İçindekiler

Transkript

İçindekiler
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
İçindekiler TÜRKİYE GÜNDEMİ .................................................................................................................................. 3 Kasım dönemi işsizliği yüzde 10.7 oldu .............................................................................................. 3 Bakan Bozkır’dan Özgecan açıklaması ................................................................................................ 3 Ezidilere en çok yardımı Türkiye yaptı ................................................................................................ 3 Türkiye'nin büyümesi BRIC'ten daha iyi ............................................................................................. 4 AFRİKA GÜNDEMİ .................................................................................................................................... 4 BM'den, Husilere resmi daireleri boşaltma çağrısı ............................................................................. 4 Türkiye, Yemen Büyükelçiliği'ni kapatıyor .......................................................................................... 6 Yemen'de Husiler göstericilere ateş açtı ............................................................................................ 6 AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ ............................................................................................................ 7 Atlanta’daki Ahıska Türkleri, Dernek Binalarına Kavuştu ................................................................... 7 Erdoğan: Obama ile İlişkilerimiz Anlaşılmaz Bir Şekilde Değişti ......................................................... 8 ABD, 2011'den Bu Yana Sadece 524 Suriyeli Mülteci Kabul Etti ......................................................... 8 Kopenhag'daki saldırı ......................................................................................................................... 9 Danimarka saldırısı ............................................................................................................................. 9 Ülkeler iklim değiştirebilir mi? ............................................................................................................ 9 Danimarka saldırıları: 'Şüpheli sabıkalıydı' ....................................................................................... 10 ASYA -­‐ PASİFİK GÜNDEMİ ...................................................................................................................... 10 Kazakistan'da erken seçim sinyali .................................................................................................... 10 Hindistan'da Sıradan Adam 'VIP'e savaş açtı .................................................................................... 11 Pervez Müşerref'in seçim yasağı onandı .......................................................................................... 12 Keşmir'de ordular çatıştı, sivil öldü .................................................................................................. 12 Çin yanlısı silahlı gruplar 47 Myanmar askerini öldürdü ................................................................... 13 Budist milliyetçilerin Müslüman Arakanlı nefreti ............................................................................. 14 Azerbaycan'da yabancılar da profesyonel asker olabilecek ............................................................. 15 Taşkent karaborsasına Çin yuanı yaygınlaşıyor ................................................................................ 15 AVRUPA GÜNDEMİ ................................................................................................................................ 16 Bakanlıktan araç uyarısı .................................................................................................................... 16 Hamburg’da zafer SPD’nin ............................................................................................................... 16 Burak Bektaş’ın katilini bulun artık ................................................................................................... 17 Ukrayna'da ateşkes yürürlükte ......................................................................................................... 17 Danimarka polisi saldırıların zanlısını vurdu ..................................................................................... 18 1 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Terör endişesiyle karnaval yürüyüşüne iptal .................................................................................... 19 Avusturya ile İngiltere arasındaki gerginlik büyüyor ........................................................................ 19 Gurbetçi baba oğlu için buz gibi soğukta açlık grevi yapıyor ............................................................ 20 Merkel rahat bırak bizi ..................................................................................................................... 21 Rehin alınmadan önce Türkiye'de yaşamış ...................................................................................... 22 FBI ajanı kadın, Alman IŞİD'li ile evlenmiş ........................................................................................ 22 İşte Avrupa'da polisin sahip olduğu yetki ......................................................................................... 23 NEREDESİN BAŞKAN? -­‐ Der Tagesspiegel -­‐ Thomas Seibert ............................................................. 27 KADINLAR CANİCE İŞLENEN CİNAYETİ PROTESTO ETTİ -­‐ Die Tageszeitung -­‐ Jürgen Gottschlich ...... 29 ORTADOĞU GÜNDEMİ ........................................................................................................................... 31 İran, Obama'ya mektup iddialarını yalanladı .................................................................................... 31 Ürdün'e IŞİD'e karşı bir uçak desteği de Bahreyn'den ...................................................................... 32 Körfez ülkeleri BM'yi Yemen'e askeri müdahaleye çağırdı ............................................................... 33 Eski İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı cezaevinde .............................................................................. 34 2 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
TÜRKİYE GÜNDEMİ Kasım dönemi işsizliği yüzde 10.7 oldu Hürriyet TÜİK tarafından kasım dönemi işsizliği yüzde 10.7 olarak açıklandı. Bu dönemde tarım dışı işsizlik oranı ise yüzde 12.7 oldu. Mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik Ekim 2010'dan bu yana en yüksek seviyesini gördü. Bakan Bozkır’dan Özgecan açıklaması Hürriyet Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Mersin'in Tarsus İlçesi'nde vahşice öldürülen Özgecan Aslan cinayetiyle ilgili konuştu. Bozkır, ''Şayet benim kızımın başına böyle bir olay gelseydi ben elime silahı alır bunun cezasını kendim verirdim. Bunun cezasına da katlanırdım. Ama devletlerin reaksiyonlarının bu şekilde olmaması gerekir. Devlete insan öldürmek bir anlamda yakışmaz diye düşünüyorum'' dedi. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya da idam ve hadım seçeneklerinin tartışılması gerektiğini söyledi. Ezidilere en çok yardımı Türkiye yaptı AA Irak'ın Sincar (Şengal) bölgesinde yaşanan çatışmalar nedeniyle yaklaşık 8 ay önce ülkelerini terk etmek zorunda kalan Ezidiler, başta Türkiye olmak üzere çeşitli ülkelere sığındı. Türkiye'ye sığınan Ezidiler çoğunluğu ise Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) tarafından Mardin'in Midyat ile Nusaybin ilçelerinde kurulan kamplarda misafir edildi. Dil, din, ırk ve mezhep ayrımı gözetmeden yardıma muhtaç halklara yardım eden Türkiye, Irak sınırları içerisinde de Duhok ve Zaho kentinde Ezidiler için kamplar kurarak yardım ulaştırdı. AFAD Başkanı Fuat Oktay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'ye sığınan kayıtlı 18 bin 300 Ezidi'yi alabilecek kamplar kurduklarını söyledi. Türkiye'nin, nerede sıkıntıda bir insan varsa ona ulaştığını belirten Oktay, "Ezidilere, dünyada Türkiye'den başka sistematik ve sürekli şekilde ciddi yardım yapan başka bir ülke bulamazsınız" dedi. Yardımların din, dil ve ırk gözetmeksizin yapıldığını aktaran Oktay, Mardin'in Midyat ilçesinde 3 binin üzerinde Nusaybin'de ise yaklaşık 17 bin kapasiteli kamp kurduklarını ifade etti. 3 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Türkiye'de toplam 18 bin 300 kayıtlı Ezidi bulunduğuna işaret eden Oktay, "Kamp kapasitelerimiz 20 binin üzerinde. Türkiye'de şimdilik hiçbir problem yok. Gelen Ezidi kardeşimizi kamplarımızda misafir edebiliriz" diye konuştu. Türkiye'nin büyümesi BRIC'ten daha iyi AA Fitch Ratings Kıdemli Direktörü Paul Rawkins, Türkiye’nin ekonomik büyüme görünümünün BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ülkelerine kıyasla olumlu olduğunu belirtti. AFRİKA GÜNDEMİ BM'den, Husilere resmi daireleri boşaltma çağrısı Dünya Bülteni BM Güvenlik Konseyi, "yıkımın eşiğinde olan" Yemen'in başkenti Sana'da, hükümet ve güvenlik kurumlarını ele geçiren Husilere, bu kurumlardan silahlı güçlerini şartsız olarak çekme çağrısı yaptı. BM Güvenlik Konseyi, Yemen'de Husilerin ilerleyerek kamu kurumlarını ele geçirmesi, El Kaide'nin Arap Yarımadası kolunun şiddet eylemlerini artırması ve ülkenin yıkımın eşiğine gelmesi üzerine önlem almak amacıyla toplandı. Toplantıda İngiltere ile Ürdün tarafından sunulan karar tasarısı ele alındı. Yapılan oylamada tasarı 15 üyenin de desteğiyle kabul edildi. Karar metninde, ülkede hükümet ve güvenlik kurumlarını elinde bulunduran Husilerden şartsız olarak buralardan silahlı güçlerini çekmeleri, ev hapsinde tutulan Cumhurbaşkanı Hadi, Başbakan Bahah ve tüm kabine üyelerini derhal serbest bırakmaları istendi. Yemen'de tek taraflı adımlardan vazgeçmeleri ve BM'nin arabuluculuğunda sürdürülen siyasi çözüm çabalarına dahil olmaları da istenen Husilere, ülkedeki güvenlik şartlarını normale döndürme çağrısı yapıldı. "DAHA İLERİ ADIMLAR ATILABİLİR" 4 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
