi, gobak, gübecik, goza,
kadın kaşı, yanca, çaçaron, kürekli su (mekik), kestane yaprağı (bölüklü su, tarak su), dırnak,
karışık su, kürekli su, koç başı, çakmak, bıçaklı su, koca saksı, elek yüzü, adı verilen motifler
bulunmaktadır (Deniz, 1997: 22-30).

Kula Halıları
Kula Manisa iline bağlı bir ilçedir. Kula halıları sıklıkla seccade boyutunda ve tek ve çift mihraplı,
madalyonlu, serpme motifli kompozisyon tarzında dokunmuşlardır. Sarı ve mavinin tonları
egemendir. Deve tüyü, kahverengi, limon küfü gibi renkler pastel tonlarda kullanılır. Kula
halılarını kompozisyon özelliklerine göre 16 grup altında toplamak mümkündür. Bunlar, Gemili
(mezarlı), Yılanlı, Sinekli, Namazlı, Kömürcü, Dilgozlu, Kafalı (aslanbaş), Göllü, Bucaklı, İbrikli,
Direkli, Bahçeli, Gelinli, Bergam, Elmalı ve Eski Kula'dır (Anonim, 2010: 23).
Kula ve Gördes ilçeleri arasında çok az mesafe olduğundan eski seccadelerini ayırt etmek çok
zordur. Kula seccadelerinin mihrap nişleri, Gördes seccadelerindeki kadar yüksek ve keskin
çizgilere sahip olmayıp, dış çizgileri Gördes’tekiler gibi zigzaglı değildir. Gördes’teki geniş ana
bordür yerine, Kula seccadelerinde birkaç tane dar enli bordür kullanımı tercih edilmiştir
(Norton, 1916: 90).

Kütahya Halıları
1900’lü yılların başlarında Kütahya’da, Uşak’tan gönderilen usta sanatçıların dokuma
yöntemlerini halka öğretmesiyle, iyi kalite Uşak halıları benzeri halılar dokunmuştur. Bununla
birlikte Kütahya halıları piyasada ticari bir isim olamamış ve Kütahya tezgahlarının halıları Uşak
veya Gördes sınıflandırmasıyla satılmışlardır.
140
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Kütahya halılarının bazıları bitim işlemleri, baş ve son kısımları ile yanlarının özenle yapılmış
olması nedeniyle aşırı derecede iyi halılardı ve Bergama halılarından daha ağır oldukları
söylenmekteydi (Mumford, 1902: 153). Ayrıca yörede Karakeçili Yörüklerinin geleneksel tarzda
halı dokumuş oldukları da bilinmektedir.

Ladik (Laodikya) Halıları
Leodikya Denizli'nin 6 km. kuzeybatısındaki Eskihisar Köyü yakınlarındaki antik kente verilen
isimdir. Türkler tarafından kısaltılarak Ladik denilmiştir. Yabancı kaynaklarda eski zamanlarda
Ladik’te güzel halılar dokunduğuna dair bilgilere rastlanmıştır. Burada 19. yy’da da halı
dokunmuşsa da, kalite ve desenleri geçmiştekine göre çok düşüktür. Ladik halılarında yumuşak
tonlu kırmızılar, sarılar ve kahverengiler hakimdir. Seccade tipi halılardır. Dar bordürleri sıklıkla
siyah ve beyaz alternatif bantlar (Kula bordürü denilen gibi) şeklindedir. Her ince bordür
birbirinden bağlantısız farklı motifler içerir. Eski örneklerinin çoğunda rozetlerle alternatif bir
şekilde tekrar eden Rodos zambakları görülmektedir. Günümüzde bu yörede halıcılık
yapılmamaktadır (Norton, 1916: 92-95).

Megri Halıları
Fethiye yöresinde dokunmuş olan seccade tipi halılardır. 18.-19.yy’a ait örnekleriyle pek azı
günümüze kalabilmiştir. Mihrap sayısına göre iki veya üç kapılı olarak isimlendirilirler.
Genellikle stilize edilmiş bitkisel örnekler kullanılan bu örneklerde lacivert, kırmızı, beyaz hakim
olmak üzere açık-koyu sarı, kızıl kahve, mavi, yeşil ve siyah renkler görülür (Etikan, 2007:8485).

Milas Halıları
Milas Muğla iline bağlı bir ilçedir. En eski örnekleri müzelerde bulunan 16. yy’a ait seccadelerdir.
19. yy’da Milas siparişle halı dokutturan Şark Halı Kumpanyası’nın etkisiyle öncelikle Gördes ve
daha sonraları Bergama, Uşak ve Mucur halılarının etkisinde kalmış böylece yörede oldukça
önemli desen çeşitlemesi meydana gelmiştir. Karaova tipi Milas, Ada Milas, Bozalan tipi Milas,
Karacahisar tipi Milas, gemici suyu, elikoynunda, taraklı, cıngıllı Cafer, sandıklı ada kızı, yılanlı
Milas, Ladik Milas ve yörük Milas gibi desen isimleri vardır.
141

Simav Halıları
Simav Kütahya iline bağlı bir ilçedir. Simav'da halıcılık Kozanoğlu Abdurrahman Hoca
tarafından, Gördes'ten halı öğreticileri getirilerek başlatıldığı, bu nedenle Simav'da dokunan bu
ilk halılarda Gördes etkisi görüldüğü bilinmektedir. 1897-1905 yılları arasında tüccar
Çömezoğlu Mustafa Efendi ve Hacı Ali Ağa'nın Ahmet Efendi’nin, Şark Halı Kumpanyasının
Türkiye Temsilcisi Alexander Kalefi’yle bağlantısıyla halı ihracına başlanmıştır. 1913 yılında
Şark Halı Kumpanyasının Simav'da 380 tezgahı bulunuyordu; 1120 işçinin çalıştığı bu
tezgahlarda 23.000m² halı dokunmuştur.
1926 yılında Manisa Demirci'den gelen Nalbantoğullarından Hacı İsmail Efendi, Mahmutların
Hamdi ve Mustafa Gürsoy ile Simavdan Küçük Hacı Mehmet halıcılığı civar köylere de yaymak
suretiyle halının daha geniş bir yörede dokunmasını sağlamıştır. Simav'ın kendıne özgü bir halı
tipi yoktur. Yörede Kayseri, Bünyan, Gördes, Yağcıbedir, Kula türünde halı dokunmaktadır (Pala
ve Erdoğdu, 1991).

Yuntdağı Halıları
Yuntdağı Manisa’nın kuzeyinde yer almaktadır. Yörede halıcılığın 15-16.yy’larda başladığı
düşünülmektedir. Halılarında yeşil ve beyaz zemin üzerine kırmızı, mavi, kahverengi, sarı, yeşil
siyah ve bej renkler hakimdir. Bir halıda, dıştan içe doğru sırasıyla boncuk suyu, kıyı suyu, ak su,
koltuk ve göbek bölümleri yer alır. Karabulut, koç buynuzu, deve boynu, kobalak, yamuk su,
bıçıklı su, çınar yaprağı, kestane yaprağı, çakmak suyu, kazan kulpu, tavuk ayağı kullanılan motif
isimleridir (Deniz, 1995: 33-37).
5.3.5.2
Marmara Bölgesinde Bulunan Halı Merkezleri
Marmara bölgesinde bulunan eski ve yeni önemli halı merkezleri şunlardır: Bursa, Çanakkale,
İstanbul, Hereke, Balıkesir-Sındırgı (Yağcıbedir).

Bursa Halıları
İpek böceği üretimi ile ünlü olan şehirde geçmişte, Osmanlı Saray halılarının üretildiği
düşünülmektedir (Yetkin, 1991: 192; Gönül, 1965: 196).
142

DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Çanakkale Halıları
Avunya, Çan ve Ayvacık halıları olarak üç grupta incelenebilir. Avunya Halıları, Çanakkale'nin
Yenice ilçesinden Balıkesir'in Gönen ilçesine kadar olan ve Kazdağları’nın arkasında kalan
bölgede dokunmuşlardır. Çan halıları madalyonlu İran halılarından esinlenerek dokunmuşsa da,
kaba kaliteleri yüzünden deforme olmuş motiflere sahiptir.
Günümüzde Çanakkale’de yer alan bu üç halı bölgesinden sadece Ayvacık ilçesinde dokumacılık
az da olsa devam etmektedir. Avrupa’lı ressamların tablolarında görülen halılardan ilçede
halıcılığın 15. yy’da başladığı görülmektedir. Ayvacık halılarının desen ve kompozisyon
özellikleri Erken Devir Osmanlı halılarının III. ve IV. tipine benzemektedir. Eski örneklerde
zemin rengi koyu kırmızıdır. Yenilerinde koyu, açık mavi, açık kırmızı, beyaz ve yeşil gibi
seçenekler de görülmektedir.
Ayvacık halılarının; turnalı, elekli, baratlı, sarıbaş, cami desenli, altın tabak, yeşilbacak, oklu
(kızıllı), boynuzlu, çakmaklı, sıranılı seccade, uzun çengelli (Fatı kadın, Al kadın, Babakale
örneği), bardaklı, güğümlü (direkli), narbudak (dört gül, kabak çiçeği, karanfilli), karasulu
(üzümlü, lambalı), çengelli (Ahmet dede, Hasan dede), on iki çiçek gibi halı deseni isimleri vardır
(Aksoy, 2008: 305).

Hereke Halıları
Hereke’de halıcılık, 1843'te, Sultan Abdülmecid döneminde Osmanlı sanayisinin ilk modern
fabrikalarından biri olarak kabul edilen Hereke Fabrika-i Hümâyûnu'nun kurulmasıyla
başlar.1878’de, Sultan Abdülhamid devrinde bir yangınla kullanılamaz hale gelen fabrika,
1882'de yeniden açılmıştır. 1883'te Abdülhamid tuğrası ile 100 tezgahlı bir Halıhane yapılmıştır.
Sivas, Gördes, Demirci, Bergama halıları teknik ve motifleri yeni bir senteze ulaştırılıp,
geliştirilerek bir Hereke üslubu yaratılmıştır. Hereke halılarının desen adları; yedi dağın çiçeği,
bindallı, Sultan Ahmet, gülnazar, kırçiçeği, pençeli, lalezar, Dolmabahçe, Kafkas, Zümrüdü Anka,
tavuz kuşu, Tebriz, Buruciye, Polonez, bademli, yıldızeli, çeşmibülbül, şale, binbirçiçek’tir43.

Yağcıbedir Halıları
1961 yılı iskan hareketinde, Adana’ya yerleştirilen, Yaycı aşiretleri sıtma nedeniyle bu iskan
yerinden kaçarak imparatorluğun değişik yörelerine dağılmışlardır. 1723 tarihli Karasi Sancağı
kadısına gönderilen bir fermanda Adana iskanında (Cebahanei Amireye) yılda 80 kabza keman
43
www.kocaeli.gov.tr
143
vermekle vergilendirilmiş olan Yaycı yörüklerinin buradan kaçıp Karasi Sancağı Sındırgı Kazası
(Bedürlü-Namkaryeye) adındaki köye yerleşmiş oldukları yazılıdır. Devlete vergi olarak keman
yani yay verdikleri için zamanla Yaycı diye isimlendirilen bu yörükler, Bedürlü denilen yere
yerleştikleri için zamanla Yaycı Bedirli adı ile anılmaya başlanmıştır. Yağcıbedir halılarda;
lacivert, kırmızı, bordo, beyaz ve az da olsa siyah renkler hakimdir. Canavar (ejder-mızrak yanışıciva), mizan terazi, Türkmen gülü, can kuşu, yemişli, boncuk (kervan-deve izi), bop Hatça,
deveboynu, memek yanı, ciga, elli üzerinde kullanılan motif isimleridir44.
5.3.5.3
Akdeniz Bölgesinde Bulunan Halı Merkezleri
Burdur, Döşemealtı, Isparta (Uluborlu), Akdeniz bölgesinde bulunan eski ve yeni önemli halı
merkezleridir.

Burdur Halıları
19. yy ortalarında Burdur’da Şark Halı Kumpanyası tarafından, Türk düğümü ve desenlerinin
Barok ve Rokoko tarzında üsluplaştırarak kullanıldığı Savonnerie ve Aubusson halılarının
benzerleri dokutulmaya başlanmıştır. Bu halılar Anadolu’da Burdur ve Bandırma halısı olarak
tanınmışlardır. Pastel renkler hakimdir. Bu halılar daha çok Batı Sanatında o dönemin modası
olan tepsi motifi ve kıvrım dallardan meydana gelen bitki desenleriyle süslenmişlerdir (Ölmez ve
Akkuş, 2007: 55).

Döşemealtı Halıları
Döşemealtı, Antalya’nın kuzey-doğusunda 23 köyden oluşan (Eren, 1979: 54) geniş bir bölgenin
adıdır. Halılarında lacivert, bordo, kırmızı, yeşil ve beyaz renkler hakimdir. Eski örneklerinde
görülen fıstıki yeşil, deve tüyü, açık ve koyu mavi, turuncu ve gül kurusu renkler günümüzde
kullanılmamaktadır. Halelli, toplu, kocasulu, dallı, mihraplı, akrepli, terazili toplu adlı halı
örnekleri vardır.
Bordür sayıları iki ila altı arasında olup geniş bordürleri; kocasu, nacaklı su, büyük albay suyu,
Göde İbrahim suyu Laleli su, aklı su, deve suyu gibi isimlere sahiptir. Dar bordürleri ise bulanık,
Çingilli aksu veya gömlek yanışı, motor izi suyu, tutmaç suyu, kırkızı toplu su, mersin yaprağı
suyu, küçük albay suyu gibi adlar alırlar (Eren, 1977: 35- 38).
44
http://www.serdivanhali.com
144

DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Isparta Halıları
Isparta’da halı dokuma geleneği 1890-1891 yıllarında Mutasarrıf Zihni Paşa’nın girişimiyle
başlamış, Isparta Kız Rüşdiyesinde halıcılık dersleri verilmiş, sonra Böcüzade Süleyman Sami
Efendi 1891 yılında, Babanzade Mustafa Zihni Paşa himayesinde bir halıcılık şirketi kurmuş
fakat bu girişim uzun ömürlü olmamıştır (Küçükerman, 1990: 80- 81).
Etirelizade Mehmet Efendi, doktor Bodasaki ve tarihçi Böcüzade Süleyman Sami, Cumhuriyet
öncesi Isparta halıcılığını geliştiren ve bölgeye yerleştiren kişilerdir. Bu kişiler, Isparta’da sürgün
bulunan Hacik Usta ile İzmir’de bulunan Isparta’lı Agapoğlu ve mahdumlarıyla ilişki kurarak,
Isparta’da Şark Halı kumpanyasını kurmuştur. 1890’lı yıllardan 1930’lara kadar bölgede Şark
Halı Kumpanyasının organizasyonu ile üreticilere yün ipi, boya ve desen verilerek, en ücra
köylere kadar halıcılık götürülmüştür. Bu dönemde üretilen halıların desenleri ticari albeniye
göre Uşak, Hereke, İran halılarından uyarlanmıştır.
Yöre halılarında lâcivert, kiremit kırmızısı, camgöbeği mavi, kirli sarı, sarı-yeşil, yağ yeşili bej
tonlarıyla kırık beyaz kullanılmaktadır. Kandahar, Üzümlü, Saatli, Hançerli, Bademli, Şimşekli,
Ağaçlı, Beşir, Elvan, Goblen, Goncalı, Çelenkli, Gülistan, Serpme, Kompozisyon, Osmanlı, Goblen,
Çin, Üzümlü, Dönümlü, Köşegöbek, Eber Ladiği yörede kullanılan halı deseni isimleridir 45.
5.3.5.4
İç Anadolu Bölgesinde Bulunan Halı Merkezleri
İç Anadolu bölgesinde bulunan eski ve yeni önemli halı merkezleri şunlardır: Konya (Sille, Ladik,
Keçi Muhsine (Sille’nin köyü), Ereğli, Karapınar, Karaman, Obruk, Derbent), Kırşehir-Mucur,
Niğde(Taşpınar, Aksaray, Bor), Kayseri (Bünyan, Develi, Yahyalı), Sivas (Gürün, Kızılca) (Gönül,
1965: 207).

Karapınar Halıları
Karapınar Konya iline bağlı bir ilçedir. 1882 tarihli Konya Salname’sinde halıcılığından övgü ile
bahsedilmiştir. Koyu kırmızı, koyu lacivert, sarı, devetüyü, açık mavi renkler kullanılır. Yanayak,
mihraplı, hataplımihraplı, Karapınar Ladik, şişeli, elmalı, tinyarması, Salur akgöbek, Selçuk,
köşegöbek, civilgöbek, serpme çiçek, çiçekli, kanaviçeli, karskapısı, irankazağı, Şirvan, Hamdili,
dirsekli, çavuşlu, hançerli, kapalıcıngırdak, tepsili, kandilli, taşpınar modeli, üçtoplu, tuzlu,
gelintacı, fındıklı, kaymakamlı, Ürgüplü, boynuzlu, bulutlu, gongurdaklı, bademli, yıldızayak,
beşparmak ve şamile gibi örnek isimleri vardır (Gündüz, 1993:38).
45
ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-61040/geleneksel-el-sanatlari.html
145

Kayseri Halıları
Bünyan ve Yahyalı olmak üzere iki farklı bölümde incelenir. Motifleriyle isimlendirilen Yahyalı
halıları, çiftayak, dabazlı, kemerli, göbekli, stilize karpuz, yarım, madalyon, çerçeveli madalyon,
pıtrak, camili ayak olarak adlandırılırlar. Yahyalı halılarını Bünyan halılarından ayıran en önemli
özellik hem çözgüsünün hem de dokuma ipinin yün olmasıdır. Bünyan halısının çözgüsü pamuk
olup, ilmeleri yün ve floştur. Yaygın olarak beyaz, siyah, gri, mor renkler kullanılır. Zeminler
kırmızı, mavi ve lacivert tonlarındadır.

Kırşehir Halıları
Bu halılara dair eski tarihli yabancı bir kaynakta Ankara vilayeti yapımı oldukları yazılıdır (Belle,
1901: 55). Kırşehir 1864 sonrası kurulan Ankara vilayetine bağlı bir sancaktır. Bu belge 18.
yy’da Kırşehir’de halı yapıldığının delilidir. Müzelerde bulunan örnekler de Kırşehirde halıcılığın
tarihinin 17-18. yy’lara kadar uzandığını göstermektedir. Kırmızı, mavi, kahverengi, sarı, yeşil ve
beyaz tonlar hakimdir. Top’lu yastık ve manzaralı halıları ünlüdür. Dar kenar denilen halı
sedeflerinde; çatıkkaş, zigzaglı su, üçgen ve gelin ağlatan desenleri, “Enli kenar” denilen
bordürlerde; arap eli, lale, çiçek ve deve tabanı adıyla isimlendirilen motifler yer almaktadır46.
Mucur Kırşehir iline bağlı bir ilçedir. Halıcılığın başlangıç tarihi olarak 17.yy. gösterilmektedir.

Konya Halıları
Geniş bir bölgeye yayılmış olan Konya halıları Orta Anadolu halıları olarakta bilinirler. Sille,
İnlice, Ladik, Keçi Muhsine, Ereğli, Karapınar, Karaman, Obruk gibi merkezlerinde halı
dokumacılığı yapılmaktadır (Bodur, 1988: 7).

Taşpınar Halıları
Taşpınar Niğde-Aksaray’a bağlı bir kasabadır. Halılara değin Taşpınar adının geçtiği ilk yazılı
kaynak 1869 tarihli II. Konya Salnamesidir (Gür, 1995: 20-27). Halılarında koyu kırmızı, koyu
mavi renkler hakimdir. Bunların yanında kahverengi, uçuk yeşil, yeşil, mavi, gri, siyah, kirli beyaz
renklerde kullanılır. Bordür sayıları fazla olup boncuk, gülboncuk, akgül, akıtmalı boncuk, Ladik
boncuk gibi bordür isimleri vardır. İç bordüründe çapar ayak, kirman ayak, gül ayak, salkım
ayak, Ladik ayak, boynuzlu ayak denilen motifler kullanılmaktadır (Deniz, 1982: 18-21).
46
Bekir DENİZ; “Kırşehir Halıları”, s. 25-57, www.dlir.org/.../arkeoloji_sanat_tarihi_dergisi_v-3_p25-81_7d34cee
146
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
5.3.5.5
Doğu Anadolu Bölgesinde Bulunan Halı Merkezleri
Doğu Anadolu bölgesinde bulunan eski ve yeni önemli halı merkezleri şunlardır: Kemaliye,
Maden, Tunceli- Dersim (Malatya- Arapgir- Erzurum).

