Antik Kentte Çırpınış - Arıyorum İTÜ Gazetesi

Transkript

Antik Kentte Çırpınış - Arıyorum İTÜ Gazetesi
ERASMUS
Kayýt Sistemi
Yenilendi
Avrupa Birliði
Socrates/Erasmus
baþvurularý baþladý.
Yenilenen yazýlým
ve donanýmla kayýt
hýzý artýrýldý
10
3
PARK
Dört yaðýz delikanlýdan
oluþan “Park” ile keyifli bir
söyleþi...
Güneþe
Kanatlandýk
ÝTÜ Güneþ Arabasý Ekibi,
Tübitak tarafýndan
Aðustos 2005’te
düzenlenecek “FormulaG”
yarýþlarýna hazýrlanýyor.
7
17
Murat Çelik’le
Aþk, hüzün, ayrýlýk, zaman,
özlem, hasret, mutluluk, ve
umuda dair...
18
Antik Kentte Çýrpýnýþ: PERRE
Adýyaman’ýn Pirin Köyü’ndeki antik
eserlerin durumu ve kaybedilen
tarih...
12-13
Tsunami
Asya’daki görüntüsü ile kendini iyiden
iyiye hissettirdi. Tsunaminin gizemi ve
yýkýcýlýðý nedir, nasýl olmaktadýr? ÝTÜ’lü
araþtýrmacýlarla bu konuyu irdeledik.
8-9
2
Güncel
Mart 2005
ÝTÜ KARÝYER OFÝSÝ ETKÝNLÝKLERÝ
Ýnsan Kaynaklarý ve
Kiþisel Geliþim Günleri’05
Öðrencilerde kariyer bilinci oluþturmak ve kiþisel
geliþimin öneminin bilincine vararak ileriye yönelik
kariyer hedeflerini þekillendirme þanslarýný arttýrmak
amacýyla Ýstanbul Teknik Üniversitesi IAESTE Öðrenci
Kulübü tarafýndan 23 - 25 Mart 2005 tarihleri arasýnda
ÝTÜ
Süleyman
Demirel
Kültür
Merkezi'nde
gerçekleþtirilecek olan ÝTÜ Ýnsan Kaynaklarý ve Kiþisel
Geliþim Günleri'05 ile ilgili çalýþmalar tüm hýzýyla devam
etmektedir.
Mercedes-Benz Türkiye'nin Ana Sponsorluðunu,
Yenibir.com ve Hürriyet IK'nýn Basýn Sponsorluðunu,
Doðan Kitapçýlýk'ýn ise Hizmet Sponsorluðunu
üstleneceði, mezun adaylarýný ve Türkiye'nin deðiþik
sektörlerde önde gelen þirketlerini, kariyer danýþmanlýk
firmalarýný ve kiþisel geliþim kurumlarýný ayný platformda
bir araya getirecek olan "ÝTÜ Ýnsan Kaynaklarý ve Kiþisel
Geliþim Günleri'05"'in 23 Mart Çarþamba günkü açýlýþ
gecesinde Kanal D'de yayýnlanan "Abbas Güçlü ile Genç
Bakýþ" programýnýn gerçekleþtirilmesi planlanmaktadýr. 3
gün sürecek olan ve içerisinde çeþitli seminer, panel ve
söyleþilerin yer alacaðý organizasyon boyunca Okan
Bayülgen, Hakký Devrim, Çaðla Kubat, Tarýk Minkari,
Aydýn Boysan, Ayþenur Yazýcý, Engin Gürkey(Ritm
Atölyesi), Erdil Yaþaroðlu, Yiðit Özgür gibi ünlü isimler
Ýstanbul Teknik Üniversitesi'nde konuk edilecek.
Baltaþ-Baltaþ Yönetim Eðitim Danýþmanlýk ve NLP
Grup Eðitim Danýþmanlýk'ýn katýlýmcýlara ücretsiz kiþisel
geliþim eðitimleri vereceði
organizasyonda NLP
Efsane'den Mustafa Çay da Ateþ Dansý Gösterisi ile
etkinliðe renk katacak. Liderlik,Yaratýcýlýk, Giriþimcilik,
Kadýn ve Kariyer, Web üzerinden Online iþ baþvurularý,
Mülakat Teknikleri, Ýletiþim ve Beden Dili, Motivasyon ve
NLP konularýnýn içerisinde yer almasýnýn kesinleþtiði ÝTÜ
Ýnsan Kaynaklarý ve Kiþisel Geliþim Günleri'05'te
organizasyonun temasý çerçevesinde Münir Arýkan,
Mine Kýlýç, Zuhal Baltaþ, Mustafa Çay gibi yetkili bireysel
geliþim uzmanlarý seminer verecekler. Ayrýca Kiþisel
Geliþim alanýnda yayýnlarý olan tüm yayýnevleri ve
dergilerle gerçekleþtirilen görüþmeler doðrultusunda
Doðan Kitapçýlýk, Epsilon Yayýnevi, Genç Geliþim Dergisi
yayýn kuruluþlarýnýn desteði saðlanmýþ durumdadýr.
Ziyaretçilere verilecek armaðanlar, imza günleri,
yarýþmalar, etkinlikler ve diðer sürprizler ise önümüzdeki
günlerde ilan edilecektir.
Ülkemizde her sektörden kendini kanýtlamýþ deðerli
kurumlarýn, kariyer danýþmanlýðý uzmanlarýnýn ve kiþisel
geliþim profesyonellerinin katýlýmýyla gerçekleþtirilecek
ve üniversite öðrencileri ile Türkiye'nin saygýn, baþarýlý,
genç potansiyele ve dinamizme önem veren kurumlarý
arasýnda köprü görevini üstlenecek bu etkinlik, ilgili
alanlarda
hizmet
veren
tüm
kurumlarýn,
akademisyenlerin ve tüm ziyaretçilerin katýlýmýna açýk ve
ücretsizdir. Engin Gürkey Ritm Atölyesi Ekibi'nin
gösterisinin ardýndan yapýlacak olan kapanýþ ile Ýstanbul
Teknik Üniversitesi IAESTE Öðrenci Kulübü tarafýndan
Mercedes-Benz Türkiye'nin Ana Sponsorluðunda
gerçekleþtirilecek olan ÝTÜ Ýnsan Kaynaklarý ve Kiþisel
Geliþim Günleri'05 sona erecektir.
ÝTÜ Ýnsan Kaynaklarý ve Kiþisel Geliþim Günleri'05
hakkýnda daha ayrýntýlý bilgiye www.ikkg.itu.edu.tr web
sitesinden ulaþabilirsiniz.
Ýstanbul Teknik Üniversitesi IAESTE Öðrenci Kulübü
ÝTÜ Ayazaða Kampüsü, Fen Bilimleri Enstitüsü Binasý
34469 MASLAK / ÝSTANBUL
Tel : (0212) 285 71 81 / Fax: 285 71 43 / Web site:
www.iaeste.itu.edu.tr
Ýstanbul Teknik Üniversitesi, önceki yýllarda düzenlenen
Kariyer Günleri etkinliklerini bu yýl Kariyer Günleri 2005
adý altýnda farklý bir çerçevede sürdürmeye karar verdi.
Sektörlerinde önemli yere sahip firmalarýn temsilcileri ile
ÝTÜ öðrencilerini buluþturmayý amaçlayan kariyer fuarý,
5 - 7 Nisan 2005 tarihleri arasýnda, ÝTÜ Süleyman
Demirel Kültür Merkezi'nde gerçekleþtirilecek. Ayný
zaman dilimi içerisinde çok sayýda firmaya ulaþma
olanaðýný kaçýrmayýn.
ÝTÜ Kariyer Ofisi Bahar döneminde kariyer etkinliklerini
daha yoðun olarak sürdürüyor. Geçtiðimiz ay içerisinde
"Etkili CV/Özgeçmiþ Hazýrlama ve Mülakat Teknikleri"
adý altýnda seminer düzenleyen ÝTÜ Kariyer Ofisi, Mart
ayý içerisinde de çeþitli yerleþkeleimizde "mülakat
simülasyonlarý" yapacak. Bunlarla birlikte çeþitli
zamanlarda bölümlere yönelik olarak firma tanýtým
organizasyonlarý da devam edecek.
Geliyor!..
Öðrenci indiriminin resmi adý olacak "Dis-card Öðrenci
Ýndirim ve Aktivite Kartý", Ýstanbul'un farklý
üniversitelerinde okuyan bir grup öðrencinin yine
üniversite öðrencileri için düþünüp hayata geçirdiði bir
proje. Bu proje kapsamýnda gitmeyi sevdiðiniz kaliteli
kafeler, barlar, eðlence mekanlarý, restoranlar,alýþveriþ
maðazalarý ve her sektörden ihtiyaç duyduðunuz
iþletmelerden hiç bir söze gerek duymadan öðrenci
indiriminizi alacaksýnýz. Bu indirimlerin yanýsýra çeþitli
promosyonlar, hediyeler ve en önemlisi konser, gösteri
ve yarýþmalarý kapsayan etkinliklerde Discard ile
öðrenci olmanýn keyfini yaþayacak, kendizi özel
hissedeceksiniz. Mart ayý içinde okulumuzla birlikte
diðer üniversitelerden ve Ýstanbul'un çeþitli
noktalarýndan kolaylýkla ulaþabileceðniz Discard'ý biz
dört gözle belkiyoruz.
ÝTÜ KADININ ATÖLYESÝ KULÜBÜ
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ ETKÝNLÝKLERÝ
8 Mart 1857 yýlýnda Amerika'nýn New York kentinde tekstil sektöründe çalýþan iþçi kadýnlarýn, uzun çalýþma
saatlerini, az maaþla insanlýk dýþý koþullarda çalýþtýrýlmalarýný protesto etmek için grevler yapmasý büyük yanký
uyandýrmýþtýr. Daha sonra 1975 yýlýnda Birleþmiþ Milletler 8 Mart'ýn "Dünya Kadýn Günü" olarak kutlanmasýna
karar vermiþtir.
Bugün ise ÝTÜ Kadýnýn Atölyesi Kulübü kadýnlarýn maruz kaldýðý zorluklarý vurgulamak ve kadýnlarýn hak ettiði
yeri bulmasýný desteklemek amacýyla etkinliklerini sürdürüyor; "Tüm kadýnlarýn "8 Mart Dünya Kadýn Günü" kutlu
olsun!" mesajýný iletiyor.
Kulübün bu yýlki 8 Mart etkinlikleri:
-"Kadýnýn Sesi" skeç çalýþmasý,
- Film Gösterimi ve söyleþi:
-7 Mart 2005, saat: 18:00/KSB- Oditoryum-"Osama"
-8 Mart 2005, saat: 18:00/Ýþletme Fakültesi- Reþat Nalbantoðlu Salonu-"The Scarlett Letter"
Devam Ederken...
Büyük uðraþ ve hevesle gazetemizin ikinci sayýsýný
sizlere sunmanýn sevincini yaþýyoruz.
Bu yeni dönem, gazetecilik araþtýrmalarýna yönelik yeni
bilgilendirici çalýþmalarýn aðýrlýk kazanacaðý ve ayný
zamanda yayýn kurulunun geniþletilmesine yönelik
çalýþmalarýn yapýlacaðý bir süreç olacak. Bunun ilk
adýmýný 17 Mart 2005'teki tanýþma toplantýmýzla
atacaðýz.
Gazete
çalýþmalarýmýz
sýrasýnda
ÝTÜ’lülerin
paylaþýmcýlýðýný bize en iyi þekilde gösteren Sayýn
Nevzat Özkök’e, Sayýn Seren Ersoy’a, Rektörlük
çalýþanlarýna, ÝTÜ Burs Ofisi çalýþanlarýna, Sayýn Meliha
Baykal’a, Sayýn Ümit Sayýn’a; teknik açýdan sýkýntý
yaþadýðýmýz anlarýmýzda hiçbir yardýmdan çekinmeyen
Bilgi Ýþlem Daire Baþkanlýðý çalýþanlarýna; hukuksal
iþlemlerimizdeki sýkýntýlarýmýzýn aþýlmasýnda gösterdiði
çaba için Sayýn Pervin Erol’a; Öðrenci Ýþleri
Otomasyonu çalýþanlarýna; yaptýðý unutulmaz katkýlarý
için Sayýn Nazire Peker ve Arý Teknokent çalýþanlarýna;
her an yanýmýzda hissettiðimiz Sayýn Mine Canýtez
Özpay’a ve Sosyal Kültürel Merkez çalýþanlarýna; her
an aklýnda olduðumuzu hissetiren Sayýn Mustafa
Bulut’a; olanaklarýný hiç çekinmeden bizimle paylaþan
arkadaþýmýz Sayýn Mustafa Akça’ya; destekleri ile bizi
onurlandýran Ýstunit Film Prodüksiyon’a, Sayýn Ata
Muðan’a; ÝTÜ’lülerin hayat boyu birbirlerine baðlý
kaldýklarýný en iyi biçimde gösteren ve bize desteklerini
esirgemeyen, Ýzmir ÝTÜ Mezunlarý Derneði Baþkaný
Sayýn Süreyya Karaman ve dernek üyelerine; Ankara
ÝTÜ Yüksek Mühendisler Birliði Vakfý Baþkaný Sayýn
Akad Çukurova ve vakýf üyelerine; sýcaklýðý ve içtenliði
ile bize yön gösteren deðerli mezunumuz Sayýn Yücel
Erdem’e; çalýþmalarýmýz sýrasýnda bize destek veren
arkadaþlarýmýz, hocalarýmýz ve ÝTÜ idari personeline;
içeriðimizin önemli bir kýsmýný oluþturan ve gerekli
desteði yapan ÝTÜ Kültür ve Sanat Birliði öðrenci
kulüplerine teþekkürlerimizi sunarýz.
ÝTÜ Gazetesi Yayýn Kurulu
ÝTÜ Basýn Yayýn Kulübü Arýyorum ÝTÜ Gazetesi , Süreli Yayýn
Arýyorum-ÝTÜ Gazetesi Tanýþma Çayý
17 Mart 2005 saat 18:00’da ÝTÜ
Gazetesi Odasý’nda yapýlacaktýr.
Basýn-yayýnla ilgilenen
arkadaþlarýmýzýn katýlýmýný bekleriz...
ÝTÜ Basýn Yayýn Kulübü
Ýstanbul Teknik Üniversitesi Adýna Yayýn Sahibi Rektör Prof. Dr. Faruk
Arýyorum ÝTÜ Gazetesi
Karadoðan, Genel Yayýn Yönetmeni Prof. Dr. Erkin Nasuf
Öðrenci Ýþleri Otomasyonu Binasý, Giriþ Katý
Yayýn Danýþmanlarý: Prof. Dr. Fuat Anday, Prof. Dr. Bihrat Önöz, Doç. Dr.
ÝTÜ Ayazaða Yerleþkesi
Yüksel Güvenilir, Y. Doç. Dr. Beyza Taþkýn
Maslak-Ýstanbul
Yayýn Kurulu: Fatih Avcý, H. Tansu Özer, M. Fatih Kývrak, Osman Ceylan,
[email protected]
Hakan Fatih Karagül, Huriye Uzun, S. Selçuk Bucak, Nezaket Atakul,
http://www.gazete.itu.edu.tr
Engin Özsoy, Seçil Durman, Selin Erkiþi, Ata Emir Gürkan, Ali Çetin
Faks: 0212 285 65 95
Çetinel, Taylan Baðcý, Ali Güler
www.gazete.itu.edu.tr
Mart 2005
Ýlk defa bu yýl güz döneminde web kaydý yapanlar
bilmezler, hatta tahmin dahi edemezler iki dönem
öncesine kadar kayýt günlerinde neler yaþadýðýmýzý.
Ýki dönemdir ise kayýt sistemimiz oldukça rahat, hýzlý ve
az sorunlu. Artýk þikayetlerimiz "Akþama kadar 'sis'e
giremedim." þeklinde deðil de "Ders hemen doldu 5.
dakikada, alamadým." þeklinde dile gelir oldu.
Peki nasýl oldu da kimimiz için bir gün öncesinden
baþlayýp, diðer gün akþama kadar süren "ÝTÜ Kayýt
Þenliði" rayýna oturdu.
Kayýt sistemimiz hakkýnda merak ettiklerinizi
Otomasyon Daire Baþkaný Tuðrul Genç'ten aldýðýmýz
bilgiler doðrultusunda sizlere aktarmaya çalýþacaðýz.
SÝSTMEMÝN DONANIMI VE YAZIMLIMI
Sistemin donanýmýnda ve yazýlýmýnda çeþitli
düzenlemeler yapýlmýþ. Donanýmdaki iyileþtirmelerle
%30'luk bir hýzlanmaya ulaþýlmýþ. Sunucumuz Sunfire
V440, üzerinde 4 adet 1Ghz iþlemci (64-Bit), 16GB
Hafýza(RAM) bulunduruyor. Bilgileri yazma yükünü
sunucudan alan, içinde çok sayýda sabit disk
bulunduran harici bir A1000 ünitesi var. Sunucuya
bizlerin "node" olarak bildiði "yönlendirici, taþýyýcý"
olarak düþünebileceðimiz evlerimizde, ofislerimizde
kullandýðýmýz masaüstü bilgisayarlar aracýlýðýyla
baðlanýyoruz.
k o n t e n j a n
bilgilerinin
bu
sayfalardan bizlere
ulaþmasý
belirli
a r a l ý k l a r l a
mümkün oluyor.
Tuðrul
Genç
derslerdeki doluluk
oranýný,
anýnda
güncelleme yoluna gidildiði takdirde bunun sisteme yük
olacaðýný ve kayýtlarda yavaþlamaya yol açacaðýný
belirtti. Kontenjan durumunu belirten sayfalarda 50
kontenjanlý derse 51-52 kiþinin yazýldýðý doluluk oraný
%100'den fazla(!) olan derslere tanýk olmuþsunuzdur.
Bu durumu sistemdeki bir hataya baðlamýþ olabilirsiniz
ancak durum gerçekten göründüðü gibi yani bazý
derslere kontenjandan fazla öðrenci yazýlmak zorunda.
Bu konu çift anadal programýna dahil olan; ayrýca dikey
ve yatay geçiþ yapmýþ öðrenciler ile ilgili. Çeþitli
sebeplerden dolayý, almalarý gereken bir dersi
alamayan bu öðrencilerin kayýtlarý kontenjan dolmasý
durumunda el ile yapýlýyor. Örneðin dikey geçiþ
öðrencileri-nin ders programlarý oldukça yoðun ve
karmaþýk bir yapýda. Ya da yatay geçiþ öðrencileri için
yine önþart sorunlarý ile karþýlaþýlabiliyor. Bu yüzden
gerekli durumlarda otomasyonun müdahalesi ile bazý
derslere kontenjanýndan fazla öðrenci alýnmasý söz
konusu oluyor.
Yazýlýmda da yenilemelere gidilmiþ. Ayný sistem bir çok
YEREL AÐ ÝLE KAYIT ÖNCELÝKLÝ MÝ?
dünya üniversitesinde de kullanýldýðý için kayýt kontrol
algoritmalarýnda, tüm üniversiteler düþünülerek
Kayýt sistemi ile ilgili akýllara takýlan birkaç soruya da
yapýlmýþ ancak sistemde ÝTÜ için gerekli olmayan
sizler için yanýt aradýk. Örneðin, kaydýn baþlamasý ile
kontroller bulunmaktaymýþ. Bu gereksiz kontroller devre
ÝTÜ'nün dýþ baðlantýya kapandýðý, yalnýzca yerel
dýþý býrakýlarak (sistemin öðrenci modülü yeniden
baðlantýya izin verildiði, bu yüzden de belirli bir süre
yazýlmýþ) ve bazý kontroller ÝTÜ'ye uygun hale
sadece kampüsten kayýt yapýlabildiði yönünde
getirilerek önemli bir hýzlanma saðlanmýþ.
Örneðin: Eski sistemde öðrenci CRN bilgilerini
girip gönderdikten sonra doðrudan, herhangi bir 1. A1000 ünitesi
kontrol yapýlmadan girdiði derslere kaydoluyor- 2. Sunfire V440
4
muþ. Ön þart, bölüm kýsýtlamasý vb. gibi koþullar 3. Node Bilgisayarlarý
daha sonra kontrol ediliyor eðer dersi almada bir 4. Odayý Soðutmak Ýçin Klima
engel bulunursa, öðrenci dersten siliniyor ve
bilgilendiriliyormuþ. Yeni sistemde ise tüm
kontroller öncelikli olarak yapýlýyor, herhangi bir
engel yoksa öðrencinin kaydý yapýlýyor. Sistemin
hýzýna en önemli katkýyý bu düzenlemenin
saðladýðý düþünülüyor. Sistemin hýzýyla ilgili
yapýlan ölçümlerde bir öðrencinin kaydýnýn
1
ortalama süresi 3 saniye civarýnda iken artýk 1
3
saniyenin de altýnda hýzlarla kayýt olunabildiði
belirlenmiþ.
KONTENJAN BÝLGÝLERÝ VE 52/50 MESELESÝ
3
Güncel
2
Kayýt esnasýnda, "Her dersi kaç kiþi almýþ?", "Ne
kadarlýk yer var?" gibi sorularýn cevabý ders
programlarý sayfalarýnda yazmakta. Ancak bu
söylentiler var. Bunun söz konusu dahi olmayacaðýný
belirten Tuðrul Genç, ÝTÜ içinden kayýt yapmanýn
sadece sisteme daha hýzlý eriþim saðladýðýný, zaman
zaman internet servis saðlayýcýlarýndan kaynaklanan
sorunlarýn
yaþandýðýný,
sözlerine
ekledi.
Memleketlerinden sadece kayýt için gelen arkadaþlara
da bunun artýk çok önemli farklar yaratmayacaðýný, bu
yüzden kendi þehirlerimizden ADSL baðlantý hatta, 56K
Modem ile dahi rahatlýkla kayýt yapabileceðimizi
söyledi. Sistemin yenilenmesinin çok büyük maliyetlere
yol açtýðý yönündeki söylentilere de açýklýk getiren Genç
yazýlým yenilemesinin kendi bünyeleri tarafýndan
yapýldýðýný bunun da çok büyük masraflara yol
açmadýðýný belirtti.
Serbestlik mi sorun yaratýyor?
Tuðrul Genç kayýt için Türkiye'de ve dünyada bu
kadar serbestlik tanýyan çok fazla üniversite
olmadýðýný belirtti. Bazý üniversitelerde belirli sayýda
öðrencinin belirli dönemlerde kayda alýndýðý, bazý
üniversitelerde sadece fakülte içi ders seçimi
yapýldýðý, bazýlarýnda da 6 ay öncesinden kayýtlarýn
açýldýðýnýn örneklerini verdi.Bu uygulamalar, havuz
ders uygulamasý ile farklý fakülteden öðrencilerin ayný
dersleri almalarý, önkoþullu birçok dersin bulunmasý
sebebiyle ÝTÜ için geçerli olamýyor.
UYARI!
Bu kayýt döneminde de talihsizlik yaþayan
arkadaþlarýmýz oldu. Bu talihsizliklerin bir kýsmý
istenilen dersin alýnamamasý þeklinde gerçekleþirken
bazý öðrenciler için durum daha da kötüydü. Çünkü
aldýklarý derslerin bir kýsmýný daha sonra tekrar ders
programlarýna baktýklarýnda göremediler. Hatta
maðdur öðrencilerden birisinin bize verdiði bilgilere
göre 10 dersinin 7 tanesi ders programýndan
çýkarýlmýþtý. Bu durum sistemin bir sorunu olabileceði
gibi þifrelerin kötü niyetli kiþilerin eline geçmesiyle de
gerçekleþmiþ olabilir. Bu nedenle öðrencilerin
þifrelerini ve hatýrlatma sorusunu baþkalarýnýn tahmin
edemeyeceði þekilde seçmeye önem vermesi
gerekmekte.
Sistem sorunlarý için doðru adres Otomasyon
Sistem ile ilgili karþýlaþtýðýnýz sorunlar için Bilgi
Ýþlem’e deðil Otomasyon Daire Baþkanlýðýna
baþvurmalýyýz.Bilgi Ýþlem’in kayýt sistemi üzerinde
herhangi bir etkisi yok.
H. Tansu Özer, [email protected]
www.gazete.itu.edu.tr
4
Genetik
ÝTÜ Moleküler Biyoloji-Biyoteknoloji ve
Genetik Araþtýrmalar Merkezi
Ý.T.Ü. mezunlarýndan Doktor Yüksek Mühendis
Orhan Öcalgiray'ýn baðýþlarýyla 2 Aðustos 2004
tarihinde Ayazaða Yerleþkesi'nde hizmete giren
Ý.T.Ü. Moleküler Biyoloji-Biyoteknoloji ve Genetik
Araþtýrmalar
Merkezi
disiplinler
arasý
çalýþmalarýn yürütülebileceði üniversitemizin ve
Türkiye'nin seçkin araþtýrma merkezleri
arasýnda
yerini
aldý.
Biyomedikal,
nanobiyoteknoloji,
biyomalzemeler,
doku
mühendisliði, biyobenzetim gibi son yýllarda
sýklýkla duymaya baþladýðýmýz, geleceðimizi
þekillendirecek olan araþtýrmalar için gerekli
altyapýnýn olduðu merkezde eðitim ve araþtýrma
amaçlý tam donanýmlý 21 laboratuvar, sergi ve
konferans salonu bulunuyor.
Bireysel araþtýrmalar ile bilim ve teknoloji
üretmenin mümkün olmadýðýný belirten FenEdebiyat Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik
Bölümü ve Merkezin Baþkaný Doç. Dr. Candan
Tamerler Behar: "Bilgiyi paylaþan, farklý
yaklaþýmlarýn zenginliði ile iç içe teknolojik
hedeflere yönelmeliyiz. Ama þunu da bilmeliyiz
ki, kýsa süreli hedeflerin yaný sýra uzun soluklu
projelere de yönelmeli, özellikle ülkemiz
açýsýndan hem yetiþmiþ elemana hem de
teknoloji geliþtirmeye yönelik 5-10 yýllýk planlar
yapmalý, temel bilimimizi mühendislik bilimimizle
birleþtirip,
hedefe
yönelik
projeler
oluþturmalýyýz." diyerek uzun vadeli projelerin
önemini vurguluyor. Sayýn Behar'dan aldýðýmýz
bilgiye göre son dönemde yürütülen önemli
projelerden bazýlarý þunlar: Avrupa Birliði 6.
