izmir sinemaları

Transkript

izmir sinemaları
İZMİR SİNEMALARI
BAKİ SARISAKAL
İZMİR SİNEMALARI
Memleketimizde sinemacılığın iki kapısı olduğunu kabul edersek – Birinci değil fakat
o derece – mühim olanı şüphesiz İzmir’dir. İzmir, Türkiye sinema tarihi nokta-i nazarından
mühim olduğu kadar nazik ve nazik olduğu kadarda muhallik bir vaziyettedir.
İzmir’de ilk sinema 1909 yılında "Pathé Freres Sinematografhanesi" adıyla açılır.
İzmir’in İlk Sineması -Pathe Sinemasıİzmir şehri dahilinde 1924 yılında tam 17 sinema salonu vardır:
Sinemanın İsmi
Halk
Milli Sinema
Büyük Türk
Lale
Asansör
Kışla
Ferah
Merkez
İzmir (Yazlık)
Şark Yıldızı
Bornova
Sinemanın Yeri
Göztepe
Beyler Sokağı
Irgat Pazarı
Keçeciler
Karataş
Bahri Baba
Karşıyaka
Kokaryalı
Karataş
Buca
Bornova
Sinemanın Sahibi
Milli Kütüphane Heyeti
Sait Bey
Tevfik ve Cemil Kardeşler
Mehmet Efendi ve Buhuraki
Ziya Bey ve Şürekâsı
Uşakizade Muammer Lütfi Bey
Hoca Zadeler
Rahmi Bey Şürekâsı
Faik Bey
Mösyö Karlu
Sinemanın
Kapasitesi
500 Kişi
400 Kişi
800 Kişi
800 Kişi
300 Kişi
800 Kişi
400 Kişi
400 Kişi
400 Kişi
300 Kişi
350 Kişi
Palas
Kordon
Sayit Bey ve Mösyö Piyer
750 Kişi
İzmir Palas Sineması
Yıldız
Ankara
Tepecik
İki Çeşmelik
Ahmet Hamdi Bey
Sait Bey ve Şürekâsı
400 Kişi
600 Kişi
1922 Aralık ayı.. İkiçeşmelik'teki Ankara Sineması, Sakarya Meydan MuharebesiTürk, Yılmaz, Yıkılmaz" filmini göstermektedir :
“Alçak Yunan'ın ciğergahına saplanan parlak süngülerimiz düşmanı Sakarya'da nasıl
boğdu ?
Cesur teyyarecilerimizin düşman teyyaresini iskatı (düşürmesi), kahraman süvari ve
akıncılarımızın kundakçıları kılıçtan geçirmesi, muktedir (etkili, güçlü) topçularımızın
düşmana göz açtırmayan şarapnel yağmurları ve bütün bu hakikaların muhterem mürettibi
(düzenleyicisi) büyük gazimiz Mustafa Kemal Paşa ve onun büyük kıymetli arkadaşları
bugün İkiçeşmelik'teki Ankara Sineması'nda gösteriliyor.
Esir kafileleri ve saire ayrıca büyük bir facia dramı. Her Cuma ve Salı saat 2'de
hanımlara, her gün saat 5'te beylere..
Ankara Sineması.
Müdür Cemil..”
Eşref Paşa
Eşref Paşa
Mehmet Efendi ve Buhuraki
400 Kişi
Yıldız
Sakarya
Karataş
Kordon
Türk Ocağı
Julyan Ailesi
250 Kişi
550 Kişi
İzmir Sakarya Sineması
Saydığım bu on yedi sinemadan on biri halen faaliyettedir. Diğerleri bazen faaliyete
geçmektedirler. Bu kadar sinemaya sahip olan bir şehirde bulunması lazım gelen film
acenteleri de şunlardır:
1.Milli Sinema Film İdaresi- Kemeraltı.
2. Kemal Film İzmir Şubesi- Beyler Sokağı
3.Sait Bey- Kara Osman Şubesi – Kordon.
4. Palas Film İdaresi – Kordon “ Palas Sineması”
5.Gumon İstanbul Acentesinin İzmir Şubesi –Kordan “ Sakarya Sineması “
Bunlardan başka gerek İstanbul’daki bazı acentelerin faaliyetlerini işleten ve gerek
Suriye ve gerek Yunanistan’dan kaçak film getiren gayrı Müslim komisyoncular vakit vakit
piyasada zuhur eder.
