İşitme Engelli Çocuğa Sahip Ailelerin Eğitimi Aile Rehberi

Transkript

İşitme Engelli Çocuğa Sahip Ailelerin Eğitimi Aile Rehberi
Bu proje T. C. Avrupa Birliği Bakanlığı, AB Eğitim ve Gençlik
Programları Merkezi Başkanlığı’nca (Ulusal Ajans - http://www.
ua.gov.tr) yürütülen gençlik programı kapsamında ve Avrupa
Komisyonu’ndan sağlanan hibeyle gerçekleştirilmiştir. Burada
yer alan görüşlerden Ulusal Ajans veya Avrupa Komisyonu sorumlu tutulamaz.
YAZARLAR
Agnes BANFALVI
Camelia RADU
Cecilia HAMZA
Demmys RUSU
Malgorzata SZELA
Otilia RUSU
Şenol DEMIRHAN
TÜRKÇE BASKISINDA GÖREV ALANLAR
Dr. Mustafa AYRAL (Komisyon Başkanı)
Gökhan ŞENGÜN
Altan Öz GÜNEŞ
Nurcan DEMIR
Gülver ALATLI
RESİMLEYEN
Maria HÂRTOPEANU
TASARIM
Sinan YUNAK
DESTEKLEYEN VELİLER
Turan GÜNDÜZ
Afiyet GÜNDÜZ
Hatice ÇANKIR
İbrahim ÇANKIR
Bu rehber AB Hayat Boyu Öğrenme Programı Grundtvig Öğrenme Ortaklıkları kapsamında hazırlanan
“İşitme Engelli Çocuğa Sahip Ailelerin Eğitimi” projesinin bir ürünüdür. Mayıs 2010 – Temmuz 2012 tarihleri
arasında yürütülen bu proje Türkiye’den Altındağ Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nin koordinatörlüğünde,
Romanya’dan Romanya İşitme Engelliler Öğretmenleri Milli Birliği, Macaristan’dan Macaristan Engelliler
İçin Eşit Fırsatlar Yaratma Kamu Vakfı ve Polonya’dan Polonya İşitme Engelliler Birliği Podkarpacki Kolu”nun
ortaklığıyla gerçekleştirilmiştir.
1
İÇİNDEKİLER
1. KULAĞIN YAPISI
2
2. İŞİTME KAYBININ TEŞHİS VE TEDAVİSİ 19
3. İŞİTME KAYBININ GELİŞİM ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ ETKİLERİ 23
4. İŞİTME KAYBINDA ERKEN MÜDAHALENİN VE AİLE KATKISININ ÖNEMİ
5. İŞİTME KAYBI OLAN ÇOCUĞUNUZUN İLETİŞİM İHTİYACINI NASIL
KARŞILAYABİLİRSİNİZ?25
6. İŞİTME KAYBI TÜRLERİ30
7. BAŞLICA TEDAVİ ARAÇLARI 32
8. EFSANELER VE GERÇEKLER 35
9. ENGELLİ HAKLARI
36
10. İLGİLİ KURUM VE KURULUŞLAR
45
24
Sevgili anne, babalar ve eğitimciler,
Bu rehber öğrencileriniz ve çocuklarınız için en iyi bakım ve eğitimi sağlamanıza
destek olmak amacıyla size bazı bilgiler ve ipuçları sunmak için hazırlanmıştır. Hepimizin
bildiği gibi bütün öğrenciler, çocuklar ve ailelerin ihtiyacını cevaplayacak tek bir doğru
yoktur ancak karar almaya yardımcı olacak daha çok bilgi edindikçe, doğru seçimler
yaptığınız konusunda daha emin hissedeksiniz.
Bu rehberi faydalı bulacağınızı ve buradan edindiğiniz bilgilerle öğrencileriniz,
çocuklarınız ve aileleriniz için en doğru seçimleri yapacağınızı umuyoruz. Ve umarız her
çocuk için en uygun yöntemi bulmanıza yardım edebiliriz. Bu amaçla kulağın yapısı ve
nasıl duyduğumuz hakkında genel bir bilgi sunmak iyi bir başlangıç noktası olabilir.
1. KULAĞIN YAPISI
Duyma, karmaşık bir süreçtir. Kulaklarımız sesleri toplamak, işlemek ve ses
dalgalarını beynimize göndermekle sorumludur. Kulağımız, iç kulak, orta kulak ve
dış kulak olmak üzere üç bölümden oluşur ve bu parçalar beraber çalışarak sesleri
duymamızı ve işlememizi sağlar.
Dış kulağın işi dış dünyadaki sesleri toplamaktır. Ses dalgaları dış kulağa girdikten sonra kulak kanalında ilerleyerek orta kulağa yol alırlar. Orta kulak bu dalgaları
alır, titreşimlere dönüştürür ve iç kulağa iletir. İç kulakta “cochlea” adı verilen bir parça
aracılığıyla bu titreşimlerin yarattığı sinyaller beyin tarafından ses olarak algılanır ve
böylece duyma işlemi gerçekleşmiş olur. Sesin kulak içindeki akışının kesildiği veya zarar
gördüğü durumlarda işitme kaybından söz edebiliriz.
2
Kulak yalnızca güzelliği ve benzersizliği nedeniyle değil, seslere olağanüstü duyarlılığı
nedeniyle de insan vücudunun en hayranlık uyandırıcı bölümlerinden biridir. Anatomik
açıdan kulak geleneksel olarak kolayca birbirinden ayırt edilebilen üç bölümde ele alınır:
dış kulak, orta kulak ve iç kulak.
DIŞ KULAK
Dış kulak, kıvrımlı, esnek bir kıkırdak olan kulak kepçesi (auriküla) ve bu kıkırdağın
hemen hemen kapalı bir tüp gibi uzanan kulak yolunun üçte birlik kısmından oluşur.
Yaklaşık 8 mm olan bu üçte birlik dış bölüm, küçük canlıların içeri girmesini önleyecek
bir savunma hattı oluşturan, uçları dışa dönük kısa kıllarla kaplıdır. Bu kıl köklerinin
ürettiği yağ, çevredeki bezlerin ter benzeri salgılarıyla karışarak kulak kirini (mum)
oluşturur. Kulak yolunun derinde kalan üçte ikilik (16 mm’lik) bölümünün duvarı kemiktendir ve bu bölüm bezler içermeyen oldukça ince bir deriyle kaplıdır. Kulak yolunun
ucu, dış kulakla orta kulak arasındaki sınırı oluşturan gergin kulak zarıyla (timpanik
membran) kaplıdır.
ORTA KULAK
Kulak zarı yaklaşık 8-9 mm çapında ince ve yuvarlak bir deridir. Davul zarı gibi düz
değildir; yanları içe doğru kıvrık, hafifçe konimsidir. Kulak zarı üç tabakadan oluşur.
Dış tabaka
Kulak yolunun son bölümüyle temas eden dış tabaka, ince bir deriyle kaplıdır.
3
Sesleri ve denge değişikliklerini hisseden kulak vücudun olağanüstü bölümlerinden
biridir. Üç kısma ayrılır: dış kulak, orta kulak ve iç kulak.
İç tabaka
İç tabaka, orta kulağı örten mukozanı n devamı niteliğindedir; burun ve sinüsleri örten
hücre tipine dönüşebilen oldukça yassı hücrelerden oluşur. Enfeksiyon, tütün dumanı
gibi bir maddeyle kimyasal tahriş ya da alerji sonrasında bu hücreler değişim geçirerek
salgı üretmeye başlar ve orta kulak boşluğu bu salgıyla dolar.
Orta tabaka
Kulak zarının orta tabakası çok önemlidir. Hem araba tekerleğindeki çubuklar gibi
merkezden çevreye doğru uzanan (radyal lifler) hem de daireler halindeki (dairesel lifler)
esnek lifler içeren bu tabaka trambolin ağına benzer. Kulak zarının dörtte üçlük alt bölümü gergindir (pars tensa; gergin bölüm) ve sesi emer. Zarın üstteki daha küçük bölümü,
orta kulak lifleri yukarıda belirtilen tarzda düzenlenmemiş olduğundan, daha gevşektir
ve bu bölgeye gevşek bölüm ya da pars flaksida adı verilir. Orta kulağın kendisi (timpanum) kulak zarının gerisinde, üç kemikçiğin (osiküller) yer aldığı hava dolu bir alandır ve
kulak zarını iç kulağa bağlar.
4
DIŞ KULAK
Kulak yolu
Yaklaşık 2. 5 cm uzunluğundaki kulak yolunun üçte birlik dış bölümü kıllarla kaplıdır ve
kemikten bir duvarı olan üçte ikilik iç bölümünü ince bir deri tabakası örter.
5
Dış kulak zarının ayrıntıları
Üstteki bir deri tabakasının altında doğrusal biçimde (radyal) ve çemberler halinde
yayılan liflerden oluşan bir orta tabaka vardır. Resimde görülmeyen iç tabaka orta
kulağı örten mukozanın devamı niteliğindedir.
Bu kemikler çeşitli aletlere benzetilerek çekiç (malleus), örs (inkus) ve üzengi (stapes) olarak adlandırılmıştır. Çekicin sapı ve başı vardır ve sapı kulak zarının
tabakaları içine yerleşmiştir. Çekicin başı, attik (epitimpanum) adı verilen orta kulak boşluğunun üst kısmına yerleşmiştir ve vücuttaki diğer eklemlere benzeyen bir
eklemle örsün oldukça iri gövdesiyle birleşmiştir. Örsten uzun bir kol (krus longus) orta
kulağın asıl boşluğuna iner ve üzenginin başıyla birleşir. Üzenginin iki kavsi de (kruslar) kafatasında oval pencere (fenestra ovalis) denilen küçük (3 mm x 2 mm) bir delikte
oturan üzengi tabanıyla birleşir. Bu pencere iç kulağı n sıvıyla dolu bölümüne açılır ve
tam altında yine iç kulağa açılan küçük bir delik olan yuvarlak pencere (fenestra rotunda)
vardır. Bu pencere ince bir zarla kaplıdır ve üzenginin tabanı içe ve dışa hareket ettikçe
yuvarlak penceredeki zar da dışa ve içe hareket eder, çünkü iç kulaktaki sıvı, basınç
değişikliklerini iletir. Çekiç ve örs orta kulakta bazı zar ve bağlarla desteklenir; böylece
ağırlıkları en aza iner ve kolayca hareket etmeleri ve kanla beslenmeleri sağlanır. Ne var
ki bunlar orta kulaktan attik boşluğuna hava geçmesi için çok az yer bırakır.
Orta kulaktan yüz siniri (yedinci sinir) de geçer. Beyinden çıkan bu sinir,
kafatasından geçerek kaş çatma, göz kırpma, gülümseme gibi yüz ifadelerinde rolü
olan yüz kaslarına ulaşır. İnce bir kemik kanal içinde yer alan sinir, oval pencerenin ve
üzenginin hemen üstünden, önden arkaya doğru yatay olarak orta kulağı geçer ve aşağı
dönüp kafatası tabanından dışarı çıkar. Sinir daha sonra öne doğru dönerek yüze ulaşır.
Dolayısıyla yüz siniri orta kulak hastalıklarına, özellikle de orta kulak ameliyatlarına oldukça duyarlıdır. Bu gibi durumlarda yüzün bir yarısında eğrilme ve hareketsizliğe neden
olan yüz felci gelişebilir. Gülümserken kaş çatılır, su içerken ağızdan salya akar ve göz
kırparken göz kapanamaz.
Kulak zarından, dilin ön üçte ikilik bölümünden tat duyusunu beyne taşıyan sinir
(korda timpani siniri) geçer. Bu sinir orta kulakta yüz siniriyle birleşir ve onun yanında
ilerleyerek beyne ulaşır.
6
ORTA KULAK
Orta kulak, hava dolu bir boşluktan ve kulak zarıyla iç kulağı birbirine bağlayarak
titreşimleri aktaran üç küçük kemikten oluşur.
Son olarak, orta kulakta iki küçük kas vardır. Bunlardan öndeki (tensor timpani)
çekiç kolunun üst bölümüne bağlanmıştır ve yutkunma sırasında harekete geçen kulak
zarını gerer. Bu kasın işlevi tam olarak bilinmiyor, ama yeme içmenin daha gürültüsüz
gerçekleşmesini sağlıyor olabilir.
7
Orta kulağın arka bölümündeki kas (stapedius kası) yüz sinirinin yanından başlar,
bu sinirden beslenir ve üzenginin başına bağlanmıştır. Yüksek seslerde kasılarak kemik
zincirini sıkılaştıran bu kasın, uzun süreli ve kulağa zarar verebilecek yüksek seslerin iç
kulağa geçişini azalttığı sanılıyor.
İÇ KULAK (LABİRENT)
İç kulak vücudun belki de en karmaşık parçasıdır. Sesi elektrik uyaranlarına
dönüştürerek işitme siniriyle (akustik sinir) beyne iletilmesini ve işitebilmemizi sağlar. İç
kulak dengede de önemli bir rol oynar. İç kulağın dengeyle ilgili bölümleri (vestibüler labirent), ister düz (doğrusal), ister bükülme ve dönme (açılı) tarzında olsun, başın herhangi bir yöne hareketindeki ivme değişikliklerini duyar. Baş hareketlerine yanıt olarak
oluşan bu elektrik sinyallerini taşıyan denge siniri (vestibüler sinir) de, yolu üzerinde
işitme siniriyle birleşerek (vestibülo-akustik sinir, stato-akustik sinir ya da sekizinci sinir)
beyne ulaşır.
