PDF SAYI 38 - Hayat Online
Transkript
PDF SAYI 38 - Hayat Online
38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:52 Uhr Cumhurbaþkaný Horst Köhler Müslümanlarýn Ramazan Bayramý’ný yayýnladýðý bir mesajla kutladý. Seite 1 KRM (Almanya Müslümanlarý Koordinasyon Konseyi)den Ramazan Bayramý Mesajý Sayfa: 4`te Sayfa: 4`te Sayfa: 4`te Binlerce Kitap, CD, VCD, DVD Hac Malzemeleri ve Hediyelik Eþyalar Tel: 0180-3002250 Birkenweg 39 . 35586 Wetzlar Tel: 06441-309 70 41 . Fax: 06441-309 89 60 GSM: 0175-245 33 25 Sayfa 5`te www.okusan.eu Demokratik Hakkýnýzý Kullanmak ve Almanya`nýn Geleceðinde Söz Sahibi Olabilmek Ýçin SEÇiMLERE KATILIN OYUNUZU KULLANIN Oðuz ÜÇÜNCÜ Sayfa 7`de Oy Kullanýn Siyasete Katýlýn Sayfa 34`te Sinan ESKÝCÝOÐLU Bio Ýnsan ve BioToplum Avukat Nalan SÖNMEZ Sayfa 25`te Kazadan Sonra Ne Yapmalý? Sayfa 35`te Yusuf POLATOÐLU Bayram O Bayram Ola Ali KIZILKAYA Sayfa 15`te Üçüncü Yýlýnda Almanya Ýslam Konferansý Sayfa 17`de Selma ÖZTÜRK Die sieben Eigenschaften der Gläubigen Yüksek Mahkeme beklenen kararý verdi: Çalýþma Odasý Masraflarý Vergiden Muaf Tutuluyor Sayfa 37`de Meslek olarak þo- ya`da üç yýldýr asförlük yapan ve kýda kalan dava Hacarabýn Serüvenleri 25 sonuçlandý ve es- Nakliye Motorlu kiden olduðu gibi taþýtlarýný veya geçen yýllar da yolcu taþýma araç- dahil olmak kay- Mehmet GEDÝK Sayfa 23`te Otobüs ve Kamyon Ehliyetlerinde Son Deðiþiklikler Federal Alman- M. Salih AYDIN Ergenlik Çaðý Sorunlarý ve Çocuklarýmýz Sayfa: 36`da OKUSAN Schnellestrich - Schwimmender Estrich Verbundestrich - Trennestrich Heizestrich - Leichtestrich Hartstoffestrich Müslümaný Ýslamileþtirmek Almanya Ýslam Arþiv Merkez Enstitüsü bu yýlki Muhammed Nafi Çelebi Barýþ Ödülüne Köln Belediye Baþkaný Fritz Schramma’yý layýk gördü. Avrupa`daki Kitapçýnýz K & A Estrich Mahmut AÞKAR Ýslam-Arþiv`den Köln Belediye Baþkaný`na Barýþ Ödülü larýný kullanan dýyla çalýþma odaVergi Uzmaný Asým Tozoðlu`nun Açýklamalarý Sayfa: 33`te sý masraflarý vergiden muaf tutuluyor. Sürücü Kursu Hocasý Ýhsan Güler`in Açýklamalarý Sayfa: 27`de herkes için en son deðiþiklikleri ve son mühletleri 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:52 Uhr Seite 2 FIRSAT GÜNLERø WDQÕWÕP IL\DWÕ 3,99 € 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:52 Uhr Seite 3 editörden Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir 3 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Sinan AKTÜRK hasbihal Sevgili dostlar! Rahmet ve bereketi bol olan bir Ramazan ayýný daha geride býraktýk. Yine dolu dolu geçen bir güzel aydan sonra bayrama neþe ve sevinç içerisinde girdik. Bizlere bu güzellikleri bahþeden Cenab-ý Allah`a ne kadar þükretsek azdýr. Almanya`daki Sivil Ýslami Teþkilatlarýn yaný sýra bu sene hem Türk Resmi Kuruluþlarý ve hem de Alman Resmi Kuruluþlarý da iftar programlarý düzenlediler. Bu geliþmeyi olumlu olarak görüyoruz. Gerçi yeni bir seçim atmosferinin arefesinde bu tür organizeler yapýlýnca insanýn biraz çekimser olarak bakasý geliyor. Yine de bu ülkede bulunan müslümanlarýn dini günlerine ve ibadetlerine duyulan saygýnýn bu þekilde ifade edilmesi oldukça güzel. Tabi bu yeterli deðil. Almanya`da artýk milyonlarla ifade edilen bir müslüman nüfus mevcuttur. Bu nüfusun teþkil ettiði dini yani Ýslamiyeti Almanya`da resmi din olarak tanýmamak büyük bir eksikliktir. Zaman zaman Alman resmi makamlarýndan olumlu ve güzel açýklamalar gelmekte ama bu açýklamalarýn peþine resmi olarak yapýlmasý gerekenlerin yapýlmamasý bir eksikliktir diye düþünüyoruz. Burada yaþayan müslüman nüfus da vergi vermekte ve buranýn kanunlarýna tabi olarak hayatlarýný sürdürmektedirler. Özellikle bu son dönemde seçim atmosferine girilmiþken Almanyadaki müslüman seçmenlerin önemi daha bir fazla þekilde siyasiler tarafýndan algýlanmaya baþlandý. Müslümanlarýn günlük hayatlarýna sadece bazý özel günlerde ilgi gösteren siyasiler; artýk bizlerin tüm meselelerine vakýf olmalarý gerektiðini görmüþ durumdadýrlar. Bu da þunu göstermektedir ki burada yaþayan insanýmýzýn haklarýný alabilmek için bu tür demokratik seçim dönemlerini iyi deðerlendirmeliyiz. Ek- Impresium Künye hayat Haklarýmýzýn Alýnmasý Noktasýnda Seçimlere Katýlým Saðlamalýyýz sik olan ve alýnmasý gereken haklarýn alýnmasý için demokratik baský ortamlarýnýn harekete geçirilmesi gerekmektedir. Kýsacasý bu seçim dönemini iyi deðerlendirip kulis faaliyetlerine önem vermeli ve siyasi partilerde sadece seçmen olarak deðil seçilen olarak da bulunmalýyýz. Yani seçimlere gereken ilgi ve alakayý göstermeli ve katýlým saðlayarak oylarýmýzý kullanmalýyýz. 27 Eylül`de yapýlacak seçimlerin Almanya ve buradaki yabancýlara güzellikler getirmesini diliyoruz. Sevgili dostlar! Yazýmýzýn baþýnda belirtmiþtik. Sivil Ýslami Teþkilatlarýn iftar progrmalarý düzenlediklerini. Bu iftar programlarýndan bazýlarýna bizler de katýlma fýrsatý bulduk. Avrupa Türk Ýslam Birliði`nin Köln`deki iftar programýna katýlým saðladýk. Ýftarýn yapýldýðý salonun atmosferi gerçekten çok güzeldi. Her kesimden insanýn katýldýðý ve konuþma yaptýðý program bizleri ziyadesiyle memnun etti. Yine Ýslam Toplumu Milli Görüþ`ün Kerpen`deki Genel Merkezinde düzenlediði iftar programýna katýlým saðladýk. Buradaki atmosfer de bizleri ziyadesiyle memnun etti. Almanya`nin deðiþik yerlerinde aynen Türkiye`deki gibi Ýftar Çadýr Programlarý tertip edilmiþti. Bunlardan bazýlarýna bizler de katýldýk. Offenbach, Hanau ve Haigerdeki Ýftar Çadýrlarýný ziyaret etme imkanýbulduk. Yine salonlarda düzenlenen çeþitli teþkilatlarýn programlarýna da katýldýk. Bu programlarla ilgili haberleri sayfalarýmýzda bulabilirsiniz. Burada þuna deginmeden geçeme- hayat Aylýk Ücretsiz Gazete 15 Eylül/15 Ekim 15 September/15 Oktober 2009 Muharrem 1430 Sahibi ve Genel Yayýn Yönetmeni Sinan AKTÜRK Yayýn Kurulu Dr. Yusuf Iþýk, Bilal Demiroðlu, Fikret Ekin, Murat Ýleri, Mahmut Aþkar, Cengiz Þahbaz, Sinan Aktürk, Aydýn Ersoy, M. Salih Aydýn yeceðim. Bundan önceki senelerde özellikle Türk Resmi Makamlarý kendilerine yapýlan davetlerin pek çoðuna icabet etmiyorlardý. Yapýlan davetlerde seçicilik yaparak bir ayrýmcýlýða sebep oluyorlardý. Bu sene gördüðümüz kadarýyla artýk bu ayrýmcýlýk ortadan kalkmýþ. Artýk özellikle konsolosluk yetkilileri tüm davet edildikleri programlara ayrým yapmadan katýlmaya çalýþýyorlar. Bunu niye aktarma ihtiyacý hissettim; çünkü yapýlan bu ayrýmcýlýk insanlarýn þevkini kýrmakta ve üzüntüye sebeb olmakta idi. Özellikle son 2-3 senedir gözle görülen bu tavýr deðiþikliði olumlu karþýlanmaktadýr. Frankfurt Baþkonsolosluðundaki Bayramlaþma Resepsiyonuna bizler de katýlma fýrsatý bulduk. Bu resepsiyonda geçmiþ senelere nazaran aþaðý yukarý her kesimden insanýmýz davet edilmiþ ve katýlým saðlamýþlardý. Özellikle Sayýn Baþkonsolos Ýlhan Saygýlý Bey`in konuþmasý bizi sevindirmiþtir. Sayýn Baþkonsolos bundan sonra tüm aktivitelere ellerinden geldiðince katýlmaya çalýþacaklarýný ve Baþkonsolosluk uhdesinde gerçekleþtirilen programlara da her kesimin davet edileceðini ama bu noktada kendilerine yardým edilmesini rica etti. Ve bunu söylerken de gayet nazik bir þekilde “Emretmiyorum sizlerden rica ediyorum diyerek vurdu yaptý. Eðer bir eksiklik varsa kendilerinde olduðunu belirtti. Ama bu eksiklilerin giderilmesi noktasýnda birbirimize destek olmalýyýz.” dedi. Sevgili dostlar! Malumunuz artýk okullar açýldý. Çocuklarýmýz okullarýna ýsýndýlar. Ama özellikle Türk insanýný ilgilendi- Merkez Königsbergerstr. 16 61169 Friedberg Tel: 06031-162411 Fax: 06031-738644 E-Mail: [email protected] Web: www.hayatonline.eu Basýldýðý Yer: Sunprint GmbH Offenbach Gazetemizde Yayýnlanan Yazýlarýn ve Reklamlarýn Ýçeriðinden Sorumlu Deðiliz. ren konularda maalesef oldukça geri durumdayýz. Mesela Türkçe dersleri noktasýnda maalesef olmasý gereken yerde deðiliz. Eðer çocuklarýmýzýn Türkçe derslere girmesini istiyorsak, bu dersi verecek öðretmenleri okul idaresinden ve Eyalet Resmi makamlarýndan bizlerin talep etmesi gerekmektedir. Bunun olabilmesi için de biz velilerin bulunduðumuz yerlerdeki diðer Türk velilerle birlikte imza toplayarak bunu resmi makamlara ulaþtýrmamýz gerekmektedir. Örnek olarak Hessen Eyaletinde Türkçe öðretmeni sýkýntýsý had safhadadýr. Ama Alman Resmi Makamlarý kendilerine bu noktada gelen taleplerin yeterli olmadýðýný ve yine bu talepler noktasýnda öðretmen görevlendirdiklerini söylemektedirler. Cocuklarimizin Türkceyi unutmamalri ve düzgün ögrenebilmelri acisindan bu mesele oldukca önemlidir. Sevgili dostlar! Malumunuz Ekim ayýnýn 3`ünde tüm Almanya`da sivil Ýslami Teþkilatlar “Açýk Kapý Günleri” düzenlemektedirler. Lütfen bu programlara katýlým saðlanmasý noktasýnda elimizden gelen tüm çabalarý gösterelim. Ama lütfen gelen misafirlere sadece Türk mutfaðýnýn leziz yemeklerini tattýrmayýp onlara Ýslam`ýn güzelliklerini de tattýrmaya çalýþalým. Gelen misafirlere Ýslam`ý tanýtan kitapçýk ve broþürleri hediye etmenin yaný sýra mekanlarýmýzýn temizlik ve tertibine de oldukça dikkat edelim. Bu vesile ile Ramazan Bayramýnýzý en içten dileklerimizle tebrik ediyoruz. Cenab-ý Allah çalýþmalarýmýzý bereketlendirsin, þuurlandýrsýn. Çalýþmak bizden baþarý Allah`tandýr. Allah`a emanet olun. Bölge Temsilcileri Bielefeld: Mehmet Demir Tel: 0178-2063526 Dortmund: Fatih Kahraman Tel: 0172-5768278 E-Mail: [email protected] [email protected] E-Mail: [email protected] . Köln: Ahmet Çakýlcý Tel: 0172-2104121 E-Mail: [email protected] . Düsseldorf: M.Emin Satýlmýþ E.Enes Satýlmýþ Tel: 0157-72414539 E-Mail: [email protected] 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:52 Uhr Seite 4 4 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Katolik ve Protestan Kiliselerinden Bayram Tebriði KRM`den Ramazan Bayramý Mesajý A lmanya Müslümanlarý Koordinasyon Konseyi Sözcüsü (KRM) Eyyüp A. Köhler dört çatý kuruluþ olan VIKZ, ZMD, Ýslam Konseyi ve DÝTÝB adýna tüm Müslümanlarýn Ramazan Bayramý'ný tebrik etti. Köhler, “Ramazan ayýnda tuttuðumuz oruçlar ve kýldýðýmýz namazlar bizleri Allah’a (c.c) yaklaþtýrdý ve kalplerimizin mut- luluk ve þükürle dolmasýna vesile oldu. Hangi cemiyet veya programda olursa olsun dualarýn kardeþimiz Merve ve ailesine olduðunu duydum. Biraraya geldiðimiz toplantýlarda da misafirlerimizle de paylaþtýðýmýz içtenliði hep birlikte yaþadýk” dedi. Ramazan Ayý'nýn en önemli günlerinden birinin de KRM’in Berlin’de verdiði ve Meclis Baþkaný Dr. Lam- F ederal Almanya Cumhurbaþkaný Horst Köhler Müslümanlarýn Ramazan Bayramý’ný yayýnladýðý bir mesajla kutladý. Cumhurbaþkaný Köhler yayýnladýðý mesajda þu ifadelere yer verdi: “Ramazan Bayramý sizin için yýlýn önemli zamanlarýndan biri. Aileler biraraya geliyor, yemekler yiyor, kutlamalar yapýp sohbet ediyorlar. Ramazan'da verilen iftar yemeklerinde zaten çok sayýda Müslüman, Müslüman olmayan komþu, arkadaþ ve tanýdýklarýna davetlerde bulundular. Bir inancýn sýnýrlarý aþarak arkadaþlýk ve dostluklarýn oluþmasýna, devam etmesine vesile olmasý cesaret verici. Kutlamalarýn beraberce yapýlmasý, birbirini daha iyi tanýma ve tereddütlerin ve yabancýlý- ðýn aþýlmasý için iyi bir fýrsat. Birbirimiz hakkýnda ne kadar çok þey bilirsek birbirimizden o kadar fazla þey öðrenebiliriz. Bunun için þeffaflýk, cesaret ve güvene ihtiyacýmýz var. Almanya’daki Müslümanlar, toplumumuzun doðal bir parçasý oldular. Ýslam Konferansý, sorunlarýn konuþulabileceðini, geleceðe dönük planlar için þeffaf bir þekilde ve hedefe yönelik olarak bir masa etrafýnda toplanýp tartýþýlabileceðini göster- di. Ýyi bir yolda olduðumuzu düþünüyorum. Bu nedenle sizi anlayýþa ve güvene dayanan fikir alýþveriþinin sürmesi noktasýnda cesaretlendirmek istiyorum. Böylece Ýslam ve yabancý düþmaný eðilimlerin ülkemizde fýrsat bulamamalarý ve kimsenin barýþ içinde birarada yaþama kin sloganlarýyla zarar vermemelerine yardýmcý olmuþ oluruz. Birbirine güvenen muhataplar arasýnda gerçekleþecek bir diyaloða ihtiyacýmýz var. Birarada yaþam, entegrasyon ve anlayýþýn hüküm sürdüðü bir ortamýn oluþmasýný istiyoruz. Kaynaþmak ve böylece yabancýlarla arkadaþ olmak istiyoruz. Bu duygularla Ramazan Bayramýnýzý kutluyor, saðlýk ve huzur diliyorum”. aþpiskopos Robert Zollitsch ve Piskopos Wolfgang Huber Almanya’da yaþayan Müslüman vatandaþlarýn Ramazan bayramlarýný kutladýlar. 20 Eylül 2009 tarihinde kutlanacak olan Ramazan Bayramý vesilesiyle Almanya’daki Müslümanlarý tebrik eden Baþpikopos Zollitsch, özellikle Almanya’daki Müslümanlar ve Katolikler arasýnda karþýlýklý diyalog çabalarýna vurgu yaparken, Almanya Piskopos Konferansý’nýn 30 yýldýr varolan Ýslam ile dialog çalýþma biriminin bunun ispatý olduðunu ifade etti. “Yakýn geçmiþ için düþünülemeyecek olan B mert’in katýldýðý iftar yemeði olduðunu ifade eden Köhler, bununla Almanya’da Müslümanca yaþamýn toplumca normal olarak algýlanmasý konusunda bir adým daha atýlmýþ olduðunu ifade etti. Eyyüp Köhler ayrýca, her yýl 3 Ekim’de düzenlenen, cemiyetlerin ve camilerin kendilerini ve camiyi tanýtýcý faaliyetler yaptýðý “Açýk Cami Günü”nü hatýrlattý. Almanya Cumhurbaþkaný`nýn Ramazan Bayramý Mesajý mesajlar 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 þeyler bugün doðal hale geldi. Ülkemizde Alman Piskopos Konferansý ve Ýslami birlikler arasýnda düzenli görüþmeler gerçekleþiyor. Çabalarýn temelinde karþýlýklý saygý yatýyor ve bu da dinlerarasý diyaloðun temelini oluþturuyor” diyen Zollitsch, Katolik kilisesinin Ramazan Ayý'nýn önemini bildiðine vurgu yaptý ve “Oruçlarýnýzý ve dualarýnýzý Tanrý kabul etsin ve tüm inananlara huzur versin” þeklinde konuþtu. Öte yandan Almanya Protestan Kilisesi de (EKD) Ramazan Bayramý için tebriklerini ifade ederken, EKD Baþkaný Piskopos Wolfgang Huber, Müslümanlarýn Ramazan Bayramý'ný kutladý. Müslümanlarýn Ramazan Ayý boyunca gerçekleþtirdikleri etkinliklere deðinen Huber, “Birçok Müslüman cemiyet ve dernek bu yýl da Müslüman olmayan arkadaþlarýný, komþularýný ve iþbirliði içinde bulunduðu insanlarý iftar yemeklerinde aðýrladýlar. Bu þeffaflýk ve ilgi hepimizin memnuniyetle ve sevinçle karþýladýðý güvenin artmasýnýn bir iþaretidir” dedi. Münster`de Ýftarlý Veda M ünster DÝTÝB Merkez Camii Derneði tarafýndan görev süresini tamamlayan Din Hizmetleri Ataþesi Þaban Özbudak onuruna iftar yemeði verdi. Münster DÝTÝB Merkez Camii’ndeki iftar yemeðine, T.C. Berlin Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan, T.C. Münster Baþkonsolosluðu Muavin Konsolosu Cemal Alsulu, Eðitim Ataþesi Ali Çevik, Din Hizmetleri Ataþesi Þaban Özbudak, Münster Anakent Belediye Baþkaný adýna Meclis Üyesi Richart Michael, Münster DÝTÝB Eyalet Birliði Baþkaný Veli Fýrtýna, bölge DÝTÝB dernekleri din görevlileri ve dernek yöneticileri ile iþ, sanat, eðitim ve sosyal çalýþma alanlarýndan çok sayýda Türk ve Alman davetli katýldý. Program, okunan akþam ezaný ve iftar duasýyla baþladý. Münster DÝTÝB Merkez Camii Dernek Baþkaný Mustafa Dayýoðlu’nun selamlama ve teþekkür konuþmasýnýn ardýndan Din Hizmetleri Ataþesi Þaban Özbudak, iftara katýlanlara teþekkür etti. Camilerin birer uyum, diyalog, dostluk, birlik ve beraberlik merkezleri olduðunu ifade eden Özbudak, “Bu kutsal ayda ayný masa etrefýnda toplandýk. Teþriflerinizden dolayý teþekkür ediyorum. Hizmetlerim süresince Baþkonsolosumuzdan, Müþavirimizden, ataþe arkadaþlarýmdan, din görevlisi arkadaþlarýmdan, DÝTÝB çalýþanlarýndan ve cemaatimizden çok büyük anlayýþ ve destek gördüm. Ben bu vesileyle kendilerine ayrý ayrý teþekkürlerimi sunuyorum.” dedi. Münster Belediye Meclis Üyesi Richart Michael ve Eðitim Ataþesi Ali Çevik de, iftar sofrasýnda bulunmaktan duyduðu memnuniyeti ifade ederek, Din Hizmetleri Ataþesi Þaban Özbudak’a yeni görevinde baþarýlar diledi. Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan, Ramazan’ýn güzellikleri Türkiye’de olduðu gibi Almanya’da da devam ettiðini belirtti. Arslan, bütün derneklerde Alman dostlarýmýzla ayný sofra etrafýnda biraraya geliyoruz. Ramazan ayý paylaþmanýn doruða ulaþtýðý bir mevsimdir. Din Hizmetleri Ataþesi Þaban Özbudak görev süresini en iyi bir þekilde deðerlendirerek görevini tamamlamýþtýr. Bu vesileyle kendisine teþekkür ediyor, bundan sonraki görevlerinde ve hayatýnda ailesiyle birlikte saðlýk içerisinde daha nice baþarýlý hizmetlerde bulunmasýný Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.“ dedi. Program, Münster DÝTÝB Merkez Camii Dernek Baþkaný Mustafa Dayýoðlu, Din Hizmetleri Ataþesi Þaban Özbudak adýna hazýrlanan þükran plaketini takdim etmesiyle sona erdi. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:52 Uhr dosya Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Mahmut AÞKAR K aldýrýmda yürürken önümde giden baþörtülü ve örtüsüz bir grup genç kýz dikkatimi çekti. Kol kola, þen þakrak yürüyen kýzlarýn samimi görüntülerine, bir gün önce gördüðüm; Kadýköy sahilinde daha yirmisine basmamýþ baþörtülü kýzýn kendi yaþýtý bir delikanlýyla sarmaþ dolaþ manzaralarýný da ilave ettim. Bir izin mevsiminde bilmem hangi semtin insanla dolup taþan kaldýrýmlarýnda yürürken Ýstanbul’un, yýllardan beri baþörtüsü üzerinden koparýlan kýyameti; heba edilen zamaný, tarümar olan nice üniversiteli gencin hayatý ve ülkede neredeyse ihtilallere zemin hazýrlayan baþörtüsü veya türban gerilimine beynim kilitleniverdi. Ýstanbul kaldýrýmlarýnda akan insan seline ben de ayak uydurarak ilerliyordum lâkin, zihnim baþörtüyle meþgûldü... Gündeminde okumak, meslek sahibi olmak, sevgilisiyle bir pastanade veya çay bahçesinde baþbaþa kalmaktan veya istediði markadan giyinme arzusundan daha öncelikli meselesi olmayan þu açýkbaþlý akranlarýyla kol kola olan kapalýlar mý Türkiye’de þeriat düzeni kuracaklardý?... Veya þeriatýn ayak sesleri ülkedeki baþörtülülerin sayýsýnýn artmasýyla mý baðlantýlýydý?... Almanya’ya dönüyoruz: Almanca bilmeyen, doðrudürüst ilkokul diplomasý bile olmayan fabrika iþçisi, temizlikçi analarýnýn, ablalarýnýn kýlýk-kýyafetiyle kimse ilgilenmezken; Alman eðitim sisteminden geçerek güzide bir meslek veya üniversite diplomasý sahibi olmuþ, Türk/Müslüman kýzlarýn bir kýsmý baþörtülü olunca kýzýlca kýyametler kopuyor: Müslümanlar Avrupa’ya þeriat getiriyorlar!... Hem Türkiye, hem de Almanya aslýnda baþörtülülerin eðitim düzeyinin artmasýndan ve böylece sosyal hayatta olduðu kadar iþ hayatýnda da aktif rol Seite 5 hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Müslümaný Ýslamileþ[email protected] almalarýndan memnun olmasý gerekirken; bu kesim dýþlandý, onlar üzerinden siyaset yapýldý ve bazen inancý bazen de insanlýk haklarý istismar edildi. Bu süreç, genç kýzý ve erkeðiyle daha dindarlýk olgusunu yakalayamamýþ nesilleri Ýslâmîleþtirdi. Halbuki özellikle genç kýzlardaki yeni stil örtünmenin özünde, dinî hassasiyetlerden dolayý bir þuurlanmadan çok, dýþlayan kesime karþý protestoyla karýþýk kendini tanýmlamak, ifade etmek vardý. Veya bu durumu; þartlarýn doðurduðu, kýsmen konjöktürel bir kimlik arayýþý olarak okumak lazým. Toplumun bir kesimine olmadýðý halde; -Sen dincisin, -Þeriatcýsýn, -Ýslâmcýsýn, -Radikalsýn ve sen bizden deðilsin; olsan bile öteki bizdensin, diye diye popkültürüyle beslenmiþ “Protesto Müslümanlýðý” türedi. Yüzyýlýn en önemli konusu Michael Thumann, Almanya’nýn en ciddi haftalýk gazetesi Die Zeit’da; “Bu yüzyýlda Avrupa’nýn en önemli konularýndan birisi Ýslâm’dýr” diyordu. Siz bu tesbiti; dünyanýn en önemli tirmek konularýnýn baþýnda Ýslâm gelir, þeklinde geniþletebilirsiniz. Soðuk Savaþ dönemi sonrasý Batý’nýn dünya barýþý açýsýndan yaptýðý en büyük hata, Ýslâm’ý kendisine karþý yeni bir ideoloji gibi dünya kamuoyuna sunmasý oldu. Ve Batý, “Yeni Dünya Düzeni” çerçevesinde bu takdimi yaparken, kendi kamuoyunun Ýslâm ve Müslümaný negatif algýlayabilmesi için gereken herþeyi uygulamaya koydu. Ýslâm’ý karþý-ideoloji gibi takdim eden ve algýlayanlar halkasýna Türkiye’deki taraf ve karþýtaraflar da dahil olunca; ideolojik müslümanlar ve ideolojik laikler arasýndaki savaþta ‘malzeme’ olmaktan kurtulamayan nesilde düþük profilli Ýslâmîleþme süreci baþladý. Ananevî müslümanlýk daha çok ibadete, kiþinin iç dünyasýna, mütevaziliðe, sadeliðe vurgu yaparken, yeni nesil müslümanlýk anlayýþý, algýlamasý; dýþa yansýyan, görülen, gösterilen yönüyle varlýðýný kabul ettirmek cihetine gidiyor. Hâkim tarafýn aþaðýlarcasýna, “Sen Müslümansýn!” ötekileþtirmesi, cephe almasý karþýsýnda, Ýslâm’ý bir kimlik olarak gören postmodern (hatta ötesi) nesiller; bu kimliði ayný zamanda bir meydan okuma ve restleþmede koz olarak kullandýlar. Yoksa çok dindar olduklarýndan deðil... Reaksiyoner müslümanlýktan, gösteriþe dönüþen þekilci dindarlýk anlayýþýndan, herkes ve her kesimden önce müslümana ve Ýslâm’a fayda gelmez! Ýdeolojik kalýplara veya öteki kültürün (medeniyetin) normlarýna göre katagorize edilen müslüman, ayný dar kalýplar içinde tepki verdiði, kendini ifade ettiði takdirde, geçmiþten gelen bütün (kültürel) zenginliklerini yitirmiþ olarak, yavan bir Ýslâmî kimliði kabullendiði, benimsediði an, “Ýslâmîleþtirme” tuzaðýna düþer. Meselenin Türkiye boyutu ayrý bir inceleme konusu olduðundan, bundan sonraki bölümlerde Batý Avrupa’daki göçmen Türkler/Müslümanlar açýsýndan deðerlendirmeðe aðýrlýk vereceðiz. Göçmen Türkü Ýslâmîleþtirme Aile içinde yetiþen nesillerden baþlayarak, Almanya genelinde yeni nesillerimizin din anlayýþý ve algýlayýþýnýn birinci ve ikinci kuþaktan epey farklý olduðunu gözlemlemek mümkün. Bu nesil, önceki- 5 ler kadar iþin ibadet boyutuna aðýrlýk vermedikleri halde, onlardan çok daha keskin bir Ýslâm anlayýþý sergilerler. Burada yetiþiyor, buranýn eðitim sisteminden geçiyorlar. Türkçe’leri yeterli gelmediðinden kendi aralarýnda Almanca konuþmayý tercih ediyor, dünyaca meþhur müslüman popçularýn müziðini dinliyorlar ve sözkonusu din olunca, biz ve ötekiler, ayrýþýmýnda Ýslâmî kimlikleriyle kendilerini ifade ediyorlar. Çünkü bunlar, yerlilerin mütemadiyen ötekileþtirdikleri; siz baþkasýnýz, bizden deðilsiniz, ithamlarýyla kendilerini bulan, kendilerine gelen nesillerdir. Gerçekten ne derece kendilerini bulduklarý veya kendilerine geldikleri üzerinde derinlemesine tefekkür etmek gerekir. Kökkültürle, anavatanla baðlar kopma noktasýna gelmiþ, günlük hayatta konuþulan anadil ‘kuþdili’ne dönmüþ, bizi biz yapan töreler peyder pey rafa kaldýrýlmýþ bir yeni durumla burun burunayýz. Bu yeni durum Türk/Müslüman azýnlýk toplumunu, özkültürü ve mensubu olduðu Ýslâmiyet adýna endiþelendirmelidir! Erfurt üniversitesinde Ýslâmî ilimler dalýnda öðretim görevlisi olan Prof. Jamal Malik’in (Man klebt das Label Islam drauf und fertig, Interview/Sabine Am Orde, taz, 2.3.09) dikkat çektiði noktalar, sahasýnda uzman bir akademisyenin tesbitleri olmasý hasebiyle önemlidir: “Önceleri etnik problemleri olan Türkler vardý. Fakat on onbeþ seneden beri her siyasi münakaþa Ýslâmîleþtirilmektedir. Þimdi müslümanlar kendi azýnlýk alanlarýnda bir ölçüde (çoðulcu toplum tarafýndan) Ýslâmîleþtirildiler. Gerçekten de müslümanlar, dinî mensubiyetlerinden dolayý giderek artan bir ayýrýmcýlýða maruz kaldýklarýna inanýyorlar.”. Ne gariptir ki, bu dýþlanmayý, ayýrýmcýlýðý en iyi gören, farkeden 38. sayi sayfalar 29.09.2009 6 ve en çok etkilenen burada yetiþen nesillerdir. Din üzerinden tanýmlama Almanya’daki Türk göçmenin önceleri anavatanýndan beraberinde getirdiði kültürel deðerleri, örf ve adetleri, anadili ve mensubu olduðu Ýslâm vardý. Þimdi, yani Ýslâmîleþtirme süreci baþlatýldýktan ve ilk baþta Türkler olmak üzere diðer müslüman azýnlýklar da bu oyuna geldikten sonra, sadece müslüman azýnlýk var. Almanya’nýn iþi kolaylaþtý: Türk, Arap, Boþnak, Fars, Pakistanlý ve daha nice milliyetlere mensup müslümanlarýn hepsi bir sepete doldurularak üzeri “Müslüman” kapaðýyla kapatýldý. Seküler, ateist Türkler ve diðer müslüman ülkelerden ge- H eyecanla beklediðimiz ve her anýný dolu dolu yaþadýðýmýz Rahmet, maðfiret, bereket ve hikmetle bezenmiþ güzel bir ramazan ayýný daha geride býraktýk. Bu ayda kendimizi yeniledik, Kur’an ile helmahal olduk manevi dünyamýzý güçlendirdik, derin nefis muhabeleri yaptýk, hatalarýmýzdan dolayý tevbe ettik, af ve özür diledik, iyiliklerimizi ve güzel yönlerimizi artýrmaya, geliþtirmeye çalýþtýk, iftar sofralarýmýzý paylaþtýk, en yakýnýmýzda bulunandan en uzak ülkelerdeki ihtiyaç sahibi kimsesizlere yoksullara gücümüzün yettiði kadar ulaþmaya çalýþtýk, nimetlere þükrettik, kendimiz için istediðimiz her güzelliði kardeþlerimiz için de istedik, kendimiz için istemediðimiz hiç bir þeyi kardeþlerimiz için de istemedik, sevdiklerimiz için, milletimiz için, islam alemi için, insanlýk için; çekilen sýkýntýlarýn, dökülen göz yaþlarýn, akan kanlarýn durmasý, huzur ve barýþýn yeniden tesis edilmesi, insanlýðýn birbirini anlamasý için dua ettik. Bütün bunlarý yaþarken huzur bulduk ve bir hüzünle Ramazan bayramýna ulaþtýk. Bugün ramazan ayýný ve oruçlu günlerini arkada býrakmanýn mutluluðunu deðil, 17:52 Uhr Seite 6 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir lenler de dindar vatandaþlarýyla ayný kefenin içine konulmaktan kurtulamadýlar. Prof. Tarýk Ramazan da millî-kültürel kimliklerin yok sayýlmasýndan þikâyetçi: “Son yýllarda göçmenler geldikleri ülkelerin kültürel özelliklerine göre deðil de, dinlerine göre tanýmlanmaktadýrlar.