Meltem Kurtsan _Interview with women entrepreneur
Transkript
Meltem Kurtsan _Interview with women entrepreneur
Meltem Kurtsan ile Röportaj: Peki Niye Öyleyse Girişimciler Hep Erkek? SİVİL TOPLUM DERGİSİ YIL : 2 SAYI : 8 / EKİM - ARALIK 2004 Türkiye ve dünya’daki girişimcilerin %93 erkek. Kadın girişimcilerin sayısının az olması kadın olmalarından kaynaklanmıyor. Kadınlar girişimci olmak için eğitim alıyorlar fakat bu yeterli olmuyor. Girişimciliğin sahip olduğu özelliklerin durumu zorlaştırması ve genel olarak kadının yasal durumu işleri iyice zora sokuyor. Okulda verilen eğitimin yanında kadınların da erkekler gibi ustaların yanında çıraklık yapmaları gerekiyor. Bunun yanında bankaya kredi almaya giden bir kadın bir sürü zorlukla karşılaşabiliyor. Bütün bu zorlukların üstesinden gelebilmek için dünyada birçok çalışma yapılıyor. Ülkemizde de bu amaçla çalışmalar yapan Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Meltem Kurtsan ile girişimciliği, kadın girişimcileri, dernek ve Kadın Fonu hakkında keyifli bir söyleşi yaptık. Girişimci nedir, kimdir? Girişimciyi nasıl anlıyorsunuz? Girişimci, belli bir amaç doğrultusunda kendi sermayesiyle belli bir risk alarak iş kurup yaratmak üzere harekete geçen kişidir. Girişimci olmak için önce bir iş hakkında bilgi birikiminin olması lazım. “ben şöyle bir iş yaparsam buradan yola çıkarak para kazanır ve işimi büyütürüm” diye bir fikrinin olması lazım. Fikrinin olması için bir birikiminin olması lazım. Hangi sektörle ilgili çalışıyorsa o sektörle ilgili belli bir yörede potansiyeli görüp o yöne doğru hareket etmesi lazım. Demek ki bu da belli bir bilgi birikimi ve kişilik özelliği gerektirir. Bir de belli bir sermaye birikimine ihtiyaç vardır. Ya yastık altındaki tasarruflarını çıkarıyor ya da krediler alarak belli bir riske giriyor. Bir sermaye ile yatırım yapan kişiye girişimci diyoruz. İşçi çalıştırarak, üretim yaparak çevresine ve ülke ekonomisine katkıda bulunuyor. Türkiye’de girişimcilik, özelde de kadın girişimcilik karşılaştırdığımız vakit nasıl bir tablo ile karşılaşıyoruz? ne durumda? Dünya ile Girişimcilik zaten zor bir şey. Dünyada ve Türkiye’de bir işsizlik sorunu var. Dünyadaki bu işsizlik ve yoksulluk sorununa karşı da girişimciliğin geliştirilmesi çözüm olarak düşünülmüştür. KOBİ’lerin desteklenmesinin arkasında da bu vardır. Dünyadaki ekonomik krizlere karşı bir tedbir olarak görülüyor Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler. Yeni bir iş yaratıyor insanlar ve bu işten herkes yararlanıyor. Şirket kuruluyor, orada insanlar çalışmaya başlıyor. Eğer bu işletme yeni bir şey keşfetmişse dünya pazarında kendisine yer bulabiliyor. İş potansiyeli yaratıyor, kendi ekonomisini büyütüyor. Devletler de krizlere karşı bir çözüm ve tedbir olarak KOBİ’leri destekliyor. Hem işsizlik çözülmüş oluyor, hem de ekonomi büyüyor. Ekonomi büyüyünce de diğer ülkelerin önüne geçmiş oluyoruz. Burada kadın girişimciliği neden önemli: Bir şekilde risk alabilme, yaratıcı zeka kadın erkek her insana verilmiş özelliklerdir. Peki niye öyleyse girişimciler hep erkek? Türkiye’de girişimcilerin %92-93’ü erkek şu anda. Neden bu böyle: Çünkü bunun bir eğitiminin alınması gerekiyor. Eğitimi derken illa bir okulda edinilen eğitimden söz etmiyorum. Bir ustanın yanında ya da babasının yanında çırak olarak çalışmış olacak, sonra belli bir bölgede kendi işi ile ilgili bir potansiyel görecek ve başta söylediğimiz yöntemleri kullanarak bir iş yeri kurabiliyor. Girişimci potansiyeli taşıyan bir kadın ise ya anne-babası izin vermediği için evde oturmak zorunda, ya da kocası çocuklarına bak dediği için evde oturmak zorunda kalıyor. Bazıları da okuma