Kulağın işiten bölümü kokleadır (salyangoz). Koklea kemik labirent adı verilen çok
yoğun bir kemik (kayamsı [[]petroz] temporal [[]şakak] kemiğin bir parçası) içinde yer
alan içi boş sarmal bir tüptür. Bu tüpün içi genel vücut sıvısına (lenf) ve beyni çevreleyen sıvıya (beyinomurilik sıvısı – BOS) çok benzeyen bir sıvıyla doludur. Bu iç kulak
sıvısına perilenf adı verilir. Perilenfin içinde de koklea kanalı (skala media) adı verilen
üçgen biçimli sarmal bir başka tüp bulunur ve bu tüpün içinde de sesi elektriğe çeviren
son derece önemli tüylü hücreler yer alır. Bu tüylü hücreler koklea kanalının sarmallarını
takip ederek döne döne tabandan yukarı ya doğru çıkan iki gruptan oluşur.
Birinci grubu kokleanın çekirdeğine (modiolus) daha yakın olan tek sıra halindeki
iç tüylü hücreler, ikinci grubu ise daha uzaktaki üç ya da dört sıralı dış tüylü hücreler
oluşturur.
Sağlıklı bir genç insanın kulağında yaklaşık 3500 iç tüylü hücre ve 12 000 dış tüylü
hücre vardır. Her hücrede kısa sert tüylerden (stereosilia) oluşan bir küme, hücrenin üst
yüzeyinden koklea kanalını dolduran özel sıvıya doğru uzanmıştır. Endolenf
adı verilen bu sıvı güçlü (yaklaşık 80 milivolt) bir pozitif elektrikle yüklüdür ve bol miktarda potasyum elementi içerir.
Sıra halindeki bu tüylü hücreler destek hücreleriyle birlikte Corti organını oluşturur.
8
İÇ KULAK DENGESİ
İç kulağın dengeyle ilgili bölümleri ister düz (doğrusal), ister bükülme ve dönme (açılı]
tarzında olsun, başın herhangi bir yöne hareketindeki ivme değişikliklerini duyar.
Bu organ taban zarı (baziler membran) adı verilen ince ve çok esnek bir zar üzerine yerleşmiş küçük bir tepeciktir. Bu taban zarı üçgen koklea kanalının tabanını
oluşturur. Üçgen kanalın eğik tavanı da yine çok ince bir zardır (Reissner membranı);
yan duvarı ise damardan zengin kalın bir bölgedir (stria vaskülaris). Bu yapı oldukça
sıradışı ve çok önemli bir bileşim olan endolenf sıvısının korunmasından sorumludur.
9
Uyaranları beyne taşıyan sinirler (aferent sinirler) tüylü hücrelerin tabanına bitişiktir.
Bu sinirlerin en az yüzde 90’ı, az sayıdaki iç tüylü hücreden gelir. Her iç tüylü hücreye
yaklaşık 10 sinir ucu bağlıdır; dolayısıyla akustik sinirdeki 30000 sinir lifi bu hücrelerle
bağlantılıdır.
Dış tüylü hücrelerin de sinirlerle bağlantısı vardır, ancak bunların çoğu, işlevi daha
sonra açıklanacak olan beyinden gelen sinirlerdir (eferent sinirler).
İşitme sinirleri, kafatasının iç bölümünde yer alan ve iç kulak yolu adı verilen
bir kanaldan denge ve yüz sinirleriyle birlikte içe doğru ilerleyerek beyin sapına ulaşır.
Beynin bu bölümü nabız, kan basıncı, genel uyanıklık hali, denge gibi birçok otomatik
işlevden sorumludur.
Her iki kulaktan gelen işitme sinirlerinin yaklaşık yarısı beyin sapının öteki tarafına
geçer ve her iki taraftaki sinirler beyin sapından orta beyne, oradan da “bilince” yani
beyin kabuğuna (korteks) ulaşır. Bilincin işitmeden sorumlu bu bölgesi, beynin, başın
iki yanında kulağın hemen üzerinde bulunan temporal lob kısmında yer alır.
SES VE KULAĞIN ÇALIŞMASI
Ses
Ses küçük basınç dalgalarıyla saniyede 343 metre hızla havada ilerler. Ses
dalgaları, havuza bir taş atıldıktan sonra suyun yüzeyinde görülen, giderek yayılan
dalgalanmaya benzer. Bu dalgaların belli bir tizlik derecesi (frekansı) vardır ve bu, 1
saniyede belli bir noktadan geçen dalga doruğu sayısıdır. Sesin tizliği “saniyede devir”
sayısıyla (cycles per second, cps) ölçülür, ancak günümüzde genellikle ışık ve elektrik
teorileri üzerinde çalışmış öncü bilim adamı Heinrich Rudolf Hertz’e (1857-1894) atfen
hertz (Hz) olarak yazılıyor; 261 Hz piyanoda Do notasına karşılık gelir. Saniyede 1000
devir (1000 cps) bir kilohertzdir (1 kHz). Sesin bir de şiddeti vardır ve havuzdaki dalgalanmalar açısından düşünüldüğünde bu dalganın hacmine (volüm) eşittir. Gerçek
yaşamda dalganın basıncını ölçmek, şiddetini ölçmekten kolaydır ve bu basınç pascal
denilen bir birimle ölçülür (çok yönlü bir bilim adamı olan Blaise Pascal [[]1623-1662]
aynı zamanda istatistik, olasılık ve geometri ve atmosfer basıncı üzerinde çalışan dahi
bir matematikçi ve fizikçiydi).
10
İÇ KULAK - SES
İç kulak vücudun belki de en karmaşık parçasıdır. Sesi, işitme siniriyle beyne taşınan
elektrik uyaranlarına dönüştürerek işitmemizi sağlar.
Bir pascal ses basınç ölçümleri için fazla büyük olduğundan, genellikle pascalın
milyonda birine eşit olan mikropascal (μPa) birimi tercih ediliyor.
11
Daha önce kulak sorunu yaşamamış, kulak zarı normal 18 yaşındaki sağlıklı bir
gencin işitebileceği en hafif sesin basıncı 20 mikropascaldır (20 μ Pa). Çevremizde
sıklıkla işittiğimiz diğer sesleri ölçmede bu düzey temel alınır.
Kulağın işitebileceği basınçların yayılım aralığı çok geniştir. En hafif, güçlükle
duyulabilen ses 20 μPa olabilir, ama yakındaki bir jet motorunun sesi 20 000 000
μPa’dır. Çok geniş bir yayılım aralığı gösteren bu düzeyleri ifade etmenin kolay bir yolunu geliştiren sağır öğretmeni ve telefon, odyometre ve gramofonun mucidi Alexander
Graham Bell’e (1847-1922) atfen bu düzeyler desibel (dB) cinsinden ifade ediliyor.
NASIL İŞİTİRİZ?
Ses dalgalarının bir bölümü, insanda sınırlı bir işlevi olan kulak kepçesi tarafından
toplanır. Köpeklerin ilginç bir ses duyduklarında kulaklarını nasıl diktiklerini fark
etmişsinizdir; bu daha iyi duymalarını, aynı zamanda sesin nereden geldiğini daha doğru
belirlemelerini sağlar.
İnsan kulağı çok yeteneklidir ve farklı şiddet (gürlük, hacim) ve frekanstaki (tizlik)
çok değişik sesleri ayırt edebilir.
12
Ses, havuzun yüzeyinde oluşanlara benzer şekilde, dalgalar halinde havada ilerler. Bu dalgaların frekansı (dalga doruğu sayısı) ve şiddeti (dalganın genliği ya da hacmi)
vardır.
İnsanda kulak kepçesinin kıvrımları bu iki açıdan da biraz yararlıdır, ama kulak
kepçesinin hiç olmaması durumunda işitme yalnızca birkaç desibel azalır; tek sorun sesin
nereden geldiğini fark etmekte güçlük çekilmesidir. Kulak yolu, kulak zarının doğrudan
hasar görmesini önlemekle kalmaz, işitmede de belli bir rol oynar. Bir ucu açık diğer
ucu kapalı bu tüpün rezonans özellikleri, belli bir frekans aralığındaki seslerin tüpün
kapalı ucunda güçlenmesine yol açar. Bilinen bir rezonans örneği, bir nota çıkarmak için
boş bir şişenin ağzından üşediğinizde oluşur. Sonra şişeyi kısmen sıvıyla doldurursanız,
şişenin rezonans özellikleri değiştiği için çıkardığınız nota da değişir. İnsan kulağının
boyutları göz önüne alındığı nda, bu güçlenme en çok 1500- 6000 Hz aralığında belirgindir; ilginç olarak bu aralık, konuşma ve bir karmaşık sesin diğerinden, örneğin
konuşmanın gerideki gürültüden ayırt edilmesinde kullanılan frekansların çoğunu kapsar.
13
SAĞLAM BİR KULAĞIN İŞİTEBİLECEĞİ BASINCIN YAYILIM ARALIĞI
Kulak çok geniş bir yayılım aralığı içindeki basınçları işitebilir. Kulağa hasar vermeden işitilebilecek
en düşük ses basınç sınırının, kalıcı hasara neden olan ses basıncına oranı bir milyonun üzerindedir.
Sesler söz konusu olduğunda, şiddet olarak çok büyük oranları küçük rakamlarla ifade etmekte
kullanılabildiğinden, logaritmik bir ölçek olan desibel ölçeği çok yararlıdır.
Desibel
0dB
20dB
50dB
60dB
70dB
80dB
90db
Mikropascal
20 uPa
200 uPa
20 000 uPa
Tipik Algılama
18 yaşındaki sağlıklı bir insanın işitebileceği en hafif ses
Çok hafif bir fısıltı
Hafif sesle konuşma
Bağırma
Dar bir sokakta gürültülü bir motosiklet
200 000 uPa
Çok gürültülü bir diskotek ya da yasalara aykırı ölçüde
gürültülü bir fabrika, çünkü ses bu düzeyde kulağa zarar
verir
Geniş kulak zarı alanı esnektir ve enerji emilimini artırmak için biraz kamburlaşarak
sesleri toplar. Çekiç, örs ve üzengi bu ses enerjisini oval pencerenin görece küçük
alanına iletir.
Bir kemik zinciri tarafından hafif bir manivela etkisiyle iç kulağa bağlanan geniş
ve esnek kulak zarını kapsayan bu sistem, havada taşınan ses dalgalarını iç kulak
sıvılarında ses dalgalarına dönüştürmede gerçekten oldukça etkilidir.
Normalde ses bir sıvının yüzeyine çarptığında %99. 5’i, hatta daha büyük bir bölümü yansır. Oysa orta kulaktaki mekanizmanın çalışmasıyla, kulak zarına ulaşan sesin
yaklaşık %50’si iç kulağa iletilir. Ses dalgaları üzenginin taban parçasının altından perilenfe çarpar ve bir dalga yaratarak koklea boyunca dolanarak ilerler. Hareket halindeki
bu dalga her frekansta belli bir maksimum noktaya kadar tırmanır ve sonra hızla yok
olur. Farklı frekanslarda dalganın doruğa ulaştığı yer farklıdır; yüksek frekanslı seslerde
dalga koklea tabanına yakın bir noktada doruğa ulaşırken, alçak frekanslı seslerde doruk
kokleanın tepesine yakındır.
Bu basınç dalgası kokleadan geçerken ince baziler membran ve onunla birlikte
tüylü hücreleri içeren Corti organı hareket eder. Tüylü hücrelerin üzerinde tektoriyal
membran adı verilen jölemsi bir zar vardır. Bu zarın bir ucu kokleanın merkezindeki kemik çekirdeğe (modiolus), diğer ucu ise gevşek bir biçimde en dıştaki dış tüylü hücrenin
dışındaki Corti organına tutunmuştur. Dış tüylü hücrelerdeki tüylerin uçları hafifçe tektoriyal membranın içine gömülüdür, oysa daha önce belirtildiği gibi sinir liflerinin çoğunun
kaynağını oluşturan iç tüylü hücreler tektoriyal membrana kadar ulaşmaz ve endolenf
içinde serbestçe durur.
14
İlerleyen dalga doruğa ulaşırken, bu doruğun yakınlarındaki dış tüylü hücrelerin
hafif bir fiziksel “vuruşuyla” baziler membranın hareketi güçlenir. Bu iç yükselteç (amplifikatör) endolenfin iç tüylü hücrelerin tüylerine doğru fışkırmasına neden olur. Sıvının
hareketi yeterince güçlüyse, tüyler itilir ve bu tüylerin tepelerine yakın bir yerdeki çok
küçük kanallar açılır. Endolenfin çok güçlü pozitif elektrik yükü nedeniyle, endolenfteki
potasyum bu küçük kanallardan iç tüylü hücrelerin içlerine doğru itilir.
Potasyum girişi tüylü hücre zarında değişime neden olur ve tüylü hücrenin
tabanından küçük kimyasal madde paketçikleri salıverilir; bu maddelerin etkisiyle
yakındaki sinirler aktifleşir ve beyne doğru nabız gibi sık aralıklı sinyaller gönderir.
Sinyaller bir duraktan diğerine geçerek ilerler ve beyin sapında karmaşık
etkileşimleri olur. Alınan sinyaller yaklaşık 1/5 saniye sonra beynin işitmeyle ilgili
alanlarına (temporal loblarda –şakak lobları– yer alan işitsel korteks) ulaşır ve sesler
algılanır.
Sistem, sese duyarlılığı her adımda en üst düzeye çıkarmak üzere ayarlanmıştır.
