karadeniz teknik üniversitesi fen bilimlerienstitüsü orman

Transkript

karadeniz teknik üniversitesi fen bilimlerienstitüsü orman
KARADENİ
Z TEKNİ
K ÜNİ
VERSİ
TESİ
FEN Bİ
Lİ
MLERİENSTİ
TÜSÜ
ORMAN ENDÜSTRİMÜHENDİ
SLİ
ĞİANABİ
Lİ
M DALI
ENDÜSTRİ
YEL ÖLÇEKLİISIL İ
ŞLEM VE BORLU Bİ
LEŞİ
KLERLE
EMPRENYENİ
N ODUNUN BAZI Fİ
Zİ
KSEL, MEKANİ
K VE Bİ
YOLOJİ
K
ÖZELLİ
KLERİ
NE ETKİ
Sİ
YÜKSEK Lİ
SANS TEZİ
Orm. End. Müh. Ahmet CAN
EYLÜL 2011
TRABZON
KARADENİ
Z TEKNİ
K ÜNİ
VERSİ
TESİ
FEN Bİ
Lİ
MLERİENSTİ
TÜSÜ
ORMAN ENDÜSTRİMÜHENDİ
SLİ
ĞİANABİ
Lİ
M DALI
ENDÜSTRİ
YEL ÖLÇEKLİISIL İ
ŞLEM VE BORLU Bİ
LEŞİ
KLERLE
EMPRENYENİ
N ODUNUN BAZI Fİ
Zİ
KSEL, MEKANİ
K VE Bİ
YOLOJİ
K
ÖZELLİ
KLERİ
NE ETKİ
Sİ
Orm. End. Müh. Ahmet CAN
Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünce
"ORMAN ENDÜSRİYÜKSEK MÜHENDİ
Sİ
"
UnvanıVerilmesi İ
çin Kabul Edilen Tezdir.
Tezin Enstitüye Verildiği Tarih
Tezin Savunma Tarihi
Tez Danı
ş
manı
: 23/08/2011
: 09/09/2011
: Doç. Dr. Sibel YILDIZ
Trabzon 2011
Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Orman Endüsri Yüksek Mühendisliği Ana Bilim Dalı
nda
Ahmet CAN tarafı
ndan hazı
rlanan
ENDÜSTRİ
YEL ÖLÇEKLİISIL İ
ŞLEM VE BORLU Bİ
LEŞİ
KLERLE
EMPRENYENİ
N ODUNUN BAZI Fİ
Zİ
KSEL, MEKANİ
K VE Bİ
YOLOJİ
K
ÖZELLİ
KLERİ
NE ETKİ
Sİ
baş
lı
klıbu çalı
ş
ma, Enstitü Yönetim Kurulunun 23 / 08 / 2011 gün ve 1419 sayı
lı
kararı
yla oluş
turulan jüri tarafı
ndan 09 / 09 / 2011 tarihinde yapı
lan sı
navda
YÜKSEK Lİ
SANS TEZİ
olarak kabul edilmiş
tir.
Jüri Üyeleri
Baş
kan : Doç. Dr. Sibel YILDIZ
………………………….
Üye
: Yrd. Doç. Dr. Engin Derya GEZER
………………………….
Üye
: Yrd. Doç. Dr. Derya USTAÖMER
………………………….
Prof. Dr. Sadettin KORKMAZ
Enstitü Müdürü
II
ÖNSÖZ
“Endüstriyel Ölçekli Isı
l İ
ş
lem ve Borlu Bileş
iklerle Emprenyenin Odunun Bazı
Fiziksel, Mekanik ve Biyolojik Özelliklerine Etkisi” adlıbu çalı
ş
ma Karadeniz Teknik
Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman Endüstri Mühendisliği Anabilim Dalı
, Orman
Biyolojisi ve Odun koruma Teknolojisi Programı
nda Yüksek Lisans Tezi olarak
hazı
rlanmı
ş
tı
r.
Yüksek lisans danı
ş
manlı
ğı
mıüstlenerek, her türlü çalı
ş
manı
n yürütülmesi esnası
nda
yardı
m ve desteklerini esirgemeyen gerek mesleki gerekse de kiş
ilik açı
sı
ndan daima örnek
alacağı
m Sayı
n Hocam Doç. Dr. Sibel YILDIZ’a, bilgi, tecrübe ve tavsiyelerinden istifade
ettiğim sayı
n hocam Prof. Dr. Ümit Cafer YILDIZ’a, laboratuar deneyimi kazanmama
katkısağ
layan Arş
. Gör. Eylem Dizman TOMAK ‘a ş
ükranları
mıbir borç bilirim.
Isı
l iş
lem çalı
ş
maları
nı
n gerçekleş
tirildiği Nova Orman Ürünleri San. Tic. A.Ş‘nin
Gerede de bulunan Thermowood Kereste Üretim Fabrikasımüdürü ve teknik personeline
teş
ekkür ederim.
Bugünlere ulaş
mamda maddi ve manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen
aileme tüm kalbimle teş
ekkür ederim.
Ahmet CAN
Trabzon 2011
III
TEZ BEYANNAMESİ
Yüksek Lisans Tezi olarak sunduğum “Endüstriyel Ölçekli Isı
l İ
ş
lem ve Borlu
Bileş
iklerle Emprenyenin Odunun BazıFiziksel, Mekanik ve Biyolojik Özelliklerine
Etkisi” baş
lı
klıbu çalı
ş
mayıbaş
tan sona kadar danı
ş
manı
m Doç. Dr. Sibel YILDIZ‘in
sorumluluğunda tamamladı
ğı
mı
, verileri/örnekleri kendim topladı
ğı
mı
, deneyleri/analizleri
ilgili laboratuarlarda yaptı
ğı
mı
/yaptı
rdı
ğı
mı
, baş
ka kaynaklardan aldı
ğı
m bilgileri metinde
ve kaynakçada eksiksiz olarak gösterdiğimi, çalı
ş
ma sürecinde bilimsel araş
tı
rma ve etik
kurallara uygun olarak davrandı
ğı
mıve aksinin ortaya çı
kmasıdurumunda her türlü yasal
sonucu kabul ettiğ
imi beyan ederim. 17/08/2011
Ahmet CAN
IV
İ
Çİ
NDEKİ
LER
Sayfa No
ÖNSÖZ............................................................................................................................
III
TEZ BEYANNAMESİ
.................................................................................................... IV
İ
Çİ
NDEKİ
LER ................................................................................................................
V
ÖZET ...............................................................................................................................
IX
SUMMARY ....................................................................................................................
X
ŞEKİ
LLER Lİ
STESİ
....................................................................................................... XI
TABLOLAR Lİ
STESİ.................................................................................................... XIII
1.
GENEL Bİ
LGİ
LER ........................................................................................ 1
1.1.
Giriş................................................................................................................ 1
1.2.
Odun Modifikasyonu ...................................................................................... 2
1.2.1.
Odun Modifikasyon Yöntemleri ..................................................................... 2
1.2.1.1.
Kimyasal Modifikasyon.................................................................................. 3
1.2.1.2.
Fiziksel Modifikasyon .................................................................................... 3
1.2.1.3.
Enzimatik Modifikasyon ................................................................................ 4
1.2.1.4.
Termal Modifikasyon ..................................................................................... 4
1.2.1.4.1.
Isı
lİ
ş
lem ......................................................................................................... 4
1.2.1.4.1.1. Isı
lİ
ş
lemin Fiziksel Özellikler Üzerine Etkisi................................................ 5
1.2.1.4.1.2. Isı
lİ
ş
lemin Mekanik ve Teknolojik Özellikler Üzerine Etkisi....................... 8
1.2.1.4.1.3. Isı
lİ
ş
lemin Kimyasal Özellikler Üzerine Etkisi .............................................12
1.2.1.4.1.4. Isı
lİ
ş
lemin Biyolojik Özellikler Üzerine Etkisi .............................................17
1.2.1.4.1.5. Isı
lİ
ş
lemin Anatomik Özellikler Üzerine Etkisi ............................................19
1.3.
Geçmiş
ten Günümüze Isı
lİ
ş
lem Teknolojisi ................................................20
1.4.
Emprenye İ
ş
lemi .............................................................................................24
1.4.1.
Bor, Dünyada ve Türkiyedeki Bor Madeninin Dağı
lı
m Alanları
, Borlu
Bileş
ikler ve Kullanı
m Alanları
......................................................................25
1.4.2.
Borlu Bileş
iklerin Emprenye Endüstrisinde Kullanı
mı
..................................28
1.4.3.
Borlu Bileş
iklerle Emprenye İ
ş
lemi ve Isı
l iş
lemin Odun Özellikleri
Üzerine Kombine Etkisi .................................................................................30
2.
YAPILAN ÇALIŞMALAR ............................................................................32
V
2.1.
Deneme Materyali ..........................................................................................32
2.1.2.
Ağaç Malzeme ................................................................................................32
2.1.2.1.
Doğu Kayı
nı(Fagus orientalis) .....................................................................32
2.1.2.2.
Doğu Kavağı(Populus deltoides)...................................................................33
2.1.2.3.
Doğu Ladini (Picea orientalis) .......................................................................34
2.1.2.4.
Karaçam (Pinus nigra) ...................................................................................36
2.1.3.
Kullanı
lan Kimyasal Maddeler .......................................................................37
2.1.3.1.
Borik Asit........................................................................................................37
2.1.3.2.
Boraks .............................................................................................................38
2.1.4.
Örneklerin Hazı
rlanması
.................................................................................39
2.2.
Araş
tı
rma Yöntemi .........................................................................................41
2.2.1.
Örneklerin Emprenye Edilmesi ......................................................................41
2.2.1.1.
Örneklerde Retensiyon Miktarı
nı
n Bulunması
...............................................41
2.2.2.
Örneklerin Isı
lİ
ş
leme Tabi Tutulması
............................................................41
2.2.3.
Fiziksel Test Yöntemleri.................................................................................42
2.2.3.1.
Özgül Ağı
rlı
k ..................................................................................................42
2.2.3.2.
Su Alma Oranı
, Geniş
leme Miktarıve Boyut Stabilizasyonu .......................43
2.2.4.
Mekanik Test Yöntemleri ...............................................................................45
2.2.4.1.
Statik Eğilme Direnci .....................................................................................45
2.2.4.2.
Liflere Paralel Bası
nç Direnci .......................................................................45
2.2.4.3.
Vida Tutma Direnci ........................................................................................47
2.2.5.
Biyolojik Özellikler .......................................................................................48
2.2.5.1.
Mantar Çürüklük Testi....................................................................................48
2.2.6.
Korozyon Oranı
nı
n Belirlenmesi....................................................................50
2.2.7.
pH Değerleri ...................................................................................................52
2.2.8.
Bor Analizi......................................................................................................52
2.3.
İ
statiksel Yöntemler ........................................................................................53
3.
BULGULAR...................................................................................................54
3.1.
Fiziksel Özellikler...........................................................................................54
3.1.1.
Retensiyon Değerleri ......................................................................................54
3.1.2.
Özgül Ağı
rlı
k ..................................................................................................55
3.1.3.
Su Alama Oranı
, Teğetsel Geniş
leme ve Geniş
lemeyi Önleyici
Etkinlik ...........................................................................................................56
VI
3.2.
Mekanik Özellikler .........................................................................................64
3.2.1.
Statik Eğilme Direnci .....................................................................................64
3.2.2.
Liflere Paralel Bası
nç Direnci .......................................................................65
3.2.3.
Vida Tutma Direnci ........................................................................................67
3.3.
Biyolojik Özellikler ........................................................................................69
3.3.1.
Mantar Çürüklük Testi....................................................................................69
3.4.
Korozyon Oranı
nı
n Belirlenmesi....................................................................71
3.5.
pH Ölçümü......................................................................................................75
3.6.
Isı
lİ
ş
lem SonrasıOdun Örneklerinde Kalan Borik Asit ve Boraks
Oranları...........................................................................................................76
4.
İ
RDELEME ....................................................................................................77
4.1.
Fiziksel Özellikler...........................................................................................77
4.1.1.
Özgül Ağı
rlı
k ..................................................................................................77
4.1.2.
Su Alma Oranı
, Teğetsel Geniş
leme, Geniş
lemeyi Önleyici Etkinlik............79
4.1.2.1.
Su Alma Oranı(SAO) ....................................................................................80
4.1.2.2.
Teğetsel Geniş
leme (TG)................................................................................83
4.1.2.3.
Geniş
lemeyi Önleyici Etkinlik (GET) ............................................................85
4.2.
Mekanik Özellikler .........................................................................................86
4.2.1.
Karaçam, Ladin, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda Statik Eğilme Direnci..........86
4.2.2.
Karaçam, Ladin, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda Liflere Paralel Bası
nç
Direnci ...........................................................................................................89
4.2.3.
Kayı
n, Kavak, Karaçam ve Ladin Odunları
nda Vida Tutma Direnci ............92
4.3.
Biyolojik Özellikler ........................................................................................95
4.3.1.
Isı
lİ
ş
lemin Mantar Çürüklük Direncine Etkisi ..............................................95
4.4.
Isı
lİ
ş
lemin Korozyon Direnci Üzerine Etkisi ............................................. 100
4.5.
Isı
lİ
ş
lemin Odunun pH Değerine Etkisi ..................................................... 104
4.6.
Isı
lİ
ş
lem SonrasıOdun Örneklerinde Kalan Bor Miktarları
....................... 107
5.
SONUÇLAR ............................................................................................... 109
5.1.
Fiziksel Özelliklere Ait Sonuçlar ................................................................ 109
5.1.1.
Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda Özgül Ağı
rlı
k
Değerlerine İ
liş
kin Sonuçlar ........................................................................ 109
5.1.2.
Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda Su Alma Oranı
,
Teğetsel Geniş
leme ve Geniş
lemeyi Önleyici Etkinlik Değerlerine Ait
Sonuçlar ....................................................................................................... 109
5.2.
Mekanik Özelliklere Ait Sonuçlar ............................................................... 111
VII
5.2.1.
Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda Eğ
ilme Direnci
Değerlerine Ait Sonuçlar ............................................................................. 111
5.2.2.
Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda Liflere Paralel Bası
nç
Direnci Değerlerine Ait Sonuçlar ................................................................ 111
5.2.3.
Isı
lİ
ş
lem Uygulanan Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda
Vida Tutma Direnci Değerlerine İ
liş
kin Sonuçlar....................................... 112
5.3.
Biyolojik Özelliklere Ait Sonuçlar .............................................................. 113
5.3.1.
Isı
lİ
ş
lem Uygulanan Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda
Mantar Çürüklük Direnci Değerlerine Ait Sonuçları.................................. 113
5.4.
Emprenye ve Isı
lİ
ş
lem Uygulanan Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak
Odunları
nı
n Korozyon Değerlerine Ait Sonuçlar ........................................ 113
5.5.
Emprenye ve Isı
lİ
ş
lem Uygulanan Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak
Odunları
nı
n pH Değerlerine Ait Sonuçlar ................................................... 114
5.6.
Isı
lİ
ş
lem SonrasıOdun Örneklerinde Kalan Borik Asit ve Boraks
Oranları
na Ait Sonuçlar ............................................................................... 115
6.
ÖNERİ
LER.................................................................................................. 116
7.
KAYNAKLAR ............................................................................................ 119
ÖZGEÇMİ
Ş
VIII
Yüksek Lisans
ÖZET
ENDÜSTRİ
YEL ÖLÇEKLİISIL İ
ŞLEM VE BORLU Bİ
LEŞİ
KLERLE EMPRENYENİ
N
ODUNUN BAZI Fİ
Zİ
KSEL, MEKANİ
K VE Bİ
YOLOJİ
K ÖZELLİ
KLERİ
NE ETKİ
Sİ
Ahmet CAN
Karadeniz Teknik Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Orman Endüstri Mühendisliği anabilim Dalı
Danı
ş
man: Doç. Dr. Sibel YILDIZ
2011, 128 Sayfa
Tez kapsamı
nda, Türkiye’de doğal olarak yetiş
en ve orman ürünleri sanayinde yoğun
olarak kullanı
lan doğu ladini, karaçam, doğu kayı
nıve kavak odunları
, endüstriyel ölçekli
boyutlarda ı
sı
l iş
leme tabi tutulmuşve iş
lem sonrası
nda odun özellikleri üzerinde meydana
gelen değiş
iklikler; bazıfiziksel, mekanik ve biyolojik test yöntemleri ile belirlenmeye
çalı
ş
ı
lmı
ş
tı
r. Ayrı
ca bazıörnekler üzerinde ı
sı
l iş
lem ve emprenye iş
leminin kombine
etkisinin odunun performans özelliklerine etkisi araş
tı
rı
lmı
ş
tı
r. Fiziksel özelliklerden;
özgül ağı
rlı
k, su alma oranı
, teğetsel geniş
leme, geniş
lemeyi önleyici etkinlik, mekanik
özelliklerden; eğilme direnci, liflere paralel bası
nç direnci, vida tutma direnci testleri
yapı
lmı
ş
tı
r. Ayrı
ca mantar çürüklük testi, korozyon oranı
, pH ölçümü ve bor analizi testleri
gerçekleş
tirilmiş
tir. Sonuç olarak; emprenye iş
leminin fiziksel özellikler üzerindeki etkisi
olumsuz, sadece ı
sı
l iş
lem uygulaması
nı
n fiziksel özellikler üzerindeki etkisi ise memnun
edici bulunmuş
tur. Emprenye iş
lemi uygulanan iğne yapraklıağaç türlerinin ı
sı
l iş
lemi
sonrasıpH değerleri azalı
rken yapraklıağaç türlerinin pH değerlerinde artı
şgözlenmiş
tir.
Artan ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğı
na paralel olarak vida tutma, eğilme ve liflere paralel bası
nç
dirençlerinde azalma, korozyon oranı
nda artı
şgözlenmiş
tir. Isı
l iş
lem uygulanan iğne
yapraklıağ
aç türlerinde mantar çürüklük dayanı
mıartmı
ş
tı
r. Yapraklıağaç türlerinde ise
iğne yapraklıağaçlar kadar olumlu sonuçlar elde edilmemiş
tir. Isı
l iş
lemden sonra odunda
kalan bor miktarı% 37-98 arası
nda değ
iş
miş
tir.
Anahtar Kelimeler: Isı
l İ
ş
lem, Emprenye iş
lemi, Borlu bileş
ikler, Doğ
u Ladini, Doğu
Kayı
nı
, Karaçam, Kavak
IX
Master Thesis
SUMMARY
THE EFFECTS OF INDUSTRIAL-SCALE HEAT TREATMENT AND
IMPREGNATION WITH BORON COMPOUNDS ON SOME PHYSICAL,
MECHANICAL AND BIOLOGICAL PROPERTIES OF WOOD
Ahmet CAN
Karadeniz Technical University
The Graduate School of Natural and Applied Sciences
Forest Industrial Engineering Graduate Program
Supervisor: Assoc. Prof. Sibel YILDIZ
2011, 128 Pages
In this thesis, it was aimed to investigate some physical, mechanical and biological
properties of heat treated spruce, larch, beech and poplar wood species spreading widely at
Blacksea region in Turkey. In addition to heat treatment, wood samples were impregnated
with boron compounds and, combine effect of boron impregnation and heat treatment on
wood properties were also investigated. Specific density, water absorption, tangential
swelling, anti-shrink efficiency were determined as physical properties of wood samples.
Static bending, compression strength parallel to grain, holding of screw were investigated
as mechanical properties of wood samples. Furthermore, decay test, corrosion rate, pH
measurements and boron content in wood samples were determined as well. As a result,
heat treatment improved physical properties of wood however, boron impregnation had a
negative effect on physical properties. pH values decreased after heat treatment of boron
pre-treated soft wood species however, pH values increased in hardwood species. Screw
holding resistance, static bending strength and compression strength parallel to grain
decreased with increasing treatment temperature, whilst corrosion rate increased. Decay
resistance against to fungi attack increased more in heat treated soft wood species than
hardwood species. Depending on wood species boron content in wood samples after heat
treatment were determined as 37-98%.
Key Words: Heat Treatment, Impregnation process, Boron compounds, Spruce, Beech,
Pine, Poplar
X
ŞEKİ
LLER Lİ
STESİ
Sayfa No
Şekil 1.
Isı
l iş
lemin ahş
ap üzerinde meydana getirdiğ
i fiziksel değiş
im ......................... 6
Şekil 2.
Isı
l iş
lem uygulanmı
şodunun reaksiyon mekanizması
......................................13
Şekil 3.
Isı
l iş
lem üretim safhaları...................................................................................22
Şekil 4.
Thermowood üretim miktarı
...............................................................................23
Şekil 5.
Thermowood üretimi için kullanı
lan ağaç türleri ...............................................23
Şekil 6.
Thermowood pazar alanı....................................................................................24
Şekil 7.
Emprenye iş
lemi aş
amaları
.................................................................................25
Şekil 8.
Dünya bor üretiminin 2010 yı
lı
nda ülkeler bazı
nda dağı
lı
mı(%) .....................27
Şekil 9.
Keresteden örneklerin alı
nma yöntemi...............................................................39
Şekil 10. Deney örneklerinin hazı
rlanma planı.................................................................40
Şekil 11. SAO, TG ve GET deney örneklerinin boyut ve ş
ekli.........................................43
Şekil 12. Liflere paralel yönde bası
nç direnci deneyinin uygulanı
ş
ı
.................................46
Şekil 13. Vida tutma direnci deney örneği (Boyutlar mm.) ..............................................47
Şekil 14. Mantar deneyi örnekleri......................................................................................49
Şekil 15. Korozyon deneyine ait örnek boyutu .................................................................51
Şekil 16. Vida ş
ekli............................................................................................................51
Şekil 17. ICP (Inductively Coupled Plasma) cihazı..........................................................53
Şekil 18. Ladin ve karaçam odunu test örnekleri ile Kontrol 2 örneklerinde Kontrol 1‘e
oranla özgül ağ
ı
rlı
k değerlerine ait azalma oranları(%) ....................................78
Şekil 19. Kayı
n ve kavak odunu test örnekleri ile Kontrol 2 örneklerinde Kontrol 1‘e
oranla özgül ağ
ı
rlı
k değerlerine ait azalma oranları(%) ...................................78
Şekil 20. Ladin test ve kontrol örneklerine ait SAO değerleri...........................................80
Şekil 21. Karaçam test ve kontrol örneklerine ait SAO değ
erleri .....................................80
Şekil 22. Kayı
n test ve kontrol örneklerine ait SAO değerleri ..........................................81
Şekil 23. Kavak test ve kontrol örneklerine ait SAO değerleri .........................................81
Şekil 24. Odun örneklerinde ortalama TG (%) değerleri...................................................83
Şekil 25. Odun örneklerinde ortalama GET (%) değ
erleri ................................................85
Şekil 26. Ladin ve karaçam odunlarıTest ve Kontrol 2 örneklerinde Kontrol 1
örneklerine kı
yasla elde edilen eğilme direnci değerlerine ait azalma-artma
oranları
................................................................................................................87
XI
Şekil 27. Kayı
n ve kavak odunlarıTest ve Kontrol 2 örneklerinde Kontrol 1
örneklerine kı
yasla elde edilen eğilme direnci değerlerine ait azalma-artma
oranları
................................................................................................................87
Şekil 28. Ladin ve karaçam odunlarıTest ve Kontrol 2 örneklerinde Kontrol 1
örneklerine kı
yasla elde edilen liflere paralel bası
nç direnci değerlerine ait
azalma oranları...................................................................................................90
Şekil 29. Kayı
n odun Test ve Kontrol 2 örneklerinde Kontrol 1 örneklerine kı
yasla elde
edilen liflere paralel bası
nç direnci değerlerine ait azalma oranları
...................90
Şekil 30. Ladin odun test örneklerinde Kontrol örneklerine kı
yasla elde edilen vida
tutma direnci değ
erlerine ait azalma oranları.....................................................92
Şekil 31. Karaçam odun test örneklerinde Kontrol örneklerine kı
yasla elde edilen
vida tutma direnci değerlerine ait azalma oranları.............................................93
Şekil 32. Kayı
n odun test örneklerinde Kontrol örneklerine kı
yasla elde edilen vida
tutma direnci değ
erlerine ait azalma oranları.....................................................94
Şekil 33. Kavak odun test örneklerinde Kontrol örneklerine kı
yasla elde edilen vida
tutma direnci değ
erlerine ait azalma oranları.....................................................94
Şekil 34. MÇT’ye tabi tutulan Ladin odunu örneklerinde ı
sı
l iş
lemin ağı
rlı
k kaybı
üzerine etkisi.......................................................................................................96
Şekil 35. MÇT’ye tabi tutulan Karaçam odunu örneklerinde ı
sı
l iş
lemin ağ
ı
rlı
k
kaybıüzerine etkisi .............................................................................................96
Şekil 36. MÇT’ye tabi tutulan Kayı
n odunu örneklerinde ı
sı
l iş
lemin ağı
rlı
k kaybı
üzerine etkisi.......................................................................................................98
Şekil 37. MÇT’ye tabi tutulan Kavak odunu örneklerinde ı
sı
l iş
lemin ağ
ı
rlı
k kaybı
üzerine etkisi.......................................................................................................98
Şekil 38. Ladin ve karaçam odunlarıtest örneklerinde Kontrol örneklerine kı
yasla
meydana gelen korozyon azalma-artma oranları(%)...................................... 100
Şekil 39. Kayı
n ve kavak odunlarıtest örneklerinde Kontrol örneklerine kı
yasla
meydana gelen azalma-artma oranları(%) ...................................................... 100
Şekil 40. Kontrol örneklerinde oluş
an metal kaybı(g/m2) ............................................. 101
Şekil 41. Ladin ve karaçam odunlarıtest örneklerinde Kontrol örneklerine kı
yasla
meydana gelen korozyon derinliğ
ine ait azalma-artma oranları(%) .............. 103
Şekil 42. Kayı
n ve kavak odunlarıtest örneklerinde Kontrol örneklerine kı
yasla
meydana gelen azalma-artma oranları(%) ...................................................... 103
Şekil 43. Ladin odununa ait pH değerleri ....................................................................... 104
Şekil 44. Karaçam odununa ait pH değerleri .................................................................. 105
Şekil 45. Kayı
n odununa ait pH değerleri....................................................................... 106
Şekil 46. Kavak odununa ait pH değerleri ...................................................................... 106
Şekil 47. Isı
l iş
lem sonrasıkalan bor miktarları(%) ...................................................... 108
XII
TABLOLAR Lİ
STESİ
Sayfa No
Tablo 1. Ticari öneme sahip bor mineralleri.....................................................................26
Tablo 2. Dünya bor rezervi dağı
lı
mı
.................................................................................26
Tablo 3. Eti maden mineral bazı
nda rezerv miktarları.....................................................27
Tablo 4. Borik asidin genel özellikleri..............................................................................37
Tablo 5. Boraks dekahidratı
n genel özellikleri .................................................................38
Tablo 6. Deney varyasyonu ş
eması..................................................................................40
Tablo 7. Isı
l iş
lem sı
caklı
k ve süreleri ..............................................................................42
Tablo 8. Mantar çürüklük testi varyasyon ş
eması............................................................48
Tablo 9. Retensiyon değerleri ...........................................................................................54
Tablo 10. Ağaç türlerine ait özgül ağ
ı
rlı
k değerleri (gr/cm3) .............................................55
Tablo 11. Özgül ağı
rlı
k değ
erlerine iliş
kin ÇVA ve Ducan testi sonuçları(İ
YA) .............55
Tablo 12. Özgül ağı
rlı
k değ
erlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA).............56
Tablo 13. 212 ºC’de, 120 dak. süreyle ı
sı
l iş
lem uygulanan ladin odunu kontrol 1,
kontrol 2 ve test örneklerinin SAO (%)..............................................................57
Tablo 14. 212 ºC’de, 120 dak. süreyle ı
sı
l iş
lem uygulanan karaçam odunu kontrol 1,
kontrol 2 ve test örneklerinin SAO (%) ..............................................................57
Tablo 15. Su alma değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(İ
YA) ...................58
Tablo 16. 180 ºC’de, 120 dak. süreyle ı
sı
l iş
lem uygulanan kayı
n odunu kontrol 1,
kontrol 2 ve test örneklerinin SAO (%)..............................................................59
Tablo 17. 180 ºC’de, 120 dak. süreyle ı
sı
l iş
lem uygulanan kavak kontrol 1, kontrol 2
ve test örneklerinin SAO (%) .............................................................................59
Tablo 18. Su alma değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA) .....................60
Tablo 19. Ladin, karaçam, kayı
n ve kavak odunları
na ait TG değerleri (%) .....................60
Tablo 20. Teğetsel geniş
leme değerlerine iliş
kin ÇVA ve duncan testi sonuçları(İ
YA)...61
Tablo 21. Teğetsel geniş
leme değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA) ...61
Tablo 22. Ladin, karaçam, kayı
n ve kavak odunları
na ait ortalama GET değerleri (%) ....62
Tablo 23. GET değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(İ
YA).........................63
Tablo 24. GET değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA) ..........................63
Tablo 25. Ladin, karaçam, kayı
n ve kavak odun örneklerine ait ortalama eğilme
direnci değerleri (N/mm2) .................................................................................64
XIII
Tablo 26. Eğilme direnci değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(İ
YA) .........64
Tablo 27. Eğilme direnci değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA) ..........65
Tablo 28. Ladin, karaçam, kayı
n ve kavak odun örneklerine ait ortalama liflere paralel
bası
nç direnci değerleri (N/mm2) .......................................................................66
Tablo 29. Liflere paralel bası
nç direnci değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi
sonuçları(İ
YA) ...................................................................................................66
Tablo 30. Liflere paralel bası
nç direnci değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi
sonuçları(YA) ....................................................................................................67
Tablo 31. Isı
l iş
lem uygulanmı
ştest örnekleri ile kontrol örneklerinin vida tutma
direnci değerleri (kp) ..........................................................................................68
Tablo 32. Vida tutma direnci değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(İ
YA) ..68
Tablo 33. Vida tutma direnci değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA) ....69
Tablo 34. Isı
l iş
lem uygulanmı
şodun örneklerinde mantar çürüklük testine ait ağı
rlı
k
kaybıdeğerleri ...................................................................................................70
Tablo 35. Çürüme sonrası
ndaki ağı
rlı
k kaybıdeğerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi
sonuçları(İ
YA) ...................................................................................................70
Tablo 36. Çürüme sonrası
ndaki ağı
rlı
k kaybıdeğerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi
sonuçları(YA) ....................................................................................................71
Tablo 37. Metal örneklerde meydana gelen ağı
rlı
k kaybıdeğ
erleri (gr/m2 ).......................72
Tablo 38. Korozyon değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(İ
YA) ................72
Tablo 39. Korozyon değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA) ..................73
Tablo 40. Metal örneklerinde oluş
an korozyon derinliği (μm)...........................................73
Tablo 41. Korozyon derinliği değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi
sonuçları(İ
YA) ...................................................................................................74
Tablo 42. Korozyon derinliği değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA) ...74
Tablo 43. İ
ğne yapraklıağ
açlara ait pH değerleri...............................................................75
Tablo 44. Yapraklıağaçlara ait pH değerleri ......................................................................75
Tablo 45. Isı
l iş
lem sonrası
nda odunda kalan bor miktarı.................................................76
XIV
1. GENEL Bİ
LGİ
LER
1.1. Giriş
Ağaç malzeme, doğada en fazla bulunan ve diğer yapımalzemelerine göre oldukça
üstün özelliklere sahip bir materyaldir. Düş
ük yoğunluğa, düş
ük ı
sıiletimine, yüksek
mekanik dayanı
ma, kolay iş
lenebilirliğe ve iyi bir estetik görünüme sahip, yenilenebilir bir
malzeme olmakla beraber dı
şortamda bulunan UV ı
ş
ı
nları
, rutubet (yağmur, kar, nem,
çiğ), mekanik etkiler (rüzgar, kir), sı
caklı
k ve atmosferik faktörler (O2, SO 2, kirletici
gazlar) sonucu yı
kı
ma uğrayabilmektedir.
Günümüzde ağaç malzemeye olan talebin artması
, buna karş
ı
n ormanları
n hı
zlı
ca
yok edilmesi nedeni ile ağaç malzemenin verimli ve uzun süreli kullanı
mıçok büyük önem
kazanmaktadı
r. Odunun kullanı
m yerinde ömrünün arttı
rı
lmasıiçin birçok yöntem
kullanı
lmaktadı
r.
Odunun
emprenyesi
ve
odun
modifikasyonu
bunları
n
en
önemlilerindendir. Bu yöntemler sayesinde odunun olumsuz özellikleri en aza
indirgenmekte ve olumlu özellikleri daha da iyileş
tirilmektedir
Odun modifikasyon yöntemleri ağaç malzemenin fiziksel ve kimyasal yapı
sı
nda
önemli değiş
ikliklere neden olmaktadı
r. Fiziksel etkili odun modifikasyon yöntemlerinde,
genellikle odun hücre boş
lukları
nı
n ve diğer kapilar boş
lukları
n inorganik veya organik
maddelerle doldurulmasıve bir meteryal olarak takviye edilmesi amaçlanmaktadı
r.
Kimyasal yönden etkili odun modifikasyon yöntemlerinde ise, hücre çeperi bileş
enleri ile
reaksiyona giren ve böylece odunun kimyasal kompozisyonunu değiş
tiren kimyasal
maddeler kullanı
lmakta, odunun kimyasal yapı
sı
nı
n değiş
tirilmesi ile sakı
ncalı
özelliklerinin azaltı
lmasıyoluna gidilmektedir (Yı
ldı
z, 2002).
Ülkemizde ve dünyada çevre kirliliği gün geçtikçe önem kazanmaktadı
r. Odun
modifikasyonunda kullanı
lan kimyasal maddelerin çevre kirliliğine neden olmaması
, ve
uygulama kolaylı
ğıodun modifikasyonları
nı
n önemini arttı
rmı
ş
tı
r. Fakat çoğu kez odun
modifikasyon yöntemleri yüksek bir maliyeti de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle
odun modifikasyonunda tek bir muamele ile odunun birçok özelliğinin iyileş
tirilmesi
amaçlanmaktadı
r.
Odun modifikasyon yöntemlerinden birisi olarak değerlendirilen ı
sı
l iş
lem; odunun
kimyasal yapı
sı
nda bazıdeğiş
ikliklere neden olmaktadı
r. Isı
l iş
lem; yüksek sı
caklarda
2
(100- 250 ºC) ve farklıortamlarda (normal atmosfer, azot gazı
, herhangi bir inert gaz)
odunun belli bir süre bekletilmesi olarak tanı
mlanmaktadı
r. Isı
l iş
lem özel iş
lem
teçhizatları
, teknik kurutma gerektirmemekte ve bu yöntem ile diğer yöntemlerde
kullanı
lan kimyasal maddelerin çevreye verebileceği zarar önlenebilmektedir.
Ağaç malzemenin uzun ömürlü olarak kullanı
lması
nda etkili olan yöntemlerinden bir
diğeri de emprenye iş
lemidir. Her ne kadar doğal dayanı
mıyüksek olan ağaç türleri
kullanı
m yerlerinde uzun yı
llar bozunmadan kalsalar da doğal dayanı
klı
lı
ğıdüş
ük olan
ağaç türlerinin kullanı
m süresinin arttı
rı
labilmesi için emprenye edilmeleri gerekmektedir.
Ağaç malzemenin emprenyesinde birçok kimyasal madde kullanı
lmaktadı
r. Bu kimyasal
maddelerinin en önemlilerinden birisi ise borlu bileş
iklerdir. Günümüzde emprenye
maddesi olarak kullanı
lan borlu bileş
ikler en güvenli kimyasallardan biri olarak kabul
edilmekte, insan ve çevreye olan etkisi minimum düzeylerde kaldı
ğı
ndan kullanı
mıgittikçe
önem kazanmaktadı
r. Borlu bileş
ikler sadece mantar ve termit gibi zararlı
lara karş
ıdeğil,
aynı zamanda yanmaya karş
ı direncinden dolayı da 1930’lu yı
llardan itibaren
kullanı
lmaktadı
r (Lloyd, 1998; Kartal ve Imamura, 2004).
Tez kapsamı
nda, Türkiye’de endüstriyel olarak kullanı
lan önemli bazıiğne yapraklı
ve yapraklıağ
aç türlerinde tek baş
ı
na ı
sı
l iş
lemin performans özellikleri üzerine etkisi
araş
tı
rı
lmı
ş
tı
r. Ayrı
ca, çalı
ş
mada hem çevre dostu bir koruma metodu olarak ı
sı
l iş
lemin
hem de Türkiye koş
ulları
nda ulaş
ı
lmasıkolay ve nispeten ucuz olan borlu bileş
iklerin
oluş
turduğu sinerjinin alternatif bir koruma metodu olarak değerlendirilme imkanları
irdelenmiş
tir. Buhar ortamı
nda uygulanan ı
sı
l iş
lemin bor kaybı
na yol açı
p açmadı
ğı
konusu da incelenmiş
tir.
1.2. Odun Modifikasyonu
1.2.1. Odun Modifikasyon Yöntemleri
Geleneksel emprenye maddelerini kullanmadan odunun dayanı
mı
nıve performansı
nı
arttı
ran modifikasyon yöntemleri dört baş
lı
kta tanı
mlanabilir. Bunlar;
a. Kimyasal,
b. Fiziksel,
c. Enzimatik Modifikasyon,
d. Termal Modifikasyondur.
3
1.2.1.1. Kimyasal Modifikasyon
Kimyasal modifikasyon, kimyasal madde ile hücre çeper bileş
enleri arası
nda
katalizörlü ya da katalizörsüz bir kovalent bağı
n oluş
tuğu kimyasal reaksiyonu ifade
etmekte ve odunda, boyutsal stabilite, biyolojik dayanı
m ile akustik özellikleri arttı
rmayı
,
denge rutubet miktarı
nıazaltmayı
, dı
şhava koş
ulları
na karş
ıdayanı
mıiyileş
tirmeyi
hedeflemektedir. Modifikasyon yöntemlerinin etkinliği büyük ölçüde reaksiyon süresi, pH,
katalizör, sı
caklı
k, solvent gibi reaksiyon parametrelerinin çeş
itliliğine odun türlerinin
farklıkimyasal ve anatomik yapı
lar sergilemesine ve hatta tek bir ağ
acı
n farklıbölgeleri
arası
ndaki anatomik farklı
lı
klara göre değiş
iklik gösterebilmektedir. Bu olumlu özelliklerin
yanısı
ra kimyasal modifikasyon yönteme bağlıolmak üzere, odunda çekme dayanı
mıve
elastikiyet azalması
na da neden olabilmektedir (Hill, 2006; Tomak ve Yı
ldı
z, 2010).
Kimyasal modifikasyonda hidroksil gruplarıçok büyük bir rol oynamaktadı
r.
Odunun modifikasyonunda birçok kimyasal madde ve yöntem denenmiş
tir. Temel
modifikasyon tipleri ş
unlardı
r (Dizman, 2005).
1. Eter formu oluş
turan yöntemler (metillendirme, alkil klorürler, β-propiyolakton,
akrilonitril ve epoksitler),
2. Asetal formu oluş
turan yöntemler (formaldehit ile muamele, diğer aldehitlerasetaldehit, benzaldehit, dialdehit, triklorasetalhedit, gluteraldehit ve fitaldehitik asitglikosal),
3. Ester formu ya da üretan bağlarıoluş
turan yöntemler (asetillendirme, ftalilasyon,
diğer anhidritler, asit klorürler, karboksilik asitler, izosiyanatlar),
4. Oligoesterleş
me (2 ya da daha fazla reaksiyonun birleş
mesi) (maleik anhidrit ve
epiklorhidrin (MA-ECH) ftalik anhidrit ve epiklorhidrin (FA-ECH)),
5. Kimyasal oksidasyon ve sililasyon (sodyum peroksit ve periodik asitle muamele,
propiltrimetoksilan, g-metakriloksi -propiltrimetoksilan).
1.2.1.2. Fiziksel Modifikasyon
Fiziksel modifikasyon yönteminde, kullanı
lan kimyasal maddeler ve odun hücre
çeperi bileş
enlerinin kendi arası
nda herhangi bir kimyasal reaksiyonu söz konusu değildir.
Bu kimyasal maddeler, odunun hücresel ve kapiler boş
lukları
na yerleş
ir. Bu yöntemlerin
4
ağı
rlı
klıamacı
, mekanik direnç özelliklerini iyileş
tirmekten çok odun-su etkileş
imini
azaltmaya yöneliktir.
Fiziksel modifikasyon yöntemleri genel olarak 3 grup altı
nda toplanabilir; (Dizman,
2005).
1. Su itici yöntemler
2. Hücre çeperinin geniş
letilmesini (bulking) sağ
layan yöntemler
3. Odun Polimer Kompozitleri (OPK)
1.2.1.3. Enzimatik Modifikasyon
Enzimatik modifikasyonda ise, lakkaz enzimi ile fenolik bileş
iklerin oksidasyonu
yoluyla lignoselülozik liflerin bağyapmasısağlanı
r. Enzim yöntemini kullanarak levha ve
panellerin sentetik yapı
ş
tı
rı
lmasıhem ekonomik hem de çevresel avantajlara sahiptir.
Lakkaz ile muamele edilen liflerden üretilen liflevhaları
n iyi bir mekanik özellik
sergilediği belirlenmiş
tir (Tomak ve Yı
ldı
z, 2010).
1.2.1.4. Termal Modifikasyon
1.2.1.4.1. Isı
lİ
ş
lem
Isı
l iş
lem bir termal modifikasyon yöntemi olarak ele alı
ndı
ğı
nda, odunun 100-250
ºC sı
caklı
klarıarası
nda normal atmosfer, azot gazıveya herhangi bir inert gaz ortamı
nda
belli bir süre bekletilmesi olarak anlaş
ı
lmaktadı
r.
Odunun ı
sı
l iş
leme tabi tutulması3 amaca yönelik olarak uygulanmaktadı
r (Yı
ldı
z,
2002).
1. Odunun rutubet alı
ş
veriş
ini azaltmak, yani oduna boyut stabilizasyonu
kazandı
rmak
2. Odun tahrip edici organizmalara karş
ıodunun biyolojik direncini arttı
rmak
3. Odunda denge rutubeti miktarı
nıdüş
ürmek, permabiliteyi arttı
rmaktı
r. Ayrı
ca üst
yüzey iş
lemlerinin performansı
nıyükseltmek de mümkündür.
Isı
l iş
lem teknolojileri hı
zlıbüyüyen ve dayanı
klı
lı
ğıdüş
ük iğ
ne yapraklıve yapraklı
ağaç türlerinin kalitesini yükseltmek için ekonomik olarak cazip bir seçenek sunar. 2007
5
yı
lıitibariyle Avusturya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Almanya, Hollanda ve İ
sviçre
ülkelerinde 130 800 m3 ı
sı
l iş
lem uygulanmı
şkereste üretimi yapı
lmı
ş
tı
r (Michiel, 2008).
Çok değiş
ik kullanı
m alanı
na sahip odun hammaddesi, kurutma, kâğı
t hamuru
üretimi, yonga levha ve lif levha üretiminde yüksek sı
caklı
klara maruz kalmaktadı
r. Isı
l
iş
lem muamelesinde birçok değiş
ken bulunmaktadı
r. Bunlar; ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğıve süresi,
ı
sı
l iş
lem atmosferi, odun türü, malzeme boyutları
, rutubet miktarıvb. olarak sı
ralanabilir.
Bu etkilerin en önemlisi ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğı
dı
r (Yı
ldı
z, 2002; Hill, 2006). Isı
l iş
lem geniş
aralı
klarda uygulanmaktadı
r. Isı
l iş
lem sı
caklı
k alt sı
nı
rıolarak 100 ºC olarak kabul
edilmektedir. Odunun bozunmasıise bu sı
caklı
kta baş
lamaktadı
r. Sı
caklı
k arttı
kça yapı
sal
hasar da artmaktadı
r. 200 ºC üzerinde odun bileş
enlerinin tamamen dönüş
mesi ve gaz
fazı
ndaki degradasyon ürünlerinin açı
ğa çı
kmasıgibi oluş
umlar söz konusu olmaktadı
r.
Daha yüksek sı
caklı
klarda ise odunun pirolizi ve yanma olayıbaş
lamaktadı
r. Odunun gaz
haline gelmesi için ise 500 ºC üzerinde sı
caklı
k gerekmektedir (Fengel ve Wegener, 1989).
