Gelecek Trendler

Transkript

Gelecek Trendler
251_CP_10
9/28/13
12:06 PM
Page 1
&
Gelecek Trendler
Yenilikçilik ve gelecek araşt›rmalar› dergisi
l
Ekim 2013
www.siemens.com.tr
Yaratıcılık
motorunu
hızlandırmak
Üretim artık fabrikalar
yerine bilgisayarda başlıyor.
Artık nerede eylem varsa
orada yazılım var.
Birlikte-geliştirme:
Fiziksel dünyayı
hızlandırmak
John B. Rogers Jr, araba
üretiminde “kitlesel
kaynaklandırma” yöntemini
kullanan Local Motors isimli
yeni bir teknoloji şirketinin
başkanı.
Kendi kendini organize
edebilen fabrikaların
temelini atmak
Sanal dünyada üretilen bilgiler, gerçek üretim
süreçlerinin içine nüfuz ettikçe ortaya yepyeni
üretim ortamları çıkacak. Akıllı fabrikalarda,
makinelerden oluşan topluluklar kendi
kendilerini organize edecek, tedarik zincirleri
otomatikman birbirleriyle koordine olacak ve
yarı-mamul ürünler kendilerini ticari birer
emtiaya dönüştürecek makinelere imalatları için
gerekli verileri gönderecekler. Bu gelişmelerde
Siemens ise kilit bir rol oynayacak.
252_CP_10
9/28/13
12:03 PM
Page 2
2
GELECEK&TRENDLER
Üretim 4.0
dönemi
Editör - İçindekiler
elecek&Trendler bölümünü her sayıda çok dikkatli okuduğumu ve bazı yazı
G ile söyleşilere bayıldığımı daha önce paylaşmıştım. Bu sayı, şimdiye kadarkiler
arasında belki de en iyilerden biri… “Kitlesel kaynağı” harekete geçirme ve çok
sayıda yeteneği bir hedef için kullanma... Bu konuda atılan adamlar gerçekten
etkileyici… En çok da bir söyleşi ilgimi çekti. Bütün yazıları okuyun ama John B.
Rogers Jr ile yapılan söyleşiyi bence daha dikkatli okuyun…
Araba üretiminde “kitlesel kaynaklandırma” yöntemini kullanan Local Motors
isimli yeni bir teknoloji şirketinin başkanı, CEO’su ve kurucu ortağı olan Rogers
bir yerde şu önemli saptamayı yapıyor:
“Sınırlı sayıda üyesi olan bir ekibiniz olduğunda yeteneklerinizin de bir sınırı
olacaktır. Oysa devasa büyüklükte bir topluluğa sahip olduğunuzda gayet
organik bir yoldan sadece doğru insanları bir araya getirme potansiyeline sahip
olursunuz.”
Bu yöntemi özellikle inovasyonda bazı şirketlerin kullandığını ve dışarıdan yenilik
transferini böylece kolaylıkla gerçekleştirdiklerini okumuştum. Rogers’ın dikkat
çektiği ve Siemens laboratuvarlarında üzerinde çalışılan yaklaşım ise bir adım
ileri götürüyor. “Üretim 4.0” olarak nitelendirilecek yeni yaklaşımın özünü yine
John B. Rogers şöyle ortaya koyuyor:
“Önümüzdeki 20 yıl boyunca ürün çeşitliliğinde ve kişiselleştirilmiş ürünlerde bir
patlama yaşanacağına şahit olacağız. Bu sürecin arkasındaysa itici güçler olarak
bizim sürekli tartıştığımız kitlesel kaynaklandırma, daha iyi tarama, üretim
sonrasına yönelik daha iyi yazılımlar ve hibrid üretim teknolojileri olacak.”
M. Rauf Ateş
Gelecek sayıda görüşmek üzere...
Saygılarımla...
İÇİNDEKİLER
Yaratıcılık motorunu hızlandırmak ....................................................3
Birlikte-geliştirme: Fiziksel dünyayı hızlandırmak ..........4
Kendi kendini organize edebilen
fabrikaların temelini atmak ........................................................................7
Yay›nc›
Do+an Burda Dergi Yay›nc›l›k ve
Pazarlama A.(
*cra Kurulu Ba)kanı Mehmet Y. Y›lmaz
Yay›n Direktörü (Sorumlu) M. Rauf AteE
Yayın Yönetmeni
Sedef Seçkin Büyük
Yaz›i)leri Müdürü
Haber Müdürü
Ebru F›rat
Deyma Öncel BayAksel
Görsel Yönetmen
A. BertuB Pat›r
Yayın Kurulu (Alfabetik sArayla) M. Rauf AteE,
Özlem AydAn AyvacA, Hüseyin Gelis, Sedef Seçkin
Marka Müdürü
Gökçe Aykaç Mutlu
Ankara Temsilcisi Erdal CpekeEen
Tel: 0 312 207 00 95
Yönetim
Genel Yayn Koordinatörü YeEim Denizel
Projeler Direktörü (Tüzel Kii Temsilcisi) Ferit ÖzkaEAkçA
Sat Direktörü Orhan TaEkAn
Finans Direktörü Didem Kurucu
Üretim Direktörü Servet KavasoBlu
Yönetim Yeri
Trump Towers, Kule 2, Kat: 21-24, 34387, DiEli-CSTANBUL
Tel: 0 212 410 32 28 Faks: 0 212 410 32 27
[email protected]
Reklam Grup Ba)kan› Vicky Habif
Grup Ba)kan Yard›mc›s› Nil Ertan Aydemir
Teknik Müdür Nusret K›r›ml›oBlu
Tel: 0 212 336 53 60 (3 hat) Faks: 0 212 336 53 90
Rezervasyon
Tel: 0 212 336 53 00-57-59 Faks: 0 212 336 53 92-93
Ankara Reklam Tel: 0 312 207 00 72-73
DB Okur Hizmetleri hatt› Tel: 0212 478 03 00
[email protected]
DB Abone Hizmetleri hatt›
Tel: 0212 478 03 00 Faks: 0212 410 35 12-13
[email protected]
253_254_255_256_257_258_CP_10
Üretim ve inovasyon
9/28/13
l
12:28 PM
Page 3
Yazılım
Rally Fighter, global olarak dağınık
bir birlikte-geliştirme ortamında
yardımlaşarak çalışan binlerce
teknoloji tutkununun bir
eseridir.
Yaratıcılık motorunu
hızlandırmak
Üretim artık fabrikalar yerine bilgisayarda başlıyor. İster
binlerce tutkulu insanın bir “birlikte-geliştirme” ortamında
tasarladığı yepyeni spor bir araba olsun, ister seri üretilen
arabalarda kullanılan inovasyonların arkasında yatan
milyonlarca satırlık program kodlarının organizasyonu
olsun, artık nerede eylem varsa orada yazılım var.
Tıpkı Zeus’un alnından fışkırarak çıkan Athena gibi Rally Fighter da Jüpiter gibi bir tanrının beyninden fışkırdı. Gerçekten de sıradışı sayılacak derecede güçlü 6,2 litrelik motoru ve 430 beygirlik gücüyle dünyada eşi
benzeri bulunmayan Savaşçı lakaplı bu spor
araba, binlerce insan beyninden oluşan bir
topluluğun ürünü. Onların buluşma mekanı
sanal dünya. Hedefleri, trafiğe çıkabilir tekerlekli savaşçı vizyonlarını uygun bütçeli bir
gerçekliğe dönüştürmek.
