İyi Uygulamalar Türk örnekler

Transkript

İyi Uygulamalar Türk örnekler
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Disleksi ve Ek Akademik Dil Öğrenimi
Modül 11
İyi Uygulamalar
Türk örnekler
Editör: Claire Özel
Bu proje Avrupa Birliği Komisyonu’nca desteklenmektedir. Bu yayın
[iletişim] yalnızca yazarların görüşlerini yansıtmakta olup,
kullanılabilecek bilgilerden Komisyon sorumlu tutulamaz
1
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
İçerik
11.1 Giriş
11.1.1 Faydalı Terminoloji Kılavuzu
11.1.2 Faydalı Terminoloji Türkçe-İngilizce Sözlüğü
11.1.3 Faydalı Terminoloji İngilizce-Türkçe Sözlüğü
11.2 Ebeveyn Görüşü
11.2.1. Sesimi Duyan Var Mı?
11.2.2 İngilizce Öğretmeni Bir Anne
11.2.3 Biri Görsel, Biri Kinestetik
11.2.4 Disleksili Çocuğu Olan İngiliz Anne
11.2.5 Disleksik çocukla disleksi üzerine Röportaj
11.2.6 8inci Sınıfta Disleksi Tanı Koyulan bir öğrenci
11.3 Öğretmen Görüşü
11.3.1 Üç Öğrencim
11.3.2 Dakikada 8 Kelime
11.3.3 Testler
11.3.4 Olağanüstü Resimleri
11.4 Okulda Derste Disleksi
11.4.1 Modüllü Etkinlikler
11.4.2 Özel Destek Yöntemi
11.4.3 Disleksi Kavramını Öğrenmek
11.4.4 Öğretmen Disleksiliyse
11.5 Öğretmen- Öğrenciyle Beraber Akrostiş
11.6 Özel Öğrenme Güçlüğü - Disleksi Nedir?
11.6.1 Kısa Animasyonlar
11.6.2 Uzmanlardan Bilgilendirme
11.6.3 Eğitim Sisteminde Neler Yapılabilir?
11.6.4 Seçil Saygılı’nın Araştırmaları
11.7 Araştırma Sonuçları
11.7.1 Disleksi e-Anket Çalışması: Anket Soruları
11.7.2 Disleksi e-Anket Çalışması: Sonuçları
11.7.3 Disleksi e-Anket Çalışması: Bazı Düşünceler
11.8 Yabancı Dil – Disleksi
11.8.1 Bundan 4 Sene Önce
11.8.2 Hiç Israr Etmedim
11.8.3 Ders Planı Disleksi Uyarlaması
11.9 Üniversitede Disleksili Olmak
4
5
6
11
16
16
18
20
21
23
24
26
26
29
30
30
35
35
38
40
40
41
44
44
44
45
46
53
53
54
58
61
61
63
63
66
2
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
11.10 Diskalkuli
11.11 Çokdillilik
11.11.1 Doğuda Öğretmen Olmak
11.11.2 İki Dilli Olmak
11.12 Disleksili Kişilerin İfadeleri
11.12.1 Sanatsal
11.12.2 Ben 21 Yaşında Disleksi
11.12.3 Birinci Sınıfta...
11.12.4 11 Yaşında Evden Kaçtım
11.12.5 Bir Disleksi Masalı
67
73
73
73
74
74
75
76
80
81
3
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
11.1 Giriş
Bu modül DysLang-TR projesinin pilot çalışmasına katılan kişilerden hazırladıklarından
oluşuyor: yazı, anket, değerlendirme, araştırma sonuçları, kullandıkların yöntemler, vs.
Ebeveyn, öğretmen, uzman psikolog ve çalışanlarının katkıları yanı sıra disleksili bireylerin
çalışmalarından örnek ve ağır tecrübeler de bulunur. Konunun hassasiyetinden dolayı
katılımcıların isimlerinin çoğu verilmedi, veya değiştirilip kimlikleri gizlendi.
Ocak 2012'de DysLang çalışmasının başındayken yolumuzu göremezken, sadece bunun ne
kadar önemli bir konu olduğunun farkındaydık. Türkiye'de disleksiyle ilgilenen çok az kişi,
kurum veya merkez biliyorduk. Aklımıza gelen herkese bilgi gönderdik (ilgilenirse, belki
ilgilenir, ya da ilgilensin diye) ve 'kar topu' etkisiyle yaygınlaştı. Şimdi Türkiye'nin 6 şehrindeki
merkezlerle irtibattayız ve bunlarar başkalarının da katılma hazırlıkları içinde olduğunu
öğrendik. 12 ilden katılımcımız oldu. DysLang-TR'nin 11inci modülü kendi motivasyonuyla
katılmaya hazır olan 25 kişinin ürünlerinden ibaret. Sunulanlara ancak formatta
standardizasyon amacıyla editörlük yapıldı. Ancak terminolojinin çeşitliliğine dokunulmadı:
metinlerde Disleksili, Disleksik, Dislektik, Disletik, vs görünecektir. Çünkü bu tartışma
sürecinde olgunlaşıp benimsenecek bir konudur. Bu modülü içeriğinin bilimsel değeri bir
yana, bu ilk aşamada Türkiye'de disleksi konulu bir 'nabz yoklaması' olarak sunulmaktadır.
DysLang projesinin ana hedefi Disleksi, Çokdillilik ve YabancıDil Öğretimi konusunda bir eöğrenme programı hazırlamaktı. DysLang konsorsiyumunun en tecrübesiz ortağı olarak
kazandıklarımız oldukça çoktu. İçerikleriyle beraber, yöntem ve yaklaşımlar geliştirirken,
onlardan en temel farkımız hemen hemen hiç bir bağlantımız olmadan işe başlamamızdı. Bu
zorluklarla beraber keşfedilecek hazineler bizi bekliyordu. Sanal ortamındaki bu eğitimi
hedeflerken, sanal ortamında çalışıp Türkiye'nin bir çok bölgesinden bu tarz bir çalışmayla
ilgilenenler işbirliği yapmaya hazır.
Ülkemizin asıl ihtiyaçlarıyla beraber yapılabilenlere bakabileceğiz. Bu beni heyecanlandırıyor.
DysLang-TR'nin koordinatörü olarak, bir ilk çalışmayı size sunuyorum. Ne fazla bilimsel, ne
de tam güvenilir. Çünkü sınırlı koşullarda oluşturuldu; kusurlu ve yetersiz yanlarının
gelecekteki çalışmalar teşvik etmesi umulur.
Fikir ve ilhamlarınızla bizlere yön vermenizi bekliyoruz.
Tüm katılımcılara ve DysLang-TR ekibime teşekkür ederiz. Sayenizde DysLang'in AB
koşullarına uyumlu hale gelirken, çok değerli bir arşivin başlangıcını oluşturduk.
Claire Özel
Eylül 2013
ODTÜ
4
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
11.1.1 Faydalı Terminoloji
•
Akıcılık : Sözel dilin üretilmesindeki akış/akıcılık.
•
Alıcı Dil : Sözel olan ve olmayan iletişimi içeren, ifade edilmek istenilenin ne olduğunu
anlayabilme yeteneği.
•
Bellek : Hatırlama, tanıma ve yeniden öğrenirken daha hızlı öğrenme yeteneği.
Uyaranların algılanması, düzenlenmesi ve gerektiğinde hatırlanması, kullanılması süreci.
•
Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı : Özel gereksinimli bireyin gelişimi veya ona uygulanan
programın gerektirdiği disiplin alanlarında (akademik beceriler, sosyal beceriler, iletişim v.b)
ve destek hizmetlerden en üst düzeyde yararlanmasını öngören yazılı doküman.
•
Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu-DEHB: Dikkati yöneltememe, aşırı
hareketlilik ve/veya dürtüsellikle ortaya çıkan ve sıklıkla öğrenme güçlüğü olan bireylerde
görülen bir durum.
•
Disgrafi : Yazmada yer alan harflerin ya da sembollerin yazılışını hatırlayamama
durumu ile karakterize öğrenme yetersizliği/güçlüğü
•
Diskalkuli: Temel sayısal kavramları anlama, sayısal olguları ve işlemleri öğrenme
zorluğu.
•
Disleksi : Geleneksel sınıf yaşantıları olmasına rağmen bir bireyin yazılı harfleri,
rakamları ve sözcükleri tanımada sorunlar yaşaması tersten okuması veya zayıf yazma
becerilerinin olması şeklinde görülen bir tür öğrenme güçlüğü.
•
Dispraksi: Belli bir amaca yönelik hareketlerin yapılmasını etkileyen bir bozukluk.
•
Engel Grubu : İlerleme göstermek için özel hizmetler ve tedavilere gereksinim duyan
ve zihinsel veya fiziksel olarak belirli bir engeli bulunan bireyler.
•
Görsel Materyaller: Öğrencinin bilgiyi görebilmesini ya da öğrenmesini sağlayan tüm
materyaller, makineler ve eylemler. Örneğin, resimler, filmler v.b.
•
İnce Motor Beceri : Kontrol edilebilen hareketler için,özellikle nesneleri elle hareket
ettirme, küçük kas gruplarının kullanımı. (örn., ellerimizin yaptığı hareketler, nesneleri nasıl
tuttuğumuz,parmaklarımızı nasıl hareket ettirdiğimiz gibi).
•
İnce Motor Zorluğu : Küçük kas gruplarının kullanımında sorun yaşanılması durumu.
•
Kaynaştırma Eğitimi : En az kısıtlayıcı çevre/ortam kavramını uygulayarak özel
gereksinimli öğrencileri genel eğitim ortamlarına dahil etme süreci.
•
Kod-değiştirme: Dillerarası geçiş yapma.
5
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
•
Kod-karıştırma: Bir dili kullanırken bilinen başka bir dilden sözcüklerin/yapıların
kullanılması.
•
Komorbidite:
Herhangi bir neden-sonuç ilişkisi olmaksızın birden fazla fazla bozukluğun
aynı kişide eşzamanlı bulunması.
•
Ölçüt Bağımlı Değerlendirme: Bireyin performansını başka bir grup ile karşılaştırmak
yerine, önceden belirlenmiş olan standart ya da ölçüte göre performansını değerlendirip
yeterliliğini belirlemek amacıyla kullanılan değerlendirme sistemi.
•
Tanı : Belirtilerine bakarak bir bozukluğu adlandırma.
•
Yapılandırmacı Yaklaşım : Öğrenenin, anlamı deneyim ve diğerleri ile etkileşim
ortamında oluşturduğu ve öğretmenin öğrenenler için deneyimleri anlamlı kıldığı öğrenme
bakış açısı.
Hazırlayan: Dr. Yavuz Kanpolat. Ataturk Üniversitesi.
Kaynaklar:

Sucuoğlu, B. ve diğ.(2010), Özel Eğitim Terimler Sözlüğü, Ankara:Maya
Akademi Yayınevi.

