Antalya İli Sorunları ve Çözüm Önerileri

Transkript

Antalya İli Sorunları ve Çözüm Önerileri
ANTALYA
KENT KONSEYİ
ANTALYA
İLİ GELİŞİM
ÖNERİLERİ RAPORU
2006
ANTALYA
KENT KONSEYİ
ANTALYA
İLİ GELİŞİM
ÖNERİLERİ RAPORU
Değerli Antalyalılar,
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de çağdaş gelişmelere uygun olarak meydana gelen değişimler
ve dönüşümler sonucunda buna uyum sağlayabilen ve yeni ortamda ortak amaçları görerek
düşünebilecek, çalışabilecek ve yaşayabilecek niteliklerle kendilerini hızla hazırlayabilen şehirler
21. Yüzyılda etkili ve başarılı olma imkanını bulabilecektir.
Antalya’nın 21. Yüzyılda gelişme stratejilerinin oluşturulması ile bu doğrultuda etkin katılımlı
orta ve uzun dönem planlarının yüzyılın başında ve şimdiden hazırlanması ve ivedilikle
uygulamaya konulması büyük önem arz etmektedir.
Bu anlamda 21’ inci yüzyılda Antalya’ nın gelişmesini etkileyecek en önemli unsur elbette
Antalyalıların kendi performansı olacaktır. Mevcut tarihsel birikimi ve güçlü toplum dokusu ile
bu hedefleri gerçekleştirebilecek güce sahip olan Antalyalıların yeni yüzyılda değişimi kendi
amaçlarına göre yönlendireceği hususunda asla tereddüdüm bulunmamaktadır.
Binlerce yıldır kültürlerin harmanladığı özgün tarihi ile dünya tarafından mitolojik değerde kabul
edilen Antalya; kültür birikimi, dinamik nüfusu, toplumun eğitim düzeyinin yüksekliği, gelişme
ve kalkınma bilinci, kapasitesini geliştirme isteği, ileri turizm ve tarım anlayışı, gelişmiş serbest
bölge ve organize sanayi bölgesi potansiyeli, teknoparklarla hızla buluşma isteği, dünya-bölge ve
iller arasındaki hava-kara ve deniz ulaştırma ağları, emsalsiz kıyıları ve tabiatı, tarihi ve turist
değerleri ile doğal kaynaklarının zenginliği ve gelişmiş çevre bilinci gibi genel özellikler
Antalya’yı tam olarak tarif etmeye elbette yeterli olamamaktadır.
Bu bağlamda Antalya’nın zaman dinamiğinde daha etkin olmasını hedefleyen bir yaklaşımla,
2005 ve 2010 ile giderek Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun 100. Yıldönümüne
tekabül eden 2023 yılı hedef alınarak Antalya orta ve uzun gelişme hedefleri ve stratejilerinin
mutlaka belirlenmesi gerekmektedir.
Antalya’nın stratejilerini ve uygulama programlarını da yansıtacak olan bu çalışma, ihtiyaç
duyulan yapısal dönüşümlerin yönlendirilmesi bakımından önemli bir işlevi üstlenecektir. Kabul
etmek gerekir ki; böyle bir anlayış, elbette zaman ve mekan dinamiğinde toplumun tüm
kesimleriyle bütünlük içerisinde ele alınmasını da gerekli kılmaktadır.
Antalyalıların ortak katılımı, birlikte tasarımı ve heyecanı ile amaç ve faaliyetler ölçeğin de yeni
yüzyıl hedef ve stratejilerini belirlemede Antalya Kent Konseyi’nin lokomotif görevini mutlaka
yerine getireceğine inanıyorum.
Alaaddin YÜKSEL
Antalya Valisi
Sevgili Antalyalılar,
Bugün tüm dünyada ve ülkemizde toplumsal yapı ve ilişkileri derinden etkileyen hızlı bir
değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Yerel yönetimlerin yetki ve sorumlulukları artıyor. Mahallelerin,
kentlerin, bölgelerin ve ülkelerin geleceklerine ilişkin kararlar, sivil toplum örgütleri başta olmak
üzere toplumun tüm kesimlerinin katımlıyla alınıyor. Gelişen demokratik yönetim anlayışı ile
toplumlar geleceğe umutla bakıyor. Bizler; hepimiz, bu sürecin tanıkları ve aynı zamanda da
mimarlarıyız.
Antalya Kent Konseyi tarafından hazırlanan bu rapor kısaca özetlemeye çalıştığım içinde
bulunduğumuz bu sürecin bir meyvesidir. Bir yeryüzü cenneti olan kentimize ve gelecek
nesillere karşı sorumluluk duyan hemşehrilerimizin eseridir.
Antalya İli Gelişim Planı Öneriler Raporu, kentimizin yaşadığı sorunları ve geleceğe ilişkin
karşılaşabileceği tehlikeleri çözüm önerileri ile birlikte dile getiren bir anlayışın sonucu olarak
ortaya çıktı. Bu anlayışı sahiplenen ve bu raporun hazırlanmasında emeği geçen herkese Antalya
adına teşekkürü bir borç biliyorum.
Sevgili Antalyalılar,
Bu rapor, hepimiz için değerli bir harita görevi görüyor. Antalya’nın yönetiminde söz sahibi olan
tüm kurum ve kuruluşlara önemli mesajlar içeriyor. Hatta özel sektöründe yatırımlarında ve
faaliyetlerinde dikkat etmeleri gereken bilgiler ile dikkat çekiyor.
Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak bizi en çok mutlu eden noktanın, raporda yer alan öneriler
ile bizim bu güne kadar hazırladığımız ve bazılarını uygulamaya bile başladığımız projelerimizin
örtüşmesi olduğunu belirtmek isterim. Örneğin raporda ele alınan kültür ve sanat merkezi
ihtiyacının tespiti başlıklı bölümde, kentimizin bu konuda yaşadığı eksiklik dile getiriliyor.
Önümüzdeki günlerde açılışını gerçekleştireceğimiz Haşim İşcan Kültür ve Sanat Merkezi bu
konuda attığımız ilk adım olacak ve bu konudaki çalışmalarımız hızını kaybetmeden devam
edecek. Ayrıca, Antalya Kent Müzesi’nin kurulmasına ilişkin yaptığımız çalışmalar, ASMEK
Projesi (Antalya Sanat ve Meslek Edindirme Kursları) ile özellikle ev hanımlarına ve işsiz
gençlerimize sunduğumuz ücretsiz eğitim imkanı, raporda yer alan öneriler ile örtüşüyor. Bunu,
hemşehrilerimizin ihtiyaçlarını doğru anladığımızın ve doğru projeler hazırladığımızın bir işareti
olarak görüyorum.
Bundan sonra hazırlayacağımız projelerde de aynı hizmet anlayışını sürdüreceğiz. Kent Konseyi
gibi tüm sivil toplum örgütlerimizin, özel sektör temsilcilerimizin, akademisyenlerimizin
önerilerine de büyük önem veriyoruz. Yarının Antalyası için düşünen, üreten herkesi; tüm
hemşehrilerimizi, can kulağıyla dinlemeyi bir görev sayıyoruz.
İnanıyorum ki; hep birlikte, omuz omuza Antalya’yı dünya kentleri arasında hak ettiği yere
taşıyacağız. Benim dileğim, bu ve benzer raporların, hızla büyüyen ve gelişen kentimize ait
yenilenen veri ve bilgilerle, düzenli olarak hazırlanması ve bizlerin yoluna ışık tutmasıdır.
Bizlerin oluşturduğu güç birliği ile kazanan ve ilerleyen Antalya olacaktır.
Menderes TÜREL
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı
Antalya Kent Konseyi Başkanı
GENEL SEKRETERİN SUNUMU
Antalya Kent Konseyi çalışma ilkeleriyle; sürdürülebilir kalkınmaya ulaşılabilmesi için gerekli
temel politika ve ilkeleri ve yalnızca ekonomik bağlamda yorumlamayan, insan ve çevreyi
birlikte kavrayan bir yaklaşımı kabul etmiştir. toplum katmanlarının her düzeyinde davranış ve
algılamada değişim gerçekleştirmeye önemli katkı getirme yanında, sürdürülebilir kalkınmaya
ilişkin konular ve öncelikleri belirlenirken yönetişim konusunda yeni bir yaklaşım ve
bilinçlenme sürecini harekete geçirmektedir.
Antalya Kent Konseyimiz tüm sorunların çözümü konusunda ulusal çıkarlarımız çerçevesinde
yerelin güçlendirilmesini ilke edinmiştir.Kaynaklarımızın sürdürülebilir, doğru kullanımı ve
yoksullukla ilgili alanlarda yaptığı çalışmalarla ortaya koymakta ve geleceğimiz üzerinde tehdit
olmaya devam etmektedir.
Bizim gibi kalkınmakta olan ülkelerin en önemli sorunlarının başında yoksulluk gelmektedir.
Yaşam kalitemizin yükselmesine engel teşkil eden sorunlara çözüm getirmeyi ve gelecek neslin
ihtiyaçlarını karşılayacak hedeflerin belirlenmesi amaçlanmaktadır.
Yeni çıkacak yasalardan da anlaşılacağı gibi yerel yönetimlerin karar alma süreçlerine aktif
katılımı gerektirmesi nedeniyle, yerel yönetimler sürdürülebilir kalkınma alanında çok önemli bir
role ve halkın yaşam kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunacak bir çok işleve sahiptir.
Kentimizin önümüzdeki yüz yıllarda karşılaşabileceği sorunların ve ihtiyaçlarının
karşılanabilmesi amacıyla Antalya İlimizin gelişimine esas Antalya Valiliğimizin önerisiyle Kent
Konseyimizin tüm çalışma gurupları ve meclislerince hazırlanmıştır. Kentimizin Sürdürülebilir
Kalkınma Hedefleri kapsamında; her birimiz, sorumlu kentli kimliğimizle sürdürülebilir
kalkınma ve yönetişime katkıda bulunma hakkına ve rolüne sahibiz.
Bu raporun hazırlanmasında sivil toplumun kamu işbirliğiyle ortak hareket etmesi eski katı
yönetim geleneğimizin de değiştiğinin bir göstergesidir. Kurumlarımızın gücünün ve başarısının
artmasında önemli etkendir. Yıllarca kurumlarımızın karşıtı gibi değerlendirilen Sivil Toplum
Örgütleri tüm bilgi ve birikimlerini gönüllük ilkesine dayalı kurumlarımızla ciddi işbirliğine
girerek katkıda bulunmaktadır.
Hazırlanan bu raporun gerekli kurum ve kuruluşlara sunulduktan sonra yönetimlerimizin
gündemine alınarak, hayata geçeceği inancındayız.
Antalya Valiliğimizin önerisiyle Antalya Kent Konseyimizin hazırladığı raporun çalışmalarını
yürüten, üniversitemize, meslek odalarımıza, kamu kurum ve kuruluşlarımıza, Baromuza,
derneklerimize, sendikalarımıza, mahalle muhtarlarımıza, meclis üyelerimize, siyasi
partilerimize kısaca Kent Konseyimizin tüm üyelerini kutlayarak, saygılarımızı sunuyoruz.
Sema Nur KURT
Genel Sekreter
GİRİŞ
“Antalya İli Sorunları ve Çözüm Önerileri” Valiliğimiz ve Antalya Kent Konseyinin işbirliği ile
hazırlanmıştır. Bu rapor; Antalya Kent Konseyince hazırlanmıştır.
Antalya Kent Konseyi üyeleri ise; ildeki tüm kamu kurum ve kuruluşları ile mesleki oda ve
derneklerden, vakıflardan, siyasi partilerden, muhtarlardan, meclis üyelerinden ve üniversiteden
oluşmaktadır.Kentimizin en geniş ve demokratik yapısını oluşturmaktadır. Rapor il geneline
yöneliktir. İlçelerimizin katılımları ve görüşleri alınmıştır. Antalya sonuç raporu, Kent
Konseyinin aşağıdaki çalışma gruplarının hazırladıkları raporlardan meydana gelmektedir.
Raporu Hazırlayan Antalya Kent Konseyi Çalışma Grupları ve Koordinasyon Kurulu;
Başkan Vekili
M. Osman AYDIN
Genel Sekreter
Sema Nur KURT
Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet ÇİÇEK
Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet GÜNAL

İmar ve Planlama Çalışma Grubu
Başkan: Recep ESENGİL Başk. Yrd.:Rasim AVCI

Kültür ve Sanat Çalışma Grubu
Başkan : İsmet AYDIN Başk. Yrd.:Hülya Kadriye ÖKSÜZ

Ekonomi Çalışma Grubu
Başkan : Sadık BADAK Başk. Yrd.: Prof. Dr. Aziz ÖZMERZİ

Turizm Çalışma Grubu
Başkan : Prof. Dr. Tuncay NEYİŞÇİ Bşk. Yrd.: Nizamettin ŞEN

Afetler ve Kriz Çalışma Grubu
Başkan : Ahmet ÇİÇEK Başk. Yrd.: Necati ATEŞ

Altyapı Çalışma Grubu
Başkan : Tunç TARIMCI

Tarım Toprakları Çalışma Grubu
Başkan : Nuri ARI

Toplum Çalışma Grubu
Başkan : Vildan DÖNMEZ Başk. Yrd.: Semra YENİOVA

Nüfus Planlama ve Göç Komisyonu

Sürdürülebilir Tüketim ve Tüketici Hakları Çalışma Grubu
Başkan : Ali Ulvi BÜYÜKNOHUTÇU Başk. Yrd. Muammer YÜKSEL

Çevre Çalışma Grubu
Başkan : Murat YILDIRIM Başk. Yrd.: Sevda ALTUNBAŞ

Sağlık Çalışma Grubu
Başkan : Dr. Ergun EKİCİ Bşk. Yard. : Yasemin YİĞİT

Geçlik ve Spor Çalışma Grubu
Başkan : Recep ŞENGÜN Başk. Yrd. : Bedrettin PİYAN

Eğitim Çalışma Grubu
Başkan : Prof. Dr. Atila YANIKOĞLU Sekreter: Müşerref EYİÖZ

Kadın Meclisi Çalışma Grubu
Kadın Meclisi Üyesi : Gülser ÖZTUNALI KAYIR
İÇİNDEKİLER
Valinin Mesajı
Başkanın Mesajı
Genel Sekreterin Sunumu
1. SOSYAL YAPI
1.1 İlin İnsan Potansiyeli
1.1.1 Nüfus ve Göç
1.1.2 Çocuk ve Genç Nüfus
1.1.3 Kadın Gelişimi
1.1.3.1 Kadın Konusunda Sorun Alanları
1.1.3.1.1 Kamusal Alanda Kadın Gelişimi
1.1.3.1.2 Özel Alanda Kadın Gelişimi
1.1.3.2 Kadın Sorunlarına Çözüm Önerileri
1.1.3.3 Antalya Kentinde Kadın Konusunda Kurulması Öncelikli
Olan Kurumsal Yapılar
1.1.4 Yaşlı Nüfus
1.1.5 Engelli Nüfus
1.1.6 Nüfus Hareketleri ve Göçe İlişkin Öncelikli Gündem Önerileri
1.1.7 İnsan Kaynakları ve İstihdam
1.1.8 Kentte Suç
1.2 Eğitim
1.3 Spor
1.3.1 Mevcut Durum ve Sorunlar
1.4 Sağlık ve Sosyal Güvenlik
1.3.1. Sağlık
1.3.2 Sosyal Güvenlik
1.5 Kültür ve Sanat
1.5.1. Kültür ve Sanat Eğitimi
1.5.2. Kültür Varlıklarının Tespiti ve Envanter Çalışmaları
1.5.3 Kültür Kadastrosunun Çıkarılması
1.5.4 Botanik , Flora - Fauna Araştırma Enstitüsü Kurulması
1.5.5 Kültür ve Sanat Merkezi İhtiyacının Tespiti
1.5.6. Kütüphanelerin Tespiti
1.5.7. Kent Müzesi
1.5.8. Kültür Sanat Çalışmalarının Tespiti
2. FİZİKİ VE EKONOMİK YAPI
2.1 Tarım
2.1.1. Toprak ve Su Kaynakları
2.1.2. Bitkisel Üretim
2.1.3. Hayvancılık
2.1.4. Su Ürünleri
2.1.5. Ormancılık
2.2. Turizm Ve Tanıtım
2.3. Ticaret
2.4 Tüketim ve Tüketici
2.5. Sanayi
2.5.1. Sanayi Alt Yapısı
2.6. Madencilik
2.6.1 Enerji
2.6.2 Hizmetler
2.6.2.1. Ulaştırma
2.6.2.2 Haberleşme
2.6.2.3 İnşaat
2.6.2.4 Mali Yapı ve Bankacılık
3. İMAR VE PLANLAMA
4. ÇEVRE
5. AFETLER VE KRİZ YÖNETİMİ
5.1 Doğal Afet
5.2 Taşkın
7. SONUÇ
1. SOSYAL YAPI
1.1 İLİN İNSAN POTANSİYELİ
1.1.1 NÜFUS VE GÖÇ
Antalya ilinin nüfusu 1 719 751’dir ve kilometrekareye 83 kişi düşmektedir.
TABLO 1: İL NÜFUSU (Kesin Sonuç)
2000 yılı
İlçeler
MERKEZ
AKSEKİ
ALANYA
ELMALI
FİNİKE
GAZİPAŞA
GÜNDOĞMUŞ
İBRADI
KALE
KAŞ
KEMER
KORKUTELİ
KUMLUCA
MANAVGAT
SERİK
TOPLAM
Nufus
714.129
42.467
257.671
40.041
42.087
44.541
21.513
10.826
22.170
47.519
55.092
51.580
61.370
199.385
109.360
1.719.751
Yüzölçümü
km2
2.020
1.285
1.598
1.630
653
921
1.343
1.242
374
1.867
468
2.531
1.220
2.237
1.334
20.723
Nüfus Yoğunluğu
Kişi/km2
1997
2000
308
54
144
23
62
47
20
4
63
25
63
20
45
82
63
72
354
33
161
25
64
48
16
9
59
25
118
20
50
89
82
83
Antalya doğal güzellikleri, iklimi, turizm ve tarım sektörlerindeki gelişimi ve iş olanakları nedeniyle
diğer bölgelerde olumsuz koşullarda yaşayan aile ve gençler için bir cazibe merkezi olarak yoğun göç
almaktadır.
1927 yılında Türkiye nüfusu 13.648.720 iken Antalya nüfusu 206.270 olarak saptanmıştır. 2000
yılında Türkiye nüfusu 67.803.927 iken Antalya nüfusu 1.719.751 (833.925 kadın, 885.826 erkek)
olmuştur. Aradan geçen 73 yıllık süre içerisinde Türkiye nüfusu 5 kat artarken, Antalya nüfusu 8.3 kat
artmıştır.
1990-2000 döneminde Türkiye nüfusunun nüfus artış hızı binde 20 iken, Antalya nüfusunun artışı
binde 41.8 ile Türkiye’deki iller sıralamasında birinci olmuştur.
Oysa 1985-1990 döneminde Antalya’daki nüfus artış hızı binde 47.9 ile 73 yıllık süre içerisindeki en
hızlı nüfus artış dönemini yaşamıştır. Antalya’da 1927 yılında şehirde yaşayanlar toplam nüfusun
%17.2 sini oluştururken 2000 yılında bu oran %54.5 e yükselmiştir. 2000 yılında Türkiye nüfusunun
%64.9 u şehirde yaşamaktadır.
10
1935 yılında Antalya ilindeki nüfusun %94.9 u bu ilde doğmuştur. 2000 yılında ise nüfusun %58.6 sı
Antalya’da doğmuştur. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Türkiye nüfusuyla ilgili projeksiyonlarından
yapılan belirlemelere göre 2006-2010 yılları arasında Türkiye’nin toplam nüfusu%4-8 artarak 76
milyon 505 bine kadar yükselecek. Bu dönemde; köylerdeki nüfusun % 2 oranında azalarak 23 milyon
433 binden 22 milyon 967 bine gerilemesi, kentlerdeki nüfusun ise % 8.1 artarak 49 milyon 451 binden
53 milyon 538 bine yükseleceği tahmin edildi. Bu dönemde en hızlı nüfus artışını % 12.6’yla Antalya
yaşayacak. Antalya’da kent nüfusunda % 13.2, köy nüfusunda ise % 11.9 artış olacağı öngörülüyor.
Bu da ilin zaman içerisinde ne kadar yüksek oranda göç aldığını göstermektedir.
Kırsal kesimde çözülen üretim ilişkilerinin ve yetersiz yaşam koşullarının kentlere yönelttiği büyük
insan kitleleri metropollerin nüfusunu geometrik olarak arttırmıştır.
Sanayisizleşme politikaları, özelleştirme uygulamaları,merkezileşen dünya üretiminin kentsel alanlara
yansımaları kentlerin çözülmesine yol açmıştır. 1980 yılından itibaren Antalya’da turizmin yoğun
şekilde gündeme gelmesi ile tarım ile uğraşan sosyal ve feodal yapısı buna göre şekillenen nüfusun
değişimi söz konusudur. Bu değişim tüm grupları derinden etkilemiştir.
Antalya’da hızlı nüfus artışı nedeniyle özellikle eğitim, sağlık hizmetleri, sosyal hizmetler ve trafik
konusunda ciddi önlemler alınması gerekmektedir.
1.1.2. ÇOCUK VE GENÇ NÜFUS
Antalya’da 0-14 yaş grubunda 433.958 çocuk olup; bunların 222.385 i erkek, 221.573ü kız
çocuğudur. Buna göre çocuk bağımlılık oranı (çocukların (0-14 yaş grubu), faal çalışabilir (15-64 yaş
grubu) nüfus gruba oranı ) 1935 de 76.97 iken 2000 yılında %34.54e düşmüştür.
Küreselleşmenin etkisiyle kadınların doğurdukları çocuk sayısında bir azalma olmuştur. 1970 yılında
yapılan nüfus sayımına göre 15-49 yaş grubundaki kadınların doğurdukları çocuk sayısı 5.4 iken 2000
yılında bu sayı 3 e düşmüştür. Bebek doğumlarında azalma olurken bebek ölümlerinde de azalma
olmuştur. 1967 yılında 1000 canlı doğan çocuğun 113 ü bir yaşını doldurmadan ölürken, 1997 de ise
bu sayı 32 ye düşmüştür. Bu veriler Türkiye geneliyle benzerlik göstermektedir. Tıbbın gelişmesi,
temel sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması, annelerin eğitimlerinin artması ... gibi nedenlerle bebek
doğumlarında ve ölümlerinde azalmaya neden olmuştur.
Son yıllarda Antalya’da sokakta çalışan çocukların sayısında önemli bir artış olmuştur. Çalışan
çocuklarla yapılan araştırma da ailelerin göçle Antalya’ya yerleştikleri anlaşılmıştır. Ayrıca yine son
yıllarda Antalya’da uçucu madde kullanan çocuk sayısında önemli artış olmuştur. Antalya’nın iklim
koşulları dikkate alındığında belirli mevsimlerde başka illerden gelen çocuklarla da bu sayı daha da
artmıştır. Bunun dışında Çocuk suçluluğunda büyük artışlar gözlenmektedir.
Antalya’ya göçle yerleşen aileler genelde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden yoksulluk,
işsizlik ve terör nedeniyle gelmektedirler Antalya’ya gelen ailelerde , çocuk sayılarının fazla olması ,
yetişkinlerin vasıfsız nitelikte olması gibi etmenler; bu ailelerin çocuklarının çalışmasında destekleyici
etki yaratmaktadır.
Genelde kırsal yerleşim bölgelerinden gelen dezavantajlı nüfus grupları, Antalya’da kentsel yapının
yetersiz olduğu dezavantajlı semtlere yerleşerek kent içerisinde ancak kent olanaklarından yoksun
yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Çoğu geçim sıkıntısı ve işsizlik nedeniyle göç etmiş bu
nüfus grupları , maddi kazanç elde etmek ve yaşamlarını idame ettirebilmek için erken yaşta çalışma
yaşamına atılmaktadırlar. Ancak belli mesleki alanda bilgi birikimi ve deneyimine sahip olmayan ve
genelde mesleki eğitim almayan bu bireyler; marjinal işlerde, kötü çalışma koşullarında ve ortamlarda
düşük gelirle çalışmaktadırlar. Göçle Antalya’ya gelen ailelerin çocukları da benzer şekilde erken
11
yaşlarda , genelde eğitimlerine ara vererek ya da eğitimlerini ikinci plana iterek sokakta çalışmaya
başlamaktadırlar.
Son nüfus sayımına göre (2000yılı) Antalya’nın 81 il içerisinde binde 41.8’lik nüfus artış hızı ile en
yüksek sırada yer alması; 1990 yılında yapılan genel nüfus sayımına göre de Antalya’nın binde 46’lık
nüfus artış hızıyla son yıllarda yoğun göç aldığının göstergesi olarak; göç ve sokakta çalışan çocuk
ilişkisi düşünüldüğünde sorunun büyüyeceği açıktır.
ILO/IPEC-SHÇEK tarafından Akdeniz Üniversitesi Sosyal Hizmetler Eğitim Araştırma ve Uygulama
Merkezi’ ne 2005 yılı içerisinde yaptırılan araştırma bulgularına göre şu sonuçlar elde edilmiştir.
Yapılan araştırma da 715 çocuk araştırma kapsamına alınmıştır. Çocukların yaşadıkları konutlara
gidilerek 519 çocuğun 309 ailesiyle görüşme yapılmıştır.
1- Ailelerin Antalya’ya göç etme durumları incelendiğinde %91.9’u Antalya’ya başka şehirlerden
gelerek yerleşmiştir.%8.1’i ise hep Antalya’da yaşamıştır. Antalya’ya göç eden ailelerde, eşlerin
%8.1’i Antalya’ya birlikte %19’u da farklı zamanlarda gelmişlerdir.
2- Ailelerin Antalya’ya gelmeden önce yaşadıkları şehirlere bakıldığında Batman, Şırnak,
Diyarbakır, Hakkari, Van, Mardin… vb. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden ve
Antalya’nın ilçe ve köylerinden geldikleri anlaşılmıştır. Ayrıca ailelerin sosyal destek
sistemlerinin olup olmadığı açısından değerlendirildiğinde ailelerin %76.1’inin Antalya’da
akrabalarının olduğu öğrenilmiştir.
3- Antalya’ya birlikte göç eden eşlerin %38.7’sinin daha önce köyde, %17.4’ünün ilçede ve
%21.7’sinin il merkezinde yaşadığı; farklı zamanlarda göç eden eşlerden annelerin %38.2’sinin
köyde, %30.9’unun il merkezinde yaşadığı öğrenilmiştir.
4- Ailelerin Antalya’ya kaç yıl önce göç ettiklerine bakıldığında yaklaşık %8’i son beş yıl içerisinde,
%21.4’ü, 6-10 yıl içerisinde %35.9’u 11-15 yıl içerisinde göç etmişlerdir. Genel olarak
bakıldığında ailelerin Antalya’ya daha çok son on beş yıllık süre içerisinde yerleştikleri
söylenebilir.
5- Ailelerin %69.6’sı Antalya’ya işsizlik nedeniyle, %4.2’si devletin köylerini boşaltması nedeniyle,
%2.6’sı evlenme sonucu, %3.6’sı terör, %1.3’ü akrabalarının yanına yerleşmek isteğiyle
geldiklerini belirtmişlerdir.
Araştırma sonuçlarına göre
sıralanmıştır;
yapılacak çalışmalarla ilgili öneriler
şu şekilde
1- Ailelerin öncelikleri ve ihtiyaçları belirlenmeli, kısa ve uzun vadede eylem planı yapılmalıdır.
Kısa vadeli çalışmalardaki öncelikler en kötü biçimde çalışan çocuklar ve aileleri olmalıdır.
Ayrıca öncelikler arasına çok sayıda çocuğunu çalıştıran aileler alınmalıdır.
2- Ailelere yönelik hizmetler planlanırken, her mahallede yoğun olarak çocukların yaptıkları işler
dikkate alınmalıdır.
3- Çalışan çocuklara yönelik programlar yapılırken; hizmetin çok yönlü olmasına, kurumların
yürütecekleri hizmetin tanımlanıp uygulamaların birlikte eş güdüm halinde yürütülmesine özen
gösterilmelidir.
12
4- Çalışan çocukların devam ettikleri okullarda, veli-öğretmen-öğrenci işbirliği oluşumuyla, sorunun
çözümünde kalıcılık sağlayacağından, öğretmenlerin bilgilendirilmesine yönelik toplantılar
düzenlenmeli.
5- Çalışan çocukların ve kardeşlerinin sosyalleşmeleri, içinde bulundukları sosyal yoksunluktan
uzaklaşabilmeleri için sosyal ortamlara girmeleri, duygu ve düşüncelerini rahatlıkla ifade
edebilecekleri , becerilerini değerlendirerek sergileyebilecekleri ortamda bulunmaları, onların
değişimini ve gelişimini hızlandıracaktır.
6- Çalışan çocukların yoğun olduğu okullarda, anne ve babalarının katılacağı bir dizi eğitim
toplantıları yapılmalı, toplantılar aktif katılımlı ve onların anlayabileceği yalınlıkta olmalıdır.
7- Ailelerin sosyal sorunlarının giderilmesinde ilgili Sivil Toplum Kuruluşlarının yürütecekleri
çalışmalar belirlenmelidir.
8- Ailelerin yoksulluğunu gidermeye yönelik bazı çalışmalar yapılmalıdır.
a) Salt yoksulluk nedeniyle çalışan çocukların ailelerine yapılacak yardımların başka
çocukların sokağa çıkmasını teşvik edecek nitelikte olmamasına özen gösterilmelidir.
b) Aile bireylerinin durumları dikkate alınarak, iş ve meslek öğrenmelerine yönelik
programlar geliştirilmeli, bu konuda gençlere ağırlık verilmelidir.
c) Çocukların ailelerindeki işsizliğin giderilmesine yönelik, kurumlar arası iletişim
sağlanarak iş bulmalarına destek verilmelidir.
Bu çalışmalar yürütülürken; kooperatifler kurulması, atölyeler açılması yerinde olacaktır.
9- “Sokakta Çalışan Çocuklar” konusu kamuoyuna güncel verilerle anlatılıp, etkin kampanyalarla
toplumda hem duyarlılık hem de bilinç yaratılmalıdır.
10- Ailede çocuğun ihmal ve istismarı olması durumunda, çocuktan sorumlu ebeveynlere yasal
yaptırım sağlayacak mekanizmaların oluşturulması, işletilmesi sağlanmalıdır.
1.1.3. KADIN GELİŞİMİ
1.1.3.1 Kadın Konusunda Sorun Alanları :
1.1.3.1.1 Kamusal Alanda Kadın Gelişimi :

Kadınlar yoksulluk açısından en dezavantajlı gruptur. Çoğunun işsiz olduğu, eğitimlerinin
düşük olduğu ve gereksinim duydukları beceri ve yeteneklerini geliştirme olanağı
bulamadığı için yoksulluk içinde olduğu bir gerçektir. Kadınların yoksulluk düzeylerinin
azaltılması için kentsel gelirlerin dengeli dağıtımını sağlayacak mekanizmalara ihtiyaç
vardır. Kadın yoksulluğu evrensel düzeyde ele alınan bir konudur. Yoksul kadınların eğitim,
sağlık ve sosyal hizmetlere ulaşması ve yararlanabilmesi olanakları yaratılmalıdır.

Arabasız, çocuklu ve çalışan bir çok kadının kentte sunulan hizmetlerden kısıtlı bir şekilde
yararlanmaları

Sosyal hizmetler ve yardımlardan kadınların yeterli düzeyde yararlanamaması
13

Kentsel kararlara kısıtlı katılımı (il ve belediye meclislerinde kadınların temsil edilmemesi)

Kadına yönelik şiddetin etkin ve yaygın olması (tecavüz, öldürme, saldırı, cinsel taciz,
namus vb)

Özellikle parklarda gündüzleri dahi kadınların saldırıya uğraması,

Avrupa Birliği tarafından getirilmiş olan kadın sığınağı standardının gerçekleşmemiş
olması, Kadın sığınaklarının ve danışma merkezinin bulunmaması, sosyal hizmetlere bağlı
kadın misafirhanesinin de kapasitesinin ve olanaklarının yetersiz olması,

Namus cinayetlerinin Antalya merkezinde de gerçekleşmeye başlaması,

Şiddet yaşayan kadınların karşı karşıya kaldığı, yargı, sosyal hizmet, eğitim, emniyet
görevlileri, sağlık çalışanlarının bu konuda uzmanlık sahibi olmamaları, eğitimsiz
olmalarından kaynaklanan sorunlar,

Şiddete uğrayan kadınların ilk başvurduğu yerler olan, karakol, hastane, mahkeme vb
hizmet kurumlarında kadın görevlilerin bulunmaması, cinsiyet konusunda duyarlı
uzmanların görevlendirilmemesi,

Toplu taşım araçlarına kadınların çocuk arabalarıyla binememeleri

Kamusal hizmetlerden yararlanmadaki kısıtlılıkları
yetersizliği, su hizmetlerinin yetersizliği,

Sağlık merkezleri, hastaneler ve sağlık ocaklarının sayısının yetersizliği. Kadının sağlık
düzeyinin iyileştirilmesi amacıyla 1998 yılında Ulusal Strateji Planı oluşturulmuştur ancak
Antalya için bunun uygulamaya geçirilmediği gözlenmektedir,

Konut yetersizliği ve yalnız yaşayan kadınlara yönelik küçük konutların olmaması

1992 DIE verilerine göre , ücretli ve maaşlı çalışan kadın oranı %17.40, yevmiyeli
(mevsimlik) % 4,04, ücretsiz aile işçisi olarak da % 65.12’dir. Kadınların daha fazla oranda
iş yaşamında yer almasının sağlanması, beceri ve yeteneklerinin geliştirilmesi gerekliliği,

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulanan “Genç kız ve Kadınların Eğitimini Geliştirme
Projesi” ve “Mesleki ve Teknik Eğitimi Geliştirme Projesi” nin Antalyalı kadınlar için
yaygınlaştırılamamış olması,

Seks işçiliği mesleğinin(özellikle 100.yıl Bulvarı, Havaalanı yolu ve Lara kesiminde)
yaygınlaşması v.b.
(yuva kreşlerin sayısının azlığı ve
1.1.3.1.2 Özel Alanda Kadın Gelişimi :

Kadınların aile içinde cinsel, ekonomik,fiziksel,duygusal ve sözel şiddete maruz kalmaları

Kendilerine ait bir gelire sahip olmamalarının yarattığı eziklik,

Sosyal güvenceden yoksun olmaları,

Tek başına yaşayan bekar kadınların çeşitli sorunları,

Çocuklu ve boşanmış kadınların sorunları,

Aile içinde ve kentsel alanda kendilerini güvensiz hissetmeleri,
14

Evlilik, aile ilişkileri, şiddet, mülkiyet ve miras hakları, çalışma haklarını yeterli derecede
kullanamamaları,

Sosyal baskılar ve geleneksel bakış açılarının kadınları üzerindeki olumsuz etkileri

Çocukların bakımının ve eğitim sorunlarının yalnızca kadınların üzerinde olması
1.1.3.2. Kadın Sorunlarına Çözüm Önerileri :
İl Özel İdaresi ile ilgili olarak kadınlar açısından değişikliklere gereksinim vardır ve yerel yönetimler
için hazırlanan birçok tasarıda da kadınların beklentilerini kısmen
yerine getiren maddeler öngörülmüştür. Bunların gereksinimler çerçevesinde geliştirilmesi yoluna
gidilmelidir.
İl Özel İdaresi












Kadın, aile, çocuk, genç vb. dezavantajlı toplum kesimlerine yönelik sosyal hizmetlerin
yürütülmesine, bunların daha sağlıklı, üretken ve topluma yararlı hale gelmesine yardımcı olmak,
bu amaçla özellikle kadınlar için danışma ve dayanışma merkezleri açmak ve bunları batı
ülkelerinde olduğu gibi kadın kuruluşlarına işlettirilmesi,
Aynı yasa çerçevesinde Şiddete maruz kalmış kadınlar için sığınaklar açılması Avrupa Birliği’nin
her 7.500 kadın ve kız çocuk nüfusuna 1 sığınak standardının bir an önce hayata geçirilmesi,
Halka, emniyet mensuplarına, sağlık personeline vb. Kadına yönelik şiddet konusunda bilinç
yükseltme veya eğitim kurslarının açılması,
il özel idaresi bütçe gelirlerinin en az % ........ kadın konusunda çalışan kadın kuruluşlarına
aktarılması,
3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Kanunu kapsamında il ve ilçelerdeki kadın
kuruluşlarına, kadın sığınaklarına fondan pay ayrılması,
İl genel meclisinde kadınların daha yüksek oranlarda temsilinin sağlanması amacıyla bir oran
konması ve kalkınma fırsat ve olanaklarından eşit biçimde yararlanmalarının sağlanması için ilin
karar organlarına kadınların daha fazla oranda girmelerinin sağlanması,
İl genel meclisleri kanunların il özel idarelerine görev olarak verdiği konularda ön incelemeye
ihtiyaç duyulan hallerde ihtisas komisyonları kurabileceği için kadına yönelik şiddet konusunda
psikiatrist, psikolog, jinekolog, sosyal hizmet uzmanı vb gibi kişilerden oluşacak “Kadın İhtisas
Komisyonu”nun oluşturulması,
İl Özel İdarelerinde memur, daimi işçi ve sözleşmeli personel istihdam ederken kadınlara da
istihdam olanakları erkeklerle eşit düzeyde sağlanmalıdır. Personelin en az %.. kadınlardan
oluşması,
Kadın konusunun İl Özel İdaresinin görev alanlarına dahil edilmesi,
İl Özel İdarelerinin, kendilerine ait taşınmaz malları, hizmetlerinde kullanılmak üzere ve süresi....
yılı geçmemek üzere bedelli veya bedelsiz olarak genel, katma ve özel bütçeli kadın kuruluşları,
bağımsız kadın sığınakları ve kadın danışma merkezlerine tahsis etmesi,
Parklar ve bahçelerde kadın ve çocuklara yönelik saldırıların önlenmesine yönelik kolluk
güçlerinin arttırılması,
Kadın kuruluşları ve bağımsız kadın sığınaklarının her tür vergi ve harçtan muaf tutulması
15
Belediyeler

1998 yılı sonu itibariyle ülke çapında belediyelerde çalışan sayısı 282.996 dır. Bunun sadece %9’u
kadındır. Belediyelerde çalışan kadın sayısının arttırılması tüm kadın kuruluşlarının talebidir.

1580 sayılı Belediye Kanunu’nda yapılması öngörülen değişikliklerle, belediyeler kadın
çalışmalarında gelişmiş batılı ülkelerde olduğu gibi hem finansal hem de organizasyonel
olumlu katkılar sağlayabilir.

Sağlık Bakanlığınca belirlenecek ilke, esas ve standartlara uygun olarak her türlü teşhis ve tedavi
merkezleri ile acil yardım servisleri, Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünce belirlenecek
esas ve standartlara göre her ilde, kreş, gündüz bakımevi, kadın sığınma evi, rehabilitasyon
merkezi (gündüzlü ve yatılı), çocuk ve gençlik merkezi, aile danışma merkezi açmak, uluslar
arası standartlar çerçevesinde kadın kuruluşlarına işlettirmek,

Kadın Sığınma Evi işletilmesi sıradan bir işletme anlayışıyla mümkün olmamaktadır. Bu nedenle
bu konuda özel eğitim görmüş, uzmanlaşmış personel ile işletme mümkündür. Ayrıca kadın bakış
açısıyla ve uluslar arası standartlar çerçevesinde sadece kadın kuruluşları tarafından
gerçekleştirilebilecek gönüllüğün de etkin olarak geçerli olduğu bir işletme söz konusu olabilir.
Batıdaki örnekleri de bu yöndedir.