Hızla büyüyen yeni bir teknoloji şirketi
olan Local Motors’un (LM) genel müdürlük
binasının önünde park eden bu Rally Fighter, aslında dünyanın ilk “topluluk tarafından tasarlanmış” aracı. Aynı zamanda “kitlesel kaynaklandırma” olarak da bilinen ancak Local Motors’da “birlikte-geliştirme” denilen topluluk tasarımı, bilgisayar destekli tasarım (CAD) yazılımı kullanan çok sayıda tek-
noloji tutkununun bilgisinden ve yaratıcılığından faydalanır. Şirket içinden bir mühendisler ve tasarımcılar ekibi tarafından yönetilen ve kazanan tasarımlar için verilen ödüllerle teşvik edilen katılımcılar, isterlerse tek
başlarına isterlerse de özel alt projelere odaklanmış birbiriyle yarışan gruplar halinde bir
araya gelerek çalışabilirler. Sonuçta böylesi
bir süreç karmaşık bir sistemin tasarımını ve
geliştirilmesini dramatik boyutlarda hızlandırabilir.
Kazandıran formül. LM’nin fikirleri endüstriyel ürünlere dönüştürme formülü o kadar hızlı ve verimli çalışıyor ki henüz altı yaşında bile olmayan bu şirkete ABD Savunma
Bakanlığı’nın bir alt kuruluşu olan Savunma
Amaçlı İleri Araştırma Projeleri’nin (DARPA)
bir ihalesini kazandırdı.
Local Motors’un Rally Fighter’ı geliştirme
tarzından bir hayli etkilenen DARPA, bu şirketten topluluk tasarımının gerçekten makul
bütçeli, hafif siklet askeri bir nakliye aracının
geliştirilmesinde de kullanılabileceğini ispatlamasını istemişti.
LM ise ortaya dünyanın ilk kitlesel kaynaklandırmalı ve muharebe destekli aracı
olan XC2V ile çıkmıştı. Local Motors’un başkanı, CEO’su ve kurucusu John B. Rogers, “Biz
DARPA’ya sadece bu projenin zamanında ve
bütçesi dahilinde başarılabileceğini göstermekle kalmadık aynı zamanda onlara bu işi
tekrar tekrar yapabilmelerini sağlayacak bir
süreç de sunduk” diyor.
Ancak CAD tabanlı bir parçanın global
bir birlikte-geliştirme ortamında yaratılması,
onu herkesin aynı yazılımı kullandığı bir şirket içinde yapmaktan çok farklıdır. Örneğin
geçenlerde büyük bir Alman otomobil üreticisi için tamamlanan tek bir LM projesinde
Gelecek&Trendler
l
Ekim 2013
3
253_254_255_256_257_258_CP_10
Üretim ve inovasyon
l
9/28/13
12:28 PM
Page 4
Yazılım
bile geniş bir yelpazede yer alan CAD sistemlerini ve dosya formatlarını kullanan 300
civarında insan çalışmıştı. LM Mühendislik
Topluluğu Müdürü Alex Fiechter, “Bu insanların her bir parçayı geliştirirken geribeslemeler alabilmek için birbirleriyle ve bizimle
sürekli karşılıklı etkileşim halinde olmaları
gerekir” diyor. Bu süreci kolaylaştırmak için
LM, Siemens’in PLM Software ve Solid Edge
CAD platformuna başvurmuştu. Fiechter, “Bu
yazılımın çok sayıda farklı dosya formatını
kusursuzca alıp işlemek gibi eşsiz bir yeteneği var. Üstelik bir topluluk çalışması söz konusu olduğunda onunla rekabet eden diğer
bütün ürünlerden çok daha fazla esneklik sunuyor” diyor.
Geliştirici bir topluluk bir parçayla ilgili
kendi tasarımını tamamladıktan sonra bu tasarım, kalınlığı 23 santimetreyi bulabilen çelik bir kütleden bir parça oyabilmek için sadece yüksek basınçlı su ile kazıyıcı bir cisim
kullanan otomatik bir prototiplendirme ma-
kinesi olan LM’nin su-jetine (water-jet) indirilir. Fiechter, “Fikirden gerçekliğe gitmek
için tek ihtiyacınız hafıza kartına yüklü bir
CAD tasarımıdır. Bu parça daha sonra prototip bir araca monte edilir ve anında test edilir” diyor.
Siemens, kendi CAD platformunu ortalama bir LM kullanıcısının bütçesine uygun
hale getirmek için gerçekten de çok sınırlı işlevselliği olan bedava veya çok ucuz CAD çözümleri ile her işleve sahip ama çok pahalı ti-
Şirketiniz Rally Fighter adında dünyanın ilk
açık kaynakla üretilmiş aracını ve halen test
edilmekte olan XC2V adındaki dünyanın ilk
kitlesel-kaynaklandırmalı, muharebedestekli aracını yaratmayı başardı. Araç
üretimini kitlesel kaynaklandırma
yaklaşımıyla yeniden hayat döndürme fikri
nasıl aklınıza geldi?
Rogers: Araçlar, geliştirilmeleri için fevkalade uzun bir zaman dilimine ihtiyaç duyulan
kompleks sistemlerdir. Yeni bir araç geliştirmenin en klasik yolu, işe bir milyar dolar para yatırmak, en iyi mühendisleri işe almak,
büyük bir fabrika kurmak ve ürününüzü satabilmeyi ümit etmekten ibarettir. Zannedersem bu biraz kaba bir yaklaşım oldu. Oysa onun yerine bizim birlikte-geliştirme dediğimiz kitlesel kaynaklandırma yaklaşımıyla, eğer elinizde insanların ne istediğini anlamak için daha iyi bir yöntem varsa ve fazlasıyla uzun bir geliştirme dönemi boyunca
insanları gelişmeler hakkında bilgilendirmenin bir yolunu bulmuşsanız, o zaman muhte-
sadece doğru insanları bir araya getirme potansiyeline sahip olursunuz.
Üretim ve inovasyon
l
Röportaj
John B. Rogers Jr, araba üretiminde “kitlesel kaynaklandırma”
yöntemini kullanan Local Motors
isimli yeni bir teknoloji şirketinin
başkanı, CEO’su ve kurucu ortağı.
Altı yıl boyunca ABD Deniz Piyadeleri Birliği’nde hizmet vermiş.
McKinsey&Co.’da danışman,
Ewing&Partners ile Çin’de yeni
kurulmuş teknolojik bir tıbbi cihazlar şirketinde yatırım analisti
olarak çalışmış. Şu anda bir yardım kuruluşu olan RBR Vakfı’nda
yatırımlardan sorumlu başkan
yardımcılığı gibi bir unvanı da
var. Princeton Üniversitesi, Woodrow Wilson Kamu ve Uluslararası İlişkiler Okulu mezunu ve
Harvard Business School’dan
MBA derecesine sahip.
4
Gelecek&Trendler
l
Ekim 2013
Sizin topluluğunuzun üyelerini işe dahil
olmaya motive eden şeyler neler?
Rogers: Para, fark edilme, özgeçmiş cilalama
veya sadece yanlış bir şeyi düzeltme arzusu.