Demirel, Ö.,(2010), Eğitim Sözlüğü, Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık.
11.1.2 DysLang Sözlüğü Türkçe-İngilizce
Türkçe
English
Aile ortamı
Family environment
Ailevi faktörler
Family factors
Akıcı
Fluent
Algı sistemi
Perceptive system
Algısal sözcük dağarcığı
Receptive vocabulary
Alıcı dil
Receptive language
Ana dili
Mother tongue
Anavatan
Country of origin
Anlamsız sözcük okuma
Non-word decoding
6
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Anlatım dili
Expressive language
Ardışık düzenleme sistemi
Sequential ordering system
Asetat
Overlays
Asgari
Minimum
Ayrıştıran
Diverging (Kolb)
Baskının görsel bozukluğu
Visual disturbance of print
Bellek
Memory system
Biçimbilim
Morphology
Bilişsel sistem
Cognition system
Bireyselleştirilmiş eğitim planı
Individual education plan
Britanya Disleksi Derneği
BDA / British Dyslexia Association
Çevresel bileşenler/ uyarı
Environmental influences/stimuli
Çevrimdışı
Offline
Çevrimiçi
Online
Çıkarmalı ikidillilik
Subtractive bilingualism
Çoğul dilli / çoğul dillilik
Plurilingual / plurilingualism
Çok-bilişsel
Multi-cognitive
Çokdilli / çokdillilik
Multilingual / monolingualism
Çoklu-duyusal
Multi-sensory
Çoktan seçmeli
Multiple choice
Değiştiren
Assimilating (Kolb)
DEHB - Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
ADHD
Dikkat sistemi
Attention system
Dilsel yetersizlik
Insufficient linguistic competence
Disgrafi
Dysgraphia
Diskalkuli
Dyscalculia
Disleksi dostu okul
Dyslexia-friendly school
7
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Dispraksi
Dyspraxia
Dokunsal
Tactile
Donanım
Hardware
Dönüştürme
Transcoding
Duyusal algı
Sensory perception
Edilgen sözcük bilgisi
Passive vocabulary
Edimbilim (Pragmatik)
Pragmatics
Eğitim düzeyi
Level of education
Eğitim türü
Type of education
Ek dil olarak İngilizce (EAL)
EAL / English as an Additional Language
Ekip çalışması
Team work
Ekran okuyucu
Screen reader
Emare
Manifestation
Engel grubu
Disability
Eşleştirme
Matching
Etkileyici konuşma
Impressive speech
Etkin sözcük bilgisi
Active vocabulary
Geniş Kapsamlı Zeka Testi
Wide Range Intelligence Test (WRIT)
Görseller Görsel materyaller
Illustrations
Güçlük
Difficulty
Hafıza destekcileri
Memory aids
His
Feeling
İkidilli / ikidillilik
Bilingual / bilingualism
İkidillilik geliştirme etkisi
Bilingual enhancement effect
İlgisiz
Irrelevant
İnce motor beceri
Fine motor activity
İnce motor zorluğu
Fine motor difficulty
8
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
İşitsel
Auditory
İşitsel kısa süreli bellek
Auditory Short Term Memory
İşlemleme
Processing
İşler bellek
Working memory
Kalemi tutma
Pen hand grip
Kavram haritalama
Concept mapping
Kayıt, Ses kaydı
Recording
Kaynaştırma eğitimi
Mainstream education
Kazançlı ikidillilik
Additive bilingualism
Kelime işlemcisi
Word processor
Kısa süreli bellek
Short term memory
Kod-değiştirme
Code-switching
Kod-karıştırma
Code-mixing
Komorbidite
Comorbidity
Konuşmadan metne
Speech to Text
Kültür ara bulucusu
Culture broker
Mekan
Space
Metinden Konuşmaya
Text to Speech (TTS)
Müdahale programı
Intervention program
Müfredat dili
Academic language
Okuma-yazma
Literacy
Optik Karakter Tanıma
Optical Character Recognition (OCR)
Ortak öğrenme
Cooperative learning
Ölçüt bağımlı değerlendirme
Criteria referenced needs analysis
Özel Eğitim Gereksinimi(ÖEG)
Special Educational Needs (SEN)
Özel izin önlemi
Dispensatory measure
Özel Öğrenme Güçlüğü (ÖÖG)
Specific Learning Difficulty (SPLD)
9
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Özgüven
Self confidence
Özsaygı
Self esteem
Özümseyen
Converging (Kolb)
Sade İngilizce
Plain English
Sağı solu ayırt etme
Recognise left/right
Sesbilgisi
Phonetics
Sesbilim
Phonology
Sesbilimsel (Fonolojik) farkındalık
Phonological conciousness
Sınav
Exam
Sola yaslama
Left-justify
Solda düzenli
Ragged right edge
Solgun renkli kağıt
Buff coloured paper
Sözcük olmayan
Non-word
Sözdizimi
Syntax
Tanı
Diagnosis
Tanıtım
Induction
Tek dilli / tek dillilik
Monolingual / monolingualism
Telaffuzları benzer fakat farklı anlamlı sözcükler
False friends
Topluluk dilleri
Community languages
Tüm fiziksel tepki yöntemi
Total physical response (TPR)
Uluslararası Sescil Abece
IPA
Uygulama
App
Uyumlayan
Accommodating (Kolb)
Uzamsal
Spacial
Uzamsal düzenleme sistemi
Spacial ordering system
Uzun süreli bellek
Long term memory
Üst düzey bilişsel sistem
Higher order cognitive system
10
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Üstdil farkındalığı
Metalingual awareness
Vurgulamalı öğrenme/ öğretme
Exlicit learning/ teaching
Yansıtma
Reflection
Yapılandırmacı yaklaşım
Format approach
Yardımcı / Destek teknoloji
Assistive technology
Yasal Uyarı
Disclaimer
Yazı karakteri
Typeface
Yazılım
Software
Yazım kuralları
Orthography
Yazım. Heceleme. İmla
Spelling
Yetersizlik
Lack
Zihin haritaları
Mind maps
Zihinsel beceri
Intellectual ability
Zihinsel Kavrama
Mental representation
11.1.3 DysLang Sözlüğü – İngilizce-Türkçe
English
Türkçe
Academic language
Müfredat dili
Accommodating (Kolb)
Uyumlayan
Active vocabulary
Etkin sözcük bilgisi
Additive bilingualism
Kazançlı ikidillilik
ADHD
DEHB - Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
Bozukluğu
App
Uygulama
Assimilating (Kolb)
Değiştiren
Assistive technology
Yardımcı / Destek teknoloji
Attention system
Dikkat sistemi
11
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Auditory
İşitsel
Auditory Short Term Memory
İşitsel kısa süreli bellek
BDA / British Dyslexia Association
Britanya Disleksi Derneği
Bilingual / bilingualism
İkidilli / ikidillilik
Bilingual enhancement effect
İkidillilik geliştirme etkisi
Buff coloured paper
Solgun renkli kağıt
Code-mixing
Kod-karıştırma
Code-switching
Kod-değiştirme
Cognition system
Bilişsel sistem
Community languages
Topluluk dilleri
Comorbidity
Komorbidite
Concept mapping
Kavram haritalama
Converging (Kolb)
Özümseyen
Cooperative learning
Ortak öğrenme
Country of origin
Anavatan
Criteria referenced needs analysis
Ölçüt bağımlı değerlendirme
Culture broker
Kültür ara bulucusu
Diagnosis
Tanı
Difficulty
Güçlük
Disability
Engel grubu
Disclaimer
Yasal uyarı
Dispensatory measure
Özel izin önlemi
Diverging (Kolb)
Ayrıştıran
Dyscalculia
Diskalkuli
Dysgraphia
Disgrafi
Dyspraxia
Dispraksi
Dyslexia-friendly school
Disleksi dostu okul
12
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
EAL / English as an Additional Language
Ek dil olarak İngilizce (EAL)
Environmental influences/stimuli
Çevresel bileşenler/ uyarı
Exam
Sınav
Exlicit learning/ teaching
Vurgulamalı öğrenme/ öğretme
Expressive language
Anlatım dili
False friends
Telaffuzları benzer fakat farklı anlamlı
sözcükler
Family environment
Aile ortamı
Family factors
Ailevi faktörler
Feeling
His
Fine motor activity
İnce motor beceri
Fine motor difficulty
İnce motor zorluğu
Fluent
Akıcı
Format approach
Yapılandırmacı yaklaşım
Hardware
Donanım
Higher order cognitive system
Üst düzey bilişsel sistem
Illustrations
Görseller Görsel materyaller
Impressive speech
Etkileyici konuşma
Individual education plan
Bireyselleştirilmiş eğitim planı
Induction
Tanıtım
Insufficient linguistic competence
Dilsel yetersizlik
Intellectual ability
Zihinsel beceri
Intervention program
Müdahale programı
IPA
Uluslararası Sescil Abece
Irrelevant
İlgisiz
Lack
Yetersizlik
Left-justify
Sola yaslama
13
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Level of education
Eğitim düzeyi
Literacy
Okuma-yazma
Long term memory
Uzun süreli bellek
Mainstream education
Kaynaştırma eğitimi
Manifestation
Emare
Matching
Eşleştirme
Memory aids
Hafıza destekcileri
Memory system
Bellek
Mental representation
Zihinsel Kavrama
Metalingual awareness
Üstdil farkındalığı
Mind maps
Zihin haritaları
Minimum
Asgari
Monolingual / monolingualism
Tek dilli / tek dillilik
Morphology
Biçimbilim
Mother tongue
Ana dili
Multi-cognitive
Çok-bilişsel
Multilingual / monolingualism
Çokdilli / çokdillilik
Multiple choice
Çoktan seçmeli
Multi-sensory
Çoklu-duyusal
Non-word
Sözcük olmayan
Non-word decoding
Anlamsız sözcük okuma
Offline
Çevrimdışı
Online
Çevrimiçi
Optical Character Recognition (OCR)
Optik Karakter Tanıma
Orthography
yazım kuralları
Overlays
Asetat
Passive vocabulary
Edilgen sözcük bilgisi
14
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Pen hand grip
Kalemi tutma
Perceptive system
Algı sistemi
Phonetics
Sesbilgisi
Phonological conciousness
Sesbilimsel (Fonolojik) farkındalık
Phonology
Sesbilim
Plain English
Sade İngilizce
Plurilingual / plurilingualism
Çoğul dilli / çoğul dillilik
Pragmatics
Edimbilim (Pragmatik)
Processing
İşlemleme
Ragged right edge
Solda düzenli
Receptive language
Alıcı dil
Receptive vocabulary
Algısal sözcük dağarcığı
Recognise left/right
Sağı solu ayırt etme
Recording
Kayıt, Ses kaydı
Reflection
Yansıtma
Screen reader
Ekran okuyucu
Self confidence
Özgüven
Self esteem
Özsaygı
Sensory perception
Duyusal algı
Sequential ordering system
Ardışık düzenleme sistemi
Short term memory
Kısa süreli bellek
Software
Yazılım
Space
Mekan
Spacial
Uzamsal
Spacial ordering system
Uzamsal düzenleme sistemi
Special Educational Needs (SEN)
Özel Eğitim Gereksinimi(ÖEG)
Specific Learning Difficulty (SPLD)
Özel Öğrenme Güçlüğü (ÖÖG)
15
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Speech to Text
Konuşmadan metne
Spelling
Yazım. Heceleme. İmla
Subtractive bilingualism
Çıkarmalı ikidillilik
Syntax
Sözdizimi
Tactile
Dokunsal
Team work
Ekip çalışması
Text to Speech (TTS)
Metinden Konuşmaya
Total physical response (TPR)
Tüm fiziksel tepki yöntemi
Transcoding
Dönüştürme
Type of education
Eğitim türü
Typeface
Yazı karakteri
Visual disturbance of print
Baskının görsel bozukluğu
Wide Range Intelligence Test (WRIT)
Geniş Kapsamlı Zeka Testi
Word processor
Kelime işlemcisi
Working memory
İşler bellek
11.2 Ebeveyn Görüşü
11.2.1 Sesimi Duyan Var Mı?
Sesimi duyan var mı? Bu cümleyi ilk duyduğumda Gölcük’te büyük bir deprem olmuştu. Tüm
manşetlerde bu cümle yer alıyordu, “Sesimi Duyan Var mı?” Bana göre; kurtuluşa ümit,
kurtuluşa çare, kurtuluşa yardım vardı bu sözde.
Yıllar sonra 2009’da böyle bir depremdi bizim yaşadığımız. Biricik oğlumuza, henüz kimsenin
tam olarak bilmediği bir teşhis konuldu. “Disleksi-özel öğrenme güçlüğü-özgül öğrenme
güçlüğü” gibi tabirler kullanılıyordu. Bir sürü test sonucu bir dosya içinde elimize verildiğinde
aynı cümle geçti içimden, “sesimi duyan var mı?”. Bir enkazın altında kalmıştım sanki. Oğluma
bunca testin neden yapıldığını, sonrasında neler yaşayacağını, kimden yardım alacağımızı,
okul hayatında her şeyin çok zor olacağını nasıl anlatacaktım? Nereden başlayacaktım?
16
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Doktorumuz özel eğitimin yararlı olacağını, dikkatini toplamasına yardım edecek birkaç ilaç
adını ve ömür boyunca bununla yaşayacağımızı söyleyerek gönderdi bizi.
Artık disleksi ile baş başaydık. Bilgisayar başında, neredeyse birbirinin aynı açıklamaları
okumaktan başka yapacak bir şeyim yoktu. Çevremizde kimse disleksiyi bilmiyordu.
Öğretmen olmama rağmen ben bile birkaç kez duyduğum bu kelimeye yabancıydım.
Çevremizde; “oğlunun bir şeyi yok, çok evhamlısın, deli mi bu çocuk canım” diyen insanlar
bile oldu. Okulda hiç kimsenin disleksiyi bilmemesi ne kadar ilginçti. Oysa 16 yıllık meslek
hayatım boyunca bu problemi yaşayan birçok öğrenci ile karşılaşmıştım. Ve yine ben;
haylazlık yaptıklarını, düzenli çalışmadıklarını ve daha gayretli olmalarını söylemiştim
ailelerine. Şimdi bu suçluluk duygusuyla yüküm daha da ağırlaşmıştı. En kısa zamanda bir
şeyler yapmalıydım. Bir öğretmen ve anne olarak disleksik çocuklara yardımcı olmalıydım.
Araştırdım, okudum okudum…
Çabalarım sonuç vermişti, sesimi duyanlar oldu. Denizli Disleksi Derneği’nin verdiği eğitimlere
katıldım. Orada benim gibi çocukları olan arkadaş ve meslektaşlarım oldu. Çok yararlı bilgiler
edindim. Kendi okulumda ve oğlumun okulundaki meslektaşlarıma bu konuda seminerler
verdim. Yılmamam gerektiğini ve enerjimi doğru kullanmam gerektiğini fark ettim.
Artık sınıfımdaki öğrencilerime ve oğluma her anlamda daha farklı yaklaşıyorum. Bir
öğrencime disleksi tanısı konuldu. Ailesini ben yönlendirdim. Bu bile bana göre bir başarıydı.
Ailesi çocuklarını suçlamaktan vazgeçti. İzlettiğim kısa film ve açıklamalarım onları rahatlattı,
fakat hepimiz gibi onların da kaygıları devam ediyor. Çünkü ileride bu konuyu bilmeyen
öğretmenlerle karşılaşacaklarının farkındalar. Her şeye rağmen yalnız olmadıklarını ve
çocuklarının bir suçu olmadığını biliyorlar ve artık daha mutlular.
Oğluma gelirsek, o sorununun farkında. Bu konuyu her zaman konuşuyoruz. Birbirimize karşı
saygılı, sabırlı ve hepsinden önce sevgiyle yaklaşıyoruz. Onu anladığımızı bilmek, ona çok iyi
geliyor. Okul başarısı iyi sayılır. Bazı derslerde sıkıntılar yaşasak da sabırla çalışıyoruz.
Öğretmenleriyle sürekli iletişim halindeyiz. Öğretmenleri de disleksi konusunu bildikleri için
bize her türlü konuda destek oluyorlar.
Gelecek ile ilgili bizim de kaygılarımız var ve hep olacak. Çünkü eğitim sistemimiz bu konuya
hala çok yabancı. İyi niyetli ve gayretli çalışmalarla bir araya gelerek sesimizi daha çok
duyurmalı ve çocuklarımızın hakları konusunda yeterli düzenleme ve çalışmalar için iş birliği
içinde olmalıyız.
Katıldığım eğitimlerden birinin sonunda oğlum karşıma geçti ve bana şu soruyu sordu,
“anneciğim ilacım bulunmuş mu?” O an yaşadığım çaresizlik duygusunu size anlatamam. Ona
bunun ilacının çok çalışmak, sabır ve sevgi olduğunu söylediğimde, yüzünde beliren ifadeyi
asla unutamam.
Paylaştıkça çoğalan şeydir sevgi. Paylaştıkça çoğalıp, ilaç olacağız çocuklarımıza. Sabır ve
sevgimizle her şey daha güzel olacak.
17
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
11.2.2 Ben 24 yıldır İngilizce öğretmeni olarak çalışan bir anneyim.
Üniversite öğrencisi olan oğluma Disleksi teşhisi konulunca bu konuyla ilgilenmeye başladım.
İlköğretimi çocuk psikolojisine çok önem verilen bir özel okulda okumasına ve değişik aralarla
psikiyatristlere başvurarak bu farklılığın nedenini anlamaya çalışmamıza rağmen 21 yaşına kadar bir
sonuç alamadık. Bir ara 'Özel Öğretim' konulu bir mesleki seminerde bu konuya da kısaca yer verildi.
Üzerine gidip araştırınca bu sonuca ulaştık. Bu konuda ilköğretimde çalışan öğretmenlerin daha iyi
bilgilendirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Şimdiye kadar sınıflarımda çok zeki olduğu ve dersteki
katılımı çok iyi olduğu halde defter tutmayan ve derslerdeki başarısını yazılı sınavlarda gösteremeyen
öğrencilerin disleksik bireyler olabileceği düşüncesi çok ilginç.
Oğlumun 21 yaşındayken Disleksi olduğunu öğrendik. Bebekliğinden itibaren çok erken ve düzgün
konuşmaya başlaması, tüm temel alışkanlıklarını çok kısa sürede kazanması bize zeki bir insan
olduğunu düşündürdü. Ancak ilkokula başladığı zaman daha ilk günlerden anormallikler başladı.
Çünkü oğlum yazı yazmayı reddetti. Ne yazık ki öğretmeni, rehberlik servisi ve bizim çabalarımız tam
olarak sonuç bulmadı. Ama kısa sürede okumaya geçmesi bize moral oldu. Bu arada Matematikte
işlemleri aklından yapıp, sadece sonucu yazmakta ısrar etmesi neredeyse lise yıllarına kadar devam
etti. İlköğretim ve lise yıllarında bütün öğretmenleri dersteki durumundan övgüyle bahsederken sınav
sonuçları aynı oranda iyi değildi. Lise ve üniversite sınavlarına hazırlanırken hemen hemen hiçbir
deneme sınavını zamanında tamamlayamadı. Liseyi özel bir fen lisesinde tamamladı.
Bu yıllar içinde pek çok açıdan yaşıtlarından farklı olduğunu gözledik. Belgesellerde izlediklerini bir
kayıt cihazı gibi aklında tutarken haftanın günlerini öğrenemiyordu, öğle yemeğinde ne yediğini
söyleyemiyordu. İlgi alanlarına tutkuyla bağlanıp çok zaman harcıyordu. Çocukluğu sırasında
tutkuyla bağlı olduğu çizgi filmleri zaman zaman İngilizce seslendirmeyle izlemesini sağladık. Ergenlik
süresinde en büyük ilgi alanlarından birisi film izlemekti. Sinemada olduğu gibi evde de izlediği
filmleri orijinal seslendirmesiyle izliyordu. Bunun İngilizce düzeyini çok geliştirdiğini gördük. Aynı
yıllarda Japon çizgi sinema sanatına (Anime) ilgi duymaya başladı. Bunları İngilizce alt yazılı Japonca
olarak izlerken bir süre sonra Japonca öğrenmeye başladığını fark ettik. 16 yaşında Japonya ya üç
haftalık dil kursuna gitti. Üniversitede de Japonca derslerine devam etti. Şu anda iyi derecede
Japonca biliyor.
Liseden sonra yüzde elli burslu olarak Xxxx Üniversitesi Zzzz Mühendisliğine başladı. Yeterlik
sınavında başarılı olarak İngilizce hazırlığı atladı. Ancak çok isteyerek severek girdiği bölümünün
derslerini başarmakta çok zorlanıyor. Sık sık kendisini iyi hissettiği derslerde başarısız olarak hayal
kırıklığına uğruyor. Üç yılını doldurmasına rağmen daha çok az kredi tamamlayabildi. Dinleyerek daha
iyi anlayabildiğini düşünerek MIT gibi yabancı üniversitelerin derslerini internet üzerinden izlemeyi
denedi. Bu disleksik olduğunu öğrenmeden önce kendi kendisine bulduğu bir çözümdü. Ancak
konular tam örtüşmediği için beklenen başarıyı sağlamadı. Bu arada üst üste gelen akademik
başarısızlığın nedeni araştırılırken Disleksi tanısı kondu. Zaten okuyarak değil dinleyerek daha iyi
anladığını, düşündüklerini de yazıyla değil sözel olarak daha iyi ifade ettiğini fark etmiştik. Severek
girdiği bölümünde eğer gerekli koşullar sağlanırsa başarılı olabileceğine eminim. Bu tür öğrenciler için
kendi hocalarının hazırladığı ders sunumları gibi görsel işitsel kaynakların ulaşılabilir olması, ayrıca
18
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
bazı derslerde yazılı sınav yerine hazırlanan sunumlarla değerlendirme hakkı verilmesi büyük ölçüde
sorunu çözecektir.
Duygusal Açıdan Bakınca
Oğlum 0-6 yaş döneminde çok neşeli, hayat dolu bir çocuktu. Ancak okula başlar başlamaz yazı
yazmayı reddetmesiyle birlikte sorunlarımız başladı. Öğretmeni okulda Babası ve ben evde her yolu
deneyerek yazma alıştırmaları yaptırmaya çalışıyorduk. Ama yapabildiği beklenenin ancak onda
biriydi. Bir keresinde öğretmenine “Beni okuma yazma esiriniz zannediyorsunuz” demişti. O
günlerde Özel Öğrenme Güçlüğü hakkında hiç bilgimiz yoktu. Biz bu olayı iç disiplininin düşük
oluşuna, yeterince sorumluluk duygusu kazandıramamış olmamıza bağlıyorduk. Öğretmeni ve
rehberlik servisinin yorumu ise mükemmeliyetçi olduğu için kendi yaptıklarını beğenmiyor ve kötü
yapmaktansa hiç yapmamayı tercih ediyor, şeklindeydi. Evde biz ilgilenmezsek hiç yazı yazmıyor,
birlikte her ders çalışma seansımız bir işkenceye dönüyordu. Böylece ilk sürtüşmelerimiz başlamıştı.
Bu kadar direnmeyi hiç anlıyamıyorduk. Hatta bize inat yaptığını düşünüyorduk. İlerleyen yıllarda bu
sürtüşmeler artarak devam etti. İlköğretim ve lise hayatı boyunca hep dersi derste dinleyerek
öğrendi. Evde hemen hemen hiç tekrar çalışması yapmadı. Öğretmenleri derslerdeki katılımından ve
farklı yorumlarından övgüyle bahsederken zaman zaman dalıp gittiğinden şikayet ediyorlardı. Sık sık
çok akıllı ama hiç tekrar yapmıyor, diye eleştiriyorlardı. Dersleri konusundaki sürtüşmelerimiz ergenlik
dönemini çok daha ağır atlatmasına neden oldu. 8. Sınıf ve Lise son da sınavlara hazırlanırken
yapısına hiç uymayan yarış sistemi yüzünden ciddi zorluklar yaşadı. Bu nedenle dönem dönem
psikiyatristlerden yardım almak zorunda kaldık.
Her zaman çok güzel hayalleri planları olmasına rağmen onları bir türlü hayata geçiremiyor. Kendi
istediği konularda çok istikrarlı ve başarılı olabilirken sorumluluklarını yerine getirmekte çok zayıf
kalıyordu. Lise birinci sınıfta büyük bir istekle tango dans kursuna gitti. O günden sonra da yaş
ortalaması kendisinden çok büyük bir grupla her fırsatta tango gecelerine katılıyor. Ancak
sorumlulukları konusunda onu yönlendirmek için yaptığımız bütün konuşmaların sonu tartışmayla
bitiyordu. Sonuçta hepimiz çok üzülüyorduk.
Üniversite yıllarına gelince akademik başarı çok daha büyük sorun oldu. Üstüste gelen başarısızlıklar
nedeniyle ciddi şekilde ümitsizliğe kapılmıştık. Bölümünü seviyor ve değiştirmek istemiyor. Kendisini
iyi hissettiği derslerde bile başarısız sonuçlar alarak çaresizliğe kapılıyor. Tam bu durumdayken özel
öğrenme güçlüğünü düşünüp araştırmaya başladık. Profesyonel yardım aldık. Kısa sürede Disleksi
tanısı kondu. Bunu duyunca biraz rahatladık. Çünkü oğlumuzun farklı olduğunu görüyor ama bu
farklılığın ne olduğunu anlıyamıyorduk. Şimdi içimizde bir ümit var. Kendisine uyan koşulları
bulduğunda başarabileceğini biliyoruz.
Yabancı Dil Öğrenme Açısından Bakınca
Neredeyse bebekliğinden itibaren çizgi film izlemek büyük tutkusuydu. İzlerken o kadar kendisini
kaptırıyordu ki sanki dış dünyayla bağlantısı kopuyordu. Farklı aktivitelere yönlendirmek için değişik
zamanlarda onu Basketbol, Voleybol, Jimnastik, Yüzme kurslarına yazdırdım ama hep bir süre devam
edip bıraktı. Futbola zaten hiç ilgi duymadı. Oyuncaklarıyla da uzun süre ilgilenmiyordu. Tercihi hep
çizgi film izlemek oluyordu. O zaman dil öğrenmesine faydası olur düşüncesiyle zaman zaman orijinal
seslendirmeyle izlemesini sağladık. İlerleyen zamanlarda çizgi film merakına sinema, belgesellerVE
19
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
animeler eklendi. Orijinal seslendirmeyi her zaman tercih etti ve bu da dil öğrenmesine büyük katkı
sağladı.
İlköğretim yıllarında İngilizce derslerinde işledikleri konuları tekrar edip pekiştirmek amacıyla zaman
zaman birlikte çalışmayı denedik. Ancak benim basitten zora belli bir düzen içindeki anlatımımı o
hiçbir zaman kabul etmedi. Her zaman önce konunun bütününü görmek istiyor, daha sonra konuyla
ilgili ayrıntılara yönelik birkaç soru sorup, anladım diyerek dersi sonlandırıyordu. Hiçbir zaman
gramer kurallarını ezberlemek için uğraşmadı. Bu arada ilköğretim yıllarında okulunda Kanadalı bir
İngilizce öğretmeni vardı. Onunla çok iyi anlaşıyordu. Tüm sosyal aktivitelerde onunla birlikte
çalışıyordu. Bir yıl birlikte fotoğrafçılık klübünde çalıştı. Bu öğretmeniyle öğrendiği dili pratik etme
şansını yakaladı. Lise yıllarında İngilizce dersleri büyük sıklıkla sunumlarla geçiyordu. Bu sunumlarda
Kokteyller, Şarap Yapımı, Şarap Tadımı gibi ilgi duyduğu konularda araştırma yapıp arkadaşlarına
sunmak ona keyif veriyordu. Üniversiteye başlarken İngilizce Yeterlik Sınavını kolaylıkla başarıp, sınıf
atladı.
Japonca öğrenmesine gelince Anime lerle başlayan öğrenme sürecini İzmir’de iki aylık Japonca
kursuyla destekledik. Burada da öğretmeniyle çok iyi bir iletişim kurdu. İzmir’de yaşayan Japon
arkadaşları oldu. Aynı yıl içinde üç haftalığına Japonya’da dil kursuna gidip geldi. Daha sonra
üniversitede iki yıl boyunca Japonca derslerine katıldı. Japon öğretmeni tarafından telaffuzu açısından
sürekli övgüler aldı. Ancak artık kendi seviyesinde başka öğrenci olmadığı için yeni sınıf açılamıyor.
İzlediği filmler sayesinde hem dilini çok geliştirdi hem de Japon kültürünü tanıdı. Bu arada Japon
değişim öğrencileriyle arkadaşlık yaparak pratiğini çok geliştirdi. Şu anda okuduğu üniversitede
Japonca kulübü kurmaya çalışıyor.
Sonuç olarak oğlumun hem dil öğrenirken hem de kendi alan derslerinde klasik öğrenme yöntemlerini
benimseymediğini üzülerek gördük. İstese de mantığını kullanarak zihnini bir konuya
yönlendiremediğini, kuru bilgiyi hiçbir şekilde kayda geçiremediğini, dinleyerek- izleyerek ve öğrendiği
bilgiyi kullanıp, yaşayarak kalıcı hale getirebildiğini gözlüyoruz.
11.2.3 Biri görsel, biri kinestetik
Oğlumun 1. sınıfa başlamasıyla bizim çaresizlik dönemimiz başladı. öğretmenimiz çok iyi bir
bayandı ve bütün sınıfın okumayı sökmesine rağmen benim oğlumun okuyamadığını
ödevlerini yapmadığını bir çözüm bulmamız gerektiğini söyledi. Kızımda hiperaktivite
problemi yaşadığımız için zaten psikiyatristlerle irtibatımız vardı. hemen oğlumu da
götürdüm. testler yapıldı. Özel öğrenme güçlüğü çıktı. matematisel zekası 130, dilsel zekası
110 bu kadar fark olursa çocuk tabii problem yaşar dedi. o günden itibaren çözüm
arayışlarına başladım. Disleksinin tedavi edilemediğini öğrenince başmdan kaynar sular aktı.
fakat incelemelerim sırasında ben de de disleksi olduğunu normal bir insanın 10 dakikada
yapacağı işe 1 saat vakit harcayarak bu problemden akademik olarak zarar görmediğimi
anladım. İngilizce kelime ezberleme problemimi kitaplardaki okuma parçalarını defalarca