Dönem Çerçeve desteðinde çevre ile barýþýk
biyolojik yöntemlerin kullanýldýðý yeni tür bolarýn
geliþtirilmesi, Devlet Planma Teþkilatý destekli
biyobenzetim yolu ile iþlevsel nanoteknolojik
malzeme üretilmesi, norbiyoloji, çevre,
bakteriyel genetik gibi farklý alanlarda TÜBÝTAK
destekli projeler...
21. Yüzyýlýn araþtýrma konularý, biliþim
teknolojiler,
enerji,
malzeme
bilimleri,
biyoteknoloji ve çevre olarak özetlenebilir. Her
ne kadar ayrý baþlýklar altýnda gruplanmýþ
olsalar da bu alanlar pek çok çalýþma
konusunda kesiþmektedir. Ama 21. yüzyýlda
anahtar teknoloji diyebileceðimiz konular,
biyoteknoloji (ki özellikle gen bilimine baðlý
biyoteknolojik iþlemler), nanoteknoloji ve
biliþimdir. Bu teknolojilerin ortak yönü tek bir
alana baðlý olmayan, disiplinlerarasý çalýþma
sonucu ortaya hibrit teknolojiler ve uygulamalar
çýkarmalarýdýr. Çaðýmýzýn öncelikli araþtýrma ve
teknoloji alanlarý içinde hýzlý bir þekilde yer
edinen nanobiyoteknoloji bunun en güzel ve en
son örneðidir. Anobiyoteknolojik uygulamalar
için doðayý örnek aldýðýmýz zaman en önemli
örneklerin hibrit olarak tanýmlayabileceðimiz
biyomoleküller ve anorganik bileþenlerden olan
sistemler
olduðunu
görürüz.
Bunlara
verilebilecek en güzel örnekler kemikler, diþler,
omurilik, deniz kabuklarý ve bitkilerdir. Doðadan
esinlenerek ve ondan fikirleri ödünç alarak çeþitli
alanlarda kullanýlabilecek yeni malzemeler
üretmeyi amaçlayan biyobenzetim uygulamalarý
sayesinde yukarýda bahsi geçen örneklerden
yola çýkarak yeni ürünler elde edilebilir. Artýk
moleküler seviyede öne çýkan biyobenzetim,
doðadan esinlenerek pratikte kullanýlabilir
malzemeler ve sistemler tasarlamak veya
biyolojik prensiplerin herhangi bir ürününün
oluþumu ve kullanýmý olarak tanýmlanabilir.
Örneðin diþin yapýsýnýn anlaþýlmasý sonucu belli
süreçte kaybedilen diþler çok ileri yaþlarda bile
yenilenebilecek,
kemiklerin
ve
deniz
kabuklarýnýn yapýsý esas alýnarak vücuttaki
kýrýlan ya da doðuþtan sorunlu olan benzer
kýsýmlar üretilen biyomalzemeyle olmasý
gerektiði gibi sorunsuz bir hale getirilebilecektir.
Bu noktada bir dönüm noktasý olabilecek bir alan
ise DNA'daki elektron transfer mekanizmasýnýn
anlaþýlmasý olacaktýr. Þu anda bilinen tüm
bilgisayarlardan daha hýzlý olan bu iþlemin en
önemli özelliði ise fizyolojik ortamda ve hiçbir
yan etkisi olmadan gerçekleþmesidir. Bu iþlevin
mekanizmasýnýn anlaþýlmasýyla DNA çiplerinin
zamanla daha etkin hale getirilmesi sonucu son
derece hýzlý, güçlü ve çevre dostu bilgisayarlarýn
yakýn bir gelecekte yaygýnlaþmasý sürpriz
olmayacaktýr.
Sayýn Behar, merkezin açýlýþ töreninde
konuþmasýnýn sonunda verdiði örnek ile
disiplinler arasý çalýþmanýn gerekliliðini ve
getirilerini çok güzel bir þekilde vurguladý:
"University of Washington ile ortak yaptýðýmýz
yeni bir proje önerisi ile ilgili olarak, geçen hafta
dünyaca ünlü Fred Hatch Kanser Araþtýrmalarý
Merkezi'nde katýlmýþ olduðum birkaç toplantýdan
edindiðim izlenimi kýsaca aktarmak istiyorum:
Kanser hastalarýnda uygulanmak üzere
geliþtirilen ve þu anda 3. faz klinik araþtýrmalarda
hastalarda denenen bir hibrid molekülün
hikayesidir. Molekülün tümöre baðlanan biyolojik
Doç. Dr. Candan Tamerler-Behar
kýsmý moleküler biyologlar tarafýndan geliþtirilip,
malzeme bilimcileri tarafýndan nanoboyutlu
anorganik kýsmý oluþturulup, kimyacýlar
tarafýndan hücre içi daðýlýmýný saðlayacak yapý
özelliði kazandýrýlmýþtýr. Ayný zamanda çok yönlü
iþlevselliði ve seçiciliði sayesinde kanser
hücresini tanýyýp yoðun araþtýrmalar sonucu
eklenen hedefe yönelik bir maddeyle yok
etmektir. Bu örnekte iodine 131 kullanýlmýþ ve
miktar tespitleri de hastada yapýlan tarama
sonuçlarýna göre matematikçiler ve fizikçiler
tarafýndan yapýlmaktadýr."
Mart 2005
Polimeraz Zincir Reaksiyonu
Tüm dünyada canlýlarý oluþturan genetik yapýnýn çözülmesi, ortaya
çýkarýlan bu yapýdaki genlerin yerlerinin saptanmasý, iþlevlerinin
anlaþýlmasý, iliþkilerinin belirlenmesi amacýyla yürütülen çalýþmalar büyük
bir hýzla devam etmektedir. Bu amaç doðrultusunda, belirlenen hedefe
ulaþmayý kolaylaþtýracak, hýzlandýracak yöntemlerin geliþtirilmesi zorunlu
hale gelmiþtir. Basit gibi görünmekle birlikte, geliþtirilen bu yöntemlerin en
önemlilerinden birisi Polimeraz Zincir Reaksiyonu ("Polymerase Chain
Reaction", PCR)'dur.
1985 yýlýnda Amerika Birleþik Devletleri'nde bulunan Cetus þirketine
baðlý olarak çalýþan Henry A. Erlich, Kary Mullis ve Randall K. Saiki
tarafýndan geliþtirilen metod nükleik asitlerin canlý organizma içinde
bulunmadan, uygun koþullar altýnda çoðaltýlmasýna dayanýr. Hem
araþtýrmada hem de klinik laboratuar tanýsýndaki uygulama alanlarýyla
büyük öneme sahip olan PCR'ýn geliþtirilmesindeki çalýþmalarý nedeniyle,
K.Mullis, 1993 yýlý Nobel Kimya Ödülünü almaya hak kazanmýþtýr.
Polimeraz Zincir Reaksiyonu bir çeþit in
vitro (canlý organizma dýþýndaki yapay
ortam) klonlamadýr. Her PCR, istenilen
sayýda tekrarlanabilen döngülerden
oluþur. Bir PCR döngüsü sýrasýyla,
deoksiribonükleikasidin (DNA) iki
zincirinin yüksek sýcaklýkta birbirinden
ayrýlmasý ("Denaturation"); sentetik
oligonükleotidlerin hedef DNA'ya
baðlanmasý ("Annealing") ve zincirin
yeni çift zincirli DNA'lar oluþturacak
þekilde
uzamasý
("Extension")
aþamalarýndan meydana gelir (Þekil 1).
Þekil 1: Bir PCR Döngüsü [3] Bu aþamalarýn her biri farklý
sýcaklýklarda gerçekleþtirilir (sýrasýyla
94°C-98°C; 37°C-65°C; 72°C). PCR tekniði, tek ve çift sarmallý DNA, ya
da RNA için kullanýlabilir.
PCR ile bir hedef DNA parçasýndan milyonlarca çoðaltmak
mümkündür. Reaksiyon baþlatýlmadan önce istenen sayýda döngünün
tekrarlanmasý saðlanabilir. Yöntemin temeli, çoðaltýlmak istenen bölgenin
iki ucuna özgü, bu bölgedeki baz dizilerine tamamlayýcý olan, 18-20 baz
uzunluðunda bir çift sentetik oligonükleotid primer kullanýlarak, bu iki
primer ile sýnýrlandýrýlan bölgenin enzimatik olarak sentezlenmesine
dayanýr. PCR'ýn en önemli özelliði çok az miktarda DNA ile çalýþmaya
olanak saðlamasýdýr. Bir PCR döngüsü için gerekli olan beþ ana madde
vardýr: DNA örneði, genelde genomik DNA; çoðaltýlacak bölgeyi saðdan
ve soldan çevreleyen bir çift sentetik primer; deoksi-nükleotit-trifosfatlar
(dNTP); yüksek ýsýya dayanýklý DNA polimeraz enzimi; uygun pH ve iyon
koþullarýný (Mg+2) saðlayan tampon karýþýmý, genelde MgCl2.
PCR yöntemi kolay uygulanabilir olmasý ve hýzlý sonuç vermesi gibi
avantajlarý nedeniyle, birçok farklý alanda kullanýlabilmektedir. Bu alanlar
þöyle özetlenebilir:
1)
Kalýtsal hastalýklarda taþýyýcýnýn ve hastanýn tanýsý,
2)
Prenatal(doðum öncesi) tanýda,
3)
Klinik örneklerde patojen(hastalýk yapabilecek) organizmalarýn
saptanmasý,
4)
Adli týpta,
5)
Onkogenesisin(kanser yapan hücrelerin oluþum evresi)
araþtýrýlmasýnda,
6)
"Probe"(sonda) oluþturulmasýnda; klonlamada; gen tanýmlamasý
araþtýrmalarýnda,
7)
DNA dizi analizinde; büyük miktarda DNA örneklerinin
oluþturulmasýnda,
8)
Bilinmeyen dizilerin tayininde,
9)
Geçmiþ DNA'nýn incelenmesi ve evrimin aydýnlatýlmasýnda,
10)
"Restriction Fragment Length Polymorphism" (RFLP)
analizinde,
11)
In vitro fertilization (canlý hücre dýþýnda gerçekleþen sperm
yumurta birleþmesi) yapýlan tek hücrede, implantasyon(döl tutma) öncesi
genetik tstlerin yapýlmasýnda ve implantasyonun gerçekleþtirilmesi ile
bebeðin normal doðumunun saðlanmasý sýrasýnda,
12)
DNA-Protein interaksiyonunun(etkileþiminin) araþtýrýlmasýnda
("footprinting") kullanýlabilir.
PCR'ýn kullanýma geçmesiyle laboratuvar tanýsýnda çok büyük bir hýz
ve kesinlik kazanýlmýþ, bir çok durumda radyoaktivite kullanýmý gereksiz
hale gelmiþtir.
Cemil Ozan Ceyhan, ÝTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Kulübü
Kaynaklar:
[1] ÝTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, http://www.bio.itu.edu.tr, 25 Ocak 2005.
[2] Snustad, D. P., Simmons, M. J., Principles of Genetics, Third Edition, John Wiley & Sons, Inc.,
New York, 2003.
[3] Genetic Engineering: PCR, RFLP Analysis & Gene Therapy, http://members.aol.com
/BearFlag45/Biology1A/LectureNotes/LNPics/Recomb/pcr.gif, 25 Ocak 2005.
[4] Principle of the PCR, http://allserv.rug.ac.be/~avierstr/principles/pcr.html, 25 Ocak 2005.
[5]
Pediatrik
Moleküler
Patoloji
ve
Genetik,
http://www.medicine.ankara.edu.tr
/internal_medical/pediatrics/mol-gen/index.php?PgId=70, 25 Ocak 2005.
Osman Ceylan
www.gazete.itu.edu.tr
Mart 2005
nsanoðlunun
hýrslarýnýn
en
büyüðü ve en vahþisi savaþtýr.
Bitmeyen daha güçlü olma
isteðinden dolayý -daha güçlü
silahlar- için büyük paralar,
emekler harcanmakta. Ýnsanlýk için
yapýlan buluþlar bile savaþ malzemesi
olmaktan kurtulamamýþlardýr malesef:
Atom bombasý; Einstein (Aynþtayn)
fikrinin insan yok etmek için kullanýldýðýný
gürünce (1945'te Japonya'da olanlarý
herkes biliyordur) üzüntüsünü açýkça dile
getirmiþtir.
Günümüzde kullanýlan silahlar genel
olarak patlama esasýna dayalý silahlardýr.
Bu silahlarýn etkisi silahýn fýrlattýðý
mermiye ya da bombaya göre deðiþir.
Bazý silahlar yerin kilometrelerce altýna
etki edebilirken, bazýlarý onlarca metre
kare alaný cehenneme çevirebiliyor
(Vietnam Savaþý'nda tanýdýðýmýz yangýn
bombalarý). Eðik atýþ prensibiyle ilerleyen
bombalarýn imdadýna yetiþen teknoloji,
güdümlü diye anýlan akýllý bombalarla
bizleri tanýþtýrmakta geç kalmadý. Artýk
bombalar belirlenen bir binayý hatasýz
olarak vurmakla kalmýyor, binanýn hangi
penceresinden gireceðini de hatasýz
olarak saptayabiliyor.
Patlayýcý silahlarýn etki alaný kýsýtlýdýr.
Biyolojik-kimyasal silahlar ise kalýcý
zararlara sebep olabileceði için ve bu
silahlarýn
etkisinden
bu
silahlarý
kullananlar da etkilenebileceði için riski
büyüktür. Bu istenmeyen durumlar için
muhteþem (!) bir çözüm vardý:
ELEKTROMANYETÝK SÝLAHLAR.
Elektromanyetik Silah Fikrinin Ortaya
Çýkýþý
Ýlk sayýmýzda unut(tur)ulmuþ bir
dahiden bahsettik: TESLA. Tesla patent
mücadelelerinden doðan sorunlardan
dolayý ömrünün son zamanlarýnda maddi
bakýmdan sýkýntýya düþmüþ ve daha önce
çalýþma yaptýðý manyetik alan ve etkileri
hakkýnda
inanýlmaz
iddialarda
bulunmuþtu:
Yapay
depremler
yapabileceðini, "ölüm ýþýný"ndan ve
kimsenin geçemeyeceði manyetik bir
kalkandan bahsetti, hatta ve hatta dünyayý
bir elma gibi ikiye bölebilecek güçte
silahlar
yapýlabileceðini
söyledi.
Elektromanyetik silah fikri böylece ortaya
Bilim Teknoloji
çýkmýþ oldu. Tesla'nýn ölümünün ardýndan,
Tesla'ya ait tüm depolar, çalýþtýðý yerler ve
kaldýðý otellere kadar Tesla ile bir þekilde
baðlantýsý olmuþ her yer CIA ajanlarý
tarafýndan
basýlmýþ,
mobilyalarýna
varýncaya kadar toplanmýþ ve bilinmeyen
bir yere götürülmüþtür. Tesla'nýn notlarý
halen sýrrýný korumakta, kamuoyu bu
konuda bilgilendirilmemektedir.
Dalga mý Geçiyorsun?
"Red Alert" oyununu bilgisayar oyunu
meraklýsý olup bilmeyen yoktur. Oyundaki
manyetik kalkan, zihin kontrolü, yapay
hava fýrtýnasý gibi bize “Sadece oyunlarda
olur” dedirten olaylara birçok filmde de
rastlýyoruz.
Geçen
sayýmýzda
bahsettiðimiz gibi, tohumlarý 1900'lerde
atýlan bu fikirler üzerine acaba o
günlerden sonra hiç çalýþma yapýlmadý
mý? Bu sorunun cevabýný birkaç örnekle
arayalým:
Yapay Atmosfer Olaylarý ve Depremler
"Birileri Dünya'nýn havasýný kumanda
edebilir, gelgiti ve denizin yükselme
seviyesini deðiþtirebilir, sýcak iklimleri
dondurabilir." Lyndon B. Johnson, ABD
Senatörü, 1957
"Ýnsanlar iklimin edilgen nesneleri
olmaktan çýkýp onu biçimlendirmeye
baþlayacaklar, kurak bölgeler için yaðmur
toplayabilecek, selleri, dolu ve kar fýrtýnasý
bulutlarýný daðýtabilecekler." Sergei
Korolev, Ýlk Dönem Sovyet Uzay Programý
Kurucusu, 1963
Depremlerin dýþardan tetiklenebilmesi
üzerine Tesla'nýn çok uzun zaman önce
çalýþmalar yaptýðýný ve baþarýlý olduðunu
biliyoruz.
Özellikle
Avustralya'da
depremlerin madenlerde yol açtýðý
zararlarý inceleyen John Watts (Jeobilim
Danýþmaný)
yaptýðý
çalýþmalarda
1900'den beri gölgede hiçbir deprem
kaydý olmamasýna raðmen ansýzýn ortaya
çýkan bu depremlerin madenlerde sebep
olduðu hasarlarýnýn normal depremlerin
verdiði hasarlardan çok farklý olduðunu
gösterdi. Daha sonra anlaþýldý ki Japon
Aum Tarikatýn bu bölgeden çok büyük
miktarlarda toprak almýþtý ve bölgede
Japon turistler dolaþmaktaydý! (Aum,
Japonya'daki metro saldýrýsýyla gündeme
gelmiþti) Tarikatýn Ruslarla gizli çalýþmalar
yaptýðý yönünde söylentiler vardý. 5
binden fazla insanýn ölümüne ve Japon
sanayisinin temel taþlarýndan olan
Kobe'nin yerle bir olmasýna sebep olan
depremi (17 Ocak 1995) bilinen meþhur
Aum üyeleri tarafýndan önceden tahmin
edilmiþti. (Ayrýntýlý bilgi ve Aum-Rus
iþbirliðine iliþkin kanýtlar için Aydoðan
Vatandaþýn Kýzýl Tarikat kitabýna bakýnýz.)
Tüm þüpheli depremler ve olaylardan
önce görülen ateþ toplarý buralarda da
görülmüþtü!
Ateþ Toplarý
Görgü þahitlerinin anlattýklarýna göre
ateþ toplarý turuncu-sarý-beyaz renkte,
kuyruksuz, etrafýndan ateþ parçacýklarý
saçmayan hareket eden ýþýklý bir nesneye
benziyordu. Ateþ toplarý görünmeden
önce hiçbir patlama duyulmuyordu ve
birden ortaya çýkan toplar yeryüzüne
paralel bir yay çizerek ilerliyordu. Ateþ
toplarýnýn birçok þüpheli olaydan önce
onlarca görgü tanýðý tarafýndan görülmesi
ve yaklaþýk olarak ayný þekili tarif etmeleri
kýyamet teknolojilerine yönelik þüpheleri
artýrdý. Hatýrlayacaðýnýz gibi 1999 Gölcük
Depremi'nden önce de bu ýþýk saçan
toplarý gördüðünü iddia eden onlarca
görgü tanýðý vardý.
Elektronik Sistemlerin Göçertilmesi
Elektromanyetik darbe etkisi ilk olarak
havada patlatýlan nükleer silahlarýn
denenmesi sýrasýnda gözlemlendi. Bu
enerji darbesi etki alanýnda bir
elektromanyetik alan oluþturuyordu ve bu
alana maruz kalan iletkenlerde ve
elektronik malzemelerde kýsa süreli ama
binlerce voltluk bir gerilim oluþuyordu. Bu
darbe özellikle elektronik ekipmanlarda
geri dönüþü olmayan hasarlara sebep
olabilecek yeterliliktedir. Özellikle yeni
nesil sistemlerin MOS tümdevre adýný
verdiðimiz hassas bir yapýda olduðunu ve
artýk elektroniðin girmediði bir makine,
araç kalmadýðýný düþünürsek iþin ciddiyeti
daha net ortaya çýkar. Yakýn zamandan
örnek verebiliriz: Irak'ýn elektronik
haberleþme alt yapýsýný etkisiz hale
getirmek
için
bu
tür
silahlarýn
kullanýlacaðýna yönelik açýklamalar
yapýlmýþtý.
Elektromanyetik Casusluk
En çok kullanýlan veri iþleme,
depolama aracý olan bilgisayar ile bu
konuyu açýklayalým: Bilgisayarýmýzýn her
parçasýndan, manyetik dalgalar yayýlýr. Bu
dalgalar uygun sistemler ile alýnýp
iþlenebilir.
Birkaç
kilometreden
monitörünüzden yayýlan ýþýnlar toplanýp
iþlenebilir ve sizin o anda monitörünüzde
neler olduðu bilinebilir.
Elektromanyetik
casusluk
askeri
alanda da önemli bir konudur ve bunun
üzerine
çok
ciddi
çalýþmalar
yapýlmaktadýr. Yurt dýþýndaki birçok
büyükelçiliklerde þifreleme sistemlerinin
bulunduðu odalarýn manyetik casusluklara
www.gazete.itu.edu.tr
5
karþý korumalý olduðu bilinen bir gerçektir.
Düþünce Kontrolü ve ÖLÜM
Sovyetler Birliði enerji ve psiko-enerji
teknolojisine yönelik çalýþmalarý geçmiþe
dayanýyordu.
Moray,
Abrams,
Hieronymous, Tesla, Dela Warr, Down ve
Reich gibi kiþilerin çalýþmalarý temel
alýnarak batýda da beyin üzerine
çalýþmalar devam ediyordu. 1974'te Çek
mühendis Robert Pavlita böcekleri
uzaktan öldürmeyi baþarmýþtý. 1979'da
Sovyet bilimadamlarýnýn birkaç km öteden
keçileri öldürebilen ya da yanlýþ yönlenme
ve kapasite düþüklüðü gibi sonuçlar
ortaya çýkaran sistemler üzerine çalýþtýðý
deðiþim programýyla oraya giden bir
Amerikalý biyolog tarafýndan bildirilmiþtir.
Yakýn geçmiþe bakacak olursak, Körfez
Savaþý'ndan sonra Amerikalý askerlerde
oluþan ve Körfez Sendromu diye
adlandýrýlan psikolojik sorunlarýn, Irak
askerlerine karþý kullanýldýðý iddia edilen
moral bozmaya, dikkatsizliði arttýrmaya
yönelik silahlardan etkilendiklerine yönelik
teoriler ortaya atýlmýþtý.
Tesla Kalkaný
Savaþýn olmazsa olmazlarýndan birisi
þüphesiz iyi bir savunmadýr. Özellikle
önemli alanlarýn (nükleer santraller,
barajlar, silah fabrikalarý, silah depolarý,
rafineriler...) korunmasý her zaman
önceliklidir. Klasik savunmanýn kat kat
üzerinde koruma saðlayacak bu kalkan,
Tesla'nýn (1930) fikir babalýðýný yaptýðý,
önemli bir konudur.
Sonuç
Tüm bu iç karartýcý silahlara karþýn, bu
teknolojilerin iyi niyetli amaçlar için
kullanýlmamasý için hiçbir sebep yoktur:
Ozon tabakasýndaki deliðin kapatýlmasý
(Tesla Kalkaný), zayýflamak isteyenlere
içgüdüsel olarak telkinde bulunulmasý
(zihin
kontrol),
þiddetli
fýrtýnalarý
önlemek... Genel Kurmay belgelerine de
geçen kýyamet silahlarýn sýnýrsýz etkileri,
kýyameti insanoðlu kendi eliyle mi
yapacak sorusunu akýllara getiriyor. Bilimi
daha yaþanýlýr bir dünya için kullanmak
gerektiði anlaþýldýðýnda umarýz dünyada
yaþanacak yer kalmýþ olur.
Osman Ceylan, [email protected]
Kaynaklar:
1. Aydoðan Vatandaþ, Kýzýl Tarikat, s. 55,
Karakutu Yayýnlarý
2. TESLA, Anlaþýlamamýþ Dahi, Margaret
Cheney, Aykýrý Yayýnlarý
3. TESLA, Anlaþýlamamýþ Dahi, Margaret
Cheney, Aykýrý Yayýnlarý
4. www.westwood.com
5. Aydoðan Vatandaþ, AghartaElektromanyetik Savaþ Baþladý, s.140,
Timaþ Yayýnlarý
6. Kara Kuvvetleri Genel Plan ve
Prensipler Baþkanlýðý, Bülten Nu: 115, 28
Ekim 1999 (Gölcük Depremi'nden hemen
sonra ! )
Küresel ýsýnma, çevre kirliliði,
tükenen enerji kaynaklarý... Evimiz
yerküremize nankörlük ettiðimizin
ayrýmýna varmaya baþladýðýmýz þu
günlerde onu daha yaþanýlýr bir
yer haline getirmek için çýkýþ
kapýlarý arýyoruz.
atýlan gruba Uçak-Uzay, Makina ve
Ýþletme Fakültelerinden öðrencilerin dahil
olmasýyla ÝTÜ Güneþ Arabasý Ekibi
(GAE) bugünkü disiplinlerarasý þeklini
almýþ. Arkadaþlarýmýz bugünlerde, 14 ay
önce baþlayan maceralarýnda “Arýba”
adýný verdikleri güneþ arabasý projelerinin
tasarým kýsmýný tamamlamýþ olmanýn
heyecanýný yaþýyorlar.
p tipi) güneþ hücreleri(fotovoltaik gözeler)
tarafýndan emilen ýþýk, foto-elektrik
akýmýnýn oluþmasýný saðlar. Burada elde
edilen enerji araç hareket halindeyken
motor
kontrolörüne
yönlendirilir,
ihtiyaçtan fazla enerji üretilmesi halinde
ise akülerde depolanýr.
Güneþten elde edilen enerjinin yeterli
Günes arabasý nasýl
çalýþýyor?
Henüz daha baþýnda bulunduðumuz
21. yy önemli yeniliklere sahne olacaksa
bunlarýn en önemlilerinden biri de içten
yanmalý motorlu vasýtalarýn günlük
hayattaki yerlerini elektrik, hidrojen gibi
"temiz" enerji kaynaklarýyla çalýþan
araçlara býrakmalarý olacaktýr.
Bu
evrimin
gerçekleþmesinde
geleceðin mühendisleri olacak bugünün
giriþimci üniversite gençliðinin öncülük
edeceði kuþkusuz. Henüz bu sürecin
oldukça baþýnda sayýlýrýz, çünkü fosil
yakýtlara sunulan seçeneklerin hayata
geçmesi için çözüm bulunmasý gereken
pek çok problem var. Kaynak olarak
hidrojenin üretim, daðýtým ve depolanma
aþamalarýndaki zorluklar mevcut. Elektrik
enerjisini kullanan araçlarýn ise yüksek
güce sahip elektrik akülerinin kýsa sürede
boþalmalarý aþýlmasý gereken bir engel.