15
İŞİTME MEKANİZMASI
Son derece dengeli bir orta kulak mekanizmasi vardır ve bu mekanizma kokleada
basınç değişiklikleri yaratarak, dalganın karmaşık bir biçimde ilerlemesini sağlar; bu
noktada da kokleanın incelikli yapısı belirleyici rol oynar.
16
Koklea içinde endolenf adı verilen olağandışı bir sıvı ve son derece kayda değer bir
iç amplifikatör (yükselteç) vardır. Peki neden? Çünkü işitme önemli ve etkili bir erken
uyarı sistemidir. İşitme duyuları iyi çalışmasa memelilerin çoğunun hayatta kalması güç
olurdu.
Corti organındaki iç tüylü hücrelerden biri. Sesin baziler membranı itip
sıkıştırmasıyla endolenf dalgalanır ve iç tüylü hücrelerin uçlarına yakın bir yerdeki küçük
kanallar açılır. Bu da iç tüylü hücreye pozitif elektrik yükü girmesini, hücre tabanındaki
sinir hücrelerinin uyarılmasını ve beyne bir uyarı gönderilmesini sağlar.
ORTA KULAK, ÖSTAKİ BORUSU VE MASTOİD
Karada yaşayan canlıların işitebilmesi için her iki tarafında hava olan bir kulak zarı
gerekir; bu zar havadaki sesi toplayıp iç kulağa taşır. Sürüngenlerin, kuşların ve memelilerin hepsinde aynı sistem vardır; bununla birlikte bu üç grupta kemik sayısı farklıdır
ve kuşlarda kulak zarıyla iç kulak arasında payandaya benzeyen tek bir kemik bulunur.
17
Memelilerde orta kulak daha çok burun mukozasına benzeyen bir örtüyle kaplıdır;
salgı bezlerinden ve yüzeyleri hareketli esnek tüylerle kaplı hücre ya da silialardan
oluşur; bu hücreleri, tüylü hücrelerdeki yapıları tamamen farklı ve hareketsiz olan stereosilialarla karıştırmamak gerekir. Dolayısıyla orta kulak ölü hücre döküntüleri ve salgılar
üreten canlı bir dokuyla kaplı hava dolu bir boşluktur. Bu da iki sorun yaratır.
Birincisi bu döküntü ve salgıların temizlenmesidir; ikincisi daha karmaşık ama çok
önemli bir sorundur: Tıpkı akciğerlerde olduğu gibi, orta kulağı örten mukozadaki kan
damarlarına buradaki havadan oksijen emilir. Gerçi aynı kan damarlarından orta kulaktaki havaya biraz karbondioksit de verilir, ama üretilen karbondioksitten daha fazla
oksijen tüketildiği için sonuç olarak orta kulağın basıncı biraz düşer. Bu durumda kulak zarının dışındaki atmosfer basıncının bir zorlaması olacaktır ve hareket edebilen tek
bölüm kulak zarıdır. Dışarıdaki basınç kulak zarını içe doğru itecek ve normal çalışmasını
önleyecektir. Bu da sonunda bütün orta kulağın göçmesine ve önemli boyutlarda işitme
kaybına yol açacaktır. .
Gerektiği gibi çalıştığında östaki borusu bu sorunların ikisini de çözer. Bu boru orta
kulağın ön duvarından öne ve içe doğru ilerleyerek yumuşak damağın üzerinde (nazofarinkste) burun boşluğuna açılır. Borunun buruna yakın olan ucu yumuşak ve esnektir,
yutkunurken ve esnerken açılır. Bu mekanizmanın tam olarak nasıl çalıştığı bilinmemekle birlikte, östaki borusu açılınca orta kulağa yeterli hava girer ve emilen oksijen
yenilenir, böylece orta kulaktaki basınç atmosfer basıncına yakın bir düzeyde kalır. Orta
kulağın gerektiği gibi havalanabilmesi için günde 1-2 mililitre (bir çay kaşığından daha
az) havanın yeterli olduğu hesaplanmıştır, bu mümkün olmazsa orta kulak gerektiği gibi
işlev göremez.
Östaki borusunun bir işlevi de orta kulakta üretilen salgıların (mukusun) silialar
yardımıyla ilerleyerek burnun arkasına gelmesini ve yutulmasını sağlamaktır. Orta kulaktaki döküntüleri de taşıyan bu ince salgı tabakası östaki borusunun tabanında ilerleyerek burna ulaşırken, havada onun üzerinde ilerleyerek burundan orta kulağa geçer.
Dolayısıyla, bu sistem gerektiği gibi çalışırken havalandırma ve temizlenme işlevlerinin
ikisi de gerçekleşir. Bununla birlikte, belki de büyük bir beyne yer açabilmek için
kafatasının aldığı biçim nedeniyle, insanlarda bu oldukça kırılgan bir mekanizmadır ve
çoğu zaman gerektiği gibi çalışmaz.
Orta kulaktaki hava boşlukları geriye doğru, mastoid kemik içine de uzanır. Bu
kemiği kulağınızın arkasında bombeli bir çıkıntı olarak hissedebilirsiniz. Mastoid kemiğin
içinde arı kovanı gibi küçük ve yarım bölmelerle ayrılmış hava dolu odacıklar bulunması
gerekir. Mastoid kemikte ortalama 15-20 mililitre (üç dört tatlı kaşığı) hava vardır ve bu
hava orta kulaktaki basınç değişikliklerini dengeleyen ve kulak zarı üzerindeki istenmeyen etkileri azaltan bir tampon işlevi görür.
18
Orta kulak östaki borusu aracılığıyla burun boşluğuna bağlanır. Bu boru orta kulaktaki hava basıncının dışarıyla eşitlenmesini ve orta kulaktaki hücrelerin oksijenle
dolmasını sağlar.
Mastoid kemikte yeterli hava boşluğu bulunmayan kişilerde orta kulak ve mastoid
hastalığı riski daha yüksekmiş gibi görünüyor. Mastoidin gelişmesini orta kulak ve mastoid hastalığının mı engellediğini, yoksa mastoidin küçük olmasının basıncı dengeleyememesine, böylece hastalığın gelişmesine mi yol açtığını, henüz tam olarak bilmiyoruz.
Ama büyük bir olasılıkla bunların ikisi de belli ölçüde geçerlidir.
ÖNEMLİ NOKTALAR
• Dış kulak sesleri toplar ve kulak zarında konuşma frekanslarının güçlenmesini sağlar.
• Orta kulak ses enerjisini iç kulak sıvısına iletir.
• İç kulakta ses enerjisini beyne giden elektrik mesajlarına çeviren tüylü duyu
hücreleri vardır.
• Dış tüylü hücreler içte sesi güçlendiren bir amplifikatör rolü oynar, ayrıca seslerin
netleşmesini ve birbirinden ayırt edilmesini sağlar.
• Bütün bu sistem inanılmaz ölçüde duyarlıdır, ancak bu nedenle de çok hassastır.
19
2. İŞİTME KAYBININ TEŞHİS VE TEDAVİSİ
İşitme Kaybının Teşhisi
İşitme kaybının teşhisi ne kadar erken yaşta sağlanırsa, tedavinin ve bireyin tüm
gelişiminin o kadar sağlıklı olacağı unutulmamalıdır. Yani, işitme kaybında erken teşhis
çok önemlidir. Özellikle ilk iki yaş, çocuğun konuşmasını geliştirebilmesi için en önemli
dönemdir.
Aile, çocuğun büyümesini ve gelişmesini dikkatli bir gözlemle takip ediyorsa,
işitme kaybı erken dönemde teşhis edilebilir.
Çocukların işitme duyusunu değerlendirmek için artık büyümelerini beklemek gerekmemektedir. Yaşamın ilk günlerinde uygulanabilen basit, ucuz ve güvenilir testler ile
yeni doğan bir bebeğin işitme engelini saptamak mümkündür.
Ülkemizde 2004 yılında başlatılan “Ulusal Yeni Doğan İşitme Taraması Kampanyası”
ile tüm bebeklerin doğum hastanelerinden taburcu olmadan önce işitmelerinin güvenli ve
doğru olarak test edilmesi sağlanmaktadır.
İşitme taramalarının amacı, işitme engeli ile doğan bebekleri doğumdan kısa süre
sonra belirlemek, 3 aylık olmadan işitme testlerini tamamlamak, işitme engeli tanısı
alanlara 6 aylık olmadan gerekli müdahalede bulunmaktır. Doğduktan sonra en geç 6 ay
içinde işitme engeli tanısı konan ve işitme cihazı uygulanıp, işitme ve konuşma eğitimi
alan bebeklerin konuşma becerisi, normal işiten yaşıtlarına benzer düzeyde gelişebilir.
Erken işitme kaybı tanısı konulup, erken eğitilen bebeklerin, lisan gelişimine
paralel olarak zihinsel, sosyal ve ruhsal gelişimleri de olumlu etkilenir.
Her aile, bebeğin doğumunu takip eden ilk altı aylık sürenin, işitmenin reşeks
olarak meydana geldiği bir dönem olduğunu bilmelidir.
İlk 6 aylık dönemde bebekler, 80-90 dB’lik yüksek şiddette bir sese maruz
kaldıklarında, tüm vücut kaslarında kasılma ve irkilme görülür. Bebek, aniden ve yüksek şiddette gelen sesi duyduğunda gözlerini kapatır ve sesin geldiği tarafa yönlenir.
Sesi duyunca yaptığı işi bırakır. Örneğin, annesinin memesini emiyorsa emmeyi bırakır.
20
Bebeğinizin ve çocuğunuzun, aşağıda sıralanan davranışları göstermemesi işitme
kaybının erken teşhisi için çok önemlidir.
0-2 aylık bebekler
• Gürültülü ortamda uyanır,
• Annesini görmese de sesine gülerek ya da ağlayarak tepki verir,
• Normal tondaki müzik sesine tepki verir,
3-4 aylık bebekler
•
•
•
•
Gürültülü ortamda uyanır,
İlginç seslere başını çevirir,
Yalnızken kendi kendine mırıldanır,
Yüz yüze iletişim kurulduğunda gülerek ya da ses çıkararak tepki verir,
5-6 aylık bebekler
•
•
•
•
•
Gürültü ve konuşma sesinden uyanır,
Annesini görmese bile, annesinin sesinin geldiği yöne başını çevirerek tepki verir,
Yanı başındaki kişilerin konuşmalarını farkeder,
İlginç seslere başını çevirerek tepki verir,
Kendisine seslenen kişiyi görmese de ses çıkararak tepki verir,
7-8 aylık bebekler
• Herhangi bir ses duyduğunda kolayca uyanır,
• Çıngırak, zil gibi ses çıkaran oyuncaklara ilgi duyar,
• Kendi kendine mırıldanırken ses tonunda değişiklikler yapar (işitme kaybı varsa melodik aksan yoktur),
• “ba-ba”, “da-da” gibi hece seslerini çıkarır,
9-10 aylık bebekler
• Herhangi bir ses duyduğunda kolayca uyanır,
• Değişik sesleri taklit edebilir,
11-12 aylık bebekler
•
•
•
•
Konuşma sesi, saat tıkırtısı ya da kağıt hışırtısı gibi seslerden kolayca uyanır,
Konuşan kişiyi görmese bile, onu fark ettiğini belli eden davranışlarda bulunur,
Bir-iki kelimeyi yerinde ve anlaşılır şekilde söyler,
Yalnızken kendi kendine değişik sesler, hecelemeler, kelimeye benzer sesler çıkararak
konuşur,
• Bilinçli olarak “anne ve baba” sözcüklerini söyleyebilir,
21
Çok ileri derecede işitme kaybı olan bebekler sadece görme alanları içindeki nesne
ve olaylarla ilgilenirler. İşitme engelli bebeklerde yaklaşık 9. aydan sonra ilk dönemlerde gözlenen konuşma sesleri kaybolur, taklitler ortadan kalkar, ses kaynağına
yönelme davranışı görülmez.
Normal işiten çocuklar, eğer gürültülü ortamda uyumaya alışkınlar-sa kapı
çarpması gibi yaklaşık 90 dB şiddetindeki sese, sessiz ortamda uyumaya alışkınlarsa
konuşma sesi gibi yaklaşık 50 dB şiddetindeki sese uyanarak tepki verirler. Bu özellik
işitme kaybının tanımlanmasında mutlaka değerlendirilmelidir.
12-18 aylık çocuklar
• Herhangi bir işaret kullanmadan, yaklaşık 1 metre uzaklıktan verilen emirleri anlar
(“bardağı al” gibi),
• Birkaç kelimeyi anlaşılır şekilde yerinde kullanır,
• Bildiği hayvan seslerini taklit edebilir,
• “Nerede” ile başlayan sorulara başını o yöne çevirerek ya da eliyle işaret ederek cevap
verir,
2 yaşındaki çocuklar
•
•
•
•
•
Yaklaşık 4 ya da 6 metre uzaklıktan çağrıldığında tepki verir,
Bildiği kelimelerle basit cümleler kurar,
Araba sesi ya da dışarıda havlayan köpek sesini fark ettiğini belli eder,
İsteklerini konuşarak ifade eder,
Oyun sırasında arkadaşları ile konuşarak iletişim kurar,
3-11 yaş arasındaki çocuklarda aşağıda belirtilen sorunlardan bir ya da birkaç
tanesi görülüyor ise, uzman kişilerle ve ilgili merkezlerle iletişime geçilmesi erken teşhisi
kolaylaştıracaktır.
