Transformers 3 Let Me In Arabalar 2 Mr. Popper`s Penguins

Transkript

Transformers 3 Let Me In Arabalar 2 Mr. Popper`s Penguins
◆ ÖNSÖZ ◆
AKO Haber dergimizin yeni bir sayısıyla yine karşınızdayız...
İş hayatında başarılı olmak için bir takım altın kurallar vardır.
Bu kurallar içerisinde belki de başarının kilit noktası olan etik
değerler, günümüz rekabet ortamında daha da önem kazanmaktadır.
Eski zamanlarda iş hayatında başarılı olmak, firmaların başarı
grafiklerini yükseltmesi, yöneticiler ve firma sahipleri için geçmişte rekabet azlığı nedeniyle daha kolaydı. Rekabet koşullarının daha az olması nedeniyle iş etiğinin ve değerlerinin sınır
ve tanımlamaları daha keskindi. Bu dönemin geride kalması ve
günümüzde iş koşullarının değişimi ve rekabete dayalı bir piyasa düzeninin olması sebebiyle yönetici ya da çalışan olarak iş
etiğine bağlı kalmak gittikçe zorlaşmaktadır.
İş etiği denildiğinde her lider öncelikle kendi çevresine örnek
olmalıdır. İş etiği ve iş etiğini uygulama konusunda sektöre örnek olan kişi, iş etiği konusunda da oldukça yapıcı ilerlemeler
göstermektedir. Bu tarz yöneticiler, hem çalışanları hem de
müşterileri tarafından sorumluluk ve dürüstlük açısından farklı
bir noktada tutulurlar. Burada önemli olan, “Bunu yapmak etik
değerlerimle örtüşecek mi?” Bu soruyu kendi kendimize sorabilmemizdir. Bu, günümüz iş dünyası içinde oldukça zor bir
davranıştır ancak kilit olan noktada buradadır. İş dünyası içinde
gün geçmiyor ki yeni bir skandalla,üstü başarıyla örtülmüş, etik
değerlerin hiçe sayıldığı davranışlarla karşılaşmayalım. Bunun
temel nedeni ticari zorluklara rağmen ayakta kalmaya çalışmak
ve finansal gücünü artırmaya çalışmaktır.
Siyahla beyazın yanında grinin ve diğer renklerin de iş hayatındaki etik değerlere hakim olması, iş etiğinin sınırlarının gelişmesi birçok firmanın kaybolmasını, pek çoğunun da güçlenerek
büyümesine sebep olmuştur. Bu sınırların değişmesi yöneticiler
içinde handikap yaratmaktadır. Öyle ki yöneticiler firma karı ve
başarısı ile kişisel etik değerleri arasında çoğu zaman kararsız
kalmaktadır. Kısa vadede firma yararına vereceği kararın uzun
vadede kişisel kariyerine neler getireceğini ve kariyerini nasıl
etkileyeceği konusunda kararsız kalmaktadır.
Unutulmamalıdır ki etik kuralların ve kurumsal politikaların
çiğnenmesi gibi bir durumla karşı karşıya kalındığında ilk önce
yargılanan firma sahipleri ve yöneticileridir. Her ne kadar günümüz piyasa koşullarında tam tersiymiş gibi gözükse de belli bir
iş etiğine sahip yöneticiler ve bu doğrultuda yönetilen firmalar
başarıya hiç de uzak değildir. Dürüstlükle yöneticiler bir bakıma
firmalarının pazardaki konumlarını kurumsal etik politikaları ile
sağlamlaştırmaktadırlar.
Değer yargılarınızın neler olduğunu belirleyin, firmalarınızın
temel değer ve hedeflerini belirleyin. Bu hedef ve değerler çerçevesinde çalışanlarınız sizin dürüstlüğünüzün ve sorumluluğunuzun bilincinde olduğunda daha da başarılı işler çıkarabileceğinizi unutmayın…
Saygılarımla
Sabri Özcan
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 1
HABER
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011
abdulkadir özcan
İçindekiler
RÖPORTAJ
18 AKO’da Kalite Atılımı
Yenileniyor
16 Akıllı Çözüm McGard AKO
Bayilerinde
4 5
6
7
8
Türkyılmaz Otomotiv
Kansu Ticaret
Can Oto Lastik
Netlas Oto Lastik
Bayatalar Rot Balans
MARKALAR
21 Çiftçinin Polonyalı Dostu
24 Bayiden Petlas Tanıtımı
22 Petlas’ın Yeni 4x4’ü
34 Petlas Markası Artık
Otomotiv Servislerinde
32 DNZ - ENK İnşaat
10
11
12
26
28
30
Hankook 70. Yılını Kutluyor
Maxxis Tozu Dumana Kattı
Şaftı Dağıttı Yine de Bırakmadı
Petlas Explero PT 411 A/S
Hankook Kinergy Eco
Toyo Tires Proxes T1R
BİZDEN HABERLER
15
16
18
20
21
22
24
36
38
40
42
Tarımın Yapıldığı Her Alanda Tarım İş İmzası
Akıllı Çözüm McGard AKO Bayilerinde
AKO’da Kalite Atılımı Yenileniyor
Modern Tarımsal Mekanizasyonda Lastik Seçimi
Çiftçinin Polonyalı Dostu
Petlas’ın Yeni 4x4’ü
Bayiden Petlas Tanıtımı
AKO Lastik Kaplama
Yeni Satış Kanalları
Petlas Srilanka Adası’nda
Çalışma Arkadaşlarımızdan Haberler
ÖZEL RÖPORTAJ
32
34
56
DNZ-ENK İnşaat
Petlas Markası Artık Otomotiv Servislerinde
Ankara’nın Efsane Takımı, Ankara Demirspor
MAKALELER
40 Petlas Srilanka Adası’nda
53
58 3B - BBB “Ben Bir Bakayım”
Avrupa Birliği ve Euro’nun Geleceği
44
54
Dinginliğin Adresi Balıkesir
Türk Motiflerine Yolculuk
50
Gerçek Haylaz Hangisi? Juke & Countryman
GEZİ
50 Gerçek Haylaz Hangisi?
Juke&Countryman
OTOMOTİV
SAĞLIK
46 48
44 Dinginliğin Adresi
Balıkesir
Yönetim
HAYATA DAİR
64
Yapım
İş Hayatında Beslenme Becerisi
Güneş ve Cilt Sağlımız
En Değerli İnsan...
Görsel Sanat Yönetmeni
Ceyda ÇALGÜNER
abdulkadir özcan
Abdulkadir Özcan Otomotiv ve San. Tic. A.Ş
Kazım Karabekir Cd. No:224 06060 Dışkapı/Ulus
T: 0 312 309 30 30 F: 0 312 312 28 96
Abdulkadir Özcan A.Ş Adına İmtiyaz Sahibi
Sabri ÖZCAN
Yazı İşleri Müdürü
Vahit ÜNAL
Genel Yayın Yönetmeni
Fatma Hümâ Şahin
Medya
NKS Basın-Yayın Ltd. Şti.
NKS Basın – Yayın Ankara Ofisi
Çetin Emeç Bulvarı 1065. Cd. 38/13 Öveçler/ANKARA
T. 0 312 473 97 02 F. 0 312 473 97 08
[email protected] – www.ekonometri.com.tr
Yayınlar Müdürü
Sertaç KANTARCI
Editör
Sevil YÜCEL
Haber Merkezi
Kaptan Deniz ÖNEY
Görsel Yönetmen
Nesli Simge GÖKTEPE
Sayfa Tasarımı
Hilal KAYA
Fotoğraf Editörü
Ferhat SARITEPE
Fotoğraflar
Haydar ORAKÇI
Deniz DENKALAN
Okur Temsilcisi
Hülya EKİCİ KUNT
Baskı
Özyurt Matbaası
Büyük Sanayi 1. Cad. Süzgün Sokak No:7 İskitler/ANKARA
T. 0 312 384 15 36 F. 0 312 384 15 37
AKO HABER Dergisi Abdulkadir Özcan Otomotiv ve Lastik San.
Tic. A.Ş tarafından T.C yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır.
Derginin isim ve yayın hakkı Abdulkadir Özcan A.Ş adına Sabri
Özcan’a aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı
saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz.
Reklam sayfalarının içeriği ve markalar konusunda sorumluluk
verene aittir.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 3
◆ PETLAS ◆
Türkyılmaz Otomotiv
Trabzon - Of
Konya Selçuk Üniversitesi Pazarlama Bölümü mezunu Ömer Türkyılmaz, lastik sektörünün en
genç bayilerinden. Trabzon’un ünlü Of İlçesi doğumlu olan Türkyılmaz, 25 yaşında. Babadan oğula
geçen başarılı iş hayatını Petlas bayiliği altında sürdürmeye devam eden Türkyılmaz, amacını, bayi
ağını genişleterek Karadeniz Bölgesi’nde Abdulkadir Özcan A.Ş’nin en büyük bayisi olmak şeklinde
açıklıyor.
Ürün yelpazeniz içerisinde ne tip lastikler mevcut?
Ürün yelpazemizde Petlas olarak binek- LVR grubu
lastikler bulunmakta ayrıca yine Abdulkadir Özcan
A.Ş.’ye ait TBR grubu lastiklerde stoklarımızda bulunuyor.
Öncelik Binek ve Kamyon Grubunda
Müşterilerinize hangi hizmetleri sunuyorsunuz?
Bizi öncelikli olarak binek grubu ve kamyon grubu
lastik ihtiyacı olan kullanıcılar tercih ediyor. Bunun
yanı sıra binek ve LVR grup lastiklerin söküp takma
işlemlerini ve balans ayarlarını yapıyoruz. Ayrıca
kamyon grubu müşterilerimize de lastik söküp takma ve balans ayarı hizmeti vermekteyiz.
Girişimci yapısı ve hırslı karakteriyle dikkat çeken Ömer Türkyılmaz ile AKO Haber dergisi için bir söyleşi gerçekleştirdik.
Türkyılmaz’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle;
Sektördeki hikâyenizi anlatır mısınız?
Lastik sektörüyle tanışmamız babamın İstanbul’da olduğu 1989
yılına denk geliyor. Uzun yıllar orada faaliyet göstermiş. 1999 depremi sonrası da Trabzon’un Of ilçesine geldik ve burada yolumuza
devam ettik. 2009 yılının son çeyreğine kadar kendi benzin istasyonumuz içerisinde faaliyet gösteren firmamız, 2010 yılının ikinci
yarısından itibaren farklı bir adreste, Petlas tabelası altında hizmet
vermeye başladı. Klasik deyişle, babadan oğula geçen bir meslek
hikâyesi bizim ki.
Abdulkadir Özcan A.Ş. ile çalışmaya nasıl başladınız?
Abdulkadir Özcan A.Ş. ile olan tanışıklığımız 2005 yılına dayanmakta. Aile büyüklerimizin de bilgi birikimleri dâhilinde o yıldan
bugüne Abdulkadir Özcan A.Ş. ile çalışıyoruz.
Bölgenizde en çok tercih edilen Petlas modeli hangisi?
Petlas’ın en çok tercih edilen binek araç lastiği, PT 515 modeli.
Bu lastik modelinde su kanallarının daha geniş ve daha fazla olması, yanaklarının yumuşak ve yol tutuşunun tatminkâr olması
tercih sebebi.
Petlas hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
Petlas markasının Doğu Karadeniz’de daha çok kullanıcıya ulaşması için elimizden geleni yapacağız. Bu sektöre, markaya ve
Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye inanıyoruz.
İleriye dönük hedefleriniz neler?
Şu anda tek bayimiz var fakat kısa bir süre içerisinde bu bayi
ağımızı genişletip Karadeniz Bölgesi’nde Abdulkadir Özcan A.Ş.
firmasının en büyük şubesi olmayı hedefliyoruz.
Ömer Türkyılmaz
Abdulkadir Özcan A.Ş. ile çalışmanın size ne gibi katkıları
oldu?
Lastiklerin yerli üretim olması bizim için oldukça önemli. Ayrıca
lastiklerinin kaliteli ve ekonomik olması da kendilerini tercih etme
nedenlerimizden biri. İnsanlar Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye güveniyor. Lastiklerinden çok memnunlar. Bizi de bunun için tercih
ediyorlar. Satış sonrası hizmetlerinde de başarılılar. Ayrıca bugüne
dek lastiklerinde hiçbir üretim hatasına rastlamadık. Tüm bunlar
da Türkyılmaz Oto Lastik’in bölgemizdeki yerini daha da sağlamlaştırıyor.
İnsanlar Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye güveniyor.
Lastiklerinden çok memnunlar. Bizi de bunun
için tercih ediyorlar.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 4
◆ ÇARÇABUK SERVİS ◆
Kansu Ticaret
Antalya - Kumluca
Yaşar Kansu 1 Aralık 1956 senesinde Türkiye’nin turizm başkenti Antalya’ya bağlı Kumluca ilçesi doğumlu. 1980 yılından 1990’a kadar tam 10 sene lastik tamiri işi yapmış. 2004’te ise lastik satışı işine
girmiş. Tarihler 2005’i gösterdiğinde ise bir başka sektör temsilcisi vesilesi ile Abdulkadir Özcan A.Ş.
ile yolları kesişmiş. Gerisini Yaşar Kansu’dan dinleyelim:
Yaşar Kansu
“Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin sektördeki yerini çok iyi biliyordum.
Zaten lastik sektöründe AKO’yu bilmeyen kimse olamaz. Kendilerine bayileri olmak istediğimi söyledim. Sağ olsunlar kısa bir
araştırmanın neticesinde beni de Abdulkadir Özcan A.Ş. ailesine dâhil ettiler.”
Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye ait Çarçabuk Servis’in Antalya ili
Kumluca bayisi olan Yaşar Kansu için AKO’nun yeri özel. Çünkü
AKO’ya ait Çarçabuk Servis bayiliğini almasıyla müşteri potansiyeli bir anda genişlemiş. Markanın kurumsal duruşunun yanı sıra
yıldızının lastik dünyasında bir anda parlaması Kansu’yu ticari
açıdan da bir adım ileriye taşımış. Bu sebeple Yaşar Kansu Abdulkadir Özcan A.Ş.’den de Çarçabuk Servis’den de oldukça memnun. Bu memnuniyeti Yaşar Kansu’nun kendisinden dinleyelim:
Abdulkadir Özcan A.Ş. ismi büyük harflerle yazılıyor. Tüm bu
çabaların sonucunda da dükkânıma astığım Çarçabuk Servis
tabelası bir tabela olmanın çok önüne geçiyor. O tabela aslına
bakarsanız kurumsallığı, kaliteyi, öz güveni ve karı simgeliyor.
Bu sebeple Çarçabuk Servis tabelasını asmakta bir an olsun tereddüt etmedim ve tedirgin olmadım.
Tabelayı astığınız ilk günden bahseder misiniz?
Son derece heyecanlıydım. Çünkü her ne kadar Abdulkadir
Özcan A.Ş.’ye olan güvenim tam olsa da Çarçabuk Servis bu
sektörde yeni olduğu için sadık müşterilerini henüz oluşturamamıştı. Bu sebeple de ilk gün meraklı gözler çoktu. Ancak kısa
sürede dükkânın ünü ilçede ve transit geçen müşterilerim arasında duyuldu.
Çarçabuk Servis bayiliğini alma hikâyeniz nedir?
Daha önce çalıştığım firmayla ticari işbirliğimi sonlandırmak üzereydim. Aynı dönemde, Abdulkadir Özcan A.Ş.’den yetkili arkadaşlar kapımı çaldılar ve bana Çarçabuk Servis bayiliği ile ilgili
bilgi verip tercihimi yapmam için zaman tanıdılar. Dükkânımın
yeri Kumluca’da merkezi sayılabilecek, oldukça iyi bir noktada.
Yer avantajımı, iyi bir marka ile birleştirerek sektördeki varlığımı
devam ettirmek istiyordum. Bu noktada, açıkçası Abdulkadir
Özcan A.Ş.’ye olan inancım tamdı fakat herkesin bildiği gibi iş
hayatı inançlar üzerine değil somut veriler üzerine işliyor. Bu sebeple Çarçabuk Servis’i her açıdan değerlendirdik. İnce eleyip
sık dokudum desem yalan olmaz. Kafamdaki sorular ve şartlar
birbiriyle örtüştüğü vakit ise bayiliği almaya karar verdim.
Şimdilerde durum nasıl?
Açıkça söylemem gerekirse bundan iyisi can sağlığı! İlçede yaşayanların birçoğu müşterilerim arasında. Özellikle doğu ile batı
Akdeniz transit taşımacılığı yapan kamyonlarla otobüs ve minibüsler müşterilerim. Markanın kulaktan kulağa yayılan namı,
müşteri potansiyelime her geçen gün yenisini kazandırmakta.
Hızlı servis kavramı Türkiye’de yeni yeni oturmakta, bu sistemin
bayilik kanadındaki kişi olarak, başlangıçta tedirgin oldunuz
mu?
Abdulkadir Özcan A.Ş. lastik sektörünün amiral gemisi. Özellikle Petlas’ı aldıktan sonra şirketin sektördeki yeri iyice sağlamlaştı.
Son zamanlarda kurumsal yapısını güçlendirdiğine dair bilgileri
de AKO Haber dergisinden ediniyorum. Bu sebeple sektörde
Bölgenizde en çok tercih edilen lastik modeli hangisi?
Bölgemizde neredeyse herkes Maxxis’i tercih ediyor. Ben de
Maxxis’ten oldukça memnunum. En çok binek araç grubu lastiklerinden MAE 1 modeli rağbet görüyor. Lastik oldukça sağlam, bugüne kadar da hiçbir şikâyet almadım. Bunun yanısı sıra
Starmaxx’ın performans lastiği ST730 ve Hankook da rağbet
gören diğer markalarımızdan.
Geniş Hizmet Yelpazesi
Hizmet yelpazeniz içerisinde neler bulunmakta?
Servisimiz içerisinde 2 adet bilgisayarlı rot balans makinemiz
mevcut. Rot balans ayarının yanı sıra lastik sökme takma ve lastik satışı da yapıyoruz tabi ki.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 5
◆ PETLAS ◆
Can Oto Lastik
Ankara
Müslüm Uzun, Ankara’nın ilçelerinden Çubuk’ta faaliyet gösteren Petlas bayii. 1978 doğumlu olan
Uzun, ilçede girişimci yapısıyla tanınıyor.
önemli bir nokta olan Ankara’nın kuzeydoğu kapısında yer alan
Çubuk’ta, şoförler Petlas kalitesinden emin oldukları için bizi
tercih ediyorlar
AKO ile Herkes Kazanıyor
Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından üretilen Petlas markalı lastiklerin kendi deyimiyle ‘Türkiye’nin ilk ve tek yüzde yüz yerli
sermayeli yüz akı’ olduğunu söylüyor. Markanın F–16 lastikleri üretimiyle başlayan serüveninin karayolu taşıtlarıyla devam
etmesinin dünyada pek az markaya nasip olacağını kaydeden
Müslüm Uzun, bu başarıda Özcan ailesinden başka Abdulkadir
Özcan A.Ş. çalışanlarının da emeği olduğunu belirtiyor.
Petlas’ın başarısında, lastik üretiminde çalışan işçiden onu bayiye ulaştıran şoföre, satış ve pazarlama ekibinden halkla ilişkiler
servisine ve hatta AKO Haber dergisini yapan ekibe kadar binlerce kişinin emeğinin olduğuna dikkat çeken Müslüm Uzun, bu
noktada markanın Çubuk bayisi olmaktan büyük gurur duyduğunu sözlerine ekliyor.
Yurdun birçok noktasında görmeye alıştığımız Petlas bayileri
arasında dikkat çeken Can Oto Lastik ve firmanın sahibi Müslüm Uzun’u Çubuk’taki mağazasında ziyaret ettik. Uzun ile gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbette sorduğumuz sorulara samimi
cevaplar aldık.
Kaç senedir lastik sektöründesiniz?
Kendimi bildim bileli bu işle uğraşıyorum. Çubuk’ta lastik denilince akla gelen ilk firmalardan biri biziz. Babamın da ilçenin
sanayi bölgesinde lastik mağazası var. Benim işyerim ise ilçenin
girişinde. Önceleri lastik kaplama ve servis işi yapıyordum ardından Petlas bayiliğini aldık.
Abdulkadir Özcan A.Ş’nin bayi politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Az önce de belirttiğim gibi Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin başarısının ardında kuşkusuz kaliteli ve ekonomik lastik üretimleri
var ancak asıl güç, bayileri ile kurduğu insani ilişkiden geliyor.
Şirketin kesinlikle bayiden faydalanma ya da bireysel kazancını
artırmaya dönük bir politikası yok. “Bayi de kazansın, ben de
kazanayım” diyor. Aslına bakarsanız uzun vadede mükemmel
bir politika. Bir kere satış yapmaktansa uzun yıllar müşteri sadakatini garantiye alıyorlar. Sonuç olarak üretici de, dağıtıcı da
bayi de kazanıyor.
Tedarik zinciri desek…
Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin hayran olduğum başarılarından biri
de tedarik zinciri konusundaki hassasiyetleri. Biz her ne kadar
Ankara içinde görünsek de aramızda aşağı yukarı bir saate yakın
mesafe var. Verdiğimiz sipariş kalemi büyük olsun, küçük olsun
hemen geliyor. Bu da Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin kazanmaktan
çok müşteri sadakatine verdiği önemi gösteriyor.
Müslüm Uzun Petlas’ın başarısında, lastik
üretiminde çalışan işçiden onu bayiye ulaştıran
şoföre, satış ve pazarlama ekibinden halkla
ilişkiler servisine hatta AKO Haber dergisini
yapan ekibe kadar binlerce kişinin alınteri
olduğunu söylüyor.
Müslüm Uzun
Petlas bayisi olmanın size getirdiği avantajlar neler?
Herşeyden önce markanın tam anlamıyla yerli sermaye olması
ve bizim de bu güç mozaiğinin içinde yer almamız mükemmel
bir duygu. Bunun haricinde marka tarafından üretilen lastik
modellerinin üstün kalitesi, ekonomik yapısı ve üstün performansı sayesinde markayı yarını düşünmeden gönül rahatlığıyla
satabiliyorum. Doğu batı arasında transit taşımacılıkta oldukça
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 6
◆ ÇARÇABUK SERVİS ◆
Netlas Oto Lastik
İstanbul - Başakşehir
Daha önce plastik, tekstil ve inşaat işleriyle uğraşan Hamza Kılıç için ‘ek bir iş’ olarak başlayan
lastik sektörünün önemi gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Sektörde faaliyet gösteren arkadaşı
Levent Aytaç vesilesiyle Abdulkadir Özcan A.Ş. ile iş yapmaya başlayan Kılıç, bir senedir Çarçabuk
Servis’in İstanbul Başakşehir bayisi.
Kılıç, markayı tercih etmesinin altında yatan gerçeğin Çarçabuk
Servis’in tüm servis ihtiyaçlarını tek bir çatı altında toplayan kurumsal yapısı olduğunu söylüyor. “Çarçabuk Servis’in ürün yelpazesinin genişliği ve tek bir çatı altından birçok araca hizmet
vermesi bizi cezbetti” diyen Hamza Kılıç AKO Haber dergisinin
sorularını yanıtladı:
Başakşehir’in Çarçabuk Servis’e olan talebi ne seviyede?
Gün geçtikçe artarak devam ediyor. İstanbul’daki araç yoğunluğuna bir de transit geçen araçların servis talepleri eklenince,
bizim gibi servislere olan ihtiyacın ne derece büyük olduğu ve
gelecekte de olacağı malum. Açıkçası bizden önce araçlar tüm
ihtiyaçlarını farklı adreslerde yer alan ustalardan farklı ücret ve
kalite seviyesinde temin etmek zorunda kalıyordu. Örneğin lastiği bir adresten, rot ve balansı başkasından, jantı ise bir diğer
adresten alıyordu. Hal böyle olunca da zaman kaybı oluyordu.
İstanbul öyle bir kent ki boşa geçirdiğiniz her
saatin bedelini size pahalıya ödetiyor. Zaten
Abdulkadir Özcan A.Ş. de bu gerçekten yola
çıkarak, Çarçabuk Servis’i ülkemize kazandırmış olsa gerek. Artık bize gelen sürücü tüm
servis ihtiyacını tek bir adresten ekonomik
ve yüksek kalite ile temin edebiliyor. Ama en
önemlisi güven. Çarçabuk müşterisi aracının
çarçabuk onarılıp güvenle yoluna devam
edeceğinden emin oluyor. Bu sebeple de İs-
tanbul Başakşehir’in Çarçabuk Servis’e olan talebi gün geçtikçe
artarak devam ediyor.
Çarçabuk Servis hakkında ne düşünüyorsunuz?
İtiraf etmeliyim ki Abdulkadir Özcan A.Ş. bu sistemi yaratmakla
muhteşem bir şey yaptı ve oldukça büyük bir ihtiyacı karşıladı.
Araç sahipleri tüm lastik ve jant ihtiyaçları ile teknik servis taleplerini tek bir adresten kurumsal, kaliteli ve ekonomik bir şekilde
karşılıyorlar.
Hangi lastik markalarını satıyorsunuz?
Petlas, Starmaxx, Hankook, Maxxis ve Toyo markalı lastikleri
bölgemde yer alan kullanıcılara sunuyorum. Ayrıca Akojant da
bölgemde talep gören markaların başında yer alıyor.
İstanbul Başakşehir’de en çok tercih edilen lastikler hangileri?
Hafif ticari araç grubu, performans grubu ve
taşıyıcı araç lastikleri daha çok tercih ediliyor.
Çarçabuk Servis’in
İstanbul Başakşehir bayisi Marka olarak Hankook ve Starmaxx modelleNetlas Oto Lastik sahibi ri revaçta. Yerli ve ekonomik olması sebebiyle
Hamza Kılıç, Abdulkadir Starmaxx, orijinal donanım lastiği olması sebebiyle de Hankook’a olan ilgi büyük. AçıkÖzcan A.Ş.’nin sektöre
ça söylemek gerekirse önceleri Hankook ve
kazandırdığı Çarçabuk
Starmaxx’a biraz mesafeli yaklaşıyorlardı. Son
Servis markasıyla
bir yıldır ise özellikle bu iki marka için bana
oldukça büyük bir eksiği geliyorlar. Özellikle Starmaxx ST 730 modelini
kapattığını söylüyor.
araçlarını modifiye eden genç kesim istiyor.
Hamza Kılıç
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 7
◆ STARMAXX ◆
Bayatalar Rot-Balans
Balıkesir
Yücel Bayatalar Türkiye’de en sık karşılaşılan kariyer modeli olan çıraklıktan ustalığa, ustalıktan
patronluğa değin uzanan bir yolun son basamağında.
Lastik sökme takma, balans ayarı, ön düzen ayarı gibi tam kapsamlı servis hizmeti vermekteyiz. Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından sunulan yol yardımı kampanyası sayesinde müşterilerimizisatış sonrasında da yalnız bırakmıyoruz.
Starmaxx’a olan ilgi ne seviyede?
Herşeyden önce markayı üreten şirketin Abdulkadir Özcan A.Ş.
olmasının alıcıların markaya olan güvenini artırıyor. Çünkü AKO
lastikle ilgisi olan tüm kullanıcıların bildiği bir isim. Starmaxx’ı
üretmeleri de bizlere rekabetin oldukça yoğun olduğu lastik
sektöründe büyük bir avantaj sağlıyor. Bu sebeple Balıkesir’de
Starmaxx’a olan ilgi oldukça yüksek. Talepler de gün geçtikçe
artıyor.
Yücel Bayatalar’ın 80’li yıllarda başka bir firmayla başlayan bayilik serüveni 2005 yılında Abdulkadir Özcan A.Ş.’yi tercih etmesiyle şerit değiştirmiş. Bu tercihinde lastik sektöründe şirkete
olan güven ve inancın büyük rol oynadığını söylüyor. Bayilik
yapmak için ana firmanın gücünün ve pazardaki imajının önemine değinen Bayatalar, söz konusu gücüyle Abdulkadir Özcan
A.Ş.’nin sektörün amiral gemisi olduğunu kaydediyor.
Bayatalar Rot Balans sahibi ve Starmaxx markalı lastiklerin Balıkesir bayisi Yücel Bayatalar ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Bayatalar’ın AKO Haber sorularına verdiği yanıtlar şöyle;
Abdulkadir Özcan A.Ş. ile çalışmaya nasıl karar verdiniz?
İlk etapta Abdulkadir Özcan A.Ş. yetkilileri ile çalışmalar yapıldı.
Şirketin profesyonelliği, kurumsal yapısı, bayi ilişkileri, tedarik
kapasitesi, ürünlerinin teknik özellikleri ve halkla ilişkiler gücü
hakkında uzun toplantılar yaptık. Hiçbir noktayı atlamadık. Okul
misali tüm konular hakkında uzun uzun konuşmalarımız oldu.
Son derece verimli geçen karşılıklı görüşmelerin sonucunda
ise, Starmaxx bayisi olarak çalışmaya karar verdik.
Balıkesir’de en çok tercih edilen Starmaxx modeli hangisi?
Daha çok binek ve kamyonet grubu üzerinde çalışıyoruz. Binek
grubunda Novaro ST 532 deseni tercih edilirken, genç kesim
arasında Ultra Sport ST 730 deseni yoğun ilgi görüyor. Bu grup
lastiklerde iyi bir performans alıyoruz. Kamyonet grubunda ise
Provan ST 850 deseni tercih ediliyor.
Sektörle ilgili yeni planlarınız var mı?
İleriye yönelik olarak sanayimizde ikinci bir satış mağazası düşünüyoruz. Geniş kapsamlı bir yapı istiyoruz. Balıkesir’de Abdulkadir Özcan A.Ş.’ye ve onun ürünlerine olan talep yoğun.
Starmaxx da kentin en çok talep edilen markaları arasında. Biz
de bu potansiyeli değerlendirerek yeni bir bayi almak istiyoruz.
Yücel Bayatalar, Starmaxx’ın piyasada
kendini kabul ettirmiş bir marka olduğunu,
sebebinin ise Abdulkadir Özcan A.Ş. nin,
bayileri ve müşterileriyle olan birebir ilgisinden
kaynaklandığını ifade ediyor.
Abdulkadir Özcan A.Ş. isminin size ne gibi katkıları oldu?
İsim oldukça ağır. Türkiye’de doğru düzgün lastik yokken Abdulkadir Özcan A.Ş. vardı. Yani lastik sektörü için önemli bir
sanayi devi. Sektörün ona, dolayısıyla da ona ait markalara güveni tam. Sonuç olarak da tüm bu özellikler bizim gibi bayilerin
iş yapabilmeleri için önemli değerler. Ayrıca ürün yelpazesinin
geniş, tedarik zincirinin kuvvetli ve bayilerine gösterdiği yakın
ilgi ve alaka bizleri sektörümüzde başarılı kılıyor.
Tam Servis Bayatalar’da
Müşterilerinize hangi hizmetleri sunuyorsunuz?
Lastiklerle alakalı müşterilerimize tam servis hizmeti veriyoruz.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 8
Yücel Bayatalar
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 9
◆ HANKOOK ◆