1.2.1.4.1.1. Isı
lİ
ş
lemin Fiziksel Özellikler Üzerine Etkisi
Isı
l iş
lem odunun su adsorpsiyonunu önemli derecede azaltı
r. Odun bileş
enlerinde
bulunan serbest hidroksil gruplarısu adsorpsiyon ve desorpsiyonunda önemli rol
oynamakta ve hücre duvarları
na bağlıolan OH gruplarıH2O’yu sürekli olarak ahş
ap
içerisine çekmektedir. Isı
l iş
lem ile odunda bulunan serbest hidroksil gruplarıönemli
ölçüde azalma göstermekte ve su itici (hidrofobik) O-acetyl gruplarıartmaktadı
r. Bunun
nedeni hücre çeperi içerisindeki en higroskopik polimerlerin yer aldı
ğıhemiselülozları
nı
sı
l
iş
lemle bozundurulmasıve suyla reaksiyona girebilecek serbest hidroksil grupları
nı
n
azalması
dı
r (Şekil 1). Bir diğer neden ise, su moleküllerinin kolay eriş
im gösteremediği
selülozun kristalimsi bölgelerinin nispi orandaki artı
ş
ıve ligninin çapraz bağlanma
reaksiyonu göstermesidir. Bu bağlar serbest hidroksil grupları
nı
n H+ iyonları
na eriş
imini
engellemektedir. Odunda bulunan bağlısu odunun direnç özelliklerinin önemli ölçüde
etkilemektedir. Bağlısu miktarı
nı
n artması
, hücre çeperinin organik polimerleri arası
ndaki
hidrojen bağı
nıazaltı
r veya engeller. Isı
l iş
lem uygulanmı
şodunlarda bağlısu oranı
nı
n
azalmasıve daha az higroskopik olmasıdirenç özellikleri üzerine pozitif etki yapmaktadı
r
(Yı
ldı
z, 2002; Hinterstoisser vd., 2003; Hill, 2006; URL-1, 2011) .
6
Şekil 1. Isı
l iş
lemin ahş
ap üzerinde meydana getirdiği fiziksel değiş
im
Yapı
lan bazıçalı
ş
malarda artan sı
caklı
ğa ve süreye bağ
lıolarak, ağ
ı
rlı
k kayı
pları
nda
artı
ştespit edilmiş
tir. 120 ºC ve 200 ºC’de 24 saat boyunca ı
sı
l iş
leme tabi tutulan ladin
(Picea abies) odununda yapı
lan ı
sı
l iş
lem sonucu meydana gelen ağı
rlı
k kaybı120 ºC’de
%0,8 iken 200 ºC’de %15,5 olmuş
tur. Kayı
n (Fagus sylvatica) odununda ise %8,1 ile %9,8
oranı
nda bir ağı
rlı
k kaybıolmuş
tur (Fengel ve Wegener, 1989).
4, 6 ve 8 saat süre ile 150 ºC, 170 ºC ve 190 ºC sı
caklı
kta sarı
çam (Pinus sylvestris
L.) odunu ı
sı
l isleme tabi tutulmuş
tur. Buna göre; ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğıve uygulama süresi
arttı
kça, ağı
rlı
k kaybı
nı
n da arttı
ğıve en yüksek ağ
ı
rlı
k kaybı
nı
n %6,05 en düş
ük ağı
rlı
k
kaybı
nı
n %1.22 olarak sı
rası
yla 190 ºC’de 8 saat ve 150 ºC’de 4 saatlik varyasyonlarda
meydana geldiği gözlenmiş
tir (Özçifçi ve Altun, 2009).
MacLean (1951), su, buhar ve hava ortamları
nda yaptı
ğıı
sı
l iş
lem sonrası
nda,
yapraklıağaçlarda meydana gelen ağ
ı
rlı
k kaybı
nı
n iğne yapraklıağaçlara oranla daha
fazla olduğunu açı
klamı
ş
tı
r. Su ve buhar ortamı
nda yapraklıağaçlarda meydana gelen
ağı
rlı
k kaybı
nı
n hı
zlıbir ş
ekilde arttı
ğı
nıve tüm ı
sı
l iş
lem sı
caklı
kları
nda yapraklı
ağaçları
n iğne yapraklıağaçlara oranla daha duyarlıolduğu sonucu çı
kartı
lmı
ş
tı
r. Fakat
kuru ortamda yapı
lan ı
sı
l iş
lemde ise iğ
ne yapraklıağaçları
n daha duyarlıolduğ
u ortaya
konmuş
tur.
130, 150, 180, 200 ºC sı
caklı
kta 2, 6, 10 saat süre ile ı
sı
l iş
leme tabi tutulan kayı
n ve
ladin odun örneklerinin özgül ağı
rlı
k değerleri incelenmiş
tir. Elde edilen sonuçlara göre;
130 ºC’de 2 saat süre ile ı
sı
l iş
leme tabi tutulan kayı
n ve ladin odunu test örneklerinde
özgül ağı
rlı
k değerlerinin kontrole oranla çok küçük miktarda ( %2.25 - %1.73 ) arttı
ğ
ı
gözlenmiş
tir. Her iki ağ
aç türüne ait en fazla azalma oranı200 ºC’de 10 saatlik
7
uygulamada gerçekleş
miş
tir. Kayı
n odununda özgül ağı
rlı
k azalma oranı%18,4 iken ladin
odununda bu oran %10,5 olarak bulunmuş
tur (Yı
ldı
z, 2002).
220, 240, 250 ºC’de nitrojen ortamıaltı
nda yapı
lan ı
sı
l iş
lemde, ı
sı
l iş
lem
koş
ulları
ndan bağı
msı
z olarak, odundaki karbon içeriğinin artması
na bağlıolarak ağı
rlı
k
kaybı
nı
n da arttı
ğı
nıortaya konmuş
tur. Odunda karbon içeriğinin artı
ş
ıı
sı
l iş
lem
sı
caklı
ğı
nı
n artı
ş
ı
na paralel olarak artı
şgöstermektedir (Sustersic vd., 2010).
Odun su adsorpsiyonu ve desorpsiyonu nedeniyle geniş
leme ve daralmaya
uğ
ramaktadı
r. Bundan baş
ka, su adsorpsiyonundaki azalma odunun tüm daralma ve
geniş
lemesini azalttı
ğı
ndan odunun boyutsal stabilitesi de artmaktadı
r. Genelde ı
sı
l iş
lem
uygulanmı
şodun düş
ük daralma ve geniş
leme değerleri ile oldukça hidrofobiktir. Odunun
higroskopisitesi sı
caklı
k ve süre gibi ı
sı
l iş
lem ş
artları
ndan etkilenmektedir. Özellikle ı
sı
l
iş
lem sı
caklı
ğıçok etkili bir parametre olmaktadı
r (Korkut ve Kocaefe, 2002).
180 ºC’de 2, 4, 6, 8 ve 12 saat süre ile yapı
lan ı
sı
l iş
lem sonrası
nda ı
sı
l iş
lem
sı
caklı
ğı
nı
n ve süresinin artı
ş
ı
na bağlıolarak su adsorpsiyonu azalı
r ve boyutsal
kararlı
lı
ğı
n arttı
ğıgözlenmiş
tir. Ayrı
ca; ı
sı
l iş
lem sonrası
nda örneklerin teğet, radyal ve
boyuna yönde geniş
leme oranları
nda da yaklaş
ı
k olarak %50 oranı
nda düş
üşgözlenmiş
tir
(Gündüz ve Aydemir, 2008).
Populus nigra ile 180, 200, 220 ºC’de 4, 5 ve 6 saat süre yapı
lan ı
sı
l iş
lem sonunda
tüm varyasyonları
n fiziksel özelliklerinde bir iyileş
me gözlenmiş
tir. Fiziksel özelliklerin
ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğıile bağ
lantı
lıolduğu fakat ı
sı
l iş
lem süresinin fiziksel özellikleri
etkilemediği ortaya konmuş
tur. 220 ºC’de 6 saat ı
sı
l iş
leme tabi tutulan örneklerin 48 saat
yı
kanma iş
lemine tabi tutulmasısonunda, kontrol örneklerinde su adsorpsiyon değeri
%117,98 iken, ı
sı
l iş
lemli örneklerde %25,4 olarak kaydedilmiş
tir. Kontrol örneklerindeki
radyal, teğet ve hacimsel geniş
leme değerleri sı
rası
yla %4.39, 8.99, 12.95 iken ı
sı
l iş
lemli
örneklerde bu oranlar %2,99, 6,98, 9,8 olarak gerçekleş
miş
tir (Bazyar vd., 2010).
Uygulanan ı
sı
l iş
lem süresi, sı
caklı
ğıve tekniğine paralel olarak odun renginde fark
edilir bir koyulaş
ma meydana gelmektedir. Fakat literatürde ı
sı
l iş
lem uygulaması
süresince odundaki renk değiş
melerinin kimyasal sebepleri tam olarak tanı
mlanamamı
ş
tı
r.
Ancak bu konuda yapı
lan çalı
ş
malarda renk değ
iş
melerinin ana sebepleri olarak
hemiselüloz, lignin ve bazıekstraktif maddelerin bozunmasıgösterilmiş
tir. Isı
l iş
lem
uygulaması
nda sı
caklı
k ve süre uzadı
kça ahş
abı
n renk koyuluğ
u artmaktadı
r (Yı
ldı
z, 2002;
Korkut ve Kocaefe, 2002; Nuopponen, 2005; Yaş
ar, 2009).
8
Odunda meydana gelen renk değiş
ikliği ağaç türüne göre değiş
iklik göstermektedir.
Yapraklıağ
açlardaki değiş
im 60 ºC’de, iğne yapraklıağaçlardaki ise 90 ºC’de baş
lamakta
ve sı
caklı
k arttı
kça renk koyulaş
maktadı
r (Yı
ldı
z, 2002).
Yapı
lan baş
ka bir çalı
ş
mada ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğı
nı
n artı
ş
ı
na paralel olarak odun
renginde koyulaş
ma olduğu gözlenmiş
tir. Çam, ladin ve kavak odunları
nı
n kullanı
ldı
ğı
çalı
ş
mada, ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğı
nı
n artı
ş
ı
na paralel olarak çam odununda meydana gelen
koyulaş
manı
n ladin ve kavak odunları
ndan daha fazla olduğu bulunmuş
tur (Sidorova,
2008)
Stamm ve Hansen (1937), odunun boyutsal stabilizasyonunun sadece kimyasal
maddelerin kullanı
lmasıile değil, tek baş
ı
na ı
sı
l iş
lem uygulamasıile de sağlanabileceğini
belirtmiş
lerdir. Bu yaklaş
ı
mlar sonucunda yüksek sı
caklı
kta kurutma iş
lemleri ile
higroskopisitenin ve ağaç malzemede süre gelen geniş
leme ve daralma etkisinin azaldı
ğı
görülmüş
tür (Teiemann, 1920).
1.2.1.4.1.2. Isı
lİ
ş
lemin Mekanik ve Teknolojik Özellikler Üzerine Etkisi
Isı
l iş
lemin birçok olumlu özelliği yanı
nda olumsuz özellikleri de mevcuttur. Isı
l
iş
lem sı
caklı
ğı
na ve süresine bağlıolarak odun direnç özelliklerinde düş
üş
ler meydana
gelebilmektedir. Bu düş
üş
ler, odun hammaddesinde meydana gelen madde kaybıile
açı
klanmaktadı
r (Rusche, 1973).
Odun örneklerinde boyuna yönde bası
nç direncinin düş
ük olmasıkristalimsi
selülozun katıve rijit yapı
sı
ndan kaynaklanmaktadı
r. Selülozun bu özelliğinden dolayı
radyal ve teğet yönlerdeki bası
nç direnci değerleri düş
mektedir. Isı
l iş
lem sonrası
nda
odunda meydana gelen radyal çatlaklar radyal bası
nç direncinin azalması
na neden
olmaktadı
r. Eğilme direncinde meydana gelen kayı
plar, ı
sı
l iş
lem süresince lignin ve
selülozun bozunmasıveya depolimerizasyonundan değil, hemiselülozun modifikasyonun
ve/veya bozunması
ndan kaynaklanmaktadı
r. Isı
l iş
lem süresinin ve sı
caklı
ğ
ı
nı
n artı
ş
ı
na
bağlıolarak eğilme direnci değerleri azalmaktadı
r. Odun bileş
enlerinden olan hemiselüloz
ı
sı
ya karş
ıen hassas hücre çeperi bileş
enidir. LeVan vd. (1990), yaptı
klarıçalı
ş
mada ı
sı
l
iş
lem sı
rası
nda hemiselülozun yan zincirlerinin kı
rı
lmasıile birlikte yük paylaş
ı
m
kapasitesinin bozulduğunu tespit etmiş
ler ve direnç kayı
pları
ndan bu durumun sorumlu
tutulabileceğ
inin bildirmiş
lerdir (Korkut ve Kocaefe, 2002).
9
Iş
ı
l iş
lem sonrası
nda odun karbonhidratları
nda ve hemiselülozda meydana gelen
kayı
plar
odunun
mekanik
özelliklerinin
düş
mesine
neden
olmaktadı
r. Yapı
lan
çalı
ş
malarda, ı
sı
l iş
lem sonrasımeydana gelen hemiselüloz kaybıile eğilme direnci kaybı
arası
nda doğ
rudan bir iliş
ki bulunduğ
u ortaya konmuş
tur (Kartal, 2006; Talei vd., 2010).
Odun ı
sı
tı
ldı
ğızaman direnç ve sertlik özellikleri azalmakta, soğutulduğu zaman
artmaktadı
r. Odunun kı
sa süreli ı
sı
tı
lmasıve soğutulması
nda odun tekrar eski haline
dönebilmektedir. Direnç ve sertlik özelliklerindeki dönüş
ümsüz azalmalar odun
hammaddesinin uzun süreli sı
caklı
ğa tabi tutulmasısonucu meydana gelmektedir. Isı
l
iş
lem süresinin ve sı
caklı
ğı
nı
n artması
na bağlıolarak odundaki ağ
ı
rlı
k kayı
plarıda
artmaktadı
r. Bu durum termal bozunma olarak adlandı
rı
lı
r ve termal bozunmada en çok
etkilenen özellikler ise ş
ok ve eğilme direnci olurken, en az etkilenen özellikler ise
elastikiyet modülü ve ağı
rlı
k kaybı
dı
r (Yı
ldı
z, 2002; Yı
ldı
z vd., 2006; Yı
ldı
z vd., 2010).
UludağGöknarı(Abies bormülleriana Mattf.) odununun direnç değerleri üzerine
yapı
lan bir çalı
ş
mada; 180 ºC’de 10 saat ı
sı
l iş
lem uygulanması
yla bası
nç direnci
değerinde ortalama olarak %29,41; eğilme direncinde %29,28; eğilmede elastikiyet
modülünde %40,08; enine kesit janka sertliğinde %22,43; radyal kesit janka sertliğinde
%23,27; teğet kesit janka sertliğinde %16,19; dinamik eğilme direncinde %39,24 ve liflere
dik çekme direncinde % 28,14’lük bir azalma tespit etmiş
tir (Korkut, 2008).
Korkut vd. (2008), okaliptüs (Eucalyptus camaldulensis Dehn.) odunu üzerine
yaptı
klarıbir çalı
ş
mada 180 ºC’de 10 saat ı
sı
l iş
lem uygulaması
yla eğilme direnci
değerinde %21.68, eğilmede elastiliyet modülünde %33.46, liflere paralel bası
nç
direncinde %21.04, liflere dik çekme direncinde %13.07, dinamik eğilme direncinde
%5.37, yarı
lma direnci değerinde ise %33.33 oranı
nda bir azalma kaydetmiş
lerdir (Korkut
vd., 2008).
Atmosfer bası
ncıaltı
nda 200 ºC’de 6 saat süre ile ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lan ladin
odun örneklerinin bası
nç direnci değerlerinde, muamele edilmeyen örneklere nazaran %36
oranı
nda bir azamla tespit edilmiş
tir (Yı
ldı
z vd., 2006).
150-200 ºC sı
caklı
klarda 1, 3, 5, 10 ve 20 saat süreyle ı
sı
l iş
lem uygulanan
Chamaecyparis obtusa ve Fagus crenata örneklerindeki ş
ok direnci değerleri, 150 ºC’de 5
saat, 200 ºC’de 1 saat ve 200 ºC’de 5 saatlik uygulamalardan sonra, ı
sı
l iş
leme tabi
tutulmamı
şodun örneklerine göre % 50 azalmı
ş
tı
r. 200 ºC’de 5 saatlik ı
sı
l iş
lem
uygulanmasısonunda eğilme direnci değerleri kontrol örneklerine nazaran % 50 oranı
nda
azalma göstermiş
tir (Kitahara ve Chugenji, 1951).
10
Atmosfer bası
ncıaltı
nda dört farklısı
caklı
k (130, 150, 180, 200 ºC) ve üç farklısüre
(2, 6, 10 saat) uygulanarak yapı
lan bir çalı
ş
mada ı
sı
l iş
lemin, kayı
n odunu elastikiyet
modülü üzerine etkisi araş
tı
rı
lmı
ş
tı
r. Elde edilen sonuçlara göre; 130 ºC’de 2 saat süre ile
yapı
lan ı
sı
l iş
lemde kontrol örneklerine oranla eğilmede elastikiyet modülü değerlerinde
küçük bir artı
ş
ı
n olduğu, fakat aynısı
caklı
kta 6 saat ve 10 saat süre ile yapı
lan ı
sı
l iş
lemde
eğilmede elastikiyet modülü değerlerinin kontrol grupları
na oranla %3 ve %14 arası
nda
azalma gösterdiği gözlenmiş
tir. 150 ºC de 2, 6, ve 10 saat süreyle yapı
lan ı
sı
l iş
lemde,
eğilmede elastikiyet modülü değerleri sı
rası
yla %23, %31, ve %26 oranı
nda azalmı
ş
tı
r. En
fazla azalma 6 saatte olmuş
tur. En ş
aş
ı
rtı
cısonuç ise 200 ºC’de 10 saat süre ile uygulanan
ı
sı
l iş
lemden elde edilmiş
tir. Test örneklerinin eğilmede elastikiyet modülü değerlerinde
kontrol örneklerinin eğilmede elastikiyet modülü değerlerine oranla bir artı
şelde edilmiş
tir
(Yı
ldı
z vd., 2002).
Isı
l iş
lemin odun lifleri üzerine olan etkisinin araş
tı
rı
ldı
ğıçalı
ş
mada, yüksek iş
lem
sı
caklı
ğı
nı
n (200- 260 ºC) eğilmede elastikiyet modülü ve statik eğilme dayanı
mı
değerlerini %20 oranı
nda azalttı
ğıgözlenmiş
tir. Fakat Boonstra vd. (2007), eğilmede
elastikiyet modülü ve liflere paralel bası
nç direncinin artı
şgösterdiğini açı
klamı
ş
tı
r
(Goroyias ve Hale, 2002).
Atmosfer bası
ncıaltı
nda 150, 180 ve 200 ºC sı
caklı
kları
nda 2, 6, ve 10 saat süre ile
ı
sı
l iş
leme tabi tutulduktan sonra 3 yı
l boyunca dı
şhava koş
ulları
na maruz bı
rakı
lan adi
kı
zı
lağaç (Alnus glutinosa L.) odunu örneklerinin statik eğilme dayanı
mıdeğerlerinde
kontrole oranla % 50 ’ye varan miktarda düş
üş
ler gözlenmiş
tir (Yı
ldı
z vd., 2010).
İ
nert gaz ortamı
nda yapı
lan ı
sı
l iş
lem sonucunda 100- 200 ºC arası
nda ladin
odununun statik eğilme dayanı
mıdeğerleri önemli ölçüde azalma göstermiş
tir. Eğilmede
elastikiyet modülü değerleri ise statik eğilme dayanı
mı
na oranla ı
sı
l iş
lemden daha az
etkilenmiş
lerdir. Statik eğilme dayanı
mıve eğilmede elastikiyet modülü değerleri ı
sı
l iş
lem
koş
ulları
nı
n değiş
mesiyle artı
şveya azalı
şgöstermektedir (Kocaefe vd., 2008).
200 ºC- 160 ºC sı
caklı
klarda ve 2 saat süre ile ı
sı
l iş
lem uygulanan Sitka ladini
(Picea sitchensis) örneğindeki statik eğilme dayanı
mıve eğilmede elastikiyet modülü
değerleri araş
tı
rı
lmı
ş
tı
r. 200 ºC de eğilmede elastikiyet modülü ve statik eğilme dayanı
mı
değerlerinin sı
rasıile %7.2, %31.3 oranı
nda azaldı
ğı
, 160 ºC’de ise eğilmede elastikiyet
modülü ve statik eğilme dayanı
mıdeğerlerinin sı
rasıile %6.8, %2 oranı
nda arttı
ğı
gözlenmiş
tir. Eğilmede elastikiyet modülü değerlerinde 160 ºC ve 200 ºC sonrası
nda
11
önemli bir farklı
lı
k gözlenmez iken, statik eğilme dayanı
mıdeğerlerinde 200 ºC den sonra
ciddi oranda düş
üş
ler gözlenmiş
tir (Awoyemi vd., 2008).
100- 300 ºC‘de su buharıortamı
nda ve aynısı
caklı
klarda hava ortamı
nda ı
sı
l iş
leme
maruz bı
rakı
lan Quercus suber odunu bası
nç direncinde meydana gelen değiş
iklikler
araş
tı
rı
lmı
ş
tı
r. 300 ºC’de su buharıortamı
nda iş
lem gören örneklerde bası
nç direncinin
kontrol örneklerine nazaran dikkate değer oranda azalmasıhücre çeperi bileş
enlerinin
termal bozunması
yla izah edilmiş
tir. Aynısı
caklı
kta hava ortamı
nda muamele edilen
örneklerde, su buharıortamı
nda iş
lem gören örneklere nazaran dirençte hafif bir artı
ş
olduğu görülmüş
tür (Rozsa ve Fortes, 1989).
Genç odun yüksek oranda hemiselüloz ve lignin içermektedir. Bu sebepten dolayı
genç odun ve olgun odun birbirinden farklıdavranı
ş
lar gösterir. Ayrı
ca hemisülozun
bileş
imi özden dı
ş
arı
ya doğ
ru ilk 20 yı
llı
k halkada galaktoz, ksiloz ve arobinoz içeriği
azalı
rken mannoz içeriğinin artmasınedeniyle değiş
mektedir. Hemiselüloz içeriğinin farklı
olması
ndan dolayıı
sı
l iş
lem sonrası
nda genç odun ve olgun odun farklıözellikler gösterir.
Genç odundaki daha büyük mikrofibril açı
sıdaha fazla boyuna daralma ve daha az enine
daralmaya sebebiyet verdiğinden, ı
sı
l iş
lem uygulamasısı
rası
nda odun tamamen
kurutulduğunda odunda direnç özelliklerini etkileyen iç gerilmeler meydana gelmektedir
(Hill, 2006).
Isı
l iş
lem etkisiyle çam öz odunu ve diri odununda meydana gelen kütle ve eğilmede
elastikiyet modülü kaybıladin öz ve diri odununda meydana gelen kayı
ptan daha fazladı
r.
Ladin öz ve diri odununda meydana gelen kayı
plar arası
nda belirgin farklı
lı
k olmadı
ğı
tespit edilmiş
tir (Viitanen ve Kortelainen, 2010).
Stamm (1964), yı
lı
nda yaptı
ğıçalı
ş
mada ı
sı
l iş
lem uygulamasısonucu makaslama
direncindeki azalmayıorta lamelin %20’sini oluş
turan polyozları
n furfural polimerlerine
kı
smıolarak dönüş
mesine bağlamı
ş
tı
r,
Termo-plastik yapı
ya sahip olmasınedeniyle ı
sı
l iş
lem sonrası
nda odunun direnç
özelliklerinde düş
üş
ler gözlenmektedir. Hemiselüloz (127-235 ºC), selüloz (231-253 ºC) ve
lignin (167-217 ºC) belli sı
caklı
k dereceleri üzerinde plastik bir yapı
ya dönüş
mektedir
(Korkut ve Kocaefe, 2002).
12
1.2.1.4.1.3. Isı
lİ
ş
lemin Kimyasal Özellikler Üzerine Etkisi
Odun düş
ük moleküllü bileş
iklerden polimerik bileş
iklere kadar kompleks bir yapı
ya
sahiptir. Isı
l iş
lem uygulamasısüresince odunun fiziksel ve mekanik yapı
sı
nda meydana
gelen sayı
sı
z değiş
meleri anlamak için odunun kimyasal bileş
imini, yapı
sı
nıoluş
turan ana
bileş
enlerin temel karakteristiklerini ve fiziksel özelliklerini çok iyi bilmek gerekmektedir.
Odunun termal bozunması
yla odunda farklıbirçok kimyasal reaksiyonlar meydana
gelmektedir. Fakat bu reaksiyonları
n sadece belli bir kı
smıaçı
klanabilmektedir.
100 ºC üzerindeki sı
caklı
klarda moleküller arası
ndaki ve moleküllerin kendi
içlerindeki bağlar kopmaya baş
lamakta ve kopan bağları
n oranısı
caklı
k arttı
kça artı
ş
göstermektedir. 100- 200 ºC arası
nda karbondioksit, su buharıve organik madde kalı
ntı
ları
gibi yanmayan yan ürünler oluş
maktadı
r. Daha yüksek sı
caklı
klarda selülozun
parçalanması
yla yanabilen yan ürünler oluş
maktadı
r. 450 ºC’nin üzerinde buharlaş
abilen
ürünler serbest kalmaktadı
r (Kotilainen, 2000; Yı
ldı
z, 2002).
İ
ğne yapraklıağaçlarda alfa- selüloz miktarıdaha yüksek oranda kalı
ntılignin ve
hemiselüloz içermektedir. Alfa- selüloz miktarı
ndaki azalma 100 ºC’de baş
lamakta, saf
selüloz 150 ºC‘ye kadar kalabilmektedir. Lignin miktarıgenişbir sı
caklı
k aralı
ğı
nda sabit
kalmakta, 140 ºC- 150 ºC üzerindeki sı
caklı
klarda artmaktadı
r (Yı
ldı
z, 2002).
Isı
l iş
lemin odun bileş
enleri üzerine olan etkisi ve bu etki sonucunda odunda
meydana gelen kimyasal değiş
meler ş
ekil 2’de gösterilmiş
tir. Meydana gelen bu kimyasal
değiş
meler sonucunda odunun kullanı
mıesansı
nda hangi özelliğinin etkilendiği de ş
ekil
2’de yer almaktadı
r.
13
Şekil 2. Isı
l iş
lem uygulanmı
şodunun reaksiyon mekanizması(Korkut ve Kocaefe,
2002).
Isı
l iş
lem sı
caklı
ğıve süresi hemiselüloz bozunması
nıetkileyen en önemli
faktörlerden iki tanesidir. Süre ve sı
caklı
ktaki artmaya bağlıolarak galaktoz ve arabinoz
gibi yan zincir bileş
enleri ayrı
lı
r ve yan zincirlerin bozunması
ndan sonra mannoz, glikoz
ve ksiloz gibi ana bileş
enlerin bozunmasıgerçekleş
ir. Pentoz ve heksozlar sı
rası
yla furfural
(C5H4O2) ve hidroksimetilfurfural (C 6H6O3)’a dehidrate olur. Bundan baş
ka hemiselülozun
asetil yan zincirlerinden asetik asit ayrı
lı
r ve odunun asetil (COCH 3) içeriği azalı
r.
Hemiselülozun daha az higroskopik olan furfural polimerlerine hidrolize olmasıboyutsal
stabiliteyi arttı
rmakta ve denge rutubet miktarı
nıazaltmaktadı
r (Korkut ve Kocaefe, 2002).
Odunun yapı
sı
nda bulunan üç ana bileş
enden hemiselüloz, pirolitik ş
artlar altı
nda en
az kararlı
lı
k gösterendir. Hemiselüloz ve selüloz arası
ndaki termal stabilitedeki değiş
kenlik
moleküler seviyedeki kimyasal ve morfolojik yapı
lardaki farklı
lı
klara atfedilebilir.
Hemiselülozun düş
ük termal stabilitesinin ana nedeni, dallanmı
şyan zincirlerin; hidrolize
ve diğer ataklara karsıhassas olan amorf yapı
sı
nı
n varlı
ğı
dı
r (Ertaş
, 2010).
Kayı
n ve ladin odunlarıile yapı
lan çalı
ş
mada; kayı
n odunu kontrol örneklerinde
ortalama hemiselüloz oranı
nı
n %24,66 olduğu, önemli azalmaları
n 180 ºC’de 2 saat süreli
varyasyondan baş
ladı
ğı
, 180 ºC’de 6 ve 10 saatlik varyasyonlarda da devam ettiğ
i ve 200
ºC’de 10 saatlik varyasyonda bu azalmanı
n %1,71’e düş
tüğ
ü belirtilmektedir. Ladin odun
14
kontrol örneklerinde ise hemiselüloz oranı%21,43 iken her bir sı
caklı
k varyasyonunda
sürenin artı
ş
ı
na paralel olarak hemiselüloz içeriğinin azaldı
ğ
ı
, 200 ºC’de 10 saat süreli
varyasyonda hemiselüloz içeriğinin %1.99 olarak elde edildiği kaydedilmiş
tir (Yı
ldı
z,
2002).
Selüloz hidrolizi hemiselüloz hidrolizine oranla daha yüksek sı
caklı
klarda
olmaktadı
r. Selülozun amorf bölgeleri termal degradasyon daha duyarlı
dı
r ve bu yapı
lar
muhtemelen hemiselülozun heksoz bileş
enleri ile aynıözellik göstermektedir. Selülozun
büyük bir kı
smı
nı(%60) kristalimsi yapıoluş
turmaktadı
r. Selüloz kristal yapı
sı
nı
n
degredasyonu 300- 400 ºC’de gerçekleş
mektedir. Bu da selüloz zincirlerine yüksek bir
stabilite katmakta ve onlarıhidroliz (molekülün bir su molekülü ilavesiyle iki parçaya
ayrı
lması
) süresince asit saldı
rı
sı
na karş
ıkorumaktadı
r (Hill, 2006).
Selülozun kristal yapı
sı200 ºC’ye kadar değiş
memektedir. Termal olarak muamele
edilmişladin odununda, alkaliye mukavemet gösteren selülozun kristalliği, daha kı
sa
zincirli moleküllerin tercihen daha önce bozunmasıyüzünden 200 ºC’ye kadar artmaktadı
r.
160 ºC’ye kadar çeş
itli sı
caklı
klarda ı
sı
tı
lan pamuğun %10’luk H 2SO4 ile hidrolizi
sı
rası
ndaki davranı
ş
ları
ndan selülozdaki amorf bölgelerin sı
caklı
k derecesinin ve süresinin
artması
yla arttı
ğısonucuna varı
lmı
ş
tı
r. 200 ºC’de gergin yumuş
ak liflerin yumuş
aması
,
selülozun kristalleş
mesinde bir büyüme ve kristallik derecesinde bir artı
şbaş
latmaktadı
r.
120- 160 ºC’lere kadar termal olarak muamele edilmişselülozun kristalleş
mesindeki artı
ş
ı
n
ardı
ndan bir azalmanı
n meydana geldiğ
i gözlenmiş
tir (Yı
ldı
z, 2002).
Pinus densiflora odunu ile yapı
lan çalı
ş
mada 210 ºC’ye kadar yapı
lan ı
sı
l iş
lemli
odunlar X ı
ş
ı
nı
nı
n kı
rı
mı
nda herhangi bir değiş
ikliğ
e neden olmamı
ş
tı
r. Daha yüksek
sı
caklı
klarda, selülozun sağlam yapı
sıyı
kı
mlanmakta ve yaklaş
ı
k 270 ºC’de tamamen
amorf duruma geçmektedir. 240 ºC’de selülozun kristal yapı
sı
, kristal yapı
nı
n
polimerizasyon derecesi 2 saat içinde 200’ün altı
na, 8 saat içerisinde 100’ün altı
na indiği
için bozunmaktadı
r (Fengel ve Wegener, 1989).
130, 150, 180, 200 ºC sı
caklı
klarda ve 2, 6, 10 saat sürelerde ı
sı
l iş
lem uygulanan
kayı
n ve ladin odunu örneklerinin selüloz değerlerine iliş
kin sonuçlar incelendiğinde,
kayı
n odunu test örneklerinin ortalama selüloz değerleri hemen hemen her varyasyonda
birbirine benzer oranda bulunmuş
tur. Kayı
n kontrol örneklerinde ortalama selüloz
değerleri %54,2 iken, test örneklerinde ortalama selüloz değerleri %53,5 ile %56,1
arası
nda değiş
miş
tir. Ladin odununda da kayı
n odununa benzer sonuçlar elde edilmiş
tir.
Kontrol örneklerine ait ortalama selüloz değeri %54,1 iken sı
caklı
k ve sürenin en yüksek
15
uygulandı
ğ
ıvaryasyonda (200 ºC ve 10 saat) kontrole oranla küçük bir azalma
gözlenmiş
tir (%50,4). %53,54 ile %57,52 arası
nda değiş
en ve süre artı
ş
ıile doğrudan bir
iliş
kisi bulunmayan kayı
n ve ladin odunu test örneklerinin ortalama selüloz değerleri
kontrolle karş
ı
laş
tı
rı
ldı
ğı
nda (% 54), mevcut sı
caklı
k ve süre varyasyonları
nı
n (130, 150,
180, 200 ºC ve 2, 6, 10 saat) selüloz üzerine herhangi bir yı
kı
mlayı
cıetkide bulunmadı
ğı
gözlenmiş
tir (Yı
ldı
z, 2002).
Odun bileş
enleri içerisinde ı
sı
ya en dayanı
klıbileş
en lignindir. Sı
caklı
k 200 ºC’yi
aş
tı
ğızaman lignin kütlesinde bir azalma meydana gelmektedir. Yüksek sı
caklı
klarda
ligninin metoksi içeriği azalı
r ve yoğunlaş
mamı
şünitelerinden bazı
larıdifenilmetan tipi
ünitelere dönüş
ür. Isı
l iş
lem süresi boyunca lignin ile hemiselüloz arası
ndaki kovalent
bağlar kı
rı
lı
r ve düş
ük molekül ağı
rlı
ğı
nda lignin parçacı
klarıoluş
ur (Gündüz ve Aydemir,
2008).
Ligninin eter zinciri piroliz suresince daha kolay kopar. 200 ºC ’den 250 ºC ’ye kadar
CO2 ve diğer bileş
ikler ligninden ayrı
lı
r, 250 ºC’den 400 ºC’ye kadar polimerleş
me
eğilimli fenolik ve nötral yağ
lar üretilir ve ligninin ı
sıbozunmasıyaklaş
ı
k 270 ºC’de
ekzotermik (ı
sıveren) olur (Kocaefe vd., 2008).
Kotilainen vd. (2000) tarafı
ndan yapı
lan, ı
sı
l iş
lemin Pinus sylvestris ve Picea abies
odunları
nı
n kimyasal yapı
larıüzerine olan etkisinin FTIR yöntemi ile incelendiğ
i
çalı
ş
mada lignin içeriğinde bulunan karbonil grupları
nda artı
şgözlendiği sonucuna
varı
lmı
ş
tı
r. Fagus sylvatica ve Pinus sylvestris odunlarıile yapı
lan baş
ka bir çalı
ş
mada da
bu artı
ş
ları
n sadece ligninden kaynaklandı
ğ
ı açı
klanmı
ş
tı
r (Kotilainen vd., 2000;
Tjeerdsma ve Militz, 2005).
Yapı
lan bir çalı
ş
mada 200 ºC’de 4 saat süre ile odun tozları
nı
n yüksek ı
sı
ya tabi
tutulmasısonucu lignin oranı%28 den %84’e yükselişgöstermiş
tir. Lignin oranı
nı
n
artmasıhemiselüloz ve çok az oranda da selülozun azalması
na bağlı
dı
r. Isı
l iş
leme maruz
bı
rakı
lan ladin, göknar ve kavak odunları
nı
n lignin içeriği kontrol odunları
na oranla artı
ş
göstermiş
tir (Dirol ve Guyonnet, 1993; Yı
ldı
z, 2002).
Lignin, termal olarak odun bileş
enlerinin en kararlı
sıolarak görülmesine rağmen,
200 ºC’nin altı
nda bile yapı
sı
nda birtakı
m değiş
iklikler söz konusu olmaktadı
r. Isı
l iş
leme
tabi tutulan odunları
n (Picea abies, Pinus sylvestris, Quercus robur) lignin miktarları
nı
n
belirlenmesinde, sı
caklı
ğı
n 200 ºC’ye kadar yükseltilmesiyle birlikte hidrolize edilmeyen
kalı
ntımiktarı
nda bir artı
şmeydana geldiği görülmüş
tür. 180 ve 200 ºC’de 24 saat
16
boyunca ı
sı
l iş
leme tabi tutulan ladin odununda metoksil miktarı
nı
n azalması
na karş
ı
n
etanol ürünleri miktarı
nda bir artı
şgörülmüş
tür (Yı
ldı
z, 2002).
100 ºC sı
caklı
kta 28 gün süre ile ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lan kayı
n (Fagus sylvatica)
odununda lignin miktarı
nı
n azaldı
ğı
, 160 ºC’de asitte çözülmeyen lignin miktarı
nı
n
%1’den az olduğu görülmüş
tür. Kayı
n odunundan ayrı
ş
tı
rı
lan ligninin termogravimetrik
analizleri sonucunda, 100 ºC ’nin baş
langı
cı
nda lignin miktarı
nı
n hafif azaldı
ğıve 400
ºC’de de ağı
rlı
ğı
nı
n yaklaş
ı
k %15’ini kaybettiği gözlenmiş
tir (Fengel ve Wegener, 1989).
Değiş
ik sı
caklı
klarda ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lan ladin odunundan izole edilen lignin,
ultraviyole spekturumunda 150 ºC’de baş
layan bir değiş
im göstermiş
tir (Fengel ve
Wegener, 1989).
130, 150, 180, 200 ºC sı
caklı
klarda 2, 6, 10 saat süreyle ı
sı
l iş
leme tabi tutulan kayı
n
ve ladin odun örneklerinin lignin içeriği üzerine yapı
lan bir çalı
ş
mada; özellikle 180 ºC’de
6 saat süreli varyasyondan sonra, sı
caklı
k ve süreye bağlıolarak artan lignin oranıdikkat
çekici bulunmuş
tur. Kayı
n odunu test örneklerinde lignin oranı%42,02’ye kadar, ladin
odununda ise %39,40’a kadar yükseldiği varyasyon 200 ºC’de 10 saat süreli varyasyon
olmuş
tur. Her iki ağaç türünün kontrol örneklerine ait ortalama lignin oranlarıkayı
n için
%22,25; ladin için ise %24,37 olarak tespit edilmiş
tir. Ladin odunu test örneklerine ait
ortalama lignin değerleri tüm varyasyonlarda kontrole oranla yüksek bulunmuş
tur (Yı
ldı
z,
2002).
Fagus crenata türünün buhar bası
ncıaltı
nda 183 ºC’den 230 ºC ’ye kadar değ
iş
en
sı
caklı
klarda ı
sı
l iş
leme tabi tutulması
nı
n lignin üzerinde olumsuz etkilere neden olduğ
u ve
ligninde meydana gelen bu yı
kı
mlanmaları
nı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğı
na ve süresine bağlıolduğu
bildirilmiş
tir (Hill, 2006).
Meş
e odunu yongaları
nı
n 165 ºC gibi düş
ük sı
caklı
kta ı
sı
l iş
leme tabi tutulması
sonrası
, meş
e odununda bulunan guayasil ünitelerinin bozunduğ
u, fakat ş
iringil
ünitelerinin ise çok az etkilendiği belirtilmiş
tir. Isı
l iş
lem boyunca meş
e odununda ş
iringil/
guayasil oranı
nı
n artmasısı
caklı
k artı
ş
ı
na bağlıolarak artı
şgöstermiş
tir (Sarni vd., 1990).
260 ºC’de 0.5, 1 ve 4 saat süre ile yapı
lan ı
sı
l iş
lem ile Pinus pinaster odununun
lignin içeriği; 0.5 saat ı
sı
l iş
lem sonrası
nda %28’den %41’e, 1 saat ı
sı
l iş
lem sonrası
nda
%54’e ve 4 saatlik ı
sı
l iş
lem sonrası
nda %84’e yükselmiş
tir (Bourgois ve Guyonnet, 1988).
17
1.2.1.4.1.4. Isı
lİ
ş
lemin Biyolojik Özellikler Üzerine Etkisi
Yapı
lan çalı
ş
malar, ı
sı
l iş
lem uygulaması
nı
n tahrip edici mikroorganizmalara karş
ı
odunun biyolojik dayanı
mıarttı
rdı
ğıgözlenmiş
tir. Bunun en önemli üç nedeni; odun
bünyesinde doğal olarak var olan suyun kaybolması
, mevcut hidroksil grupları
nı
n azalması
ve bu grupları
n çürüklüğe hassas olmayan gruplarla yer değiş
tirmesidir. Böylece enzimatik
karakterli bir saldı
rınormal odundaki kadar hı
zlımeydana gelmemektedir (Stamm, 1956;
Yı
ldı
z, 2002).
Esmer çürüklük mantarlarıile yapı
lan çalı
ş
mada 6 haftanı
n sonunda çam öz odunu
biyolojik dayanı
klı
lı
ğı
nı
n, çam diri odununa ve ladin odununa oranla daha yüksek olduğu
anlaş
ı
lmı
ş
tı
r. 210- 230 ºC sı
caklı
klarıarası
nda yapı
lan ı
sı
l iş
lem, çam öz ve diri odununun
esmer çürüklüğe karş
ıolan dayanı
mı
nıolumlu yönde geliş
tirmiş
tir. Ladin öz ve diri odunu
arası
nda önemli bir farklı
lı
k yoktur. Isı
l iş
lem çam ve ladin örneklerinde esmer çürüklüğe
karş
ıolan direnci arttı
rmaktadı
r (Viitanen ve Kortelainen, 2010).
180 ºC’ye kadar yapı
lan ı
sı
l iş
lem sı
caklı
klarıile odunun fiziksel özelliklerden olan
geniş
leme ve daralma özellikleri iyileş
tirilse de, çürüklüğe karş
ıdayanı
m sağlamak
mümkün değildir. Yapı
lan çalı
ş
malar, odun örneklerinin çürüklüğe karş
ıdayanı
mı
nı
arttı
rmak için en az 230 ºC’de 3-4 saat süre ile ı
sı
l iş
leme tabi tutulmalarıgerektiğini
göstermektedir (Schmidt, 2006; URL-2, 2010).
Isı
l iş
lem boyunca çeş
itli fenolik bileş
ikler, phenantrene (C14 H10) ve acenaphtylene
(C12H8)’nin polinükleer hidrokarbon türevleri ve poliaromatik bileş
iklerin diğer türleri
üretilmektedir. Isı
l iş
lem sonrasıelde edilen bu zehirli bileş
ikler odunda mantar geliş
imini
yavaş
latmakta veya önlemektedir. Ancak bazıaraş
tı
rmacı
lar ekstraksiyon yoluyla bu
zehirli bileş
iklerin uzaklaş
tı
rı
lması
nı
n mantar çürümesini etkilemediği ve çürüme direnci
üzerine zehirli bileş
iklerin katkı
sı
nı
n sı
nı
rlıolduğunu ifade etmiş
lerdir (Korkut ve Kocaefe,
2002).
Rapp ve Sailer (2000), ı
sı
l iş
lemin ve yağla emprenye iş
leminin deniz canlı
ları
üzerine olan etkisinin araş
tı
rdı
klarıçalı
ş
mada, 1 yı
lı
n sonunda hem ı
sı
l iş
lemli örneklerin
hem de yağla emprenye edilmiş örneklerin deniz canlı
ları
na karş
ı bir direnç
göstermediklerini ortaya koymuş
lardı
r (Fojutowski vd., 2009).
Yapı
lan baş
ka bir çalı
ş
mada, Pinus sylvestris ve Betula verrucosa odunu örnekleri
195 ºC’de 4 saat süre ile ı
sı
l iş
leme tabi tutulmuş
lardı
r. Isı
l iş
lem sonrası
nda odun örnekleri
Coniophora puteana ve Trametes versicolor mantarları
na maruz bı
rakı
lmı
ş
tı
r. Elde edilen
18
sonuçlara göre ı
sı
l iş
lemli örneklerin mantar saldı
rı
sı
na karş
ıkoyamadı
klarıfakat mantar
geliş
imini yavaş
lattı
klarıgörülmüş
tür (Fojutowski vd., 2009)
Isı
l iş
lem ve emprenyenin kombine etkisinin araş
tı
rı
ldı
ğıbir çalı
ş
mada, Picea abies,
Pinus sylvestris, Eucalytus globulus odun örneklerin sı
cak yağile emprenye iş
lemi
sonrası
nda ı
sı
l iş
leme tabi tutulmuş
lardı
r. Kullanı
lan odun türlerinden bağı
msı
z olarak tek
baş
ı
na ı
sı
l iş
lemin Reticulitermes grassei termitine karş
ızehirlilik etkisi göstermediği,
fakat sı
cak yağile emprenye edilmişve ardı
ndan ı
sı
l iş
leme tabi tutulmuşsarı
çam
örneklerinin Reticuliterms grassei termitine karş
ıbir dayanı
klı
lı
k sergilediği gözlenmiş
tir
(Nunes vd.,2006).
