02 Bıl m 02

Transkript

02 Bıl m 02
I. fiEHR‹N ADI (AFYON DE⁄‹L, AFYONKARAH‹SAR)
‹brahim YÜKSEL*
Hemen belirtmekte yarar vard›r ki ilimizin ad›, yayg›n olarak kullan›ld›¤› flekliyle AFYON de¤il, AFYONKARAH‹SAR’d›r. Afyonkarahisar ad› da ilde yo¤un
olarak yetifltirilmekte olan AFYON (haflhafl) bitkisi ve yaklafl›k 3 bin 350 y›ll›k tarihe sahip olan Kale’sinin Türk egemenli¤indeki ad› olan KARAH‹SAR’›n birlefliminden meydana gelmektedir.
“Afyon” t›pta ilaç yap›m›nda kullan›lan
haflhafl bitkisinin öz suyudur. Latincede
Opium, Yunancada Opion denilen afyon
(haflhafl) bitkisinin Orta Anadolu’da Hititler
döneminden (M.Ö. 2000 y›llar›) beri ekildi¤i1 bilinmekte ise de üzerinde haflhafl kabartmas› bulunan Synnada (fiuhut) kentine
ait sikke M.Ö. 2. Yüzy›ldan itibaren Afyonkarahisar ilinde haflhafl ekildi¤ini belgelemektedir. Bunun yan› s›ra “Afion” adl›
kad›na ait Roma döneminden kalma bir
mezar tafl› “Afyon” kelimesinin o dönemlerden beri kullan›ld›¤›n›n göstergesidir.2 Latince öz su anlam›na gelen opium, zamanla
yaz›l›fl ve söyleniflte de¤iflikli¤e u¤rayarak
ofium, afiom, afion ve afyon olmufltur.3
Haflhafl (Afyon) Bitkisi.
* Gazeteci
1 Eren Akçiçek, “Anadolu T›p Tarihinde ve Halk Hekimli¤inde Haflhafl”, 3. Afyonkarahisar Araflt›rmalar› Sempozyumu Bildirileri, Afyon 1994, s 62.
2 Bk. Bu eserin “ilk yerleflimden Türk Egemenli¤ine
Kadar Afyon’du Sanat” bölümü.
3 Tarih ‹çinde Afyon 1982, Afyon 1983, Arka Kapak.
Hitit Kral› II. Murflil’in Arzava Seferi s›ras›nda (M.Ö. 1344) yerden 226 metre yükseklikteki trakit bir kaya kütlesi üzerine askerlerine s›¤›nak olarak yapt›rd›¤› Hapanova Kalesi (Yüksek Tepe fiehri)’nin Afyonkarahisar Kalesi’ne yerini verdi¤ine kuflku
yoktur.4 Frigler döneminde Hapanova Kalesi’nin eteklerine bir köy olarak kurulan
flehrin bilinen klasik ça¤lardaki en eski ad›n›n Akronio oldu¤u san›lmaktad›r. Eski Yunanca metinlerde böyle geçmektedir. Romal›lar döneminde bu ad›n gerek paralar
üstünde ve gerekse Latince kitabelerde ve
di¤er kaynaklarda Akronium fleklinde yaz›ld›¤› anlafl›lmaktad›r. Akroenes, Akroenos, Latince fleklinin halk aras›nda ve daha sonra
Bizansl›lar dönemindeki bozulmufl, de¤ifltirilmifl fleklidir.5
1071 Malazgirt Savafl›’ndan sonra Anadolu’nun kap›lar›n›n Türklere aç›lmas›n›n
ard›ndan Selçuklular döneminde Sultan I.
Mesut’un emri ile Akronium Kalesi’nin
eteklerine Karaflar Türkleri’nin yerlefltirilmesinden (1147-1157) sonra Kale’ye Karahisar ad› verilmifltir.6 Kale’ye Karahisar (Kara Kale) ad›n›n, bazalt ve trakit kayalar
üzerinde bulunuflu ve heybetli kara görünüflü nedeniyle verildi¤i genelde kabul
edilmekle birlikte, eteklerine yerlefltirilen
Karaflar Türkleri nedeniyle bu ad›n verildi¤i düflünülebilir.7 Çünkü, günümüzde bile
4 Süleyman Gönçer, Afyon ‹li Tarihi, I, ‹zmir 1971, s 52.
5 Afyon ‹l Y›ll›¤› 1967, ‹stanbul 1968, s. 87.
6 Gönçer, a.g.e., s. 255. Ayr›ca bak›n›z: Mustafa Kafal›,
“Tarihi Yap›s› ‹çinde Afyonkarahisar’›n Yeri”, V. Afyonkarahisar Araflt›rmalar› Sempozyumu Bildirileri, Afyonkarahisar
2000, s. 18. Ahmet ‹lasl›, “Tarihi ve Turistik Yönleriyle Karahisar Kalesi”, Beldemiz Afyon Dergisi, say› 2, (Nisan-Haziran
1985), s. 8.
7 ‹brahim Yüksel, “fiehrimizin Ad› Nereden Geliyor”,
Beldemiz Afyon Dergisi, Say› 1, (Ocak-Mart 1985), s. 12.
Anadolu’nun Kilidi AFYON
45
Karahisar Kalesinin Bir Gravürü
Afyonkarahisar’›n ilçe ve köylerinde yaflayan vatandafllar Afyonkarahisar’a “Gareyser”, “Garesser” veya “Garaser” demektedirler ki bu sözcüklerin “Karaflar” ile ses
benzerli¤i araflt›rmac›lar› böyle bir düflünceye yöneltmektedir.8
Selçuklu hükümdarlar›ndan I. Alaaddin Keykubat’›n tahta ç›kar ç›kmaz bafllatt›¤› kale onar›mlar› kapsam›nda Karahisar
Kalesi de esasl› bir biçimde onar›lm›fl9, daha sonra Karahisar ve havalisi 1288’de ölen
ünlü Selçuklu Veziri Sâhib Ata Fahreddin
Ali’ye, ›kta10 olarak verilmifltir. Bu dönemde Karahisar’a Anadolu’daki di¤er karahisarlardan ayr›lmas› için Sahip Ata Fahreddin Ali’nin “Sâhip” ünvan›ndan ötürü11
“Karahisâr-› Sâhip” ad› verilmifltir. Sahip kelimesi, Selçuklu devrinde vezir anlam›nda
kullan›lmaktad›r.12 Karahisâr-› Sâhip de
“Vezirin Karahisar›”, yani “Sahipata Fah8 Ahmet Tunca, “Selçuklu Devleti Zaman›nda Afyon
ve Kad›nanalar”, 1. Afyonkarahisar Araflt›rmalar› Sempozyumu Bildirileri, Afyon 1990, s. 115
9 Gönçer, a.g.e., s. 255.
10 Padiflah›n bir miktar topra¤› birine mülk olarak veya
gelirinden faydalanmak üzere vermesi. (Mustafa Nihat Özön,
Osmanl›ca/Türkçe Sözlük, ‹stanbul 1973, s. 299.)
11 Osman Turan, Selçuklular Zaman›nda Türkiye, ‹stanbul 1971, s. 565.
12 Kafal›, a.g.m., s. 18
46
Anadolu’nun Kilidi AFYON
reddin Ali’nin Karahisar›” anlam›na gelmektedir. Bu dönemde kentin bir di¤er ad›
da “Karahisâr-› Devle”dir. Baz› kaynaklara
göre kente Karahisâr-› Devle ad›, Sâhip Ata
Fahreddin Ali’nin “Fahrü’d-devle” unvan›n›n yan› s›ra hazinelerini Afyonkarahisar
Kalesi’nde korumas›ndan dolay› verilmifltir. 13 Bir baflka kayna¤a göre ise, Sâhip Ata
Fahreddin Ali’nin torunlar›ndan Muzafereddin Devle’nin ad›na izafeten kente Karahisâr-› Devle denilmifltir. 14
1429 y›l›nda Osmanl›lar’›n egemenli¤ine girmesinin ard›ndan, II. Bâyezid döneminde tutulan tahrir defterinde ilin ad›,
“Karahisar” olarak geçmekte; Kânunî dönemi tahrir defterlerinde ise genellikle “Karahisâr-› Sâhip” fleklinde kaydedilmektedir.15 Hicri 1044 (Miladi 1635) y›l›ndan bafllayan fleriye sicillerinden “Karahisar”a “Afyon” kelimesinin eklendi¤i ve Afyonkarahisar olarak an›lmaya baflland›¤› anlafl›lmaktad›r.16 Ünlü Gezgin Evliya Çelebi de
13 Turan, a.g.e., s. 565.
14 ‹smail Hakk› Uzunçarfl›l›, Osmanl› Tarihi, Ankara
1982, s. 63.
15 Mustafa Karazeybek, “Osmanl›lar Döneminde ‹darî
Yap›”, Afyonkarahisar Kütü¤ü, I, Ankara 2001, s. 188.
16 Edip Ali Bak›, Afyonkarahisar’da 17. Ve 18. As›rlarda
Meçhul Halk Tarihinden, Afyon 1951, s. 6.
1671’de ziyaret etti¤i ve Seyahatname’sinde “Evsaf› Kal’ai senkbar flehri Afyonkarahisar” olarak nitelendirdi¤i Afyonkarahisar’dan “Afyonu halk›na galib, flehrine Karahisar Sahip derler. Defterhanei Sultanide böyle
tahrir olunup, cemi-i evamirlerde dahi böyle
terkim olunur...” diye söz etmektedir.17 Buna
ra¤men Osmanl› dönemi arfliv belgelerinde
ilin ad› Afyonkarahisar de¤il, Karahisâr-›
Sâhip olarak geçmektedir. Devlet merkezinde tutulan kay›tlarda sanca¤›n ad› Karahisâr-› Sâhip, sancak merkezinin ad› ise Karahisar veya Karahisâr-› Sâhip olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Sadece sancak merkezi
olan Karahisar’da tutulan fleriye sicillerinde birkaç yerde Afyonkarahisar ad› geçmektedir ki bu da Osmanl›lar döneminde
Afyonkarahisar ad›n›n yöresel olarak kullan›ld›¤› kan›s›n› uyand›rmaktad›r.18
Kentin ad› Cumhuriyet’in ilk y›llar›nda
Kale ve afyon bitkisinin birleflimiyle oluflan
“Afyonkarahisar”d›r.
Nitekim
TBMM’nce Cumhuriyet’in ilk y›llar›nda ç›kar›lan baz› yasalarda19 ilin ad› Afyonkarahisar olarak geçmektedir. Büyük Atatürk,
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 15-20 Ekim
1927 tarihleri aras›nda toplanan ‹kinci
Büyük Kongresi’nde okudu¤u büyük “Nutuk”unun 34 ayr› yerinde Afyonkarahisar
ismini bizzat kullanm›flt›r.20 Atatürk Milli
Mücadele’den sonra ili ziyaretlerinde de
yine ilin ad›n› Afyonkarahisar olarak zikretmifltir. Büyük Taarruz’un bafllat›ld›¤› yer
olan Kocatepe’de 1953 y›l›nda yapt›r›lan kitabede21 de ilin ad›ndan Afyonkarahisar
olarak söz edilmektedir. Ancak nas›l ve ne
zaman oldu¤unu kimsenin bilmedi¤i bir
biçimde ve büyük bir olas›l›kla uzunlu¤u
nedeniyle ilin ad›ndan “Karahisar”›n at›ld›¤›, yaz›l›fl ve söyleniflindeki kolayl›k yüzünden “Afyon” olarak an›lmaya baflland›¤› görülmektedir. 1920’li y›llarda ç›kar›lan
kanunlarda “Afyonkarahisar” ad› birleflik
yaz›l›rken, 1930’lu y›llarda ç›kar›lan kanunlarda “Afyon Karahisar” olarak ayr›
yaz›lmaya bafllanm›fl ve belki de bilinmeden, Karahisar’›n at›lmas›na zemin haz›rlanm›flt›r. Yap›lan araflt›rmalarda ilin Afyonkarahisar olan ad›n›n Afyon olarak de¤ifltirildi¤ine iliflkin bir kanun ya da kararname bulunmad›¤› gibi bu durum ‹çiflleri
Bakanl›¤› taraf›ndan da onaylanmaktad›r.22
17 Evliya Çelebi Seyahatnamesi Anadolu, Suriye, Hicaz
(1671-1672), IX, ‹stanbul 1935, s. 29.
18 Afyon Kocatepe Üniversitesi Tarih Uzman› Mustafa
Kara Zeybek ile yap›lan görüflme. Afyonkarahisar 08.10.2003
19 7/3/1921 tarih ve 5 say›l› Resmi Gazete’de yay›nlanan 97 Say›l› “Taflucu, Silifke, Mut, Karaman ve Afyonkarahisar, Sand›kl›, Dinar, Baladiz Tariklerinin Turuku Umumiye Meyan›na ‹thaline Dair Kanun”, 280 Say›l› “Anadolu
Ba¤dat ve Uflak-Afyonkarahisar Demiryollar› Tarifeleri
Hakk›nda Kanun”, 23/2/1925 tarih ve 84 Say›l› Resmi Gazete’de yay›nlanan 547 Say›l› “Afyonkarahisar Vilayeti Hareketi Arz Musahibinin ‹htiyac›na Sarfolunmak Üzere Maliye Bütçesinin Masarifi Gayri Melhuza Fasl›na 50 Bin Lira
‹lavesine Dair Kanun”, 4/4/1933 tarih ve 2134 Say›l› Resmi
Gazete’de yay›nlanan “Afyon Karahisar-Antalya Demiryolunun ‹nflas›na Dair kanun”, 3/7/1934 tarih ve 2742 say›l›
Resmi Gazete’de yay›nlanan 2742 Say›l› “Afyon Karahisar›’ndaki Zafer Heykelinin Gümrük Vesair Resimlerinden ‹stisnas› Hakk›nda Kanun”, 22/12/1934 tarih ve 2886 Say›l›
Resmi Gazete’de yay›nlanan 2612 Say›l› “Afyon KarahisarAntalya Demiryolunun ‹nflas›na Dair 2134 Numaral› Kanuna Ek Kanun”
20 Muzaffer Dilek, “Afyonkarahisar Vilayetinden Afyon ‹li’ne”, Cumhuriyet Gazetesi, Say› 28447, (26 A¤ustos
2003), s. 17.
21 “TÜRK‹YE BÜYÜK M‹LLET MECL‹S‹ RE‹S‹ BAfiKUMANDAN GAZ‹ MUSTAFA KEMAL (ATATÜRK) KARARGÂHINI 25.8.1922 GÜNÜ BURADA, KOCATEPE’DE,
KURDU. 26.8.1922 SABAH SAAT 4.30 DA TÜRK ORDULARINA DÜfiMANA TAARRUZ EMR‹N‹ VERD‹. BOZULAN YUNAN ORDUSUNU, 30.8.1922 GÜNÜ DUMLUPINAR MEYDAN MUHAREBES‹NDE YOK ETT‹. ORDULAR! ‹LK HEDEF‹N‹Z AKDEN‹ZD‹R, ‹LER‹! EMR‹LE
9.9.1922 GÜNÜ YUNANLILARI DEN‹ZE DÖKTÜ. AFYONKARAH‹SAR V‹LAYET‹ HALKI, EBED‹ HATIRASINA fiÜKRANLARINI SUNAR. 26.8.1953”
22 ‹çiflleri Bakanl›¤› ‹ller ‹daresi Genel Müdürlü¤ü’nün Afyon Valili¤i’ne yazd›¤› 19/08/2003 tarih ve
B050‹L‹0060002.502-03/4165 say›l› yaz›: “... Bakanl›¤›m›z
kay›tlar›nda yap›lan inceleme sonucu ‘Afyonkarahisar’ isminin ‘Afyon’ olarak de¤ifltirildi¤ine dair Kanun ya da Kararnameye rastlan›lmam›flt›r. Ancak daha sonra ilçe kurulmas› ile ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi taraf›ndan kabul edilen çeflitli kanunlarda ilin ad› ‘Afyon’ olarak
zikredilmektedir.”
Anadolu’nun Kilidi AFYON
47
Oysaki, Afyonkarahisar kenti, Kale’siyle özdefltir. Kentin kuruluflundan önce Kale
yap›lm›fl, daha sonra bu Kale’nin eteklerinde flehirleflme bafllam›flt›r. Kentin tarihsel
süreci içerisinde Karahisar Kalesi hep ön
planda olmufltur. Dünyada ülkeler ve flehirler, kendi adlar› üzerine tarih yaratmaya
çal›fl›rken, bafltan bafla tarih olan “Karahisar”›n ilin ad›ndan at›lmas› üzücüdür.23 Yak›n bir geçmiflte, Antep, Urfa ve Marafl illeri, Milli Mücadele’deki çabalar›n›, isimlerinin önlerine “Gazi”, “fianl›” ve “Kahraman” ekleyerek Gaziantep, fianl›urfa ve
Kahramanmarafl olarak tescil ettirirken ilimizin ad›n›n Afyonkarahisar’dan Afyon’a
dönüfltürülmüfl olmas› tescilli bir tarihin
inkâr› anlam›na gelmektedir. Üstelik, her
ne kadar Afyonkarahisar’daki köylüler ve
haflhafl üreticileri, haflhafla genellikle “afiyan”, “afiyon”, “afyon” demekte iseler de
ülke genelinde afyon, uyuflturucu bir
madde olarak bilinmekte ve flehrin ad›n›n
bir uyuflturucu maddeyi ça¤r›flt›rmas› da
duyarl› insanlar› ve rahats›z etmektedir.24
fiehirler, tarihleri ve tarih içindeki ifllevleri
ile bir bütündür. Afyonkarahisar ilinin
ad›n›n Afyon olarak an›lmas› halinde bu
ismin yeterince tan›mlay›c› ve kapsay›c›
olmad›¤› aç›kt›r.25 Afyonkarahisar ad›
uzun olmas›na ra¤men anlaml›d›r, ahenklidir; de¤iflmemelidir, de¤ifltirilmemelidir.26 ‹lin ad›n›n Afyonkarahisar biçiminde kullan›lmas› daha do¤ru, anlaml› ve
doyurucu oldu¤u gibi, tarihsel geliflimine
de uygundur.27
23 ‹brahim Yüksel, “Afyonkarahisar Folkloründe
Karahisar Kalesi”, 1. Afyonkarahisar Araflt›rmalar› Sempozyumu Bildirileri, Afyon 1990, s. 61.24 “...Yak›n zamana kadar
Karahisar-› Sâhib veya Karahisar-› Devle ad›n› tafl›rken
zaman›m›zda pek de güzel olmayan Afyon ismi
yerleflmifltir.” (Turan, a.g.e., s. 565.)
25 Dilek, a.g.m., s 17.
26 Afyon ‹l Y›ll›¤›, s.87.
27 ‹brahimYüksel-Recep Yaflayacak, Afyonkarahisar
Halk Bilimi, Ankara 2003, s. 14.
48
Anadolu’nun Kilidi AFYON
‹lin ad›n›n Afyonkarahisar’dan Afyon’a
dönüfltürülmesine iliflkin bir kanun ya da
kararname bulunmamas›na ra¤men, Karahisar’›n iadesi, baflka bir deyiflle ilin kullan›mdaki ad› olan Afyon’un Afyonkarahisar
olarak de¤ifltirilmesi için 2003 y›l›nda Vali
Muzaffer Dilek’in önderli¤inde bir çal›flma
bafllat›lm›flt›r. Bu çal›flma kapsam›nda yap›lacak yasal bir düzenlemeye esas olacak
metin, Afyon Valili¤i’nin de katk›s› ile haz›rlanarak “Afyon ilinin ad›n›n ‘Afyonkarahisar’ olarak De¤ifltirilmesi Hakk›nda Kanun Teklifi” Afyonkarahisar Milletvekilleri taraf›ndan TBMM’ne sunulmufltur. Kanun teklifinin genel gerekçesinde “fiehrin ete¤inde kuruldu¤u ‘kalenin’ ve ilin ekonomik aç›dan sembolü haline gelmifl olan ‘afyon’ bitkisinin müflterek ad olarak kullan›lmas› hem tarihe karfl› bir
vefa, hem de halk›n geçim kaynaklar›ndan birisi
olan afyon tar›m›na verilen önemi gösterecektir.
Ayr›ca Kurtulufl Savafl› y›llar›ndaki ad›yla an›lacak flehir, fianl›urfa, Kahramanmarafl ve Gaziantep illerimiz gibi Millî Mücadele ile özdeflleflmifl olacakt›r.” görüfllerine yer verilirken,
özel gerekçesinde ise “Afyon ilinin tarihsel
kimli¤i ile an›lmas›n› sa¤laman›n amaçland›¤›”
belirtilmektedir. Tasar› yasalaflt›¤› takdirde,
asl›nda hiçbir yasal dayana¤› olmadan de¤ifltirilmifl olan Afyonkarahisar ad› bir kez
daha yasal ve asl›na uygun olarak tescillenmifl olacakt›r.
Afyon Kalesi
II. ‹LK YERLEfi‹MDEN
TÜRK EGEMENL‹⁄‹NE KADAR AFYON
Ahmet ‹LASLI*
Anadolu, kapal› bölge ve do¤u bat›
uzant›s› olmak üzere iki özellikli bir co¤rafyaya sahiptir. Bu co¤rafya, Afyon’da da bu
özelliklerini vermifltir. Binlerce y›ld›r Afyon, kendi içinde yerel özelliklerini, do¤ubat›, hatta kuzey-güney aras›nda bir köprü,
geçit özelli¤ini korumaktad›r ve intikal bölgesi olarak bilinmektedir.
Eski Tunç döneminden itibaren her dönemde Afyon, Anadolu genelinde görünen
özellikler içinde, yerel kültürel özellikler
gelifltirmifltir. ETÇ’nin Kusura B evresinde
Kusura tipi kap, Hitit döneminde yerel
kaplar, Frig döneminde Ana Tanr›ça Kübele için kaya tap›naklar›, Roma döneminde
yerel heykelcilik, hemen sayabilece¤imiz
birkaç özelliktir.
Geçifl, kavflak bölgesi olmas› nedeniyle
Hititler, Arzava Seferi’ne giderken buradan
geçmifller; Frigler, sonunda Afyon’a gelip
yerleflmifller; Persler, Apemeia’y› merkez
edinmifller; Büyük ‹skender’in generalleri
burada savaflarak (‹psos savafl›) Anadolu’yu paylaflm›fllar; Roma ticari yollar›, Afyon’da buluflmufl; Bizanslar, Amerioum’u
Anadolu askeri üssü yapm›fllar; Araplar ve
Türkler, Anadolu’nun al›nmas›n›n, Afyon’un al›nmas›yla mümkün olaca¤›n› düflünerek, buraya sald›rm›fllar; Türkler kendileri için yurt edinmelerini sa¤layan Miryokefolon savafl›n› burada yapm›fllar; Haçl› seferleri buradan geçirilmek istenmifl;
Selçuklular üs olarak kullanm›fllar; Osmanl›lar, Anadolu’nun Osmanl›laflmas› için Karamano¤ullar›’na buradan sald›rm›fl; Ana-
dolu’ya egemen olmak isteyen Yunanl›lar,
burada üslenmifller; Büyük Taarruz Savafl›
burada olmufltur.
A) M.Ö. III. ve II. Binde Afyon
M.Ö. 3000-2000 y›llar›n› kapsayan Eski
Tunç döneminden itibaren Afyon ilinde,
yo¤un bir yerleflim oldu¤u görülüyor. Hemen hemen her köyde bir höyük veya düz
yerleflim bulmak mümkündür. Özellikle
höyük yerleflimlerinin Eski Tunç dönemiyle bafllad›¤›n›, yapt›¤›m›z araflt›rmalarla belirlemifl bulunmaktay›z.
Bunlardan en önemlisi Kusura Höyük’tür. 1935-37 y›llar›nda kaz›s› yap›ld›¤›
için, ilk tan›nan arkeoloji merkezlerinden
biridir. Kurusa A ve B evreleri, bu dönem
için önemli bir yerleflim yeridir.
Bunun d›fl›nda Müze Müdürlü¤ü’nce
1950’li y›llarda Karacaahmet Höyük ete¤inde, küp mezarl›¤›; 1983-1984 y›llar›nda
Burhaniye Kakl›k düz yerleflim ve mezarl›¤›; 1987-1990 y›llar›nda Karao¤lan Höyü¤ü
kaz›lar› yap›lm›flt›r. Bu kaz›larla, ‹limizin
ETÇ dönemi özellikleri ortaya ç›km›flt›r.
Ayr›ca Roma dönemi heykel definesi bulunan Koval›k Höyük’te yap›lan küçük bir
kaz› çal›flmas›yla, ETÇ döneminin varl›¤›
saptanm›flt›r.
Kaz› d›fl›nda, ilimizin hemen her ilçesi,
beldesi ve köyünde bir höyük veya düz
yerleflim yeri bulunmaktad›r. Bu yerler, insanlar taraf›ndan genellikle tar›m alan› olarak kullan›ld›¤› için bu çal›flmalar s›ras›nda
bulunan say›s›z eser, Müze’ye getirilmifltir.
* Arkeolog, Afyon Müzesi Uzman›
Anadolu’nun Kilidi AFYON
49
M.Ö. III - II bin Yerleflimleri
‹limizde tunç iflletme atölyeleri bugüne
kadar bulunamam›flt›r. Bulunmam›fl olmas›
tunçun bu bölgede kullan›lmam›fl oldu¤unu göstermez. Çünkü bu dönemlerde art›k
insanlararas› al›fl verifl yo¤unlaflt›¤› için takas yöntemi ile her fley rahatl›kla al›n›p verilebiliyordu. Hatta bu ça¤›n sonlar›ndan
itibaren Anadolu, bir ticaret merkezi olmufl, ticaret uluslararas› boyuta ulaflm›flt›r.
Bu ticaretin bir sonucu olarak Anadolu insan› çivi yaz›s›n› ö¤renmek zorunda kalm›flt›r. Bu yaz› ile birlikte karfl›l›kl› yap›lan
50
Anadolu’nun Kilidi AFYON
anlaflmalar için kullan›lan silindir mühür
tekni¤i de ö¤renilmifltir. Asl›nda Anadolu,
Neolitik Ça¤’dan itibaren damga mührünü
kullanmaktad›r. Bu damga mühürlerden
gamal› haç motifli mühür, müzede bulunmaktad›r. Piflmifl toprak, tafl ve metalden
bu tür damga mühürleri yap›lm›flt›r.
Tunçtan yap›lan eflyalar aras›nda çok say›da balta, b›çak, kama, ok ucu , ustura gibi öldürücü ve kesici aletler; b›z, çuvald›z gibi delici aletler; dikifl ve süs i¤neleri gibi araçlar;
kirman/i¤ gibi dokuma aleti bulunmufltur.
Eskiden gelen bir kullan›m tafl ve türünden yap›lma el baltas›, balyoz, çekiç, b›çak türü aletler, çok ince perdahlanm›fl, dilimlenmifl veya delinmifl olarak kullan›lm›flt›r.
Hayvan kemiklerinden alet yapma gelene¤i de yine eskiden gelen bir kullan›m biçimi olup delici alet veya metal alet sap› olarak kullan›lm›fl, hatta Kusura’da davul tokma¤› ve süs çekici olarak da kullan›lm›flt›r.
En çok kulland›klar› eflya, topraktan yap›lan eflyalard›r. ETÇ-I döneminde Kusura A
evresinde kilden yap›lan çanak, çömlek, testi, bardak türü eflyalar, ellerle biçimlenip
Gamal› Hac Motifli Mühür (ETÇ)
güneflte kurutularak kullan›lmaktayken,
Kusura B evresiyle birlikte güneflte kurutulmak yerine, piflirilerek sa¤lamlaflt›r›lmas›n›
ve metali bildikleri, ondan kap kacak yapt›klar› için metalik özellik verilmek üzere,
perdahlamas›n› ö¤renmifllerdir. Kullan›lan
kap kaca¤›n çeflitleri art›r›lm›fl, et kal›nl›klar› (cidarlar›) incelmifl, üzerleri süslenmifltir.
Kullan›m amac›na yönelik kulplu, çift kulplu veya kulpsuz bardaklar, içki kaplar›;
kulplu veya kulpsuz çanaklar, kâseler;
kulplu veya emzikli testiler; çift, dört kulplu veya tutamakl› (ipdelikli) çömlekler; sürahi veya vazolar; ikili , üçlü veya dörtlü bitiflik kaplar; süzgeçli kaplar, minyatür kaplar ile ç›ng›rak türü kap üretilmifltir. Kulla-
Piflmifl Toprak Testi (ETÇ)
n›m ve süse yönelik kimi kaplar›n a¤›zlar›
gaga biçimlidir veya yuvarlakt›r, kimi boyunludur kimi keskin omuzlu, kimi fliflkin
bas›k kar›nl› veya yuvarlak gövdelidir, kimi
hafif yuvarlak veya düz diplidir, kimi kaideli veya üç ayakl›d›r. Kiminin kulpu dikey, kiminin yatayd›r, ayr›ca gövde üzerinde ay tutamaklar da bulunmaktad›r. Gövde
üzerinde dikey veya yatay oluk biçimi genifl yivler, geometrik bezekli içleri beyaz
macun dolgulu yivler ya da boya ile yap›lm›fl süsler bulunmaktad›r. Baz›s› depolama
amac›na yönelik oldu¤u gibi, baz›s› mezar
olarak kullan›lm›fl küpler yapm›fllard›r.
Avc›l›k ve toplay›c›l›kla geçinme yerine,
üreterek geçinme ve yaflaman›n oldu¤unu
görmekteyiz. Tah›l üretebilmekte, üretti¤ini kavurarak ve ö¤üterek yiyebilmektedir.
Bu dönemde bu¤day bilinmektedir. Ekilen
bu¤day, ö¤ütme ezme tafllar›ndan un haline getirilip, bundan da ekmek yap›labilmektedir. Ezme tafllar›ndan oldukça yo¤un
ele geçirilmektedir. Ba¤c›l›k yapabilmekte,
üzümden elde edilen flarap, fl›ra için, içki
kaplar› üretilmekte ve bunlarla tanr›lara içki sunulmaktad›r. Bunlar için insan biçimi
veya dephas, tankart türü çift kulpu kaplar
yap›lm›flt›r.
Dokumac›l›k bu dönemde yayg›n olarak
bilinmektedir. Çok say›da bulunan piflmifl
toprak ve tafl , piramidâl ve muz biçimli
Anadolu’nun Kilidi AFYON
51
Ç›kr›k Heykelci¤i (ETÇ)
Bavurdu Testisi (ETÇ)
a¤›rl›klarla a¤›rflaklar, bize bunun yayg›n
olarak kullan›ld›¤›n› göstermektedir.
Birer köy yaflant›lar› halinde olan yerleflim yerleri, Karao¤lan’da oldu¤u gibi surlarla da çevrelenebilmektedir. Evler, birbirine bitiflik odalar biçiminde veya avlu çevresinde odalar biçimindedir. Sokaklar, genelde dard›r ve Karao¤lan’da oldu¤u gibi, genifl ve tafl döflemeli olabilir. Evler aras›nda
tap›n›m amaçl› genel yap›lar›n da olmas›
gerekmektedir.
Anadolu’nun gelenekselleflmifl olan ana
tanr›s›na tap›n›m yap›lmaktad›r. Ana tanr›çan›n Anadolu’da simgeleflmifl biçimde tasvirinden biri, oturan tanr›ça piflmifl toprak
Ç›kr›k heykelcili¤i; di¤eri ise, omzunda testi tafl›yan kad›n bafll› Bavurdu testisi’dir.
Ç›kr›k Heykelcili¤i anaerkil bir aile yap›s›
içindeki yaflam›; Bavurdu Testisi ise, M.Ö.
3000 y›llar›ndan günümüze kadar de¤iflmeyen Anadolu kad›n›n›n yazg›s› olan evine
omzunda su tafl›mas›n›, bu nedenle de suyun her zaman kutsal bir madde oldu¤unu
anlatmaktad›r. Bu testi ile ana tanr›çaya su
veya flarap gibi s›v› sunulmaktad›r. Hamile
bir kad›n› simgeleyen bir baflka testi de anan›n do¤urganl›¤› için tap›n›m› anlatmaktad›r. Bolvadin ve Kakl›k piflmifl toprak figürleri de ana tanr›çan›n di¤er motifleridir.
Ana tanr›ça, kad›n biçimi heykelcik olarak
Hamile Kad›n› Simgleyen Bir Testi (ETÇ)
52
Anadolu’nun Kilidi AFYON
anlat›ld›¤› gibi, mermer yass› plakalarla da
anlat›lmaktad›r. ‹dol denilen bu anlat›m biçimleri Anadolu’nun içinden Bat› k›y›lar›na
kadar yayg›n olan, ama dönem için en güzel örneklerini Kusura ve Kakl›k’ta veren,
bir anlat›m biçimidir.
