PDF SAYI 38 - Hayat Online

Transkript

PDF SAYI 38 - Hayat Online
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:52 Uhr
Cumhurbaþkaný Horst Köhler
Müslümanlarýn
Ramazan
Bayramý’ný
yayýnladýðý
bir mesajla
kutladý.
Seite 1
KRM (Almanya Müslümanlarý Koordinasyon
Konseyi)den Ramazan Bayramý Mesajý
Sayfa: 4`te
Sayfa: 4`te
Sayfa: 4`te
Binlerce Kitap, CD, VCD, DVD
Hac Malzemeleri ve Hediyelik Eþyalar
Tel: 0180-3002250
Birkenweg 39 . 35586 Wetzlar
Tel: 06441-309 70 41 . Fax: 06441-309 89 60
GSM: 0175-245 33 25
Sayfa 5`te
www.okusan.eu
Demokratik Hakkýnýzý Kullanmak ve Almanya`nýn Geleceðinde Söz Sahibi Olabilmek Ýçin
SEÇiMLERE KATILIN OYUNUZU KULLANIN
Oðuz ÜÇÜNCÜ
Sayfa 7`de
Oy
Kullanýn
Siyasete
Katýlýn
Sayfa 34`te
Sinan ESKÝCÝOÐLU
Bio
Ýnsan
ve
BioToplum
Avukat Nalan SÖNMEZ
Sayfa 25`te
Kazadan
Sonra
Ne
Yapmalý?
Sayfa 35`te
Yusuf POLATOÐLU
Bayram
O
Bayram
Ola
Ali KIZILKAYA
Sayfa 15`te
Üçüncü
Yýlýnda
Almanya
Ýslam
Konferansý
Sayfa 17`de
Selma ÖZTÜRK
Die
sieben
Eigenschaften
der
Gläubigen
Yüksek Mahkeme beklenen kararý verdi:
Çalýþma Odasý Masraflarý
Vergiden Muaf Tutuluyor
Sayfa 37`de
Meslek olarak þo-
ya`da üç yýldýr asförlük yapan ve
kýda kalan dava
Hacarabýn
Serüvenleri
25
sonuçlandý ve es-
Nakliye Motorlu
kiden olduðu gibi
taþýtlarýný veya
geçen yýllar da
yolcu taþýma araç-
dahil olmak kay-
Mehmet GEDÝK
Sayfa 23`te
Otobüs ve Kamyon
Ehliyetlerinde Son
Deðiþiklikler
Federal Alman-
M. Salih AYDIN
Ergenlik
Çaðý
Sorunlarý
ve
Çocuklarýmýz
Sayfa: 36`da
OKUSAN
Schnellestrich - Schwimmender Estrich
Verbundestrich - Trennestrich
Heizestrich - Leichtestrich
Hartstoffestrich
Müslümaný
Ýslamileþtirmek
Almanya Ýslam
Arþiv Merkez Enstitüsü bu yýlki
Muhammed Nafi
Çelebi Barýþ Ödülüne Köln Belediye Baþkaný Fritz
Schramma’yý layýk gördü.
Avrupa`daki Kitapçýnýz
K & A Estrich
Mahmut AÞKAR
Ýslam-Arþiv`den Köln
Belediye Baþkaný`na
Barýþ Ödülü
larýný kullanan
dýyla çalýþma odaVergi Uzmaný
Asým Tozoðlu`nun
Açýklamalarý
Sayfa: 33`te
sý masraflarý vergiden muaf tutuluyor.
Sürücü Kursu Hocasý
Ýhsan Güler`in
Açýklamalarý
Sayfa: 27`de
herkes için en
son deðiþiklikleri
ve son mühletleri
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:52 Uhr
Seite 2
FIRSAT GÜNLERø
WDQÕWÕP
IL\DWÕ
3,99 €
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:52 Uhr
Seite 3
editörden
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
3
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Sinan AKTÜRK
hasbihal
Sevgili dostlar!
Rahmet ve bereketi bol olan bir Ramazan ayýný daha geride býraktýk. Yine
dolu dolu geçen bir güzel aydan sonra
bayrama neþe ve sevinç içerisinde girdik. Bizlere bu güzellikleri bahþeden
Cenab-ý Allah`a ne kadar þükretsek azdýr.
Almanya`daki Sivil Ýslami Teþkilatlarýn yaný sýra bu sene hem Türk
Resmi Kuruluþlarý ve hem de Alman
Resmi Kuruluþlarý da iftar programlarý
düzenlediler. Bu geliþmeyi olumlu olarak görüyoruz. Gerçi yeni bir seçim atmosferinin arefesinde bu tür organizeler yapýlýnca insanýn biraz çekimser
olarak bakasý geliyor. Yine de bu ülkede bulunan müslümanlarýn dini günlerine ve ibadetlerine duyulan saygýnýn
bu þekilde ifade edilmesi oldukça güzel. Tabi bu yeterli deðil. Almanya`da
artýk milyonlarla ifade edilen bir müslüman nüfus mevcuttur. Bu nüfusun
teþkil ettiði dini yani Ýslamiyeti Almanya`da resmi din olarak tanýmamak
büyük bir eksikliktir. Zaman zaman
Alman resmi makamlarýndan olumlu
ve güzel açýklamalar gelmekte ama bu
açýklamalarýn peþine resmi olarak yapýlmasý gerekenlerin yapýlmamasý bir
eksikliktir diye düþünüyoruz. Burada
yaþayan müslüman nüfus da vergi vermekte ve buranýn kanunlarýna tabi olarak hayatlarýný sürdürmektedirler.
Özellikle bu son dönemde seçim atmosferine girilmiþken Almanyadaki
müslüman seçmenlerin önemi daha bir
fazla þekilde siyasiler tarafýndan algýlanmaya baþlandý. Müslümanlarýn
günlük hayatlarýna sadece bazý özel
günlerde ilgi gösteren siyasiler; artýk
bizlerin tüm meselelerine vakýf olmalarý gerektiðini görmüþ durumdadýrlar.
Bu da þunu göstermektedir ki burada
yaþayan insanýmýzýn haklarýný alabilmek için bu tür demokratik seçim dönemlerini iyi deðerlendirmeliyiz. Ek-
Impresium
Künye
hayat
Haklarýmýzýn Alýnmasý Noktasýnda
Seçimlere Katýlým Saðlamalýyýz
sik olan ve alýnmasý gereken haklarýn
alýnmasý için demokratik baský ortamlarýnýn harekete geçirilmesi gerekmektedir.
Kýsacasý bu seçim dönemini iyi deðerlendirip kulis faaliyetlerine önem
vermeli ve siyasi partilerde sadece seçmen olarak deðil seçilen olarak da bulunmalýyýz. Yani seçimlere gereken ilgi ve alakayý göstermeli ve katýlým
saðlayarak oylarýmýzý kullanmalýyýz.
27 Eylül`de yapýlacak seçimlerin
Almanya ve buradaki yabancýlara güzellikler getirmesini diliyoruz.
Sevgili dostlar!
Yazýmýzýn baþýnda belirtmiþtik. Sivil Ýslami Teþkilatlarýn iftar progrmalarý düzenlediklerini. Bu iftar programlarýndan bazýlarýna bizler de katýlma fýrsatý bulduk. Avrupa Türk Ýslam
Birliði`nin Köln`deki iftar programýna
katýlým saðladýk. Ýftarýn yapýldýðý salonun atmosferi gerçekten çok güzeldi.
Her kesimden insanýn katýldýðý ve konuþma yaptýðý program bizleri ziyadesiyle memnun etti.
Yine Ýslam Toplumu Milli Görüþ`ün Kerpen`deki Genel Merkezinde
düzenlediði iftar programýna katýlým
saðladýk. Buradaki atmosfer de bizleri
ziyadesiyle memnun etti.
Almanya`nin deðiþik yerlerinde
aynen Türkiye`deki gibi Ýftar Çadýr
Programlarý tertip edilmiþti. Bunlardan
bazýlarýna bizler de katýldýk. Offenbach, Hanau ve Haigerdeki Ýftar Çadýrlarýný ziyaret etme imkanýbulduk.
Yine salonlarda düzenlenen çeþitli teþkilatlarýn programlarýna da katýldýk.
Bu programlarla ilgili haberleri sayfalarýmýzda bulabilirsiniz.
Burada þuna deginmeden geçeme-
hayat
Aylýk Ücretsiz Gazete
15 Eylül/15 Ekim
15 September/15 Oktober 2009
Muharrem 1430
Sahibi ve Genel Yayýn Yönetmeni
Sinan AKTÜRK
Yayýn Kurulu
Dr. Yusuf Iþýk,
Bilal Demiroðlu,
Fikret Ekin, Murat Ýleri,
Mahmut Aþkar,
Cengiz Þahbaz,
Sinan Aktürk,
Aydýn Ersoy,
M. Salih Aydýn
yeceðim. Bundan önceki senelerde
özellikle Türk Resmi Makamlarý kendilerine yapýlan davetlerin pek çoðuna
icabet etmiyorlardý. Yapýlan davetlerde
seçicilik yaparak bir ayrýmcýlýða sebep
oluyorlardý. Bu sene gördüðümüz kadarýyla artýk bu ayrýmcýlýk ortadan
kalkmýþ. Artýk özellikle konsolosluk
yetkilileri tüm davet edildikleri programlara ayrým yapmadan katýlmaya
çalýþýyorlar.
Bunu niye aktarma ihtiyacý hissettim; çünkü yapýlan bu ayrýmcýlýk insanlarýn þevkini kýrmakta ve üzüntüye
sebeb olmakta idi. Özellikle son 2-3
senedir gözle görülen bu tavýr deðiþikliði olumlu karþýlanmaktadýr.
Frankfurt Baþkonsolosluðundaki
Bayramlaþma Resepsiyonuna bizler de
katýlma fýrsatý bulduk. Bu resepsiyonda geçmiþ senelere nazaran aþaðý yukarý her kesimden insanýmýz davet edilmiþ ve katýlým saðlamýþlardý. Özellikle
Sayýn Baþkonsolos Ýlhan Saygýlý
Bey`in konuþmasý bizi sevindirmiþtir.
Sayýn Baþkonsolos bundan sonra tüm
aktivitelere ellerinden geldiðince katýlmaya çalýþacaklarýný ve Baþkonsolosluk uhdesinde gerçekleþtirilen programlara da her kesimin davet edileceðini ama bu noktada kendilerine yardým edilmesini rica etti. Ve bunu söylerken de gayet nazik bir þekilde “Emretmiyorum sizlerden rica ediyorum
diyerek vurdu yaptý. Eðer bir eksiklik
varsa kendilerinde olduðunu belirtti.
Ama bu eksiklilerin giderilmesi noktasýnda birbirimize destek olmalýyýz.”
dedi.
Sevgili dostlar!
Malumunuz artýk okullar açýldý.
Çocuklarýmýz okullarýna ýsýndýlar.
Ama özellikle Türk insanýný ilgilendi-
Merkez
Königsbergerstr. 16
61169 Friedberg
Tel: 06031-162411
Fax: 06031-738644
E-Mail: [email protected]
Web: www.hayatonline.eu
Basýldýðý Yer: Sunprint GmbH
Offenbach
Gazetemizde Yayýnlanan Yazýlarýn ve Reklamlarýn Ýçeriðinden Sorumlu Deðiliz.
ren konularda maalesef oldukça geri
durumdayýz.
Mesela Türkçe dersleri noktasýnda
maalesef olmasý gereken yerde deðiliz.
Eðer çocuklarýmýzýn Türkçe derslere
girmesini istiyorsak, bu dersi verecek
öðretmenleri okul idaresinden ve Eyalet Resmi makamlarýndan bizlerin talep etmesi gerekmektedir. Bunun olabilmesi için de biz velilerin bulunduðumuz yerlerdeki diðer Türk velilerle
birlikte imza toplayarak bunu resmi
makamlara ulaþtýrmamýz gerekmektedir.
Örnek olarak Hessen Eyaletinde
Türkçe öðretmeni sýkýntýsý had safhadadýr. Ama Alman Resmi Makamlarý
kendilerine bu noktada gelen taleplerin
yeterli olmadýðýný ve yine bu talepler
noktasýnda öðretmen görevlendirdiklerini söylemektedirler. Cocuklarimizin Türkceyi unutmamalri ve düzgün
ögrenebilmelri acisindan bu mesele oldukca önemlidir.
Sevgili dostlar!
Malumunuz Ekim ayýnýn 3`ünde
tüm Almanya`da sivil Ýslami Teþkilatlar “Açýk Kapý Günleri” düzenlemektedirler. Lütfen bu programlara katýlým
saðlanmasý noktasýnda elimizden gelen tüm çabalarý gösterelim. Ama lütfen gelen misafirlere sadece Türk mutfaðýnýn leziz yemeklerini tattýrmayýp
onlara Ýslam`ýn güzelliklerini de tattýrmaya çalýþalým. Gelen misafirlere Ýslam`ý tanýtan kitapçýk ve broþürleri hediye etmenin yaný sýra mekanlarýmýzýn
temizlik ve tertibine de oldukça dikkat
edelim.
Bu vesile ile Ramazan Bayramýnýzý
en içten dileklerimizle tebrik ediyoruz.
Cenab-ý Allah çalýþmalarýmýzý bereketlendirsin, þuurlandýrsýn.
Çalýþmak bizden baþarý Allah`tandýr.
Allah`a emanet olun.
Bölge Temsilcileri
Bielefeld: Mehmet Demir
Tel: 0178-2063526
Dortmund: Fatih Kahraman
Tel: 0172-5768278
E-Mail: [email protected]
[email protected]
E-Mail: [email protected]
.
Köln: Ahmet Çakýlcý
Tel: 0172-2104121
E-Mail: [email protected]
.
Düsseldorf: M.Emin Satýlmýþ
E.Enes Satýlmýþ
Tel: 0157-72414539
E-Mail: [email protected]
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:52 Uhr
Seite 4
4
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Katolik ve Protestan
Kiliselerinden Bayram Tebriði
KRM`den Ramazan
Bayramý Mesajý
A
lmanya Müslümanlarý Koordinasyon Konseyi Sözcüsü (KRM)
Eyyüp A. Köhler dört
çatý kuruluþ olan
VIKZ, ZMD, Ýslam
Konseyi ve DÝTÝB adýna tüm Müslümanlarýn
Ramazan Bayramý'ný
tebrik etti.
Köhler, “Ramazan
ayýnda
tuttuðumuz
oruçlar ve kýldýðýmýz
namazlar bizleri Allah’a (c.c) yaklaþtýrdý
ve kalplerimizin mut-
luluk ve þükürle dolmasýna vesile oldu.
Hangi cemiyet veya
programda olursa olsun dualarýn kardeþimiz Merve ve ailesine
olduðunu duydum. Biraraya geldiðimiz toplantýlarda da misafirlerimizle de paylaþtýðýmýz içtenliði hep birlikte yaþadýk” dedi.
Ramazan Ayý'nýn en
önemli günlerinden birinin de KRM’in Berlin’de verdiði ve Meclis Baþkaný Dr. Lam-
F
ederal Almanya
Cumhurbaþkaný
Horst Köhler
Müslümanlarýn Ramazan Bayramý’ný yayýnladýðý bir mesajla
kutladý.
Cumhurbaþkaný
Köhler yayýnladýðý
mesajda þu ifadelere
yer verdi: “Ramazan
Bayramý sizin için yýlýn önemli zamanlarýndan biri. Aileler biraraya geliyor, yemekler yiyor, kutlamalar yapýp sohbet
ediyorlar. Ramazan'da
verilen iftar yemeklerinde zaten çok sayýda
Müslüman, Müslüman olmayan komþu,
arkadaþ ve tanýdýklarýna davetlerde bulundular. Bir inancýn sýnýrlarý aþarak arkadaþlýk ve dostluklarýn
oluþmasýna, devam etmesine vesile olmasý
cesaret verici. Kutlamalarýn beraberce yapýlmasý, birbirini daha
iyi tanýma ve tereddütlerin ve yabancýlý-
ðýn aþýlmasý için iyi
bir fýrsat. Birbirimiz
hakkýnda ne kadar çok
þey bilirsek birbirimizden o kadar fazla
þey öðrenebiliriz. Bunun için þeffaflýk, cesaret ve güvene ihtiyacýmýz var.
Almanya’daki
Müslümanlar, toplumumuzun doðal bir
parçasý oldular. Ýslam
Konferansý, sorunlarýn konuþulabileceðini, geleceðe dönük
planlar için þeffaf bir
þekilde ve hedefe yönelik olarak bir masa
etrafýnda toplanýp tartýþýlabileceðini göster-
di. Ýyi bir yolda olduðumuzu düþünüyorum. Bu nedenle sizi
anlayýþa ve güvene
dayanan fikir alýþveriþinin sürmesi noktasýnda cesaretlendirmek istiyorum. Böylece Ýslam ve yabancý
düþmaný eðilimlerin
ülkemizde fýrsat bulamamalarý ve kimsenin
barýþ içinde birarada
yaþama kin sloganlarýyla zarar vermemelerine yardýmcý olmuþ
oluruz.
Birbirine güvenen
muhataplar arasýnda
gerçekleþecek bir diyaloða ihtiyacýmýz
var. Birarada yaþam,
entegrasyon ve anlayýþýn hüküm sürdüðü
bir ortamýn oluþmasýný istiyoruz. Kaynaþmak ve böylece yabancýlarla arkadaþ olmak istiyoruz. Bu
duygularla Ramazan
Bayramýnýzý kutluyor,
saðlýk ve huzur diliyorum”.
aþpiskopos Robert Zollitsch
ve
Piskopos
Wolfgang Huber Almanya’da
yaþayan
Müslüman vatandaþlarýn Ramazan bayramlarýný kutladýlar.
20 Eylül 2009 tarihinde kutlanacak olan
Ramazan Bayramý vesilesiyle Almanya’daki
Müslümanlarý tebrik
eden Baþpikopos Zollitsch, özellikle Almanya’daki Müslümanlar ve Katolikler
arasýnda karþýlýklý diyalog çabalarýna vurgu
yaparken, Almanya
Piskopos Konferansý’nýn 30 yýldýr varolan Ýslam ile dialog çalýþma biriminin bunun
ispatý olduðunu ifade
etti.
“Yakýn geçmiþ için
düþünülemeyecek olan
B
mert’in katýldýðý iftar
yemeði olduðunu ifade
eden Köhler, bununla
Almanya’da Müslümanca yaþamýn toplumca normal olarak
algýlanmasý konusunda
bir adým daha atýlmýþ
olduðunu ifade etti.
Eyyüp Köhler ayrýca, her yýl 3 Ekim’de
düzenlenen, cemiyetlerin ve camilerin kendilerini ve camiyi tanýtýcý
faaliyetler
yaptýðý
“Açýk Cami Günü”nü
hatýrlattý.
Almanya Cumhurbaþkaný`nýn
Ramazan Bayramý Mesajý
mesajlar
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
þeyler bugün doðal hale geldi. Ülkemizde
Alman Piskopos Konferansý ve Ýslami birlikler arasýnda düzenli
görüþmeler gerçekleþiyor. Çabalarýn temelinde karþýlýklý saygý yatýyor ve bu da dinlerarasý diyaloðun temelini
oluþturuyor”
diyen
Zollitsch, Katolik kilisesinin
Ramazan
Ayý'nýn önemini bildiðine vurgu yaptý ve
“Oruçlarýnýzý ve dualarýnýzý Tanrý kabul etsin
ve tüm inananlara huzur versin” þeklinde
konuþtu.
Öte yandan Almanya Protestan Kilisesi
de (EKD) Ramazan
Bayramý için tebriklerini ifade ederken,
EKD Baþkaný Piskopos Wolfgang Huber,
Müslümanlarýn Ramazan Bayramý'ný kutladý.
Müslümanlarýn Ramazan Ayý boyunca
gerçekleþtirdikleri etkinliklere deðinen Huber, “Birçok Müslüman cemiyet ve dernek
bu yýl da Müslüman olmayan arkadaþlarýný,
komþularýný ve iþbirliði içinde bulunduðu
insanlarý iftar yemeklerinde aðýrladýlar. Bu
þeffaflýk ve ilgi hepimizin memnuniyetle
ve sevinçle karþýladýðý
güvenin artmasýnýn bir
iþaretidir” dedi.
Münster`de Ýftarlý Veda
M
ünster DÝTÝB Merkez Camii
Derneði tarafýndan
görev süresini tamamlayan Din Hizmetleri Ataþesi Þaban Özbudak onuruna iftar yemeði verdi.
Münster DÝTÝB
Merkez Camii’ndeki
iftar yemeðine, T.C.
Berlin Büyükelçiliði
Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi
Arslan, T.C. Münster
Baþkonsolosluðu
Muavin Konsolosu
Cemal Alsulu, Eðitim Ataþesi Ali Çevik, Din Hizmetleri
Ataþesi Þaban Özbudak, Münster Anakent Belediye Baþkaný adýna Meclis Üyesi Richart Michael,
Münster DÝTÝB Eyalet Birliði Baþkaný
Veli Fýrtýna, bölge
DÝTÝB dernekleri din
görevlileri ve dernek
yöneticileri ile iþ, sanat, eðitim ve sosyal
çalýþma alanlarýndan
çok sayýda Türk ve
Alman davetli katýldý.
Program, okunan
akþam ezaný ve iftar
duasýyla
baþladý.
Münster DÝTÝB Merkez Camii Dernek
Baþkaný Mustafa Dayýoðlu’nun selamlama ve teþekkür konuþmasýnýn ardýndan
Din Hizmetleri Ataþesi Þaban Özbudak,
iftara katýlanlara teþekkür etti. Camilerin birer uyum, diyalog, dostluk, birlik ve
beraberlik merkezleri olduðunu ifade
eden Özbudak, “Bu
kutsal ayda ayný masa etrefýnda toplandýk. Teþriflerinizden
dolayý teþekkür ediyorum. Hizmetlerim
süresince Baþkonsolosumuzdan, Müþavirimizden, ataþe arkadaþlarýmdan, din
görevlisi arkadaþlarýmdan, DÝTÝB çalýþanlarýndan ve cemaatimizden çok büyük
anlayýþ ve destek
gördüm. Ben bu vesileyle kendilerine
ayrý ayrý teþekkürlerimi sunuyorum.”
dedi.
Münster Belediye Meclis Üyesi Richart Michael ve Eðitim Ataþesi Ali Çevik de, iftar sofrasýnda bulunmaktan duyduðu memnuniyeti
ifade ederek, Din
Hizmetleri Ataþesi
Þaban Özbudak’a
yeni görevinde baþarýlar diledi.
Din Hizmetleri
Müþaviri ve DÝTÝB
Genel Baþkaný Sadi
Arslan, Ramazan’ýn
güzellikleri Türkiye’de olduðu gibi
Almanya’da da devam ettiðini belirtti.
Arslan, bütün derneklerde Alman dostlarýmýzla ayný sofra
etrafýnda biraraya
geliyoruz. Ramazan
ayý paylaþmanýn doruða ulaþtýðý bir
mevsimdir. Din Hizmetleri Ataþesi Þaban Özbudak görev
süresini en iyi bir þekilde deðerlendirerek
görevini tamamlamýþtýr. Bu vesileyle
kendisine teþekkür
ediyor, bundan sonraki görevlerinde ve
hayatýnda ailesiyle
birlikte saðlýk içerisinde daha nice baþarýlý hizmetlerde bulunmasýný Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.“ dedi.
Program, Münster DÝTÝB Merkez
Camii Dernek Baþkaný Mustafa Dayýoðlu,
Din Hizmetleri Ataþesi Þaban Özbudak
adýna hazýrlanan þükran plaketini takdim
etmesiyle sona erdi.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:52 Uhr
dosya
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Mahmut AÞKAR
K
aldýrýmda yürürken
önümde giden baþörtülü ve örtüsüz
bir grup genç kýz dikkatimi
çekti. Kol kola, þen þakrak
yürüyen kýzlarýn samimi
görüntülerine, bir gün önce
gördüðüm; Kadýköy sahilinde daha yirmisine basmamýþ baþörtülü kýzýn kendi yaþýtý bir delikanlýyla
sarmaþ dolaþ manzaralarýný
da ilave ettim. Bir izin
mevsiminde bilmem hangi
semtin insanla dolup taþan
kaldýrýmlarýnda yürürken
Ýstanbul’un, yýllardan beri
baþörtüsü üzerinden koparýlan kýyameti; heba edilen
zamaný, tarümar olan nice
üniversiteli gencin hayatý
ve ülkede neredeyse ihtilallere zemin hazýrlayan baþörtüsü veya türban gerilimine beynim kilitleniverdi.
Ýstanbul kaldýrýmlarýnda
akan insan seline ben de
ayak uydurarak ilerliyordum lâkin, zihnim baþörtüyle meþgûldü...
Gündeminde okumak,
meslek sahibi olmak, sevgilisiyle bir pastanade veya
çay bahçesinde baþbaþa
kalmaktan veya istediði
markadan giyinme arzusundan daha öncelikli meselesi olmayan þu açýkbaþlý
akranlarýyla kol kola olan
kapalýlar mý Türkiye’de þeriat düzeni kuracaklardý?...
Veya þeriatýn ayak sesleri
ülkedeki baþörtülülerin sayýsýnýn artmasýyla mý baðlantýlýydý?...
Almanya’ya dönüyoruz:
Almanca bilmeyen, doðrudürüst ilkokul diplomasý
bile olmayan fabrika iþçisi,
temizlikçi analarýnýn, ablalarýnýn kýlýk-kýyafetiyle
kimse ilgilenmezken; Alman eðitim sisteminden
geçerek güzide bir meslek
veya üniversite diplomasý
sahibi olmuþ, Türk/Müslüman kýzlarýn bir kýsmý baþörtülü olunca kýzýlca kýyametler kopuyor: Müslümanlar Avrupa’ya þeriat
getiriyorlar!...
Hem Türkiye, hem de
Almanya aslýnda baþörtülülerin eðitim düzeyinin
artmasýndan ve böylece
sosyal hayatta olduðu kadar iþ hayatýnda da aktif rol
Seite 5
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Müslümaný
Ýslamileþ[email protected]
almalarýndan memnun olmasý gerekirken; bu kesim
dýþlandý, onlar üzerinden
siyaset yapýldý ve bazen
inancý bazen de insanlýk
haklarý istismar edildi. Bu
süreç, genç kýzý ve erkeðiyle daha dindarlýk olgusunu
yakalayamamýþ nesilleri
Ýslâmîleþtirdi.
Halbuki
özellikle genç kýzlardaki
yeni stil örtünmenin özünde, dinî hassasiyetlerden
dolayý bir þuurlanmadan
çok, dýþlayan kesime karþý
protestoyla karýþýk kendini
tanýmlamak, ifade etmek
vardý. Veya bu durumu;
þartlarýn doðurduðu, kýsmen konjöktürel bir kimlik
arayýþý olarak okumak lazým.
Toplumun bir kesimine
olmadýðý halde;
-Sen dincisin,
-Þeriatcýsýn,
-Ýslâmcýsýn,
-Radikalsýn
ve sen bizden deðilsin;
olsan bile öteki bizdensin,
diye diye popkültürüyle
beslenmiþ “Protesto Müslümanlýðý” türedi.
Yüzyýlýn en
önemli konusu
Michael Thumann, Almanya’nýn en ciddi haftalýk
gazetesi Die Zeit’da; “Bu
yüzyýlda Avrupa’nýn en
önemli konularýndan birisi
Ýslâm’dýr” diyordu. Siz bu
tesbiti; dünyanýn en önemli
tirmek
konularýnýn baþýnda Ýslâm
gelir, þeklinde geniþletebilirsiniz. Soðuk Savaþ dönemi sonrasý Batý’nýn dünya
barýþý açýsýndan yaptýðý en
büyük hata, Ýslâm’ý kendisine karþý yeni bir ideoloji
gibi dünya kamuoyuna
sunmasý oldu. Ve Batý,
“Yeni Dünya Düzeni” çerçevesinde bu takdimi yaparken, kendi kamuoyunun
Ýslâm ve Müslümaný negatif algýlayabilmesi için gereken herþeyi uygulamaya
koydu.
Ýslâm’ý karþý-ideoloji gibi takdim eden ve algýlayanlar halkasýna Türkiye’deki taraf ve karþýtaraflar da dahil olunca; ideolojik müslümanlar ve ideolojik laikler arasýndaki savaþta ‘malzeme’ olmaktan
kurtulamayan nesilde düþük profilli Ýslâmîleþme süreci baþladý. Ananevî müslümanlýk daha çok ibadete,
kiþinin iç dünyasýna, mütevaziliðe, sadeliðe vurgu yaparken, yeni nesil müslümanlýk anlayýþý, algýlamasý; dýþa yansýyan, görülen,
gösterilen yönüyle varlýðýný kabul ettirmek cihetine
gidiyor. Hâkim tarafýn aþaðýlarcasýna, “Sen Müslümansýn!” ötekileþtirmesi,
cephe almasý karþýsýnda,
Ýslâm’ý bir kimlik olarak
gören postmodern (hatta
ötesi) nesiller; bu kimliði
ayný zamanda bir meydan
okuma ve restleþmede koz
olarak kullandýlar. Yoksa
çok dindar olduklarýndan
deðil...
Reaksiyoner müslümanlýktan, gösteriþe dönüþen
þekilci dindarlýk anlayýþýndan, herkes ve her kesimden önce müslümana ve
Ýslâm’a fayda gelmez! Ýdeolojik kalýplara veya öteki
kültürün
(medeniyetin)
normlarýna göre katagorize
edilen müslüman, ayný dar
kalýplar içinde tepki verdiði, kendini ifade ettiði takdirde, geçmiþten gelen bütün (kültürel) zenginliklerini yitirmiþ olarak, yavan
bir Ýslâmî kimliði kabullendiði, benimsediði an,
“Ýslâmîleþtirme” tuzaðýna
düþer.
Meselenin Türkiye boyutu ayrý bir inceleme konusu olduðundan, bundan
sonraki bölümlerde Batý
Avrupa’daki göçmen Türkler/Müslümanlar açýsýndan
deðerlendirmeðe aðýrlýk
vereceðiz.
Göçmen Türkü
Ýslâmîleþtirme
Aile içinde yetiþen nesillerden baþlayarak, Almanya genelinde yeni nesillerimizin din anlayýþý ve
algýlayýþýnýn birinci ve
ikinci kuþaktan epey farklý
olduðunu gözlemlemek
mümkün. Bu nesil, önceki-
5
ler kadar iþin ibadet boyutuna aðýrlýk vermedikleri
halde, onlardan çok daha
keskin bir Ýslâm anlayýþý
sergilerler. Burada yetiþiyor, buranýn eðitim sisteminden geçiyorlar. Türkçe’leri yeterli gelmediðinden kendi aralarýnda Almanca konuþmayý tercih
ediyor, dünyaca meþhur
müslüman popçularýn müziðini dinliyorlar ve sözkonusu din olunca, biz ve ötekiler, ayrýþýmýnda Ýslâmî
kimlikleriyle kendilerini
ifade ediyorlar. Çünkü bunlar, yerlilerin mütemadiyen
ötekileþtirdikleri; siz baþkasýnýz, bizden deðilsiniz,
ithamlarýyla kendilerini bulan, kendilerine gelen nesillerdir.
Gerçekten ne derece
kendilerini bulduklarý veya
kendilerine geldikleri üzerinde derinlemesine tefekkür etmek gerekir. Kökkültürle, anavatanla baðlar
kopma noktasýna gelmiþ,
günlük hayatta konuþulan
anadil ‘kuþdili’ne dönmüþ,
bizi biz yapan töreler peyder pey rafa kaldýrýlmýþ bir
yeni durumla burun burunayýz. Bu yeni durum
Türk/Müslüman azýnlýk
toplumunu, özkültürü ve
mensubu olduðu Ýslâmiyet
adýna endiþelendirmelidir!
Erfurt üniversitesinde
Ýslâmî ilimler dalýnda öðretim görevlisi olan Prof. Jamal Malik’in (Man klebt
das Label Islam drauf und
fertig, Interview/Sabine
Am Orde, taz, 2.3.09) dikkat çektiði noktalar, sahasýnda uzman bir akademisyenin tesbitleri olmasý hasebiyle önemlidir: “Önceleri etnik problemleri olan
Türkler vardý. Fakat on onbeþ seneden beri her siyasi
münakaþa Ýslâmîleþtirilmektedir. Þimdi müslümanlar kendi azýnlýk alanlarýnda bir ölçüde (çoðulcu
toplum
tarafýndan)
Ýslâmîleþtirildiler. Gerçekten de müslümanlar, dinî
mensubiyetlerinden dolayý
giderek artan bir ayýrýmcýlýða maruz kaldýklarýna
inanýyorlar.”. Ne gariptir
ki, bu dýþlanmayý, ayýrýmcýlýðý en iyi gören, farkeden
38. sayi sayfalar
29.09.2009
6
ve en çok etkilenen burada
yetiþen nesillerdir.
Din üzerinden
tanýmlama
Almanya’daki
Türk
göçmenin önceleri anavatanýndan beraberinde getirdiði kültürel deðerleri, örf
ve adetleri, anadili ve mensubu olduðu Ýslâm vardý.
Þimdi, yani Ýslâmîleþtirme
süreci baþlatýldýktan ve ilk
baþta Türkler olmak üzere
diðer müslüman azýnlýklar
da bu oyuna geldikten sonra, sadece müslüman azýnlýk var. Almanya’nýn iþi kolaylaþtý: Türk, Arap, Boþnak, Fars, Pakistanlý ve daha nice milliyetlere mensup müslümanlarýn hepsi
bir sepete doldurularak
üzeri “Müslüman” kapaðýyla kapatýldý. Seküler,
ateist Türkler ve diðer
müslüman ülkelerden ge-
H
eyecanla beklediðimiz ve her anýný dolu dolu yaþadýðýmýz
Rahmet, maðfiret, bereket ve
hikmetle bezenmiþ güzel bir
ramazan ayýný daha geride
býraktýk.
Bu ayda kendimizi yeniledik, Kur’an ile helmahal
olduk manevi dünyamýzý
güçlendirdik, derin nefis muhabeleri yaptýk, hatalarýmýzdan dolayý tevbe ettik, af ve
özür diledik, iyiliklerimizi
ve güzel yönlerimizi artýrmaya, geliþtirmeye çalýþtýk, iftar
sofralarýmýzý paylaþtýk, en
yakýnýmýzda bulunandan en
uzak ülkelerdeki ihtiyaç sahibi kimsesizlere yoksullara
gücümüzün yettiði kadar
ulaþmaya çalýþtýk, nimetlere
þükrettik, kendimiz için istediðimiz her güzelliði kardeþlerimiz için de istedik, kendimiz için istemediðimiz hiç
bir þeyi kardeþlerimiz için de
istemedik,
sevdiklerimiz
için, milletimiz için, islam
alemi için, insanlýk için; çekilen sýkýntýlarýn, dökülen
göz yaþlarýn, akan kanlarýn
durmasý, huzur ve barýþýn yeniden tesis edilmesi, insanlýðýn birbirini anlamasý için
dua ettik. Bütün bunlarý yaþarken huzur bulduk ve bir
hüzünle Ramazan bayramýna
ulaþtýk.
Bugün ramazan ayýný ve
oruçlu günlerini arkada býrakmanýn mutluluðunu deðil,
17:52 Uhr
Seite 6
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
lenler de dindar vatandaþlarýyla ayný kefenin içine
konulmaktan kurtulamadýlar.
Prof. Tarýk Ramazan da
millî-kültürel kimliklerin
yok sayýlmasýndan þikâyetçi: “Son yýllarda göçmenler
geldikleri ülkelerin kültürel
özelliklerine göre deðil de,
dinlerine göre tanýmlanmaktadýrlar.(Qantara.de,
Dialog mit der islamischen
Welt)”. Dünyanýn herhangi
bir yerinde Ýslâm dinine
mensup birisi Batýlý iþgal
güçlerine karþý bomba patlatsa, yerli Alman’ýn gözü
hemen 35-40 seneden beri
yanýbaþýnda komþusu olan
Türke çevriliyor. Ýlginçtir;
ayný terörist saldýrýlar müslümana karþý gerçekleþtirildiðinde (Batý dünyasýnda)
kimsenin kýlý kýpýrdamýyor.