“sorumluluk alanlarında Devletin güvenlik, eğitim, kültür, sağlık, sosyal yardım, hizmet ve spor
kurum ve tesislerinin arsa ve ayni ihtiyaçlarını karşılayabilir, yapım ve onarım işlerini bedelsiz
gerçekleştirebilir, bu hizmetler için geçici olarak personel görevlendirebilir” diye ifade olunan
madde gereği bağımsız kadın kuruluşlarına, kadın sığınaklarına özel arsa tahsis edilmesi,

“Ön incelemeye ihtiyaç duyulan hallerde ihtisas komisyonları kurabilir” diye ifade olunan yasa
maddesi ile Kadın kuruluşlarının katılımı ile gerçekleştirilecek Kadın İhtisas Komisyonu
oluşturulması,

“Ana Hizmet Birimleri ve yardımcı birimler kurulur” diyen yasa maddesi gereği de Kadın konusu
ana hizmet birimi olarak belediye örgütünde yer almalıdır. “Kadını Güçlendirme Daire
Başkanlığı” adı altında yer almalıdır.
1.1.3.3. Antalya Kentinde Kadın Konusunda Kurulması Öncelikli Olan Kurumsal Yapılar:






Yerel Yönetimlerde kadın konusunu temel görev alanı haline getirmek birincil derecede önem
taşımaktadır.
Kadın Sosyal Hizmetler ve Yardımlar Fonu’nun oluşturulması,
Kadınları gelir getirici faaliyetlere yönlendirmek, girişimcilik ve el emeğinin değerlendirilmesi
amacıyla Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulan yapının Antalya
Valiliği’nde de oluşturularak, hızla hizmete açılması,
Kadına yönelik çalışan kadın kuruluşlarının finansal olarak desteklenmesini sağlayacak bir
“Kadının Güçlendirilmesi Fonu” nun oluşturulması,
“Antalya İli Kadın Kütüphanesi ve Bilgi Belge Merkezi”nin kurulması. Kentin kadınların sosyoekonomik durumunun güçlendirilmesi için gerekli siyasal, hukuksal, ekonomik, sanatsal, kültürel,
istatistiklerin, bilgi ve belgelerin toplanması ve kadınların yararlanmasına açılması,
Kentin en kolay ulaşılabilir bir yerinde, kadın kuruluşları, il özel idaresi ve büyükşehir belediyesi
temsilcilerinden oluşan, tüm kadın kuruluşlarının ve resmi kurumlardan temsilcilerin bir araya
geldiği, kadın güçlendirilmesi konusunda gelecek için hedefler belirleyen ve resmi kurumlara
16
bunları ileten, bilgi ve iletişimi sağlayan profesyonel çalışanları olan bir mekan ve iletişim ağını
gerçekleştirecek “Kadın Çalışmaları Koordinasyon Ofisi”nin kurulması,
 Kadın uzmanlardan oluşan, kadınların annelik, dönemsel veya sürekli, yaşa yönelik sağlık
sorunlarına eğilen “Antalya İli Kadın Sağlık Kurulu”nun oluşturulması,
 Kadınların sosyo-ekonomik açıdan güçlendirilmesinde önemli katkılar yapabilecek “Antalya İli
Kadın Emeği Fonu”nun oluşturulması,
 Gelişmiş ve Avrupa Birliği ülkeleri örneklerinde olduğu gibi, Büyükşehir bünyesinde “Kadını
Güçlendirme Daire Başkanlığı”nın kurulması gerekmektedir.
Kadınlara yönelik “Mesleki ve Teknik Eğitim Kurslarının yapılabileceği “Kadın Eğitim
Merkezleri”nin veya “Kadın Okulları”nın açılması.
1.1.4 DURUM PROBLEMLER VE BİLGİLENME KISA ÖZETİ
A. SPOR ORTAMI : Spor ortamının içerdiği altyapı unsurları nitelik ve sayı olarak sporun ve
sporcunun yararı gözetilerek spor faaliyetlerine ve hizmetlerine cevap verecek düzeyde
geliştirilmelidir. Bunun için, yörenin coğrafi özellikleri, nüfusu, öncelikli spor dalları gibi vb.
ölçütler göz önünde bulundurulmalıdır. Devletçe spor ortamı sayısının çoğaltılması için özel ve
tüzel kişilerin özendirilmesi ve teşvik edici yönde tedbirler almalıdır.
B. SPOR YÖNETİMİ : Sporun her yönetimin kademesinde ve öncelikle yöneticilerce “ÖNCE
BARIŞ, SONRA YARIŞ” ilkesi, titiz bir ciddiyet ve sevecen bir yaklaşımla korunmalı ve
sürdürülmelidir. Spor ortamına ait yapıya ilişkin unsurların yönetiminde devlet-özel sektör işbirliği
sağlanmalıdır. Her cins ve yaş grubu veya yaş kategorisinde düzenlenecek yarışmaların, doyuma
ulaşması ilke olarak gözetilmeli, izlenmeli ve sağlanmalıdır.
Spor federasyonlarının; bağlı oldukları ve uymayı taahhüt ettikleri “Uluslar arası Federasyonların”
uygulama istekleri ve talimatlarına uyum gösterilmesi, desteklenmelidir. Kurumların tesis yapma
mecburiyetleri titiz ve ciddi yöntemlerle takip ve kontrol altında tutulmalıdır.
C. SPOR YARGI DÜZEYİNDE DEĞİL, DİSİPLİN DÜZEYİNDE BİR OLAYDIR.
Sporun öncelikle bir yargı olayı değil disiplin olayı olduğundan böylesi geniş ve yaygın kabul
görmüş bir gerçekten hareketle, spor faaliyetleri uygulamalarından kaynaklanan şikayet, itiraz,
ihtilaf, cezalandırılmalar gibi haller ve sorunlar, YARGI ORGANLARINCA değil SPOR
KURULUŞU’nun kendi içinde çözümlenmelidir.
D. ORTA ÖĞRETİM KURUMLARI VE SPOR KULÜPLERİ İLİŞKİSİ
Orta öğretim kurumları, ya “GENÇLİK VE SPOR” kulüplerini, kendi bünyelerinde kurabilmeli
yada kurulmuş kulüplerden biri ile bilinci bir “Okul-Kulüp” işbirliği yapabilmelidir. Orta öğretim
kurumları bünyesinde spor kulübü kurulabilmesi için gerekli tüm yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
E. İLKÖĞRETİM KURUMLARI VE SPOR
İlkokullar; minikler, küçükler, yıldızlar olarak adlandırılan yaş gruplarından, gençlik ve spor
kulüpleri ilkokul işbirliğinin teşvik edilmesi, özendirilmesi Gençlik ve Spor bakanlığınca
sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra becerikli ve yetenekli genç okul öğretmenleri eğitilerek ve sertifika
alma koşulu ile branş öğretmeni olarak görevlendirilmelidir.
F. ÜNİVERSİTELERDE SPOR KOORDİNASYONU
17
Her yüksek öğrenim kurumunun uzmanlık alanı ile gençlik ve spor birimleri arasında bağlantı
kurulmasını sağlamak, yürütmek ve sürdürmek için, merkezi spor kuruluşunda danışma nitelikli
bakanlığa bağlı “DAİMİ SEKRETERLİK” kurulmalıdır.
G. ÖNCELİKLİ SPOR DALLARI
Yörenin spor ilgileri, geleneksel sporları, spor ortamı unsur ve kaynakları göz önünde
bulundurularak yerel iller ve ilçeler itibarıyla yapılacak bu tespitlerle, kaynakların optimum
kullanımı sağlanmalı savurganlık önlenmelidir.
H. HAYATİ ÖNEM TAŞIYAN SPORLAR
Yılın büyük bir kısmı karla örtülü yerlerde yaşayanlar için kar üzerindeki hareket kabiliyetinin
geliştirilmesinde yeri ve değeri bilinen KAYAK SPORU insan hayatında önem taşıyan spor dalıdır.
Aynı şekilde, denizleri, gölleri, ırmakları, baraj gölleri, kanalları ile yurdumuz insanı-su ilişkileri
giderek büyüyen önem taşımaktadır. Dolayısı ile YÜZME SPORU da insan hayatında önemli bir
spor dalıdır. HAYATİ ÖNEM TAŞIYAN YÜZME VE KAYAK SPORLARI ; yörelerinde
öncelikli sporlar olarak kişi ve toplum hayatındaki değeri ölçüsünde, devlet tarafından teşvik ve
destek görmelidir.
İ. GELENEKSEL SPORLAR VE YÖNETİMİ
Ülkemizde çok eskilere dayanan, geçmişteki otantik özelliklerini büyük ölçüde koruyarak aynı
organizasyon özellikleri ile aynı araç ve gereçleri kullanarak zamanımızda da yaşantısını sürdüren
GELENEKSEL SPORLAR ın yönetimi ilgili SPOR FEDERASYONLARI na bağlanmalı bu
federasyonların yükümlülüğünde yaşantısını sürdürmelidir. Örneğin ; yağlı güreşler kara kucak
güreşleri; güreş federasyonu bünyesinde, yönetim kurulunda yer alan birer üyenin başkanlığındaki
yağlı güreş komitesi-kara kucak komitesi gibi komiteler tarafından yürütülmektedir. Birbirinin
kaynağı ve destekçisi olan evrensel spor dalı ile onun geleneksel spor dalı arasında öncelik ve
ağırlık ayrımı yapmadan her birinin diğerine katkısı ve yararı göz önünde tutularak doğal gelişimi
sağlanmalıdır.
J. SPOR SAHA VE TESİSLERİ İMAR PLANLARI-TOPLU KONUTLAR
Şehir imar planları, genel ve mevzi’ i imar planlarında GENÇLİK VE SPOR SAHA VE
TESİSLERİ için yeteri kadar arazi ayrılması yasal düzenlemelerle sağlanmalı ve plan uygulamaları
titizlikle uygulamaya ve denetime tabi tutulmalıdır. Spor tesislerine ayrılacak yerlerin Gençlik ve
Spor Bakanlığı’ nca hazırlanacak kıstaslara uygun olarak saptanacağı bu yerlerde izinsiz değişiklik
yapılamayacağı yasal düzenlemede yer almalıdır.
Toplu konut yapımını üstlenen kooperatif, kurum ve kuruluşlar; keza bakanlıkça hazırlanacak
kıstaslara uygun saha ve tesislerini yapmak, iskan izni tarihinde hizmete açmak yükümlülüğü bu
yasal düzenlemede yer almalıdır. Spor saha ve tesisleri için arsa veya bina bağışında bulunan kişi
ve kuruluşlara, spor tesisi yapanlara vergi muafiyeti uygulaması devam etmelidir.
K. ORMAN, GÖL, NEHİR VE DENİZ KENARLARINDAN YARARLANMA
Gençlik ve Spor faaliyet ve hizmetlerinin yürütülmesinde; orman, göl, nehir ve deniz
kenarlarındaki araziler, ihtiyaç duyulan kalıcı ve geçici tesislerin kurulması, arazi ve diğer mevcut
olanaklardan yararlanma koşul ve yöntemleri, bu arazinin ilgili olduğu bakanlık veya kurum ve
kuruluşlarla yönetmelikle yürütüleceği, yasal düzenleme ile sağlanmalıdır.
L. SPOR ŞÜRASI
18
Spora bugünden daha çok önem verilmesi, önemli ve değeri ölçüsünde kaynak ayrılması için bir
baskı aracı olarak gerekli zaman dilimlerinde spor şuraların toplanması yasallaşmalı ve
gelenekselleşmelidir.
M. SPORCU SAĞLIĞI, SOSYAL GÜVENLİĞİ YETENEK ARAŞTIRMASI VE GÜÇ
GELİŞTİRME TEST MERKEZLERİ
Gençlik ve spor faaliyetlerinde katılanların, sağlık hizmetleri ile vuku bulacak sakatlık ve ölüm gibi
nedenlerle yoksun bulundukları sosyal güvenliğe sahip olmalarının sağlanması yasal düzenlemeyi
gerekli kılmaktadır. Aynı zamanda, ülke düzeyinde başarılı sporcuların yetenek araştırmaları ve
bedeni yeteneklerini geliştirmek için “SPORCU SAĞLIĞI VE YETENEK ARAŞTIRMASI, GÜÇ
GELİŞTİRME TEST MERKEZLERİ” nin kurulması ve yaygınlaştırılması ile ilgili yasal
düzenlemeye dayalı olarak projelendirilmelidir.
N. BAŞARILI SPORCUNUN KORUNMASI
Ulusal ve uluslar arası resmi ve olimpik spor yarışmalarında üstün başarı elde eden sporcuların
korunması anayasal bir devlet görevi olduğu için, ülkemizi temsil düzeyinde üstün başarılı bu
sporcuların beslenme ve antrenman giderleri ile zaruri ihtiyaçlarını karşılamak üzere mevzuat
düzenlemeleri geliştirilmelidir.
ÖNERİLER
 Antalya ili onaylı nazım imar planında, semt saha ve spor tesisleri için belirlenmiş bulunan
alanlar, yasal mecburi görevleri olarak ilgili belediyelerce spor faaliyetlerine kazandırılmalıdır.

Spor turizmi için büyük otel ve tatil köylerinin çim zemini antrenman ve golf sahaları yapımları
teşvik edilmelidir.

Hızlı göç alan ve çok hızlı olarak büyüyen Antalya’ nen mevcut nüfusu da göz önüne alınarak il
içerisinde hipodrom tesisinin bir an önce yapılarak hayata geçirilmesi; hipodrom binicilik
sporunun yapılabilmesi için kapalı ve açık menajların ve seyirci tribünlerinin yapılması
gerekmektedir.

Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün, ülkemizde ikinci kez organize edilerek AKDENİZ
OYUNLARI gerekçesine dayanılarak kamulaştırdığı ve projelendirdiği 100. yıl spor sitesi
içinde ve alternatifi bulunmayan 100. Yıl Spor Kompleksi benzeri ve daha büyük kapasiteli
merkeze yakın yerleşim yerleri ile daha ileride oluşacak yeni yerleşim yerlerinde de bu tür
komplekslerin oluşturulması, plan ve projeye uygun olarak büyük kapasiteli stadyum ve spor
kompleksi yapılabilmesi için imkanın araştırılarak hızla hayata geçirilmesi gerçekleştirilmelidir.

Kent içi ulaşım sistemleri incelenir ve irdelenirken mevcut yollara ilaveten bisiklet ve yürüyüş
yollarının ilgili belediyelerce yapımları planlanarak ve gerçekleştirilmelidir.

Antalya’nın coğrafi konumu gereği şu anda çok kısıtlı imkanlarla yapılmaya çalışılan deniz ve
su sporlarının yaygınlaştırılabilmesi ve başarılı olunabilmesi için gerekli spor ortamları ile
sporcu eğitim merkezlerinin yapılarak hayata geçirilmelidir. Geniş kitleler halinde
yararlanılabilecek plaj ve parkurlar (yarışma, eğlenceli oyun nitelikli) hazırlanmalıdır.
19

Antalya ili, çok yakında küçük olimpiyat özellikli organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek bir
yapıdadır.

Önümüzdeki yıllarda Türkiye’ de yapılmak üzere talep edilecek olan OLİMPİYATLARIN
DÜZENLEME VE ORGANİZASYONU çerçevesinde Antalya’ da yapılabilecek spor
organizasyonlarına cevap verilebilecek şekilde bir olimpiyat köyü planlanarak yapımı
konusunda gerekli girişim ve planlamanın yapılması sağlanmalıdır.
- İlimiz için önem taşıyan günlerde ve her yıl düzenlenecek yurtiçi ve yurtdışı spor şenlikleri ve
organizasyonları ile Antalya’ ya SPOR KENTİ KİMLİĞİ kazandırılmalıdır. Tüm spor
branşlarının Antalya’ da oluşturulabilmesi için hepsinin altyapılarının oluşturulması, bununla
birlikte çoğaltılarak desteklenmelidir.
Engelli vatandaşlarımızın spor yapabilme imkanlarının yaratılabilmesi için; gerek planlama
safhasında ve gerekse uygulama safhasında ortamların oluşturulması için alt yapı ve tesislerin
yapımına destek ve teşvik verilmelidir.
Trafik akışı yoğun spor programlarına ve halk, izleyici sirkülasyonuna uygun olmalıdır.
-
Otopark ve küçük yada büyük spor kompleksleri oluşturulurken dinlenme, eğlenme alanları birlikte
düşünülmelidir.
-
Her seviyede okullarda büyük organizasyona yatkınlık sağlama amaçlı, spor kültürü,
erdemlilik, fair plan çerçevesi ilgili ders, seminer, panel vb. organizasyonlar verilmelidir.
sporda
Çocuk ve gençlerimize özellikle grup içinde beceri sağlık karakter cesaret, mesleki yönlendirme
ilgi, bilgi, düşünce, duygu bakımından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere
sahip olabilmelerini sağlayabilme, kendilerine ve başkalarına saygılı bilimsel düşünce yeteneğine
manevi ve kültürel değerlerimize sahiplenmeleri de hiçbir ayrım gözetmeksizin kent gençliğini
bünyesinde toplayabilecek GENÇLİK MERKEZLERİ kurulmalıdır. Gençlik merkezi
kurulabilecek yerlerin tespit edilmesi, hedef kitleye ulaşılabilmesi için program oluşturmak,
gençlik merkezinde hedef ilgi ve isteklerin tespit edilerek gerçekçi yaklaşımlarla yeni oluşumlar
sağlanmalıdır.
Belirlenecek 10 spor dalında yıllık gelişmeleri ve önerileri değerlendirmek üzere Gençlik ve Spor
Bakanlığı ve Belediyemiz önderliğinde her yıl Avrasya Spor Şurası Antalya’da toplanmalıdır.
1.1.5. YAŞLI NÜFUS
Ülkemizde 1985 nüfus sayımı sonuçlarına göre nüfusun %42 sini 65 yaş ve üzeri nüfus oluşturmuştur.
1990 nüfus sayımı sonuçlarına göre 65 yaş ve daha yukarı yaştakilerin oranı %4.3 iken 1995 de bu
oran %4.7 , 2000 yılında ise %5.6 ya yükselmiştir.
Antalya ilinde 2000 yılı nüfus sayımına göre 65 ve yukarı yaş grubu toplam 92.473 olup, 65 ve
yukarı kadın yaş grubu 44.121, erkek yaş grubu ise 48.252 dir.
Antalya ilinde yaşayan 65 ve üzeri yaş grubunun toplam Antalya nüfusuna oranı %5.37 olup ,
kadın 65 ve üzeri yaş grubu %5.78, erkek ise %4.99 dur.
Diğer taraftan yaşlı bağımlılık oranına bakıldığında 65 ve üzeri yaştaki nüfusun , çalışabilir yaş
grubuna (15-64 yaş arası) oranı 1935 de 6.25 iken 2000 de 7.79 a yükseldiği görülmüştür. Her geçen
yıl yaşlı nüfus oranı artmaktadır. Antalya ilindeki yaşlı nüfusun artış hızına sebep; ilin iklim
koşullarının yaşlının kolay yaşamasına uygun olabileceğinin düşünülmesi ve yaşam şartlarının diğer
illere oranla daha ekonomik olacağı beklentisi ile ilin yaşlı nüfus grubunu göç alması ve ölüm oranının
azalıp, ortalama yaşam süresinin uzaması gösterilebilir.
20
Yaşlı nüfus grubunun artış göstermesi; yaşam süresinin kısaltılmasına yol açan bir çok
hastalığa karşı bilim ve teknolojinin kazandığı bir zaferin göstergesi olarak değerlendirebilse de bu
demografik değişim bir çok ekonomik, sosyal ve sağlık sorununu da beraberinde getirmektedir.
ÖNERİLER: Sosyal, ekonomik ve biyolojik açıdan sorunlar yaşayan 65 ve üzeri yaş grubuna
yönelik hizmetlerin çeşitliliğini artırmak gerekmektedir.
Sağlıklı yaşlıların kalabileceği huzurevlerinin il ve ilçeler de artırılması, özel bakım ve
rehabilitasyon hizmeti veren huzurevlerinin açılması , Üniversite hastanesi ve Devlet hastanesi
bünyesinde geriatri servislerinin kurulması, ilde yaşlıların kendi grupları ile rahatça gidip sohbet ve
çeşitli etkinliklerde bulunabileceği yaşlı danışma merkezlerinin açılması , evde yaşlı bakım
hizmetlerinin planlanması gerekmektedir.
1.1.6. ENGELLİ NÜFUS
Antalya’da toplam engelli sayısı 2000 yılı nüfus sayımına göre 29.154 olup, 17.438 i erkek,
11.716 sı kadındır. Toplam Antalya ili nüfusuna oranı ise % 1.69 olup, % 1.00 i erkek % 0.69 u ise
kadındır.
Antalya’daki engellilerin 5942 si 0-19 yaş grubunda olup 23212 si 19 yaş üstü grubundadır.
Çocuk ve genç engelli grubu (0-19 yaş) toplam engellilere oranı % 20.4 olup, orta yaştaki ve yaşlıların
(19 + yaş grubu oranı ise % 79.6 dır.
Yine 2000 yılı nüfus sayımına göre , Antalya ilindeki engellilerin özür grubu açısından ilk
sırayı %37.6 ile fiziksel engelliler, ikinci sırayı %12.15 ile görme engelliler, üçüncü sırayı ise %11.65
ile zihinsel engelliler almaktadır.
Engellilere yönelik hizmetlerin düzenli, etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak
için ulusal ve uluslar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak ve engellilere yönelik politikalar
geliştirmek için Engelli İdaresinin kurulmasının sonucunda toplumda engelli grubun varlığı kabul
edilmiş olup bu gruba yönelik hizmetler götürülme çabasına girilmiştir. Bu çabaların başında son nüfus
sayımında engellileri tespit için özel sorular sorularak ülkedeki engellilerin profili çıkartılmaya
çalışılması önemli bir adımdır. Bununla birlikte engellilere özel eğitim hizmetlerinin çeşitlendirilmesi,
engellilere yönelik sosyal hizmetlerin artırılması , engellilerin istihdam edilmesi gibi gelişmeler
engelli ailesinin engellisini artık evde saklamayıp, dışarıya çıkarmasını sağlamıştır. Engellilerin
dışarıya çıkarak kendilerine yönelik hizmetlerden faydalanmaya yönelik çabaları küreselleşmenin
olumlu etkilerindendir diyebiliriz.
Bu gelişmelerin sonucunda Antalya ilinde de engellilere yönelik eğitim ve rehabilitasyon
çalışmaları hızla artmaktadır. Her geçen gün bu hizmetlerden yararlanan engelli sayısında da artış
görülmektedir.
Eğitim alan engelli çocuk ve genç grubun toplam engellilere oranı %4.2 olup, toplam engelli
genç ve çocuk (0-19 yaş arası) grubuna oranı ise %20.5 dir.
Engellilere yönelik eğitim olanaklarının çoğaltılması, çeşitlendirilmesi ve eğitimlerin kalitesinin
artırılması şehir içinde engellilerin toplumla entegre olabilmesi için çeşitli planlamalar yapılması
gerekmektedir. Diğer taraftan engelli ailelerine yönelik eğitim ve destek hizmetlerinin planlanıp,
uygulamaya konulması, meslek edindirme ve istihdamı konusunda yeniden politika geliştirilmesi
gerekmektedir.
1.1.7. NÜFUS HAREKETLERİ VE GÖÇE İLİŞKİN ÖNCELİKLİ GÜNDEM ÖNERİLERİ
Yoğun göç alan diğer kentlerde olduğu gibi Antalya’nın kent yapısı da göçten kaynaklanan
sosyo-ekonomik ve fiziksel etkilerle dengesiz ve hızlı bir değişim süreci yaşamaktadır. Bu durum,
dengeli ve sağlıklı kentsel gelişme için alınacak tedbirlerin, sadece kent ile sınırlı tutulmamasını, aynı
21
zamanda insanları göçe zorlayan bölgesel gelişme dengesizliklerinin en aza indirilmesi yönündeki uzun
vadeli çalışmaların önemini ortaya koymaktadır.
Diğer yandan, ülke düzeyinde ve daha dar kapsamda her bölgenin kendi içindeki yöreler ve iller
düzeyinde bölgesel gelişme dengesizliklerinin azaltılmasına yönelik atılacak her adımın, kentsel
gelişme önünde kaygan bir zemin oluşturan göç hareketlerinin ivmesini de azaltacağı dikkate
alınmalıdır.
Bu bağlamda, GAP gibi ülke genelinde göç hareketlerini azaltacak bölgesel gelişme projelerinin
yanı sıra , bölge düzeyinde Antalya-Burdur-Isparta ekseninde Batı Akdeniz Bölgesel Gelişme
projesinin hazırlanıp yaşama geçirilmesinin, Burdur ve Isparta başta olmak üzere diğer illerden
Antalya’ya yönelik göç hareketlerinin ivmesinin giderek azalmasına, aynı zamanda Antalya-BurdurIsparta ekseninde yaratılacak istihdam olanaklarına paralel olarak göç edenlerin daha dengeli
dağılmasına yol açabilecektir.
Göç etkisiyle yaşanan büyüme, kentin gelişim hızı ile orantılı olmadığı gibi kentin doğal
çevresini zorlamakta; ulaşım, elektrik, su, kanalizasyon gibi alt yapı hizmetleri yanında okul, hastahane
gibi sosyal kurumların yatırımlarının zorlanmasına neden olmaktadır.
Ülkemizin sosyo-ekonomik koşulları, anayasa tarafından tanınan yerleşim özgürlüğü karşısında göçün
polisiye önlemlerle kontrol altına alınması mümkün olmamakla birlikte; kent sınırlarının sağlıklı yaşam
koşulları sunabilecek boyutlar içinde tutulabilmesi, çağımız insanlarına belli bir yaşam kalitesi
sunabilme yönünden büyük önem taşımaktadır.
Bu çerçevede alınabilecek önlemler olarak, kentlerin sağlıklı büyüme sınırlarının belirlenebilmesi,
süren göçün üretilecek konutlarla uydu kentlere yönlendirilmesi, kent rantlarının kontrol altına
alınması, iş kurabilme, meslek sahibi olma ve çalışma koşullarının denetimi, sertifikasyon sisteminin
tüm meslekler için uygulanması göçün denetiminde sertifikasyon araçları olarak değerlendirilebilir.
Diğer yandan, hazine ve vakıf arazilerinin belediyelere devredilmesi, belediye sınırları dışında
kalanların il özel idarelerine devredilerek konut için arsa üretimine öncelik verilmesi gerekmektedir
SONUÇ VE ÖNERİLER
Göçenlerin kentte karşılaştıkları sorunların çözümüne ilişkin çözüm önerilerimiz aşağıdaki şekilde
sıralanmıştır.
1- ‘İlimizde Göç ve Kent Sorunları’ konulu en kısa zamanda kapsamlı bir araştırma yapılmalıdır.
Bu araştırma sonunda toplumsal yapı, bu yapıya ilişkin sorunlar ve çözüm önerileri hakkında
daha net bir görüş ortaya çıkacaktır.
2- Konut sorununun çözümlenebilmesi ve kaçak yapılaşmanın önlenebilmesi için;
a) Yerel Yönetimlerce arsa üretilmeli, alt yapısı yapıldıktan sonra gerçek ihtiyaç
sahiplerine uygun bedelle satılmalıdır.
b) Toplu konut idaresi ve yerel yönetimlerce sosyal konut üretilmeli ve ihtiyaç sahiplerine
satılmalıdır.
c) Kaçak yapılara kesinlikle elektrik, su ve telefon gibi hizmetler götürülmemelidir.
3- Sağlık alanında;
a) Koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmelidir.
b) Sağlık eğitimine önem verilmelidir.
c) Hastaların öncelikle bölgesindeki sağlık
4- Hızlı nüfus artışının önlenebilmesi için ;
a) Özellikle gecekondu semtlerinde aile planlaması eğitiminin anne ve babalara birlikte
verilmelidir.
22
b) Gecekondu bölgelerinde ücretsiz doğum kontrol ilaç ve araçları dağıtılmalıdır.
c) Daha az çocuk sahibi olunmasını özendirirci önlemler alınmalıdır.
5- Eğitim alanında;
a) Gecekondu mahallelerinde yaygın eğitime önem verilmelidir.
b) Nikahsız aileler ve nüfusa kayıtlı olmayan çocuklar tespit edilerek nikahsız yaşayan
ailelerin nikahları kıyılmalı, nüfusa kayıtlı olmayan çocuklar nüfusa kayıt ettirilmelidir.
c) İlköğretim çağındaki çocukların okula gönderilmesi sağlanmalıdır. Ekonomik düzeyi
düşük ailelerin çocuklarına sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı tarafından eğitim
yardımı yapılmalıdır.
6- Yoğun göç alan ilimizde Toplum Merkezleri hızla devreye sokulmalıdır.
7- Belediyeler Sosyal Belediyecilik alanındaki çalışmalarına ağırlık vermelidir.
a) Yardıma muhtaç kişi ve grupları daha etkin ve kesin olarak belirlemelidir.
b) Sosyal danışma merkezlerini oluşturmalıdır.
c) Risk altındaki gruplara (sokak çocukları, sokakta çalışan çocuklar ,madde bağımlıları
gibi ) yönelik hizmetler çocuk ve ailelerin bulunduğu noktadan başlamak üzere
düzenlenmeli ve kurum nitelikleri buna göre oluşturulmalıdır.
1.1.8 İNSAN KAYNAKLARI VE İSTİHDAM
Antalya ilinin nüfusu 1 719 751’dir ve kilometrekareye 83 kişi düşmektedir.
Türkiye Nüfus İstihdam Trendleri (Projeksiyon)
TÜRKİYE NÜFUS VE İSTİHDAM TRENDLERİ
1,4
nüfus
1,3
istihdam
TREND
1,2
1,1
1
0,9
0,8
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
YILLAR
Bu trende göre Türkiye’ de, nüfus artış hızlarını karşılayamayacak ölçüde imalat sektöründe
istihdam artış trendleri söz konusudur. Eğer yeni yatırım alanları ihdas edilemezse ya da
imalat sektörünün dışındaki sektörlerde yeni istihdam alanları oluşturulamazsa Türkiye’ de
işsizlik artacaktır. Ayrıca emek - yoğun teknolojiden sermaye - yoğun teknolojiye geçiş
sürecinde açığa çıkan işgücü için yeni istihdam alanları oluşturulmalıdır.
1985-1998 dönemi arasındaki gerçekleşmeler doğrultusunda yapılan, 1999 - 2015 yılları
projeksiyonlarına bakıldığında, Türkiye ve Antalya’da imalat sanayiindeki istihdamın
nüfusa oranının azalan bir seyir izleyeceği şeklindedir. Antalya’da istihdam daha ziyade
turizm sektöründe oluşacaktır.
23
Antalya ilinde 1995 yılına kadar istihdam ve üretim trendleri benzer eğilim
göstermiştir. 1995 sonrası ise, istihdam hemen hemen hiç ar tmamasına rağmen
üretimdeki artış daha yüksektir.
Antalya İstihdam ve Üretim Trendi
ANTALYA'DA İSTİHDAM VE ÜRETİM İLİŞKİSİ (1983=100)
1,6
1,4
TREND
1,2
1
0,8
İSTİHDAM
0,6
ÜRETİM
0,4
0,2
0
1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998
YILLAR
Antalya’da
nüfusun artış trendi Türkiye çevre nüfus artış trendinin üzerindedir. Çünkü
Antalya ili diğer illerden sürekli nüfus alan merkez il konumundadır. Fakat Antalya ilinde
imalat sanayiinin diğer sektörlere kıyasla düşüş düzeyi ve imalat sanayiinin hemen hemen
hiç artış göstermemesi nedeniyle istihdam trendi 1985-1998 döneminde yatay seyretmiştir.
Yani nüfus diğer sektörlere doğru kaymıştır. (Turizm- ticaret- tarım gibi)
Antalya Nüfus ve İstihdam Trendi
ANTALYA NÜFUS VE İSTİHDAM TRENLERİ (GERÇEKLEŞME)
2
1,8
TRE ND
1,6
1,4
1,2
1
0,8
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
YILLAR
NÜFUS
İSTİHDAM
24
1994
1995
1996
1997
1998
1.1.9 KENTTE SUÇ
KENTTE SUÇ, KENTE KARŞI İŞLENEN SUÇLAR
Konu Adliye kayıtlarından alınan bilgiler, İdare Mahkemelerinden alınan bilgiler, Antalya E
Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun 2005 yılı rakamları ve Çocuk Şube Müdürlüğünden alınan
bilgilerden oluşturulmuştur.
Adliye kayıtlarından edinilen bilgilere göre 2005 yılı içindeki davalarda; ağır cezaya açılan
davalarda dava sayısı, 1193 olup bu davalarda 2420 erkek sanık 128 de kadın sanık
yargılanmıştır.
Açılan davalarda en yüksek oranda 330 dava sayısıyla gasp, yağma, yağmaya teşebbüs davası
gelmekte bunu ikinci sırada dolandırıcılık 198 davayla ve 133 dava sayısı ile uyuşturucu, esrar,
kenevir, A.S.K davası üçüncü sırada yer almaktadır.
Asliye Ceza Mahkemelerine açılan toplam dava sayısı 9264 olup bu davalarda da 10942 erkek
sanık, 959 kadın sanık yargılanmıştır. Asliye Ceza Mahkemelerinde 3197 dava sayısı ile hırsızlıkhırsızlığa teşebbüs birinci sırada yer almış bu davalarda toplam 3631 erkek, 366 kadın sanık
yargılanmıştır. 1971 dava sayısı ile karşılıksız çek keşide etmek ikinci sırada, 2311 erkek sanık,
157 kadın sanık yargılanmıştır. Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme ve yaralamaya
sebebiyet verme 561 dava sayısıyla üçüncü sırada yer almıştır. Sulh Ceza Mahkemelerinde
toplam açılan dava sayısı 3474; bu davalarda 4151 erkek sanık 313 kadın sanık sayısı
belirtilmiştir. Hırsızlık – hırsızlık mal kaçırma ile ilgili davalar 722 dava sayısı ile birinci sırada
ve 1008 erkek sanık, 74 kadın sanık yargılanmıştır. İkinci sırada 535 dava sayısı ile çek karnesini
iade etmemek suçundan 570 erkek sanık, 47 kadın sanık yargılanmış, üçüncü sırada tehlikeli
araç kullanmak – halkı tehlikeye maruz bırakmak suçundan 390 dava açılmış, 411 erkek sanık,
16 kadın sanık yargılanmıştır.
İdare Mahkemelerinden edinilen bilgilere göre; Toplam 3513 dava açılmış ; birinci sırada kamu
görevlilerine ilişkin mevzuattan doğan işler, ikinci sırada , İmar- kamulaştırma yıkım işleri ve
buna bağlı işler ve Köy, Belediye ve Özel İdareleri ilgilendiren işler üçüncü sırada yer almıştır.
Antalya E Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’na 2005 yılı içinde giriş yapan kişi sayısı ile
edinilen bilgilere göre ise;
Hükümlü(cezası kesinleşmiş olarak kuruma gelenler) erkek 775, tutuklu(yargılanmak üzere
tutuklanarak kuruma gelenler) 2176 toplam 2951
Hükümlü kadın 18, tutuklu 139 toplam 157
Hükümlü çocuk (18 yaş altında olup, kuruma gelenler) 2. tutuklu 158 toplam 160 kişi olarak
bildirilmiştir.
Burada dikkati çeken çocuk tutuklu sayısının kadın tutuklu sayısından yüksek olması.
Aralık 2005’te kurumda bulunan çocuk tutuklu ve hükümlülerin suç dağılımı,
Öldürme ve ölüme sebebiyet verme
Yaralama
5
4
25
Cinsel saldırı
Hürriyetten yoksun kılma
Hırsızlık
Yağma
Gasp
Uyuşturucu ticareti
Fuhuşa aracılık
TOPLAM
1
1
16
7
3
2
1
40
Bu dağılım 2005 yılı Aralık ayı itibariyle kurumda bulunan 18 yaş altı tutuklu çocukların suç
dağılımını göstermektedir. Çocuk tutuklular arasındaki suç dağılımı oransal olarak yıl genelinde
hemen hemen aynıdır. Kurumda bulunduğu sürede yargılanması bitip cezası kesinleşerek
hükümlü durumuna geçen veya hükümlü olarak yakalanıp kuruma gelen çocuklar en kısa
sürede çocuk eğitim evlerine (ıslahevi) sevk edilmektedir.
Dünya ve ülke genelinin yanı sıra Antalya ilinde de başlı başına sorun haline gelen çocuk suçlular
ve suça maruz kalan, sokakta çalışan ve evden kaçan çocuk sayısı ile ilgili olarak;
Çocuk Şube Müdürlüğü’nün 2005 yılında idari ve adli işlem yapmış olduğu şahsa ve mala karşı
işlenen suçlarla ilgili olay sayısı 1291dir. Bu olaylarla ilgili toplam zanlı sayısı 1597 olup, bunların
(12-18 yaş arası) 1461’i erkek çocuk; 113’ü kız çocuk. (0-11 yaş arası) 13’ü erkek çocuk 8’i kız
çocuktur.
Tutuklanan çocuk sayısı ise(12-18 yaş arası) 125 erkek çocuk, 8’i kız çocuktur.
Bu rakamlar göz önüne alındığında çocukların tekrar tekrar suç işledikleri dikkate alınarak
kalıcı bir iyileştirme programı uygulamak zorunludur.
Suçlu çocuğun ıslah kurumu içinde değişmesini gerçekleştirmek üzere yeniden toplumsallaşma
sürecine tabi tutmak, bu değişmeyi kurum sonrasında toplum içinde de desteklemeye devam
ederek suçlu çocukların topluma etkili bir biçimde katılmalarını ve bütünleşmelerini sağlamak
gerekmektedir. Cezaevlerinde geçirilen dönem insanların kendisine saygısının iyice azaldığı;
ailesiyle toplumla ilişkilerinin bozulduğu yeni suçlar için eğitildikleri ve topluma karşı
düşmanlık duygularının pekiştiği bir süreç haline dönüşmektedir. Uygulanacak programlarla
bireylerin kendisine güven duygusu vermek, sorumluluk duygusu sağlamak, gerekli eğitim
olanağı sağlayarak becerilerini geliştirmesine yardımcı olarak topluma karşı olumlu
yönlendirilmesi, olumlu davranışlar kazandırılması ve bu davranışların kalıcılığının sağlanması
gerekmektedir. Suçluluğa yol açan nedenlerin başında ; aile , çevre ve okulun çocuğa veya gence
kişisel gereksinimlerini karşılayacak, sosyal katılma ve doyum olanaklarını sağlamayışı
gelmektedir.
Ceza mahkemelerindeki istatistik sonuçlara bakıldığında, kentte işlenen suçlarla kente karşı
suçlanan işlerin nedenlerinin, gelir dağılımındaki adaletsizlik, ekonomik kriz ve bunlara bağlı
eğitim-kültür eksikliği, plansız ve çarpık kentleşme, göç, erkek egemen eğitim ve kültür anlayışı
vb. lerinden kaynaklandığı ilk etapta göze çarpmaktadır.
Adliye kayıtlarından edinilen bilgilerde uyuşturucu davalarının üçüncü sırada yer alması;
uyuşturucu madde kullanımı bir toplumsal sorun olarak ülkemiz gençliğini tehdit etmektedir.
Özellikle sanayileşme ile başlayan iç göç, büyük kentlerin belli bölgelerinde hemşehriliğin
egemen olduğu subgrupları yaratmıştır. Bu subgruplarda göç etmeden önce hakim olan
geleneksel yapı, göçle birlikte değişmeye başlamaktadır. Özellikle çocuklar ve gençler geleneksel
değerlerin farklılaştığı bu dönemde kendilerini bu gruba ait hissedememe, yalnızlık,
yapancılaşma yaşıyor ise, farklı doyum yolları aramaya yönelebilmektedir. Antalya’da son
26
birkaç yılda madde kullanan çocuk ve genç sayılarında önemli artışlar olmuştur. Bu konuyla
ilgili olarak hem eğitim hem de aileler bazında önlemler almak gerekmektedir.
1. 2 EĞİTİM
Bilim ve teknolojideki baş döndürücü gelişmeler ve ilerlemelerin etkisiyle sosyal ve
kültürel yapımızdaki değişme ve farklılaşmalar karşısında toplumumuzun eğitim
ihtiyaçları büyük bir hızla artmakta, değişmekte ve çeşitlenmekte olduğu bilinmektedir.
Bir eğitim, kültür ve üniversite şehri olan Antalya’da ( 2002 -2003 öğretim yılı ) 11 Okul
Öncesi Okul, İlköğretim ve diğer okullar bünyesinde bulunan Anasınıfı sayısı 350, 1. 042
İlköğretim (Resmi+Özel) Okul, 108 Ortaöğretim ( 61 Genel ve 47 Mesleki ve Teknik Lise )
olmak üzere toplam 1 161 adet okul bulunmaktadır.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM
OKUL SAYISI
11
DERSLİK SAYISI
36
ÖĞRETMEN SAYISI
42
ÖĞRENCİ SAYISI
676
ANASINIFI SAYISI
350
ANASINIFI ÖĞRENCİ SAYISI
6 734
Taşımalı eğitim nedeniyle 2002-2003 öğretim yılı döneminde kapalı okul sayısı 372, derslik sayısı 700
dür. 2002-2003 döneminde taşımalı İlköğretim durumu; 584 okul 121 merkeze olmak üzere 15 256
öğrenci taşınmaktadır.
ORTAÖĞRETİM OKULLARI
MESLEKİ VE
GENEL LİSE
OKUL SAYISI
TEKNİK LİSE
TOPLAM
61
47
108
DERSLİK SAYISI
1 160
866
2 026
ÖĞRETMEN SAYISI
2 099
1 505
3 604
39 582
18 640
58 222
SAYISI
19
12
16
DERSLİK BAŞINA DÜŞEN ÖĞRENCİ SAYISI
34
22
29
ÖĞRENCİ SAYISI
ÖĞRETMEN
BAŞINA
DÜŞEN
ÖĞRENCİ
GEÇİŞ ORANI
39,69
27
İLKÖĞRETİM
OKUL SAYISI
1 042
DESLİK SAYISI
6 612
ÖĞRETMEN SAYISI
9 147
ÖĞRENCİ SAYISI
226 766
ÖĞRETMEN BAŞINA DÜŞEN ÖĞRENCİ SAYISI
25
DERSLİK BAŞINA DÜŞEN ÖĞRENCİ SAYISI
34
Okul öncesi Öğretim kurumlarında öğretmen sayısı 42, öğrenci sayısı 676’dı r
İlköğretim ve diğer okullar bünyesinde bulunan anasınıflarındaki öğrenci sayısı 6 734.
İlköğretim okullarındaki öğretmen sayısı 9 147, öğrenci sayısı 226 766’dır. Lise ve Mesleki
Liselerdeki öğretmen sayısı ise 3 604, öğrenci sayısı 58 222’dir. İlimizde Anasınıfı öğrenci
sayısı hariç toplam öğrenci sayısı 285 664, öğretmen sayısı ise 12 793’dür.
Antalya’da ayrıca 3 adet Özel Eğitim Okulu bulunmaktadır. Bu okullarda toplam 67
öğretmen ve 239 öğrenci bulunmaktadır.
2002-2003 öğretim yılında İlköğretimden ortaöğretime geçiş oranı %85,52, ortaöğretimden
üniversiteye geçiş oranı %39,69 olmuştur.
2001 yılında Üniversite sınavını kazanan iller sıralamasında (ÖSS) Türkiye birincisi olan
İlimiz, 2002 ve 2003 yılında da birinci olmuştur. Antalya, aynı zamanda 2002 yılında
Üniversiteye yerleştirilen öğrenci (ÖSYM) sıralamasında da birinci durumdadır.
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
FAKÜLTE SAYISI
13
ENSTİTÜ SAYISI
4
YÜKSEKOKUL SAYISI
14
ARŞ. VE UYGULAMA MERKEZİ SAYISI
23
ÖĞRETİM ELEMANI SAYISI
1 649
İDARİ PERSONEL SAYISI
1 327
ÖĞRENCİ SAYISI
13 541
28
2002-2003 öğretim yılında ilimizde 21 kız, 66 erkek olmak üzere toplam 87 özel öğrenci
yurdu vardır. Toplam 7 203 kapasiteli olan öğrenci yurtlarında 3 139 öğrenci
barınmaktadır.
YÜKSEK ÖĞRENİM YURTLARINI YATAK KAPASİTELERİ
KIZ
AKDENİZ YÜKSEK ÖĞRENİM YURDU
ERKEK
1 270
1 662
TOPLAM
2 932
1.3 SAĞLIK VE SOSYAL GÜVENLİK
1.3.1 SAĞLIK
MEVCUT DURUM
Sağlık; koruyucu ve tedavi edici düzeyde sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesi, ulaşılabilirliği
dolayısıyla yararlanılma seviyesi, sağlık hizmeti talep etme bilincinin uyandırılması, bu bilince ihtiyaç
olan hizmetin, birey tarafından belirlenerek talep edilmesinin sağlanması gibi faktörler ile vazgeçilmez
temel bir unsurdur.
Antalya Kent Konseyi Sağlık Çalışma Grubunun bu güne kadar yaptığı çalışmalarda Antalya ve
Türkiye’ye bakışında sağlık politikaları ve problemleri şu şekilde görülmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri Devletimizin kuruluşuyla başlayan yeniliklere uygun
çalışmalar yapamamış ve köklü, değişmez, problemlerin çözümünü kolaylaştıran, en önemlisi,
çalışanıyla hizmet alanıyla insanı mübarek bir emanet kabul eden bir sağlık politikası
geliştirememişlerdir. Kısmi çözüm sayılabilecek 224 sayılı sosyalizasyon yasası gibi
politikalarında ısrarlı takipçisi olamamışlar, nasıl rafa kalkar politikaları üretmişlerdir.
Çözüm: Daha iyisi yapılsa bile, yasa uygulanana kadar mevcut uygulanması, ısrarla takip
edilmelidir.
-
Bu yasanın uygulanması için ;
Bu Cümle Belirgin Olacak !
a. Bütçeden sağlığa arttırılan pay arttırılmalı.
b. Birinci kademe sağlık hizmeti veren Sağlık Ocaklarının işlevlerini tam anlamıyla yapacak araç
ve teçhizatla donatılmalı, bizce yeterli olan sağlık personelinin daha verimli çalışması
sağlanmalıdır. 224 sayılı kanuna göre sevk sistemi veya zinciri mutlaka işletilmeli ve
korunmalıdır.
c. Sağlık çalışanlarının aldıkları eğitime uygun bir gururla çalışmaları ve ücretlerini düşünür
halden çıkarılmaları sağlanmalıdır.
d. Eğitim hizmetiyle birlikte sağlık hizmetleri de bütünüyle özel sektöre devredilebilecek
hizmetler değildir. Devlet öncelikle asgarisi de olsa tüm halkın ücretsiz sağlık hizmetlerinden
faydalanmasını sağlamalıdır. Bu ülke olmanın vergi toplamanın, yasa koymanın gereğidir.
Sağlık Çalışma Grubu hükümetlerin başta ülkemizin yoksullar olmak üzere insanlarımızı
kucaklayan sağlık politikaları üretilmesinden mutluluk duyar.
29
e. Sağlıkta özelleştirmeyi körükleyecek, insanların maddi doygunluğu parası olana hizmet
anlayışını egemen kılacak, tedavide tekrar tekrar pazarlık yaptırarak hem rant kapısı olacak,
hem çalışan sağlık personelini tekrar tüccar anlayışına itecek hem de, yoksulu daha yoksun
yapacak Genel Sağlık sigorta politikalarına çalışma grubumuz şiddetle karşıdır.
Genel Sağlık Sigorta uygulamasının en önemli unsuru sigorta olursa bu yasadan ülke sağlığı için bir
hayırlı gelişme beklemek mümkün olmayacaktır.
Antalya personel açısından ülke ortalamasının üstünde bir dağlıma sahip olsa bile , başta
devlete ait yataklı tedavi kurumları yatak sayısı olmak üzere, çeşitli imkan ve donanım
açısından oldukça geridedir.
Çözüm : Mevcutların sağlamlığı ve yeterliliği tartışılırken, ivedi olarak, 400 er yataklı kuzey ve doğu
devlet hastaneleri projelerine başlanmalıdır. Böylece dört devlet hastanesine sahip olan Antalya
kentinin üniversite dışında bir ihtisas hastanesine sahip olması da düşünülebilinir.
-
SAĞLIK KURULUŞLARININ DURUMU
Antalya İl sınırları içinde 163 sağlık ocağı (11 tane faal değil) bunun 115 tanesi kendi binasında 22
tanesi geçici binada, 11 tanesi Belediye binasında, 4 tanesi de kirada hizmet vermektedir. 757 Sağlık
Evi , 1 Sağlık Merkezi, 13 Devlet Hastanesi, 3 Semt Polikliniği, 10 Özel Hastane, 2 Üniversite
Hastanesi, 1 S.S.K Hastanesi, 3 Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Merkezi, 4Verem Savaş
Dispanseri, 1 Hıfzısıhha Müdürlüğü, 1 Halk Sağlığı Laboratuarı bulunmaktadır.
Ayrıca İl genelinde 2 Tıp Merkezi (Cerrahi birimi mevcut), 8 özel Dal Merkezi, 1 Psikoteknik
Değerlendirme Merkezi , 540 Muayenehane, 241 İşyeri Hekimliği, 632 Eczane (352 il,313 ilçe,17
Nahiye), 118 Gözlükçü Müessesesi ve 12 Ecza Deposu
Tablo 1- ANTALYA İLİ SAĞLIK KURUMLARI DAĞILIMI
DİĞER
KURUMLAR
SAĞ.BAK
HASTANE
SAĞLIK MERKEZİ
SAĞLIK OCAĞI
SAĞLIK EVİ
VEREM SAVAŞ DİSP.
SEMT POLİKLİNİĞİ
HALK SAĞLIĞI LAB.
SAĞLIK MESLEK LİS.
A.Ç.S.AP MERKEZİ
ÖZEL POLİKLİNİK
13
1
164*
770
5
3
1
2
3
24
KAMU
2
ÖZEL
10
*11 Sağlık ocağı faal değildir.
İldeki sağlık personeli dağılımına ve sayısına baktığımızda mevcut sağlık kuruluşlarında görev
yapan toplam 1215 Uzman Hekim, 1268 Pratisyen Hekim, 536 Diş Hekimi, 1813 Hemşire, 1403
Ebe, 1024 Sağlık Teknisyeni bulunmaktadır. Bu sağlık personelinden 452 Uzman , 790 Pratisyen
Hekim, 58 Diş Hekimi,1117 Hemşire ,1333 Ebe, 798 Sağlık Teknisyeni Sağlık Müdürlüğüne bağlı
kuruluşlarda görev yapmaktadır. Ayrıca idari hizmetlerde de 981 kişi bulunmaktadır.
30
İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı il genelinde toplam 5736 personel çalışmaktadır. Türkiye ‘de hekim
başına düşen ortalama kişi sayısı 776 iken Antalya’da ise hekim başına 575’dır.
YATAK KAPASİTESİ :
Antalya ilinde mevcut hastanelerin fiili yatak sayası 3065’ dır. Antalya’ nın mevcut nüfusu göze
alındığında 2002 yılında yatak başına 484 kişi düştüğü görülmektedir. Sağlık Bakanlığı’ nın en son
istatistik verilerinde bu rakamın Türkiye ortalamasının 392 olduğu saptanmıştır.
ANTALYA İLİNİN DEMOGRATİF SAĞLIK GÖSTERGELERİ
2002 yılı Ev Halkı Tespit Fişi (ETF) çalışmalarına göre Antalya ilinin nüfusu 1.483.855’ dür. Nüfusun
%71.1’ i kentsel, %28.9’ u kırsal bölgede yaşamakta ve %50.5’ i erkekler, %49.5’ ini kadınlar
oluşturmaktadır.
Talasemi Tarama Programı ise Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz Ülkelerinde özellikle de
ilimizde önemli bir sorun olan Talesemi (Akdeniz Anemisi) hastalığının doğumdan önce tespiti
amacıyla yeni evlenecek çiftler , hamile bayanlar, küçük çocuklar ve anemik kişiler öncelik alınarak
tarama testleri şeklinde yürütülmektedir. Bu program çerçevesinde yapılan evlilik öncesi testler ilimiz
belediyelerince de desteklenmektedir. Diğer kalıtsal hastalıklarda olduğu gibi kalıtsal bir kan hastalığı
olan Talasemide de akraba evliliği önemli bir rol oynadığından akraba evliliğinin sakıncaları üzerine
halk eğitimi çalışmaları yapılmaktadır. 15 Mart 2002 tarihinde İl Hıfzısıhha Kurulu kararı ile evlilik
öncesi test mecbur kılınmıştır.
2002 yılında tespit edilen 38 Frengi hastası mevcut olup, tedavileri yapılmış ve yapılmaktadır. Ayrıca
Antalya ilinde tespit edilen 33 HIV (+) kişi takip edilmektedir.
1.3.2 SOSYAL GÜVENLİK
Antalya’da 31 Aralık 2001 tarihi itibarıyla Emekli Sandığına tabi 33179 kişi çalışan
bulunmaktadır.
Ayrıca, ilde 1475 Sayılı İş Kanununa göre 155 253, Bağ-Kur’a kayıtlı 124677, Sözleşmeli
çalışan 3751, Banka Sandıklarına tabi olarak çalışan 1255 olmak üzere Emekli sandığı dışında
toplam 284936 kişi sosyal güvence altındadır .
Sosyal Güvenlik Kuruluşları
%0
%11
%40
%49
Emekli Sandığı
SSK
31
Bağ-Kur
Banka Sandıkları
2. FİZİKİ VE EKONOMİK YAPI
Antalya’da sektör bazındaki üretilen ürünlerin Gayrı Safi Milli Hasıla içindeki payları incelendiğinde
aşağıdaki durum gözlenmektedir:
Tarım Sektörünün GSMH içindeki payı
1995 yılında % 20,7 iken
2000 yılında
% 16.6 olmuştur.
Sanayi Sektörünün GSMH içindeki payı
1995 yılında % 6,7 iken
2000 yılında % 5,9 olmuştur.
İnşaat Sektörünün GSMH içindeki payı
1995 yılında % 8,9 iken
2000 yılında % 6,8 olmuştur.
Ticaret Sektörünün GSMH içindeki payı
1995 yılında % 32,1 iken
2000 yılında % 34,4 olmuştur.
Bölgemizde sektörlerin GSMH içindeki dağılımları (cari fiyatlarla) gösteren yukarıdaki tablo
incelendiğinde 1995-2000 yılları arasında;