Kalite, Yenilik ve Sürekli Büyüme:
Hankook 70. Yılını Kutluyor
Lastik üreticisi Hankook 70 yılını kutlarken gösteriş ve tören yerine sürekli büyüme hedefine yoğunlaşmaya devam etmek istiyor ve müşterilerine verdiği gelecek yıllarda da bütün zorlukları tutku ve
bağlılıkla çözmeye çalışma ve bölgesel yatırımı devam ettirme sözünü tekrarlıyor.
Şirketin kuruluşunun 70’inci yılında müşterileriyle birlikte önümüzdeki 70 yıl için
strateji belirlemeyi hedefleyen Hankook, doğum gününü gösterişli törenlerle
kutlamak yerine başarılarıyla anılmayı
tercih etti. Hankook’un Avrupa Başkanı
Jin-Wook Choi, mütevazı geçen kutlama
töreninde başarıyla geçen yetmiş senenin
sırrını dünya çapında öncü bir şirket olma
yolunda ilerlemelerine yardımcı olacak
ürün ve servislere yaptıkları yatırım olduğunu açıkladı. Choi ayrıca Hankook’a
olan küresel talebin ilerleyen dönemlerde
hız kazanacağı öngörüsünde bulundu.
İki Yeni Fabrika Yolda
Yakında yine modern teknoloji ile donatılmış iki yeni Hankook lastik fabrikasının
daha temelinin atılacağını belirten Hankook Avrupa Başkanı Jin-Wook Choi,
halkla ilişkiler, reklam ve spor destekleri
faaliyetlerinin süreceğine de dikkat çekti. Popüler uluslararası yarış otomobilleri
takımlarından Audi ve Mercedes Benz
ile DTM etkinliklerindeki dirsek temasının süreceğini hatırlatan Jin-Wook Choi,
Ferrari ile Le Mans 24 yarışı gibi tanınmış
uluslararası motor sporları etkinliklerinde
tanınırlığını arttırmak için yatırım yaptığını da müjdeledi.
“Avrupa En Büyük Pazarımız”
Kutlama esnasında bir konuşma da, Hankook Başkan Yardımcısı ve Avrupa Satış
ve Pazarlama Sorumlusu He-See Ahn’den
geldi. “Lastiklerimize olan yoğun talep
sayesinde Avrupa’da geçtiğimiz yıllarda
sürekli büyüme eğilimi kaydettik” diyen
He-See Ahn, “Tanınmış bir lastik üreticisi
1941’de Kore’de kurulan
şirket, son yetmiş yıl içinde
dünyanın önde gelen lastik
üreticilerinden biri haline geldi.
Bugün ise iş hacmi olarak
dünya lastik sektöründe
yedinci sırada. Hankook, birinci
sınıf lastiklerini sürekli olarak
geliştirmek amacıyla son 70
yılda araştırma ve geliştirmeye
yoğun biçimde yatırım yaptı.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 10
olarak Avrupa’da yatırımlarımız sürecek”
dedi. He-See Ahn konuşmasını şöyle sürdürdü: “Macaristan’daki fabrikamızın kapasitesini kısa süre sonra artıracağız. Bu
da teslimat süremizin kısalmasını sağlayacak. Açıkçası Avrupa bizim en önemli
pazarımız. Bu bölgedeki ciromuz oldukça
iyi seviyelerde. Bu başarıda ürünlerimizi
Avrupa’da sürekli artan Hankook müşteri
sayısının beklentilerine göre sürekli güncellememizin etkisi büyük.
Sektörde Dünya 7’ncisi
Hankook İcra Kurulu Başkanlığı koltuğunda oturan Seung Hwa Suh, yolcu
otomobilleri, hafif kamyonlar, kamyonlar ve otobüslerde kullanılan radyal lastikler bağlamında dünyanın en büyük
ve en hızlı gelişen lastik üreticilerinden
biri. Müşteri memnuniyetini yüksek kaliteye sahip ürünler yoluyla yükseltmek
için ileri teknolojiler geliştiren Hankook,
dünya genelinde 185 ülkede kullanılıyor.
Küresel satış gelirleri açısından sektörde en çok tercih edilen yedinci marka
olan Hankook’un, 4 bölgesel merkez ofisi, 20’nin üzerinde deniz aşırı bayi ve 5
araştırma geliştirme merkezinde çalışan
14 binden fazla çalışanı var. Hankook’un
şirket satışlarının yüzde 70’i ise deniz aşırı
pazarlara yapılıyor.
◆ MAXXIS ◆
Maxxis
Tozu Dumana Kattı
ATV alanında dünyanın en başarılı takımlarından biri olarak gösterilen Maxxis Brandon Brown,
toplam dört adet ‘75 Dezert’ zaferi alarak pistte adeta tozu dumana kattı.
Yarışmadan sonra konuşan Maxxis ATV Takım Kaptanı Brandon, sonuçtan memnun olduğunu kaydederek şöyle konuştu:
“Benim hedefim yarışmada ilk dörde girmek ve gelecekteki yarışmalar için deneyimimizi artırmaktı.”
Maxxis ATV Takımı Kaptanı Brandon Brown yarışmaya Jorie
Williams, Kenny Sanford, Chris Kristensen ve Ritchie Brown ile
birlikte katıldı.
Brandon Brown
Bu başarısıyla en son düzenlenen Matlock ATV Yarışı’nda düz sınıf kategorisinde toplam 25 birincilik elde eden Maxxis Brandon
Brown yarış severlerin gönlünde taht kurdu.
Amerika Birleşik Devletleri’nin California Eyaleti’ne bağlı Baja
Yarımadası’nda gerçekleştirilen Uluslararası Score Off Road yarışması kıyasıya rekabete sahne oldu. Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere, dünyanın birçok farklı ülkesinden gelen
onlarca ATV pilotunun yanında binlerce yarış severin de akın
ettiği yarışmada, kavurucu sıcağa rağmen yılın en hareketli günleri yaşandı. Ünlü lastik markası Maxxis tarafından desteklenen
Brandon Brown ATV takımının da yer aldığı yarışmada, Maxxis
takımı yüksek performansıyla göz doldurdu. Farklı kategorilerde
gerçekleştirilen Socore Baja 500’de düz sınıfta toplam 25 galibiyet alan Maxxis ATV Takım Kaptanı Brandon Brown, yarışmayı
ikinci sırada tamamladı.
Ritchie Brown
Farklı kategorilerde gerçekleştirilen Socore
Baja 500’de düz sınıfta toplam 25 galibiyet alan
Maxxis ATV Takım Kaptanı Brandon Brown,
yarışmayı ikinci sırada tamamladı.
Kenny Sanford
Jorie Williams
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 11
◆ TOYO TIRES ◆
Şaftı Dağıttı
Yine de Bırakmadı
Özellikle off-road sporlarına verdiği destekle dünya motor sporlarında adı altın harflerle yazılan
Toyo, bir başka desteğiyle yine karşımızda. Amerika Birleşik Devletleri’nin coğrafi şartlar açısından
en çetin eyaletlerinden Kaliforniya’ya bağlı San Bernardino kentinde düzenlenen arazi yarışında
Toyo takımı yine önemli dereceler elde etti.
Aralarında takımın tecrübeli pilotlarından Kyle Leduc’un da bulunduğu Toyo ekibi, pistte adeta tozu dumana kattı. Glen Helen
Loors Serisi yarışlarında sürüşüyle izleyicileri kendine hayran
bırakan Kyle Leduc, müsabakada aracının şaftını kırmasına rağmen mücadeleyi bırakmadı. Toyo’nun Open Country lastikleri
ile yarışan Leduc, Ford’un efsanevi modeli F-150 ile yarıştı.
Kyle Leduc
Pro 4 sınıfında yarışan Kyle Leduc, yarışmayı tüm teknik aksaklıklara rağmen ikinci sırada bitirdi. Ancak aracının şaftını kırarak
dağıtmasına rağmen müsabakadan çekilmemesi tüm seyirciler
ve yarışı izleyen motorsporları camiası tarafından takdirle karşılandı. Yarışın bir diğer basamağı olan ‘Pro Lite Unlimited’ sınıfında ise Leduc’un azmi görülmeye değerdi. Cuma günü başlayan
yarışın ilk gününü beşinci sırada tamamlayan Leduc, cumartesi
gününden itibaren hızlı bir yükselişe geçti. Ford Ranger ile yarışan Leduc, aracında bu sefer Toyo’nun bir diğer modeli olan
Open Country M/T’yi tercih etti.
Toyo CEO’su da Yarışı İzledi
Dünyanın önde gelen lastik markalarından Toyo off-road takımı
sürücüsu Kyle Leduc’u izleyenler arasında oldukça tanınmış bir
sima da vardı. Toyo’nun CEO’su Yasushi Takagi’nin aralarında
bulunduğu kalabalık bir izleyici kitlesi önünde yarışan Leduc’un
zaferini Yasushi Takagi bizzat tebrik etti. Yarışmadan sonra bir
basın toplantısı düzenleyen Kyle Leduc şöyle konuştu:
“Yarışma esnasında aracımın şaftı kırılarak dağıldı. Ancak son
derece profesyonel ve uzman bir teknik ekibe sahip olan Toyo
takımı bu arızanın giderilmesi için elinden geleni yaptı. Yeni bir
araç geldi ve tüm izleyicilere alıştıkları Toyo zaferini yaşattım.
Her ne olursa olsun yine kazanan biz olduk ve podyumda zafer
şampanyasını patlatmaya hak kazandık.”
Pro 4 sınıfında yarışan Kyle Leduc,
yarışmayı tüm teknik aksaklıklara rağmen
ikinci sırada bitirdi. Ancak aracının şaftını
kırarak dağıtmasına rağmen müsabakadan
çekilmemesi tüm seyirciler ve yarışı izleyen
motorsporları camiası tarafından takdirle
karşılandı.
Yasushi Takagi’den Tebrik
Yasushi Takagi, Toyo sürücüsü Kyle Leduc’un yanına gelerek
kendisine zafer heyecanını yaşattığı için teşekkür etti. Toyo’nun
yönetim kurulu üyelerinden Stan Chen de bir açıklama yaparak
Leduc’u tebrik ettiğini açıkladı. “Kyle Leduc, son yarışmada üç
gün üst üste elde ettiği zaferle Toyo’yu bir kere daha onurlandırdı. Haftasonu gerçekleştirilen bu yarışmalarla izleyicilere muhteşem saatler yaşattı. Leduc ile hem başarılarında dolayı hem
de markamızın zaferle birlikte anılmasını sağladığı için gurur
duyuyoruz.”
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 12
Jill Kintner
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 13
Aaron Gwin
◆ SEKTÖRDEN HABERLER ◆
Kusursuz Makineye Kusursuz Lastik
Tutkun Kardeşler Tarım Makineleri, 1952 yılında Konya’nın
Akşehir ilçesinde kuruldu. Ekim mibzeri ve diskaro üretimi ile
Türkiye’de makineli tarımın gelişmesinde rol oynayan şirket, bu
sektörde yurt içi ve yurt dışında gerçekleşen gelişmeleri takip
etmesiyle tanınıyor. Sektörde kendini sürekli geliştirmesi ile tanınan Tutkun Kardeşler Tarım Makineleri, gelişim adımlarında
kuruluşundan günümüze gelen yarım asırlık bilgi ve deneyimlerini de harmanlıyor. Türkiye’de çiftçinin ve üreticinin hizmetinde olmaktan onur duyduklarını her daim tekrarlayan şirket
yetkilileri, geniş ürün yelpazesi ile bu anlayışlarının ne derece
gerçekçi olduğunu gözler önüne seriyor.
Geniş Makine Üretimi
Tutkun Kardeşler Tarım Makineleri’nin sektörel üretim kalemleri oldukça geniş. Şirket tarım sektörünün birçok farklı alanında
kullanılan onlarca farklı makine üretiyor. Tutkun Kardeşler Tarım Makineleri, başta hidrolikli kepçe, tesviye küreği, pancar ve
saman doldurma selesi, silkelemeli tam hidrolik pancar yükleme
kepçesi, çizel pulluk, döküm merdane, sıra arası çapa makineleri için gübre atma düzeni, merdaneli tırmık, haşhaş kırma ve
eleme makineleri gelmek üzere son teknoloji harikası TK 404
taş toplama makinesi, sahil temizleme makinesi ve damlama
sulama sistemlerinin kurulumunda vazgeçilmez bir yer edinen
kanal açma makineleri de üretiyor. Tüm makinelerinde Petlas
Implement lastiklerini tercih eden Tutkun Kardeşler Tarım Makineleri, kusursuz makinelerini kusursuz lastikle buluşturarak
başarılarını perçinliyor.
Yüksel Tarım Makineleri’nin
Tercihi Petlas
1978 yılında aile şirketi olarak kurulan Yüksel Tarım Makineleri
A.Ş., aradan geçen 32 seneye rağmen ilk günkü özverisi, başarma hırsı ve pazardaki etkili yeri ile adından söz ettirmeye devam
ediyor. Üretimlerinde gelişen teknolojiyi yakından takip eden
şirket, her geçen sene makine parkurunu daha da geliştiriyor.
Çiftçilere düşük maliyetli ve yüksek kaliteli tarım makineleri sunan şirket, Konya’nın sanayi merkezlerinden Büsan Özel Organize Sanayi Bölgesi’nde iki bin metrekaresi kapalı olmak üzere
tam üç bin beşyüz metrekare alanda üretim yapıyor.
Üniversitede Test Ediliyor
Üretmiş olduğu ürünleri Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri Bölümü tarafından test edilen Yüksel Tarım Makineleri A.Ş., elde ettiği deney raporları ile TSE ve TSEK gibi
uygunluk belgelerini oldukça kolay alıyor.
Ekonomik ve kolay tedarik edilebilir yedek parçaları ve zamanında servis imkânıyla sektörde önemli bir yere sahip olan şirket
yıllardır Türk çiftçilerine gururla hizmet veriyor. Tarım makinelerini yurt içinde olduğu gibi yurt dışına da gönderen Yüksel
Tarım Makineleri A.Ş., tüm ürünlerinde Petlas lastiklerini tercih
ediyor. Bu tercihte Petlas’ın yüksek kaliteli ve ekonomik yapısı
dikkat çekerken lastiklerin makinelerle kusursuz uyumu da bir
diğer tercih sebebi olarak gösteriliyor.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 14
◆ SEKTÖRDEN HABERLER ◆
Tarımın Yapıldığı Her
Alanda Tarım İş İmzası
1964 senesinden günümüze tarım makinesi üreten Tarım İş, şirket sahibi Süleyman Şakalak’ın
bilgi ve tecrübeleriyle tarım makineleri üretimi alanında ülkemizin öncü firmalarından biri olarak
gösteriliyor.
Türkiye’nin buğday deposu olan Konya’nın Selçuklu İlçesi’nde
faaliyet gösteren Tarım İş, kentin üretim üssü olan Birinci Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteriyor. On bin metrekaresi
açık alan olmak üzere on dört bin metrekare alanda tarım makinesi üreten şirketin ürünleri Türkiye’de ve dünyada tarımın
yapılabildiği birçok noktada çiftçilere hizmet veriyor.
Üç Ana Kalemde Geniş Yelpaze
Tarım İş üretimi, kombine depolu hububat harman makineleri,
kombine hububat ekim mibzeri ve hidrolikli disk pulluk olmak
üzere üç ana gruptan oluşuyor.
Üretimlerini ileri teknoloji ürünü makineleriyle ve sektörde
‘uzman’ olarak nitelendirilen personelleriyle gerçekleştiriyor.
Öncü Şirket Öncü Lastiği Tercih Etti
Türkiye’nin yüzde yüz yerli sermayeli tek lastik üreticisi olan
Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından üretilen Petlas’ın Implement lastiklerini kullanan Tarım İş yetkilileri, Petlas’ı tercih
etme sebeplerini markaya ait lastiklerin makineleriyle uyumlu
olması, ekonomik yapısı, üstün performansı ve kalitesi olarak
açıklıyor. Özellikle Petlas’ın son dönemlerde zirai grup lastikler
konusunda atağa geçtiğini kaydeden Tarım İş yetkilileri, bunun
sebebinin Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin sürekli gelişim felsefesi
olduğunu kaydediyorlar. Bu sebeple, Petlas’ın, Tarım İş tarafından üretilen tarım makineleri için ‘biçilmiş kaftan’ olduğunu
belirten yetkililer, tarım sektörü büyüdükçe Abdulkadir Özcan
A.Ş., Petlas ve Tarım İş şirketinin dirsek temasının artarak devam edeceğini sözlerine ekliyorlar.
Ürettiği tarım makinelerinde orijinal donanım olarak Petlas lastiklerini tercih eden Tarım İş,
Türkiye’de ve dünyada tarım sektörü büyüdükçe şirketler arasındaki temasın da artacağına
işaret ediyor.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 15
◆ AKOJANT ◆
Akıllı Çözüm McGard
AKO Bayilerinde
Piyasada bulunan kalitesiz birçok ürünün anahtarları birbirini kolayca açıyor ya da hırsızların kullandıkları teknikler sayesinde bijonlar kilitli bile olsa kolayca açılıyor. McGard ürünleri ise bu konuda en yüksek korumayı sağlıyor.
Jantlarınızı ve Lastiklerinizi Hırsızlara Karşı Korumanın En Akıllıca Yolu
Taklitlerinden çok farklı bir teknoloji ve
malzeme ile üretilen McGard, binden
fazla farklı kombinasyonlu kilit sistemine sahip ilk ve tek ürün. Dünya üzerinde sadece kaliteli mağazalarda satılan
McGard, ABD ve Almanya tesislerinde
üretim yapıyor. Ürünleri orijinal olan
McGard’ın her sette ayrı bir ürün kodu
bulunuyor. Kendi sınıfında dünyanın en
iyi ürünü olan McGard jant emniyet sistemlerinin kalitesi ve emniyeti denetlenmiş ve belgelenmiştir.
McGard’ın bijon ve somunlarının kodu
ekstra dar kesilmektedir ve bu yüzden
bir master anahtar üretilmesi mümkün
değildir. Emniyet somunlarının iki parçadan üretildiği McGard, bu imalat yönetimi ile ürünlerinin kafa kısmında 50–54
rockwell sertlik elde etmiştir. Ayrıca bu
sertlik, ucuz ürünlerde sık sık karşılaşılan
kafa kısmının deforme olma sorununu
da önlemektedir.Ürünlerinin kodu bilgisayarda dizaynlanmış olan McGard’da
şu an toplam binin üzerinde gözle ayırt
edilemeyecek değişik kod mevcuttur.
Uluslararası yapılan testlerde hep galip
gelen marka McGard’dır.
Kalitesiz
benzer
ürünlerin;
*Jant hırsızlığına
karşı düşük koruma sağlamaları
*Ürünlerinin denetleme kurumlarından
bir belgesi olmaması
*Bijon ve somunların kodunun basit yapılması ve bir master anahtarı yapılmasının mümkün olması
*Toplam mevcut olan değişik kodların
sayısının çok düşük oluşu bu yüzden de
başka araçta olan kilitli bijonu açma olanağının yüksek olması
*Aynı zamanda kafa kısmının deforme
olma sorunu yani yetersiz sertliği gibi
birçok nedenden ötürü McGard diğer
markalardan ayrılmaktadır.
İlk Değiştirme Piyasası
Jant Emniyet Sistemleri
1990 yılından beri Orchard
Park, New York’ta genel
merkezi bulunan McGard,
1959 yılında McCauley
tarafından
kurulmuştur.
McGard, aynı zamanda
1966 yılında patent alan
ilk
değiştirme
piyasası
jant emniyet sistemidir.
1997 yılında Orjinal Ekipman Piyasası’na tanıtılan
McGard’ın 1980 yılında
otomotiv dışı yeni pazarlar
ve yeni ürün uygulamaları araştırması amacı ile Özel
Ürünler Bölümü kurulmuştur. Fabrikaları Orchard Psark, Amerika ve Flein
Almanya’da bulunan McGard’ın, ofisi
de Japonya’da bulunuyor.
En Kaliteli Otomobil
İmalatçılarının Tedarikçisi
Yüksek kaliteli jant emniyet sistemleri,
güvenlik ürünleri ve krom kaplı somun
imalatçısı olan McGard jant emniyet sistemleri, dünyadaki diğer tüm ürünlerden daha fazla orjinal ekipman olarak
kullanılıyor. McGard, Daimler- Chrysler,
Porsche, Volvo, Saab ve Volkswagen
gibi en kaliteli otomobil imalatçılarının
tedarikçisidir.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 16
Motor Company’den Toplam
Mükemmellik Ödülü
alan McGard, QS
9000 kalite sertifikasına da sahip.
En Üst Standartlarda Üretiliyor
Otomotiv
sanayinin
şart koştuğu en üst standartlarda üretilen McGard, ISO/TS
16949 ve ISO 14001 Sertifikaları’nın
da sahibi. Üretiminde çevre koruma kriterlerine de çok önem verilen firmada
ELV, REACH Sertifikaları da bulunuyor.
Otomotiv sanayinde araç üreticileri tarafından kullanılan cıvata ve somunlarla
aynı ağırlığa sahip olan McGard ürünlerinin , kaplama prosesinde 3 kat nikel üzerine 1 kat krom uygulanmaktadır. Güzel ve
çekici görünümü ile dikkat çeken Mcgard
ürünlerinin dişli kısımları otomotiv sanayilerinin şart koştuğu en üst standartlara
sahiptir.
Otomotiv sanayinin kalite standartlarına
göre üretilmemiş olan diğer markalar ise
McGard’ın aldığı başarılı sertifikalara rağmen sertifikasızdır. Ayrıca diğer markalar
standart cıvatalardan daha ağır ve paslanmaya karşı dayanıksızdır.
Değiştirme piyasasına McGard markası ile
satılan jant emniyet sistemleri, emniyet ve
süreklilik açısından orjinal ekipman standartlarını karşılayacak şekilde ve hatta
daha ileri standartlarda imal ediliyor.
3 Değişik Kategoride McGard
McGard, genel olarak 3 değişik kategoride ürün sunuyor:
Değiştirme Piyasası Jant Emniyet Sistemleri: McGard’ın yıllık otomotiv cirosunun
yaklaşık yüzde 15’ini değiştirme piyasası
jant emniyet sistemleri meydana getiriyor. McGard ürün gamı, 80 değişik jant
emniyet sistemi ile gerekli bütün uygulamaları kapsıyor. Aynı zamanda McGard
değiştirme piyasası ürünleri, ağırlıklı olarak aksesuar satan mağazalar ile lastik
servis istasyonlarında satılıyor.
Orjinal Ekipman Jant Emniyet Sistemleri:
Yıllık otomotiv cirosunun yüzde 85’ini
oluşturan orjinal ekipman jant emniyet
sistemleri, dünya üzerindeki diğer tüm
ürünlerden daha fazla sayıda araçta orjinal ekipman olarak kullanılıyor.
Özel Ürünler Bölümü: McGard’ın yıllık
toplam cirosunun yaklaşık yüzde 10’unu
Özel Ürünler Bölümü parçaları oluşturuyor. Bu ürünler özellikle eyalet yönetim-
lerine, yerel yönetimlere, havaalanlarına,
telekominikasyon sanayine olduğu kadar
özel kuruluşlara da satılıyor. Özel ürünler,
yetkisiz kimselerin erişimini engellediği
gibi hırsızlık ve terör olaylarına karşı da
önlem olarak kullanılıyor.
McGard’ın ürün grupları içerisinde ise
jant emniyet cıvataları, jant emniyet somunları, kapalı jantlar için emniyet sistemleri, 5’li emniyet sistemleri, standart
somunlar, jant montaj kitleri, tuner jant
emniyet sistemleri, spline drive somunlar,
spline drive montaj kitleri bulunuyor.
Jant emniyet sistemlerindeki başarıları,
McGard’ın kamyonlar için jant emniyet
sistemleri, stepne emniyet sistemleri, spor
görünümlü jant emniyet sistemleri, hava
yastığı emniyet sistemleri, açılır tavan
emniyet sistemleri ve denizcilik sanayi
sistemleri gibi diğer farklı emniyet ürünlerinde de gelişmeler sağlamasına yardımcı
oluyor.
Kullanıcı Dostu Anahtar/Servis
Anahtarının arka kısmı araçların bijon ve somunlarına göre üretilmiş olan
McGard’da ‘Kullanıcı Dostu Anahtarlar’
mevcuttur. Bunlar bijon veya somunların
kafalarına kolaylıkla oturtulabilen anahtarlardır. Yedek anahtar servisi de olan
McGard’ın yedek anahtar siparişlerinin
teslimini de 24 saat içinde gerçekleşmektedir.
Kalitesiz ürünlerde, anahtarın bijon ve
somuna oturtulması zordur. Ayrıca, yedek anahtar servisi de bulunmamaktadır.
Dolayısıyla satış fiyatı ucuz olduğu halde
fayda/fiyat oranı azdır.
Hırsızlığa Karşı Koruma
Hırsızlığa karşı korunmanın en etkili yolu,
emniyet cıvatası veya jant emniyet somunu kullanmaktır. McGard jant emniyet
sistemleri orjinal cıvata ya da somunların
görevini görmesinin yanı sıra hırsızlığa
karşı koruma da sağlıyor.
QS 9000 Kalite Sertifikasına Sahip
Kendi sınıfında dünyanın en iyi ürünü
olan McGard Emniyet Sistemleri, geçen
yıllar içinde orjinal ekipman müşterilerinden çok sayıda kalite ödülü almıştır.
Tüm dünyada sadece çok az sayıda firma
tarafından kazanılan bir ödül olan Ford
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 17
Müşteri Hizmetleri Farkı
İlk bakışta müşterinin cıvata ya da somunları değiştirmesinin çok kolay olmadığı
düşünülür ancak işin içinde McGard varsa müşteri hizmetlerinin bu konuda çok
güçlü kozları olduğuna şahit olacaksınız.
◆ AKO EĞİTİM ◆
AKO’da Kalite Atılımı
Yenileniyor
Gelişen pazarla birlikte artan iç ve dış taleplerde önemli bir zorunluluk olan ISO 9001 kalite belgesi,
şirketin üretim teknolojisinde hangi aşamada olduğunu belgeliyor.
Zira bu belge irili ufaklı birçok müşteri
tarafından satın alma koşulu olarak isteniyor. Bir açıdan pazarda tercih sebebi olan
ISO 9001, bundan başka şirkete sürekli
iyileştirme mekanizması ve iş disiplini de
kazandırıyor. Bu sebeple ISO 9001-2008
Kalite Belgesi almaya karar veren Abdulkadir Özcan A.Ş. bu vesile ile sektöre
‘emin adımlarla büyümeye devam edeceğim’ mesajı veriyor.
Ülkemizde faaliyet gösteren 720, ISO 9001
Kalite Belgeli şirkete uygulanan araştırma
sonucunda bu belgenin kuruluşlara sağladığı faydalar ortaya çıktı. Temelde ikiye
ayrılan bu faydalardan kuruluşun imajının
güçlenmesi, müşteri sayısının ve memnuniyetinin artması, rekabet gücünün gelişmesi ve daha etkin tedarikçi ilişkileri, dış
fayda olarak gösterilebilir. Bunun haricinde yönetici ve çalışan ilişkilerinde yönetimin etkinliği, olumlu kültürel değişim,
kalite bilincinin oluşması, daha iyi bir evrak yönetimi, sistemli ve disiplinli çalışma,
faaliyette standardizasyon ve tutarlılık, etkinlik ve üretkenlik artışı ile maliyetlerin
azalması ise bu belgenin işletmelere sağladığı iç faydalar olarak kaydedilebilir.
ISO 9000:2008’in Yararları
ISO 9000:2008’in işletmelere sağlayacağı
onlarca fayda biliniyor. Genelde sadece kurumsallığın bilincine varmış küresel şirketler tarafından tercih edilen bu belgenin onlarca faydası var. Bunlar arasında müşteri
memnuniyeti ile sadakatinde artış ile çalışanların kalite bilincine varması dikkat çekiyor. İşletmenin itibarının piyasada artması ile pazarlama faaliyetlerinde yaratacağı
rakiplerinden farlılık değeri ise bir başka güç. Diğer yandan uluslararası geçerliliğe
sahip bir kalite belgesi olan ISO 9000:2008 ile firmanın ihracat için kalitesi de ispat
edilmiş oluyor. Ayrıca, girdi üretim ve son kontrollerin etkin olarak yapılabilmesi, hata
oranlarında, firelerde ve yeniden işlemelerde azalma da sağlıyor.
Doğru Tedarikçi Seçimi
Bu belge tedarikçilerin seçiminde, değerlendirilmesinde ve takibinde kolaylık sağlanmasına olanak tanıyor. İşletme içi yetki ve sorumlulukların tespitinde ve dağıtılmasında
önceye göre daha doğru ve etkin bir şekilde yürütülebilirken işletme faaliyetlerinin
standartlaştırılmasını sağlayacak altyapının oluşturulmasına da katkıda bulunuyor. ISO
9001:2008 ile geçmişe yönelik kayıtların düzenli bir şekilde tutulmasını sağlayacak
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 18
altyapının oluşturulması da hedefleniyor.
Son olarak veriler ve istatistiksel ölçümler
doğrultusunda durum analizlerinin yapılabilmesi ve geleceğe yönelik kararlarda
bu analiz sonuçlarının kullanılabilmesi de
sağlanıyor.
1987’den Beri ISO
ISO 9001 ilk olarak 1987 yılında Kalite
Güvence Sistem Standardı olarak yayınlanmaya başlandı. Bu aşamada standartlar, ISO 9001, ISO 9002 ve ISO 9003
olmak üzere 3 alt standarttan oluşuyor.
Kurumlar, faaliyet kapsamları doğrultusunda bu 3 standarttan birisini uygulayarak denetime giriyorlar. Standardın bu
sürümleri temel olarak doğru üretim ve
hata yakalama konularına odaklanıyor.
ISO standartları ilk olarak 1994 yılında
güncellendi ve adı Kalite Güvence Sistem
Standardı olarak yenilendi. Bu aşamada
standart yine ISO 9001, ISO 9002 ve ISO
9003 olmak üzere 3 alt standarttan oluştu. Bununla beraber bu son güncelleme
ile önceki sürümlere ilave olarak hata önleme konusuna daha fazla yoğunlaşıldı.
Standart en son 11 sene önce 2000 yılında güncellendi. Adı bu sefer Kalite Yönetim Sistem Standardı olarak değiştirilen
Türkiye’nin lastik üretimi alanında saygın şirketlerinden