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Amerikalý tarihçi Philip
Jenkins, Avrupa’daki müslüman göçmenleri Ýslâmileþtirme giriþimlerini, kültürler savaþýný körükleyeceði için, tehlikeli buluyor. Ve
konuyla ilgili yazýnýn devamýnda Jenkins; “Batý Avrupa’daki Ýslâmî geçmiþe sahip herhangi birkimseyi hükümetler, artýk kolayca dinî
kimliðe indirgeyerek tanýmlýyorlar. (Die Welt,
24.5.08)” diyor. Bu yeni
durumu acaba “Sivil Kitle
Kuruluþu” sýfatýyla arz-ý
endam edenlerden hangisi
masaya yatýrdý ve tedbir aldý? Ondan daha vahimi, bunun Batý Avrupa Türkleri
için bir vahamet olduðunu
ne kadarýmýz anlayabildik?
Prof. Nilüfer Göle de,
Batý Avrupa Müslüman
Göçmenler üzerinde yaptý-
ðý tesbitler, saha çalýþmasý
yapan diðer ilim adamlarýyla örtüþüyor: “Batý açýsýndan bugün göçmenlerin Ýslamileþmesi meselesi var.
Geldikleri ülkeler üzerinden deðil, din üzerinden bir
tanýmlama var. (Nilüfer
Göle,
Yeni
Þafak,
8.6.2009)”. Göç alan ülkelerin müslümaný Ýslâmîleþtirme taktiðini anlayabiliyoruz: Farklý millî kimliklere sahip müslüman göçmenlerle uðraþmaktansa,
topuna “müslüman” demek; elmayý, armutu, þeftaliyi bir sepete doldurup
hepsine birden “meyve” deyip iþin içinden çýkmak gibi birþey olsa gerek...
Burada adeta dayatýlan,
dikte ettirilen, yaftalanan
“Ýslâmîleþtirmek”le bizim
bildiðimiz Ýslâmlaþmak ne-
AVRUPA TÜRK ÝSLAM BÝRLÝÐÝ
GENEL BAÞKANI SELAHATTÝN SAYGIN’IN RAMAZAN BAYRAMI MESAJI
hata ve günahlarýmýzdan
döndüðümüzün af dilediðimizin, Yüce Allah’a imanla
samimi kul olma çabasý içinde olduðumuzun, “O”nunla
huzur bulduðumuzun ve
Efendimiz Hz. Peygamber`in “Ramazan ayý evveli
rahmet, ortasý maðfiret, sonu
da cehennem ateþinden kurtuluþtur.” Hadislerine mazhar olmanýn bayramýný yapýyoruz.
Çünkü bayramlar manevi
hayatýmýzda
müminlerin
mutluluk kaynaðýdýr. Sevinçlerin paylaþýldýðý, güzelliklerin yaþandýðý, büyüklerin ziyaret edildiði, çocuklarýn ve
yetimlerin korunduðu, kollandýðý, sevildiði ve sevindirildiði güzel günlerdir.
Manevi hayatý kuþatan
bayramlar insanoðlu için çok
özel bir gündür. Çünkü
imanla ilgili olan bayramlar
ayrý bir mutluluk kaynaðýdýr.
Bu bayramlar her yaþýn sevincidir.
Ramazan ayýnda verilen
fitre ve zekât bu ayýn bereketidir, rahmetidir. Bu ayýn güzellikleri bayrama intikal
eder. Bu bayramýn büyüklüðü, güzelliði Ramazan ayýndan geliyor.
Bizim
kültürümüzde
onun için “Elveda ramazan”
yazýlarý yaygýndýr. Biz ramazanýn bitiþinden dolayý hüzünlü, elde edilen kazançtan
dolayý sevinçliyiz. Bugün bu
sevincimizi bayramla taçlandýrýyoruz.
Bayramlar dini olabilir,
milli olabilir, toplum tarafýndan özel kabul görür. Dini
bayramlar ümmetin tamamý
için çok önemlidir. Cenab-ý
Allah tarafýndan kullara hediye edilen bayramlarýn
apayrý bir yeri vardýr.
Ramazan ve kurban bayramlarý bütün Müslümanlarýn müþterek bayramlarýdýr.
Dünyanýn neresinde olursa
olsun coþkulu bir þekilde her
yerde kutlanýr.
Günlük hayatta insanla-
rýn birçok sýkýntýlarý, kederleri vardýr, müminler bu meselelerine raðmen, bayramýn
manevi havasýna girer ve
sevgiyi çevreyle paylaþýrlar.
Bayramlarda dostluklar
geliþir, küskünler barýþýr,
hoþgörü, akrabalýk duygularý
artar, karþýlýklý ziyaretler en
üst düzeye çýkar, yaþlýlarýn
elleri öpülür ve dualarý alýnýr.
Bayram günleri Baba ve
Anneler asla ihmal edilmemeli, gönülleri mutlaka alýnmalý. Yakýnlarýmýza gidemiyorsak mutlaka gönülleri bir
telefonla alýnmalý ve güzel
sözlerle büyüklerin dualarýnýn ne büyük bir nimet olduðu bilinmeli.
Bayramlarda yoksullar,
yolcular, garipler, yetimler,
öksüzler korunmalý, kollanmalý ve mutlaka sevindirilmelidirler. Komþular birbirlerini karþýlýklý ziyaret etmeli, gönüller alýnmalý ve ikramlar yapýlmalý.
Bir mümin etrafýna güzellikler saçmalý, kimse
onun dilinden, elinden zarar
görmemeli. Etrafýna zarar
veren insan bayramlarýnda
önemini hakkýyla anlamýþ sayýlmaz. Bayramlarý sevgiyle,
merhametle, güzelliklerle
dosya
redeyse birbirine (yüklenen
anlam itibariyle) zýt kavramlardýr. Batýlý bazý güç
odaklarýnýn cebren ve siyaseten müslüman göçmeni
Ýslâmîleþtirmesinden; yaratacaðý düþmanýný kendisinin þekillendirmesi, farklý
etnisitelere mensup hasýmlarýný bir yerde ve adreste
toplamasý ve müslümanýn
Ýslâmîliðini, “Ýslâmîleþtirme” metoduyla minimum
seviyeye düþürmesi olarak
deðerlendiriyorum.
Bazý Müslüman/Türk
çatý kuruluþlarýna zaman
zaman uygulanan taktikler
de aslýnda bu çerçevede görülebilir. Üzerinde enine
boyuna düþünülmesi, tartýþýlmasý ve tedbir alýnmasý
gereken mühim bir konu...
Bayramýnýz mübarek
ola...
karþýlamalý.
Ramazan bayramý, ramazan orucunun sonunda Cenab-ý Allah’ýn mümin kullarýna güzel bir hediyesidir.
Gönül dünyamýzý aydýnlatan,
nefsanî duygularýmýzý kontrol altýna alan, paylaþýmý,
yardýmlaþmayý, sabrý bize
öðreten bu ay bir rahmet ve
bereket ayýdýr. Bu sevgi ve
kardeþlik ayýdýr.
Bayram sevgidir, kardeþliktir, rahmettir, paylaþmadýr.
Yunus Emre’nin “Sevelim
sevilelim, bu dünya kimseye
kalmaz” gelin bu günlerin
rahmetini ümmet olarak yaþayalým.
Bu duygu ve düþüncelerle, bayramlarýn bayram gibi
yaþandýðý, sevginin, hoþgörünün,huzur ve barýþýn, birlik
ve beraberliðin, mutluluðun
hakim olduðu, insani deðerlerin gözetildiði, dökülen
gözyaþlarýn, akan kanlarýn
sona erdiði, açlýðýn ve yoksulluðun ortadan kalktýðý
günlere insanlýðýn ulaþmasý
için, bayramlarýn birer vesile
olmasý dileði ile, Aziz Milletimizin, Avrupadaki soydaþlarýmýzýn ve Ýslam aleminin
Mübarek Ramazan bayramýný tebrik ediyor, bayramýn
huzur ve barýþ, insanlýk alemine de hayýrlar getirmesini
Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Selahattin Saygýn
ATÝB Genel Baþkaný
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:52 Uhr
dosya
Seite 7
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
D
ie Bundestagswahlen stehen vor der
Tür und unter denen, die im September an die
Urnen gehen werden, befinden
sich nach einer aktuellen Studie auch 1,1 Millionen Muslime. Mit Blick auf die sehr
knappen Wahlergebnisse der
letzten Jahre interessieren sich
viele in Medien und Politik
zwangsläufig für unser Wahlverhalten.
Als ein Teil der Gesellschaft haben auch wir Muslime
mit all den vorhandenen Problemen wie steigender Arbeitslosigkeit,
Wirtschaftskrise
oder den strukturellen Problemen der deutschen Bildungspolitik zu kämpfen. Hinzu
kommen jedoch noch weitere
Problemfelder, bei denen wir
aufgrund unserer religiösen
Zugehörigkeit oder des zumeist vorliegenden Migrationshintergrunds besonders betroffen sind.
In den letzten Jahren gab es
in der Politik einige im Ansatz
positive Entwicklungen. Mit
der Einrichtung der Deutschen
Oðuz ÜÇÜNCÜ
F
ederal meclis seçimleri kapýmýza dayandý ve
yapýlan son araþtýrmalara göre 1.1 milyon Müslüman da seçim sandýklarýna
gidecek. Medya ve siyaset
dünyasý da, son yýllarýn bir
birine çok yakýn seçim sonuçlarý sebebiyle Müslümanlarýn hangi partiye oy
vereceðini merak ediyor.
Toplumun bir parçasý olarak biz Müslümanlar da, artan iþsizlik, ekonomik kriz
veya Alman eðitim politikasýnýn yapýsal problemleri gibi tüm mevcut problemlerle
mücadele etmek durumundayýz.
Bunlara ek olarak, dinî
mensubiyetimiz veya daha
çok göçmen kökenli olmamýz sebebiyle özellikle bizi
etkileyen ek problem alanlarý ile de karþýlaþýyoruz.
Son yýllarda siyaset alanýnda bazý olumlu adýmlar
da atýlmaya baþlandý. Uygulamada, eleþtirilerimiz için
fazlasýyla gerekçemiz olsa
da Alman hükümeti, Almanya Ýslam Konferansý, Ulusal
Uyum Zirvesi ve Baþbakanlýk bünyesinde uyum konularýyle görevli bir devlet bakanlýðý kurmakla olumlu iþaretler verdi.
Toplum ve özellikle siyaset olarak, Ýslam konusunu,
güvenlik politikalarýndan ay-
[email protected]
rý tutmayý daha henüz baþarabilmiþ deðiliz. Ýslam ve
Müslümanlarla ilgili meseleler hâlâ güvenlik endiþelerinden kaynaklanan vehimlerle ele alýnýyor. Bu yüzdendir ki, Almanya’da müslümanlarýn entegrasyonu, ne
fýrsat eþitliði ve devletin tarafsýzlýðý ve ne de, farklý dinlere mensup kiþi ve kurumlarýnýn eþit muamele görmesi
açýsýndan deðendiriliyor.
Aksine mesele, güvenlik politikalarýna göre aþýlmasý gereken bir sorun olarak deðerlendiriliyor.
Meselâ, yýllardan beri
Aþaðý Saksonya’da cami önlerinde hiç bir þüphe bulunmadan sürekli olarak kontroller yapýlýyor. Ayný þekilde Müslüman bayanlar okullarda gün geçtikce daha da
artan ayrýmcý muamelelerle
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Oy
kullanýn,
siyasete
katýlýn
karþý karþýya kalýyor. Dahasý, þu “Baþörtüsü yasaklarýndan” beri Müslüman bayanlar, özel iþyerlerinde de giderek daha da dýþlanýr hale geldi. Buna karþýlýk Ýslam düþmanlýðýnda da oldukça belirgin bir artýþ görülüyor. Bugün, sözde yurttaþ giriþimlerinin Ýslam düþmanlýðý sloganlarý ile baþlattýðý engelleme çabalarýnýn olmadýðý neredeyse hiç bir cami inþaasý
söz konusu deðil.
Ama tüm bu olup bitenlere karþýlýk ihtiyaç duyduðumuz þey, Müslümanlar ve Ýslam ile olan iliþkilerde normalleþme sürecine girmektir.
Hassaten muhafazakar partilerin güvenlik konularýyla ilgili siyasetçileri Ýslam ve
müslümanlar ile ilgili meseleleri populist yaklaþýmlarla
istismar etmekten, böylece
sunî gerekçelerle halk arasýnda korkular uyandýrmaktan uzak kalmalýlar.
Aslýnda, Ýslami cemaatlerin yapýsal olarak entegre
edilebilmisi için Alman anayasa hukuku yeterli imkanlarý sunuyor. Ne yazýk ki, bunun için siyasî bir irade yok.
Bu siyasî irade yerine, büyük
fedakarlýklarla kazanýlmýþ
özgürlüklerden, belirsiz ve
içerikten yoksun güvenlik
endiþeleriyle vaz geçiliyor;
çoðulculuðun sunduðu fýrsatlar ise deðerlendirilemiyor.
Öyleyse hangi partiye oy
verebiliriz ki? Bir dinî cemaat olarak her hangi bir partiye oy verilmesi için tavsiyede bulunmuyoruz. Daha ziyade müslümanlarýn seçimlere katýlarak, böylece oy
vermenin ötesinde siyasete
Geht wählen – und in die Politik
Islam Konferenz (DIK), dem
Nationalen Integrationsgipfel
und eines mit Integrationsthemen beauftragten Staatsministeriums im Kanzleramt setzte
die Regierung die richtigen
Zeichen – auch wenn es in der
Umsetzung genug Anlass zur
Kritik gibt.
Als Gesellschaft und besonders in der Politik haben
wir es aber immer noch nicht
erreicht, das Thema Islam von
der Sicherheitspolitik loszulösen. Noch immer werden Themen mit Bezug zum Islam und
Muslimen vor allem unter dem
Vorzeichen von Sicherheitsbedenken behandelt. Die Integration des Islams in Deutschland
wird dabei nicht als ein Aspekt
der Chancengleichheit, der
Neutralität des Staates und der
Gleichbehandlung von Menschen und Institutionen unterschiedlicher Religionen gesehen, sondern als eine Frage,
die aus sicherheitspolitischen
Gründen bewältigt werden
müsse.
So finden seit Jahren in
Niedersachsen verdachtsunabhängige Kontrollen vor
Moscheen statt. An der Situation von muslimischen Frauen
im Schulwesen hat sich leider
auch in den letzten Jahren
nichts zum Positiven entwickelt. Vielmehr sind muslimische Frauen seit den “Kopftuch”-Gesetzen von einer viel
stärkeren Ausgrenzung in der
Privatwirtschaft
betroffen.
Auch bei der Islamfeindlichkeit ist ein wesentlicher Anstieg zu verzeichnen. So gibt es
heutzutage kaum ein Moscheebauvorhaben, das nicht von
einer vermeintlichen Bürgerinitiative mit islamfeindlichen
Parolen begleitet wird.
Was wir aber brauchen ist
Normalität – Normalität im
Umgang mit Muslimen und Islam. Politiker, insbesondere
konservative Sicherheitspolitiker, müssen Abstand davon
nehmen, “Islam-Themen” als
Profilierungsmaterial zu missbrauchen und damit irrationale
und unbegründete Ängste in
der Bevölkerung zu wecken.
Der rechtliche Rahmen des
deutschen Religionsverfassungsrechtes bietet genug
Möglichkeiten, um die Integration des Islams in dieses
System voranzutreiben. Dazu
fehlt jedoch oftmals der politische Wille.
Stattdessen werden unter
großen Opfern erlangte Freiheiten kontur- und substanzlosen Sicherheitsbedenken
aufgeopfert und Chancen, die
sich durch die neue Vielfalt
bieten, vertan.
Wen kann man denn nun
wählen? Als Religionsgemeinschaft geben wir keine Wahlempfehlungen ab. Unsere
Empfehlung lautet vielmehr
dahingehend, sich an den
Wahlen zu beteiligen und auch
über die Wahlen hinaus Interesse an der Politik zu zeigen.
Bisher liegt die Zahl der Muslime, die in den politischen
Parteien aktiv sind, weit unter
ihrem Anteil in der Gesamtbe-
7
ilgi göstermelerini istiyoruz.
Þimdiye kadar siyasî partilerde aktif olan Müslümanlarýn sayýsý, toplumdaki nüfuslarýna oranla oldukça düþük.
Bu durum böyle kaldýðý
müddetçe, partilerin, özellikle Müslümanlarý ilgilendiren
konulara ilgi göstermeleri
hep sýnýrlý kalacaktýr.
Partilere gelince. Biz,
partileri deðerlendirirken,
deðerlendirmemizi, Müslüman ya da göçmen kökenli
aday gösterip göstermedikleri ile sýnýrlandýrmamalýyýz.
Dikkat edeceðimiz nokta,
programlarýnda müslümanlarla ilgili nasýl bir yaklaþým
ortaya koyuyorlar, entegrasyon kavramýndan ne anlýyorlar, uygulamadaki politikalarý nasýl ve özellikle son yýllarda bunlarýn ne kadarýný
gerçekleþtirmiþler, ona bakacaðýz. Fakat uygulama gerçeði þunu gösteriyor: Bazý
partiler, Müslüman ve göçmenlerin çýkarlarýný hiç
önemsemiyor; bir kýsmý bu
konulara ilgi gösterse de, sorumluluk üstlendikten sonra
bu görüþlerin gereðini yapmaktan çekiniyor. Partilerin
bu tutumu ancak, Müslümanlarýn da söz sahibi olup,
düzenlemelere katkýda bulunmasý ile deðiþecektir. Siyasette de bu böyle olacak.
völkerung. Solange dies so
bleibt, wird sich das Interesse
der Parteien an Themen, die
insbesondere Muslime betreffen, in Grenzen halten.
Was die Parteien angeht, so
sollten wir uns bei deren Bewertung nicht nur darauf
beschränken, ob sie Kandidaten mit Migrations- oder muslimischem Hintergrund aufstellen. Vielmehr sollten wir darauf achten, welche Islam- und
Religionspolitik, aber auch Integrationspolitik diese in ihren
Programmen verfolgen und
auch in den letzten Jahren umgesetzt haben. Gerade bei der
Umsetzung hat sich gezeigt:
Manch eine Partei ist nicht gewillt, Interessen von Muslimen und Migranten wahrzunehmen; andere zeigen sich für
diese Themen zwar interessiert, wenn es darauf ankommt,
sind sie jedoch nicht in der Lage, für ihre Ansichten einzutreten. Ändern wird sich dies
erst, wenn Muslime mitreden
und mitgestalten – auch in der
Politik.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
8
17:52 Uhr
Seite 8
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
A
vrupa`da faaliyetlerini sürdüren Avrupa
Türk Caferiler Birliði Genel Baþkan Mehmet Irmak Baþkanlýðýnda Essen
Þehrinde Ditip Altenessen
Camii salonunda bir Ýftar
programý düzenledi.
Düzenlenen iftar programýna Avrupa Türk Caferileri
Birliði yöneticilerinin yanýsýra Avrupa genelinde idareci
ve görevlileri katýldýlar.
Gelsenkirchen Ehli Beyt
Camii Hoca efendisi Hamza
Duvahan`ýn okuduðu açýlýþ
Kur`an-ý Kerimi ile baþlayan
programýn sunuculuðunu
Avrupa Türk Caferileri Birliði Yönetim Kurulu Üyesi
Mahmut Akþar yaptý.
Programa ayrýca IGMG
Ruhr A Bölge Baþkaný Özcan Kuri, ATÝB Genel Baþkaný Selahattin Saygýn, Türkiye`den Caferiler Ehli Beyt
Derneði Genel Sekreteri Hasan Apaydýn, ÖNDÖRT
Mahsumlar Camii Ýmamý
Mehmet Olgun, DÝTÝB
G
eleneksel olarak
12. si düzenlenen
iftar programýnda
sunucu Recep Aktaþ programýn akýþýný ilahilerle
sundu.
Açýlýþ Kur’an-ý Kerim
ve Ýstiklal Marþý’nýn ardýndan Bielefeld Federasyon
Baþkaný Ekrem Topalca
tüm katýlanlara teþekkür
ederek þöyle dedi: “Gelecek nesillerimiz için bu tür
programlar þarttýr, benliðimizi unutmayalým” diyerek sözlerini programýn
akýþýna býraktý.
Dillenburg Mevlana
D
uisburg’un Marxloh
semtinde çok katlý
bir binada çýkan
yangýnda üç çocuk ve bir
kadýn hayatýný kaybetti.
Türk semti olarak bilinen
bölgede bir Alman ailenin
evinde çýkan yangýnda üç
kiþi de yaralandý.
Ýki saatte kontrol altýna
alýnan Kaiser Wilhelm str.
286 numaralý binanýn birinci katýnda çýkan yangýn
Marxloh semtinde yaþayanlarý hüzne boðdu.
Saat 16.00 sularýnda baþlayan yangýnda ayaðýndan
Avrupa Türk Caferiler
Birliði`nden Ýftar Programý
Bielefeld`de Türk
Federasyonu Ýftar Yemeði
Çocuk Semazenleri, Fatih
Mehter Takýmý adeta katýlýmcýlarý büyüledi. Türk
Tasavvuf Musikisi sanatcýsý Fehmi Günaydýn salonu
inletti.
Federasyon Genel Merkez Muhasib Yardýmcýsý
Erdoðan Aktaþ “Bielefeld
Ülkü Ocaklarý bayrama
özel ve iftar programýný
hayýrlý olmasýný emeði geçenlere de teþekkür ederim” diyerek sözlerine baþladý. “Bielefeld ve çevre-
Ölümcül yangýnda 4 kiþi hayatýný kaybetti
yaralý baba itfaiye gelmeden
cama çýkarak yardým istedi.
Bölgedeki Türk esnaf boyacý merdiveniyle yaralý baba-
yý merdivenden indirmeyi
baþardý. 6 yaþýndaki bir çocuðun, koltuk üzerinde kaðýt tutuþturmasý sonucunda
çýkarttýðý yangýnda ölenlerin
2, 4 ve 10 yaþýnda üç çocuk
ile 44 yaþýndaki teyzeleri olduðu öðrenildi.
haber
NRW Eyalet Diyalog Sorumlusu Þuayib SEVEN,
Belçika Muhammed- Ali Camii Baþkaný Habib Yýldýrým
katýlarak birer selamlama konuþmalarý yaptýlar.
Konuþmalarda Ramazanýþerifin feyiz ve bereketi
vurgulanýrken, Caferi dernekleri yetkilileri Avrupa ve
Türkiye`de yaþayan Caferilerin Ýmam ve Din görevlileri
taleplerini ve bu konu üzerinde yaptýklarý baþvuru ve
çalýþmalar hakkýnda bilgileer
verdiler. Ayrýca Türkiye`de
ve Avrupa`da yaþayan tüm
Türk Caferilerinin kadrolu
imam ve hocaefendi ihtiyaçlarýnýn dikkate alýnmasý dilek
ve mesajlarýný ilettiler.
Osmanlý Yemek Fabrikasý
Sahibi Kahraman Karuç`un
ikram ettiði iftar yemeði ve
Ditib Essen- Alten Essen Camiinin sunduðu çay ikramý
ile samimi bir sohbet havasý
ile devam eden iftar programý okunan Kur`an-ý Kerim
ve yapýlan dua ile son buldu.
sinden katýlan deðerli Ülküdaþlarým! Bu tür programlar faydalý programlardýr. Geleceðimiz nesillere
kültürümüzü öðretmeliyiz
ve yaþatmalýyýz. Bu tür
programlarýmýzý bölge bölge yapmaktayýz. Þimdiden
Ramazan-ý Þerif Bayramýnýzý tebrik eder hayýrlara
vesile olmasýný Cenab-ý
Allah’tan niyaz ederim”
dedi.
Bölge Federasyon Baþkaný Abdullah Akýn deðerlendirme
konuþmasýný
yaptýktan sonra program
sona erdi.
TÜRKLER ÜZGÜN
Ahþap binadaki yangýn
bir anda tüm binayý sararken, çocuk ve ayaðý kýrýk
olan baba komþularýn da
yardýmýyla binadan çýkartýlýrken, üst katta bulunan üç
çocuk ile teyzeleri kurtarýlamadý. Ýtfaiye iki saat süren
çalýþma sonrasýnda yangýný
kontrol altýna alabildi. Almanya’nýn en büyük camisinin de bulunduðu semt
olan Marxloh’ta yaþayan
Türkler de, yangýndan büyük üzüntü duydular.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
haber
T
.C. Berlin Büyükelçiliði
Din Hizmetleri Müþaviri
ve DÝTÝB Genel Baþkaný
Sadi Arslan, Almanya’da bulunan T.C. Baþkonsolosluk mensuplarý, DÝTÝB dernekleri baþkan, yönetici ve din görevlileri,
sivil toplum kuruluþlarý, Alman
resmi ve sivil erkaný, islami cemaatlerin temsilcileri, diðer
müslüman ülkelerin yetkilileri
ile kilise temsilcilerine Köln
MK Palast salonunda bir iftar
verdi.
Programa, NRW Baþbakaný
Jürgen Rüttgers adýna NRW
Uyum Bakanlýðý Müsteþarý Dr.
Marion Gierden Jülich, T.C.
Köln Baþkonsolosu Kemal Demirciler, Federal Milletvekili ve
SPD Genel Baþkan Yardýmcýsý
Andrea Nahles, A.B.D. Düsseldorf Baþkonsolosluðu Vize
Konsolosu Christopher Grossman, Federal Milletvekili Dr.
Rolf Mützenich, NRW Uyum
Sorumlusu Thomas Kufen, Semavi dinlerin temsilcileri, T.C.
Köln Baþkonsolos Yardýmcýsý
Utku Atahan, Essen, Düsseldorf, Münster ve Köln Baþkonsolosluklarý Din Hizmetleri
Ataþeleri ile mensup ataþeler,
DÝTÝB Yönetim Kurulu Üyeleri, Genel Müdür Vekili, birim
müdürleri ve personeli, KRM
Üyeleri, DÝTÝB Eyalet Birlikleri Baþkan ve Yöneticileri, DÝTÝB Dernekleri Baþkan ve Yöneticileri, IGMG Genel Baþkaný
B
üyük bir huzur ve
mutluluk içerisinde
geçirdiðimiz mübarek
Ramazan ayýndan sonra, 20
Eylül 2009 Pazar günü Ramazan Bayramýný idrak etmiþ
olacaðýz. Bayramýnýz kutlu olsun.
Bayramlar, yüce duygularýn coþtuðu, sevgi ve saygý
hislerinin alabildiðince canlandýðý sevinç ve neþe günleridir. Bu mutlu günlerde insanlar, herzamanki halinden daha
çok yaþadýðý sevincini dostlarýyla paylaþýr. Milli ve dini
duygular bayramlarda insaný
fazlasýyla kuþatýr. Baþta anne
ve babalar olmak üzere dostlar
aranýr, mesajlar çekilir, küskünler barýþýr, telefonla bu
mutlu günlerde uzaktaki akrabalara ulaþmak için gayret
gösterilir. Birlik, beraberlik,
17:52 Uhr
Seite 9
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
DÝTÝB`in Ýftarý Herkesimden
Ýnsaný Buluþturdu
Yavuz Çelik Karahan, Ýslamrat
Baþkaný Ali Kýzýlkaya, ATÝB
Genel Baþkaný Selahattin Saygýn, Ýslam Kültür Merkezleri
Baþkan Yardýmcýsý Mehmet
Yýlmaz, Avrupa Türk Kültür
Dernekleri Birliði Baþkaný Recep Yýldýrým ve yönetim kurulu
üyeleri, Türk Federasyonu yöneticileri, Moscheebeirat üyeleri, Köln Ehrenfeld Belediye
Baþkaný Josef Wirges, Heiligenhaus Belediye Baþkaný Dr.
Jan Heinisch, Kerpen Belediye
Baþkaný Annette Seiche, Türk
ve Alman Vakýflarýnýn Temsilcileri, NRW Eyalet Milletvekilleri Jürgen Hollstein, Anke
Brunn ve Holger Ellerbrock,
NRW Baþbakanlýðý Nezdinde
Hizmet Veren Bakanlýklarýn
Mensuplarý, Türk ve Alman
bankalarýnýn müdürleri ve tem-
silcileri, FDP Köln Belediye
Meclis Üyesi Ralph Sterck,
Köln Büyükþehir Belediyesi
Meclis Üyeleri, deðiþik ülkelere mensup Nato Subaylarý, Türkiye Araþtýrmalar Merkezi temsilcileri, öðretmenler, doktorlar,
iþadamlarý, Türk Hava Yollarý
yetkilileri, sivil toplum kuruluþlarýnýn baþkan ve yöneticileri,
Türk kuruluþlarýnýn Almanya
temsilcileri, Alman siyasi parti
yetkilileri, spor derneklerinin
baþkan ve yöneticileri, Türk ve
Alman görsel ve yazýlý basýnýnýn temsilcileri ile çok davetli
iþtirak etti.
DÝTÝB Türk Tasavvuf Müziði Korosu’nun birbirinde güzel ve duygulu enstrümantal
eserlerinin ardýndan, T.C. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Mushaflarý
Ýnceleme Kurulu Uzmaný Hafýz
Mehmet Göktepe’nin Kur’an-ý
Kerim tilaveti ve Gebze Darýca
Kur’an Kursu öðreticisi Mehmet Çalýþkan’ýn da güzel sesiyle okuduðu akþam ezaný ile açýlýþý yapýlan iftar programda bir
konuþma yapan Sadi Arslan,
“Bugün bizlerle birlikte bu güzel iftar sofrasýný paylaþtýðýnýz
için herkese þükranlarýmý sunuyorum. Ramazan bizim için deðerli ve mübarek bir aydýr. Biz
onu rahmet ayý, Kur’an ayý,
maðfiret ayý olarak isimlendiririz. Ýftar sofralarýmýzý dostlarýmýzla ve baþkalarýyla paylaþýrýz. Bizim gibi inanmak zorunda olmasa bile, farklý inanç ve
düþüncelerdeki insanlarla bu
sofralarýmýzda birlikte oluruz.
Bizim inancýmýzda zorlama
yoktur. Bir araya gelebilmemiz
için, farklý din ve inançlardan
DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan`ýn
Ramazan Bayramý Mesajý
saygý ve sevgi baðlarý güçlenir. Yardýmlaþma duygularý bir
baþka yoðunlukta hissedilir.
Akraba, komþu ve kimsesizler
sevindirilir.
Köln Merkez Camii’nin
inþaatýna baþlayarak karþýladýðýmýz Ramazan ayýnýnýn bütün güzelliklerini Almanya’da
imkanlar ölçüsünde doya doya
yaþadýk. Camilerimizde kýlýnan teravih namazlarýna ve
okunan mukabelelere çok sayýda insan katýldý. DÝTÝB derneklerimizin büyük bir çoðunluðunda Ramazan ayý süresince iftar yemekleri verildi. Baþta Alman dostlarýmýz olmak
üzere, her dinden ve milletten
insan, iftar sofralarýmýzda biz-
leri onurlandýrdý. Bu dostlarýmýzýn, yaptýklarý konuþmalarýnda verdikleri barýþ ve hoþgörü mesajlarý büyük bir
memnuniyetle karþýlandý.
Ayný zamanda kültürümüzün en güzel özelliklerinden
olan misafirperverliðimizi konuklarýmýza gösterme imkanýný bulduk. Farklý din, kültür ve
dünya görüþlerine mensup insanlarýn bir araya gelerek
farklýlýklarýný bir tarafa býrakmak suretiyle birbirlerini daha
iyi tanýmalarýna ve önyargýlarýn silinmesine vesile olundu.
Bizler bayramlarýn bu coþku ve sevinç dolu günlerine
hazýrlanýrken, maalesef ülkemizde ve dünyanýn deðiþik
bölgelerinde, hiçbir akýl sahibi
insanýn izah edemediði terör
olaylarý, yine masum insanlarýn evlerine bir ateþ parçasý
olarak düþmeye devam etmektedir. Bu üzücü olaylarda binlerce insan daha hayatlarýnýn
9
olmamýz hiçbir zaman sorun
teþkil etmemelidir. Bunun somut örneklerini iftar sofralarýmýzda görüyoruz. Ramazan
ayýnýn bu güzel atmosferinde
çok farklý din ve kültürden insanlarla bir araya geliyoruz. Bu
görüntü, ayný zamanda höþgörünün de çok güzel örneðidir.”
dedi.
T.C. Köln Baþkonsolosu
Kemal Demirciler de konuþmasýnda, “Çok geniþ kesimden insanlarý bir iftar sofrasýnda buluþturan T.C. Berlin Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve
DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan’a teþekkür ediyorum. Yakýnda görevim sona erecektir.
Ben bu vesileyle herkese veda
etmek istiyorum” dedi.
NRW Uyum Bakanlýðý
Müsteþarý Dr. Marion Gierden
Jülich, Federal Milletvekili ve
SPD Genel Baþkan Yardýmcýsý
Andrea Nahles ve Protestan Kilisesi, Kilise Konseyi Üyesi Dr.
Martin Affolderbach da konuþmalarýnda, çok farklý kültürdeki
insanlarla birlikte ayný sofrada
bulunmaktan duyduklarý mutluluðu ifade ederek, Sadi Arslan’a teþekkür ettiler.
Yapýlan konuþmalarýn ardýndan, DÝTÝB Tasavvuf Musikisi Korosu ve Sema Ekibi’nin
doyumsuz gösterilerinin ardýndan program sona erdi.
baharýnda iken aramýzdan ayrýlmakta, sevenlerini ve yakýnlarýný çaresizlik içerisinde acýlarýyla baþbaþa býrakarak, sevincimizi azaltmaktadýr.
Bayramýn hazzýný yaþadýðýmýz bu günleri fýrsat bilerek,
içimizdeki kin, nefret, düþmanlýk gibi duygulardan sýyrýlarak, kardeþlik, insan sevgisi,
merhamet ve yardýmlaþma
duygularýný öne çýkarmalýyýz.
O zaman bayramlarýmýz daha
huzurlu ve daha coþkulu olacaktýr.
Bu duygu ve düþüncelerle,
bütün vatandaþlarýmýn ve Ýslam aleminin Ramazan Bayramýný tebrik ediyor, bu bayramýn birlik ve beraberliðimizin
güçlenmesine, insanlýk aleminin barýþ ve huzuruna vesile
olmasýný Cenab-ý Allah’tan niyaz ediyorum.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:52 Uhr
10
Seite 10
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
I
GMG Ruhr-A Bölgesi
2009-2010 çalýþma yýlýnýn ilk Geniþletilmiþ Ýdareciler toplantýsýný Dortmund
Megastar Salonunda gerçekleþtirdi.
Toplantýya IGMG Genel
Merkezinden Ýbrahim Kaygýsýz da katýldý. Programa
Hamza Kuri`nin okumuþ olduðu Kur`an-ý Kerimle baþlandý.
Programý yöneten Bölge
Teþkilatlanma Baþkaný Harun Caylan kýsa bir selamlama konuþmasý yaparak yoklamaya geçti.
Daha sonra söz alan
IGMG Ruhr A Bölge Eðitim
Baþkaný Cevat Karacabak
düzenlemiþ olduklarý müfredat hakkýnda katýlanlara bilgi
verdi. Yaz tatilinde cemiyetlerde yapýlan “Yaz Kurslari”
hakkýnda da bilgi veren Karabacak, iyi çalýþma yapan
cemiyetlerden örnekler verdi.
Karabacaktan sonra söz
alan IGMG Ruhr A Bölge
Sosyal Hizmetler Baþkaný
Adnan Saðlam 2008-2009
yýlýnda yapýlan yardýmlar
hakkýnda bilgi verdi, hazýrlamýþ olduðu video klibinden
sonra 2009-2010 yýlý hedeflerini ve yapmak istediklerini
sýraladý.