200- 260 ºC’de yapı
lan ı
sı
l iş
lemin çürümeye hassas kavak, ladin ve göknar üzerine
olan etkisi araş
tı
rı
ldı
ğı
nda, kı
sa süreli periyotlarda ve oksijen ortamı
nı
n az olduğu ortamda
mikroorganizmaları
n geliş
iminin olmadı
ğıgözlenmiş
tir (Dirol ve Guyonnet, 1993).
180- 220 ºC sı
caklı
klarıarası
nda bitkisel kökenli sı
cak yağile ı
sı
l iş
lem uygulaması
(Oil Heat Treatment) sonrası
nda, Coniophera puteana mantarıile aş
ı
lanmı
şladin ve çam
odunu örneklerinin 19 hafta sonunda ağı
rlı
k kayı
plarıincelenmiş
tir. Buna göre, ladin
odunu kontrol örneklerindeki ağı
rlı
k kaybı%48, çam odunu örneklerindeki ağı
rlı
k kaybı
%40 iken, sı
cak hava ortamı
nda ı
sı
l iş
lem görmüştest örneklerindeki ağı
rlı
k kaybı%11,
ladin odunu test örneklerindeki ağı
rlı
k kaybı%5,5, sı
cak yağile ı
sı
l iş
lem sonrası(200 ºC)
ağı
rlı
k kaybıise %2’den daha az bulunmuş
tur (Militz, 2002).
Kamdem vd. (2002) tarafı
ndan French Retification metodu kullanı
larak birkaç küf
mantarlarıüzerine yapı
lan çalı
ş
mada, G. trabeum mantarı
nda ağı
rlı
k kaybıkontrol
örneklerinde %19 iken test örneklerinde %2, Poria placenta mantarı
nda ağı
rlı
k kaybı
kontrol örneklerinde %20 iken test örneklerinde %8, I. Lacteus mantarı
nda ağı
rlı
k kaybı
kontrol örneklerinde %13 iken test örneklerinde %6, C. Globosum mantarı
nda ağı
rlı
k
kaybıkontrol örneklerinde %8 iken test örneklerinde %4 olarak bulunmuş
tur (Kamdem
vd., 2002).
100, 150, 200 ºC’de 20, 40, 60 dakika süre ile hurma yağıkullanı
larak ı
sı
l iş
leme tabi
tutulan Gigantochloa scortechinii bambu türünün Coriolus versicolor mantarıkullanı
larak
biyolojik dayanı
klı
lı
ğıincelenmiş
tir. Elde edilen sonuçlara göre; ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğı
nı
n ve
süresinin artı
ş
ı
na paralel olarak bambu türünde meydana gelen ağı
rlı
k kaybı
nda azalma
gözlenmiş
tir. 200 ºC ve 60 dakika en iyi varyasyon olarak tespit edilmiş
tir (Norashikin vd.,
2010).
19
Çam ve kayı
n odunlarıile yapı
lan termal ve termal-oil modifikasyonu sonucu test
örneklerinde küf mantarları
na karş
ıbir direnç elde edilememiş
tir. Fakat küf mantarları
nı
n
odun yüzeylerindeki geliş
im yoğunluğ
u kontrole oranla azalı
şgöstermiş
tir. Termal ve
thermal-oil modifikasyonlu odunlar küf mantarları
na karş
ıbir direnç gösteremez iken
Coniophora puteana ve Trametes versicolor mantarları
na karş
ıbir direnç göstermiş
lerdir
(Fojutowski vd., 2009).
1.2.1.4.1.5. Isı
lİ
ş
lemin Anatomik Özellikler Üzerine Etkisi
Odun anatomik yapı
sı
nda meydana gelen değiş
melerin incelendiği çalı
ş
mada; 130,
150, 180, 200 ºC ve 2, 10 saatlik varyasyonlarda yapı
lan ı
sı
l iş
lem sonucunda kayı
n
odununun anatomik özellikler üzerine kritik sı
caklı
k ve süre değerlerinin 150 ºC - 2 saat
olduğu belirlenmiş
tir. Isı
l iş
leme tabi tutulan odunun, radyal yönünde bulunan
gözeneklerin çaplarıkontrol örneklerine oranla bir artı
şgöstermiş
tir. Ancak bu artı
ş150
ºC’de 2 saatlik varyasyon dı
ş
ı
nda diğer varyasyonlarda istatiksel olarak anlamlı
bulunmamı
ş
tı
r. 150 ºC’de 2 saatlik uygulamada gözenek çapımaksimum seviyeye
ulaş
mı
ş
tı
r (82.05μm). Teğet yönde bulunan gözeneklerin çapı
nda ise maksimum artı
ş130
ºC’de 10 saatte ve 150 ºC’de 2 saatte elde edilmiş
tir (67,88 μm, 74.40μm). Isı
l iş
lem kayı
n
odununun lif uzunluğunda da artı
ş
a neden olmuş
tur. 130 ºC’de 2 saatlik varyasyon dı
ş
ı
nda
diğer varyasyonlarda lif uzunluğunda bir artı
şgözlenmiş
tir. Lif uzunluğu 150 ºC’de 2
saatte maksimum seviyeye ulaş
mı
ş
tı
r (Yı
ldı
z vd., 2004).
Yapı
lan çalı
ş
mada ı
sı
l iş
leme tabi tutulan kayı
n (Fagus grandifolia ve Fagus
sylvatica) odunları
nda, trahe kenarları
nda yer alan siğilli tabakanı
n yumuş
ayı
p gözden
kaybolduğu gözlenmiş
tir. Isı
l iş
lem sonrası
nda ladin odununda kenarlıgeçitlerin
torusları
nda biriken amorf kalı
ntı
ları
n yumuş
ayı
p akı
ş
kan hale geldiği görülmüş
tür. 180 ve
200 ºC sı
caklı
klarda torusun etanol- benzende çözülebildiği ve ekstraksiyon sonrası
nda
torusun selüloz zarları
nı
n boşbir paket gibi kaldı
ğıgözlenmiş
tir (Yı
ldı
z, 2002).
Hidrotermal muamaleye maruz bı
rakı
lan kayı
n (Fagus sylvatica) ve huş(Betula
pubescens) odunları
nı
n 120 ve 160 ºC’de bile S1 ve S2 tabakaları
nı
n çözülüp gevş
ediği
görülmüş
tür (Fengel ve Wegener, 1989).
Isı
l iş
leme maruz bı
rakı
lan odun örneklerinin soğ
utulması
ndan sonra, bileş
ik orta
lamelde yer alan amorf bileş
iklerin plastikliğinin, sı
caklı
k 60 ºC’ye ulaş
ı
ncaya kadar aynı
20
kaldı
ğ
ı
, bu sı
caklı
ktan sonra bileş
iklerin tekrar pekiş
tiği bildirilmiş
tir (Fengel ve Wegener,
1989).
1.3. Geçmiş
ten Günümüze Isı
lİ
ş
lem Teknolojisi
Yüzyı
llar öncesinden bu yana insanoğlu ahş
abıgünümüze kadar çeş
itli ihtiyaçları
nda
kullanmak üzere birçok isleme tabi tutmuş
tur. Doğal kurutma, teknik kurutma, ı
sı
tma,
yakma, yağlama gibi metotlar ahş
abı
n iyileş
tirmesi için günümüze kadar uygulanagelen
yöntemlerden bazı
ları
dı
r. Ahş
abı
n termal modifikasyonu 1930’larda ABD’de White
tarafı
ndan bilimsel olarak çalı
ş
ı
lmı
ş
tı
r. 1950’lerde Alman Bavendam, Runkel ve Buro
konuyu araş
tı
rmaya devam etmiş
ler, Kollman ve Schinder 1960’larda Rusche ve Burnester
1970’lerde bulguları
nıyayı
nlamı
ş
lardı
r. 1990’lara gelindiğinde Fransa, Finlandiya ve
Hollanda’da araş
tı
rmalar pratiğe dökülmüşen yoğun ve genişkapsamlıaraş
tı
rma ise
Finlandiya’da Finlandiya Teknik Araş
tı
rma Merkezi tarafı
ndan yürütülmüş
tür.
Isı
l iş
lem teknolojisi üzerine yapı
lan çalı
ş
malar ı
sı
l iş
lemin ticari olarak geliş
mesine
neden olmuş
tur. Sı
cak yağile ı
sı
l iş
lem (OHT) yöntemi Almanya’da, Staypak ve
Staybwood yöntemi Amerika’da, Thermowood Finlandiya’da, Plato prosesi Hollanda’da,
Retification ve Bois prosesi Fransa’da geliş
tirilmiş
tir (Anand, 2000; Rapp, 2000).
Hollanda’da geliş
tirilmişolan Plato prosesi ı
sı
l iş
lem tekniğ
i, 2000 yı
lı
nda üretime
geçmiş
tir. Plato prosesi prensip olarak iki ı
lı
man kurutma iş
leminden ibarettir. 160- 190 ºC
sı
caklı
klarıarası
nda artan bası
nç altı
nda taze ya da hava kurusu haldeki odunun muamelesi
söz konusudur. Muamele edilmişodunu daha düş
ük rutubet derecelerine kadar kurutmak
için geleneksel kurutma yöntemi uygulanmaktadı
r. Prosesin ikinci aş
aması
nda odun, 170190 ºC sı
caklı
klar arası
nda tekrar ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lmaktadı
r (Rapp, 2001).
Plato teknolojisi genel olarak beşaş
amadan oluş
maktadı
r (Michiel, 2008).
 Ön Kurutma aş
aması
: Hidro termoliz aş
amasıiçin kerestelerin rutubeti çok fazla
ise keresteler geleneksel endüstriyel kurutma fı
rı
nları
nda kurutulur.
 Hidro termoliz aş
aması
: Keresteler sulu ortamda süper atmosferik bası
nç altı
nda
150 -180 ºC kadar ı
sı
tı
lı
r
 Kurutma Aş
aması
: Geleneksel kurutma yöntemlerine göre kerestelerin
kurutulmasıgerçekleş
tirilmektedir.
21
 Curing stage: Keresteler tekrar 150 ºC- 190 ºC’ye kadar ı
sı
tı
lmaktadı
r, fakat bu
iş
lem atmosfer koş
ullarıaltı
nda kuru ortamda gerçekleş
tirilmektedir.
 Kondisyonlama: Kerestelerin nem içeriği üretim için gerekli olan seviyeye
yükseltilir. Kurutma iş
lemi geleneksel odun kurutma fı
rı
nları
nda yapı
lmaktadı
r.
Fransa’da üretim yapan Retification prosesinde, hava kurusu halde bulunan oduna,
içerisinde %2’den daha az miktarda oksijen bulunan nitrojen atmosferi altı
nda, 210- 240 ºC
sı
caklı
klarıarası
nda bir ı
sı
l iş
lem uygulanmaktadı
r. Fransa’da bulunan diğer bir ı
sı
l iş
lem
yöntemi ise Le Bois Perdure prosesidir. Bu yöntemde odun taze halde bulunmaktadı
r.
Yöntemde ilk olarak odun teknik kurutmaya tabi tutulmaktadı
r. Daha sonra odun, kendi
rutubetinden üretilen buhar atmosferi altı
nda ı
sı
l iş
leme tabi tutulmaktadı
r. 2001 yı
lıitibari
ile üretim yaklaş
ı
k olarak 10 000 m3 ’tür. Metreküp fiyatıyaklaş
ı
k olarak 150- 160
Euro’dur (Yı
ldı
z, 2002; Hill, 2006; Michiel, 2008).
Almanya’da
geliş
tirilmiş olan
hammaddesiyle doldurulduktan
sı
cak
sonra tank
yağ prosesi,
proses
içerisine sı
cak
tankı
nı
n odun
yağ gönderilmesiyle
gerçekleş
tirilmektedir. Yağı
n kullanı
m amacıı
sıtransferini gerçekleş
tirmektir. Sı
cak yağ
odun hammaddesi etrafı
nda yüksek sı
caklı
k etkisi altı
nda sirküle ettirilmektedir. Proses
tankıboş
altı
lmadan önce sı
cak yağ, yağdeposuna geri çekilmektedir. Yı
llı
k üretim
kapasitesi yaklaş
ı
k olarak 2 900 m3’tür. Metreküp fiyatıise 60- 90 Euro’dur (Yı
ldı
z, 2002;
Hill, 2006; Schmidt, 2006).
Isı
l iş
lem uygulaması
nı
n ticarileş
mesine neden olan temel etkenlerden birisi, iyi bir
biyolojik dayanı
ma ihtiyaç duyan yüksek sı
caklı
k uygulaması
nı
n, genişhacimli üretimler
için çok karı
ş
ı
k bir sistem gerektirmesindendir. Eğer koruyucu bir gaz kullanı
mısöz
konusu değilse odunun yanma problemi mevcuttur. Bu yanma dı
şkı
sı
mlarda gözle
görülmese bile sı
caklı
k etkisi sürdükçe odunun iç kı
sı
mlardaki yanmasıdevam etmektedir
(Militz, 2002).
1990 yı
lı
ndan bu yana ı
sı
l iş
lem üzerine yapı
lan kapsamlıaraş
tı
rmalar Thermo wood
’un ticarileş
mesine sebep olmuş
tur. Endüstriyel ölçekte ı
sı
l iş
lem süreci ve Thermo wood
ticari ismi, Finlandiya endüstrisinin Finlandiya araş
tı
rma merkezi (VTT) ile yaptı
ğıortak
çalı
ş
malar sayesinde gerçekleş
miş
tir.
Thermo wood süreci üç ana aş
amaya ayrı
lmaktadı
r (Şekil 3):
 Safha 1: Yüksek Isı
da Kurutma: Isıve su buharıkullanı
larak fı
rı
n sı
caklı
ğıhı
zlı
bir ş
ekilde 100 ºC’ye çı
karı
lı
r. Sonra, ı
sı130 ºC’ye yükseltilir. Bu süre içerisinde
ağaç kurutulur ve nem sı
fı
ra indirilir.
22
 Safha 2: Thermowood Safhası
: Ahş
abı
n içindeki sı
caklı
k 185 ºC – 230 ºC’ye
çı
karı
lı
r. Hedef sı
caklı
ğa ulaş
ı
ldı
ğı
nda, 2- 3 saat süre ile bu sı
caklı
kta sabit
tutulur.
 Safha 3: Soğ
utma ve Nemlendirme: Son bölümde, su spreyi sistemi kullanı
larak
ahş
abı
nı
sı
sı50- 60 ºC’ye düş
ürülür ve ahş
abı
n nemi %4–6’ya ulaş
ı
ncaya kadar
iş
leme devam edilir.
Şekil 3. Isı
l iş
lem üretim safhaları
Isı
nı
n kontrollü bir ş
ekilde artı
rı
lmasıveya azaltı
lması
, dı
şve iç yüzey çatlamaları
nı
önlemek için gerekmektedir. Bu iş
lem ağaç türlerine ve ebatları
na göre değiş
iklik
gösterebilmektedir (Militz, 2002; URL-3, 2010).
Isı
l iş
lem teknolojileri hı
zlıbüyüyen ve dayanı
klı
lı
ğıdüş
ük iğ
ne yapraklıve yapraklı
ağaç türlerinin kalitesini yükseltmek için ekonomik olarak cazip bir seçenek sunmaktadı
r.
Bu olumlu özellikleri nedeniyle son yı
llarda ı
sı
l iş
lem uygulanmı
şkereste üretiminde
önemli artı
ş
lar gözlenmiş
tir. Thermo wood yöntemi ile üretim, en çok uygulanan ı
sı
l iş
lem
yöntemidir. Şekil 4’de görüldüğü gibi 2003 yı
lıitibari ile 21631 m3 olan Thermo wood
üretimi 2007 yı
lı
nda 72485 m 3’e yükselmiş
tir. Toplam modifiye edilmişürün oranıise
83791 m3 tür.
23
Şekil 4. Thermowood üretim miktarı(Jukka, 2008).
Isı
l iş
lem üretiminde birçok ağaç türü kullanı
lmaktadı
r. Kullanı
lan ağaçlar genellikle
düş
ük veya orta derece dayanı
klıağaç türleridir. Thermo wood üretiminde kullanı
lan en
önemli ağaç türleri; Çam, ladin, huş
, kavak, diş
budak, karaçam, kı
zı
lağaç, kayı
n, meş
edir.
Şekil 5‘de görüldüğü gibi 2001-2007 yı
llarıarası
nda en fazla üretim ladin türünden
yapı
lmı
ş
, bunu çam türü izlemiş
tir.
Şekil 5. Thermowood üretimi için kullanı
lan ağaç türleri (Jukka, 2008).
24
Araş
tı
rma merkezleri ile ortak çalı
ş
malar yürüten ı
sı
l iş
lem üzerine önemli atı
lı
mlar
yapmı
şve pazar payı
nı
n önemli bir kı
smı
na sahip olmuş
tur. Finlandiya’da ı
sı
l iş
lem
uygulanmı
şThermo wood üretimi 2001 yı
lı
nda toplam üretimin %42’sini oluş
turmuş
tur
(Şekil 6). Fakat 2007 yı
lı
nda bu oran diğer Avrupa ülkelerinin de ı
sı
l iş
lem üzerine
yoğunlaş
malarısebebiyle %19’a gerilemiş
tir (Jukka, 2008).
Şekil 6. Thermowood pazar alanı(Jukka, 2008).
1.4. Emprenye İ
ş
lemi
Ahş
abı
n olumsuz ş
artlara karş
ı dayanı
klı
lı
ğı
nı arttı
rabilmek ve hammadde
kaynakları
nı
n tükenmesini
önlemek
için
emprenye
iş
lemi;
dünyanı
n geleceğ
i
düş
ünüldüğünde ekolojik ve ekonomik açı
dan en uygun alternatiflerden biri olarak
görülmektedir.
Emprenye, çeş
itli yöntemlerle değiş
ik kimyasal maddelerin ahş
abı
n bünyesine
emdirilmesi iş
lemidir. Emprenye iş
leminin uygulanabilmesi için birçok yöntem
bulunmaktadı
r. Emprenye maddesinin azami derinliğe iş
lemesi iş
lem tankı
nda vakumbası
nç metodu ile daha etkili ve daha ekonomik olmaktadı
r. Bu yöntemle ahş
abı
n
düş
manlarıolan toprak, su, tuzlu su, her türlü nemli ortam, mantar, böcek ve termit
saldı
rı
ları
nı
n olumsuz etkileri yok edilir. Emprenye iş
lemi sayesinde ahş
abı
n hizmet ömrü
en az on kat artmaktadı
r. Örneğin, doğal halde 5 yı
lda çürüyen bir elektrik direği,
25
emprenye iş
lemi gördükten sonra açı
k hava ş
artları
nda ve toprakla temas halinde bile, boya
dâhil hiçbir bakı
m gerektirmeden 50 yı
la kadar dayanı
m gösterebilmektedir (URL-4,
2011).
Şekil 7. Emprenye iş
lemi aş
amaları
Şekil 7’de görüldüğü gibi suda çözünen emprenye maddeleri söz konusu olduğunda
genellikle uygulanan dolu hücre yöntemine göre emprenye iş
lemi üç ana aş
amadan
oluş
maktadı
r. Bunlar; ön vakum, bası
nç ve son vakum aş
aması
dı
r. Emprenye iş
lemi veya
bir diğer adı
yla ön koruma iş
lemi görecek ahş
ap malzemenin mümkün olduğu kadar son
kullanma ölçülerine getirilmişolmasıgerekmektedir. Bunun nedeni ise, emprenye
iş
leminden sonra yapı
lanacak her iş
lem sonunda emprenyesiz kı
sı
mları
n açı
ğa çı
kması
dı
r.
1.4.1. Bor, Dünyada ve Türkiyedeki Bor Madeninin Dağı
lı
m Alanları
, Borlu
Bileş
ikler ve Kullanı
m Alanları
B simgesiyle gösterilen bor, periyodik tabloda metalle ametal arasıyarıiletken
özelliklere sahip bir elementtir. Atom numarası5, atom ağı
rlı
ğı10,81, ergime noktası2300
ºC ve kaynama noktası2550 ºC, yoğunluğu 2,84 gr/cm3 tür (Bayar, 2010). Doğada değiş
ik
oranlarda bor oksit (B2O3) ve 150 ‘den fazla mineralin yapı
sıiçinde yer alan bor doğada
serbest olarak bulunmamaktadı
r. Bor mineralleri magnezyum, sodyum ve kalsiyum
elementleri ile hidrat bileş
ikler halinde bulunmaktadı
r (URL-5, 2010). Ticari değere sahip
olan bor mineralleri Tablo 1’de gösterilmektedir (URL-6, 2010).
26
Tablo 1. Ticari öneme sahip bor mineralleri
Yapı
Mineral adı
Kimyasal formül
B2 O3 içeriği (%)
Tinkal
Na2 B4 O7.10H2O
36.5
Tinkalkonit
Na 2B 4O7. 4H 2O
48.8
Kernit
Na 2B 4O7. 4H 2O
51.0
Kolemanit
Ca4B 6O11 .5H2O
50.8
İ
nyoit
Ca4 B6 O11.13H2O
37.6
Pandermit
Ca4 B10 O19.7H2O
49.8
Üleksit
NaCaB 5O9.8H2O
43.0
Probertit
NaCaB 5O9.5H2O
49.6
Aş
arit
Mg2B 2O 5. H2O
41.4
İ
nderit
Mg2B 6O11 .15H2 O
37.3
Pinnoit
MgB2 O4.3H 2O
42.5
Hidroborasit
CaMgB6O 11.6H2O
50.5
Datolit
Ca2B 2Si2 O9. H2 O
21.8
Magnezyum-demir borat
Ludvigit
Mg2FeBO5
17.8
Magnezyum klorür çifte tuzu
Borasit
Mg3B 7O 13Cl
62.2
Hidrojen borat
Sassolit
H3BO3
56.4
Sodyum borat
Kalsiyum borat
Sodyum-kalsiyum borat
Magnezyum borat
Magnezyum-kalsiyum borat
Borosilikat
Dünyadaki önemli bor yataklarıTürkiye, ABD ve Rusya‘da olup ticari bor rezervleri
üç bölgede toplanmaktadı
r. Tablo 2’de dünya bor rezervi dağı
lı
mlarıgösterilmektedir
(URL- 7, 2011).
Tablo 2. Dünya bor rezervi dağ
ı
lı
mı
Ülkeler
Toplam Rezerv (Bin ton B2O 3)
Dağı
lı
m (%)
Türkiye
864.500
71
ABD
80.000
7
Rusya
100.000
8
Çin
47.000
4
Arjantin
9.000
1
Bolivya
19.000
2
Şili
41.000
3
Peru
22.000
2
-
-
Sı
rbistan
16.200
1
İ
ran
1.000
0
1.199.700
100
Kazakistan
Toplam
27
Bor üretimi 2010 yı
lı
nda yaklaş
ı
k olarak 1,89 milyon ton B2O3 civarı
nda
gerçekleş
miş
tir. Bor oksit üretim bazı
nda Avrupa (Türkiye) %39,6 pay ile birinci sı
rada
yer alı
rken, bunu Kuzey Amerika (ABD) %30,1; Güney Amerika (Şili, Arjantin, Peru ve
Bolivya) %17,7 ve %12,6 payla Asya (Rusya, Çin, Hindistan) takip etmiş
tir. Bürüt bazda
dünya bor üretiminin ülkeler bazı
nda dağı
lı
mış
ekil 8‘de verilmektedir (URL-7, 2011).
Dünyanı
n en büyük bor üreticileri Türkiye (Eti Bor A.Ş.) ve ABD (Rio Tinto Boraks)’dı
r
(Bayar, 2010).
Şekil 8. Dünya bor üretiminin 2010 yı
lı
nda ülkeler bazı
nda dağı
lı
mı(%)
Türkiye ‘de bilinen bor yataklarıKı
rka/Eskiş
ehir, Bigadiç/Balı
kesir, Kestelek/Busra
ve Emet/Kütahya‘da bulunmaktadı
r. Ülkemizde en çok bulunan bor cevherleri tinkal
(Na2 O2.B2O3.10H2O) ve kolemanit (2CaO.3B2O3.5H2O)’dı
r. Mineral bazı
nda rezerv
miktarlarıTablo 3 ‘te verilmektedir (URL-7, 2011).
Tablo 3. Eti maden mineral bazı
nda rezerv miktarları
Cevher
Toplam (Milyon ton)
Pay (%)
2.257
74
Üleksit
47
2
Tinkal
739
24
Toplam
3.043
100
Kolemanit
Bor bileş
ikleri çeş
itli alanlarda kullanı
labilmektedir. Kullanı
m alanlarıve üretim
teknolojileri bakı
mı
ndan bor bileş
iklerini iki grupta incelenebilir.
28
1. Yaygı
n kullanı
m alanları
na ve üretimine sahip bor mineralleri ve ticari boratlar.
2. Kı
sı
tlımiktarda üretimi yapı
lan ve özel tüketim alanı
na sahip bor ürünleri.
Bor ve bileş
iklerinin sanayide çok çeş
itli kullanı
m alanlarıbulunmaktadı
r.
Türkiye'nin büyük ölçüde ham veya yarıiş
lenmişolarak ihraç ettiği, ülke içinde sabun,
deterjan ve cam sanayilerinde kullandı
ğ
ıbor, ABD 'nde uzay mekiklerinden, savaş
uçakları
na ileri teknoloji isteyen pek çok alanda kullanı
lmaktadı
r. Bor ve bileş
ikleri; cam,
porselen ve seramik eş
ya sanayiinde, yanmaz eş
ya yapı
mı
nda (itfaiye giysileri, elektrik
kabloları
, fren balataları
, atom reaktörleri, vb. sistemlerde soğutucu veya ı
sı
nmayı
geciktirici, yüksek enerjili yağ), cam yünü, tekstil kimyasalları
, deri giysileri, fotoğraf
kimyasalları
, mobilya ve benzeri ahş
ap eş
yayıkoruyan sı
vı
lar, yapay gübre katkımaddesi,
kağı
t sanayii ürünleri, yapı
ş
tı
rı
cı
lar, böcek öldürücüler, krem, pudra ve deodorant gibi
kozmetikler, dişmacunu, merhem, deri ve göz hastalı
klarıantiseptikleri gibi ilaçları
n
üretiminde kullanı
lmaktadı
r (URL-8, 2011).
Bor elementi ve boratları
n insanlara ve memeli canlı
lara karş
ızehirli olmadı
kları
bilindiğinden iş
lenmeleri sı
rası
nda özel bir koruma iş
lemine ihtiyaç duyulmamaktadı
r.
Ancak bazıbor –hidrojen bileş
ikleri zehirlilik etkisi göstermektedir. Çevreye göre bor
konsantrasyonu değiş
iklik gösterebilir. Toprakta 10-20 ppm, okyanus suyunda 4,6 ppm ve
musluk suyunda yaklaş
ı
k olarak 0,01-1,5 ppm bor konsantrasyonu bulunmaktadı
r. Günde
ortalama olarak 20 mg bor yiyecekler ile insana geçmektedir ve sağlı
k açı
sı
ndan vücuda iyi
geldiğ
i belirtilmiş
tir (Lloyd, 1998; Ahmed, 2000).
1.4.2. Borlu Bileş
iklerin Emprenye Endüstrisinde Kullanı
mı
Günümüzde emprenye maddesi olarak kullanı
lan borlu bileş
ikler en güvenli
kimyasallardan biri olarak kabul edilmekte, insan ve çevreye olan etkisi minimum
düzeylerde kaldı
ğı
ndan kullanı
mıgittikçe önem kazanmaktadı
r. Diğer ağı
r metal içeren
emprenye maddelerinden daha az toksik özellik taş
ı
yan borlu bileş
ikler, 1900’lü yı
lları
n
baş
ı
ndan itibaren emprenye maddesi olarak kullanı
lmaya baş
lanmı
şve sonraki yı
llarda
birçok geleneksel emprenye maddesinin yerini almı
ş
tı
r. Borlu bileş
ikler sadece mantar ve
termit gibi zararlı
lara karş
ıetkinliğinden değil, aynızamanda yanmaya karş
ıdirencinden
dolayıda ağ
aç malzemenin yangı
na karş
ıkorunması
nda 1930’lu yı
llardan buyana
kullanı
lmaya baş
lanmı
ş
tı
r (Lloyd, 1998; Kartal ve Unamura, 2004).
29
Ağaç malzeme, fiziksel ve mekanik özelliklerinin yüksek, iş
lenmesinin kolay olması
maliyet bakı
mı
ndan ekonomik ve ı
sıiletkenliğinin düş
ük olmasıgibi nedenlerden dolayı
bina konstrüksiyonları
nda tercih edilen bir yapımalzemedir. Ancak Ağaç malzeme biyotik
ve
abiyotik
faktörlere karş
ı korunması gerekmektedir.
Borlu
bileş
ikler
bina
kontrüksiyonları
nda kullanı
lan birçok ağaç malzeme için en uygun koruyucu kimyasal
maddelerdendir. Bu bileş
ikler, gerek binalarda kullanı
lan kompozit malzemelerin
emprenyesinde ve gerekse ana taş
ı
yı
cıkolon ve dikmelerin korunması
nda önemli olup,
uzun yı
llar koruma temin edebilmektedir. Bunun yanı
nda, özellikle termit tehlikesinin
yüksek olduğu ülkelerde toprağ
ı
n veya zemin malzemesinin emprenye edilmesinde de
katkımalzemesi olarak etkin ş
ekilde kullanı
lmaktadı
r (Kartal ve Imamura, 2004).
Borlu bileş
ikler çeş
itli yöntemlerle ağaç malzemeye uygulanabilmekte ancak, yüksek
oranda çözünebilir olmasınedeniyle emprenye edilen ağaç malzemeden kolaylı
kla
yı
kanmaktadı
rlar. Bu nedenle bor bileş
ikleri ile emprenye edilen ağaç malzemenin toprakla
temas edilen yerlerde kullanı
lmasıönerilmemektedir. Borlu emprenye bileş
iklerinin ağaç
malzemeden yı
kanması
nıönlemek için veya yı
kanma süresini uzatmak için çeş
itli
emprenye sistemleri ve yeni borlu emprenye maddeleri üzerinde araş
tı
rmalar
yapı
lmaktadı
r. Bor ağaç malzemedeki kimyasal yapı
lara doğrudan bağlanamamakta ve
kimyasal bir fiksasyon gerçekleş
memektedir. Bunun sonucu olarak borlu bileş
ikler yüksek
rutubet ş
artlarıaltı
nda yı
kanma ile karş
ıkarş
ı
ya kalmaktadı
r (Kartal ve Green, 2002).
Borlu bileş
iklerin yı
kanması
nızor hale getirmek için geliş
tirilen emprenye maddeleri
organik bor bileş
ikleridir. Organik bor bileş
ikleri borik asit ve boraksa göre daha yüksek
maliyete sahiptirler. Aynızamanda daha yüksek hidrolitik stabiliteye ve çeş
itli polar ve
apolar bileş
iklerde çözünme kolaylı
ğı
na sahiptirler (Vmden ve Romero, 1997).
Borlu bileş
ikler üzerine yapı
lan araş
tı
rmalar borun ağ
aç malzemeden yı
kanması
üzerine yoğunlaş
mı
ş
tı
r. Bazıçalı
ş
malar su alı
mı
nıazaltma yönünde ilerliyor iken, diğer bir
kı
sı
m çalı
ş
ma ise fiksasyon metotlarıüzerine devam etmektedir. Su itici maddelerin
kullanı
lmasıborun yı
kanması
nıönemli derecede engellemişve ağaç malzemenin fiziksel
özelliklerini de iyileş
tirmiş
tir (Kartal ve Green, 2002; Kartal ve Unamura, 2004). Ancak bu
çeş
it uygulamalar emprenye maliyetlerini önemli derecede yükseltmektedir. Öte yandan,
fiziksel olarak borun ağaç malzeme içerisinde çökeltilmesi iş
lemleri de borun yı
kanması
nı
önlerken, aynızamanda biyolojik zararlı
lara karsısinerjistik bir etki de oluş
turmaktadı
r.
Genel olarak geliş
tirilen sistemler reçine iş
lemleri, odunun kimyasal olarak modifikasyonu
ve asetilasyon, tanen kondensasyonu, su camı
-silikat iş
lemleri, fenil boronik asit
30
uygulamaları
, stabilize olmuşbor esterler, protein borat karı
ş
ı
mları
, asit metal boratlar,
amonyaklımetal boratlar, amin metal boratlar, çeş
itli elementler ve madde karı
ş
ı
mlarıile
borun fiksasyonu çalı
ş
maları
dı
r (zirkonyum, silikon, kalsiyum çöktürücüler vb.) (Kartal ve
Unamura, 2004).
1.4.3.
Borlu Bileş
iklerle Emprenye İ
ş
lemi ve Isı
l iş
lemin Odun Özellikleri
Üzerine Kombine Etkisi
%4 konsantrasyonda borik asit (BA) ve boraks (BX) ile emprenye edildikten sonra
220 ºC ve 2 saat süre ı
sı
l iş
leme tabi tutulan Ladin (Picea orientalis) ve Çam (Pinus
silvestris) odunu örnekleri ile yapı
lan çalı
ş
mada; liflere paralel bası
nç direnci değ
erleri ve
eğilme direnci değerleri incelenmiş
tir. Liflere paralel bası
nç direnci değ
erleri; borik asit ile
emprenye edilmişladin ve çam odun örneklerinde %30 oranı
nda bir azalma gözlenmiş
tir.
BX ile emprenye edilmişladin odun örneklerinde %7 oranı
nda azalma gözlenirken, çam
odun örneklerinde %9 oranı
nda artı
şgözlenmiş
tir. BA ile emprenye edilmişLadin odun
örneklerinin eğilme direnci %17 oranı
nda artmı
ş
, çam odunu örneklerinde ise %31 ’lik bir
düş
üşgözlenmiş
tir. BX ile emprenye edilmişladin örneklerinin eğilme direnci değerleri
%5 ’lik bir düş
üşgözlenirken, çam odun örneklerinde %14 ’lük bir artı
şgözlenmiş
tir (Can
vd., 2010)
Awoyemi
(2007),
tarafı
ndan
yapı
lan
çalı
ş
mada,
odun
örnekleri
farklı
konsantrasyondaki bor tuzlarıile emprenye edildikten sonra ı
sı
l iş
leme tabi tutulmuş
,
çalı
ş
ma sonunda, bor tuzlarıile emprenye edilen örneklerdeki eğilmede elastikiyet modülü
ve statik eğilme dayanı
mıdeğerlerindeki azalma %3 konsantrasyona kadar minimize
edilmiş
tir. Fakat %3 ve %5 konsantrasyon seviyeleri arası
nda önemli bir farklı
lı
k
gözlenmemiş
tir (Awoyemi, 2007).
Isı
l iş
lem ve bor bileş
iklerinin kombine etkisi üzerine yapı
lan bir çalı
ş
mada
emprenye maddesi olarak yüksek bazik (pH=9) özellikte olan sodyum borat kullanı
lmı
ş
tı
r.
180, 200 ºC’de 2 ve 4 saat süre ile yapı
lan ı
sı
l iş
lem sonucunda sodyum borat ile emprenye
edilmişörneklerin dirençlerindeki düş
üş
, sadece ı
sı
l iş
leme tabi tutulan örneklerde
meydana gelen direnç kaybı
ndan daha az bulunmuş
tur. Bunun nedeni olarak sodyum
boratı
n odunun asidik yapı
sıüzerine tamponlayı
cıetkisi gösterilmiş
tir (Awoyemi ve
Westermark, 2005).
31
Emprenye iş
lemi ve ı
sı
l iş
lemin kombine etkisinin araş
tı
rı
ldı
ğıbir diğer çalı
ş
mada;
emprenye maddesi olarak borik asit (BA) ve di-sodium octoborat tetrahidrat (DOT)
kullanı
lmı
ş
tı
r. Cryptomeria japonica türü ile 180- 220 ºC’de 2 ve 4 saat süreyle yapı
lan ı
sı
l
iş
lem sonucu karbonhidrat analizi yapı
lmı
ş
tı
r. 180 ºC’de 2 saat ve 220 ºC ’de 2 ve 4 saat
sonunda hemiselüloz içeriğinde önemli bir azalma gözlenmiş
tir. 220 ºC ’de 4 saatlik
varyasyonda rhamman ve arbinan içeriği kontrol odunları
nı
n bazıtürlerinde %90, %87,
%84 oranı
nda azalı
şgöstermiş
tir. BA ile emprenye edilmişve 220 ºC’de 4 saat süreyle ı
sı
l
iş
leme tabi tutulmuşörneklerde mannan, ksilan ve galaktanı
n, en az etkilenen hemiselüloz
tipleri olduğu açı
klanmı
ş
tı
r. Glukan ise tüm ı
sı
l iş
lemli örneklerde en dirençli hemiselüloz
tipi olarak tespit edilmiş
tir. Sadece ı
sı
l iş
lemli örneklerde bulunan glukan oranıkontrol
örneklerine oranla %10 ve BA ile emprenye edilmişörneklere oranla %12 oranı
nda azalı
ş
göstermiş
tir. Fakat DOT ile emprenyeli örneklerde glukan oranıı
sı
l iş
lemsiz ve
emprenyesiz örneklere oranla %34 oranı
nda bir azalma göstermiş
tir (Kartal vd., 2007).
32
2. YAPILAN ÇALIŞMALAR
2.1. Deneme Materyali
2.1.2. Ağaç Malzeme
Çalı
ş
mada yapraklıağaç türlerinden doğu kayı
nı(Fagus orientalis Lipsky), doğu
kavağı(Populus deltoides) ve iğne yapraklıağaç türlerinde doğu ladini (Picea orientalis
(L) Link.) ve karaçam (Pinus nigra subsp.) örnekleri kullanı
lmı
ş
tı
r.
2.1.2.1. Doğu Kayı
nı(Fagus orientalis)
Doğ
u kayı
nı(Fagus orientalis), kayı
ngiller (Fagaceae) familyası
ndan 40 m’ye kadar
boy, 1 m’ye kadar çap yapabilen dolgun ve düzgün gövdeli, birinci sı
nı
f bir orman
ağacı
dı
r. Kabuğu açı
k kül renkli olup ince ve düzgündür. Genç sürgünler tüylüdür.
Yapraklarıelips, ters yumurta biçiminde sivri uzun veya kı
sa uçlu ve 6-12 cm
uzunluğundadı
r. Alt yüzünde damar boyunca ipek gibi tüylü, üst yüzü ise çı
plaktı
r. 7-10
(8-12) çift yan damarıvardı
r. Bunlar yaprak kenarı
na tam ulaş
madan uçlarıkı
rı
lı
r. Yaprak
sapı0.5–10.5 cm uzunluğunda ve tüylüdür. Kupula yaklaş
ı
k olarak 2 cm boyundadı
r.
Kupulanı
n dip kı
sı
mları
nda yer alan pullar genişş
erit biçiminde ya da kaş
ı
k gibi, üst
kı
sı
mdakiler yassı
dı
r. Kadehin sapı2-2.5 cm uzunlukta olup, tüylüdür. Erkek çiçekte
yaprak koltukları
ndan çı
kı
p, küresel baş
çı
klar ş
eklinde aş
ağı
ya sarkarlar (Anş
in, 1988).
Diri odun ile öz odun arası
nda renk farkıyoktur. Odunu kı
rmı
zı
msıbeyaz renktedir.
Olgun odun özelliklerine sahiptir. 80 yaş
ı
n üzerindeki ağaçlarda kı
rmı
zı
msıkahverenginde
düzensiz ş
ekilli, iç kı
sı
mda dalgalış
eritli ve kı
rmı
zıyürek oluş
umu adıverilen bir öz
odunu bulunur. Dağı
nı
k trahelidir, yı
llı
k halka sı
nı
rlarıyaz odunu tabakası
nda trahelerin az
sayı
da olmasınedeniyle belirgindir. Traheler küçük çaplı
dı
r. Genişöz ı
ş
ı
nlarıçı
plak gözle
dahi görülebilmekte, 0,5-0,1 mm aralı
kla uzanmakta ve kalı
n öz ı
ş
ı
nlarıyı
llı
k halka
sı
nı
rları
nda geniş
lemektedir. Öz ı
ş
ı
nlarıradyal yüzeylerde koyu renkli genişaynacı
klar,
teğet kesitte kı
rmı
zı
msıiğş
eklinde lekeler halindedirler. Odunu sert ve ağı
rdı
r (Bozkurt ve
Erdin, 2000).
33
Mikroskop altı
nda incelendiğinde, dağı
nı
k traheli, yaz odununa doğru gidildikçe
trahe sayı
larıazalmakta, çaplarıküçülmektedir. Trahe sayı
sıfazla olup mm2’de 80- 180
adet, teğet çapları60- 80 (100) μm, ş
ekilleri yuvarlak, oval ya da köş
elidir. Perforasyon
tablaları basit ve yaz odunundaki küçük çaplı trahelerde 20 bölmeye kadar
merdivenimsidir. Traheler arasıgeçitler horizontal sı
ralıveya bazen merdivenimsidir. Öz
odunda trahelerin içleri yabancımaddelerle dolu olabildiği gibi tüllerle de dolabilir.
Boyuna paranş
imler çok sayı
da, apotraheal dağ
ı
nı
k ve teğet sı
ralı
dı
r. Öz ı
ş
ı
nlarıdar ve
genişolmak üzere iki tipte, genişöz ı
ş
ı
nları15-25 hücre geniş
liğinde ve homojen
yapı
dadı
r. Çok nadir olarak heterojen öz ı
ş
ı
nları
na rastlanmakta, trahelerle karş
ı
laş
ma
yerlerinde büyük geçitler görülmektedir. Dar öz ı
ş
ı
nları1-5 hücre geniş
liğinde,
yükseklikleri 500 μm kadardı
r. Genişöz ı
ş
ı
nlarıise birkaç mm yüksekliktedir. Esas doku
genellikle kalı
n çeperli libriform liflerinden oluş
makta ve az miktarda da lif traheidleri
bulunmaktadı
r (Bozkurt ve Erdin, 2000).
Doğ
u kayı
nıgenel coğrafi yayı
lı
ş
ı
, Bulgaristan, Türkiye, Kafkasya ve İ
ran’dı
r.
Batı
da balkan yarı
madası
ndan baş
lar, Trakya’nı
n kuzey ve güney dağlarıile bağlantı
kurarak İ
stanbul mı
ntı
kasıüzerinden BatıAnadoluya geçer. Ülkemizde Karadeniz
bölgesinde en iyi geliş
imi göstermektedir. Karadeniz bölgesinin haricinde Marmara ve Ege
bölgesinde de görülür. Güney Anadoluda adananı
n pos ormanları
nda, Amonos dağları
nda
ve Maraş
-Andı
rı
n yöresinde lokal olarak bulunur. Karadeniz bölgesinin kı
yıkesimlerinden
baş
layan kayı
n ağ
acı
, BatıKaradeniz’de 1300 m’ye doğu Karadeniz’de 1800- 1900 m’ye
kadar çı
kabilmektedir. Güney Marmara bölümü’nde 500 m’den sonra ormanlar kurar, iç
kı
sı
mlara doğru gidildikçe 1000- 1200 m ile 1500- 1700 m hatta 1800 m’ye ulaş
ı
r (Yı
ldı
z,
2002).
2.1.2.2. Doğu Kavağı(Populus deltoides)
Genç sürgünler sarıve tüysüzdür, ikinci sene zeytuni yeş
il bir renk alı
r, üzerinde
lentiseller görülmeye baş
lar. Sivri uçlu, dar yumurta biçimindeki tomurcukları
n 4- 6 pulu
vardı
r, üzerleri kokulu, yapı
ş
kan koruyucu bir madde ile sı
vanmı
ş
tı
r. 5-10 (12) x 4-8 (15)
cm boyutları
ndaki yapraklar değiş
ik formlardadı
r. Uzun sürgünler üzerindeki yapraklar
genişüçgen biçimindedir. Ayanı
n boyu eni kadar veya daha enli ve genişolup, yaprak sapı
tarafı
ndaki dip kı
smıgenişkama ş
eklindedir. Kı
sa sürgünler üzerindeki yaprakları
n ise
boyu eninden daha uzun, eş
kenar dörtgen ş
eklinde olup, uzun bir damla ucu ile sonlanı
r.
34
Yaprak ayası
nı
n kenarlarımuntazam ve çok sayı
da küçük ince diş
li, her iki yüzü de
çı
plaktı
r (Yaltı
rı
k ve Efe, 2000).