El Kaide'nin Arap Yarımadası kolundan da şiddet eylemlerini durdurması istenen karar metninde, barış ve güvenliğin sağlanması için güç kullanmayı içeren BM Şartı'nın 7. bölümüne yer verilmedi ancak BMGK kararına uyulmaması halinde daha ileri adımların atılabileceği kaydedildi. İslam İşbirliği Teşkilatı ile Körfez İşbirliği Teşkilatı, daha önce BMGK'ya yaptıkları çağrıda, Yemen'de güvenliğin sağlanması için askeri müdahalede bulunulmasını istemişti. Konsey, tüm üye ülkelere de çağrı yaparak, dış müdahalelerle ülkedeki durumu daha da kötüleştirecek adımlardan uzak durmaları ve politik sürece yapıcı katkı sunmalarını istedi. Konsey, geçen yıl aldığı kararda, eski Yemen lideri Ali Abdullah Salih ve Husi liderlerini yaptırım listesine eklemişti. GENEL SEKRETER BAN, GÖREVE ÇAĞIRMIŞTI BM Genel Sekreteri Ban Ki-­‐mun, geçen hafta BMGK'da yaptığı konuşmada, Yemen'in uluslararası toplumun gözü önünde çöküşe doğru ilerlediğini belirterek, "Biz burada durup seyredemeyiz" demişti. Arap Yarımadası'ndaki El Kaide terör örgütünün yaygın bir şekilde şiddet eylemi gerçekleştirdiğini ve Husilerle çatışmaların arttığını vurgulayan Ban, "Bu gelişmeler bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği tehdit ediyor. BM Şartı altındaki uluslararası yükümlülüklerimiz gereği, Yemen'i uçurumun kenarından alarak siyasi sürece geri döndürmek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız" ifadelerini kullanmıştı. Geçen yıl eylül ayında başkent Sana'da kontrolü sağlayan Husiler ile yönetim arasında 21 Eylül'de, "3 gün içinde yeni hükümet kurulması, Cumhurbaşkanı Mansur Hadi'nin hiçbir siyasi partiye üye olmayan birine başbakanlık görevini vermesi, petrol ürünlerine zamların düşürülmesi" gibi maddelerin yer aldığı anlaşma imzalanmıştı. Hadi, Ofis Müdürü Ahmed Avad bin Mübarek'i hükümeti kurmakla görevlendirmiş ancak tepkiler üzerine bu görev Halid Mahfuz Bahhah'a verilmişti. Hükümet ve Cumhurbaşkanı Hadi'nin ocakta istifa etmesinin ardından Husiler, 6 Şubat'ta, ülkedeki siyasi geçiş sürecini belirleyecek "Anayasa Manifestosu" adıyla bildiri açıklamıştı. Mevcut anayasanın yürürlükte kalacağı belirtilen manifestoda, 5 üyeli "Başkanlık Konseyi" ve 551 sandalyeli "Ulusal Geçiş Meclisi"nin kurulması öngörülmüştü. Husiler ayrıca, feshettikleri parlamentonun üyelerini yeni meclise katılmaya çağırmıştı. 5 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Türkiye, Yemen Büyükelçiliği'ni kapatıyor Dünya Bülteni Türkiye de Husilerin iktidarı ele geçirmesinden sonra ciddi iç savaş tehlikesinin baş gösterdiği Yemen'deki büyükelçiliğini kapatıyor. Hürriyet’te yer alan habere göre Sana Büyükelçiliği'nin faaliyetleri yarın geçici olarak askıya alınacak ve büyükelçilik binası kapatılacak. Büyükelçi Fazlı Çorman ve beraberindeki çekirdek kadro da yarın Türkiye'ye dönecek. Yemen'de yaşayan ve bu ülkeden ayrılmak isteyen Türklerin tahliyesi dün THY'nin İstanbul-­‐Sana-­‐Aden seferini yapan uçağıyla gerçekleştirildi. 100'den fazla Türk ile Sana Büyükelçiliği'ndeki çekirdek kadrodan bazı personel ülkeyi terk etti. Son durum tahlilinden sonra büyükelçiliğin faaaliyetleri durdurulup, büyükelçilik binası kapatılacak. Büyükelçilik binasındaki önem kaşıyan gizli kriptoların güvenli bir şekilde imha edilmesinden sonra büyükelçi Fazlı Çorman da Türkiye'ye dönecek. Türkiye daha önce de ABD'nin Sana Büyükelçiliği ek binasının inşaatı üstlenmiş bir Türk şirketinin 200'den fazla çalışanını tahliye etmişti. Dışişleri Bakanlığı da Yemen'e ilişkin seyahat uyarısını yeniledi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Mevcut şartlarda, halen Yemen'de bulunan vatandaşlarımızdan mücbir sebebi olmayanların bu ülkeden ayrılmaları ve vatandaşlarımızın zorunlu olmadıkça bu ülkeye seyahat etmemeleri kuvvetle tavsiye edilmektedir. Yemen'den ayrılmak isteyen vatandaşlarımızın, THY dahil halen devam eden tarifeli uçuşlarla ülkeden çıkışları mümkündür" denildi. Yemen'de Husiler göstericilere ateş açtı Dünya Bülteni Yemen'in çeşitli kentlerinde Husi Ensarullah örgütünün yönetime el koymasına tepki gösteren sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler gösteri düzenledi. İbb kentindeki gösteride Ensarullah grupları katılımcılara ateş açtı. Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, Yemen'in orta kesiminde bulunan İbb kentindeki Emniyet Müdürlüğü yakınında Husilerin siyasete müdahalesine karşı düzenlenen gösteriler sırasında, Ensarullah'a bağlı gruplar, katılımcıları dağıtmak için üzerlerine ateş açtı. Olayda, ölen ya da yaralanan olmadı. Ensarullah örgütünün bazı göstericileri bilinmeyen bir yere götürdüğü belirtilirken, Husiler söz konusu olaylara ilişkin bir açıklama yapmadı. 6 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Bunun yanı sıra Ebyen kentine bağlı Levder ilçesinde düzenlenen gösteriye katılan önde gelen aşiret liderlerinden Ali Iyde, yaptığı açıklamada, "Gösteri kabileler ve siyasi oluşumların, cumhurbaşkanı ve hükümete yapılan Husi darbesine tepki olarak yapıldı" dedi. İstifa eden Cumhurbaşkanı Abdurabbi Mansur Hadi'yi destekleyen silahlı aşiret mensuplarının da başkanı olan Iyde, aşiret mensupları ve farklı siyasi oluşumların temsilcilerinin Husilerin Ebyen'e girmesi halinde mücadeleye hazır olduklarını kaydetti. Bu gösterinin aynı zamanda Husilerin başkent Sana'yı ve bazı kentleri silah gücüyle ele geçirmelerine tepki olduğunu söyleyen Iyde, "Cumhurbaşkanı Hadi'nin" görevine geri dönmesini ve Ulusal Diyalog Konferansı'nın sonuçlarının uygulanmasını istedi. Geçen yıl eylül ayında başkent Sana'da kontrolü sağlayan Husiler ile yönetim arasında 21 Eylül'de, "3 gün içinde yeni hükümet kurulması, Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'nin hiçbir siyasi partiye üye olmayan birine başbakanlık görevini vermesi, petrol ürünlerine yapılan zamların düşürülmesi" gibi maddelerin yer aldığı anlaşma imzalanmıştı. Hadi, Ofis Müdürü Ahmed Avad bin Mübarek'i hükümeti kurmakla görevlendirmiş ancak tepkiler üzerine bu görev Halid Mahfuz Bahhah'a verilmişti. Bahhah hükümetinin kurulmasının ardından da Husilerin kentlerden çekilmemesi ve sonrasında Cumhurbaşkanlığı Ofis Müdürü Mübarek'in kaçırılmasıyla ülkede gerginlik daha da tırmanmıştı. Bu gelişmeler üzerine hükümet ve Cumhurbaşkanı Hadi'nin ocak ayında istifa etmesinin ardından Husiler, 6 Şubat'ta, ülkedeki siyasi geçiş sürecini belirleyecek "Anayasa Manifestosu" adıyla bir bildiri açıklamıştı. Mevcut anayasanın yürürlükte kalacağı belirtilen manifestoda, 5 üyeli "Başkanlık Konseyi" ve 551 sandalyeli "Ulusal Geçiş Meclisi"nin kurulması öngörülmüştü. Husiler ayrıca feshettikleri parlamentonun üyelerini, yeni meclise katılmaya çağırmıştı. Husilerin bu müdahalesi, birçok ülke ve kesim tarafından ''darbe" olarak nitelendirilmişti. AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ Atlanta’daki Ahıska Türkleri, Dernek Binalarına Kavuştu TURKISHNY 2000’li yıllarda ABD hükümetinin Rusya’daki Ahıska Türklerine sığınma hakkı tanımasıyla ABD’ye gelen Ahıska Türkleri, Türkiye’nin de desteğiyle ABD’de yaşadıkları bölgelere ekonomik, kültürel ve sosyal canlılık kazandırmaya devam ediyor. Louisville, Seattle, Atlanta, Philadelphia, St. Louis, 7 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Portland, Chicago, Denver, Houston ve New York şehirlerinde yaklaşık 20 eyalette 20 Bin’e yakın Ahıska Türkü’nün yaşadığı ABD’de Ahıska Türkleri’nin ABD’ye entegre olurken kendi asli hüviyetlerini muhafaza etmelerinde sosyal ve kültürel hizmet veren dernekler mühim bir vazife üstleniyor. Bu gayeyle hizmet veren Atlanta Ahıska Türk Merkezi, geçtiğimiz günlerde Turkish American Religious Foundation kanalıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nın desteği ile dernek binasını satın aldı. Erdoğan: Obama ile İlişkilerimiz Anlaşılmaz Bir Şekilde Değişti AMERİKA’NIN SESİ Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama'yla ilişkileri için, "Obama'yla ilk göreve geldiği dönemde aram çok iyiydi. Hatta biliyorsunuz bizi ‘Beyaz Ev' denilen yerde ailece ağırladılar. Orada birebir toplantılar yaptık. Bütün bu görüşmelerden sonra baktık mesele anlayamadığım şekilde farklı gelişmeye başladı" dedi. Hürriyet'ten Akif Beki'nin haberine göre, önce Küba lideri Raul Castro ile görüşmesi hakkında konuşan Erdoğan "En önemli olan halkın devrimidir. Silahlı devrim değil. Halk sandıkta devrim yapar ve onun için de mutlu olur. Yoksa silahla yapılan devrim, devrim değildir. Bunu tabii ben söyledim, Raul Castro değil" ifadelerini kullandı. Erdoğan, eski lider Fidel Castro ile ise sağlık sorunları sebepleriyle görüşemediğini belirtti. ABD, 2011'den Bu Yana Sadece 524 Suriyeli Mülteci Kabul Etti TURKISHNY ABD Dışişleri Sözcüsü Jen Psaki ABD'nin 2011 yılından beri 524 Suriyeliyi kabul ettiğini belirtti. ABD Dışişleri Sözcüsü Jen Psaki ABD'nin 2015 mali yılında bin ila iki bin arasında, 2016 mali yılında ise bu rakamın biraz üzerinde Suriyeli mülteciye daimi oturma izni verileceğini söyledi. Günlük basın brifinginde ABD'nin 2011 yılından beri 524 Suriyeliyi kabul ettiğini belirtti. Psaki, "ABD 2011 yılından beri 524 Suriyeli mülteciyi kabul etti. 2015 mali yılı içerisinde, bin ila iki bin arasında Suriyeli mülteciye daimi oturma izni vermemiz gündemde. 2016 mali yılında ise bu rakamın biraz üzerinde Suriyeli mülteciye oturma izni vereceğiz" dedi. Terör gruplarına mensup kişilerin, kabul edilecek olan Suriyeli mültecilerin arasında ülkeye sızma riskine dair soruya ilişkin Psaki, mültecileri kabul etme sürecinde önceliklerinin ulusal güvenlik olduğunu, dolayısıyla bu sürecin aylar sürdüğünü belirtti. 