Abdulkadir Özcan A.Ş., hızlı büyümesini ISO 9001-2008 Kalite
Belgesi ile perçinliyor.
sistemin ISO 9002, ISO 9003 standartları artık kullanılmıyor. Ancak ana standart olan
ISO 9001:2008’i destekleyen ISO 9000, ISO 9004, ISO 9011 gibi kılavuz standartlar da
ISO tarafından kabul edildi.
Kurumlar, faaliyet kapsamları ne olursa olsun sadece ISO 9001 standardını uygulayarak bu belgeyi alıyorlar. Fakat belgelendirmeye tabi tutulan faaliyetler ve standardın
hariç tutulan maddeleri, alınacak olan söz konusu belgenin üzerinde tanımlanıyor.
Standardın bu sürümü kullanıcılara önceki sürümlerine ilave olarak sürekli iyileşme ve
verimliliğin arttırılmasını hedefleyen süreç (proses) veya süreç tabanlı, müşteri odaklılığını daha ön planda tutan bir yönetim
modeli sunuyor.
“Ya Yaptığını Yaz, Ya Yazdığını Yap”
Türkiye’de gelişmelere karşı kendini sürekli yenileyen şirketler arasında dikkat
çeken Abdulkadir Özcan A.Ş., hizmet içi
eğitimlerine kalite yönetimleri konusunda
da devam ediyor. Kalite yönetimleri çerçevesinde ISO 9001 açılımı yapan AKO,
düzenlediği seminerle çalışanlarına ISO
9001 hakkında genel bilgiler verdi. Makine Mühendisi Bayram Ertem tarafından
başlangıcı yapılan eğitimin ana teması da
“Ya yaptığını yaz, ya yazdığını yap” olarak
belirlendi.
Şirketin işleyişle ilgili örnekler verilerek
çalışanların interaktif katılımı sağlanan seminerle ISO hakkında bilinmesi gerekenler ile doğru bilinen yanlışlar, birimlerin
tecrübelerinden de faydalanarak anlatıldı. Eğitimde, veri analizi ve düzeltici faaliyet gibi konular ön plana çıkarken verilen
bilgiler ışığında şirket çalışanlarına ISO
9001 ile ilgili bir ön bilgilendirme yapıldı.
Düzenli aralıklarla verdiği kurum içi eğitimleriyle çalışanlarının bilgi ve beceri seviyelerini sürekli geliştirmeyi hedefleyen
Abdulkadir Özcan A.Ş’nin, yapılandırma
ve kalite yönetimine entegrasyon gibi
başlıkların da yer alacağı eğitimlerinde
çalışanları yoğun bir öğrenim sürecinin
beklediği gözlemlenmekte.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 19
◆ ZİRAİ LASTİKLER ◆
Modern Tarımsal Mekanizasyonda
Doğru Lastik Seçimi
Türkiye’deki tarım makinaları imalatında geriye dönük 20 yıla bakarsak imalatlar, römork, pulluk,
mibzer, patoz ve çayır biçmeydi. Bu imalatlar da yurt dışından getirilen bir makinanın kötü bir kopyası idi. Yani ar-ge si ve mühendislik birimi olmayan atölyelerde yapılan üretimlerdi.
Ülkede, yurt dışında binlerce dolara satılan tarım makinalarının
üçte bir fiyatına satılan yerli sürümlerini imal ediyor ancak ihracatını gelişmemiş Afrika ve Arap ülkelerine yapabiliyorduk.
Bu niteliksiz makineler yüzünden üretim kayıpları yaşanıyor bu
nedenle zirai ürünleri pahalıya mal ediyor ve ihracat yapamıyorduk.
Bu ilerleyişin sonucunda ülkemiz, 90’lı yıllardan itibaren hızla
zirai ürün ithalatçısı konumuna gelmeye başladı. Çiftçilik yapanlar artık geçinemedikleri için tarlalarını işlemeyip büyükşehirlere çalışmaya gittiler. Anadolu’da binlerce dönüm ekilmeyen
arazi ortaya çıktı. İşte bu bölgelerde tarlalar, hızla el değiştirmeye başladı. Türkiye’de modern tarımın öncüsü, devletin resmi
kuruluşu olan TİGEM’in çalışma koşullarını gören çiftçilerimiz
de modern makineleri ithal etmeye başladı.
Karşılaştırma yapılacak olursak, şu an ülkemizde bir dönüm araziden elde edilen pirinç üretimi 95-100 kg arasındayken modern
tarım yapan Japonya ve Kore’de bir dönüm araziden 290-300
kg arasında pirinç üretimi yapılmaktadır.
İthalattan Üretime
Çiftçilerimizin ithal tarım makinesi getirdiğini gören sermaye
ve vizyon sahibi Türk girişimcileri, yeni nesil tarım makinelerini
ülkemizde üretmeye başladı. Ayrıca yurt dışından ortak bulan
girişimciler sektörde hızlı bir yükseliş eğiliminin de başlangıcı oldular. Örnek verirsek; düne kadar ithal edilen pancar hasat makineleri, saman balya makineleri, döner pulluklar ve yem karma
makineleri artık yüzde yüz yerli sermaye tarafından üretilmekte.
Bununla beraber yapılan araştırma sonucunda tüm bu makinelerin parçalarına ait teknik resimler çıkarılarak maksimum fayda
sağlanmasına çalışılıyor. Söz konusu tüm bu kontroller ise sıfır
hata ile gelişmiş bilgisayarlarla kontrol ediliyor.
Türk girişimcileri, her ayrıntısıyla mükemmel seviyede
ürettikleri tarım makinelerine uygun lastiğin ülkemizde
olmadığını fark ettiler. Bunca yıldır tarım lastiği denince 5.50-16, 6.00-16, 6.50-16,
7.50-16, 9.00-16 lastikten
başka ebat bilmeyen çiftçi
ve imalatçının karşısına değişik ebatlar çıkmaya başladı. Önce mevcut lastikleri
takmayı denediler, fakat bu
şekilde ihracat yapamadılar.
Petlas Un 1
Makine Tamam,
Lastik Nerede?
önemli. İyi üretim alınmak isteniyorsa tarlanın istediğini vermek
gerekir. Dar konveksiyon lastiklerin toprağı sıkıştırdığı, 25 cm
kadar toprağı ezdiği ve ezilen yerde tarımın olamayacağı yadsınamaz bir gerçek. Bu noktada toprağı 5 cm kadar sıkıştıran,
düşük yuvarlanma direnci ile dönen ve santimetre kareye en az
yükü veren lastiklerin kullanılması gerekiyor. İmplement lastik
adı verilen bu lastiklerin kullanım alanına göre doğru seçilmesi
için çeşitleri bulunuyor.
İmplement lastikler, kullanım alanlarına göre drive (Tahrikli aks)
ya da free (Tahriksiz aks) olarak anılır. Ayrıca poyra bağlantılarına göre single (Tek) veya dual (çift bağlama) olarak da adlandırılabilir.
Desen Seçimine Dikkat
Agricultural lastikler (tarımda kullanılan lastikler), 40 kilometre
sürate göre tasarlanmış ve yük kapasitesi de bu sürate göre düzenlenmiştir. Makine imalatında yük kapasitesi çok önemlidir.
Yapılan makine traktör tarafından çekiliyorsa düz desenli lastik
tercih edilmeli. Kendi yürür makine ise traktör arka veya ‘flotation’ deseni tercih edilmelidir. Çekilen makinedeki dişli lastik tipi
hiçbir fayda sağlayamayacağı gibi çamurlu
topraklarda da trakPetlas İmt -18
töre ilave yük getirir.
Tek takılan lastik yük
kapasitesi, lastik çift takıldığında 2 katı taşıma
kapasitesinde değildir.
Örneğin. bin 500 kg taşıma kapasiteli bir lastiği çift bağladığınızda,
aks başına düşen yük
miktarı 3 bin kg değil,
2 bin 250 kg olur.
Dünden Bugüne
Geçmişten günümüze
bakılacak olursa; ithalattan üretime, üretimden ihracata doğru
bir gidişin izini, üretilen makineden kullanılan lastiğe kadar değişen bir süreç izlemektedir. Ülkemizde üretimin yüzde 80’ini
karşılayacak kapasiteye sahip modern tarım makinaları üretimi
yapan fabrikalar, kendileri gibi yüzde yüz yerli bir marka olan
Petlas’tan aldıkları destek ile mevcut oluşumlarını gün geçtikçe
daha da yukarıya taşıyacaklardır. Bu sayede ülkemizin çok yakında Avrupa’nın tarım makinesi imalat üssü olarak anılmaya
başlaması hiç de uzak bir ihtimal gibi görünmemektedir.
Modern tarımda tarla çok
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 20
Abdullah Çabuk- [email protected]
◆ İHRACAT ◆
Çiftçinin Polonyalı Dostu
Dünyanın birçok ülkesinde her geçen gün artan tercih edilme oranıyla dikkat çeken Petlas, özellikle
Avrupa’da yoğun bir şekilde talep görmeye devam ediyor.
diği fuarlara yüzlerce sektör temsilcisinin yanında on binlerce
ziyaretçi de geliyor. Bu fuarlardan biri olan Agroshow’a katılan ve Petlas standı kurarak dikkatleri üzerine çeken Intertech,
Petlas’ın katılımcılar ve ziyaretçiler tarafından ilgiyle incelendiğini belirtti.
Jacek Bloch ve Dariusz Duizba ortaklığıyla çiftçinin ziraatla ilgili tüm ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kurulan Intertech,
tarım ülkesi olan Polonya’nın ihtiyaç duyduğu zirai araçların
yedek parçalarını tedarik etmek için yola çıkmış. Merkezi ülkenin kuzeydoğusunda yer alan Bialystok kentinde olan Intertech,
2007 senesinde tedarik ettiği ürünleri çeşitlendirme kararı almış.
Polonya pazarına uygun, üstün kaliteli ve mevcut pazar payını
artıracak katma değere sahip bir lastik markası arayışına giren
şirket, dört sene önce Petlas marka zirai ve yol dışı lastiklerinin
genel dağıtıcılığını alma kararı vermiş.
Lastiklerini, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde faaliyet gösteren distribütörleri ile kullanıcılarına ulaştıran Petlas, uzun ömürlü, yüksek performanslı ve ekonomik oluşu ile rakipleri arasında dikkat
çekiyor. Binek ve ticari grup lastikleri ile Avrupa’nın titiz beklentilerini karşılayan Petlas, zirai grup lastikleri ile de rakiplerine
parmak ısırtıyor. Özellikle Avrupa’nın tarım üssü olarak bilinen
Polonya’da ciddi bir satış grafiğine sahip olan Petlas, 2006 senesinden itibaren bu ülkede. Polonya pazarına; Jacek Bloch
ve Dariusz Duizba adlı iki girişimci ortağa ait Intertech şirketi
ile ulaşan Petlas, sadece 5 senedir bu ülkede olmasına rağmen
oldukça geniş kitlelere ulaşmayı başarmış.
Petlas modellerinin Polonya’da ekonomik ve uzun ömürlü yapısı sayesinde rakipleri arasında dikkat çektiğini belirten Jacek
Bloch ve Dariusz Duizba, zirai grup lastikler arasında en çok
TA 60 deseninin tercih edildiğini söylüyor.
Tarım Fuarına Petlas Standı
Doğu Avrupa’nın tarım başkenti, Batı Avrupa’nın tarım üssü
olarak gösterilen Polonya’da tüm dünyanın yakından takip ettiği
tarım fuarları düzenleniyor. Uluslararası çapta katılımın gözlen-
Intertech ortakları Petlas’ın ekonomik ve
uzun ömürlü yapısıyla Polonya’nın en çok tercih
edilen lastik markaları arasında yer aldığını
söylüyor.
Polonya’nın Hatrı Sayılır Şirketlerinden
Bialystok kentinin büyük şirketleri arasında yer alan Intertech’in
7 tırdan başka küçük çaplı araçlardan oluşan nakliye filosu bulunuyor. Bu araçlarla Petlas’ı tüm Polonya’ya ulaştıran şirketin
müşterileri arasında römork üreticileri, traktör fabrikaları ve
yerel zirai-iş makinası lastik satıcıları yer alıyor. Temel iş kolu zirai ve iş makineleri için yedek parça tedarik etmek olan şirket,
aynı zamanda bir Türk malı olan KADA marka radyatörlerin de
Polonya’daki tek yetkili dağıtıcısı.
Artan talep doğrultusunda satış ekibini ve depolarını genişleten şirket, tır filosunu da güçlendirerek Polonya pazarında olan
etkinliğini artırıyor. Petlas’ın Polonya’daki distribütörü olma gücünü oldukça etkin kullanan Intertech, markaya olan olumlu
geri dönüşlerin de katkısıyla ziraat alanında hatrı sayılır şirketler
arasında anılıyor.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 21
◆ YENİLİK ◆
Petlas’ın Yeni
Türkiye’nin ilk ve tek yüzde yüz yerli sermayeli
lastik üreticisi Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından
üretilen Petlas lastikleri, ürün yelpazesini her
geçen gün yenilemeye ve çeşitlendirmeye devam
ediyor.
Firma, ürün grubuna dâhil ettiği yeni tasarım lastikleriyle bu
defa 4x4 kullanıcılarının yüzünü güldürecek gibi görünüyor. Petlas, Explero PT 411 adı verilen 4x4 lastikleri piyasaya sunmaya
hazırlanan Abdulkadir Özcan A.Ş., yeni ürünü ile pazar payını
daha da genişletmeyi hedefliyor.
4x4 araç kullanıcılarının tüm beklentilerini karşılayacak olan bu
lastikler, kullanımda 4 mevsim rahatlığı yaşatırken uzun ömrü,
performansı ve ekonomik yapısıyla da kullanıcılar için adeta
vazgeçilmez olacak. ‘Şehri yaşa, doğayı keşfet’ sloganıyla yola
çıkan PT 411, asfalt zeminde güvenli ve konforlu bir sürüş sağlarken, şehrin stresinden ve gürültüsünden uzaklaşarak doğayla baş başa kalmak isteyenlere de dağ tepe demeden gezme
imkânı sunacak.
4 Mevsim Petlas
Petlas Explero PT 411 lastiği dört mevsim kullanılabilir özellikte. Bu da lastiğin optimize on/off road özelliğine dikkat çekiyor.
Aşınmayan ve zorlu koşullarda dayanıklılığı esas alan deseni,
Petlas Explero PT 411’in en önemli özelliklerinden biri. Yani,
4x4’ü
mevsimsel olarak lastik değiştirmeye gerek duymadan kullanılabilen donanıma sahip olan bu lastikler kullanıcıların işini oldukça kolaylaştıracak.
Jeep kullanıcılarının yanısıra SUV ve Pick-Up araçların da rahatlıkla tercih edebileceği Petlas Explero PT 411, hafif karlı, ıslak
ve çamurlu zeminde bile en iyi performansı sağlıyor. Dört çekerine atlayıp Ilgaz, Kartalkaya ve Uludağ gibi doğa merkezlerine
giden sürücülerin, bu bölge yollarında güvenli sürüşün izlerini
bırakması bekleniyor.
Petlas Explero PT 411 sayesinde şehirde ve doğada, dünyanın
dört bir yanında, dört mevsim sorunsuz ve güvenli bir sürüş keyfi sizi bekliyor.
Sanayi alanındaki büyümesini her geçen gün
iş geliştirme ve ürün çeşitliliği alanına da
yansıtan Petlas, bu alandaki kararlı ve istikrarlı
yürüyüşüne devam ediyor.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 22
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 23
◆ BİZDEN HABERLER ◆
Bayiden Petlas Tanıtımı
İzmir-Çanakkale karayolu üzerinde Menemen şehir garajı karşısında faaliyet gösteren Kamçıcı
Ticaret’in sahibi Kadri Kamçıcı, senelerdir bayiliğini yaptığı Petlas markalı lastikler hakkında şoför
esnafına bilgi verdi.
memnunuz” diyen Kadri Kamçıcı, markadan aldığı olumlu geri
dönüşlere vurgu yaptı.
Yüzde Yüz Türk Sermayesi Petlas
Bölgedeki bayileri sık sık ziyaret ederek müşterilerin sorunlarını
dinleyip anında çözüm ürettiklerini belirten Petlas Bölge Satış
Temsilcisi Sedat Taşsöken ise, “Petlas, uçaklara lastik üretmek
amacıyla kurulan bir firmaydı. Zaman içerisinde el değiştirdi
ve son olarak 2005 senesinde Abdulkadir Özcan A.Ş. firması
tarafından satın alındı. Son sistem teknoloji ile üretim yapıyoruz ve bu yönde yoğun ar-ge çalışmalarımız da devam etmekte.
Abdulkadir Özcan A.Ş. olarak tamamen müşteri memnuniyeti
odaklı bir hizmet anlayışını benimsiyoruz. Bugün ki tanıtımımızda yüzde yüz Türk sermayesi olan Petlas’ın geldiği konumu arkadaşlarla paylaştık. Bu çalışma imkanını bize sunan Kadri Bey’e
de çok teşekkür ediyorum. Buradan çok verimli işler yaparak
ayrılacağımızı tahmin ediyorum” diye konuştu.
Menemen Şöfor Esnafından Teşekkür
Bilgilendirme ve tanıtımın devamında Kadri Kamçıcı, Sedat
Taşsöken ve Erhan Ay şoför esnafına Petlas lastiklerinin teknik
özellikleri hakkında detaylı bilgi verdiler. Petlas lastik kullanan
araçların lastiklerini kontrol ederek hava basıncı ve diş derinlik
ölçülerine bakan Kamçıcı, Taşsöken ve Ay’a, Menemen şoför
esnafı verdikleri bilgilerden ötürü teşekkür ettiler.
Petlas Bölge Satış Temsilcisi Sedat
Taşsöken: “Petlas, 2005 senesinde
Abdulkadir Özcan A.Ş. firması tarafından
satın alındı. Son sistem teknoloji ile üretim
yaparak müşteri memnuniyeti odaklı bir
hizmet anlayışını markaya aşıladı.”
Konuşmasına Petlas hakkındaki düşünceleriyle başlayan Kamçıcı, “Yıllardır Petlas’ın çeşitli model ve ebatlarını satıyorum. Şu
ana kadar hep olumlu geri dönüşler aldım. Bugün araba yoğunluğunun fazla olduğu Menemen garajında araç sürücülerinin
Petlas lastikleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaları için bir
tanıtım yapacağız. Bu amaçla Petlas Bölge Satış Temsilcimiz Sedat Taşsöken ve Bölge Teknik Temsilcisi Erhan Ay’a Menemen’e
gelerek bizlere katıldığı için çok teşekkür ederek başlamak istiyorum” ifadesini kullandı.
Petlas Bölge Satış Temsilcisi Sedat Taşsöken ile şehir garajında
Petlas lastikleri hakkında verdiği bilgilerle markanın tarihi ve
mevcut konumu hakkında bilinmesi gerekenleri aktaran Kamçıcı, markanın kuruluşundan beri bayisi olduğunu söyledi. “Petlas,
Abdulkadir Özcan A.Ş. firmasına geçmeden önce bayilikten ayrılmıştım. AKO Petlas’ı alınca tekrar markanın bayiliğini aldım.
Şahsım ve satış yaptığım müşteriler olarak Petlas’tan oldukça
Petlas, 14 Mayıs 2011 tarihli Menemen’in Sesi
gazetesinde yer almıştı.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 24
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 25
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 26
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 27
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 28
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 29
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 30
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 31
◆ PORTRE ◆
Şirketleri rakipleri karşısında öne geçirecek, başarıya ulaştıracak
ortak güçler vardır. Temel olarak kalite, standart, ödeme koşulları
ya da satış sonrası hizmet çerçevesinde toplayabileceğimiz bu
‘gizli güçler’ her şirketin kendi kapasitesi doğrultusunda rekabet
kalemleri olarak kullanılır. Hangi sektör olursa olsun tüm bunlar pazarda tercih edilmede önemli rol oynar. Ancak bir de göz
önünde olmayan fakat olmazsa olmaz bazı işler vardır... Altyapı
işlerinden bahsediyoruz. Modern dünyanın süper kahramanları
olan altyapı sektörü temsilcileri, ürün çeşitliliğinin olmadığı,
lakin standartların ve kalitenin belli olduğu gizli bir güç.
DNZ-ENK
İnşaat
Deniz Kızılırmak
DNZ ve ENK İnşaat, Türkiye’de altyapı ve sulama işleri konusunda uzmanlaşmış önemli şirketlerden. Patron koltuğunda sektörün
duayenlerinden Deniz Kızılırmak oturuyor. İşadamı kimliğinin
ötesinde sektörel gelişmeleri de yakından takip eden biri olan Kızılırmak, analizleri ile de sektöre yön veriyor. Altyapı sektöründe
tercih edilme sebeplerini şirketlerin coğrafi koşulları alt edebilme
gücünün belirlediğini söyleyen Kızılırmak, bu noktada makine
parkının önemli bir kalem olduğuna dikkat çekiyor. Sektörde inşaatın genellikle dağlık ve kayalık bölgelerde yapıldığını ifade eden
Kızılırmak, şirketin makina parkında mevcut elliye yakın iş makinesi sayesinde talep önceliğine sahip şirketler arasında geldiklerini
de belirtiyor.
Eski teknoloji ürünü inşaat makineleri ve araçlarını yenileriyle düzenli olarak değiştirdiklerini belirten Kızılırmak, bu noktada makine ve araç performanslarının sürekli en üst seviyede olması gerektiğini söylüyor. Bu olmazsa iş hacimlerinde ve iş bitim sürelerinde
ciddi sapmalar olacağına dikkat çeken Kızılırmak, altyapı sektörü
açısından makine ve araç parkının kusursuz olması gerektiğinin
altını çiziyor. Düzenli bakımların haricinde makine ve araçlara uygun lastiklerin de en iyiler arasından seçilmesi gerektiğini sözlerine
ekleyen Deniz Kızılırmak, bu düşünceden yola çıkarak şirket ola-
rak, Petlas markalı lastikleri tercih ettiklerini dile getiriyor.
DNZ ve ENK İnşaat şirketinin kurucusu Deniz Kızılırmak ile AKO
Haber dergisi olarak, şirket, sektör ve neden Abdulkadir Özcan
A.Ş. ismini tercih ettikleri hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Şirketin tarihçesi hakkında bilgi veriri misiniz?
DNZ İnşaat 02 Mart 1997 yılında Ankara’da kuruldu. İlk günden
beri sulama ve altyapı inşaatı alanlarında faaliyet gösteriyoruz. Bunun yanı sıra ENK İnşaat olarak bir de kardeş firmamız var. Bu
şirket de altyapı ve sulama inşaatları yapıyor. ENK Yapı İnşaat ise
03 Haziran 2002 tarihinde kuruldu.
Neden Petlas ürünlerini tercih ediyorsunuz?
Çünkü bizim sektörümüzde maliyetlerimizi kaliteden ödün vermeden düşürmeli ve mümkün olduğunca da sabit tutmamız
gerekiyor. Bu noktada da araç ve iş makinesi parkurumuzun en
önemli gider kalemlerinin başında lastik geliyor. DNZ ve ENK İnşaat olarak kalitesinden, yüksek performansından, araçlarımızla
uyumundan ve ekonomik yapısından etkilendiğimiz için Petlas’ı
tercih ediyoruz.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 32
yapan sıcaklıktan ödün verip karşısındaki insanı para şeklinde
görmenin âlemi yok. İşte AKO’yu farklı kılan da bu. DNZ ve
ENK İnşaat’ı ve beni sadece müşteri olarak görmüyorlar. Bize
daha ziyade lastik ihtiyacı karşılanması gereken bir dost mantığıyla yaklaşıyorlar. Bu tavrın doğal sonucu da bir süre sonra
satıcı alıcı ilişkisinden çok samimi iki iş insanı şeklinde devam
ediyor. AKO Haber dergisi aracılığıyla da Abdulkadir Özcan
A.Ş. Satış Müdürlerine ve bizimle ilgilenen temsilci arkadaşlara
bize gösterdikleri yakın ilgiden dolayı teşekkür etmek istiyorum.
İnşaatın Yıldızı Parlayacak
DNZ ve ENK İnşaat Şirketi’nin kurucusu Deniz
Kızılırmak, Abdulkadir Özcan A.Ş. ile çalışmaktan
kendileri gibi yüzde yüz yerli sermayeli bir
işletme oldukları için büyük gurur duyduklarını
söylüyor. Ancak AKO’yu tercih etmelerindeki
öncelikli sebebin fabrika tarafından üretilen
lastiklerin tam anlamıyla ihtiyaçlarını
karşılamasında gizli olduğuna dikkat çekiyor.
Abdulkadir Özcan A.Ş. hakkında ne düşünüyorsunuz?
Abdulkadir Özcan A.Ş. çatısı altında birçok yerli ve yabancı
marka mevcut. Kendileriyle yaptığımız uzun soluklu çalışmalarda bize birçok seçenek sunarak makine parkurumuzdaki araçlarımıza yönelik hangi lastiklerin daha uygun olabileceği ile ilgili
tavsiyelerde bulundular. Biz de bir seçim yaptık ve firmamıza
en uygun lastiğin Petlas olduğuna karar verdik. Özellikle Petlas
marka lastiklerin yüzde yüz yerli sermayeli bir şirket olan Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından üretilmesi göğsümüzü kabartıyor.
Biz de bir Türk şirketi olarak elimizden geldiğince yerli şirketlerden alım yapıyoruz. Ancak Petlas’ı tercih etmemizdeki sebep
kesinlikle sadece duygusal yaklaşımımızdan ibaret değil. Bizim
gibi çok miktarda makine ve ağır vasıta ile çalışan şirketlerin
maliyetlerini mümkün olduğunca düşük seviyede tutması şart.
Ucuz diye kalitesiz lastik almak daha pahalıya mal olacağı için
seçimimiz her zaman ‘ekonomik’ olandan yana. Petlas da bizim
için oldukça ekonomik. Lastiklere ödediğimiz paranın tam karşılığını alabiliyoruz. Bu sebeple de seçimimizi Petlas markasının
sahibi ve üreticisi olan Abdulkadir Özcan A.Ş.’den yana kullanıyoruz.
AKO’nun Kamusal İtibarı Yüksek
AKO’nun son dönemdeki atağını değerlendirir misiniz?
Abdulkadir Özcan A.Ş. özellikle yılbaşından beri büyük bir atılıma girdi. Yeni çıkan lastik modelleri ve desenleriyle de şirket,
‘ithal malı daha kalitelidir” öngörüsünü yıkıyor. Televizyon ve
radyo reklamlarında var olması şirketin marka değerine büyük
katkı yapıyor. Profesyonel habercilik anlayışıyla hazırlanan AKO
Haber dergisi kapsamı açısından diğer markaların dergileriyle
kıyaslandığında şirket anlayışının ne kadar profesyonel olduğu
burada da ortaya çıkıyor. Açıkçası Abdulkadir Özcan A.Ş. ile
gerek ürünleri, gerekse yönetim anlayışı ve kamusal itibarı açısından çalışmaktan son derece memnunuz.
Sizinle ilgilenen temsilcilerden memnun musunuz?
Kesinlikle evet. Maddi bir dünyada yaşamamızın bazı sorumlulukları var. Birileri satış yapmalı, birileri de satın almalı. Hayat
bu şekilde dönüyor. Ancak para kazanmak için de insanı insan
Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Önümüzdeki on senede yıldızı parlayacak sektörler arasında
inşaat ve konut sektörü ilk üçe girmiş durumda. Türkiye’nin halen üç milyon adet konuta ihtiyacı var. Diğer yandan alım gücü
artan kesim yatırımlarını gayrimenkule yapıyor. Sonuç olarak
başta konut sektörü olmak üzere genel olarak inşaat sektörü
en parlak dönemlerini yaşayacak. Bu da bir o kadar altyapı ve
sulama kanalları ihtiyacı anlamına geliyor. Çünkü artan nüfus
beraberinde altyapı ihtiyacını da getiriyor.
Sektörün Sorunu Kurumsallaşamamak
Altyapı sektörü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’deki inşaat ve altyapı açığı genel olarak düzensiz kentleşme, hızlı göç ve plansız nüfus artışı sebebiyle oluşuyor. Bu yüzden günümüze değin inşaat sektörü artan talepleri karşılamak
için gereken kalite ve güvenlik standartlarına sadık kalmadılar.
Bu sebeple kötü altyapı projeleri ve kalitesiz inşaatlar ülkemizde
sektörün imajını oldukça kötü etkiledi. Çok şükür son yıllarda
bu durum değişti. İhale kanunun da değişmesiyle artık devlet işi
en ucuz yapana değil kaliteli, nitelikli ve güvenli yapana veriyor.
Hal böyle olunca da sektör kontrollü olarak genişleyerek gelişti.
Kalitesiz ve kötü inşaat yapanlar elendi. Sadece başarılı olanlar
kaldı. Bu da sektörün adını temize çıkardı.
Ülkemizde altyapı sektörünün en büyük sorunu nedir?
Altyapı işleri dünyanın en zor işlerinden biridir. Oldukça zorlu
coğrafi şartlar altında çalışırsınız. Dağın başından sulama kanalları geçirir, en olmayacak yerlere boru döşersiniz. Dolayısıyla bu
iş oldukça maliyetlidir. Yapılan işin göz önünde olmaması ise suistimalleri beraberinde getirebilir. Devletin kontrol mekanizması
da maalesef çok iyi çalışmıyor. Ama bana sorarsanız sektörün en
büyük sorunu, altyapı şirketlerinin kurumsallaşamamış olması.
DNZ ve ENK İnşaat sektörde hangi projelere imza attı?
DNZ ve ENK İnşaat firması alt yapı ve sulama alanlarında faaliyet gösteriyor. Bu alanda Türkiye’nin köklü ve kurumsal şirketlerinden biri. Kaliteyi ve niteliği ön planda tutmamız, kurumsal
yapımız, makine ve araç parkımız ile teknolojiden yoğun bir
şekilde faydalanmamız bizi sektörde farklılaştıran en önemli değerlerimiz. Bu zamana kadar yüzlerce altyapı ve sulama projesi