Tarım sektörünün payının %22 oranında gerilediği, bundan; tarımın, hayvancılık, çiftçilik,
ormancılık, balıkçılık gibi tüm dalları etkilenmiştir.

Sanayi sektörü de aynı dönemde % 12 oranında gerilemiştir.

İnşaat sektörü aynı dönemde % 24 oranında gerilemiştir.

Ticaret sektörü % 7 oranında artış sağlamıştır.

Burada turizm sektörünün kendi içindeki gelişmesi % 20 olarak değerlendirilmiştir.

Diğer sektörlerde önemli olarak değerlendirilebilecek bir değişim görülmemiştir.
Cari Fiyatlarla Antalya GSYİH’nın Faaliyet Kollarına Göre Dağılımı (%)
Faaliyet Kolu
19951
19961
19972
19982
19993
20003
TARIM
20.7
22.5
19.0
21.8
19
16.6
Çiftçilik ve Hayvancılık
18.6
20.8
17.8
7.4
17.9
15.6
32
Ormancılık
1.6
1.2
0.9
0.9
0.8
0.7
Balıkçılık
0.4
0.5
0.6
0.4
0.3
0.3
SANAYİ
6.7
6.8
5.6
5.7
6.3
5.9
Mad. Ve Taş Ocakları
0.0
0.0
0.1
0.1
0
0
İmalat San.
4.3
4.0
3.7
3.8
3.7
3.8
Elektrik, Gaz, Su
2.4
2.8
1.9
1.8
2.6
2.1
İNŞAAT
8.9
6.9
10.2
9.2
8.9
6.8
TİCARET
32.1
32.1
33.2
31.4
30.5
34.4
Toptan ve Per. Tic.
11.8
10.9
10.1
9.5
9.5
10
Otel, Lokanta, Hiz.
20.3
21.3
23.0
21.9
21
24.4
ULAŞ. – HABER.
17.4
17.3
17.3
15.7
16.4
17.8
MALİ KURUMLAR
1.9
2.0
2.2
2.1
2.2
1.6
KON. SAH.
2.5
2.3
2.6
3.4
4.3
4.1
SERB. MES. Ve HİZ.
3.8
3.7
3.5
3.4
3.5
3.5
İZAFİ BANKA HİZ.
1.9
1.6
1.7
1.6
1.5
1
SEK. TOP.
92.1
91.9
91.7
91.5
89.6
89.5
DEVLET HİZMETLERi 7.1
7.3
7.5
7.8
9.7
9.5
KAR.
AMACI 0.0
OLM.HİZ.KUR.
TOPLAM
99.2
0.0
0.0
0.0
0
0
99.3
99.3
99.3
99.3
99
İTH. VER.
0.8
0.7
0.7
0.7
0.7
1
GSYİH
100.0
100.0
100.0
100.0
100
100
1
Kaynak: DİE., 1999. illere göre gayri safi yurtiçi hasıla, Türkiye 1995-1996, Ankara.
Sabit Fiyatlarla (1987 Üretici Fiyatları) Antalya GSYİH’nın Faaliyet Kollarına Göre Dağılımı (%)
Faaliyet Kolu
19951
19961
19972
19982
19993
20003
TARIM
Çiftçilik ve Hayvancılık
Ormancılık
Balıkçılık
SANAYİ
Mad. Ve Taş Ocakları
İmalat San.
Elektrik, Gaz, Su
İNŞAAT
TİCARET
Toptan ve Per. Tic.
Otel, Lokanta, Hiz.
ULAŞ. – HABER.
21.8
19.0
2.5
0.3
8.4
0.0
5.1
3.3
8.9
33.8
14.4
19.3
16.2
21.2
19.0
1.8
0.4
9.2
0.1
5.5
3.6
8.3
34.4
14.3
20.0
16.2
18.8
18.6
1.6
0.5
7.9
0.1
5.3
2.5
10.9
36.5
14.1
22.4
15.6
19.1
17.2
1.5
0.4
8.7
0.1
5.9
2.6
9.9
35.9
14.3
21.6
15.7
20,7
18,9
1,5
0,3
9,2
0,1
6
3
8,4
34,7
14,9
19,9
15,6
19,1
17,5
1,4
0,2
8,4
0,1
5.9
2,4
7,2
37,9
15,6
22,3
16
33
MALİ KURUMLAR
1.1
KON. SAH.
3.8
SERB. MES. ve HİZ.
2.4
İZAFİ BANKA HİZ.
1.0
SEK. TOP.
95.4
DEVLET HİZMETLERi
3.7
KAR
AMACI 0.1
OLM.HİZ.KUR.
TOPLAM
99.2
İTH. VER.
0.8
GSYİH
100.0
1.1
3.6
2.4
1.0
95.3
3.6
0.1
1.1
3.6
2.3
0.9
95.5
3.3
0.1
1.1
3.6
2.3
0.9
95.3
3.4
0.1
1,2
3,9
2,4
1,1
95,1
3,7
0,1
1,2
3,8
2,4
1
95
3,6
0,1
98.9
1.1
100.0
98.9
1.1
100.0
98.8
1.2
100.0
98,8
1,2
100
98,7
1,3
100
Kaynak: 1DİE., 1999. İllere Göre Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, Türkiye 1995-1996, Ankara.
2.1. TARIM
Tarım Alanlarının Kullanım Amaçlarına Göre Dağılımı
ANTALYA
İLÇENİN
ADI
2001
TARLA ALANI
SEBZELİKLER ve
TOPLAM
EKİLEN
NADAS
TARI.EL.OLUP
KUL.ARAZİ
(Dekar)
BAĞLAR
ZEYTİNLİKLER
MEYVELİK-LER
SÜSBİTKİLERİ
İL TOPLAMI
4.150.160
2.523.610
639.251
151.001
377.764
347.839
22.600
88.095
MERKEZ
448.940
281.230
7.870
21.000
80.200
32.120
1.430
25.090
AKSEKİ
114.060
54.150
52.847
0
273
2.600
4.060
130
ALANYA
244.220
139.800
27.919
0
42.261
32.980
360
900
ELMALI
593.350
477.900
7.800
0
29.950
73.880
3.820
0
FİNİKE
71.010
13.000
6.350
7.000
9.600
34.810
250
0
GAZİPAŞA
165.150
84.500
36.000
1.906
14.314
22.280
650
5.500
GÜNDOĞMUŞ
129.890
57.910
48.918
18.080
2.652
570
1.560
200
İBRADI
13.630
9.550
2.640
0
130
300
1.000
10
34
KALE
53.500
16.090
15.695
0
9.240
5.110
430
6.935
KAŞ
225.360
139.750
18.160
5.891
16.620
13.289,0
4.920
26.730
KEMER
29.680
10.300
0
9.402
208
9.710
50
10
KORKUTELİ
1.014.650
647.500
290.560
0
9.550
63.860
2.880
300
KUMLUCA
170.000
57.980
32.758
3.500
37.272
35.840
50
2.600
MANAVGAT
423.360
249.440
88.160
16.852
53.318
9.960
940
4.690
SERİK
453.360
284.510
3.574
67.370
72.176
10.530
200
15.000
KAYNAK: Tarım Köyişleri Bakanlığı İl Müdürlüğü
2001 Yılı Antalya İli Bitkisel Ürünler Ekiliş Alanı
Ürün Grupları
Hububat
Baklagiller
Endüstri Bitkileri
Yumrulu Bitkiler
Yem Bitkileri
Sebze
Meyve
Toplam
Ekiliş Alanı (Dekar)
2050900
182500
236900
36570
65440
439876
458540
3470726
2001 Yılı Antalya İli Meyve Alanları
Ürünler
Armut
Elma
Muz
Alanı (Dekar)
15890
120540
12000
35
Üzüm
Limon
Portakal
Zeytin
Şeftali
Badem
Mandalina
Diğer
Toplam
22600
19060
114660
88100
8950
8050
8090
40600
458540
2001 Yılı Antalya İli Meyve Alanlarının Dağılımı
Badem
2%
Mandalina
2%
Diğer
9%
Armut
3%
Elma
26%
Şeftali
2%
Zeytin
19%
Muz
3%
Limon
4%
Portakal
25%
36
Üzüm
5%
ANTALYA
ARAZİNİN KULLANILIŞ BİÇİMİ
UZUN ÖMÜRLÜ
SÜS BİTKİLERİ VE SEBZE
BİTKİLER
BAHÇELERİ
TOPLAM YÜZEY TOPLAM TARIM ALANI SULANAN MAYAN
TOPLAM
SULANAN MAYAN
TOPLAM
SULANAN MAYAN
TOPLAM
SULANAN MAYAN
TARIMA
KORULUK
NADAS
VE
DİNLENDİRME ELVERİŞLİ
ARAZİSİ
OLUP
DAİMİ ÇAYIR VE ORMAN
TARIM
VE OTLAKLAR ARAZİSİ
YAP.ARAZİ
TOPLAM
İL TOPLAMI
20.591.010
4.150.160
1.602.553
2.396.606
458.534
347.839
110.695
377.764
377.764
2.523.610
876.950
1.646.660
639.251
151.001
1.024.650
11.350.600
MERKEZ
1.962.590
448.940
294.150
154.790
58.640
32.120
26.520
80.200
80.200
281230
181830
99400
7870
21.000
30.440
683.480
AKSEKİ
2.083.000
114.060
4.873
109.187
6.790
2.600
4.190
273
273
54150
2000
52150
52847
0
176.500
1.309.020
ALANYA
1.576.430
244.220
84.041
160.179
34.240
32.980
1.260
42.261
42.261
139800
8800
131000
27919
0
98.600
1.036.390
ELMALI
1.594.000
593.350
259.730
333.620
77.700
73.880
3.820
29.950
29.950
477900
155900
322000
7800
0
240.000
645.490
FİNİKE
655.000
71.010
46.810
24.200
35.060
34.810
250
9.600
9.600
13000
2400
10600
6350
7.000
10.520
506.380
GAZİPAŞA
931.000
İLÇENİN
ADI
TOPLAM
SULAN
TARLA ARAZİSİ
SULAN
SULAN
SULAN
165.150
42.594
122.556
28.430
22.280
6.150
14.314
14.314
84500
6000
78500
36000
1.906
114.760
591.290
GÜNDOĞMUŞ 1.291.580
129.890
3.222
126.668
2.330
570
1.760
2.652
2.652
57910
0
57910
48918
18.080
64.620
661.440
İBRADI
454.000
13.630
430
13.200
1.310
300
1.010
130
130
9550
0
9550
2640
0
17.200
306.700
KALE
473.220
53.500
14.350
39.150
12.475
5.110
7.365
9.240
9.240
16090
0
16090
15695
0
500
320.420
KAŞ
1.757.780
225.360
38.909
186.451
44.939
13.289
31.650
16.620
16.620
139750
9000
130750
18160
5.891
19.500
1.088.500
KEMER
452.410
29.680
16.228
13.452
9.770
9.710
60
208
208
10300
6310
3990
0
9.402
0
309.100
KORKUTELİ
2.471.000
1.014.650
111.010
903.640
67.040
63.860
3.180
9.550
9.550
647500
37600
609900
290560
0
58.000
1.003.370
KUMLUCA
1.253.000
170.000
93.092
76.908
38.490
35.840
2.650
37.272
37.272
57980
19980
38000
32758
3.500
77.760
572.900
MANAVGAT 2.283.000
423.360
225.898
197.462
15.590
9.960
5.630
53.318
53.318
249440
162620
86820
88160
16.852
106.950
1.658.480
SERİK
453.360
367.216
86.144
25.730
10.530
15.200
72.176
72.176
284510
284510
0
3574
67.370
9.300
657.640
1.353.000
KAYNAK: TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ
1- Tarım İl Md.lüğü istatistik çalışmalarında tarım arazisinin köyler üzerinden dağılımı bulunmamaktadır. Kasaba ve Belediyelik alanlar dahildir.
2- Uzun ömürlü bitkiler, tarla arazisi, çayır ve otlaklar,"sulu ve kuru" alan olarak ayrılamamıştır.
3- "Tarıma elverişsiz alanlara" su yüzeyi olanlar dahil edilmemiştir.
37
2 .1.1. Toprak ve Su Kaynakları
Antalya’nın Toprak ve Su Kaynakları
Tarım Amaçlı Kullanılan Araziler:
Antalya ili 20591km² alana sahip olup 2000 yılı nüfus sayımına göre toplam nüfusu1 848 939’dur.Merkez ilçe
dahil olmak üzere 15 ilçe , 543 köy , 1 410 köy altı yerleşim birimi vardır.20 591km²’lif alanın %20,16’lık
bölümü olan 415 016 ha’ı tarımsal alanıdır.Genel arazi dağılımı şöyledir:
K.H.G.M. Etüt Sonuçları
Alan(ha)
%
Tarıma Elverişli Arazi.......................415.016............20,16
Çayır-Mera Arazisi...........................102.465.. ...........5,00
Ormanlık ve Fundalık Alan............1135.506. ...........55,00
Diğer Araziler ve Yerleşim Alanı.......401.352.. .......19,50
Su Yüzeyi ...........................................5.208. .............1,00
Tarım arazilerinin il içindeki dağılımında Korkuteli 101 465 ha ile en geniş tarımsal alana sahiptir.Bunu
Elmalı(59 335 ha),Serik(45 336ha),merkez(44 894 ha),Manavgat(42 336ha) ve diğer ilçeler takip etmektedir.
Tarım Alanlarının Sulama Durumu ve Su Potansiyeli:
Su Potansiyeli : İlimiz su kaynakları ve kullanımı açısından bölgedeki diğer illere göre(akarsular bakımından)
zengindir.
Yıllık ortalama yağış 1068 mm olan bölgemizde 365 milyon m³’ü yeraltı suyu olmak üzere 16,2 milyar m³ yıllık
potansiyel ile Türkiye su potansiyelinin %9’una sahiptir.Yerüstü ve kaynakları;Eşen-Karaçay,Demre
Deresi,Finike-Karasu,Finike Boşgöz Çayı,Finike Tekke Pınarı,Finike-Alakır,Tekke Pınarları,Kırkgözler
Çayı,Aksu,Serik-Köprüçay,Manavgat Çayı,Alara Çayı,Alanya Dimçayı’dır.
Su potansiyeli Tüketim Durumu
Yerüstü su potansiyel
Yerüstü fiili tüketim
Yerüstü tüketilebilir
Yeraltı su potansiyeli
Yeraltı su tahsisi
Yeraltı tüketilen
ANTALYA
Tüketim(hm³)
16 211
2 000
3 500
365
250
180
TÜRKİYE
Tüketim(hm³)
186 000
30 000
95 000
12 300
8 800
6 000
Sulama Durumu:
Antalya Bölgesinde tarıma elverişli 415 016ha alanın 273 156 ha’ı D.S.İ.’ce etüt edilmiş olup bunun 211 347 ha
sulamaya elverişli 201 162 ha alanda ekonomik olarak sulanabilir arazi olarak tespit edilmiştir.Sulama
alanlarının %29,8’i DSİ, %3,5’İkhgm,%17,8halk ve devredilen sulamalardır.Mevcut sulama tesislerinin çok
büyük bölümü cazibeli ve açık kanal-kanalet sistemiyle sulanmaktadır.Ancak bu sistemdeki su kayıpları ve bazı
olumsuzlukları nedeniyle son yıllarda kapalı sulama sistemine geçiş vardır.
38
Tarım Arazilerinin Niteliği:
Bölgemizde tarım arazilerinin sınıflarına göre dağılımı şöyledir;
ARAZİ SINIFI
ALANI(ha)
1.Sınıf Araziler....................27 372
2.Sınıf Araziler...................109 162
3.Sınıf Araziler.....................59 496
4.Sınıf Araziler.......................9 120
5.Sınıf Araziler.....................34 359
6.Sınıf Araziler.....................56 932
1,2,3 ve 4. sınıf arazilerin en geniş dağılımı 35 640 ha ile Aksu Bölgesi 1.sırada olmak üzere bunu;Köprüçay(32
138ha), Elmalı(23 692ha),Kırgözler-Döşemealtı(20 695ha)ve diğer ilçeler takip etmektedir.
Tarımsal Yapı:
İlimizin 2001 yılı içinde 415 016 hektarlık tarım arazisinin 202 560 ha’lık kısmında yani %49’unda hububat
üretimi yapılmaktadır. Bunu 43 247ha ile meyvelik alanlar,37 416 hektar alanda ise açıkta ve örtü altı sebze
üretimi yapılmaktadır.Son yıllarda özellikle örtü altı yetiştiriciliğinde ve süs bitkileri üretiminde hızlı bir artış
vardır. Bu artışın il ekonomisine sağladığı katkının yanın da istihdam sağlaması açısından da önemi büyüktür.
Sulama Oranı:
Fiilen sulanan alan/Net (sulanabilir) Alan olarak tanımlanmaktadır.Bu oran DSİ sulamalarında % 64 ‘dür.
Görüldüğü üzere sulanması gereken alanların önemli bir bölümü sulanamamaktadır.
Sulama Randımanı :
Bitki net su ihtiyacının sulama şebekesine alınan suya oranıdır. Bitki kök bölgesinin su ihtiyacı her bitki için
bilimsel olarak hesaplanmıştır. Ancak çiftçilerin gereğinden fazla ve sık sulama yapmaları veya açık sulama
sisteminden kaynaklanan sorunlardan dolayı şebekeye gereğinden fazla su alınmaktadır. Bu da sulama
randımanının düşmesine neden olmaktadır.Sulama randımanının düşük olmasının; taban suyunun yükselmesi
sonucunda toprakların verimsizleşmesi, gereksiz su kullanımı, sulama ve işçilik maliyetlerinin artması gibi ciddi
olumsuz sonuçları vardır.DSİ ‘ce takip edilen sulamalarda 42000 ha net sulanabilir sahada 2001 yılı verilerine
göre sulama randımanı %39 olarak hesaplanmıştır. KHGM ‘ce takip edilen veya halk sulaması olarak tabir
edilen alanlarda bu oranın daha da düşük olduğu bilinmektedir.
Sulama Şebekeleri :
Suyun kaynağından alınarak sulama alanına iletilmesini sağlayan ağdır. Bu ağ ; ana kanal, yedek ve tersiyer
kanallar ile tahliye ve drenaj kanallarından oluşmaktadır.Kanallar beton, beton kaplama,toprak, kanalet tipinde
veya son yıllarda sıkça tercih edilen borulu sistem yapılardan oluşmaktadır. Borulu sistemin dışındaki yapılarda
su kaynağından tarlaya tamamen açıkta götürülmektedir. Bu da fazla miktarda su kaybının yanı sıra bakım
onarım harcamalarının ve işçilik giderlerinin artmasına neden olmaktadır. Borulu sistemin tercih nedenleri
arasında açık sulama sisteminin bu tür olumsuzlukları da etkili olmaktadır.
DSİ’nin sorumluluğundaki sulama alanlarında :
586 km beton kaplama ana kanal,
172 km beton kaplı yedek ve tersiyer kanallar,
130 km ana, yedek, tersiyer toprak kanallar,
3.732 km kanalet yapısı mevcuttur.
Drenaj Kanaları :
DSİ sulama amaçlı olarak açtığı kanallarda toprak yapısını korumak , tuzluluk ve çoraklaşma gibi sonuçları
önlemek amacıyla sulama şebekelerini projelendirirken tahliye ve drenaj kanallarını da proje kapsamına
almaktadır. DSİ sulama alanlarında 1038 km uzunluğunda tahliye ve drenaj kanalı açılmıştır.
39
Toprak ve Su Kaynakları Gelişme Durumu
İşletmeye Açılan Projeler
Yer altı suyu Sulamaları
İşletmeye açılan DSİ sulamaları toplamı
İşletmeye açılan diğer sulamalar
1-KHGM Sulamaları
2-Halk
"
ANTALYA İLİ SULANAN ALAN TOPLAMI
123 614 ha
14 511 ha
73 930 ha
212 055 ha
Doğal Göl Kurutma Alanları
Kaş
Ovagelemiş kurutması
Korkuteli Söğüt Gölü
"
Elmalı
Avlan "
"
1
2
3
TOPLAM
4
4
3
11
800
2 000
650
3 450
1952-1961
1950-1958-1965
1947-1976-1984
YENİ TEKLİF EDİLEBİLECEK PROJELER
Sıra
No
PROJE ADI
1
Manavgat Naras Barajı ve Sulaması
2
3
4
5
6
7
Manav.Ulualan II.Mer
Elmalı II.Merhale
Gazipaşa II Merhale
Korkuteli II. Merhale
Finike Turunçova Pompaj
Kumluca-Toptaş Göleti ve
"
"
"
"
"
"
Sulama
(ha)
F A Y D A S I
Enerji
İçmesuyu
Kur.Güç
Enerji
(hm³/yıl)
(MW)
(GWh/yıl)
Geliştirme
Manavgat
ilçe merkezi
3 347
5 350
3 087
Geliştirme
1 082
115
TOPLAM
12 981
11
11
KESİN PROJE AŞAMASINDA BULUNAN PROJELER
1
2
3
4
5
6
7
Köprüçay-Beşkonak
Projesi.
Kemer-Çamyuva
"
Aşağı Aksu III. Merhale
"
Eşen,Kumluova Ovagelemiş "
Manavgat Sağ Sahil Ek Saha "
Manavgat Belenobası Pompaj "
Kaş-Kasaba Projesi (Dirgenler Barajı ve Sulaması)
TOPLAM
96
452
25
7 864
3 947
814
688
2 881
16 194
40
Taşkın
(ha/Adet)
96
452
25
ETÜT-PLANLAMA ÇALIŞMALARI
A-Planlama ve Ön İnceleme Aşamasında Bulunan Projeler
1
Alara II. Merhale Projesi
2 566
2
Küçük Aksu Barajı
2 440
Manavgat Havzası Taşkın ÖnlemeTesisleri
3
Planlama ve Kati Proje Çalışması
4
Eşen,Karaçay Gebeş HES Projesi
Doğu Antalya Sahil Şeridi İçme, Kullanma
5
ve Endüstri Suyu Temin Projesi
6
Korkuteli -Çığlık
Göleti ve Sulaması
130
7
Kumluca-Beşikçi
"
"
"
33
8
Korkuteli-Karabayır
"
"
"
100
9
Korkuteli-Bozova
"
"
"
96
10 Manavgat-Karabekir
"
"
"
75
11 Gündoğmuş-Karamanlar " "
"
53
12 Elmalı-Baranda
"
"
"
295
13 Kumluca-Çavuşköy YAS Sulaması
300
TOPLAM
6 088
2.1.2. Bitkisel Üretim
2001 Yılı Antalya İli Örtü Altı Sebze Ekiliş Alanı
Ürünler
Domates
Biber
Patlıcan
Hıyar
Sakız Kabağı
Karpuz
Kavun
Taze Fasulye
Diğer
Toplam
Ekiliş Alanı (Dekar)
97166
18965
22074
38010
14897
710
5590
5113
3622
206147
41
90
2
262
10,5
13,5
65,4
12,6
9,3
105,5
338
21,9
2001 Yılı Antalya İli Açık Tarla Sebze Ekiliş Alanı
Ürünler
Domates
Biber
Patlıcan
Hıyar
Sakız Kabağı
Karpuz
Kavun
Taze Fasulye
Diğer
Toplam
Ekiliş Alanı (Dekar)
79190
23190
9240
2670
5890
29630
21600
24520
37798
233728
2001 Yılı Antalya Açık Tarla Sebze Ekiliş Alanı Dağılımı
Taze Fasulye
10%
Diğer
16%
Domates
34%
Kavun
9%
Karpuz
13%
Hıyar
1%
Sakız Kabağı
3%
42
Patlıcan
4%
Biber
10%
2001 Yılı Antalya İli Süs Bitkileri Ekiliş Alanı
Ürünler
Karanfil
Gül
Glayöl
Gypsophilla
Gerbera
Krizantem
Solidago
Nergis
Aster
Lilium
Şebboy
Stalice
Diğer
Toplam
Ekiliş Alanı (Dekar)
1836
71
34
49
435
32
82
11
14
13
8
4
54
2643
2001 Yılı Antalya İli Süs Bitkileri Ekiliş Alanı Dağılımı
Nergis
0%
Solidago
3%
Aster
1%
Lilium Şebboy
0%
0%
Stalice
0%
Diğer
2%
Krizantem
1%
Gerbera
17%
Gypsophilla
2%
Glayöl
1%
Karanfil
70%
Gül
3%
43
İLÇELERE GÖRE SEBZE ÜRÜNLERİ EKİLİŞ VE ÜRETİMİ
ÜRÜNLER
İL TOP.
AKSEKİ
MERKEZ
EKİLİŞ
ÜRETİM
EKİLİŞ
VERİM
ÜRETİM
EKİLİŞ
VERİM
(Hek.)
(ton)
(Hek.)
(kg/Hek.)
(ton)
(Hek.)
(kg/Hek.)
2001
ALANYA
ÜRETİM
EKİLİŞ
(ton)
(Hek.)
FİNİKE
ELMALI
VERİM
(kg/Hek.)
ÜRETİM
EKİLİŞ
(ton)
(Hek.)
VERİM
ÜRETİM
EKİLİŞ
(kg/Hek.)
(ton)
(Hek.)
VERİM
ÜRETİM
(kg/Hek.)
(ton)
LAHANA(BEYAZ)
425
10.260
185
30.000
5.550
0
0
0
0
0
0
80
22.000
1.760
0
0
0
LAHANA(KIRMIZI)
72
1.715
27
25.000
675
0
0
0
0
0
0
20
22.000
440
0
0
0
0
0
LAHANA(KARA YAPRAK)
0
ENGİNAR
1
12
1
12.000
12
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
KEREVİZ
23
410
13
20.000
260
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
MARUL(GÖBEKLİ)
320
4.314
170
15.000
2.550
0
0
0
40
20.000
800
0
0
0
0
0
0
MARUL(KIVIRCIK)
101
1.451
95
15.000
1.425
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
ISPANAK
322
2.788
160
8.000
1.280
1
5.000
5
20
8.000
160
0
0
0
0
0
0
PIRASA
284
6.220
150
22.000
3.300
1
5.000
5
25
25.000
625
5
20.000
100
0
0
0
TERE
8
60
4
8.000
32
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
DEREOTU
1
4
1
4.000
4
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
NANE
2,4
12,9
1
10.000
10
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
18,4
107,9
5
10.000
50
0
0
0
10
5.000
50
0
0
0
0
0
0
1
8
1
8.000
8
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
FASULYE(TAZE)
2.452
28.054
300
10.000
3.000
5
14.000
70
500
12.000
6.000
300
18.000
5.400
25
16.000
400
BAKLA(TAZE)
MAYDANOZ
ROKA
885,5
7.201,50
175
10.000
1.750
0
0
0
140
9.000
1.260
0
0
0
10
4.000
40
BEZELYE(TAZE)
388
1.265
20
3.000
60
0
0
0
200
3.000
600
0
0
0
0
0
0
BARBUNYA FASULYE(TAZE)
30,5
350,5
10
5.000
50
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
9
75
7
10.000
70
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
177
724
120
3.000
360
2
1.000
2
0
0
0
5
1.000
5
0
0
0
4
45
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
KAVUN
2.160
45.775
480
20.000
9.600
0
0
0
0
0
0
115
25.000
2.875
0
0
0
KARPUZ
2.963
93.240
760
30.000
22.800
0
0
0
0
0
0
570
40.000
22.800
0
0
0
SAKIZ KABAĞI
589
12.134
45
20.000
900
4
16.000
64
0
0
0
60
22.500
1.350
0
0
0
HIYAR
267
6.370
15
30.000
450
1
5.000
5
100
20.000
2.000
60
25.000
1.500
0
0
0
PATLICAN
924
27.246
260
40.000
10.400
4
10.000
40
0
0
0
10
15.000
150
0
0
0
DOMATES
7.919
442.692
895
60.000
53.700
5
15.000
75
300
40.000
12.000
1.450
50.000
72.500
25
60.000
1.500
BÖRÜLCE(TAZE)
BAMYA(TAZE)
BALKABAĞI
BİBER(DOLMALIK)
656
14.484
55
30.000
1.650
1
4.000
4
0
0
0
100
22.000
2.200
0
0
0
1.663
38.998
330
30.000
9.900
2
4.000
8
45
8.000
360
110
22.000
2.420
0
0
0
BİBER(SALÇALIK)
15
675
15
45.000
675
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
SARIMSAK(TAZE)
24
202
20
8.000
160
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
BİBER(SİVRİ)
SOĞAN(TAZE)
244
4.420
200
20.000
4.000
1
5.000
5
0
0
0
0
0
0
0
0
0
HAVUÇ
50
1.500
0
0
0
0
0
0
0
0
0
50
30.000
1.500
0
0
0
TURP(Bayır)
58
544
6
5.000
30
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
TURP(Kırmızı)
34
351
10
10.000
100
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
KARNABAHAR
282
4.985
105
25.000
2.625
0
0
0
0
0
0
60
15.000
900
0
0
0
SÜS BİTKİLERİ
38,87
0
21,22
0
0
0,2
0
0
6,4
0
0
0
0
0
0
0
0
45
İLÇELERE GÖRE SEBZE ÜRÜNLERİ EKİLİŞ VE ÜRETİMİ
ÜRÜNLER
GAZİPAŞA
GÜNDGMUŞ
2001
İBRADI
KAŞ
KALE
EKİLİŞ
VERİM
ÜRETİM
EKİLİŞ
VERİM
ÜRETİM
EKİLİŞ
VERİM
ÜRETİM
EKİLİŞ
VERİM
ÜRETİM
EKİLİŞ
VERİM
(Hek.)
(kg/Hek.)
(ton)
(Hek.)
(kg/Hek.)
(ton)
(Hek.)
(kg/Hek.)
(ton)
(Hek.)
(kg/Hek.)
(ton)
(Hek.)
(kg/Hek.)
ÜRETİM
(ton)
LAHANA(BEYAZ)
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
LAHANA(KIRMIZI)
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
ENGİNAR
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
KEREVİZ
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
MARUL(GÖBEKLİ)
0
0
0
4
2.000
8
1
1.000
1
0
0
0
0
0
0
MARUL(KIVIRCIK)
0
0
0
0
0
0
1
1.000
1
0
0
0
0
0
0
ISPANAK
0
0
0
1
3.000
3
0
0
0
0
0
0
0
0
0
PIRASA
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
TERE
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
DEREOTU
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
NANE
0
0
0
0,4
1.000
0,4
0
0
0
0
0
0
0
0
0
MAYDANOZ
0
0
0
0,4
1.000
0,4
0
0
0
0
0
0
0
0
0
ROKA
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
160
7.500
1.200
80
6.000
480
1
1.000
1
1
2.500
3
20
2.000
40
LAHANA(KARA YAPRAK)
FASULYE(TAZE)
BAKLA(TAZE)
30
8.000
240
0,5
3.000
1,5
0
0
0
15
2.000
30
0
0
0
100
4.000
400
3
5.000
15
0
0
0
0
0
0
50
2.000
100
BARBUNYA FASULYE(TAZE)
0
0
0
0
0
0
0,5
1.000
0,5
0
0
0
0
0
0
BÖRÜLCE(TAZE)
0
0
0
2
2.500
5
0
0
0
0
0
0
0
0
0
BAMYA(TAZE)
0
0
0
2
1.000
2
0
0
0
0
0
0
0
0
0
BALKABAĞI
0
0
0
3
5.000
15
0
0
0
0
0
0
0
0
0
KAVUN
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
80
30.000
2.400
KARPUZ
0
0
0
0
0
0
0
0
0
1
10.000
10
350
40.000
14.000
SAKIZ KABAĞI
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
HIYAR
0
0
0
1
15.000
15
0
0
0
0
0
0
0
0
0
PATLICAN
15
15.000
225
9
20.000
180
1
1.000
1
0
0
0
20
40.000
800
DOMATES
80
30.000
2.400
62
30.000
1.860
7
1.000
7
5
10.000
50
60
40.000
2.400
5
6.000
30
0
0
0
0
0
0
0
0
0
20
30.000
600
20
5.000
100
14
10.000
140
1
2.000
2
1
18.000
18
30
30.000
900
BİBER(SALÇALIK)
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
SARIMSAK(TAZE)
0
0
0
2
1.000
2
0
0
0
0
0
0
0
0
0
SOĞAN(TAZE)
0
0
0
30
3.000
90
0
0
0
0
0
0
0
0
0
HAVUÇ
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
TURP(KIRMIZI)
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
TURP(BAYIR)
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
KARNABAHAR
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
SÜS BİTKİLERİ
0
0
0
1,35
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
BEZELYE(TAZE)
BİBER(DOLMALIK)
BİBER(SİVRİ)
47
İLÇELERE GÖRE SEBZE ÜRÜNLERİ EKİLİŞ VE ÜRETİMİ
ÜRÜNLER
KORKUTELİ
KEMER
EKİLİŞ
VERİM
(Hek.)
ÜRETİM
(kg/Hek.)
(ton)
2001
KUMLUCA
EKİLİŞ
VERİM
ÜRETİM
EKİLİŞ
(Hek.)
(kg/Hek.)
(ton)
(Hek.)
SERİK
MANAVGAT
VERİM
ÜRETİM
EKİLİŞ
VERİM
ÜRETİM
EKİLİŞ
VERİM
ÜRETİM
(kg/Hek.)
(ton)
(Hek.)
(kg/Hek.)
(ton)
(Hek.)
(kg/Hek.)
(ton)
LAHANA(BEYAZ)
0
0
0
20
35.000
700
5
30.000
150
15
20.000
300
120
15.000
1.800
LAHANA(KIRMIZI)
0
0
0
10
30.000
300
0
0
0
15
20.000
300
0
0
0
ENGİNAR
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
KEREVİZ
0
0
0
10
15.000
150
0
0
0
0
0
0
0
0
0
MARUL(GÖBEKLİ)
0
0
0
5
15.000
75
0
0
0
20
4.000
80
80
10.000
800
MARUL(KIVIRCIK)
0
0
0
0
0
0
0
0
0
5
5.000
25
0
0
0
ISPANAK
0
0
0
10
6.000
60
10
8.000
80
20
10.000
200
100
10.000
1.000
PIRASA
0
0
0
10
25.000
250
8
30.000
240
15
20.000
300
70
20.000
1.400
TERE
0
0
0
0
0
0
0
0
0
4
7.000
28
0
0
0
DEREOTU
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
NANE
0
0
0
0
0
0
0
0
0
1
2.500
2,5
0
0
0
MAYDANOZ
0
0
0
0
0
0
0
0
0
3
2.500
7,5
0
0
0
ROKA
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
FASULYE(TAZE)
0
0
0
200
15.000
3.000
120
8.000
960
40
12.500
500
700
10.000
7.000
BAKLA(TAZE)
0
0
0
75
8.000
600
280
6.000
1.680
160
10.000
1.600
0
0
0
BEZELYE(TAZE)
0
0
0
0
0
0
15
6.000
90
0
0
0
0
0
0
BARBUNYA FASULYE(TAZE)
0
0
0
20
15.000
300
0
0
0
0
0
0
0
0
0
BÖRÜLCE(TAZE)
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
BAMYA(TAZE)
0
0
0
10
15.000
150
3
5.000
15
10
4.000
40
25
6.000
150
BALKABAĞI
0
0
0
0
0
0
1
30.000
30
0
0
0
0
0
0
KAVUN
0
0
0
120
30.000
3.600
0
0
0
1.065
20.000
21.300
300
20.000
6.000
KARPUZ
0
0
0
100
40.000
4.000
2
15.000
30
580
20.000
11.600
600
30.000
18.000
SAKIZ KABAĞI
0
0
0
60
30.000
1.800
10
30.000
300
60
12.000
720
350
20.000
7.000
HIYAR
0
0
0
60
30.000
1.800
30
20.000
600
0
0
0
0
0
0
PATLICAN
0
0
0
10
35.000
350
5
30.000
150
90
55.000
4.950
500
20.000
10.000
DOMATES
0
0
0
250
40.000
10.000
30
40.000
1.200
2.750
60.000
165.000
2.000
60.000
120.000
BİBER(DOLMALIK)
0
0
0
25
20.000
500
10
30.000
300
40
30.000
1.200
400
20.000
8.000
BİBER(SİVRİ)
0
0
0
30
30.000
900
10
30.000
300
170
35.000
5.950
900
20.000
18.000
BİBER(SALÇALIK)
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
SARIMSAK(TAZE)
0
0
0
0
0
0
0
0
0
2
20.000
40
0
0
0
SOĞAN(TAZE)
0
0
0
0
0
0
0
0
0
13
25.000
325
0
0
0
HAVUÇ
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
TURP(KIRMIZI)
0
0
0
0
0
0
0
0
0
2
7.000
14
50
10.000
500
TURP(BAYIR)
0
0
0
0
0
0
1
30.000
30
3
7.000
21
20
10.000
200
KARNABAHAR
0
0
0
5
40.000
200
2
30.000
60
10
20.000
200
100
10.000
1.000
SÜS BİTKİLERİ
0
0
0
0
0
0
1,2
0
0
0
0
0
8,5
0
0
LAHANA(KARA YAPRAK)
48
282 - İLÇELERE GÖRE MEYVE AĞAÇ SAYILARI ÜRETİM VE VERİM DURUMU
TAŞ ÇEKİRDEKLİLER
YUMŞAK
ÇEKİRDEKLİLER
MEYVELER
TURUNÇGİLLER
SERT
KABUKLULAR
MEYVE
MEYVE
VEREN
YAŞTA
ÜRETİM
(ton)
AĞAÇ SAYISI
MEYVE
MEYVE
VERM.
VEREN
AĞAÇ
YAŞTA
ÜRETİM
(ton)
ALANYA
AĞAÇ SAYISI
MEYVE
MEYVE
VERM.
VEREN
AĞAÇ
YAŞTA
ÜRETİM
(ton)
FİNİKE
ELMALI
AĞAÇ SAYISI
MEYVE
MEYVE
VERM.
VEREN
AĞAÇ
YAŞTA
ÜRETİM
(ton)
AĞAÇ SAYISI
MEYVE
MEYVE
VERM.
VEREN
AĞAÇ
YAŞTA
ÜRETİM
(ton)
AĞAÇ SAYISI
MEYVE
MEYVE
VERM.
VEREN
VERM.
AĞAÇ
YAŞTA
AĞAÇ
ÜRETİM
(ton)
ARMUT
553.440
55.731
38.362
5.060
711
278
3.500
3.300
56
5.000
500
250
96.000
10.000
3.840
3.000
1.000
AYVA
123.160
10.090
5.625
300
75
9
650
400
10
3.000
500
75
16.000
400
640
0
0
0
ELMA
2.119.625
335.235
206.571
5.060
20.100
607
6.100
5.200
305
13.000
3.500
650
1.255.000
195.100
150.600
2.500
500
50
AVAKADO
60
7.043
1.750
207
443
100
31
0
0
0
4.400
850
110
0
0
0
560
0
20
127.040
31.985
7.271
6.840
7.300
513
0
0
0
100.000
20.000
6.000
0
0
0
9.000
3.000
450
MUŞMULA
450
1.010
10
KİVİ
200
0
4
ERİK
133.930
41.220
5.799
1.310
2.390
85
10.500
4.500
294
20.400
4.000
816
10.120
1.680
506
6.000
1.400
300
YENİ DÜNYA
İĞDE
4.050
1.800
44
KAYISI
106.340
61.708
5.910
1.600
963
120
400
100
2
400
100
16
9.370
3.130
281
2.500
400
125
KİRAZ
91.920
33.622
3.265
570
1.212
43
2.900
450
49
11.000
6.000
330
3.650
1.150
146
0
0
0
KIZILCIK
14.410
2.950
167
210
0
6
9.500
2.500
114
0
0
0
0
0
0
0
0
0
ŞEFTALİ
304.153
98.073
9.440
20.973
4.183
1.049
2.000
2.800
30
19.000
2.750
760
23.700
27.800
356
1.500
350
75
55.120
23.970
1.696
0
0
0
150
100
2
600
0
6
2.850
5.350
143
0
0
0
200
100
12
1.903.745
139.917
31.726
434010
61.075
15.190
16050
3.900
128
77.000
14.300
308
0
0
0
30.000
5.000
300
VİŞNE
ZERDALİ
ZEYTİN
ALTIN TOP
30.200
6.000
4.135
600
900
90
0
0
0
1.100
100
110
0
0
0
10.000
0
1.500
LİMON
418.450
56.345
42.210,70
60.000
18.000
9.000
0
0
0
198.000
25.000
15.840
0
0
0
50.000
4.000
7.500
MANDALİNA
222.020
13.140
21.502,50
54.300
8.700
5.430
0
0
0
16.500
1.800
990
0
0
0
54.000
1.000
6.480
2.840.250
216.480
349.884,50
287.000
76.000
37.310
150
270
2
240.000
12.000
18.000
0
0
0
820.000
8.000
123.000
0
0
0
5.000
3.000
100
PORTAKAL
TURUNÇ
5.200
3.000
110
0
0
0
0
0
0
0
0
0
ANTEP FISTIĞI
34.600
19.800
10
0
0
0
4.200
4.200
2
3.000
400
0
CEVİZ
65.645
14.490
3.339
20.495
2.850
1.537
800
500
64
3.500
1.500
210
4.400
1.100
110
300
70
12
205.110
21.650
2.848
14.240
2.570
498
18.800
3.600
94
33.500
9.000
670
6.150
550
62
1.200
500
36
3.000
500
60
90
0
0
0
15
0
0
0
500
100
25
BADEM
FINDIK (Ocak)
KESTANE
ÇİLEK (Da)
ÜZÜMSÜ MEYVELER
AĞAÇ SAYISI
2001
AKSEKİ
MERKEZ
DUT
İNCİR
700
150
49
2.290
0
3.875
240
720
0
0
20
17.800
6.200
690
2.550
1.750
77
1.500
500
20
1.000
350
0
132.805
16.970
4.288
28.955
1.100
1.448
18.500
8.100
93
3.000
500
90
0
0
0
1.200
250
25
KEÇİBOYNUZU
98.300
18.950
4.987
0
0
0
0
0
0
45.000
15.000
2.250
0
0
0
10.000
1.500
50
MUZ (Da)
12.000
0
32.100
0
0
0
0
6.500
15.600
0
0
0
265.035
178.480
7.886
95.440
3.818
2.000
20
6.350
254
0
0
17.900
HURMASI
1.560
1.300
70
1.160
0
64
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
ÜZÜM (Da)
20.710
1.890
23.326
1.100
330
1.375
3.660
400
1.830
300
60
201
3.600
220
3.600
200
50
200
NAR
127.335
500
1.000
0
0
26.200
537
TRABZON
KAYNAK: TARIM VE KÖY İŞLERİ BAKANLIĞI İL MÜDÜRLÜĞÜ
49
282 - İLÇELERE GÖRE MEYVE AĞAÇ SAYILARI ÜRETİM VE VERİM DURUMU
GAZİPAŞA
TAŞ ÇEKİRDEKLİLER
YUMUŞAK
ÇEKİRDEKLİLER
MEYVELER
TURUNÇGİLLER
SERT
KABUKLULAR
MEYVE
MEYVE
VEREN
YAŞTA
ÜRETİM
(ton)
AĞAÇ SAYISI
MEYVE
MEYVE
VERM.
VEREN
AĞAÇ
YAŞTA
2001
İBRADI
ÜRETİM
(ton)
AĞAÇ SAYISI
MEYVE
MEYVE
VERM.
VEREN
AĞAÇ
YAŞTA
KAŞ
KALE
ÜRETİM
(ton)
AĞAÇ SAYISI
MEYVE
MEYVE
VERM.
VEREN
AĞAÇ
YAŞTA
ÜRETİM
(ton)
KEMER
AĞAÇ SAYISI
MEYVE
MEYVE
VERM.
VEREN
AĞAÇ
YAŞTA
ÜRETİM
(ton)
AĞAÇ SAYISI
MEYVE
MEYVE
VERM.
VEREN
VERM.
AĞAÇ
YAŞTA
AĞAÇ
ÜRETİM
(ton)
ARMUT
8.000
2.000
240
5.200
2.700
104
150
760
5
0
0
0
7.500
0
225
280
10
AYVA
3.400
800
102
5.100
500
61
260
300
10
0
0
0
1.900
0
76
200
15
4
ELMA
36.000
1.000
1.080
13.125
7.825
276
1.600
750
96
0
0
0
186.000
2.000
7.626
8.500
110
366
6
AVOKADO
1.000
600
35
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
400
200
6
YENİ DÜNYA
5.700
1.300
114
0
0
0
0
0
0
900
220
36
0
0
0
700
15
18
250
1.000
5
200
10
5
200
0
4
ERİK
4.500
500
113
İĞDE
750
1.500
11
KAYISI
2.000
1.000
50
0
KİRAZ
6.000
4.000
120
3.300
0
0
0
0
10.500
500
315
250
1.500
4
KIZILCIK
ŞEFTALİ
VİŞNE
ZERDALİ
ZEYTİN
ALTIN TOP
LİMON
MANDALİNA
PORTAKAL
TURUNÇ
2.100
1.250
40
500
700
15
0
0
0
0
0
100
2.000
43
970
300
1
260
100
1
400
39
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
3.500
1.750
53
2.000
600
20
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
240
1.000
100
25
980
20
57
430
20
8
2.200
400
64
80
10
2
0
0
0
0
0
0
0
1.900
100
76
680
40
15
0
0
0
0
0
0
57
0
0
0
200
100
12
8.000
80.800
8.000
162
7.000
15.662
175
470
200
2
134.000
1.600
1.608
665.000
9.600
3.325
2.850
380
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
5.000
0
14.000
1.250
700
110
15
8
0
0
0
5.000
400
500
1.300
0
104
26.100
0
2.088
1.500
1.000
38
0
0
0
0
0
0
1.330
10
113
1.040
250
73
60.000
0
5.400
48.500
4.000
2.425
800
400
48
0
0
0
124.050
1.900
14.886
1.050
0
84
150.500
0
13.244
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
400
3.600
0
19.500
11.600
6
0
0
0
0
0
0
1.500
0
1
6.000
0
1
CEVİZ
10.000
1.300
300
2.300
1.900
184
1.100
500
55
0
0
0
7.150
1.300
107
1.050
170
26
BADEM
78.000
2.000
780
3.500
1.800
53
0
0
0
4.020
180
40
25.200
200
76
0
0
0
3.000
500
60
700
150
49
0
0
0
0
0
0
0
0
700
100
28
ANTEP FISTIĞI
FINDIK (Ocak)
KESTANE
ÇİLEK (Da)
ÜZÜMSÜ MEYVELER
AĞAÇ SAYISI
GÜNDOĞMUŞ
DUT
2.000
3.000
0
11
1.200
0
0
0
0
500
12
300
200
9
0
0
0
750
1.500
İNCİR
11.900
100
119
50.000
5.300
1.500
300
550
12
1.550
300
62
2.500
350
100
1.100
150
50
KEÇİBOYNUZU
15.000
600
1.500
500
850
35
0
0
0
17.200
500
688
2.850
50
71
2.000
0
70
16.500
0
0
0
0
0
0
0
0
0
520
5.100
122
0
0
1.300
52
9.000
234
15.400
3.500
308
MUZ (Da)
NAR
5.500
100
250
200
3.200
0
26.000
2.000
HURMASI
150
1.250
3
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
250
50
3
ÜZÜM (Da)
550
100
550
1.500
60
1.050
950
50
1.805
250
180
375
4.820
100
4.724
40
10
20
TRABZON
50
282 - İLÇELERE GÖRE MEYVE AĞAÇ SAYILARI ÜRETİM VE VERİM DURUMU
KORKUTELİ
MEYVELER
TAŞ ÇEKİRDEKLİLER
YUMUŞAK
ÇEKİRDEKLİLER
ARMUT
AĞAÇ SAYISI
MEYVE
MEYVE
VEREN
YAŞTA
412.000
KUMLUCA
ÜRETİM
(ton)
AĞAÇ SAYISI
MEYVE
MEYVE
VERM.
VEREN
AĞAÇ
YAŞTA
34.750
32.960
2001
ÜRETİM
(ton)
AĞAÇ SAYISI
MEYVE
MEYVE
VERM.
VEREN
AĞAÇ
YAŞTA
750
0
SERİK
MANAVGAT
38
ÜRETİM
(ton)
AĞAÇ SAYISI
MEYVE
MEYVE
VERM.
VEREN
VERM.
AĞAÇ
YAŞTA
AĞAÇ
4.000
0
240
ÜRETİM
(ton)
3.000
0
60
AYVA
89.500
7.100
4.475
700
0
28
2.000
0
130
150
0
5
ELMA
539.000
99.000
40.425
40.200
0
3.216
12.340
150
1.234
1.200
0
40
AVOKADO
0
0
0
0
0
0
0
0
0
240
0
5
YENİ DÜNYA
0
0
0
1.000
0
40
2.000
150
80
900
0
20
ERİK
61.000
24.200
3.050
600
0
18
4.400
500
220
3.500
0
77
İĞDE
3.300
300
33
KAYISI
86.500
55.500
5.190
200
0
8
650
75
26
950
0
25
KİRAZ
59.400
17.800
2.376
1.250
200
38
0
0
0
600
0
15
4.700
450
47
0
0
0
0
0
0
0
0
0
156.300
56.500
3.908
700
0
21
46.000
700
2.300
15.400
0
462
51.150
17.000
1.535
0
0
0
120
20
6
0
0
0
KIZILCIK
ŞEFTALİ
VİŞNE
ZERDALİ
SERT
KABUKLULAR
TURUNÇGİLLER
ZEYTİN
4.300
200
43
70.365
0
704
150.550
17.000
6.022
231.350
3.000
3.702
ALTIN TOP
0
0
0
12.500
0
1.875
2.000
0
160
4.000
0
400
LİMON
0
0
0
15.540
0
1.943
10.400
80
728
38.000
7.600
3.800
MANDALİNA
0
0
0
13.000
0
1.625
9.150
380
458
11.200
0
896
PORTAKAL
0
0
0
904.600
46.500
117.598
153.600
22.410
12.288
110.000
45.000
11.000
TURUNÇ
0
0
0
0
0
0
0
0
0
200
0
10
CEVİZ
9.600
3.000
432
2.050
100
103
2.300
200
184
600
0
15
BADEM
6.000
1.250
60
1.300
0
26
10.200
0
408
3.000
0
45
ANTEP FISTIĞI
FINDIK (Ocak)
KESTANE
ÜZÜMSÜ MEYVELER
ÇİLEK (Da)
25
0
0
20
40
0
1.300
1.000
13
0
0
0
5.000
200
450
3.000
0
30
İNCİR
0
0
0
0
0
0
12.500
270
750
1.300
0
39
KEÇİBOYNUZU
0
0
0
0
0
0
2.250
450
113
3.500
0
210
MUZ (Da)
0
0
0
0
0
0
0
NAR
0
0
34.000
3.000
680
5.545
7.195
166
47.000
4.000
1.175
0
0
0
0
0
0
0
0
0
50
0
63
870
70
783
200
0
200
DUT
10
0
0
0
TRABZON
HURMASI
ÜZÜM (Da)
2.620
260
6.550
51
283 - ÜRÜN TÜRLERİNE GÖRE SERACILIK
SONBAHAR YETİŞTİRİCİLİĞİ
ÜRÜNLER
İLKBAHAR YETİŞTİRİCİLİĞİ
PLASTİK SERA
CAM SERA
TEK MAHSUL YETİŞTİRİCİLİĞİ
PLASTİK SERA
CAM SERA
PLASTİK SERA
CAM SERA
EKİLİŞ
ÜRETİM
EKİLİŞ
ÜRETİM
EKİLİŞ
ÜRETİM
EKİLİŞ
ÜRETİM
EKİLİŞ
ÜRETİM
EKİLİŞ
(dekar)
(ton)
(dekar)
(ton)
(dekar)
(ton)
(dekar)
(ton)
(dekar)
(ton)
(dekar)
TOPLAM
19.525
192.943
39.873
253.617
19.520
237.563 39.519
324.823
31.395
432.109
33.430
DOMATES
12.650
131.600
28.124
185.231
8.630
100.150 11.771
91.481
15.880
245.500
15.290
PATLICAN
150
600
830
4.090
0
6.875
42.850
4.888
52.987
2.106
5.275
57.155
6.159
41.853
8.417
129.465 12.895
153.630
4.124
71.274
1.005
15
68
3395
19575
42
168
600
63
382
901
HIYAR
KABAK
0
150
TAZE FASULYE
400
800
315
795
1400
3500
1814
3621
15
53
110
SİVRİBİBER
450
1.350
315
795
100
300
1.325
6.575
2.376
19.590
6.502
BİBERKAPYA
0
0
0
0
0
0
0
0
475
4.245
268
BİBERÇARLİ
0
0
0
0
0
0
0
0
1.075
14.425
3.672
200
600
50
250
0
0
20
100
1.610
19.512
349
KAVUN
0
0
0
0
571
3240
4319
25441
350
3150
180
KARPUZ
0
0
0
0
10
40
0
0
0
0
0
296
991
426
0
0
130
DOLMALIK BİBER
ÇİLEK
MUZ
SÜS BİTKİLERİ
DİĞER
0
0
0
0
0
0
0
0
243
0
2.491
385
770
685
1.028
350
700
350
525
0
0
0
KAYNAK: TARIM KÖY İŞLERİ BAKANLIĞI İL MÜDÜRLÜĞÜ
Not : Merkez ilçedeki Marul ekilişinin 1407 Da. rı diğer ürünler arasında ara ürün olarak ekilmektedir.
52
Sonuç
1- 20 yıllık süreçte Toprak ve su kaynaklarının verimli kullanımı için kapalı sulama sistemlerine geçilmesi
önerilmektedir.Kapalı sulamaya geçilmesi aynı zamanda sulama suyunun çevresel kirlenmesini önlemiş
olacaktır.
2- Bölgemiz tarım ürünleri çoğunlukla ihracata yöneliktir.Bu nedenle ihraç edilen ülkelerin standartlarına
(EUROGAP) göre üretim yapılması gerekmektedir.
3- Tarımsal işletmelerde verimliliğin arttırılması için çiftçinin her dalda eğitimine devam edilmesi
gerekmektedir.
4- Tarım işletmelerinin verimli büyüklüklere gelmeleri sağlanmalıdır
5- Bölgemizde organik tarım üretim Bölgeleri (Organize Tarım Bölgeleri) oluşturulmalıdır.Bu bölgelerin
tüm altyapı hizmetleri öncelikle tamamlanmalıdır.
6- Bodur fidancılığının geliştirilerek meyveciliğin gelişmesi sağlanmalıdır.
7- Tıbbi ve araomatik bitki sektörünün geliştirilmesi ve buna ilişkin doğal alanların korunması
sağlanmalıdır. Bu amaçla “Ekolojik Ürün Belgesi” uygulaması yaygınlaştırılmalıdır.
8- Tarım ürünleri ve çiçek borsası oluşturularak geliştirilmesi gereklidir.
2.1.3. Hayvancılık
Küçükbaş hayvancılıkta son beş yıl içerisinde %10 oranında azalma görülmektedir. Büyükbaş
hayvancılıkta aynı sürede %10 oranında artış gözlenmektedir.
Aynı dönemde kümes hayvanlarında yumurtacı tavukta gerileme, etçi tavuk ve hindide artış
gözlenmektedir. Hindi üretiminde % 265 oranında artış olmuştur.
Bu gelişmenin devam etmesi beklenmektedir.
2001 Yılı Antalya İli Hayvansal Ürünler Üretim Değeri
Üretim Dalı
Arıcılık
Kıl Keçisi
Koyun
Sığır
Kanatlılar
Su Ürünleri
Toplam
Üretim Değeri (Milyon TL)
10014030
5408797
8197235
44495859
775111
9017618
77908650
53
2001 Yılı Antalya İli Hayvansal Üretim Değerinin Dağılımı
Su Ürünleri
12%
Arıcılık
13%
Kıl Keçisi
7%
Kanatlılar
1%
Koyun
11%
Sığır
56%
TÜRLERİNE GÖRE HER YAŞTA HAYVAN SAYISI
HAYVAN CİNSİ
1999
2000
2001
249.442
249.776
244.998
231.829
177
161
249.442
249.599
244.837
231.829
Kıl Keçisi
639.074
640.330
621.840
585.876
Tiftik Keçisi
0
13
15
15
At
4.165
3.901
3.129
3.027
Katır
5.765
5.610
5.277
5.748
Eşşek
5.862
5.330
4.983
5.437
Deve
194
193
148
96
KOYUN
Merinos
Yerli
BÜYÜK BAŞ
HAYVANLAR
TEK TIRNAK
LILAR
KÜÇÜK BAŞ
HAYVANLAR
1998
Toplam
Manda
0
146.883
145.974
144.659
Kültür
25.665
25.705
26.782
27.250
Melez
88.676
101.702
102.611
100.954
Yerli
19.523
249.599
16.581
16.455
Yumurtacı Tavuk
621.070
594.957
580.205
605.500
Etçi Tavuk (Broiler)
49.850
74.930
61.500
67.584
Hindi
9.070
9.990
15.180
24.056
SIĞIR
133.864
KÜMESLİ
K
HAYVAN
LARI
Toplam
54
Ördek
13.120
12.840
14.620
14.200
Kaz
1.060
1.300
1.980
1.980
0
Güvercin
0
Tavşan
0
İPEK ARI BÖCEĞİ CILIK
Bıldırcın
Eski Tip
2.160
2.160
2.050
2.995
Yeni Tip
122.477
122.477
127.084
121.288
Japon
967
967
1.010
817
Yerli
İlçelere göre kesilen hayvan sayısı ve et üretimi
1998
İLÇELER
1999
2000
2001
KESİLEN
ET
KESİLEN
ET
KESİLEN
ET
KESİLEN
ET
HAYVANI ÜRETİMİ HAYVANI ÜRETİMİ HAYVANI ÜRETİMİ HAYVANI ÜRETİMİ
SAYISI
(Kg)
SAYISI
(Kg)
SAYISI
(Kg)
SAYISI
(Kg)
İL TOPLAMI
209.127 8.594.169
217.694 9.084.512
169.854
7.788.054
202.709 8.973.691
MERKEZ
101.803 4.702.572
127.019 6.030.529
81.761
4.604.488
135.587 6.271.847
AKSEKİ
ALANYA
2.105
106.568
2.782
103.188
1.544
41.447
0
0
23.301 1.229.406
19.642
788.294
18.796
949.788
12.158
598.732
ELMALI
1.443
63.325
1.821
86.507
2.931
136.796
813
77.025
FİNİKE
5.650
178.000
5.650
178.000
6.400
204.725
6.800
213.295
GAZİPAŞA
8.782
212.500
2.839
84.953
1.768
46.490
3.231
134.383
GÜNDOĞMUŞ
4.500
90.000
4.500
90.000
4.500
90.000
2.880
52.440
İBRADI
2.166
41.045
301
6.169
2.619
66.376
2.475
61.188
KALE
3.282
126.840
3.430
128.607
3.200
130.350
3.100
130.350
KAŞ
2.019
62.504
1.766
63.861
1.982
53.456
3.238
119.930
KEMER
4.305
154.834
1.803
62.793
2.957
118.784
4.249
81.196
17.867
308.026
15.501
225.518
18.917
261.221
0
0
7.001
236.616
6.945
226.585
3.946
136.605
2.955
88.211
21.482
809.182
20.759
795.083
15.379
709.690
21.852
894.001
3.421
272.751
2.936
214.425
3.154
237.838
3.371
251.093
KORKUTELİ
KUMLUCA
MANAVGAT
SERİK
55
Antalya’da yaygın olan Hayvan Hastalıkları
1-Brucella Melitensis; Koyun ve Keçilerde görülüyor.
2-Anthrax(Şarbon); Tüm hayvanlarda görülüyor
3-Mavi dil; Sahilde koyunlarda görülüyor.
4- Çiçek; koyun ve keçilerde görülüyor.
Önlem olarak belirli dönemlerde aşılama yapılmaktadır.
Öneriler
Entegre Süt Sığırcılığı Projesi
Amaç: Bölgede hedeflenen yem bitkileri üretimiyle elde edilen kaba yem, silaj ve dane yemler
değerlendirilerek, kurulacak büyük işletmeler aracılığıyla hayvansal üretimin artırılması.
Uygulama: Bölgede mevcut süt ve süt ürünleri açığının kapatılması amacıyla IV. Alt Bölgede Elmalı ve
Korkuteli köylerinde, II. Alt Bölgede Varsak, Döşemealtı, Gebiz ve Manavgat köylerinde minimum 100 baş
kapasiteli entegre işletmelerin kurulması sağlanacaktır.
Açıklama: Yörede yaygın olarak aile işletmeciliği şeklinde yapılan hayvancılıktan daha büyük kapasiteli entegre
süt sığırcılığı işletmelerinin yapılanmasına geçilerek, bu sayede bölgenin hayvansal ürün ihtiyacının
karşılanmasına katkı sağlanacaktır.
Uygulama Alanı: II ve IV. Alt Bölgeler
Kaynak: Özel Sektör
Yem Bitkileri Üretimini Geliştirme Projesi
Amaç: Hayvancılığı geliştirmek için yem bitkileri üretimini artırmak.
Uygulama: Çok yıllık yem bitkilerinde 1. yıl yatırım giderleri ve uygun görülen işletme giderlerinin işletme
alanlarıyla uyumlu alet ve ekipman dahil %30, tek yıllık yem bitkilerinin ise %’20’si doğrudan üreticiye destek
olarak verilecektir. Çok yıllık yem bitkilerinde en az 10, en çok 500 dekar, tek yıllık yem bitkilerinde en az 25,
en çok 1000 da arazi desteklemeden yararlandırılacaktır.
Uygulama Alanı: I, II, III ve IV. Alt Bölgeler
Açıklama: Sözkonusu bölgelerde yapılan hayvancık kaba yem teminine bağlı olarak gelişme gösterdiğinden, bu
projeyle elde edilecek kaba yem hayvansal ürüne dönüştürülecek ve hayvancılığın gelişmesine katkı
sağlanacaktır.
Kaynak: T.K.B., Özel İdare
Bombus Arısı Yetiştiriciliği Projesi
Amaç: Bitkisel üretimde kalitenin artırılması amacıyla Bombus arısı koloni üretimini sağlamak.
Uygulama: Kraliçe arı ithal edilerek tesis edilecek işletmelerde koloni üretimi yapılacaktır.
Uygulama Alanı: I, II ve III. Alt Bölgeler
Açıklama: Koloni üretimi ile halen yapılmakta olan koloni ithalatının azaltılması ve seracılığın yoğun yapıldığı
bu bölgede seralarda Bombus arısının kullanımı artırılacaktır.
Kaynak: Özel Sektör
56
Off-shore Orkinos Yetiştiriciliği Projesi
Amaç: ICCAD tarafından kota verildiği takdirde çok karlı olan Orkinos yetiştiricilik kapasitesinin ilde
10.000ton/yıl’a çıkarılması.
Uygulama: Yapılan müracaatlar Tarım İl Müdürlüğü tarafından değerlendirilerek, yeni projelerin
yapılandırılmasına teknik destek sağlanacaktır.
Açıklama: II. Alt Bölgede yetiştiricilik kapasitesi 6.000 ton/yıla, III. Alt Bölgede 4.000 ton/yıla çıkarılacaktır.
Uygulama Alanı: II ve III. Alt Bölgeler
Kaynak: Özel Sektör
Ağ Kafeste Çipura – Levrek Yetiştiriciliği Projesi
Amaç: Yetiştiricilik kapasitesinin 7.500 ton/yıl’a çıkarılması.
Uygulama: I. Alt Bölgede yetiştiricilik kapasitesi 3.000 ton/yıl’a, II. Alt Bölgede 4.000 ton/yıl’a çıkarılacaktır.
Uygulama Alanı:1 ve II. Alt Bölgelerdeki deniz kıyı şeridi
Açıklama: Yazın denizde av yasağının olduğu dönemlerde turizm sektöründe balık eti tüketiminin, ağ
kafeslerde kültür üretimi yapılan Çipura – Levrek eti ile karşılanması mümkün olmaktadır. Ayrıca, sağlıklı
beslenme için balık etine olan talep giderek artmaktadır. Bu proje, bölgemiz için tüketici taleplerini karşılamaya
katkıda bulunacaktır.
Kaynak: Özel Sektör
Bal Arısı Yetiştiriciliği Projesi
Amaç: Arı ürünleri üretimi ve bitkisel üretimde kalitenin artırılmasını sağlamak.
Uygulama: Üreticiye %30 çiftçi katkılı olarak arılı kovan ve ana arı temin edilerek, kışları sahil bandında
yazları ise yayla kesiminde gezginci arıcılık şeklinde üretim yapılması sağlanacaktır.
Uygulama Alanı: Tüm Alt Bölgeler
Açıklama: bölge ekolojisi içinde doğal floradan yararlanılacak, hayvansal ürün elde edilecektir.
Kaynak: İl Özel İdaresi
Alabalık Yetiştiricilik Projesi