Bize BMW ve Peterbilt kamyonları gibi müşteriler geliyor. Bir probleme çözüm bulacak
bir tasarım için para ödülü koyuyorlar. Bu gibi bir projeye katılacak herhangi biri 3 veya
4 haftalık çalışma karşılığında büyük miktarlarda para kazanabilir. Ancak burada asıl
önemli olan sizin fikriniz seçilmemiş olsa bile
sizin bu eylemin bir parçası olma şansını ya-
Birlikte-geliştirme: Fiziksel
dünyayı hızlandırmak
melen bunu yapmadığınız takdirde elde
edeceğinizden çok daha yüksek bir kabul
görme oranına sahip bir ürünle ortaya çıkmış olduğunuzu fark edeceksiniz.
Yani birlikte-geliştirmenin, kitlelerin yaratıcılıklarından faydalanmanın yanı sıra müşterilerin aslında ne istediklerini keşfetmekle ilgili olduğunu mu söylemek istiyorsunuz?
Rogers: İnsanların çoğu bizim kitle kaynaklı
yaklaşımla insanların iyi fikirlerini bedavaya
kapattığımızı varsayar. Her şeyden önce bu
fikirler ücretsiz değildir. Ancak daha önemlisi şirketimizin arkasındaki asıl itici gücün bizim ne inşa ettiğimizle ilgilenen ve ona dahil
olan gelecekteki müşteriler olmasıdır. Burada, çalışırken sergilenen kolektif bir dinamik
de vardır. Sınırlı sayıda üyesi olan bir ekibiniz olduğunda yeteneklerinizin de sınırı olacaktır. Oysa devasa büyüklükte bir topluluğa
sahip olduğunuzda gayet organik bir yoldan
kalamanızdır. Bazı ödüllerde çıta düşürüldüğünden, kendinizin en üstün oyuncular arasında yer aldığını gururla söyleyebilirsiniz.
Henüz beş yıl önce kurulmuş bir şirket olan
Local Motors nasıl olup da XC2V’nin
prototipini üretmek için yetki alabildi?
Rogers: Bunun nedeni, geleneksel olmayan
bir şirketin ortada henüz karşılanmamış büyük bir gereksinimin olduğu herhangi bir
alanda kolaylıkla devreye girebilme becerisidir. Biz ABD Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı’na (DARPA) sadece bir
askeri birlik taşıma aracının zamanında ve
bütçesi dahilinde nasıl yapılabileceğini göstermekle kalmadık, aynı zamanda onlara bu
işin tekrar tekrar nasıl yapılabileceğini anlatan bir süreç de sunduk.
Local Motors’un kitlesel kaynaklandırma
yaklaşımını çalıştırmasında Siemens’in özel-
253_254_255_256_257_258_CP_10
9/28/13
12:28 PM
Page 5
cari çözümler arasındaki uçurumu kapatan
Design1 adında Solid Edge’in yeni bir sürümünü geliştirdi. Siemens PLM Software’de temel mühendislik yazılımları iş segmentinin
kıdemli başkan yardımcısı ve genel müdürü
olan Karsten Newbury, “Solid Edge Design1
aslında dünyanın dört bir yanında Local Motors’un işbirlikçi tasarım topluluğuna katılan
teknoloji tutkunları için eşsiz bir CAD çözümü. Mesela, Design1 LM üyelerinin çok küçük boyutlarda olsa bile bir tasarımı sisteme
yüklemelerine, aynı zamanda diğer kullanıcıların o resmi kendi ekranlarına çağırmalarına, onu 3B görmelerine, ondan ölçüler almalarına ve hakkında yorumlar yapmalarına
izin veriyor. Yani bu olağanüstü kıymetli bir
birlikte-geliştirme aracı” diyor ve ekliyor:
“Üstelik Design1 ile onu yükleyen herhangi
birinin, baştan aşağı farklı CAD sistemleri kullanan insanlarla işbirliği yapması, kullanıcı olmayanların birbirleriyle işbirliği yapmasından
çok daha kolay.”
Peki Local Motors’un bu topluluk tasarımı deneyimi sadece yeni kurulmuş teknoloji
şirketleri için değil, büyük üreticiler için de
bir fırsat sunuyor olabilir mi? Newbury, “Ben
onun bir yandan daha çok mevcut kaynaklarla çalışarak diğer yandan da giderek kişiselleşen ürünlerin kapısını açarak kapasiteleri artırma ve süreçleri hızlandırma potansiyeli taşıdığını düşünüyorum. DARPA bunun
tipik bir örneği. Böylesi bir aracı geliştirmek
genellikle ABD hükümetine milyarlarca do-
likle de Solid Edge bilgisayar destekli tasarım (CAD) yazılımının ne gibi katkıları oldu?
Rogers: Pazarda insanların CAD’in geniş halk
kitlelerine ulaştığını düşünmelerini sağlayan
çok sayıda ürün var. Ancak işin gerçeği bu
gibi sistemlerin fevkalade kısıtlı sınırları olmasıdır. Aslında onların hiçbiri işe yaramaz.
Onlardan makine ile yapılacak ve bilgisayar
destekli üretilecek şeylerin üç boyutlu modellerinin tasarlanmasında faydalanamazsınız. Bizim Local Motors’da profesyonel bir
tasarım aracına ihtiyacımız vardı ve bu iş için
en uygunu Solid Edge çözümüydü. Diğer
faktör de hatta en pahalı CAD sistemlerinde
bile, işbirliğine yönelik peşin hükümlülük o
kadar baskındı ki sadece 100 bilemediniz
1000 insanın dikkatini çekmesiydi. Ancak bugüne kadar asla kaale bile alınmayan konu
ise bir ekibin farklı CAD sistemleriyle çalışan
on binlerce insanın sahip olabileceğine denk
düşen dinamikleriydi. Biz bunu aklımızda tutarak kendi topluluğumuza yabancı formatları dışarıdan alabilmelerini sağlayan bir
platform merkezi sunmak için Siemens’le
birlikte çalıştık. Ancak Siemens, Solid Edge’in Design1 adındaki bir uyarlamasının geliştirilmesi aracılığıyla bizim üyelerimize kiralama temelinde profesyonel CAD hizmetleri
sunmayı da başardı. Üstelik, Design1 dünyanın her tarafından bilgisayara çabucak indirilebiliyor. Yani bu sayede insanlar çevrimdışı da çalışabiliyorlar. Bu çok önemli bir nokta. Rakipleri bunu asla sunmuyor. Çünkü onların tasarım yazılımları, bilgisayara indirmek için çok büyükler. Sonuçta bizim üyelerimiz minik bir resim boyutunda olsa bile,
mesela bir tasarımı gönderebiliyorlar. Hatta
aynı zamanda bir başka kullanıcının o görüntüyü kendi ekranına çağırmasına, onu 3B
haliyle görmesine, ondan ölçüler almasına
ve ardından yorum yapmasına da izin veriliyor. Yani anlayacağınız bu bir hayli değerli
bir birlikte-geliştirme aracı.
Başkan Obama, XC2V’yi askeriye ile
endüstri arasındaki işbirliğinin ABD’deki
rekabet gücünü nasıl artırabileceğinin ideal
örneklerinden biri olarak sunmuştu. Sizce
haklı mı?