Dersim Halıları
Dersim Tunceli’nin eski adıdır. Dersim adıyla bilinen ve Osmanlının sancaklarından biri olan
bölgenin, aslında geçmişte Erzincan, Kiğı, Erzurum, Kuruçay, Kemah, Çemişkezek, Harput,
Malatya, Kilis, Antakya, Çemişkezek, Arapkir’i de kapsadığı düşünülmektedir. Dersim halıları,
Dersim dağlarında dolaşan veya köylerde yerleşik Kürt aişretler tarafından dokunmuşlardır. Bu
halıların zeminleri kahverengimsi kökboya kırmızısı olup motiflerde beyaz, sarı ve yeşil renkler
kullanılmıştır. Halılar genellikle üç parça halinde bölümlenmişlerdir ve her parçada aynı desen
tekrarlanmıştır. Yumuşak ve uzun havlıdırlar (Norton, 1916: 102- 103).
5.3.5.6
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Bulunan Halı Merkezleri
Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan eski ve yeni önemli halı merkezleri Diyarbakır, Şırnak,
Ağrı’dır.
5.3.5.7
Karadeniz Bölgesinde Bulunan Halı Merkezleri
Karadeniz bölgesinde bulunan geçmişteki önemli halıcılık merkezleri Tokat- Zile, Trabzon,
Bayburt’tur.
147
6.
GÜNÜMÜZDE HALICILIK SEKTÖRÜNÜN DURUMU
Eskiden ticaret olarak değil sanat olarak yapılan halıcılık; günümüzde Hindistan, Afganistan,
Pakistan, Çin, İran, Belçika ve Türkiye’de gelişmiştir.47
Şekil 5: Dünya Halıcılık Sektörünün Ana Oyuncuları
Belçika
Çin
Hindistan
Pakistan
İran
Türkiye
6.1
Afganistan
Halıcılık Sektöründe Üretim
Dünyada, en fazla makine halısı üretiminin ABD’de gerçekleştirildiği bilinmektedir. Belçika, her
ne kadar makine halısı ihracatında birinci sırada gelse de, üretimde ABD’den sonra ikinci sırada
yer almaktadır. Öte yandan, AB’de makine halısı üretimi çoğunlukla Belçika, Almanya, Hollanda,
İngiltere ve Fransa’da gerçekleştirilmekte olup, Belçika’nın Gent şehri bu üretim alanının
merkezi konumundadır.48
47
48
Mahsa Ghoreishy, Blauchi: Luxurious Persian Rugs, http://www.slideshare.net/ghoreishy/baluchi
Tekstil, Hazir Giyim, Deri ve Deri Ürünleri Sektörlerine Yönelik Strateji Belgesi, 2008, dosyalar.hurriyet.com.tr/tekstilstrateji.pdf
148
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Tablo 38: Dünya Makine Halısı Ülke Sıralaması (1.000 USD)
2006
Belçika
Çin
Türkiye
Hindistan
Hollanda
ABD
Almanya
İngiltere
Fransa
Tayland
Diğer
Toplam
2.576.707
869.408
627.908
900.523
1.062.235
964.967
561.355
381.843
316.079
122.247
2.619.628
11.002.900
2007
2008
2.832.989
1.125.549
851.315
890.031
1.248.354
982.893
591.041
442.976
378.160
151.804
2.798.398
12.293.510
2009
2.636.892
1.414.034
1.019.261
789.166
1.182.268
1.064.105
624.575
412.879
379.159
169.776
2.458.506
12.150.621
2.043.441
1.342.660
954.275
684.812
1.001.161
829.016
515.604
305.964
248.174
141.509
1.951.367
10.017.983
2010
2.061.506
1.812.736
1.121.000
1.026.633
1.011.739
969.052
551.920
293.116
258.694
180.223
2.097.382
11.384.001
2010 Ülke
Payı (%)
18.1
15.9
9.8
9.0
8.9
8.5
4.8
2.6
2.3
1.6
18.4
100.0
2011/10
Değişim
(%)
0.9
35.0
17.5
49.9
1.1
16.9
7.0
-4.2
4.2
27.4
7.5
13.6
Kaynak: T.C. Ekonomi Bakanlığı, 2012.
6.2
Halıcılık Sektöründe Tüketim
21. yy. da özellikle teknolojik gelişmeler ve Ar-Ge’ye verilen önem neticesinde yeni ve farklı olanı
yaratma isteği tüketicilerin halıya bakış açıları ve algılarını değiştirmiştir.
Çağımızın ulaştığı kültürel, teknik ve teknolojik gelişmeler yeni gereksinimleri, ihtiyaçları ve
beklentileri beraberinde getirmektedir. Günümüzde tasarımın niteliği, olmazsa olmaz koşulu
yaratıcı ve yenilikçi düşünebilme yetisiyle özgün olanı yaratmaktır. Farklılığı yakalamakta
tasarımın önemi çok büyüktür.
Eskiden sadece ihtiyaç unsuru olarak algılanan ve fonksiyonel anlamda yer döşemesi olarak
kullanılan halılar, günümüzde tüketiciye dekorasyonda kişisel bir tarz yaratma şansı verebilen,
ihtiyaç dışında da tutulan bir tasarım öğesi halini almıştır. Bunun en önemli sebebi ise, tasarım
ve
yaratıcılık
kavramlarının
sektörde
hızlı
bir
şekilde
ilerleme
kaydetmesinden
kaynaklanmaktadır. İhtiyaç unsuru olarak algılanan ve fonksiyonel anlamda yer döşemesi olarak
kullanılan halılar 21. yy. da, kullanılan renklerin, farklı materyaller ve doku arayışları ile başlı
başına bir tasarım nesnesi konumunda yer almasındaki en önemli etken Tasarımcı Kimliği’dir.
Tasarımcı, hangi ortamda olursa olsun, hem eski ve geleneksel, hem de çağın teknik ve
teknolojisini bilen, izleyen ve kullanabilen kişi olmalıdır. Bilgi ve birikimlerini geçmişe ve eskiye
uygun tekrarlayan değil, bilgileri karıştırabilen ve bilgiye yepyeni bir yapı kazandıran kişidir
(Pres ve Ashgate, 2007).
149
El dokuması halılarında kullanılan geleneksel çiçek desenleri renk ve desen kombinasyonları
yapılarak modern halılarda da hayat bulmaktadır. Bugünün trendleri açık renkli, zıt karakterli
şekiller ve malzemelerden oluşmaktadır. Organik yaşam yiyecek ve giysilerde görüldüğü kadar
halılarda da tercih sebebi olmaya başlamıştır. Yünler dağlarda yetişen ve doğal beslenen
koyunlardan, halı boyaları ise hakiki kök boyalarından ve doğadaki bitkilerden elde edilmektedir
(DOMOTEX, 2012).
6.3
Halıcılık Sektöründe Dış Ticaret
Makina ve el dokuma halılarının ithalat ve ihracat rakamları farklılıklar göstermektedir.
6.3.1 Dünya Makine Halısı İthalatı
2008 yılında 3,45 milyar USD olan dünya makine halısı ithalatı, 2009 yılında küresel krizin de
etkisiyle %17,63 daralarak 2,84 milyar dolara gerilemiştir. 2010 yılında ise, dünya ekonomik
verilerinde görülen nispi iyileşme sonrasında söz konusu üründe toplam ticaret hacmi 2009
yılına göre %20 artarak 3,41 milyar düzeyine yükselmiştir. ICT Trademap istatistiklerine göre,
dünya halı ithalatı artış trendi içindedir. 2011 yılındaki makine halı ithalatı toplamda %17,67
oranında artış göstermiştir.
Tablo 39: Dünya Makine Halısı İthalatı (1.000 USD)
İthalatçı Ülkeler
2011 Pay
%
2010/11
Değişim %
758,219
18,91
9,80
297,472
369,780
9,22
24,31
31,932
125,840
250,439
6,25
99,01
197,044
165,305
179,624
194,105
4,84
8,06
3,445,968
2,838,342
3,407,728
4,009,969
100,00
17,67
2007
2008
2009
2010
2011
ABD
756,982
706,913
550,688
690,549
Almanya
242,665
268,397
275,354
95,563
21,964
183,509
3,224,345
Suudi Arabistan
Japonya
Dünya Toplam
Kaynak: ICT TradeMap, 2012.
Dünya makine halısı ithalatında önde gelen ülkeler ABD, Almanya, Suudi Arabistan ve
Japonya’dır. Dünya makine halısı ithalanın artış oranı aşağıda gösterilmiştir.
150
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Şekil 6: Dünya Makine Halısı İthalatı Değişim Oranı (%)
25
20
17,67
15
10
6,87
5
0
2008/07
-5
2009/08
2010/09
2011/10
-10
-15
-17,63
-20
6.3.2 Dünya Makine Halısı İhracatı
ICT Trademap İstatistiklerine gore dünya el halısı ihracatının 2011 yılı itibariyle %31,26’sını
Türkiye, %14,24’ünü Hindistan, %9,74’ünü Çin %3,72’sini Almanya, %0,02’sini Belçika
gerçekleştirmiştir. Söz konusu beş ülke, dünya el halısı ihracatının %58’inden fazlasını
gerçekleştirmektedir.
Tablo 40: Dünya Makine Halısı İhracatı (1.000 USD)
İhracat
Türkiye
183,694
845,478
774,623
966,619
1,279,064
31,26
32,32
Belçika
826,102
798,940
658,036
705,438
714,516
0,02
-99,90
Hindistan
410,783
289,831
267,845
270,834
582,784
14,24
115,18
Çin
261,562
308,584
265,017
321,834
398,620
9,74
23,86
Almanya
102,039
113,765
107,047
114,911
152,118
3,72
32,38
2,880,624 3,588,752 4,091,996
100,00
14,02
3,031,426 3,480,302
2010
2011
2011/10
Değişim (%)
2008
Dünya Toplam
2009
2011Pay
(%)
2007
Kaynak: ICT Trade Map, 2012.
2008 Küresel Ekonomik Krizin yapısı itibariyle ithalat artış oranının ihracatınkine göre daha sert
bir düşüş yaşadığı görülmektedir. Küresel kriz pazarların daralmasına neden olsa da dış ticaret
dengesinin sağlanmasında rol oynamıştır. Krizden sonra ithalat artış oranı ihracattan yüksek
olsa da halı ihracatının ithalattan daha yüksek olduğu görülmektedir.
151
Şekil 7: Dünya Makine Halıcılığında İhracatın İthalatı Karşılama Oranı (Bin USD)
4.500.000
30
4.000.000
25
3.500.000
20
3.000.000
15
2.500.000
10
2.000.000
5
1.500.000
0
1.000.000
-5
500.000
-10
2008/07
2009/08
2010/09
2011/10
-15
0
2007
2008
2009
İthalat
2010
2011
İhracat
-20
ithalat artış oranı (%)
ihracat artış oranı (%)
6.3.3 Dünya El Dokuma Halısı İthalatı
Tüm dünyada el halıcılığı sektöründe bazı sıkıntıların yaşandığı ve bu sektörde genel olarak bir
gerilemenin olduğu görülmektedir. Dünyada el dokuma halısına olan talebin giderek azaldığı
görülmektedir (İTO, 2008: 20).
El dokuma halısı ve kilim, genellikle refah seviyesi yüksek Batılı ülkeler tarafından ithal
edilmektedir. Bu ülkelerde el dokuma halısı ve kilim imalatı olmadığından ithalat genellikle el
dokuma halısı ve kilim üretim merkezleri olan İran, Çin, Pakistan, Türkiye, Nepal gibi ülkelerden
yapılmaktadır. Dünyada en çok el dokuma halısı ve kilim ithal eden ülkeler sırasıyla; ABD,
Almanya, Türkiye, İngiltere ve Japonya’dır. Öte yandan, dünya toplam el dokuma halısı
ithalatının %63'ü AB'ye ait olup, en büyük ithalatçılar Almanya ve İngiltere'dir. Ayrıca dünya el
dokuma halısı ithalatı 2011 yılında bir önceki yıla göre %13,38 azalmıştır.
Tablo 41: Dünya El Dokuma Halısı İthalatı (1.000 USD)
İthalat
2007
2008
2009
2010
2011
2011 Pay
(%)
2011/10
Değişim
(%)
ABD
575,940
469,715
307,020
321,467
284,882
24,47
-11,38
Almanya
275,722
215,502
183,680
170,278
174,544
14,99
2,51
Türkiye
109,902
122,329
89,382
111,617
110,970
9,53
-0,58
Japonya
54,175
40,856
33,934
42,620
55,189
4,74
29,49
İngiltere
54,765
47,964
36,830
47,243
52,213
4,48
10,52
1,740,372
1,547,300
1,178,740
1,344,063
1,164,208
100,00
-13,38
Dünya Toplam
Kaynak: ICT Trademap, 2012.
152
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
6.3.4 Dünya El Dokuma Halısı İhracatı
Birleşmiş Milletler kaynaklı Trademap istatistiklerine göre dünya makine halısı ihracatında,
Mısır, Hindistan Türkiye, Çin, İran, Pakistan ve Nepal önde gelen ülkeler olarak yer almaktadır.
Söz konusu ülkelerin dünya makine halısı ihracatının %86’sına hâkim olduğu görülmektedir.
Dünya el halısı ihracatı 2011 yılında bir önceki yıla göre %25 oranında azalmıştır.
Tablo 42: Dünya El Dokuma Halısı İhracatı (1.000 USD)
İhracat
2007
Mısır
2008
2009
2010
2011
2011 Pay
(%)
2011/10
Değişim
(%)
164,453
260,100
337,724
381,865
24,00
13,07
Hindistan
326,157
372,892
287,719
449,036
338,944
21,31
-24,52
Türkiye
133,092
132,313
115,452
139,326
166,335
10,46
19,39
Çin
185,344
196,488
142,651
139,876
135,511
8,52
-3,12
565,897
133,288
8,38
-76,45
130,143
127,054
126,213
7,93
-0,66
72,074
59,710
87,950
5,53
47,30
1,502,625
2,121,481
1,590,880
100,00
-25,01
İran
Pakistan
219,074
185,907
Nepal
Dünya
Toplam
1,607,293
Kaynak: ICT Trademap, 2012.
1,863,011
153
7.
TÜRKİYE GENELİNDE HALICILIK SEKTÖRÜNÜN DURUMU
Türklerin halı sanatı ile ilgileri çok eskilere dayanmakta ve arkeolojik bulgularda bunu
desteklemektedir. Nitekim halen dünyanın en eski halısı olan Pazırık Halısı Altay Dağları’ndaki
bir Hun Mezar Höyüğü’nde bulunarak dünyaya tanıtılmıştır. En az 2400 yıllık olduğu sanılan bu
halı tamamen Türk düğümü ile dokunmuştur. Türkler, gittikleri her yere olduğu gibi Anadolu’ya
da halıcılığı getirmişlerdir. Anadolu’da çeşitli yörelere ait desen, şekil ve renklerin kendine özgü
karakteristiklerinin yer aldığı değerli halılar üretilmiştir. Bunlardan Uşak, Bergama, Kula,
Gördes, Konya, Ladik, Kırşehir ve Kayseri halıları dünyaca ün kazanmış halılardır. Söz konusu bu
halıların yapımında kullanılan ilmelik iplikler kirmanla eğrilip daha sonra doğal boyalarla
boyanan en kaliteli iplikler olma özelliğini uzun yıllar sürdürmüştür49.
Geçmişten günümüze gelinceye kadar birçok evrelerden geçen halıcılığımız ülke ekonomisindeki
ağırlığını
bugünde
duyurmaktadır.
Özellikle
kırsal
bölge
nüfusunun
boş
zamanını
değerlendirdiği bir uğraşı alanı olmasının yanı sıra geçimini sadece el halısı üretiminden
sağlayan büyük bir kitlenin işgücünü değerlendiren bir üretim kolu özelliği de taşımaktadır. 50
Yine son yıllarda artan halı talebinin karşılanabilmesi amacıyla kurulan ve sürekli bir gelişim
içinde bulunan makine halı sanayide ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunmaktadır.
7.1
Türkiye Halıcılık Sektörünün Üretim Durumu
Sektörün sanayi üretim endeksi (2005=100) yıllık ortalaması incelendiğinde 2005 senesinden
itibaren yaşanan artışın 2008 ve 2009 yıllarında yaşanan küresel kriz nedeniyle bir miktar
gerilediği görülmektedir. Ancak kriz sonrası yaşanan toparlanma hızlı bir şekilde sağlanmış
olup, kriz öncesi seviyelerin bir hayli üzerine çıkıldığı gözlemlenmektedir (T.C. Ekonomi
Bakanlığı, 2012: 1).
Tablo 43: Türkiye Halı Sanayi Üretim Endeksi
2008
2009
2010
2011
2012
Ocak
91,4
73,7
89,6
133,2
134,9
Şubat
97
81,2
118,3
129,6
Mart
104,1
96,9
137,9
150,2
Nisan
109
102,9
141,8
146,1
Kaynak: TUİK, 2012.
49
50
Halı, http://saricahali.com/blog/hali.html
Halı, http://saricahali.com/blog/hali.html
Mayıs
112,8
125,9
140,6
147,9
Haziran
107,8
113,3
144,1
157
Temmuz
89,2
114,5
134,9
132,9
Ağustos
100,3
107,8
145,0
137,2
Eylül
117,4
104,9
123,4
162,1
Ekim
116,5
137,9
162,6
171,5
Kasım
108,8
118,3
129,1
147,5
Aralık
92,2
109,8
156,8
155,7
154
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Üretim endeksi küresel krizin reel sektör üzerindeki etkisinin en fazla görüldüğü 2009 yılının
Ocak ayında (73,7) en düşük düzeye gerilemiştir. 2009 yılından sonar dalgalı bir seyir izleyen
Sanayi üretim endeksinin genel itibariyle yıllar bazında yukarı bir trend izlediği görülmektedir.
7.2
Türkiye Halıcılık Sektörünün Tüketim Durumu
Bir halının pazar şansının yüksek olması kullanılan hammaddenin kalitesi ile doğrudan
ilişkilidir. Yün lifinde aranan geçerli özellikler ise hem bitkisel boyalarla renklendirilmesine, hem
de kullanımda gerekli sağlamlık özelliklerine bağlıdır. İpliğin renklendirilme esnasında
kaybettiği mukavemeti ve renklerin canlılığını uzun sureli koruması halının değer bulması
açısından önemlidir.
El dokuması halıcılıkta sağlamlık, aranılan önemli bir özellik olarak kabul edilmektedir. Bitkisel
boyalarla renklendirilmiş ilmelik yün iplikler ile üretilen halıların uzun sure solmayan
renklerinin yanında kopmaya karşı direncinin de iyi düzeyde olması beklenmektedir (Akan,
2007: 3-4).
İç piyasada ülkemize gelen turistlere yönelik yapılan el halısı ve kilim satışlarımızda ise ülkemiz
turizm sektöründe yaşanan olumlu gelişmelere paralel olarak sürekli artış kaydedildiği ve bu
alandaki turistik satışların 1,2-1,5 milyar dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu
bağlamda, el dokuma halısı ve kilim sektöründe yaşanan gerilemenin turistik satışlara
yansımadığı, turistik satışlar kapsamında yapılan ihracat ile el halıcılığının ihracatımızdaki
önemini koruduğu, fakat bu yolla yapılan satışlarda da iç piyasaya sunulan taklit halılar gibi
farklı bir takım problemlerin yaşandığı bilinmektedir51.
Türk el halı sektöründe önemli sorunlardan biri, tüketici taleplerine yönelik üretimdeki
eksikliktir. Çünkü, dokunan el halısının büyük bir bölümü evlerde yapılmaktadır. Piyasa talebine
uygun olmayan bu üretimler yeteri kadar talep görmemektedir. Bugün itibarıyla, ulusal ve
uluslararası ticarette yönlendirici durumda olan faktör tüketici tercihleridir.
7.3
Türkiye Halıcılık Sektörünün Dış Ticareti
Türkiye’nin 2011 yılı itibari ile halı ihracatı toplamda 1.6 USD milyon dolardır. 2011 yılında
ülkemizin genel ihracatı %18,2 oranında artarak 134,6 milyar dolar olurken halı ihracatında
kaydedilen artış %26,8 olmuştur. Ülkemizin genel ihracatı içinde aldığı pay ise %0,08 oranında
artmıştır.
Tekstil, Hazir Giyim, Deri ve Deri Ürünleri Sektörlerine Yönelik Strateji Belgesi, 2008, dosyalar.hurriyet.com.tr/tekstilstrateji.pdf,
s.31
51
155
Tablo 44: Türkiye Halı İhracatı (1.000 USD)
2010
Türkiye Genel İhracatı
Halı İhracatı
2011
Değişim %
113.883.219
134.571.338
18,2
1.285.039
1.629.537
26,8
1,13
1,21
Halı İhracatının Payı %
Kaynak: İTKİB, 2012.
Türkiyenin toplam halı ihracatının %34’ünü Ortadoğu ülkelerine yapmıştır. Bu ülkelere yönelik
ihracatımız geçen yıla kıyasla %41,4 oranında artarak 553,3 milyon dolar olmuştur.
Tablo 45: Türkiye Halı İhracatının Ülkere Göre Dağılımı (1.000 USD)
2010
2011
Değişim %
Ortadoğu Ülkeleri
391.156
553.275
41,4
AB Ülkeleri
335.750
397.181
18.3
Amerika Ülkeleri
138.417
177.385
28,2
Kaynak: İTKİB, 2012.
7.3.1 Türkiye Halıcılık Sektörünün Makina Halısı İhracatı
Makine halısı ihracatımız uzun yıllardan beri artış gösteren sektörlerimiz arasında yer
almaktadır. 2009 yılında küresel krizin etkisiyle ihracatımız değer bazında %6,4 oranında azalış
göstermiştir. Ancak bu dönemde bile ihracatımız miktar bazında %4,6 oranında artış
göstermiştir. 2010 yılında ise, makine halısı ihracatımız 2009 yılına göre %17,5 artarak 1,12
milyar dolar düzeyine çıkmıştır.
Şekil 8: Türkiye Makine Halısı İhracatı (1.000 USD)
İhracat
İhracat Artış Oranı (%)
40
1.120.996
1.019.247
35
30
953.972
1.000.000
851.313
25
800.000
20
15
1.200.000
627.908
600.000
545.922
10
400.000
5
0
-5
2005
2006
2007
-10
Kaynak: Ekonomi Bakanlığı, 2012
2008
2009
2010
200.000
0
156
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Ürünler itibariyle makine halısı ihracatımız değerlendirildiğinde ise; en önemli ihraç ürün
grubunun dokuma makine halıları tüfte edilmiş halılar olduğu gözlemlenmektedir. Bu ürün
gruplarında
toplam
makine
halısı
ihracatımızın
sırasıyla
%86’sı
ve
%9,4’ü
gerçekleştirilmektedir.
Tablo 46: Türkiye Makine Halısı İhracatı
Ürünler
2010
Dokuma Makine Halıları
Tüfte Edilmiş Halılar
Keçeden Halılar
Diğer Halılar ve Yer Kaplamaları
Toplam
Miktar
296,442
40.111
169
4.667
341.599
2011
Değer
959,205
139.760
457
21.035
1.120.996
Miktar
369.057
39.537
88
3.519
408.201
Değer
1.270.139
139.038
571
16.975
1.476.724
2011/2010
Değişim (%)
Miktar Değer
24,5
32,4
-11,4
-0,5
-48,2
25,2
-24,6 -19,3
19,6
27,3
Kaynak: T.C. Ekonomi Bakanlığı, 2012.
Makine halısı ihracatımızda en önemli pazarımız 244 milyon dolarlık ihracat tutarı ve %17,2’lik
pay ile Suudi Arabistan’dır. Makine halısı ihracatımızda ilk 10 ülkenin toplam payı %58
dolayındadır.
Şekil 9: Türkiye Makine Halısı İhracatında Ülkelerin Payı
Suudi Arabistan
17%
Irak
ABD
Almanya
42%
10%
İngiltere
Rusya Fed.
8%
BAE
Ukranya
7%
2%
2%
3% 3% 3%
3%
İran
Polonya
Kaynak: İTKİB, 2012.
7.3.2 Türkiye Halıcılık Sektörünün El Dokuma Halısı İhracatı
El halısı bakımından ülkemiz, özellikle eski halıların ithal edilerek tamirini yapıp ihraç etmesi
nedeniyle önemli bir halı rehabilitasyon merkezi konumundadır. Ülkemiz el halısı ihracatı 2006
yılında yaklaşık 115 milyon dolar iken 2010 yılında 146 milyon dolara yükselmiştir. 2010 yılı el
157
dokuma halısı ihracatımızın bir önceki yıla kıyasla %20 oranında artış göstermesi olumlu bir
gelişme olarak değerlendirmektedir. 2011 yılında el dokuma halısı ihracatımız, bir önceki yıla
kıyasla %19,9 oranında artış göstermeye devam etmektedir.
Tablo 47: Yıllar İtibariyle Türkiye El Dokuma Halısı İhracatı (1.000 USD)
Miktar
Birim Fiyat
(kg/USD)
Değişim
Değer
Miktar
2005
4.716 124.069
2006
2.810 115.208
2007
2.462 140.697
2008
2.333 139.221
2009
3.685 121.431
2010
5,770 146,424
2011
5.456 175,551
Kaynak: T.C. Ekonomi Bakanlığı, 2012.
Değer
-40,4
-12,4
-5,2
57,9
56,6
-5,4
-7,1
22,1
-1,0
-12,8
20,6
19,9
26.31
40,99
57,13
59,66
32,95
25,37
32,17
Ülkeler bazında el halısı ihracatımız incelendiğinde ise; en fazla el halısı ihraç ettiğimiz ülkeler
ABD, Japonya ve Fransa olarak sıralanmakta olup, söz konusu ülkelerin el halısı ihracatımızdan
aldıkları paylar ise sırasıyla; %17,1, %15,1 ve %11,8 düzeyindedir. Ülkeler itibariyle 2010 yılı el
halısı ihracatımızın yaklaşık %50’si İstanbul Atatürk Hava Limanı (AHL) Serbest Bölgesi ve
Kocaeli Serbest Bölgesi’ne yönelik olup, sektör ihracatında 2010 yılındaki ihracatını 27 milyon
dolara çıkararak artış sağlayan ABD ve 18 milyon dolar ile Japonya ilk sıralardadır.
Şekil 10: Türkiye El Halısı İhracatında Ülkelerin Payı
ABD
17%
20%
Japonya
Fransa
Litvanya
2%
AHL Serbest Bölge
3%
15%
4%
Belçika
Çek Cumhuriyeti
4%
İngiltere
İtalya
5%
13%
8%
9%
Kaynak: İTKİB, 2012.
Almanya
Diğer Ülkeler
158
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
7.3.3 Türkiye Halıcılık Sektörünün Makina Halısı İthalatı
2007 yılında ülkemizce makine halısı ithalatının yapıldığı başlıca ülkeler; başta Belçika olmak
üzere, Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) ve Hollanda’dır. Ülkemizin makine halısı ithalatı
da aynen ihracatında olduğu gibi yıllar itibariyle değişkenlik gösteren bir seyir izlemiştir.
2009 yılında 50 milyon dolar gerçekleşen ithalatımız, 2010 yılında %34 oranında artarak 66
milyon USD seviyesine yükselmiştir. Ülkemizin makine halısı ithalatında AB ülkelerinin payının
2009 yılında 2010 yılına göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu durum, yıllar itibariyle
makine ithalatımızın önemli bir bölümünün AB’den diğer ülkelere kaydığının bir göstergesidir.
Tablo 48: Ülkeler Bazında Türkiye Makine Halısı İthalatı (1.000 USD)
Ülke Adı
2009
2010
2011
Belçika
10.184
12.140
13.574
Hindistan
7.487
11.054
11.957
Çin
5.208
9.241
11.527
Hollanda
5.027
6.101
9.856
Mısır
3.245
5.258
5.356
A.B.D.
2.421
3.069
4.549
Almanya
3.993
3.648
3.964
İngiltere
517
2.485
3.761
Kayseri Ser.Böl.
4.104
3.982
3.002
Suudi Arabistan
1.933
2.444
1.594
Diğer
5.457
6.975
9.891
Genel Toplam
49.580
66.400
79.038
Kaynak: T.C. Ekonomi Bakanlığı, 2012.
2011/2010 Değişim (%)
11,8
8,2
24,7
61,5
1,9
48,2
8,7
51,3
-24,6
-34,8
41,8
19,0
2011 Pay (%)
17,2
15,1
14,6
12,5
6,8
5,8
5,0
4,8
3,8
2,0
12,5
100,0
Makine halısı ithalatımız dalgalı bir seyir izlemekte olup, ihracatın ithalatı karşılama oranı 2011
yılı itibariyle %1868 seviyesindedir. Bu sektörde 1 milyar doların üzerinde net dış ticaret fazlası
verilmektedir.
Şekil 11: Türkiye Makine Halısı Dış Ticareti (1.000 USD)
İhracat
İthalat
1.600
1.427
1.400
1.200
1.019
1.000
800
600
851
546
1.121
954
628
400
200
86
78
76
82
50
66
79
0
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
159
7.3.4 Türkiye Halıcılık Sektörünün El Dokuma Halısı İthalatı
El dokuma halı ve kilim ithalatımıza bakıldığında ise ithalat yapılan başlıca ülkeler 43 milyon
dolar ile Hindistan, 37 milyon dolar ile Çin Halk Cumhuriyeti ve 26 milyon dolarla Pakistan’dır.
Bu ülkeleri; Nepal, Afganistan, İran Moldovya ve Bangladeş izlemektedir.
Ülkeler bazında el halısı ithalatımız incelendiğinde ise; en fazla ithalat Hindistan, Çin ve
Pakistan’dan yapılmakta olup, söz konusu ülkelerin el halısı ithalatımızdan aldıkları paylar ise
sırasıyla; %44,8; %24,2 ve %23 düzeyinde olup; adı geçen ülkelerden yapmış olduğumuz el
dokuması halısı ithalatı, toplam sektör ithalatımızın %80’ini aşmaktadır.
Tablo 49: Ülkeler Bazında Türkiye El Dokuması Halısı İthalatı (1.000 USD)
Ülke Adı
2009
2010
2011
Hindistan
32.671
43.075
51.267
Çin
30.077
36.719
27.708
Pakistan
20.587
26.043
26.308
Afganistan
794
2.062
2.103
İran
1.856
1.831
1.624
Diğer
5.967
5.347
5.344
Genel Toplam 91.954 115.080 114.357
Kaynak: T.C. Ekonomi Bakanlığı, 2012.
2011/2010 Değişim (%)
19,0
-24,5
1,0
2,0
-11,3
-0,1
-0,6
2011 Pay (%)
44,8
24,2
23,0
1,8
1,4
4,7
100,0
Ülkemizin el dokuma halısı ithalatı ise, 2005 yılında bu yana kriz dönemi hariç artış göstermiştir.
2010 yılında ise, %25 oranında artarak 115 milyon dolara yükselmiştir. 2011 yılında el dokuma
halısı ithalat değeri, bir önceki yıla kıyasla %0,6 oranında azalış göstermiştir.
160
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
8.
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ
Demirci’de halıcılığın tarihsel gelişim süreci, o dönemde diğer dokuma merkezleriyle aynı kaderi
paylaştığı Batı Anadolu Halıcılığının geçirmiş olduğu evreler hakkında bilgi sahibi olmadan tam
olarak anlaşılamaz. Bu nedenle Demirci ilçesinde Halıcılık Sektörünün tarihsel gelişimi
anlatılmadan önce Batı Anadolu Halıcılığının 19. yy sonu ve 20. yy. başlarındaki durumuna
kısaca değinilmesi uygun görülmüştür.
Yabancı sermayenin yatırımları, ulaşım, iletişim, ticaret ve endüstri alanlarındaki dış borçlar gibi
zorlamalar nedeniyle 1838 ve 1861 yıllarında imzalanan ticaret anlaşmaları, 19. yy’ın ikinci
yarısında Osmanlı devletini dünya kapitalist düzeninin bir merkezi haline getirmiştir. Bu
dönemde dış ilişkiler İzmir üzerinde yoğunlaşmış ve İzmir Batı Anadolu ve Akdeniz’in en önemli
ekonomik merkezi haline dönüşmüştür. 1838 yılında imzalanan Balta Limanı Ticaret
Anlaşmasından sonra yabancıların Osmanlı topraklarında ticaret yapmaları da serbest
bırakılmıştır. Bu tarihten sonra Batı Anadolu halı dokumacılığı İngiliz firmalarının kontrolü
altına girmiştir.
Batı Anadolu’da halı dokumacılığı 1880’lerin ortalarına kadar P. De Andrea A.Ş., Habif and
Polako, T.A. Spartalı A.Ş., G.P. ve J.Baker, Sdyney La Fontaine ve Sykes A.Ş.’nin kontrolünde
sürmüş; ve bu firmalar 1907 yılında birleşerek Şark Halı Üreticileri şirketini kurmuşlardır. Bu
şirket İzmir, Sivas, Burdur, Isparta, Haçin, Urla, Maraş'ta atölyeler kurmuş ve Kırkağaç ve
Demirci, Akhisar, Sivrihisar, Niğde, Kula, Kütahya, Simav, Manisa, Gördes, Uşak, Denizli, Milas,
Akşehir ve Sille’de halı acentelikleri açmıştır. Yüzyıllarca Avrupa’da sadece soylu ve zengin bir
tabakaya hitab eden el dokuma halıları, Endüstri devrimi ile zenginleşen ve sınıf atlamaya
çalışan işçi sınıfının da ilgi odağı haline gelmiş, İngiliz esnaf bu durumdan yararlanarak, Avrupa
işçi sınıfının zevklerine uygun desenleri olan, düşük maliyetli halılar üretmeye başlamıştır.
19. yy'ın sonundan itibaren Batı Anadolu halı dokumalarında Barok, İran, Kafkas, Afgan, Hint ve
Çin figürlerinin görülme nedeni budur. Aynı dönemde Batı Anadolu halılarındaki desen ve
kompozisyonların yozlaşma sebeplerinden bir diğeri de Avrupa’dan getirilen makine halısı
kataloglarındaki desenlerin, desen bürolarında el halılarına uyarlanmasıdır. Beğenilmeyen ve
talep görmeyen bu desenlerin yanı sıra yerel motiflerin eklektik yeni kompozisyonlarla
dokunduğu da görülmektedir (Anmaç ve Adıgüzel Toprak, 2004: 78-88).
19. yy sonu ve 20. yy başlarında, İngiliz firmaları tarafından Kula’da Ladik, Kırşehir, Mucur,
Gördes, Bergama halıları dokutulmuş, bu nedenle sonraki tarihlerde dokunan bir çok Kula
halısında bu yörelerin halılarının yerel motifleri görülmüştür. Aynı durum Gördes halıları için de
161
geçerlidir. Bu dönem dokumacılarının örnek halı parçaları ve bunun yanı sıra Avrupa’dan,
istenen halı örneğinin çizili ve boyanmış olarak geldiği halı desen kağıtlarını kullanmaya
başladıkları görülmektedir. Bu halılar İzmir limanından Avrupa ve Amerika’ya İzmir halısı adıyla
ihraç edilmişlerdir (Anmaç ve Adıgüzel Toprak, 2004: 78-88).
Yabancı şirketlerin Batı Anadolu halıları üzerindeki etkileri sadece motif ve kompozisyon
alanındaki yozlaştırmalar ile kısıtlı kalmamış, 19. yy’ın sonuna doğru el emeğinin ve doğal
boyarmadde fiyatlarının yükselişi nedeniyle %40 oranında artan fiyatları düşürmek için ucuz ve
kalitesiz anilin boyaların kullanımını da teşvik etmişlerdir (Öztürk ve Anmaç, 1997: 30). Şark
Halı İmalatçıları Şirketi’nin Batı Anadolu üzerindeki taahhüt yetkisi 1934 sonlarında sona
ermiştir.
8.1
Demirci İlçesi Halıcılık Sektörünün Tarihsel Süreçte Gelişimi (15.yy-18.yy)
Kaynaklarda Demirci’de halıcılığın başlangıcına ait bilgiler çelişkilidir. Literatür belirtilmeksizin
bilgi veren yerel kaynaklara göre; 15-16-17.yy’larda Demirci Osmanlı’nın isteğiyle Saray
Halılarının dokunduğu yörelerden biridir. 17. ve 18.yüzyıl Türk halıcılığının gerilemeye
başlaması ile Demirci de geleneksel keçe ve kilim dokumacılığının sürdürüldüğü görülür.
Demirci'de son dönem halıcılığı ise 19.yüzyıl ortalarından itibaren gelişmiştir52.

Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü (19. yy Sonu- 20. yy Başı)
Demirci’de halıcılığın başlangıcına dair literatüre dayanan en eski veriler 20. yy’ın başlarında
yazılmış yerli yabancı kaynaklardaki bilgilendirmelere ve 1883 tarihli Aydın Vilayet
Salname’sine dayanmaktadır. 1883 tarihli Aydın Vilayeti Salnamesinde Demirci’de halı ve
seccade imaline yeni başlanmıştır denilmektedir.
1947 yılında Gediz Dergisi’nde yayınlanan bir çalışmada; o dönemin Şark Halı İmalatçıları
Şirketi’nin Demirci acentası Nurettin Özkul ve tüccar Edip Akın’dan alınan bilgilere göre;
Demirci’de ilk defa 1882 tarihlerinde halı tezgahını İzmirlioğlu kurmuştur. Bu girişimci Gördes’li
Hacı Mehmed’i boyacı olarak yanına almış ve ortak çalışmışlardır. Yine aynı şahıslar yörede
yapılan halılarda kullanılan boyarmaddeler için, o tarihlerde kimyasal boya pek kullanılmıyordu.
Ancak kırmızı ve çivit mavisi kullanılıyor, diğer renkler çam kozalağı, kök boya, çalı kabuğu, mazı,
yaş ceviz kabuğu gibi bitkilerden elde ediliyordu denilmektedir. 1897 yılında kimyasal boyalar
denenmeye başladı, 1900’lü yılların başında Almanya’dan bir kimyager gelerek, Kırkağaç’ta
halıcılara getirdiği kimyasal boyaların kullanımını öğretti. Zamanla bu boyalar kullanılır oldu. Bu
52
www.tiem.gov.tr/hali-ve-kilim.asp .25.07.2012, 15.15 pm ; www.demircihem.com/kose-yazilari.aspx, 25.07.2012, 15.30 pm
162
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
dönemde (1882)’de halı deseni hazırlama işi de yoktu. Şark Halı Şirketi milimetrik kağıda desen
hazırlama işini de getirmiştir. Öte yandan aynı dönemde yörede, dokuyucuya malzemeyi halı
tüccarları vermiş ve düğüm hesabına göre ödeme yapmışlardır (Armağan, 1947: 3-4).
Yine, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonrasında Demirci'de yokluk, afet, yangın nedeniyle
yaşanan ekonomik sıkıntıları aşmak için kentin ileri gelenleri, dönemin Belediye Başkanı
İzmirzade, Şeyh Hacı Mehmet Nuri Efendi önderliğinde Gördes'e giderek halı boyacılığını ve
dokuyuculuğunu iyi bilen bir aileyi Demirci'ye getirirler. Bu aileye halı tezgahları kurulur;
boyahane açılır ve Demirci halkından becerikli kadın ve kızları bu eve halı kursuna gönderilir.
Erkeklerden de bir kısım çırak olarak boyahaneye yerleştirilir. Böylece halıcılık ve halı boyacılığı
Demirci'de yerleşmeye ve yayılmaya başlar (Boyacıoğullar ve Alakese, 1972).
20. yüzyıl başlarına ait yabancı kaynaklarda, 1875 yılı civarında Demirci’nin, halı sanatının
bilinmediği, 20.000 nüfuslu bir kasaba olduğu yazılıdır. Demirci ilçesinde halıcılığın başlaması
üzerine iki rivayet vardır. Bunlardan yaygın olarak bilineni Gördes’ten Demirci’ye gelen
dokumacıların tezgahlarını kurarak Demirci halkına halı dokumayı öğrettikleridir; fakat bu bilgi
doğru değildir ibaresi bulunmaktadır (Mumford, 1902: 151-152).
Bazı kaynaklara göre 1880’li tarihler civarında, Demirci bir yangınla kısmen tahrib olmuş ve
evsiz kalanlardan birkaç yüz kişi Demirci’den ayrılarak, halıcılık endüstrisinin ticari ölçüde
başladığı kabul edilen Gördes’e gitmişlerdir. Gördes’e giden bu şahısların halıcılık sanatını
öğrenerek
kısa
sürede
memleketlerine
dönüp
Demirci
halkına
halı
dokumacılığını
öğretmişlerdir. Daha sonra yetenekli iplik boyamacıları Demirci’ye gitmişler ve bu yörenin
suyunun boyaların çok iyi çözünmesinde etken olduğunu görerek burada boya dükkanları
açmışlardır.
Yine bu kaynaklarda en iyi yünün Demirci’nin doğusundaki yaylalarda üretilmiş olduğu ve
1900’lerin başlarında Demirci’de yapılmış olan halıların Avrupa’lının bakış açısıyla Türkiye
halıcılık sektörünün en iyileri arasında olduğunun düşünüldüğü bilinmektedir (Mumford, 1902:
151- 152).
Demirci’de 1890 yılında halı ihracatının 25.000 olduğu ve 1891 yılında Hereke dokuma
fabrikası'na önemli halı merkezleri olan Gördes ve Sivas’ın yanı sıra Demirci’den de halı
dokuyucuları getirildiği bilinmektedir (Yaman, 1944).
163
Tablo 50: 1890 Yılında Batı Anadolu’da Halı Dokumacılığı ve Değerleri
Üretim Merkezi
Üretim Miktarı (m2)
Uşak
Değeri (frank olarak)
250.900
3.896.000
Gördes
56.000
1.127.000
Kula
35.400
862.000
Demirci
25.000
529.000
TOPLAM
367.300
6.414.000
Kaynak: Lindau, 1985: 167.
1890’lı yıllarda Kula ile birlikte en pahalı halı olarak bilinen Demirci halılarının m2 si 20-30 frank
arası değişim göstermiş, çok ince dokunmuş kaliteli halılar m2 si 60 hatta 100 franga kadar alıcı
bulabilmişlerdir (Öztürk, 1987: 316- 317).
Tablo 51: 1894 Yılında Batı Anadolu’da Halı Dokumacılığı ve Değerleri
Üretim Merkezi
Üretim Miktarı (m2)
Uşak
Değeri (lira olarak)
250.875
169.000
Gördes
56.250
44.000
Kula
35.250
37.000
Demirci
25.312
23.000
TOPLAM
367.687
273.000
Kaynak: Sönmez, 1996.
Şark Halı Şirketi raporlarına göre, 1910-1913 yıllarında Demirci’de 600 tezgahta, 1.356 işçi
tarafından 31.000 m2 halı dokunmuştur (Eldem, 1970: 142-143).
Tablo 52: 1910-1913 Yılında Ege Bölgesinde Üretilen Halı Miktarları
Üretim Merkezi
İşçi Sayısı
Tezgah Sayısı
Senelik Üretim (m2)
Uşak
5.500
1.175
150.000
Simav
1.120
380
23.000
Gördes
2.700
800
60.000
Demirci
1.356
600
31.000
Kula
3.800
1.500
35.000
Isparta
6.481
2.160
117.000
Eğirdir
1.500
500
15.000
Burdur
2.400
800
22.000
Buldan
400
250
3.000
25.257
8.165
456.000
TOPLAM
Kaynak: Eldem, 1970: 142-143.
164
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Birinci Dünya Savaşı öncesine denk gelen zamanda Demirci’de 800 tezgahta, 144.000 m2 halı
dokunmuştur. 1919-1922 Yunan İşgaline denk gelen tarihlerde Demirci’nin halı dokunan tezgah
sayısının 200’e, halı üretim miktarının ise 36.000 m2’ye düştüğü görülmektedir (Koraltürk,
1996-97: 195).
Tablo 53: 1919-1922 Yıllarında Batı Anadolu Bölgesinde Halı Üretimi
Üretim Merkezi
Kula Kazası
Gördes
Demirci
Simav
Burdur
Isparta
Uşak
Nefs-i İzmir Çeşme, Alaçatı,
Kütahya ()
TOPLAM
Kaynak: Koraltürk, 1996-97: 195.
Harb-i Umumi’den Evvel Senevi
Üretim Miktarı
Tezgah Sayısı
(m2)
50.000
1.750
1.000.000
1.000
144.000
800
25.000
100
110.000
1.400
110.000
1.800
280.000
1.200

300
45.000
1.834.000
1919-1922 Yunan İşgali Zamanında Senevi
Üretim Miktarı (m2)
Tezgah Sayısı
25.000
700.000
36.000
30.000
5.000
12.000
280.000
40.000
9.100
300
1.168.000
1.200
750
200
150
40
200
1.200
70.000
4.590
1922-1923 yıllarında Demirci’de 450 tezgahta, 72.900m2 halı dokunmuştur.1923-1924’te ise
tezgah sayısının 600, üretim miktarının ise 158. 000 m2 ‘ye çıktığı görülmektedir.
Tablo 54: 1922-1924 Yıllarında Batı Anadolu Bölgesinde Halı Üretimi
Teşrin evvel (Ekim) 1922-1923
Üretim Merkezi
Kula Kazası
Üretim Miktarı (m2)
Teşrin evvel (Ekim) 1923-1924
Tezgah Sayısı
Üretim Miktarı (m2)
Tezgah Sayısı
25.000
1.300
50.000
1.550
900.000
800
900.000
800
Demirci
72.900
450
158.000
600
Simav
37.850
170
48.650
220
Burdur
2.000
80
55.000
700
Isparta*
8.000
750
8.000
1.280
180.000
750
350.000
1200
-
-
-
-
1.256.750
4.305
1.646.650
6.375
Gördes
Uşak
Nefs-i İzmir Çeşme, Alaçatı,
Kütahya
TOPLAM
Kaynak: Koraltürk, 1996-97: 195.

Bu mahallerde halı üretimine Harb-ı Umumi (1. Dünya Savaşı) içinde başlanılmıştır. Bu miktar Harb-ı Umumi
içindedir.