Daha sonra IGMG Ruhr
GMG Ruhr-A Bölgesi
Dortmund Mega Star
Dügün Salonunda Ýftar
verdi
IGMG Ýslam Toplumu
Milli Görüþ Ruhr-A Bölgesi
Cemiyet Ýdarecilerine ve
çevre Ýþadamlarýna Dortmund Mega Star düðün salonunda bir iftar yemeði
verdi.
Ýftara yaklaþýk 900 kiþi
katýldý. Çok sayýda davetlinin de katýldýðý iftar programýnda IGMG Genel Merkezden Ýbrahim Kaygýsýz ve
Türkiye`den misafir Ýlahiyatçý Doç. Dr. Nedim Urhan
katýlanlar arasýndaydý.
Kýsa geçen Program
okunan Kur`an-ý Kerimle
baþladý.
I
Ruhr A Bölgesi Geniþletilmiþ
Ýdareciler Toplantýsý
A Bölge Gençlik Baþkaný Ýbrahim Bacanak söz aldý. Geçen çalýþma döneminde çalýþmalar hakkýnda bilgi veren
Bacanak, önümüzdeki dönem Gençliðin çalýþmasý
hakkýnda katýlan idarecileri
bilgilendirdi.
IGMG Ruhr A Kadýn
Kollarý ve Kýz Gençliðin hazýrlanmýþ olduðu sinevizyon
izletildi. Bu dönem göreve
getirilen Kadýn Kollarý Baþkaný Havva Yazýcý hanimefendi hazýrlamýþ olduklarý sinevizyon için yoðun alkýþ aldý.
Daha sonra Ruhr-A Bölgesine yeni bir þube kazandý-
ran Borken Þubesi Necmi
Yazýcý söz aldý.
Bölge Hac Kafilesi Baþkaný Abdullah Kodaman
2009 yýlý hac ile bilgi verdi.
Ruhr-A Bölgesi olarak bu sene 19.11.09-19.12.09 tarihleri arasýnda Hacca gideceklerini söyledi.
Abdullah Kodamandan
sonra söz IGMG Genel Merkezden Ýbrahim Kaygýsýz verildi. Çalýþma takvimi konusuna dikkat çeken Kaygýsýz,
artýk çalýþma takvimin bir cemiyetin vazgeçilmez olmasý
gerektiðini söyledi.
Daha sonra uzun bir konuþma yapan IGMG Ruhr A
Bölge Baþkaný Özcan Kuri
þunlarý kaydetti: “Þu an burada bulunan bizler ALLAH`ýn
rýzasýný kazanmak için çalýþýyoruz. Yaptýðýmýz görevimizin bilincinde olmalýyýz ve
herbirerimiz teþkilat prensiplerine ve hiyarþýk yapýmýz
doðrultusunda çalýþma yapmalýyýz. Bu döneme iki yeni
Þubemizle start vermek istedik lakin biri hazýrlýklarda
gecikme olduðu için 31. Cemiyetimiz olarak Borken Þubemiz Ramazanýn 1. günü ile
Teravih Namazý kýlarak baþladý. Buradan Borken Þube
Baþkanýmýz Necmi Yazýcý ve
idareci kardeþlerimizi tebrik
Dortmund`da Mega Ýftar
Daha sonra sözü IGMG
Ruhr-A Bölgesi Bölge Baþkaný Özcan Kuri aldý. Özcan
Kuri konuþmasýnda þunlarý
söyledi “Bölgemizin düzenlemiþ olduðu iftara katýlan
Genel Merkezden Ýbrahim
Kaygýsýz bey, cemiyet idarecilerimiz, iþadamlarýmýz,
çeþitli kurum ve kuruluþlardan aramýzda bulunan yönetici kardeþlerimiz hoþgeldiniz. Bu sene Bölge olarak
6.sýný düzenlediðimiz Ýftar
programýna ilgi ve alakaya
teþekkür ediyoruz. Elbetteki
bu iftarýn hazýrlanmasý kolay olmuyor. Bu iftarýn ha-
zýrlanmasýnda emeði bulunan Bölge Yönetimindeki
mesai arkadaþlarýma Genclik Teþkilatýmýza Kadýn
Kollarýna Kýz Gençlik teþkilatýmýza sizler adýna teþekkür ediyorum. Özellikle
yardýmlarýndan dolayý Ýþadamlarýmýza salonu bize
haber
ediyorum. Bu sene Bölge
olarakta bir ilke daha imza
atmak istiyoruz ve Münstere
teþkilat evi ve öðrenci evi açmak için çalýþma baþlattýk inþaallah en kýsa zamanda bu
müjdeyi de sizlerle paylaþmayý ümid ediyorum. Gençlik Teþkilatýmýz Yýldýz Eðitiminde 3. sýnýfla yoluna devam ederken Kýz Gençlik
Teþkilatýmýz da HIRA PROJESÝ ile bu dönemde yeni bir
çalýþma baþlatarak her Þubeden en az iki kýzýmýzla bu
projeye baþlayarak onlarda
önümüzdeki senelerde Yýldýz
Eðitiminde olduðu gibi diðer
bölgelere örnek bir çalýþma
yapacaklarýna inanýyor ve
Kýz Gençlik teþkilatýmýzý
tebrik ediyorum.
Her birerinize Þubelerinizde baþarýlar diliyor yarýnlarýmýzýn daha iyi olmasý için
gayretle çalýþmanýzý istiyorum. Çünki hayat boþluk kabul etmiyor. Çocuklarýmýza
bizler sahip cýkmazsak sorumluluktan kurtulamayýz”
diyerek sözlerini sonlandýran
Bölge Baþkaný herkese hayýrlý çalýþmalar dileyerek
sözlerini tamamladý.
Geniþletilmiþ idareciler
toplantýsý okunan Kur`an-ý
Kerimle son buldu.
tahsis eden Megastar yöneticlerine yemeklerin hazýrlanmasýnda emeði bulunan
aþcýmýz Nedim Sancak abimize ve Dortmund Anadolu
Camii Kadýn Kollarýna katýldýðýnýz için sizlere teþekkür ediyorum. Baþka programlarda buluþmak üzere
Allaha emanet olun.” diyerek konuþmasýný bitirdi.
Daha sonra söz alan Genel Merkez yetkililerinden
Ýbrahim Kaygýsýz Ruhr-A
Bölgesinin yapmýþ olduðu
hizmetlerinden dolayý tebrik
etti ve Genel Baþkanýn selamlarýný iletti.
Türkiyeden gelen Doç.
Dr. Nedim Urhanýn selamlamasýndan sonra iftara geçildi.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:52 Uhr
Seite 11
RAMAZAN BAYRAMINIZI TEBRÝK EDÝYORUZ
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:52 Uhr
12
Seite 12
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
ATÝB’ÝN ÝFTAR YEMEÐÝ SEÇKÝN VE KALABALIK BÝR
DAVETLÝ GURUBUNUN KATILIMI ÝLE GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ
A
vrupa Türk Ýslam Birliði
2009 Ramazan Ýftar yemeði,
Hürth’de Event Palast salonunda kalabalýk bir davetli gurubunun katýlýmý ile gerçekleþtirildi.
Yaklaþýk altýyüz kiþinin katýldýðý
ATÝB 2009 Ramazan Ýftar Yemeðine,
Genel Baþkanýmýz Selahattin Saygýn,
ATÝB Merkez Heyet, ATÝB GYK
Üyeleri, ATÝB Gençlik Kollarý, ATÝB
Kadýn Kollarý, ATÝB Bölge Baþkanlarý,Teþkilat Baþkanlarý, ATÝB kurucularý ve ATÝB’in kýymetli mensublarý
da hazýr bulundular.
Avrupa Türk Ýslam Birliði 2009
Ramazan Ýftar Yemeðine Türkiye
Cumhuriyeti Köln Baþkonsolusu Sayýn Kemal Demirciler, ABD Düsseldorf Konsolos Yardýmcýsý Christopher G. Grossman, Deutsche Bischorfkonferenz’den Helmut Wiesmann,
Postbank Köln Bölge Müdürü Berthold Minklei,Türkiye Cumhuriyeti
Ticari Ateþesi Tahsin Özdemir, ATÝB
Kurucu Baþkaný Musa Serdar Çelebi,
ATÝB Kurucu üyelerinden ve TÝDAF
eski Genel Baþkaný Ýþadamý Ýhsan
Öner, T.C. Din Ýþleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan,
IGMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik
Karahan, ÝKM Genel Baþkan Yardýmcýsý Mehmet Yýlmaz , UETD Genel
Sekreteri Salih Altýnýþýk, Avrupa Caferiler Birliði Genel Baþkaný Mehmet
Irmak, ÝSLAMRAT Genel Baþkaný
Ali Kýzýlkaya, Avrupa Demokrasi
Vakfý Genel Baþkaný Aydýn Yardýmcý,
MÜSÝAD NRW Baþkaný Orhan Bilen, Yunus Emre Enstitüsü Genel
Baþkaný Mustafa Can, ATÝB Kurucu
üyelerinden ve Haysiyet Divan Üyesi
Mehmet Aksoy, Mehmet Akbul ve
Durmuþ Yýldýrým, Yazar Mahmut Aþkar Ýþ Adamlarýmýzdan; Mustafa Duran, Ali Paþa Akbaþ, Hüseyin Pýnar,
Ramazan Öz, Dr.Muhammed Asým,
Hayati Önel, Hikmet Yazýcý, Ahmet
Yaþar, Oral Baytok, Mümin Uluç,
Salman Günden ,Ömer Uluç katýldýlar.
Akþam ezanýndan önce saat
19:30`da neyzen Abdurrahim Kahya’nýn ney taksimi ile baþlayan proðram, Konya Meram Belediyesi Baþmüfettiþi Mehmet Emin Tekpýnar’ýn
Kur’an-ý Kerim ve akþam ezanýný
okunmasý ile devam etti. Ney eþliðinde yenen yemekten sonra, Genel Baþkan Selahattin Saygýn, davetli misafirlerine kýsa bir konuþma yaptý.
Konuþmasýnda sevgi, kardeþlik,
birlik ve beraberliðe vurgu yaparken,
Batý Avrupa'da yaþan Türk toplumunun problemlerine de dikkat çekti.
Daha sonra kýsa bir selamlama
konuþmasý yapan Türkiye Cumhuriyeti Köln Baþkonsolosu Sayýn Kemal
Demirciler konuþmasýnda: “Sivil toplum kuruluþlarýmýz bizler için çok
önemlidir. Sizlerin yaptýðý bu tür faaliyetler birlik ve beraberliðimizi saðlamada büyük önem taþýmaktadýr. Bu
konuda bizde üzerimize düþen görevi
yerine getirmeye gayret ediyoruz.”
diyen Demirciler herkese teþekkür
ederek sözlerini tamamladý.
ABD Düsseldorf Konsolos Yardýmcýsý Christopher G. Grossman’da
yaptýðý kýsa selamlama konuþmasýnda: “Ýlk defa bir iftar programýna katýlýyorum ve bu manzara beni çok etkiledi. Müslümanlara ve Türklere büyük saygý duyduðumu belirtmek istiyorum. Hepinizin ramazanýnýzý tebrik
ediyorum ve hepinize teþekkür ediyorum” dedi.
Sýrayla birer selamlama konuþmasý yapan sivil toplum kuruluþlarýn
genel baþkanlarý da, birlik, beraberlik
ve birlikte çalýþmanýn önemi hakkýnda samimi mesajlar verirken, müslümanlarýn Almanya'nýn ve Avrupa'nýn
bir gerçeði olduðunu, bunu görmeleri
gerektiðini ve artýk Almanya'da islamýn resmi din olarak tanýnmasý gerektiðini, bu konuda siyasilerin iradelerini ortaya koymalarý konusuna
dikkat çektiler.
ATÝB Kurucu Baþkaný Musa Serdar Çelebi de konuþmasýnda “Bu güzel manzara birlik ve beraberliðimizin bir göstergesidir. Geleceðimiz
birlik bu konularda birlik içinde çalýþmamýza baðlýdýr” diyerek sözlerini
tamamladý.
Herkesimden dostlarýn ve ATÝB
mensublarýnýn kucaklaþtýðý, yaþlýsý ve
genci ile güzel bir kaynaþmaya sahne
olan ATÝB iftar yemeði gelecek yýlki
ATÝB’in iftar yemeðinde tekrar buluþabilme dilekleri ile sona erdi.
haber
38. sayi sayfalar
29.09.2009
dosya
S
iyaset Bilimci, Kültürlerarasý Konsey
Baþkaný ve “Müslümanlarla Birarada Yaþam”
projesinin yürütücüsü olan
Torsten Jäger taz.de ile gerçekleþtirilen röportajýnda,
her iki tarafý da duyarlý olmaya çaðýrýrken, toplumun
da Müslümanca yaþamýn
Almanya’nýn gerçeði olduðuna alýþmasý gerektiðini
ifade ediyor. Öte yandan
Ýslam düþmanlýðý ile mücadele için “Müslümanlara
Karþý Irkçýlýk: Fýrsat olarak
Çatýþma” adlý kitabý yayýnlayan Almanya Kültürlerarasý Konseyi’ne göre Ýslam
düþmanlýðý Almanya’da
halen ýrkçýlýðýn en yaygýn
þekli.
taz.de`ye verdiði röportajda Müslümanlar ve
Müslüman olmayanlar arasýnda aracýlýk yaptýklarýný,
ayda, cami yapýmý, yüzme
dersine katýlým ve okullarda baþörtüsü konularýnda
kendilerine 100 soru geldiðini belirten Torsten Jäger,
yüzme dersi ile ilgili bir
Ý
slam Dini insanlýðýn kurtuluþu için yeryüzüne inmiþtir. Kur`an’da: “Biz
seni (Habibim) Alemlere ancak rahmet için gönderdik”
(Enbiya: 107). Yani peygamberliðin, insanlarýn iyiliði,
kurtuluþu ve mutluluðuna sebebtir buyurulmuþtur.
Ýslam ideali insan idealidir. Ýslam’da esas olan insandýr. Ýslam’ýn gayesi düþünen
insaný yüceltmektir. Ýslam
inancýna göre, aklý, bedeni,
ahlaki ve ruhani en mükemmel meleke ve yeteneklerle
mücehhezdir.
Tertemiz halde, maddi ve
manevi her çeþit yükselmeye
müsait olarak doðar. Zahiren
ve batýnen yaratýklarýn en güzelidir. Kur`an`da “Biz, hakikat, insaný en güzel biçimde yarattýk” (Tin: 4) buyuruluyor.
Deðerli okurlar, böyle bir
yetenekle yaratýlmýþ olan insan en yüce mertebelere layýktýr. Bunun için hiç kimsenin aracý olmasýna muhtaç
deðildir. Ünlü Alman Filozofuna göre: “Ýnsan bizatihi bir
gayedir, baþkasýnýn amacý
için bir araç olarak kullanýlamaz, fikrine göre insan, bir
alet, bir vasýta deðil, fakat
baþlý baþýna bir gayedir.
17:52 Uhr
Seite 13
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Müslümanca yaþam
Almanya’nýn bir gerçeði
anlaþmazlýkta ilk önce ayrý
yüzme dersi sunma imkaný
olup olmadýðýný araþtýrdýklarýný ifade ediyor. Okulun
ayrý yüzme dersi olamýyacaðýna karar vermesi halinde ne yaptýklarý sorusuna
ise Jäger þu cevabý veriyor:
“O durumda örneðin Federal Ýdare Mahkemesi’nin
1993 yýlýndaki okullarý buluð çaðýndan sonra ayrý
yüzme dersi sunmak için
her türlü çabayý göstermekle yükümlü tutan kararýný
hatýrlatýyoruz. Buna raðman anlaþamazsak, farklý
fikirleri kayda alýyoruz.
Hukuki bir yetkimiz zaten
yok”.
Medya ve kamuoyuna
yansýdýðý þeklin aksine
Müslüman öðrencilerin aileleri ve okullar arasýnda
yüzme dersine katýlma konusunda yaþanan çatýþma-
Torsten Jäger
larýn tek tek olaylar olduðunu belirten Jäger, aracýlýk çabalarýnýn her zaman
baþarýlý olmasa da en azýndan konuyla ilgili duyarlýlýðý arttýrdýðýný ifade ediyor.
Bununla beraber projelerinin temel amacýnýn ise
duyarlýlýðý artýrmak olduðunu belirten ve “ Müslümanca yaþamýn Almanya’da bir gerçeklik olduðuna toplum alýþmalý. Buna
okullardaki, üniversitelerdeki ve mahkeme salonlarýndaki baþörtülü bayanlar
da dahil. Bunlarda sýklýkla
karþýlaþtýðýmýz konular” diyen Torsten Jäger, bu noktada bazýlarýnýn gizli “Ýslamlaþma” gördükleri yönündeki soruya ise þu cevabý veriyor: “Durum bu deðil. Bu Almanya’da yaþayan dört milyon Müslüman'ýn bir kýsmýnýn uzun
yýllar dýþýnda kaldýklarý
toplumsal alanlara ulaþma
çabasýnýn bir iþaretidir”.
Müslümanlara
karþý ýrkçýlýk
Öte yandan Almanya
Kültürlerarasý Konseyi 11
Eylül 2001’den beri artan
Ýslam düþmanlýðý ile mücadele için “Müslümanlara
Karþý Irkçýlýk: Fýrsat olarak Çatýþma” adlý bir kitap
yayýnladý. Geçtiðimiz gün-
Ýslam`da Ýnsan Anlayýþý
Muhtaç olduðu tek þey çalýþmasý, kendine güveni kiþilik
sahibi olmasýdýr.
Kur`an`da bunun için,
“Hakikaten insan için kendi
çalýþtýðýndan baþkasý yoktur“ (Necm: 39) buyurulmaktadýr. Ýnsana saygý, insanlara hizmet temel irade olmalýdýr. Çünkü insan yeryüzünde Allah`ýn halifesidir.
Biz Kur`an’da (hani Rabbin
meleklere “muhakkak ben
yeryüzünde (benim emirlerimi teblið ve infaza memur
bir halife, bir insan Adem
yaratacaðým) (Bakara: 30)
demiþti” ayetiyle ifade ediliyor.
Deðerli okurlar, Allah iradesinden, kudret ve sýfatlarýndan insana bazý yetkiler
vermiþtir. O, Allah`a izafeten
O`na niyabeten yaratýklarý
üzerinde bir takým tasarruflara sahiptir. Böyle bir þerefe
mazhardýr. Ýslam dininin insan anlayýþý, Hz.Ali (R.A)
“Sanýrsýnký, sen sade küçük
cirimsin? Halbuki sende dürülmüþ en büyük alem” demiþtir. Þeyh Galip: “Hoþca
bak zatýna; Kim zübde-i
alemsin sen” derken Ýslam’ýn
insan konusundaki anlayýþýný
þiirleþtiriyordu.
Allah’a naip olmakla, diðer insanlarýn iyiliðine çalýþmak bir birine sýmsýký baðlýdýr. Gerçek insan, hem halife
olduðunu unutmayarak Allah
ile, hem de insanlarla tam bir
barýþ içinde yaþayan demektir.
Kur`an’da; “Ey Ýman
edenler, hep birden sulh-u
Selâma girin þeytanýn adýmlarý ardýna düþmeyin. Çünkü O, sizin apaçýk bir düþmanýnýzdýr“ (Bakara: 208)
buyurulmaktadýr.
Deðerli okurlar, insanlýk
tek bir anne ve babadan türemiþtir. Kur`an’ý Kerim`de:
“Ey insanlar, hakikat biz sizi bir erkekle bir diþiden yarattýk. Sizi, birbirinizle tanýþmanýz için büyük büyük
cemiyetlere, küçük küçük
kabilelere ayýrdýk. Þüphesizki sizin Allah nezdinde en
þerefliniz takvaca en ileride
olanýnýzdýr. Hakikaten Allah
herþeyi bilen, herþeyden haberdar olandýr.” (Hucurat:
13) buyurulmaktadýr.
Bütün insanlar Adem ile
Havva’dan, bir ana, babadan
gelen insanlýk ailesinin üyesidirler, bu birliði hiç bir þey
yok edemez. Hayatta birbirlerine karþý davranýþlarý ne
olursa olsun, bu asýldaki birliði insanlar inkar edip silemezler. Bir erkekle bir diþiden yaratýlýp da milletler ve
kabilelere ayrýlýþý, darýlýp daðýlmak ve dövüþmek, sövüþmek için deðildir. Tanýþýp
yardýmlaþarak seviþmek, insanlarýn kiþiliklerine saygý
duymak, güzel huylarý yaþayarak daha büyük daha güzel, cemiyetler meydana getirmek içindir. Allah’ýn halifesi olmanýn mahiyetinde
herkeze iyilik ve sevgi vardýr.
Deðerli okurlar, Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v)’in
Veda Haccý Hutbesi insan deðerini, evrensel insan kardeþliðini ýrk, renk ve sýnýf gibi
mülahazalara dayanan bütün
ayrýmlarý kaldýrýcý bir kardeþliði savunan prensipler ihtiva
etmektedir. Burada canlarýn,
mallarýn mukaddes olduðu
ilan edilmiþtir. O, (s.a.v) insanlara hitaben “Hepiniz
Adem’in
çocuklarýsýnýz.
Adem ise topraktan vücut
bulmuþtur.” Ýslam`da bütün
13
lerde tanýtýmý yapýlan kitapta hayatýn farklý alanlarýnda Ýslam düþmanlýðý ile
nasýl mücadele edilebileceðine iliþkin deðiþik yazarlarýn makaleleri yer alýyor.
Müslümanlara karþý ýrkçýlýðýn cami yapýmýna karþý
çýkma, internette Müslüman karþýtý bloglar ve yerel
seçimlerde Ýslam düþmaný
insiyatifler þeklinde ortaya
çýktýðý belirtilirken, Mýsýrlý
Müslüman bayan Merve el
Þerbini’nin öldürülmesinin
Ýslam düþmanlýðýnýn hangi
boyutlara ulaþabileceðini
gösterdiði belirtiliyor.
Jürgen Micksch tarafýndan yayýnlanan kitaba, Almanya Müslümanlarý Merkez Konseyi Genel Sekreteri A. Mazyek, Ýçiþleri Bakanlýðý Genel Sekreteri Peter Altmaier, Ýslam Bilimci
Kathrin Klausing ve Kültürlerarasý Konsey Baþkaný
Torsten Jäger’in makaleleri
ile katký saðladýklarý belirtiliyor.
insanlar adalet karþýsýnda
eþittirler. Örneðin, canýna,
malýna saldýrýlmadýðý müddetçe, Müslümanlarýn gayrý
müslimlerden farký yoktur.
Bir çok Ýslam hukukçularý
özellikle Ýmam Ebu Hanife
(r.a) bir Müslümanýn bir zimmiyi (gayrý Müslüm tebaayý)
öldürmesinin,
müslüman
müslümaný öldürmesinden
daha aðýr olduðu görüþünü
beyan etmiþlerdir. Bunu, dini
bir hissin cinayete teþvik etmesi vakasýna, dolayýsýyla bu
durumda bir tenkil zaruretinin daha açýk olduðu ihdas
etmiþtir. Ýslam katilin ýrkýný,
sosyal ve ekonomik mevkiini, rengini veya dinini nazarý itibara almaksýzýn, insan
hayatýný korumak amacýyla,
bir ceza sistemi ihdas etmiþtir.
Sonuç olarak insan Adem
ve Havva`dan türemiþtir,
mü‘min olsun olmasýn Allah`ýn kulu ve güzel emanetidir. Bu sebepten dolayý, haysiyet sahibi ve hürmete layýktýr. Ýnsanlar arasýnda, insan
olma bakýmýndan herhangi
bir fark görmemek, onlarý
eþit hak ve dengelere sahip
varlýklar olarak kabul etmek
Ýslam’ýn hümanizma anlayýþýdýr.
Zihni Ediz
38. sayi sayfalar
29.09.2009
14
I
GMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik Karahan ziyaretlerini iki þubede gerçekleþtirdi.
Karahan yine IGMG Kuzey
Ruhr Bölge Baþkaný Murat Ýleri ile Lage´de cemaatle sohbet
etti. Sohbetten memnun kalan
Lage cemiyeti ziyaretinden
dolayi teþekkürlerini belirtti.
Ýftarda Paderborn cemiyetinde iftar çadýrýnda cemaatle
sohbet ettiler. Teravih namazý
öncesi sohbetinde Genel Baþkan Yavuz Çelik Karahan þu
konulara dikkat çekti: “Ýslam
Toplumu Milli Görüþ hak yolunda giden bir kuruluþtur ve
bu mukaddes aylarda maðdur
ve mazlumlara uzanan köprülük vazifesini kurup sonuca
varan bir görüþtür. Cenab-i Al-
D
iyanet Ýþleri Türk Ýslam Birliði (DÝTÝB)
Genel Baþkaný Sadi
Arslan, Ramazan ayý boyunca
Almanya’daki toplumun deðiþik kesimlerine vermekte
olduklarý iftarlarýna, üniversite öðrencileri ile devam etti.
DÝTÝB birim müdürleri
ile, Köln üniversitesinde okuyan öðrencilerin katýldýðý iftar
programýnda bir konuþma yapan Arslan; “Her yýl düzenli
Ý
slam Toplumu Milli Görüþ
Teþkilatý Eðitim Baþkanlýðý 2009-2010 Çalýþma Yýlýnýn baþlamasý nedeni ile Genel Merkez Eðitim Komisyonunu bir araya getirerek planlanan çalýþmalarýný gözden geçirdi. Toplantýya Eðitim Baþkaný Mehmet Gedik, Eðitim
Bþk.Yrd. Ramazan Baþlýk, Kadýn Kollarý Eðitim Baþkaný
Tünay Ermiþ, Gençlik Teþkilatý Eðitim Baþkaný Ünal Ünalan, Üniversiteliler Baþkaný
Celal Tüter, Eðitim Baþkanlýðý’ndan Þaban Malkoç, Emine
Batýn ve Yýlmaz Gümüþ katýldýlar.
Önümüzdeki eðitim öðretim yýlýnda çocuklarýmýzýn ve
gençlerimizin yönlendirilmesi
hususunda yapýlacak çalýþmalarýn ele alýndýðý toplantýda
aþaðýdaki baþlýklarda görüþmeler gerçekleþtirildi:
•Yapýlan eðitim çalýþmalarýnýn kalite artýrýmý ve disiplini
17:53 Uhr
Seite 14
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
IGMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik Karahan
Kuzey Ruhr Bölgesini Ziyaret Etti
DÝTÝB’den Üniversiteli Öðrencilere Ýftar
olarak sizlerle iftarlarda bir
araya geliyoruz. Amacýmýz
samimi bir ortamý birlikte
paylaþmak, tanýþmak ve hasret gidermektir.
Üniversiteler Ýnsanlýðý verilecek hayýrlý hizmetlerin en
baþýnda yer alýr. Orada olmak,
her öðrencinin en büyük hayalidir. Sizler bu hayali ger-
çekleþtirmiþ önemli insanlarsýnýz. Sizleri tebrik ediyorum.
Sizler bizim için çok önemlisiniz. Kendinizi çok iyi yetiþtirmelisiniz. Eðer DÝTÝB olarak bu süreçte bir katkýmýz olcak sa, biz her zaman hazýrýz.
Hepinize baþarýlar diliyorum”
dedi.
Üniversiteliler adýna Köln
Türk Üniversiteliler Derneði
(TÜRK-ÜNÝD) Baþkaný Levent Taþpýnar ve Niederrhein
Türk Akademisyenler Birliði
(NÝTAB) Baþkaný Davut Karapýnar da konuþmalarýnda,
her yýl düzenli olarak DÝTÝB’in iftarýnda biraraya geldiklerini belirterek, DÝTÝB
adýna iftara ev sahipliði yapan
IGMG Eðitim Komisyonu Yeni Eðitim
Yýlýnýn Ýlk Toplantýsýný Gerçekleþtirdi
için Bölge ve Þubelerde Eðitim Komisyonlarýnýn düzenli
aralýklarla biraraya
gelmeleri
•Her bölgede yapýlmasý
planlanan
“Eðitimcilerin Hizmet Ýçi Eðitimi” toplantýlarýnýn içerikleri
•Tüm IGMG þubelerinde
müfredat birliðinin saðlanmasý, eðitimlerin ziyaret ve takipleri
•IGMG eðitim materyallerinin þubelerimizde sergilenmesi
•Aile Eðitim seminerlerinin içerik ve organizeleri
•K.K. Eðitim Baþkanlýðýmýzýn çalýþmalarý
•Gençlik Teþkilatý Eðitim
Baþkanlýðýmýzýn çalýþmalarý
•Avrupa 4. Eðitim Þurasý
hazýrlýklarý
IGMG olarak yýllardan beri yapmakta olduklarý eðitimlerin Avrupa’daki yeni nesillere kalite kazandýrma, kimlik
ve kiþiliðini koruma ve içinde
bulunduklarý toplumla en güzel þekilde enetegre olmalarýný
saðlama amacýný taþýdýðýný belirten IGMG Eðitim Baþkaný
Mehmet Gedik toplantý ile ilgili olarak þunlarý söyledi:
“Eðitim koordine toplantý-
larýmýz çalýþmalarýmýzýn disiplinli ve saðlýklý yürütülebilmesinin
belkemiðini oluþturmaktadýr. Eðitimde hedefimiz, tüm Avrupa’daki nesillerimize
ayný oranda öðretim ve
eðitim çalýþmalarý yaparak, ayný seviyede
yetiþmelerini saðlamaktýr. Bunun yoluda koordine toplantýlarýndan geçmektedir. Genel
Merkez olarak 2009-2010 eðitim öðretim yýlýmýzý bu toplantý ile açarak çalýþmalarýmýzý takip için harekete geçmiþ olduk. Þimdi, bölgelerimizde ve
þubelerimizde bulunan komisyonlarýmýzda ayný toplantýlarla
yerinde çalýþmalarý baþlatarak
baþarýlý bir yýl geçirmeyi hedefleyeceklerdir. Yaptýðýmýz
haber
lah Kur´an-ýKerim´inin Maun
Suresinde buyuruyor ki; “Dini
yalanlayaný gördün mü. Ýþte o
öksüzü iter, kakar, yoksulu doyurmaya ön ayak olmaz. Þu
namaz kýlanlarýn vay haline, ki
onlar namazlarýndan gaflet
ederler, Onlar gösteriþ yaparlar. En ufak bir yardýmý esirgerler.” dedi ve Milli Görüþ´ün
dayanýþma kardeþlik görüþü
olduðunun da altýný cizdi. Daha sonra cemaatin dilek ve temennilerini dinledi.
Çay sohbetinde cemaatle
derin bir sohbetten sonra
IGMG Kuzey Ruhr Bölge
Baþkaný Murat Ýleri Genel Baþkana ziyaretinden dolayý teþekkürlerini sundu. Ýleri sohbetin memnuniyetini cemaatle
paylaþtý.
Genel Baþkan Sadi Arslan’a
teþekkür ettiler. NÝTAB adýna
Baþkan Karapýnar, Genel Baþkan Arslan’a üzerinde dini
motiflerin yer aldýðý bir tablo
hediye etti.
Alper Kayhan yönetimindeki DÝTÝB Türk Tasavvuf
Müziði Korosu’nun seslendirdiði birbirinden güzel eserlerle devam eden program,
yapýlan duanýn ardýndan sona
erdi.
eðitim çalýþmalarýmýzda, müfredatta birlik, eðitimde kalite,
formasyon sahibi eðitimcilerle
çalýþma, hem kimlik ve kiþiliði
geliþmiþ, hem de gittiði okullarda baþarýlý olan öðrenci profili oluþturma gibi hususlar
üzerinde önemle ve özenle
durmaktayýz. Bu konuda deðiþik komisyonlarla birlikte
müfredat ve materyal üretimi
alanýnda çalýþmalar yapmaktayýz. Yapýlacak çalýþmalarýmýzýn neler olmasý konusunu ise
her 5 yýlda bir gerçekleþtirdiðimiz ve 2010 yýlýnda 4.’sünü
gerçekleþtireceðimiz Avrupa
Eðitim Þûralarýnda tesbit etmekteyiz. Bu þûralarda alýnan
nihai kararlarý 5 yýl boyunca
geliþtirerek çalýþmalarýmýzda
hayata aksettirmekteyiz.
Çalýþmalarýmýza katkýda
bulunan tüm eðitim idarecileri
ve eðitmenlerine, velilerimize
ve öðrencilerimize teþekkür
ediyor, baþarýlý bir yýl geçirmelerini temenni ediyorum.”
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
dosya
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Ali KIZILKAYA
F
ederal Ýçiþleri Bakaný
Wolfgang Schäuble
tarafýndan hayata geçirilen Almanya Ýslam Konferansý (AIK) geride býraktýðý üç yýl içerisinde, toplumun deðiþik kesimleri tarafýndan, olumlu ya da olumsuz farklý tepkiler aldý. Almanya Ýslam Konseyi olarak, atýlan bu adýmý esasta
memnuniyetle karþýladýk.
Kurulan AÝK ile devlet,
çoktandýr giderilmiþ olmasý
gereken bir eksikliði bertaraf etmek için adým atmýþ,
Müslüman yurttaþlarý ile diyaloða girme kararlýlýðýný
göstermiþtir. Entegrasyon
sürecini olumlu yönde etkileyebilecek bu adýmla devlet, ayný zamanda Ýslam’ý
ve Müslümanlarý Almanya’nýn bir parçasý olarak kabul eden talebi ciddîye aldýðýný göstermiþ ve pratik zeminde, þayet Almanya’da
Ýslam dini eksenli meselelerde kalýcý çözümler üretilmek isteniyorsa, bunun kurumsallaþmýþ Müslüman
cemaatlerle görüþerek yapýlmasý gerektiði kanaatini
pekiþtirmiþtir. Ayný þekilde
göç kökenli çocuklarýn, Almanca ve anadilleri göz
önünde bulundurularak,
çok dilli lisan eðitiminin ve
kültürlerarasý iliþki kabiliyetlerinin desteklenmesi,
okullarda Ýslam din derslerinin hayata geçirilmesi ve
yine okullarda Müslüman
öðretmenlerin sayýlarýnýn
artýrýlmasý konularýnda yaptýðý tavsiyeler, bizim AÝK
konusunda olumlu yaklaþýmýmýzý gerekçelendiren örneklerdir.
Her ne kadar AÝK’na
olan bakýþýmýz esasta olumlu olsa da, geride býrakýlan
üç yýllýk süreçte, devlet
temsilcileri tarafýndan Müslümanlarýn meseleleriyle ilgili konularýn ele alýnýþ biçimi ve ortaya konulan çözüm önerileri hakkýnda
eleþtirilerimizi ilgili merciler nezdinde gündeme getirdik. Son olarak, AÝK yapýsý
içerisinde alt çalýþma gruplarýnýn aldýðý kararlarý görüþen Þura’nýn federal seçimler öncesi son toplantýsýnda
kamuoyuna ilan ettiði sonuç bildirgesi hakkýnda Ýslam Konseyi olarak düþüncelerimizi
kamuoyuyla
Seite 15
hayat
[email protected]
paylaþma ihtiyacý hissettik.
Zira bildirgede, her ne kadar olumlu olarak altý çizilmesi gereken noktalar var
olsa da, Ýslam Konseyi olarak katýlmayacaðýmýz cümlelerde yer almaktaydý.
Açýklanan metinle ilgili itirazlarýmýzý burada anahatlarýyla sunmaya çalýþacaðým.
Öncelikle bildirgede pozitif olarak deðerlendirebileceðimiz noktalarý açýklamada fayda var. “Alman
Anayasa Düþüncesinde Din
Konusu” isimli ikinci çalýþma grubunda “Okulda Entegrasyon” baþlýðý altýnda,
okul hayatýnda doðabilecek
sorunlarýn ele alýndýðý ve
somut çözüm önerilerinin
teklif edildiði ‘el kitapçýðý’,
dikkate alýnmasý gereken
tespitleri
içermektedir.