8 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Kopenhag'daki saldırı Simon Tisdall, Guardian Analizde, henüz saldırganın kimliği açıklanmamış olsa da Paris'te Libya'nın El Kaidesinin üstlendiği saldırılara benzer bir eylem olabileceği vurgulanıyor. Tisdall saldırının ardından 'Müslüman dünyasında İslamcılara karşı savaşın yoğunlaşabileceği, Batı Avrupa'da İslamofobi'nin artabileceği, İsrail-­‐Filistin konusunda kutuplaşmanın daha belirgin olabileceği ve antisemitizmin de yükselebileceği uyarısında bulunuyor. Gazetedeki analizde ayrıca, sosyal medya ve internette radikal hareketlerin güçlendiği de belirtilirken bu konuda istihbaratın da yetersiz kaldığı ifade ediliyor. Danimarka saldırısı Times Danimarka'daki saldırıların ardından İngiltere'deki Yahudi okulları, Yahudi toplulukları ve sinagoglarda güvenlik önlemlerinin artırıldığı yazıyor. Times'da Charles Bremner imzalı bir analizde de Danimarka'daki saldırının Kuzey ülkelerinin hoşgörü sınırlarını zorladığı yorumu yapılıyor. Analizde yer alan ifadelerden bazıları şöyle: "Kopenhag saldırıları Danimarka'nın Müslüman toplumu ile ülke kimliğinin tehdit altında olduğunu düşünen halkı arasındaki gerilimi dindirmek için bir şey yapmayacak. Son 20 yıldır, Kuzey'in hoşgörü geleneğinin, Kuzey Avrupa medeniyetlerinin küçük ama giderek artan ve bölgenin değerlerine düşmanca yaklaştığı düşünülen göçmen azınlık tarafından tehdit edildiğine dair yaygın bir görüş var." Yazıda göçmen sayısının arttığına dikkat çekilirken, ülkeye geri dönen cihatçılara yönelik 'cezalandırmama' politikalarının da başarısız olabileceği vurgulanıyor. Ülkeler iklim değiştirebilir mi? Independent Haberde, Amerikan Haber Alma Teşkilatı CIA'in 'bazı güçlerin iklimi değiştirme kapasitesi' olup olmadığını soruşturduğu yazıyor. Gazetenin haberine göre CIA'de görevli danışmanlar, Rutgers Üniversitesi'nden Prof. Alan Robock'a, 'başka bir ülkenin fark ettirmeden iklime müdahale edip edemeyeceğini' sordu. Robock, "CIA'de danışman olarak çalıştıklarını söyleyen iki kişiden telefon geldi. Başka bir ülkenin iklimimizi kontrol edip etmediğini, bunu bilmenin mümkün olup olmadığını sordular" dedi. Robock şöyle devam etti: "Ben de biraz düşündükten sonra onlara, böyle bir durumu 9 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
muhtemelen bilebileceğimizi söyledim. Güneş ışığını yansıtması için atmosfere yeterli materyali yerleştirirsek, bunu tespit edebilir ve oraya yerleştirilen malzemeleri görebiliriz. Aynı zamanda, bizim başka bir ülkenin iklimini değiştirme gücümüz olup olmadığını ve bunun diğer ülkeler tarafından tespit edilip edilemeyeceğini merak ettiklerini düşündüm." Danimarka saldırıları: 'Şüpheli sabıkalıydı' BBC Danimarka'nın başkenti Kopenhad'da ifade özgürlüğü konferansı ve bir sinagoga saldıran kişinin 22 yaşında ve Danimarka doğumlu olduğu belirtildi. Sinagoga beş kilometre mesafedeki Norrebro bölgesinde polis tarafından vurularak öldürülen şüphelinin bir süredir de polisin radarında olduğu ifade edildi. Polis, yakalamaya çalıştıkları şüphelinin kendilerine ateş açması üzerine vurulduğunu söyledi. Kimliği henüz teyit edilemeyen saldırgan bir film yönetmenini ve sinagog korumasını öldürüldü, çatışmada beş polis memuru da yaralandı. Saldırıyı tek başına düzenlediği düşünülen kişinin daha önce de suç çeteleriyle bağlantılı olduğu ve karıştığı silahlı şiddet olaylarından da sabıkası bulunduğu belirtildi. Emniyet yetkilisi Thorkild Fogde, "Şüpheli polis müdahalesinde vurularak öldürüldü, silahlıydı" dedi. Danimarka medyası saldırganın isminin Ömer el Hüseyin olduğunu duyursa da polis henüz şüphelinin kimliğini açıklamadı. ASYA -­‐ PASİFİK GÜNDEMİ Kazakistan'da erken seçim sinyali Dünya Bülteni Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev'in başkanı olduğu Nur Otan Partisi, Halklar Asamblesi'nin 2016 yılında yapılacak devlet başkanlığı seçiminin bir yıl önce yapılması çağrısına destek verdi. Nur Otan Partisi Birinci Başkan Yardımcısı Bauirzhan Baibek, küresel dünyanın bir parçası olarak Kazakistan'ın dış etkenlerden olumsuz etkilendiğini belirterek, Halklar Asamblesi'nin ülkede birlik, uyum ve istikrarı güçlendirmek amacıyla devlet başkanlığı seçiminin planlanandan bir yıl önce yapılması için aldığı inisiyatifin doğru bir karar olduğunu vurguladı. Baibek, seçimin bir yıl önce yapılmasına ilişkin yapılan çağrıyı desteklediklerini söyledi. 10 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Kazak halkının refahının büyük ölçekli yatırımlara bağlı olduğuna dikkati çeken Baibek, istikrarlı bir gelecek için güven tazelemek gerektiğine işaret ederek "Tüm vatandaşlar, siyasi partiler ve toplumsal güçleri, cumhurbaşkanlığı seçimini bir yıl önceye almak için yapılan girişimi desteklemeye çağırıyoruz'' dedi. Kazakistan'da 820 etnik ve kültürel birliği temsil eden Halklar Asamblesi, hafta sonu başkent Astana'da toplanmış ve gelecek yıl yapılması planlanan seçimin erkene alınması önerisinde bulunmuştu. Toplantının sonunda yayımlanan sonuç bildirgesinde Kazakistan para birimi tengenin ABD Dolar karşısındaki değer kaybı, Ukrayna krizinin bölgedeki etkileri ve petrol fiyatlarındaki düşüşün ülke için risk oluşturduğuna işaret edilmişti. Bildirgede ''Tüm Kazak halkını, vatandaşlarımızın refahını daha da artırmayı garanti eden Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev etrafında toplanmaya çağırıyoruz'' denilmişti. Kazakistan'a 1995 Anayasası'yla getirilen başkanlık sistemine göre yasama meclisi, başkanın onayı olmadan faaliyette bulunamıyor. Kazakistan'da 2007'de yasamanın yetkilerini artıran anayasa değişiklikleri kabul edilmiş ve devlet başkanının görev süresi 7 yıldan 5 yıla indirilmişti. Nazarbayev, 2011'de oyların yüzde 95,55'ini alarak dördüncü kez başkan seçilmişti. Nazarbayev, 2016'da yapılacak devlet seçimlerinde aday olmayı planladığını açıklamıştı. Hindistan'da Sıradan Adam 'VIP'e savaş açtı Dünya Bülteni Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de yapılan eyalet seçimlerini ezici bir üstünlükle kazanan Aam Aadmi Partisi diğer adıyla Sıradan Adam Partisi (AAP), başkanı Arvind Kejriwal, kentteki VIP uygulamaları tamamen kaldıracağına dair yemin etti. Yeni Delhi eyaletinin yeni Başbakanı olan Kejriwal, binlerce destekçisinin katıldığı törenle görevine başladı. Hindistan'ın Yeni Delhi eyaletinde Kejriwal'ın liderliğindeki Sıradan Adam Partisinin eyalet meclisinde 70 sandalyenin 67'sini kazanması geçtiğimiz yıl Hindistan'da iktidara gelen Bharatiya Janata Partisi'ne (BJP) ilk yenilgisini tattırdı. Geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde oyların büyük bir çoğunluğunu alan BJP'nin Yeni Delhi meclisindeki temsiliyeti 3 sandalyeye düştü. Hindistan'ın başkentinin yönetiminin bir muhalefet partisine geçmiş olması Hindistan Başbakanı Narenda Modi adına başarısızlık olarak yorumlanıyor. 11 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Seçimin galibi Sıradan Adam Partisi lideri Kejriwal yemin töreni sırasında yaptığı açıklamasında, "Delhi insanlarının beni sevdiğini biliyordum, ama beni ne kadar çok sevdikleri bilmiyordum. Delhi'deki VIP kültürünü ve yolsuzluğu tamamen ortadan kaldıracağım. Gelişmiş ülkelerde Başbakan otobüs duraklarında bekliyor. Aynısı neden burada da olmasın?" dedi. Yeni Delhi'deki yolsuzluğu bitireceğine söz veren Kejriwal verdiği bir röportajda "Eğer biri sizden rüşvet isterse ona hayır demeyin, sadece cebinizden telefonunuzu çıkarın ve olanları kaydedin. Bu kaydı bana ulaştırın. Biz bu suçlulara en ağır cezayı vereceğiz." ifadelerini kullandı. Kejriwal ayrıca Delhi'de elektrik ve su fiyatlarını da en düşük seviyeye çekmek için çalışacaklarını belirtti. Kast sisteminin yaygın olduğu Hindistan'ın başkentindeki yerel yönetimi Sıradan Adam sloganıyla kazanan partinin, Keşmir meselesiyle ilgili çıkışları da dikkat çekiyor. Parti, Keşmir'deki Hindistan askeri varlığını referanduma götürme teklifinde bulunmuştu. Pervez Müşerref'in seçim yasağı onandı Dünya Bülteni Pakistan mahkemesinden eski Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref'in milletvekili seçimlerinde aday olmasına yasak geldi. Mahkeme, Müşerref'in seçimlerde yarışamayacağına hükmetti. Pakistan'ın Sindh bölgesindeki mahkeme, Müşerref'in Pakistan Anayasası'nı ihlal ettiği ve 2007 yılında yüksek mahkeme üyelerini tutuklattığı gerekçesiyle suçlu bulunduğunu ve seçimlerde aday olmasının uygun olmadığını açıkladı. Mahkeme, Pakistan yüksek mahkemesinin de daha önce Müşerref'in faaliyetlerinin yasadışı olduğu ve bu yüzden meclise girmemesi gerektiği yönündeki kararına uydu. Pakistan'ın eski lideri Müşerref üç ayrı cinayetle yargılanıyor. Bunlardan biri Pakistan'ın eski Başbakanı Benazir Butto'ya düzenlenen suikast olarak ifade ediliyor. Müşerref, daha önce seçim komisyonunun kendisi hakkında aldığı aday olamaz kararını, Sindh'deki yüksek mahkemeye temyiz için götürmüştü. Ancak bu mahkeme de Müşerref'in adaylığının önünü kapattı. Keşmir'de ordular çatıştı, sivil öldü Dünya Bülteni 12 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Pakistan ve Hindistan arasındaki sorunlu Keşmir bölgesinde çıkan çatışmada bir kişinin öldüğü bildirildi. Pakistan ordu sözcülüğünden yapılan açıklamada, Hindistan güçlerinin Keşmir bölgesinde karşı tarafa ateş açtığı, Pakistan askerlerinin de ateşe karşılık verdiği belirtildi. Açıklamada, çatışma sonucu 60 yaşındaki Muhammet Aslam adlı sivilin hayatını kaybettiği ifade edildi. Pakistan ve Hindistan arasında Keşmir bölgesinde geçen yedi ayda aralıklarla çıkan çatışmalarda her iki tarafta 23 sivil hayatını kaybetmişti. Çin yanlısı silahlı gruplar 47 Myanmar askerini öldürdü Dünya Bülteni Myanmar askerleriyle Çin yanlısı silahlı gruplar arasında devam eden çatışmalarda 47 Myanmar askeri öldürüldü. Çinli yetkililer, Çin sınırında devam eden çatışmalarda 47 Myanmar askerinin öldürüldüğünü bildirdi ancak isyancı grupların ne kadar zayiat verdiğine yönelik herhangi bir açıklama yapılmadı. Myanmar'da ordu ile Myanmar Ulusal Demokratik Birlik Ordusu (MNDAA) olarak bilinen Çin yanlısı silahlı grup arasındaki çatışmalar Myanmar-­‐Çin sınırında devam ediyor. Çin, sınırda yer alan köylerin zarar görmesini engellemek için bölgeye asker sevk etti. Myanmar'da 49 yıllık askeri yönetimden sonra iktidara gelen yarı sivil hükümet ülkedeki etnik ve siyasi gruplarla ulusal çapta ateşkes anlaşması imzalamak istediğini savunuyor. Ancak çatışmalar devam ediyor. Myanmar hükümeti, Çin sınırındaki çatışmaların azınlıklarla resmi bir anlaşma yapılması için müzakerelerin başlamasına imkan vermediğini savunuyor. Azınlık grupları temsil eden Birleşmiş Milletler Konseyi Genel Sekreteri Nai Hong Sar " çatışma sebebiyle uzlaşmanın sağlanmasında zorluklar var" dedi. Myanmar ordusuyla çatışan MNDAA, 1989'da parçalanıp dağılana kadar Myanmar hükümetine karşı savaşan Çin destekli gerilla gücü Myanmar Komunist Parti'nin bir parçasıydı. 