Rogers: Kesinlikle! Ben şahsen onun rekabet
gücünün kilidinin şirketlerden çok insanların
zihinlerinde olduğunu demek istediğini düşünüyorum. Eğer onların beyinlerindeki yaratıcılığın kilidini kitlesel kaynaklandırmayla
açabilirseniz , işte o zaman endüstri en yaratıcı bireyler kadar rekabetçi olabilir. Ben aynı zamanda Başkan’ın bunun askeriyenin
ötesine de gitmesi gerektiğinin ve bunun
imalat sektörünün bütününe uygulanabilir
hale getirilmesinin kaçınılmazlığını bildiğine
de inanıyorum.
viyesi biraz aşırıya kaçmış ve abartılmış olabilir. Bugün mükemmel denilebilecek geleneksel teknolojiler var. Onların hiçbir yere
gittiği yok. Ancak eklemeli üretim, envanterin kısılması ve karmaşıklık maliyetinin azaltılması gibi bazı kilit alanlardaki bir boşluğu
doldurabilir. Benim fikrimi sorarsanız, gelecekte hem eklemeli hem geleneksel üretim
muhtemelen birlikte var olmaya devam edecek. Ancak üretimde önünde sonunda gerçekten devrim yaratacak tek şey, sayısal üretim ile yüksek bant genişlikli hatlardaki veri
paylaşımı yeteneğinin birleştirilmesi olacak.
Peki, simülasyonlar, işbirlikçi yazılım araçları
ve yüksek hızlı iletişimler imalatı nasıl
değiştiriyor?
Rogers: Cevap vermeden önce bir konuya
açıklık kazandırmak istiyorum. Sayısal imalat
fikri ile açık işbirliği fikri birbirinden apayrı
iki konudur. Bunu akılda tutmakta büyük
fayda var. Şimdi, simülasyon ile modelleme
ve ileri yazılım ile iletişimler imalat için bugün vazgeçilmez teknolojiler, ancak bir başka kilit teknoloji daha var, o da tarama.
Araştırmaya başladığınız herhangi bir şeyin
yüzde 50’si zaten ortada durmakta ve sizin
tek yapmanız gereken hemen onun 3B sanal
bir uyarlamasını edinmek. Tarama da dahil
hepsini üst üste koyduğunuzda devrimci bir
değişiklik için gerekli tüm bileşenlere sahipsiniz demektir.
Eklemeli üretim olarak da bilinen üç boyutlu
baskı, hızlı prototiplendirme ile ucuz ve
kişiselleştirilmiş ürünlerin önünde duran
kapıyı açıyor. Peki bu oyun değiştirici bir
teknoloji mi?
Rogers: Eklemeli üretime duyulan ilginin se-
Önümüzdeki 20 yıl içinde otomobil
endüstrisinde yaşanacak en temel değişiklik
ne olacak?
Rogers: Burada kilit gelişme, araçların üretiminde minimum verimlilik ölçeğinde yaşanacak değişiklik olacak. Açıklamak gerekirse, eğer bir araba geliştirmek için bir milyar
dolarlık yatırım yapmak zorundaysanız, o
zaman bu maliyeti çıkartmak için olağanüstü çok sayıda araba satmanız gerekir. Oysa
sadece bir milyon dolarcık gibi küçük bir
miktarda yatırım yapmışsanız, o zaman çok
daha az sayıda araba satmaya razı olabilirsiniz. Bizim burada tartıştığımız eğilimler işte
bizi bu yöne doğru sürüklüyor. Şayet minimum verimlilik ölçeği değişirse, o zaman bu
durum ölçek ekonomileri kavramını baştan
aşağıya değiştirir. İşte o zaman kapsam ekonomisiyle baş başa kalırsınız. Ben bizim zaten arayıp durduğumuzun da bu olduğuna
inanıyorum. Önümüzdeki yirmi yıl boyunca
ürün çeşitliliğinde ve kişiselleştirilmiş ürünlerde bir patlama yaşanacağına şahit olacağız. Bu sürecin arkasındaysa itici güçler olarak bizim sürekli tartıştığımız kitlesel kaynaklandırma, daha iyi tarama, üretim sonrasına yönelik daha iyi yazılımlar ve hibrid üretim teknolojileri olacak.
Arthur F. Pease röportajı
Gelecek&Trendler
l
Ekim 2013
5
253_254_255_256_257_258_CP_10
Üretim ve inovasyon
l
9/28/13
12:28 PM
Page 6
Yazılım
lara patlardı. Oysa bu aracı toplayıp ortaya
çıkarmak LM’nin sadece dört veya altı ayını
almış ve bu rakamın çok daha azına mal olmuştu. Bu yüzden ben bunun inovasyonlara
ve fikirlere erişimi hızlandırmak için çok daha geniş bir kapsam sunduğunu ispatladığını düşünüyorum. Üstelik bütün bunları mühendislik ekiplerinizin sayısını hiç arttırmadan yapabiliyorsunuz” diyor.
Ford: Tekerleklerdeki yazılım. Eğer Local Motors gibi yeni kurulmuş teknoloji şirketlerinin sahip olduğu bir lüks varsa o da
hayata temiz bir sayfa ile başlamalarıdır. Diğer yandan büyük üreticiler, ne kadar inovasyoncu olursa olsun, eski sistemlerin ağırlığı altında ezilir. Ancak Ford Motor Company’nin yönetimi, araba üretmenin ve onlara servis vermenin çok daha zekice, maliyet
etkini ve giderek kişiselleşen bir yolunu bulmayı başardı. Ona yazılım deniyor ve her ge-
İmal edilen ürünler için yazılımın artan
ekonomik önemini ve dolayısıyla karmaşıklıkta yaşanan patlamayı dikkate alan Ford,
kendi otomotiv yazılımı ile donanımının tamamını yönetecek global bir bilgi platformu
olan “Araç-içi Yazılım (IVS)” yönetim sistemini hayata geçirmek için Siemens ile birlikte çalışmaya başladı. Ford, dünyada en yaygın kullanılan ürün yaşamdöngüsü yönetimi
(PLM) sistemi olan Siemens’in Teamcenter yazılımını kullanarak artık şirket içi ve şirket dışı geliştirmelerden üretime ve servise kadar
her şey için aynı veritabanı üzerinde çalışıyor.
Davey, “IVS, üretim ortamında kurulu
donanımla birlikte yüklü yazılımı da inceler
ve her ikisinin birbiriyle tamı tamına uyumlu
olmasını sağlar” diyor. Bu bilgi daha sonra
kendisini ölçeklenebilir ekonomik kazançlara dönüştürür. Burada sadece kusurlardan ve
uyumsuzluklardan uzak durulmakla kalınmaz aynı zamanda iş servise geldiğinde, ya-
optimumlaştırılır. Teamcenter bütün bu işleri merkezi tek bir kütüphanede yönetir. Bu
sayede bir işin iki defa yapılmasının önüne
geçilir ve hatasız kullanım (ve yeniden kullanım) sağlanır. Davey, “Otomotiv endüstrisinde gördüğümüz en büyük fırsatlardan biri yazılımın yeniden kullanılabilmesidir. Teamcenter çözümü ise bizim yazılım bileşenlerini üzerlerinde hiçbir değişiklik yapmadan
yeniden kullanmamıza izin veriyor” diyor.