(Qantara.de, Dialog mit der islamischen Welt)”. Dünyanýn herhangi bir yerinde Ýslâm dinine mensup birisi Batýlý iþgal güçlerine karþý bomba patlatsa, yerli Alman’ýn gözü hemen 35-40 seneden beri yanýbaþýnda komþusu olan Türke çevriliyor. Ýlginçtir; ayný terörist saldýrýlar müslümana karþý gerçekleþtirildiðinde (Batý dünyasýnda) kimsenin kýlý kýpýrdamýyor. hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Amerikalý tarihçi Philip Jenkins, Avrupa’daki müslüman göçmenleri Ýslâmileþtirme giriþimlerini, kültürler savaþýný körükleyeceði için, tehlikeli buluyor. Ve konuyla ilgili yazýnýn devamýnda Jenkins; “Batý Avrupa’daki Ýslâmî geçmiþe sahip herhangi birkimseyi hükümetler, artýk kolayca dinî kimliðe indirgeyerek tanýmlýyorlar. (Die Welt, 24.5.08)” diyor. Bu yeni durumu acaba “Sivil Kitle Kuruluþu” sýfatýyla arz-ý endam edenlerden hangisi masaya yatýrdý ve tedbir aldý? Ondan daha vahimi, bunun Batý Avrupa Türkleri için bir vahamet olduðunu ne kadarýmýz anlayabildik? Prof. Nilüfer Göle de, Batý Avrupa Müslüman Göçmenler üzerinde yaptý- ðý tesbitler, saha çalýþmasý yapan diðer ilim adamlarýyla örtüþüyor: “Batý açýsýndan bugün göçmenlerin Ýslamileþmesi meselesi var. Geldikleri ülkeler üzerinden deðil, din üzerinden bir tanýmlama var. (Nilüfer Göle, Yeni Þafak, 8.6.2009)”. Göç alan ülkelerin müslümaný Ýslâmîleþtirme taktiðini anlayabiliyoruz: Farklý millî kimliklere sahip müslüman göçmenlerle uðraþmaktansa, topuna “müslüman” demek; elmayý, armutu, þeftaliyi bir sepete doldurup hepsine birden “meyve” deyip iþin içinden çýkmak gibi birþey olsa gerek... Burada adeta dayatýlan, dikte ettirilen, yaftalanan “Ýslâmîleþtirmek”le bizim bildiðimiz Ýslâmlaþmak ne- AVRUPA TÜRK ÝSLAM BÝRLÝÐÝ GENEL BAÞKANI SELAHATTÝN SAYGIN’IN RAMAZAN BAYRAMI MESAJI hata ve günahlarýmýzdan döndüðümüzün af dilediðimizin, Yüce Allah’a imanla samimi kul olma çabasý içinde olduðumuzun, “O”nunla huzur bulduðumuzun ve Efendimiz Hz. Peygamber`in “Ramazan ayý evveli rahmet, ortasý maðfiret, sonu da cehennem ateþinden kurtuluþtur.” Hadislerine mazhar olmanýn bayramýný yapýyoruz. Çünkü bayramlar manevi hayatýmýzda müminlerin mutluluk kaynaðýdýr. Sevinçlerin paylaþýldýðý, güzelliklerin yaþandýðý, büyüklerin ziyaret edildiði, çocuklarýn ve yetimlerin korunduðu, kollandýðý, sevildiði ve sevindirildiði güzel günlerdir. Manevi hayatý kuþatan bayramlar insanoðlu için çok özel bir gündür. Çünkü imanla ilgili olan bayramlar ayrý bir mutluluk kaynaðýdýr. Bu bayramlar her yaþýn sevincidir. Ramazan ayýnda verilen fitre ve zekât bu ayýn bereketidir, rahmetidir. Bu ayýn güzellikleri bayrama intikal eder. Bu bayramýn büyüklüðü, güzelliði Ramazan ayýndan geliyor. Bizim kültürümüzde onun için “Elveda ramazan” yazýlarý yaygýndýr. Biz ramazanýn bitiþinden dolayý hüzünlü, elde edilen kazançtan dolayý sevinçliyiz. Bugün bu sevincimizi bayramla taçlandýrýyoruz. Bayramlar dini olabilir, milli olabilir, toplum tarafýndan özel kabul görür. Dini bayramlar ümmetin tamamý için çok önemlidir. Cenab-ý Allah tarafýndan kullara hediye edilen bayramlarýn apayrý bir yeri vardýr. Ramazan ve kurban bayramlarý bütün Müslümanlarýn müþterek bayramlarýdýr. Dünyanýn neresinde olursa olsun coþkulu bir þekilde her yerde kutlanýr. Günlük hayatta insanla- rýn birçok sýkýntýlarý, kederleri vardýr, müminler bu meselelerine raðmen, bayramýn manevi havasýna girer ve sevgiyi çevreyle paylaþýrlar. Bayramlarda dostluklar geliþir, küskünler barýþýr, hoþgörü, akrabalýk duygularý artar, karþýlýklý ziyaretler en üst düzeye çýkar, yaþlýlarýn elleri öpülür ve dualarý alýnýr. Bayram günleri Baba ve Anneler asla ihmal edilmemeli, gönülleri mutlaka alýnmalý. Yakýnlarýmýza gidemiyorsak mutlaka gönülleri bir telefonla alýnmalý ve güzel sözlerle büyüklerin dualarýnýn ne büyük bir nimet olduðu bilinmeli. Bayramlarda yoksullar, yolcular, garipler, yetimler, öksüzler korunmalý, kollanmalý ve mutlaka sevindirilmelidirler. Komþular birbirlerini karþýlýklý ziyaret etmeli, gönüller alýnmalý ve ikramlar yapýlmalý. Bir mümin etrafýna güzellikler saçmalý, kimse onun dilinden, elinden zarar görmemeli. Etrafýna zarar veren insan bayramlarýnda önemini hakkýyla anlamýþ sayýlmaz. Bayramlarý sevgiyle, merhametle, güzelliklerle dosya redeyse birbirine (yüklenen anlam itibariyle) zýt kavramlardýr. Batýlý bazý güç odaklarýnýn cebren ve siyaseten müslüman göçmeni Ýslâmîleþtirmesinden; yaratacaðý düþmanýný kendisinin þekillendirmesi, farklý etnisitelere mensup hasýmlarýný bir yerde ve adreste toplamasý ve müslümanýn Ýslâmîliðini, “Ýslâmîleþtirme” metoduyla minimum seviyeye düþürmesi olarak deðerlendiriyorum. Bazý Müslüman/Türk çatý kuruluþlarýna zaman zaman uygulanan taktikler de aslýnda bu çerçevede görülebilir. Üzerinde enine boyuna düþünülmesi, tartýþýlmasý ve tedbir alýnmasý gereken mühim bir konu... Bayramýnýz mübarek ola... karþýlamalý. Ramazan bayramý, ramazan orucunun sonunda Cenab-ý Allah’ýn mümin kullarýna güzel bir hediyesidir. Gönül dünyamýzý aydýnlatan, nefsanî duygularýmýzý kontrol altýna alan, paylaþýmý, yardýmlaþmayý, sabrý bize öðreten bu ay bir rahmet ve bereket ayýdýr. Bu sevgi ve kardeþlik ayýdýr. Bayram sevgidir, kardeþliktir, rahmettir, paylaþmadýr. Yunus Emre’nin “Sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz” gelin bu günlerin rahmetini ümmet olarak yaþayalým. Bu duygu ve düþüncelerle, bayramlarýn bayram gibi yaþandýðý, sevginin, hoþgörünün,huzur ve barýþýn, birlik ve beraberliðin, mutluluðun hakim olduðu, insani deðerlerin gözetildiði, dökülen gözyaþlarýn, akan kanlarýn sona erdiði, açlýðýn ve yoksulluðun ortadan kalktýðý günlere insanlýðýn ulaþmasý için, bayramlarýn birer vesile olmasý dileði ile, Aziz Milletimizin, Avrupadaki soydaþlarýmýzýn ve Ýslam aleminin Mübarek Ramazan bayramýný tebrik ediyor, bayramýn huzur ve barýþ, insanlýk alemine de hayýrlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Selahattin Saygýn ATÝB Genel Baþkaný 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:52 Uhr dosya Seite 7 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat D ie Bundestagswahlen stehen vor der Tür und unter denen, die im September an die Urnen gehen werden, befinden sich nach einer aktuellen Studie auch 1,1 Millionen Muslime. Mit Blick auf die sehr knappen Wahlergebnisse der letzten Jahre interessieren sich viele in Medien und Politik zwangsläufig für unser Wahlverhalten. Als ein Teil der Gesellschaft haben auch wir Muslime mit all den vorhandenen Problemen wie steigender Arbeitslosigkeit, Wirtschaftskrise oder den strukturellen Problemen der deutschen Bildungspolitik zu kämpfen. Hinzu kommen jedoch noch weitere Problemfelder, bei denen wir aufgrund unserer religiösen Zugehörigkeit oder des zumeist vorliegenden Migrationshintergrunds besonders betroffen sind. In den letzten Jahren gab es in der Politik einige im Ansatz positive Entwicklungen. Mit der Einrichtung der Deutschen Oðuz ÜÇÜNCÜ F ederal meclis seçimleri kapýmýza dayandý ve yapýlan son araþtýrmalara göre 1.1 milyon Müslüman da seçim sandýklarýna gidecek. Medya ve siyaset dünyasý da, son yýllarýn bir birine çok yakýn seçim sonuçlarý sebebiyle Müslümanlarýn hangi partiye oy vereceðini merak ediyor. Toplumun bir parçasý olarak biz Müslümanlar da, artan iþsizlik, ekonomik kriz veya Alman eðitim politikasýnýn yapýsal problemleri gibi tüm mevcut problemlerle mücadele etmek durumundayýz. Bunlara ek olarak, dinî mensubiyetimiz veya daha çok göçmen kökenli olmamýz sebebiyle özellikle bizi etkileyen ek problem alanlarý ile de karþýlaþýyoruz. Son yýllarda siyaset alanýnda bazý olumlu adýmlar da atýlmaya baþlandý. Uygulamada, eleþtirilerimiz için fazlasýyla gerekçemiz olsa da Alman hükümeti, Almanya Ýslam Konferansý, Ulusal Uyum Zirvesi ve Baþbakanlýk bünyesinde uyum konularýyle görevli bir devlet bakanlýðý kurmakla olumlu iþaretler verdi. Toplum ve özellikle siyaset olarak, Ýslam konusunu, güvenlik politikalarýndan ay- [email protected] rý tutmayý daha henüz baþarabilmiþ deðiliz. Ýslam ve Müslümanlarla ilgili meseleler hâlâ güvenlik endiþelerinden kaynaklanan vehimlerle ele alýnýyor. Bu yüzdendir ki, Almanya’da müslümanlarýn entegrasyonu, ne fýrsat eþitliði ve devletin tarafsýzlýðý ve ne de, farklý dinlere mensup kiþi ve kurumlarýnýn eþit muamele görmesi açýsýndan deðendiriliyor. Aksine mesele, güvenlik politikalarýna göre aþýlmasý gereken bir sorun olarak deðerlendiriliyor. Meselâ, yýllardan beri Aþaðý Saksonya’da cami önlerinde hiç bir þüphe bulunmadan sürekli olarak kontroller yapýlýyor. Ayný þekilde Müslüman bayanlar okullarda gün geçtikce daha da artan ayrýmcý muamelelerle 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Oy kullanýn, siyasete katýlýn karþý karþýya kalýyor. Dahasý, þu “Baþörtüsü yasaklarýndan” beri Müslüman bayanlar, özel iþyerlerinde de giderek daha da dýþlanýr hale geldi. Buna karþýlýk Ýslam düþmanlýðýnda da oldukça belirgin bir artýþ görülüyor. Bugün, sözde yurttaþ giriþimlerinin Ýslam düþmanlýðý sloganlarý ile baþlattýðý engelleme çabalarýnýn olmadýðý neredeyse hiç bir cami inþaasý söz konusu deðil. Ama tüm bu olup bitenlere karþýlýk ihtiyaç duyduðumuz þey, Müslümanlar ve Ýslam ile olan iliþkilerde normalleþme sürecine girmektir. Hassaten muhafazakar partilerin güvenlik konularýyla ilgili siyasetçileri Ýslam ve müslümanlar ile ilgili meseleleri populist yaklaþýmlarla istismar etmekten, böylece sunî gerekçelerle halk arasýnda korkular uyandýrmaktan uzak kalmalýlar. Aslýnda, Ýslami cemaatlerin yapýsal olarak entegre edilebilmisi için Alman anayasa hukuku yeterli imkanlarý sunuyor. Ne yazýk ki, bunun için siyasî bir irade yok. Bu siyasî irade yerine, büyük fedakarlýklarla kazanýlmýþ özgürlüklerden, belirsiz ve içerikten yoksun güvenlik endiþeleriyle vaz geçiliyor; çoðulculuðun sunduðu fýrsatlar ise deðerlendirilemiyor. Öyleyse hangi partiye oy verebiliriz ki? Bir dinî cemaat olarak her hangi bir partiye oy verilmesi için tavsiyede bulunmuyoruz. Daha ziyade müslümanlarýn seçimlere katýlarak, böylece oy vermenin ötesinde siyasete Geht wählen – und in die Politik Islam Konferenz (DIK), dem Nationalen Integrationsgipfel und eines mit Integrationsthemen beauftragten Staatsministeriums im Kanzleramt setzte die Regierung die richtigen Zeichen – auch wenn es in der Umsetzung genug Anlass zur Kritik gibt. Als Gesellschaft und besonders in der Politik haben wir es aber immer noch nicht erreicht, das Thema Islam von der Sicherheitspolitik loszulösen. Noch immer werden Themen mit Bezug zum Islam und Muslimen vor allem unter dem Vorzeichen von Sicherheitsbedenken behandelt. Die Integration des Islams in Deutschland wird dabei nicht als ein Aspekt der Chancengleichheit, der Neutralität des Staates und der Gleichbehandlung von Menschen und Institutionen unterschiedlicher Religionen gesehen, sondern als eine Frage, die aus sicherheitspolitischen Gründen bewältigt werden müsse. So finden seit Jahren in Niedersachsen verdachtsunabhängige Kontrollen vor Moscheen statt. An der Situation von muslimischen Frauen im Schulwesen hat sich leider auch in den letzten Jahren nichts zum Positiven entwickelt. Vielmehr sind muslimische Frauen seit den “Kopftuch”-Gesetzen von einer viel stärkeren Ausgrenzung in der Privatwirtschaft betroffen. Auch bei der Islamfeindlichkeit ist ein wesentlicher Anstieg zu verzeichnen. So gibt es heutzutage kaum ein Moscheebauvorhaben, das nicht von einer vermeintlichen Bürgerinitiative mit islamfeindlichen Parolen begleitet wird. Was wir aber brauchen ist Normalität – Normalität im Umgang mit Muslimen und Islam. Politiker, insbesondere konservative Sicherheitspolitiker, müssen Abstand davon nehmen, “Islam-Themen” als Profilierungsmaterial zu missbrauchen und damit irrationale und unbegründete Ängste in der Bevölkerung zu wecken. Der rechtliche Rahmen des deutschen Religionsverfassungsrechtes bietet genug Möglichkeiten, um die Integration des Islams in dieses System voranzutreiben. Dazu fehlt jedoch oftmals der politische Wille. Stattdessen werden unter großen Opfern erlangte Freiheiten kontur- und substanzlosen Sicherheitsbedenken aufgeopfert und Chancen, die sich durch die neue Vielfalt bieten, vertan. Wen kann man denn nun wählen? Als Religionsgemeinschaft geben wir keine Wahlempfehlungen ab. Unsere Empfehlung lautet vielmehr dahingehend, sich an den Wahlen zu beteiligen und auch über die Wahlen hinaus Interesse an der Politik zu zeigen. Bisher liegt die Zahl der Muslime, die in den politischen Parteien aktiv sind, weit unter ihrem Anteil in der Gesamtbe- 7 ilgi göstermelerini istiyoruz. Þimdiye kadar siyasî partilerde aktif olan Müslümanlarýn sayýsý, toplumdaki nüfuslarýna oranla oldukça düþük. Bu durum böyle kaldýðý müddetçe, partilerin, özellikle Müslümanlarý ilgilendiren konulara ilgi göstermeleri hep sýnýrlý kalacaktýr. Partilere gelince. Biz, partileri deðerlendirirken, deðerlendirmemizi, Müslüman ya da göçmen kökenli aday gösterip göstermedikleri ile sýnýrlandýrmamalýyýz. Dikkat edeceðimiz nokta, programlarýnda müslümanlarla ilgili nasýl bir yaklaþým ortaya koyuyorlar, entegrasyon kavramýndan ne anlýyorlar, uygulamadaki politikalarý nasýl ve özellikle son yýllarda bunlarýn ne kadarýný gerçekleþtirmiþler, ona bakacaðýz. Fakat uygulama gerçeði þunu gösteriyor: Bazý partiler, Müslüman ve göçmenlerin çýkarlarýný hiç önemsemiyor; bir kýsmý bu konulara ilgi gösterse de, sorumluluk üstlendikten sonra bu görüþlerin gereðini yapmaktan çekiniyor. Partilerin bu tutumu ancak, Müslümanlarýn da söz sahibi olup, düzenlemelere katkýda bulunmasý ile deðiþecektir. Siyasette de bu böyle olacak. völkerung. Solange dies so bleibt, wird sich das Interesse der Parteien an Themen, die insbesondere Muslime betreffen, in Grenzen halten. Was die Parteien angeht, so sollten wir uns bei deren Bewertung nicht nur darauf beschränken, ob sie Kandidaten mit Migrations- oder muslimischem Hintergrund aufstellen. Vielmehr sollten wir darauf achten, welche Islam- und Religionspolitik, aber auch Integrationspolitik diese in ihren Programmen verfolgen und auch in den letzten Jahren umgesetzt haben. Gerade bei der Umsetzung hat sich gezeigt: Manch eine Partei ist nicht gewillt, Interessen von Muslimen und Migranten wahrzunehmen; andere zeigen sich für diese Themen zwar interessiert, wenn es darauf ankommt, sind sie jedoch nicht in der Lage, für ihre Ansichten einzutreten. Ändern wird sich dies erst, wenn Muslime mitreden und mitgestalten – auch in der Politik. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 8 17:52 Uhr Seite 8 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 A vrupa`da faaliyetlerini sürdüren Avrupa Türk Caferiler Birliði Genel Baþkan Mehmet Irmak Baþkanlýðýnda Essen Þehrinde Ditip Altenessen Camii salonunda bir Ýftar programý düzenledi. Düzenlenen iftar programýna Avrupa Türk Caferileri Birliði yöneticilerinin yanýsýra Avrupa genelinde idareci ve görevlileri katýldýlar. Gelsenkirchen Ehli Beyt Camii Hoca efendisi Hamza Duvahan`ýn okuduðu açýlýþ Kur`an-ý Kerimi ile baþlayan programýn sunuculuðunu Avrupa Türk Caferileri Birliði Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Akþar yaptý. Programa ayrýca IGMG Ruhr A Bölge Baþkaný Özcan Kuri, ATÝB Genel Baþkaný Selahattin Saygýn, Türkiye`den Caferiler Ehli Beyt Derneði Genel Sekreteri Hasan Apaydýn, ÖNDÖRT Mahsumlar Camii Ýmamý Mehmet Olgun, DÝTÝB G eleneksel olarak 12. si düzenlenen iftar programýnda sunucu Recep Aktaþ programýn akýþýný ilahilerle sundu. Açýlýþ Kur’an-ý Kerim ve Ýstiklal Marþý’nýn ardýndan Bielefeld Federasyon Baþkaný Ekrem Topalca tüm katýlanlara teþekkür ederek þöyle dedi: “Gelecek nesillerimiz için bu tür programlar þarttýr, benliðimizi unutmayalým” diyerek sözlerini programýn akýþýna býraktý. Dillenburg Mevlana D uisburg’un Marxloh semtinde çok katlý bir binada çýkan yangýnda üç çocuk ve bir kadýn hayatýný kaybetti. Türk semti olarak bilinen bölgede bir Alman ailenin evinde çýkan yangýnda üç kiþi de yaralandý. Ýki saatte kontrol altýna alýnan Kaiser Wilhelm str. 286 numaralý binanýn birinci katýnda çýkan yangýn Marxloh semtinde yaþayanlarý hüzne boðdu. Saat 16.00 sularýnda baþlayan yangýnda ayaðýndan Avrupa Türk Caferiler Birliði`nden Ýftar Programý Bielefeld`de Türk Federasyonu Ýftar Yemeði Çocuk Semazenleri, Fatih Mehter Takýmý adeta katýlýmcýlarý büyüledi. Türk Tasavvuf Musikisi sanatcýsý Fehmi Günaydýn salonu inletti. Federasyon Genel Merkez Muhasib Yardýmcýsý Erdoðan Aktaþ “Bielefeld Ülkü Ocaklarý bayrama özel ve iftar programýný hayýrlý olmasýný emeði geçenlere de teþekkür ederim” diyerek sözlerine baþladý. “Bielefeld ve çevre- Ölümcül yangýnda 4 kiþi hayatýný kaybetti yaralý baba itfaiye gelmeden cama çýkarak yardým istedi. Bölgedeki Türk esnaf boyacý merdiveniyle yaralý baba- yý merdivenden indirmeyi baþardý. 6 yaþýndaki bir çocuðun, koltuk üzerinde kaðýt tutuþturmasý sonucunda çýkarttýðý yangýnda ölenlerin 2, 4 ve 10 yaþýnda üç çocuk ile 44 yaþýndaki teyzeleri olduðu öðrenildi. haber NRW Eyalet Diyalog Sorumlusu Þuayib SEVEN, Belçika Muhammed- Ali Camii Baþkaný Habib Yýldýrým katýlarak birer selamlama konuþmalarý yaptýlar. Konuþmalarda Ramazanýþerifin feyiz ve bereketi vurgulanýrken, Caferi dernekleri yetkilileri Avrupa ve Türkiye`de yaþayan Caferilerin Ýmam ve Din görevlileri taleplerini ve bu konu üzerinde yaptýklarý baþvuru ve çalýþmalar hakkýnda bilgileer verdiler. Ayrýca Türkiye`de ve Avrupa`da yaþayan tüm Türk Caferilerinin kadrolu imam ve hocaefendi ihtiyaçlarýnýn dikkate alýnmasý dilek ve mesajlarýný ilettiler. Osmanlý Yemek Fabrikasý Sahibi Kahraman Karuç`un ikram ettiði iftar yemeði ve Ditib Essen- Alten Essen Camiinin sunduðu çay ikramý ile samimi bir sohbet havasý ile devam eden iftar programý okunan Kur`an-ý Kerim ve yapýlan dua ile son buldu. sinden katýlan deðerli Ülküdaþlarým! Bu tür programlar faydalý programlardýr. Geleceðimiz nesillere kültürümüzü öðretmeliyiz ve yaþatmalýyýz. Bu tür programlarýmýzý bölge bölge yapmaktayýz. Þimdiden Ramazan-ý Þerif Bayramýnýzý tebrik eder hayýrlara vesile olmasýný Cenab-ý Allah’tan niyaz ederim” dedi. Bölge Federasyon Baþkaný Abdullah Akýn deðerlendirme konuþmasýný yaptýktan sonra program sona erdi. TÜRKLER ÜZGÜN Ahþap binadaki yangýn bir anda tüm binayý sararken, çocuk ve ayaðý kýrýk olan baba komþularýn da yardýmýyla binadan çýkartýlýrken, üst katta bulunan üç çocuk ile teyzeleri kurtarýlamadý. Ýtfaiye iki saat süren çalýþma sonrasýnda yangýný kontrol altýna alabildi. Almanya’nýn en büyük camisinin de bulunduðu semt olan Marxloh’ta yaþayan Türkler de, yangýndan büyük üzüntü duydular. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 haber T .C. Berlin Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan, Almanya’da bulunan T.C. Baþkonsolosluk mensuplarý, DÝTÝB dernekleri baþkan, yönetici ve din görevlileri, sivil toplum kuruluþlarý, Alman resmi ve sivil erkaný, islami cemaatlerin temsilcileri, diðer müslüman ülkelerin yetkilileri ile kilise temsilcilerine Köln MK Palast salonunda bir iftar verdi. Programa, NRW Baþbakaný Jürgen Rüttgers adýna NRW Uyum Bakanlýðý Müsteþarý Dr. Marion Gierden Jülich, T.C. Köln Baþkonsolosu Kemal Demirciler, Federal Milletvekili ve SPD Genel Baþkan Yardýmcýsý Andrea Nahles, A.B.D. Düsseldorf Baþkonsolosluðu Vize Konsolosu Christopher Grossman, Federal Milletvekili Dr. Rolf Mützenich, NRW Uyum Sorumlusu Thomas Kufen, Semavi dinlerin temsilcileri, T.C. Köln Baþkonsolos Yardýmcýsý Utku Atahan, Essen, Düsseldorf, Münster ve Köln Baþkonsolosluklarý Din Hizmetleri Ataþeleri ile mensup ataþeler, DÝTÝB Yönetim Kurulu Üyeleri, Genel Müdür Vekili, birim müdürleri ve personeli, KRM Üyeleri, DÝTÝB Eyalet Birlikleri Baþkan ve Yöneticileri, DÝTÝB Dernekleri Baþkan ve Yöneticileri, IGMG Genel Baþkaný B üyük bir huzur ve mutluluk içerisinde geçirdiðimiz mübarek Ramazan ayýndan sonra, 20 Eylül 2009 Pazar günü Ramazan Bayramýný idrak etmiþ olacaðýz. Bayramýnýz kutlu olsun. Bayramlar, yüce duygularýn coþtuðu, sevgi ve saygý hislerinin alabildiðince canlandýðý sevinç ve neþe günleridir. Bu mutlu günlerde insanlar, herzamanki halinden daha çok yaþadýðý sevincini dostlarýyla paylaþýr. Milli ve dini duygular bayramlarda insaný fazlasýyla kuþatýr. Baþta anne ve babalar olmak üzere dostlar aranýr, mesajlar çekilir, küskünler barýþýr, telefonla bu mutlu günlerde uzaktaki akrabalara ulaþmak için gayret gösterilir. Birlik, beraberlik, 17:52 Uhr Seite 9 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 DÝTÝB`in Ýftarý Herkesimden Ýnsaný Buluþturdu Yavuz Çelik Karahan, Ýslamrat Baþkaný Ali Kýzýlkaya, ATÝB Genel Baþkaný Selahattin Saygýn, Ýslam Kültür Merkezleri Baþkan Yardýmcýsý Mehmet Yýlmaz, Avrupa Türk Kültür Dernekleri Birliði Baþkaný Recep Yýldýrým ve yönetim kurulu üyeleri, Türk Federasyonu yöneticileri, Moscheebeirat üyeleri, Köln Ehrenfeld Belediye Baþkaný Josef Wirges, Heiligenhaus Belediye Baþkaný Dr. Jan Heinisch, Kerpen Belediye Baþkaný Annette Seiche, Türk ve Alman Vakýflarýnýn Temsilcileri, NRW Eyalet Milletvekilleri Jürgen Hollstein, Anke Brunn ve Holger Ellerbrock, NRW Baþbakanlýðý Nezdinde Hizmet Veren Bakanlýklarýn Mensuplarý, Türk ve Alman bankalarýnýn müdürleri ve tem- silcileri, FDP Köln Belediye Meclis Üyesi Ralph Sterck, Köln Büyükþehir Belediyesi Meclis Üyeleri, deðiþik ülkelere mensup Nato Subaylarý, Türkiye Araþtýrmalar Merkezi temsilcileri, öðretmenler, doktorlar, iþadamlarý, Türk Hava Yollarý yetkilileri, sivil toplum kuruluþlarýnýn baþkan ve yöneticileri, Türk kuruluþlarýnýn Almanya temsilcileri, Alman siyasi parti yetkilileri, spor derneklerinin baþkan ve yöneticileri, Türk ve Alman görsel ve yazýlý basýnýnýn temsilcileri ile çok davetli iþtirak etti. DÝTÝB Türk Tasavvuf Müziði Korosu’nun birbirinde güzel ve duygulu enstrümantal eserlerinin ardýndan, T.C. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Mushaflarý Ýnceleme Kurulu Uzmaný Hafýz Mehmet Göktepe’nin Kur’an-ý Kerim tilaveti ve Gebze Darýca Kur’an Kursu öðreticisi Mehmet Çalýþkan’ýn da güzel sesiyle okuduðu akþam ezaný ile açýlýþý yapýlan iftar programda bir konuþma yapan Sadi Arslan, “Bugün bizlerle birlikte bu güzel iftar sofrasýný paylaþtýðýnýz için herkese þükranlarýmý sunuyorum. Ramazan bizim için deðerli ve mübarek bir aydýr. Biz onu rahmet ayý, Kur’an ayý, maðfiret ayý olarak isimlendiririz. Ýftar sofralarýmýzý dostlarýmýzla ve baþkalarýyla paylaþýrýz. Bizim gibi inanmak zorunda olmasa bile, farklý inanç ve düþüncelerdeki insanlarla bu sofralarýmýzda birlikte oluruz. Bizim inancýmýzda zorlama yoktur. Bir araya gelebilmemiz için, farklý din ve inançlardan DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan`ýn Ramazan Bayramý Mesajý saygý ve sevgi baðlarý güçlenir. Yardýmlaþma duygularý bir baþka yoðunlukta hissedilir. Akraba, komþu ve kimsesizler sevindirilir. Köln Merkez Camii’nin inþaatýna baþlayarak karþýladýðýmýz Ramazan ayýnýnýn bütün güzelliklerini Almanya’da imkanlar ölçüsünde doya doya yaþadýk. Camilerimizde kýlýnan teravih namazlarýna ve okunan mukabelelere çok sayýda insan katýldý. DÝTÝB derneklerimizin büyük bir çoðunluðunda Ramazan ayý süresince iftar yemekleri verildi. Baþta Alman dostlarýmýz olmak üzere, her dinden ve milletten insan, iftar sofralarýmýzda biz- leri onurlandýrdý. Bu dostlarýmýzýn, yaptýklarý konuþmalarýnda verdikleri barýþ ve hoþgörü mesajlarý büyük bir memnuniyetle karþýlandý. Ayný zamanda kültürümüzün en güzel özelliklerinden olan misafirperverliðimizi konuklarýmýza gösterme imkanýný bulduk. Farklý din, kültür ve dünya görüþlerine mensup insanlarýn bir araya gelerek farklýlýklarýný bir tarafa býrakmak suretiyle birbirlerini daha iyi tanýmalarýna ve önyargýlarýn silinmesine vesile olundu. Bizler bayramlarýn bu coþku ve sevinç dolu günlerine hazýrlanýrken, maalesef ülkemizde ve dünyanýn deðiþik bölgelerinde, hiçbir akýl sahibi insanýn izah edemediði terör olaylarý, yine masum insanlarýn evlerine bir ateþ parçasý olarak düþmeye devam etmektedir. Bu üzücü olaylarda binlerce insan daha hayatlarýnýn 9 olmamýz hiçbir zaman sorun teþkil etmemelidir. Bunun somut örneklerini iftar sofralarýmýzda görüyoruz. Ramazan ayýnýn bu güzel atmosferinde çok farklý din ve kültürden insanlarla bir araya geliyoruz. Bu görüntü, ayný zamanda höþgörünün de çok güzel örneðidir.” dedi. T.C. Köln Baþkonsolosu Kemal Demirciler de konuþmasýnda, “Çok geniþ kesimden insanlarý bir iftar sofrasýnda buluþturan T.C. Berlin Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan’a teþekkür ediyorum. Yakýnda görevim sona erecektir. Ben bu vesileyle herkese veda etmek istiyorum” dedi. NRW Uyum Bakanlýðý Müsteþarý Dr. Marion Gierden Jülich, Federal Milletvekili ve SPD Genel Baþkan Yardýmcýsý Andrea Nahles ve Protestan Kilisesi, Kilise Konseyi Üyesi Dr. Martin Affolderbach da konuþmalarýnda, çok farklý kültürdeki insanlarla birlikte ayný sofrada bulunmaktan duyduklarý mutluluðu ifade ederek, Sadi Arslan’a teþekkür ettiler. Yapýlan konuþmalarýn ardýndan, DÝTÝB Tasavvuf Musikisi Korosu ve Sema Ekibi’nin doyumsuz gösterilerinin ardýndan program sona erdi. baharýnda iken aramýzdan ayrýlmakta, sevenlerini ve yakýnlarýný çaresizlik içerisinde acýlarýyla baþbaþa býrakarak, sevincimizi azaltmaktadýr. Bayramýn hazzýný yaþadýðýmýz bu günleri fýrsat bilerek, içimizdeki kin, nefret, düþmanlýk gibi duygulardan sýyrýlarak, kardeþlik, insan sevgisi, merhamet ve yardýmlaþma duygularýný öne çýkarmalýyýz. O zaman bayramlarýmýz daha huzurlu ve daha coþkulu olacaktýr. Bu duygu ve düþüncelerle, bütün vatandaþlarýmýn ve Ýslam aleminin Ramazan Bayramýný tebrik ediyor, bu bayramýn birlik ve beraberliðimizin güçlenmesine, insanlýk aleminin barýþ ve huzuruna vesile olmasýný Cenab-ý Allah’tan niyaz ediyorum. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:52 Uhr 10 Seite 10 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 I GMG Ruhr-A Bölgesi 2009-2010 çalýþma yýlýnýn ilk Geniþletilmiþ Ýdareciler toplantýsýný Dortmund Megastar Salonunda gerçekleþtirdi. Toplantýya IGMG Genel Merkezinden Ýbrahim Kaygýsýz da katýldý. Programa Hamza Kuri`nin okumuþ olduðu Kur`an-ý Kerimle baþlandý. Programý yöneten Bölge Teþkilatlanma Baþkaný Harun Caylan kýsa bir selamlama konuþmasý yaparak yoklamaya geçti. Daha sonra söz alan IGMG Ruhr A Bölge Eðitim Baþkaný Cevat Karacabak düzenlemiþ olduklarý müfredat hakkýnda katýlanlara bilgi verdi. Yaz tatilinde cemiyetlerde yapýlan “Yaz Kurslari” hakkýnda da bilgi veren Karabacak, iyi çalýþma yapan cemiyetlerden örnekler verdi. Karabacaktan sonra söz alan IGMG Ruhr A Bölge Sosyal Hizmetler Baþkaný Adnan Saðlam 2008-2009 yýlýnda yapýlan yardýmlar hakkýnda bilgi verdi, hazýrlamýþ olduðu video klibinden sonra 2009-2010 yýlý hedeflerini ve yapmak istediklerini sýraladý. Daha sonra IGMG Ruhr GMG Ruhr-A Bölgesi Dortmund Mega Star Dügün Salonunda Ýftar verdi IGMG Ýslam Toplumu Milli Görüþ Ruhr-A Bölgesi Cemiyet Ýdarecilerine ve çevre Ýþadamlarýna Dortmund Mega Star düðün salonunda bir iftar yemeði verdi. Ýftara yaklaþýk 900 kiþi katýldý. Çok sayýda davetlinin de katýldýðý iftar programýnda IGMG Genel Merkezden Ýbrahim Kaygýsýz ve Türkiye`den misafir Ýlahiyatçý Doç. Dr. Nedim Urhan katýlanlar arasýndaydý. Kýsa geçen Program okunan Kur`an-ý Kerimle baþladý. I Ruhr A Bölgesi Geniþletilmiþ Ýdareciler Toplantýsý A Bölge Gençlik Baþkaný Ýbrahim Bacanak söz aldý. Geçen çalýþma döneminde çalýþmalar hakkýnda bilgi veren Bacanak, önümüzdeki dönem Gençliðin çalýþmasý hakkýnda katýlan idarecileri bilgilendirdi. IGMG Ruhr A Kadýn Kollarý ve Kýz Gençliðin hazýrlanmýþ olduðu sinevizyon izletildi. Bu dönem göreve getirilen Kadýn Kollarý Baþkaný Havva Yazýcý hanimefendi hazýrlamýþ olduklarý sinevizyon için yoðun alkýþ aldý. Daha sonra Ruhr-A Bölgesine yeni bir þube kazandý- ran Borken Þubesi Necmi Yazýcý söz aldý. Bölge Hac Kafilesi Baþkaný Abdullah Kodaman 2009 yýlý hac ile bilgi verdi. Ruhr-A Bölgesi olarak bu sene 19.11.09-19.12.09 tarihleri arasýnda Hacca gideceklerini söyledi. Abdullah Kodamandan sonra söz IGMG Genel Merkezden Ýbrahim Kaygýsýz verildi. Çalýþma takvimi konusuna dikkat çeken Kaygýsýz, artýk çalýþma takvimin bir cemiyetin vazgeçilmez olmasý gerektiðini söyledi. Daha sonra uzun bir konuþma yapan IGMG Ruhr A Bölge Baþkaný Özcan Kuri þunlarý kaydetti: “Þu an burada bulunan bizler ALLAH`ýn rýzasýný kazanmak için çalýþýyoruz. Yaptýðýmýz görevimizin bilincinde olmalýyýz ve herbirerimiz teþkilat prensiplerine ve hiyarþýk yapýmýz doðrultusunda çalýþma yapmalýyýz. Bu döneme iki yeni Þubemizle start vermek istedik lakin biri hazýrlýklarda gecikme olduðu için 31. Cemiyetimiz olarak Borken Þubemiz Ramazanýn 1. günü ile Teravih Namazý kýlarak baþladý. Buradan Borken Þube Baþkanýmýz Necmi Yazýcý ve idareci kardeþlerimizi tebrik Dortmund`da Mega Ýftar Daha sonra sözü IGMG Ruhr-A Bölgesi Bölge Baþkaný Özcan Kuri aldý. Özcan Kuri konuþmasýnda þunlarý söyledi “Bölgemizin düzenlemiþ olduðu iftara katýlan Genel Merkezden Ýbrahim Kaygýsýz bey, cemiyet idarecilerimiz, iþadamlarýmýz, çeþitli kurum ve kuruluþlardan aramýzda bulunan yönetici kardeþlerimiz hoþgeldiniz. Bu sene Bölge olarak 6.sýný düzenlediðimiz Ýftar programýna ilgi ve alakaya teþekkür ediyoruz. Elbetteki bu iftarýn hazýrlanmasý kolay olmuyor. Bu iftarýn ha- zýrlanmasýnda emeði bulunan Bölge Yönetimindeki mesai arkadaþlarýma Genclik Teþkilatýmýza Kadýn Kollarýna Kýz Gençlik teþkilatýmýza sizler adýna teþekkür ediyorum. Özellikle yardýmlarýndan dolayý Ýþadamlarýmýza salonu bize haber ediyorum. Bu sene Bölge olarakta bir ilke daha imza atmak istiyoruz ve Münstere teþkilat evi ve öðrenci evi açmak için çalýþma baþlattýk inþaallah en kýsa zamanda bu müjdeyi de sizlerle paylaþmayý ümid ediyorum. Gençlik Teþkilatýmýz Yýldýz Eðitiminde 3. sýnýfla yoluna devam ederken Kýz Gençlik Teþkilatýmýz da HIRA PROJESÝ ile bu dönemde yeni bir çalýþma baþlatarak her Þubeden en az iki kýzýmýzla bu projeye baþlayarak onlarda önümüzdeki senelerde Yýldýz Eðitiminde olduðu gibi diðer bölgelere örnek bir çalýþma yapacaklarýna inanýyor ve Kýz Gençlik teþkilatýmýzý tebrik ediyorum. Her birerinize Þubelerinizde baþarýlar diliyor yarýnlarýmýzýn daha iyi olmasý için gayretle çalýþmanýzý istiyorum. Çünki hayat boþluk kabul etmiyor. Çocuklarýmýza bizler sahip cýkmazsak sorumluluktan kurtulamayýz” diyerek sözlerini sonlandýran Bölge Baþkaný herkese hayýrlý çalýþmalar dileyerek sözlerini tamamladý. Geniþletilmiþ idareciler toplantýsý okunan Kur`an-ý Kerimle son buldu. tahsis eden Megastar yöneticlerine yemeklerin hazýrlanmasýnda emeði bulunan aþcýmýz Nedim Sancak abimize ve Dortmund Anadolu Camii Kadýn Kollarýna katýldýðýnýz için sizlere teþekkür ediyorum. Baþka programlarda buluþmak üzere Allaha emanet olun.” diyerek konuþmasýný bitirdi. Daha sonra söz alan Genel Merkez yetkililerinden Ýbrahim Kaygýsýz Ruhr-A Bölgesinin yapmýþ olduðu hizmetlerinden dolayý tebrik etti ve Genel Baþkanýn selamlarýný iletti. Türkiyeden gelen Doç. Dr. Nedim Urhanýn selamlamasýndan sonra iftara geçildi. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:52 Uhr Seite 11 RAMAZAN BAYRAMINIZI TEBRÝK EDÝYORUZ 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:52 Uhr 12 Seite 12 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 ATÝB’ÝN ÝFTAR YEMEÐÝ SEÇKÝN VE KALABALIK BÝR DAVETLÝ GURUBUNUN KATILIMI ÝLE GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ A vrupa Türk Ýslam Birliði 2009 Ramazan Ýftar yemeði, Hürth’de Event Palast salonunda kalabalýk bir davetli gurubunun katýlýmý ile gerçekleþtirildi. Yaklaþýk altýyüz kiþinin katýldýðý ATÝB 2009 Ramazan Ýftar Yemeðine, Genel Baþkanýmýz Selahattin Saygýn, ATÝB Merkez Heyet, ATÝB GYK Üyeleri, ATÝB Gençlik Kollarý, ATÝB Kadýn Kollarý, ATÝB Bölge Baþkanlarý,Teþkilat Baþkanlarý, ATÝB kurucularý ve ATÝB’in kýymetli mensublarý da hazýr bulundular. Avrupa Türk Ýslam Birliði 2009 Ramazan Ýftar Yemeðine Türkiye Cumhuriyeti Köln Baþkonsolusu Sayýn Kemal Demirciler, ABD Düsseldorf Konsolos Yardýmcýsý Christopher G. Grossman, Deutsche Bischorfkonferenz’den Helmut Wiesmann, Postbank Köln Bölge Müdürü Berthold Minklei,Türkiye Cumhuriyeti Ticari Ateþesi Tahsin Özdemir, ATÝB Kurucu Baþkaný Musa Serdar Çelebi, ATÝB Kurucu üyelerinden ve TÝDAF eski Genel Baþkaný Ýþadamý Ýhsan Öner, T.C. Din Ýþleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan, IGMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik Karahan, ÝKM Genel Baþkan Yardýmcýsý Mehmet Yýlmaz , UETD Genel Sekreteri Salih Altýnýþýk, Avrupa Caferiler Birliði Genel Baþkaný Mehmet Irmak, ÝSLAMRAT Genel Baþkaný Ali Kýzýlkaya, Avrupa Demokrasi Vakfý Genel Baþkaný Aydýn Yardýmcý, MÜSÝAD NRW Baþkaný Orhan Bilen, Yunus Emre Enstitüsü Genel Baþkaný Mustafa Can, ATÝB Kurucu üyelerinden ve Haysiyet Divan Üyesi Mehmet Aksoy, Mehmet Akbul ve Durmuþ Yýldýrým, Yazar Mahmut Aþkar Ýþ Adamlarýmýzdan; Mustafa Duran, Ali Paþa Akbaþ, Hüseyin Pýnar, Ramazan Öz, Dr.Muhammed Asým, Hayati Önel, Hikmet Yazýcý, Ahmet Yaþar, Oral Baytok, Mümin Uluç, Salman Günden ,Ömer Uluç katýldýlar. Akþam ezanýndan önce saat 19:30`da neyzen Abdurrahim Kahya’nýn ney taksimi ile baþlayan proðram, Konya Meram Belediyesi Baþmüfettiþi Mehmet Emin Tekpýnar’ýn Kur’an-ý Kerim ve akþam ezanýný okunmasý ile devam etti. Ney eþliðinde yenen yemekten sonra, Genel Baþkan Selahattin Saygýn, davetli misafirlerine kýsa bir konuþma yaptý. Konuþmasýnda sevgi, kardeþlik, birlik ve beraberliðe vurgu yaparken, Batý Avrupa'da yaþan Türk toplumunun problemlerine de dikkat çekti. Daha sonra kýsa bir selamlama konuþmasý yapan Türkiye Cumhuriyeti Köln Baþkonsolosu Sayýn Kemal Demirciler konuþmasýnda: “Sivil toplum kuruluþlarýmýz bizler için çok önemlidir. Sizlerin yaptýðý bu tür faaliyetler birlik ve beraberliðimizi saðlamada büyük önem taþýmaktadýr. Bu konuda bizde üzerimize düþen görevi yerine getirmeye gayret ediyoruz.” diyen Demirciler herkese teþekkür ederek sözlerini tamamladý. ABD Düsseldorf Konsolos Yardýmcýsý Christopher G. Grossman’da yaptýðý kýsa selamlama konuþmasýnda: “Ýlk defa bir iftar programýna katýlýyorum ve bu manzara beni çok etkiledi. Müslümanlara ve Türklere büyük saygý duyduðumu belirtmek istiyorum. Hepinizin ramazanýnýzý tebrik ediyorum ve hepinize teþekkür ediyorum” dedi. Sýrayla birer selamlama konuþmasý yapan sivil toplum kuruluþlarýn genel baþkanlarý da, birlik, beraberlik ve birlikte çalýþmanýn önemi hakkýnda samimi mesajlar verirken, müslümanlarýn Almanya'nýn ve Avrupa'nýn bir gerçeði olduðunu, bunu görmeleri gerektiðini ve artýk Almanya'da islamýn resmi din olarak tanýnmasý gerektiðini, bu konuda siyasilerin iradelerini ortaya koymalarý konusuna dikkat çektiler. ATÝB Kurucu Baþkaný Musa Serdar Çelebi de konuþmasýnda “Bu güzel manzara birlik ve beraberliðimizin bir göstergesidir. Geleceðimiz birlik bu konularda birlik içinde çalýþmamýza baðlýdýr” diyerek sözlerini tamamladý. Herkesimden dostlarýn ve ATÝB mensublarýnýn kucaklaþtýðý, yaþlýsý ve genci ile güzel bir kaynaþmaya sahne olan ATÝB iftar yemeði gelecek yýlki ATÝB’in iftar yemeðinde tekrar buluþabilme dilekleri ile sona erdi. haber 38. sayi sayfalar 29.09.2009 dosya S iyaset Bilimci, Kültürlerarasý Konsey Baþkaný ve “Müslümanlarla Birarada Yaþam” projesinin yürütücüsü olan Torsten Jäger taz.de ile gerçekleþtirilen röportajýnda, her iki tarafý da duyarlý olmaya çaðýrýrken, toplumun da Müslümanca yaþamýn Almanya’nýn gerçeði olduðuna alýþmasý gerektiðini ifade ediyor. Öte yandan Ýslam düþmanlýðý ile mücadele için “Müslümanlara Karþý Irkçýlýk: Fýrsat olarak Çatýþma” adlý kitabý yayýnlayan Almanya Kültürlerarasý Konseyi’ne göre Ýslam düþmanlýðý Almanya’da halen ýrkçýlýðýn en yaygýn þekli. taz.de`ye verdiði röportajda Müslümanlar ve Müslüman olmayanlar arasýnda aracýlýk yaptýklarýný, ayda, cami yapýmý, yüzme dersine katýlým ve okullarda baþörtüsü konularýnda kendilerine 100 soru geldiðini belirten Torsten Jäger, yüzme dersi ile ilgili bir Ý slam Dini insanlýðýn kurtuluþu için yeryüzüne inmiþtir. Kur`an’da: “Biz seni (Habibim) Alemlere ancak rahmet için gönderdik” (Enbiya: 107). Yani peygamberliðin, insanlarýn iyiliði, kurtuluþu ve mutluluðuna sebebtir buyurulmuþtur. Ýslam ideali insan idealidir. Ýslam’da esas olan insandýr. Ýslam’ýn gayesi düþünen insaný yüceltmektir. Ýslam inancýna göre, aklý, bedeni, ahlaki ve ruhani en mükemmel meleke ve yeteneklerle mücehhezdir. Tertemiz halde, maddi ve manevi her çeþit yükselmeye müsait olarak doðar. Zahiren ve batýnen yaratýklarýn en güzelidir. Kur`an`da “Biz, hakikat, insaný en güzel biçimde yarattýk” (Tin: 4) buyuruluyor. Deðerli okurlar, böyle bir yetenekle yaratýlmýþ olan insan en yüce mertebelere layýktýr. Bunun için hiç kimsenin aracý olmasýna muhtaç deðildir. Ünlü Alman Filozofuna göre: “Ýnsan bizatihi bir gayedir, baþkasýnýn amacý için bir araç olarak kullanýlamaz, fikrine göre insan, bir alet, bir vasýta deðil, fakat baþlý baþýna bir gayedir. 17:52 Uhr Seite 13 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Müslümanca yaþam Almanya’nýn bir gerçeði anlaþmazlýkta ilk önce ayrý yüzme dersi sunma imkaný olup olmadýðýný araþtýrdýklarýný ifade ediyor. Okulun ayrý yüzme dersi olamýyacaðýna karar vermesi halinde ne yaptýklarý sorusuna ise Jäger þu cevabý veriyor: “O durumda örneðin Federal Ýdare Mahkemesi’nin 1993 yýlýndaki okullarý buluð çaðýndan sonra ayrý yüzme dersi sunmak için her türlü çabayý göstermekle yükümlü tutan kararýný hatýrlatýyoruz. Buna raðman anlaþamazsak, farklý fikirleri kayda alýyoruz. Hukuki bir yetkimiz zaten yok”. Medya ve kamuoyuna yansýdýðý þeklin aksine Müslüman öðrencilerin aileleri ve okullar arasýnda yüzme dersine katýlma konusunda yaþanan çatýþma- Torsten Jäger larýn tek tek olaylar olduðunu belirten Jäger, aracýlýk çabalarýnýn her zaman baþarýlý olmasa da en azýndan konuyla ilgili duyarlýlýðý arttýrdýðýný ifade ediyor. Bununla beraber projelerinin temel amacýnýn ise duyarlýlýðý artýrmak olduðunu belirten ve “ Müslümanca yaþamýn Almanya’da bir gerçeklik olduðuna toplum alýþmalý. Buna okullardaki, üniversitelerdeki ve mahkeme salonlarýndaki baþörtülü bayanlar da dahil. Bunlarda sýklýkla karþýlaþtýðýmýz konular” diyen Torsten Jäger, bu noktada bazýlarýnýn gizli “Ýslamlaþma” gördükleri yönündeki soruya ise þu cevabý veriyor: “Durum bu deðil. Bu Almanya’da yaþayan dört milyon Müslüman'ýn bir kýsmýnýn uzun yýllar dýþýnda kaldýklarý toplumsal alanlara ulaþma çabasýnýn bir iþaretidir”. Müslümanlara karþý ýrkçýlýk Öte yandan Almanya Kültürlerarasý Konseyi 11 Eylül 2001’den beri artan Ýslam düþmanlýðý ile mücadele için “Müslümanlara Karþý Irkçýlýk: Fýrsat olarak Çatýþma” adlý bir kitap yayýnladý. Geçtiðimiz gün- Ýslam`da Ýnsan Anlayýþý Muhtaç olduðu tek þey çalýþmasý, kendine güveni kiþilik sahibi olmasýdýr. Kur`an`da bunun için, “Hakikaten insan için kendi çalýþtýðýndan baþkasý yoktur“ (Necm: 39) buyurulmaktadýr. Ýnsana saygý, insanlara hizmet temel irade olmalýdýr. Çünkü insan yeryüzünde Allah`ýn halifesidir. Biz Kur`an’da (hani Rabbin meleklere “muhakkak ben yeryüzünde (benim emirlerimi teblið ve infaza memur bir halife, bir insan Adem yaratacaðým) (Bakara: 30) demiþti” ayetiyle ifade ediliyor. Deðerli okurlar, Allah iradesinden, kudret ve sýfatlarýndan insana bazý yetkiler vermiþtir. O, Allah`a izafeten O`na niyabeten yaratýklarý üzerinde bir takým tasarruflara sahiptir. Böyle bir þerefe mazhardýr. Ýslam dininin insan anlayýþý, Hz.Ali (R.A) “Sanýrsýnký, sen sade küçük cirimsin? Halbuki sende dürülmüþ en büyük alem” demiþtir. Þeyh Galip: “Hoþca bak zatýna; Kim zübde-i alemsin sen” derken Ýslam’ýn insan konusundaki anlayýþýný þiirleþtiriyordu. Allah’a naip olmakla, diðer insanlarýn iyiliðine çalýþmak bir birine sýmsýký baðlýdýr. Gerçek insan, hem halife olduðunu unutmayarak Allah ile, hem de insanlarla tam bir barýþ içinde yaþayan demektir. Kur`an’da; “Ey Ýman edenler, hep birden sulh-u Selâma girin þeytanýn adýmlarý ardýna düþmeyin. Çünkü O, sizin apaçýk bir düþmanýnýzdýr“ (Bakara: 208) buyurulmaktadýr. Deðerli okurlar, insanlýk tek bir anne ve babadan türemiþtir. Kur`an’ý Kerim`de: “Ey insanlar, hakikat biz sizi bir erkekle bir diþiden yarattýk. Sizi, birbirinizle tanýþmanýz için büyük büyük cemiyetlere, küçük küçük kabilelere ayýrdýk. Þüphesizki sizin Allah nezdinde en þerefliniz takvaca en ileride olanýnýzdýr. Hakikaten Allah herþeyi bilen, herþeyden haberdar olandýr.” (Hucurat: 13) buyurulmaktadýr. Bütün insanlar Adem ile Havva’dan, bir ana, babadan gelen insanlýk ailesinin üyesidirler, bu birliði hiç bir þey yok edemez. Hayatta birbirlerine karþý davranýþlarý ne olursa olsun, bu asýldaki birliði insanlar inkar edip silemezler. Bir erkekle bir diþiden yaratýlýp da milletler ve kabilelere ayrýlýþý, darýlýp daðýlmak ve dövüþmek, sövüþmek için deðildir. Tanýþýp yardýmlaþarak seviþmek, insanlarýn kiþiliklerine saygý duymak, güzel huylarý yaþayarak daha büyük daha güzel, cemiyetler meydana getirmek içindir. Allah’ýn halifesi olmanýn mahiyetinde herkeze iyilik ve sevgi vardýr. Deðerli okurlar, Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v)’in Veda Haccý Hutbesi insan deðerini, evrensel insan kardeþliðini ýrk, renk ve sýnýf gibi mülahazalara dayanan bütün ayrýmlarý kaldýrýcý bir kardeþliði savunan prensipler ihtiva etmektedir. Burada canlarýn, mallarýn mukaddes olduðu ilan edilmiþtir. O, (s.a.v) insanlara hitaben “Hepiniz Adem’in çocuklarýsýnýz. Adem ise topraktan vücut bulmuþtur.” Ýslam`da bütün 13 lerde tanýtýmý yapýlan kitapta hayatýn farklý alanlarýnda Ýslam düþmanlýðý ile nasýl mücadele edilebileceðine iliþkin deðiþik yazarlarýn makaleleri yer alýyor. Müslümanlara karþý ýrkçýlýðýn cami yapýmýna karþý çýkma, internette Müslüman karþýtý bloglar ve yerel seçimlerde Ýslam düþmaný insiyatifler þeklinde ortaya çýktýðý belirtilirken, Mýsýrlý Müslüman bayan Merve el Þerbini’nin öldürülmesinin Ýslam düþmanlýðýnýn hangi boyutlara ulaþabileceðini gösterdiði belirtiliyor. Jürgen Micksch tarafýndan yayýnlanan kitaba, Almanya Müslümanlarý Merkez Konseyi Genel Sekreteri A. Mazyek, Ýçiþleri Bakanlýðý Genel Sekreteri Peter Altmaier, Ýslam Bilimci Kathrin Klausing ve Kültürlerarasý Konsey Baþkaný Torsten Jäger’in makaleleri ile katký saðladýklarý belirtiliyor. insanlar adalet karþýsýnda eþittirler. Örneðin, canýna, malýna saldýrýlmadýðý müddetçe, Müslümanlarýn gayrý müslimlerden farký yoktur. Bir çok Ýslam hukukçularý özellikle Ýmam Ebu Hanife (r.a) bir Müslümanýn bir zimmiyi (gayrý Müslüm tebaayý) öldürmesinin, müslüman müslümaný öldürmesinden daha aðýr olduðu görüþünü beyan etmiþlerdir. Bunu, dini bir hissin cinayete teþvik etmesi vakasýna, dolayýsýyla bu durumda bir tenkil zaruretinin daha açýk olduðu ihdas etmiþtir. Ýslam katilin ýrkýný, sosyal ve ekonomik mevkiini, rengini veya dinini nazarý itibara almaksýzýn, insan hayatýný korumak amacýyla, bir ceza sistemi ihdas etmiþtir. Sonuç olarak insan Adem ve Havva`dan türemiþtir, mü‘min olsun olmasýn Allah`ýn kulu ve güzel emanetidir. Bu sebepten dolayý, haysiyet sahibi ve hürmete layýktýr. Ýnsanlar arasýnda, insan olma bakýmýndan herhangi bir fark görmemek, onlarý eþit hak ve dengelere sahip varlýklar olarak kabul etmek Ýslam’ýn hümanizma anlayýþýdýr. Zihni Ediz 38. sayi sayfalar 29.09.2009 14 I GMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik Karahan ziyaretlerini iki þubede gerçekleþtirdi. Karahan yine IGMG Kuzey Ruhr Bölge Baþkaný Murat Ýleri ile Lage´de cemaatle sohbet etti. Sohbetten memnun kalan Lage cemiyeti ziyaretinden dolayi teþekkürlerini belirtti. Ýftarda Paderborn cemiyetinde iftar çadýrýnda cemaatle sohbet ettiler. Teravih namazý öncesi sohbetinde Genel Baþkan Yavuz Çelik Karahan þu konulara dikkat çekti: “Ýslam Toplumu Milli Görüþ hak yolunda giden bir kuruluþtur ve bu mukaddes aylarda maðdur ve mazlumlara uzanan köprülük vazifesini kurup sonuca varan bir görüþtür. Cenab-i Al- D iyanet Ýþleri Türk Ýslam Birliði (DÝTÝB) Genel Baþkaný Sadi Arslan, Ramazan ayý boyunca Almanya’daki toplumun deðiþik kesimlerine vermekte olduklarý iftarlarýna, üniversite öðrencileri ile devam etti. DÝTÝB birim müdürleri ile, Köln üniversitesinde okuyan öðrencilerin katýldýðý iftar programýnda bir konuþma yapan Arslan; “Her yýl düzenli Ý slam Toplumu Milli Görüþ Teþkilatý Eðitim Baþkanlýðý 2009-2010 Çalýþma Yýlýnýn baþlamasý nedeni ile Genel Merkez Eðitim Komisyonunu bir araya getirerek planlanan çalýþmalarýný gözden geçirdi. Toplantýya Eðitim Baþkaný Mehmet Gedik, Eðitim Bþk.Yrd. Ramazan Baþlýk, Kadýn Kollarý Eðitim Baþkaný Tünay Ermiþ, Gençlik Teþkilatý Eðitim Baþkaný Ünal Ünalan, Üniversiteliler Baþkaný Celal Tüter, Eðitim Baþkanlýðý’ndan Þaban Malkoç, Emine Batýn ve Yýlmaz Gümüþ katýldýlar. Önümüzdeki eðitim öðretim yýlýnda çocuklarýmýzýn ve gençlerimizin yönlendirilmesi hususunda yapýlacak çalýþmalarýn ele alýndýðý toplantýda aþaðýdaki baþlýklarda görüþmeler gerçekleþtirildi: •Yapýlan eðitim çalýþmalarýnýn kalite artýrýmý ve disiplini 17:53 Uhr Seite 14 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 IGMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik Karahan Kuzey Ruhr Bölgesini Ziyaret Etti DÝTÝB’den Üniversiteli Öðrencilere Ýftar olarak sizlerle iftarlarda bir araya geliyoruz. Amacýmýz samimi bir ortamý birlikte paylaþmak, tanýþmak ve hasret gidermektir. Üniversiteler Ýnsanlýðý verilecek hayýrlý hizmetlerin en baþýnda yer alýr. Orada olmak, her öðrencinin en büyük hayalidir. Sizler bu hayali ger- çekleþtirmiþ önemli insanlarsýnýz. Sizleri tebrik ediyorum. Sizler bizim için çok önemlisiniz. Kendinizi çok iyi yetiþtirmelisiniz. Eðer DÝTÝB olarak bu süreçte bir katkýmýz olcak sa, biz her zaman hazýrýz. Hepinize baþarýlar diliyorum” dedi. Üniversiteliler adýna Köln Türk Üniversiteliler Derneði (TÜRK-ÜNÝD) Baþkaný Levent Taþpýnar ve Niederrhein Türk Akademisyenler Birliði (NÝTAB) Baþkaný Davut Karapýnar da konuþmalarýnda, her yýl düzenli olarak DÝTÝB’in iftarýnda biraraya geldiklerini belirterek, DÝTÝB adýna iftara ev sahipliði yapan IGMG Eðitim Komisyonu Yeni Eðitim Yýlýnýn Ýlk Toplantýsýný Gerçekleþtirdi için Bölge ve Þubelerde Eðitim Komisyonlarýnýn düzenli aralýklarla biraraya gelmeleri •Her bölgede yapýlmasý planlanan “Eðitimcilerin Hizmet Ýçi Eðitimi” toplantýlarýnýn içerikleri •Tüm IGMG þubelerinde müfredat birliðinin saðlanmasý, eðitimlerin ziyaret ve takipleri •IGMG eðitim materyallerinin þubelerimizde sergilenmesi •Aile Eðitim seminerlerinin içerik ve organizeleri •K.K. Eðitim Baþkanlýðýmýzýn çalýþmalarý •Gençlik Teþkilatý Eðitim Baþkanlýðýmýzýn çalýþmalarý •Avrupa 4. Eðitim Þurasý hazýrlýklarý IGMG olarak yýllardan beri yapmakta olduklarý eðitimlerin Avrupa’daki yeni nesillere kalite kazandýrma, kimlik ve kiþiliðini koruma ve içinde bulunduklarý toplumla en güzel þekilde enetegre olmalarýný saðlama amacýný taþýdýðýný belirten IGMG Eðitim Baþkaný Mehmet Gedik toplantý ile ilgili olarak þunlarý söyledi: “Eðitim koordine toplantý- larýmýz çalýþmalarýmýzýn disiplinli ve saðlýklý yürütülebilmesinin belkemiðini oluþturmaktadýr. Eðitimde hedefimiz, tüm Avrupa’daki nesillerimize ayný oranda öðretim ve eðitim çalýþmalarý yaparak, ayný seviyede yetiþmelerini saðlamaktýr. Bunun yoluda koordine toplantýlarýndan geçmektedir. Genel Merkez olarak 2009-2010 eðitim öðretim yýlýmýzý bu toplantý ile açarak çalýþmalarýmýzý takip için harekete geçmiþ olduk. Þimdi, bölgelerimizde ve þubelerimizde bulunan komisyonlarýmýzda ayný toplantýlarla yerinde çalýþmalarý baþlatarak baþarýlý bir yýl geçirmeyi hedefleyeceklerdir. Yaptýðýmýz haber lah Kur´an-ýKerim´inin Maun Suresinde buyuruyor ki; “Dini yalanlayaný gördün mü. Ýþte o öksüzü iter, kakar, yoksulu doyurmaya ön ayak olmaz. Þu namaz kýlanlarýn vay haline, ki onlar namazlarýndan gaflet ederler, Onlar gösteriþ yaparlar. En ufak bir yardýmý esirgerler.” dedi ve Milli Görüþ´ün dayanýþma kardeþlik görüþü olduðunun da altýný cizdi. Daha sonra cemaatin dilek ve temennilerini dinledi. Çay sohbetinde cemaatle derin bir sohbetten sonra IGMG Kuzey Ruhr Bölge Baþkaný Murat Ýleri Genel Baþkana ziyaretinden dolayý teþekkürlerini sundu. Ýleri sohbetin memnuniyetini cemaatle paylaþtý. Genel Baþkan Sadi Arslan’a teþekkür ettiler. NÝTAB adýna Baþkan Karapýnar, Genel Baþkan Arslan’a üzerinde dini motiflerin yer aldýðý bir tablo hediye etti. Alper Kayhan yönetimindeki DÝTÝB Türk Tasavvuf Müziði Korosu’nun seslendirdiði birbirinden güzel eserlerle devam eden program, yapýlan duanýn ardýndan sona erdi. eðitim çalýþmalarýmýzda, müfredatta birlik, eðitimde kalite, formasyon sahibi eðitimcilerle çalýþma, hem kimlik ve kiþiliði geliþmiþ, hem de gittiði okullarda baþarýlý olan öðrenci profili oluþturma gibi hususlar üzerinde önemle ve özenle durmaktayýz. Bu konuda deðiþik komisyonlarla birlikte müfredat ve materyal üretimi alanýnda çalýþmalar yapmaktayýz. Yapýlacak çalýþmalarýmýzýn neler olmasý konusunu ise her 5 yýlda bir gerçekleþtirdiðimiz ve 2010 yýlýnda 4.’sünü gerçekleþtireceðimiz Avrupa Eðitim Þûralarýnda tesbit etmekteyiz. Bu þûralarda alýnan nihai kararlarý 5 yýl boyunca geliþtirerek çalýþmalarýmýzda hayata aksettirmekteyiz. Çalýþmalarýmýza katkýda bulunan tüm eðitim idarecileri ve eðitmenlerine, velilerimize ve öðrencilerimize teþekkür ediyor, baþarýlý bir yýl geçirmelerini temenni ediyorum.” 