yazma bilmiyor, başlangıç sermayesini nasıl bulacağını bilmiyor. Bütün bu olumsuzlukları aşmış, fikri var uygulamaya hazır, ama sermayesi yok bankaya gidiyor ama para alamıyor. Çünkü kadınlar bankaya gittiği zaman bir teminat isteniyor. Peki bugün bankaya teminat olarak gösterilebilecek malların kaçta kaçı kadınların üzerinedir hiç düşündünüz mü? Yalnızca % 9. En son bankadan da geri dönecektir. Dolayısıyla kadınları bir çok noktada engelleyen faktörler var. Okuma-yazma bilme oranları düşük, çalışma hayatına katılma oranları düşük, paraya ulaşma imkanları düşük bu da doğal olarak kadın girişimciliğinin düşük olması sonucunu doğuruyor. Bu sadece Türkiye için geçerli değil, bütün dünyada böyle. Dünya bu eşitsizliği fark ettiği için bir takım önlemler almaya başlamış bulunuyor. Elbette her ülkenin şartları birbirinden farklıdır. Bizim ülkemiz için de bu şartların farklı olduğunu kabul ediyorum. Ancak eşitsizliğin giderilmesi için bir çalışma grubu kurulması gerektiğini düşünüyorum. Bu çalışma grubunun içinde Sivil Toplum Kuruluşları (özellikle kadınlarla ilgili olanlar) bulunmalı, KOSGEB bulunmalı, Çalışma Bakanlığı, Ekonomi’den sorumlu bakanlık olmalı, Sanayi ve Teknoloji bakanlığı olmalı, hep beraber oturup bu kadınlar nasıl desteklenecek bunun için kafa yorulmalıdır. Türkiye diğer ülkelere göre daha mı ileride, daha mı geride? Türkiye kadın konusunda hiç ileride değil. İleride olduğumuz belli noktalar var, profesyonel yaşamda, kamu sektöründe çalışanların içinde kadınlar var. Yine de dünya ile kıyaslanmayacak kadar düşük. Bugün dünya çapında şirketlerin genel müdürlük ve üst düzey yöneticilerine baktığımızda hepsinin kadın olduğunu görürsünüz. Demek ki Türkiye’de de kadına fırsat verilmiş olsa onlar da üst düzey noktalara gelecekler. Türkiye’de bir zihniyet var; kadının evinde oturup çocuğuna bakması gerektiğini düşünen. Önce bu zihniyetin değişmesi lazım. Kriz dönemlerinde işten çıkarılanların çoğunluğu kadınlardan oluşmaktadır. Ekonomiden sorumlu devlet bakanına neden bunun böyle olduğu sorulduğunda: çünkü ekonomi iyiye gidiyor, kocaların kazancı evin geçimine yetiyor, kadınların çalışmasına gerek kalmadı demiş. Türkiye’de işte böyle “ben karımı çalıştırmam abi” mantalitesi var. Oysa kadının çalışması sadece para meselesi değildir. Bilgi değerleniyor, kişisel potansiyel ortaya konuluyor, belki bir çoğundan daha akıllı daha zeki.. erkek çalışıyor diye kadının oturması gerektiğine dair bir zorunluluk ta yoktur. Ayrıca akıllı bir erkek, eğer karısında böyle bir potansiyel görmüşse karısını çalıştırır. Dolayısıyla aile daha zengin olur. Bir maaş yerine iki maaş girer, çocuklar daha iyi okullarda okur. Bütün kadınların çalışmasına imkan sağlansa ülke bugünkü konumundan iki kat daha fazla zengin olur. Kadın Girişimciler Derneği fikri nasıl ortaya çıktı? Bir sivil toplum hareketi ona ihtiyaç duyulan ortamlarda ortaya çıkar. Biz de böyle bir derneğe ihtiyaç olduğunu hissettik ve kurmaya karar verdik. Bugün ülkemizde 330 tane kadın ile ilgili sivil toplum örgütü bulunuyor. İş konusu ile ilgili bir tek bizim derneğimiz var. Kısa süre içerisinde etkili bir dernek haline geldiniz. Bunu neye bağlıyorsunuz? Bu hızlı gelişmeyi, kamuoyunda varolan ihtiyaca bağlıyorum. AB’ye girme sürecine ve kadınların ekonomide-iş hayatında da etkin olması gerektiği fikrinin gün geçtikçe yaygınlaşıyor olmasına bağlıyorum. Türk kadını bugün modern İslam kadını modeli olarak da dünyada çok önemli bir yeri var. Ekonomik yapı içerisinde bir işletmeyi yürütme durumundaki kadınların önemini gösteriyor bu gelişmeler. Paran kadar konuşulan bir dünyada yaşıyoruz. Bu dernek biz de varız demenin adı bir