okuyarak bilinçaltıma yerleştirmişim. ancak, çok iyi öğrendiğim bütün soruları çözdüğüm
20
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
konuları dahi işim bittiği anda hiç görmemiş gibi unuttuğumun farkına vardım. bu da
disleksinin bir özelliği olabilir.(ortak özellik değil bir akrabamız disleksi problemi yaşıyor.
resimsel hafızama kaydediyorum ve bir daha unutmuyorum ama öğrenmem uzun sürüyor
dedi.)
Ben disleksiyi öğrendikten sonra çevremi bilgilendirmeye başladım. malesef özellikle
öğretmenlerin bu problemden haberi olmadığını öğrendim.
gerek öğretmenlerin bilgilendiriilmesi gerekse tedavisi olmadığı iddaia edilen bu problemin
çocuğuma en az zarar vermesi ve hayatını zindana çevirmemesi için ne yaparım diye
düşünürken alternatif tıp(EFT Emotional Freedom Technique), NLP, vasıtasıyla özgüveninin
güçlendirilmesi, ben yapamam düşüncesinden kurtulması, başarabilirim inancının tekrar
yerleştirlmesi .. gibi konularda yararlanırken kaliteli bir öğretmenden özel ders almasını
sağlayarak hem akademik olarak arkadaşlarına yetişmesine hem de notlarının makul bir
seviyeye yükselmesine destek olduk.
Okuma ve yazma problemi tamamen çözüldü. Ancak 8. sınıfı bitirmesine rağmen okuma
alışkanlığı kazanamadı. Okumadıkça kelime bilgisi gelişmiyor . neden okunur ki diye soruyor.
Bu sene hazırlığa göndererek başarıyı tatmasını umut ediyorum. bilmesine rağmen ben
yapamam inancıyla hakettiği notu alamıyor ve inancı pekişiyor. Başarma isteği oluşturmamız
gerekiyor.
Ben bu çocuklara haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Umarım bu projeden sonra disleksinin
tedavi edilebilir bir problem olduğu bu çocukların yetenekleri doğrultusunda başarılı
olacakları ispat edilir.
11.2.4 Bisleksili çocuğu olan bir İngiliz ebeveyn ile yarıyapılandırılmış röportaj.Çalışma Amacı: Disleksik çocuğu olan ebeveynlerin
duruma bakış açıları ve tecrübelerinin paylaşımı.
Röportaj Yapan ve Türkçe’ye Çeviren: Sinan Mısırlı, ELT Doktora Öğrencisi, ODTÜ.
Lindsey, kızına disleksi tanısı koyulduğuna kaç yaşındaydı? Kızım on yaşındayken bu
durum fark edildi ve teşhis konuldu.
2.
Sence kızına bu teşhis konulmadan önce, kızının onu okuldaki diğer öğrencilerden
bir şekilde “farklı” kılan davranışları var mıydı? Aslında çok da farklı değildi diğer
öğrencilerden, ama beş yaşına geldiği halde okuldaki kitapları okuyamıyordu. Ayrıca, çok kısa
süreli bir hafızası vardı ve sakarlıkları oluyordu.
3.
Disleksi sebebiyle kızının hissettiği ve onu okul döneminde etkileyen olumsuzluklar
ve/veya zorluklar nelerdi? En basit seviyedeki kitapları dahi okuyamıyordu; ki ben ona çok
yardımcı olmaya çalışıyordum. Onu büyük kız kardeşleriyle kıyasladığımda, bunu okulda ona
uygulanan metoda bağlıyorum aslında. En basit seviyedeki kitapları dahi okuyamıyordu; ki
ben ona çok yardımcı olmaya çalışıyordum. Onu büyük kız kardeşleriyle kıyasladığımda, bunu
okulda ona uygulanan metoda bağlıyorum aslında. Okulda şu “flaş kartlar”dan vardı (hani şu
üzerinde kelimeler olan ve amacı söylenen kelimeyi öğrenmek, karışık verilen kartları sıraya
sokarak cümleler yapmasını sağlayarak öğrencinin özgüvenini artırmak olan kartlar). Ben bu
kartları kızıma uyguladığımda, ilerleme kaydetti. Kızıma okulda okuma öğretilen metoda “bak
1.
21
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
ve söyle” *listen and say+ metodu diyorlardı. Ona bir kitap veriyorlardı ve o da resimlerine
bakarak onu kelimelere döküyordu. Yazılanların resimlerle eşleşmesi umuluyordu!!!!!
İlkokulda kompozisyon/hikaye yazdığında, kimse bunları okuyamıyordu, daha fenası,
kızımın kendisi de bunları okuyamıyordu!
Kızım aynı zamanda tembel ve *dersleri+ aksatan birisi olarak görülüyordu. Fonetik ile
ilgili problemleri vardı. Lisedeyken *secondary school+, kızımın disleksi konusunda
uzman birinden ücretli özel ders almasını sağladık. Okul da ayda bir grup eğitimi
veriyordu, nedense bunun hiç yardımı olmadı.
4.
Disleksik olmak kızında herhangi bir şekilde olumlu bir şeye yol açtı mı (hani böyle
yetenekli olduğu bir alan gibi mesela)? Kızım şöyle telafi ediyordu: hangi kelimelerde daha
çok zorlanma ihtimali olduğunu anlıyor ve onları ezberliyordu. Bir noktada, fotoğrafik bir
hafızası vardı. (GCSEs gibi *İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda’da, genellikle 14-16 yaş arasındaki
öğrencilerin ortaöğretim sonunda almaları gereken diploma+). Önemli sınavlar için tekrar
yapmazdı, konu hakkında hiçbir şey bilmiyorsa, son anda ‘koşuşturmanın’ anlamı olmadığını
söylerdi.
Notları gayet iyi oldu ve üniversitede Kriminoloji ve Psikoloji okudu. Üniversitenin son
yılına kadar ise disleksiye uygun olan bir değerlendirilmeye tabii tutulmadı. *Son sene+
ona, tezini yazarken, yazı ve imla denetimi yapan bir programın olduğu bir bilgisayar
verdiler.
Genelde, birinin disleksisi varsa ve bu (resmen) söylenmişse *teşhis edilmişse+,
sınavlarda ekstra zaman verilir o kişiye, ama kızıma böyle bir şey yapılmadı.
Öyle düşünüyorum ki, disleksik olmak kızımı daha güçlü ve diğer insanlara kendisinin
anlayışsız olmadığını kanıtlamak için daha gayretli bir insan yaptı.
Aslında, öğretmenleri derdi ki, eğer kızım sınavlara sözlü olarak girseydi, fazlasıyla
başarılı olabilirdi. Sonuç olarak, sözlü fikir tartışmalarında çok iyidir kızım.
5.
Kızının öğretmenleri ona özel olarak bazı metotlar kullandılar mı? (mesela ona özel
hazırlanmış çalışma kâğıtları yaptılar mı?) Hayır. İlkokulda, kızımın disleksik olduğu iddiamı
kabul etmeye isteksizdiler. Öğretmenlere, neden kızımın hiç bir yazım hatasını
düzeltmediklerini sorduğumda ise, kâğıdına bir sürü kırmızı işaret yaparak kızımı üzmek
istemediklerini söylediler. (Bana göreyse, güzel bir şekilde, kızım, bir şeylerin yanlış
olduğunun farkında olmuyordu böylece.)
6.
Kızının özel olarak sevdiği bir öğrenme etkinliği var mıydı? (mesela resim çizmek,
oyun oynamak, kes-yapıştır yapmak gibi) Kızım resim çizmeye bayılıyordu.
7.
Kızının özellikle kaçındığı bir öğrenme etkinliği var mıydı? (matematik oyunları,
yazım ve imla aktiviteleri gibi) Kızım matematikten nefret ediyordu ve başarısız olacağını
hissettiği için yazım ve imla etkinliklerinden hoşlanmıyordu.
8.
Kızın bir yabancı dil öğrenmeyi başarabildi mi? (Bana biraz anlatabilirmisin nasıl
olup/olmadığını) Kızım okulda Fransızca ve İspanyolca öğrendi. Liseye geçtiğinde *secondary
school+, Fransızcayı bıraktı ve İspanyolcayı aldı. Bunun sebebi bir önceki okulundaki Fransızca
öğretiminin berbat olmasıydı. Onun için bir başka dil dersi almasının en iyisi olacağını
düşündüm, böylece en azından diğer arkadaşlarıyla aynı seviyeden başlayabilirdi.
9.
Disleksinin, kızının yabancı dil öğrenmesini nasıl etkilediğini düşünüyorsun? Kızım
fonetikle ilgili problemler yaşadı ve bu yüzden derse ilgisini kaybetti. Öğretmeni de zaten
onun derse düzenli olarak katılmadığını söylüyordu.
10.
Bütün bu süreç boyunca kızını nasıl destekledin? Onun disleksisi için özel ders alması
konusunda cesaretlendirdim. Ona değer verdiğimi ve anlaşılmaz olmadığını hissettirdim.
22
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Sürekli olarak kendisi olması ve herhangi birisi tarafından yıldırılmış hissetmemesi için
cesaretlendirdim.
11.
Disleksik bir çocuğu olan bir ebeveyn nasıl hareket etmeli sence? Kaygılarınızı
öğretmenlere duyurun. Israrcı olun ki uygun değerlendirme *sınav+ yapılsın, bunun bir bedeli
olsa bile. Yine de bazı ailelerin bu *parasal+ bedeli karşılayamayabileceğini biliyorum.
Çocuklarının başarısızlıkları üzerinde durmak yerine, çocuklarını övsünler. Yardım etmenin
yollarını arasınlar. İnternete baksınlar, yardımcı olabilecek yerel dernekler arasınlar.
Şimdilerde, benim kızımın zamanındakinden daha çok bilgi var disleksi hakkında.
12.
Son olarak eklemek istediğin bir şey var mı Lindsey? Çocuğunuzdan asla ümidinizi
kesmeyin. Sadece disleksisi var diye, bu bütün eğitimlerinin sorun olacağı anlamına gelmiyor.
Panik olmayın, ben olmuştum. Çünkü doğru düzgün yazıp okuyamıyordu, bütün dersleri
bundan etkilenecek ve hepsinde de başarısız olacak diye düşünmüştüm. Ne kadar da
yanılmışım!
*...+ içinde verilenler, röportaj yapanın eklemelerdir.
(...) içinde verilenler, Lindsey’in kendi kullanımıdır.
11.2.5 Disleksik Bir Öğrenci İle Disleksi Üzerine Ropörtaj
ÖĞRETMEN: Kendini bize kısaca tanıtır mısın?
ÖĞRENCİ: Ben 11 Yaşındayım.4.sınıfı bitirdim.
ÖĞRETMEN: Disleksi ile ilgili ne anlatmak istersiniz?
ÖĞRENCİ: Hayatımı zorlaştırıyor. Matematik, Türkçe ve Yabancı dil derslerinde kafam
karışıyor.Ama en çok Türkçe dersinde zorlanıyorum.Kelimeleri çok karıştırıyorum.Diğer
arkadaşlarıma göre zeka bakımından daha düşük olduğumu zannediyordum.Bu durum beni
çok korkutuyor.
ÖĞRETMEN: Disleksik olduğunuzu öğrenince ne hissettiniz?
ÖĞRENCİ: Çok küçüktüm 1.sınıfa gidiyordum. İlaç içince geçer sandım. Bir şey
yapamayacağımı sanıyordum sonra “ Yerdeki Yıldızlar” filmini izledim ve disleksiyi daha iyi
anladım. Yalnız olmadığımı fark etmek beni mutlu etmişti Korkularım azaldı. Benim
öğretmenim de arkadaşlarıma bu filmi izletti, onlarda benim durumumu daha iyi anladılar.
Disleksi olduğum için bazen mutlu oluyorum ama bazen kafam karışıyor.
ÖĞRETMEN: Disleksi sana ne öğretti?
ÖĞRENCİ: Benim için hayatın zor geçeceğini öğretti. Yalnız olmadığımı anladım. Düzenli ve
çok çalışırsam, sorunların üstesinden gelebileceğimi öğretti bana. ”
ÖĞRETMEN: Disleksiden şikâyetin nedir?
ÖĞRENCİ: Ödevler beni çok yoruyor. Dinlenmek için az zamanım var. Çünkü çok tekrar
yapmam gerekiyor. Bazen arkadaşlarım beni anlamıyor ve dışlıyorlar, yalnız kalıyorum. Sesli
okumayı sevmiyorum. Yazı yazarken elim ağrıyor ve çok hata yapıyorum. “s ve z” “k ve g” “f
ve k” harflerini karıştırıyorum. Örneğin: “fil” yazacağıma “vil” yazıyorum. Problem çözmek
tam bir işkence, kafam çok karışıyor. Hangi işlemi yapacağımı bilemiyorum. Yabancı dil
öğrenemiyorum. İngilizce harfleri, okumak ve yazmakta zorlanıyorum.
23
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
ÖĞRETMEN: Disleksili diğer arkadaşlarına ne tavsiye edebilirsiniz?
ÖĞRENCİ: Anne ve babalarıyla konuşmalılar. Öğretmenlerini iyi dinlemeliler, onların
tavsiyelerine uymalılar. Sabırlı olmaları gerektiğini söyleyebilirim.
ÖĞRETMEN: Gelecekle ilgili ne gibi hayallerin var?
ÖĞRENCİ: Ben insanlar için bir şeyler yapmak istiyorum. Ünlü olmak istiyorum. Değişik
tasarımlar yapmayı ve yeni şeyler tasarlayıp yaratmayı seviyorum. Daha önce hiç yapılmamış
bilgisayar oyunları yapmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Herkesin beni anlamasını
istiyorum.
11.2.6 8inci Sınıfta disleksi tanı koyulan bir öğrenciyle röportaj[1]
Röportajı yapan: Ortaokul yabancı dil öğretmenleri
1. Disleksi senin için ne demek?
Eğitimimin önünde bir zorluk demek.
2. Ne zaman disleksi ile ilgili zorluklar yaşamaya başladın veya kaç yaşında bunu fark ettin?
8. sınıfta kendim fark ettim, anneme söyledim. Sonra sınıf öğretmenime söyledik. Sınıf
öğretmenim bizi doktora yönlendirdi.
3. Disleksi olduğunu öğrenince nasıl hissettin?
Disleksi utanmama sebep oluyor çünkü belli yaştasın, ama okuma bilmediğini sanıyorlar.
Okurken kelimeleri toparlayamıyorum, kafam karışıyor, her şey birbirine giriyor. Başkaları
disleksi olduğunu, bunları yaşadığını bilmediği için onların gözünde aptal duruma düşmek
istemiyorsun.
4. Ne tür zorluklar yaşadın?
Evde ve özel hayatımda zorluk yaşamadım. Yalnız eğitim hayatımda sıkıntı çekiyorum.
5. Ne tür bir destek gördün?
Ailem beni doktora götürdü ve teşhis koyuldu. Ama doktordan sadece anlayış göstermek
konusunda destek gördüm. Doktor üç test yaptı. Ama testlerin sonuçlarını almak için başka
bir hastaneye gitmem gerekti. Disleksimi düzeltmek, dikkatimi toplamamı kolaylaştırmak için
Tarih kitaplar verdi.
6. Genel olarak gördüğün destekten memnun kaldın mı?
Verilen destek yetersizdi. Kesinlikle memnum kalmadım.
7. Sen nasıl bir destek görmeyi isterdin?
Disleksi ile ilgili okullarda programlar olabilir. Daha fazla çalışmalar yapılabilir.
24
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
8. Hâlâ destek alıyor musun?
Destek diyemem ama onunla yaşamayı bir biçimde öğretmeye çalışıyorlar. Sen de
öğreniyorsun o ya da bu biçimde.
9. Geleceği düşündüğünde disleksi ile ilgili endişe veya korku taşıyor musun?
Hayır. Çok sevdiğim bir arkadaşımda da disleksi olduğunu öğrendim. Benim gibi birini
tanımak beni rahatlattı. Artık daha iyi hissediyorum.
10. Disleksi konusunda Türkiye’deki insanlara seslenebilseydin ne söylerdin onlara?
Seslenebilseydim onlara şunu söylemek isterdim: “Lütfen bu dar kafaları bir kenara bırakın.
Disleksiyi bir çeşit hastalık olarak görün. Disleksi olmak bizim elimizde değil ki. Bizi
dışlamayın. Bize aptalmışız gibi davranmayın” derdim.
11. Türkiye’de disleksi konusunda için neler yapılmasını isterdin?
Türkiye’de şu anda bu konuda yapılan hiçbir şey yok maalesef. Amerika’daki okullarda
disleksilere özel tasarlanmış programlar var. Dersleri disleksi eğitimi almış öğretmenlerle
öğreniyorsunuz. Öğretmenler, öğrenciye daha uzun vakit ayırabiliyor, kitapları okuyor,
öğrenciyle birebir çalışıyorlar ama Türkiye’de böyle bir imkân yok.
Almanca Öğretmeni: Gaye KULA
Öğrenci sene başında ne yazık ki durumu hakkında okula hiç bilgi vermedi. Bu nedenle sınıf
içerisindeki alıngan tavırlarını anlamak bizim içim zordu. Öğrencinin genellikle dersten kopuk
hatta hayal alemine dalıyormuş gibi bir görüntüsü vardı. Sorduğunuz neredeyse tüm sorulara
sözlü olarak cevap verebiliyordu. Ama ödev yapmıyor, sınıfta yazı yazmıyordu. Tahtaya
kaldırdığımızda cevabı tahtaya yazması gibi bir durum asla mümkün değildi. Notları kötüye
gidiyordu. Ben kendisine sınavlara çalışmıyor diye biraz kızıyordum.
Çok kibar, iyi niyetli, kesinlikle sevimli bir öğrenciydi. Öğrencinin durumunu 1. dönemin
sonlarında öğrendik. Kimsenin bunu bilmesini ve bu konuda konuşmasını istemiyordu. Çok
hassastı bu konuda.
Disleksi ile ilgili olarak yeterince yardım alamadığı görülüyordu. Sene sonuna doğru notları
iyice düştü, rehberlik birimiyle yapılan çalışmalar sonucunda öğrencinin güzel sanatlar
üzerine bir okula gitmesinin daha doğru olduğuna karar verildi. Tesadüfen derste yapmış
olduğu resimleri gördüğümüzde öğrencinin güzel sanatlarla ilgili bir okuluna gitmesinin
kendisi için kesinlikle daha iyi olacağına şube kurul toplantısında karar verildi.
Kendisiyle bu konuda röportaj yapılmasına adının kesinlikle geçmemesi, röportajın yüz yüze
yapılmaması şartıyla kabul etti. Bu tavrı disleksi olduğu için hâlâ utandığını göstermektedir.
İngilizce Öğretmeni: Sharon Barrett
25
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Röportajı yaptığımız kız öğrencimiz 2011 yılında benim derslerime katıldı. Ancak bu sınıfla ile
dersim haftada sadece bir saatti ve bu da, elbette, bir öğrenciye tanıyamayacak kadar az bir
zamandı.
Bu öğrencimiz okulumuza geç kayıt oldu. Bu nedenle derslerinde diğer öğrencilere göre geri
kaldı. Öğrencinin dalgın olduğunu, derslerine dikkatini veremediğini gözlemledim. Başlarda
nadiren de olsa dersleriyle ilgili az da olsa çabaladığını gördüm fakat kısa zamanda
çabalamayı bıraktı. Önceleri okula geç başlamadığı için derslerinde zorlandığını düşündüm.
Zamanla sorunun sadece yabancı dil öğrenmekle ilgili olmadığını, derslerde sıkıldığını
anladım.
Yabancı dil öğrenmek kolay değil. Normal bir öğrenci bile derslere geç başlamadığında sınıfın
geri kalanına yetişmekte zorlanıyor. Ne yazık ki öğrencinin durumunu ben fark edemedim.
Dersleri iyice kötüye gidince öğrenci ailesiyle birlikte rehber öğretmenleri durumu açıkladı.
Durumu öğrenildikten sonra öğrenci kendisi için daha iyi olacağı düşünülerek başka bir okula
sevk edildi.
[1] Gizli kalmasını istediği için öğrencimizin ismini vermiyoruz.
11.3 Öğretmen Görüşü
11.3.1 Üç öğrencimden söz edeceğim
Ceren, Vildan ve Mehmet birinci sınıfa, okul tarafından zorla getirtilen öğrencilerdi. Okula
bir ay geç başlamışlardı. Ceren, nine ve dedesiyle yaşayan, anne ve babası ayrılmış, bakımsız,
zayıf fakat özgüvenli bir öğrenciydi. Vildan, anne babası okuma yazma bilmeyen, beş
kardeşten ikincisiydi. Annesi zaman zaman dilencilik yapmaya çıkarken, Vildan'da evde
bırakılan kardeşlere bakan ve öyle günlerde okula gelemeyen öğrencimdi. Mehmet ise anne
babasıyla yaşayan, okula velisinin isteğiyle bir yıl geç başlayan öğrencimdi. Bir yıl geç
başlamasına rağmen annesi o yıl da okula göndermek istemiyordu. Mehmet'in hala kakasını
altına yaptığını bu yüzden okula gelmesini istemediğini söylemişti. Bu öğrenciler okula
başladıklarında, biz okuma yazma müfredatına göre, gereken 3 harfi (e,l,a) ve bununla
yapılabilecek, hece, kelime ve cümle çalışmalarını yapıyorduk.
Ceren, daha ilk günden dersle ilgili sorduğum sorulara parmak kaldırıyor, yanlış cevaplar
vermesine rağmen ısrarla parmağını kaldırmaya devam ediyordu. Bu benim çok hoşuma
gidiyordu. İlk bir hafta sonunda Ceren bu üç harfi ve birleştirmelerini öğrenmiş
yapıyordu. Diğer derslerde de katılımcı olmasına rağmen matematik derslerinde Ceren sınıfta
yokmuş gibi davranıyordu. İlk konularımız geometrik şekillerdi. Sadece isimlerini
öğrenmeleri yeterliydi. Ama bu isimler (kareye-dikdörtgen, daireye -silindir gibi) sürekli
karışıyordu. Aritmetik kısmında işler iyice zorlaştı. Sayıları tanımakta zorlanıyor, bazı
rakamları (2-3-7 gibi) ters yazabiliyordu. Toplama çıkarma işlemlerinde parmaklarıyla basit
26
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
hesapları yapabiliyor, ancak aynı işlemi zihinden yapamıyordu. Örneğin; 2+1=? 3-2=? gibi
işlemleri yapamıyordu. Ailesi yani dede ve ninesi çağırmalarıma rağmen okula gelmiyor,
çocuğun eksik malzemelerini almıyorlardı. Ben de açıkçası evlerine gitmeye
çekiniyordum. Çünkü mahallede istenmeyen sorunlu bir aileydi. Okuma, yazmayı
öğrenebilmesine rağmen matematiği öğrenememesi, oğlumda da aynı sorunu yaşadığım için
ben de disleksiyi (o zamanlar diskalkuliyi bilmiyordum) çağrıştırdı. Fakat profesyonel destek
alabilmesi için tek başıma işe koyulmanın doğru olup olmadığına karar veremedim. Sınıfta
elimden geleni yapmaya çalıştım ama evden tekrar boş olarak bana döndü. Böylelikle 1. sınıfı
bitirdik.2. sınıfa başladığımızda Ceren 'in dedesinin bir adamı yaralamış olması nedeniyle
mahalleden taşınmış olduklarını öğrendim. Fakat o yıl Ceren 'in başka bir okuldan nakli de
istenmedi. Ceren birgün mahallede oturan akrabalarını ziyarete geldiğinde, sınıftan gördüğü
arkadaşlarına okula gitmediğini söylemiş. Biz 3. sınıfa başladığımızda Ceren 'in naklinin başka
bir okula alındığını öğrendim. O, ikinci sınıftan devam edecekti. Biz 3.sınıftayken Ceren yine
birgün bir akrabalarının cenazesine katılmak için ninesiyle mahalleye ve oradan da okula
gelmişti. Hemen sarıldık ve sınıfa gelmesini istedim. Sınıfta ona okuma yaptırdım, çok
gerilemişti. Yazısı kötülemiş, matematik bilgisi yok gibiydi. Ceren için çok üzüldüm. Kendimi
de bu konuda suçladım. Disleksi ile ilgili yeterli donanıma sahip olsam belki onun için
birşeyler yapabilir miydim? Ama ailesinin (anne, baba, dede nine) sahip çıkmadığı bir çocuğa
ne kadar fazla yardım edebilirim ki? gibi sorular hala aklımı kurcalıyor. Ailesinin var ama yok
olması, disleksiyi hiç duymamış öğretmenlerden eğitimine devam edebilmesi ne kadar
sürebilir ki? Ceren kaybedilmiş bir çocuk olsun istemiyorum.
Şimdi de Vildan'ı anlatmak istiyorum.
Vildan aynı zamanda Ceren'in akrabası. O da ailesi sorunlu bir öğrenci. Okula gelen bir
ağabeyi var. Başka da okuma yazma öğrenmesinde yardımcı olabilecek kimse yoktu. Vildan
okuma yazmayı sene sonuna doğru öğrendi. Yazısı bozuktu. Matematik hiç yoktu. Özgüveni
hiç olmadığı için diğer öğrencilere zarar vererek veya küfür ederek dikkat çekmeye
çalışırdı. Birinci sınıfın sonunda okuma bayramı düzenledik. Vildan önce eğlenceye gelmedi
ancak etrafımızda dönüp duruyordu. Onu da zorla eğlenceye aldık. Vildan müzikle uyumlu
çok güzel dans ediyordu. Böyle bir müzik kulağı ve ritm duygusu ben de yine disleksiyi
çağrıştırdı. Bu yönüyle onu hep öne çıkarmaya çalıştım. 3.sınıfa kadar olumsuz davranışlar
düzelmesine rağmen, okul başarısında hiçbir artış gözlemleyemedim. Hep sadece okuma
yazma bilen bir öğrenci olarak kaldı. Fakat müzik derslerinde ve dans konusunda çok
özgüvenliydi. Yine ebeveynleri yaşayan ama olmayan bir çocuk karşımdaydı. Vildan fizik
olarak da, müzik kulağıyla da çok iyi bir dansçı olabilecekken ilgisiz aile yüzünden yok olmaya
yüz tutacak. Çünkü dansçılık, ilgi ve masraf gerektiren bir eğitim süreci. Şehirdeki özel dans
merkezleri çok pahalı ve çocuğunu okula bile göndermek istemeyen bu aile böyle merkezlere
asla gönderemez. Üstelik bu çocuk sanatsal açıdan yetersiz olan ilimizde nereye kadar
gidebilir? Acaba bir zeka problemi var mı, yoksa herşey ilgisizlik mi, disleksi mi? Bir zeka
problemi olsa böyle dans edebilir mi? diye de düşünmüyor değilim. Ama yine de bu yıl (şimdi
27
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
4.sınıfız), ailesiyle görüşüp (ki kabul edeceklerini hiç sanmıyorum), kendim bir sponsor
arayarak onu bir müzik ve dans merkezine yönlendirmek için çalışacağım.
Mehmet de Ceren ve Vildan'la akraba olan bir öğrencim.
Bir yıl gecikmeli olrak okula başlayacak olmasına rağmen annesi tuvalete gitmediği için
okula göndermek istemiyordu. Yasal olarak ise okula gelmesi gerekiyordu. Bu yüzden ve okul
idaresinin ısrarıyla Mehmet 1. SınıfaVildan ve Ceren'le birlikte 1 ay gecikmeli başladı. Ancak
Mehmet o yıl okula düzenli olarak gelmedi. Devamsız olduğu günler, geldiği günlerden
fazlaydı. Doğal olarak o yıl hiçbirşey öğrenemedi. Biz ikinci sınıfa geçtiğimizde Mehmet'te
yine okul idaresinin isteğiyle 2.sınıfa geçti. Ancak biz ikinci sınıf derslerini yaparken Mehmet
çok sıkılıyor ve çevresini rahatsız ediyordu. Öğrencilerin bireysel çalışmaları sırasında ben
Mehmet'le özel olarak ilgilenmeme rağmen bu yeterli olmuyordu. Bu yüzden o yıl 1. sınıf
okutan arkadaşlarımdan yardım istedim ve böylelikle Mehmet 1. sınıfın derslerine katılmaya
başladı. Fakat Mehmet hep bizim sınıfa gelmek istiyordu.1. dönem okumayı çözememesine
rağmen 2.dönem tekrar bizim sınıfa geldi. Ben yine onunla ilgileniyordum. Annesi ise evde
ders çalıştıramadığını, sürekli sokakta oyun oynadığını söylüyordu. Verdiğim ödevlerin hiçbiri
yapılmadan geliyordu.2. sınıfta da çok büyük bir gelişme kaydetmden 3. sınıfa
geçtik. Mehmet 3.sınıfta daha gayretliydi. Ben de disleksi konusunda biraz daha
bilgiliydim. Mehmet sözel olarak anlattıklarımı anlatabiliyor, sorularıma cevap
verebiliyordu. Matematik dersini çok seviyordu. Ama tabii ki ben ona 1.sınıf düzeyinde daha
çok görsel içeren testler ve ödevler veriyordum. Mehmet yavaş yavaş okumaya
başlamıştı. Ama yazısı satırların arasında uçuşuyordu. Dört çizgili defterin orta iki çizgisi
arasına harfleri oturtabilmemiz yaklaşık 2 ay sürdü. Düz çizgili ve kareli defterleri ise hala
kullanamıyordu. Mehmet okuma ve yazma çalışmalarını yapmaktan hiç hoşlanmıyor,
kendisine sürekli matematik çalışması vermemi istiyordu. Fakat okumayı heceleyerek
yaptığı için problemleri anlamıyordu. Aynı problemi ben okuduğumda ise anlıyor ve doğru
çözüyordu. Bu izlenim onun disleksi olduğu şüphesini arttırdı. Çünkü okuma yaparken de
Mehmet heceleri çoğunlukla (al-la, ku-uk gibi) ters söylüyor, ben uyarınca
düzeltiyordu. Ayrıca yine d-b, s-z gibi harfleri hep karıştırıyordu. Dinlediği şeyleri sözlü olarak
anlayıp, anlatıyor ama iş yazıya, okumaya gelince bitiyordu. Annesine de birgün disleksiden
söz ettim. Fakat anne beni boş boş dinledi ve yardım alınabilecek hiçbir kuruma
başvurmadı. Kaldı ki yaşadığımız şehirde disleksi konusunda yardımcı olabilecek kimse de
pek yoktu. RAM'a gönderiyoruz, her çocuk ya normal ya da hiperaktif olarak geri geliyor. Bu
güne kadar kendi okulumda RAM'a gidip de disleksi tanısıyla dönen tek bir öğrenci bile
görmedim. İlimizdeki psikiyatrlarında bu konuda yeterli olmadığını, kendi oğlumun
küçüklüğündeki ve yeğenimin araştırılmaları sırasında gördüm. Bu yıl 31 Mayısta Adana'da
düzenlenen bir sempozyumdan haberdar oldum ve sempozyuma gittim ve orada Oğuzhan
Kırdök Hocam ile tanıştım. Kendisi Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde Özel Eğitim
Öğretmenliği bölüm başkanı ve kendisi de disleksili. İlk defa yardım alabileceğim birisiyle