Bu durum dikkati yolculuk sýrasýnda
kullanacaðý enerjiyi saðlayabilen ve
akülerini doldurabilen elektrikli araçlara
çekiyor. Evet, uzay teknolojisini yollara
taþýmayý
hedefleyen
güneþ
arabalarýndan bahsediyoruz.
Dünyada bu teknolojinin geliþimini
teþvik etmek için senelerdir düzenlenen
yarýþmalar mevcut. WSC (World Solar
Challenge), FormulaSun bunlardan
sadece bazýlarý. Tübitak bir ilki
gerçekleþtirerek 2005 Aðustos'unda
gerçekleþecek bir güneþ arabasý
yarýþmasý düzenliyor, FormulaG. Pek çok
üniversite takýmýnýn katýlýmýyla Kurtköy
Formula 1 pistinde gerçekleþtirilecek
olan bu yarýþta ÝTÜ'yü de temsil edecek
bir ekip mevcut tabi ki. 2004 Mayýs'ýnda
ÝTÜ
Elektrik-Elektronik
Fakültesi
öðrencilerinin bir araya gelmesi ile temeli
7
Güneþ Arabalarý
Mart 2005
Güneþ arabasýnýn genel tasarýmýnda
kabuk tasarýmý çok önemli bir rol oynar.
Aracýn aerodinamik olmalý ve araç güneþ
enerjisini en iyi þekilde toplayabilmelidir.
Bu yüzden güneþ arabalarýnýn kabuk
tasarýmýnda genelde kanat profili
benimsenir. Böylece hem þekilde kýrmýzý
ile gösterilmiþ alanlarda oluþan daðýnýk
hava akýmlarý önlenmiþ olur hem de alt
ve üst kýsýmda havanýn farklý uzunluklar
tekerlek
göbeðine
herhangi
bir
aktarmaya
ihtiyaç
duyulmadan,
doðrudan baðlanabilmesi, kayýplardan
önemli ölçüde kurtulmak anlamýna
geliyor.
Bu
þekilde
baðlanmýþ
sistemlerde motordan %95'e yakýn verim
alýnabiliyor.
Süspansiyon, tekerlekler, frenler ve
direksiyonu kapsayan mekanik aksam
açýsýndan en önemli unsurlardan birisi
aðýrlýðý ve sürtünmeyi düþük tutarken
saðlamlýktan ödün vermemek. Bu
sistemlerin tasarýmlarý kabuk tasarýmýna
göre deðiþkenlik gösterebiliyor.
olmadýðý durumlarda aküler motoru
beslemek için kullanýlýr ki bu da sürüþün
devamlýlýðýný saðlar. Elektrik motorlarýnýn
baþka bir özelliði ise elektrik enerjisini
hareket enerjisine çevirebildikleri gibi
Güneþ Hücreleri
Güneþ hücrelerinde þekildeki gibi yarý
iletken katmanlar bulunur. N tipi yarý
iletkenlerin doðasý gereði, enerji ile en
dýþ elektron bandýndaki (valens bandý) bir
elektron iletim bandýna geçerek iletkenlik
saðlar. P tipi yarý iletkende ise "elektron
almasýyla oluþan basýnç farký kullanýlarak
aracýn belli bir ölçüde havanýn kaldýrma
etkisini kullanmasý saðlanýr.
Gün boyunca güneþ yerküreyi yaydýðý
radyasyonla beslerken alýnan enerji
miktarý zamana, coðrafi konuma ve hava
koþullarýna baðýmlý olarak deðiþir.
Güneþten alýnacak enerjiyi en verimli
þekilde kullanabilmek için bu deðiþimin iyi
bilinmesi gerekmektedir.
Yarý iletken malzemeden oluþan ( n ve
hareket
enerjisiyle
de
elektrik
üretebilmeleri, yani jeneratör olarak
kullanýlabilmeleridir. Bu þekilde motorun
jeneratöre
çevrilmesi
sayesinde
"besleyici fren" kavramý ortaya çýkar, hýz
düþürülürken aküler bir miktar da olsa
beslenmiþ olur.
Güneþ arabasýnýn en karmaþýk
elemanlarýndan birisi ise "MPPT
(Maximum Point Power Tracker)" adý
verilen güneþ hücrelerinden elde edilen
enerjinin
en
yüksek
verimle
kullanýlabilecek þekilde düzenlenmesini
saðlayan parçalardýr. Gücün tavan
seviyede tutulabilmesi için akým ve
gerilim deðerlerinde gerekli ayarlamalarý
yapar.
Güneþ
arabalarýnda
elektrik
motorlarýnýn kullanýlýyor olmasý devrimcil
bazý yararlar saðlýyor. Motor milinin
www.gazete.itu.edu.tr
boþluklarý" yani pozitif yük taþýyýcýlarý
mevcuttur.
Absorbe
edilen
ýþýk
fotonlarýnýn saðladýðý enerji ile elektronlar
bir katmandan ötekine atlar ve bu
hareket sonucunda elektrik akýmý oluþur.
Kaynakça:
http://www.ariba.itu.edu.tr/
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/formulag/i
ndex.htm
http://www.formulasun.org/
http://www.wsc.org.au/
Engin Özsoy, [email protected]
8
Tsunami
Mart 2005
Dünyamýzda
gerçekleþen doðal afetler, insanlara
beklenmedik olaylarýn yaratacaðý etkilerin
inanýlmaz boyutlara ulaþabileceðini açýkça
gösterdi. Doðal afetlerin yýkýcýlýðý ve ölümcüllüðü en son
Asya’daki “Tsunami” ile tekrar gözler önüne serildi. Peki nedir
bu Tsunami? Prof. Dr. Sedat Kabdaþlý, Ar. Gör. Özgür Kýrca ve Ýnþaat
Yük. Müh. Özgür Kýrlangýç ile enine boyuna tartýþtýk
“Tsunami” teriminin dünya dillerine
yerleþmesi
15
Haziran
1896’da
Japonya’da gerçekleþen ve 21.000
kiþinin ölümü ile sonuçlanan “Büyük Meiji
Tsunamisi”nden sonra oldu. Japonca’da
“Liman Dalgasý” anlamýna gelen
“Tsunami”, okyanus veya denizlerin
tabanýnda oluþan deprem, zemin
k a y m a l a r ý ,
volkanik
patlamalar gibi olaylar sonucu açýða
çýkan enerjinin deniz yüzeyinde uzun
periyotlu
dalgalar
oluþturmasýyla
meydana gelir. Bununla birlikte denize
göktaþý düþmesiyle de tsunami oluþabilir.
Genel olarak, jeolojik etkilerle tabanda
oluþan bir hareketlenmenin su yüzeyinde
dalga oluþturmasýna, ne büyüklükte
olursa olsun, tsunami adý veriliyor.
ÝTÜ’de uzun yýllardýr tsunami
konusunda
araþtýrmalar,
deneyler,
modellemeler yapýlmýþ ve yapýlmakta.
Hidrolik Laboratuvarý, Avrasya Enstitüsü,
Biliþim Enstitüsü bu konuda deneysel ve
sayýsal çalýþmalarýn yapýldýðý, bu alanla
ilgili yüksek lisans ve doktora
çalýþmalarýnýn yürütüldüðü merkezlerden
birkaçý.
ÝTÜ Ýnþaat Fakültesi Hidrolik Anabilim
Dalý’nda tsunaminin kýyýya etkileri ile ilgili
çalýþmalar yürüten Prof. Dr. Sedat
Kabdaþlý, yine Hidrolik Laboratuvarý’nda
Uzun Dalgalarýn Kýyýdaki Daðýlýþlarýnýn
Ýncelenmesi konusunda çalýþmalar
yapan doktora öðrencisi Ar. Gör. Özgür
Kýrca
ve
Tsunami
Oluþumunun
Modellenmesi ile ilgili çalýþmalar yapan
ÝTÜ Biliþim Enstitüsü Hesaplamalý Bilim
ve Mühendislik Programý doktora
öðrencisi Özgür Kýrlangýç ile biraraya
gelerek tsunami’nin nasýl oluþtuðunu, bu
konuda yapýlan çalýþmalarý, son tsunami
afetini
ve
Marmara’da
beklenen
depremin tsunami
yaratýp
yaratamayacaðýný
konuþtuk.
Kýyý
bilimleri
ve
mühendisliði
konusunda çalýþmalarý olan ÝTÜ’nün bu
alandaki
lisansüstü
programýnýn
koordinatörlüðünü yürüten Prof. Dr.
Sedat Kabdaþlý, kýyý süreçleri, kýyý kirliliði,
kýyý alanlarý yönetimi ve kýyý yapýlarý gibi
birçok alanda akademik çalýþmalarýný
sürdürmektedir. Yaklaþýk 5 yýldýr tsunami
ve diðer uzun dalgalarla ilgili araþtýrmalar
yapan Kabdaþlý, bu konu ile iligili bir çok
yüksek lisans ve doktora tezinin
danýþmanlýðýný yürütmüþtür. Prof. Dr.
Sedat Kabdaþlý, normal dalgalarýn rüzgar
tarafýndan
oluþtuðunu
ve bu dalgalarýn
denizin yüzeyindeki
su katmanýnýn içerisinde
hareket yarattýðýný ancak tsunamide
hemen hemen bütün derinlikteki su
katmanýnýn hareket halinde ve enerjiye
sahip olduðunu söylüyor. Kabdaþlý’nýn
verdiði örnek bu durumu çok iyi açýklýyor:
“Bir denizaltý, yukarýda kýyamet gibi
fýrtýna olsa bile 30 metre aþaðýya
indiðinde hissetmiyor fýrtýnayý. Çünkü
denizin üst kýsmýnda bir yüzey hareketli.
Bu dalga hareketidir.”
Tsunami dalgalarý ise çok uzun dalga
boylarýna ve periyotlarýna sahip olduklarý
için, oluþtuklarý noktadan kýyýya doðru
çok yüksek bir enerji taþýrlar. Böyle bir
enerji transferinin gerçekleþiyor olmasý
da, okyanus veya denizin açýklarýnda
baþlayan bir tsunami hareketinin, kýyýya
çökmenin miktarý ve elbette tüm bu
olaylarýn gerçekleþtiði okyanus derinliði
ile yüzeyde oluþan tsunami dalgasý
arasýnda iliþkiler bulmaya çalýþmak
olduðunu söyleyen Özgür Kýrlangýç,
bilgisayar ortamýnda 1000 m ve 100 m
derinlikteki iki rezervuarda çeþitli yer
hareketleri senaryolarýnýn oluþturacaðý
dalgalarý incelemiþ.
Ýlginç bir nokta, tsunami oluþumunda
enerjinin yerden suya iletildiði ilk
saniyelerde suyun "sürtünme" ve
Özgür Kýrlangýç’ýn çalýþmalarýndan görüntüler
yaklaþtýkça büyümesine ve þiddetlenmesine neden oluyor, büyük bir basýnçla
büyük bir su kütlesinin aktarýmý
gerçekleþiyor.
Tsunamiyi üç aþamada incelemek
gerekiyor: oluþumu, ilerlemesi ve kýyýlara
ulaþmasý; doktora öðrencisi Özgür
Kýrlangýç, ODTÜ Ýnþaat Mühendisliði
Bölümü'nde, Doç. Dr. Ýsmail Aydýn ile
hazýrlamýþ olduðu yüksek lisans tezinde
deniz tabanýnda meydana gelen ani
hareketler neticesinde tsunami dalgalarý
oluþumunun matematiksel modellemesi
ve bilgisayarlý simülasyonu üzerinde
çalýþmýþ. Özgür Kýrlangýç modelinde tüm
lineer olmayan etkileri de hesaba katarak
tsunaminin ilk oluþum aný üzerinde
yoðunlaþmýþ. Amacýnýn, düþey yöndeki
yer hareketinin hýzý, hareket eden
bölgenin geniþliði, yükselme veya
www.gazete.itu.edu.tr
"sýkýþabilme"
özelliklerinin
ihmal
edilemeyecek kadar etkin hale gelmesi.
Bu sayede hem su içindeki sonlu ses
hýzýna baðlý olarak, zemindeki ilk
hareketlenme aný ile su yüzeyinde ilk
dalganýn belirmesi aný arasýnda beklenen
zaman farkýný, hem de su hacminin ilk
þokun
ardýndan
düþey
yönde
yaylanmaya benzeyen ve zamanla
sönümlenen hareketini gözlemlemek
mümkün
olmuþ.
Diðer
yandan
hesaplamalarda
moleküller
arasý
sürtünme etkileri ihmal edilmemiþ
olmasýna karþýn, yer hareketlenmesi
tamamen durduktan ve yüzeyde tsunami
dalgasý oluþtuktan sonra dalganýn çok
uzun süre enerjisini kaybetmeden
rezervuar içerisinde çalkalandýðý da
gözlemlenmiþ. Bu da tsunamilerin bir
kere oluþtuktan sonra çok uzun
Mart 2005
9
Tsunami
ÝTÜ Hidrolik Laboratuvarý’nda gerçekleþtirilen tsunami deneyinden görüntüler
Prof. Dr.
mesafeleri nasýl kat ettiklerini açýklýyor.
Modelinin 2-boyutlu olmasýna ve
rezervuar geometrisini olabildiðince sade
seçmesine raðmen çözüm süresinin en
hýzlý kiþisel bilgisayarlarla bile birkaç gün
alabildiðini belirten Özgür Kýrlangýç, 3boyutlu ortamda, gerçek jeolojik profiller
üzerinde ve gerçek deprem hareketleri
ile daha gerçekçi çözümler elde etmenin
ancak
çok
iþlemcili
bilgisayar
sistemlerinde
paralel
hesaplama
teknikleri kullanýlarak mümkün olacaðýný
söyledi.
Tsunaminin oluþtuðu yerde ölçüm
yapmanýn zor olduðunu belirten Prof. Dr.
Sedat Kabdaþlý,
þimdiye kadar
tsunaminin oluþtuðu yerde ölçüm
yapýlamadýðýný belirtti. Açýk denizde
tsunami ölçümü yapmanýn zorluðu bu
durumda öne çýkýyor. Açýk denizde çok
geniþ su katmaný olduðu için tsunami
farkedilemiyor. Tsunami çevresinde
yapýlan ölçümlerde ise 20-40 cm
civarýnda deðerler kaydedilmiþ. Ancak
kýyýya yaklaþtýkça açýk denizde 20 cm
olan dalga boyu, 15 metreye varabiliyor.
Kýyýya yaklaþtýkça, sýðlaþan kesimlerde
týrmanmaya baþlayan tsunami, hýzla
hareket eden büyük bir su kütlesi halini
alýyor. Sedat Kabdaþlý, yaptýklarý
araþtýrmalarda kýyýya gelen bu dalga
hareketinin en yüksek enerjiye sahip
olduðu noktanýn, söylenenlerin aksine
kýyýda deðil, -30, -50 metrelerde, kýyýnýn
açýklarýnda olduðunu
ve
tsunaminin
burada
kýrýlarak
kýyýya doðru hýzla
ilerlediðini belirtiyor.
Bu dalgalarýn
kýyýda sergiledikleri
hareketler ve kýyýya
verdiði hasarlarda,
kýyýnýn
özellikleri
önemli bir faktör
sergiliyor. Tuzla ve
Kadýköy kýyýlarýndan
kesitler
alarak
incelemeler yapan
Özgür Kýrca, kýyý
çizgisi gerisinin düz
olmasý,
tsunami
dalgasýnýn rahatça
yayýlmasýna ve geri
dönmesine olanak
saðlayacaðýndan,
böyle
kýyýlardaki
tsunami
etkisinin
büyük derecelerde
olabileceðini, ancak
kýyý gerisi sarp,
kayalýk olan kýyýlarda
bu etkinin çok da
önemli bir sonuç
Sedat Kabdaþlý
doðurmayacaðýný
söyledi. Tabi burada
dalganýn izleyeceði yol da önemli bir
etken. Örneðin bir koyda hareket eden
dalga zamanla daralacaðý için hýzýnda
artýþ kaydediliyor ve daha büyük bir etki
yapýyor. Özgür Kýrca’ya göre tsunaminin
deniz tabanýnda yaptýðý etkiler de
kýyýdaki etkileri kadar yýkýcý. Yaptýklarý
sayýsal model çalýþmalarýnda deniz
tabaný özelliklerine baðlý olarak yarým
metreden on metre mertebesine kadar
deðiþen deniz tabaný yýkýlmalarý
görülmüþ. Tsunaminin kýyý yapýlarýnda
yaratabileceði etkiler göz önüne
alýndýðýnda bu yapýlarýn tasarým ve
inþaatýnda belirleyici olmasa da tsunami
olasýlýðýnýn dikkate alýnmasý gerektiðini
söyleyen Özgür Kýrca’nýn Kadýköy’le ilgili
modelleme
çalýþmasýnda,
mevcut
bulunan atýk su deniz deþarjý yapýsýnýn
senaryoda öngörülen mertebede bir
tsunami sonucunda önemli ölçüde hasar
görebileceði sonucuna varýlmýþ. Ancak
ülkemizde Güney Asya’da meydana
gelen tsunami mertebesinde bir afet
gerçekleþemeyeceði de çalýþmalarýndan
çýkarýlan sonuçlar arasýnda.
Tsunami oluþumunda denizdeki fayýn
yatay veya dikey atýmlý olmalarý da
önemli bir etken olarak gösteriliyor ve
yatay
atýmlý
faylarýn
tsunami
yaratamayacaðý söyleniyor. Bu konuda
da önemli bir örnek Marmara
Denizi’ndeki fay hattýnýn yatay atýmlý fay
olmasý ve tsunami oluþturma riskinin az
görünmesi.
Marmara Denizi’nde oluþabilecek
tsunami ile ilgili farklý görüþler var. Kimi
uzmanlara göre büyüklüðü 6.0’ýn
üzerinde ve sýð odaklý bir depremin
gerçekleþmesi tsunami yaratabilir. Kimi
bilimadamlarýnca
tarihte
Marmara
Denizi’nde büyük etkiler yaratan
tsunamilerin oluþtuðu yönünde savlar
sunulmakta. 1509 ve 1894 yýllarýndaki
Ýstanbul depremlerinde tsunaminin
Ýstanbul
üzerinde
etkili
olduðu
savunuluyor. 1509 Ýstanbul Depremi ile
oluþan
tsunaminin
týrmanma
yüksekliðinin çok büyük olduðu ve
Ýstanbul Surlarýný aþtýðý da iddia ediliyor.
Ancak bu görüþe karþý Sedat Kabdaþlý
bu denli büyük bir tsunaminin Marmara
Doktora Öðrencileri Özgür Kýrlangýç ve Özgür Kýrca
www.gazete.itu.edu.tr
Denizi’nde
olmasýnýn
mümkün
olmadýðýný
söylüyor.
Yapýlan
çalýþmalarda tsunami oluþma riskleri
sonucuna varýlmýþ ama tsunami
oluþmasý durumunda da yaklaþýk 1,5-2
metre gibi bir su kabarmasýnýn
gerçekleþme
olasýlýðýnýn
olduðu
görülmüþ. Marmara Denizi’ndeki ana
fayýn yatay atýmlý olmasý büyük çapta
tsunami oluþma riskini azaltýyor. Sedat
Kabdaþlý, Marmara Denizi’nin kapalý bir
kap özelliði sergilediðine de deðinerek,
bu
özelliðininden
kaynaklan
su
kütlelerinin oluþma riskinin olduðunu,
yaptýklarý araþtýrmlarda Gölcük’te de
böyle bir durumun gerçekleþmiþ
olduðunu ve Marmara Denizi’nin yatay
atýmlý faya sahip olduðu için bir deprem
olmasý sonucunda denizde bir çalkantý,
bir su hareketinin beklendiðini ancak
iddia edildiði gibi Ýstanbul Surlarý’ndan
aþma olasýlýðýnýn olmadýðýný söyledi.
Son tsunami afetini de inceleyerek
tsunami sonrasý etkilere gözatarsak,
önemli bir nokta ölüm sayýsý ile maddi
hasarýn fazlalýðý ve ayrýca uzun süreli
çevre kirliliði. Can ve mal kaybýnýn çok
olmasýnýn nedenlerinden birisi sel
baskýnýný andýran þiddetli su kütlesi
hareketi. Bir diðer önemli neden ise,
tsunamiler ve tehlikeleri hakkýnda halkýn
bilgisizliði. Öyle ki, tarihteki birçok
tsunaminin öncesinde gözlenen kýyý
þeridinin geri çekilmesi gibi denizdeki
sýradýþý hareketlenmeler, meraklýlarý
kendine çekmiþ ve sonrasýnda da birçok
cana mal olmuþtur.
Tsunaminin geri çekilmesi sýrasýnda
karadan denize taþýnan toprak ve diðer
cisimler deniz içerisinde bulutsu kirlilik
tabakalarý oluþturuyor ve bu da çevresel
sorunlara neden oluyor. ÝTÜ Hidrolik
Laboratuvarý’ndaki
deneylerde
de
gözlemlenen bu tabaka çok yavaþ ve
keskin bir katman þeklinde oluþuyor. Bu
tabakanýn
normal
dalgalardaki
tabakalanmadan farklý bir durum
sergilediðini belirten Sedat Kabdaþlý,
bulut
oluþumunun
matematiksel
çözümlenmesine yönelik bir araþtýrma
projelerinin olduðunu da söyledi.
Türkiye
ve
dünyada
tsunami
konusunda
yapýlan
çalýþmalarda
özellikle “güvenilir” tsunami erken uyarý
sistemlerinin geliþtirilmesi ve kurulmasý,
güncel ve umut veren bir konudur. Ancak
kýyýlarýn ve halkýn tsunami riskine karþý
önceden hazýrlýklý ve bilinçli olmalarý ve
olasý bir tsunami anýnda ve sonrasýnda
acil durum eylem planlarýnýn hazýr
olmasý, bu tür afetlerin yaratacaðý
etkilerin boyutlarýnda önemli rol
üstlenecektir.
Fatih Avcý, [email protected]
Fotoðraflar, Ali Çetin Çetinel
10
Etkinlikler
Deðiþime var mýsýnýz?
“Erasmus”
Avrupa Birliði Socrates Eðitim Programlarý,
eðitimli insanlarýn Avrupa'da dolaþýmýný
hedefleyen bir Avrupa Birliði projesidir. Bu proje
içinde üniversite bünyesindeki akademik
personel ve öðrencileri kapsayan bir program
var: Erasmus Programý. Birebir yurtdýþýndaki
eðitime katýlma ve farklý kültürleri tanýma
olanaðýný sunan Erasmus Öðrenci Deðiþim
Programý için , ÝTÜ’de her türlü destek ve bilgi
hizmeti için Avrupa Birliði Merkezi (ABM)’ne
baþ vurabilirsiniz.
Nedir Bu Erasmus?
Bir dönem ya da bir yýl yurt dýþýnda akademik
eðitimi amaçlayan Erasmus programý, çeþitli
kültürlerin kaynaþmasýný ve eðitimde kaliteyi
artýrmayý ve yaygýnlaþtýrmayý hedefliyor. Deðiþim
sýrasýnda öðrencilerin eðitim sürelerinin uzamamasý
ve ders kayýplarýyla ilgili problem yaþanmamasý için
farklý bir kredi sistemi karþýmýza çýkýyor. Avrupa Kredi
Transfer Sistemi (AKTS) benzer içerikli derslere
ortak kredi uygulamasýyla eðitimde birlik için geniþ
bir alt yapý aðý örüyor. Program; farklý bir eðitim, dil
ve kültür karþýsýnda öðrencinin olasý dil sorunlarýna
karþý Ýngilizce, Fransýzca ve Almanca dýþýndaki
dillere her ülkenin Ulusal Ajansý dil kursu olanaðý
saðlarken, yýl boyunca yaþayabileceði maddi
sorununa ise Erasmus Burslarý ile çözüm sunuyor.
Öðrenciye sadece bir kez programa katýlma hakký
verilirken; öðrencinin Lisans, Yüksek Lisans veya
Doktora Programlarýnýn ilk yýlýnda olmamasý
gerekiyor.
Ýlk zamanlar ÝTÜ'de Erasmus
Avrupa'da senelerdir yürütülmekte olan Erasmus
Programý üniversitemizde ÝTÜ ABM’nin 2002 yýlýnda
faaliyete geçmesiyle baþlamýþtýr. Almanya Münih
Teknik Üniversitesi ile Mimarlýk, Ýþletme Mühendisliði
ve Bilgisayar Mühendisliði bölümleri arasýnda
yapýlan ortak çalýþma sonucu Pilot Proje'nin baþarýlý
bulunmasýyla Ýstanbul Teknik Üniversitesi tüm
bölümleri ile programa dahil olmuþtur. Bu aþamadan
sonra ise Erasmus Programý ile okulumuz kapýlarýný
tüm Avrupa Üniversitelerine açmýþ, 20’den fazla
ülkenin 60 üzeri üniversitesi ile program dahilinde
çalýþmaya baþlamýþtýr.
En fazla ÝTÜ'den
ÝTÜ 2004-2005 Akademik yýlýnda 122 öðrenciyi
Avrupa’nýn dört bir köþesine gönderirken bu proje
kapsamýnda 23 öðrenciyi de misafir ediyor. Giden
öðrenci sayýsýyla ÝTÜ, Türkiye'de Erasmus programý
ile en fazla öðrenciyi akademik öðrenim için yurt
dýþýna gönderen üniversite oldu. Hali hazýrda var
olan Erasmus Ýkili Anlaþmalarýna ABM yenilerini
eklerken, öðrenci kontenjanlarýnýn git gide artmasý
planlanýyor.
Baðlantýlar ve Anlaþmalar:
Socrates/Erasmus Programý’nda üniversiteler
birbirlerini Ýkili Anlaþmalarla tanýmaktadýr. Ýkili
Anlaþmalar Üniversitelerin Avrupa Birliði Eðitim
Programlarý ile ilgilenen departmanlarýnýn temasý ile
yapýlýr. Anlaþma üzerinde uzlaþmaya varýldýktan
sonra Kurumsal Socrates Koordinatörlerinin
imzalarýyla resmiyete geçen ikili anlaþmalar karþýlýklý
deðiþimi istenen bölümleri ve öðrenci sayýlarýný
içeriyor.
