Görün Artık Bu Gerçeği

Transkript

Görün Artık Bu Gerçeği
Görün Artık Bu Gerçeği
Perşembe, 07 Ekim 2010 07:29
Bizler kafamızda bir dünya kurduk ve herkesin bu dünyaya ayak uydurmasını istiyoruz.
Farklılıklara asla tahammül edemiyoruz. Herkes kafamızdaki bu dünyaya göre yaşasın ve bizler
gibi düşünsün istiyoruz. Kendi doğrularımız var ve tek doğru da bu. Bunun dışındakiler lafı güz
ar. Bizim gibi düşünmeyenler hain ya da cahil. Hainler daha çok kendi dünyalarından olduğuna
inandıkları kişiler arasından çıkmaktadır. Kendileri gibi görünüp de farklı düşünce beyan eden
kişi hemen hain damgası yer ve en acımasız bir şekilde eleştirilmeye başlanır. Yetmezmiş gibi
dalga da geçerler. Onlar insanların her şeyleri ile kendilerine tam itaat etmesini isterler. Böyle
yapmadığı zaman vay onun haline. Mahalle baskısı diye ahkâm kesip karşı tarafı suçlayanlar, başlarlar mahalle baskınını dik alasını yapmaya. Bırakın baskıyı linç girişimine bile başlarlar.
Bunun yakın tarihimizdeki en güzel örneği Sezen Aksu’dur. Referandumda evet oyu vereceğini
açıkladı, diye başına gelmeyen kalmadı. Hem de yıllarca baş tacı edenler tarafından. Sezen
Aksu’yla Sazan Aksu diyerek dalga geçtiler, ona hakaretler ettiler. İzmir’de bir sokağa verilen
“Sezen Aksu Sokağı” ismini bile değiştirmek istediler.
Peki, bu linç girişimi ilk defa mı oldu? Hayır! Son olacağını da sanmıyorum.Çünkü bu zamana
kadar yaşanan tecrübeler bizlere bunu göstermiştir. Kemal Tahir “Devlet Ana” romanını
yazıncaya kadar saygı duyulan değer verilen bir sanatçı iken bu romanı yazdıktan sonra
sanatçılığı tartışılır hale gelmiştir. Yine o malum çevreler tarafından linç girişimine tabi
tutulmuştur.
Necip Fazıl Kısakürek de hayatındaki o dönüşümden sonra da aynı akıbete uğramıştır.
Yerlere göklere sığdıramadıkları Necip Fazıl gitmiş yerine sıradan bir şair gelmiştir. Aynı alaycı
tavır ona da sergilenmiş, ama Necip Fazıl buna müsaade etmemiştir. Bir sohbet esnasında
kendisiyle: “Üstat biz senin eski halini de biliriz? Diyerek dalga geçmek isteyenlere: “Ben
geçmişimi çöpe attım. Çöpleri de karıştıranlar ancak kedi ve köpeklerdir.” Diyerek tarihi bir
cevap vermiştir. Bu zihniyet İstiklal Şairimiz Mehmet Akif’in hakkını teslim etti mi? Hayır. Hatta
ve hatta Mehmet Akif gibi sanatçıların büyüklüğünden bahsetmek, sanatçılığının hakkını vermek
onlar için dünyanın en zor işidir. Zulümdür. Öyle ki onların övülmelerine asla tahammülleri
yoktur. Nazım Hikmet ki dünya görüşü olarak Mehmet Akif’le yakından uzaktan alakası olmayan
bir insan, Mehmet Akif’in sanatçılık hakkını teslim ederken malum bu zihniyet buna da sansür
uygulamıştır. Nazım Hikmet “ Kurtuluş Destanı’nın da şöyle söylemektedir:
…
Karşıda topçu ihtiyat ikinci mülazım Hasan
-Bizim istiklal marşında eksik bir şey var
Bilmem nasıl anlatsam
Akif büyük şair,
İnanmış adam,
1/3
Görün Artık Bu Gerçeği
Perşembe, 07 Ekim 2010 07:29
Fakat onun
İnandıklarının hepsine inanıyormuyum?
….
Dizeleri ile devam eden şiirin orijinali bu şekilde iken Akif’in büyük şairliğine tahammül
edemeyen zihniyet şiirdeki “Akif büyük şair” mısrasını çıkarmıştır.
Onların gözünde insanların değerli olabilmesi için mutlaka kendileri gibi düşünmeleri gerekir.