Artık yazılım bir aracın bir diğerinden
farklılaştırılmasında kilit bir faktör haline geldiğinden, onun yaşamdöngüsü de tıpkı akıllı telefonlar ile diğer elektronik cihazlarınki
gibi hızlanıyor. Davey, “Bizim 2-3 yılı bulan
geleneksel otomotiv yaşamdöngülerine kıyasla 6-9 ay arasında değişen bir sürede aşınan tüketici elektroniği aletlerinin yaşamdöngülerini yönetebilir durumda olmamız
gerekir” diyor.
Bütün bunlar üst üste toplandığında, her
İster Local Motors’da el yapımı olsun, isterse büyük üreticilerde robotlarla üretilmiş olsun, günümüz araçlarının hepsi yazılım
ortamlarında tasarlanırlar.
çen gün ilerleyen derecede imalatın başladığı yerde devreye giriyor.
Siemens PLM Sofware Otomotiv Endüstrisi Stratejileri Başkan Yardımcısı Dr. Stefan
Jockusch’a göre, “Günümüzde arabaları cazip kılan özelliklerin yüzde 60’ı bu yazılımla
yapılırken, sorunların ve geri çağırmaların
yaklaşık yüzde 70’inin kaynağında ise bir tür
yazılım uyumsuzluğu meselesi olduğu görülüyor” diyor.
Gerçekten de Ford’da Yazılım ve Kontrol
Sistemleri Mühendisliği’nin kıdemli teknik lideri Chris Davey’in de parmak bastığı üzere,
bu şirketin mevcut otomobillerinin çoğu, itiş
gücü ve kaza önlemeden bilgilendirme-eğlendirme ve yön bulma sistemlerine kadar
geniş bir yelpazede 50 bin kadar işlevsel zorunluluğu kontrol eden 15 milyon satırın üzerinde bilgisayar programı kodunu çalıştıran
50 ile 70 arasında değişen sayıda bilgisayarla donatılmış durumda.
6
Gelecek&Trendler
l
Ekim 2013
zılım güncellemeleri ve bilhassa yazılım sürümleri hakkında detaylı bilgiler ile oldukça
pahalı olan elektronik kontrol birimlerinin
(ECU) boşu boşuna değiştirilmesi de önlenmiş olur. Teamcenter tabanlı IVS sayesinde
Ford bayileri artık herhangi bir araç için gerekli yazılım güncellemelerini kendi bilgisayarlarına indirebiliyor ve bu şekilde kaynaklardan tasarruf ediyor, servislerini hızlandırıyor ve yeni sorun çıkma riskini azaltıyorlar.
Davey, “Biz işin başındayken yılda 1-5
milyon dolar arasında bir tasarruf yapabileceğimizi zannediyorduk. Oysa sadece üç yıl
içinde sırf gereksiz yere modül değiştirmeye
gitmediğimiz için 100 milyon dolardan fazla
tasarruf ettik” diyor.
Burada bir diğer kilit sorun da yazılımın
yeniden kullanılabilmesi. Örneğin bir aracın
geliştirilmesi sırasında bir dizi taşıt-üstü sistem için genellikle 5.000 ile 7.000 arasında
değişen faaliyet parametresi tanımlanır ve
ne kadar kalıtsal ve mevcut sistemler arasındaki tarihi uyumsuzluklar yüzünden halen
gerçekleşmesinin önünde uzun yıllar olsa da
bizim yazılım ve donanım için birleşik ve ilişkisel tek bir veritabanı kurma vizyonuna doğru önemli bir adım atmamız gerektiği anlaşılıyor. Jockusch, “Daha şimdiden kendi yazılımlarının tamamını tek bir ürün veri yönetim ortamında geliştiren, dağıtan ve takip
eden az sayıda şirketten biri de bugün
Ford’dur” diyor.
Jockusch, “Onlar şu anda kendi veritabanlarını birleştirerek ve dolayısıyla araçlarının üretilmeden önce tamamıyla sanal ortamda yaratılmasına ve test edilmesine her
gün daha fazla yaklaşarak doğru bir yörüngede olduklarını gösterdiler. Her ne kadar
ürettiğimiz ürünlerin karmaşıklık seviyesi her
geçen gün artıyor olsa da, işleri daha da basitleştirmenin tek yolu budur” diyor.
Arthur F. Pease
253_254_255_256_257_258_CP_10
Üretim ve inovasyon
l
9/28/13
12:28 PM
Endüstri 4.0
Page 7
Bilgisayardan üretim hattına kadar her yerde
kullanılan yeni teknolojiler, sanal planlama ile
imalat arasındaki süreyi giderek kısaltıyor.
Kendi kendini organize edebilen
fabrikaların temelini atmak
Sanal dünyada üretilen bilgiler, gerçek üretim süreçlerinin içine nüfuz ettikçe ortaya
yepyeni üretim ortamları çıkacak. Akıllı fabrikalarda, makinelerden oluşan topluluklar kendi
kendilerini organize edecek, tedarik zincirleri otomatikman birbirleriyle koordine olacak ve
yarı-mamul ürünler kendilerini ticari birer emtiaya dönüştürecek makinelere imalatları için
gerekli verileri gönderecekler. Bu gelişmelerde Siemens ise kilit bir rol oynayacak.
Avrupa ve ABD, kendi endüstriyel değer yaratımlarını dikkate değer oranda artırmayı
planlıyor. Alman medyası ise endüstriyel üretimin bir sonraki aşamasını, akıllı fabrikalara
doğru yönelen bir paradigma kayması olarak tanımlayarak ve hatta onun dördüncü
endüstri devriminin doğuşu olduğunu ilan
ederek coşkulu bir heyecanla karşılıyor. Birinci endüstri devrimi, 18’inci yüzyılda buhar
makinesinin icadıyla ve elle yapılan işlerin
mekanikleştirilmeleriyle tetiklenmişti. İkinci
devrim, 20’nci yüzyılın başlarında seri üretim
tekniklerinin uygulanmasıyla başlamıştı,
üçüncüsünün kapısı da son birkaç on yıllık
dönemde üretim süreçlerinin otomatikleştirilmelerinde kullanılan elektronik sistemler
ile bilgisayar teknolojileri tarafından açılmıştı. O zaman biz şu anda dördüncü bir devrimin, yani Endüstri 4.0’ın eşiğinde miyiz? Siemens Kurumsal Stratejiler Başkanı Peter Herweck daha temkinli bir yaklaşım benimsiyor.
Herweck, “Burada 20 yıllık veya daha uzun
süreli bir zaman diliminden bahsediyoruz.
Bugünün bakış açısıyla baktığımızda alınacak sonuçlar elbette birer devrim yaratacak
nitelikte olacak, ancak eninde sonunda bu
işin gerçekleşmesi için çok sayıda geliştirme
aşamasından geçeceğiz” diyor.
Bununla birlikte uzmanlar, geleceğin
üretim tesislerinin günümüzdeki fabrikalardan çok daha zeki olacağı konusunda hemfikir. Bu üstün zeka aslında neredeyse akla
gelen bütün makinelerin, yarı mamul ürünlerin ve malzemelerin içine yerleştirilecek
minyatür işlemciler, depolama birimleri, sensörler ve telsiz cihazlar kadar veri akışlarının
yapılandırılmasında kullanılacak akıllı araçlar ve yeni yazılımlar sayesinde de mümkün
olabilecek. Bu inovasyonların hepsi de ürünlerin ve makinelerin birbirleriyle haberleşebilmelerini ve aralarında komut takası yapabilmelerini sağlayacak. Bir başka ifadeyle geleceğin fabrikaları kendi imalat süreçlerini
büyük ölçüde kendi kendilerine optimumlaştırıp kontrol edecek. Ancak uzmanlar, bu
noktaya gelinmesinin çok uzun bir zaman
alacağı konusunda da hemfikir.