anlamda. Akademisyenleri, bilim kadınının, siyasetteki kadınların da önemi var ama iş kadınlığının da önemi ortada. Ekonomi çok önemli. BM’nin kadın girişimcilik formundan da çıkan bizim durduğumuz, amaçladığımız yerdir. BM’nin kadın girişimciler formuna Türkiye’den katılan 9 kadın girişimciden biri de bendim. Oraya gittiğimizde baktık ki, oraya gelen her ülkenin kadın girişimci dernekleri var. Dönüşümüzde bizde de böyle bir dernek olup olmadığını araştırdık. Olmadığını görünce kurmaya karar verdik. Kurduk. Şimdi Dünya Kadın Girişimciler Dernekleri Birliği’ne üye olduk. Bir de girişimcilik seminerleri düzenlitorsunuz? Bunların mantığı ve işleyişi nasıl; sonuçta ne elde ediyorsunuz? İlanlar yoluyla seminerler düzenliyoruz. Katılımcılara uyguladığımız anketlerin değerlendirmesinde girişimcilik potansiyeli belirlenenlerle projelerinin durumuna göre çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Projelerin olgunluğunun derecesine göre danışmanlık hizmeti sunuyoruz. Mentor (Hami) Koçluk sistemine göre potansiyel gördüklerimizi, alanında başarılı olmuş bir iş kadınının gözetiminde iş hayatına alıştırıyoruz. Bugün bir çok kadınımızın böyle bir koçluğa ihtiyacı var. “hadi sen bu işi başarabilirsin” diyecek, moral verecek birilerine ihtiyaç duymaktadırlar… Bu çalışmaları yaparken resmi kurumlardan destek alabiliyor musunuz? Bir KOSGEB ile ilişkilerimiz var. KOSGEB tam bize uygun bir kurum. Ama onda da ciddi hareket yetersizliği gözleniyor. Karar mekanizmaları bizdeki gibi değil. Belki büyüklüğünden kaynaklanıyor olabilir. Son zamanlarda medyada sık sık “kadın fonu” isimli projenizle yer buluyorsunuz, biraz kadın fonundan bahsedebilir misiniz? Bu fona ilgi var mı? Kadın fonu genelde yanlış anlaşılıyor. Orada kimseye fon verilmiyor. Girişimciler kendi fonlarını kendileri alıyor. Projelerine göre. Kadın fonu da kadınlara para vermiyor, kadınların uygulanabilir projelerine para veriyor. Girişimcilik kadın için ulaşılması zor bir nokta. Önce dünyaya gelmesine izin verilecek, horlanmayacak, babasından dayak yemeyecek, okumasına izin verilecek, iş hayatına girebilecek, iş hayatında tecrübe sahibi olacak, bir fikri olacak, bu fikri uygulayabilmesi için kocası ya da yakınları destek olacak, “evde otur, ne işin var” denilmeyecek,… ondan sonra da kadın kendi işini kuracak. Bütün bunlar gösteriyor ki, kadın her bakımdan güçlendirilmelidir. Bütün sivil toplum örgütleri çok güzel konularda çalışıyorlar. Biz de KAGİDER olarak girişimcilik kabiliyeti bulunan kadınlara kaynak yaratma konusunu çalışma alanı olarak ele aldık . Bir fon yarattık ve bu fondan, değişik kadın derneklerini destekleyelim diye düşündük. Bu fon şu anda bizim bünyemizde olmakla birlikte başlı başına dernek olabilme özelliği taşıyan bir özelliktir. BM’den, AB’den ve diğer uluslararası kuruluşlardan fon toplamalıyız. Elbette, tabi. Fon almak isteyen kuruluşlar, kişiler müracaat ettiler. Şimdi onlar proje hazırlıyorlar. Hayata geçirilebilecek, güzel işler başarılacağını düşündüğümüz projelere kaynak desteği sağlamayı düşünüyoruz. Hayata geçirilen bu projelerden elde edilecek cüzi miktarda bir yüzdeyi gene bu fona aktararak yeni projelerin desteklenmesine kaynak yaratmayı da hedefliyoruz. Kadın girişimci denince nedense hep küçük işletmeler akla geliyor bunun nedeni nedir? Kadın girişimciliği daha çok yeni. Ama büyüyecektir. Mevcut küçük girişimleri büyütmek için onlara ortam sağlıyoruz. Dünya ile ilişkilerini sağlıyoruz. Dünyanın diğer ülkelerinden gelen girişimci kadınlarla buluşturuyor, bir araya getiriyoruz. Fikir alış verişinden olumlu sonuçlar doğacak diye umuyoruz. Kaynak: http://www.siviltoplum.com.tr/?ynt=icerikdetay&icerik=47&id=317