22
•
Hastalık dışında öksürme, burun akıntısı ya da burun tıkanıklığı, ağızdan nefes
alma, burundan konuşma görülüyorsa,
•
Özellikle kış aylarında tekrarlayan orta kulak iltihabı,
•
Sık tekrarlayan kulak ağrısı ve kulağın tıkanması,
•
Konuşan kişiye yakın olma ya da yüzünü görmeyi isteme,
•
Sesin geldiği yöne doğru yönelmede güçlük,
•
Televizyonu ya da radyoyu yakın mesafeden dinleme ve sesini normalden fazla
açmayı isteme,
•
Kendine yöneltilen konuşmalara geç tepki verme veya birkaç kez tekrar ettirme,
•
“Bardağı getir” gibi komutlara uygunsuz tepki verme ya da ne istenildiğini
anlamamış gibi görünme,
•
Konuşmada ritim, ton ve vurgu gibi özelliklerin olmaması (monoton konuşma),
•
Konuşurken bazı seslerin atlanması,
•
Konuşmanın düzgün ve akıcı olmaması,
•
Çok fazla suskunluk gözlenmesi,
•
Çok gürültülü ortamlarda konuşmaları anlamama,
•
Okunan hikayeleri takip edememe,
•
Dikkati verememe veya dikkat süresinin çok kısa olması,
•
Grup içinde bulunmaktan rahatsızlık duyma veya yetişkin yardımına ihtiyaç duyma,
•
Okul başarısında düşme, okumada güçlük, okuma sırasında kelime atlama ve bazı
sesleri birbirleri ile birleştirerek çıkaramama.
Eğer çocuğunuz kendi yaş grubuna uygun yukarda belirtilen davranışları göstermiyorsa en yakın sağlık kuruluşuna ve varsa bir kulak burun boğaz uzmanına başvurulması
gerekmektedir. Kulak burun boğaz uzmanı tarafından muayene edildikten sonra hastanın
uygun yaş dönemine göre odyolojik testleri yapılmalıdır.
Bebeklerde ve Küçük Çocuklarda İşitme Kaybı Olup Olmadığını Nasıl Anlayabiliriz?
Doğum sonrasında henüz hastahaneden ayrılmadan bebeğinizin işitme durumunun yoklanabildiğini biliyor muydunuz? Bu amaçla geliştirilmiş bilinen iki yöntem
bulunmaktadır. Bunlardan birinde işitsel uyaranların beyinde yarattığı otomatik
yanıtların akışı görüntülenmektedir. Bu yöntemde beynin sese tepkisi incelenir. İkinci
yöntem ise otoakustik dalga ölçümüdür. Bu yöntemdeyse kulakların sese tepkisine
bakılır. Bu yöntemlerin bazen sadece birinin bazen de her ikisinin de kullanılmasını gerektiren işitme kaybı durumları da görülebilmektedir.
23
Bütün bebeklerin birinci aylarını doldurmadan önce gerekli işitme kontrolleri
yapılmalıdır. İşitme testleri kolay ve acısızdır. Genellikle bebek uyurken yapılır. Bu
işlem genellikle kısadır ve sadece birkaç dakika alır. Bazen bebek henüz hastahaneden
ayrılmadan ya da ayrıldıktan kısa bir süre sonra işitme testlerinin yeniden yapılması gerekebilir.
İlk işitme testini geçemeyen bir bebeğin üç ayı dolmadan önce detaylı bir işitme
değerlendirmesinden geçirilmesi gerekir. İşitme kontrollerinde bir yetersizlik saptanan
bebekler bir pediatrik odyoloğa yönlendirilmelidir. Odyolog işitmeyi değerlendiren ve
herhangi bir işitme kaybı olup olmadığını tespit eden uzmandır. Bir bebeğin ne kadar ve
ne tür bir işitme kaybı olduğunu anlamak için odyologlar tarafından yapılabilecek çeşitli
testler vardır. Ancak odyolog tarafından yapılacak değerlendirme sadece işitme testi
yapmaktan çok daha kapsamlıdır.
Bebeklerde işitme kontrolü çok önemlidir çünkü yeni doğan bebekte var olan
işitme kaybı durumu, hiçbir değerlendirme yapılmadığında yaklaşık 14 aylıkken ortaya çıkmaktadır. Oysa ki işitme kaybı olan bebekler 6 aylık olmadan destek eğitimine
alınmalıdırlar. Çünkü işitme kaybı dil gelişiminin gecikmesine yol açar. Bu da çocuğun
öğrenmesinin ve ileriki yıllarda okul performansının olumsuz etkilenmesi demektir.
Bebeğinizde işitme kaybının erken teşhisi ve bu kaybını telafi etmesine yardım
eden bir eğitime alınması mutlaka gereklidir. Bu tip eğitim programları;
1. Çocuğunuzun diğer insanlarla daha iyi iletişim kurmasına
2. İşitme engeli olmayan çocuklarla benzer duruma gelmesine
3. Olumlu bir okul yaşamına sahip olmasına yardımcı olur.
İşitme kaybı bebeklikte ve erken çocuklukta çıkmasa daha sonraki yıllarda
gelişebilen bir durumdur. Bu nedenle çocuğunuzun işitmesiyle ilgili şüpheleriniz ve
endişeleriniz varsa doktorunuza başvurun ve bir odyolog tarafından değerlendirilmesini
isteyin.
24
3. İŞİTME KAYBININ GELİŞİM ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ ETKİLERİ
İşitmenin dil ve konuşma gelişimi, iletişim ve öğrenme için hayati önemi olduğu
bilinen bir gerçektir. İşitme kaybından dolayı veya sesi işleme süreçlerinde sıkıntı
yaşayan çocuklar dinleme becerilerinde de zorluk yaşarlar. Bu nedenle bu çocukları yeterince tanıyıp destekleme konusunda eksiklikler görülebilmektedir.
İşitme kaybı bir çocuğun hayatında ne kadar erken gelişirse, gelişimi üzerindeki
etkileri o kadar ciddi boyutlara ulaşır. Benzer şekilde ne kadar erken tespit edilip eğitime
başlanırsa da nihai zararı azaltılabilmektedir. Işitme kaybının gelişimi etkilediği başlıca
noktalara göz atmak gerekirse:
•
•
•
•
Alıcı ve ifade edici dil becerileri
Öğrenme problemlerine bağlı olarak gelişen düşük okul başarısı
İletişim sorunlarına bağlı olarak gelişen sosyal yalnızlaşma ve düşük benlik algısı
Meslek seçimi
25
4. İŞİTME KAYBINDA ERKEN MÜDAHALENİN VE AİLE KATKISININ
ÖNEMİ
İşitme kaybının erken teşhisi çok önemlidir ancak sadece başlangıçtır. Erken müdahale
ise geniş kapsamlıdır. Bu kapsamda sayılabilecekler:
1. Belirli tıbbi müdahale(eğer ihtiyaç varsa)
2. İşitmeye yardımcı cihazların ve yöntemlerin değerlendirilerek en uygun olanının
seçilmesi
3. Aileyi destekleme
4. Aileye işitme kaybı olan çocuğuyla iletişim kurmayı öğretme
5. Çocuğa işitmeye yardımcı cihazları kullanmayı öğretme
Bir diğer deyişle işitme kaybı olan bir çocuğun ihtiyaçlarını öğretmeye yönelik
bütün hizmetlerin, çocuk küçük yaştayken sunulması erken müdahaleye girer. Erken
müdahale bebeğe iletişim kurmasında, işitme cihazı kullanmayı öğrenmesinde ve sosyal
uyumunun sağlanmasında önemlidir.
Çoğu kez işitme kaybı olan bir çocuğa sahip anne ve babalar bu durumu kabullenmekte işitme kaybı olan çocuktan daha çok problem yaşarlar. Bu yüzden anne ve
babanın iyi bilgilendirilmesi ve desteklenmesi çocuklarının gelişimi için en uygun şartları
sağlamalarını kolaylaştırır.
İdeal durumda işitme kaybı olan çocuğa sahip bir ailenin eğitime katılımında
aile üyelerinin etkin katılımı esastır. Bu yüzden oturumlara ve toplantılara katılmalı ve
kendi çabanızla da bilgi edinmeye çalışmalısınız. . Uzmanlarla ve resmi makamlarla
gerektiğinde görüşerek çocuğunuzun hakları konusunda savunuculuk yapmalısınız.
Çocuğunuzla konuşarak etkin bir şekilde ona eşlik etmeli ve dil gelişimi için güçlü ve
sabit bir örnek olmanız önemlidir. Eğer işitme kaybı olan bir bebeğiniz varsa eğitimine
başlamak için zaman kaybetmeyin. Çünkü bir bebeğin ilk üç yılı dil gelişimi için çok
önemlidir ve herhangi bir derecedeki işitme kaybı sorunlar yaratabilir. İşitme kaybı
olduğu halde eğitim almakta geciken bir çocuğun sonradan kelimeleri öğrenmesi çok
zordur. Eğitimine henüz bebekken başlamanız durumunda dil gelişimindeki gecikmeleri
önleyebilirsiniz.
26
Erken eğitimine başlanmayan işitme engelli çocuklar okulda problemler
yaşayacakları gibi diğer insanların söylediklerini anlamada, öğrenmede, konuşmada,
arkadaş edinmede ve oyun oynamada bir diğer ifadeyle normal gelişimi olan akranlarının
zorlanmadan yaptıkları pek çok konuda sıkıntı yaşarlar. Bu sebeple işitme engeli olan
çocuğunuz varsa erişebileceğiniz erken müdahale hizmetlerini ve destek alabileceğiniz
kişileri vakit kaybetmeden araştırın. Bu kişiler; bir doktor(çocuk doktoru veya aile doktoru), odyolog, konuşma terapisti, işitme engelliler öğretmeni ve işitme engeli olan
bir çocuğa sahip diğer aileleri kapsar. Bütün bu insanlar sizin için değerli birer destek
olabilir.
5. İŞİTME KAYBI OLAN ÇOCUĞUNUZUN İLETİŞİM İHTİYACINI NASIL KARŞILAYABİLİRSİNİZ?
Bir çocuk doğduğu andan itibaren iletişim kurar. Örneğin aç olduğunda ağlayabilir. Annesi tarafından emzirilmesi mesajının anne tarafından algılandığını gösterir. İletişim kurma
ihtiyacı temel bir ihtiyaçtır ve iletişim kurmadan çocuk gelişemez. İşitme engeli olan bir
çocuğun eğitiminde amaç, ihtiyaçlarını yüz ifadeleri, mimikler, vücut hareketleri ve
ağlama gibi sözsüz yollarla iletmekten kurtarıp konuşarak ve işaret dili yoluyla ifade
eder hale gelmesine yardımcı olmaktır. Çocuğunuza kelimelerle ve işaretlerle iletişim
kurmayı öğretmek için :
1) Çocuğunuza başkalarıyla oynamayı öğretin. Çocuğunuz küçükken mümkün
olduğunca çok onunla oynayın. Böylece çocuğunuz, diğer oyunları öğrenmek ve sevdiği
şeyleri yapmak için sesleri ve sizden gördüklerini tekrarlamaya özenecektir.
2) Çocuğunuzu el hareketleri ve yüz ifadelerini kullanarak iletişim kurmaya teşvik
edebilirsiniz. Sözsüz mesajları anlamak ve kullanmak hepimiz için önemli bir yetenektir
ancak işitme engeli olan bireyler için bu yetenek özellikle değerlidir.
3) Çocuğunuzu sesleri çıkarması için teşvik edin ve cesaretlendirin. İşitme engelli
çocuklar doğuştan sessiz doğmazlar. Ancak bu çocuklara sesin nasıl oluştuğu;dudakların,
dilin, nefesin, boğaz ve burnun ses çıkarmada nasıl kullanıldığı öğretilmelidir.
Çocuğunuzun sesin çıkışını vücudunda deneyimlemesi, nefesini control etmeyi
öğrenmesi, dudaklarını ve dilini nasıl kullanacağını öğretin. Bu konuda uzman tavsiyesi
yaralı olabilir.
27
4) Çocuğunuz sizinle konuşmaya çalışarak , hareketlerle ve sesini kullanarak
iletişim kurmayı her denediğinde onu övüerek ve ödüllendirerek cesaretlendirin.
İLETİŞİM SEÇENEKLERİ
Sözkonusu işitme kaybı veya zorluğu olduğunda çeşitli iletişim yollarından bahsedebiliriz. Ancak her çocuk benzersiz olduğu için işitme kaybı olan bir çocuğa uygun
iletişim seçeneği bir başka işitme engelli çocuğa uymayabilir. Burda önemli olan işitme
engelinin doğasını kavramak ve çocuğun kaybının ne ölçüde olduğunu doğru belirlemektir. Bir adım ilerisi ise, aile üyelerinin ve çocuğun bakımından sorumlu kişinin çocukla
nasıl iletişim kuracağının açıklığa kavuşturulmasıdır. Aşağıda işitme engelli bir bireyin tercih edebileceği iletişim yollarının kısa açıklamalarını bulacaksınız.
1-
İşaret Dili
İşaret dili pek çok işitme engelli birey tarafından kullanılan görsel bir dildir. Bu
dilde el yüz ve vücut hareketleri isimleri ve kavramları temsil etmek için kullanılır. Bu dil
kendi içinde dilbilgisi kurallarına ve cümle yapısına sahip, doğal ve gelişmiş bir dildir.
Genellikle işaret dilinin kullanımında sesle eşlik mecburi değildir ancak dudak hareketleri
tamamlayıcı olarak kullanılır ve yazılı değildir.