Amaç: Yetiştiricilik kapasitesinin 1.500 ton/yıl’a çıkarılması.
Uygulama: Alt Bölgede atıl kaynaklar değerlendirilecektir.
Uygulama Alanı: I. Alt Bölge (Finike İlçesi Akçay Deresi) ve V. Alt Bölge (Gündoğmuş İlçesinde, kıyısında
tarıma elverişsiz arazilerin bulunduğu yerlerde Alara Çayı).
Açıklama: Turizm sektöründe yazın denizde av yasağının olduğu dönemlerde balık eti tüketiminin alabalık eti
ile karşılanması mümkün olmaktadır. Ayrıca, sağlıklı beslenme için balık etine olan talep giderek artmaktadır.
Bu proje, bölgemiz için tüketici taleplerini karşılamaya katkıda bulunacaktır.
Kaynak: Özel Sektör
Organik Keçi Ürünleri Elde Etme Projesi
Amaç: Getirisi daha yüksek olan organik tarım ürünlerinin elde edilmesiyle yöre çiftçisinin gelirinin artırılması.
Uygulama: Bölge ekolojisi kirli olmadığından mevcut doğal şartlarda organik ürün elde etme şansı yüksektir.
Uygulama Alanı: V. Alt Bölge köyleri
Açıklama: Yöre halkının elde edeceği organik keçi ürünleri uzun vadede ve ihracat taleplerine dönük olarak
yaygınlaştırılacaktır.
Kaynak: Özel İdare
57
Doğal Meraların Islahı Projesi
Amaç: Küçükbaş hayvancılığın geçim kaynağını teşkil ettiği bu yörede hayvansal üretime katkı sağlayacak
doğal kaynakların değerlendirilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması ve bu sayede yöre çiftçisinin sosyoekomik yapısının iyileştirilmesinin temini.
Uygulama: Köylerde Mera Yönetim Birlikleri marifetiyle otlama sisteminin düzenlenmesi ve mera amenajmanı
ile yöredeki mevcut meraların ıslahı sağlanacaktır.
Uygulama Alanı: V. Alt Bölge
Açıklama: İlin diğer bölgelerine nazaran geniş tarım arazilerinin bulunmadığı bu bölgede meraya dayalı
küçükbaş hayvancılık yoğun olarak yapıldığından, bu proje ile hayvansal ürünlerin elde edilmesi daha ekonomik
hale gelecektir.
Karides Üretim Projesi
Amaç: Yetiştiricilik kapasitesinin 1.000 ton/yıl’a çıkarılarak bataklık arazilerin değerlendirilmesi.
Uygulama: Bölgede kıyı bandında atıl su kaynakları ve bataklık arazilerin üretimde kullanılması amacıyla
geliştirilecek Karides üretim projelerine Tarım ll Müdürlüğü tarafından teknik destek sağlanacaktır.
Uygulama Alanı: II. Alt Bölge (Serik ve Manavgat İlçeleri arasındaki bataklık araziler).
Açıklama: Serik-Manavgat arasındaki atıl durumdaki bataklık araziler ihraca dönük üretimde değerlendirilecek
ve sivri sinek mücadelesine katkı sağlanacaktır.
Kaynak: Özel Sektör
Büyükbaş Hayvancılık İşletmelerinin Modernizasyonu (Açıkta Besi Sığırcılığı)
Amaç: Yetiştiricilik kapasitesinin 1.000 ton/yıl’a çıkarılarak bataklık arazilerin değerlendirilmesi.
Uygulama: Bölgede kıyı bandında atıl su kaynakları ve bataklık arazilerin üretimde kullanılması amacıyla
geliştirilecek Karides üretim projelerine Tarım İl Müdürlüğü tarafından teknik destek sağlanacaktır.
Uygulama Alanı: II. Alt Bölge (Serik ve Manavgat İlçeleri arasındaki bataklık araziler).
Açıklama: Serik-Manavgat arasındaki atıl durumdaki bataklık araziler ihraca dönük üretimde değerlendirilecek
ve sivri sinek mücadelesine katkı sağlanacaktır.
Kaynak: Özel Sektör
Keçi Islahı Projesi
Amaç: Genetik seviyenin yükseltilmesi.
Uygulama: Özel İdare kaynağından her 25 keçisi olan üreticiye 1 damızlık erkek hayvan ücretsiz olarak temin
edilecektir.
Uygulama Alanı: Tüm Alt Bölgeler
Açıklama: Genetik seviyenin yükseltilmesi ile hayvansal üretimde artış sağlanacaktır.
Kaynak: Özel İdare
58
Büyükbaş Hayvan Islahı Projesi
Amaç: Genetik seviyenin yükseltilmesi.
Uygulama: Kaliteli sperma temini ve hangi tohumun nerede kullanılacağı konusunda uygulamalar
organize edilerek özel veteriner hekimler aracılığıyla ıslah çalışmalarının yapılması sağlanacaktır.
Uygulama Alanı: Tüm Alt Bölgeler
Açıklama: Bölgede yaygın olan Siyah Alaca ve Yerli Kara ırkı sığırlarda verim artışı sağlanmasına
yönelik bir projedir.
Kaynak: Özel Sektör, Üreticiler
Koyun Islahı Projesi
Amaç: Genetik seviyenin yükseltilmesi.
Uygulama: Özel İdare kaynağından her 25 koyunu olan üreticiye, yöre daha evvel denenmiş olan Acıpayam ırkı
bir damızlık koç ücretsiz olarak temin edilecektir.
Uygulama Alanı: IV. Alt Bölge
Açıklama: Genetik seviyenin yükseltilmesi ile hayvansal üretimde artış sağlanacaktır.
Kaynak: Özel İdare
İl Balık Hali ve Pazarı Tesisi
Amaç: Avlanan balıkların pazarlanması ve halk sağlığının korunması.
Uygulama: Antalya Büyük Şehir Belediyesince bu tesisin kurulması için teknik destek verilecektir.
Uygulama Alanı: II. Alt Bölge
Açıklama: Antalya limanı ve Yat Limanında sabahları kurulan mezat düzenli olmayıp, İlde istihsal edilen deniz
ürünleri İl dışından gelen balıklarla beraber pazara düzensiz olarak sunulmaktadır. Balık hali düzenli ve sağlıklı
balık pazarlama zinciri için ilk ve en önemli halka olacaktır. Bu projeyle, balıkçılar ve tüketicilerin çıkarları
dengelenecek, halk sağlığı korunacaktır.
Kaynak: Antalya Büyük Şehir Belediyesi
Balıkçı Barınağı Yapılması
Amaç: Balıkçı teknelerinin barınması ve balıkçıların teşkilatlanması.
Uygulama: Merkez İlçede 500-750 tekne kapasiteli Balıkçı Barınağı D.L. H. ile koordinasyon kurularak tesis
edilecektir.
Açıklama: Balıkçı teknelerini düzenli barınması ve balıkçıların örgütlenmesi sağlanacaktır.
Uygulama Alanı: II. Alt Bölge
Kaynak: D.L.H.
2.1.4. Su Ürünleri
Tatlı su ürünlerinde son 5 yılda % 100 lük bir azalma vardır.Buna karşılık Kültür balıkçılığı üretiminde
% 90 oranında artış vardır.Deniz ürünleri üretiminde son 5 yılda yaklaşık olarak %30 luk bir artış
görülmüştür.
Balıklandırma Çalışması Yapılan Baraj, Göl, Gölet ve Trala Balıkçılığı Sayıları
BALIK TÜRÜ
2000
Baraj
Göl
Gölet
2001
Tarla
Balık
Baraj
Göl
2002
Gölet
Tarla
Balıkc.
59
2003
Bara
j
Göl
Gölet
Tarla
Balıkçıl
2004
Baraj
Göl
Gölet
Toplam
Aynalı Sazan
Pullu Sazan
3
2
1
0
6
6
0
0
0
0
Türlerine Göre Tatlı Su Ürünleri (Kg/YIL)
ÜRÜN TÜRÜ
1996
1997
TOPLAM
234.230
290.605
0
0
2
2
0
1998
166.415
1999
93.525
0
0
0
2000
81.035
AKBALIK
ALABALIK
0
7.000
75
4.205
520
107.750
1400
ÇAPAK
0
GÖKÇE
0
GÜMÜŞ
0
İNCİ KEFALİ
0
KOLYOZ
KARA BALIK
6.240
KAYA BALIĞI
250
8.575
11.250
3.700
7.800
22.200
17.470
26.790
18.260
TATLI SU LEVREĞİ 8.000
12.100
9.710
14.700
16.420
17700
SAZAN
17.150
36.950
30.730
37.180
24.825
42500
SİRAZ
11.800
15.600
20.100
6.000
8.250
5100
7.080
910
4.960
0
TATLI SU KEFALİ 13.800
KIZILKANAT
YAYIN
YILAN
8750
0
2.100
24300
0
8.180
4.720
TURNA
7900
KEREVİT
DİĞERLERİ
165.300
180.000
70.000
40
Tatlı su Kültür Üretimi
TOPLAM
413.200
1.062.400
1.066.630
791.600
936.830
905.963
ALABALIK
SAZAN
401.900
3.200
849.800
4.600
923.380
775.900
806.830
778.111
2.600
40.000
11.200
ÇİPURA
4.000
16.500
10.750
KARAGÖZ
100
7.500
LEVREK
4.000
4.250
8.850
SALMON
KARİDES
30.550
0
12.500
90.000
86.102
0
184.000
120.000
0
60
0
2001
100
4.870
0
0
2002
0
2003
0
61
TÜRLERİNE GÖRE DENİZ ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ (Kg/Yıl)
ÜRÜN TÜRÜ
1996
İL TOPLAM
1997
DİĞER DENİZ ÜRÜNLERİ
2.471.829
1998
2.912.260
1999
3.548.924 4.436.557
2000
2001
4.334.231
3.119.175
AKYA
92.005
98.985
89.190
195.990
158.645
119.690
AVCI
2.660
5.060
10.860
6.305
4.290
12.200
BAKALORYA
16.130
27.050
21.410
29.264
33.690
45.070
BARBUNYA
57.845
110.665
91.230
141.295
96.875
117.080
ÇİPURA
16.760
24.660
23.065
21.260
12.660
15.519
DİL-PİSİ
5.950
6.555
8.823
10.390
6.370
8.700
DÜLGER
6.660
6.300
7.250
6.700
6.000
7.200
FANGRİ
33.320
31.780
33.765
29.100
18.485
20.370
GELİNCİK
190
180
450
0
GÜMÜŞ
4.200
2.400
750
2.350
1.600
2.400
HANİ
9.850
5.440
10.100
13.000
7.450
9.800
İSKARMOZ
38.090
106.500
54.200
87.780
94.470
109.610
İSKORPİT
16.484
22.540
16.185
12.898
13.850
9.066
İSPAROZ
23.030
30.680
25.565
20.430
21.110
17.070
İSTAVRİT-KR
46.650
58.600
93.590
142.060
172.700
89.810
İSTAVRİT-KA
68.545
107.040
96.510
97.900
110.170
81.450
İŞKİNE
13.770
12.420
4.400
3.900
3.030
6.040
İZMARİT
109.270
261.930
187.160
311.100
206.295
172.310
KARAGÖZ
20.700
26.490
24.245
9.990
13.125
8.575
KAYABALIĞI
2.300
7.400
7.675
11.400
20.280
13.100
KEFAL
85.720
95.940
102.131
94.865
141.955
79.870
KELER
9.200
2.400
100
10.900
6.600
4.900
KILIÇ
25.090
41.980
28.870
25.890
114.730
94.270
KIRLANGIÇ
23.090
45.790
23.020
20.115
31.350
28.350
KOLYOZ
142.860
341.820
435.820
544.210
441.090
307.065
KÖPEK
33.650
82.400
56.540
31.530
30.830
33.200
KUPEZ
114.310
217.150
338.880
430.515
443.655
275.200
LEVREK
29.180
26.500
38.520
28.590
27.685
17.990
LİPSÖZ
4.760
6.480
3.420
4.800
2.750
5.250
LÜFER
10.010
10.890
7.900
6.150
4.600
2.400
MELANURYA
15.390
20.800
17.535
16.295
12.680
12.490
MERCAN
91.845
117.425
108.405
119.540
136.115
107.600
MEZGİT
14.190
37.430
18.390
11.685
13.130
8.850
MIRMIR
36.590
70.270
71.630
86.280
81.970
115.735
MİNEKOP
7.690
12.650
8.600
8.200
10.850
10.110
ORFOZ
22.440
32.065
28.120
22.000
17.180
17.020
ORKİNOZ
28.210
19.450
86.150
47.500
210.800
129.600
PALAMUT
51.590
174.520
173.520
351.710
233.420
95.460
SARDALYA
131.810
321.460
458.600
545.990
652.060
318.580
SARIAĞIZ
4.790
6.570
10.315
7.645
6.320
3.840
SARIGÖZ
32.960
32.690
45.770
24.070
20.595
23.900
SARPA
196.620
24.360
24.950
26.260
14.540
14.490
SİNAGRİT
390.950
24.115
25.180
23.900
14.596
18.920
TEKİR
164.400
54.710
41.450
52.550
39.390
49.360
TİRSİ
32.340
58.500
238.000
428.400
227.100
249.900
TRANÇA
19.925
13.230
13.335
10.460
6.760
8.545
TORİK
14.000
13.210
28.330
115.225
70895
26.350
TURNA
119.700
34.610
39.610
47.640
46890
70.680
VATOZ
100
2.170
2.300
22.300
7500
6.450
ZARGANA
5.430
5.350
5.040
3.330
3800
5.710
DİĞERLERİ
28.580
12.650
262.520
114.900
261300
112.030
İL TOPLAM
281.307
505.968
490.627
253.501
244.152
216.519
AHTAPOT
40.420
61.910
97.715
32.735
44.030
30.814
BÖCEK
5.645
7.335
6.122
5.298
7.125
3.200
İSTAKOZ
3.860
7.340
4.588
363
4.060
2.200
KALAMERYE
13.808
98.160
57.284
38.193
44.085
26.569
KARİDES
116.684
169.763
117.745
65.184
54.951
94.054
MÜREKKEP BAL.
75.800
144.280
188.458
91.530
70.701
52.022
PAVURYA
600
4.050
2.260
YENGEÇ
22.690
16.860
18.625
20.198
15.150
4.500
DİĞERLERİ
1.800
320
90
0
63
900
2.1.5. Ormancılık
Antalya Orman Varlığı
Mevcut Durum : Ülkemizin yaklaşık %26,5 i değişik yaş ve yapıdaki ormanlarla kaplıdır. Bu oran 20,8 milyon
hektara karşılık gelmektedir. Uluslar arası kriterlere göre bir ülkenin yaklaşık %30 unun orman alanı ile kaplı
olması o ülkenin yeterli ormanının olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan ülkemizin küçümsenmeyecek miktarda
orman alanına sahip olduğu söylenebilir. Bununla birlikte ülkemizin sahip olduğu ormanların % 52 si üzerinde
bulunan orman yapısı bakımından bozuk ve verimsiz karakterdedir.
Antalya sahip olduğu orman varlığı bakımından en zengin illerimizden birisidir. Topraklarının yaklaşık % 55 i
ormanlarla kaplıdır. Sahip olduğu coğrafik özellikler nedeniyle oldukça zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir.
Toplam 630 endemik tür Antalya Bölgesinde yetişmektedir.
Antalya orman varlığı Tablo 1 de verilmiştir.
Tablodan da görüldüğü gibi Antalya orman varlığı, kapladığı alan yüzdesi bakımından %54 lük miktarla Türkiye
ortalamasının üstündedir. Ancak bu ormanların yarısına yakını bozuk ve iyileştirmeye muhtaç verimsiz
ormanlardır.
Öneriler :
1. Antalya orman varlığı bakımından zengin bir bölgedir ancak orman alanları gittikçe azalmaktadır. Bu
azalmanın engellenmesi gerekmektedir.
2. Antalya’nın turizm bölgesi olması nedeniyle geçmişte sahil şeridinde birçok orman alanı turizm için tahsis
edilmiştir. Ancak son yıllarda turistik faaliyetlerin çeşitlenmesi ve bu bağlamda ekoturizmin önem
kazanması doğanın ve ormanların önemini daha da artırmıştır. Bu nedenle ekosistemin ve orman alanlarının
tahrip edilmeden korunması turizmden olan beklenti bakımından da önemlidir.
3. Yine turistik bakımdan öneme sahip birçok tarihi yapı, eski yol ve su kemerleri orman alanı içinde
bulunması nedeniyle korunabilmiştir. Ormanların korunması bu bakımdan da önemlidir.
4. Antalya Bölgesi’nin sahip olduğu biyolojik çeşitlilik ve endemik bitki türlerinin gelecek kuşaklara
bırakılması gereken bir miras anlayışıyla bozulmadan doğal ortamında korunması gerekmektedir.
5. Gittikçe artan çevre sorunları ve atmosferdeki kirlilik ulusal ve uluslar arası boyut kazanmıştır. Bu
anlamda ormanların oksijen üretmeleri ve atmosferdeki karbonu yaptığı fotosentez ile bağlaması nedeniyle
önemi büyüktür.
6. Antalya orman varlığı içinde Akdeniz Bölgesine özgü maki bitki örtüsü önemli bir yer tutmaktadır.
Makinin sahip olduğu gerek biyolojik çeşitlilik açısından ve gerekse toprak koruma ve enerji üretimi
konusunda önemi tam anlaşılabilmiş değildir. Önemi anlaşılamayan bu alanlardaki bitki örtüsü tamamen
kaldırılıp ağaçlandırma ve diğer amaçlarla kullanılmaktadır. Oysa bu alanlar üzerindeki bitki kompozisyonu
ve yapısı değiştirilmeden baltalık ormanı olarak işletilebilir. Bu yolla maki alanları ekonomik bakımdan da
üretime daha fazla katkıda bulunacak ve doğal yapısı da bozulmamış olacaktır.
64
Asli Orman Ürünleri (Odun)
Mevcut Durum : Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nde daha çok kızılçam odunu üretilmektedir. Bununla
birlikte az miktarda da sedir ve göknar odunu üretilmektedir. Tablo 2 den de görüldüğü gibi çoğunluğunu bu iki
türün oluşturduğu endüstriyel ve yakacak odun miktarları sırasıyla 2001 yılı için 487635 m3 ve 214539 ster,
2002 yılı için ise 327586 m3 ve 160848 ster olarak üretilmiştir. Üretim miktarı yıllara ve pazar durumuna göre
değişiklikler göstermektedir.
Öneriler :
1- Antalya Bölgesinde bulunan ormanların büyük bir kısmı doğal ormanlardan oluşmaktadır. Bu
ormanlarımızın tamamına yakını odun üretim amacıyla işletilmektedir(milli parklar ve koruma alanları
hariç). Oysa ormanların ürettiği daha başka mal ve ürünler de vardır. Bunlar, tali orman ürünleri,
rekreasyon, toprak koruma, estetik, bilimsel, biyolojik çeşitlilik, su üretme vs olarak sıralanabilir.
Tamamına yakını odun üretimine konu olan bu ormanlarda maliyetler zaman zaman odun satış fiyatının
üzerine çıkabilmektedir. Ekonomik bakımdan üretimin rantabl olmadığı yerlerde ormanlar diğer
fonksiyonları için işletilmeli odun üretimine konu edilmemelidir.
2- Antalya, sahip olduğu tarihi turistik ve iklim özellikleri nedeniyle doğal ormanlarından üretebileceği ürün
sayısı fazla olan bir kenttir. Doğal ormanların ekonomik odun üretimine uygun olmayan yerleri daha çok
avcılık, doğa sporları, biyolojik çeşitlilik, orman tali ürünleri bakımından değerlendirilmelidir.
3- Üretilen odun hammaddesinin miktarı yanında kalitesi de önemlidir. Kalite bakımından yüksek değerde
ürün elde etmek için daha çok ağaçlandırmaya dayalı ormancılık daha uygundur. Nitekim ağaçlandırma
yoluyla genetik bakımdan daha verimli ve teknolojik özellikleri uygun ağaç türleri ve bir tür içinde de ıslah
edilmiş klonların kullanımı mümkün olacaktır.
4- Üretilecek odun ürününün kalitesini artırmak için entansif ormancılık çalışmaları ile uygun olduğu yerlerde
budama da düşünülmelidir. Kerestelik oldun üretiminde budaksız tomruk üretimi fiyatları önemli ölçüde
etkileyecektir.
Tali Orman Ürünleri (Odun dışı Ürünler)
Mevcut Durum
: Bazı orman ağaçlarının gövdelerinden tekniğine uygun yöntemle elde edilen reçine,
sığla yağı gibi balzami yağlar, defne okaliptüs gibi ağaç ve ağaççıkların yaprakları, mazı, palamut,
sumak,defne,mahlep,menengiç, çam fıstığı gibi meyveler, bazı ağaç ve ağaççıkların gövde kabukları, ince dal ve
sürgünleri ile gerek orman altı florayı teşkil eden gerekse orman rejimine giren sahalarda yayılış gösteren kekik,
adaçayı, eğrelti otu, nane, pelin otu, hardal gibi ağaççık ve çalı görünümündeki bitkiler ile , otsu, rizomlu,
yumrulu ve soğanlı bitkiler orman tali ürünleri olarak adlandırılmaktadır. Bu ürünlerden reçine, sığla yağı, çıra
ve şimşir gibi bazılarının üretimi yıllık üretim programı dahilinde yapılmakta, diğerleri ise 6831 sayılı Orman
Kanununun 37. ve 40. maddelerine göre değerlendirilmektedir.
Antalya bölgesi asli orman ürünü olan odun üretimi bakımından zengin bir bölge olmakla birlikte tali orman
ürünleri bakımından da oldukça zengin bir bölgedir. Özellikle defne yaprağı ve kekik üretiminin en yoğun
üretildiği bölgedir. Yine salep ve orkide çiçeklerinin yoğun bulunduğu ve ticaretinin yapıldığı bir bölgedir.
Daha çok köylüler tarafından toplanan kekikten, bölgede bulunan bir tesiste kekik yağı üretilip hammadde olarak
ihraç edilmektedir. Defne yaprağı da köylülere toplatılmakta, bir tesiste kurutulup paketlenmekte ve hammadde
olarak ihraç edilmektedir.
65
Öneriler
:
1. Tali orman ürünlerinin doğal kaynaklarının etkin şekilde korunması ve sürdürülebilir yönetimi ile bu
kaynakların bölgesel düzeyde mümkün olan en yüksek faydalanma sağlanmalıdır
2. Antalya Bölgesinde yoğun bulunan kekik, defne, soğanlı bitkiler ve süs bitkilerinin bölgedeki üretimi
çoğunlukla tekniğine uygun yapılamamaktadır. Yanlış üretim yönteminden dolayı bazı türlerin varlığı
her geçen gün gittikçe azalmaktadır. Örneğin kekik ve soğanlı bitkilerin bölgedeki yayılış alanları
gittikçe daralmaktadır.
3. Yine bölgede yaygın olarak bulunan defne alanlarının büyük bir kısmı bozuk baltalık niteliğindedir ve
üretime konu edilememektedir. Bu alanların rehabilitasyonu ile defne yaprağı üretimi birkaç katına
ulaşabilecektir.
4. Bölgede üretilen tali orman ürünleri işlenmiş, paketlenmiş ara mamül olarak ihraç edilmektedir. Çünkü
bu ürünlerde nihai ürünü elde edecek teknoloji hanüz ülkemizde mevcut değildir. Oysa bu ürünlerin
nihai ürün olarak satılması durumunda elde edilecek gelir çok daha fazla olacaktır. Artan gelir, sektör
karlılığını artıracak ve sonuçta bu ürünlerin üretimi de artarak bölgenin kalkınmasında etkili olacaktır.
5. Kültüre alınarak üretilmesi mümkün olan tali ürünlerin yerel halk ve ticari kuruluşlar tarafından
üretilmesi teşvik edilmeli ve desteklenmelidir
6. Üretilen tali ürünlerden pazarlama sorunu olanların ihracatı teşviklerle desteklenmelidir.
7. Tali orman ürünleri için “Ekolojik Ürün Belgesi “ zorunlu hale getirilmelidir.
Ağaçlandırmalar
Ülkemizde ağaçlandırmalar genel olarak, uzun yıllar tahrip edilmiş arazilerde orman sahasını ve ağaç servetini
çoğaltmak, toprak, su ve bitki arasında bozulan dengeyi kurmak, geliştirmek ve çevre değerlerini korumak
amacıyla yapılmaktadır. Bu ağaçlandırmaları ana amaçlarına göre; odun üretimi ve diğer amaçlarla yapılan
ağaçlandırmalar olarak iki ana gruba ayrılabilir. Bunun yanı sıra özel ağaçlandırma çalışmaları da
bulunmaktadır.
I. Odun Üretimi Amaçlı Ağaçlandırmalar
Mevcut Durum : Hızla artan nüfus ve buna bağlı olarak da insanların odun hammaddesine olan ihtiyaçlarının
fazlalaşması, kısa zamanda ürün verecek ve hızlı büyüyen türlerle ağaçlandırmaların yapılmasını gerekli
kılmıştır. Bu gereksinimden dolayı Antalya Bölgesinde de yaklaşık 50 yıldan bu yana ağaçlandırmalar
yapılmaktadır. Bölgede günümüze kadar toplam 79 adet proje ile 84.050 hektar sahada ağaçlandırma çalışması
yapılmıştır. Son 5 yılda(1998-2002) yapılan ağaçlandırma miktarları sırasıyla 995,5 ha, 262,0 ha, 585,0 ha,
400,0 ha ve 650,0 ha dır. 2003 yılında da 900,0 hektar alanda çalışma yapılması planlanmıştır.
Bölge ağaçlandırmalarında daha çok bölgenin ana türleri olan kızılçam ve sedir kullanılmaktadır. Hızlı büyüyen
yerli türlerimizden biri olan kızılçamın, doğal ormanlarımızda yıllık ortalama artımı yaklaşık 11 m3 iken bu
miktar ağaçlandırma yoluyla kurulan ormanlarda 15 m3 ü geçmektedir. Bölgedeki elde edilen odun gelirlerinin
tamamına yakını kızılçamdan elde edilmektedir.
Öneriler :
1. Odun üretim amaçlı ağaçlandırma yatırımları planlanırken ekonomik analiz yapılmalı ve fizibil olmayan
alanlara yatırım yapılmamalıdır.
2. Bu amaçlı ağaçlandırmalarda verimin artırılması için araştırmalara devam edilmelidir. Özellikle ağaç
ıslahı çalışmaları desteklenmelidir.
3. Bölgede mevcut orman alanları içinde bulunan düşük kapalılıktaki bozuk alanlar ağaçlandırılmalıdır.
Böylece atıl nitelikteki bu alanlardan daha fazla ürün almak mümkün olacaktır.
66
4. Gerçek ve tüzel kişilere ait arazilerde ağaçlandırmalar özendirilmelidir. Bazı tarım alanlarının kızılçam
ve diğer yerli ve yabancı hızlı büyüyen türlerle ağaçlandırılması ekonomik bakımdan birçok tarım
ürününe göre daha karlı olabilecektir. Bu tür ağaçlandırmalar desteklenmelidir.
5. Ağaçlandırma yatırımlarından önce bölgedeki pazarı teşkil eden odun işleyen orman ürünleri sanayi
kuruluşlarının kalite ve kantite bakımından ihtiyaçları dikkate alınmalıdır.
6. Odun üretim amaçlı yapılacak ağaçlandırmalarda ıslah edilmiş kaliteli fidan ihtiyacını karşılamak için
gerekli önlemler alınmalıdır.
7. Kaliteli orman ağacı türleri ile süs bitkileri fidanı yetiştirme konusunda özel sektör teşvik edilerek
desteklenmelidir. Böylece iç piyasanın ihtiyaç duyacağı kaliteli fidan talebi karşılanmış olacak ve fidan
ithalatı yoluyla döviz kaybı önlenecektir.
II. Diğer Amaçlı Ağaçlandırmalar
Mevcut Durum : Ormanların gördüğü fonksiyonlara bağlı olarak, odun ürünü elde etme dışındaki amaçlı
ağaçlandırmalar da yapılabilmektedir. Bunlardan başlıcaları; rekreasyon, su üretimi, erozyon önleme ve kent
ormanı kurma ağaçlandırmalarıdır.
Bölgede gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kuruluşları katkılarıyla 612 ha maliye ormanı, 80 ha hatıra ormanı
kurulmuştur.
Bunun yanında, bölgede orman rejimine dahil olan, yağış-akış rejimi bozulmuş dere, ırmak ve çayların su
toplama havzalarındaki erozyona maruz bulunan bozuk orman alanlarında, bitki örtüsü tahrip olmuş yamaç
arazilerde; orman kurmak, bozuk orman alanlarını iyileştirmek veya bitki örtüsünü ıslah etmek ve yukarı dere
mecralarında su akışını düzenleyici sınai tesisler yapmak suretiyle doğal dengenin yeniden sağlanması amacına
dönük önlemleri kapsayan erozyon kontrolü çalışmaları yapılmaktadır. Bu güne kadar 18.275 ha alanda erozyon
kontrolü çalışmaları yapılmıştır. Bunun 2.620 ha ı Kadriye-Belek ve Kaş-Patara kumul tespit çalışmalarına aittir.
Antalya’nın ilçeleri itibariyle erozyona maruz alanları aşağıya çıkartılmıştır:
Tablo 3. Antalya’da erozyon durumu
İlçe Adı
Merkez
Akseki
Alanya
Elmalı
Finike
Gazipaşa
Erozyona maruz
Alan(ha)
204.029
188.742
126.874
128.109
60.483
88.082
Toplam
1.697.938 (%82)
İlçe Adı
Gündoğmuş
Kaş
Korkuteli
Kumluca
Manavgat
Serik
Erozyona maruz
Alan(ha)
88.420
192.335
207.345
98.271
201.084
114.161
Öneriler :
1. Yerleşim yerleri yakınlarında kent ormanlarının kurulması önemli bir toplumsal ihtiyaçtır. Hızla
büyümekte olan Antalya’nın bu nitelikteki ormanlara ihtiyacı her gün biraz daha artmaktadır. Bu
nedenle yerleşim yerlerine yakın ormanların korunması ve ağaçlandırmalar yoluyla daha da
geliştirilmesi gerekmektedir.
2. Hızla büyüyen Antalya’da ormanlar yerleşim yeri olarak kullanılmaktadır. Bu durumun önlenmesi için
Antalya çevresindeki ormanlar özel bir statüyle yönetilmeli, kent ormanı olarak ayrılmalı ve işgaline
engel olunmalıdır.
3. Halkın günübirlik piknik alanı ve dinlenme yeri olarak kullanabileceği rekreasyon alanlarının miktarı
artırılmalıdır. Antalya yakınlarında bu amaçla kullanılabilecek alanlar mevcuttur.
67
4. Antalya yakınında, gerek bilimsel amaçlara hizmet edecek ve gerekse halkın gezip dinlenmesi ve değişik
bitkileri tanımasına yardımcı olacak bir bitki müzesi, arboretum kurulmalıdır. Doğal koşulları
bakımından oldukça uygun olan Antalya’nın bir turizm kenti olması nedeniyle de böyle bir arboretuma
ihtiyacı vardır.
III. Özel Ağaçlandırmalar
Mevcut Durum
:
Özel ağaçlandırmalar; orman sınırları içindeki açıklıklarla bozuk orman alanlarında, hazine arazilerinde, gerçek
ve tüzel kişilerin mülkiyet ve tasarrufundaki alanlarda orman sahasını ve ağaç servetini artırmak amacıyla, asli
orman ağacı türleri ile birlikte tali ürün veren ağaç ve ağaççıklar, süs bitkileri, tıbbi ve aromatik bitkiler ile
kamu, özel ve tüzel kişiler tarafından yapılan ağaçlandırmalardır. Son yıllarda ivme kazanan bu tür
ağaçlandırmaların Antalya Bölgesi’ndeki miktarı, çeşitli büyüklükteki 30 adet projede, toplam 1.133 hektara
ulaşmıştır.
Öneriler
:
1. Küçük parçalar halindeki boş, verimsiz ve atıl, kamuya ve gerçek kişilere ait alanlarda özel ağaçlandırma
çalışması teşvikleri artırılarak daha fazla alan üretime sokulmalıdır.
2. Arazi sınıflaması yapılmalı ve tarım alanı dışında uygun yerlerde özel teşebbüsün hızlı büyüyen türlerle
ağaçlandırma yatırım yapmaları desteklenmelidir.
3. Antalya’da toplam 546 köy vardır. Köylerde tarım arazilerinin kenarları ile özellikle dere içlerinde
uygun yerler ceviz yetiştiriciliği için kullanılabilir. Gerek meyvesi ve gerekse odunu bakımından değerli
olan bu türün köylüler tarafından üretilmesi ile önemli ölçüde ekonomik değer oluşacak ve bölge
ekonomisine katkıda bulunulacaktır. Ancak öncelikle bu tür ile ilgili kaliteli ceviz fidan üretim
sorununun çözülmesi gerekmektedir. Bunun için ceviz fidanlığı kurulması teşvik edilmelidir.
Milli Parklar
Mevcut Durum
:
Antalya’da orman varlığı içinde yer alan önemli kaynaklardan birisi de Milli Parklardır.
Önemli bitki, hayvan ve arkeolojik zenginliği içinde barındıran milli parklar turizm faaliyetleri aracılığı ile
önemli ekonomik değerler üretmektedir. Antalya sınırları içinde toplam dört milli park ve bir de tabiat parkı
bulunmaktadır. Bunlar ve sahip oldukları alanları:
1.Olimpos-Beydağları Sahil Milli Parkı :
34 425 ha
2.Köprülü Kanyon Milli Parkı
:
36 614 ha
3.Termesos Milli Parkı
:
6 702 ha
4.Altınbeşik Mağarası Milli Parkı
:
1 156 ha
5.Kurşunlu Şelalesi Tabiat Parkı
:
394 ha
Bu alanlardan son 5 yılda elde edilen gelirler aşağıdaki gibidir.
Öneriler:
Turizm son yıllarda önemli ölçüde değişime uğramış ve artık eko turizm olarak adlandırılabilecek, güneş ve
deniz yanında doğa yürüyüşleri, tarihi kalıntıların görülmesi, bölgedeki kültürün tanınması gibi faaliyetleri de
kapsamaktadır. Gelecek yıllarda eko turizm önemini daha da artıracak ve dolayısıyla doğal kaynaklar ve bu
arada da ormanlar önemli gelir kaynağı olacaktır. Bu düşünceden hareketle doğal ormanların korunması,
bölgedeki orman içi ve bitişiğinde yaşayan insanların turizm konusunda bilinçlendirilip kırsal konaklama
olanaklarının artırılması gibi konulara ağırlık verilmesi isabetli olacaktır. Ayrıca eko turizm faaliyetlerinin
geliştirilmesi için doğal fauna ve floranın tanıtılması için gerekli tanıtıcı araçların geliştirilmesi, bu arada
rehberlerin bu amaçla iyi eğitilmesi faydalı olacaktır.
68
Yine avcılık faaliyetleri ile önemli gelirlerin elde edilebileceği de anlaşılmaktadır. Zira domuz ve yaban keçisi
avcılığı bakımından Antalya Bölgesi önemli potansiyele sahiptir.
Orman Kadastrosu
Mevcut Durum
: Her türlü ormancılık faaliyetine mülkiyet bakımından baz teşkil eden orman
kadastrosu büyük önem taşımaktadır. Uzun yıllardan bu yana yürütülmekte olan kadastro çalışmaları henüz
bitirilememiştir. Antalya sınırları içinde bulunan toplam 1 118 917 ha alanının 757 865 ha lık miktarının orman
kadastrosu tamamlanmış durumdadır. Yani toplam alanın % 54 ünün kadastrosu tamamlanabilmiştir. Bölgede
bulunan köy sayısı bakımından düşünüldüğünde ise toplam 546 köyden 425 inin orman kadastrosu tamamlanmış
durumdadır.
Öneriler
:
1. En fazla göç alan şehirlerimizden birisi olan Antalya’da arazi değeri gittikçe artmaktadır. Ayrıca yoğun
tarım faaliyetleri ve gelişen turizm nedeniyle orman alanları her gün geçtikçe azalmaktadır. Bölgede çok
önemli fonksiyon gören orman alanlarının yasadışı yollardan işgal edilmemesi için orman kadastrosunun
bir an önce bitirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla çalışan orman kadastro komisyon sayısı artırılmalıdır.
2. Ormanlardan verilen izin irtifa haklarında dikkatli davranılmalı ve doğal dengenin bozulmasına engel
olunmalıdır. Maden ocağı ve taş ocağı izinlerinin verilmesinde doğal peyzajı bozacak uygulamalarda
dikkatli olunmalıdır. Özellikle yoğun işleyen yol görüş alanına giren alanlarda doğal yapı korunmalıdır.
3. Orman, mera ve tarım alanları sınırlarının yasal zemine oturtulması orman aleyhine gelişen mülkiyet
sorunlarını da azaltacaktır.
4. Özellikle ağaçlandırma çalışmalarında zaman zaman sorunların yaşanmasına neden olan mülkiyet
konusu orman kadastrosunun önemini ortaya koyan bir başka gerçektir.
ANTALYA ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 2001 YILI BİLANÇO
SONUÇLARINA GÖRE TALİ ÜRÜN ÜRETİM VE SATIŞLARI
ÜRETİM PROGRAMINDA
OLAN ÜRÜNLER
KEKİK
DEFNE YAPRAĞI
ÜRETİM PROGRAMI
DIŞINDA TARİFELİ
SATIŞLAR
DEFNE
KEKİK
ŞALBA
SIKLAMEN
GALANTUS
LADEN
MERSİN
ÇAM FISTIĞI
KÖK ODUNU
SUCEYRAT
ADAÇAYI
SÜP.ÇALISI
TESBİH ÇALISI
ÜRETİM MİKTARI
(TON)
200
150
SATIŞ MİKTARI
(KG)
262837
814112
155582
8419
8371
430090
125135
39548
11078
300
94160
2400
1100
69
SATIŞ MİKTARI
(TON)
814
263
TUTARI
(BİN TL.)
7.418.239
14.356.126
1.643.984
420.950
835.100
2.670.390
947.100
489.696
1.208.000
870.000
3.058.833
75.600
19.250
ÇAM İBRESİ
ANEMON
HAYT YAPRAĞI
ERANTUS
MANTAR
KARDELEN
KOZALAK
BİBERİYE
KAPARİ
KEÇİBOYNUZU
Toplam Tutarı
1400
6384
6125
3328
300
5096
216150
7500 000
80.500
383.040
36.750
236.240
120.000
891.800
2.594.080
2.250.000
38.355.678
ANTALYA ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNÜN 2002 YILI BİLANÇO
SONUÇLARINA GÖRE TALİ ÜRÜN ÜRETİM VE SATIŞLARI
ÜRETİM PROGRAMINDA ÜRETİM MİKTARI
OLAN ÜRÜNLER
(TON)
KEKİK
859
DEFNE YAPRAĞI
462
ÜRETİM PROĞRAMI
DIŞINDA TARİFELİ
SATIŞLAR
REÇİNE
SIĞLA YAĞI
ŞİMŞİR
ÇIRA
ÇIRALI KÖK ODUNU
ADAÇAYI
SUMAK YAPRAĞI
KİTRE
MAZI
KUZU GÖBEĞİ MANTARI
TAVUK AYAĞI MANTARI
DİĞER TABİİ
MANTARLAR
KARAĞAN
KARDELEN
ANAMONE
GALANTHUS
ERANTİS
SIKLAMEN
MERSİN DALI
BİBERİYE
KAPARİ
KEÇİBOYNUZU
SATIŞ MİKTARI
(Kg)
70
SATIŞ MİKTARI
(BİN TL)
25.396.593
12.524.146
TUTARI
(BİN TL.)
2.049.320
143.166
6.000
8.335.642
3.362.780
60.000
373.340
3.478
26.366
12.063
4.181
8.538
757.232
7.241.760
800.450
1.263.750
3.317.325
418.100
660.000
7.501.360
7.500
2.250.000
Öneriler
Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nde ormanların planlanması, korunması; devamlılığının sağlanması ve
bölgemiz, ülkemiz ve gelecek kuşaklara en yüksek düzeyde katkıyı sağlamak için yukarıda yazılanlar
dışında aşağıda sıralanan konuların da dikkatle uygulanması ulusumuza en büyük katkı sağlamış olacaktır.
1- Antalya dünyanın en fazla turist çeken bölgeleri arasında yer almaktadır. Antalya’nın güzelliği sadece deniz,
kum, güneş, beş yıldızlı oteller değildir. Antalya’nın denizini bir baştan başa saran Toros dağları ve onu bir
gelinlik gibi örten bitkiler, ormanlar, yaban hayatıdır.
Bu nedenle Antalya ormanlarında klasik ormancılık yöntemiyle çalışmak, planlama yapmak ve bu planlara
göre işletmecilik yapmak yanlış olur. Bu ve buna benzer yörelerimizde orman amenajman planlaması III.
yinelemesi 1996 yılında klasik planlama yöntemi ile yapılmış olup 2006 yılından itibaren de IV. yineleme
amenajman planlaması yapılacaktır. Odun üretimine ağırlık veren bu yöntem yerine Antalya Orman Bölge
Müdürlüğü dahilinde odun üretiminden çok doğal orman varlıklarımızın korunmasına önem veren
fonksiyonel (çok yönlü) planlama temel ilke olarak alınmalı ve uygulanmalıdır. Fonksiyonel planlama; “aynı
orman alanının, aynı anda, biden fazla amaca tahsis edilmesi ” şeklinde tanımlanabilir.
Antalya bölgesi ormanları fonksiyonel planlama ilkesi dikkate alınarak (Prof. Dr. İsmail ERASLAN’a göre)
10 ana fonksiyona ayrılmıştır”.
1- Orman ürünleri üretim fonksiyonu,
2- Hidrolojik fonksiyonu,
3- Erozyon önleme fonksiyonu,
4- Klimatik fonksiyonu,
5- Toplum sağlığı fonksiyonu,
6- Doğayı koruma fonksiyonu,
7- Estetik fonksiyonu,
8- Rekreasyon fonksiyonu,
9- Ulusal savunma fonksiyonu,
10- Bilimsel fonksiyonlardır.
Bu fonksiyonlar ekonomik, sosyal, kültürel, ekolojik, koruma ve sürdürülebilir nitelikli fonksiyonlardır. Çok
amaçlı fonksiyonel planlamanın yapılması ve uygulanabilmesi için bu konuda her kademede görev yapan teknik
elemanların eğitilmesi, bilinçlendirilmesi ve inandırılması gerekmektedir. Ormanların planlanmasında çok yönlü
planlamaya geçiş çalışmaları 1980’li yıllardan bu yana devam etmektedir. Bu yönteme geçiş sağlandığı takdirde
ormanlardan elde edilen faydalar önemli ölçüde artmış olacaktır.
2- Antalya Bölgesinde ilgili kuruluşlarla eşgüdüm sağlanarak arazi sınıflandırması acil olarak yapılması ve
uygulanmasına başlanması gerekmektedir.
3- Orman alanlarını ve ormanlarımızı korumanın en önemli unsuru ormanların sınırının, alanının belli olması
yani Orman Kadastrosunun hızlı bir şekilde tamamlanmasıdır. Orman alanlarını daraltıcı, biyolojik çeşitliliği
yok edici yöntem ve uygulamalardan uzak durulması, orman yasalarının sık sık değiştirilmemesi, “Kamu
Yararı” kavramının ormanlarımızın dağılımı veya yok olması için kullanılmaması, “Kamu Yararı”
kavramının tekrar tartışılarak sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir. Orman Kadastro çalışmalarında mera
alanlarının ve yaylak kışlaklarının korunması orman köylülerimize ekonomik katkının yanı sıra biyolojik
çeşitliliğinde korunması sağlayacaktır. Bu nedenle Orman Kadastro çalışmalarında mera alanlarına, yaylak
ve kışlak alanlarının bulunduğu köylere öncelik tanınması ve bu alanların tarım alanına dönüştürülmeden
korunması ve ıslah çalışmalarının yapılması gerekmektedir.
71
4- Antalya orman bölgesi içerisinde yaşamını sürdüren orman köylülerinin, öncelikle ekonomik yönden
geliştirilmesi için desteklenmesi, köylü çocukların ilköğretimden üniversiteye kadar eğitimlerine destek
alınması köy halkının kadın-erkek eğitilmesi köy kültürüyle-kent kültürünün arasındaki uçurumun
giderilmesi için özel çok yönlü sivil toplum örgütleriyle birlikte çalışmalar yapılması gerekmektedir.
“Ormanı Sevgi Korur” özdeyişimize uygun olarak ormanlarımızın halkımızla, köylümüzle ormanların
sürekliliğinin sağlanması için koruma yöntemleri uygulanmalıdır. Ormanların korunması ekonomik
kalkınmaya, ekonomik kalkınma eğitim, kültürel değerlerin yükselmesini sağlayacaktır. Ayrıca doğanın,
biyolojik çeşitliliğin korunması ormanların, floranın fauanın korunmasını da sağlayacaktır.
5- Milli parklarımızın toplam alanı 78.897 ha dır. Antalya’nın ülkemizin ve dünyanın en önemli ekolojik,
jeolojik, arkeolojik, kültürel, özelliklere ve güzelliklere sahip Akdeniz-Antalya ormanları ve makilikleridir.
Antalya bu değerleri ile yalnız ulusal ölçekte değil küresel ölçekte de oldukça önemli bir bölgemizdir.
Dünyanın dikkatini üzerine çeken yöremiz, bölgemiz turizmin baskısı altına girmiş durumda. Bu baskıyı
azaltmak için milli park alanlarını genişletmek, hatta tüm Antalya bölgesi bir “ulusal park” gibi
değerlendirilmeli planlaması yapılmalıdır.
6- Antalya ormanlarından bu güne kadar turizm amacıyla çok miktarda alan tahsis edilmiştir. Ayrıca daha önce
de ifade edildiği gibi ormanlar turizm açısından önemli bir fonksiyon da görmektedir. Bu düşünceden
hareketle Antalya bölgesindeki ormanların korunması ve geliştirilmesi amacıyla turizm sektöründen
desteklenecek bir fon oluşturulması isabetli olacaktır.
72
Tablo 1. Antalya Genel Orman Alanlarının Niteliklerine Göre Dağılımı (ha)
ORMAN
KORU
İLÇE
Normal
BALTALIK
Bozuk
Normal
Bozuk
Antalya
56854
51670,5
Manavgat
29389
18770
61562,5
32871,5
257
28365
22114
252
28411,8
62255,4
Alanya
Finike
603
11400,5
TOPLAM
AÇIKLIK
GENEL TOPLAM
Ha
Ha
Ha
109127,5
102293,5
211421
48159
42643,5
90802,5
106091,5
72880
178971,5
50731
27584,5
78315,5
90667,2
154094
244761,2
ORMAN
Korkuteli
İŞLETME
Serik
44444
17010
1634
63088
61766,5
124854,5
MÜDÜRLÜKLERİ
Kaş
61828,5
83542,5
763,5
146134,5
65303
211437,5
Kumluca
39028,5
18557
44,5
57630
45082
102712
Akseki
45851
68794
Cevizli
22739
20646
Gazipaşa
32674,5
28707,5
Gündoğmuş
24155,5
25055,5
Elmalı
20288,4
30638,8
Taşağıl
52842,5
24130
1182
78154,5
38398
116552,5
548434,2
504762,7
16402,5
1070771,4
926183,7
1996955,1
Termesseos MP
1988,7
1807,1
1895,7
5691,5
1044,5
6736
Olimpos BEY
11798
6586
720
19104
4406
23510
Köprülü K.
10195
11717,5
1436,5
23349
5870
29219
TOPLAM
23981,7
20110,6
0
4052,2
48144,5
11320,5
59465
572415,9
524873,3
1172
20454,7
1118915,9
937504,2
2056420,1
TOPLAM
MİLLİ
PARKLAR
GENEL
73
663
1172
775
114645
53109
167754
44823
11913,5
56736,5
61382
49229,5
110611,5
49211
71591,5
120802,5
50927,2
130295,2
181222,4
Tablo 2. Antalya Orman Bölge Müdürlüğü 2001 ve 2002 yılı Odun Üretimi
İBRELİLER
2001
ÜRÜN ÇEŞİDİ
DİKİLİ K.G.H. (m3)
TOMRUK
SEDİR
ARDIÇ
KIZILÇAM
14367
37
464316
12235
5956
7
218005
8247
ODUN (m3)
ENDÜSTRİYEL
TELDİREK
MADEN DİREK
1955
SANAYİ ODUNU
3198
KAĞITLIK ODUN
873
LİF YONGA (m3)
SIRIK (m3)
11
499550
MEŞE
1176
232215
2541
33
2574
17846
298
20099
82
40545
9
37070
273
161487
2112
1079
165551
DİĞER YAP.
GENEL
TOPLAM
TOPLAM
4541
504091
3365
4
4
232219
0
2574
1
83
20182
9
40554
2035
2035
167586
24464
24464
0
24464
96
96
0
96
10963
1285
SAHA TEMİZLİĞİ
15784
6304
TOPLAM
17432
0
180302
SEDİR
ARDIÇ
KIZILÇAM
DİKİLİ K.G.H. (m3)
20731
262
382174
13707
9650
426524
828
362
1190
427714
TOMRUK
6339
128836
5582
576
141333
24
142
166
141499
117
117
74
22899
22899
ODUN (m3)
485544
91
2040
2131
487635
176931
4527
8333
12860
189791
0
2426
22148
1285
60 0
199079
6953
İBRELİLER
TEL DİREK
ODUN (Siter)
1079 0
BALTALIK (Etadan)
2002
ENDÜSTRİYEL
727
TOPLAM
173998
ÜRÜN ÇEŞİDİ
YAKACAK
7868
DİĞER İBR.
461509
KORU (Etadan)
11982
YAPRAKLILAR
GÖKNAR
1648
ODUN (Siter)
GENEL TOPLAM
YAKACAK
4
DİĞERÇAM
DİĞER ÇAM
2426
2426
174
174
22322
8507
15460
214539
YAPRAKLILAR
GÖK NAR
117
DİĞER İBR.
TOPLAM
MEŞE
DİĞER YAP.
GENEL
TOPLAM
TOPLAM
MADEN DİREK
1868
4
20241
712
SANAYİ ODUNU
2246
20
37238
528
52
40084
11
11
40095
KAĞITLIK ODUN
136
85505
935
4629
91205
791
791
91966
28480
2200
300
30980
LİF YONGA (m3)
30980
SIRIK (m3)
GENEL TOPLAM
300417
9957
5631
326618
826
600
146408
2040
1748
150796
405
SAHA TEMİZLİĞİ
2460
5652
810
TOPLAM
3060
152060
2850
KORU (Etadan)
10589
24
BALTALIK (Etadan)
142
725
968
327586
405
151201
725
8922
1748
75
159718
725
8922
405
725
1130 160848
2.2. TURİZM VE TANITIM
Genel:
Turizm bir endüstri olarak ortaya çıktığı ikinci dünya savaşından günümüze sürekli olarak gelişen ve
yaygınlaşan bir sektör olmuştur. Kentleşme sürdüğü ve çalışma yoğunluğu artmaya devam ettiği sürece de
olmaya devam edecektir.
Turizm sektöründe talep, çalışma ve yaşama ortamı gibi nesnel koşullarda ortaya çıkan değişimler temelinde
biçimlenir ve çeşitlenir. Tarım toplumunda turizm talebinin ortaya çıkamamış olmasına karşılık, çalışmanın
yoğunlaştığı sanayi toplumunun, belirli bir aşamada, turizm talebini ortaya çıkarmış olması bu nesnel değişimtalep biçimlenişi arasındaki ilişkiyi belgeler. Çalışma yoğunluğunun daha da arttığı ve buna büyüyen,
kalabalıklaşan ve kendine özgü sorunlar yaratan kentleşmenin eklemlendiği hizmet toplumunda turizm talebinin
çeşitlenmek zorunda kalması aslında bu ilişkinin bir uzantısıdır. Bu nedenle, turizm talebinin oluşumunu
belirleyen temel nesnel nedenler derinlemesine anlaşılmadan turizm politika ve stratejilerinin belirlenmesi olası
değildir.
İkinci dünya savaşı sonrasında turizm, sanayi devrimini tamamlamış, çalışma yoğunluğu yüksek kentli
toplumların rekreasyon, yani düşen iş verimliliği ve azalan çalışma isteğini yenileme, gereksinimini
karşılayabilecek bir araç olarak ortaya çıkmıştır. Bu aşamada deniz-kum-güneş üçlüsünün temel turistik talep
olarak ortaya çıkışı, bu ülkelerin coğrafi konumuyla yakından ilgilidir. Soğuk ve güneşli günleri sınırlı iklim
koşulları nedeniyle kapalı mekanlarda çalışıp, kapalı mekanlarda rekreasyon yapmak zorunda kalan kuzeyli
insanların güneyin güneşli ve sıcak açık alanlarına akın etmesinin ardında bu coğrafi ve dolayısıyla iklimsel
neden yatmaktadır. Akdeniz’in güneşli kıyılarının kentleri andıran kalabalık turistik merkezleri sanayi sektörü
çalışanlarının bedensel yorgunluklarını atmalarında son derecede başarılı olmuştur. Fabrikalarda kitleler halinde
çalışan ve kentlerde kitleler halinde yaşayan insanların daha sonraları “kitle turizmi” olarak adlandırılacak bir
turizm biçimi gerçekleştirmiş olmaları dönemin nesnel koşullarıyla yakından ilgilidir.
Sanayi toplumundan hizmet toplumuna geçişin hızlanması, bedensel çalışmanın yerini beyinsel çalışmanın
almaya başlaması gibi nesnel bir nedenle, turizm talebinde önemli değişimlere neden olmuştur. Çalışma
ortamının fabrikalardan ofislere kayması ve buna kentsel sorunların yarattığı olumsuzlukların eklenmesi
turizmde yeni alternatiflerin aranmasına neden olmuştur. Güneş-deniz-kum üçlemesinin talebi karşılamada
yetersiz kalmaya başlaması ve turizmin çeşitlendirilmesinden sıklıkla söz edilir olması bedeninin
rekreasyonunun yerini beynin rekreasyonunun almaya başlaması gibi nesnel bir değişimle ilgilidir. Bu değişim
beraberinde kalabalıklardan kaçış, farklılıklara yöneliş, heyecan arayışı gibi yeni talepleri getirmiş ve turizm
sektörünü derinden etkilemiştir.
Günümüzde kentleşme ve her türden teknolojik gelişmeler yaşam ve çalışma koşullarının giderek daha da
yoğunlaşmasına yol açmakta ve bu nedenle rekreasyon talebinin artması ve yaygınlaşması ve çeşitlenmesine
neden olmaktadır.
Artan hareketlilik, kötüleşen gelir dağılımı, gelişen iletişim olanakları çevre, kültür, güvenlik gibi konularda
iyileşmelere olduğu kadar, ciddi sorunlara da neden olmaktadır.
Turizm politika ve stratejilerinin küresel ölçekli bu nesnel parametreler temelinde değerlendirilmesi ve
planlanması gerekliliği vardır.
Bu bağlamda, küresel ölçekte;
 Turizm sektörü büyümeye ve çeşitlenmeye devam edecektir.
76
2020 YILINDA DÜNYANIN ÖNDE GELEN ON DESTİNASYON ÜLKESİ
YILLIK BÜYÜME
2020
Pazar
Payı
%
ÜLKE
HIZI (%) (1996-2020)
Çin
137
8.6
8.0
ABD
102
6.4
3.5
Fransa
93
5.8
1.8
İspanya
71
4.4
2.4
Hong Kong
59
3.7
7.3
İtalya
53
3.3
2.2
İngiltere
53
3.3
3.0
Meksika
49
3.1
3.6
Rusya Federasyonu
47
2.9
6.7
Çekoslovakya
44
2.7
4.0
ÜLKELERİN GÖNDERECEKLERİ TURİSTLER
ÜLKE
GÖNDERECEKLERİ TURİST SAYISI (MİLYON
KİŞİ)
Almanya
Japonya
ABD
Çin
İngiltere
Fransa
Hollanda
İtalya
Kanada
Rusya
160
140
123
100
95
54
45
35
31
30
Kaynak:WTO İstatistikleri