Baþvuru ve Sonrasý:
2005-2006 Akademik yýlý için baþvurular baþlamýþ
durumda. “www.eucenter.itu.edu.tr” sayfasýndan
alýnacak baþvuru formu doldurup gerekli belgelerle
birlikte 1 Nisan 2005 tarihine kadar her Pazartesi ve
Cuma günleri saat 15:00-17:00 arasýnda ÝTÜ
ABM'ye ulaþtýrýlarak Erasmus Öðrenci Adayý
olabilirsiniz. 22 Nisan 2005 tarihine
kadar
açýklanacak sonuçlardan sonra karþý üniversite ile
yazýþmalar, vize, ders seçimi ve kalacak yurt
ayarlama telaþý baþlýyor.
Ders Seçimi:
Erasmus öðrencisi dönem baþýna bölümündeki ve
gideceði üniversitedeki koordinatörün onayladýðý 30
AKTS Kredisini almak ve bunlarýn %70'ini baþarmak
zorundadýr. Derslerin kabulü gitmeden önce
koordinatörünün rehberliðine, Bölüm Ýntibak
Komisyonu'nun kararýna baðlýdýr. Alýnan dersin
ÝTÜ'de dengi olmamasý sonucu öðrenci dersi tekrar
almakla yükümlüdür. Ders içeriklerinin iyi
incelenmesi ders kayýplarýný azaltma açýsýndan
önemlidir.
Olasý Sorunlar:
Avrupa Birliði Socrates/Erasmus Eðitim Programý þu
yýllarda her öðrencinin katýlmak isteyeceði bir
program gibi görünüyor. Fakat bazý noktalarda
öðrenciler bir dönem ya da bir yýlý yurt dýþýnda
geçirmek istemiyorlar. Dönem ve ders kayýplarýnýn
oluþabileceði, not ortalamasýnýn düþmesi olasýlýðý ve
bilmediði bir dilde bilmediði insanlarla olma korkusu
Erasmus programý hakkýnda öðrencilerin kafasýnda
soru iþaretleri býrakýyor. Eðitiminin son yýlýnda
gidecek öðrenciler için olasý ders kayýplarý daha
büyük kaygý oluþturuyor. Bu noktada, kayýplarýn
azalmasý için Bölüm Koordinatörlerinin ve ABM’yi
tavsiyeleri göz ardý edilmemelidir.
Ayrýca, alacaðý dersler uyumlu olmasa da yeni bir
dil öðrenmek, farklý kültürler ve insanlar tanýmak için
Erasmus Programý’ný bir fýrsat olarak görenlerin
sayýsý her geçen gün artýyor, öðrencilik yýllarýnda bu
fýrsatý deðerlendirme hiç de fena fikir deðil. .
Kalacak yer sorunu mevcut olanaklarýný sunan
üniversite ile önceden konuþulup çözülebilir, þunu da
unutmamak gerekir ki gidilecek üniversite kalacak
yer ayarlamak zorunda deðil. Biraz erken davranýp
gidilecek kenti, okulu ve olanaklarý öðrenmek en iyisi
olur.
Maddi problemler verilen bursla çözülüyor.
Deðiþim sýrasýnda öðrenci aylýk 300 Avro ve bir
defaya mahsus yolluk ödeneði 500 Avro Erasmus
bursunu ve eðer varsa Türkiye’de almakta olduðu
burslarý kesintisiz alabiliyor. Önceki yýllarda
yurtdýþýna
giden
Erasmus
öðrencilerinin
söylediklerine göre Ýstanbul’daki masraflarýnýz kadar
bir parayla rahatlýkla geçim saðlanýyor. Ayrýca, aylýk
20 saate kadar yarý-zamanlý çalýþýlabiliyor.
Daha fazla bilgi diyorsanýz:
Avrupa Birliði'nin tüm eðitim programlarý ile
Türkiye'de Ulusal Ajans söz sahibi , bu konuda resmi
internet
sitelerini
ziyaret
edebilirsiniz
(www.ua.gov.tr).
ÝTÜ ABM’de 1 Nisan 2005, Cuma güne kadar her
Pazartesi ve Cuma 15:00-17:00 saatleri arasýnda
baþvurularýnýz kabul ediliyor. ABM’nin internet
sitesinden ise baþvuru için gerekli bilgilere ve
dökümanlara ulaþabilirsiniz.
ÝTÜ ABM: Öðrenci Ýþleri-Otomasyon Binasý, 2.Kat
Oda: 403,407
Tel/Fax: 212 285 71 83/84
E-Posta: [email protected]
Http:// www.eucenter.itu.edu.tr
Seçil Durman
Ali Çetin Çetinel
www.gazete.itu.edu.tr
Mart 2005
Türkiye'nin tek Ýþletme
Mühendisliði
Bölümü
öðrencilerinin 2. evi olan
Ýþletme
Mühendisliði
Kulübü, ÝTÜ'nün en aktif
kulübü olma iddiasýndadýr.
Kulüp,
yalnýzca
düzenlediði etkinliklerle deðil, üyelerine sunduðu
sýcak arkadaþlýk ortamýyla da tanýnmaktadýr.
ÝMK'nýn düzenlediði birçok sosyal etkinliðin en
büyüðü bu yýl 9-12 Mart'ta 6.'sý düzenlenecek
olan Yönetim Bilimleri Kongresi'dir (CMS). 2000
yýlýndan beri Ýþletme Mühendisliði öðrencilerinin
canla baþla çalýþarak en ufak detayýna kadar
incelenerek hazýrlanan kongre ÝTÜ'deki en geniþ
kapsamlý öðrenci organizasyonu olma özelliðine
sahip bulunuyor.
ÝTÜ 6. Yönetim Bilimleri
Kongresi
Yönetm Bilimleri Kongresi'nin amacý; yurt içi ve
yurt dýþýndaki üniversitelerin lisans ve yüksek
lisans bölümlerinde öðrenim gören öðrencileri
bilgi donanýmlý, Ýngilizce'nin etkin kullanýldýðý,
bilgisayar destekli ve uygulanabilirlik seviyesi
yüksek projeler hazýrlamaya teþvik ederek eðitim
sistemine yön vermek ve uluslararasý bilgi
paylaþýmýný saðlamaktýr. Organizasyon, ÝTÜ
Maçka Yerleþkesi’nde, dört gün boyunca
dünyanýn çeþitli ülkelerinden gelen üniversite
öðrencilerinin
buluþmasýna
ev
sahipliði
yapýlacaktýr. Böylece 21. yüzyýlýn yönetici adaylarý
arasýnda bilgi paylaþýmý gerçekleþecektir.
Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde
yapýlacak açýlýþta Nottingham Üniversitesi
ekonomi bölümü öðretim üyesi, Türkiye Ekonomisi üzerine de
çalýþmalarý olan ünlü akademisyen Prof. Michael Bleaney de bir
konuþma yapacaktýr. Kongrenin sonraki 3 günü ÝTÜ Maçka
Yerleþkesi’nde devam edecektir. Kongre çerçevesinde yönetim
bilimleriyle ilgili önemli konuklarýn katýlacaðý çeþitli oturumlar
gerçekleþtirilecektir. Bu yýlki ekonomi, politika, finans, üretim,
pazarlama, lojistik, teknoloji ve kariyer konularýnda; BDDK
Baþkaný
Tevfik
Bilgin,
Ýstanbul
Üniversitesi
Öðretim
Üyesi
Prof.
Dr.
Erol
Manisalý,
TÝSK
Baþkaný
Refik
Baydur, Ýþadamý
Halit Narin, ÝTÜ
Ýþletme Fakültesi
Dekaný Prof. Dr.
Ahmet Fahri Özok,
Tansaþ Pazarlama
Müdürü Bora Tanrýkulu, Galatasaray Üniversitesi Ekonomi
Bölümü Baþkaný Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Ankara Üniversitesi
Öðretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Haþim Köse gibi ünlü konuklarýn
katýlacaðý oturumlar yapýlacaktýr. Kongredeki oturumlar ÝTÜ
Maçka Yerleþkesi Mustafa Kemal Amfisi'nde yapýlacaktýr.
Kongre kapsamýnda ÝTÜ Ýþletme Mühendisliði Kulübü'nün
düzenlediði proje yarýþmasýnýn sunumlarý da gerçekleþtirilecektir.
Prof. Dr. Mustafa Gediktaþ Salonu’nda sunulacak olan
projelerden dereceye giren projeler, kongrenin kapanýþýnda
ödüllendirilecektir.
Yalnýzca bu deðil; kongre süresince Ýþletme Fakültesi’nin
zemin katýnda öðrencilerle þirketleri buluþturmayý amaçlayan
kariyer fuarý da yapýlacaktýr. Kariyer fuarýnda tanýtým masasý
açan þirketler kendilerini tanýtacaktýr. Kimi þirketlerse staj
baþvurusu toplayacaktýr. Oluþturulan özgeçmiþ havuzundan
faydalanarak 2000'in üzerindeki izleyici üniversite öðrencisine
kariyer olanaðý sunulacaktýr. 6. Yönetim Bilimleri Kongresi'ne
sadece ÝTÜ dýþýndan 1000 öðrencinin katýlýmý beklenmektedir.
ÝTÜ'lülerden katýlým ücreti alýnmayan bu kongreye “Arýyorum”
aracýlýðýyla hepinizi davet ediyoruz.
Cem Ovyat, Cihangir Ertaban
ÝTÜ Ýþletme Mühendisliði Kulübü
11
Asýrlardýr Çaðdaþ
Mart 2005
ÝTÜ Radyosu Tarihi
www.radyo.itu.edu.tr
Çeþitli sorunlar nedeniyle þu an sadece internet
üzerinden yayýn yapan ÝTÜ Radyosu’nun
sorumlusu Öð. Gör. Suha Çalkývik ile radyonun
geçmiþi ve geleceði üzerine söyleþtik...
KALÝTELÝ MÜZÝK DÝNLER
MÝSÝNÝZ?
Radyomuz kaliteli, çok sesli
müzik yayýný yapmayý kurulduðu
günden beri ilke edinmiþ ve
sürdürmüþ bir radyo. Suha Bey
dünyanýn birçok üniversite
radyosundan örnekler vererek,
her radyonun bir tarzý olduðunu
vurguluyor ve dünyadaki birçok
üniversite radyosunun, klasik
batý müziði yayýný yaptýðýný
belirtiyor. "Neden popüler müzik
çalmýyorsunuz?" sorusuna Suha
Bey'in verdiði yanýta kulak
verelim dilerseniz:
“Popüler
müzik
ticaridir.
Üretimleri
fazla
emek
gerektirmez.
Kýsa
sürede
tüketilsin diye yapýlýr. Kýsa
sürede tüketilsin unutulsun ki,
yenilerini
satabilelim
düþüncesiyle." Reklam girdisi
olmayan ÝTÜ Radyosu'nun her
yerde kolaylýkla ulaþýlabilecek
popüler müziðe yönelmesi bu
noktada
anlamsýzlaþýyor.
Radyomuz kurulduðu günden
beri dinleyicilerinde bir klasik
batý müziði kültürü oluþturmayý
hedef seçmiþ. Bu evrensel
müzik kültüründe buluþmak,
bizlere birçok platformda, ister
sosyal hayatta, ister iþ hayatýnda
en azýndan ortak bir etkileþim ve
paylaþma ortamý saðlayacaktýr.
Radyoda aðýrlýklý klasik
müziðin yaný sýra caz ve rock
müziðin seçkin örneklerine yer
veriliyor. Rock Kulübü, Caz
Kulübü ve Klasik Müzik Kulübü
HAVADAN YAYINA ENGEL
NEDÝR?
Radyoya gelen ve
arþivlenen istek ve destek
mektuplarý..
baðýmsýz
programlar
düzenleyerek radyomuza renk
katýyor. Ýstanbul’daki kültür sanat
etkinliklerinden haberler ve
teknoloji saati gibi programlar da
ÝTÜ
radyosunun
yayýnlarý
arasýnda yer bulmakta.
Suha Bey, radyomuzun 95-99
döneminde
tekrar
MaslakLevent çevresinde havadan
yayýna
baþladýðýný,
ayný
dönemde radyomuzun teknik
sorumlusu Sayýn Dr. Bülent
Yaðcý'nýn da büyük çabalarý ile
kablo tv üzerinden yayýna
geçildiðini belirtti. Bu süreçte
radyoya reklam tekliflerinin
gelmeye
baþladýðýný
da
sözlerine ekledi. Radyonun
genellikle iþ yerlerinin yoðun
olduðu bir çevreye ulaþtýðý göz
önüne alýnýrsa yoðun iþ ortamý
içinde tercih edilen müziðin
rahatlatýcý ve dinlendirici nitelikte
tercih edildiði ortaya çýkmakta.
Radyo "bir özel radyonun
Maslak çevresi reklam gelirlerini
engellemesi" sebebi ile yapýlan
bir þikayet sonucu vericisini
susturmak
zorunda
kalmýþ.
BÝR EÐÝTÝM KURUMU:
ÝTÜ RADYOSU
Arþivleme çalýþmalarý
sürüyor...
bünyesinde
bulunan
kütüphanesi ve geniþ müzik
arþivi
ile
gerçekleþtiriyor.
Radyoda çalýþan öðrenciler
klasik batý müziði hakkýnda
bilgileniyor
ve
kendilerini
geliþtiriyorlar. Bunun yaný sýra
radyo çalýþanlarý Suha Çalkývik
tarafýndan her hafta verilen,
diksiyon derslerine katýlýyorlar ve
radyoculuk alanýnda kendilerini
geliþtiriyorlar. Ayrýca radyo ile
ilgili teknik konular hakkýnda da
bilgi sahibi oluyorlar. Bu
özellikleriyle radyo bir okul olma
özelliði taþýyor. ÝTÜ radyosunda
yetiþip þu an çeþitli radyolarda
çalýþan (örneðin NTV bünyesinde
3
kiþi)
arkadaþlarýmýzýn
bulunmasý
eðitim
alanýndaki
baþarýsýnýn bir göstergesi.
Radyomuz
ayný
zamanda bir eðitim
ortamý niteliði taþýmakta.
Radyo geliþkin müzik
kültürü
oluþturma
düþüncesini
radyo
Sayýn Çalkývikten aldýðýmýz
bilgilere göre, radyo yayýn lisans
haklarý 1990 baþlarýnda "yerel,
bölgesel, ulusal" olarak satýþa
çýkarýlmýþ, bugün için oldukça
makul
sayýlacak
düþük
fiyatlardan lisans hakký satýþlarý
gerçekleþtirilmiþ. Ancak bu
lisans
sahiplerinin
hepsi
yayýncýlýða yönelmemiþ ve
lisans haklarý elde tutulan
kýymetli birer evrak niteliðine
bürünmüþ.
Günümüzde ise bu bedeller
Radyonun geniþ plak
arþivi ve kitaplýðý...
Ankara'da daha düþük (ODTÜ'nün
yayýný hakkýnda...) iken reklam
gelirlerinin daha yüksek olduðu
Ýstanbul gibi bir þehirde çok daha
yüksek deðerlere ulaþabiliyor.
Bu durumda mevcut yasa TRT
dýþýnda kamu kuruluþlarýna
yayýn hakký tanýmadýðý için ÝTÜ
yayýn yapamýyor. Radyonun
önünde iki seçenek var,
þirketleþme yoluna gidilerek
gerekli lisans ücreti ödenebilir ki
bu ticari bir radyo olmadýðýmýz
için istenmeyen bir yöntem. Bu
yüzden ÝTÜ Radyosu'nun öncü
niteliði
ve
öðrencilere
laboratuvar özelliði taþýmasý
nedeniyle yasal bir düzenleme
ile tekrar havadan yayýn hakkýna
kavuþturulmasý öncelikli hedef.
H. Tansu Özer
[email protected]
www.gazete.itu.edu.tr
1945 yýlýnda kurulur
Ýstanbul Teknik Üniversitesi
Radyosu. Prof. Dr. Mustafa
Santur ve Doç. Dr. Adnan
Ataman, Doç. Dr. Tahsin
Saya,
asistanlarý
ve
öðrencileriyle
Gümüþsuyu
binasýnýn çatýsýna dikerler
radyo antenini. Kurulduðu yýl
200 Wattlýk bir vericiyle, kýsa
dalga 42 metreden -daha
sonra 47 m.- yaptýklarý Klasik
Batý Müziði yayýnlarýyla kýsa zamanda ülkenin her yerinde,
Avrupa ve hatta Avusturalya'da bile geniþ bir dinleyici kitlesine
ulaþýrlar. Dinleyici mektuplarý akmaya baþlar postadan.
Mektuplar tek tek yanýtlanýr. Önceleri haftalýk daha sonra aylýk
program bültenleri yollanmaya baþlanýr abone olan dinleyicilere.
Program aralarýnda Klasik Batý Müziði kültürüne dair sorular
sorulur, yarýþmalar düzenlenir. Haftada iki gün Türk Sanat Müziði
programlarý da baþlar yarým saat süreli. Arif Sami Toker, Safiye
Ayla, Münir Nureddin Selçuk, Zeki Müren gibi isimlerin konserleri
yayýnlanýr. Dönemin bu unutulmaz sanatçýlarý plaklarýný hediye
ederler Ý.T.Ü. Radyosu'na.
Radyonun açýlýþ müziði, Mozart'ýn 'Türk Marþý' diye bilinen
'Rondo Alla Turca' eseridir. Ýstanbul'daki önemli konser
salonlarýndan kayýtlar, basketbol ve futbol maçlarýnýn naklen
yayýnlarý baþlar. Hýfzý Topuz, Þevket Rado, Adalet Cimcoz ve
Adalet Aðaoðlu gibi kalemler köþelerinden yüreklendirir Teknik
Üniversiteli'leri.
Taksim Belediye Gazinosu'nda 1953-54 sezonunun ilk
konserleri Suna Kan-Ýdil Biret Resitalleridir ve 'Harika Çocuklar'
Ý.T.Ü. Radyosu'ndan dinlenir. Sporseverler GalatasarayFenerbahçe arasýndaki futbol ve basketbol maçlarýnýn yayýnlarýný
bile Teknik Üniversite Radyosu'ndan dinlemeyi talep ederler.
Ý.T.Ü. radyosu artýk dinleyicilerin gönlünde Ýstanbul ve Ankara
Radyolarýnýn yerini almaya baþlamýþtýr.
1957 yýlýnda Taþkýþla binasýna ve daha sonra 1963'te
Ý.T.Ü. Televizyonu ile birlikte Maçka Maden Fakültesi binasýna
taþýnýr Radyo. Türkiye'de ilk televizyon yayýncýlýðýný
gerçekleþtiren Ý.T.Ü. Televizyonu, ilk futbol maçý yayýný, ilk drama
yayýný, ilk meteoroloji raporu, ilk eðlence programlarý yayýnlarý ile
hep ilklere imza atmýþtýr. Ý.T.Ü. Radyosu'na dünyanýn önemli plak
þirketlerinden, Konsolosluklardan, Kültür Merkezlerinden baðýþ
yoluyla plak ve bandlar yaðmaktadýr. Yýllar içinde seçkin
yorumlardan oluþan geniþ bir diskotek ve ciddi kataloglama
çalýþmasýyla bir arþiv oluþturulur. Dinleyici istekleri, program
metinleri, gazete kupürleri, mektuplarý ve yayýn bültenleri yýl yýl
tasnif edilerek günümüze kadar korunmuþtur.
Ý.T.Ü. Radyosu, tarihi boyunca öðrenci çalýþanlarý için bir
laboratuvar olmuþtur. Stüdyo teçhizatýnýn büyük bir bölümü,
öðrencilerin diploma tezi çalýþmalarýnýn ürünleridir. Program
yapýmcýsý, yönetici spiker ve teknik sorumlular olarak; Mustafa
Santur baþta olmak üzere, Adnan Ataman, Tahsin Saya, Ýbrahim
Çelikbaþ, Fatih Pasiner, Duran Leblebici, Vural Tekeli, Çetin
Ýzbul, Aldo D'orfani, Ýnanç Kayalýoðlu, Yücel Durusoy, Yakut
Paker,
Sýddýk
Yarman,
Hakan
Kuntman,
Osman
Palamutçuoðullarý, Pertev Apaydýn, Atilla Atlý, (okul dýþýndan
desteðiyle) Ömer Umar ve daha onlarca Ýstanbul Teknik
Üniversite'li, Çok Sesli Müzik kültürünü özenli bir anlatýmla
mikrofona taþýmýþlardýr.
1971'de Radyo ve Televizyon yayýn tekelinin TRT
Kurumuna verilmesi üzerine düzenli yayýnlara son verilir ve
Radyo 1980 yýlýna kadar yayýnýný aralýklarla kendi bünyesinde
sürdürür. Ýki yýllýk bir yeniden yapýlanma sonucunda modern
mimari tasarýmý ve donanýmýyla 29 Ekim 1995'te Ayazaða
Kampüsü'nden kablo tv þebekesi üzerinden ve atmosferde
düzenli yayýnlarýna yeniden baþlar. Yine yarý zamanlý çalýþan
öðrenciler yayýný gerçekleþtirmektedir. Kamu Kurumu olan
Üniversitelerin yayýncýlýk yapamayacaðýný öngören mevcut
Radyo TV Yasasý engel oluþturur Radyo'nun atmosferdeki
yayýnlarýna ve 1999 Nisan ayýnda vericisi susar. Bugün,internet
ortamýnda canlý yayýnýný sürdürmektedir. Ý.T.Ü. Radyosu ve
Televizyonu Ý.T.Ü. Rektörlüðü'nün baþlatacaðý yeni projeleri ile
tekrar havadan yayýna geçmenin planlanmaktadýr.
Ý.T.Ü. Radyosu Yayýn Sorumlusu
Suha ÇALKIVÝK
12
Gezi-Ýnceleme
Mart 2005
Bir Antik Kentte
Çýrpýnýþ
PERRE
Güneþ tam tepede. Sýcaklýk 45 derece
civarýnda ve sadece üç dakika yürüyüþ
bile insaný bezdirmeye yetiyor. Ýþkence
gibi geçen üç koca dakikanýn ardýndan
kendimi maðaranýn içine zor atýyorum ve
suya sarýlýyorum. Biraz kendime geldikten
sonra dýþarýda güneþin altýnda çalýþan
kazý ekibini görüyorum ve iþte o an bu
Nekrapol, Kommagene Krallýðý için
büyük öneme sahip olan tapýnaklarýnýn ve
tanrýlarýnýn mekaný olan Nemrut Daðý’na
bakacak
þekilde
inþa
edilmiþ.
Bulunduðumuz
yerden
kalkýp
Nekropol’deki kazý alanýný gezmeye
baþlýyoruz. Nekrapol, kýsa aralýklarla
uzanmýþ parçalardan oluþuyor ve her
Nekrapol alanýndaki bir galeri
antik kent için neden böyle büyük bir
fedakarlýkta bulunulduðunu anlýyorum.
Adýyaman þehir merkezine çok yakýn
-hatta Pirin minübüslerinin son duraðýnýn
hemen arkasýnda olan- Perre Antik
Kenti’ne ait nekrapol (mezarlýk) kazý
alanýyla iþte böyle tanýþtým. Halk arasýnda
“Pirin Maðaralarý” olarak da bilinen oda
mezarlarýnýn birinde o üç dakikalýk
iþkencenin izlerini silerken kazýda
görevli iki arkeologtan biri olan
Hacý Mesut Tekin'le sohbete
baþlýyoruz. Ýstanbul’dan, Hacý
Abi’nin
oradaki
öðrencilik
günlerinden
baþlayýp
oturduðumuz maðaradan görünen
görkemli
Nemrut’a
kadar
geliyoruz. Nemrut’tan açýlmýþken
konu, üzerinde durduðumuz antik
kentin sakinleri için Nemrut
Daðý’nýn ne kadar önemli
olduðundan bahsetmeye baþlýyor
Hacý Abi. Maðaradan Nemrut’un
görünmesi tesadüf deðilmiþ.
parçaya “galeri” deniliyor. Galerileri
gezerken kazý ekibiyle tanýþýyor ve
Kommagene Krallýðý ile ilgili bilgileri
öðrenmeye baþlýyorum. Baþkentleri olan
Samsat’ýn, Adýyaman’ýn ayný adlý eski
ilçesi Samsat’la birlikte Atatürk Baraj
Gölü’nün altýnda yattýðýndan, ayný acý
kaderi bu krallýðýn diðer bir büyük kenti
Köyün giriþindeki bahçe
olan
Zeugma’nýn
da
paylaþtýðýndan ve bunun da
kendisini
ne
kadar
üzdüðünden bahsediyor Hacý
Abi. Gezdiðimiz her galeride
oradan elde ettikleri bulgularý
ve yaðmacýlarýn iþlerini hiç
boþlamadýðýný anlatýyor. Kazý
alanýndan sonra yürüyüþe
devam edip antik kentin
üzerinde kurulmuþ olan köye
giriyoruz. Köyün eski ismi
“Perre”den gelen Pirin. Daha
sonra Adýyaman’ ýn köye
yaklaþmasýyla birlikte adý
Ören Mahallesi olmuþ. Köyün
giri-þinde bizi karþýlayan bahçe duvarýna
dikkatimi çekiyor Hacý Abi. Duvarýn
köþesinde, duvarýn “saðlam” olmasý
düþüncesiyle bir antik sütun parçasý
kullanýlmýþ.
Bunun
göreceklerimiz
yanýnda bir þey olmadýðýný köy içindeki
gezintimize devam ettikçe anlayacaðým.
Anlattýðýna
göre
köyün
üzerinde
bulunduðu alanýn altýnda büyük bir antik
kent varmýþ. Köyün içinde ilerledikçe,
burasý sit alaný olduðu halde yapýlmýþ
binalarýn yeniliði gözüme çarpýyor.
Köy evlerinin yapýsýnda ve daha
baþka “yaratýcý” þekillerde tarihi
eserlerden faydalanýlmýþ. Kimileri
merdiven, kimileri bahçe duvarý,
kimileri ise ineklerin saman yemeleri
için kap olmuþlar. Girdiðimiz bir evin
alt
katýndaki
karanlýk
ahýrda
gördüðümüz tavandaki iki kemer ve
ortalarýnda bir sütun beni hayrete
düþürdü. Ahýrýn sahibi kemerleri ve
bunlara baðlý sütunu parça parça
getirip çimento ile birleþtirmiþ ve
“estetik” bir ahýr elde etmiþ.
Buradan ayrýldýktan sonra ayný
manzarayla karþýlaþacaðýmýz
baþka bir ahýra daha gidiyoruz.
Köy meydanýna vardýðýmýzda
köyün
kadýnlarýnýn
su
doldurduklarý -aslýnda tarihi bir
hamamýn giriþi olan- Roma
Çeþmesi’yle
karþýlaþýyoruz.