ETÇ’nda ölü gömme, yerleflim d›fl› mezarl›k biçimindedir. Mezarl›k içinde basit,
tafl sand›k, oda, küp gömü biçimleri görülmektedir. Bunlar›n hemen hemen hepsini
Kakl›k mezarl›¤›nda görmemiz mümkündür. Ölü, düz yat›r›ld›¤› gibi bazen dizlerden bükük, bazen dizler karna çekik, kollar
bükük olarak da yat›r›lmaktad›r. Küp içine
ise ana karn›ndaki biçimiyle (hocker) konulmaktad›r. Ölünün yan›na veya gö¤süne,
kulland›¤› eflyalar› konulmakta ve tak›lar›
tak›lmaktad›r ki, yap›lan kaz›larla bu eflyalar ortaya ç›kar›lm›flt›r.
ETÇ’nin son evresinde Mezopotamya’n›n kuzey kesimindeki Akad ve Asur
devletleri Anadolu’ya gözünü dikmiflti. Bu
ça¤da köy ve kasaba konumundaki Anadolu yerleflimleri, kendilerini korumak için
yavafl yavafl küçük krall›klar kurmaya ve
birleflmeye bafllam›fllard›r. Bu devletler geliflkin ve kuvvetlidirler. Anadolu’nun hammaddeleri olan özellikle ahflap, tafl, maden
gibi kendileri için gerekli maddeleri almak
istemektedirler. Bir Akad sald›r›s›na karfl›,
17 Anadolu kral›n›n birleflti¤i bilinmektedir.
Hitit Dönemi Piflmifl Toprak Eserler
Hitit Dönemi Bronz Kolcuklu Baltalar
Alacahöyük çevresinde Hitit Krall›¤›, Kanifl
çevresinde Kanifl Krall›¤›, Anadolu’ya hakim olmaya çal›flmaktad›r. Önce, Kanifl kral› Anitta birlik kurar, daha sonra M.Ö. II.
binde Hititler, tüm Anadolu’ya egemen
olurlar.
Bu dönemin en büyük özelli¤i, ticaretle
birlikte Anadolu’nun yaz›l› bir döneme; tarihi de yaz›yla bafllatt›¤›m›za göre, tarihi
döneme girmifl olmas›d›r. Bu dönemde Yanarlar küp mezarl›¤›, çok önemli buluntular vermifltir. Mezarl›¤a ait yerleflim yeri
bulunamam›fl ise de, mezar buluntular›,
çok zengindir ve üst düzeyde bir yaflant›n›n oldu¤unu göstermektedir.
Emirda¤, Bolvadin, Çay ve fiuhut hatt›
boyunca bu dönemin buluntular›yla karfl›lafl›lmaktad›r. Emzikli keskin kar›nl› testler,
yonca a¤›zl› kaplar, çaydanl›klar, vazolar
bu dönemin piflmifl toprak eflya buluntular›d›r. Silindir mühürler d›fl›nda, Yanarlar
yak›n›ndaki Kale köyü çevresinde bulunan
bronz kolcuklu baltalar, di¤er önemli buluntulard›r.
M.Ö.1700-1500 y›llar›nda Anadolu, Hitit krall›¤› ile yönetilmektedir. M.Ö.15001200 y›llar›n› kapsayan III.çeyrekte ise,
Anadolu’nun Kilidi AFYON
53
Hitit ‹mparatorlu¤u Anadolu’ya tamamen
egemen olmufl ve Hititler, M›s›r ve Asur d›fl›nda dünyan›n üç büyük devletinden birisi konumuna gelmifl, nihayet M.Ö.1200 y›llar›nda parçalanm›fllard›r.
Hititler’in, Eski Krall›k döneminde
(M.Ö.1700-1500), bugünkü Ege ve Akdeniz
k›y›lar›nda Arzava, Ahiyava gibi iki büyük
devletin oldu¤u, Hititler’in bunlarla, özellikle Arzaval›larla savaflt›¤› yaz›l› belgelerde geçmektedir. I.Hattusili Arzava’ya sefer
yapm›fl ve ganimet alarak dönmüfltür.
Hitit
‹mparatorlu¤u
döneminde
(M.Ö.1500-1200) ise, çevre büyük devletler
gibi, Arzava da, Hititler’e zaman zaman bafl
kald›rmaktad›r. Bunun üzerine II.Murflili
Arzava’ya büyük bir sefer düzenlemifltir.
Bu sefer s›ras›nda Afyon önem kazanm›flt›r.
Bu dönemlerde burada, Mira-Kuvalya krall›¤› bulunmaktad›r. Baflflehri ve s›n›rlar› bilinmemekle birlikte, bugünkü Afyon ilini
içine almaktad›r. Mira-Kuvalya kral› Maflhuiluva, II. Murflili’nin enifltesi olup, I.fiuppiluliuma’n›n damad›d›r. Arzava Seferi’nde II.Murflili’ye yard›m eder ve Aura
kentinde orduyla buluflur. Aura kentinin
Amorium oldu¤u söylenmektedir. Arzava
ordusu Valma kentine kadar gelir ve iki ordu burada savafl›r. Bu savaflta Arzava taraf›n› tutan Seha Krall›¤› da, Afyon’un güney
kesiminde, Büyük Menderes Ovas›’ndad›r
ve Dinar’› da içine alm›flt›r.
IV. Tuhaliya da, bat›ya sefer yapm›flt›r.
Assuva, Ahiyava, Arzava krall›klar› bu sefer sonucunda Hitit ‹mparatorlu¤u’na boyun e¤mifllerdir. Hititler’in bat›ya yapt›klar› seferler, denize ba¤lant›lar›n›n kopmas›
ve daha sonraki y›llar için çok önem kazanacak ve kral yolu olarak an›lacak olan ticari yollar›n elde tutulmas› amac›na yöneliktir.
54
Anadolu’nun Kilidi AFYON
Silindir ve Çekiç Tipi Damga Mühür ve Bask›lar›
Hitit Dönemi Çekiç Tipi Damga Mühür Yüzeyi
Eski Hitit ve ‹mparatorluk döneminde,
Afyon’un yaflant›s› hakk›nda fazla bilgimiz
yoktur. Ancak, Sülün Höyü¤ü’nde bulunmufl olup, Müze’de sergilenen çekiç biçimi
bir damga mühür vard›r. Mührün ortas›nda PA-LU-RA heceleri okunmakta ise de
anlam› bilinmemektedir. Ender bulunan bir
mühür biçimi olmas› nedeniyle önemli bir
kifliye ait olmal›d›r. Ayr›ca, Mira Kral› Tarkumuva’ya ait bir mühür bask›s›, Hattuflafl
arflivlerinde bulunmufltur.
Son y›llarda bulunan iki ünik eser, Hitit
son dönemi olan IV. Tuthaliya dönemine
ait eserlerindendir. Birisi, taraf›mdan yay›nlanan Ahurhisar Bronz Heykelcili¤i’dir.
Di¤eri ise henüz inceleme aflamas›nda olan
hiyeroglifli dikili taflt›r. Her iki eser de
Gezler, Çatkuyu ve Karatafl kaleleri, Hititler’in Afyon’a ne derece önem verdiklerinin
birer delilidir.
IV. Tuthaliya’dan sonra yaklafl›k 500 y›l
süren Hitit egemenli¤i, yavafl yavafl yok olmak üzeredir. Bu y›llarda Anadolu’ya bat›dan gelen ve sonradan adlar›na Frig denilen kavim göçü bafllam›flt›r. Bu göç dalgas›n›n, Anadolu’yu yak›p y›kan ve yaklafl›k
400 y›l süren karanl›k bir dönemin yaflanmas›n›n nedeni oldu¤u san›lmaktad›r.
Bronz Hitit Heykeli
Afyon Arkeoloji Müzesi’nde bulunan, çok
önemli ve tek olan Hitit eserleridir.
Hapanuva’n›n gerçekten Karahisar Kalesi’nin ad› olup olmad›¤›, henüz bilinmemekle birlikte, son y›llarda yapt›¤›m incelemelerimle, Kale’nin ete¤inde bir Hitit sur
parças› ile yine taraf›mdan yap›lan bir baflka inceleme ile Kale köyü kalesi’nde Hitit
suruna ait bir parça bulunmufltur. Ayr›ca,
Süleyman GÖNÇER taraf›ndan bulunan
B) M.Ö. I. Binde Afyon
Hitit ‹mparatorlu¤u’nun y›k›lmas› ile
birlikte bafllayan karanl›k dönem 8. yy.dan
itibaren ayd›nlanmaya bafllam›flt›r. Bölgemizde Frigler’in görülmeye bafllad›¤› dönemlerde, Emirda¤ Daydal› köyünde bulunmufl, üzerinde üç yüzünde kabartma
olarak yap›lm›fl aslan bafll›, kanatl› insan
tasvirli kar›fl›k yarat›k olan grifon bulunan
bazalt bir sunak, Geç Hitit döneminin bir
örne¤i olarak Müze’de bulunmaktad›r.
Anadolu’ya gelen Balkan kökenli boylardan olan Frigler, Anadolu’nun iç bölgesinde bir topluluk olarak ilk defa
M.Ö.8.yy.›n II. yar›s›nda (M.Ö.750) siyasi
üstünlük elde etmifller ve Kral Midas döneminde güçlü bir devlet olmufllard›r. Anadolu’ya d›flardan gelmifl olmalar›na ra¤men,
Hititler gibi Anadolulaflm›fllar ve özgün bir
Anadolu kültürü oluflturmufllard›r.
Afyon’da Frigler ve Midas, önemli bir
konumdad›r. Siyasal üstünlük yan›nda
özellikle Anadolu’nun benimsenerek yeni
bir kültür oluflturulmas›, bölgemizde kültürel, dinsel, mitolojik, bir üstünlük kazan›lmas›na neden olmufl, hatta Bizans sonuna kadar bölgemiz, Frigya olarak adland›r›lm›flt›r. Burada, Anadolu’nun en ilginç ve
en de¤erli eserleri yarat›lm›flt›r. Kült ve mezar an›tlar› biçiminde, büyük boy kaya
bloklar› üzerine ifllenmifl Ana Tanr›ça
Anadolu’nun Kilidi AFYON
55
M. Ö. 1000-M.S. 1100 Yerleflimleri
Kübele kültüne ait tap›nak cepheleri ile yine Ana Tanr›ça Kübele kültüne ait aslan kabartmalar›, ‹hsaniye ilçemizde bulunan en
de¤erli ve tek olan eserlerdendir.
Afyon, Eskiflehir ve Kütahya illerinin
birleflti¤i bir bölge, M.Ö.7. ve 6. yy.larda
önemli bir bölge konumuna gelmifltir.
Özellikle Eskiflehir s›n›rlar›nda bulunan
ve Midas’›n fiehri Yaz›l›kaya olarak bilinen yer, Frigler’in yeni yerleflim yeri ol56
Anadolu’nun Kilidi AFYON
mufltur. ‹hsaniye ilçemizde Dö¤er, Üçlerkayas› ile Kay›han, Göynüfl Vadisi’nde
bulunan Aslantafl, Y›lantafl, Maltafl, Kumcabo¤az›, Aslankaya, Kap›kaya I ve II,
Bahfliflkaya ve Demirli Kalesi an›tlar›, ilimizde de önemli bir Frig kültürünün ve
yerlefliminin oldu¤unu gösteren; örnekleri baflka yerlerde bulunmayan büyük boy
kaya bloklar›na ifllenmifl, birer an›t flaheserleridir.
Frik Aç›k Hava Tap›na¤›, Aslankaya
Aslan kaya, Kap›kaya I.ve II., Kumcabo¤az›, Bahflifl, Maltafl an›tlar›, ortalar›nda
mihrap bulunduran genelde üçgen al›nl›kl›, geometrik bezemelerle süslenmifl birer
tap›nak cephesi olup, mihraplar içinde Ana
Tanr›çalar› Kübele’nin ya kabartma olarak
sabit, ya da tafl›nabilir heykelleri bulunmaktad›r. Bu tafl›nabilir heykellerden biri
Yaz›l›kaya’dan Müze’ye getirilmifltir. Ana
Tanr›ça Kübele, yan›nda aslanlarla birliktedir ve aslanlar Kübele’nin koruyucu hayvanlar›d›r.
Aslantafl ve Y›lantafl an›tlar› ise birer
an›t mezard›r. Cephelerindeki aslan kabartmalar›, mezar koruyucular› durumunda
Ana Tanr›ça Kübele’nin aslanlar›d›r. Küçük
dörtgen bir giriflle kaya içine oyulmufl bir
mezar odas›na girilir. Oda içinde ölünün
kondu¤u seki (kline) vard›r.
Maltafl an›t›nda ayr›ca cephede, sol üst
köflede, bir yaz› bulunmaktad›r. Yaz›n›n anlam› bilinmemekle birlikte Midas ad› okunmaktad›r. An›t›n arkas›nda bir kuyu biçiminde oyuk vard›r. Y›lantafl an›t›nda ise y›lanbafl› ve savaflç› kabartmalar›, k›r›k aslan
tasviri alt›nda kalm›fl olup, görülememektedir.
Frigler, tümülüs denilen yeni bir mezar
türü de uygulam›fllard›r. Bunun en güzel
ve türünün tek örne¤i, Tatarl› Tümülüsü’dür. Ahflap mezar odas› bilinen bir türdür. Bu ahflaplar üzerine, mezar odas›n›n
içinde boyalarla yap›lm›fl figürler, Frig sanat›n›n eflsiz bir örne¤idir.
Frigler’e ait çengelli i¤neler (fibula), süs
plakalar›, hamam taslar›, mobilya parçalar›, demir ok uçlar›, dönemin zevkini ve teknolojik üstünlü¤ünü gösteren küçük buluntulard›r.
Frigler, Anadolu’nun tanr›ças› olan ana
tanr›ça kültüne önem vermifller ve Kübele
ad›yla tap›nma yapm›fllard›r. Kübele do¤an›n içinde oldu¤u düflüncesiyle, hep kayal›klar›n içinde, ma¤aralarda aranm›flt›r. Bunun için kayal›klara mihraplar, kap›lar aç›larak, içinde Ana Tanr›ça Kübele’nin heykeli, kabartmas› konularak tap›n›lm›flt›r.
Çünkü Kübele kayadan ç›karak halk› kutsamaktad›r. Bu nedenle özellikle ‹hsaniye
bölgesinde kaya niflleri ve basamaklar› bulunmaktad›r. Bu nifllere ve basamaklara tap›n›m s›ras›nda Kübele’nin heykeli ve ona
adanan adaklar, sunular konulmakta, tap›n›m sonras› sunular ve heykeller kald›r›lmaktad›r. Sand›kl› civar›nda bulunmufl
seyyar bir tap›nak ile Midas’›n flehri Yaz›l›kaya ve Çavdarl›’dan bulunmufl Kübele
heykelleri Müze’de sergilenmektedir.
Anadolu’nun Kilidi AFYON
57
Anadolululaflan ve özgün bir kültür
oluflturan Frigler, M.Ö.6. yy sonlar›ndan itibaren siyasi üstünlü¤ü yitirmifl olmalar›na
ra¤men, özellikle Afyon ve çevre illerde
Frig kültürü, dini, mitolojisi yüzlerce y›l
daha devam etmifltir. Bölgenin ad› Frigya
olarak kalm›fl, halk› kendini Frigyal› olarak
adland›rm›flt›r. Kübele kültü ve mitolojisi
ile dili, Türkler’in bu bölgeye egemen olufluna kadar sürdürülmüfltür. Hatta diyebilirim ki hâlâ devam etmektedir. Çünkü Frig
izleri, günümüzde de yaflamaktad›r, en
az›ndan dinsel içerikli veya folklorik özellik olarak.
Frigler’in yaflad›¤› M.Ö.6.yy.dan itibaren Afyon’un güney kesiminde Lidya egemenli¤i vard›r. Ayr›nt›l› bilgimiz olmamas›na ra¤men Dinar ve Dazk›r›, Baflmakç›
çevrelerinden bu döneme ait küçük buluntular, az da olsa bilgi vermektedir. Lidyal›lar’›n bir çeflit içki kab› olan, yüksek ayakl›
bardak tipi lidyon, bu dönemin özel bir kap
tipidir. Lidya dönemi, paran›n (sikkenin)
bir de¤iflim arac› olarak ilk kez kullan›ld›¤›
bir dönemdir. Bunlara ait örnekler Dazk›r›
çevresinde bol bulunmaktad›r.
M.Ö. 6. yy ortalar›ndan itibaren, bir
dünya devleti konumuna yükselen Persler,
Afyon’da da siyasi üstünlü¤ü ele geçirmifllerdir. Bu dönemde Ege denizi ile ba¤lant›y› sürekli elinde tutabilmek amac› ile Geleneia (Dinar) kentini eyalet merkezi konumuna getirmifllerdir. Burada, Xerxes’in saray› veya av köflkü oldu¤u söylenmesine
ra¤men, henüz bulunamam›flt›r. Lidya’n›n
merkezi olan Sardes’ten Pers merkezi olan
Sus’a kadar uzanan bir ulafl›m yolu yap›lm›flt›r. Kral yolu olarak adland›r›lan bu yol,
Geleneia kentinden geçmektedir. Bu yol ayn› zamanda ticari bir yoldur. Bu nedenle bu
döneme ait hâlâ bol miktarda, gümüfl Dâra
(Darius Sikkesi) bulunmaktad›r.
58
Anadolu’nun Kilidi AFYON
Yaklafl›k 200 y›l› aflk›n süren bu Pers
(‹ran ) dönemi, Büyük ‹skender’in M.Ö.333
y›l›ndaki Assos zaferiyle son bulmufl ve
Helenler bir dünya devleti konumunda siyasi üstünlük sa¤lam›fllard›r.
C) Grek ve Roma Dönemleri
Büyük ‹skender’le bafllayan Hellenistik
dönemde Anadolu’da oldu¤u gibi Afyon’da da kentler ortaya ç›km›flt›r. Siyasi
üstünlük Hellenler’de olmas›na ra¤men bu
kentler kimi zaman özerk, kimi zaman da
yar› özerk olarak yönetilmektedirler. Bu
dönemde Apameia ve Synnada kentleri
merkezi konumundad›rlar. Apameia, Afyon’un güney kesimi olan güney Frigya’n›n; Synnada ise kuzey kesimi olan Merkezi Frigya’n›n merkezi olarak, Türkler’in
egemen oldu¤u y›llara kadar, üstünlü¤ü ellerinde bulundurmufllard›r.
Bu dönemde yeni kentler kurulmufltur.
Frigya’n›n ulafl›mdaki önemi yan›nda mermer ve s›cak su gibi do¤an›n verdi¤i nimetler de, birdenbire ortaya ç›kart›larak Frigya’n›n ününün ve öneminin art›r›lmas› sa¤lanm›flt›r. Tabii ki bu durum halk›n sosyal,
ekonomik ve kültürel yönden üst düzeylere ulaflmas›yla mümkün olmufltur.
Yeni kurulan kentlerde tafl, tu¤la, ahflap
yan›nda ve hatta onlar›n yerine, mermer
kullan›m› a¤›rl›k kazanm›flt›r. Bu nedenle
bugünkü ‹scehisar mermer ocaklar›,
Synnada mermeri diye ifllemifltir. Mekadonya’dan gelen bir sülale ise Dokimeion
kentini kurmufltur. Ocaklardan ç›kar›lan
mermer bloklar›, ifllenmifl, yar› ifllenmifl veya ifllenmemifl olarak piyasaya sürülmektedir. ‹fllenmesi için atölyelerin olmas› gerekmektedir. Yöresel bir mermer sanat›n›n olmas› da atölyelerin olmas› gerekti¤ini do¤rulamaktad›r. Ne yaz›k ki bugüne kadar
yeterince araflt›rma yap›lamad›¤› için bu
atölyeler bulunamam›flt›r.
Siyasi üstünlükle birlikte, kültürel, dinsel ve ekonomik üstünlükte Hellenler’in
egemenli¤i alt›nda olmas›na ra¤men yerel
olarak Frig düflüncesi ve kültürü devam etmektedir.
Merkezlerde, siyasi gücün temsilcileri
bulunmakla birlikte, genelde kentler kurulan yerel yönetimler taraf›ndan yönetilmektedirler. Bunun için Boule denilen meclis vard›r. Kentler bir plan dahilinde kurulmufl, imarlaflm›flt›r. Surla çevrelenmifl kent
içinde, düzgün sokaklar›, pazar yerleri, tap›naklar›, meclis yap›s›, tiyatrosu, stadyumu ve evleri bulunmaktad›r. Mezarl›klar›
ise kent d›fl›na yap›lm›flt›r.
Afyon’da Apameia, Prymnessos ve
Stekterion kentlerinde tiyatro bulunmaktad›r. Apameia Tiyatrosu, Afyon Müze Müdürlü¤ü’nce kaz›lm›flt›r. Apameia kenti d›fl›ndaki di¤er kentlerin yaln›zca yaz›l› kaynaklara ve küçük buluntulara göre yerleri
ve adlar› bilinmektedir. Henüz kaz›lar› yap›lmad›¤› için, kent yerleflimleri hakk›nda
bilgimiz s›n›rl›d›r. Apameia kenti, Pers dönemi Geleneia kenti üzerine, Selekos döneminde kurulmufltur ve bugünkü Dinar ilçesi alt›nda bulunmaktad›r. Tiyatro ve stadyumu, Kübele kültünün devam› olan Artemis Anaitis tap›n›m›na ait bir tap›nak temeli, yüzeyde durmakta olup, di¤er yap›lar
yer alt›ndad›r.
Artemis Anaitis, bir Frig kültünün devam› olarak yaflamaktad›r. Apameia sikkelerinde Artemis Anaitis, bir mihrap içinde
ayakta durmaktad›r, t›pk› Frig aç›k hava tap›naklar›nda oldu¤u gibi.
‹psos kenti yeri kesin olmamakla birlikte Afyon ili s›n›rlar›ndad›r. Büyük ‹skender’in ölümünden sonra generaller, ülkeyi
bölüflmek için birbirlerine düflmüfller ve
M.Ö.301 y›l›nda ‹psos’ta savaflm›fllard›r.
Hellenistik dönemde bilinen tar›m›n
yan›na haflhafl ekiminin de kat›ld›¤› görülmektedir. M.Ö.150 y›llar›na ait Synnada ve
Amorium kent sikkelerinde, bu¤day›n yan›nda haflhafl›n da resmi konulmufltur.
Ticaretin yo¤un olmas› nedeniyle, Hellenistik dönemden itibaren kentler, uluslararas› konumdaki genel sikkeler yan›nda,
kendi kentleri ad›na sikke basabilmifllerdir.
Sikkeler bize arkeolojik bilgi veren en küçük ve en önemli belgelerdir. Üzerlerinde
yaz›, resim, motif olmas› nedeniyle dönemin her türlü özelli¤ini bize aktarabilmifllerdir.
Hellenistik dönemin en önemli özelli¤i,
bat› düflünceli bir dinin uygulanmas›d›r.
Erkek egemenli¤ini içeren çok tanr›l› bir
din ve buna ba¤l› olarak mitolojinin, Anadolu halk› taraf›ndan benimsenmesidir.
Gerçi bu din ve mitoloji, Anadolu insan›na
yabanc› de¤ildir. Anadolu’da Hititler’den
beri bilinen ve halk›n yüzlerce y›l kulland›¤› bir dinin, bat›l› insanlar taraf›ndan uygulanm›fl bir çeflididir. Tanr›lar›n adlar› de¤iflmifl ve baba tanr› düflüncesi egemen olmufltur. Afyon’da da bu düflüncenin egemen oldu¤u, Ana Tanr›ça Kübele tap›n›m› devam
etmekle birlikte, yerini baba tanr› Zeus’a
b›rakt›¤› görülmektedir. Her kentin bir tanr› veya tanr›ças› bulunmaktad›r. Ya da bir
tanr› veya tanr›çan›n özelli¤ini korudu¤u
bir kült merkezi vard›r. Ayn› zamanda kentin kurucular›, kahraman ve kutsal konumdad›rlar.
M.Ö. 30 y›llar›na kadar çeflitli generaller
aras›nda el de¤ifltiren Anadolu içinde Frigya da, k›sa sürelerle de¤iflik yönetimlerin
eline geçmifl, yukar›da da de¤indi¤im gibi
kentler özerk, yar› özerk olarak kendi yönetimlerini de oluflturmufllard›r.
M.Ö. 30 y›llar›ndan itibaren Anadolu
Roma yönetimi alt›ndad›r ve M.S.395 y›l›na
Anadolu’nun Kilidi AFYON
59
Roma Dönemi Aile Mezar Tafl›
Roma Dönemi Suna¤›
kadar, yaklafl›k 400 y›l bu yönetimle yönetilir. Bu yönetimle siyasi bir denge sa¤land›¤› için Frigya’da yeni kentler ve kasabalar
kurulmufl, var olan kentlerde yeni imarlar
yap›lm›flt›r. Kentlere çok uzaklardan su getirilebilmifl, hamamlar ve meydan çeflmeleriyle kent içinde yenilikler oluflturmufllard›r. Henüz bölgemizde bu özelliklerde bir
kent, kaz› yoluyla ortaya ç›kar›lamam›flt›r.
Bu dönemde kendi ad›na sikke basabilen
19 kent olmas›na karfl›n, 16 kent ile ilgili
sikkelerden oluflan koleksiyon, Afyon Müzesi’nde bulunmaktad›r: Apameia, Synnada, Amorium, Dokimeon, Prymnessos, Hierepolis, Eucarpia, Stektorium, Brozus,
Ortrous, Ococlia, Cidyessus, Julia, Lysias,
Metropolis ve Sanoaus kent sikkeleri. Beudos Vetus, Diocleia ve Sibidundo kent sikkeleri henüz Müze koleksiyonunda yoktur.
Roma döneminde bu kentler d›fl›nda,
yeni kentler de kurulmufltur. ‹mparator
Gallienus, Malos kentini; Büyük Konstantin ise Orkistos kentini kurmufltur. Frigya
ad›yla bilinen bu bölgenin kuzeyinde
Bithynia, kuzeydo¤uda Galatia, do¤uda
Lycania, güneyde Pisidia ve bat›da ise
Mysia Abbaitis bölgeleriyle çevrilidir. Baflkenti Ephesus olan Asya Eyaleti’ne ba¤l›d›r. Yönetim biçimi olarak flehirler, kendi
içinde ba¤›ms›zd›r. Kendi yönetimi için
meclis ve senatolar kurmakta, güvenli¤i
için polisine sahiptirler. Baz› önemli noktalar devlet taraf›ndan korunmaktad›r. Dinar
Karakuyu yak›nlar›ndaki Avlutrene Garnizonu’nda oldu¤u gibi. Vergiler köylerden
flehirler taraf›ndan toplan›p, Roma hükümetine ulaflt›r›lmaktad›r.
60
Anadolu’nun Kilidi AFYON
ve Türk ak›nlar› buralara kadar ulaflm›flt›r.
Bunun sonucunda Prymnesos gibi kent,
terk edilerek Akroinon (Karahisar) ve Kedrea (Asar) gibi savunmaya yönelik kaleler-
Üzerinde Aslan Kabartmal› Tafl Korkuluk
Bar›fl içinde yaflanan bir dönem oldu¤u
için ekonomi geliflmifl, refah artm›fl, yaflam
koflullar› iyileflmifltir. Frigya bölgesinde
Frigçe, hâlâ halk taraf›ndan çok az da olsa
kullan›lmakta ise de kutsal bir dildir. Grekçe yaz› dili, Latince ise resmi dil olarak yöneticilerce kullan›lmaktad›r.
D) Bizans Dönemi
Büyük Konstantinus’un
Konstanopo-
lis’in kuruluflunu 330 y›l›nda kutlamas›yla
Bizans ça¤› bafllam›fl say›lmaktad›r. Yeni
Roma veya do¤u Roma dönemidir, bu dönem. Baflflehirden Anadolu’ya uzanan yol-
de yerleflimler oluflturulmufltur.
Frigya, ikiye bölünmüfl olup, bir bölümü Galatia’ya ba¤lanm›fl, di¤er bölümü de
Frigya Salutaris olarak kalm›flt›r.
7. ve 9. yy.lardaki karanl›k devirde,
özellikle bu bölgede çok fazla kaya yerleflimleri yap›lm›flt›r. Halk kendini savunmak
için bu kayalarda bar›nmak zorunda kalm›fllard›r. Ayazin, K›rkinler, ‹npazarc›k, Bininler gibi kaya yerleflimlerinde bar›nma
yerleri, kiliseler, flapeller, mezar odalar›
yapm›fllard›r.
Akroinon’da, 716 , 732 ve 740 y›llar›nda
Araplarla büyük savafllar olmufl, son savaflta Battal Gazi öldürülmüfltür. 838 y›l›nda
ise Amorion’da yap›lan savaflla birlikte,
bölgede Türkler görülmeye bafllam›flt›r.
Karanl›k dönem sonras› Orta Bizans döneminde (10-12. yy.da ) bölgede özellikle
mermercilik yeniden canlanm›flt›r. Amorion’da maden, cam, çömlekçilik de canlanan
ifller aras›ndad›r.
lardan biri, Frigya’dan geçmektedir. Bu nedenle Amorium kenti önem kazanm›fl, hatta Thema Anatolikon’un baflflehri olarak
Anadolu’nun en önemli ve en büyük kenti
olmufltur. Anadolu ordusu bu flehirde karargah kurmufltur. Hatta Bizans yönetimini
bile ele geçirerek, Amorium sülalesi olarak
üç imparator ç›karm›flt›r (820-867). Roma
dönemindeki kadar, refah ortam› yoktur.
Bu nedenle ço¤u büyük kentler küçülmüfltür. Kentlerin ad›, kilise kay›tlar›nda geçmekte olup bu kay›tlarda çok az kentin ad›
bulunmaktad›r.7 ve 8 yy.dan itibaren Arap
Bizans Dönemi Cam Bilezik
Anadolu’nun Kilidi AFYON
61
I. Haçl› seferi, 1097 y›l›nda bu bölgeden
geçmifl; Roussel Anadolu’da Norman devleti kurma giriflimini bu bölgede Amorion’da yapm›fl; Alman imparatoru Conrad
1147’ de bu bölgede Selçuklularla savaflm›fl;
Miryokefalon savafl›, 1176 y›l›nda Bizansl›larla Selçuklular aras›nda bu bölgede olmufltur. Bu savafltan sonra buralar›, Türkler’in yerleflti¤i yerler olmufltur.
Bu dönemde refah içinde yaflam bafllam›fl, halk yeniden toprakla ve ticaretle u¤raflm›fl, ve bunun sonucunda da yerel sanatç›lar ortaya ç›km›flt›r. Mermer, bu sanatç›lar elinde dantela gibi, oymal›, kabartmal› olarak ifllenir olmufltur. Bu mermerlerden
oluflan çok önemli bir koleksiyon, Afyon
Müzesi’nde bulunmaktad›r. Ayr›ca çok say›daki Türk yap›lar› olan cami, türbe, köprü gibi yap›larda ifllenmifl bu mermerlerin
süsleme için kullan›ld›¤› görülmektedir.
KAYNAKÇA
Afyon Müzesi Arflivi
Ahmet ‹lasl›, “A Hittite Statue Found in
The Area of Ahurhisar”, Nimet Özgüç’e
Arma¤an, Ankara 1993, s. 301 vd.
___,“‹lk Yerleflimden Roma Dönemine Kadar Afyonkarahisar”, Afyonkarahisar
Kütü¤ü I, AKÜ, Afyon 2001, s. 83 vd.
Ahmet Topbafl, Turan Efe, Ahmet ‹lasl›,
“Salvage Excavations of The Afyon Archaeological Museum Part 2: The Settlement of Karao¤lan Mevkii and The
Early, Bronze, Age Cemetery of Kakl›k
Mevkii”, Anatolia Antiqua (Eski Anadolu)
VI, ‹stanbul 1998.
Anadolu Medeniyetleri Katalogu I-II, Avrupa
Konseyi 18. Avrupa Sanat Sergisi, ‹stanbul 22 May›s-30 Ekim 1983, T.C. Kültür
ve Turizm Bakanl›¤›.
62
Anadolu’nun Kilidi AFYON
Anadolu Uygarl›klar› Ansiklopedisi I-II-III,
Görsel Yay›nlar, ‹stanbul 1982.
C. S. Lightfoot, “Bizans Döneminde Afyonkarahisar”, Afyonkarahisar Kütü¤ü I,
AKÜ, Afyon 2001, s. 113 vd.
C.H. Emilie Haspels, The Highland of
Phrygia Sites and Monuments I-II, Princeton MCMLXXI (1971)
Charles Texier, Küçük Asya, Co¤rafyas›, Tarihi ve Arkeolojisi II, (Çev:Ali Suat, Kaz›m
Yaflar Kopraman, Musa Y›ld›z), Ankara
2002.
Ekrem Akurgal, Anadolu Uygarl›klar›, ‹stanbul 1989.
___,Die Kunst Anatoliens, Berlin 1961.
___, Phrygische Kunst, Ankara 1955.
___, The Art of the Hittites, London 1962.
Firuzan K›nal, Eski Anadolu Tarihi, Ankara
1962.