28
2-
İşitsel-Sözel Yöntem
Bu yöntemde işitme engelli birey dudak okumadan çok dinleyerek anlamaya
teşvik edilir. Ve mümkün olduğunca görsel ipuçları kullanılmadan kişinin duyma ve dinleme becerilerinin geliştirilmesi amaçlanır.
3-
İşitsel- Görsel Yöntem
Bu yöntemde işitme engelli birey dinlemeye ve görsel ipuçlarını kullanarak dudak
okuma yardımıyla anlamaya teşvik edilir. Dudak okumada birbiriyle karışmaya müsait
seslerin işitme engelli birey tarafından anlaşılmasını kolaylaştıran konuşma ipuçlarından
oluşan bir sistem bulunmaktadır. İşitsel-görsel yöntemde duyma, dudak okuma,
konuşma terapisi ve işitmeye yardımcı cihazlardan uygun olanının kullanılması birarada
başvurulan tedavi araçlarıdır. Bu yöntemde amaç işitme engelli bireyde konuşmayı ve
ana dil becerilerini geliştirmektir.
29
4-
İşitsel Yöntem
Bu yöntemde konuşma ipuçlarına başvurulmadan sadece işitme kaybına sahip kişi
dudak okumaya ve duyma kapasitesini en yüksek düzeyde kullanmaya teşvik edilir.
Böylece konuşmanın gelişimine ve üretimine çalışılır.
5-
İşaret Destekli Konuşma Yöntemi
Bu yöntemde konuşulan dil işaretleme yardımıyla kullanılır. Genellikle, cümledeki
anahtar kelimeler işaretlenerek işitme kaybı olan kişiden verilen mesajı anlaması beklenir.
30
6-
Bütüncül İletişim
Bütünsel iletişimle kastedilen bütün yöntemlerin yeri geldikçe kullanılması yani
işitme engeli olan bireyin çok yönlü desteklenmesidir. Burda amaç işitme engeli olan
kişinin dil kazanımı için birden fazla yöntemin birarada kullanılmasıdır.
İŞİTME ENGELİ OLAN ÇOCUĞUNUZLA İLETİŞİM KURARKEN NELERE DİKKAT
ETMELİSİNİZ?
1-
Çocuğunuzla konuşmak istediğinizde hayal kırıklığına uğramamanız ve
söylediklerinizi tekrar etmek durumunda kalmamanız için önce onun dikkatini çekin. Bir
ışık, dokunuşveya başka herhangi bir görsel uyarıcı vererek dikkatinin size yönelmesini
sağlayabilirsiniz.
2-
Çocuğunuzun yüzünüzü ve ellerinizi görebildiğinden emin olun. Dudak okuma hepimizin içgüdüsel olarak yapabildiği birşeydir ancak işitme kaybı olan biri dudak okumaya
işitme engeli olmayan birinden daha bağımlıdır.
3-
Çocuğunuzun yüzüne bakarak ve göz kontağı kurarak konuşun. Çocuğunuz hiç
duymuyorsa veya ağır derecede duyma kaybına sahipse ve koklear implant uygulaması
yaptırmamışsanız, çocuğunuz size uzak mesafedeyken onunla konuşmaya çalışmayın.
4-
Çocuğunuzla konuşurken bağırmayın. Çünkü bağırmak sesinizi çarpıtır ve
kızıyormuşsunuz algısı oluşturur. Çocuğunuzun sizi görebildiğinden emin olun ve
normalden biraz daha yüksek ses tonuyla konuşmaya çalışın.
31
5-
Konuşurken sürekli hareket halinde olmayın çünkü sürekli hareket etmeniz
çocuğunuzun dudaklarınızı takip etmesini zorlaştırır.
6-
Doğal mimiklerle ve yüz ifadeleriyle iletişiminizi destekleyin. Anlaşılmadığınızda
vücut diliniz ve yüz ifadeleriniz başta olmak üzere farklı ipuçları kullanın. Böylece
çocuğunuz boşlukları doldurabilir ve sizi daha çok anlayabilir.
7-
Elinizden geldiğince arka plandaki gürültüyü azaltmaya çalışın ve yapabiliyorsanız
yer değiştirin. Bunun mümkün olmadığı durumlarda aradaki mesafeyi azaltın.
8-
Çocuğunuzla iletişim kurarken gerekirse anlatmak istediğinizi yazarak iletin. Cümlelerinizi basit ve kısa tutmaya özen gösterin.
9-
Çocuğunuzun ve kullandığı yardımcı aracın performans sınırlarını tanımaya çalışın.
Bazen en uygun yardımcı cihazla bile işitme engelli bir birey her kelimeyi duyamayabilir.
Bazı durumlarda engelli bireyin anahtar sözcükleri yakalayarak konuşmanın akışını takip
ettiği de görülebilir. Bu da kabullenilmesi gereken bir durum olabilir.
10- İşitmeye yardımcı cihazlar kullanmanın bazen yorucu olabileceğini unutmayın.
Eğer çocuğunuzun belirgin bir yorgunluğu varsa uzun konuşmalar yapmaktan ve
çocuğunuzu zorlamaktan kaçının.
11- İşitme engelli bir çocuğun değişik aksanları ve argo konuşmaları anlamakta güçlük
çekebileceğini unutmayın.
12- Çocuğunuza karşı olumlu, sabırlı ve esnek davranmaya çalışın. Sizi bir kerede
anlamasını beklemeyin. Gerektiğinde cümlenizi tekrar edin ve aynı mesajı farklı kelimelerle ifade etmeye çalışın. Çocuğunuzun farklı kelimeleri de duymaya ihtiyacı vardır. Bazı
konuşma seslerini işitme cihazları yardımıyla da duymakta zorluk yaşanabilmektedir.
13- Çocuğunuzla konuşurken zaman zaman duraklama ve soru sorma fırsatı verin.
6. İŞİTME KAYBI TÜRLERİ
1- Oluşum Sebeplerine Göre İşitme Kaybı Çeşitleri
İşitme kaybının ilerlemesi genellikle yavaş olduğundan, işitme kaybına uğrayan
birey bile başkaları fark edene kadar durumunun farkına varamayabilir. İşitme kaybı
gelişen kişide, söylenenin tekrarını istemek veya televizyonun sesini çok yükseltmek gibi
önceden olmayan değişiklikler görülebilir.
Ortaya çıkış sebebine gore iki tür işitme kaybı bilinmektedir. Bunlardan birincisi
sinirsel işitme kaybıdır. Bu tür işitme kaybı genellikle yaşın ilerlemesi, gürültüye maruz
kalma, enfeksiyon veya başka hastalıklara yakalanma ve genetic bir bozukluk gibi etkenlerden dolayı iç kulakta yer alan sinirlerin zarar görmesine bağlı olarak gelişmektedir.
Bu duruma nadiren tıbbi müdahale yapılır ve en yaygın yöntem genellikle işitme
cihazları yardımıyla sorunu çözmektir. Çünkü sinirsel işitme kaybı genellikle kalıcı bir
durumdur ve cerrahi veya tıbbi müdahaleyle tedavi edilemez.
Sinirsel işitme kaybı olan insanlara duydukları konuşmalar engele takılmış sesler
gibi gelir ve kalabalıklarda, arka planda gürültü olan yerlerde yapılan konuşmaları anlamakta zorlanırlar. Bu nedenle, sinirsel işitme kaybı bulunan insanların günlük hayatta
yaşadığı en büyük problem, konuşulanları net olarak ayırt edememek ve söylenenleri
yanlış anlamaktır. Diğer bir ifadeyle yaşanılan problem sesin yüksekliğiyle ilgili değil,
duyulanların netliği ve anlaşılırlığıyla ilgilidir. Sinirsel işitme kaybından şüphelenmek için
akılda tutulması gereken diğer bir bilgi de kulak çınlamasının genellikle bu tür işitme
kaybıyla ilintili olduğudur.
32
İletim sorununa bağlı olarak gelişen ikinci tür işitme kaybı yetişkinlerde az görülmekle beraber mutlaka bir doktor tarafından değerlendirme gerektirir. Kulak sıvısının
etkisi, kulak zarı arkasında sıvı birikmesi, orta kulak kemiklerinin aşırı büyümesi gibi
sebeplerle ortaya çıkabilmektedir. Tıbbi ve cerrahi tedavi yöntemlerinin yanısıra işitme
cihazları yardımıyla da iletim sorununa bağlı işitme kaybı çözülebilmektedir.
Sinirsel işitme kaybıyla iletim sorunundan kaynaklanan işitme kaybının bazen
karışık olarak görülebildiği de söylenebilir. Bu tür işitme kaybına karışık tip işitme kaybı
denilmektedir. Bu tür işitme kaybında sorunun sinirsel kısmı kalıcı olmakla beraber
iletimle ilgili kısmı tıbbi ve cerrahi müdahaleyle çözülebilmektedir.
2- Derecelerine Göre Işitme Kaybı Türleri
Tam İşitme Kaybı
Bu işitme kaybında hiçbir sesi ve konuşmayı duymamak mümkündür. Bu kayba
sahip bireyler kendilerini, duyma yerine görsel ipuçları aracılığıyla ifade etmek zorunda
hissederler. İşaret dili ve genel olarak bilinen anlamıyla dudak okuma bu durumda olan
bireylerin başvurdukları görsel iletişim araçlarıdır.
Ağır Derecede İşitme Kaybı
Ağır işitme kaybına sahip insanlar bütün durumlarda duymada zorluk yaşarlar.
Bu kişiler, sadece konuşmacı bağırarak konuştuğunda veya kişinin çok yakınında
konuştuğu zaman duyabilirler. Ancak bu durumda konuşmacının sesini duymaları söylenenelerin tamamını her zaman yakalamalarını sağlayamayabilir. Ağır işitme kaybının
belirtisi ideal konuşma ortamı(birebir, sessiz bir ortamda ve dudak okuma yardımı
olmaksızın)haricinde konuşamamaktır.
Orta Derecede İşitme Kaybı
Orta derecede işitme kaybına sahip insanlar konuşmaların % 50-75’ini
kaçırabilirler. Bu durumdaki bireyler sadece yakın mesafede ve birebir konuşulduğunda
rahatlıkla duyduklarını anlarlar ; konuşma mesafesi ve görsel ipuçları değiştikçe problem
yaşarlar. Orta derecede işitme kaybının normal konuşmaları ve kelimelerdeki sessiz harfleri duymamaya sebep olduğu bilinmektedir.
Hafif Derecede İşitme Kaybı
Hafif derecede işitme kaybı kişinin , konuşulanların % 25-40’ını kaçırmasına yol
açabilir. Normalden uzak mesafedeki birinin konuşmasını anlayamamak ve normal mesafedeki birinin yaptığı konuşmayı arka planında gürültü olduğu için duyamamak hafif
derecede işitme kaybının belirtilerindendir. Bu tür işitme kaybına sahip insanlar aynı zamanda zayıf sesleri de duymada sorun yaşarlar.
33
Tek Taraflı İşitme Kaybı
Sadece bir kulakta işitme kaybı olan ve diğer kulağın normal şekilde görevini
yerine getirdiği işitme kaybıdır. Belirtileri; sesin yönünü bulmak ve belli durumlarda
konuşmaları anlamakta problem yaşarlar. Bu durumlar;
-
Konuşmaların belirsiz olduğu ve uzak mesafeden yapıldığı durumlarda özellikle de
bu konuşmaların işitme kaybının olduğu kulağa yakın yapılması halinde
-
Konuşmanın arka planında gürültü olduğunda özellikle sorunsuz duyan kulak arka
plandaki seslere daha yakın olduğunda.
7. BAŞLICA TEDAVİ ARAÇLARI
1- İşitme Cihazı: İşitme cihazı sesi yükselterek işitmeye yardımcı olur. İşitme kaybı
olan her yaştaki insana kullanılabilir. Bebeklerde ve çocuklarda konuşma becerilerini
doğumdan itibaren kazanabilme şansı verir.
İşitme cihazlarının pek çok çeşidi vardır ve her derecede işitme kaybına yardımcı
olabilirler. Çocuğunuz için en uygun olanına karar vermenize bir odyolog yardımcı olabilir. Küçük çocuklarda en uygun işitme cihazları kulak arkasına takılarak kullanılanlardır.
Eğer her iki kulakta da işitme kaybı varsa her iki kulakta da işitme cihazı kullanılması
önerilir. Bunun gürültülü ortamlarda işitmeyi kolaylaştırdığı, seslerin yönünü farkedebilmede ve genel işitme performansında artış sağladığı bilinmektedir.
İşitme cihazları boyut, sesi yükseltme derecesi, kullanım kolaylığı, ses kontrolü
ve başka ek özellikler taşıma etkenlerine bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Bunun yanında
bütün işitme cihazlarında ortak olan kısımlar mikrofon, güçlendirme devresi, şiddeti
arttırılmış sesi kulağa ileten alıcı, açma ve kapama düğmeleri ile pillerdir. Kişiye en uygun işitme cihazı işitme kaybının türüne, kişinin yaşam tarzına ve ihtiyacına bakılarak
odyolog tarafından belirlenir.
İlk defa işitme cihazı kullanılacaksa bazı konularda yeterli bilgi edindiğinizden
mutlaka emin olmalısınız. Cihazın bakımı ve onarımı, özelliklerinin nasıl ve ne zaman
kullanılacağı ve doğru bir şekilde çalıştığından nasıl emin olacağınız konusunda yeterli
bilgi sahibi olmanız cihazınızdan verim almanız için önemlidir.