gerçekleştirdik. Son yaptığımız işler arasında dikkat çekenler İstanbul Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin muhtelif cadde ve sokaklarının yol ve sıcak karışımlı asfalt yapım işi oldu. Aydın Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü’nün verdiği Aydın Ovası sulama kanalı ve
sanat yapılarını inşa ettik. Kütahya merkezindeki Tepeköy bölgesinin sulama tesisi ihtiyacını karşıladık. İzmir şehri ilçelerinden
Dikili Belediyesi’ne ait Deliktaş Göleti sulama inşaatını yaptık.
Yine aynı kente bağlı Bergama Belediyesi’nin Göçbeyli Göleti
sulama ihtiyacını da DNZ ve ENK İnşaat olarak biz karşıladık.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 33
Sertaç Kantarcı - [email protected]
Ferhat Sarıtepe - [email protected]
◆ RÖPORTAJ ◆
Petlas Markası Artık
Otomotiv Servislerinde
Hulki Karagülle, Ankara’nın sözü geçen otomotivcilerinden. Sektöre 1993 yılında Tofaş bayiliği ile
giren Karagülle, üç sene sonra Koç ailesinin de talebiyle Ford bayiliği almış. Sektörün Türkiye’de
atağa kalktığı 90’lı yıllarda paralel bir yükseliş eğilimi gösteren Tan Oto, 1997’de de plazalaşma
sürecine girmiş.
Karagülle iş hayatına, otomotive hiç de uzak
olmayan akaryakıt işiyle giriş yapmış. İlk
başlarda yabancılık çekse de sektörün gelişimine paralel olarak Ankara’da büyümüş.
Şimdilerde onu ve Tan Oto’yu tanımayan
neredeyse yok. Başkentte yüksek adetlerle
sattığı Ford marka araçlarıyla önemli cirolara ulaşmış. Sektörün gelişiminde önemli
adımlar atmış. Şimdilerdeyse plazalarına
koyduğu Petlas standlarıyla çıtasını yükseltiyor. Biz de AKO Haber dergisi olarak Tan
Oto’nun sahibi Hulki Karagülle’nin kapısını
çaldık. Başarısının sırrını, sektörün durumunu ve öngörülerini sorduk.
Karagülle’nin AKO Haber’e verdiği yanıtlar
şöyle;
AKO, Petlas markası ile otomotiv servis
sektörüne yeni bir giriş yaptı, peki sizi
Abdulkadir Özcan A.Ş. ile çalışmaya
teşvik eden ne oldu?
Abdulkadir Özcan A.Ş. ile zaten iki yıldır
çalışıyorduk. Son altı aydır ise ilişkilerimiz
daha da gelişerek yoğunlaştı. AKO yerli sermayeli bir kuruluş. Bizim de yerli kuruluşlara ihtiyacımız var. Para yurt dışına çıkmıyor,
burada kalıyor. Bu da ülke ekonomisine
katkı sağlıyor. Üretimleri de oldukça kaliteli.
Tüm bu şartlar bir araya gelince Abdulkadir Özcan A.Ş.’yi tercih etmemek gibi bir
kararımız olamazdı zaten.
Müşterilerinizden Abdulkadir Özcan A.Ş.
ürünlerine geri dönüşleri değerlendirir
misiniz?
Şuana kadar alıcısıyla buluşturduğumuz
Petlas markalı lastiklerden hiçbir olumsuz
geri dönüş almadık. Hiçbir sorun yaşanmadı. Müşterilerimiz gayet memnunlar. Hatta
ilk başlarda plazamızda Petlas standını görünce müşterilerimiz oldukça şaşırdılar. Ancak tüm ihtiyaçları gibi lastik taleplerinin de
tek bir çatı altında karşılanması fikri onlara
oldukça çekici geldi.
Neden şaşırdılar?
Petlas denilince halkımızın aklına markanın
satıldığı bayiler geliyor. Aslında bu muhteşem bir düşünce olmakla birlikte bu durum
markaya ulaşabilmeyi bayi çerçevesinde
algılattığı için hedefinin daralmasına yol
açıyor. Müşteri odaklı
düşünülünce ise, yeni
nesil müşteri aradığı
markayı her yerde
bulmak istiyor. Söz
konusu lastik olunca
bu beklenti çok daha
geniş bir alana yayılıyor. Tan Oto ve Abdulkadir Özcan A.Ş.
olarak biz de müşterilerin bu beklentilerini
karşılamak
istedik.
Ankara’daki Ford ve
Fiat
plazalarımızda
Petlas’ın stantlarını kurduk. Böylece Ankaralılar Tan Oto’ya geldiklerinde hem bakım
hem onarım hem de lastik ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar.
Hulki Karagülle
ve en kaliteli ara ürünleri kullanıyoruz. Bu
da bize maliyet yükü getirse de Tan Oto’ya
olan güvenin sürmesini sağlıyor.
Ankara Tüketicisi Bilinçli
“Petlas Ezber Bozdu!”
Stantları ilk gördüklerinde halkın tepkisi
ne oldu?
Türkiye’de insanlar Petlas markasını neredeyse her köşe başında görüyorlar. Hal
böyle olunca da lastik ihtiyaçlarını lastikçiden karşılıyorlar. Yani halkımızın lastiği
lastikçiden alma gibi bir alışkanlığı var. Tan
Oto bu kentte gerçekten önemli sayıda
Ford ve Fiat müşterilerine ulaşıyor. Yani
plazalarımız yılın her günü oldukça yoğun.
İnsanların alıştığı bir Tan Oto plazası resmi
var. Bankonun nerede olduğunu, araçların
nerede, hangi sırayla durduğunu ya da satış
ofislerinin yerini biliyorlar. Petlas stantlarını
plazalarımıza koyduğumuzda ilk başta yaşanan şaşkınlık zamanla geçti ve lastiklere
olan talepler yükseldi. Açıkçası Ankaralıların Petlas’ı Tan Oto plazalarında görmeleri
ezber bozmalarına sebep oldu.
Sektörünüzü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim işimiz zor iş. Çünkü yüksek ciroyla çalışıyoruz ve düşük kar paylarıyla operasyon
yürütüyoruz. Yüksek adetli satışlar yapacaksınız ki ayakta kalabilesiniz. Giderlerinizi
de minimum seviyede tutmalısınız. Bu sizi
ayakta tutuyor. “Karlı yapayım, az satayım”
diye bir şey söylerseniz, bu sistemde yok
olup gidersiniz. Tan Oto olarak maliyeti ne
olursa olsun her zaman orijinal yedek parça
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 34
Talepleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seçimlere kadar talepler fena değildi ama
seçimden sonra cari açığın sürüyor olmasından dolayı otomobil satışı biraz durgun
seyrediyor. Ama araç almaya kesin karar
vermiş kesim için sorun yok. Yani Mondeo
müşterisi, Mondeo alacaksa yine alır. Gidip
Fiesta almaz. Ama faizlerin en uygun olduğu ortamı bekler. Özellikle Ankara tüketicisi
oldukça bilinçli. Kredilerde ya da ürünlerde rekabetçi bir fiyat olduğunu ben ilk önce
showroomda görüyorum. Bir bakıyorsunuz
bir anda showroom hareketlenmiş. “Ne
oldu?” diye soruyorum, kampanya başlamış. Ayrıca internet çağındayız. İnsanlar da
hevesli ama bir o kadar da araştırmacı ve
bilinçli olduğu için yakından takip ediyorlar. İnsanların hayatında rakamsal olarak
en önemli mevduatlardan biri konut, diğeri
otomobil. Bu yüzden ikisine karar verirken
çok daha araştırmacı oluyorlar.
Ford ve Fiat grubunu kıyaslarsak,
Ankara’nın tercihi hangi marka?
Ford bu bölgede müşterilerin sevdiği kendini kanıtlamış bir araç. Özellikle Focus ve
Mondeo modelleri müşterilerimizin benimsediği, sevdiği araçlar. Bunlar da zaten satış
adetlerinde görünüyor. Fiat’ın da benzinli
fiyatına dizel kampanyası çok tuttu. Bu arada bizim sektörde kampanyalar oldukça
önemli. Bir kelime bile insanları bir anda
mağazaya çekmeye yeterli oluyor.
“Satış Sonrası Servis Sigortamız”
Kriz dönemlerinde satışlar düştüğünde
ayakta kalmak zor olsa gerek…
Evet. Ancak servis hizmetlerimiz bizim satış sonrası sigortamızdır. Kriz zamanlarında
araç satışları düştüğünde servis hizmetlerimizle ayakta kalırız. Bu dönemlerde firmaların maliyetlerini düşürmeleri gerekir.
Ancak bu durum bizim gibi kalite standartlarına sahip servislerde oldukça zor hale
geliyor. Çünkü Ford müşterileri her ne ko-
faizleri yükseltmek oluyor. Bizim ürünlerde direk kredilere bağlı olduğu için artan faizler
otomatikman bizim işlerimizi düşürecek. Ama Ford ve Fiat Ankaralıların vazgeçemediği
iki marka. Tan Oto’da otomotiv denilince alıcının aklına gelen ilk birkaç adresten. Bu sebeple bu şehirde her geçen gün gelişeceğimize inanıyorum.
Hem Servis Hem de Lastik Satışı
Servis hizmetlerinde en önemli kalemlerinden biri de lastik satışı. Bu konuyla ilgili ne
düşünüyorsunuz?
Yurtdışında araçların lastik değişiminin yüzde 90’ı yetkili servislerde gerçekleşiyor. Bizim
ülkemizde ise halen lastiği lastikçiden almak gibi bir eğilim var. Bu da yavaş yavaş kırılıyor
açıkçası. Önümüzdeki yıllarda lastik değişiminin yetkili servislerde de artacağına inanıyorum. Burada Petlas’ın önemi daha da artıyor. Çünkü Petlas bu ülkenin malı. Yurdun yabancı sermaye değmeden üretilen nadir ürünlerden.
“Çünkü Türkiye’nin Lastiği”
Neden Fiat ve Ford showroomlarınıza
Petlas standı koydunuz?
Otomobil servislerinde araç satışı, bakım,
onarım ve son zamanlarda filo kiralama oldukça yaygınlaştı. Hemen hemen tüm markaların servislerinde bu hizmetler veriliyor.
Bunlar arasında odaklandığımız konu ise
servis. Az önce belirttiğim gibi sektörümüzde satış sonrası servis bizim sigortamız.
Neden Petlas’ı seçtiniz?
Çünkü Petlas bu ülkenin, tamamı kendine
ait nadir değerlerinden ve arkasında Abdulkadir Özcan A.Ş. var. Bu öyle bir isim
ki otomotiv ve lastik sektöründe tam anlamıyla bir mihenk taşı. Özellikle markanın
Tan Oto kurucusu Hulki Karagülle, Abdulkadir Özcan A.Ş.
AKO’ya geçmesiyle kendilerini sektöre bir
tarafından üretilen Petlas marka lastiklerin satışını da yapacak.
kez daha kanıtladılar. Tam anlamıyla olduOtomotiv plazalarına koyduğu stantlarla lastikleri sergileyen
ğu yerde duran bir dev olan Petlas’ı uyanKaragülle, batıda yaygın olarak gerçekleştirilen lastiğin araç
dırdılar. Son zamanlarda reklam ve dergiyle
servisinden alınması anlayışını ülkemizde de yaygınlaştırıyor.
destekledikleri Petlas’ın marka bilinirliği oldukça arttı. Lastiklerin kalitesi, yol tutuşu,
şulda olursa olsun araçlarını bize getirdik- araçla uyumu, uzun ömrü ve ekonomik yapısı bize cazip geldi. Biz de bu sebepleri göz
lerinde olabilecek en ekonomik bedellerle önünde bulundurarak showroomlarımızda Petlas satmaya karar verdik.
araçlarının alıştıkları kalitede kendilerine
teslim edileceğini bilir. Bu sebeple de bizHem Patron Hem Binici
ler maliyetlerimizi düşürmek için kaliteden
taviz veremiyoruz. Tabi ki doğru olanı yapı- Tan Oto sahibi Hulki Karagülle işadamı kimliğinin yanı sıra sporcu yapısıyla da tanınıyor.
yoruz. Çünkü uzun vadede Ankaralılar Tan Profesyonel olarak at binen Karagülle, bu alanda onlarca birincilik sahibi. Karagülle biniOto’yu tercih etmekten asla vazgeçmiyor- ciliğin kendisini hem fiziksel hem de ruhsal olarak rahatlattığını söylüyor. Aralarında Cumlar. Tıpkı Petlas’ta olduğu gibi bu kentte bir hurbaşkanlığı ve Başbakanlık Kupaları’nın olduğu onlarca birinciliğe sahip olan Karagülle
müşteri sadakati yarattık. Nasıl lastik alıcısı için at yaşamının ayrılmaz bir parçası…
başka onlarca marka olsa da gelip tercihini Petlas’tan yana kullanıyorsa, Ankara’da Biniciliğin iş hayatına ne gibi faydaları var?
Ford alacak müşteriler de Tan Oto’yu ter- Ata binmek size daha sabırlı olmayı öğretiyor. Mesela büyük yarış koşuyorsun, başarmak
cih ediyor. İşte bu yüzden plazalarımızda ve kazanmak istiyorsun ama olmuyor. Olmayınca da hırstan, “Olmazsa olmaz” demek yePetlas standı koymamızın ‘iki marka’ şirket rine işe aynı şekilde, aynı hırsla devam ediyorsun. Ayrıca hırsın kendinizi yiyip bitirmemesi
açısından getirisi büyük.
gerektiğini de orada görüyorsunuz. Bunu da iş hayatınıza yansıtıyorsunuz.
İstikrarda Sorun Yok,
Cari Açığa Dikkat
Siyasi istikrar iş dünyasını muhakkak etkiliyor, siz ne düşünüyorsunuz?
İstikrarda bir sorun yok da en büyük sorun
cari açık. Cari açık olunca da hükümet talebi kesmek isteyecek. Kesmenin yolu da
İki Canlının Yaptığı Tek Spor
Binicilik, iki canlının yaptığı tek spor. Yüksek bir engele gidiyorsunuz; eğer birbirinizden
korkarsanız ne siz ne de at o engeli geçmeyi başaramaz. O yüzden binicilikte çok büyük
bir etkileşim var. Yüzde yüz uyum yaşıyorsunuz. Uyum varsa başarı da geliyor ama uyum
yoksa başarılı olmanız mümkün değil. İş hayatında da bunun faydalarını muhakkak görüyorum.
Sertaç Kantarcı - [email protected]
Ferhat Sarıtepe - [email protected]
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 35
◆ AKO ◆
AKO
Lastik Kaplama
Lastik üretimi ile Türkiye’nin sanayi markası
halini alan Abdulkadir Özcan, Ako Lastik Kaplama A.Ş şirketi ile lastik kaplama sektöründe de
ciddi bir geçmişe ve geniş bir vizyona sahip.
Lastik kaplama denildiğinde bu sektör dışında olan insanların
aklına çok fazla şey gelmez ancak sektör içinde bu iş ile uğraşan
herkes, Ako Lastik Kaplama ismini defalarca duymuştur.
Sektördeki haklı itibarını 1970 senesinde yeni lastik ticareti ile
işe başlayarak kazanan AKO, 1993 senesine gelindiğinde bu
itibarı, Ankara’da faaliyet göstermeye başlayan 3000 m2 kapalı
alana sahip bir fabrikayla perçinlemiştir. 1993 senesinde kamyon grubu soğuk sistem kaplaması ardından iş makinesi soğuk
sistem kaplanmasına geçilmesi ile faaliyet alanlarına bir yenisini
daha eklemiştir.
2010 senesine kadar soğuk sistem lastik kaplama faaliyetleri için
hammadde ve yarı mamul ihtiyaçlarını dışarıdan temin eden,
Ako Lastik Kaplama A.Ş. Contra markası ve Petlas’ın üretici ve
teknik gücü ile beraber bu alanda üretici olmaya da karar vermiştir.
Ako Lastik Kaplama A.Ş, 2011 senesinin üçüncü çeyreğinden
itibaren ise CONTRA ‘Yeni Nesil soğuk sistem lastik kaplama’
markası ile yoluna devam etme kararı alarak pazara iddialı bir
giriş yapma çalışmalarını sürdürmekte olup soğuk sistem lastik
kaplama sırtlarını bu marka altında üretmeye başlayacaktır. Sadece ülkemizin değil dünyanın da sayılı tesislerinden biri halini
alan Ako Lastik Kaplama A.Ş, bugüne kadar Türkiye genelinde
yedi şubesi, geniş teknik donanımlı bayi ağı ve 85 tır’ı ile ülkenin
81 iline hizmet vermektedir.
Kamyon ve iş makinesi lastiklerinin kullanıcıların çalışma alanı standartlarına göre Orbit veya Soğuk sistem kaplama üretim
prosesiyle 63” janta kadar üretim yapabilen fabrika, çalışma
standartlarında da global bir anlayışı benimsiyor.
Çevre Dostu Kaplama
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerde hızla artan araç ve lastik sayısı göz önünde bulundurulacak olursa lastik
kaplamanın önemi daha fazla ortaya çıkmaktadır.
Bir kamyon lastiğinde 50’den fazla ham madde, 10’dan fazla
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 36
karışımın olduğu ve ömrünü tamamladığında yaklaşık 60 kg.
civarında bir atık halini aldığı düşünülecek olursa, lastik geri
kazanımının ne kadar zor olduğu bu sebeple doğa ve çevrenin
tahribatına da yol açtığı açıkça görünmektedir.
Bu nedenledir ki, artık gelişmiş ülkelerde soğuk sistem lastik
kaplaması, sosyal bir kültür olarak kabul edilmekte.
Bu anlayış çerçevesinde maximum özeni gösteren AKO Lastik
Kaplama A.Ş, enerji ve yer altı zenginliklerinin korunması ve
tasarrufu, zararlı toksin içeren maddelerin daha az tüketilmesine yönelik bilincini lastik kaplama standartlarıyla birleştirerek
bu konuda gösterilmesi gereken duyarlılığında öncülüğünü yapmaktadır.
Soğuk sistem lastik kaplama ile ilgili daha detaylı bilgi edinmek
isteyen okuyucularımız, www.akolastikkaplama.com.tr sitesinden bizlere ulaşabilirler.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 37
◆ HİZMET ◆
Yeni Satış Kanalları
İletişim çağında artık istediğiniz bilgiye en kısa yoldan ve kolaylıkla ulaşabilmek mümkün. Bu
sebeple, artık tüm tanınmış lastik markaları ve bu markalara bağlı servisler, kendileri ile ilgili tanıtımlarını ve yeni çıkan ürünlerine yönelik haberlerini, internet kanalı aracılığı da sürdürmekteler.
İnternet üzerinden ürün satışına yönelik faaliyetler ise bu markaların tabelalı noktaları aracılığı ile
gerçekleştirilmekte.
İnternet günümüzde, pek çok sektör için olduğu gibi otomotiv
sektörü için de iyi, kaliteli, lastik ve ürünlerini sorunsuz alabileceğiniz yerler olarak görünüyor. Hatta internet sitelerinin tercih
edilmesindeki bir diğer sebep, tüketicinin yaptığı alışverişin kapıya kadar getirilmesi kolaylığı olarak da görülmekte.
Bu görüş doğrultusunda Abdulkadir Özcan A.Ş., çatısı altındaki
bütün markalar da rakipleri gibi elbette ki teknolojinin imkanlarından faydalanmakta. Yurdun dört bir yanındaki bayilerinin siteleri ve kullandıkları geniş internet ağı sayesinde site üzerinden
lastik ve jant satışını etkin bir şekilde yürüten firmalardan biri.
Esasen, ticaret yapan herkes mevcut maliyetlerin artması, vergilerin çokluğu, ürünlerin talepten çok daha fazla olması gibi
sebeplerden pazarlama ve satış işlemlerini yeni satış sistemleri
ve teknolojisi üzerinden devam ettirmekte.
Alışverişin yanı sıra bilgilendirmenin de yapıldığı bu sitelerde,
lastik ve jant hakkında doğru bilinen yanlışlar düzeltilirken hangi
arabaya hangi lastiğin ya da jantın daha uygun olabileceği bilgisi de paylaşılmakta ve müşteriye sanal ortamda arabasına en
yakışan jantı seçme imkanı da sunulmakta. Ayrıca müşterinin
pazara yeni çıkarılan bir ürün ile ilgili bilgi sahibi olma şansı da
bu siteler aracılığıyla daha hızlı gerçekleşmekte.
Bilgi Kirliliği
İnternette çok fazla alternatif olması bir yönden iyi fakat birçok
yönden de kötü olabiliyor, tanınmamış ya da hakkında çok şey
bilmediğiniz bir siteden alışveriş yaparken kredi kartınızın kopyalanmasından tutun da siparişini vermiş olduğunuz ürünün elinize geçmeme olasılığına kadar birçok sıkıntı yaşanabiliyor. Bu
durumdan yararlanan siteler o kadar fazla ki internette oluşan
bilgi kirliliğine katkı yapmaktan öteye gitmiyorlar.
Bu gibi durumlarda müşteri, internet satışlarına güvenmeyip
web sitesindeki çağrı merkezini arayıp bilgi aldıktan sonra satış
Abdulkadir Özcan A.Ş., yurdun dört bir
yanındaki bayilerinin siteleri ve kullandıkları
geniş internet ağı sayesinde; site üzerinden
lastik ve jant satışını etkin bir şekilde yürüten
firmalardan biri.
işlemini gerçekleştiriyor. Artık bu konuda da bilinçlenen tüketici, bu gibi site dolandırıcılıklarının önüne geçebilmek adına
bilindik sitelerden alışveriş etmenin en doğru seçim olduğuna
inanıyor.
Ülkemizde, tüketicilerin araçlarıyla ilgili hizmet alabilecekleri
noktalarda tarihsel olarak bir ayrışma söz konusudur. Otomotiv
satış sonrası hizmet sektöründe yetkili servis, özel servis, oto tamircisi, lastikçi, jantçı, akücü, yedek parçacı gibi birbirinden ayrı
olan pek çok farklı türde hizmet noktası bugün tüketicilere ihtiyaç duydukları hizmetleri sunmak için faaliyet göstermektedir.
Fakat giderek hızlanan bir çağda aslında tek bir araçla ilgili olan
çeşitli hizmetleri böylesine farklı noktalardan almak giderek pratik olmaktan uzaklaşmaya başlamıştır. Bu bağlamda hızlı lastik
hizmeti veren lastik firmalarına bağlı birkaç firma dışında bu
alanda açılan işletmelerin sayısı gün geçtikçe artmakta. Birçok
servis artık sadece bakım ve onarımın dışında sürücüler için
tüm hızlı servis ihtiyaçlarını aynı çatı altında toplayan bir anlayışı benimsiyorlar.
Bu ihtiyacı fark eden ve otomotiv satış sonrası piyasasında müşterilerine daha geniş yelpazede ürün ve hizmet sunmak isteyen
Abdulkadir Özcan A.Ş., tüm bu hizmetlerin tek bir noktadan
karşılanabileceği Çarçabuk Servis konseptini yaratmıştır. Bu
konsept dahilinde müşterilerin birçok ihtiyacını tek elden karşılayan servis, binek, hafif ticari, kamyon ve otobüsler için lastik
jant ve akü satışı, lastik sökme, takma, rot balans ayarı, yağ değişimi ile genel bakım da yapmaktadır.
Hızlı servis anlayışı içerisinde yer alan arabalarının bakımı için
görüş ve öneriler, araç bakımına dair detaylı raporlama ve bilgilendirme müşterilerin bu sistemi tercih etmelerine sadece birer
örnek oluşturmakta.
Giderek yaygınlaşan ve her geçen gün yenilenen pazar anlayışında, pazarlama ve satış sisteminin kendisi artık teknolojinin
edinimleri ile birlikte varlığını devam ettiriyor. Firmalar bu edinimler çerçevesinde internet satışı, hızlı servis anlayışı ve servis
ekipmanları yanında lastik satışı da yaparak sistemin gelişmesine
ve ilerlemesine katkı sağlıyorlar.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 38
Hüma Şahin - [email protected]
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 39
◆ DİSTRİBÜTÖRLERİMİZ ◆
Petlas İzi Srilanka Adası’nda
Abdulkadir Özcan A.Ş. tarafından üretilen Petlas lastikleri, yurt içindeki yollarda olduğu kadar yurt
dışındaki yollarda da ses getirmeye devam ediyor. Yüzde yüz yerli sermaye ile ürettiği lastikleri dünyanın dört bir yanına ihraç eden Abdulkadir Özcan A.Ş., Petlas markasının yurt dışındaki markalaşma sürecine katkıda bulunan distribütörlerine yenilerini eklemeye devam ediyor.
Dünyada 5 kıta ve 90 ülkeye yaptığı ihracatla sektördeki duruşundan taviz vermeyen Petlas, İş makinası ve zirai lastik üretiminin de yapıldığı Srilanka’da bulunan distribütörü Triumph Expolink Trading (LLC) ile yaklaşık iki yıl önce başlayan yolculuğuna
emin adımlarla devam ediyor. Gün geçtikçe daha sağlam temellere oturan birliktelik, Srilanka’da, Petlas lastiğinin markalaşma
sürecini de hızlandırmakta.
Srilanka’da Türk lastiği dendiğinde akla gelen tek markanın Petlas olmasını bu anlayışa dayandıran firma, markanın
Srilanka’daki bilinirliğini, temsil kabiliyeti ile en üst seviyeye
çıkararak taçlandırıyor. Triupmh firması, ülkesindeki bu ivmeyi
gün geçtikçe daha da yukarılara taşımak adına Petlas markasına yaptığı yatırımlarına her geçen gün daha fazlasını ekleyerek
yoluna devam ediyor.
diğer şehirlerden gelen bayilerin yüzünde Petlas’la çalışmanın
verdiği gurur kaldı. Gezinin kendilerine kattığı enerji ve rahatlıkla hep beraber marka için daha verimli çalışacaklarını sözlerine
ekleyen bayiler memnuniyetlerini, Petlas Lastikleri ülke distribütörü Triumph’e teşekkürlerini sunarak ifade ettiler.
Biz de Abdulkadir Özcan A.Ş. ailesi olarak gelecekte Petlas’ı çok
daha iyi yerlere taşıyacak olan Triumph Expolink’e, markamıza
yaptıkları yatırım ve markalaşma sürecimize olan katkılarından
dolayı teşekkürlerimizi sunarız.
Distribütörden, Bayilerine Dubai Gezisi
Firma, markayı daha da yukarılara taşımalarına katkı sağlayan
bütün Petlas bayilerine, moral ve motivasyonlarını en üst seviyelere taşımak adına geçtiğimiz günlerde Dubai’ye bir gezi düzenledi. Düzenlenen gezi ile keyifli vakit geçiren Srilanka Petlas
satıcıları, Dubai çöllerinde develere binerek ve 4x4’lerle kum
tepelerinde off-road yaparak bütün bir yılın yorgunluğunu üzerlerinden attılar.
Bu keyifli geziden geriye kalan karelerde, Başkent Colombo ve
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 40
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 41
◆ BİZDEN HABERLER ◆
Çalışma
Arkadaşlarımızdan
Haberler
Türkiye’nin en büyük lastik firmalarından Abdulkadir Özcan A.Ş. , büyüme hızını gün geçtikçe ilerletirken istihdam sayısını da arttırmaya devam ediyor.
Abdülkadir Özcan A.Ş.’nin istikrarlı büyümesinde hiç kuşku yok ki en büyük
katkılardan birisi çalışanların...
Her geçen gün yenilenen kadrosuyla
emin adımlarla ilerleyen lastik lideri Abdülkadir Özcan A.Ş.’ye yeni katılan arkadaşlarımıza bir göz atalım...
4 Mayıs’ta işe başlayan Serhat Köstekli,
Abdülkadir Özcan A.Ş. ‘nin merkezinde,
personel müdürlüğü bölümünde inşaat
mühendisi olarak görev yapıyor. Köstekli 1976 doğumlu. Jant bölümünde de
yeni bir çalışanımız var. İlkay Erköy 1983
doğumlu. Erköy, Abdülkadir Özcan
A.Ş.’nin fatura- irsaliye görevinde.
AKO Gençlerle Daha da Büyüyor
Abdülkadir Özcan A.Ş.’nin İzmir Şubesi
gençleşiyor. İzmir merkezde santral operatörü olarak göreve başlayan Neslişah
Baydi, 1990 doğumlu. 1987 doğumlu
Mustafa Dal da akühane bölümünde
göreve başladı. Her geçen gün gençlerle işbirliğini arttıran Abdülkadir Özcan
A.Ş.’de Dal, AKO’nun merkez binasında
şoför olarak görev yapıyor. Başka bir genç
arkadaşımız da perakende satış bölümünde. Merkez binasında 9 Haziran tarihinde işe başlayan Uğur Fatih Meteriz satış
temsilcisi olarak görev yapıyor. 1982 doğumlu Erhan Yılmaz ise İstanbul Anadolu
Yakası şubesinde jant temsilcisi olarak 26
Mayıs tarihinde aramıza katıldı.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 42
18 Haziran’da göreve başlayan Akın Süngütay, personel müdürlüğü bölümünde
güvenlik görevlisi olarak başladı. Süngütay 1969 doğumlu. 2 Haziran tarihinde işe başlayan Gönül Dede ise İstanbul
Anadolu Yakası Şubesi’nde aşçı olarak en
güzel yemekleri çalışanlar için sunacak.
Evlenen Arkadaşlarımız
Abdülkadir Özcan A.Ş. en değerli arkadaşları bünyesine katarken diğer yandan
da mevcut kadrodaki çalışanlarını evlendirmeye devam ediyor. Evliliğe ilk adımı
atan, Petlas ihracat ekibinden Cem Çölkesen ve Arif Oluş Dayan arkadaşlarımıza
biz de AKO Haber dergisi olarak mutluluklar diliyoruz.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 43
◆ GEZİ ◆
Dinginliğin Adresi
Balıkesir
Marmara ve Ege Denizi’ne kıyısı olan, Türkiye’nin en çok adasını bünyesinde barındıran, tarihi, kültürel ve doğal güzellikleriyle gerçek bir turizm cennetidir Balıkesir.
Ephesos’nun ünlü Artemis Tapınağı’nın
sütunlarında ve Halikarnessosos Satrapı
Mousolos’ un sarayında kullanılmaktadır.
Ayrıca Roma İmparatorluğu’nun mermer ihtiyacını karşılamada Prokonnessos