Umulur ki, eyalet hükümetleri kitaptaki tavsiyeleri
dikkate alýrlar. Yine Alman
ve Türk medyasýnýn entegrasyon sürecine yönelik etkilerinin ele alýndýðý “Köprü Olarak Ekonomi ve
Medya” isimli üçüncü çalýþma grubunun deðerlendirmeleri de memnuniyet
vericidir. Ancak, yine bu
konuda da önemli olan uy-
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Üçüncü
Yýlýnda
Almanya
Ýslam
Konferansý
gulamadýr.
Bu olumlu sonuçlara
karþýn “Alman Toplum Düzeni ve Deðerler Birliði”
isimli birinci çalýþma grubu
tarafýndan kamuoyuna sunulan “Müslümanlarýn Deðerlendirmeleri” baþlýklý
metin ile “Güvenlik ve Ýslamcýlýk” isimli çalýþma
grubunda ortaya konulan
yazýlý kararlar, bizce kabul
edilemez mahiyettedir. Zira
bu bölümlere konulan cümleler eksik ve yanlýþ kanaatleri içermektedir. Bunlarý
sýrasýyla izah edebiliriz.
“Müslümanlarýn
Deðerlendirmeleri”
baþlýklý metin
Bu metnin içeriðinde yer
alan sorunlu ifadeleri anlamak için öncelikle metnin
oluþumunun arka planýný
açýklamamýz gerek. Nitekim AÝK, tarafsýz olmakla
mükellef devlet temsilcilerinin tutarsýzlýðýna sahne olmuþtur. Konferansýn birinci
çalýþma grubunda ortak bir
sonuç bildirgesinin çýkartýlamýyacaðý anlaþýldýktan
sonra devlet temsilcileri
farklý bir metoda baþvurmuþ, çalýþma grubunun son
toplantýsýnda grup yönetimi
tarafýndan Müslüman katý-
lýmcýlara “üzerinde uzlaþýlmak üzere” hazýr bir metin
sunmuþtur. Ardýndan Müslüman katýlýmcýlar, kamuoyuna metnin yazarlarý olarak yansýtýlmýþtýr. Bu yöntemin ve müslümanlarý temsilen Ýslam karþýtlýðýna soyunmuþ kiþilerle yapýlan
tartýþma sonucunda ortaya
çýkan “ortak” metnin tarafýmýzca kabul edilmesi imkansýz görülmüþtür.
Ne yazýk ki ortaya konulan metin, Müslümanlarýn
dindarlýðýný entegrasyonu
engelleyici bir sorun olarak
sunmaktadýr. Müslüman
temsilcilerin çalýþma grubunun yapýsý ve katýlýmcýlarý konusunda yaptýðý eleþtirilerin tamamen gözardý
edilmiþ olmasý ve Ýslamî
kuruluþlarýn dini cemaat
olarak kimliklerinin reddedilmesi, eleþtirilmesi gereken diðer iki noktadýr. Bununla beraber Ýçiþleri Bakanlýðý ile Ýslamî cemaatler
arasýnda muhtemel iþbirliði
sadece güvenlik konularýna
indirgeniyor ve maalesef
bunu aþan bir iþbirliði öngörülmüyor. Halbuki AÝK’nýn çalýþmalarý sürecinde
Müslüman cemaatler Ýslam’ýn ve Müslümanlarýn
15
entegrasyonu ve güvenlik
konularý dýþýndaki alanlarda
iþbirliðinin ne kadar önemli
olduðunu gündeme getirdikleri gibi, toplumsal uyumun gerçekleþebilmesi için
somut tekliflerde de bulunmuþlardýr. Maalesef bunlar
dikkate alýnmamýþtýr.
“Alman olmayan
Müslümanlarýn”
dýþlanmasý
AÝK’nýn 4. Þurasý’nda
açýklanan metnin “özü” ile
ilgili bu eleþtirilerin yaný sýra, metni detaylý biçimde
analiz ettiðimizde, Almanya’daki Müslümanlardan
sadece “Alman Müslümanlar” þeklinde sözedildiðini
görüyoruz. Böylece, Almanya’daki Müslümanlar,
ülkede yaþayan Müslümanlarýn sadece üçte birinin Alman vatandaþý olmasýna
raðmen, Alman devleti tarafýndan “Alman Müslümanlar” olarak nitelenmektedir.
Bilindiði gibi, Almanya’da yaþayan Müslümanlarýn çoðunluðu geldikleri
memleketlerin vatandaþlýðýný taþýmaktadýrlar. Bu durumun sebebi sadece çifte
vatandaþlýðýn mümkün olmamasý deðil, ayný zamanda þimdiye kadar yürütülen
baþarýsýz entegrasyon politikalarýdýr. Dolayýsýyla, Almanya’daki Müslümanlar
ele alýndýðýnda, Alman ve
Alman olmayan þeklinde
yapýlan ayrýmdan vazgeçilmelidir. Bunun yerine devlet somut adýmlar atmalý ve
Ýslamî cemaatler ile iþbirliðine girmeli ve böylece
Müslümanlarýn toplum tarafýndan gerçek manada kabullenilmesine katkýda bulunmalýdýr. Devlet tarafýndan bu siyasetin takip edilmesi, Müslümanlarýn kendini Almanya ile özdeþleþtirmesi hedefine olumlu
katkýda bulunacaktýr.
Dindarlýðýn
sorunlaþtýrýlmasý ve
eleþtirilerin göz ardý
edilmesi
Metnin en dikkat çekici
noktasý, Müslümanlarýn
dindarlýðýnýn sorun haline
getirilmesi konusunu zikretmiþtim. Müslümanlar tarafýndan yazýldýðý iddia edilen bir metnin, Müslümanlarýn dindarlýðýný entegras-
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
16
yonu engelleyici mahiyette
bir sorun olarak göstermesi
anlaþýlýr deðildir. Okullarda
çýkabilecek sorunlarda bu
sorunlarýn sebebi olarak
özellikle “Müslüman olan
ülkelerden gelen çocuklarýn” gösterilmesi, bu baðlamda sunabileceðimiz bir
örnektir. Ayrýca “Müslüman
ailelerin dini deðerler eðitimi, ailelerin nisbeten düþük
eðitim seviyesi ve kötü
maddî durumu tarafýndan
þekillenmiþtir” cümlesiyle,
Ýslam ve din eðitimi sanki
sadece sosyal ve entellektüel anlamda, toplumdaki alt
sýnýflarla iliþkili olduðu ifade edilmektedir.
Birinci çalýþma grubunda bu tip konular ve “öncü
kültür” gibi soyut kavramlarýn sýk sýk gündeme gelmesi, katýlýmcýlarý asýl meselerlerden uzaklaþtýrmýþtýr.
Bu sorunlara karþýn Müslüman cemaatler devletin anayasal deðerlere baðlýlýðýnýn
Müslümanlara yönelik uygulamalarda da gerekliliðini
savunmuþtur. Buna ek olarak, Almanya Müslümanlarý
Koordinasyon Konseyi ve
özellikle Ýslam Konseyi, bir
çok yazýlý deðerlendirmelerde devlet temsilcilerinin
birinci çalýþma grubunda
gündeme taþýdýðý entegrasyon ve din politikalarýyla ilgili anlayýþý eleþtirmiþ, sorunlarý aþmak için de ayrýca
yapýcý teklifleri gündeme
getirmiþtir. Fakat ne yazýk ki
bu deðerlendirmelerin hiç
birisi AÝK 4. Þurasý tarafýndan kamuoyuna sunulan sonuç bildirgesinde yer almamýþtýr.
Müslümanlar
D
Seite 16
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
arasýndaki diyalog
AÝK’nýn Almanya’daki
Müslümanlar arasýnda demokratik tartýþma kültürünün güçlenmesine hizmet
ettiði iddiasý ise gerçekten
uzaktýr. Aksine Ýslamî cemaatler AÝK kurulmadan
önce de demokratik tartýþma kültürüne uygun bir þekilde eleþtirmenleri ile yoðun tartýþma içerisindeydi.
Ancak bu yaklaþýmla kamu
temsilcileri asýl sorunu gözardý etmektedirler. Zira
AÝK, Necla Kelek gibi bazý
katýlýmcýlarý “seküler müslümanlarýn temsilcisi” olarak ön plana çýkarmýþtýr. Ýlgili kiþinin Müslümanlarý ne
kadar temsil edebileceðini,
Ýslam’ýn “ýrkçý radikalizm”,
camilerin “Almanya’da Ýslam’ýn güç gösterisinin betonlaþmýþ hali” olduðu ve
“namus cinayetlerinin Ýslam
dini tarafýndan desteklendiði” þeklindeki söylemleri
aslýnda cevaplandýrmaktadýr. Dolayýsýyla AÝK yürürlükteki yapýsýyla Müslümanlarý bir araya getirmekten çok, kendilerini seküler
olarak tanýmlayan bazý kiþileri Müslüman cemaatlere
kabul ettirmeye çalýþmasýyla dikkat çekmiþtir. Bu yaklaþýmla belki de cemaatlerin
taleplerini ancak azýnlýk bir
görüþün talepleri olarak
göstermeye çalýþmýþtýr.
`Güvenlik ve
Ýslamcýlýk`
Ýslam Konseyi’nin katýlmadýðý görüþlerden bir bölümünü de “Güvenlik ve Ýslamcýlýk” adlý çalýþma grubunun sonuç bildirgesi oluþturmaktadýr. Bu çalýþma
grubunda çýkan “sonuçlar”,
ÝTÝB Genel Baþkaný Sadi
Arslan, DÝTÝB Gençlik ve
Spor Müdürlüðü’nün uhdesinde faaliyette bulunan futbol,
karate, taekwando ve boks dallarýnda hizmet veren gençlerle iftar
çadýrýnda biraraya geldi.
DÝTÝB Yönetim Kurulu Üyesi
Nihat Özkan, T.C. Diyanet Ýþleri
Baþkanlýðý Din Ýþleri Yüksek Kurulu Uzmaný Hanif Burun, T.C.
Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Mushaflarý Ýnceleme Kurulu Uzmaný Hafýz Mehmet Göktepe, DÝTÝB birim
müdürlerinin de hazýr bulunduðu
toplantýda bir konuþma yapan Ars-
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
devlet kurumlarýnca uygulanan “Ýslamcý terörizme
karþý önleyici tedbirler” siyasetini tüm Müslümanlara
karþý haklý hale getiren ve
Müslümanlarý hiçbir gerekçe olmadan potansiyel tehlike olarak gören tedbirlere
dayanmaktadýr. “Önleyici
tedbirler” siyasetine göre Ýslamî kuruluþlar ülkenin iç
güvenliði için, bu kuruluþlara karþý itham olarak ortaya
konulabilecek hiç bir kanýt
olmamasýna raðmen, potansiyel tehdit yayan ve suçlularýn üreyebileceði çevreler
olarak algýlanmaktadýr. Terör tehlikesinin varsayýlan
büyüklüðü nedeniyle, kendisini özgürlük ve güvenlik
arasýnda seçim yapma noktasýnda hisseden devlet,
“önleyici tedbirler” siyasetini, anayasal haklarý ciddi
derecede ihmal etme pahasýna, kanuna uygun görmektedir. “Ýslamcýlýk” kavramý da bu siyasetinin öngördüðü anlamda kullanýlmaktadýr. Almanya Müslümanlarý Merkez Konseyi
(ZMD) ve DÝTÝB ile yürütülen medyatik güvenlik diyaloðunda da bu kavramýn
çok soyut ve aþýrý önyargýlý
bir þekilde kullanýldýðýný
görmekteyiz. Federal Anayasa Koruma örgütü bu
kavramý “Kendi dinî kültürel kimliðinin korunmasý ve
Alman toplumuna asimilasyonunun engellenmesi” olarak tanýmlamaktadýr. Devlet, bu ön kabulden hareketle maalesef, özgürlükçü demokrasi ile baðdaþmayan,
Müslümanlarýn entegrasyonu engelleyici ve çoðulcu
toplumda Müslümanlara
karþý önyargýlarý güçlendiren tedbir çalýþmalarýnýn altýna imza atmaktadýr.
Güven oluþturucu
önlemler konsepti
Bu sebepten dolayýdýr ki
Ýslam Konseyi, Federal ve
Eyalet Güvenlik Birimleri
ile DiTiB ve ZMD’nin gerçekleþtirdikleri
“Güven
oluþturucu önlemler” konseptine dahil olmamýþtýr.
Projenin tanýtýmýnda amaç
olarak her ne kadar Müslümanlara karþý þüphenin
oluþmasýný engellemek öne
sürülse de, maalesef tam
tersi sözkonusudur. Çünkü
güvenlik birimlerinin yola
çýkýþ noktasý “þüphe”dir.
Güvenlik birimlerine verilen görev, görüþmelerin
geçtiði çerçeve ve kavram
dünyasý, hep bu þüphenin
üzerine bina edilmektedir.
Bu nedenle böyle bir konsept ile þüphe ortadan kalkmamakta, Müslümanlar ile
sürekli medyatik bir biçimde güvenlik baðlamýnda biraraya gelindiði için, pekiþtirilmektedir.
“Müslümanlar
özgürlük ve
çoðulculuktan yana”
adlý yayýn projesi
“Müslümanlar özgürlük
ve çoðulculuktan yana” adlý
yayýn projesini de bu baðlamda deðerlendirmek gerekir. Ýlk olarak “Müslümanlar teröre karþý” adý ile çalýþma grubunda gündeme gelen yayýn, “Almanya’da
Müslüman ve Müslüman
olmayanlarý Ýslam ve Ýslam’ýn Müslümanlarýn hayatýndaki rolü üzerine” bilgilendirmeyi hedefliyordu.
Ancak yayýnda, soyut ola-
Sadi Arslan, Gençlerle
Biraraya Geldi
dosya
rak varlýðýndan bahsedilen
ve ihtimaller baðlamýnda
ele alýnan bir tehlikeden yola çýkýlarak, Almanya’daki
Müslümanlar ile uluslararasý terörizm arasýnda ilinti
kurulabilmektedir. Yayýn
baðlamýnda bu tehlikenin
soyutluðu gözardý edildiði
gibi, Müslüman, “doðru seçilmiþ” ayet veya vaazlarla
þiddete yönlendirilebilecek,
þiddet yanlýsý bir insan tipi
olarak
yansýtýlmaktadýr.
Böyle bir yayýn önyargýlarý
kýrmak yerine, þiddet ve terörün öncelikle Ýslamî olarak algýlanýlmasýna sebep
olacaktýr.
Ýslamcý ekstremist
yayýnlarýn
yasaklanmasý
“Güvenlik ve Ýslamcýlýk” çalýþma grubunun talepleri arasýnda “Ýslamcýekstremist” yayýnlarýn yasaklanmasý da yer aldý. Yalnýz bu kavramýn içeriðinin
ne olduðu tam olarak tanýmlanamamýþtýr. Dolayýsýyla
bu tanýmlama altýnda ne tür
yayýnlarýn anlaþýlmasý gerektiði açýk deðildir. Belirtilen bu ve diðer kavramlar
hakkýnda özellikle de bilimsel anlamda bir deðerlendirme yapýlmýþ deðildir. Bunun sonucunda bu kavramlar çalýþma grubunda objektif ve bilimsel anlamda somutlaþtýrýlmamýþtýr. Buna
karþýn “yorumlanmadan satýlmamasý, daðýtýlmamasý
gereken Ýslamî yayýnlarýn
listesi”nin hazýrlanmasý tartýþmaya açýlmýþtýr. Ancak
böyle bir sansür listesi Ýslam Konseyi tarafýndan
anayasaya aykýrý olmasý sebebiyle reddedilmiþtir.
lan; “Gençlik yýllarý insanýn yaþadýðý en güzel dönemleridir. Ýnsanlar okullarýna gençken giderler.
Bilgilerinin çoðunu gençlik dönemlerinde öðrenirler. Sportif faaliyetlere gençliklerinde katýlýrlar.
Bu yönüyle sizler, bizlere nazaran
daha þanslý insanlarsýnýz. Bu yýllarýn kýymetini biliniz. Hem seçtiðiniz spor dallarýnda en baþarýlý olmak için çalýþýn, hem de okullarýnýzdaki derlerinize ihmal etmeyiniz. Sizlerin baþarýlarý olacaðýza
olan inancým tamdýr. Baþta hocalarýnýz olmak üzere hepinize baþarýlar diliyorum” dedi.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
D
as 23. Kapitel des
Koran ist nach den
Gläubigen benannt
und trägt den Namen AlMu`minun. In diesem Kapitel „Die Gläubigen“
kommt die Systematik des
Koran sehr schön zum Ausdruck. Das Kapitel beginnt
mit dem Vers: „Den
Gläubigen wird es wohl ergehen.“ Gleich darauf folgen die Verse, in denen Allah erklärt, wer mit den
Gläubigen gemeint ist. Es
handelt sich hierbei nicht
um eine (Legal-)Definition,
sondern
um
eine
Aufzählung von Charaktereigenschaften. Insgesamt
werden in den Folgeversen
(2.- 9.Vers) sieben Merkmale der Gläubigen hintereinander aufgezählt. Aus
dieser Erläuterung ist zu
entnehmen,
dass
ein
Mensch nur dann als
Gläubiger einzustufen ist,
wenn er diese Eigenschaften in sich trägt. Die Aufreihung erfolgt mit Nebensätzen, die immer mit
dem arabischen Relativpronomen „Ellesine“ beginnen.
Ebenso sei auch angemerkt, dass diese Eigenschaften weder enumerativ
(aufzählend), noch kumulativ (anhäufend) aufgelistet
sind. Vielmehr sind diese
sieben Kennzeichen einige
von anderen, ebenfalls in
Betracht kommenden Eigenschaften der Gläubigen.
Im Folgenden soll erläutert werden, um welche Eigenschaften der Gläubigen
es sich in diesem Kapitel
handelt. Es stellt sich die
Frage, welchen Charakter
und welche Merkmale
gläubiger Muslim zu haben
hat? Die Anfangsverse dieses Kapitels geben uns dabei eine Stütze und eine
Orientierung.
Eingangs sind es diejenigen, die ihr Gebet in Demut verrichten, bzw. im
Gebet demütig sind. In diesem Vers wird das „Wort“
Gebet in der Singularform
verwendet (salat). Das
Wort Demut wird im Deutschen als „in der Einsicht
in die Notwendigkeit und
im Willen zum Hinnehmen
der Gegebenheiten begrün-
Selma ÖZTÜRK
Die deutsche Seite
Seite 17
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
[email protected]
dete Ergebenheit“ definiert.
Sie hat also keineswegs eine negative Beschaffenheit.
Im Gegenteil. Es ist eine
Art Hingabe und Unterwürfigkeit. Der Gläubige
nimmt die Gegebenheit,
dass Allah die Allmacht
und der Schöpfer ist hin
und ergibt sich mit dieser
Einsicht seinem Willen. Diese Ergebenheit zeigt er
insbesondere in seinem
fünfmaligen täglichen Gebet.
Die zweite Gruppe von
Gläubigen sind diejenigen,
die sich von unbedachter
Rede abwenden bzw. sich
von dem nutzlosen Gerede
distanzieren. Das arabische
Wort für unbedachte Rede/
nutzloses Gerede ist „lagvun“. Es erscheint sehr interessant, dass Allah gerade
so eine Charaktereigenschaft mit dem Glauben
(iman) in Verbindung
bringt. Die Assoziation
Glaube und Abwendung
von unbedachter Rede/
nutzloses Gerede gibt dem
Menschen einen gewissen
Denkanstoß. Denn unbedachte Rede kann manchmal schwere Folgen mit
sich tragen. Eine unbedachte Rede kann sehr häufig zu
Missverständnissen, sogar
zur Verleumdung führen.
Unbedachtheit hat etwas
mit Unbewusstsein zu tun.
Ein Mu`min muss aber
stets mit Bewusstsein handeln. Er trägt Verantwortung für alle seine Taten.
Somit auch für seine Worte,
die er bewusst tätigen
muss. Ebenso stellt das
nutzlose Gerede eine Art
Zeitverschwendung
dar
und ist auch als „Israf“ einzustufen. Somit tragen
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Die
sieben
Eigenschaften
der
Gläubigen
Menschen, die sich von unbedachter und nutzloser
Rede bewusst distanzieren
und diese vermeiden, eine
Gläubigereigenschaft.
Die dritte Gruppe, bzw.
die dritte Eigenschaft der
Gläubigen ist die Zahlung
der Abgabe. Gemeint ist
damit die Zakat. Diese Eigenschaft bedarf keiner genaueren Erläuterung. Sie ist
eines der fünf Grundpfeiler
des Islam. Erwähnenswert
an dieser Stelle ist nur, dass
zwei von den insgesamt
fünf Grundpfeilern in diesem Kapitel aufgeführt
werden, nämlich die Zakat
und das Gebet. Bemerkenswert ist, dass das Fasten in
dieserAufzählung keinen
Platz hat.
Als nächstes erwähnt
Allah diejenigen Menschen, die ihre Scham hüten,
gleich mit dem Folgevers,
in dem die zwei Ausnahmen erwähnt werden. Diese Charaktereigenschaft
ist besonders wichtig und
hat eine große Bedeutung.
Insbesondere von jungen
Menschen sollte dieser
Vers nicht auf die leichte
Schulter genommen werden. Die Scham hüten und
sich von Unzucht fernhalten. Genauer genommen,
sich gar nicht erst an die
Unzucht nähern.
Die fünfte Gruppe sind
diejenigen, die auf die ihnen anvertrauten Güter
(emanat) achtgeben. In
dem gleichen Vers folgt die
sechste Gruppe, nämlich
diejenigen, die auf ihre
Verpflichtung (ahd) achtgeben. Diese beiden Merkmale haben für unser Alltagsleben eine immense Bedeutung. Achtgeben auf die
anvertrauten Güter, selbst
wenn es nur ein fremder
Stift oder ein fremdes Buch
ist, ist es ein Gut, was einem anvertraut wurde und
der Mu`min schon deshalb
besonders achtsam mit dieser Sache umgehen muss.
Der materielle Wert des
Gutes ist unbedeutsam, da
es um das Achtgeben an
sich geht. Auch wenn Jahren vergehen, bleibt diese
Sache ein anvertrautes Gut.
Die Verpflichtung bzw. das
Versprechen muss auch
stets eingehalten werden.
D.h. wenn man ein Versprechen abgibt oder eine
Verpflichtung
eingeht,
muss man diese auch erfüllen. Das zeichnet einen
gläubigen Menschen aus.
Die letzte Charaktereigenschaft ist das Einhalten
der Gebete. Hier wird im
Gegensatz zu dem Anfangsvers das Wort „Gebet“ in
der Pluralform verwendet,
also die Gebete. Denn das
Einhalten der Gebete verlangt eine Dauerhaftigkeit
und ist kein einmaliger
Zustand. Das ist auch der
Grund, warum Allah hier
die Pluralform benutzt.
Wohingegen in dem vorherigen Vers bezüglich des
Gebets, die Demut, also ein
17
Zustand angesprochen wird
und deshalb auch „nur“ der
Singular verwendet wird
(salat – salavat). Hirbei
kommt auch die Feinheit
und die Präzision bezüglich
der Wortwahl zum Ausdruck. Auffallend ist auch,
dass zwei von den sieben
Eigenschaften mit dem Gebet zusammenhängen. Beim ersten Mal ist es die Demut im Gebet. Beim zweiten Mal ist es das Einhalten des Gebetes. Eine weitere Schlussfolgerung aus
diesen Versen ist auch, dass
das Gebet das Essentiellste
für den Glauben ist. Ein
Glaube ohne das Gebet ist
unvorstellbar. Das eine
schließt folglich das andere
aus. Der Glaube gibt sich
gerade in dem Gebet zu erkennen.
Diese insgesamt sieben
Eigenschaften werden von
Allah systematisch in einer
Reihenfolge dargestellt,
wobei die Reihenfolge keine Auswirkung auf die Gewichtigkeit der Eigenschaften haben muss. Somit ist
die erste Eigenschaft nicht
unbedingt wichtiger und
bedeutsamer als die letzte
Eigenschaft
anzusehen.
Das lässt sich auch daraus
entnehmen, dass Allah die
Aufreihung mit dem Gebet
beginnt und mit dem Gebet
schließt.
Nachdem wir diese Wesensmerkmale der Gläubigen im Koran genauer kennengelernt haben, sollten
wir uns bewusst die Frage
stellen und uns ernsthafte
Gedanken machen, welche
von diesen sieben Eigenschaften wir selbst in uns
tragen und mit welchen Eigenheiten wir uns bisher
nicht anfreunden konnten.
Dementsprechend können
wir versuchen und uns bemühen, für die Zukunft unser Leben dementsprechend zu gestalten, zu
ändern und auszufüllen. Im
Ergebnis
werden
die
Gläubigen von Allah als
die Erben des ewigen Paradieses bezeichnet. Und das
soll erst einmal verdient sein…
38. sayi sayfalar
29.09.2009
18
17:53 Uhr
Seite 18
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
27 Eylül’de yapýlacak olan 17. Almanya Federal Meclisi
seçimleri (Genel Seçimler) ile alakalý bilgilendirme
2009 Federal Meclis Seçimi
(Bundestagswahlen 2009)
Almanya Federal
Meclisi nedir?
Federal Meclis, Federal
Almanya Cumhuriyeti’nin
Berlin’de bulunan parlamentosu. Almanya’nýn politik sistemi içinde doðrudan halk tarafýndan seçilen
tek Federal Almanya anayasa organý.
Almanya Federal Meclisi’nin görev süresi (yasama dönemi) genelde dört
yýl. Meclisin tasfiye edilmesi sadece istisnai durumlarda mümkün.
Federal Baþbakan, Federal Almanya Cumhuriyeti’nin hükümet baþkaný. Federal Baþbakan, Federal
Meclis tarafýndan seçilir.
2009 Almanya Federal
Meclisi seçimlerine kaç
parti katýlýyor?
17. Almanya Federal
Meclisi seçimlerine katýlmak isteyen tüm siyasi parti ve kuruluþlarýn önceden
Federal Seçim Kurulu Baþkaný’na baþvurmalarý gerekir. 27 Eylül 2009 seçimlerine 29 siyasi parti ve kuruluþ katýlýyor. Toplam 52 siyasi parti ve kuruluþ katýlým için baþvuruda bulunmuþtu.
Yüzde beþlik seçim barajý nedeniyle Federal Meclis’te temsil edilen parti sayýsý çok daha düþük oluyor.
Þu anda Federal Meclis’te
altý partinin temsilcileri bulunuyor: CDU ve CSU,
SPD, BÜNDNIS 90/DIE
GRÜNEN, FDP ve DIE
LINKE.
Seçmenler kaç oy
kullanabilir?
Almanya Federal Meclisi seçimlerinde her seçmenin iki oy hakký var: Birinci oy ile seçim bölgesinden meclise girecek doðrudan aday seçilir. Ýkinci oy,
Federal Meclis’te temsil
edilen partiler arasýndaki
koltuk daðýlýmýný belirler.
Birinci Oy (Erststimme) ne anlama geliyor?
Birinci oy ile seçmen,
seçim bölgesindeki bir adayý doðrudan seçer. Kendi
seçim bölgesinde birinci
oylarýn çoðunluðunu alan
bir aday doðrudan Federal
Meclis’e girer. Doðrudan
vekillik adaylarýnýn bir partiye üye olmalarý zorunlu
deðil.
17. Almanya Federal
Meclisi seçimleri için Federal Almanya Cumhuriyeti 299 seçim bölgesine ayrýlmýþtýr. Böylece 299 milletvekili birinci oylar üzerinden doðrudan seçilip
meclise girecek. Bir baþka
deyiþle, bu milletvekilleri
doðrudan vekillik (Direktmandat) kazanacak.
Ýkinci Oy (Zweitstimme) ne anlama geliyor?
Ýkinci oy daha az önemli deðil; tam tersi, partilerin
Federal Meclis’teki milletvekili sayýsýný geçerli ikinci oylar belirler. Bir partinin toplam milletvekilliði
sayýsýndan daha önce doðrudan kazandýðý milletvekilliði sayýsý çýkartýlýr. Geriye kalan milletvekillikleri
partinin eyalet listesinde
bulunan adaylara verilir.
Bu yüzden ikinci oy bir
partinin parlamentodaki
koltuk sayýsýný belirler.
Seçim günü (27 Eylül
2009, Pazar) oyumu nasýl
kullanacaðým?
Seçim günü seçim lokallerinde saat 08:00 ila
18:00 arasý oy verilebilir.
Seçim bildirinizin ön
yüzünde þu bilgileri bulabilirsiniz:
- Seçim lokali, yani
oyunuzu kullanacaðýnýz
yerle ilgili bilgi,
- Seçim günü, yani oyu-
haber
nuzu kullanacaðýnýz tarihle
ilgili bilgi.
Seçim günü oy kullanmaya giderken seçim bildirisini ve kimlik belgenizi
beraberinizde götürün. Her
iki belgeyi seçim lokalinde
bulunan seçim görevlilerine gösterin. Ardýndan size
bir oy pusulasý verilecek.
Bu oy pusulasýyla birlikte bir seçim kabinine geçip oyunuzu kullanacaksýnýz.
Seçim bildirimi kaybettiðim zaman ne olur?
Hiç sorun deðil. Seçim
bildirinizi kaybettiyseniz
ya da seçim günü bulamýyorsanýz, oy kullanacaðýnýz
seçim lokalinde geçerli
kimlik belgenizi göstererek
de oyunuzu kullanabilirsiniz.
Oy pusulasý:
Oy pusulasý iki bölüme
ayrýlýr. Sol taraftaki yazýlar
siyah, sað taraftaki yazýlar
mavidir.
Sol tarafta kullandýðýnýz
oy ile seçim bölgenizi Federal Meclis’te temsil edecek milletvekilini seçeceksiniz (birinci oy-Erststimme).
Sað tarafta kullanacaðýnýz oy ile bir partiyi seçeceksiniz (ikinci oy-Zweistimme).
Oy verme þekli:
Oy pusulasýnýn her iki
tarafýnda da yalnýzca birer
haneyi iþaretleyin.
Sonra oy pusulanýzý katlayýp seçim sandýðýna atýn.
Oyum ne zaman geçersiz sayýlýr?
Oy pusulasýnýn sað ve
sol tarafýnda da sadece bir
haneyi iþaretleyerek oyunuzu kullanmalýsýnýz, yoksa
oyunuz geçersiz sayýlýr.
Ayrýca oy pusulasýnýn üzerine hiç bir þey yazmamalý,
birinci ve ikinci oylarýn
üzerini çizmemelisiniz. Bu
durumda da oyunuz geçersiz sayýlýr.
Seçim günü oy kullanmaya gidemiyorum!
Sorun deðil, oyunuzu
mektupla da kullanabilirsiniz.
Kaynak:
Bundeszentrale für politische Bildung/bpb
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
GMG Düsseldorf Bölgesine Baðlý
Camilerden Olan ve Duisburg
Bruckhausen semtinde Hizmet
Veren Mevlana Camii`nin Ýftarýna
Katýldýk. Caminin Baþkaný Nevzat
Kaya Bizi Çok Ýçten ve Samimi Bir
Þekilde Karþýladý. Siz Okuyucularýmýza Camiyi ve Hizmetlerini Tanýtmak Ýstedik. Þimdi Baþkanla Yaptýgýmýz Kýsa Sohbeti Siz Okuyucalarýmýz
Ýçin Yayýnlýyoruz.
Merhaba Baþkaným Sizi Tanýyabilir
miyiz?
-Öncelikle camii mize hoþgeldiniz.
Ben Nevzat Kaya. Giresunluyum. 1979
yýlýnda Almanya`ya geldim ve 1992 yýlýndan beridir de Milli Görüþ cemiyetlerinin içerisinde görev almaktayým. Duisburg Bruckhausen Mevlana Camisinde de arkadaþlarým ve ben yeni göreve
baþladýk.
Koskoca Bir Teþkilatýn Ýçerisinde
Olmanýn Getirdigi Sorumluluðun
Aðýrlýðý Var mý Üzerinizde?
-Efendim ben þöyle düþünüyorum.
Hizmet her yerde hizmettir. Burda yaptýgýmýzda Allah için bir hizmettir. Bunun manevi tadý baþkadýr. Teþkilatýmýz
büyük ve bizlerin görevi insanlarýmýza
hizmet etmek.
Peki Ýnsanlar Camilere, Cemiyetlere Sahip Çýkýyorlar mý?
Tabiki burda cemiyetlerin insanlarýn
sahiplenmesiyle ayakta duruyorlar. Sonuçta bu cemiyetler insanlarýmýz için
var. Saðolsunlar insanlarýmýz da bu deðerlere sahip çýkýyorlar. 40 yýl önce buraya gelen birinci nesil insanlarýmýz bu
ve bunun gibi olmayan cemiyetlerin sýkýntýlarýný çok çektiler o zaman. Ve bunu bilen insanlarýmýzýnda sahiplenme
duygularý daha farklý oluyor.
Ýnsanlarý Camiilere Çekmek Ýçin
Neler Yapýyorsunuz?
Herþeyin ötesinde burasý Allah’ýn
evidir. Biz camiimize ibadet etmek isteyen herkesi bekliyoruz. Bizim Kapýmýz
Herkese Açýktýr.
Bizlere Yapmýþ Olduðunuz Faaliyetlerden Biraz Bahsedebilir misiniz?
Biz göreve baþlamýþ yepyeni bir eki-
I
Seite 19
IGMG Düsseldorf Bölgesi
Duisburg Mevlana Camii
biz bu geçtiðimiz süre içerisinde yapmýþ
olduðumuz faaliyetlerden bazýlarý þöyle;
bir kütüphanemiz vardý 6 aydan beri süre gelen inþaat çalýþmalarý vardý bu kütüphanemizin onlarýn son bölümünü tamamlayýp inþallah bu önümüzdeki günlerde resmi olarak açýlýþýný yapacaðýz.
Çok güzel bir mescidi oturma odasý ve
çocuklarýn spor yapabileceði ve seyredebileceði bir tv odasý yeri var. Bu geçtiðimiz ramazan ayý içerisinde orada onlarý onure etmek için bir teravih namazý
kýldýk. Gençlerle beraber program yaptýk. Efendim daha sonra tatil dönemine
girildi. Fakat bu dönem içerisinde de
eðitime agýrlýk verildi. 6 tane yavrumuzu Düsseldorf Bölgemize gönderdik.
Onlarýn eðitim almalarýný saðladýk. Ve
ayný þekilde camimizde de kýz ve erkek
olmak üzere takriben 80 civarýnda çocuða hocalarýmýz tarafýndan ders verildi.
Bunlar genelde yaz çalýþmalarýmýzdýr.
Peki Baþkaným Aileler Ýçin Neler
Yapýyorsunuz?
Buna paralel olarak ailelerin birbirleriyle daha pekiþmesi için bir kýr gezisi
düzenlemek istedik fakat havalar bize
elvermedi. Bu programý en sonunda camimizin avlusunda yaptýk. Yaz dönemini böyle geçirdik.
Mevlana Camii Olarak Ramazan
Ayýna Nasýl Hazýrlandýnýz?
Ondan sonraki bölümlerde ise Ramazan faaliyeti bölümlerimiz baþladý.
Öncelikle cemaatimize faydalý olmak
için Türkiyeden bir hatip getirdik. Düsseldorf Bölgesinde tek hatip olan camii
Mevlana camisiydi. Bununla da gurur
duyuyoruz. Hocamýzda hakikaten ilmi
konularda gençlerimize, kadýnlarýmýza
ve bizlere faydalý oldu hocamýza Nedim
Urhan hocamýza bu konuda çok teþekkür ediyoruz. Allah kendisinden razý olsun. Ramazan çalýþmalarýmýzda bu sene
deðiþik bir uygulama yaptýk. Çevremizdeki iþadamlarý ve esnaflarýmýza açýldýk.