İşitme cihazları genel olarak bakılınca, telefondaki konuşmaları ve gürültülü ortamlardaki konuşmaları anlamayı kolaylaştırmaktadır ancak zaman zaman yetersiz
kalmaktadır. Bu durumda işitme cihazıyla beraber yardımcı başka araçlar konusunda
odyologtan bilgi alınız. İşitme cihazının kullanımına başlandıktan sonra kullanmada bir
sorun yaşamasanızda düzenli aralıklarla odyolog tarafından işitme kontrolü yaptırmanız
gerekir.
34
2- Kulak kalıbı: Kulak kalıbı, kulak arkasına takılarak kullanılan işitme cihazlarıyla
beraber kullanılan ve işitme cihazının kulağa yerleşmesini sağlayan plastic bir araçtır.
Ayrıca işitme cihazından gelen sesi kulak kanalına yöneltir. Her insanın kulak yapısı farklı
olduğundan ve bir çocuğun büyüdükçe kulak şekli değiştiğinden, kulak kalıbı kişiye
özel olarak yapılır ve gerektiğinde değiştirilmelidir. Böylece işitme cihazının uzun süre
kullanımı sağlanabilir. Çocuğunuza uygun kulak kalıbının temininde odyologtan yardım
alınmalıdır.
İşitme cihazının bakımını yapmak ve doğru çalıştığından emin olmanız önemlidir.
Cihazınızı temizlemek ve korumak için odyoloğunuzdan yardım istemeyi ihmal etmeyin.
Ayrıca kulak kalıbı çocuğunuza küçük gelmeye başladığında rahatsız edici bir ıslık sesi
duyulabilir. Kulak kalıbını değiştirdiğiniz halde aynı durum devam ederse işitme cihazını
kontrol ettirmekte fayda vardır.
İşitme cihazları pille çalıştığı için kullanım talimatlarına bağlı kalınarak kontrol edilmeli ve değiştirilmelidir. Ayrıca cihazda nem kalması bir süre sonra cihazın
bozulmasına yol açabilir. Bu konuda da dikkatli olmalısınız.
Bebeklerde ve küçük çocuklarda işitme cihazının kullanımı yetişkinlere göre biraz daha zordur Çocuğunuz işitme cihazıyla oynayacak ve sürekli kulağında taşıması
gerektiğini bilemeyecek kadar küçükse bu sorunun çözümü içinde önerilecek bazı yollar
vardır. Bunlar hakkında da bir odyologdan yardım isteyebilirsiniz.
Çocuğunuz işitme cihazı kullanıyorsa bazı güvenlik tedbirleri almalısınız. İşitme
cihazınızın pilleri küçük olduğundan çocuğunuz yutabilir. Bu yüzden pillerin çıkarılmasını
önlemek için bir kilit edinebilirsiniz. İşitme cihazının, pillerin ve kulak kalıbının ağza
alınmasını engelleyiniz çünkü çocuğunuz bunları ağzına aldığında soluk borusu tıkanıp
boğulma riski vardır. Bahsedilen durumların önlenememesi halinde acilen doktora
başvurunuz.
3- FM Sistemleri: FM sistemleri işitme kaybını telafi etmede kullanılan diğer
bir araçtır. Özellikle işitme kaybı olan küçük bebeklerde kullanılabilir. Bu araçta,
konuşmacının sesi mikrofon aracılığıyla bebeğe takılan bir alıcıya iletilir. FM sistemi tek
başına kullanılabildiği gibi bazen işitme cihazlarında ayrıca bir özellik olarak da bulunabilmektedir.
Konuşmacının sesinin etraftaki diğer seslerle karışması, işitme kaybı olmayan bir
bebek için sıkıntı yaratmazken; konuşmanın ve diğer seslerin karışması işitme kaybı olan
bir bebek için konuşmayı seçmek zorlaşmaktadır. FM system sayesinde bebek sadece
konuşmayı duymakta ve istenmeyen gürültünün büyük kısmından kurtulmaktadır.
4- Altyazı Kullanma: Alt yazılı programlar, videolar ve DVD’ler işitme kaybından dolayı
kişinin yaşamında oluşan olumsuzluğu gidermede kısmen etkili bir araçtır. İşitme engeli
olan bir çocuğa sahipseniz, çocuğunuzun izlediği programlarda altyazı özelliği olmasını
sağlayabilirsiniz.
Bahsedilen yöntemler dışında işitme kaybını telafiye yönelik diğer araçlar
hakkında bir odyologdan bilgi isteyiniz.
35
Tıbbi &Cerrahi Çözümler
Tedavide tıbbi ve cerrahi yöntemlerin etkili olabileceği durumlar vardır. Bunlar
iletim tipiyle ilgili işitme kaybının sözkonusu olduğu ve dış kulak ile orta kulakta işlevsel
bozukluk görülen bazı durumlarda bu yöntemlere başvurulabilir. Örneğin süreğen kulak
iltihabının işitmede meydana getirdiği problemlerin çözümünde öncelikli ilaç tedavisi
ve tıbbi takiptir. Bununla sorunun çözülmediği durumda basit bir cerrahi müdahaleyle
işitme problemi halledilebilmektedir.
İletim tipi işitme kaybıyla sonuçlanan bir diğer durumda orta kulak ve dış kulakta
anne karnındaki gelişimden kaynaklı yapısal bozukluklardır. İşitme olayında kulağın
farklı kısımlarının beraber çalışması gerektiği için bir kısımdaki yapısal bozukluk cerrahi
müdahaleyle düzeltilerek işitme sorunu giderilebilmektedir. Bu konuyla ilgili uzmanlık
alanı kulak burun boğaz uzmanlığıdır.
KOKLEAR IMPLANT
Koklear implant uygulaması cerrahi bir uygulamadır. Bu yöntemde sesleri
ayrıştırma vazifesi gören bir araç kulağa yerleştirilerek kulağın beyne ses göndermesine
yardımcı olmak amaçlanır. Koklear implant bir tür işitme cihazı değildir. İşitme cihazları
sesi yükselterek duyulmasını kolaylaştırırken , koklear implant sayesinde duyulan ses
yapaydır.
Koklear implant uygulamasının birtakım şartları vardır. Ağır işitme kaybından
başlayarak tam işitme kaybına doğru giden bir aralıkta olma, işitme cihazıyla yeterince
duyamama ve konuşmayı algılama becerilerinin zayıf olması bu uygulama için kişide
aranacak durumlardır. Yetişkinlere, çocuklara ve hatta bebeklere uygulanabilmektedir.
Koklear implant ameliyatı genel anesteziyle yapılmakta ve yaklaşık 3 saat sürmektedir.
Ameliyat sonrası kısa bir süre gözetim altında tutulmaktadır. Koklear implant yöntemi
hakkında daha detaylı bilgi edinmek için çocuğunuzun doktoruyla veya odyoloğuyla mutlaka görüşünüz.
36
Koklear implant uygulaması yapılan kişilerin düzenli olarak kontrollerine devam
etmesi önemlidir. Ayrıca uygulamanın sağlıklı olması açısından kişinin cerrahi bir müdahale için yeterince sağlıklı olup olmadığının değerlendirilmesi ve işitme kaybı derecesinin
koklear implant için uygun olduğundan emin olunması gerekir.
Koklear implant uygulaması yapıldıktan sonra kişinin hayatında yaratacağı etkinin görülmesi ve kişinin yeni durumuna uyum sağlaması zaman almaktadır. Sadece
müdahalenin yapıldığı kişi değil, bütün ailesinin yaşamı etkilenmektedir. Ebeveynler,
eğitimciler ve diğer aile üyeleri de uygulamayı yapan kişiye yardımcı olabilmek için,
koklear implantın nasıl işlediğini ve uygulamanın yapıldığı kişinin uyum sürecinde dil ve
konuşmayla ilgili yaşadığı güçlükleri anlamak durumundadırlar.
Koklear implant ameliyatı yapılan kişinin rehabilitasyona tabi tutulması kulağa
yerleştirilen cihazdan en yüksek düzeyde faydalanılmasını kolaylaştırır. Çünkü kişinin
nasıl dinleyeceği ve duyduklarını nasıl anlayacağı ve yorumlayacağı öğretilir. Bu
hizmetler odyologlar, öğretmenler ve dil terapistleri tarafından verilir. Bu hizmet büyük
ölçüde kişinin yaşına bağlı kalınarak düzenlenir.
8. EFSANELER VE GERÇEKLER
Efsane 1: İşitme cihazı ve işitme kaybını telafiye yönelik uygulamalar işitmeyi normale çevirir tıpkı bir gözlüğün görme bozukluğunu tamamen ortadan kaldırması gibi.
Gerçek 1: İşitme cihazı ve işitme kaybını telafiye yönelik uygulamalar işitme kaybını
tamamen ortadan kaldırmaz ancak iletişim konusunda fayda ve ilerleme sağlar. Duyma ve dinleme becerilerinin gelişmesine yardımcı olarak işitme kaybı olan kişinin hayat
kalitesini arttırırlar.
Efsane 2: İşitme cihazlarını internetten satın almak ve elektronik posta yoluyla
sipariş etmek zaman ve para tasarrufu sağlar.
Gerçek 2: Bir odyologtan yardım alarak, ihtiyacınıza uygun işitme cihazını edinmiş
olursunuz ve işitme kaybını telafi etmeye yönelik danışmanlık hizmetini bu konuda
yetişmiş bir uzmandan satın alırsınız. Bu hizmetin içine neler girmektedir?
1. İşitme değerlendirmesi, tıbbi yönlendirme(eğer ihtiyaç varsa)
2. Uygun işitme cihazının hangisi olduğuna dair değerlendirme,
3. İşitme cihazının seçiminin sağlıklı yapıldığının doğrulanması,
4. İşitme cihazının doğru kullanımı ve bakımı konusunda bilgilendirme
5. Izleme ve destek
6. Onarım
7. Rehabilitasyon hizmetleri
Efsane 3: İşitme cihazları duymaya zarar verir.
Gerçek 3: Uygun şekilde seçilen ve bakımı yapılan bir işitme cihazı işitmenize zarar
vermez.
Efsane 4: Hafif bir işitme kaybı işitme cihazı kullanacak kadar ciddi bir durum
değildir.
Gerçek 4: İşitme kaybı olan her insanın kayıp oranı ve ihtiyaçları farklıdır. İşitme
cihazı kullanmak gerekip gerekmediği ve kullanılınca kişiye katkısının ne kadar olacağına
bir işitme uzmanına görünerek karar verilebilir.
37
Efsane 5: İki kulakta işitme kaybı olsa da her ikisinde ayrı ayrı işitme cihazına ihtiyaç
yoktur.
Gerçek 5: Normal duyarken iki kuağımızı da kullanırız. İki taraflı duyma seslerin
yönünü bulmamıza ve, gürültülü ortamlarda duymamıza yardımcı olur ve doğal ses kalitesinde duymamızı sağlar. Bu yüzden iki kulağında da işitme kaybı olan insanlar her iki
kulakta da işitme cihazı kullandıklarında konuşulanları daha iyi anlayabilirler.
Efsane 6: Kulağın içinde kalan ve görünmeyen işitme cihazları satın almak için en iyi
olanlardır.
Gerçek 6: İşitmeye yardımcı cihazların değişik türleri vardır ve hepsi de şu ana
kadar yapılanların içinde en gelişmiş olanlardır. Ancak önemli olan kişinin işitme
kaybı derecesine ve ihtiyaçlarına en iyi cevap verecek olan yardımcı aracı edinmektir. Sadece arkadaşınız belli bir yardımcı cihazı kullanıyor diye bu aynı cihazı sizing de
kullanabileceğiniz anlamına gelmez. Arkadaşınızın işitme cihazı sizin ihtiyaçlarınızı
karşılamak için hiç uygun olmayabilir.
9. ENGELLİ HAKLARI
KİMLİK KARTI VE SAĞLIK KURULU RAPORU İLE ÖZÜRLÜLERE SAĞLANAN
HAK VE KOLAYLIKLAR
1. Devlet tiyatroları, gösterilerini özürlülere ücretsiz sunmaktadır.
2. Türk hava yolları ile seyahat halinde belirlenen esaslar doğrultusunda özürlüler indirimden yararlanabilir.
Türk Hava Yolları Tarafından Belirlenen Usul ve Esaslarda Özürlülere İndirim
Uygulanmaktadır.
Türk Hava Yolları iç ve dış hat seferlerinde geçerli kimi ücretlerde, (her türlü ücret
üzerinden uygulanmaz) genel veya kısmı felç sonucu refakatçisiz hareket edemeyen veya
kısıtlı hareket edebilen yolculara, görme engelli (%90 ve üzerinde görme özürlüler) her
iki ayağını ve/veya bacağını kullanamayan yolculara, uçak içinde herhangi bir durumda
fiziksel ve/veya zihinsel nedenlerle kişisel güvenlikleri veya konforları (yemek, tuvalet
vb. ) kendilerine yeterli olmak konusunda engelle karşılaşacak ve hızlı hareket etmeleri
istendiğinde bunu yerine getiremeyen yolculara ve refakatçilerine iç hat seyahatlerde
%20, dış hatlarda ise %40 oranında ‘ özürlü ve refakatçi indirimi ‘ uygulanmaktadır.
Söz konusu indirimler parkur ve ücret tiplerine göre farklılık arz edebileceğinden, daha
ayrıntılı bilgi edinmek üzere satış ofislerine ve seyahat acentelerimize başvurabilirsiniz.
Yukarıda tanımlandığı şekilde özürlü olduğunu belgeleyen (özel veya devlet hastanesinden alınan rapor ya da heyet raporu) yolcularımız, seyahatleri için geçerli ücretin
uygulama şartları kapsamında, özürlü indirimi uygulamasından faydalanabilirler.