Kendi saltanatlarını yıkacak her türlü fikir, düşünce tehlikelidir. Ve en acımasız şekilde
bastırılmalıdır. Onların içinde bulundukları ruh halini en güzel, üstat Yahya Kemal Beyatlı
söylemiştir. Orhan Veli Kanık’ın ağzından Yahya Kemal’in o teşhisi:
“Bir gün Yahya Kemal’le konuşuyordum. Bana apartmanları göstererek dedi ki: Köşkleri var,
arabaları var, halayıkları var. Fakat hiçbir zaman bizim duyduklarımızı duyamıyorlar, bizim
düşündüklerimizi düşünemiyorlar. Biz düşünüyoruz, düşünülmüş halde kendilerine anlatıyoruz;
yine de anlamıyorlar.” ( Orhan Veli, İnkılâpçı Gençlik, 12 Eylül 1942) Orhan Veli ile Yahya
Kemal demişken aynı zihniyet yine burada da kendisini gösterir. Orhan Veli kullanılarak Yahya
Kemal’le dalga geçilmeye çalışılır, onu küçümserler. Orhan Veli ile Yahya Kemal arasında
geçtiği rivayet edilen olay şöyledir:
Bir gün Yahya Kemal’le Orhan Veli vapurda karşılaşırlar. Orhan Veli aruzla yazdığı “Efsane”
adlı şiiri Yahya Kemal’e okur. O da : “Çok güzel.” der. Sonra devam eder: “Orhan Bey, biraz
daha gayret etseniz, bu saha da bizi geçeceksiniz.” Orhan Veli de güya şöyle der:
“Üstadım, biz bunları ciddiye almıyoruz ki, karalama olsun, alay olsun diye yazıyoruz.”
Bakar mısın zihniyete, güya hem Yahya Kemal’le hem de eski şiirlere dalga geçiyor. Hem de
kimi kullanarak Orhan Veli’yi. Kullanarak kelimesini özellikle kullanıyorum, çünkü bu olay
yaşanmamıştır. Yaşansa bile Orhan Veli böyle dememiştir. Çünkü kendisi Yahya Kemal’in
şahsına ve sanatına karşı derin bir saygı duymaktadır. O Yahya Kemal için söyle der:
“İstanbul milletvekilliğini Yahya Kemal kazandı. Buna sevinmek mi lazım bilmiyorum. Çünkü
Yahya Kemal şimdiye kadar birçok büyük mevkilerde bulundu. Bu mevkilerin en büyüğü de
Yahya Kemallik mevkii idi. Baki’nin bir mısraını, derviş kendi başına sultan olup gezer, Mısraını
ihtimal onun kadar hiç kimse duymamıştır. Ben Yahya Kemal namına değil, daha çok,
milletvekilliği namına seviniyorum.” (Orhan Veli, Ülkü, 1 Mayıs 1946)
Yine Orhan Veli onun için yine şöyle der:
“Yahya Kemal, belki o da bir bakıma bugünkü dünyanın istediği şair değildir. Ama kim ne
2/3
Görün Artık Bu Gerçeği
Perşembe, 07 Ekim 2010 07:29
derse desin, şairdir. Üstelik iyi şairdir de. Bence memleketimizde mücadele edilmesi gereken
hayranlık Yahya Kemal hayranlığı değildir.(…) Bugünkü Türk sanatına, meclis kürsülerinden
iftira eden, adı şaire çıkmış zavallılar var. Onlar karşımızda dururken gerçek şair Yahya Kemal’e
dil uzatmak benim elimden gelmiyor.”(Orhan Veli, Festival, Ocak 1950)
Ne güzel söylemiş değil mi Orhan Veli, “adı şaire çıkmış zavallı” diye. Evet, etrafımızda
kendini aydın gören ve kendisinden başkasını küçümseyen o kadar çok zavallı var ki, içine
düştüğümüz bu hale üzülmemek elde değil. Olayları saptırarak, olmayan şeyleri olmuş gibi
göstererek, her şeyi işlerine geldiği gibi değiştirerek, insanların gerçekleri öğrenmelerini
engelleyen zavallılar ne diyeyim size. Size ancak acıyorum. Çünkü acınacak haldesiniz. Siz
sanıyorsunuz ki bizleri aldatıyorsunuz. Hayır, siz sadece ve sadece kendinizi aldatıyorsunuz.
Görün artık bu gerçeği.
3/3

Benzer belgeler