Halen kullanýlmakta olan Roma
Çeþmesi’nin baþý çok kalabalýk
ve giriþi bir hayli zahmetli
olduðundan
içerisine
göz
atamýyoruz. Ancak Hacý Abi’ nin
duvarý
bahsettiðine göre içeri girdikten
www.gazete.itu.edu.tr
Bir evde kullanýlan tarihi sütunlar
sonra suyun geldiði dar geçitten geçip
geniþ odalarýyla hamam görülebilirmiþ.
Meydandan aþaðýya doðru indikçe
bahçeleri geçip tütün tarlalarýna varýyoruz.
Birtanesinin içlerine doðru ilerledikten
sonra karþýmýza bir kalýntý çýkýyor. Hacý
Abi bunun yine bir hamam kalýntýsý
olduðunu söylüyor. Boþ tarlalarýn
sonrasýnda sit alanýnýn hemen kenarýndan
geçen
Adýyaman–Malatya
yoluna
çýkýyoruz. Daha sonra yolun sit alanýna
Gezi-Ýnceleme
Mart 2005
göre deðil de sit alanýn yola göre
belirlendiðini öðreniyorum. Hacý Abi,
Telekom’un yaptýðý hat çekme çalýþmasýný
ve yol inþaatý sebebiyle yapýlan tahribatý
gösterek yine bilinçsizlikten yakýnýyor ve
köyün ilkokuluyla ilgili düþündüðü projeyi
anlatýyor. Artýk yöre halký için geç olduðunu
ama en azýndan çocuklara bir þans
yaratmak adýna ilkokulda haftada bir saat
yörenin tarihinin anlatýlmasý için yetkililerle
baðlantýya geçeceðini söylüyor. Bu sayede
yörenin çocuklarýna tarih bilincini ve yörenin
tarihi
deðerlerine
sahip
çýkacak
sorumluluðu aþýlamayý amaçlýyor.Ayrýca
belki de bunun yapýlmasý halinde ileride
gelebilecek
turistlere
yapacaklarý
rehberlikten bir gelir kaynaðý saðlamalarýyla
bölge halkýnda korumaya yönelik ayrý bir
istek olabileceðini tahmin ediyor.
Bütün bunlarýn yanýnda valiliðin
ayýrabildiði kýsýtlý bütçe sebebiyle tam bir
bilimsel kazý da yapýlamadýðýný anlatýyor.
Bölgenin hakkýnýn verildiði bir kazý
yapýlabilmesi için ise geniþ bir bütçeyi
destekleyebilecek sponsorlara ve de büyük
bir akademik desteðe ihtiyaçlarý olduðunu
da ekliyor. UNESCO’ nun Nemrut Daðý’ ný
13
Hacý Abi’ nin kaleminden “Perre”
PERRE ANTÝK KENTÝ
Tarihi hamam kalýntýsý
koruma altýna aldýðýný ve Perre
bölgesinin de UNESCO tarafýndan
Tarihi taþlardan yapýlmýþ kemer
desteklenmesi
için
çabalandýðýný
belirtiyor.
Söz sorunlardan açýlmýþken devam ediyor. Perre antik kentinin Adýyaman'daki
yaþam damarlarýndan biri olan turizmden
yeteri kadar nasibini almadýðýndan
bahsediyor.. Bunsun nedenleri olarak da
þimdiye kadar yerel ve ulusal medya
tarafýndan tanýtýmýnýn eksik yapýldýðýný,
kent ile ilgili günümüze kadar bilimsel
araþtýrmanýn yapýlmadýðýný, ilde bulunan
turizm
iþletmeleri
tarafýndan
tur
güzergahýna alýnmadýðýný, çýkartýlan
yayýn organlarýnda kentin tanýtýmýnýn
yapýlmadýðýný ilk aklýna gelenler olarak
söylüyor. Ayrýca antik kentte su, asfalt,
turizm levhalarý, kafe, tuvalet, otopark,
yürüme yollarý ve aydýnlatma sisteminin
olmamasýnýn, bununla birlikte antik kent
içerisindeki elektrik trafosunun varlýðýnýn
kentin tanýtýmýný baltaladýðýný da ekliyor.
Gezimizi sit alanýnýn içine inþa edilmiþ
minibüslerin son duraðýnda noktalýyoruz
ve Hacý Abi beni uðurlayýp kazý
alanýndaki çýrpýnýþýna geri dönüyor.
M.Ö.I. yüzyýlda, þimdiki Adýyaman
Ýli sýnýrlarý içerisinde yer alan ve
baþkenti, bugün Atatürk barajýnýn
suyu altýnda kalan Samosato
(Samsat)
olan
KOMGENE
KRALLIÐI kurulmuþtur. Bu Krallýðý
kuran ise anne tarafý Makedonya
Kralý Büyük Ýskender’ e ve baba
tarafý Pers Kralý Darius'a akraba
olan
Mihradetes Kallinikos'Roma
tur.Topraklarýnýn bereketli olmasý
dilekleriyle ülkeye Bereket Tanrýçasý
Kommagene’ nin ismi verilir.
Kommagene krallýðýnýn 5 büyük
kentinden biri olan PERRE antik kenti;
Güneydoðu Toroslarýn eteðinde, Anadolu
ile
Mezopotamya arasýnda bulunan
Adýyaman ili sýnýrlarý içerisinde ve
Adýyaman ilinin 3 km kuzeydoðusundadýr.
Perre antik kenti teras yerleþimi olarak
kurulmuþ olup doðu kesiminde bulunan
Palanlý Çayý’ na doðru yerleþim devam
etmiþtir. Kentin batý kesiminde sur kalýntýlarý
mevcut olup büyük bir kýsmý yýkýlmýþ ve
daðýtýlmýþtýr. Perre antik kentinin iç
kýsýmlarýnda kent kalýntýlarýna yoðun bir
þekilde rastlanýlmaktadýr. Tarihi kent
kalýntýlarý insan faktörü sonucu yeryüzüne
çýkartýlmýþ ve antik kentin üzerinde bulunan
köy yerleþiminde sýkça kullanýlmýþtýr. Köy
yerleþiminin güney-doðu yönünde antik
kentin
sarnýç
alanýnýn
çevresinde yoðun bir þe-kilde
mozaik
kalýntýlarý
bulunmaktadýr;
ancak
Adýyaman-Malatya
þehirlerarasý yol güzergahý
kent kalýntýlarýnýn ve mozaik
alanýn bulunduðu bölgeden
geçirilerek antik kentte büyük
bir tahribata yol açmýþtýr.
Antik
kentin
hamam
kalýntýlarýnýn büyük kýsmý
tarihe yenik düþmüþ olup
sadece su kanalýnýn geçmiþ
olduðu bir duvar kalýntýsý
günümüze kadar gelebilmiþtir
ve köy yerleþiminin doðu
tarafýnda bulunmaktadýr.
Üzerinden geçen yüksek gerilim hattý
derhal kaldýrýlmasý gereken nekrapol alaný,
www.gazete.itu.edu.tr
Çeþmesi
antik kentin güney kesiminde 6 km’ lik bir
alaný kapsamaktadýr. Mezarlýk alanýndaki
ölü gömme þekilleri oda mezar ve lahit
mezar þeklindedir. Adýyaman müzesi adýna
yaptýrýlan ve bizzat kazý baþkan yardýmcýsý
ve arkeolog olarak üç sezon boyunca kazý
çalýþmalarýnda bulunduðum nekrapol
alanýnda 25 oda mezar ve 300 lahit mezar
gün ýþýðýna çýkartýlmýþtýr. 8 Galerisi bulunan
kentin mezarlýk alanýnýn yapýlan kazý
çalýþmalarý sonucunda mezarlýk alanýndan
bir çok buluntu ve yazýt çýkartýlmýþtýr. Diðer
oda mezarlarda ve lahit mezarlardaki
gömülerde ise 7 bronz, 3 cam bilezik, 30
sikke, 6 kandil, 4 küpe, 1 altýn küpe , 2
kolye, birçok spatül vb. buluntular
çýkartýlarak
Adýyaman
Müzesi’ne
sergilenmek üzere teslim edilmiþtir.
*Hacý Mesut TEKÝN
Arkeolog
Sit alaný
Taylan Baðcý, [email protected]
Düzenleme: Ali Çetin Çetinel
14
ew York doðumlu
Allen
gerçekten de
buraya
olan
tutkusunu her
f i l m i n e
yansýtýr. Gerçek hayatta
kendisinin
olduðu
gibi
filmdeki karakterleri de
New
York
aþýðý
ve
yaþadýklarý yerden kýsa
süre
için
bile
olsa
ayrýlamayan
tiplerdir.
“Manhattan” adlý filminin,
sadece müthiþ gökdelenlerin ve köprülerin siyah
beyaz çekimleriyle izlenmeye deðer olmasý bu
baðlýlýðýn
en
güzel
örneðidir. Tabi filmin baþarýsýndaki
aslan
payý
Woody’nin yönetmenliðine
ve de senaristliðine aittir.
Bir
yönetmen
olarak
baþarýsýný,
en
önemli
yapýtlarýndan
biri olan
“Annie Hall” filmiyle En Ýyi
Yönetmen
Oscarý’na
ulaþarak
herkese
göstermiþtir.
Gerçek hayatta caza olan ilgisinin filmlerindeki
etkisi hemen göze çarpmaktadýr. Ünlü bir cazcý
olan Woody Herman’ýn adýný alan ve bir gece
kulübünde
caz
grubunda
klarnet
çalan
Allen,filmlerini hareketli caz melodileriyle süsler.
Daha önce 18 Avrupa ülkesinde konserlere katýlan
Allen 2004 yazýnda da çaldýðý caz orkestrasýyla
beraber Almanya turnesine çýkmýþtýr.
Allen senaryolarýnda kadýn-erkek iliþkilerine, din
ve cinsellik gibi fazla dile getirilmeyen konulara
kendine özgü mizahi üslubuyla yer verir. Husbands
and Wives’da kadýn-erkek iliþkilerini çok iyi
düþünülmüþ diyaloglarla süsler. Diyaloglar o kadar
gerçekçilerdir ki, bazen
dört kiþi ayný anda
konuþur ve dublajsýz izlendiðinde altyazýlarýn
diyaloglarý yakalayabilmek için birbirleriyle
yarýþtýklarýna þahit olursunuz. Filmlerinin ana
karakteri olan erkeklerden birini kendisi oynarken
kadýnlarý vazgeçemediði oyuncular olan Mia
Farrow ve Diane Keaton canlandýrýrlar. Gerçek
hayatýnda psikiyatrik tedavi gören Woody‘nin
filmlerinde de ya kendisi ya da diðer karakterler bir
kere de olsa o koltuða uzanýr ve dertlerini
anlatýrlar. Filmlerinin çoðunda mizah gücünü
kullanýr ve basit gözüken komik durumlarýn altýna
güçlü bir altyapý gerektiren göndermeler saklar. Bu
þekilde “Love and Death” adlý filmde dinsel ve
“Everything You Always Wanted to Know About
Sex” filminde de cinsel konularý toplumu rahatsýz
Kültür Sanat Hayat
etmeyecek
þekilde
dile
getirmeyi baþarmýþtýr.
Neredeyse her yýl bir film
çeken Allen’ýn senaryolarýnýn
baþarýsý ayný zamanda usta bir
yazar olmasýna baðlanabilir.
Gençlik yýllarýnda The
New
Yorker ’da yazan Allen anlatý,
hikaye ve oyunlardan oluþan
birçok kitaba imza atmýþtýr.Bir
kitabýnda "Kýsa Öykü: Adamýn
biri sabah uyandýðýnda kendini
Woody Allen 21.
yüzyýlda usta
yönetmen, zeki
senarist, sempatik
oyuncu ve dahi
yazar gibi sýfatlarý
taþýyan ender kiþilerden
biridir. Eðer bir filmi
izlerken güzel caz
melodileri eþliðinde New
York sokaklarýndan
görüntülerle karþýlaþýrsanýz
bu film büyük olasýlýkla bir
Allen yapýtýdýr
ortopedik ayak tabaný desteðine dönüþmüþ olarak
bulur." fikriyle usta yazar Kafka'yý anan Allen, daha
sonra “Gölgeler ve Sis” adýyla beyazperdeye
aktarýlan “Ölüm” adlý kýsa oyununda Kafka’nýn tüm
çalýþmalarýna özellikle de Dava’ya çok zeki ve ince
esprilerle göndermeler yapmýþtýr: Gece ikide
yataðýnda uyumakta olan Kleinmann kapýnýn
vurulmasýyla uyanýr ve tanýmadýðý birkaç kiþi
tarafýndan dýþarý çýkarýlýr. Ortada bir cinayet ve
sonrasýnda katili bulmak için yapýlan ilginç planlar
www.gazete.itu.edu.tr
Mart 2005
vardýr. Þaþkýn bir þekilde ortalýkta dolaþan
Kleinmann hikayenin sonunda Manyak tarafýndan
býçaklanýr ve ölümden korkup korkmadýðý
sorulduðunda “Ölmekten korkmuyorum, sadece o
geldiðinde orada bulunmak istemiyorum” der.
“Geceyi geçirmek giderek güçleþiyor. Dün
akþam birtakým adamlarýn zorla odama girip beni
þampuanlamak istedikleri duygusuna kapýldým ve
çok rahatsýz oldum. Ama Neden? Sürekli olarak
gölgeler gördüðümü hayal ettim ve sabaha karþý
üçte, bir sandalyenin üstüne asmýþ olduðum
iç çamaþýrýmý tekerlekli paten kayan
Kayzer ’e benzettim. En sonunda uykuya
daldýðýmda korkunç bir rüya gördüm. Bir
dað sýçaný eþya piyangosundan kazandýðým
ödül
üzerinde
hak
iddia
ediyordu.
Umutsuzluk.”(Tüysüz-Without Feathers)
“Bir
öðle
tatilinde
bina
yýkýmýný
seyrederken zincirli balyozun kafasýna
savrulup Needleman’ý öldüreceði kimin
aklýna gelirdi? Bu çarpma onda aðýr þok
etkisi yaratmýþ, Needleman yüzünde neþeli
bir sýrýtma ifadesiyle son nefesini vermiþti.
Pek çözülemeyen son sözleri ’Hayýr teþekkür
ederim benim penguenim var zaten’
olmuþtu.”(Muzýr Etkiler-Side Effects)
Ata Emir Gürkan, [email protected]
15
Kültür Sanat Hayat
Mart 2005
(1883-1924)
"Ah!" dedi fare." Dünya her gün daha da küçülüyor.
Baþlangýçta o kadar büyüktü ki korkuyordum. Devam ettim
yürümeye. Sonunda, uzaklarda saðda ve solda duvarlar
gördüðümde mutluydum. Fakat bu uzun duvarlar o kadar hýzlý
birbirine yaklaþýyor ki son odadayým ve odanýn köþesinde içine
doðru yürüdüðüm kapan var."
"Sadece gidiþ yönünü deðiþtirmelisin" dedi kedi ve onu yedi.*
*Franz Kafka "Kleine Fable" (Kýsa Fabl)
Ressam Andy Warhol'un Kafka portresi
ukarýdaki “Kýsa Fabl”ýn
yazarý Franz Kafka 3
Temmuz 1883 tarihinde
Prag'da Yahudi bir ailenin
oðlu olarak dünyaya geldi.
O tarihlerde Prag kentinin nüfusunu,
yönetimi elinde tutan Alman azýnlýk,
yönetimi ele geçirme amacýndaki Çek
çoðunluk ve bu iki güç odaðý arasýnda
sýkýþýp
kalan
Yahudi
azýnlýk
oluþturuyordu. Ancak Kafka üzerindeki
tek baský unsuru bu sosyal yapýdan
kaynaklanan baský deðildi. Çok otoriter
ve sert bir baba olan Herrman Kafka
aile içindeki tutumlarýyla Franz
Kafka'nýn
hayatý
boyunca
kurtulamayacaðý suçluluk duygusuna
saplanýp kalmasýna sebep olmuþtu.
Babasýyla olan iliþkisi Kafka'yý öyle
derinden etkilemiþti ki her eserinde
Kafka'nýn zihnindeki baba motifinin
izlerini taþýyan karakterler bulmak
mümkündür. Kafka'nýn babasýna bakýþý
hakkýnda en doðru ipuçlarýný, adresine
hiçbir zaman ulaþmamýþ olan "Babaya
Mektup" verir.
1901'de Prag Üniversitesinin hukuk
bölümüne giren Kafka öðrencilik
yýllarýnda "Bir Savaþýn Tasviri" isimli ilk
eserini yazdý ve hukuk doktorasý
yaptýktan sonra iþçi Kaza Sigortasýnda
memur olarak çalýþmaya baþladý.
Kendince "güvenli" bir hayat kuran
yazar sabahlarý memurluk yapýyor,
akþamlarý eserlerine yoðunlaþýyordu.
"Þato" isimli romanýnda bireyin kendini
topluma kabul ettirme çabasýný romanýn
ana kahramaný K.'nýn kendi isteðiyle
kafese girmesini anlatarak sorgulayan
Kafka ayný zamanda bireyin toplum
içinde ne kadar özgür olabileceðini de
düþündürür
okuyucuya.
Ýnsanýn
yaþadýðý çevreye yabancýlaþmasýný en
etkileyici þekilde ortaya koyduðu romaný
þüphesiz Gregor Samsa'nýn kocaman
bir hamamböceðine dönüþmesiyle
baþlayan "Dönüþüm"dür. Eserlerinde
aðýrlýklý olarak hissedilen suçluluk
duygusunun ve yabancýlaþmanýn
yanýnda modern toplumun kurumlarýna
yönelik sorgulayýcý bir bakýþ da vardýr.
Yazarýn iþte bu bütün karakteristik
özelliklerinin görülebileceði baþ eseri
"Dava" Josef K.'nýn nedensiz yere
tutuklanmasýyla baþlar ve soru
iþaretleriyle dolu olaylardan sonra K.'nýn
iki kiþi tarafýndan öldürülmesiyle sona
erer. "Dava"da bürokrasinin insaný ezici
yapýsýnýn irdelenmesiyle beraber adalet
kavramý da ustaca bir þekilde ele alýnýr.
Kafka'nýn eserleri hakkýnda yorum
yaparken
çýkýþ
noktasý
olarak
"Aforizmalar"
isimli
kitabýnda
gördüðümüz "Kafesin biri, bir kuþ
aramaya çýktý." cümlesi kabul edilebilir.
Kafka'nýn
eserlerini
yazarken
okuyucuya ipucu vermeme ve yorum
çeþitliliði saðlama adýna kendi fikirlerini
net bir þekilde yansýtabilecek cümleleri
sildiðini göz önüne alýrsak yazarýn
KANUN ÖNÜNDE
Kanun önünde bir kapýcý durmaktadýr. Bu kapýcýya
taþradan bir adam gelir, kanundan içeri girmek ister. Ama
kapýcý, kendisini þimdilik içeri koyveremeyeceðini söyler.
Adam düþünüp taþýnýr, ileride girip giremeyeceðini sorar:
'Belki', der kapýcý 'ama þimdi giremezsin.' Kapý her
zamanki gibi açýk durduðundan ve Kapýcý o sýrada kenara
çekildiðinden adam eðilir ve kapýdan içeri bakmak ister.
Bunu fark eden Kapýcý gülerek der ki: 'Madem bu kadar
istiyorsun, olmaz dememe aldýrma, bir dene bakalým.
Ancak unutma ki, ben güçlü bir kapýcýyým ve kapýcýlarýn
da yalnýzca en küçüðüyüm. Ama her salon baþýnda bir
baþka kapýcý vardýr, biri de ötekinden güçlüdür. Daha
üçüncüsünü görmeye ben bile dayanamam.' Taþralý
adam böylesi güçlüklerle karþýlaþacaðýný ummamýþtýr.
Nihayet 'kanun kapýsý herkese ve her vakit açýk
bulunmasý gerekir', diye düþünür. Ama üzerindeki kürk
paltoyla Kapýcý'yý daha bir dikkatle süzüp onun iri ve sivri
burnunu, uzun ve seyrek kara tatar sakalýný görünce, en
iyisi giriþ iznini koparýncaya kadar beklemeye karar verir.
Kapýcý bir tabure uzatýr adama ve onu kapýnýn yanýbaþýna
eserleri hakkýnda yorum yaparken
kafalarýn biraz karýþabileceðini ve çok
farklý sonuçlara ulaþýlabileceðini de
göze almak gerekir.
Yazarýn hayatýnda babasýndan sonra
önemli yere sahip iki kiþi niþanlanýp
evlenemediði Felice Bauer ve sadece
üç kez görüþebildiði evli "sevgilisi"
Milena Jesenská'dýr. Kadýnlara karþý
ilginç bir bakýþ açýsýna sahip olan
Kafka'nýn kadýnlarla olan iliþkisi,
mektuplaþmanýn ötesine geçememiþ ve
"gerçek" bir iliþkiye dönüþememiþtir. Bu
mektuplar ölümünden çok sonra
"Felice'ye Mektuplar" ve "Milena'ya
Mektuplar"
isimleri
altýnda
düzenlenmiþtir.
Romanlar ve mektuplar dýþýnda bir
çok etkileyici kýsa öyküye, kýsa anlatýya
imza atan Kafka 1924 yýlýnda Viyana
yakýnlarýndaki bir hastanede ölmeden
önce yakýn dostu Max Brod'a eserlerinin
fazla kiþisel olduðunu ve ölümünden
sonra eserlerinin yakýlmasýný istediðini
söyledi. Fakat Max Brod, Kafka gibi
düþünmüyordu ve Kafka'nýn eserlerinin
çaðýmýzý anlamak için önemli olduðunu
fark etmiþti. Brod bu düþünceyle
Kafka'nýn ölümünden sonra eserleri
düzenleyerek yayýnlatmýþtýr. Brod'un bu
hareketi yakýn bir arkadaþa ihanet
olarak tanýmlanabileceði gibi tüm
insanlýða sunulmuþ bir hediye olarak da
kabul edilebilir.
oturtur. Günler ve aylar boyu burada oturur adam. Pek
çok kez içeri koyverilsin diye uðraþýr, yalvarýp
yakarmalarýyla usandýrýr Kapýcý'yý. Kapýcý, adamý sýk sýk
küçük çapta sorgulamalardan geçirir; ona yeri yurdu ve
daha baþka konularda sorular sorar, ama büyük kiþilerinki
gibi bir kayýtsýzlýkla sorulan sorulan sorulardýr bunlar ve
her sorgulamanýn sonunda Kapýcý, adama henüz
kendisini içeri koyveremeyeceðini yeniden açýklar. Bu
yolculuða koyulurken yanýna bir sürü þey alan adam,
Kapýcý'yý rüþvetle kandýracaðým diye, pek deðerli
olmalarýna bakmayarak bunlarýn tümünü çýkarýr elden.
Hani Kapýcý verilenlerin hepsini alýr, ama bir yandan da: '
Bunlarý alýyorum ki, bak þu yola da baþvuracaktým,
unuttum sanmayasýn' der. Taþralý Adam yýllar yýlý,
neredeyse aralýksýz, gözetler durur Kapýcý'yý. Öteki
kapýcýlarý unutur da bu ilk kapýcýyý kanundan içeri
girmesine tek engel gibi görür. Onu karþýsýna çýkaran
uðursuz rastlantýya ilk yýllar yüksek sesle lanetler
savurur; derken yaþlanýr giderek, kendi kendine
homurdanýp söylenir. Zamanla çocuklaþýr ve yýllar yýlý
Kapýcý'ya bakýp dururken, onun paltosunun kürk
yakasýndaki pireleri de keþfettiðinden, pirelere bile
kendisine yardým etmeleri, Kapýcý'nýn gönlünü yapmalarý
www.gazete.itu.edu.tr
Franz Kafka (23 yaþýnda)
Hakan Fatih Karagül,
[email protected]
için dil döker. Sonunda gözlerinin feri zayýflar; çevresinin
gerçekten mi karanlýða gömüldüðünü, yoksa sadece
gözlerinin mi kendisini yanýlttýðýný bilemez olur. Ama buna
karþýlýk bir parýltý fark eder karanlýkta; öylesine bir parýltý
ki, bütün görkemiyle kanun kapýsýndan dýþarý
vurmaktadýr. Artýk pek bir ömrü kalmamýþtýr adamýn.
Ölmeden önce, kapý önünde geçen bütün zaman içindeki
yaþantýlarý kafasýnda toplanýp þimdiye kadar Kapýcý'ya
sormadýðý bir soruya dönüþür. Giderek taþlaþan
vücuduyla doðrulup kalkamadýðýndan, Kapýcý'ya el eder.
Aradaki boy farký zamanla Taþralý Adam aleyhine bir hayli
deðiþtiðinden, adama doðru iyice eðilmek zorunda kalýr
Kapýcý: 'Hala nedir öðrenmek istediðin bakalým? ' diye
sorar. 'Amma da açgözlüymüþsün!' der. Adam bunun
üzerine: ' Benim bildiðim herkes kanuna varmak için çaba
harcar. Peki, nasýl oluyor da, bunca yýl benden baþkasý
girmek istemedi bu kapýdan?' diye sorar. Kapýcý, adamýn
artýk son anlarýný yaþadýðýný görür. Onun gittikçe
saðýrlaþan kulaklarýna sesini iþittirebilmek için var
gücüyle haykýrýr:
'Bu kapýdan senden baþkasý giremezdi, çünkü yalnýz
senin içindi kapý. Gideyim de kapayayým artýk.'
Franz Kafka "Vor dem Gesezt" (Kanun Önünde)
16
Mimarlýkta okuyan arkadaþýmýn “Atýk Alan Dönüþüm
Projesi” bu son merakýmý gidermek için gerekli fýrsatý
verdi bana. Ne zamandýr görmek öðrenmek istediðim
þeyleri yerinde görecektim þimdi... Eminönü’nden 92
numaralý otobüslere binip, Ayvansaray’dan sonraki
durakta inince Balat, Haliç boyunca kurulmuþ tarihi
semt. “Ýstanbul’un Haliç boyunda kalabalýk, günlük
hayatý canlý, hareketli, þenlikli bir semttir ki halkýnýn
ekseriyetini esnaf, amele, iþçi tabakasý teþkil eder, on
yedinci asrýn ortalarýndan bu yana büyük þehirde
Musevilerin gayet kesif olarak iskan ettikleri bir semttir.”