Mazhar Necati
İzmir’de Sinema Tiryakiliği:
Sinema Yıldızı 31 Temmuz 1924
İzmir ahalisinde sinemaya karşı hatırı sayılır bir tiryakilik mahsustur. İzmir’in hal-i
faaliyette bulunan on bir sineması her gün muntazaman işler. Bayram Cuma günleri sinemalar
sabahın sekizinde faaliyete başlar ve bu saatte müşteri bulur. Bilhassa kış mevsiminde Cuma
günleri sinemalar akşama kadar programlarını beş defa devreder ve hiç olmazsa iki suare
yapar ve her seansta sinema salonunda oturulacak bir kanepe bulunmayacak derecede izdiham
ekseriyetle vakidir. Hatta birçok sinema meraklıları bilirim ki adeta -tabir-i caizse- sinema
tiryakisi olmuşlardır. Bunlar bir Cuma günü mesela saat sekizde Irgat Pazar, Lale, on ikide
Milli, ikide Palas ve dörtte Sakarya sinemalarına giderek ekseriyetle serili olan beş programı
birden takip ederler. Buna da sebep İzmir’de başka eğlence mahalli bulunmamasıdır. Cuma
günü işsiz olan halk -bilhassa kışın- ya sinemaya gidecek veyahut kahvede oturacaktır.
Sinema Yıldızı Dergisindeki Makale
İzmir’de her şeyin haddinden fazla pahalı oluşuna nazaran sinema duhûliyeleri gayet
ucuzdur. Mesela bir kilo ekmeği fırında yirmi dört kuruşa alan, lokantalarda ekmeği kırk
kuruştan (!) yiyen ve aynı zamanda da sinema tiryakisi bulunan bir kimse sinemaya gelince
nihayet otuz kuruş verebilir. Burada sinema fiyatları azami 35, asgari 10 kuruştur; hem de
öyle, böyle film geçiren sinemacıya da ekmek yoktur. Bilhassa revaçta olan Amerikan
dramlarında Edi Polo, Vilyam Dunkan, Perl Vayt, Hicok, Jak Oksin … elh gibi maruf bir
artist ismi ilan etmeyen sinemaya iltifat edilmez.
İzmir’de artistik dramlardan Avrupa’dan ziyade avantüriye Amerikan serileri büyük
rağbet kazanır. Artistik dram geçiren Palas, Sakarya ve Milli sinemaları bile Cuma, Cumartesi
ve Pazar günleri bir Amerikan serisiyle programlarını takviye etmeye mecburdur. Aksi
takdirde sinemacı için zarar muhakkaktır.
Bu sene en ziyade rağbet kazanan avantür filmleri “Ali Yusuf Pehlivan” ile “Ormanlar
Perisi” oldu. Ali Yusuf birinci vizyon “Palas” ikinci vizyon “Irgat Pazar Türk” sinemasında;
“Ormanlar Perisi” birinci vizyon “Palas” ikinci “Milli Sine”de irâe edilmiş ve her iki
vizyonlarında da fevkalade iş görmüştür. Artistik filmlerden en ziyade rağbet gören şunlardır:
“Samson Dalila” birinci vizyon Palas, ikinci Milli Sinema; “Buhran Demleri” birinci Palas
ikinci Milli, (Şeyh Ahmet) birinci Palas, ikinci Milli, (Harp) birinci Sakarya ikinci “Irgat
Pazar” sinemaları…
Mevsim hasebiyle sinema işleri oldukça sarsılmıştır. Geçen hafta “İkinci Madam
Tankuray]” filmini birinci vizyon geçiren Palas Sineması diğerlerine nisbeten biraz çalışmış
ise de film layık olduğu rağbete nail değildir. Böyle olmakla beraber yazın hiçbir sinema tatili faaliyet etmez. Müzik, reklâm ve film masraflarından imkân raddesinde tasarruf ederek
sezona kadar muntazaman işler. Bu yaz sinema piyasasında durgunluk geçen yazdan fazladır.
Buna sebep iktisadi buhrandır. Tabir-i sahihiyle İzmir’de, hâlihazırda parasızlık vardır. Geçen
sene mahsulünden müstahsiller zarar görmüştür. İktisadi teşkilâtsızlığımız yüzünden mahsul
pek aşağı fiyatla satılmıştır. Bu durgunluk Ağustos’a yani yeni mahsul idrak edilinceye kadar
devam edecek ve şüphesiz sinema piyasasına icrâ-yı tesir eyleyecektir. İkinci bir sebep de
İzmir’in maruf sıcakları oluyor. İzmir’de henüz devamlı sıcaklar başlamamıştır. Böyle
olmakla beraber, geçen haftaki İstanbul gazetelerinin şikâyet ettikleri 30-33 derece-i hararet
burada aranılıp da bulunmayan serin havalardır. Termometre daha şimdiden kırktan aşağı
düşmüyor, kırk beşi aştığı günler de oluyor. Bir ay sonraki hararetin derecesini bile hatırlamak
istemiyorum. Bu şartlar içinde on bir sinemanın muntazaman işleyebilmesi için İzmir’in
muhterem ahalisi ne kadar sinema tiryakisi olmalıdır.
Mazhar Necati
İzmir