Güneş-deniz-kum talebi varlığını sürdürecek ancak önem ve ağırlığı zaman içinde azalacaktır.
Turizm talebi farklı, özgün ve egzotik kültürel ve doğal değerlere doğru hızlı bir kayma sergilemektedir.
Bu değerler bakımdan zengin coğrafyalar hem turist sayısı ve hem de turizm geliri bakımından ortalama
üzeri değerlere ulaşmaktadırlar.
Akdeniz çanağı ülkeleri arasında talep Fransa, İtalya, İspanya gibi geleneksel kuzey Akdeniz
ülkelerinden, farklı kültürel ve doğal özelliklere sahip doğu ve güney Akdeniz ülkelerine doğru
kaymaktadır.
77
AKDENİZ ÜLKELERİNE 2000 YILINDA GELEN TURİST SAYISI
ÜLKE
Akdeniz Toplam
Portekiz
İspanya
Fransa
Monako
İtalya
Malta
Slovenya
Hırvatistan
Bosna Hersek
Yugoslavya
Yunanistan
Türkiye
Kıbrıs Rum Kesimi
Suriye
Lübnan
İsrail
Filistin
Ürdün
Mısır
Tunus
Cezayir
Fas
2000 YILI TURİST
SAYISI (1000)
231 897
12 097
47 898
75 595
300
41 181
1 216
1 090
5 831
110
239
12 500
9 586
2 086
1 416
742
2 417
330
1 427
5 116
5 057
866
4 113
BÜYÜME ORANLARI
2000-1999
7.4
4.0
2.4
3.5
7.9
12.8
0.2
23.3
53.2
23.6
57.2
2.8
39.1
10.4
2.2
10.3
4.5
21.8
5.1
13.9
4.7
15.6
7.8
1990-2000
3.8
4.2
3.5
3.7
2.0
4.4
3.4
5.3
-1.9
-14.8
3.5
7.2
5.6
9.7
8.6
9.6
7.8
4.7
-2.7
0.2
Kaynak: WTO İstatistikleri.