Mikroskop altı
nda incelendiğinde, dağı
nı
k traheli, yı
llı
k halka içerisinde ilkbahar
odunundan yaz odununa gittikçe trahelerin sayı
sı
nda ve çapı
nda yavaşyavaşazalma
görülür. Traheler çok sayı
da ve mm2’de 100 adet kadar, tek tek, çoğunlukla ilkbahar
odununda 2-3 adet, yaz odununda 5-7 adet radyal sı
ralıve hafif köş
elidir. Teğet çapları80100 μm kadar, yaz odununda 50 μm’den daha küçüktür. Bazen tüller görülür. Perforasyon
tablalarıbasit tipte, traheler arasıgeçitler büyük ve çok sayı
dadı
r. Boyuna paranş
imler yaz
odununda teğet yönde bir sı
ralı
, ya da yı
llı
k halka sı
nı
rı
nda devamlıveya kesikli ş
eritler
halinde az miktarda görülür. Öz ı
ş
ı
nlarıtek sı
ralı
, yükseklikleri çok değiş
ik olup, 3-5 hücre
yüksekliğinden 30 hücre yüksekliğ
ine kadar çı
kmaktadı
r. Enine kesitte teğet yöndeki
sayı
larımm’de 10-12 adet, homojen yapı
da, trahelerle öz ı
ş
ı
nlarıarası
ndaki geçitler büyük
ve kenar hücreleri görülmektedir. Esas doku ince ve orta kalı
nlı
kta çeperleri olan büyük
çaplılibriform liflerinden oluş
ur (Bozkurt vd., 1995).
Bolu, Zonguldak, (Yenice – Karabük arası
), Ankara (Kı
zı
lcahamam), Kastamonu
(Tosya) gibi KuzeybatıAnadolu’da doğal olarak bulunmaktadı
r. Diri odun beyazı
msıgri
ile sarı
msıbeyaz renkte, öz odun açı
k kahverengi, gri kahverengi veya açı
k yeş
ilimsi
kahverengindedir. Kuruduğunda rengi sararı
r. Yı
llı
k halkalar çok geniş
, yaz odunu
tabakasıdardı
r. Dağı
nı
k traheli, yaz odununda destek hücrelerinin (liflerin) yoğun oluş
u
nedeniyle yı
llı
k halka sı
nı
rlarıbelirgin, traheler küçük, çok sayı
da ve ancak lup altı
nda
görülebilir. Boyuna kesitleri ince iğne çiziklidir. Öz ı
ş
ı
nlarıradyal kesitte lup altı
nda çok
küçük aynacı
klar ş
eklinde görülebilir. Beyaz öz lekeleri bulunabilir. Tekstür ince ve
yeknesak, lifler düzgün, ipek gibi parlak, dekoratif olmayan yumuş
ak ve hafif bir odunu
vardı
r (Bozkurt vd., 1995; Yaltı
rı
k ve Efe, 2000).
Soyma levhalardan kontrplak ve kibrit yapı
mı
nda, mobilya iç kı
sı
mları
nda, ambalaj
kutuları
, ambalaj ve sandı
kları
, palet, protez ve model yapı
mı
nda, beton traverslerde selet
olarak, yonga levha ve kağı
t endüstrisinde kullanı
lmaktadı
r (Bozkurt vd., 1995).
2.1.2.3. Doğu Ladini (Picea orientalis)
Gymnospermae’lerin Coniferae sı
nı
fı
nı
n Pinacea familyası
nı
n Abitoidae alt
familyası
ndan Picea cinsinin bir türü olan doğu ladini, 40–50 m boy yapan, bazen 60 m
boylara ulaş
an, 1,5– 2 m çap yapabilen, dolgun ve düzgün gövdeli, sivri tepeli önemli bir
35
orman ağacı
dı
r. Kabuk genç gövdelerde açı
k renkli ve düzgün, yaş
lıgövdelerde koyu
renkli ve çatlaklı
dı
r. Dallar çevresel olarak sı
k bir halde tüm gövdeye yerleş
miş
tir. Genç
sürgünler ince açı
k renkli ve çı
plaktı
r. Tomurcuk kahverengi, sivri ve reçinesizdir.
Doğ
u ladini mevcut ladin türlerinden kı
sa iğne yaprakları
yla ayrı
lı
r. Boyları1– 3 mm
arası
nda değiş
en yapraklar, parlak koyu yeş
il olup yatay kesitleri dört köş
e ş
eklindedir.
Uçlarıfazla sivri olmayı
p her yüzünde 1-4 sı
ra stoma çizgisi vardı
r. 6- 9 cm uzunluğundaki
olgun kozalak açı
k kiremit renginde, oval ya da silindirik yapı
da pulları
n kenarlarıtam
olup dı
şpul dı
ş
arı
dan görülmemektedir. İ
lk yaş
larda yavaşbüyüyen doğu ladininde 8 – 10
yaş
ı
ndan sonra büyüme hı
zlanmakta ve uzun yı
llar sürmektedir (Anş
im, 1988).
Odunu sarı
msıbeyaz renkte, boyuna kesitlerde ipek gibi parlaktı
r. Diri odun ve
özodun renk bakı
mı
ndan farksı
z olup gövdenin iç kı
smı
nda diri odun ile aynırenkte ancak
su oranıdaha az olan olgun odun bulunmaktadı
r. Yı
llı
k halkalar sı
nı
rlıbelirgin ve ilkbahar
odunundan yaz odununa geçiştedricidir. Yaz odunu kı
rmı
zı
msısarırenkte ve çok dar olup,
radyal kesitte birbirine paralel ş
eritler oluş
turmaktadı
r. Dar ve seyrek bir ş
ekilde dağı
lmı
ş
bulunan reçine kanallarıgenellikle yaz odunu içinde açı
k renkte noktacı
klar halinde ve
radyal kesitte ince, fazla belirgin olmayan boyuna çizgiler halinde görülürler. Reçinesi sarı
ve kahverengindedir. Çok ince olan özı
ş
ı
nlarıçı
plak gözle görülmemekle beraber tam
radyal kesilmişyüzeylerde mat bantlar halinde fark edilebilirler. Budaklar çoğunlukla
küçük ve oval ş
ekildedir (Berkel, 1970; Yı
ldı
z, 2002).
Doğ
u ladini yayı
lı
ş
ı
nıKafkasya ile ülkemizin doğusunda 40º 23º- 43º 50º kuzey
enlemleri ile 37º 40º- 44º 13º doğu boylamlarıarası
nda yapar. Ülkemizde Rusya sı
nı
rıile
Ordu- Melet ı
rmağ
ıarası
nda, dağları
n denize bakan yamaçları
nda saf ve karı
ş
ı
k meş
çereler
oluş
turur. Doğ
u Karadeniz’in batıkı
sı
mları
nda bu ağacı
n yayı
lı
ş
ı
nısı
nı
rlayan faktör
rutubettir. Genellikle 900–2200 m. yükselti arası
nda denize dönük nemli yamaçlarda
yayı
lmaktadı
r. Karadeniz ardıbölgelerde ise, nemli deniz rüzgârları
nı
n içlere değin
taş
ı
nması
na olanak veren Çoruh Nehri ve Harş
it Çayı
’nı
n etkisinde kalan alanlarda, yüksek
dağları
n yine kuzey yamaçları
nda saf ve karı
ş
ı
k olarak yayı
lı
şgöstermektedir. Trabzon
civarı
nda saf ormanları900–1650 m. yükseklikten sonra baş
lamakta, Meryemana
yöresinde 1500-1650 m’ye kadar çı
kmaktadı
r.
Doğ
u ladini odununda çok çeş
itli alanlarda yararlanı
lmaktadı
r. Bunlardan bazı
ları
;
mekanik odun hamuru ve kimyasal hamur üretimi, direk ve kalı
p tahtasıimalatı
, bina
yapı
mı
, taş
ı
t araçlarıyapı
mı
, uçak yapı
mı
, marangoz, mobilya, yonga levha, kaplama ve
kontrplak üretimidir. Ayrı
ca akustik özelliğinin iyi olması
ndan dolayımüzik aletleri
36
yapı
mı
nda da kullanı
lmaktadı
r. Kabuğun ihtiva ettiği sepi maddesi, iğne yaprakları
ndan
elde edilen eterik yağ
lar ve özellikle reçinesi de pek çok alanda yararlanı
lan yan ürünler
arası
ndadı
r (Anş
im, 1988).
2.1.2.4. Karaçam (Pinus nigra)
Diri odun kı
rmı
zı
msıve sarı
msırenktedir. Koyu renkli öz odunu vardı
r. Diri odun
yaş
lıağaçlarda dar, genç ağaçlarda ise oldukça geniş
tir. Radyal kesitte öz ı
ş
ı
nları
görülmeyecek kadar belirsizdir. Teğet kesitte kahverengi ş
eritler havidir. Karaçamda
reçine kanallarıdiri odunda aktif olup reçine ile, öz odundakiler ise reçine ve tylosid
denilen zarcı
klarla tı
kalıbulunmaktadı
r (Göker, 1977).
İ
lkbahar odunu traheidlerinin öz ı
ş
ı
nıparanş
im hücreleri ile karş
ı
laş
ma yerlerinde
genişpencere ş
eklinde geçitler bulunmaktadı
r. Genişpencere ş
eklindeki geçitlerin
açı
klı
klarıortalama 26µ çaptadı
r. Radyal kesitte ilkbahar odununda bordürlü geçitlerin
çaplarıortalama 22µ, yaz odunu bordürlü geçitlerinin çaplarıortalama 9,55µ dur. Enine
kesitte boyuna reçine kanalları
nı
n çaplarıortalama 124µ, 1 mm2 deki traheid sayı
sı
ortalama 998 adettir. Teğet kesitte 1cm2 ye giren yatay reçine kanalısayı
sı56 adet, tek
sı
ralıöz ı
ş
ı
nları
nı
n yüksekliği maksimum 460µ, 1 mm2 deki öz ı
ş
ı
nısayı
sı21,1 mm 2 deki
öz ı
ş
ı
nıhücre sayı
sı188 adettir. Traheid uzunlarıortalama 4,20µm, traheid geniş
liği
ortalama 48µ, hücre çeperi kalı
nlı
ğıortalama 9µ dur (Göker, 1977).
Karaçam yayı
lı
şalanıolarak, KuzeybatıAfrika’da iki küçük alan halinde Cezayir ve
Fas’ta; Avrupa’da ise Güney ve Doğu İ
spanya’dan baş
layarak parçalar halinde Pireneler,
Güney Fransa, Korsika, Güney ve Kuzeydoğu İ
talya, Avustralya, Yugoslavya, Balkanlar,
Kı
rı
m, ve nihayet ası
l yayı
lı
ş
ı
nıyaptı
ğıAnadolu’da yer alı
r. Pinus nigra ssp. pallasiana 3
313 706 hektarlı
k yayı
lı
şalanıile en genişyayı
lı
ş
a sahip olan çamı
mı
zdı
r. Türkiye’de dört
varyetesi mevcuttur. Bunlar; Anadolu Karaçamı(Pinus nigra ssp. pallasiana var.
pallasiana), Ebe Karaçamı(P.n. ssp. pallasiana var. ş
eneriana), Büyük Kozalaklı
Karaçam ( P.n. ssp. pallasiana var. yaltirikiana), Ehrami karaçamı( P.n. ssp. pallasiana
var. pyramidata)’dı
r (Ünaldı
, 2004).
37
2.1.3. Kullanı
lan Kimyasal Maddeler
2.1.3.1. Borik Asit
Çalı
ş
mada kullanı
lan ve Eti Maden İ
ş
letmeleri ürünü olan borik asidin özellikleri
Tablo 4’de sunulmaktadı
r (URL-9, 2011).
Tablo 4. Borik asidin genel özellikleri
Kimyasal Özellikler
Normal Sülfat
Düş
ük Sülfat
Saflı
k
% 99.90 min
% 99.90 min
B 2O3
% 56.25 min
% 56.25 min
SO4
500 ppm maks
130 ppm maks
Fiziksel Özellikler
Kristal
Molekül Ağı
rlı
ğı
Özgül Ağı
rlı
k
Yı
ğı
n Yoğunluğu
Tane Boyutu
Toz
61,83
61,81
1,435 gr/cm3
1,435 gr/cm 3
0,8 gr/cm3
0,7 gr/cm 3
+1 mm % 4 maks
+1 mm % 0
-0,060 mm % 4 maks
-0,060 mm 30% min
Borik asit, elementel borun bir oksiasidi olup, formülü H3BO3 ş
eklindedir. Borik asit,
kokusuz, tatsı
z, havada kararlı
, beyaz kristaller ş
eklinde bir maddedir. Molekül ağı
rlı
ğ
ı
61.83, erime noktası169 ºC ve kaynama noktası300 ºC’dir. Özgül ağı
rlı
ğı1.46 g/cm 3’tür.
Borik asit suda orta derecede çözünür. Borik asit bir lewis asidi vazifesi yapan ve bir
hidroksil iyonu olan çok zayı
f mono bazik asittir.
Borik asit 175 ºC’ye kadar ı
sı
tı
lı
rsa su kaybederek metaborik asit (HBO2) ş
eklini alı
r.
Sı
caklı
ğı
n artı
ş
ı
yla birlikte tetraborik asit (H2B4O7) meydana gelir. Hatta daha da
ı
sı
tı
ldı
ğı
nda camsıbor trioksit halini alı
r. Borik asit, sodyum peroksit ile reaksiyona
sokulursa, beyazlatı
cıolarak ticarette kullanı
lan peroksoborat elde edilir. Gliserin gibi
belirli polialkollerle reaksiyona girer ve asidik çelat kompleksleri verir. Metal oksitlerle
eritildiği zaman gerçek metal iyonları
nıkarakterize eden oldukça renkli camsıboratları
verir.
38
2.1.3.2. Boraks
Çalı
ş
mada kullanı
lan ve Eti Maden İ
ş
letmeleri ürünü olan boraks dekahidrat’ı
n
özellikleri Tablo 5’de sunulmaktadı
r.
Tablo 5. Boraks dekahidratı
n genel özellikleri
Kimyasal Özellikler
Saflı
k
% 99.90 min
B2 O3
% 36,47 min
Fiziksel Özellikler
Kristal
Molekül Ağı
rlı
ğı
Toz
381,83
381,83
3
3
Özgül Ağı
rlı
k
1,73 gr/cm
Yı
ğı
n Yoğunluğu
0,812 gr/cm
0,750 gr/cm
Tane Boyutu
+1 mm % 0,8 maks
+1 mm % 0 maks
-0,060 mm % 4 maks
-0,060 mm % 50 maks
3
1,73 gr/cm
3
Boraks bor madeninin en önemli rezervidir. Rezerv bakı
mı
ndan dünyada en çok
Türkiye 'de bulunmaktadı
r. Türkiye, çı
kardı
ğıborun %80 'ini iş
lemeden ihraç etmektedir.
Boraks çok güç eriyen sert bir malzemedir. Elektriği çok az iletir (Baysal, 1994).
Genellikle, kimyasal formülü Na2 B4 O7.10H2O olarak yazı
lı
r. Kristal haldeki boraks
renksizdir. Sodyum borat beyaz olup, toz ve kristal halinde bulunabilir. Yoğunluğ
u 1,73
gr/cm3 ’tür. Sodyum borat suda ve gliserinde çözünür. Fakat alkolde çözünmez. Boraks 75
ºC’de erimeye baş
lar. Eridikçe kristal suyunu kaybeder. 200 ºC’de kaynar. Sodyum, borat,
kı
zı
l derecede, boraks camıolarak adlandı
rı
lan camı
msıkütle ş
eklinde erir. Birçok metalik
bileş
ikler çözünmüşmetalik iyonlara mahsus bir renkte boraks incisi vererek erimiş
materyalde çözünebilir. Renklenmişboraks incisinin meydana gelmesi bakı
r, nikel, demir
ve krom gibi gerçek metal iyonları
nı
n mevcudiyetini anlamak için analitik tahlilde
kullanı
lı
r.
Sodyum borat, bazıyabancımadde ile birlikte sodyum borat bulunduran tabii
boraksta bulunur. Sodyum borat, kolomanit (CaB3O4(OH)3.H2O), kernit (Na2B4O7.4H2O),
uleksit (Na2B4O7 Ca2B6O11.16 H2O) gibi çok sayı
daki diğer borat minerallerinden de elde
edilir. Sodyum borat, tuzlu göl suları
nı
n buharlaş
tı
rı
lı
p kristallendirilmesinden elde edilir.
39
Boraks, laboratuvarda borik asit ile susuz sodyum karbonatıreaksiyona sokarak elde edilir
(URL-9, 2011).
2.1.4. Örneklerin Hazı
rlanması
Çalı
ş
mada kullanı
lan odun örnekleri Türkiye’de ı
sı
l iş
lem yapan endüstriyel bir
fabrikadan temin edilmiş
tir. Odun örneklerinin deneyde kullanı
lacak boyutlara getirilmesi
fabrikada gerçekleş
tirilmiş
tir. Tomruk olarak temin edilen hammadde odun önce 12 cm
kalı
nlı
k, 22 cm geniş
lik ve 2-4 metre boy olmak üzere kereste halinde biçilmişve doğal
kurutmaya bı
rakı
lmı
ş
tı
r. Bu kerestelerden Şekil 9’da görüldüğü gibi çaprazlama olarak
büyük boyutlu ı
sı
l iş
lem deney ve kontrol örnekleri elde edilmişve bu örnekler denge
rutubet miktarı
na ulaş
ı
ncaya kadar kurutulmuş
lardı
r.
Test
Kontrol
Kontrol
Test
Şekil 9. Keresteden örneklerin alı
nma yöntemi
Burada amaç; deney ve kontrol örneklerini birebir eş
leş
tirmek ve bunları
n odunun
aynıkı
sı
mları
nıiçermesini sağlamak, ağaç türünden kaynaklanan performans farklı
lı
kları
nı
en aza indirgemektir. Büyük boyutlu ı
sı
l iş
lem deney ve kontrol örnekleri 5 x 10 x 80 cm
(kalı
nlı
k x geniş
lik x uzunluk) boyutları
nda hazı
rlanmı
ş
tı
r. 80 cm uzunluğunda olan
örnekler ortadan ikiye kesilerek elde edilen birinci kı
sı
mı
sı
l iş
lem öncesi bor bileş
ikleri ile
emprenye edilirken diğer kı
sı
m sadece ı
sı
l iş
leme tabi (kontrol 2) tutulmuş
tur. Emprenye
iş
lemi sonrasıı
sı
l iş
lem uygulanan örnek grubu test, herhangi bir iş
lem uygulanmayan grup
kontrol 1 ve sadece ı
sı
l iş
lem uygulanan grup kontrol 2 olarak adlandı
rı
lmı
ş
tı
r.
5x10x40 cm boyutları
nda elde edilen örnekler emprenye edildikten sonra ı
sı
l iş
leme
tabi tutulmuş
lardı
r. Isı
l iş
lem sonrası
nda büyük boyutlu örneklerden daha küçük boyutlu
40
deney örnekleri elde edilmiş
tir. Bütün test yöntemleri için gereken örnekler ş
ekil 10’da
gösterildiği gibi hazı
rlanmı
ş
tı
r.
Eğilme direnci, vida
tutma, Mantar çürüklük,
Korozyon testi
Su alma,
Teğet geniş
leme
Su alma,
Teğet geniş
leme
Şekil 10. Deney örneklerinin hazı
rlanma planı
Deneylerde bir test grubu ve iki farklıkontrol grubu bulunmaktadı
r. Test grubu
emprenye iş
lemi sonrasıı
sı
l iş
lem uygulanan grup, kontrol 2 sadece ı
sı
l iş
lem uygulanmı
ş
grup, kontrol 1 ise herhangi bir iş
lem uygulanmamı
şgrubu ifade etmektedir.
Kullanı
lan her dört ağaç türü için, dört farklısı
caklı
k ve iki farklısüre denenmiş
tir.
İ
ğne yapraklıağaç türleri için 212 ºC ve 220 ºC sı
caklı
klarıile 90 ve 120 dakika süre
periyotları
, yapraklıağaç türleri için ise 180 ºC ve 190 ºC sı
caklı
klarıile 90 ve 120
dakikalı
kı
sı
l iş
lem periyotlarıuygulanmı
ş
tı
r.
Yapı
lan çalı
ş
mada bazıdeneyler sadece ı
sı
l iş
leme tabi tutulan örnekler ile yapı
lı
rken
bazıdeneyler ise emprenye iş
lemi sonrasıı
sı
l iş
lem uygulanmı
şörnekler ile yapı
lmı
ş
tı
r.
Uygulanan test yöntemleri Tablo 6’da gösterilmiş
tir.
Tablo 6. Deney varyasyonu ş
eması
SA
ÖA
TG
GET
LPBD
ED
E +Iİ






Sadece ı
sı
l
iş
lem






ÇT
BA
VTD


pH
KZ



Iİ
: ı
sı
l iş
lem, E: emprenye, ÖA: özgül ağı
rlı
k, SA: su alma, TG: teğetsel geniş
leme, GET: geniş
lemeyi
önleyici etkinlik, LPBD: liflere paralel bası
nç direnci, ED: eğilme direnci, ÇT: çürüklük testi, BA: bor
analizi, VTD: vida tutma direnci, KZ: korozyon
41
2.2. Araş
tı
rma Yöntemi
2.2.1. Örneklerin Emprenye Edilmesi
Emprenye iş
leminde 5 x 10 x 40 cm boyutları
nda örnekler kullanı
lmı
ş
tı
r. Emprenye
maddesi olarak; %4 konsantrasyonda hazı
rlanan Borik asit ve Boraks, Eti Maden
İ
ş
letmesinden elde edilmiş
tir. Kayı
n, kavak, karaçam odun örneklerine 60 cmHg ’ya eş
değer bir ön vakum 20 dakika süreyle uygulanı
rken, ladin odunu örneklerine 75 cmHg ’ya
eşdeğer bir vakum, 30 dakika süre ile uygulanmı
ş
tı
r. Ön vakum iş
leminin ardı
ndan kayı
n,
kavak, karaçam odunu örnekleri 60 dakika süreyle 5 bar’lı
k bası
nç altı
nda, ladin odun
örnekleri ise 90 dakika süreyle ve yine 5 bar’lı
k bası
nç altı
nda muamele edilmiş
lerdir. Güç
emprenye edilen bir tür olması
ndan dolayıladin odunu örnekleri biraz daha fazla
miktarlarda ve uzun sürelerde vakum-bası
nç iş
lemine tabi tutulmuş
tur.
2.2.1.1. Örneklerde Retensiyon Miktarı
nı
n Bulunması
Örneklerdeki emprenye maddesi çözeltisi retensiyon miktarıaş
ağı
da verilen eş
itlik 1
yardı
mı
yla hesaplanmı
ş
tı
r
Retensiyon kg/m 3 = G x C x 10 / V
(1)
G: T2-T1, örnek tarafı
ndan absorbe edilen emprenye çözeltisi miktarı(g),
C: Emprenye çözeltisi konsantrasyonu (%),
V: Örnek hacmi (cm3),
T2: emprenye sonrasıağı
rlı
k (g),
T1: emprenye öncesi ağı
rlı
k (g)
2.2.2. Örneklerin Isı
lİ
ş
leme Tabi Tutulması
Bu çalı
ş
mada, örnekler ThermoWood ı
sı
l iş
lem metodu ile çalı
ş
an Nova Orman
Ürünleri San. Tic. A.Ş’nin Gerede de bulunan Thermowood Kereste Üretim Fabrikası
nda
ı
sı
l iş
leme tabi tutulmuş
lardı
r. Test fı
rı
nı
na otomasyon sistemi ile fı
rı
ndaki odunun
42
yapı
sı
na ve fı
rı
n sı
caklı
ğı
na bağlıolarak koruyucu buhar verilmiş
tir. Ağaç malzemelere
uygulanan sı
caklı
k ve süreler Tablo 7’de görülmektedir.
Tablo 7. Isı
l iş
lem sı
caklı
k ve süreleri
Ağaç Türü
Sı
caklı
k (ºC)
Süre (dak.)
İ
ğne yapraklı(Karaçam, Ladin)
212, 220
90, 120
Yapraklı(Kayı
n, Kavak)
180, 190
90, 120
Büyük boyutlarda hazı
rlanmı
şı
sı
l iş
leme tabi tutulacak test örnekleri % 65 ± 5 bağı
l
nem ve 20 ± 2 ºC ş
artları
nısahip iklimlendirme dolabı
nda denge rutubeti miktarı
na
ulaş
ı
lı
ncaya kadar bekletilmişve ı
sı
l iş
leme hazı
r hale getirilmiş
tir. Emprenye edilmiş
örneklerde yapraklıağaçlarda 190 ºC’de 90 dak. süre ile, iğne yapraklıörnekler ise 212
ºC’de 120 dak. süre ile ı
sı
l iş
leme uygulanmı
ş
tı
r. Herhangi bir emprenye iş
lemine tabi
tutulmadan yapı
lan (mantar, korozyon, vida tutuma gücü) deneylerde iki farklısı
caklı
k ve
süre uygulanmı
ş
tı
r (Tablo 7).
2.2.3. Fiziksel Test Yöntemleri
2.2.3.1. Özgül Ağı
rlı
k
Her bir varyasyon için 8 adet test ve 8 adet kontrol olmak üzere, 2x2x3 cm
boyutları
nda hazı
rlanan test ve kontrol örneklerinin özgül ağı
rlı
k tayini TS 2472
standartı
na uygun olarak gerçekleş
tirilmiş
tir (TS 2472, 2005).
Test ve kontrol örnekleri tam kuru hale gelinceye kadar kurutma dolabı
nda 103±2
ºC‘de değiş
mez ağı
rlı
ğa ulaş
ı
ncaya kadar kurutulmuş
tur. Daha sonra örneklerin ağı
rlı
kları
0,001 g, boyutları0,01 duyarlı
lı
kla ölçülmüşve aş
ağı
daki eş
itlik yardı
mı
yla tam kuru
rutubetteki ağı
rlı
klarıhesaplanmı
ş
tı
r.
M0
δ0= ————— (g/cm3)
V0
(2)
43
Bu eş
itlikte;
δ0: Tam kuru özgül ağı
rlı
k (g/cm3)
M0: Tam kuru ağı
rlı
k (g)
V0: Tam kuru hacimdir (cm3)
2.2.3.2. Su Alma Oranı
, Geniş
leme Miktarıve Boyut Stabilizasyonu
Isı
l iş
lem sonrası
nda, büyük boyutlu ı
sı
l iş
lem test örneklerinin budaksı
z, sağlam
dokulu kı
sı
mları
ndan ilgili standartta (TS 2472) öngörülen boyutlarda (küçük boyutlu)
deney örnekleri hazı
rlanmı
ş
tı
r. Su alma oranı(SAO), teğetsel geniş
leme (TG) ve
geniş
lemeyi önleyici etkinlik (GET) deneyleri için örnekler 3x3x1,5 cm (teğet x radyal x
lifler yönü) boyutları
nda ebatlandı
rı
lmı
ş
tı
r (mt: teğet uzunluk, mr: radyal uzunluk).
Şekil 11. SAO, TG ve GET deney örneklerinin boyut ve ş
ekli
Bütün test ve kontrol grupları
nı
n hava kurusu haldeki boyut ve ağı
rlı
kları0,01 mm
ve 0,001 g duyarlı
lı
kta tespit edilmiş
tir. Sonra test ve kontrol örnekleri 20 ± 1 ºC’de su
içerisine üstlerine bir ağı
rlı
k konulmak suretiyle bı
rakı
lmı
ş
lardı
r. 2, 4, 8, 24, 48, 72 saat
periyotlar sonunda deney ve kontrol örneklerinin aldı
klarısu miktarlarıölçülmüş
tür.
Bunun için her periyot sonunda sudan alı
nan örneklerin üzerlerindeki su silinmişve aynı
duyarlı
lı
kta tartı
mları yapı
larak örneklerin aldı
kları su miktarları (Abs) olarak
kaydedilmiş
tir. Baş
langı
çtaki hava kurusu ağı
rlı
k (Pao) ve Abs değerleri kullanı
larak SAO
(%), her periyotta, her test ve kontrol örneği için ayrıayrıolmak üzere aş
ağı
daki formüle
göre hesaplanmı
ş
tı
r (Yı
ldı
z, 2002; TS 2472, 2005).
44
Abs- Pao
SAO = ————— x 100
Pao
(3)
Teğetsel geniş
leme miktarı
, SAO deneylerinde kullanı
lan örneklerle iş
lem
yapı
lmı
ş
tı
r. Söz konusu deneylerde kullanı
lan test ve kontrol örneklerinin tam kuru halde
teğet yöndeki boyutları
, 0.01 mm duyarlı
lı
kta ölçülmüş
tür. Boyutlar değiş
mez hale
gelinceye kadar suda bekletilen örneklerden aynınoktalardan yapı
lan ölçümlerle
geniş
lemişhaldeki boyutlar saptanmı
ş
tı
r. TS 2472’deki genel esaslara uyularak yapı
lan
ölçümlerden sonra, teğetsel geniş
leme yüzdesi değerleri aş
ağı
daki formülle hesaplanmı
ş
tı
r
(TS 2472, 2005).
T2-T1
TG= ———— x100
T1
(4)
Eş
itlikte;
T1: teğet yönde tam kuru haldeki boyutlar,
T2: teğet yönde 2 haftalı
k suda bekletme sonunda geniş
lemişboyutlarıifade
etmektedir.
Test ve kontrol 2 örneklerinin geniş
leme miktarları
nda kontrol 1 örneklerine kı
yasla
meydana gelen azalmayı
, yani emprenye ve ı
sı
l iş
lem sonrasıkazanı
lan boyut
stabilizasyonunu ifade eden geniş
lemeyi önleyici etkinlik (GET) değerleri, aş
ağı
daki gibi
hesaplanmı
ş
tı
r (TS 2472, 2005).
kαtg – tαtg
GET= ———————— x 100
kαtg
Bu eş
itlikte;
kαtg: kontrol örneğinin teğet yönde geniş
leme yüzdesi
tαtg: test örneğinin teğ
et yönde geniş
leme yüzdesi.
(5)
45
2.2.4. Mekanik Test Yöntemleri
2.2.4.1. Statik Eğilme Direnci
Borik asit ve Boraks ile emprenye edildikten sonra ı
sı
l iş
lem uygulanan test örnekleri
ile sadece ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lan kontrol 2 ve herhangi bir iş
lem uygulanmamı
ş
kontrol 1 örneklerine ait statik eğ
ilme direnci değerleri TS 2472’deki genel esaslara
uyularak belirlenmiş
tir. 2x2x30 cm (teğet x radyal x lifler yönü) boyutları
nda, hazı
rlanan
örneklerin rutubetleri iklimlendirme iş
lemleri yapı
larak %12’ye getirilmiş
tir. Örneklerin
boyutları
, radyal yönü en, teğet yönü de kalı
nlı
k alı
nmak sureti ile 0,01 mm duyarlı
lı
kla
ölçülmüş
tür.
Örnekler üniversal test makinası
na 24 cm dayanak açı
klı
ğı kullanı
larak
yerleş
tirilmiş
tir. Teğet yöndeki direnci belirlemek üzere radyal yüzeye tam ortadan yük
uygulanmı
ş
, 2000 kg maksimum kapasiteyle ve 1,5 ± 0,5 dakikada kı
rı
lması
nısağlayacak
deney hı
zı
yla çalı
ş
ı
lmı
ş
tı
r. Kı
rı
lma anı
ndaki maksimum kuvvet (Fmax) ± 1 kp duyarlı
lı
kta
ölçülerek eğ
ilme direnci aş
ağ
ı
daki eş
itlikten hesaplanmı
ş
tı
r (Yı
ldı
z, 2002; TS 2472, 2005).
3 x F x Ls
σe= —————— (N/mm2)
2 x a x b2
(6)
Eş
itlikte;
σe: eğilme direnci (N/mm2)
F: kı
rı
lma anı
ndaki kuvvet (N)
Ls: dayanak açı
klı
ğı(mm)
a: örnek geniş
liği (mm)
b: örnek kalı
nlı
ğı
dı
r (mm)
2.2.4.2. Liflere Paralel Bası
nç Direnci
Borik asit ve Boraks ile emprenye edildikten sonra ı
sı
l iş
lem uygulanan test örnekleri
ile sadece ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lan kontrol 2 ve herhangi bir iş
lem uygulanmamı
ş
kontrol 1 örneklerine ait liflere paralel bası
nç direnci (LPBD) değerleri TS 2472’deki genel
esaslara uyularak belirlenmiş
tir (TS-2472, 2005). Deney ve kontrol örneklerinin aynıyı
llı
k
46
halka içeren kı
sı
mlardan elde edilmesine özen gösterilmiş
tir. Örnekler 2x2x3 cm (teğet x
radyal x lifler yönü) boyutları
nda hazı
rlanmı
ş
tı
r. Deneylerden önce denge rutubetine
getirilen örneklerin enine kesit boyutlarıve lifler yönündeki uzunlukları0,01 mm,
ağı
rlı
klarıise 0,001 g duyarlı
lı
kta ölçülmüş
tür. Liflere paralel bası
nç direnci örneklerinin
test makinesinde görünümü Şekil 12’de verilmiş
tir.
Şekil 12. Liflere paralel yönde bası
nç direnci deneyinin
uygulanı
ş
ı
Deneyler üniversal test makinesinde yapı
lmı
ş
tı
r. Deney hı
zıörnekler makinede 1,5-2
dakikada kı
rı
lacak ş
ekilde ayarlanmı
şolup, kı
rı
lma anı
ndaki kuvvet (Fmax) ölçülmüş
tür.
Liflere paralel bası
nç direnci aş
ağı
daki eş
itlikten hesaplanmı
ş
tı
r (Yı
ldı
z, 2002; Örs, 1996).
Fmax
σß = ——— (N/mm2)
axb
Eş
itlikte;
σß: liflere paralel bası
nç direnci (N/mm2)
Fmax: kı
rı
lma anı
ndaki kuvvet (N)
a ve b: örnek enine kesit boyutları
dı
r (mm)
(7)
47
2.2.4.3. Vida Tutma Direnci
Deneyde; ASTM-D (1961) standardı
nda belirtilen 4.5 mm çap ve 40 mm uzunluktaki
düz baş
lı
, düş
ük karbonlu çelikten yapı
lmı
şvidalar kullanı
lmı
ş
tı
r (ASTM-D, 1961). Odun
örnekleri olarak sadece ı
sı
l iş
leme tabi tutulmuşdeney örnekleri kullanı
lmı
ş
tı
r.
Örneklerin her birinin teğet kesitinde, çapıvida iç çapı
nı
n %70’i (2.1 mm) ve
derinliği ise 13 mm olacak ş
ekilde kı
lavuz delikleri delinmiş
tir. Kı
lavuz delik delme iş
lemi
anı
nda, örneklerin yarı
lması
nıönlemek için delik yerleri, örnek baş
ları
ndan en az 38 mm,
örnek kenarı
ndan en az 19 mm ve iki vida arasıaralı
k en az 68 mm olacak ş
ekilde
seçilmiş
tir. Daha sonra; örnekler vidalarla teğet kesit yüzeyi ile dik açıyapacak ş
ekilde ve
toplam vida girme derinliğ
i vidanı
n yivli kı
smı
nı
n uzunluğuna eş
it olacak ş
ekilde elektrikli
tornavida ile vidalama iş
lemine tabi tutulmuş
tur (Şekil 13).
Şekil 13. Vida tutma direnci deney örneğ
i (Boyutlar mm.)
Deneylerde örneklere yükleme anı
ndan itibaren en büyük yüke ulaş
ı
ncaya kadar 2.5
mm/dak sabit hı
zla yük uygulanmı
ş
tı
r. Ladin, karaçam ve kavak türleri için 500 kp, kayı
n
örnekleri için 2000 kp’luk yükler seçilmiş
tir. Yükler; 500 kp için ±1 kp, 2000 kp için ise
±5 kp duyarlı
lı
kta ölçülmüş
tür.
48
2.2.5. Biyolojik Özellikler
2.2.5.1. Mantar Çürüklük Testi
Mantar çürüklük deneyinde sadece ı
sı
l iş
lem uygulanmı
şörnekler kullanı
lmı
ş
tı
r.
Çürüklük mantarları
na karş
ıdirenç performanslarıEN 113 (1996) standardı
na göre
belirlenmiş
tir. Ladin, Karaçam, Kavak ve Kayı
n olmak üzere farklıağaç türleri için, her bir
ağaç türüne ait iki farklısüre ve iki farklısı
caklı
k olmak üzere 4 varyasyon üzerinden
denemeler gerçekleş
tirilmiş
tir. Kullanı
lan odun örnek boyutlarıstandartta belirtilen
boyutlardan farklı
lı
k göstermektedir. 0,5 x 1,5 x 3 cm boyutları
nda hazı
rlanan örnekler her
varyasyon için 4 tekrarlıolacak ş
ekilde, 64 adet test ve 64 adet kontrol örneğinden
oluş
muş
tur (Tablo 8).
Tablo 8. Mantar çürüklük testi varyasyon ş
eması
Ağaç türü
Ladin
Sı
caklı
k °(C)
Süre (Dakika)
212
90
4
4
212
120
4
4
220
90
4
4
220
120
4
4
16
16
Toplam
Karaçam
Kontrol örneği sayı
sı
212
90
4
4
212
120
4
4
220
90
4
4
220
120
4
4
16
16
Toplam
Kavak
Test örneği sayı
sı
180
90
4
4
180
120
4
4
190
90
4
4
190
120
4
4
16
16
Toplam
180
90
4
4
180
120
4
4
190
90
4
4
190
120
4
4
Toplam
16
16
GENEL TOPLAM
64
64
Kayı
n
49
Örnekler mantar testi öncesinde 103 ± 2 ºC’de değiş
mez ağı
rlı
ğa gelinceye kadar
bekletilmişve tam kuru ağı
rlı
klarıölçülerek çürüklük öncesi tam kuru ağı
rlı
k (Çö) olarak
kaydedilmiş
tir. 1 lt saf suya 48 gr. malt ekstrakt-agar konularak toplam 4 lt çözelti
hazı
rlanmı
ş
tı
r. Çözeltiyi sterilize etmek için, 1 lt’lik erlenlerin ağı
zlarıalüminyum folyo ile
kaplanarak 121 ºC deki bir otoklavda 25 dakika bekletilmişve süre sonunda otoklavdan
çı
karı
larak UV odası
nda soğumaya bı
rakı
lmı
ş
lardı
r. Mantar aş
ı
lama kavanozlarıve mantar
aş
ı
lamada kullanı
lacak tüm aparatlar oluş
abilecek her hangi bir kontaminasyonun
önlenmesi açı
sı
ndan otoklavda sterilize edilmiş
lerdir. Agar çözeltisi ı
lı
klaş
ı
p dökme
kı
vamı
na gelince petri kapları
na aktarı
lmı
ş
tı
r. Daha sonra Kavak ve Kayı
n yapraklıağaç
örnekleri için Tramates versicolor mantarı
, Ladin ve Karaçam iğ
ne yapraklıağaç odunları
için Coniphora puteana mantar kültürleri petri kapları
na aş
ı
lanmı
ş
tı
r (Şekil 14).
Şekil 14. Mantar deneyi örnekleri
Petri kaplarımisellerin iyice sarmasıiçin 22 ºC ve % 65 bağı
l nem koş
ulları
ndaki
klima dolabı
nda yaklaş
ı
k bir hafta süreyle bekletilmiş
tir. Miseller geliş
imlerini
tamamlandı
ktan sonra, otoklavda sterilize edilmişher bir ağaç türüne ait test ve kontrol
örnekleri, her petri kabı
na bir adet test ve bir adet kontrol olacak ş
ekilde yerleş
tirilmiş
tir.
Bir karı
ş
ı
klı
ğı
n olmamasıiçin test ve kontrol örneklerinin üzerleri kodlanmı
ş
tı
r. Petri
kapları
nı
n tamamı22 ºC ve %65 bağı
l nemi olan klima dolabı
na 3 ay beklemek üzere
bı
rakı
lmı
ş
tı
r (Şekil 15).
Süre sonunda petri kapları
ndan alı
nan örnekler 103 ± 2 ºC ’deki etüvde değiş
mez
ağı
rlı
ğa gelinceye kadar bekletilmişve tam kuru ağ
ı
rlı
klarıölçülerek çürüklük sonrasıtam
50
kuru ağı
rlı
k (Çs) olarak kaydedilmiş
tir. Eş
itlik 8 yardı
mı
yla mantar saldı
rı
larıile
örneklerde oluş
an ağı
rlı
k kaybı(%) aş
ağı
daki formül yardı
mı
yla hesaplanmı
ş
tı
r (Dizman,
2005; EN-113, 1996).
Çö - Çs
% AK= ———— x 100
Çö
(8)
2.2.6. Korozyon Oranı
nı
n Belirlenmesi
Korozyon deneyinde sadece ı
sı
l iş
leme tabi tutulmuşörnekler kullanı
lmı
ş
tı
r. Deneyin
yapı
lması
nda TS 345 standardıkullanı
lmı
ş
tı
r (TS 345, 1998). Odun örnekleri 50 mm x 32
mm x 15 mm (lif doğrultusu, geniş
lik, yükseklik) boyutları
nda hazı
rlanmı
ş
tı
r (Şekil 15).
7,8 kg/dm3 yoğunluğunda ve 5 x 30 mm boyutları
nda vidalar kullanı
lmı
ş
tı
r (Şekil 16). Her
bir varyasyon için 3 adet örnek kullanı
lmı
ş
tı
r.
Hava kurusu halde bulunan deney örneklerinin 50 mm x 15 mm lik yüzeylerinin
ortası
ndan vidaları
n çakı
lmasıiçin 4 mm çapı
nda delik açı
lmı
ş
tı
r. 50 mm x 32 mm lik
yüzeyden ise örneklerin deney kabı
na ası
lmasıiçin 5 mm çapı
nda delik açı
lmı
ş
tı
r.
Vidaları
n odun örneklerine çakı
lmadan önce etanol ile yı
kanarak vida üzerinde bulunan
yağları
n ve
tortuları
n temizlenmeleri
sağlanmı
ş
tı
r. Temizlenen
vida
örnekleri
numaralandı
rı
lmı
şve deney öncesi ağ
ı
rlı
kları(Mo) 0,0001 g duyarlı
lı
kta tespit edilmiş
tir.
Deney kaplarıolarak sentetik maddeden yapı
lmı
ş
, kapağısı
kı
ca kapanabilen, 2.10
litrelik ve taban alanı100 mm x 100 mm olan kaplar kullanı
lmı
ş
tı
r. Her deney kabı
na
yaklaş
ı
k olarak % 97 değiş
mez nisbi hava rutubetinin sağlanmasıiçin 200 gr potasyum
sülfat çözeltisi konulmuş
tur. Örneklerin kaplara yerleş
tirilmesinden önce açı
kta kalan vida
kı
sı
mlarıasitsiz bir yağ(ayçiçek yağı
) ile yağlanarak korozyonun sadece helezon kı
smı
nda
kalmasısağ
lanmı
ş
tı
r. Vidalıörnekler sentetik bir iple deney kabı
nı
n ortası
ndan
ası
lmı
ş
lardı
r. Her deney kabı
na 6 adet örnek yerleş
tirilmiş
tir. Deney örnekleri
yerleş
tirildikten sonra, kabı
n kapağıkapatı
larak 22 ± 2 ºC ’de 6 hafta bekletilmiş
lerdir.
51
Şekil 15. Korozyon deneyine ait örnek boyutu
Şekil 16. Vida ş
ekli
Deney sonrası
nda örnekler odun örneklerinden yarı
larak çı
kartı
lmı
ş
tı
r. Çı
kartı
lan
vida örnekleri sı
cak su ve etanol (% 96) ile yı
kanarak temizlenmiş
tir. Temizleme
sonrası
nda vidalar tartı
larak deney sonrasıağı
rlı
kları(Ms) tespit edilmiş
tir. Bu veriler
yardı
mı
yla vida örneklerinde meydana gelen ağı
rlı
k kaybıeş
itlik 9’da ve oluş
an korozyon
derinliği ise eş
itlik 10’da belirtilen formüller yardı
mı
yla hesaplanmı
ş
tı
r (TS- 345, 1998;
Jermer ve Anderson, 2005).
Mo- Ms
Metal ağı
rlı
k kaybı= ————— (g/m2)
Alan(m 2)
Ağ
ı
rlı
k kaybı(g/m 2)
Korozyon derinliği = ———————————— (μm)
Metal yoğunluğu (kg/dm3)
(9)
(10)
52
2.2.7. pH Değerleri
pH ölçümleri için vida tutma direncinden kalan örnekler kullanı
lmı
ş
tı
r. Her bir
varyasyona ait odun örnekleri, hava kurusu halde kimyasal analizlerde kullanı
lacak yeterli
miktarılaboratuar tipi Willey değirmeninde öğütülerek 40 mesh (425μ) ve 60 mesh
(250μ)’lik sarsı
ntı
lıeleklerde elenmiş
tir. 40 meshlik elekten geçen 60 meshlik elek
üzerinde kalan kı
sı
m alı
narak ağzıkapaklıplastik ş
iş
elere konulmuş
tur.