** diye tanýmlýyor 1944 basýmlý Ýstanbul Ansiklopedisi
Balat’ý. Buradan da anlaþýlýyor ki yoksul ve kozmopolit
olmak o zamandan biçilmiþ bir özellikmiþ Balat’a.
Hakikaten de çeþitli kaynaklarý incelediðimiz zaman
semt halkýný Ýspanyol Musevilerinin, Rumlarýn,
Ermenilerin ve Türklerin oluþturduðunu görebiliyoruz.
Yine ayný þekilde Balat’ýn o yýllardan beri yoksulluk
içinde yaþadýðý da bir gerçek. Gelin görün ki bu þehirde
çoðu olumsuzluk daha cazibeli yapýyor yaþanan
mekanlarý.
Nefis bir havada, pýrýl pýrýl Haliç’in kenarýndayým
þimdi, sýrtým Galata’ya dönük, gövdem surlarýn
gölgesinde. Ýrili ufaklý bir dolu tekne balýk avlayan.
Merak ediyorum ne zamandýr orada onlar? Ne
zamandýr bir gelenek Haliç’te balýk avý? Ne büyüleyici ki
benden asýrlarca önce varolan bir Haliç, bir Galata, bir
Balat ve benden asýrlarca sonra da varolmaya devam
edecek olan. Ýnsan bir hiçlik duygusuna kapýlýyor
onlarýn ortasýndayken...
Bakalým eskiyi hatýrlatacak neler kalmýþ buralarda,
bizi geçmiþe götürecek? Ýlk bulduðum sokaktan yukarý
çýktýðýmda yaklaþýk on otobüslük bir turist kafilesinin
arasýnda kayboluyorum. Tam da hayallere dalmýþ,
siyah-beyaz görüntülerle süslerken zihnimdeki eski
Ýstanbul'u, gördüðüm manzara oldukça þaþýrtýyor beni.
Balat'a gidip de solmuþ bir tarih beklemek büyük hata,
tarih burada canlý, burada yaþýyor. Noel arifesi olmasý
nedeniyle Ortodoks Rumlarýn en kutsal mekaný sayýlan
Fener Rum Patrikhanesi’ne gelmiþ bunca turist. Hepsi
en þýk giysilerini seçmiþler -çoðunlukla siyah- bu kutsal
buluþmaya katýlmak için. Patrikhanenin ana kapýsý 183
yýldýr, Mora isyaný sonucunda suçlu bulunan Patrik
Kültür Sanat Hayat
Mart 2005
Sanki her yerini bitirmiþim
gibi koskoca Ýstanbul’un,
yeni bir merak sardý baþýmý.
Eski, epeski bir semt;
BALAT... Keþfetmek için
arandýðým Ýstanbul
buralarda mý gizliydi acaba?
detaylarý. Rasgele bir yokuþu týrmandýðýmda karþýma
çýkan manzara beni gerçekten büyülüyor. Uzaktan,
kubbesini sislerden tam olarak seçemediðim koskoca
bina þimdi burnumun dibinde: Fener Rum Lisesi, diðer
bir deyiþle Kýrmýzý Mektep. Kýrmýzý Mektep, çünkü 1811
yýlýnda mimar Dimaolis tarafýndan yapýlan binanýn her
yeri kýrmýzý ateþ tuðlalarýyla kaplý. Binanýn en tepedeki
kubbesi ise o zamanlar uzay bilimleri rasathanesi olarak
kullanýlýrmýþ. Büyülenmekte haklýyým çünkü burasý
Haliç’in
iki
yakasýndaki
yapýlar
içinde
-Süleymaniye’den sonra- en büyük ikinci yapý ve
Avrupa’nýn en büyük beþinci þatosu. Þaþýrtýcý ama lise
az sayýda öðrencisine raðmen hala eðitim-öðretimine
devam etmekte. Bir þatoda okumak nasýl bir duygu
acaba?..
Ýstemeyerek de olsa Fener Rum Lisesi’nden
gözlerinizi ayýrýp kendinizi yokuþ aþaðý doðru
býrakýrsanýz, zamanýnýn Boðdan Valisi Dimitri
Kantemir’in evine raslarsýnýz. Maalesef kendisine deðil
ama “eskiden buradaydý, ama yýkýldý” tabelasýna.
1986’da yýkýlan bu evden geriye ne yazýk ki yalnýzca
birkaç bahçe duvarý ve ön bahçe kapýsý kalmýþ.
Gregorius’un idamýndan beri kilitli ve bu yüzden “Kin
Kapýsý” diye anýlýyor. Söylentiye göre patrikhanenin
içerisinde yer alan Aya Yorgi kilisesinin ikonostasionun
tahta oymasý için iki iþçi 40 yýl boyunca çalýþmýþlar.
Ýçeride bir anda dahil olduðumuz Noel ayini ise
gerçekten etkileyici. Müzik, ýþýklar, tütsüler...
Patrikhaneden çýkýp geliþigüzel yürüyorum. Binalarýn
çoðu ahþap, rutubet ve bakýmsýzlýktan yorulmuþlar,
yýllarca semti mahveden yangýnlara tanýk olmanýn
korkusu üzerlerine sinmiþ sanki. Gerçekten de Balat’ýn
tarihine göz atarsak, onun bir
çoðu poyraz nedeniyle büyüyen,
surlarýn dýþýna dahi sýçrayarak
yüzlerce ev ve iþyerinin
yanmasýna
neden
olan
yangýnlara sahne olduðunu,
hatta 1911’de çýkan bir yangýnda
bazý kaynaklara göre binlerce
evin tamamen kül olduðunu
görebiliriz. "Yazýk, demek ki bu
gördüklerimiz onlarca yangýndan
arta
kalan,
bir
de
hiç
yanmasaymýþ!",
diye
düþünmeden duramýyorum.
Dar ve dimdik yokuþlarýn
saðýnda ve solunda sýralanan
evlerin arasýnda gerili iplere asýlý
rengarenk
çamaþýrlar
ise
Balat’ýn belki de en sevimli
www.gazete.itu.edu.tr
Bu yazýda adý geçmediði için gerçekten yazýk olan bir
sürü eser gizli Balat’ta. Adý pek çok þiire ve þarkýya konu
olmuþ Agora Meyhanesi, Hagios Dimitrios Kilisesi,
Hançerli Panayia Kilisesi, Surp Hýreþdagabet Ermeni
Kilisesi, Ahrida Sinagogu, Anemas Kulesi ve Zindaný,
Tekfur Sarayý, Adilþah Kadýn Cami bu yapýlardan
sadece birkaçý. Gezip görmeden önce bu kadar yoðun
bir tarihle karþýlaþacaðýmý ben de bilmiyordum. Ýþte bu
yüzden, defalarca gidip tekrar tekrar incelenmeyi
gerçekten hakeden bir yer burasý. Sizler de, küçücük
evlerin arasýnda saklý kalmýþ bu koskoca tarihi
keþfetmek için daha fazla beklemeyin.
** Ýstanbul Ansiklopedisi, Reþat Ekrem KOÇU, 1944
Selin Erkiþi, [email protected]
17
Kültür Sanat Hayat
Mart 2005
’IN ALBÜM SATIÞLARI
1 MÝLYONA ULAÞTI
"Güvenilir" kaynaklardan aldýðýmýz habere göre dört yaðýz delikanlýdan oluþan Park grubunun
ilk albümünün satýþlarý 1 milyona dayandý. Sosyologlara göre albümün baþarýsýnýn altýnda
grubun Türk gencinin temel problemlerini bütün boyutlarýyla incelemesi ve çözüm yolu göstermesi
yatýyor. Ýlk kliplerini Elim Güzel Elim þarkýsýna çeken grubun Haydar Dümen tarafýndan desteklendiði
ve cinsel sorunlar yaþayan erkeklere tavsiye edildiði grup hakkýndaki efsanelerden sadece bir tanesi.
Eðer “benim bu adamlardan neden haberim yok?” gibi bir
soru kafana takýldýysa hiç panik yapmana gerek yok,
çünkü biz Arýyorum Kültür-Sanat-Hayat Bölümü
çalýþanlarý olarak hiçbir masraftan kaçýnmadýk ve
adamlarý Maldiv adalarýndaki lüks villalarýndan
Caddebostan sahiline kadar getirdik.Doðrusunu
söylemek gerekirse iki taraf için de çok zor bir söyleþi
oldu.Özellikle biz gülmekten katýlma-bayýlma tehlikesi
atlattýk;grup üyelerinin de yangýna körükle gidip cývýmaya
devam etmesi söyleþiden sonra iki gün yataktan
kalkamamamýza neden oldu.
Park bu dörtlüyle mi baþladý müzik yapmaya?
Alper: Baþlarda Gence’yle davul ve gitar takýlýyorduk
ikimiz.
Gence: Çaðdaþ yazlýktan arkadaþým onun besteleri
olduðunu biliyorduk. Üçümüz baþladýk. Çaðdaþ bass
çalýp vokal yapýyordu.
Alper: Çok da iyiydi aslýnda o ara. Bir Notre Dame de
Sion konseri hatýrlarým kýzlar çýldýrmýþtý.Sonraki sene
Bora’yla beraber dört kiþi gittik kimse takmadý bizi.
Çaðdaþ: O zaman ticari de düþünemiyoruz tabii para
dörde bölünecek diye,yoldan geleni geçeni aldýk gruba
iþte böyle oldu.Þaka bir yana Park’tan bahsediyorsak en
baþýndan beri dördümüzdük, hep beraberdik yani.
Gence: Alman Lisesinde Alper,ben,Bora ayný sýnýftaydýk
zaten baþýndan beri ayný kadro diyebiliriz kýsaca.
En çok beðendiðiniz Türk ve yabancý gruplar
hangileri?
Çaðdaþ: Bad Religion’a taparýz mesela,Türk olarak da
Kurban diyebiliriz özellikle canlý performans açýsýndan en
iyi Türk grubu bizce.Onun dýþýnda benim jazza karþý
büyük ilgim var,Gence bize göre daha fazla punk dinler
mesela,Bora biraz enteldir Pink Floyd falan dinler,Alper
sen ne dinlersin?
Alper: Ben ne bulsam dinlerim;klasik müzik bile
dinlerim.Çaðdaþ’ýn da sevdiðini bildiðim Bülent Ortaçgil’i
severim çok.
Albümün hazýr olmasýna raðmen üç seneden fazla
beklemesi neden kaynaklanýyordu?
Gence: Dört sene bekleyelim bir hazmedelim dedik.
Çaðdaþ: Bir de sanatçý duruþunu öðrenmek gerekiyordu.
Alper: Bu þirketin tamamen kendi içinde yaþadýðý bizden
baðýmsýz olaylardý.
Þu zaman çýkarýrsak daha mý iyi olur dediler yani?
Alper: Yok yok.
Çaðdaþ: Bizden tamamen baðýmsýz bir olay ve bizim
gibi bir çok sanatçýnýn baþýna geldi ayný þey çünkü
Universal yeni bir yapýlanmaya girmiþti o ara. Biz de o
ara kaynadýk, yani bir tek biz kaynamadýk, herkes gibi biz
de kaynadýk anlayacaðýn. Biz yine þanslý görüyoruz;
kendimizi, sesimizi duyurabildik.
Yoluna girdi mi peki þimdi her þey?
Çaðdaþ:Þimdi çok memnunuz her þey süper,yöneticiler
çok profesyonel ve bizim dilimizden anlýyorlar,inþallah
her þey çok daha iyi olacak.
Þirketten konuþuyorken “Tek Baþýna” uyarlamasýný
(cover) kendi isteðinizle mi koydunuz albüme?
Gence: Evet kendi isteðimizle koyduk
Alper: Klasik konser olayý iþte. Konserde beste hariç
cover parçalar çalýyoruz. Ýki saat çalmak gerekiyor
çünkü, albüm 35-40 dakika sürdüðünden þarký listemize
albümdekinin dýþýnda parçalar eklemek gerekiyor. Biz
cover parçayla çýkýþ yapýp popüler olmaya karþýyýz.
Çaðdaþ: Bir de yabancý þarkýlarý birebir orijinal albümden
dinleyip konserde ’cover’ diye çalmaya karþýyýz. Hiçbir
anlamý olmadýðýna inanýyoruz.
Alper: Þu þarký çok popüler, hadi çýkaralým, çalalým yok
yani.
Çaðdaþ: Biz bütün ‘cover’larý albüme hazýrlýyormuþ gibi
yeniden düzenledik. Bunu yaparken çok da keyif aldýk
insanlar da eðleniyor zaten konserlerde çalarken. Ayrýca
dikkat edersen klip de çekmedik “Tek baþýna”ya, ticari bir
amacýmýz yok yani. Tanýyanlar “Elim Güzel Elim”le
tanýdýlar Park’ý.
Alper: 3 saatlik repetuvarýmýz var. Bunu hazýrlamak bir
buçuk, iki senemizi aldý. Birebir çalmaktan çok daha
yavaþ gidiyor bu olay.
Çaðdaþ: Ýleriki albümlerde de ‘cover’ olabilir ama
dediðim gibi ticari bir boyutu olmayacak.
Universal’le ilk anlaþmayý nasýl yaptýnýz?
Park ve Sanatçý Duruþlarý
Bora: Boþ gezenin boþ kalfasýyýz yani.
Çaðdaþ: Bir kere müziðe siyasi boyut katmak çok aðýr bir
iþ; çok büyük sorumluluk yüklüyor insana. Onsekiz
yaþýnda dört tane adam gitarlarý aldým, stüdyoya girdim,
iki tane þarký yaptým, oldu deðil olay. Senin yaþam tarzýn
buna uymuyorsa bu iþte yanlýþ var demektir.
Alper: Bizim müziðimizin tek bir boyutu var abazanlýk
boyutu.
Yine albümle ilgili bir soru.”Elim Güzel Elim” nasýl
ortaya çýktý?
Çaðdaþ: Evim güzel evim diye bir laf vardýr ya bu elim
güzel elim olsa ne güzel olur diye düþünüyordum. Daha
sonra Gence de üstüne uygun bir melodi bulunca þarký
ortaya çýktý.
Gence: Hala evim güzel evim diye anlayanlar var zaten.
Alper:Dinleyip saçma saçan evim güzel evim diye þarký
mý yaptýnýz diyenler çýkýyor bazen.
Çaðdaþ: Benim annem hala anlamadý mesela kaç
senedir.
Klasik sorulara gelelim þimdi...
Gence: Neden Park?
Evet Neden Park?
Gence: Hiçbir nedeni yok aslýnda.
Alper: Böyle aðýzdan Park diye çýksýn istedik.
Çaðdaþ: Benim entel bir yaklaþýmým var aslýnda bu
konuya. Gruba isim koyarken bundan yirmi sene sonra
koyduðumuz isim komik olsun istemedik. Park çok zibidi
de bir isim olabilir; mesela çocuk parký, Central Park da
olabilir. Klasik müzik veya caz yapsan da Park olabilir
grubun adý.
Peki neden punk?
Çaðdaþ: Öyle bir þey yok aslýnda. Biz punk yapýyoruz
demiyoruz ki, herhangi bir parçayý stüdyoda dört kiþi
kendi yorumumuzla çaldýðýnda çýkan ses “Park” müziði
oluyor.
Alper: Biz Park diyoruz adamlar punk anlýyor.
Gence: Müziðimiz punka benzetiliyor tabi çünkü
hepimizin dinlediði,dinlemeyi sevdiði müzik türü punk.
Çaðdaþ: Bizim özellikle yaptýðýmýz bir þey yok yani
müziðimiz punk olsun diye.
Son olarak grubun en çok neyine güveniyorsunuz ?
Çaðdaþ: Erkekliðimize güveniyoruz. Bir de konserlerdeki
canlý performansýmýza.
Alper: Bir arkadaþ Universal’de iþe girmiþ iþi de “Yýldýz a
Avcýsý”, o geldi sizin demonuzu götürmek istiyorum dedi.
Biz dedik bizde demo falan yok, biz konsere çýkýyoruz
böðürüyoruz, iniyoruz. O, demo hazýrlayýn falan dedi iþte
biz hazýrladýk iki parça, Ýngilizce’ydi besteler, verdik.
Dinlediler, beðendiler, tamam ama Türkiye’deyiz, albüm
olursa Türkçe olmasý lazým, Türkçe kaydedin dediler.
Kaydettik, beðendiler her þey çok hýzlý geliþti.
Gence: O kadar hýzlý geliþti ki bu albümdeki parçalarý
iki-üç aylýk bir dönemde yazdýk.
Çaðdaþ: Ben stüdyoda kayýt yapmaya girerken söz
yazýyordum yani o kadar hýzlý geliþti. Bize biraz daha
zaman verseler çok daha farklý olurdu herhalde. Þimdi
ikinci albümde daha rahat çalýþtýk, çok daha iyi olacak.
Park Kimdir? (sýralý)
Ýkinci albüm ne zamana çýkacak peki ?
Çaðdaþ(Vokal), Alper(Davul), Gence(Gitar), Bora(Bass)
Çaðdaþ: Valla bir sene içinde çýkar herhalde. Þarkýlar
Parka Nasýl Ulaþabilirim?
hazýr þu an.
http://www.nedirbupark.com/
Peki bu ilk albüme hakkýnda konuþalým biraz.
“Küçük Amerika” þarkýsýný yazarken siyasi bir Söyleþiyi yaptýktan sonra Park’ý dinlemediyseniz geç
mesaj verme düþüncesi var mýydý kafanýzda?
Park’ýn canlý performansýný kalmýþ sayýlmazsýnýz çünkü
Çaðdaþ: Bizim siyasi bir duruþumuz yok, mesaj verme izleme þansýmýz oldu. Bütün “Kalbin
Birine
Takýlýrsa”
amacýmýz da yok.
izleyiciler gibi biz de çok albümü müzik marketlerde sizi
Gence: Bir görüþü savunmuyoruz; sað, sol ne bileyim eðlendik ve özellikle eski bekliyor.
öyle bir olayýmýz yok bizim.
Türkçe
þarkýlarý
Park
Söyleþi, Hakan Fatih Karagül
Çaðdaþ: Ýkisiyle de dalga geçeriz, gördüðümüzü yorumuyla dinlemek çok keyif
Ata Emir Gürkan
eleþtiririz yani.
verdi bize. Eðer þu ana kadar
www.gazete.itu.edu.tr
18
Söyleþi
Mart 2005
Aþk, hüzün, ayrýlýk, zaman, özlem, hasret, mutluluk, ve umut... Ýçimizde ne varsa bize yansýtan, bizi bize þarkýlarýyla anlatan bir müzisyen Murat Çelik. Onu ilk “Düþ Sokaðý Sakinleri”
ile tanýdýk. Duygularýmýza tercüman oldular, dinlerken farklý yerlerde hissettik kendimizi,
düþlere daldýk. Ve “evet evet iþte bu... bu kelime!” dedik çoðu sözlerine! Þimdi iki Murat da
kendi çizgilerinde devam ediyorlar müziðe. “Seyyah” albümünü çýkaran ve içinde büyük
deðiþimler yaþayan Murat Çelik’e uðruyoruz ilk. Saðolsun Murat Abi bizi kýrmýyor ve
Tünel’de ev yemekleri yapan küçük bir kafede baþlýyor sohbetimiz
Önce kendinizi tanýtabilir misiniz? “Murat Çelik
kimdir?” sorusundan baþlayalým.
Evet benim için de en zor soru odur.
Ýnsanýn kendini anlatmasý zordur ama en azýndan tanýmayanlar için...
Nerde doðduðum neler yaptýðým gibi mi? Aslýnda asýl
önemli olan yapýlan iþ. Benim nasýl biri olduðumu sevenlerim zaten çok rahat öðrenebilirler. Asýl önemli olan ön
planda olmasý gereken müzik.
Peki müziðe nasýl baþladýnýz?
Müziðe ilk gitar çalarak baþladým. Profesyonel anlamda
da 92'den beri müzikle uðraþýyorum. Müziðe baþlamam
güzel bir rastlantý oldu, gitarla tanýþtým ondan sonra da
býrakamadým.
Peki müziðinizi oluþtururken, söz yazarken
gözönüne
aldýðýnýz
kriterler var mý? Yani
belirli
bir
kalýp
içerisinde
mi yazýyorsunuz?
Yok hayýr, bu üretimle
ilgili bir soru aslýnda.
Tabi söyleyeceklerim
yalnýzca beni baðlýyor
ama hiç kimsenin oturup müzik yaptýðýna,
söz yazdýðýna inanmýyorum. Yani bu tamamen ilham olayý, müziði
oturup þurasýný þöyle
yapayým,
burasýný
böyle
yapayým
dediðiniz zaman aslýnda o müzikten çýkýyor,
kalýcýlýðýný da pek
saðlamýyor. Neticede
yazarken hiçbir kalýba
baðlý kalmýyorum. Bende söz ve müzik bir anda gelir.
Sonra ufak tefek oynamalar falan yaparým. Yazdýktan
sonra bir daha dönüp bakmam, ancak konserde falan
çalarken… Ýlk geldiði haldedir genelde, tamamen benim
ruh halimi yansýtan þarkýlar.
Günümüzde þarkýcýlarýn çoðu diðer þarkýcýlardan etkileniyor, müzik sektörü yozlaþmýþ durumda þu anda.
Siz bu yozlaþmadan kendinizi nasýl koruyorsunuz?
Diðerlerine göre daha farklý bir tarzýnýz var.
Müzikte de, diðer sanat dallarý için de geçerli, ilk baþta
tabi ki taklit gerekiyor. Ýster istemez onun içine giriyorsunuz, þeklen de her türlü alanda taklit etmeye baþlýyorsunuz. Ama o taklit hakikati getiriyor bir süre sonra, o
yoldan geçmeniz gerekiyor. Tabi ki hepimizin etkilendiði
sevdiði insanlar vardýr, onlarla büyüdük, dinledik ama bir
süre sonra artýk kendi yolunuzu çizmeye baþlýyorsunuz.
Doðal olarak sizin tarzýnýz, üslubunuz belirmeye baþlýyor.
Bende de öyle oldu. Ýlk zamanlar tabi dinlediðim bir sürü
adam vardý, hala da dinliyorum ama artýk etkilenme diye
bir þey söz konusu deðil. Zamanýnda oldu.
Þu an örnek aldýðýnýz ya da kendinize benzettiðiniz
birileri var mý?
Yok, yani þu anda öyle örnek aldýðým benzettiðim biri
yok, zaten en doðrusu insanýn kimseye kendini benzetmemesidir. Zaten o bir ve tektir. Þu an farklý müzikler
dinleme ihtiyacý duyuyorsunuz çeþit çeþit, ki dimaðýnýz
zenginleþsin, ufkunuz geniþlesin diye...
Bir de son albümünüz diðerlerinden daha farklý,
bunun etkisi ne?
Aslýnda herhalde içe dönüþ çok yaþadým bu albüm
sýrasýnda. Ýnsan hep kendine doðru yolcudur zaten de.
Benim de yolculuðum bir hayli derin ve hassas sürdü,
onun orta boyutlarýydý o parçalar. Aslýnda bu seyyah
albümündeki o formatý, konsepti çok beðeniyorum. Türk
müziði enstrümanlarýyla batý müziði enstrümanlarýnýn
oradaki birleþimi, üstelik de asla öyle yamalý bohça gibi
de deðil, sanki tek bir enstrümandan çýkýyormuþ gibi çok
güzel bir birliktelik olduðuna inanýyorum. Bu aslýnda bir
geçiþ albümü, istediðim bunun üzerine biraz daha rock
motifleri eklemek. Bu bir köprü ama oradaki ruh hali oydu
yani kendi içime olan yolculuðumun çok derinleþmiþ
zamanýydý.
Bir arayýþ mý görüyoruz burada?
Zaten insanýn kendisi baþtan baþa bir arayýþtýr. Yani aramayan insan mümkün
deðil, var olduðunu
anlamaz zaten. Hoþ
aramakla da bulunmuyor da, ama aramadan
da bulunmuyor. O
arayýþ zaten çocukluðumdan beri olan bir
þeydi ama Allah'a hamdolsun bulduk neticede.
Þu an her þey çok
güzel, þükürler olsun.
Sizin
þarkýlarýnýz
dinleyen
insanlara
"Ýþte, iþte tam bu
kelime" dedirttiriyor,
belki de bu yüzden
sevenler aþýrý seviyorlar.
Aslýnda bu ruhlarýn
danýþýklýðýdýr. Aslýnda
ben müzik yapmýyorum.
Ben… Ben sizin kalbinizle, aklýnýzýn kesiþtiði yerde çektirdiðiniz fotoðraflarýn öyküsünü anlatýyorum. Ben aþkýn
ve hüznün tefsirini yapmaya çalýþýyorum. Benim için çok
özel müzik. Ýþte bundan dolayý çok yakýn hissediyorlar,
çünkü çok samimi çok edebi... Hakikaten dinlerken enerji veriliyor. Altýnda yatan anlamlar en azýndan sorgulanmaya çalýþýlýyor. Bu benim için çok çok önemli bir
müzisyen olarak. Dediðim gibi ben hep o fotoðraflarý
anlatmaya çalýþýyorum, iþte insanlarýn sevmesi de o yüzden. Vakti zamanýnda çektiriyorlar o fotoðraflarý ama
unutuyorlar. Birisi o unuttuklarý fotoðraflarý onlara anlatmaya baþlayýnca "hah iþte bu" diyorlar.
Peki aþka ve zamana dair ne söylersiniz?
Valla bence aþka dair söylenecek herþey söyleyeni aþktan uzaklaþtýrýr.
Yani gizli mi kalmalý?
Hayýr kesinlikle gizli kalmamalý. Aþk o kadar açýk ki, bir o
kadar da gizli...
Ýçte mi yaþanmalý?
Hem içte hem dýþta, yani ikisi bir arada. “Aþk, aþk bir...”
Aþk bir dersiniz kalýrsýnýz. Benim bir parçamda vardý,
“Anlatýnca eskir bazý þeyler” diye. Yani, aþký anlatmaya
baþlayýnca eskitirsiniz bir sürü þeyi, o ancak hal durumudur. Bir insaný ya da bir eþyayý ya da baþka bir þeyi
çok sevdiðinizi ancak yaþamýnýzla gösterebilirsiniz, sözlerinizle deðil ki! Sözleriniz ancak bir destek görevi görür.
O yüzden de aþký býrakalým, aþk ‘hal'inde kalsýn.
Seyyah albümünde tasavvufa yöneliþ mi var?