önemli bir rol oynamıştır.
Ayvalık
Kaz Dağı
Temiz deniz suyunun kumlu plajlara
kavuştuğu, parlak yeşil renkli zeytinliklerle sarılmış koyları, irili ufaklı adaları,
dünyada oksijenin en çok bulunduğu
Homeros’un destanındaki İda Dağı, insanlara binlerce yıldır şifa dağıtan termal
kaynakları ile Balıkesir, ülkemizde turizmin ilk başladığı yerlerdendir.
Marmara ve Ege Denizi’ ne kıyıları olması
nedeniyle Balıkesir zengin bir potansiyele sahiptir. Ege kıyılarında (Cunda Adası,
Sarımsaklı) – Burhaniye (Ören) – Edremit
(Akçay, Altınoluk ), Marmara kıyılarında
ise Gönen (Denizkent) Bandırma, Erdek
ve Marmara (Avşa, Türkeli) turizme hareketlilik kazandıran yörelerdir.
Görülmesi Gereken Yerler
Antik Kentler
Daskyleion – Bandırma
Bandırma – Aksakal Beldesi, Ergili Köyü
sınırları içerisinde Manyas Gölü kıyısında
yer alan bu antik yerleşimin, arkeolojik
bulgulardan M.Ö. 7 yy’da iskan gördüğü
anlaşılmaktadır. Akhamenid Krallığının
satraplığından biri olan Daskyleion Satraplığı, Trakya, Boğazlar, Marmara Denizi
Propontis ve Küçük
Frigya bölgelerinin
hem
kontrolünü
hem de siyasi ve
ekonomik idaresini
elinde tutma yetkisine sahipti. Satraplık
merkezi olmadan önce de jeopolitik konumundan dolayı Lydia Krallığının da bu
bölgedeki yayılımı sırasında önem verdiği
bir kaleydi. Şehrin yanında soylulara ait
anıt mezarlardan olan Kösem Tuğ, Aksakal ve Eşen tümülüsleri ile M.Ö. 5. ve 4.
yy’a ait yazılı belgeler önemli buluntulardır..
Prokonnessos – Marmara Adası
Marmara Adası’nın kuzeyinde Saraylar Köyü çevresinde bulunan antik mermer
ocakları ile ünlü bu şehirde
antik çağdan günümüze kadar mermerin hammadde
olarak çıkarıldığı görülür.
M.Ö. 844 yıllarında Prokonnessos Miletos’un bir kolonisi olarak kurulmuş yüzyıllar boyunca mermeri ile
ün kazanmıştır. Prokonnessos mermeri M.Ö. 4.yy’da
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 44
Adramytteion -Eski Edremit
Bilinen kaynaklara göre kent, Lidya Kralı Alyattes’in oğlu Adramys ( M.Ö. 6. yy)
tarafından Mysialılar’a (Balıkesirlilere)
karşı bir kale olarak Eunos’un güneyinde
bir tepe üzerine kurulmuştur (Bugünkü
Ören Mahallesi).
Antik kaynaklarda
Adramytteion sadece bir şehir değil
aynı zamanda bir
bölge adı olarak
da
anılmaktadır.
Bu duruma göre
Adramytteion bölgesi Gargara’dan
(Küçükkuyu) başlayarak Pyrrha (Gömeç sınırları içinde kalan Karaburun)’a
kadar bir coğrafi bölgedir. Bu bölge Edremit ilçesi kıyı kesimi ile Burhaniye ilçesinin tümünü içine almaktadır. Bölge
içinde Adramytteion dışında başka kentler bulunduğu da belirtilmektedir. Klasik
dönemde yerli halkın yanısıra bölgenin
Lydia’lılar, Aeoller ve bir süre için Kimmerler tarafından iskan edildiği bilinmektedir. Bölge M.Ö. 422’de bir süre Perslerin
de denetiminde kalmıştır.
Cunda
Edremit - Derman Kaplıcası
Edremit ilçesine 3,5 km uzaklıkta olan
kaplıca tesisinde 21 adet küvetli odada
banyo imkanı mevcuttur. Kaplıca suyu
çeşitli kadın hastalıklarına, romatizmaya
ve içilmek suretiyle böbrek taşı rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.
Bandırma
Plajlar
Akçay
Edremit’e 10 km uzaklıktadır. Sahil şeridi
olup, kısmen çakıllıdır. Her yerinden fışkıran tatlı , soğuk suları ve artezyenleri ile
ünlüdür.
Altınoluk
Edremit’e 28 km mesafededir. Oksijen deposu özelliğini taşıyan yörede
çok sayıda konaklama tesisi ve eğlence mekanları bulunmaktadır.
Marmara Adası
Gezi Yerleri
Sütüven
Körfezi’nde yer alır. Eski adı Arktonnesos olan Kapıdağ yarımadası ile kuzey ve
batı çevresindeki Marmara, Paşalimanı,
Türkeli(Avşa), Ekinlik adalarından oluşmaktadır. Erdek, antik kentleri, açık hava
müzesi, temiz denizi ve kumsalı ile güzel
bir turizm merkezidir.
Helenistik dönemde de önemli bir kent
olan Adramytteion’un adı Makedonyalı
yöneticilerin mücadelesinde de karşımıza
çıkmaktadır. Krallıklar döneminde Bergama Krallığı için önem taşıyan bölgenin
Roma için de önemi büyüktür. Roma idaresinde Asya Eyaletine bağlı önemli yargı merkezlerinden biri olmuştur. Bugün
antik kentle ilgili bilimsel kazılar Ören
Mahallesi’nde sürmektedir.
İlçeler
Ayvalık
Balıkesir’in ilçesi olan Ayvalık, temiz deniz suyu ve plajıyla, yeşil zeytinliklerle sarılmış güzel kıyılarıyla, tarihi ve arkeolojik
değerleri barındıran bir tatil merkezidir.
Erdek
Balıkesir ilinin ilçesi olan Erdek, Marmara Bölgesi’nin Marmara Denizi’ne doğru
uzanan Kapıdağ Yarımadası’nda Erdek
Edremit
Balıkesir ilinin ilçesi olan Edremit temiz
denizi ve plajları tarihi ve arkeolojik eserleri ile bir turizm merkezidir.
Kaplıcalar
Edremit - Güre Kaplıcası
Edremit’e 12 km, Akçay’a ise 3 km uzaklıktaki kaplıca sağlık ve dinlenme yeridir.
Kaplıcanın orijinal bölümlerinde ilkçağ
Roma hamamı özelliklerini taşıdığı görülmektedir. Suyun sıcaklığı 64C olup, romatizma, kadın hastalıkları, cilt hastalıkları,
guatr, kireçlenme, sedef, böbrek taşı ve
kumları ile karciğer hastalıklarına iyi gelmektedir. Konaklama imkanı vardır.
Bostancı - Entur Kaplıcaları
Burhaniye’nin Edremit çıkışında ve
Burhaniye’ye 10 km uzaklıkta son derece
modern tesislerdendir. Ortalama 51derece sıcaklıktaki yıkanma suyu romatizma,
siyatik, lumbago ve kadın hastalıklarına
iyi gelmektedir. Burhaniye-Edremit yol
ayrımında olduğundan ulaşım kolaydır.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 45
Pınarbaşı
Güre Köyü sınırları içinde Akçay’a
6 km mesafede bir piknik yeridir.
Yamaçtan akan bol ve buz gibi su
yaz aylarında serinlemek için ideal
bir köşedir. Orman Müdürlüğü’nce
işletilmektedir. Ayrıca piknik alanı
içerisinde Alabalık üretilen bir çiftlik
bulunmaktadır.
Şahinderesi
Kazdağları’nın Altınoluk bölgesi eteğinde
bulunmaktadır. Altınoluk’u tepeden görür.Temiz kaynak suları olan bol ağaçlı bir
piknik yeridir. Ayrıca bir konaklama tesisi
ve restoranı bulunmaktadır.
Hasanboğuldu
Sütüven piknik alanından sonra derenin
karşı tarafındaki patika yolu izleyerek 1
km sonra ulaşılır. Bir şelalesi ve içinde pek
çok balığın bulunduğu gölcükten oluşur.
Ne Yenir?
İlin höşmerim tatlısı ve Susurluk ayranı
meşhurdur.
Ne Alınır?
İlin höşmerim tatlısı, kolonyaları, Yağcı
Bedir halısı alışverişte alınması önerilen
özgün ürünlerdir.
Yapmadan Dönme
• Şeytan Sofrasında günbatımını izlemeden,
• Cunda Adası’nda balık yemeden
• İlçe plajlarında denize girmeden,
• Kaplıcalarından yararlanmadan,
• Höşmerim tatlısı yemeden, Susurluk ayranı içmeden,
• Kolonya ve Sındırgı’dan Yağcı Bedir halısı almadan dönmeyin.
◆ BESLENME ◆
İş Hayatında
Beslenme Becerisi
Yapılan çalışmalar, yoğun çalışan, yüksek kilolu, diyabetli ya da kalp
hastalığı olan bireylerin yorgunluk düzeylerinin arttığı, konsantrasyon ve iş verimliliklerinde düşme görüldüğünü saptamıştır. Bu da
bize ünlü filozof Eflatun’un bir sözünü hatırlatıyor: “İnsanoğlu önce
para kazanmak için sağlığını harcar, sonra da yitirdiği sağlığını geri
kazanmak için parasını…”.
Yöneticiler olarak belki de kabul etmemiz gereken bir gerçek var ki o da: “Onlarca hatta
yüzlerce kişi ve projeyi yönetebilirken ve de onlarca projeye yüksek yatırımlar yaparken,
sağlığımızı korumak adına kendimize yapmamız gereken en önemli yatırımı hep erteliyor ve de gelecekteki kaliteli yaşantımızın bir gereği olan “sağlıklı ve dengeli beslenmeyi”
bir yaşam tarzı haline getiremiyoruz. Kısacası bu anlamda kendimizi yönetmekte son
derece yetersiz kalıyoruz.
Yoğun toplantılar, iş seyahatleri, ertelenemeyecek raporlamalar ve önemli gündem maddeleri derken tüm bu işlerin yürüyebilmesi için gerekli olan en önemli şeyi unutuyoruz
aslında; kendimizi. Akşama kadar kahvaltı dahil atlanmış öğünler, sürekli kahve içilerek
geçirilmiş bir gün, dengesiz bir akşam yemeği ve bu şekilde kendini tekrar eden günler...
Oysaki yöneticilerin, şirket, dünya ekonomisi ve bazen ülke geleceği için çok hızlı ve
hayati kararlar almak zorunda kaldığı, yeni fikirler, açılımlar ve şirketin uzun ömrlülüğü
için öncelikli olarak kendisi adına sağlıklı bir yaşam biçimi edinmesi gerekmekte. Bunun
içinse sağlıklı ve dengeli beslenmesi…
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 46
Uzman Diyetisyen
Banu Topalakçı
Bu nedenledir ki; iş dünyasında aktif rol
alan çoğu kişinin ve özellikle yöneticilerin
yetkinlik sözlüğünde olması gereken yeni
bir yetkinlik terimi de: “Beslenme Becerisi”
Yöneticinin, proaktif olmak, hızlı ve doğru
karar alabilmek, kriz yönetmek, problem
çözmek gibi yetkinliklerini efektif olarak
yönetebilmesi, ancak sağlıklı bir beden ve
ruh hali içinde mümkün olabilecektir. Dolayısıyla “beslenme becerisi” ve “beslenme
yönetimi” yöneticinin tüm yetkinliklerini
daha etkin kullanabilmesi için sahip olması gereken en önemli yetkinliğidir aslında.
me, fiziksel aktivite azlığı, az su tüketimi yorgunluğa ve baş ağrısana yol açan en önemli
nedenlerdendir. Doğru beslenmeye teşvik edilen çalışanların yorgunluk düzeylerinde
azalma olduğu yapılan çalışmalarca saptanmıştır.
Bütün bunlardan dolayı “Beslenme Becerisi” yetkinliği gereği, yeterli ve dengeli beslenmeyi kahvaltıdan başlayarak doğru seçimlerle uyku saatine kadar taşıyabilmek çok
önemli bir performans kriteridir. Bu anlamda ise prensipte yapılabilecek temel ilkeleri
aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
Yoğun toplantılarda taze
domates suyu tüketimi ile hem
çalışanlarınız hem de kendiniz
için sağlıklı ve zihin açıcı bir
toplantı içeceği alternatifi
oluşturabilirsiniz. Hatta yanına
bir miktar badem ya da ceviz
ilavesi ile toplantıyı çok daha
verimli hale dönüştürebilirsiniz.
• Kahvaltı yapma alışkanlığını yaşam felsefesi haline getiriniz; protein ve karbonhidrattan dengeli bir kahvaltı örüntüsü ile güne daha zinde başlayabilir,
öğleden sonra oluşabilecek yorgunluk hissini azaltabilirsiniz.
• Daha fazla hareket ediniz,
• Su içmeyi unutmayınız, masanızda size ait bir su şişesi bulundurarak günlük
su tüketimini arttırınız. Uzun süre susuz kalmak konsantrasyon bozukluğu ve
baş ağrısı yaratacaktır,
• Günde 3-4 fincandan fazla kahve tüketmeyiniz (tansiyon hastaları ise günde en
fazla bir fincan içmeli), açık çay veya bitki çaylarına ağırlık veriniz.
• Öğün atlamayınız. Uzun toplantılarda toplantı öncesinde en azından süt ve muz
gibi pratik bir atıştırma yapabilirsiniz,
• Öğün aralarında mutlaka ufak tüketimleriniz olmasını sağlayınız (Süt, sütlü kahve, 1 porsiyon kuru meyve, yoğurt, 10 adete kadar badem, 1 – 2 adet taze meyve,
ayran, kefir vb.) Yoğurt ve süt sanılanın aksine uyku hissi vermeyeceği gibi, bir süre
sonra tam tersi performans arttırıcı etki göstercektir.
• Yemek yemeyi ya da su içmeyi unutmamak adına uyarıcı mesaj içerikleri ile telefonunuz ya da bilgisayarınızdan destek alınız,
• Haftada bir iki kez mutlaka ızgara ya da buğulama balık tüketiniz. Balık içerdiği yağ
asidi sayesinde konsantrasyonu arttırıcı ve stresi azaltıcı etki göstermektedir.
• Yoğun toplantılarda taze domates suyu tüketimi ile hem çalışanlarınız hem de kendiniz için sağlıklı ve zihin açıcı bir toplantı içeceği alternatifi oluşturabilirsiniz. Hatta
yanına bir miktar badem ya da ceviz ilavesi ile toplantıyı çok daha verimli hale dönüştürebilirsiniz.
• Diyelim ki dışarda yemektesiniz. Yemeğe mutlaka sıcak ve bol limonlu bir çorba
ile başlayınız (kremasız olanları tercih etmek doğru olacaktır). Ardından bol miktarda
salata ve ızgara et tercih edebilirsiniz. Yemeğinizin yanında bir iki kadeh şarap ya da
bir iki duble rakı alabilirsiniz (haftalık sıklığı 1 ila 2’yi geçmemelidir.) Yemek uzun bir
toplantıya dönüşürse maden suyu ile devam edebilir ya da meyve tercih edebilirsiniz.
Sağlıklı, mutlu ve enerjik bir lider; sağlıklı,
mutlu ve geleceği olan bir şirket demektir aynı zamanda. Liderin ve yöneticinin,
çalışanlarının sağlığından ve kendi sağlığından birinci derecede sorumlu olduğu
ve bu anlamda yapacağı her türlü yatırımın, şirketin ve ülkesinin hatta dünyanın
geleceği için de sağlıklı bir yatırım olduğu
unutulmamalıdır.
Unutulmamalıdır ki;
• Beslenme ve yaşam tarzı, bağışıklık sistemi ve beden sağlığını doğrudan etkilemektedir.
• Yapılan bir araştırmaya göre soğuk algınlığına bağlı üretkenlik kaybının getirdiği ekstra maliyet ortalama 25 milyon
dolar civarındadır. (USA, Bramley et al,
2002).
• Dengeli ve sağlıklı beslenme bağışıklık
sistemini güçlendirir. Enfeksiyonların şiddet ve süresini azaltır.
• Çalışanların sağlığını geliştirmek verimliliği arttıran en önemli etkendir.
• Kötü uyku, stres, hastalık, hastalık kaygısı, şişmanlık, dengesiz ve yetersiz beslen-
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 47
◆ SAĞLIK ◆
Güneş ve
Cilt Sağlığımız
Güneş yararlıdır ve gereklidir; dünyamızın ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlar, dünyayı ısıtır, doğal hayatın devamı için vazgeçilmezdir.
Bazı cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Güneş zararlıdır;
Derinin erken yaşlanmasına, kırışıklıklara ve lekelenmelere yol
açar. Deri kanserlerinin büyük bir kısmı derinin güneş gören yerlerinde ortaya çıkar, bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara yada, kimi
zaman tatilimizi bize zehir eden güneş yanıklarına neden olur.
Bazı cilt hastalıklarının ortaya çıkmasına da sebeb olabilir.
Yirminci yüzyılın özellikle ikinci yarısında güneşle ilgili bilgi ve gözlemlerimizin artması
bu yarar zarar dengesini hassas bir noktaya getirmiştir. Bir yandan global turizmdeki
hızlı artış, insanların dış ortamlarda daha çok vakit geçirmesi, bronz tenin bir sağlık ve
güzellik belirtisi olarak kabul edilmesi, diğer yandan güneşin insan sağlığına olumsuz
etkilerine işaret eden kanıtların gün geçtikçe artması günlük hayatta nasıl davranmamız gerektiği konusunda bazı soru işaretlerinin oluşmasına neden olmuştur.
UV (ultraviyole ) nedir?
Güneş enerjisi dünyamıza elekromanyetik ışın demetleri şeklinde ulaşır, bu ışınlar görülebilen (gün ışığı) ve görülemeyen (ultraviyole-UV) olarak adlandırılır. UV ışınları
dalga boylarına göre Ultraviyole-A (UVA), ultraviyole-B (UVB) ve ultraviyole-C (UVC)
olarak üçe ayrılır. UVC ışınları atmosferi geçemediği için yeryüzüne ulaşamaz, bizler
günlük hayatımızda sadece UVA ve UVB’ye maruz kalırız.
Bir reklamda bu ışınlardan birinin zararsız olduğunu öğrenmiştim bu doğru mu?
Zararsız güneş ışını diye birşey olmadığı gibi güvenli güneşlenme diye bir kavram da
tıp otoritelerince kabul edilmemektedir.
Güneşlendiğim zaman kendimi daha genç, sağlıklı ve çekici hissediyorum bunun
zararı nedir?
Güneş ışınlarının ve bronzlaşmanın insanlara sağlık, güzellik ve gençlik duygusu verdi-
Amerikan Hastanesi
Dermatoloji Bölümü
Dr. Halil Bayazıt
ği bilinen bir gerçektir. Güneş ışınlarının
zararlı etkileri erken ve geç ortaya çıkan
zararlı etkiler olarak ikiye ayrılabilir, eğer
erken (ani) zararlı etkileri ile karşı karşıya kalmazsanız güneşlenmekten böyle
bir fayda görmeniz doğaldır ancak güneş
ışınlarının önemli zararları zamanla birikerek ortaya çıkar.
Güneş ışınlarının erken dönem zararlı etkilerini kısaca şöyle sıralayabiliriz
1-Güneş yanıkları:Özellikle açık tenli kişilerin uzun süre güneş ışınlarına maruz
kalmasını takip eden 12-48 saat içinde
ortaya çıkan ağrı, sızı ciltte kızarıklık ve
su toplaması ile kendini belli eden geçici
bir hastalıktır. Hastalık şiddetli olduğunda
baş dönmesi, tansiyon düşüklüğü, ateş,
bulantı-kusma gibi genel belirtiler (Güneş
çarpması olarak bilinir) ortaya çıkabilir ve
bu durum acil müdahale gerektirebilir.
2-Güneş ışınlarına bağlı gelişen alerjiler:
Bazı kişiler güneş ışınlarına maruz kaldıklarında çok kısa süre içinde (bu bazen
5-10 dakika bile olabilir) yada birkaç gün
sonra ciltte kızartı, kabartı ve kaşıntılar
yada lekelerle kendini belli eden belirtiler
verebilir.
Deri yüzeyine sürülen kozmetik yada tıbbi ürünler yada bazı ilaçlar (doğum kantrol hapları, bazı psikiyatrik ilaçlar, bazı
tansiyon yada romatizma ilaçları) bu durumun ortaya çıkmasını arttırabilir yada
sebep olabilir.
Güneş ışınlarının geç dönem zararlı etkileri ise günümüzde Dünya Sağlık Örgütü
(WHO) ve tıp otoritelerince daha önemli
bir toplum sağlığı problemi olarak kabul
edilmektedir. Güneş ışınlarının geç dö-
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 48
nem etkilerini kısaca şöyle sıralayabiliriz.
1-Derinin erken yaşlanması: Kırışıklıklar,
güneş lekeleri, derinin kuru, sert ve kaba
bir görünüm alması, özellikle yüz ve el
sırtında sert ince kabuklu deri lekelerinin
gelişmesi erken deri yaşlanmasının habercileridir. Bu leke ve kabuklu gelişimlerin aktinik keratoz olarak adlandırılan ve
kansere dönüşme riski taşıyan belirtiler
olabileceği unutulmamalıdır.
2-Deri kanserleri: Güneş ışınlarının özellikle açık tenli, açık renkli gözlü, sarışın/kızıl saçlı kişilerde deri kanseri oluşma
riskini çok arttırdığı bilinmektedir. Bilinen
deri kanserlerinin çok büyük bir kısmı vücudumuzun güneş ışınlarına fazla maruz
kalan kısımlarında oluşmaktadır.
Solaryum salonlarında kullanılan ışınlar
da zararlı mıdır?
Günümüzde birçok solaryum cihazı yapay ultraviyole-A ışını kullanır. Ultraviole
A ışınlarının da erken cilt yaşlanması ve
deri kanserlerine neden olduğu bilinmektedir.Günümüzde dermatologlar solaryum cihazlarının kullanımını kesinlikle
tavsiye etmemektedir.
Güneş doğanın ve hayatımızın doğal bir
parçası ondan kaçınmak veya korunmak nasıl mümkün olabilir?
Güneşten korunma kavramı son 20-30
yılda hayatımıza girmiş bir kavramdır ve
sınırları henüz netlik kazanmamıştır ancak bugün için bilinen ve uygulamada
fayda sağladığı tespit edilen bazı pratik
önlemler ve kurallar vardır.
4-Giyisiler, güneş gözlükleri şemsiye veya tente güneş ışınlarının önemli kısmını engelleyebilir.
5-Açık tenli, açık renkli gözlü, kızıl/-sarı saçlı kişiler koyu tenli kişilere göre, bebek ve
çocuklar erişkinlere göre güneş ışınlarına daha az dayanıklıdırlar.
6-Güneşten koruyucu ürünler ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerini önemli ölçüde
engelleyebilir.
Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak istiyorum ama bu okuduklarımın uygulaması nasıl olacak?
Buraya kadar okuduklarınız ultraviyole ışınlarından neden korunmanız gerektiği konusunda size geçerli nedenler sunmayı amaçlıyordu, yapılan geniş çaplı araştırma ve deneyler kişilerin akılcı ve inandırıcı nedenler olmaksızın uyguladıkları güneşten korunma yöntemlerinin kalıcı olamadığını, bir süre sonra kişilerin bu kuralları uygulamayı
herhangi bir sebebten bıraktığını göstermektedir. Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden
korunma çocukluk çağından başlayan ve hayat boyunca devam eden bir uygulama
olmalıdır, buna kısaca davranışları kalıcı alışkanlıklara dönüştürmek diyebiliriz.
Şimdi alışkanlığa
dönüşmesini istediğimiz bu davranışları kısaca gözden geçirelim.
1-Açık
alanda
kalmanız gerekiyorsa
(spor
aktiviteleri, plajhavuz aktiviteleri,
iş nedeniyle veya
gezinti-piknik vs
sırasında) daima
gölge arayın ve
gölgede kalmaya
çalışın.
2-Geniş kenarlıklı şapka ve ultraviyole ışınlarını yansıtan gözlük kullanın.
3-Sıkı dokunmuş kumaşlardan üretilmiş koyu renkli giysileri tercih edin.
1-Güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşma şekli ve şiddeti coğrafi bölgelere,
mevsimlere ve günün saatlerine göre
farklılık gösterir;coğrafi olarak ekvatora yaklaştıkça güneş ışınlarının şiddeti
artar (Türkiye’de İsveç’ten Antalya’da
İstanbul’dan daha şiddetli güneş ışınlarına maruz kalırız). İlkbahar ve yaz aylarında güneş ışınlarının şiddeti artar. Öğlen
saatlerinde sabah ve akşam üzerine oranla daha şiddetli güneş ışınlarına maruz
kalırız. Yüksek rakımlarda güneş ışınlarının size ulaşmak için katedeceği mesafe
azalacağından şiddeti de daha fazla olacaktır.
2-Güneş ışınlarının önemli zararları direkt olarak gökyüzünden gelen ışınlarla
olmakla birlikte bu ışınların kar, kum ve
su yüzeyinden yansıyabileceği ve bunun
da zararlı etkilere yol açabileceği unutulmamalıdır.
3- Güneşte kalma süreniz alacağınız ışının
dozunu da belirler.
4-Dış ortamda geçireceğiniz zamanın mümkünse sabah 10 ile öğleden sonra 4 arasında olmamasına özen gösterin.
5-Güneşte kalacağınız zaman cildinizin açıkta kalan tüm alanlarına güneşten koruyucu
krem veya losyonları sürün. Güneşten koruyucu ürünler içerdikleri kimyasal maddeler
yoluyla derimize ulaşan ultraviyole ışınlarını emerek yada yansıtarak derinin alt tabakalarına geçişlerini engellerler.Bu ürünlerin üzerindeki numaralar güneşten korunma
faktörü (SPF) olarak bilinirler ve ultraviyale-B ışınlarını engelleme kapasitelerini belirtir. Günlük aktivitelerde faktör 15-20 yeterli olabilir ancak deniz kenarında geçirilen
bir günde en az 30 faktörlü bir ürün kullanmalısınız. Açık tenli kişiler koyu tenli kişilere
göre çocuk ve bebekler ise büyüklere göre daha yüksek koruma faktörüne ihtiyaç
duyarlar. Bu ürünlerin etkileri sürüldükten en az 15-30 dakika sonra başlar dolayısıyla
güneşe çıkmadan kabaca yarım saat önce sürülmeleri gerekir. Terleme, suyla temas
(yüzme-yıkanma) ve havlu ile kurulanmayla etkileri kaybolabileceğinden gün içinde
ihtiyaç duydukça birkaç saatte bir tekrar sürülmeleri gerekir. Son yıllarda bu ürünlere
UV-A’dan da koruyan yeni kimyasal ajanlar eklenmistir ancak bunların kalıcılık süreleri
daha kısa olduğundan daha sık sürülmeleri gerekir.
6-Çocukları ve bebekleri mutlaka yüksek koruma faktörlü (enaz SPF 30) ürünlerle koruyun ve öğlen saatlerinde başka aktiviteler yaratarak güneşte kalmalarını engelleyin.
7-Güneşten korunma spor, havuz/deniz aktiviteleri yada gezmekten vazgeçmek anlamına gelmemeli, aksine gerekli önlemleri alarak bu aktiviteleri sağlıklı bir şekilde ve
güvenle doya doya yaşayabilmemize yardımcı olmalıdır.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 49
◆ OTO KIYASLAMA ◆
‘Gerçek Haylaz Hangisi?’
Juke & Countryman
Her şey gibi tüketicilerin talepleri de değişim gösteriyor. Geçmişte alışılmış sedan ve hatchback modeller dışındaki modellere burun kıvıran Türk tüketicisi son yıllarda farklı segmentleri de tercih eder
hale geldi. Özellikle popüler bir sınıfta yerden yüksek model yaratmak sektörde tutan formüllerden
birisi.
Biz de bir SUV kadar yerden yüksek, fakat neredeyse B segmenti
araçlar kadar hacme sahip iki modeli karşı karşıya getirdik. Mini
Crossover diye adlandırabileceğimiz segmentin ilk temsilcileri
olan Nissan Juke ve MINI Cooper Countryman, otomobilleri
ile hayat tarzlarını yansıtan insanlara hitap ediyorlar. MINI Countryman, MINI Cooper’ın bir kasa seçeneği olarak karşımıza
çıkarken Juke tamamen yeni bir otomobil. Nissan Juke karşılaştırmamıza 1.6 litre 4x2 CVT şanzımanlı versiyonu ile katılınca,
karşısında MINI Cooper Countryman’in 1,6 litre otomatik şanzımanlı versiyonunu buldu.
Tasarım
MINI Cooper Countryman’de alıştığımız MINI çizgileri devam
ediyor. Sanki Cooper’ın yükseltilmiş versiyonu gibi. Nissan Juke
ise hiçbir aracı andırmayan çok özgün bir tasarıma sahip. Ön
tasarımlara baktığımızda Countryman şehre yakışan bir tasarıma sahipken, Juke şehirden kaçmaya çalışıyor gibi görünüyor.
Bu etkinin en temel nedeni MINI’de kullanılan krom kaplamalı
kısımlar. İki aracı yan yana koyduğumuzda Juke’un çok daha
büyük görünmesinin sebebi tamamen tasarımla alakalı. Juke,
Countryman’den sadece 3.8 cm uzun. Yükseklikleri ise hemen
hemen eşit, araçlardan Juke sadece 4 mm daha yüksek. Ancak
iki aracı kafa kafaya verdiğimizde Juke sürücüsünün, Countryman sürücüsüne yukarıdan baktığını söylemeliyiz. MINI’nin
boyut avantajı genişlik kriterinde ortaya çıkıyor. Countryman,
rakibinden 2.4 cm daha geniş. Dört kapıya sahip MINI’ye karşı
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 50
rakibinden daha küçük arka kapılara sahip Juke, kapı kollarını
da gizleyerek ortadan kaybolmaya çalışıyor.
Arka kısımda MINI’nin düz yapılı bagaj kapağı ve plaka etrafındaki krom kaplama dikkat çekerken, Juke’un süprizleri burada
da devam ediyor. Eğimli tavan yapısı ve bumerang tasarımlı stop
lambaları MINI’den çok daha cesur. Countryman’in bagajının
MINI logosuna bastırılarak açılması akılda kalan tek özelliği.
İç mekan
İç mekanlara geçildiğinde bir yanda klasik MINI tasarımı, diğer
yanda ise hiç karşılaşmadığımız bir iç görünüm bizleri bekliyor.
Countryman’in iç mekanında siyah ağırlığı yüzünden bir miktar
karamsar hava hakim. Şükür ki MINI’nin büyük camları ve cam
tavanı bu havayı bir nebze dağıtıyor. Bir MINI klasiği olan şalter düğmeler ve ortaya konumlandırılmış büyük hız göstergesi