Her test grubuna ait yaklaş
ı
k 2 gr örnek, içinde 60 ml destile edilmişsu bulunan
plastik ş
iş
elere yerleş
tirilmişve bir karı
ş
tı
rı
cıile 24 saat çalkalanmı
ş
tı
r. Bu süre sonunda
elde edilen çözelti süzgeç kâğı
dı
nda süzülerek pH metre ile pH ölçümleri
gerçekleş
tirilmiş
tir (Dizman, 2005; Hafı
zoğlu ve Deniz, 2011).
2.2.8. Bor Analizi
Odunun bor analizi için yakı
lma iş
lemi AWPA A7 standardı
nda öngörülen nitrik asit
yöntemine göre yapı
lmı
ş
tı
r. Kontrol 1, kontrol 2 ve test örneği gruplarılaboratuar tipi
Wiley öğütme değirmeninde (IKA MF10, IKA-Werke, Staufen, Almanya) 0,5 mm çaplı
elek aralı
ğı
ndan geçirilerek öğ
ütülmüşve tam kuru hale getirilmiş
tir. Her bir varyasyona
ait 2 g tam kuru öğütülmüşörnek bir behere alı
nmı
ş
, üzerine 32,3 (%65’lik-Merck) nitrik
asit ilave edilmiş
tir. Beherler ı
sı
tı
cı
nı
n üzerine koyulmuşve örneklerden çı
kan kahverengi
dumanları
n bitmesini takiben 14,25 ml hidrojen peroksit (%35’lik-Merck) ilave edilmiş
tir
ve bir süre daha ocakta bekletilmiş
tir. Asit ile yakma iş
lemi sonrası
nda çözeltiler Whatman
# 4 nolu filtre kâğı
dı
ndan geçirilerek süzülmüş
, ardı
ndan 100 kat oranı
nda saf su ile
seyreltilmiş
lerdir. Örnek analizi KTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü, ICP laboratuarı
nda,
ICP (Spectro-Genesis Inductively Coupled Plasma) cihazı
nda belirlenmiş
tir. 1000 ppm’lik
ICP bor standardı
ndan (Merck) 0,5 ppm aralı
klı0,25-10 ppm arası
nda standart numuneler
hazı
rlanmı
ş ve bu standartlar makinada okutularak ölçümlerin regresyon eğrisi
çı
karı
lmı
ş
tı
r. Deney örneklerinin reel bor miktarlarıbu regresyon modeline aktarı
lmı
şve
hesaplanan değerler kaydedilmiş
tir. Bu değerlerden ı
sı
l iş
lemli ve ı
sı
l iş
lemsiz odun
örneklerinde kalan borlu bileş
ik miktarı(%) hesaplanmı
ş
tı
r (AWPA A7, 1993).
53
Şekil 17. ICP (Inductively Coupled Plasma) cihazı
2.3. İ
statiksel Yöntemler
Veriler SPSS istatistik paket programıkullanı
larak ve % 95 güven düzeyi esas
alı
narak analiz edilmiş
tir. Veriler ve bunlar arası
ndaki istatistiksel farklı
lı
k çoğul varyans
analizi ile hesaplanmı
ş
tı
r. Elde edilen farklı
lı
kları
n hangi varyasyonlar ve ağaç malzeme
arası
nda olduğunun belirlenmesi için ise Duncan testi uygulanmı
ş
tı
r (Batu, 1978).
54
3. BULGULAR
3.1. Fiziksel Özellikler
3.1.1. Retensiyon Değerleri
Borik asit ve Boraks ile emprenye edilen kayı
n, kavak, ladin ve karaçam odunu
örneklerine ait retensiyon değ
erleri (kg/m3) ve standart sapma (s) değerleri Tablo 9’da
gösterilmiş
tir.
Tablo 9. Retensiyon değerleri
Odun türü
Kimyasal madde
Retensiyon (kg/m3)
s
BA
23.99
0.74
BX
25.58
0.05
BA
26.93
1.98
BX
24.30
0.42
BA
20.09
0.77
BX
20.70
0.56
BA
14.82
0.62
BX
15,97
0.69
Ladin
Karaçam
Kayı
n
Kavak
s: Standart sapma
Tablo 9’daki verilere göre; İ
YA türlerinin retensiyon miktarlarıyapraklıağaç
türlerinin retensiyon miktarları
na kı
yasla daha fazla bulunmuş
tur. Bu durumun
muhtemelen odun örneklerindeki doğal farklı
lı
klardan ve ladin örneklerinde uygulanan
fazla ön vakum ve bası
nç uygulanması
ndan kaynaklandı
ğıdüş
ünülmektedir. Genel olarak
bütün ağaç türlerinde her türlü amaç için gereken miktarda borun odun örneği içerisine
sevk edildiğini söylemek mümkündür.
55
3.1.2. Özgül Ağı
rlı
k
Kontrol ve test örneklerine ait özgül ağı
rlı
k değerleri Tablo 10’da verilmiş
tir. Elde
edilen sonuçlara göre ı
sı
l iş
lem sonrası(kontrol 2) özgül ağı
rlı
k değerleri düş
üş
göstermiş
tir. Test örneklerinde ise kontrol 2 örneklerine kı
yasla bir miktar artı
ş
gözlenmiş
tir. Fakat test örneklerinde elde edilen özgül ağı
rlı
k değerleri, kavak örnekleri
hariç diğer örneklerde kontrol 1 örneklerine kı
yasla düş
üktür. Boraks ile emprenye edilmiş
örneklerde oluş
an özgül ağı
rlı
k kaybıborik asite oranla daha fazladı
r.
Kimyasal maddenin, ağaç türünün ve bu iki varyasyon kaynağı
nı
n karş
ı
lı
klı
etkileş
imlerinin özgül ağı
rlı
k üzerine etkilerinin araş
tı
rı
ldı
ğıçoğul varyans analizinde
tekrarlıölçümler testi sonuçlarıve bunun sonucunda ortaya çı
kan anlamlıfarklı
lı
kları
n
hangi varyasyonlar arası
nda olduğunu belirlemek üzere gerçekleş
tirilen Duncan testi
sonuçlarısı
rası
yla iğne yapraklıağaçlar için Tablo 11’de, yapraklıağaç türleri için Tablo
12’de verilmektedir.
Tablo 10. Ağaç türlerine ait özgül ağ
ı
rlı
k değerleri (gr/cm3)
Test (Emprenye + Isı
l iş
lem)
Ağaç türü
Kontrol 1
Kontrol 2
BA
BX
Ladin
0,37
0,32
0,35
0,35
Karaçam
0,54
0,49
0,51
0,47
Kayı
n
0,72
0,69
0,70
0,69
Kavak
0,45
0,43
0,47
0,44
Tablo 11. Özgül ağı
rlı
k değerlerine iliş
kin ÇVA ve Ducan testi sonuçları(İ
YA)
Varyans Kaynağı
Kareler
df
Toplamı
Kareler
F-Hesap
ortalaması
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
0,510
1
0,510
664,964
0,000
Kontrol 2
0,4150 c
Kimyasal
0,036
3
0,012
15,589
0,000
Test BX
0,4205 c
Ağaç türü *Kimyasal
0,009
3
0,003
3,941
0,011
Test BA
0,4470 b
Hata
0,063
82
0,001
Kontrol 1
0,4682 a
Toplam
17,784
90
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
56
ÇVA sonuçları
na göre; özgül ağı
rlı
k üzerine ladin ve karaçam ağaç türlerinin,
kimyasal maddelerin ve kimyasal madde ağaç türü etkileş
iminin etkisinin istatistiksel
açı
dan önemli olduğ
u gözlenmiş
tir. En büyük farklı
lı
k kontrol 1 örnekleri ile ı
sı
l iş
lem
uygulanmı
şkontrol 2 gruplarıarası
nda elde edilmiş
tir.
Tablo 12. Özgül ağı
rlı
k değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA)
Varyans Kaynağı
Kareler
Toplamı
df
Kareler
F-Hesap
ortalaması
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama*Hg
Ağaç türü
0,956
1
0,956
740,910
0,000
Kontrol 1
0,5621 a
Kimyasal
0,006
3
0,002
1,542
0,214
Kontrol 2
0,5631 a
Ağaç türü *Kimyasal
0,005
3
0,002
1,296
0,286
Test BX
0,5713 a
Hata
0,068
53
0,001
Test BA
0,5838 a
Toplam
20,873
61
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
ÇVA sonuçları
na göre; özgül ağı
rlı
k üzerine kayı
n ve kavak ağaç türlerinin özgül
ağı
rlı
k üzerine etkisinin istatistiksel açı
dan önemli olduğu, kimyasal maddelerin ve
kimyasal madde ağaç türü etkileş
iminin ise özgül ağı
rlı
k üzerine etkisinin istatistiksel
anlamda önemli olmadı
ğıgözlenmiş
tir.
3.1.3. Su Alma Oranı
, Teğetsel Geniş
leme ve Geniş
lemeyi Önleyici Etkinlik
Emprenye edilerek farklıkombinasyonlarda ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
ldı
ktan sonra
farklısürelerde (2, 4, 8, 24, 48, 72 saat) suda bekletilen ladin ve karaçam odunu
örneklerinin su alma oranları
na (SAO) ait aritmetik ortalama (x), standart sapma (s),
minimum (min.) ve maksimum (max.) değerler sı
rası
yla Tablo 13 ve Tablo 14’de
gösterilmiş
tir. Kimyasal maddenin, ağaç türünün ve bu iki varyasyon kaynağı
nı
n karş
ı
lı
klı
etkileş
imlerinin su alma oranlarıüzerine etkilerinin araş
tı
rı
ldı
ğıçoğul varyans analizinde
tekrarlıölçümler testi sonuçlarıve bunun sonucunda ortaya çı
kan anlamlıfarklı
lı
kları
n
hangi varyasyonlar arası
nda olduğunu belirlemek üzere gerçekleş
tirilen duncan testi
sonuçlarısı
rası
yla Tablo 15’de verilmektedir.
57
Tablo 13. 212 ºC’de, 120 dak. süreyle ı
sı
l iş
lem uygulanan ladin odunu kontrol 1, kontrol 2
ve test örneklerinin SAO (%)
Varyasyon
Suda bekleme süresi
Kontrol 1
2 saat
4 saat
8 saat
24 saat
48 saat
72 saat
Kontrol 2
Test
2 saat
4 saat
8 saat
24 saat
48 saat
72 saat
2 saat
4 saat
8 saat
24 saat
48 saat
72 saat
x
83,6
94,7
108,5
128,4
150,2
161,8
x
BA
BX
18,9
24,4
26,6
31,2
33,8
42,2
55,6
86,4
78,0
100,7
97,5
116,1
29,1
104,8
42,0
117,6
56,3
144,9
88,9
165,2
134,6
174,1
156,5
178,7
Su alma oranı(%)
s
min
28,8
70,0
25,9
74,8
21,5
90,6
16,7
112,3
11,8
138,1
9,5
150,6
s
min
BA
BX
BA
BX
0,8
5,83
18,0
18,9
3,2
7,9
24,2
24,7
5,1
11,7
29,3
31,1
5,9
34,9
48,5
52,6
9,8
33,5
68,9
67,3
10,7
35,5
85,3
78,8
1,35 10,26
27,5
92,9
3,42
29,6
38,4
77,2
7,77 15,62
47,5 133,9
18,23
25,8
68,4 133,2
38,4
23,8
86,4 144,5
27,82
21,1 127,3 153,6
max
127,7
135,0
141,7
154,6
167,9
175,6
max
BA
BX
19,8
30,5
31,3
40,1
39,3
54,5
63,2
117,7
91,7
137,9
110,1
151,1
29,9
111,6
45,21
139,9
62,4
156,0
103,6
192,7
178,1
200,0
184,4
203,1
Tablo 14. 212 ºC’de, 120 dak. süreyle ı
sı
l iş
lem uygulanan karaçam odunu kontrol 1,
kontrol 2 ve test örneklerinin SAO (%)
Varyasyon
Suda bekleme süresi
Kontrol 1
2 saat
4 saat
8 saat
24 saat
48 saat
72 saat
Kontrol 2
Test
2 saat
4 saat
8 saat
24 saat
48 saat
72 saat
2 saat
4 saat
8 saat
24 saat
48 saat
72 saat
x
66,9
68,2
70,2
77,5
84,8
91,0
x
BA
54,3
55,2
59,5
70,5
83,8
90,1
62,3
67,8
72,0
79,8
85,0
90,7
BX
51,7
55,3
59,1
68,1
73,2
78,0
57,6
67,0
71,5
80,8
83,7
90,2
Su alma oranı(%)
s
min
16,0
35,2
13,8
43,6
17,9
47,6
15,6
59,9
14,4
67,7
11,4
75,2
s
min
BA
BX
BA
BX
9,51
9,2
37,1
38,0
13,8
8,8
24,6
44,2
12,6
8,0
31,3
50,0
12,0
9,1
47,2
56,2
18,0
16,5
61,3
48,5
19,7
16,0
69,3
54,3
11,8
3,1
50,5
53,3
13,5
2,1
43,5
64,2
12,3
3,5
51,2
66,3
10,7
4,8
70,4
73,4
9,2
8,3
77,1
75,6
9,7
8,9
83,1
81,5
max
91,6
94,6
105,9
110,5
114,2
114,1
max
BA
65,7
66,9
69,7
87,3
121,8
133,7
88,8
95,4
98,7
104,9
103,7
111,2
BX
63,6
68,6
70,5
78,4
90,5
96,9
60,8
69,7
75,4
86,0
96,8
105,0
58
Tablo 15. Su alma değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(İ
YA)
Varyans Kaynağı
Kareler
Toplamı
df
Kareler
F-Hesap
ortalaması
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
86518,719
1
86518,719
49,833
0,000
Kontrol 2
63,0747- c
Kimyasal
115879,481
3
38626,494
22,248
0,000
Test BA
85,2910- b
Ağaç türü *Kimyasal
72728,100
3
24242,700
13,963
0,000
Kontrol 1
91,6667- ab
Hata
93753,645
54
1736,179
Test BX
103,0008- a
Toplam
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
ÇVA sonuçları
na göre; su alma üzerine ladin ve karaçam ağaç türlerinin, kimyasal
maddelerin ve kimyasal madde ağaç türü etkileş
iminin etkisinin istatistiksel açı
dan önemli
olduğu gözlenmiş
tir. Duncan testi sonuçları
na göre; ladin ve karaçam türlerinde kontrol 1
ve test BA arası
nda önemli bir farklı
lı
k olmadı
ğıen önemli fark ise kontrol 2 ile test BX
arası
nda olduğu gözlenmiş
tir.
Emprenye edilerek farklıkombinasyonlarda ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
ldı
ktan sonra
farklısürelerde (2, 4, 8, 24, 48, 72 saat) suda bekletilen kayı
n ve kavak odunu örneklerinin
su alma oranları
na (SAO) ait aritmetik ortalama (x), standart sapma (s), minimum (min.)
ve maksimum (max.) değerler sı
rası
yla Tablo 16 ve Tablo 17’de verilmiş
tir. Kimyasal
maddenin, ağaç türünün ve bu iki varyasyon kaynağı
nı
n karş
ı
lı
klıetkileş
imlerinin su alma
oranlarıüzerine etkilerinin araş
tı
rı
ldı
ğıçoğul varyans analizinde tekrarlıölçümler testi
sonuçlarıve bunun sonucunda ortaya çı
kan anlamlıfarklı
lı
kları
n hangi varyasyonlar
arası
nda olduğunu belirlemek üzere gerçekleş
tirilen duncan testi sonuçlarısı
rası
yla Tablo
18’de verilmektedir.
59
Tablo 16. 180 ºC’de, 120 dak. süreyle ı
sı
l iş
lem uygulanan kayı
n odunu kontrol 1, kontrol
2 ve test örneklerinin SAO (%)
Varyasyon
Suda bekleme süresi
Kontrol 1
2 saat
4 saat
8 saat
24 saat
48 saat
72 saat
Kontrol 2
Test
2 saat
4 saat
8 saat
24 saat
48 saat
72 saat
2 saat
4 saat
8 saat
24 saat
48 saat
72 saat
x
25,4
34,3
41,8
55,2
61,4
64,8
x
BA
23,1
29,7
36,7
51,8
56,2
58,6
18,6
25,4
32,6
47,9
52,2
54,0
BX
24,5
31,3
38,6
54,2
56,9
58,6
24,6
33,7
43,1
59,4
62,0
64,1
BA
3,7
4,3
4,4
2,9
0,7
1,5
1,3
1,8
1,7
1,3
2,4
2,7
Su alma oranı(%)
s
min
6,8
18,9
7,9
27,6
8,0
34,3
5,3
50,9
4,0
58,4
3,6
61,9
s
min
BX
BA
BX
1,7
19,6
22,3
1,3
25,8
29,5
1,5
31,9
36,4
1,0
49,2
53,0
1,2
55,3
55,2
0,6
57,1
57,8
0,5
17,6
23,8
0,9
24,2
32,4
1,7
31,3
41,4
2,1
45,8
58,9
2,7
48,7
55,3
3,7
50,4
61,1
max
35,7
45,5
53,3
63,4
67,6
70,7
max
BA
26,7
34,3
41,2
54,6
57,1
60,3
20,5
28,2
35,1
45,8
54,3
57,1
BX
26,4
32,3
40,2
55,5
57,9
59,1
25,0
34,7
45,3
62,3
65,4
69,3
Tablo 17. 180 ºC’de, 120 dak. süreyle ı
sı
l iş
lem uygulanan kavak kontrol 1, kontrol 2 ve
test örneklerinin SAO (%)
Varyasyon
Suda bekleme süresi
Kontrol 1
2 saat
4 saat
8 saat
24 saat
48 saat
72 saat
Kontrol 2
Test
2 saat
4 saat
8 saat
24 saat
48 saat
72 saat
2 saat
4 saat
8 saat
24 saat
48 saat
72 saat
x
36,1
46,7
54,9
74,3
89,4
98,9
x
BA
40,5
49,3
53,9
64,3
77,3
86,2
36,1
46,1
56,0
78,9
89,5
97,3
BX
41,8
48,8
57,7
78,4
93,8
106,7
48,7
64,2
80,9
120,0
137,5
147,9
Su alma oranı(%)
s
min
4,4
31,6
4,9
40,5
5,5
46,5
8,6
62,0
10,2
76,8
11,1
83,1
s
min
BA
BX
BA
BX
10,2
3,1
31,4
39,8
10,6
2,4
40,3
45,9
5,1
2,5
48,3
54,4
11,4
2,9
51,5
74,5
12,6
3,6
63,6
88,3
13,4
6,5
71,2
97,8
3,7
6,0
31,8
41,3
4,9
5,0
40,9
58,2
5,5
2,0
50,3
78,7
6,1
3,6
71,3
116,5
6,3
9,0
81,2
127,8
6,7
12,2
89,1
136,2
max
46,0
56,4
63,9
94,4
109,7
120,3
max
BA
BX
51,6
46,4
60,9
51,8
58,4
60,3
73,5
81,6
88,4
96,3
97,1
113,2
40,6
56,0
52,7
70,4
61,3
83,1
86,4
123,3
96,2
147,3
104,1 160,1
60
Hem iğne yapraklı ağaçlarda hem de yapraklı ağaç örneklerinin bütün
varyasyonları
nda suda bekletme süresinin uzaması
yla birlikte SAO’ları
nı
n arttı
ğ
ı
gözlenmiş
tir.
Tablo 18. Su alma değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA)
Varyans Kaynağı
Kareler
Toplamı
df
Kareler
ortalaması
F-Hesap
Önem
Düzeyi
Ortalama
Varyasyon
*Hg
Ağaç türü
62635,982
1
62635,982
345,172
0,000
Test BA
52,6543- b
Kimyasal
10796,056
3
3598,685
19,832
0,000
Kontrol 2
55,9180- b
Ağaç türü *Kimyasal
8491,161
3
2830,387
15,598
0,000
Kontrol 1
57,4039- b
Hata
7621,443
42
181,463
Test BX
77,2586- a
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
ÇVA sonuçları
na göre; kayı
n ve kavak ağaç türlerinde ağaç türünün, kimyasal
maddelerin ve kimyasal madde ağaç türü etkileş
iminin etkisinin istatistiksel açı
dan önemli
olduğu gözlenmiş
tir. Duncan testi sonuçları
na göre; kayı
n ve kavak türlerinde kontrol 1,
kontrol 2 ve test BA aynıhomojenlik grubuna, test BX ise farklıbir homojenlik grubuna
aittir.
Ladin, karaçam, kayı
n ve kavak odun örneklerinin teğetsel geniş
leme değerleri (TG)
Tablo 19’da gösterilmektedir.
Tablo 19. Ladin, karaçam, kayı
n ve kavak odunları
na ait TG değ
erleri (%)
Test
Suda Bekletme süresi
Kontrol 2
Kontrol 1
Varyasyon
x
s
x
s
BA
3,70
0,41
4,02
0,27
BX
4,80
0,71
4,21
0,45
BA
2,63
0,92
4,64
0,26
BX
5,28
0,44
5,65
1,11
BA
9,65
1,54
7,78
0,55
BX
8,60
2,38
7,65
1,19
BA
6,26
1,21
5,30
1,07
BX
5,42
0,90
4,76
0,49
Ladin
Karaçam
x
s
6,59
0,90
8,46
1,04
10,56
1,64
7,64
0,86
72 saat
Kayı
n
Kavak
61
Borik asit ile muamele edildikten sonra 212 ºC’de 120 dakika süre ile ı
sı
l iş
leme
maruz bı
rakı
lan karaçam odunu örneklerinde en düş
ük teğetsel geniş
leme yüzdesi (%3,49)
gözlenirken, en yüksek teğetsel geniş
leme yüzdesi (%9,65) ise yine borik asit ile emprenye
edildikten sonra 190 ºC’de 90 dakika süre ile ı
sı
l iş
leme tabi tutulan kayı
n odun
örneklerinde tespit edilmiş
tir.
Kimyasal maddenin, ağaç türünün ve bu iki varyasyon kaynağı
nı
n karş
ı
lı
klı
etkileş
imlerinin teğetsel geniş
leme üzerine etkilerinin araş
tı
rı
ldı
ğıçoğ
ul varyans analizinde
tekrarlıölçümler testi sonuçlarıve bunun sonucunda ortaya çı
kan anlamlıfarklı
lı
kları
n
hangi varyasyonlar arası
nda olduğunu belirlemek üzere gerçekleş
tirilen duncan testi
sonuçlarısı
rası
yla İ
YA’lar için Tablo 20’de, YA’lar için Tablo 21’de verilmektedir.
Tablo 20. Teğetsel geniş
leme değerlerine iliş
kin ÇVA ve duncan testi sonuçları(İ
YA)
Varyans Kaynağı
Kareler
Toplamı
df
Kareler
F-Hesap
ortalaması
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
7,943
1
7,943
3,512
0,066
Test BA
3,5700 c
Kimyasal
123,406
3
41,135
18,188
0,000
Kontrol 2
4,7245 b
7,886
3
2,629
1,162
0,333
Test BX
5,0890 b
Hata
122,129
54
2,262
Kontrol 1
7,8012 a
Toplam
2091,307
62
Ağaç türü *Kimyasal
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
ÇVA sonuçları
na göre; ladin ve karaçam türlerinde kimyasal maddenin teğetsel
geniş
leme üzerine etkisinin istatistiksel açı
dan önemli olduğu, ağaç türü ve bunları
n
etkileş
iminin teğetsel geniş
leme üzerine etkisinin istatistiksel açı
dan önemli olmadı
ğı
gözlenmiş
tir.
Tablo 21. Teğetsel geniş
leme değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA)
Kareler
Toplamı
df
Ağaç türü
101,388
1
101,388
Kimyasal
69,556
3
0,787
Varyans Kaynağı
Ağaç türü *Kimyasal
Hata
Toplam
Kareler
F-Hesap
ortalaması
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
49,825
0,000
Kontrol 2
6,3706- c
23,185
11,394
0,000
Test BX
7,0088- bc
3
0,262
0,129
0,942
Test BA
7,9525- ab
87,501
43
2,035
Kontrol 1
9,0205- a
3294,212
51
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
62
ÇVA sonuçları
na göre; kayı
n ve kavak türlerinde ağaç türünün ve kimyasal
maddenin teğetsel geniş
leme üzerine etkisinin istatistiksel açı
dan önemli olduğu, ağaç türü
kimyasal madde etkileş
iminin ise teğ
etsel geniş
leme üzerine etkisinin istatistiksel anlamda
önemli olmadı
ğıgözlenmiş
tir.
Ladin, karaçam, kayı
n ve kavak odun örneklerine ait GET değerleri Tablo 22’de
verilmektedir.
Tablo 22. Ladin, karaçam, kayı
n ve kavak odunları
na ait ortalama GET değerleri (%)
Test
Suda Bekletme süresi
Kontrol 2
Varyasyon
x
s
BA
43,80
7,19
BX
36,34
3,90
BA
68,90
10,91
BX
37,59
5,21
BA
20,69
6,68
BX
7,67
7,12
BA
30,50
9,85
BX
30,40
3,34
Ladin
Karaçam
x
s
38,25
5,53
48,18
9,30
23,32
8,23
39,77
6,30
72 saat
Kayı
n
Kavak
Yapraklıağaç türlerinde sadece ı
sı
l iş
lemli kontrol grubunun (kontrol 2) borlu
bileş
iklerle emprenye edildikten sonra ı
sı
l iş
leme tabi tutulan odun örneklerine oranla GET
değerleri açı
sı
ndan daha iyi bir performans sağ
ladı
ğ
ıgörülmektedir (Tablo 22). İ
ğne
yapraklıağaç türlerinde ise en yüksek GET değeri BA ile emprenye edilmişörneklerde
görülmüş
tür.
Kimyasal maddenin, ağaç türünün ve bu iki varyasyon kaynağı
nı
n karş
ı
lı
klı
etkileş
imlerinin GET üzerine etkilerinin araş
tı
rı
ldı
ğıçoğ
ul varyans analizinde tekrarlı
ölçümler testi sonuçlarıve bunun sonucunda ortaya çı
kan anlamlıfarklı
lı
kları
n hangi
varyasyonlar arası
nda olduğunu belirlemek üzere gerçekleş
tirilen duncan testi sonuçları
sı
rası
yla İ
YA’lar için Tablo 23’de, YA’lar için Tablo 24’de verilmektedir.
63
Tablo 23. GET değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(İ
YA)
Varyans Kaynağı
Kareler
df
Toplamı
Kareler
F-Hesap
ortalaması
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
854,951
1
854,951
13,303
0,001
Test BA
37,2813 b
Kimyasal
1369,699
2
684,849
10,656
0,000
Kontrol 2
42,0653 b
Ağaç türü *Kimyasal
486,911
2
243,455
3,788
0,037
Test BX
54,5600 a
Hata
1542,414
24
64,267
61472,869
30
Toplam
*Hg: Homojen gruplar. Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar. İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
İ
YA‘da ÇVA sonuçları
na göre, ağaç türü, kimyasal madde ve ağaç türü kimyasal
madde etkileş
iminin GET değerleri üzerine etkisinin ise istatistiksel açı
dan önemli olduğu
ortaya konmuş
tur. Duncan testine göre; kontrol 2 örnekleri ile BA ile muameleli test
örnekleri aynıetkiyi göstermiş
tir. En yüksek etkiyi ise BX ile emprenyeli test örnekleri
göstermiş
tir.
Tablo 24. GET değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA)
Varyans Kaynağı
Kareler
Toplamı
df
Kareler
ortalaması
F-Hesap
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
1014,339
1
1014,339
16,093
0,001
Test BX
16,7620 b
Kimyasal
591,116
2
295,558
4,689
0,026
Test BA
25,5950 ab
98,894
2
49,447
0,785
0,474
Kontrol 2
31,9125 a
945,430
15
63,029
18524,950
21
Ağaç türü *Kimyasal
Hata
Toplam
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
YA’da ÇVA sonuçları
na göre, kimyasal maddelerin ve ağaç türünün GET değeri
üzerine etkisinin istatistiksel açı
dan önemli olduğu, ağaç türü kimyasal etkileş
iminin
herhangi bir etkisinin olmadı
ğıortaya konmuş
tur. Test BA ve test BX Duncan testine göre
aynıetkiyi göstermesine rağmen, en yüksek GET değeri kontrol 2 örneklerinde elde
edilmiş
tir.
64
3.2. Mekanik Özellikler
3.2.1. Statik Eğilme Direnci
Emprenye iş
lemi uygulamasısonrasıı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lmı
şörnekler (test) ile
bu örneklere ait kontrol grupları
nı
n eğilme direnci değerlerine ait aritmetik ortalama (x) ve
standart sapma (s) değerleri Tablo 25’de gösterilmektedir. Kimyasal maddenin, ağaç
türünün ve bu iki varyasyon kaynağı
nı
n karş
ı
lı
klıetkileş
imlerinin eğilme direnci üzerine
etkilerinin araş
tı
rı
ldı
ğıçoğul varyans analizi (ÇVA) sonuçlarıve bunun sonucunda ortaya
çı
kan anlamlıfarklı
lı
kları
n hangi varyasyonlar arası
nda olduğunu belirlemek üzere
gerçekleş
tirilen duncan testi sonuçlarısı
rası
yla İ
YA için Tablo 26’da, YA için 27’de
verilmektedir.
Tablo 25. Ladin, karaçam, kayı
n ve kavak odun örneklerine ait ortalama eğilme direnci
değerleri (N/mm2)
Test
Varyasyon
Ladin
Karaçam
Kayı
n
Kavak
Kontrol 2
x
s
BA
57,23
8,79
BX
62,07
17,76
BA
81,86
14,61
BX
81,53
17,17
BA
135,24
10,91
BX
179,88
42,90
BA
98,84
4,35
BX
74,56
22,46
Kontrol 1
x
s
x
s
57,69
9,55
60,23
5,94
99,49
15,11
107,37
20,30
137,03
16,11
161,8
6,48
94,43
6,55
118,26
11,55
Tablo 26. Eğilme direnci değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(İ
YA)
Varyans Kaynağı
Kareler
Toplamı
df
Kareler
ortalaması
F-Hesap
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
11339,044
1
11339,044
41,565
0,000
Test BA
72,0105 c
Kimyasal
1396,365
3
465,455
1,706
0,181
Test BX
73,1929 b
Ağaç türü *Kimyasal
1302,214
3
434,071
1,591
0,207
Kontrol 2
77,8844 ab
Hata
10912,183
40
272,805
Kontrol 1
88,5141 a
Toplam
331473,415
48
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
65
İ
ğne yapraklıağ
açlarda ÇVA sonuçları
na göre; ağaç türünün eğilme direnci üzerine
etkisinin istatistiksel açı
dan önemli olduğu, kimyasal maddelerin ve kimyasal madde ağaç
türü etkileş
iminin ise eğilme direnci üzerine etkisinin istatistiksel olarak önemli olmadı
ğı
gözlenmiş
tir. Duncan testi sonuçları
na göre, en büyük farklı
lı
ğı
n BA ile emprenye edilmiş
örnekler ile kontrol 1 grubu örnekleri arası
nda gözlenmiş
tir. Kontrol 1 ile kontrol 2
arası
nda ise anlamlıbir farklı
lı
ğı
n olmadı
ğ
ıtespit edilmiş
tir.
Tablo 27. Eğilme direnci değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA)
Varyans Kaynağı
Kareler
Toplamı
df
Kareler
ortalaması
F-Hesap
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
15685,399
1
15685,399
66,124
0,000
Test BX
116,9212 a
Kimyasal
2466,028
3
822,009
3,465
0,037
Test BA
117,0450 a
Ağaç türü *Kimyasal
1509,423
3
503,141
2,121
0,131
Kontrol 2
121,9500 a
Hata
4507,038
19
237,213
Kontrol 1
137,5144 a
446854,952
27
Toplam
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
Yapraklıağaçlarda ÇVA sonuçları
na göre; ağaç türünün ve kimyasal maddelerin
eğilme direnci üzerine etkisinin istatistiksel açı
dan önemli olduğu, kimyasal madde ağaç
türü etkileş
iminin eğilme direnci üzerine etkisinin istatistiksel açı
dan önemli olmadı
ğ
ı
anlaş
ı
lmı
ş
tı
r.
3.2.2. Liflere Paralel Bası
nç Direnci
Emprenye iş
lemi uygulamasısonrasıı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lmı
şörnekler ile bu
örneklere ait kontrol grupları
nı
n liflere paralel bası
nç direnci değerlerine ait aritmetik
ortalama ve standart sapma değerleri Tablo 28’de gösterilmektedir. Kimyasal maddenin,
ağaç türünün ve bu iki varyasyon kaynağı
nı
n karş
ı
lı
klıetkileş
imlerinin liflere paralel
bası
nç direnci üzerine etkilerinin araş
tı
rı
ldı
ğ
ıçoğul varyans analizi (ÇVA) sonuçlarıve
bunun sonucunda ortaya çı
kan anlamlıfarklı
lı
kları
n hangi varyasyonlar arası
nda olduğunu
belirlemek üzere gerçekleş
tirilen Duncan testi sonuçlarısı
rası
yla İ
YA için Tablo 29’da,
YA için Tablo 30’da yer almaktadı
r.
66
Tablo 28. Ladin, karaçam, kayı
n ve kavak odun örneklerine ait ortalama liflere paralel
bası
nç direnci değ
erleri (N/mm 2)
Test
Kontrol 2
Kontrol 1
Varyasyon
x
s
BA
13,73
3,37
BX
16,21
4,44
BA
14,60
3,48
BX
24,71
5,98
BA
35,25
6,97
BX
52,60
10,92
BA
22,80
4,49
BX
26,79
6,79
Ladin
Karaçam
Kayı
n
Kavak
x
s
x
s
17,02
3,55
23,59
2,20
24,22
4,04
40,55
5,08
57,27
7,53
72,93
2,59
27,35
5,22
36,30
8,12
Isı
l iş
lem sonrasıen yüksek bası
nç değ
eri kayı
n odun örneklerinde elde edilmiş
tir.
emprenye iş
lemi ve ı
sı
l iş
lemden en fazla etkilenen tür ise karaçam olmuş
tur.
Tablo 29. Liflere paralel bası
nç direnci değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları
(İ
YA)
Varyans Kaynağı
Kareler
Toplamı
df
Kareler
ortalaması
F-Hesap
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
1035,023
1
1035,023
27,343
0,000
Test BA
14,8120 c
Kimyasal
1756,142
3
585,381
15,464
0,000
Kontrol 2
20,5254 b
Ağaç türü *Kimyasal
375,669
3
125,223
3,308
0,025
Test BX
20,9319 b
Hata
2763,291
73
37,853
Kontrol 1
29,6877 a
45916,807
81
Toplam
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
İ
ğne yapraklıağaçlarda ÇVA sonuçları
na göre; ağaç türünün, kimyasal maddelerin
ve kimyasal madde ağaç türü etkileş
iminin liflere paralel bası
nç direnci üzerine etkisinin
istatistiksel açı
dan önemli olduğu gözlenmiş
tir. Duncan testi sonuçları
na göre, en büyük
farklı
lı
k BA ile emprenye edilmişörnekler ile kontrol 1 örnekleri arası
nda gözlenmiş
tir.
67
Tablo 30. Liflere paralel bası
nç direnci değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları
(YA)
Varyans Kaynağı
Kareler
Toplamı
df
Kareler
ortalaması
F-Hesap
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
10074,075
1
10074,075
158,137
0,000
Test BA
29,8660 c
Kimyasal
3832,778
3
1277,593
20,055
0,000
Kontrol 2
40,4027 b
Ağaç türü *Kimyasal
1195,733
3
398,578
6,257
0,001
Test BX
40,5607 b
Hata
4204,515
66
63,705
Kontrol 1
50,8657 a
140401,970
74
Toplam
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
Yapraklıağaçlarda ÇVA sonuçları
na göre; ağaç türünün, kimyasal maddelerin ve
kimyasal madde ağaç türü etkileş
iminin liflere paralel bası
nç direnci üzerine etkisinin
istatistiksel açı
dan önemli olduğu gözlenmiş
tir. Duncan testi sonuçları
na göre, en büyük
farklı
lı
k BA ile emprenye edilmişörnekler ile kontrol 1 örnekleri arası
nda gözlenmiş
tir.
Liflere paralel bası
nç direncini en fazla test BA etkilediği Duncan testiyle ortaya
konmuş
tur. Kontrol 2 ile test BX arası
nda anlamlıbir farklı
lı
ğ
ı
n olmadı
ğıanlaş
ı
lmı
ş
tı
r.
3.2.3. Vida Tutma Direnci
Isı
l iş
leme maruz bı
rakı
lmı
şodun örnekleri ile ı
sı
l iş
lem uygulanmamı
şkontrol
örneklerinin vida tutma direnci değerlerine ait aritmetik ortalama (x), standart sapma (s),
minimum (min.) ve maksimum (mak.) değ
erleri karş
ı
laş
tı
rmalıolarak Tablo 31’de
verilmektedir. Ağaç türünün ve ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğı
nı
n ve bu iki varyasyon kaynağı
nı
n
karş
ı
lı
klıetkileş
imlerinin vida tutma direnci üzerine etkilerinin araş
tı
rı
ldı
ğıçoğul varyans
analizi (ÇVA) sonuçlarıve bunun sonucunda ortaya çı
kan anlamlıfarklı
lı
kları
n hangi
varyasyonlar arası
nda olduğunu belirlemek üzere gerçekleş
tirilen Duncan testi sonuçları
sı
rası
yla İ
YA’lar için Tablo 32’de, YA’lar için Tablo 33’de gösterilmektedir.
68
Tablo 31. Isı
l iş
lem uygulanmı
ştest örnekleri ile kontrol örneklerinin vida tutma direnci
değerleri (kp)
Odun Türü
Sı
caklı
k (ºC)
212
Ladin
220
212
Karaçam
220
180
Kayı
n
190
180
Kavak
190
TEST
KONTROL
Süre
Dak.
x
s
Min.
Max.
x
s
Min.
Max.
90
193
32
170
230
184
31
150
225
120
122
7
116
130
195
16
140
182
90
126
30
90
130
163
13
150
180
120
124
25
100
133
175
25
140
190
90
238
56
182
260
329
39
304
390
120
247
20
230
280
334
30
310
380
90
219
10
200
228
359
38
300
390
120
241
27
210
270
359
28
335
400
90
405
54
313
460
495
21
480
510
120
343
36
292
380
485
49
450
520
90
370
45
312
390
497
48
456
551
120
270
28
249
290
487
1
486
488
90
241
28
198
270
281
49
230
360
120
248
18
228
275
247
34
200
290
90
223
33
160
250
271
35
235
340
120
226
44
185
300
245
35
185
270
Isı
l iş
lem sı
caklı
k ve süresinin artı
ş
ı
na paralel olarak ladin odunu vida tutma direnci
azalma göstermiş
tir. Karaçam odununda ise ı
sı
l iş
lemde sı
caklı
k artı
ş
ı
nı
n etkisi daha az
belirgindir. Kayı
n odununda 190 ºC’de 120 dakika ı
sı
l iş
lem sonrasıvida tutma direnci
%44,56 oranı
nda azalma göstermiş
tir. Kavak odununda 180 ºC 120 dakika varyasyonda
%0,40 oranı
nda bir vida tutma direnci artı
ş
ıgerçekleş
miş
tir.
Tablo 32. Vida tutma direnci değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(İ
YA)
Varyans
Kareler
Kaynağı
Toplamı
df
Kareler
ortalaması
F-Hesap
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
168725,415
1
168725,415
86,012
0,000
220 ºC-90dak
167,4545 c
Sı
caklı
k
124853,723
4
31213,431
15,912
0,000
220 ºC-120dak.
182,7500 bc
Sı
caklı
k
*Ağaç türü
34291,013
4
8572,753
4,370
0,003
212 ºC-90dak.
211,2000 b
Hata
156932,083
80
1961,651
212 ºC-120dak.
212,4444 b
5446639,000
90
Kontrol
262,3750 a
Toplam
*Hg: Homojen gruplar. Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar. İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
69
ÇVA sonuçları
na göre; ağaç türü, ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğıve her ikisinin etkileş
iminin
vida tutma direnci üzerine etkisinin önemli olduğ
u gözlenmiş
tir. Duncan testine göre,
kontrole kı
yasla en büyük farklı
lı
k 220 ºC’de 90 dakikalı
k varyasyonda gözlenmiş
tir.
Analiz sonuçları
na iğne yapraklıağaçlarda sürenin önemli bir farklı
lı
ğa yol açmadı
ğ
ı
anlaş
ı
lmı
ş
tı
r. En yüksek fark 220 ºC’de ve 90 dakika ile kontrol örnekleri arası
nda
gözlenmiş
tir.
Tablo 33. Vida tutma direnci değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA)
Varyans
Kareler
Kaynağı
Toplamı
df
Kareler
ortalaması
F-Hesap
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
172531,030
1
172531,030
118,343
0,000
190 ºC -120dak.
232,1429 d
Sı
caklı
k
85280,229
4
21320,057
14,624
0,000
190 ºC - 90dak.
270,2222 c
0,000
180 ºC 120dak.
287,2222 bc
180 ºC - 90dak.
323,0833 a
Sı
caklı
k
*Ağaç türü
41924,560
4
10481,140
Hata
83099,533
57
1457,887
6328793,000
67
Toplam
7,189
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
ÇVA sonuçları
na göre; ağaç türü, ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğı
nı
n ve her ikisinin etkileş
iminin
istatiksel açı
dan vida tutma direnci üzerine etkisinin önemli olduğu gözlenmiş
tir. En
yüksek fark 190 ºC -120 dakika ile 180 ºC – 90 dakika varyasyonlarıarası
nda gözlenmiş
tir.
3.3. Biyolojik Özellikler
3.3.1. Mantar Çürüklük Testi
Beyaz çürüklük mantarıTramates versicolor mantarıdegradasyonuna maruz
bı
rakı
lan kavak, kayı
n test ve kontrol örnekleri ile esmer çürüklük mantarıConiophora
puteana mantarı
na maruz bı
rakı
lan ladin, karaçam test ve kontrol örneklerine ait yüzde
ağı
rlı
k kaybıdeğ
erleri Tablo 34’de gösterilmektedir. Kullanı
lan örnekler sadece ı
sı
l iş
leme
tabi tutulmuşolup herhangi bir emprenye iş
lemi uygulanmamı
ş
tı
r
70
Tablo 34. Isı
l iş
lem uygulanmı
şodun örneklerinde mantar çürüklük testine ait ağı
rlı
k kaybı
değerleri
Ağı
rlı
k Kaybı(%)
Ağaç Türü
Ladin
Karaçam
Kayı
n
Kavak
Varyasyon
X- Test
S- Test
X -Kontrol
S- Kontrol
212 ºC -90 dak.
1,78
0,03
19,41
5,47
212 ºC -120 dak.
2,44
0,01
13,45
4,97
220 ºC -90 dak.
1,35
0,20
17,21
4,45
220 ºC -120 dak.
2,02
0,69
4,85
0,82
212 ºC -90 dak.
1,29
0,96
15,91
4,82
212 ºC -120 dak.
1,86
0,87
14,28
4,17
220 ºC -90 dak.
2,01
1,11
25,83
2,72
220 ºC -120 dak.
1,58
0,87
17,63
5,64
180 ºC -90 dak.
4,67
3,31
19,78
1,90
180 ºC -120 dak.
2,87
0,03
10,9
1,30
190 ºC -90 dak.
1,80
0,48
16,46
4,72
190 ºC -120 dak.
5,18
1,91
15,22
1,75
180 ºC -90 dak.
10,01
3,19
16,16
2,80
180 ºC -120 dak.
17,62
0,32
17,85
4,45
190 ºC -90 dak.
5,58
1,18
14,73
0,81
190 ºC -120 dak.
9,58
1,49
16,67
3,83
Ağaç türünün ve ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğı
nı
n ve bu iki kaynağı
nı
n karş
ı
lı
klıetkileş
imlerinin
mantar çürüklük dayanı
mıüzerine etkilerinin araş
tı
rı
ldı
ğıçoğ
ul varyans analizi (ÇVA)
sonuçlarıve bunun sonucunda ortaya çı
kan anlamlıfarklı
lı
kları
n hangi varyasyonlar
arası
nda olduğ
unu belirlemek üzere gerçekleş
tirilen Duncan testi sonuçlarısı
rası
yla
İ
YA’lar için Tablo 35’te, YA’lar için Tablo 36’da verilmektedir.
Tablo 35. Çürüme sonrası
ndaki ağ
ı
rlı
k kaybıdeğerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi
sonuçları(İ
YA)
Varyans
Kaynağı
Kareler
df
Toplamı
Kareler
ortalaması
F-Hesap
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
47,928
1
47,928
10,281
0,004
212 ºC - 90 dak.
1,5338 b
Sı
caklı
k
149,075
3
49,692
10,660
0,000
220 ºC - 90 dak.