Kütahya’nın eski yıllara ait üretim miktarında hata olduğu tahmin edilmektedir. Diğer mahallerde hata yoktur.
165
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren mesleki örgütlenmeye girişen Demircili tüccar ve esnaf, o
dönemde ancak büyük şehirlerde olan Ticaret Odası (1929) ve merkezi İzmir’de olan Şark Halı
Kumpanyasını (1912) örnek alarak 1925’da Demirci Tasarruf Kooperatifi Şirketini
kurmuşlardır. Bu şirket Demircide halıcılığın hammadesi ve yan ürünlerinin üretilmesini
sağlayarak, Demirciye büyük çapta ekonomik katkı sağlamıştır. Kurucuları arasında Mecideyin
Hüseyin Avni Efendi (emekli öğretmen), İzmirlizade Ekrem Bey (tüccar-çiftçi), Saatçi Emin-i
Fahri (esnaf-hattat), Bilaçarzade Mustafa Şefik Bey (halıcı), Müftüzade Ahmet Edip (emekli
öğretmen), Ramazanzade Ali Natık (halıcı-aynı zamanda şirketin müdürü) bulunmaktadır
(Boyacıoğullar ve Alakese, 1972: 126-127). 1928 Yılı İzmir Ticaret ve Sanayi Odası Kasım Ayı
Bültenine göre; 1925 Yılında Demirci’de 81.000 m2 halı üretimi gerçekleştirilmiştir.
Tablo 55.: 1925 Yılında İzmir Çevresinde Üretilen Halı Miktarı
Üretim Merkezi
Üretim Miktarı (m2)
Uşak
125.000
Isparta
130.000
Burdur
50.000
Gördes
300.000
Simav
35.000
Demirci
81.000
Kula
50.000
Kütahya
48.000
TOPLAM
769.000
Kaynak: Arı, 2009: 504.
İzmir Ticaret Odası 1926 yılı el halısı üretimi verilerine göre; o yıl Demirci’de 750 tezgahta, 2200
işçi, yılda 82.250 m2 el halısı dokumuşlardır.
Tablo 56: İzmir Ticaret Odası 1926 Yılı El Halısı Üretimi
Üretim Merkezi
Uşak
Simav
Gördes
Demirci
Kula
Isparta
Eğridir
Burdur
Buldan
Sarayköy
Uluborlu
TOPLAM
Kaynak: Benerli, 1949: 57-59.
İşçi Sayısı
4.500
1.560
4.400
2.200
4.200
6.910
1.800
2.520
1.300
150
1.400
30.940
Tezgah Sayısı
1.300
540
1.100
750
1.800
3.455
600
840
650
40
230
11.305
Senelik Üretim (m)2
300.000
62.650
320.000
82.250
66.000
228.024
40.000
48.000
20.000
6.000
12.000
1.184.924
166
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Bölge Ticaret Odaları 1929 yılı halı üretim verilerine göre, o yıl Demirci’de 500.000 TL.
değerinde halı üretimi yapılmıştır.
Tablo 57: 1929 yılı Bölge Ticaret Odaları Bilgilerine Göre Halı Üretimi
Üretim Merkezi
Üretilen Halı değeri (TL. olarak)
Kırşehir
220.000
Kayseri
300.000
Sivas
52.700
Niğde
437.200
Konya
36.000
Isparta
1.100.000
Burdur
208.000
Kütahya
2.232.000
Kula
290.000
Gördes
900.000
Demirci
500.000
TOPLAM
6.275.900
Kaynak: Benerli, 1949: 57- 59.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Demirci’de, halının hammadesini oluşturan ve savaş döneminde
ucuza satılan iplik dağıtımları sayesinde yörede tahsisat zenginleri denilen tüccar kesim
meydana çıkmıştır. Halı üreticilerini desteklemek ve üretimin devam etmesini sağlamak için
1941 yılından itibaren devlet tarafından, Sümerbank aracılığı ile piyasanın çok altında bir fiyatla
üreticiye satılması amaçlanan iplikler, dönemin tek partisine yakın bu tüccarlarca paylaşılmıştır.
Halk bu tüccarlardan daha pahalıya iplik alıp halı imal ederken, onlar kendi tezgahlarında
dokuttukları halıları daha ucuza mal ederek büyük kar elde etmişlerdir (Metin, 2001).
1947 yılında Demirci’de halı tüccarları tarafından 6.000 düğüm için bir lira ödendiği
bilinmektedir. Bu yıllarda Demirci’de 1.135 halı tezgahında yaklaşık 3.000 kişi çalışmıştır.
Halıların o yıllardaki satış fiyatlarına bakıldığında; birinci kalite halı m2si 25, ikinci kalite olanı
19, yıkanmış olanların m2si ise 30-32 liradan işlem görmekteydi. Aynı halıların 1939 yılı fiyatları
450 kuruş ile 375 kuruş arasında değişmekteydi (Armağan, 1947: 3-4).
Demirci’de 1950-1990 arası dönemin ana ekonomik fonksiyonu halıcılıktır. 1950’li yıllarda
Demirci’de inşa edilen evlerde avlularının vazgeçilmezi olan halı odaları bulunmaktaydı.
Hayvanların kırkım dönemlerinde Demirci’li tüccarlar Balıkesir ve Trakya’ya giderek burada
üretilen yapakları adeta kapatmışlardır. Buradan temin edilen yapaklar Demirci’ye zor şartlarda
167
getirilmiş, yıkayıp temizleyecek sınai tesisleri olmadığından Demirci ve Simav derelerinde
günlerce kalarak yıkanmış ve kurutulmuşlardır. Temizlenen yapaklar iplik haline getirildikten
sonra kök boyası ile boyanıp kullanıma uygun hale getirilmişlerdir. Bu tarihlerde yörede
geçmişte halı ipliklerini boyamada kullanılmak üzere ekilmiş kökboyalıklara artık bağ çubukları
dikildiği görülmektedir. Demirci’de bu dönemde daha çok el dokuması halıcılık yapılırken, 1956
yılında Özkul, 1966 yılında da Örnek halı fabrikalarının kurulmasıyla fabrika halıcılığına geçiş
başlamıştır. 1960 yılında Demirci’den yurt dışına 295.000 m2, 1965’te 345.000 m2 ve 1970’te de
550.00 m2 halı ihracatı gerçekleştirilmiştir. Demirci ve köylerinde dokunan el halıları şehirdeki
Orhunlar İş Hanı, Örnek Palas ve Örnek Otellerinin avlularında Cuma günleri kurulan halı
pazarlarında satılmışlardır (Aydın, 2003: 26-28).
5.5. 1969 Tarihli Millet Meclisi Tutanak Dergisi’nde, Türkiye’de bu tarihte 6948 sayılı kanun
gereğince Bakanlık sanayi siciline tescil edilmiş, senelik toplam kapasiteleri 88.556 m 2 olan
toplam 10 adet halı fabrikası olduğunu ve bunlardan sadece bir tanesinin Demirci’de bulunduğu
görülmektedir. Yine aynı dergide belirtildiğine göre Demirci, Gördes, Kula, Selendi ve benzer
ilçelerde, o tarihlerde “el dokusu halı imalatı yanında fabrikasyon halı imalatı cüz’i seviyede olup
esasen fazla rağbet görmemekteydi.53
1970’li yıllarda Demirci’de genç kızlar, sabahları günün erken saatleri ile öğle saatleri arasında
anneleri ile birlikte halı dokumaktadır (Aydın, 2003: 31). 1980 yılları civarında tüccarların halı
dokunan Demirci köylerinde şubeler açtıkları, birbirlerinin şubelerini çalabilmek için
dokuyucuya verilen yüzdeleri arttırdıkları, dokuyucuya sıyırdım hesabı ile para ödedikleri
bilinmektedir. Bir sıyırdım bir sırada atılan 60 düğüme verilen addır- 60 sıyırdım (3.600 ilme)
bir yevmiyedir. Bir günde 2 veya 3 yevmiye yapanlar vardır. 1985 yılında bir yevmiye için 300350 lira ödenmektedir. Tüccarlar fitre ve zekatlarını kendi halı dokuyucularına verirler. Fitre ve
zekatlar genellikle dokuyucuların giyeceği veya kullanacağı eşyalardan oluşur.
Ayrıca Kula ve Gördes’te görüldüğü gibi Demirci köylerinde de tüccarların iyi bir şube ve
dokuyucuyu kendilerine bağlamak için ona hediyeler verdikleri veya bazı kefilliklere girdikleri
bilinmektedir. 1980’li yıllarda tüccarların bu nedenle 200-300 lira peşin verdikleri bile
görülmüştür (Öztürk, 1997: 320-321).
53
Millet Meclisi Tutanak Dergisi, B: 87, 5.5.1969, O: 1, s.180,
www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/.../c036/.../mm__020360870180.pdf, 29.07.2012, 16.30 pm

Şube, tüccarların halı malzemelerini dokuyuculara dağıtıp, halıların dokunuşunu kontrol ederek, tüccardokuyucu arasındaki ilişkiyi sağlayan kişi ( İsmail ÖZTÜRK; a.g.m, s.320)
168
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Resim 17: Demirci İlçesinde Halı Dokumacılığı (1930)
Kaynak: Toronto Robert Simpson Ltd, 1930.
Demirci’de 1980-1990 yılları arasında halıcılık sanatı daha da gelişmiş ve şehir halkının
ekonomik hayatına önemli katkılar sağlamıştır. 1985 yılında Ahi Evran Sanayi Sitesi’nin ve bu
siteye yakın sahada birçok halı fabrikalarının inşaatı başlamıştır. Bu fabrikaların bir kısmı bu
dönemde faaliyete geçerken bir kısmı ise 1990 yılı sonrası tamamlanmıştır (Aydın, 2003: 31-33).
1990 sonrasında Demirci’de halıcılık faaliyetlerinde de önemli değişimler kaydedilmiştir.
Kökboyaların yerini suni boyalar almış, yöredeki küçükbaş hayvanların yünleri halen halıcılık
sanayinde kullanılmaktaysa da, yün yurt içinde Balıkesir, Çanakkale ve Trakya’dan, ayrıca yurt
dışından da temin edilmeye başlanmıştır. El halısı tezgâhları tahtadan demire dönmüş, bunun
dışında atölye tipi üretime de geçilmiştir. Ancak üretilen halılar tüccarlara dokunduğu için halı
üreticilerinin ekonomik durumlarında pek iyileşme olmamıştır.
Özellikle 1980 sonrası Demirci’de makine halıcılığında âdete bir patlama yaşanmıştır. Tesisler
entegre tesis haline dönüşmüş, fabrikalara yün olarak giren hammaddeler halı olarak çıkar
duruma gelmiştir. Fabrika sahiplerinin ekonomik durumlarına ve fabrikaların büyüklüklerine
göre iplik haline getirme, boyama, dokuma, yıkama gibi tüm bölümler bulunmaktadır.
169
Daha önceki dönemlerde olduğu gibi derelerde günlerce kalmak ve ilkel şartlarda yün yıkama
zorunluluğu ortadan kalkmıştır. Fabrikalarda üretilen ev, otel ve yurt taban döşeme halıları yurt
içine ve yurt dışına pazarlanmaktadır. Ancak 1990 ortalarından sonra yaşanan ekonomik krizler
halıcılığı da önemli ölçüde etkilemiş, şehirdeki irili ufaklı 65 civarındaki fabrika sayısını 1820’ye indirmiştir.
Çalışan mevcut fabrikalar da üretim kapasitelerini ve vardiyalarını düşürmüştür. Halı
fabrikalarının 9 tanesi şehrin batısındaki Bahçeler Mahallesi sınırları içerisindeki eski sanayi
sitesinde yer alırken, geri kalanların tamamı ise 1985 sonrası şehrin güneyinde Dr. Mehmet
Akarsu Mahallesi’nde faaliyete geçen Ahi Evran Sanayi Sitesi’nde üretim yapmaktadır (Aydın,
2003: 35).
Demirci’de halıcılık sektöründe endüstriyel üretime geçişle birlikte, fabrikalarda çalışan işçiler,
fabrikalardan toptan halı alıp, ülkemizin değişik şehirlerinde minibüslerle seyyar halı
pazarlayan yüzlerce pazarlamacı ve fabrika sahipleri istihdam imkanı bulmuştur (Aydın, 2003:
41).
Türkiye genelinde olduğu gibi, el halısı dokuma yevmiyelerinin düşük olması, dokuyucuların
asgari ücret hatta daha düşük ücretle çalıştırılmaları, sigorta primlerinin tam veya hiç
yatırılmaması sonucu bu sektörde fabrika sahipleri ile pazarlamacılar ekonomik olarak tatmin
olmuş, ancak geniş halk kitleleri tatmin olamamıştır.
1990’lı yıllarda üretilen halıların yurt dışına istenilen düzeyde pazarlanamaması, diğer fiziki
faktörlerdeki zorluklar ekonomik olarak durumu iyileşen, sermaye biriktiren girişimcilerin daha
büyük pazarlara yakın, daha avantajlı İzmir, Manisa ve Salihli'ye sermayesi ile birlikte göçünü
gündeme getirmiştir (Aydın, 2002: 190).
Günümüzde
Demirci
yöresinde
halen
10.000
civarında
el
dokuma
halısı
tezgahı
bulunmaktadır54. Demirci el dokuma halısı alanında yitirdiği iç ve dış Pazar payını cami
halılarıyla ünlendiği makine halıcılığı alanında sürdürmektedir. Halen Türkiye’deki Cami halı
Pazarının %70’i Demirci fabrikalarındaki halılara aittir55.
54
55
www.manisakulturturizm.gov.tr/belge/1.../demirci-halilari.html
okulweb.meb.gov.tr/45/05/325780/demriciekonomi.doc
170
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
8.2
Demirci İlçesi Halıcılık Sektörünün Üretim Durumu
Demirci, el dokuma halıları ile dünyaya kendisini tanıtmıştır. Demirci’de az da olsa hâlâ Anadolu
kültürünün farklı el işleme ürünlerine rastlamak mümkündür. Gerek ilçe merkezinde, gerekse
köylerimizde çok sayıda halının dokunma aşamasında, tezgâhta işlenmesi mümkündür.56
10.000 civarında el tezgahı bulunan, ihracata ve iç pazara yönelik halılar dokunan Demirci
yöresinde halıcılık, en önemli gelir kaynaklarından biridir. Gördes ve Kula halıları ile benzerlik
arz eden Demirci halıları da 19. Yüzyıl ve 20. Yüzyıl başlarında dış satıma yönelik çalışan şirket
ve tüccarların batı zevkine yönelik siparişleri nedeniyle kalite ve desen yönünden bozulma
gösterdiyse de, günümüzde bu yozlaşmanın halımıza verdiği zararın anlaşılmasına uygun,
yüksek kalitede halılar dokunmaya başlamıştır. Demirci İlçesinde Halıcılık Sektöründe faaliyet
gösteren işletme sayısı makine halısı alanında 32, el halısı alanında ise 12 olmak üzere toplam
44’tür.
Tablo 58: Faaliyet Türlerine Göre Demircili İşletmeler
Sektör
Faaliyet
İşletme Sayısı
Makine Halısı
32
El Halısı
12
İplik
5
Diğer(Boyama)
2
Diğer(Yıkama)
Kaynak: TSO, 2012.
2
Halıcılık
Tekstil ve
Hammaddeleri
Çalışan sayısına göre değerlendirildiğinde ise makine halısı sektöründe faaliyet gösteren 50- 249
çalışanı olan orta ölçekli firma sayısı 2, 10-49 arası çalışanı olan firma sayısı ise 30 tanedir.
Makine halısı sektöründe 250’den fazla çalışanı olan büyük ölçekli firmalar bulunmamaktadır.
El halısı sektörü ele alındığında 12 tane küçük ölçekli (0-9) çalışanı olan işletme bulunmaktadır.
El halısı sektöründe faaliyet gösteren orta ve büyük ölçekte firma bulunmamaktadır.
56
Demirci halıları kendine özgü bir motif-kompozisyon özelliğine sahip olmayıp, Gördes, Uşak ve Kula’da dokunan
özellikle İran tipi, Saray halılarından etkilenerek dokunmuşlardır. Nitekim Demirci eski el halılarının teknik
özelliklerine dair bilgiyi 20. yy’ın başlarına ait yabancı kaynaklardan edinmekteyiz. Bu kaynaklarda Demirci Halısı
için; ortalama kalitede bir Gördes halısından daha sık yani ince kalitededir. Yün iplikleri çok daha iyi seçilmiş olup iki
bazen de üç bükümlüdür ve havları Gördes halılarından daha kısa kırkımlıdır. Aynı yıllarda, Demirci halılarının
fiyatları Gördes’inkilerden %20 fazla olduğu halde, Gördes halılarının yerine yedek ürün olarak düşünülmüşlerdir.
Demirci kalitesi halı piyasasında Hindistanieh olarak bilinir, genellikle Uşak’ta üretilen belli başlı halılardan daha ince
kalitede dokunur, kırkımları çok titiz bir şekilde yapılır fakat kısa havlarına rağmen bir inch’te bulunan düğüm
sayısının fazla olması sebebiyle uzun havlı olan diğer halılardan daha ağır ve daha dayanıklıdır denilmektedir
(Mumford, 1902: 151- 152).
171
Tablo 59: İstihdam Yapısına Göre Demircili İşletmeler
Sektör
Halıcılık
Tekstil ve
Hammaddeleri
Faaliyet
Çalışan Sayısı
0-9
Makine Halısı
El Dokuma Halısı
12
İplik
1
Diğer(Boyama)
2
Diğer(yıkama)
Kaynak: TSO, 2012.
10-49
50-249
30
2
4
1
250+
2
Halıcılık sektöründe faaliyet gösteren firmalar kapasitelerine göre değerlendirildiğinde makine
halısı sektörünün 701.165,344 m2’lik alanda kurulduğu görülmektedir. El dokuma halısı
sektörünün ise henüz kurulu bir kapasitesi bulunmamaktadır.
Tablo 60: Kapasitelerine Göre Demircili İşletmeler
Sektör
Faaliyet
Kapasite
m2
Halıcılık
Makine Halısı
701.165,344
M2
El Halısı
Kg
Tekstil ve
Hammaddeleri
İplik
1.953.779
kg
Diğer
Diğer
Kaynak: TSO, 2012.
8.3
Demirci İlçesi Halıcılık Sektörünün Satış ve Pazarlama Yapısı
İlçeye her yıl yaklaşık olarak, 150-200 yabancı turist halı ve kilim ticareti için yöreye
gelmektedir. 5.000 civarında da yerli turist çeşitli etkinlik, eğitim-öğretim, ticaret, tarım, kaplıca
turizmi, yamaç paraşütü vb. konularda ziyaret etmektedirler. Bölgede inanç turizmi
potansiyelinin olması cami halısı sektörünün geliştirilebilmesi için büyük bir fırsattır.
Bölgedeki işletmeler ciro tutarlarına göre değerlendirildiğinde makine halısı sektöründe faaliyet
gösteren firmaların cirolarının 600-799 bin TL arasında değiştiği gözlenmektedir. Makine
halısında bu aralıkta ciro yapan 11 firma bulunurken el halısı sektörü için firmaların cirolarına
ilişkin bilgi bulunmamaktadır.
172
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Tablo 61: Ciro Tutarlarına Göre Demircili İşletmeler
Sektör
Halıcılık
Ciro Tutarı (Bin TL)
Faaliyet
0-199 200-399 400-599 600-799 800-999 1.000-1.199
Makine Halısı
11
El Dokuma Halısı
İplik
Tekstil ve
Hammaddeleri Diğer
Diğer
Kaynak: DTSO, 2012.
8.4
3
Demirci İlçesi Halıcılık Sektöründe Dış Ticaret
2011 yılında Demirci ilçesinin 2007’den bu yana halı ihraç ettiği ülke sayısı giderek artmıştır.
Dalgalı bir seyir izleyen halı ihracatının 2008’den bu yana azalarak bir artış göstermiştir. 2011
yılındaki toplam halı ihracatı toplam 706.347 dolar olarak gerçekleşmiştir. Uzun dönemde ise
2004’ten bu yana toplam halı ihracatı %894,26 oranında arttığı görülmektedir.
Şekil 12: Demirci İlçesi İhracat Trendi (USD)
İhracat Değeri
İhracat Artış Oranı (%)
7
900.000,00
6
800.000,00
5
700.000,00
600.000,00
4
500.000,00
3
400.000,00
2
300.000,00
1
200.000,00
0
-1
100.000,00
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
0,00
Kaynak: TİM, 2012.
Demirci ilçesinin toplam halı ihracat tutarı 706.348 USD’dır. Bunun %6,6’sını el dokuma halısı
ihracatı %93,4’ünü ise makine halısı ihracatı oluşturmaktadır. Makine halısının toplam ilçe
ihracatındaki payı %68,4 iken el dokuma halısının toplam ilçe ihracatındaki payı ise 4,8’dir.
Toplamda halıcık ilçe ihracatının %73,2’sini oluşturmaktadır.
173
Tablo 62: Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü İhracatı (USD)
Ürün Türü
Makine Halısı
Tufte
Diğer
El Dokuma Halısı
Toplam Halıcılık
Kaynak: TSO, 2012.
Tutar (USD)
659.617,07
643.297,86
16.319,21
46.730,83
706.347,90
Toplam
İhracattaki
Payı
68,4%
66,7%
1,7%
4,8%
73,2%
Ürün Türü
İhracatındaki
Payı
93,4%
91,1%
2,3%
6,6%
100,0%
Genel ihracat rakamları ile değerlendirildiğinde Demirci İlçesinin toplam ihracatı 964.855
USD’dır. Bu tutar bağlı olduğu Manisa İli’nin toplam ihracatının %0,02 kadarıdır. Halıcılık
sektörüne göre değerlendirildiğinde ise Manisa halı ihracatının yaklaşık %50’sini Demirci İlçesi
gerçekleştirmektedir. Türkiye genelinde değerlendirildiğinde ise Demirci Türkiye halı
ihracatının sadece %0,04’lük kısmını gerçekleştirmektedir.
Tablo 63: Demirci, Manisa ve Türkiye Halı İhracatı ile Karşılaştırılması (USD)
GENEL İHRACAT
Manisa Halı İhracatı
1.425.741,37
Demirci Halı İhracatı ve Manisa Halı İhracatındaki Payı
706.347,90
49,54%
Türkiye Halı İhracatı ve Türkiye Halı İhracatındaki Payı
1.629.537.366,05
0,04%
Manisa Toplam İhracatı
4.277.657.576,99
Demirci Toplam İhracatı ve Manisa Toplam İhracatındaki Payı
964.855,43
0,02%
Demirci İlçesinin halı ürünü ihracatında alt kırımlarına göre değerlendirildiğinde en fazla ihracı
yapılan halı ürününün yün/ince kıldan baskılı tufte edilmiş makine halısı olduğu görülmektedir.
Tablo 64: Halı Türlerine Göre Demirci Halı İhracatı (2011, USD)
Halı Çeşitleri
İhracat Değeri
Halı.Yer Kaplaması-Yün/İnce Kildan.Baskılı Tufte Edilmiş (T59)
Düğümlü/Sarmalı Halı ve Yer Kaplamaları-Diğer. Dokunabilir Diğ. Maddelerden
(T58)
Diğer Kilim.Sumak.Karaman ve Elde Dokunmuş Yer Döşemeleri-Tuftesiz/Flokesiz
(T59)
643.297,86
Keçeden Halı.Diğer Yer Kaplamaları-Diğer. Tuftesiz/Flokesiz (T59)
4.461,21
Yer Kaplamalari-Diğer.Havsız.Hazır Eşya.Tuftesiz/Flokesiz (T142)
11.858,00
El Yapımı Olanlar Diğerleri (Text 58)
Kaynak: TİM, 2012.
16.559,98
13.130,66
17.040,19
174
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
2011 yılında Demirci İlçesinin toplam halı ihracatı 706.347 dolar olarak gerçekleşmiştir. Halı
ihracatının %93,4’ü makine halısı olarak gerçekleşmiştir. El dokuma halısının toplam halı
ihracatındaki payı ise %6,6’dır.
Şekil 13: Demirci İlçesi Halı İhracatının Ülkelere Göre Dağılımı (2011,%)
Rusya
Federasyonu
2%
Surinam
9%
Almanya
23%
KKTC
16%
Avusturya
1%
Azerbeycan Nahçıvan
4%
İngiltere
5%
İsviçre
9%
Belçika
1%
Bosna Hersek
20%
Hollanda
5%
Fransa
3%
Kaynak: TİM, 2012.
2011 yılında halı ihracatının ülkelere göre dağılımına bakıldığında Almanya %23 ile ilk sırada,
Bosna Hersek %20 ile ikinci sırada KKTC’nin ise %16 ile üçüncü sırada geldiği görülmektedir.
8.4.1 Demirci İlçesi Halıcılık Sektöründe Makina Halısı İhracatı
Demirci ilçesi toplam halı ihracatının %93,4’ünü makine halısı oluşturmaktadır. Makine halısı
ihracatının en fazla yapıldığı ülkelerin başında %22,92 payla Almanya gelmektedir. Geçen yıldan
bu yana Almanya’nın Demirci İlçesinden makine halısı talebi %9,74 oranında artmıştır. Ürün
bakımından ele alındığında ihracatı en fazla olan halı türünün 643.297,86 USD ile yün/ince
kıldan baskılı, tüfte edilmiş yer kaplaması olduğu görülmektedir.
Yün/ince kıldan baskılı tufte edilmiş makine halısının ihracatı yıllara göre değerlendirildiğinde
ise ihracatının dalgalı bir seyir göstersede yıllar itibariyle ihracatının giderek arttığı
görülmektedir.
175
Şekil 14: Demirci İlçesi Tufte Halı İhracatı (USD)
800.000
743.920
700.000
643.298
600.000
500.000
400.000
476.520
359.190
453.417
300.000
200.000
171.702
100.000
0
2006
2007
2008
2009
2010
2011
Kaynak: TİM, 2012.
Demirci ilçesinde halıcılık sektöründe faaliyet gösteren firmalardan ihracat ve ithalat yapan 12
firmadan 5’I ihracat yapmakta, 7’si de ithalat yapmaktadır. Demirci İlçesine özgü el halılarının
ihracatını ya da ithalatını yapan firmalar hakkında bilgi yoktur.
Tablo 65: Dış Ticaret Faaliyetlerine Göre Demircili İşletmeler
Sektör
Halıcılık
Tekstil ve
Hammaddeleri
Faaliyet
Makine Halısı
İhracat Yapan
İthalat Yapan
5
7
1
1
El Halısı
İplik
Diğer
Diğer
Kaynak: TSO, 2012.
Makine halısı sektöründeki firmalar ihracat tutarlarına göre değerlendirildiğinde 0-49 bin USD
arasında ihracat yapan firma sayısı 1, 200-249 bin USD aralığında ihracat gerçekleştiren firma
sayısı 1’dir. Aynı şekilde 300-349 bin USD aralığı ile 500 ve üzeri ihracat yapan firmalardan 1’er
tane vardır.
176
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Tablo 66: İhracat Tutarlarına Göre Demirciliİşletmeler
Sektör
İhracat Tutarı (Bin USD)
Faaliyet
0-49
Halıcılık
Makine Halısı
50-99 100-149 150-199 200-249 250-299 300-349 350-399 400-449 450-499 500 +
1
1
1
1
El Halısı
İplik
Tekstil ve
Hammaddeleri Diğer
1
Diğer
Kaynak: TSO, 2012.
8.4.2 Demirci İlçesi Halıcılık Sektöründe El Dokuma Halısı İhracatı
TİM verilerine gore Demirci ilçesi 2011 yılı itibariyle Rusya, ve Belçika’ya toplam 41,955.15 USD
tutarında el halısı ihraç etmiştir. İlçe toplam ihracatının %1,22’lik kısmını Rusya’ya el dokuma
halısı olarak gerçekleştirmiştir. Hollanda için bu oran %1,77 iken Belçika için %1,86’dır. El
dokuma halısının toplam halı ihracatı içindeki payının %4,8 olduğu görülmektedir. Yıllara göre
değerlendirildiğinde de el halısının ihracatına 2011 yılında başlanmıştır. Ülkelere göre ihracat
rakamlarına bakıldığında el halısında İsviçre’nin toplam halı ihracatı içerisindeki payının %13,6,
Rusya’nın %1,22 ve Fransa’nın %0,49’dur.
1
177
9.
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜNÜN İHTİYAÇ, TALEP, SORUN VE
PAYDAŞ ANALİZİ
Yapılan araştırmada Demirci ilçesinin sorun, paydaş, ihtiyaç-talep analizi aşağıdaki şekilde
gerçekleştirilmiştir.
9.1
Demirci İlçesi Halicilik Sektörünün Sorun Analizi
Demirci İlçesi Halcılık sektörüne ilişkin sorunlar temel olarak finansman, doğal kaynaklar,
strateji ve rekabet, pazarlama ve satış, girişimcilik ile üretim olmak üzere altı ana grupta
toplanmıştır. Belirlenen sorunlar neden sonuç ilişkisine göre alt kırımlara ayrılmıştır. Başlangıç
sorununa doğrudan neden olan sorunlar ana sorunun altına yerleştirilmiştir. Nedenler arasında
neden sonuç ilişkisi yok ise ve aynı sonucu doğuran farklı nedenler aynı seviyeye
yerleştirilmiştir.

Finansman Sorunu
Finansmandan kaynaklanan sorunların temelinde güçsüz sermaye yapısı, yüksek girdi (enerji,
hammadde, işçilik ve nakliye) maliyetleri ve ilçedeki sektör oyuncularının teşviklerden yeteri
kadar yararlanamaması bulunmaktadır. Sermayenin bölünmesi ve öz sermaye ile iş yapma
alışkanlığı sermaye yapısını zayıflatmaktadır. Sektörün emek yoğun olması nedeniyle işçilik
maliyetlerinin arttığı ve kayıtdışılığın engellenemediği görülmektedir.
Girdi maliyetlerini arttıran diğer bir unsurda tedarikçilere olan bağımlılıktır. Örneğin makine
halısının üretiminde kullanılan ekipmanlarda büyük oranda Almanya’ya bir bağımlılık
görülmektedir. Üretici ile aracı arasındaki kâr marjı da yüksektir. Sektöre olan teşviklerin
yetersizliğinin yatırımları ve büyüme hedeflerini olumsuz yönde etkilediği görülmektedir. Kredi
ve teşviklere yönelen firmalar devlet desteklerinden faydalanmak istediklerinde bürokratik
işlemleri uzun sürmekte ve kredi şartları ağır gelmektedir.

Doğal Kaynaklar Sorunu
Doğal kaynaklar açısından yaşanan sorunlar, hammadde kısıtı ve altyapı kısıtı olmak üzere iki
ana başlıkta incelenebilir. Demirci İlçesinin ana geçim kaynağını hayvancılık ve halıcılık
oluşturmasına rağmen hayvancılıkta son zamanlarda bir gerileme yaşandığı görülmektedir. Saf
koyun ırklarının yetişmemesi nedeniyle halı ipliğinin hammaddesi olan koyun yününün kalitesi
düşmekte bu da halının iplik kalitesine ve parlaklığına yansımaktadır. Bu nedenle ilçede bir yün
standardı yakalanamamaktadır.
178
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Demirci’nin Manisa İlinin en uzak ilçesi olması ve dağlık bir bölgede yer aldığı için sanayi
gelişememiştir. Altyapı bakımından hem fiziksel açıdan hem de teknik açıdan sorunlarla
karşılaşılmaktadır. Bölgede bir Organize Sanayi Bölgesi (OSB)’nin olmaması büyük bir
eksikliktir. Bu fabrikaların altyapılarının yetersiz kalmasına, koordinasyonsuzluğa ve altyapıya
ilişkin gereken kaliteli hizmetin verilememesine neden olmaktadır. Teknik altyapı bakımından
makine halıcılığın can damarı ve teknolojide yeniliğin tetikleyicisi özgün tasarım yazılımlarının
geliştirilip kullanılmaması temel sorunlardan bir tanesidir.

Satış ve Pazarlama Sorunu
Halıcılık sektöründe özellikle el halısı aynı zamanda bir el sanatı dalı olarak da kabul
edilmektedir. Bu yüzden üretim kadar satış ve pazarlamada büyük bir önem taşımaktadır.
Halıcılık sektörü pazarının ana belirleyicisi ise müşterilerdir. Günümüzde müşteri algısı ve
tercihi sektördeki trendleri belirlemektedir. Bu yüzden pazarlama, satış, reklam ve tanıtımın
etkinliği büyük önem taşımaktadır.
Demircilik ilçesindeki halıcılık sektörüne bakıldığında ürün yelpazesinin darlığı göze
çarpmaktadır. Demirci İlçesi sadece yün halı pazarı ile sınırlı kalmıştır. Halı satışlarında bir fiyat
istikrarsızlığı göze çarpmaktadır. Çin, Hindistan ve Nepal gibi Uzakdoğu ülkeleri küresel pazarda
yükselirken çağdaş eğilimlerin takip edilmemesi nedeniyle iç pazarda bile kent artık kendi
ürünlerine değil Gaziantep ve Isparta halılarına yönelmiştir.
Demirci ilçesinde cami halıcılığı potansiyeli yüksek olmasına rağmen sektör kendine yeni
pazarlar yaratmada sıkıntı çekmektedir. Pazar payının düşmesinin bir nedeni de Demirci el
dokuma halısı tasarımında ilçeye özgü desen ve motifler yerine dokuma halılarının desen
kağıtlarının
el
halılarına
uygulanmasıdır.
Makine
halısı
dokumacılığının
gelişmeye
başlamasından sonra el dokuma halıları eski kalitesini ve önemini kaybetmeye başlamıştır. Kök
boya yerine suni boyaların kullanılması nedeniyle halı kalitesinin düşmesi müşteri tercihlerini
olumsuz yönde etkilemiştir.
Öte yandan Demirci İlçesi halıcılık sektörü yerel televizyonunun olmaması ve yerel gazetelerin
haftada bir çıkması nedeniyle basın ve medyayı etkin olarak kullanamamaktadır. Bu da
müşteride farkındalık yaratmanın, halkı bilinçlendirmenin, markalaşmanın önünde büyük bir
engel teşkil etmektedir. Demirci Halıcılık Sektöründe ulusal ve uluslararası fuarlara katılım
oranının da düşük olduğu görülmektedir. Tüm bunlar Demirci İlçesi Halıcılık Sektörünün
markalaşamama sorununu doğurmaktadır.
179

Strateji ve Rekabet Stratejileri
İç piyasada yerel rekabet yüksektir fakat bu rekabeti satıcıların birbirlerini kötüleyerek yapması
sektörün imajını zedeler niteliktedir. Sektördeki en büyük ve temel sorun halıcılıkta tanıtım ve
marka, kurumsal ve büyüme stratejisinin ve vizyonun olmamasıdır. İlçeye özgü güncel ve gerçek
verilerin olmayışı üretime yönelik denetim ve performans ölçümü yapılmasını ve kalite ve
standartların sınıflandırılmasını önlemektedir. İlçedeki halıcılık sektörüne özgü bir kalkınma
modeli de bulunmamaktadır.

Üretimden Kaynaklanan Sorunlar
Halıcılık sektörü geçmişten bu yana emek yoğun bir sektör olmuştur. Demirci İlçesinde gerek
üretimde gerekse tasarımda teknolojik alt yapının yetersiz kaldığı ve eskidiği görülmektedir. Bu
durum makine halıcılığını çağdaş, yenilikçi ve özgün halı üretimi çizgisinden uzaklaştırarak yer
örtüsü üretimine indirgemiştir. Teknoloji yetersizliği seri üretimi de engellemektedir. Halı
üretiminin temel adımlarından biri olan ve halıya kimliğini kazandıran renklendirme konusunda
da sorunlarla karşılaşan sektör renklendirmede sertifikasyona da gidememektedir.