tanıştığım için çok mutluydum. Bu defa da eğitim öğretim yılının sonu gelmişti. Gelecek yıl
(4. sınıfta) da Mehmet için Oğuzhan Hocamla iletişim kurarak yardım alabileceğimi
28
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
umuyorum. Bu yıl içinde okuma yazma öğrenmiş olması bile herhalde iyi bir adımdır, diye
düşünüyorum. Matematik alanında umarım Oğuzhan Hocam'ında desteğiyle çok daha iyi
oluruz .
Claire hanım, mümkün olduğunca özetleyerek öğrencilerimi anlatmaya çalıştım. Bu
öğrenciler henüz hiçbir şekilde araştırılmadılar. Ben sadece kendi okuduklarım ve
araştırdıklarımla disleksi olabileceklerini düşünüyorum. Çok yeterli bilgim olmadığından
onlara yardım konusunda da yetersiz kaldığımı düşünüyorum. Bu çalışmaların bana, tüm
öğretmenlere, ebeveynlere ve tüm çocuklarımıza bir umut ışığı olmasını içtenlikle diliyorum.
F.E. sınıf öğretmeni
Not: Kimliklerini gizli kalması için çocukların isimleri ve ilin ismi değiştirildi.
11.3.2 Dakikada 8 kelime
Daha önce okuma güçlüğü üzerinde çalışan ve ders veren bir sınıf öğretmeni idim. Sınıfımda
ve okulumda okumaya geçemeyen öğrencilere ders veriyordum. Bunu bilen yakın çevrem ve
arkadaşlarımdan biri çocuğunun 1.sınıfın Şubat ayında bana gelerek öğrencimiz Mustafa 'in
okuyamadığını belirtti. Mustafa Ankara'in en kaliteli kolejlerinden olan Xxx Kolejine
gidiyordu. Baba işletme anne eczacı mezunu idi. Çocuklarına çok ilgililerdi. Ailenin
ekonomik durumu iyi idi. Mustafa duruşu, hareketleri ve konuşması ile 1.sınıf bir öğrenciden
çok 3.4. sınıf bir öğrenci gibi idi. Yani yaşına göre olgun, zeki, akıllı idi. (Bunları belirtmemin
sebebi okul başarısında ailenin sosyo-ekonomik durumu, okur yazarlığı, okuduğu okul, aldığı
eğitim, çevre ve zeka faktörleri etkili olduğu düşüncesi).
Bana ilk geldiğinde Mustafa dakikada 8 kelime okuyabiliyordu. Benzer harflerli karıştırıyordu.
''b''harfini ''d'' şeklinde okuma gibi. Ritmik saymalarda çok kötü idi. Günleri karıştırıyor, hafta
ay kavramlarını bilmiyordu.... Bunları internette aratınca google bizi disleksi ile ilgili sitelere
yönlendirdi. Burada sorunumuzu araştırmaya başladık ancak yeterli bir bilgiye ulaşamadık.
Sonrasında Türkiye'nin çeşitli yerlerinde psikolog, psikiyatri, ve eğitim uzmanlarına danıştık.
Eğitimle ilgili kurumlara bilgi almak için başvuru yaptık ama hiç bir yerden bizi tatmin edecek
bilgilere ulaşamadık. Bu süreçte Mustafa çok yıprandı tabi. ''Ben hasta mıyım ki beni sürekli
doktorlara (psikolog, psikiyatri...) götürüyorsunuz?'' ifadesini kullanınca artık biz bir yerlere
başvurmaktan vazgeçtik ve Mustafa'ya ben haftanın 5 günü özel ders vermeye başladım. Bu
süreçte Mustafa’yla yaklaşık 3 ay ne yaptığımızı bilmeden çalıştık fakat daha sonra
Mustafa’yla çalışırken görselliğe çok fazla önem vermem gerektiğini anladım....
Sonrasında zor bir süreç olsa da Mustafa şuan 2.sınıfı bitirdi ve dakika da 80 kelime okuya
biliyor; daha önce yaptığı hataları örneğin kelimelere harf ekleme, çıkarma, kelime atlama vs.
çok az yapıyor. Tabi Mustafa sınıf seviyesinde ve istenilen bir seviyede olmasa da bence
29
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Mustafa'yla biz bayağı bir ilerleme kaydettik. Tabi burada bazı öğretmen arkadaşların
tepkileri de oldu hatta kendi sınıf öğretmeni bile disleksi olduğuna inanmadığını ailenin
gereksiz yere özel ders aldırdığını ifade etti. Halen çevremde disleksinin bir safsata olduğu
düşüncesinde olan bir çok eğitimci ve veli bana bunu söylemekte. ''Sen eğitim vermesen de
çocuk yıllar geçtikçe ve eğitim aldıkça okumayı öğrenecektir.'' ifadesini de çok duyuyorum.
Ama ben şunu da görüyorum lise 3.sınıfın da olup okuma yazma öğrenemeyen öğrenciler....
Bu açıdan DysLang projesinin önemi artıyor. İnsanlara disleksi ile ilgili yapılabilecek herşey.
Disleksiyi anlatmak, disleksiyi anlamak, disleksi tanısı koymak..... Doğru ve bilinçli eğitim
verildiğinde her çocuk başarılı olabilir. Yeterki onları anlayabilelim.....
11.3.3 Testler...
Ülkemizde özel ve de resmi kurumlarda test yapmaya yetkili
uzmanlardan bazılarında disleksi tanısı nasıl konulur o konuda eksiklik var. Yaşadığım bir
örneği paylaşayım sizinle. ÇANAKKALE bir öğrenciye test yapılıyor. Performans IQ 155 Sözel
IQ 134 çıkıyor. ama bu çocuğun raporuna sadece ÜSTÜN ZEKALI yazılıyor. Çocuğun okuma
performansına bakılmadığından ve sözel IQ performans IQ arsındaki farkı
ANLAMLANDIRMADIĞI için bu çocuk dislekesi olmasına rağmen aile çocuğun uyum
sağlamadığından ve üstün zekalı olduğundan okuma performansının düşük olduğunu sanıyor.
Bu konuda rehberlik araştırma merkezleri ve zeka testi yapaılan kişi ve kurumları
bilgilendirmek gerekiyor.
11.3.4 Ölağan üstü resimleri
2012-2013 eğitim- öğretim yılında bir öğretmenimizin dislektik öğrencisini keşfedişi…
Bununla başlayan süreci aktarmak istiyorum.
30
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Bireysel resim çalışmalarında yaptığı resimler çok orijinaldi; farklıydı, yani kesinlikle
birinci sınıf seviyesinde bir öğrencinin yapabileceği bir resim değildi, on yıllık öğretmenim ve
her sınıfı da okuttum bugüne kadar hiçbir ilkokul öğrencisinin böyle resim yaptığını
görmedim. Olağanüstü resimleri vardı; çok ince
ayrıntılar, çok farklı, bir resim öğretmeni bile görse çok
etkilenirdi inanıyorum. Resimleri dikkatimi çekince
rehber öğretmene gösterdim, ilk gördüğünde şok oldu
ve “farklı bir öğrenci” dedi. Sadece resme bakarak
otizmin alt dalı diye düşündü. Olağanüstü bir resim
yeteneği ve hayal gücü var ve onları kâğıda dökebiliyor.
Olağanüstü hayal gücü derken gökyüzünde bir sürü
gezegen çizebiliyor, oradaki füzeleri yapabiliyor
yıldızları yapabiliyor, ayrıca kayan yıldızları yapabiliyor;
çok genel bir bakış açısı var. Tek bir şey, tek bir obje
Şekil 1
yapıp bırakmıyor, çok bütüncül. Çanakkale Şehitlerini Anma Haftası’nda 18 Mart’ta sınıfta
konuyu anlatıp bir resim yapmalarını istediğim zaman bana getirdiği resim olağanüstüydü. En
ince ayrıntısına kadar bayraklar, silahlar, mermiler, silahlarda süngüler, miğferler, her yerdeki
o küçük nesneleri öyle bir işliyor ki incelenmesi lazım. Bence resim konusunda yoğunlaşırsa
gerçekten gelecekte iyi bir ressam olur daha birinci sınıftayken böyleyse. Çok müthiş araba
modelleri çiziyor.
Öğrencimin okuma- yazmada farklı olduğunu “e” sesini vermeye başlayınca fark ettim,
uyum ayları bittikten sonra Aralık ayında fark ettim. Başarılı bir çocuk, sözel olarak iyi, cevap
veriyor, boyama- kesme- yapıştırma etkinliklerini yapabiliyor, ancak “e” sesini verdik; çocuk
yapamıyor. Bir ay boyunca çocuk “e” yi zor yaptı. Zor yaptı derken çocuk “e” yi bir türlü
çizemedi; aşağı bakıyor, yukarı bakıyor, sağa bakıyor, sola bakıyor “e” leri hep bu şekilde idi. O
kadar zorlandı ki, normalde vasat dediğimiz öğrenci en geç bir haftada öğrenir, dışarıdan
baktığında parlak bir öğrencinin “e” yi çizememesi çok enteresan, yani yapamadı gerçekten
yapamadı. Ama şu anda ünlü harfleri tanıyor, ancak bir yılda ünlü harfleri öğrenebildik. Bütün
harfleri resimle anlattık; mesela elmanın “e” si, bir ayı çizdik içine ayının “a” sı yazdık bunun
gibi.
Arkadaşlarıyla çok fazla bir arada olmuyor hatta bireysel takılıyor diyebiliriz. İstediği
zaman güzel iletişim kurabiliyor ama istemediği zaman yapmıyor. Geçen yıl önceki senelerde
gittiği kreşten arkadaşı olan bir öğrencimle aynı sınıfta oldukları bir arkadaşı ile çok iyiydi.
Ancak çok fazla hasta oluyordu ve devamsızlığı hafta da 2-3 güne çıkabiliyordu. Bu da okul
başarısını olumsuz etkiledi. Onun haricinde o eski arkadaşı ile beraberdi ama bu yıl grubun bir
üyesi oldu artık. Arkadaşları ile maç yapabiliyor mesela. Benimle olan iletişimi güzel,
diyaloğumuz güzel. Bu yıl daha çok sosyalleşti, geçen yıl daha bireyseldi, istediği arkadaşı ile
iletişim kuruyordu. Mesela geçen gün küçük oğluma şunu anlattı; kar yağmıştı ve oğlum (4,5
yaşında bir erkek çocuğu) bizim evin çatısı var dedi oğlum terasta kartopu oynadıklarını
anlatmaya çalışıyordu. Öğrencim oğluma çok komiksin bütün evlerin çatısı vardır ki dedi;
31
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
sanki büyümüş de küçülmüş gibi. Zorlandığı tek şey gerçekten okuma- yazma çalışmaları.
Özel eğitime gidiyor ve orada üç öğretmeni varmış, “ümitliyiz, olumlu gelişmeler var”
şeklinde bahsediyorlarmış. Aslında böyle bir sıkıntısı olmasa birinci olabilecek bir öğrenci.
Mesela bir hikâye oku, resmini yap de sorular sor; çok güzel cevaplar verir, yorum da yapar;
eş anlamlı ve zıt anlamlı kelimeleri söyleyebiliyor, derse katılmak için gayret ediyor. Tek
sıkıntısı okuma-yazma.
Bir süre sonra el yazısında zorlandığımızı fark
ettim. Ünlüleri yazması kolay oldu onun için. Sonra
bana rehberlik için geldiğinde müfettiş, “p,ç,t,k sert
ünsüzlerini verin” dedi, ilk üç harfi yaptı ama “k” yı
biraz girintili çıkıntılı olduğu için “l” gibi yazmaya
başladı. Tek harekette yapılmıyor, yukarıdan aşağıya
iniliyor ve sonra tekrar çıkılıyor bir anda “k”, “e”
oldu. Tahtada, defterde birçok şeyi denedim ama
sonra rehber öğretmenimize sordum düz yazıya
geçtim, “k” harfi ile. Daha rahatladı sanki çocuk,
üstünden bir yük kalktı gibi.
Şekil 2
Annesi ona dik el yazısının olduğu hikaye
kitaplarını çokça okuyormuş; yeni yıl kartı yazdırdım ben
yazdım o tahtadan geçirdi çok güzel yazabilmiş, sadece
simgeleri karıştırmış; “Seni yılınız kutlu olsun, yeni çok
seviyorum”. Düz yazıyı zorlanmadan güzel yazıyor. Eğik
yazıda okumada zorlanmıyor, ama yazım kısmında
zorlanıyor.
Yazma öğretimini ise mesela “balon” diyorum elli
tane “b” yapıyoruz bir balon içine, ya da “bebek”.
Günlük hayatından örnekler veriyorum. Sevdiklerinden
örnekler veriyorum; mesela “i” harfinde babasının adını
kullandım, “n” harfinde annesinin adını. Hayatından
parçalar, kesitler alıyorum. “dedeni seviyor musun? En
sevdiğin hayvan hangisi?” gibi
sorulara aldığım
Şekil
3
cevaplara göre resimleri belirliyorum, küçük oyuncaklarla dersi işliyorum. Kes-yapıştır, resmin
içine ilgili harfi tekrarlayarak yazma ve boyama; ama kendisinin bulması önemli. Ailesi
yayınevlerinin vermiş olduğu renkli, resimli ve ¼ A4 boyutunda harfleri vermiştim, evlerine
asmışlar. Onlarla kodlayarak tekrar yapmış oluyor. Hayat Bilgisi, Görsel Sanatlar, Müzik ile
Oyun ve Fiziki Etkinlikler derslerinde sınıfla beraber ama Türkçe ve Matematik’ te okumayazma çalışması yapıyor.
32
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Okumada sabah ilk derslerde karmaşıklık yaşıyor, bakıyor mesela harfe bildiği harfleri
sıralıyor, ama o gün tekrar yaptıktan sonra ikinci üçüncü derslerde kolay okuyabiliyor. Yavaş
öğreniyor. İlk öğrendiği ünsüzleri daha iyi hatırlayabiliyor. “m” ile “n”yı “b” ile “p”yı
karıştırabiliyor. Tekrar yaptıktan sonraki derslerde daha rahat okuyor, harfleri karıştırmıyor.
Bazı dönemlerde ilgisi çok dağınık oluyor, mesela defterini getirmesini en az on kere
söylüyorum ama gelmiyor; kendim gidip almak zorunda kalıyorum. Bir süre sonra toparlıyor.
Öyle olduğu zamanlarda rehber öğretmeni ile görüşmelere gönderiyorum sonra toparlıyor
kendisini. Evde de babasını daha çok dinliyormuş. Okulda da erkek öğrencilerle daha iyi
anlaşabiliyor. Onların içinde de en çok ortak yaşantıları olduğu için kreşten arkadaşını tercih
ediyor. Sıkılıyor da olabilir çünkü artık kitap okumak istiyor, arkadaşları ile okuyup yazmak
istiyor. Annesine sürekli bunu soruyormuş; “Ben ne zaman arkadaşlarım gibi
okuyabileceğim?”. Okuma- yazma ile ilgili sıkıntısı olduğunun farkında. Bir yıldır okumayazma üzerine çalışıyoruz, arkadaşlarının üç ayda yaptığını o on iki ayda zorlanarak yapıyor.
Yılın başında aile bana hiçbir şeyden bahsetmemişti. Çocuk ile ilgili değişiklikleri fark
ettiğimde aileye bunu belirttim, onlar çocuğun elini sobada yaktığını ancak yanmasına
rağmen fark etmediğini, canının acısı ile elini çekmediği için etrafı koku sardıktan sonra
onların sobadan uzaklaştırdığını, bir yaşına kadar göz teması kurmayıp ağlamadığını ifade
ettiler. Çocukluğunda da farklı olduğunu belirttiler. Örneğin geçen yıl özel bir günde törende
tüm öğrenciler hazır ol vaziyetinde iken o sağa- sola dönüyordu değişik davranıyordu, müdür
bey onun bu bağımsız ve bireysel hallerine dikkat etmiş, dışardan fark edilecek davranışları
vardı. Öğrencimi takip ettiğim ve gözlemlediğim süre içinde zümre arkadaşlarım ile
belirlediğim değişik davranışları paylaştım. Öğrencinin resimlerini gösterdim. Her öğretmen
nöbetlerinde ve sınıfa gittiklerinde çocuğun farklı olduğunun dikkatlerini çektiğini belirtti. Bir
öğretmen arkadaşım disleksi konusunda bilgisi olduğunu ve çocuğun dislektik olabileceğini ya
da belki de üstün yetenekli olabileceğini belirtti. Öğrencimin ailesini çağırdım ve o öğretmen
arkadaşımla beraber bir görüşme yaptık. Bu sırada öğrencim de yakınlarımızda geziniyordu.
Ancak bu görüşmeden önce öğretmen arkadaşım şöyle bir yol izlemek istedi. Sınıfa sık sık
gelip öğrenci ile selamlaşıp resim çizme faaliyeti
yapmaya başladı. Öğrenciye kendisini benimsetti. Aile
ile görüşme esnasında anne çok paniklemiş bir
şekilde “Öğretmen hanım bana yanımdan kayan
yıldızlar geçtiğini söylüyor. Ben buna nasıl inanıp ne
diyeyim?” şeklinde bu duruma hazır olmadığını ve
çaresizliğini dile getirdi. Baba, anneye göre daha
sakindi, bu konu ile ilgili yapmıştı. Daha çok
çocuğuma nasıl yardım edebilirim, nasıl bilinçli
davranabilirim şeklinde yaklaşıyordu. Öğretmen
arkadaşımla öncelikle anneyi sakinleştirdik ve orada
anneye çocuğunun penceresinden bakması gerektiğini diğer türlü onun içine kapanacağını
anlattık. Öğretmen arkadaşım öğrencinin duyabileceği şekilde çocuğun annesine hitaben
33
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
heyecanla ve yüksek sesle “Bakın yanınızdan nasıl güzel ve parlak bir yıldız geçti! Gördünüz
mü?” diye sordu. Çocuk tam bu anda bizlere baktı ve gülümsedi, annesine sorgulayıcı şekilde
baktı. Öğrencimin tek istediği onun penceresinden bakılabilmesi ve gördükleri ile dalga
geçilmemesi diye düşündüm. Öğretmen arkadaşım bir film tavsiyesinde bulundu ve ara ara
görüşmelerimiz bu şekilde devam etti. Bir sonraki görüşmede baba daha rahat anne ise daha
ılımlı ve sakindi, filmi izlemişlerdi. Ve çocuklarını şimdi daha iyi anladıklarını dile getirdiler.
Bireysel ilgi olması onu okula bağlıyor, okulu
sevdiğini ve okuma- yazma öğrenmek istediğini
belirtiyormuş, bu yıl daha az devamsızlık yapıyor,
öğrenme bozukluğu, davranış bozukluğu olan
kuralsız çocukların olduğu bir sınıfta herhangi bir
sorunu bulunmayan öğrencilerin olduğu gruba bir
üye ve sevilen çocuk olmaya başladı.
Öğretmenimiz zorlu bir süreçte olduğunun
ve bul yolda öğrencisini yalnız bırakmaması
gerektiğini farkında. Her dersinde mevcut
öğrencilerinin yanında özel bir zaman ayırıp
dislektik öğrencisi ile ilgilenmesi, okul rehber öğretmeni ile işbirliği yapması ve veli ile
arasındaki iletişimi güçlü tutması sonucu; öğrencinin etrafındaki yetişkin grubunu olumlu bir
şekilde aktive etmiş ve öğrencinin kaybolup gitmesine engel olabilmiştir. Her dislektik
çocuğun bu kadar şanslı olabilmesi dileğiyle… Disleksi bir hastalık değildir. Dolayısıyla tedavisi
de yoktur, onlara yardımcı olmak tüm toplumun borcudur. İçimizdeki cevherleri fark edip
destekleyelim…
Tuğba HARMANKAYA
Kaynakça
Resimlerin alındığı internet sayfaları bağlantıları aşağıda verilmiştir.
Başlık Resmi: http://www.inploid.com/t/disleksi-icin-en-iyi-tedaviler-nelerdir-/30152/
Şekil1: http://andredindisyan.com.tr/ogrenme-guclugu-ve-disleksi/
Şekil 2: http://medulamedula.com/cocuklarda-disleksi-belirtileri-ve-yapilmasi-gerekenler
Şekil 3: http://www.birdolapkitap.com/2010/09/14/bende-disleksi-var/
Şekil 4: http://sehrengizdergisi.wordpress.com/2011/10/22/531/
Şekil 5: http://www.birdolapkitap.com/2010/09/14/bende-disleksi-var/
34
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
11.4 Okulda derste disleksi
11.4.1 OKUMA GÜÇLÜĞÜ VE DİSLEKSİ: Modüllü etkinlikler
Disleksi yaşıtları ile aynı veya yaşıtlarından daha üstün zekaya sahip olan bireylerin genellikle okuma
alanında güçlük yaşaması ile kendini belli eden bir tür farklılıktır. Bu farklılık sadece okuma güçlüğü
olarak değil, yazma, heceleme vb. güçlükler olarak da karşımıza çıkabilir. Projenin konusu disleksi fakat
ve disleksi bir tür özel öğrenme güçlüğüdür. Burada disleksik özellikler göstermeyen fakat okuma
problemi olan çocuklarla yaptığım bir çalışmayı paylaşmak istiyorum:
Okuma Güçlüğü çeken öğrencilerle örnek bir çalışma:
Geçen sene yeni bir okula tayinim çıktığında 4. Sınıfları okutmuştum. Sınıf mevcudu 16 idi.
Sınıfın seviyesini belirlemek için sene başında bir seviye belirleme sınavı yaptım. Genel olarak iyi
öğrenciler olmasına rağmen birçok öğrenci okuma konusunda zayıftı. Bütün derslerin temeli okuma,
yazma, okuduğunu anlama ve yorumlamaya dayandığı için bu öğrenciler diğer derslerinde de
başarısızdı. 8 öğrenci dakikada 80 kelimenin altında okuyordu (1 dakikada okuduğu kelime sayısını
ölçmemim nedeni öğrencinin okuma durumunu sayısal verilere dökmek ve ilerlemenin ne aşamada
olduğunu görmektir). Hatta 3 öğrencinin dakikada okuduğu kelime sayısı 20-30 civarındaydı. Bu
öğrencilerin okuma seviyesini yükseltmek için 7 modül hazırladım.
Her bir modül bir sayfadan oluşmaktadır. İlk modülde 4 sütun halinde yukarıdan aşağıya
kelimeler bulunmaktadır. Bu kelimeler ortalama 3-4 harften oluşmaktadır. İkinci ve üçüncü modüldeki
harfler birinci modüle göre biraz daha artarak devam etmektedir. Dört ve beşinci modüller basit
metinlerden oluşmaktadır. Altı ve yedinci modüllerde ise metinlerin sonunda metin ile ilgili sorular
bulunmaktadır. Yani artık okuduğunu anlama da ölçülmeye başlandı. Her modülün başında ise o
modülün okunduğu süre ve okunan yanlış kelime sayısının yazılacağı küçük bir çizelge yer almaktadır.
Şimdi geldik işin uygulama aşamasına. 1 haftada ortalama 1-2 modül bitiyordu. Bu modüller
seviye sırasına göre teker teker dağıtılmaktadır. İlk modül önce öğrenciye okutulmakta öğrencinin
okuduğu süre ve yaptığı yanlış sayısı çizelgeye yazılmaktadır. Öğrenci aynı sayfayı belirli sayıda (3-4-5
ya da 10 kere) okuyarak tekrar okuduğu süre ve yaptığı yanlış sayısı yazılır. Öğrenci metne aşina
olduğu için okuduğu süre ve yaptığı yanlış sayısı azalacaktır. Bu azalış da (her ne kadar bildiği metin
olsa da) öğrenciyi motive etmektedir. Diğer modüller de bu şekilde uygulandı. Fakat uygulamaların
sadece küçük bir kısmını ben yaptım. Diğer bütün uygulamaları mesaisinin saat 1 de bitmesi
nedeniyle anasınıfı öğretmeni yaptı. Yani çocukları son saatte onun yanına gönderdim. Okutma işini
anasınıfı öğretmeni yaptı. Ben sadece sayısal sonuçlara baktım. Yaptığım haftalık kontrollerde ise
öğrencilerin dakikada okuduğu kelime sayılarının arttığını gördüm. Modüllerin hepsi bittiğinde 8
öğrenciden 6’sı bir dakikada 80 kelimeyi geçti. 2 öğrenci ise 50 kelime civarında kaldı.
Burada vurgulamak istediğim iki nokta var. Birincisi: Okuma güçlüğü çeken birçok öğrencinin
okumalarını geliştirmek için yanlış uygulamalar yapılmakta ve öğrenci okumadan soğumaktadır. Bazı
okullarda okuma güçlüğü çeken öğrencilere “hızlı okuma teknikleri” uygulamaları yapılmaktadır. Bu
tamamen yanlış bir uygulamadır. “Okumayı hızlandırma” ve “hızlı okuma” birbirinden farklı
kavramlardır. Okuma güçlüğü çeken bir öğrencinin önce yaşadığı güçlüğün nedenini belirlemeli ve
buna göre iyileştirici bir uygulama yapılmalıdır. Vurgulamak istediğim diğer nokta ise okuma güçlüğü
35
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
çeken öğrencilerin tespiti ve okuma güçlüklerinin giderilmesi için okullarda okuma uzmanları istihdam
edilmelidir. Çünkü okulda sınıf öğretmeni zaman ve emek bakımından okuma güçlüğü çeken
öğrencilerle uğraşma konusunda genel olarak başarılı olamamaktadır. Şu an Avrupa’daki ülkelerinin
%44’ünde öğrencilerin sınıf öğretmenleri dışında çalışabileceği destek personel bulunmaktadır. Fakat
bu personellerin hepsi okuma alanında uzman kişiler değillerdir. Okuma güçlüklerini gidermede
birebir ve küçük gruplarla çalışmanın önemi göz önünde bulundurulduğunda okuma uzmanlarının
gerekliliği öne çıkmaktadır.
Bahattin ERKUŞ
Hazırlaması ve uygulaması basit bu etkinliğin iki örnek modül ekte. En büyük yararı öğrencinin okuma
geliştirme çalışmaları için programlı hareket etmesi ve kendi gelişimini görmesidir.
Örnek kelime okuma modülü: Etkinlik no: 1
Adı soyadı - sınıfı
1. okuma
2. okuma
3. okuma
Okuduğu süre
Yanlış okuduğu kelime sayısı
kavak
kilim
çardak
tasma
kavuk
Melik
yavan
taşıma
kovuk
Melike
yatan
Asım
keten
alaca
tavan
asır
tekin
araba
vatan
Aslı
tekne
baraka
tavşan
arsa
kalem
kabare
Tarzan
asla
kelam
bardak
asma
asalak
36
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
alsak
yelek
maske
şeker
kazak
yalak
mezure
teker
kozak
kalay
menteşe
keser
kızak
kalak
meşe
resim
kazık
kabak
neşe
Rasim
kazma
Nazım
eşen
Ramazan
kaçak
Nizam
eşme
maraz
kaçık
mizan
çeşme
maya
koçan
mazi
şemsiye
yama
koşan
masal
Şemsi
koşma
Maslak
Şener
koçum
makas
neşter
Örnek metin okuma modülü: Etkinlik no: 4
Adı soyadı - sınıfı
1. okuma
2. okuma
3. okuma
Okuduğu süre
Yanlış okuduğu kelime sayısı
37
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
KÜÇÜK KEDİ
Emel okuldan eve dönerken yolun kenarında küçük bir kedi yavrusu
gördü. Kedicik yağmurda ıslanmış ve çok üşümüştü. Emel yavru kediyi alıp eve
götürdü. Emel annesine yavru kediyi nasıl bulduğunu anlattı. Sonra hemen
yavru kediyi kurutup sobanın yanına koydular. Emel’in annesi yavru kediye biraz
süt verdi. Karnı doyan minik kedi mışıl mışıl uyudu.
Emel bu sevimli yavru kediye Pamuk adını koydu. Pamuk’a evde bakmak
için annesinden izin istedi. Annesi de Pamuk’a bakması için Emel’e izin verdi.
Emel hemen Pamuk’a eski bir sepetten yuva yaptı. Artık Pamuk’un mutlu bir
şekilde yaşayacağı sıcak bir yuvası olmuştu.
11.4.2 Özel destek yöntemi - disleksili bir öğrenci ile çalışma
2011 yılı eylül ayında arkadaşım, kardeşine (takma isim olarak Barış kullanacağım) ilkokul
başlarında disleksi ve DEHB teşhisi konduğunu söyledi. Barış, ilkokul dönemi boyunca çok
başarısız bir öğrenci olmuş, aile içinde de diğer kuzenleriyle karşılaştırılmış. Yani kısacası, kötü
bir çocukluk geçirmiş. Özellikle, Türkçe ve İngilizce dersleri kötü durumdaymış. Benimle özel
derse başladığında 7. Sınıfa başlamak üzereydi. Ebeveynleri ve başka mentor hocalarla da
çalışmış, fakat bir faydası olmamış.
Disleksi ile ilgili hiçbir bilgim yoktu Barış’la tanışana dek. Üstelik eğitim fakültesinde de bu tür
özel öğrenciler için öğretim metotlarını da bilmiyordum. Fakat hem disleksi hem de DEHB
olan bir öğrenciye öğrenci merkezli teknikleri uygulamamın daha yararlı olacağına karar
verdim. “Anlatım” yöntemi gibi klasik yöntemleri kullandığım zaman normal öğrencilerin bile
dikkati çok çabuk dağılıyordu. Bu yüzden derslerde genel olarak Barış’ın aktif olarak yer
alabileceği yöntemleri seçtik ve derslere başladık.
Barış ilk olarak çekingen başladı çünkü onun için bir öğretmenle çalışmak çok eziyetli bir işti.
Fakat daha sonra derslere daha istekli katılmaya başladı. Haftada 6 saat ile başlayan ders
saatlerimiz daha sonra 8-9 saate çıktı. Annesinin söylediğine göre Barış 15 dakikadan fazla
masa başında oturamıyormuş ama benimle günde iki saat, daha sonra üç saat ders çalışmaya
başladı.
Derslerde genel olarak “questioning, analogy, discovery, multiple intelligence,
argumentation” gibi teknikleri kullandım. Sayısal dersleri daha fazla seviyordu, bu yüzden dil
derslerinde hep sayısal konuları entegre ederek çalıştık (e.g. Türkçe ve İngilizce derslerinde
bilim insanları, elektriğin hayatımızdaki önemi gibi konularda paragraf yazma gibi).
38
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Derslere başladığımız günden itibaren derslere olan ilgisi ve başarısı arttı. Disleksi olduğu için
okuma ve yazmayı hiç sevmiyordu. Fakat haftada 5-6 saati dil derslerine ayırınca, konuşması
düzeldi, daha kompleks cümleler kurmaya başladı, elyazısı daha iyi oldu, okuma hızı da gözle
görünür bir biçimde arttı. Normal bir öğrenci kadar olamadı tabii ki ama kendisi için
gerçekten güzel gelişmeler kaydetti. Zaman tutarak soru çözmeye ve paragraf yazmaya
başladık. Eskiden 45-50 dakikada tamamladığı yazılar 20-25 dakikaya düştü. 10 soruluk bir
sayısal testi 13-15 dakikada, 10 soruluk Türkçe testlerini 15-17 dakikada çözmeye başladı.
Fakat aşamadığımız bazı sıkıntılarımız hala var.