1,7286 b
Sı
caklı
k
*Ağaç türü
135,513
3
45,171
9,690
0,000
220 ºC - 120 dak.
1,8211 b
Hata
111,880
24
4,662
212 ºC - 120 dak.
6,6613 a
Toplam
722,498
32
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
71
Tablo 36. Çürüme sonrası
ndaki ağ
ı
rlı
k kaybıdeğerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi
sonuçları(YA)
Varyans
Kareler
Kaynağı
Toplamı
df
Kareler
ortalaması
F-Hesap
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
136,937
1
136,937
45,800
0,000
190 ºC - 90 dak.
3,6950 c
Sı
caklı
k
784,006
3
261,335
87,407
0,000
190 ºC - 120 dak.
7,5443 b
Sı
caklı
k
*Ağaç türü
238,434
3
79,478
26,582
0,000
180 ºC - 120 dak.
8,7720 b
56,807
19
2,990
180 ºC - 90 dak.
17,7157 a
3480,426
27
Hata
Toplam
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
ÇVA sonuçları
na göre; iğne yapraklıve yapraklıağaçlarda, ağı
rlı
k kaybıüzerine ı
sı
l
iş
lem sı
caklı
ğı
nı
n, ağaç türü ve bunları
n karş
ı
lı
klıetkileş
imlerinin istatistiksel açı
dan
önemli olduğu gözlenmiş
tir.
3.4. Korozyon Oranı
nı
n Belirlenmesi
Isı
l iş
leme tabi tutulan örnekler ve bunlara ait kontrol örneklerinden elde edilen
korozyon oranıve korozyon derinliği değerlerine ait aritmetik ortalama (x), standart sapma
(s), minimum (min.) ve maksimum (mak) değerler karş
ı
laş
tı
rmalıolarak sı
rası
yla Tablo 37
ve Tablo 40’de verilmektedir. Tablo 37’de yer alan değerler metalde meydana gelen ağı
rlı
k
kaybı
nı(gr/m 2) göstermektedir. Korozyon deneylerinde her varyasyon için 3 test ve her
ağaç türü için 5 kontrol olmak üzere 48 adet test ve 20 adet kontrol örneği üzerinde
çalı
ş
ı
lmı
ş
tı
r. Kullanı
lan örnekler sadece ı
sı
l iş
leme tabi tutulmuş
lardı
r. Herhangi bir
emprenye iş
lemi bulunmamaktadı
r.
Ağaç türünün ve ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğı
nı
n ve bu iki kaynağı
nı
n karş
ı
lı
klıetkileş
imlerinin
korozyon oranıüzerine etkilerinin araş
tı
rı
ldı
ğıçoğul varyans analizi (ÇVA) sonuçlarıve
bunun sonucunda ortaya çı
kan anlamlıfarklı
lı
kları
n hangi varyasyonlar arası
nda olduğunu
belirlemek üzere gerçekleş
tirilen Duncan testi sonuçlarısı
rası
yla İ
YA’lar için Tablo 38’de,
YA’lar için 39’da ve korozyon derinliği için yapı
lan analiz sonuçlarıise İ
YA’lar için Tablo
41’de, YA’lar için Tablo 42’de yer almaktadı
r.
72
Tablo 37. Metal örneklerde meydana gelen ağ
ı
rlı
k kaybıdeğ
erleri (gr/m2 )
Odun Türü
Sı
caklı
k (ºC)
Süre dak.
212
Ladin
220
212
Karaçam
220
180
Kayı
n
190
180
Kavak
190
TEST
KONTROL
x
s
Min.
Max.
90
133,4
40,0
87,7
162,1
120
151,5
96,1
83,5
219,5
90
198,0
33,9
158,9
218,6
120
223,5
97,4
111,3
286,7
90
167,8
27,3
148,5
187,1
120
189,2
83,6
130,1
248,3
90
220,2
30,5
198,6
241,8
120
333,3
81,8
275,5
391,1
90
89,3
4,3
86,2
92,3
120
101,0
22,5
85,0
116,9
90
151,0
4,4
147,9
154,1
120
173,0
5,2
169,4
176,7
90
131,7
27,1
101,1
152,7
120
80,40
8,6
70,8
87,7
90
213,2
43,7
182,3
244,1
120
310,4
17,9
297,8
323,1
x
s
Min.
Max.
301,2
37,8
250,2
340,0
256,6
49,6
199,4
288,8
235,2
50,2
178,3
273,4
190,5
31,8
164,1
230,8
Genel olarak sı
caklı
k artı
ş
ı
na paralel olarak metal kaybıartı
şgöstermiş
tir. En yüksek
korozyon oranı220 ºC’de 120 dakikalı
k süre ile ı
sı
l iş
lem uygulanan karaçam örneklerinde
gerçekleş
miş
tir. Metal kaybı
nı
n en az olduğu varyasyon ise 180 ºC’de 120 dakikalı
k süre
ile ı
sı
l iş
lem uygulanan kavak örneklerinde gözlenmiş
tir.
Tablo 38. Korozyon değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(İ
YA)
Varyans
Kaynağı
Kareler
Toplamı
df
Kareler
F-Hesap
ortalaması
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
3343,731
1
3343,731
0,704
0,413
212 ºC - 90 dak.
147,1000 d
Sı
caklı
k
61023,173
4
15255,793
3,210
0,039
212 ºC - 120 dak.
170,3500cd
Sı
caklı
k
*Ağaç türü
32678,571
4
8169,643
1,719
0,192
220 ºC - 90 dak.
206,9000 bc
Hata
80793,193
17
4752,541
Kontrol
257,2750b
Toplam
173310,852
27
220 ºC - 120 dak.
267,3200 a
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
ÇVA sonuçları
na göre; iğne yapraklıağaçlarda, korozyon değerleri üzerine ağaç türü
ve ağaç türü sı
caklı
k etkileş
iminin istatistiksel açı
dan önemli olmadı
ğıgözlenmiş
tir,
73
sı
caklı
ğı
n ise korozyon değ
erleri üzerine etkisinin istatistiksel olarak önemli olduğu
gözlenmiş
tir. Bütün varyasyonlar aynıhomojenlik grubuna aittir.
Tablo 39. Korozyon değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA)
Varyans
Kaynağı
Kareler
Toplamı
df
Kareler
F-Hesap
ortalaması
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
Ağaç türü
7357,654
1
7357,654
8,825
0,010
180 ºC - 120 dak.
88,6200 c
Sı
caklı
k
Sı
caklı
k
*Ağaç türü
Hata
80913,696
4
20228,424
24,264
0,000
180 ºC - 90 dak.
114,7400 c
25200,238
4
6300,060
7,557
0,002
190 ºC - 90 dak.
182,1000 b
12505,327
15
833,688
Kontrol
209,6571 ab
Toplam
820551,238
25
190 ºC - 120 dak.
241,7500 a
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
ÇVA sonuçları
na göre; Yapraklıağaçlarda, korozyon değerleri üzerine sı
caklı
ğ
ı
n,
ağaç türü ve bunları
n karş
ı
lı
klı etkileş
iminin istatistiksel açı
dan önemli olduğu
gözlenmiş
tir. Duncan testi sonuçları
na göre kontrol grubu ile 190 ºC- 90 dakika varyasyon
arası
nda fark olmadı
ğıgözlenmiş
tir.
Tablo 40.Metal örneklerinde oluş
an korozyon derinliği (μm)
Odun Türü
Sı
caklı
k (ºC)
212
Ladin
220
212
Karaçam
220
Kayı
n
180
190
180
Kavak
190
Süre dak.
TEST
KONTROL
x
s
Min.
Max.
90
17,1
5,13
11,2
20,8
120
19,2
12,3
10,7
28,1
90
25,4
4,3
20,4
28,0
120
28,7
12,5
14,3
38,8
90
21,5
3,5
19,0
24,0
120
24,3
10,7
16,7
31,8
90
28,2
3,92
25,5
31,0
120
42,7
10,5
35,3
50,1
90
11,4
0,5
11,1
11,8
120
12,9
2,9
10,9
15,0
90
19,4
0,6
19,0
19,8
120
22,2
0,7
21,7
22,7
90
16,9
3,5
13,0
19,6
120
10,3
1,1
9,1
11,2
90
27,3
5,6
23,4
31,3
120
39,8
2,3
38,2
41,4
x
s
Min.
Max.
38,61
4,85
32,1
43,6
32,9
6,4
25,6
37,0
30,16
6,44
22,9
35,0
24,4
4,07
21,0
29,6
74
Genel olarak sı
caklı
k artı
ş
ı
na paralel olarak metal kaybıartı
şgöstermiş
tir. En yüksek
korozyon oranı220 ºC’de 120 dakikalı
k süre ile ı
sı
l iş
lem uygulanan karaçam örneklerinde
gerçekleş
miş
tir. Metal kaybı
nı
n en az olduğu varyasyon ise 180 ºC’de 120 dakikalı
k süre
ile ı
sı
l iş
lem uygulanan kavak örneklerinde gözlenmiş
tir.
Tablo 41. Korozyon derinliği değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(İ
YA)
Varyans
Kaynağı
Kareler
Toplamı
df
Ağaç türü
102,250
1
102,250
Sı
caklı
k
Sı
caklı
k
*Ağaç türü
Hata
1204,962
4
281,192
Toplam
Kareler
F-Hesap
ortalaması
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
1,713
0,209
212 ºC - 90 dak.
18,8600 d
301,240
5,045
0,008
212 ºC - 120 dak.
21,8250 c
4
70,298
1,177
0,358
220 ºC - 90 dak.
26,5400 bc
955,317
16
59,707
220 ºC - 120 dak.
34,2800 b
23536,480
26
Kontrol
36,1571 a
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
ÇVA sonuçları
na göre; iğne yapraklıağaç türlerinde, sı
caklı
ğ
ı
n korozyon derinliği
üzerine etkisinin olduğu, ağaç türü ve sı
caklı
k ağaç türü etkileş
iminin korozyon üzerine
etkisinin olmadı
ğıistatistiksel olarak ortaya konmuş
tur.
Tablo 42. Korozyon derinliği değerlerine iliş
kin ÇVA ve Duncan testi sonuçları(YA)
Varyans
Kaynağı
Kareler
Toplamı
df
Ağaç türü
120,267
1
120,267
Sı
caklı
k
Sı
caklı
k
*Ağaç türü
Hata
1330,733
4
414,087
Toplam
Kareler
F-Hesap
ortalaması
Önem
Düzeyi
Varyasyon
Ortalama
*Hg
8,829
0,010
180 ºC - 120 dak.
11,3600 c
332,683
24,423
0,000
180 ºC - 90 dak.
14,7200 bc
4
103,522
7,600
0,001
190 ºC - 90 dak.
23,3750 b
204,329
15
13,622
Kontrol
26,8857 ab
13495,970
25
190 ºC - 120 dak.
31,0000 a
*Hg: Homojen gruplar, Aynıharflerle iş
aretlenmişvaryasyonlar, İ
statistiksel olarak farksı
zdı
r.
ÇVA sonuçları
na göre; yapraklıağaç türlerinde sı
caklı
ğı
n, ağaç türünün ve her
ikisinin etkileş
iminin korozyon derinliği üzerine etkisinin istatistiksel açı
dan önemli
olduğu gözlenmiş
tir. Duncan testi sonuçları
na göre; 190 ºC - 120 dak. varyasyon ile
kontrol grubu ve 180 ºC - 90 dak. ile 190 ºC - 90 dak. gruplarıarası
nda fark olmadı
ğı
gözlenmiş
tir.
75
3.5. pH Ölçümü
Bor bileş
ikleri ile emprenye edilmişve ı
sı
l iş
leme tabi tutulmuşkaraçam ve ladin
odunu örneklerine ait pH değerleri Tablo 43’de, kavak ve kayı
n odunu örneklerine ait pH
değerleri ise Tablo 44’te yer almaktadı
r.
Tablo 43. İ
ğne yapraklıağaçlara ait pH değerleri
Varyasyon
Karaçam
Ladin
Kontrol
5,5
5,0
212 ºC-90 dak.
4,8
4,7
212 ºC-120 dak.
4,2
5,3
220 ºC-90 dak.
4,7
4,5
220 ºC-120 dak.
4,1
4,9
BX
8,2
8,7
BA
4,3
4,4
BX + ı
sı
l iş
lem(212 ºC-120 dak.)
6,2
8,5
BA + ı
sı
l iş
lem (212 ºC-120 dak.)
3,9
4,1
Tablo 44. Yapraklıağaçlara ait pH değerleri
Varyasyon
Kavak
Kayı
n
Kontrol
5,2
5,1
180 ºC-90 dak.
4,3
4,5
180 ºC-120 dak.
4,3
4,4
190 ºC-90 dak.
4,8
4,4
190 ºC-120 dak.
4,5
4,6
BX
8,4
7,2
BA
5,1
5,0
BX + ı
sı
l iş
lem (190 ºC-90 dak.)
8,6
8,0
BA + ı
sı
l iş
lem (190 ºC-90 dak.)
6,1
5,2
76
3.6. Isı
lİ
ş
lem SonrasıOdun Örneklerinde Kalan Borik Asit ve Boraks Oranları
Isı
l iş
lem esnası
nda buhar ortamı
na maruz bı
rakı
lan odun örneklerindeki olasıbor
kaybı
nıbelirlemek amacı
yla, ı
sı
l iş
lem öncesi bor miktarıile ı
sı
l iş
lem sonrasıbor miktarı
orantı
sal olarak kı
yaslanarak nihai üründe kalan bor miktarıdeğerleri her bir ağaç türü için
(% olarak) Tablo 45’de gösterilmektedir.
Tablo 45. Isı
l iş
lem sonrası
nda odunda kalan bor miktarı
Isı
l iş
lem sonrasıkalan bor miktarı(%)
Ağaç türü
BA
BX
Ladin
37
63
Karaçam
40
80
Kayı
n
68
95
Kavak
98
83
77
4. İ
RDELEME
Çalı
ş
manı
n bu bölümünde; emprenye iş
lemi sonrasıı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lan test
örnekleri ile bu örnek grupları
na ait kontrol örneklerinde meydana gelen değiş
meler,
grafiksel analizlerin ı
ş
ı
ğıaltı
nda açı
klanmaya çalı
ş
ı
lmı
ş
tı
r.
4.1. Fiziksel Özellikler
4.1.1. Özgül Ağı
rlı
k
Emprenye edilen ve ı
sı
l iş
leme tabi tutulan her dört ağaç türü, İ
YA’lar (Şekil 18) ve
YA’lar (Şekil 19) kendi araları
nda olmak üzere özgül ağı
rlı
k değerlerindeki azalma
oranlarıaçı
sı
ndan kontrole oranla (kontrol 1) mukayese edilmiş
tir.
BA ve BX ile emprenye edildikten sonra ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lan ladin odun
örneklerinde, herhangi bir iş
leme tabi tutulmayan kontrol 1 örneklerine oranla %5,4’erlik
bir azalma kaydedilmiş
tir. BX emprenyesinde daha fazla olmak üzere benzer bir azalma
karaçam örneklerinde de meydana gelmiş
tir. Söz konusu varyasyonda kontrol 1’e oranla
BA ile emprenyeli örneklerdeki kayı
p %5,6 iken, BX ile emprenyeli örneklerdeki kayı
p
%13 olarak tespit edilmiş
tir. Sadece ı
sı
l iş
lem uygulanmı
ş kontrol 2 grubu ile
karş
ı
laş
tı
rı
ldı
ğı
nda ise, kontrol 1’e oranla ladinde %13,5’luk, karaçamda ise %9,3 ‘lük bir
azalma kaydedilmiş
tir (Şekil 18).
Kayı
n ve kavak odunu test örneklerinde, ladin ve karaçam odunları
na benzer oranda
bir düş
üşgözlenmemiş
tir. Bu ağaç türlerinde oluş
an özgül ağı
rlı
k kaybıoranlarıdaha
düş
ük miktardadı
r (Şekil 19).
78
Şekil 18. Ladin ve karaçam odunu test örnekleri ile kontrol 2 örneklerinde kontrol
1 ‘e oranla özgül ağı
rlı
k değerlerine ait azalma oranları(%)
Şekil 19. Kayı
n ve kavak odunu test örnekleri ile kontrol 2 örneklerinde kontrol
1‘e oranla özgül ağı
rlı
k değerlerine ait azalma oranları(%)
BA ile emprenye edilmişkavak odunu örnekleri hariç, YA odunu örneklerinde de
genel olarak kontrole oranla %2,2- %4,4 arası
nda değiş
en bir özgül ağı
rlı
k kaybısöz
konusudur. Emprenye iş
lemi sonrasıağaç malzemenin ağ
ı
rlı
ğıarttı
ğı
ndan dolayıözgül
ağı
rlı
k değerinin de artmasıbeklenmektedir. Literatürde sarı
çam ve Doğu kayı
nı
odunları
nı
n çeş
itli emprenye maddeleri ile iş
lem görmesi sonucu yoğunlukları
nda artı
ş
79
olduğu bildirilmektedir (Örs vd., 1999). Emprenye ile ı
sı
l iş
lemin kombine edildiği bu
çalı
ş
mada ı
sı
l iş
lemin odun örneklerinde meydana getirdiği ağı
rlı
k kaybı
nı
n, emprenye
iş
leminin kazandı
racağıağ
ı
rlı
k artı
ş
ı
ndan daha fazla öne çı
ktı
ğıgörülmektedir. Yapı
lan
çalı
ş
malarda ı
sı
l iş
lem sonrasıözgül ağı
rlı
k değerlerinin düş
tüğü tespit edilmiş
tir. 24 saat
boyunca 200 ºC’de ı
sı
l iş
lem uygulanan ladin (Picea abies) odununda %15,5 oranı
nda
ağı
rlı
k kaybıve kayı
n (Fagus orientalis) odununda %9,8 oranı
nda ağı
rlı
k kaybımeydana
geldiğ
i tespit edilmiş
tir (Fengel, 1966; Fengel ve Wegener, 1989). BA ile emprenye
edilmişve ardı
ndan ı
sı
l iş
leme tabi tutulmuşkavak odun örneklerinde % 4,4 oranı
nda elde
edilen ağı
rlı
k artı
ş
ıodun örneklerinde kalan borik asit miktarı
na atfedilebilir. Nitekim
Tablo 45’de de görüldüğü gibi ı
sı
l iş
lem sonrası
nda odun içinde kalan % bor miktarı
açı
sı
ndan en yüksek (%98) kazanı
mı
n söz konusu varyasyondan elde edilmesi bu yargı
yı
kuvvetlendirmektedir.
Kontrol 1’e oranla kontrol 2’de meydana gelen azalmaları
, mevcut hidroksil
grupları
nı
n azalmasısonucu görülen odun bünyesinde tutulan suyun kaybı
, odun hücre
çeperi bileş
enlerindeki maddesel kayı
plar ve hemiselülozları
n yı
kı
mıile iliş
kilendirmek
mümkündür (Yı
ldı
z, 2002). Artan sı
caklı
k ve süreyle doğru orantı
lıolarak ı
sı
l iş
lem
sonucunda ağı
rlı
k kaybı
nı
n da arttı
ğı
na iliş
kin gözlemlerin yer aldı
ğıbirçok çalı
ş
ma
bulunmaktadı
r (Vital ve Lucia, 1983; Fengel ve Wegener, 1989; Yı
ldı
z, 2002; Özçifçi ve
Altun, 2009).
4.1.2. Su Alma Oranı
, Teğetsel Geniş
leme, Geniş
lemeyi Önleyici Etkinlik
Emprenye iş
lemi sonrasıfarklısı
caklı
k ve sürelerde ı
sı
l iş
leme tabi tutulmuşladin,
karaçam, kayı
n ve kavak odunu test örnekleri ile bunlara ait kontrol 1 ve kontrol 2
örneklerinin 2, 4, 8, 24, 48, 72 saat boyunca suda bekletilmesi sonucunda tam kuru odun
ağı
rlı
ğı
na kı
yasla belirlenen ortalama su alma oranı
, teğetsel geniş
leme ve geniş
lemeyi
önleyici etkinlik değerleri, her bir ağaç türü için ayrıayrıolmak üzere kontrolleri ile
karş
ı
laş
tı
rmalıbir ş
ekilde grafikler halinde sunulmuş
tur.
80
4.1.2.1. Su Alma Oranı(SAO)
Emprenye sonrasıı
sı
l iş
lem uygulanmı
şladin ve karaçam odunu test örneklerinin
SAO’larıkontrol 1 ve kontrol 2 ile karş
ı
laş
tı
rmalıolarak Şekil 20- 21’de, kayı
n ve kavak
odunu örneklerine ait değerler ise kontrolleri ile karş
ı
laş
tı
rmalıolarak Şekil 22-23’te
gösterilmiş
tir.
Şekil 20. Ladin test ve kontrol örneklerine ait SAO değerleri
Şekil 21. Karaçam test ve kontrol örneklerine ait SAO değerleri
81
Şekil 22. Kayı
n test ve kontrol örneklerine ait SAO değerleri
Şekil 23. Kavak test ve kontrol örneklerine ait SAO değ
erleri
Şekil 20-23’ten anlaş
ı
lacağıüzere, 2 saatten 72 saate kadar suda bekletme süreleri
için kontrol 2’nin SAO’ları
, kontrol 1 örneklerinin SAO’ları
na kı
yasla belirli miktarda
azalma göstermiş
tir. Isı
l iş
lem ladin odununun SAO ‘nıönemli ölçüde azaltmı
ş
tı
r. Borlu
bileş
ikler higroskopik özellikte bileş
ikler olduklarıiçin borik asit ve boraks ile emprenye
edilmişörneklerin SAO’larıilk iki saatte bile neredeyse kontrol 1 örneklerine eş
değer bir
su alma oranı
na sahip olmuş
tur. BX ile emprenye edilmişörneklerin su alma oranları2
saatten 72 saate kadar olan tüm sürelerde kontrol 1 örneklerinden daha fazla oranda su
82
absorbe etmiş
tir. Diğer yandan ladin ve kavakta daha belirgin olmak üzere BX’ı
n SAO,
BA’e göre daha yüksek bulunmuş
tur. BA ile emprenye edilmişörneklerin SAO ladin
örneklerinde daha bariz bir ş
ekilde kontrol 1’e oranla azalma, kontrol 2’ye oranla artı
ş
göstermiş
tir. Karaçamı
n SAO’ları
na bakı
ldı
ğı
nda varyasyonlar arası
ndaki farklı
lı
ğı
n ı
sı
l
iş
lemli kontroller dı
ş
ı
nda su alma miktarı
na çok fazla yansı
madı
ğısöylenebilir. Benzer bir
durum kayı
n odun örnekleri içinde söz konusudur. Ancak kayı
n odununda BX kontrol 1 ile
hemen hemen homojen bir seyir izlemektedir. Kavakta ise artan suda bekleme süresi ile
birlikte yine BX’in bu kez hem kontrol 1 hem de kontrol 2 grupları
ndan daha fazla
miktarda su absorbladı
ğıgörülmektedir (Şekil 23).
Her ne kadar ı
sı
l iş
lem oduna su iticilik kazandı
rsa da, borlu bileş
ikler higroskopik
yapı
larıgereği odunun su alma oranları
nıetkileyebilmektedir (Kartal vd., 2007).
Her dört ağaç türü birbirine göre değerlendirildiğinde ladin odunu örneklerine ait su
alma miktarları
nı
n biraz daha dikkat çekici olduğu görülebilmektedir (Şekil 20-23).
Yapı
lan bir çalı
ş
mada, 72 saatlik periyot sonunda iğne yapraklıağaçları
n SAO’ları
nı
n,
yapraklıağ
açlara göre daha fazla miktarda olduğu kaydedilmiş
tir (%95, %79). Söz konusu
çalı
ş
mada en düş
ük SAO değeri kayı
n örneklerinden, en yüksek SAO değerleri ise ladin
örneklerinden elde edilmiş
tir. Bu durum büyük oranda ı
sı
l iş
lem sonunda İ
YA odunları
nda
oluş
an bir takı
m yapı
sal boş
luklara atfedilebilir (Yı
ldı
z, 2002). İ
YA’ları
n selülozları
nı
n
YA selülozları
ndan daha düş
ük bir termal kararlı
lı
ğa sahip olduklarıve 150 ºC üzerindeki
sı
caklı
klarda bozunduklarıbildirilmiş
tir (Feist ve Sell, 1987).
Borik asit ile emprenye edilmişörneklerin su alma oranıdeğerleri BX ile emprenye
edilmişörneklere kı
yasla daha az seviyededir. Bunun nedeni borik asit ve boraksı
n farklı
kimyasal yapı
lara sahip olmaları
dı
r. Ayrı
ca borik asit ı
sı
l iş
lemden sonra odundan daha
fazla oranda uzaklaş
tı
ğı için SAO değerleri bakı
mı
ndan daha iyi performans
sağ
lamaktadı
r. Buna karş
ı
lı
k, boraksta yı
kanan miktar az, odunda kalan miktar fazla
olduğundan; boraksla emprenye edilen ve sonrası
nda ı
sı
l iş
leme tabi tutulan örneklerde
SAO değerleri daha fazla olmaktadı
r (Tablo 45).
Kartal vd. (2007) yaptı
klarıçalı
ş
mada DOT (disodium ocatborate tetrahydrate; BA
ve BX karı
ş
ı
mı
) ve BA ile emprenye edilmişörneklerin 180 ºC’de 4 saat süre ile ı
sı
l iş
leme
maruz bı
rakı
lmasısonrası
nda, DOT ile emprenye edilmişörneklerin su adsorpsiyon
miktarı
nı
n borik asit ile emprenye edilmiş örneklere kı
yasla daha az olduğunu
açı
klamı
ş
lardı
r. Toker (2007), ise boraksı
n borik asite oranla daha higroskopik olduğunu
açı
klamı
ş
tı
r.
83
4.1.2.2. Teğetsel Geniş
leme (TG)
Bu çalı
ş
mada, boyut stabilizasyonu ölçümleri teğet yöndeki nihai geniş
leme miktarı
baz alı
narak yapı
lmı
ş
tı
r. Şekil 24’de 72 saat sonunda odun örneklerinde meydana gelen
teğetsel geniş
leme değerleri gözükmektedir.
Şekil 24. Odun örneklerinde ortalama TG (%) değerleri
Teğetsel geniş
leme en fazla kayı
n odununda olmuş
tur. 72 saat sonrasıkayı
n Kontrol
1 örneklerinde %10,56, karaçam örneklerinde %8,46, kavak örneklerinde %7,64 ve ladin
örneklerinde %6,59 olarak gerçekleş
miş
tir.
Isı
l iş
lem sonrasıboyut stabilizasyonu artı
şgöstermiş
tir ve Kontrol 2 ‘deki teğetsel
geniş
leme değerleri kontrol 1 örneklerinde gerçekleş
en değerlerden daha düş
ük
bulunmuş
tur. Kayı
n, karaçam, kavak ve ladin kontrol 2 örneklerinde sı
rası
yla %7,71,
%5,14, %5,03, %4,12 ‘lik teğetsel geniş
leme değerleri elde edilmiş
tir.
Empreye sonrasıı
sı
l iş
lem uygulanan test örneklerinin teğetsel geniş
leme değerleri
kontrol 1’e göre düş
üşgöre düş
üşgöstermiş
tir. Fakat, emprenye maddesi tipine göre test
örneklerinin teğetsel geniş
leme değerleri farklı
lı
k göstermiş
tir. En yüksek TG değeri BA
ile emprenye edilmişkayı
n örneklerinde elde edilirken (%9,65), en düş
ük TG değeri ise
BA ile emprenyeli karaçam örneklerinde elde edilmiş
tir (%2,63). BA ile emprenye edilmiş
84
kayı
n ve kavak örnek varyasyonlarıhariç diğ
er varyasyonları
nda BX daha yüksek TG
değerlerine sahiptir. Bu farklı
lı
k bor bileş
iklerinin farklıkimyasal yapı
ları
ndan ve ağaç
türlerinin farklıanatomik özelliklere sahip olmaları
ndan kaynaklanmı
şolabilir. Odunda
kalan bor miktarıesas alı
narak mukayese edildiğinde (Tablo 45) kavak odun örnekleri
hariç diğer türlerde, borik asit’in borax’a göre ı
sı
l iş
lemden sonra odundan daha fazla
oranda uzaklaş
tı
ğıdolayı
sı
yla TG değerleri bakı
mı
ndan özellikle ladin ve karaçam için
daha iyi performans sergilediği sonucuna varı
labilir.
Isı
l iş
lem uygulamasısonrasıladin, karaçam, kayı
n ve kavak odun örneklerinde
sı
rası
yla %38, %39, %27, %35 oranı
nda teğetsel geniş
lemede bir iyileş
me meydana
gelmiş
tir. BA ile emprenye edildikten sonra ı
sı
l iş
lem uygulanan ladin örneklerinde kontrol
1’e göre %44, karaçam örneklerinde %69 oranı
nda teğetsel geniş
lemede iyileş
me meydana
gelmiş
tir. Emprenye edildikten sonra ı
sı
l iş
lem uygulanan YA türlerinde BX, BA’e oranla
daha iyi sonuçlar vermiş
tir.
Yapı
lan bir çalı
ş
mada 180 ºC ’de 2, 4, 6, 8 ve 12 saat süre ile yapı
lan ı
sı
l iş
lem
sonrası
nda ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğı
nı
n ve süresinin artı
ş
ı
na bağlıolarak Castanea sativa odun
örneklerinin su adsorpsiyonunun azaldı
ğıve boyutsal kararlı
lı
ğı
nı
n arttı
ğıgözlenmiş
tir.
Ayrı
ca; ı
sı
l iş
lem sonrası
nda örneklerin teğet, radyal ve boyuna yönde geniş
leme
oranları
nda da yaklaş
ı
k olarak %50 oranı
nda düş
üşgözlenmiş
tir (Gündüz ve Aydemir,
2008).
Yapı
lan bir diğer çalı
ş
mada, kavak odunu kontrol örneklerindeki radyal, teğ
et ve
hacimsel geniş
leme değerleri sı
rası
yla %4.39, %8.99, %12.95 iken ı
sı
l iş
lemli örneklerde
bu oranlar %2,99, %6,98, %9,8 olarak gerçekleş
miş
tir (Bazyar vd., 2010).
Isı
l iş
lem boyutsal stabilizasyon sağlayarak teğetsel geniş
lemeyi azaltmaktadı
r.
Ghalehno (2011) yaptı
ğıçalı
ş
mada, 190 ºC’de 9 saat ı
sı
l iş
lem uygulamasısonrasıteğetsel
geniş
leme değerinde kontrole kı
yasla %40, radyal geniş
leme değ
erinde ise %37,15
oranı
nda azalma tespit etmiş
tir (Ghalehno, 2011).
Gündüz vd. (2009), 180 ºC’de 10 saat süre ve Wild pear (Pyrus elaeagnifolia) ağaç
türü ile yapı
lan ı
sı
l iş
lemin teğetsel geniş
lemeyi %2,6 oranı
nda azalttı
ğı
nıortaya
koymuş
tur (Gündüz vd., 2009).
85
4.1.2.3. Geniş
lemeyi Önleyici Etkinlik (GET)
Kontrol 2 örneklerinin geniş
leme miktarı
nda kontrol 1 örneklerine kı
yasla meydana
gelen azalmayıifade eden GET değerleri ş
ekil 25’de verilmektedir. Test örneklerinin GET
değerleri kontrol 2 ile kı
yaslanmı
ş
tı
r.
Isı
l iş
lem sonrasıGET değerlerinde çarpı
cıartı
ş
lar gözlenmiş
tir. Ladin, karaçam,
kayı
n ve kavağı
n sadece ı
sı
l iş
lem görmüşkontrollerinde (kontrol 2) sı
rası
yla %38,25,
%43,24, %21,19 ve %34,14 oranı
nda GET değ
eri elde edilmiş
tir.
Şekil 25. Odun örneklerinde ortalama GET (%) değerleri
Yapı
lan bir çalı
ş
mada, atmosferik bası
nç altı
nda 180 ºC’de 2 saat süreyle uygulanan
ı
sı
l iş
lemden sonra kayı
n odununda %28,90 ve ladin odununda %18,32 GET değ
erleri elde
edilmiş
tir (Yı
ldı
z, 2002).
Atmosferik bası
nç altı
nda yapı
lan bir çalı
ş
mada, 180 ºC’de 3 saat süreyle uygulanan
ı
sı
l iş
lemden sonra elde edilen GET değerlerinin yaklaş
ı
k %25 olduğu gözlenmiş
tir
(Santos, 2000).
Isı
l iş
lem sonrası(kontrol 2) yüksek oranda olumlu etkisinin hissedildiği GET
değerlerine karş
ı
lı
k, test örneklerinde aynış
eyi söylemek mümkün değildir. Borik asit ve
boraks ı
sı
l iş
lem ile elde edilen olumlu GET değerlerini olumsuza çevirmiş
tir. Özellikle
kayı
n ve kavak türlerinin test örneklerinde elde edilen GET değerleri Kontrol 2’ye oranla
86
daha düş
ük seviyededir. En yüksek GET değerleri BA ile emprenye edilmişladin ve
karaçam türlerinde elde edilmiş
tir (%43, %68). 100- 230 ºC sı
caklı
klarıarası
nda ve 2- 48
saat süreli birçok ı
sı
l iş
lem muamelesinde huş
, göknar, ladin, kayı
n, kı
zı
lağaç, meş
e,
okaliptüs, akçaağaç, sarı
ca ve fin çamıgibi değiş
ik türlerde meydana gelen boyut
stabilizasyonu değerleri incelenmişve genellikle sı
caklı
ğı
n ve sürenin artması
yla birlikte,
uygulanan ı
sı
l iş
lem tekniğine de bağlıolarak %55-90 oranlarıarası
nda bir boyut
stabilizasyonu elde edildiği bildirilmiş
tir (Burmester, 1973; Hillis ve Rozsa, 1978;
Giebeler, 1983; Feist ve Sell, 1987; Edvardsen vd., 1999; Yı
ldı
z, 2002).
4.2. Mekanik Özellikler
Isı
l iş
lem sı
caklı
ğı
nı
n yüksek olmasımekanik özelliklerde önemli derecelerde
düş
üş
lere neden olmaktadı
r. Fakat, her mekanik özellik ı
sı
l iş
lemden aynıoranda
etkilenmemektedir. Bazıdurumlarda direnç düş
üş
leri 100 ºC’nin altı
ndaki sı
caklı
klarda
meydana gelebilmektedir. Mekanik dirençlerdeki azalmalar ı
sı
l iş
lem sı
caklı
k ve süresi, ı
sı
l
iş
lem atmosferi, sistemin kapalıveya açı
k olması
, odun türü, örnek boyutları
, rutubet
miktarıgibi birçok değiş
kene bağlı
dı
r (Kotilainen, 2000; Hill, 2006).
4.2.1. Karaçam, Ladin, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda Statik Eğilme Direnci
Emprenye ve ı
sı
l iş
lem sonrasıeğilme direncinde kontrol 1’e oranla meydana gelen
azalma-artma oranlarıladin ve karaçam odunlarıiçin Şekil 26’da, kayı
n ve kavak odunları
için Şekil 27’de gösterilmektedir.
87
Şekil 26. Ladin ve karaçam odunlarıtest ve kontrol 2 örneklerinde kontrol 1
örneklerine kı
yasla elde edilen eğilme direnci değerlerine ait azalmaartma oranları
Şekil 27. Kayı
n ve kavak odunlarıtest ve kontrol 2 örneklerinde kontrol 1
örneklerine kı
yasla elde edilen eğ
ilme direnci değerlerine ait azalmaartma oranları
Tablo 25’e göre; borlu bileş
ikler ile emprenye edildikten sonra ı
sı
l iş
leme maruz
bı
rakı
lan her dört ağaç türünde kavak ve karaçam odun örnekleri hariç, BX ile muamele
88
edilen örnek grupları
nı
n eğilme direnci değerleri kontrol 1’e oranla BA ile emprenye
edilen örnek grupları
ndan daha yüksek bulunmuş
tur. Diğer bir deyiş
le ladin ve kayı
n
örneklerinde kontrol 1’e oranla BX ile emprenye edilen test örneklerinin eğilme direnci
değerlerinde küçük bir miktar artı
şkaydedilmiş
tir. BX emprenyesinden sonra Kontrol 1’e
oranla meydana gelen eğilme direnci artı
şoranlarıladin’de %3, kayı
n’da %11 olarak tespit
edilmiş
tir. Buna karş
ı
lı
k BA emprenyesinden sonra kontrol 1’e oranla eğilme direnci
değerlerinde meydana gelen azalma oranları
; ladin’de %4,98, kayı
nda %16,43, kavakta
%16,41 ve en fazla karaçam’da olmak üzere %23,76 olarak gerçekleş
miş
tir. Türlere göre
oluş
an bu farklı
lı
k, İ
YA ve YA’lara uygulanan farklıı
sı
l iş
lem süresi ve sı
caklı
ğı
ndan
kaynaklanabileceği gibi farklıtürlerin farklıanatomik özellikleri ve bu etkilerin karş
ı
lı
klı
etkileş
imlerinden de kaynaklanabilir. Ayrı
ca ı
sı
l iş
lemin odunun kimyasal yapı
sı
nda
meydana getireceğ
i değiş
iklikleri de hesaba katmak gerekir. Isı
l iş
lemden en fazla
etkilenen hücre çeperi bileş
eni hemiselüloz dur (Yı
ldı
z, 2002). Eğilme direncindeki en
düş
ük kaybı
n (%4,9) ladin odununda gözlenmesi, muhtemelen diğer türlere göre
bünyesinde
daha
az
miktarda
hemiselüloz
(%17,65)
barı
ndı
rı
yor
olması
ndan
kaynaklanabilir (Eriş
ir, 2010).
Literatürde karaçamı
n hemiselüloz miktarı%20 (Kı
rcı
, 2009), doğu kayı
nı
n %24
(Yı
ldı
z, 2002), ve doğu kavağı
’nı
n % 26 (Rowell, 2005) olarak bildirilmiş
tir. Karaçam ve
kavak ‘da eğilme direnci kaybı
nı
n hemiselüloz miktarıile paralellik göstermesi
hemiselülozları
nı
sı
l iş
leme karş
ıson derece hassas olmalarıile açı
klanabilir. Ksilan ‘ı
n
(pentozan) en reaktif odun hemiselülozu olduğu ve genellikle degredasyon ve dehidrasyon
reaksiyonları
na karş
ıson derece hassas olduğu bildirilmiş
tir (Sweet ve Winandy, 1999;
Kotilainen, 2000; Yı
ldı
z, 2002).
BA ve BX ile muamele edilen örnekler Kontrol 2’ye göre kı
yaslandı
ğı
nda; karaçam
odunu örneklerinin eğilme direnci değerlerinde bir miktar azalma tespit edilmiş
tir. Bu
azalma BA ve BX’ta %18 kadar olmuş
tur. BA muamelesinde kavak odunu dı
ş
ı
nda, eğilme
direnci değerleri kontrol 2’ye göre daha düş
ük bulunurken, BX emprenyesinde ise karaçam
ve kavak dı
ş
ı
nda eğilme direnci değ
erleri kontrol 2’ye oranla daha yüksek bulunmuş
tur
(Tablo 25). Kontrole oranla test örneklerinde meydana gelen bu artı
şladin’de %7,59,
kayı
n’da ise %31,02 olarak tespit edilmiş
tir. Emprenye iş
lemlerinin direnç özelliklerini ne
ş
ekilde etkilediğ
i araş
tı
rı
lmı
ş ve pratik olarak ağaç malzemenin taş
ı
ma gücünü
etkilemediği sonucuna varı
lmı
ş
tı
r (Yı
ldı
z, 2011). Ayrı
ca literatürde borlu bileş
iklerin
termal degredasyonun ş
iddetini azalttı
ğı
na dair bilgiler mevcuttur. İ
laveten odun
89
asiditesinin artmasıya da azalmasıdirenç özellikleri ile yakı
ndan ilgilidir (Kartal, 2007).
Tablo 43-44’de BX+ı
sı
l iş
lem varyasyonuna bakı
ldı
ğı
nda hem kontrol 1 hem de kontrol 2
değerlerine oranla, BX emprenyesinden sonra artan eğilme direnci oranları
nıasiditenin
azalması
yla açı
klamak mümkündür. Isı
l iş
lem sonucunda odundan bor bileş
iklerin önemli
ölçüde yı
kanmadı
ğıvarsayı
lı
rsa; bu takdirde, boraksı
n borik aside göre direnç kayı
pları
nı
korumak bakı
mı
ndan daha avantajlıolduğu belirtilebilir. Bu durumun, borik asidin asidik
karakterinden dolayıkaynaklandı
ğı
; düş
ünülebilir. Ayrı
ca, boraksı
n ı
sı
l iş
lem sonrası
nda
odunda oluş
an asidik yapı
yıtamponlayarak direnç kayı
pları
nıazalttı
ğısöylenebilir
(Awoyemi ve Westermark, 2005; Toker, 2007; Can vd., 2010).
Literatürde termal bozunmadan olumsuz yönde en çok etkilenen odun özelliklerinden
birinin eğilme direnci olduğu belirtilmektedir (Korkut ve Korkut, 2008; Viitaniemi, 1997).
Yine literatür bilgileri ı
sı
l iş
lemin eğilme direncinde % 1-72 oranı
nda azalmaya neden
olduğunu bildirmektedir (Yı
ldı
z, 2002; Enteves vd., 2007a; Enteves vd., 2007b; Korkut,
2008; Korkut ve Korkut, 2008; Özçifçi ve Altun, 2009).
Korkut (2008), 180 ºC’de normal atmosfer ş
artlarıaltı
nda yaptı
ğıı
sı
l iş
lem
çalı
ş
ması
nda eğilme direnci değerlerinde %16’lı
k bir azalma kaydetmiş
tir. Yapı
lan baş
a
bir çalı
ş
mada 200 ºC’de 5 saat süreyle ı
sı
l iş
lem uygulanan Chamaecyparis obtusa ve
Fagus crenata örneklerinin eğilme direnci değerlerine ait azalma oranlarıyaklaş
ı
k % 50
civarı
nda bulunmuş
tur (Viitainiemi, 1997; Korkut, 2008).
Toker (2007) yaptı
ğıçalı
ş
mada, kontrol örneklerinin eğilme direnci değerlerini 101
N/mm2 olarak bulurken BA ve BX ile emprenye iş
lemi sonrasıeğilme direnci değerlerin
sı
rası
yla 89 N/mm2 ve 88 N/mm2 olarak bulmuş
tur (Toker, 2007).
Ghalehno (2011), yaptı
ğıçalı
ş
mada ı
sı
l iş
lem süresinin ve sı
caklı
ğı
nı
n artı
ş
ı
na
paralel olarak eğilme direnci değerlerinin düş
üşgösterdiğini ve en yüksek düş
üş
ün %22,
25 ile 190 ºC’de 9 saat süre ile yapı
lan ı
sı
l iş
lem sonrasıelde edildiğini belirtmiş
tir
(Ghalehno, 2011).
4.2.2. Karaçam, Ladin, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda Liflere Paralel Bası
nç
Direnci
Liflere paralel bası
nç direncinde emprenye ve ı
sı
l iş
lem sonrasıkontrol 1’e oranla
meydana gelen azalma oranlarıladin ve karaçam odunlarıiçin Şekil 28’de, kayı
n ve kavak
odunlarıiçin Şekil 29’da gösterilmektedir.
90
Şekil 28. Ladin ve karaçam odunlarıtest ve kontrol 2 örneklerinde kontrol 1
örneklerine kı
yasla elde edilen liflere paralel bası
nç direnci değerlerine
ait azalma oranları
Şekil 29. Kayı
n odun test ve kontrol 2 örneklerinde kontrol 1 örneklerine kı
yasla
elde edilen liflere paralel bası
nç direnci değerlerine ait azalma oranları
BA ile emprenye edildikten sonra ı
sı
l iş
lem uygulanan her dört ağaç türünde de hem
kontrol 1 hem de kontrol 2’ye oranla liflere paralel bası
nç direncinde (LPBD) azalmalar
kaydedilmiş
tir. Kontrol 1’e göre bu azalma oranları
; ladinde %41,81, karaçamda %64,01,
kayı
nda %51,66 ve kavakta %37,31 olarak kaydedilmiş
tir (Şekil 28-29).
91
BX emprenyesinde ise; kontrol 1’e oranla liflere paralel bası
nç direncinde meydana
gelen azalmalar ladinde %31,29, karaçamda %39,07, kayı
nda %27,86 ve kavakta %26,31
olarak gerçekleş
miş
tir (Şekil 28-29).
Kontrol
2’ye
göre
kı
yaslandı
ğı
nda
BA
emprenyesinde;
LPBD’nin
bütün
varyasyonlarıkapsayacak ş
ekilde azalma eğilimine girdiği, BX emprenyesinde ise; ladin,
karaçam ve kavakta önemli bir fark gözlenmezken, kayı
nda bir miktar düş
üşmeydana
geldiğ
i tespit edilmiş
tir (Tablo 28).