Onlara camimizde iftar verme olanaðý
saðladýk. Ve bunda da yüzde doksan baþarý saðladýk. Kalan yüzde onluk kýsmý
da camimizin önde gelen isimlerinin iftar vermesini saðladýk. Bu bizim için camimizin hareketli ve bereketli geçmesine sebep oldu.
Baþkaným camii inþasýyla ilgilide
bir çalýþmanýz olduðunu duyduk.
Evet bu uzun süreden beri devam
eden bir çalýþmaydý. Bu da camimizin
yýkýmý ile alakalý. Bilindiði gibi Duisburg Bruckhausen`da yeþillendirme çalýþmalarý var. Bu kapsamda camimizde
yýkým alanýna giriyor. Bunun için biz
yönetimimizce çevremizde hangi yerler
bize müsait bunun için 5-6 tane yer tespit ettik. Hatta bu Ramazan ayý içerisinde de Duisburg Belediye Baþkanýný camimizde iftar yemeðinde aðýrladýk. Bu
iftar yemeðinde çevremizdeki IGMG
Teþkilatýndan Stadtverband Baþkaný,
IGMG Genel Merkezden Oðuz Üçüncü,
Bölge Baþkanýmýz Yaþar Erim ve çeþitli
önder isimleri camiimizde istiþare toplantýsýna davet ettik bir görüþ birliðini
saðlamak amacýyla. Ýlerleyen günlerde
bir yer tesbitine karar vereceðiz. Ramazandan sonraki çalýþmalarýmýz yeni camiimizin yeni yeriyle alakalý olacak.
Çalýþmalarýmýzý bu ölçüde sürdürüyoruz. Ýnþallah Rabbim yardýmcý olsun bi-
ze. Durmak yok yola devam diyoruz.
Beraber çalýþtýðýmýz arkadaþlarýmýza,
cemaatimize ve camiimizin imamýna
çok teþekkür ediyoruz. Onlarla beraber
güzel þeylere imza atacaðýz.
Camiinin Ýhtiyaçlarýný Nasýl Karþýlýyorsunuz?
Camiimizde üyelerimiz var her ay
düzenli bir þekilde belli miktarda aidatlarýný ödüyorlar. Allah hepsinden razý
olsun. Mümin dayanýþmasýnýn en güzel
örneðini burda gösteriyorlar.
Ýftar yemeginize Alman dostlarýnýz
da istirak etmiþler. Siz Bunun Uyum
Ýçin Ciddi Bir Adým Olduðunu Düþünüyor musunuz?
Kesinlikle öyle olduðunu düþünüyorum. Çünkü dünya çok farklý bir yere
doðru gidiyor. Dinler arasý diyalog çok
önemli. Ýslam gibi bir hoþgörü dinini onlara anlatabilmek ve onlarý anlayabilmek için bu gibi örneklerin her zaman
yaþanmasýný diliyoruz. Ayrýca yaptýðýmýz açýk kapý günlerinde de Alman
dostlarýmýzý davet ediyoruz. Biz bunun
önemli olduðunu düþünüyoruz..
Sayýn baþkan cemaatlarýn ve çocuklarýn camiiye daha fazla gelmelerini saðlamak baþkanlarýn kendi projelerine de baðlýdýr deðilmi? Siz bu konuda
neler yapýyorsunuz?
Çok güzel bir konuya temas ettiniz
teþekkürler. Tabiki çok haklýsýnýz. Ben
bizden önceki yönetimlere çok teþekkür
ediyoruz hizmetleri için. Biz de onlardan aldýðýmýz emaneti devam ettiriyoruz. Çocuklarýmýz için kursalarýmýz var.
Büyükler içinde öyle. Açýk kapý günleri.
Sohbetler ve sayabileceðimiz bir sürü
þey.
Baþkaným bizi burda aðýrladýðýnýz
için çok teþekkürler. Son olarak ne söylemek istersiniz?
Ben teþekkür ederim geldiðiniz için.
Malum 11 ayýn Sultaný Ramazan ayý
içerisindeyiz. Bu ayýn herkese hayýrlar
getirmesini diler. Herkesin Ramazan
Bayramýný kutlar, saðlýk, mutluluk ve
huzur dolu bir Ramazan Bayramý dilerim.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
20
I
GMG Genel Merkezi’nde
yapýlan iftar programýnda
Ýslamî kuruluþlar bir araya
geldi. Ýftarýn ardýndan yapýlan
konuþmalarda Ramazan ayýnýn
kardeþliði pekiþtirici boyutuna
dikkat çekilerek, Avrupa’da
yaþayan Müslümanlarýn sorunlarý gündeme taþýndý. Karþýlýklý fikir alýþ veriþi ortamýnýn
oluþtuðu programa Türk basýn
mensuplarý da katýldý.
IGMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik Karahan programýn
açýlýþ konuþmasýnda Müslümanlarýn Ramazan ayýný kutladý. Karahan konuþmasýnýn devamýnda, ‘‘Almanya’da yaþayan Müslümanlarýn ihtiyacý
din dersine indirgenmemelidir.
Asýl mesele Müslümanlarýn
eþit bir taraf olarak kabul edilmesi ve temsilcilerinin toplumun her kademesinde temsil
edilmedir,’’ dedi. Kurulan Almanya Müslümanlarý Koordinasyon Konseyi’ni (KRM) bu
baðlamda deðerlendiren Karahan, konseyin Müslümanlarý
heyecanlandýran çok müsbet
bir adým olduðunu vurguladý.
Karahan ayrýca, ülke yöneticilerinin Ýslam ve Müslümanlarla ilgili hukukî haklarý teslimde gecikmemeleri gerektiðini
hatýrlattý. Dünyadaki geliþmelere de dikkat çeken Karahan,
Çin’in Sincan bölgesinde vuku
bulan acý olaylarýn ardýndan
hâlâ güvenliðin saðlanamamýþ
olmasýný büyük bir eksiklik
olarak nitelendirdi.
Cenab’ý Hakk’a sonsuz
hamdederiz ki, bizleri rahmet, maðfiret ve cehennem
azabýndan azat etme nimetlerine
garkeden Ramazan ayýný tamamladýk, oruçlarýmýzý tuttuk, diðer
ibadetlerimizi yerine getirdik ve
ebedi bayramýn provasý olan Ramazan bayramýna kavuþtuk. Bayrama kavuþan bütün kardeþlerimin ve bütün Ýslam aleminin bayramlarýný tebrik eder, daha nice
bayramlara kavuþturmasýný Cenab-ý Hak’tan niyaz ederim. Bu
arada bayrama ulaþamayarak ebedi aleme göç etmiþ olan kardeþlerime de Allah’tan rahmet; geride
kalan yakýnlarýna baþ saðlýklarý
dileklerimi iletirim. Bu mübarek
günümüzün hem bize hem de bütün bir ümmet-i Muhammed’e hayýrlar getirmesini Rabbimiz zülcelalden temenni ederim.
Bir kýsmý yaz ve izin mevsimine denk gelmesine raðmen bu
sene de Ramazan ayýmýz yoðun
bir tempo içerisinde dolu dolu
geçti. Tutmuþ olduðumuz oruçlarýmýzla, kýlmýþ olduðumuz teravihlerimizle, eda etmiþ olduðumuz zekat ve fýtralarýmýzla, hem
mukabele hem de þahsi bol bol
okumuþ olduðumuz Kur’an kýraatlerimizle, ihya ettiðimiz Kadir
gecemizle ve mazlum ve maðdur-
“
17:53 Uhr
Seite 20
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Ýslami Kuruluþlar IGMG
Ýftarýnda Buluþtu
Programa iþtirak eden T.C.
Köln Baþkansolosu Kemal Demirciler de katýlýmcýlarýn Ramazan ayýný tebrik ederek onlarý kýsaca selamladý. Demirciler’in ardýndan konuþma yapan
T.C. Berlin Büyükelçiliði Din
Ýþleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan Ramazan ayýnýn manevî boyutuna
dikkat çekerek Avrupa’daki
Ramazan günlerinin Türkiye’ye kýyasla daha coþkulu
geçtiðini savundu. Arslan konuþmasýnda, ‘‘Ýslamî kuruluþlarýn KRM’i kurmalarý ve Ramazan iftarlarýyla bir araya
gelmeleri kardeþliði destekleyici adýmlardýr,’’ dedi.
Almanya Ýslam Konseyi
Baþkaný Ali Kýzýlkaya da, Al-
manya’da Müslümanlarla ilgili
cereyan eden olaylardan endiþelendiðini söyledi. Kýzýlkaya
konuþmasýnda, ‘‘Ülkenin en
güvenilir yeri olmasý gereken
mahkemede bir Müslüman kadýnýn hakarete maruz kalarak
daha sonra katledilmiþ olmasý,
beni endiþelendirmektedir. Ne
ilginçtir ki katliamýn ardýndan
Baþbakan sayýn Merekel, Mýsýr Devletbaþkaný Mübarek’ten
özür dilemektedir. Halbuki, bu
saldýrý Mýsýr’a karþý yapýlan
bir saldýrý deðil, Müslümanlarýn bu ülkedeki varlýðýna yönelik olarak yapýlan bir saldýrýdýr. Dolayýsýyla Baþbakan, biz
Müslümanlardan özür dilemelidir. Fakat ne yazýk ki, þu ana
kadar ne Baþbakan’dan ne de
Ýçiþleri Bakaný’ndan bu doðrultuda bir ses çýkmýþtýr,’’ dedi. Almanya’da yaklaþan genel
seçimleri de gündeme taþýyan
Kýzýlkaya, Müslümanlarýn siyasal katýlýmýnýn, sorunlarýn
giderilmesi için ihmal edilmemesi gereken bir alan olduðunu belirtti.
KRM dönem sözcüsü ve
IGMG Genel Baþkaný Yavuz Çelik
Karahan’ýn Ramazan Bayramý Mesajý
larla dayanýþma infaklarýmýzla
inanýyoruz ki, Ramazan ayýmýzý
ihya ve idrak ettik. Bize bu imkanlarý halkeden Rabbimize hamdu senalar olsun.
Bayramlar, yoðun manevi atmosferlerin yaþandýðý günlerdir.
Kardeþliklerin, dostluklarýn, ahbaplýklarýn tazelendiði, yeni yeni
güzel iliþkilerin elde edildiði
mevsimlerdir. Bundan dolayý da
bayramýn bu manevi havasýndan
tam manasý ile nasiplerimizi almamýz gerekiyor. Evlerimizdeki
fertlerden baþlayarak, yaþýyorlarsa anne ve babalarýmýzla, diðer aile büyüklerimizle, eþ, dost ve arkadaþlarýmýzla, komþularýmýzla
ve ulaþabildiðimiz bütün din kardeþlerimizle, bayramlaþalým ve
bayramý bütün hücrelerimizle tadalým.
Bayramlar, ayný zamanda topluma arýz olabilecek kimi arýzalarýn tamir mevsimleridir de. Olmamasý gerekir; ama insanlýk eseri
meydana gelmiþ olan kýrgýnlýklar,
dargýnlýklar ve küsülü olmalarýn
ortadan kaldýrýlacaðý en güzel zamanlar bayram günleridir. Bir
kardeþimizle olabilecek bir problemimiz varsa, ya bizzat kendimiz cesaretle iþin üzerine giderek
bu bayram gününü vesile etmeli
ve problemi bitirmeliyiz. Ya da
kardeþler olarak böyle aralarýnda
dargýnlýk olanlarýn bu sýkýntýlarýný
giderme noktasýnda aracýlýk etmeliyiz. Zira Allah u teala, “Kardeþlerinizin arasýný ýslah ediniz;
onlarý barþtýrýnýz” (Hucurat Suresi, [49:10]) buyurmaktadýr. Bu
ayet ve bu ayete benzer diðer
ayetlerin hükümlerince de hareket ederek, kardeþler arasýndaki
kýrgýnlýklarý sona erdirmek bir din
kardeþliði görevidir ayný zamanda. Birbirleri ile barýþýk toplumun bayram günleri daha huzur
ve sevinçle dolar ve bayramlar
tam manasý ile hissedilir.
Ramazan aylarý hayýr ve bereketlerin daha coþkun olduðu mevsimler olduðu gibi, bir baþka yönü ile de ümmetin yaralarýnýn sarýldýðý, problemlerine çareler
arandýðý mevsimlerdir. Allah’a bu
noktada da hamdederiz ki, karýnca kararýnca da olsa din kardeþlerimizin yardýmýna koþma imkanlarýný bize müyesser eyledi. Ancak biz teþkilat olarak bu çalýþmalarý yaparken bu imkanlarýn hazrýlanmasýnda emekleri geçen,
destekleri olan bütün din ve dava
kardeþlerimizi de unutamayýz.
Aç, açýk, maðdur, mazlum ve
muhtaç kardeþlerimize kucak açmada en küçük bir katký ile de olsa destekte bulunan bütün kardeþlerimize teþekkürle, kendilerini
tebrik ediyoruz.
Biz müslümanlar iyilik ve hayýr yarýþýnda insan ayýrýmý yapmadan hareket etme gayretindeyiz. Elbette bütün insanlardan da
haber
Almanya Müslümanlarý Merkez Konseyi Baþkaný Axel
Eyüp Köhler, Ýslam Kültür
Merkezleri Birliði Genel Baþkan Yardýmcýsý Mehmet Yýlmaz ve Avrupa Türk Ýslam
Birliði Genel Baþkaný Selahattin Saygýn da misafirleri selamladý.
ÝGMG Ýftar programýna ayrýca þu sivil toplum kuruluþlarý
da iþtirak etti: Ýbrahim El-Zeyat (Almanya Ýslam Toplumu),
Ayhan Yardýmcý (Avrupa Demokrasi Vakfý), Süleyman
Arslan (UETD), Orhan Bilen
(MÜSÝAD NRW), Golam Totakhyl (Annemarie Schimmel
Forum), Aliþan Hýzlý (Almanya Alevi Ýslam Birliði, Tarýk
Abdel Alem (Ýslamic Relief),
Dr. Yusuf Iþýk (IGMG Eski
Genel Baþkan Vekili), Abbdulcelil Karakaþ (Doðu Türkistan). Türk medyasýný temsilen
de Zeki Sezer (Milli Gazete),
Mahmut Çebi (Zaman), Tuncay Yýldýrým (Hürriyet), Ali
Kýlýçarslan (Türkiye), Þeref
Arý (Sabah), Ali Paþa Akbaþ
(Kanal Avrupa) katýldý.
böyle hareket etmelerini arzu ediyoruz. Fakat çoðunlukla umduðumuzu bulamýyoruz. Ýþte dünya
coðrafyasýnda halen kan ve göz
yaþý akan insanlar genellikle Ýslam ülkelerinde yaþayan müslümanlardýr. Yine kardeþlerimizin
büyük bir kýsmý bayramý hüzün
ve boynu bükük bir þekilde karþýlamaktadýrlar. En son örneðini
Belçika’daki baþörtüsü yasaðýnda
gördüðümüz insan hakký ihlalleri
üzülerek ifade edelim ki yine
müslümanlar üzerinde tatbik edilmeye çalýþýlmaktadýr. Filistin,
Irak, Afganistan ve Afrikanýn
mazlum ve maðdur insanlarýnýn
bu maðduriyetleri halen acý bir
þekilde devam ediyor. Halen hergün kan ve gözyaþlarý akýyor, ýrz
ve namuslarý payimal ediliyor. Ýnsanlýðýn bir uzvu olarak, bütün insanlardan acilen bu gidiþata son
verilmesini bekliyoruz. Din kardeþlerimizden de bu büyük acýlarýn son bulmasý için dua silahýna
sarýlmalarýný tavsiye ediyoruz.
Bu duygu ve düsüncelerle
tekrar bütün kardeþlerimin Ramazan bayramlarýný tebrik ediyor,
Yüce Rabbimizden, dünya müslümanlarýný ve bütün insanlýðý huzur ve güven içinde daha nice
bayramlara kavuþturmasýný diliyorum.”
38. sayi sayfalar
29.09.2009
haber
H
er Ramazan´da oldugu gibi bu Ramazan ayýnda da geleneksel hale gelen Köln Bölgesinin Kadýn Kollarý idarecilerine, Bölge Yürütme
Kurulunun ailelerine, Gençlik Teþkilatýnýn idarecilerine
ve Bölge sýnýrlarý içerisinde
mevcut olan iþadamlarýna
yönelik iftar yemeði verdi.
Kadýn Kollarý iftar yemeðinde hazýr bulunan idarecilerin hoþ bir karþýlama
sonucu, ezanla beraber iftar
yemeðine geçildi. Kadýn
Kollarý Baþkaný Yasemin
Baksis
hanýmefendinin
yapmýþ olduðu konuþmanýn
ardýndan ikili sohbetlerle
program teravih vaktine kadar devam etti.
Köln Bölgesinde görevde bulunun yönetim kurullarýnýn (Ana Teþkilat, Gençlik Teþkilatý, Kadýn Kollarý
ve Kadýn Kollarý Gençlik
Teþkilatý) ailelerine yönelik
düzenlenen iftar programýnda selamlama konuþmasý
yapan IGMG Köln Bölge
Baþkaný Kemal Ergün bölgede hizmet eden fertlerin
ailelerine tesekkür etti. Ergün: “Bölgemizde görev
yapan erkek idarecilerimizin hanýmlarýna, annelerine
17:53 Uhr
Seite 21
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
IGMG Köln Bölgesi
Geleneksel Ýftar Programlarý
ve babalarýna caný gönülden
teþekkür ediyorum. Sizlerin
beylerinize verdiðiniz destekten, anlayýþýnýzdan ve
fedakarlýklarýnýzdan dolayý
bizler bu hizmetlerimizi rahat bir þekilde yerine getiriyoruz. Ayný sekilde Kadýn
Kollarý idarecilerimizin eþlerine ve aile fertlerine ne
kadar duacý olsak azdýr. Geceli gündüzlü çalýþan hanýmlarýmýz elbette en büyük
fedakarlýðý yapýyorlar, desteklerinden ve anlayýþlarýndan dolayý Allah hepinizden razý olsun. Bu hizmetlerimizde sevap payý en çok
onlarýn olacaktýr inþaallah”,
diyerek kürsüden ayrýldý.
Ýrþad Baþkan Yardýmcýsý
Naim Çoraklý´nýn Kur`an-ý
Kerim ziyafetinden sonra
program sona erdi.
Ertesi gün Gençlik Teþkilatýnýn düzenlediði iftar
yemeðinde þubelerden gelen gençler aðýrlandý. Programa þube gençlik baþkanlarý, idarecileri, üniversiteliler ve orta öðretim “Yýldýz
Gençliði” de katýldý. Ýkra-
mýn ardýndan kürsüye gelen
Bölge Gençlik Baþkaný Eþref Yücetaþ: “Geleneksel iftar yemeðimize hepiniz hoþ
geldiniz. Ramazan ayýný
Rabbim bizlere huþu içerisinde geçirmeyi nasip eylesin. Kötü alýþkanlýklarýmýzý
býrakmayý ve býraktýrmayý
bizlere nasip eylesin. Þu
mübarek ayda üç seyi muhakkak eksiksiz yerine getirmeliyiz, bir bol bol Kur`an okumalýyýz, iki Teravih
namazlarýný mümkün mertebe cemaat ile birlikte kýlmalýyýz ve üç farz namazlarýmýzý daha bir huþu içeri-
sinde kýlmaya gayret göstermeliyiz.” diyerek kürsüden ayrýldý.
Köln Bölgesi sýnýrlarý
içerisinde bulunan iþadamlarýna yönelik yapýlan iftar
yemeði geniþ katýlým ile
gerçekleþtirildi. Programda
iþadamlarý yaný sýra, eski
cemiyet baþkanlarý da hazýr
bulundu. Programda selamlama konuþmasý yapan
IGMG Köln Bölge Baþkaný
Kemal Ergün, iþadamlarýna
yýl boyuncu yapmýþ olduklarý maddi manevi desteklerinden dolayý teþekkür etti
ve çalýþmalarýnda baþarýlar
diledi.
Yoðun iftar programlarýndan sonra Kemal Ergün:
“misafirlerimize ayrý ayrý
teþekkür ediyorum, bilhassa
programýmýzýn gerçekleþmesinde gerek hazýrlýk gerekse hizmet noktasýnda
Kadýn Kollarý Baþkanýmýz
Yasemin Baksis hanýmefendiye ve ekibine, Gençlik
Teþkilatý Baþkanýmýz Eþref
21
Yücetaþ´a ve idaresine ayrýca teþekkür ediyorum dedi.”
Gençlik Teþkilatý Köln
Bölgesi ÝTÝKAF´DA
Peygamber Efendimizin
Ramazan ayý içerisinde gerçekleþtirdiýi bir sünnettir Ýtikaf.
Kalk Kuba Camisinin ev
sahipliði yaptýðý programda
mescit hýnca hýnc doldu taþtý. Açýlýþ Kur`an-ý Kerim ile
baþlayan itikaf, ev sahibi ve
çiçeði burnunda Kuba Camisi Gençlik Baþkaný Mustafa Minen´in, açýlýþ konuþmasý ile devam etti. Ardýndan selamlama konuþmasý
yapan IGMG Köln Bölgesi
Gençlik Baþkaný Eþref Yücetaþ, her yýl gençlerimiz
bu programý daha büyük bir
ilgi ile takip ediyor. Ýtikaf
bölümü geçen yýllarda da
olduðu gibi yine bu yýl Bölge Baþkaný Kemal Ergün
tarafýndan yönetildi. Gerçek
bir maneviyat fýrtýnasý yaþayan gençler zikirden sonra
soru cevap faslýna geçtiler.
Ýki rekat namazdan sonra ev
sahibi þubenin hazýrladýðý
sahur ikramý ile program
son buldu.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
22
17:53 Uhr
Seite 22
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
haber
Düsseldorf Bölgesi Geniþletilmiþ
Ýdareciler Toplantýsý
I
GMG Düsseldorf Bölgesi 2009-2010 Çalýþma Yýlý Geniþletilmiþ
Bölge Ýdarecileri, Þube
Baþkanlarý ve yönetimleri,
Hocaefendiler Toplantýsý
Efendi Dügün Salonunda
yapýldý.
Duisburg-Avrupa`nýn
en büyük sivil toplum kuruluþu olan Ýslam Toplumu
Milli Görüþ Düsseldorf
Bölgesi 2009-2010 Çalýþma Yýlý
Geniþletilmiþ
Bölge idarecileri, Þube
baþkanlarý ve hoca efendiler toplantýsý Efendi Dügün
salonunda yapýldý.
Açýlýþ Kur`an-ý Kerimini Cennet vatanýmýzdan
Anadolu Gençlik Dernegi
Küçükçekmece Ýlçe Baþkaný Nevzat Bakýr Hocaefendi tarafýndan okundu ve
yoklamaya geçildi.
IGMG Düsseldorf Bölgesi Teþkilatlanma Baþkaný
Erdogan Ok tarafýndan yapýldý.
IGMG Düsseldorf Böl-
W
uppertal Rahmet
Magfiret ve Bereket ayý Ramazanýn gelmesi ile insanlar
bir araya geliyor.
Wuppertal Milli Görüþ
Yunus Emre Moschee, DÝTÝB Camileri, Wuppertal
Ülkü Ocagý, Ebubekir
Moschee, Ülkü Ocaklarý
Camii, Verein des Ýslam
und Friedens, Botschafter
des Frieden e.V ve W.Ý.B
Camii Wuppertal Camileri
adýna Ýftar Çadýrý organize
ettiler. Auf dem Rathausvorplatz in Barmen / Johannes-Rau-Platz 1 adresinde
Wuppertal Belediye Binasýnýn önünde Besuchen Sie
das “ÝSLAM MOBÝL” Die
Moschee auf Rädern“le Ýslamý tanýttýk Belediyeninde
katkýlarýyla hazýrlanan Ýftar
ge Baþkaný Yaþar Erim Þube baþkanlarýna katýlmalarýndan dolayý teþekkür etti.
Þube baþkanlarýna çok büyük görevler düþtüðünü,
hizmet bekleyenler olduðunu bizlere ihtiyacý olan bir
çok mazlum insanýmýz var.
Onlarý mahçup etmemek
için çok çalýþmak durumundayýz diye konuþtu.
Egitim konusunda yeni
ataklar içinde olduklarý
söyledi. Ýslamiyet’in, barýþ
ve kardeþlik dini olduðunu,
bu duygularýn Ramazan’da
daha çok yükseldiðini söyledi. Muhtaçlara aslýnda
her zaman yardým etmenin
Ýslam’ýn ruhuna uygun olduðunu bildiren IGMG
Düsseldorf Bölge Baþkaný
Erim “Bu tür hizmetler Ramazan ayýnda daha çok artar. Çünkü dindar zenginler, yoksullarýn halini Ramazan gelince daha iyi anlar” dedi.
IGMG Genel Merkez
Teþkilatlanma Biriminden
Mustafa Uyanýk da çok
önemli konularda baþkanlara þu iþlere dikkat etmelidir dedi. Ciddiyetli, gayretli, metodlu olmak sonuna
kadar çalýþmak bizim için
önemli dedi. Genel Merkez
Teþkilatlanma Birimi olarak her noktada Milli Görüþ olarak olmak zorunda
olduðumuzun bilincindeyiz
diye konuþtu.
IGMG Düsseldorf Bölge Eðitim Baþkaný Þinasi
Þimþek,
Teþkilatlanma
Baþkaný Erdogan Ok, Sosyal Hizmetler Baþkaný Selahattin Çakýr, gerekli çalýþmalar hakkýnda bilgilendirme yaptýlar.
IGMG Düsseldorf Bölge Gençlik Baþkaný Bektaþ
Köroðlu, Avrupa Çapýnda
Gençliðin içinde bulunduðu durumun farkýndayýz bu
yüzden gençlik bizim için
çok önemli olmak da zorundadýr” dedi. Köroðlu,
yýldýz projesini çok önemsediklerini böylece yýllar
içinde bize faydalý gençleri
aramýza katabileceklerini
söyledi.
Ýslam Toplumu Milli
Görüþ Düsseldorf Kadýn
Kollarý Baþkaný Nefiye Er-
Wuppertal`da Ýftar Çadýrý
Çadýrý Ýnsanlarýn akýnýna
ugradý.
Ýki günde 1000 kiþiyi
agýrlayan Ýftar Çadýrý Wuppertalda büyük ilgi gördü.
Programa katýlanlarýn
Ýsimleri Þöyle
1.(CDU)dan Peter Jung
Belediye Baþkaný ve önemli simalar
2.(SPD)den
Dietmar
Bell Belediye baþkan adayý,
Klaus Jürgen Reese (SPD)
Gurup Baþkaný, Dr. Stefan
Kühn (SPD) Vali Yardýmcýsý, Arif Ýzgi (SPD) Belediye
Meclisi üyesi
3.Yeþillerden
Peter
Vorsteher yeþiller Belediye
Grub baþkaný ve yönetim
ekibi
4.(FDP)den de dört kiþi
katýldýlar.
Programýn sunuculugunu Milli Görüþ Wuppertal
Þube baþkaný Abidin Temel’in Kýzý Burcu Temel ve
Wuppertallý Bölge yönetiminden Ahmet Turan Koçyigit’in Kýzý Fatma Koçyigit yapti.
Ilk konuþmayý (CDU)lu
Belediye Baþkaný Peter
miþ de kadýn kollarýnýn
yapmýþ olduklarý çalýþmalar hakkýnda gerekli açýklamalar yaptýlar.
Türkiyeden misafir hatip olarak katýlan Marmara Üniversitesi Emekli
Öðretim Üyesi Doç. Dr.
Nedim Urhan, Hocaefendi de “Ramazan’ý güzel bir
þekilde ihya eden, gündüzleri siyamlý (oruçlu) ve kýyamlý (namazlý), geceleri
kýyamlý (namazlý), dilini,
elini, belini, gözünü, kulaðýný haramdan sakýnýp, kalbini ve kalýbýný Allah’a
baðlamak suretiyle güzel
bir Ramazan geçiren anasýndan doðduðu günkü gibi
olur.” Bir baþkasýnda ise:
“Ramazan’da bir mümine
iftar açtýran bin ay nafile
oruç tutmuþ gibi sevap kazanýr” buyuruyor dedi.
Kapanýþ Kur`an-ý Kerimi Ahmet Taþçý Hocaefendi tarafýndan okundu. Program sona erdi.
Jung yaptý. Jung’un konuþmasý sagcýlara karþý sizlerden oylarýnýzý kullanýp aþýrý
sagcýlarýn önlerini kesmelisiniz. Müslümanlarý birarada olmasýný takdir ediyoruz
diye konuþmasýna devam
etti.
Programda diger partililer ve Cemiyet temsilcileri
de birer konuþma yaptýlar.
Akþam ezaný okunmasýyla
El Ensar, Lezzet Bekerei’ýn
Pidesi ve Osmanlý Yemek
Fabrikasýnýn yemekleriyle
iftar ettiler.
Wuppertal Belediyesi
Wuppertallý Müslümanlara
bir yýl önceden de söyledigi
gibi Stadthalle`de iftar verecek. DÝTÝB camii Baþkaný Hayri Günay ve Ersin
Özcan’da hazýr bulundular.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
dosya
Seite 23
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Mehmet GEDiK
Dipl. Päd.
T
eknolojinin hýzla geliþtiði, digital paylaþýmlarýn alabildiðine
yaygýnlaþtýðý bir toplumun
en çok sorulan sorularý arasýnda “gençlerimiz ve ergenlik sorunlarý” yer almaktadýr. Ebeveynlerden
zaman zaman e-mailler aldýðým gibi, bazýlarý da bizzat gelerek çocuklarýnýn ergenlik dönemleri ve davranýþlarý ile ilgi bir çok sorular yönelterek, bilgiler almaktadýrlar. Bu görüþmelerin yanýsýra, velilerimiz gerek veli toplantýlarýnda gerekse bizzat arayarak çocuklarý ile ilgili bir çok ergenlik sorunlarýný dile getirmektedirler.
Çocuklarý ile ilgili sorunlarýný önce uzun uzun
anlatýrlar. Bir çoðuna göre
sorunlar çocuklardan kaynaklanmaktadýr. Yani toplumun geliþmesindeki tüm
olumsuzluklar gençlere fatura edilmektedir. Bu duruma düþmelerine sebep olarak da toplum içerisinde
bulunduklarý baþýboþluktan
tutunda, okullarda aldýklarý
eðitimin ahlaki boyutundaki eksiklikler hedef gösterilmektedir. Birçok veli bu
süreç içerisinde çocuðuyla
nasýl ilgileneceðini bilmez.
Bütün suçu çocuðunda veya dýþarýda arar. Ama ardýndan da “NEDEN BÖYLE OLUYOR?..” diye soruyu sormaktan da kendilerini alýkoymazlar.
Ortalama olarak baktýðýmýzda, bizlerle irtibata
geçen veliler arasýnda çoðunluðunu, çocuklarý ile ilgili sorunlar alabildiðince
büyümüþ ve artýk iliþkileri
kopma noktasýnda olanlar
oluþturmaktadýr. Görüþmelerimiz esnasýnda, kendilerine, çocuklarýnýn ergenlik
sorunlarý karþýsýnda nasýl
davrandýklarýný sorduðumuzda ancak velinin davranýþlarý ile ilgili örnekler
alabilme imkanlarýmýz olmaktadýr. Yani hep süre
gelmiþ, deneme yanýlma
metodlarý ile çocuklarýna
yaklaþtýklarýný, defalarca
ayný hatalarýn üst üste yapýldýðý acý da olsa tesbit etmekteyiz. Ebeveynler deneme ve yanýlma metodu-
[email protected]
nun yanlýþ bir metod olduðunu ancak iþ iþten geçtikten sonra farkýna varmaktadýrlar.
Aslýnda
ebeveynler,
þöyle kendi ergenlik dönemlerini kýsa bir gözden
geçirecek olsalar ergenlik
döneminin nasýl bir devre
olduðunun farkýna varacaklardýr. Bu durumu gözden geçirmeleri, çocuklarýný anlamak açýsýndan çokda zor olmasa gerek bir
ebeveyn için. Anne ve babalar olarak bizler, ergenlik
dönemimizi nasýl geçirdiðimizi yaþamýmýzýn açýlmaz
sayfalarýna gömüvermiþiz.
Ýþe aslýnda önce tam kendimizden baþlamak durumundayýz. Biz çocuklarýmýzýn yaþlarýnda iken, nasýl
bir ergenlik atlattýk? Velilerimizden beklentilerimiz
nelerdi? Bizleri gerçekten
anlayabilmiþler
miydi?
Özellikle nasýl bir anlayýþ
bekledik, hangi davranýþlarla karþý karþýya kaldýk?
Yaþadýklarýmýzdan ne gibi
olumlu olumsuz sonuçlar
çýkarmalýyýz? Öncelikle
ebeveynler olarak bunlardan dersler çýkararak çocuklarýmýzý anlamaya çalýþmakla iþe baþlamamýz
daha uygun olmaz m?. Yani bu konuda çocuklarýmýzý
eðitmekle problemleri çözebileceðimizi düþünmeden önce kendimizi eðitmekle baþlamamýz gerekmez mi? Ergenlik safhalarý
nelerdir? Bu dönemleri çocuðumuz baþarýlý bir þekilde nasýl geçirebilir? Ebeveynler olarak onlara nasýl
yardýmcý olmalýyýz konularýnda düþünerek, araþtýrarak kafa yormak durumundayýz.
Onun için, NEDÝR ER-
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Ergenlik Çaðý
Sorunlarý
ve
Çocuklarýmýz
GENLÝK? Buradan baþlayarak önemli bir kaç noktaya deðinmekte fayda vardýr.
Ergenlik kadar çocuklarýmýzýn ergenlik dönemine
hazýrlýklarý da gözden kaçýrýlmamalýdýr. Bu hazýrlýklar
çocukluk çaðlarýnda yapýlmalýdýr. Bu konuda ebeveynler olarak bilirkiþilerden yönlendirici bilgiler almanýn yanýsýra bir çok kitaplarý okumak ve konu ile
ilgili olarak internet sitelerinden bilgiler almak durumundayýz. Ergenlik devrelerinin önemli bir ilk adýmý
bebeklikten çocukluða geçiþ devrelerinde de yaþandýðý göz ardý edilmemelidir. Onun için üç ve dört
yaþ grubu çocukluk devrelerin önemini kavrayarak
hareket etmeliyiz. Ve çocuklarýmýza çocukluklarýnýn ilk devrelerinde, velilerinde yardýmý ile baþarýlý
adýmlar arttýrýlmalýdýr. Çok
önemli ayný zamanda çok
geniþ bir konu olan çocukluk devrelerine atýlan ilk
adýmlara baþka bir zaman
yer vermek niyeti ile asýl
acil ve önemli konumuz
olan ergenlik konumuza
dönelim.
Ergenlik (Pubertät), insanýn bedensel ve ruhsal
geliþim dönemine verilen
addýr. Çocukluk döneminden yetiþkinlik dönemine
geçiþte psikolojik ve somatik olarak yaþanan deðiþimdir. Bireyin, çocuksu hal,
hareket ve davranýþlarýn
yerini geliþen zaman içerisinde yetiþkinliðe, olgunluða, eriþkinliðe býraktýðý dönem olarak da halk arasýnda adlandýrýlmaktadýr.
Ergenliðin devrelerinin
ilk baþlangýcýnda, “Duygusal Zeka” (SQ)‘nun geliþiminde sosyal toplum bilinci, toplumsal kabullenme
kavramlarý “süperego” geliþmektedir. Bireyin, yaþadýðý toplum içerisinde olduðundan fazla görünmek,
kendini ispat için benlik seviyesi süperego ve egosu
geliþir. Bu geliþmelere paralel olarak da çocukluk
devrelerini geride býrakmaya baþlayan ve gençliðe
adým atmakta olan bireyde
vücut hormonlarýnýn deðiþimi ve geliþimi meydana
gelir. Artýk genç, ikincil
cinsiyeti “sekondar cinsiyet hormanlarý” ile ilgili
bazý bedensel ve ruhsal geliþimleri kendisinde keþfetmeye baþlar. Buluð çaðý
olarak da adlandýrdýðýmýz
bu ergenlik döneminin en
önemli dikkate alýnmasý ve
göz ardý edilmemesi gereken en büyük deðiþim de
“ostrejen” veya “antrojen”
lerin vücutta cinsellik ile ilgili üretimidir. Bu deðiþim
ister istemez ergenlik geliþim sürecinde olan gençlerde, sebepli sebepsiz psikolojik deðiþimler gösterir.