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr dosya Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Ali KIZILKAYA F ederal Ýçiþleri Bakaný Wolfgang Schäuble tarafýndan hayata geçirilen Almanya Ýslam Konferansý (AIK) geride býraktýðý üç yýl içerisinde, toplumun deðiþik kesimleri tarafýndan, olumlu ya da olumsuz farklý tepkiler aldý. Almanya Ýslam Konseyi olarak, atýlan bu adýmý esasta memnuniyetle karþýladýk. Kurulan AÝK ile devlet, çoktandýr giderilmiþ olmasý gereken bir eksikliði bertaraf etmek için adým atmýþ, Müslüman yurttaþlarý ile diyaloða girme kararlýlýðýný göstermiþtir. Entegrasyon sürecini olumlu yönde etkileyebilecek bu adýmla devlet, ayný zamanda Ýslam’ý ve Müslümanlarý Almanya’nýn bir parçasý olarak kabul eden talebi ciddîye aldýðýný göstermiþ ve pratik zeminde, þayet Almanya’da Ýslam dini eksenli meselelerde kalýcý çözümler üretilmek isteniyorsa, bunun kurumsallaþmýþ Müslüman cemaatlerle görüþerek yapýlmasý gerektiði kanaatini pekiþtirmiþtir. Ayný þekilde göç kökenli çocuklarýn, Almanca ve anadilleri göz önünde bulundurularak, çok dilli lisan eðitiminin ve kültürlerarasý iliþki kabiliyetlerinin desteklenmesi, okullarda Ýslam din derslerinin hayata geçirilmesi ve yine okullarda Müslüman öðretmenlerin sayýlarýnýn artýrýlmasý konularýnda yaptýðý tavsiyeler, bizim AÝK konusunda olumlu yaklaþýmýmýzý gerekçelendiren örneklerdir. Her ne kadar AÝK’na olan bakýþýmýz esasta olumlu olsa da, geride býrakýlan üç yýllýk süreçte, devlet temsilcileri tarafýndan Müslümanlarýn meseleleriyle ilgili konularýn ele alýnýþ biçimi ve ortaya konulan çözüm önerileri hakkýnda eleþtirilerimizi ilgili merciler nezdinde gündeme getirdik. Son olarak, AÝK yapýsý içerisinde alt çalýþma gruplarýnýn aldýðý kararlarý görüþen Þura’nýn federal seçimler öncesi son toplantýsýnda kamuoyuna ilan ettiði sonuç bildirgesi hakkýnda Ýslam Konseyi olarak düþüncelerimizi kamuoyuyla Seite 15 hayat [email protected] paylaþma ihtiyacý hissettik. Zira bildirgede, her ne kadar olumlu olarak altý çizilmesi gereken noktalar var olsa da, Ýslam Konseyi olarak katýlmayacaðýmýz cümlelerde yer almaktaydý. Açýklanan metinle ilgili itirazlarýmýzý burada anahatlarýyla sunmaya çalýþacaðým. Öncelikle bildirgede pozitif olarak deðerlendirebileceðimiz noktalarý açýklamada fayda var. “Alman Anayasa Düþüncesinde Din Konusu” isimli ikinci çalýþma grubunda “Okulda Entegrasyon” baþlýðý altýnda, okul hayatýnda doðabilecek sorunlarýn ele alýndýðý ve somut çözüm önerilerinin teklif edildiði ‘el kitapçýðý’, dikkate alýnmasý gereken tespitleri içermektedir. Umulur ki, eyalet hükümetleri kitaptaki tavsiyeleri dikkate alýrlar. Yine Alman ve Türk medyasýnýn entegrasyon sürecine yönelik etkilerinin ele alýndýðý “Köprü Olarak Ekonomi ve Medya” isimli üçüncü çalýþma grubunun deðerlendirmeleri de memnuniyet vericidir. Ancak, yine bu konuda da önemli olan uy- 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Üçüncü Yýlýnda Almanya Ýslam Konferansý gulamadýr. Bu olumlu sonuçlara karþýn “Alman Toplum Düzeni ve Deðerler Birliði” isimli birinci çalýþma grubu tarafýndan kamuoyuna sunulan “Müslümanlarýn Deðerlendirmeleri” baþlýklý metin ile “Güvenlik ve Ýslamcýlýk” isimli çalýþma grubunda ortaya konulan yazýlý kararlar, bizce kabul edilemez mahiyettedir. Zira bu bölümlere konulan cümleler eksik ve yanlýþ kanaatleri içermektedir. Bunlarý sýrasýyla izah edebiliriz. “Müslümanlarýn Deðerlendirmeleri” baþlýklý metin Bu metnin içeriðinde yer alan sorunlu ifadeleri anlamak için öncelikle metnin oluþumunun arka planýný açýklamamýz gerek. Nitekim AÝK, tarafsýz olmakla mükellef devlet temsilcilerinin tutarsýzlýðýna sahne olmuþtur. Konferansýn birinci çalýþma grubunda ortak bir sonuç bildirgesinin çýkartýlamýyacaðý anlaþýldýktan sonra devlet temsilcileri farklý bir metoda baþvurmuþ, çalýþma grubunun son toplantýsýnda grup yönetimi tarafýndan Müslüman katý- lýmcýlara “üzerinde uzlaþýlmak üzere” hazýr bir metin sunmuþtur. Ardýndan Müslüman katýlýmcýlar, kamuoyuna metnin yazarlarý olarak yansýtýlmýþtýr. Bu yöntemin ve müslümanlarý temsilen Ýslam karþýtlýðýna soyunmuþ kiþilerle yapýlan tartýþma sonucunda ortaya çýkan “ortak” metnin tarafýmýzca kabul edilmesi imkansýz görülmüþtür. Ne yazýk ki ortaya konulan metin, Müslümanlarýn dindarlýðýný entegrasyonu engelleyici bir sorun olarak sunmaktadýr. Müslüman temsilcilerin çalýþma grubunun yapýsý ve katýlýmcýlarý konusunda yaptýðý eleþtirilerin tamamen gözardý edilmiþ olmasý ve Ýslamî kuruluþlarýn dini cemaat olarak kimliklerinin reddedilmesi, eleþtirilmesi gereken diðer iki noktadýr. Bununla beraber Ýçiþleri Bakanlýðý ile Ýslamî cemaatler arasýnda muhtemel iþbirliði sadece güvenlik konularýna indirgeniyor ve maalesef bunu aþan bir iþbirliði öngörülmüyor. Halbuki AÝK’nýn çalýþmalarý sürecinde Müslüman cemaatler Ýslam’ýn ve Müslümanlarýn 15 entegrasyonu ve güvenlik konularý dýþýndaki alanlarda iþbirliðinin ne kadar önemli olduðunu gündeme getirdikleri gibi, toplumsal uyumun gerçekleþebilmesi için somut tekliflerde de bulunmuþlardýr. Maalesef bunlar dikkate alýnmamýþtýr. “Alman olmayan Müslümanlarýn” dýþlanmasý AÝK’nýn 4. Þurasý’nda açýklanan metnin “özü” ile ilgili bu eleþtirilerin yaný sýra, metni detaylý biçimde analiz ettiðimizde, Almanya’daki Müslümanlardan sadece “Alman Müslümanlar” þeklinde sözedildiðini görüyoruz. Böylece, Almanya’daki Müslümanlar, ülkede yaþayan Müslümanlarýn sadece üçte birinin Alman vatandaþý olmasýna raðmen, Alman devleti tarafýndan “Alman Müslümanlar” olarak nitelenmektedir. Bilindiði gibi, Almanya’da yaþayan Müslümanlarýn çoðunluðu geldikleri memleketlerin vatandaþlýðýný taþýmaktadýrlar. Bu durumun sebebi sadece çifte vatandaþlýðýn mümkün olmamasý deðil, ayný zamanda þimdiye kadar yürütülen baþarýsýz entegrasyon politikalarýdýr. Dolayýsýyla, Almanya’daki Müslümanlar ele alýndýðýnda, Alman ve Alman olmayan þeklinde yapýlan ayrýmdan vazgeçilmelidir. Bunun yerine devlet somut adýmlar atmalý ve Ýslamî cemaatler ile iþbirliðine girmeli ve böylece Müslümanlarýn toplum tarafýndan gerçek manada kabullenilmesine katkýda bulunmalýdýr. Devlet tarafýndan bu siyasetin takip edilmesi, Müslümanlarýn kendini Almanya ile özdeþleþtirmesi hedefine olumlu katkýda bulunacaktýr. Dindarlýðýn sorunlaþtýrýlmasý ve eleþtirilerin göz ardý edilmesi Metnin en dikkat çekici noktasý, Müslümanlarýn dindarlýðýnýn sorun haline getirilmesi konusunu zikretmiþtim. Müslümanlar tarafýndan yazýldýðý iddia edilen bir metnin, Müslümanlarýn dindarlýðýný entegras- 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr 16 yonu engelleyici mahiyette bir sorun olarak göstermesi anlaþýlýr deðildir. Okullarda çýkabilecek sorunlarda bu sorunlarýn sebebi olarak özellikle “Müslüman olan ülkelerden gelen çocuklarýn” gösterilmesi, bu baðlamda sunabileceðimiz bir örnektir. Ayrýca “Müslüman ailelerin dini deðerler eðitimi, ailelerin nisbeten düþük eðitim seviyesi ve kötü maddî durumu tarafýndan þekillenmiþtir” cümlesiyle, Ýslam ve din eðitimi sanki sadece sosyal ve entellektüel anlamda, toplumdaki alt sýnýflarla iliþkili olduðu ifade edilmektedir. Birinci çalýþma grubunda bu tip konular ve “öncü kültür” gibi soyut kavramlarýn sýk sýk gündeme gelmesi, katýlýmcýlarý asýl meselerlerden uzaklaþtýrmýþtýr. Bu sorunlara karþýn Müslüman cemaatler devletin anayasal deðerlere baðlýlýðýnýn Müslümanlara yönelik uygulamalarda da gerekliliðini savunmuþtur. Buna ek olarak, Almanya Müslümanlarý Koordinasyon Konseyi ve özellikle Ýslam Konseyi, bir çok yazýlý deðerlendirmelerde devlet temsilcilerinin birinci çalýþma grubunda gündeme taþýdýðý entegrasyon ve din politikalarýyla ilgili anlayýþý eleþtirmiþ, sorunlarý aþmak için de ayrýca yapýcý teklifleri gündeme getirmiþtir. Fakat ne yazýk ki bu deðerlendirmelerin hiç birisi AÝK 4. Þurasý tarafýndan kamuoyuna sunulan sonuç bildirgesinde yer almamýþtýr. Müslümanlar D Seite 16 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir arasýndaki diyalog AÝK’nýn Almanya’daki Müslümanlar arasýnda demokratik tartýþma kültürünün güçlenmesine hizmet ettiði iddiasý ise gerçekten uzaktýr. Aksine Ýslamî cemaatler AÝK kurulmadan önce de demokratik tartýþma kültürüne uygun bir þekilde eleþtirmenleri ile yoðun tartýþma içerisindeydi. Ancak bu yaklaþýmla kamu temsilcileri asýl sorunu gözardý etmektedirler. Zira AÝK, Necla Kelek gibi bazý katýlýmcýlarý “seküler müslümanlarýn temsilcisi” olarak ön plana çýkarmýþtýr. Ýlgili kiþinin Müslümanlarý ne kadar temsil edebileceðini, Ýslam’ýn “ýrkçý radikalizm”, camilerin “Almanya’da Ýslam’ýn güç gösterisinin betonlaþmýþ hali” olduðu ve “namus cinayetlerinin Ýslam dini tarafýndan desteklendiði” þeklindeki söylemleri aslýnda cevaplandýrmaktadýr. Dolayýsýyla AÝK yürürlükteki yapýsýyla Müslümanlarý bir araya getirmekten çok, kendilerini seküler olarak tanýmlayan bazý kiþileri Müslüman cemaatlere kabul ettirmeye çalýþmasýyla dikkat çekmiþtir. Bu yaklaþýmla belki de cemaatlerin taleplerini ancak azýnlýk bir görüþün talepleri olarak göstermeye çalýþmýþtýr. `Güvenlik ve Ýslamcýlýk` Ýslam Konseyi’nin katýlmadýðý görüþlerden bir bölümünü de “Güvenlik ve Ýslamcýlýk” adlý çalýþma grubunun sonuç bildirgesi oluþturmaktadýr. Bu çalýþma grubunda çýkan “sonuçlar”, ÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan, DÝTÝB Gençlik ve Spor Müdürlüðü’nün uhdesinde faaliyette bulunan futbol, karate, taekwando ve boks dallarýnda hizmet veren gençlerle iftar çadýrýnda biraraya geldi. DÝTÝB Yönetim Kurulu Üyesi Nihat Özkan, T.C. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Din Ýþleri Yüksek Kurulu Uzmaný Hanif Burun, T.C. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Mushaflarý Ýnceleme Kurulu Uzmaný Hafýz Mehmet Göktepe, DÝTÝB birim müdürlerinin de hazýr bulunduðu toplantýda bir konuþma yapan Ars- hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 devlet kurumlarýnca uygulanan “Ýslamcý terörizme karþý önleyici tedbirler” siyasetini tüm Müslümanlara karþý haklý hale getiren ve Müslümanlarý hiçbir gerekçe olmadan potansiyel tehlike olarak gören tedbirlere dayanmaktadýr. “Önleyici tedbirler” siyasetine göre Ýslamî kuruluþlar ülkenin iç güvenliði için, bu kuruluþlara karþý itham olarak ortaya konulabilecek hiç bir kanýt olmamasýna raðmen, potansiyel tehdit yayan ve suçlularýn üreyebileceði çevreler olarak algýlanmaktadýr. Terör tehlikesinin varsayýlan büyüklüðü nedeniyle, kendisini özgürlük ve güvenlik arasýnda seçim yapma noktasýnda hisseden devlet, “önleyici tedbirler” siyasetini, anayasal haklarý ciddi derecede ihmal etme pahasýna, kanuna uygun görmektedir. “Ýslamcýlýk” kavramý da bu siyasetinin öngördüðü anlamda kullanýlmaktadýr. Almanya Müslümanlarý Merkez Konseyi (ZMD) ve DÝTÝB ile yürütülen medyatik güvenlik diyaloðunda da bu kavramýn çok soyut ve aþýrý önyargýlý bir þekilde kullanýldýðýný görmekteyiz. Federal Anayasa Koruma örgütü bu kavramý “Kendi dinî kültürel kimliðinin korunmasý ve Alman toplumuna asimilasyonunun engellenmesi” olarak tanýmlamaktadýr. Devlet, bu ön kabulden hareketle maalesef, özgürlükçü demokrasi ile baðdaþmayan, Müslümanlarýn entegrasyonu engelleyici ve çoðulcu toplumda Müslümanlara karþý önyargýlarý güçlendiren tedbir çalýþmalarýnýn altýna imza atmaktadýr. Güven oluþturucu önlemler konsepti Bu sebepten dolayýdýr ki Ýslam Konseyi, Federal ve Eyalet Güvenlik Birimleri ile DiTiB ve ZMD’nin gerçekleþtirdikleri “Güven oluþturucu önlemler” konseptine dahil olmamýþtýr. Projenin tanýtýmýnda amaç olarak her ne kadar Müslümanlara karþý þüphenin oluþmasýný engellemek öne sürülse de, maalesef tam tersi sözkonusudur. Çünkü güvenlik birimlerinin yola çýkýþ noktasý “þüphe”dir. Güvenlik birimlerine verilen görev, görüþmelerin geçtiði çerçeve ve kavram dünyasý, hep bu þüphenin üzerine bina edilmektedir. Bu nedenle böyle bir konsept ile þüphe ortadan kalkmamakta, Müslümanlar ile sürekli medyatik bir biçimde güvenlik baðlamýnda biraraya gelindiði için, pekiþtirilmektedir. “Müslümanlar özgürlük ve çoðulculuktan yana” adlý yayýn projesi “Müslümanlar özgürlük ve çoðulculuktan yana” adlý yayýn projesini de bu baðlamda deðerlendirmek gerekir. Ýlk olarak “Müslümanlar teröre karþý” adý ile çalýþma grubunda gündeme gelen yayýn, “Almanya’da Müslüman ve Müslüman olmayanlarý Ýslam ve Ýslam’ýn Müslümanlarýn hayatýndaki rolü üzerine” bilgilendirmeyi hedefliyordu. Ancak yayýnda, soyut ola- Sadi Arslan, Gençlerle Biraraya Geldi dosya rak varlýðýndan bahsedilen ve ihtimaller baðlamýnda ele alýnan bir tehlikeden yola çýkýlarak, Almanya’daki Müslümanlar ile uluslararasý terörizm arasýnda ilinti kurulabilmektedir. Yayýn baðlamýnda bu tehlikenin soyutluðu gözardý edildiði gibi, Müslüman, “doðru seçilmiþ” ayet veya vaazlarla þiddete yönlendirilebilecek, þiddet yanlýsý bir insan tipi olarak yansýtýlmaktadýr. Böyle bir yayýn önyargýlarý kýrmak yerine, þiddet ve terörün öncelikle Ýslamî olarak algýlanýlmasýna sebep olacaktýr. Ýslamcý ekstremist yayýnlarýn yasaklanmasý “Güvenlik ve Ýslamcýlýk” çalýþma grubunun talepleri arasýnda “Ýslamcýekstremist” yayýnlarýn yasaklanmasý da yer aldý. Yalnýz bu kavramýn içeriðinin ne olduðu tam olarak tanýmlanamamýþtýr. Dolayýsýyla bu tanýmlama altýnda ne tür yayýnlarýn anlaþýlmasý gerektiði açýk deðildir. Belirtilen bu ve diðer kavramlar hakkýnda özellikle de bilimsel anlamda bir deðerlendirme yapýlmýþ deðildir. Bunun sonucunda bu kavramlar çalýþma grubunda objektif ve bilimsel anlamda somutlaþtýrýlmamýþtýr. Buna karþýn “yorumlanmadan satýlmamasý, daðýtýlmamasý gereken Ýslamî yayýnlarýn listesi”nin hazýrlanmasý tartýþmaya açýlmýþtýr. Ancak böyle bir sansür listesi Ýslam Konseyi tarafýndan anayasaya aykýrý olmasý sebebiyle reddedilmiþtir. lan; “Gençlik yýllarý insanýn yaþadýðý en güzel dönemleridir. Ýnsanlar okullarýna gençken giderler. Bilgilerinin çoðunu gençlik dönemlerinde öðrenirler. Sportif faaliyetlere gençliklerinde katýlýrlar. Bu yönüyle sizler, bizlere nazaran daha þanslý insanlarsýnýz. Bu yýllarýn kýymetini biliniz. Hem seçtiðiniz spor dallarýnda en baþarýlý olmak için çalýþýn, hem de okullarýnýzdaki derlerinize ihmal etmeyiniz. Sizlerin baþarýlarý olacaðýza olan inancým tamdýr. Baþta hocalarýnýz olmak üzere hepinize baþarýlar diliyorum” dedi. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr D as 23. Kapitel des Koran ist nach den Gläubigen benannt und trägt den Namen AlMu`minun. In diesem Kapitel „Die Gläubigen“ kommt die Systematik des Koran sehr schön zum Ausdruck. Das Kapitel beginnt mit dem Vers: „Den Gläubigen wird es wohl ergehen.“ Gleich darauf folgen die Verse, in denen Allah erklärt, wer mit den Gläubigen gemeint ist. Es handelt sich hierbei nicht um eine (Legal-)Definition, sondern um eine Aufzählung von Charaktereigenschaften. Insgesamt werden in den Folgeversen (2.- 9.Vers) sieben Merkmale der Gläubigen hintereinander aufgezählt. Aus dieser Erläuterung ist zu entnehmen, dass ein Mensch nur dann als Gläubiger einzustufen ist, wenn er diese Eigenschaften in sich trägt. Die Aufreihung erfolgt mit Nebensätzen, die immer mit dem arabischen Relativpronomen „Ellesine“ beginnen. Ebenso sei auch angemerkt, dass diese Eigenschaften weder enumerativ (aufzählend), noch kumulativ (anhäufend) aufgelistet sind. Vielmehr sind diese sieben Kennzeichen einige von anderen, ebenfalls in Betracht kommenden Eigenschaften der Gläubigen. Im Folgenden soll erläutert werden, um welche Eigenschaften der Gläubigen es sich in diesem Kapitel handelt. Es stellt sich die Frage, welchen Charakter und welche Merkmale gläubiger Muslim zu haben hat? Die Anfangsverse dieses Kapitels geben uns dabei eine Stütze und eine Orientierung. Eingangs sind es diejenigen, die ihr Gebet in Demut verrichten, bzw. im Gebet demütig sind. In diesem Vers wird das „Wort“ Gebet in der Singularform verwendet (salat). Das Wort Demut wird im Deutschen als „in der Einsicht in die Notwendigkeit und im Willen zum Hinnehmen der Gegebenheiten begrün- Selma ÖZTÜRK Die deutsche Seite Seite 17 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat [email protected] dete Ergebenheit“ definiert. Sie hat also keineswegs eine negative Beschaffenheit. Im Gegenteil. Es ist eine Art Hingabe und Unterwürfigkeit. Der Gläubige nimmt die Gegebenheit, dass Allah die Allmacht und der Schöpfer ist hin und ergibt sich mit dieser Einsicht seinem Willen. Diese Ergebenheit zeigt er insbesondere in seinem fünfmaligen täglichen Gebet. Die zweite Gruppe von Gläubigen sind diejenigen, die sich von unbedachter Rede abwenden bzw. sich von dem nutzlosen Gerede distanzieren. Das arabische Wort für unbedachte Rede/ nutzloses Gerede ist „lagvun“. Es erscheint sehr interessant, dass Allah gerade so eine Charaktereigenschaft mit dem Glauben (iman) in Verbindung bringt. Die Assoziation Glaube und Abwendung von unbedachter Rede/ nutzloses Gerede gibt dem Menschen einen gewissen Denkanstoß. Denn unbedachte Rede kann manchmal schwere Folgen mit sich tragen. Eine unbedachte Rede kann sehr häufig zu Missverständnissen, sogar zur Verleumdung führen. Unbedachtheit hat etwas mit Unbewusstsein zu tun. Ein Mu`min muss aber stets mit Bewusstsein handeln. Er trägt Verantwortung für alle seine Taten. Somit auch für seine Worte, die er bewusst tätigen muss. Ebenso stellt das nutzlose Gerede eine Art Zeitverschwendung dar und ist auch als „Israf“ einzustufen. Somit tragen 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Die sieben Eigenschaften der Gläubigen Menschen, die sich von unbedachter und nutzloser Rede bewusst distanzieren und diese vermeiden, eine Gläubigereigenschaft. Die dritte Gruppe, bzw. die dritte Eigenschaft der Gläubigen ist die Zahlung der Abgabe. Gemeint ist damit die Zakat. Diese Eigenschaft bedarf keiner genaueren Erläuterung. Sie ist eines der fünf Grundpfeiler des Islam. Erwähnenswert an dieser Stelle ist nur, dass zwei von den insgesamt fünf Grundpfeilern in diesem Kapitel aufgeführt werden, nämlich die Zakat und das Gebet. Bemerkenswert ist, dass das Fasten in dieserAufzählung keinen Platz hat. Als nächstes erwähnt Allah diejenigen Menschen, die ihre Scham hüten, gleich mit dem Folgevers, in dem die zwei Ausnahmen erwähnt werden. Diese Charaktereigenschaft ist besonders wichtig und hat eine große Bedeutung. Insbesondere von jungen Menschen sollte dieser Vers nicht auf die leichte Schulter genommen werden. Die Scham hüten und sich von Unzucht fernhalten. Genauer genommen, sich gar nicht erst an die Unzucht nähern. Die fünfte Gruppe sind diejenigen, die auf die ihnen anvertrauten Güter (emanat) achtgeben. In dem gleichen Vers folgt die sechste Gruppe, nämlich diejenigen, die auf ihre Verpflichtung (ahd) achtgeben. Diese beiden Merkmale haben für unser Alltagsleben eine immense Bedeutung. Achtgeben auf die anvertrauten Güter, selbst wenn es nur ein fremder Stift oder ein fremdes Buch ist, ist es ein Gut, was einem anvertraut wurde und der Mu`min schon deshalb besonders achtsam mit dieser Sache umgehen muss. Der materielle Wert des Gutes ist unbedeutsam, da es um das Achtgeben an sich geht. Auch wenn Jahren vergehen, bleibt diese Sache ein anvertrautes Gut. Die Verpflichtung bzw. das Versprechen muss auch stets eingehalten werden. D.h. wenn man ein Versprechen abgibt oder eine Verpflichtung eingeht, muss man diese auch erfüllen. Das zeichnet einen gläubigen Menschen aus. Die letzte Charaktereigenschaft ist das Einhalten der Gebete. Hier wird im Gegensatz zu dem Anfangsvers das Wort „Gebet“ in der Pluralform verwendet, also die Gebete. Denn das Einhalten der Gebete verlangt eine Dauerhaftigkeit und ist kein einmaliger Zustand. Das ist auch der Grund, warum Allah hier die Pluralform benutzt. Wohingegen in dem vorherigen Vers bezüglich des Gebets, die Demut, also ein 17 Zustand angesprochen wird und deshalb auch „nur“ der Singular verwendet wird (salat – salavat). Hirbei kommt auch die Feinheit und die Präzision bezüglich der Wortwahl zum Ausdruck. Auffallend ist auch, dass zwei von den sieben Eigenschaften mit dem Gebet zusammenhängen. Beim ersten Mal ist es die Demut im Gebet. Beim zweiten Mal ist es das Einhalten des Gebetes. Eine weitere Schlussfolgerung aus diesen Versen ist auch, dass das Gebet das Essentiellste für den Glauben ist. Ein Glaube ohne das Gebet ist unvorstellbar. Das eine schließt folglich das andere aus. Der Glaube gibt sich gerade in dem Gebet zu erkennen. Diese insgesamt sieben Eigenschaften werden von Allah systematisch in einer Reihenfolge dargestellt, wobei die Reihenfolge keine Auswirkung auf die Gewichtigkeit der Eigenschaften haben muss. Somit ist die erste Eigenschaft nicht unbedingt wichtiger und bedeutsamer als die letzte Eigenschaft anzusehen. Das lässt sich auch daraus entnehmen, dass Allah die Aufreihung mit dem Gebet beginnt und mit dem Gebet schließt. Nachdem wir diese Wesensmerkmale der Gläubigen im Koran genauer kennengelernt haben, sollten wir uns bewusst die Frage stellen und uns ernsthafte Gedanken machen, welche von diesen sieben Eigenschaften wir selbst in uns tragen und mit welchen Eigenheiten wir uns bisher nicht anfreunden konnten. Dementsprechend können wir versuchen und uns bemühen, für die Zukunft unser Leben dementsprechend zu gestalten, zu ändern und auszufüllen. Im Ergebnis werden die Gläubigen von Allah als die Erben des ewigen Paradieses bezeichnet. Und das soll erst einmal verdient sein… 38. sayi sayfalar 29.09.2009 18 17:53 Uhr Seite 18 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 27 Eylül’de yapýlacak olan 17. Almanya Federal Meclisi seçimleri (Genel Seçimler) ile alakalý bilgilendirme 2009 Federal Meclis Seçimi (Bundestagswahlen 2009) Almanya Federal Meclisi nedir? Federal Meclis, Federal Almanya Cumhuriyeti’nin Berlin’de bulunan parlamentosu. Almanya’nýn politik sistemi içinde doðrudan halk tarafýndan seçilen tek Federal Almanya anayasa organý. Almanya Federal Meclisi’nin görev süresi (yasama dönemi) genelde dört yýl. Meclisin tasfiye edilmesi sadece istisnai durumlarda mümkün. Federal Baþbakan, Federal Almanya Cumhuriyeti’nin hükümet baþkaný. Federal Baþbakan, Federal Meclis tarafýndan seçilir. 2009 Almanya Federal Meclisi seçimlerine kaç parti katýlýyor? 17. Almanya Federal Meclisi seçimlerine katýlmak isteyen tüm siyasi parti ve kuruluþlarýn önceden Federal Seçim Kurulu Baþkaný’na baþvurmalarý gerekir. 27 Eylül 2009 seçimlerine 29 siyasi parti ve kuruluþ katýlýyor. Toplam 52 siyasi parti ve kuruluþ katýlým için baþvuruda bulunmuþtu. Yüzde beþlik seçim barajý nedeniyle Federal Meclis’te temsil edilen parti sayýsý çok daha düþük oluyor. Þu anda Federal Meclis’te altý partinin temsilcileri bulunuyor: CDU ve CSU, SPD, BÜNDNIS 90/DIE GRÜNEN, FDP ve DIE LINKE. Seçmenler kaç oy kullanabilir? Almanya Federal Meclisi seçimlerinde her seçmenin iki oy hakký var: Birinci oy ile seçim bölgesinden meclise girecek doðrudan aday seçilir. Ýkinci oy, Federal Meclis’te temsil edilen partiler arasýndaki koltuk daðýlýmýný belirler. Birinci Oy (Erststimme) ne anlama geliyor? Birinci oy ile seçmen, seçim bölgesindeki bir adayý doðrudan seçer. Kendi seçim bölgesinde birinci oylarýn çoðunluðunu alan bir aday doðrudan Federal Meclis’e girer. Doðrudan vekillik adaylarýnýn bir partiye üye olmalarý zorunlu deðil. 17. Almanya Federal Meclisi seçimleri için Federal Almanya Cumhuriyeti 299 seçim bölgesine ayrýlmýþtýr. Böylece 299 milletvekili birinci oylar üzerinden doðrudan seçilip meclise girecek. Bir baþka deyiþle, bu milletvekilleri doðrudan vekillik (Direktmandat) kazanacak. Ýkinci Oy (Zweitstimme) ne anlama geliyor? Ýkinci oy daha az önemli deðil; tam tersi, partilerin Federal Meclis’teki milletvekili sayýsýný geçerli ikinci oylar belirler. Bir partinin toplam milletvekilliði sayýsýndan daha önce doðrudan kazandýðý milletvekilliði sayýsý çýkartýlýr. Geriye kalan milletvekillikleri partinin eyalet listesinde bulunan adaylara verilir. Bu yüzden ikinci oy bir partinin parlamentodaki koltuk sayýsýný belirler. Seçim günü (27 Eylül 2009, Pazar) oyumu nasýl kullanacaðým? Seçim günü seçim lokallerinde saat 08:00 ila 18:00 arasý oy verilebilir. Seçim bildirinizin ön yüzünde þu bilgileri bulabilirsiniz: - Seçim lokali, yani oyunuzu kullanacaðýnýz yerle ilgili bilgi, - Seçim günü, yani oyu- haber nuzu kullanacaðýnýz tarihle ilgili bilgi. Seçim günü oy kullanmaya giderken seçim bildirisini ve kimlik belgenizi beraberinizde götürün. Her iki belgeyi seçim lokalinde bulunan seçim görevlilerine gösterin. Ardýndan size bir oy pusulasý verilecek. Bu oy pusulasýyla birlikte bir seçim kabinine geçip oyunuzu kullanacaksýnýz. Seçim bildirimi kaybettiðim zaman ne olur? Hiç sorun deðil. Seçim bildirinizi kaybettiyseniz ya da seçim günü bulamýyorsanýz, oy kullanacaðýnýz seçim lokalinde geçerli kimlik belgenizi göstererek de oyunuzu kullanabilirsiniz. Oy pusulasý: Oy pusulasý iki bölüme ayrýlýr. Sol taraftaki yazýlar siyah, sað taraftaki yazýlar mavidir. Sol tarafta kullandýðýnýz oy ile seçim bölgenizi Federal Meclis’te temsil edecek milletvekilini seçeceksiniz (birinci oy-Erststimme). Sað tarafta kullanacaðýnýz oy ile bir partiyi seçeceksiniz (ikinci oy-Zweistimme). Oy verme þekli: Oy pusulasýnýn her iki tarafýnda da yalnýzca birer haneyi iþaretleyin. Sonra oy pusulanýzý katlayýp seçim sandýðýna atýn. Oyum ne zaman geçersiz sayýlýr? Oy pusulasýnýn sað ve sol tarafýnda da sadece bir haneyi iþaretleyerek oyunuzu kullanmalýsýnýz, yoksa oyunuz geçersiz sayýlýr. Ayrýca oy pusulasýnýn üzerine hiç bir þey yazmamalý, birinci ve ikinci oylarýn üzerini çizmemelisiniz. Bu durumda da oyunuz geçersiz sayýlýr. Seçim günü oy kullanmaya gidemiyorum! Sorun deðil, oyunuzu mektupla da kullanabilirsiniz. Kaynak: Bundeszentrale für politische Bildung/bpb 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr GMG Düsseldorf Bölgesine Baðlý Camilerden Olan ve Duisburg Bruckhausen semtinde Hizmet Veren Mevlana Camii`nin Ýftarýna Katýldýk. Caminin Baþkaný Nevzat Kaya Bizi Çok Ýçten ve Samimi Bir Þekilde Karþýladý. Siz Okuyucularýmýza Camiyi ve Hizmetlerini Tanýtmak Ýstedik. Þimdi Baþkanla Yaptýgýmýz Kýsa Sohbeti Siz Okuyucalarýmýz Ýçin Yayýnlýyoruz. Merhaba Baþkaným Sizi Tanýyabilir miyiz? -Öncelikle camii mize hoþgeldiniz. Ben Nevzat Kaya. Giresunluyum. 1979 yýlýnda Almanya`ya geldim ve 1992 yýlýndan beridir de Milli Görüþ cemiyetlerinin içerisinde görev almaktayým. Duisburg Bruckhausen Mevlana Camisinde de arkadaþlarým ve ben yeni göreve baþladýk. Koskoca Bir Teþkilatýn Ýçerisinde Olmanýn Getirdigi Sorumluluðun Aðýrlýðý Var mý Üzerinizde? -Efendim ben þöyle düþünüyorum. Hizmet her yerde hizmettir. Burda yaptýgýmýzda Allah için bir hizmettir. Bunun manevi tadý baþkadýr. Teþkilatýmýz büyük ve bizlerin görevi insanlarýmýza hizmet etmek. Peki Ýnsanlar Camilere, Cemiyetlere Sahip Çýkýyorlar mý? Tabiki burda cemiyetlerin insanlarýn sahiplenmesiyle ayakta duruyorlar. Sonuçta bu cemiyetler insanlarýmýz için var. Saðolsunlar insanlarýmýz da bu deðerlere sahip çýkýyorlar. 40 yýl önce buraya gelen birinci nesil insanlarýmýz bu ve bunun gibi olmayan cemiyetlerin sýkýntýlarýný çok çektiler o zaman. Ve bunu bilen insanlarýmýzýnda sahiplenme duygularý daha farklý oluyor. Ýnsanlarý Camiilere Çekmek Ýçin Neler Yapýyorsunuz? Herþeyin ötesinde burasý Allah’ýn evidir. Biz camiimize ibadet etmek isteyen herkesi bekliyoruz. Bizim Kapýmýz Herkese Açýktýr. Bizlere Yapmýþ Olduðunuz Faaliyetlerden Biraz Bahsedebilir misiniz? Biz göreve baþlamýþ yepyeni bir eki- I Seite 19 IGMG Düsseldorf Bölgesi Duisburg Mevlana Camii biz bu geçtiðimiz süre içerisinde yapmýþ olduðumuz faaliyetlerden bazýlarý þöyle; bir kütüphanemiz vardý 6 aydan beri süre gelen inþaat çalýþmalarý vardý bu kütüphanemizin onlarýn son bölümünü tamamlayýp inþallah bu önümüzdeki günlerde resmi olarak açýlýþýný yapacaðýz. Çok güzel bir mescidi oturma odasý ve çocuklarýn spor yapabileceði ve seyredebileceði bir tv odasý yeri var. Bu geçtiðimiz ramazan ayý içerisinde orada onlarý onure etmek için bir teravih namazý kýldýk. Gençlerle beraber program yaptýk. Efendim daha sonra tatil dönemine girildi. Fakat bu dönem içerisinde de eðitime agýrlýk verildi. 