Ancak bahsedilen vaziyet bu eğilimin
önemini hiçbir şekilde azaltmıyor. Alman federal hükümeti daha şimdiden endüstriyel
derneklere, araştırma enstitülerine ve şirketlere bir uygulama stratejisi geliştirmeleri için
yaklaşık 200 milyon Euro tahsis etmiş durumda. Bu arada ABD hükümeti de inovas-
yoncu üretim stratejileri geliştirmenin ne kadar önemli olduğunun farkında. Zaten bu
yüzden, ulusal bir araştırma enstitüleri ve şirketleri ağı kurulmasının fonlanması için 1 milyar dolara yakın bir bütçe ayırmayı planlıyor.
Burada her yerde erişilebilir geniş-bant ağların kurulması işi kamu otoritelerinin sorumluluğundayken, endüstrinin de vakit geçirmeden veri standartları ve veri aktarımı
protokol sistemlerini belirlemesi gerekiyor.
Siemens Endüstri Sektörü Strateji Başkanı Marion Horstmann, “Endüstri 4.0’ı başarabilmek için medya ve veri aktarımı bazında
çok sayıda süreksizliği ortadan kaldırmamız
gerekir” diyor. Horstmann aynı zamanda Alman hükümetine yüksek teknoloji stratejileriyle ilgili konularda danışmanlık hizmeti veren bilim insanları ile şirket ve endüstri yöneticilerinden kurulu bir organizasyon olan
Araştırma Birliği Grubu’nu da temsil ediyor.
Endüstri 4.0 terimini aslında bu birlik icat etmişti. Bu terim Almanya dışında pek kullanılmaz. Ancak bu durum elbette ki diğer endüstrileşmiş ulusların da üretim faaliyetlerini
mümkün olduğunca daha ucuz ve esnek hale getirmenin yanı sıra çok daha hızlı inovasyon döngüleriyle destekleme amacını payGelecek&Trendler
l
Ekim 2013
7
253_254_255_256_257_258_CP_10
l
Üretim ve inovasyon
9/28/13
12:28 PM
Page 8
Endüstri 4.0
laşmadıkları anlamına gelmiyor.
Almanya bu eğilime liderlik yapmak istiyor ve politikacılar ile şirket liderleri de Alman şirketleri açısından siber-fiziksel sistemlerin (CPS; yazılımlar, sensörler, işlemciler ve
iletişim teknolojilerince türetilmiş Endüstri
4.0 kavramlarını tanımlamak için kullanılan
uluslararası terimlerden biri) tedarikçiliğinde lider konuma yükselmeleri için zamanın
mükemmel olduğunu söylüyorlar. Almanya’daki Ulusal Bilim ve Mühendislik Akademisi (Acatech), bu gibi yeni üretim süreçlerinin endüstriyel verimliliği yüzde 30’a varan
oranlarda artırabileceğine inanıyor. Bu akademinin de işaret ettiği üzere, CPS sadece
üretimde değil aynı zamanda mobilite ile
sağlık alanında da devrim yaratacak.
Herweck, “Bu süreçte Siemens kilit bir rol
oynayacak, çünkü zaten otomasyon teknolojileri ile endüstriyel yazılım sistemleri alanında dünyanın bir numaralı tedarikçisi” diyor. Bunun için gerekli yapılanmalar da şimdiden kurulmuş durumda. “Siemens yıllardır
dikey BT sistemleriyle ilgili bütün faaliyetlerini genişletmekle meşgul” diyen Horstmann,
Siemens’in son birkaç yıldır yaptığı her yazılım şirketi satınalımının arkasında Endüstri
4.0 için gerekli uzmanlığı birleştirme ve daha
da geliştirme stratejisinin yattığına dikkat çekiyor.
Uzmanlar genellikle bir Endüstri 4.0 sistemindeki üretimi, makinelerin hizmet sundukları ve ürünlerle gerçek zamanlı olarak
bilgi paylaştıkları bir pazaryerine benzetmekten hoşlanır. Alman Yapay Zeka Araştırma Merkezi (DFKI), içinde Siemens’in de bu-
Karmaşıklık
derecesi
Endüstri 1.0’dan Endüstri 4.0’a
Birinci
İkinci
Üçüncü
Dördüncü
Endüstri devrimi Endüstri devrimi Endüstri devrimi Endüstri devrimi
Su ve buhar
gücünün yardımıyla
mekanik üretim
tesislerinin ortaya
çıkması
Elektrik enerjisinin
yardımıyla imalatta
iş bölümü ve seri
üretimin ortaya
çıkması
İlk montaj hatları,
Cincinnati’deki
mezbahalar, 1870
İlk mekanik dokuma
tezgahı, 1784
Kaynak: DFKI (2011)
Üretimi daha da
otomatikleştiren
elektronik ve BT
sistemlerinin
kullanılmaya
başlanması
Siber-fiziksel
sistemlerin
kullanılmaya
başlanması
İlk programlanabilir
mantık devresi (PLC),
Modicon 084, 1969
Zaman
Bugün
8
Gelecek&Trendler
l
Ekim 2013
lunduğu 20 endüstriyel ve araştırma ortağının katkısıyla kurulan Almanya, Kaiserslautern’deki küçük bir akıllı fabrikada bu gibi
bir sistemin uygulamada nasıl çalışacağını
sergiliyor.
Bu pilot tesis, ürünler ile imalat makinelerinin birbirleriyle nasıl haberleşebileceklerini göstermek için sabun şişelerinden faydalanıyor. Boş sabun şişelerinin üzerinde radyo frekansıyla tanımlama (RFID) etiketleri var
ve bu etiketler ile makinelere bu şişelere beyaz mı yoksa siyah mı kapak takacakları bilgisi veriliyor. Bir başka ifadeyle imalat sürecinde olan bir ürün daha en başından itibaren dijital bir ürün hafızasına sahip ve içinde
bulunduğu ortam ile radyo sinyalleri aracılığıyla iletişim kurabiliyor. Bu yüzden de bu
ürün gerçek dünya ile sanal dünyanın birleşmesini sağlayan bir siber-fiziksel sistem olarak ortaya çıkıyor.