Hasan Tahsin Uçankufl, Ana Tanr›ça Kybele’nin ve Kral Midas’›n Ülkesi Phrygia
(Kültür Rehberi), T.C. Kültür Bakanl›¤›,
Ankara 2002.
‹brahim Yüksel, fiifal› Frigya (Phrygia Salutaris) Peri Bacalar›, Kaya Yerleflimleri,
AKÜ, Ankara 2002.
Süleyman Gönçer, Afyon ‹li Tarihi I, ‹zmir
1971.
Thomas Drew-Bear, “Grek ve Roma Dönemlerinde Afyonkarahisar”, Afyonkarahisar Kütü¤ü I, AKÜ, Afyon 2001, s. 97
vd.
Turan Efe, Ahmet ‹lasl› and Ahmet Topbafl,
“Salvage Excavations of The Afyon Archaeological Museum Part 1: Kakl›k
Mevkii A Site Transitional To The Early
Bronze Age”, Studia Troica, Band 5, Mainz 1995.
W.M.Ramsay, Anadolu’nun Tarihi Co¤rafyas›,
(Çev: Mihri Pektafl), ‹stanbul 1960.
Winifred Lamb, Excavations at Kusura near
Afyon Karahisar, I-II, Archaelologia Vol.
LXXXVI-LXXXVII, Oxford 1937-1938.
III. SELÇUKLU VE BEYL‹KLER DÖNEM‹NDE
AFYONKARAH‹SAR
Mustafa KARAZEYBEK*
A) Afyonkarahisar ve Çevresinin Selçuklu Hakimiyetine Girmesi
Anadolu üzerine 1018 y›l›nda bafllayan
ve 1040’da sonuçlanan O¤uz Türklerinin
ilk ak›nlar›, yaln›zca bir keflif niteli¤indeydi. Bu ak›nlar›n büyük bir tarihsel anlam›
yoktu. Ancak 1040 y›l›ndan Malazgirt zaferine kadar geçen 30 y›ll›k süre içinde yap›lan savafllar, Bizans direncinin k›r›lmas›nda
ve Anadolu’da Türk yerlefliminin h›zlanmas›nda kesin bir rol oynam›flt›r1. Sözkonusu dönemde, Anadolu’ya giren O¤uz
Türkleri, Bizans’a karfl› ilk zaferini 1048 y›l›nda, Erzurum’a yak›n Hasankale “Pasinler” Muhârebesi’nde elde etmifltir. Bu muhârebeden sonra 1048’de Erzurum, 1057’de
Malatya, 1059’da Sivas, 1064’te Kars,
1065’te Antakya, 1067’de Kayseri, Niksar
ve Konya, 1068’de Amorium (Emirda¤ yak›nlar›nda eski bir kale) ve 1069’da Honas
(Sand›kl› yak›nlar›nda eski bir kale) Türk
kuvvetlerinin eline geçmifltir2.
Romanos Diogenes Bizans imparatoru
olduktan sonra, gittikçe artan Selçuklu
ak›nlar›n› durdurmak amac›yla çok say›da
asker toplayarak Suriye taraflar›na sefere
ç›karak Türkmen ve Arap kuvvetleriyle
fliddetli çat›flmalara girdikten sonra Çukurova’ya inmifltir. Bu s›ralarda Emir Afflin,
Ahmetflah’la birlikte Orta Anadolu yönünde ak›nlara bafllayarak Sakarya Irma¤› vadisine kadar ileri harekât›n› sürdürmüfltür.
* Afyon Kocatepe Üniversitesi Tarih Uzman›.
1 Yaflar Yücel, Anadolu Beylikleri Hakk›nda Araflt›rmalarÇoban-o¤ullar› Beyli¤i, Candar-o¤ullar› Beyli¤i- Mesalikü’l-ebsâr’a Göre Anadolu Beylikleri, I, 2. bask›, Ankara 1991, s. 126.
2 Osman Turan, Selçuklular Zaman›nda Türkiye Tarihi,
‹stanbul, 1984, s. 20; Mustafa Kafal›, Anadolu’nun Fethi ve
Türkleflmesi, Ankara 1998, s. 8.
‹stanbul-Çukurova yolu üzerinde önemli
bir konuma sahip olan Emirda¤ civar›ndaki ünlü Amuriyye (Amorion) kentini de ele
geçirmifltir. Bunu haber alan imparator, Afflin’in yolunu kesmek amac›yla, derhal harekete geçmiflse de Afflin’in bir y›ld›r›m h›z›yla sürdürdü¤ü harekât sebebiyle bunu
baflaramam›fl ve k›fl mevsiminin gelmesi
sonucunda ‹stanbul’a dönmek zorunda
kalm›flt›r3.
Bizans ‹mparatoru Romanos Diogenes
bitip tükenmeyen Selçuklu ak›nlar›n› durdurmak amac›yla 1070 y›l›nda, yeniden
Anadolu’ya bir sefer düzenlemek istemiflse
de kendisine yak›n olan birtak›m saray erkân› buna engel olmufltur. Bunun üzerine
imparator, Do¤u Anadolu ordular› komutanl›¤›na atad›¤› Manuel Komnenos’u kalabal›k bir orduyla Anadolu’ya göndermifltir.
Bu s›rada, Sultan Alp Arslan’a isyan sebebiyle aras› aç›lan enifltesi Erbasan; kalabal›k
bir Türkmen kitlesinin bafl›nda olarak Sultan’›n emriyle kendisini takip ve yakalamakla görevlendirilen Afflin ve di¤er Selçuklu emirlerinin önünden bat› yönüne kaçarak K›z›l›rmak k›y›lar›na kadar ulaflm›flt›r. Erbasan yolunu kesmek harekât›na giriflen Manuel’i Sivas yörelerinde bozguna
u¤ratm›fl ve tutsak alm›flt›r. Manuel, Erbasan’› Bizans’a s›¤›nmas› hususunda ikna etmifl, bunun üzerine Erbasan, Manuel ve di¤er Bizans generallerini serbest b›rakm›fl ve
Sultan’›n gazab›ndan korkup endifle etmesi
sebebiyle, ailesi ve baz› yak›nlar›yla birlikte ‹stanbul’a gitmifltir. Erbasan’› izlemekte
3 Ali Sevim-Erdo¤an Merçil, Selçuklu Devletleri Tarihi
Siyaset, Teflkilat ve Kültür, Ankara 1995, s. 56-57.
Anadolu’nun Kilidi AFYON
63
olan emir Afflin, bat› yönünde ileri harekât›na devamla Kayseri-Sivas bölgesindeki
kent, kale ve ilçeleri bir y›ld›r›m h›z›yla çi¤neyip istila ettikten sonra AfyonkarahisarUflak-Denizli bölgesine girip Honas ve Leodicea kentlerini yak›p y›karak Marmara
Denizi k›y›lar›na kadar ileri harekât›n› sürdürmüfltür. Çok geçmeden Kad›köy’e kadar gelen Afflin, Erbasan’›n kendisine teslim edilmesini istediyse de kabul edilmemifltir. Bunun üzerine 1070 y›l› sonbahar›nda giriflti¤i bu harekât s›ras›nda ele geçirdi¤i ganimetlerle k›fl› Anadolu’da geçirdikten
sonra Ahlat’a dönmüfl ve Sultan Alp Arslan’a Erbasan ve Bizans hakk›nda bilgi vermifltir4.
1071 Malazgirt zaferinden sonra Türkler, vatan haline getirerek bir daha ç›kmamak üzere Anadolu’ya girmifllerdir. Türkler Anadolu’ya geldikleri ça¤larda Anadolu, cidden harabe haline gelmifl, devaml› istilalar yüzünden ve sürekli harpler neticesinde nüfusunu kaybetmiflti5. Türkler’in
nüfus bak›m›ndan bütün köy ve kasabalar›
harabeye dönmüfl olan Anadolu co¤rafyas›n› iskan edebilmeleri için ülkenin her taraf›n› imar etmeleri gerekiyordu. Ayn› zamanda yüzy›llardan beri Anadolu’da kaybolan ticârî, iktisâdî ve ictimâî hayat ile birlikte ›rz, namus, can ve mal emniyetinin temini gerekmekteydi6.
Böyle bir zamanda Anadoluya giren
Türkler bo¤azlara eriflmifller, ancak 1095 y›l›nda bafllayan Haçl› Seferleri yüzünden
Bo¤azlar ve Bat› Anadolu bölgesini terketmek zorunda kalm›fllard›r. Dolay›s›yla
Anadolu’nun Türkler taraf›ndan imar edilmesi biraz gecikmifltir7.
4 Ali Sevim-Yaflar Yücel, Türkiye Tarihi Fetih, Selçuklu ve
Beylikler Dönemi, Ankara 1989, s. 58-59.
5 M. Kafal›, Ayn› eser, s. 45.
6 Ayn› eser, s.20.
7 Ayn› eser, s.47.
64
Anadolu’nun Kilidi AFYON
1095 y›l›nda bafllayan Haçl› Seferlerinden sonra Bizansl›lar, Haçl›larla birlikte ‹znik ve ‹zmir taraflar›n› ele geçirmifller,
Türkler bu bölgelerden Menderes Nehri’ni
geçerek Bolvadin(Polybotos) ve Ulubad
bölgelerinde toplanm›fllard›r. Bizansl›lar
Türkleri takip ederek, Sart, Alaflehir, Denizli ve Honas flehirlerini alm›fllar, Bolvadin’de toplanan Türkler ise Bizansl›lar›n taarruzuna u¤rayarak çok kay›p vermifllerdir. 1098’de Türkler Anadolu’nun bat›, güney ve kuzey sahillerini terkederek ‹ç Anadolu’ya çekilmifl ve Bizansl›lar da Akflehir’e
do¤ru ilerlemifllerdir8.
fiahinflah 1110 y›l›nda Türkiye Selçuklu
Devleti Sultân› olduktan sonra Bizans ‹mparatoru Aleksios’un hastal›¤›n› f›rsat bilerek Selçuklu kuvvetlerini Bizans topraklar›na sevkedip ‹znik’e kadar olan bölgeyi istila ile denetimi alt›na alm›flt›r. Ayr›ca Selçuklu emirleri Muhammed ve Monolog,
Bursa ve Ulubat üzerinden ileri hareketlerini sürdürerek Çanakkale’ye kadar ulaflm›flt›r. Bu arada Edremit ve Karaa¤aç da Selçuklu kontrolüne geçmifltir. Bu Selçuklu askerî hareketleri üzerine Aleksios, ‹znik Bizans valisi Kamitzes’i Selçuklulara karfl›
göndermifltir. Fakat yap›lan savaflta a¤›r bir
yenilgiye u¤rayarak tutsak al›nm›flt›r. Bunu
haber alan Aleksios, bizzat harekâta geçip
Eskiflehir yörelerindeki engebeli araziden
Kütahya’ya do¤ru ilerlemifl ve bu bölgede
bulunan bir k›s›m Selçuklu kuvvetlerini
bozguna u¤ratm›flt›r. Derhal karfl› sald›r›ya
geçen emir Muhammed, Eskiflehir yörelerindeki Türkmenlerle birlikte imparatoru
izlemifl ve ona y›prat›c› darbeler indirmifltir. Art›k savafla devam edemeyen Aleksios,
‹stanbul’a dönmek zorunda kalm›flt›r. Fakat bir y›l sonra Sultan fiahinflah’›n bu s›ralarda Türkiye’ye göç eden kalabal›k
8 O. Turan, Ayn› eser, s. 95.
Türkmen kitleleriyle harekete geçece¤ini
haber alan imparator, çeflitli milletlerden
oluflturdu¤u bir orduyu Anadolu’ya göndermifltir. Kendisi de ‹znik üzerinden Ulubat ve Manyas Gölü yörelerine gelmifl, Selçuklu kuvvetlerini izlemek amac›yla da bir
miktar kuvvet sevketmifl ise de bunlar, Selçuklulara eriflememifllerdir. Öte yandan
Selçuklu ak›nc›lar›, bu bölgedeki Bizans
memleketlerini istila ve ya¤ma ak›nlar›na
u¤ratm›fllard›r. Bunun üzerine yeniden harekete geçen Aleksios, Kamitzes’i, Selçuklu
Emîri Bo¤a’n›n içinde bulundu¤u Bolvadin
üzerine gönderirken, baflka bir Bizans kuvvetini de Seyyitgazi üzerine sevketmifltir.
Bu s›ralarda bu bölgeye hareket eden Selçuklu Emîri Monolog, Bizans Komutan›
Bardas’› geri çekilmek zorunda b›rakm›flt›r.
‹mparator ise kendisine kat›lan Bardas ile
birlikte Akflehir’i iflgal etmifltir. Çok geçmeden Sultan fiâhinflah, Aleksios ile yapt›¤›
meydan savafl›nda baflar›l› olamay›p geri
çekilmifltir. Bununla birlikte Selçuklu kuvvetleri, Bizans ordusunu gece bask›nlar›yla
bir hayli y›pratm›fllar ve arkas›ndan Seyyitgazi yörelerinde giriflti¤i seferle baflar›l›
olamayan Aleksios’la bir bar›fl antlaflmas›
imzalam›fllard›r9.
‹mparator, Eskiflehir’den Kütahya istikametinde ilerlerken Kamitzes kumandas›nda Bolvadin (Polyboton)’e bir hücum
yapt›rm›fl, di¤er f›rkay› da Amûriyye (Seydi-gazi, Hisar-kale) üzerine göndermifltir.
Bu s›rada Bolvadin, Bo¤a (Pucheas) adl› bir
valinin idaresinde idi. Orada Türkler üzerine ani bir bask›n yapt›ktan sonra imparator
da buraya gelmifltir. Aleksios Konya’ya kadar yürümek karar›nda iken, Selçuklular›n
eski taktiklerine baflvurarak Bizans ordusunun beslenme imkanlar›n› kald›rmak maksad›yla her taraf› tahribe girifltiklerini ve
9 A. Sevim-Y. Yücel, Ayn› eser, s. 119-120.
kuzey bölgelerindeki Türkmenlerin (yani
Dâniflmendlilerin) de ak›nlar›n› ö¤renmesi
onu korkutmufltu. Konya yolunda Akflehir
(Philomelion) bölgesi de Türkmenlerle dolu idi. Nihayet bir papaz›n duas›na göre
Akflehir yoluna devam etmifllerdir10.
Bizans imparatoru Manuel 1146 y›l›nda,
Selçuklular›n Bizans’a karfl› gittikçe artan
bask› ve fetihlerine karfl›, Türkleri Anadolu’dan ç›karmak üzere büyük bir ordu ile
harekete geçmifltir. Bizans kuvvetleri, Frikya flehirlerini ve Menderes bölgesini Türklerin elinden alm›fl, arkas›ndan Türklerin
Karahisar ve Akflehir geçitlerinde kurduklar› pusular› geçerek Konya hedefine do¤ru
ilerlemifllerdir11.
Bizansl›lar, Haçl› Seferlerinin Türklere
verdi¤i sars›nt› dolay›s›yla uzun süre Anadolu’yu kurtaracaklar›n› ummufllard›r. Bu
ümit ve inanç, II. K›l›ç Arslan’›n 1176 y›l›nda, Kumdanl› (Myriokephalon)da imparator Manuel Komnenos’a karfl› kazand›¤›
büyük zaferine kadar devam etmifltir. Bizansl›lar›n bu bozgundan sonra art›k bu
hayalleri tamamiyle y›k›lm›fl ve Anadolu’ya ebediyyen veda etmifllerdir12. Bu tarihten itibaren Latin ‹mparatorlu¤u’nun da
kurulmas› itibariyle, Bizans’›n kaderi aç›kça ortaya ç›km›flt›r. Bu tarihle, Anadolu’ya
Türk mührünün güçlü bir flekilde abideleriyle, eserleriyle vurulmaya baflland›¤› bir
döneme girilmifltir13. Böylece Türk fütuhat›ndan önce nüfusunu kaybederek ›ss›zlaflan ve harabeye dönen Anadolu yeni gelen
kalabal›k Türk nüfusu ile birden bire canl›l›k kazan›rken bir taraftan da süratle imar
görmeye bafllam›flt›r. Yeniden ihya ve imar
edilen Anadolu’da köy, kasaba ve flehirler
esas itibariyle ya eski harabelerin yan›nda,
10 O. Turan, Ayn› eser, s. 157.
11 Ayn› eser, s. 180.
12 O. Turan, Ayn› eser, s. 33.
13 M. Kafal›, Ayn› eser, s.11.
Anadolu’nun Kilidi AFYON
65
yas Bin O¤uz, Afyonkarahisar’daki Alt›göz
Köprüsü’nü yapt›ran kifli, o¤lu Bedreddin
Mehmet de H.606/ M.1209-1210 tarihinde
bu köprüyü tamir ettirip kitabesini koyan
kiflidir. Kardefli ise Kütahya’n›n Karacaviran Köyü’ndeki bir tekke duvar›ndaki
H.607/ M.1210-1211 tarihli kitabeyi koyduran, ayn› zamanda Boyal› Köyü’ndeki külliyeyi yapt›rd›¤› ileri sürülen Kureyfl’dir.
Bu dönem, Afyonkarahisar bölgesinin tamam›yla Türkleflti¤i, ve çeflitli eserlerlerin
yap›lmas›yla imar faaliyetlerinin baflland›¤› bir dönem olmufltur.
Karahisar daha sonra do¤rudan sultanlar taraf›ndan yönetilmifltir. Çünkü kent,
Mo¤ol döneminin bafllang›c›nda Vezir Fahreddin Ali’nin ailesine verilmifltir16.
Servet-i Fünûn dergisine Kapak olan Afyonkarahisar
fiehrinin Genel Görünümü
veyahut da üzerlerinde kurulmufltur. Zira
Türkler, kendilerinden önceki Anadolu’da
mevcut olan yollar›n ve güzergahlar›n hem
strateji ve hem de ticari bak›mdan yüzy›llar
boyunca elde edilen tecrübeler neticesinde
meydana getirildi¤ini de idrak etmifllerdir14.
H.606/ M.1209-1210’dan önce Karahisar Valisi büyük bir ihtimalle Sâb›keddin
Ebülvefa ‹lyas Bin O¤uz idi ve ard›ndan
o¤lu Sipahsalâr Bedreddin Ebu Hâmit Hac›
Muhammed (veya Mehmet) valilik yapm›flt›r. Bedrettin Mehmed’in kardefllerinden biri de H.607/ M.1210-1211 y›l›nda Karacaviran’dayd›15. Ad› geçen flah›slardan ‹l14 Ayn› eser, s.20.
15 Claude Cahen, Osmanl›lardan Önce Anadolu, (Çev:
Erol Üyepazarc›), 2. bask›, ‹stanbul 2002, s. 203.
66
Anadolu’nun Kilidi AFYON
B) Sahibata O¤ullar› Döneminde
Afyonkarahisar
Bizansl›larla Türkler aras›nda hudut,
XIII. as›r ortalar›nda Bolu, Eskiflehir, Kütahya, Afyonkarahisar, Isparta ve Denizli’nin bat›s›ndan itibaren tespit edilmifltir17. Eski ad› Karahisâr-› Sâhib olan Afyonkarahisar18 ile yak›nlar›nda birkaç kazadan teflekkül eden ve Selçuklu Veziri Sahib Ata Fahrüddin Ali’nin torunlar› taraf›ndan kurulmufl bulunan küçük beyli¤e
Sahib Ata O¤ullar› Beyli¤i ad› verilmifltir.
Sahib Ata Fahrüddin Ali, Anadolu Selçuklu devletinin sonlar›na do¤ru, ‹lhanîlerin
16 Ayn› eser, s. 203.
17 ‹smail Hakk› Uzunçarfl›l›, Osmanl› Tarihi, I, 4. bask›,
Ankara 1982, s. 33.
18 Karahisar’›n, Fahrüddin Sahib Ata’n›n ve sonra
o¤ullar›n›n iktâ‘› olmas›ndan ve ayn› zamanda kendisi çok
servet sahibi olup bütün hazinelerini burada muhafaza alt›na ald›¤›ndan dolay› sonralar› buraya sahibinin Karahisar’› demek olan Karahisâr-› Sâhib denilmifltir. Yine Fahreddin Ali’nin torunu fiemseddin Mehmed’in o¤lu Muzafferüddin Devle’nin ad›na istinaden de Karahisâr-› Devle ismiyle an›lm›flt›r. Karahisâr-› Sâhib ismi yirminci as›r bafllar›na kadar kullan›lmaya devam etmifltir (‹smail Hakk›
Uzunçarfl›l›, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu
Devletleri, Ankara 1988, s. 150; ‹. H. Uzunçarfl›l›, Osmanl› Tarihi, s. 63; O. Turan, Ayn› eser, s. 535).
Anadolu’ya tahakküm ederek Selçuklu
Devleti’ni iyice ellerine ald›klar› zaman bu
devletin veziri bulunmufl ve devlet ifllerinde
mühim rol oynam›flt›r19. Karahisar, Mo¤ol
döneminin bafllang›c›nda Vezir Fahreddin
Ali’nin ailesine verilmifl20, Fahreddin Ali de
ailesi yarar›na Karahisar çevresinde özerk
bir bölge kurmufltur21. Sahip Ata’n›n evlatlar› ve sonra torunlar› da Karahisar’da hüküm sürmüfl ve beyliklerinin merkezi yapm›fllard›r22.
Muîneddin Pervâne, 1262 senesinden
sonra mutlak iktidar sahibi olmufl ve
boflalan yüksek makamlara yeni tayinler
yapm›flt›r. Bu tayinler s›ras›nda uç vilâyetleri emirli¤i Sâhib Fahrüddin’in o¤ullar›
Tacüddin Hüseyin ile Nusretüddin
Hasan’a verilmifltir. Türkmenlerin yo¤un
olarak yaflad›¤› Kütahya, Sand›kl›, Akflehir
ve Be¤flehir bölgeleri valilikleri gelirleri ile
birlikte bunlara tahsis edilmifltir23.
1271 senesinde Muîneddin Pervâne’nin
tertibiyle Sâhib Ata vezirlikten indirilerek
tutuklanm›fl ve Osmanc›k Karahisar› kalesine hapsedilmifltir. Büyük o¤lu Tâceddin
Hüseyin göz alt›nda tutulurken, küçük
o¤lu kaçarak Abaga’ya varm›flt›r. O, han
nezdinde kazand›¤› itibar sayesinde kendisini kurtard›¤› gibi babas›n› da hapishaneden ç›kartm›flt›r. Sâhib Ata daha sonra,
‹lhan-› a‘zam (Abaka) ile görüflmüfl ve
tekrar vezaret makam›na getirilmifltir.
Bunun yan›s›ra her iki o¤luna Ladik
(Denizli), Honas ve Karahisar-› Devle
subafl›l›¤› (serleflkeri) b›rak›lm›fl, babaya ve
o¤ullara büyük izzet ve ikramda bulunula19 ‹. H. Uzunçarfl›l›, Anadolu Beylikleri, s. 150.
20 C. Cahen, Ayn› eser, s. 203.
21 Ayn› eser, s. 336.
22 O. Turan, Ayn› eser, s. 535, 565.
23 Ayn› eser, s. 525; Selçuklu Devletleri Tarihi (Aksarayl›
Kerimeddin Mahmud’un Müsameret al-ahyar adl› Farsça tarihinin tercümesi), (Çev: M. Nuri Gencosmano¤lu, Önsöz ve
notlar F. N. Uzluk), Ankara 1943, s. 162.
24 ‹bn Bibi, El-Evamirü’l-Ala‘iyye Fi’l-Umuri’l-Ala‘iyye
(Selçuk-name), II, (Haz: Mürsel Öztürk, ), Ankara 1996, s.
175-176; O. Turan, Ayn› eser, s. 533-534.
Afyonkarahisar’›n Genel Görünümü
rak onlara geri dönüfl izni verilmifltir24.
Vezir Fahreddin Ali, siyâsî sars›nt›lar
münasebetiyle Abaga Han’a gidince o¤ullar› Tâceddin Hüseyin ve Nusretüddin Hasan babalar›na ait Karahisar’a var›p buras›n› muhafaza ediyorlard›. Bu arada, Karamano¤lu Mehmed Bey Cimri ad› verilen
Alaaddin Siyavufl ile birlikte 1277 y›l›nda
Konya’ya girerek oray› ya¤malad›ktan sonra Alaaddin Siyavufl’u Selçuklu taht›na
oturtarak ona biat etmifllerdir. Bu olay üzerine Fahreddin Ali’nin o¤ullar› Nusretüddin Hasan ve Tacüddin Hüseyin merkezleri Karahisar (Afyon)’da Germiyanl›lar›n da
yard›mlar›yla asker toplayarak paytahta
do¤ru hareket etmifller, bu hareket haberini
ö¤renen Siyavufl ve Karamano¤lu Mehmet
Bey de süvari ve piyade ordusu ile Akflehir
istikametinde ilerlemifllerdir. Sahip Ata
o¤ullar› De¤irmen çay› yan›nda Koza¤aç
köyüne var›nca Karamano¤ullar› da Altuntafl köyüne gelmifltir. Buradaki çarp›flmalar
s›ras›nda, Fahreddin Ali’nin o¤ullar› Tâceddin Hüseyin ve Nusretüddin Hasan da
hayatlar›n› kaybetmifllerdir (26 May›s
1277). Germiyanl› Türkmenleri Fahreddin
Ali’nin o¤ullar›n› terk edince di¤er askerler
de muharebe meydan›ndan uzaklaflm›flt›r.
Karamano¤ullar› bu savaflta, Mu‘îneddin
Pervâne’nin day›s› ve Sâdeddin Ebûbekir
Müstevfî’nin o¤lu olup Antalya’da sahil
beyi olan Sâdeddin Hoca Yunus ve Be¤lerbe¤i fiemseddin Yav-tafl’›n o¤lu Celâleddin
Anadolu’nun Kilidi AFYON
67
Hüsrev Bey gibi Selçuklu devlet adamlar›n›
da öldürmüfllerdir. Kazan›lan bu ilk zaferi
müteakip Siyavufl ve Karamano¤lu Mehmet Bey Karahisar üzerine yürüdülerse de
müstahkem kaleyi alam›yarak, 1277 Haziran›nda (676 y›l› bafl›nda) Akflehir muhârebesinde kazand›klar› büyük ganimetlerle
Konya’ya dönmüfllerdir. O s›rada Sultan
III. G›yaseddin Keyhüsrev’in yan›nda ‹lhanl› flehzadesi Kongurtay ile Sahib Ata oldu¤u halde büyük bir ordu ile gelmekte oldu¤unu ö¤renince Konya’y› terk ederek Ermenek taraf›na gitmifllerdir25. Türk-Mo¤ol
ordusu da onlar› takibe bafllam›fl, Kurba¤ahisar da¤›nda bir ormanda çembere al›nan
Türkmenlerin beyi Karamano¤lu Mehmed
Bey ve iki kardefli Tanu ve Zekeriya dahil
pek ço¤u öldürülmüfltür. Bu arada Cimri
kaçmay› baflarm›fl ve k›fl mevsimi de ona
Bat› Anadolu Türkmenleri aras›nda yeni
bir f›rsat yakalama imkan› sa¤lam›flt›r.
Merkezi ise Karahisar’d›r. Bu bölge, resmen
Fahreddin Ali’nin ailesinin timar› oldu¤undan, yeniden ele geçirilmesi Fahreddin Ali
için özel bir önem tafl›maktayd›. Mo¤ol ordusunun ifle kar›flmas›n›, y›k›ma neden olabilece¤inden arzu etmemiflti. Bu ifli sultanla birlikte bizzat halletmek için Kongurtay’dan izin alm›flt›. Daniflmend eyaletini
terk ederek Ankara’ya geldiler, orada Selçuklu ülkesindeki bütün emirlerin askerleri, pervanenin eski köleleri ve Aliflîr ailesi
taraf›ndan yönetilen Germiyanlar bir araya
gelmifllerdi. Amorium yak›n›ndaki Türkeli
ve Yedikap›’dan geçerken, Cimri’nin ordusunun P›narbafl›’nda oldu¤unu ö¤renmifller, Sakarya Irma¤›’n› geçmifller ve Haziran 1278 veya 1279’da iki ordu savaflm›fllard›r. Cimri kuvvetleri yenilgiye u¤ram›fl,
Fahreddin Ali’nin o¤ullar›n› öldüren Saruala yakalanm›flt›r. Cimri de yakalanarak öldürülmüfltür26.
25 ‹bn Bibi, Ayn› eser, s. 15; O. Turan, Ayn› eser, s. 564565; A. Sevim-Y. Yücel, Ayn› eser, s. 189-190; A. Sevim-E.
Merçil, Ayn› eser, s. 485.
26 C. Cahen, Ayn› eser, s. 271.
68
Anadolu’nun Kilidi AFYON
Cimri yakalan›p ortadan kald›r›ld›ktan
sonra Sultan G›yâsüddin Keyhusrev, kar›fl›kl›klar› yat›flt›rmak için, Karahisar, Sand›kl› ve Cuhud (fiuhud) taraflar›nda dolaflarak isyanc›lar› itaate ça¤›rm›fl ve aman
dileyenleri affederek Konya’ya dönmüfltür27.
M.1285 (H.684) y›l›nda ‹lhanl›lara verilen haracdan baflka, Anadolu’da bulunan
Mo¤ol bey ve askerlerinin masraflar› da
Selçuklu hazinesinden ödenmifltir. Bu sebeple de Vezir Sâhib Fahreddin Ali, Geyhatu komutas›nda Türkmenleri tenkil için gelen 20.000 kiflilik ordunun ihtiyaçlar›n› temine mecbur kalm›flt›r. Sahib Ata erzak tedarikine giriflti¤inde devlet hazinesi bofl
kalm›fl, Mücîrüddin Emirflah ile Be¤lerbe¤i
para vermeye yanaflmak istememifllerdir.
Bu durumda ihtiyar vezir bu masraflar› Karahisar’da bulunan kendi hazinesinden
karfl›lam›fl ve 400.000 dirhem sarf ile ihtiyaç
maddelerini Erzincan’a götürmüfltür. Rivayete göre, Sahib Ata o kadar hesaps›z para
ve mal götürmüfltür ki, elli y›l zarf›nda
yapt›¤› hayrât›n› burnundan getirmifllerdir.
Ne kendisi, ne de halk rahat görmüfltür28.
Germiyanl›lar›n, Selçuklularla ‹lhanl›lara karfl› muhalefete kalkmalar› nedeniyle,
Sultan Mesud Mo¤ol ordular›yla birlikte
Germiyanlar üzerine bir harekâta giriflmifl,
Vezir Fahreddin Ali de bir süre sonra onlara kat›lm›flt›r. Vezir, 1285-86 y›l›ndan itibaren Erzincan’da bulunan Mo¤ol ordusunun
masraflar›n› kendi gelirlerinden karfl›lad›¤›
gibi, Anadolu’da da masraflar› karfl›lamas›
gerekmifltir. Mo¤ollar›n ç›karlar›n› kollamakla görevli Mücireddin Mehmed ve
Beylerbeyi Azizeddin, bu seferin tek amac›n›n, Fahreddin Ali’nin torunlar›na ait olan
ama Germiyanl›lar’›n eline geçen timarlar›
27 ‹bn Bibi, Ayn› eser, s. 239.
28 O. Turan, Ayn› eser, s. 587.
kurtarmak oldu¤unu ileri sürerek kendi gelirlerinden ordunun masraflar›na kat›lmay›
reddetmifllerdir. Bafltaki birkaç baflar›dan
sonra Selçuklu-Mo¤ol ordusu herkesi flafl›rtarak yenilmifltir ( Aral›k 1286). Yeni bir sefer, Germiyan ülkesinden ganimetler al›nmas›yla sonuçlanm›fl ama gizlenen düflman
yakalanamam›flt›r. Ordu yeniden Kayseri’ye do¤ru yola koyulunca, Germiyanlar
da geri dönmüfllerdir. Karahisar’› hâlâ elinde tutan Fahreddin Ali’nin torunu, Germiyanl›lar ile savaflmak istemifl ama yenilip
Germiyan Beyi taraf›ndan öldürülmüfltür
(1287). ‹htiyar Fahreddin’in sultanla birlikte bir Selçuklu-Mo¤ol ordusunu olay yerine sevk ederek yine ifle kar›flmas› gerekmifltir. Germiyanlar bir kez daha kaçarak canlar›n› kurtarm›fllar, masraflar› her zaman
oldu¤u gibi Fahreddin Ali’nin ailesi taraf›ndan karfl›lanan Selçuklu-Mo¤ol ordusu
ise yaln›zca uç bölgelerini ya¤malay›p Karahisar’a dönmüfllerdir. Daha sonra Sultan
ve Fahreddin Ali de Konya’ya dönmüfller (
Aral›k 1287) ve durumu aç›klamak için
Kayseri yoluyla Argun’un yan›na gitmifllerdir29.