Bu konular ile ilgili ergenlik baþlangýç yaþlarý ile
özet bazý bilgiler verdikten
sonra kýsaca öneriler ile
birlikte nasýl davranmalýyýz
ve neler dikkat edilmesi gerektiði hususlarýna deðineceðim.
23
Ergenlik yaþlarý, bölgesel iklim faktörleri dikkate
alýnarak ele alýnmalýdýr.
Kuzey yarým küredeki iklim þartlarý ile Ekvator üzerindeki iklim þartlarý bireyin ergenliðe ulaþmasýnda
önemli bir rol oynamaktadýr. Bu duruma göre sýcak
olan ülkelerde ergenlik çaðý soðuk olan ülkelere
oranla daha erken yaþlarda
baþlamaktadýr.
Bunun yanýsýra, aileden
alýnan genetik yapý, sosyoekonomik konum, hangi
iklim þartlarýnda olursa olsun bireyin ergenliðinde
ayrý bir rol oynamaktadýr.
Küresel iklim bozukluklarýnýn etkisi ve sosyoekonomik durumlarýn deðiþiklikleri, eðitim ve medya boyutu ile cinselliðin çok erken
yaþlarda çocuklara sýnýrsýz
ve ölçüsüzce sunulmasý, ergenlik yaþýnýn daha da küçük yaþlara kadar indiði bilimsel bir tesbittir. Her ne
kadar ergenlik yaþlarýnýn
daha erken yaþlarda belirginleþtiði tezi günümüzde
sunulsa bile genel olarak
ergenlik yaþ sýnýrlamasý 11
- 20 yaþlarý ile sýnýrlandýrýlmaktadýr. Kýz çocuklarý, erkek çocuklarýna oranla daha önce ergenlik çaðýna yani 9–14 yaþlarý arasýnda
ulaþmaktadýrlar. Ama ortalama olarak 13–14 yaþlarý
arasýnda kýz çocuklarýnýn
daha belirgin bir þekilde ergenliðe girdikleri bilinmektedir.
Bu duruma göre yukarýda bahsettiðim þartlarý dikkate alarak çocuðunuzun
ergenlik ile ilgili ortalama
tesbitini yaparak kendinizi
çocuðunuzun ergenliðine
hazýrlayabilirsiniz. Hatta
hazýrlamalýsýnýz diyorum
çünkü, bu dönemde çocuðunuzun en çok size ihtiyacý olacaktýr. Onu anlýyor olmak ve onunla sýkýntýlarýný
paylaþmak, ona yapabileceðiniz en ufak bir destek,
onu için en isabetli yardým
olacaktýr.
Onun için en önce þunu
bilmek
durumundayýz.
Gençlerin, ergenlik baþlangýçlarýnda en çok pisikolojik deðiþikliklere sebebiyet
veren kýzlarda ostrojen ve
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
24
erkeklerde antrojen salgý
bezlerinin çok hýzlý bir þekilde iþlemesi ve geliþmesi
nedeni ile kendilerini keþfetmek zorunda olduklarý
en önemli andýr. Özellikle
vücutlarýndaki cinsellik ile
ilgili yaþadýklarý deðiþiklikler bilinçli bir þekilde
ebeveynler tarafýndan çok
normal ve doðal bir süreç
olarak ele alýnýp geçiþtirilmemelidir. Önemle dikkatlerde tutulmalýdýr. Çocuðunuzun bu devrelerini önce
anne ve babalar olarak ama
en önemlisi de arkadaþ olarak yaklaþmakla paylaþarak yardýmcý olmaya çalýþmalýsýnýz. Ýçerisinden çýkamayacaðý bir çok yeni deðiþimi ile onu baþbaþa býrakmamalýsýnýz. Gençlerin
en çok açýlamadýklarý ve
paylaþamadýklarý bu konularda yalnýzlýklarý onlarýn
yanlýþ adýmlar atmalarýna
ve ömür boyu beraberlerliklerinde taþýmak durumunda olabilecekleri sorunlar olarak kalabilecektir. Cinsel konular ile ilgili
durumlarýný konuþulmaz
paylaþýlamaz tabular olarak
benimserlerse, paylaþamamaktan ve aþaðýlýk komplekslerine kapýlmaktan içlerine kapalý birer birey olabilmeleri mümkündür. Bu
durumlarýný arkadaþlarý ile
yanlýþ paylaþýmlarý ve toplum içerisinde özgürlük
adýna medyatik bilgi kirliliðinden nasiplenerek, yanlýþ
yönlenmelerine sebebiyet
verebilecektir. Tekrar hatýrlatýyorum, çocuklarýmýza
önce anne ve baba olarak
A
Seite 24
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
yaklaþmalýyýz ama onlarla
arkadaþ olmayý ihmal etmemeli ve çocuklarýnýzla
bu durumlarýný biliçli bir
þekilde sevgi ve saygýnlýk
ölçülerine riayet ederek
paylaþmalýyýz. Ergenlik
konularý ile ilgili kitaplarýn
okunmasýný teþvik etmeliyiz.
Yaþadýðýmýz toplum içerisinde bilinçsizliklerden
dolayý, aile içi tabularmýþ
gibi sýnýrlandýrýlan bu
önemli konular aile içerisinde sýnýrlara hapsedilip
aþýlamadýktan sonra, genç
kendisini yalnýþ bir þekilde
keþfetmeye mahkum kalacaktýr. Ýçerisinde yaþadýðý
çeliþkilere cevap bulamayan genç, psikolojik bunalýmlara düþecek, saðlýksýz
bir kiþilik bunalýmýna itilmiþ olacaktýr.
Ergenlik konusu devletler tarafýndan da ciddiye
alýnmýþ, gerek ebeveynlerin bilinçlendirilmesi ve
gerekse bu konularda toplumun dikkatlerini çekmek
için eðitim ve bilgilendirme programlarý düzenlenmiþtir. Bu konularda ciltler
dolusu kitaplar ve binlerce
makalaler yayýnlanmýþtýr.
Üniversitelerde konunun
ehemniyeti üzerine araþtýrmalar yapýlmýþ, Sosyal bilim dallarý çerçevesinde bu
sürecin bir ergen için nasýl
baþarýlý geçirilebileceði
noktasýnda bilimsel çalýþmalar yapýlmýþtýr.
Bir sefer daha hatýrlatmakta fayda var. Bu konuda çocuðumuzu eðitmeden
önce kendimizi eðitmekten
lmanya’nýn Duisburg þehrinde faliyet gösteren
KAM2000 adlý þirketin iftar yemeðinde beraber çalýþtýðý
acentelar ve ayný kulvalda iþ yapan firmalar ÝKRAM Restorant’da
bir araya gelerek Ramazan’ýn feyzinden ve birleþtiriliciðinden söz
edildi.
Firma Koordinatörü ve sahibi
Hikmez Yazýcý iftar dolaysýyle
yaptýðý konuþmasýnda katýlanlarý
selamlayarak “Bu nadide günde
bizleri yanlýz býrakmayan siz dostlarýma dostluðumuzun daha uzun
süreler süreceðini umarak, son
günlerde yurdumuzda vuku bulan
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
baþlamalýyýz ve çocuðumuza olan yaklaþýmýmýzý yeniden kontrol ederek iþe
baþlamalýyýz. Önce araþtýrmalýyýz, konular ile ilgili
okumalýyýz. Bilirkiþilerden
faydalanýlmalý ve sorunlara
zamanýnda müdahale etmeliyiz. Deneme yanýlma metodu ile bir sefer deneme
þansýnýz olur bu konuda.
Yanýldýðýnýzý anladýðýnýzda
ise bir deneme þansýnýz daha olmayabilir.
Çocuðunuzu teknolojik
bir makina olarak görmekten ziyade, insan olarak ele
almalýsýnýz. Pisikolojik,
sosyolojik ve pedagojik
boyutlarý bakmalýsýnýz meselelere. Aile içerisinde
dýþlanýlmýþlýðý yaþamamalý
çocuðunuz. Sonuç olarak
çocuðumuza þunu hissetirmeliyiz. “Baþýna ne gelirse
gelsin, biz senin yanýndayýz. Biz burdayýz.” Bu gücü hissetmeli. Düþtüðü zaman ailesinin elinden tutup
kaldýracaðý hissi kendisine
verilmelidir.
Git ne halin varsa gör!..
Sen adam olmazsýn!.. diyerek aþaðýlanmamalýdýr. Arkadaþlarý, akranlarý ile hiç
kýyasý yapýlmamalýdýr. Nasýl olmasý gerektiði ile ilgili örneklemelerin bilinçli
bir þekilde tesbit edilerek
verilmelidir.
Kendi iç dünyasýnda
oluþturmak istediði herþeyi
kendisine býrakýrsanýz, yani
yalnýz kalýrsa, kendine göre
hür ve özgür bir dünya isteyecektir. Kendi özgürlük
alanýnýn sýnýrlarý, baþkalarýnýn özgürlük sýnýrlarýnýn
baþladýðý yerde bittiðini anlayamayacaktýr. Ýlgisizlik
onu daha da arzu ettiði özgürlüðe
kavuþturacak
adýmlar olduðunu benimseyecek, sigara, alkol ve
uyuþturucu gibi alýþkanlýklara sürüklenecektir. Tabiki
özgürlüðün sýnýrsýz beklentileri ayný zamanda isteklerine ulaþamamanýn bunalýmlarýný da bereberinde
getirecektir. Bu durum birçok ergeni intiharla karþý
karþýya getirebilmektedir.
Kendilerine duyduklarý öz
güvenler ve kendilerini ispatlama psikolojisi, içerisinden çýkamayacaklarý beyin ve düþünce tramvalarýna sebebiyet vererek canlarýna kýymayý kurtuluþ olarak görebileceklerdir.
Kendi bireysel ve aile
kültür yapýsýnýn, içerisinde
yaþadýðýmýz çok kültürlü
toplumlarýn birer parçasý
olduðu dikkatlerden kaçýrýlmamalýdýr. Çocuðumuz
evde kendi kültürü içerisinde içli dýþlý yaþamaya çalýþýrken, dýþarýda karþý karþýya kaldýðý baþka kültürler
mevcuttur. Bu kültürel sorunlarý entegrasyon dahilinde kültürler arasý çatýþmalar deðil, kültürel zenginlikler olarak ele alýnmalý ve karþýlýklý anlayýþlar
çerçevesinde meselelere
bakmalýdýr. Bu þu demek
deðildir! Toplum içerisinde
mutlu ve huzurlu olabilmenin yolu etkin kültüre
adapte olmak, asimile olmak manasýna gelmemelidir. Onun için de, konunun
baþýnda bahsettiðim gibi
Hikmet Yazýcý: Prensiplerimiz
ile daha da geliþeceðiz
ve 8 erimizin þehit olmasý ve Ýstanbuldaki sel felaketinde hayatla-
rýný kaybedenlere Allah (cc) dan
rahmet diliyorum ve kalanlara sa-
dosya
çocuklarýmýzýn ergenlik
öncesi hazýrlýk dönemlerinin, kimliklerinin oluþmasý
noktasýnda çocukluk devrelerinde baþlatýlmasý gerektiðini belirtmiþtim. Zaten asýl sorun acýmasýz boyutlarý ile yaþanmasýnýn sebebi, çocukluk çaðý eðitimlerinin gerektiði gibi verilmemesinden kaynaklanmaktadýr. Gereken eðitim
süreci çocuðun kimlik oluþumu ile ilgili verilmiþ olsa, ergenlik çaðý problemleri daha kolay bir þekilde
atlatýlabilmesi mümkün
olabilecektir.
Çocuðumuzu anlayamama durumunda bu bunalýmlý dönemlerinde ister istemez kimlik çatýþmalarý
yaþar ve çoðunluk kültürleri arasýnda kendi deðerlerinden kimliðinden ödün
vererek asimile olmak durumunda kalýr. Çocuðunuz
tanýnmaz duruma gelir. Netice olarak gün geçtikçe ergenlikden kaynaklanan sorunlardan dolayý sizden, aileden, öz deðerlerinden
uzaklaþýr.
Her çocuðu bekleyen
ergenlik süreci, gençlerimizi kendi baþlarýna yalnýz
býrakýlarak saðlýklý bir süreçten geçileceði yanýlgýsýna düþmemeliyiz. Çocuðumuz bu süreçte bizi, ailesini yanýnda hissetmeli. Bizlerde olmamýz gerektiði gibi çocuklarýmýz ile beraber
olmalýyýz. Onlarý böyle bir
dönemde anlamaya çalýþmalý ve yardýmcý olmalýyýz.
býrlar tavsiye ediyorum.
KAM 2000 olarak Türk insanýna hizmet etmeyi prensip edinmiþiz. Deðerlerimize önem veriyor
ve kültürümüze uygun ve bunu
unutmamak için bu gibi aktivitelerin yapýlmasý gerek. Kültürümüzü
gelecek nesillerimize aktarmalýyýz.
KAM 2000 olarak altarnatif turizmin yanýnda, genel turizme ve telekominikasyon dalýnda da daha
fazla yatýrýmlar ve bilinçli iþ prensiplerimiz ile þirketimizi daha da
geliþtireceðiz. Bu iftarýmýza katýlanlara teþekkür ediyorum ve birlikteliðimizin devam edeceðini
umuyorum” dedi.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
özel köþe
Y
ine bir bahar geldi
insanlýk alemine.
Binlerce kýr çiçeði
açtý bir gonca gülün etrafýnda. Akýn akýn bir göç
baþladý o bahar yurduna
kuþlar misâli. Davet edilenler ellerinde davetiyeleri,
yüreklerinde ölümcül bir
heyecanla koþuyorlar ki o
güzel gülün kokusunu içlerine çekmeye.
Ve ben, binlerce kýr çiçeðinden ayrý düþmüþ bir
menekþe. Bu kurak tarlada
yapayalnýz kalan ve sadece
gözyaþlarýyla sulanan bir
garip.
Ben de istiyorum Ya
Rasulullah dibinde açmayý.
Taze bir tohum olup, yanýbaþýnda yeþermeyi. Ve ravzandaki Cennet Bahçende
pembe pembe açmayý, kök
salmayý.
Bu yýl da çaðýr Ya Rasulullah beni o yeþil çatýlý
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Avukat Nalan SÖNMEZ
K
azada maðdur kiþi
olarak çýkan zararýn
masraflarýný
karþý taraftan veya karþý tarafýn sigortasýndan talep
edebilmeye hakkýnýz vardýr.
Tabiki kazada suçunuz
yoksa.
Suçlu kiþi veya sigortasý
tarafýndan çoðu zararýn tazminatý ödemede reddediliyor. Ben size kýsaca hangi
durumda ne haklarýnýzýn olduðunu belirtmek istiyorum.
Size ilk olarak verebileceðim taviseye ise, kazadan
sonra bir avukat tarafýndan
savunulmanýz.
Kazada karþý taraf suçunu kabullense bile, buna
hiç bir zaman güvenemeyiz.
Genelde daha sonra karþý taraf bir anda suçunu üstlenmekten vazgeçiyor ve
tabiki sizin bu durumu sonradan ispatlamanýz daha da
zorlaþýr.
Hiç bir zaman kazada
nakit para karþýlýðýnda konuyu öylece kapatmayýnýz.
Çoðu durumda zararýn büyüklügü ilk bakýþta fark
edilmiyor. Bu yüzden kaza
anýnda polis çaðýrýlmasý,
fotoðraf gibi veya bir çizim
yapýlmasý ispat için çok
Seite 25
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Kazadan
Sonra Ne
Yapmalý?
önemli. Kendinizde bir rahatsýzlýk hissediyorsanýz,
hemen bir doktora gitmenizde yarar var.
Doktorda çýkan masraflarda zarar tazminatýna ekleniyor. Doktor belgelerini
ve muayene makbuzlarýný
saklamayý unutmayýnýz.
Arabanýzdaki
zarar
500,00 EUR’yu geçiyorsa
eðer, bilirkiþi raporu (Gutachten) yaptýrmanýz gerekiyor. Bu bilirkiþi zararý
tespit edip masrafýn miktarýný belirliyor.
En geç bu adýmdan sonra bir avukata baþvurmalýsýnýz.
Böylelikle avukat sizin
zarar taleplerinizi ve bilirkiþi ücretini (Gutachterkosten) talep edecektir.
Aracýnýzý daha sonra tamir ettirip ettirmeyeceðiniz
size kalmýþ birþey.
Bilirkiþi ödemesi de
karþý tarafýn sigortasýndan
ödenmesi gerek. Bu avukat
ödemesi içinde geçerlidir.
Bir de bu ödemelerin haricinde 25,00 EUR’da yapmýþ olduðunuz telefon görüþmeleri, yol parasý gibi
ödemiþ olduðunuz küçük
miktarlar için talep edilicektir. Ýspatlayabileceðiniz
her ödemeyi de böylelikle
geçerli hale getirebiliriz.
Eðer arabanýz kullanýlmaz bir halde ise ve araba
kiralama mecburiyetiniz
varsa, arabanýz tamir edilene kadar veya yenilene kadar bütün masraflar karþý
tarafýn sigortasýna aittir.
Eðer kendi aracýnýzda çok
fazla bir zarar yoksa ve siz
kullanýma devam edebiliyorsanýz, tamir veya yenileme yapmayýp istifade zararýný (Nutzungsausfall) isteyebilirsiniz.
Aracýn modeli ve yaþýna
göre günlük miktar 25-95
EUR arasýnda deðiþiyor.
Genellikle unutulan iki
talep ise manevi tazminat
ve ev idaresine mahsus para
ödemesi. Bu ev idaresine
mahsus para ödemesi bir ev
kadýnýnýn/erkeðinin kaza
nedeniyle yapamadýðý ev
iþlerinin tazminatý gibi görülebiliyor. Bu ailenin büyüklüðüne göre deðiþiyor.
Manevi tazminat ise mað-
Bir Garip Menekþe
evine. Bu kurumuþ, buruþmuþ menekþeye de sevgi
yaðmurundan birkaç damla
düþmez mi? Gül terinden
bir damlacýk damlar mý ki
topraðýma? Bir çýðlýk atsam duyarmýsýn sesimi,
yoksa bir fýsýltý sana kâfi
mi? Alýr mýsýn beni de yanýna?
Ey büyük Allah’ým sen
çaðýrýr mýsýn beni bu sene
de evine? Çisil çisil yaðan
rahmet yaðmurundan beni
de nasiplendirir misin?
Sonsuz arzuluyorum Allah’ým evinin, o mübarek
Kâbe’nin yanýbaþýna ulaþabilmeyi. Söz veremesemde
ona beyaz giysilerini giydirebilmeyi ve günahlarýndan
içi dýþý kararmýþ o kutsal
Hacer-ul Esved taþýný aðýrtabilmeyi.
Bir ebabil kuþu olmak
istiyorum, dinlenmeksizin
Kâbe’nin üzerinde tavaf
eden. Zemzeminden kana
kana içip, kararmýþ kalbimi
paklamak istiyorum. Hiçbir
zorluða ve yorgunluða aldýrýþ etmeden, Sevr Daðý’nýn
duraklarýna ulaþmak ve en
doruk noktasýnýn taþýný topraðýný alnýma seccade yapmak istiyorum. Uhud ve
Hendek
meydanlarýnda
nefsime savaþ açmak ve
Mina’da ezeli düþmanýmdan þeytanýn baþýný taþlarla paramparça ezmek istiyorum. Cennet-ül Baki’ye
gidip gözyaþlarýný, tâ ki
kan boþalana kadar o mübarek zatlarýn topraðýna
akýtmak istiyorum. Arafat’ta binlerce kiþiyle tek
yürek olmak, Arafat vakfesiyle kendimden geçmek
istiyorum. Ve bu mekanda,
yine her zamanki yüzsüzlüðümle günahlarýmdan tekrar arýnmak istiyorum. Yeri
göðü inleten bir orduyla
Müzdelife’ye akýn etmek
ve o soðuk gecede sýmsýcak
25
dur kiþinin zararýnýn karþýlýðýdýr.
Bu yüzden kazadan sonra beliren þikayetlerinizde
doktora gidip rapor almanýz
ispat için çok önemli.
Kazada bir ölüm gerçekleþtiyse mirasçý olan kiþiye manevi tazminat ödenir.
Tabiki ölen kiþinin cenaze masraflarý da karþý tarafa
aittir.
Ölen kiþinin bakmak
durumda olduðu, eþi veya
çocuklarý varsa, kazaya neden olan kiþi bakým parasýný ödemek durumunda.
Eðer ölen kiþinin ölmeden
önce çalýþmýþlýðý olup ve
bu ölüm nedeniyle son bulduðu için, ömür boyunca
emeklilik ödemesi bile talep edilebilir. Bakmak zorunda olduðu kiþi varsa bunun da tabiki bakým parasý
karþýlanmak zorunda.
Son önemli üç tavsiye:
-Kazadan sonra sakýn
bir kaðýdý veya sigortayla
ilgili bir belge imzalamayýnýz. -Avukatýnýzla görüþmeden polise bir açýklama
yapmayýnýz.
-Kazadan sonra zaman
kaybetmeden yetkili bir
avukat ile baðlantýya geçiniz.
yüreklerin sevgisiyle örtünüp, ýsýnmak istiyorum.
Gözlerimi yumup, o mübarek havayý içime çekip,
kalbimin en güzel köþesine
hapsetmek istiyorum. SafaMerve arasýnda soluk soluða koþuþturup, kaçmaya
çalýþan iman ýþýðýný yakalamak istiyorum. En nihayetinde Ýsmail misali sâdýk
koçumun kanýný alnýma
deðdirip, kuþandýðým ihramdan en bahtiyar þekilde
çýkmak isityorum.
Rabbim sen affedicisin,
rahmet sahibisin. Tekrar
çaðýr ne olursun bu nankör
misafirini. Beni, sana ve biricik peygamberime hasretle imtihan etme. O mübarek topraklarýn hasretiyle
cezalandýrma bizleri ya
Rabbi, affet bizi, sev bizi
ya Rabbi.
Sev beni de YA RABBÝ!
Þengül Uslu
38. sayi sayfalar
29.09.2009
26
A
lmanya`nýn Duisburg þehrinde, Dr.
Ýbrahim
Güneþ;
Türkler arasýnda da çok
yaygýn bir mide mikrobu
olan helikobakter pilori
hakkýnda bir saðlýk konferansý verdi. Özel bir ilaç
firmasýnýn desteðiyle Türkçe olarak gerçekleþtirilen
bilgilendirme toplantýsýnda
konuþan Dr. Ýbrahim Güneþ, Türklerin yaklaþýk üçte
ikisinde görülen mikrobun,
gastrit, ülser ve kansere neden olabildiðini vurguladý.
Helikobakter piroli mikrobunun dünyada en yaygýn mikroplardan birisi olduðunu anlatan Dr. Güneþ;
bu mikrobu bulunduran kiþilerde hiçbir belirti göstermeden uzun süre midede
bulunabildiðine dikkat çekti. Mikrobun 370 türü bulunduðunu da anlatan Dr.
Güneþ: “bu mikrop midedeki mukoza tabakasýnýn
altýna inerek orada yaþayabilmektedir. Helikobakter
piroli, bazý insanlarda herhangi bir rahatsýzlýða neden
olmadan uzun yýllar yaþayabildiði için `midedeki
sinsi düþman´ olarak adlandýrýyoruz. Mikrop insandan
insana geçebilmektedir.
Mikrop, bazý hastalarda
midede hafif ekþime, yanma, gaz, þiþkinlik þikayetlerine neden olurken bazýlarýnda ise çok þiddetli mide
aðrýlarýna ve boðazýna kadar çýkan yanmalara neden
olabilmektedir. Aðrýnýn
þiddeti oluþturduðu doku
bozukluðunun gastrit mi
17:53 Uhr
Seite 26
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
D
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
DOKTORUNUZ MÝDENÝZ
ÝÇÝN UYARIYOR
veya ülser mi olduðuyla da
ilgilirdir” dedi.
Dr. Günes konuþmasýna
þu þekilde devam etti.
MÝKROP YOK
EDÝLMELÝ
Helikobakter pilori enfeksiyonu, dünyanýn en
yaygýn enfeksiyon hastalýklarýndan biridir. Ýnsanlýk
alemin neredeyse yarýsýnýn
bu bakteriyi midesinde misafir ettiði belirten Dr. Güneþ; Helikopbakter pilori
enfeksiyonun özelliði, mideye döþenen asitin zengin
mukoza tabakasý içinde yaþayabilmesidir. Mikrobun
insandan insana geçiþi
mümkündür. Eksik hijyen
koþullarý bulaþmayý kolaylaþtýrmaktýr. Bu bakteri asit
salgýsýný arttýrmakta, ayrýca
midenin iç yüzeyini döþeyen mukaoza tabakasýna
zarar veren toksinler salgýlamaktadýr. Bu nedenle helikobakter pilori mikrobu
taþýyanlarýn nerdeyse tamamýna yakýnda en azýndan
kronik bir gastrit hali bulunmaktadýr. Bu bakteriyi
taþýyanlarýn beþte birinde
mide ve onikiparmak baðýrsaðý ülserleri ortaya çýkmaktadýr, ayrýca mide kanseri riski de artmaktadýr.
Helikobakter pilori enfeksiyonu hiç bir belirti
vermeden de sürebilir. Bazý
hastalarda hafif eksime,
Bayram Boyunca
Çocuklarýn Resimleri
Bedava Çekilecek
uisburg-Marxloh
Kaiser-Wilhelmstr.
295`te yeni açýlýþý
yapýlan Odilfotograf`tan
Onur bey gazetemize yaptýgý açýklamada: “Ramazan
Bayramý coþkusu ile biraz
olsun gurbette yaþayan çocuklarýmýzý neþelendirmek
istedik. Duisburg-Marxloh`da bulunan fotografçý
dükkanýmýza 0-12 yaþ ço-
hayat
cuklarýmýz þenliðimize davetlidir” dedi.
Bayram þenliði niteliginde bu çocuklarýmýzýn
resimlerini bedava çekeceðiz.
Bayram süresince Odilfoto saat 11.00 - 17.00 saatleri arasýnda açýk olacak.
Hayat Gazetesi ve Milli Gazete okuyucularýný da
beklediklerini söyledi.
yanma, gaz, þiþkinlik þikayetlerine neden olurken bazýlarýnda çok þiddetli mide
aðrýlarýna, yemek borusuna
kadar çýkan yanmalara yol
açabilmektedir. Aðrýnýn
þiddeti oluþturduðu lezyonun gastrit mi, ülser mi olduðuyla da iliþkilidir.
Helikobakter pilori enfeksiyonu tanýsý koymanýn
en doðru yolu, endoskopik
incelemelerdir. Endoskopi
çok kolay bir yöntem haline gelmiþtir. Aðýz yoluyla
yemek borusu, mide ve
onikiparmak baðýrsaðýna
ulaþtýrýlan endoskop ile
tüm bölgeler ayrýntýlý bir
þekilde gözlenebilmektedir.
Ayrýca cihazýn ucundaki
özel aletlere þüpheli noktalardan küçük biyopsi örnekleri alýnabilmekte, bu
örneklerde helikobakter pilori varlýðý kesin olarak belirlenebilmektedir.
Helikobakter pylori en-
feksiyonun belirti vermeyen hastalarda da tedavi
edilip edilmemesi gerektiði
konusunda tam bir fikir
birligi yoktur. Mikrobun
bazý insanlarda hiç bir soruna yol açmazken, bazýlarýnda çok þiddetli gastrit,
ülser aðrýlarýna hatta mide
kanserine yol açmasýnýn nedeni de tam olarak izah
edilememektedir. Tedavisinde kullanýlan antibiyotikler (Klaritormisin ve
amosksilin gibi) yeterli doz
ve sürede kullanýldýklarýnda baþarýlý sonuç alýnabilmektedir. Bununla birlikte
tedavinin yan etkileri ve
maliyeti dikkate alýnarak
bakteri varlýðý gösterilen
herkese bu tedavinin uygunlanmasý gereði tartýþýlmaktadýr.
Türk toplumunda helikobakter pilori enfeksiyonun yüzde 60-70 civarýnda
olduðu belirtiliyor. Eðer
uzun süredir devam eden
mide þikayetleriniz varsa,
bu þikayetlerin arkasýnda
midenizde barýndýrdýðýnýz
sinsi düþmanýn bulunabileceði aklýnýzda olsun.
Gastrit ve ülser
kanser yapabiliyor
Helibakter pilori arastýrmalar göre on ikiparmak baðýrsaðý ülserlerin
% 90`ýnda mide ülserlerinin yüzde 70`inde belirle-
haber
niyor. Ülser belirlenen hastalarda eðer helikobakter,
de mevcutsa mikrobun yok
edilmesi tedavinin önemli
bir parçasýný oluþturuyor.
Mikrobun ortadan kaldýrýlmadýgý durumlarda ülser
tedavi edilse bile kýsa bir
süre sonra tekrarlýyor. Helikobakter pilori sadece ülser
veya gastrite neden olmuyur. Bu mikrop kanserojen
bir bakteri olarak kabul
ediliyor. Bu mikrobu taþýyanlarda mide kanserine
yakalanma olasýlýðý dört
kat fazla bulunuyor. Ayrýca
mikrobun mide lenformasýyla da iliþkili olabileceði
belirtiliyor.
Kesin taný için en güvenilir test, endoskopi ile yapýlan inceleme ve bu esnada alýnan biyopside bakterinin araþtýrýlmasýdýr. Ayrýca bakteri antikorlarýnýn
varlýðýný kanýtlamak için
kan testlerinden veya dýþkýda bakteri antijeni tarama
testlerinden de istifade edilebiliyor. Tedavi sonrasý ise
nefes testi ile dýþkýda helikobakter antijeni testlerdir.
Helikobakter pilori mikrobunun tedavisinde deðiþik ilaçlar kullanýlýr. Genelde, iki antibiyotik ve bir
proton pompasý frenleyicisinden oluþan üçlü tedavi
uygunalýr. Baþarý oraný
yüksektir ve yüzde 95 e kadar varmaktadýr. Antibiyotiklere direnç kazanmýþ
(çok seyrek görülen) vakalarda dörtlü tedavide uygulanýr.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
özel köþe
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Ihsan GÜLER
Çok deðerli okuyucular
Ramazan Bayramýnýn
hayýrlara ve insanlýðýn gafletten uyanmasýna vesile
olmasýný Allah`tan diliyorum.
Ramazan Bayramý vesilesi ile de herkesin sakin,
bilinçli, kazasýz, tehlikesiz,
kurallara, çevre korumasýna ve insanlarý üzmemeye
dikkat ederek araç kullanarak trafiðe çýkmanýzý temenni ediyorum. Hepinizi
Allaha emanet ediyor hayýrlý bayramlar hayýrlý yolculuklar diliyorum.
Bu seferki yazýmýzda sizi Avrupa Uyum yasalarýndan olan ve her Avrupa
üyesinin zamaný geldiðinde
kendi ülkesine entegre etmek mecburiyetinde olduðu kanunlardan birini size
bilgim dahilinde açýklamak
istiyorum.
Bu seferki Avrupa
Uyum Yasasý Nakliye Motorlu Taþýtlarýný ve Yolcu
Taþýma Araçlarýný Kullanan Þoförlerin Bilgilerini
Geliþtirme Kursu (weiterbildung) ile ilgili olacak.
Kanunun adý:
Weiterbildung der Fahrer bestimmter Kraftfahrzeuge für den Güterkraftoder
Personenverkehr
(Berufskraftfahrer-Qualifikations-GesetzBKrFQG)
Kanun Tarihi: 14 Aðustos 2006 (BGBl. I S.
1958)”
Meslek olarak þoförlük yapan ve Nakliye Motorlu taþýtlarýný veya yol-
Seite 27
hayat
[email protected]
cu taþýma araçlarýný kullanan herkes için en son
deðiþiklikleri ve son mühletleri aþaðýdaki gibi.
Dikkat – Müsaadeli toptan aðýrlýðý 3,5 tondan fazla
olan Nakliye taþýtlarý ve
Yolcu taþýma taþýtlarý mesleki olarak kullanmak istediðiniz takdirde Weiterbildung “Geliþtirme kursu”
belgesini almadan bir iþyerinde çalýþmanýz yasaktýr.
Yani þu Ehliyet sýnýflarý:
C/CE, C1/C1E ve D/DE
(Linie-50 km), D1/D1E,
D/DE için mecburidir.
Kanunen yapýlmasý zorunlu olan, Yeni çýkan iki
kursa dikkatinizi çekmek
istiyorum.
Beschleunigte Grundqualifikation (hýzlandýrýlmýþ Temel yeterlilik kursu)
Bu kursu 09.09.2008
tarihinden sonra Otobüs
Ehliyeti (D-DE, D1-D1E)
yapan herkes yapmak zorunda.
Ve 09.09.2009 tarihinden sonra Aðýr vasýta Ehliyeti (C-CE, C1-C1E) ya-
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Otobüs ve
Kamyon
Ehliyetlerinde
Son
Deðiþiklikler
pan herkes yapmak zorunda.
Bu kurs en az 130 Teorik Ders ve 10 saat Direksiyon Dersi olmak üzere
140 Saat sürüyor.
IHK tarafýndan Almanca olarak 90 Dakikalýk yazýlý imtihana tabii
tutuluyor.
Maliyeti katýlýma göre
deðiþiyor. 1500 ile 2500
arasý.
Weiterbildung (Geliþtirme kursu)
Bu kursu 09.09.2008
tarihinden Önce Otobüs
Ehliyeti (D-DE, D1-D1E)
yapan herkes yapmak zorunda.
Mesleki olarak Otobüs
kullananlar 35 saatlik Geliþtirme kursu yani Weiterbildung en geç 10.09.2013
tarihine kadar yapmýþ olmalarý gerekmektedir.
Bu tarihten sonra da her
5 yýlda bir tekrarlanmak
zorundadýr.
09.09.2009 tarihinden
Önce Aðýr vasýta Ehliyeti
(C-CE, C1-C1E) yapan
herkes yapmak zorunda.
Mesleki olarak Aðýr vasýta Nakliye taþýtlarý kullananlar 35 saatlik Geliþtirme kursu yani (Weiterbildung) en geç 10.09.2014
tarihine kadar yapmýþ olmalarý gerekmektedir.
Bu tarihten sonra da her
5 yýlda bir tekrarlanmak
zorundadýr.
Bu kurs en az 7 saat
olmalý (yani en az 5 gün,
günde 7 saat)
Veya 5 yýla daðýtýlarak
da olabilir.
Bu Geliþtirme kursunda aranan özellikler ve
þartlarý
En az 35 saatlik bir derse katýlma mecburiyeti
–imtihan yok.!
En az ders saati günde 7
saat olmalý.
Bu 35 saatlik ders her 5
yýlda bir tekrarlanmalý.
Bu dersler slayt vs. görüntülü sunum þeklinde olmalý.
Geliþtirme kursu belgesini aldýktan sonra Ehliyet
Dairesine verilerek Ehliyetin arkasýna kod sayýsýný 95
kayýt ettirmeli.
niþan, kýna, düðün
ve özel eðlencelerinizde
grubum ile sizlerleyim
www.erkanakbulut.com
Handy: 0163-77 82 826
27
Müstesna olanlar
Aþaðýdaki sayýlanlar
Müstesnadýr:
Saat de 45 Km/h hýzý
aþmayan Güçlü Motorlu taþýtlar müstesna.