Fen ve Matematik derslerindeki notlarındaki yükselme dil derslerindeki gibi
olmadı.

Sözlü anlatımda hemen hemen bütün soruları doğru cevaplarken yazılı
notlarda aynı başarıyı gösteremiyor.

Sınıf içinde kendini gösteremiyor, hala öğretmen ona okuma yaptıracak ve sınıf
onunla dalga geçecek diye korkuyor.

Okulda sınavlarda daha düşük alması normal çünkü yavaşa yazıyor ve dikkati
dağılıyor. İlginç olan, sözlü olarak da çok başarılı değil okulda.

Okuldaki öğretmenler ve yöneticiler disleksi konusunda yeterli bilgiye sahip
değil, bu yüzden Barış’ı kötü bir öğrenci olarak görüyorlar (özellikle dil öğretmenleri)

Seçmeli ders olarak Fransızca alıyor ve mentor hocası yok. Notları çok kötü

Sesli okurken daha hızlı, fakat içinden okurken dikkati çok çabuk dağılıyor.

Sadece benimle ders çalışıyor, kendi başına uzun süreli ders çalışmıyor.

Beraber tartıştığımız soruları çok kolay çözerken, süre tutup kendi başına
yaptığı zaman yanlış yapabiliyor.

Kısacası, hala iyi bir öğrenci olabileceğine inanmıyor. İnansa bile çok kısa
sürüyor.
7. sınıfta onunla çalışmaya başladık, 8. Sınıfta da devam ettik, fakat okulun son iki ayı çalışma
fırsatı bulamadık ve Barış annesini ikna edip SBS 2013 sınavına girmemiş. Şu an ODTÜ
Koleji’ne devam edecek ve İngilizce hazırlık okuyacak. Yukarıda bahsettiğim sıkıntılar için
Barış’a psikoloğa gitmesini önerdim çünkü bu benim uzmanlık alanım değil. Ama ikna
olmuyor çünkü yararlı olduğunu düşünmüyor.
Sonuç olarak, iki senedir düzenli olarak Türkçe, Matematik, Fen ve İngilizce çalışıyoruz.
Aslında tek yaptığım onunla iletişim kurmak, doğru yöntemi seçmek ve derslere ve okuma
yazmaya karşı pozitif tutum (attitude) geliştirmesine yardımcı olmak. Benimle beraber
39
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
çalıştığı dönem boyunca kendisini çok iyi geliştirdi, fakat okulda hala bu başarısını
gösteremiyor. Bunun sebebinin okul şartlarının (kolej olsa bile) farklılıklara uygun olmaması
ve öğretmenlerin bu konu hakkında bilgi sahibi olmaması olduğunu düşünüyorum.
Sinem DEMİRCİ
ODTÜ Eğitim Fakültesi
Araştırma Görevlisi
11.4.3 Disleksi kavramını öğrenmek, gerek öğrencilik gerekse öğretmenlik
hayatımdaki pek çok paradoksun zihnimde oluşturduğu (toplamı bir kâbusa benzeyen) anılar ve
izlenimlerin bütününü adlandırmamı sağladı. Önce “neden öğrenemiyorum?”un, ardından da “neden
öğretemiyorum?”un cevabını bulmamı, anlamamı sağladı.
Eğer öğretmenlerim bu durumun farkında olsalardı çok daha güzel çocukluk, öğrencilik
anılarım olacaktı. Aynı şekilde öğretmenken disleksik öğrenciler konusunda bilgi ve duyarlık sahibi
olsaydım, öğretememenin verdiği (ancak bir öğretmenin anlayabileceği) vicdani sızıyla uğraşacağıma
enerjimi yeni yöntemler ve materyaller bulmaya ve geliştirmeye harcayacaktım.
Bundan dolayı Dyslang projesinin tüm öğretmenleri kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması
gerektiğini düşünüyorum.
Kurtuluş İlikçi, Öğretmen, Van
11.4.4 Öğretmen disleksiliyse...
Disleksili öğretmen olur mu? Evet olur. Hem de sınıf öğretmen ve İngilizce öğretmeni. Biri
Özel Öğrenme Güçlüğü yaşayan çocuklarla çalışır, diğerlerden biri ise üniversitede bölüm
başkanıdır.
İkisi ayrı yerde kendi kurtarma çözümü geliştirdi. Manchester’da sınıf öğretmeni olan
öğrencilere disleksiyi anlattı; herkes aynı olmadığını ve bu farklar bir zenginlik olduğunu
anlattıktan sonra sınıfça anlaşma yaparlar. “Tahtada veya defterlerinizde bazen doğru
yazmayabilirim. Hep birlikte hatalarımı bulup düzeltiriz” der. Çocuklar verilen sorumluğunu
ciddi alıp yazım hatası düzeltme faaliyeti seve seve yapar; hoca bile kusursuz olunca, herkes
yapabileceği kadar yapar. Bu alçak gönüllü öğretmen çocuklar ve ailelerinde sevilen birisi.
40
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Türk bir üniversitede İngilizce öğreten kişiler bu kadar şanslı değildi. Çünkü disleksi ne
olduğunu başta bilmezdi; öğrendiğinde başkalar bilmeyince zor anlatırdı. Biri “Sözlüklerinize
bakın” der, diğeri “Bazen yanlış yazabilirim, sizi denetlemek için! Uyanıp olanlar yanlışlıklarını
farkedip söyler” diyip öğrencilere top atar.
11.5 Öğretmen-disleksili öğrenciyle beraber
Akrostiş – Baş harflerden yazılmış şiirler: Disleksi, Diskalkuli ve Disgrafi
Dahi miyim, deli mi?
İlginçlik beynimde mi?
Sorup duruyor kalbim,
Lütfen bulun çaremi.
Empati yapın biraz
Kabul edin bizleri
Sabır, saygı ve sevgi
İlacımdır her biri
41
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Ders matematikse eğer;
İşlemleri çabucak anlamak,
Sayıları sıkılmadan okumak,
Kitaba öylece bakakalmak,
Alıştırmaları kolayca yapmak,
Logaritmada kaybolmak,
Klasik yazılıdan korkmamak,
Uçmak uçmak uçmak
Limitsiz hızlanıp kaçmak
İçinden kaybolmadan çıkmak isterim.
42
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Dans ederken her bir harf
İlgim ilgim oluyor
Satırlar uçuşurken
Gözlerim yaşarıyor.
Rüyadayım yazarken
Alfabe peşimdeyken
Fırtınalar kopuyor.
İçim fenalaşıyor.
43
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
11.6 Özel Öğrenme Güçlüğü - Dişleksi nedir
11.6.1 Kısa Animasyonlar
AkademiDisleksi http://www.youtube.com/watch?v=voJa3Xpaz0o
Kübra Yazıcı (ODTÜ Yabancı Dil Öğretmenliği
3.sınıf) http://www.youtube.com/watch?v=sbYOBkSzb5M
11.6.2 Uzmanlardan bilgilendirme
Mine Gür’ün Kanal 35 Deki Disleksi Programindan:
Disleksi nedir - http://www.youtube.com/watch?v=XgDUKiuC5eY
http://www.youtube.com/watch?v=f_ZweZzsQic
Disleksinin tipleri - http://www.youtube.com/watch?v=t4IymHN219w
Dil becerikleri - http://www.youtube.com/watch?v=PSUJBvJZVRM
Disletik Çocuklarda Simetrik Farkindalik: http://www.youtube.com/watch?v=Td20vRuwFg8&ns=1
Disletik Çocuklarda Sözel Bellek-İşitsel Algi Eğitimi Örneği:
http://www.youtube.com/watch?v=Ci5dOMIG2QM
Disletik Çocuklarda Dokunma Duyusu İle Kavratma Etkinliği:
http://www.youtube.com/watch?v=9NHHyFrbY-8
Disletik Çocuklarda Motor Koordinasyon Ve Denge Algisi Eğitimi Örneği:
http://www.youtube.com/watch?v=1B1upiWDY3A
Disletik Çocuklarda Organizasyon Becerileri Eğitimi Örneği:
http://www.youtube.com/watch?v=uHjFNWaM9-g
Disletik Çocuklarda Doğru Heceleme Materyali A.D Doğru Heceleme Materyali Eşliğinde Ad Metodu
Uygulamasi: http://www.youtube.com/watch?v=FAFQshw0h5c
Disletik Çocuklarda Fonem Farkindaliği Eğitimi Örneği:
http://www.youtube.com/watch?v=kDmA1OYcT6c
Disletik Çocuklarda Kelime Çağirmayi Kolaylaştirici Resimleme-Somutlaştirma Kelime Resim
Özdeşleştirme Çalişmasi Örneği: http://www.youtube.com/watch?v=uvwKyHkiDHs
Disletik Bir Çocuğun Okuma Performansi Örneği:
http://www.youtube.com/watch?v=7dCS9hacDBI
44
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Disletik Çocuklarda İşitsel Bellek Algi Çalişmasi Örneği:
http://www.youtube.com/watch?v=EFwwYprHS8c
11.6.3 Eğitim sisteminde neler yapılabilir
Şu ana kadar hep sistemle uğraştım ama sınıf içi uygulamalara ve ebeveynlere de önerilerim olacak.
11.modül ülkemizde ki eğitim sistemin de neler yapılabilir hususunda öneriler ve işbirlikleri getirmek
olabilir.
1.
Disleksisi olan çocukalrın okuyacağı metinlerin ilk ve son harflerini / heceleri renkli kalemler
yuvarlak içine alarak ilk ve son harfi / heceyi belirginleştirmek.
2.
Ev ödevleri yapılırken parçlara bölerek yapmak
3.
Ev ödevlerinde okuma bölümlerinin ebeveyn yada biri atarfından okunarak sadece cevabın
çocuk tarfından söylenmesi / yazılması sağlanabilir. bu durum ödev süresini kısaltabilir ve konunun
öğrenilmesini sağlar. çünkü bu çocuklarda okumayı hızlandıralım ve hataları azaltalım derken
konuların anlaşılması ve sınıf düzeyinden geri kalmaması sağlanabilir. çünkü burada amaç konunun
öğrenilmesi.
Özelikle ev ödevleri anne ve babalarla yapmak tam bir karmaşaya ve ilişkilerin bozulmasına neden
oluyor. bu konuyu bizzat ailerimde yaşadım ve bu önerilerle özelllikle imkanı olan aillelerle ödev
konusunda bi eğitimden yardım almalarını sağlayarak ilişkileirnin düzeldiğini gözlemledim.
4.
Okuma düzeyi sınnıf düzeyine ulaşana kadar sınıf içinde sesli okuma yaptırılmamalı.
bunu yerine bu çocukların fıkra, tekerlem ve şiir gibi sözel performans gerektiren konular vererek
başarmaları sağlanabilir ve özgüvenleri arttırılırken diğer çocuklarından övgüsü kazanılıp tutumlar
olumluya çevrilebilir.
5.
Disleksisi olan çocuğun iyi yapabilidiği bir beceri bulunarak sosyal kabülü sağlanabilir. ki
mutlaka özgün bir yönü var bu çocukların.
6.
Sesli okuma yapılırken hata yaptıklarında durdurulmamalı ve hata ANIINDA düzeltilmeye
çalışılmamalı. çünkü hız kesilince kaygı artıyor ve dolayısıyle kaygı artınca öğrenme olumsuz
etkileniyor.okuma bitince hatalı okunan kelimelrin renki fosforlu kalemle çizlebilir yada boş bir sayfada
yazılarak okuma tekrarı sadece yanlış olunan kelimeler için yapılabilir ve sonra metin bir kez dah
okutulabilir.
MEB'de çalışan ve ayrıca disleksi konusunda çocuklarla çalışan bir eğiitmci olarak sistemde ve eğitim
tekniklerinde sunacağım katkı için her zaman yanınızdayım.
Çok teşekkür ediyorum iyi çalışmalar.
izmirden selam ve sevgiler
VELİ DERİN
ÖZEL EĞİTİMCİ - İZMİR
45
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
11.6.4 Seçil Saygılı’nın araştırmaları
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ
Tanım: Çocuğun bireysel ve standart test uygulaması sonucunda saptanan okuma, matematik
veya yazılı anlatımı; yaşı, okul durumu ve zekâ düzeyinden beklenene oranla düşüktür.
Çocuğun öğrenme problemleri akademik başarısını veya okuma, matematik ya da yazma
becerisi gerektiren günlük etkinliklerini olumsuz olarak etkilemektedir (APA, 1994, akt.
Korkmazlar 1999). DSM IV’ de öğrenme güçlüğü; okuma, matematik, yazılı anlatım
bozuklukları ve sınıflandırılamayan öğrenme güçlükleri olarak gruplanmaktadır. Öğrenme
güçlüğünün bu türleri bir arada görülebildikleri gibi tek başlarına da görülebilmektedir (Şenel,
1998)
Ülkemizde en çok kabul gören tanım ise Korkmazlar tarafından yapılan tanımdır.
Korkmazlar öğrenme güçlüğünü;
� Normal ya da normalin üzerinde zekâya sahip (IQ > 85),
� Primer psişik bir hastalığı olmayan,
� Belirgin bir beyin patolojisi olmayan,
� Duyusal özrü olmayan,
� Dinleme, konuşma, okuma, yazma akıl yürütme ile matematik becerilerinin kazanılması ve
kullanılmasında önemli güçlükleri olan,
� Sekonder olarak kendini idare etme, sosyal algılama ve etkileşim sorunları yaşayan,
� Standart eğitime rağmen yaşına ve zekâsına uygun başarı gösteremeyen bireylerdeki durum
olarak tanımlamıştır.
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜNÜN GÖRÜLME SIKLIĞI
Amerika, İngiltere, Kanada, Avustralya ve İskandinav ülkelerinde özel okuma
bozukluğu %10–15 arasındadır. Zor okuyan alt grup, okul çocukları arasında %1-4 oranında
saptanmıştır. Literatürde Öğrenme güçlüğünün sıklığı okula devam eden nüfusun % 1 (Çin) ile
%33’ ü (Venezüella) arasında değiştiği ve sıklıkla medyanın %8 olduğu bildirilmektedir. Yine
ABD’de Öğrenme güçlüğünün %1 ile %40 oranında olduğu (Hallahan ve Kauffon, 1988). Bu
oran okul nüfusunun %3-4’üdür (Mash ve Tendal, 1988). ABD Eğitim Dairesi istatistiklerine
göre 1985–1986 öğrenim döneminde öğrenme güçlüğü olan çocuk ve gençlerin oranı %4–73
olarak belirlenmiştir (Korkmazlar, 1994). Arnold (1990) ilkokula giden çocukların %20’sinde,
tüm çocukların %10’unda özel öğrenme güçlüğü bildirmiştir.
Türkiye’de bu oran %1 ile %30 arasında değişmektedir. Ayrıca daha çok ilk çocuklarda
görüldüğü araştırmalarda bulunmuştur (Whirter ve Acar, 1985).
CİNSİYET FARKLILIĞI
Literatür bilgilerine bakıldığında, öğrenme güçlüğü erkeklerde kızlara oranla 3–10 kat
daha fazla görülmektedir. Finucci ve Childs erkeklerde kızlardan 2:1 ile 5:1 oranına kadar daha
fazla özel öğrenme güçlüğü bildirmiştir. Yine başka bir çalışmada Öğrenme güçlüğünün
erkeklerde kızlara oranla 4–6 kat daha fazla görüldüğü bildirilmektedir (Korkmazlar, 1994).
NEDENLERİ
46
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Çok sayıda araştırmanın ortak noktada buluştuğu bazı etiyolojik etmenler şunlarıdır:
-Beyin Hasarı: Hamilelik, doğum ve ya doğum sonrası oluşan hafif düzeyli hasar
-Genetik
-Nörolojik fonksiyonlardaki bozukluk: Input(görsel-işitsel-mekansal-dokunsal algı
bozukluğuna yol açabilir) Entegrasyon(Gün ay ve alfabe sırasını karıştırma) Bellek( Kısa süreli
işitsel-görsel bellek bozukluğu) Output (kendini ifade etme, yazma, ip atlama, bisiklete
binme)
-Hemisfer arası iletişim sorunları
-Fonolojik işlevlerde bozukluk
-Algısal bozukluklar
-A tipik beyin asimetrisi
-Metakognitif gecikme
EĞİTİMLERİ
Öğrenme güçlüğü gösteren çocukların birbirinden çok farklı özellikler gösterdiklerine
değinilmiştir. Öğrenme güçlüğü gösteren çocuklar için desenlenmiş olan öğretim yaklaşım ve
stratejileri de birbirinden çok farklı özellikler göstermektedir.
Öğrenme güçlüğü olan çocuklar için izlenen eğitim yaklaşımları bilişsel süreçlerin
öğretimi, çok duyuya dayalı öğretim, yapılandırma ve uyaranların azaltılmasına dayalı
öğretim, bilişsel davranış değiştirmedir.
Erken tanı gerek eğitim, gerekse de sağlık, açısından önemli bir yere sahiptir. Pek çok
sağlık sorununda erken tanı ve tedavi hayat kurtarıcı olmaktadır. Özel eğitimde de erken
eğitimin rolü yadsınamaz. Erken eğitim için en önemli görev, ebeveynler, çocuk ruh sağlığı
uzmanları ve okulöncesi öğretmenlere düşmektedir.
BELİRGİN DAVRANIŞLARI
Korkmazlar (1999) öğrenme güçlüğü olan çocuklarda en sık görülen özellikleri şu şekilde
özetlemektedir:
• Zekâ düzeyleri normal ya da normalin üzerindedir
• Hiperaktiftirler, el ve ayakları kıpır kıpırdır. Bazıları ise hipoaktiftirler, çok yavaş hareket ederler
• Dikkatleri kısa sürelidir, çabuk dağılır
• Motor ve el-göz koordinasyonları zayıftır
• Görsel algı sorunları yaşarlar. Görsel figür-zemin ayırt etmede zorlanırlar
(Örneğin, harf ve satır atlama)
• İşitsel algı sorunları yaşarlar.
• Bazı harfleri karıştırırlar (b-d-p)
• Yönergeleri unuturlar
• Organizasyon bozukluğu vardır
• Dağınıktırlar ve zamanı iyi kullanamazlar
• Dil gelişimi bazı çocuklarda gecikmiştir, kendini ifadeleri yetersizdir
• Yön bulmada zorlanırlar, sağı-solu ayırt edemezler
• Zamanı karıştırırlar, saati zor öğrenirler
• Sosyal-duygusal davranış sorunları yaşarlar. Düşünmeden davranırlar.
Arkadaşlarıyla geçinemezler. Değişikliğe zor uyum sağlarlar. İletişim sorunları vardır
47
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
• Akademik beceri bozuklukları göstermeleri kaçınılmazdır. Okumayı zor öğrenirler, yavaş veya
hatalı okurlar. Okuduklarını anlayamazlar. Yazı bozuklukları vardır. İmla ve noktalama hataları
görülür. Matematikteki zorlukları, çarpım tablosunu öğrenememe ve sembolleri birbirine
karıştırma olarak görülür
Öğrenme güçlüğü gösteren bireyler, bu davranışların bir kısmını ya da tamamını gösterebilir.
SINIFLANDIRMA
Öğrenme güçlüğünün tanımı, terminolojisi, tanısının ardından sınıflandırılmasında da
karmaşalar yaşanmaktadır. Bazı araştırmacılar, her çocuğun sorununun farklı gelişim alanlarda,
farklı yoğunlukta olabileceğini belirtip, öğrenme güçlüğünün sınıflandırılamayacağını ileri
sürmektedirler. Bir vakada hem okuma hem yazma bozukluğu varken, diğerinde yalnızca
aritmetik bozukluk olabilmektedir.
Amerikan Psikiyatri Birliği’nin tanı sınıflandırma sisteminde (DSM-IV) öğrenme güçlükleri için şu
sınıflama ve kavramları kullanmıştır:
• Matematik güçlüğü (dyscalculia),
• Yazılı anlatım güçlüğü (dysgraphia)
• Okuma güçlüğü (dyslexia),
• Başka türlü adlandırılamayan öğrenme bozukluğu olmak üzere dört başlık altında
sınıflandırılmaktadır
Dislektik bireylerde görülen okuma güçlükleri, disleksi türlerine ve yaşa göre değişmekle birlikte
genel olarak dislektik bireylerde görülen davranışlar şu şekildedir:
• Yönleri karıştırma,
• Saat, hafta, gün ve mevsimleri öğrenme ve kullanmada güçlük,
• Uzunluk ve büyüklük kavramlarını sıkıntı,
• Rakam ve matematiksel sembollerin öğrenilmesinde güçlük,
• Rakamları okuma ve yazmada güçlük,
• “b” ve “d” ve “p” harflerini karıştırma,
• “E” harfi ve “3” sayısını karıştırma,
• Cümleye büyük harfle başlamama,
• Akranlarına göre okumayı geç öğrenme,
• Yazarken harf atlama,
• Ayna hâli yazı yazma,
• Tutuk konuşma,
• Okunaksız yazma,
• Yavaş okuma,
• Yazılı ödevlerden kaçınma,
• Yazarken noktalama hataları yapma,
• Sınav korkusu,
• Okula gitmede isteksizlik,
• Kelimeleri/harfleri/sesleri öğrenmede güçlük,
• Verilen talimatları takip etmede güçlük,
• Kelimeleri harflere veya hecelere ayırmada güçlük,
• Organize olamama,
• Davranış bozuklukları,
48
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
• Asabiyet,
• Harf ve kelimeleri tanıyamama,
• Kendi ismini bile yazamama,
• Kafiye yapan kelimeleri tanıyamama,
• Harfleri kelimelerle bağdaştıramama,
• Heceleri yan yana koymakta güçlük çekme,
• Tek heceli kelimeleri okuyamama,
• Okumaktan nefret etme görülebilir,
• Çocuğun ifade edebildikleri bildiği ve düşündüklerinin çok gerisindendir
Disgrafiye sahip bireylerin gösterdiği davranışlar ise şu şekildedir:
• Okunaksız el yazısı,
• Kalem tutmada zayıflık,
• Yazarken oransız boşluk bırakma,
• Kelime yazımında hata,
• Yetersiz paragraf bilgisi,
• Cümle kurumunda yetersizlik,
• Dilbilgisi kurallarına uymadan yazma,
• Yanlış sözcük kullanımı,
• Yavaş yazma,
• Fikirlerini ifade edememe
• Ayna hâli yazma,
• Kelimeyi ters yazma,
• Devrik cümle kurma
Diskalkuliye sahip bireylerin gösterdiği davranışlar ise şu şekildedir:
• Sayıların sembollerini tanımada güçlük,
• Rakamları öğrenememe
• Matematiksel kavramları anlamada güçlük,
• Matematik dilini anlamada güçlük,
• Matematiksel olguları öğrenmede ve hatırda tutmada güçlük,
• Matematiksel yöntemleri öğrenme ve hatırda tutmada güçlük,
• Yetersiz problem çözme becerisi,
• Görsel-uzamsal karışıklık
• Matematik terimlerini ve kavramlarını isimlendirmede güçlük,
• Yazılı problemleri matematiksel problemlere dönüştürebilmede güçlük,
• Yazmada olumsuzluk,
• Sayıları ve sembolleri tanımada güçlük
• Şekil kopya etmede güçlük,
• Eldeli sayıları toplamayı unutma,
• Tek haneli sayıları toplamada başarısızlık
• Matematiksel adımları sıraya koyma
• Operatör işaretlerinin yeniden organize edilmesinde ve bir problemin parçalarını ayırmak için
çizgiler kullanmada başarısızlık,
• Objeleri saymada güçlük,
• Çarpım tablosunu öğrenme, hatırlama ve kullanmada güçlük,
• Çarpma ve bölme sayılarının uygun sıralanmasında güçlük
49
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
TANI VE DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ
Öğrenme güçlüğü tanı ve değerlendirilmesinde kullanılan testler:
WISC-R zeka testi
STANFORD- BINET zeka testi
BENDER- GESTALT görsel ve motor algı testi
FROSTĠG gelişimsel algı testi
PEABODY resim kelime testi
QUICK NEUROLOGICAL SCREENING TEST (QNST)
GISD sayı dizisi testi
WRAT geniş kapsamlı başarı testi
BENTON V.R.T
HEAD kendi bedeninde sağ sol tayini testi
HARRIS lateralleşme testi
OKUMA- YAZMA değerlendirilmesi
GESELL figürleri
Uzmanlar çocuklardaki öğrenme güçlüklerinin 7 yaşından önce belirlenebileceğinde
hemfikirdirler. Bununla birlikte, bu problemlerin okul öncesi yaşta öğrenme güçlüğü olarak
görülmesine de karşıdırlar. Birçok uzman, okul öncesi çocuklarının öğrenme sistemine henüz
yabancı olduklarından tanının zor olduğunu ileri sürerken, bazı uzmanlar, ise çocuklardaki
öğrenme güçlüğünün okul öncesinde hatta 3-4 yaşlarında bile belirleneceği kanaatindedirler
Tanı sırasında izlenmesi gereken adımlar şunlardır (Korkmazlar, 1999) :
1. Tıbbi değerlendirme ile öğrenmeyi etkileyen herhangi bir bedensel sorun olup olmadığı
belirlenmelidir.
2. Psikiyatrik değerlendirme ile herhangi bir psikopatoloji olup olmadığı ve varsa bu sorunun
öğrenme güçlüğüyle ilişkisi saptanmalıdır.
3. Psikolojik değerlendirme ile bilişsel, akademik ve nöropsikolojik süreçler incelenip, hangi
alanlarda sorun olduğunun belirlenmesi amacıyla testler uygulanmalıdır.
4. Aile değerlendirmesi ile ebeveyn tutumları, davranış ve beklentilerinin, eşler arası sıkıntıların
ve aile içi sorunların öğrenme güçlüğüne etki edip etmediği belirlenmelidir.
50
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Bannatyne, WISC-R alt testlerini gruplandırarak, öğrenme güçlüğü için başka bir
yorum tekniği geliştirmiştir.
• Mekânsal (Spatial) yetenekler puanı= Resim Tamamlama+Küplerle Desen+Parça
Birleştirme: Bu kategori, çok boyutlu mekânda obje ya da sembolleri manipüle edebilme
yeteneğini gerektirir.
•Kavramsal (Conceptual) yetenekler puanı=Yargılama+Benzerlikler+Sözcük Dağarcığı: Dil
işlevleri ile ilgili yetenekleri kapsar.
• Sıraya koyma (Sequencing) yetenekler puanı=Sayı Dizisi+Resim Düzenleme+Şifre: Kısa
süreli bellekte depolanan görsel ve işitsel uyarıcıları ardı ardına koyabilme yeteneğini kapsar.
• Kazanılmış bilgi kategorisi (Acquired Knowledge) =Genel Bilgi+Aritmetik+ Sözcük
Dağarcığı: Bilgi kazanma ve kullanabilme yeteneği bu kategoride yer alır.
Bu kategorilerin her birinde elde edilecek ortalama puan 30 dur. Buna göre bireyin
zayıf ve güçlü yönlerini belirlemek mümkündür
YAPILABİLECEK ÇALIŞMALAR İÇİN ÖNERİLER
Yapılan çoğu çalışmada öğrenme güçlüğü olan çocuklar, WISC-R testinin sayı dizisi, genel
bilgi, aritmetik, şifre, küplerle desen, alt testlerinde tutarlı olarak normal gruplara göre düşük
performans göstermiştir. Bu tutarlılık, bu alt testlerin ayırt edici özelliğinin yüksek olduğu
olarak yorumlanabilir.
WISC-R en yaygın olarak kullanılan testtir ancak dilimize ve kültürümüze özgü revizyonunun
gerektiği düşünülmektedir. Diğer taraftan ülkemizde, bölgesel dil ve kültür farklılıkları göz
önüne alındığında, WISC-R ın yeni revizyonunda bölgesel norm tablolarının oluşturulması
uygun olabilir.
WISC-R 6-16 yaş arası için uygun bir test olduğu için, okulöncesi dönem çocuklarının
değerlendirilmesinde kullanılamamaktadır. Weschler zekâ testinin (WIPPSI) okul öncesi yaş
dönemi için hazırlanan formunun Türkçeye uyarlanma çalışmaları yapılmalıdır.
WISC-R zekâ testlerinde sadece sözel puan, performans puan ve toplam puanlara yer
verilmekte, bu durumda normal yâda normalin üstü zekâya sahip öğrenme güçlüğü yaşayan
çocukların, tanılanmasını geciktirmektedir. Yapılan testlerde, bu puanların yanında, WISC-R
paternlerine, Bannaytne kategorilerine ve alt test puanlarına da yer verilmesi uygun olacaktır.
Öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların, erken dönem tanılanabilmesi için yeni testlere ihtiyaç
duyulmaktadır. Yapılacak yeni çalışmalarda erken dönem tanı ölçütlerini kapsayacak yeni
testler geliştirilmelidir.
Okul öncesi ve sınıf öğretmenlerinin bu konuda yetiştirilmesi erken tanı için önemlidir. Yetiştirme
projeleri-kitapçıkları hazırlanabilir.
51
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Disleksi, disgrafi ve diskalkuli için yurtdışında kullanılan pek çok yabancı yazılımın Türkçeye
çevrilmesi ya da geliştirilmesi yararlı olabilir. Örneğin,
Dragon Naturally Speaking : Konuşma tanıma yazılımı
Disleksisi olan birçok kişinin faydalı bulduğu teknolojik destekler arasında heceleme için
TextHelp , text to speech
Zihin haritalaması için Inspiration
Zihin Haritaları, zihnin tüm bölümlerinin birlikte çalışmasını sağlamak ve dolayısıyla disleksi kısıtlamalarını
aşmak için beynin diğer bölümlerinin canlandırılmasına yardımcı olabilir
Not tutmak için Live scribe- Smart Pen
DYS 2.0 – İşitsel-görsel-uzamsal alıştırmalar yaptıran internet sayfası
Okumayı-yazmayı-matematiği geliştirici bilgisayar programları hazırlanabilir. Yurtdışındaki
örnekler incelenerek yada belli kurallara uyarak bunlar yapılabilir:
Bilgisayar programları öğrenme güçlüğü çeken çocuklar için olmazsa olmazlardır. Çünkü
bilgisayar güdüler, endişeyi azaltır, başarıyı garanti eder, rahat bir ortam sağlar-çatışmasız,
çoklu ortamda bilginin sunumu öğrenmek için önemlidir, el yazısı kötü olan çocuklara
yardımcı olabilir vb.
Bu programlarda açıklamalar kısa ve anlaşılır olmalıdır, zaman kaybetmeden alıştırmalara
geçiyor olmalıdır, herhangi bir anda kayıt özelliği olmalıdır, yardım seçeneği olmalıdır, küçük
adımlar yöntemi ile eğitim verilmelidir, alıştırmalar tekrarlanabilir değiştirilebilir olmalıdır,
öğrenim hızına göre ayarlanabilmelidir, konuşma hızı ayarlanabilir olmalıdır, zorluk seviyeli
olmalıdır, ses kalitesi iyi olmalıdır-kulaklık için de.
Bu programlar eğitmenler ya da ebeveynler ile yapıldığında yararlı olabilecektir, karıştırılan
sözcükler-yazma alıştırmaları-matematik işlemleri-problemler vs. her konuda yardımcı
program hazırlanabilir.
Disleksik çocuklara yönelik okuma kitapları farklı seviyeler için hazırlanabilir. Az yazılı bol
resimli akıcı ve yaşa uygun bilgilerle dolu kitaplar ülkemizde yok denecek kadar azdır. Okuma
alıştırması yapmadan disleksik çocuğun okumasının ve kelime haznesinin gelişmesi zordur.
Kitaplar sesli ve görsel olarak cd şeklinde de hazırlanabilir, kendi okuduğunu kaydederek
yanlışlarını görmesi-düzeltmesine yardımcı olunabilir.
Seçil Saygılı, Matematik öğretmeni ve ÇOMU Eğitimi Fakültesi Doktora öğrencisi
52
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
11.7 Araştırma sonuçları
11.7.1 Disleksi e-Anketi:
15 Temmuz-8 Ağustos 2013 tarihleri arasında,
https://docs.google.com/spreadsheet/viewform?formkey=dEJLc3FTUmpCMjFCSFZGSEt5V2s1NGc6M
A#gid=0 linkinden internet ortamından çeşitli mail grubu ve sosyal medya kanallardan paylaşıldı.
Aşağıdaki anketi dolduran 450 kişiden üçte biri 15.soruya cevap yazdı.
Bu anket Türkiye’de disleksi farkındalığını ölçmek için hazırlanmıştır. Anket sonuçları Dyslang Projesi kapsamında
kullanılacaktır. Dyslang Projesi amacı, bir uzaktan eğitim kursu geliştirip uygulamak ve öğretmenler ile veliler için bir iyi
uygulama rehberi hazırlayarak çok dilli disleksik bireyleri ilave bir müfredat dili öğrenmeleri konusunda desteklemektir.
Katılımınız ve katkılarınız için şimdiden çok teşekkür ederiz. Proje sahibi: British Dyslexia Association (İngiltere) Web Adresi:
http://www.dyslang.eu/ ODTÜ Öğr. Gör. Claire Özel - Mehmet Güner (raportör) DysLang TR koordinatörü E-posta:
[email protected]
* Required
Mesleğiniz *
•
•
•
•
•
Öğrenci
Öğretmen
İşçi
Memur
Other:
Yaşınız *
•
0-15 16-25 26-35 36-49 50+
1. Disleksiyi daha önce duydunuz mu? *
•
Evet Biraz Bilmiyorum Hayır
2. Disleksi bir hastalık mıdır? *
•
Evet Olabilir Bilmiyorum Hayır
3. Disleksi ilerleyen yaşlarda geçer mi? *
•
Evet Olabilir Bilmiyorum Hayır
4. Disleksi kalıtsal mıdır? *
•
Evet Olabilir Bilmiyorum Hayır
5. Disleksi tedavi edilebilir mi? *
•
Evet Bazen Bilmiyorum Hayır
6. Disleksik bir bireyle daha önce karşılaştınız mı? *
•
Evet Farkında değilim Bilmiyorum Hayır
7. Disleksik bir birey dışarıdan anlaşılabilir mi? *
•
Evet Bazen Bilmiyorum Hayır
53
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
