Otomatik İstikrarlandırıcılar
Transkript
Otomatik İstikrarlandırıcılar
Ders Notları Dr. Murat ASLAN Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR’ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. genişleme Daralma trend Kriz, küçülme Reel Büyüme Hızı Oranı 1950-2008 12,00 6,00 0,00 1950 -6,00 -12,00 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005 Dönemsel Dalgalanma: Bir cari yılda gerçekleşen büyüme hızının uzun dönemli büyüme trendinden sapması durumuna iktisadi dalgalanma ya da dönemsel dalgalanma (business cycle) diyoruz. Dönemsel Dalgalanma: •Bir cari yılda gerçekleşen büyüme hızı, uzun dönem trendin altında ise bu dönemlere biz daralma (deflasyonist) dönem diyoruz. •Bir cari yılda gerçekleşen büyüme hızı, uzun dönem trendin üstünde ise yani ekonomi trendin üzerinde büyümüş ise bu dönemlere biz genişleme (enflasyonist) dönem diyoruz. P S P* D Q* Q 1- Arz Şokları 2- Talep Şokları 3- Politik Şoklar • Ekonominin üretim yönünü etkileyen şoklardır. • Teknolojik gelişmeler, iklim değişiklikleri, doğal afetler, yeni doğal kaynakların bulunması, dünya girdi fiyatlarından meydana gelen değişmeler. • Bazen nominal ücretlerde meydana gelen aşırı artışlar da arz şoklarına neden olabilir. • Talep şokları, geleceğe yönelik bekleyişlerde meydana gelen değişmelerin özel sektör tüketim ve yatırım harcamalarındaki eğilimleri değiştirir. İşte özel sektör tüketim ve yatırım harcamalarında meydana gelen değişmeler talep yönlü şoklar olarak bilinir. • Politik şokları, ekonomi yönetiminin aldığı kararlardan kaynaklanır ve genellikle ekonominin talep tarafına etki eder. Para arzındaki artış, faizlerin düşürülmesi (arttırılması), vergi değişiklikleri, döviz kuru değişmeleri bunlara örnek olabilir. Yurtdışında meydana gelen bu tür şoklar döviz kuru, finans ve dış ticaret gibi araçlar ile diğer ülkelere taşınabilir. • Keynes’e Göre: ekonomik dalgalanmaları başlatan temel neden gelecekle ilgili bekleyişlerde meydana gelen değişmelerdir. Kişi ve kurumlar geleceğe yönelik bekleyişleri iyimser ya da kötümser olması bu kişilerin ilk olarak yatırım kararlarını etkiler. •Geleceğe yönelik beklenti kötümserleştikçe, ülke genelinde özel yatırımlarda azalma olacaktır. •Önemli bir talep unsuru olan yatırımlarda ortaya çıkan azalma: Y=C+I+G ASklasik P0 P1 Y0 •Klasiklere göre: Yatırımlarda bir azalma olur ise toplam talep (AD) eğrisi sola kayacaktır. •Şekilde AD0’dan AD1’e. Ancak “fiyatların esnek” olduğu varsayımı geçerli ise (ki bu Klasiklerin en önemli varsayımıdır), talepte AD0 meydana gelen azalış milli gelir de bir azalmaya neden olmaz. Sadece ülke AD1 genelinde fiyatlarda bir azalma yaşanır. AD0 ASklasik ASKEYNES AD1 P0 P1 B P2 A C Y1 Y0 • Keynes modelinde temel alınan önemli bir varsayım fiyatların (ücretlerin) değişmesinin Klasiklerin dediği gibi esnek olmadığıdır. İste fiyatların (ücretlerin) esnek olmadığı bir sistemde toplam arz eğrisi (AS) pozitif eğilimlidir. •Talep unsurlarından herhangi biri azaldığında, Talep eğrisi sola kayacaktır. AD0’dan AD1’e. • Ücretlerde bir katılık söz konusu ise talepteki daralma ekonomiyi A noktasından B noktasına götürecektir. • B noktasında A ya da C ile karşılaştırıldığında milli gelir azalmıştır. • Bütçe Dengesi: Kamu giderler (G) ile kamu gelirleri (T) arasındaki Farka bütçe dengesi diyoruz. Eğer: T>G ise bütçe fazlası G>T ise bütçe açığı olarak tanımlıyoruz. Aşağıdaki grafikte de göreceğimiz gibi, bir ülkede vergi gelirleri ile Milli gelir arasında pozitif yönlü bir ilişki vardır. T=t(Y). Devletin topladığı gelirlerden bazıları milli gelirle doğrudan bağlantısı olmasa da, toplanan vergi gelirlerin çoğu mükelleflerin gelirleri ile Bağlantılıdır. Kısa dönemde, Kamu harcamaları ile milli gelir arasında negatif bir İlişki vardır. Kamu harcama sisteminin içerisinde bulunan bazı unsurlar Örneğin işsizlik sigortası vs. ekonominin daraldığı dönemlerde Artar ve ekonominin genişlediği dönemler azalır. İşte şekilde de görüldüğü gibi ekonomi daraldığında bütçe açığı genişlediği dönemlerde bütçe fazlası verilmektedir. Genişlem e g* Daralma 0 t t1 G=T G>T Bütçe Açığı 2 t3 T T>G Bütçe Fazlası E G Y2 Y* Y1 G=f(Y) T=f(Y) • Dönemsel dalgalanmalarla uyumlu maliye politikası konusunda önemli bir konu otomatik istikrarlandırıcılardır. OTOMATĠK ĠSTĠKRARLANDIRICILAR maliye