Girişimcilik
Demirci İlçesinde halıcılıkla uğraşan kesim diğer illere göç etmektedir. Bölgede halıcığına
yönelik eğitim kurumlarının da zayıflığı beyin göçünün asıl nedenidir. Bölgedeki girişimcilerin
eğitim seviiyesi ilkokul düzeyindedir. Dışa göç yeni nesilin bu konuda risk, sorumluluk ve
sahiplenme kültürünü de zayıflatmıştır. Sektör insan kaynağı sıkıntısı (dokuyucu, boyama ustası,
tasarımcı)
sıkıntısı
geçmektedir.
Sektöre
dinamizm
kazandıracak
ara
eleman
bulunamamaktadır. Yeni nesilce devam ettirilmeyen ata mesleğin sırları da ustaları ile birlikte
kaybolmaktadır.
Örgütsel bakımdan sektörde küçük olsun benim olsun mantığı iletişimi, işbirliğini ve
koordinasyonun sağlıklı halde yürütülmesini engellemektedir. Bu yüzden bilgi paylaşımı en az
düzeyde kalmakta ortak akıl oluşturulamamaktadır. Sektör oyuncuları işbirliğine açık olsalar da
lider eksikliğinden dolayı moral ve motivasyonları düşmekte bu yüzden harekete
geçememektedir. Dolayısıyla kurum ve kuruluşlar arasındaki ilişkiler zayıflamakta ve disiplinler
arası etkileşim kurulamamaktadır. Örgütlenemeyen ve kendi başına hareket eden oyuncuların
sorunlarına çözüm bulmak konusunda lobicilik faaliyetlerinin de zayıf olduğu görülmektedir.
Kurumsallaşma bakımından dışa kapalı bir kültüre sahip olan sektörde profesyonelleşme
görülmemektedir.
180
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Şekil 15: Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Sorun Analizi
181
9.2
Demirci İlçesi Halıcılık Sektörünün Paydaş Analizi
Demirci Halıcılık Sektörü için yapılan paydaş analizinden elde edilen verilere göre;

Cami halısı üreticileri

Yerel Yönetim

Tedarikçiler

Tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesim

Eğitim kurumları

Tasarımcılar ve

Müşteriler, sektörün en etkili paydaşlarıdır.
Müşteriler sektörün yaşaması açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca tasarımda da söz
sahibidirler. Trendleri müşteriler belirlemektedir. Tedarikçiler üreticilerin performanslarını
doğrudan etkilemektedir. Sektörün yapısı incelendiğinde sektörün seccade halıları ile ünlendiği
görülmektedir. El dokuma halıları genel itibariyle eski popülerliğini yitirmiştir.
Hem el halısı hem de makine halısı alt sektöründe insan kaynağına büyük ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu yüzden eğitim kurumları büyük önem taşımaktadır. Eğitim sektörünün Demirci ilçesine etkisi
orta seviyededir. Demirci halıcı girişimcilerin büyük çoğunluğunun eğitim düzeyi ilkokul
seviyesindedir. Üniversitenin Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi eğitime 2012-2013
yılında başlayacaktır. Bu anlamda eğitim kurumlarının sektöre etkisi düşüktür. Demirci Meslek
Yüksek Okulu vizyonunun içerisinde el sanatlarına vurgu yapılmamıştır. Güzel Sanatlara ilişkin
bir bölümde yer almamaktadır. İlçede Kız Meslek ve Teknik Lisesinin yanında halk evleri de
halıcılık kursu vermektedir.
Sektör en büyük sıkıntıyı, satış ve pazarlamada yaşamaktadır. Bu anlamda sektörün
koordinasyonu sağlayacak, bilinçlendirme ve yaygınlaştırma çalışmaları yapacak, kümelenme
temelli rekabeti geliştirmeyi amaçlayan, pazarlamada yardımcı olacak, eğitim ve fuar gibi
etkinliklere öncülük edecek ve işbirliği çerçevesinde projeler geliştirme ve tanıtım gibi
misyonları üstlenecek kurum, kuruluş ve STK’ların arttırılmasına ihtiyaç vardır. Aşağıdaki Şekil
incelendiği zaman sektörü en çok etkileyen kurumlar etki derecesinin yüksekliğine göre
kırmızıdan sarıya doğru yapılandırılmıştır. Kırmızı en çok etkileyen yeşil orta düzeyde etkileyen
ve sarı en az etkileyen paydaş olarak kodlanmıştır.
182
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Şekil 16: Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Paydaş Analizi
183
9.3
Demirci İlçesi Halıcılık Sektörünün İhtiyaç ve Talep Analizi
Saha çalışmalarında yapılan mülakatlardan elde edilen verilere göre Demirci İlçesi Halıcılık
Sektörünün talepleri ortaya konmuştur. Sektörün hem ciro hemde istihdam bakımından
önümüzdeki üç sene içerisinde %20-60 arasında bir oranda küçüleceği tahmin edilmektedir.
Dolayısıyla firmaların talepleri ve ihtiyaçları sınıflandırılarak sektörün talep ve ihtiyaçlarının
karşılanmasına ilişkin yapılabilecek faaliyetler stratejik bir vizyon ile ele alınmıştır.
Şekil 17: Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü İhtiyaç ve Talep Analizi

İnsan Kaynağı
İnsan kaynağı ihtiyaç ve talep analiz stratejik vizyonu istihdamın sürekliliğinin sağlanabilmesi
için insan kaynağı yetiştirilmesi konusunu temel almaktadır. Bu vizyona bağlı olan faaliyetler ise
aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır.
184
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
1- Faaliyete geçecek olan fakültelerin tasarım ve el sanatları bölümlerine özel yetenek ile
öğrenci alınması
2- Halıcılık ve Dokumacılık Yüksek Okulu açılması
3- Çeşitli okullarda bu bölümlerin tanıtım ve reklamlarının yapılması
4- Halı ustalarının yanında çıraklık eğitimi verilmesi ve bu eğitimlerin sertifikalandırılması
5- Köylerde halıcılığın yaygınlaştırılması için mesleki eğitim çalışmalarının yapılması
6- Sektörün ihtiyaç duyduğu hizmetlerin kalitesinin artması için meslek liselerinde ihtiyaç
duyulan döküm, makine, elektrik-elektronik, yazılım vb. yeni bölümlerin açılması veya
mevcut bölümlerin de müfredatının güçlendirilmesi ve müfredatların daha esnek hale
getirimesi; bu bağlamda çeşitli teşvik mekanizmalarının ihdas edilmesi
7- Üretilen halının cinsi, yeri, orjinal bilgileri ve dokuyucusunun yanı sıra TSO tarafından
oluşturulacak sertifikanın halı ile birlikte verilmesi

Satış Pazarlama
Satış ve pazarlamanın stratejik vizyonu rekabetçi küresel bir oyuncu olabilmek için
markalaşmanın sağlanması şeklinde öne çıkmıştır. Bu bağlamda;
1- Halıların ebatlarının müşterilerin isteklerine göre düzenlenmesi
2- Ürünü çıkarmanın yanında ambalajına da (katalog vb) önem verilmesi
3- Tasarıma önem verilmeli, tasarım tek bir süreç olarak değil devam eden bir süreç olarak
algılanmalı, halıya özel tasarım programları kullanılmalı
4- Showroomların açılması
5- Fuarlara katılımın arttırılması ve katılımı destekleyecek fonların ayrılması
gerekmektedir.

Stratejik Araştırma
Rekabet stratejileri vizyonu rekabetçi küresel bir oyuncu olabilmek için rakiplerine göre stratejik
konumlandırmanın yapılması gerekliliğini ön plana çıkarmaktadır. Bu bağlamda;
1- Sektörün kısa-orta-uzun dönemli stratejik planlanmasının yapılması
2- Yıllık sektörel stratejik planların hazırlanması ve performans kriterlerinin belirlenmesi
3- Envanter veri tabanının oluşturulması ve güncel bir sistemin oluşturulması
4- Sektöre ilişkin dünya trendlerinin incelenmesi ve piyasa araştırmalarının peryodik olarak
raporlanması
185
5- Üniversite– Sanayi işbirliği içerisinde Ar-Ge odaklı yüksek lisans ve doktora tezlerinin
yapılması; nitelikli bilginin sektöre transfer edilmesi (Makine mühendislerinin tezgahlar
konusunda çalışması)
6-Sektöre yönelik kalkınma planının hazırlanması
7-Firmaların kurumsallaştırılma çalışmalarının başlatılması
8-Vizyon belirlenmeli ve çalışmalar bu doğrultuda sürdürülmelidir.

Eğitim
Eğitim stratejik vizyonu kapsamında örgün eğitim dışında sektöre özel eğitim ihtiyaçlarının
karşılanmasına yönelik sertifikalı seminer ve kursların düzenlenmesi fikri öne çıkmıştır. Bu
bağlamda;
1- Halıcılığa ilişkin temel kavram ve tekniklerin verileceği seminerlerin düzenlenmesi
2- Halıcılığa ilişkin pazarlama ve satış teknikleri seminerlerinin düzenlenmesi
3- El Sanatları ve halıcılık atölye çalışmalarının devamlı hale getirilmesi
4- İşletme yöneticilerine yönelik stratejik liderlik ve stratejik yönetim seminerlerinin verilmesi
ve sürekli hale getirilmesi
6- Yazılım kurslarının düzenlenmesi
7- Yabancı dil kurslarının düzenlenmesi ve satış-pazarlama ağırlıklı pratik yabancı lisan
eğitimlerinin düzenlenmesi
9- İletişim yönetimi kurslarının düzenlenmesi gerekmektedir.

Altyapının Güçlendirilmesi
Stratejik vizyon Halıcılık OSB’si (HOSB) kurulması: Bu bağlamda yapılacak olan faaliyetler;
1- Yeni fabrikaların kurulacak HOSB’lerde koordinasyonlu şekilde güçlü bir altyapı ile kurulması
2- Halıcılık Sektörünün ihtiyaç duyduğu yan sanayi kollarına bu HOSB’de yer verilmesi ve
geliştirilmesi
3- Çözgü makinaları tedarik edilmesi
4- Makine teknolojisi geliştirilmeli
5- Numune tezgahlar alınmalı ve tasarımın somut olarak geliştirilmesi imkanı sağlanmalı;
şeklinde sıralanmaktadır.
186

DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Destekleyici, Düzenleyici ve Destekleyici Kurumların İhdası
Stratejik vizyon sektörün ihtiyacı olan fon mekanizmaları yaratan, denetleyen ve düzenleyen
kurumların bölgede faaliyetlerini sürekli hale getirmesi; şeklinde ön plan çıkmaktadır; bu
bağlamda:
1. Ar-Ge merkezleri kurularak üreticilerle ortak çalışmalar düzenlenmesi
2. Üniversite – Sanayi İşbirliğinin geliştirilmesi
3. .Halı sektörünü düzenleyici ve denetleyici faaliyetlerde bulunacaküreticilerin
sorunlarına çözüm bulacak ve lobi oluşturabilecek STK’ların yaratılması.
4. Bağımsız denetleme firmaları ile her anlamda kalite kontrolünün sağlanması
5. Devletin halıcılık sektörüne ilişkin özel teşvik yasası çıkarması,
6. Firmaların ödeme koşullarının düzenlenmesi için bankalarla anlaşmaların yapılması ve
kredilerin yapılandırılmaı
7. Danışmanlık firmalarının sektörel analizler yapması ve yatırım danışmalığı hizmetlerini
arttırması
8. Yün-pamuk-jüt (3 temel girdi) alanında ortak girişimlerin oluşturulması
9. Bilgiler birleştirilip paket haline getirilmeli
10. Yurtdışındaki gibi disiplinler arası etkileşim geliştirilmeli
11. Demteks’in güçlendirilmesi; gerekmektedir.
187
10.
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜNÜN DEĞER ZİNCİRİ ANALİZİ
Halıcılık Sektörünün değer zinciri analizinde zincirin ilk halkasında hammadde tedariki
bulunmaktadır. Hammadde, ya tarımsal ürünlerden ya da koyun yününden elde edilmektedir.
Halı çeşidine göre (makine veya el dokuma halısı) halı üretim sürecinde izlenen adımlar ve iplik
elde edilmesi aşamaları farklılık göstermektedir. Demirci el dokuma halısı olarak yün seccade
halısı üretmektedir. Makine halıları ise çoğunlukla taban halısıdır.
Bu duruma göre Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Değer Zinciri’nin ilk halkasında yün ve yün
üretimi bulunmaktadır. Günümüzde Demirci halı üreticiler, başta koyun olmak üzere hayvan
ırklarının eskisi kadar kaliteli olmaması sebebiyle yün bulma sorunu ile karşı karşıya
kalabilmektedir. dış pazarlara yönelmeye başlamıştır. Bu açıdan değer zincirinin ilk halkasında
ilçede birtakım problemlerin olduğu söylenebilir.
Değer zinciri analizinin ikinci adımında iplik üretimi yer almaktadır. Makine halılarında yünün
yanı sıra hayvan kılı, jüt ve pamuk da hammadde olarak kullanılabilmektedir. El ve makine
halıları için İplik üretiminin mantıksal çerçevesi aynı iken el halılarında boyama işlemi iplik
üretiminin son aşamasında yapılır. Değer zincirinin ikinci aşaması olan iplik konusunda eskiden
tamamen yerel tedarikçiler ile çalışılırken günümüzde üreticilerin iplik ithalatına başladıkları
görülmektedir.
El ve makine halılarının üretim süreçleri de birbirinden farklıdır. El halılarında tasarımı
dokuyucu hayal gücüyle gerçekleştirirken makine halılarında yazılımlar ve kalıplarla
gerçekleştirilmektedir. El halılarında halı tezgahlarda tamamen iplerle dokunurken makine
halılarında dokuma işlemi altlıklara yapılmaktadır. Bu altlıklar Polyster veya kumaştan da
olabilmektedir. Makine halısı dokunduktan sonra asıl altlık tutkalla halı dokusu ile
birleştirilmektedir. El Halılarında ise halı dokundan sonra çözgüden indirildiğinde satışa hazır
olmaktadır. Makine halısında boyama işlemi dokuma işlemi bittikten sonra gerçekleştirilir.
Halıcı üretiminde en önemli aşaması sayılabilecek bu tasarım süreci, Demirci İlçesi Halıcılık
Sektörü Değer Zinciri’nde en sorunlu zincirdir. Bu zincirde tasarım oyuncularının eksikliğinin
yanı sıra üreticilerin profesyonel tasarımcılara ve renk, ölçü, motif gibi tüketicinin tercihinde en
önemli rol oynayan unsurlara yer verilmediği görülmektedir.
Değer zincirinin son halkası satış-pazarlama konusunda da Demirci Halıcılık Sektörü’nün zayıf
kaldığı görülmektedir. Zincirin bu halkasında satış ve pazarlama konusunda uzmanlaşmış firma
olmadığı gibi bu hizmetin dışarıda outsourching yoluyla yapılmadığı görülmektedir. Ayrıca bu
aşamada şirketlerin işbirliğine gitmek yerine bireysel hareket etmelerinin sıkıntısı
yaşanmaktadır.
Sonuç olarak Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Değer Zinciri Analizi’nde zayıf halkaların fazla
olduğu görülmektedir. Unutulmamalıdır ki herhangi bir halkada meydana gelen olumlu veya
olumsuz bir gelişme bir sonraki halkayı doğrudan etkilemektedir. Bu bakımdan ilçedeki değer
zincirlerinin güçlendirilmesi gerekmektedir.
188
Şekil 18:
Demirci İlçesiANALİZİ
Halıcılık Sektörü Değer Zinciri
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ
KÜMELENME
İplerin Boyanması
İğrilip İp Haline Getirilmesi
Halının Tezgaha Yerleştirilmesi
Taraklanması
Koyun
Yünlerin temizlenmesi
Hammadde
El Halısı
(Seccade)
Koyunların kırkılması
Halının Tasarımı
Halının Dokunması
Depo
Tedariki
Yün
Halı Çeşidi
Pamuk
Jüt
Pamuk Tarlası
İp Yapma Süreci
Halı Dokuma
Süreci
Doğrudan
Müşteri
Halıyı Bitirme
İşlemleri
Pamuk Balyalarının Yapılması
Makine Halısı
(Taban Halısı)
Çırçır Makinesinde iplerin
düzenlenmesi
İplerin Makaralara Sarılması
Çekme makinesinde iplerin birleştirilmesi
Asıl Altlığın Takılması
Satış Bayisi
Halının Bir Altlığa Dokunması
Müşteri
Halının Tasarımı
İplerin Tekrar Makaralara Sarılması
Satış
Halının boyanması
İplerin Bükülmesi
İpleri Sağlamlaştırmak üzere ısıtma işlemi
Nakliye
189
11.
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI REKABETÇİLİK ANALİZİ
Aşağıdaki Şekil Dermici ilçesi halıcılık sektörünün uluslararası rekabetçilik analizini ortaya
çıkarmaktadır. Analiz yöntemi olarak Porter’ın Elmas Modeli kullanılmıştır. Model ile yapılan
analiz ilçe halıcılık sektörünün rekabetçilik gücünü düşük düzeyde göstermektedir.
Şekil 19: Demirci İlçesi Halıcılık Sektörünün Uluslararası Rekabetçilik Analizi
Firma Stratejisi ve Rekabet Yapısı
(Düşük)
Hükümet (Düşük)
(+/-)Yerel Yönetimin
Sektöre Olan Bakış Açısı
(-)Dış İlişkilerin Yönetimi
(-) Firma Stratejisi
(-) Markalaşma ve İletişim Yönetimi
(+) İşletmelerin Yönetim Yapısı
(-) Yenilikçilik ve Ürün Yelpazesinin Genişliği
(+/-) Belgelendirme
(+/-) Zamanında Teslim
(+/-) Satış Sonrası Hizmet
Firma
Stratejisi ve
Rekabet
Yapısı
Talep Koşulları (Orta)
Girdi Koşulları (Düşük)
(+/-) Hammadde
(-) Bilgi ve İnsan Kaynağı
(-) Finansal Kaynaklar
(-) Fiziksel Altyapı
(-) Bilimsel ve Teknolojik Altyapı
(+)Stratejik Konum
(+) Üretim, İşçilik ve Hammadde
Maliyetleri
Girdi
Koşulları
Demirci İlçesi
Halıcılık
Sektörünün
Uluslararası
Rekabetçiliği
Talep
Koşulları
İlgili ve
Destekleyici
Kuruluşlar
İlgili ve Destekleyici Kuruluşlar (Düşük)
(-) Yerel Tedarikçilerin Durumu
(-) Kamu Kurum ve Kuruluşların Sektöre Bakış Açısı
(-)Üniversite
(-) STK’ların Faaliyetleri
(-) Firmalar Arası Ortak İş Yapma Kültürü
(- ) Ulusal ve Uluslararası Fuar Faaliyetleri

Firma Stratejisi ve Rekabet Yapısı
(+/-) Müşteri Bilgi Düzeyi
( -) Gelişmiş Pazar Talep Yapısına Benzerlik
(-) Marka Tercihi
(+/-)Kültürel Farklılığın Talebe Olan Etkisi
(+/-) İç Talebin Durumu
190
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Demirci halıcılık sektöründe faaliyet gösteren firmaların yapısı küçük veya orta ölçekteki aile
şirketleridir. Firmalar ortaklı yapıda gösterebilmektedir. Girişimcilerin büyük bölümü kırsal
kökenlidir ve eğitim düzeyleri düşüktür. Girişimcilerin tamamı içinde bulundukları toplumun örf
ve adetlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Kültürel değerler, gelenek ve görenekler son derece önem arz
etmektedir. İnanç ve değerleri girişimcilerin iş hayatlarını yönlendirmelerinde etkili olmaktadır.
Girişimcilerin bir çoğu vizyon sahibi olmasına rağmen İlçenin halıcılık sektörü gerek makro
düzeyde gerekse mikro ölçekte stratejik kararlar almada ve kısa, orta, uzun vadede hedefler
koymada zorlanmaktadır.
Yeni teknolojiye, yeni ürünlere, yurtiçi ve yurtdışında yeni pazarlara açılmaya istekli olan
özellikle genç girişimciler, spesifik olarak halıcılık sektöründe özellikle bölgenin coğrafik
yapısının niteliğine dayanarak Almanya, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, İtalya gibi ülkelerle
yoğun işbirliği yaratmanın yollarını aramaktadır. Girişimciler genel olarak proaktif bir niteliğe
de sahiptir.

Talep Koşulları
Spesifik olarak halıcılık, özellikle yün ve cami halıcılığı üretiminin ilçe ekonomisi için büyük bir
değeri vardır. GAİB verilerine göre Demirci bu alanda Türkiye pazarında %92 paya sahiptir.
Bunda ilçede gelişmiş olan inanç ve kültür turizminin etkisiyle cami (seccade) halıları ile
tanınmaktadır.
Demirci halıları geçmişte kendinden düğüm sayısına göre daha kaliteli olan halılara oranla daha
yüksek fiyattan alıcı bulurken günümüzde gerek tasarım olsun gerekse hammaddenin (boya ve
iplik) kalitesinin giderek düşmesi Demirci halısına olan talebi azaltmıştır. Geçmişte Batı
Anadolu’nun Uşak, Gördes, Hereke halılarından daha iyi kalitede ve dayanıklı el halısı üreten
Demirci de bugün el halısı üretimi unutulmaya yüz tutmuştur.
Bunun yanında makine halıcılığında yaşanan gelişmeler ve bölgeye has dokuma tekniklerinin
terk edilmeye başlaması, geçmişte kendi hayvanlarının yünlerini doğal boyalarla boyayarak,
simgesel motiflerden oluşan geleneksel desenlerle halı ve kilim gibi dokumalar yapmasıyla
ünlenen Demirci halıcılık sektöründeki ünü ve pazar payının azalmasına neden olmuştur.
Bugün Demirci Halıları bağlı olduğu Manisa İlinin halı ihracatının yarısını karşılamaktadır. Fakat
halı sektörünün ilin toplam ihracatı içindeki payı sadece 0,02 kadardır.
191

Girdi Koşulları
Bölgede yünün ikamesi alternatifi yok denecek kadar azdır. Yerli sanayi alanlarının
olmamasından dolayı küresel rekabet edebilecek altyapı kurulamamıştır. Halı fabrikalarının
sayısı 65’ten 20’ye inmiştir. Halıcılık sektöründe üretim, hammadde ve işçilik maliyetleri de
yüksektir.
Coğrafik konum bakımından Ege Bölgesi’nin İç Batı Anadolu bölümünde yer alan Demirci,
Manisa’nın il merkezine en uzak ilçesidir. İlçenin dağlık bir alanda yer alması, kente ulaşımı
zorlaştırmakla birlikte ilçenin köy ve beldeleri ile olan iletişimini aksatmaktadır.
Demirci gençleri ya okur ya dokur mottosuna sahip ilçenin halıcılık sektörü insan kaynağı
bakımından değerlendirildiğinde ilçenin %61’inin ilköğretim mezunu olduğu görülmektedir.
Eğitim düzeyine göre Demirci nüfusu incelendiğinde, kentin % 61’i ilköğretim, % 19’u lise ve %
6’sı yüksekokul veya fakülte mezunudur. Bölgede öğrencilerin %43,8’i teknik ve meslek
liselerinde okumaktadır.
İlçedeki Halk Eğitim Merkezi tarafından 2011-2012 öğretim yılında toplamda 330 adet kurs
verilmiş; bu kurslara toplamda 750 kişi katılım sağlamış ve 272 kursiyer sertifika almaya hak
kazanmıştır. Bu açıdan kursiyerlerin başarı oranı % 36,2 olarak gerçekleşmiştir. Bunun yanında
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi tarafından aynı öğretim yılında açılan 2 ustalık eğitimine 66
kişi katılmış ve bunlardan 13’ü sertifika alabilmiştir.
1990’lı yıllardan sonra ülkede yaşanan ekonomik krizler halıcılıkla uğraşanların bu bölgeden
ticaret yapma imkanları daha fazla olan diğer illere göç etmelerine neden olmuştur. Halıcılık
sanayine ilişkin olarak, sektör kendi organizasyonlarını yapacak ve yönetimini sürdürecek güce
sahip olsa da yan sanayi için alımlar bölge dışından sağlanmaktadır. Finansal kaynaklar
bakımından özsermayeyi kullanmayı alışkanlık haline getiren girişimciler arasında banka
kredileri ve risk sermayesi kullaanma düzeyi oldukça düşüktür.

İlişkili ve Destekleyici Kuruluşlar
Sektörde esnaflıklık kültürünün rakip bölgelere göre çok gelişmemiş olması hizmet kalitesini
düşürmektedir. Belediyeler bakımından değerlendirildiğinde ise İlçe Belediyesinin kişi başına
düşen bütçesi diğer ilçeler ile karşılaştırıldığında en fazla ikinci ilçedir.
Bunun
yanı
sıra
yerel
yönetim
ve
üniversite
özellikle
uluslararası
açılımların
gerçekleştirilmesine ortak projeler üreterek katkı vermeye çalışmaktadırlar. Sektörel
bilgilendirme az olduğu için sektörün rakipleri arasındaki konumunun belirlenmesinde
192
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
zorluklar yaşanmaktadır. Yan sanayi, Ar-Ge yapacak merkezler, kaliteyi denetleyecek
kurumların eksikliği yaşanmaktadır.
İlçede halıcılığı destekleyen halı üretim sürecinde tedarikçi konumundaki sektörlere
bakıldığında; iplik imal eden 5, boyama ve yıkama yapan 4 adet işletme bulunuyor. Bu
bakımından halıcılık sektöründe hammadde ve süreç tedarikinin gelişmediği görülmektedir.
Ayrıca hem halıcılık sektörünün gelişimine doğrudan ya da dolaylı olarak destek verecek diğer
girişimlerle (eğitim, sağlık, enerji, tarım ve hayvancılık, turizm) ortak proje yapma ve birlikte
çalışma konusunda işbirliği kültürü geliştirecek yerel pazardaki girişimciler ve iş dünyası ile
ilgili STK’lar yetersiz kalmaktadır. Reklamlarla sektörün tanıtımını yapabilecek ve halıcılığın
yaygınlaştırılmasında büyük etki yaratabilecek medyanın gücü de bölgede zayıftır.
Tüm bunların yanında ilçede girişimcilere fon sağlayabilecek kurumların başında gelen
bankaların da zayıf kaldığı görülmektedir. Girişimciler kredilendirmede sorunlar yaşamaktadır.
Sektörün ortak karar alma yapısı incelendiğinde düşük yapıda olduğu görülmektedir. Sektöre
yönelik Mayıs 2012’de Cami Donanımları Fuarı (Marka Fuarcılık) düzenlenmiş olup önümüzdeki
dönemde düzenlenecek olan yerel fuar ise 6-9 Eylül 2012 de Ortadoğu Halı Dekorasyon Fuarı
(Marka Fuarcılık)’dır. Ocak 213’te ise Domotex uluslararası fuarı vardır. Demirci İlçesi Halıcılık
sektörünün Fuarcılık faaliyetleri de zayıftır.

Hükümet
Devletin gerek sektörün kullandığı teknik altyapı ve yerleşim alanlarına ilişkin yasal
düzenlemeleri yapmada ve mevzuatın uygulanmasında yavaş kalmaktadır. Bunun yanında
sektör devlet teşviklerinden de gerektiği gibi yararlanamamaktadır.
Tüm faktörler dikkate alındığında Demirci İlçesi Halıcılık Sektörünün uluslararası rekabetçilik
düzeyi düşük çıkmaktadır.
193
12.
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Kümelenme analizinde de görüldüğü gibi, tedarik zinciri içerisinde halı üreticilerin ilgili diğer
oyuncularla zayıf düzey ilişkileri olduğu anlaşılmaktadır. Yine tedarik zinciri içinde kalan diğer
oyuncuların da ilişki düzeylerinin zayıf düzeyde kaldığı anlaşılmaktadır.
Demirci Halıcılık kümelenmesinde ilişki türleri dikkate alındığında gelişmemiş sanayi yapısı,
halıcık ve el sanatları açısından zayıf eğitim kurumları, ulaşım zorlukları ve fon sağlayıcı
kurumların yetersizliği nedeniyle tedarik zincirinde ilişkilerin zayıflamasına neden olmaktadır.
Aynı zamanda birçok eksik oyuncunun da olduğu görülmektedir. Sektördeki en önde gelen eksik
oyuncu tasarımcılardır. Yenilikçiliği tetikleyecek farklı tekniklerin öğrenildiği ve yeniliklerin
yaratılabileceği bir eğitim kurumu ya da bir araştırma laboratuarı gibi Ar-Ge birimleri
bulunmamaktadır. Disiplinler arası etkileşim zayıftır. Örneğin sanayi üniversite ilişkisi zayıftır.
Sertifikasyon kurumlarının kümelenme hizmetleri oluşturan (tedarik zincirinde yer alan)
oyuncularla ilişkisinin zayıf olması ve bunları denetleyici kurumların olmayışı sektörde
hammadde ve üretim standardının sağlanamaması ve kalitenin düşmesine yol açmaktadır.
Özellikle sektörel sertifikasyon kurumlarının bölgesel düzeyde yer almaması kalite düzeyinin
yükseltilmesi ve sürdürülmesi konusunda sorunlar çıkarmaktadır.
Diğer yandan very
tabanlarının zaıf olması neeniyle güncel ve doğru veriye ulaşmamın zorluğu sektörün
performansının diğer bölgelerle karşılaştırılmasına engel olmaktadır.
Sektörün seccade ve cami halıcılığı ile ünlendiği düşünülürse inanç ve kültür turizminin
potansiyeli dikkate alındığında bu iki sektör arasındaki orta düzeydeki ilişkilerin güçlendirilmesi
gerekmektedir. İlçe turizm, stratejik konum, verimli toprakları, iyi yönetimi pek çok potansiyele
sahip olmasına rağmen, coğrafik konumu nedeniyle elindeki fırsatları değerlendirememektedir.
Bu anlamda yerel yönetimlerinin ilk once ulaşım konusunu ele almalılardır. Duble yollar
yapılmalı gerekirse tünellerle diğer bölgelere hatlar açılmalıdır. Reklam ve tanıtım konusunda
STK’ların geliştirilmesi ve medya gibi eksik oyuncuların tamamlanmalıdır.
194
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Şekil 20 : Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Kümelenme Analizi
Sertifikasyon ve Denetim











Turizm
İnanç
Tarih
Kültür
Termal
Doğa
Müşteri
Yerli Turist
Yabancı Turist
Yöre Halkı
Yabancı Firmalar
Yerli Firmalar
Aracı Firmalar
Eğitim Kurumları





Celal Bayar Üniversitesi
Yüksek Okul
Meslek ve Teknik Liseler
Halk Evleri
Sanat Okulları











Yayıncılık ve Medya
Süreli yayınlar
Katalog
Broşür
Kitapçık
Yerel gazete
Yerel televizyon















Hizmetler
Finans
Sigorta
Enerji
Güvenlik
Sağlık
Konaklama
Satış Sonrası Hizmetler
Reklam ve Tanıtım
Danışmanlık





Sanayi
Tekstil
İplik
Gıda
Boya
Makine ve Teçhizat





Araştırma Geliştirme
Tasarım
Yazılım
Boyama
Dokuma
Sektörel Araştırmalar
Yönetim
Kaymakamlık
İl Özel İdaresi
Belediyeler
STK’lar ve Kooperatifler
Kooperatifler
Birlikler
Ticari Birlikler (TSO, vb. )
Odalar