6 tane yavrumuzu Düsseldorf Bölgemize gönderdik. Onlarýn eðitim almalarýný saðladýk. Ve ayný þekilde camimizde de kýz ve erkek olmak üzere takriben 80 civarýnda çocuða hocalarýmýz tarafýndan ders verildi. Bunlar genelde yaz çalýþmalarýmýzdýr. Peki Baþkaným Aileler Ýçin Neler Yapýyorsunuz? Buna paralel olarak ailelerin birbirleriyle daha pekiþmesi için bir kýr gezisi düzenlemek istedik fakat havalar bize elvermedi. Bu programý en sonunda camimizin avlusunda yaptýk. Yaz dönemini böyle geçirdik. Mevlana Camii Olarak Ramazan Ayýna Nasýl Hazýrlandýnýz? Ondan sonraki bölümlerde ise Ramazan faaliyeti bölümlerimiz baþladý. Öncelikle cemaatimize faydalý olmak için Türkiyeden bir hatip getirdik. Düsseldorf Bölgesinde tek hatip olan camii Mevlana camisiydi. Bununla da gurur duyuyoruz. Hocamýzda hakikaten ilmi konularda gençlerimize, kadýnlarýmýza ve bizlere faydalý oldu hocamýza Nedim Urhan hocamýza bu konuda çok teþekkür ediyoruz. Allah kendisinden razý olsun. Ramazan çalýþmalarýmýzda bu sene deðiþik bir uygulama yaptýk. Çevremizdeki iþadamlarý ve esnaflarýmýza açýldýk. Onlara camimizde iftar verme olanaðý saðladýk. Ve bunda da yüzde doksan baþarý saðladýk. Kalan yüzde onluk kýsmý da camimizin önde gelen isimlerinin iftar vermesini saðladýk. Bu bizim için camimizin hareketli ve bereketli geçmesine sebep oldu. Baþkaným camii inþasýyla ilgilide bir çalýþmanýz olduðunu duyduk. Evet bu uzun süreden beri devam eden bir çalýþmaydý. Bu da camimizin yýkýmý ile alakalý. Bilindiði gibi Duisburg Bruckhausen`da yeþillendirme çalýþmalarý var. Bu kapsamda camimizde yýkým alanýna giriyor. Bunun için biz yönetimimizce çevremizde hangi yerler bize müsait bunun için 5-6 tane yer tespit ettik. Hatta bu Ramazan ayý içerisinde de Duisburg Belediye Baþkanýný camimizde iftar yemeðinde aðýrladýk. Bu iftar yemeðinde çevremizdeki IGMG Teþkilatýndan Stadtverband Baþkaný, IGMG Genel Merkezden Oðuz Üçüncü, Bölge Baþkanýmýz Yaþar Erim ve çeþitli önder isimleri camiimizde istiþare toplantýsýna davet ettik bir görüþ birliðini saðlamak amacýyla. Ýlerleyen günlerde bir yer tesbitine karar vereceðiz. Ramazandan sonraki çalýþmalarýmýz yeni camiimizin yeni yeriyle alakalý olacak. Çalýþmalarýmýzý bu ölçüde sürdürüyoruz. Ýnþallah Rabbim yardýmcý olsun bi- ze. Durmak yok yola devam diyoruz. Beraber çalýþtýðýmýz arkadaþlarýmýza, cemaatimize ve camiimizin imamýna çok teþekkür ediyoruz. Onlarla beraber güzel þeylere imza atacaðýz. Camiinin Ýhtiyaçlarýný Nasýl Karþýlýyorsunuz? Camiimizde üyelerimiz var her ay düzenli bir þekilde belli miktarda aidatlarýný ödüyorlar. Allah hepsinden razý olsun. Mümin dayanýþmasýnýn en güzel örneðini burda gösteriyorlar. Ýftar yemeginize Alman dostlarýnýz da istirak etmiþler. Siz Bunun Uyum Ýçin Ciddi Bir Adým Olduðunu Düþünüyor musunuz? Kesinlikle öyle olduðunu düþünüyorum. Çünkü dünya çok farklý bir yere doðru gidiyor. Dinler arasý diyalog çok önemli. Ýslam gibi bir hoþgörü dinini onlara anlatabilmek ve onlarý anlayabilmek için bu gibi örneklerin her zaman yaþanmasýný diliyoruz. Ayrýca yaptýðýmýz açýk kapý günlerinde de Alman dostlarýmýzý davet ediyoruz. Biz bunun önemli olduðunu düþünüyoruz.. Sayýn baþkan cemaatlarýn ve çocuklarýn camiiye daha fazla gelmelerini saðlamak baþkanlarýn kendi projelerine de baðlýdýr deðilmi? Siz bu konuda neler yapýyorsunuz? Çok güzel bir konuya temas ettiniz teþekkürler. Tabiki çok haklýsýnýz. Ben bizden önceki yönetimlere çok teþekkür ediyoruz hizmetleri için. Biz de onlardan aldýðýmýz emaneti devam ettiriyoruz. Çocuklarýmýz için kursalarýmýz var. Büyükler içinde öyle. Açýk kapý günleri. Sohbetler ve sayabileceðimiz bir sürü þey. Baþkaným bizi burda aðýrladýðýnýz için çok teþekkürler. Son olarak ne söylemek istersiniz? Ben teþekkür ederim geldiðiniz için. Malum 11 ayýn Sultaný Ramazan ayý içerisindeyiz. Bu ayýn herkese hayýrlar getirmesini diler. Herkesin Ramazan Bayramýný kutlar, saðlýk, mutluluk ve huzur dolu bir Ramazan Bayramý dilerim. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 20 I GMG Genel Merkezi’nde yapýlan iftar programýnda Ýslamî kuruluþlar bir araya geldi. Ýftarýn ardýndan yapýlan konuþmalarda Ramazan ayýnýn kardeþliði pekiþtirici boyutuna dikkat çekilerek, Avrupa’da yaþayan Müslümanlarýn sorunlarý gündeme taþýndý. Karþýlýklý fikir alýþ veriþi ortamýnýn oluþtuðu programa Türk basýn mensuplarý da katýldý. IGMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik Karahan programýn açýlýþ konuþmasýnda Müslümanlarýn Ramazan ayýný kutladý. Karahan konuþmasýnýn devamýnda, ‘‘Almanya’da yaþayan Müslümanlarýn ihtiyacý din dersine indirgenmemelidir. Asýl mesele Müslümanlarýn eþit bir taraf olarak kabul edilmesi ve temsilcilerinin toplumun her kademesinde temsil edilmedir,’’ dedi. Kurulan Almanya Müslümanlarý Koordinasyon Konseyi’ni (KRM) bu baðlamda deðerlendiren Karahan, konseyin Müslümanlarý heyecanlandýran çok müsbet bir adým olduðunu vurguladý. Karahan ayrýca, ülke yöneticilerinin Ýslam ve Müslümanlarla ilgili hukukî haklarý teslimde gecikmemeleri gerektiðini hatýrlattý. Dünyadaki geliþmelere de dikkat çeken Karahan, Çin’in Sincan bölgesinde vuku bulan acý olaylarýn ardýndan hâlâ güvenliðin saðlanamamýþ olmasýný büyük bir eksiklik olarak nitelendirdi. Cenab’ý Hakk’a sonsuz hamdederiz ki, bizleri rahmet, maðfiret ve cehennem azabýndan azat etme nimetlerine garkeden Ramazan ayýný tamamladýk, oruçlarýmýzý tuttuk, diðer ibadetlerimizi yerine getirdik ve ebedi bayramýn provasý olan Ramazan bayramýna kavuþtuk. Bayrama kavuþan bütün kardeþlerimin ve bütün Ýslam aleminin bayramlarýný tebrik eder, daha nice bayramlara kavuþturmasýný Cenab-ý Hak’tan niyaz ederim. Bu arada bayrama ulaþamayarak ebedi aleme göç etmiþ olan kardeþlerime de Allah’tan rahmet; geride kalan yakýnlarýna baþ saðlýklarý dileklerimi iletirim. Bu mübarek günümüzün hem bize hem de bütün bir ümmet-i Muhammed’e hayýrlar getirmesini Rabbimiz zülcelalden temenni ederim. Bir kýsmý yaz ve izin mevsimine denk gelmesine raðmen bu sene de Ramazan ayýmýz yoðun bir tempo içerisinde dolu dolu geçti. Tutmuþ olduðumuz oruçlarýmýzla, kýlmýþ olduðumuz teravihlerimizle, eda etmiþ olduðumuz zekat ve fýtralarýmýzla, hem mukabele hem de þahsi bol bol okumuþ olduðumuz Kur’an kýraatlerimizle, ihya ettiðimiz Kadir gecemizle ve mazlum ve maðdur- “ 17:53 Uhr Seite 20 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Ýslami Kuruluþlar IGMG Ýftarýnda Buluþtu Programa iþtirak eden T.C. Köln Baþkansolosu Kemal Demirciler de katýlýmcýlarýn Ramazan ayýný tebrik ederek onlarý kýsaca selamladý. Demirciler’in ardýndan konuþma yapan T.C. Berlin Büyükelçiliði Din Ýþleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan Ramazan ayýnýn manevî boyutuna dikkat çekerek Avrupa’daki Ramazan günlerinin Türkiye’ye kýyasla daha coþkulu geçtiðini savundu. Arslan konuþmasýnda, ‘‘Ýslamî kuruluþlarýn KRM’i kurmalarý ve Ramazan iftarlarýyla bir araya gelmeleri kardeþliði destekleyici adýmlardýr,’’ dedi. Almanya Ýslam Konseyi Baþkaný Ali Kýzýlkaya da, Al- manya’da Müslümanlarla ilgili cereyan eden olaylardan endiþelendiðini söyledi. Kýzýlkaya konuþmasýnda, ‘‘Ülkenin en güvenilir yeri olmasý gereken mahkemede bir Müslüman kadýnýn hakarete maruz kalarak daha sonra katledilmiþ olmasý, beni endiþelendirmektedir. Ne ilginçtir ki katliamýn ardýndan Baþbakan sayýn Merekel, Mýsýr Devletbaþkaný Mübarek’ten özür dilemektedir. Halbuki, bu saldýrý Mýsýr’a karþý yapýlan bir saldýrý deðil, Müslümanlarýn bu ülkedeki varlýðýna yönelik olarak yapýlan bir saldýrýdýr. Dolayýsýyla Baþbakan, biz Müslümanlardan özür dilemelidir. Fakat ne yazýk ki, þu ana kadar ne Baþbakan’dan ne de Ýçiþleri Bakaný’ndan bu doðrultuda bir ses çýkmýþtýr,’’ dedi. Almanya’da yaklaþan genel seçimleri de gündeme taþýyan Kýzýlkaya, Müslümanlarýn siyasal katýlýmýnýn, sorunlarýn giderilmesi için ihmal edilmemesi gereken bir alan olduðunu belirtti. KRM dönem sözcüsü ve IGMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik Karahan’ýn Ramazan Bayramý Mesajý larla dayanýþma infaklarýmýzla inanýyoruz ki, Ramazan ayýmýzý ihya ve idrak ettik. Bize bu imkanlarý halkeden Rabbimize hamdu senalar olsun. Bayramlar, yoðun manevi atmosferlerin yaþandýðý günlerdir. Kardeþliklerin, dostluklarýn, ahbaplýklarýn tazelendiði, yeni yeni güzel iliþkilerin elde edildiði mevsimlerdir. Bundan dolayý da bayramýn bu manevi havasýndan tam manasý ile nasiplerimizi almamýz gerekiyor. Evlerimizdeki fertlerden baþlayarak, yaþýyorlarsa anne ve babalarýmýzla, diðer aile büyüklerimizle, eþ, dost ve arkadaþlarýmýzla, komþularýmýzla ve ulaþabildiðimiz bütün din kardeþlerimizle, bayramlaþalým ve bayramý bütün hücrelerimizle tadalým. Bayramlar, ayný zamanda topluma arýz olabilecek kimi arýzalarýn tamir mevsimleridir de. Olmamasý gerekir; ama insanlýk eseri meydana gelmiþ olan kýrgýnlýklar, dargýnlýklar ve küsülü olmalarýn ortadan kaldýrýlacaðý en güzel zamanlar bayram günleridir. Bir kardeþimizle olabilecek bir problemimiz varsa, ya bizzat kendimiz cesaretle iþin üzerine giderek bu bayram gününü vesile etmeli ve problemi bitirmeliyiz. Ya da kardeþler olarak böyle aralarýnda dargýnlýk olanlarýn bu sýkýntýlarýný giderme noktasýnda aracýlýk etmeliyiz. Zira Allah u teala, “Kardeþlerinizin arasýný ýslah ediniz; onlarý barþtýrýnýz” (Hucurat Suresi, [49:10]) buyurmaktadýr. Bu ayet ve bu ayete benzer diðer ayetlerin hükümlerince de hareket ederek, kardeþler arasýndaki kýrgýnlýklarý sona erdirmek bir din kardeþliði görevidir ayný zamanda. Birbirleri ile barýþýk toplumun bayram günleri daha huzur ve sevinçle dolar ve bayramlar tam manasý ile hissedilir. Ramazan aylarý hayýr ve bereketlerin daha coþkun olduðu mevsimler olduðu gibi, bir baþka yönü ile de ümmetin yaralarýnýn sarýldýðý, problemlerine çareler arandýðý mevsimlerdir. Allah’a bu noktada da hamdederiz ki, karýnca kararýnca da olsa din kardeþlerimizin yardýmýna koþma imkanlarýný bize müyesser eyledi. Ancak biz teþkilat olarak bu çalýþmalarý yaparken bu imkanlarýn hazrýlanmasýnda emekleri geçen, destekleri olan bütün din ve dava kardeþlerimizi de unutamayýz. Aç, açýk, maðdur, mazlum ve muhtaç kardeþlerimize kucak açmada en küçük bir katký ile de olsa destekte bulunan bütün kardeþlerimize teþekkürle, kendilerini tebrik ediyoruz. Biz müslümanlar iyilik ve hayýr yarýþýnda insan ayýrýmý yapmadan hareket etme gayretindeyiz. Elbette bütün insanlardan da haber Almanya Müslümanlarý Merkez Konseyi Baþkaný Axel Eyüp Köhler, Ýslam Kültür Merkezleri Birliði Genel Baþkan Yardýmcýsý Mehmet Yýlmaz ve Avrupa Türk Ýslam Birliði Genel Baþkaný Selahattin Saygýn da misafirleri selamladý. ÝGMG Ýftar programýna ayrýca þu sivil toplum kuruluþlarý da iþtirak etti: Ýbrahim El-Zeyat (Almanya Ýslam Toplumu), Ayhan Yardýmcý (Avrupa Demokrasi Vakfý), Süleyman Arslan (UETD), Orhan Bilen (MÜSÝAD NRW), Golam Totakhyl (Annemarie Schimmel Forum), Aliþan Hýzlý (Almanya Alevi Ýslam Birliði, Tarýk Abdel Alem (Ýslamic Relief), Dr. Yusuf Iþýk (IGMG Eski Genel Baþkan Vekili), Abbdulcelil Karakaþ (Doðu Türkistan). Türk medyasýný temsilen de Zeki Sezer (Milli Gazete), Mahmut Çebi (Zaman), Tuncay Yýldýrým (Hürriyet), Ali Kýlýçarslan (Türkiye), Þeref Arý (Sabah), Ali Paþa Akbaþ (Kanal Avrupa) katýldý. böyle hareket etmelerini arzu ediyoruz. Fakat çoðunlukla umduðumuzu bulamýyoruz. Ýþte dünya coðrafyasýnda halen kan ve göz yaþý akan insanlar genellikle Ýslam ülkelerinde yaþayan müslümanlardýr. Yine kardeþlerimizin büyük bir kýsmý bayramý hüzün ve boynu bükük bir þekilde karþýlamaktadýrlar. En son örneðini Belçika’daki baþörtüsü yasaðýnda gördüðümüz insan hakký ihlalleri üzülerek ifade edelim ki yine müslümanlar üzerinde tatbik edilmeye çalýþýlmaktadýr. Filistin, Irak, Afganistan ve Afrikanýn mazlum ve maðdur insanlarýnýn bu maðduriyetleri halen acý bir þekilde devam ediyor. Halen hergün kan ve gözyaþlarý akýyor, ýrz ve namuslarý payimal ediliyor. Ýnsanlýðýn bir uzvu olarak, bütün insanlardan acilen bu gidiþata son verilmesini bekliyoruz. Din kardeþlerimizden de bu büyük acýlarýn son bulmasý için dua silahýna sarýlmalarýný tavsiye ediyoruz. Bu duygu ve düsüncelerle tekrar bütün kardeþlerimin Ramazan bayramlarýný tebrik ediyor, Yüce Rabbimizden, dünya müslümanlarýný ve bütün insanlýðý huzur ve güven içinde daha nice bayramlara kavuþturmasýný diliyorum.” 38. sayi sayfalar 29.09.2009 haber H er Ramazan´da oldugu gibi bu Ramazan ayýnda da geleneksel hale gelen Köln Bölgesinin Kadýn Kollarý idarecilerine, Bölge Yürütme Kurulunun ailelerine, Gençlik Teþkilatýnýn idarecilerine ve Bölge sýnýrlarý içerisinde mevcut olan iþadamlarýna yönelik iftar yemeði verdi. Kadýn Kollarý iftar yemeðinde hazýr bulunan idarecilerin hoþ bir karþýlama sonucu, ezanla beraber iftar yemeðine geçildi. Kadýn Kollarý Baþkaný Yasemin Baksis hanýmefendinin yapmýþ olduðu konuþmanýn ardýndan ikili sohbetlerle program teravih vaktine kadar devam etti. Köln Bölgesinde görevde bulunun yönetim kurullarýnýn (Ana Teþkilat, Gençlik Teþkilatý, Kadýn Kollarý ve Kadýn Kollarý Gençlik Teþkilatý) ailelerine yönelik düzenlenen iftar programýnda selamlama konuþmasý yapan IGMG Köln Bölge Baþkaný Kemal Ergün bölgede hizmet eden fertlerin ailelerine tesekkür etti. Ergün: “Bölgemizde görev yapan erkek idarecilerimizin hanýmlarýna, annelerine 17:53 Uhr Seite 21 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 IGMG Köln Bölgesi Geleneksel Ýftar Programlarý ve babalarýna caný gönülden teþekkür ediyorum. Sizlerin beylerinize verdiðiniz destekten, anlayýþýnýzdan ve fedakarlýklarýnýzdan dolayý bizler bu hizmetlerimizi rahat bir þekilde yerine getiriyoruz. Ayný sekilde Kadýn Kollarý idarecilerimizin eþlerine ve aile fertlerine ne kadar duacý olsak azdýr. Geceli gündüzlü çalýþan hanýmlarýmýz elbette en büyük fedakarlýðý yapýyorlar, desteklerinden ve anlayýþlarýndan dolayý Allah hepinizden razý olsun. Bu hizmetlerimizde sevap payý en çok onlarýn olacaktýr inþaallah”, diyerek kürsüden ayrýldý. Ýrþad Baþkan Yardýmcýsý Naim Çoraklý´nýn Kur`an-ý Kerim ziyafetinden sonra program sona erdi. Ertesi gün Gençlik Teþkilatýnýn düzenlediði iftar yemeðinde þubelerden gelen gençler aðýrlandý. Programa þube gençlik baþkanlarý, idarecileri, üniversiteliler ve orta öðretim “Yýldýz Gençliði” de katýldý. Ýkra- mýn ardýndan kürsüye gelen Bölge Gençlik Baþkaný Eþref Yücetaþ: “Geleneksel iftar yemeðimize hepiniz hoþ geldiniz. Ramazan ayýný Rabbim bizlere huþu içerisinde geçirmeyi nasip eylesin. Kötü alýþkanlýklarýmýzý býrakmayý ve býraktýrmayý bizlere nasip eylesin. Þu mübarek ayda üç seyi muhakkak eksiksiz yerine getirmeliyiz, bir bol bol Kur`an okumalýyýz, iki Teravih namazlarýný mümkün mertebe cemaat ile birlikte kýlmalýyýz ve üç farz namazlarýmýzý daha bir huþu içeri- sinde kýlmaya gayret göstermeliyiz.” diyerek kürsüden ayrýldý. Köln Bölgesi sýnýrlarý içerisinde bulunan iþadamlarýna yönelik yapýlan iftar yemeði geniþ katýlým ile gerçekleþtirildi. Programda iþadamlarý yaný sýra, eski cemiyet baþkanlarý da hazýr bulundu. Programda selamlama konuþmasý yapan IGMG Köln Bölge Baþkaný Kemal Ergün, iþadamlarýna yýl boyuncu yapmýþ olduklarý maddi manevi desteklerinden dolayý teþekkür etti ve çalýþmalarýnda baþarýlar diledi. Yoðun iftar programlarýndan sonra Kemal Ergün: “misafirlerimize ayrý ayrý teþekkür ediyorum, bilhassa programýmýzýn gerçekleþmesinde gerek hazýrlýk gerekse hizmet noktasýnda Kadýn Kollarý Baþkanýmýz Yasemin Baksis hanýmefendiye ve ekibine, Gençlik Teþkilatý Baþkanýmýz Eþref 21 Yücetaþ´a ve idaresine ayrýca teþekkür ediyorum dedi.” Gençlik Teþkilatý Köln Bölgesi ÝTÝKAF´DA Peygamber Efendimizin Ramazan ayý içerisinde gerçekleþtirdiýi bir sünnettir Ýtikaf. Kalk Kuba Camisinin ev sahipliði yaptýðý programda mescit hýnca hýnc doldu taþtý. Açýlýþ Kur`an-ý Kerim ile baþlayan itikaf, ev sahibi ve çiçeði burnunda Kuba Camisi Gençlik Baþkaný Mustafa Minen´in, açýlýþ konuþmasý ile devam etti. Ardýndan selamlama konuþmasý yapan IGMG Köln Bölgesi Gençlik Baþkaný Eþref Yücetaþ, her yýl gençlerimiz bu programý daha büyük bir ilgi ile takip ediyor. Ýtikaf bölümü geçen yýllarda da olduðu gibi yine bu yýl Bölge Baþkaný Kemal Ergün tarafýndan yönetildi. Gerçek bir maneviyat fýrtýnasý yaþayan gençler zikirden sonra soru cevap faslýna geçtiler. Ýki rekat namazdan sonra ev sahibi þubenin hazýrladýðý sahur ikramý ile program son buldu. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 22 17:53 Uhr Seite 22 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 haber Düsseldorf Bölgesi Geniþletilmiþ Ýdareciler Toplantýsý I GMG Düsseldorf Bölgesi 2009-2010 Çalýþma Yýlý Geniþletilmiþ Bölge Ýdarecileri, Þube Baþkanlarý ve yönetimleri, Hocaefendiler Toplantýsý Efendi Dügün Salonunda yapýldý. Duisburg-Avrupa`nýn en büyük sivil toplum kuruluþu olan Ýslam Toplumu Milli Görüþ Düsseldorf Bölgesi 2009-2010 Çalýþma Yýlý Geniþletilmiþ Bölge idarecileri, Þube baþkanlarý ve hoca efendiler toplantýsý Efendi Dügün salonunda yapýldý. Açýlýþ Kur`an-ý Kerimini Cennet vatanýmýzdan Anadolu Gençlik Dernegi Küçükçekmece Ýlçe Baþkaný Nevzat Bakýr Hocaefendi tarafýndan okundu ve yoklamaya geçildi. IGMG Düsseldorf Bölgesi Teþkilatlanma Baþkaný Erdogan Ok tarafýndan yapýldý. IGMG Düsseldorf Böl- W uppertal Rahmet Magfiret ve Bereket ayý Ramazanýn gelmesi ile insanlar bir araya geliyor. Wuppertal Milli Görüþ Yunus Emre Moschee, DÝTÝB Camileri, Wuppertal Ülkü Ocagý, Ebubekir Moschee, Ülkü Ocaklarý Camii, Verein des Ýslam und Friedens, Botschafter des Frieden e.V ve W.Ý.B Camii Wuppertal Camileri adýna Ýftar Çadýrý organize ettiler. Auf dem Rathausvorplatz in Barmen / Johannes-Rau-Platz 1 adresinde Wuppertal Belediye Binasýnýn önünde Besuchen Sie das “ÝSLAM MOBÝL” Die Moschee auf Rädern“le Ýslamý tanýttýk Belediyeninde katkýlarýyla hazýrlanan Ýftar ge Baþkaný Yaþar Erim Þube baþkanlarýna katýlmalarýndan dolayý teþekkür etti. Þube baþkanlarýna çok büyük görevler düþtüðünü, hizmet bekleyenler olduðunu bizlere ihtiyacý olan bir çok mazlum insanýmýz var. Onlarý mahçup etmemek için çok çalýþmak durumundayýz diye konuþtu. Egitim konusunda yeni ataklar içinde olduklarý söyledi. Ýslamiyet’in, barýþ ve kardeþlik dini olduðunu, bu duygularýn Ramazan’da daha çok yükseldiðini söyledi. Muhtaçlara aslýnda her zaman yardým etmenin Ýslam’ýn ruhuna uygun olduðunu bildiren IGMG Düsseldorf Bölge Baþkaný Erim “Bu tür hizmetler Ramazan ayýnda daha çok artar. Çünkü dindar zenginler, yoksullarýn halini Ramazan gelince daha iyi anlar” dedi. IGMG Genel Merkez Teþkilatlanma Biriminden Mustafa Uyanýk da çok önemli konularda baþkanlara þu iþlere dikkat etmelidir dedi. Ciddiyetli, gayretli, metodlu olmak sonuna kadar çalýþmak bizim için önemli dedi. Genel Merkez Teþkilatlanma Birimi olarak her noktada Milli Görüþ olarak olmak zorunda olduðumuzun bilincindeyiz diye konuþtu. IGMG Düsseldorf Bölge Eðitim Baþkaný Þinasi Þimþek, Teþkilatlanma Baþkaný Erdogan Ok, Sosyal Hizmetler Baþkaný Selahattin Çakýr, gerekli çalýþmalar hakkýnda bilgilendirme yaptýlar. IGMG Düsseldorf Bölge Gençlik Baþkaný Bektaþ Köroðlu, Avrupa Çapýnda Gençliðin içinde bulunduðu durumun farkýndayýz bu yüzden gençlik bizim için çok önemli olmak da zorundadýr” dedi. Köroðlu, yýldýz projesini çok önemsediklerini böylece yýllar içinde bize faydalý gençleri aramýza katabileceklerini söyledi. Ýslam Toplumu Milli Görüþ Düsseldorf Kadýn Kollarý Baþkaný Nefiye Er- Wuppertal`da Ýftar Çadýrý Çadýrý Ýnsanlarýn akýnýna ugradý. Ýki günde 1000 kiþiyi agýrlayan Ýftar Çadýrý Wuppertalda büyük ilgi gördü. Programa katýlanlarýn Ýsimleri Þöyle 1.(CDU)dan Peter Jung Belediye Baþkaný ve önemli simalar 2.(SPD)den Dietmar Bell Belediye baþkan adayý, Klaus Jürgen Reese (SPD) Gurup Baþkaný, Dr. Stefan Kühn (SPD) Vali Yardýmcýsý, Arif Ýzgi (SPD) Belediye Meclisi üyesi 3.Yeþillerden Peter Vorsteher yeþiller Belediye Grub baþkaný ve yönetim ekibi 4.(FDP)den de dört kiþi katýldýlar. Programýn sunuculugunu Milli Görüþ Wuppertal Þube baþkaný Abidin Temel’in Kýzý Burcu Temel ve Wuppertallý Bölge yönetiminden Ahmet Turan Koçyigit’in Kýzý Fatma Koçyigit yapti. Ilk konuþmayý (CDU)lu Belediye Baþkaný Peter miþ de kadýn kollarýnýn yapmýþ olduklarý çalýþmalar hakkýnda gerekli açýklamalar yaptýlar. Türkiyeden misafir hatip olarak katýlan Marmara Üniversitesi Emekli Öðretim Üyesi Doç. Dr. Nedim Urhan, Hocaefendi de “Ramazan’ý güzel bir þekilde ihya eden, gündüzleri siyamlý (oruçlu) ve kýyamlý (namazlý), geceleri kýyamlý (namazlý), dilini, elini, belini, gözünü, kulaðýný haramdan sakýnýp, kalbini ve kalýbýný Allah’a baðlamak suretiyle güzel bir Ramazan geçiren anasýndan doðduðu günkü gibi olur.” Bir baþkasýnda ise: “Ramazan’da bir mümine iftar açtýran bin ay nafile oruç tutmuþ gibi sevap kazanýr” buyuruyor dedi. Kapanýþ Kur`an-ý Kerimi Ahmet Taþçý Hocaefendi tarafýndan okundu. Program sona erdi. Jung yaptý. Jung’un konuþmasý sagcýlara karþý sizlerden oylarýnýzý kullanýp aþýrý sagcýlarýn önlerini kesmelisiniz. Müslümanlarý birarada olmasýný takdir ediyoruz diye konuþmasýna devam etti. Programda diger partililer ve Cemiyet temsilcileri de birer konuþma yaptýlar. Akþam ezaný okunmasýyla El Ensar, Lezzet Bekerei’ýn Pidesi ve Osmanlý Yemek Fabrikasýnýn yemekleriyle iftar ettiler. Wuppertal Belediyesi Wuppertallý Müslümanlara bir yýl önceden de söyledigi gibi Stadthalle`de iftar verecek. DÝTÝB camii Baþkaný Hayri Günay ve Ersin Özcan’da hazýr bulundular. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr dosya Seite 23 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Mehmet GEDiK Dipl. Päd. T eknolojinin hýzla geliþtiði, digital paylaþýmlarýn alabildiðine yaygýnlaþtýðý bir toplumun en çok sorulan sorularý arasýnda “gençlerimiz ve ergenlik sorunlarý” yer almaktadýr. Ebeveynlerden zaman zaman e-mailler aldýðým gibi, bazýlarý da bizzat gelerek çocuklarýnýn ergenlik dönemleri ve davranýþlarý ile ilgi bir çok sorular yönelterek, bilgiler almaktadýrlar. Bu görüþmelerin yanýsýra, velilerimiz gerek veli toplantýlarýnda gerekse bizzat arayarak çocuklarý ile ilgili bir çok ergenlik sorunlarýný dile getirmektedirler. Çocuklarý ile ilgili sorunlarýný önce uzun uzun anlatýrlar. Bir çoðuna göre sorunlar çocuklardan kaynaklanmaktadýr. Yani toplumun geliþmesindeki tüm olumsuzluklar gençlere fatura edilmektedir. Bu duruma düþmelerine sebep olarak da toplum içerisinde bulunduklarý baþýboþluktan tutunda, okullarda aldýklarý eðitimin ahlaki boyutundaki eksiklikler hedef gösterilmektedir. Birçok veli bu süreç içerisinde çocuðuyla nasýl ilgileneceðini bilmez. Bütün suçu çocuðunda veya dýþarýda arar. Ama ardýndan da “NEDEN BÖYLE OLUYOR?..” diye soruyu sormaktan da kendilerini alýkoymazlar. Ortalama olarak baktýðýmýzda, bizlerle irtibata geçen veliler arasýnda çoðunluðunu, çocuklarý ile ilgili sorunlar alabildiðince büyümüþ ve artýk iliþkileri kopma noktasýnda olanlar oluþturmaktadýr. Görüþmelerimiz esnasýnda, kendilerine, çocuklarýnýn ergenlik sorunlarý karþýsýnda nasýl davrandýklarýný sorduðumuzda ancak velinin davranýþlarý ile ilgili örnekler alabilme imkanlarýmýz olmaktadýr. Yani hep süre gelmiþ, deneme yanýlma metodlarý ile çocuklarýna yaklaþtýklarýný, defalarca ayný hatalarýn üst üste yapýldýðý acý da olsa tesbit etmekteyiz. Ebeveynler deneme ve yanýlma metodu- [email protected] nun yanlýþ bir metod olduðunu ancak iþ iþten geçtikten sonra farkýna varmaktadýrlar. Aslýnda ebeveynler, þöyle kendi ergenlik dönemlerini kýsa bir gözden geçirecek olsalar ergenlik döneminin nasýl bir devre olduðunun farkýna varacaklardýr. Bu durumu gözden geçirmeleri, çocuklarýný anlamak açýsýndan çokda zor olmasa gerek bir ebeveyn için. Anne ve babalar olarak bizler, ergenlik dönemimizi nasýl geçirdiðimizi yaþamýmýzýn açýlmaz sayfalarýna gömüvermiþiz. Ýþe aslýnda önce tam kendimizden baþlamak durumundayýz. Biz çocuklarýmýzýn yaþlarýnda iken, nasýl bir ergenlik atlattýk? Velilerimizden beklentilerimiz nelerdi? Bizleri gerçekten anlayabilmiþler miydi? Özellikle nasýl bir anlayýþ bekledik, hangi davranýþlarla karþý karþýya kaldýk? Yaþadýklarýmýzdan ne gibi olumlu olumsuz sonuçlar çýkarmalýyýz? Öncelikle ebeveynler olarak bunlardan dersler çýkararak çocuklarýmýzý anlamaya çalýþmakla iþe baþlamamýz daha uygun olmaz m?. Yani bu konuda çocuklarýmýzý eðitmekle problemleri çözebileceðimizi düþünmeden önce kendimizi eðitmekle baþlamamýz gerekmez mi? Ergenlik safhalarý nelerdir? Bu dönemleri çocuðumuz baþarýlý bir þekilde nasýl geçirebilir? Ebeveynler olarak onlara nasýl yardýmcý olmalýyýz konularýnda düþünerek, araþtýrarak kafa yormak durumundayýz. Onun için, NEDÝR ER- 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Ergenlik Çaðý Sorunlarý ve Çocuklarýmýz GENLÝK? Buradan baþlayarak önemli bir kaç noktaya deðinmekte fayda vardýr. Ergenlik kadar çocuklarýmýzýn ergenlik dönemine hazýrlýklarý da gözden kaçýrýlmamalýdýr. Bu hazýrlýklar çocukluk çaðlarýnda yapýlmalýdýr. Bu konuda ebeveynler olarak bilirkiþilerden yönlendirici bilgiler almanýn yanýsýra bir çok kitaplarý okumak ve konu ile ilgili olarak internet sitelerinden bilgiler almak durumundayýz. Ergenlik devrelerinin önemli bir ilk adýmý bebeklikten çocukluða geçiþ devrelerinde de yaþandýðý göz ardý edilmemelidir. Onun için üç ve dört yaþ grubu çocukluk devrelerin önemini kavrayarak hareket etmeliyiz. Ve çocuklarýmýza çocukluklarýnýn ilk devrelerinde, velilerinde yardýmý ile baþarýlý adýmlar arttýrýlmalýdýr. Çok önemli ayný zamanda çok geniþ bir konu olan çocukluk devrelerine atýlan ilk adýmlara baþka bir zaman yer vermek niyeti ile asýl acil ve önemli konumuz olan ergenlik konumuza dönelim. Ergenlik (Pubertät), insanýn bedensel ve ruhsal geliþim dönemine verilen addýr. Çocukluk döneminden yetiþkinlik dönemine geçiþte psikolojik ve somatik olarak yaþanan deðiþimdir. Bireyin, çocuksu hal, hareket ve davranýþlarýn yerini geliþen zaman içerisinde yetiþkinliðe, olgunluða, eriþkinliðe býraktýðý dönem olarak da halk arasýnda adlandýrýlmaktadýr. Ergenliðin devrelerinin ilk baþlangýcýnda, “Duygusal Zeka” (SQ)‘nun geliþiminde sosyal toplum bilinci, toplumsal kabullenme kavramlarý “süperego” geliþmektedir. Bireyin, yaþadýðý toplum içerisinde olduðundan fazla görünmek, kendini ispat için benlik seviyesi süperego ve egosu geliþir. Bu geliþmelere paralel olarak da çocukluk devrelerini geride býrakmaya baþlayan ve gençliðe adým atmakta olan bireyde vücut hormonlarýnýn deðiþimi ve geliþimi meydana gelir. Artýk genç, ikincil cinsiyeti “sekondar cinsiyet hormanlarý” ile ilgili bazý bedensel ve ruhsal geliþimleri kendisinde keþfetmeye baþlar. Buluð çaðý olarak da adlandýrdýðýmýz bu ergenlik döneminin en önemli dikkate alýnmasý ve göz ardý edilmemesi gereken en büyük deðiþim de “ostrejen” veya “antrojen” lerin vücutta cinsellik ile ilgili üretimidir. Bu deðiþim ister istemez ergenlik geliþim sürecinde olan gençlerde, sebepli sebepsiz psikolojik deðiþimler gösterir. Bu konular ile ilgili ergenlik baþlangýç yaþlarý ile özet bazý bilgiler verdikten sonra kýsaca öneriler ile birlikte nasýl davranmalýyýz ve neler dikkat edilmesi gerektiði hususlarýna deðineceðim. 