kullanışlılık anlamında sınıfta kalıyor. Aracın ses sistemi kontrol
butonları da küçük olmaları sebebiyle zor kullanılıyor. Koltukların arasına yerleştirilmiş ray sistemine bardaklık, gözlük kabı gibi
platformlar yerleştirilip istenilen kısma kaydırılabiliyor. Countryman içerisindeki kalite ise Juke’dan çok üst seviyede. İşçilik
sorunu bulmak neredeyse imkansız. Nissan Juke’un iç mekanı
MINI’den çok daha farklı bir karakterde. Test aracımızdaki kır-
mızı siyah renk kombinasyonu araç içerine spor bir hava katıyor.
Sert plastik malzemelerin kullanıldığı iç mekanda dokunmatik
ekranlı ses sistemi ve Nissan Dinamik Kontrol Sistemi (NDCS)
dikkat çekiyor. D-MODE tuşuna basmanızla birlikte, klima kontrol butonlarının yerini sürüş modunu ayarlayan NDSC sistemi
alıyor. Aracın gaz ve direksiyon tepkilerinin yanında şanzımanın
karakterini de değiştirebildiğiniz sistem üzerinde G kuvvetini
görsel olarak gösteren bir grafik de bulunuyor.
İki aracın sürüş pozisyonları birbirinden oldukça farklı. Countryman sürücüsü alıştığımız MINI sürüş pozisyonunda iken, Juke’a
geçtiğiniz zaman daha yüksekte oturuyorsunuz. MINI kullanıcısı
daha alçakta oturmasına rağmen daha iyi görüş açılarına sahip.
Nissan Juke’da ciddi bir geri görüş problemi var. Ancak test aracımızdaki ses sistemi ile birlikte geri görüş kamerası sunuluyordu ve bu problem bir nebze giderilebiliyor.
Motor
Her iki test aracımızda da 1.6 litrelik atmosferik motorlar görev
yapıyordu. Birbirine yakın güçlerdeki motorlardan MINI kaputunun altında görev yapan motor biraz daha canlı yapısıyla dikkatimizi çekti. 6000 d/d’de 122 hp üreten motor, 4250 d/d’da
160 Nm tork çıkışına sahip. Gücünü ön tekerlere iletmek için 6
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 51
Mini Countryman
Nissan Juke
kademeli otomatik şanzıman kullanan MINI, başarılı vites geçişleriyle göz dolduruyor.
Nissan Juke’un kalbinde görev yapan 1.6 litrelik motor maksimum gücü 117 hp’yi 6000 d/d’de, 158 Nm’lik tork 4000 d/d’da
üretiliyor. Araç içerisindeki NDCS sistemi sayesinde üç farklı karaktere bürünebilen motorun spor moddaki tepkileri yeterince
iyi. Hareketi yola aktarmak için MINI’den daha farklı bir vites
kutusu kullanan Juke, CVT teknolojisinden faydalanıyor. Vites
geçişlerini neredeyse hissettirmeyen sürekli değişken şanzıman,
tıpkı rakibi gibi 6 kademeli.
1340 kg ağırlığındaki MINI Cooper Countryman, rakibi Juke’dan
86 kg daha ağır olmasına rağmen 100 km/s hıza ulaşmak için 1
saniye daha az süreye ihtiyaç duyuyor. Countryman’in 10.5 saniyelik hızlanmasına karşılık, Juke 11.5 saniyede 100 km/s hıza
ulaşabiliyor. Testimiz süresince konuklarımızın yakıt tüketimleri
birbirine yakın değerlerde oldu. MINI Countryman’in 8.9 lt/100
km ortalama yakıt tükettiği parkurda Nissan Juke’un tüketim
değeri 8.7 lt/100 km olarak ölçüldü.
Yol tutuş
Countryman sürücüsü kendisini normal bir Cooper’ın direksiyonunda olmaktan çok farklı hissetmiyor. Countryman’in direksiyonu çok net ve küçük kardeşindeki karting hissini devam ettiriyor. Tabi bu etkide motorun gaz tepkilerinin de etkisi büyük.
Sert yapılı direksiyon, sürücünün her hareketini anında yola
aktarmasına izin veriyor ve başarılı frenleri sürücüsüne büyük
bir güven duygusu aşılıyor.
Juke koltuğuna geçtiğimizde ilk dikkatimizi çeken
Countryman’den çok daha yukarıda kalan oturma pozisyonu
oluyor. Trafiğe yukarıdan bakmak pek çok kişinin aradığı bir
özellik. Sport moduna alındığında Juke direksiyonu hassas bir
yapıya kavuşsa da MINI kadar iyi yönlendirme sağlayamıyor.
Countryman’in viraj performansı rakibinin çok ötesinde. Juke
kolaylıkla önden kayma yaşayabilirken, Countryman bu tepkiyi
çok zor veriyor. Her iki test aracımızda da ESP sistemi yer alıyordu ancak Juke’un ESP ışığının daha sık yandığını belirtmeliyiz.
Konfor
Nissan Juke’un dış boyutları daha büyük olmasına rağmen içeriye göz attığınızda MINI’nin üstünlüğü göze çarpıyor. Juke, tasarımı dolayısıyla arka tarafta sınırlı baş mesafesi sunarken, diz mesafesi de Countryman karşısında geride kalıyor. Countryman’in
arka koltuklarına geçtiğimizde ise bir MINI’de bu ferahlığı bulmanın şaşkınlığını yaşıyorsunuz.
Juke’dan daha büyük camlar ve sunroof opsiyonu sayesinde
aracın içi çok ferah. Rahat rahat oturmamızın en büyük sebeplerinden biri de test aracımızda arka koltukların ayrı ayrı olmasıydı. Bu yapı aracın beş kişilik özelliğini kaybettirse de MINI’de
dört kişinin çok rahat yolculuk yapabilmesini sağlıyor. Bu iki koltuğun arasından bagajı görmek ise hoşumuza gitmeyen noktalardan oldu. Buraya ayırıcı bir parça konulmalıydı.
Juke’un dış boyutları bagaj hacminde de öne geçmesini sağlayamıyor. Countryman’in kaydırılabilir arka koltukları en arkada
iken bile 350 litre bagaj hacmi sunuluyor. Diz mesafesinden feragat ettiğiniz zaman ise hacim 450 litreye ulaşıyor. Juke’da ise
koltukların kaydırma özelliği maalesef bulunmuyor ve bagajın
hacmi 251 litre.
Test araçlarımızın her ikisinde de en çok duyulan ses motorlarının gürültüsüydü. Sürat arttıkça bu sese rüzgar sesi de eşlik
etmeye başlıyor.
Countryman test aracımız, 18 inçlik jantları ve rakibinden daha
sert süspansiyon yapısı nedeniyle bozuk yollarda Juke’dan daha
fazla sarsıntı yapıyordu. Juke’un orta sertlikteki süspansiyon
sistemi, yol tutuştan çok konfor sağlamaya yönelik geliştirilmiş.
Ayrıca MINI’den daha başarılı olan yaklaşma ve uzaklaşma açısı
sayesinde ufak tefek engelleri aşmak çok kolay. Bu sayede ufak
kır gezintilerinizde Juke sizi yarı yolda bırakmıyor.
Güvenlik
MINI Countryman, EuroNcap çarpışma testinden elde ettiği 5
yıldız ile güvenliğini kanıtladı. Nissan Juke ise geçtiğimiz günlerde katıldığı testten 5 yıldız alarak güvenli bir otomobil olduğunu
gösterdi.
Sonuç
Pek çok okuyucumuzun bu testte neden ‘fiyat’ kategorisinde
değerlendirme yapmadığımızı merak ettiğini tahmin ediyoruz.
Ancak MINI Countryman’in ve Nissan Juke’un taşıdığı fiyat etiketleri arasında Contryman aleyhine ciddi farklılık bulunuyordu.
Karşılaştırmamızda bu kriteri göz önüne alsaydık daha baştan
Juke’un üstünlüğünü kabul etmemiz gerekiyordu. Fiyat kriteri
göz ardı edildiğinde karşılaştırma sonucuna göre Juke ipi küçük bir farkla göğüslemeyi bildi. Eğer siz de Juke’un tasarımını
sevenlerdenseniz ve yerden yüksekte kendinizi güvenli hissediyorsanız hemen gidin ve bu modeli satın alın. Aklınız karşılaştırmamızın diğer üyesinde kalmasın. Ancak Juke’a bir türlü
alışamadıysanız ve bütçeniz elveriyorsa MINI Countryman sizi
memnun edecektir. Hele MINI markasına tutku düzeyinde bağlıysanız ödediğiniz paranın karşılığını alacaksınız. Fakat standart
binek modellerle aynı yükseklikte gitmeyi kabul etmeniz şart.
Tulu Darıcan - Selim Erkek
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 52
◆ BANKACI GÖZÜYLE ◆
3B - BBB
“Ben Bir Bakayım”
3B, yani BBB nedir? 3B, BBB, birinden bir şey istediğinizde size verilebilecek bir cevap türüdür. “Şirketinizin elektrik işlerini yapmak
istiyoruz. Size teklifimizi sunabilmek için bize bu konuda bilgi
verebilir misiniz?”. “Derneğimizin düzenlediği balo için size dört
adet balo bileti gönderebilir miyiz?”. “Bize ödemeniz gereken 10
bin TL var. Bu cuma günü ödeyebilir misiniz?”. “Bize verdiğiniz çek
karşılıksız çıktı. Çek bedelini ödeyebilir misiniz?”. Yukarıdakilere
benzer sorulara verilebilecek açık ve net iki çeşit cevap olabilir. Ya
“Evet”, ya da “Hayır”. Evet veya hayır yerine, size aşağıdaki cevap
verilirse, bu cevabı, “3B”, “BBB” cevabı diye değerlendirin.
“Ben bir bakayım” cevabı çoğu kez kaçamak bir cevap türüdür. “Ben bir bakayım”
cevap verenin bazen düşünmek ve araştırmak için zaman kazanmak için söylediği bir cümle olabildiği gibi, çoğu zaman
da “Hayır” demeden “Hayır” demenin bir
başka ifade tarzıdır.
Gençler için oluşturduğum bir web sitesine banner reklamı almak için geçtiğimiz
hafta büyük bir GSM operatörü şirketinin Kurumsal İletişim Müdürünü aradım.
Sağlanacak gelir ile üniversitede okuyan
gençlerimize burs vermek için çaba sarfediyorum. Konuyu ona anlattım. “Bülent
Bey, ben bir bakayım” dedi. 3B cevabını
alınca ondan geri dönüşü beklemek yerine başka bir şirketle konuşmam gerektiğini anladım.
Aynı hafta büyük bir bankanın genel
müdür yardımcısı ile bir toplantım oldu.
Projemi ona da anlattım. Toplantımız sürerken proje ile ilgisi olacak müdürünü
telefonla benim yanımdan aradı. “Bülent
Bey ile bir proje konuşuyoruz. Proje bize
çok uygun. Kendisiyle temas kurup projeyi nasıl uygulayabiliriz diye değerlendirebilirseniz sevinirim” dedi.
İşte “Ben bir bakayım” cevabı vermek
yerine, bu iş yapılabilir mi diye pozitif dü-
Bülent Şenver
Eski Pamukbank Genel Müdürü
şünen bir banka genel müdürünün tavrı
dedim. O da bana “Bülent Bey, ben bir
bakayım” diyebilirdi. Ama demedi. Onun
yerine konu ile ilgili müdürünü benim
yanımdan arayarak konuyu incelemesi
için ona görev verdi. Pozitif yaklaşım ve
anında aksiyon başlatan bir yönetim tavrı
sergiledi.
Belki, genel müdürün görev verdiği müdür, birkaç gün sonra bana geri dönecek
ve “Bülent bey, kusura bakmayın bütçemiz yetmediği için size yardımcı olamayacağız” diyecektir. Durum sonunda
olumsuz olsa dahi beni başından savmak,
oyalamak için “Ben bir bakayım” demek
yerine, genel müdürün konuya ilgi göstermesi aramızdaki pozitif ilişkileri daha
da perçinlemiş oldu.
İş hayatında aksiyona yönelik, iş bitirici
cevaplar ile iş olsun diye verilen oyalama cevapları ayrıt etmek, teşhis etmek
önemlidir. İş olsun diye verilen oyalama
cevapların peşine düşüp onlara bel bağlamayın. Zamanınızı boşa harcamış olursunuz. İş bitirici, aksiyon dolu cevapların
peşinden koşun. Bu tür cevapları takip
edin. Böyle cevaplar verebilecek kişiler
ile iş yapmaya çalışın.
Size soru sorulduğunda ise sakın iş olsun
diye oyalama cevapları vermeyin. Karşınızdaki insanları yanıltmayın. Onları
oyalamayın. Onların zamanlarını boşa
harcamalarına neden olmayın. Siz aksiyona yönelik, iş bitirici cevaplar veren bir
insan, aranan, beğenilen ve takdir edilen
bir yönetici olun…
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 53
◆ GEZİ ◆
Türk Motiflerine Yolculuk
Ankara Vakıf Eserleri Müzesi
Ankara’da Opera binasının karşısında yer alan Ankara Vakıf Eserleri Müzesi, 1928- 1941 yılları arasında Hukuk Mektebi olarak kullanılıyordu. 2004 yılına kadar Ankara Müftülüğü tarafından kullanılan bina, 2007 yılında Ankara Vakıf Eserleri Müzesi olarak faaliyete geçti.
Müze Tarihi
Öğrenim Vakıf Kız Öğrenci Yurdu olarak
hizmet görmüş daha sonra üst katları
Ankara Müftülüğü tarafından kiralanmış,
bodrum katı ise Vakıflar Genel Müdürlüğünce halka hizmet veren Aşevi olarak
kullanılmıştır.
İlk Hukuk Mektebi olarak bilinen bina,
Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi eseridir. Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi, 20.
yüzyıl başlarında II. Meşrutiyetin ilanı ile
başlayıp cumhuriyetin ilanı ile gelişerek
1930’larda sona eren bir dönemi yansıtmaktadır. Bu anlayışta yapılan Ankara
Eski Hukuk Mektebi Binası da geleneksel
süsleme ve mimari elemanların kullanılmadığı oldukça sade cephelere sahip
olan erken örneklerden biridir.
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra başkent Ankara’nın imarı için büyük çaba
sarf eden Vakıflar Genel Müdürlüğü (Evkaf Umum Müdürlüğü) tarafından 1927
yılının sonlarında bugünkü Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın (o zamanki Hariciye
Vekâleti) kuzeyinde büyük bir ilkokulun
yapımına başlanmış ancak 1928 yılı sonlarında bu yapı Hukuk Mektebine tahsis
edilmiştir.
1928–1941 yılları arasında Hukuk Mektebi olarak kullanılan bina bir süre Ankara Kız Sanat Mektebi ve Ankara Yüksek
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 54
2004 yılına kadar Ankara Müftülüğü
tarafından kullanılan yapı, Nisan 2004
tarihinde boşaltılmış ve Vakıflar Genel
Müdürlüğü tarafından müze amaçlı kullanılmak üzere restorasyonu yapılarak Ankara Vakıf Eserleri Müzesi olarak ziyarete
açılmıştır.
Müzede Neler Var?
Ankara Vakıf Eserleri Müzesinde; yıllardır
Vakıflar Genel Müdürlüğü depolarında
muhafaza edilmiş Türkiye’nin bütün yörelerinden toplanmış halı ve kilim örnek-
kanlığı müzelerinde emaneten bekletilen birçok
vakıf kültür varlığı da bu
sergilenen eserler arasında yerini alıyor.
leri, şamdanlar, Kur’an-ı Kerimler, padişah vakfiyeleri, saatler,
hat levhalarının yanı sıra Ahi Evran Camii’nin 13. yüzyıla ait
ahşap pencere kanatları ile vaaz kürsüleri, çini panolar, para
keseleri, Kâbe örtüleri ve Sivas-Divriği Ulu Camii’ne ait kapı
kanatları, ahşap paneller, Vakıflar Genel Müdürlüğünde kullanılmış fotoğraf makineleri, cam filimler ve aksesuarları her
türlü teknolojik imkanların yardımıyla sergileniyor.
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından cumhuriyetin ilk yıllarında bir eğitim yapısı olarak inşa edilen binanın bugün müze
olarak kültürel amaçla kullanılması hem bu tarihi yapının korunması ve yaşatılması hem de Ankara’nın yeni bir müzeye kavuşması açısından geçmişte olduğu gibi günümüzde de Vakıflar
Genel Müdürlüğü’nün yaptığı çok önemli bir çalışma olarak
görülüyor.
Bu müzeler sayesinde yıllardır depolarda biriken eski eser vasfı
kazanmış teberrukat eşyalarının müze kurulacak iller bazında
tespit ve tasnifi yapılarak eserlerin daha sağlıklı ortamlarda sergilenmesi sağlanıyor. Bunların yanı sıra Kültür ve Turizm Ba-
2004 yılına kadar Ankara
Müftülüğü tarafından
kullanılan yapı, Nisan 2004
tarihinde boşaltılmış ve
Vakıflar Genel Müdürlüğü
tarafından Müze amaçlı
kullanılmak üzere
restorasyonu yapılarak
Ankara Vakıf Eserleri
Müzesi olarak ziyarete
açılmıştır.
Vakıflar
Genel
Müdürlüğü’nün
kültür
hizmetleri kapsamında
sürdürdüğü
müzecilik
çalışmalarının en önemli amacı ise yüzyıllardır
dünyaya örnek olmuş
“Vakıf Medeniyeti” ruhunun
canlandırılmasına
katkıda bulunmak, geçmişle gelecek arasında
köprünün imarında bu
yüzyılın payına düşen
rolünü eksiksiz yapmak
ve müzecilikte sürekliliği
sağlayarak gelecek nesillere aktarmak.
Müzedeki Etkinlikler
Ankara Vakıf Eserleri Müzesi henüz çok yeni bir
müze olmasına rağmen
eğitime yönelik faaliyetlerine ilk günden başlamış.
Bu kapsamda ilköğretim
ve lise düzeyinde öğrenciler okulları aracılığıyla
randevu sistemiyle yaklaşık 40’ar kişilik gruplar
halinde alınıp müze gezdiriliyor ve seminer odasında Vakıflar
Genel Müdürlüğü’nün faaliyetleri müzeyi tanıtan kısa bir sunum
izlettirilerek müzeden uğurlanıyor.
Bunun yanı sıra Çağdaş Dram Derneği müzede gerek büyükler
gerekse değişik yaş gruplarındaki çocuklara eğitim çalışmaları
yaptırıyor. Engelli vatandaşlar için de yeni projeler geliştirilmesi
planlanıyor.
Tarihi motifler içinde yolculuk için adres Ulus. Müzeye girişler
ücretsiz.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 55
Sevil Yücel - [email protected]
◆ RÖPORTAJ ◆
Ankara’nın Efsane Takımı,
Ankara Demirspor
Ankara’nın köklü takımlarından Ankara Demirspor sadece futbolda değil halter, tenis, vücut geliştirme ve satranç dallarında da başarılı sonuçlar elde etmeye devam ediyor.
tabiî ki, bazen yönetici alıyoruz. Kulübümüz daha ziyade demiryolu çalışanına ve
personeline hizmet vermeyi amaçlıyor.
“Her branşta büyük başarılar elde edelim” düşüncesinde değiliz. Biz her zaman
çalışanlarımıza sosyal ve kültürel anlamda hizmet vermeyi amaçlıyoruz. Bunu
da büyük ölçüde başarıyoruz. Sosyal ve
kültürel anlamda da bünyemizde Ankara
Demirspor Folklor Ekibi adı altında bir
folklor ekibimiz var. Bu sadece demiryolu çalışanlarından oluşmuş bir ekip yani
profesyonel bir ekip değil. Değişik yörelerin oyunlarını oynuyorlar, demiryollarının
yapmış oldukları etkinliklere katılıyorlar.
Açılışlara ve törenlere katılıyorlar.
Numan Yavuz
Futbol takımı 1938-1939 sezonunda
Türkiye’nin ilk deplasman ligi olarak bilinen Milli Küme’de ilk başarısını aldı.
Galatasaray ile aynı puanda olan Ankara Demirspor gol averajı ile ikincilik elde
etti. Bu başarısını 1939, 1943, 1947, 1948,
1959 Ankara şampiyonlukları ve 1947
yılında aldığı Türkiye Şampiyonluğu ile
devam ettirdi. Kuruluşunda kırmızı- yeşil
formaya sahip olan Ankara Demirspor,
1933 yılında Çankaya takımıyla birleşince forma rengi mavi- lacivert renklerine
dönüştü.
Köklü geçmişi ve aldığı başarılı galibiyetleriyle Ankara’nın Efsane Takımı olarak
tanınan Ankara Demirspor Kulübü’nün
tesislerini ziyaret ettik, idman çalışmalarının fotoğraflarını çektik. Aynı zamanda
Kulüp Başkanı Numan Yavuz ile futbol tadında hoş bir sohbet gerçekleştirdik.
Ankara Demirspor Kulübü’nden bahseder misiniz?
Ankara Demirspor Kulübü Başkanı Numan Yavuz: Kulübümüz demiryolları
bünyesinde bir müessese kulübü. Yöneticilerin tamamı TCDD personeli. Dışarıdan şu anda kimse yok. Dışarıya da açığız
Ankara Demirspor Kulübü’ne bağlı
branşlar nelerdir?
Futbol, halter, tenis, vücut geliştirme ve
satranç dallarında faaliyet gösteriyoruz.
Halterde 2004 yılında dünya ve olimpiyat
şampiyonu sporcumuz var. Gerek Ankara
gerekse Türkiye çapında olsun, halterde
büyük başarılarımız var. Satrançta bu
sene Gençler Ligi’nde Ankara birincisi ve
Türkiye dördüncüsü olduk. Tenis kulübümüzü yeni açtık. Şu anda tenis kurslarımız
devam ediyor. Futbolda hem 1. Futbol
Ligi’nde hem de 2. Lig ve 3. Lig’de mücadele ettik. 1947 yılında Ankara Demirspor olarak bölgelerarası şampiyon olduk
ve bu bölge şampiyonları Ankara’da toplandılar ve Türkiye şampiyonası maçını
yaptılar. O maçta 1. Futbol Ligi şampiyonu olduk ama bunu
federasyona henüz
tescil ettiremedik.
Yazışmalarımız oldu
yalnız federasyon
soğuk bakıyor. O
zamanlar Süper Lig
statüsü yoktu.
Futbolcudan
Aidat Almıyoruz
Profesyonel takımımızın dışında 120
civarında altyapıda
futbolcumuz
var.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 56
Amacımız bu çocukları spora adapte etmek, kötü alışkanlıklardan uzak tutmak
ve bunlara sporla ilgili ahlak bilgisi vermek. Biz futbolcularımızın hiçbirinden aidat almayız. Elimizden geldiğince maddi
ve manevi yardımlar yapıyoruz. Onların
spora alışması için yardımcı oluyoruz.
Diğer taraftan halter branşında yaklaşık
12 tane sporcumuz var. Bunlar büyükler,
gençler ve minikler olarak sıralanıyor. Teniste yaklaşık 30 tane kursiyere, tenis severe kurs veriyoruz. Bunlar da ücretsiz.
Ankara Demirspor bu faaliyetleri yaparken nasıl bir maddi kaynak elde ediyor?
Bizim zamanında demiryollarından kiraladığımız tesisler var. Şu an itibariyle bir
tane düğün salonu çalıştırıyoruz ve lokal
olarak kullandığımız orada bir tesisimiz
var. “Küçük Ev” dediğimiz bir kebap salonumuz var. Behiçbey tesislerinde kır
düğünleri için bir yerimiz var. Yanında
açık havuzumuz var. Maddi kaynağımızı
buralardan sağlıyoruz. TCDD ve Gençlik
ve Spor Bakanlığı’ndan maddi bir kaynak
almıyoruz, bu şekilde kendimizi idare
etmeye çalışıyoruz. Ayrıca futbol takımımız üçüncü ligde oynadığı için iddialara
giriyoruz. İddialara girdiğimiz zaman oradan para alıyoruz. 2010–2011 sezonunda
iddiadan yaklaşık 550 bin civarında bir
para aldık.
Kulüp olarak ne gibi sıkıntılarınız var?
İlk başta spor tesisi yokluğu çekiyoruz. Alt-
yapıya ayırdığımız bir tesisimiz yok. Diğer
branşlardan halterde, tam bir çalışma ortamımız oluşturulmadı, bu konuda sıkıntı
var. Aynı zamanda beş dalda faaliyet gösterdiğimiz halde Ankara dışına çıktığımızda otobüsümüz olmadığı için araç sıkıntısı
çekiyoruz. Konaklamayı ve vasıtayı kendi
imkânlarımızla sağladığımız için gittiğimiz
ilde çok büyük masraflarımız oluyor. Biz
Üçüncü Lig Takımı olduğumuz için köklü
bir takımız ama Üçüncü Lig’de bulunuyoruz. Ankara’da çok kulüp var ve bu yüzden Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
hangi birisiyle ilgilensin diye düşünüyor
insan. Federasyonun imkânları da belli
ama federasyondan biz çok memnunuz
çünkü bu seneye kadar iddiaya bu kadar
giremiyorduk ve iyi miktarda para aldık.
Ayrıca profesyonel takımımızın hem otel
hem de vasıta gibi deplasman masraflarını da bu sene federasyon karşılıyor. Bu
çok önemli bir şey, bunu vurgulamakta
fayda var. Bir de yönetici olarak biz profesyonel değiliz. Devlet memuruyuz ve
ikinci iş olarak bu işi yapıyoruz. Profesyonel yönetici olsa takım daha iyi yönetilir
diye düşünüyorum. Zamanımızın çoğu
TCDD Genel Müdürlüğü’nde geçiyor,
spora pek vakit ayıramıyorum. Zaman
sıkıntımız var.
Neden TCDD’den yardım alınmıyor?
Biz 2008 yılına kadar demiryolları bütçesinden her sene bir pay alıyorduk. Fakat
2008 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü kanununun bir maddesi değiştirildi. O maddede 500’den fazla memur
ve işçi çalıştıran kurumların bütçelerine
para koymak suretiyle hoca, teknik direktör alabileceği ve dışardan tesis yapabileceği söyleniyordu. Şimdi o madde kaldırıldı. Kaldırılınca da kuruluşumuz bizden
o kaynağı kesti. Doğal olarak mevzuat
şu anda uygun değil ama bu konudaki
girişimlerimiz devam ediyor. Gençlik ve
Spor Genel Müdürlüğü ile temas halindeyiz. Eğer o mevzuatı düzenlersek yardım
alabileceğiz. Biz TCDD’den nakit olarak
yardım alamıyoruz ama şimdiye kadar ki
yaptıkları yardımlardan dolayı da müteşekkiriz. Aynı zamanda federasyona da
müteşekkiriz.
Kupaları Ulus’tan Almadık
Tesislerinizi ziyaret ettiğimde birçok kupanızın olduğuna şahit oldum. Ankara
Demirspor o parlak
dönemlere gelebilmek için neler yapmalı?
Kupaları biz Ulus’tan
satın almadık. Hepsinin üzerinde kupa
hangi yılda alındıysa yazıyor. Futbol
ve atletizm dalında
birçok
başarımız
var. Diğer branşlarda da var tabiî ki,
almaya da devam
ediyoruz. En son
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 57
geçen ay satrançta aldık. Geçen seneye
kadar yüzme de vardı. O kupalar bizim
başarılarımız.
O başarılar tekrar nasıl elde edilir?
Başarılarımızın tekrar elde edilmesini
zor görüyorum bu şartlarda. İki yıldan
beri ikinci lige çıkmaya çalışıyoruz ama
çıkamıyoruz. Eskisi gibi değil, eskiden takımlar azdı. Ankara Demirspor’un kuruluşunda spora katkısı çoktu, bir zamanlar
başarı elde ediyordu.
Hedefleriniz neler?
2. lig ve Bank Asya’ya çıkma hedefimiz
var. Diğer branşlarda da başarılar bekliyoruz. Halterde dünya şampiyonu olma
hedefimiz var. Teniste Türkiye’de önemli tenis kulüplerinden birisi olmayı hedefliyoruz. Satrançta süper lige çıkmayı
hedefliyoruz. Altyapımızı genişletip Türk
futboluna futbolcu yetiştirmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemden itibaren altyapıya çok fazla önem vereceğiz. Süper
Lig’de bizim altyapımızda yetişen bir sürü
futbolcumuz var. Biz bunların çoğalmasını istiyoruz. Her sene dört, beş futbolcumuzun Süper Lig’de mücadele etmesini
amaçlıyoruz. Şuanda branşını yaptığımız
beş dalda yükselebildiğimiz kadar yükselmek en büyük hedef.
Şikeler Kalksın, Futbol Terörü Olmasın
Türkiye’de sporun gelişmesi için Ankara
Demirspor elinden geleni yapacak. Önce
sporda futbol gelişsin sonra tüm branşlar
gelişsin. Şikeler ortadan kalksın, futbol
terörü olmasın istiyoruz. Bunun için tüm
kulüp başkanları gereken spor ahlakını
futbolcularına vermeli. Bunlar olduğu
takdirde futbol gelişir.
Sevil Yücel - [email protected]
◆ MAKALE ◆
Avrupa Birliği ve
Euro’nun Geleceği
Avrupa Birliği’ne üye olmadığımız halde, Türk ekonomisinin son
on yıllık süreçte geçirdiği evrimin neticesi olarak, euro’da meydana gelen dalgalanmalardan doğrudan etkilenir olduk. Ekonomimizin bu naif görüntü veren yönü, sanayi malı üretimi ve ihracatının, hammadde ve ara mamul madde bazında ithalata bağımlı
hale gelmiş olmasıdır.
Ülkemiz, dış ticaretinin yüzde 50’sini AB
ülkeleriyle yapmaktadır. Bunun sonucu olarak AB ülkelerindeki ithalat yönlü daralma,
doğrudan doğruya Türkiye’nin ihracatını
etkilemektedir. İthalattaki azalmaya rağmen, ihracatın da daralması ve euro’nun
düşmesi ile birlikte yine ihracatın ucuzlaması dış ticaretimize olumsuz olarak yansımakta, sonuçta 2010 yılı sonunda cari işlemler
açığımızın 35-40 milyar dolar seviyelerine
ulaşması beklenmektedir.
Euro bölgesi ülkelerde yaşanan kriz, Yuna-
nistan başta olmak üzere İspanya, Portekiz
ve Macaristan’da bütün ağırlığı ile hissedilirken ortaya atılan soru AB’nin dağılıp dağılmayacağı ile para biriminin çöküp çökmeyeceğidir.
AB’nin sıkı sıkı sarıldığı üç prensibe kısaca
göz attığımızda verilecek cevaplar bizleri bir dereceye kadar tatmin edebilir. Bu
prensiplerden birincisi; tam üye ülkelerde
“Maastricht Kriterleri”nin uygulanması ve
tutturulmasıydı ki, halen bunun olmadığını
görüyoruz. İkinci prensip; her ne olursa ol-
