Laleli Baba Yakasında lalesi, dilinde yine bu çiçek üzerine

Transkript

Laleli Baba Yakasında lalesi, dilinde yine bu çiçek üzerine
Laleli Baba
Yakasında lalesi, dilinde yine bu çiçek üzerine söylenmiş en güzel türküler, sırtında lale
desenli gömleği ile hoş adammış Laleli Baba… Şimdi kendi adını taşıyan caminin kapısında
sabahtan akşama kadar ayakkabı tamir eder, karınca kararınca geçinip gider, kimseye muhtaç
olmadan ömrünü tamamlamaya çalışırmış. Civar esnafı severmiş onu. Maddi manevi bütün
civar halkının kurtarıcısıymış. Onun ardından da söylemeden edemezlermiş. Çünkü Laleli
Baba o sabahtan akşama kadar oturduğu caminin kapısından bir gün olsun adımını atmamış,
bir gün olsun gelip de cemaatle namaz kılmamış. Ona ‘dinsiz’,’imansız’ diyen çokmuş.Bu
kadar ağır ithamlar altında bulunan Laleli Babanın iyiliği ,dostluğu,güzel kalbi kendisini
affettirmeye yetmiyormuş.
Laleli Baba’nın bu hali zamanın padişahı olan Üçüncü Mustafa’nın annesinin kulağına kadar
gitmiş… Sabahtan akşama kadar cami kapısında oturup da bir gün olsun yanılıp camiden içeri
girmeyen bu adamı merak etmiş Valide Sultan. Bir Cuma günü caminin kapsına gelmiş. Laleli
Baba yine eski bir ayakkabıya eğilmiş çalışıyormuş. Tam o sırada caminin minarelerinden
güzel sesli bir müezzinin verdiği salâ sesi yükselmiş. Valide Sultan Laleli Baba önünde bir an
duraklar gibi olmuş, bir şey söylemek istemiş sonra vazgeçmiş. Laleli Baba başını eski
ayakkabılardan kaldırmadan seslenmiş:
-
Ne o Sultanım? Namaza girmiyor musun?
Yüzünde ağır peçe ,sırtında simsiyah bir çarşaf bulunan Valide Sultan birden şaşırmış ve
heyecanla Laleli Baba’nın yanına yaklaşıp:
-
Sen nereden tanıyorsun beni eskici? demiş.
Laleli baba sorusunu tekrarlamış:
-
Namaza girmeyecek misin Sultanım ?
Evet gireceğim…
Abdestin var mı?
Var…
Gel şu halde beraber kılalım namazımızı.
Bu teklif karşısında Padişahın annesi şaşırmış. Bu ’zındık’ dedikleri adam meğer namaz
kılıyormuş,bana ne diye yanlış söylediler diye aklından geçenlerden dolayı kndini suçlarken
Laleli Baba’nın sesi ile irkilmiş:
-
Kapatır mısın gözlerini Sultanım?
Sultan bu istek karşısında gayri ihtiyari gözlerini kapayıvermiş. Sonra altından bir sıcak
rüzgârın gelip geçtiğini hissetmiş ve kulağının dibinde Laleli Baba’nın sesini duymuş
yeniden.
-
Aç gözünü Sultanım?
Sultan gözünü açmış ama şaşırıp kalmış? Kâbede değiller mi? Aklı duracak gibi olmuş…
Ama o zaman anlamış ki karşısında büyük ulu bir kişi bulunmakta ve bu ulu kişi beş vakit
namazını işte böyle ta Đstanbul’dan gelip Kâbede kılmakta.
Birlikte namaz kılmışlar ,Sonra yine;
-
Kapa gözünü Sultanım. Aç gözünü Sultanım.
Demiş Laleli Baba ve hiç bir şey olmamış gibi kendilerini yine caminin kapısının önünde
bulmuşlar.
Padişah Üçüncü Mustafa , annesinden Laleli Baba ile Hac’a gidiş hikâyesini dinlemiş.
Dinlemiş ama dudak bükmüş ve bu olmayacak şey karşısında annesinin aklından bile şüphe
eder olmuş. Fakat yine de her caminin önünden geçişte Laleli Baba’yı merak eder ‘Annemi
avucum içine alan şu zavallı ihtiyarı bir gün yanıma çağırayım da onunla bir konuşup
eğleneyim ‘diye düşünüp dururmuş.
Bir gün yine aklına Laleli Baba gelmiş. Etrafındakilere:
-
Getirin şu adamı bir de ben göreyim
diye emir vermiş. Az sonra Laleli Baba yaka paça huzurdaymış.Padişah Laleli Baba’ya
baktıkça nasıl olur da annem bile bu adamın etkisine girer diye düşünmekten kendini
alamamış.Đhtiyara soru üstüne soru yağdırmaya başlamış.Nihayet:
-
Ey eskici baba söyle bakalım bana, dünyanın en güzel şeyi nedir?
Laleli Baba önce biraz düşünmüş ,ne desin?Şöle bir yoklamış zihnini sonra Padişaha şu yanıtı
vermiş:
-
Dünyanın en güzel şeyi mi padişahım? Yemek, içmek sonra da rahat rahat defi hacet
etmektir.
Üçüncü Mustafa:
-
Yok canım… Amma ettin eskici. Sen ve senin gibiler için en güzel şey bu olabilir ama
benim için, benim gibi koca imparatorluğa hükmeden bir insan için hayatta en güzel
şey nedir onu söyle.
Laleli Baba inat mı inat:
-
Sizin için de öyle Padişahım demiş.
Padişah kızmış. Kızmış ama bakmış ki olacak gibi değil…
-
Öyle olsun ama sana son bir sual soracağım şimdi. Bana dua edecek olsan acaba nasıl
bir dua edersin. Pek merak ettim de.
Eskici Baba bükmüş boynunu kadere razı bir adamın hali gelmiş üzerine.
-
Rahat yemeniz, rahat içmeniz sonra da rahat rahat defi hacet etmeniz için dua
edeceğim size
Bu sözler Laleli Baba’nın ağzından çıkmış ki padişah hırsından , öfkesinden adeta deliye
dönmüş.
-
Tez alın şu aptalı karşımdan…
Sonra ondan hıncını çıkarmak istercesine dişlerini sıkmış ve adamlarına şu emri vermiş:
-
Atın şu adamı zindana…
Emri büyük bir soğukkanlılıkla dinleyen Laleli Babanın en ufak bir hareketle bulunmadığını
görünce bütün bütün hırslanmış.
-
Seni oradan hiçbir kuvvet çıkaramayacak anladın mı koca ihtiyar?
Diye Laleli Baba’nın yüzüne olanca azameti ile yeniden haykırmış.
Aradan üç beş gün geçtikten sonra Padişah rahatsızlanmış. Büyük bir ıstırabın pençesinde
bulunan padişah ne yiyebiliyor, ne içebiliyor ne de dışarı çıkabiliyormuş. Günler geçse de
padişahın karnını kaplayan sancıda en ufak bir azalma yokmuş. Đşte bu ara Üçüncü
Mustafa’nın aklına aniden Laleli Baba gelivermiş. Onun sözlerini hatırlamaya çalışmış ve
sonra hızla yerinden doğrulup etrafında bekleyenlere:
-
Çabuk Eskici Babayı zindandan çıkarıp getirin buraya diye bağırmış
Padişahın hayatından endişe duymaya başlayan saray mensuplarının şüpheli bakışları altında
Laleli Baba huzura getirilmiş. Padişah ona merhamet dileyerek af dileyerek bakıp yumuşamış.
-
Aman Laleli Baba meğer sen ne doğru söylermişsin. Dünyanı nen güzel şeyi yiyip
içmek ve rahat rahat def’i hacet etmekmiş. Sen galiba bana bu yolda edeceğin duayı
unuttun .Hadi bir dua ette rahatlayayım demiş
Laleli Baba böylece ululuğunu, yüceliğini bir kere daha ispat etmiş. O tarihten sonra Padişah
hayatını kurtaran adamın adını kendi yaptırdığı ve onun bütün gününü kapısında geçirdiği
camiye vererek Laleli Cami olarak adlandırmış. Sonra bütün semtin adı Laleli olmuştur.
Osman SARISAKAL

Benzer belgeler

Şifalı Otlar ve Lokman Hekim

Şifalı Otlar ve Lokman Hekim Bütün dertlere şifa olan otlar, kökler ve emsemler dahi bir gün âciz kaldı. Ve (Lokman, bile ecele çare bulamadı) sözü ezeli hayat kanunlarının derin mânâsını belirtmiş oldu (15). Bununla beraber, ...

Detaylı