politikasını daralma dönemlerinde otomatik olarak genişleten ve genişleme döneminde otomatik olarak daraltan programlardır. •Ġşsizliğin yüksek olduğu durgunluk dönemlerinde, hükümetin daha çok ödemek durumunda kaldığı işsizlik sigortası bu durum için güzel bir örnektir. •Benzer şekilde vergilerin kar ve ücretlere göre toplandığı dikkate alınırsa, ekonominin daraldığı dönemlerde beyan olunan matrahlar ve dolayısı ile toplanılan vergiler de azalacaktır. İktisadi yapıda meydana gelen çevrimsel dalgalanmaları giderme (hafifletme) ve bozulan dengeleri yeniden sağlama amacı olan; hükümetlerin yasama sürecine başvurmasını gerektirmeyen ve maliye politikası sistemi içerisinde var olan ya da herhangi bir iradi karar olmaksızın kendiliğinden faaliyet gösteren unsurlardır. Örneğin genişleme evresinde artan oranlı gelir vergisi sayesinde artan gelirin önceki döneme göre daha fazla orandaki miktarı piyasadan çekebilecek ve böylece aşırı talep kısılacaktır. Durgunluk ve daralma evrelerinde ise kamu harcamaları ve doğrudan gelir aktarımları daralan talebi yeniden canlandıracaktır. Durgunluk evresindeki kamu harcamalarının genişleme evresindeki kamusal gelir artışlarıyla dengeleneceği umulur ve bu literatürde "çevrimsel olarak dengelenen bütçe" diye adlandırılır, ancak bu gerçek olmaktan çok potansiyel bir durumdur. Kamu Harcamlarından sadece küçük bir kısmı otomatik Stabilizatör özelliğine sahiptir.Bunlar:İşsizlik Sigortası ve Tarım Destekleme Politikalarıdır. İşsizlik Sigortası: İşsiz sayısı ekonominin daraldığı dönemde artar. Ekonominin genişlediği dönemlerde azalır. Türkiye’de 2000’li yıllardan itibaren Uygulanmaya başlamıştır. Tarım Destekleme Politikaları: Tarım sektöründe arz ve talep eğrileri esnek değildirler. Dolayısıyla bu sektörde, fiyatlarda sergilenen küçük bir değişmenin,ürün arzını pek fazla etkilememesine rağmen, arzdaki hafif bir artış, fiyatlarda büyük dalgalanmalara neden olur. İşte, tarımın bu niteliğinden ötürüdür ki devlet, hemen hemen bütün ülkelerde, hem çiftçilerin mağduriyetini bertaraf etmek ve hem de tüketicileri korumak için, bu kesimin çoğu ürünlerine taban fiyatlar biçerek ya da üretimi destekleyici sübvansiyonlar uygulayarak bu sektörü desteklemektedir. Taban fiyat politikasıyla, ürünün bol olduğu yıllarda devletin satın alıp depoladığı ziraî ürünler, üretimin kıt ve yetersiz bulunduğu zamanlarda piyasaya sürülmekte ve bu suretle, eksikliği duyulan İhtiyaçların makul fiyat seviyelerinde giderilmesi sağlanmaktadır. Şüphesiz böylece, tarım sektöründeki konjonktürel oynamalar da kendiliğinden dengeye kavuşmuş olur. Kamu harcamaları ile karşılaştırıldığında vergi tarafındaki otomatik istikrarlandırma daha belirgindir. Unutulmamalıdır ki vergiler ekonomik sistemin ciddi bir içsel elemanıdır. Ekonominin genişlediği dönemlerde ülke insanın geliri ve bunun yanı sıra tüketim ve yatırım harcamaları artmakta ve dolayısı ile devletin gerek doğrudan ve gerekse dolaylı vergi gelirleri artmaktadır. Daralma dönemlerinde ise bunun tam tersi olmaktadır. Vergi sistemi herhangi bir iradi politika olmaksızın mevcut yapısı ile ekonomik daralmanın (ya da genişlemenin) etkilerini hafifletme konusunda ne kadar etkinidir? İşte bu etkinliği ölçmede kullanılan önemli bir araç vergi sisteminin esnekliğidir. Gelire bağlı olarak ortaya çıkan vergi hasılatı, esnek bir vergi yapısında gelir artarken, daha çok artarak aşırı genişlemenin etkisini bastıran bir fonksiyon görür. Gelir azalırken de daha çok azalarak aşırı daralmayı önler. VERGĠ ESNEKLĠĞĠ T T Y Y T : vergi geliri Y : milli ∆T: vergi gelirlerindeki değişme ∆Y:milli gelirdeki değişme . gelir Bu ülkenin vergi sistemi otomatik istikrarlandırıcılık özelliğine sahip midir? • ÇÖZÜM: Kısaca vergi sisteminin esnekliğini bulmamız gerekir. Eğer değer 1 den büyük ise sistem esnek küçük ise esnek değildir. T 174 120 54 0,45 T 120 120 Y 1763 1160 603 0,52 Y 1160 1160 T 0,45 T 1 Y 0,52 Y Genel olarak mali sistemin özel olarak sa vergi sisteminin esnekliğin çok yüksek olması çok ta arzu edilen bir durum değildir. Esnekliğin çok yüksek olması durumunda, örneğin genişleme döneminde, aşırı derecede artan vergiler genişlemeyi olumsuz yönde etkileyerek ekonominin tam istihdam düzeyine gelmesini engelleyebilir. Bu sürece mali engel ya da mali sürüklenme denir.