Emprenye iş
lemi ı
sı
l iş
lemden daha olumsuz sonuçlar oluş
turmuş
tur. Boraks ile
emprenyeli örneklerdeki azalma borik asit ile emprenyeli örneklere nazaran daha düş
ük
seviyededir. Test örnekleri kontrol 2 ile kı
yaslandı
ğı
nda boraks, liflere paralel bası
nç
direnci değerlerinde meydana gelen kayı
plarıazaltmak bakı
mı
nda borik asite oranla daha
avantajlı
dı
r.
Asidik karaktere sahip emprenye maddelerinin, bası
nç direnci değerlerini düş
ürdüğü
ortaya konmuş
tur. Bazik karaktere sahip emprenye maddelerinde ise tam tersi bir durum
söz konusudur. Bunun nedeni olarak sodyum boratı
n odunun asidik yapı
sıüzerine
tamponlayı
cıetkisi gösterilmiş
tir. İ
laveten çalı
ş
mada liflere paralel bası
nç direncinin
düş
mesi odun ana bileş
enlerinden olan hemisülülozun degredasyonu ile de açı
klanabilir
(Awoyemi ve Westermark, 2005; Talei vd., 2010).
Kontrol 1 değerleri literatürle uyumluluk (Bozkurt, 2000) gösterirken kontrol 2’ye
oranla daha yüksek bir LPBD performansısergilemiş
tir (Tablo 28).
Isı
l iş
lem bütün odun örneklerinin LPBD değerlerini önemli ölçüde azaltmı
ş
tı
r.
Benzer sonuçlar yapı
lan çalı
ş
malarda da ortaya konmuş
tur. Korkut (2008), 180 ºC’de 2
saat ı
sı
l iş
lem uyguladı
ğ
ıgöknar da %10, Yı
ldı
z vd. (2006), 200 ºC’de 6 saat ı
sı
l iş
lem ile
kayı
n ile ladin odunları
nda yaklaş
ı
k %36 ‘lı
k bası
nç direnci azalı
ş
ıbildirmiş
lerdir. Bası
nç
direnci değerlerindeki bu değiş
iklikler ı
sı
l iş
lemin yöntemine, uygulama parametrelerine ve
bunlara bağlıolarak değiş
en kimyasal yapı
yla iliş
kili gibi görünmektedir. Isı
l iş
lem görmüş
ağaç malzeme normal malzemeye göre daha fazla lignin oranı
na ve daha düş
ük asit
miktarı
na sahiptir ki bu durum hemiselülozları
n ve bazıextraktiflerin bozunduğunu
göstermektedir (Kamdem vd., 2002; Nuopponen, 2005; Yı
ldı
z vd., 2006; Korkut, 2008;).
Vital vd. (1983), Eucalyptus saligna ile yaptı
klarıçalı
ş
mada, 100- 155 ºC’de 10- 160
saat süre ile uyguladı
klarıı
sı
l iş
lem muamelesinde sı
caklı
kğı
n ve sürenin artı
ş
ı
na paralel
olarak liflere paralel bası
nç direncinin azaldı
ğı
nıbelirtmiş
lerdir (Vital vd., 1983).
92
Ancak bu sonuçlar literatürdeki bazıçalı
ş
malara zı
tlı
k göstermektedir. Özçifçi vd.
(2009), 150- 190 ºC’de 4- 8 saat ı
sı
l iş
lem uyguladı
ğıPinus sylvestris odununda %2,3 ile
%10,4 arası
nda bir artı
ştespit etmiş
lerdir (Özçifçi ve Altun, 2009).
Ghalehno (2011), yaptı
ğıçalı
ş
mada ı
sı
l iş
lem süresinin ve sı
caklı
ğı
nı
n artı
ş
ı
na
paralel olarak LPBD değerlerinin düş
üşgösterdiğini ve en fazla düş
üş
ün %43,75 ile 190
ºC’de 9 saat süre ile uygulanan ı
sı
l iş
lem sonrasıelde edildiğini belirtmiş
tir (Ghalehno,
2011).
4.2.3. Kayı
n, Kavak, Karaçam ve Ladin Odunları
nda Vida Tutma Direnci
Isı
l iş
lem sonrasıvida tutma gücünün araş
tı
rı
ldı
ğıiğne yapraklıağaçlara ait azalma
oranıdeğ
erleri Şekil 30- 31’de gösterilmektedir.
Şekil 30. Ladin odun test örneklerinde kontrol örneklerine kı
yasla elde edilen vida
tutma direnci değerlerine ait azalma oranları
93
Şekil 31. Karaçam odun test örneklerinde kontrol örneklerine kı
yasla elde edilen
vida tutma direnci değerlerine ait azalma oranları
Ladin odunu örneklerinde artan ı
sı
l iş
lemin sı
caklı
ğıve süresiyle birlikte vida tutma
direncinin azalma eğilimine girdiği görülmektedir. Şekil 30’deki verilere göre; 220 ºC’de
yapı
lan ı
sı
l iş
lem ladin odununda vida tutma direncini, 212 ºC’deki ı
sı
l iş
leme göre daha
belirgin bir biçimde etkilemiş
tir. Bu durumda, vida tutma direncinin önem kazandı
ğı
kullanı
m yerleri için 212 ºC’lik bir ı
sı
l iş
lem uygulamasıdaha uygun olacaktı
r. En fazla
azalma 220 ºC’de 120 dakika süreli ı
sı
l iş
lem uygulaması
nda meydana gelmiş
tir (%29,14).
Karaçam odununda meydana gelen vida tutma direnci kaybıladin odununa göre daha
belirgindir. 212 ºC’de ladin örneklerinin vida tutma direnci %7-14 oranı
nda azalması
na
rağmen, karaçam örneklerinde %26- 27 oranı
nda bir kayı
p olmuş
tur. Vida tutma direncinin
en düş
ük olduğ
u varyasyon 220 ºC’de 90 dak. süre ı
sı
l iş
lem uygulamasısonucu elde
edilmiş
tir. 212 ºC’de 90 dakikalı
k uygulama %26,05 oranı
nda bir azalma ile en az
etkilenen varyasyon olmuş
tur.
Isı
l iş
lem sonrasıvida tutma gücünün araş
tı
rı
ldı
ğıyapraklıağaçlara ait azalma oranı
değerleri ş
ekil 32- 33’de gösterilmektedir.
94
Şekil 32. Kayı
n odun test örneklerinde kontrol örneklerine kı
yasla elde edilen vida
tutma direnci değerlerine ait azalma oranları
Şekil 33. Kavak odun test örneklerinde kontrol örneklerine kı
yasla elde edilen vida
tutma direnci değerlerine ait azalma oranları
Yapraklıağaç türlerinde de ı
sı
l iş
lem sonrası
nda vida tutma direncinde azalmalar
meydana gelmiş
tir. Şekil 34’deki değerlere göre; Sı
caklı
k ve sürenin en yüksek olduğu 190
ºC’de 120 dakikalı
k ı
sı
l iş
lem uygulamasısonrasıvida tutma direnci %44,56 oranı
nda
azalma göstermiş
tir. Bu değer aynızamanda bütün ağaç türleri içerisindeki en yüksek
kayı
p miktarı
nıifade etmektedir.
95
Kavak odununda, vida tutma direncindeki azalma kayı
ndaki kadar belirgin değildir.
Ayrı
ca, ı
sı
l iş
lem sı
caklı
k ve süresinin vida tutma direncine doğrusal bir etkisinin olmadı
ğı
belirtilebilir. 180 ºC’de 90 dakikalı
k uygulamada %14,23’lük bir kayı
p söz konusu iken
aynısı
caklı
ğı
n daha uzun süreyle uygulandı
ğı180 ºC’de 120 dakikalı
k uygulamada hiçbir
kaybı
n meydana gelmemesi enteresan bulunmuş
tur. Daha önceki çalı
ş
malarda, düş
ük
özgül ağı
rlı
ğa sahip türlerde ı
sı
l iş
lemin vida tutma direncine olan etkisinin daha az olduğu
belirtilmiş
tir (URL-10, 2011). Kavak ağacıyoğunluğu (0,45 gr/cm3) kayı
n ağacı
yoğunluğundan (0,669 gr/cm3) düş
ük olduğu için yaptı
ğı
mı
z çalı
ş
mada elde edilen
sonuçlar literatürde belirtilen yapı
ya uyumluluk göstermektedir (Malkoçoğlu, 2011).
ÇVA sonuçları
na göre; yapraklıağaç türünün, ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğı
nı
n ve her ikisinin
etkileş
iminin istatiksel açı
dan vida tutma direnci üzerine etkisinin önemli olduğu
gözlenmiş
tir. En yüksek fark 190 ºC - 120 dakika ile 180 ºC – 90 dakika varyasyonları
arası
nda tespit edilmiş
tir.
Yapı
lan çalı
ş
malarda doğu kayı
nıkontrol örneklerinin teğet kesitteki vida tutma
direnci ortalama olarak 433 kp ve kavak kontrol örneklerinin ise ortalama 122 kp olarak
bulunmuş
tur (Akyı
ldı
z ve Malkoçoğlu, 2001; Efe vd., 2009).
4.3. Biyolojik Özellikler
4.3.1. Isı
lİ
ş
lemin Mantar Çürüklük Direncine Etkisi
Mantar çürüklük testi (MÇT) sonrasıı
sı
l iş
lemli örneklere ait ağı
rlı
k kaybıdeğerleri
% olarak Şekil 34-37’de verilmiş
tir.
96
Şekil 34. MÇT’ye tabi tutulan Ladin odunu örneklerinde ı
sı
l iş
lemin ağ
ı
rlı
k kaybı
üzerine etkisi
Şekil 35. MÇT’ye tabi tutulan Karaçam odunu örneklerinde ı
sı
l iş
lemin ağı
rlı
k
kaybıüzerine etkisi
Şekil 34 ve ş
ekil 35’e göre, doğu ladini test örneklerinde ağı
rlı
k kaybıdeğerleri 212
ºC için %1,78-2,44 arası
nda; 220 ºC için %1,35-2,02 arası
nda gerçekleş
miş
tir. Buna göre;
ladin örneklerinde ı
sı
l iş
lem sonucunda, emprenye maddeleri için kabul sı
nı
rıolan %3
ağı
rlı
k kaybıdeğerleri sağlanmaktadı
r. Yani, ı
sı
l iş
lem ladin odununa bir emprenye
maddesi kadar mantar çürüklük dayanı
mısağlamaktadı
r. Burada, süre artı
ş
ı
ndan ziyade
97
sı
caklı
k artı
ş
ı
nı
n daha etkili olduğu ifade edilebilir. Karaçam odununda elde edilen
değerler ladin odununa göre daha olumludur. Söz konusu değerler 212 ºC’deki ı
sı
l iş
lem
uygulamasıiçin %1,29- 1,86 arası
nda; 220 ºC’deki ı
sı
l iş
lem uygulamasıiçin %1,58-2,01
arası
nda değiş
mektedir. Buna göre; karaçamda bütün varyasyonlarda elde edilen değerler,
ı
sı
l iş
lemli
karaçam
odununun
mantar
çürüklük
testinden
baş
arı
yla
çı
ktı
ğı
nı
göstermektedir. Dolayı
sı
yla, karaçam odununda hangi sı
caklı
k veya süre varyasyonu
uygulanı
rsa uygulansı
n iyi bir mantar çürüklük dayanı
mıelde edileceği belirtilebilir. Her
iki ağaç türünde mantar çürüklük testinde kullanı
lan mantar türü, binalarda değerlendirilen
İ
YA odunları
nda önemli derecede zarar yapan kiler mantarı(Coniophora puteana)’dı
r. Bu
mantarı
n agresif yapı
da bir mantar olup, kı
sa sürede çok önemli ağı
rlı
k ve direnç
kayı
pları
na yol açan esmer çürüklük yaptı
ğ
ıbilinmektedir. Isı
l iş
lemin bu mantar türüne
karş
ılaboratuvar koş
ulları
nda baş
arı
lısonuçlar vermesi, ı
sı
l iş
lemli İ
YA odunları
nı
n
mantar çürüme riski yüksek olan kullanı
m yerlerinde ve coğrafi bölgelerde kullanı
lması
nı
olanaklıkı
labilecektir.
Koenigs (1974), Gloeophyllum trabeum’un (esmer çürüklük mantarı
) yüksek ağı
rlı
k
kaybımeydana getirdiğinde pH değerini düş
ürdüğü, buna karş
ı
n düş
ük ağı
rlı
k kayı
pları
nda
yüksek pH değeri oluş
turduğ
unu tespit etmiş
tir. Fakat yaptı
ğı
mı
z çalı
ş
mada tam tersi bir
durum söz konusudur. Karaçam ve ladin örneklerinde pH düş
mesine paralel olarak ağı
rlı
k
kaybı
nı
n da düş
tüğü gözlenmiş
tir.
Isı
l iş
lemin biyolojik dayanı
klı
lı
ğıarttı
rdı
ğıbirçok araş
tı
rmacıtarafı
ndan ortaya
konmuş
tur. Örneğin; Dirol ve Guyonnet (1993), 200- 260 ºC arası
nda yaptı
klarıı
sı
l iş
lem
sonrası
nda kontrol örneklerinde %40’a varan ağı
rlı
k kaybıolması
na rağmen test
örneklerinde %1 lik bir ağı
rlı
k kaybımeydana gelmiş
tir. Mazela vd. (2003), 220 ºC’de 24
saat süre ile ı
sı
l iş
lem uyguladı
klarıçalı
ş
mada test ve kontrol örneklerinin Coniophora
puteana mantarı
na maruz bı
rakı
lmasısonrasıkontrol örneklerinde %39’luk bir ağı
rlı
k
kaybımeydana gelmişiken test örneklerinde %1’lik bir ağı
rlı
k kaybımeydana geldiğini
belirtmiş
lerdir (Dirol ve Guyonnet, 1993; Militz, 2002; Mazela vd., 2003; Schmidt, 2006;
URL-2, 2010).
Sailer vd. (2000), 180, 200 ve 220 ºC’de ı
sı
l iş
lem uygulanan çam ve ladin
örneklerinin Coniophora puteana mantarı
na karş
ıdirenç gösterdiğini açı
klamı
ş
lardı
r. Çam
kontrol örneklerinde %48, ladin kontrol örneklerinde %40 ağı
rlı
k kaybı
na karş
ı
n, test
örneklerinde 180 ºC için %11, %5, 200 ºC için %2 ve 220 ºC için %0 lı
k ağı
rlı
k kaybı
tespit etmiş
lerdir.
98
Şekil 36. MÇT’ye tabi tutulan Kayı
n odunu örneklerinde ı
sı
l iş
lemin ağı
rlı
k kaybı
üzerine etkisi
Şekil 37. MÇT’ye tabi tutulan Kavak odunu örneklerinde ı
sı
l iş
lemin ağı
rlı
k kaybı
üzerine etkisi
Şekil 36-37’ye göre; YA odunları
nda ve özellikle kavak odunu örneklerinde mantar
çürüklük testi sonucunda meydana gelen ağı
rlı
k kayı
pları
nı
n kayı
n odun örneklerine göre
daha fazla olduğu görülmektedir. Bu durumda ı
sı
l iş
lemin yoğunluğu düş
ük odunlarda
mantar çürüklük dayanı
mıbakı
mı
ndan daha az etkili olduğu söylenilebilir. Doğu kayı
nı
odunu örneklerinde ağı
rlı
k kaybıdeğerleri 180 ºC’deki ı
sı
l iş
lem uygulamasıiçin %2,87-
99
4,67 arası
nda; 190 ºC’deki ı
sı
l iş
lem uygulamasıiçin %1,8– 5,18 arası
nda gerçekleş
miş
tir.
190 ºC’de 120 dakika varyasyonunda test örneklerinde yüksek oranda ağı
rlı
k kaybıolması
mantar geliş
iminin bu varyasyonda yoğun olması
na bağlanabilir. Aynıvaryasyonun
kontrol grubunda %15,22 oranı
nda bir ağı
rlı
k kaybısöz konusu olmuş
tur. 190 ºC’de
uzayan sürenin ağı
rlı
k kaybı
na olumlu bir katkısağ
lamadı
ğısonucuna varı
lmı
ş
tı
r.
Kavak odunu test örneklerindeki ağı
rlı
k kaybıdeğ
erleri 180 ºC’deki uygulama için
%10,01–17,62 arası
nda; 190 ºC’deki uygulama için ise %5,58- 9,58 arası
nda olmuş
tur.
Burada da söz konusu sı
caklı
klarda uzayan ı
sı
l iş
lem süresi ağı
rlı
k kaybı
nıazaltı
cıyönde
bir etki oluş
turmamı
ş
tı
r. Kavak odunu test örneklerinde elde edilen yüksek ağı
rlı
k
kayı
pları
, ı
sı
l iş
lemin bu ağaç türünde emprenye maddeleri kadar etkili olamadı
ğı
nı
göstermektedir. Ancak yine de, ı
sı
l iş
lemin kontrol örneklerine göre 180 ºC- 120 dakika
hariç önemli derecede bir koruma etkisi gösterdiği söylenebilir. Kavak odununda, ı
sı
l iş
lem
sı
caklı
ğı
nı
n 10 ºC artması
yla, çürüme direncinde oldukça önemli artı
şortaya çı
kmaktadı
r.
Dolayı
sı
yla, mantar çürüklük dayanı
mıiçin kavak odununda en yüksek sı
caklı
kta ı
sı
l iş
lem
yapı
lmasıdoğru bir yaklaş
ı
m olacaktı
r.
Isı
l iş
lem sı
caklı
k ve süresinin artmasıhücre çeperindeki hemiselülozun daha fazla
bozunmasıve/veya modifikasyonuna sebep olmaktadı
r. Hemiselülozda meydana gelen bu
bozunma mantar geliş
imini yavaş
latmaktadı
r [Yı
ldı
z, 2002; Dirol ve Guyonnet, 1993).
Welzbacher ve Rapp (2002), plato iş
lemi ile yaptı
klarıı
sı
l iş
lem sonrası
nda, ı
sı
l
iş
lemli test örneklerinde %5 ile %16 arası
nda bir ağı
rlı
k kaybımeydana geldiğini
gözlemlemiş
lerdir (Welzbacher ve Rapp, 2002).
Tjeerdsma’e (2006) göre, ladin odununun 180 ºC’de ı
sı
l iş
leme tabi tutulması
nı
n
odunun biyolojik direncini önemli ölçüde arttı
rdı
ğı
nıortaya koymuş
tur. Kontrol
örneklerinde %20,3’lük bir ağı
rlı
k kaybımeydana gelmesine rağ
men test örneklerinde
%3,9’luk bir ağı
rlı
k kaybımeydana gelmiş
tir. Sı
caklı
ğı
n 230 ºC’ye çı
karı
lmasıdurumunda
ise test örneklerinde herhangi bir ağı
rlı
k kaybımeydana gelmemiş
tir (Boke, 2006).
ÇVA sonuçları
na göre; iğne yapraklıve yapraklıağaçlarda, ağı
rlı
k kaybıüzerine ı
sı
l
iş
lem sı
caklı
ğı
nı
n, ağaç türü ve bunları
n karş
ı
lı
klıetkileş
imlerinin istatistiksel açı
dan
önemli olduğu gözlenmiş
tir.
100
4.4. Isı
lİ
ş
lemin Korozyon Direnci Üzerine Etkisi
Yapı
lan çalı
ş
mada ı
sı
l iş
lem sonrasıodun örneklerinde tespit edilen korozyon
azalma-artma oranlarıŞekil 38-39’da gösterilmektedir.
Şekil 38. Ladin ve karaçam odunlarıtest örneklerinde kontrol örneklerine kı
yasla
meydana gelen korozyon azalma-artma oranları(%)
Şekil 39. Kayı
n ve kavak odunlarıtest örneklerinde kontrol örneklerine kı
yasla
meydana gelen azalma-artma oranları(%)
101
Şekil 40. Kontrol örneklerinde oluş
an metal kaybı(g/m 2)
Korozyon oluş
umunda odun içerisinde bulunan ekstraktif maddeler ve odun nem
içeriği önemli rol oynamaktadı
r. Eğer odun içerindeki nem oranı%20 ‘den yukarıise
korozyon oluş
umu hı
zlanmaktadı
r ve rutubet artı
ş
ı
na paralel olarak korozyon oranıartı
ş
göstermektedir (Anonim, 1999). Tam bu noktada ı
sı
l iş
lemin en önemli katkı
ları
ndan biri
rutubet alı
ş
veriş
ini azaltma potansiyelidir. Isı
l iş
lem sonrasıhemiselüloz ve selüloza bağlı
OH grupları
nı
n parçalanmasınedeniyle odunun SAO azalmakta ve böylece korozyon
oluş
umunu hı
zlandı
ran nem oranıaş
ağı
ya çekilebilmektedir (Yı
ldı
z, 2002).
Ladin örneklerinde en olumlu sonuç 212 ºC’de 90 dakikalı
kı
sı
l iş
lem varyasyonunda
gözlenmiş
tir. Söz konusu varyasyonda korozyon miktarıkontrole oranla %55,7 oranı
nda
azalı
rken, bunu 212 ºC’de 120 dakikalı
kı
sı
l iş
lem uygulamasıtakip etmiş
tir. Sı
caklı
k ve
sürenin maksimum olduğ
u varyasyonda (220 ºC-120 dak.) ise korozyon azalma oranı
%25,8 olarak tespit edilmiş
tir. Kontrole oranla ladin odunu test örneklerindeki korozyon
azalma oranı
nı
n yüksek çı
kması
, korozyon deneyi sonrasıbelirlenen odun örneklerinin
rutubet miktarları
na bağlanabilir. Deney sonrasıladin kontrol örneklerindeki ortalama
rutubet değ
eri %58 iken, ı
sı
l iş
lem uygulanmı
ştest örneklerinde bu değer %47
seviyelerinde bulunmuş
tur. Test örneklerindeki düş
ük rutubet değeri korozyon oranı
nı
n
düş
mesine katkısağlamı
ş
tı
r.
Bilindiği gibi, ı
sı
l iş
lem süresinin ve sı
caklı
ğı
nı
n artı
ş
ı
na paralel olarak SAO düş
üş
göstermektedir. Absorbe edilen su oranı
nı
n düş
üş
üne paralel olarak korozyon oranı
102
değerlerinin de düş
üşgöstermesi beklenir. Fakat ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğı
nı
n artı
ş
ıodun
bileş
enleri üzerinde yı
kı
mlanmalara neden olmakta ve odun asidik bir karakter
kazanmaktadı
r. Oluş
an asetik asit ve formik asit ise korozyon oluş
umunda önemli rol
oynamaktadı
r (Kamdem, 2002; Obataya ve Tomita, 2002; Yı
ldı
z, 2002; Jermer ve
Anderson, 2005; Kartal, 2006; Kartal, 2007; Ghalehno, 2011).
Şekil 38’e göre; karaçam odunu test örneklerinde kontrole oranla en yüksek
korozyon azalma oranı%34,6 olarak 212 ºC’de 90 dakikalı
kı
sı
l iş
lem uygulaması
nda elde
edilmiş
tir. Bunu %26,3’lük azalma ile 212 ºC’de 120 dakikalı
k varyasyon takip etmiş
tir.
Sı
caklı
k artı
ş
ı
yla birlikte %29,9’a varan korozyon artı
ş
ıtespit edilmiş
tir. Her iki iğne
yapraklıağaç türü kendi araları
nda mukayese edildiğinde ladin daha olumlu bir performans
sergilemiş
tir.
Kayı
n odunu örneklerine gelindiğinde (Şekil 39); en olumlu sonucun sı
caklı
k ve
sürenin en düş
ük olduğu varyasyondan geldiği anlaş
ı
lmaktadı
r. Söz konusu uygulamada
korozyon azalma oranı%62 olarak bulunmuş
tur. En düş
ük azalma ise 190 ºC’de 120
dakikalı
kı
sı
l iş
lem uygulaması
nda %26,4 oranı
nda tespit edilmiş
tir.
Kavak odunu örneklerinde en olumlu tablo 180 ºC’de 120 dakika süreyle ı
sı
l iş
lem
uygulanan varyasyonda gözlenmiş
tir. Artan sı
caklı
k ve süre korozyon derecesini arttı
rmı
ş
bütün ağaç türü ve ı
sı
l iş
lem varyasyonlarıiçerisinde %61,9’luk bir korozyon artı
ş
ıile en
maksimum seviyeye kavak odunu örneklerinde ulaş
ı
lmı
ş
tı
r.
Şekil 40’daki verilere göre, ağaç türü olarak en yüksek korozyon değ
eri ladin
örneklerinde, en düş
ük değer ise kavak örneklerinde elde edilmiş
tir (266,7 g/m 2, 190,5
g/m2). Ladin odununda yüksek korozyon bulunması
, ladin örneklerinin düş
ük pH (5.0) ve
korozyon deneyi sonrasıen yüksek rutubet oranı
na sahip olması
na bağlanabilir.
Yapı
lan çalı
ş
mada en yüksek korozyon değerleri en yüksek sı
caklı
k ve süre
varyasyonları
nda gözlenmiş
tir. Isı
l iş
lemin korozyon üzerine etkisinin araş
tı
rı
ldı
ğıbir
çalı
ş
mada ı
sı
l iş
lem sonrasıkorozyon değerlerinde artı
şgözlenmiş
tir. Kontrol örneklerinde
188 g/m2 metal kaybıolurken, 220 ºC‘de 4 saat süreyle uygulanan ı
sı
l iş
lem sonrasıtest
örneklerinde 456 g/m2 metal kaybıoluş
muş
tur (Jermer, 2005).
Yapı
lan çalı
ş
mada ı
sı
l iş
lem sonrasıodun örneklerinde tespit edilen korozyon
oranı
na paralel olarak elde edilen korozyon derinliği azalma-artma oranıŞekil 41-42‘de
gösterilmektedir.
103
Korozyon
derinliği,
metal
ağı
rlı
k kaybı
nı
n kullanı
lan
vida
yoğunluğuna
bölünmesiyle elde edilmektedir. Bu nedenden korozyon derinliği % azalma-artma oranları
korozyon oranıazalma –artma oranıdeğerleri ile aynı
dı
r (Şekil 38-39).
Şekil 41. Ladin ve karaçam odunlarıtest örneklerinde kontrol örneklerine kı
yasla
meydana gelen korozyon derinliğ
ine ait azalma-artma oranları(%)
Şekil 42. Kayı
n ve kavak odunlarıtest örneklerinde kontrol örneklerine kı
yasla
meydana gelen azalma-artma oranları(%)
104
4.5. Isı
lİ
ş
lemin Odunun pH Değerine Etkisi
Isı
l iş
lem ve emprenye iş
lemi sonrasıiğne yapraklıağaç odun örneklerine ait pH
değerleri Şekil 43- 44’de gösterilmiş
tir.
Sadece ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lmı
şladin ve karaçam odununa ait örneklerde ladin
odununun 212 ºC’de 120 dakikalı
kı
sı
l iş
lem uygulamasıhariç pH değerlerinde azalmalar
gözlenmiş
tir. Karaçam ve ladin kontrol örneklerinin pH değeri sı
rası
yla 5,5 ve 5,0’iken
emprenyesiz ı
sı
l iş
lem sonrası
nda pH 4,1-4,5 değerlerine düş
üşgöstermiş
tir.
Karaçam ve ladin odunu örneklerinin BA ve BX ile emprenye iş
lemi sonrasıBA ile
emprenyeli örneklerin pH değerlerinde kontrole oranla düş
üş
, BX ile emprenyeli
örneklerin pH değerlerinde ise kontrole oranla artı
şgözlenmiş
tir.
Sadece (emprenyesiz) ı
sı
l iş
leme tabi tutulmuşladin ve karaçam odunu örneklerinde
kontrole oranla genelde (ladin odununda 212 ºC’de - 120 dakikalı
k uygulama hariç)
asiditenin artma eğilimine girdiği tespit edilmiş
tir. Her iki ağ
aç türünün sadece BX ile
emprenyesinden sonra bazikliğe ve sadece BA ile emprenyesinden sonra ise asitliğe doğru
bir yönelim tespit edilmiş
tir. BX ve BA ile emprenyeden sonra ı
sı
l iş
lem gören örneklerde
de benzer bir gidiş
at söz konusu olmuş
tur. İ
ğne yapraklıağaç türlerinde asitliğin en yüksek
(pH 3.9) olduğu varyasyon karaçam odununda BA + ı
sı
l iş
lem varyasyonu olmuş
tur.
Şekil 43. Ladin odununa ait pH değerleri
105
Şekil 44. Karaçam odununa ait pH değerleri
Kartal (2006), benzer sonuçlar rapor etmiş
tir. Isı
l iş
lem sı
caklı
k ve süresinin artı
ş
ı
na
paralel olarak odun örneklerinin asidik yapı
ları
nı
n arttı
ğıve %5 konsantrasyonda BA ile
emprenye edilen örneklerin ı
sı
l iş
lemi sonrası
nda pH seviyelerinin (2,05), sadece ı
sı
l
iş
leme tabi tutulmuş örneklerin (2,20) pH seviyelerinden daha düş
ük olduğu
vurgulanmı
ş
tı
r. Bazik bir yapı
ya sahip olan DOT ile yapı
lan bir baş
ka çalı
ş
mada ise
emprenye iş
lemi sonrası
nda ı
sı
l iş
leme tabi tutulan örneklerde daha yüksek pH sevileri
(5,92) elde edilmiş
tir.
Isı
l iş
lem ve emprenye iş
lemi sonrasıyapraklıağaç odun örneklerine ait pH değerleri
Şekil 45-46’da gösterilmiş
tir.
106
Şekil 45. Kayı
n odununa ait pH değerleri
Şekil 46. Kavak odununa ait pH değerleri
Sadece ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lmı
şkayı
n ve kavak odununa ait örneklerin pH
değerlerinde kontrole oranla azalmalar gözlenmiş
tir. Kayı
n ve kavak kontrol örneklerinin
pH değeri sı
rası
yla 5,1 ve 5,2 iken ı
sı
l iş
lem sonrası
nda pH değerleri 4,3’e kadar düş
üş
göstermiş
, asitliğe doğru bir yönelim gerçekleş
miş
tir. Isı
l iş
lem odun ana bileş
enlerinden
olan hemiselüloz üzerinde önemli yı
kı
mlara neden olmakta ve asetil yan zincirlerinden
107
formik asit (HCOOH) ve asetik asidin (CH3COOH) oluş
ması
yla odunun asiditesi artı
ş
göstermektedir (Korkut ve Kocaefe, 2002).
Kayı
n ve kavak odunu örneklerinin sadece BX ile emprenyesi sonrasıpH değ
erleri
sı
rası
yla 7,2 - 8,4 iken, sadece BA ile emprenye edilen örneklere ait pH değerlerinde
kontrole oranla ciddi bir değiş
iklik kaydedilmemiş
tir (pH 5,0-5.1).
BX ile emprenye iş
lemi sonrası
nda ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lan kayı
n ve kavak odunu
örneklerinin pH değerlerinde kontrole oranla bir artı
şgözlenmiş
tir. BA + ı
sı
l iş
lem
varyasyonunda meydana gelen artı
şise daha küçük miktarlarda kalmı
ş
tı
r.
Isı
l iş
lem sonrasıİ
YA türlerine göre kayı
n ve kavak odun örneklerinde daha fazla
kalan bor bileş
iği miktarı
nı
n pH değerlerini etkileyebileceği düş
ünülmektedir. Nitekim, ı
sı
l
iş
lem sonrası
nda odun örneklerinde önemli miktarda bor bileş
iği kalmı
ş
tı
r ve kalan bor
bileş
ikleri ı
sı
l iş
lem sonrası
nda pH değerlerinin yüksek sevilerde kalması
na neden
olabilmektedir (Tablo 45).
4.6. Isı
l iş
lem SonrasıOdun Örneklerinde Kalan Bor Miktarları
Şekil 47’deki verilere göre; bütün ağaç türlerinde ı
sı
l iş
lem sonrası
nda odunda kalan
bor miktarıbir hayli yüksek çı
kmı
ş
tı
r. Bunun anlamı
, borla emprenye edilip daha sonra ı
sı
l
iş
leme (yapraklıağaçlar için 190 ºC’de 90 dak. süre ve iğ
ne yapraklıağaçlar için 212 ºC
’de 120 dak. süre) tabi tutulan odun örneklerinde, buhar ortamı
na rağmen ı
sı
l iş
lem
nedeniyle uzaklaş
an bor miktarı
nı
n az olması
dı
r. Diğer yandan, kavak dı
ş
ı
nda kalan bütün
ağaç türlerinde boraksı
n borik aside göre daha az uzaklaş
tı
ğıgöze çarpmaktadı
r. Bu durum
ı
sı
l iş
lem sı
rası
nda odun bileş
enlerinin parçalanması
yla birlikte açı
ğa çı
kan asidik ürünlere
bağlanabilir. BX’in bazik yapı
sınedeniyle ı
sı
l iş
lem sı
rası
nda ağaç malzeme içerisinde
daha fazla tutunduğu söylenebilir.
108
Şekil 47. Isı
l iş
lem sonrasıkalan bor miktarları(%)
109
5. SONUÇLAR
Bu çalı
ş
mada, borik asit ve boraks ile emprenye edildikten sonra ı
sı
l iş
lem uygulanan
ladin, karaçam, kayı
n ve kavak odun örneklerinde meydana gelen değiş
iklikler bazı
fiziksel, mekanik ve biyolojik test yöntemleri ile belirlenmeye çalı
ş
ı
lmı
ş
tı
r. Isı
l iş
lem
görmüştest örnekleri kontrol grupları
yla karş
ı
laş
tı
rı
ldı
ğı
nda aş
ağı
daki sonuçlar elde
edilmiş
tir.
5.1. Fiziksel Özelliklere Ait Sonuçlar
5.1.1. Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda Özgül Ağı
rlı
k Değerlerine
İ
liş
kin Sonuçlar
BA ve BX ile emprenye edildikten sonra ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lan karaçam odun
örneklerinde, herhangi bir iş
leme tabi tutulmayan kontrol 1 örneklerine oranla sı
rası
yla
%5,6 ve %13’lük bir azalma kaydedilmiş
tir. BX emprenyesinde daha az olmak üzere
benzer bir azalma ladin örneklerinde de meydana gelmiş
tir. Boraks ile emprenye edilmiş
örneklerde oluş
an özgül ağı
rlı
k kaybıborik asite oranla daha fazladı
r.
BA ile emprenye edilmişkavak odunu örnekleri hariç, YA odunu örneklerinde de
genel olarak kontrole 1 oranla %2,2- %4,2 arası
nda değiş
en bir özgül ağı
rlı
k kaybısöz
konusudur. Sadece ı
sı
l iş
lem uygulanmı
şkontrol 2 grubu ile karş
ı
laş
tı
rı
ldı
ğı
nda ise, kontrol
1’e oranla ladin’de %13,5; karaçam’da %9,3; kayı
n’da %4,2; kavak’ta ise %4,4 oranı
nda
azalma olmuş
tur. Kontrol 1’e oranla kontrol 2’deki özgül ağ
ı
rlı
k değerleri her dört ağaç
türünde de daha düş
ük miktarlarda bulunmuş
tur.
5.1.2. Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda Su Alma Oranı
, Teğetsel
Geniş
leme ve Geniş
lemeyi Önleyici Etkinlik Değerlerine Ait Sonuçlar
Isı
l iş
lem sonrasıodun örneklerinin su alma oranıdeğerleri belirli miktarlarda azalma
göstermiş
tir. Şekil 20-23’den anlaş
ı
lacağıüzere, 2 saatten 72 saate kadar suda bekletme
süreleri için kontrol 2 SAO’ları
, kontrol 1 örneklerinin SAO’ları
na kı
yasla belirli miktarda
azalma göstermiş
tir. En fazla azalma ladin örneklerinde gerçekleş
miş
tir.
110
Emprenye iş
lemi sonrasıı
sı
l iş
lem uygulanan test örneklerinin SAO’larıilk iki saatte
bile neredeyse kontrol 1 örneklerine eş
değer bir su alma oranı
na sahiptir. Ladin ve kavakta
daha belirgin olmak üzere BX’in SAO, BA’ye göre daha yüksek bulunmuş
tur. Karaçam’ı
n
SAO’ları
na bakı
ldı
ğı
nda varyasyonlar arası
ndaki farklı
lı
ğ
ı
nı
sı
l iş
lemli kontroller dı
ş
ı
nda
su alma miktarı
na çok fazla yansı
madı
ğı
, benzer bir durumun kayı
n odun örnekleri için de
geçerli olduğu söylenebilir. Kavakta ise artan suda bekleme süresi ile birlikte yine BX’in
bu kez hem kontrol 1 hem de kontrol 2 grupları
ndan daha fazla miktarda su absorbladı
ğ
ı
görülmektedir (Şekil 23).
72 saat sonrasıteğetsel geniş
leme kayı
n kontrol 1 örneklerinde %10,56, karaçam
örneklerinde %8,46, kavak örneklerinde %7,64 ve ladin örneklerinde %6,59 olarak
gerçekleş
miş
tir.
Isı
l iş
lem boyut stabilizasyonunu önemli ölçüde arttı
rmı
ş
tı
r. Nitekim kontrol 2’deki
teğetsel geniş
leme değerleri kontrol 1 örneklerinden daha düş
ük miktarlarda bulunmuş
tur.
Kayı
n, karaçam, kavak ve ladin kontrol 2 örneklerinde sı
rası
yla %7,71, %5,14, %5,03,
%4,12’lik teğetsel geniş
leme değerleri elde edilmiş
tir.
Emprenye iş
lemi sonrasıı
sı
l iş
lem uygulaması
, odun örneklerinin TG değerlerinin
değiş
ik oranlarda etkilemiş
tir. En yüksek TG değeri BA ile emprenye edilmişkayı
n
örneklerinde elde edilirken (%9,65), en düş
ük TG değeri ise BA ile emprenyeli karaçam
örneklerinde elde edilmiş
tir (%2,63).
Isı
l iş
lemin fiziksel özellikler üzerine olan olumlu etkisi GET değerlerinde daha da
ön plana çı
kmı
ş
tı
r. Ladin, karaçam, kayı
n ve kavağı
n sadece ı
sı
l iş
lem görmüş
kontrollerinde (kontrol 2) sı
rası
yla %38,25, %43,24, %21,19 ve %34,14 oranı
nda GET
değerleri elde edilmiş
tir.
Borik asit ve boraks ı
sı
l iş
lem ile elde edilen olumlu GET değerlerini olumsuza
çevirmiş
tir. BX ile emprenye edilmişörneklerin GET değerleri bütün ağ
aç türlerinde
kontrol 2’e kı
yasla daha düş
ük seviyededir. Fakat BA ile emprenye sonrasıladin ve
karaçam türlerinde kontrol 2’ye oranla daha yüksek GET değerleri elde edilmiş
tir. En
yüksek GET değerleri BA ile emprenye edilmişladin ve karaçam türlerinde elde edilmiş
tir
(%43, %68).
111
5.2. Mekanik Özelliklere Ait Sonuçlar
5.2.1. Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda Eğilme Direnci
Değerlerine Ait Sonuçlar
Sadece ı
sı
l iş
lem uygulanan ladin, karaçam, kayı
n ve kavak türlerinde eğilme direnci
değerleri sı
rası
yla %1,68, %5,15, %15,32 ve %20,14 oranı
nda azalma göstermiş
tir. YA
türlerinde oluş
an eğilme direnci kaybıİ
YA türlerine oranla oldukça yüksek bulunmuş
tur.
Emprenye sonrasıı
sı
l iş
lem uygulanan ladin ve kayı
n test örneklerinde Kontrol 1’e
oranla BX ile emprenye edilen test örneklerinin eğilme direnci değerlerinde küçük bir
miktar artı
şkaydedilmiş
tir. BX emprenyesinden sonra kontrol 1’e oranla meydana gelen
eğilme direnci artı
şoranlarıladinde %3, kayı
nda %11 olarak tespit edilmiş
tir. Buna
karş
ı
lı
k BA emprenyesinden sonra kontrol 1’e oranla eğilme direnci değerlerinde meydana
gelen azalma miktarları
; ladin’de %4,98, kayı
n’da %16,43, kavakta %16,41 ve en fazla
karaçamda olmak üzere %23,76 olarak gerçekleş
miş
tir.
BA ve BX ile muamele edilen örnekler kontrol 2’ye göre kı
yaslandı
ğı
nda; karaçam
odunu örneklerinin eğilme direnci değerlerinde bir miktar azalma tespit edilmiş
tir. Bu
azalma BA ve BX ‘ta %18 kadar olmuş
tur. BA muamelesinde kavak odunu dı
ş
ı
nda,
eğilme direnci değ
erleri kontrol 2’ye göre daha düş
ük bulunurken, BX emprenyesinde ise
karaçam ve kavak dı
ş
ı
nda eğilme direnci değerleri kontrol 2’ye oranla daha yüksek
bulunmuş
tur (Tablo 25). Kontrole oranla test örneklerinde meydana gelen bu artı
şladin’de
%7,59; kayı
n’da ise %31,02 olarak tespit edilmiş
tir.
5.2.2. Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda Liflere Paralel Bası
nç
Direnci Değerlerine Ait Sonuçlar
BA ile emprenye edildikten sonra ı
sı
l iş
lem uygulanan her dört ağaç türünde de hem
kontrol 1 hem de kontrol 2’ye oranla liflere paralel bası
nç direncinde (LPBD) azalmalar
kaydedilmiş
tir. Kontrol 1’e göre bu azalma oranları
; ladinde %41,81, karaçamda %64,01,
kayı
nda %51,66 ve kavakta %37,31 olarak kaydedilmiş
tir (Şekil 28-29).
BX emprenyesinde ise; kontrol 1’e oranla liflere paralel bası
nç direncinde meydana
gelen azalmalar ladinde %31,29, karaçamda %39,07, kayı
nda %27,86 ve kavakta %26,31
olarak gerçekleş
miş
tir (Şekil 28-29).
112
Emprenye iş
lemi odun örneklerinin performansı
nıı
sı
l iş
leme oranla daha olumsuz
etkilemiş
tir. Boraks ile emprenyeli örneklerdeki azalma borik asit ile emprenyeli örneklere
nazaran daha düş
ük seviyededir. Test örnekleri kontrol 2 ile kı
yaslandı
ğı
nda boraks, liflere
paralel bası
nç direnci değerlerinde meydana gelen kayı
plarıazaltmak bakı
mı
nda borik
asite oranla daha avantajlı
dı
r.
Isı
l iş
lem bütün odun örneklerinin LPBD değerlerini önemli ölçüde azaltmı
ş
tı
r.
Yapraklıağaç türlerinde daha fazla olmak üzere LPBD %21,52-38,99 arası
nda azalı
ş
göstermiş
tir.
5.2.3. Isı
lİ
ş
lem Uygulanan Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda Vida
Tutma Direnci Değerlerine İ
liş
kin Sonuçlar
İ
ğne yapraklıağaç türlerinde ı
sı
l iş
lemin sı
caklı
k ve süre varyasyonları
na bağlı
olarak vida tutma direncini etkilediği anlaş
ı
lmaktadı
r. Ladin odununda vida tutma
direncinin en fazla etkilendiği varyasyon 180 ºC sı
caklı
k 120 dakika süre varyasyonudur.
Şekil 30 ’deki verilere göre; 220 ºC’de yapı
lan ı
sı
l iş
lem ladin odununda vida tutma
direncini, 212 ºC’deki ı
sı
l iş
leme göre daha belirgin bir biçimde etkilemiş
tir. Karaçam
odununda meydana gelen vida tutma direnci kaybıladin odununa göre daha belirgindir.
212 ºC ‘de ladin örneklerinin vida tutma direnci %7-14 oranı
nda azalması
na rağmen,
karaçam örneklerinde %26- 27 oranı
nda bir kayı
p olmuş
tur.
Yapraklıağaç türlerinde de ı
sı
l iş
lem sonrası
nda vida tutma direncinde azalmalar
meydana gelmiş
tir. Kavak odununda, vida tutma direncindeki azalma kayı
ndaki kadar
belirgin değildir. Ayrı
ca, ı
sı
l iş
lem sı
caklı
k ve süresinin vida tutma direncine doğrusal bir
etkisinin olmadı
ğıbelirtilebilir. 180 ºC’de 90 dakikalı
k uygulamada %14,23’lük bir kayı
p
söz konusu iken aynısı
caklı
ğı
n daha uzun süreyle uygulandı
ğ
ı180 ºC’de 120 dakikalı
k
uygulamada hiçbir kaybı
n meydana gelmemesi enteresan bulunmuş
tur.