Tarım ve Hayvancılık
Küçük Baş Hayvancılık
Tahıl
Buğday
Kiraz







Demirci Halı Üreticileri
Makine Halısı
El Halısı
Fon Sağlayıcı Kurumlar
Bankalar
KOSGEB
Kalkınma Ajanları
AB Fonları
Tedarikçiler
Yün, Jüt, vb.
İplik
Boya
Makine ve Teçhizat
Tohum
Gübre ve İlaç
195
Yukarıdaki şekilde sektör oyuncularının birbirleri ile olan ilişki düzeyleri belirlenmektedir. Buna
göre kesik çizgiler zayıf (
), noktalı çizgiler orta (
) ve düz çizgiler ise (
)
yüksek ilişki düzeyini ifade etmiştir. Bunun yanında çizgiler, kurumlar arası ilişkileri daha net
göstermek için renklendirilmiştir. Eksik oyuncular ise YEŞİL ile boyanmıştır.
Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Değer Zinciri Matrisi incelendiğinde zaman sektörün acilen
yapısal bir modele ihtiyacı olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra yönetimin tek başına çabaları
yetersiz kalmakta, bu yüzden diğer destekleyici kurumlara örneğin eğitim kurumları, STK’lar,
medya, Ar-Ge, Denetim ve Sertifikasyon yapan kurumlarla, veri tabanı oluşturan kurumların
desteğine ihtiyacı vardır.
Öncelikli olarak üreticiler için iş modelleri yaratılıp, satış ve pazarlama ile iletişim ağları
oluşturulmalıdır. Diğer bir önemli nokta eğitim kurumlarının disiplinler arası etkileşimleri
sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılması ve kapasitelerinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Tüm bunlar profesyonellere yaptırılmalıdır. Fakat değer zinciri analizinden de görüldüğü üzere
bu anlamda da danışmanlıklar, denetim ve sertifikasyon firmalarının eksik oyuncular olduğu
görülmektedir.
196
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Tablo 67: Demirci İlçesi Halıcılık Sektörü Kümelenme Temelli Değer Zinciri Matrisi
Demirci
Halı
Üreticileri
Halı Satış
Firmaları
Tedarikçiler
Fon
Sağlayıcı
Kurumlar
Ar-Ge
Sanayi
Destekleyici
Hizmetler
Turizm
Müşteriler
Eğitim
Kurumları
Yönetim
STK’lar ve
Kooperatifler
Tarım ve
Hayvancılık
-
Orta
orta
orta
yok
zayıf
zayıf
orta
orta
yok
orta
zayıf
orta
orta
-
zayıf
zayıf
yok
zayıf
zayıf
orta
orta
zayıf
zayıf
zayıf
orta
Tedarikçiler
orta
Zayıf
-
zayıf
yok
orta
zayıf
zayıf
zayıf
zayıf
yüksek
zayıf
yüksek
Fon Sağlayıcı
Kurumlar
orta
Zayıf
zayıf
-
yok
zayıf
zayıf
yok
yok
yok
yüksek
orta
orta
yok
zayıf
Yok
Zayıf
yok
orta
yok
zayıf
yok
yok
-
yok
zayıf
yok
yok
yok
zayıf
yok
zayıf
yok
zayıf
yok
yok
yok
zayıf
zayıf
Zayıf
zayıf
zayıf
yok
zayıf
-
zayıf
zayıf
zayıf
yüksek
yok
zayıf
orta
orta
Orta
Orta
zayıf
zayıf
yok
yok
yok
yok
yok
zayıf
zayıf
zayıf
orta
orta
-
yok
yok
yüksek
zayıf
yok
yok
yok
orta
yok
Ayıf
zayıf
yok
yok
zayıf
zayıf
yok
yok
-
zayıf
yok
yok
orta
Zayıf
yüksek
yüksek
yok
zayıf
yüksek
yüksek
zayıf
zayıf
-
orta
orta
zayıf
Zayıf
yok
orta
yok
yok
yok
yok
yok
yok
orta
-
orta
orta
Orta
yüksek
orta
yok
zayıf
zayıf
yok
orta
yok
orta
orta
-
Demirci Halı
Üreticileri
Halı Satış
Firmaları
Ar-Ge
Sanayi
Destekleyici
Hizmetler
Turizm
Müşteriler
Eğitim
Kurumları
Yönetim
Stk’lar ve
Kooperatifler
Tarım ve
Hayvancılık
197
13.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Demirci kendine özgü gelişim süreci gösteren ender yerleşim alanlarından biridir. Demirci’nin
özellikle İzmir gibi bir megapolün yanı sıra Manisa gibi sanayileşen bir ilin gelişim arteri
üzerinde yer alması, kent için büyük bir avantajdır. Bu kapsamda İzmir ve Manisa gibi şehirlerin
büyüme sürecinin Demirci üzerindeki etkilerinin orta ve uzun vadede günümüzden farklı olacağı
düşünülmektedir.
Demirci’nin İzmir’in gelişim aksının üzerinde yer alması, bulunduğu temel konumu itibarı ile
ilçeyi birçok açıdan stratejik bir konuma getiriyor. Bu kapsamda: Demirci temel olarak sahip
olduğu potansiyel itibarı ile İzmir ve Manisa’nın gelişim süreci içerisinde nasıl yer alacak? Değişen
dünya düzenin Demirci’nin konumu ne olacak? soruları çerçevesinde bölgenin temel özellikleri
dikkate alınırsa, kümelenme temelli bir halıcılık ve gıda ihtisas bölgesinin oluşturulması ve
yönetim modelinin geliştirilmesi, gerek bölge açısından gerek İzmir’in bu alandaki temel
ihtiyaçlarının karşılanması bakımından ve gerekse de ilçenin dış pazarlara açılması açısından
önemli bir fırsat barındırmaktadır.
Bu kapsamda Ne tür bir strateji izlenmeli? İzmir ve Manisa’nın bu gelişim sürecinin bölge
ekonomisi ile konsolidasyonu nasıl olmalı? sorularının çerçevesinde ve temel olarak Demirci ve
çevresinin gelecek süreç açısından sahip olduğu potansiyelin değerlendirilmesine yönelik temel
yaklaşımlar, bu çalışma çerçevesinde ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
Bu çerçevede, Demirci bölgesinin temel niteliklerinin analizi ve kentin stratejik olarak İzmir’in
bu gelişim aksından nasıl entegre olacağına ilişkin modellerin ortaya konması gereklidir. Bu
sürecin Demirci için ortaya çıkaracağı fırsatlar analiz edilmelidir. Demirci için Kümellenme
Temelli Organize Sanayi Bölgesinin oluşturulması için gerekli modeller ortaya konmalıdır.
Demirci ilçesi ile ilgili olarak ikincil veriler ve paydaşların katıldığı odak grup çalışmalarında,
mülakat ve anketlerde öne çıkan, dolayısıyla ilçenin tüm potansiyelinin harekete geçirilmesinde
dikkate alınması gereken konular; Ekonomik ve Sosyal, Teknik ve Çevre, Rekabetçilik ve
Kümelenme başlıkları altında değerlendirilmiştir. Demirci açısından temel konular özellikle ilçe
ve bölge düzeyinde ele alınmış, yerel farklılıkların zenginliği bölgesel düzeyde ifade edilmeye
çalışılmıştır.
198
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
I-Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Boyutu
Demirci’ye yönelik olarak yapılan çalışmalar sonucunda bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınması
sürecinde ele alınması gereken konular aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır.
Ekonomik kalkınma ile ilgili olarak ortaya çıkan konular içerisinde en acil olarak
gerçekleştirilmesi gerekenler arasında; Demirci’nin temel ticari birikimlerini ortaya çıkaracak
halıcılık, turizm ve tarım alanında planların hazırlanarak altyapı ve tesis yatırımlarının
hızlandırılması, halıcılık ile ilgili sanayileşmenin teşvik edilmesi, kentsel ve yerel ulaşım
(özellikle yol yapım) çalışmalarının başlatılarak hızla bitirilmesi, turizm sektöründe yatırımların
önünün açılması için mekân sorununun giderilmesi ve bürokratik engellerin kaldırılması, tarım
işletmelerinin kurularak ekstansif tarıma geçilmesi ve arazi toplulaştırılmasının yapılması gibi
hususlar yer almaktadır. Ayrıca, yeni bir ulaşım planı yapımının, ilçenin ekonomik gelişiminde
çok önemli rol oynayacağı düşünülmektedir.
Sosyal ve kültürel gelişim ile ilgili olarak ilçede, sosyo-kültürel yapının geliştirilmesine yönelik
projelere gereken desteğin sağlanması büyük önem taşımaktadır. Fakat kaynakların rasyonel
kullanımı ve yapılacak çalışmaların ihtiyaçları karşılayıcı özelliklere sahip olması gerekmektedir.
Problem ve çözüm önerilerinin odağında eğitim çalışmaları, kendine önemli yer bulmaktadır ve
halkın değişik kesimlerinin eğitim çalışmalarıyla desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.
Eğitim çalışmalarının ihtiyaçlara cevap verici tarzda organize edilmesinin çok önemli olduğu
görülmektedir.
Ekonomik yapıya bakıldığında, bölgedeki ilçeler arasında gelişmişlik düzeyleri açısından bariz
farklar bulunmaktadır. Demirci ve ona en yakındaki ilçelerle karşılaştırma yapıldığı zaman
küçüklüğüne rağmen konumunu ortalama düzeyde kullanmakta ve bölgesel kalkınmada
geliştirilebilecek potansiyele sahip bir ilçe olarak görünmektedir. Bölgedeki tüm ilçeler farklı
gelişmişlik düzeylerine sahip olsa da, hem ekonomik hem de sosyal anlamda geliştirilecek
projelere ciddi ihtiyaç hissedilmektedir.
Bölgede sanayi yoğunlaşması olan ilçeler ve çevre alanlarda yer alan paydaşlar, mevcut
sanayinin dönüşümü, üretim alanlarında markalaşma gerekliliği, üniversite ile sanayinin
işbirliğine gitmesi, turizm yatırımları gibi konuların öncelikli konular arasında olduğu
görülmektedir.
199
Şehir merkezinde tesislerin kademeli olarak Organize Sanayi Bölgesi (OSB)’ndeki gibi yapılara
kaydırılması, Ar-Ge yatırımları, yatırımlarda seçiciliğin olması, kalite politikalarının belirlenmesi
ve markanın önemine dikkat çekilmesi gereklidir. Lojistik yönetim sürecinin kurulması, Demirci
için büyük önem taşımaktadır.
Halıcılık endüstrisine ilişkin olarak, sektör kendi organizasyonlarını yapacak ve yönetimini
sürdürecek güce sahip olsa da yan sanayi için alımlar bölge dışından sağlanmaktadır. Bu
bağlamda Demirci ve Gördes ilçeleri başta olmak üzere bölgenin halıcılıkla ilgili olarak kendi
sanayisini ön plana çıkarması gereklidir.
Tarıma dayalı sanayinde ise, teknoloji destekli üretimin yapılması gerekmektedir. İzlenmesi
gereken yaklaşım, teknolojiye dayalı üretim ve maliyetlerin en düşük düzeyde tutulmasıdır.
Teknoloji kullanarak tarım yapacak üreticilerin bulunamaması temel sorunlar arasındadır.
Bununla birlikte, sektörü bilgilendirmede eksiklik bulunmaktadır.
Sosyal bileşende yer alan paydaşların ve bölgedeki farklı alt sosyal derneklerin, ilçede kültür
fuarları çatısı altında ortak bir mekânda bir araya getirerek, stantlar açarak ve folklor gösterileri
yaparak kendi kültürel zenginliklerini teşhir ederek Demirci kimliği ve bilincini topluma
kazandırmalıdır. Eğitimde ilçenin ortalaması yüksek olmakla birlikte Türkiye’de öncü olmasına
dönük gayretin sarf edilmesi gerekir. İlçenin farklı kesitlerden tanıtımının da önemsendiği
gözlenmiştir.
Bölgede genel olarak, ekonomik yapı ile ilgili olarak ortaya çıkan sorunların başlıcaları,
girişimcilik ruhunun eksikliği, yeterli sanayi alanının olmamasından dolayı küresel rekabeti
sağlayacak altyapının sağlanamaması yer almaktadır. Turizmde uzmanlaşmanın olmaması,
geleneksel usullerle yapılan turizm işletmeciliği ve mevzuattaki engellerden dolayı turizm
sektörü gerekli sıçramayı yapamamaktadır. Meyveciliğe gerekli değer verilmemektedir.
Özetle; mevcut sanayi üretiminden kaynaklanan Türkiye’deki yaygın olmayan halıcılık ve yan
sanayinin desteklenmesinin aciliyeti söz konusudur. Turizmde çeşitliliğe gidilmesi, sanayi
bölgelerinin oluşturulması ve tarımda katma değeri yüksek ürünlere yönelinmesi, ilçenin
ekonomisinin ivmesine hız kazandıracaktır.
İlçede sosyal yapı ile ilgili olarak ortaya çıkan sorunların başlıcaları ise, göçün oluşturduğu
olumsuz etkileri çözecek yaklaşımların geliştirilememesidir. Sosyal alan ile ilgili ortaya çıkan
sorunlar, bir arada yaşama kültürünü geliştirecek sosyal ve kültürel aktivitelerin geliştirilmesi,
200
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
beyin göçünü engelleyecek istihdam alanlarının desteklenmesi, geleneksel aile yapısının kamu
ve özel sektör oluşturacağı platformlar ile özendirilmesi Demirci’nin geleceği açısından büyük
önem taşımaktadır.
II-Teknik / Çevre ve Enerji Boyutu
Demirci ve çevresinde yer alan paydaşların üzerinde durduğu teknik ve çevreyle ilgili gündem
maddeleri kısaca özetlenecek olursa, teknik alt yapı ve şehirleşme ile ilgili olarak ortaya çıkan
önerilerin
başlıcaları;
yasal
düzenlemelerin
kesinleştirilmesi,
belirlenen
mevzuatın
uygulanabilmesi, yetki ve sorumlulukların kesinleştirilmesi ve yerleşim alanının ve verimli tarım
arazileri belirlenen yerleşim bölgelerine taşınması ile ilgilidir. Teknik alt yapı ve şehirleşme ile
ilgili olarak paydaşlar göre, bölge havza planının yapılarak devlet yatırımlarının yanında özel
sektör yatırımlarının arttırılması ve hukuki bilgi alt yapısının oluşturulması öncelikli olarak ele
alınmalıdır.
Çevre bileşeninde paydaşlarca, ölçüm cihazlarının kalibrasyon standardının getirilmesi, ölçüm
cihazlarının sürekli olarak zorunlu tutulması, doğal turizm ve kış turizmi ve arıtma tesislerinin
iyileştirilerek güçlendirilmesi, en önemsenen önermeler olarak vurgulanmıştır. Diğer taraftan,
yaşanılabilir çevreci bir mimariye gereksinim olduğu, bu konuda havza planları için kaynak
tahsisi ve ulaşımın sağlanması önemlidir. Düşük değer olmakla birlikte, örneğin termal tesisin
etkin işletilmesi ve konunun çözüme kavuşturulması ve kurumlar arası diyalog öne
çıkarmaktadır. Çevre ile ilgili olarak ortaya çıkan önerilerin içerisinde en acil olarak
gerçekleştirilmeleri gerekenler, halka çevre temizliği eğitiminin verilmesi, ormanların
korunması, çöp depolama alanlarının belirlenmesi, tarım alanlarında toplulaştırmanın yapılması
ve çevreye duyarlı sanayinin olması ile ilgilidir. Ayrıca Demirci açısından, çevrenin turizm
açısından değerlendirilmesi, su kaynaklarının verimli kullanılması ve çevrenin kirletilmesi
durumunda önemli cezaların uygulanması gereklidir. Özetle şehirleşme ve planlama ile ilgili
olarak ortaya çıkan konuların başlıcaları, mevsimsel ve göçlerin ortaya çıkardığı sorunlar, kentin
geleceğini tehdit eder niteliktedir.
Enerji bileşeninde, atıkların enerjiye dönüştürmesi ve çok yönlü yeni enerji yatırımlarının teşvik
edilmesi gereklidir. Diğer taraftan, sanayi kuruluşlarının kendi enerjilerini üretmesi gerektiği,
maliyet avantajı sağlamak için enerji hatlarının yenilenmesi gereklidir. Ayrıca biyokütle ve güneş
enerjisinin (güneş paneli), bölgede temel enerji kaynağı olarak belirlenmesi gereklidir.
201
Çevre ile ilgili ortaya çıkan sorunlar özetlenecek olursa; bölgesel bazlı, hava ve gürültü kirliliği
ile mevcut sanayi kuruluşlarının çevresel zararları olarak sayılabilir. Şehirleşme ile ilgili ortaya
çıkan öneriler özetlenecek olursa çevre düzen planının uygulanabilir olması, arsaların
kullanılabilir nitelikte olması sayılabilir.
Enerji ile ilgili olarak ortaya çıkan konular ile ilgili olarak, katı atıkların geri dönüşümünün
sağlanmasını, hayvansal atıkların enerjiye dönüştürülmesi gerektiğini, bunların fizibilite
çalışmalarının yapılarak değerlendirilmesi ve güneş enerjisinin üretilmesi ve teşvik edilmesi
büyük önem taşımaktadır.
III-Rekabetçilik ve Kümelenme Boyutu
Demirci’de yapılan odak grup görüşmelerinde dikkat çeken hususlar şunlardır: Öncelikle gerek
tarım ve gerek sanayi sektörüne ilişkin öneriler daha çok devlet teşviklerinin niteliği ve yapısal
hususların değiştirilmesi bağlamında ileri sürülmüştür.
Katılımcıların halıcılık, tarım ve turizm sektörüne yönelik görüşleri, belirledikleri öncelikler,
tanımladıkları sorunlar ve ileri sürdükleri çözüm önerilerinde hareketle bölgede halıcılık, tarım
ve turizm sektörünün rekabetçilik gücünün düşük olduğu ifade edilebilir. Bu kapsamda bölgede
öncelikle mezo ve mikro düzeyde kümelenme çalışması çerçevesinde tarım, turizm ve halıcılık
sektörüne ilişkin stratejik yaklaşımların belirlenmesi gereklidir.
Tarım sektöründe kiraz tarımı, bahçe tarımı ve hayvancılık gibi alt sektörler öncelikle yer
almaktadır. Tarım sektörü ile ilgili olarak ortaya çıkan sorunların çözümünde, tarım arazilerinin
toplulaştırılması ve korunması, tarımsal üretimin çeşitlendirilmesi ve bölgede yoğunlukla
bulunan birinci derece tarım arazilerindeki kiraz ve diğer meyvelerin ön plana çıkarılması
gereklidir.
Bölgedeki ekonominin gelişmesine yönelik 3 temel öneri büyük önem taşımaktadır:
a) Demirci’de yer alan esnafın yurt içinde interaktif eğitimlerini sağlayacak, yurt dışında ise
bilgilerini
artıracak
eğitim
programlarının
geliştirilmesine
yönelik
stratejiler
geliştirilmeli
b) Demirci içerisinde üretimde Ar-Ge çalışmaları yapan üreticilere destek verilmesini
sağlayacak stratejiler geliştirilmeli
202
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
c) Demirci’de sektörel şirketlerin (yeni örgüt yapılarını içeren) kurulmasına yönelik
stratejiler geliştirilmeli
Demirci ekonomisi ile ilgili öneriler özetlenecek olursa, planlı büyüme ve gelişmeye geçilerek
işbirliği yapmak, pazarlama ve bütünlük oluşturmak sorunları ortadan kaldırmak bağlamında en
önemli ve acil konular olarak göze çarpmaktadır.
Sanayi sektöründe ön plana çıkan alt sektörler halıcılık ürünleridir. Sanayi sektörü ile ilgili
olarak ortaya çıkan sorunların çözüm önerileri arasında sektörün güçlü bir rekabet stratejisi
üzerine gelişmesi gereklidir.
Sanayi sektöründe öneriler incelendiğinde sanayi bölgesinin net bir şekilde ortaya konulması,
çevreye duyarlı sanayinin ön plana çıkartılarak desteklenmesi ve teşvik sisteminin doğru
kullanılması ön plandadır.
Hizmet sektöründe sorunlar dikkate alındığında, bölgede esnaflık kültürünün oluşmaması,
hizmet kalitesinin yetersizliğine yol açmaktadır. Hizmet sektöründe öne çıkan alt sektör
olmaması, sunum çeşitliğinin yetersiz olmasının yanında nitelikli personel yetersizliği, hizmet
sektörünün gelişmesini engelleyen sorunların başında gelir.
Hizmet sektörünün ön plana çıkabilecek alt sektörler; turizm, sağlık ve eğitimdir. Turizm ile ilgili
olarak belirtilen en önemli öneriler arasında turizm altyapısına önem verilmesi, turizme ayrılan
bütçenin arttırılması ve alternatif turizm alanlarının teşvikinin yapılması yer almaktadır. Ancak
bölgenin turizm sektörünün daha rekabetçi bir anlayışla geliştirilmesi gerekmektedir.
Özetle bölgenin tarım, sanayi ve hizmet sektörü yönünden yeniden yapılanması için öncelikle
ekonomik faaliyetlerin sosyal boyut, şehircilik boyutu ve özellikle çevre boyutunu da kapsayacak
entegre bir stratejik planlama mantığı içinde hareket edilmesi gerekmektedir.
Demirci İlçesinin Halıcılık Sektörünün uluslararası rekabetçilik düzeyinin düşük düzeyde olduğu
görülmektedir. Bu bağlamda birçok kurum ve kuruluşa önemli görev ve sorumluluklar
düşmektedir.

Üniversite
İlçede Ar-Ge ve tasarım da sorunların aşılabilmesi için üniversitenin ilişkilerini büyük ölçüde
geliştirmesi ve halıcılık sektörüne ilişkin teknik ve sosyo-ekonomik araştırmalar ortaya koyması,
203
halıcılık sektörüne ilişkin yenilik yaratacak uygulanabilir tezler ortaya koymalıdır. Üniversite bu
bağlamda, halıcılığa yönelik eğitim birimlerini (Bölüm, Enstitü, Araştırma Merkezi vs.) faaliyet
geçirmelidir.

Zafer Kalkınma Ajansı
Turizm ve halıcılık sektörünün ilişkilerini geliştirecek kümelenme temelli ortak projelere fon
sağlayacak girişimlerde bulunmalıdır. Bu anlamda projeler hazırlamalıdır ve hayata
geçirmelidir. Özellikle alansal ve mekansal veriler toplayarak bunları TUİK gibi kurumlarla
işbirliği içerisinde gerçekleştirerek Demirci İlçesi halıcılık sektörüne özgü bir veritabanı
oluşturmalıdır. Diğer kurum ve kurulşlarla işbirliği içersinde Demirci halıcılık sektörünün
yapısal iş ve kalkınma modelini oluşturmalıdır. Bu bağlamda Ajans kümelenme temelli sektörel
kalkınma projesi başlatmalıdır.

Belediye
Özellikle ulaşım ve lojistik konusunda bölgeye duble yollar yapmalıdır. Sektörlerin ihtiyacı olan
çevre, enerji, iletişim, altyapıya ilişkin sorunların çözülmesi için hizmet kalitesini arttırmalıdır.
Kamu yönetimi kaynakları bu yönde kullanılmalıdır.

Kaymakamlık
Turizm, Tarım ve Orman ve Sanayi bakanlığı ile işbirliği içerisinde uluslararası ilişkileri
geliştirerek İlçenin yurtdışında da tanınmasını sağlayacak projeler üretmelidir. Sanayisi
gelişmemiş olan Demirci ilçesine halıcık sektörünün kalkınmasını sağlayacak aynı zamanda
sektörler arası ilişkilerin güçlendirebilecek tekstil, gıda ve el sanatlarının birlikte yer aldığı bir
OSB de kurulmalıdır.
Üretimde bir standardın sağlanması ve kalitenin arttırılması için devlet eliyle bir denetim ve
sertifikasyon kurulu oluşturulup ürünleri ölçüm ve standartlarda olmayan şirketlere işletme
ruhsatı verilmemelidir.

Fon Sağlayıcı Kurumlar
Girişimciler için risk sermayesi oluşturmalıdır. Sektöre yönelik desteklerini ve teşviklerini
arttırmalıdır. Sektörün mevcut yapısını yeniden yapılandıracak organizasyonların kurgulanması
204
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
gerekmektedir. Özellik büyük ölçekli örgütlenmelere gidilerek sektöre fon girdisi sağlayan
yapıların oluşturulması gereklidir.

Küresel Pazarlar İle Sektörün Entegrasyonu
Sektörün en önemli pazarı hem ulusal hem de küresel düzeyde yeniden yapılandırılmasını
gerektirmektdir. Bu çerçevede küresel düzeyde yeni ve gelişmiş pazarlara Demirci halılarının
penetrasyonunun sağlanması ve sürdürülmesi için bir ad-hoc örgütlenme modeli kurulması
gerekiyor. Bu şekilde hem sektördeki işbirliği düzeyi geliştirilmiş olacak hemde sektörün mevcut
olan temel sorunlarından biri de ortadan kalkacaktır.
205
KAYNAKÇA

Acar Belkıs; Türkiye’nin Halı ve Kilim Zenginlikleri, Trakya Üniversitesi Öğretime Yararlı
Yazılar Dizisi, No: 7,b.e.y, s.1

Akan, Meral. Renk, Işık ve Sürtünme Haslığı Değerlerine Sahip Bitkisel Boyalarla
Boyanmış İlmelik Yün Halı İpliklerinde En Az Kopma Mukavemeti Kaybına Yönelik
Boyama Yönteminin Geliştirilmesi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora
Tezi, 2007 Ankara.

Aksoy Aslı; Osmanlı Halı ve Tekstil Sanatının İngiliz Hanedanlığının Portre Sanatı
Üzerine Etkileri (16. Ve 18. Yüzyıl Arası), 10. Ulusal El Sanatları Sempozyumu (19-20
Kasım) Printer Ofset, Izmir 2009, 46-56

Aksoy, Aslı. Ayvacık Yöresinde Halı Dokumacılığı ve Ayvacık Halılarının Teknik,Renk ve
Desen Özellikleri, Ayvacık Değerleri Sempozyumu (29-30 Ağustos 2008), Aynalı Pazar
Matbaası, Çanakkale, 2008, 303-321

Amabile, T.M. 1988. A Model of Creativity and Innovation in Organizations. (Ed.; RJ
Stenberg) Handbook of Creativity, Cambridge University Press.

Ana Britannicca, Genel Kültür Ansiklopedisi, İstanbuş, Ana Yayıncılık, 1986, Cilt;17,
s.371-372.

Anderson Susan H. ; The Most Splendid Carpet (Ii. Florcoverings in America to 1800’s),
National Park Service U.S. Department of The Interior, U.S. Govt. Print, Washington 1978

Anmaç Elvan, Filiz Adıgüzel Toprak, West Anatolian Carpet Designs: The Effect of

Anmaç, Elvan. Geçmişten Günümüze Kula Halılarının Teknik ve Sanatsal Özellikleri ve
Yeni Tasarımlar, 1997 Izmir.

Anonim; Geçmişten Günümüze Açılan Kapı Kula, Özel Kalemler, y.2, s. 5, Ankara, 2010,
TDV Yayın Mat. ve Tic. Işl., 18-23.

Arı Kemal; İzmir’de Denizcilik Kültürü ve Ulaşımı: Geçmişten Günümüze Bir Bakış, İzmir
Ulaşım Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 8-9 Aralık 2009, İzmir 2009: 497-506.

Armağan Vahit Demirci Halıcılığı, Gediz Manisa Halkevi Dergisi, S. 97-98 ,1947.

Aslanapa Oktay; Türk Halı Sanatında Yeni Keşifler, Arış, Sayı 2,A. K. M. Yayını,1997, 1017.

Aslanapa Oktay; Türk Halı Sanatı, Erdem A.K.M Dergisi, C.3, S.7, 1987, Türk Tarih
Kurumu Basımevi, 99-111.

Aslanapa Oktay; Türk Halı Sanatı, Skylife, 13(159), 1996, 21-32.
206

DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Aslanapa Oktay; Türk Halı Sanatı, Trakya Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi
Öğretime Yararlı Yazılar Dizisi, No:3, b.Ee.y, 1-16.

Aslanapa Oktay; Türk Halı Sanatının Tarihi Gelişmesi, Arış, y.1, s. 3, A. K. M. Yayını,
Ankara,1997, 18-25.

Aydın İbrahim; Demirci Şehri’nin Mekânsal Gelişimi ve Gelişimi Etkileyen Faktörler,
Marmara Coğrafya Dergisi, S.7, İstanbul, 2003: 19-44

Aydın, İbrahim; Üniversitenin Ekonomik Faaliyetlere Etkisi, Marmara Coğrafya Dergisi, S.
5, İstanbul, 2002: 187-199

Baynes Thomas Spencer; The Encyclopaedia Britannica: A Dictionary of Arts, Sciences,
C.5,Henry G. Allen And Company,New York, 1833

Bayraktaroğlu Suzan; Türk Halılarında Batı Literatürü Konusu, Arış, y.1, s. 1, Ankara,
1997, 86-93.

Beddoe Stella; Encyclopedia of Furnishing Textiles, Floorcoverings and Home Furnishing
Practices 1200-1950 (Review), Journal Of Design History, Vol: 21, No: 2, 2008

Belle Rosa; Rugs, Oriental and Occidental, Antique and Modern. A Handbook For Ready
Reference, Chicago, A. C. Mcclurg & Co., Chicago, 1901,

Birol Inci A.; Klasik Devir Türk Tezyini Sanatlarında Desen Tasarımı, Çizim Tekniği ve
Çeşitleri, Istanbul, 2009, Kubbealtı Neşriyatı Yayıncılık.

Bodur A. Fulya; Halıcılık Tarihine Kısa Bir Bakış ve Konya Halıları, Vakıflar Dergisi, S. 20,
Ankara, 1988, Mas Matbaacılık, 105-114

Boyacıoğullar Sedat, Hasan Alakese; “Her Yönü ve Her Şeyi ile Demirci”, Eko Matbaası,
İstanbul, 1972.

Bueno Luis Pérez, José Ferrandis; Exposıcıón De Alfombras Antıguas Españolas, Catalogo
– Guıa, Socıedad Española De Amıgos Del Arte, , Madrıd , Mayo.Junıo , 1933.

Campbell Gordon; The Grove Encyclopedia of Decorative Arts, c. 2, Oxford University
Pres. Inc, USA 2006

Carpet Trade between Ottoman Empire and Great Britain, Textile Society of America
Symposium Proceedings, University of Nebraska – Lincoln, 2004: 78-88.

Çelik, H. İbrahim. Design of Alternative Main Weaving Mechanisms For Handmade
Carpet Looms, Gaziantep University Graduate School of Natural & Applied Sciences,M.S.
Thesis In Tekstil Engineering, 2007 Gaziantep.

Chandler Robbins Clifford, The Rug Dictionary 1858-1935, Clifford & Lawson, Inc.,
Newyork, 1926, 68.

Clifford Chandler Robbins , The Rug Dictionary, Clifford & Lawson, Inc., Newyork 1926
207

Cook Alexander . N; A Century Of Carpet And Rug Making In America, Bigelow - Hartford
Carpet Company, Livermore & Knight Co., New York ,1925

Dalcı, Sümeyya. Makine Halısı Üretim Parametrelerinin Halı Performasına Olan
Etkilerinin Araştırılması, Kahramanmaraş Sütçü Imam Üniversitesi Fen Bilimleri
Ensttitüsü
Tekstil
Mühendisliği
Ana
Bilim
Dalı,
Yüksek
Lisans
Tezi
2006
Kahramanmaraş.

Demirci İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü 2011-2014 Stratejik Planı

Deniz Bekir; Anadolu Türk Halı Sanatının Serüveni I, Atauni Sanat Dergisi, S. 7, 2005,.2446.

Deniz Bekir; Azerbaycan ve Anadolu-Türk Halılarının Benzer Özellikleri, Atauni Sanat
Dergisi, S.18, 2007, 17-61

Deniz Bekir; Kozak (Bergama) Yöresi Halıları, Arış, Y. 1, S. 2, Ankara, 1997, 18-37.

Deniz Bekir; Taşpınar Halıları, Sanat Dünyamız, Y. 9, S. 25, Istanbul, 1982, 18-22.

Deniz Bekir; Yöre Özellikleriyle Yuntdağ Halıları, 9. Milletlerarası Türk Sanatları
Kongresi, (23-27 Eylül 1991), C. 2, Ankara 1995, T.C Kültür Bakanlığı Milli Kütüphane
Basımevi, 33-46.

Dimand
M. S.; Two Fifteenth Century Hispano-Moresque Rugs, The Metropolitan
Museum Of Art Bulletin, s. 351-352

Dimand Maurice, Sven; Oriental Rug And Textiles, Metropolitan Museum Of Art
Publication,, Newyork, 1935.

Diyanet Vakfı Islâm Ans., Halı Mad, C.15

Domotex, Carpet Trends 2012.

Eldem Vedat; Osmanlı İmparatorluğu’nun İktisadi Şartları hakkında Bir Tetkik, Türkiye
İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1970.

Erdmann Kurt; 15. Asır Türk Halısı, Maarif Basımevi, Istanbul 1953

Erdmann Kurt; 15. Asır Türk Halısı, Maarif Basımevi, Istanbul, 1957

Eren Naci; Antalya-Döşemealtı Eski Ve Yeni Halıları, Türk Etnografya Dergisi, S. 16, 1977,
35-40

Eren Naci; Türk Halılarında Motif ve Renk Değişimi, Türk El Dokuma Halıcılığı Semineri
(22-26 Ekim), Ankara, 1979, 54-71

Etikan Sema; Kayaköy Halıları, Milli Folklor, 2007, Y.19, S.74, 83-90

Fawcett Jane; Historic Floors, Their Care And Conservation, The Bath Press, Bath 2001

Franses Michael; A Museum of Masterpieces, Halı, S.155, 208, 72-89

Gantzhorn Volkmar, Les Tapis D'orient, 1998
208

DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Gönül Macide; Türk Halı ve Kilimlerinde Sembolik Kuş Şekilleri, Antropoloji Dergisi, S. 3,
1965, 199-272.

Görgünay Neriman; Halıcılığın Kökeni ve Türk Halıcılığının Tarihçesi, Atatürk
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Z. Dergisi, C.8, S.1, 1977 (Ayrı Baskı), 159-175.

Gündüz Ibrahim; Karapınar El Dokumaları Ve Kökboyacılık, Konya, 1993, Damla
Matbaacılık ve Ticaret,

Gür Zeynep Yalazkan; Anadolu Geleneğinde Taşpınar Halıları, Türkiyemiz, Y.25, S. 76,
1995, s.20-28

Habib Vanessa; Scotch Carpets At Stirling: Thomas Gilfillan’s Cash Book And Ledger
1764–1770 , Proc Soc Antiq Scot, 130 (2000), 795-807.

ICT Trademap

Inel Berke; Istanbul ve Eyüp Çevresinin Oryantalist Sanatta Resimsel Betimlenmesi, Ix.
Eyüp Sultan Sempozyumu (13-15 Mayıs), Istanbul Eyüp Belediyesi Yayını 2005

İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri Halı Sektörünün 2011 Ocak-Aralık
İhracat Performans Değerlendirmesi Raporu

İTKİB, Halı Sektörünün 2011 Ocak – Aralık Ihracat Performans Değerlendirmesi, 2012

İTO, Türkiye El Halıcılığı Sektör Araştırması, Sektörel Yayınlar , 2008 Istanbul.

Javanshir Babak; Iran’daki Türk Boyları Ve Boy Mensubu Kişiler, Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Ortaçağ Tarihi
Programı, Istanbul 2007

Kalender Erol; Anahtar Delikli Halılar Üzerine Ikonografik Bir Deneme, Arış, Y. 1, S. 2,
Ankara, 1997, 58-63.

Karadağ, Recep. Doğal Boyacılık, T.C. Kültür Bakanlığı Geleneksel El Sanatları ve
Mağazalar Müdürlüğü Yayınları No:3, Ankara, 2007.

Karahan, Kasım. Halıcılığın Tarihi Içinde Türk Halıcılığının Yeri ve Yapısı, Erciyes
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 3, 1989. 131-140.

Karayolları Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı Ulaşım Maliyetleri ve
Verimlilik Şube Müdürlüğü 2010 Yılı Trafik ve Ulaşım Bilgileri Raporu

Kardeşlik Selman; Doğu Minyatürlerinde Tasvir Edilen Selçuklu Halıları, Vakıf
Restorasyon Yıllığı, S. 4, Y. 2012, 51-62.

Kardeşlik Selman; Istanbul Vakıflar Halı Müzesinde Konservasyon Çalışmaları ve Yeni
Keşfedilen Selçuklu Halıları, Vakıf Restorasyon Yıllığı, S.1, 2010, 111-120.

Kaştan, Yüksel. Antalya Yöresi’nde Döşemealtı Halılarının Dünü ve Bugünü, I. Uluslar
arası Türk El Dokumaları Kongresi, 2 Kasım 2007.
209

Kerridge Eric ; Textile Manufactures In Early Modern England, Manchester University
Press, Usa 1985

Koraltürk Murat; Mübadelenin İktisadi Sonuçları Üzerine Bir Rapor, Dokuz Eylül
Üniversitesi Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, C.2, S. 6-7, 1996-1997: 183-198

Korkmaz Hasan; Beyaz Zeminli Uşak Halılarındaki Kuş Motifine Dair Bir Çözümleme,
Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (2010)3/1, 19-31.

Kuban Doğan; Türk Ve Islam Sanatı Üzerine Denemeler, Kanaat Matbaası, Istanbul, 1995,
375.

Küçükerman Önder; Batı Anadolu’daki Türk Halıcılık Geleneği Içinde Izmir Limanı ve
Isparta Halıcılığı, Antik Dekor, Y.2, S. 8, Istanbul, 1990, 76-81.

Lewis George Griffin; The Practical Book Of Oriental Rugs (Volume 2), J. B. Lippincott
Company, London 1920.

Lindau Paul, 1900’lerde İzmir ,Türk Dünyasi Arastırmaları, S.30, Ekim1985: 148-181.