Sahibata’n›n Karahisâr emîri olan torunu Nusretüddin Hasan’›n o¤lu fiemseddin
Mehmet, Germiyan oyma¤›n›n sald›r›lar›
karfl›s›nda baflar›l› olamayarak 1287 y›l›nda
Germiyan beylerinden Bozgufl Bahad›r taraf›ndan öldürülmesiyle yerine o¤lu Nusretüddin Ahmet, Karahisar emîri olmufl ve
Mo¤ol Han› Ebû Said Bahad›r’›n tâbîleri
aras›nda yer alm›flt›r. Di¤er taraftan, Sahibata Fahrüddin Ali, Mo¤ollar›n ülkeyi
maddî ve manevi bak›mdan harabeye çevirmelerinden son derece üzülmüfl, giriflti¤i çabalar›n pek baflar›l› olamamas›n›n etkisiyle teessüründen 23 Kas›m 1288’de ölmüfltür30.
29 C. Cahen, Ayn› eser, s. 279-280.
30 A. Sevim-Y. Yücel, Ayn› eser, s. 299.
‹lhanl›lar›n Anadoludaki askerlerinin
kumandan› olan Emir ‹rencin’in yapt›¤› zulümler nedeniyle Türkmenler aras›nda
yayg›n bir memnuniyetsizli¤in oluflmas›na
sebep olmufltur. Sultan Muhammed Olcaytu Han’›n 1312 y›l›nda baflar›s›z bir sefere
bafllamas› isyanlara da f›rsat vermifltir. Türkiyede Mo¤ol hakimiyetinin çökmekte oldu¤unu gören Olcaytu Han, ‹rencin’i geri
çekerken Emir Çoban Bey’i 1314’de Anadolu’ya göndermifltir. Çoban Bey ordugâh›n›
Karanbük’de kurup bütün Türkmen beylerini huzuruna gelmeye ve itaate davet etmifltir. Bunun üzerine Borgulu’dan Hamid
o¤lu Feleküddin Dündar Bey, Beyflehir’den
Eflref o¤lu, Kütahya’dan Germiyan Beyleri,
Kastamonu’dan Süleyman Pafla (Candar
o¤lu) ve Sis’den Ermeni kral› hediyelerle
gelip itaatlerini arzederken, Karahisar’dan
da Sahib Ata’n›n torunlar› gelerek itaatlerini bildirmifllerdir31.
C) Germiyano¤ullar› Döneminde Afyonkarahisar
Sahib Fahreddin Ali’nin torunu fiemseddin Mehmed’den sonra Karahisâr-› Sâhib’e onun o¤lu Nusretüddin Ahmed emir
olmufltur. Bunun zaman›nda ‹lhanl›lar’›n
Anadolu valisi Timurtafl, Selçuklu Anadolu’sunda nizam ve âsâyifli sa¤layarak denetim alt›na alm›fl ve halk üzerinde de büyük
bir sevgi uyand›rm›flt›r. Di¤er taraftan, bat›
uçlar›nda Bizansl›lara karfl› cihad yapan
Türkmenler üzerine de yürüyerek, beylikleri ortadan kald›rmaya bafllam›flt›r.
1325’de Eflref ve Hamido¤ullar› beyliklerini ortadan kald›rm›fl, daha sonra Germiyan
ilini ele geçirmek için haz›rl›k yapm›flt›r.
Kendisi bizzat Denizli üzerine yürüdü¤ü
s›rada Afyonkarahisar’a da maiyetindeki
emirlerden Eredna’y› göndermifltir. Ancak
Nusretüddin Ahmed’in memleketi terk
ederek Germiyan hükümdar› Yakup Bey’e
31 O. Turan, Ayn› eser, s. 639.
Anadolu’nun Kilidi AFYON
69
iltica etmesi(1327) nedeniyle onu yakalayamam›flt›r. Fakat Timurtafl, biraderi Dimaflk
Hoca’n›n ‹lhan Ebu Said taraf›ndan katli
haberini alarak kendi vaziyetinin tehlikeye
düfltü¤ünü anlamas› üzerine muhasaray›
kald›rtarak Sivas’a dönmüfl oldu¤undan
Nusretüddin Ahmed memleketine dönmüfl
ve ayn› zamanda Germiyan hükümdar›na
damad olarak onun yüksek hakimiyeti alt›na girmifltir. Nusretüddin Ahmed vefat ettikten sonra Karahisar, Germiyan beyli¤ine
ilhak olunmufltur32. Nusretüddin Ahmed’in vefat tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, Afyonkarahisar’da bulunan ve Nusretüddin Ahmed zaman›nda
yapt›r›ld›¤› bilinen Kubbeli Mescid’in kitabesinin tarihi 1330 olmas›33, di¤er taraftan
Afyonkarahisar’da bulunan Ulu Cami’ye
konulmufl olan 1341 tarihli tamir kitabesinin de Nusretüddin Ahmed zaman›nda konulmufl bulunmas›34, sözkonusu tarihlerde
Nusretüddin Ahmed’in sa¤ oldu¤unu göstermektedir. Dolay›s›yla Afyonkarahisar’›n
kesin olarak Germiyanl›lar hakimiyetine
geçmesi bu tarihlerden sonra olmal›d›r.
Sahibo¤ullar› Karahisar’dan baflka bir
flehre sahip olmay›p; fiuhut, Barç›nl›, Oynafl
ilçeleri ile bin kadar köye sahip olup, askeri dört bin atl›ya yak›nd›35. Di¤er taraftan,
Bolvadin’in, Eflrefo¤ullar› hükümdar› Mehmet Bey zaman›nda Eflrefo¤ullar›’n›n hakimiyetine geçti¤i ve Sand›kl›’n›n da Germiyano¤ullar› Beyli¤i’ne ait oldu¤u bilinmektedir36.
32 ‹. H. Uzunçarfl›l›, Osmanl› Tarihi, s. 59-60, 63-64; O.
Turan, Ayn› eser, s. 647-648; A. Sevim-Y. Yücel, Ayn› eser, s.
288, 289, 300; Y. Yücel, Ayn› eser, s. 194.
33 ‹smail Hakk› (Uzunçarfl›l›), Afyon Karahisar, Sand›kl›, Bolvadin, Çay, ‹shakl›, Manisa, Birgi, Mu¤la, Milas, Peçin,
Denizli, Isparta, Atabey ve E¤irdir’deki K‹TABELER ve Sahip,
Saruhan, Ayd›n, Mentefle, ‹nanç, Hamit o¤ullar› Hakk›nda Malûmat, ‹stanbul 1929, s. 15.
34 Ayn› eser, s. 14.
35 A. Sevim-Y. Yücel, Ayn› eser, s. 300; Y. Yücel, Ayn›
eser, s. 194.
36 A. Sevim-Y. Yücel, Ayn› eser, s. 300, 309.
70
Anadolu’nun Kilidi AFYON
Mevlevi Türbe Camii
Germiyan taht›na fiahçelebi’den sonra
o¤lu ‹kinci Yakup Çelebi geçmifltir. Bunun
hükümdarl›¤›ndan bir seneye yak›n bir zaman sonra Murat Hüdâvendigâr 1389 y›l›nda Kosova muhârebesinde flehit düflmüfl,
Y›ld›r›m Bâyezid hükümdar olmufltur. Bunun üzerine, daha önce Osmanl› hakimiyetine girmifl olan Bat› Anadolu beylikleri harekete geçtikleri gibi, Yakup Bey de durumdan istifade ederek, babas› taraf›ndan k›z
kardeflinin çeyizi olarak Osmanl›lara terk
edilen Kütahya ve di¤er baz› yerleri geri alma¤a bafllam›flt›r. Rumeli’de düzeni yoluna
koyan Y›ld›r›m Bâyezid 1390’da Anadolu’ya geçerek kendisini istikbâle gelen Yakup Çelebi’yi veziri Hisar Bey’le beraber
yakalayarak Rumeli’de ‹psala Kalesi’ne
hapsettikten sonra Germiyan Beyli¤i’ni Osmanl› idaresine ba¤lam›flt›r(1390) 37.
37 ‹. H. Uzunçarfl›l›, Osmanl› Tarihi, s. 61; A. Sevim-Y.
Yücel, Ayn› eser, s. 290.
Dolay›s›yla Germiyanl›lara ba¤l› olan
Afyonkarahisar ve çevresi de Osmanl›lar›n
hakimiyetine geçmifltir. Bu durumu destekleyici mahiyette iki husustan bahsedebiliriz. Birincisi, Germiyan hükümdar› I. Yakup Çelebi taraf›ndan Afyonkarahisar
Mevlevihanesi’yle alakal› olarak tesis edilen vakfiyenin 1392 tarihinde Y›ld›r›m Bâyezid taraf›ndan tecdid edilmesi, ikincisi
de yine Afyonkarahisar Mevlevihanesi yiyecek masraflar› için Y›ld›r›m Bâyezid taraf›ndan cizye geliri vakfedilmesidir38.
Yakup Çelebi 1399 y›l›na kadar ‹psala’da kald›ktan sonra bir yolunu bulup ‹psala Kalesi’nden kaçarak fiam’a gitmifl ve o
tarihlerde fiam’a gelmifl olan Timur’a s›¤›narak kendini tan›tm›fl ve Ankara muhârebesinin sonuna kadar onun yan›ndan ayr›lmam›flt›r. 1402’de Y›ld›r›m Bâyezid’in tutsak al›n›p Osmanl› Devleti’nin Anadolu’da
parçalanmas›ndan sonra di¤er Anadolu
beylerine oldu¤u gibi bütün Germiyanl›
memleketleri de Yakup Bey’e verilmifltir.
Osmanl› flehzâdeleri aras›ndaki saltanat
mücadelesinde Yakup Bey, Çelebi Mehmed’in taraf›n› tutmufl ve bu yüzden Karamano¤lu’nun taarruzuna u¤rayarak memleketleri tahrip edilmifl ve baz› flehirleri kuflat›lm›fl, ertesi y›l da Germiyan ili (Kütahya) Karamano¤lu’nun eline geçmifltir. Böylece Yakup Bey, ikinci kez memleketini terke mecbur olmufltur.
Bu s›ralarda Yakup Bey’in müttefiki Çelebi Sultan Mehmet Rumeli’de kardefli Musa Çelebi ile mücadele etmekte oldu¤undan Karamano¤lu istila harekât›n› Bursa’ya kadar uzatm›fl ve bu flehri iflgal ile kalesini de kuflatm›flt›r. Çok geçmeden Musa
Çelebi’yi bertaraf ile Osmanl› Devleti’ni bir
yönetim alt›nda toplamay› baflaran Çelebi
Sultan Mehmet derhal Anadolu’ya geçmifltir. Bunu haber alan Karamano¤lu Bursa
kuflatmas›n› terk etti¤i gibi Germiyan’dan
ald›¤› yerleri de b›rakarak kaçmak zorunda
kalm›flt›r. Osmanl› Sultân› Karamano¤lu’na
karfl› giderken Yakup Bey, onun ordusuna
yiyecek ve di¤er ihtiyaç maddelerini sa¤lam›flt›r (1413). Böylece Yakup Bey, ikinci kez
memleketine sahip olmufl ve Osmanl› Devleti’nin hakimiyetini tan›m›flt›r. II. Murat
döneminde de Osmanl›larla iliflkilerini iyi
tutan Yakup Bey, ihtiyarlam›fl ve yafl› sekseni aflm›fl, yerine geçecek erkek çocu¤u da
yoktur. Bu hususu akrabas› olan Osmanl›
Sultan›’yla görüflmek için Edirneye gitmifltir. Burada yap›lan görüflme s›ras›nda Yakup Bey, ziyaretinin sebebini anlatarak ölümünden sonra memleketini Sultan’a vasiyet etmifl, daha sonra da törenle memleketine dönmüfltür39. Nihâyet 1428’de Yakub
Bey’in vefât› üzerine, vasiyeti gere¤ince kesin olarak Afyonkarahisar Osmanl› idaresine girmifltir40.
38 Sözkonusu vak›flar hakk›nda genifl bilgi için bkz.
Mustafa Karazeybek, “Karahisâr-› Sâhib Sanca¤›’nda Mevlevî Vak›flar›”, Sultan Dîvânî ve Afyonkarahisar’da Mevlevîlik,
Afyon 2002, s. 298-342.
39 ‹. H. Uzunçarfl›l›, Osmanl› Tarihi, s. 61-62. A. SevimY. Yücel, Ayn› eser, s. 290-292.
40 Feridun Emecen, “Afyonkarahisar”, Türkiye Diyanet
Vakf› ‹slam Ansiklopedisi, I, ‹stanbul 1988, s. 444.
Afyonkarahisar Genel Görünümü
Anadolu’nun Kilidi AFYON
71
D) Selçuklular ve Beylikler
Döneminde Afyonkarahisar
fiehri’nin Fiziki Geliflimi
Afyonkarahisar’›n, daha önce kale ete¤inde küçük bir köy iken, bölgenin Türkler
eline geçmesiyle beraber büyüyüp geliflti¤i
görülmektedir. Nitekim Türkler taraf›ndan
yap›lan cami, mescit, çeflme, han, hamam,
karbansaray, imaret, zaviye, mektep, türbe
vb. yap›lar bunu ortaya koymaktad›r. Selçuklu ve Osmanl› flehirlerinde mahalleler,
genellikle cami, mescit, zaviye veya imaretin inflas› ve bunlar›n etraf›nda meskenlerin
yap›lmas›yla oluflurdu. Bu aç›dan incelendi¤inde Afyonkarahisar’da Selçuklu döneminde infla edilen en eski yap› olarak; Ulu
Cami’nin yerinde bir mescidin varl›¤›na
dair bilgilere ulafl›lmaktad›r41. E¤er bu rivayet do¤ru ise flehrin ilk mahallelerinin
kalenin ç›k›fl yolu çevresinde kuruldu¤unu
söyleyebiliriz. Herhalde bu dönemde kale
çevresinde yerleflmifl insanlar›n herhangi
bir sald›r› durumunda kaleyi s›¤›nak olarak kullanma düflüncesi, ilk iskan›n bu flekilde oluflmas›n› gerektirmifltir. Di¤er taraftan, Afyonkarahisar’daki en eski kaynak
sular› incelendi¤inde; Olucak, Taflp›nar, Ya¤acak, ‹bik, Ball›p›nar vb. çeflmelerin kalenin bat› kesiminde ve H›d›rl›k eteklerinde
yeralmas›, flehrin ilk yerlefliminin Olucak,
Çavufllar, Bedrik, ‹bik ve Kara Kâtip mahalleleri civar›nda gerçekleflti¤inin bir di¤er
göstergesidir42. Bununla birlikte flehrin geliflmesi, Selçuklu Sultan› I. Alaaddin Keykubat’›n 1231-1233 y›llar› aras›nda kaleyi
tamir ettirerek, yukar› kalede bir mescit, bir
saray ve flehir kenar›nda bir medrese (Ala41 Ömer Fevzi Atabek, Sivrihisarl› Attar Yusuf Efendi’nin bir mescit, bir mezarl›k ve k›rk dükkan yapt›rd›¤›n›
ve Ulu Cami’nin bu mescidin geniflletilmesi suretiyle infla
edildi¤ini rivayet olarak nakletmektedir (Ömer Fevzi Atabek, Afyon Vilayeti Tarihçesi, (Haz. Turan Akkoyun), 2. fasikül, Afyon 1997, s. 155.
42 Bu hususa A. Mahir (Erkmen) de iflaret etmektedir
(Abdullah Mahir, “Tarihte Karahisar Livas›”, Haber, nr. 16,
22 May›s 1339).
72
Anadolu’nun Kilidi AFYON
addin Medresesi) yapt›rmas›n›n ard›ndan
bafllam›flt›r43. Mamafih Alaaddin Medresesi ile yüzy›l›n ikinci yar›s›nda yap›lan Ulu
Cami’nin yerleri gözönüne al›nd›¤›nda,
flehrin ilk merkezinin kalenin, ç›k›fl yolu
çevresi ile bat›s›ndaki Olucak Mahallesi
aras›nda olufltu¤u anlafl›lmaktad›r. Bu durum Afyonkarahisar’›n kalenin ç›k›fl yolunun hemen etraf›ndan bafllayarak zamanla
geniflledi¤ine iflaret etmektedir. Öyle ki bu
geniflleme, XIV. yüzy›l eserleri olan Kabe
Mescidi, Kubbeli Mescit, Tâc Ahmed Mescidi, Ak Mescit, Mevlevihane Camii ve
Arasta Mescidi’nin konumlar›na göre flehrin bat›da Çavuflbafl› Mahallesi’ne, güneyde H›d›rl›k Tepesi yamaçlar›na ve kalenin
do¤u eteklerine do¤ru olmufltur.
E) Afyonkarahisar ve Çevresinde
Bulunan Selçuklu ve Beylikler
Dönemi Eserleri
1) Alt›göz Köprüsü
Bölgedeki selçuklu eserlerinden en eski
ve en yayg›n bilinenlerinden birisi, Afyonkarahisar’›n kuzey do¤usunda, bu günkü Gar
Binas› ile eski ‹zmir ‹stasyonu aras›nda bulunan Alt›göz Köprüsü’dür. Köprü ile ilgili bilgilerimiz 1209-1210 tarihli tamir kitabesine
dayanmaktad›r. Köprüyü tamir ettirerek
sözkonusu kitabeyi koyan Emir Bedrettin
ebu Hamit Mehmet’tir. Köprüyü as›l yapt›ran ise babas› ‹lyas bin O¤uz’dur44. ‹lyas bin
O¤uz’un di¤er o¤lu Kureyfl’in ise Boyal›
Külliyesi’ni yapt›ran kifli oldu¤u tahmin
Alt›göz Köprüsü
43 Süleyman Gönçer, Afyon ‹li Tarihi, I, ‹zmir 1971, s. 255.
44 ‹. H. Uzunçarfl›l›, Kitabeler, s. 6-7.
edilmektedir. Bu kifli ayn› zamanda Kütahya’n›n Karacaviran Köyü’ndeki tekke duvar›nda bulunan 1210-1211 tarihli bir kitabenin
de sahibidir45. Köprünün sözkonusu tarihte
tamir gördü¤ü ve tamiri yapt›ran kiflinin de
as›l bânînin o¤lu oldu¤u dikkate al›nd›¤›nda
as›l yap›l›fl tarihinin 20-30 y›l daha önceki bir
tarih olabilece¤i düflünülebilir.
2) Boyal› Külliyesi
Sincanl›’ya ba¤l› Boyal› Köyü’nde bulunmakta olup, iki türbe ile bir hankâh veya zaviyeden oluflmaktad›r. Külliyenin yap›l›fl tarihi ve kimin taraf›ndan yapt›r›ld›¤›na iliflkin
kesin bilgi mevcut de¤ildir. Bununla birlikte
baz› araflt›rmac›lar, burada bulunan sekizgen
külahl› türbede yatt›¤›n› kabul ettikleri, Alt›göz Köprüsü’nü tamir ettiren Mehmed’in
kardefli olan Kureyfl bin ‹lyas bin O¤uz taraf›ndan yapt›r›ld›¤›n› belirtmektedirler46. Abtullah Kuran ise buradaki Medresenin, sekizgen külahl› türbede yatt›¤› ileri sürülen Kureyfl bin ‹lyas taraf›ndan de¤il, medresenin
do¤usunda bulunan eyvan tipindeki ikinci
bir türbede yatan kifli taraf›ndan yap›lm›fl olmas›n›n daha muhtemel oldu¤unu belirtmektedir47. Yap›l›fl tarihi hususunda ise araflt›r›c›lar, XIII. yüzy›l›n bafllar› oldu¤u hususunda müttefiktirler.
3) Attar Yusuf Efendi Mescidi
Afyonkarahisar’da Selçuklu döneminde
infla edilen en eski caminin, Ulu Cami’nin
yerinde bulunan mescit oldu¤undan bahsedilmektedir. Bu hususla ilgili olarak Ö.
Fevzi Atabek, Sivrihisarl› Attar Yusuf Efen45 Kitabe için bkz. Ayn› eser s. 7-8 (Uzunçarfl›l›’n›n belirtilen yerde Karatafl fleklinde okunabilece¤ini belirtti¤i
isim Kureyfl olup, kanaatimize göre Sincanl› ‹lçesi’ne ba¤l›
Boyal› Köyün’de bulunan külliyeyi yapt›rd›¤› ileri sürülen
kifli olmal›d›r).
46 Hakk› Önkal, Anadolu Selçuklu Türbeleri, Ankara
1996, s. 73; S. Gönçer, Ayn› eser, s. 265-266. Külliyeye ad›n›
veren Kureyflî’nin, Alt›göz Köprüsü’nü yapt›ran Mehmet’in kardefli olan Kureyflî b. ‹lyas b. O¤uz ile ayn› kifli olmas›n›n mümkün olmad›¤›na iliflkin görüfller de vard›r (Semavi Eyice, “Boyal›köy Külliyesi”, TDV‹A, VI, ‹stanbul
1992, s. 314-315).
47 Aptullah Kuran, Anadolu Medreseleri, I, Ankara
1969, s. 46.
di’nin bir mescit, bir mezarl›k ve k›rk dükkan yapt›rd›¤›n› ve Ulu Cami’nin bu mescidin geniflletilmesi suretiyle infla edildi¤ini
rivayet olarak nakletmektedir48.
4) Karahisar Kalesi
Afyonkarahisar Kalesi 1219’dan 1236
y›l›na kadar Anadolu Selçuklu hükümdar›
bulunan Alâeddin Keykubat taraf›ndan tamir ettirilerek bir tamir kitabesi konmufltur49. Kal‘a kapusunun üzerindeki yap›l›fl
tarihini gösteren kitabeyi ise iflgal zaman›nda ‹ngilizler götürmüfllerdir50. Kale,
Selçuklular zaman›nda zaman zaman hapishane olarak kullan›lmas›n›n yan›s›ra51,
Afyonkarahisar’›n Genel Görünümü
48 Ömer Fevzi Atabek, mescidin yerini “flimdiki sa¤
taraf köfleden minbere kadar (8 direk)in iflgal itdi¤i saha yerinde bir mescid...” fleklinde belirtmektedir. (Ö. F. Atabek,
Ayn› eser, s. 155). Süleyman S›rr› Üçer de Ulu Cami’nin Sivrihisarl› Yusuf Efendi Mescidi yerine yap›ld›¤›n› Afyonkarahisar Müftüsü Hüseyin Bay›k (D.1874-Ö.1965)tan naklen
bildirmektedir (Süleyman S›rr› Üçer, Afyonkarahisar Vilayeti
Tarihi, ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü yay›mlanmam›fl Lisans Tezi, ‹stanbul-1934-1935, s. 35).
49 ‹. H. Uzunçarfl›l›, Kitabeler, s. 8-9.
50 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnamesi, 1926-1927, s.
491.
51 Bir örnek verecek olursak; Büyük uç gazisi Mehmet
Bey’in damad› Ali Bey’e ait olup Denizli ve çevresinde kurulan ‹nanço¤ullar› Beyli¤i (Denizli Beyli¤i) 1262’den 1277
y›l›na kadar Selçuklulara tabi kalm›fl iken bu tarihte Karamanl›lar›n Selçuklulara ve Mo¤ollara karfl› ayaklanmas› ve
Konya’y› iflgalleri s›ras›nda Ali Bey de bu f›rsattan faydalanarak tâbiiyyetini b›rak›p istiklâlini ilan etmifltir. SelçukluMo¤ol ordusu, Karamanl›lar› ve di¤er Türkmenleri tenkîl
ederken Ulu-borlu ovas›na var›nca Denizli ve Honas ileri
gelenleri, art›k mukâvemet imkân› kalmad›¤› için, Selçuklulara sadâkatlerini arzetmifllerdir. Bu durumda ordugâha
getirilen Ali Bey de Karahisar(Afyon) Kalesi’ne hapsedilmifl ve orada ölmüfltür (O. Turan, Ayn› eser, s. 517.
Anadolu’nun Kilidi AFYON
73
Sâhib Ata Fahreddin Ali’nin nakit servetinin hazinesi de burada muhafaza edilmifltir52.
5) Kale (Alaaddin) Mescidi
I. Alaeddin Keykubat zaman›nda muhtemelen Afyonkarahisar Kalesi’nin tamiri
s›ras›nda yukar› kalede küçük bir cami
yapt›r›lm›flt›r. Bu camiyi Evliya Çelebi görmüfl ve “ Bu kalenin içinde tâ tepedeki Sultan
Keykubat Camii küçüktür ama sanatl›d›r. Mihrab› bafltan bafla çinilidir. Fakat minaresi yoktur, zelzeleden y›k›lm›flt›r...”53 fleklinde bilgi
vermifltir. Cami daha sonraki y›llarda y›k›larak tamamen yok olmufltur. Mescidin
mihrab›ndaki mozaik çinilerin ise XVII.
yüzy›ldan sonra M›srî Camii’nin mihrab›na
monte edildi¤i iddia edilmektedir54.
6) Sultan Alaaddin (Hisarard›) Medresesi
Afyonkarahisar Kalesi’nin bat›s›nda
muhtemelen yine kalenin tamir edildi¤i dönemde bir de medrese yapt›r›lm›flt›r. Sözkonusu medrese “Sultan Alâeddin Medresesi”
yâhut “Hisarard› Alâeddin Medresesi” isimleriyle an›lm›flt›r. Osman›lar zaman›nda hizmet vermeye devam etmifl, yak›n zamanlara kadar medresenin kal›nt›lar› var iken günümüzde tamam›yla yok olmufl, yerine 1
nolu Sa¤l›k Oca¤› binas› yap›lm›flt›r.
7) Gazl›göl Alaaddin Külliyesi
XVI. yüzy›l›n ikinci yar›s›na ait mühimme kay›tlar›nda bulunan bilgilere göre,
Gazl›göl’de, cami, kervansaray ve ›l›cadan
oluflan külliye niteli¤inde Sultan Alâeddin
zaman›ndan kalma eserler bulunmaktad›r.
Yap›lar, 1582 y›l›na kadar hizmet vermifltir.
Bu tarihte kervansaray ve ›l›ca tamir edilmifltir55. Caminin tamirine iliflkin herhangi
bir kayd›n olmamas›, caminin ilgili tarihte
52 O. Turan, Ayn› eser, s. 564-565; ‹. H. Uzunçarfl›l›, Osmanl› Tarihi, s. 17.
53 Evliyâ Çelebi, Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, IX, (Haz.
Mümin Çevik vd.), ‹stanbul 1984, s. 17.
54 Ali Osman Uysal, Afyon’da Üç Eser, Ankara 1992, s.
13, 49.
55 BA, Mühimme, defter no. 48, hüküm no.483, 492.
74
Anadolu’nun Kilidi AFYON
tamir gerektirmeyecek flekilde sa¤lam oldu¤una da iflarettir. Sözkonusu eserlere
iliflkin günümüzde herhangi bir kal›nt› ya
da bilgi bulunmamaktad›r.
8) Ulu Cami (Hoca Bey Camii)
Afyonkarahisar’da Selçuklulardan günümüze intikal eden nadir eserlerden birisidir. Bu cami, XIX. yüzy›la kadar Hoca Bey
Camii ismi ile an›l›rken XIX. yüzy›ldan itibaren Camii-i kebir (Ulu Cami) ismi ile de
an›lmaya bafllanm›fl56, XX. Yüzy›lda ise daha ziyade Ulu Cami ismi kullan›lm›flt›r.
XIII. yüzy›l Selçuklu dönemi a¤aç iflcili¤inin güzel örneklerinden birisi olarak görülen Ulu Cami, 1272 y›l›nda yap›lm›flt›r57.
Minber kap›s› orijinaldir. A¤aç ifllemelerin
ustas›, Dülger (Neccar) Emirhac Beydir.
Hattat nakkafl Hac› Murat, caminin tavan,
direk bafll›k ve kirifl bedenlerindeki çiçek
motiflerini ifllemifl, ayn› zamanda ayetler
ile Esmâü’l-Hüsnâ yaz›lar›n› yazm›flt›r.
Toprak dam›, Cumhuriyet döneminde çinko çat› ile örtülmüfltür.
Cami 1341, 1765, 1851, 1950, 1969 ve
1978 y›llar›nda tamir edilmifltir. Minaresi
XIV. as›rda Y›ld›r›m Bayezid devrinde yap›lm›flt›r58. Osmanl›lar döneminde cami
zengin vak›flara sahiptir.
Bunlardan baflka Selçuklular ve Beylikler döneminde yap›lm›fl di¤er bafll›ca eserleri de flu flekilde s›ralayabiliriz:
Kaledibi Mescidi: Afyonkarahisar Kalesi’nin
güney eteklerinde olup, 1264 y›l›nda Karamano¤lu Yusuf Bey taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r.
56 Hoca Bey Camii’nin Cami-i Kebir oldu¤una dair
bak., BA, EV. nr. 13512; Salnâme-i Hüdâvendigâr, 1302 senesi,
defa 12, s. 470.
57 Ahmet Tevhid, “Sahipata O¤ullar›ndan Ahmet”,
Türk Tarih Encümeni Mecmuas›, nr. 12(79), 1341, s. 357; ‹. H.
Uzunçarfl›l›, Kitabeler, s. 13-14; M. Ferit-M. Mesut, Selçuk Veziri Sahip Ata ile O¤ullar›n›n Hayat› ve Eserleri, ‹stanbul 1934,
s. 137.
58 Zekiye Uysal, “Afyon Ulu Camii’nin Ahflap Üzerine Boyal› Nak›fllar›”, 3. Afyonkarahisar Araflt›rmalar› Sempozyumu Bildirileri, s. 236-247; Mehmet Saadettin Aygen, Afyonkarahisar Camileri, Ankara 1973, s. 66-72; S. Gönçer, Ayn› eser,
s. 284-288, 320; Türkiye’de Vak›f Abideler ve Eski Eserler, Ankara 1972, s. 92-93.
Eser y›k›lm›fl ve kitabesi Yukar› Pazar Mescidi’nin duvar›na konmufltur.
Salar Köyü Camii: Sâhipo¤ullar› zaman›nda yap›lm›flt›r. Ayval› Köyü zelzelesinde harap olmufl ve y›k›lm›flt›r.
Burmal› Camii: Afyonkarahisar flehir
merkezinde Beylikler döneminde yap›lan
cami y›k›lm›fl ve yerine yenisi yap›lm›flt›r.
Kuyulu Mescit: Eski Afyonkarahisar’›n
merkezinde ve Mevlevi Dergah› civar›ndad›r.
Kubbeli Mescit: Afyonkarahisar flehir
merkezinde bulunan mescit, 1330 y›l›nda
Hac› Ali bin ‹dris taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r.
Arasta Mescidi: Afyonkarahisar Merkezde, Yemeniciler çarfl›s› içinde bulunan ve tek
kubbeli olan mescid, 1355 y›l›nda, Hac› ‹smail bin Mehmet taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r.
Tâc-Ahmed (Tahtal›) Mescidi: Afyon merkezde, ayn› adla an›lan mahallede bulunmaktad›r.
Kabe Mescidi: Afyonkarahisar Kalesi’nin
eteklerinde Çavuflbafl› Mahallesi’nde olup
Hac› Mehmet bin Yusuf taraf›ndan 1397 y›l›nda yapt›r›lm›flt›r.
Ak-Mescid: Afyonkarahisar merkezde,
ayn› adla an›lan mahallede bulunan mescit,
H.800/M.1397 y›l›nda, Hac› Hamza bin
Hac› Hasan el-Kettânî taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r.
Mevlevi Dergâh›-Mescidi: Afyonkarahisar merkezdedir.
Afyonkarahisar’›n baz› ilçelerinde de
Selçuklu ve Beylikler dönemi eserleri bulunmaktad›r. Bunlardan önde gelenlerini
flu flekilde s›ralayabiliriz:
fiuhut Kubbeli (‹skender Bey) Mescidi: Hisar Mahallesi’nde bulunan mescit, 1368 y›l›nda Hamito¤ullar›ndan Emir ibrahim taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r.
fiuhut Ulu (Çarfl›) Camii: fiehir merkezinde
bulunan cami, Demirtafl Pafla o¤lu Hamza Pafla taraf›ndan 1415 y›l›nda yapt›r›lm›flt›r.
Bolvadin Alaca Mescidi ve Çeflmesi: Selçuklu dönemi eserlerinden olup, 1278 y›l›n-
da Bayram ‹bn-i Abdullah taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r. Mescid, Kanuni zaman›nda Camiye çevrilmifltir.
Bolvadin Kubbeli Mescidi: Eflrefo¤lu Mubâriziddin Mehmet Bey taraf›ndan 1320 y›l›nda bir külliyenin parças› olarak yapt›r›lm›flt›r.
Sand›kl› Ulu Camii: Sand›kl›’n›n en büyük camisi olup Bahaeddin Ömer bin Alaeddin taraf›ndan H.780/M.1378 y›l›nda
mescit olarak yapt›r›lm›flt›r.
Sand›kl› Emirhisar Köyü Camii: Emirhisar
Köyünde olup,1327 y›l›nda Süleyman bin
Kark›n taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r.
Alaca Mescit: 1575 tarihli tahrir defterinde Sand›kl›’ya ba¤l› Ramazan Köyü’nde
bulunan mescid için “Kadîmü’l-eyyâmdan
Camidir” tabiri kullan›lm›flt›r. Bu mescit,
Selçuklu dönemi eserlerinden olmal›d›r.