8. Çevrenizde disleksik bir birey var mı? *
•
Evet Olabilir Emin Değilim Hayır
9. Tanıdığınız ünlü bir disleksik bir birey var mı? *
•
Evet Hatırlayamıyorum Bilmiyorum Hayır
10. Avrupa’da nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unun disleksik olduğunu biliyor muydunuz? *
•
Evet Şaşırdım Bilmiyorum Hayır
11. Disleksili bir çocuk sınıfta ve sınavlarda farklı uygulamaya başvurma hakkını olduğunu biliyor musunuz? *
•
Evet Kısmen biliyorum Bilmiyorum Hayır
12. Çocuğunuzun ya da kendinizin disleksik olduğunu öğrenirseniz ne yapmanız gerektiğini biliyor musunuz? *
•
Evet Kısmen biliyorum Bilmiyorum Hayır
13. Disleksi konusunda bilgi sahibi olmak ister misiniz? *
•
Evet Belki ileride Bilmiyorum Hayır
14. 13. soruya evet diyorsanız, e-postanızı verirseniz size bilgi göndeririz.
15. Disleksi ile ilgili düşünceleriniz?
11.7.2 Anketin ilk 13 sorusunun analizi (464 cevaptan)
54
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
55
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
56
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
S.11 Öğretmenlerin cevapları,
Ve tüm cevaplayanlara göre
S.12 Öğretmenlerin cevapları,
Ve tüm cevaplayanlara göre
57
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
11.7.3 “Disleksi ile ilgili düşünceleriniz?” 150 cevaptan bazıları
1.
Bu konu hakkında fazla bilgi sahibi değilim. Çevremdekilerin de bilgi sahibi olduklarını
düşünmüyorum. İnsanları bilgilendirmek için bir şeyler yapılmalı.
2.
Önceden çok sevdiğim bir ünlünün küçükken disleksi olduğunu öğrenmiştim ve sonra
bu kişi ileride şarkıcı olmuş. Çok şaşırmıştım.. Bütün bildiğim bu.
3.
Anketinizle aslında bu konuda bilgi sahibi olmadığımı anladım. Anketten sonra
araştırmayı hedefliyorum.
4.
Bu konu hakkında fazla bilgi sahibi değilim. Çevremdekilerin de bilgi sahibi olduklarını
düşünmüyorum. İnsanları bilgilendirmek için bir şeyler yapılmalı.
5.
Önceden çok sevdiğim bir ünlünün küçükken disleksi olduğunu öğrenmiştim ve sonra
bu kişi ileride şarkıcı olmuş. Çok şaşırmıştım.. Bütün bildiğim bu..
6.
Onlara bayılıyorum. Çok ama çok özeller... eğitim sayesindegerçekleştirilen
gelişmelere bizzat şahidim ve zaten bu eğitimi veren uzmanlardan biriyim. çalışmalarınızda
her türlü desteğe hazırım. teşekkürler...
7.
"Disleksi nörolojik bir farklılık, buna hastalık demeyi doğru bulmuyorum, bu yüzden
aslında ""tedavi"" de kulağıma hoş gelmiyor. Onlar farklı düşünen, dünyayı farklı gören, uygun
koşullarda herkesten parlak çiçekler açan, ama eğer anlaşılmazlarsa solup giden, sıra dışı
insanlar.. Muhabbetleri her zaman zevkli, bakış açıları hep çok çarpıcı.. Bu yüzden disleksiye
müdahalede yaptığımız şey aslında sadece onları ""çoğunluğun"" müfredatına uyum sağlar
hale getirmek, adaptasyonu arttırmak.."
8.
Mesleğimden dolayı öğrencileri ilgilendiren bir konu olduğu için disleksi konusunda
başta öğretmenler olmak üzere kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekir
9.
Eğitim ile disleksi olan öğrencilerin çok iyi bir seviyeye geleceğine inanıyorum.Bu
konuda hem öğretmen hem veli hemde idarecilerin bilgilendirilerek disleksi olan çocuklara
faydalı olacağımıza inanıyorum
10.
Öğrenme güçlüğü çeken bireyler toplumdan dışlanmamalı
11.
Eğitimin daha yayğın olması gerektiğini düşünüyorum
12.
bir öğretmen adayıyım ve disleksiyi son bir yıla kadar neredeyse hiç bilmiyordum.
Bence bu büyük bir kayıp. Disleksinin bir hastlık olmadığını düşünüyorum ancak disleksili
bireylern özel bir ilgiye ihtiyaçları var. Bu nedenle öğretmen adayları ve aileler bu konuda
daha fazla bilinçlendirilmeli.
13.
bir öğretmen olmama rağmen ben bile tam bilgi sahibi değilim. bu konuda herkesin
bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum
14.
Disleksi ve türleri konusunda Turkiyede sinif öğretmenlerinin ciddi bir kısmının bilgisi
eksiktir. Hizmetiçi egitime ihtiyaclari olduğu nu dusunuyorum.
58
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
15.
Disleksik bireyin özellikle eğitim faaliyetinde sıkıntılı durum ile karşı karşıya kaldığını ve
bazen içinde bulunduğu durum sebebiyle potansiyeli iyi bile olsa başarılı olamadığını
biliyorum.
16.
Türkiye'de yüksek lisans programının açılmasını ve bu alanda uzman yetiştirilmesini
arzu ediyorum.Açılacak olan seminer ve eğitimler hakkında bilgi edinmek istiyorum
17.
Son bir yıldır oğlumla ilgili çok fazla sıkıntılarım var. Ona nasıl ulaşacağımı bilmiyorum.
Öğretmenlerinden her defasında farklı şeyler öğreniyorum.Ama bazen oğlum acaba disleksi
mi diye düşünüyorum.
18.
41 yaşında disleksi olduğumu öğrendim. Yaşadığım bunca sıkıntını sebebini bilmek
beni rahatlatırken disleksi olmakta beni üzdü geçen yıllarım için çok üzüldüm.
19.
kızım disleksi olabilir özel eğitim öğretmeniyim ama yinede çok panik içindeyim
20.
2 çocuğumda da olduğundan şüpheleniyor doktorlar .Özellikle yazı ile ilgili olan
türünden fakat bir türlü kesin teşhis konulamadı .Fakat öğretmenlerin hiç bilgisi yok bu
konuda özellikle öğretmenler bilgilendirilmeli diye düşünüyorum.
21.
samimi olarak; bende de bir oranda olabilir mi diye düşünmeden geçemedim :)
22.
Bir öğretmen ve disleksili çocuğu olan bir anne olarak yardıma herzaman hazır
olduğumu belirtmek isterim.Dislektik bireylerin eğitim hayatında karşılaştıkları zorlukları en
aza indirmek, avantajlı oldukları alanların erken yaşta tespitinin sağlanmasını ve yabancı dili
öğrenmeleri konusunda onlara özel bir müfredat hazırlanmasını isterdim.Çevremizde ve
okullarda disleksi zeka geriliği sanılmaktadır.Disleksi konusunda yapacağınız çalışmaları
şimdiden canı yürekten kutlar , kolaylıklar dilerim..
23.
disleksili çocukların gidebileceği onların ajite olmadan eğitimlerini tamamlayacakları
her şehirde en azından bir okul olması gerektiğine inanıyorum.abu çocuklarının kaderi
olmamalı, bilinçli aileler başetmek için çabalıyor ya eğitimsiz insanların çocukları.....çocuğumu
götürmediğim yer kalmadı evde bireysel eğitim ilaç tedavisi halen devam ediyor ancak
umutlarım tükenmek üzere...biz olmadan kendi başına hayatını nasıl sürdürebilir endişesi
taşımaktayım...çözüm aramaktayım
24.
dikleksiyi bilmeden ve tanımadan devam eden hayatın ne kadar zor olduğunu ve
disletik bireye yaşamı bir kabusa dönüştüreceğimizi, fakat bilinçli alınan
eğitimlerle,desteklerle bunu azaltabileceğimizi düşünüyor ve umut ediyorum...
25.
Bireyin yaşam kalitesini arttırmak için önemsenmesi gerekmektedir.
26.
oğluma disleksi tanısı kondu çok endişeliyim :( oğluma evde nasıl yardımcı olacağımı
bilemiyorum...
27.
Disleksinin farklı bir öğrenme şekli olduğunu düşünüyorum. Ben iki yıl önce kızımın
disleksi olduğunu öğrendiğimden beri bu konuyla yakından ilgileniyorum. Türkiye de
eğitimcilerin çoğu bu konuda bilgisiz olduğu için anne babalar ve çocuklar çok sıkıntı
çekiyorlar. Bence her okulda eğitimcilere yönelik seminerler verilmeli,çocuklara uzman kişiler
59
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
tarafından testler yapılmalı aileler bilinçlendirilmeli ve çocukların özel eğitimleri okul
ortamında yapılabilmeli. Disleksili çocukların bir ülke için çok değerli olduğunu düşünüyorum.
İyi bir eğitimle sonsuz hayal güçleri ve yetenekleriyle dünyayı değiştirebilecek bir güce
sahipler yeter ki onları anlayabilelim. Özellikle disleksili çocuklar için ingilizce eğitim
verebilecek bir uzman bulmak çok güç. Projenizi çok beğendim böyle bir program çalışmaya
başldığında haberim olursa çok sevinirim.
28.
Disleksi olan kişilerin ailede veya toplumda dışlanması beni çok rahatsız ediyor. Onlar
için daha iyi imkanlar oluşturulmalı.
29.
Türkiye'de disleksi alanında çalışan uzmanların sayısının oldukça az olduğunu
biliyorum. Umarım bu sayı artar, farklı disiplinlerden uzman kişiler (psikolog, özel eğitim
uzmanı, dil ve konuşma terapisti, aileler, öğretmenler ) disleksi üzerine bilgi ve deneyim
paylaşımlarında bulunur ve disleksik bireylerin yaşam kalitelerinin artmalarına yardımcı
olabilirler.
30.
Disleksinin bir kişisel özellik olduğunu düşünüyorum.Fakat aileleri ikna etmek çok
zor.Bunu söylediğiniz zaman kendisine hakaret edilmiş gibi davranıyorlar.
31.
32.
Yerdeki Yıldızlar filmini izledikten sonra bilgi sahib oldum.İmkansız diye bir şey
yoktur.Her birey eğitilebilir.
33.
Disleksi ile '' Taare zameen par '' filmi sayesinde tanışmıştım. Daha sonra bu konuyu
biraz okudum. Doğru yaklaşımlarla müthiş sonuçlar alınabileceğini düşünüyorum.
34.
Disleksiyle ilgili etkili iletişim dersini almadan önce bir bilgi sahibi değildi o dersin
sonucunda öğrendim ve daha sonra "Her Çocuk Özeldir" filminde bu tip öğrencilerle nasıl bir
iletişim kurulması gerektiği hakkında biraz bilgi sahibi oldum.
35.
Disleksiyi bir filmden duymuştum ve fark edilmediği takdirde pek de hoş olmayan
sonuçları olabileceğini fark ettim. Eğitim fakültesi öğrencisi olduğum için, bu durumla
karşılaşmam muhtemel. Disleksi problemi olan çocuklara yardımcı olabilmek açısından bu
konuyla ilgili detaylı bilgi sahibi olmak istiyorum.
36.
Disleksi konusu ülkemiz için tamamen yeni bir konu. Eğitim düzeyimiz yükseldikçe
hayat kalitemiz artacaktır. Bu da farkındalığın artırılmasıyla başarılacaktır.
37.
disleksinin bir öğrenme bozukluğu olduğunu biliyorum. zeka geriliği değil yani. hatta
tam tersine disleksi olanlar dahi oluyor çoğunlukla,einstein gibi.
38.
Disleksisi olan bireylerin erken yaşta fark edilip buna göre desteklenmesi gerektiğini
düşünüyorum.
39.
Disleksi diyebileceğimiz bireyleri kestirmek zor. Bununla ilgili mutlaka bilgi sahibi
olmalıyız. Uygun yöntem ve yaklaşımlarla bunun üstesinden gelinebileceğini düşünüyorum
60
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
40.
Araştırılması gereken önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Çocukken
yaşanılan öğrenme ve ifade güçlüklerinde çocukların "anlamıyor""gerizekalı" gibi
yakıştırmalarla toplum ve aile tarafından damgalanması çocuğun kişiliğinin olumsuz
gelişmesine neden olmaktadır.
11.8 Yabancı Dil ve Disleksi
11.8.1 Bundan 4 sene önce, üniversiteden yeni mezun olduğumda evimize gelen bir
misafir sayesinde ‘disleksi’ terimini öğrenme fırsatım oldu. İngilizce Öğretmenliği’nden mezun
olduğumu öğrendiğinde 2 çocuğu olduğunu ve ikisinin de ülkemizde pek bilinmeyen ‘asperger ve
disleksi’ hastaları (ben artık hastalık olmadığını biliyorum) olduğunu ve okulda çocuklarının sıkıntı
çektiğini ve dolayısıyla eşinin ve kendisinin de bu durumdan çok rahatsız olduğunu söyledi.
Yaşadığımız ilde (Çanakkale) çocuklarının içinde bulunduğu durumla ilgili herhangi bir uzman olmadığı
için onları İzmir’e en az ayda bir kez götürdüğünü ve bunu da onun maddi durumunu çok zorladığını
anlatmıştı.
Bütün bunların ötesinde, çocukların öğretmenleriyle aralarında olan diyaloglar onu çok üzmüştü.
Öğretmen bireylerin farklılığına saygı duymayan, öğrenemiyorlar diye onları azarlayan bir kişilikmiş.
Misafirimiz çocuklarının diğer çocuklar gibi normal bireyler olmadığını, onlara farklı davranılması
gerektiğini ve onların durumuyla ilgili öğretmene birçok bilgilendirmelerde bulunduğunu ama ısrarla
öğretmenin kendi bildiğini okuduğunu, çocuklara aptal, gerizekalı muamelesi yaptığını anlatmıştı. Bu
şekilde davranılan bireylerin durumlarının, motivasyonlarının nasıl olacağını tahmin edersiniz. Bu gibi
durumlar modüllerde de açıkça anlatılmıştı. Ama misafirimiz olmuyor diye boşveren, çocuklarından
umudunu kesen biri değildi. Evdeki bütün zamanını onların gelişimi için harcayan, onlara motor
becerilerde yardımcı olan biri. Ve ayrıca çocukların resim becerileri, sportif etkinlikleri, bilgisayarı
kullanmaları inanılmaz düzeyde. Bir bireyin okumasında ve yazmasında sıkıntı var diye onu göz ardı
etmek tamamen yanlış. Bu bizim çocuğumuz, yeğenimiz, kardeşimiz de olabilirdi. Özetle, misafirimiz
bana o öğretmen gibi bir öğretmen olmayayım diye, bireysel farklılıkların her daim karşıma çıkacağını
ve çocuklara bir beceriyi yapamıyorlar diye onları aptal muamelesi yapmamam gerektiğini çok güzel
anlatmıştı.
Bütün bunları öğrendikten sonra ‘disleksi ve asperger’ ile ilgili internette kısa bir gezinti yapmıştım.
Maalesef çok fazla bir bilgiye ulaşamadım. Sadece çok az bir bilgiyle yetinmek zorunda kalmıştım.
Ondan bir yıl sonra Şırnak’a atandım. Orada çocuklara İngilizce öğretmemin zor olacağını az çok
tahmin ediyordum. Ama derslere başladığımda durumun bu kadar da vahim olacağı aklıma hiç
gelmemişti. Zaten Türkçe’yi yeteri kadar bilmiyorlardı, anadilleri Kürtçe nihayetinde. Benim
kelimelerimi anlamak o kadar zordu ki. Tane tane, yavaş yavaş konuşuyordum ama bilmedikleri çok
kelime vardı. Tabi bunu normal karşılıyordum çünkü kalabalık bir ailede yaşıyorlar. Evde en az 25
kişinin yaşadığı aileler var ve kendi aralarında tabi ki anadillerini konuşuyorlar. Yanı sıra bu kadar çok
bireyin yaşadığı ailede ders çalışmak, ödev yapmak çoğuna göre zordu ve onlar için iyi bir bahaneydi.
Ben bu yüzden müfredat dilini geliştiremediklerini düşünüyordum. Keza öyle de.
61
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Ama bir de adını bile zor yazan öğrencilerim oldu. Okuma deseniz sıfır. 6. veya 7. sınıfa gelmiş ama
deftere yazı yazmıyor sadece çiziktiriyor. Ben bunu görünce şaşırıp kalmıştım bu nasıl olur diye. İlkokul
1. sınıftaki öğretmenlerine çok kızmıştım. Onlarla ilgilenmeden, onlara bir şey öğretmeden sürekli
sınıfı geçmelerini sağlamışlar ve kimse de bunun nedenini sormamış. Ya da belki sordular veya
yönlendirmeye çalıştılar da ebeveynler karşı çıktı. İşte bu şekilde ‘8. sınıftan mezun olsun da’
dediğimiz çok birey oldu. Biz onları hep geçirmek zorunda kaldık. Özel eğitime göndermek
istediklerimiz de oldu ama ebeveynler karşı çıktı. Daha 1. sınıftaydı, belliydi çocuğun farklı olduğu
(ama disleksi terimini yeteri kadar bilmediğimiz için ikna edemedik). Buna rağmen, anne-baba
çocuklarına arkadaşları arasında aptal lakabı takılacak diye ısrarla diğer çocukların içinde olmasını
istediler.
Okuma yazma becerileri gelişmeyen bireylerin yanı sıra, tahtadan baka baka yanlış yazan çok ama çok
öğrencim oldu. Tek tek sınıfı dolaşıp nerde yanlış olduğunu ve onu nasıl yazması gerektiğini, daha
dikkatli olmalarını söyledim.
Başta İngilizce’nin onlar için zor olduğuna verdim bu durumu ama Türkçe defterlerinde de benzer
yanlışlıkların olduğunu gördüm. Nedenlerini araştırdım. Tamam İngilizce’ye alışana kadar yanlış
yazabilirler ama ya Türkçe? Aklıma takılan her bir soruyu meslektaşlarıma sordum ama beni tatmin
eden ya da beni bilgilendiren bir yanıt bulamadım. O sırada Rehberlik ve Psikolojik Danışman
Öğretmenimiz de yoktu. Ben de bu farklılığı akraba evliliği yaptıkları için bireylerde nörolojik
eksiklikler olarak değerlendirdim.
2.5 sene boyunca hep aynı öğrencilerimin dersine girdim. Elimde büyüdüler resmen. Onlar bana, ben
onlara o kadar çok alıştık ki... Bu süre zarfında tahtaya yazdığım kelimelerin çoğunda gelişmeler
kaydettim. Eskisi kadar çok yanlış yazmıyorlardı. Sürekli onlara ‘Baka baka yanlış yazmayın, dikkat
edin.’ diye diye bir nebze olsun onlara yardımcı olabildiğime inanıyorum. Böyle bir şey olabilir mi
bilmiyorum. Eğer o öğrenci disleksik bir bireyse (ki ben bu çalışmaya başladıktan sonra onların
disleksik olabileceklerini düşündüm), benim hiç bıkmadan söylediğim o cümle onların dikkatlerini
yoğunlaştırmalarına yardımcı olmuş mudur? Tek tek dolaşıp defterlerini kontrol etmem ve yanlışlarını
göstermem, onlarla ilgilenmem onlara cesaret vermiş demek ki. Bence bazı öğrencilerim gerçekten
disleksikti. Bu şekilde davranarak biz bu farklılığın üstesinden gelmişiz demek ki. Büyük oranda
disleksiyi yenmişiz farkında olmadan.
Bu çalışmaya başladığımda artık öğrencilerime ders anlatmayı bitirmiş olduğum zamanlardı. Doğuda
çocuklar sınavlar ve konular bittikten sonra asla okula uğramazlar. Modül 1’e çalışmaya başladığımda
o kadar çok hayıflandım ki neden bu çalışma için geç kaldım, neden daha önceden böyle bir çalışmaya
katılmadım diye kendime kızdım. Çünkü disleksiyle ilgili bilgiler öğrendiğimde benim bazı öğrencilerim
dislektikmiş. En azından aileleriyle görüşüp ayrı bir eğitim almasını sağlayabilirdim, ikna edebilirdim
onları.
Bazı öğrencilerimin sadece İngilizce’ye karşı ilgisi yoktu. Matematik becerileri süperdi mesela. İşte
onları göz ardı etmeyip ‘Senin hakkında şunu duydum …… öğretmeninden, aferin sana’ dediğim
öğrencilerim, sportif etkinliklere yönelttiğim çocuklarım oldu. Onları o konuda motive ettim. İyi ki de
öyle yapmışım. İyi ki disleksik olduğunu bilmeden öğrencilerimi İngilizce konusunda
cesaretlendirmişim, yanlışlarını uygun dille göstermişim. Ama artık disleksinin ne gibi belirtileri
olduğunu biliyorum ve eğer öyle bir bireyle karşılaşırsam yeni okulumda hemen Rehber Öğretmenle
görüşüp ebeveynlerle iletişime geçmek konusunda geç kalmayacağım ve gerekeni yapacağım.
62
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Son olarak, bu eğitimi almamı sağlayan arkadaşıma ve bizleri bilgilendiren siz değerli hocalarıma
teşekkür ediyorum.
Ş. Esra Ceylan Keklik
11.8.2 Hiç ısrar etmedim.
Benim öğrencilerimden birisi disleksi sorunu yaşıyordu. Babası hem kendisinde hem de
çocuklarında bu sorunu yaşadıklarını, Amerika'da çocuğunu disleksikler için özel bir okula
gönderdiğini ancak Türkiye'de bu şans olmadığı için benim görev yaptığım devlet okuluna
kayıt yaptırdığını söylemişti. Çok zeki olan bu öğrencime İngilizce öğretmeni olduğum halde
yazı yazması konusunda hiç ısrar etmedim. Gördüm ki yazamamak, harfleri ters ya da eksik
yazıyor olmak onun sınıftan dışlanmasına, kendisini kötü hissetmesine sebep oluyordu. Yazı
konusunda ona daha fazla cesaret vermek özel zaman ayırmak isterdim ama verilen iş
yükümü düşününce bunun imkanı yok. Bu konuda özel eğitim almış bir öğretmenle
ilerleyebileceğini ve biraz daha özgüven kazanabileceğini düşünüyorum ancak aile de bu
konuda umutsuz. Onu pratik el becerisi gerektiren alanlara ve okçuluğa yönlendirmişler. Spor
konusunda çok iyi, elektronik aletleri tamir etme becerisi çok yüksek ve bu ona arkadaşları
arasında itibar kazandırdığı için de diğer sorunu görmezden gelebiliyorlar.
11.8.3 Ders Planın Disleksi Uyarlaması
Dersin Adı İngilizce
Sınıf
4. sınıf
Konu
Kırtasiye Malzemeleri (Stationery Items)
Süre
40 dk.
Öğrenci Kazanımları
·
Sınıfta var olan kırtasiye malzemelerini ifade eder.
Hedef Kelimeler
a rubber, a pencil, a pen, a pencilcase, a pencil sharpener, a ruler, a notebook, a book, a notebook, a pencil
case
Süreç
Dikkat çekme/
Materyal
Öğretmen, çizerek veya PPT yoluyla tahtaya yansıtarak ders
Dersin taslağı
boyunca ne işleneceğini, ne tür etkinlikler yapılacağını ve bunların
Çoklu
zekâ
Süre
Görsel
5
63
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Güdüleme
öğrenmeleriyle ilişkilerini anlatır.
Giriş
Bu aşamada öğretmen, elindeki flash kartları tahtaya
Çift taraflı
yapıştıracağını ve bunları tekrar edeceklerini söyler. Tahtaya flash yapıştırıcı
kartları birer birer yapıştırır. Öğrencilere doğru telaffuz konusunda Sınıf tahtası
model olmak için İngilizce ifadeleri kullanır. Örneğin: “a pencil”,
“rubber”, “pen” gibi.
Görsel
İşitsel
Sözel
5
Gelişme
Öğretmen tahtada göstereceği resmin ifadesini söyleyeceğini,
kendisinden sonra öğrencilerin tekrar etmesini istediğini söyler.
Defalarca kelimeler tekrar edilir. Her seferinde öğretmen,
öğrencilere olumlu pekiştireç verir.
Görsel
İşitsel
Sözel
10
Alıştırma
Bu etkinlikte öğretmen her nesne için tahtaya iki kelime
Karikatürize
yapıştıracağını söyler. Kendisinin söyleyeceği kelimenin resmini
flash kartlar
çıkarıp öğretmen masasına koymalarını ister. Doğru olan resimdeki Çift taraflı
nesneyi telaffuz etmelerini söyler.
yapıştırıcı
Sınıf tahtası
Görsel
İşitsel
Sözel
Kinestetik
15
Öğrenme sürecini
değerlendirme
Öğretmen, alıştırma aşamasında öğrencileri gözlemler ve yapılan
telaffuz hatalarını açıkça değil, onları anladığı mesajını vererek
doğrusunu söyleyerek düzeltir.
Karikatürize
flash kartlar
5
Uyarlamanın Dayanakları
Hedef Kelimeler: Bir ders saatinde öğrenilecek kelime sayısının 10’u geçmemesi sebebiyle kelime sayısı
azaltılmıştır.
Hedef Kalıp: Bu ders süresinde sadece kelime düzeyinde öğrenim gerçekleştirmek amacıyla hedeflenen kalıp
bilgisi kaldırılmıştır.
Dikkat çekme/Güdüleme: Derse başlamadan önce konunun ana hattını öğrencilerle paylaşmak onların
öğrenme sürecini olumlu yönde katkıda bulunacaktır.
Giriş: Her etkinlikten önce, etkinlik ve etkinliğin amacı üzerine konuşmak disleksik öğrencilerin dikkatlerini diri
tutmayı sağlayacaktır. Böylece yerine getirilecek etkinlik kolaylıkla yapılacaktır.
Gelişme: Bu ders saatinde kelimelerin yazımına geçilmez. Özellikle ilkokul düzeyinde sözel ağırlıklı derslerin
işlenmesi disleksik öğrenciler için daha uygundur.
Sık tekrarlar genel olarak dil öğretiminde yararlıdır. Ancak disleksik öğrencilerin yeni kelimeleri öğrenmesinde
hayati önem taşır. Dolayısıyla öğretmenin kendisi olabileceği gibi ses kaydı da tekrarlar için kullanılabilir.
Resimler, İngilizce öğretiminin vazgeçilmez parçasıdır. Özellikle disleksik öğrencilerin bulunduğu sınıflarda yeni
kelimeleri öğretirken karikatürize, abartılmış, komik figürlerin kullanılması daha çok akılda kalacaktır.
Öğrenme sürecini değerlendirme: Sözel yanlışları düzeltirken açıkça düzeltme üslubundan ziyade mesajın
öğretmen tarafından anlaşıldığına dair bir imaj sergilenmelidir. Üstü kapalı bir şekilde söylenilen cümle veya
kelimenin mutlaka doğrusu telaffuz edilmelidir.
Not: Bu plan, 4. Modül’deki bilgilerden yararlanılarak hazırlanmıştır.
Yağmur Adal, İngilizce Öğretmeni, Hatay.
Orijinal ders planı:
Dersin Adı İngilizce
Sınıf
4. sınıf
Konu
Kırtasiye Malzemeleri (Stationery Items)
Süre
40 dk.
64
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Öğrenci Kazanımları
·
Sınıfta var olan kırtasiye malzemelerini ifade eder.
·
Sahip olduğu kırtasiye malzemelerini söyler.
·
Arkadaşının sahip olduğu eşyayı sorar.
Hedef Kelimeler
Hedef Kalıp
a rubber, a pencil, a pen, a pencilcase, a pencil
sharpener, a ruler, a notebook, a book, a notebook, a
pencilcase, a coloured pencil, a paperclip, crayons.
I have got …
Have you got …?
Yes, I have. / No, I haven’t.
Süreç
Materyal
Çoklu
zekâ
Süre
Dikkat çekme/
Güdüleme
Öğretmen, elinde bir kocaman bir poşetle sınıfa girer. İçinde silgi, kurşun kalem,
Öğrencilerin ilgisini çekmek, meraklarını artırmak ve
tükenmez kalem, açacak,
İngilizce konuşmaya teşvik etmek için sorular sorar.
cetvel, defter, kitap,
(Örneğin, What is this? What are there in it? Can you kalemlik, renkli kalem gibi
make some guesses?) Soru-cevap yaptıktan sonra küçük gerçek materyallerin
ipuçları vererek öğrencilerin poşetin içindeki kırtasiye bulunduğu büyük bir poşet.
malzemelerinden haberdar olmaları sağlanır.
Görsel
Sözel
5
Giriş
Öğretmen, poşetten tek tek çıkardığı eşyaları sınıfa
göstererek İngilizce ifadelerini kullanır. Öğrencilerin
tekrar etmesini ister.
Örneğin: “a pencil” “It’s a pencil.”
Görsel
İşitsel
5
Gelişme
Bu aşamada flash kartlar kullanılır. Sözel ifadeye ek
Flash kartlar
olarak öğrencilerin kelimelerin yazımına aşina olması
sağlanır. Bununla beraber, her nesne için hedef kalıp
kullanılarak öğrencilere model olur. Öğretmen elindeki
flash kartlarla sürece şu şekilde devam eder: “What is
this? It is a pencil. I have got a pencil.”
Görsel
İşitsel
Sözel
10
Görsel
İşitsel
Sözel
Kinestetik
15
İçinde silgi, kurşun kalem,
tükenmez kalem, açacak,
cetvel, defter, kitap,
kalemlik, renkli kalem gibi
gerçek materyallerin
bulunduğu büyük bir poşet.
“Have you got …?” hedef kalıbıyla istekli veya gönüllü
öğrencilerin bu sürece katılması sağlanır.
Alıştırma
1. Gönüllü öğrencilerden flash kartları İngilizce
ifadeleriyle eşleştirip tahtaya yapıştırmaları istenir.
2. Sınıf 4’er kişilik gruplara ayrılır. Her grup birbirlerine
sahip oldukları kırtasiye malzemeleriyle ilgili sorular
sorarak alıştırma yaparlar. Öğretmen, öncelikle model
olarak etkinliği başlatır. “-Have you got a pencil?” “-Yes,
I have”.
Öğrenme sürecini Öğretmen, alıştırma aşamasında öğrenci gruplarının
yanlarına giderek onları gözlemler ve yapılan telaffuz
değerlendirme
Flash kartlar
İngilizce ifadeleri
Çift taraflı yapıştırıcı
Sınıf tahtası
5
veya gramer hatalarını not edip alıştırma sonunda
bunları sınıf önünde bunları düzelterek derse noktayı
koyar.
65
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
11.9 Üniversitede disleksili olmak
Durum Çalışması: İranlı yüksek lisans öğrencisi Türkiye’de Erasmus değişim programı sırasında
disleksik olduğunu keşfetti.
Giriş: İranlı bir öğrenci, Erasmus-Mundus programıyla iki dönem boyunca Türk bir
üniversitede eğitim aldı. Çoğu öğrenci ders aralarında ve dışında Türkçe konuşmasına
rağmen, üniversitenin öğretim dili İngilizceydi. Anadili Farsça olduğu için Mehtap, pek alışkın
olmadığı bir yazı sisteminde dersler alıyordu. Üstelik İran’da disleksi hakkında farkındalık
olmadığı için Mehtap da İran’daki eğitimi sırasında yaşadığı zorlukların bir açıklaması
olabileceğini bilmiyordu.
Durum: Öğrenci yüksek lisans düzeyinde dersler alıyordu (dersleri takip etmek, okumaları
yapmak, araştırma yapmak ve ödevleri tamamlamak zorundaydı) ve tez yazması gerekiyordu.
Öğrencinin deneyimleri: Üniversiteye girebilmek için GRE’nin matematik kısmını ve IELTS ya
da TOEFL sınavını geçmek zorundaydım. Hayatımın şu ana kadar yaşadığım en kötü
zamanıydı. Matematiği oldukça kolay geçebildim (iki aylık çalışma sonrası). Ancak İngilizce
sınavını geçmek için dört kez denemek zorunda kaldım. Okuma ve yazma bölümlerinde
aldığım puanlar her seferinde kabul edilebilir puandan daha düşüktü.
Eğitimime İngilizce olarak başlar başlamaz derslerde sınıf arkadaşlarımla kıyasla oldukça
geride olduğumu fark ettim. Sorunun dille ilgili olmadığını biliyordum çünkü hemen hemen
her şeyi iyice anlayabiliyor, kendimi ifade edebiliyor ve diğer öğrenciler gibi başarılı sunumlar
yapabiliyordum. Ancak makale ve kitap okumaya gelince benim için asla yeterli zaman
olmuyordu, okumada çok yavaştım ve yazmada daha da kötüydüm. Böylece sorunun
gözlerimden kaynaklandığı sonucuna vardım çünkü her günün sonunda başım ağrıyor ve
metinler, sözcükler gözlerimin önünde hareket ediyordu. Bir göz doktoruna gittim, ama
doktor gözlerimde hiçbir sorun olmadığını söyledi.
Bu aşamadan sonra yapabileceğim tek şey, çalışmaya çok daha fazla zaman harcamak ve daha
fazla çabalamaktı. Derste bir makale, bir sayfa bile okumamız ve fikirlerimizi paylaşmamız
gerekse bu, benim içim için bir kabus oluyordu. Bir metne göz gezdirmek için diğerlerine göre
iki kat daha fazla zamana ihtiyaç duyuyordum.
Olaylar: En kritik zamanı yüksek lisansımın sonunda yaşadım. İlk iki jüriyi de geçemedim.