Tasavvuf evet, yöneliþ deðil de, aslýnda ben tasavvufu
www.gazete.itu.edu.tr
ayýrmýyorum. Yani öyle bir hata vardýr. Ýslam ahlaký
tasavvuf ahlaký diye. Ýslam ahlaký vardýr ve dolayýsýyla
bunun iþleyiþ biçimleri farklý farklýdýr. Ama öz zaman ve
mekan deðiþse de deðiþmeyecek erdem sabittir. Kim
yazarsa kim söylerse hiç önemli deðil, bunlar deðerdir.
Mevlana'nýn dediði gibi "Kadehe deðil içindeki þaraba
bakmak lazým."
“Cama
deðil
camdan
bakmak
lazým."
“Parmaða deðil parmaðýn gösterdiði þeye bakmak lazým"
deðil mi böyle uzayýp gider bu...
Yeni çalýþmalarýnýz?
Müzikal olarak bu yýlda Düþ Sokaðý Sakinleri olarak üç
albümde yaptýðým parçalarýn seçmelerini yapýp stüdyoya
girmeyi düþünüyorum. Tabi yorumlar farklý olacak,
akustik gitar aðýrlýklý biraz da caz belki. Yepyeni bir albüm
gibi dinlenebilecek bir þey. Konserler de devam ediyor
zaten.
Sizin söylemek istediðiniz bir þey var mý?
Aslýnda hep söyledim. Kendilerini iyi tanýsýnlar ve gerçekten deðerli olduklarýný anlasýnlar. Her ne iþ yapýyorlarsa
en iyisini yapmaya çalýþsýnlar. Çünkü iþinin ehli insanlara
çok ihtiyacýmýz var. Çalýþsýnlar Allah da karþýlýðýný veriyor zaten. Ýnsan için sadece çalýþtýðýnýn karþýlýðý vardýr.
Vesselam...
bu þehirden bana acýlar kaldý
þarap sundum aya ayrýlýk tattým
seyyah oldum þu alemde öyküler yazdým
oturup anlattým kendi halimce...
Huriye Uzun, Nezaket Atakul
Fotoðraflar: Seçil Durman
Etkinlik Adý: Zip Ýstanbul 5.Yýl Partisi (Kesmeþeker
ve Anima Konseri)
Tarihi: 9 Mart Çarþamba 21:30
Yeri: Babylon
Etkinlik Adý: Salýncakta iki kiþi (Tiyatro)
Tarihi: 10 Mart Perþembe 21:00
Yeri: Profilo Kültür Merkezi
Etkinlik Adý: Bülent Ortaçgil - Feridun Düzaðaç
(Konser)
Tarihi: 11 Mart Cuma 21:00
Yeri: Yeni Melek Gösteri Merkezi
Etkinlik Adý: Koru Kendini (Film Gösterimi)
Tarihi: 12 Mart Cumartesi 11:00
Yeri: Akbank Kültür ve Sanat Merkezi
Etkinlik Adý: Ayla Erduran - "Keman Resitali"
(Konser)
Tarihi: 14 Mart Pazartesi 19:30
Yeri: CRR Konser Salonu
Etkinlik Adý: Dave Weckl Band (Konser)
Tarihi: 18 Mart Cuma 22:00
Yeri: Yeni Melek Gösteri Merkezi
kýsa ký
a
kýs
ýs a
sa kýsa
ýsa kýsa
sa
kýsa
sa ýsa kýs
k
kýsa k
ý
Etkinlik Adý: Sekiz Piyanist Ýki Piyano Etrafýnda
(Konser)
Tarihi: 8 Mart Salý 20:00
Yeri: Ýþ Sanat Kültür Merkezi
a
ký sa
kýsa k
ýsa
ak
ký s
Etkinlik Adý: Ferhat Göçer "Beyaz Perde Ezgileri"
(Gösteri)
Tarihi: 7 Mart Pazartesi 21:00
Yeri: Yunus Emre Kültür Merkezi
sa k
sa
ký
sa kýsa
ký
Kentten Kýsa Kýsa
kýsa kýs
sa ký
k
ý sa
sa
kýsa
a ký
kýs
sa ký
a kýsa ký
ký
a k ýs
sa kýsa ký
sa ký
19
Kültür Sanat Hayat
Mart 2005
Müzikten Kýsa Kýsa
2000 yýlýndan beri
süren
uzun
bir
çalýþmadan
sonra
American Idiot adlý
albümüyle muhteþem ve
farklý bir dönüþ yapan
Green Day emeðinin
karþýlýðýný
bu
yýlki
Grammy ödüllerinde En
Ýyi Rock Albümü ödülünü
kazandý. Grubu zirveye
taþýyan “Dookie” adlý
ünlü albümlerinin üstünden geçen yýllar onlarýn
tarzlarýný da biraz deðiþtirmiþ. Bu albümde hem müzik
hem þarký sözlerinde olgunluða eriþen, Punk müziðin
gereklerini yerine getirip politik bir tavýr takýnan grup
Amerika’nýn güncel durumunu da göz önünde
bulundurarak kendi yönetimlerini eleþtirmekten geri
kalmamýþlar. Albümle ayný adý taþýyan ilk single grubu
birçok ülkede müzik listelerinin tepesine taþýrken
albümün içeriðiyle ilgili de ipuçlarý veriyor. Otoriteler
tarafýndan mükemmel bir Punk Opera olarak
nitelendirilen albümün bu baþarýsýný kanýtlamaya
dokuz dakika üzerinde olan, birkaç þarkýcýktan oluþan
ve baþarýlý geçiþlere sahip iki þarký yetiyor. Kendi
içinde bir bütünlüðe sahip ve gurubun kiþisel
düþüncelerinin hatta politik duruþlarýnýn bir özeti olan
albümün çýkýþýyla birlikte Rolling Stones, NME ve
daha birçok ünlü dergiye kapak olan üçlü uzun süre
konuþulacak bir albüme imza atmýþlar.
Ata Emir Gürkan
Türk pop müziði dendiðinde ilk sayýlan
isimlerden birisi þüphesiz ki Sezen Aksu.
Minik Serçe zamanlarýndan divalýða uzanan
yolda hemen hemen herkesin beðenisini
kazanmýþ, sürekli üretken olmayý baþarabilen
Türkiye’deki ender sanatçýlardan. Sezen
Aksu’nun son albümü “Bahane“ dinleyiciler
tarafýndan yine beðeniyle karþýlandý ve
sanatçýnýn baþarý zincirine yeni bir halka daha
ekledi. Onaltý þarký bulunan albümde duygusal
ve sakin bir hava hakim. Bahane’de emeði
geçen müzisyen ve
söz yazarlarýndan
bazýlarý:
Yýldýrým
Türker,
Murathan
Mungan,
Atilla
Özdemiroðlu,
Mithatcan Özer, Yaþar
Gaga, Ercan Saatçi,
Bülent Özdemir ve
Arto
Tunçboyacý.
Ayrýca DMC tarafýndan
piyasaya
sürülen albümde on
altýncý yani son þarký olarak “Þanýma Ýnanma”
parçasýnýn Kývanch K remiksi yer almakta.
Hakan Fatih Karagül
Edebiyattan Kýsa Kýsa
Etkinlik Adý: Fazýl Say (Konser)
Tarihi: 19 Mart Cumartesi 20:00
Yeri: Maltepe Yayla Sanat Merkezi
Etkinlik Adý: Leman Sam - Vedat Sakman
(Konser)
Tarihi: 20 Mart Pazar 20:00
Yeri: Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu
Etkinlik Adý: Sepultura (Konser)
Tarihi: 23 Mart Çarþamba 20:00
Yeri: Yeni Melek Gösteri Merkezi
Etkinlik Adý: Kültür Bakanlýðý Ankara Türk Halk
Müziði Korosu (Konser)
Tarihi: 28 Mart Pazartesi 19:30
Yeri: CRR Konser Salonu
Etkinlik Adý: CMYLMZ (Gösteri)
Tarihi: 29 Mart Salý 21:00
Yeri: Beþiktaþ Kültür Merkezi
Orjinal adý “L’Ame du mal" olan
“Kötü Ruh” 1976 yýlýnda Fransa’da
dünyaya gelen yazar Maxime
Chattam’ýn ilk romaný. FBI’da
aradýðýný bulamamýþ bir polis
müfettiþi olan Joshua Brolin’in
kadýnlarýn kollarýný bacaklarýný
kesip alýnlarýnda yara izi býrakan
bir seri katilin izini sürdüðü
romanda yazar Chattam’ýn adlî týp,
suçlu psikolojisi ve kriminal polislik
konularý hakkýndaki bilgi birikimi
dikkat çekiyor. Dante’nin “Ýlahî
Komedya”sýndan, “Kara Ýncil”den
izler
taþýyan
polisiye-gerilim
türündeki soluksuz okunan bu
roman Doðan Kitap tarafýndan
yayýnlanýyor. Eleþtirmenlerin JeanChirstophe Grangé’nin hýzýna,
Patricia
Cornwell’in
ayrýntý
yeteðine, Thomas Harris’in gerilim
becerisine
sahip
olduðunu
söylediði Maxime Chattam’ýn “Kötü
Ruh” adlý romaný eðer gerilimden
hoþlanýyorsanýz okunmaya deðer
bir eser.
Hakan Fatih Karagül
www.gazete.itu.edu.tr
20
Kulüpler ve Kulüp Etkinlikleri
Uluslararasý Mühendislik Kulübü, mühendisliðin felsefesinin sadece
matematik ve hesap olmadýðý, bu iþin asýl keyifli yanýnýn sosyal hayat ve
insan iliþkileri olduðu gerçeðinden yola çýkarak ÝTÜ'de kurulmuþ bir öðrenci kulübüdür.
2000 Haziran'ýnda kurulmasýndan bu yana basýnda da geniþçe yer bulan birçok yerel ve
ulusal organizasyona imza atmýþtýr. Üyelerini diðer üniversite öðrencileri ile bir araya
getirmek amacýyla 2002 yýlý Mayýs ayýndan itibaren ÝTÜ dýþýndan üniversite öðrencileri
ve akademisyenleri de bünyesine katarak hitap ettiði kitleyi geniþleten UMK, þu an 40'ý
etkin, toplam 700 üyesi ile çalýþmalarýna devam etmektedir.
Ekim 2003 tarihinde, Avrupa'daki en iyi teknik üniversitelerin dahil olduðu BEST
(Board of European Students Of Technology) kulüpler zincirine gözlemci üye statüsü ile
dahil olan UMK, Avrupa'dan BEST temsilcilerinin katýldýðý BEST Bölge Toplantýsý'ný
düzenlemiþ ve bu toplantý Avrupa'da son yýllarda organize edilen en kaliteli BEST toplantýsý
olarak büyük yanký uyandýrmýþ, üniversitemiz ve kulübümüz için çok iyi bir tanýtým olmuþtur.
Düzenlenen etkinlikler ve yurtdýþýndaki organizasyonlarda yapýlan gönüllü çalýþmalarýn
sonucunda UMK, Kasým 2004 yýlýnda BEST'e resmi üyelik hakkýný kazanmýþtýr. Bu haklarýn,
üniversitemiz öðrencilerine en büyük getirisi ise, ÝTÜ'de okuyan her öðrencinin, yurtdýþýndaki
teknik üniversitelerde düzenlenen 1 veya 2 haftalýk teknik kurslara katýlma hakký
kazanmasýdýr. Bu eðitimlerde, öðrencilerin, barýnma , yeme içme ve gidilen ülke içindeki
ulaþýmlarý tamamen davet eden kulüp tarafýndan karþýlanacaktýr. Baþka bir deyiþle öðrenciler,
kurs görme hakký kazandýklarý ülkeye gitmek için gereken bileti ve pasaportlarýný alýp ayrýca
bir ücret ödemeden yurtdýþýnda eðitim göreceklerdir.
Ayný ücret politikasý ile düzenlenen mühendislik yarýþmalarýnda ise, Avrupa'nýn çeþitli
üniversitelerinden gelen katýlýmcýlar, BEST Mühendislik Yarýþmasý adý altýnda, çeþitli
konularda, yabancý rakipleri ile yarýþmaktadýrlar. BEST mühendislik yarýþmasý , dizayndan,
yönetime, münazaradan, olay incelemesine bir çok farklý mühendislik dalýna hitap etmektedir.
Bu etkinliðe Türkiye'den sadece ÝTÜ öðrencileri katýlabilmektedir.
UMK ve BEST ya da Mart ayýnda baþvuru süreci baþlayacak olan kurslar ve mühendislik
yarýþmalarý hakkýnda ayrýntýlý bilgi için:
www.umk.itu.edu.tr
Mart 2005
Eðitimde Sýnýrlarý
Kaldýran K u l ü p ;
ÝTÜ UMK
Farklý Yerde Farklý Kiþi olun! Geleceðinize Yatýrým
Kulübü, ülkemizde
yaygýn olarak “FRP”
(Fantasy Role Playing
- Fantastik rol yapma) olarak bilinen rol
yapma oyunlarýný oynayan ÝTÜ öðrencilerini
bir araya getirmek üzere 1999 yýlýnda kuruldu.
O tarihten beri her dönem etkinlik yaparak
okulumuzun sürekli etkin kulüplerinden birisi
oldu.
Rol yapma oyunlarý (Role playing games RPG) insanlarýn kendilerini farklý yerlerde,
farklý kiþiler olarak düþledikleri bir oyun türü.
Oynayanlar kendilerini, oynadýklarý zamanda
ve yerde yaþayan kiþiler gibi
düþünüyor ve olaylara göre
davranýyorlar. Oyunu oynatan kiþi
ise, oynayanlarýn etrafýnda olan
olaylarý onlara aktarýyor, onlarýn tepkilerine
göre oyunu yönlendiriyor.
Rol yapma oyunlarý, kulübün ana alaný. Bu
alana yönelik etkinlikler kulüp bünyesinde
daha çok yer buluyor. Rol yapma oyunlarý
oynamak için yapýlan toplantýlara "oyun
buluþmasý" (convention) deniyor. ÝTÜ FRP
Kulübü, popüler oyunlara yönelik oyun
buluþmalarý sýklýkla tekrarlýyor. WOD veya
Starcraft gibi popüler oyunlara ait etkinlikler
bu döneme kadar kulüp içinde çok kez
yapýldý.
Kulüp, rol yapma oyunlarý yanýnda kart
oyunlarý, masa üstü oyunlarý, bilgisayar
oyunlarý gibi bir çok alanla da ilgileniyor ve bu
alanlara yönelik etkinlikler yapýyor. "Magic the
Gathering", "Star Wars" gibi kart oyunlarý;
"Battletech" ve "Crimson Skies" gibi masa
üstü oyunlarý; "World of warcraft", "Ragnarok"
gibi MMORPG (Massive Multiplayer Online
Role Playin Game) oyunlarý da kulüp içinde
yaygýn olarak oynanmakta.
ÝTÜ FRP Kulübü, "oyun" kavramýný
seven ve yaþantýsýnda oyuna yer
vermeye hazýr herkese açýk bir kulüp.
ÝTÜ FRP Kulübü bu dönem bir çok
etkinlik düzenleyecek. Bunlarýn içinde film
gösterimleri, oyun buluþmalarý, oyun
turnuvalarý var. Dönem baþýnda yeni
üyelerle tanýþmak için tanýþma toplantýlarý
ve bir tanýþma "oyun buluþmasý"
hazýrlanacak.
Dönem
içinde bir ay boyunca
Ýkinci Dünya Savaþý'ný
konu alan etkinlikler
yapýlacak.
"Crimson
Skies" ve "Battletech"
masa üstü oyunlarýnýn
t u r n u v a l a r ý
düzenlenecek. Popüler
bir bilgisayar oyunu olan
"Fallout" evreninde geçen bir interaktif FRP
oyunu düzenlenecek. Korsan temalý bir "oyun
buluþmasý" ve hazine avý da kulübün bu
dönem etkinlik programýnda yer alýyor. Etkinlik
takvimi ya da kulüple ilgili ayrýntlý bilgilere
ulaþmak için kulübün internet sitesini ziyaret
edebilirsiniz.
www.frpclub.itu.edu.tr
ÝTÜ Yatýrým Kulübü, ÝTÜ Ýþletme Fakültesi
bünyesinde 2003 yýlýnýn Nisan ayýnda Ýþletme ve
Endüstri Mühendisliði öðrencileri tarafýndan
kurulmuþ olup, ÝTÜ öðrencilerine yatýrým
araçlarýný tanýtarak þimdi veya gelecekte
oluþturacaklarý
kendi
yatýrýmlarýna
yön
verebilecek bilgileri edinmelerine yardýmcý olmayý
amaçlamaktadýr.
2002-2003 akademik yýlýnýn son ayýnda kurulan
ÝTÜ Yatýrým Kulübü; bu ay içerisinde Doç. Dr. Cevdet
Akçay'ýn
"Makroekonomik
Göstergeler"
konulu
konferansýyla ilk etkinliðini gerçekleþmiþtir. Kulüp, 2003-2004 akademik
yýlýnda "Borsa Eðitim Programý" projesini hayata geçirmiþ ve 200'lere varan
katýlým sayýsý ile ÝTÜ'de kalýcý bir kulüp olacaðýný ispatlamýþtýr. ÝMKB'den
gelen eðitmenlerle 1 ay (21 eðitim saati) süren "Borsa Eðitim Programý"
özellikle Ýþletme Fakültesi'nden çok yoðun ilgi görmüþ, hatta baþka
üniversitelerin öðrencileri de eðitime katýlmýþtýr. Eðitim programý sonunda
katýlýmcýlara ÝMKB ve ÝTÜ Yatýrým Kulübü tarafýndan katýlým belgesi verilerek
öðrencilerin kariyerleri için geçerli bir sertifika elde etmeleri de saðlanmýþtýr.
Geçen sene, Mart ve Nisan aylarýnda "ÝTÜ Kariyer Günleri " etkinlikleri
çerçevesinde banka ve finans kuruluþlarýnýn yöneticilerini öðrencilerle
buluþturan ÝTÜ Yatýrým Kulübü, öðrencilere iþ ve staj imkaný saðlamayý da
hedeflemektedir. Her sektörden önde gelen firmalarýn katýldýðý bir yatýrým
zirvesi organize edilmesi ve sanal portföy yarýþmalarý düzenlenmesi 20042005 akademik yýlý için öngörülen en önemli projelerdir.
Ýþletme Fakültesi'nin en alt katýnda kulüp odasý bulunan ÝTÜ Yatýrým Kulübü,
ayrýca Koç Yatýrým A.Þ.'nin desteði ile kurulan "Finance Training Room"
finans odasýnda öðrencilere FOREX bilgi sistemini kullanma imkan
saðlamaktadýr. FOREX bilgi sistemi, sermaye piyasalarýnda gerçekleþen
deðiþim ve haberlerin saniyesi saniyesine takip edilebileceði, özellikle hisse
senedi piyasalarýný takip etmede büyük kolaylýk saðlayan bir veritabaný
sistemidir.
ÝTÜ Yatýrým Kulübü tüm ÝTÜ öðrencilerine açýktýr ve 2004-2005 akademik
yýlýnda düzenlemeyi amaçladýðý "Yatýrým Zirvesi" ve "Sanal Portföy
Yarýþmasý" gibi aktiviteler için her fakülteden her bölümden yeni üyelerin
katýlýmýný beklemektedir. Kulüp, ikiyüzü aþkýn üyesiyle yeni katýlacak üyeleri
kaynaþtýrmayý hedeflemekte ve herkesi daha aktif olarak görev almaya,
Yatýrým Kulübü'nün bir parçasý olmaya davet etmektedir. "Geleceðinize
Yatýrým"ýnýzý þimdiden yapmanýz gerektiðini düþünen Yatýrým Kulübü'nü daha
yakýndan tanýmak için http://yatirim.itu.edu.tr web adresinden ya da
Ýþletme Fakültesi'ndeki kulüp odasýný ziyaret ederek bilgi alabilirsiniz.
www.gazete.itu.edu.tr
Mart 2005
Spor
21
Ýstanbul Teknik Üniversitesi Tenis Kulübü düzenlediði
organizasyonlarla 2005'e hýzlý giriyor. Bütün ÝTÜ
öðrencilerine açýk olan bu faaliyetlere katýlmak ve tenis
oynamak için çok yetenekli olmanýza gerek yok. Zaten bunu
Anna Kornikova tüm dünyaya kanýtladý
ÝSTANBUL TEKNÝK ÜNÝVERSÝTESÝ ÖÐRENCÝ
TENÝS KULÜBÜ 2005 DÖNEMÝ FAALÝYET
PROGRAMI :
"Ben tanýmadýðým kiþilerin organizasyonlarýnda yer
almam!" düþüncesine sahip karakterli okuyucularýmýz
için ÝTÜ Tenis Kulübü’nü ve organizasyonlarýný tanýtmayý
görev bildik.
2002 Aralýk ayýnda Nihat Onur Ýnan, Serap Bölücü, Sibel
Özçalýþkan ve Pýnar Varol' dan oluþan ekip tarafýndan
kurulan ÝTÜ Tenis Kulübünün ilk gündem maddesi tenis
ORGANÝZASYONLAR
ÝTÜ Tenis Ligi:
ITU Tenis Kulübü Türk üniversite tarihinde bir ilke imza
atýp, ITÜ'deki tenisseverleri daha çok bir araya
getirmek amacýyla tenis ligi kurmuþtur. Ayazaða Tenis
Kortlarý’nda gerçekleþecek olan ÝTÜ Tenis Ligi 4'erli
toplam 8 grupta oynanacak, maçlar Mart ayý boyunca
devam edecek. Gruplarýný ilk iki sýrada bitiren tenisçiler
çeyrek finale yükselecek, turnuvanýn devamý eleme
usulü devam edecek. Turnuvanýn sonunda dereceye
giren sporcular turnuva sponsorlardan çeþitli hediyeler
kazanacaklar.
1) ÝTÜ Tenis Ligi : 1-30 Mart 2005 tarihleri
arasýnda ÝTÜ Ayazaða Kampüsü Tenis
Kortlarý'nda gerçekleþtirilecek
2) ÝTÜ Rektörlük Kupasý : 21-31 Mart 2005
tarihleri arasýnda ÝTÜ Ayazaða Kampüsü Tenis
Kortlarý'nda gerçekleþtirilecektir. Fakülteler
þampiyonluk için yarýþacaktýr.
3) Ýstanbul Üniversiteleri Özel Tenis Turnuvasý :
10-30 Nisan 2005 tarihleri arasýnda, ÝTÜ
Ayazaða Kampusü Tenis Kortlarý'nda
gerçekleþtirilecek, 10 Nisan’da sporcularla ve 30
Nisan’da da özel konuklarýn katýlacaðý bir
kokteyllerle ile ödül töreni düzenlenecektir.
4) Türkiye Üniversiteler Arasý 1. Lig Tenis
Birinciliði : 2-6 Mayýs 2005 tarihleri arasýnda ÝTÜ
Ayazaða Kampüsü Tenis Kortlarý’nda
gerçekleþtirilecektir.
5)Tenis Kurslarý : Mart - Ekim aylarý arasýnda
düzenlenecek kurslar tüm ÝTÜ’lülere açýktýr.
ÝTÜ Tenis Klasmaný:
kurslarýydý. Hedeflediði iþi baþaran kulüp ilk yýlýnda 150
kiþiye tenis kursu verdi.
Kulüp
üyelerinin
birbirleriyle
kaynaþmalarýný
kolaylaþtýrmak adýna "bowling" turnuvalarý ("bowling"i iyi
oynadýklarýný düþünüp bir de bowling kursu vermeyi
düþünmüþ bile olabilirler) ve sýnýrsýz pizza yeme
seanslarý düzenlendi.
Fakat bu seanslardan
kursiyerlere bahsedilip kötü örnek olunmadý.
Kulüp faaliyetleri çerçevesinde düzenlenen turnuvalar
sonucunda belirlenen ÝTÜ Tenis Takýmý ilk yýlýnda önemli
baþarýlara imza atmýþtýr.
Erkek takýmý Akdeniz
Üniversitesi'nde yapýlan Süper Lig mücadelelerinde
Türkiye 6.lýðýný, bayan takýmý ise Osmangazi
Üniversitesi'nde düzenlenen Üniversiteler Arasý 1. Lig
Müsabakalarý'nda Türkiye 1.liðini elde etmiþtir. Bu
baþarýlý takýmlar þu isimlerden oluþuyorlardý:
Erkek A Takýmý: Ali Üstün, Selçuk Baþtürk, Barbaros
Bensoy ve Nihat Onur Ýnan
Bayan A Takýmý: Gökçe Önal,Fatma Çelik,Sibel
Özçalýþkan
Bu sene ilk kez oluþturulan ÝTÜ Tenis Klasmaný
"Nisan-2004 IC Hotels Tenis Turnuvasý" ve
"Ekim-2004 ITÜ-Open Tenis Turnuvasý"
sonuçlarýna göre oluþturulmuþtur.
ÝTÜ öðrencilerinden isteyen herkes
klasmana dahil olabilir. Þu anda listede
olmayan herhangi bir ÝTÜ öðrencisi, katýlma
isteðini organizasyon komitesine ilettiðinde,
ÝTÜ Tenis Ligi'ne ön kayýt yaptýrmýþ sayýlýr ve
Tenis Ligi'nde oynayacaðý maçlarda alacaðý
sonuçlara göre ÝTÜ Tenis Klasmanýndaki yeri
belirlenmiþ olur. Kesin kayýtlar kulüp odasýnda
yapýlacaktýr.
Klasmanda yer alma talebi ÝTÜ Tenis
Kulübü'ne yazýlý olarak yapýlabilir.
ÝTÜ Tenis Kurslarý
ÝTÜ Tenis Kulübü Yönetim Kurulu:
Murat Eryiðit, Nihat Onur Ýnan, Gökçe Önal, Burcu Albayrak,
Mart ve Ekim aylarý arasýnda düzenlenen bu
Emir Kaþýkçý, Özkan Karaçoban
kurslar ÝTÜ bünyesindeki herkese açýktýr.
Sanatçýlarýn ve baþarýlý bir iþ hayatýndan sonra
ÝTÜ Tenis Kulübü
emekli olan insanlarýn daha çok tercih ettiði bu
www.tenis.itu.edu.tr
sporu bir ÝTÜ öðrencisi mutlaka yapmalý.
ÝTÜ Tenis Ligi'ne kayýt ÝTÜ Tenis Kulübü’nden [email protected]
yapýlmaktadýr.