Tüm Resmi Motorlu taþýtlar ve Resmiyet idaresinde çalýþan özel Motorlu taþýtlar müstesna.
Ambulans veya Resmiyet idaresinde Afetlerde
Kurtarma aracý olarak kullanýlan Motorlu taþýtlar hariç.
Teknik Geliþtirme, Tamir veya Bakým amaçlý,
Uzman Raporu için veya
STVO kanun dahilinde
kullanýlan Motorlu taþýtlar
müstesna.
Meslek icabý gereken
Araç ve Gereçleri Taþýmalarda Müstesnadýr.
Para Cezasý –
-“Beschleunigte Grundqualifikation“
- (hýzlandýrýlmýþ Temel
yeterlilik kursu) Belgesini
almadan
Her hangi bir iþyerinde
nakliye taþýtlarýný veya yolcu taþýmak için Otobüs kullanmanýn Cezasý.
20.000 `ya kadar iþverenlere
5.000 `ya kadar þoförlere para cezasý verilir.
Deðerli okuyanlar
Daha detaylý bilgi için
e-mail yazabilirsiniz veya
Telefonla arayabilirsiniz.
[email protected]
Tel: 0179-6943682
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
Seite 28
28
[email protected]
Ýlknur
MELEKOÐLU
E
tnik kökene göre muamele yapýlmasýnýn
özellikle polisin kimi
durdurulacaðý, sorgulayacaðý, araþtýracaðý ve hatta tutuklayacaðýna karar vermesinde sýk sýk görüldüðünü
ortaya koyan raporda, bu
tür bir muamelenin ne terörizmin engellenmesinde ne
de suç oranýnýn düþmesinde
etkili olmadýðý belirtiliyor.
OSJI Baþkaný James
Golstan, rapora iliþkin, “Bu
uygulama, iþlerin daha da
kötüye gitmesine yol açýyor.
Masum insanlar keyfi olarak alýkonuyor, seyahat kýsýtlamalarýna uðruyor, iþe
girerken veya bankacýlýk iþlemleri yaptýrýrken kýsýtlamalarla karþýlaþýyor. Bu durum, tüm bir etnik topluluðu aþaðýlýyor, damgalýyor”
þeklinde görüþ bildiriyor.
Raporda Avrupa Birliði’ndeki 27 ülkeye etnik
profil çýkarmayý tanýmlayan
bir çerceve oluþturmasýný
ve bu durumun yasak olduðunu açýkca belirtmelerini
ve ayrýmcýlýk ve önyargýlara dayanan tedbirler yerine,
önleyici tedbirler almalarý
tavsiye ediliyor.
Avrupa genelinde
keyfi uygulamalar
AB ülkelerinde polisin
kimlik kontrolü yaparken
insanlarýn etnik kökeni, dini
ve ýrkýný dikkate aldýðý, bu
genellemelerden yola çýkarak iþlemde bulunduðuna
iliþkin çok sayýda örneðin
yer aldýðý rapora göre polis,
bu verilerden yola çýkarak
kimi arayacaðýný, gözaltýna
alacaðýný veya sorgulayacaðýný belirleyebiliyor. Almanya, Hollanda, Fransa,
Ýtalya ve Ýngiltere’de yaygýnlaþan keyfi uygulamalara yer verilen rapora göre,
örneðin Ýngiltere’deki Müslümanlarýn yüzde 32’si, 11
Eylül terör saldýrýlarýndan
bu yana havaalanlarýnda ayrýmcýlýða maruz kaldý.
Raporda Almanya’da,
suç önleme gerekçesiyle,
camilerde geniþ kitlelere
toplu kimlik kontrolleri uygulamasýnýn yaygýnlaþtýðý
belirtiliyor ve “makinali tüfek taþýyan bir polisin camideki 11 yaþýndaki çocuða
kimlik kontrolu yaptýðý”
ifade edilerek eleþtiriliyor.
Ýspanya’da polisin Faslýlara
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Avrupa Birliði’nde etnik
profil çýkarma: Yaygýn,
etkisiz ve ayrýmcý
“Arap pislikler” þeklinde
hakaret ettiði raporda yer
alan baþka bir örnek. Fransa
ve Ýtalya’da polis evlere, iþ
yerlerine ve camilere baskýnlar düzenleyerek Müslümanlarý keyfi biçimde hedef alýyor.
Azýnlýklarýn ve göçmenlerin ayrýmcýlýða uðratýlmasýný deðerlendiren OSJI
Baþkaný Goldston, “Bu durum polis için ve herkesin
güvenliði için kötüdür, çünkü bu tablo bu toplumlarýn
polise güvenmediðini ve
suçla mücadelede polise
kaynak olabilecek bilgiyi
vermeyecekleri anlamýna
gelir” diyor. Etnik profil çýkarmanýn ayrýmcýlýðýn bir
türü olduðu vurgulanan raporda insanlarý etnik kökenine, ýrkýna yada dinine göre kayýt altýna almanýn en
temel hukuk kurallarýndan
olan, “her insan þahýs olarak muamele görmelidir bir
grubun üyesi olarak deðil”
prensibini ihlal etmenin yaný sýra bir insan hakký ihlali
anlamýna geldiði kaydediliyor.
Almanya
Raporda, Avrupa’daki
insan haklarý ile ilgili konularý izleyen EUMAP’ in
(EU Monitoring and Advocacy) 2002 yýlýnda yayýnladýðý raporda Almanya’ daki
“etnik kökene göre veri toplama (etnik profil çýkarma)”
hakkýnda endiþelerini dile
getirildiði belirtiliyor.
Raporda, Avrupa Irkçýlýk ve Hoþgörüsüzlük Karþýtý Komisyonu ECRI’nin
2003 yýlýnda hazýrladýðý raporda, “Almanya’da, esmer
tenlilerin, belirginlerin (Alman olmadýðý belli olanlarýn) ve azýnlýk mensuplarýnýn” uygunsuz bir þekilde
polis tarafýndan kontrollere
maruz býrakýldýðý, tren istasyonlarýnda ve havaalanlarýnda kontrol için teker teker seçildiklerinin vurgu-
landýðý kaydediliyor.
“Özellikle Müslümanlara baskýn yapýlýyor”
Raporda Almanya’da
polisin Romenlere ve göçmenlere yönelik baskýnlar
yaptýðý belirtilirken özellikle de Müslümanlara yönelik
baskýnlar yapýldýðý vurgulanýyor.
Almanya’da sýnýr kontrollerinde (çalýntý araç,
uyuþturucu alýþ-satýþý, illegal giriþ ve illegal oturum
gibi suçlarýn tespiti için yapýlan kontroller) keyfi bir
þekilde durdurulanlarýn, sýradan suçlular yerine göçmenler olduðu vurgulanýyor. Bevyara’da trenlerde
yapýlan keyfi polis kontrollerini inceleyen 8 aylýk bir
araþtýrma, kontrol için durdurulanlarýn %82’ sinin
göçmenler yada mülteciler
olduðunu belgeliyor.
OSJI Raporunda Almanya’da 2001 yýlýndan 2003
yýlý baþlarýna kadar toplam
8.3 milyon insanýn dinine
ve etnik kökenine dayalý
olarak kiþisel bilgilerinin
toplandýðý belirtilirken, bu
rakamýn içinden bir tek teröristin bile çýkmadýðý vurgulanýyor.
Almanya’da Müslümanlara yönelik kimlik kontrollerin 11 Eylül’den sonra daha da arttýðýnýn altý çizilen
raporda, Alman polisinin
sýklýkla Cuma namazlarýndan sonra cami önünde toplu kimlik kontrolleri yaptýðý
belirtiliyor. 11 Eylül’den
sonra Almanya’nýn en kalabalýk camileri de dahil olmak üzere 25-30 camide
toplu kimlik kontrolleri yapýldýðý, bu operayonlarýn da
özellikle Almanya’nýn güney eyaletlerinde yoðunlaþtýðý kaydediliyor.
2005 yýlý Temmuz ayýnda Londra’da meydana gelen bombalý saldýrý olayýndan sonra Almanya’da
Müslümanlarý hedef alan
kimlik kontrollerinin birden
bire arttýðý belirtilen raporda, 2005 yýlý Aðustos ayýnda yüzlerce polisin Aalen,
Balingen, Biberach, Esslingen, Freiburg, Friedrichshafen, Heilbronn, Karlsruhe,
Lörrach,
Ludwigsburg,
Mannheim, Pforzheim, Ravensburg, Reutlingen, Sigmaringen, Stuttgart, Tübingen, Ulm ve Waiblingen’de
cami önlerinde kimlik kontrolü yaptýklarý ve ortalama
900 kiþinin kontrole maruz
kaldýðý ifade ediliyor.
2005 yýlý eylülünde ülke
genelinde Hessen ve Frankfurt’un da aralarýnda bulunduðu 20 kentte 500 polis
geniþ taramalar yaptý. Bu
taramalarda cami yakýnýndaki dükkan, restoran ve
barlara odaklanýldý ve bu taramalar sýrasýnda bazen sokaklar kapatýldý. Sözkonusu
taramalarda 1.260 kiþi kontrol edildi ve 38 kiþi gözaltýna alýndý. Almanya’da terörle mücadele de bu operasyonlarýn bir deðeri olup
olmadýðýnýn açýk olmadýðý
belirtilen raporda, Müslümanlar karþýsýnda takýnýlan
bu tavýr eleþtiriliyor.
“Alman kontrol operasyonlarýnýn etkili olmasý,
amacýna ulaþmasý kontrollerýn doðasý nedeniyle çok
zor, ancak bu operasyonlarýn hedefi üzerindeki etkisi
çok açýk. Bu oldukça açýk
ve zorla yapýlan operasyonlar, binlerce insaný direk et-
dosya
kiledi ve toplumda Müslümanlarý dinlerinden dolayý
þüpheli konumuna düþürdü” ifadeleri geçiyor raporda.
Raporda, bazý durumlarda (baskýn için gerekli) somut temellerin zayýflýðý ve
baskýn yolunun seçilmesinin poliste “Ýslam hakkýnda
önyargýlarýn” olduðu hakkýndaki endiþeleri artýrmakta ve “seçilen hedefler ve
taktikler, istihbarat temelli
yaptýrým sýnýrlarýný aþarak
etnik profil çýkarma boyutuna gelmektedir” deniyor.
Raporda bu durum,
“Eðer Ýslam’a karþý oluþturulmuþ bir önyargý olmasaydý 9 yaþýndaki bir çocuðun ifadesi üzerine bu þekilde bir baskýnýn yapýlýp yapýlmayacaðý” þüphesi dile
getiriliyor.
2005 yýlý Ocak ayýnda
Müslümanlara ait 50 cami
ve iþyerinde toplam 800 polisin katýldýðý baskýnlar yapýldý. Baskýn sonucunda 11
kiþi terörisleri finanse etmek ve sahte evrak düzenlemek suçlarýndan tutuklandý, ancak daha sonra polis
basýna kiþilerin terörle baðlantýlý olduklarýna dair hiç
bir kanýt bulunmadýðýný
açýkladý.
Raporda vurgulandýðý
gibi terörü engellemek
amacýyla yapýldýðý iddia
edilen Müslümanlara yönelik baskýnlar ve kontroller
hiç bir iþe yaramadýðý gibi
pek çok masum insanýn temel insan haklarýnýn ihlal
edilmesine yol açmýþtýr. Zira Gelsenkirchen’deki bir
mahkeme 2004 yýlýnda
Bochum’da bir camiye yapýlan baskýnýn ibadet eden
insanlarýn “toplanma ve din
özgürlüðü” hakkýný ihlal ettiðine hükmetmiþ, sözkonusu baskýnda 227 kiþi alýkonulmuþ ve sorguya çekilmiþ, hatta bazý kiþiler 7 saatten fazla alýkonulmuþtur
ki, bu da polis eylemlerinde
uyulmasý gereken kurallarýn ihlali anlamýna gelmekteydi. Mahkeme ayrýca, polisin yasal sýnýrlarý ihlal ettiðini ve polisin bu tür bir eylemin gerçekleþtirilebilmesi
için gerekli olan “somut
tehlike” nin varlýðýný gösteremediðinin de altýný çizmiþtir.
38. sayi sayfalar
İ
29.09.2009
slam Toplumu Milli
Görüş Köln Bölge
Gençlik
Teşkilatı
Bölge-ye bağlı şube gençlerine iftar verdi. İftar Köln
Bölge Merkezinde yapildi.
İftara IGMG Genel
Merkez Orta Öğretim Biriminden İsmail Karadöl,
Genel Merkez Gençlik Teşkilatlanma Başkanı ve
Köln Chorweiler Cemiyet
Başka-ni Yunus Aydın
hocaefendi de iştirak
17:53 Uhr
Seite 29
IGMG KÖLN BÖLGE GENÇLİK TEŞKİLATI
İFTAR PROĞRAMINDA BULUŞTU
ettiler.
İftar yemeğinin
ardından
Köln
Bölge
Gençlik
Teşkilatı Başkanı
Eşref
Yücetaş
s e l a m l a m a
konuşmasında
„2009/2010 yılına
R a m a z a n l a
başladık. Ramazan bereketiyle geldi, bereketiyle
gidiyor“ dedi. Yücetaş
konuşmasını günün güzel
menüsünü
hazırlayan
Genel Merkez ahcısı
Ahmet usta-ya teşekkür
ederek bitirdi.
Proğramın sunuculuğunu yapan Gençlik Teşkilatı
Teşkilatlanma
Başkanı
Ümit Ocaktan tüm misafirleri Cumartesi günü teravih
namazının ardından Kuba
Subesinde yapılacak olan
İtikaf‘a davet etti.
Macit
Bozkurt`un
kapanış duasıyla çay
ikramına geçildi.
İftara proğramına 90
kişi katıldı ve proğram
güzel bir atmosferle son
buldu.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
Seite 30
IGMG Kuzey Ruhr Bölgesi Lengerich Cemiyeti
I
slam Toplumu Milli Görüþ Teþkilatlarý Kuzey Ruhr Bölgesine
baðlý olarak faaliyetlerini sürdüren Lengerich Cemiyeti ile alakalý
olarak Mehmet Demir arkadaþýmýz
ile Lengerich cemiyet baþkaný Metin
Arcan Bey yapýlan röportajda aþaðýdaki maddelere deðindi.
IGMG Lengerich Cemiyetin
Baskanlarý ve Faaliyetleri
15.07.1992
Cemiyet binasý alýndý ve tamirat baþladý
Baþkan
Fuat Kaya
Bþk. Yard.
Mehmet Þahan
(Rahmetli)
Sekreter
Ökkes Yýlmaz
Metin Arcan
03.1993
Camii Ramazan ayýnda faaliyete
geçti.
Ýmamlar
Ýbrahim Halil
Reçber
(Ramazan 1993)
Mustafa Erol Kýlýçlý
Kadýn Kollarý Cemile Toka
Gençlik Bþk. Bahri Saday
1996 – 1998
Baþkan
Bþk. Yard.
Sekreter
Kadýn Kollarý
Gençlik Bþk.
Ýmam
1998- 2006
Baþkan
Baþkan Yrd.
Yüksel Uluoðlu
Hasan Þahan
Metin Arcan
Abuhayat Saday
Ýsmail Marangoz
Mustafa Candemir
Ýbrahim Halil
Reçber (1996-2005)
Hayri Saday
Mehmet Þahan
(Rahmetli)
Sami Þahan
Sekreter
Metin Arcan
Kadýn Kollarý Dudu Þahan
(06/ 2009 kadar)
Gençlik Bsk. Sefer Tazegül
Suat Kaya
Özcan Arcan
Ýmam
Ýbrahim Halil
Reçber
Sudi Çakar
03 / 2006
Baþkan
Metin Arcan
Baþkan Yard. Hasan Þahan
Yüksel Uluoðlu
Gençlik Bþk. Tarkan Kargýn
Sekreter
Tarkan Kargýn
Ýsa Balaban
Kadýn Kollarý Fadime Arcan
Ýmam
Abdurrahim Kýyga
Hüseyin Arslan
06.2009
Camiinin içini yeniden design etmek
(çini ve halý)
IGMG Lengerich
Cemiyetinin Faaliyetleri:
07.1992
Senesinde Yardýmlaþma Sandýðý kuruluþu gerçekleþti ve halen devam etmekte.
07.2006
-Hafta sonlarý Kur`an-ý Kerim dersleri verilmeye baþlandý.
-Kurslarýn sýnýf sistemine geçiþ yapýldý.
-Her yýl karne ve diploma töreni düzenlenmektedir.
-Her hafta Ýdare toplantýsý yapýlmaktadýr.
-Her hafta ev sohbeti Gençlik ve yetiþkinler için gerçekleþtirilmektedir.
-Ev ve Hasta ziyaretleri yapýlmaktadýr.
-Her hafta Zikir programlarý düzenlenmektedir.
-Her yýl Safari Park gezileri organize
edilmektedir.
-Her yýl Yaz Kermesi ve Açýk Kapý
programlarý yapýlmaktadýr.
-Her yýl Açýk Kapý 03 Ekim`de gerçekleþtirilmektedir.
-Sünnet ve Düðün merasimleri tertip
edilmektedir.
-Her yýl Kurban kampanyasý düzenlenmektedir. Genel Merkezimizle
birlikte.
-Her yýl Fitre ve Zekat Kampanyasý
düzenlenmektedir. Genel Merkezimizle birlikte.
-Her hafta çocuklara ödev yardýmlarý kursu yapýlmaktadýr.
-Yürüyüþ (Demonstration) katýlmalar ve tertiplemelere iþtirak edilmektedir.
-Belediye ve Polis iliþkileri
-Her hafta Gençlik spor faaliyetleri
düzenlenmektedir.
-Her yýl Ramazan iftar programlarý
organize edilmektedir.
Bu güzel faaliyetleri bütün idarede
yer alan kardeþlerimizle birlikte gerçekleþtiriyoruz.
Allah hepsinden razý olsun.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
Seite 31
Ramazan Bayramýnýzý Tebrik Ediyoruz
38. sayi sayfalar
29.09.2009
32
17:53 Uhr
Seite 32
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
I
GMG Kuzey Ruhr Bölge Gençlik Kollarý düzenlenen iftar programýnda yeni sezona yeni atanan Gençlik Baþkaný ile
start verdi.
Açýlýþ Kur`an-ý Kerim`i
ile baþlayan programda 7
yýldýr Gençlik Baþkanlýðý
görevini sürdüren Ufuk
Ulun bayraðý Abdulkerim
Iþýk´a teslim etti.
Törende Genel Merkez
Gençlik Teþkilatýndan Celal
Tütün ve Teþkilatlanma
Baþkaný Osman Bey de hazýr bulundular.
Toplantýda IGMG Kuzey
Ruhr Bölge Gençlik Eski
Baþkaný Ufuk Ulun þöyle
konuþtu: “Görevimi baþarý
ile yaptýðýma inanýyorum ve
BYK´mda Eðitim Baþkanlýðýný sürüdüren Abdulkerim
Beye Gençlik Baþkanlýðýný
devrediyorum ve Cenab-ý
Allah’tan baþarýlarýnýn de-
IGMG Kuzey Ruhr
Gençliðinde Nöbet Deðiþimi
vamýný diliyorum” diyerek
sözlerini tamamladý ve sözü
yeni Bölge Gençlik Baþkaný
Abdulkerim Iþýk’a býraktý.
IGMG Kuzey Ruhr Bölge Gençlik Yeni Baþkaný
Abdulkerim Iþýk törende þu
konuþmayý yaptý: “Öncelikle böyle bir ayda böyle bir
güzel göreve getirildik. Bu
göreve bizi layýk gören büyüklerimize teþekkür ediyorum. Ýnþaallah görevimizin
bilincinde olup insanlýða
faydalý iþler yapmaya çalýþacaðýz. Rabbimiz bu görevimizde bizlere kendi rýzasýndan baþka bir rýza arat-
IGMG Kuzey Ruhr Ýdarecileri
Ýftarda Biraraya Geldi
masýn. Kendisinin ve Peygamber Efendimizin razý
olacaðý faaliyetler yapmayý
nasip etsin.
Bu görev elbette bir ekip
çalýþmasýdýr. Kimse elbette
tek baþýna verimli olamaz.
Ýnþaallah yeni Bölge Yönetim Kurulunu kurup çalýþ-
S
ðini görmekteyim. Cemiyetlerimin tümünde iftar
programlarý olmasý bizleri
çok memnun etmektedir.
Cenab-ý Allah (c.c) siz baþkanlarým ve yöneticilerimden razý olsun. Bizler de
cemiyetlere gül katmak
için 13 gezici hatibimizle
sizlerin Ramazan-ý Þeriflerini renklendirmeye çalýþtýk. “Kim bir oruçluya iftar
ettirirse kendisine onun sevabý kadar sevap yazýlýr.
Üstelik bu sebeble oruçlunun sevabýndan hiçbir eksilme olmaz” (hadis-i þerif)
Ýþte bu sevablarý sizler
camilerinizde iftar vererek
nail olmuþ oluyorsunuz.”dedi.
IGMG Kuzey Ruhr
Bölgesi Birim baþkanlarý
da kendi dallarýnda birim
açýklamalarýný yaptýlar.
Bölgenin iftar programý
ile toplantý sona erdi.
malarýmýza kaldýðýmýz yerden devam edeceðiz. Ben
Genel Merkez Gençlik Teþkilatýna, Bölge Yönetim
Kurulumuza, Bölge Gençlik
Yönetim Kurulumuza, Cemiyet
Baþkanlarýmýza,
Gençlik Teþkilatý Þube Baþkanlarýmýza ve bizlere güvenip bu görevi ikram eden
herkese teþekkür ediyorum.
Allah razý olsun.” dedi.
IGMG Kuzey Ruhr Bölge Baþkaný Murat Ýleri de
Bölge Eski Genclik Baþkaný
Ufuk Ulun’u tebrik etti ve
Büyükler BYK’sýnda Teþkilatlanma Baþkanlýðýna getirildigini açýkladý. Yeni Baþkan Abdulkerim’e de öncelikle teþekkürlerini sundu
ve ardýndan da görevini
hakkýyla yerine getireceðine
inandýðýný dile getirdi.
Program Bölgenin verdiði iftar yemeði ile sona erdi.
Essen Ayasofya Camiinde Ýftar
E
affet Gündoðdu’ nun
okumuþ olduðu aþýrla baþlayan iftar
programý IGMG Kuzey
Ruhr Bölge Baþkaný Murat
Ýleri’nin konuþmasýyla devam etti. Ýleri sezonun ilk
toplantýsýna þubelerimizin
eksiksiz katýlýmý ile iþtirak
etmekteyiz. Yeni sezon dönemine bazý BYK’dan deðiþimleri açýkladýktan sonra; “Ramazan-ý Þerif’in bereketli ve dolu dolu geçti-
haber
ssen Ayasofya Cami düzenlemiþ olduðu iftara
çok sayýda Alman yetkililer ve çevre cami yöneticileri katýldý.
Katýlanlar arasýnda baþta
Uyum Meclisi Baþkaný Muhammed Balaban, Kuzey Essen Polis
komiserleri, Diakonie, AWO,
Jugendamt çevre Ditib cami yöneticileri, siyasi parti temsilcileri
vardý.
Ýftara gelen misafirleri kapýda karþýlayan Cemiyet Yönetim
Kurulu Baþkaný Satýlmýþ Çorbacý her sene düzenlemiþ olduklarý
iftarý inþallah seneye daha geniþ
çaplý bir alanda düzenleyeceklerini söyledi.
Yemekleri özenle hazýrlayýp
sunan Cemiyet Kadýn Kollarý
yöneticileri çok beðeni topladý.
Programý selamlama ile açan
Cemiyet Ýmam Hatibi Halit Piþmek katýldýklarý için gelenlere
teþekkür etti. Piþmek selamlamadan sonra “Camiler-Toplumun Parçasý” adý altýnda bir seminer verdi. Camilerin ne denli
potensiyale sahip olduðunu ifade
eden Halit Piþmek hoca, görev
yaptýðý cemiyetin hangi dallarda
hizmet verdiðini sýraladý. Artýk
Almanya`da Camilerin vazgeçilmez olduðunu ifade eden Piþmek karþýlýklý hoþgörünün çok
önemli olduðunu söyledi.
Ezanýn okunuþuyla birlikte
iftar yemeðine geçildi.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
bilgilendirme
F
A
TÝB Gençlik Kollarý
dernek ziyaretlerine
tüm hýzýyla devam
ediyor.Geçtiðimiz günlerde
Oberhausen ve Remscheid
da bulunan derneklerimizi ziyaret eden ATÝB Gençlik
Kollarý buralardaki gençlerimizle biraraya gelerek çalýþmalar hakkýnda bilgi aldý.
Ýlk olarak ATÝB Oberhausen Derneðimizde Oberhausen Gençlik Kollarý Baþkaný Samet Arýkve ve yönetim
kurulu üyeleri ile biraraya
gelen ATÝB Gençlik Kollarý
Genel Baþkan Yardýmcýsý
Oðuzhan Erkmen ve ATÝB
Gençlik Kollarý Yönetim Ku-
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Asým TOZOÐLU
ederal Almanya`da
üç yýldýr askýda kalan dava sonuçlandý
ve eskiden olduðu gibi geçen yýllar da dahil olmak
kaydýyla çalýþma odasý
masraflarý vergiden muaf
tutuluyor.
Almanca tabiriyle ‘Arbeitszimmer’ olarak tanýmlanan çalýþma odasý,
baþta öðretmenler olmak
üzere çok sayýda çalýþanýn
vergi denkleþtirmede deðerlendirdiði faktörlerden
birisi.
Sözleþmeli olarak çalýþan doktorlar, mühendisler ve iþinin en az üçte birini evinde gerçekleþtiren
meslek sahipleri bugüne
kadar yaptýklarý masraflarý maliyeye bildirmiþler
ve maliyenin kararýna itiraz ederek, ‘yüksek mahkeme kararý çýkana kadar
dosyam bekletilsin’ demiþlerse, haklarý kaybolmayacak.
Vergi denkleþtirme iþlemlerini 2005, 2006, 2007
ve 2008 yýllarý için yaptýrmayanlar çalýþma odasý
masraflarý olan elektrik,
kira, ve diðer masraflarý,
ayrýca masa, bilgisayar ve
lamba gibi zaruri iþ alet ve
edavatlarýný da muafiyet
listesine ekleyebilirler.
Uzmanýnýza
danýþmadan
imza atmayýn!
*Ekonomik kriz nedeniyle yüzlerce firma iflasýn
eþiðinde ve binlerce çalýþan iþinden oluyor.
*Bazý iþyerlerinde paralý çýkýþ (Abfindung) iþlemleri hýz kazandý.
*Paralý çýkýþta en önem-
Seite 33
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Yüksek mahkeme
beklenen kararý verdi:
[email protected]
li husus, alýnacak paranýn
kesinlikle yýl sonunda olmamasýdýr. Ne kadar az çalýþýlarak paralý çýkýþ alýnýrsa, o kadar çok vergi iadesi söz konusudur.
*Vergi denkleþtirmede
düþürülecek masraflar ne
kadar çok olursa, vergi
oraný yüksek olduðu için,
daha çok verginin geri
alýnmasýný saðlar.
*Çýkýþ parasý alacaðý
sinyali alan bir kimsenin,
daha firmayla görüþmeden
ve imza atmadan önce hemen bir vergi uzmanýna
danýþmasýný ve hatta çeþitli
alternatifleri hesaplatmasýný kesinlikle tavsiye ederim.
1.Abfindung (Paralý
Çýkýþ): Federal Almanya`da
bir yandan ilerleyen teknolojiye baðlý olarak otomasyon (robotlaþma ve makinalaþma) sisteminden dolayý,
öte yandan da Avrupa Birliðine katýlan yeni ülkelerdeki
ucuz iþgücünün kullanýlmasý için fabrikalarýn o ülkelere taþýnmasý nedeniyle ve
bunun sonucu olarak, tüm
dünyada son altý aydýr çýð
gibi büyüyen ekonomik
Çalýþma odasý
masraflarý
vergiden
muaf
krizden dolayý, birçok çalýþan insan, iþyerlerinden çýkarýlmaktadýr. 2006 yýlýna
kadar paralý çýkýþ alanlar, bu
paralarýnýn belirli bir kýsmýný vergiden muaf olarak alabiliyorlardý. Çalýþýlan süre
ve iþçinin yaþý ne olursa olsun, 7200 euro vergiden
muaf tutuluyor, 50 yaþýný
doldurmuþ ve en az 15 yýl
çalýþmýþ kimselerde 9000
euro, 55 yaþýný doldurmuþ
ve 20 yýl çalýþmýþ kimselerde ise 11000 euro vergiden
muaf tutularak net veriliyordu. Geriye kalan kýsým varsa, kiþinin medeni haline ve
çocuk sayýsýna baðlý olarak
vergi sýnýfý doðrultusunda
vergi kesiliyordu. 2006 yýlýndan itibaren çýkýþ paralarý
tamamen vergiye tabi tutulmaktadýr.
Son zamanlarda çok sayýda okurumuz telefon ederek veya büromuza bizzat
gelerek paralý çýkýþ konusunda bilgi almaktadýr.
Çünkü, ancak zamanýnda,
yani tren kaçmadan her
konuda olduðu gibi bu konuda da bilgi sahibi olan
kimseler, alýn teri ve göznuru olan hakkýný en iyi bir þe-
kilde, tabii ki legal yollarla
alma hakkýný kazanmaktadýr.
Ýþinden hangi nedenle
olursa olsun çýkan çalýþanlarýn hangi þartlarda çýkýþ
parasý alacaðý veya neden
alamadýðý çalýþtýðý firmanýn
maddi durumuna veya iþçi
sayýsýna hatta sendikalaþma
durumuna baðlýdýr.
Konunun hukuki yönünden daha çok bizi ilgilendiren yaný, vergi denkleþtirmede dikkat edilmesi gereken yanýdýr.
Paralý çýkýþta en önemli
husus, alýnacak paranýn
kesinlikle yýl sonunda olmamasýdýr. Ne kadar az
çalýþýlarak, paralý çýkýþ alýnýrsa, o kadar çok vergi
iadesi söz konusudur
Çýkýþ parasý alacaðý
sinyali alan bir kimsenin,
daha firmayla görüþmeden ve imza atmadan önce
hemen bir vergi uzmanýna
danýþmasýný ve hatta çeþitli alternatifleri hesaplatmasýný kesinlikle tavsiye
ederim.
Çýkýþ parasý alan kimselerin vergi dilimi yüksek
olduðu için, maliyeye gös-
ATÝB GENÇLÝK KOLLARI REMSCHEID
VE OBERHAUSEN’Ý ZÝYARET ETTÝ
rulu Üyesi Yavuz Kul yaptýklarý sohbette gelecek dönemde yapýlacak olan ana faaliyetlerle ilgili gerekli hazýrlýklarýn þimdiden yapýlmasý
gerektiðini anlattý. ATÝB Eski Genel Sekreteri Ýmam
Cengiz’in de katýldýðý sohbette sayýn Cengiz gençlerimize teþkilat ve teþkilatçýlýk
hakkýnda önemli bilgiler verdi.
Daha sonra ATÝB Remscheid derneðimize geçen
Gençlik Kollarý Genel Baþ-
33
tereceði mastraflar da daha çok vergi iadesi saðlamaktadýr. Bu masraflarýn
ne derecede ve hangi oranda vergi iadesi saðlayacaðý
tamamen o kimsenin alacaðý çýkýþ parasýna baðlýdýr. Örneðin bir kimsede
beþ bin euroluk baðýþ beþ
bin euro geri getirirken,
bir diðerinde de ikibin euro getirmektedir.
Yeri gelmiþken hatýrlatmakta fayda var. 2007
yýlýndan itibaren yapýlan
baðýþ miktarlarý gelirin
yüzde yirmisine kadar
yükseltilmiþtir. Paralý çýkýþ alanlarýn bu konularda bilhassa dikkatli olmalarýný salýk veririm.
EV YAN
MASRAFLARI
(NEBENKOSTEN)
VERGÝDEN
DÜÞÜLÜYOR
2007 yýlýndan itibaren ister kiracý olun, isterse de
kendi evinizde oturun, kira
haricinde ödenen yan masraflarýn bir kýsmý vergiden
muaf tutulmaktadýr. Almanca tabiriyle ‘Nebenkostenabrechnung’ olan ve genellikle yýl sonunda elimize
gelen bu masraf çizelgesinin vergi denkleþtirme evrakýyla getirilmesi halinde,
maliyeye ibraz edilmektedir.
2008 yýlý iþlemlerini
yaptýrmak için henüz 2008
hesabýný almayanlar, 2007
yýlýna ait ‘Nebenkostenabrechnung’ belgesini getirebilirler.
Daha geniþ bilgi için:
069/731919
Veya
[email protected]
kan Yardýmcýsý Oðuzhan
Erkmen ve Gençlik Kollarý
Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Kul’ a burada Gençlik
Kollarý Sekreteri Sadýk Bayrak da katýlarak ATÝB Remscheid Gençlik Kollarý Baþkaný Alptekin Þirin ve Yönetimiyle biraraya geldiler.ATÝB
Remscheid Gençlik Kollarý
çalýþmalarý hakkýnda geniþ
bilgi alan ATÝB Gençlik
Kollarý Genel Baþkan Yardýmcýsý ve beraberindeki heyet gece geç saatlere kadar
süren sohbetin ve Ozan Ferhat Kafkas’ýn söylediði türkülerin ardýndan ziyareti
sonlandýrdý.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
34
BIO-INSAN
1970 li yýlardan sonra
dünyayý yönetenler yiyecekleri ve içecekleri, daha fazla
kazanma hýrsýyla, hormon ve
benzeri fýtratý bozucu maddelerle baþkalaþtýrarak, az
zamanda çok üretim yaparak
milyarlarca dolarlar kazandýlar.
Günümüzde fýtratýný bozduklarý bu yiyecek ve içecekleri saðlýða zararlý görerek, BIO adý altýnda yeni bir
ürün anlayýþý ve ürün yelpazesi piyasaya sunarak, eskiden fýtratý bozulmamýþ olan
yiyecek ve içecekleri normal
fiyatýnýn iki katýna insanlara
satmaya baþladýlar.
Bu ekonomik kandýrmacayý yapanlar bilerek ve isteyerek ÝNSAN`in ve TOPLUM`un da fýtratýný bozdular.
Ýnsan ve Toplum, artýk
fýtratý üzerine deðil, kendilerini dünyanýn sahibi sanan
bu kiþilerin istedikleri tarzda
hissetmeye, düþünmeye, yaþamaya baþladýlar.
Ýnsan artýk eski fýtratý yaþayan insan olmaktan çýktý,
baþkalaþým geçirdi.
Toplum da artýk eski fýtratý yaþayan Toplum olmaktan çýktý ve hiçbir standarda
uymayan garip bir toplum
oldu.
Kendilerini dünyanýn sahibi sanan bu kiþiler, Bio-Gýda`lardan sonra dünyanýn gidiþatýna uygun olarak BIOÝNSAN ve BIO-TOPLUM
düþüncesini ileri süreceklerdir. Bu bizim bir öngörümüzdür.
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
A. Sinan ESKÝCÝOÐLU
BIO-ÝNSAN VE BIOTOPLUM NE DEMEKTIR?
FITRATI BOZULAN
ÝNSAN BIO YÝYECEK
SÜRECÝYLE BIO-ÝNSANI SORGULAMAKTADIR?
BIO-INSAN HANGÝ
ÖZELLÝKLERÝ
TEKRAR ELDE EDECEKTÝR?
BIO-TOPLUM HANGÝ
DÝNAMÝKLERDEN OLUÞUR?
GELECEÐÝN
BIOTOPLUMUNU OLUÞTURACAK KAYNAK NEDÝR?
BIO-TOPLUMU
OLUÞTURMA
SÜRECÝNDEKÝ ÇALIÞMALAR
NASIL OLACAKTIR?