Yeni ve farklı turistik destinasyon ve ürün arzı artmaya devam edecektir.
Benzer turistik destinasyon ve ürüne sahip ülkeler arasında rekabet artacaktır.
Tenhalık giderek artan ölçüde aranan ve olağanüstü pirim yapan bir turistik ürüne dönüşmektedir.
Asya kökenli turistlerin sayısı hızla artmaktadır.
En geniş anlamıyla “güvenlik” talebi artmakta ve bir yandan bu maliyetleri etkilemekte diğer yandan da
“her şey dahil” gibi güvenlik katsayısı yüksek çözümlerin yaygınlaşmasına yol açmaktadır.
Tüketime sunulan ürün arzında yaşanan hızlı artış ve çeşitlenme tüketici tanım ve davranışını önemli
ölçüde etkilemektedir.
Tüketici koruma politikaları evrensel boyutlar kazanmaktadır.
Destinasyonun çevre kalitesi ve ekolojik duyarlılık giderek artan bir biçimde talebi etkilemektedir.
78
Türkiye Geneli:
Türkiye ya da daha doğru bir deyimle Anadolu doğu yaşam tarzından batı yaşam tarzına, Hıristiyan kültüründen
İslam kültürüne geçişin gerçekleştiği ve üç kıtanın etkilerini taşıyan son derece özgün bir coğrafyadır ve bu
nedenle de turizm bakımından çok farklı, özgün ve zengin değerlere sahiptir. Bu değerlerin odak noktası 1500
yıl çeşitli imparatorluklara başkentlik yapmış, 120 imparator ve sultana ev sahipliği yapmış İstanbul’dur.
İstanbul’un dünya çapında bir turizm markası haline getirilememiş olması Türk turizmi için kilit önemde bir
sorudur ve bu soruya bulunabilecek yanıtlar Türk turizminin sorunlarına akılcı çözümler bulabilmenin de yolunu
açacaktır.
Anadolu batıdan doğuya, bilinenden bilinmeyene doğru geçiş eğilimindeki turizm hareketine köprülük
edebilecek bir konumdadır.
Anadolu, Akdeniz’de olduğu gibi Karadeniz’de de kıyısı olan tek Akdeniz çukuru coğrafya parçasıdır.
DÜNYA PAZARINDA TÜRKİYE’NİN TURİZM PAYININ GELİŞİMİ
YILLAR
TURİST SAYISINDAKİ PAY (%)
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
Kaynak: WTO İstatistikleri.
TURİST GELİRİNDEKİ PAY (%)
1, 05
1, 13
1, 38
1, 15
1, 10
1, 25
1, 34
1, 47
1, 43
1,15
1,49
1, 26
1, 02
1, 31
1, 07
1, 25
1, 33
1, 40
1, 87
1, 76
1, 2
1, 6
ÖNERİLER

Türkiye ya da daha doğru bir deyimle Anadolu Ağrı Dağı-Nuh Peygamberden Truva’ya, filozof
Herakleitos’tan tarihçi Heredot’a, Dicle ve Fırat nehirlerinden dünyanın 7 harikalarından Artemis
Tapınağı ve Moseleuma, Gordion düğümünden zenginliğiyle ünlü Karun’a, hemen herkes tarafından
tanınan ancak bu coğrafya ait olduğu bilinmeyen yüzlerce değere sahip son derecede özgün bir
yarımadadır. Tanıtım stratejilerinin geliştirilmesinde Anadolu’nun bu gizemli ve aktif özelliklerinden
yararlanılmalıdır.

Türkiye, hem rakipleri ve hem de ağırladığı turistler bağlamında, çok farklı ve özgün değerlere sahiptir.
Bu nedenle turizm politika ve stratejilerini benzerlikler değil farklılıklar üzerine oturtmalıdır.
79
TÜRKİYE’YE GELEN TURİSTLERİN DAĞILIMINDA ÜLKELERİN DURUMU
ÜLKE
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
Almanya
21.4
24.9
23.8
22.9
18.5
21.9
24.9
BDT
17.7
18.2
14.8
13.4
14.0
13.2
12.3
İngiltere
9.5
8.8
10.5
10.2
10.8
3.8
7.3
ABD
3.8
3.8
3.5
4.5
5.2
5
3.7
52.4
55.7
52.6
51.5
48.7
48.9
48.2
Toplam
Kaynak: TURSAB

Doğal değerler bakımından rakiplerine yaklaşık olarak benzer değerlere sahip olmasına karşın Türkiye
doğal değerler bakımından rakipsizdir. Bu nedenle turizm stratejisini bu değerleri üzerine oturtmalı,
doğal değerlerini de rakipsiz olduğu kültürel değerlerine eklemleyerek sunmalıdır. Farklılıkların
çekiciliği ve benzerliklerdeki rekabet artışı dikkate alınarak kültürel değerlerde, rakiplerimizin de sahip
olduğu Yunan, Roma gibi öğelere değil, Hitit, Frig, Urartu, Selçuklu, Osmanlı, doğu, İslam, vb.
rakiplerimizde olmayan değerlere ağırlık verilmelidir.

Anadolu özgün doğal ve kültürel değerlerin coğrafyası olduğu kadar deprem, heyelan, savaş, terör, gibi
sorunların da coğrafyasıdır. Bu nedenle turizm politikaları belirlenirken avantajlar kadar tehditler de
dikkate alınmalı ve bu tehditlerin olumsuz etkilerini en aza indirecek stratejiler geliştirilmelidir.

Rakiplerimizde olmayan, olması da mümkün olmayan değerler dikkate alınarak geliştirilecek bir turizm
politikası, tehditlere daha dayanıklı bir turizm sektörünün temel koşuludur.

Otel ve otelciliği merkez alan turizm anlayışının rekabet olanaklarını son derecede sınırladığı ve fiyat
düşürerek pazarlama açmazına yol açtığı kavranarak terk edilmeli ve farklı ve özgün ürün merkezli bir
turizm anlayışına geçilmelidir.

Tanıtım stratejilerinde Topkapı Sarayı Müzesi, Türk Mutfağı (Türk kahvesi, baklava, lokum, mezeler,
vb.), Türk Hamamı, gibi hedef aldığımız aktüel ve potansiyel müşterilerce bilinen ve tanınan öğelere
öncelik ve ağırlık verilmeli, bunların çağdaş ve daha etkin sunumu geliştirilmelidir.

Bu bağlamda hem Türkiye ve hem de Antalya için seçilmiş olan “logo”lar ilginç bir durum
yaratmaktadır. Ürün oluşturmada dış dünyayı dikkate alan Türkiye logo oluşturmada iç dünyayı tercih
eder görünmektedir. Konaklama tesislerine “Türk Hamamı”ndan önce “disko”açan turizmciler,
tanıtımda logo söz konusu olduğunda “lale” ve “portakal” figürlerini tercih etmişlerdir. Bu basit örnek
bile tanıtım stratejimizin yeniden gözden geçirilmesi için yeterlidir.
Türk turizmi dünyanın en güçlü ve etkili imparatorluklarından birinin devamı olmanın olumsuzluklarının
bedelini öderken, olumlu yönlerinden yararlanabilme şansını ısrarla göz ardı etmiş ve sonuçta özgüvenden
yoksun, kopyacı bit turizm anlayışına mahkum olmuştur.
80
Kapadokya, Pamukkale, Göcek Koyu, Frig Vadisi, doğu ve güneydoğu Anadolu bölgeleri, gibi turistik değerler
bakımından özgün ve zengin coğrafyalar çok ürünlü ve uzun konaklamalı turizm merkezleri olarak
geliştirilmemiştir. 1980’li yıllarda Antalya’dan Kapadokya ve Efes Antik kentine uçak ve helikopterlerle turlar
düzenlenirken bugün, artan turist sayısına karşın bu tür turların düzenlenemiyor olası da ciddi bir tartışma
konusudur. Sahip olduğu çok özgün ve farklı değerlere karşın Kapadokya bölgesinde ortalama konaklama
süresinin günümüzde 2 günün altına düşmüş olması bu tartışmanın gerekliliği ve kapsamını da belirlemektedir.
Başta Kapadokya olmak üzere, benzeri bölgeler uzun konaklamalı (7-10 gece) turizm merkezleri olarak
geliştirilebilecek özgün ve zengin değerlere sahiptirler.
Turizm hareketine, turizmde köklü değişimlerin yaşanmaya başladığı geç satılabilecek bir dönemde (1980’li
yıllar) katılan Türkiye küresel turizm hareketini talep- arz etkileşimi yerine ağırlıklı olarak arz ekseninde ele
almış ve “yatak arzı”nı temel alan, rakiplerimizle benzerliklerimizi ön plana çıkaran, tek boyutlu bir turizm
politikası geliştirmiştir. Terör, deprem, bulaşıcı hastalık, savaş, vb. tehditlerden kolaylıkla ve uzun süre etkilenen
kırılgan bir turizm yapısı her şeyden çok bu tek yönlü ve tek akslı turizm anlayışından kaynaklanmaktadır.
Türk turizminin iç turizmi geliştirme konusunda her anlamda ve her alanda çok yetersiz kalmış olması dış
turizmin istenilen etkinlik ve nitelikte gelişmesini olumsuz yönde etkilemiştir. Turizm politika ve teşviklerinin
neredeyse tümüyle dış turizme yönlendirilmiş olması yerli halk ile turizm ve turist arasında gittikçe kronikleşen
bir izolasyona yol açarak ciddi cazibe kaybı ve sosyo-ekonomik sorunlar yaratmıştır.
Antalya Özeli:
Paleolitik Karain yerleşiminden günümüze, Antalya “insanın 300 bin yıldan beri tercih ettiği kent” tir. Sahip
olduğu 250’ye yakın antik yerleşim yeri bu tercihin tarihsel, 10 milyona yaklaşan turist sayısı da güncel
kanıtıdır.
300 bin yıldır kesintisiz olarak süregelen bu tercih, Antalya bölgesinin doğal ve kültürel değerler bakımından
özgünlük ve zenginliğinin tartışmasız kanıtıdır. Sınırları içindeki 4 Milli Park Antalya’nın doğal değerler
bakımından zenginliğinin günümüzdeki belgesidir. Bu dört milli parktan hiçbirinin turistik bir ürün olarak
değerlendirilememiş olması da üzerinde ciddi olarak durulması gereken bir konudur.
Antalya’nın turizme açılmaya başladığı yıllar (1980) küresel ölçekte turizmde köklü yapısal değişimlerin
belirginleşmeye başladığı yıllarla çakışmıştır. Bu dönemde Antalya Akdeniz çanağında kitlesel turizm talebine
olduğu kadar, 1970-1980’li yıllarda buna tepki olarak gelişmiş “bireysel” turizm talebini de karşılayabilecek
zengin, özgün ve hepsinden önemlisi “el değmemiş” değerlere sahip nerede ise tek ülke konumundaydı. 1970’li
yıllarda hazırlanmış olan Güney Antalya Turizm Mastır Planı’nın bu değişimler ve bunların Antalya bölgesi için
ifade ettiği potansiyeli gerçekçi yaklaşımlarla değerlendiren öneriler geliştirmiş olmasına karşın, bu önerilerin
talep değişimini kavrayamayan arz (yatak) merkezli baskılar sonucu değiştirilmiş ve bölge “kendi” ile yarışan bir
yatak deposuna dönüştürülmüş olması bu paradoksu belgelemektedir. Benzerlikleri ön plana çıkaran,
özgünlükten uzak, tek boyutlu (yatak sayısı) turizm anlayışı kırılgan, olumsuzluklardan kolay etkilenen bir yapı
ortaya çıkarırken, artan ve kendi ile yarışan yüksek yatak kapasitesi gerçekçi dönüşümleri de zora sokan bir
durum yaratmıştır.
81
ANTALYA TURİZMİ
ANTALYA’YA
GELEN TURİSTLER 
YILLAR
Tam Sığacak biçimde
yazılacak(kelimeler
bölünmesin) !
ANTALYA'YA GELEN
TURİSTLER İNDEKS
SAYILARI 1989=100 
Tam Sığacak biçimde
yazılacak(kelimeler
ANTALYA'YA GELEN
TURİSTLER ARTIŞ
HIZLARI
bölünmesin) !
1986
90.019
100, 0
1987
204.160
226, 8
126, 8
1988
368.261
409, 1
80, 4
1989
600.087
666, 6
63, 0
1990
808.379
898, 0
34, 7
1991
637.341
708, 0
-21, 2
1992
1.120.594
1244, 8
75, 8
1993
1.182.958
1314, 1
5, 6
1994
1.133.140
1258, 8
-4, 2
1995
1.903.822
2114, 9
68, 0
1996
2.496.814
2773, 7
31, 1
1997
2.862.719
3180, 1
14, 7
1998
2.539.424
2821, 0
-11, 3
1999
1.758.699
1953, 7
-30, 7
2000
3.234.457
3593, 1
83, 9
2001
4.167.689
4629, 8
28, 9
Antalya özeli ve Türkiye genelinde turizm sektöründe yaşanan sorunlar, turizme yönelik olarak alınan kararlara
sektörle doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili tarafların çok sınırlı bir bölümünün katkısının ve katılımının
sağlanabilmiş olmasıyla ilgilidir. Sonuç olarak turizm başta konaklama tesisi sahip ve yöneticileri, seyahat
acentaları, vb. oldukça dar bir çıkar grubunun alanı olarak algılanmıştır. Bu dar katılım bugüne dek turizm mastır
planı talebinin ortaya çıkamamış olmasının da en önemli nedenlerinden birini oluşturmaktadır. Mastır plan
tartışmalarının başlaması ile turizm sektöründe yaşanan sorunların ağırlaşma ve çeşitlenmeye başlamasının aynı
döneme denk gelmesi bu savı desteklemektedir. Bu dar katılımlı turizm anlayışı hem Türkiye ve hem de
Antalya ölçeklerinde kaliteli turistik tesisler inşasını teşvik ederken, özgün değerlerin turistik ürünlere
dönüştürülebilmesini engelleyici bir rol oynamış ve hem Türkiye hem de Antalya’yı, aranan değil ucuz olduğu
için tercih edilen bir destinasyona dönüştürmüştür. Bu süreç turizm aracılığıyla, 300 bin yıllık niteliğe dayalı
Antalya tercihinin, çeyrek yüzyılda nicelik tercihine dönüştürülmesi süreci olarak da anlaşılabilir.
82
Yanlışıyla doğrusuyla Türkiye turizm alanında belirli bir deneyim ve bilgi düzeyine ulaşmıştır. Bu durumda acil
olarak yapılması gereken küresel ve bölgesel ölçekte turizm hareketini belirleyen nesnel nedenlerin kavranması
ve bunların ışığında ülkemizin sahip özgün ve rakipsiz olduğu değerlerin yeniden gözden geçirilerek nasıl
turistik ürünlere dönüştürülebileceği ve hangi özgün yaklaşımlarla farklı hedef kitlelerin tüketimine
sunulabileceğinin, geniş katılımlı ve sistematik tartışmalarla stratejilere dönüştürülmesidir. Sevimsiz görünse de,
temel amacın otel merkezli bir turizm anlayışından özgün ürün merkezli bir turizm anlayışına geçiş olduğu
kabul edilmelidir. Bu anlayış, hak ettiğinin çok altındaki fiyatlara pazarlanan otellerimizin hak ettikleri fiyatlara
kavuşmalarının tek yolu olduğu gibi ülkemizin tanıtım sorununun önünü açabilecek yaratıcı yaklaşımlara da
ilham kaynağı olacaktır.
Türk turizmi, AB müzakerelerinin yoğun olarak gündemde kalacağı ve buna bağlı taleplerin giderek
yoğunlaşacağı önümüzdeki birkaç kritik yıl içinde yapısal değişimlere gitmediği ve bunda başarılı olamadığı
takdirde çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmak durumundadır. Tartışılması ve üzerinde kafa yorulması
gereken temel konu budur. Bu bağlamda;

Antalya Türk turizminin önemli bir bileşenidir. Antalya’ya ilişkin olarak geliştirilecek tüm bölgesel
ölçekli politika ve stratejiler ülkesel ölçekli politika ve stratejilerle uyumlu, onlardan destek alır ve onları
destekler nitelikte olmalıdır.

Türkiye’nin potansiyelini özgün turistik değerlere sahip komşularının (İran, Suriye, Ürdün Mısır,
Gürcistan, Yunanistan, Kuzey Kıbrıs vb.) potansiyellerini dikkate alarak değerlendirmenin günümüz
turizm eğilimlerine daha uygun olduğu kavranmalı ve bu Antalya özeli için de düşünülmelidir.

Antalya bölgesi turizm potansiyeli Kapadokya, Pamukkale, Kuşadası, Ege ve İç Anadolu Bölgeleri,
güneydoğu Anadolu Bölgesi gibi özgün değerlere sahip turizm merkezleri dikkate alınarak ve bu
coğrafyalarla ilişkili olarak belirlenmelidir.

Bu politika ve stratejilerin oluşturulmasında, doğrudan ya da dolaylı, ilgili tüm kişi, kurum ve
kuruluşların etkin katılımı ve katkısı sağlanmalıdır.

Antalya bölgesinin turizm alanı kıyı ile göller bölgesi arasında kalan geniş coğrafya olarak düşünülmeli
ve bu geniş coğrafyadaki değerlerin birbirini bütünleyen, kapsamlı kırsal ve/ya da ekoturizm
uygulamalarına altyapı oluşturabilecek bir anlayışla turistik ürünlere dönüştürülmesi hedeflenmelidir.

Başarılar ve başarısızlıklar temelinde, genelde Türk ve özelde Antalya turizminin ertelenemez, köklü
yapısal değişimlere gereksinim duyduğu kabul edilmelidir.

Benzerlikleri değil, özellikle rakiplerimizin sahip olmadığı ve olamayacağı özgün değerlerimizi ön plana
çıkaran, tüketici talebi ve ürün merkezli bir turizm anlayışı geliştirilmeye çalışılmalıdır.

Turist sayısını artırmak gibi niceliği ön plana çıkaran bir yaklaşım yerine turizm gelirlerini artırmak ve
daha da önemlisi turizm gelirlerini çeşitlendirmek gibi niteliği temel alan bir politika benimsenmelidir.
Turizm gelirinin turist sayısını artırmak yerine gelmiş olan turistleri daha çok harcama yapmaya
özendirecek özgün ve nitelikli ürün tasarımına ağırlık verilmelidir.

İç turizmin geliştirilmesine dış turizmin geliştirilmesi kadar önem ve öncelik verilmeli, yabancı
turistlerle yerel turist ve halkın etkileşimini artırabilecek uygulamalara önem verilmelidir.

Ülke ve bölgenin sahip olduğu doğal ve kültürel sorunlar yine ülkenin sahip olduğu özgün doğal ve
kültürel değerler etkin bir biçimde kullanılarak hafifletilmelidir. Bu bağlamda ülkenin ve bölgenin
potansiyelinin komşu ülkelerin potansiyelleri dikkate alınarak değerlendirilmesi etkin bir araç olarak
değerlendirilmelidir.

Mavi Bayrak, ISO 9000, 14000 gibi uluslar arası standartlar “ekolojik etiketleme” gibi gelişen ve aranan
standartlarla zenginleştirilmelidir.
83

Her yıl kış aylarında Antalya’ya gelen yerli ve yabancı 1500 dolayındaki futbol takımlarının altyapı
ihtiyaçları eksiğimiz hazırlanarak takım sayısının 3000 ‘e çıkarılması hedeflenmelidir.


Takımların geldiği aylarda rakip futbol turnuvalarıyla taraftarlarının da gelmesi teşvik edilmelidir.
Sadece futbol değil, Antalya’da tüm spor dallarının turizm açısından gelişmesi için her yıl her yıl
Avrasya Spor Şurası’nın Antalya’da toplanması için harekete geçilmelidir.