Sâhip Ata Kervansaray›: Afyonkarahisar’›n Sultanda¤› ‹lçesi’nde bulunan eseri,
1249 y›l›nda Selçuklu veziri Sâhip Ata Fahreddin Ali taraf›ndan yapt›r›lm›fl olup flu
anda harap durumdad›r.
Ebu’l-Mücahid Yusuf Külliyesi: Çay’da
Vak›flar Mahallesi’nde bulunmaktad›r.
1278’de Selçuklu Sultan› III. G›yaseddin
Keyhüsrev (1264-1283) zaman›nda yap›lan
külliye; medrese, türbe, çeflme, han ve bu
gün hiçbir izi kalmayan hamamdan oluflmaktad›r. Külliyeyi yapt›ran Ebu’l-Mücahid Yusuf bin Yakup olup Mimar› O¤ul Be¤
bin Mehmet’tir59.
E¤ret Kervansaray›: Kütahya-Afyon yolu
üzerinde bugünkü An›tkaya (E¤ret) Köyü’ndedir. Tipik Selçuklu kervansaraylar›ndan farkl› yap›lm›fl olmas›na ra¤men
Selçuklu eseri oldu¤u muhakkak olup infla
tarihi kesin belli de¤ildir60.
59 Genifl bilgi için bkz. Mehmet Özkarc›, Afyon-Çay’da
Ebû’l-Mücahid Yusuf Külliyesi, Ankara 1996.
60 Süleyman Gönçer, eserin Süleyman fiah taraf›ndan
1370-1380 y›llar› aras›nda yap›ld›¤›n› belirtirken (S. Gönçer,
Ayn› eser, s. 346-347); bir baflka eserde 1267 y›llar›nda yap›lm›fl oldu¤unun san›ld›¤› belirtilmektedir (Türkiye’de Vak›f
Abideler, s. 175).
Anadolu’nun Kilidi AFYON
75
IV. OSMANLILAR DÖNEM‹NDE
AFYONKARAH‹SAR
Mustafa KARAZEYBEK*
A) ‹dârî Yap›
1) Bölgenin Osmanl› ‹daresine Giriflinden XVII. Yüzy›la Kadar
Afyonkarahisar yöresi, Y›ld›r›m Bâyezid taraf›ndan Osmanl› idaresine kat›lm›fl
ancak, Ankara Savafl›’ndan sonra tekrar
Germiyan hükümdar› II. Yakub Bey’in eline geçmifl ve nihâyet 1428’de Yakub Bey’in
vefât› üzerine, vasiyeti gere¤ince kesin olarak Osmanl› idaresine girmifltir1. Afyonkarahisar bölgesi, Osmanl› idaresine geçtikden sonra bir sancak haline getirilerek Anadolu Eyaletine ba¤lanm›fl ve “Karahisâr-›
Devle”, “Karahisâr-› Sâhip” veya “Karahisar”
sanca¤› isimleriyle an›lm›flt›r. Sancak, Anadolu Eyaleti’ne ba¤l› olma niteli¤ini XVI.
yüzy›lda da sürdürmüfltür. 1521-1522,
1523-1526, 1527, 1529-15302 ve 1550-15513
tarihli sancak tevcih defterlerinde ve bu
yüzy›lda tutulan bütün tahrir defterlerinde
Karahisar veyâhut di¤er ismiyle Karahisâr› Sâhip Sanca¤› hep Anadolu Eyaleti sancaklar› aras›nda yer alm›flt›r.
XVI. yüzy›l›n bafllar›ndaki Karahisar’›n
idari taksimat› hakk›nda ilk bilgileri II. Bâyezid döneminde tutuldu¤u anlafl›lan bir
tahrir defterinden ö¤renmekteyiz. Bu defterde, livan›n ismi Karahisar olarak kaydedilmifltir. Defterde, Bolvadin, Çay, Çola, fiuhut, Oynafl, Sand›kl› ve Elçi nahiyelerinin
mufassal olarak tahrirleri kaydedilmifltir.
Bunlardan baflka fiehr-ovas›, K›rhisar, Sincanl› ve Barç›nl› nahiyeleri hakk›nda defterde bilgi varken, bunlara ait sayfalar›n bir
flekilde kayboldu¤unu baz› kay›tlar ortaya
koymaktad›r4.
Bu bilgiler ›fl›¤›nda Karahisâr’›n II. Bâyezid (1481-1512) dönemindeki idari taksimat› Tablo 1’de gösterildi¤i gibidir.
Sözkonusu defterde, Karahisar Kazas›’na ba¤l› nahiyeler ile Barç›nl› Kazas› eksik oldu¤u için buralara ba¤l› köy, mezraa,
yaylak ve k›fllaklar hakk›nda bilgimiz yoktur. Ancak di¤er kaza ve nahiyelere iliflkin
teferruatl› bilgi mevcuttur. Bu dönemde
Bolvadin flehrinde 11 mahalle vard›r.
Tablo I: II. Bâyezid Dönemi Karahisar Livas› Kaza ve Nahiyeleri
* Afyon Kocatepe Üniversitesi Tarih Uzman›.
1 Feridun Emecen, “Afyonkarahisar”, Türkiye Diyanet
Vakf› ‹slam Ansiklopedisi, I, ‹stanbul 1988, s. 444.
2 Üçler Bulduk, XVI. As›rda Karahisâr-› Sâhip Sanca¤›,
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Genel Türk
Tarihi Anabilimdal›, Bas›lmam›fl Doktora Tezi, Ankara
1993, s. 21, 22, 53.
3 Feridun Emecen- ‹lhan fiahin, “Osmanl› Taflra Teflkilat›n›n Kaynaklar›ndan 957-958 (1550-1551) Tarihli Sancak
Tevcih Defteri I”, Belgeler, XIX/23, (Ankara 1999), s. 66-67.
76
Anadolu’nun Kilidi AFYON
4 Defter, “Nâhiye-i Bolavadin der-liva-i mezkûr” diyerek
bafllamaktad›r (BA, MAD, nr. 230, s. 2.). Buradaki livan›n ismi yerine “mezkûr” ifadesinin kullan›lmas› defterde bundan önce de bir nâhiyenin kay›tl› bulundu¤unu göstermektedir. Bunun yan›nda; “fiehr-ovas›’nda Karaca-hisar’› bile yerler” (BA, MAD, nr. 230, s. 167), “K›r-hisar’da Sarn›ç Köyü’ne
bile mutasarr›flard›r” (BA, MAD, nr. 230, s. 231), “an-ihtisâb-›
Kaya-bazar› der-Sincanlu” (BA, MAD, nr. 230, s. 36), “Barç›nlu’da Yüre¤ir nâm karyeyi bile yerler” (BA, MAD, nr. 230, s.
106) fleklindeki kay›tlar, bu defterde mevcut olmasa bile
fiehr-ovas›, K›rhisar, Sincanlu ve Barç›nlu nâhiyelerinin de
varl›¤›na delalet etmektedir.
Ayr›ca Çay Nahiyesi’yle birlikte Bolvadin
Kazas›’na ba¤l› 41 köy, 5 mezraa, 1 k›fllak
ve 1 çay›r bulunmaktad›r. Çola Kazas›’nda
flehir mevcut olmay›p, 39 köy, 15 mezraa, 6
yaylak ve 1 çiftlik vard›r. fiuhut Kazas›
mevcut kazalar›n en büyü¤üdür. fiuhut, kasaba mahiyetinde olup 9 mahalleden oluflmaktad›r. Bu kazaya ba¤l› 86 köy, 21 mezraa, 8 yaylak ve 4 çay›r bulunmaktad›r. Oynafl Kazas›’nda da bir flehir merkezi yoktur.
Bu kazaya ba¤l› 17 köy, 12 mezraa, 6 yaylak, 1 çay›r ve 1 çiftlik vard›r. Kasaba fleklinde merkeze sahip kazalardan birisi de
Sand›kl›’d›r. Sand›kl›’n›n 8 mahallesi vard›r. Sand›kl› Kazas›’na ba¤l› 47 köy, 13 mezraa, 7 yaylak ve 2 çay›r kay›tl›d›r. Sand›kl›’ya tabi olan Elçi Nahiyesi’nde de flehir
merkezi olmay›p, bu nahiyeye ba¤l› 71 köy
ve 8 mezraa bulunmaktad›r.
II. Bâyezid döneminin hemen arkas›ndan Yavuz Sultan Selim’in saltanat›n›n ilk
y›llar›nda tutulmufl, H.919 (M.1513) tarihli
Anadolu Vilâyeti’ne ait bir kad› defterinden II. Bâyezid dönemindeki kad›l›klar›n
Yavuz Sultan Selim zaman›nda da Çola hariç aynen mevcudiyetini devam ettirdikleri
anlafl›lmaktad›r. Bu tarihte Karahisar Livas›’nda; Nefs-i Karahisar, Sand›kl›, Bolvadin,
fiuhut, Oynafl ve Barç›nl› kad›l›klar› vard›r5.
II. Bâyezid döneminde sanca¤›n ismi
“Karahisar” fleklinde yaz›lm›fl olmas›na karfl›l›k Kânûnî dönemi tahrirlerinde genellikle “Karahisâr-› Sâhip” fleklinde kaydedilmifltir. Bu dönemde sanca¤a ba¤l› befl kaza vard›r. Bunlardan ilki sanca¤›n merkezi olan
Karahisar Kazas›’d›r. Kaza merkezi, Karahisar flehridir. 1528 tarihli mufassal defter
ile 438 numaral› defterde Karahisar flehrine
ait 34 mahalle kaydedilmifltir. Karahisar
Kazas›, sanca¤›n en büyük kazas› olup bu
5 Turan Gökçe, “Anadolu Vilâyeti’ne Dâir 919 (1513)
tarihli bir kad› defteri”, Tarih ‹ncelemeleri Dergisi, IX (‹zmir
1994), s. 245.
kazaya ba¤l› dört nahiye mevcuttur. Karahisar flehri ve flehir çevresindeki köyleri içine alan nahiyenin ismi fiehrâbâd’d›r6. Bu nahiye için ayn› zamanda yaln›zca “fiehr Nahiyesi”7 veyahut “fiehr-ovas› Nahiyesi”8 isimleri de rahatl›kla kullan›lmakt›d›r. fiehrâbâd Nahiyesi’nde 81 köy, 19 mezraa, 10 çiftlik, 28 çay›r, yaylak ve zemin vard›r. Karahisar Kazas›’na ba¤l› ikinci nahiye K›rhisar’d›r. Bu nahiyenin flehir merkezi olmay›p, 110 köy, 85 mezraa, 28 çiftlik, 39 çay›r,
yaylak, k›fllak ve zemini vard›r. Di¤er nahiyeler ise, bugünkü Sinanpafla ve çevresini
içine alan Ulu-Sincanl› (Büyük Sincanl›) ve
Kiçi-Sincanl› (Küçük Sincanl›) nahiyeleridir. Bu nahiyelerde de flehir merkezi yoktur. Ulu-Sincanl› Nahiyesi’ne ba¤l› 54 köy,
14 mezraa, 18 çiftlik, 36 çay›r ve yaylak vard›r. Kiçi-Sincanl›’da ise 6 köy, 3 mezraa, 1
çiftlik ile 8 çay›r ve yaylak mevcuttur.
Sanca¤a ba¤l› ikinci kaza Sand›kl›’d›r.
Kazan›n merkezi olan Sand›kl›, kasaba niteli¤inde olup 8 mahalleden oluflmaktad›r.
II. Bâyezid döneminde Sand›kl›’ya ba¤l›
olan Elçi Nahiyesi bu dönemde mevcut olmay›p sözkonusu nahiyeye ba¤l› olan yerleflim birimleri Sand›kl› Nahiyesi’ne dahil
edilmifltir. Ayr›ca yine II. Bâyezid döneminde mevcut olan Çola Kazas›, Sand›kl›
Kazas›’na ba¤l› bir nahiye haline getirilmifltir. Sand›kl›’ya ba¤l› 116 köy, 34 mezraa,
6 Baz› örnekler için bkz. BA, TD 147, s. 26 v.d.; BA,
MAD, nr. 923, s.16; BA, MAD, nr. 162, vr.89 vb.
7 BA, TD 147, s. 29, 32, 52, 92, 354.
8 Baz› kay›tlarda fiehr-ovas› isminin Karahisar veya
fiehr-âbâd nâhiyesi karfl›l›¤› olarak kullan›ld›¤› görülür.
Meselâ “Nâhiye-i fiehr-ovas›nda Mal-öyü¤ü ve Ç›kr›k nâm karyelere bile tasarruf ider.” (BA, TD 147, s.81); “Çiftlik-i ‹ki-Sucu
der-karye-i Susuz tâbi‘-i fiehr-ovas›”,( BA, TD 147, s. 88) fleklinde kay›tlar vard›r. Burada zikredilen Mal-öyü¤ü ve Ç›kr›k köyleri ayn› defterde fiehr-âbâd Nâhiyesi’ne ba¤l› köyler aras›nda gösterilir iken (BA, TD 147, s. 39, 40.), Susuz
köyü’nün de Karahisar’a ba¤l› oldu¤u belirtilmektedir (BA,
TD 147, s. 479.). Bu kay›tlar fiehr-ovas› isminin hem fiehrâbâd hem de Karahisar yerine kullan›ld›¤›n› göstermektedir.
Anadolu’nun Kilidi AFYON
77
Tablo II: Kânûnî Dönemi Karahisâr-› Sâhip Livas›9
21 çiftlik, 109 çay›r, yaylak ve k›fllak vard›r.
Sand›kl›’ya tâbi Çola Nahiyesi’nde ise 44
köy, 12 mezraa, 5 çiftlik ile 46 çay›r, yaylak
ve zemin vard›r.
Üçüncü kaza fiuhut’dur. fiuhut’un merkezi de kasaba fleklinde olup 9 mahallesi
vard›r. Bu kazaya ba¤l› 124 köy, 43 mezraa,
11 çiftlik, 72 çay›r ve yaylak vard›r.
Di¤er bir kaza olan Bolvadin’in merkezi de yine kasaba niteli¤inde olup 11 mahalleden müteflekkil Bolvadin flehridir. Bu
kazaya ba¤l› 49 köy, 14 mezraa, 4 çiftlik, 34
çay›r, yaylak ve k›fllak vard›r. II. Bâyezid
dönemindeki Çay Nahiyesi, nahiye statüsünden ç›kar›larak buraya ba¤l› yerleflim
birimleri Bolvadin’e ba¤lanm›flt›r.
Sanca¤a ba¤l› son kaza Barç›nl›’d›r. Bu
kazan›n nefsi yani flehir merkezi yoktur.
Barç›nl› Kazas›’na ba¤l› 121 köy, 105 mezraa, 6 çiftlik ile 41 çay›r, yaylak ve k›fllak
mevcuttur.
Kânûnî dönemi defterlerine göre bu dönemdeki ismiyle Karahisâr-› Sâhip Sanca¤›’n›n idari taksimat› Tablo II’de gösterildi¤i gibidir.
XVI. yüzy›lda Karahisâr-› Sâhip Sanca¤›’na ait son Mufassal Timar Tahrir Defteri II. Selim’in saltanat›nda düzenlenmifl
olup H.980/M.1572 tarihlidir10. Bu defter
nahiye esas›na göre tutulmufl oldu¤undan
9 438 Numaral› Muhasebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri
(937/1530) I: Kütahya, Karahisâr-› Sâhib, Sultan-önü, Hamid ve
Ankara Livalar›, Ankara 1993, s. 155-211, 136-141.
10 Tapu ve Kadastro Genel Müdürlü¤ü Kuyûd-› Kadîme Arflivi (TK.KKA), TD 154.
78
Anadolu’nun Kilidi AFYON
kaza taksimat› hakk›nda bilgi vermemektedir. Ancak nahiye yap›s› incelendi¤inde
sanca¤›n idârî taksimat›n›n, Kânûnî döneminde tutulmufl olan mufassal defterle
büyük ölçüde ayn› oldu¤unu göstermektedir. Bu iki defter aras›ndaki fark, Kânûnî dönemindeki K›rhisar Nahiyesi’nin, II.
Selim döneminde Kay›rhisar11 ve K›rhisar12 isimlerinde iki nahiyeye bölünmüfl
olmas›d›r.
II. Selim devrinde sancakta 1 flehir ve
üç kasaba görünmektedir. Karahisar 35
mahalleden oluflan bir flehirdir. Bolvadin,
fiuhut ve Sand›kl› kasaba hüviyetinde
olup, Bolvadin’de 10, fiuhut’ta 9 ve Sand›kl›’da 5 mahalle bulunmaktad›r. Kay›rhisar, K›rhisar, Ulu-Sincanl›, Kiçi-Sincanl›,
Barç›nl›, Oynafl ve Çola nahiyelerinde ise
“nefs” tabir edilen bir flehir merkezi bulunmamaktad›r. Bu nahiyeler, belli bölgelerdeki k›r iskân merkezlerinin biraraya getirilmesiyle oluflturulan idârî birimlerdir. H.
983/M. 1575 tarihli Vak›f Tahrir Defteri’nde ise Karahisâr-› Sâhip Livas›’ndaki
nahiyeler, fiehrâbâd, K›rhisar, Ulu-Sincanl›, Bolvadin, Barç›nl›, fiuhut, ve Sand›kl›
fleklindedir13.
11 TK.KKA, TD 154, vr. 37b.
12 Ayn› defter, vr. 61b.
13 TK.KKA, TD 575.
Tablo III: 1572’de Karahisâr-› Sâhip Sanca¤›’ndaki Nahiye alt› idari birimlerin
Nahiyelere göre da¤›l›m›
2) XVII. Yüzy›ldan XX. Yüzy›l›n
Bafllar›na Kadar
XVI. yüzy›lda sanca¤›n merkez kazas›n›n ismi Karahisar iken XVII. yüzy›lda Karahisâr-› Sâhip Kazas› fleklinde kullan›lmaya bafllanm›flt›r. Yine daha önce Karahisar
Kazas›’na ba¤l› bir nahiye durumunda
olan Sincanl›, bu dönemde müstakil kaza
olmufltur. II. Bâyezid döneminde Bolvadin’in nahiyesi iken daha sonra nahiyelikten ç›kar›larak Bolvadin’e dahil edilen
Çay da yine kaza haline gelmifltir. XVI.
yüzy›lda sürekli mevcut olan Barç›nl› Ka-
zas› XVII. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Barç›nl›
ve Nevâhî-i Barç›nl› isminde iki kaza haline gelmifltir. Ayr›ca, önceki yüzy›lda kaza
veya nahiye olarak hiç rastlamad›¤›m›z
Karam›k Kazas›’n›n teflkil edildi¤i görülmektedir. XVI. yüzy›lda bazen Sand›kl›’ya ba¤l› bir nahiye, bazen bir kaza olarak gördü¤ümüz Çola ise, Çola-âbâd ismiyle kaza flekline dönüflmüfltür. Bu dönemdeki kazalar afla¤›da Tablo IV’de gösterilmifltir.
XVII. yüzy›l›n sonunda bu kazalar›n aynen devam etti¤ini H. 1106/M. 1695 tarihli
Tablo IV: H. 1030/M. 1621 tarihli Hâne-i Avâr›z Defteri14 ile 7 fievvâl 1062/
11 Eylül 1652 tarihli bir sicil kayd›na göre Karahisâr-› Sâhip Livas› Kazalar›15
14 BA, MAD, nr. 2751, s. 60-61.
15 Afyon fier‘iyye Sicili (AfiS), Defter 503, vr. 59b/392.
Anadolu’nun Kilidi AFYON
79
Afyon fier‘iyye Sicil Defteri’ndeki kay›tlar
ortaya koymaktad›r16. Bu defterde, Karahisâr-› Sâhip Kazas›’na ba¤l› fiehrâbâd Nahiyesi17 ve Sincanl› Nahiyesi18; Sincanl› Kazas›’na ba¤l› Ulu-Sincanl› Nahiyesi19 ile Çolaâbâd Kazas›’na ba¤l› Çola veya Çöl-âbâd20
olarak kaydedilen nahiyeler bulunmaktad›r.
Evliyâ Çelebi’ye göre ise XVII. yüzy›lda;
Merkez, Sand›kl›, S›çanl›, fiuhut, Cule, ‹ki
Barç›nlar, K›ram›k ve Çal kazalar› vard›r21.
XVIII. yüzy›l›n bafllar›nda sancakta bulunan nahiye da¤›l›m› II. Selim zaman›ndaki nahiyeler ile tamamiyle ayn›d›r. Bu hususu, H. 1110-1125/M. 1698-1713 tarihleri
aras›ndaki kay›tlar› içeren bir timar derdest defterinden tespit etmek mümkündür.
Sözkonusu defterdeki nahiyeler, fiehrâbâd,
Kay›rhisar, K›rhisar, Ulu-Sincanl›, Kiçi-Sincanl›, Bolvadin, Barç›nl›, Oynafl, fiuhut,
Sand›kl› ve Çola fleklindedir22. Bu yüzy›lda
Karahisâr-› Sâhip Sanca¤›’n›n kaza yap›lanmas› da XVII. yüzy›ldaki ile tamamiyle ayn›d›r. Afyonkarahisar fler‘iyye sicil defterleri ve avâr›z defterlerindeki kay›tlar, XVIII.
Yüzy›l boyunca kaza yap›lanmas›nda hiçbir de¤ifliklik olmad›¤›n› ortaya koymaktad›r23. Bu yüzy›l boyunca, Karahisâr-› Sâhip,
Sincanl›, Bolvadin, Çay, Barç›nl›, Nevâhî-i
Barç›nl›, fiuhut, Karam›k, Sand›kl› ve Çolaâbâd kazalar› aynen varl›¤›n› devam ettirmifllerdir. Ancak Barç›nl› Kazas› zaman zaman Hanbarç›nl› fleklinde de geçmektedir.
16 AfiS, Defter 523, vr. 73b/236, 78a/250.
17 Ayn› defter¸ vr. 42a/154.
18 Ayn› defter¸ vr. 51b/174.
19 Ayn› yer.
20 Ayn› defter¸ vr. 38b/145.
21 Evliyâ Çelebi, Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, IX, (Haz.
Mümin Çevik vd.), ‹stanbul 1984, s. 17; Burada S›çanlu, Cule, K›ram›k ve Çal fleklinde yaz›lm›fl olan kazâlar, Sincanlu,
Çola, Karam›k ve Çay kazalar› olmal›d›r.
22 BA, MAD, nr. 15270, s. 199-247.
23 Bak›n›z AfiS, Defter 532 (1717 tarihli), s. 19; AfiS, Defter 534, vr. 2a/4, 9b/37 (1720 tarihli); AfiS, Defter 540, vr.
6b/19 (1735 tarihli); AfiS, Defter 541, vr. 40a/124, 66b/223
(1738/39 tarihli); AfiS, Defter 546, vr. 3a/13 (1753 tarihli);
MAD, nr. 3158, s.191(1757/58 tarihli); AfiS, Defter 555,
s.71/138 (1788 tarihli).
80
Anadolu’nun Kilidi AFYON
Karahisâr-› Sâhip Sanca¤›, 1839’da Hüdâvendigâr ad› alt›nda teflkil edilen eyaletin içinde say›ld›. Önceleri merkezden tayin edilen sancak beyleri taraf›ndan idare
edilmekte iken, bu tarihte kaymakaml›k,
1867’de mutasarr›fl›k olarak idare teflkilat›ndaki yerini korudu24.
Kaza yap›lanmas›nda ise XIX. yüzy›l›n
ilk yar›s›nda herhangi bir de¤ifliklik olmam›fl, 1853’e kadar ayn› yap›lanma devam
etmifltir25. H. 1264/M. 1848 tarihli defterde
fiehrâbâd, Sincanl› ve Ulu-Sincanl› nahiyelerine dair kay›tlar da mevcuttur26. Ancak
H. 1270/M. 1853/54 senesine ait kazalar›n
tahmînî mahsûlât miktarlar› ile kaza nüfuslar›n› gösteren bir defterden Geyikler (Dinar), fieyhli, Dazk›r› ve Çal civar›n›n Karahisâr-› Sâhip Sanca¤›’na dahil edilerek yeni
kazalar ihdas edildi¤i anlafl›lmaktad›r27.
XVII. yüzy›l›n bafl›nda oluflan kaza yap›lanmas› iki buçuk as›r sonra bu dönemde
sanca¤a yeni bölgelerin kat›lmas› sonucunda yeni kazalar›n teflkiliyle genifllemifltir.
Böylece, bu döneme kadar Sancakta 10 kaza varken kaza say›s› bir anda 19’a ç›km›flt›r. Sözkonusu defterde kazalar, Karahisâr-›
Sâhip, Sand›kl›, Sincanl›, fiuhut, Çola-âbâd,
Bolvadin, Çay, Karam›k, Hanbarç›n, Nevâhî-i Barç›n, Emirda¤, Çal, Baklan, fieyhlü,
Dazk›r›, Homa, Geyikler, Dâniflmendlü ve
‹shakl› fleklinde kaydedilmifltir. Bu tarihten
sonra s›k s›k de¤ifliklikler olmaya bafllam›flt›r. H. 1277 tarihinde say›lan kazalardan
Homa, fieyhlü, Emirda¤, Nevâhî-i Barç›n
ve Çola-âbâd kazalar› görünmemektedir28.
24 F. Emecen, “Afyonkarahisar”, s. 444.
25 Bak›n›z BA, MAD 4109, s.161 (1827/28 tarihli); AfiS,
Defter 565, vr. 29b/84 (1839 tarihli); BA, MAD 20535,
(1845/46 tarihli); BA, ML.VRD 1651, (1846/47 tarihli); AfiS,
Defter 568, s. 303/194 (1848 tarihli); BA, MAD 1490, s. 3,
(1853 tarihli).
26 AfiS, Defter 568, s. 263/152, 308/197.
27 BA, MAD, nr. 19505, s. 1-5.
28 BA, Cevdet Dâhiliye nr. 8605.
Tablo V: XIX. Yüzy›l›n son çeyre¤inde Salnamelere göre idari taksimat
1870’lerden sonraki dönemin idari taksimat› hakk›nda salnamelerde düzenli bilgi
bulmak mümkündür. Bu dönemin idari
taksimat› Tablo V’de gösterildi¤i gibidir.
Kaza ve nahiye taksimat›nda de¤ifliklikler olurken köy say›s› ve da¤›l›m› da sürekli de¤iflmektedir. Mesela 1296 y›l› salnamesinde, Karahisar Kazas›’nda 78, Sand›kl›
Kazas›’nda 100, fieyhlü Nahiyesi’nde 53,
Geyikler Nahiyesi’nde 52, Çal Nahiyesi’nde
30, Baklan Nahiyesi’nde 24, Bolvadin Kazas›’nda 18, fiuhut Nahiyesi’nde 41, ‹shakl›
Nahiyesi’nde 12, Aziziye Kazas›’nda 21 ve
Hanbarç›n Nahiyesi’nde 50 olmak üzere
toplam 479 köy bulunmaktad›r32. Buna karfl›l›k 1301 y›l› salnamesinde Karahisar Kazas›’nda 100, fiuhut Nahiyesi’nde 46, Sand›kl›
Kazas›’nda 70, fieyhlü Nahiyesi’nde 59, Geyikler Nahiyesi’nde 45, Dazk›r› Nahiyesi’nde 21, Bolvadin Kazas›’nda 18, ‹shakl›
Nahiyesi’nde 14, Çal Kazas›’nda 31, Baklan
Nahiyesi’nde 29, Aziziye Kazas›’nda 41,
29 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnamesi (HVS), 1287 senesi,
1. def‘a, s. 152; HVS, 1288 senesi, 2. def‘a, s. 120; HVS, 1289
senesi, 3. def‘a, s. 115.
30 HVS, 1291 senesi, 5. def‘a, s. 115; HVS, 1296 senesi,
10. def‘a, s. 180.
31 HVS, 1301 senesi, 12. def‘a, s. 349, 357.
32 HVS, 1296 senesi, 10. def‘a, s. 184.
Hanbarç›n Nahiyesi’nde 9 olmak üzere toplam 483 köy bulunmaktad›r33.
XIX. yüzy›l›n sonlar›na ait kaza ve nahiyeleri fler‘iyye sicil defterlerinden de tespit edebilmekteyiz. Mesela, H. 1299-1301/M. 18821883 ve H. 1306-1308/1889-1891 tarihli defterlere göre, daha önce mevcut olan Nevâhî-i
Barç›nl›, Karam›k ve Çola-âbâd kazalar› la¤vedilmifltir34. Barç›nl› Kazas›’n›n ismi ise Aziziye flekline dönüflmüfl35, Çay Kazas› da Bolvadin’e ba¤l› bir nahiye haline gelmifltir36. Di¤er taraftan, Karahisâr-› Sâhip Kazas›’na ba¤l› olarak geçen fiehrâbâd Nahiyesi’nin ismi Etrâf-› flehr olarak de¤iflmifltir37. Bunlardan baflka, Bolvadin Kazas›’na ba¤l› ‹shakl›38 ve Aziziye Kazas›’na39 ba¤l› Bayat40 nahiyeleri ihdas
adilmifltir. fieriyye sicil defterlerindeki bu bilgilere göre 1882-1891 y›llar›nda kaza ve nahiye da¤›l›m› ise flöyle oluflmaktad›r:
33 HVS, 1301 senesi, 12. def‘a, s. 349, 357.
34 AfiS, Defter 612, s. 193/98; AfiS, Defter 568, s.
374/240.
35 AfiS, Defter 612, s. 123/38; AfiS, Defter 568, s. 152/16,
463/325, 534/399.
36 AfiS, Defter 618, s. 228/105, 249/128.
37 Ayn› defter, s. 306/183.
38 AfiS, Defter 618, s. 283/161.
39 Aziziye’nin nâm-› di¤eri Barç›nlu’dur (AfiS, Defter
612, s. 123/38).
40 AfiS, Defter 618, s. 152/16, 463/325.
Anadolu’nun Kilidi AFYON
81
Tablo VI: 1882-1891 Tarihlerinde Karahisâr-› Sâhip Sanca¤› Kazalar›
4 Mart 1898 (H. 10 fievval 1315) tarihinde
Hüdâvendigâr Vilâyeti’ne ba¤l› olan Karahisâr-› Sâhip Sanca¤›’nda yeni ve genifl bir
idari yap›lanmaya gidilmifltir41. Bu de¤iflimde kaza say›s›, Karahisar, Sand›kl›, Bolvadin
ve Aziziye olmak üzere dörde inerken, sözkonusu kazalara ba¤l› nahiye say›s›nda afl›r›
bir art›fl ortaya ç›km›flt›r. Yap›lan idari taksimatta, Karahisar Kazas›’nda 9, Sand›kl›’da
11, Bolvadin’de 4 ve Aziziye’de 5 olmak üzere 29 nahiye oluflturulmufltur. Di¤er taraftan
bütün köylerin tespiti yap›larak hangi köylerin hangi nahiyelere ba¤l› oldu¤u da belirlenmifltir. Ayn› zamanda yeni hallerine göre
nahiye ve kazalar›n haritalar› ç›kar›lm›flt›r.
Bu düzenlemede oluflan yeni kaza ve nahiye
taksimat› ve köy say›lar› afla¤›daki tabloda
gösterilmifltir.
Tablo VII: Nahiyelere Göre Köy Say›lar›
41 BA, DH.SNM 4/103.
82
Anadolu’nun Kilidi AFYON
Tablo VIII: Salnâmelere Göre XIX. Yüzy›l›n Sonu ve XX. Yüzy›l›n Bafllar›nda
Karahisâr-› Sâhip Sanca¤› Kaza ve Nahiye Da¤›l›m›42
Yüzy›l›n sonlar›na ait salnâmelerde ise
kaza ve nahiyeler birbirleri ile ayn›d›r. Ancak, salnâmelerdeki bilgilerden, 1890’l› y›llarda kaza ve nahiyelerde ufak baz› de¤iflikliklerin
oldu¤u
görülmektedir.
Yukar›daki Tablo VIII, daha önceki bilgilerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda bunu ortaya koymaktad›r.
Karahisâr-› Sâhip Sanca¤› Tanzimat dönemide yap›lan vilâyet ve sancak yap›lanmas›nda Hüdâvendigâr Vilâyeti’ne ba¤land›¤›n› daha önce belirtmifltik. Bu yap›lanma XX. Yüzy›l›n bafllar›na kadar de¤iflmeden devam etmifltir. Ancak II. Meflrutiyetten sonra livan›n Hüdâvendigâr Vilâyeti’nden ayr›lmas› için teflebbüslerde bulunuldu¤unu belgeler göstermektedir. Karahisâr-› Sâhip meb‘uslar› 1909 y›l› sonunda
(29 Teflrîn-i sânî 325) Dâhiliye Nezâreti’ne
gönderdikleri bir yaz› ile Karahisâr-› Sâhip’in Hüdâvendigâr Vilâyeti’nden ayr›larak müstakil liva haline getirilmesini istemifllerdir45. Di¤er taraftan 1912 (9 Temmuz
1328) y›l›nda teflkîlât ve taksîmât-› mülkiye
üzerinde gerekli görülen de¤ifliklik çal›flmalar› çerçevesinde Antalya’n›n Konya Vi42 HVS, 1313 senesi, 22. def‘a, s. 358-385.; HVS, 1314
senesi, 23. def‘a, s. 262-290, 305; HVS, 1315 senesi, 24. def‘a,
s. 178-207, 305; HVS, 1316 senesi, 25. def‘a, s. 171-192; HVS,
1324 senesi, 33. def‘a, s. 446-488.