Tezim için çok çalıştım, çok çabaladım; buna rağmen, jüri özellikle “yeterince çalışmadığım ve
elimden geleni yapmadığım” için beni eleştirdi. Onların gördükleri sadece yazım hatalarıyla
dolu ve hiçbir yapısı olmayan bir yazıydı. Jüri üyeleri “Aceleyle ve dikkatsizce yazılmış”, “Hiçbir
yapı yok, tezini gözden geçirip düzeltmelisin”; fakat ne istediklerini bildiğimi sanmalarına
rağmen, ben jüri üyelerinin dediklerinin nasıl yapacağımı bilmiyordum. Gerçek yeteneklerimi
gösteremediğim için çok mutsuz ve öfkeliydim. Yazım hatalarım, gerçekte ne yaptığımı
görmelerine izin vermedi. İkinci tez savunmamda da başarısız olunca eğitimime devam
66
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
edemeyeceğimi sandım. Nasıl hissettiğim hakkında bana tavsiyeler veren Engelsiz ODTÜ
Koordinatörüyle konuşunca biraz umutlandım ve yalnız olmadığımı hissettim. Daha sonra
Manchester’a taşındım ve Manchester Üniversitesi’nde başka bir yüksek lisans programına
kaydoldum. En azından yeni bir başlangıç yapıyordum ve buradaki insanlar başarısızlıklarımı
bilmiyordu.
Çözüm Yolları: Manchester University Engelli Destek Ofisinde değerlendirmeye tabi
tutuldum ve disleksik olduğuma dair bir belge aldım. Bu kendime olan güvenimi yeniden
kazandırdı. Ayrıca, okumama, yazmama ve düşüncelerimi yapılandırmama yardımcı olan
yazılımlar edindim. Bence tüm üniversitelerin bu yazılımlara erişimi olmalıdır. En güzel kısmı
ise, danışmanımla tanıştığımda ona nasıl disleksik olduğumu söyleyeceğim konusunda
endişelenmiştim. “Ben de disleksikim” dediğinde şaşırdım ve çok mutlu oldum; benim rol
modelim oldu ve disleksik bir bireyin neleri yapabileceğini gösterdi!
Bundan sonra: Diğer disleksik öğrencilerin, özellikle de benim hissettiklerimi hissedenlerin,
ne olduğunu veya kime soracağını bilemeyenlerin sorunlarını azaltmak için bir şeyler yapmak
istiyorum. Benim için zafiyet sistemin içindeki bireylerden değil bizzat sistemden
kaynaklanıyordu. Akademik bir bölümdeki profesörün disleksiyi anlaması veya disleksik bir
öğrenci için uygun şartları nasıl sağlayacağını bilmesi beklenemez; bu, Engelli Birimi’nin
sorumluluğudur. Yurtdışı Eğitim ofislerinde çalışan insanların disleksi gibi olası durumların
farkında olması ve öğrencinin sadece yeni öğrendikleri dille ilgili güçlükler yaşamayabileceğini
ve tembel ya da aptal olmayabileceğini anlaması çok önemlidir. Yabancı bir öğrenci, yeni ülke
ve kuruma uyum sağlama zorunluluğunun yanında, disleksik olduğundan dolayı anadiliyle
ilgili güçlükler de yaşayabilir.
Notlar: Mehtap’ın disleksik olduğu netleştiğince, kardeşi ve annesi de disleksik olduklarını
anladılar.
11.10 Diskalkuli
Seçil Saygılı (Matematik Öğretmeni ve Doktora Öğrecisi) tarafından asağıda verilen
kaynaklardan derleme bir yazıdır.
KAYNAKÇA
1.
http://www.dyscalculia.org/thesis.html
2.
http://www.dyscalculia.org/accessibility
3.
http://scotens.org/sen/resources/dyslexia_leaflet_maths.pdf
4.
http://www.unicog.org/docs/Dyscalculia.html
67
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
5.
http://www.nald.ca/library/research/ccl/childhood_learning/lse_disabilities/lse_disabilities
.pdf
6.
http://www.ldonline.org/article/Dyscalculia
7.
http://www.ldonline.org/article/Strategies_to_Facilitate_Math_Concepts_and_Homework
8.
http://marcialmiller.com/wordpress/2011/01/playing-with-cuisenaire-rods/
9.
http://www.dyscalculia-maths-difficulties.org.uk/knowledge-centre/dyscalculia-mldnewsletter/newsletter-no-1
Diskalkuli Öğrencilere Nasıl Yardım Edebiliriz?
Matematik derslerinde diskalkulik öğrencilere yardımcı olmak için bilmemiz gereken
ilk şey onun matematik terimlerini anlayamadığıdır. Bu terimleri oldukça somutlaştırarak
hatta çarpıcı, ilgi çekici komik resimlerle anlatmak ona yardımcı olacaktır. Öğrenmesini
istediğimiz terimlerin birkaçını öyküleştirerek anlatmak onun beyninde bunları
canlandırmasına yardımcı olacaktır. Dört işlemin ayırıcı özelliklerini konuşmak da faydalı
olacaktır. Bunun yanında işlem sembollerini farklı renklerle göstermek karıştıran öğrenciler
için faydalı olabilir (Çıkarma kırmızı, toplama siyah, çarpma mavi, bölme yeşil). Toplama
işleminin birbirine eklemek-ileriye saymak vb şekillerde resmetmek iyi bir fikir olabilir.
Toplama ve çıkarma işlemlerinde iki cetveli kullanmak faydalı olur. Örneğin 3+4 için birinci
cetvelde 3e ikinci cetvelin 0ını koyup 4e denk gelen sayıyı okuyacağız.
3+4 işlemi
Çıkarma işlemi için ise tam tersini yapacağız. 7-3 için 7nin üzerine ikinci cetveli ters koyup 3ün
denk geldiği sayıya bakılır. Çıkarma ve toplama için renkli kolonları deneyebiliriz, özellikle
eldeli işlemlerde ve basamak öğrenmede işe yarayabilir.
68
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Çarpım tablosu için öncelikle ritmik saymayı iyi öğretmeliyiz. Bunun için renkli sayma kartları
hazırlayabiliriz. Bu kartları yere sırasıyla dizerek öğrencinin zıplayarak yüksek sesle saymasını
isteriz. Aynı şekilde bu oyunu sevdiği bir melodi ile söyleyerek hatta ritimler ile yapmasını
isteyebiliriz. Çarpım tablosu için bol tekrar gerekeceğini unutmamalıyız.
Çarpma işlemlerindeki kısa yolları öğreterek çarpmanın zevkli ve kolay olduğuna onu
inandırabiliriz.
10*7=70
11*3=33(11 ile çarpmanın aynı sayıyı iki kez yazmak olduğunu) vb
Çarpma işlemlerinde parmaklardan yararlanmasını da öğretebiliriz. 9 lar için parmak kapatma
yöntemi oldukça zevklidir. 9*3=27 için 10 parmağımızdan üçüncüsünü kapatacağız soldaki ve
sağdaki
parmak
sayılarını
birleştirip
okuyacağız
2-7
yirmiyedi.
http://www.youtube.com/watch?v=xVYcKtE2v_4
Ayrıca 6-7-8-9 için
http://www.youtube.com/watch?v=0EYfeC1mIA0
http://www.youtube.com/watch?v=BW_xUTaL-U0
Flash kartlar ve matematik oyunlarının olduğu siteler onun için oldukça eğlenceli olacaktır.
http://www.thenumberrace.com/nr/home.php bu sitedeki iki oyun bedava olup öğrencilerin
saymasını ve toplama işlemlerini güçlendiren etkinliklerden oluşmaktadır.
Koordinatları öğretirken amiral battı oyunu, parayı öğretirken kendi paramızın olduğu
monopoly oyunu, strateji ve planlama yeteneği için 4ünü birleştir oyunu(connected four) ya
da Tic-Tac-Toe mastermind satın alınabilecek yardımcı oyunlardan bazılarıdır.
Matematik derslerinde öğrencinin en çok zorlanacağı diğer konu ise problem çözmedir.
Bunun için öncelikle problemi anlamasını sağlamalısınız. Problemi canlandırarak anlatma ya
da çizim ile anlatma iyi birer yoldur. Bunu yaparken yine içinde mizah unsurlarının bulunması
onun dikkatini yoğunlaştırmasına yol açacaktır. Problemdeki işlemsel ipuçlarını fark etmesi
için flash kartlardan yardım alabiliriz. Toplama işaretinin altına kullanılan problem kelimeleri
resimle gösterilerek eşleştirilebilir. Bunu oyun haline de getirebilirsiniz. Problem için günlük
yaşantıdan seçilecek örnekler onun problem çözmeyi algılamasına yardımcı olacaktır.
Örneğin, 18 kalemi anne baba ve kendine eşit paylaştır. Bırakın bu problemi istediği yoldan
69
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
çözsün ama elinde 18 kalem ve karşısında da siz olun. Ortamın yine neşeli bir oyunmuş gibi
gözükmesine dikkat edin.
Somut-görsel materyallerin ve oyunların olduğu bazı yabancı siteler:
http://nlvm.usu.edu/en/nav/vlibrary.html
http://www.visualmathlearning.com/Exercises/practice_exercises.html
http://www.littlefingers.com/
http://brainconnection.positscience.com/brain-teasers/
http://mumathstudy.missouri.edu/mathactivites.shtml
http://www.fisme.science.uu.nl/rekenweb/en/
http://illuminations.nctm.org/
http://www.karismath.com/
http://www.ixl.com/
Ben lisede çalışan ama ilköğretim ikinci kademesinde de bir süre çalışmış olan 15 senelik
matematik öğretmeniyim. Disleksi teşhisi konmuş arkadaşımın çocuğu ile 1.sınıftan beri
matematik çalışıyoruz. Ona matematikte anlamadığı herşeyi pek çok yöntemi
deneyerek(yukarıda anlattığım gibi) anlatmaya çalışıyorum. Her ne kadar başlangıçta bu dersi
çok seviyor olsa da 5.sınıfa gelene dek bu sevginin azaldığını söyleyebilirim. Okulda
matematik dersi ile baş etmesi oldukça zor oluyor, problemleri anlaması, öğretmenin
söylediklerini aklına yazmasını çok zor oluyor. Evde çalışırken elimizden geldiğince eğlenmeye
çalışıyoruz çünkü diğer türlü kafam patlayacak gibi oldu diyor. Sık sık mola veriyoruz,
anlamadığında yöntem değiştirip tekrar anlatıyoruz. Oldukça sabırla onu beklemek çok
önemli cevapları hemen vermek istediğinde de durdurmak yerinde oluyor. Özellikle problemi
anlamadığında sırasıyla dört işlemi söylemeye başlıyor: Topluycaz, çıkarcaz, çarpacaz,
Bölme konusunda hala sıkıntımız büyük. Bölmeyi yapmak ona zor geliyor çünkü çarpma tam
olarak oturmadı. Çarpım tablosunu ezberlemesini beklemiyoruz, odasında büyük bir tablo var
silip tekrar yazabiliyor ya da oradan çarpmanın sonucuna bakabiliyor. Çarpmanın kısa yollarını
çabuk öğrendi. Yarım-bütün çeyrek kavramları zor oturdu. Bunun için fazlası ile somut
materyal ile çalıştık. Grafik konusunda çok iyi ve bir de geometri. İnanılmaz bir uzamsal
yeteneğe sahip. Görerek ve müzik ile çok iyi öğreniyor. Örneğin ritmik saymalar için you tube
dan müzikli slaytlar bulduk ve çok iyi aklında kaldı.
70
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Bütün, yarım ve çeyrek kavramları için yukarıdakine benzer bir çalışma uygulanabilir. Bu
çalışma kesirler için de faydalı olacaktır. Çalışma somut bir materyal ile yapmak uygun olur(
Örneğin ekmek-elma).
Sayıları öğrenirken internetten bulduğumuz number race oyunu çok yardımcı oldu.
Başlangıçta 6 rakamını öğretmek için herşeyi denedik. En sonunda altına yapmış altı
birden ileriye saymaya başlıyor. Paraları ve saati öğrenmesi için günlük alıştırmalar yapıyoruz.
Saat için internetten oyun ve vücudu ile göstermesinden yararlandık. Saati üç yap dedik
mesela yere uzanarak karşıdaki saat 3 iken o da 3 oldu. Para için ise mümkün olduğunca
küçük paralarla alışveriş yaptırmaya çalışıyoruz.
Matematiği öğretirken ona kendisine inanması gerektiğini söyledik. Hatta matematikte
zorlandığı anda çikolata yemesinin faydalı olacağını söyledik ve bu da tuttu. Çikolata
yediğinde zihnen rahatladı keyfi yerine geldi ve biz de zorlanmadan devam edebildik. Sırada
5. Sı
Matematik Öğretmenine Öneriler
1.
Öğrenciye sınav esnasında müsvedde kağıt kullanmasına izin vermeli. Çizim
yapması için çizgili kağıt kullandırmalı.
2.
Sınav esnasında problem çözerken eğer hata yapmışsa küçük ipuçları ile
hatasını görmesine fırsat vermeli.
3.
Sorular kağıtta çok sıkışık durmamalı öğrenci okurken karıştırabileceği için özen
ile ve boşluklar bırakarak hazırlanmalıdır.
4.
Sadece gereken becerileri ölçen sınavlar yapın, öğrenciyi çok büyük sayılarla ve
gereksiz hesaplamalarla uğraştırmayın.
71
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
5.
Sınav için öğrenciye normalden daha fazla zaman verin, zamanın kısıtlı
olduğunu öğrenci düşündüğünde panik yaparak yapabileceklerini de yapamayacaktır.
6.
Eğer mümkünse öğrencinizin sizinle baş başa sınav olmasına izin verin, bu onu
daha çok rahatlatacak ve sınavda size daha çok danışma imkanı sağlayacaktır.
7.
Matematiğin öğrenciniz için kimi zaman çok karışık anlaşılmaz gözüktüğünü
problemlerde mantık yürütemediğini ve bunun da onu üzdüğünü, paniklettiğini hatta
ağlattığını unutmayın. Ona acımak yerine onunla bire bir ilgilenin ona sabır gösterin.
Unutmayın ki öğrenciniz anlamak için herkesten çok çaba harcıyor daha çok hata
yapıyor ve matematik gittikçe onun için tramvatik bir hal alıyor. Ona matematik zor
geliyor ve beyninde sanki matematik bankasının içi boşaltılmış gibi hissediyor. Bunu
8.
Kimi zaman onunla 1 saatten az da olsa birlikte çalışın, birebir anlatıldığında
inanın çok daha iyi anlayacaktır.
9.
Ona pratik yaptıracak fazladan soru çözdürecek bir özel öğretmene ihtiyacı
olduğunu söyleyin.
10.
Öğrencinizle çalışmak sizin için çok sinir bozucu olabilir çünkü onun yaptığı
hataların bir mantığı olmayacaktır. Bazen 9 u 4 diye okuyabilecek bazen y için 7
diyecek bazen 6x(3-x) işlemini 6(3-x) olarak yazabilecek.
11.
Pek çok materyal ile çalışmadan öncesinde soruların hepsini hatalı yapıyorken
5 dakika sonra tahtada hepsini doğru yaptığı görebilirsiniz, şaşırmayın ve sakın
öğrencinizden vazgeçmeyin ona inanın.
12.
Yeni bir terim, işlem, materyal vb. anlatırken onun anladığından emin olmadan
geçmeyin kendi cümleleri ile ne olduğunu anladığı görün.
13.
Gelecek ders öncesi konuyu onunla bolca tekrar etmek onun bir sonraki
derste üzgün ve anlamaz bir halde oturmasına engel olabilir. Unutmayın öğrencinizin
bol tekrar yapmaya ihtiyacı vardır.
14.
Öğrenciniz asla aptal değildir hatta kendini oldukça zeki görmesine rağmen
matematik dersinde kendini kötü-aptal hissetmektedir. Kendisi de bu dersin ona niçin
bu kadar zor geldiğini anlamamaktadır. Ancak zamanla bol tekrar bol ilgi ve sabırla
ortalama bir öğrenci hatta daha da iyisi olabilir.
15.
Yönergeleri öğrenciniz anlayamayacağından tekrar açıklamanız gerekeceğini
unutmayın.
16.
Ritmik saymaları yapamayan öğrenciler için 100lük kart ya da sayma kartları
kullanın.
72
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
17.
Öğrenciniz tahmin konusunda pek iyi olamayacaktır.
sıralanışından örnekleri görebilirse tahmini daha iyi yapabilir.
9.
Büyüklüklerin
http://www.dyscalculia-maths-difficulties.org.uk/knowledge-centre/dyscalculia-mldnewsletter/newsletter-no-1
Cuisenaire rod kullanımı ile ilgili Ronit Bird tarafından hazırlana slaytların Türkçesi:
http://www.youtube.com/watch?v=dsHAoy8oYW4
Seçil Saygılı, Matematik öğretmeni, Çanakkale
11.11 Çokdillilik
11.11.1 Doğuda öğretmen olmak
Ben 1999 2003 yılları arasında Şırnak-Cizre'de Matematik Öğretmenliği yaptım. İlk başta herşey çok
zor gözüküyordu. Öğrencilerin beni dinlemesi için mutlaka kabul etmesi sevmesi gerekiyordu. Ayrıca
Matematik onlar için üçüncü bir dil gibiydi. Anlayamıyorlardı. Pes etmeden savaştım. Önce kendimi
sevdirdim sonra nasıl yazılı yapar ders anlatırım başarırlar diye düşündüm. Matematik evrensel bir
dildir dedim ve metinsiz işlemsel sorular daha kolay anlaşılır dedim. Derste tahtaya bol bol şema
resim çizdim oyunlar oynattım. Onlarla arkadaş gibi sohbet ettim Matematiğin dünyasını
anlamalarına yardım ettim. Sonuç daha başarılıydı artık hem beni hem dersi seviyorlardı.
Matematiksel dil ile tanışmış ve ona alışmışlardı. Mutluluk. O öğrencilerimizin çoğu şimdi öğretmen
mühendis... Hala konuşuyoruz :))
11.11.2 İki dilli olmak
İki dilli olmak her ülkenin kendine has tarihsel, siyasi ve sosyolojik bir takım farklılıklarından
dolayı aynı parametrelerle ele alınamayacak bir durum olduğu için bunun eğitim ile ilgili kısmı da yine
paralellik arz etmemektedir. Söz gelimi Avrupa’nın herhangi bir ülkesindeki iki dillilik o ülkenin başka
ülkelerden (farklı dil ve kültürlerden) insanların göç etmesi sonucu ortaya çıkarken, dünyanın başka bir
yerindeki iki dillilik asimilasyon politikalarının, kültürel baskının gölgesinde ortaya çıkan bir çok dillilik
olabilir. İkinci olarak andığım çok dillilik kendi anadilini reddetme, hâkim dile ve kültüre hayranlık
duyma ya da tam tersi anadile karşı fanatik bir bağlılık oluşumuna sebep olabilir. Ortaya çıkan her iki
durumun da gerek bireysel gerekse toplumsal açıdan olumlu sonuçlar doğuramayacağını
düşünüyorum.
Hiç kimse kendi dilinden, kültüründen utanmadığı gibi gökten inmiş kutsal bir nimetmiş gibi
de davranmamalı. Mutlu olan ve mutlu eden insanlar yetiştirmek istiyorsak kendi özkültürüyle barışık
ama aynı zamanda diğer kültürlere karşı merak ve saygı duyan insanlar yetiştirmeliyiz.
Kurtuluş İlikçi, Van
73
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
11.12 Disleksili kişilerin ifadeleri
11.12.1 Sanatsal
Maske
Duygular
74
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Saat Çizimi
11.12.2 Ben 21 yaşında disleksik bir hedonistim. Bu yazıyı size yazmadan önce
birçok kez aklımdan tasarladım fakat bu tasarımlarımdan hiç birini düzgün bir metin halinde
toplayamadığım için yazıp yollamam zaman aldı. Daha açıklamak gerekirse yazıya dökmek
istediğim birçok düşüncem olmasına rağmen hepsi aklımın içinde dönüp duruyor.
"Düsüncelerimi kontrol edemiyorum". Bu konuda çevremdekilerle kendimi karşılaştırmak için
yaptığım ufak bir deney var. Arkadaşlarıma akıllarından düz bir çizgi düşünmelerini
söylüyorum. Bunu yapmakta arkadaşlarım hiç zorluk çekmesede ben hiç başaramadım.
Kendimi anlatmakta motive olmakta yazı yazmakta program yapmakta hep zorluk çektim.
Aynı zorluğu ders çalışmaktada çekmeme rağmen İngilizce yada Japonca öğrenirken hiç zorluk
çekmedim izlediğim okuduğum yabancı mataryeller (anime manga dizi çizgi film) ben
zorlamadanda bu dillerin aklımdan geçmesini sağladiği için daha az zorlanarak daha çok şey
öğrenmemi sağladı. Bunun yanında düşündüğüm şeyi kontrol etmem zor olsada nasil
düşündüğümü kontrol etmek oldukça kolaydı. Bir kelime bir kelimede olsa yavaş yavaş
zihnimi önce İngilizceye sonra Japoncaya çevirdim. İlk Japonca öğrenmeye başladiğim
sıralarda 3 dilde birden düşünüyordum. Şu anda da Türkce İngilizce yada Japonca düşünmek
arasında hiç fark hissetmiyorum.
75
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
11.12.3 Birinci sınıfta...
I. Epizod
1981 Ağustos ayı… Antakya…
Çocuk oldukça heyecanlıydı. Babaannesi ile büyük gri bir kapının önünde bekliyorlardı.
Babaannesi pek belli etmiyordu ama biraz sıkıntılı görünüyordu. Çocukla göz göze gelince her zaman
keyiflendiği gibi değildi gülüşü. Keyifsiz zamanlarında Almanya’daki çocukları arayınca telefonda zoraki
gülümserdi. Bütün yüzü gülmezdi ama sesi gülerdi sadece kısık kısık. Gene aynı ifade vardı yüzünde.
Yüzüme ara ara bakıp gülümsüyordu. Benimse içimdeki heyecana merak ve endişede eklenince
yerimde duramaz olmuştum.
Ne zaman oturduğum yerden kalksam babaannem “Oğlum rahat dur, otur yerine, bak burası
devlet dairesi atarlar bizi, seni de almazlar” diyordu.
Almazlar, almazlar, almazlar….
Bu kelime içimde o kadar büyüdü ki ağırlığıyla oturduğum yere çakılı kaldım. Kıpırdamadan öylece
bekliyordum. Bir müddet sonra odadan bir çocukla annesi ve babası çıktı. Babası “Aslanım benim
okula da yazılmış be. Ne kadar da büyüdü benim oğlum, söyle bakalım ne alayım sana” dedi. Çocuk
“dondurma, dondurma al baba” dedi. Çok mutlu görünüyordu. Kıskanmıştım galiba ve arkalarından
bir müddet öylece izledim onları. Babaannem “Hadi oğlum gel bakalım” dedi. Elimden tutu. Gene dua
ediyordu. Girdik içeriye.
Sonradan müdür olduğunu öğrendiğim adam “Hoş geldiniz gelin buyurun bakalım. Oğlumuz
bu mu? Kâğıtları hazırladınız mı?” dedi. Babaannemde çantasından çıkarttığı kâğıtları adama uzattı.
Adam kâğıtlara şöyle bir baktıktan sonra “Olmaz teyze bu çocuğu kaydedemeyiz, yaşı tutmuyor” dedi.
“Daha altı buçuk yaşında yedi yaşından gün alması lazım” gibi bir şeyler daha anlattı. Ben bir an için
dondum kaldım. Gözlerim sulandı sulanacak ama tutuyorum kendimi. Titrek bir sesle “Ama amca ben
dışarıda hiç yaramazlık yapmadım. Sor babaanneme, sor. Hiç yerimden kalkmadım” deyip
babaannemin gözünün içine baktım.
“ -Sen dur oğlum, bekle” dedi.
Müdüre dönüp “-Bak müdür bey, bunların anası babası Almanya’da dört kardeşler ben ve iki kızım
bakıyoruz bunlara. Kızlarımın biri on dört diğeri on altı yaşında. Amca çocukları da var. Onlarında ana
babası Almanya’da, çalışmaya gittiler. Anlayacağın kızlarımla beraber on bir çocuğa bakıyoruz evde.
Hepsi de okula gidiyor. Bir bu kaldı. Buna da bir senedir okula gideceksin diyoruz. Yap bir babalık. Geri
çevirme bizi” dedi.
76
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Müdür bir müddet düşündükten sonra “-Ne diyeyim Allah yardımcınız olsun… On bir çocuk
ha… Madem öyle yapalım kaydını da bir yardımımız olsun size” dedi.
Bana dönüp gözümün içine bakıp
“-Bak oğlum babaannenin kıymetini bil, üzme kadını, derslerine çok çalış, başarılı ol” diye nasihatlerde
bulundu. İçim içime sığmıyordu. Müdürün bir an önce susmasını istiyordum. Hazır olda bekliyordum.
O an en çok istediğim şey bu odadan çıkıp çıldırasıya sevinmekti. Zor tutuyordum kendimi.
Babaannem müdüre teşekkür edip bana döndü “hadi oğlum sende teşekkür et bakalım müdür
amcana öp elini” dedi. Ben hızlıca müdürün yanına gidip, elini öpüp, teşekkür ettim. Odadan çıkar
çıkmaz babaannemin eteklerine yapıştım. Gülüyor seviniyordum. Babaannemde boynuma sarıldı.
Başımdan öptü. Artık sadece yüzü değil sesi de dünyası da gülüyordu “- Hadi oğlum eve gidelim artık”
dedi. Elimden tutu ve öylece evin yolunu tuttuk.
II. Epizod
1981 Eylül ayı… Antakya… Ve okul başlar…
Çocuk okula başlıyordu. Çok heyecanlıydı. İçi içine sığmıyordu. Arkadaşlarını, öğretmenlerini,
nasıl vakit geçireceğini çok merak ediyordu. Yeni siyah önlükleri, beyaz yakası, çantası, gıcır gıcır
ayakkabılarına bakıp yüzünde beliren tebessüme engel olamıyordu. O sabah erkenden, kalkar kalkmaz
giyinmişti. Aynada kendine defalarca bakmış
“Yakıyorsun be oğlum, yakıyorsun” diye kendini şımartıyordu. Bugün neredeyse kendini bildi bileli
gitmek istediği okula başlıyordu. Bu büyük bir özlemin sonuydu.
Niyet okuldaydı. Babaannesi ile gitmişti okula. Çok kalabalıktı. Allaaah ne kadar çok çocuk var.
“Yaşasın bir sürü arkadaşım olacak” diye geçirdi içinden. Bir sınıftan içeriye girdiler beraberce. Diğer
çocukların çoğu da annesi ile gelmişti. Derken öğretmenleri de girdi içeriye. Teker teker çocuklar ve
aileleri ile tanıştı. Güler yüzlü, tonton orta yaş üstü sevimli bir kadındı ilk görünüşte.
O gün, okulda neler yapacağımızı, uymamız gereken kuralları, nasıl davranmamız gerektiğini
anlattı. Bazı arkadaşlar ağlıyordu. Anlam verememiştim. Ben ne zamandır bu günü bekliyordum
onlarsa ağlıyordu. Herhalde babası kızmıştır ya da dövmüştür diye düşündüm. Okul kapanıncaya kadar
ailelerimiz bizimle kalmıştı. Ama babaannem sınıfta benim yanımda sadece ilk gün kaldı. Bazı
arkadaşların anneleri bayağı uzun bir süre sınıfta kaldılar. İlerleyen günlerde annelerimiz bizi sadece
okula getiriyor, bırakıp gidiyor ve okul kapanınca almaya geliyorlardı.
Okulun ilk günleri oldukça eğlenceliydi. Günler, okul ve sınıf kurallarını tekrarlamakla ve oyun
oynamakla geçiyordu. Halimden çok memnundum. Birkaç hafta sonra çizgi çizmeye başladık. Bir
taraftan da sayıları öğreniyorduk. Ödevler yavaş yavaş fazlalaşmaya başlamıştı. Öğretmenimiz de ilk
günlerdeki gibi değildi daha fazla bağırıyordu.
Bazen çok kızıyordu, birkaç arkadaşımıza da vurduğu bile olmuştu. Üst sınıftaki çocuklar
öğretmenimizin adını duyunca korkudan yollarını değiştiriyorlardı. Neden olduğunu anlamıyorduk
ama korkarım ki çok yakında anlayacaktık.
Öğretmenimiz bir müddet sonra harfleri öğretmeye başlamıştı. Ödevlerimi günü gününe
yapıyordum. Eve gelir gelmez ilk işim daha önlüğümü çıkartmadan oturup ödevlerimi yapmak
oluyordu. Öğretmenimin aferin demesi, iyi bir şey söylemesi, yıldız vermesi anlatılamaz bir
77
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
mutluluktu. O sıralar daha önemli bir şey yoktu. Beğenilmek ve takdir edilmek hissi o yaşlarda
başlıyor, farkında lığımız arttıkça da hayatımızda daha büyük bir yer kaplıyordu sanki.
Ödevler iyice artmıştı. Okuma çalışmalarımız hızlanmıştı. Harfleri çok çabuk öğreniyordum.
Öğretmenimiz yazımı da beğenirdi. Gel gör ki sayılar, ritmik saymalar, toplamalar çok zorlamaya
başlamıştı beni. Çok az anlıyordum. Anladıklarımı da sonradan çabucak unutuyordum. Belli
etmiyordum ama bir korku büyümeye başlamıştı içimde. Ne kadar uğraşsam hep bir şeyler eksik
kalıyordu. Bu eksikliği okuma ile gidermeye çalıştım. Bir süre sonra fark ettim ki okuma yazma
derslerini daha çok önemsiyor, bu konu ile ilgili ödevlerimi daha istekli yapıyordum. Durmadan okuma
çalışması yapıyordum.
III. Epizod
O aralar çok sevgili öğretmenimiz bizleri sıra dayağı ile tanıştırdı. Tanıştığımıza sevindiğimizi
hatırlamıyorum. Öğretmenimiz gözyaşı şirketi ile ortak mı çalışıyor? Nedir bilemedim ki. Ödevleri
kontrol ediyor yapmayan birkaç kişiden fazla olunca haydi buyurun sıra dayağına, yaramazlık yapan
birkaç kişiden fazla mı oldu buyurun sıra dayağına, başka sınıflardan şikâyet mi var buyurun sıra
dayağına. Bağımlısı yaptı bizi diyeceğim ama sanırım şiddet ve dayak o yıllarda daha bir hayatın,
eğitimin içindeydi. Normalleştirme çabası değildi. Dayak zaten normal bir şeydi. Anneler babalar “eti
sizin, kemiği bizim” nidalarıyla öğretmenleri coştururlardı. Bu zamanla yerini “eti de kemiği de sizine”
bıraktı. Hatırlıyorum da bizim öğretmen ne çalıştı bunu yerine getirmek için. Bu sözleri doğrulamak
için yaşıyordu sanki.
Avcısına mahkûm bırakılmış avlar gibiydik.
Okullar açılalı iki buçuk ay olmuştu. O yıllarda okuma yazmayı sökenleri öğretmen tahtaya
kaldırır, alfabedeki harfleri, değişik cümleleri okuturdu. Başarılı olanlara sınıf arkadaşlarının alkışları
eşliğinde, önlüğünün üst cebine kırmızı kurdele takardı. Bizim sınıfta iki buçuk ayın sonunda (sonradan
öğrendiğim üzere okuma yama öğrenmek için kısa bir süre imiş) o kırmızı kurdeleyi ilk bana takmıştı
öğretmen. Havalardaydım. Uçuyordum. O an okul hayatımda ayaklarımın yerden kesildiği ilk andır hiç
bitmesin istediğim. Tabi ki kuş değiliz. Her havalanmanın bir inişi olacak illaki. Bu iniş bende sevgili
aşkım matematik yüzünden oldu. Sınıfın çok gerisindeydim. Anlamıyor, anlamıyor, anlamıyordum.
Evde ödevlerimizle ilgilenecek kişide yoktu, ortamımızda müsait değildi zaten.
İlk dönem iyi kötü geçti. Karnem iyi. Evde pek bir karşılığı yok. Anlatmıştım ya onlarda haklı,
bir yerde yaşam gayesi.
İkinci dönemin başladı. Bir ay geçti, geçmedi. Matematik ödevimi yapmadığım bir gün.
Herhalde gözyaşı şirketi, hani bizim öğretmenin anlaşmalı olduğu şu şirket, öğretmenimizi ortak
yapmış olacak ki
—Yapmadın mı ödevini?
—Yapamadım öğretmenim.
—Neden?
Ne yalan söyleyeyim, o an yalan söyleyemedim. Dilim tutuldu sanki.
-…
78
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Daha gür ve artan bir sesle
—Neden dedim sana? Susma cevap ver.
-…
Bağırarak – Neden dedim? Neden?
—Yapamadım öğretmenim.
—Yapamadın ha, yapamadın. Peki.. dedi
Odunu eline aldı. O yıllarda çok moda olan avucunu açıp, parmakları yukarıda birleştirip, parmak
uçlarına vurma tekniği ki bu konuda ihtisas yapmış bir kişidir kendisi. (Üniversitelerde bölümü olsa
kürsü bile alırdı herhalde)
Yönergeleri verdi.
Ve, ve vurdu. Parmaklarım uyuşmuştu, hiç birini hissetmiyordum. Hala başımın ucundan ayrılmıyordu.
“Yap o zaman, şimdi yap, yap dedim sana”. Diye bağırıyordu.
Kalemi tutmaya çalıştım parmaklarımı hissetmiyordum. Ağlamaklı bir ses tonuyla
“Kalemi tutamıyorum öğretmenim.” dedim.
Şiddetle ısrarını sürdürünce zaten gözümün hemen arka duvarında olan gözyaşlarımı tutamadım.
Büyük bir öfke ile ayağa kalkıp öğretmenime kendimi dayaktan bayıltıncaya kadar dövdürecek küfürler