13 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Budist milliyetçilerin Müslüman Arakanlı nefreti Dünya Bülteni Myanmar'da yaşayan Arakanlılara vatandaşlık verilmesi meselesi Budist milliyetçiler engeline takılıyor. Myanmar'daki Budist grupların Müslüman nefreti yazışmalarına ve söylemlerine de büyük oranda yansıyor. 2009 yılında Myanmar'ın Hong Kong başkonsolosu, Çin'deki yerel gazetecilere ve diplomatlara bir mektup yollamıştı. Mektup Myanmar'daki Arakan Müslüman topluluğunun durumu ile ilgili endişeleleri içeriyordu. Açlıktan ölmek üzere olan yoksul Arakanlıları taşıyan gemi kazası da bölgede dikkat çekmişti. Hong Kong'taki Myanmar başkonsolosu Ye Myint Aung diğerlerinin dikkatini Arakan'a çekmeye çalışmıştı ancak bunu yaparken kullandığı ifadeler Aung'un ırkçılığını gözler önüne seriyordu. Aung Arakanlıların "canavarlar kadar çirkin" olduğunu ve diğer azınlık gruplar gibi "açık renkte ve yumuşak" bir tene sahip olmadıklarını söylüyordu. Bu yüzden Myanmar başkonsolosuna göre Arakanlılar ne Myanmarlı ne de Myanmar'ın herhangi bir etnik grubuna ait olabilirdi! Bu mektubun üzerinden yıllar geçti ve Myanmar'daki genel manzara biraz değişti. Diktatör askeri cunta gücünü kaybetmeye başladı. Nobel Barış ödülü adayı olan kişi ev hapsinden kurtuldu ve muhalefet lideri oldu. Ancak Arakan'daki durum değişmedi. Arakanlı Müslümanlar, unutulmuş ve devletsiz insanlar olarak varlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar. DÜNYANIN EN MAZLUM HALKI Birleşmiş Millletler Arakanlıları dünyanın en önde gelen mazlum halkı olarak tanımlıyor. Bir milyonu aşkın Arakanlı en temel devlet hizmetlerinden yoksun bir şekilde Bangladeş ve Hindistan sınırı arasında yaşıyor . WorldViews raporuna göre Myanmar hükümeti tarafından inkar edilen 140 bin civarındaki Arakanlı kamplarda kötü şartlar altında hayatını sürdürmeye çalışıyor. Myanmar hükümetini Arakanlılara vatandaşlık vermeye zorlayan karar Aralık ayında çıkarıldı ancak sert tepkilerle karşılaştı. Arakanlı karşıtları bu haftayı hükümeti gelecek referandumda oylamasına imkan veren geçici belgelerin feshedilmesine ikna etmeye çalıştı. Arakanlı Müslümanlara karşı olan grupların büyük bölümü milliyetçi Budist rahiplerden oluşuyor. Bu gruplar Arakanlıları nesillerden beri Myanmar topraklarında yaşamasına rağmen Myanmar'ın bir etnik grubu olarak görmeyip "Bengalli" yasadışı göçmenler olarak değerlendiriyor. 14 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Azerbaycan'da yabancılar da profesyonel asker olabilecek Dünya Bülteni Azerbaycan yabancılara orduda askerlik yapmak izin verdi. Azerbaycan Bakanlar Kurulu, yabancıların da askerlik yapmasının önünü açan bir karar aldı. Azerbaycan kabinesi, yabancılar ve vatansız kişilerin sözleşmeli asker olarak silahlı kuvvetlerde hizmet hakkı veren yeni kurallar ve şartları onayladı. Yeni kurallara göre Azerbaycan ordusunda askerlik yapmak isteyenlerin kimlik belgesi, başvuru dilekçesi, sağlık raporu ve eğitim belgesi kopyasının yanı sıra bir fotoğraf vermesi yeterli olacak. Ortaöğretimi tamamlamış 19-­‐ 40 yaş arasında olan herkes Azerbaycan ordusunda sözleşmeli asker olabilecek. Aynı yaş grubundaki kadınlar da askerlik için başvuru yapabilecek. Yeni kurallara göre yabancılar ve vatansızlar ile üç yıla kadar askerlik sözleşmesi imzalanacak. Süre tamamlandığında taraflar anlaşmayı yenileyebilecek. Askere alınan yabancılar sınır dışı edildiklerinde askerlikleri de iptal edilmiş olacak. Taşkent karaborsasına Çin yuanı yaygınlaşıyor Dünya Bülteni Yabancı para birimlerinin serbest dolaşımı yasak olan Özbekistan'ın para karaborsasında Çin yuanının gittikçe yaygınlaştığı bildiriliyor. Azadlık radyosunun konu ile ilgili haberinde başkent Taşkent ve başka büyük şehirlerin karaborsalarında Çin'in "kırmızı" parasını satan ve alanların sayısının hızlıca arttığı kaydediliyor. Son zamanlarda Rus rublesinin çökmesi ve ABD doların aşırı değer kazanması Özbekler arasında Çin parasının popülaritesini artırdı. Bunun başka bir nedeni olarak son yıllarda Özbekistan ve Çin arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin süratle gelişmesi ve Çin mallarının Özbekistan pazarlarında yaygınlaşması da gösteriliyor. Resmi rakamlara göre, Çin ve Özbekistan arasındaki ticaret hacmi 2013 yılında 2012 yıla nispeten yüzde 63 oranında artarak 3,7 milyar dolara ulaştı. Bunun 2 Milyar dolardan fazlası Çin'den getirilen çeşitli tüketim ürünleri, yani yüksek teknoloji araçları, gıda ve elbise pazarına aittir. 15 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Dünyanın çoğu ülkesinde Çin'de üretilen ucuz mallara ihtiyacın artması ile Çin yuanına olan talep de buna paralel olarak artıyor. 2014 yılında uluslararası piyasalarda Çin parası vasıtasıyla yapılan finansal işlemlerin oranı 2013 yılına göre iki kat arttı ve Çin parası dünyanın en fazla işlem gören beşinci parasıoldu. AVRUPA GÜNDEMİ Bakanlıktan araç uyarısı Sabah Avrupa Yurtdışında yaşayan emekli Türklerin araçları ile Türkiye’ye gidip uçak ile dönmelerine olanak sağlayan yasal düzenlemenin kötüye kullanıldığını tespit eden Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, operasyon ile 52 araca el koydu. Bakanlık mevzuata aykırı kullanım dolayısıyla araç sahiplerine 133 bin 779 lira ceza kesti. Bakan Nurettin Canikli, “Bu şekilde kullanılan araçların toplanması kararlılıkla sürdürülecek” dedi. KİRALANIP SATILIYORLAR Bakan Canikli, söz konusu araçların yasak olmasına rağmen hak sahibi olmayan vatandaşlar tarafından kullanıldığını, kiralandığını, satıldığını ya da modifiye edildiğini belirtti. Bakan, “Yurda usulüne uygun getirilip çıkış sürelerini geçirilen araçlar cezaları kesildikten sonra sınır dışı ediliyor” dedi ve 7 gün 24 saat aralıksız çalışan Alo 136 hattı üzerinden kendilerine gelen ihbarların da değerlendirildiğini kaydetti. Hamburg’da zafer SPD’nin Sabah Avrupa HAMBURG Eyaleti dün yeni meclisini ve başbakanını seçmek için sandık başına gitti. 1.3 milyon seçmenin bulunduğu eyalette ilk defa 16 ve 17 yaşında olanlar da oy kullandı. Açılan ilk sandıklardaki oy oranına göre SPD oyların yüzde 47’sini alarak seçimlerden birinci parti olarak çıktı. CDU ise tarihinin en kötü sonuçlarından birini alarak yüzde 16’da kaldı. Katılımın yüzde 55.5’de olduğu seçimlerde AfD ilk sonuçlara göre ilk kez batıdaki bir eyalette meclise girmeyi başardı. 2011’de tek başına iktidar olan SPD, ilk sonuçlara göre 121 sandalyeli mecliste 59 milletvekili çıkardı. Kesin olmayan sonuçlara göre SPD, bir koalisyon ortağı arayacak. 16 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Burak Bektaş’ın katilini bulun artık Sabah Avrupa ALMANYA’NIN başkenti Berlin’de, 2012 yılında silahlı bir saldırı sonucu hayatını kaybeden Burak Bektaş’ın faillerinin halen bulunamamıs olması, doğum gününde, ailesi ve sevenleri tarafından protesto edildi. Neuköln semtinde toplanan yaklaşık 50 kişilik grup, Burak Bektaş’ın öldürüldüğü yere çiçekler bırakarak, “Burak’ı kim öldürdü?” ve “Her yer Keuptstrasse” yazılı pankartlar açtı ve Burak için türküler söyledi. 5 MART’TA MÜNİH’TE Burak Bektaş cinayetinin faili meçhul kalmaması için kurulan ırkçılık karşıtı inisiyatif üyeleri yaptıkları konuşmada, 5 Mart’da Burak için Münih’de toplanacaklarını ifade ettiler. NSU davasına da müdahil olmaya çalışacaklarını söyleyen inisiyatif üyeleri, Münih’te bir araya gelerek cinayetin faili meçhul kalmasının sadece Berlin kamuoyu tarafından değil, bütün Alman kamuoyu tarafından bilinmesini istediklerini belirttiler. Ukrayna'da ateşkes yürürlükte DW Ukrayna’da ateşkes yürürlüğe girdi. Ateşkes kararına büyük ölçüde uyulduğu kaydediliyor. Belarus'un başkenti Minsk'te perşembe günü uzlaşılan ateşkese rağmen cuma günü ve dün Ukrayna hükümet güçleri ile Rusya yanlısı ayrılıkçılar arasında yoğun çatışmalar yaşanmıştı. İki taraf arasındaki gerilim özellikle Debalzeve çevresinde yoğunlaşmış, çatışmalarda birçok kişi yaşamını yitirmişti. Ayrılıkçılar bu bölgede binlerce Ukrayna askerinin çembere alındığını iddia 17 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ederken, Kiev yönetimi iddiaları yalanlamıştı. Ayrılıkçılar ateşkes kararına rağmen kimsenin çemberin dışına çıkmasına izin vermeyeceklerini açıklamıştı. Ateşkesin gece yarısında yürürlüğe girmesinin ardından tek tük silah sesleri duyulduğu, ancak ateşkes kararına büyük ölçüde uyulduğu kaydediliyor. Rusya'nın Ukrayna'ya yaklaşık bin 800 ton yardım malzemesi taşıyan 14 yardım konvoyu gönderdiği bildirildi. İnsani yardım taşıyan 170'den fazla kamyonun sabah saatlerinde sınırı geçerek Ukrayna'ya girdiği belirtildi. Yardım malzemelerinin özellikle ayrılıkçıların kontrolündeki Donetsk ve Lugansk'ta dağıtılacağı kaydediliyor. Danimarka polisi saldırıların zanlısını vurdu DW Danimarka'da Charlie Hebdo saldırıları ve ifade özgürlüğünün tartışıldığı bir konferansa düzenlenen saldırının ardından, bir sinegoga da silahlı saldırı gerçekleşti. Polis bir şüpheliyi vurarak öldürdü. Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da dün akşam saatlerinde din ve ifade özgürlüğünün tartışıldığı bir konferansa düzenlenen silahlı saldırının ardından Kopenhag'daki bir sinagoga gece yarısında silahlı saldırıda bulunuldu. Konferansa düzenlenen saldırıda bir kişi ölmüş, üç polis yaralanmıştı. İkinci saldırıyla birlikte ölü sayısı ikiye, yaralı sayısı ise beşe yükseldi. Danimarka polisi, iki saldırının zanlısı olduğu belirtilen bir kişiyi Kopenhag'da vurarak öldürdü. Polis sözcüsü Torben Mölgaard Jensen büyük ihtimalle olayın tek başına hareket eden bir saldırganın işi olduğunu tahmin ettiklerini kaydetti. 2007 yılında Muhammed Peygamber karikatürü çizerek tartışma yaratan İsveçli karikatürist Lars Vilks de konferansın katılımcıları arasındaydı. Vilks şimdiye kadar bu nedenle birçok kez ölüm tehdidi almıştı. Paris'te geçen ay karikatür dergisi Charlie Hebdo'ya ve Yahudilerin işlettiği koşer markete düzenlenen saldırılarda da 17 kişi can vermişti. 18 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Terör endişesiyle karnaval yürüyüşüne iptal DW Almanya'nın Braunschweig kentinde yapılacak karnaval yürüyüşü terör saldırısı tehdidi nedeniyle iptal edildi. Braunschweig Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada "güvenilir devlet kaynaklarının" İslamcı bir terör saldırısı olasılığıyla ilgili somut bilgiler elde ettiği kaydedildi. Söz konusu bilgilerin kısa mesaj veya telefon ihbarına dayanmadığı, yapılan bir soruşturma kapsamında ortaya çıktığı belirtildi. Kopenhag'daki saldırıların ardından Almanya genelinde terör tehdidinde bir artışın beklenmediği ifade edildi. Almanya'nın diğer kentlerinde karnavalın zirvesi kabul edilen ve yarın yapılacak olan "Rosenmontag" yani Güller Pazartesisi yürüyüşlerinin planlandığı şekilde gerçekleştirileceği kaydedildi. Avusturya ile İngiltere arasındaki gerginlik büyüyor Hürriyet Avrupa Avusturya'nın, İngiltere'nin nükleer santral inşasına izin veren Avrupa Komisyonu'nun kararını Avrupa Adalet Divanı'na taşıyacağını açıklamasının ardından Londra da Viyana aleyhine dava açma imkanlarını araştırıyor. Avusturya ve İngiltere gazetelerinde yer alan haberlere göre, Avusturya Başbakanı Werner Faymann'ın, Brüksel'de gerçekleştirilen Avrupa zirvesi öncesinde İngiltere Başbakanı David Cameron'a "İngiltere'nin nükleer santral girişimlerini protesto eden" bir mektup vermek istedi ancak Cameron'un mektubu reddederek Faymann'a "İngilitere'nin enerji tercihlerine saygılı olun" dedi. Financial Times'a göre Cameron, Avusturya'ya ekonomik misilleme hazırlığında ve Avusturya aleyhine dava açma imkanlarını araştırıyor. Nükleer enerjinin karbondioksit salınımını azalttığını ileri süren Londra hükümeti, nükleer enerjinin kalıcı enerji kaynağı olarak kabul edilmesini istiyor. İngiltere, ayrıca Avusturya'yı AB iklimi koruma hedeflerini gerçekleştirilmesi için daha fazla katkıda bulunmaya zorlayacak. BOYUN EĞMEYECEK 19 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Sızdırıldığı iddia edilen, Avusturya'nın Londra Büyükelçiliğine ait raporda ise İngiltere hükümetinin gelecekte Avusturya aleyhine dava açmak ve Avusturya'ya zarar vermek için her türlü fırsatı değerlendireceğine yer verildi. Başbakan Faymann, sindirme taktiklerine boyun eğmeyeceklerini, tüm hukuki imkanların sonuna kadar kullanılacağını ve bu nedenle Avusturya'nın tutumunun değişmeyeceğini ifade etti. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Ekim 2014'te İngiltere'nin Hinkley Point C Nükleer Santrali'ni inşa etmesine onay vermiş, Kasım 2014'te nükleer santral için 17,6 milyar sterlin sübvansiyon verilmesini kararlaştırmıştı. Söz konusu nükleer santralin, 2023'ten itibaren İngiltere'nin elektirik üretiminin yüzde 7'sini karşılaması öngörülüyor. OLUMSUZ ÖRNEK Nükleer santrali olmayan ve nükleer enerjiye karşı çıkan Avusturya ise Avrupa Komisyonu'nun kararını, iptal ettirmek için Avrupa Adalet Divanı'na taşıyacağını açıklamıştı. Nükleer santralin çevresel ve ekonomik nedenlerle açıklanamayacağını ve diğer ülkeler için "olumsuz örnek" oluşturacağını öne süren Avusturya, İngiltere'nin devlet desteği sağlayacağı nükleer santral projesine, Avrupa'da enerji piyasasında haksız rekabet doğuracağı gerekçesiyle karşı çıkıyor. 19 MİLYAR EURO Avusturya ile bazı AB üyesi ülkeler de İngiltere'nin nükleer santral yapma planından endişe duyduklarını açıklamıştı. İngiltere'nin yanı sıra AB içerisinde Fransa, Çek Cumhuriyeti, Litvanya, Polonya, Slovakya ve Slovenya, AB'nin nükleer santralleri desteklemesine olumlu yaklaşıyor. Anlaşmaya göre, Hinkley Point C Projesi olarak bilinen ve Fransız EDF firmasının 19 milyar Euro'ya yapacağı nükleer santral, 2023 yılında faaliyete geçecek. Gurbetçi baba oğlu için buz gibi soğukta açlık grevi yapıyor Hürriyet Avrupa Danimarka’da yaşayan Ali Rıza Şahbaz oğlunu hapisten kurtarabilmek için Kopenhag’da açlık grevi yapıyor. Cihan’a konuşan baba Şahbaz, "Açlıktan çok soğuk ile mücadele ediyorum. Özellikle geceleyin çok soğuk oluyor." dedi. Danimarka’da oğluna verilen 10 yıllık hapis cezasını fazla bulan Ali Rıza Şahbaz, temyiz davası öncesinde ‘açlık grevi’ yapmaya başladı. 20 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Baba Şahbaz, ‘‘Bu, bir babanın adalet çığlığıdır. Oğluma haksız yere 10 yıl hapis cezası verdiler. Temyiz davası öncesinde sesimi duyurabilmek için açlık grevi yapmaya karar verdim. Dava boyunca greve devam edeceğim. Çıkacak karara göre de daha fazla devam edip etmeyeceğime karar vereceğim.’’ dedi. Başkent Kopenhag’da Kraliyet Sarayı’nın karşısında bulunan Marmlor Kilisesi’nin kenarında kurduğu çadırın içinde yaşayan Ali Rıza Şahbaz sesini duyurmaya çalışıyor. Danimarka’da önceki yıl Kopenhag yakınlarındaki Hoje Taastrup tren istasyonunda göçmen gençler ile Danimarkalı gençler arasında çıkan kavgada Danimarkalı gençlerden biri hayatını kaybetmişti. Olay Danimarka medyasında geniş yankı buldu. Kavgaya karışan gençlerden biri de Ali Rıza Şahbaz’ın 16 yaşındaki oğlu Hikmet Şahbaz idi. Her ne kadar cinayet başka birisi tarafından işlenmiş olsa da hakim Hikmet’e de 10 yıl hapis cezası verdi. Oğlunun tesadüfen kavganın içine düştüğünü savunan baba Ali Rıza Şahbaz, "Oğlumun yeri hapis değil okuldur." dedi. Danimarka’da daha önce ırkçılar tarafından öldürülen Türk genci Özgür Deniz Uzun’un davasına atıfta bulunan Ali Rıza Şahbaz, "Bir Türk genci tamamen ırkçı gerekçelerle öldürülmesine rağmen katillerinden birine 4,5 yıl diğerine ise 3 yıl hapis cezası verildi. Öte yandan oğlum Hikmet kimseyi öldürmediği halde 10 yıl hapis cezası aldı. Bunun ayrımcılık olduğunu düşünüyorum." dedi. Merkel rahat bırak bizi Hürriyet Avrupa Başkent Atina'da Çipras hükümetine destek gösterisine yaklaşık 20 bin kişi katıldı Yunanistan'da başta başkent Atina olmak üzere birçok şehirde Aleksis Çipras başbakanlığındaki hükümetle dayanışma gösterileri düzenledi. Atina'da parlamento binasının da bulunduğu Sintagma Meydanı'nda yapılan gösteriye sosyal medya üzerinden örgütlenen yaklaşık 20 bin kişi katıldı. Meclis Başkanı Zoi Konstantopulu'nun da yer aldığı gösteride, "AB'siz debaşarabiliriz, " Merkel rahat bırak bizi" yazılı pankartlar açılarak, hükümet lehinde sloganlar atıldı. Selanik'te de Beyaz Kule önünde toplanan göstericiler, "Yunanistan'a bir fırsat verin" yazılı pankart taşıdıkları gösteriyle hükümete destek verdi. Gösterilerde polis memurlarının görev yapmaması dikkati çekti. 21 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Rehin alınmadan önce Türkiye'de yaşamış Hürriyet Avrupa IŞİD'in rehin aldığı ve daha sonra öldü dediği 26 yaşındaki Amerikalı Kayla Mueller Suriyeli fotoğrafçı erkek arkadaşı ile birlikte bir süre İstanbul'da yaşamış. İngiliz Daily Mail gazetesi, Kayla'nın erkek arkadaşı Suriyeli fotoğrafçı Omar Alkhani'nin Kayla'nın ölümünden sonra yazdığı duygulu mesajına yer verdi. 33 yaşındaki Alkhani, Kayla ile birlikte 2013 yılında Halep'te rehin alınmış ancak iki ay sonra serbest bırakılmış. Kız arkadaşını da kurtarmak için girişimlerde bulunan fotoğrafçının çabaları ise başarılı olmamış. Amerika'da yayınlanan Arizona Rebublic'de yayınlanan haberi kaynak gösteren Daily Mail gazetesi, Omar Alkhani'nin Kayla'yı kurtarmak için onun eşi gibi hareket ettiği ancak Kayla'nın IŞİD militanlarına sadece nişanlı olduklarını söylediğini aktardı. Suriyeli fotoğrafçı Facebook hesabına yazdığı mesajında 'Sevgili Kayla, sana hoşçakal demek için değil, teşekkür etmek için yazıyorum. Hayatıma girdiğin, bana neşe verdiğin, beni sevdiğin ve sevgime karşılık verdiğin için teşekkür ederim. Yaptığım her şeyde bana destek verdin, bazen çok aptalca davransam bile..Birçok şey için senden özür dilemek için yazıyorum. Seni daha fazla koruyamadığım için özür dilerim...” diye yazdı. Daily Mail haberinde, Kayla'nın Türkiye'deki Suriyeli mültecilere yardım kuruluşunda çalıştıkları, İstanbul'da bir ev tutarak bir süre burada yaşadıkları ve çiftin bütün uyarılara karşın günü birlik Halep'e geçtiği sırada rehin alındığını yazdı. Gazete çiftin İstanbul Kapalı Çarşı'da birlikte çekildikleri fotoğrafları yayınladı. Kayla'nın aile sözcüsü ise çiftin 2010 yılında tanıştığı ve 2013 yılının sonlarına kadar birlikte olduğunu doğruladı. FBI ajanı kadın, Alman IŞİD'li ile evlenmiş Hürriyet Avrupa ABD’nin bir Alman IŞİD teröristinin peşine taktığı FBI ajanının, onunla evlenmek zorunda kaldığı ortaya çıktı. 