43 1315 ve 1316 y›l› salnâmelerinde “nâm-› di¤eri Sinan Pafla” fleklinde yaz›lm›flt›r(1315 Salnâmesi, s. 188; 1316
Salnâmesi, s. 178).
44 1316 y›l› salnâmelerinde “Çay Belediyesi” fleklinde
yaz›lm›flt›r (1316 Salnâmesi, s. 185).
45 BA, DH.MU‹, 1-81/11, lef:2/2.
lâyeti’nden ayr›larak müstakil sancak haline getirilmesi giriflimleri s›ras›nda, Antalya’n›n yerine Karahisâr-› Sâhip’in Konya
Vilâyeti’ne ba¤lanmas› düflünülmüfltür. Fakat, Karahisâr-› Sâhip’in Konya Vilâyeti’ne
ba¤lanamayaca¤› ortaya ç›k›nca bundan
vazgeçilmifltir46. Karahisâr-› Sâhip Sanca¤›’n›n müstakil liva haline gelmesi ise 1914
y›l›nda gerçekleflmifltir. Önce, Karahisâr-›
Sâhip’den Meclis-i Umûmî-i Vilâyet karar›yla 15 Kânûn-› sânî 1329/ 28 Ocak 1914
tarihinde Dâhiliye Nezâreti’ne müracaat
edilerek Karahisâr-› Sâhip’in müstakil liva
haline getirilmesi istenmifltir. Bu müracaat
s›ras›nda sözkonusu talebin gerekçeleri de
s›ralanmaktad›r. Bu gerekçelerde, Afyonkarahisar’da ziraî ürün olarak afyon, bu¤day,
arpa ve az miktarda di¤er hubûbât›n has›l
oldu¤u ve bunlar›n Bursa Vilâyeti’nden tamamiyle baflka oldu¤u belirtilmektedir.
Bunun yan›n›nda mevkiinin yüksek ve
yayla olmas› nedeniyle ehlî hayvanlar›n
daha ziyade koyun ve tiftik keçilerinden
ibaret kald›¤› da ifade edilmektedir. Di¤er
taraftan, ticari muamelat›n belirtilen zirai
ürünler ile yün ve yapa¤›ya ait olmas› nedeniyle ticaret merkezi olan Dersaadet ve
‹zmir iskeleleriyle do¤rudan al›flverifl yap›ld›¤›, buna karfl›l›k Bursa Vilâyeti ve çevresiyle aslâ ticarî iliflkinin mevcut olmad›¤›
ifade edilmektedir. Sonuç olarak, mevkii ve
gelir kaynaklar› yönüyle müstakil liva olmaya müsait olan Karahisâr-› Sâhip’in
46 BA, DH.‹D, 144-1/23.
Anadolu’nun Kilidi AFYON
83
çevre vilayetlerle ahenkli iliflkilerin kurulabilmesi, günlük muameleler ile ticari faaliyetlerin düzenli bir flekilde yürütülebilmesi
için müstakil liva haline getirilmesi talebinde bulunulmaktad›r47.
Hüdâvendigâr Valili¤i Karahisar’›n
müstakil liva olmas›na karfl› ç›km›flt›r48.
Buna ra¤men Karahisâr-› Sâhip Mutasarr›fl›¤›’n›n Dâhiliye Nezâreti’ne müracaat›n›n
ard›ndan, Dâhiliye Naz›r› Talat Pafla bir vilayet kadar genifl ve gelire sahip olan Karahisâr-› Sâhip Sanca¤›’n›n müstakil liva haline getirilmesinin Dâhiliye Nezâreti’nce de
uygun bulundu¤unu 13 Teflrîn-i sânî 1330/
26 Kas›m 1914 tarihinde sadarete arz etmifltir. 16 Teflrîn-i sânî 1330/ 29 Kas›m 1914 tarihinde de “Hüdâvendigâr Vilâyeti’ne merbut
Karahisâr-› Sâhip Sanca¤› müstakil liva haline
ifra¤ edilmifltir.” fleklindeki iradeyle Karahisâr-› Sâhip Sanca¤› müstakil liva haline getirilmifltir49. Buna karfl›l›k, 21 teflrîn-i sânî
1330 tarihinde Karahisâr-› Sâhipin müstakil
liva olmas› sebebiyle Dâhiliye Nezâreti’ne
Karahisâr-› Sâhip’den teflekkür telgraf› da
çekildi¤i görülmektedir50.
B) Bölgedeki Siyasi Olaylar
Afyonkarahisar, Osmanl› hakimiyetine
geçtikten sonra Karamanl›lar üzerine yap›lan seferlerde güzergah üzerinde yer almas› dolay›s›yla üs olarak kullan›lm›flt›r.
Afyonkarahisar civar›, XVI. yüzy›lda ç›kan celâlî isyanlar› ve ö¤renci olaylar›ndan
en fazla etkilenen bölgeler aras›nda yer alm›fl ve çok fazla zarar görmüfltür. Bir çok
köy de kargafla nedeniyle insanlar›n terketmesi sonucunda boflalm›flt›r.
Nihayet devletin ö¤renci isyanlar›na bir
son vermek için 1584’de ald›¤› etkili tedbir47 BA, DH.‹D, 204/26.
48 BA, DH.‹D, 204/26, lef:5.
49 BA, ‹rade Dâhiliye, 1333. M./20.
50 BA, DH.‹D, 204/26, lef:13.
84
Anadolu’nun Kilidi AFYON
lerle her tarafta ö¤renci teftifline bafllamas›,
halk›n bunlara karfl› olan nefretiyle birleflince, gittikçe güç kaybetmelerine sebep olmufl ve ö¤renci hadiseleri 1590’larda büyük
celali gruplar›n›n ortaya ç›k›fl›yla yavafl yavafl sona ermifltir.
Memleketi y›llarca kas›p kavuran celali
fetreti Kuyucu Murat Pafla’n›n 1608’de Marafl dolaylar›nda celalî güçlerini yenmesiyle h›z›n› kaybetmifl, ancak küçük celali
gruplar›n›n faaliyetleri bir süre daha devam etmifltir.
XVII. yüzy›l sonlar›na gelindi¤inde bir
taraftan türedi eflkiyas›n›n faaliyetleri bir
taraftan mahallî idarecilerin s›k s›k vergi
nam›yla zorla para tahsili ve türlü zulümlere baflvurmalar›, halk›n yerini yurdunu bir
as›r önce oldu¤u gibi terke mecbur etmifltir.
Di¤er taraftan üretimin durmas›, ticaretin
düzgün yap›lamamas› ülkeyi önemli gelir
kaynaklar›ndan mahrum b›rakm›flt›. Devlet ise bu dönemde konar-göçer teflekkülleri harap ve sahipsiz yerlere yerlefltirmeyi
kararlaflt›rarak memleketi yeniden flenlendirmeyi amaçlam›flt›r. Zira konar-göçer teflekküller bir çok kez eflk›yal›k ve yol kesicilik gibi hadiselere kar›fl›yorlar, yaylakk›fllak hayat› aras›nda gelip giderken köylülerin tarlalar›na ve ürünlerine zarar veriyorlard›.
Osmanl› Devleti’nde taflra idaresinde
ayanl›k yüzy›llarca etkin olarak yer alm›flt›r. Ayanl›¤›n Anadolu’da etkili oldu¤u yerlerden birisi de Afyonkarahisar havalisi olmufltur. Afyonkarahisar’da ayanl›k iddias›yla ortaya ç›kan ilk kifli Yahya Efendi’dir.
Kendisi 1726 y›l›na ait bir fermandan anlafl›ld›¤›na göre flehrin yerlisi olup yasak olmas›na ra¤men naip olmufl ve ard›ndan
ayanl›k iddias›nda bulunmufltur. Taraftarlar›yla ve çevre kazalardaki ayanlarla anlafl›p alt›-yedi sene boyunca müstakil hareket
ederek, imdâd-› seferiye, avâr›z, çeltik gibi
vergileri toplam›fl ve bunlar› yaparken de
halka zulmetmifltir. Bundan bir süre sonra
1748’de Müftü Ahmet Efendi de ayanl›k iddias›yla ortaya ç›km›fl ve bu dört-befl sene
sürmüfl, neticede Antalya’ya sürülmüfltür.
Bu tarihlerde ayanl›k iddias›yla ortaya ç›km›fl bir baflka kifli ise Sucuo¤lu Ali’dir. Aslen yeniçeri olan Ali, terzi esnafl›¤›ndan yeniçeri serdarl›¤›na yükselmifl, kaza ayan›n›n baflka yerde olmas›ndan faydalanarak
yardakç›s› oldu¤u Müftü Ahmet Efendi
baflta olmak üzere flehrin ileri gelenlerinin
deste¤iyle ayanl›¤›n› ilan etmifltir.
XVIII. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda ayanl›k
peflinde koflanlar daha da artm›flt›r. 1749 y›l›nda Afyonkarahisar’da oturan ‹smail Bey,
Sarayc›k Kazas› katibi Topal Yakup ve Arap
adl› flah›slar anlaflarak ayanl›k iddias›nda
bulunmufllar ve Afyonkarahisar ile UluSincanl› Kazas›’ndaki halktan kanuna ayk›r› flekilde zorla para toplam›fllard›r.
Ayanl›k mücadelelerinin devam etti¤i
bu y›llarda Afyonkarahisar ve civar›nda eflk›yal›k hareketleri de bir türlü bitmemifltir.
XVIII. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda ayanlar›n gücünün iyice artt›¤› ve müessesenin
nüfuzlu ailelerin eline geçti¤i görülmektedir. Bunlar›n bafl›nda Turunç-zâdeler ve
Molla-zâdeler gelmektedir. Özellikle yüzy›l›n son çeyre¤ine girildi¤inde bu iki hanedan aras›ndaki siyasi üstünlük mücadelesi
had safhaya ulaflm›fl, aralar›ndaki mücadeleden en çok zarar› flehir halk› görmüfltür.
Afyonkarahisar’da en meflhur ayan sülaleleri hiç flüphesiz Turunç-zâdeler ve
Molla-zâdeler’dir. Bu iki sülaleden çeflitli
kifliler ayanl›k yaparken uzun y›llar her iki
aile birbirleriyle nüfuz mücadelesine giriflmifllerdir.
Bilhassa, XVIII. yüzy›l›n ikinci yar›s›ndan XIX. yüzy›l bafllar›na kadar Afyonkarahisar sürekli ayanlar›n mücadelelerine sahne olmufltur. Bundan en çok zarar› halk
görmüfl ve bir çok kez ilgili makamlara fli-
kayette bulunmufllard›r. Ne var ki devletin
ayanlara özellikle XVIII. yüzy›l sonlar›nda
oldukça s›k muhtaç olmas›, onlar›n hem siyasî nüfuzlar›n› hem de toplum nazar›nda
itibarlar›n› artt›rm›flt›r. Siyasî kudretleri gittikçe artan ayanlar bir süre sonra zaptedilemez hale gelmifltir. Bununla birlikte devlet
Turunç-zâdeler ile Molla-zâdeler örne¤inde
oldu¤u gibi bir ayan ailesinin karfl›s›na bir
baflka ayan ailesi ç›karmak suretiyle siyasi
nüfuzlar›n› azaltma yoluna gitmifltir. Nitekim Molla-zâdeler, Turunç-zâdeler ile olan
mücadeleleri s›ras›nda her türlü fenal›¤›
yapmalar›na ra¤men iki aile aras›nda dengenin kaybolmamas› için çok defa cezaland›r›lmam›fllard›r. Ald›klar› cezalar da verilen görevi iyi niyetle yerine getirdiklerine
binaen bir süre sonra affedilmifllerdir. Ancak devlet burada amac›na ulaflm›fl, her iki
sülaleyi yekdi¤eriyle mücadeleye sokarak
bunlar›n siyasi nüfuzlar›n› dengede tutmufltur. II. Mahmut döneminde merkezi
otoritenin tesisi amac›yla izlenen siyaset
gere¤i ayanlar›n devlet hayat›ndaki etkileri
en aza indirilmifltir. Buna ra¤men ayanlar›n
flehir hayat›ndaki iktisadi ve sosyal nüfuzlar› uzun süre devam etmifltir51.
C) Nüfus ve Yerleflim
Afyonkarahisar’›n Osmanl› dönemindeki nüfusuyla ilgili ulaflabildi¤imiz ilk
sa¤l›kl› veriler XVI. yüzy›la aittir. Buna göre 1528-29’da 1717, 1572-73’de 2106 kay›tl›
vergi mükellefine sahip olan Afyonkarahisar’da, ayn› tarihte 300’ü Hristiyan, 200’ü
Yahudi, gerisi Müslüman olmak üzere yaklafl›k 8.500 kifli; 1572’de ise 8.700’ü müslim,
500’ü hristiyan, 200’ü yahudi olmak üzere
yaklafl›k 9.400 kifli yaflamaktayd› 52 .
51 Afyonkarahisar çevresindeki Celâlî fesad›, ö¤renci
olaylar› ve ayanl›k mücadeleleri hakk›ndaki bilgiler Özer
Küpeli’nin “Osmanl›lar Döneminde Afyonkarahisar” isimli çal›flmas›ndan al›nm›flt›r. Daha genifl bilgi için bkz. Özer
Küpeli, “Osmanl›lar Döneminde Afyonkarahisar”, Afyonkarahisar Kütü¤ü, I, Afyon 2001, s. 133-147.
52 F. Emecen, “Afyonkarahisar”, s. 444.
Anadolu’nun Kilidi AFYON
85
Afyonkarahisar bu haliyle Anadolu Eyaleti’nin merkezi Kütahya’dan daha kalabal›kt›. Afyonkarahisar’›n bu ölçüde büyümesine muhtemelen, bölgenin tah›l ürünlerindeki üretkenli¤inin yan› s›ra co¤rafi konumu ve ticaret kapasitesi de etkili olmufltur53.
XVII. yüzy›lda Evliya Çelebi’den anlafl›ld›¤›na göre flehirde 20.000 civar›nda nüfus bulunmaktayd›54. XVIII. yüzy›lda hemen hemen ayn› kalan flehir nüfusu 1830
y›l›nda yaklafl›k 29.000’dir55. ‹ngiliz seyyah
Hamilton’un verdi¤i bilgiye nazaran; 18351837 y›llar›nda flehirde 8.000 Türk, 400 Ermeni hane vard›r56. Buna göre bir hane için
genellikle befl rakam›n›n kabul edildi¤i düflünülürse flehir nüfusu 42.000 kifli olmal›d›r. Ancak flehir nüfusunun birkaç y›l zarf›nda 29.000’den 42.000’e ç›kmas› pek te
mümkün de¤ildir. Bu yüzden Hamilton’un
verdi¤i rakamlara ihtiyatla bakmak gerekir.
Vilayet y›ll›klar›na göre; 1870-1874 y›llar›nda Afyonkarahisar’da toplam 9.410 hanede 22.961’i Müslüman, 1.876’s› Ermeni olmak üzere toplam 24.838 kifli yaflamaktad›r57. 1883 y›l›nda ise hane say›s›n›n
9.326’ya düfltü¤ü, buna karfl› Müslüman
nüfusun 23.749, Ermeni nüfusunun 1.804
kifli oldu¤u görülmektedir58. 1898 y›l›nda
flehir merkezi nüfusu; 25.194 ‹slam, 6.055
Ermeni olmak üzere toplam 31.249 kiflidir59.
1902’de 33.000 dolaylar›nda olan60 flehir nü53 Suraiya Faroqhi, “16. Yüzy›lda Bat› ve Güney Sancaklar›nda Belirli Aral›klarla Kurulan Pazarlar (‹çel, Hamid, Karahisar-› Sahib, Kütahya, Ayd›n ve Mentefle)”, (Çev.
Melek E¤ilmez), ODTÜ Geliflme Dergisi, I, (1978), s. 56.
54 F. Emecen, “Afyonkarahisar”, s. 444.
55 Musa Çad›rc›, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri’nin Sosyal ve Ekonomik Yap›s›, Ankara 1997, s. 49.
56 Sevgi Aktüre, 19. Yüzy›l Sonunda Anadolu Kenti Mekansal Yap› Çözümlemesi, Ankara 1981, s. 195.
57 Salnâme-i Vilâyet-i Hüdâvendigâr (SVH), 1287-1291
seneleri, 1-5. defa.
58 SVH, 1307 senesi, 18. defa, s. 319-320; Ali Asaf, Hüdâvendigâr Vilayeti Co¤rafya ve Ahvâl-i Umûmiyesi, fly. 1308, s.
131-132.
59 S. Aktüre, Ayn› eser, s. 195.
60 F. Emecen, “Afyonkarahisar”, s. 444.
61 TC Devlet Salnamesi 1926-1927, s. 490.
86
Anadolu’nun Kilidi AFYON
fusu, 1926’da 21.000 civar›na düflmüfltür61.
Nüfustaki bu büyük düflüfl devletin
1911’den 1922’ye kadar sürekli savafl halinde olmas› dolay›s›yla savafllardaki insan
kayb› ve Yunan iflgali s›ras›nda baflka memleketlere göçlerden kaynaklanmaktad›r.
Verilen bilgilerden anlafl›ld›¤›na göre,
Afyonkarahisar’da Türkler, Osmanl› döneminde Ermeniler ve Yahudilerle birlikte yaflam›fllard›r. Ancak her zaman için Türklerin ekseriyete sahip olduklar› görülmektedir. Türklerden sonra ikinci kalabal›k toplum Ermenilerdir. Ermenilerin flehre ne zaman ve ne flekilde gelip yerlefltikleri bilinmemektedir. fiehirde XVI. yüzy›ldan beri
var olan Ermenilerin nüfusu XVIII. yüzy›la
kadar fazla de¤iflmemifl, bilhassa XIX. yüzy›lda artm›flt›r. Ermeniler kalenin güney
eteklerindeki Adeyze Camiinin bat› k›sm›ndan Yukar›pazar Mescidi’nin alt›na,
buradan Kubbeli Mescidi’nin do¤u k›sm›na, ve buradan itibaren Tâc Ahmed Mahallesi’ni içine alarak Mevlevihaneye kadar
olan bölgede oturmaktayd›lar.
fiehirdeki bir di¤er gay-i müslim cemaati ise Yahudilerdir. Osmanl› Devleti’nde
öteden beri var olan Yahudi nüfusu,
1492’de ‹spanya’dan göçlerinden sonra artm›flt›r. XVI. yüzy›l bafllar›na ait tahrir defterlerinden anlafl›ld›¤› üzere Bat› Anadolu’da Bursa, Kütahya, Bal›kesir, Afyon, Tire
ve Manisa flehirlerine Yahudiler iskan edilmifllerdir62. Nitekim 1529’da Akyonkarahisar’da 200 civar›nda Yahudi bulundu¤unu
daha önce zikretmifltik. Bu nüfusun ekseriyetinin ‹spanya’dan göçleri sonras›nda yerleflmifl olmas› muhtemeldir. 1653 y›l›nda ise
flehirde yaklafl›k 700 Yahudi bulunmaktad›r
ve mahalleleri Karaman Mahallesi yan›ndad›r63. Kanaatimize göre flehirde ticaretin
gerilemesiyle Yahudiler 1750-1800 y›llar›
aras›nda Bursa ve sair yerlere göç ederek
Afyonkarahisar’› terk etmifllerdir.
62 Feridun M. Emecen, Unutulmufl Bir Cemaat Manisa
Yahudileri, ‹stanbul 1997, s. 18, 27, 31, 33.
63 Edip Ali Bak›, Afyonkarahisar’da XVII, XVIII inci
As›rlarda Meçhul Halk Tarihinden Yapraklar, fly. 1951, s. 77.
D) Osmanl›lar Döneminde Afyonkarahisar fiehri’nin Mahalle Yap›lanmas›
Afyonkarahisar, Osmanl› idaresine geçtikten sonra Karaman Beyli¤i s›n›r›nda bulunmas› ve stratejik özelli¤i dolay›s›yla askeri harekat›n bafll›ca merkezlerinden biri
olmufl, yine Hersekzade Ahmet Pafla’n›n
Memlükler üzerine yapt›¤› seferde de merkez üs olarak kullan›lm›flt›r. Bu hadiseler
ile özellikle ‹stanbul’un al›nmas›ndan sonra Afyonkarahisar fiehri’nde yap›lan imar
faaliyetleri, Fatih’in bu flehri gelifltirmeye
özel bir önem verdi¤i düflüncesini akla getirmektedir. Bu yüzy›lda; Sinan Halife Mescidi, Güdük Minare Camii, Umur Bey Külliyesi, Gedik Ahmed Pafla Külliyesi, Baflçeflme Camii ve Kas›m Pafla Külliyesi yap›lm›flt›r. Bu eserlerin bulunduklar› yerler gözönüne al›nd›¤›nda XV. yüzy›lda flehrin;
kalenin güneyinde H›d›rl›k da¤› eteklerinden ‹maret Külliyesi’nin üst taraflar›na, Otpazar› Camii civar›ndan Belediye meydan›na ve oradan kalenin do¤u eteklerini içine
alarak kuzey do¤u cihetinde M›srî Camii
civar›na kadar yay›ld›¤› anlafl›lmaktad›r.
fiehrin bu dönemdeki yay›lmas›yla beraber yeni mahallelerin ortaya ç›kt›¤› aflikard›r. Ancak Afyonkarahisar’›n mahalleleri hakk›nda en eski ve teferruatl› bilgi sahibi oldu¤umuz dönem XVI. yüzy›ld›r. Tahrir defterlerine göre XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda (1528) Karahisar flehrinde 34 mahalle
bulunmaktad›r64. Yüzy›l›n ikinci yar›s›nda
(1572) ise mahalle say›s› 35’e ç›km›flt›r65.
Her iki dönemdeki mahalle isimleri karfl›laflt›r›ld›¤›nda 1528 tarihindeki Ermeniyân
Mahallesi’nin 1572 tarihinde Kilise ad›yla iki
mahalleye ayr›ld›¤›, Bahflî Mahallesi’nin
Mevlâ Bahflâyifl Mahallesi, Eksürde Mahalle64 BA, TD 147.
65 1572 Tarihindeki mahalleler için bkz. TK.KKA, TD
154, vr. 1b-11a
si’nin de Öksüzce olarak kaydedildi¤i görülmektedir. Di¤er taraftan, 1528 tarihinde
gördü¤ümüz Bedrik, Hac› Yahyâ, Karla¤uç ve
Kazganc› isimleri 1572 tarihinde bulunmamaktad›r. Buna karfl›l›k 1572 tarihinde,
yüzy›l›n ilk yar›s›ndaki isimlerden farkl›
mahalle isimleri yer almaktad›r. Bunlar;
Hac› Ali, Karamanlu(Esb), Mustafa A¤a ve
Tezrük isimleridir. Bu farkl›l›¤›n sebebi
muhtemelen ayn› mahallelerin farkl› isimlerle kaydedilmesinden olmal›d›r. Bunlar›n
d›fl›ndaki bütün mahalleler ayn› isimlerle
varl›¤›n› devam ettirmifllerdir.
XVI. yüzy›ldaki mevcut mahallelerin
bulunduklar› mevkilere bak›ld›¤›nda Afyonkarahisar, kalenin bat›s›nda, Çavuflbafl›
Mahallesi’nden bafllayarak güney ve güney
do¤uya do¤ru Kara-katip, Taflp›nar, Kubeli,
Zâviye, Akmescit, Hac› Yahya ve Nakilci
mahallelerine do¤ru bugünkü yerleflim s›n›rlar›n› içine alacak flekilde genifllemesini
tamamlam›flt›r. Bundan baflka flehir, kalenin do¤usunda; ‹maret çevresinden Otpazar›, Umur Bey ve Hac› Mahmut mahallelerine, kuzeyinde; Burmal› ve Efecik mahallelerine, kuzey do¤usunda ise; Hac› Mahmut, Karaman ve Hac› Alio¤lu mahallelerine kadar genifllemifl ve oradan Sar›k›z Tepesi eteklerine Kas›mpafla ve fiehreküstü
Mahallesi’ne kadar ilerlemifltir.
XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Ermeni ve
Yahudi mahallelerinde ad›ndan anlafl›ld›¤›
üzere gayr-i müslimler, geriye kalan 32
mahallede ise Müslümanlar oturmaktad›r.
Yüzy›l›n II. yar›s›nda ise Kilise isimli iki
mahallede Ermeniler yaflarken Yahudiyân
Mahallesi’nde de Yahudiler oturmaktad›rlar. Geriye kalan 32 mahallede de müslümanlar meskundur. XVII. yüzy›l›n ikinci
yar›s›ndan itibaren flehirde Yahudi mahallesine rastlanmamaktad›r. Bu husus
Anadolu’nun Kilidi AFYON
87
Yahudilerin flehri büyük ölçüde terkettiklerine iflaret olsa gerektir. Yahudi Mahallesi’nin bulunmamas›, bütün Yahudilerin flehirden göç etti¤ini göstermedi¤i aç›kt›r.
Ancak en az›ndan mahalle oluflturacak kadar bulunmad›klar›n›n bir delili olabilir.
Di¤er taraftan, Ermenilerin flehirde yaflamlar›n› sürdürmeye devam ettikleri âflikârd›r. 1528’de Ermeniyân, 1572’de Kilise olarak yer alan Ermeni mahallesi XVII. yüzy›l›n ikinci yar›s›ndan itibaren Nasârâ olarak
kay›tlara intikal etmifltir. Ermenilerin toplu
olarak yaflad›klar› Nasârâ Mahallesi olmas›na karfl›l›k di¤er baz› mahallelerde de nadiren gayr-i müslimlerin bulunabilece¤i
kanaatindeyiz. Bu hususun tespiti için daha fazla araflt›rma yapma gere¤i vard›r.
Burada flu kadar›n› ifade edelim ki, H.9
Zilka‘de 1105/ M.2 Temmuz 1694 ve Cemâziye’l-âhir 1131/ May›s 1719 tarihli
fler‘iyye sicil kay›tlar›nda Do¤anc› Mahallesi’nde gayr-i müslim kiflilerin de meskûn
oldu¤u görülmektedir66.
XVII. yüzy›l›n sonlar›nda, 1691-1694 tarihleri aras›ndaki baz› fler‘iyye sicil defterlerinden tespit etti¤imiz bilgilere göre Karahisar flehrinde 31 mahalle bulunmaktad›r. Bu
mahalle isimlerini XVI. Yüzy›l mahalle isimleriyle karfl›laflt›rd›¤›m›zda XVI. Yüzy›lda
Bahflî veya Mevlâ Bahflâyifl olarak yer alan
mahalle bu yüzy›lda Molla Bahflî ismiyle
kaydedilirken, Kuplu-mescid veya Kubbelümescid olarak kaydedilen mahalle de XVII.
Yüzy›ldan itibaren sürekli olarak Kubbeli
Mahallesi olarak yaz›lm›fl ve her iki mahalle
daha sonraki yüzy›llarda bu isimlerle kaydedilir olmufltur. 1528’de Eksürde, 1572’de
Öksüzce olarak kaydedilen isimler de XVII.
Yüzy›ldan itibaren kanaatimizce Egeste olarak yaz›lm›fl ve daha sonraki yüzy›llarda bu
isim sürekli olarak varl›¤›n› sürdürmüfltür.
66 AfiS, Defter 523, vr. 19a/79; AfiS, Defter 532, s. 2.
88
Anadolu’nun Kilidi AFYON
XVI. Yüzy›lda Dolar ismiyle de an›lan Kâhil
Mahallesi XVII. Yüzy›ldan itibaren sadece
Kâhil ismiyle kay›tlarda yer al›rken; yine
XVI. Yüzy›lda Kemer ismiyle de an›lan Yukar›-Pazar Mahallesi de bu yüzy›ldan itibaren
daima sadece Yukar›-Pazar ismiyle karfl›m›za
ç›kmaktad›r. XVI. Yüzy›l›n ikinci yar›s›nda
Karamanlu (nâm-› di¤eri Esb) olarak kaydedilen mahalle ise XVII. Yüzy›lda bazen yine
ayn› flekilde Karamanlu olarak kaydedilirken
bazen de sadece Karaman olarak göze çarpmaktad›r. XVI. Yüzy›lda Kas›m Pafla olarak
yer alan mahalle de XVII. Yüzy›lda bu isimle an›lmas›n›n yan›s›ra Sofular Mahallesi ismiyle de kay›tlarda yer ald›¤› görülmektedir. 1528’de geçen Karla¤uç ve Kazganc› mahalleleriyle 1572’de geçen Hac› Ali, Mustafa
A¤a ve Tezrük isimleri ve bunlardan baflka
XVI. Yüzy›l›n her iki yar›s›nda var olan Hac›
Abdül, Mahkeme ve fiehre-küstü isimlerine
sonraki yüzy›llarda bir daha rastlanmamaktad›r. Yine XVI. yüzy›l›n her iki yar›s›nda
mevcut olan Tafl-p›nar ismine ise daha sonraki dönemde ancak XIX. Yüzy›l›n son çeyre¤inde tekrar rastlanmaktad›r. XVI. Yüzy›l›n
ilk yar›s›nda mevcut olan ancak 1572 tarihinde bulunmayan Bedrik ve Hac› Yahyâ
isimleri ise bu dönemde mevcut olmas›n›n
yan›s›ra sonraki yüzy›llarda da sürekli olarak yer alm›flt›r. Hac› Evtal, Hisar-önü, Çavuflbafl›, Çavuflo¤lu XVI. Yüzy›lda mevcut de¤il
iken XVII. Yüzy›l mahalleleri aras›nda yer
almaktad›rlar. Sözkonusu bu mahallelerden
Çavuflbafl› Mahallesi büyük ihtimalle, XVI.
Yüzy›l mahalleleri aras›nda Kethüda veya
Çavufl ismiyle yer alan mahalle olsa gerektir.
XVII. yüzy›l mahalleleri ile XVIII. Yüzy›l mahalleleri aras›nda fazla bir farkl›l›k
yoktur. Mahalle say›s› XVIII. Yüzy›lda da
31’dir. Önceki yüzy›lda Karamanlu veya Karaman fleklinde iki farkl› kullan›m› bulunan
mahallenin ismi bu yüzy›ldan itibaren sadece Karaman ismiyle varl›¤›n› devam
Tablo IX: XVI.-XVIII. Yüzy›llarda Afyonkarahisar fiehrinin Mahalle ‹simleri
67 BA, TD 147.
68 1572 Tarihindeki mahalleler için bkz. TK.KKA, TD 154, vr. 1b-11a.
69 XVII. Yüzy›l mahalle isimleri için bkz. BA, MAD 15383(H.1031/M.1621-1622); AfiS, Defter 522, vr. 76b/339, vr. 101a/416
(1102/1691 tarihli); AfiS, Defter 505, s.107/241, 113/256 (1103/1692 tarihli); AfiS, Defter 523, vr. 67b/216 (1105/1694 tarihli).
70 XVIII. Yüzy›l mahalle isimleri için bkz. AfiS, Defter 546, vr. 16b/75, 42a/156 (H.1166, 1167/ M.1753 tarihli); AfiS, Defter 552,
vr. 7a/20, 71b/186 (H.1188, 1190/M.1774, 1776 tarihli); AfiS, Defter 557, s.16/17, 164/191 (H.1207, 1212/M.1792, 1798 tarihli).
71 Hisarönü Mahallesi’ne XVII. Yüzy›l›n ilk yar›s›nda rastlanmazken, yüzy›l›n sonlar›nda mahalle listeleri aras›nda yer
almaktad›r. Karfl›laflt›r›n›z, BA, MAD 15383(H.1031/M.1621-1622); AfiS, Defter 522, vr. 76b/339, vr. 101a/416 (1102/1691 tarihli); AfiS, Defter 505, s.107/241, 113/256 (1103/1692 tarihli); AfiS, Defter 523, vr. 67b/216 (1105/1694 tarihli).
72 Yahudiyân Mahallesi XVII. Yüzy›l›n ilk yar›s›nda mevcut iken bu yüzy›l›n sonunda mahalleler aras›nda yer almamaktad›r. Karfl›laflt›r›n, BA, MAD 15383(H.1031/M.1621-1622); AfiS, Defter 522, vr. 76b/339, vr. 101a/416 (1102/1691 tarihli);
AfiS, Defter 505, s.107/241, 113/256 (1103/1692 tarihli); AfiS, Defter 523, vr. 67b/216 (1105/1694 tarihli).