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 58
Cihat Çetinkaya
sun bu ülkeler tam rekabete dayalı serbest
piyasa ekonomi şartlarında ekonomilerini
yönetecek ve asla “müdahale olmayacaktı”.
Bu da olmadı. Son iki krizde liberal uygulamaların tamamen dışına çıkıldığını, özellikle
Fransa, Almanya, İtalya başta olmak üzere
finans sektörüne ve bankacılık uygulamalarına devletlerin farklı ölçülerde müdahale
ettiğini ve hatta kamulaştırmaların yapıldığını gördük. Üçüncü prensip; “Merkez Bankası bağımsız olacaktı”. Maalesef bu konuda
da kötü bir sınav verildi. Dolayısıyla prensipler bazında AB kötü durumda.
General DE GAULLE, Avrupa Birliği’ni sadece bir ekonomik entegrasyon değil, aynı
zamanda siyasi bir birlik olarak hayal etmişti. Ancak geldiğimiz noktada AB’nin ayakta
kalıp kalamayacağı tartışılıyor. Ekonomik
birlik sağlanamadığı sürece, aynı bayrak ya
da tek parlamento çok şey ifade etmiyor.
Bu durumun başlıca nedeni, AB’ye üye
ülkelerin ekonomik, siyasi ve demografik
özelliklerinin tamamen birbirinden farklı
olmasında yatıyor. Üye ülkeler içerisinde
Almanya gibi dış ticaret fazlası veren güçlü
bir ekonominin yanında, dış açığı fazla olan
veya iflas etme durumuna gelen ülkelerin
bulunması durumu daha da zorlaştırmakta. Alman bankalarının elindeki diğer devletlere ait hazine bonosu tutarı kendisini de
zorda bırakacak miktarlara ulaştı. Bu arada
krizin en fazla vurduğu Yunanistan’ın, Fransız bankalarına olan borçları 250 milyar
dolar civarında.
Dolayısıyla birlik
üyesi ülkelerden
bir kısmı refah
içerisinde iken bir
kısmı borçlarla ve
fakirlikle mücadele ediyor.
landığı ülkelerde krize karşı alınan tedbirler
ve halkın katlandığı fedakârlıkların bilincinde olması ve duruşu, krizlerin aşılmasında
son derece etkili olmaktadır. Olaya Türkiye açısından baktığımızda, AB’ye tam üye
olmamamız bir anlamda Türkiye’nin krizden daha az zarar görmesi ile sonuçlandı.
Özellikle bankacılık sektörü ve borsa çok
fazla etkilenmedi, ancak Türkiye’nin ihtiyacı olan yabancı sermayenin yüzde 60’ının
AB’ye üye ülkelerden gelmesi, ciddi anlamda Türk ekonomisini etkilemiş ve özellikle nakit para akışındaki azalma olumsuz
sonuçlar doğurmuştur.
Peki, AB çöker mi?
Önümüzdeki beş – altı yıllık süreçte böyle bir ihtimal var. Ancak kesin olarak bir
şey söylemek güç. Görünen o ki, özellikle
üye ülkelerdeki büyüyen bütçe açıkları ve
kamu borçları, birliğin geleceğini ciddi anlamda tehdit ediyor.
Mahallede yangın çıktığı zaman herkes
yangını söndürmek için birlikte harekete
geçmek ister. Yangının mahalleyi sarması durumunda ise, herkes kendi canının
derdine düşer. Bazen yangını söndürmeye
talip dış güçlerde çaresizlik içerisinde hadiseye seyirci kalabilirler.
Bir kehanette bulunmak adına değil, ancak euro bölgesinin geleceği pek parlak
görünmüyor. Üye ülkelerin ekonomilerinin
ve hükümetlerinin farklı yapılarda olması
ile karakteristik özellikleri göz önünde bu-
Olaylara bu açıdan bakıldığında, hukuki
ve felsefi anlamda AB çökmeyebilir ancak
ortak para birimi euro’nun kullanımından
başta Almanya olmak üzere, üye ülkelerden bazıları her an
vazgeçebilir.
Son
zamanlarda sadece
Almanya’nın
“mark” a dönmesinin konuşulduğu
dikkate alınırsa bu
ihtimal daha da
güçleniyor.
Kesin
olan bir şey varsa,
AB
bölgesindeki
üye ülkelerin bütçe
açıkları ve devlet
borçları ile başa çıkma adına harcamaları kısmaları ya da
konsolidasyonlara
yönelmeleri enflasyonun ateşlenmesi
anlamına
gelen
deflasyon ve ona
bağlı olarak ekonoBir kehanette bulunmak adına değil, ancak euro bölgesinin
milerin resesyona
geleceği pek parlak görünmüyor. Üye ülkelerin ekonomilerinin
girmesi olacaktır ki,
ve hükümetlerinin farklı yapılarda olması ile karakteristik
Türkiye’nin bütün
özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, dolara karşı ortak bir
bu gelişmelerden
politikanın hayata geçirilmesi mümkün olmayacak gibi.
zarar görmesi ihtimali çok yüksektir.
Sonuç
olarak,
iki önemli krizin
vurduğu AB’ye
üye ülkelerin kriz
karşısındaki karar,
tutum ve duruşları bir bütünlük
göstermediği için
krizin
aşılması
zor
görünüyor.
İrlanda, son derece kapsamlı bir
ko n s o l i d a s y o n
uygulayarak krizi
çözerken Yunanistan, Portekiz,
İspanya ya da
Macaristan’ın aynı
politikaları uygulamaya sokması
beklenmiyor. Krizin ilk çıktığı dönemde
Almanya, Fransa ve İtalya kamulaştırmayı
da içine alan müdahaleci politikalar izlerken diğer ülkelerin uygulamaları farklılıklar
göstermişti. Bunun örneklerini çoğaltmak
mümkün.
Esasta, sorunların çözülmesindeki en
önemli faktör, üye ülkelerin yönetiminlerinde güçlü bir hükümetin olması. Bu
sağlandığı takdirde, politikalar ve alınan
kararların uygulanması işi daha da kolaylaştırıyor. İkinci bir faktör de, üye ülkelerin
sosyal bütünlük içerisinde olup olmamaları. Bu durumun ve en büyük uzlaşının sağ-
lundurulduğunda, dolara karşı ortak bir
politikanın hayata geçirilmesi mümkün
olmayacak gibi. Üye ülkeler toplanıp ortak
kararlar alıncaya dek, ABD Merkez Bankası
bir gecelik kararla piyasalara dolar sürerek
veya dolar alarak elindeki kur enstrümanını istediği gibi kullanmakta. Birinci krizde
dünyaya dolar sürerek doların değer kaybına göz yuman ABD, ikinci krizle birlikte
tüm dünyada doların değer kazanması
yönündeki politikalarını devam ettiriyor.
Krizden çok ciddi şekilde etkilenen Avrupa Birliği ülkelerinin euro’nun değer kaybı
karşısında yapabilecekleri oldukça sınırlı.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 59
Peki, Türkiye ne yapmalıdır?
Bu sorunun cevabı; Türkiye özellikle ihracat paketinde riski azaltmalı, bunun için de
başta Çin, Türkî Cumhuriyetler ve Arap
dünyası olmak üzere, euro bölgesi ülkeler
dışındaki pazarlara yönelmelidir. Ayrıca,
üretimde, ithalata karından bağlı modelin
süratle terk edildiği yeni üretim stratejilerine ihtiyaç vardır. Buna ek olarak kamu
harcamalarının yatırımları artırıcı motor
gücünün kullanılması ile atılacak adımların
faydalı olacağını bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum. Türkiye’nin teknolojik
alt yapısı ve bilinçli insan gücü bunu başaracak nitelik ve niceliğe sahiptir.
◆ SİNEMA ◆
Transformers 3
The Resident
Gösterim Tarihi: 01 Temmuz 2011
Tür: Bilim Kurgu / Macera / Aksiyon
Yönetmen: Michael Bay
Oyuncular: Rosie HuntingtonWhiteley, Shia LaBeouf, Josh
Duhamel, Hugo Weaving , John
Malkovich, Ken Jeong
Gösterim Tarihi: 08 Temmuz 2011
Tür: Dram, Gerilim, Korku
Yönetmen: Antti Jokinen
Oyuncular: Hilary Swank, Jeffrey
Dean Morgan, Christopher Lee,
Lee Pace, Aunjanue Ellis, Penny
Balfour
Autobotlar, ayda saklanan bir Cybertron gemisini keşfederler. Bu gemiye
Decepticonlar’dan önce ulaşmak ve
sırrını keşfetmek temel hedefleri olacaktır. Transformers’ın son savaşı yaklaşıyor...
Genç doktor yeni taşındığı Brooklyn
dairesinde yanlız olmadığını düşünmeye başladığında, ev sahibinin
kendisi konusunda korkurtucu saplantıları olduğunu da öğrenir.
Harry Potter ve Ölüm Yadigarları:
Bölüm 2
Gösterim Tarihi: 13 Temmuz 2011
Tür: Aksiyon / Macera / Fantastik
Yönetmen: David Yates
Oyuncular: Emma Watson, Daniel
Radcliffe, Ralph Fiennes, Helena
Bonham Carter, Gary Oldman,
Rupert Grint
Destansı finalde, iyi ile kötünün mücadelesi büyücüIük dünyasını büyük bir savaşın içine sokmuştur. Tehdit hiçbir zaman bu
kadar büyük olmamıştır ve artık hiçbir yer güvenli değildir. Bu
arada, Lord Voldemort ile son karşılaşmasına gittikçe yaklaşan
Harry Potter’ın en büyük fedakarlığı yapması gerekecektir. Herşey burada sona erecektir.
Let Me In
İskandinav sinemasının son dönem çıkardığı
en iyi filmlerden biri olan Let the Right One
In’in Hollywood versiyonu olan filmde Owen
içine kapanık ve arkadaş edinmekte zorlanan
bir çocuktur. Yeni taşınan Abby ile dost olurlar.
Aslında bir vampir olan Abby, Owen’ı herkese
karşı korumaktadır. Elbette Owen bunu fark
edecektir.
Gösterim Tarihi: 22 Temmuz 2011
Tür: Romantik / Fantastik / Dram
Yönetmen : Matt Reeves
Oyuncular: Chloe Moretz, Kodi Smit-McPhee, Richard
Jenkins, Jimmy Pinchak, Sasha Barrese
Arabalar 2
“Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2”
Harry Potter film serisinin son macerası ve merakla beklenen son filmin ikinci bölümü.
Mr. Popper’s Penguins
Gösterim Tarihi: 12 Ağustos 2011
Tür: 3 Boyutlu, Aile, Animasyon, Çocuk, Komedi, Macera
Yönetmen: John Lasseter, Brad Lewis
Oyuncular: Owen Wilson, Michael Caine, Michael Keaton,
Thomas Kretschmann, Emily Mortimer, Tony Shalhoub
Şimşek McQueen, yeni
pit ekibi ve yeni ekip şefi
Mater ile dünya çapında
beş farklı ülkede yapılan
“Race of Champions”
yarışlarına katılır. Bu ülkeler: Japonya, Almanya, İtalya, 24 saat yarışının yapıldığı Fransa ve
İngiltere’dir. Mater, Finn
McMissile adındaki bir
İngiliz gizli ajanı Aston
Martin’i kurtatır, ve kendini casus dünyasında
bulur.
Gösterim Tarihi: 26 Ağustos 2011
Tür: Çocuk, Komedi
Yönetmen: Mark Waters, Noah Baumbach
Oyuncular: Jim Carrey, Ben Stiller, Carla Gugino, Madeline
Carroll, Angela Lansbury, Ophelia Lovibond, David Krumholtz
New York’taki dairesinde
penguenler ile birlikte yaşayan Tom Popper’ın komik
hikayesi
anlatılıyor.Ünlü
oyuncu Jim Carrey’nin yine
bir komik bir karakteri canlandıracağı filmde başarılı
bir iş adamının 6 penguen
alarak apartman dairesini
buzdan bir kaleye dönüştürme serüveni anlatılıyor. Penguenler ile birlikte yaşamaya
başlayan Tom Popper, bakalım yeni sorumluluklarının iş
hayatına olumsuz yansımasını engelleyebilecek mi?
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 60
◆ KİTAPLIK ◆
İYİ Kİ FARKLIYIZ
Editörün
Seçimi Ekip Çalışması, Stratejik
Planlama ve Farklılıkların
Yönetimi
Özden Aslan
Özden Aslan, yine kolay okunabilen ama önemli mesajlar
içeren bir iş dünyası öyküsü ile karşımızda. Kitabın konusu,
tüm dünyada organizasyonların daha mükemmel çalışmalarına engel olan bireysel önyargılar. Bir kuruluşun daha başarılı olabilmesi için farklılıkların farkında olunmasının ve duyarlılığın önemi vurgulanıyor. Bazen güldüren, bazen üzen,
ama hep düşündüren bir yapıt. Uluslararası iş ilişkilerinin
hızla önem kazandığı çağımızda, yapı itibarıyla çok kültürlü
olan ve zaman zaman da hoşgörü eksikliği örneklerini gözlemlediğimiz ülkemiz için önemli bir kitap. Bütün bunların
yanında içinde stratejik planlama hakkında da hatırı sayılır
bilgiler var ki buna kitabın “bonus”u da diyebiliriz. Sadece
yöneticilerin değil tüm çalışanların faydalanabileceği bir kitap.
Prof. Dr. Erhan Erkut
Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı
Kitapta anlatılanlar, iş yaşamında yaşadıklarımla tam olarak
örtüşüyor. Kitabın kurgusu harika, dili akıcı. Bölüm başlarındaki şiirler, yazarın zarafetinden ve bilgisinden damla damla
dökülen sözcükler kitaba bambaşka bir renk katmış.
Ayşenur Öztürk
Türkiye İstatistik Kurumu, Ekonomist
Dış Ticaret Destekleri
Hakan Akın
Ülkemizde dış ticaret mevzuatı kapsamında yer alan ihracat destekleri uygulamaları, ihraç malı ürünün hammaddesinin temininden pazarlamasına, ihracat öncesi kredi temininden satış sonrası kambiyo risklerinin bertaraf edilmesine
kadar birçok konuda ihracatçılarımıza destek olmaktadır.
Böylece ülkenin daha kolay ihracat yapar hâle gelmesini
ve ihraç gelirinin artırılmasını hedeflemektedir. Ancak bu
konuda yeterli eğitim ve bilgilendirmenin yapılmaması nedeniyle, ihracatçı firmalar bu desteklerden haberdar olamamakta ve dolayısıyla faydalanamamaktadırlar.
Olumlu Sözcükler
Etkili Sonuçlar
Hal Urban
Sözcüklerle dolu bir okyanusta yaşıyor olmamıza rağmen, onların insanları yüceltme ya da alçaltma, teşvik
etme veya cesaretini kırma, yardım etme ya da incitme
gibi konularda sahip olduğu gücün pek farkında olduğumuz söylenemez. Ancak mücevher değerindeki bu
kitapta, bir baba, ödül almış bir öğretmen ve Yaşama
Dair En Büyük Dersler adlı klasik eserin yazarı olan Hal
Urban, dili bizim ve çevremizdeki insanların yaşamlarında değişim yaratacak şekilde kullanmanın basit ve
pratik yollarını gösteriyor.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 61
Geleceğin
Organizasyonunu
Yaratmak
Ahmet Şerif
İzgören
Bu değerli eser; geleceğin yöneticilerine,
üniversite
öğrencilerine,
modern
çağın yöneticisine
ve aday yöneticilerine ışık tutacak ve bu sebeple kütüphanemizde bulunması gereken bir başvuru kitabı olarak
yerini alacaktır. Yönetimin bir sanat olarak
değerlendirildiği, insan faktörünün tüm
parametrelerle ve interdisipliner anlayış
içerisinde ele alındığı ve iletişim sürecinin
etkin ve verimli yönetim için gerekliliğinin
vurgulandığı kitabın geniş kitlelere hitap
edeceğine ve bu alana yepyeni bir boyut
getireceğine gönülden inanıyorum.
Elif Özdilek
Bilkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi
◆ TEKNOLOJİ ◆
Yeni Tatil Arkadaşınız, Suya Masaüstünün Yeni Yüzü
ve Hava Şartlarına Dayanıklı Exper Tria
Full HD Toshiba CAMILEO
BW10 Kamera
Toshiba Camileo BW10, aktif ve sportif
yaşayanlar, hem de bir kamerada yüksek
teknoloji ve dayanıklılık arayanlar için tasarlandı. Yalnızca 22 mm x 55 mm x 107
mm ölçüleri ve 114 gr ağırlığıyla kolay taşınabilen CAMILEO BW10, gerektiği anda
hemen cepten çıkarıp video kaydetmenin
rahatlığını sağlıyor. Heyecanlı bir doğa seyahati veya yarış dolu bir kayak keyfi gibi
tüm durumlar için hem mükemmel resim
kalitesi sağlayan, hem de son derece dayanıklı bir cihaz olarak karşımıza çıkıyor. İki
metreye kadar suya dayanıklı olan cihaz,
yoğun yağmur gibi ortamlarda su altında
çalışabiliyor. Kamerayı mekanik şoklardan,
tozdan ve kumdan koruyan lastik dış yüzeyi
sayesinde, CAMILEO BW10 plajda ya da
çölde mükemmel bir seyahat arkadaşı. Şık
ve ince CAMILEO BW10 metalik gri rengi ile
de göz dolduruyor.
Tavsiye Edilen Kullanıcı Fiyatı: KDV dahil
470 TL
Mobee ile Yolunuzu
Kaybetmezsiniz
Mobee, hızlı ve konforlu bir mobil deneyim
sunuyor: Mobee Nett 10”. Yeni tablet, sahip
olduğu özellikleri ve 10 inçlik dokunmatik
ekranıyla hayatınızı çok kolaylaştıracak.
İşletim sistemi olarak, Adobe Flash 10.1
destekli Android 2.2 sürümünü kullanan
tablet, internette pek çok sayfayı sorunsuz
açma imkanı veriyor. Cihaz, 512 MB DDR
RAM’e ve dosya, resim ile diğer tüm belgelerin rahatlıkla kaydedilebileceği 4 GB dahili
depolama alanına sahip bulunuyor.
Hepsi bir arada Full HD LED
LCD TV serisi
Yenilikçi ürün grubuyla bilgisayar tutkunlarına trend teknolojileri sunan Exper, masaüstünde yeni bir dönem başlatıyor. ‘All In
One PC’ kategorisinde geliştirdiği Tria modelini piyasaya sunan Exper, kasa ve kablo
karmaşasına son veriyor. Göz kamaştıran
tasarımı ve güçlü donanım özellikleriyle
dikkat çeken multimedya canavarı Tria ile
bilgisayar kullanmak artık daha
keyifli…
Lider ve yenilikçi bilgisayar
üreticisi Exper, masaüstünde de trendleri belirliyor. Her
ürününde bilgisayar kullanıcılarını yeni bir teknolojiyle
buluşturan Exper, ‘All In
One PC’ kategorisinde yenilenen Tria serisi ile bilgisayar kullanıcılarına ofis ya
da evlerinde derin bir nefes
aldıracak.
Yeni DB833 serisi, Blu-ray HD player ve
HD tuner (alıcı) özelliklerini bir arada sunan
kapsamlı bir HD özellik setine sahip. Entegre Blu-ray Player bulunan ilk LED-LCD TV
DB833 serisi, iki farklı ekran mevcut. Her iki
televizyon modeli de DVB-C ve DVB-T için
HD alıcı (tuner) özelliğine sahip. Kompakt
tasarımlarıyla çok fonksiyonlu DB833 serisi,
son derece şık bir tasarımı ile evinizin her
odası için mükemmel bir seçim. Haziran
2011 itibariyle KDV dâhil (32DB833G) 2.099
TL (42DB833G) 2.949 TL satışa sunulacak.
Entegre Blu-ray Player, 1920x1080 piksel
LED arka aydınlatmalı Full-HD ekran, DVB-T
ve DVB-C destekleyen HD alıcı ile DB833
serisi, izleyicilere müthiş bir yüksek kaliteli
ev sineması hissi yaşatıyor. Yeni “hepsi bir
arada özellikli” cihaz, Pay-TV dekoder özelliği ile CI uygulamasını destekliyor. Ayrıca
televizyonun USB girişine takılan taşınabilir
bellek gibi uyumlu bir depolama cihazından
doğrudan fotoğraf, video ve müzik görüntüleyen veya çalabilen bir ortam yürütücüsü
(media player ) olarak hizmet veriyor.
Göz Kamaştıran Zeka Xperia Arc Türkiye’de!
Akıllı telefon hayranlarının merakla beklediği Sony Ericsson Xperia Arc Türkiye’de! Hem şık
hem de işlevsel tasarımıyla dünyanın en prestijli ödüllerinden reddot 2011 tasarım ödülüne
layık görülen Xperia Arc, gerçekçi ekranı, Sony Exmor sensörlü 8,1 megapiksel kamerası
ve süper ince harika tasarımıyla gözlerinizi kamaştıracak. Xperia Arc, ilk kez ve sadece
Turkcell İletişim Merkezleri’nde ve Turkcell’in anlaşmalı olduğu zincir mağazalarda internet
paketiyle birlikte ayda 67 TL’den başlayan fiyatlarla sunuluyor. Akıllı telefon hayranları Xperia Arc’ı 26-28 Mayıs 2011 tarihlerinde, Kanyon Xperia’nce Zone’da inceleyip yepyeni bir
Arc kazanma şansı yakalayacak.
Sony Ericsson Türkiye, dünyanın en eğlenceli akıllı telefonlarını sunan Android tabanlı Xperia serisinin son incisi süper ince Xperia Arc’ı duyurdu. Son derece şık ve
ergonomik bir tasarıma sahip Xperia Arc, Sony Ericsson hayranlarıyla en yeni Android 2.3 Gingerbread desteğiyle buluşuyor. Dijital eğlence dünyasının lideri Sony
teknolojisinden yararlanan fotoğraf ustası Xperia Arc,
gerçekçi ekranı ve gelişmiş Sony Exmor sensörlü 8,1
megapiksel kamerası ile benzersiz bir multimedya deneyimi yaşatıyor. Reddot 2011 Tasarım Ödüllü Xperia
Arc ile 100 binden fazla ücretsiz uygulamaya Android
Market üzerinden ulaşabilir ve telefonunuzu istediğiniz
uygulamalarla baştan yaratabilirsiniz.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 62
◆ OTOMOTİV ◆
Porsche’den Üç Yeni Model
35’inci Yıla Özel Golf GTI
Bundan iki yıl önce Panamera ile kendi alanında
devrime imza atan Porsche, şimdi de aracın dizel
versiyonunu hazırladı. Yenilikler 911 ve Cayman’in
özel versiyonlarıyla da sürüyor.
Bir depo yakıtla 1200 km yol yapabilen bir Porsche
yollara çıktı. Panamera’nın yeni tanıtılan dizel versiyonu, opsiyonel lastikleriyle 6.3 lt/100 km’lik ortalama tüketim değerine ulaşırken, araçta görev yapan
3.0 lt’lik dizel motor 250 HP’lik gücüyle 0-100 km/s
hızlanmasını 6.8 saniyede tamamlayarak 242 km/s
maksimum hıza ulaşıyor. Ön kapılarındaki “diesel”
logolarıyla kendini belli eden tutumlu Panamera’nın
yanında, markanın en küçük sporcusu Cayman’in
S Black Edition versiyonu da tanıtıldı. Sadece 500
adet üretilecek olan özel serinin gücü standart
Cayman S modellerine göre 10 HP artışla 330
HP’ye ulaşırken, 0-100 km/s hızlanması 4.8 saniyeye kadar düşürülebiliyor. Adını hak edecek şekilde sadece siyah renkte üretilecek olan özel seri üç
farklı donanım paketiyle tercih edilebilirken, aracın
kaçıncı üretim olduğu ön konsoldaki bir plakaya
kazınıyor. Porsche cephesinden gelen son yenilikse, aslında burada iki yenilik var, 911’leri kapsıyor.
Daha önce sadece arkadan itişli olarak tanıtılan
911 GTS modeli, bundan böyle artık 4 tekerlekten
çekiş sistemiyle 911 4 GTS olarak da tercih edilebiliyor. Hem cabrio hem de coupe 911’lerde sunulan 4 GTS, 408 HP gücündeyken, yeni
seri kendini 19 inçlik özel alaşım jantlar, kapı ve bagaj kapağının üzerindeki logolarla belli
ediyor.
Ford Fiesta Sport S Tanıtıldı
Dinamik sürüş özelliklerini bir marka geleneği olarak sunan Ford’un sportif tasarımlı
küçük sınıf temsilcisi Fiesta’nın en güçlü versiyonu olan Fiesta Sport S, sadece
1000 adet üretilecek bir seri olarak tanıtıldı.
1.6 lt 134 HP gücünde benzinli bir atmosferik motorun görev yaptığı Fiesta Sport
S, 0-100 km/s hızlanmasını 8.7 saniyede
tamamlayarak, 195 km/s maksimum hıza
ulaşıyor. Frost beyazı ve Indianapolis mavisi olmak üzere iki karoser rengine sahip
olan araçta, ayrıca seçilen renge göre kontrast yarış şeritleri sunuluyor. En güçlü Fiesta olduğunu belli etmek için özel tamponlar
ve tavan spoyleriyle donatılan Fiesta Sport
S’te standart olarak sunulan 17 inçlik alaşım jantlar beyaz veya gümüş renkli olarak
tercih edilebiliyorlar.
Renault Capture İle Nissan
Juke’a Rakip mi Oluyor?
Farklı sınıfları bir araya getiren gerçek bir
crossover olarak tanımlanabilecek olan
Captur’un yüzünde en büyük dikkati, bundan sonraki yeni Renault’larda karşımıza
çıkacak olan ön ızgara çekiyor. Şişkin çamurluklar ve eliptik hatların hakimiyetindeki
karoser, çıkartılabilir metal tavan ve kanat
kapılarla da dikkat çekerken, fütüristik iç
mekanın yanında aslında en heyecan verici
şey motor. Markanın çift turbo beslemeli ilk
4 silindirli motoru olan 1.6 lt’lik dCi dizel 160
HP güç ve 380 Nm’lik tork değerleriyle bu
kategoriye yeni standartlar getirmeye adayken, ünite kısa bir süre sonra değişik güç
kademeleriyle Renault modellerinde görev
yapacak.
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 63
Kompakt sınıfı sportiflikle tanıştıran modellerin başında gelen Golf GTI, birinci neslin
yollara çıkışının 35’inci yıldönümü için Edition 35 adlı özel bir seriye kavuştu. Dış tasarımında özel ön tamponu, karoserindeki
ve iç mekanındaki “35” logolarıyla diğer
GTI’lardan ayrılan seri, ayrıca özel bir metal anahtarlıkla teslim ediliyor. Doğum günü
hediyesi olarak bu güzel detayların yanında
en heyecan verici olansa motor kaputunun
altına saklanmış. 210 HP’lik standart motor
gücü 35’inci yıl versiyonunda 235 HP’ye çıkartılmış. Hem üç hem de beş kapılı karoser tipleriyle, Almanya’da 30.425 Euro’dan
başlayan fiyatlarla satışa sunulan dopingli
doğum günü çocuğunun Türkiye’ye gelip
gelmeyeceği ise belli değil.
Makyajlı 2011 Peugeot 308
Geliyor
Kompakt sınıfı yüksek tavan kavramıyla tanıştıran 307’nin yerini 2007 yılında alan 308,
yapılan makyajla birlikte artık ön tamponunda daha küçük bir hava girişine sahipken,
farlar da selef modele göre daha köşeli
bir hale gelmişler. Hatchback, station ve
coupe-cabrio olmak üzere tüm 308 ailesini
kapsayan makyajın en ışıltılı detayını sis farlarının çevresine etkilenen bumerang formlu LED gündüz farları oluşturuyor. Stoplarda desen değişikliği ve bagaj kapağındaki
krom çıta dışında kayda değer yeniliklerin
yapılmadığı arka bölüm, CC versiyonunda
genişlik algısını arttıran yatay değişiklikler
yapılmış. Yapılan makyajla birlikte değişen
tasarım 308’in aerodinamik katsayısını 0.29
Cd’den 0.28 Cd’ye düşürürken, 25 kilogram azalan ağırlık da yakıt tüketiminin düşürülmesine hizmet ediyor.
◆ HAYATA DAİR ◆
En Değerli İnsan...
İki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günleri,
bayramlarda ilginç armağanlar göndererek karşıdakine zekâ gösterisi yapma
fırsatlarıydı. Hükümdarlardan biri, günün
birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını
huzuruna çağırdı.
aynısı gibi görünebilir. Ama içlerinden
biri diğer ikisinden çok daha değerlidir. O
heykeli bulunca bana haber ver.”
sini istedi.
Teli birinci heykelciğin kulağından soktu,
tel heykelin ağzından çıktı.
Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri
tarttırdı. Üç altın heykel gramına kadar
eşitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırttı.
İkinci heykele de aynı işlemi yaptı. Tel bu
kez diğer kulaktan çıktı.
İstediği; birer karış yüksekliğinde, altından, birbirinin tıpatıp aynısı üç insan
heykeli yapmasıydı. Aralarında bir fark
olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti.
Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komşu ülke hükümdarına gönderildi.
Heykellerin yanına bir de mektup konmuştu.
Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama aralarında bir fark göremediler. Günler geçti. Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını duymuştu ve kimse çözüm
bulamıyordu. Sonunda, hükümdarın
fazla isyankâr olduğu için zindana attırdığı bir genç haber gönderdi. İyi okumuş,
akıllı ve zeki olan bu genç, hükümdarın
bazı isteklerine karşı çıktığı için zindana
atılmıştı.
Heykelleri yaptıran hükümdar şöyle diyordu:
“Doğum gününü bu üç altın heykelle kutluyorum. Bu üç heykel birbirinin tıpatıp
Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı. Genç önce heykelleri sıkı sıkıya
inceledi, sonra çok ince bir tel getirilme-
TEMMUZ - AĞUSTOS 2011 AKO HABER 64
Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama
bir yerden dışarı çıkmadı. Ancak telin sığabileceği bir kanal kalp hizasına kadar
iniyor, oradan öteye gitmiyordu. Hükümdar heykelleri gönderen komşu hükümdara cevabı yazdı :
* Kulağından gireni ağzından çıkartan insan makbul değildir.
* Bir kulağından giren diğer kulağından
çıkıyorsa, o insan da makbul değildir.
* En değerli insan, kulağından gireni yüreğine gömen insandır. Bu değerli hediyen için çok teşekkür ederim.”