S. Selçuk Bucak
Fotoðraflar, Fatih Avcý
www.gazete.itu.edu.tr
22
Spor
TÜRKÝYE
ÞAMPÝYONASI’NDA
Ý T Ü ’ N Ü N AYA Ð I
K AY M A D I
2004–2005 yýlý üniversiteler arasý “Kayak Türkiye
Þampiyonasý” Erzurum-Palandöken’de 24–26
Aralýk tarihleri arasýnda yapýldý. 27 üniversiteden
bayanlarda 90, erkeklerde 114 sporcunun katýldýðý
üniversite kayak þampiyonasý baþlamadan önce
Ýstanbul Teknik Üniversitesi Kayak takýmý
dezavantajlý gözüküyordu.
Ýdmanlar için ne
Ýstanbul’un iklimi ne de ÝTÜ Spor Tesisleri
elveriþliydi. Çoðu ÝTÜ öðrencisi kayak olayýný ya
fizik kitaplarýnda (hareket, eðik atýþ), ya da biraz
þanslýlarsa okulda posterlerine rastladýðýmýz
“Uludað’da 3 gün 4 gecelik” kýþ tatili
organizasyonlarýnda yaþayabiliyor.
Bunlara
parasý yetmeyenler ise (ki bu bir azýnlýk deðil)
ancak karlý havalarda ayaklarý kayýp düþünce bu
sporu yapmýþ oluyorlar. Böylece zenginler ile
fakirler arasýndaki bir fark daha ortaya çýkmýþ
oluyor:
Bazýlarý kaymamak için uðraþýrken,
bazýlarý ise bunun için masrafa giriyor.
Tüm dezavantajlarýna raðmen Araþtýrma Görevlisi
Bülent Arslantaþ’ýn sorumluluðundaki takýmýmýz
Erzurum’dan çok baþarýlý sonuçlarla döndü.
Bayan “Snowboard” takýmýmýz Türkiye birincisi
olurken, ayný katagoride erkek takýmýmýz Türkiye
6.sý oldu. Kayakta ise Erkek takýmýmýz 5.liði elde
ederken, bayanlar bu sefer 7. oldular. Genel
klasmanda ise üniversitemiz 7.liði elde etti. Ýlk
10’a girmenin yaný sýra adý bile kayak sporunu
çaðrýþtýran
Kafkas
Üniversitesi’ni
geçmek
Ýstanbullu bir üniversite için bir baþarý olarak
görülmeli.
KÜÇÜK SLALOM
BAYANLAR;
FULYA YAHYA
10.
DERYA KAHVECÝ 17.
ILGIN PAKER
23.
PINAR EREKE
34.
ERKEKLER;
BORA KÝPER
MEHMET KUZGUN
ERDEM VAZGEÇER
MURAT ULUSOY
5.
18.
24.
31.
BÜYÜK SLALOM
BAYANLAR;
FULYA YAHYA
PINAR EREKE
DERYA KAHVECÝ
ILGIN PAKER
ERKEKLER;
BORA KÝPER
MEHMET KUZGUN
ERDEM VAZGEÇER
MURAT ULUSOY
8.
16.
25.
48.
18.
28.
34.
36.
SNOWBOARD
BAYAN ;
PINAR EREKE
3.
IÞIL ÞAKRAKER 4.
BAÞAK KÝPER
5.
1.SINIF
REKTÖRLÜK
KUPALARI
27 üniversitenin katýldýðý “Üniversitelerarasý Kayak
Türkiye Þampiyonasý”nda sýralama;
1. Atatürk Üniversitesi
2. Boðaziçi Üniversitesi
3. Niðde Üniversitesi
4. Yeditepe Üniversitesi
5. Uludað Üniversitesi
6. Van 100. Yýl Üniversitesi
7. ÝSTANBUL TEKNÝK ÜNÝVERSÝTESÝ
8. Kafkas Üniversitesi
9. Bilgi Üniversitesi
10. Galatasaray Üniversitesi
11. Gazi Üniversitesi
12. Koç Üniversitesi
FUTBOL
2004 1. Sýnýflar Futbol Turnuvasý’nda 8,5 takým sahaya
çýktý. Burada bir hesap hatasý yok, sadece sahaya
maçýn oynanmasýna yetecek kadar futbolcusu olmadan
çýkan Kimya Metalurji Fakültesini yarým saydýk. Sahaya
eksik çýkan Kimya Metalurji ile yaptýklarý resmi olmayan
maç dýþýnda hiç maç yapmadan yarý finale yükselen
Elektrik-Elektronik dýþýnda tüm takýmlar yarý finale
çýkmak için zorlu mücadeleler yaptýlar. Bu mücadeleden
baþarý ile çýkýp adlarýný yarý finale yazdýran takýmlar
Denizcilik, Ýnþaat ve Makine fakülteleri oldu.
15 Aralýk 2004 Çarþamba günü saat 14:00’da yapýlan
BASKETBOL
kura çekimlerinin ardýndan Ýnþaat Fakültesi’nin rakibinin
Denizcilik, Makine’nin rakibinin ise Cereyan olduðu belli
2004 yýlý 1. Sýnýf Basketbol Turnuvasý’nda kaðýt üzerinde oldu. Ýlk yarý final maçýný 3-1 ile Ýnþaat kazanýrken ikinci
12 takým 3’erli 4 grupta mücadele etti. Pratikte ise Gemi maçtan mutlu ayrýlan takým Makine Fakültesi oldu
Ýnþaat, Mimarlýk ve Fen Edebiyat Fakülteleri’nin pek (Burada D. Ahmet Kocabaþ ve öðrencilerinin mazoþist
mücadele ettiði söylenemez. Sponsor bulamayan olmadýðýný varsayýyoruz).
Mimarlýk Fakültesi Taþkýþla’dan Maslak’a gelemezken,
Üçüncüyü belirleyecek olan maça Elektrik-Elektronik
iddialý gelmiþti. Ne de olsa Tuzla’dan
gelen Denizcilik Fakültesi’ne karþý ev
sahibi sayýlýrlardý. Fakat maçtan önce
baþlayan yaðmur elektrikçilerin tüm
planlarýný suya düþürdü. Islanan
Cereyan oyuncularý teker teker kýsa
devre olup oynayamaz duruma
geldiler.
Bu yüzden ElektrikElektrronik maça iki kiþi eksik baþladý.
Bir de buna yoðun yaðmur yüzünden
denize dönen sahada Denizcilik’in
kendisini ev sahibi gibi hissetmeye
baþlamasý eklenince herþey Cereyan
için tersine döndü. Oyun sýrasýnda bir
oyuncu daha devre dýþý kalýnca yaðan
yaðmurda Denizcilik’in golleri su
damlalarýna eþlik etti. Skoru tutmak
çok zordu ve biz de 10’dan sonrasýný
sayamadýk.
Turnuvanýn þampiyonu ise çok
çekiþmeli geçen maçta Makine
Fakültesi’ni 3-1 yenen Ýnþaat
Fakültesi oldu.
Böylece Ýnþaat
ÝTÜ Amatör Futbol Takýmý Fakültesi 1. Sýnýflar Turnavýsý’ný iki
kez ardarda kazanmýþ oldu.
Karadeniz’ de gemileri batan Gemi Ýnþaat ise kara kara
düþünmekten sahaya çýkamadý. Fen Edebiyat’ ýn Grup Maçlarý:
mazereti ise henüz öðrenilemedi.
Gemi Ýnþ-Yabancý Dil.
2-7
Birbirinden zorlu geçen grup maçlarýndan sonra her
Denizcilik-Konservatuar
11-4
grubun birincisi yarý finale yükseldi.
Ýlk yarý final
Fen Edebiyat-Makine
3-11
maçýndan galip ayrýlan takým 82-63 ‘lük skorla Uçak
Gemi Ýnþ -Ýnþaat
2-4
Uzay’ý yenen Yabancý Diller Fakültesi oldu. Ýkinci finalisti
Fen Edebiyat-Konservatuar
9-3
belirleyen maç ise 61-58’lik Ýnþaat-Ýþletme maçýydý.
Fen Edebiyat-Denizcilik
3-4
Yarýfinalde kaybeden iki takýmýn mücadelesine tanýk
Konservatuar-Makine
6-13
olan 3.lük maçýnýn kaybedeni Ýþletme Fakültesi oldu.
Denizcilik- Makine
8-1
Bu sonuç Uçak Uzay’ý üçüncü yaptý. Turnuvanýn
Yabancý Dil.- Ýnþaat
2-8
þampiyonu ise Yabancý Diller Fakültesi oldu.
Kimya Met.- Elektrik
0-3(hükmen)
Serhat Selçuk Bucak, [email protected]
ERKEKLER
UFUK DEMÝRCÝOÐLU9.
BERKAY BENGÝ22.
TUNÇ TAÞAR24.
TÜRKÝYE GENELÝ SIRALAMA
Mart 2005
ÝSTANBUL BÝRÝNCÝLÝÐÝ’NDE BÝRÝNCÝLÝK
ÝTÜ Bayan Voleybol Takýmýmýz 25-29 Aralýk 2004
tarihleri arasýnda Sabancý Üniversitesi’nde yapýlan
Üniversiteler Arasý Voleybol C Grubu Ýstanbul
Birinciliði’nde hiç maç kaybetmeden þampiyon
olarak Üniversiteler Arasý A Grubuna terfi
müsabakalarýna katýlmaya hak kazandý. Bu önemli
baþarýya imza atan takýmýmýzýn maç sonuçlarý ve
takým kadrosu:
Sonuçlar:
ÝTÜ
ÝTÜ
ÝTÜ
ÝTÜ
ÝTÜ
– Anadolu Bilim M.Y.O
– Maltepe Üniversitesi
– Mimar Sinan Üniversitesi
– Sabancý Üniversitesi
– Galatasaray Üniversitesi
3-0
3-0
3-0
3-0
3-2
www.gazete.itu.edu.tr
Takým Kadrosu:
Semra VURUCU
Burcu PAMUKÇU
Neslihan CÝVAN
Zeynep AKDAÐ
Aslý GARGILI
Selin ERASLAN
S. Sinem ÝNCE
Çiðdem ULUÞAHÝN
Y. Ayþegül ÞÝR
M. Fatma GÖÇEK
Benil KOÇAK
Ayten ÖZKÖK
Gülce KUNTAY
Makine
Fen Edebiyat
Kimya Metalurji
Kimya Metalurji
Ýþletme
Ýþletme
Ýnþaat
Makine
Makine
Elektrik Elektronik
Mimarlýk
Ýnþaat
Mimarlýk
23
Spor
Mart 2005
ÝTÜ OCAK’TA YANDI
Muhteþem Fenerbahçe galibiyetiyle tüm
dikkatleri üzerine çeken Ýstanbul Teknik
Üniversitesi, üçü Ocak ayýnda olmak üzere
art arda aldýðý dört maðlubiyetle ilk yarýyý
istediði gibi bitiremedi. Ýkinci yarýda ÝTÜ'de
hedef þüphesiz galibiyetlerle üst sýralara
týrmanmak. Biz de takýmýmýza bu konuda
yardým etmek için Fenerbahçe galibiyetinden
sonraki gibi süslü bir haber hazýrlamýyoruz ki
takýma tekrar nazar deðmesin
Ýstanbul Teknik Üniversitesi'nin Karnesi:
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
z
TAKIMLAR
O
G
M
EFES PÝLSEN
ÜLKER
BEÞÝKTAÞ
FENERBAHÇE
TUBORG
ERDEMÝR
PINAR KARÞIYAKA
TÜRK TELEKOM
DARÜÞÞAFAKA
BANVÝT
ÝTÜ
GALATASARAY
BÜYÜK KOLEJ
TEKELSPOR
17
17
17
17
17
17
17
17
17
17
17
17
17
17
15
15
14
12
10
8
7
7
6
5
5
5
5
4
2
2
3
5
7
9
10
10
11
12
12
12
12
13
P
32
32
31
29
27
25
24
24
23
22
22
22
22
21
ÝTÜ - Tekel
ÝTÜ- Erdemir
Tuborg Pilsener-ÝTÜ
ÝTÜ-Beþiktaþ
Bandýrma Banvit-ÝTÜ
Galatasaray-ÝTÜ
ÝTÜ-Efes Pilsen
Türk Telekom-ÝTÜ
:66-76
:86-91
:96-69
:63-73
:95-83
:73-78
:78-83
:93-74
HARUN ERDENAY'DAN HAT-TRICK
23.01.2005 tarihinde Abdi Ýpekçi Spor
Salonu'nda Türkiye Erkekler 1. Ligi'nde
forma giyen oyunculardan oluþan
Yabancý Karmasý ve Türk Karmasý “AllStars” mücadelesi için karþý karþýya
geldi.
Bu maçta Ýstanbul Teknik
Üniversitesi'ni Harun Erdenay (doðal
olarak Türk Karmasý'nda forma giydi)
temsil etti. Kendini kanýtlamaya ihtiyacý
olmayan Erdenay, fazla ön plana
çýkmamayý tercih etti ve maçý 3 sayý ile
tamamladý. Ýlk yarýsý 61-52'lik Yabancý
Karmasý üstünlüðüyle noktalanan maçýn
normal süresi 107-107'lik beraberlikle
sonuçlandý. Uzatmalarýn baþýnda kýsa
bir süre için de olsa 10 dakika iþaret
edilince tüm basketbolseverler sevinmiþ
olsa da bu sevinç kýsa sürdü. Bu
aksaklýða raðmen 5 dakika oynanan
uzatmada
Türk
Karmasý
Türk
misafirperverliðinden güzel örnekler
sununca maç (top Harun Erdenay' ýn
elindeyken) 123-114 Yabancý Karmasý
üstünlüðü ile sona erdi. Maçýn “En
Skoreri” 24 sayý ile Efes Pilsen'in oyun
kurucusu Willie Solomon olurken, Türk
oyuncular arasýnda en çok sayý üreten 22
sayýlýk bir performans sergileyen Ermal
Kurtoðlu oldu. Basýn mensuplarý
tarafýndan ise maçýn en deðerli oyuncusu
Khalid El-Amin seçildi (Bizim oyumuz
Erdenay'a).
Harun Erdenay gazozuna yapýlan bu
maçta 3 sayý atmýþ olsa da, ligde sayý
krallýðýnda hala zirvede.
ÝTÜ BASKETBOL BAYAN TAKIMI’NDAN ÜÇLÜK
AMERÝKAN PEHLÝVANLARI SAHAYA ÝNÝYOR
Türkiye Üniversiteler Arasý Basketbol C Katagorisi Grup Birinciliði Müsabakalarý’nda
mücadele eden Ýstanbul Teknik Üniversitesi Bayan Basketbol Takýmý grup 3.sü
olmuþtur. Antrenörlüðünü Araþtýrma Görevlisi Birgül Demirkol’un yaptýðý takýmýn
baþarýsýna oyuncularýn basketbol yeteneklerinin yaný sýra Fizik 101 derslerinde
öðretilen eðik atýþ bilgisinin de katký saðladýðý öðrenildi. Grubunda 3. olarak büyük
bir baþarýya imza atan takýmýn kadrosu þöyle:
Doðrusu kimse bir Amerikan futbolu takýmýný karþýsýna almak istemez, bu yüzden
onlarý kýzdýrmaya gelmez. Araþtýrma Görevlisi Kadir Çakýcý sorumluluðundaki “ÝTÜ
Hornets” takýmý ilkbaharla birlikte maçlarýna baþlýyor. Buradan tüm ÝTÜ öðrencilerini
takýmlarýný desteklemeye çaðýrýyoruz. Eðer takým baþarýsýz olur da fatura
taraftarlara kesilirse baþýmýz fena halde derde girmiþ demektir.
Neslihan Millici
Dilem Koçak
Nihan Dað
Deniz Ekiz
Ayþe Iþýl Çiftçi
Gizem Karlýlar
Balca R.Mardin
Seda Taþçý
Nilay Oktay
Bahar Dýrbalý
Burçin Baysal
Mimarlýk Fakültesi
Uçak-Uzay Fakültesi
Mimarlýk Fakültesi
Fen-Ed. Fakültesi (2. kaptan)
Ýnþaat Fakültesi
Ýþletme Fakültesi
Fen-Ed. Fakültesi (1. Kaptan)
Makina Fakültesi
Ýþletme
Fakültesi
Kimya.Met. Fakültesi
Maden
Fakültesi
ÝTÜ Hornets’in Türkiye Amerikan Futbolu Ligi 2004-2005 Fikstürü:
5-6
26-27
9-10
23-24
14-15
28-29
Mart
ÝTÜ – Yeditepe Üniversitesi
Mart
Sabancý Üniversitesi – ÝTÜ
Nisan ODTÜ – ÝTÜ
Nisan Boðaziçi Üniversitesi – ITÜ
Mayýs Ege Üniversitesi – ÝTÜ
Mayýs ÝTÜ – Doðu Akdeniz Üniversitesi
S. Selçuk Bucak
www.gazete.itu.edu.tr
KÜTÜPHANE
FÝLM GÜNLERÝ
ÝTÜ Mustafa Ýnan Merkez Kütüphane bünyesinde etkinlik
gösteren Görsel Ýþitsel Merkez, bu yýl baþýnda bir yeniliðe
imza attý. Ocak 2005'ten itibaren, arþivindeki önceden yer
alan ve yeni alýmýnýn gerçekleþtirildiði toplam 165 filmden
seçkileri ile Kütüphane Film Günleri gösterimlerine
baþladý. Þu ana kadar "Seremoni" (La Cérémonie), "Akýl
Oyunlarý" (A Beautiful Mind), "Yüzüklerin Efendisi-Yüzük
Kardeþliði" (The Lord of the Ring: Fellowship of the Rings)
ve "Ocean's Eleven" filmlerinin gösterildiði Görsel Ýþitsel
Merkez'de, 15 günlük aralýklarla film günleri
düzenlenmekte. 50 kiþilik salonda gösterimlerin yapýldýðý
ücretsiz olan etkinliklere katýlým için önceden yer
ayýrtýlmasý gerekiyor. Telefonla, e-posta ile veya Görsel
Ýþitsel Merkez'den kayýt yapýlabiliyor.
Görsel Ýþitsel Merkez, kiþisel kullaným amaçlý 8 video
kabini ile ÝTÜ'lülere dvd, vcd veya video seyredebilme ve
müzik dinleme olanaðý sunmaktadýr. 09:00 ile 17:45
arasýnda hizmet veren merkezin yansý araç-gereçleri ve
ses düzeninden de toplu halde yararlanmak mümkün. Tek
yapmanýz gereken hangi filmi izleyeceðinizi belirlemek ve
uygun bir gün için bu merkeze baþvurmak.
Merkezin var olan ve yeni alýmlarla güncelleþtirlen
arþivinde, sinemalarýn yanýsýra bazý müzik arþivleri,
belgesel filmler, ders amaçlý araçlar ve ÝTÜ ile ilgili arþiv
görüntüler bulunmakta ve ÝTÜ'lülerin kullanýmýna hazýr bir
durumda.
Merkez Kütüphane Daire Baþkaný Ayhan Kaygusuz ve
Görsel Ýþitsel Merkez Sorumlusu Faik Keskin,
kütüphanemizi ayný zamanda kültürel geliþim, sosyal
ortam ve zihinsel rahatlama saðlamasýný amaçlayan
uygulamayla öðrencileri teþvik eden bir canlýlýða
kavuþturmayý amaçladýklarýný ve film günlerinin de bu
yönde önemli bir adým olduðunu belirttiler. Öðrencilerden
de bu konularda öneri, eleþtiri ve taleplerin gelmesini
istediklerini vurgulayan Kaygusuz, gelen taleplerin
ciddiyetle deðerlendirildiðini ve sonuca ulaþtýrýldýðýný
belirtti.
Merkezde yer alan film arþivi birçok farklý türde sinema
zevkini barýndýran niteliðe sahip. "The Portrait of a Lady,
Seven Years in Tibet, Spartacus, Sen Hiç Ateþ Böceði
Gördün mü?, Chine Town, Grease, Mayýs Sýkýntýsý,
Children of a Lesser God, Memento, Frida, La Finestra di
Fronte, Godfather Serisi, Libertarias, Kasaba, 2001 A
Space Odyssey" gibi birçok filmin yanýsýra National
Geographic Society'den "Dinazor Avcýlarý, Firavunlarýn
Sýrrý, Kayýp Denizaltý, Vezüv Yanardaðý'nýn Gölgesinde,
Kedilerin Gizli Yaþamý" gibi çeþitli konularda belgesel
seçkileri bulunmakta.
Listenin tamamýna ve gösterimler hakkýndaki her türlü
bilgiye, kütüphanenin anasayfasýndan veya 0212 285 66
25 numaralý telefondan ulaþmanýz mümkün.
Ýstanbul Modern Sanat Müzesi 1980' lerde
Eczacýbaþý ailesi tarafýndan kurulan Ýstanbul Kültür ve
Sanat Vakfý (ÝKSV) çatýsý altýnda, Karaköy Liman
Ýþletmeleri'nde artýk iþlevini tamamlamýþ olan 4
numaralý antrepoda 8 bin metrekare alan üzerine
kuruldu.
Karaköy Liman Ýþletmelerinin artýk küflenmeye yüz
tutmuþ koskoca antrepolarýndan birine, tüm Haliç'i,
Boðaz'ý karþýsýna alan bir yere konuþlanmýþ Ýstanbul
Modern. Yani Türkiye'nin gözbebeði, kültür kenti
Ýstanbul'un yýllardýr özlemini çektiði sanat müzesi tam
da hak ettiði yere, tüm sanatçýlara ilham verebilecek
kadar mükemmel Ýstanbul manzarasýnýn yaný baþýna.
Ýçeride ise birbirinden þahane eserler...
Resmi açýlýþý 11 Aralýk 2004 olsa da aslýnda Ýstanbul'da
-müze yöneticilerinin tabiriyle- "yaþayan bir müze"
fikri17 yýl öncesine dayanýyor. O zamanlar sanat
müzesi olarak Feshane binasý uygun bulunuyor fakat
çeþitli bürokratik engellerden dolayý proje askýda
kalýyor. 2003 yýlýna gelindiðindeyse Denizcilik
Ýþletmeleri'ne ait 4 numaralý antreponun bu iþ için uygun
olduðu
anlaþýlýyor.
Antreponun
özelleþtirme
kapsamýnda olmasý sonucunda ise bina bir süreliðine
kiralanýyor. Planlanan açýlýþ tarihi Nisan 2005 olarak
planlansa da 17 Aralýk Avrupa Birliði zirvesi müzenin
açýlma sürecini hýzlandýrýyor. Ýstanbul yabancý
misafirlerini çiçeði burnunda bir müzeye sahip olarak
karþýlýyor. Müzenin açýlmasýnýn baþka bir olumlu tarafý
ise çürümeye terkedilmiþ bir binanýn yeniden þehre
kazandýrýlmasý oluyor.
Ýstanbul Modern Sanat Müzesi deðiþik sergi salonlarý,
video ve müzik odalarýna ayýrdýðý iki katýnýn dýþýnda
hediyelik eþya dükkanlarý ve kafeteryasýyla de
ziyaretçilere açýk. Þahsen kafeteryasý benim oldukça
ilgimi çekti. Ferah, sýcacýk dekoru ve geniþ terasýyla
Haliç'e komþu bu kafede, kocaman müzeyi gezip
yorulduktan sonra karnýnýzý doyurabilir ya da terasýn
yanýna yerleþtirilmiþ þirin masalarda Topkapý Sarayý'na
bakarak bir kahve keyfi yaþayabilirsiniz.
Ýstanbul Modern pazartesi günleri dýþýnda hergün
10.00-18.00 arasý açýk. Perþembe günleri ise bu süre
20.00'a kadar uzatýlmýþ.
Tel: 0 212 334 73 00 (Kültür Sanat)
Selin Erkiþi
Evet, yanlýþ duymadýnýz, ÝTÜ'de bir deniz bisikleti
takýmý var. ÝTÜ Gemi Ýnþaatý ve Deniz Bilimleri
Fakültesi öðrencilerinden oluþan takým 2002'de ilk kez
katýldýðý yarýþlarda Türkiye'nin ilk ve tek temsilcisi
olmanýn haklý gururunu yaþýyor.
Türkiye bu yarýþlara ilk kez 2002'de baþlasa da,
Avrupa ülkeleri 26 yýldan beri bu sporla ilgileniyor. 1979
yýlýnda Almanya'nýn Hannover kentinde mezuniyet
hazýrlýðý yapan gemi inþaatý mühendisliði öðrencileri
tarafýndan -biraz da pratik olsun diye- düþünülen deniz
bisikleti takýmý yarýþlarý ilk olarak 1980 yýlýnda
gerçekleþtirildi. 1986'dan sonra diðer Avrupa
ülkelerinde de hýzla yayýlan bu yarýþlar hem gemi
mühendisliði öðrencilerinin biraraya gelip kültür
www.gazete.itu.edu.tr
paylaþýmýna
hem
de
mesleki
yeteneklerini
sergilemelerine ortam hazýrlamaktadýr.
ÝTÜ Deniz Bisikleti takýmý ilk yarýþýna
Genova/Ýtalya'da, adýný rahmetli hocamýz Ord. Prof.
Ata Nutku'nun adýný taþýyan teknesiyle katýldý. Takým
þimdiye
kadar
Duisburg(Almanya)
ve
Berlin(Almanya)'deki yarýþmalarda ÝTÜ'nün adýný
duyurdu. 2004 yýlýnda Berlin'deki yarýþmalarda iki
tekne kullanan ve ikinci teknenin adýný da batan
denizaltýmýzýn þehitleri anýsýna "Dumlupýnar" koyan
takým Berlin Teknik Üniversitesi Dekaný Prof. Clauss
tarafýndan ödül de almýþtýr.
www.gidb.itu.edu.tr/denizbisikleti

Benzer belgeler

İTÜ`de bir gece... Ulusal İşletim Sistemi Nutri Genetik ve Türkiye`deki

İTÜ`de bir gece... Ulusal İşletim Sistemi Nutri Genetik ve Türkiye`deki Arýyorum ÝTÜ Gazetesi Karadoðan, Genel Yayýn Yönetmeni Prof. Dr. Erkin Nasuf Öðrenci Ýþleri Otomasyonu Binasý, Giriþ Katý Yayýn Danýþmanlarý: Prof. Dr. Fuat Anday, Prof. Dr. Bihrat Önöz, Doç. Dr. Ý...

Detaylı

to view the full-text article in PDF format.

to view the full-text article in PDF format. baþvurmalýyýz.Bilgi Ýþlem’in kayýt sistemi üzerinde herhangi bir etkisi yok. H. Tansu Özer, [email protected]

Detaylı