Anadolu’nun Kilidi AFYON
89
ettirmifltir. Yine bir önceki yüzy›lda Kas›m
Pafla ismiyle de an›lan Sofular Mahallesi de
sadece Sofular ismiyle an›l›r olmufltur. XVIII. Yüzy›lda ‹bik Mahallesi’yle ilgili bir de¤ifliklik sözkonusudur. ‹bik Mahallesi 1721 tarihli fier‘iyye sicili kay›tlar›nda mevcut
iken73, 1753 tarihli kay›tlarda Çavuflo¤lu
Mahallesiyle birlefltirildi¤i görülmektedir74.
Bu yüzy›la ait daha sonraki tarihli kay›tlarda ise ‹bik Mahallesi kaydedilmeden sadece
Çavuflo¤lu Mahallesi yaz›lm›flt›r75. Di¤er ma-
halleler ise bu yüzy›lda bir önceki yüzy›ldaki isimleriyle aynen varl›klar›n› devam
ettirmifllerdir.
Afyonkarahisar fiehri’nin mahalle yap›lanmas›nda XVIII. Yüzy›l›n sonunda ve
XIX. Yüzy›l›n bafllar›nda genifl çapl› yeni bir
yap›lanman›n bafllad›¤› dikkati çekmektedir. 1799-1805 y›llar› aras›ndaki dönemle ilgili Afyon fler‘iyye sicil kay›tlar›ndan76 tespit etti¤imiz bilgilere göre; Afyonkarahisar
fiehri’ndeki mahalle say›s› 30’a düflmüfltür.
Tablo X. XVIII. Yüzy›l›n Sonu ve XIX. Yüzy›l›n Bafllar›nda Afyonkarahisar
fiehrinin Mahalle ‹simleri (H. 1213-1220/M.1799-1805)77
73 AfiS, Defter 534, vr. 44b/138, 26a/78.
74 AfiS, Defter 546, vr. 16b/75, 42a/156.
75 AfiS, Defter 552, vr. 7a/20, 71b/186 (H.1188,
1190/M.1774, 1776 tarihli); AfiS, Defter 557, s.16/17,
164/191 (H.1207, 1212/M.1792, 1798 tarihli).
76 AfiS, Defter 584, vr. 9b/26, 18a/55, 38a/105,
74b/197, 88b/238, 99b/269, 107b/286, 119a/307, (H.12131220/ M.1799-1805 tarihli kay›tlar).
90
Anadolu’nun Kilidi AFYON
77 Bkz. AfiS, Defter 584, vr. 9b/26, 18a/55, 38a/105,
74b/197, 88b/238, 99b/269, 107b/286, 119a/307 (H.12131220/ M.1799-1805 tarihli kay›tlar).
78 AfiS, Defter 584, vr. 8a/16 (H.1213/ M.1799 tarihli).
79 AfiS, Defter 584, vr. 12a/26, 19a/55, 38a/105, (12131215/ 1799-1800 tarihli).
Bunun sebebi daha önce de belirtti¤imiz gibi XVII. Yüzy›lda ‹bik Mahallesi’nin Çavuflo¤lu Mahallesi’yle birlefltirilmesinden kaynaklanm›flt›r. Di¤er taraftan, önceki yüzy›llarda
Arab Mahallesi olarak kay›tlarda yer alan
mahalle için Arab Mescidi Mahallesi isminin
kullan›ld›¤› dikkati çekmektedir. Bunun haricinde sözkonusu dönemdeki mahalle
isimleri XVIII. Yüzy›l mahalleleriyle tamam›yla ayn›d›r. Ancak bu dönemde Mahallelerden farkl› olarak ‹maret Mahallesi Aral›klar› ve Sofular Mahallesi Aral›klar› fleklinde iki
bafll›k alt›nda 19 yeni isim kaydedilmifltir.
Sözkonusu “aral›k” isimlerinin tamam›n›n
sonraki dönemde mahalle isimleri aras›nda
yer ald›¤› görülmektedir. Dolay›s›yla Tablo
X’da isimlerini verdi¤imiz bu aral›klar›n
sonraki mahalle yap›lanmas›n›n temelini
teflkil etti¤i ortaya ç›kmaktad›r.
1806 y›l›ndan 1817 y›l›na kadar Afyonkarahisar fiehri’nin mahalle isimleri hiçbir
farkl›l›k olmadan ayn› flekilde devam etmifltir80. Ancak 1818 ve 1819 tarihli çeflitli
kay›tlarda ise daha önce yukar›da isim listesini verdi¤imiz 19 aral›¤›n, mahallelerin
peflinden “Gökçe Aral›¤›, Hac› Nasuh Aral›¤›,
Hac› Abdurrahman Aral›¤›” fleklinde kaydedildikleri görülmektedir81. Ayr›ca sözkonusu kay›tlarda Çingenler veya Çingeneler
isimli yeni bir mahallenin ortaya ç›kt›¤›,
daha önceki ‹maret Mahallesi’nin de “aral›k”
olarak kaydedildi¤i ve Sofular Mahallesi’nin
sözkonusu kay›tlarda bulunmad›¤› görülmektedir. Ancak muhtemelen Sofular Mahallesi bu dönemde Karamano¤lu Aral›¤› ismiyle kay›tlara geçmifltir. 1821 y›l›ndan itibaren ‹maret Aral›¤› hariç aral›klar›n tamam› mahalle olarak kaydedilmifltir82. Dolay›s›yla bu dönemde aral›klar›n mahalle haline gelmesiyle Afyonkarahisar fiehri mahal-
lelerine 18 yeni mahalle dahil olmufl ve
böylece bir anda mahalle say›s› 47’ye ç›km›flt›r. Bu tarihten itibaren mahalle isimleri
aynen sonraki y›llarda devam ederken
H.1238-1254/ M.1823-1837 y›llar› aras›nda
Çingeneler Mahallesine rastlanmamaktad›r83. 1837 y›l›nda Çingeneler Mahallesi’nin
çeflitli kay›tlardaki mahalle listeleri aras›nda tekrar kaydedildi¤ini görmekteyiz. Ayn›
kay›tlarda daha önce mahalle isimleri aras›nda rastlamad›¤›m›z, Derûn-› Kal‘a fleklinde yeni bir mahalle ismi karfl›m›za ç›kmaktad›r84. Bu isim 1838 y›l›ndan itibaret tespit
etti¤imiz bütün kay›tlarda sadece Kal‘a fleklinde yaz›lm›fl olmas›n›n yan›s›ra, ad› geçen mahallelerden Çingeneler Mahallesi de
M.1846-1848 tarihli baz› kay›tlarda K›ptiyân ismiyle yaz›lm›flt›r85. K›saca ifade etmek gerekirse, 1821-1847 y›llar› aras›ndaki
dönemde Çingeneler ve Kal‘a mahalleleriyle
ilgili de¤ifliklikler haricinde herhangi baflka
bir farkl›l›k olmay›p, di¤er isimler ayn› flekilde varl›klar›n› devam ettirmifllerdir.
XIX. yüzy›lda; kaybedilen savafllar neticesinde Rumeli ve Kafkasya’daki Türklerin
Anadolu’ya ak›n›, Afyonkarahisar’da yeni
mahallelerin teflkilinde etkili olan unsurlardand›r. Di¤er taraftan, muhtemelen baflka
yerlerden Afyonkarahisar’a göç eden gayr-i
müslimler de Afyonkarahisar’daki gayr-i
müslim nüfusu ve mahalle say›s›n›n artmas›nda önemli rol oynam›flt›r. XIX. Yüzy›la
kadar Afyonkarahisar fiehri’nde gayr-i
müslimlerin toplu olarak bulunduklar› Nasârâ Mahallesi bulunmaktad›r. Bunun haricinde flu ana kadar yapt›¤›m›z tespitlere göre Do¤anc› Mahallesi’nde az say›da gayr-i
müslim meskûn bulunmaktad›r. M.18421851 y›llar› aras›ndaki Afyonkarahisar
fiehri’ndeki Ermenilerin nüfus vukuat
80 Bu dönem mahalleleri için bakz. AfiS, Defter 558.
vr.6b/7 (H.1221/M.1806); AfiS, Defter 558, vr. 11a/25
(H.1221); AfiS, Defter 560, vr. 17b/55 (H. 1230); AfiS, Defter
560, vr. 51a/172 (H.1232/M.1817).
81 AfiS, Defter 561, vr. 7a/21, 13b/36 (H.1233/M.1818);
AfiS, Defter 561, vr. 27b/73 (H.1234/M.1819).
82 AfiS, Defter 562, vr. 10a/27 (H.1236/M.1821).
83 AfiS, Defter 563, vr. 6b/36, 16b/76, 27b/111,
37a/145, 47a/180, 77a/252, 88a/276, 118a/356, 144b/439,
(H.1238/M.1823); AfiS, Defter 564, vr. 11a/32
(H.1253/M.1837).
84 AfiS, Defter 564, vr. 13b/41 (H.1253/M.1837).
85 AfiS, Defter 568, vr. 42b/126, 59b/179 (H.12621263/M.1846-1847).
Anadolu’nun Kilidi AFYON
91
Tablo XI: XIX. Yüzy›l›n ‹lk Yar›s›nda Afyonkarahisar fiehri’nin
Mahalle ‹simleri (H.1221-1263/ M.1806-1847)
92
Anadolu’nun Kilidi AFYON
kay›tlar›n› gösteren, nüfus yoklama defterlerinden anlafl›ld›¤›na göre bu dönemde
Nasârâ Mahallesi haricinde dokuz mahallede müslümanlarla birlikte Ermenilerin meskûn olduklar› görülmektedir. Bunlar, Ard›ç,
Zâviye-i Sultan, Hisar-önü, Kara-kâtib,
Molla Bahflî, Do¤anc›(lar), Tâc Ahmed, Yukar›-Pazar ve Câmi‘-i kebîr mahalleleridir91.
Bu durum XIX. Yüzy›lda gayr-i müslim yerleflimiyle ilgili bafll›ca iki hususu ortaya koymaktad›r. Bunlardan birincisi, önceki yüzy›llarda Müslüman mahalleleriyle gayr-i müslimlerin mahallelerinin ayr› olmas›na karfl›l›k
bu yüzy›lda müslümanlarla ayn› mahallelerde
ortaklafla yaflamaya bafllamalar›d›r. ‹kincisi ise
gayr-i müslim nüfusun artm›fl görünmesidir.
Tablo XII: XIX. Yüzy›l›n Son Çeyre¤inde Afyonkarahisar fiehri’nin Mahalle
‹simleri (H.1293-1314/ M.1876-1896)92
86 Bu dönem mahalleleri için bkz. AfiS, Defter 558, vr. 6b/7 (H.1221/M.1806); AfiS, Defter 558, vr. 11a/25 (H.1221); AfiS,
Defter 560, vr. 17b/55 (H.1230); AfiS, Defter 560, vr. 51a/172 (H.1232/M.1817).
87 AfiS, Defter 561, vr. 7a/21, 13b/36 (H.1233/ M.1818); AfiS, Defter 561, vr. 27b/73 (H.1234/ M.1819).
88 AfiS, Defter 562, vr. 10a/27 (H.1236/M.1821).
89 AfiS, Defter 563, vr. 6b/36, 16b/76, 27b/111, 37a/145, 47a/180, 77a/252, 88a/276, 118a/356, 144b/439
(H.1238/M.1823); AfiS, Defter 564, vr. 11a/32 (H.1253/M.1837).
90 AfiS, Defter 564, vr. 13b/41, 38b/106 (H.1253-1254/M.1837-1838); AfiS, Defter 565, vr. 7a/21, 21b/57 ( 1255/1839); AfiS,
Defter 566, 20a/69, 44a/155; (H.1256, 1257/M.1841); AfiS, Defter 568, vr. 42b/126, 59b/179 (H.1262-1263/M.1846-1847).
91 BA, ML.CRD 835; BA, ML.CRD 1342.
92 AfiS, Defter 606, (H.1293-1295/M.1876-1878); AfiS, Defter 607, (H.1295-1297/M.1878-1880); AfiS, Defter 609,
(H.1298/M.1881); AfiS, Defter 611, (H.1302-1303/M.1884-1886); AfiS, Defter 620, (H.1302-1312/M.1885-1894) (Evlenme izinnâmeleri kay›t defteridir.); AfiS, Defter 618, (H.1306-1308/M.1889-1890); AfiS, Defter 621, (H.1308-1310/M.1891-1892); AfiS, Defter 625, (H.1314/M.1896).
Anadolu’nun Kilidi AFYON
93
1876-1896 y›llar› aras›ndaki döneme
iliflkin kay›tlar› içeren muhtelif fler‘iyye sicil defterlerinin taranmas› sonucunda 79
mahalle ismi tespit edilmifltir. Ancak bunlar›n tamam›n›n farkl› mahalleler oldu¤unu
iddia etmek güçtür. Çünkü bu dönemde flehirdeki mahalle isimlerinin verildi¤i listeler
mevcut de¤ildir. Sözkonusu isimler defterlerdeki hükümlerde dolayl› olarak geçen
mahalle isimlerinin bir araya getirilmesiyle
elde edilmifltir. Bu isimlerden baz›lar› muhtemelen ayn› mahallenin farkl› isimleridir.
Ancak bunun tespiti derinlemesine yap›lacak yeni çal›flmalarla mümkün olacakt›r.
Bununla birlikte sözkonusu mahalle isimlerinin XIX. Yüzy›l›n ilk yar›s›ndaki isimlerle
karfl›laflt›r›lmas› sonucunda, arada geçen
çeyrek yüzy›lda birçok yeni mahallenin kuruldu¤unu anlamak mümkün olmaktad›r.
XIX. yüzy›l›n son çeyre¤indeki mahalleler incelendi¤inde Afyonkarahisar fiehri’nde müslümanlar›n oturdu¤u mahalle
say›s›n›n artmas›n›n yan›s›ra, müstakilen
gayr-i müslimlerin oturdu¤u mahalle say›s› ve müslümanlarla gayr-i müslimlerin ortaklafla meskûn olduklar› mahalle say›s›nda da art›fl oldu¤u anlafl›lmaktad›r. XIX.
Yüzy›l›n son çeyre¤inde; Canbaba, Devedede, Gül, Günbat›, Hac› (Heci) Murad,
(Hac›) Nûreddin, Hristiyan, Heci David,
‹¤neci, Kad›nana ve Sobtoros (Sorobtoros)
mahallelerinde daha ziyade Gayr-i müslimler otururken; Câmi‘-i Kebîr, Hac› Arab,
Hac› Mahmud, Hac› Nûh, Kal‘a, K›rklar
Makâm›, Kubbelü, Mecidiye, Taflp›nar, Yukar›-Pazar ve Zâviye (Zaviye-i sultan) mahallelerinde de müslümanlarla gayr-i müslimler birlikte yaflamaktad›rlar. Di¤er mahallelerde ise müslümanlar yaflamaktad›rlar. Önceki yüzy›llarda Gayr-i müslim mahallesi olarak sadece Nasârâ Mahallesi
olup bunun haricinde nadiren gayr-i müsli94
Anadolu’nun Kilidi AFYON
me rastlan›rken XIX. Yüzy›lda gayr-i müslim mahalleleri oldukça artm›fl dolay›s›yla
nüfuslar› da ço¤alm›flt›r. Bu durum, muhtemelen XIX. yüzy›lda Afyonkarahisar’a d›flar›dan gayr-i müslim göçü oldu¤una iflaret olsa gerektir.
E) Tarihi Eserler
1) Cami ve Mescitler
XV. yüzy›lda Afyonkarahisar’da her
yönden önemli geliflmeler olmufltur. fiehrin
kale ile H›d›rl›k da¤› aras›ndaki s›k›flm›fll›ktan kurtularak, ovaya do¤ru yay›ld›¤›
görülmektedir. Afyonkarahisar’daki üç
önemli külliyenin bu yüzy›lda yap›lm›fl olmas› özellikle dikkati çekmektedir. Bunlar
Umur Bey külliyesi (1455), Gedik Ahmet
Pafla külliyesi (1475) ve Kas›m Pafla külliye(1478)’sidir. Külliyelerin parças› niteli¤indeki camilerden baflka, Fakih Pafla Mescidi (1433), Sinan Halife Mescidi, ‹mad Dede Mescidi, Arap Mescidi, Abdürrahim
Mescidi, Yukar› Pazar Mescidi (1465), Baflçeflme Camii (1495), Kesikbafl Mescidi, fiehreküstü Camii ve Karaman Camii de bu
yüzy›lda yap›lm›fllard›r. fiehir merkezinde
bulunan bu yap›lardan baflka, fiuhut-Ulu
Camii (1415), Sand›kl›-Kubbeli Mescidi
(1453’ten önce) ve ‹shakl› (Sultanda¤›) Mescidi (1458) yine XV. yüzy›lda yap›lan eserlerdendir.
XVI. yüzy›lda, cami ve mescitler hakk›nda önceki yüzy›llara göre, daha fazla
bilgi ve belge bulmak mümkün olmaktad›r.
Bu yüzy›lda, Afyonkarahisar’da bulunan
cami ve mescitleri belirlemede özellikle iki
Tahrir Defteri bize yard›mc› olmaktad›r.
Bunlardan biri, 937/1530 tarihli 438 Numaral› Muhasebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri93, di¤eri Tapu ve Kadastro Genel Müdürlü¤ü Arflivi’nde bulunan 1575 tarihli
93 438 Numaral› Defter s. 136-137, 155-156.
Mufassal Vak›f Tahrir Defteridir94. Ancak
bu defterlerden camilerin tamam›n›n belirlenebilmesi de mümkün de¤ildir. Söz konusu defterlerde camiler, vak›flar› olmas›
sebebiyle zikredilmektedir. Herhangi bir
vakf› bulunmayan camilerin belirlenmesinde ise güçlük çekilmektedir.
1530 tarihli defterde Karahisar flehir
merkezinde iki cami ile on iki mescidin
isimleri geçmektedir. Bu cami ve mescitler
flunlard›r: Hoca Bey Camii (Cami-i Kebir-Ulu
Cami), Camii Cedid (Umur Bey Camii), Mevlevihâne Mescidi, Hac› ‹smail Mescidi, Efecik
Mescidi, Ak Mescid, Öksüzce Mahallesi Mescidi, Sinan Pafla Mescidi, Pîrî Mescidi, Çavuflzâde Mescidi, Hac› Dâniflmend Mescidi, Fakih Pafla Mescidi, Hoflkadem Mescidi ve Hoca Veli
Mescidi95. Ancak, bunlar›n d›fl›nda cami ve
mescitlerin oldu¤u da muhakkakt›r. Çünkü
bu dönemde var oldu¤unu bildi¤imiz Gedik Ahmed Pafla ve Kas›m Pafla Camileri gibi önemli camilerin bile isimleri söz konusu
defterde geçmemektedir. Bu iki caminin
isimlerinin geçmemesinin sebebi, vak›flar›
yaz›l›rken birinin, “Vakf-› Merhûm Ahmed
Pafla”96, di¤erinin de “Vakf-› Merhûm Kas›m
Pafla”97 fleklinde cami isimleri zikredilmeden kaydedilmesindendir. Cami ve mescitlerin say›s›n›n gerçe¤e yak›n flekilde belirlenmesinde, imam say›lar›n›n bilinmesi yard›mc› olacakt›r. Karahisar flehir merkezinde
1530 tarihli defterde 27 imam›n oldu¤u görülmektedir98. Dolay›s›yla flehirdeki cami
say›s›n›n da bu civarda olmas› gerekir.
1575 tarihli vak›f tahrir defterinde, Karahisâr-› Sâhib Sanca¤›’n›n merkezi olan
Afyonkarahisar flehrinde, 4 cami ile 19 mescidin ismi kaydedilmifltir. Camiler, (Gedik)
94 TK.KKA, TD 575.
95 438 Numaral› Defter, s. 136-138.
96 Ayn› eser, s. 136.
97 Ayn› eser, s. 137.
98 Ayn› eser, s. 155-156.
Ahmed Pafla Camii, Cami‘-i Cedîd (Umur
Bey Camii), Hoca Bey Camii (Ulu Cami) ile
Kâs›m Pafla Camileridir. Bunlardan, Umur
Bey Camii günümüze kadar gelememifltir.
Söz konusu defterde isimleri geçen mescitler de flunlard›r: Ak Mescit Mahallesi Mescidi, Arab Mescidi, Çavuflzâde Mescidi, Efecik
Mescidi, Fakih Pafla Mescidi, Hac› Abdül Mescidi, Hac› ‹sa Mescidi, Hac› ‹smâil Mescidi, Halil Mescidi, Hoflkadem Pafla Mescidi, Kâhil Mahallesi Mescidi, Kubbelü Mescidi, Mevlevîhâne
ma‘a mescid, Mollazâde Mescidi, Mustafa A¤a
Mescidi, Öksüzce Mahallesi Mescidi (‹mad Dede Mescidi), Tâc Ahmed Mescidi ve Yukar›-pazar Mescidi99. Bu mescitlerin bir k›sm› daha
sonraki yüzy›llarda cami ad›yla karfl›m›za
ç›kmaktad›r.
Osmanl›lar döneminde, birçok köyde
mescit yahut cami bulunmamaktad›r. XVI.
yüzy›l›n ilk yar›s›nda Karahisar Kazas›’n›n
merkez nahiyesi niteli¤indeki fiehrâbâd
Nahiyesi köylerinde bulunan camilerin
isimlerine dair herhangi bir kay›t bulunmamaktad›r. Buna karfl›l›k, 1530 tarihli defterde, K›n›k, Sü¤lün, Deper, Ulu-yatak, Akçahisar ve Kumafl köylerinde imam bulundu¤u görülmektedir100. Dolay›s›yla bu köylerde birer caminin olma ihtimali yüksektir.
1575 tarihli defterde ise, dört köyde cami
veya mescit bulundu¤una dair kay›tlar vard›r. Bunlar, Ç›kr›k Köyü’nde Ahî Mestan
Cami‘i, Karaca-viran Köyü Mescidi, Salar
Köyü’nde Hac› Dâniflmend Mescidi ile
Öyük Köyü Mescitleridir101. Söz konusu
köylerden Ç›kr›k Köyü’ndeki cami, muhtemelen çevre köylerdeki insanlar›n da, Cuma namazlar›n› k›lmak üzere topland›klar›
yerdir.
99 TK.KKA, TD 575, vr. 4a, 4b, 5a, 5b, 6a, 6b, 7b, 8a, 8b,
9a, 9b, 11a, 11b, 12a, 13a, 13b, 14a, 15a, 16b,19a, 20b, 23a,
23b.
100 438 Numaral› Defter, s. 157, 158, 160, 161.
101 TK.KKA, TD 575, vr. 21b, 22a, 22b, 29a.
Anadolu’nun Kilidi AFYON
95
1530 tarihli defterde Karahisar Kazas›’na ba¤l› ikinci nahiye olan K›rhisar’da
herhangi bir cami veya mescit ismi geçmemektedir. Ancak K›rhisar köyleri incelendi¤inde, K›rka, Sarn›ç, Köflen, Kiçibafllu, Yenice, Üç-a¤›l, Hoca, Tezrik, Köse-kuyusu,
K›rkp›nar, Kürk, Köseler, Karaca-viran
köylerinde birer imam kay›tl› oldu¤u görülmektedir102. Bu husus dikkate al›nd›¤›nda, söz konusu köylerde birer cami oldu¤u
söylenebilir.
Ulu-Sincanl›’da, Sarayc›k, Bafllar, Bazlamaç, H›z›r Hac›, K›l›ç Arslan ve Çat-öyük
köylerinde birer, Güney Köyü’nde iki
imam bulunmaktad›r103. Kiçi Sincanl›’da
ise Mahmar›, K›z›l-a¤›l, Nuh ve Derecik
köylerinde de birer imam vard›r104. ‹mam
bulunan bu köylerde de cami bulunmas›
muhtemeldir.
Ulu-Sincanlu Nâhiyesi’nde 1575 tarihli
defterde ise, üç cami ile dört mescit görülmektedir. Bunlar Boyalu Köyü Camii, Güney Köyü Camii ve Sinan Pafla Camii ile
Nûh Köyü Mescidi, Küçük Sincanlu’nun
Sarban-hisar› Köyü Mescidi, Sinir Köyü
Okcu Sinan Bey Mescidi ve Düza¤aç Köyü’nde Hoca Veli ve Sevindik Mescididir105.
fiuhud Kazas›’nda XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda (1530), bir cami ile iki mescide iliflkin kay›tlar vard›r. Bunlar, fiuhud flehir
merkezinde bulunan fiuhud Camii ve Kubbelü Mescid ile Karl›k Köyü’ndeki Hasan
Dede Mescididir106. Ancak flehirde kay›tl›
kifliler incelendi¤inde yedi imam›n oldu¤u
görülmektedir. Bu husus flehirde daha fazla mescidin varl›¤›na bir iflarettir. Bu tarihte
fiuhud flehir merkezinde bulunan dokuz
102 438 Numaral› Defter, s. 160-166.
103 Ayn› eser, s. 166-167.
104 Ayn› eser, s. 168.
105 TK.KKA, TD 575, vr. 39a, 39b, 34b, 40b, 41a, 41b.
106 438 Numaral› Defter, s. 139.
96
Anadolu’nun Kilidi AFYON
mahalleden yedisinde herhalde cami veya
mescit bulunmaktad›r. Ancak bunlar›n ço¤u, herhangi bir vakfa sahip olmad›¤›ndan
kay›tlara geçmemifltir. fiuhud merkezinde
Alaca Mescit Mahallesi ile Bey Mescidi Mahallesi bulunmaktad›r107. Osmanl› flehirlerinde mahallelerin bir k›sm›n›n isimlerini
içerisinde bulunan mescit veya camilerden
ald›¤› düflünüldü¤ünde, söz konusu mahallelerde ayn› adla an›lan mescitlerin bulundu¤u anlafl›lmaktad›r. Di¤er taraftan
Karl›k Köyü’ndeki mescit d›fl›nda hiçbir
köyde cami oldu¤una iliflkin bir kay›t bulunmamaktad›r. Buna karfl›l›k, Burnu, ‹srail, Ayd›n, Balç›khisar, Atl›hisar, Çak›rözü,
Avdan, Sinirce, Gâzî, Kilisecik, Arab, ‹lemen, Selavir, Yürümini, Alakilise, Köpekini, Kurucadere, Kozluca, Tâceddin, Ramazanlu, Göllüce, Erdeflir, P›narbafl›, Mikail,
Akçahoros, Paras ve Pazar-› Yak›n köylerinde birer, Akhar›m Köyü’nde iki imam
bulunmaktad›r108. Cami olmayan köylerde
imam bulunmas› pek mümkün olmayaca¤›
düflünülürse, söz konusu köylerde de birer
caminin oldu¤u söylenebilir.
fiuhud Kazas›’nda 1575 y›l›nda kayd›
bulunan cami say›s›, yine bir iken, mescit
say›s› yediye ç›km›flt›r. fiuhud flehir merkezinde bir cami ve dört mescit, köylerde üç
mescidin kayd› bulunmaktad›r. fiehir merkezinde, fiuhud Camii, Hatîb Mahallesi
Mescidi, Kad›(?) Mahallesi Mescidi, Horos
Mahallesi Mescidi ve Kubbelü Mescidi
mevcuttur109. fiuhuda ba¤l› köylerde ise,
Mahmud Köyü Mescidi, Oyna¤an Köyü
Mescidi ve Akin Köyü Mescidi vard›r110.
XVI. yüzy›lda flehirde dokuz mahalleye
karfl›l›k yüzy›l›n ilk yar›s›nda üç, ikinci yar›s›nda befl cami ve mescit bulunmaktad›r.
107 Ayn› eser, s. 185.
108 Ayn› eser, s. 185-189.
109 TK.KKA, TD 575, vr. 50a, 52a, 52b.
110 Ayn› defter, vr. 48b, 50a, 52a, 52b.
Buna karfl›l›k, XVII. yüzy›lda fiuhut’a u¤rayan Evliya Çelebi’nin “9 mahalle, 9 mihrap”111tan bahsetmektedir. Bu ifadelere göre, kaza merkezinde 1575 y›l›ndan sonra
dört mescidin daha yap›lm›fl olmas› gerekmektedir.
XVI. asr›n ilk yar›s›nda 1530 tarihli defterde, Sand›kl›’da sadece Sand›kl› Camii’nin ismi geçmektedir. Buna karfl›l›k flehir merkezinde yedi mescidin bulundu¤u
kaydedilmifl, ancak isimleri verilmemifltir112. Di¤er taraftan flehir merkezindeki
mahallelerde alt› imam›n kay›tl› oldu¤u görülmektedir113. Sand›kl› mahallelerinin
isimleri aras›nda Cami, Mescid-i Halil Bey
ve Kubbelü Mescit isimlerine rastlanmaktad›r114. Bunlardan Cami Mahallesi ismini
Sand›kl› Camii’nden al›rken, Mescid-i Halil
Bey ile Kubbelü Mescit mahalleleri de,
isimlerini, mahallede bulunan mescitlerden
alm›fl olmal›d›rlar. Dolay›s›yla ismi bilinmeyen iki mescidin daha adlar› belirlenmifl
olmaktad›r.
1530 tarihli defterde, Sand›kl› Kazas›’na
ba¤l› köylerde bulunan cami ve mescitlere
ait herhangi bir kay›t bulunmamaktad›r.
Buna karfl›l›k köylerde kay›tl› kifliler incelendi¤inde imam bulunan köylerin tespiti
mümkündür. Bunlar›n belirlenmesiyle cami bulunan köyler de ortaya ç›kmaktad›r.
Sand›kl›’da imam bulunan köyler flunlard›r: Bektafl, Rasül, Mezidlü, K›land›ros, Bafla¤aç, Akhar›m, Mengüle, Kusura, A¤in,
Ya¤d›, Karacaviran, ‹¤dir, Koçhisar, Çeltüklü, Çand›r, Ordu, Alibey-hisar›, Yayman,
Balç›khisar, Baç›l›, ‹saözü, Sorkun, KaraSand›kl›, Ekinhisar›, Hac›, K›z›k, K›z›lviran,
Derecik ve K›z›lca115.
111 Evliya Çelebi, Ayn› eser, s. 20.
112 438 Numaral› Defter, s. 139.
113 Ayn› eser, s. 174.
114 Ayn› yer.
115 Ayn› eser, s. 175-180.
XVI. asr›n ikinci yar›s›nda, Sand›kl› Kaza merkezi ile buraya ba¤l› köylerden, yirmi befl cami ve mescidin kayd› görülmektedir. Kaza merkezinde, Cami‘-i Kebîr (Ulu
Cami), fieyh Muslihüddin Cami‘-i Cedîdi,
Halil Bey Mescidi, Çak›r Mahallesi Mescidi, Çay Mahallesi Mescidi ve Kubbelü Mahallesi Mescidi mevcuttur116. Sand›kl›’ya
ba¤l› köylerde ise, iki cami ve on yedi mescid bulunmaktad›r. Camilerden biri Kara
Sand›kl› Köyü Camii, di¤eri de Koçhisar
Köyü Camiidir117. Koçhisar Köyü’nde ayn›
zamanda Seyyid Yusuf bin Seyyid Mehmed
Mescidi ile Yakub Bey Mescidi de bulunmaktad›r118.
Köy mescitlerinden Ramazan Köyü’ndeki Alaca Mescid için kay›tlarda Kadîmü’l-eyyâmdan Camidir tabiri kullan›lm›flt›r119. Bu mescit, yap›l›fl itibariyle en eski
mabetlerden biri olup Selçuklu dönemi
eserlerinden olmal›d›r. Bunlar›n d›fl›nda
Sand›kl›’ya tabi köylerde, Çetüklü Köyü
Mescidi, Kland›ros köyü mescidi, Kurâlar
köyü mescidi, Mezidlü köyü mescidi, Ürküt köyü mescidi, K›z›lca Köyü Mescidi,
Kurâca(Karaça?) Köyü Mescidi, Mami Köyü Mescidi, Dola köyü Ahî Sinan Mescidi,
Bac› Köyü Mescidi, Çay Köyü Mescidi,
Tayl›k Köyü Mescidi, Ya¤d› Köyü Mescidi
ve Afla¤› Karacaviran Köyü Mescidi vard›r120.
XVI. asr›n ilk yar›s›nda Sand›kl› Kazas›’na tabi Çola Nahiyesi’nde ismi tespit edilen cami yoktur. Ancak imam bulunan köyler vard›r. Bunlar, Akçain, Alpaslan, Koru,
‹smail ve Tanburca köyleridir121. Asr›n
ikinci yar›s›nda ise Çola Nâhiyesi’nde
116 TK.KKA, TD 575, vr. 60a, 65b, 66b, 67a, 71a, 70a.
117 Ayn› defter, vr. 63b.
118 Ayn› defter, vr. 64a, 69a.
119 Ayn› defter, vr. 70a.
120 Ayn› defter, vr. 56b, 58a, 60a, 61b, 62b, 63a, 64a, 64b,
65a, 66a, 68b, 69a.
121 438 Numaral› Defter, s. 181-182.
Anadolu’nun Kilidi AFYON
97
Mehmed Beyin yapt›rd›¤› Bayrak Köyü Camii ile Kâtib Sinan o¤lu Abdülkâdir taraf›ndan yapt›r›lan Alp-arslan Köyü Mescidi’nin isimleri tespit edilmifltir122.