22 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Bild am Sonntag gazetesinin haberine göre, Alman IŞİD teröristi Denis Cuspert’le evlenen FBI ajanı, durum tehlikeli olamaya başlayınca Türkiye’ye kaçtı. Gazetenin Amerikan ve Alman istihbarat kaynaklarına dayanarak verdiği haberde, ajan IŞİD üst düzey yöneticileriyle bağlantı kurmakla görevlendirildi. Daha sonra İŞİD saflarında savaşan Alman Rapçı Denis Cuspert’le tanışan kadın ajan, imam nikahıyla onunla evlendi. Daha sonra hayatı tehlikeye giren kadının Türkiye’ye kaçtığı bildirildi. Türkiye’de polisçe tutuklanan kadın ajan, daha sonra ABD’ye geri götürüldü. SAVAŞ SUÇLUSU OLARAK ARANIYOR Alman Rapçı Denis Cuspert, geçtiğimiz hafta ABD tarafından savaş suçlusu olarak uluslararası teröristler listesine alındı. Bu işlemler esnasında kadın ajanla ilgili bilginin ortaya çıkıp, Federal Savcılığa ulaştığı bildirildi. Kendini Abu Talha al-­‐Almani olarak tanıtan Cuspert, çok sayıdaki IŞİD propaganda videolarında yer aldı. Cuspert, özellikle Alman Selefileri savaşa kazandırma propagandalarında aktif görev alıyor. İşte Avrupa'da polisin sahip olduğu yetki Hürriyet Avrupa Birçok Avrupa ülkesinde iç güvenliği tehdit eden olaylarda polis geniş yetkilere sahip. Türkiye'de gündemde olan iç güvenlik paketiyle polisin yetkililerinin artırılması tartışılırken, birçok Avrupa ülkesinde iç güvenliği tehdit eden olaylarda polisin geniş yetkilere sahip olması, şüpheli gördüğü kişileri izin olmaksızın gözaltına alabilmesi ya da izinsiz gösterilere müsaade etmemesi dikkati çekiyor. Polisin yetkilerinin yasalarla belirlendiği ve korunduğu İngiltere'de şüpheli görülen bir kişi arama izni olmaksızın gözaltına alınabiliyor. Polis, bir kişiyi evinde ya da aracında gözaltına aldıysa izin gerekmeksizin bu kişinin evinde ya da aracında kanıt toplamak amacıyla arama yapabiliyor. Gözaltına almadan bir kişinin evinde ya da arabasında izinsiz arama yapılması ise yasa dışı kabul ediliyor. İngiltere'de polis, zanlıyı, hafif suçlarda 24 saat, adam öldürme gibi ağır suçlarda ise 96 saate kadar gözaltında tutabiliyor. Terörle ilgili suçlarda ise gözaltı süresi 28 güne kadar çıkabiliyor. Polisin kişiyi sözlü olarak gözaltına alındığına dair uyarması gerekiyor. Bu çerçevede polisin, gözaltına aldığı kişinin avukat tutma ya da gözaltına alındığını bir yakınına bildirme gibi haklarının olduğunu da söylemesi gerekiyor. İngiltere'de kişilerin barışçıl ve izinli protesto yapma hakları bulunuyor ancak protestolarda kamu düzenini bozan eylemler yapıldığında polis müdahale ediyor. Başkent Londra'daki yüksek katılımlı 23 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
protestoların çoğunda polis "kettling" adı verilen taktiği uygulayarak göstericilerin belirli bir yerde toplanmasını sağlıyor. İngiltere'de tazyikli su kullanımına ise pek sık rastlanmıyor. Londra Belediyesi bu yaz ilk tazyikli su aracının alındığını açıklamıştı. Tazyikli suyla müdahale İngiltere'den çok Kuzey İrlanda'da yapılıyor. Molotofkokteyli ise birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi İngiltere'de de patlayıcı madde kapsamında yasaklı silahlar arasında sayılıyor. Birleşik Krallık içtihat hukukuna göre, molotofkokteyli bulundurmak ve kullanmak, 1883 tarihli Patlayıcı Madde Kanunu kapsamında değerlendiriliyor. Bu kanuna göre, hayati tehlikeye yol açacak ya da mülkiyete zarar verecek şekilde herhangi bir patlayıcı maddeyi kullanmak, kullanmak için anlaşmak ya da kullanmaya niyet etmek, patlama gerçekleşmese bile suç kabul ediliyor. İngiltere'de bu hafta kabul edilen "Terörle Mücadele ve Güvenlik" yasasıyla ise özellikle sınır polisinin yetkileri güçlendirildi. Buna göre, sınır polisi Suriye ve Irakgibi ülkelerde terör örgütleriyle savaştığından şüphelendiği kişilerin pasaportlarına el koyabilecek. Alman polisi gösterileri yasaklayabiliyor Almanya'da ise iç güvenlikle ilgili polis 16 eyalette farklı uygulamalar yapabiliyor. Gösteri ve toplantı özgürlüğünün anayasal hak olduğu Almanya'da, polis izinsiz gösteriye müsaade etmiyor. Gösteriyi yapacak grubun 48 saat veya 72 saat önce eylem yapacağını polise bildirmesi gerekiyor. Alman polisi ayrıca gösterileri belirli yerlerde ve durumlarda yasaklama hakkına sahip. Örneğin kamu güvenliğinin tehlikede görülmesi halinde gösteri yasaklanabiliyor. Ancak yasak için çok somut verilere sahip olunması gerekiyor. Yasaklanmış bir gösteriye katılım çağrısı yapmak veya katılmak suç teşkil ediyor. Almanya'da polis gerekirse göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullanabiliyor. Ancak bu durumlarda, müdahalenin orantılı olması dikkate alınıyor. Barışçıl olmayan veya silahlı gösteriler, toplantı ve gösteri özgürlüğü koruması altına girmiyor. Güvenlik güçleri bu durumda polise özel yetki veren araçlara başvurabiliyor. Kişilere ya da eşyaya zarar veren, ev ve iş yerlerine saldıranlar barışçıl olmayan gösterici anlamına geldiği için polis bu kişilerin kimliğini tespit edip üst araması yapabiliyor. Polis, gerektiği durumlarda ilgili şahsı zorla alıp karakola götürebiliyor. Ülkede bir kişi en fazla 48 saat gözaltında tutulabiliyor. Bu sürenin sonunda kişinin ya mahkemeye sevk edilmesi ya da serbest bırakılması gerekiyor. 24 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Almanya'da 2009'da çıkarılan ve tartışmalara neden olan yasa gereği uluslararası terörizmle daha etkin mücadele amacıyla polise bazı yetkiler tanındı. Örneğin bu yasayla terör şüphelilerinin bilgisayarları izlenebiliyor, telefonları dinlenebiliyor ve evlerinde arama yapılabiliyor. Federal Suç Dairesi, terörle mücadele kapsamında "önleyici" soruşturmalar yapabiliyor. Yasaya göre, ağır suçlar söz konusuysa ve soruşturma sırasında somut tehlike seziliyorsa emniyet yetkilileri hakim izniyle kişisel bilgisayarlara giriş yapabiliyor. Acil durumlarda Federal Emniyet Teşkilatı Başkanı hakimin izni olmadan müdahale edebiliyor. Fransa'da "Vigipirate Planı" Fransa’da iç güvenliğin tehlike altında olduğu durumlarda polise ve güvenlik görevlilerine geniş yetkiler tanıyan "Vigipirate planı" devreye sokuluyor. Ülkede 1978 yılında oluşturulan ve tren saldırılarının düzenlendiği 1995 yılından itibaren uygulamaya konulan plan, tren garlarında askeri denetim, okullar önünde park yasağı ve polis kontrollerinin artırılması gibi tedbirleri öngörüyor. Fransa’da 2005 yılında Paris’te başlayan ve ülke geneline yayılan banliyö olaylarında da güvenlik güçleri kırmızı alarma geçerek “Vigipirate planı”nı uygulamıştı. Plana göre, kamuya açık alanlarda güvenlik kameraları daha sık kontrol edilirken resmi kurumlarda ve toplu taşıma araçlarında ek güvenlik önlemleri alınıyor. Terör riskinin yüksek olduğu yerlerde polis kişileri daha sık takip ederek rutin kontroller yapabiliyor. Polis, gerektiğinde olay yerinde trafiği durdurabiliyor ve şüpheli durumlarda araçların park edilmesini yasaklayabiliyor. Vigipirate planı, ülkeye askeri müdahale riski, toplumsal olayların şiddetlenmesi, hava saldırısı ve telekomünikasyon araçlarıyla siber saldırılar düzenlenmesi durumunda uygulanıyor. Planla ayrıca yurt dışında yaşayan diplomatik misyon temsilcileri ve Fransız vatandaşlarının güvenliği için de önlemler alınıyor. Fransa’da polis, hakkında hapis cezası gerektirecek bir suç işlediği yönünde makul şüphe ve şüpheler bulunan kişileri gözaltına alabiliyor. Şüpheli kişiler 48 saat gözaltında tutulabiliyor. Terör riski gibi özel durumlarda ise gözaltı süresi 144 saate kadar çıkabiliyor. İspanya'da "Vatandaş Güvenliği Yasası" İspanya'da ise polis bir kişiyi en fazla 72 saat gözaltında tutabiliyor. Bu süre içinde kişiyi ya mahkemeye sevk etmesi ya da serbest bırakması gerekiyor. Gözaltında olan veya mahkemeye sevk edilen kişinin konuşmama hakkı bulunuyor. İspanyol polisi, mahkeme izni olmadan veya mülk sahibinin rızası olmadan kimsenin evinde arama yapamıyor. 25 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
İspanya'da belediyeden izin alınması halinde istenilen yerde gösteri yapılabiliyor. Belediyenin izni olmasına rağmen itiraz edilmesi halinde ise mahkeme kararıyla gösteri yasaklanabiliyor. Polis, gösteriler sırasında şiddet uygulandığı veya gösteri süresi bitmesine rağmen eylemlere devam edilmesi halinde müdahale hakkına sahip oluyor. Gösteriler sırasında orantısız güç kullanan polislere karşı yasal yaptırımlar bulunuyor. 2011 yılındaki bir gösteride bir foto muhabiri ve reşit olmayan bir göstericiye vurduğu tespit edilen bir polis memuru için savcılık 3 bin 800 avro para cezası verilmesini istemişti. Öte yandan İspanya'da özellikle ekonomik krizin etkisiyle artan gösterilerden ve "Meclisi Kuşat" adı altında yapılan eylemlerden dolayı hükümetin hazırladığı "Vatandaş Güvenliği Yasası" geçen yıl aralık ayında Meclis'te kabul edildikten sonra halen Senato'da görüşülüyor. Sadece iktidar partisinin (PP) oylarıyla meclisten geçen yasa tasarısında polise hakaret edilmesi ve izinsiz gösteri yapılmasına ciddi para cezaları getirilirken, polisin sorması halinde vatandaşlara kimliğini gösterme ve üzerinde kimlik bulundurma zorunluluğu da getiriliyor. Hafif, ağır ve çok ağır olarak bölümlere ayrılan yasa tasarısı 45 maddeden oluşuyor. Yasada en çok, Ceuta ve Melilla kentlerinde kaçak göçmen akınının yaşandığı sırada sınırı geçerek İspanya tarafına ulaşabilen göçmenlerin geri gönderilmelerine olanak sağlayan madde tartışılıyor. Hollanda polisi görev dışında da silah taşıyabiliyor Hollanda’da polisle ilgili yetkiler İçişleri Bakanlığı ile Güvenlik ve Adalet Bakanlığı’nın yanı sıra yerel yönetimlere devredilmiş durumda. Polis bulunduğu bölgenin belediye başkanına bağlı olduğu için yerel yönetimlerin bu kapsamdaki yetkileri daha geniş. Gösteri ve toplantı özgürlüğünün yasal güvence altına alındığı Hollanda’da emniyet güçleri, izinsiz eylemlere müsaade etmiyor. Gösteri ve toplantı iznini ise yerel yönetimler yani belediyeler veriyor. Bu kapsamda herkes istediği yerde gösteri düzenleyemiyor. Hemen hemen her şehirde, istisnalar hariç, gösteriler için kullanılan alanlar bulunuyor. Buna karşın bazı özel durumlarda şehrin farklı yerlerinde de gösterilere izin veriliyor. Gösteri veya toplantı taleplerinin en az 48 saat önceden belediyeye iletilmesi gerekiyor. Yerel yönetimler güvenliğe bağlı olarak izin verip vermeme hakkına sahip. Nitekim Lahey Belediyesi, farklı siyasi gruplar arasında tansiyonun yükselmesini gerekçe göstererek geçen yıl şehrin genelinde belli bir dönem gösteri izni vermemişti. 