Little Nina, Fletcher; Floor Coverings In New England Before 1850, Old Sturbridge Inc.,
1967

Mackenzie John M.; Orientalism: History, Theory, And Arts, Manchester University Press,
USA 1995

Maclean Gerald; Looking East, English Writing and The Otoman Empire Before 1800,
Palgrave Macmillan Publishers Ltd, Hampshire 2007

Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü Enerji Hammadde Etüt ve Arama Dairesi
Başkanlığı 2011 Yılı Faaliyet Raporu

Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü Manisa İli Maden ve Enerji Kaynakları Envanteri
Raporu 2011

Manisa İl Özel İdaresi 2011 Yılı Faaliyet Raporu

MEGEB, Tekstil Teknolojisi, Dokuma Makinesini Hazırlama, 2008 Ankara.

Metin Celal; Çok Partili Siyasal Hayata Geçiş Döneminde Demirci’de Siyasal Değişim: Bir
Sözlü Tarih Çalışması, Kök Araştırmalar, Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, C. 3, S.1,
Bahar 2001: 27-49

Millet Meclisi Tutanak Dergisi, B: 87, 5.5.1969, O: 1

Molà Luca; States And Crafts: Relocating Technical Skills In Renaissance Italy, In The
Material Renaissance , Eds. Evelyn Welch and Michelle O’Malley, Manchester University
Press, Manchester, 2007

Mülayim Selçuk; Değişimin Tanıkları- Ortaçağ Türk Sanatında Süsleme ve Ikonografi,
Kaknüs Yayınları, Istanbul, 1999, Kaknüs Yayınları.
210

DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
Mumford John Kimberly; Oriental Rugs (1902), Newyork C. Scribner’s Sons Publishing,
Newyork, 1902.

Norton Edith Eliza (Ames); Rugs In Their Native Land (1864), New York, Dodd, Mead
And Company, Newyork 1916.

O’Brien Mildred Jackson; The Rug And Carpet Book, Kessinger Publishing Co., US 2005

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi 2010-2011 Yılı Yükseköğretim İstatistikleri

Ölçer Nazan; 13-18. Yy Türk Halıları Sergisi, Arış, Y.1, S. 1, Ankara, 1997, 16-23

Ölmez Filiz Nurhan, Ihsan Akkuş; Burdur Ilinde El Dokuması Halıcılık Ve Il Kalkınmasına
Katkıları, I. Burdur Sempozyumu (16-19 Kasım 2005), I. Burdur Sempozyumu, Bildiriler,
C. I, Mehmet Akif Üniversitesi Yayınları, Burdur 2007, 55-65.

Öney Gönül; Beylikler Devri Sanatı XIV.-XV. yy (1300-1453) , Ankara, 1989, Türk Tarih
Kurumu Basımevi, 835.

Öter, Zafer. Türk Sanatlarının Kültür Turizmi Bağlamında Değerlendirilmesi, Milli
Folklor, Yıl: 22,, Sayı: 86, 2010: 176-185

Özkavruk Elvan, Vildan Ömür ; Fransız Halıcılığının Doğuşunda Türk Halılarının Etkisi
ve Savonnerie Halıları, Atauni Sanat Dergisi,S. 11, 2007,21-27.

Öztürk İsmail, Elvan Anmaç; Yabancı Sermayenin Batı Anadolu Halıcılığına Girişi, Etkileri
ve Günümüzdeki Uzantıları, Türkiye’de El sanatları Geleneği ve Çağdaş Sanatlar İçindeki
Yeri Sempozyumu Bildirileri, Kültür Bakanlığı Yayınları: 1861, Ankara, 1997: 26-32.

Öztürk İsmail; Ege Bölgesi Halıcılığının Demirci ve Gördes Örneğinde Halkbilimsel
Açıdan İncelenmesi, III. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, C.5, Başbakanlık
Basımevi, Ankara, 1987: 313-325

Öztürk, Yeşim. Balıkesir-Sındırğı Yöresi Yağcıbedir Halıları, 1. Basım, Ankara, Kültür
Bakanlığı Yayınları, 1992.

Pala Cihat - Ertuğrul Erdoğdu; Doğası Tarihi ve Folkloruyla Simav, Ertem Basımevi ,
Ankara, 1991,258.

Paşayeva Valide; Safavi Dönemi Ornömantal Kompozisyonlu Azerbeycan Kadife
Kumaşlarının Kompozisyon Özellikleri, Atauni Sanat Dergisi , S.17, 2006, 92-113.

Patton Randall L., A History Of The U.S Carpet Industry , Eh.Net Encyclopedia, Edited By
Robert Whaples. September 22, 2006. Url
http://Eh.Net/Encyclopedia/Article/Patton.Carpet

Pinner. R. , Franses .M.,1981,An East Mediterranean Carpet In The V&A, Halı, Vol. 4 No. 1.
211

Saghay Karim Khodadadi; Güleç, Erdin; Deniz, Miraç. Düğüm Atma Prosesinin
Mekatronik Sistem Dizaynı, Izmir Yüksek Teknolojisi Enstitüsü Makina Mühendisliği
Bölümü, Bitirme Rpojesi Raporu, 2011 Izmir.

Saoud Rabah ; The Muslim Carpet and the Origin of Carpeting, Fstc Ltd., UK 2004

Say Nuran; Çiğe’li (Kene) Halı, Milli Folklor, Y.23, S. 89, 2011, 240-247

Seyhan, Aslı. Bünyan Halıcılığı, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimer Enstitüsü Türk Dili
ve Edebiyatı Anabilim Dalı Türk Halk Bilimi Bilim Dalı, 2007 Ankara.

Sönmez Zeki; 19. Yüzyıl Sonlarında Türk Halılarının Avrupa’ya İhracı Konusundaki
Gelişmelere Kısa Bir Bakış, Türk Soylu Halkların HaIı, Kilim ve Cicim Sanatı Uluslararası
Bilgi Şöleni, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yayını, Kayseri, (27-31 Mayıs)
1996: 289-299.

Sönmez Zeki; 19. Yy Sonlarında Türk Halılarının Avrupa’ya İhracı Konusundaki
Gelişmelere Kısa Bir Bakış, Türk Soylu Halkların Haiı, Kilim ve Cicim Sanatı Uluslararası
Bilgi Şöleni ( 27-31 Mayıs) , Kayseri, 1996, A. K. M. Yayını: 155, 292-297.

Standen Edith Appleton ; A Kings Carpet, The Metropolitan Museum Of Art Bulletin, Vol:
13, No:9, 1955

Stockwell John; (Managing Director Of Stockwell Carpets Ltd.), Hand Made Carpets,
Broughtons Magazine Online, www.broughtonmagazine.cok.UK

Sümer Faruk ; Anadolu’daki Türk Halıcılık Tarihine Dair En Eski Bilgiler, Türk Dünyası
Araştırmaları Dergisi, S. 32, Istanbul, 1984, 44-51.

T.C. Ekonomi Bakanlığı, Halı Sektörü Sektör Raporları, 2012 .

The Design Experience, The Role of Design and Designers in the Twenty-First
Century,Mike Pres and Rachel Cooper,Ashgate, 2007

Türkiye İhracatçılar Meclisi 2011 İhracat Verileri

Türkiye İstatistik Kurumu Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi

Türkiye İstatistik Kurumu Tarım ve Hayvancılık İstatistikleri

Türkmen Nalan; Orta Asya Ve Anadolu Türkmen Dokumalarında Görülen Hayvan Figürlü
Örnekler, Arış, Y.1, S. 1, Ankara, 1997, 58-65.

Uysal, Uğur. Kök Boya ve Halı Dokuması, İTKİB Aylık .Dergisi: Hedef 127, 2004

Yetkin Şerare; Türk Halı Sanatı, Tisamat Basım Sanayi, Ankara 1991

Yörük Özcan; Kartal Figürlü Denizli Çal Halısı, Türk Dünyası Tarih Dergisi, 3(24), 1989,
s.49-53
212
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
İNTERNET KAYNAKLARI

www.bashircarpets.com/spanishcarpets.html.

A consumers guide to carpet and rug history, www.flooring-guild.co.uk, s.1.

Akrilik iplik ile dokunan halı, www.meltemtekstil.com/akrilik-iplik-dokunan-hali.html

Deniz, Bekir; Kırşehir halıları, s. 25-57, www.dlir.org/.../arkeoloji_sanat_tarihi_dergisi_v3_p25-81_7d34cee

Classic encyclopedia, (based on the 11th edition of the encyclopedia britannica (1911)),
www.1911encyclopedia.org/carpet, s.y

Cristina partearroyo lacaba; alfombras españolas, s,. 1, geiic.com/files/.../cristina_partearroyo.pdf .

ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-61040/geleneksel-el-sanatlari.html

El dokuma halısı nedir? http://www.carpetrium.com/sayfalar-el-dokuma-halisi-nedir5.html

El yapımı – halı dokuma, http://www.youtube.com/watch?v=qwqay1fd_ri

Halı nasıl yapılır?, halı üretim aşamaları, http://www.youtube.com/watch?v=ytiikfthkm&feature=related

Halı ve kilim, http://www.ito.org.tr/dokuman/sektor/1-37.pdf

Halı, http://saricahali.com/blog/hali.html

Halıcılık, www.belgeler.com/blg/6df/halicilik

Halıların sınıflandırılması, http://www.belgeler.com/blg/2cgr/halilarinsiniflandirilmasi

Hereke halısı, http://binbirhali.com/sayfalar.1649.hereke-halisi.html

http://tarihsitesi.net/turk-islam-devletleri/538-babur-devleti.html.

http://www.beckwithgalleries.on.ca/thopc.pdf, s.1.

http://www.carpetrium.com/sayfalar-makine-dokuma-halisi-nedir-2.html

http://www.great-iran.com/pdfs/rug/carpet-hitory-(great-iran-com).pdf, s. 1.

http://www.serdivanhali.com/

İndian carpet endustry, http://www.fibre2fashion.com/industry-article/pd..

İslamic art and culture, national gallery of washington, 2004,
www.nga.gov/education/.../islamic-tp.pdf.

Stockwell; John. (Managing Director of Stockwell Carpets ltd.), Hand made carpets,
Broughtons magazine online, www.broughtonmagazine.cok.uk, s.y
213

Ghoreishy, Mahsa. Blauchi: Luxurious Persian Rugs,
http://www.slideshare.net/ghoreishy/baluchi

Makine Halıcığı, www.belgeler.com/blg/2fbw/makina-haliciligi-1

Randall l. patton, a history of the u.s carpet industry , eh.net encyclopedia, edited by
robert whaples. september 22, 2006. url
http://eh.net/encyclopedia/article/patton.carpet

Sillede halıcık, http://www.silleli.com/sillehali.asp

tea-and-carpets.blogspot.com.

Tekstil, hazir giyim, deri ve deri ürünleri sektörlerine yönelik strateji belgesi, 2008,
dosyalar.hurriyet.com.tr/tekstilstrateji.pdf

Uşak’ta el halıcılığı ve tarihçesi, http://www.belgeler.com/blg/2arg/usak-da-elhaliciligi-ve-tarihcesi

www.atlantismanisa.com/docs/brosur.pdf,

www.halidesenmodel.com/2012/.../gordes-halilari-desen-ozellikleri.h...

www.kocaeli.gov.tr › ilimiz › kültür.

www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/.../c036/.../mm__020360870180.pdf.

okulweb.meb.gov.tr/45/05/325780/demriciekonomi.doc

www.tiem.gov.tr/hali-ve-kilim.asp, www.demircihem.com/kose-yazilari.aspx.

www.manisakulturturizm.gov.tr/belge/1.../demirci-halilari.html
214
DEMİRCİ İLÇESİ HALICILIK SEKTÖRÜ KÜMELENME ANALİZİ
KURUMSAL DESTEK VERENLER

Demirci Belediyesi

Demirci Esnaf Kefalet Kredi Kooperatifi

Demirci İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

Demirci İlçe Nüfus Müdürlüğü

Demirci İlçe Özel İdare Müdürlüğü

Demirci İlçe Vergi Dairesi Müdürlüğü

Demirci Orman İşleri Müdürlüğü

Demirci Sağlık Grup Başkanlığı

Demirci Ticaret ve Sanayi Odası

Demirci Ziraat Odası

Manisa Belediyesi

Manisa İl Bilim Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü

Manisa İl Emniyet Müdürlüğü

Manisa İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü

Manisa İl Nüfus Müdürlüğü

Manisa İl Özel İdaresi

Manisa İl Sağlık Müdürlüğü

Manisa Valiliği

Manisa Vergi Dairesi Başkanlığı

Türkiye İhracatçılar Meclisi

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü
215
216
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
EK-APPENDIX
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
Globalization at the firm-sector-region-country level has incurred a high level of competition. In
recent years, sustainable competitive advantage obtaining nations survive economically and
remain in continuous competition. In this context, regions can also be sustained; the process
which ensures competitive advantage is developed and the region can compete with other
regions in different areas. Heightening competitive position is the way to realize the progression
of the sector and region. However, strategies have become possible with instruments.
In this context, the regions prosper and compete with other regions as long as they have
sustainable competitive advantage. For this reason, to have a competitive position and realize
sectoral and regional development is only possible through the strategies.
Strategies and to obtain the power of sectoral and regional strength, not only take part in
companies’ strategies (global and local) but also are reflected in the regional plans. As a matter
of fact, The United States of America, The European Union member countries and the developing
countries all put competitiveness to the center of their plans. In Turkey, the strategic planning
and strategic administration started to become widespread and be used after 2000s. The
Competitiveness Based Development Policy that we accepted with the Lisbon Criterias, sets the
basis of the economic development and strategic planning both in our country and other EU
candidate countries.
For this reason, this work oriented on the regional development of Demirci district, constructed
the carpet sector on a competitive axis, with an understanding covering the shareholders’
expectations and with realistic data directing the region’s development process.
I-
RESEARCH METHOD
On the lead of Demirci Municipality the basic aim of the commenced work is; to make a global
analysis of the carpet sector in Demirci, to contribute to an increase in international competitive
strength approaches and the improvement of policy and to carry out implementation. In this
context, to prepare the sector’s global intended infrastructure, to improve the carpet industry
and to explain how the sector’s regional development can be assisted. It is necessary that it be a
disciplined work. The region has been examined with both quantitative and qualitative methods.
217
Adopted Principles: In The Demirci District Carpet Industry Globalization Analysis, there are
six relevant principles.

Future reference

The contribution of related competition to the industry in the region

Overall/holistic consideration

The contribution to Shareholder expectations accounts

Scientific

Feasibility
Work Phases: By adopting these 6 principles primary and secondary data collection analysis
was used and later was transferred to report results. This process is done in 4 phases.

Discovery; This stage included the scanning of literature and the consulting of
more than 20 academicians. Questionnaires, field observation work and round
table meetings were conducted.

Definition; A framework for defining the data and analysis was created. 6
different analysis types were used.

Dissemination; Launch and introduction stage.

Implementation; Process of the planning of the project, its implementation,
erroneous implementation selection, support to players.
Data Collection: In socio-economic works, it is critical that methods are made to be strictly
scientific. Competitiveness based development studies bear significance to the dimension of
socio-economic characteristics and significantly contribute to sociological structure, and for this
reason qualitative research methods have to be used.
Secondary Sources Data Collection: Previous studies on the Demirci district and the carpet
industry were examined. The Demirci District Governor and related organizations, Demirci
Municipality, Demirci Chamber of Commerce, Celal Bayar University Education Faculty, the
Ministry of Economy, the Ministry of Science, Industry and Technology, the Ministry of Trade
and Customs, Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey, Turkey Exporters’
Center, and their related internet site databases, strategic reports, organizational strategy and
business reports were all examined.
218
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
Furthermore, global trends were defined and world implementations were researched. The
global resources related to development programs of such organizations as The Organisation for
Economic Co-operation and Development, The United Nations, The Union of Chambers and
Commodity Exchanges of Turkey, The World Bank, The World Trade Organization, were
examined and data was obtained from their sector reports and indexes.
In-depth Interviews: Residents of the region, information producing organization
representatives, those related to the region, public representatives, sectoral experts, the leaders
of NGOs, main players and sectoral representatives were interviewed in detail, face to face.
Round-table Meetings: A group of 10-15 people were gathered together in a round table
meeting to put forward shared ideas, to define history and trends and to create common
denominators. The meeting was attended by students, academicians, experts, public
administrators, private sector executives and entrepreneurs. Brainstorming, matrix, SWOT
techniques and questionnaires were carried out. Separate ideas that emerged were
consolidated.
Field Observation: Visiting and observing those associated with Demirci and its carpet
industry. In this context, by visiting the region Demirci district’s economic activity, physical
resources and carpet industry applications were observed in field research.
Analysis: All the data was transformed into information. Reviews and assessments, as well as
data resources, were submitted to experts and the work was done on scientific principles.
Economic Concentration Analysis: The preparation of reports on the current situation,
analysis of the current situation and using the matrices of the entire region were used to reveal
the economic concentration.
Spatial Analysis of Assets: This study is a more complex study than inventory studies, physical
and non-physical assets were examined.
Sectoral Value Chain Analysis: To understand the competitiveness of firms, literature by
Professor Michael Porter of Harvard University was consulted. Discovering how to add value to
business functions and reduce costs for the customer, and using strategic analysis tools in order
to understand the connections between a company’s suppliers, customers and other firms in the
same industry were defined as core principles.
219
International Competitive Analysis: In his book International Competitive Analysis, Michael
Porter (1990) proposed a model to show the reason why some nations are more competitive
than others, and why some industries possess a more competitive way of analysis than others.
According to the model, the national structure plays an important role in achieving international
competitiveness and the model, in order to define national competitive advantages,
systematically makes analysis of various aspects of global competitiveness.
Cluster Center: Porter argues that those companies and organizations who contribute to the
production of a product or service and in the delivery to the customer, form a structure to share
common interests and complementary functions, regardless of geographical proximity.
Clustering is defined as creating a network in which interdependent firms, knowledge producing
and supporting services add value to others in the chain.
II-
THE DEMIRCI DISTRICT
Demirci is a district connected to Manisa. According to 2011 data, it has a population of 49,562.
The economy is based upon carpet weaving and some agricultural production. In addition, other
sources of livelihood are provided by forestry and animal husbandry. In this section, the
regional potential is started to be defined in terms of its economic, historic, geographic and
demographic value.
District History: From the Stone Age to the present day Demirci has retained its character.
There are many historical monuments dating back to the time when Byzantine kings occupied
the region.
Historical Assets in the Region: Twenty cultural and natural assets have been determined in
the region. Most important ones being the Government House, Military Recruitment Office,
Hacıhasan Mosque, İrezler Mosque, Kıran Mosque and outbuilding, Yakup Çelebi Mosque and
Söğütçük Village Mosque.
Culture and hand Crafts: Despite being in the Manisa region, Demirici’s culture is much closer
to that of Kütahya-Simav. Since the 17th century the region has earned a reputation as the center
of carpet production. There is a lot of handicraft and weaving in the region.
Oral Traditions and Social Heritage: In the Demirci district, Turkish cultural traditions still
continue till today.
220
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
Libraries: Two libraries can be found in the district. In recent years there has been a significant
increase in the number of books and readers. However, reading habits are weak and academic
studies have not developed. Therefore it is necessary to encourage study on this subject.
Cultural Centers: There is only 1 cinema in the region. There are no other cultural activities,
however in order to improve cultural activities a new area is being built.
Geography: Demirci is located in the Aegean Region’s Inner West Anatolian side, far from the
regional center.
Demirci is Manisa’s second largest district, it borders with Kütahya and
Balikesir.
Climate: In general the continental climate prevails, in some areas the Mediterranean climate is
also experienced.
Vegetation: The forests, which are the areas with a variety of flora, are one of the most
important vegetation covers.
Natural Resources: According to ‘Known Underground Riches in Turkey’ by the MTA Institute,
the richest underground resources can be found in Manisa. Feldspar mines in the district of the
ceramic industry have been evaluated. The operation of the other mines cannot be improved.
Geothermal zones have not been opened to tourism.
Demographics: In this section the Demirci district has been compared with the demographics
and population of other districts.
Population: According to the latest data, the population of Demirci is 49,562.
Education: The literacy rate for the district is 95%. This puts Demirici in 7th place in the Manisa
region. 61% of education is at primary level, 19% is at secondary level, 6% is at higher or
tertiary level. 33 people have graduated with a master’s degree, 13 people have a doctorate
degree. Primary Education: In Demirci 13.38% of the total population attend primary school.
Secondary Education: 8.95% of the population attends middle school. Higher Education: In
Demirci there is the Celal Bayar Education Faculty and one Occupational College. 2,161 students
and 58 academicians are studying in the four departments of the Education Faculty; Classroom
teaching, Elementary Science Teaching, Turkish Language and Literature, Social Science
teaching.
221
Other Educational Organizations: Between 2011 and 2012 330 people were given courses by
the Private People’s Learning Center. These fourteen courses were in everything from bee
keeping to hunting.
Health: In Demirci the health services, public hospital and community health center is operated
by the state. The public hospital has a bed capacity of 60. The persons per bedroom capacity is
lower than that of the wider Manisa region.
Management: Today the district administrative units are the Governer's Office and the
Municipal and District Administration Directorate. In terms of Municipality structure, Demirci
has one main municipality with four sub-municipalities. There are also 92 village and 41 village
links. With these figures, from the perspective of the Demirci village count, it is 2 nd and 7th in the
wider Manisa region.
In the year 2010, the Municipality had a budget of 18million Turkish lira. Demirci ranks 5 th in
budgets per capita. Due to limitations of the Manisa Municipality, The Demirci Special
Administrative Directorate of Special Provincial Administration has also made investments in
the region.
Civil Society Organizations and Cooperatives: In the Demirci area there are 70 associations, 4
foundations and 6 cooperatives. The associations have 2800 members and the foundations have
80 members. The most important civil society organization in Demirci is the Demirci Trade and
Commerce Chambers, which has a membership of 349. Further to this there are 5 Tradesmen
and Craftsmen Associations with a total of 1,311 members. There are also 6 cooperatives, two of
which are carrying out construction projects. The most important cooperatives in the district are
the Tradesmen and Craftsmen Cooperatives.
Transportation: There is a 150km distance from Demirci to Manisa, making Demirci the
furthest district from the center. Public transportation is provided between Demirci and Salihli,
Manisa Center, Akhisar, Balıkesir, Sındırgı and Simav.
Economy: The carpet industry is an important contributor to the local economy. Agriculture
also contributes to the local economy.
Agriculture: Grape, chestnut, chickpea and nut production in Demirci holds an important place
in Manisa. In recent years there has been an increase in strawberry production.
222
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
Even though the population who work in agriculture has been increasing year on year, in recent
years the amount of production has decreased. Animal Husbandry: In Demirci the majority of
livestock is poultry. Another notable factor is that equine livestock accounts for the highest
amount in the town. When examining the contribution of animal husbandry to the country’s
economy, it is seen that the region ranks first in cattle rearing. The small livestock in Demirci
contribute the most to Manisa’s economy.
Trade and Industry: In Demirci there are 3 small industrial sites, in which there are 145
operational activities. In Demirci there is one large industrial estate. There are more than 25
employees, a low number. One of the two trades in Demirci is retail. An important source of
income is the 44 carpet retailers. When we examine the ownership structure of the businesses in
Demirci, we can see that 56.7% are owned by a sole proprietor. The number of joint-stock
companies is only 20. There are 96 limited companies, 2 unlimited companies and 33
cooperative companies. Export: In the district 73% of export is carpet export. In carpet export,
machine produced carpets account for 93%, and have a total share of 68% of all exports. Tufted
carpets are Demirci’s most important exported product.
In the year 2011, wool yarn was the second highest export, after carpets. It accounted for 17% of
export. Iron metal accounted for 7% of export. The district’s most important mining is that of
marble, which accounts for 0.2% of export. In recent years, carpets and yarn export has
increased. In 2011 Demirci’s foreign importers were Germany, Bosnia, England and Vietnam,
with a share of 16%, 15%, 15% and 11%, respectively. Besides these countries, Argentina,
Austria, Australia, Azerbaijan, Belgium, France, Holland, Sweden, Suriname, Trinidad and
Tobago and Greece also import goods from Demirci. As the district has been identified as a
market town, trade there has intensified.
Tourism: In terms of thermal tourism, there is a great potential in Demirci. In 2006 Hot Springs
thermal tourism was advertized. At the facility there are 20 hotels, 2 pools, a Turkish bath, a
sauna and 7 rest salons. Futher to this, there is a spa facility in the town of Bolu in Demirci. In
addition, Demirci is suitable for mountaineering. The town’s tourism infrastructure has not been
developed. There is a problem with the number of beds in the town’s hotels. Furthermore there
are no star rated hotels or tourist information bureaus. There are few eating or drinking
establishments which support the tourism industry in the area. The lack of tourism in the
surrounding towns and districts negatively affect the tourism of Demirci.
223
Income and Taxation: When the taxation, income and amenable are examined, in 2011 there
were 185 corporate tax payers. In the same year there was a 92% collection rate, 13 million TL
out of the accrued 14 million TL was collected. In terms of collection rates, Demirci was ranked
first of the Manisa region, the amount of tax charged was ranked 11th and 9th. In 2005 6,9
million TL of taxation is assesed 6,5 million TL of them is assigned. The taxation which is assesed
are increased %105 in 2005-2011 the taxation which are assigned, the taxation which are
assigned incerased %100. The income from economical activities increased in last years in
Demirci. Although this situation is an advantage for the city whose export increased, the black
economy is higher than these numbers.
II-
STRATEGIC ANALYSIS OF THE DEMIRCI DISTRICT
Demirci is a rare example of a residential area which is showing self-improvement. The town of
Demirci has the great advantage of being situated on the main artery of industrial development
in close proximity to cities such as Izmir and Manisa. In this context, Demirci can be considered
to be different in its medium and long term growth influences, in the same way as Izmir and
Manisa.
The area’s basic characteristics are considerable; the creation of clustering of the carpet industry
and catering industry, the improvement of the management model, and the opportunity arising
from the needs of nearby Izmir, and if required, from foreign markets. Demirci’s potential can be
realized in the following ways:

By meeting the needs of Izmir’s economic zone

By effectively using the resources in the Demirci district.
Determining the Existing Situation: In the framework of this study, a strategic analysis of
Demirci and its adjacent areas has been done. The strategic approaches which have been
developed in this study are aimed to evaluate Izmir’s development and growth axis and Demirci
district’s potential. In this framework, especially in terms of the strategic approach, economic,
financial, environmental and technical factors are evaluated.
Firstly, the current economic activities of Demirci and its area are discussed in a comprehensive
way within the framework of industrial development, and the town’s required input and
capacity have been evaluated.
224
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
Secondly, by using the ethnography data the region’s social and cultural structure has been put
forward. The evaluation of the relationship between the existing structure’s characteristics and
the structures industrial zones which will be developed, has been done.
Thirdly, attention has been paid to the capacity of the region’s technical specifications and the
capacity to move the residential area. In this context, the capacity of existing structures and the
hinterland’s expansion process have been proposed. Growth scenarios are discussed
comprehensively.Finally, environmental standards and conditions have been comprehensively
evaluated. The region and its surrounding regions have been polluted by business operations. In
this context, the current state of the environment and its capacity to sustain has been discussed.
In the analysis of the current situation, the above mentioned factors, along with the sub factors,
have been identified. In this context the region’s situation has been comprehensively discussed.
Generally comprehensive and clear photos of the region were included in the process, discussed,
and evaluated. In addition, in the discussion of each factor’s current situation, attention has been
paid to the regional technical specifications.
For the regional study, one of the main things which has to be done is collecting data using
suitable instruments. In order to expose the underlying paradigm in the collected data, a clusterbased industrial model of the region must be established. For this reason, basic data has been
evaluated and, using measuring instruments, economic, technical and environmental factors
have been analyzed.
Development of the Model: At this stage of the study, in the framework of the obtained data,
the development of influential factors on the region’s basic structural improvement have been
supplied. The model’s development in the process is a basic approach, especially the data’s
quality and structure have been considered and the working process has been discussed. The
model development which is in this phase has been realized with the following basic
approaches. In this four step approach, the first approach is to consider what, in particular, are
the main factors driving the region, the capacity of information and the level of organizational
capacity. Extensive studies have been made into this.
In the development of the analysis model the second stage, from the perspective of the decision
making process, was to prepare and create a structure. By carefully considering the quality and
structure of the data, and by analyzing the value which the area possesses, approaches have
been presented.
225
In the process of developing the model the third principle step is to comprehensively analyze the
stakeholders. The final step in developing the analysis model is, using the obtained data and
variables that have come to light, to put forth a structure which can be measured. In this stage,
questions such as what the main areas to be concentrated on are, how cost can be reduced, at
what level the end users of the model can benefit and how the impact of the project can be
increased, are all considered.
Putting Forward Strategic Results: In accordance with the established model, from the
perspective of the region’s future development, the location and value has been clearly
determined. In what way those making decisions can take advantage of this main data has been
determined. In this section, the attempt has been to propose how, in the future process, Demirci
and its area will be affected and how planning and approaches will be managed in future. In
order to be able to evaluate strategic results in a tangible way, an evaluation of all the
stakeholders’ issues has been done.
Analysis of Opportunities and Threats: The final stage of the study, a world city such as
Izmir’s basic needs are met in the establishment of carpet & crafts sectors, warehousing and
handicrafts. From the perspective of Demirci and its surrounding area, the opportunities and
threats that would arise from these developments have been introduced. The opportunities
which occur with sound management and strategy, and the negative impact of poor
management and strategy, have been analyzed.
The realization of this process has been completely by specialist researchers, organizations and
professionals. Especially the study’s strategy and long term management model has been
developed by experts and top level researchers, who have taken an active role in ensuring
validity and reliability in the process. The study has been done with a long term view of Demirci
district’s ongoing development policy.
Analysis of Economic Structure: When examining Demirci’s economy, the principle challenge
is reaching past and current statistical data. Data containing statistics on economic production,
employment, exports, imports, per capita income and other welfare indicators was difficult to
obtain and therefore making a reliable and valid scientific evaluation of this data was not
achievable.
226
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
In order to be able to make a sound evaluation of these topics, an analysis was done based on
Demirci’s condition relative to neighbouring towns. The situation of the districts of Gördes,
Turgutlu, Salihli and others were studied and evaluated in relation to Demirci. In the last 5 years
there have been positive developments in Demirci’s economy. There has been an improvement
of industries of carpet and textile material production, agriculture, tourism, construction and
retail, albeit low.
The desire of existing companies to compete and invest in the regions can be considered as an
important development in the region in terms of capital flow. However, these days all these
indicators do not bring Demirci to the level that it deserves in Turkey and Aegean Region. The
potential of Demirci businessmen and managers to create economic potential has found to be
low.
Essentially Demirci has many opportunities as a town. There appears to be many deficiencies
and opportunities in many sectors. What is important is to provide these opportunities in
accordance with the the agenda of Turkey and the world, and for this it is especially necessary to
make it an advantageous region in terms of taxation and establish itself as attractive for foreign
and domestic investment.
Together with this, the introduction of projects highlighting Demirci’s business potential by
establishing trade links with the Balkans in terms of export and agriculture, the conducting of
market research into these countries, the strengthening of Demirci’s competitiveness in a
sustainable way, are shown to be of great importance. In Demirci those starting to change and
those opening up to the world are the businesses and sectors. In the carpetry, agriculture, and
tourism industries, Demirci’s potential and competitive strength can be considered as not
meeting global standards.
The Level of Competitiveness in Demirci: There are some defining parameters in assessing
the level of competitiveness of the economy. These are generally referred to as macro and micro
economic factors. Macroeconomic indicators include; national income, growth, employment,
inflation, import-export. When we consider these factors, it can be said that Demirci’s economy
is weak. As a result of research and scientific methods, the income per capita was found to be
low, at 2.000 USD. Demirci’s rate of growth appears to remain low.
227
When one examines the overall competitiveness of the economy in terms of eco-towns,
agriculture is at the same level as sectors such as the carpet sector and some other types of
production. It is important that the valuable products produced in the city are appraised in the
markets of other districts, the country and abroad. Demirci should evaluate its potential of
having a hinterland such as Izmir-Manisa, which are important industrial and international
trade centers.
The Manufacturing Sector: Demirci has the most talented entrepreneurs and master craftsmen
that can be found in Turkey. In the district handicraft is one of the most important traditions.
The products produced in Demirci have the qualifications to meet customers’ expectations in
both domestic and foreign markets. The fact that the carpet and weaving industry has built a
good reputation, and there has been an increase in exportation, supports this view. The factors
which demonstrate the potential that the district has are;

The companies in Demirci which produce and set retail prices should have a
strong marketing network

The inability to reach the end user

The lack of a strong network amongst the producers and retailers in Demirci

The development in promotion and branding

The decrease in the quality and quantity of the supply of raw materials
(particularly high quality wool cannot be found)