Bolvadin’de ise, 1530 tarihli defterde
Bolvadin Camii ismiyle bir tek caminin ad›
geçmektedir123. Ancak bu dönemdeki mahallelerin isimlerine bak›ld›¤›nda, on bir
mahallenin alt›s›n›n mescit ismi ile an›ld›¤›
görülmektedir. Bunlar, Hanaylu Mescid,
Kutlu Mescid, Alaca Mescid, Bey Mescidi,
fieyh Bey Mescidi ve Hoca Emre Mescididir124. Bunun yan› s›ra Bolvadin mahallelerinde yedi imam kay›tl›d›r. Bu itibarla belirtilen alt› mescide Bolvadin Camii ilave edildi¤inde imam say›s› ile eflit olmaktad›r. Dolay›s›yla, XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Bolvadin flehir merkezinde yedi caminin oldu¤u
ortaya ç›kmaktad›r. Bu dönemde Bolvadin’e ba¤l› köylerdeki camilerin isimlerini
tespit etmemize yard›mc› olacak herhangi
bir bilgi bulunmamaktad›r. Buna karfl›l›k
befl köyde imam bulundu¤u tespit edilmifltir. Bunlar, Özduru, ‹¤difl, Muttalib, Mant›bükü ve Yenice köyleridir125.
1575 tarihli vak›f defterinde ise Bolavadin Kazas›’nda bulunan iki cami ile on
mescide iliflkin kay›tlar vard›r. Bunlardan
flehir merkezinde olanlar, Bolavadin Camii,
Alaca Mescid, Bezcio¤lu Mescidi, Kestemend Mahallesi Mescidi, Kubbelü Mahallesi Mescidi, fiâzî Mahallesi Mescidi, Bey
Mahallesi Mescidi, fieyh Bey Mahallesi
Mescidi ve Hanaylu Mahallesi Mescitleridir126. Köylerdekiler ise, Çay Köyünde Sultan Alâeddîn-i Selçûkî Cami‘i ile Özduru
ve Sofular Ayvaz›(?) köyleri mescitleridir127.
122 TK.KKA, TD 575, vr. 75a.
123 438 Numaral› Defter, s. 141.
124 Ayn› eser, s. 194.
125 Ayn› eser, s. 194-198.
126 TK.KKA, TD 575, vr. 81a, 81b, 82a, 82b, 83a.
127 Ayn› defter, vr. 78b, 81a ek, 82a, 83a.
98
Anadolu’nun Kilidi AFYON
XVI. as›rda, Barç›nlu Kazas› herhangi
bir flehir merkezinin bulunmad›¤›, yaln›zca
köylerin meydana getirdi¤i bir idari birimdir. Kaza dahilinde 1530 tarihli defterde
hiçbir cami ve mescit ismi geçmemektedir.
Bu husus, cami veya mescidin bulunmad›¤›n› göstermemektedir. Belki bu dönemde
söz konusu kaza dahilindeki cami ve mescitlerin vak›flar›n›n olmad›¤›na iflarettir.
Çünkü defterde vak›f kay›tlar› bulunmaktad›r. 1530 tarihli defterde Barç›nl› Kazas›’na ba¤l› köylerde Oynafl Nahiyesi köyleri dahil, 20 köyde imam bulundu¤u belirlenmifltir128. Bu köylerde birer caminin bulundu¤unu söyleyebiliriz. Ancak bunlar›n
vak›flar› olmad›¤› için defterlerde isimleri
geçmemektedir. ‹mam bulunan köyler flunlard›r: Yozgat, Ye¤enler, Belce, K›z›lcaviran,
Akçahisar, Eflen, Belviran, Emin-ekini, Aligel, Kay›, Ba¤luca, Karkuncuk, Tûsî, Alakilise, Yenice, K›rka, Çekiflme, Karaviran, Karaa¤›l ve Göynükviran.
Barç›nlu Kazas›’nda 1575 tarihli defterde de bir cami ile bir mescit ismi geçmektedir. Bunlar da, Oynafl Cami‘i ile Tûsî Köyü
Mescididir129.
XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Karahisâr-›
Sâhib Sanca¤›’nda vak›f kay›tlar›nda do¤rudan 5 cami ile 14 mescidin isimleri geçmektedir. XVI. Yüzy›l›n son çeyre¤inde ise,
yukar›da yerlerini ve isimlerini belirtti¤imiz 17 cami ve 66 mescit olmak üzere, 83
cami ve mescidin isimleri tespit edilmifltir130. Ancak cami ve mescit say›s›n›n çok
daha fazla oldu¤u muhakkakt›r. Burada ismi geçenler sadece vakf› olanlard›r. Bu hususu imam say›lar›n›n incelenmesi aç›k bir
flekilde ortaya koymaktad›r. 1530 tarihli
defterdeki imam say›lar› göz önüne
128 438 Numaral› Defter, s. 200-207.
129 TK.KKA, TD 575, vr. 97b, 106a.
130 XVI. yüzy›lda bulunan camiler hakk›nda bk.
TK.KKA., TD. 575.
al›nd›¤›nda Karahisar Kazas›’nda 57, fiuhud Kazas›’nda 35, Sand›kl› Kazas›’nda 41,
Bolavadin Kazas›’nda 12 ve Barç›nlu Kazas›’nda 20 olmak üzere yaklafl›k 165 cami ve
mescit bulunmas› gerekmektedir. Yüzy›l›n
ikinci yar›s›nda bu say› daha da artm›fl olmal›d›r.
Burada flu hususu da belirtmeliyiz ki,
XVI. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda isimlerini tespit etti¤imiz 83 cami ve mescide ait, en az
108 vak›f bulunmaktad›r. Bu vak›flar›n y›ll›k gelir toplamlar› ise 165.712 akçedir. Vak›f kay›tlar›nda, cami ve mescit vak›f gelirlerinin, Afyonkarahisar vak›flar› içerisinde
en fazla paya sahip oldu¤u da anlafl›lmaktad›r. Bu husus, Osmanl› toplumunun cami
ve mescitlere de¤er verdi¤ini aç›k bir flekilde göstermektedir131.
XVI. yüzy›lda yap›ld›¤› tespit edilen camilerden baz›lar› flunlard›r; fiehirdeki Çavuflbafl› (1575), Otpazar› (1590) ve Hac›
Feyzullah camileriyle, Hersekzâde Ahmet
Pafla (köyü) Mescidi (1517), Sand›kl›-Geçi
Camii (1575), Sincanl›-Sinanpafla Camii
(1524).
XVII. yüzy›lda yap›ld›¤› tespit edilen
çok az say›da cami ve mescit bulunmaktad›r. Bunlar aras›nda, flehir merkezindeki
Kad› Abdullah Mescidi (1666) ile Emirda¤Han’daki Hüsrev Pafla Camii(1630)’ni sayabiliriz. Evliya Çelebi bu as›rda flehrin mahalle ve mihrap say›s›n› 42 olarak belirttikten sonra; gördü¤ü, duydu¤u meflhur cami
ve mescitleri “‹maret Camii, File o¤lu Camii
[Fele-o¤lu Camii], Kara Cami [Kurrâ Camii],
At Pazar› Camii, Abdürrahim Efendi Camii,
Arap Camii, Ulu Camii, Keçe Pazar› Camii;
131 Bu hususla ilgili genifl bilgi için bkz. Mustafa Karazeybek, “Afyonkarahisar Vak›flar›”, Afyonkarahisar Kütü¤ü, II, Afyon 2001, 256-292.
Esen Çeflme Mescidi, Ak Mescit, Kapal› Mescit
[Kuyulu Mescit], Çavufllar Mescidi, Kubbeli
Mescidi, Yeni Abdullah Efendi Mescidi” olarak
s›ralamaktad›r132.
Bunlardan baflka XVII. yüzy›l kay›tlar›nda geçen, Damc› Efendi, Rahmi Efendi,
Ramazan Çelebi, ‹bik, Karakatip, Kurrâ,
Zülali, K›rklar Makam› gibi mescitlerin yap›l›fl tarihleri ise tespit edilememifltir. Ancak, sözkonusu mescitler belirtilen yüzy›ldan önce yap›lm›fl olmal›d›rlar. Bunlardan
‹bik ve Karakatip gibi baz› mescitlerin XVI.
as›rda da mevcut olmas›, ayn› zamanda
flehrin ilk yerlefliminin bulundu¤u mahallelerin adlar›n› tafl›malar› bunu ortaya koymaktad›r.
XVIII. yüzy›lda yap›ld›¤› belirlenen cami ve mescit say›s› da çok azd›r. fiehirdeki
Müfti Han› Mescidi (1700), Hasan Vehbio¤lu Mescidi (1776’dan önce); Yeni Cami
(1711), Aynio¤lu Camii (1797); Sand›kl›’daki Havai Mescidi (1761’den önce) bu yüzy›lda yap›lan cami ve mescitlerdendir.
XIX. yüzy›lda varolan cami ve mescitlerin tamam›n› tespit etmek mümkün olmad›¤› gibi bu yüzy›lda yap›lanlar›n hepsini
belirlemek de çok zordur. Bunun için uzun
süreli derinlemesine araflt›rmalara ihtiyaç
vard›r. Bu yüzy›lda yap›ld›¤› belirlenen cami ve mescitlerden baz›lar› flunlard›r;
Adeyze Camii (1831-1832), Aksarayl› (Nakilci) Camii (1803); Sülüm Camii (1813),
Tevfikiye Camii (1840); Ahmet A¤a Mescidi
(1816), Süt Dede Mescidi (1810?), Hac›
Âfl›k-Dilaver Pafla- Mescidi (1839), Kabakl›
Mescidi (1853’ten önce).
XIX. yüzy›lda ayakta olan camilerden
birço¤u vak›f belgelerinden ortaya ç›kar›labilmektedir. Vak›f kay›tlar›nda bulunan bilgilere göre sözkonusu yüzy›lda, Karahisar
Kazas› merkezinde Hoca-Bey Cami‘-i
132 Evliya Çelebi, Ayn› eser, s. 18.
Anadolu’nun Kilidi AFYON
99
Kebîri, Öksüzce Mahallesi(Egeste Mahallesi)’nde bulunan Kiçe-bazar› Camii, Süleyman-Pafla Camii, Yukar›-Cami isimlerinde
dört cami vard›r. Bunlardan baflka, Ak Mescid, Bey Mescidi, Çavufl-bafl› Mescidi, Hac›
Evtal Mahallesi Mescidi, Hac›-‹smail Mescidi, Kubbelü Mescidi, Kâhil Mahallesi
Mescidi, Bedrik Mahallesi Mescidi, At-bazar› Umur-Bey Mescidi isimlerinde dokuz
mescit tespit edilmifltir. Köylerde ise, Saruk
Köyü’nde Halil Mescidi, Salar Köyü Mescidi ve Gazl›-göl Mescidi bulunmaktad›r133.
Bu cami ve mescitlerin ekseriyeti önceki
yüzy›llarda yap›lm›fl eserlerdir.
XIX. yüzy›lda Sand›kl› Kazas›’nda, Cami‘-i Kebîr, Ömer-A¤a Camii, Dedeler Camii, fieyh Muslihüddin Camii ve Tekkesi,
Hevâyî Mescidi (Camii), Nûreddîn nâm-›
di¤er fieyh-Ali Camii ile Hoca Fakih Mescidi, Kubbelü (Kuplu, Kuyulu) Mescidi, Öksüzce Mescidi, fiükrü Bey Mescidi, Dervifl
Dede Mescidi görülmektedir.
Sand›kl› Kazas› köylerinde ise, Ala
Mescid Köyü’nde Germiyanzâde Camii,
Koçhisar Köyü Camii, K›z›l-viran Köyü Camii; Ürküt Köyü Mescidi, K›z›k Köyü Mescidi, Kubac›k Köyü Mescidi, Susuz Köyü
Mescidi, Saltuk Köyü Mescidi, H›rka Köyü
Mescidi, Ahurhisar Mescidi, Karalar (Yozgat-› Kuyucak) Köyü Mescidi, K›z›lca Köyü
Mescidi, Kara Sand›kl› Köyü Mescidi’nin
yan› s›ra, Karacaviran Köyü ile Çay Mezra‘as›’nda birer mescit harâbesi bulunmaktad›r134.
Sincanl› Kazas›’na ba¤l› Sinan-Pafla Köyü’nde Lala Sinan-Pafla Camii, Akviran Köyü’nde Turunçzâde Süleyman Pafla Camii
ile Nûh Köyü Mescidi, Mihmar› Köyü Mes133 Bkz. BA, EV.HMH 4172; BA, EV.13609; BA,
EV.14849; BA, EV. 13512.
134 Bkz. BA, EV.HMH 4172; BA, EV.13609; BA,
EV.14849; BA, EV. 19387.
135 BA, EV.13609; EV.14849; BA, EV. 19387.
100 Anadolu’nun Kilidi AFYON
cidi, Sarban Köyü’nde Pîr-Ahmed Mescidi
ve Hac› Pafla Mescitleri mevcuttur135.
Bu yüzy›lda Barç›nl› Kazas›’nda sadece
Gö¤ertafl Sultan Camii136 tespit edilmesine
karfl›l›k fiuhud Kazas›’nda Cami-i Kebîr,
Kubbelü (‹skender Bey) Mescidi, Burnu kara Köyü Camii, Burnu Köyü’nde Dede Camileri görülmektedir137.
Bolvadin Kazas›’nda ise, Hac› Halife
Camii, Kad› Vecheddin Camii; fiâzî Mahallesi Mescidi, Kestemend Mescidi, Tahtal›
Mescidi, Hac› H›z›r Mescidi, Alaca Mahallesi Mescidi, Diflli Köyü Camii bulunmaktad›r138.
XIX. yüzy›lda Kütahya’dan ayr›larak
Karahisâr-› Sâhib Sanca¤›’na ba¤lanan Homa Kazas›’nda Köseler Mahallesinde Hac›
‹brahim Mescidi ve Sultan Alâeddin Camii139; Geyikler (Dinar) Kazas›’nda Dikici Köyü Abdülmuttalib Camii, Geyikler Baba
Bey Camii140; fieyhlü Kazas›’nda da Emircik Köyü Bâlî Bey Mescidi, Arlu Köyü Camii, Balç›khisar Köyü Mescidi, Dedeler Camii ve Ömerlü Köyü Camileri görülmektedir141.
XIX. Yüzy›la ait olmak üzere, sancakta
yukar›da da belirtti¤imiz gibi altm›fla yak›n
cami ve mescit tespit edilmifltir. Ancak verilen rakam bu yüzy›ldaki cami ve mescitlerin tamam› de¤ildir. Zira 1884 y›l›nda sancakta dört yüzü aflk›n mabet bulunmaktad›r. Burada dikkat edilmesi gereken husus
bizim isimlerini belirledi¤imiz cami ve
mescitler daha önce de iflaret etti¤imiz gibi,
genellikle vakf› olanlard›r. Vakf› bulunmayan camilerin tespiti ise oldukça zordur.
Ancak yüzy›l›n II. yar›s›na ait salnamelerden
136 BA, EV.13609.
137 BA, EV.HMH 4172; BA, EV.13609; BA, EV.14849;
BA, EV. 13512.
138 BA, EV.HMH 4172; BA, EV.13609; BA, EV.14849.
139 BA, EV.14849.
140 BA, EV.14849.
141 BA, EV.14849; BA, EV. 19387.
toplam cami ve mescit say›lar›n› elde edebilmekteyiz.
1302/1885 tarihli Hüdavendigar Salnamesine göre, Karahisar-› Sahib Kazas›’nda
onu büyük olmak üzere toplam 160 cami, 2
kilise, fiuhut Nahiyesi’nde 35 Cami, Sand›kl› Kazas›’nda 73 cami, Geyikler Nahiyesi’nde 32 cami, fieyhlü Nahiyesi’nde sekizi
büyük olmak üzere 60 cami, Dazk›r› Nahiyesi’nde 30 cami; Bolvadin Kazas›’nda 38
cami ve mescit, ‹shakl› Nâhiyesi’nde, dördü merkezde olmak üzere 17 Cami, Aziziye
Kazas› merkezinde de 1 cami mevcuttur142.
Bolvadin’de bulunan camilerden baz›lar›,
Lala Sinan Paflan›n ‹maret, Hac› Halife’nin
Alaca, Abdülkadir Geylanî’nin fi›hlar, hay›r
sahiplerince yapt›r›lan Tahtal› ve Erkmen
Camileri fleklinde s›ralanabilir143. Bunlar›n
d›fl›nda Bolvadin’de yap›lan baz› mescitlerin zamanla y›k›larak cami olarak yenilendi¤i de görülmektedir. Akçeflme, Bucak, Ci¤ercio¤lu, Hac› Ömer ve K›rklar mescitleri
yeniden infla edilenlerden baz›lar›d›r144.
fiemsettin Sami, flehir merkezinde 1894
y›l›nda isim vermeden 10 minareli cami ile
2 mescitten bahsederken145 V. Cuinet de,
1894 y›l› gezi notlar›nda benzer bilgileri
zikretmektedir146. XX. Yüzy›l bafllar›nda
Afyonkarahisar’a gelen Mehmet Ziya Efendi ise flehir merkezinde 12 cami, 15 mescit
oldu¤unu belirtmektedir147. Bu yüzy›l bafllar›nda infla edilen camiler aras›nda Ayak
Tekke Camii (1902), Belmescidi (1903) ve
Yoncaalt› Camii(1910)’ni sayabiliriz.
Afyonkarahisar camileri ço¤unlukla
moloz tafl, kesme tafl ve tu¤ladan yap›lm›fl-
lard›r. Bunun yan› s›ra, devflirme malzeme
kullan›lanlar da vard›r. Bunlardan bir ço¤u
çeflitli sebeplerle, muhtelif tarihlerde tamir
edilmifl veya geniflletilmifllerdir. Ahflap tavanl› olan baz› camiler Selçuklu devrinin,
kubbeli olarak yap›lanlar›n büyük k›sm›
Osmanl› döneminin mimari özelliklerini
göstermektedir.
Afyonkarahisar’›n tarihte pek çok deprem yaflamas› ve özellikle büyük yang›nlara maruz kalmas›148 sebebiyle flehirde yüzlerce bina kullan›lmaz hale gelmifltir. Meydana gelen yang›nlarda bir tak›m cami ve
mescitler de yanarak kül olmufltur149. Mevlevihane, Kesikbafl, Kad› Abdullah, Tevfikiye, Zülali mescit ve camileri çeflitli dönemlerde yanm›fllard›r. Bunlardan baz›lar› yang›n sonras› yenilenmifltir.
Evliya Çelebi, iç kaledeki Selçuklu’lardan kalma mescidin minaresinin zelzeleden y›k›lm›fl oldu¤undan bahseder150. Buna göre, 1671 y›l›ndan önce flehirde bir deprem yafland›¤› anlafl›lmaktad›r. Ancak bu
zelzelede flehirde ne gibi kay›plar›n oldu¤u
tespit edilememifltir.
22 Rebiü’l-ahir 1209/18 Kas›m 1794 günü ikindi vakti meydana gelen büyük depremden Afyonkarahisar da büyük ölçüde
etkilenmifltir. Gedik Ahmet Pafla Camisi,
Abdürrahim M›srî Camisi ve pek çok bina
deprem s›ras›nda harap olmufl, bu arada
pek çok insan ölmüfltür151.
1279/1862 y›l›nda meydana gelen depremde, fiuhut’ta di¤er yap›larla birlikte pek
çok cami, mescit yerle bir olmufltur152.
142 Salname-i Hüdavendigar(SH.), 1302 senesi, defa 12,
s. 478.
143 Ayn› eser, s. 476.
144 Mehmet Saadettin Aygen, Afyonkarahisar Camileri,
Ankara 1973, s. 87-94.
145 fiemsettin Sami, Kâmûsü’l-‘lâm, IV, ‹stanbul 1311,
s. 3626.
146 Halit Çal, “Tarih ‹çinde Afyonkarahisar fiehrinin
Fiziki Geliflimi”, 3. Afyonkarahisar Araflt›rmalar› Sempozyumu
Bildirileri, 22-24 Ekim 1993, Afyon 1994, s. 305.
147 Mehmet Ziya, Bursa’dan Konya’ya Seyahat, fl.y.,
1319, s. 281.
148 Clement Huart, Mevleviler Beldesi Konya, (Çev. Nezih Uzel), ‹stanbul 1978, s. 64.
149 Abdülhamdi, Cönk (H.1318-1324/M.1902-1908),
Afyon Gedik Ahmet Pafla Kütüphanesi, no: 13916, vr.77a79a; Edip Âli Bak›, “Bir fiair Ailesi”, Duyum Gzt. (Afyon),
nr.1515, 3-2’nci Kanun 935.
150 Evliya Çelebi, Ayn› eser, s.17.
151 Edip Ali Bak›, M›s›rl›o¤lu Abdürrahim Karahisari,
Afyon 1953, s.113; Bekir S›tk› Sencer, “Afyon Kitabeleri”,
Taflp›nar, nr. 88, Nisan 1942, s.90.
152 BA, BEO, Vilayetler (Hüdavendigar) Gelen Katalo¤u
(2), Defter No:130, belge no: 22, 48-25.
Anadolu’nun Kilidi AFYON 101
1863 y›l›nda meydana gelen depremde
de Abdürrahim M›srî Camii’nin son cemaat yeri kubbeleri y›k›lm›fl, yerine toprak
daml› k›sm› eklenmifltir153.
1902 y›l›nda Karahisar’da ç›kan yang›nda, tamamen yanan cami, mescit vs. yap›n›n bir an evvel inflas› için 4 Ramazan
1320/21 Teflrin-i Sani 1318/5 Aral›k 1902
tarihinde ferman ç›km›flt›r154.
2) Bedesten, Kervansaray ve Hanlar
a-) Afyonkarahisar’daki Bedestenler
a-1-) Bedestenler
Umur Bey Bedesteni
Bezâzistân-› Cedîd (Yeni Bedesten)
Ca¤al-o¤lu Rüstem Pafla Bedesteni
Fele-zâde Bedesteni
Büyük Bedesten
Küçük Bedesten
Tafl Bedesten
Hac› Bekir Tiryaki Bedesteni
a-2-) Kazalardaki Bedestenler
fiuhut Bedesteni155
b) Kervansaray ve Hanlar
Selçuklular döneminde hem flehirlerde
hem de flehirlerin d›flar›s›nda ticaret yollar›
üzerinde kervansaraylar yer al›rken Osmanl›lar döneminde daha ziyade flehir
merkezlerinde kervansaray ve hanlar›n
yayg›n biçimde yer ald›¤› görülür. Afyonkarahisar’da XVI. Yüzy›lda konaklama ve
ticaret mahalli olarak faaliyet gösteren kervansaraylar bulunmaktad›r. XVI. asr›n
ikinci yar›s›nda Afyonkarahisar flehir merkezinde, vak›flar›n gelir kaynaklar› aras›nda yer alan befli faal, dördü harap halde olmak üzere dokuz kervansaray vard›r. Bun153 Afyon 1973 ‹l Y›ll›¤›, y.y., ty., s. 82.
154 BA, BEO., Maarif Giden, belge no: 143849.
155 Bedestenler hakk›nda genifl bilgi için bkz. Özer
Küpeli, “ Afyonkarahisar’da Kervansaraylar, Bedestenler
ve Hanlar”, Afyonkarahisar Kütü¤ü, I, Afyon 2001, s. 362-363.
102 Anadolu’nun Kilidi AFYON
lardan ilki Mustafa A¤a Vakf›’na ait ‹ncir
Kervansaray›, di¤er ismiyle ‹ncir Han›d›r.
Mustafa A¤a, harâba yüz tutmufl olan han›
tamir ettirerek gelirini Hazret-i peygamber
ve Hulefâ-i Râflidîn rûhlar›na Kurân okumak için vakfetmifltir156.
fiehirdeki ikinci Kervansaray, Arasta
Kervansaray›’d›r ki bunun kira gelirinin 840
akçelik k›sm› Mevlânâ fieyh Abdurrahim
evkâf›n›n gelirine dahildir157. Kervansaray›n yeri Hac› ‹smail Medresesi vakf›n›n oldu¤undan, yerinin kiras› olarak 720 akçe
Hac› ‹smail Medresesi vakf›na ödenmektedir158.
Afyonkarahisar’da faaliyette olan bir
di¤er kervansaray da Bal›kç›lar Kervansaray›’d›r. Bu kervansaray, Çerçi Turud Zâviyesi Evkâf›’na aittir159.
Kapan Kervansaray›, Geliri Umur Bey taraf›ndan yapt›r›lan Alaca Medrese vakf›n›n
gelirlerine dahil edilmifltir160.
Kas›m Pafla Kervansaray›, Alaca Medrese’nin evkâf›na ait olan Bey tarlas› denilen
yere hamam ve cami ile birlikte Kas›m Pafla taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r. Kervansaray
hamam›n yan›nda olup y›ll›k 1080 akçe geliri vard›r. Bu gelir Kas›m Pafla vakf›na tahsis edilmifltir161.
Afyonkarahisar’daki vak›flar›n gelir
kaynaklar› aras›nda olup da harap odu¤u
için gelir getirmeyen veyahut y›k›ld›¤› için
sadece yeri kiraya verilerek az miktarda gelir sa¤layan kervansaraylar bulunmaktad›r.
Bunlardan bir tanesi Umur Bey Kervansaray›’d›r. Bu kervansaray, 1575 tarihli Vak›f Tahrir Defteri’nde harap olarak kaydedilmifltir.
156 TK.KKA, TD 575, vr. 20b.
157 Ayn› defter, vr. 10b.
158 Ayn› defter, vr. 16a.
159 Ayn› defter, vr. 18a,18b.
160 Ayn› defter, vr. 8b.
161 Ayn› defter, vr. 23a.
Bu kervansaray Umur Bey Hamam› ve Sar›p›nar Köyü ile birlikte Umur Bey Medresesi ve Camii’ne vakfedilmifltir. 1575 tarihinde harab oldu¤u için geliri bulunmamaktad›r162.
Harab olmas› nedeniyle geliri olmayan
bir baflka kervansaray da Mevlevîhâne Evkâf›’na ait olup evlâda vakfedilmifl kervansarayd›r163.
Geri kalan iki kervansaraydan biri Çavufl-zâde Mescidi Vakf›’na ait olup Harâb
olmas› sebebiyle ancak yeri kiraya verilerek 50 akçelik gelir elde edilmektedir164.
Di¤eri de, Çerçi Turud Zâviyesi Vakf›’na
ait S›¤›rc›bafl› Kervansaray›’d›r ki bu da harâba yüz tutmas› sebebiyle gelir getirmedi¤inden yeri y›ll›k yüz akçe ile îcâra verilmektedir165.
Ayr›ca Karahisar flehir merkezinde bulunan bir kervansaray›n geliri, fiuhud’da
oturan Kad› Süleyman taraf›ndan Karahisâr-› Sâhib’deki Atpazar› Camii’nin befl
nefer devirhân›n›n maafllar›na, Çay’da binâ olunan mektebinin ve Karahisâr musallâs›n›n tamirat›na ve geri kalan› evlâd›na
vakfedilmifltir. fiayet bu kervansaray yukar›da zikretti¤imiz kervansaraylardan
farkl› ise flehir merkezindeki say› ona ç›kmaktad›r.
Afyonkarahisar flehri d›fl›nda da çeflitli
yerlerde kervansaraylar bulunmaktad›r.
Bunlardan biri Ulu Sincanlu Nâhiyesi’nde
Çatöyük Köyü’nde bulunan Sinan Pafla Kervansaray›’d›r. Bu kervansaray›n Silahdark›r›
Çay›r› ile birlikte 2000 akçelik geliri Sinan
162 Ayn› defter, vr. 4a.
163 Ayn› defter, vr. 8a.
164 Ayn› defter, vr. 11a.
165 Ayn› defter, vr. 18a,18b.
Pafla vakf› gelirleri aras›nda yeralmaktad›r166.
fiuhud flehir merkezinde ‹bn-i Tahir Kervansaray› ismiyle bir kervansaray vard›r. Bu
kervansaray›n tamir ve hizmetlerinde kullan›lmak üzere, 50 akçe geliri olan 12 dönümlük yer vakfedilmifltir167. Bunun d›fl›nda yine fiuhud flehir merkezinde kadîm bir
han olup, kasaban›n insanlar›n gelip geçti¤i
bir yer olmas› nedeniyle yolcular›n kalabilmesi için sözkonusu han›n tamiri içün tahmînen otuz dönümlük yer vakfedilmifltir168.
Sand›kl›’da Dola Köyü’nde bir kervansaray bulunmaktad›r. Mevlânâ Tâceddîn
Fakih bir zaviye ile birlikte bu kervansaray› vakfetmifltir169.
Bolavadin flehir merkezinde ise vak›flara ait bir han bulunmaktad›r. Kazganc›bafl› 11 dükkan ve bir ev ile birlikte bu han› vakfetmifltir. Vakfedilen dükkanlardan
elde edilecek gelirler han›n tamirine ve
fazlas› da evde konaklayan misafirlerin
masraflar›na harcanmak üzere tahsis edilmifltir170.
XVII. yüzy›ldan itibaren Afyonkarahisar’da kervansaray ismine fazla rastlanmaz. XVI. Yüzy›ldaki kervansaraylar da
daha ziyade han olarak an›lmaya bafllanm›flt›r. Bu yüzy›ldan itibaren Afyonkarahisar’da mevcut hanlar›n isimlerini çeflitli sebeplerle fler‘iyye sicillerine kaydedilmifl
hükümlerden tespit etmek mümkündür.
fier‘iyye sicillerinden tespit etti¤imiz han
isimleri flunlard›r:
166 Ayn› defter, vr. 34a.
167 Ayn› defter, vr. 50a.
168 Ayn› defter, vr. 52b.
169 Ayn› defter, vr. 66a.
170 Ayn› defter, vr. 82b.
Anadolu’nun Kilidi AFYON 103
Tablo XIII: XVII. Yüzy›ldan ‹tibaret
Afyonkarahisar fieriyye Sicillerinden
Tespit Edilen Han ‹simleri171
171 Kervansaraylar ve hanlar hakk›nda ayr›ca bkz. Mustafa
Karazeybek, “1575 Tarihli Vak›f Tahrir Defterine Göre Afyonkarahisar Ticaret Mahalleri”, V. Afyonkarahisar Araflt›rmalar› Sempozyumu 13-14 Nisan 2000-Afyonkarahisar, Afyon 2000, s. 57-71;
M. Karazeybek, “Afyonkarahisar Vak›flar›”, 256-292; Ö. Küpeli,
Ayn› makale, s. 364-368
104 Anadolu’nun Kilidi AFYON
AFYON YERLEfi‹M B‹R‹MLER‹N‹N ESK‹ ADLARI
Anadolu’nun Kilidi AFYON 105
F) Günümüzdeki ‹dari Taksimata Göre Afyonkarahisar Yer Adlar›n›n Türk Dönemi
Eski ve Yeni ‹simleri172
Tablo XIV: AFYONKARAH‹SAR MERKEZ ‹LÇE
Tablo XV: BAfiMAKÇI ‹LÇES‹
172 Afyonkarahisar yer adlar›yla ilgili çal›flmam›z s›ras›nda Uzm Yusuf ‹LGAR ve Okt. Zelkif POLATIN’›n de¤erli yard›m ve katk›lar› olmufltur. Bu katk›lar›ndan dolay› kendilerine sonsuz teflekkürlerimi sunar›m.
173 (!) iflaretinin bulundu¤u köyler, Osmanl›lar döneminde var iken herhangi bir sebeple yok olup günümüzde bulunmamaktad›r.
106 Anadolu’nun Kilidi AFYON
Tablo XVI: BAYAT ‹LÇES‹
Tablo XVII: BOLVAD‹N ‹LÇES‹
Tablo XVIII: ÇAY ‹LÇES‹
Tablo XIX: ÇOBANLAR ‹LÇES‹
Anadolu’nun Kilidi AFYON 107
Tablo XX: DAZKIRI ‹LÇES‹
Tablo XXI: D‹NAR ‹LÇES‹
108 Anadolu’nun Kilidi AFYON
Tablo XXII: EM‹RDA⁄ ‹LÇES‹
Tablo XXIII: EVC‹LER ‹LÇES‹
Anadolu’nun Kilidi AFYON 109
Tablo XXIV: HOCALAR ‹LÇES‹
Tablo XXV: ‹HSAN‹YE ‹LÇES‹
Tablo XXVI: ‹SCEH‹SAR ‹LÇES‹
110 Anadolu’nun Kilidi AFYON
Tablo XXVII: KIZILÖREN ‹LÇES‹
Tablo XXVIII: SANDIKLI ‹LÇES‹
Anadolu’nun Kilidi AFYON 111
Tablo XXIX: S‹NCANLI ‹LÇES‹
Tablo XXX: SULTANDA⁄I ‹LÇES‹
Tablo XXXI: fiUHUT ‹LÇES‹
112 Anadolu’nun Kilidi AFYON

Benzer belgeler