23 Ergenlik yaþlarý, bölgesel iklim faktörleri dikkate alýnarak ele alýnmalýdýr. Kuzey yarým küredeki iklim þartlarý ile Ekvator üzerindeki iklim þartlarý bireyin ergenliðe ulaþmasýnda önemli bir rol oynamaktadýr. Bu duruma göre sýcak olan ülkelerde ergenlik çaðý soðuk olan ülkelere oranla daha erken yaþlarda baþlamaktadýr. Bunun yanýsýra, aileden alýnan genetik yapý, sosyoekonomik konum, hangi iklim þartlarýnda olursa olsun bireyin ergenliðinde ayrý bir rol oynamaktadýr. Küresel iklim bozukluklarýnýn etkisi ve sosyoekonomik durumlarýn deðiþiklikleri, eðitim ve medya boyutu ile cinselliðin çok erken yaþlarda çocuklara sýnýrsýz ve ölçüsüzce sunulmasý, ergenlik yaþýnýn daha da küçük yaþlara kadar indiði bilimsel bir tesbittir. Her ne kadar ergenlik yaþlarýnýn daha erken yaþlarda belirginleþtiði tezi günümüzde sunulsa bile genel olarak ergenlik yaþ sýnýrlamasý 11 - 20 yaþlarý ile sýnýrlandýrýlmaktadýr. Kýz çocuklarý, erkek çocuklarýna oranla daha önce ergenlik çaðýna yani 9–14 yaþlarý arasýnda ulaþmaktadýrlar. Ama ortalama olarak 13–14 yaþlarý arasýnda kýz çocuklarýnýn daha belirgin bir þekilde ergenliðe girdikleri bilinmektedir. Bu duruma göre yukarýda bahsettiðim þartlarý dikkate alarak çocuðunuzun ergenlik ile ilgili ortalama tesbitini yaparak kendinizi çocuðunuzun ergenliðine hazýrlayabilirsiniz. Hatta hazýrlamalýsýnýz diyorum çünkü, bu dönemde çocuðunuzun en çok size ihtiyacý olacaktýr. Onu anlýyor olmak ve onunla sýkýntýlarýný paylaþmak, ona yapabileceðiniz en ufak bir destek, onu için en isabetli yardým olacaktýr. Onun için en önce þunu bilmek durumundayýz. Gençlerin, ergenlik baþlangýçlarýnda en çok pisikolojik deðiþikliklere sebebiyet veren kýzlarda ostrojen ve 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr 24 erkeklerde antrojen salgý bezlerinin çok hýzlý bir þekilde iþlemesi ve geliþmesi nedeni ile kendilerini keþfetmek zorunda olduklarý en önemli andýr. Özellikle vücutlarýndaki cinsellik ile ilgili yaþadýklarý deðiþiklikler bilinçli bir þekilde ebeveynler tarafýndan çok normal ve doðal bir süreç olarak ele alýnýp geçiþtirilmemelidir. Önemle dikkatlerde tutulmalýdýr. Çocuðunuzun bu devrelerini önce anne ve babalar olarak ama en önemlisi de arkadaþ olarak yaklaþmakla paylaþarak yardýmcý olmaya çalýþmalýsýnýz. Ýçerisinden çýkamayacaðý bir çok yeni deðiþimi ile onu baþbaþa býrakmamalýsýnýz. Gençlerin en çok açýlamadýklarý ve paylaþamadýklarý bu konularda yalnýzlýklarý onlarýn yanlýþ adýmlar atmalarýna ve ömür boyu beraberlerliklerinde taþýmak durumunda olabilecekleri sorunlar olarak kalabilecektir. Cinsel konular ile ilgili durumlarýný konuþulmaz paylaþýlamaz tabular olarak benimserlerse, paylaþamamaktan ve aþaðýlýk komplekslerine kapýlmaktan içlerine kapalý birer birey olabilmeleri mümkündür. Bu durumlarýný arkadaþlarý ile yanlýþ paylaþýmlarý ve toplum içerisinde özgürlük adýna medyatik bilgi kirliliðinden nasiplenerek, yanlýþ yönlenmelerine sebebiyet verebilecektir. Tekrar hatýrlatýyorum, çocuklarýmýza önce anne ve baba olarak A Seite 24 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir yaklaþmalýyýz ama onlarla arkadaþ olmayý ihmal etmemeli ve çocuklarýnýzla bu durumlarýný biliçli bir þekilde sevgi ve saygýnlýk ölçülerine riayet ederek paylaþmalýyýz. Ergenlik konularý ile ilgili kitaplarýn okunmasýný teþvik etmeliyiz. Yaþadýðýmýz toplum içerisinde bilinçsizliklerden dolayý, aile içi tabularmýþ gibi sýnýrlandýrýlan bu önemli konular aile içerisinde sýnýrlara hapsedilip aþýlamadýktan sonra, genç kendisini yalnýþ bir þekilde keþfetmeye mahkum kalacaktýr. Ýçerisinde yaþadýðý çeliþkilere cevap bulamayan genç, psikolojik bunalýmlara düþecek, saðlýksýz bir kiþilik bunalýmýna itilmiþ olacaktýr. Ergenlik konusu devletler tarafýndan da ciddiye alýnmýþ, gerek ebeveynlerin bilinçlendirilmesi ve gerekse bu konularda toplumun dikkatlerini çekmek için eðitim ve bilgilendirme programlarý düzenlenmiþtir. Bu konularda ciltler dolusu kitaplar ve binlerce makalaler yayýnlanmýþtýr. Üniversitelerde konunun ehemniyeti üzerine araþtýrmalar yapýlmýþ, Sosyal bilim dallarý çerçevesinde bu sürecin bir ergen için nasýl baþarýlý geçirilebileceði noktasýnda bilimsel çalýþmalar yapýlmýþtýr. Bir sefer daha hatýrlatmakta fayda var. Bu konuda çocuðumuzu eðitmeden önce kendimizi eðitmekten lmanya’nýn Duisburg þehrinde faliyet gösteren KAM2000 adlý þirketin iftar yemeðinde beraber çalýþtýðý acentelar ve ayný kulvalda iþ yapan firmalar ÝKRAM Restorant’da bir araya gelerek Ramazan’ýn feyzinden ve birleþtiriliciðinden söz edildi. Firma Koordinatörü ve sahibi Hikmez Yazýcý iftar dolaysýyle yaptýðý konuþmasýnda katýlanlarý selamlayarak “Bu nadide günde bizleri yanlýz býrakmayan siz dostlarýma dostluðumuzun daha uzun süreler süreceðini umarak, son günlerde yurdumuzda vuku bulan hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 baþlamalýyýz ve çocuðumuza olan yaklaþýmýmýzý yeniden kontrol ederek iþe baþlamalýyýz. Önce araþtýrmalýyýz, konular ile ilgili okumalýyýz. Bilirkiþilerden faydalanýlmalý ve sorunlara zamanýnda müdahale etmeliyiz. Deneme yanýlma metodu ile bir sefer deneme þansýnýz olur bu konuda. Yanýldýðýnýzý anladýðýnýzda ise bir deneme þansýnýz daha olmayabilir. Çocuðunuzu teknolojik bir makina olarak görmekten ziyade, insan olarak ele almalýsýnýz. Pisikolojik, sosyolojik ve pedagojik boyutlarý bakmalýsýnýz meselelere. Aile içerisinde dýþlanýlmýþlýðý yaþamamalý çocuðunuz. Sonuç olarak çocuðumuza þunu hissetirmeliyiz. “Baþýna ne gelirse gelsin, biz senin yanýndayýz. Biz burdayýz.” Bu gücü hissetmeli. Düþtüðü zaman ailesinin elinden tutup kaldýracaðý hissi kendisine verilmelidir. Git ne halin varsa gör!.. Sen adam olmazsýn!.. diyerek aþaðýlanmamalýdýr. Arkadaþlarý, akranlarý ile hiç kýyasý yapýlmamalýdýr. Nasýl olmasý gerektiði ile ilgili örneklemelerin bilinçli bir þekilde tesbit edilerek verilmelidir. Kendi iç dünyasýnda oluþturmak istediði herþeyi kendisine býrakýrsanýz, yani yalnýz kalýrsa, kendine göre hür ve özgür bir dünya isteyecektir. Kendi özgürlük alanýnýn sýnýrlarý, baþkalarýnýn özgürlük sýnýrlarýnýn baþladýðý yerde bittiðini anlayamayacaktýr. Ýlgisizlik onu daha da arzu ettiði özgürlüðe kavuþturacak adýmlar olduðunu benimseyecek, sigara, alkol ve uyuþturucu gibi alýþkanlýklara sürüklenecektir. Tabiki özgürlüðün sýnýrsýz beklentileri ayný zamanda isteklerine ulaþamamanýn bunalýmlarýný da bereberinde getirecektir. Bu durum birçok ergeni intiharla karþý karþýya getirebilmektedir. Kendilerine duyduklarý öz güvenler ve kendilerini ispatlama psikolojisi, içerisinden çýkamayacaklarý beyin ve düþünce tramvalarýna sebebiyet vererek canlarýna kýymayý kurtuluþ olarak görebileceklerdir. Kendi bireysel ve aile kültür yapýsýnýn, içerisinde yaþadýðýmýz çok kültürlü toplumlarýn birer parçasý olduðu dikkatlerden kaçýrýlmamalýdýr. Çocuðumuz evde kendi kültürü içerisinde içli dýþlý yaþamaya çalýþýrken, dýþarýda karþý karþýya kaldýðý baþka kültürler mevcuttur. Bu kültürel sorunlarý entegrasyon dahilinde kültürler arasý çatýþmalar deðil, kültürel zenginlikler olarak ele alýnmalý ve karþýlýklý anlayýþlar çerçevesinde meselelere bakmalýdýr. Bu þu demek deðildir! Toplum içerisinde mutlu ve huzurlu olabilmenin yolu etkin kültüre adapte olmak, asimile olmak manasýna gelmemelidir. Onun için de, konunun baþýnda bahsettiðim gibi Hikmet Yazýcý: Prensiplerimiz ile daha da geliþeceðiz ve 8 erimizin þehit olmasý ve Ýstanbuldaki sel felaketinde hayatla- rýný kaybedenlere Allah (cc) dan rahmet diliyorum ve kalanlara sa- dosya çocuklarýmýzýn ergenlik öncesi hazýrlýk dönemlerinin, kimliklerinin oluþmasý noktasýnda çocukluk devrelerinde baþlatýlmasý gerektiðini belirtmiþtim. Zaten asýl sorun acýmasýz boyutlarý ile yaþanmasýnýn sebebi, çocukluk çaðý eðitimlerinin gerektiði gibi verilmemesinden kaynaklanmaktadýr. Gereken eðitim süreci çocuðun kimlik oluþumu ile ilgili verilmiþ olsa, ergenlik çaðý problemleri daha kolay bir þekilde atlatýlabilmesi mümkün olabilecektir. Çocuðumuzu anlayamama durumunda bu bunalýmlý dönemlerinde ister istemez kimlik çatýþmalarý yaþar ve çoðunluk kültürleri arasýnda kendi deðerlerinden kimliðinden ödün vererek asimile olmak durumunda kalýr. Çocuðunuz tanýnmaz duruma gelir. Netice olarak gün geçtikçe ergenlikden kaynaklanan sorunlardan dolayý sizden, aileden, öz deðerlerinden uzaklaþýr. Her çocuðu bekleyen ergenlik süreci, gençlerimizi kendi baþlarýna yalnýz býrakýlarak saðlýklý bir süreçten geçileceði yanýlgýsýna düþmemeliyiz. Çocuðumuz bu süreçte bizi, ailesini yanýnda hissetmeli. Bizlerde olmamýz gerektiði gibi çocuklarýmýz ile beraber olmalýyýz. Onlarý böyle bir dönemde anlamaya çalýþmalý ve yardýmcý olmalýyýz. býrlar tavsiye ediyorum. KAM 2000 olarak Türk insanýna hizmet etmeyi prensip edinmiþiz. Deðerlerimize önem veriyor ve kültürümüze uygun ve bunu unutmamak için bu gibi aktivitelerin yapýlmasý gerek. Kültürümüzü gelecek nesillerimize aktarmalýyýz. KAM 2000 olarak altarnatif turizmin yanýnda, genel turizme ve telekominikasyon dalýnda da daha fazla yatýrýmlar ve bilinçli iþ prensiplerimiz ile þirketimizi daha da geliþtireceðiz. Bu iftarýmýza katýlanlara teþekkür ediyorum ve birlikteliðimizin devam edeceðini umuyorum” dedi. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr özel köþe Y ine bir bahar geldi insanlýk alemine. Binlerce kýr çiçeði açtý bir gonca gülün etrafýnda. Akýn akýn bir göç baþladý o bahar yurduna kuþlar misâli. Davet edilenler ellerinde davetiyeleri, yüreklerinde ölümcül bir heyecanla koþuyorlar ki o güzel gülün kokusunu içlerine çekmeye. Ve ben, binlerce kýr çiçeðinden ayrý düþmüþ bir menekþe. Bu kurak tarlada yapayalnýz kalan ve sadece gözyaþlarýyla sulanan bir garip. Ben de istiyorum Ya Rasulullah dibinde açmayý. Taze bir tohum olup, yanýbaþýnda yeþermeyi. Ve ravzandaki Cennet Bahçende pembe pembe açmayý, kök salmayý. Bu yýl da çaðýr Ya Rasulullah beni o yeþil çatýlý Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Avukat Nalan SÖNMEZ K azada maðdur kiþi olarak çýkan zararýn masraflarýný karþý taraftan veya karþý tarafýn sigortasýndan talep edebilmeye hakkýnýz vardýr. Tabiki kazada suçunuz yoksa. Suçlu kiþi veya sigortasý tarafýndan çoðu zararýn tazminatý ödemede reddediliyor. Ben size kýsaca hangi durumda ne haklarýnýzýn olduðunu belirtmek istiyorum. Size ilk olarak verebileceðim taviseye ise, kazadan sonra bir avukat tarafýndan savunulmanýz. Kazada karþý taraf suçunu kabullense bile, buna hiç bir zaman güvenemeyiz. Genelde daha sonra karþý taraf bir anda suçunu üstlenmekten vazgeçiyor ve tabiki sizin bu durumu sonradan ispatlamanýz daha da zorlaþýr. Hiç bir zaman kazada nakit para karþýlýðýnda konuyu öylece kapatmayýnýz. Çoðu durumda zararýn büyüklügü ilk bakýþta fark edilmiyor. Bu yüzden kaza anýnda polis çaðýrýlmasý, fotoðraf gibi veya bir çizim yapýlmasý ispat için çok Seite 25 hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Kazadan Sonra Ne Yapmalý? önemli. Kendinizde bir rahatsýzlýk hissediyorsanýz, hemen bir doktora gitmenizde yarar var. Doktorda çýkan masraflarda zarar tazminatýna ekleniyor. Doktor belgelerini ve muayene makbuzlarýný saklamayý unutmayýnýz. Arabanýzdaki zarar 500,00 EUR’yu geçiyorsa eðer, bilirkiþi raporu (Gutachten) yaptýrmanýz gerekiyor. Bu bilirkiþi zararý tespit edip masrafýn miktarýný belirliyor. En geç bu adýmdan sonra bir avukata baþvurmalýsýnýz. Böylelikle avukat sizin zarar taleplerinizi ve bilirkiþi ücretini (Gutachterkosten) talep edecektir. Aracýnýzý daha sonra tamir ettirip ettirmeyeceðiniz size kalmýþ birþey. Bilirkiþi ödemesi de karþý tarafýn sigortasýndan ödenmesi gerek. Bu avukat ödemesi içinde geçerlidir. Bir de bu ödemelerin haricinde 25,00 EUR’da yapmýþ olduðunuz telefon görüþmeleri, yol parasý gibi ödemiþ olduðunuz küçük miktarlar için talep edilicektir. Ýspatlayabileceðiniz her ödemeyi de böylelikle geçerli hale getirebiliriz. Eðer arabanýz kullanýlmaz bir halde ise ve araba kiralama mecburiyetiniz varsa, arabanýz tamir edilene kadar veya yenilene kadar bütün masraflar karþý tarafýn sigortasýna aittir. Eðer kendi aracýnýzda çok fazla bir zarar yoksa ve siz kullanýma devam edebiliyorsanýz, tamir veya yenileme yapmayýp istifade zararýný (Nutzungsausfall) isteyebilirsiniz. Aracýn modeli ve yaþýna göre günlük miktar 25-95 EUR arasýnda deðiþiyor. Genellikle unutulan iki talep ise manevi tazminat ve ev idaresine mahsus para ödemesi. Bu ev idaresine mahsus para ödemesi bir ev kadýnýnýn/erkeðinin kaza nedeniyle yapamadýðý ev iþlerinin tazminatý gibi görülebiliyor. Bu ailenin büyüklüðüne göre deðiþiyor. Manevi tazminat ise mað- Bir Garip Menekþe evine. Bu kurumuþ, buruþmuþ menekþeye de sevgi yaðmurundan birkaç damla düþmez mi? Gül terinden bir damlacýk damlar mý ki topraðýma? Bir çýðlýk atsam duyarmýsýn sesimi, yoksa bir fýsýltý sana kâfi mi? Alýr mýsýn beni de yanýna? Ey büyük Allah’ým sen çaðýrýr mýsýn beni bu sene de evine? Çisil çisil yaðan rahmet yaðmurundan beni de nasiplendirir misin? Sonsuz arzuluyorum Allah’ým evinin, o mübarek Kâbe’nin yanýbaþýna ulaþabilmeyi. Söz veremesemde ona beyaz giysilerini giydirebilmeyi ve günahlarýndan içi dýþý kararmýþ o kutsal Hacer-ul Esved taþýný aðýrtabilmeyi. Bir ebabil kuþu olmak istiyorum, dinlenmeksizin Kâbe’nin üzerinde tavaf eden. Zemzeminden kana kana içip, kararmýþ kalbimi paklamak istiyorum. Hiçbir zorluða ve yorgunluða aldýrýþ etmeden, Sevr Daðý’nýn duraklarýna ulaþmak ve en doruk noktasýnýn taþýný topraðýný alnýma seccade yapmak istiyorum. Uhud ve Hendek meydanlarýnda nefsime savaþ açmak ve Mina’da ezeli düþmanýmdan þeytanýn baþýný taþlarla paramparça ezmek istiyorum. Cennet-ül Baki’ye gidip gözyaþlarýný, tâ ki kan boþalana kadar o mübarek zatlarýn topraðýna akýtmak istiyorum. Arafat’ta binlerce kiþiyle tek yürek olmak, Arafat vakfesiyle kendimden geçmek istiyorum. Ve bu mekanda, yine her zamanki yüzsüzlüðümle günahlarýmdan tekrar arýnmak istiyorum. Yeri göðü inleten bir orduyla Müzdelife’ye akýn etmek ve o soðuk gecede sýmsýcak 25 dur kiþinin zararýnýn karþýlýðýdýr. Bu yüzden kazadan sonra beliren þikayetlerinizde doktora gidip rapor almanýz ispat için çok önemli. Kazada bir ölüm gerçekleþtiyse mirasçý olan kiþiye manevi tazminat ödenir. Tabiki ölen kiþinin cenaze masraflarý da karþý tarafa aittir. Ölen kiþinin bakmak durumda olduðu, eþi veya çocuklarý varsa, kazaya neden olan kiþi bakým parasýný ödemek durumunda. Eðer ölen kiþinin ölmeden önce çalýþmýþlýðý olup ve bu ölüm nedeniyle son bulduðu için, ömür boyunca emeklilik ödemesi bile talep edilebilir. Bakmak zorunda olduðu kiþi varsa bunun da tabiki bakým parasý karþýlanmak zorunda. Son önemli üç tavsiye: -Kazadan sonra sakýn bir kaðýdý veya sigortayla ilgili bir belge imzalamayýnýz. -Avukatýnýzla görüþmeden polise bir açýklama yapmayýnýz. -Kazadan sonra zaman kaybetmeden yetkili bir avukat ile baðlantýya geçiniz. yüreklerin sevgisiyle örtünüp, ýsýnmak istiyorum. Gözlerimi yumup, o mübarek havayý içime çekip, kalbimin en güzel köþesine hapsetmek istiyorum. SafaMerve arasýnda soluk soluða koþuþturup, kaçmaya çalýþan iman ýþýðýný yakalamak istiyorum. En nihayetinde Ýsmail misali sâdýk koçumun kanýný alnýma deðdirip, kuþandýðým ihramdan en bahtiyar þekilde çýkmak isityorum. Rabbim sen affedicisin, rahmet sahibisin. Tekrar çaðýr ne olursun bu nankör misafirini. Beni, sana ve biricik peygamberime hasretle imtihan etme. O mübarek topraklarýn hasretiyle cezalandýrma bizleri ya Rabbi, affet bizi, sev bizi ya Rabbi. Sev beni de YA RABBÝ! Þengül Uslu 38. sayi sayfalar 29.09.2009 26 A lmanya`nýn Duisburg þehrinde, Dr. Ýbrahim Güneþ; Türkler arasýnda da çok yaygýn bir mide mikrobu olan helikobakter pilori hakkýnda bir saðlýk konferansý verdi. Özel bir ilaç firmasýnýn desteðiyle Türkçe olarak gerçekleþtirilen bilgilendirme toplantýsýnda konuþan Dr. Ýbrahim Güneþ, Türklerin yaklaþýk üçte ikisinde görülen mikrobun, gastrit, ülser ve kansere neden olabildiðini vurguladý. Helikobakter piroli mikrobunun dünyada en yaygýn mikroplardan birisi olduðunu anlatan Dr. Güneþ; bu mikrobu bulunduran kiþilerde hiçbir belirti göstermeden uzun süre midede bulunabildiðine dikkat çekti. Mikrobun 370 türü bulunduðunu da anlatan Dr. Güneþ: “bu mikrop midedeki mukoza tabakasýnýn altýna inerek orada yaþayabilmektedir. Helikobakter piroli, bazý insanlarda herhangi bir rahatsýzlýða neden olmadan uzun yýllar yaþayabildiði için `midedeki sinsi düþman´ olarak adlandýrýyoruz. Mikrop insandan insana geçebilmektedir. Mikrop, bazý hastalarda midede hafif ekþime, yanma, gaz, þiþkinlik þikayetlerine neden olurken bazýlarýnda ise çok þiddetli mide aðrýlarýna ve boðazýna kadar çýkan yanmalara neden olabilmektedir. Aðrýnýn þiddeti oluþturduðu doku bozukluðunun gastrit mi 17:53 Uhr Seite 26 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir D 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 DOKTORUNUZ MÝDENÝZ ÝÇÝN UYARIYOR veya ülser mi olduðuyla da ilgilirdir” dedi. Dr. Günes konuþmasýna þu þekilde devam etti. MÝKROP YOK EDÝLMELÝ Helikobakter pilori enfeksiyonu, dünyanýn en yaygýn enfeksiyon hastalýklarýndan biridir. Ýnsanlýk alemin neredeyse yarýsýnýn bu bakteriyi midesinde misafir ettiði belirten Dr. Güneþ; Helikopbakter pilori enfeksiyonun özelliði, mideye döþenen asitin zengin mukoza tabakasý içinde yaþayabilmesidir. Mikrobun insandan insana geçiþi mümkündür. Eksik hijyen koþullarý bulaþmayý kolaylaþtýrmaktýr. Bu bakteri asit salgýsýný arttýrmakta, ayrýca midenin iç yüzeyini döþeyen mukaoza tabakasýna zarar veren toksinler salgýlamaktadýr. Bu nedenle helikobakter pilori mikrobu taþýyanlarýn nerdeyse tamamýna yakýnda en azýndan kronik bir gastrit hali bulunmaktadýr. Bu bakteriyi taþýyanlarýn beþte birinde mide ve onikiparmak baðýrsaðý ülserleri ortaya çýkmaktadýr, ayrýca mide kanseri riski de artmaktadýr. Helikobakter pilori enfeksiyonu hiç bir belirti vermeden de sürebilir. Bazý hastalarda hafif eksime, Bayram Boyunca Çocuklarýn Resimleri Bedava Çekilecek uisburg-Marxloh Kaiser-Wilhelmstr. 295`te yeni açýlýþý yapýlan Odilfotograf`tan Onur bey gazetemize yaptýgý açýklamada: “Ramazan Bayramý coþkusu ile biraz olsun gurbette yaþayan çocuklarýmýzý neþelendirmek istedik. Duisburg-Marxloh`da bulunan fotografçý dükkanýmýza 0-12 yaþ ço- hayat cuklarýmýz þenliðimize davetlidir” dedi. Bayram þenliði niteliginde bu çocuklarýmýzýn resimlerini bedava çekeceðiz. Bayram süresince Odilfoto saat 11.00 - 17.00 saatleri arasýnda açýk olacak. Hayat Gazetesi ve Milli Gazete okuyucularýný da beklediklerini söyledi. yanma, gaz, þiþkinlik þikayetlerine neden olurken bazýlarýnda çok þiddetli mide aðrýlarýna, yemek borusuna kadar çýkan yanmalara yol açabilmektedir. Aðrýnýn þiddeti oluþturduðu lezyonun gastrit mi, ülser mi olduðuyla da iliþkilidir. Helikobakter pilori enfeksiyonu tanýsý koymanýn en doðru yolu, endoskopik incelemelerdir. Endoskopi çok kolay bir yöntem haline gelmiþtir. Aðýz yoluyla yemek borusu, mide ve onikiparmak baðýrsaðýna ulaþtýrýlan endoskop ile tüm bölgeler ayrýntýlý bir þekilde gözlenebilmektedir. Ayrýca cihazýn ucundaki özel aletlere þüpheli noktalardan küçük biyopsi örnekleri alýnabilmekte, bu örneklerde helikobakter pilori varlýðý kesin olarak belirlenebilmektedir. Helikobakter pylori en- feksiyonun belirti vermeyen hastalarda da tedavi edilip edilmemesi gerektiði konusunda tam bir fikir birligi yoktur. Mikrobun bazý insanlarda hiç bir soruna yol açmazken, bazýlarýnda çok þiddetli gastrit, ülser aðrýlarýna hatta mide kanserine yol açmasýnýn nedeni de tam olarak izah edilememektedir. Tedavisinde kullanýlan antibiyotikler (Klaritormisin ve amosksilin gibi) yeterli doz ve sürede kullanýldýklarýnda baþarýlý sonuç alýnabilmektedir. Bununla birlikte tedavinin yan etkileri ve maliyeti dikkate alýnarak bakteri varlýðý gösterilen herkese bu tedavinin uygunlanmasý gereði tartýþýlmaktadýr. Türk toplumunda helikobakter pilori enfeksiyonun yüzde 60-70 civarýnda olduðu belirtiliyor. Eðer uzun süredir devam eden mide þikayetleriniz varsa, bu þikayetlerin arkasýnda midenizde barýndýrdýðýnýz sinsi düþmanýn bulunabileceði aklýnýzda olsun. Gastrit ve ülser kanser yapabiliyor Helibakter pilori arastýrmalar göre on ikiparmak baðýrsaðý ülserlerin % 90`ýnda mide ülserlerinin yüzde 70`inde belirle- haber niyor. Ülser belirlenen hastalarda eðer helikobakter, de mevcutsa mikrobun yok edilmesi tedavinin önemli bir parçasýný oluþturuyor. Mikrobun ortadan kaldýrýlmadýgý durumlarda ülser tedavi edilse bile kýsa bir süre sonra tekrarlýyor. Helikobakter pilori sadece ülser veya gastrite neden olmuyur. Bu mikrop kanserojen bir bakteri olarak kabul ediliyor. Bu mikrobu taþýyanlarda mide kanserine yakalanma olasýlýðý dört kat fazla bulunuyor. Ayrýca mikrobun mide lenformasýyla da iliþkili olabileceði belirtiliyor. Kesin taný için en güvenilir test, endoskopi ile yapýlan inceleme ve bu esnada alýnan biyopside bakterinin araþtýrýlmasýdýr. Ayrýca bakteri antikorlarýnýn varlýðýný kanýtlamak için kan testlerinden veya dýþkýda bakteri antijeni tarama testlerinden de istifade edilebiliyor. Tedavi sonrasý ise nefes testi ile dýþkýda helikobakter antijeni testlerdir. Helikobakter pilori mikrobunun tedavisinde deðiþik ilaçlar kullanýlýr. Genelde, iki antibiyotik ve bir proton pompasý frenleyicisinden oluþan üçlü tedavi uygunalýr. Baþarý oraný yüksektir ve yüzde 95 e kadar varmaktadýr. Antibiyotiklere direnç kazanmýþ (çok seyrek görülen) vakalarda dörtlü tedavide uygulanýr. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr özel köþe Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Ihsan GÜLER Çok deðerli okuyucular Ramazan Bayramýnýn hayýrlara ve insanlýðýn gafletten uyanmasýna vesile olmasýný Allah`tan diliyorum. Ramazan Bayramý vesilesi ile de herkesin sakin, bilinçli, kazasýz, tehlikesiz, kurallara, çevre korumasýna ve insanlarý üzmemeye dikkat ederek araç kullanarak trafiðe çýkmanýzý temenni ediyorum. Hepinizi Allaha emanet ediyor hayýrlý bayramlar hayýrlý yolculuklar diliyorum. Bu seferki yazýmýzda sizi Avrupa Uyum yasalarýndan olan ve her Avrupa üyesinin zamaný geldiðinde kendi ülkesine entegre etmek mecburiyetinde olduðu kanunlardan birini size bilgim dahilinde açýklamak istiyorum. Bu seferki Avrupa Uyum Yasasý Nakliye Motorlu Taþýtlarýný ve Yolcu Taþýma Araçlarýný Kullanan Þoförlerin Bilgilerini Geliþtirme Kursu (weiterbildung) ile ilgili olacak. Kanunun adý: Weiterbildung der Fahrer bestimmter Kraftfahrzeuge für den Güterkraftoder Personenverkehr (Berufskraftfahrer-Qualifikations-GesetzBKrFQG) Kanun Tarihi: 14 Aðustos 2006 (BGBl. I S. 1958)” Meslek olarak þoförlük yapan ve Nakliye Motorlu taþýtlarýný veya yol- Seite 27 hayat [email protected] cu taþýma araçlarýný kullanan herkes için en son deðiþiklikleri ve son mühletleri aþaðýdaki gibi. Dikkat – Müsaadeli toptan aðýrlýðý 3,5 tondan fazla olan Nakliye taþýtlarý ve Yolcu taþýma taþýtlarý mesleki olarak kullanmak istediðiniz takdirde Weiterbildung “Geliþtirme kursu” belgesini almadan bir iþyerinde çalýþmanýz yasaktýr. Yani þu Ehliyet sýnýflarý: C/CE, C1/C1E ve D/DE (Linie-50 km), D1/D1E, D/DE için mecburidir. Kanunen yapýlmasý zorunlu olan, Yeni çýkan iki kursa dikkatinizi çekmek istiyorum. Beschleunigte Grundqualifikation (hýzlandýrýlmýþ Temel yeterlilik kursu) Bu kursu 09.09.2008 tarihinden sonra Otobüs Ehliyeti (D-DE, D1-D1E) yapan herkes yapmak zorunda. Ve 09.09.2009 tarihinden sonra Aðýr vasýta Ehliyeti (C-CE, C1-C1E) ya- 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Otobüs ve Kamyon Ehliyetlerinde Son Deðiþiklikler pan herkes yapmak zorunda. Bu kurs en az 130 Teorik Ders ve 10 saat Direksiyon Dersi olmak üzere 140 Saat sürüyor. IHK tarafýndan Almanca olarak 90 Dakikalýk yazýlý imtihana tabii tutuluyor. Maliyeti katýlýma göre deðiþiyor. 1500 ile 2500 arasý. Weiterbildung (Geliþtirme kursu) Bu kursu 09.09.2008 tarihinden Önce Otobüs Ehliyeti (D-DE, D1-D1E) yapan herkes yapmak zorunda. Mesleki olarak Otobüs kullananlar 35 saatlik Geliþtirme kursu yani Weiterbildung en geç 10.09.2013 tarihine kadar yapmýþ olmalarý gerekmektedir. Bu tarihten sonra da her 5 yýlda bir tekrarlanmak zorundadýr. 