26 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Polis, izinsiz, belirtilen alanın dışında ya da zamanı haricinde yapılan gösterilere müdahale etme hakkına sahip bulunuyor. Genellikle gösterileri atlı birlikler desteğinde kontrol eden polis, gösteri kurallarına aykırılık ya da çevreyi rahatsız edici durumlarda göstericileri gözaltına alabiliyor. Tehlikeli durumlarda polis, önce sesli ikazda bulunuyor. Buna uyulmaması halinde biber gazı, cop ve gerekirse silah kullanma hakkına sahip bulunuyor. Hollanda'da polis gözaltına aldığı kişiyi karakola götürürken, işlediği iddia edilen suçla ilgili delil toplamaya çalışıyor. Polis bürosunda ifadesi alınan kişi gerekirse mahkemeye sevk ediliyor. Bu süreçte kişinin avukat bulundurma hakkı bulunuyor. Polis gözaltına aldığı kişiyi araştırma amaçlı en fazla 15 saat gözaltında tutabiliyor. Ancak savcılığın talebiyle bu süre üçer günden toplam altı gün daha uzayabilir. İlk gözaltı süresine kişinin genellikle itiraz hakkı bulunmuyor ama avukat bulundurma hakkına her zaman mevcut oluyor. Hollanda’da bu yıl yürürlüğe giren yeni düzenlemeye göre polis, görev saatleri dışında üniformayla silah taşıyabiliyor. Buna göre iş bitiminde evine giden polisler, silahlarını yanlarına almak zorunda. Ülkede ulusal polis olarak adlandırılan birlik, genellikle organize suçlar, terör olayları ve üst düzey kişilerin güvenliğinden sorumluyken, yerel polis birliği şehir, bölge ve mahallelerin güvenliğini sağlıyor. NEREDESİN BAŞKAN? -­‐ Der Tagesspiegel -­‐ Thomas Seibert Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barack Obama’ya Yükleniyor, Onu İslam Düşmanlığıyla İtham Ediyor Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam âleminin sözcüsü olarak yükselme çabasında, rolünün hakkını vermek için en önemli müttefiki ABD ile kavga etmekten bile kaçınmıyor. Erdoğan, Meksiko ziyareti esnasında, ABD Başkanı Barack Obama’nın Kuzey Carolina eyaletinde üç Müslüman öğrencinin öldürülmesi hususunda sessiz kalmasını sert bir şekilde eleştirerek “Neredesin Başkan?” diye sordu. Obama'yı dolaylı olarak İslam düşmanlığıyla itham eden Erdoğan, Başkan’ın Müslümanların öldürülmesiyle ilgili sessizliğinin “çok şey ifade ettiğini” belirtti. Obama’nın yanı sıra ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile Dışişleri Bakanı John Kerry de Erdoğan'ın öfkesinden nasibini aldı. Erdoğan, Chapell Hill bölgesinde yaşanan çatışmanın kurbanları için “Bu insanlar terörist değildi.” diye konuştu. Politikacıların ülkelerinde işlenen suçlardan sorumlu olduklarını söyleyerek ABD Başkanı’na ders veren Erdoğan, "Siz bu tip bir olayda sessiz kalırsanız dünya da size sessiz kalacaktır." ifadesinde bulundu. Erdoğan'ın öfke patlamasından hemen sonra Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Sözcüsü İbrahim Kalın da Twitter'dan yüklendi: "Chapel Hill cinayetleri, 27 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
'Müslüman karşıtı ve İslam fobisine ilişkin nefret söylemlerinin' şiddetle sonuçlandığını kanıtlıyor. Buna sessiz kalmak tehlikeli ve utanılacak bir durumdur." Erdoğan, rakiplerine olduğu kadar ara sıra ortaklarına karşı da ağır eleştirilerde bulunan, kaba bir siyasetçi olarak tanınıyor. Federal Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck geçen yıl Türkiye'nin hukuk devleti olma hususunda yetersiz kaldığı eleştirisinde bulunduğunda Erdoğan, Gauck'un kendisini hâlâ papaz zannettiğini söyleyerek karşılık vermişti. Lakin ABD yönetimine yönelik saldırıda, söylemlerden daha fazlası mevzubahis. Erdoğan, son dönemde giderek artan bir şekilde Batı'nın İslam düşmanlığından şikâyet ediyor. Erdoğan, İslam İş Birliği Teşkilatının kasım ayındaki etkinliğinde yaptığı konuşmada "Batı, Müslümanlardan hoşlanmıyor. Dışarıdan bölgemize gelenler, bizim ve çocuklarımızın ölmesine seviniyor." ifadesini kullanmıştı. Erdoğan, Obama’yı eleştirmeden hemen önce bir kez daha, beş daimi üyesiyle Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin şu anki yapısının haksızlığa mahkûm olduğunu belirterek BM’nin yüksek mercilerinde bir tek Müslüman ülkenin bile temsil edilmediğini vurgulamıştı. Türklerin çabalarının arkasında, Erdoğan’ın, Batı’nın dünyaya hâkim olduğu dönemin sona erdiği yönündeki inancı yatıyor. Erdoğan’ın danışmanı Yiğit Bulut, cuma günü Star gazetesinde, 11 Eylül 2001 tarihindeki saldırıların, dönüm noktası olduğunu yazmıştı. Bulut ve Erdoğan'ın yakın çevresinden gelen diğer şahıslar, Türkiye’nin yeni güç merkezi olarak yükseldiğinden emin. Erdoğan, “yeni Türkiye”nin dünya sahnesinde yeni bir yerinin olduğunu iddia ediyor. Bu arada NATO'nun eski örnek öğrencisi Türkiye'nin, ABD ile sorunsuz ilişkilere artık pek değer vermediği görülüyor. İki ülke, Suriye ihtilafında doğru tutumun ne olduğu konusunda yıllardır tartışıyor. Erdoğan, ABD'nin Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu düşündüğünden, kendinden emin bir şekilde karşı çıkmayı göze alıyor. Erdoğan’ın Türkiye’nin bölgeler üstü bir role sahip olması için sarf ettiği saldırgan çaba, akıllıca bulunmuyor ve başarı vadetmiyor. Muhalefet onu İsrail, Mısır, Suriye ve Irak ile yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle Türkiye’yi Yakın Doğu’da izole etmekle suçluyor ancak yakın süreçte bir çizgi değişikliği beklenmiyor. Siyaset bilimci Beril Dedeoğlu, Batı karşıtı söylemlerin, özellikle de haziranda yapılacak genel seçimlere kısa bir süre kala Türkiye'deki İslamcı-­‐muhafazakâr seçmen tarafından beğenildiğini belirtiyor. 28 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
KADINLAR CANİCE İŞLENEN CİNAYETİ PROTESTO ETTİ -­‐ Die Tageszeitung -­‐ Jürgen Gottschlich Binlerce öfkeli kadın, cumartesi günü İstanbul, Ankara, İzmir ve birçok farklı şehirde cinayeti protesto etmek için yürüdü. Asıl öfkeleri, giderek artan İslamlaşma nedeniyle kadınların haklarından mahrum edildiği bir devlete ve 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın Mersin’de canice öldürülmesine karşıydı. Üniversitede psikoloji alanında öğretim gören Özgecan Aslan, üniversitenin bulunduğu Tarsus’tan Mersin’deki evine minibüsle gidiyordu. Akşamın erken saatleriydi. Varacağı yere ulaşmadan önce minibüs boşaldı ve o, tek başına kaldı. Minibüsün şoförü hiçbir şey söylemeden yön değiştirdi, aracı tarla yoluna doğru sürdü ve saldırdı. O, kendini tecavüze karşı savundu; bu durum, sürücü bıçağı çıkarıp onu öldürene kadar devam etti. Katil daha sonra minibüsüyle evine gitti ve cesedi ortadan kaldırmak için babasıyla kuzenini aldı. Üçü, bir nehir yatağında cesedi yakmaya çalıştı ancak başarısız oldu. -­‐-­‐Suçunu İtiraf Eden Failler-­‐-­‐ Cuma günü genç kadının kömürleşmiş cesedine ulaşan polis, kısa süre içinde suçluları yakaladı. Suçlarını itiraf ettiler. Görünen o ki akşam saatlerinde dışarıda gezen bir genç kadın, minibüs şoförü için potansiyel kurban olarak görülüyor. Kadınların hava karardıktan sonra dışarıda ne aradıkları yönünde rahatsızlığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki Adalet ve Kalkınma Partisinin (AKP) İslamlaşma yolundaki adımları çerçevesinde, bir kadının akşam saatlerinde yalnız dolaşması, giderek ahlaka aykırı sayılıyor. İslam’ın bu şekilde aşılanması, tepkilerin artmasına neden oluyor. Ülke çapında binlerce kadınının, Aslan cinayetini protesto etmek için sokaklara dökülmesini anlamak için bunu bilmemiz gerekiyor. Kadınlar, AKP’nin gerici İslamcılığına karşı önlem alınmadığı takdirde, bir gün kendilerinin de kurban olacağını düşünüyor. Binlerce öğretmen ve öğrenci, pazartesi günü Türkiye’nin batısındaki büyük şehirlerde okul eğitiminin İslamlaşmasını aynı gerekçelerle protesto etti. 2014 sonbaharında başlayan okul döneminde, öğretmen ve öğrenciler bilgilendirilmeden, kamuya ait okullar imam hatip okullarına dönüştürüldü. Eğitim-­‐Sen, okulların bir günlüğüne protesto edilmesi çağrısında bulundu. Polis, İzmir’deki basın bildirisi sırasında öğrenci ve öğretmenlere göz yaşartıcı bomba ve Toplumsal Olaylara Müdahele Aracıyla (TOMA) müdahale etti. 29 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ERDOĞAN'IN EKONOMİSİ" LİRAYI SIKINTIYA SOKUYOR -­‐ Frankfurter Allgemeine Zeitung -­‐ Tim Kanning Türk Lirası Düşüşte, Devlet Kredi Almak İçin Giderek Daha Fazla Faiz Ödüyor. Bunun Sebeplerinden Biri de Cumhurbaşkanı’nın Merkez Bankasını Hedef Alan Açık Tehditleri-­‐-­‐ Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomi meselelerinde zaman zaman tamamen kendine has bir tarz sergiliyor. Ekonomide büyüme kendi planladığı seviyede gerçekleşmediğinde bundan İsrail istihbarat servisi MOSSAD'ı sorumlu tutuyor fakat mali piyasaları şu günlerde çok daha güçlü şekilde huzursuz eden, Erdoğan'ın Türkiye Merkez Bankasına yönelik gitgide artan baskısıdır. Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın sözde yanlış para politikasını giderek daha yüksek sesle eleştirir oldu. Merkez Bankasının bağımsızlığını kaybedebileceği ihtimali, pek çok yatırımcının hoşuna gitmiyor. Piyasa gözlemcilerinin büyük bölümü, Türk lirasının dolar karşısında şimdiye kadarki en düşük seviyeye gerilemesini bu tehlikeye bağlıyor. Bu günlerde dolar kuru 2,5 lira seviyesine yaklaştı. Aynı şekilde avro karşısında da zayıf olan liradaki değer kaybı ise nispeten sınırlı kaldı ve aralık ayından bu yana avro, lira karşısında 2,65'ten 2,83 seviyesine çıktı. ING Bank'ın hesaplamalarına göre bu iki önemli ticari para birimi karşısında liranın değer kaybı yüzde 6 oranında gerçekleşti. Enflasyon ise yıllardır yüzde 6 ila 10 arasında, Merkez Bankasının uzun vadede ulaşmak için yoğun çaba harcadığı yüzde 5'lik hedefin epeyce üstünde seyrediyor. Sert şekilde düşen petrol fiyatları bile pahalılığı beklenen seviyede azaltmıyor. Ocak ayı enflasyonu geçen yıla göre sadece yüzde 0,9 oranındaki düşüşle yüzde 7,2 oldu. Erdoğan'a göre Merkez Bankasının enflasyonu düşürmek için faizleri indirmesi gerekiyor. Normal şartlarda tersine bir ilişki, yani faizlerin düşürülmesinin enflasyonda yükselişe neden olması söz konusudur. Avrupa Merkez Bankası, bu prensibe uygun olarak uzunca bir süredir faizleri sıfıra yakın bir seviyede tutuyor. Oysa ekonomistler, bankacılar yahut gazeteciler ne zaman Erdoğan'ın bu çelişkisine değinseler, Erdoğan tarafından en büyük hedefi Türk ekonomisini mahvetmek olan "faiz lobisine" mensup sayılıyorlar. Ekonomik ilişkilere dair bu özgürce yorumlardan ve ekonomi hayatına müdahalelerden oluşan karışımı bazıları şimdiden "Erdoğan ekonomisi" olarak adlandırdılar bile. Merkez Bankası gerçekten de ocak ayı ortasında faizi yüzde 8,25'ten 7,75 seviyesine çekmişti. Erdoğan bunu yeterli görmediğini, kendi bakış açısına göre yanlış olan para politikasından sorumlu tutacağını söylediği Erdem Başçı'yı geçtiğimiz hafta sonu açıktan açığa tehdit etmekle gösterdi. UniCredit'teki görevi vesilesiyle Türkiye'yi gözlemleyen Carlos Ortiz, "Bu tehditler, Erdoğan'ın Merkez 30 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Bankasının bağımsızlığını daraltabileceğini gösteriyor." dedi. Ortiz, siyasal baskının piyasaları Türk lirasını ve lira üzerinden işlem gören tahvilleri tamamen elden çıkarmaya sevk ettiğini dile getirdi. Liranın zayıf olması Türkiye'nin ihracatı ve turizmi için iyi ama ithalatta, örneğin petrol ve ham madde fiyatlarının uygun olduğu bir dönemde, lira eskisi kadar alım gücüne sahip değil. Asset &Wealth Management şirketinden Dirk Aufderheide'ye göre liranın zayıf olmasının Türk ekonomisinin ve haziranda parlamento seçimlerine girecek olan hükûmetin işine gelmesi beklenir. Para biriminin zayıf olduğu dönemler özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından yabancı yatırımcıları o ülkede yatırım yapmaya teşvik eder. Türkiye son derece yüksek olan dış ticaret açığı nedeniyle yabancı yatırımcılara muhtaçtır. Aufderheide, değer kaybının ne zaman son bulacağı bilinemediği için yatırımcıların çekingenliğinin sürdüğünü söyledi. Türk ekonomisinde geniş kesimler için zaten güçlü olan dolar daha da pahalanabilir çünkü gelişmekte olan diğer ülkelerdekilerin çoğuna oranla Türk girişimciler daha yoğun şekilde döviz üzerinden borçlanıyorlar. Unicredit'in verilerine göre özel işletmelerin dolar üzerinden borçları son dönemde 179 milyar dolar civarındaydı. Bu rakam, GSYİH'nin neredeyse dörtte birine karşılık geliyor. Doların daha da güçlenmesi bu şirketlerin borçlarını da artıracak. Güvensizlik İstanbul Borsasını da sardı. Ana endeks ocak ayı sonunda bu yana yüzde 9 dolaylarında geriledi. Erdoğan'ın dediğini yaparak Başçı'yı görevden aldığı senaryosunu analiz uzmanları canlandırmaya başladılar bile. ADM Investor Services International şirketinden Marc Ostwald'a göre böyle bir durumda lira değer kaybetmeye ve enflasyon yükselmeye devam edecek, Türk devlet tahvillerine dış ülkelerden gelen talepteki düşüş sürecek. Türkiye Merkez Bankası, pazartesi günü beş yıllık devlet tahvili satışında yüzde 7,99'luk bir faiz önermek zorunda. ABD'deki faiz konusundaki tavır değişikliği de Türkiye'deki durumu kötüleştiriyor. Dünyanın toparlanan en büyük ekonomisinde daha fazla faiz geliri olursa bazı yatırımcılar Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki paralarını geri çekeceklerdir. ABD Merkez Bankası, FED 2009'da tahvil alım programını başlattıktan sonra Türk ekonomisi iki yıl arka arkaya yüzde 9 civarında büyüme kaydetmişti. 2014 için bu beklenti sadece yüzde 2,3 seviyesinde. ORTADOĞU GÜNDEMİ İran, Obama'ya mektup iddialarını yalanladı Dünya Bülteni 31 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
İran, ABD basınında yer alan, dini lider Ayetullah Ali Hamaney’in ABD Başkanı Obama’ya mektup yazdığı iddiasını yalanladı. İran resmi ajansı IRNA’nın haberine göre, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Merziye Afham, iddiaları yalanlayarak, "Amerikan Wall Street Journal gazetesinin bu iddiası amatör bir medya oyunu" dedi. Afham, Obama’nın daha önce İranlı liderlere mektup yazdığını ve bu mektuplarda dile getirilen bazı konulara da cevap verildiğini belirterek, "Ancak yeni bir mektup söz konusu değil" ifadesini kullandı. Amerikan Wall Street Journal gazetesi, geçen Cuma günü, İranlı bir diplomatı kaynak göstererek, Hamaney’in, ABD Başkanı Barack Obama’nın geçen Ekim ayında gönderdiği öne sürülen mektubuna yanıt verdiğini iddia etmişti. İddiaya göre Hamaney, Obama'nın mektubunda dile getirdiği terör örgütü IŞİD'le mücadelede ortak hareket etme teklifine olumlu ya da olumsuz bir cevap vermedi ancak saygılı bir dil kullandı. Ürdün'e IŞİD'e karşı bir uçak desteği de Bahreyn'den Dünya Bülteni Bahreyn, IŞİD’le mücadelede uluslararası çabalara katılmak üzere Hava Kuvvetleri'ne ait uçaklarının Ürdün'e ulaştığını bildirdi. Bahreyn resmi haber ajansı BNA'da yer alan açıklamada, Bahreyn savunma gücünün katılımının, "Ürdün ve Bahreyn arasındaki ortak ikili savunma işbirliği çerçevesinde ve ortak Arap savunma anlaşmasına istinaden" gerçekleştiği ifade edildi. Söz konusu adımın, "Bahreyn'in, teröre karşı attığı adımlar ve aldığı önlemlerde Ürdün'e destek verdiği" anlamı taşıdığı belirtilen açıklamada, Bahreyn güçlerini, Ürdünlü üst düzey yetkili ve subayların karşıladığı kaydedildi. Bahreyn Savunma Kuvvetleri dün, uluslararası koalisyonun teröre karşı mücadelede sarf ettiği çabalar çerçevesinde, Ürdün'ü destekleme kararı aldığını açıklamıştı. Kararla ilgili ilk yorumu yapan Ürdün Hükümet Sözcüsü Muhammed el-­‐Mumini, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi, Bahreyn'in bu tavrını iki ülke arasındaki kardeşlik ilişkilerini güçlendireceğini belirtmişti. IŞİD, ABD öncülüğünde oluşturulan uluslararası koalisyonda görev yapan Ürdünlü pilot Kesasibe'nin, demir kafese konularak yakılması görüntülerinin yer aldığı kaydı, 3 Şubat Salı günü yayımlamış, Ürdün 32 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
de bir gün sonra sabaha karşı "IŞİD ve El Kaide mensubu olmaktan" yargılanan Sacide er-­‐Rişavi ve Ziyad Kerbuli'yi idam ettiğini açıklamıştı. Körfez ülkeleri BM'yi Yemen'e askeri müdahaleye çağırdı Dünya Bülteni Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Dışişleri Bakanları, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) Yemen'e askeri müdahalede bulunma çağrısı yaptıklarını bildirildi. Suudi Arabistan Devlet Televizyonu'nun haberine göre, KİK Dışişleri Bakanları, Yemen'deki son durumu görüşmek üzere bugün Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da toplandı. Katar Dışişleri Bakanı Halid bin Muhammed el-­‐Atiyye başkanlığında toplanan dışişleri bakanları, Yemen'e verdikleri desteği yinelerken Şii Ensarullah Hareketi'nin (Husiler) fiillerini kabul etmediklerini ifade etti. Toplantıda, Yemen'le ilgili olarak BM Anlaşması'nın askeri müdahaleye izin veren 7. bölümünün yürürlüğe konulması çağrısında bulunuldu. BM Anlaşması'nın 7. bölümü, BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için hava, deniz ya da kara kuvvetleri aracılığıyla gerekli saydığı her türlü girişimde bulunmasını öngörüyor. Geçen yıl eylül ayında başkent Sana'da kontrolü sağlayan Husiler ile yönetim arasında 21 Eylül'de, "3 gün içinde yeni hükümet kurulması, Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'nin hiçbir siyasi partiye üye olmayan birine başbakanlık görevini vermesi, petrol ürünlerine yapılan zamların düşürülmesi" gibi maddelerin yer aldığı anlaşma imzalanmıştı. Hadi, Ofis Müdürü Ahmed Avad bin Mübarek'i hükümeti kurmakla görevlendirmiş ancak tepkiler üzerine bu görev Halid Mahfuz Bahhah'a verilmişti. Hükümet ve Cumhurbaşkanı Hadi'nin ocak ayında istifa etmesinin ardından Husiler, 6 Şubat'ta, ülkedeki siyasi geçiş sürecini belirleyecek "Anayasa Manifestosu" adıyla bir bildiri açıklamıştı. Mevcut anayasanın yürürlükte kalacağı belirtilen manifestoda, 5 üyeli "Başkanlık Konseyi" ve 551 sandalyeli "Ulusal Geçiş Meclisi"nin kurulması öngörülmüştü. Husiler ayrıca feshettikleri parlamentonun üyelerini, yeni meclise katılmaya çağırmıştı. Husilerin bu müdahalesi ise birçok kesim tarafından ''darbe" olarak nitelendirilmişti. 33 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Eski İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı cezaevinde Dünya Bülteni Yolsuzluk suçundan 5 yıl 91 gün hapse mahkum edilen eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi, hapse konuldu. İran resmi ajansı IRNA’nın haberine göre, polis tarafından evinden alınan Rahimi, başkent Tahran’daki Evin Cezaevi’ne gönderildi. İran'da 2005 ve 2013 yılları arasında 2 dönem görev yapan 6'ncı Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın birinci yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi, yolsuzluk suçundan yargılandığı davada 5 yıl 91 gün hapse mahkum edilmişti. Mahkeme ayrıca Rahimi’yi 10 milyar riyal (yaklaşık 350 bin dolar) para cezasına çarptırmış, 28 milyar riyal de (yaklaşık 900 bin dolar) tazminat ödemesine karar vermişti. 34 

Benzer belgeler

AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler

AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler İran,  Obama'ya  mektup  iddialarını  yalanladı  ....................................................................................  31   Ürdün'e  IŞİD'e  karşı  bir  uçak ...

Detaylı

AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler

AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler İran,  Obama'ya  mektup  iddialarını  yalanladı  ....................................................................................  31   Ürdün'e  IŞİD'e  karşı  bir  uçak ...

Detaylı

İçindekiler

İçindekiler İbb   kentindeki   gösteride   Ensarullah   grupları   katılımcılara   ateş   açtı.   Güvenlik   kaynaklarından   alınan   bilgiye  göre,  Yemen'in  orta  kesiminde ...

Detaylı

İçindekiler

İçindekiler Midyat   ile   Nusaybin   ilçelerinde   kurulan   kamplarda   misafir   edildi.   Dil,   din,  ırk   ve   mezhep  ayrımı   gözetmeden   yardıma   muhtaç   halklara...

Detaylı

İçindekiler

İçindekiler Times:  Suriyelilerin  Avrupa'ya  gizli  yolculuğu  İstanbul'da  başlıyor  ..................................................  20  

Detaylı