Almost all businesses are family-owned

The lack of technology being used compared to competing towns

The lack of a common business culture

Being a culture closed to innovation

A high degree of informality

Having so much black economy

The number of people without healthcare insurance is lower than the national
average
Particularly in Demirci the competitive strength of enterprises seems to be low because of micro
level operations. Many enterprises are at micro scale. Many of them do not possess functional
management, are not performing high-value production to contribute to the town’s economy.
For this reason, common projects and cooperative effort enterprises in the district need to be
studied, this is essential for creating competitive strength in the town.
228
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
In addition, in the future process of the district economy, the fundamental basic dynamic power
and activity generating entrepenurial analysis in the sector is beginning to develop. Managers’
and owners’ perspective are changing to be more global. The main point to remember is, in the
global field there is a high level competition in the manufacturing sector and companies are
forced to work in a broader scope.
Demirci’s companies, working in this context, are improving the common ways to work on more
large-scale projects. Enhancements, improvements and technologies that give importance to R &
D activities, will allow companies to become more competitive. Furthermore, it is necessary for
the district to develop its research studies abroad and to define the target market in order to
develop export strategies.
Agriculture and Animal Husbandry: Despite the soil condition in the rugged hills, Manisa and
the country are important in some production. In addition, products produced in Demirci are to
the standard of Turkey and all countries.
Tourism: From many perspectives, Demirci has an important historical identity and is a
valuable region as it possesses thermal springs. It is necessary that this is marketed to both
Turkey and the world. The discussion of negatively impacting factors on Demirci’s tourism
potential can be briefly stated as thus; firstly, the town’s transportation system appears to be
severely insufficient. Demirci provides access for the area to the highway but the quality of the
roads is problematic. The roads are narrow and winding and the quality of the asphalt creates
many risks and causes problems for transportation.
Secondly, the hospitality industry has not been developed and bed capacity remains low. In
addition to this, the quality of existing facilities and services do not support international
tourism activities.
Thirdly, the food and drinks companies in the district are not of a high enough quality to support
tourism. In Demirci in the same way that there are no first-class restaurants, from the
perspective of local tourism, there is no restaurant where families can go. Furthermore, these
days it is necessary that the number of cafeterias, cinemas and social spaces are increased to
meet the social and entertainment needs of the students in the town. Areas in which future
visitors can spend time need to be developed.
229
Fourthly, the district is Turkey’s one of the most important thermal areas. The resources which
the district possesses are for the healing of rheumatic, stomach and gastral illnesses. The
number of joint projects with organizations and NGOs such as the Health Tourism Association
must be increased.
Entrepreneurship in Demirci: Due to the many civilizations to which Anadolu has been hosted,
it seems that global entrepreneurial codes exist here. Our country has been under the influence
of many different cultures’ trade accumulations. This diversity has contributed in a very positive
way to Turkey’s savings.
Demirci also possesses Turkey’s general characteristics. It is a city which regards innovation,
such as the use of technology, with traditional attitudes. Furthermore, avoidance due to
uncertainty is common. In the district, instead of new business, entrepreneurial enterprise
which resembles existing business is dominant. In this context, when the business climate is
evaluated, artisans and minor artists, restaurateurs and bakers, drivers, merchants, farmers,
micro-level entrepreneurial models emerge as common trade activities, workshops etc.
Demirci District Entrepreneurship Strategies: In the study the factors which had lead to the
beginning of the examined entrepreneurs’ entrepreneurial careers were analyzed. The results of
the analysis revealed that they could be separated into three different groups.
From the perspective of local entrepreneurs coming to the foreground in the Demirci area, those
who took over family business can be considered as an important group. These entrepreneurs,
in thinking of continuing their family tradition and father’s occupation, have gained work
experience from a young age and take over their family company.
Those in the second group become entrepreneurs by working with an experienced master.
These entrepreneurs, by gaining experience next to their master, establish an enterprise in the
same field.
Those in the last group become entrepreneurs by not taking over family business or by having a
master-apprentice relationship. The fundamental principle guiding their behavior as a
entrepreneur is information. Those acquiring information from their surroundings or within the
scope of their own observations obtain an information network with which to discover business
opportunities and establish a company.
230
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
Beginning to Trade at a Local Level: The entrepeneurs who were establishing a business in
the Demirci region were examined. There was a difference between the entrepeneurs who had
experience and those who did not. The percentage of entrepreneurs which have experience is
higher then entrepreneurs which have no experience. Entrepreneurs with a family history of
entrepreneurship and entrepeneurs with experience were less than entrepeneurs with no
experience. Establishing a new business, taking over and buying ages are lower in entrepeneurs
with no experience.
Analysis of Entrepreneurship in the Demirci District: When discussing the local market from
the perspective of entrepeneurship, its own values, traditions, and working style exists.
Entrepreneurial opportunities within the historical process which is defined by the
entrepreneurs seems to have developed. Given the theoretical model set out in the proposal at
the beginning of the study, the following points highlight the findings of the research; among the
entrepreneurs who are in the process of maturation, the found ones are in social circle village
and district. Most of the entrepreneurs are of rural origins.
The entrepreneurs’ are not well-educated. A large proportion has completed primary school and
secondary school. Only a small number have graduated from a vocational high school, college or
faculty. In the findings the occurrence of low-level education is connected to entrepreneurs
starting working life at a young age. When considering the determination of the entrepeneurs’
parents, the entrepeneurs’ fathers can just about read and write and finished primary school.
The entrepeneurs’ mothers’ educational attainment is the same. When the fathers’ occupational
situation is examined, the majority seem to be small producers and farmers. Their grandfathers,
too, were mostly farmers.
Additionally, the entrepreneurs generally grow up in an environment in which their families are
supportive and involved. When the entrepreneurs who have previous work experience are
evaluated, the general trend is that one in every two entrepreneurs has work experience. All the
entrepreneurs were closely connected with the customs of society. Cultural values, customs and
traditions are of upmost importance. When the impact of religion, moral beliefs and values on
work life were examined, a little or a lot of beliefs and values impacted on the work life
orientations of half of the entrepreneurs.
231
When the entrepeneurs’ personal characteristics were examined, the need to achieve is focused
on self-discipline. Especially in the young entrepreneurs, there are innovative and creative
attitudes and behaviours. The entrepreneurs had positive attitudes towards new technology,
new products, and opening up new domestic and foreign markets. Additionally the
entrepreneurs possess a proactive quality. The entrepreneurs generally make an effort to
improve relationships with stakeholders and give importance to their social network. They
initiate cooperation with civil society organizations and local government, local authorities,
professional organizations and other entrepreneurs.
When the entrepreneurs’ cognitive qualities were examined, the majority seem to have a vision.
The entrepreneurs have long-term business goals, in making decisions their thinking process is
generally geared toward short cuts. The majority of entrepreneurs demonstrate vigilance
towards information in the market and, from information obtained from data processing, seize
opportunities.
Those demonstrating entrepreneurial behavior make specific research into organizations which
are related to their newly found opportunities, there is the impression that the attitudes and
intentions towards the perceived opportunities are strong. The vast majority of entrepreneurs,
for the sake of utilizing perceived opportunities, even without having the necessary financial
resources, state that the companies will be established with foreign resources. For the vast
majority of entrepreneurs the preference to have a career in entrepreneurship is supported by
their immediate environment and there are people encouraging them in this direction.
The financing of the entrepeneurs’ first plan is provided by family savings. In cases where family
savings cannot provide financing, relatives and friends provide financial support. Some
entrepreneurs obtain funding by establishing partnership firms. The use of bank loans or
venture capital is almost negligible.
Demirci Economic Concentration Matrix and Evaluation: A comprehensive business has
potential in many areas of the local market. The geographic location, initiatives in the region and
entrepreneurs opening markets provide opportunities. NGOs involved in the business world’s
scientific studies into the region hit upon a fundamental point, in the local market’s
manufacturing sector, especially carpet production and agriculture, there is serious investment
potential.
232
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
Concerning production factors and market potential in the region, agriculture and agriculture
related industry can yield profitable return on investment. Experts have also pointed out that
because of the tourism potential the region possesses, investments in tourism could also be
profitable.
III-
THE CARPET SECTOR
Carpet is a ground cover which is made from a line of twisted wool , cotton and silk, and with silk
and floss on it, and a twisted line of weft cotton and wool yarn on them and is weaved with pile
and boucle.
The Sector’s Products and Classification: Carpets can be classified genarally in two groups as
hand-made carpets and machine carpets, they can also be classified according to the way in
which they are produced, the raw metarials which are used and the place where they are used.
Production Method: Hand-made carpets are the combination of their origin, tradition,
knowledge transfer, art and function, and are distinct from factory-made products in their
concept and appearance in the quest of enthusiasm, aesthetic and beauty. (Öter,2010:74). The
knots in machine-made carpets are generally squeezed between weft yarns and are ‘U’ or ‘Y’
shaped pieces of yarn. Jute linen and cotton yarns are also used to strengthen the main fabric
and to keep the carpet from moving when on lay on the ground.
Machine Carpet: In the beginning of 1990's, with the development of technology, the use of
carpet weaving machines began. Machine Carpets are carpets which have the same composition
as hand made carpets but are made by a carpets machine. The most important features of these
carpets are the speed of their production and their low cost. The major disadvantage of these
carpets is that their quality is low compared to hand-made carpets. (Saghay and others, 2011.4)
The majority of machine-made carpets are produced in U.S.A. Belgium is in the second largest
producer of machine carpets, but is the largest importer of machine-made carpets. Asia, China,
Pakistan and India are also prominent countries in carpet production. (T:C, Economical
Ministery. 2012;2)
Machine carpets are divided into groups according fabric structure and the ways they are
obtained.
233
Weaving: Machine-made weaved carpets can be put in two main groups, Wilton and Axminster.
Wilton: The first mechanic system for weaving carpet is known as hole bending Wilton or
Brussels Wilton and is a system of Brussels. Wilton carpet weaving is made from pile yarn. The
colour of the pile is limited with six. In wire rod Wilton carpets, in dashed (velor) or continuous
(curl) loops, low loops can be produced at a height. Wired Wilton carpets have a low throughput,
limited design and colours in comparison to other systems. However different appearances can
be obtained by bending using a variety of different cross-section wires.
Axminster: Axminster is the most important production technique and has a lot of colours and
is used in the production of patterned carpets. With technique, there are two types of machine
for production;