09.09.2009 tarihinden Önce Aðýr vasýta Ehliyeti (C-CE, C1-C1E) yapan herkes yapmak zorunda. Mesleki olarak Aðýr vasýta Nakliye taþýtlarý kullananlar 35 saatlik Geliþtirme kursu yani (Weiterbildung) en geç 10.09.2014 tarihine kadar yapmýþ olmalarý gerekmektedir. Bu tarihten sonra da her 5 yýlda bir tekrarlanmak zorundadýr. Bu kurs en az 7 saat olmalý (yani en az 5 gün, günde 7 saat) Veya 5 yýla daðýtýlarak da olabilir. Bu Geliþtirme kursunda aranan özellikler ve þartlarý En az 35 saatlik bir derse katýlma mecburiyeti –imtihan yok.! En az ders saati günde 7 saat olmalý. Bu 35 saatlik ders her 5 yýlda bir tekrarlanmalý. Bu dersler slayt vs. görüntülü sunum þeklinde olmalý. Geliþtirme kursu belgesini aldýktan sonra Ehliyet Dairesine verilerek Ehliyetin arkasýna kod sayýsýný 95 kayýt ettirmeli. niþan, kýna, düðün ve özel eðlencelerinizde grubum ile sizlerleyim www.erkanakbulut.com Handy: 0163-77 82 826 27 Müstesna olanlar Aþaðýdaki sayýlanlar Müstesnadýr: Saat de 45 Km/h hýzý aþmayan Güçlü Motorlu taþýtlar müstesna. Tüm Resmi Motorlu taþýtlar ve Resmiyet idaresinde çalýþan özel Motorlu taþýtlar müstesna. Ambulans veya Resmiyet idaresinde Afetlerde Kurtarma aracý olarak kullanýlan Motorlu taþýtlar hariç. Teknik Geliþtirme, Tamir veya Bakým amaçlý, Uzman Raporu için veya STVO kanun dahilinde kullanýlan Motorlu taþýtlar müstesna. Meslek icabý gereken Araç ve Gereçleri Taþýmalarda Müstesnadýr. Para Cezasý – -“Beschleunigte Grundqualifikation“ - (hýzlandýrýlmýþ Temel yeterlilik kursu) Belgesini almadan Her hangi bir iþyerinde nakliye taþýtlarýný veya yolcu taþýmak için Otobüs kullanmanýn Cezasý. 20.000 `ya kadar iþverenlere 5.000 `ya kadar þoförlere para cezasý verilir. Deðerli okuyanlar Daha detaylý bilgi için e-mail yazabilirsiniz veya Telefonla arayabilirsiniz. [email protected] Tel: 0179-6943682 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr Seite 28 28 [email protected] Ýlknur MELEKOÐLU E tnik kökene göre muamele yapýlmasýnýn özellikle polisin kimi durdurulacaðý, sorgulayacaðý, araþtýracaðý ve hatta tutuklayacaðýna karar vermesinde sýk sýk görüldüðünü ortaya koyan raporda, bu tür bir muamelenin ne terörizmin engellenmesinde ne de suç oranýnýn düþmesinde etkili olmadýðý belirtiliyor. OSJI Baþkaný James Golstan, rapora iliþkin, “Bu uygulama, iþlerin daha da kötüye gitmesine yol açýyor. Masum insanlar keyfi olarak alýkonuyor, seyahat kýsýtlamalarýna uðruyor, iþe girerken veya bankacýlýk iþlemleri yaptýrýrken kýsýtlamalarla karþýlaþýyor. Bu durum, tüm bir etnik topluluðu aþaðýlýyor, damgalýyor” þeklinde görüþ bildiriyor. Raporda Avrupa Birliði’ndeki 27 ülkeye etnik profil çýkarmayý tanýmlayan bir çerceve oluþturmasýný ve bu durumun yasak olduðunu açýkca belirtmelerini ve ayrýmcýlýk ve önyargýlara dayanan tedbirler yerine, önleyici tedbirler almalarý tavsiye ediliyor. Avrupa genelinde keyfi uygulamalar AB ülkelerinde polisin kimlik kontrolü yaparken insanlarýn etnik kökeni, dini ve ýrkýný dikkate aldýðý, bu genellemelerden yola çýkarak iþlemde bulunduðuna iliþkin çok sayýda örneðin yer aldýðý rapora göre polis, bu verilerden yola çýkarak kimi arayacaðýný, gözaltýna alacaðýný veya sorgulayacaðýný belirleyebiliyor. Almanya, Hollanda, Fransa, Ýtalya ve Ýngiltere’de yaygýnlaþan keyfi uygulamalara yer verilen rapora göre, örneðin Ýngiltere’deki Müslümanlarýn yüzde 32’si, 11 Eylül terör saldýrýlarýndan bu yana havaalanlarýnda ayrýmcýlýða maruz kaldý. Raporda Almanya’da, suç önleme gerekçesiyle, camilerde geniþ kitlelere toplu kimlik kontrolleri uygulamasýnýn yaygýnlaþtýðý belirtiliyor ve “makinali tüfek taþýyan bir polisin camideki 11 yaþýndaki çocuða kimlik kontrolu yaptýðý” ifade edilerek eleþtiriliyor. Ýspanya’da polisin Faslýlara Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Avrupa Birliði’nde etnik profil çýkarma: Yaygýn, etkisiz ve ayrýmcý “Arap pislikler” þeklinde hakaret ettiði raporda yer alan baþka bir örnek. Fransa ve Ýtalya’da polis evlere, iþ yerlerine ve camilere baskýnlar düzenleyerek Müslümanlarý keyfi biçimde hedef alýyor. Azýnlýklarýn ve göçmenlerin ayrýmcýlýða uðratýlmasýný deðerlendiren OSJI Baþkaný Goldston, “Bu durum polis için ve herkesin güvenliði için kötüdür, çünkü bu tablo bu toplumlarýn polise güvenmediðini ve suçla mücadelede polise kaynak olabilecek bilgiyi vermeyecekleri anlamýna gelir” diyor. Etnik profil çýkarmanýn ayrýmcýlýðýn bir türü olduðu vurgulanan raporda insanlarý etnik kökenine, ýrkýna yada dinine göre kayýt altýna almanýn en temel hukuk kurallarýndan olan, “her insan þahýs olarak muamele görmelidir bir grubun üyesi olarak deðil” prensibini ihlal etmenin yaný sýra bir insan hakký ihlali anlamýna geldiði kaydediliyor. Almanya Raporda, Avrupa’daki insan haklarý ile ilgili konularý izleyen EUMAP’ in (EU Monitoring and Advocacy) 2002 yýlýnda yayýnladýðý raporda Almanya’ daki “etnik kökene göre veri toplama (etnik profil çýkarma)” hakkýnda endiþelerini dile getirildiði belirtiliyor. Raporda, Avrupa Irkçýlýk ve Hoþgörüsüzlük Karþýtý Komisyonu ECRI’nin 2003 yýlýnda hazýrladýðý raporda, “Almanya’da, esmer tenlilerin, belirginlerin (Alman olmadýðý belli olanlarýn) ve azýnlýk mensuplarýnýn” uygunsuz bir þekilde polis tarafýndan kontrollere maruz býrakýldýðý, tren istasyonlarýnda ve havaalanlarýnda kontrol için teker teker seçildiklerinin vurgu- landýðý kaydediliyor. “Özellikle Müslümanlara baskýn yapýlýyor” Raporda Almanya’da polisin Romenlere ve göçmenlere yönelik baskýnlar yaptýðý belirtilirken özellikle de Müslümanlara yönelik baskýnlar yapýldýðý vurgulanýyor. Almanya’da sýnýr kontrollerinde (çalýntý araç, uyuþturucu alýþ-satýþý, illegal giriþ ve illegal oturum gibi suçlarýn tespiti için yapýlan kontroller) keyfi bir þekilde durdurulanlarýn, sýradan suçlular yerine göçmenler olduðu vurgulanýyor. Bevyara’da trenlerde yapýlan keyfi polis kontrollerini inceleyen 8 aylýk bir araþtýrma, kontrol için durdurulanlarýn %82’ sinin göçmenler yada mülteciler olduðunu belgeliyor. OSJI Raporunda Almanya’da 2001 yýlýndan 2003 yýlý baþlarýna kadar toplam 8.3 milyon insanýn dinine ve etnik kökenine dayalý olarak kiþisel bilgilerinin toplandýðý belirtilirken, bu rakamýn içinden bir tek teröristin bile çýkmadýðý vurgulanýyor. Almanya’da Müslümanlara yönelik kimlik kontrollerin 11 Eylül’den sonra daha da arttýðýnýn altý çizilen raporda, Alman polisinin sýklýkla Cuma namazlarýndan sonra cami önünde toplu kimlik kontrolleri yaptýðý belirtiliyor. 11 Eylül’den sonra Almanya’nýn en kalabalýk camileri de dahil olmak üzere 25-30 camide toplu kimlik kontrolleri yapýldýðý, bu operayonlarýn da özellikle Almanya’nýn güney eyaletlerinde yoðunlaþtýðý kaydediliyor. 2005 yýlý Temmuz ayýnda Londra’da meydana gelen bombalý saldýrý olayýndan sonra Almanya’da Müslümanlarý hedef alan kimlik kontrollerinin birden bire arttýðý belirtilen raporda, 2005 yýlý Aðustos ayýnda yüzlerce polisin Aalen, Balingen, Biberach, Esslingen, Freiburg, Friedrichshafen, Heilbronn, Karlsruhe, Lörrach, Ludwigsburg, Mannheim, Pforzheim, Ravensburg, Reutlingen, Sigmaringen, Stuttgart, Tübingen, Ulm ve Waiblingen’de cami önlerinde kimlik kontrolü yaptýklarý ve ortalama 900 kiþinin kontrole maruz kaldýðý ifade ediliyor. 2005 yýlý eylülünde ülke genelinde Hessen ve Frankfurt’un da aralarýnda bulunduðu 20 kentte 500 polis geniþ taramalar yaptý. Bu taramalarda cami yakýnýndaki dükkan, restoran ve barlara odaklanýldý ve bu taramalar sýrasýnda bazen sokaklar kapatýldý. Sözkonusu taramalarda 1.260 kiþi kontrol edildi ve 38 kiþi gözaltýna alýndý. Almanya’da terörle mücadele de bu operasyonlarýn bir deðeri olup olmadýðýnýn açýk olmadýðý belirtilen raporda, Müslümanlar karþýsýnda takýnýlan bu tavýr eleþtiriliyor. “Alman kontrol operasyonlarýnýn etkili olmasý, amacýna ulaþmasý kontrollerýn doðasý nedeniyle çok zor, ancak bu operasyonlarýn hedefi üzerindeki etkisi çok açýk. Bu oldukça açýk ve zorla yapýlan operasyonlar, binlerce insaný direk et- dosya kiledi ve toplumda Müslümanlarý dinlerinden dolayý þüpheli konumuna düþürdü” ifadeleri geçiyor raporda. Raporda, bazý durumlarda (baskýn için gerekli) somut temellerin zayýflýðý ve baskýn yolunun seçilmesinin poliste “Ýslam hakkýnda önyargýlarýn” olduðu hakkýndaki endiþeleri artýrmakta ve “seçilen hedefler ve taktikler, istihbarat temelli yaptýrým sýnýrlarýný aþarak etnik profil çýkarma boyutuna gelmektedir” deniyor. Raporda bu durum, “Eðer Ýslam’a karþý oluþturulmuþ bir önyargý olmasaydý 9 yaþýndaki bir çocuðun ifadesi üzerine bu þekilde bir baskýnýn yapýlýp yapýlmayacaðý” þüphesi dile getiriliyor. 2005 yýlý Ocak ayýnda Müslümanlara ait 50 cami ve iþyerinde toplam 800 polisin katýldýðý baskýnlar yapýldý. Baskýn sonucunda 11 kiþi terörisleri finanse etmek ve sahte evrak düzenlemek suçlarýndan tutuklandý, ancak daha sonra polis basýna kiþilerin terörle baðlantýlý olduklarýna dair hiç bir kanýt bulunmadýðýný açýkladý. Raporda vurgulandýðý gibi terörü engellemek amacýyla yapýldýðý iddia edilen Müslümanlara yönelik baskýnlar ve kontroller hiç bir iþe yaramadýðý gibi pek çok masum insanýn temel insan haklarýnýn ihlal edilmesine yol açmýþtýr. Zira Gelsenkirchen’deki bir mahkeme 2004 yýlýnda Bochum’da bir camiye yapýlan baskýnýn ibadet eden insanlarýn “toplanma ve din özgürlüðü” hakkýný ihlal ettiðine hükmetmiþ, sözkonusu baskýnda 227 kiþi alýkonulmuþ ve sorguya çekilmiþ, hatta bazý kiþiler 7 saatten fazla alýkonulmuþtur ki, bu da polis eylemlerinde uyulmasý gereken kurallarýn ihlali anlamýna gelmekteydi. Mahkeme ayrýca, polisin yasal sýnýrlarý ihlal ettiðini ve polisin bu tür bir eylemin gerçekleþtirilebilmesi için gerekli olan “somut tehlike” nin varlýðýný gösteremediðinin de altýný çizmiþtir. 38. sayi sayfalar İ 29.09.2009 slam Toplumu Milli Görüş Köln Bölge Gençlik Teşkilatı Bölge-ye bağlı şube gençlerine iftar verdi. İftar Köln Bölge Merkezinde yapildi. İftara IGMG Genel Merkez Orta Öğretim Biriminden İsmail Karadöl, Genel Merkez Gençlik Teşkilatlanma Başkanı ve Köln Chorweiler Cemiyet Başka-ni Yunus Aydın hocaefendi de iştirak 17:53 Uhr Seite 29 IGMG KÖLN BÖLGE GENÇLİK TEŞKİLATI İFTAR PROĞRAMINDA BULUŞTU ettiler. İftar yemeğinin ardından Köln Bölge Gençlik Teşkilatı Başkanı Eşref Yücetaş s e l a m l a m a konuşmasında „2009/2010 yılına R a m a z a n l a başladık. Ramazan bereketiyle geldi, bereketiyle gidiyor“ dedi. Yücetaş konuşmasını günün güzel menüsünü hazırlayan Genel Merkez ahcısı Ahmet usta-ya teşekkür ederek bitirdi. Proğramın sunuculuğunu yapan Gençlik Teşkilatı Teşkilatlanma Başkanı Ümit Ocaktan tüm misafirleri Cumartesi günü teravih namazının ardından Kuba Subesinde yapılacak olan İtikaf‘a davet etti. Macit Bozkurt`un kapanış duasıyla çay ikramına geçildi. İftara proğramına 90 kişi katıldı ve proğram güzel bir atmosferle son buldu. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr Seite 30 IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi Lengerich Cemiyeti I slam Toplumu Milli Görüþ Teþkilatlarý Kuzey Ruhr Bölgesine baðlý olarak faaliyetlerini sürdüren Lengerich Cemiyeti ile alakalý olarak Mehmet Demir arkadaþýmýz ile Lengerich cemiyet baþkaný Metin Arcan Bey yapýlan röportajda aþaðýdaki maddelere deðindi. IGMG Lengerich Cemiyetin Baskanlarý ve Faaliyetleri 15.07.1992 Cemiyet binasý alýndý ve tamirat baþladý Baþkan Fuat Kaya Bþk. Yard. Mehmet Þahan (Rahmetli) Sekreter Ökkes Yýlmaz Metin Arcan 03.1993 Camii Ramazan ayýnda faaliyete geçti. Ýmamlar Ýbrahim Halil Reçber (Ramazan 1993) Mustafa Erol Kýlýçlý Kadýn Kollarý Cemile Toka Gençlik Bþk. Bahri Saday 1996 – 1998 Baþkan Bþk. Yard. Sekreter Kadýn Kollarý Gençlik Bþk. Ýmam 1998- 2006 Baþkan Baþkan Yrd. Yüksel Uluoðlu Hasan Þahan Metin Arcan Abuhayat Saday Ýsmail Marangoz Mustafa Candemir Ýbrahim Halil Reçber (1996-2005) Hayri Saday Mehmet Þahan (Rahmetli) Sami Þahan Sekreter Metin Arcan Kadýn Kollarý Dudu Þahan (06/ 2009 kadar) Gençlik Bsk. Sefer Tazegül Suat Kaya Özcan Arcan Ýmam Ýbrahim Halil Reçber Sudi Çakar 03 / 2006 Baþkan Metin Arcan Baþkan Yard. Hasan Þahan Yüksel Uluoðlu Gençlik Bþk. Tarkan Kargýn Sekreter Tarkan Kargýn Ýsa Balaban Kadýn Kollarý Fadime Arcan Ýmam Abdurrahim Kýyga Hüseyin Arslan 06.2009 Camiinin içini yeniden design etmek (çini ve halý) IGMG Lengerich Cemiyetinin Faaliyetleri: 07.1992 Senesinde Yardýmlaþma Sandýðý kuruluþu gerçekleþti ve halen devam etmekte. 07.2006 -Hafta sonlarý Kur`an-ý Kerim dersleri verilmeye baþlandý. -Kurslarýn sýnýf sistemine geçiþ yapýldý. -Her yýl karne ve diploma töreni düzenlenmektedir. -Her hafta Ýdare toplantýsý yapýlmaktadýr. -Her hafta ev sohbeti Gençlik ve yetiþkinler için gerçekleþtirilmektedir. -Ev ve Hasta ziyaretleri yapýlmaktadýr. -Her hafta Zikir programlarý düzenlenmektedir. -Her yýl Safari Park gezileri organize edilmektedir. -Her yýl Yaz Kermesi ve Açýk Kapý programlarý yapýlmaktadýr. -Her yýl Açýk Kapý 03 Ekim`de gerçekleþtirilmektedir. -Sünnet ve Düðün merasimleri tertip edilmektedir. -Her yýl Kurban kampanyasý düzenlenmektedir. Genel Merkezimizle birlikte. -Her yýl Fitre ve Zekat Kampanyasý düzenlenmektedir. Genel Merkezimizle birlikte. -Her hafta çocuklara ödev yardýmlarý kursu yapýlmaktadýr. -Yürüyüþ (Demonstration) katýlmalar ve tertiplemelere iþtirak edilmektedir. -Belediye ve Polis iliþkileri -Her hafta Gençlik spor faaliyetleri düzenlenmektedir. -Her yýl Ramazan iftar programlarý organize edilmektedir. Bu güzel faaliyetleri bütün idarede yer alan kardeþlerimizle birlikte gerçekleþtiriyoruz. Allah hepsinden razý olsun. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr Seite 31 Ramazan Bayramýnýzý Tebrik Ediyoruz 38. sayi sayfalar 29.09.2009 32 17:53 Uhr Seite 32 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 I GMG Kuzey Ruhr Bölge Gençlik Kollarý düzenlenen iftar programýnda yeni sezona yeni atanan Gençlik Baþkaný ile start verdi. Açýlýþ Kur`an-ý Kerim`i ile baþlayan programda 7 yýldýr Gençlik Baþkanlýðý görevini sürdüren Ufuk Ulun bayraðý Abdulkerim Iþýk´a teslim etti. Törende Genel Merkez Gençlik Teþkilatýndan Celal Tütün ve Teþkilatlanma Baþkaný Osman Bey de hazýr bulundular. Toplantýda IGMG Kuzey Ruhr Bölge Gençlik Eski Baþkaný Ufuk Ulun þöyle konuþtu: “Görevimi baþarý ile yaptýðýma inanýyorum ve BYK´mda Eðitim Baþkanlýðýný sürüdüren Abdulkerim Beye Gençlik Baþkanlýðýný devrediyorum ve Cenab-ý Allah’tan baþarýlarýnýn de- IGMG Kuzey Ruhr Gençliðinde Nöbet Deðiþimi vamýný diliyorum” diyerek sözlerini tamamladý ve sözü yeni Bölge Gençlik Baþkaný Abdulkerim Iþýk’a býraktý. IGMG Kuzey Ruhr Bölge Gençlik Yeni Baþkaný Abdulkerim Iþýk törende þu konuþmayý yaptý: “Öncelikle böyle bir ayda böyle bir güzel göreve getirildik. Bu göreve bizi layýk gören büyüklerimize teþekkür ediyorum. Ýnþaallah görevimizin bilincinde olup insanlýða faydalý iþler yapmaya çalýþacaðýz. Rabbimiz bu görevimizde bizlere kendi rýzasýndan baþka bir rýza arat- IGMG Kuzey Ruhr Ýdarecileri Ýftarda Biraraya Geldi masýn. Kendisinin ve Peygamber Efendimizin razý olacaðý faaliyetler yapmayý nasip etsin. Bu görev elbette bir ekip çalýþmasýdýr. Kimse elbette tek baþýna verimli olamaz. Ýnþaallah yeni Bölge Yönetim Kurulunu kurup çalýþ- S ðini görmekteyim. Cemiyetlerimin tümünde iftar programlarý olmasý bizleri çok memnun etmektedir. Cenab-ý Allah (c.c) siz baþkanlarým ve yöneticilerimden razý olsun. Bizler de cemiyetlere gül katmak için 13 gezici hatibimizle sizlerin Ramazan-ý Þeriflerini renklendirmeye çalýþtýk. “Kim bir oruçluya iftar ettirirse kendisine onun sevabý kadar sevap yazýlýr. Üstelik bu sebeble oruçlunun sevabýndan hiçbir eksilme olmaz” (hadis-i þerif) Ýþte bu sevablarý sizler camilerinizde iftar vererek nail olmuþ oluyorsunuz.”dedi. IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi Birim baþkanlarý da kendi dallarýnda birim açýklamalarýný yaptýlar. Bölgenin iftar programý ile toplantý sona erdi. malarýmýza kaldýðýmýz yerden devam edeceðiz. Ben Genel Merkez Gençlik Teþkilatýna, Bölge Yönetim Kurulumuza, Bölge Gençlik Yönetim Kurulumuza, Cemiyet Baþkanlarýmýza, Gençlik Teþkilatý Þube Baþkanlarýmýza ve bizlere güvenip bu görevi ikram eden herkese teþekkür ediyorum. Allah razý olsun.” dedi. IGMG Kuzey Ruhr Bölge Baþkaný Murat Ýleri de Bölge Eski Genclik Baþkaný Ufuk Ulun’u tebrik etti ve Büyükler BYK’sýnda Teþkilatlanma Baþkanlýðýna getirildigini açýkladý. Yeni Baþkan Abdulkerim’e de öncelikle teþekkürlerini sundu ve ardýndan da görevini hakkýyla yerine getireceðine inandýðýný dile getirdi. Program Bölgenin verdiði iftar yemeði ile sona erdi. Essen Ayasofya Camiinde Ýftar E affet Gündoðdu’ nun okumuþ olduðu aþýrla baþlayan iftar programý IGMG Kuzey Ruhr Bölge Baþkaný Murat Ýleri’nin konuþmasýyla devam etti. Ýleri sezonun ilk toplantýsýna þubelerimizin eksiksiz katýlýmý ile iþtirak etmekteyiz. Yeni sezon dönemine bazý BYK’dan deðiþimleri açýkladýktan sonra; “Ramazan-ý Þerif’in bereketli ve dolu dolu geçti- haber ssen Ayasofya Cami düzenlemiþ olduðu iftara çok sayýda Alman yetkililer ve çevre cami yöneticileri katýldý. Katýlanlar arasýnda baþta Uyum Meclisi Baþkaný Muhammed Balaban, Kuzey Essen Polis komiserleri, Diakonie, AWO, Jugendamt çevre Ditib cami yöneticileri, siyasi parti temsilcileri vardý. Ýftara gelen misafirleri kapýda karþýlayan Cemiyet Yönetim Kurulu Baþkaný Satýlmýþ Çorbacý her sene düzenlemiþ olduklarý iftarý inþallah seneye daha geniþ çaplý bir alanda düzenleyeceklerini söyledi. Yemekleri özenle hazýrlayýp sunan Cemiyet Kadýn Kollarý yöneticileri çok beðeni topladý. Programý selamlama ile açan Cemiyet Ýmam Hatibi Halit Piþmek katýldýklarý için gelenlere teþekkür etti. Piþmek selamlamadan sonra “Camiler-Toplumun Parçasý” adý altýnda bir seminer verdi. Camilerin ne denli potensiyale sahip olduðunu ifade eden Halit Piþmek hoca, görev yaptýðý cemiyetin hangi dallarda hizmet verdiðini sýraladý. Artýk Almanya`da Camilerin vazgeçilmez olduðunu ifade eden Piþmek karþýlýklý hoþgörünün çok önemli olduðunu söyledi. Ezanýn okunuþuyla birlikte iftar yemeðine geçildi. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr bilgilendirme F A TÝB Gençlik Kollarý dernek ziyaretlerine tüm hýzýyla devam ediyor.Geçtiðimiz günlerde Oberhausen ve Remscheid da bulunan derneklerimizi ziyaret eden ATÝB Gençlik Kollarý buralardaki gençlerimizle biraraya gelerek çalýþmalar hakkýnda bilgi aldý. Ýlk olarak ATÝB Oberhausen Derneðimizde Oberhausen Gençlik Kollarý Baþkaný Samet Arýkve ve yönetim kurulu üyeleri ile biraraya gelen ATÝB Gençlik Kollarý Genel Baþkan Yardýmcýsý Oðuzhan Erkmen ve ATÝB Gençlik Kollarý Yönetim Ku- Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Asým TOZOÐLU ederal Almanya`da üç yýldýr askýda kalan dava sonuçlandý ve eskiden olduðu gibi geçen yýllar da dahil olmak kaydýyla çalýþma odasý masraflarý vergiden muaf tutuluyor. Almanca tabiriyle ‘Arbeitszimmer’ olarak tanýmlanan çalýþma odasý, baþta öðretmenler olmak üzere çok sayýda çalýþanýn vergi denkleþtirmede deðerlendirdiði faktörlerden birisi. Sözleþmeli olarak çalýþan doktorlar, mühendisler ve iþinin en az üçte birini evinde gerçekleþtiren meslek sahipleri bugüne kadar yaptýklarý masraflarý maliyeye bildirmiþler ve maliyenin kararýna itiraz ederek, ‘yüksek mahkeme kararý çýkana kadar dosyam bekletilsin’ demiþlerse, haklarý kaybolmayacak. Vergi denkleþtirme iþlemlerini 2005, 2006, 2007 ve 2008 yýllarý için yaptýrmayanlar çalýþma odasý masraflarý olan elektrik, kira, ve diðer masraflarý, ayrýca masa, bilgisayar ve lamba gibi zaruri iþ alet ve edavatlarýný da muafiyet listesine ekleyebilirler. Uzmanýnýza danýþmadan imza atmayýn! *Ekonomik kriz nedeniyle yüzlerce firma iflasýn eþiðinde ve binlerce çalýþan iþinden oluyor. *Bazý iþyerlerinde paralý çýkýþ (Abfindung) iþlemleri hýz kazandý. *Paralý çýkýþta en önem- Seite 33 hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Yüksek mahkeme beklenen kararý verdi: [email protected] li husus, alýnacak paranýn kesinlikle yýl sonunda olmamasýdýr. Ne kadar az çalýþýlarak paralý çýkýþ alýnýrsa, o kadar çok vergi iadesi söz konusudur. *Vergi denkleþtirmede düþürülecek masraflar ne kadar çok olursa, vergi oraný yüksek olduðu için, daha çok verginin geri alýnmasýný saðlar. *Çýkýþ parasý alacaðý sinyali alan bir kimsenin, daha firmayla görüþmeden ve imza atmadan önce hemen bir vergi uzmanýna danýþmasýný ve hatta çeþitli alternatifleri hesaplatmasýný kesinlikle tavsiye ederim. 1.Abfindung (Paralý Çýkýþ): Federal Almanya`da bir yandan ilerleyen teknolojiye baðlý olarak otomasyon (robotlaþma ve makinalaþma) sisteminden dolayý, öte yandan da Avrupa Birliðine katýlan yeni ülkelerdeki ucuz iþgücünün kullanýlmasý için fabrikalarýn o ülkelere taþýnmasý nedeniyle ve bunun sonucu olarak, tüm dünyada son altý aydýr çýð gibi büyüyen ekonomik Çalýþma odasý masraflarý vergiden muaf krizden dolayý, birçok çalýþan insan, iþyerlerinden çýkarýlmaktadýr. 2006 yýlýna kadar paralý çýkýþ alanlar, bu paralarýnýn belirli bir kýsmýný vergiden muaf olarak alabiliyorlardý. Çalýþýlan süre ve iþçinin yaþý ne olursa olsun, 7200 euro vergiden muaf tutuluyor, 50 yaþýný doldurmuþ ve en az 15 yýl çalýþmýþ kimselerde 9000 euro, 55 yaþýný doldurmuþ ve 20 yýl çalýþmýþ kimselerde ise 11000 euro vergiden muaf tutularak net veriliyordu. Geriye kalan kýsým varsa, kiþinin medeni haline ve çocuk sayýsýna baðlý olarak vergi sýnýfý doðrultusunda vergi kesiliyordu. 2006 yýlýndan itibaren çýkýþ paralarý tamamen vergiye tabi tutulmaktadýr. Son zamanlarda çok sayýda okurumuz telefon ederek veya büromuza bizzat gelerek paralý çýkýþ konusunda bilgi almaktadýr. Çünkü, ancak zamanýnda, yani tren kaçmadan her konuda olduðu gibi bu konuda da bilgi sahibi olan kimseler, alýn teri ve göznuru olan hakkýný en iyi bir þe- kilde, tabii ki legal yollarla alma hakkýný kazanmaktadýr. Ýþinden hangi nedenle olursa olsun çýkan çalýþanlarýn hangi þartlarda çýkýþ parasý alacaðý veya neden alamadýðý çalýþtýðý firmanýn maddi durumuna veya iþçi sayýsýna hatta sendikalaþma durumuna baðlýdýr. Konunun hukuki yönünden daha çok bizi ilgilendiren yaný, vergi denkleþtirmede dikkat edilmesi gereken yanýdýr. Paralý çýkýþta en önemli husus, alýnacak paranýn kesinlikle yýl sonunda olmamasýdýr. Ne kadar az çalýþýlarak, paralý çýkýþ alýnýrsa, o kadar çok vergi iadesi söz konusudur Çýkýþ parasý alacaðý sinyali alan bir kimsenin, daha firmayla görüþmeden ve imza atmadan önce hemen bir vergi uzmanýna danýþmasýný ve hatta çeþitli alternatifleri hesaplatmasýný kesinlikle tavsiye ederim. Çýkýþ parasý alan kimselerin vergi dilimi yüksek olduðu için, maliyeye gös- ATÝB GENÇLÝK KOLLARI REMSCHEID VE OBERHAUSEN’Ý ZÝYARET ETTÝ rulu Üyesi Yavuz Kul yaptýklarý sohbette gelecek dönemde yapýlacak olan ana faaliyetlerle ilgili gerekli hazýrlýklarýn þimdiden yapýlmasý gerektiðini anlattý. ATÝB Eski Genel Sekreteri Ýmam Cengiz’in de katýldýðý sohbette sayýn Cengiz gençlerimize teþkilat ve teþkilatçýlýk hakkýnda önemli bilgiler verdi. Daha sonra ATÝB Remscheid derneðimize geçen Gençlik Kollarý Genel Baþ- 33 tereceði mastraflar da daha çok vergi iadesi saðlamaktadýr. Bu masraflarýn ne derecede ve hangi oranda vergi iadesi saðlayacaðý tamamen o kimsenin alacaðý çýkýþ parasýna baðlýdýr. Örneðin bir kimsede beþ bin euroluk baðýþ beþ bin euro geri getirirken, bir diðerinde de ikibin euro getirmektedir. Yeri gelmiþken hatýrlatmakta fayda var. 2007 yýlýndan itibaren yapýlan baðýþ miktarlarý gelirin yüzde yirmisine kadar yükseltilmiþtir. Paralý çýkýþ alanlarýn bu konularda bilhassa dikkatli olmalarýný salýk veririm. EV YAN MASRAFLARI (NEBENKOSTEN) VERGÝDEN DÜÞÜLÜYOR 2007 yýlýndan itibaren ister kiracý olun, isterse de kendi evinizde oturun, kira haricinde ödenen yan masraflarýn bir kýsmý vergiden muaf tutulmaktadýr. Almanca tabiriyle ‘Nebenkostenabrechnung’ olan ve genellikle yýl sonunda elimize gelen bu masraf çizelgesinin vergi denkleþtirme evrakýyla getirilmesi halinde, maliyeye ibraz edilmektedir. 2008 yýlý iþlemlerini yaptýrmak için henüz 2008 hesabýný almayanlar, 2007 yýlýna ait ‘Nebenkostenabrechnung’ belgesini getirebilirler. Daha geniþ bilgi için: 069/731919 Veya [email protected] kan Yardýmcýsý Oðuzhan Erkmen ve Gençlik Kollarý Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Kul’ a burada Gençlik Kollarý Sekreteri Sadýk Bayrak da katýlarak ATÝB Remscheid Gençlik Kollarý Baþkaný Alptekin Þirin ve Yönetimiyle biraraya geldiler.ATÝB Remscheid Gençlik Kollarý çalýþmalarý hakkýnda geniþ bilgi alan ATÝB Gençlik Kollarý Genel Baþkan Yardýmcýsý ve beraberindeki heyet gece geç saatlere kadar süren sohbetin ve Ozan Ferhat Kafkas’ýn söylediði türkülerin ardýndan ziyareti sonlandýrdý. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr 34 BIO-INSAN 1970 li yýlardan sonra dünyayý yönetenler yiyecekleri ve içecekleri, daha fazla kazanma hýrsýyla, hormon ve benzeri fýtratý bozucu maddelerle baþkalaþtýrarak, az zamanda çok üretim yaparak milyarlarca dolarlar kazandýlar. Günümüzde fýtratýný bozduklarý bu yiyecek ve içecekleri saðlýða zararlý görerek, BIO adý altýnda yeni bir ürün anlayýþý ve ürün yelpazesi piyasaya sunarak, eskiden fýtratý bozulmamýþ olan yiyecek ve içecekleri normal fiyatýnýn iki katýna insanlara satmaya baþladýlar. Bu ekonomik kandýrmacayý yapanlar bilerek ve isteyerek ÝNSAN`in ve TOPLUM`un da fýtratýný bozdular. Ýnsan ve Toplum, artýk fýtratý üzerine deðil, kendilerini dünyanýn sahibi sanan bu kiþilerin istedikleri tarzda hissetmeye, düþünmeye, yaþamaya baþladýlar. Ýnsan artýk eski fýtratý yaþayan insan olmaktan çýktý, baþkalaþým geçirdi. Toplum da artýk eski fýtratý yaþayan Toplum olmaktan çýktý ve hiçbir standarda uymayan garip bir toplum oldu. Kendilerini dünyanýn sahibi sanan bu kiþiler, Bio-Gýda`lardan sonra dünyanýn gidiþatýna uygun olarak BIOÝNSAN ve BIO-TOPLUM düþüncesini ileri süreceklerdir. Bu bizim bir öngörümüzdür. Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir A. Sinan ESKÝCÝOÐLU BIO-ÝNSAN VE BIOTOPLUM NE DEMEKTIR? FITRATI BOZULAN ÝNSAN BIO YÝYECEK SÜRECÝYLE BIO-ÝNSANI SORGULAMAKTADIR? BIO-INSAN HANGÝ ÖZELLÝKLERÝ TEKRAR ELDE EDECEKTÝR? BIO-TOPLUM HANGÝ DÝNAMÝKLERDEN OLUÞUR? GELECEÐÝN BIOTOPLUMUNU OLUÞTURACAK KAYNAK NEDÝR? BIO-TOPLUMU OLUÞTURMA SÜRECÝNDEKÝ ÇALIÞMALAR NASIL OLACAKTIR? Seite 34 hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Bio-Ýnsan ve Bio-Toplum [email protected] Ýþte kendilerini bu konumda sanan bu kiþiler böyle bir kavramý dünya literatürüne sokmadan evvel biz BIO-ÝNSAN ve BIO-TOPLUM kavramlarý ile hem Avrupayý hem de dünyayý geleceðe taþýyacak süreci baþlatmalýyýz. Bazý þeylerin farkýnda olan insanlar artýk doðal olaný, doðal hayatý aramaktadýrlar. Bizim görevimiz bu söylemle önce yaþadýðýmýz ülkede, sonra Avrupada sonra da tüm dünyada fýtrata uygun, doðal, saðlýklý ve temiz HAYAT MODELÝNÝ anlatmaktýr. Bu, bizim öncelikli görevimiz. Hedefimiz, hem geleceðin dünyasýný þekillendirmede söz sahibi olmak, hem de kendilerini dünyanýn sahibi sanan kiþilerin geleceðe yönelik oyunlarýný bozmaktýr. BIO-TOPLUM Bio-Toplum; fýtrata uygun olan, doðal olan, spekülasyona uðramayan, insaný bir toplumdur. Bio-Toplum; insaný varlýk aleminde vücuda getiren, ona yaþama imkanýný sunan Mutlak Yaratýcý ve Sistem kuran yüce Varlýðýn, yarattýðý insanlara sunduðu doðal toplum düzenidir. B i o - To p l u m ; aþýrýlýklarýn olmadýðý, görev-hak dengesinin olduðu toplumdur. B i o - To p l u m ; zengin ile fakir uçurumunun ve savaþýnýn olmadýðý toplumdur. Bio-Toplum; önce kadýnlarý ezip, onlarýn fýtratýný bozduktan sonra, Feminizm gibi yapay ve aldatýcý akýmlarýn olmadýðý toplumdur. Bio-Toplum; Din, Can, Mal, Akýl ve Neslin korunmasýnýn insanýn doðal haklarý olduðu fikrine dayanan bir toplumdur. Bio-Toplum; Ýþçi ve Ýþveren sýnýfý oluþturup, sonra onlar arasýnda yapay bir kavga çýkarýp, sonra da aralarýný bulmak için havadan para kazanan sendikalarýn olmadýðý, Ýþçi ve Ýþveren arasýnda uyumun olduðu, artý deðerin iki grubun arasýnda eþit olarak bölüþtürüldüðü, çalýþmadan para kazananýn olmadýðý hak ve paylaþým üzerine kurulu bir toplumdur. B i o - To p l u m ; “Ýnsan, insanýn kurdu`dur” düþüncesini temel alarak deðil, insan kardeþliði esasýna dayanan bir toplumdur. B i o - To p l u m ; yasaklayýcý deðil, özgürlükçü bir toplumdur. B i o - To p l u m ; dinleri kontrol altýna alýp, etkisizleþtirmeye çalýþan toplum deðil, her inancýn kabul gördüðü, dini inançlarý yaþamanýn inanç zenginliði olduðunu kabul eden toplumdur. B i o - To p l u m ; reklam ve marka tutkunluðu ile israfý körükleyen tüketim toplumu deðil, gerçek alýþ veriþin olduðu, haksýz vergi ve kazancýn olmadýðý, israfýn engellenmesi üzerine kurulu üretim toplumudur. B i o - To p l u m ; Emek-Sermaye düþmanlýðý yerine, Emek–Sermaye ortaklýðýný esas alan toplumdur. B i o - To p l u m ; dosya Medeniyetlerin çatýþmasýný fýrsat bilip, kýyamet senaryolarý ile insanlarý korku ile þaþýrtan deðil, medeniyetlerin uzlaþma zeminine inanan, kýyametin kopacaðýný görse dahi, aðaç dikmeyi hedefleyerek umut üzerine insa edilen toplumdur. Bio-Toplum; Savaþ mantýðý üzerine kurulu olup, her on yýlda bir dünyanýn bir köþesinde savaþ çýkartan deðil, savaþýn olaðanüstü bir durum olduðunu kabul eden, savaþ hukukunu kabul eden ve aslolan Barýþ`týr diyen uzlaþmacý toplumdur. Bio-Toplum; Paranýn kiralandýðý ve haksýz kazancýn hakim olduðu toplum deðil, ortaklýk prensibinin olduðu krizsiz bir toplumdur. Günümüz insaný: Hayata ekonomik perspektiften bakan homoekonomikus`dur. Ateizm temeline dayanan bir düzende yaþamaktadýr. Egoist`tir. Medya baðýmlýdýr ve düþünemez. Kin güdücüdür. Nefsine boyun eðer. Hýrslarýna düþkündür. Kýskançtýr. Yaþadýðý günü düþünür ve ona göre plan yapar. Gururludur. Toplumdaki sorunlara karþý duyarsýzdýr. Sorun kendisine deðene kadar boþvermiþlik içindedir. Dünyada yaþanan haksýzlýklara seyirci kalýr. Bio-Ýnsan: (Fýtri Ýnsan) Hayata; Mutlak Yaratýcý ve sistem kurucunun nimeti ve insan olma perspektifinden bakar. Ýlahi düzen fikri temeline dayanan sistemde yaþar. Digergam`dir. Medyadan etkilenmez, aklýný ve düþüncesini kullanýr. Affedicidir. Nefsine hakim olur. Kendini kontrol edebilecek kadar güçlüdür. Kendisi ile beraber diðer insanlarý da düþünür. Geleceði düþünür ve ona göre planlar yapar. Mütevazi`dir. Topluma karþý duyarlýdýr. Gücü nisbetinde kötülüðe karþý koyar ve düzeltmeye çalýþýr. Dünyadaki haksýzlýklara tepkisini gösterir. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr özel köþe Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Yusuf POLATOÐLU Can bula cânânýný Bayram o bayram ola.. Kul bula sultanýný Bayram o bayram ola.. (Erzurum Türküsü) Bayram, sevinç günleri olarak hayatýmýzda yerini alýr. Bayram, tebrikleþmenin, gönüller arasý diyaloðun kapýlarýný açan bir gündür. Ýnsanlar arasý barýþýn en çok yaþandýðý zaman dilimi olarak bayramlar büyük saygýya ve öneme sahiptir. Bayram, en baþta sevginin içten hissedilmesi ve bu sevginin paylaþýlmasýdýr. Nitekim sevgi içten gelmek icap eder. Öte yandan, bayramýn böyle bir sevgi ortamýný oluþturmak gibi aðýrlýðý vardýr. Öyle ki insan bu sevgi ve barýþ bombardýmanýndan kendini kurtaramayacak kadar kuþatýlýr. Sevgiye mecbur olmak gibi güzel bir yola geliþtir bu. Ýslam, rahmet anlayýþýný bayramlar vesilesi ile bir kere daha insanlara sunar. Hicretin 2. yýlýndan itibaren kutlanmaya baþlanan bayram, insanlarda biriken hýrslarý, kinleri, gerginlikleri temizleyen bir nur pýnarý olmuþtur asýrlar boyu. Dolayýsýyla millet olarak bayramlarýn içini dolduran derin geleneklere sahibiz. Bayramýn içimize kazandýrdýðý sýcaklýk ve muhabbet, olumlu etkiler olarak hayatýmýza tesir eder. Bilmek gerekir ki bayramýn bu tesirini, bayram günleri noktasýndan bütün hayata taþýmak asýl önemli olandýr. Devlet hayatýnda da bayramlarýn özel yeri olmuþtur. Bayramlaþmak, Fatih Sultan Mehmet tarafýndan sarayda protokole dahil edilmiþ ve bu böyle devam etmiþtir. Mehter takýmýnýn renklendirdiði Saraydaki bayram kutlamalarýnda en üst noktadan bayrama gereken ehemmiyet verilmiþtir. Saraydaki renkli tebrikleþmeler sonunda gönülden yapýlan te- Seite 35 hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Þiir Sohbetleri [email protected] menni ile son bulurdu: “..Ve hemiþe bunun emsali eyyama eriþmek nimeti müyesser ola.” Yani bugün, “daha böyle nice bayram günlerine eriþmek dileði ile” dediðimiz gibi... Yine Cumhuriyet döneminde de bayramlar resmi protokoldeki yerini almýþtýr. Bayram hatýrlamaktýr, hatýrlanmaktýr. Selam ve vefanýn anahtarýdýr. Uzaklar, yakýnlar hatta öteler bayramda hatýrlanýr. Koca Veysel’in þiiri böyle baþlar bunun için: Ben giderim adým kalýr Dostlar beni hatýrlasýn.. Düðün olur bayram gelir Dostlar beni hatýrlasýn.. (Âþýk Veysel) Ve ayrýlýk içinde geçen bayramlar vardýr. Ev halkýnýn, aile fertlerinin bir arada olamadýðý, birilerinin eksikliðinin hissedildiði bayramlar vardýr. Evin bir ferdi ya gurbettedir, ya askerdir. Anne, Mehmet’i bayramda ararken, Mehmet de askerde ayný mahzunluk içindedir. Bayram günü çekildiði resmini anasýna gönderir arkasýna not düþerek: Þu resmimi bayram günü çektirdim Çerçevesiz baþ ucuna koy anam.. Doymadýysan “yavrum” deyip sevmeye Bas baðrýna bu Bayram O Bayram Ola resmimi, doy anam.. (....) Gönül bir serçedir, hasret mengene Ya ölü, ya diri, döneriz gene Ha üç gün yaþadýk, ha doksan sene Ömür ne ki, bir yudumcuk çay anam. (....) (Sadettin Kaplan) Bayram, eski ve yeni bayramlar olarak deðerlendirmekten kendini kurtaramaz; çünkü çok deðiþimler söz konusudur. Zira, bayramý tatilin içinde kaybeden bir zihniyet oluþtu. Aileler bir araya gelmek yerine, kýyýlara tatil yerlerine daðýlmayý tercih eder oldular. Halbuki çalýþanlarýn yýllýk izinleri tatil yapmaya ayarlanmalý ve bu tatil ihtiyacýna yetmelidir. Bayramlar ise bayram muhabbetiyle eþ-dost bir arada kutlanmalýdýr. Eskiden köylerde mahalleler arasý bütün köy halký bayramlaþýrken ve büyük ölçüde þehirlerde de yakýn çevre bayramlaþabilirken, bugün kentlerde ayný apartmaný paylaþanlar birbirlerini görmeden bayramý geçiriyorlar. Gözlerden kaçýrma imkâný olmayan bir kopukluk var vesselam. Þair, “O Eski Bayram Düþünceleri” diyerek bu mukayeseyi yapmaktadýr: Nerde o eski bayram sularý Nûr yüzlü büyükler, gül yüzlü çocuklar Hangi gemilere binip gittiler Peþlerine takýp en tatlý rüzgârlarý?.. Yerlerinde yeller esiyor eski evlerin Ve bize göre deðil yenileri Nedir bu kopukluk, bu çaresizlik Anlatsýn bize bunu birileri. (...) Yazýsý silinmiþ paralar gibi Gittikçe düþüyor kýymetimiz Yeryüzü heykeller bahçesidir Vakte eriþmiyor muhabbetimiz.. Ulular çekilmiþ birer ikiþer Çocuklar köþede unutulmuþ... Ne yapsak yüzümüz daha gölgeli Aðlar içimizde bir yaralý kuþ.. (....) Küskünler barýþýr, açlar doyardý Bayram bir semboldü 35 has yüreklere Camilerin içi dolup taþardý O namazlar, o cemaat nerede.. Birisi kapatmýþ bu kapýlarý Garip sýðýnacak bir yer bulamaz Muhacir kuþlarla dolar deniz kenarlarý Cümlesi bînamaz... Nerede o eski bayram sularý Sevgiyle ýþýyan, sevgiyle dirilen Ve nûr yüzlüler, gül yüzlüler Nereye gittiler ve neden?.. (Bahattin Karakoç) Bayramlarda var olmasý, tazelenmesi gereken sevgi, þefkat ve saygý mevhumlarý hayatýmýzdaki yerini tekrar almalýdýr. Bayram sabahlarýna, sevginin gereðine inanarak uyanmak çok önemlidir. Daha huzurlu, daha adil, daha sýcak bir hayat için bayramlarýn içini doldurmalýyýz ve içi dolu bayramlarla da içimizi donatmalýyýz. Bayram sabahlarýna uyanmak ne güzeldir; Sevginin gereðine inanmak ne güzeldir.. Hakk’ýn “tenbih”lerini “tercih” edebilerek Ýman temellerine dayanmak ne güzeldir.. Adalet ve hoþgörü ufuklarý içinde Kaybolmuþ gönülleri kazanmak ne güzeldir.. Olgunlaþýp, geliþip.. derinleþip, yücelip Ýlim ve irfan ile donanmak ne güzeldir.. Bayram sabahlarýna uyanmak ne güzeldir; Sevginin gereðine inanmak ne güzeldir... (Ozan Yusuf Polatoðlu) Sevgiye uyanan sabahlarý, huzura açýlan akþamlarý paylaþmak temennisi ile bayramlar kutlu olsun.. Sevgi dolu olmanýn ýþýklý dünyasýnda herkes mutlu olsun, umutlu olsun!.. 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr 36 Seite 36 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir P yaç ve zaruret karþýsýnda, ailesini oðlunu kýzýný yanlarýna aldýrýrken bir göç ve Avrupa`da (ya) kök salma gerçeðinden kaç kiþi farkýndaydý?... Derken.... aileler (Allah sayýmýzý arttýrsýn) büyüdü ve çoðaldý, babalarýmýz zaruretten dolayý (inançlarý gereði) küçük çaplý da olsa, mabedler açmaya baþladýlar. (Allah kendilerinden razý olsun) Ýkinci nesil, bu gibi müesseselerin sayýlarýný çoðaltmaya baþladýlar, baþladýk... ve yaþatmaya çalýþýyoruz, mevcut olan ibadethanelerin, örf ve adetlerin, ananelerin, saygý-sevginin, özden kopmamanýn ve bütün bunlarýn bekasý için Avrupa‘da kalýcý olmak uðruna çocuklarýmýz, yani 80’li 90’lý ve daha sonraki yýllarda doðacak neslimizin imanlý, þuurlu, bilinçli, ze- 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Avrupa`da Üçüncü Nesil Yener AKTAÞ ek muhterem okuyucular; naçizane kardeþiniz, bendeniz bütün bir toplumun malumu olan fakat üzerine gitmekte (elimizden kayar korkusuyla) pek de çekingen davrandýðýmýz Avrupa`da 3. jenerasyon (Nesil) dediðimiz yavrularýmýzýn durumunu biraz irdelemek isterken, sizleri Allah’ýn selamý ile selamlýyorum. Birinci nesil diye tabir ettiðimiz babalarýmýz, yani 1960’larýn baþýnda çoðu, yerini yurdunu, evladý-iyalini, en güzel hayalini kurmak için, güzel memleketimizin en ücra köþelerinden, kimi Van’dan Tatvan‘dan, kimi taa serhat Kars’tan mitilini sýrtlayýp, en kýsa zamanda geri dönme hayali ile attýðý adýmlarýn arkasýnda kah o yaþlý dedesini, beþikteki bebesini býrakma pahasýna da olsa, bir limandan demir alýp, örfünü, adetini, ananesini, dilini bilmedikleri bazý diyarlara yelken açarken, ondan 40 – 50 yýl sonrasýný hesaplayabilecek pek de çok büyüklerimiz olmasa gerek... Zira, onlar yani 1. Nesil bugün hepimizin malumu, býrakýn kýrk–elli yýlý, 2-3 senelik zaman biriminde geri dönmeyi hayal ederlerken, iþin bu merhaleye kadar geleceðinden yani 70’li 80’li yýllarda bir ihti- hayat kalý, inançlý olmasýna þüphesiz hepimiz hemfikiriz... Nasýl bir nesil, nasýl gençlik istiyoruz? Ýþte bütün mesele burada... Yukarýda zikrettiðimiz özelliklere haiz bir gençlik mi yoksa kýsa vadeli düþünüp “ne yapayým benden bu kadar, büyüttüm, onuncu sýnýfa kadar okuttum, þimdi de alalade bir iþ bulsun yahut ausbildung’unu yapsýn. Zaten söz geçiremiyorum, yaþý da reþit oldu artýk düþsün yakamdan” zihniyeti mi taþýyoruz?.. Ýnanýn deðerli okuyucular, önümüzdeki seçeneklere göre 1.þýk felah’a 2.þýk helak‘a sürükler (Mazallah) çocuklarýmýz fiziksel ne kadar da büyüseler, bizler için küçüktürler, yöntemli ve bilinçli bir þekilde yaklaþýldýgýnda, lisaný münasiple anlatýldýðýnda (kýrýcý olmaksýzýn) onlarýn di- maðlarý hala donmamýþ beton gibidir, “üzerine ne düþerse iz býrakýr misali” her þeyi (iyiyi de – kötüyü de) kabullenecek yapýdadýrlar... Aman dikkat!... Bu baðlamda ben de diyorum ki ; Sana hammadde iþte nasýl iþlersen iþle, Allah’ta biliyor ya korkum var bu gidiþle, “Aman bana ne” deyip uðraþmazsak bu iþle, Emanete hiyanet edenler helak olur, Asimile olursa hesap bizden sorulur... Yarýnlarý emanet ettiðimiz gençliðimizi, imanlý, þuurlu, yüksek kariyere sahip görmek istiyorsak; Çocuklarýmýzýn yalnýzca karnýný doyurmak yetmiyor ve yetmeyecek, Onun için bir takým gerçeklerden yola çýkmak durumundayýz... Þöyleki; Çoluk çocuðumuzun Ýslam-Arþiv’den Köln Belediye Baþkaný’na barýþ ödülü A lmanya Ýslam Arþiv Merkez Enstitüsü bu yýlki Muhammed Nafi Çelebi Barýþ Ödülüne Köln Belediye Baþkaný Fritz Schramma’yý layýk gördü. Enstitü ödülün Köln’de Müslümanlarýn entegrasyonuna yaptýðý katkýlardan dolayý Schramma’ya verileceðini açýkladý. Vakýf Sözcüsü Amina Abdullah ödülün, “aþýrý gruplarýn muhalefetine raðmen Köln’ün farklý ýrk, kültür ve dinlerden insanlarýn birarada barýþ içinde yaþayabildiði dünyaya açýk bir þehir imajýný korumayý baþarmasý” nedeniyle Fritz Schramma’ya verileceðini belirtirken, Köln-Ehrenfeld’deki cami yapýmý konusunda çabalarýnýn da ödüle deðer olduðunu kaydetti. Barýþ ödülünün kendisine layýk görülmesinden mem- nun olduðunu ifade eden Schramma, “Entegrasyon ve dinlerarasýnda karþýlýklý anlayýþ benim için her zaman önemliydi. Barýþ içinde birarada yaþam için beraberce gösterdiðimiz katkýlarýn bu þekilde ödüllendirilmesi beni çok sevindiriyor” dedi. Enstitünün heryýl dinlerarasý diyalog ve anlayýþ için çaba sarfeden insanlara verdiði ödül, 1 Kasým’da Werl Camii’nde Fritz Schramma’ya verilecek. Barýþ ödülü Merkez Enstitüsü'nü Berlin’de 1927 yýlýnda kuran Suriyeli Muhammed Nafi Çelebi adýna veriliyor. deneme karný doyar beyni aç Ekilmeyen bir tarla zamanla olur kýraç Zaman hiç geç olmadan aramalýyýz ilaç Bence arayan bulur bir derde bin bir deva Ýbadetsiz ömüre Cennet olmaz bedava!... Tabi ki görmek istediðimiz gençligin profilini çizerken, acaba o mertebeye oturtmak istediðimiz gencliði, yetiþtirmede biz anababalar olarak hangi kategorideyiz acaba? Bazý ana – babaya seslenirim ben burdan Din’e hakaret olsa savunamaz gururdan Kalpte zerre kadar yok, yok nasibi þuurdan Þuursuz ve bilinçsiz ana - baba neylesin? Kendisi bilmiyor ki çocuða ne öðretsin?... Daha bilinçli ebeveynler olmamýzý Allah (C.C)tan niyaz ederim Yener, veda ederken el sallýyor rýhtýma Ýmanlý bir nesildir aday Cennet Tahtý’na Hakk’ka asi olmayan küsmez kendi bahtýna Hakk din olan Ýslam‘dan uzak olursa nesil; Periþan, rüsvah olur ve üstelikte rezil... Bir sonraki yazýmýzda buluþmak ümidiyle Selam ve dua ile... 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr özel köþe Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir M. Salih AYDIN Onlar ve Biz. Biz sevindik, sevildik, güldük, eðlendik. Onlar horlandýlar, vuruldular, korktular, öldüler. Biz yedik, içtik, þiþtik ama kimseyi düþünmedik, Onlar aç, susuz, evsiz, yurtsuz, kimsesiz, kaldýlar. Biz sýcakta klimadan soðukta kaloriferden fazla yemekten acýndýk, Onlar yandýlar, üþüdüler, yemediler ama acýnacak kimseleri yoktu. Biz lüks yataklarda yattýk uyumaktan canýmýz sýkýldý, Onlar bombalar evimi ne zaman yýkar korkusu ile gözlerini bile yummadýlar. Bir de kalkmýþýz müslüman kardeþtir insanlar kardeþtir diyoruz. Bu kaygýsýz halimizle bir gün gelir ve þöyle de diyebiliriz. Yerin altý yerin üstünden hayýrlý. Çok geç olmadan aklýmýzý baþýmýza alalým. En azýndan paralarýmýzla zor durumdaki kardeþlerimizi destekleyelim. Zamanýn boþuna ziyaný, insanlarýn umursamazlýðý, ahlaksýzlýðýn insanlar arasýnda normalleþmesi, paranýn insanlarý esir etmesi bana hep bunlarý çaðrýþtýrýyor. Bir an önce aklýmýzý baþýmýza almassak yarýn çok geç olabilir! Münacatým artýk dualara kaldý baþka bir sýðýnaðým yokki. Nasýl bir dünyada ve zamanda yaþýyoruz? Kardeþliðimiz nerede kaldý? ALLAH’tan (c.c.) baþka sahibimiz zaten yoktur. Ýki milyara yakýn müslümanlar darmadaðýn. Kardeþlik güven sevgi hep lafta kaldý. Düþmanlarýmýzý kardeþler edindik. Nasýl da birbirimizi öldürüyoruz. Ne zaman kardeþ olduðumuzun idrakine varacaðýz. Gerçekleri ne zaman göreceðiz. Zaman hep aleyhimize iþliyor. ALLAH (c.c.) Müslümanlara, insanlýða uyanma nasip etsin. Âmin… Dedektif Hacarap Babam Almanya’dan izine gider. Birgün Karaman’da dolaþýrken kýzkardeþini görür. Eniþtem de Almanya’da. Ýçinden ben bunu bir takip edeyim der. Halamýn yanýnda baþka bir komþu kadýn var. Önce halam kendine bir gaze- Seite 37 hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 Hacarabýn Serüvenleri [email protected] te alýr sonra da giderler bir parkta otururlar. Halam gazeteyi ters tutarak bakar gibi yapar kadýn bir þeyler sorar. Halam da cevabýný verir. Kalkarlar yeni sinemanýn önüne giderler. Halam sinemada ne oynuyor diye þöyle bir bakar kafasýný sallar ve sinemaya girerler. Babam da halamýn evine gider halamý bekler. Halam gelince sorar: -Söyle bakalým… Haným gazete okumasýný bilmiyorsun hem de ters tutuyorsun kadýna rezil oluyorsun. Halam: -Abi ben kimin kardeþiyim. Kadýn bana: -Gazeteyi ne yapacaksýn dedi. Ben de: -Kültürümüzü artýralým dedim. Oturunca gazeteyi ters tuttuðumu fark ettim bile bile çevirmedim. Niye? Çünkü kadýnýn öyle veya böyle soracaðýný biliyordum. Kadýn sordu: -Gazeteyi ters tutuyorsun? Ben de ne cevap verdim: -Hanýmefendi düz tutarak herkes gazete okur marifet 25 böyle ters okumak dedim oda aðzýný kapadý deyince babamýn hoþuna gider. Ciciannemle Halam Kendilerine Nasýl Ziyafet Çekti. Ciciannem baba tarafýndan dedemin son hanýmý biz hep cicianne derdik. Ciciannem ve halam babam izine geldiði için ziyaret etmeye bizim eve gelirler. Evde babamlarý bulamazlar ama çok acýkmýþlar. Bizimkiler girerler bir lokantaya kendilerine güzel bir ziyafet çekerler. Sonra iþ hesaba gelir birbirlerinin gözlerine bakarlar. Ýkisinde de beþ kuruþ para yok. Neyse ki lokanta sahibi tanýdýk olduðu için sonra getirir verirler. Ama bu iþin bir de Hacarap sürümü var. Halam ve ciciannem böyle anlatýnca babam: -Yok, öyle deðil siz gittiniz yemeðe bir güzel yumuldunuz sonra da lokantacý geçin bulaþýklarý yýkayýn dedi deyince. Halam da: -Abiii öyle deðil sen de amma da abartýyorsun deyince herkes gülüþür. Hacarabýn Ýþleri Almanya`da Babama çocuk kasasýndan bir mektup gelir gel konuþalým diye. Sabah olunca annemi de yanýna alýr çocuk kasasýna gider. Gider ama yerini bilmiyor. Tutar kendi adresi olduðu yeri göstererek sormaya baþlar. Sora sora giderken kendi oturduðu üst komþusu rast gelir ona sorar. Komþu bakar bakar gülerek: -Hacý abi bu adreste ne yapacaksýn der. Babam da: -Çocuk kasasýndan istemiþler oraya gidiyorum der. Komþu: -Hacý abi bu adres senin evin. Sen yanlýþ yere bakýyorsun yanlýþ yere gidiyorsun doðru adresi göstererek burasý doðru diyor. Babam da: -Kardeþim idare edin ben antika bir adamým diyor. Halaoðlunun kafasýný nasýl kýrdým? Ben dört beþ yaþlarýndayým o zamanlar halamlar Ankara Polatlýda oturuyorlar. Halaoðluyla dýþarý çýktýk oy- 37 nuyoruz. Benim aklýma bir oyun geldi tuttum bir taþý aldým yukarý attým. Halaoðluna da: -Bak kuþ uçuyor diye baðýrdým ama kafasýna vuracaðýný hesap etmedik. Halaoðlu bakýp dururken taþ kafayý kýrdý Tabiki haliyle aðlamaya baþladý. Bunu duyan halam, annem dýþarý fýrladý halam oðlunun kanýný durdurmaya çalýþýrken ben de bir araba sopa yediðim yanýma kar kaldý. Keçi Uslu dur Seneler önce büyük dayým köyde oturuyor. Rahmetli yengem o zamanlar sað yanýnda birkaç kiþiyle aþenede ekmek piþiriyor. Yengemin þakacý bir erkek kardeþi var. Gelir bakar millet harýl harýl ekmek piþiriyor, bunlara bir oyun oynayayým diyor. Görünmeden yere uzanýyor ve kapýyý örter gibi yapýyor Tabiki haliyle gýcýrtý yapýyor. Yengem: -Keçi uslu dur diyor. (Dayýmlarýn keçileri vardý onlar bazen yaparmýþ) Kardeþi Tekrar yapýyor. Yengem yine: -Keçi uslu dur diyorum sana diyor. Tam bu sýrada aniden ayaða kalkýyor. Bunu gören yengem bayýlýyor kadýný zor ayýltýyorlar. Yengem kendine gelince kardeþi: -Ben sana þaka yapayým dedim sen benim ödümü kopardýn canýn iplikle mi baðlý deyince herkes gülüþüyor. Karaman’da Böyle Kimselerde var Adamýn birinin paraya ihtiyacý olur ne yapayým ne yapayým diye düþünür bir yol bulamaz. Birgün yine düþünürken aklýna bir þeytanlýk gelir ve uygulamaya koyar. Zaman tam hasat zamaný. Ekinler olmuþ derilme vakti gelmiþ. Adam iki döver biçer kiralar önceden tespit ettiði tarlalarý bir bir gösterir buralarý derin der. Döver biçerler iþe baþladýðýnda iki kamyon kiralar kamyonlardaki ürünü esnafa peþin paraya satar aldýðý paralarla da ihtiyacýný karþýlar. Aradan bir hafta geçer. Vatandaþlar tarlasýna gider. Birde ne görsünler tarlalar dümdüz gözlerine inanamazlar. Koþarlar polise, jandarmaya ama atý alan çoktan Üsküdar’ý geçti. Hayýrlýsý ile bu yazýnýn sonuna da geldik. Sizleri de ALLAH’a emanet ediyorum. Nasip olursa bir dahaki sefere Ýnþaallah. Selam ve dua ile. 38. sayi sayfalar 38 29.09.2009 17:53 Uhr Seite 38 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430 bulmaca 38. sayi sayfalar 29.09.2009 17:53 Uhr Seite 39 Seite 40 17:53 Uhr 29.09.2009 38. sayi sayfalar RHEİN SAAR 01.11.2009 30.10.2009 30.10.2009 UÇU T.İ MEDİNE MEDİNE MEDİNE İLK ZİYARET STUTTGART DÜSSELDORF FRANKFURT FROM 01.12.2009 01.12.2009 01.12.2009 DÖNÜ T BÖLGE/KAFİLE STUTTGART DÜSSELDORF 09.11.2009 MEDİNE MEDİNE MEDİNE VIYANA MÜNİH MÜNİH AMSTERDAM FRANKFURT 05.12.2009 11.12.2009 11.12.2009 10.12.2009 09.12.2009 09.12.2009 01.12.2009 10.11.2009 MEDİNE ZÜRRICH STUTTGART HESSEN 09.11.2009 MEDİNE 11.12.2009 12.12.2009 MEDİNE K-HOLLANDA MEDİNE KÖLN 11.12.2009 01.11.2009 MÜNİH 09.11.2009 MEKKE BASEL MİLANO 11.12.2009 13.12.2009 FREİBURG A. İNSBRUCK 11.11.2009 09.11.2009 MEKKE LYON 11.12.2009 02.12.2009 A. VIYANA 1 11.11.2009 MEKKE HANNOVER 12.12.2009 02.12.2009 İSVİÇRE 10.11.2009 MEKKE HANNOVER MÜNİH KÖLN 12.11.2009 MEKKE NÜRENBERG HAMBURG İTALYA MEKKE MEDİNE STRASBOURG 11.11.2009 12.11.2009 MEKKE MEDİNE LYON 11.11.2009 15.12.2009 14.12.2009 31.10.2009 K.RUHR 12.11.2009 HANNOVER 31.10.2009 BREMEN MEKKE SCHWABEN NÜRENBERG 14.11.2009 HAMBURG HANNOVER 14.12.2009 OSLO STOCKHOLM 06.12.2009 15.12.2009 MEKKE LYON MEKKE DUS/FRA 14.11.2009 MEKKE 14.11.2009 MEDİNE 03.12.2009 06.12.2009 NORVEÇ 15.11.2009 14.11.2009 DUS/FRA AMSTERDAM İSVEÇ MERKEZ 3 HAFTA ANNECY MEDİNE 01.12.2009 01.12.2009 MEDİNE LYS/BSL 19.12.2009 15.11.2009 MEDİNE VIEN/MÜNİH 15.11.2009 16.11.2009 MEDİNE HOLLANDA 3 HAFTA FRANSA 2 HAFTA 16.11.2009 21.12.2009 MERKEZ 2 HAFTA AVUSTURYA 2 HAFTA VIYANA 22.12.2009 BERLİN TEGEL 19.12.2009 MEKKE DÜSSELDORF LONDON HEATHROW MEKKE MEKKE MEKKE 20.11.2009 20.11.2009 18.11.2009 19.11.2009 BERLİN İNGİLTERE 20.12.2009 22.12.2009 A-VIYANA 2 RUHR-A BRÜSSEL 21.12.2009 20.12.2009 PARİS ORLY VİYANA MEKKE COPPENHAGEN MEKKE MEKKE MEKKE 21.11.2009 21.11.2009 20.11.2009 21.11.2009 BELÇİKA A-LINZ PARİS DANİMARKA 21.12.2009 14.12.2009 SYDNEY 03.12.2009 21.12.2009 AMSTERDAM DUS/FRA MEKKE DUS/FRA MEKKE MEKKE DUS/FRA 15.11.2009 MEKKE 20.11.2009 22.11.2009 MEKKE G.HOLLANDA GENEL MERKEZ 08.11.2009 29.10.2009 AVUSTRALYA GÖREVLİ 16.12.2009 GÖREVLİ Hac ve Umre Millî Görüş ile bir başkadır IGMG Hadsch - Umra Reisen GmbH Boschstr. 61-65 50171 Kerpen Tel: 00 49 (0) 22 37 / 656 310-311 Fax: 0049 (0) 22 37 / 656 329 E-Mail: [email protected] • www.igmg.de MEKKE & MEDINE 3x öğün yemek fiyatta dahildir 2775,- € (Bu fiyat sadece, Almanya, Avusturya, Belçika ve Hollanda için geçerlidir) Banka Bilgileri Kreissparkasse Köln Konto Nr: 149 277 781 Blz: 370 502 99 IGMG Genel Merkez üyelerine 50,- indirim yapılır Ücrete dahil hizmetlerimiz: • Gidiş-dönüş uçak bileti • Vize-işlem masrafları • Suudi Arabistan ayakbastı parası (Çek ücreti) • Mekke-Medine otel ve yemek (3x öğün tabldot usulü) • Otel ile Kabe arası otobüs servisi • Arafat-Mina çadır hizmetleri ve transferler • Mekke ve Medinede tarihi yerleri ziyaret • Hacc’da kullanılacak özel hediyelik eşyalar. NOT: 1. Uçuş tarihlerinde 2-3 gün değişiklik olabilir. 2. Gerektiğinde kafileler bir başka kafile ile birleştirilebilir. 3. THY ile uçuşlarda, biletler Avrupa’dan uçuş tarihinden itibaren 6 ay geçerlidir. 4. Hac dönüşü, Türkiye’de kalmak isteyenlerin, Türkiye’den dönüş tarihlerini kayıt formunda belirtmeleri gerekir.