Kaleiçi Bölgesi ayrıca ele alınmalıdır:
Dünya kalitesi ve ölçeğinde bir turizm merkezi haline gelen kentimizin en önemli rekabet avantajlarından biri
Kaleiçi Bölgesidir. Antalya’nın rakibi olan turizm merkezlerinden farkını en belirgin şekilde sunabilecek üç bin
yıllık tarihi yerleşim dokusuna sahiptir. Roma Öncesi, Roma Dönemi, Selçuklu Dönemi, Osmanlı Dönemi’ne
Ait Ticari Altyapı, Yerleşme Ve Yaşam Kültürü, Sosyal Ve Dini Hayatın altyapısını barındıran bir bölgedir.
Öncelikle asayiş ve otoritenin sağlanmasını takiben tüm unsurları korunarak bir projeyle turizmin hizmetine
sunulması kentimize ve ülkemize önemli bir zenginlik katacaktır.
Sağlık Turizmi
Ülkemiz termal kaynaklar bakımından dünyada 7. Avrupa’da 1. sıradadır. Türkiye’de sıcaklıkları +20 C ile 110
C arasında 1300 termal kaynak ve 240 kaplıca vardır. Bu potansiyelin Turizm sektörüne hızla kazandırılması
önerilmekte olup Antalya hinterlandında olan Sandıklı, Afyon Termal ve Kaplıcaları Deniz ve Tarih Turizmi ile
entegre edilerek verimliliğin arttırılması mümkün olabilecektir.
Ayrıca yüksek standartta operasyon, tedavi ve yatak bakım ünitesine sahip hastanelerin cerrahi sağlık
müdahaleleri ile diş, saç, göz, yüz estetiği gibi müdahalelere ilave olarak Wellness ünitelerinin çoğalması Deniz
Turizminin yanında yüksek miktarda döviz sağlayacak bir potansiyel olarak kabul edilmektedir.
Kongre Turizmi
Bölgemiz toplantı ve Kongreler için oldukça elverişlidir. Sadece Antalya bölgesindeki tesislere dağılmış olarak
300 kişiden 5000 kişiye kadar kapasiteli yaklaşık 50.000 kongre koltuğu bulunmaktadır. bu miktar dünyada tek
bir bölgede olan en yüksek kongre kapasitesi olup ne yazık ki doluluk oranı çok düşüktür.
Kentimiz hem bilimsel amaçlı sektörel kongreler hem de Ulusal ve Uluslar arası şirketlerin kongre ve toplantıları
için uygundur. Uluslar arası kongreler açısından kentimizin dezavantajı başlıca yurt dışı şehirlerden tarifeli direk
uçuş seferlerine sahip olmamasıdır. Kentimizin kongre pazarlarında yerini alması için tanıtım ve pazarlama
çalışmalarına hız verilmelidir.
2.3 TİCARET
Ticaret sektörü gerek turizm ve kentleşme olgularıyla iki yönlü bağlantısı, gerekse yarattığı gelir ve
istihdam bakımından Antalya ekonomisinde en önemli sektörü konumundadır.
Antalya da sanayi mamulleri ile tarım ürünlerinin ve küçük el sanatları ürünlerinin pazarlanması her
geçen gün gelişmektedir.
İlin çok zengin bir tarım potansiyeline ve bireysel olmakla beraber turizme dayalı hareketli bir ticari
boyuta sahip olması kentin diğer illerle ticari münasebetlerinin gelişmesini sağlamıştır.
Kent bölge ölçeğinde idari ve teknik hizmetler , sağlık ve eğitim toptan ve perakende ticaret hizmetleri
gibi işlevleri üstlenmiştir.
84
Serbest Bölge ve Organize Sanayi Bölgesi’nin faaliyete geçmesi ile kentte ticari faaliyetler önemli
ölçüde artmıştır.
Antalya’dan yapılan ihracat tarım ve sanayi ağırlıklıdır. İlden gerçekleşen ihracat içerisinde %40
düzeyinde yer tutan tarım ürünleri ihracatı olup yaş meyve-sebze ihracatı olarak gerçekleşmiştir. Çiçek
ihracatı da son yıllarda önemli ölçüde artmıştır.İhracatta tekstil sanayi ürünleri içerisinde önemli
ağırlığa sahip olup Antalya’dan gerçekleşen ihracatında tekstil ürünlerinin tek başına olan payı da %37
civarındadır. İhracat olarak ağırlığı da Batı Avrupa ülkeleriyle yapılmaktadır.
Yıllar itibariyle incelendiğinde de yapılan ihracatın sanayi ağırlıklı olduğu ve bu malların yarısının da
yatırım malları olduğu görülmektedir. İhracatın yapıldığı ülkelerde OECD ülkeleridir.
Genel Durum:
Ticaret kesiminde en önemli sektör turizmdir.Ulaştırma sektöründe çalışanların payı genelde ilin temel
ekonomik faaliyetlerinden olan meyvecilik,çiçekçilik ve sebzeciliğin yarattığı canlılığın yanı sıra, yine
turizme bağlı taşımacılığın sağladığı iş olanaklarından etkilenmektedir. Antalya’da sanayi mamulleri
ile tarım ürünlerinin ve küçük el sanatları ürünlerinin pazarlaması her geçen gün gelişmektedir. İlin çok
zengin bir tarım potansiyeline ve hareketli bir ticari boyuta sahip olması kentin diğer illerle ticari
münasebetlerinin gelişmesine neden olmuştur. Kent bölge ölçeğinde idari ve teknik hizmetler, sağlık ve
eğitim, toptan ve perakende ticaret hizmetleri gibi işlevleri yüklenmiştir. Serbest Bölge ve Organize
Sanayi Bölgesinin faaliyete geçmesi ile kentte ticari faaliyetler önemli ölçüde artmıştır.
İhracat- İthalat:
Antalya ilindeki gümrük kapılarından yapılan ihracat ve ithalatın Türkiye karşılaştırması aşağıdaki
tabloda gösterilmiştir.
Antalya Gümrüklerinden Gerçekleşen Dış Ticaret ( Bin Dolar)
Yıllar
İhracat
İthalat
Dış Ticaret Hacmi
Denge
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
87.309
81.086
81.317
85.371
89.729
124.431
126.135
121.032
119.587
137.273
273.664
165.917
95.345
43.199
44.002
86.153
34.295
95.618
97.696
138.700
190.399
205.930
380.581
128.942
182654
124285
125319
171524
124024
220049
223831
259732
309986
343203
654254
294859
85
-8036
37887
37351
-782
55434
28813
28439
-17668
-70812
-68657
-106,917
36975
İhracatın İthalatı
Karşılama oranı (%)
92
188
185
99
262
130
129
88
63
67
71.9
128,7
Kentin Ticaret Alt Yapısı
Antrepolar
Antalya Limanı’nın özelleşmesiyle dökme ve konteynerle yapılan ticari yük taşıması önemli ölçüde
artmıştır. Liman çevresinde TIR garajı olmadığından bekleme yapan TIR lar mahalle aralarında park
etmektedir. Zaman zaman burada yük ve dorse aktarımı yapılmaktadır. Limana dayalı ticaretin her
geçen yıl gelişeceği kabul edildiğinden Hurma Bölgesinde ortalama 300 dekar alanda modern altyapıya
sahip TIR garajı ve antrepoların planlanması bölgemizdeki ticaretin gelişmesini sağlayacaktır.
Yat Limanı ve Ticaret Merkezi
Akdeniz’de 500 bine yakın yatın dolaştığı bildirilmektedir. Uygun iklim sebebiyle yatların Girit’in
doğusundaki kıyılarda konuşlanmayı tercih ettiği öğrenilmektedir. Antalya kıyılarında yeterli yat
limanı olmadığından kentimiz bu potansiyelden istifade edememektedir.
Kopak Çayı’nın Kundu’da denize ulaştığı çevrede en az 3000 kapasiteli yat limanı ile burada
konaklayacak yatları desteklemek üzere bir ticaret merkezi (waterfront) planlanmalıdır.
Yatların hareketi Aksu Küçük Sanayi Sitesinde tekne ve donanım bakım onarım işçiliğini geliştirecek
ve kentimize ayrı bir kazanç temin edecektir.
Fuar Alanı
Antalya uluslar arası fuar alanı 60 bin m² ye kuruludur. 35 bin m² kapalı ve 20 bin m² açık sergi
sahasına sahiptir.Uluslar arası tüm teknik ve altyapı hizmeti verilebilmektedir.Havaalanına 2 km
dır.2003 yılından itibaren 19 değişik sektörde ulusal ve uluslararası fuarlar yapılmakta olup her geçen
yıl bu sayı artacaktır. Fuarların katılımcı ve ziyaretçileri Anadolu’nun İzmir’den Gaziantep’ e kadar
uzanan coğrafyasından gelmektedir. Bu coğrafyada yapımı tamamlanmış 26 adet organize sanayi
bölgesi vardır.Yapımı devam eden 65 organize sanayi bölgesi vardır.Yine bu bölgede 25 den fazla
Üniversite vardır.Bu coğrafya da GSMH dan yüksek pay alan nüfusun % 40 ı 10 milyon vatandaşımız
yaşamaktadır.Antalya fuarları bölge ticaretini önümüzdeki yıllarda olumlu yönlerde etkileyecektir.Yerli
ve yabancı katılımcı firmalar çoğunluğu il çevresinden olan yerli ve kısmen yabancı ziyaretçilerle iş
ortamında tanışmakta iş kültürü ve sosyal bütünlük oluşturulmaktadır.
Fuar alanının önümüzdeki yıllarda yeterli olmayacağı göz önüne alınarak,gelişme projesi için
çevresinde önceden bu amaçla turizm alanı merkezi ilan edilmiş olan arazinin planlanması için gerekli
yasal prosedürler yerine getirilmelidir
Toptancılar Sitesi
Antalya ‘ya 25 km mesafede organize sanayi bölgesine bitişik olup 1500 dönüm araziye
kuruludur.Proje iki aşamalıdır.750 dönümünü oluşturan 1. bölümü işletmeye hazırdır.Burada 225 adet
toptancı mağazası vardır.Mağazaların her birinin 540 m2 taban alanı olup yüksekliği 9 m’dir. Her
mağazanın önünde 460 m2 açık alan vardır.Antalya kent merkezinde her sektörden toptancılar bu
siteye taşınacak olup burada oluşacak ticaret hacmi Denizli-Afyon –Konya’ ya kadar olan coğrafyayı
olumlu etkileyecektir.Burada hafif ve temiz imalat sanayinin de gelişeceği görülmektedir.
Bu siteden Alanya tarafına dağıtıma çıkacak araçların kent merkezine girmemesi için imar planında
Isparta yoluna görünen bağlantının 3 yıl içerisinde yapılması gereklidir.
86
Liman-Serbest Bölge
Antalya limanı Mersin ile İzmir arasında Anadolu tarafından kullanılabilen en büyük ve modern ticaret
limanıdır.3 milyon ton/yıl kapasitesine sahiptir. Halen %25 kapasite ile çalışmaktadır.Özelleştirmede
yaşanan sıkıntılar limanın ticari kullanımının gelişmesini dolayısı ile kentimizde ticaretin gelişmesini
sınırlandırmıştır.Serbest bölge tarifelerinde yapılacak iyileştirme, limanın yük indirme bindirme
teçhizatlarında yapılacak yenileme ve liman işletmesinin Antalyalılara devredilmesi kentimizin
ticaretinin gelişmesine katkıda bulunacaktır.
Eğlence Merkezi
Antalya’ya 2005 yılında 8 milyon civarında yabancı turist gelmiş olup 2010 yılında bu sayının 10
milyonu aşması beklenmektedir. Bu yabancı turist potansiyelinin kent ve bağlı olarak da ülke
ekonomisine en yüksek fayda sağlaması açısından gençlere ve yetişkinlere hitap edecek ve örneği çoğu
batı ülkelerinde bulunan “ eğlence köyü “ yatırımına ihtiyaç vardır.
Antalya Havaalanı karşısında bu amaçlı 17.04.1997 tarihinde Bakanlar Kurulu’nca Turizm Merkezi
Alanı ilan edilmiş % 80’i kamuya ait 200 hektar arazi bulunmaktadır. Turizm Merkezi Alanı ilan
edilme gerekçesinde de bulunduğu gibi Alanya-Tekirova arasına hitap eden ve Düden-AspendosKurşunlu’nun merkezinde bir konuma sahip olup, Isparta Karayoluyla da Anadolu’ya hitap edecektir.
Yaz-kış, özellikle kent merkezindeki ticari işletmeleri, yiyecek-içecek ve konaklama sektörünü olumlu
etkileyecek bu yatırımın ivedilikle başlatılması beklenmektedir.
Antalya Dünya Ticaret Merkezi
Dünya Ticaret Örgütü ülkelerin önemli kentlerinde oluşturulan merkezi organizasyonlarına talep
halinde Dünya Ticaret Merkezi Üyeliği sağlamaktadır. Dünya Ticaret Merkezleri’nin birliği
Newyork^ta bulunmaktadır. Ülkemizden bu birliğe üye İstanbul Dünya Ticaret Merkezi, Ankara
Dünya Ticaret Merkezi, Trabzon Dünya Ticaret Merkezi ve Kayseri Dünya Ticaret Merkezi
bulunmaktadır. Kentte böyle bir organizasyon merkezi kurabilmek için kentin ticari anlamda uluslar
arası bir coğrafyaya hitap etmesi ve Dünya ticaret Merkezi’nin istediği standartlarda Convention
Center (kongre fura merkezi) ne sahip olmak gerekmektedir. Akdeniz kıyısında olan kentimiz, deniz ve
hava yoluyla Mısır, Libya, Fas, Tunus, Kıbrıs, Yunanistan, İtalya...gibi ülkelere; deniz ve hava yoluyla
Suriye, Irak, İsrail Lübnan, Suudi Arabistan... gibi orta-doğu ve Arap ülkelerine hitap etmektedir.
Akdeniz’de bulunan yük ve yolcu taşımacılığının Antalya’yı daha fazla kullanma potansiyeli
bulunmaktadır. Ayrıca, kentimizde Expo-Center tesisleri bünyesinde bu ülkelerin temsilcilerinin daimi
ticari misyonlarının kullanabilecekleri ofis binaları mevcuttur.
Bu itibarla kentimizin ticaret ve sanayi örgütleri ve yerel yönetimlerinin organizasyonlarıyla
kurulabilecek olan Antalya Dünya Ticaret Merkezi Newyork’tan doğrudan üyelik almak suretiyle
bölgemizin iş adamlarına hitap edeceği coğrafyada yeni iş bağlantıları fırsatı sağlayabilecektir.
Bu durum gelecek yıllarda, merkezi Antalya olan “Akdeniz Ülkeleri Ekonomik İşbirliği”
organizasyonunun başlangıcı olabilecektir.
87
2.4. TÜKETİM VE TÜKETİCİ
Bilinçli Tüketici Eğitimi Projesi
Konunun Önemi ve Gerekçesi :
Kentimizde yaşanan sürekli nüfus artışı, değişen üretim tarzının yarattığı yeni tüketim alışkanlıkları,
daralan piyasalarda tüketimi artırabilme adına yoğunlaştırılan reklam bombardımanı, kredi kartı
kullanımının denetimsiz bir şekilde yaygınlaşması ve hemen hemen her alanda kolayca sağlanabilen
tüketici kredileri, beraberinde bir çok tüketici sorunu yaratmakla birlikte üretim-tüketim ilişkisinde de
önemli eksiklikleri ve değişimleri de kent gündemine taşımaktadır. Her gün artan nüfus, aynı oranda
tüketim ihtiyacını da yaratmaktadır. Ancak, ihtiyaçtan kaynaklanan tüketimin yanı sıra bankalar
tarafından rast gele dağıtılan kredi kartları ve sağanak şeklinde reklam kampanyaları ile verilen tüketici
kredileri ihtiyaç dışı tüketimi de körükleyerek arttırmaktadır.
Bu ani talebe hazır olmayan üretici-satıcı ve ne yapacağını tam olarak kestiremeyen çeşitli gelir
katmanlarından tüketici grupları bilinçsiz ve ihtiyaç dışı bir tüketimin gerçekleştiği kaygan zemini
oluşturmaktadır. Bu olumsuz ve kaygan zeminde gelişen çarpık tüketim alışkanlıkları Antalyalı
tüketicilerin en büyük sorunlarından bir tanesi olarak yaygınlaşmakta ve her gün daha fazla tüketicinin
sorun kaynağı haline gelmektedir.
İhtiyaç olmadığı halde satın alınan tüketim malları ve hizmetleri, gelişmiş ülkelerde var olan paranın
cüzdanda taşımaması için kullanılan, ancak ülkemizde, olmayan ve ihtiyaç hissedilen paranın kaynağı
olarak algılanan kredi kartından kaynaklanan borçlar, uzun vadeli ve küçük taksitler halinde ödeneceği
düşüncesi ile alınan, ancak kısa bir süre sonra ödenemez hale gelen tüketici kredisi borçları, bu gün
yaşanan sorunların kaynağını oluşturmaktadır.
Diğer taraftan, satış sonrası hizmetler konusunda yeteri kadar bilgi sahibi olmayan veya satış sonrası
hizmet sağlanması için gereken belgeleri edinmeyi önemsemeyen tüketiciler de önemli sorunlarla karşı
karşıya kalıyorlar. Tüketiciler bu konuda sorumluluklarını yerine getirmiş olsalar bile satıcı veya yetkili
servisler, yasaların kendilerine yüklediği sorumlulukları ve tüketicilerin haklarını bilmedikleri veya
ciddiye almadıkları için uygulamalar yasanın öngördüğü biçimde olmamaktadır. Tüketiciler bu
anlamda ciddi maddi ve manevi kayıplar yaşamaktadır.
Kamusal hizmet ve ürünlerle de ilgili yasal haklarının var olduğu konusunda yeteri kadar bilinçli
olmayan tüketiciler, sağlık, eğitim, ulaşım, içme suyu ve benzeri kamusal hizmetleri ve ürünleri
edinirken karşılaştıkları haksızlıklar söz konusu olduğunda, çeşitli nedenlerle haklarını
arayamamaktadırlar. Gerek kamusal hizmet ve ürün sağlayıcısının geliştirdiği tavır, gerekse tüketicinin
kamusal hizmet ve ürün sağlayıcısından çekinmesi veya hakkını arasa bile sonuç alamayacağını
düşünmesi, bu alanda tüketici haklarının korunmasını engellemektedir.
Özellikle gıda maddelerinin üretim ve satışı sırasında oluşan sağlık kurallarına aykırı uygulamaların bu
güne kadar bir türlü düzenlenememiş ve denetim altına alınamamış olması ayrı bir sorun yaratmaktadır.
Gıda maddelerinin sağlık kurallarına uyulmadan imal edilerek satışa sunulması bir anlamda
tüketicilerin taleplerinden de kaynaklanmaktadır. Piyasa kuralı arz ve talep ilişkisi ile çalıştığına göre,
sağlık kurallarına uyulmadan üretilen ve satılan gıda maddelerine talebin azalması bu konudaki
iyileşmenin sağlanması için en önemli etken olacaktır. Bu da ancak gelişmiş tüketici bilinci ile
mümkündür.
88
Bütün bunlara bir de turizm olgusunun getirdiği farklı ve karmaşık turizm içerikli üretim-tüketim
ilişkisi de eklenince, Antalya da yaşanan tüketici sorunları yerel olmaktan çıkarak uluslar arası bir
boyut kazanmaktadır.
Bu sorunların çözümlenebilmesi için öncelikle üretici-satıcı olmak şartıyla kentteki mümkün olan en
geniş tüketici kitlesinin eğitilmesi gerekmektedir. İyi bir üretici-satıcının önce iyi bir tüketici olması
gerekir gerçeğinden yola çıkarak genelde geniş tüketici kitlelerini kapsayacak bir eğitim projesi
gerçekleştirilmelidir.
Önerilen Çözümler :
Antalya'nın her üç Belediyesi sınırları içerisinde ve Büyükşehir Belediyesinin belirleyeceği bir
dördüncü yerde ayrı ayrı olmak üzere en az dört adet eğitim çadırı oluşturularak, öncelikle üretici-satıcı
ve hizmet sektörü çalışanlarına olmak üzere ulaşılabilen tüm kesimlere uzmanlar tarafından bilinçli
tüketim ve doğru üretim konusunda yoğun bir eğitim programı uygulanmalıdır.
Bilinçli tüketim ve tüketici hakları konusunda eğitilmiş olan üretici, satıcı ve hizmet sektörü çalışanları
daha dikkatli olacaklarından ve yine çağdaş tüketim alışkanlıkları ile hakları konusunda eğitimli olan
tüketicilerde daha doğru tüketim ilişkisi yaratacağından kuşku duyulmamalı. Meslek kuruluşları bu
konuda üyelerini yönlendirmeli ve hatta bu eğitimin sağlanması için alacakları bir ilke kararını da
üyelerine duyurmalıdırlar. Yerel Gündem 21 Antalya Kent Konseyi ise mümkün olan en geniş tüketici
kitlesine ulaşabilmek için çağrıda bulunmalı ve eğitim materyallerinin hazırlanmasına katkı koymalıdır.
Yapılacak işler :
Antalya'nın en az dört yerinde yeterli büyüklükte ve eğitime uygun çadırlar kurulmalı, eğitim için gereken ses ve
görsel malzeme düzenekleri sağlanmalı, eğitim materyalleri derlenmeli ve eğitimin kalıcı olabilmesi için eğitim
sırasında veya sonrasında katılımcılara dağıtılacak broşür veya kitapçıklar hazırlanmalıdır.
Bütçe ve kaynaklar :
Belediyeler, İl Özel İdaresinin ilgili birimleri, Esnaf Odaları Birliği, Ticaret ve Sanayi Odası ile turizm
sektöründeki meslek kuruluşları bir bütçe oluşturmalıdırlar.
Tatbiki görev ve sorumluları :
Yerel Gündem 21 Antalya Kent Konseyi.
2.5 SANAYİ
Antalya ekonomisi endüstriyel ham madde ve ara malı üreten sanayiden ziyade turizm ve ticarete dayalı bireysel
ticarete mamul madde üreten bir yapıda sanayileşmiş ilimizdir. İlde Büyük Orta ve Küçük ölçekli sanayi
işletmeleri bulunmaktadır. Antalya’da KOGEB’in KOBİ niteliklerine uygun 1000 e yakın işletme vardır.
Sanayinin gelişmesine büyük katkı sağlayacak olan Organize Sanayi Bölgelerinden biri faaliyette ve üç tanesi
inşaat halinde olup çalışmalar devam etmektedir.
Sanayi ve işletmelerinin %80’inden fazlası İl merkezinde, kamu kesimine ait işletmeler ağırlıklı olarak ara
mallar üretmesine karşılık özel sektöre ait işletmelerin önemli bir bölümü tüketim malları üretmektedir.
89
Antalya imalat sanayi Türkiye ve Akdeniz Bölgesi katma değeri ve istihdamı içerisindeki oranlar itibariyle son
derece düşük paya sahiptir.
Antalya Serbest Bölgesi genellikle %60 doluluk oranı ile çalışmaktadır. Bölgede ağırlıklı olarak ticaret, inşaat
tekstil, tekne ve imalat sektörlerinde faaliyetler gerçekleştirilmektedir.
Gıda, Maden-Pişmiş Kiltaşı ve toprağa dayalı sanayi ile imalat sanayi, Sanayi işletmelerinin yoğun olarak
bulunduğu sektörlerdir.
Antalya Maden potansiyeli açısından zengin bir ilimizdir.İlde genç ve girişimci müteşebbislerin ortaya çıkması
ve yatırım yapmaya karar vermeleri sanayinin kısa sürede gelişmeye başlayacağının bir göstergesidir.
Gelişmiş bir sanayi yapısına sahip olan Konya ili ile komşu olması ilin sanayi yapısına önemli bir biçimde katkı
sağlamaktadır.
Sosyo Ekonomik Durum
Antalya’da ticaret ve tarım ağırlıklı bir sosyo-ekonomik yapı görülmekte ve ilin sosyo ekonomisinde sanayi son
sırada yer almaktadır.
Antalya milli gelirden % 2,5 civarında pay alan ve buna karşılık daha yüksek oranda katma değer meydana
getiren bir ilimizdir.
Antalya Türkiye ortalamasının üzerinde gelişme gösteren ve çoğunluğu Güneydoğu ve Marmara bölgesi
illerinin oluşturduğu 28 il arasında yer almıştır.İnşaat ve ticaret sektörleri de yüksek bir gelişme hızı
yakalamışlardır.
Yatırım Ortamını İyileştirmek İçin Alınması Gereken Önlemler (Alt Yapı Tedbirleri)
1. İl içi ve dışı karayolu standartlarının iyileştirilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
2. Antalya-Afyon-Sakarya karayolu duble yol haline getirilmelidir.Antalya iç turizminin % 80 ni İstanbul
müşterisidir. Bu müşterilerin kolay gidiş gelişleri için ışıklandırılmış duble yol ve aşağıda belirtilen İstanbulAnkara- Konya-Antalya yeni demiryolu 2020 yılında çok ihtiyaç duyulan altyapı olacaktır.
3. Ulaşım ve kent içi trafik sorunlarının çözümüne yönelik projeler geliştirilmelidir.
4. Altyapı yetersizliği ve çalışmalarından kaynaklanan sorunların giderilmesi yönünde projeler üretilmelidir.
5. Turizmden yeterli faydanın sağlanamaması karşısında alternatif projeler üretilmeli ve ivedilikle altyapı
hazırlanmalıdır.
6. Demiryolu taşımacılığının bulunmayışı önemli bir dezavantaj olmakla birlikte yük taşımacılığı doğal olarak
karayolu ağırlıklı olarak yapılmakta ve bir turizm kenti olan il için trafik problemi yanında yol yatırımlarının
artmasına neden olmaktadır.
7. Ankara ve İstanbul Bölgelerinde tüketilen yaş sebze ve meyvenin % 90’ı Antalya’dan karşılanmakta ve
karayolu ile nakledilmektedir. Bu ciddi oranlarda verimlilik kaybına neden olmaktadır. Bu nedenlerle, Edirneİstanbul- Ankara-Konya-Antalya Demiryolu projesinin bir an önce geliştirilip İstanbul-Adana , İstanbul-İzmir
hattı bağlantısının da yapılması gerekmektedir.
8. Akdeniz Üniversitesi Merkez Kampüsünde gerçekleştirilecek olan teknopark projesinin imalat sanayi
açısından önemli bir fırsat yaratacağı gibi yeni teknolojilerin bölgede istenilen düzeye gelmesini sağlayacaktır.
9. Tarımsal çeşitlilik ve verim artırılması yönünde sulama amaçlı projelerin desteklenmesi gerekmektedir.
10. Doğal altyapının tahrip olması ile ilgili olarak ortaya çıkan çevre sorunları da giderilmelidir.
11. Bu amaçla yapılacak tedbirlerin ilimizin geleceği açısından önemli bir gelişme hızı yapacağı kanaatindeyiz.
90
2.5.1 Sanayi Altyapısı
Antalya Organize Sanayi Bölgesi
Kuruluş
1976 yılında Antalya Ticaret Sanayi Odası öncülüğünde, 09.06.1976 tarih ve 7/12106 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararnamesi ile Antalya’da Organize Sanayi Bölgesi kurulmasına karar verilmiştir. Bakanlar Kurulunun
16.08.1977 tarih ve 7/13742 sayılı kararnamesi ile 370 ha (3.700.000 m2) lif bir alanda kurulan Antalya
Organize Sanayi Bölgesi yer seçiminin yanlış yapıldığı savıyla 1983 yılında 27.03.1983 tarih ve 6912 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile önce 60 ha(600.000 m2) lif bir alana indirilmiş, 1998 yılında 12.11.1998 tarih
ve 12026 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile yeniden 370 Ha (3.700.000 m2) lif ilk büyüklüğüne ulaşmıştır.
Bölge alanı 12.03.1980 tarihinde onaylanan imar planı içerisindeki şahıs arazilerinin de satın alınmasıyla bugün
3.837.002 m2 lif bir alana ulaşmıştır.
Antalya Organize Sanayi Bölgesi,15.04.2000 tarih ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile tüzel
kişiliğine kavuşan bir Özel Hukuk Tüzel kişiliğidir.
Fiziki Gerçekleşme Oranları
Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nin Şubat/2003 tarihi itibariyle fiziki gerçekleşme oranları aşağıdaki tabloda
özetlenmiştir:
- Sanayi parsel sayısı
- Sanayi parseli yüzölçümü toplamı
- Tahsisi yapılan parsel sayısı
- Tahsisi yapılan parsel yüzölçümü
- Parsel tahsis oranı
- Tahsis edilen parsellerde oluşacak
tesis sayısı
- Üretime geçen tesis sayısı
- İnşaatı devam eden tesis sayısı
- Projelendirilmekte olan tesis sayısı
- Üretime Geçen tesislerde çalışan personel sayısı
- Bölgedeki boş parsel sayısı
195 adet
2.639.937 m2
142 adet
1.487.472 m2
% 56,40
87 firma
65 adet/100 parsel
10 firma 14 parsel
11 firma 26 parsel
(Yaklaşık) 3000
I. Kış 11 adet
II. Kış 49 adet
Faal Kuruluşların Sektörlere Göre Dağılımı
Tahsis edilen arazilerin parsellerin kuruluşların faaliyet alanlarına göre dağılımı da aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Gıda sektörü
Tekstil sektörü
Kimya sektörü
Makine Metal sektörü
Ahşap-Mobilya sektörü
Çimentolu gereçler sektörü
Mermer sektörü
Plastik sektörü
:
:
:
:
:
:
:
:
91
%26
%28
%10
% 6
% 5
% 7
%10
% 4
Cam sektörü
:
% 4
Antalya Ekonomisine Katkısı
Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) yukarıda özetlenmeye çalışılan teknik bilgileriyle büyük bir projedir.
Antalya’nın coğrafi konumunun ve ekonomik yapısının sonucu özel bir yapıya sahip olan, ağır sanayi olarak
adlandırılan yatırımları engelleyerek mevcut yapıda Antalya Ekonomisine olabilen en uygun yapılaşmasını
gerçekleştirmiştir.
Bölgede gerçekleştirilecek sanayi yatırımları organize sanayi bölgesine toplanarak yatırımların dağınıklığı ve
kaynakların israfı olabildiğince engellenmiştir.
Yukarıda ana hatlarıyla özetlenen itfaiyesinden, sağlık ocağına, elektriğinden suyuna, alt yapı yatırımlarından
üst yapı yatırımlarına kadar tüm proje hedeflerini gerçekleştiren AOSB, bünyesindeki yatırımcılara ihtiyaç
duyabilecekleri tüm hizmetleri gerekirse 24 saat süreyle başarıyla sunmaktadır. Bu başarılı çalışmalarıyla AOSB
ülkemizdeki diğer organize sanayi bölgeleri arasında da hak ettiği yere ve üne kavuşmuştur.
Halen Antalya’da en fazla elektrik tüketen yapı olan AOSB, çalışma yapısıyla bir ilke daha imza atmakta ,
bünyesindeki kuruluşlara yapı ve iskan ruhsatlarını da vermektedir. Bu yapısıyla Belediye Mantığında çalışan
AOSB hizmetlerin ve niteliklerin standartlaştırılmasında önemli bir adım daha atmış bulunmaktadır.
Faaliyette olan firmalarla ulaşılan 3.088 kişilik çalışan sayısıyla AOSB, Antalya ekonomisi için önemli bir
istihdam merkezi olma özelliğini gerçekleştirmiştir.
Faal firmaların üretimleri, ağırlıklı ihraç malları ve dış pazar olarak gerçekleştiğinden, firmaların başarıları
Antalya Ekonomisi ile birlikte direkt ülke ekonomisini de olumlu yönde etkilemektedir. İhracata yönelik
firmaların ağırlıklı olması ülke içindeki kısa dönemli ekonomik dalgalanmalardan olabildiğince az etkilenmesi
gerek bölge ekonomisini gerekse istihdamın olabildiğince az olumsuz etkilenmesini getirmektedir.
Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde gerçekleştirilen yatırımlarla faal firmaların Antalya ekonomisine (kesin
olmamakla birlikte) aylık 15.000.000.USD üzerinde ekonomik katkı gerçekleştirdikleri söylenebilir.
AOSB Gelecekteki Konumu
Mevcut yapıda çok başarılı olan AOSB’nin gelecek yıllarda da gerek Antalya’mıza gerekse ülkemiz
ekonomisine yapacağı katkılar tartışılmaz. hedeflenen 5.000 çalışan sayısının çok ciddi kısmı gerçekleşmiştir.
proje tamamlandığında ulaşılması beklenen 7.000 kişilik istihdam hacminin rahatlıkla gerçekleşeceği bu
rakamın önümüzdeki 5-7 yılda 9.000 kişiye ulaşacağı tahmin edilmektedir.
içinde bulunduğumuz şu günlerde yaşanan belirsizlikler ve savaş senaryoları aşıldığında AOSB deki yatırımların
hızlanacağı ve tam kapasiteye 5-7 yılda ulaşılacağı tahmin edilmektedir. önümüzdeki on yıl sonuna doğru
mevcut organize sanayi bölgesinin ikincisine ihtiyaç duyulacağı ve gerçekleştirileceği bir tahmin olarak
önümüzdedir.
ancak; gerçekleştirilmesinde yarar olan bazı kanuni düzenlemeler, mahalli idarelerle sağlanacak işbirliği ve
eşgüdüm aosb’nin ve belki de diğer organize sanayi bölgelerinin de çalışmalarının başarısını ve verimliliğini
arttıracaktır.
bu düzenlemeler ve değişiklikler ana hatlarıyla özetlenirse;
1. 4562 sayılı OSB Kanununun 25.maddesinde gerekli düzenlemelerin yapılması,
2. Uygulama Yönetmeliğimizdeki yeni düzenlemelerin sağlanması,
3. Organize sanayi bölgesi dışında kontrolsüz bir şekilde gelişen
sanayi tesislerinin önüne geçilmesi için, mahalli idarelerin daha
duyarlı davranmaları ve “il çevre kurulunca alınan 31.10.1991
tarihli kararın uygulanması,
92
4. Elektrik Piyasası Düzenleme Kanununa, Organize Sanayi Bölgelerinin dahil edilmesi,
5. Kobi kapsamına giren yatırımların özendirici kredi ve teşvikler ile desteklenmesi,
AR-GE çalışmalarında (Resmi kurumlar öncülüğünde) toplu çözümüne gidilmesi,
Bölgede Kurulmasına İzin verilen Sanayi Sektörleri
GIDA SEKTÖRÜ :
CAM SEKTÖRÜ: (Hammadde Üretimi hariç)
-
Süt ve Süt Mamülleri sanayi,
-
Isı Cam İmalat sanayi,
-
Un ve Unlu Mamüller sanayi,
-
Oto Camı İmalat sanayi,
-
Makarna, İrmik, Bisküvi sanayi,
-
Cam Eşya ve Cam Mamülleri sanayi,
-
Meşrubat, Aroma, Reçel sanayi,
-
Entegre Et ve Et Mamülleri (Salam-sucuk) sanayi,
- Optik Cam ve Optik Ölçü Aletleri sanayi,
ÇİMENTOLU GEREÇLER VE SERAMİK
SEKTÖRÜ
-
Konserve sanayi (Sebze, balık)
-
Dekoratif Seramik ve Porselen sanayi,
-
Vakumlu, donmuş ve paketlenmiş gıda sanayi,
-
AG ve OG İzolatörleri sanayi,
-
Yem sanayi,
-
Hazır Sıva Mineral Sıva sanayi,
-
Bira ve Malt sanayi,
AHŞAP SEKTÖRÜ
-
Şekerleme,Çikolata sanayi,
-
Ahşap Mobilya sanayi,
TEKSTİL SEKTÖRÜ :
-
Ahşap Dekorasyon Ürünlei sanayi,
-
Entegre Dokuma sanayi,
-
Pres Kapı-Doğrama
-
İplik sanayi
-
Ahşap Parke sanayi,
-
Konfeksiyon ve Örme sanayi,
-
Kontraplak-Yonga Levha sanayi,
-
Halı ve Kilim Dokuma sanayi
-
Ahşap Kaplama sanayi,
-
Ahşap Ambalaj sanayi,
KİMYA SEKTÖRÜ : (Hammade üretimi hariç, karışım ve Ambalajlama)
-
Sıvı ve Toz Temizlik Maddeleri sanayi,
DİĞER SEKTÖRLER
-
Şampuan, Sabun ve Parfüm sanayi,
-
Kağıt ve Mukavvadan Ambalaj ve Baskı sanayi,
-
Sıvı ve Organik Gübre sanayi,
-
Yapı Yalıtım Malzemeleri sanayi,
-
Oto Yağ ve Yakıt Katkı Maddeleri sanayi,
-
Ayakkabı sanayi,
-
Renkli Sıva, Akrilik Boya sanayi,
-
İp, Sicim, Urgan sanayi,
-
Sentetik, Selulozik ve Su Bazlı Boya sanayi,
-
Defter, Kırtasiye Malzemeleri sanayi,
-
Ahşap-Fiberglas Yat-Tekne sanayi,
PLASTİK SEKTÖRÜ:
-
Plastik Ambalaj sanayi,
-
Plastik Enjeksiyonlu Araç Gereç ve Çeşitli Mamuller sanayi,
-
Plastik Sera Örtüsü, Torba, Poşet sanayi,
-
Yer Karosu ve Muşamba sanayi,
-
Plastik Profil, Boru, Hortum sanayi,
-
Kablo sanayi,
MAKİNA/METAL SEKTÖRÜ:
-
Metal Eşya sanayi,
-
Tarım Aletleri sanayi,
-
İnşaat Araç Gereç ve Malzemeleri sanayi,
-
Tel, Kafes, Çivi, Cıvata sanayi,
-
Bisiklet, Çocuk Arabası, Puset sanayi,
-
Kazan, Boyler, Hidrofor, Su Tasfiye vb. sanayi,
-
Elektrikli ve Elektriksiz Aletler sanayi,
-
Elektronik Aletler sanayi,
-
Spor ve Av Malzemeleri sanayi,
-
İnsan ve Yük Asansörleri sanayi,
93
-
Metal ve plastik Oto yedek parçaları İmalat sanayi,
Bölgede Kurulmasına İzin Verilmeyen Sanayi Sektörleri
1)
2)
3)
4)
5)
6)
7)
8)
9)
10)
11)
12)
13)
14)
15)
16)
17)
Rafineriler, gazlaştırma ve sıvılaştırma tesisleri,
a) Ham petrol rafinerileri,
b) Kömür veya bitümlü şistin sıvılaştırıldığı ve gazlaştırıldığı tesisler,
Sıvılaştırılmış petrol gazı dolum ve depolama tesisleri,
c)
Çimento fabrikaları, beton santralleri, klinger üreten tesisler,
Sıvı ve gaz yakıtla çalışmak üzere kurulacaklar hariç, termik güç santralleri,
Nükleer güç santralleri ile diğer nükleer reaktörler,
Radyoaktif atıkların depolanması, bertaraf! ve işlenmesi amacıyla projelendirilen tesisler ve
benzeri radyoaktif atık tesisleri,
Nükleer yakıtların üretilmesi veya zenginleştirilmesi ile ilgili tesisler,
OSB'nin kendi katı atıklarını ve müşterek arıtma tesisinden çıkan çamurların berterafı için
kuracağı yakma ve uzaklaştırma tesisleri hariç, çöp, toksik ve tehlikeli artıkların yakılması
kimyasal yolla arıtılması, nihai depolanması veya araziye gömülmesi ile ilgili atık uzaklaştırma
tesisleri,
Parlayıcı/patlayıcı maddelerin üretildiği tesisler,
Petrokimya kompleksleri,
Tuğla ve kiremit fabrikaları, kömür yıkama kireç, alçı ve zımpara tesisleri,
Entegre şeker fabrikaları,
Gliserin, yağ asitleri, sülfürik asit, hidroklorik asit, klor ve benzeri kimyasal maddeler üreten yerler
ile azot sanayi ve gübre fabrikaları,
Zirai mücadele ilaçları, insektisit, rodentisit, mollusilit ve benzeri üretim, depolama, ambalajlama
tesisleri,
Asbest, asbest içeren ürünlerin işlenmesi veya dönüştürülmesi yapılan tesisler,
Selüloz ve selüloit üretim tesisleri, kağıt hamurundan her çeşit kağıt üretimi yapan tesisler,
Ham deri işleme, hayvan kesimi yapılan ve padok tesisleri,
Maya ve tuz üretim tesisleri.
OSB Müteşebbis heyeti, yukarıda belirtilen tesislerin dışında kurulmasında sakınca gördüğü diğer
tesisler için Bakanlık görüşü alır.
Taleplerin uygun bulunması halinde, tahsis şartlan ve tahsis edilen parsel ilgililere yazılı olarak
bildirilir.
Küçük Sanayi Siteleri
94
Kentimizde 12 adet küçük sanayi sitesinde 5725 adet işyeri bulunmaktadır. Bunlardan en büyükleri
kent merkezindedir. Küçük sanayi sitelerinde bulunan tüm işyerlerinde yaklaşık 20.000 kişilik
istihdam edilmektedir.
Antalya KS Sitesi
1070 işyeri
Akdeniz Sitesi
2441 işyeri
Yeşil Antalya Sitesi
310 işyeri bulunmaktadır.
Antalya ve Akdeniz küçük sanayi sitesinin kentin genişleyen alanı Lara-Aksu-Varsak yörelerine uzak olması
nedeniyle şehirde üniversite çevresinde trafik yükü yaşanmaktadır. Varsak/Pınarlı yöresinde kurulabilecek
küçük sanayi sitesi Lara-Aksu-Kundu Belek yöresinin teknik destek ihtiyacını karşılayacaktır.
2.6. MADENCİLİK
Antalya il ve İlçelerindeki madenlerimiz şunlardan ibarettir.
1- Barit Madeni
2- Kuvarsit
3- Krom
4- Mermer
5- Kömür
: Alanya ve Gazipaşa ilçelerinde
: Antalya merkez ilçe Döşemealtı Camii ve Killik köyleri ile
Gazipaşa Galadran köyünde
: Kemer ve Kumluca ilçelerinde
: Akseki, Korkuteli, Elmalı, Kaş ve Finike ilçelerinde
: Kemer ilçesi Göynük beldesi Avcıpınarı mevkiinde, Gazipaşa
Karalar köyü ve Akseki ilçesi Murtiçi mevkii Çukur köyde
bulunmaktadır.
Bölgemizde bulunan madenlerden yalnız mermer ve kuvarsit sahaları faal durumdadır.Diğer madenler
ekonomik olmaması nedeniyle gayri faaldir.
Üretilen kuvarsit madeni Antalya Ferrokrom fabrikası ve ytong fabrikasında kullanılmaktadır.
Maden sahalarının faaliyetine devam etmesi, ekonomide büyük katkı yapacaktır. Bizzat mermer türlerinin
yurtdışına ihracatı yapılması nedeniyle önemli miktarda döviz girdisi sağlanmaktadır. Ayrıca mermerin iç
piyasada işlenmesi ve saha faaliyetlerinin sürmesi de hem ekonomide hem de işsizliğin azalmasına etkili
olacaktır.
İlimizde üretimi yapılan barit madeni Antalya Merkez ilçe Çakırlar yolu üzerinde faaliyette bulunan
ADO A.Ş. ve Alanya ilçesi Demirtaş beldesinde bulunan Polbar A.ş’ ye ait olmak üzere 2 adet barit
öğütme tesisi bulunmaktadır. Tesislerde başka illerde tedarik edilen cevher öğütülerek ihraç edilip
döviz girdisi sağlanmaktadır.
2.6.1. Enerji
95
Doğalgaz:
Kentimiz 2005 yılında Konya - İzmir doğalgaz hattına Isparta ayrımından bağlanmak suretiyle
doğalgaza kavuşmuştur. Akdeniz Sanayi Organize Sanayi bölgesine gelen doğalgaz öncelikle buradaki
sanayi tesislerine verilecektir. 2007 yılından itibaren Antalya kent merkezi ile Alanya ve Kemer
tarafına götürülerek ticari ve sivil kullanıma sunulacaktır. Doğalgazın kent merkezinde kullanılmasıyla
kış aylarında Antalya’da görülen hava kirliliğinin ortadan kalkacağı kabul edilmektedir.
Doğalgaza Dayalı Elektrik Santrali:
Antalya Bölgesi’nin ihtiyaç duyduğu kaliteli elektrik enerjisinin hidroelektrik potansiyellerden
yeterince halen elde edilememiş olması sebebiyle Akdeniz Organize Sanayi bölgesinde 2006 yılında 54
MW gücünde doğalgaza dayalı çevirim santrali kurulmuştur. Tesis ürettiği enerjiyi öncelikle Organize
Sanayi’ye , artan kısmını da kente verecektir.
Antalya’nın 2023 Yılına Kadar Elektrik İhtiyacı Developmanı ve İl İçindeki
Hidroelektrik Enerji Potansiyeli
Türkiye ortalamasının üzerinde bir kalkınma hızına sahip olan Antalya’mız esas itibariyle turizm
endüstrisine dönük bir ekonomik yapıya sahiptir. Turizm endüstrisinin temel altyapılarından birisi de
elektrik enerjisidir.
Antalya için öngörülen güç ve enerji talebi (yıllar itibariyle)
Yıllar
Bürüt Talep
Milyon Kwh/yıl
------------1997
1998
1999
2000
2005
2010
2015
2020
2023
------------------2 408,5
2 697,5
3 021,2
3 383,7
5 963,4
10 508,8
18 518,8
31 481,9
38 800,0
Talep Edilen Güç
MW
Kişi başına düşen Yıllık Enerji
Kwh/yıl
---------------------543
610
682
763
1 345
2 370
4 228
7 187
8 840
-----------------------1 639
1 743
1 866
1 995
2 751
3 709
4 753
6 092
6 932
Gerek EİEİ (Elektrik İşleri Etüd Dairesi) gerekse DSİ (Devlet Su İşleri) Genel Müdürlük’lerinin yaptığı
etüdlere göre Antalya ili sınırları içindeki ekonomik hidroeletrik ppotansiyeli 2.092 milyon Kwh/yıl
kadarı güvenilir olmak üzere toplam 4.314 milyon Kwh/yıl’dır. Bu potansiyel, bazıları inşaa edilmiş
işletmede, diğerleri muhtelif proje kademelerinde olmak üzere toplam 18 bağımsız tesisten
oluşmaktadır.
İşletmede Olan Enerji Projeleri
Adı
Yeri ve Asılış Yılı
Gücü MW
96
EnerjisiMilyon Kwh/Yıl
------------------ --------------------------
Oymapınar Manavgat
Manavgat
Manavgat
Dim
Alanya
Kepez-I
Antalya
Kepez-II
Antalya
Karacaören-II Antalya
----------------- ---------------------------------
1977
1987
1996
1961
1896
1994
540
48
38
26,4
5,8
47,2
705,4
1620
220
127
170
21
208
2366
Araştırma-Keşif ve Proje Aşamasındaki Hidroelektrik Enerji Projeleri
Adı
Yeri
Gücü MW
Enerjisi (milyon Kwh/yıl)
------------------------------------------- ------------------------------------------------------Alarahan
Alanya
120
335
Aykırca
Finike
7
64
Beşkonak
Manavgat
200
660
Burgurlar
Kaş
11
82
Çayağzı
Finike
4,5
29
Gömbe-I
Kaş
1,8
12
Gömbe-II
Kaş
3,8
24
Kepez-III
Antalya
36
84
Kepez-IV
Antalya
30
82
Kısık
Manavgat
16
91
Kozdere (Alakır)
Kumluca
4,4
39
Sinanhoca
Manavgat
100
446
------------------------ -------------------------------534,5
1 948
B-Etüt Edilecek Enerji Projeleri
1
Kızılağaç (Eşen-Kızılağaç) projesi
2
Gömbe (Kaş)
"
3
Aykırca (Finike )
"
4
Finike (Başgöz)
"
5
Alakır (Kumluca)
"
6
Çayağzı (Finike)
"
7
Kozdere (Kumluca)
"
8
Gürce (Kumluca)
"
9
Zincirli (Manavgat-Kısık)
"
10
Sinanhoca (Manavgat)
"
11
Bıçkıcı (Gazipaşa)
"
Manavgat Havzası Taşkın Önleme Tesisleri
12
Planlama ve Kesin Proje Çalışmaları
TOPLAM
2.6.2.Hizmetler
97
63
11.5
7.3
10.1
3.2
4.5
4.4
11.3
16.3
100
5
257
57
64
88
9.7
39
39
63.5
72
446
14.47
236.6
1150
2.6.2.1 Ulaştırma
Karayolları
Antalya İlinde ; Tamamı Asfalt 869 Km. “DEVLET YOLU” (105 Km.si BSK), 717 Km.si Asfalt (15 Km.
BSK.) , 39 Km.si Stabilize, 34 Km.si Toprak, 8 Km.si Geçit vermez olan 798 Km. “İL YOLU” olmak üzere
TOPLAM 1667 Km.lik yol ağımız bulunmaktadır.
Ayrıca ; Antalya İlinde Turistik yol olarak ta 385 Km. Yol ağı bulunmaktadır.Turistik yollarla birlikte Antalya il
hudutlarında sorumluluğumuz altında TOPLAM 2052 KM. Yol bulunmaktadır.
Devlet ve İl Yollarımız bazında olmak üzere Antalya İlinde Km²’ye 81 m., Kişi başına ise 0,97 m. Yol
Düşmektedir.
Bu değerler Türkiye ortalama değerlerine eşdeğerdedir.
Antalya İli (Devlet+İl ) yolları ağı bakımından yeterlidir.
Yeni Karayolu ulaşım ağına gereksinimi yoktur.
Yapım Programında Yeralan ;
 Antalya-Alanya “BSK.lı Bölünmüş Yol”,
 Antalya Çevre Yolları “BSK.lı Bölünmüş yol”,
 Elmalı Ayr.-FinikeKalkan-Fethiye- 2.Bl.Hd.Yolu
Projelerinin tamamlanması ile de Kara ulaşımında rahatlık ve emniyet sağlanacaktır.
Hükümet programında yer alan ACİL EYLEM Planı kapsamında Antalya İl hudutlarında :
 Antalya Çıkışı-Çeltikçi “Projelendirme çalışmaları devam ediyor”
 Antalya-Kemer “Proje yapımı ihaleli olarak yapılacaktır” yolun 5 Km. lif bölümünün
yapımına püremanet olarak 2003 yılında başlanılacaktır.
 Alanya-Gazipaşa-5.Böl.Hd. “Projelendirme çalışması devam ediyor”
 (Burdur-Antalya) Ayr.-Korkuteli “Projesi ihaleli olarak yapılacaktır”
 Korkuteli-Söğüt-Çavdır-2.Bl.Hd. “Projesi ihaleli olarak yapılacak”
(Manavgat-Alanya)Ayr.-Akseki-2.Bl.Hd. “Projesi ihaleli olarak yapılacak”
Yolların Bölünmüş hale getirilmesi öncelik sırasına göre programlanmıştır.
Bu yolların ilk üç sıradaki projelere 2003 yılında; sonraki iki projeye 2004 yılında, en son projeye de 2005
yılında başlanılması programlanmıştır.
Bölünmüş hale getirilmesi düşünülen bu yolların toplam uzunluğu yaklaşık 350 Km.dir.
Demir Yolları

Kent İçi:
İlimizde Gazipaşa ile Tekirova arası 20 yıl içinde birleşecek 250 km uzunluğunda bir kent görünümünde
olacaktır.Bu kentin içerisindeki ulaşım ana yoğunluğu hareket halindeki turistlerden oluşacaktır.kent nüfusunun
güvenli,hızlı, konforlu ve toplu ulaşımı için raylı ulaşım gereklidir.Bunun 5 yıl içerisinde aksu-Liman arasında
havaalanı ve fuar alanı bağlantılı bir yatırımla başlatılması gereklidir.