Seite 34
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Bio-Ýnsan
ve
Bio-Toplum
[email protected]
Ýþte kendilerini bu konumda sanan bu kiþiler böyle bir kavramý dünya literatürüne sokmadan evvel biz
BIO-ÝNSAN ve BIO-TOPLUM kavramlarý ile hem
Avrupayý hem de dünyayý
geleceðe taþýyacak süreci
baþlatmalýyýz.
Bazý þeylerin farkýnda
olan insanlar artýk doðal olaný, doðal hayatý aramaktadýrlar. Bizim görevimiz bu söylemle
önce yaþadýðýmýz
ülkede, sonra Avrupada sonra da tüm
dünyada fýtrata uygun, doðal, saðlýklý
ve temiz HAYAT
MODELÝNÝ anlatmaktýr.
Bu, bizim öncelikli görevimiz.
Hedefimiz, hem
geleceðin dünyasýný
þekillendirmede söz
sahibi olmak, hem
de kendilerini dünyanýn sahibi sanan
kiþilerin geleceðe
yönelik oyunlarýný
bozmaktýr.
BIO-TOPLUM
Bio-Toplum; fýtrata uygun olan, doðal olan, spekülasyona uðramayan,
insaný bir toplumdur.
Bio-Toplum; insaný varlýk aleminde vücuda getiren,
ona yaþama imkanýný sunan Mutlak
Yaratýcý ve Sistem
kuran yüce Varlýðýn, yarattýðý insanlara sunduðu doðal
toplum düzenidir.
B i o - To p l u m ;
aþýrýlýklarýn olmadýðý, görev-hak dengesinin olduðu toplumdur.
B i o - To p l u m ;
zengin ile fakir uçurumunun
ve savaþýnýn olmadýðý toplumdur.
Bio-Toplum; önce kadýnlarý ezip, onlarýn fýtratýný
bozduktan sonra, Feminizm
gibi yapay ve aldatýcý akýmlarýn olmadýðý toplumdur.
Bio-Toplum; Din, Can,
Mal, Akýl ve Neslin korunmasýnýn insanýn doðal haklarý olduðu fikrine dayanan bir
toplumdur.
Bio-Toplum; Ýþçi ve Ýþveren sýnýfý oluþturup, sonra
onlar arasýnda yapay bir kavga çýkarýp, sonra da aralarýný
bulmak için havadan para
kazanan sendikalarýn olmadýðý, Ýþçi ve Ýþveren arasýnda
uyumun olduðu, artý deðerin
iki grubun arasýnda eþit olarak bölüþtürüldüðü, çalýþmadan para kazananýn olmadýðý hak ve paylaþým üzerine kurulu bir toplumdur.
B i o - To p l u m ;
“Ýnsan,
insanýn
kurdu`dur” düþüncesini temel alarak
deðil, insan kardeþliði esasýna dayanan bir toplumdur.
B i o - To p l u m ;
yasaklayýcý deðil,
özgürlükçü bir toplumdur.
B i o - To p l u m ;
dinleri kontrol altýna alýp, etkisizleþtirmeye
çalýþan
toplum deðil, her
inancýn kabul gördüðü, dini inançlarý
yaþamanýn inanç
zenginliði olduðunu kabul eden toplumdur.
B i o - To p l u m ;
reklam ve marka
tutkunluðu ile israfý körükleyen tüketim toplumu deðil,
gerçek alýþ veriþin
olduðu, haksýz vergi ve kazancýn olmadýðý, israfýn engellenmesi üzerine
kurulu üretim toplumudur.
B i o - To p l u m ;
Emek-Sermaye
düþmanlýðý yerine,
Emek–Sermaye ortaklýðýný esas alan
toplumdur.
B i o - To p l u m ;
dosya
Medeniyetlerin çatýþmasýný
fýrsat bilip, kýyamet senaryolarý ile insanlarý korku ile þaþýrtan deðil, medeniyetlerin
uzlaþma zeminine inanan, kýyametin kopacaðýný görse
dahi, aðaç dikmeyi hedefleyerek umut üzerine insa edilen toplumdur.
Bio-Toplum; Savaþ mantýðý üzerine kurulu olup, her
on yýlda bir dünyanýn bir köþesinde savaþ çýkartan deðil,
savaþýn olaðanüstü bir durum olduðunu kabul eden,
savaþ hukukunu kabul eden
ve aslolan Barýþ`týr diyen uzlaþmacý toplumdur.
Bio-Toplum; Paranýn kiralandýðý ve haksýz kazancýn
hakim olduðu toplum deðil,
ortaklýk prensibinin olduðu
krizsiz bir toplumdur.
Günümüz insaný:
Hayata ekonomik perspektiften bakan homoekonomikus`dur.
Ateizm temeline dayanan
bir düzende yaþamaktadýr.
Egoist`tir.
Medya baðýmlýdýr ve düþünemez.
Kin güdücüdür.
Nefsine boyun eðer.
Hýrslarýna düþkündür.
Kýskançtýr.
Yaþadýðý günü düþünür
ve ona göre plan yapar.
Gururludur.
Toplumdaki sorunlara
karþý duyarsýzdýr. Sorun kendisine deðene kadar boþvermiþlik içindedir.
Dünyada yaþanan haksýzlýklara seyirci kalýr.
Bio-Ýnsan: (Fýtri Ýnsan)
Hayata; Mutlak Yaratýcý
ve sistem kurucunun nimeti
ve insan olma perspektifinden bakar.
Ýlahi düzen fikri temeline
dayanan sistemde yaþar.
Digergam`dir.
Medyadan etkilenmez,
aklýný ve düþüncesini kullanýr.
Affedicidir.
Nefsine hakim olur.
Kendini kontrol edebilecek kadar güçlüdür.
Kendisi ile beraber diðer
insanlarý da düþünür.
Geleceði düþünür ve ona
göre planlar yapar.
Mütevazi`dir.
Topluma karþý duyarlýdýr.
Gücü nisbetinde kötülüðe
karþý koyar ve düzeltmeye
çalýþýr.
Dünyadaki haksýzlýklara
tepkisini gösterir.
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
özel köþe
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Yusuf POLATOÐLU
Can bula cânânýný
Bayram o
bayram ola..
Kul bula sultanýný
Bayram o
bayram ola..
(Erzurum Türküsü)
Bayram, sevinç günleri
olarak hayatýmýzda yerini
alýr. Bayram, tebrikleþmenin, gönüller arasý diyaloðun kapýlarýný açan bir
gündür. Ýnsanlar arasý barýþýn en çok yaþandýðý zaman
dilimi olarak bayramlar
büyük saygýya ve öneme
sahiptir.
Bayram, en baþta sevginin içten hissedilmesi ve
bu sevginin paylaþýlmasýdýr. Nitekim sevgi içten
gelmek icap eder. Öte yandan, bayramýn böyle bir
sevgi ortamýný oluþturmak
gibi aðýrlýðý vardýr. Öyle ki
insan bu sevgi ve barýþ
bombardýmanýndan kendini kurtaramayacak kadar
kuþatýlýr. Sevgiye mecbur
olmak gibi güzel bir yola
geliþtir bu.
Ýslam, rahmet anlayýþýný
bayramlar vesilesi ile bir
kere daha insanlara sunar.
Hicretin 2. yýlýndan itibaren kutlanmaya baþlanan
bayram, insanlarda biriken
hýrslarý, kinleri, gerginlikleri temizleyen bir nur pýnarý olmuþtur asýrlar boyu.
Dolayýsýyla millet olarak
bayramlarýn içini dolduran
derin geleneklere sahibiz.
Bayramýn içimize kazandýrdýðý sýcaklýk ve muhabbet, olumlu etkiler olarak
hayatýmýza tesir eder. Bilmek gerekir ki bayramýn
bu tesirini, bayram günleri
noktasýndan bütün hayata
taþýmak asýl önemli olandýr.
Devlet hayatýnda da
bayramlarýn özel yeri olmuþtur. Bayramlaþmak,
Fatih Sultan Mehmet tarafýndan sarayda protokole
dahil edilmiþ ve bu böyle
devam etmiþtir. Mehter takýmýnýn renklendirdiði Saraydaki bayram kutlamalarýnda en üst noktadan bayrama gereken ehemmiyet
verilmiþtir.
Saraydaki
renkli tebrikleþmeler sonunda gönülden yapýlan te-
Seite 35
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Þiir Sohbetleri
[email protected]
menni ile son bulurdu:
“..Ve hemiþe bunun emsali eyyama eriþmek nimeti müyesser ola.” Yani
bugün, “daha böyle nice
bayram günlerine eriþmek dileði ile” dediðimiz
gibi... Yine Cumhuriyet
döneminde de bayramlar
resmi protokoldeki yerini
almýþtýr.
Bayram hatýrlamaktýr,
hatýrlanmaktýr. Selam ve
vefanýn anahtarýdýr. Uzaklar, yakýnlar hatta öteler
bayramda hatýrlanýr. Koca
Veysel’in þiiri böyle baþlar
bunun için:
Ben giderim
adým kalýr
Dostlar beni
hatýrlasýn..
Düðün olur
bayram gelir
Dostlar beni
hatýrlasýn..
(Âþýk Veysel)
Ve ayrýlýk içinde geçen
bayramlar vardýr. Ev halkýnýn, aile fertlerinin bir arada olamadýðý, birilerinin
eksikliðinin hissedildiði
bayramlar vardýr. Evin bir
ferdi ya gurbettedir, ya askerdir. Anne, Mehmet’i
bayramda
ararken,
Mehmet de askerde ayný mahzunluk içindedir. Bayram günü çekildiði resmini anasýna
gönderir arkasýna not
düþerek:
Þu resmimi
bayram
günü çektirdim
Çerçevesiz
baþ ucuna
koy anam..
Doymadýysan
“yavrum” deyip
sevmeye
Bas baðrýna bu
Bayram
O Bayram
Ola
resmimi,
doy anam..
(....)
Gönül bir serçedir,
hasret mengene
Ya ölü, ya diri,
döneriz gene
Ha üç gün yaþadýk,
ha doksan sene
Ömür ne ki, bir
yudumcuk çay anam.
(....)
(Sadettin Kaplan)
Bayram, eski ve yeni
bayramlar olarak deðerlendirmekten kendini kurtaramaz; çünkü çok deðiþimler
söz konusudur.
Zira, bayramý tatilin
içinde kaybeden bir zihniyet oluþtu. Aileler bir araya
gelmek yerine, kýyýlara tatil yerlerine daðýlmayý tercih eder oldular. Halbuki
çalýþanlarýn yýllýk izinleri
tatil yapmaya ayarlanmalý
ve bu tatil ihtiyacýna yetmelidir. Bayramlar ise bayram muhabbetiyle eþ-dost
bir arada kutlanmalýdýr.
Eskiden köylerde mahalleler arasý bütün köy
halký bayramlaþýrken ve
büyük ölçüde þehirlerde de
yakýn çevre bayramlaþabilirken, bugün kentlerde ayný apartmaný paylaþanlar
birbirlerini görmeden bayramý geçiriyorlar. Gözlerden kaçýrma imkâný olmayan bir kopukluk var vesselam. Þair, “O Eski Bayram Düþünceleri” diyerek
bu mukayeseyi yapmaktadýr:
Nerde o eski
bayram sularý
Nûr yüzlü büyükler,
gül yüzlü çocuklar
Hangi gemilere
binip gittiler
Peþlerine takýp
en tatlý rüzgârlarý?..
Yerlerinde yeller
esiyor eski evlerin
Ve bize göre
deðil yenileri
Nedir bu kopukluk,
bu çaresizlik
Anlatsýn bize
bunu birileri.
(...)
Yazýsý silinmiþ
paralar gibi
Gittikçe düþüyor
kýymetimiz
Yeryüzü heykeller
bahçesidir
Vakte eriþmiyor
muhabbetimiz..
Ulular çekilmiþ
birer ikiþer
Çocuklar köþede
unutulmuþ...
Ne yapsak
yüzümüz
daha gölgeli
Aðlar içimizde
bir yaralý kuþ..
(....)
Küskünler barýþýr,
açlar doyardý
Bayram bir
semboldü
35
has yüreklere
Camilerin içi
dolup taþardý
O namazlar,
o cemaat nerede..
Birisi kapatmýþ
bu kapýlarý
Garip sýðýnacak
bir yer bulamaz
Muhacir kuþlarla
dolar deniz kenarlarý
Cümlesi bînamaz...
Nerede o eski
bayram sularý
Sevgiyle ýþýyan,
sevgiyle dirilen
Ve nûr yüzlüler,
gül yüzlüler
Nereye gittiler
ve neden?..
(Bahattin Karakoç)
Bayramlarda var olmasý, tazelenmesi gereken
sevgi, þefkat ve saygý mevhumlarý hayatýmýzdaki yerini tekrar almalýdýr. Bayram sabahlarýna, sevginin
gereðine inanarak uyanmak çok önemlidir. Daha
huzurlu, daha adil, daha sýcak bir hayat için bayramlarýn içini doldurmalýyýz ve
içi dolu bayramlarla da içimizi donatmalýyýz.
Bayram sabahlarýna
uyanmak ne güzeldir;
Sevginin gereðine
inanmak ne güzeldir..
Hakk’ýn “tenbih”lerini
“tercih” edebilerek
Ýman temellerine
dayanmak ne güzeldir..
Adalet ve hoþgörü
ufuklarý içinde
Kaybolmuþ gönülleri
kazanmak ne güzeldir..
Olgunlaþýp, geliþip..
derinleþip, yücelip
Ýlim ve irfan ile
donanmak ne güzeldir..
Bayram sabahlarýna
uyanmak ne güzeldir;
Sevginin gereðine
inanmak ne güzeldir...
(Ozan Yusuf Polatoðlu)
Sevgiye uyanan sabahlarý, huzura açýlan akþamlarý paylaþmak temennisi
ile bayramlar kutlu olsun..
Sevgi dolu olmanýn
ýþýklý dünyasýnda herkes
mutlu olsun, umutlu olsun!..
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
36
Seite 36
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
P
yaç ve zaruret karþýsýnda,
ailesini oðlunu kýzýný yanlarýna aldýrýrken bir göç ve
Avrupa`da (ya) kök salma
gerçeðinden kaç kiþi farkýndaydý?...
Derken.... aileler (Allah
sayýmýzý arttýrsýn) büyüdü
ve çoðaldý, babalarýmýz zaruretten dolayý (inançlarý
gereði) küçük çaplý da olsa,
mabedler açmaya baþladýlar. (Allah kendilerinden
razý olsun)
Ýkinci nesil, bu gibi müesseselerin sayýlarýný çoðaltmaya baþladýlar, baþladýk... ve yaþatmaya çalýþýyoruz, mevcut olan ibadethanelerin, örf ve adetlerin,
ananelerin, saygý-sevginin,
özden kopmamanýn ve bütün bunlarýn bekasý için
Avrupa‘da kalýcý olmak uðruna çocuklarýmýz, yani
80’li 90’lý ve daha sonraki
yýllarda doðacak neslimizin
imanlý, þuurlu, bilinçli, ze-
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Avrupa`da
Üçüncü
Nesil
Yener AKTAÞ
ek muhterem okuyucular; naçizane kardeþiniz, bendeniz bütün bir toplumun malumu
olan fakat üzerine gitmekte
(elimizden kayar korkusuyla) pek de çekingen
davrandýðýmýz Avrupa`da
3. jenerasyon (Nesil) dediðimiz yavrularýmýzýn durumunu biraz irdelemek isterken, sizleri Allah’ýn selamý ile selamlýyorum.
Birinci nesil diye tabir
ettiðimiz babalarýmýz, yani
1960’larýn baþýnda çoðu,
yerini yurdunu, evladý-iyalini, en güzel hayalini kurmak için, güzel memleketimizin en ücra köþelerinden,
kimi Van’dan Tatvan‘dan,
kimi taa serhat Kars’tan
mitilini sýrtlayýp, en kýsa
zamanda geri dönme hayali ile attýðý adýmlarýn arkasýnda kah o yaþlý dedesini,
beþikteki bebesini býrakma
pahasýna da olsa, bir limandan demir alýp, örfünü,
adetini, ananesini, dilini
bilmedikleri bazý diyarlara
yelken açarken, ondan 40 –
50 yýl sonrasýný hesaplayabilecek pek de çok büyüklerimiz olmasa gerek...
Zira, onlar yani 1. Nesil
bugün hepimizin malumu,
býrakýn kýrk–elli yýlý, 2-3
senelik zaman biriminde
geri dönmeyi hayal ederlerken, iþin bu merhaleye
kadar geleceðinden yani
70’li 80’li yýllarda bir ihti-
hayat
kalý, inançlý olmasýna þüphesiz hepimiz hemfikiriz...
Nasýl bir nesil, nasýl
gençlik istiyoruz? Ýþte bütün mesele burada... Yukarýda zikrettiðimiz özelliklere haiz bir gençlik mi yoksa kýsa vadeli düþünüp “ne
yapayým benden bu kadar,
büyüttüm, onuncu sýnýfa
kadar okuttum, þimdi de
alalade bir iþ bulsun yahut
ausbildung’unu yapsýn. Zaten söz geçiremiyorum, yaþý da reþit oldu artýk düþsün
yakamdan” zihniyeti mi
taþýyoruz?..
Ýnanýn deðerli okuyucular, önümüzdeki seçeneklere göre 1.þýk felah’a 2.þýk
helak‘a sürükler (Mazallah) çocuklarýmýz fiziksel
ne kadar da büyüseler, bizler için küçüktürler, yöntemli ve bilinçli bir þekilde
yaklaþýldýgýnda, lisaný münasiple anlatýldýðýnda (kýrýcý olmaksýzýn) onlarýn di-
maðlarý hala donmamýþ beton gibidir, “üzerine ne düþerse iz býrakýr misali” her
þeyi (iyiyi de – kötüyü de)
kabullenecek yapýdadýrlar...
Aman dikkat!... Bu baðlamda ben de diyorum ki ;
Sana hammadde iþte
nasýl iþlersen iþle,
Allah’ta biliyor ya
korkum var bu gidiþle,
“Aman bana ne” deyip
uðraþmazsak bu iþle,
Emanete hiyanet
edenler helak olur,
Asimile olursa
hesap bizden sorulur...
Yarýnlarý emanet ettiðimiz gençliðimizi, imanlý,
þuurlu, yüksek kariyere sahip görmek istiyorsak; Çocuklarýmýzýn yalnýzca karnýný doyurmak yetmiyor ve
yetmeyecek, Onun için bir
takým gerçeklerden yola
çýkmak durumundayýz...
Þöyleki;
Çoluk çocuðumuzun
Ýslam-Arþiv’den Köln Belediye Baþkaný’na barýþ ödülü
A
lmanya Ýslam Arþiv
Merkez Enstitüsü bu
yýlki Muhammed
Nafi Çelebi Barýþ Ödülüne
Köln Belediye Baþkaný Fritz
Schramma’yý layýk gördü.
Enstitü ödülün Köln’de Müslümanlarýn entegrasyonuna
yaptýðý katkýlardan dolayý
Schramma’ya verileceðini
açýkladý.
Vakýf Sözcüsü Amina Abdullah ödülün, “aþýrý gruplarýn muhalefetine raðmen
Köln’ün farklý ýrk, kültür ve
dinlerden insanlarýn birarada
barýþ içinde yaþayabildiði
dünyaya açýk bir þehir imajýný korumayý baþarmasý” nedeniyle Fritz Schramma’ya
verileceðini
belirtirken,
Köln-Ehrenfeld’deki cami
yapýmý konusunda çabalarýnýn da ödüle deðer olduðunu
kaydetti.
Barýþ ödülünün kendisine
layýk görülmesinden mem-
nun olduðunu ifade eden
Schramma, “Entegrasyon ve
dinlerarasýnda karþýlýklý anlayýþ benim için her zaman
önemliydi. Barýþ içinde birarada yaþam için beraberce
gösterdiðimiz katkýlarýn bu
þekilde ödüllendirilmesi beni
çok sevindiriyor” dedi.
Enstitünün heryýl dinlerarasý diyalog ve anlayýþ için
çaba sarfeden insanlara verdiði ödül, 1 Kasým’da Werl
Camii’nde Fritz Schramma’ya verilecek.
Barýþ ödülü Merkez Enstitüsü'nü Berlin’de 1927 yýlýnda kuran Suriyeli Muhammed Nafi Çelebi adýna veriliyor.
deneme
karný doyar beyni aç
Ekilmeyen bir tarla
zamanla olur kýraç
Zaman hiç geç olmadan
aramalýyýz ilaç
Bence arayan bulur bir
derde bin bir deva
Ýbadetsiz ömüre Cennet
olmaz bedava!...
Tabi ki görmek istediðimiz gençligin profilini çizerken, acaba o mertebeye
oturtmak istediðimiz gencliði, yetiþtirmede biz anababalar olarak hangi kategorideyiz acaba?
Bazý ana – babaya
seslenirim ben burdan
Din’e hakaret olsa
savunamaz gururdan
Kalpte zerre kadar
yok, yok nasibi þuurdan
Þuursuz ve bilinçsiz
ana - baba neylesin?
Kendisi bilmiyor ki
çocuða ne öðretsin?...
Daha bilinçli ebeveynler
olmamýzý
Allah
(C.C)tan niyaz ederim
Yener, veda ederken
el sallýyor rýhtýma
Ýmanlý bir nesildir
aday Cennet Tahtý’na
Hakk’ka asi olmayan
küsmez kendi bahtýna
Hakk din olan
Ýslam‘dan uzak
olursa nesil;
Periþan, rüsvah olur ve
üstelikte rezil...
Bir sonraki yazýmýzda
buluþmak ümidiyle
Selam ve dua ile...
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
özel köþe
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
M. Salih AYDIN
Onlar ve Biz.
Biz sevindik, sevildik,
güldük, eðlendik.
Onlar horlandýlar, vuruldular, korktular, öldüler. Biz
yedik, içtik, þiþtik ama kimseyi düþünmedik,
Onlar aç, susuz, evsiz,
yurtsuz, kimsesiz, kaldýlar.
Biz sýcakta klimadan soðukta
kaloriferden fazla yemekten
acýndýk,
Onlar yandýlar, üþüdüler,
yemediler ama acýnacak kimseleri yoktu. Biz lüks yataklarda yattýk uyumaktan canýmýz sýkýldý,
Onlar bombalar evimi ne
zaman yýkar korkusu ile gözlerini bile yummadýlar. Bir de
kalkmýþýz müslüman kardeþtir
insanlar kardeþtir diyoruz.
Bu kaygýsýz halimizle bir
gün gelir ve þöyle de diyebiliriz.
Yerin altý yerin üstünden
hayýrlý.
Çok geç olmadan aklýmýzý
baþýmýza alalým. En azýndan
paralarýmýzla zor durumdaki
kardeþlerimizi destekleyelim.
Zamanýn boþuna ziyaný, insanlarýn umursamazlýðý, ahlaksýzlýðýn insanlar arasýnda
normalleþmesi, paranýn insanlarý esir etmesi bana hep bunlarý çaðrýþtýrýyor. Bir an önce
aklýmýzý baþýmýza almassak
yarýn çok geç olabilir!
Münacatým artýk dualara
kaldý baþka bir sýðýnaðým
yokki.
Nasýl bir dünyada ve zamanda yaþýyoruz?
Kardeþliðimiz nerede kaldý?
ALLAH’tan (c.c.) baþka
sahibimiz zaten yoktur.
Ýki milyara yakýn müslümanlar darmadaðýn.
Kardeþlik güven sevgi hep
lafta kaldý.
Düþmanlarýmýzý kardeþler
edindik.
Nasýl da birbirimizi öldürüyoruz.
Ne zaman kardeþ olduðumuzun idrakine varacaðýz.
Gerçekleri ne zaman göreceðiz. Zaman hep aleyhimize
iþliyor.
ALLAH (c.c.) Müslümanlara, insanlýða uyanma nasip
etsin.
Âmin…
Dedektif Hacarap
Babam Almanya’dan izine
gider. Birgün Karaman’da dolaþýrken kýzkardeþini görür.
Eniþtem de Almanya’da. Ýçinden ben bunu bir takip edeyim der. Halamýn yanýnda
baþka bir komþu kadýn var.
Önce halam kendine bir gaze-
Seite 37
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
Hacarabýn
Serüvenleri
[email protected]
te alýr sonra da giderler bir
parkta otururlar. Halam gazeteyi ters tutarak bakar gibi yapar kadýn bir þeyler sorar. Halam da cevabýný verir. Kalkarlar yeni sinemanýn önüne giderler. Halam sinemada ne oynuyor diye þöyle bir bakar kafasýný sallar ve sinemaya girerler. Babam da halamýn evine gider halamý bekler. Halam
gelince sorar:
-Söyle bakalým… Haným
gazete okumasýný bilmiyorsun
hem de ters tutuyorsun kadýna
rezil oluyorsun.
Halam:
-Abi ben kimin kardeþiyim. Kadýn bana:
-Gazeteyi ne yapacaksýn
dedi.
Ben de:
-Kültürümüzü artýralým
dedim. Oturunca gazeteyi ters
tuttuðumu fark ettim bile bile
çevirmedim. Niye? Çünkü
kadýnýn öyle veya böyle soracaðýný biliyordum. Kadýn sordu:
-Gazeteyi ters tutuyorsun?
Ben de ne cevap verdim:
-Hanýmefendi düz tutarak
herkes gazete okur marifet
25
böyle ters okumak dedim oda
aðzýný kapadý deyince babamýn hoþuna gider.
Ciciannemle
Halam
Kendilerine Nasýl Ziyafet
Çekti.
Ciciannem baba tarafýndan
dedemin son hanýmý biz hep
cicianne derdik. Ciciannem ve
halam babam izine geldiði
için ziyaret etmeye bizim eve
gelirler. Evde babamlarý bulamazlar ama çok acýkmýþlar.
Bizimkiler girerler bir lokantaya kendilerine güzel bir ziyafet çekerler. Sonra iþ hesaba
gelir birbirlerinin gözlerine
bakarlar. Ýkisinde de beþ kuruþ para yok. Neyse ki lokanta sahibi tanýdýk olduðu için
sonra getirir verirler. Ama bu
iþin bir de Hacarap sürümü
var. Halam ve ciciannem böyle anlatýnca babam:
-Yok, öyle deðil siz gittiniz yemeðe bir güzel yumuldunuz sonra da lokantacý geçin bulaþýklarý yýkayýn dedi
deyince.
Halam da:
-Abiii öyle deðil sen de
amma da abartýyorsun deyince herkes gülüþür.
Hacarabýn Ýþleri
Almanya`da Babama çocuk kasasýndan bir mektup
gelir gel konuþalým diye. Sabah olunca annemi de yanýna
alýr çocuk kasasýna gider. Gider ama yerini bilmiyor. Tutar
kendi adresi olduðu yeri göstererek sormaya baþlar. Sora
sora giderken kendi oturduðu
üst komþusu rast gelir ona sorar. Komþu bakar bakar gülerek:
-Hacý abi bu adreste ne yapacaksýn der.
Babam da:
-Çocuk kasasýndan istemiþler oraya gidiyorum der.
Komþu:
-Hacý abi bu adres senin
evin. Sen yanlýþ yere bakýyorsun yanlýþ yere gidiyorsun
doðru adresi göstererek burasý doðru diyor.
Babam da:
-Kardeþim idare edin ben
antika bir adamým diyor.
Halaoðlunun kafasýný
nasýl kýrdým?
Ben dört beþ yaþlarýndayým o zamanlar halamlar Ankara Polatlýda oturuyorlar.
Halaoðluyla dýþarý çýktýk oy-
37
nuyoruz. Benim aklýma bir
oyun geldi tuttum bir taþý aldým yukarý attým. Halaoðluna
da:
-Bak kuþ uçuyor diye baðýrdým ama kafasýna vuracaðýný hesap etmedik. Halaoðlu
bakýp dururken taþ kafayý kýrdý Tabiki haliyle aðlamaya
baþladý. Bunu duyan halam,
annem dýþarý fýrladý halam oðlunun kanýný durdurmaya çalýþýrken ben de bir araba sopa
yediðim yanýma kar kaldý.
Keçi Uslu dur
Seneler önce büyük dayým
köyde oturuyor. Rahmetli
yengem o zamanlar sað yanýnda birkaç kiþiyle aþenede
ekmek piþiriyor. Yengemin
þakacý bir erkek kardeþi var.
Gelir bakar millet harýl harýl
ekmek piþiriyor, bunlara bir
oyun oynayayým diyor. Görünmeden yere uzanýyor ve
kapýyý örter gibi yapýyor Tabiki haliyle gýcýrtý yapýyor.
Yengem:
-Keçi uslu dur diyor. (Dayýmlarýn keçileri vardý onlar
bazen yaparmýþ)
Kardeþi Tekrar yapýyor.
Yengem yine:
-Keçi uslu dur diyorum sana diyor. Tam bu sýrada aniden ayaða kalkýyor. Bunu gören yengem bayýlýyor kadýný
zor ayýltýyorlar. Yengem kendine gelince kardeþi:
-Ben sana þaka yapayým
dedim sen benim ödümü kopardýn canýn iplikle mi baðlý
deyince herkes gülüþüyor.
Karaman’da Böyle
Kimselerde var
Adamýn birinin paraya ihtiyacý olur ne yapayým ne yapayým diye düþünür bir yol
bulamaz. Birgün yine düþünürken aklýna bir þeytanlýk
gelir ve uygulamaya koyar.
Zaman tam hasat zamaný.
Ekinler olmuþ derilme vakti
gelmiþ. Adam iki döver biçer
kiralar önceden tespit ettiði
tarlalarý bir bir gösterir buralarý derin der. Döver biçerler
iþe baþladýðýnda iki kamyon
kiralar kamyonlardaki ürünü
esnafa peþin paraya satar aldýðý paralarla da ihtiyacýný karþýlar. Aradan bir hafta geçer.
Vatandaþlar tarlasýna gider.
Birde ne görsünler tarlalar
dümdüz gözlerine inanamazlar. Koþarlar polise, jandarmaya ama atý alan çoktan Üsküdar’ý geçti.
Hayýrlýsý ile bu yazýnýn sonuna da geldik. Sizleri de ALLAH’a emanet ediyorum. Nasip olursa bir dahaki sefere
Ýnþaallah.
Selam ve dua ile.
38. sayi sayfalar
38
29.09.2009
17:53 Uhr
Seite 38
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Eylül/15 Ekim - 15 September/15 Oktober 2009 . Muharrem 1430
bulmaca
38. sayi sayfalar
29.09.2009
17:53 Uhr
Seite 39
Seite 40
17:53 Uhr
29.09.2009
38. sayi sayfalar
RHEİN SAAR
01.11.2009
30.10.2009
30.10.2009
UÇU T.İ
MEDİNE
MEDİNE
MEDİNE
İLK ZİYARET
STUTTGART
DÜSSELDORF
FRANKFURT
FROM
01.12.2009
01.12.2009
01.12.2009
DÖNÜ T
BÖLGE/KAFİLE
STUTTGART
DÜSSELDORF
09.11.2009
MEDİNE
MEDİNE
MEDİNE
VIYANA
MÜNİH
MÜNİH
AMSTERDAM
FRANKFURT
05.12.2009
11.12.2009
11.12.2009
10.12.2009
09.12.2009
09.12.2009
01.12.2009
10.11.2009
MEDİNE
ZÜRRICH
STUTTGART
HESSEN
09.11.2009
MEDİNE
11.12.2009
12.12.2009
MEDİNE
K-HOLLANDA
MEDİNE
KÖLN
11.12.2009
01.11.2009
MÜNİH
09.11.2009
MEKKE
BASEL
MİLANO
11.12.2009
13.12.2009
FREİBURG
A. İNSBRUCK
11.11.2009
09.11.2009
MEKKE
LYON
11.12.2009
02.12.2009
A. VIYANA 1
11.11.2009
MEKKE
HANNOVER
12.12.2009
02.12.2009
İSVİÇRE
10.11.2009
MEKKE
HANNOVER
MÜNİH
KÖLN
12.11.2009
MEKKE
NÜRENBERG
HAMBURG
İTALYA
MEKKE
MEDİNE
STRASBOURG
11.11.2009
12.11.2009
MEKKE
MEDİNE
LYON
11.11.2009
15.12.2009
14.12.2009
31.10.2009
K.RUHR
12.11.2009
HANNOVER
31.10.2009
BREMEN
MEKKE
SCHWABEN
NÜRENBERG
14.11.2009
HAMBURG
HANNOVER
14.12.2009
OSLO
STOCKHOLM
06.12.2009
15.12.2009
MEKKE
LYON
MEKKE
DUS/FRA
14.11.2009
MEKKE
14.11.2009
MEDİNE
03.12.2009
06.12.2009
NORVEÇ
15.11.2009
14.11.2009
DUS/FRA
AMSTERDAM
İSVEÇ
MERKEZ 3 HAFTA
ANNECY
MEDİNE
01.12.2009
01.12.2009
MEDİNE
LYS/BSL
19.12.2009
15.11.2009
MEDİNE
VIEN/MÜNİH
15.11.2009
16.11.2009
MEDİNE
HOLLANDA 3 HAFTA
FRANSA 2 HAFTA
16.11.2009
21.12.2009
MERKEZ 2 HAFTA
AVUSTURYA 2 HAFTA
VIYANA
22.12.2009
BERLİN TEGEL
19.12.2009
MEKKE
DÜSSELDORF
LONDON HEATHROW
MEKKE
MEKKE
MEKKE
20.11.2009
20.11.2009
18.11.2009
19.11.2009
BERLİN
İNGİLTERE
20.12.2009
22.12.2009
A-VIYANA 2
RUHR-A
BRÜSSEL
21.12.2009
20.12.2009
PARİS ORLY
VİYANA
MEKKE
COPPENHAGEN
MEKKE
MEKKE
MEKKE
21.11.2009
21.11.2009
20.11.2009
21.11.2009
BELÇİKA
A-LINZ
PARİS
DANİMARKA
21.12.2009
14.12.2009
SYDNEY
03.12.2009
21.12.2009
AMSTERDAM
DUS/FRA
MEKKE
DUS/FRA
MEKKE
MEKKE
DUS/FRA
15.11.2009
MEKKE
20.11.2009
22.11.2009
MEKKE
G.HOLLANDA
GENEL MERKEZ
08.11.2009
29.10.2009
AVUSTRALYA
GÖREVLİ
16.12.2009
GÖREVLİ
Hac ve Umre
Millî Görüş
ile bir başkadır
IGMG Hadsch - Umra Reisen GmbH
Boschstr. 61-65 50171 Kerpen
Tel: 00 49 (0) 22 37 / 656 310-311 Fax: 0049 (0) 22 37 / 656 329
E-Mail: [email protected] • www.igmg.de
MEKKE & MEDINE
3x öğün yemek fiyatta dahildir
2775,- €
(Bu fiyat sadece, Almanya, Avusturya, Belçika ve Hollanda için geçerlidir)
Banka Bilgileri
Kreissparkasse Köln
Konto Nr: 149 277 781
Blz: 370 502 99
IGMG Genel Merkez üyelerine
50,- indirim yapılır
Ücrete dahil hizmetlerimiz:
• Gidiş-dönüş uçak bileti
• Vize-işlem masrafları
• Suudi Arabistan ayakbastı parası (Çek ücreti)
• Mekke-Medine otel ve yemek (3x öğün tabldot usulü)
• Otel ile Kabe arası otobüs servisi
• Arafat-Mina çadır hizmetleri ve transferler
• Mekke ve Medinede tarihi yerleri ziyaret
• Hacc’da kullanılacak özel hediyelik eşyalar.
NOT:
1. Uçuş tarihlerinde 2-3 gün değişiklik olabilir.
2. Gerektiğinde kafileler bir başka kafile ile birleştirilebilir.
3. THY ile uçuşlarda, biletler Avrupa’dan uçuş tarihinden
itibaren 6 ay geçerlidir.
4. Hac dönüşü, Türkiye’de kalmak isteyenlerin, Türkiye’den
dönüş tarihlerini kayıt formunda belirtmeleri gerekir.

Benzer belgeler