Gripper jacquard machines

Spool-gripper machines
The Spool-Gripper Axminster system has been created by combining the Spool Axminster and
Gripper Axminister systems (Dalcı, 2006: 2). The Spool-gripper machines are suitable for the
production of vivid coulour and long-cycled patterns. For each weft of the carpet, the yarnfeeding rollers are made by a separate method. Weaving and cutting is done with a loop
formation gripper.
Tufted: In the carpet, added yarns are placed behind the carpet and passed through the cloth,
cut and curled carpet counters are created. Tufting is a reasonably easy, fast and inexpensive
method. The quality of tufted carpet is determined by the quality of the cloth and ground fabric
fiber, the frequency and height of the bending, and the number of yarn (Dalcı, 2006: 17).
Needle-Felt (Nonwoven): In the comb machine, fibers brought into the gauze are created by
the layers of fiber feeding into the center being piled, having previously been laid on a base
texture, and mechanically, with the help of a needle, being compressed to the base texture.
Hand–made Carpets: This is a type of carpet whereby hand-made pile threads are knotted by
hand upon warp threads. The hand-weaving technique is a combination of processes; the
parallel warps pass through bending yarns in a vertical position and with a certain connection
pattern and the process is finished by tying (Dalcı, 2006 : 7). Hand-made carpets have three
main functions; to reflect traditions, artistic value and decorative use. Although the production
234
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
of hand-made carpets is ancient, the technique and technology used in their production has not
changed at all. The main reason for this is that the structure of their knot can not be imitated
mechanically. Nowadays, hand-made carpet sector is labour intensive. The knots in hand-made
carpets reflect the quality and individuality of the carpet. The quality of carpet is determined by
the number of knots. The number of knots are used for the classification of hand-made carpets
(Çelik, 2007 : 8)
In Turkey, carpets are named by region; Uşak Carpet, Bergama Carpet, Kula Carpet, Gördes
Carpet, Konya Carpet, Milas Carpet, Niğde Carpet, Kırşehir Carpet, Hereke Carpet, Sivas Carpet,
Kayseri Carpet, Isparta Carpet, Yörük Carpet, Yahyalı Carpet, Yağcı, Bedir Carpet, Ladik Carpet,
Kars Carpet, Döşemealtı Carpet and Karakeçili Carpet (Dalcı, 2007:10). Carpets are classified
according to Turkish standards: extra extra thin, extra thin, thin, medium and coarse (DPT,
2001: 76-77).
Pure Wool Woven Carpets: As an old Turkmen tradition, the wool of sheep was the most
important raw material in hand-made carpets, which formed the basis of Turkmen culture. The
wool’s unique shine and durability is one of the reasons why woolen hand-made carpets are still
preferred by today’s consumers.
Stitch Wool, Warp and Weft Cotton Carpets: In modern Bünyan carpets, cotton is used as
warp and weft thread, wool is used in knots (Seyhan, 2007: 26). In the same way, Sille carpets’
warp and weft is cotton, the knot is wool.
Stitch Wool, Warp and Weft Silk Carpets: These carpets’ knots are made from woolen wefts
and silk warps.
Silk Carpets: In the carpet sector silk has the highest level of shine and durability and so is the
preferred choice of the luxury consumer. Silk carpets require much more effort due to the
delicacy of the fine threads. This is reflected in the finest detail in the detailed motifs of the
carpet.
Accordance with Location: Carpets which are used have a variety of names according to where
they are used.
Mats: In general mats are 40 x 40cm or 50 x 50cm in size and are weaved in sets of 4-6 to be
placed upon seats.
235
Carpet Bags Carpets: The back side of these carpets is weaved as rug and carpet rug, the visible
front side is weaved as carpet. They can be 40 x 40cm or 60 x 60cm in size.
Pillow Carpets: These carpets are used in a set of 6. They are laid on pillows which are used on
divans.
Prayer Rugs: These carpets are made for Islamic prayer and usually have a design of the
mihrab.
Saijade Rugs: These rugs are also used for praying but are bigger in size than prayer rugs.
Wall and Divan Rugs: These are generally used as wall decoration or as a throw on divans.
Floor Rugs: These are made in Head-base and Large-base sizes. They are used as a floor
covering or for decoration (Gülcemal, 1997).
Main Concepts in the Carpet Sector: The carpet has three main yarn systems. These are the
warp, weft and knot.
Warp: Between the upper and lower beams of the loom, horizontally across the carpet,
perpendicular to the floor and parallel to one another, the stitch is made by bending the wool,
cotton and silk across each other.
Weft: Between the carpet’s knotted rows and together with the warp held parallel to the
carpet’s transverse, the wool, cotton or silk thread creates the carpet’s base weave.
The Lower Weft: Once a row of knots is finished, depending on the carpet's quality, the weft
thread is passed between the warp, parallel to the carpet's width while the tensioning system is
down, pulled straight and is tightened with a metal comb.
Upper Weft: After the lower weft has been cast, by lifting up the up-going tree, the fine weft
passes between the warp. It is fed through the stitches and compressed with the comb. After the
weft has been cast, compressed thread (weft-pressed thread) must be used.
Menik: After every row made of weft yarn, in order to compress the carpet, the head of the
thread is passed through the warp.
236
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
Tie Knots: When carpet is weaved, wool, silk and floss yarn are tied to the warp. There are two
kinds of ties: The first one is Gördes or Turkish ties, the second is the Sine or Iranian (Acem) tie
knot.
Turkish Knot (Gördes) The Turkish knot (Gördes) is made when yarn is coiled twice around
the warp and both ends are pulled through, and it is more durable compared to the Sine knot.
Turkish (Gördes) knot is used in Turkish, Caucasian, some Iranian, and British carpets. Gördes
knot (Turkish knot-Double knot-Closed knot) takes its name from Manisa's Gördes province. It is
stated in world literature as the Turkish knot.
Iranian Knot (Sine): Yarn is weaved from beneath the warp towards right or left, coiling on the
other. Acem knot allows elegant motifs to be done since it is weaved more densely.
Knot On the Single Weaving Warp: The pile yarn is knotted once and the edge of yarns are put
on the top. The line array of the knots are different. If you knot the weaving warp once then you
have to leave the other line empty.
Hekim Knots: Hekim knots are used in loose carpets. It is provided by using a single knot. It is
easy to knot but its resistance is low. It is used in Central Anatolia. The edge of a small wool yarn
is put between the warp which is held by the right hand. It is coiled up under the left wrap and is
passed over the wraps. Then it is extracted under the right wrap between two wraps. When the
edges are aligned, it is held tightly and cut with a knife in the right hand.
The Pile: Pile is the form in which the edge of the knots are cut in a certain length.
The Web: The webs are the edges left of the warp when it is cut. The length of the web changes
according to the size of the carpet but it is usually left at 10cm length.
The Knitting Chain: It is in the beginning and end of the carpet, parallel to the rug and made
from wrap and weft and is in the shape of a chain.
The Knitting on Border: It is weaved in the sides of the carpet, in the same colour as the base,
to make the sides of the carpet more substantial.
Toprakçalık: It is a knot knitting which is weaved on two sides of the carpet with design or flat
and 5-6 cm width.
237
The Water of Side: It is weaved after the rug of the carpet, before the bordure. It is in the same
colour as the base. It is weaved in the sides of the carpet.
Tut tut: It separates the head note from the water of side. It generally has 4-5 lines.
The head note (outside): It is weaved on the four sides of the carpet. It is weaved to make the
carpet more beautiful.
Bordure: It is weaved on four sides of the carpet.
The head note (inside): It is a texture which is between the bordure and inside base.
Carpet Production Processes
Machine-made Carpets: The first step in this process is making the thread. The wool yarn is
cast into lightener and batch mixer machines. The carding machine separates the threads from
each other and organize them. It lines them up and collects them on wide band. These bands are
put in a tin can. These yarns enter to the machine to be entwined. The yarn is coiled up to the
roller and then bent by the roller to be made stronger and thicker. To ensure that the thread
does not loosen, it is then passed through the heat machine, which is 132 centigrade. After this
heating process the yarn is rolled up to the rollers again. These rollers go to the piling
department where the carpet production starts.
Then needles sew these threads to a backing. For colourful carpets, a machine called Kromojet,
which works like a printer and sprays colour on to the carpet, is used. The carpet is heated at
100 degrees celcius for 4 hours in a bath of water and dye (or pressurized heat and air in a
pressurized container can be used).
After the colouration process a water-based glue is rubbed on the backing of the carpet. This
backing is then made to sit against the actual backing by fastening the carpet threads. After there
is the circular combination phase. A cylindir press device combines the two back boards. Due to
the evaporation of water and glue in the oven, after it has been quickly spread, the finished
carpets are put on a cylinder and rolled.
Hand-made Carpets: Wool which has been clipped from sheep is washed. After the cleaning
process the wool is raked and called Sümek. Sümek is cast with Kirman and turned into rope. A
part of the rope cast from Kirman is again cast with sheaves and turned into warp rope. Part of
238
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
the remaining rope that is be coloured is turned into a hank. These hanks are coloured with
nutshell, acorn, semen querce, spurge, mullein root dyes. Inside hot water boilers with the dye
excipients, such as iron and alumi, it is pressed upon previously heated hanks which have boiling
dyed water and is boiled for a while. The hanks are then cooled slowly.
They are rinsed and left to dry. Before the warp is stretched on the loom the carpet bulking is
done. After a place for the web is left, it is is woven in a 1-4 cm line like a rug. This is neccesary
for the carpet’s resistance. This part is called topraklık. In Topraklik following rows, after every
loop launch the piles are cut with a knife.
Every line is tightened up with a comb. Excess is trimmed with scissors. The carpet is woven on
top of the squares by looking at the coloured pattern. The designs on their pattern give artistic
value to hand-made carpets. After the carpet weaving process the chip is drawn from the upper
side, the warp is cut and the carpet is taken from the loom. After this the carpet is put on the
ground and cleaned. Finally, it is delivered to the carpet seller.
Factors Affecting The Carpet Consumption:
Dimensions: The carpets are named according their sizes (Seyhan, 2007: 39-42): 60cm.x 90cm
– Pillow, 90cm. x 130cm–Quarter Archine, 120cm. x 180 cm –Scatter 150cm. x 225cm.–Bedstead
(Sixfaces), 2m.x 3m.–Lump (Sevenfaces), Carpets up to 6m²–12m² in size are called ground
carpets.
Design: Carpets is not just a matter of stain or lineal pattern, it is also combines with the texture
and cretaes a new volume. It is a volumetric influence and affects perception of a 3-D object. It
changes according to consumer demand and visual perception. Every region has its own pattern.
The patterns which are mostly used are geometric, every day items which people see around
them, descriptions of people and animals, and symbols of beliefs and traditions. Most designs
carry the traces of Middle Asian traditions.
Colour: Since ancient times, dying has been done using materials which are supplied by nature.
The yarn of the carpet texture is dyed before it is frozen. Every region has its own orginal style
of dying. The dye is made from the colours in the old houses, plants and natural material.
Synthetic dyes are also used. In carpets, the warp and the weft are generally not colorful. They
are generally pure white, brown or black (Deniz, t.y. :65).
239
Factors Affecting Carpet Quality: The Factors which contribute carpet quality are colour, yarn
and design. These factors can change according to the materials.
Workmanship: In the 21st Century carpets are perceived as a necessity and they were used as
functionally to cover the ground. Carpets are now also design objects, an important factor of
which is “Designer Identity.” The desires of the designer to create something different is very
important, as it is in other sectors. The designer should be someone with a 360 degrees
perspective and has to be someone who is followed in his doing, finding and drawing. No matter
which environment the designer is in, the designer has to be both traditional and a follower of
modern technique and technology. Creative people do not merely repeat existing information,
but use existing information and combine it to achieve brand-new structures (Pes and Cooper,
2007).
Material: Material is defined as raw metarials and the form which the raw materials become.
For example, the appearance and texture of the carpet which is weaved with fine yarn is
different from the appearance and feel of the carpet which is weaved with coarse yarn.
Nowadays, the value of design has increased and the consumer wants to see different things. As
a result of this there are also so many carpet fibre types besides wool, cotton, silk, mohair, camel
wool. Wool and mohair have been used since ancient times and can be provided easily for those
who are not involved in animal husbandry.
Wool Yarns: These yarns are provided by sheep wool. Sheep wool is sheared, washed and
warped and transformed into ropes. They are used as warps, woofs and tie knots in carpets
weaving. Wool absorbs the colour well, and has a higher colour retention compared to other
materials.
Cotton Yarns: The cotton yarns are from Gossypium types that come from the Ebegümeci
family and their economically valuable fibres. The cotton which is harvested by hand or by
machine is carded and fibres are separated from their seeds and washed. The opening and
carding process separates the fibres from one another. The combed fibres are transformed into
yarn after a process of lengthening and correcting (Ana Britannicca, 186: 371-372).
Silk yarns: Silk is is a natural fibre, which is harvested from cocoon of silk worm. Silk is used for
the warp, woof and tie knots of silk carpets.
240
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
Dye: Dye can be added either to the yarn or the carpet. In design colour is not necessarily
expressed visually with dye. As well as dye materials, the stylistic characteristics of the yarn
affects the texture and appearance of the carpet.
In time the carpet industry became a profitable business and the demand rose of dying more
yarn in a shorter time. It was started to use chemical colours for this business. After they had
started to use chemical colours they gave up using natural colours from plants. Alizarine dye
used to be used in the carpet industry. These dyes had more resiliance. However, nowadays
alarin dyes are used.
Number of Knots: Carpet quality is closely associated with how many knots there are in a
certain unit area of a carpet. A quality carpet is considered to have 1 knot per cm2. If the number
of knots in this area increases, the quality of the carpet also increases.
IV-
GLOBAL DEVELOPMENT OF THE CARPET INDUSTRY
The history of carpet industry: Migrant clans started to use the wool from their own sheep, on
their looms. These carpets were designed with the designer’s description of nature, such as
flowers, animals and trees, or design using symbols which reflected their own culture and
traditions. According to Uhleman, the origin of the carpet business is in the dry steppe regions.
Kurt Erdmann wrote in 1960 in Der Orientalische Knüpfteppich that “Carpets which have tie
knots were invented to resemble pelts and skins.” (Acar, t.y.:1). “The original homeland of
carpets with tie knots is where Turkish people live”(Erdmann, 1953: 85). During immigration,
nomads who raise animals needed some tent and tent materials which could be easily carried.
(Acar, t.y.:1).
Carpets are hung on the walls of tents for protection from cold conditions, or for decoration.
They are used for covering ground, furniture, and horses or for sleeping, living and praying on.
Eastern Civilizations in Historical Development of Carpet Sector: As civilization developed,
the usage of the carpet expanded. Scientists working in the Tigris -Euphrates (Mesophotamia)
region found proof of the existence of carpets before 2500B.C. The fabrics were probably made
from grasses, reeds and animal leathers. The carpets of the Assyrian, Babylonian and Ahamenit
people were famous and the Sassanian and Byzantine people ensured that their traditions
survived. However, these carpets did not have any tie knots, they were weaved in different
styles, knitted, decorated with precious stones and appliqued (Yetkin, 1991:1). There is some
241
historical proof of the existence of wonderful carpets in the palace of Big Keyhisrev, who
founded the Iranian monarcy 2500 years ago. Greek historian Xenophon says in his book Kiros
(Big Keyhüsrev) Rules that, “ Iranians put carpets under their beds to make them soft.”
Throughout history cultures have influenced each other. This influence is known as cultural
blending and occurs when different cultures amalgamete each other. This interaction is
apperant when we compare Eastern carpets or other artworks with the carpets and artworks of
other civilizations.
Turkish Civilization Before Islam: The earliest proof of carpets with tie knots is seen where
Turkish people have lived. Fragments of carpet found by Sir Aurel Stein in 1906- 1908, in
Eastern Turkestan in Lou-Lan grave and in Lop-Nor in a Buddhist temple, date from the 3rd - 4th
Century BC. A fragment of carpet was found by A.Von Le Coq in 1913, in a temple which is in the
Turfan Region near Kuça / Koço city in KızıI. This carpet dates from the 5th -6th Century AD. It
was weaved with wool materials on alternative warps and was tied. (Deniz, 2005: 24-25).
In the 7th-8th Century, carpets were weaved in the Türkestan, Oğuzelleri, Buhara, Uyghur and
Hazar regions and in every Turkish country. It is written in Chinese sources that carpet was
weaved in the 7th Century AD in Hoten. Felt carpets were weaved in Eastern Turkestan and
Uyghur Khans were sending this kind of carpet to the Chinese Emperors (Deniz, 2005: 26). The
Koço region in Eastern Turkestan was the center of carpet and rug production.
Turkish- Islam Civilizations: The research done by Fustat at the Kahire Islamic Museum into a
piece of wool which has tie knots and a red ground and palmet pattern shows that these are the
beginnings of carpets with tie knots in the Middle Age Islamic world. It is supposed that carpets
were imported in Abbasid times to West Turkestan, in the 7th and 9th Century. Other fragments
discovered from this time by Fustat are pieces which demonstrate the single knot technique on a
single wrap (Aslanapa, 1996:22).
Memluk Empire: It is thought that Para- Memluk carpets, a type of Memluk carpets, were
weaved in Damascus, which was a important center in Syria. The carpet production in the
Memluk Empire continued even after the Ottoman Empire destroyed the Memluk Empire in
1517. At this time, the Ottoman palace ordered carpets with flower arabesque style from the
workshops of Kahire.
242
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
These carpets, which are known as Kahire Carpets competed with contemporary Safavid Persian
designs. From the end of the Memlük state to modern times, a group of surviving carpets have
attracted attention due to their similarity to Iranian and Anatolian carpets.
The Safavid Empire: Tebriz and Isfahan, the capitals of the Safavid Empire were important
centers of carpet production. After Shach Abbas relinquished the Safavid Empire from the
Azerbaijan Safavid state to the Iranian Safavid state, the Safavid Empire became an Iranian state
(Paşaeva, 2006: 95). At the time of Shach Ismail I and his son Schach Tahmasb (1524-1576), it is
known that carpet patterns were made by miniature artists of the palace (Paşayeva, 2006: 95).
Carpet and silk trade became the main income and wealth source at the time of Shach Abbas I
(1587-162) (Saoud, 2004: 2). The carpet business developed in Azarbaijan in the 16th - 17th
Century, in the Safavid period. At this time carpets were sold through Istanbul, Izmir and Halep
to Europe and Russia. It is known that the most beautiful carpets were weaved in Tebriz, Şamahı
(Şirvan), Erdebil, Gence and Berde. However they are described in references as Caucasian
Carpets (Deniz, 2007:18).
The Country of Babur: India is not a part of the tradition of carpet production and so carpets
were imported by Babur emperors. Emperor Babur (1526-1530) imported carpets from Turkey
and Iran to make his palace beautiful. Babur’s son Humayun took refuge with Safavid Shach
Tahmasb when his father lost the empire, and when he reclaimed his father’s throne, took the
best artists back with him. Babur carpets are a combination of Iranian, Mongol and Hindu
carpets.
The Western Civilizations in the Development of the Carpet Industry: In Western countries
the first use of, what were considered, invaluable carpets was by kings and aristocrats. These
carpets were used as wall hangings and decoration.
European Countries: According to historical sources, the earliest fabric in Europe was made
from reed and fodder. After the second half of the 15th Century, these plants were weaved and
transformed into woven mat and their usage in this way continued until King Charles I. (16251649). Later these textiles were accompanied by so-called ‘floor carpets’ or ‘floor coverings’.
Europe first met with carpet weaving through Andalusia Emevis between the 8th and 13th
Centuries and with Eastern fabric during the Crusades (Saoud, 2004: 8).
243
Southern Europe Countries (Iberian –Italy Peninsula): In the Iberian Peninsula, carpets
became a part of furnishings under the influence of Islamic Culture in Andalusia. Palaces and
mosques decorated with carpets became more comfortable. Carpets with silk were given to
Andalusian kings as gifts. As a result of this, Eastern techniques of production and the usage of
carpets entered Western carpet weaving as an important influence of Islam. Spain was a
important carpet weaving center in the 12th Century. Al. Idrisi (1096-1196) said that in this
century in Chinchilla and Mucia carpets were produced and exported all over the world (Saoud,
2004:9).
The carpets were produced by the Saracens and the Umayyadin in the south of the country.
These carpets were popular in France during the rule of King Louis IX. (1215–1270), under the
name "Tapis sarrasinoia”. In the beginning of the 16th Century, the Ottoman palace carpets
which were made from natural materials in Western Anatolia affected both the weaving of Spain
and Islamic North Africa (Franses, t.y: 69-96). Until the 17th Century, when Spanish patterns
transformed, the patterns show not only Turkish influence, but also have Christian and heraldic
drawings.
Eastern European Countries (Poland): Another group in Europe worth mentioning are socalled Polish carpets. It is thought that these carpets are made in Constantinopolis or Damascus
and were weaved on special order by Safavid King Shah Abbas (1588-1629) for European Kings.
Alternatively, they could have been made by Iranian workers who worked in the Mazurski silk
factory in Sleucz, Poland.
Western European Countries: England and France were the most influential countries in Europe in
the introduction and development of carpet production with Turkish knots.
France: It is mentioned in a letter in 1604 that Jehan Fortier earned the priviledge to be named
as “France’s inventor of real wool and silk Turkish rugs and gold and silk piles on the floor as
artwork.” It is believed that Fortier’s carpets are similar to the Polish carpets.
Ten years later Savonnerie, a soap production center near Paris, was transformed into a carpet
weaving center by Pierre DuPont and Simon Lourdet. The Savonnerie factory was established to
compete with carpets imported from Anatolia and to reduce the number of imports coming from
Anatolia (Özkavruk ve Ömür, 2007: 22), and carpets with Turkish knots were weaved there
(Cook, 1925:7).
244
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
Du Pont ve Lourdet named the workshop which they established ‘Turkish and Levant Carpets
Royal Manufacturing Plant.” Initially they produced imitations of Anatolian and Eastern carpets
because they were so admired (Özkavruk ve Ömür, 2007: 22). This admiration was set when
Savonnerie carpets were given as a present for Versai and Fontainebleau, and also for the kings
of other countries (Anderson, 1978: 5).
On 23rd January 1631 ‘Turkish carpets” (Tapis de Turque) were officialized with the royal
signature. Carpets made in the 17th Century were named after King Louis XIII during his reign.
Although the supply sources of these designs are not known exactly, the collections of designers
Geoerges Baussonet and Andrauet Du Cereeau are known to be influenced by Eastern design. In
1640, when Du Pont died, all looms in the Louvre were inherited by his son Louis. In the
beginning of 1654 Louis Dupont’s Savonnerie products were declared to be “French style
carpets,” instead of “Turkish style carpets.”
Until the beginning of 1740, Savonnerie was the only place in France which did carpet
production, after this date Aubusson, which prior to this had been a tapestry producer, also
started carpet production. Turkish-style carpets were also weaved in Ausbusson. Whilst
Svonnerie was a single workshop but Aubusson Royal Workshop was not a single workshop, it
spread to every town and grew into a network of small workshops.
After the 1789 French Revolution, production completely halted due to the looms and patterns
being destroyed. In 1825, the looms of the Savonnerie factory were moved up to the tapestry
weaving and wool dying center in Paris, the Manufacture Nationale de Gobelins. The revival of
hand-made carpets lasted for a short time and, with the arrival of the Wilton machine carpet
looms from England, there was a change in the weaving workshops in Aubusson and Beuavais
(Özkavruk ve Ömür, 2007: 22, Standen,1955: 263).
England: It is thought that the first examples of Eastern carpets seen in England were Andalusia
carpets, which belonged to Elenor of Spain, who brought them to England when she married
Edward I (Campbell, 2006: 182). After this, these carpets were used by royal family as presents
or as decoration. Turkish carpets were mostly used in Tudor England for decorating tables,
boxes, desks and walls. In the Victorian period they were used as floor covering (Aksoy, 2009:
54).
245
Due to demand being higher than supply England, like some other European countries, began
producing imitation carpets. A common technique of production was casting flax and hemp on
the loom, and was known as ‘Turkish Work”.
“Turkish Work” carpets were produced in Windsor (1553), Norwich (1583), York (1595) and
Bradford (1639), but were not appropriate as floor covers and were used to cover pillows,
couches, boxes, drawers and tables instead. (Kerridge, 1985: 41).
When the history of carpet business in England is considered, there appears to be a connection
w,th France. Before 1598, the majority of French people were Catholic and did not want
Protestants in the country. King Henry IV. gave Protestants their citizenship rights back with the
Edict of Nantes in 1598. In 1685, after King Louis XIV. had cancelled the Edict of Nantes, talented
Protestant weavers escaped from France and settled down in Flanders (Belgium), England,
Holland, and America. It is thought that these French and Walloon artists, joined by Flemish
Calvanists, brought their carpet weaving to Norwich in South-East England and accelerated
carpet production.
In England, hand-made carpet weaving centers were established in Kiddeminster first and then
in Wilton and Axminster. At the beginning of 1701, King William III issued a protecting patent to
weavers in Axminster and Wilton. Later most countries named their machine-made carpets after
these two towns (Cook, 1925: 7). From 1751 onwards, the English ‘Royal Art Society’
encouraged the production of imitation Turkish carpets with prizes and cash incentives (Aksoy,
2009: 52).
In 1758, Passavan was awarded a prize for the best Turkish imitation carpet by the Royal
Society of Arts. It is recorded that in other years the prizes went to weavers in Axminster and
Frome. On the first page on the Royal Society of Arts 1783 meeting notes, it is stated that
Turkish carpets were recognized all over the kingdom and were unmatched in their grace and
beauty (Cook, 1925: 7; Anderson, 1978: 5).
In Exeter, there was a six year process of development, and beautiful hand-woven carpets were
produced in the French style. For these reasons, Exeter carpets came to be the Savonnerie
carpets of England. Exeter carpets can still be found in England today. In 1757, a carpet
manufacturer from Moorfields shared the Society for Promoting Arts and Sciences Award Carpet
Production According to Turkish Carpet Principles with Thomas Moore.
246
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
In the Whitty Axminster factory memoirs, whilst Thomas Moore’s carpet cost 40 shillings,
Passavent’s carpet cost 80 shillings, his own carpet of the same size incurred 26 pounds of
property tax. There were six different trade names; Scottish, Ingram, Kidderminster, Wilton,
Brussels and Axminster. In the 18th Century, there were three main types of carpet weaving,
primarily Scottish, Ingram and Kidderminster, secondly Wilton or Brussels and lastly Axminster
(Fletcher, 1967: 5).
Scotland: After the year 1707, Scotland united with England, Wales and Northern Ireland under
the United Kingdom. Carpet weaving has played an important role for industralizing Scotland.
Kilmarnock, Glasgow, Lanark, Edinbourgh, Leith, Hawick, Kelso, Bannockburn, Aberdeen and
Stirling were the main carpet production centers.
Using raw wool in production was encouraged by the Trustee Committee in the mid 18 th
century. In the committee’s office in Edinburgh, there was a collection which consisted of
Eastern and French carpets. In 1759, a French worker from Thomas Moore’s famous factory in
London called Germain Havard came to Scotland under the patronage of Sir Harry Erskine.
Havard worked in the Young Trotter&Cheape Company in Edinburgh, which made Eastern style
carpets. When this manufacturing center was inspected by The Board of Trustees for the
Encouragement of Arts in Scotland in 1765, it was reported that there were three big looms
which weaved Turkish carpets (Habib, 2000: 795).
In Scotland, in 1830 James Templeton and William Quinley weaved “Chenille Axminster” carpet
in two stages. In 1831 Richard Whytock developed “Tapestry” carpet by pressing pile yarns.
Middle Europe Countries: The production of hand made carpets was not developed in these
countries. The first written documents about the carpet business in Germany was regarding
some factories which made some hand-knotted carpets for export in the 19
th
Century. The
situation in Austria is not different from Germany. However, there was a famous carpet factory,
whose production lasted for 150 years in Vienna. Czechlovakia was famous for a short time
during the First and Second World Wars for hand-made and machine-made carpets production
by producing imitations of French, Spanish and English carpets.
When we look at the other Middle European countries, we can see flat weavings are used for
ground cover. Carpets with primitive patterns and some simple geometric lines and under
French influence were common in Ukraine. In the south of Ukraine the influence of Eastern
247
patterns can be seen. Yugoslav carpets had a similar style to Kazak carpets. In the First and
Second World Wars, a school was opened to revive old arts and crafts. In the following years, the
Eastern style of carpet weaving also became common in Greece and the Balkan countries. Italy
has never been a carpet weaving center, the weavers there produced damask with silk and
velvet. They weaved some tapestry but most of the ground cover weaving came from East
(O’Brien, 2005: 56-60).
North European Countries: Despite the cold climate, ground cover was not used commonly in
Scandinavian countries. In ancient times they produced a weaving type called ‘Rya’ to produce
blankets for walls, blankets and pillows. This biggest contribution to the modern carpet industry
was the discover of the Brussels carpet in Belgium in the mid 18th Cetury. The usage and the
trade of Eastern carpets had always in demand in Holland.
The only factory which made carpets with knots was founded in the 18th Century. The carpets
produced in this factory in the 19th Century could not become famous because of their designs.
These carpets were obtained by the deformation of patterns from Eastern carpets, whilst at the
same time the French influence was also seen. (O’Brien, 2005: 56-60). As a result at the end of
the 16th Century and beginning of the 17th Century, most carpets in Europe were exported from
parts of the Ottoman Empire, such as Anatolia, Egypt or Syria (Maclean, 2007: 41).
United States of America: In most middle-class houses in America in the last quarter of the
18th Century, there were cheap Scottish carpets, upholstery pads and wicker mats. Only affluent
people owned graceful and durable English carpets such as Brussel or Wilton, and only very
wealthy people owned Turkish carpets or Axminister carpets or carpets with hand-made knots
from Moorfields.
After a while oriental carpets could be brought from cities such as Boston and Wiliamsburg. The
elite, such as Benjamin Franklin, preferred to go to England to buy carpets from London traders.
th
In the beginning of the 18 Century, the head of a family had limited options in place mats.
Either, they would have had to have been wealthy enough to buy a Turkish carpet, or the wife
would have to have weaved the carpet or rug with wool or flax. Aside from these options, floors
could be covered by laying cane, straw, or medicinal herbs, as was done in the middle-ages.
248
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
When Brussel and Wilton carpets entered the market in 1750, it was a luxury development. In
the middle of this century, with the import of Scottish and Ingrain carpets, a cheaper alternative
emerged. However, Scottish carpet was not an agreeable option and was regarded
contemptuously.
th
The first carpet industry emerged in America in the 18 Century. In research done in 1834,
Timothy Piktin found 20 carpet factories which produced 1 million m2.
In government research which was done in 1850, 116 factories, producing 8 million m2, were
recorded. After 20 years, the factories in America increased to 215, 20 m2 carpets were weaved
and there were 12,000 employees. In the 19th Century American carpets were of low quality and
were used to cover soft wooden flooring.
V-
THE GLOBAL CARPET SECTOR TODAY
The carpet sector is no longer that of old times when carpets were produced purely for trade.
Carpets as an artwork have been developed in India, Afghanistan, China, Iran, Russia and Turkey.
Production: Machine carpets are mostly produced in the USA. Even though Belgium is ranked
first in terms of machine carpet export, it comes second after the USA in general carpet
production. Machine carpet production in the European Union is mostly in Beligium, Germany,
Holland, England, France, and the city Gent in Belgium is the center of these production areas.
Consumption: In the past, carpets were perceived as a necessity and used for covering floors.
However nowadays, they are a way in which to create an individual decoration style and are
used not only as a need, but also as design objects. The most important reason for this is that
design and creativity concepts have advanced in this sector.
Global Machine Carpet Import: In 2008, global machine carpet import was $3.45billion. In
2009, affected by the global economic crisis, it decreased by 17.63% to $2.84billion. In 2010, the
trading volume increased by 20% and reached $3.41 billion. According to ICT Trademap
statistics, the import of carpet has increased all over the world. The import of machine carpets
has increased by 17.67%. The countries which import carpet mostly are: USA, Germany, Saudi
Arabia and Japan.
249
Global Machine Carpets Export: According to ICT Trademap statistics, the countries which
export hand made carpets most in 2011: 31.26% Turkey, 14.24% India, 9.74% China, 3.72%
Germany, 0.02% Belgium. These countries constitute more than 58% of global machine carpet
export. The increase of export ratio has decreased more than the import ratio because of the
nature of the 2008 Global Economic Crisis.
The Global Economical Crisis caused the marketplace to shrink but it helped to provide balance
in foreign trade. Even the increase of the import ratio is higher than the export ratio after crisis,
the export of carpet is higher than the import of carpet.
Global Hand-Made Carpet Import: It is clear that there are some problems in the hand-made
carpet sector all over the world and there is a general decline in this sector. The demand in
hand-made carpet decreases day by day (ITO, 2008: 20).
Hand-made carpets and rugs are generally imported by wealthy Western countries, because
these countries do not produce hand-made carpets and rugs; they generally import from the
countries which have hand-made carpet and rug production centers such as Iran, China,
Pakistan, Turkey and Nepal. The countries which import hand-made carpets and rugs the most
are USA, Germany, Turkey, England and Japan.
The USA accounts for 63% of hand-made carpet import. England and Germany are also
important importers in the European Union. According to Trademap statistics, United Nations
countries which come to the forefront are USA, Germany, England, Turkey and Japan. These
countries constitute 60% of global machine carpet import. The import of hand-made carpets in
the world decreased by 13.38% in 2011, compared to 2010.
Global Export of Hand-made Carpets: According to Trademap statistics, United Nations
countries which come to the forefront in hand-made carpets export in the world are Egypt, India,
Turkey, China, Iran, Pakistan and Nepal. These countries constitute 86% of hand-made carpet
export in the world. The export of hand-made carpet decreased by 25% in 2011, compared to
the year before.
VI-
THE DEVELOPMENT OF TURKISH CARPET SECTOR
The interest of Turkish people in carpet art came from ancient times and is supported by
archeological evidence. Turkish people brought the carpet business to Anatolia, as they did to all
250
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
the other places to which they went. Valuable carpets which had a variety of patterns, forms and
colours were produced in Anatolia. For these carpets Uşak, Bergama, Kula, Gördes, Konya, Ladik,
Kırşehir ve Kayseri are famous all over the world.
Historical Development of the Turkish Carpet Sector: Carpets can be carried and so were an
integral part of the Turkish nomadic culture, and the opinion that carpets and other mats are
works of art is still held today. The Middle-East’s previous belief system and religion ideology
was the archetype of representation in the motifs of Turkish carpets. However, depictions of
these concepts had to change after Islam and this caused a change in the terminology used
(Mülayim, 1999).
Anatolia had interactions with internal and external migrations in carpet art and other arts. The
influences of other civilizations, the conquest of the Ottoman Empire, the expansion of trade
links, the migrant character of the Turkish people, transfer through marriage, commonly
rendered the exchange of motifs. A certain pattern on artwork could be seen either in Anatolia
or a European country. The biggest interaction was in weaving arts because they are portable
and were given as presents.
Anatolian Seljuk Empire Carpets: The carpet art made by the Anatolian Seljuk Empire since
the 11th Century, the capital of which was Konya, can be understood from modern day
examples. Marco Polo, while passing Anatolia in 1271-1372, wrote that the most beautiful
carpets with the highest quality were weaved in Anatolia. Ebül- Fida mentioned Konya and said
that Turkish carpets which were exported to every country were made there, and also
particulary mentioned Aksaray as a production center.
In Seljuk carpets, Kufi bordures and geometrical base composition are their common features.
Kufic writing provided Seljuk carpets with a monumental characteristic, initially the corners
were in the form of arrowheads with triangles in a rigid form. Later when Kufic writing was
undergoing changes in the 14th Century, the design went on to be tressed and floral (Kardeşlik,
2010: 114).
th
th
These Kufic written bordures were seen in various forms from the 13 to the 15 Century, in
Anatolian carpets, Spanish carpets, the paintings of carpets by European painters and the
description of carpets in Iranian miniatures (Görgünay, 1977: 164).
251
Carpets belonging to the Seljuk Empire were found in Konya (8), in Beyşehir(4), in Fustat (7)
and in Tibet (5). There are five Anatolian Seljuk carpets, which belong to the Sivas group in the
carpet museum (Kardeşlik, 2010: 114).
Konya Alaeddin Mosque Carpets: Some carpets which belong Anatolian Seljuk Empire were
discovered by F.R Martin in 1905 in the Konya Alaeddin Mosque, and were brought to light by
German consul Loytved. Konya Seljuk Carpets lasted until the Alaeddin Keykubat period, and in
the Lyon Museum there is an example of these carpets with an inscription dated to 1219 proving
this.
Beyşehir Eşrefoğlu Mosque Carpets: Three pieces of carpet from the Anatolian Seljuk Empire
were found by R. Riefstahl in Beyşehir Eşrefoğlu Mosque in 1930. These carpets are now in the
Konya Etnography Museum. Another carpet which belongs to the Beyşehir Group is in the Keir
Collection (Kardeşlik, 2010: 114).
Fustat Group Carpets: Almost a hundred pieces of carpet pieces were revealed in old Kahire
(Fustat) between 1935 and 1936. Twenty nine pieces of these carpets have been published by
Lamm, date back to the 13th and 15th Century. It is accepted that seven of these carpets are
Konya Seljuk Carpets. These pieces which were thought to be imported from Anatolia show that
Anatolian Seljuk carpets existed from before the 14th Century (Aslanapa, 1987: 104).
Fustat carpets have thinner knots then the carpets in the Konya Alaeddin Mosque. However, the
samples are so small so it is difficult to know with certainty what their schemes were. Their
colours were strong and dark. They are made almost eight colours in light and dark tones
(Erdmann, 1953: 98-99).
Tibet Group Carpets: In 1990, 5 more Anatolian Seljuk carpets which were weaved in Anatolia
and exported to Middle Asia were found (Kardeşlik, 2010: 114). These carpets were found in
Nepal in 1990 and bought by the New York Metropolitan Museum, who carbon dated them to be
12th to 13th Century. There is also a similar example in National Gallery in London (Ölçer, 1997:
2).
Period of Beyliks Carpets (14-15th Century): From the beginning of the 14th Century the
Anatolian Seljuk Empire was divided ten emirates. Although the production of carpets stopped
in Konya, it still continued in Anatolia. It is clear that the carpet was a very important woven
252
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
product in Anatolian Beyliks. According Ottoman historians, Osman Bey the founder of the
Ottoman Empire, and who lived in Mid Anatolia, was sending rugs and carpets to the Bilecik's
feudal landlord.
The ‘Period of Beyliks Carpets’ in the 14th and 15th Centuries produced the most detailed and
complicated part of Turkish carpet art history. The carpets in this period were made with
Turkish and Gordes knots. The main colours were in tones of red and blue, yellow, dark blue,
brown, cream and a little green (Öney, 1989: 51).
Carpets with Animal Figures: It appears that from the beginning of the 14th Century
powerfully stylized and decorative animal figures entered into Anatolian carpets. Carpets which
have abstract animal figures became famous and their prolonged use was also seen in Kafkas
and Bergama carpets (Öney, 1989: 52).
In 15th Century, scenes of fighting animal figures replaced the peaceful animal figures of the
14th Century. It is thought that the reasons of this change are Mongolian invasion and the
religious and political conflict between Turkish countries and the Beyliks.
Early Ottoman Period Carpets (Holbein Carpets):
Another group of carpet also emerges in the 14th and 15th century beside the animal figures
carpets. The bases of these carpets were divided in squares and rectangles, inside which were
geometrical patterns and figures with plants. Because these carpets were painted by the young
German painter Hans Holbein, they are also called ‘Holbein Carpets’ in literature. They are
divided in four types: Holbein I, Holbein II, Holbein III, Holbein IV. Holbein carpets referred to as
Early Period Ottoman Carpets by art historians nowadays (Bayraktaroğlu, 1997: 86). The
carpets which are called Early Period Ottoman Carpets were weaved in the Uşak region or
Western Anatolia (Aslanapa, t.y.:11).
Classical Ottoman Period Carpets: The 16th and 17th centuries can be called as the golden
times of carpet sector. After Istanbul became the capital of the empire, the art acitivities in Bursa
increased and the masters here scattered around and lead the preservation of carpet business. It
is known that from the beginning of the 15th century until the end of 16th century the carpet
business was very advanced with a lot of masters. The names of these masters can also be found
in the archives(Gönül, 1965: 216).
253
Ottoman Palace Carpets: These carpets emerged after the 16th century. They offered a brabd
new style with naturalist leaves and flower decorations. Since they were very elegant and with
rich patterns, they were weaved with Iranian Sine knots instead of Gordes knots.
The place that these carpets were first produced is shown as Kahire which joined the empire
after 1517. But after 1585, the Sultan Murat III brought 11 carpet masters to Istanbula and these
masters are thought to had worked in a workshop in Istanbul or Bursa.
Uşak Carpets: Uşak carpets formed the brightest era of the Anatolian carpets for 300 years
starting from 16th century until the end of 18th century. The Usak carpets are big in sizea
dntheir main colours are red, dark blue and yellow. The colours green, blue and black were also
used.
Feshane Carpets: In the Feshane Carpet Factory which was opened during Mahmut II’s period,
carpets resembling the Savonnerie and Aubusson carpets with were weaved.
VII-
THE NEEDS, DEMANDS AND PROBLEMS OF THE CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI
DISTRICT
Problem Analysis of Carpet Sector in Demirci District: The problems of the Demirci district
are mainly finance, natural resources, strategy and competition, marketing and sales and
entrepreneurism.
Finance: The problems which are caused from finance are weak capital structure, high input
(energy, raw material, workmanship and transport) costs and that the actors in the sector can
not benefit enough from incentives. Dividing capital and making business with equity capital
weakens the structure of the capital. The sector is labor-oriented and therefore the cost of
workmanship increases. Another factor which increases input costs is the dependency on the
supplier.
Natural Resources: The problems about natural resources are the lack of raw materials and the
lack of infrastructure. In the Demirci District the main sources of income are animal breeding
and the carper sector but there is a decline in animal breeding. Due to pure bred sheep not being
raised, the quality of sheep wool decreases and this is reflected in the yarn quality and the gloss
of the carpet. Therefore the standards of wool cannot be met.
254
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
Because Demirci is the furthest distinct in Manisa and is in a mountainous region, the industry
can not develop. There are physical and technical difficulties regarding infrastucture. There is
no organized industrial site in the region and it is a major drawback for the region. This causes
the infrastructure of the factories to remain inadaquete, and therefore the factories are
disorganized and unable to provide a quality service. In terms of technical infrastructure, the
original design pattern program, which is a vital factor in producing machine carpets, and the
trigger of the innovation in technology, can not be developed and used and it is one of the main
problems.
Sales and Marketing: There is a limited range of products in the carpet sector in the Demirci
district. The Demirci district is limited in its wool carpet market. There is also an instability in
prices. While Far-East countries such as China, India and Nepal rise in the market, Demirci can
not follow modern market trends with its own products, even in the domestic market and is now
headed by carpets in Gaziantep and Isparta. Another reason for the decreasing market share is
that the hand made carpets are weaved according to design papers and not with original and
native figures.
After machine carpets started to develop, hand-made carpets started to lose their quality and
importance. Using artificial colours instead of madder reduced the quality of the carpets and
affected the customers preference in a negative way. Demirci district can not use the media
effectively because there is no local television and the local newspaper is published just once a
week. This prevents the sector from creating customer awareness and branding.
Strategy and Competition: There is a high competition in the domestic market but this
competition exist when the sellers revile each other, damaging the image of the sector. The
fundamental problem in the sector is that there is no introduction and brand establishment and
no development vision or strategy. Due to the lack of reliable contemporary measuring control
and performance and classifying the standard of the quality is prevented. There is not any
development plan for the carpet sector in the district in place.
Production: Technological infrastructure is insufficient and outdated in the Demirci district.
This situation reduces the machine carpets sector and prevents it from being contemporary,
innovative and original. The lack of technology also prevents mass production. One of the
principle steps in carpet production is obtaining a colouring certificate for the carpets, however
the sector encounters problems obtaining certificates.
255
Entrepreneurs: In Demirci, the people who make carpets migrate to other cities. The main
reason for the draining of the talent pool is the lack of educational establishments in the district.
Entrepreneurs in the district have primary school education. Migration abroad has weakened
the culture of risk, responsibility and ownership in the new generation. The sector suffers from
the lack of human resources (weavers, painters, designers).
It can not find any intermediate staff who boost dynamism to the sector. The secrets of their
ancestors and masters are lost to the new generation. The logic, of ‘small but mine’ prevents
communication, coordination and cooperation from being done in a healthy way. There are no
common ideas because of the lack of sharing information. Even if the actors in the sector were
open to cooperation, their motivation decreases because of the lack of leadership and activity.
Therefore the relationship between corporations and establishments became weaker and
interaction between diciplines can not be established. It is hard to find a solution for the
problems of actors who can not be organized, who behave in their own way and who do few
lobbying activities. The culture of the sector is similar to that of outside the sector and therefore
there is no professionalism or organizational structure in the companies. There is also no
strategy or marketing culture.
Stakeholder Analysis of the Carpet Sector in the Demirci District: According to Staheholder
Analysis of Carpet Sector in Demirci District, the most effective stakeholders in the district are
mosque carpet producers, management, suppliers, people who are breeding animals and
involved in agriculture, educational establisments, designers and consumers. Consumers are of
upmost importance to the survival of the sector. They are also authorities in design. Trends are
determined by consumers. Suppliers directly affect the performance of the producers.
If we look at the structure of the sector it is seen that the sector is famous for prayer rugs. Handmade carpets have lost popularity. Human resources are needed in both the hand-made carpet
and machine carpet sector. Therefore educational establishments are of upmost importance. The
effect of the educational sector in the Demirci district is at middle level.
The carpet entrepreneurs in Demirci mostly have primary school level educatio. The biggest
problem in the sector is seen in the marketing area. Companies, instutions and NGOs who
coordinate, work on awareness raising and dissemination, develop group oriented competition,
assist in marketing, effectively lead education and fairs, develop projects and introduce
companies are needed in the sector.
256
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
Need and Demand Analysis of the Demirci District: The demand of the carpet sector in
Demirci District is presented according to the interviews conducted during the fieldwork. It is
estimated that the sector will shrink in three years both in endorsement and employment.
Therefore the activities that will be done in accordance with the needs and demands of the
sector have been discussed with a strategic vision.
Human Resources: The strategic vision is to ensure of the development of human resources.
Activities Related to this Vision:
-
Enrolling talented students in the faculties’ design and craft departments. Opening an
Academy of Carpet and Weaving.
-
Advertising these departments in different schools. Providing apprenticeships with
carpet masters and certificating this training.
-
Working to make carpets production more common in villages.
-
Opening new departments in occupational high schools such as molding, machine,
electric-electronics, software programming etc., and strenghtening the curriculum of
these departments, making the curriculum more flexible and creating different
motivation mechanisms.
Sales and Marketing: The strategic vision is to provide branding in order to have the ability to
be a global competitor.
Activities Related to this Vision:
-
Organizing the size of carpets according to desire of costumers,
-
Paying attention to the packaging of the product,
-
Paying attention to the design, perceiving the design not a single process but as a
continuous process, using pattern programs according to every carpet. Opening
showrooms, Increasing attendance to the fairs and providing funds for this attendance.
Strategic Research: The strategic vision is to establish a strategic positioning in order to have
the ability to become a global competitor.
257
Activities Related to this Vision
-
Planning the sector in short and middle-long term period.
-
Preparing annual sectoral plans and determining the performance criteria.
-
Creating an inventory data base and creating a contemporary system.
-
Researching global trends and reporting capital researchs periodically.
-
Making R&D oriented master thesis and Phd dissertations in cooperation with
universities and ensuring quality knowledge transfer (machine engineers should work
on the looms).
-
Preparing a development plan for the sector.
-
The companies should begin instutionalization.
-
The vision should be determined and work should be done according to it.
Education: The stategic vision is to arrange seminars and courses, not formal training, to meet
the need of the sector’s specific education needs.
Activities Related to this Vision
-
Preparing some seminars about the main concepts and techniques of the carpet sector.
-
Organizing seminars about marketing and sale techniques in the carpet sector.
-
Continuously making handicrafts and carpet workshops.
-
Giving seminars to the managers of the companies about leadership and strategic
management.
-
Organizing program courses.
-
Organizing foreign language courses and sales-marketing oriented bachelor degree
education.
-
Organizing communication courses.
Strenghtening Infrastructure: The strategical vision is to establish an organized industiral site
for the carpet sector.
Activities Related to this Vision
-
Establishing new factories and establishing a strong infrastructure with coordination in
Organized Industrial Sites and giving place to, and developing, sub industry departments
in this Organized Industrial Site.
258
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
-
Providing warp machines.
-
Developing machine technology.
-
Buying sample looms and providing the opportunity to substantially develop the design.
The Creation of Supporting and Organizing Institutions: The strategic vision is to provide
funding mechanisms which meet the needs of the sector for the continuous activities of creating,
inspecting and organizing institutions .
Activities Related to this Vision
-
Establishing R&D instutions and organizing joint ventures with producers
-
Developing University- Venture Capital cooperation
-
Creating NGOs which conduct organizing and controlling acitivities and find solutions to
customers’ problems and are able to lobby.
-
Providing quality control with independent inspectory firms. The government should
pass incentive laws for the carpet sector. Making deals with banks for organizing the
condition of comapanies’ payment and structuring their credit. A consulting firm should
make a sectoral analysis and increase the service of investment consultancy. Creating
joint ventures in the wool- cotton- jut areas (three main inputs) Information should be
consolidated and transformed into a package. The interaction between diciplines should
be developed as it is abroad. Demteks should be strengthened.
VIII-
VALUE CHAIN ANALYSIS OF THE CARPET SECTOR
The first link in the value chain analysis in the carpet sector is the provision of raw materials.
Raw Materials are obtained from agricultural products or the wool of sheep. The steps followed
in providing yarns and carpet production change according to the type of carpet. The second link
in the value chain is yarn production. Besides wool, animal hair, jut and cotton can be used in
machine carpets. While hand-made carpets and machine carpets have same framework in yarn
production, dying is done in the last stages of yarn production in hand-made carpets.
The process of production in hand made-carpets and machine carpets are different from each
other. Whereas the weaver make the design with his imagination in hand-made carpet
production, in machine carpet production design is made by programs and patterns.
Value Chain Analysis of Demirci District’s Carpet Sector
259
Dyeing of the threads
Spinning the wool and producing yarn
Placing the carpet on the stand
Combing
Sheep
Cleaning of the wool
Raw
Material
Hand-Made
Carpet
(Prayer Rug)
Trimming the sheeps
Designing of the carpet
Weaving of the carpet
Warehouse
Supplier
Wool
Carpet Type
Cotton
Yarn Making Process
Making of Cotton Bundles
Carpet Weaving
Process
Carpet Completion
Processes
Direct
Customer
Jute
Machine
Carpet (Floor
Covering)
Arranging Yarns in the Carding
Machine
Reeling of the Yarns
Combining the yarns in the pulling machine
Cotton Field
Curling up the yarn
Putting in the actual mounting
Sales
Dyeing of the carpet
Sales Vendor
Weaving the carpet on a mounting
Customer
Heating the yarns to strenghten them
Designing of the carpet
Re-reeling of the yarns
Transport
260
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
IX-
INTERNATIONAL COMPETITIVENESS ANALYSIS OF THE CARPET SECTOR
Company Strategy and Competitive
Structure (Low)
Government (Low)
(-) Company Strategy
(-) Branding and Communication Management
(+) Management structure of the businesses
(-) Innovativeness and the wideness of product
range
(+/-) Documentation
(+/-) Delivery on time
(+/-) Services after sales
(+/-)The perspective of the
local government
regarding the sector
(-)Administration of
Foreign Relations
Company
Strategies
Demand Conditions
(Average)
Input Conditions(Low)
(+/-) Raw Material
(-) Information and Human
Resources
(-) Financial Resources
(-) Physical Infrastructure
(-) Scientific and Technological
Infrastructure
(+)Strategic Location
(+) Production, workmanship and
raw material costs
Input
Conditions
INT.
COMPETETIVE
ANALYSIS
Demand
Conditions
(+/-) Customer Information
Level
( -) Resemblance to the
developed market demand
structures
(-) Brand Choice
(+/-)The impact of cultural
difference on the demand
(+/-) Domestic Demand
Conditions
Related
Institutiğons
Related and Supporting Institutions (Low)
(-) The Situation of Local Suppliers
(-) The perspectives of State Institutions and Organizations
regarding the sector
(-)University
(-) Activities of NGOs
(-) Firmalar Arası Ortak İş Yapma Kültürü
(- ) National and International Fair Activities
Company Strategy and Competitive Structure: The active firms in Demirci’s carpet sector are
small or medium sized family enterprises. The firms are able to present in aggregrate
corporation. Most entrepreneurs are of rural roots and their educational level is low. All the
entrepreneurs are bound to the traditions of society. Cultural values, traditions and observence
261
are very important to them. Their beliefs and values affect the business life of entrepreneurs.
Although most of the entrepreneurs have vision, there are many difficulties in the carpet sector
to make decisions at the macro or micro level, and to set short, middle and long-term goals.
The Conditions of Demand: Specifically in the carpet sector, in wool and mosque carpet
production have a large value for the economy. According to the data of GAİB, Demirci has a 92%
share. The district is also known for prayer rugs as a result of the developing faith and culture
tourism. While Demirci carpets could be sold to customers at higher prices on account of the
number of knows they possess, the demand for Demirci carpets has decreased because of the
quality of design and raw materials. In the past the hand-made carpets produced in Demirci
were of a higher quality and resistance than those made in Uşak, Gördes and Hereke in Western
Anatolia, however these days hand-made carpets are being lost to oblivion.
The Conditions of Input: There are few alternatives to wool in the region. Infrastructure which
would make the area more globally competitive has not been established because there is no
local industrial site. The number of the factories has decreased from 65 to 20. The cost of
production, raw materials and labour is high in carpet sector. Even though the sector can do its
own organization and drive management, purchases for sub industry should be provided from
outside the district. In terms of financial resources, equity capital of entrepreneurs who make a
habit of using bank loans and venture capital is very low level.
Related and Supporting Institutions: The quality of service has reduced as a result of the lack
of development in the trading culture in the sector. When the municipalities are evaluated , the
budget of the District Municipality is in second place compared with the other districts. Local
adminstration and universities try to contribute to the international expansion by realizing
some joint projects. There is some difficulty in ascertaining the competitive position of the
sector because of the lack of sectoral information. There is a lack of centers conducting R&D
efforts and quality control institutes.
Government: The government has remained slow in making legal arrangements regarding
technical infrastruture settlement and in applying law and regulation. Besides this the sector is
not able to benefit from government incentives. When all the factors are considered, the
competitiveness of the Demirci District is low.
262
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
X-
CLUSTER ANALYSIS OF THE CARPET SECTOR IN THE DEMIRCI DISTRICT
According to the cluster analysis, there is very strong cluster structure about carpet industry in
Demirci. But carpet producers have weak relationships with the other actors in the supply
chain. The relationships in the supply chain remain weak because of the undeveloped capital
structure, educational establishments which are weak in terms of the carpet sector and
handicrafts, the difficulties in transportation and the lack of institutes which provide funds.
At the same time there is also lack of actors. The main deficiency in the sector is in the number of
designers. There are not any research and development organizations such as educational
establishments or research laboratories in which the different techniques to drive innovation
can be created. The interactions between disciplines are weak. For example, the relationship
between industry and the university is weak. There is a weak relationship between the actors
and certification organizations which provide clustering services (in the supply chain), and a
lack of institutes who inspect them, and so in the sector raw materials and production are of a
low quality.
Although the district has potential in tourism, its strategic position, furtile soil, and good
managemet, the opportunities it has can not be seized because of geographical location. Local
government should first solve the problem of transportation. Double-laned roads should be
built, and if it is neccesary, routes to other regions should be opened with tunnels. In terms of
advertising and awareness-raising, the development of NGOs and missing actors such as media
companies has to be completed.
Initially a business model should be created for producers and communication networks about
sale and marketing should be created. The other important point is to reconstitute educational
establishments to develop their capacity. All of these activities should be done by professionals.
It can also be seen from the value chain analysis that consulting firms and inspecting and
certification bodies are lacking.
The graphic below shows the level of relationship between stakeholders of the sector.
Accordingly, dash lines (
) present weakest relation, medium dashed lines (
mean middle level relationship and straight lines (
)
) express strongest relationship. The
line was colored to be able to separate each other but GREEN colored stakeholders are missed in
Demirci District.
263
The Demirci District Carpet Industry Clustering Analysis
Certification and Audit











Tourism
Faith
History
Culture
Thermal
Nature
Customer
Local Touris
Foreign Tourist
Locals
Foreign Companies
Local Companies
Intermediary Firms
Education Institutions





Celal Bayar University
College
Vocational and Technical
High Schools
Community Centers
Sanat Okulları









Services
Finance
Insurance
Energy
Security
Health
Accomodation
After Sales Services
Advertisement and Publicity
Consulting





Industry
Textile
Yarn
Food
Dye
Machine and Hardware





Research and Development
Design
Software
Dyeing
Weave
Sectoral Researches
Administration
District Governorship
Provincial Special
Administration

Municipality






NGO’s and Cooperations
Cooperations
Unions
Trade Unions (TSO, etc. )
Chambers
Institutions Providing Funds
Banks
KOSGEB
Development Agencies
EU Funds




Agriculture and Animal
Husbandry

Sheep and Goat Farming

Grain

Wheat

Cherry







Demirci Carpet Producers
Machine Carpet
Hand-Made Carpet
Publishing and Media
Periodicals
Catalogue
Brochure
Leaflet
Local Newspaper
Local Television






Suppliers
Wool,jute etc.
Yarn
Dye
Machine and Hardware
Seed
Fertilizer and Drug
264
THE CLUSTERING ANALYSIS OF CARPET INDUSTRY IN DEMIRCI DISTRICT
XI-
THE RESULT
It was found that the level of international competitiveness in the carpet sector in Demirci
district is low. In this area, many institutions’ and enterprises’ important duties and
responsibilities have fallen.
The University: In order to overcome the problems related to research and development, the
university should develop its relationships and conduct socio-economical research into the
carpet sector, in which an innovation driving thesis is created.
The Zafer Development Agency: Tourism and carpet industry initiatives should provide
funding for joint projects to improve relations. In this sense, the projects should be prepared and
implemented. Spatial data in particular should be collected and a database should be
consolidated by a cooperation foundation such as TUIK. The other institutions and enterprises in
the Demirci carpet sector should cooperate to create their own structural work and
development model.
The Municipality: In terms of transportation and logistics, double-laned roads to the region
should be built. Service quality should be increased to solve the problems related to the sector’s
needs, such as environment, energy, communications, and infrastructure.
Governorship: Projects which promote the district abroad should be created in cooperation
with the Ministry of Tourism, Agriculture, Forestry and Industry. An Organized Industrial Site
with textiles, catering and handicrafts should be established, ensuring progress in the carpet
sector progress and reinforcing cross-sector relationships. A supervision and certification
commission should be created with the help of government, to provide a standard in production
and to increase quality. Business licences should not be given companies which o not meet
standards.
Funding Institutions: Risk capital should be created for entrepreneurs. There should be an
increase in sector oriented support and encouragement. It is necessary that an organization
which can restructure the exisiting structure is established. By going to large-scale
organizations, it is necessary that fund providing structures are created.
Integrating the Sector with the Global Market: The most important market in the sector
needs to be restructured at the national and international level At the international level an adhoc organization model should be established in order to ensure and sustain that Demirci
carpets enter the new and developed markets at the international level. In this way, the level of
cooperation in the sector will be improved and one of the fundamental existing problems will be
eliminated.
NOTLAR
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________________________
______________________________________________________________________________________________________________
This report has prepared with contribution of Zafer Development Agency as part of Advertising The Regional Potential Of
Demirci District And Clustering Analysis Of The Carpet Industy Project by Vezir Consulting & Research©.
Sole responsibility for content belongs to Vezir Consulting & Research. The report does not reflect the opinion of Zafer Development Agency.
opinion.

Benzer belgeler