ettim. Ben küfre sığındıkça o da oduna sığındı. Bayılmışım.
Ayıldığım an sayılara küstüğüm andır. Akşamda evde de bir araba sopa, öğretmene küfür
edilir mi len? Hani ette kemikte onun ya. Döverde severde.
Olan matematikle ilişkime oldu. Zaten geçim sıkıntısı var matematikle aramızda. Boşanmak isterim
devlet izin vermez. Ne yapalım, ayrı yaşamaya karar verdim bende.
İlkokul hayatım boyunca geçer notla geçtim matematikten. Ortaokuldan lise sona kadar birinci
ve ikinci dönem tek zayıf dersimdi matematik.
Eğitim hayatımın özeti: Müzmin bir matematik ağrısı
IV. Epizod
Çok net hatırlıyorum. O yıllar kendime içimden en çok söylediğim şey salak ve geri zekâlı
olduğumdu. Gerçi, bu kelimeler benim icat ettiğim kelimeler değildi. Kulaklarıma söyleneni ben
içimde kendi kendime tekrar ediyordum. Bir taraftan dersler artıyor bir taraftan da bir birimizle
yarışıyorduk. Çok serttik ve çok acımasızdık. Maksatlı değildik elbet. Sonraları daha iyi anladım. Ama
sonuç olarak okuma yazma, matematik veya okulda öğrendiğimiz herhangi bir konuyu yapamayan,
79
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
eksik yapan veya az yapan çocukların vay haline. İnsan canlısı öğretmenimiz yetmezmiş gibi hemen o
çocuğun yanında biter.
“-Baak benimki daha güzel…. Benimki daha iyi… Salak, salak… Tembel teneke çöp teneke… Tembel
teneke çöp teneke… Yapamıyor… Yapamıyor… gibi sözlerle hırpalıyorduk birbirimizi.
Sanırım burada kilit kelime “yapamıyor”.
Bir düşünelim şu an en yetişkin halimizle, yaptığımız bir işin, etrafımızdakiler tarafından sürekli
yapamıyorsun, olmamış, beceremedin gibi sözlerle eleştirilmesine ne kadar katlanabiliriz veya
dayanabiliriz. Çok uzun süreceğini sanmıyorum. Hemen alırız gardımızı, kendi üslubumuzda veririz
cevabını. Kimimiz tatlı, kimiz sert.
Ancak o yıllar en çocuk halimiz, sistemle ilk yüzleşmemiz.
Bir çocuğun bir gün, iki gün, üç gün, dört gün, beş gün…
Bir hafta, iki hafta, üç hafta, dört hafta…
Bir ay, iki ay, üç ay, dört ay, beş ay, altı ay, yedi ay, sekiz ay
Aylarca, yıllarca maruz kaldığı yapamıyorsunlar, beceremiyorsunlar… Bir düşünün bunun karşısında o
çocuktaki özgüven kaybını, kişilik erozyonunu, sevgi yitimini daha nelerini, nelerini… Ve kim geri
getirebilir o zamanı? O zamanın içinde o çocuğun yitirdiklerini…
Şairin dediği gibi “kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda.”
11.12.3 11 yaşında evden kaçtım
İlkokula dair çok az şeyler hatırlıyorum. 5 yıl okuduğum ilkokul belkide 5 hatıram var. Çünkü
şimdi biliyorum ki beyin istemediği bilgileri bilinç altına atıyor. Gitmek istemediğim bir
randevuyu unutmam / geç kalmam gibi....... Okul heyecanımı çok iyi hatırlıyorum. Önlüğü
giymiş babaannemin elinden tutmuş okula gidişim :)......
Sonra okuyamadıkca ve başarısız olunca öğretmenin bana bakışı, bağırması, aşağılaması,
arkadaşlarımın bana gülüşü......
Hatırladıklarım!!!.... Neden okuyamıyorum, neden çok kolay olan matematiği
yapamıyorum!!! Çevremin senden bi b-- olmaz görüşleri.......
Ve sonra hatırladığım 5. sınıf bitince babamın beni orta okula yazdırması...... Ve ısrarla
okumayacağım (okuyamayacağım) dememe rağmen ailemin baskısı ile İmam Hatip okuluna
yazdırılmam....... Ve evden kaçmam..... Beni tekrar eve getirdiler, okula devam
ettirildim. Taki 9 dersten 8'inde kalıncaya kadar ve okulun tastikname verinceye kadar ki
süreç..... Ailem anladı ki bu çocuk okumayacak!!.......
80
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Ve 6-7 yıl süren çıraklık ve serbest meslek maceram... İlk çıraklık kaportacıda başladı 6 ay
sonrasında 3 ay simit satma, 5 ay matbaa da çalışma 5 yıl kadar reklam tabelacılık işinde
çalışma ve ne iş bulursam çalışma örneğin hamallık..vs.
Yaş 17. Mücadeleme başlamam..... Dünyanın zorluğunu görünce ve birazda bilinçlenince
okumaya karar vermem ve uzaktan eğitimle orta okulu ve liseyi bitirmem..... En büyük hayali
öğretmen olmak olan ben...... Sebeb açık; ben sınıf öğretmeni olacağım ve çocuklarıma
bakışımla bile şiddet uygulamadan eğitim vereceğim..... Şimdi Milli Eğitim’de sınıf
öğretmeniyim. Şimdi bütün öğrencilerimi çok seviyorum ama zor öğrenen, öğrenme güçlüğü
çeken öğrencilerimi daha çok seviyorum!!! :)))) Çünkü onların daha çok sevgiye ihtiyacı var.
Nerden mi biliyorum...... :)))
Bundan 7 yıl öncesinde disleksiyi duymamıştım ama zor öğrenen çocukların daha iyi bir nasıl
eğitim verilir araştırması yapıyordum.... Son 3 yıldır disleksiyi biliyorum, benim de dislektik
bir birey olduğumu düşünerek Türkiye'deki disleksi çocuklara yardım için elimden geleni
yapmaya çalışıyorum. Hiç bir şey yapamasam bile farkındalılık yaratmak benim
misyonum......
11.12.4 Bir Disleksi Masalı:
“Her Şeyi Bilenlerin Ülkesi”
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde beş tarafı denizlerle çevrili çok
güzel bir ülke varmış. Ülke dev bir yüzen ada olduğu için altında da deniz varmış. Okyanusun ortasında
oradan oraya sürüklenip duran bu ülke ne doğulu, ne batılı, ne kuzeyli, ne de güneyli sayılıyormuş.
Dışardan bakanlar gibi bu ülkede yaşayan insanlar da oldum olası fikir birliğine
varamıyorlarmış. Kimisi “biz doğuluyuz” derken, kimisi “hayır, batılıyız” diyormuş. Her kafadan bir ses
çıkıyormuş.
Ancak yüzen ülkenin doğası kadar güzel olan bir özelliği daha varmış. Herkes birer bilginmiş.
Herkes her şeyi kendiliğinden bildiği için kimse kimseye soru sormaya gerek duymazmış. Yüzen ülkede
soru sormak ayıpmış ama “ben bilmiyorum” demek adeta yasakmış. Herkes her şeyi bilirmiş. Bir tek
öğretmenler soru sorabilirmiş. Tabi ki bilmedikleri için değil, sadece çocukları sınamak için.
Bu güzel ülkenin uzak köylerinden birinde yaşayan bir çoban varmış. Eşi ve küçük kızı ile bu
doğulu-batılı tartışmalarından uzakta yoksul ama mutlu bir hayat sürüyormuş.
Ancak o çobanın öyküsünü bilenler gençliğinde yaşadığı büyük utançtan haberdarlarmış. O da
bazen o günü hatırladığında kendisinden nefret eder, utançtan kıpkırmızı kesilir, eşinin ve kızının bile
yüzüne bakamazmış.
Yıllar önce bir gün aylık alış-veriş için şehre inmiş. Şehir meydanındaki heykelin yanından
geçerken elinde fotoğraf makinesi olan bir turist ona heykelin oraya neden konduğunu ve anlamını
81
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
sormuş. Heykeli dikilen kişinin kim olduğunu sorsa hemen cevap verecekmiş. Sanatçısını sorsa
çaktırmadan aşağıdaki yazıya bakıp, söyleyecekmiş. Ne zaman dikildiğini de biliyormuş. Ancak neden
konduğunu ve anlamını sorunca bir süre öylece kalakalmış ve şu sözü ağzından kaçırıvermiş:
— Bilmiyorum.
Bu söz söylendiği anda, tüm şehirde bir sessizlik olmuş. Bu sözün sahibini merak eden
insanlar meydana akın etmiş. Hiç kimse ona bir şey söylememiş ama insanların küçümseyen, acıyan
bakışları zavallı çobana yetmiş.
Zavallı cahil çoban o günden sonra şehre hiç inememiş.
Ancak kızı Âlime çok bilge birisi olsun diye hiçbir fedakârlıktan kaçınmamış. Onu şehirdeki en iyi
yatılı okullardan birine yollamış. Gece gündüz çalışarak onun tüm masraflarını karşılamış.
Fakat Âlime için katlandığı tüm eziyetler boşa gitmiş. Çünkü Âlime okulda hiç başarılı değilmiş.
Sınavlardan hep düşük notlar alıyormuş. Âlime her ne kadar bu duruma çok üzülse de yaz tatilinde
kırık bir karneyle eve dönmek zorunda kalmış.
Babası:
— Kızım üzgünüm ama artık şehirdeki okula gidemeyeceksin. Çünkü okul masraflarını
karşılamakta çok zorlanıyorum. Başarılı bir öğrenci olabilsen, tüm zorluklara katlanırdım ama bence en
doğrusu eğitimine köyde devam etmendir.
Âlime’nin gözleri dolmuş:
— Çok üzgünüm babacığım. Sizlere layık bir evlat olamadım, demiş.
— Hayır, kızım, demiş babası. Sen çok iyi bir evlatsın. Senin bir suçun yok. Tek suçun benim
kızım olman. Sen bana çekmişsin işte. Ne yapabilirsin ki?
— Lütfen kendini suçlama babacığım. Bence de köydeki okula gitmem çok daha iyi olur. O okulu
zaten hiç sevmemiştim. Hem sizleri çok özlüyordum, diyerek babasına sarılmış.
4. sınıfın çok zor derslerle dolu olduğunu duymuş. İlk üç sınıfta başarısız olan Âlime’yi
öncekilerden daha zor bir yıl bekliyormuş. Yaz tatilinde matematik alıştırmaları yapmaya çalışmış ama
başaramadığını görünce umudu kırılmış.
Yüzen ülkenin öğretmenleri hep kitap okumayı öneriyorlarmış. Aslında ülkede herkes herkese
kitap okumayı öneriyormuş. Âlime de çok kitap okumuş. Kitap okumayı zaten çok seviyormuş.
Kitaplardan çok şey öğreniyormuş. Böylelikle her şeyi kendiliğinden öğrenecek, kimseye bir şey
sormasına gerek kalmayacakmış.
Tatil çok çabuk geçmiş. Köy okulu açılmış. Okuldaki ilk günü çok güzel geçmiş. Güler yüzlü Umut
Öğretmen’le tanışmış. Onu çok sevmiş. İlk günden itibaren ders çalışmaya başlamış.
Yüzen ülkede ders çalışmak demek, ezberlemek demekmiş. Başarılı bir öğrenci olmak için ders
kitaplarını ezberlemek gerekiyormuş. Kitapların ilk sayfalarından itibaren ezberlemeye başlamış.
Ancak bir türlü olmuyormuş. Evet, aynı satırları yüzlerce kez okuduktan sonra ezberlemeyi
başarıyormuş ama birkaç saat geçmeden çoğunu unutuyormuş. Hele hele çarpım tablosuyla arası hiç
mi hiç iyi değilmiş.
İkinci gün sabah uyandığında okula gitmek istememiş.
82
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
“Hastayım” diyerek bahane bulmuş ama annesi onu çok iyi tanıdığı için bahanesine
kanmamış. Çantasını, beslenme çantasını hazırlayarak kızını kapının önüne koymuş.
Köyün bir tarafı babasının koyunlarını otlattığı, yemyeşil kocaman bir ovaymış. Bir tarafı ise
uçsuz bucaksız gibi görünen bir ormanmış. Ormanın bittiği yerde sırlar vadisi varmış. Belki de yokmuş.
Çünkü Sırlar Vadisi’nin varlığını herkes kabul ediyormuş. Hiç kimse oraya gittiğini itiraf etmiyormuş.
Ama herkes yüzen ülkede yaşayan insanların çoğunun da oraya mutlaka gidip geldiğini biliyormuş.
Âlime’nin ayakları onu ormana doğru götürmüş. “Evet, orman tehlikeli ama okuldan daha
kötü olamaz” diye düşünmüş. Ormanda biraz zaman geçirip, akşama doğru evine dönmeye karar
vermiş.
Ormanda ilerlerken bir süre sonra takip edildiğini fark etmiş. Durduğunda arkasında kendini
takip eden ot, yaprak hışırtıları da kesilmiş. Yürümeye başladığında yeniden aynı sesleri duymuş.
Aniden arkasına dönüp bakınca bir koyunla göz göze gelmiş.
Koyun hemen açıklamaya girişmiş:
— Ben babanın koyunlarından biriyim. Başım önümde otlanırken kaybolmuşum. Ormanın
girişinde seni gördüm. Biz koyunlar daima birilerini takip ederiz. O nereye giderse peşinden gideriz.
Kusuruma bakma. Kötü bir niyetim yoktu.
Âlime de ona kendi durumunu anlatmış. Koyun buna çok üzülmüş. Az önce yalan söylediğini
itiraf etmiş:
— Aslında ben kaybolmadım. Bilerek sürümden ayrıldım, demiş. Sen nasıl diğer insanlar gibi
ezberleyemiyorsan ben de arkadaşlarımdan farklıyım. Sürüye ayak uyduramıyorum. Sürü belli bir
yönde ilerlerken sağda solda ilginç bir şeyler görünce dayanamıyor, gidip inceliyorum. Ortalarda
görünmediğimi fark eden çobanımı ve sürümü çok endişelendiriyorum. Buna çok üzülüyorum ama ne
yapayım. Ben böyleyim. Seni izlememin sebebi de sadece meraktı. Bu kız okula gideceğine neden
ormana doğru gidiyor, diye merak ederek peşine takıldım.
Kendisine bir arkadaş edinen Âlime çok mutlu olmuş. Beraberce yola devam etmişler.
Bu sırada çoban, sürüsüyle okulun yakınlarından geçiyormuş. Koyunlarından birinin
kaybolduğunu fark etmiş. Ama hiç şaşırmamış.
Merak edip okulun bahçe duvarından teneffüs yapan çocuklara bakmış. Alime’yi göremeyince
öğrencilere sormuş. Okula gelmediğini öğrenmiş. Koyunları köylü bir arkadaşına emanet edip, telaşla
eve koşmuş. Evde olmadığını da öğrenince kızını aramaya koyulmuş. Köyde ve köyün etrafında her
yere bakmış, karşılaştığı herkese sormuş. Yaşlı bir nine küçük bir kızın ormana girdiğini gördüğünü
söylemiş. Bunun üzerine çoban hiç düşünmeden ormana dalmış.
Âlime ile koyun geri dönmeye çalışmış ancak başaramamışlar. Kaybolduklarını anlamışlar. Yine
de rasgele herhangi bir yönde ilerlemeye devam etmişler.
Karşılarına bir ceylan sürüsü çıkmış. Ama onlara köyün yolunu soramadan hepsi birden
korkuyla kaçışmış. Bir süre sonra uzakta tek başına onlara bakan küçük bir ceylan görmüşler. Bu ceylan
onlardan kaçmamış. Tersine onlara doğru yaklaşmaya başlamış.
Âlime sormuş:
83
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
— Sen neden diğer ceylanlar gibi bizden korkup kaçmadın?
— Küçük bir kız ve yanındaki koyundan neden korkayım ki?
— Ama öteki ceylanlar bizden korktu, demiş koyun.
— Ben onlar gibi değilim. Aslında korkmalıyım. Biliyorum; neyin, ne zaman zarar verebileceği
hiç belli olmaz. Kendimi tehlikeye attığımın farkındayım. Ama elimde değil. Korkamıyorum. Bu yüzden
arkadaşlarımı da tehlikeye sokuyorum. Onlara zarar gelmesin diye sürümden uzak duruyorum.
Gülmeyi de çok seviyorum. Şakalar yapıyorum ama arkadaşlarımdan hiç biri bana gülmüyor. En iyisi
onlardan uzak durmam.
Âlime:
— Anlaşılan sen de bizim gibisin. Bize katılmak ister misin? Demiş.
— Çok isterim, demiş küçük ceylan.
Bir süre daha birlikte köyün yolunu aramışlar. Güneş batmak üzereyken Âlime ağlamaya
başlamış.
Arkadaşları:
— Neden ağlıyorsun? Diye sormuşlar. Korkma biz yanındayız, diye onu sakinleştirmeye
çalışmışlar.
— Korktuğum için değil, üzüntümden ağlıyorum. Annemle babam eve dönmediğimi görünce
çok üzülmüşlerdir. Hiçbir zaman onlara layık bir evlat olamadım, demiş.
— Merak etme, demiş ceylan. Köyünün yolunu er geç bulacağız.
Geç saatlere kadar ormanda dolanıp durmuşlar. Ancak köyün yolunu bulamadıkları gibi
yorgunluktan bitkin düşmüşler. Küçük bir derenin yanına geldiklerinde susuzluklarını gidermişler.
Âlime beslenme çantasındaki yiyecekleri çıkarmış. Peynirli sandviçini arkadaşlarıyla paylaşmak istemiş
ama kabul etmemişler. Zaten habire otlandıkları için karınları tokmuş.
Bu sırada zavallı çoban da ormanda yolunu kaybetmiş. Üzüntüden ve yorgunluktan bitkin bir
halde bir ağacın dibine kıvrılarak uyuyakalmış.
Üşümeye başlayan Âlime, bir ağacın gövdesine yaslanarak oturmuş. Hemen yanına çöken
koyuna sarılmış. Babasını düşününce yine gözleri yaşlarla dolmuş. Koyun:
— Şimdiye kadar yüzlerce kez kayboldum. Çoban beni hep buldu. Bekle bak bizi mutlaka
bulacak, demiş.
Ceylan:
— Bence geceyi burada geçirelim. Sabah ola hayrola, demiş.
Bulutsuz, bol yıldızlı çok güzel bir yaz gecesiymiş. Ay her zamankinden daha büyük görünüyor,
ışıl ışıl parlıyormuş. Birbirlerine sarılarak gözlerini yummuş, uyumaya çalışmışlar. Âlime gözleri kapalı
halde, sayıklar gibi:
— Bir koyun, bir koyun, bir koyun… derken arkadaşları gözlerini açmışlar.
Koyun:
— Ne oluyor, ne diyorsun? Diye merakla sormuş.
84
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Âlime gülümsemiş:
— Ben uyuyamadığımda gözlerimi kapatıp koyun sayarım, demiş. Hayalimdeki çitten koyunlar
atlasın istiyorum. Ama olmuyor. Tek bir koyun sürekli çitin bir o tarafına bir bu tarafına atlayıp duruyor.
— Yoksa o koyun ben miyim? Demiş koyun ve hep birlikte gülüşmüşler.
Bu sırada ağacın tepesinden gelen bir gürültü duyulmuş. Yukarı baktıklarında iki kocaman
gözün onlara baktığını görmüşler. Hemen ayağa kalkarak ağaçtan uzaklaşmışlar. Kocaman gözlerden
cesur ceylan bile ürkmüş.
Bu bir baykuşmuş. Üç arkadaşa bakıyormuş.
— Bu ağaç galiba sizin yuvanız. Gürültü yapıp sizi rahatsız ettiysek özür dileriz, demiş Âlime.
Baykuş her biri Âlime’nin boyunun iki katından bile uzun olan kanatlarını sırasıyla açarak
esnemiş:
— Gece aydın! Demiş. Ne kadar güzel bir gece.
Dev baykuş, üç arkadaşın ürkmüş halini görünce:
— Özür dilemenize gerek yok, ben zaten geceler uyumam. Aslında uyanmak için geç bile
kalmışım, demiş. İri gözlerini ovuşturarak:
— Sizin ne işiniz var burada? Ormanda kayboldunuz herhalde, demiş.
— Evet, demiş Âlime. Benle koyun köyümüzün yolunu arıyorduk. Ceylan da bize eşlik ediyordu,
diyerek başlarından geçenleri kısaca özetlemiş. Baykuş:
— Siz yoksa Bilge Çoban’ın köyünden misiniz?
— Ben hiç Bilge Çoban diye birini duymadım.
— Duymamış olmana şaşırdım. Çünkü sen de bilge bir çocuğa benziyorsun, diyerek devam
etmiş:
— Bilge Çoban yıllar önce şehir meydanında “bilmiyorum” diyebilen adamdır, deyince Âlime
neredeyse küçük dilini yutacakmış.
— O benim babam, demiş.
— O benim çobanım, diye eklemiş koyun.
Ceylan dayanamamış, haylaz bir ifadeyle:
— O benim arkadaşlarımın birinin babası, birinin de çobanı, demiş.
Ceylanın şakasına hep birlikte gülümsemişler. Baykuşun gülüşü kısa sürmüş, son derece ciddi
bir ses tonuyla:
— Ciddisiniz değil mi çocuklar? Şaka yapmıyorsunuzdur umarım. Çünkü Bilge Çoban benim gibi
öğrenmeye meraklı kişiler için çok önemli biridir.
— Evet, demişler hep bir ağızdan.
Yaşlı baykuş, heyecanla Bilge Çoban’a ne kadar hayran olduğunu anlatmaya başlamış. Söz
dönüp dolaşıp, köylerine gelmiş. Köye bu yıl gelen Umut Öğretmen’i tanıdığını söylemiş. Âlime, onu
nerden tanıdığını sorunca:
85
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
— Benim gizli bir görevim var, demiş. Sırlar Vadisi’ne okunmadan atılan kitapları gerçek
kitapseverlere ulaştırmaya çalışırım. Umut Öğretmen de bir kitapseverdir.
Âlime duyduklarına çok şaşırmış:
— “Gerçek kitapseverler” diyorsun. İyi ama ülkemizde kitabı sevmeyen yok ki… Sırlar Vadisi
kitapların gizlice atıldığı bir yer mi?
Baykuş gülümsemiş:
— Bu ülkenin en büyük sırrı Sırlar Vadisi’nde. Ülkemizin en büyük sırrı; kitap okumamak ama
kitapları çok sevdiğini söylemektir. Böylelikle herkes hem kendini hem de başkalarını kandırmaya
çalışır, demiş.
— Neden?
— Çünkü kitap okumayı bilmiyorlar. Kitapları kelimesi kelimesine ezberlemeye çalışıyorlar.
Ezberleyemeyince de okumaktan sıkılıyorlar.
— Aynı benim gibi mi yani? Ben de çok okuyorum ama ezberleyemiyorum. Derslerimde hep
başarısız oluyorum. Ama yine de ben kitap okumaktan hiç sıkılmıyorum.
— Sen de gerçek bir kitapseversin de ondan. Yüzen Ülke insanları bilginin ezberlenen bir şey
olduğunu zannediyorlar. Ezberi kuvvetli olanlara hayranlıkla bakıyorlar. Oysa gerçek öyle değil. Bilgi,
insanın beyninde ürettiği bir şeydir. Kitaplar da beynimizin gıdasıdır.
— Nasıl yani? Anlayamadım, demiş. Sonra da utanarak:
— Özür dilerim, size yine soru sordum. Ben biraz geç anlarım da.
— Önemli değil, demiş baykuş. İnsan sorular sormadan öğrenemez ki. Bilmemek ayıp değil,
merak etmemek ayıptır. Üstelik herkes her şeyi aynı anda öğrenmek zorunda değil ki. Her insan farklı
şekillerde öğrenir.
— Teşekkür ederim efendim. Çok iyisiniz, demiş Âlime.
— Yemek yedikten sonra vücudun besinleri hazmeder. O besinler kanına karışır, senin bir
parçan olur değil mi?
— Evet
— İşte kitaplar da öyledir. Kitapları okurken ezberlemeye değil, anlayabildiğimiz kadar
anlamaya, kafamızda canlandırmaya çalışmalıyız. Böylelikle edindiğimiz yeni bilgiler eski bilgilerimizle
kaynaşır. Biz de yepyeni bilgiler üretiriz. Kendimize ve başka insanlara sorular sorup aldığımız
cevaplarla hep yeni şeyler öğreniriz. Öğrenmek doğumdan ölüme kadar sürer.
— Çok şaşırdım, sayenizde o kadar yeni şey öğrendim ki, demiş Âlime.
— Öğrendiğin her yeni şeyden sonra oturup biraz düşünmelisin. Eski bilgilerinle yeni bilgilerini
karşılaştırmalı, yepyeni düşünceler oluşturmalısın. Gerçek bilgi budur. Hadi bakalım sen şu köşeye otur
bu bilgileri hazmet. Ben biraz da arkadaşlarınla ilgileneyim, demiş. Ceylana dönerek:
— Arkadaşlarından uzak durmamalısın. Eminim onlar seni çok seviyorlar ve yanlarında olmanı
istiyorlardır. Seni anlayamıyorlar sadece. Sürü alışkanlıklarını değiştirmek kolay değildir. Onlara zaman
vermelisin. Sabırlı ve anlayışlı olmalısın. Bence onlar senden daha sabırlılar. Belki sen de biraz
değişmelisin. Ne dersin?
86
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Ceylan, onu onaylayarak, başını sallamış. Baykuş, koyuna dönmüş:
— Sen de tanıdığım en akıllı koyunsun. İyi ki seninle tanıştım. Öğrendiğin yeni şeyleri sürüyle
paylaşmalısın. Mümkün olduğunca onları üzmemeye çalışmalısın. Onlara karşı sabırlı ve hoşgörülü
olmalısın. Sabredersen az da olsa bir değişiklik göreceksin. Hiçbir topluluk bir anda değişmez.
Âlime’ye dönerek:
— Benimle küçük bir gezintiye çıkar mısın? Demiş.
Bilmem ki, diyerek omuz silkmiş. Ama yine de önünde eğilen dev baykuşu kıramamış, sırtına
çıkmış. Baykuş bir iki kanat çırpma egzersizinden sonra:
— Hazır mısın? Diye sormuş. Âlime’den “evet” cevabını alınca kanat çırpmaya başlamış.
Yükseldikçe yükselmiş.
Dünya, gökyüzünden bakınca çok farklı görünüyormuş. Ülkenin tamamı görüldüğü gibi
denizlerin ötesindeki başka ülkeler de görünüyormuş. Ufuk çizgisinin yuvarlaklığını görünce dünyanın
gerçekten de yuvarlak olduğunu anlamış.
— Dünya ne kadar da büyükmüş Bay Baykuş. Keşke benim gördüğümü ülkemin tüm insanları
da görebilse, demiş.
— Onlar da mutlaka bir gün görecekler, demiş baykuş. O sırada Sırlar Vadisi’nin üstünden
uçuyorlarmış.
— Aşağıya baksana. Sırlar Vadisi burası, demiş baykuş.
Orası sanki bir vadi değil de kitaplardan oluşan bir denizmiş. Aşağıda karınca gibi görünen bazı
insanlar birbirlerine görünmemeye çalışarak vadiye birkaç kitap daha atıp suçlular gibi kaçmışlar.
— Bu vadi her geçen gün biraz daha büyürken, maalesef ormanımız küçülüyor. Kitaplar
kâğıttan, kâğıtlar ise ağaçtan yapılır, demiş.
Baykuş havada birkaç daire çizerek alçalmış. Sonra da kitap denizinin tam ortasına konmuş.
Umut Öğretmen’in sipariş ettiği birkaç kitap varmış. Onları bulmaya çalışmış. Âlime de ona yardım
etmiş. Bu sırada Umut Öğretmen hakkında konuşmuşlar. Âlime onun güler yüzlü biri olduğunu
söyleyince, baykuş:
— Gerçekten okuyan insanlar güler yüzlü, hoşgörülü ve sabırlı olurlar. Şiddeti sevmez, kavga
etmez, kimseyle alay etmezler. Bilgi bakımından çok yukarılarda olmalarına rağmen kimseye tepeden
bakmazlar. İnsanları küçümsemezler. Umut Öğretmen de öyle biri, hem de tam bir disleksi dostudur,
demiş.
— Disleksi nedir?
— Disleksi bir öğrenme güçlüğüdür. Anlattıklarına bakılırsa. Hele hele Umut Öğretmen gibi
başarısız öğrencileri aşağılamayan, onlar için özel teknikler uygulayan bir öğretmenin muhtemelen sen
de bir dislektiksin. Bunun için üzülmene hiç gerek yok. Dislektik olup da hayatın bir çok alanında çok
önemli ürünler ortaya koyan birçok insan var. Sen de çok başarılı biri olacaksın varsa başarısız olman
imkânsız.
Aradıkları kitapları bulduktan sonra tekrar havalanmışlar. Baykuş gece çok iyi gören gözleriyle
uzakta bir ağacın altında uyuyan çobanı fark etmiş. Hemen oraya doğru uçup, yanına konuvermiş.
87
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
Gürültüye uyanıp gözlerini ovuşturan çobanın önünde saygıyla eğilirken, Âlime de bir çırpıda inip
babasına sarılmış.
Bilge Çoban:
— Rüya mı görüyorum yoksa? Diyerek bir kızına bir de yaşlı baykuşa bakıp duruyormuş.
— Hayır babacığım. Rüya görmüyorsun, diyerek başından geçenleri ona anlatmaya koyulmuş.
Baykuş da ona saygısını sunmayı ihmal etmemiş.
Sonra ikisini birlikte sırtına bindirip koyunla ceylanın yanına getirmiş. Meğer ikisi de Âlime’yi
merak ettikleri için zaten uyuyamamışlar. Hemen ayağa kalkmışlar. Âlime büyük bir mutlulukla
arkadaşlarına sarılmış.
Baykuş:
— Sabah olmak üzere. Benim bu kitapları yerine ulaştırmam gerekiyor. Sizi hemen köyünüze
götürmemi ister misiniz?
— Hayır, teşekkür ederiz Bay Baykuş, demiş Bilge Çoban. Sizi işinizden alıkoymayalım.
— Fakat efendim, yolunuzu bulabilecek misiniz?
— Elbette, demiş Bilge Çoban. Bu küçük dere kesinlikle ırmakla birleşiyordur. Irmağa kadar
takip edersek gerisi kolay. Irmağın tersi yönünde ilerleyerek kolaylıkla köyümüzü bulabiliriz. Hem
güneş de doğmak üzere. Irmağı takip etmesek bile sürekli kuzeydoğuya doğru giderek köyümüze
ulaşabiliriz.
— Çok haklısınız efendim, demiş. Alime’ye dönerek:
— İşte gerçek bilgi budur. Bilge Çoban bilgilerini birleştirerek yeni bir bilgiye ulaştı ve köyün
yolunu rahatlıkla buldu.
Koyunla ceylana dönerek:
— Hoşçakalın arkadaşlar. Lütfen dediklerimi unutmayın, dedi. Tam havalanacakken Bilge Çoban
ona:
— Biraz durun lütfen Bay Baykuş. Size bir şey sormak istiyorum. Bana neden “Bilge” dediğinizi
halen anlayamadım. Lütfen açıklayabilir misiniz?
— Tabi ki efendim. Öğrenmenin sonu yoktur. Bildikleri artan kişinin bilmedikleri de artar. Bilge
insan, her şeyi bilmenin mümkün olamayacağını bilen insandır. Dolayısıyla “bilmiyorum” sözünü daha
çok kullanır. Yüzen ülkede “bilmiyorum” diyebilen ilk kişi sizsiniz efendim. Yüzen ülkede ilkyardımı
bilmediği halde kazalarda yaralılara müdahale eden insanların sayısı çok. Bu yüzden her yıl yüzlerce
insan ölüyor. İnsanlar doktormuş gibi birbirlerine ilaçlar, otlar tavsiye ediyor. Herkes hemen her
konuda ahkâm kesiyor. Herkes her şeyi bil(diğini zanned)iyor. Güzel ülkemizin mutluluğu için sizin gibi
bilmediğini bilen insanlara ihtiyaç var.
Baykuşun bu sözleri üzerine babasıyla (zaten) gurur duyan Âlime, Bilge Çoban’a sımsıkı sarılmış.
Bu arada baykuş:
— Hoşçakalın efendim. Size bundan sonra sık sık uğrayıp kitap siparişlerinizi alacağım. Meraklı
koyun, cesur ceylan ve bilge kız sizler de kendinize çok iyi bakın. Görüşmek üzere! Diyerek kanatlarını
88
Modül 11 – İyi Uygulama – Türk Örnekleri ___________________________________________DYSLANG
çırparak yükselmeye başlamış. Pençesinde taşıdığı içi kitap dolu fileyle birlikte kısa bir süre sonra
gözden kaybolmuş.
Güneş doğmak üzere olduğu için doğuyu kestirebilen Bilge Çoban yönünü kolayca bulmuş.
— Şu taraftan gitmeliyiz çocuklar, demiş. Bir süre sonra uzaktan onları merak ve kaygıyla
izleyen ceylan sürüsünü görmüşler. Cesur ceylan onlara veda ederek gidip sürüsüne katılmış.
Köye sabaha doğru varabilmişler. Gece boyunca gözüne uyku girmeyen Âlime’nin annesi köyün
girişinde merakla onları bekliyormuş. Kızını ve eşini görünce sevinçten bir çığlık atmış.
Koyun onlardan önce koşarak annenin kucağına atlamış. Şaşkın anne, koyunu yavaşça bir
kenara bırakırken Âlime ile babası kahkahalar atarak ona yaklaşmışlar. Anne eşine ve çocuğuna
sarılırken bir yandan da koyuna:
— Seni hınzır seni! Diyormuş.
Alime:
— Sanırım şakacılık bulaşıcı bir hastalıkmış. Bize bu hastalığı Ceylan bulaştırdı, demiş.
O günden sonra Âlime onları hiç üzmemiş. Sadece kitaplardan değil, ömürlerinin sonuna
kadar herkesten ve her şeyden yeni şeyler öğrenmeye devam etmişler. Soru sormaktan hiç
utanmamışlar. Öğrendikçe de mutlulukları artmış. Çünkü anlamışlar ki, mutluluk her zaman yeni
şeyler öğrenmekmiş. Ve öğrenmek sadece “bilmiyorum” diyebilenlerin hak edebileceği bir
mutlulukmuş.
Kurtuluş İLİKÇİ
89

Benzer belgeler

Ortaklık İçerisinde - Kocaeli Disleksi Derneği

Ortaklık İçerisinde - Kocaeli Disleksi Derneği kurum veya merkez biliyorduk. Aklımıza gelen herkese bilgi gönderdik (ilgilenirse, belki ilgilenir, ya da ilgilensin diye) ve 'kar topu' etkisiyle yaygınlaştı. Şimdi Türkiye'nin 6 şehrindeki merkez...

Detaylı