Esneklik: Sadece bir fare tıklaması kadar uzak. Akıllı fabrikanın belli başlı bileşenlerinin aslında daha şimdiden elimizin altında olduğu gerçeği, Siemens’in Almanya,
Amberg’de kurulu ve sayısallaştırma alanında kat ettiği ilerlemeler için birkaç ödül kazanmış elektronik parçalar fabrikasında net
bir şekilde ispatlanıyor. Bu tesisteki planlama ekibi, bu tesisin yaklaşık 1000 kalemlik
standart üretim programını verimli bir şekilde yürütmek için Siemens’in teknoloji şaheseri PLM yazılımını kullanıyor. Yeni ürünler
için farklı imalat rotaları belirlemek, onları
toplam çıktı ve maliyet gibi parametreler temelinde hesaplamak ve kıyaslamak, ardından en verimli olanını seçmek için bu planlayıcıların yapmaları gereken tek şey bilgisa-
259_260_CP_10
9/28/13
12:36 PM
Page 9
Zeki fabrikalardaki makineler büyük ölçüde kendi
kendilerini organize ediyor, ancak nihai kararların
verilmesinde halen kontrol insanoğlunda.
yarlarının farelerine birkaç kere tıklamak oluyor. Horstmann, “Amberg’deki bu fabrika aslında nereye doğru gittiğimizi çok güzel gösteriyor” diyor. Ancak her iki süreç ardışık olduğundan, sayısal planlamanın gerçek üretime halen “el ile” aktarılması gerekiyor. Oysa bu iki süreç gelecekte her geçen gün daha fazla iç içe geçecek ve nihayetinde Amberg ile diğer bütün otomatikleştirilmiş fabrikalarda eşzamanlı hale gelecekler. Bu gerçekleştiğinde ise mesela şalter gibi yeni bir
ürün planlamakla meşgul mühendisler, onun
içinde ilgili bütün mekanik, elektronik ve
otomasyon sistemlerinin de olduğu imalat
süreçlerini anında tanımlamak için özel bir
yazılımdan faydalanacaklar.
Günümüzde bir PC’ye farklı türden cihazların bağlanabilmesi için nasıl tek bir USB
girişi yeterli oluyorsa, gelecekte de makineler, saha cihazları ve diğer ekipmanlar bir Endüstri 4.0 sisteminde birbirlerine benzer kolaylıkla ve hiçbir programlamaya veya parametreleştirmeye gerek kalmaksızın bağlanabilecekler. Ancak bu cihazların ve makinelerin birbirleriyle kusursuz bir etkileşime girmeleri gerekecek. Siemens’in Tamamıyla Entegre Otomasyon (TIA) portalı daha şimdiden otomasyon süreçlerinin planlanması, test
edilmesi ve uygulanmasında yinelenen veri
setlerinden faydalanılmasını mümkün kılıyor.
Siemens Kurumsal Teknolojiler’de (CT) Endüstri 4.0 ile ilgili bütün faaliyetleri yöneten
Dr. Thomas Hahn, “Otomasyon artık sıradan
üretim süreçlerinin kontrolünden çok daha
fazlasını yapabilir duruma geldi. Günümüzde
makine kurulumlarının ve tesislerin yeni
ürünlere göre çabucak nasıl yeniden ayarlanabileceklerini de belirliyor” diyor.
Veri süreksizliğiyle başa çıkmak. Burada tanımlanan üretim ortamı kademe kademe bir gerçeklik haline gelecek. Sabun şişesi
pilot tesisiyle ilgili aşağıdaki sorulara kulak
verelim. Bir makine kaç şişenin beyaz kapağa
ve kaçının siyah kapağa sahip olması gerektiğini nasıl bilecek? Bu tesiste yeterince kapak olup olmadığını veya kapakların ne zaman tesise ulaştırılacaklarını nereden bilecek? Depoda gelen malları teslim almak için
yeterince çalışan var mı? Günümüzde tüm bu
bilgiler farklı sistemlerde tutuluyor. Örneğin
kurumsal bir kaynak planlama sistemi (ERP),
malzeme lojistiğinin, personel planlamasının
ve maliyet hesaplamalarının yönetiminden
sorumluyken, bir üretim yürütme sistemi
(MES) ise imalat faaliyetlerini kontrol eder.
Burada temel problem, farklı sistemlerde kullanılan çeşitli formatların, işletim sistemlerinin ve programlama dillerinin, bilginin bir sistemden bir diğerine sorunsuz ve eksiksiz bir
şekilde aktarılmasını engellemesinde yatıyor,
yani aslında kelimenin tam anlamıyla gerek-
İleri simülasyon teknikleri sayesinde
üretim süreci değişikliklerinin,
maliyet iyileştirmenin ve malzeme
kullanımı azaltımının test
edilebilmesi mümkün olacak.
li olan şey sanal ve fiziksel dünyaları birleştirebilmek.
Bir CT üretim optimizasyonu uzmanı olan
Jürgen Back, “Şu anda yapmamız gereken ilk
iş hangi verilerin üretimle ilgili olduklarını
tespit etmek” diyor. Endüstriyel veriler hacminin her geçen gün büyüyen devasa bir dağ
gibi durduğu göz önüne alındığında, bunun
hiç de kolay bir iş olmadığı kolaylıkla anlaşılabilir. İşte CT araştırmacılarının geldikleri
nokta burası. Hahn, “Biz şu anda üniversiteler ve enstitülerdeki araştırma ortaklarımızla birlikte farklı türden müşterek projeler
planlıyoruz” diyor.
Bu projelerin özel hedefleri şu anda tanımlanma aşamasında. Hahn, “Telefonların
sadece konuşmak için kullanıldıkları günleri
herkes hatırlar. Bugün ise cep telefonları ile
fotoğraflar ve videolar alınıp gönderiliyor,
randevular kaydediliyor, günlük yaşamı kolaylaştıran diğer uygulamalardan faydalanılıyor. Aynı şekilde geleceğin üretim tesislerinde de sadece izleme ve kontrol verileri değil, aynı zamanda birbirlerinden tamamıyla
farklı ürün ve süreç türleri hakkındaki içerik
bilgileri de alınıp gönderilecek. Biz şu anda
bunun tam anlamıyla ne türden bir içerik olması gerektiğini araştırıyoruz” diyor. Bu arada veri güvenliği de bir başka önemli araştırma konusu olacak, çünkü eğer bir ürün
baştan aşağıya tek bir veri seti ile üretilirse,
o zaman şirketlerin kendilerini ve ürünlerinin mahremiyetini endüstri casuslarına karşı
çok daha etkili bir şekilde korumaları gerekecek.
Almanya, Erlangen’deki üretim, planlama
ve optimizasyondan sorumlu CT birimini yöneten Dr. Armin Haupt’a göre “bu eğilimin peGelecek&Trendler
l
Ekim 2013
9
259_260_CP_10
9/28/13
12:36 PM
Üretim ve inovasyon
l
Page 10
Endüstri 4.0
Simülasyon yazılımları: Rekabet avantajının anahtarı
Şirketlerin rekabetçi olabilmek için karmaşık ürünlerin geliştirilmesi ve imalatıyla ilgili süreleri ve maliyetleri sürekli azaltması gerekir. Bu arada müşteri gereksinimleri de giderek daha
talepkar ve detaylı hale geliyor. Üretim uzmanları burada çözümün sanal planlama ile fiziksel imalat süreçlerini birleştirmekte yattığına inanıyor. Bu aslında siber-fiziksel sistemler
(CPS) ile Endüstri 4.0 kavramlarının arkasındaki temel fikir. Burada işin olmazsa olmazı, çok
sayıda farklı uygulamada kullanılabilen ofis programları ile veritabanları gibi yatay BT sistemleri değil özel yazılımlardır. Hatta daha da önemlisi dikey BT, yani belirli endüstriyel sektörler ve onların özel ihtiyaçları için geliştirilmiş uzman çözümlerdir. SAP’nin ardından bugün Avrupa’nın ikinci en büyük yazılım geliştiricisi olan Siemens’te çalışan 17.500 yazılım
mühendisinin asıl işi bu gibi çözümler geliştirmek. Siemens kendi dikey BT’sini konsolide etmek ve daha da iyileştirmek için geçtiğimiz yıllarda birkaç yazılım firmasını satın aldı ve onları kendi Siemens Endüstri Sektörü’nün içine entegre etti. Bu şirketlerin çoğu aslında büyük
yazılım uygulamalarının belirli alt bölümlerini kapsayan işlevlerde uzmanlaşmıştır. Siemens
Endüstri Sektörü Strateji Başkanı Marion Horstmann, “Bu yazılım şirketleri ile Siemens’in
otomasyon konusundaki uzmanlığının harmanlanmasıyla ürün geliştirme ve imalatta değer
yaratma sürecini kapsayan endüstriyel yazılımlar sunabiliyoruz” diyor.