Benzer belgeler

Sayı 35 - ako haber

Sayı 35 - ako haber Hülya EKİCİ KUNT Baskı Özyurt Matbaası Büyük Sanayi 1. Cad. Süzgün Sokak No:7 İskitler/ANKARA T. 0 312 384 15 36 F. 0 312 384 15 37 AKO HABER Dergisi Abdulkadir Özcan Otomotiv ve Lastik San. Tic. A...

Detaylı

Sayı 36 - ako haber

Sayı 36 - ako haber “Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin sektördeki yerini çok iyi biliyordum. Zaten lastik sektöründe AKO’yu bilmeyen kimse olamaz. Kendilerine bayileri olmak istediğimi söyledim. Sağ olsunlar kısa bir araştırm...

Detaylı

Felsefe, Yelken ve Caz

Felsefe, Yelken ve Caz [email protected] – www.ekonometri.com.tr Yayınlar Müdürü Sertaç KANTARCI Editör Sevil YÜCEL Haber Merkezi Kaptan Deniz ÖNEY Görsel Yönetmen Nesli Simge GÖKTEPE Sayfa Tasarımı Hilal KAYA

Detaylı

Seeking Justice New Year`s Eve

Seeking Justice New Year`s Eve Büyük Sanayi 1. Cad. Süzgün Sokak No:7 İskitler/ANKARA T. 0 312 384 15 36 F. 0 312 384 15 37 AKO HABER Dergisi Abdulkadir Özcan Otomotiv ve Lastik San. Tic. A.Ş tarafından T.C yasalarına uygun olar...

Detaylı

Sayı 31 - ako haber

Sayı 31 - ako haber Deniz DENKALAN Okur Temsilcisi Hülya EKİCİ KUNT Baskı Özyurt Matbaası Büyük Sanayi 1. Cad. Süzgün Sokak No:7 İskitler/ANKARA T. 0 312 384 15 36 F. 0 312 384 15 37 AKO HABER Dergisi Abdulkadir Özcan...

Detaylı

Untitled

Untitled [email protected] – www.ekonometri.com.tr Yayınlar Müdürü Sertaç KANTARCI Editör Sevil YÜCEL Haber Merkezi Kaptan Deniz ÖNEY Görsel Yönetmen Nesli Simge GÖKTEPE Sayfa Tasarımı Hilal KAYA

Detaylı

Sayı 37 - ako haber

Sayı 37 - ako haber Büyük Sanayi 1. Cad. Süzgün Sokak No:7 İskitler/ANKARA T. 0 312 384 15 36 F. 0 312 384 15 37 AKO HABER Dergisi Abdulkadir Özcan Otomotiv ve Lastik San. Tic. A.Ş tarafından T.C yasalarına uygun olar...

Detaylı

petlas lastiği öğretiyor

petlas lastiği öğretiyor [email protected] – www.ekonometri.com.tr Yayınlar Müdürü Sertaç KANTARCI Editör Sevil YÜCEL Haber Merkezi Kaptan Deniz ÖNEY Görsel Yönetmen Nesli Simge GÖKTEPE Sayfa Tasarımı Hilal KAYA

Detaylı

Sayı 40 - ako haber

Sayı 40 - ako haber “Abdulkadir Özcan A.Ş.’nin sektördeki yerini çok iyi biliyordum. Zaten lastik sektöründe AKO’yu bilmeyen kimse olamaz. Kendilerine bayileri olmak istediğimi söyledim. Sağ olsunlar kısa bir araştırm...

Detaylı

Sayı 38 - ako haber

Sayı 38 - ako haber Büyük Sanayi 1. Cad. Süzgün Sokak No:7 İskitler/ANKARA T. 0 312 384 15 36 F. 0 312 384 15 37 AKO HABER Dergisi Abdulkadir Özcan Otomotiv ve Lastik San. Tic. A.Ş tarafından T.C yasalarına uygun olar...

Detaylı