Ayrıca, T. C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü ‘ nce düzenlenen “ Gazi Tanıtım
Kartı ” na sahip olan gazi/malul yolculara da, indirime izin veren ücretler üzerinden, iç
hat uçuşlarında % 20, dış hat uçuşlarında % 40 indirim uygulanmaktadır.
38
3. Devlet Demir Yolları ana hat yolcu trenleri ile seyahat halinde özürlüler %50 indirimden yararlanabilir.
TCDD’den engellilere yüzde 50 indirim
TCDD, engelli yolcular ile refakatçilerinin trenlerde seyahat etmeleriyle ilgili yeni
bir düzenlemeye gitti. Yeni düzenlemeye göre;”Özürlük Ölçütü, Sınıflandırılması ve
Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” gereğince özür oranı
için Sağlık Kurulu Raporu, Özürlü Kimlik Kartı veya (özürlü nüfus cüzdanında yer alanlar için) nüfus cüzdanı ibraz etmeleri koşulu ile; Özür oranı yüzde 40 ve üzeri olan engelli yolcunun sadece kendisi ve özür oranı yüzde 50 ve üzeri olan ağır engelli yolcunun
kendisi ve beraberindeki refakatçisi, anahat trenlerinde ve YHT’lerde yüzde 50 indirimli
seyahat edecek.
Devlet Demiryolları’nda Özürlülere yapılan indirim %20’den %50’ye çıkarıldı.
Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri GenelMüdürlüğü’nün Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir
Yolları ile yaptığı çalışmalarneticesinde; TCDD tarafından yapılan yeni düzenleme ile yolcu trenlerinde özüroranı %40 ve üzeri olan özürlü yolcunun sadece kendisi, özür oranı
%50 ve üzeri olan ağır özürlü yolcunun kendisi ve varsa beraberindeki
refakatçisi %50indirimli olarak seyahat edeceklerdir.
18. 01. 2012 tarihinden itibaren başlayan uygulamadan yararlanmak isteyenlerin “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülereverilecek Sağlık Kurulu Raporları
Hakkında yönetmelik” gereğince özüroranı için Sağlık Kurulu Raporu, özürlü kimlik kartı
veya ( Özürlü nüfuscüzdanında yer alanlar için) nüfus cüzdanı ibraz etmeleri gerekmektedir.
Türkiye Denizcilik İşletmesi Tarafından Özürlülere İndirim Nasıl
Uygulanmaktadır?
Türkiye Denizcilik işletmelerine ait Kruvazeye Seferler ve iç hatlarda %20 indirim
uygulanmaktadır.
İstanbul Deniz Otobüsü AŞ. Tarafından Özürlülere İndirim Nasıl
Uygulanmaktadır?
Bedensel Özürlüler
% 40 ve üzeri derecede özürlü bulunan ve Nüfus Cüzdanına özürlülük durumu yazılmış
olan kişiler.
* Bilgisayardan bilet kesilen dış hatlarda İNDİRİMLİ,
39
* İETT’den alacakları ÜCRETSİZ seyahat kartları üzerine taktıracakları indirimli akbillerini kullanmak suretiyle akbilli hatlarda İNDİRİMLİ,
Malul Vatandaşlar
2022 sayılı kanuna göre maaş alan 65 yaşını doldurmuş bakıma muhtaç malul durumdaki kişiler, * Durumlarını belgelemek kaydıyla dış hatlarda İNDİRİMLİ
* İETT’den alacakları ÜCRETSİZ seyahat kartları üzerine taktıracakları indirimli akbillerini kullanmak suretiyle akbilli hatlarda İNDİRİMLİ yararlanmaktadır.
* Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından özür oranı % 40 ve üzeri olan özürlülere
toplu taşım araçlarında indirimli tarifeden yararlanabilmeleri için özürlü indirimli kartı,
özür oranı %60 ve üzeri olan özürlülere yanlarında bir refakatçi ile birlikte kuruluşumuz
otobüslerinden ücretsiz olarak yararlanabilmeleri için özürlü serbest kartı verilmektedir.
Ankara EGO Genel Müdürlüğü.
4. Telsim (Cep Özel Engelliler) - Türkcell (Destekcell) Cep Telefonlarında Görüşme Ücretinden İndirimli Olarak Yararlanılabilir.
5. Türk Standard’ları Enstitüsü ile birlikte özürlüler için özel düzenlemeleri içeren standartlar hazırlanmaktadır.
6. Özürlülerle ilgili sivil toplum örgütleri, 2908 sayılı kanuna göre dernekler, federasyonlar ve konfederasyon şeklinde örgütlenmiştir.
7. Özürlülerin profesyonel olarak spor yapmaları için devlet bakanlığına bağlı özürlüler
spor federasyonları vardır.
8. Oy kullanırken seçim kurullarının özürlüler için düzenleme yapmaları gerekmektedir.
(572 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
Madde 26–27)
Madde 26- 26. 4. 1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun değişik 36 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Seçmen kütüğü yazımı sırasında, seçmenin oyunu kullanmasını engelleyecek bir
özürlülüğü varsa, forma kaydedilir. ”
Madde 27- Aynı Kanunun 74 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Sandık; okul avlusu veya salonları, mabetlerin elverişli kısımları gibi geniş, umumi
yerler ile özürlü olan seçmenin oyunu kolaylıkla kullanacağı yerlere konur. Açık yerlerde,
saçağı, sahanlığı, sundurması bulunan yerler seçilir. ”
40
9. Belediyeler 572 sayılı kanun hükmünde kararname gereğince özürlülere uygun
düzenlemeleri standartlara uygun olarak yapmak zorundadır. (572 sayılı Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Madde 3–4)
Madde 3- 27. 6. 1984 tarihli ve 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’ un 6 ncı maddesinin (A) fıkrasına (r) ve (s) bentleri ile aynı maddenin sonuna aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“r) İlgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak genç ve yetişkin özürlüler için bölgenin
işgücü piyasasına uygun mesleklerde, meslek ve beceri kazandırma kursları, iş eğitim
merkezleri ve yaşam evleri açmak,
Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa: 1
Sayfa: 2 RESMİ GAZETE 6 Haziran 1997 – Sayı: 23011 (Mükerrer)
s) Ulaşım araçlarının özürlülerin kullanımına ve ulaşabilirliğine uygun olmasını sağlamak
ve özürlüler için, ulaşım ile sosyal ve kültürel amaçlı hizmetlerden ücret almamak veya
indirimli tarife uygulamak, büyük şehir belediyelerine ait ve büyük şehir belediyeleri
tarafından işletilen veya kiraya verilen büfeler, otoparklar gibi işyerlerinin özürlüler
tarafından işletilmesi konusunda kolaylık sağlamak,
Bu maddede sayılan görevlerin gerçekleştirilmesi sırasında Türk Standartları Enstitüsünün ilgili standardına uyulması zorunludur. ”
Madde 4- 3. 4. 1930 tarihli ve 1580 sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesine 77 nci
bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki bentler eklenmiştir.
“78) Bu maddede sayılan her türlü yapılar ve çevresinin, yolların, park, bahçe ve rekreasyon alanlarının, sosyal ve kültürel hizmet alanları ile ulaşım araçlarının özürlülerin
kullanımına ve ulaşabilirliğine uygun olarak yapılmasını sağlamak ve denetlemek,
79) İmar planlarının yapımı ve uygulanması ile yapıların inşaat ve iskân ruhsatı
aşamasında, Türk Standartları Enstitüsünün ilgili standardına uygunluk sağlamak,
uygulamaları denetlemek ve bütünlüğü sağlayıcı tedbirler almak,
80) İlgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak genç ve yetişkin özürlüler için bölgenin
işgücü piyasasına uygun mesleklerde, meslek ve beceri kazandırma kursları, iş eğitim
merkezleri ve yaşam evleri açmak,
81) Özürlüler için, ulaşım ile sosyal ve kültürel amaçlı hizmetlerden ücret almamak veya
indirimli tarife uygulamak, belediyelere ait ve belediyeler tarafından işletilen veya kiraya
verilen büfeler, otoparklar gibi işyerlerinin özürlüler tarafından işletilmesi konusunda
kolaylık sağlamak, ”
41
10.
Belediyeler toplu taşıma araçlarından özürlüleri ücretsiz veya indirimli olarak
yararlandırmak zorundadır. (572 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname Madde 3–4) (9. madde de açıklanmıştır)
11.
1580 Sayılı Belediyeler ve 3030 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Yasası, belediyelere ait ve belediyeler tarafından işletilen veya kiraya verilen büfeler, otoparklar gibi
işyerlerinin özürlüler tarafından işletilmesi konusunda kolaylık getirmiştir. (572 sayılı
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Madde 3–4)
(9. madde de açıklanmıştır)
12.
18 yaşını bitirmiş ve herhangi bir yerden geliri olmayanlar emekli sandığına veya
bulunduğu yerdeki valilik veya kaymakamlık makamlarına başvuru yaparak 2022 sayılı
yasa gereğince aylık bağlanmasını talep edebilir.
13.
Özürlülerin kullandığı araç ve gereçler il ve ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma
vakıfları tarafından karşılanabilmektedir. (572 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Madde 17)
Madde 17- 29. 5. 1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik
Kanununun 2 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Ancak, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olan ve bu kuruluşlardan aylık ve gelir alan
özürlülerin, tedavi giderleri ile fonksiyon kazandırıcı ortopedik ve diğer yardımcı araç ve
gereçlerin kurumlarca karşılanamayan kısmı bu Kanun kapsamındadır. ”
14.
İmar Mevzuatına ulaşılabilirlikle (fiziksel engellerin kaldırılmasıyla) ilgili hükümler
eklenmiştir. Buna göre, kaldırımlar, yaya yolları, konutlar ve umumi binalar özürlülerin
ulaşabilirliğine uygun olarak yapılmak durumundadır.
15.
Özürlüler H sınıfı sürücü belgesi alarak özel tertibatlı araç kullanabilirler.
16.
H sınıfı sürücü belgesine sahip olan özürlüler yurt içinden aldıkları özel tertibatlı
otomobillerde, katma değer vergisi indiriminden yararlanmakta ve taşıt alım vergisinden
muaf tutulmaktadır.
17.
H sınıfı sürücü belgesi olan özürlülerden uygun şartları taşıyanların yurt dışından
getirtecekleri özel tertibatlı otomobiller için gümrük vergisi muafiyeti vardır.
18.
El ve ayak fonksiyonunu tamamen yitirmiş bulunan özürlülerin yurt dışından getirtecekleri özel tertibatlı minibüsler gümrük vergisinden muaftır.
19.
Sosyal Güvenlik kuruluşlarınca karşılanan araç ve gereçlerin standartlara uygun olarak sağlanması gerekmektedir. (572 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Madde 20–22–23)
42
Madde 20- Aynı Kanunun Ek 32 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Bu madde gereğince verilecek protez, araç ve gereçlerin standartlara uygunluğu dikkate alınarak, türleri, süre ve şartları ile yapılacak ödeme miktarlarına ait esaslar Kurumca hazırlanacak yönetmelikle tespit edilir. ”
Madde 22- 8. 6. 1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun geçici 139 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Bu madde gereğince sağlanacak iyileştirme vasıtalarından, topluma uyumu
kolaylaştıracak her türlü ortopedik ve diğer yardımcı araç ve gereçlerin standartlara
uygunluğu sağlanır. ”
Madde 23- 2. 9. 1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız
Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun değişik ek 18 inci maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
“Bunlardan, topluma uyumu kolaylaştıracak her türlü ortopedik ve diğer yardımcı araç
ve gereçlerin standartlara uygunluğu sağlanır. ”
Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa: 5
Sayfa: 6 RESMİ GAZETE 6 Haziran 1997 – Sayı: 23011 (Mükerrer)
20.
özürlü çocuğun resmi veya özel eğitim merkezlerinde aldıkları gelişim ve eğitime
ilişkin giderlerin bir kısmı çalışılan kurum, emekli sandığı ve sosyal sigortalar kurumu
tarafından bütçe uygulama talimatları çerçevesinde karşılanmaktadır. Emekli sandığına
ve sosyal sigortalar kurumu’na bağlı kişilerin çocuklarının özel eğitimleri için 2009 yılı
itibarı ile en fazla 422 TL eğitim yardımı yapılmaktadır.
21.
Yükseköğretim kurumuna girmeye hak kazanan ve kayıt yaptırarak öğretime
başlayan öğrenci ilk yılında bulunduğu ilin valiliği bünyesindeki sosyal yardımlaşma ve
dayanışma vakfı’na başvurması durumunda, başbakanlık bursundan yararlandırılır.
Ayrıca yardımcı ders araç gereçlerinin temini konusunda özürlü öğrenciye destek verilmektedir.
22.
Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünün öğrenci yurtlarından özürlü
öğrenciler istemde bulunmaları halinde yararlanabilmektedirler.
23.
Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından uygulanan harç ve öğrenim kredisi tahsisinde
%40 ve üzerinde özürlü olduğunu belgeleyenlere öncelik tanımakta ve harç kredisinin
geri ödenmesinde yönetim kurulu kararı ile %50 indirim yapılmaktadır.
43
24.
2002/58 Sayılı Başbakanlık Genelgesi, özürlülere yönelik birçok düzenlemenin
uygulanmasını içermektedir.
25.