Siemens yeni yazılım stratejisini, 2007 yılında ABD’li UGS şirketini satın aldığı zaman duyurmuştu ve bu şirket şu anda Siemens Ürün Yaşamdöngüsü Yönetimi (PLM) Yazılımları adı
altında faaliyet gösteriyor. PLM yazılımının kullanıldığı en göz alıcı örnekler arasında ise Red
Bull’un yarış arabaları ile 2012 yılında “kırmızı gezegen”e iniş yapan Curiosity Mars isimli
gezginin hazırlık aşamaları bulunuyor. Gezginin geliştirilmesi sırasında, ilk simülasyon taslaklarından Mars’ın atmosferine girişe kadarki bütün süreçlerde NASA bu PLM yazılımından
faydalanmıştı. Bu gibi çarpıcı projeler haliyle üzerlerine çok fazla dikkat çektiğinden, bu
PLM yazılımı günümüzde havacılık ve otomobil endüstrisi gibi sektörlerde planlama gibi çok
erken aşamalarda, ürün işlevselliğini test eden 7 milyondan fazla lisanslı kullanıcı tarafından
kullanılmakta. Bu yazılım, süreçlerin simülasyonunu sanal fabrikalarda yaparak üretim planlamasında zamandan kazandırıyor. Siemens otomasyon sistemlerini kullanan müşteriler, bu
gibi özelliklerden çok değişik yollardan kazançlı çıkabiliyor. Almanya’daki PLM Software’de
satış ve hizmetler başkanı olan Lothar Hahn, “Ürünlerinizi üretmekte kullanılacak makinelerin özelliklerini ne kadar iyi bilirseniz, simülasyonlarınızı da o derece hassas programlayabilirsiniz” diyor.
Siemens’in PLM yazılımını kullanan çok sayıdaki şirketten biri de Almanya Göppingen’deki Mükemmel Maliyetlendirme Çözümleri firması. 2012 Eylül’ünden bu yana Siemens’in bünyesine dahil olan bu şirket, kendi teknolojisiyle yeni bir ürünün imalat maliyetini henüz planlama aşamasındayken bile hesaplayabiliyor. Hahn, “Oysa maliyet hesaplama işi
eskiden genellikle en son aşamada yapılırdı” diyor. Ancak geliştiriciler bu sürece zaman içinde satın alma uzmanlarını da dahil ettiklerinden, planlama sürecinin ileri aşamalarında yapılan değişiklikler devasa ekstra maliyetlere neden oluyordu ve ortaya çok sayıda sorun çıkıyordu. Mükemmel Maliyetlendirme Çözümleri yazılımının en güzel yanlarından biri de maliyetleri etkileyen gelişmelerin tümünü dikkate alması. Bu da satın alma fiyat analizlerinin istenilen herhangi bir anda yapılabilmesi ve tasarım ile üretim alternatiflerinin çabucak hesaplanabilmesi anlamına geliyor. Bütün bunların dışında, Siemens’in PLM şirketlerini satın
alma furyasına dahil olan Belçika Leuven’deki LMS şirketinin yazılım sistemleri gibi yeni çözümler ile şu gibi sorulara cevaplar bulunması artık mümkün: Bir rüzgar türbininin pervaneleri ve kanatları üzerindeki titreşimin ne gibi etkileri olabilir? Bu gibi etkiler sonucunda bu
bileşenler ne kadar sürede aşınır? Yepyeni bir araba modeli Arnavut kaldırımı bir yolda içeriye ne kadar gürültü alır? LMS yazılımıyla yapılan bilgisayar simülasyonlarıyla ilgili testler ve
diğer analizler gerçeğe en yakın şekliyle yürütülebilir. Siemens, LMS’yi 2012 Kasım’ında satın
almış ve onu şu anda büyük otomobil ve uçak üreticilerinin tümüne simülasyon ve mekatronik test yazılımı satan Siemens PLM Software’in içine entegre etmişti. Gerçek test cihazları
ve yazılımların harmanlanmasıyla akustik, titreme, salınım, operasyonel istikrar ve dinamiklerin çok daha hassas analizleri yapılabilir. Bu arada ortaya çıkan veritabanları sayesinde endüstriyel şirketlerin kendi ürünlerini gelecekte simüle, test, optimize etmeleri ve üretmelerine yardımcı olunabilir.
Katrin Nikolaus
10
Gelecek&Trendler
l
Ekim 2013
şinden gitmeyenlerin yarışta arkada kalacaklarına” hiç şüphe yok. Haupt, “Sayısal geleceğin bir parçası olmak isteyen şirketlerin sürekli olarak ellerinin altında faydalı veriler bulundurması gerekecek” diyor. Bu aslında ulaşılması gereken ilk kilometre taşı. Siemens müşavirleri şu aralar kendilerini standartlaştırılmış veriler diyarına götürecek geliştirme zincirleri olan yol haritalarını çıkarmak için çeşitli
Siemens üretim tesislerinde kullanılan verileri
analiz etmekle meşgul.
Endüstri 4.0 için gerekli teknolojilerin çoğu zaten şu anda elimizin altında mevcut.
Bunların arasında internet, endüstriyel tesisler için standart bir veri bağlantısı olan profinet, simülasyon yazılımları ve hızlı mühen-
Motosikletlerden hafriyat makinelerine
kadar çok sayıda ürün Siemens’in
simülasyon yazılımı kullanılarak
geliştirilebilir ve test edilebilir.
dislik uygulamaları için TIA portalı sayılabilir. Bu yüzden uzmanlar Endüstri 4.0’a geçişin durdurulamayacağından çok emin. Herweck, “Endüstri 4.0 asla gerçeklikten kopuk
bir fikir değildir” diyor. Örneğin bilgisayardestekli imalat (CIM) gibi geçmişte çok propagandası yapılmış benzer kavramların aksine mevcut Endüstri 4.0 eğilimi elimizdeki
ayakları yere basan teknolojilerin iyileştirilmesi ve birleştirilmesiyle geliştiriliyor.
Herweck’e göre arada çok büyük bir fark
daha var. “Bu konu daha şimdiden büyük endüstri şirketlerini, akademik araştırma enstitülerini ve hükümetleri ortak bir hedef peşinde koşmak için bir araya getirmiş durumKatrin Nikolaus
da” diyor.

Benzer belgeler

Vitrin gibi fabrika Dijitale dönüşenler öncü olacak - e

Vitrin gibi fabrika Dijitale dönüşenler öncü olacak - e arasında belki de en iyilerden biri… “Kitlesel kaynağı” harekete geçirme ve çok sayıda yeteneği bir hedef için kullanma... Bu konuda atılan adamlar gerçekten etkileyici… En çok da bir söyleşi ilgim...

Detaylı