113
5.3. Biyolojik Özelliklere Ait Sonuçlar
5.3.1. Isı
l İ
ş
lem Uygulanan Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak Odunları
nda
Mantar Çürüklük Direnci Değerlerine Ait Sonuçları
Isı
l iş
lem sonrasıiğne yapraklıağaç türlerinde çürüklüğe karş
ıönemli ölçüde
dayanı
m gerçekleş
miş
tir. Isı
l iş
lem, ladin odununda bir emprenye maddesi kadar mantar
çürüklük dayanı
mısağlamaktadı
r. Ladin odununda süre artı
ş
ı
ndan ziyade sı
caklı
k artı
ş
ı
nı
n
daha etkili olduğu ifade edilebilir. Ladin odunu örneklerinde sı
caklı
k artı
ş
ı
na paralel olarak
ağı
rlı
k kaybı
na azalma tespit edilmiş
tir. En düş
ük ağı
rlı
k kaybı220 ºC ‘de 90 dak. süre
varyasyonunda elde edilmiş
tir (%1,35). Karaçam odununda elde edilen değerler ladin
odununa göre daha olumludur. Karaçam odununda daha düş
ük sı
caklı
klarda düş
ük ağı
rlı
k
kayı
plarıelde edilmiş
tir. 212 ºC’de 90 dak. ı
sı
l iş
lem uygulanmasısonucu test örneklerinde
%1,29 oranı
nda ağı
rlı
k kaybımeydana gelmiş
tir.
Yapraklıağaçlarda oluş
an ağı
rlı
k kaybıiğne yapraklıağaçlara nazaran daha yüksek
seviyededir. En düş
ük ağı
rlı
k kaybı190 ºC’de 90 dak. varyasyonunda elde edilmiş
tir
(%1,8). Kavak odununda gözlenen ağı
rlı
k kayı
pları
,ı
sı
l iş
lemin bu ağaç türünde emprenye
maddeleri kadar etkili olamadı
ğ
ı
nıgöstermektedir. Ancak yine de, ı
sı
l iş
lemin kontrol
örneklerine göre 180 ºC- 120 dak. hariç önemli derecede bir koruma etkisi gösterdiği
söylenebilir. Fakat ı
sı
l iş
lem kavak odununda kayı
n odunki kadar bir dayanı
m
sağ
lamamı
ş
tı
r.
5.4. Emprenye ve Isı
l İ
ş
lem Uygulanan Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak
Odunları
nı
n Korozyon Değerlerine Ait Sonuçlar
Ladin örneklerinde en olumlu sonuç 212 ºC’de 90 dakikalı
kı
sı
l iş
lem varyasyonunda
gözlenmiş
tir. Söz konusu varyasyonda korozyon miktarıkontrole oranla %55,7 oranı
nda
azalı
rken, bunu 212 ºC’de 120 dakikalı
kı
sı
l iş
lem uygulamasıtakip etmiş
tir. Sı
caklı
k ve
sürenin maksimum olduğu varyasyonda (22 ºC-120 dak.) ise korozyon azalma oranı%25,8
olarak tespit edilmiş
tir. Karaçam odunu test örneklerinde kontrole oranla en yüksek
korozyon azalma oranı%34,6 olarak 212 ºC’de 90 dakikalı
kı
sı
l iş
lem uygulaması
nda elde
edilmiş
tir. Bunu %26,3 ‘lük azalma ile 212 ºC’de 120 dakikalı
k varyasyon takip etmiş
tir.
Isı
l iş
lem uygulanmı
şkayı
n ve kavak türlerinin korozyon değerleri kontrole kı
yasla
oldukça düş
üktür. Sadece kavak türünün 190 ºC’deki varyasyonları
nda korozyon değerleri
114
kontrole kı
yasla yüksek bulunmuş
tur. Kayı
n odun örneklerinde en olumlu sonucun sı
caklı
k
ve sürenin en düş
ük olduğu varyasyondan geldiği anlaş
ı
lmaktadı
r. Söz konusu uygulamada
korozyon azalma oranı%62 olarak bulunmuş
tur. En düş
ük azalma ise 190 ºC’de 120
dakikalı
k ı
sı
l iş
lem uygulaması
nda %26,4 oranı
nda tespit edilmiş
tir. Kavak odunu
örneklerinde en olumlu tablo 180 ºC’de 120 dakika süreyle ı
sı
l iş
lem uygulanan
varyasyonda gözlenmiş
tir. Artan sı
caklı
k ve süre korozyon derecesini arttı
rmı
ş
tı
r.
Ağaç türü olarak en yüksek korozyon değeri ladin örneklerinde, en düş
ük değer ise
kavak örneklerinde meydana gelmiş
tir (266,7 g/m2 , 190,5 g/m2).
5.5. Emprenye ve Isı
l İ
ş
lem Uygulanan Ladin, Karaçam, Kayı
n ve Kavak
Odunları
nı
n pH Değerlerine Ait Sonuçlar
Sadece ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lmı
şladin ve karaçam odununa ait örneklerde ladin
odununun 212 ºC’de 120 dakikalı
kı
sı
l iş
lem uygulamasıhariç pH değerlerinde azalmalar
gözlenmiş
tir. Karaçam ve ladin odunu örneklerinin BA ve BX ile emprenye iş
lemi sonrası
BA ile emprenyeli örneklerin pH değerlerinde kontrole oranla düş
üş
, BX ile emprenyeli
örneklerin pH değerlerinde ise kontrole oranla artı
şgözlenmiş
tir. Sadece (emprenyesiz) ı
sı
l
iş
leme tabi tutulmuşladin ve karaçam odunu örneklerinde kontrole oranla genelde (ladin
odununda 212 °C’de - 120 dakikalı
k uygulama hariç) asiditenin artma eğilimine girdiği
tespit edilmiş
tir. Her iki ağ
aç türünün sadece BX ile emprenyesinden sonra bazikliğe ve
sadece BA ile emprenyesinden sonra ise asitliğe doğru bir yönelim tespit edilmiş
tir. BX ve
BA ile emprenyeden sonra ı
sı
l iş
lem gören örneklerde de benzer bir gidiş
at söz konusu
olmuş
tur.
Sadece ı
sı
l iş
leme maruz bı
rakı
lmı
şkayı
n ve kavak odununa ait örneklerin pH
değerlerinde kontrole oranla azalmalar gözlenmiş
tir. Kayı
n ve kavak kontrol örneklerinin
pH değeri sı
rası
yla 5,1 ve 5,2 iken ı
sı
l iş
lem sonrası
nda pH değerleri 4,3’e kadar düş
üş
göstermiş
, asitliğe doğru bir yönelim gerçekleş
miş
tir. Kayı
n ve kavak odunu örneklerinin
sadece BX ile emprenyesi sonrasıpH değerleri sı
rası
yla 7,2 - 8,4 iken sadece BA ile
emprenye edilen örneklere ait pH değ
erlerinde kontrole oranla ciddi bir değiş
iklik
kaydedilmemiş
tir. (pH 5,0-5.1). BX ile emprenye iş
lemi sonrası
nda ı
sı
l iş
leme maruz
bı
rakı
lan kayı
n ve kavak odunu örneklerinin pH değerlerinde kontrole oranla bir artı
ş
gözlenmiş
tir. BA + ı
sı
l iş
lem varyasyonunda meydana gelen artı
şise daha küçük
miktarlarda kalmı
ş
tı
r.
115
5.6. Isı
l İ
ş
lem SonrasıOdun Örneklerinde Kalan Borik Asit ve Boraks
Oranları
na Ait Sonuçlar
Bütün ağaç türlerinde ı
sı
l iş
lem sonrası
nda odunda kalan bor miktarıbir hayli yüksek
çı
kmı
ş
tı
r. En yüksek oran (% 98) BA ile emprenye edilen kavak odunu örneklerinde tespit
edilmiş
tir. Kavak dı
ş
ı
nda kalan bütün ağaç türlerinde boraksı
n borik aside göre daha az
uzaklaş
tı
ğıgöze çarpmaktadı
r. Isı
l iş
lemden en az etkilenen tür kavak, en fazla etkilenen
tür ise ladin olmuş
tur.
116
6. ÖNERİ
LER
Bu çalı
ş
mada, Türkiye’de doğal olarak yetiş
en ve orman ürünleri sanayinde yoğun
olarak kullanı
lan doğu kayı
nı
, doğu ladini, karaçam ve kavak odunları
, endüstriyel ölçekli
boyutlarda ı
sı
l iş
leme tabi tutulmuşve iş
lem sonrası
nda odun özelliklerinde meydana gelen
değiş
iklikler bazıfiziksel, mekanik ve biyolojik test yöntemleri ile belirlenmeye
çalı
ş
ı
lmı
ş
tı
r. Ayrı
ca bazıörnekler üzerinde ı
sı
l iş
lem ve emprenye iş
leminin kombine
etkisinin de performans üzerine etkileri araş
tı
rı
lmı
ş
tı
r. Böylece, bu ağaç türü odunları
nı
n
ı
sı
l iş
leme tabi tutulmasıve emprenye ile kombine etkisine iliş
kin bir veri tabanı
oluş
turulmasıhedeflenmiş
tir. Bu veri tabanı
nda yer alan bilgilerin, orman ürünleri
sanayinde değerlendirileceği ümit edilmektedir.
Dünyanı
n büyük bir kı
smıenerji tüketimini ve CO2 emisyonunu azaltmak için
sürdürülebilir yapımateryallerinin kullanı
mı
nıteş
vik etmektedir. Isı
l iş
lem uygulanmı
ş
kereste diğer yapımateryalleri ile karş
ı
laş
tı
rı
ldı
ğı
nda büyük ölçüde çevresel fayda
sağ
lamaktadı
r. Isı
l iş
lem uygulamasıboyunca kullanı
lan enerji miktarıve oluş
an CO2
miktarıözellikle PVC, alüminyum, çelik gibi materyaller ile karş
ı
laş
tı
rı
ldı
ğı
nda düş
üktür.
Ayrı
ca, Isı
l iş
lem uygulanmı
şkereste kullanı
m suresi bittiğinde enerji istasyonları
nda yakı
t
kaynağıolarak kullanı
labilir. Böylece temiz enerji sağlanı
r ve fosil yakı
tları
n kullanı
lması
durumunda fazla olan CO2 emisyonu azaltı
lmı
şolur.
Bu tezden edinilen bulgulara göre; ı
sı
l iş
lem uygulanmı
şladin, karaçam, kayı
n ve
kavak odunları
nı
n yüke maruz kalacak yerlerde kullanı
lmasıtavsiye edilmemekte, fakat
dekorasyon ve dı
ş cephe kaplamaları
nda herhangi bir sorun oluş
turmayacağı
düş
ünülebilir. Isı
l iş
lem uygulanmı
şağaç malzemelerin normal oduna göre daha düş
ük
denge rutubetine sahip olduğundan dolayıdekorasyon, dı
şcephe kaplama, havuz
kenarları
nda, birinci dereceden suyla temas eden yerlerde rahatça kullanı
labilir.
Isı
l iş
lem boyutsal stabiliteyi arttı
rdı
ğıiçin çalı
ş
manı
n istenmediği yerlerde tavsiye
edilebilir. Ladin ve karaçam odun örneklerinin emprenyesinde özellikle borik asit tavsiye
edilmektedir. Boraks ile emprenye iş
lemi teğetsel geniş
lemeyi arttı
rdı
ğıiçin tavsiye
edilmemektedir.
Yapı
lan çalı
ş
mada ladin, karaçam, kayı
n ve kavak odunları
nda ı
sı
l iş
lem ve borik
asit ile emprenye iş
lemi uygulamasısonrasımekanik değerlerde düş
üşgözlenmiş
tir. Bu
117
nedenle eğilme ve liflere paralel bası
nç direncinin (LPBD) önem kazandı
ğıkullanı
m
alanları
nda bu örnek grupları
nı
n değerlendirilmemesi gerekmektedir.
Yapı
lan ön deneme sonuçları
na göre; İ
YA türlerinde enerji tasarrufu açı
sı
ndan 212
ºC ’nin, buna karş
ı
lı
k 120 dakikalı
k uygulamanı
n fiziksel özelliklerdeki performansı
artı
rmak bakı
mı
ndan uygun olabileceği, YA türlerinde ise 190 ºC– 90 dakika
uygulaması
nı
n en optimum seçenek olacağıdüş
ünülmüş
tür. Bu nedenle emprenye edilen
tüm örnek gruplarıbu ı
sı
l iş
lem sı
caklı
k ve sürelerine tabi tutulmuş
lardı
r. Ancak, 212 ºC120 dakika uygulaması
nda İ
YA türlerinde özellikle LPBD değerlerinde önemli azalmalar
kaydedilmiş
tir. Buna göre; İ
YA türlerinde direnç değerleri optimizasyonu bakı
mı
ndan
endüstriyel ölçekte bazıyeni denemeler yapı
lmasıgerekecektir. Yani, her iki ağaç türünde,
220 ºC ve 90 dakika varyasyonunun direnç kayı
pları
nıen aza indirmek bakı
mı
ndan
endüstriyel ölçekte denenmesi yararlıolacaktı
r. Benzer sonuçlar YA türlerinde de
gözlenmiş
tir. Yani her iki YA türünde de özellikle LPBD ’inde önemli azalmalar
kaydedilmiş
tir. Buna göre, direnç kaybıoptimizasyonu bakı
mı
ndan kayı
n ve kavakta
sı
caklı
k/süre varyasyonları
nda endüstriyel ölçekte yeni denemeler yapı
lması
na gereksinim
duyulmaktadı
r.
Isı
l iş
lem sı
caklı
ğı
nı
n artı
ş
ı
na paralel olarak vida tutma direnci azalma göstermiş
tir.
Vida tutma direncinin önem kazandı
ğıyerlerde düş
ük sı
caklı
klarda ı
sı
l iş
lem uygulanmı
ş
örneklerin tercih edilmesi yerinde olacaktı
r.
Isı
l iş
lem uygulanan İ
YA ve YA türlerinde önemli derecede mantar çürüklük
dayanı
mıelde edilmiş
tir. bu durum özellikle İ
YA türlerinde ön plana çı
kmaktadı
r. Buna
göre; biyolojik dayanı
mı
n önem kazandı
ğı
, örneğin bahçe mobilyasıveya kamelya/çardak
gibi kullanı
m yerlerinde ı
sı
l iş
lemli İ
YA odunlarıkullanı
lmasıdaha yararlıolacaktı
r.
Orman endüstri sektöründe, metaller yüksek dayanı
mları
ndan dolayıahş
ap malzeme
ile temas halinde sı
kça kullanı
lmaktadı
r. Ortamda bulunan rutubet ve oksijenden dolayı
ağaç malzemeye gömülmüşolan metallerde korozyon meydana gelmektedir. Meydana
gelen bu korozyon ağaç malzemenin yı
kı
mı
nıhı
zlandı
rmaktadı
r. Ağaç malzemede
meydana gelen yı
kı
mlanmadan dolayı
, ağaç malzeme ile bağlantıelemanlarıbirbirinden
ayrı
lmakta ve bunun sonucunda kazalar kaçı
nı
lmaz olmaktadı
r. Yapı
lan çalı
ş
ma
sonuçları
na göre ı
sı
l iş
lem sı
caklı
ğ
ı
nı
n artı
ş
ıile İ
YA ve YA türlerinde korozyon değerleri
artı
şgöstermiş
tir. Bu nedenle rutubet değerlerin yüksek olduğu kullanı
m yerlerinde düş
ük
sı
caklı
klarda ı
sı
l iş
lem uygulanmı
şörnekler tercih edilmelidir.
118
Isı
l iş
lem prosesi borlu bileş
iklerin odundan yı
kanması
na sebep olmamaktadı
r.
Dolayı
sı
yla, yanma direncinin önem kazandı
ğı
, iç mekan dikmeleri, kaplamaları
, vb.
kullanı
m yerlerinde yanma direncini artı
rmak üzere borla muamele edilmişı
sı
l iş
lemli
ahş
ap malzemeler kullanı
labilir.
Çalı
ş
mada tek bir emprenye maddesi konsantrasyonu uygulanmı
ş
tı
r. Daha kapsamlı
bir araş
tı
rma için farklıemprenye maddesi ve belki daha düş
ük bor konsantrasyonları
denenmesi tavsiye edilmektedir.
Emprenye edilmiş kereste, plastikler, metaller ve beton gibi doğal döngüye
karı
ş
malarıgüç olan materyallerin kullanı
mı
nıazaltmak bakı
mı
ndan ı
sı
l iş
lem uygulanmı
ş
sürdürülebilir materyallerin kullanı
mıteş
vik edilmelidir. Bunun için yeni yasalar
hazı
rlanmalıve tüketici baskı
sıarttı
rı
lmalı
dı
r. Bunun yanı
nda doğal dayanı
klı
lı
ğıdüş
ük
ağaçları
nı
sı
l iş
lemi ile kullanı
m süreleri arttı
rı
labilir. Böylece ı
sı
l iş
lem uygulamasıticari
değeri düş
ük odun türlerine yeni kullanı
m alanlarıkazandı
rabilir.
119
7. KAYNAKLAR
Akyı
ldı
z, M.,H. ve Malkoçoğlu, A., 2001. Dogu Karadeniz Bölgesinde Yetiş
en Önemli
BazıAğaç Odunları
nı
n Vida Tutma Dirençleri. Kafkas Üniversitesi, Artvin
Orman Fakültesi Dergisi, 1, 54-60.
Anand, M., 2000. Electroheating: A Novel Process for Modifying Wood. A Thesis
Presented in Partial Fulfillment of the Requirements for the Degree of Master of
Science with a Major in Forest Products, College of Graduate Studies University,
Idaho.
Anonim, 1999. Wood Handbook, Wood as an Engineering Material. Department of
Agriculture, Forest Service, Forest Products Laboratory. 463 p. Madison, WI:
U.S.
Anş
in, R., 1988. Tohumlu Bitkiler, Gymnospermae(Açı
k Tohumlular), Cilt I, K.T.Ü.
Orman Fakültesi, Yayı
n No:112/15, Trabzon.
ASTM- D, 2006. Standard Test Methods for Mechanical Fasteners in Wood, ASTM-D
1761.
Awoyemi, L. ve Westermark, U., 2005. Effects of Borate Impregnation on The Response
of Wood Strength to Heat Treatment. Wood Sci Technol 39, 484–491.
Awoyemi, L., 2007. Determination of Optimum Borate Concentration for Alleviating
Strength Loss During Heat Treatment of Wood. Wood Sci Technol 42, 39, 45.
Awoyemi, L., Jarvis, M.,C. ve Hapca, A., 2008. Changes in Hygroscopic, Mechanical and
Surface Properties of Scottish-grown Sitka Spruce (Picea sitchensis) Wood
Subjected to Dry Heat Treatment. Paper Prepared for the 39th Annual Meeting,
Istanbul, Turkey
AWPA A7, 1993, Standard for Wet Ashing Procedures for Preparing Wood for Chemical
Analysis, American Wood Preservers. Association Standard.
Batu, F., 1978. Varyans Analizi, K.T.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, 12, 234-325.
Baysal, E., 1994. BazıBorlu ve WR Maddelerin Kı
zı
lcam Odununun BazıFiziksel
Özellikleri Üzerine Etkileri, Yüksek Lisans Tezi, K.T.Ü., Fen Bilimleri Enstitüsü,
Trabzon.
Bazyar, B., Parsapajouh, D. ve Khademieslam, H., 2010. An Investigation on Some
Physical Properties of Oil Heat Treated Poplar Wood, Paper Prepared for the 41st
Annual Meeting, Biarritz, France.
120
Bekhta, P. ve Niemz, P., 2003. Effect of High Temperature on the Change in Color,
Dimensional Stability and Mechanical Properties of Spruce Wood,
Holzforschung, 57,5, 539-546.
Berkel, A., 1970. Ağaç Malzeme Teknolojisi, Birinci Cilt, İ
.Ü. Orman Fakültesi, Yayı
n
No:1448/147, İ
stanbul.
Boke, F.,T., 2006. Heat Treatment of Wood Thermal Modification. Coford - Seminar
Wood Modification, Limerick.
Boonstra, M.,J., Acker J.,V., Tjeerdsma, B.,F. ve Kegel, E.,V., 2007. Strength Properties of
Thermally Modified Softwoods and Its Relation to Polymeric Structural Wood
Constituents. Annals of Forest Science, 64, 679-690.
Bourgois, J. ve Guyonnet, R., 1988. Characterisation Analysis of Torrefied wood, Wood
Sci. Technol. 22, 143-155.
Bozkurt, A., Y., Erdin, N. ve Ünligil, H., 1995. Odun Patolojisi Ders Kitabı
. İ
stanbul
Üniversitesi Orman Fakültesi Yayı
n No: 3878/432, 975-404-403-1, İ
stanbul.
Bozkurt, Y. ve Erdin, N., 2000. Odun Anatomisi Ders Kitabı
, D.Ü. Orman Fakültesi
Yayı
nı
, Yayı
n No: 4263/ 466, Düzce.
Burmester, A., 1973. Effect of Heat Pressure Treatmentsof Semi- Dry Wood on its
Dimentional Stability, Holz Roh-u. Werkstoff, 31,6, 237-243.
Can, A., Yı
ldı
z, S., Yı
ldı
z, Ü.,C. ve Tomak, E.D., 2010. Effects of Boron Impregnation
and Heat Treatment on the Some Physical and Mechanical Properties of Spruce
and Pine Wood, 1.UluslararasıTürk-Japon Çevre ve Ormancı
lı
k Sempozyumu,
Kası
m, Trabzon, Bildiriler kitabıII: 753-766.
Çolakoğlu, G., 2001. TabakalıAğaç Malzeme (Lisans Ders Notları
), KTÜ. Orman
Fakültesi, Trabzon, 29-30.
Çolakoğlu, G., Çolak, S., Aydı
n, İ
., Yı
ldı
z, Ü.,C. ve Yı
ldı
z, S., 2003. Effect of Boric Acid
Treatment on Mechanical Properties of Laminated Beech Veneer Lumber, Silva
Fennica, 37,4, 505-510.
Dirol, D. ve Guyonnet, R., 1993. Durability by Rectification Process. In: International
Research Group Wood Pre.
Dirol, D. ve Guyonnet, R., 1993. The Improvement of Wood Durability by Retification
Process, IRG/WP/ 40015, Section 4, 11.
Dizman, E., 2005. Kimyasal Modifikasyonun Kı
zı
lağaç ve Ladin Yongalevhaları
nda
Fiziksel, Mekanik ve Biyolojik Özelliklere Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, K.T.Ü,
Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.
121
Edvardsen, K., 1999. Sandland, K.M., Increased drying Temprature Its Influence on the
Dimensional Stabilty of Wood, Holz als Roh-und werkstoff, 57, 207-209.
Efe, H., Kasal, A., Dizel, T., Arslan, A.,R. ve Erdem, H.,E., 2009. Masif ve Lamine Ağaç
Malzemelerin (LAM) Alyan Vida Tutma Mukavemeti, Kastamonu Üniversitesi,
Orman Fakültesi Dergisi, 9,2, 95-105.
EN-113, 1996. Wood Preservatives- Determination of Toxic Values of Wood Preservatives
Against Wood Destroying Basidiomycetes Cultured on Agar Medium. European
Committee for Standardisation (CEN), Brussells, Beligum.
Ertaş
, M, 2010. BazıArtı
k Biyokütlelerin YavaşPirolizi ve Piroliz Ürünlerinin
Karakterizasyonu, Doktora Tezi, Kahraman MaraşSütçü İ
mam Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, Kahraman Maraş
.
Esteves B.,M., Velez, M.,A., Domingos, I. and Pereira, H., 2 0 0 7 b . Influence of
Steam Heating On The Properties of Pine and Eucalypt Wood, Wood Science
Technology, 41,3, 197-203.
Esteves, B.,M., Domingos, I.,J. and Pereira, H.,M., 2007a. Pine Wood Modification by
Heat Treatment in Air, BiroResources, 3,1, 142-154.
Feist, W.,C. ve Sell, J., 1987. Weathering Behavior of Dimensionally Stabilized Wood
Treated by Heating under Pressure of Nitrogen Gas, Wood and Fiber Science, 19,
2, 185-195.
Fengel, D. ve Wegener, G., 1989. Wood, Walter gruyter and Co, Berlin.
Fengel, D., 1966. On the Changes of the Wood and its Components Within the
Temperature Range up to 2000 C-Part III: Thermally and Mechanically Caused
Stracturel Changes in Spruce Wood, Holz als-Roh und Wekstoff, 24, 11, 529-536.
Fojutowski, A., Kropacz, A. ve Noskowiak, A., 2009. The resistance of thermo-oil
modified wood against decay and mould fungi. Paper prepared for the 40th
Annual Meeting Beijing, Turkey.
Ghalehno, D.,M., 2011. Changes in the Physical and Mechanical Properties of Iranian
Hornbeam Wood (Carpinus betulus) with Heat Treatment. European Journal of
Scientific Research, 51, 4, 490-498.
Giebeler, E., 1983. Dimensional Stabilization of Wood by Moisture- Heat- Prssure
Treatment, Holz Roh-u. Werkstoff, 41, 87-94.
Göker, Y., 1977. Dursunbey ve ElekdağKaraçamları
nı
n Fiziksel ve Mekanik Özellikleri
ve Kullanı
şYerleri Hakkı
nda Araş
tı
rmalar, Orman Genel Müdürü Yayı
nı
, 613622s., Ankara.
122
Goroyias, G.,J. ve Hale, M.,D., 2002. Heat Treatment of Wood Strands for OSB
Production: Effect on the Mechanical Properties, Water Absorption and
Dimensional Stability. In: Annual Meeting International Research Group on
Wood Preservation, Proceedings, Cardiff, U.K.
Gündüz, G. ve Aydemir, D., 2008. The Effect of Heat Treatment on Water Absorption and
Dimensional Stability of Anatolian Chestnut (Castanea sativa Mill.) Wood. Paper
prepared for the 39th Annual Meeting, Istanbul, Turkey.
Gündüz, G., Aydemir, D. ve Karakas, G., 2009. The Effects of Thermal Treatment on the
Mechanical Properties of Wild Pear (Pyrus elaeagnifolia Pall.) Wood and
Changes in Physical Properties. Materials and Design 30, 4391–4395.
Hafı
zoğlu, H. ve Deniz, İ
., 2011. Odun KimyasıDers Notları
, Orman Ürünleri Kimyasıve
Teknolojisi Anabilim Dalı
, Trabzon.
Helvacı
, C., 2004. Türkiye Borat Yatakları
: Jeolojik Konumu, Ekonomik Önemi ve Bor
Politikası5. Endüstriyel Hammaddeler Sempozyumu, Mayı
s, İ
zmir, Türkiye
Hill, C.,A.,S., 2006. Wood Modification:Chemical, Thermal and Other Processes,Wiley
Series in Renewable Resources, John Wiley & Sons Inc, Chichester, UK. 978-0470-02172-9, 260.
Hillis, W.E. ve Rozsa, A.N., 1978. The Softening tempratures of Wood, Holzforschung,
32,2, 68-73
Hinterstoisser, B., Schwanninger, M., Stefke B., Stingl, R. ve Patzelt, M., 2003. Surface
Analyses of Chemically And Thermally Modified Wood by FT-NIR. In: Acker,
V.J. Hill, C. The 1st European Conference on Wood ModifiCation. Proceeding of
the first International Conference of the European Society for Wood Mechanics,
Gent-Belgium.
Inoue, M., Norimoto, M., Tanahashi, M. ve Rowell, R.,M., 1993. Steam or Heat Fixation
of Compressed Wood, Wood and Fiber Science, 25,3,224-235.
Jermer, J. ve Anderson, B.,L., 2005. Corrosion of Fasteners in Heat Treated Wood
Progress Report After Two Years Exposure Outdoors. SP Swedish National
Testing and Research Institute. PO Box 857, SE 501, 15 Boras Sweden.
Johansson, D. ve Moren, T., 2 0 0 6 . The Potential of Colour Measurement for Strength
Prediction of Thermally Treated Wood, Holz als-Roh und Wekstoff, 64,2, 104110.
Jukka, A.,V., 2008. Thermally Modified Timber (TMT) Finnish ThermoWood
Association, (FTWA) COSTE 37 Aldemar Knossos Royal Village Hersonissos,
Heraklion, Crete.
Kamdem, D., Pizzi, A. ve Jermannaud, A., 2002. Durability of Heat Treated Wood. Holz
Roh Werkst, 60, 1-6.
123
Kartal, S.,N. ve Green, F., 2002. Development and Application of Colorimetric Microassay
for Determining Boron-Containing Compounds. Forest Prod J, 52,6, 75-79.
Kartal, S.,N., Hwang, W.,J. ve Imamura, Y., 2007. Water Absorption of Boron-Treated
and Heat-Modified Wood. Wood Sci Technol, 53, 454-457.
Kartal, S.N. ve Imamura, Y., 2004. Borlu Bileş
iklerin Emprenye Maddesi Olarak Ağaç
Malzeme ve Kompozitlerde Kullanı
mı
, II. Uluslar arasıBor Sempozyumu, Eylül,
Eskiş
ehir, Bildiriler kitabıII: 333-338.
Kartal, S.N., 2006. Combined Effect of Boron Compounds and Heat Treatments on Wood
Properties: Boron Release and Decay and Termite Resistance, Holzforschung, 60,
455– 458.
Kaya, S., 2009. Bor: Geleceğin Enerji Kaynağı
, AR&GE Bülten/ Sektörel.
Kı
rcı
, H., 2009. Kağı
t Hamuru Endüstrisi. Bası
lmamı
şDers Notu, K.T.Ü. Trabzon.
Kitahara, K. ve Chugenji, M., 1951. Effects of Heat Treatment on The Mechanical
Properties of Wood, J.Jap. For.Soc., 33, 414-41.
Kocaefe, D., Poncsak, S. ve Boluk, Y., 2008. Effect of Thermal Treatment on The
Chemical Composition and Mechanical Properties of Birch and Apsen,
BioResources 3, 2, 517- 537.
Koenigs, J.,W., 1974. Hydrogen Peroxide an Iron: A Proposed System for Decomposition
of Wood by Brown-rot Basidiomycetes. Wood and Fiber, 6, 66-80.
Korkut, S. ve Kocaefe, D., 2002. Isı
l İ
ş
lemin Odun Özellikleri Üzerine Etkisi. Düzce
Üniversitesi Ormancı
lı
k Dergisi 5,2, 11-34.
Korkut, S., 2008. The Effects of Heat Treatment on Some Technological Properties in
Uludağfir (Abies bornmuellerinana Mattf.) Wood, Building and Environment,
43,4, 422-428.
Korkut,S., Korkut, D.,S. ve Bekar, İ
., 2008. Okaliptüs (Eucalyptus camaldulensis Dehn.)
Odununun BazıTeknolojik Özellikleri Üzerine Isı
l İ
ş
lemin Etkisi, I. Ulusal
Okaliptüs Sempozyumu, Nisan, Tarsus, Mersin, Bildiri Kitabı
: 209-214.
Kotilainen, R., 2000. Chemical Changes in Wood During Heat Treating at 150-260 ºC,
Jyvaskyla University, PhD Thesis, Research Repot 80, Finland.
Kotilainen, R., Toivannen, T. ve Alen, R., 2000. FTIR Monitoring of Chemical Changes in
Softwood During Heating. J. Wood Chem. Technol, 20,3,307- 320.
Levan, S.,L., Ross, R.,J. ve Winandy, J.,E., 1990. Effects of Fire Retardant Chemicals on
Bending Properties of Wood at Elevated Temperatures, Forest Service Forest
Products Laboratory, Madison, WI-USA.
124
Lloyd, J.D., 1998, Borates and Their Biological Applications, The International Research
Group on Wood Preservation 29 Th Annual Meeting, IRG/WP-30178,24pp
MacLean, J.,D., 1952. Rate of Disintegration of Wood Under Different Heating
Conditions, Proceeding of American Wood Preservers Association 47, 155-168.
Malkoçoğlu, A., 2011. Mobilya Endüstrisi Ders Notu, Karadeniz Teknik Üniversitesi,
Orman Fakültesi, Trabzon.
Mazela, B., Zakı
zewski, R., Grzeskowiak, W., Cofta, G. ve Bartkowiak, M., 2003.
Preliminary Research On The Biological Resistance of Thermaly Modified Wood.
In Abstracts of the First European Conference on Wood Modification. Ghent,
Belgium.
Michiel, B., 2008. A Two-Stage Thermal Modification of Wood. Ph.D. Dissertation in
Cosupervision, Ghent University and Universite Henry Poincare.
Militz, H., 2002. Thermal Treatment of Wood: European Processes and Their Background,
IRG/WP 02-40241, 33rd Annual Meeting, Section 4, 1-17, Cardiff-Wales.
Mitchell, P.,H., 1988. Irreversible Property Changes of Small Loblolly pine Specimens
Heated in Air, N,trogen, or Oxygen, Wood and Fiber Science, 20,3, 320-355.
Norashikin, K. ve Kris, S., 2010. Durability of Heat Treated Malaysian Bamboo
Gigantochloa Scortechinii Strips. Paper Prepared for the 41st Annual Meeting,
Biarritz, France.
Nunes, T., Nobre, C. ve Welzbacher, A.,O., 2006. Termı
te Response to Oı
l-Heat-Treated
Norway Spruce, Scots Pine and Eucalyptus Wood. Paper Prepared for the 37 th
Annual Meeting, Tromso, Norway.
Nuopponen, M., 2005. FT-IR and UV Raman Spectroscopic Studies on Thermal
Modification of Scots pine Wood and its Extractable Compounds, Helsinki
University of Technology, Department of Forest Products Technology, Doctoral
dissertation, Finland.
Obataya, E. ve Tomita, B., 2002. Hygroscopicity of Heat-Treated Wood. II Reversible and
İ
rreversible Reductions in the Hygroscopicity of Wood Due to Heating. Mokuzai
Gakkaishi 48,4, 288–295.
Örs, Y., 1996. Odunun Mekanik Özellikleri, Bası
lmı
şDers Notları
. KTÜ Orman Fakültesi,
Trabzon.
Örs, Y., Atar, M. ve Peker, H., 1999. BazıEmprenye Maddelerinin Sarı
çam ve Doğu
Kayı
nıOdunları
nı
n Yoğunlukları
na Etkileri, Türk Tarı
m ve Ormancı
lı
k Dergisi,
23,5, 1169-1179.
Özçifçi, A., Altun, S. ve Yapı
cı
, F, 2009. Isı
l Iş
lem Uygulaması
nı
n Ağaç Malzemenin
Teknolojik Özelliklerine Etkisi. 5. Uluslararasıİ
leri Teknolojiler Sempozyumu,
Mayı
s, Karabük, Türkiye, Bildiri kitabı
: 210-215.
125
Rapp, A.,O. ve Sailer, M., 2000. Heat Treatment in Germany. Proceedings of Seminar
Production and Development of Heat Treated Wood in Europe, Nov. Helsinki,
Stockholm.
Rapp, A.,O., 2001. Review on Heat Treatments of Wood. Proceedings of Special Seminar
held in Antibes, cost action E22, France.
Rapp, A.O., 2000. Review on Heat Treatments of Wood. In: Proceedings of Special
Seminar held in Antibes, France.
Rowell, R.M., 2005. Handbook of Wood Chem. and Wood Composites, Taylor and
Francis, Boca Raton, FL, 487 pp.
Rozsa, M.,E. ve Fortes, M.,A., 1989. Effects of Water Vapour Heating on Structure and
Properties of Cork, Wood Sci. Technol, 23, 27-34.
Rusche, H., 1973. Thermal Degradation of Wood at Temperatures up to 200 ºC- partI;
Strenght Properties of Dried Wood After Heat Treatment, Holz Roh- u.
Werkstoff, 31, 273-281.
Sailer, M., Rapp, A. ve Leithoff, H., 2000. Improved Resistance of Scots pine and Spruce
by Application of an Oil Heat Treatment. In : International Research Group Wood
Pre, Section 4 Processes. IRG/WP 40162.
Santos, J.,A., 2000. Mechanical Behaviour of Eucalyptus Wood Modification by Heat,
Wood Science and Technology, 34,39-43.
Sarni F., Mountounet M., Puech J.,L. ve Rabier P.,H., 1990. Effect of Heat treatment of
Oak Wood Extractable Compounds. Holzforschnung, 44, 461-466.
Schmidt, O., 2006. Wood and Tree Fungi. K.T.Ü. Kütüphane, Trabzon.
Sefil, Y., 2010. Thermowood Yöntemiyle Isı
l İ
ş
lem Uygulanmı
şGöknar ve Kayı
n
Odunları
nı
n Fiziksel ve Mekanik Özellikleri, Yüksek Lisans Tezi, Karabük
Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Karabük.
Shi, J.,L., Kocaefe, D. ve Zhang, J., 2007. Mechanical Behaviour of Quebec Wood
Species Heat-Treated Using Thermowood Process, Holz als Roh-und
Werkstoff, 65,4, 255-259.
Sidorova, K., 2008. Oil Heat Treatment of Wood. MSc Sutudent in Wood Technology
Research Engineer, Division of Wood Physics, Luea University of Technology,
Skelleftea, Sweden.
Stamm, A.,J. ve Hansen, L.A., 1937. Minimizing Wood Shrinkage and Swelling: Effect of
Heating in Various Gases, Ind. Eng. Chem., 29,7, 831-833.
126
Stamm, A.,J., 1956. Thermal Degradation of Wood and Cellulose, Ind. Eng. Chem, 48,3,
413-417.
Stamm, A.,J., 1964. Wood and Cellulose Science. The Ronald Press Company, 317- 320,
New York-USA.
Sustersic, T., Mohareb, A., Chaouch, M., Petrissans, M., Petric, M. ve Gerardin, P., 2010.
Development of Markers to Predict Decay Durability of Heat Treated Wood.
Paper Prepared for the 41st Annual Meeting Biarritz, France.
Sweet, M.,S. ve Winandy, J.,E., 1999. The Influence of Degree of Polymerisation of
Cellulose and Hemicellulose on the Strength Loss of Fire-Retardant-Treated
Wood”, Holzforschung, 53,3, 311-317.
T.S.E. 1998. Ahş
ap Emprenye Maddeleri Etkilerinin Muayene Metodları
, TS 345, Türk
StandartlarıEnstitüsü, Ankara.
T.S.E., 1978. Odunun Statik Eğilmede Elastikiyet Modülünün Tayini, TS 2478, Ankara.
T.S.E., 2005. Odunun mekanik ve Fiziksel özellikleri tayini, TS-2472, Türk standartları
enstitüsü, Ankara.
Talei, A., Yaghoobi, K. ve Naghi, K.A., 2010. Comparative Study of Heat Treatment of
Beech Wood in Hot Water and Steam Medium. Poster paper prepared for 41 st
Annual Meeting, Biarritz, France.
Teiemann, H.,D., 1920. Effect of Different Methods of Drying on The Strenght and
Hygroscopicity of Wood, 3 rd ed, the Kiln Drying of Lumber, Lippincott Co.,
Philadephia, PA.
Tjeerdsma, B., 2005. Militz, H., Chemical Changes in Hydroheat Wood: FTIR Analysis of
Combined Hydroheat and Dry Heat-Treated Wood. Holz Roh- Werkst. 63, 102111.
Toker, H., 2007. Borlu Bileş
iklerin Ağaç Malzemenin BazıFiziksel Mekanik ve Biyolojik
Özelliklerine Etkilerinin Belirlenmesi. Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Fen
Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Tomak, E.D. ve Yı
ldı
z, Ü.C., 2010. Odunun Kimyasal Modifikasyonu, III. Ulusal
Karadeniz Ormancı
lı
k Kongresi, Mayı
s, Artvin, Bildiriler KitabıIV: 1681-1690.
Ünaldı
, Ü.,E., 2004. Nesli Tehlikedeki Ağaç: Ehrami Karaçam (Pinus Nigra ssp.
Pallasiana var. Pyramidata), Fı
rat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 14, 1, 6780.
URL-1,http://www.novawood.com.tr/images/Brosurler/novawoodKatalog2011.12Nisan
2011.
URL-10, http://www.novawood.com.tr/images/Brosurler/novaElkitabi.pdf. 20 Ocak 2011.
127
URL-2, www.vtt.fi/rte/wmt/index.htm Heat Treatment of wood. 11 Eylül 2010.
URL-3, http://www.novawood.com.tr/ı
sı
l iş
lem. 18 Aralı
k 2010.
URL-4, http://www.emprenye-basinclikaplar.com/emprenye. 11 ocak 2011.
URL-5, Bor Raporu, http://www.maden.org.tr/resimler/ekler/6358599b7afb250_ek.pdf?
tipi=5&turu=R&sube=0. 25 Ocak 2010.
URL-6, Tübitak Bor Raporu, http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/vizyon2023/
mm/Ek2h.pdf. 25 Ocak 2010.
URL-7, 2010 Yı
lıBor Sektör Raporu, http://www.etimaden.gov.tr/tr/yat%4b1r%c4%b1m
/borsekt%c3%b6rraporu_2010.pdf. 08 Mayı
s 2011.
URL-8, http://www.tirebor.com 20 ş
ubat 2011.
URL-9, www. rehber.ihya.org/yenirehber/borik-asit.html. 17 mart 2011.
Viitanen, H. ve Kortelainen, S.,M., 2010. Testing of Decay Resistance of Sapwood and
Heartwood of Thermally Modified Scots pine and Norway spruce. Paper prepared
for the 41st Annual Meeting, Biarritz, France.
Viitaniemi, P., 1997. Thermowood-Modified Wood for Improved Performance, In:
Proceedings of Wood the Ecological Material the 4th Euro-wood symposium,
Stockholm, 22-23.
Vital, B., R., Lucia R.,M. ve Euclides, R.,F., 1983. Effect of Heating on Some Properties
of Eucalyptus saligna wood. Revista-Arvore, 7,2, 136–46.
Vmden, P. ve Romero, J., 1977. Developments in the Application of Organic Boron
Compounds, The Second International Conference on Wood Protection With
Diffusible Preservatives and Pesticides, Forest Products Society, 119-126,
Madison.
Welzbacher, C.,R. ve Rapp, A.,O., 2002. Comparison of Thermally Modified Wood
Originating From Four Industrial Scale Processes – Durability. Paper prepared for
the 33. Annual Meeting, Cardiff, Wales.
Yaltı
rı
k, F. ve Efe, A.,2000. Dendroloji Ders Kitabı
, Gymnospermae-Angiospermae,
Üniversite Yayı
n No: 4265, Fakülte Yayı
n No : 465, İ
stanbul.
Yaş
ar, S., 2009. Kı
zı
lçam (Pinus brutia ten.) Ekstraktif Maddelerinde Isı
l Iş
lem
UygulanmasıSonucu Oluş
an Renk Değ
iş
imleri Üzerine Araş
tı
rma. Süleyman
Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, A/1, 95-100.
128
Yı
ldı
z, S., 2002. Isı
l iş
lem uygulanan Doğ
u Kayı
nıve Doğu Ladini Odunları
nı
n Fiziksel
Teknolojik ve Kimyasal Özellikleri, Doktora Tezi, K.T.Ü., Fen Bilimleri
Enstitüsü, Trabzon.
Yı
ldı
z, S., Çolakoğlu, G., Yı
ldı
z, Ü.,C., Gezer, E.,D. ve Temiz, A., 2002. Effects of Heat
Treatment on Modulus of Elasticity of Beech Wood, Paper Prepared for the 33.
Annual Meeting, Cardiff, U.K.
Yildiz, S., Gezer, E.,D. ve Yildiz, Ü.,C., 2006. Mechanical and Chemical Behavior of
Spruce Wood Modified by Heat. Building and Environment 41, 1762–1766.
Yildiz, S., Yildiz, Ü.,C. ve Tomak, E.,D., 2010. The Effects of Natural Weathering on The
Properties of Heat Treated Alder Wood. Paper Prepared for The 41st Annual
Meeting, Biarritz, France.
Yı
ldı
z, Ü.,C., Gerçek, Z., Serdar, B., Yı
ldı
z, S., Gezer, E.,D., Dizman, E. ve Temiz, A.
2004. The Effects of Heat Treatment on Anatomical Changes of Beech Wood.
Paper Prepared for the 35 th Annual Meeting Ljubljana, Slovenia.
Yı
ldı
z, Ü.,C., 2010. Odun Koruma. Bası
lmamı
şDers Notu, KTÜ, Trabzon.
129
ÖZGEÇMİ
Ş
10.01.1987 yı
lı
nda Trabzon’da doğdu. İ
lk ve orta öğ
renimini Trabzon’da tamamladı
.
Lise öğrenimini 2003 yı
lı
nda Bursa İ
negöl lisesinde bitirdi. 2004 yı
lı
nda Karadeniz Teknik
Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü’ne kayı
t yaptı
rdı
.
2008 yı
lı
nda bu bölümden Orman Endüstri Mühendisi unvanıile mezun oldu. Aynıyı
l
içinde KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman Endüstri Mühendisliği Anabilim Dalı
nda,
Orman Biyolojisi ve Odun Koruma Teknolojisi Bilim Dalı
nda yüksek lisans eğitimine
baş
ladı
. Orta derece İ
ngilizce bilmektedir.

Benzer belgeler