Kent Dışı :
Antalya ‘ya 2010 lu yıllarda 15 milyon turist gelecektir.Ayrıca bu turistlerin iç Anadolu’ya güvenli ve konforlu
ulaşabilmesi ve buraların imkanlarından yaralanması ve döviz bırakabilmesi gereklidir. Ayrıca aynı yıllarda
Marmara bölgesinden yılda birkaç kez turistlik seyahat edebilen 3 milyon vatandaşımızın olacağı
hesaplanmaktadır.Bu nüfusun Antalya kıyılarına güvenli ve konforlu seyahat edebilmesi için Edirne İstanbul
Ankara hızlı tren projesini 2020 yılına doğru , Konya –Antalya bağlantısıyla desteklenmesi ülkemizin iç turizm
ve ticaret sektörlerinin gelişimi bakımından önemlidir.
98
Deniz Yolları
İlimiz bir deniz kenti olmasına rağmen denizi ulaşımda hiç kullanamayan bir konumdadır.Kent merkezi ile
kemer-Manavgat-Alanya gibi ana noktalara deniz yolu bağlantılarının yapılması kentimizde turizmin çeşitlilik
ve konforunu arttıracaktır. Bunun gerçekleşebilmesi Antalya kent içi ve hedef merkezlerde modern limanların
yapılmasına bağlıdır.
Ayrıca İstanbul dan İzmir ‘e yapılan tarifeli gemi seferlerinin Antalya’ya uzatılması,İtalya Çeşme bağlantısının
Brindizi-Antalya bağlantısıyla güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesi beklenilmektedir.
Hava Yolları
Antalya Havaalanı yurt içi ve yurt dışı uçuşlar için son derece uygun altyapılara sahip olup, planlanan ikinci
bölümde programa uygun olarak 2005 yılında hizmete girmiştir. Gelişme alanı olarak askeri pistin de
düşünülebileceği bu sebeple Isparta havaalanının Askeri amaçlı da kullanılabileceği değerlendirilmelidir.Antalya
Havaalanı THY tarifeli yurtdışı uçuş programlarına alınmalıdır.
Direk Uçuşlar:
Bölgenin dünya kalitesine ve ölçeğine ulaşan yatak kapasitesi yeni pazarlara açılmayı gerekli kılmaktadır. Bu
sebeple özellikle ABD ve Çin’in dört ayrı şehrinden Antalya’ya direk uçuşlar planlanmalıdır.
Yatırımı büyük ölçüde tamamlanmış olan
kullanılabilmelidir.
Gazipaşa Havaalanı
teknik şartlarına uygun şekilde
2.6.2.2. Haberleşme
Terlekom Altyapı Düzeyi
YIL PRENSİBAL LOKAL
GÖZMETRE
PRENSİBAL LOKAL GÖZMETRE
ARTIŞ
ARTIŞ
ARTIŞ
ORANI (%) ORANI (%) ORANI (%)
1999 950.090
1.490.820 9.708.842
2000 1.036.800
1.705.590 10.761.419
9
14
10
2001 1.063.230
1.796.820 10.951.917
2,5
5,3
1,7
2002 1.071.380
1.826.300 11.348.024
0,7
1,6
3,6
Telefon altyapısına yönelik olarak yapılan şebeke kapasitelerinin yıllara göre durumu yukarıda tabloda
görülmektedir.Artış oranları giderek azalmaktadır.Bu da sabit telefonlar için taleplerin azaldığını
doyuma ulaştığını göstermektedir.Bundan sonraki yıllarda da yeni gelişme alanları için çalışmalar
yapılacaktır.
ANTALYA İLİNDE KURULU HABERLEŞME SANTRALLERİ VE HAT KAPASİTESİ SAYILARI
99
YIL
1998
1999
2000
2001
2002
S
23
24
19
20
24
MERKEZ
H
279.709
263.969
251.856
285.987
291.483
S
18
20
20
16
18
İLÇELER
H
119.842
133.162
129.851
187.830
140.985
S
269
303
311
323
324
KÖY VE BELDE
H
129.571
178.811
208.144
189.051
184.849
S
310
347
350
359
366
TOPLAM
H
529.122
576.942
589.851
612.868
617.317
ANTALYA İLİ İLETİŞİM ARAÇLARI
1998
1999
Oran %
2000
Oran %
2001
Oran %
2002
Oran %
Santral Kapasitesi
529122
576942
9,038
589821
2,232
612868
3,907
617,32
0,726
Otomatik Görüşmeli
482364
516982
7,177
525504
1,648
535643
1,929
544,47
1,648
Hat Bekleyeni
20800
23549
13,216
12959
-44,97
5058
-60,969
4,303
-14,927
Araç Telefonu
3817
3366
-11,816
2584
-23,232
2187
-15,364
1,345
-32,5
Çağrı
1972
1537
-22,059
556
-63,826
279
-49,82
125
-55,197
Teleks
309
253
-18,123
176
-30,435
117
-33,523
76
-35,043
Data(Turpak Dahil)
359
374
4,178
362
-3,209
473
30,663
1,249
164,06
Kablolu Tv
22370
26874
20,134
32417
20,626
32569
0,469
37,822
16,129
Kablolu Tv Bekleyen
275
878
219,27
1177
34,055
1403
19,201
1,174
-16,322
Ankesörlü Telefon
3188
3059
-4,046
3107
1,569
3338
7,435
3,327
0,33
TTNet Dial-up
13
10
-23,08
577
5670
4226
632,41
6817
61,31
Teknolojilerin devamlı yenilendiği çağımızda önümüzdeki yirmi yıl içerisinde sabit telefon kullanıcı sayısının
tahmin edilmesinin mümkün bulunmadığı, ancak son beş yılın istatistikti değerlerine göre yirmi yıl sonra müşteri
sayımızın 750,000 civarında olacağı görülmektedir.
Haberleşme altyapım şebekelerinin diğer altyapıların yeraltına alınmasında koordinasyon yapılarak inşaatın bir
arada gerçekleştirilmesi verimlilik açısından önemlidir.
2.6.2.3. İnşaat
İlimizde yapılması gereken hemen her sektördeki altyapı inşaatları ödenek yokluğu sebebiyle yıllardır
yapılamamaktadır.Bu durum turistik bir kent olan ilimizde ilerleyen yıllarda turizm sektörünü olumsuz
etkileyecektir.
Kent çevresindeki gecekondulaşmanın önlenmesi için belediyeler önderliğinde gecekondu alanlarında planlı
kooperatifleşme ve yeni yapılanmanın gerçekleştirilerek tüm gecekonduların kaldırılması gereklidir.
Yabancı uyruklu vatandaşların kentimizden apartman dairesi (imarlı veya imarsız arsa hariç) edinebilmeleri için
yasal düzenleme yolunda girişimlerde bulunulmalıdır.
2.6.2.4. Mali Yapı ve Bankacılık
100
ANTALYA GENELİNDE 2001 - 2002 YILI VERGİ GELİRLERİ TAHAKKUK ve TAHSİLAT İSTATİSTİKLERİ
ANTALYA DEFTERDARLIĞINA AİT ÖZEL BİLGİLER
01.01.2001 - 31.12.2001
ARTIŞ ORANI( % )
01.01.2002 - 31.12.2002
Tahakkuk
Tahsilat
Nispet
Tahakkuk
Tahsilat
Nispet
Tahk.
Tahs.
GELİR VERGİSİ
240.194.847.990
204.463.245.910
85
334.083.418.390
277.821.587.360
83
39
36
KURUMLAR VERGİSİ
40.513.682.540
32.738.496.030
81
73.067.338.600
61.768.890.090
85
80
89
K.D.V.
91.433.593.210
73.713.829.280
81
140.380.179.560
110.830.355.960
79
54
50
DİG.VER.GEL.
116.622.024.340
104.561.035.930
90
215.144.993.870
198.247.080.100
92
84
90
VER.GEL.TOPLAMI
488.764.148.080
415.476.607.150
85
762.675.930.420
648.667.913.510
85
56
56
VERG.DIŞI.NR.GL.TP
96.712.778.390
65.533.538.120
68
195.454.950.730
123.515.979.350
63
102
88
GENEL TOPLAM
585.476.926.470
481.010.145.270
82
958.130.881.150.
772.183.892.860
81
64
61
Bölgemizin gelir ve kurumlar vergilerinde, tahakkuk ve tahsilat açısından enflasyon üzerinde bir artış
görülmektedir. En fazla artış kurumlar vergisindedir.
VERGİ TÜRLERİ İTİBARİYLE TAHAKKUK VE TAHSİLAT MİKTARLARI
Ocak - 2003 Sonu İtibariyle Gelir, Tahakkuk ve Tahsilatı Aşağıda Gösterilmiştir.
Kod
No
Antalya Vilayeti Saymanlığı
Gelirin Çeşidi
Bin Lira
Tahakkuk
Red ve İadeler
Tahsilat
1
GELİR VERGİSİ
86,771,735,750
22,608,143,000
129,972,240
2
KURUMLAR VERGİSİ
11,365,174,400
239,363,200
164,067,200
3
FAİZ VERGİSİ
1,330,250
1,069,450
-
4
MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ
41,787,240,900
8,225,424,400
10,663,050
5
VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ
408,739,450
247,641,400
11,400
6
DAHİLDE ALINAN KATMA DEĞER VERGİSİ
45,862,621,350
10,277,165,250
567,488,820
7
TÜTÜN MAM.AL.İÇ.AL.EK VERGİSİ
-
-
-
8
SAİR BİRA İLE ALKOLSÜZ İÇ.AL.EK VERGİSİ
-
-
-
9
OYUN KAĞITLARI VE RÖNTG.FİLM AL. EK VERG
-
-
-
10
HER TÜR. İSP. VE FÜZ.YAĞ.AL.EK VERGİSİ
-
-
-
11
EĞT. GENÇ. SPOR VE SAĞ.HİZ. VERGİSİ
9,300
-
-
12
TAŞIT ALIM VERGİSİ
7,803,400
-
404,750
13
EK TAŞIT ALIM VERGİSİ
1,790,650
-
-
14
PETROL VE DOĞALGAZ ÜR.İLİŞKİN ÖTV.
-
-
-
15
MOTORLU TAŞIT ARAÇLARINA İLİŞKİN ÖTV.
1,800,169,200
1,781,068,500
20,862,900
16
KOLALI GAZOZ, ALKOLLU İÇ.VE TÜT.MAM.İLŞK
-
-
-
17
LÜKS TÜKETİM MALLARINA İLİŞKİN ÖTV.
4,051,250
2,213,450
-
18
AKARYAKIT TÜKETİM VERGİSİ
-
-
-
19
BANKA VE SİGORTA MUAM. VERGİSİ
1,691,121,000
871,606,350
572,100
101
20
DAMGA VERGİSİ
6,437,508,900
2,674,106,300
11,924,670
21
TAPU HARÇLARI
22,648,529,850
1,395,653,000
54,782,500
22
YARGI HARÇLARI
2,379,026,750
630,693,200
20,422,800
23
NOTER HARÇLARI
1,072,386,850
1,060,954,050
-
24
PASAPORT VE KONSOLOSLUK HARÇLARI
420,273,500
420,273,500
347,250
25
TRAFİK HARÇLARI
506,097,600
480,297,200
411,350
26
DİPLOMA HARÇLARI
6,800
6,800
-
27
TİCARET SİCİL HARÇLARI
192,896,500
189,946,050
2,836,550
28
ESNAF VE SANATKARLAR SİCİL HARÇLARI
17,118,250
17,113,750
-
29
ULUSLARARASI GEMİ SİCİL HARÇLARI
-
-
-
30
YURT DIŞINA ÇIKIŞ HARÇLARI
99,300,700
99,300,700
70,000
31
DİĞER HARÇLAR
1,644,973,300
1,199,102,800
1,333,900
32
ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİ
55,721,150
15,469,000
-
33
ÖZEL İŞLEM VERGİSİ
2,349,087,350
642,319,650
1,226,430
34
AKARYAKIT DIŞ. MD.AL. GÜMRÜK VERGİSİ
124,859,500
124,859,500
575,450
35
AKARYAKITTAN AL. GÜMRÜK VERGİSİ
-
-
-
36
TEK VE MAKTU VERGİ
7,499,000
7,499,000
-
37
İTHALDE ALINAN KATMA DEĞER VERGİSİ
2,316,115,450
2,316,115,450
-
38
DİĞER DIŞ TİCARET GELİRLERİ
-
-
-
39
-
-
-
-
40
-
-
-
-
41
KALDIRILAN VERGİLER ARTIKLARI
1,420,162,900
53,191,900
249,170
42
VERGİ GELİRLERİ TOPLAMI
231,393,351,250
55,580,596,850
988,222,530
43
RES.BASIMEVİ. OKUL. DİĞ. KUR. HAS.
-
-
-
44
KAT. BÜT.İDARELERİN GELİR FAZLASI
-
-
-
45
MÜKERRER SİGORTA ŞİRK. ALINAN
-
-
-
46
PETROLDEN DEVLET HAKKI
-
-
-
47
PETROLDEN DEVLET HİSSESİ
-
-
-
48
MADENLERDEN DEVLET HAKKI
1,259,900
-
-
49
OYUN KAĞIDI GELİRLERİ
-
-
-
50
AKARYAKIT FİYAT İSTİKRAR PAYI
-
-
-
51
KAMBİYO MURA. MUKA. T.C.MER.BANK. AL.
-
-
-
52
TEFTİŞ MUKABİLİ ŞİRKETLERDEN AL.
-
-
-
53
T.C. MERKEZ BANKASI SAFİ HASILATI
-
-
-
54
SOSYAL TESİS SATIŞ GELİRİ
-
-
-
55
HAZ. ARSA ARAZİ DİĞ.TAŞ.MAL.SAT.GEL.
1,290,024,850
1,290,024,850
-
56
ENERJİ DAĞITIM VE SANT.DEVRİ GEL.
-
-
-
57
LOJMAN KİRA GELİRLERİ
132,408,450
132,408,450
-
58
ECRİMİSİL GELİRLERİ
5,451,825,050
1,194,699,400
-
59
DİĞ. TAŞINMAZ MAL.İD. GELİRLERİ
2,411,060,950
1,060,741,450
-
60
TAŞINIR MALLAR SATIŞ GELİRLERİ
3,685,000
375,000
-
61
TAŞINIR MALLAR KİRA GELİRLERİ
-
-
-
102
62
DEĞERLİ KAĞITLAR SATIŞ GELİRLERİ
553,981,700
541,101,250
-
63
BANKA ÇEK. DEĞ. KAĞIT BEDELLERİ
70,063,200
70,063,200
-
64
TAŞIT SATIŞ GELİRLERİ
-
-
-
65
KAMU İKT. TEŞEBBÜS. ELDE ED. GEL
-
-
-
66
İŞTİRAK GELİRLERİ
-
-
-
67
TELEKOM HİSSE SATIŞ GELİRLERİ
-
-
-
68
TELEKOM LİSANS SATIŞ GELİRLERİ
-
-
-
69
YENİDEN DEĞERLEME FARKLARI
-
-
-
70
DÖN.SER.AYLIK GAYRİ SAFİ HAS.AKT.
1,676,342,350
1,676,342,350
-
71
DÖN.SER.YIL SONU KAR AKT.
1,951,050
1,951,050
-
72
TÜRK TELEKOM A.Ş.DEN SAĞ. GELİRLER
-
-
-
73
DEV.HAVA.MEY.İŞLT. GN.MD.DEN SAĞ. GEL.
-
-
-
74
DEV.MAL.OFİSİ. GN.MD.DEN SAĞ. GEL.
-
-
-
75
VERGİ, RESİM VE HARÇ GECİKME FAİZLERİ
25,881,151,100
94,294,400
-
76
İADELİ BORÇ FAİZLERİ
-
-
-
77
DEV.TAH. GEÇMİŞ GÜN FAİZLERİ
-
-
-
78
DİĞER FAİZLERİ
987,544,400
987,450,500
-
79
DEV.TAH. PRİMLİ SATIŞ GELİRİ
-
-
-
80
İKRAZLARDAN GERİ ALINANLAR
-
-
-
81
TAVİZLERDEN GERİ ALINANLAR
-
-
-
82
MAHKEME PARA CEZALARI
1,261,315,850
214,000,500
-
83
İDARİ PARA CEZALARI
1,108,200,950
14,887,350
-
84
VERGİ CEZALARI
21,524,027,800
2,490,546,900
-
85
VERGİ VE SAİR AMME ALCK. GCK. ZAMLARI
4,004,294,050
1,012,353,200
-
86
TRAFİK PARA CEZALARI
3,604,599,550
581,777,600
-
87
ÇEŞİTLİ GELİRLER
619,526,850
341,073,800
-
88
REK.KUR.RÜTÜK.İMKB.SPK.TEL.KUR.SAĞ.GEL.
-
-
-
89
-
-
-
-
90
VERGİ DIŞI NORMAL GELİRLER TOPLAMI
70,583,263,050
11,704,091,250
-
91
HİBE VE YARDIMLAR
-
-
-
92
MER.BANK. 34 NO.LU NATO H.HAZ.D.MİK
-
-
-
93
TASFİYE EDİLEN FON GELİRLERİ
90,850
-
-
94
FONLARDAN AKTARMALAR
652,781,000
128,942,450
-
95
4306 SAYILI KANUN GELİRLERİ
1,210,997,600
166,194,300
-
96
-
-
-
-
97
-
-
-
-
98
-
-
-
-
99
ÖZEL GELİRLER VE FONLAR TOPLAMI
1,863,869,450
295,136,750
-
100
GENEL TOPLAM
303,840,483,750
67,579,824,850
-
Milyon ABD Doları
Milyar TL
103
Türkiye Antalya
Türkiye
İller
TL
YP Toplam İller
Ortalaması Lira
TL+YP Ortalaması
TL+YP
TL+YP
Antalya
TL
Yabancı Para Toplam
TL+YP
Yıllar İtibariyle Antalya’da Kredi / Mevduat
Oranı
Yıllar
1992
1993
1994
1995
1996 1997 1998 1999 2000
Antalya
104.3
96.3
59.3
60.5
53.5
63.9
61.7
38.9
43.3
Türkiye
75
79
61
65
62
70
58.4
44.9
50
1755
3262
4894
11719
24563
57199
117920
223198
452371
593178
865
2137
3690
11233
24257
49024
92960
164743
341955
493632
2620
5399
8584
23012
48820
106223
211040
387941
794326
1086810
2248
4020
7171
16777
33733
76818
156837
302316
581491
824366
344 170
379 248
337 254
301 290
410 404
532 456
576 448
712 525
838 633
883 735
514
627
591
591
814
988
1024
1237
1471
1618
441
467
493
432
562
714
767
964
1076
1228
İlimizde banka mevduatı10 yıl içerisinde $ bazında %330 TL bazında ise % 150 artmıştır. Türkiye
mevduat artış oranı % 180 dır.
Antalya'da İl Bazında Kredinin Dağılımı ve Gelişimi
Milyon ABD Doları
Türkiye
Antalya
Türkiye
Toplam Şube
İhtisas
İhtisas Dışı Toplam Şube
Bazında
Kredileri Krediler
Bazında
Ortalama
Ortalama
Toplam
Toplam
Kredi
Kredi
1362
3254
1756
371
267
638
344
2409
5628
3046
374
280
655
354
3600
8263
5706
321
248
569
392
5946
13653
10274
198
153
351
264
13744
29546
22071
263
229
493
367
34308
56564
48250
207
319
526
448
96480 134880
110212
192
464
656
537
173410 239545
176529
211
553
764
563
196185 309160
261626
209
363
572
484
318161 470108
412211
226
474
700
607
Milyar TL.
Antalya
Yıllar İhtisas
İhtisas Dışı
Kredileri Krediler
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
1891
3219
4664
7707
15802
22256
38400
66135
112975
151947
Kentimizde son 10 yıllık süreçte sektörlere verilen ihtisas kredilerinde % 50 azalma olmuş, buna
karşılık diğer kredilerde % 100 lük bir artış görülmüştür.
104
İlimizde toplanan mevduatın krediye dönüşme oranı 1992 yılında % 104.3 iken 2000 yılında % 43.3 e
gerilemiştir. Bu durum bölgemizde turizm, ticaret, tarım ve imalat sektörlerine verilen kredinin son
yıllarda çok azaldığını göstermektedir.
Türkiye Genelinde Toplam Mevduatta Antalya'nın Payı (%)
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997 1998 199
200
Türk Parası
1.1
1.1
0.9
1
1
1
1
1
1
0.9
Yabancı Para
0.5
0.7
0.7
1
1
0.9
0.8
0.8
0.8
0.8
Toplam
1.6
1.8
1.7
1.9
2
1.9
1.8
1.8
1.8
1.7
3. İMAR VE PLANLAMA
Antalya'da Planlama Ve Yapılanma İle İnşaat Sektörünün Gelecekteki Yirmi Yılı
Ülkemizde 1950’lerde başlayan ve 1960’larda hızlanan kentleşme hareketlerine koşut olarak Antalya
kent merkezi ve büyük ilçelerinde de hızlı kentleşme yaşanmaya başlanmış, 1.kalkınma planının
105
esasları doğrultusunda başlatılan turizm sektörüne destek ve bu destek içerisinde Antalya’nın pilot
bölge seçilmesi sonucu 1970’li yıllarda bölgede başlatılan turizm hareketi ve beraberinde gelen
yatırımlar sonucu oluşan göç, kent ve kıyı ilçelerindeki nüfusundaki artış hızını Türkiye ortalamasının
çok üzerine çıkartmıştır. Hatta son 20 yıl içinde bugün çoğu illerden büyük ilçeler oluşmuş, köy ve
beldeler ilçe büyüklüğüne taşınmıştır. (Örn.: Kemer, Kalkan)
Gerek 1975 yılında Turizm bakanlığınca hazırlanan “Antalya Turizm Master Planı” doğrultusunda
(planın hedef yılı 2000 yılıdır) turizm yatırımlarındaki gerçekleşmenin hedefe ulaşması hatta hedefi
aşması, gerekse turizm alt yapı çalışmalarının tamamlanma aşamasına gelmesi nüfustaki bu artış
hızının önümüzdeki yıllarda düşmesine yol açacaktır. Ancak eski hızda olmasa bile özellikle Antalya
kent merkezi çevresinde (Lara, Acısu, Kundu) ve doğu kıyılarında (Manavgat-Alanya-Gazipaşa) turizm
yatırımlarının devam etmesi, altarnatif turizm arayışları sonucu Akseki-İbradı, Elmalı gibi bölgelerde
kültürel turizm çalışmaları, yeni ekonomik sektörlerin devreye girmesi (dış ticaret, fuarcılık, eğitim vb.)
nedeniyle özellikle kıyı yerleşimlerinde nufus artış hızı azalmasına rağmen ülke ortalamasının üzerinde
gerçekleşecektir.
Ayrıca Lara bölgesinde Lara, Acısu, Kemerağzı gibi çok geniş alanların “Turizm ve Kültür Bölgesi”
ilan edilmesi ile kıyıda yeni turistik tesislere olanak sağlarken arka kısımda kalan tarım alanları
özellikle yabancıya yönelik konut alanları olarak imara açılacaktır.
Büyük kıyı ilçeleri ve Antalya kent merkezinde yukarıda açıklanan gelişmeler spekülatif arsa değer
artışlarını da beraberinde getirmiştir. 1985 sonrası çıkarılan 3194 sayılı imar kanunu ile plan yapma
yetkisinin yerel yönetimlere bırakılması, denetleme alt yapılarının oluşturulmaması planlamanın da
spekülatif amaçlı yapılmasına neden olmuştur. Yine yapay olarak oluşturulan “Büyükşehir Belediyesi”
ve buna bağlı alt kademe belediyelerindeki hiyerarşi tartışması, kentlere çok yakın ufak beldelerin
(nüfusları 2000 civarında olanlar) belediyeler haline getirilmesi, ancak bölgesel planların yapılmayışı
sonucu oluşan alt yapı eksiklikleri ve keyfi uygulamalar bu günkü çarpıklığı ortaya getirmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 1985 yılında uygulanmaya başlamasıyla Antalya İmar Planlarına ait
lejantlarda yapılan yasa dışı değişiklikler (2,50 mt. subasman kotu, merdiven ve kapalı çıkmaların
inşaat alanı hesabı dışında bırakılması vb.) ve kentin birer semtleri haline dönüşen yakın beldelerin
kendi başlarına yaptıkları imar planlarıyla kent merkezi ve yakın çevresinde 5 milyon nüfusu taşıyacak
planlı alan oluşturulmuştur. Bu miktar son nazım planda hedeflenen 2015 yılı nüfusunun dahi 3,5
katıdır.
Birkaç yıl öncesine kadar Antalya’nın tarım ve turizmden sonra en önemli ekonomik gücü olan “inşaat
sektörü” için yakın geçmişte endişe duyulmuştur. Talebin üzerinde gerçekleştirilen konut inşaatları,
1999 depremleri sonrası yapı denetimine getirilen yeni yaptırımlar, birkaç yıldır devam eden ve 20002001 yıllarında Cumhuriyet Döneminin en büyük krizine dönüşen ekonomik sorunlar, sektöre
gerileyen hatta özellikle kent merkezi ile Alanya, Manavgat gibi büyük yerleşimlerde tamamen biten
sektör gözü ile bakılmasına neden olmuştur.
Oysa yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı inşaat sektörü daha uzun süre, özellikle önümüzdeki 10-15
yıllık dönemde turizm ve tarım ile birlikte bölgenin ve kentin en önemli ekonomik gücü olmaya devam
edecektir. Antalya kent merkezi irdelendiğinde bu sonucu tahmin etmek hiç de zor olmayacaktır.
1995 yılında hazırlanan Antalya Nazım İmar Planında 2015 yılı için kent projeksiyon nüfusu 1.600.000
kişidir. 1995 sonrası kent nüfusunu etkileyecek bir takım olaylarda yaşanmaktadır. Örneğin 1999
depremleri ile deprem bölgesinden bölgeye göç, deprem riskinin az olması nedeniyle hareketlenmiştir.
106
Yaşanan ekonomik kriz, bölgenin doğal verileri dışında; özellikle gayrimenkul fiyatlarıyla, kiraların
diğer büyük kentlere göre çok düşük kaldığı kente ve yakın çevresine ilgiyi arttırmaktadır. Yine
yabancılara gayrimenkul satışını kolaylaştıran yasal düzenlemelerin tamamlanması ve yukarıda
belirttiğimiz yeni sektörlerin gelişmesi, nüfus artışını etkileyecek ve projeksiyon nüfusta yer almayan
olası gelişmelerdir. Yani 2015 yılı için varsayılan projeksiyon nüfusa ulaşılacağı açıktır. Bu şartlarda
önümüzdeki 15 yıllık dönemde sadece kent merkezine yerleşecek insan sayısı 900.000 ile 1.000.000
den az olmayacaktır. Kent merkezinde bulunan ve yaklaşık 30 000 civarında olduğu varsayılan konut
stokunu bu verilerin dışında tutarsak bu insanların barınma ihtiyaçları yaklaşık 11.500 yıl/adet’i
bulmaktadır. Alanya, Manavgat gibi büyük ilçelerde de durum farksızlıktır. Sadece bu iki ilçenin
toplam konut üretimi ve ihtiyacı da kent merkezinin yarısından fazladır. (Tablo 1,2,3)
Konut dışında bu nüfusun ihtiyacı olan ticaret, sosyal, kültürel, eğitim, sağlık vb. gibi alanlar ile yeni
ekonomik sektörlerin gereksinimi olan yapıları ilave ettiğimizde (%35-40) yıllık inşaat miktarı sadece
kent merkezinde 2.500.000 – 2.700.000 m2 arasında değişecektir. Bu verilere göre kent merkezinde
sektör büyüklüğü 15 yıllık dönemde 350-400 milyon dolar/yıldan az olmayacaktır.
İnşaat sektörü(sadece imalatlar) 150 ana iş kolu, 400 den fazla ek iş kolu ile önem taşımaktadır.
Bugünkü teknoloji ile ortalama 1.000 m2 inşaatta 10-12 kişinin istihdamı söz konusudur. Bu verilere
göre 30-32.000 kişinin bu iş kolunda çalışmasının sağlanmasıdır ki yarısından fazlası “düz işçi”
konumundadır.
Kamu yapıları, gecekondular ve kaçak yapılar ile ilgili bilgiler verilere ilave edilmemiştir. Ancak
değerlendirme dışı dahi olsa yapı sektöründe önemli boyutlara ulaşmıştır.
Sonuç Olarak:
1.Yerel Yönetimler Yasasındaki değişiklikle birlikte kent ve çevresinin havza boyutunda planlanması
olanağı doğmuştur. Yeni Çevre Düzeni Planı ve Nazım İmar Planı’nın çevre belediyelerle birlikte, kent
dinamiklerinin görüşleri doğrultusunda hızla hazırlanmalıdır.
Planlamanın sağlıklı yapılamasında, gelişmesinde ve uygulanmasında en önemli görev belediyelere
düşmektedir. Antalya kent merkezi ve yakın çevresi, Alanya, Manavgat, Kemer gibi kıyı
yerleşimlerindeki mevcut planlı alanlarda yeterli miktarda arsa üretilmiştir. Bu alanlar mevcutken ve bu
alanlarda yapılaşma tamamlanmadan spekülatif amaçlı yaratılan yeni imarlı alanlar hem talep dışı yapı
üretimini teşvik etmekte, hem de merkezi ve yerel yönetimlerin zaten kıt olan kaynaklarından su,
elektrik, kanalizasyon,PTT hizmetleri vb. alt yapı yatırımlarıyla okul, kreş vb. sosyal donatı alanlarına
kaynak aktarmak zorunda kalmaktadır. Örneğin 1995 yılı öncesi Antalya İmar Planı ve sınırları esas
alınarak hazırlanmış Antalya su-atıksu projesinin (ASAP), 1995 yılı raporunda; kamuya toplam
maliyeti 371.600.000 ABD dolarıdır. Mevcut imar planı ölçeğinde bir alt yapı projesinin bedeli göz
önüne alındığında gereksiz yere konut yerleşimlerine açılacak yeni alanlarda yapılacak yatırımların
boyutları daha iyi anlaşılmaktadır.
2.Antalya ve yakın çevresinin 15 yıl sonraki işgücü tahminlerine göre çalışacak sayısı 550 bin’i
bulacaktır. Planlamayla, yeni iş olanakları ve iş alanları, kentin doğal ve tarihsel kimliğini
etkilemeyecek şekilde düzenlenmelidir.
Belirlenecek yeni sosyo-ekonomik stratejilerde bu konu göz önünde tutulmalıdır. Turizm dışında
Antalya’nın geleceğinde Türki Cumhuriyetler, Kuzey Afrika Ülkeleri, Körfez ülkeleri’ni kapsayacak
bölgesel dış ticaret merkezi olmaması için bir neden yoktur. Fuarcılık, uluslar arası yüksek öğrenim
gibi sektörler teşvik edilmelidir.
107
3.Antalya Büyükşehir sınırları içinde bulunan doğal, kentsel, arkeolojik sit alanları ve bu alanların
etkilenme geçiş alanları çevresinde yapılaşma baskısı engellenmelidir. Bu alanlar Antalya’nın
geleneksel kimliğinin geleceğe taşınması için çok önemli unsurlardır.
4.İhtiyaç olmadığı halde Antalya’daki Altınova, Bahtılı, Çakırlar, Kırcami vb. örneğindeki gibi yeni
imar alanlarının kent çevresindeki 1.derece tarım ve sera tarımı yapılmakta olan alanlardaki bölgeler
olarak seçilmesi, devlet ve vatandaşlarca yapılmış tarım yatırımlarının değerlerini ve daha yıllarca elde
edilecek tarımsal üretim değerlerini de ilave ettiğimizde salt spekülatif amaçlarla kamunun ve burada
yaşayan halkın ne kadar büyük ve geri dönülmez ekonomik ve ekolojik kayıplara uğradığı açık olarak
görülmektedir. Bu nedenle yeni planlan alanların tarım sektörünü etkilemeyecek alanlar üzerinde
oluşturulması, tarım alanlarına yakın bölgelerdeki planlamanın bu alanlarda yapılaşma baskısı
oluşturulması engellenmelidir.
5.İnşaat sektöründe asıl yaşanan sorun (1999 depremi ve 2000/2001 ekonomik krizleri dışında) belli bir
disiplin ve otoritenin olmaması veya yetersiz kalması, arsa rantına yönelik yapılanmanın
önlememesinden kaynaklanmaktadır.
Bugün Türkiye’de hemen hemen her sektörde olduğu gibi “sürdürülebilir bir inşaat sektörü” yaratılmak
zorundadır. Sürdürülebilirlilik kavramı nüfus ve çevre arasındaki ilişkilerin düzen bozucu ürkütücü
sonuçlarından doğmuştur. İstikrarsız büyüme, tüketim ilişkilerindeki bozulma, çevre ve beşeri
gelişmede planlama olgusu önemlidir. Planlama aynı zamanda sosyal çevrede uygulama aracı olarak
sosyal grubun beklentilerini, değerlerini ve sürdürülebilir gelişmesini sosyal açıdan gerçekleştirebilir
olmasını sağlamaktadır. Planlama esas olarak gelişmeyi hedeflemektedir. Sürdürülebilirlik ise,
kısıtlama anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bir karşıtlık söz konusudur ve bu aşılmalıdır. Bu
çerçevede kısa, orta ve uzun vadede gelişmeye karşı çıkmayan çevre ve ekolojik dengeyi koruyan,
spekülatif davranışları engelleyen bir planlama anlayışına gereksinim vardır.
4. ÇEVRE
Antalya’da turizm hareketinin sürdürülebilir ve sürekli olması deniz ve çevrenin korunmasına
bağlıdır. Antalya 580 endemik bitkiye sahip olması açısından en zengin bölgelerden biridir.
Denize bağlı kitle turizmi çevreyi en çok kirleten türüdür. Turist başına ortalama günlük su
tüketimi 600-800 litre arasındadır. Deniz suyuna karışan kimyasallar ve katı atık sorunu bütün
108
Akdeniz turizmi gibi bölgenin de en önemli sorunudur. Deniz suyu temizliği ile ilgili olarak
belirlenen istasyonlarda yapılan ölçümler henüz ciddi bir kirlenme bulgusu saptanmamıştır.
Ancak dere-deniz bağlantılarında ve yoğun tekne güzergahlarında belirli zamanlarda yoğun
kirlilik işaretlerine rastlanmaktadır. Öte yandan arıtma tesisleri ve kanalizasyon sistemlerinin
kapasite limitlerinin aşıldığı görülmekte ve alt yapı yatırımlarındaki gerileme nedeniyle 2010
yılı perspektifinde yeni bir alt yapı planlamasına ihtiyaç duyulmaktadır.
5. AFETLER ve KRİZ YÖNETİMİ
Gelişme ve kalkınmasını tamamlamış, yaşanabilir, sağlıklı güvenli, geleceğe güvenle bakan bir Antalya
için afetler ve kriz yönetimi çalışmaları da önem arz etmektedir.
Bir toplum geleceğini hazırlarken, en olumlu yer olan kalkınmayı gelişmeyi ne kadar önemsiyorsa,
olumsuz durum olan afetlerin önlenmesi içinde önceden alınacak tedbirleri bu günden ortaya
koyabilmesi, geleceğini bir bütünlük içerisinde düşünebildiğini gösteriyor. demektir.
109
5.1 Doğal Afet :
Aniden ve belirli bir süreç içerisinde meydana gelen yerleşim, üretim, altyapı,ulaşım ve haberleşme
gibi genel hayatın zorunlu hava hareketleridir.
Nerede ne zaman, ne ölçüde nasıl ve ne türde olacağı bilinmeyen doğal afetler, varolduğu günden beri
insanların can ve malına yönelik en büyük tehlikedir.
Can ve mala yönelik diğer tehlikeleri ( düşman saldırısı ve yangınlar) önlemek insan ve insanlık için
imkan dahilinde ise de doğal afetlerin önlenmesi her zaman mümkün olmamaktadır. Zira doğal
afetlerin bazıları önceden bilinebilmekte ise de bazıları ani ve hiç beklenmedik zamanlarda ortaya
çıkmaktadır. Ancak hiçbir afet “önlenemez” veya “ etkileri azaltılamaz” diye düşünülmemelidir. Doğal
afetleri ilahi takdir söylemiyle geliştirmek yanlıştır.
Araştırmalardan, gözlemlerden ve deneyimlerden edinilen bilgiler birleştirilerek ve çağdaş teknolojiden
yararlanılarak afetlerin etkileri azaltılabilir ve can mal kaybı en az düzeye indirilebilir.
Kaçılamayacağı ve yüzde yüz önlenemeyeceği için bazı önlemler alınarak bu büyük tehlikeyle ( doğal
afetlerle ) iç içe yaşamak insanlık için zorunluluk olmaktadır.
Bu konuda insana düşen görev : Gerekli önlemleri önceden alarak tehlike ile iç içe yaşamak
Bilim ve tekniğe düşen görev ise : İnsan için tehlikesi az bir yaşam sağlamaktır.
Ülkemiz dünya üzerindeki konumu ve jeolojik yapısı nedeniyle uzun yıllardan beri büyük afetlerle
karşılaşmış ve bu yüzden can ve mal kaybının yanında sosyal ve ekonomik gelişmemizde
küçümsenemeyecek duraksamalar meydana gelmiştir.
İlimizde afetlere karşı oluşturulan örgütlenmenin, yapısal örgütleşmeyi tamamlaması ve uygulamada
başarılı olması gerekmektedir. Bu doğrultuda, yapısal sorunların olup olmadığı, planların etkinliği ve
uygulanabilirliği konuları üzerinde yeterli bilgiye sahip olmamız ve sivil toplum örgütlerinin de rolünü
ortaya koymamız gerekmektedir.
5.2 Taşkın

Kentin su baskınına uğrayan yerlerinin işaretlendiği bir taşkın haritası yapılmalıdır.

Taşkına uğrayan yerlerde uzun ve kısa vadede yapılacak önlemler belirlenmelidir.

Çözüm yolları yağmur suyu drenaj projesi dikkate alınarak uygulanmalıdır.

Tabii düdenler ve su yolları temizlenerek kullanılmalıdır.

Drenaj kuyuları açılmalıdır. Bazı binalar kendi imkanları ile sorunlarını çözmektedir.

Kentin zemini çok geçirimli olan travertendir. Bu geçirimlilik özelliğinden drenaj amaçlı
yararlanmalıdır. (Düden ve drenaj kuyuları, mağaralar gibi)

Ana caddelerdeki barbakanlar sık sık temizlenmelidir.
110
Kentin imar planına esas jeoloji etüt raporunda su baskınları ile ilgili bir sorun olmadığı belirtilerek
tüm alanlar yerleşime uygun alanlar olarak işaretlenmiştir. Taşkın bölgelerinin yeniden
değerlendirilerek yerleşime açılma şartları belirlenmelidir.
111
6. KÜLTÜR VE SANAT
6.1. Eğitim
1- Kültür ve sanatın alt yapısını veren eğitim kurumlu olan İLKOKULLAR bu konudan
tamamen yoksundur. İş eğitimi adı altında yapılan dersler basit el becerilerini öğrencilere
öğretmekten öteye gitmemekte. Bu nedenle Kültür – Sanat Tarihi, Felsefe, Mantık ve Türk El
Sanatlarının teorik ve uygulamalı eğitimin yapılmasının Milli Eğitim programına alınarak
Antalya pilot bölge seçilmelidir.
2- Akdeniz Mimarlar Birliği, UMAR 2002 son toplantısında, Akdeniz’de Ortak bir
AKDENİZ MİMARLIK OKULU kurulması istenmiş, bu okulunda bir Yunan adası ya da
Türkiye'de açılabileceği dile getirilmiştir.
Bu nedenle Akdeniz Üniversitesi bünyesinde MİMARLIK FAKÜLTESİ’ nin açılması ve
bu Akdeniz Mimarlık Okulu bu fakültede hayata geçirilmesi Akdeniz Kültürü ve Mimarlığı
alanında çok yoğun bir eğitim programı uygulamasını, yeni düşünce ve fikirlerin felsefesi ve
teorisi üzerinde yoğunlaşmasını böylece Akdeniz Mimarlık anlayışının yaygınlaşmasının
sağlanması Antalya için çok önemlidir .
3- Bunun yanı sıra Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin donanımının takviye
edilerek eğitimini sürdürmesi gereklidir. Sinema, televizyon, müzik bölümlerinin hayata
geçirilmesi şarttır. Müzik çalışmaları için önerimiz ektedir.
4- Özel dershaneler kentimizde oldukça yoğundur. Bu durumda özel dershanelerin
donanımlarının tamamlanarak Milli Eğitime bağlı okullar olarak diploma verir olmalı. Pilot
bölge olarak bu çalışma yapılmalıdır.
5- İlkokullarda tip mimari proje uygulaması yapılmadan bölgenin özellikleri göz önünde
tutularak hazırlanan mimari proje uygulaması, renklerin ve çevre düzeninin çocuk
psikolojisine uygun olarak kullanılması.
6- Antalya Müzesi , bölgesinde en önemli müzedir. İlk insandan bu yana kültür ve sanat
kesintisiz olarak günümüze kadar gelmiştir. Bu açıdan Antalyalılar çok şanslıdır. Müze
bünyesinde ve denetiminde EĞİTİM ve ÖĞRETİM amaçlı ÇOCUK MÜZESİNİN
faaliyete geçirilmesi.
Müzelerimizde teşhirdeki eserler çok değerli olduğundan dokunulmaz. Oysaki çocuklar
dokunmadan anlayamazlar. Bu nedenle çocukların dokunabileceği, eline alabileceği kırıp
yeniden yapıştırabileceği (konservasyon), çamurdan yeniden imal edebileceği, ... özgün
eserlerin imitasyonlarının teşhir edildiği ÇOCUK MÜZESİNE ihtiyaç vardır. Örnekleri
yurtdışında mevcuttur.
7- Türk Eğitim Vakfı yurt çapında EĞİTİM PARKLARI ve ATEŞ BÖCEKLERİ ile
çocuk ve gençlerimize eğitim aktiviteleri sunmaktadır.
Antalya’da EĞİTİM PARKI Kepez ‘de açılmış ve çalışmalarını sürdürmektedir.
112
Ermenek Bölgesinde de bir EĞİTİM PARKINA
vardır.
ve ATEŞ BÖCEKLERİNE ihtiyacı
6.2. Kültür Varlıklarının Tespiti Ve Envanter Çalışmaları
Kentimizde ve bölgemizde olan kültür varlıklarının mülkiyetleri tüm Türkiye'de olduğu gibi
çok başlı durumdadır.
Bir kısmı Kültür Bakanlığı'nda,
Bir kısmı Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde,
Bir kısmı Yerel Yönetimlerde,
Bir kıskı Özel Şahıslardadır.
Bu mülkiyetler değiştirilmese bile tespit ve envanter çalışmalarının tek bir yönetimde olması
ya da bir merkezde toplanmasında fayda vardır.
Ancak Kültür Bakanlığı, Vakıflar ve Yerel Yönetimler mülkiyetinde olan kültür varlıkları
koruma sınırları içinde olan özel şahıslara ait kültür varlıklarının mülkiyet haklarının Kültür
Bakanlığına , Vakıf ve yerel yönetimlere devrinin yapılması gerekmektedir. Takas ve
kamulaştırma işlemlerinin başlatılarak , tamamlanması gerekmektedir.
Envanter çalışmaları yapılırken ;
a) Tescil durumları, ne kadarı tescilli?
b) Kullanımı, tahsis durumu ve %'si ?
c) Mülkiyet durumu,
d) Sağlık durumu, restorasyon ihtiyacının tespiti ve %'si?
e) Kente getirisi – götürüsünün tespiti,
f) Turizme katkısı ve %'si?
Tespit edilmelidir.
Ayrıca kent içindeki korunması gerekli tescilli yapıların (Kale duvarları, burçlar,
hamamlar,...) periyodik olarak bitki temizliğinin yapılması.
6.3 Kültür Kadastrosunun Çıkarılması
Kentimizde ve bölgemizde bulunan mevcut korunması gerekli Kültür Varlıklarımızın
çoğunluğunun kadastral durumları belli değildir. Bu durum genellikle koruma çalışmalarında
ve akademik çalışmalarda engel teşkil etmektedir. Bu nedenle , Kültür Bakanlığı , Antalya
Müze Müdürlüğü'nde bulunan uzman bir arkadaşımız bu konuda bir çalışma yapmış, İl Kültür
Müdürlüğü'ne ve bir önceki Sn. Valimize iletilmiştir.
Grubumuz eylem planına alınan bu çalışmanın uygulamaya başlanması kültür politikamız
için öncelikli olmalıdır.
6.4 Botanik , Flora - Fauna Araştırma Enstitüsü Kurulması
Antalya ve bölgesi botanik , flora ve fauna açısından dünyanın nadir bölgelerinden biridir. Bu
bölgede şimdiye kadar bu açıdan kapsamlı bir araştırma yapılmamıştır. Yapılan araştırmalar,
kişisel araştırmalar ve tezler çerçevesinde Bizim tarafımızdan tespit edilemeyen nice kıymetli
varlıklarımız yabancılar tarafından gizlice çalınarak yurtdışına çıkarılmaktadır.
113
Nadide kelebeklerimiz,
Toros kurbağaları yılanları,
Kum laleleri,
Deniz kaplumbağaları (caretta carettalar ),
kozmetik ve ilaç sanayiinde kullanılan nadide çiçek ve bitkilerimiz sayabildiklerimizdir.
Grubumuzun eylem planlarından olan bu enstitünün ivedilikle İl Gelişme Planına alınıp bu
konudaki çalışmalara başlanmalıdır.
6.5 Kültür Ve Sanat Merkezi İhtiyacının Tespiti
AKM, Cam Piramit, ve çevre parkı kentimizde ve bölgemizde Kültür ve Sanat Merkezi olarak
faaliyetini sürdürmektedir. Ancak yeterli olamamaktadır. Genelde kültürel faaliyetlerin
yoğunluğuna bakılırsa ;
1- Alanya (merkez olmak kaydıyla) ve çevresi
2- Antalya Merkez ve çevresi olarak tespit edilebilir.
Doğuda, Alanya merkezde ve çevresinde Kültür ve Sanatı toplayan bir merkez yapı veya
oluşum yoktur. Münferit olarak faaliyetler yapılmaktadır.
Batıda, Burdur ve Isparta'da da böyle bir merkez ve oluşum yoktur. Öncelikle bu kentlerde
bulunan ve mülkiyeti Kültür Bakanlığı'na ait olan kiliselerin onarımları tamamlanarak atıl
durumdan aktif duruma geçirilerek çok maksatlı salon olarak hizmete açılmalı. Burdur'daki
Kavaklı Rum Kilisesi için böyle bir proje hazırlanmıştır. Hayata geçirilmesi
çabuklaştırılabilir.
Kentin batısında Hurma Mevkii'nde bulunan ve Kültür Bakanlığı'nca tescili yapılmış olan 5
adet parsel ve üzerinde biri yıkılmış iki TAŞ DEPO binası restore edilerek çevresi rekreasyon
alanı olarak düzenlenerek ÇOK MAKSATLI KÜLTÜR SALONU amacıyla hizmete
açılmalıdır. Bu konuda daha önce grubumuzun eylem planı vardır.
Böyle bir salon ve oluşum özellikle yaz aylarında artan nüfus için çok önemli ve gereklidir.
Bunun yanı sıra halen devam etmekte olan Kepez ve Ermenek Kültür Çadır faaliyetleri
çoğalarak devam etmeli ve paralel olarak sabit bir merkez yapılmalıdır.
Kültür ve Sanat faaliyetleri bölgelerde devam ederken esas sanat ve kültür merkezi Antalya
merkez olmalıdır. Böylece turisti merkeze çekme olasıdır.
Opera Binası yapılması planlanmalı.
6.6. Kütüphanelerin Tespiti
İl Kültür Müdürlüğü'nce yapılan tespitler ışığında mevcut kütüphanelerin ihtiyaç
kapasitelerinin belirlenerek gerekirse rehabilitasyonu yapılmalıdır. Kütüphanelerimiz Antalya
merkezdedir. Kentin doğusunda (Ermenek ) ve batısında ( Kepez ) kütüphanemiz yoktur.
114
Çocuk ve gençleri sokak ve zararlı alışkanlıklardan uzaklaştırmak ve kültür yozlaşmasını
önlemek amacıyla kültürel faaliyetlerinde yapıldığı çocuk-gençlik kütüphanesi yapılmalıdır.
6.7. Kent Müzesi
Grubumuzun eylem planlarından biri olan Antalya Kent Müzesi ön çalışmaları başlamıştır.
Bu çalışmaların süreklilik kazandırılarak desteklenmesi gerekmektedir. Balbey mahallesinin
bu müze kapsamında koruma kapsamı altına alınmalıdır. Rapor ekinde geniş açıklama
yapılmıştır.
6.8. Mevcut Durum
A. Olumlu Yanlar
1. Büyükşehir Belediye Yasası’nın Kent Konseyi’ni ve sivil toplum örgütlerinin işlevsel
duruma getirmesi.
2. Antalya Valiliği’nin kültür-sanat konusuna olumlu yaklaşımı.
3. Valiliğin Antalya kültür ve sanatıyla ilgili ayrıntılı bir envanterin çıkarılması
çalışmaları yapması.
4. Uluslararası düzeyde başarısı kabul edilmiş bir Kent Konseyi’nin oluşu.
5. Belediye’nin de yapmakta olduğu kültür merkeziyle konuya önem verdiğini ortaya
koyması ve bu kültür merkezinin kültür-sanat alanında önemli bir gereksinmeyi
karşılayacak olması.
6. Antalya’nın kültür-sanat alanında tarihsel açıdan zengin oluşu.
7. Altın Portakal Film Festivali, Aspendos Opera ve Bale Festivali, Piyano Festivali,
Altın Portakal Şiir Ödülü, Resim Festivali gibi gelenekselleşmiş ve başarılı
etkinliklerin varlığı.
8. Antalya’da Türkiye ölçeğine göre pek çok sanat kuruluşunun bulunması.
9. Antalya’nın sanat insanları açısından çekici olması.
10. Akdeniz Üniversitesi’nde sanatla ilgili birimlerin bulunması.
11. İki Güzel Sanatlar Lisesinin ve pek çok özel dershane ve kursların, galerilerin,
koroların, derneklerin varlığı.
B. Olumsuz Yanlar
1. Kentteki estetiksel alanlarla, konularla ilgili olarak koordinasyon, değerlendirme,
öncülük yapacak bir Estetik Birimin olmayışı.
2. Antalya’daki sanat kurum ve kişilerinin yeterince örgütlü olmaması.
3. Antalya’da bulunan çok sayıdaki sanat kuruluşlarının, örgütlerinin koordinasyonunun
olmaması.
4. Kültür-sanat örgütlerine aktif katılımın düşüklüğü.
5. Antalya’daki zengin sanat sunumunu karşılayacak özelliklere sahip yeterli kültür
merkez ya da merkezlerinin olmayışı.
6. Antalya’daki sanat kuruluşlarının (Antalya Devlet Opera ve Balesi, Antalya Devlet
Senfoni Orkestrası, İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı vb. ) yeterli çalışma
ortamlarının olmaması ve bütçelerinin yetersizliği.
115
7. Antalya’daki sanat kuruluşlarının kadrolarının ve araç gereçlerinin yetersiz oluşu;
bunlara merkezi hükümetçe gerekli önemin verilmemesi
8. Antalya’daki sanat kuruluşlarının etkinlik sayısının az oluşu; bunların, bölgedeki kent
ve kasabalara yayılamaması.
9. Sanat alanındaki eğitimin yetersizliği nedeniyle, kültür-sanat olaylarına ilginin azlığı.
10. Kültür merkezine ulaşımın sorunlu olması.
11. Sanat etkinliklerinin yeterince duyurulamaması.
12. İl Kültür Müdürlüğü’nün işlevlerinin az olması.
13. Müze sayısının ve çeşidinin yetersizliği.
14. Kente uygun, çağdaş mimari planlamanın, yapılanmanın olmayışı.
5.9. ÖNERİLER
a. Kısa Süreli Plan Önerileri.
1. Antalya Kültür-Sanat Stratejik Plan Taslağı’nı bütün paydaşlarca paylaşarak plana
uygulanabilir biçiminin verilmesi.
2. Valiliğin öncülüğünde Antalya’da koordinasyonu sağlamak üzere güçlü, etkili bir
kültür-sanat (ya da sanat, müzik) koordinasyonunun sağlanması.
3. Toplumun örgütlenmesinin desteklenmesi. Örgütlere üyeliğin ve üyelerin etkin
duruma getirilişini çekici duruma getirecek önlemler alınması. (Uzun süreli planda da
yer verilmiştir.)
4. Toplumun birikimi olan kültür varlıklarının özelleştirilmemesi.
5. Kültürel-sanatsal etkinliklerin siyasallaştırılmaması.
6. Belediye’de ya da Valiliğin öncülüğünde Kentteki estetiksel alanlarla, konularla ilgili
olarak bir Estetik Birim oluşturulması.
7. Antalya’da sanatla, kültürle ilgili ayrıntılı bir kültür-sanat envanterinin tamamlanarak
kamuya sunulması ve aktif olarak geliştirilmesi.
8. Antalya’daki gelenekselleşmiş etkinliklerin jürilerine ilgili sivil toplum
kuruluşlarından ve kuruluşlarından temsilci alınması.
9. Sivil toplum örgütleri ile Valiliğin, Belediyenin ve diğer ilgili kamu kuruluşlarının
ilişkilerini sürekli ve işlevsel duruma getirecek mekanizmaların kurulması
kurulanların desteklenmesi.
10. Antalya’daki kültür-sanat kuruluşlarına çalışma ortamlarının yaratılması ya da bu
konuda girişimlerde bulunulması (Konu, konser, tiyatro, toplantı salonlarını, galerileri
vb. içeren kültür merkezinde ya da merkezlerinde çözülebilir.)
11. Kültür-sanat kuruluşlarının kadrolarının, araç-gereçlerinin tamamlanması, konusunda
girişimlerde bulunulması; bu konuda Valilikle örgütler arasında işbirliği sağlanması.
12. Kültür merkezlerinin toplu ulaşımın odağı haline getirilmesi.
13. Kültür-sanat etkinliklerinin iyi planlanması ve iyi duyurulabilmesi için
koordinasyonun ve güç birliğinin sağlanması; kapsamlı bir Kent Kültür-Sanat
Rehberi’nin çıkarılması.
14. Kentteki (Karain gibi çok önemli olan) ören yerlerinin restore edilmesi, çevre
düzenlemesinin yapılması, işlevsel hale getirilmesi.
15. Altın Portakal Film Festivalinin, “Akdeniz Altın Portakal Film Festivali” olarak daha
uygun bir yörüngeye oturtulması.
16. Kaleiçi’nin kültür-sanat düzenlemeleri ve etkinlikleriyle canlandırılması.
17. Akdeniz Üniversitesi’nin sanat birimleriyle daha fazla işbirliği ve koordinasyonunun
sağlanması.
116
b. Uzun Süreli (2020’ye kadar) Plan Önerileri
1. Antalya’nın gereksinmelerini karşılayacak ve işlevlerine uygun, uluslararası
etkinliklere de yanıt verecek büyüklük ve özelliklerde bir kültür ve kongre merkezinin
yapılması.
2. Yaz etkinlikleri için kent içinde ya da kıyısında gereksinmelere yanıt verecek bir
amfitiyatronun ya da amfitiyatroların yapılması.
3. Semt evlerinin daha donanımlı kültür merkezleri olarak kente yayılması.
4. İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı’nın işlevlerinin çeşitlendirilerek, kültür-eğitim
merkezi haline dönüştürülmesi ve yeterli bütçenin ayrılması.
5. Toplumun örgütlenmesinin desteklenmesi. Örgütlere üyeliğin ve üyelerin etkin
duruma getirilişini çekici duruma getirecek önlemler alınması.
6. Kültür-sanat kuruluşlarının etkinlik alanlarının bölgedeki küçük yerleşim yerlerini de
kapsayacak biçimde genişletilmesi ve etkinlik sayısının artırılması için önlemler
alınması. (Otobüs, kamyon alınması vb.)
7. İl Kültür Müdürlüğü’nün etkin duruma getirilmesi konusunda girişimlerde
bulunulması.
8. Plastik sanatlar müzesi, çağdaş sanat (modern sanat) müzesi, yörük kültürünün
gösteriminin yapılacağı bir etnografya müzesi ve Selçuklu müzesi, yerel müzik
çalgıları müzesi, Altın Portakal Müzesi (ve dokümantasyon merkezi) gibi müzelerin
kurulması.
9. Gitar, caz, yerel ve diğer dansları içerecek dans festivalleri; edebiyat, Türk sanat
müziği günleri düzenlenmesi ve bunların gelenekselleştirilmesi.
10. Antalya’nın düzenlenecek heykel-seramik sempozyumlarıyla ya da başka etkinliklerle
heykel ve seramiklerle bezenerek güzelleştirilmesi.
11. Kent mimarisinin ilgili kuruluş ve örgütlerle birlikte planlanması, denetlenmesi.
12. Kültür-sanat konusunda başta komşu ülkeler olmak üzere Avrupa ülkeleri ve diğer
ülkeler ile ilişkilerin, etkileşimin geliştirilmesi, süreklileştirilmesi.
13. Antalya’daki farklı yerel ve uluslararası kültürel unsurların kentin kültürel ortamını
zenginleştirecek, canlandıracak biçimde değerlendirilmesi.
Antalya’nın kültür ve sanat konusundaki zenginliklerinin etkili ve yaygın biçimde tanıtılması.
7.SONUÇ
Kentimizde yaklaşık 10 yıldır çalışmalarını sürdüren Konsey mensuplarına katılımcılık
anlayışıyla yerel ortaklıklara dayalı, sorumlu kentli kimliğini öngörmektedir. Hızla büyüyen
kentlerde yaşayan insanların birbirinden koptuğu, sorumluluk almaktan kaçtığı, birbirlerine
olan bağlarının çözüldüğü gözlenmektedir. Kent Konseyi bu kapsamda hemşehriler arasında
kente aidiyet ve sahiplenme duygusunun gelişmesi, fikirlere saygılı olarak tahammül etmeyi
de prensip edinmiştir.
Bu çalışmalarla bir yandan toplumsal uzlaşma sağlanarak, kentin sürdürülebilir kalkınma
önceliklerinin ve hedeflerinin saptanması, ortak bir kent vizyonu oluşturulması, temel
stratejilerin ve eylem planlarının belirlenmesi, diğer yandan da uygulamaya dönük olarak,
oluşturulan görüşlerin veya kararların başta belediyeler olmak üzere, yönetimlerin gündemine
alınması hedeflenmektedir.
Kent Konseyimizin tüm katılımcılarının zengin bilgi ve birikimleriyle hazırlanan bu rapor,
Antalya’nın mevcut durumunu ortaya koyarak, sorunlar ve öneriler içermektedir. Hazırlanan
117
bu raporun kentin gelişmesine yönelik yapılacak plan ve programlara ışık tutacağına
inanılmaktadır.
Birlik ve bütünlük içerisinde sağlıklı, güvenli, sürdürülebilir kent ve yaşam kalitesinin
yükseltilmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda kentin geleceği ile ilgili halkın ortak aklı olan
bu raporun değerlendirilmesi tüm paydaşlarımızca talep edilmektedir.
Antalya Kent Konseyimiz; ortak geleceğimiz için hazırlanan bu raporun yararlı olmasını
dilemektedir.
118

Benzer belgeler