4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 7. maddesine göre, II sayılı listedeki kayıt ve tescile tabi mallardan, münhasıran aracı sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibatı bulunanların malul ve sakatlar tarafından beş yılda bir defaya mahsus
olarak bizzat kullanılmak üzere ve %90 ve üstü oranda raporu bulunan tüm özürlüler
yeni otomobil ve bir kısım ticari araçlarda ö. t. v. ’den muaftırlar.
26.
197 Sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun 4. maddesine göre, bizzat maluller tarafından kullanılan ve %90 ve üstü oranda raporu bulunan tüm özürlüler motorlu
taşıtlar vergisinden müstesnadır.
197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 4’üncü maddesinin (c) bendinde; “(5035
sayılı Kanunun 22’nci maddesiyle değişen bent) (01. 01. 2004 tarihinden itibaren geçerli
olmak üzere) Sakatlık dereceleri %90 ve daha fazla olan malul ve engellilerin adlarına
kayıtlı taşıtlar ile diğer malul ve engellilerin, bu durumlarına uygun hale getirilmiş özel
tertibatlı taşıtların” motorlu taşıtlar vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, konu ile ilgili olarak 10. 01. 2004 tarih ve 25342 sayılı Resmi Gazetede
yayınlanan 21 Seri No’lu Motorlu Taşıtlar Vergisi Genel Tebliğinde; Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 4/c maddesinde yapılan düzenleme ile malul ve engellilerin istisnadan
yararlanma şartı olan “bizzat kullanmak” zorunluluğunun uygulamadan kaldırılarak;
sakatlık dereceleri %90 ve daha fazla olan malul ve engellilerin adlarına kayıtlı taşıtlar
ile diğer malul ve engellilerin adlarına kayıtlı olan ve malul ve engellilerin bu durumlarına
uygun hale getirilmiş özel tertibatlı taşıtların motorlu taşıtlar vergisinden istisna edildiği
açıklanmıştır.
27.
Serbest meslek erbabı ve ücretli çalışan özürlü vatandaşlarımız ile kendisi özürlü
olmasa bile ailesinde özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabı ile ücretliler vergi indiriminden yararlanırlar
28.
Kamu kurumlarının sakat memur çalıştırma yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin takip ve denetiminden Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı sorumlu ve yetkilidir
29.
Kurumlarca özürlü vatandaşlarımıza ayrılan boş devlet memuru kadroları için her
yılın Nisan-Mayıs, Temmuz-Ağustos veya Ekim-Kasım dönemlerinde sınav açılmaktadır
30.
Sınav duyuruları Devlet Personel Başkanlığı tarafından resmi gazetede, baskı
sayısı yüksek ulusal gazetelerde ve TRT Televizyon ve radyo kanalları aracılığıyla
yapılmaktadır. Kurumlar sınav duyurularında işin özelliği gerektirmediği sürece özür
grupları arasında bir ayrım yapamayacağı gibi özür oranında da üst sınır getiremeyeceklerdir.
44
31.
Sınavlarda özrün özelliğine göre kurumların refakatçi bulundurması gereklidir.
Ayrıca özür grupları dikkate alınarak sınav sorusu hazırlamak ve değerlendirmek üzere
özel sınav kurulu oluşturulur
32.
İşverenlerin belirli bir mesleği olan özürlüleri öncelikle meslekleri ile ilgili işlerde
çalıştırmaları gerekmektedir
33.
Kurum ve kuruluşlar çalışma yerlerini özürlü vatandaşlarımızın çalışmasını
kolaylaştıracak şekilde düzenlemek gerekli tedbirleri almak ve özürlü vatandaşlarımızın
çalışmaları ile ilgili özel araç ve gereçleri temin etmek zorundadır
34.
Ülkemizde özürlü vatandaşlarımız için Türkiye iş Kurumu, Halk Eğitim Merkezleri,
Mesleki Eğitim Merkezleri, Özel Dershaneler, Belediyeler ve özürlülerle ilgili dernek ve
vakıflar tarafından meslek edindirme kursları açılmaktadır
35.
Özürlü vatandaşlarımızın çalıştığı kamu kurum ve kuruluşu özelleştirme
kapsamındaysa, kapatma ve tasfiye halleri dışında özürlü vatandaşlarımız işten
çıkartılamaz
36.
Özelleştirme sonucunda özürlü vatandaşlarımızın çalıştığı kurum veya kuruluşun
tasfiye edilmesi veya kapatması halinde işine son verirse bulunulan ildeki Türkiye İş
Kurumuna başvurulmalıdır. Bu durumda iş kaybı tazminatı, kanunun diğer çalışanlara
tanıdığı hakların iki katı oranında ödenmektedir.
37.
Meslek edindirme kurslarından yararlanan özürlü vatandaşlarımıza işe
yerleştirmede öncelik tanınır
38.
Gerek kamu gerekse özel sektörde özürlü işçi olarak iş bulmayı sağlayacak kurum
Türkiye İş Kurumudur.
39.
Özürlü işçiler, diğer işçilere yapılan sosyal yardımlardan aynen yararlanırlar.
40.
Toplu iş görüşmelerinde özürlü işçiler aleyhine hükümler konulamaz.
41.
Özürlü vatandaşlarımız kendi işini kurduğunda gelir vergisi indiriminden yararlanabilir
42.
50 ve daha fazla işçi çalıştıran kamu %4, özel sektör işletmeleri % 3 özürlü
çalıştırmak zorundadır.
43.
Ceza paraları özürlü vatandaşlarımızın istihdamı, mesleki eğitim ve mesleki
iyileştirme için kullanılmaktadır.
45
44.
yasal kotasının üstünde özürlü çalıştıran işverenleri sigorta primlerinin yarısı devlet tarafından karşılanmaktadır.
45.
Türkiye’de 268 özel eğitim okulu ve 351 özel eğitim ve iyileştirme kurumu vardır.
46.
Tüm İllerde Rehberlik Ve Araştırma Merkezleri bulunmaktadır. Özürlü çocuğu olan
aileler buralara başvurarak çocukları hakkında danışmanlık hizmeti alabilirler.
47.
Okullarda kaynaştırma eğitimine ağırlık verilmektedir.
48.
Görme engellilere okul öncesi dönemde gündüzlü, ilköğretim düzeyinde yatılı ve
gündüzlü olarak eğitim verilmektedir.
49.
İlköğretim okulunu bitiren görme özürlü öğrenciler öğrenimlerine normal okullarda
kaynaştırma yoluyla devam etmektedirler.
50.
Braille yazılmış ortaöğretim ders kitapları görme engelliler akşam sanat ve basım
evi matbaasında basılıp ihtiyaç sahiplerine talep halinde ulaştırılmaktadır
51.
İşitme engellilere okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde gündüzlü ve
yatılı olarak eğitim hizmeti verilmektedir
52.
İşitme engelli öğrenciler meslek liselerine sınavsız yerleşebilmektedirler
53.
Ortopedik özürlülere yatılı ve gündüzlü olmak üzere okul öncesi, ilköğretim ve
meslek lisesi düzeyinde eğitim olanağı sunulmaktadır.
54.
Zihinsel engelliler eğitilebilir ve öğretilebilir olarak iki ayrı grup okulda eğitim
almaktadırlar. Bunlar özür derecelerine göre yapılandırılmış okullarda ya da kaynaştırma
okulları veya sınıflarında eğitim alabilmektedirler.
55.
Uzun süre hastanede yatan çocuklar için bazı hastaneler bünyesinde “hastane
ilköğretim okulları” bulunmaktadır.
56.
Üniversite sınavı sırasında ortopedik ve görme özrü bulunanlar için uygun
düzenlenmiş sınav mekânları hazırlanır, görme özürlüler ve az görenler için 30 dakikalık
ek sınav süresi verilir, sınav sorularını okuyacak ve söylenecek yanıtları yazacak uygun
eğitimde ve düzgün diksiyonlu “yardımcı refakatçi” eşliğinde sınava girme olanağı tanınır.
57.
Az gören üniversite öğrencileri fakülte/yüksekokul/bölüm amirliklerine yazılı olarak
başvurarak sınav sorularını büyük puntolu harflerle yazılmış olarak sağlayabilirler.
58.
46
Ülkemizde iyileştirme hizmeti, tıbbi iyileştirme merkezlerinde verilmektedir.
59.
Ülkemizde hamilelik döneminde bebeğin fiziksel ve zihinsel özürlü olup
olmadığının saptanması amacıyla genetik danışma merkezlerinde genetik danışma
hizmeti sunulmaktadır.
60.
Ülkemizde Ankara ve İstanbul’da olmak üzere özürlülere yönelik hizmet götüren
iki diş kliniği bulunmaktadır.
61.
Sosyal güvenlik kurumlarında Bağ-Kur hariç olmaz üzere (SSK, Emekli Sandığı)
iyileştirme hükümleri sayesinde engelsiz sigortalılara nazaran daha erken emekli olma
olanağı sağlanmıştır.
62.
Trafik akışını engellememek koşuluyla park etmeye elverişle alanlara araç park
edebilirler.
10. İLGİLİ KURUM VE KURULUŞLAR
1.
Ail eve Sosyal Politikalar Bakanlığı Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Eskişehir Yolu Söğütözü Mah. 2177. Sok. No: 10/A Kat: 14-15-16
06510
Çankaya/ANKARA
E-Posta: bilgiedinme. oyhgm@aile. gov. tr
İnternet Sitesi: http://www. aile. gov. tr/
2.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü
06500 Beşevler Kampüsü A Blok Beşevler ANKARA
Tel: (0312) 212 76 14 – 15 E-Posta: oer@meb. gov. tr,
İnternet Sitesi: http://orgm. meb. gov. tr
3.
Türkiye İşitme Engelliler Milli Federasyonu
Haseki Caddesi Açıkgöz Sokak No:31/3 Haseki – Aksaray 34097 Fatih, İstanbul
Telefon:
(0212) 588 7223 E-posta: info@tiemf. org
İnternet Sitesi: http://www. tiemf. org
KAYNAKLAR
http://www.
http://www.
http://www.
http://www.
cdc. gov/ncbddd/ehdi/CDROM/index. html
asha. org/public/hearing/Hearing-Testing/
raisingdeafkids. org
hearingcenteronline. com
47
http://pediatrics. aappublications. org/content/106/3/e43. full. html: Mary Pat Moeller,
Early Intervention and Language Development in Children Who Are Deaf and Hard of
Hearing, Pediatrics 2000;106;e43
Sandy Niemann, Devorah Greenstein, Darlena David, Helping Children Who Are Deaf:
Family and Community Support for Children Who Do Not Hear Well, Hesperian Foundation, 2004 - 245 pages
www. rsdeaf. org/pdfs/Guide_For_Parents. pdf : Children with Hearing Loss, Resource
Guide for Parents, Rochester Area Coalition of Service Providers for Deaf/Hard of Hearing Children
Schwartz, Sue Ph. D. (1996). Choices in Deafness, A Parent’s Guide to Communication Options, Second Edition, Woodbine House.
Pfaender, Lauren, “Understanding cochlear implants: a guide for parents and educators” (2005). Independent Studies and Capstones.
Paper 117. Program in Audiology and Communication Sciences, Washington University
School of Medicine.
http://digitalcommons. wustl. edu/pacs_capstones/117
Advanced Bionics. (2003). The guide to cochlear implants for parents and educators.
Valencia, CA: Advanced Bionics Corporation.
http://www. uihealthcare. com/topics/medicaldepartments/otolaryngology/cochlearimplants/index. html
http://gupress. gallaudet. edu/excerpts/PGCIfive4. html
http://www. healthofchildren. com/C/Cochlear-Implants. html
Lane, H, Hoffmeister, B, and Bahan, B (1996) A Journey into the Deaf-World. San
Diego CA : Dawnsign Press.
Barbu F. , (2006) Surditate şi comunicare, Asociaţia Acusticienilor Audioprotezişti, Bucharest
BRADEN, J. (1994) Deafness, Deprivation and I. Q. London : Plenum Press
Conrad R. (1979) The Deaf Schoolchild :language and cognitive function, London :
Harper & Row
Harlan L. , Hoffmeister R. , Bahan B. , A Journey into the Deaf-World, Dawnsingpress,
San Diego, California, 1996
Grace B. Sherrer, Francis Mercury van Helmont: A Neglected Seventeenth - Century
Contribution to the Science of Language, 1938 , Oxford University Press
Gregory S. , Universitatea din Birmingham, Bilingvismul şi educaţia copiilor surzi
(source: www. pentrusurzi. org. ro)
Popa, M. , Orientări actuale în dezvoltarea limbajului copilului deficient de auz, Special Education Magazine, no. 2. Bucharest: IRESPH, 1992
Pufan. , C. , Probleme de surdopsihologie, Bucharest, Didactic and Pedagogic Publishing House, 1982
Pufan, C. , Stănică, I. (coord. ), Probleme de surdologie. Culegere de studii şi referate. Craiova: Didactic House, 1977
Stănică I. , Popa M. , Popovici D. V. , Psihopedagogie specială – deficienţa de auz,
PRO HUMANITATE Publishing House, Bucharest, 2001
Stănică, I. ; Popa, M. , Elemente de psihopedagogia deficienţilor de auz, Bucharest:
INREIPH, 1994.
Verza, E. , F. , Defectologie şi logopedie, Bucharest University, Credis Publishing
House, 2007
48
49
Altındağ Rehberlik ve Araştırma Merkezi
Örnek Mahallesi Adalı Halil Sokak No: 12
Altındağ / Ankara / Türkiye
Tel: 90 312 3476194
Fax: 90 312 3183609
Web: http://www.altindagram.gov.tr/
e-posta: [email protected]

Benzer belgeler